t.c. - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/tezler/ts03020.pdf · tez savunma sinav tutanaĞi ... ihtiyaca...

111
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI BURDUR İLİ GÖLHİSAR İLÇESİNDE SERACILIK SEKTÖRÜ DİNAMİKLERİ VE ÜRETİCİ PERSPEKTİFİNDEN KIRSAL KALKINMA BOYUTU Nur ÖREN GÜLTEKİN 1530202535 YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Murat Ali DULUPÇU ISPARTA-2018

Upload: others

Post on 25-Jan-2021

14 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • T.C.

    SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

    SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

    İKTİSAT ANABİLİM DALI

    BURDUR İLİ GÖLHİSAR İLÇESİNDE SERACILIK SEKTÖRÜ

    DİNAMİKLERİ VE ÜRETİCİ PERSPEKTİFİNDEN KIRSAL

    KALKINMA BOYUTU

    Nur ÖREN GÜLTEKİN

    1530202535

    YÜKSEK LİSANS TEZİ

    DANIŞMAN

    Prof. Dr. Murat Ali DULUPÇU

    ISPARTA-2018

  • iii

    (ÖREN GÜLTEKİN, Nur, Burdur İli Gölhisar İlçesinde Seracılık Sektörü

    Dinamikleri ve Üretici Perspektifinden Kırsal Kalkınma Boyutu, Yüksek Lisans Tezi,

    Isparta, 2018)

    ÖZET

    Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kalkınma politikalarında tarım öncü sektör

    olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu politikalarda hedeflenen amaç, üretimin, kişi başına

    düşen milli gelirin ve ekonominin artırılması aynı zamanda da sosyo-kültürel yapının

    geliştirilmesidir. Bu amaçla ülkelerin tarımsal faaliyetlerin temel gelir kaynağı olduğu

    kırsal alanlarda, üretimi desteklemesi ve üreticilerin sorunlarına çözüm bulması

    gerekmektedir. Kırsal kalkınma yerel ve potansiyel kaynakların değerlendirilmesini,

    doğal ve kültürel varlıkların korunmasını, kırsal toplumun yaşam koşullarının

    sürdürülebilir kılınmasını amaçlamaktadır.

    Kırsal kalkınmada hayati bir yere sahip tarım sektöründe, tarımsal üretim ve verim

    artışındaki en önemli faktörlerden biri tarım işleme metotlarıdır. Tarım işleme metotları

    toprak verimliliğini arttırmak ve üretim düzeyini maksimum noktaya çıkarmak için

    geliştirilmiş faaliyetlerdir. Bu metotlar, genel anlamda geleneksel tarım işleme metotları

    ve modern tarım işleme metotları şeklinde ayrılmakta ve farklı yetiştiricilik sistemlerinde

    kullanılmaktadır. Bu sistemlerden biri olan örtü altı yetiştiriciliği, son yıllarda ülkemizde

    hızla gelişim göstermiştir. Ülkemizin coğrafi yapısı ve iklim koşulları sektör için oldukça

    elverişlidir. Dolayısıyla sektörün gelişiminin tarımsal üretim artışına, bu yolla da kırsal

    kalkınma ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

    Buradan hareketle gerçekleştirilen çalışmanın temel amacı; Burdur’un Gölhisar

    ilçesindeki sera işletmecilerinin demografik yapısını, seraların yapısal özelliklerini,

    üreticilerin yetiştiricilik ile ilgili bilgilerini, üretim alanını ve üretim miktarını aynı

    zamanda sektörde yaşanılan sorunları ve bu sorunların çözümlerini belirlemektir. Bu

    kapsamda Gölhisar ilçesinde bulunan seralar örnek alınarak mevcut üretim durumu

    incelenmiştir. Yapılandırılmış mülakat tekniğinden yararlanılarak elde edilen

    sonuçlardan hareketle konuya ilişkin önerilerde bulunulmuştur.

    Anahtar Kelimeler: Kırsal Kalkınma, Tarım, Seracılık, Gölhisar

  • iv

    (ÖREN GÜLTEKİN, Nur, Greenhouse Sector Dynamics in Gölhisar District in

    Burdur Province and Rural Development Dimensions Through the Perspective of the

    Producer, Isparta, 2018)

    ABSTRACT

    Agriculture emerges as a leading sector in the development policies of developed

    and developing countries. The aim of these policies is to change the economic and socio-

    cultural structure, with only the increase of production and national income per capita.

    For this purpose, in rural areas where agricultural activities are the main source of income,

    it is necessary to support production and find solutions to the problems of producers.

    Rural development aims at the assessment of local and potential resources, the

    preservation of natural and cultural assets, the sustainability of the living conditions in

    the rural community.

    One of the most important factors in the increase of agricultural production and

    productivity in the agricultural sector which has a vital place in rural development is

    agricultural processing methods. Agricultural processing methods are developed to

    increase soil fertility and maximize production level. These methods are generally divided

    into traditional agricultural processing methods and modern agricultural processing

    methods and used in different aquaculture systems. One of these systems, underwater

    cultivation, has rapidly developed in our country in recent years. The geographical

    structure and climatic conditions of our country are very suitable for the sector. Therefore,

    it is thought that the development of the sector will contribute to the increase of

    agricultural production and thus the rural development and the country's economy.

    The main objective of this study is to determine the demographic structure of the

    greenhouse operators in Burdur's Gölhisar district, the structural features of the

    greenhouses, the producers' knowledge about the agriculture, the production area and the

    production amount at the same time the problems experienced in the sector and the

    solutions of these problems. In this context, the current production of the greenhouses in

    Golhisar district taken by as a sample. Based on the results obtained by using the

    structured interview technique, some suggestions were made about the topic.

    Key Words: Rural Development, Agriculture, Greenhouse, Gölhisar

  • v

    İÇİNDEKİLER

    TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI ....................................................................... i

    YEMİN METNİ .......................................................................................................... ii

    ÖZET.......................................................................................................................... iii

    ABSTRACT ............................................................................................................... iv

    İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... v

    KISALTMALAR ...................................................................................................... vii

    TABLO LİSTESİ ..................................................................................................... viii

    ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................. ix

    GİRİŞ .......................................................................................................................... 1

    BİRİNCİ BÖLÜM

    KIRSAL KALKINMA VE TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA SÜRECİ

    1.1. KIRSAL ALAN VE KIRSAL KALKINMA ................................................ 3

    1.1.1. Kırsal Alan .............................................................................................. 3

    1.1.2. Kırsal Kalkınma ....................................................................................... 6

    1.2. TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA SÜRECİ ....................................... 10

    1.2.1. Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Kırsal Kalkınma Politikaları (1920-1959) . 11

    1.2.2. Planlı Kalkınma Dönemi (1960 ve sonrası) ............................................ 13

    1.2.2.1. I. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967) ....................................... 13

    1.2.2.2. II. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972) ..................................... 14

    1.2.2.3. III. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977) .................................... 15

    1.2.2.4. IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983) .................................... 15

    1.2.2.5. V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989) ..................................... 17

    1.2.2.6. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994) .................................... 18

    1.2.2.7. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000) ................................... 19

    1.2.2.8. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005) ................................. 20

    1.2.2.9. IX. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013) .................................... 21

    1.2.2.10. X. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018) ................................... 22

    1.3. KIRSAL KALKINMANIN ARTAN ÖNEMİ ............................................ 24

    İKİNCİ BÖLÜM

    KIRSAL KALKINMA VE SERACILIK

    2.1. KIRSAL KALKINMA VE TARIM ........................................................... 29

    2.2. KIRSAL KALKINMADA GELENEKSEL VE MODERN TARIM

    İŞLEME METODLARI VE YETİŞTİRİCİLİK SİSTEMLERİ .............. 33

    2.2.1. Geleneksel ve Modern Tarım İşleme Metotları....................................... 34

    2.2.1.1. Ekstansif Tarım (İlkel Tarım – Kaba Tarım – Yaygın Tarım)

    Metodu .......................................................................................... 35

  • vi

    2.2.2.2. İntansif Tarım (Modern Tarım – Sera Tarım- İnce Tarım – Yoğun

    Tarım) Metodu ............................................................................... 36

    2.2.2. Yetiştiricilik Sistemleri .......................................................................... 38

    2.2.2.1. Açıkta Yetiştiricilik Sistemleri ................................................. 38

    2.2.2.2. Örtü Altı Yetiştiricilik Sistemleri .................................................... 39

    2.2.2.3. Alternatif Yetiştiricilik Sistemleri ................................................... 40

    2.2.2.3.1. Topraksız Yetiştiricilik ......................................................... 40

    2.2.2.3.2. Organik Yetiştiricilik ............................................................ 41

    2.2.2.3.3. İyi Tarım Uygulamaları ........................................................ 41

    2.3. ÖRTÜ ALTI SİSTEMLERİ ....................................................................... 42

    2.3.1. Toprak Yüzeyini Örten Örtü Sistemleri .................................................. 42

    2.3.2. Bitki Üzerini Örten Örtü Sistemleri ........................................................ 43

    2.3.2.1. Sera Tipleri ve Sera Tiplerine Etki Eden Faktörler .......................... 44

    2.4. DÜNYADA VE TÜRKİYE’ DE SERACILIĞA GENEL BİR BAKIŞ ..... 50

    2.4.1. Dünyada ve Türkiye’de Seracılığın Gelişimi .......................................... 51

    2.4.2. Türkiye’de Seracılıkta Karşılaşılan Temel Sorunlar ve İhtiyaçlar ........... 56

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

    BURDUR İLİ GÖLHİSAR İLÇESİNDE SERACILIĞIN ÜRETİCİ

    PERSPEKTİFİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

    3.1. GÖLHİSAR İLÇESİNİN SOSYO-EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ .............. 59

    3.2. SERACILIĞIN GÖLHİSARDA MEVCUT DURUMU VE

    DİNAMİKLERİ .......................................................................................... 65

    3.3. ÜRETİCİLERLE YAPILAN DEĞERLENDİRMEDE AMAÇ VE

    YÖNTEM .................................................................................................... 70

    3.4. ÜRETİCİLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ ................................. 71

    3.5. ÜRETİCİ GÖZÜYLE SERACILIĞIN KIRSAL KALKINMA

    BOYUTU ..................................................................................................... 73

    3.5.1. Üretim ve Teknoloji ............................................................................... 75

    3.5.2. Ürün Pazarlama ..................................................................................... 80

    3.5.3. Üreticilerin Devletten Beklentileri ......................................................... 81

    3.5.4. Üreticilerin Gelir Durumu ve Geleceğe İlişkin Beklentileri .................... 83

    SONUÇ VE ÖNERİLER .......................................................................................... 87

    KAYNAKÇA ............................................................................................................. 90

    EK .............................................................................................................................. 95

    ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 101

  • vii

    KISALTMALAR

    AB : Avrupa Birliği

    BAKA : Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı

    BM : Birleşmiş Milletler

    FAO : Gıda ve Tarım Örgütü

    GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

    GSYİH : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla

    IPARD : Katılım Öncesi Yardım Aracı’nın Kırsal Kalkınma Bileşeni

    KDV : Katma Değer Vergisi

    MÖ : Milattan Önce

    MS : Milattan Sonra

    OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü

    OTP : Ortak Tarım Politikası

    OVP : Orta Vadeli Programlar

    SEGE : Sosyo- Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması

    SPSS : Sosyal Bilimler İçin İstatistik Programı

    TARSİM : Tarım Sigortaları Havuzu

    TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

  • viii

    TABLO LİSTESİ

    Tablo 1.1. Yıllara Göre Karşılaştırmalı Türkiye’de Şehir ve Köy Nüfusu Oranları ........ 5

    Tablo 1.2. Dünya Genelinde Yaşam ve Sağlıkla İlgili Bazı Göstergeler (000.000) ...... 25

    Tablo 2.1. Yıllar İtibariye Türkiye'deki Örtü Altı Üretim Alanları ............................... 53

    Tablo 2.2. Niteliklerine Göre Örtü Altı Ekilen Tarım Alanları, 1995-2016 .................. 54

    Tablo 2.3. 2016 Yılı Bölgelere Göre Örtü Altı Ekim Alanları ...................................... 55

    Tablo 3.1. Burdur İli Gölhisar İlçesi Sosyo-Ekonomik Göstergeler ............................. 62

    Tablo 3.2. Gölhisar İlçesinin Yıllara Göre Nüfus Dağılımı .......................................... 64

    Tablo 3.3. Gölhisar İlçesinin Yıllara Göre Okuma Yazma Durumu (6 yaş ve üstü) ..... 64

    Tablo 3.4. Gölhisar İlçesindeki Nüfusun Eğitim Düzeyinin Yıllara Göre Dağılımı

    (15 yaş ve üstü) ......................................................................................... 65

    Tablo 3.5. Gölhisar İlçesi Tarım Alanı (Dekar) ........................................................... 66

    Tablo 3.6. Gölhisar İlçesi Örtüaltı Tarım Alanı (Dekar) .............................................. 67

    Tablo 3.7. Gölhisar İlçesi Örtüaltı Sebze Ekim Alanı (Dekar) ..................................... 68

    Tablo 3.8. Gölhisar İlçesi Örtüaltı Üretim Miktarı (Ton) ............................................. 68

    Tablo 3.9. Üreticilerin Cinsiyet Dağılımları ................................................................ 72

    Tablo 3.10. Üreticilerin Yaş Dağılımları ..................................................................... 72

    Tablo 3.11. Üreticilerin Eğitim Düzeyleri ................................................................... 72

    Tablo 3.12. Üretim Metodu ......................................................................................... 75

    Tablo 3.13. Toprak Durumu ........................................................................................ 75

    Tablo 3.14. Sera Örtüsü, İskelet Yapısı ve Sera Kurulumu İle İlgili Bilgiler ................ 76

    Tablo 3.15. Sera Havalandırması ve Sera Isıtması İle İlgili Bilgiler ............................. 77

    Tablo 3.16. Seralarda Kullanılan Sulama Şekilleri ve Kimyasal Gübreleme

    Uygulaması .............................................................................................. 77

    Tablo 3.17. Sera Üreticilerinin Üretim Dönem Bilgisi ve Fide-Tohum Temini Bilgisi . 78

    Tablo 3.18. Modern Tarım Uygulamalarına Ait Bilgi Dağılımı ................................... 79

    Tablo 3.19. Seracıların Kredi Kullanım Bilgileri ......................................................... 81

    Tablo 3.20. Üreticilerin Aylık Gelir Dağılımları .......................................................... 83

  • ix

    ŞEKİLLER LİSTESİ

    Şekil 1.1. Bir Kırsal Kalkınma Döneminin Belli Başlı Aşamaları

    (FAO/RAPA, 1988). ..................................................................................... 8

    Şekil 2.1. Alçak Tünel Alanlarının 1995-2016 Yılları Arasındaki Dağılımı ................. 43

    Şekil 2.2. Yüksek Tünel Alanlarının 1995-2016 Yılları Arasındaki Dağılımı .............. 44

    Şekil 2.3. Cam Sera Alanlarının 1995-2016 Yılları Arasındaki Dağılımı ..................... 46

    Şekil 2.4. Plastik Sera Alanlarının 1995-2016 Yılları Arasındaki Dağılımı .................. 46

    Şekil 2.5. 2016 Yılı Örtü Altı Alanlarının Dağılımı ..................................................... 47

    Şekil 2.6. Dünya Güneş Enerjisi Haritası..................................................................... 52

    Şekil 3.1. Araştırma Sahasının Konum Haritası ........................................................... 60

    Şekil 3.2. İhtiyaç Duyulan Destek Alanları.................................................................. 80

    Şekil 3.3. Pazarlama Sıklığı ........................................................................................ 81

    Şekil 3.4. İşletmelerin Devletten Beklentileri .............................................................. 82

    Şekil 3.5. Üreticilerin Yıllık Ortalama Satış Tutarı ...................................................... 83

    Şekil 3.6. Girişimcilerin Proje Nedenleri ..................................................................... 84

    Şekil 3.7. İşletmecilerin Proje Hedefleri ...................................................................... 85

    Şekil 3.8. Beş Yıl Öncesine Göre İşletmenin Ekonomik Durumu ................................ 85

    Şekil 3.9. İşletmecilerin Önümüzdeki Beş Yıl İçerisindeki Ekonomik Durumu ........... 86

  • 1

    GİRİŞ

    Kalkınma, sadece ekonomik anlamda bireylerin gelirlerinin artmasından ibaret

    değil, aynı zamanda da sosyal ve kültürel gelişmeler olarak ele alınmaktadır. Bu yönüyle

    gelişmekte olan ülkelerin olduğu kadar, gelişmiş ülkelerin de sosyo-ekonomik

    politikalarının belirlenmesinde temel konuları oluşturmaya devam etmektedir. Dünya

    kaynakları sınırlı, insan ihtiyaçları ise sınırsızdır. Bu nedenle yenilenebilir kaynaklar

    sınırlı kullanılmalı, yenilenemeyen kaynakların ise yok olma tehlikesine karşı önlemler

    alınmalıdır. Son yıllarda gelişmiş ülkelerin kırsal kesime uyguladıkları politikalar

    sürdürülebilir kalkınma kapsamında düzenlenmektedir.

    Kırsal Kalkınma stratejilerinde, kırsal nüfusun gerek ekonomik, gerekse sosyal

    alanlarda iyileşmelerinin sağlanması, mevcut kaynaklardan daha rasyonel biçimde

    yararlanabilmeleri amaçlanmaktadır. Böylece sürekli kaynak aktarılarak ayakta

    tutulmaya çalışılan bir kırsal alan yerine kendi yerinde kalkınabilen ve ülke ekonomisine

    katkı sağlayan bir kırsal alan oluşturulabilecektir.

    Türkiye’de özellikle de kırsal alan ekonomisinde tarım sektörü hayati önem

    taşımaktadır. Bu sebeple geçmişten günümüze birçok tarım politikası geliştirilmiş,

    üretimi artırmak için çeşitli tarımsal üretim metotlarından yararlanılmıştır. Ülkemizde

    hızla gelişim gösteren seracılık sektörü de bu metotlardan birisidir.

    Bu çalışmada Burdur ili Gölhisar ilçesinin seracılık faaliyetleri incelenmektedir.

    Son yıllarda bölgede oldukça gelişim gösteren seracılık sektörünün ileride bu bölgenin

    markası olacağı düşünülmektedir. İlçenin giriş yoluna domates heykeli yapılmış, bu yıl

    ilki gerçekleşen “Domates Festivali” adı altında şenlikler düzenlenmiştir. Seracılık

    sektöründe yaşanan bu gelişmelerin, bölge ekonomisini gün geçtikçe canlandıracağı

    beklenmektedir. Buradan hareketle; sektörün değerlendirilerek, bu alanda faaliyet

    gösteren işletmelerin sorun ve ihtiyaçlarının tespit edilmesi, ihtiyaca uygun politika ve

    teşviklerle bölgenin seracılık sektörünün güçlendirilmesi önem kazanmaktadır.

    Hali hazırdaki çalışma; Burdur Gölhisar ilçesindeki sera üreticilerinin gözüyle

    sektörün temel ihtiyaç ve tehditlerinin tespit edilmesi ve bu tespitler çerçevesinde ihtiyaç

    duyulan teşvik ve politikaların ortaya konulmasını hedeflemektedir. Buradan hareketle

    çalışmanın birinci bölümünde kırsal alan, kırsal kalkınma, kırsal kalkınmanın artan önemi

  • 2

    ve Türkiye’de kırsal kalkınma sürecine yer verilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde,

    kırsal kalkınmada seracılık konusu ele alınmış olup bu bağlamda, kırsal kalkınma ve

    tarım, kırsal kalkınmada geleneksel ve modern tarım işleme metotları, seracılık ve türleri,

    Türkiye’de ve dünyada seracılık, seracılıkta karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri

    incelenmiştir.

    Üçüncü bölümde araştırmaya konu olan Burdur ili Gölhisar ilçesinin sosyo-

    ekonomik görünümü ve seracılığın Gölhisar’daki mevcut durumu ve dinamikleri

    incelenmiş, mülakata katılan kişilere ve seralarına ait bilgilere yer verilmiş, seracıların

    ihtiyaçları tespit edilerek uygun politika önerilerinde bulunulmuştur. Son olarak da üretici

    gözüyle seracılığın kırsal kalkınma boyutu ele alınmıştır.

    Araştırmada yapılandırılmış mülakat tekniğinden yararlanılmaktadır. Mülakattan

    elde edilen veriler SPSS 21.0 programına aktarılarak analiz edilmiş olup, sonuçlar tablo

    haline getirilerek yorumlaması yapılmıştır. Bu yorumlar sonucunda seracılık sektöründe

    faaliyet gösteren işletmelerin mevcut durumu ve bilgi düzeyleri ortaya konulmaktadır. Bu

    yolla bölgede seracılık faaliyetinin yapılabilirliği hakkında veriler elde edilmek

    istenmiştir.

    Son olarak dördüncü bölümde çalışmanın tamamı hakkında genel değerlendirme

    yapılarak, gerekli politika önerileri sunulmaktadır. Literatürde, seracılığa ilişkin çok fazla

    çalışmanın var olmamasından hareketle, hali hazırdaki çalışmanın bundan sonraki

    seracılık çalışmalarına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.

  • 3

    BİRİNCİ BÖLÜM

    KIRSAL KALKINMA VE TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA SÜRECİ

    Bu bölümde kırsal alan ve kırsal kalkınma ile ilgili temel kavramlara,

    Türkiye’de kırsal kalkınma sürecine ve beş yıllık kalkınma planlarına, kırsal

    kalkınmanın artan önemine yer verilmiştir.

    1.1. KIRSAL ALAN VE KIRSAL KALKINMA

    Hali hazırdaki kısımda kırsal alan ve kırsal kalkınma ile ilgili temel kavramlar

    ele alınmaktadır.

    1.1.1. Kırsal Alan

    Literatürde kırsal alana ilişkin birçok tanım bulunmaktadır. Türk Dil Kurumu

    kırsal alanı, “Üretim etkinlikleri tarıma dayalı olan kırsal nüfusun yaşadığı ve çalıştığı

    alan” şeklinde tanımlamaktadır. Bununla birlikte kırsal alan, iktisadi açıdan doğal

    kaynaklara dayalı üretimin yapıldığı ve ortalama gelir düzeyinin düşük olduğu yerleri

    ifade etmektedir.1

    Kalkınma planlarında, nüfusu 20.000’den daha az olan ve idari sınırlar itibariyle

    nüfus yoğunluğu km2 başına 150 kişiden az olan yerler, OECD tarafından geliştirilen ve

    Avrupa Birliği tarafından da kullanılan tanıma göre kırsal alan kabul edilmektedir.2

    Günümüzde Türkiye İstatistik Kurumu’nun kent-kır bazında yayımlanan tüm

    çalışmalarında nüfusu 20.000’in altında olan yerleşim alanları kırsal alan olarak ele

    alınmaktadır.3

    Kırsal alan, temel ekonomik kaynağı tarım olan, karşılıklı ilişkilerin fazla olduğu,

    daha çok tarım ve hayvancılığa yönelimin fazla olduğu, iş paylaşımı ve uzmanlığının

    1 “ Kırsal Alan”,

    http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec=196808,

    (10.09.2017). 2 T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Kırsal Kalkınma Planı, 2010, s.14. 3“Kırsal Kalkınma”, https://ankara.tkdk.gov.tr/Duyuru.aspx?Id=708, (10.09.2017).

    http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec=196808https://ankara.tkdk.gov.tr/Duyuru.aspx?Id=708

  • 4

    gelişmediği,4 yaşam ve geçim sıkıntısı yaşanılan ve bu sebepten dolayı kentlere göç veren

    bölgelere denilmektedir.5

    Genel olarak çok daha açıklayıcı bir anlatımla Kırsal alan, nüfusun az olduğu,

    dezavantajlı grupların yaşadığı, sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan yavaş gelişme

    gösteren, ekonomisi çoğunlukla doğal kaynaklara dayalı, teknolojik gelişmelerin

    benimsenmesinin ve uygulanmasının zaman aldığı yerlerdir. Ayrıca kendine özgü

    kültürel yapıları içinde barındıran, yaşam kalitesinin düşük olduğu, hayatın gelenek,

    görenek, örf ve adetlere göre şekillendiği alanlardır. 6

    Türkiye coğrafi konumu, doğal güzellikleri ve her mevsimin yaşanabildiği iklimi

    ile birçok olanağa sahiptir. Kırsal alanları, tarım ve turizm kaynağı olacak şekilde iki

    açıdan kullanma yoluyla kırsal kalkınma teşvik edilerek, kırsal bölgelerin ekonomik

    büyüme ve gelişimine önemli katkılar sağlanabilmektedir.7

    Türkiye’de kırsal nüfus aynı zamanda köy nüfusu olarak değerlendirilmektedir.

    Bu bağlamda il ve ilçe merkezleri dışında kalan tüm yerleşim alanlarında yaşayanlar

    kırsal nüfusu oluşturmaktadır. Kırsal nüfus, kırsal kesime yerleşmiş, kendilerine has

    sosyo-kültürel ve ekonomik özellikleri olan, günlük ihtiyaçlarını birbirine bağlı ilişkiler

    sistemi ile gidermeye çalışan insan topluluğudur.8

    Cumhuriyetin ilk nüfus sayımına baktığımızda kırsal nüfus sayısının toplam nüfus

    sayısına oranının %75,78 olduğu; şehrin nüfus oranının ise %24,2 olduğu görülmektedir.

    2016 yılında yapılan nüfus sayımına göre ise kırsal alanda yaşayan nüfusun, toplam

    nüfusa oranı %7,7 iken, şehir nüfusunun oranının ise %92,3 olduğu görülmektedir (Tablo

    1).

    4 Cevat Geray, “Kırsal Kalkınma Yöneltileri, İlçe Yerel Yönetimi ve “İlçe Köy Birlikleri” Önerisi,

    Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 1999, c.8, S.2, s.12. 5 Nazım Kartal - Yılmaz Demirhan, “Türkiye’de Kentsel Yoksulluğun Kırsal Nedenleri ve Çözüm

    Önerileri Üzerine”, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2014, c.15, S.2, s.141. 6 İpek Ayanoğlu, “Kırsal Kalkınma ve Türkiye İçin Bir Kırsal Kalkınma Modeli”, Gazi Üniversitesi,

    Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008, s.5. 7 Hüseyin Çeken – Levent Karadağ – Taner Dalgın, “Kırsal Kalkınmada Yeni Bir Yaklaşım Kırsal

    Turizm ve Türkiye’ye Yönelik Teorik Bir Çalışma, Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi

    Dergisi, 2007, c.8, S.1, s.9-10. 8 Ayanoğlu, a g.t., s.32.

  • 5

    Tablo 1.1. Yıllara Göre Karşılaştırmalı Türkiye’de Şehir ve Köy Nüfusu

    Oranları

    Sayım

    Yılı

    Toplam Yüzde Şehir

    Nüfusu

    Yüzde Köy

    Nüfusu

    Yüzde

    1927 13.648.270 100,00 3.305.879 24,22 10.342.391 75,78

    1935 16.158.018 100,00 3.802.642 23,53 12.355.376 76,47

    1940 17.820.950 100,00 4.346.249 24,39 13.474.701 75,61

    1945 18.790.174 100,00 4.687.102 24,94 14.103.072 75,06

    1950 20.947.188 100,00 5.244.337 25,04 15.702.851 74,96

    1955 24.064.763 100,00 6.927.343 28,79 17.137.420 71,21

    1960 27.754.820 100,00 8.859.731 31,92 18.895.089 68,08

    1965 31.391.421 100,00 10.805.817 34,42 20.585.604 65,58

    1970 35.605.176 100,00 13.691.101 38,45 21.914.075 61,55

    1975 40.347.719 100,00 16.869.068 41,81 23.478.651 58,19

    1980 44.736.957 100,00 19.645.007 43,91 25.091.950 56,09

    1985 50.664.458 100,00 26.865.757 53,03 23.798.701 46,97

    1990 56.473.035 100,00 33.326.351 59,01 23.146.684 40,99

    2000 67.803.927 100,00 44.006.274 64,90 23.797.653 35,10

    2007 70.586.256 100,00 49.747.859 70,48 20.838.397 29,52

    2008 71.517.100 100,00 53.611.723 74,96 17.905.377 25,04

    2009 72.561.312 100,00 54.807.219 75,54 17.754.093 24,46

    2010 73.712.988 100,00 56.212.356 76,26 17.500.632 23,74

    2011 74.724.269 100,00 57.385.706 76,8 17.338.563 23,2

    2012 75.627.384 100,00 58.448.431 77,28 17.178.953 22,72

    2013 76.667.864 100,00 70.034.413 91,35 6.633.451 8,65

    2014 77.695.904 100,00 71.286.182 91,75 6.409.722 8,25

    2015 78.741.053 100,00 72.523.134 92,1 6.217.919 7,9

    2016 79.814.871 100,00 73.671748 92,3 6.143.123 7,7

    Kaynak: TÜİK 1927-2016 Genel Nüfus Sayımları; Nüfus, Konut ve Demografi; Şehir ve Köy Nüfusu

    1927’de Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımı yapıldığında nüfusun 13.648.270 kişi

    olduğu görülmektedir. Bunlardan 4.368.061’i çiftçilerden, 299.000’i sanatkarlardan,

    257.000’i tüccarlardan oluşmaktadır. Bu sonuçlar göstermektedir ki, Türkiye’de tarımın

  • 6

    ekonomideki rolü çok büyüktür.9 Cumhuriyetin ilk yıllarında kırsal nüfus, toplam

    nüfusun ¾’ünden daha fazla iken, 1950’li yıllardan sonra tarımsal üretimde

    makineleşmeye geçilmesi, ekonomik sistemde yaşanan değişimler sonrasında kentlere

    yönelik göçler, kır nüfusunu azaltmaya başlamıştır.10 Türkiye’de kırsal bölgelerden kente

    doğru göçlerin 1950’ler de başladığı ve sonraki yıllarda da artarak devam ettiği

    görülmektedir. 1950’ler itibariyle kırdan kente göç artışında kent-kır arasındaki

    gelişmişlik farklılıklarındaki artış etkili olmaktadır.

    Kırsal kesimin içinde bulunduğu sorunlar çözülemediği zaman, bu alanlar terk

    edilerek, kentsel alanlara göç edilmektedir. Bunun neticesinde kentsel alanlarda hızlı

    nüfus artışı yaşanmakta, kapasitenin çok üzerinde nüfus barındırdığı için birçok sorunu

    da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, kırsal kesimin yerinde kalkındırılması, hem

    kırsal alanlar hem de kentsel alanlar açısından büyük önem taşımaktadır.

    1.1.2. Kırsal Kalkınma

    Kalkınma kavramı, bütün ülkeler için ortak amaç taşıyan farklı durumları ifade

    etmektedir. Ülkeler ve toplumlar her zaman bir değişim süreci içerisindedirler. Bu yüzden

    kalkınma, bulunulan konumundan hareket ederek, değişime girmeyi öneren dinamik bir

    kavramdır.11

    Kelime anlamıyla Kalkınma, üretimin ve kişi başına düşen ulusal gelirin

    artırılması ekonomik gelişme yoluyla sosyokültürel yapının değiştirilmesi anlamına

    gelmektedir.12 Kısacası kalkınma, insan ve toplum açısından sadece maddi yaşamın

    sürdürülmesi değil, aynı zamanda toplumun kültürel gelişimini tamamlaması gereken bir

    süreçtir. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere, kalkınmanın sadece ekonomik değil sosyal

    boyutu da bulunmaktadır.

    9 Ali Coşkun, “Cumhuriyetin İlk Yıllarında Türkiye Ekonomisi”, Atatürkçü Düşünce Dergisi, 2003, S.4, s.73. 10 Kasım Kaya vd., “Cumhuriyet Dönemi (1923-1950) Tarım Sektöründeki Gelişmelerin Günümüz Kırsal

    Kalkınma Anlayışı ile Karşılaştırılması”, Kamu-İş, 2015, c.14, S.1, s.69. 11 Ahmet Tolunay- Ayhan Akyol,” Kalkınma ve Kırsal Kalkınma Temel Kavramlar ve Tanımlar”,

    Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 2006, c.2, s.118. 12 Tolunay – Akyol, a.g.m., s.118

  • 7

    Bir başka ifade şekli ile kalkınma, bir ülkenin yapısal niteliklerinin olumlu yönde

    değişimidir.13

    Kalkınmanın bir alt boyutu niteliğindeki Kırsal Kalkınma ise, kırsal alanlarda

    yaşayan insanların, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, yaşam kalitelerinin değişimi için

    gerekli olan isteklerinin desteklenmesi, bireylerin kendi kapasitelerini keşfetmesi, toplum

    dinamiklerinin harekete geçirilmesi, gelir dağılımında adaletin sağlanması, gelir

    düzeylerinin artması, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinden ve tarımsal

    sanayiden daha fazla yararlanma imkanlarının geliştirilmesi, doğal kaynakların etkin,

    verimli ve korunarak kullanılması ve zenginliklerin de bu bölgelerde yaşayanlara yansıma

    süreci olarak tanımlanmaktadır.14

    Kırsal kalkınma kavramı ilk olarak Birleşmiş Milletler (BM) örgütünce

    kullanılmıştır. Toplum kalkınması tanımı, kırsal kalkınma tanımı olarak da kabul

    edilmiştir. Bu tanıma göre kırsal kalkınma, küçük toplulukların sosyo-kültürel ve

    ekonomik koşullarını iyileştirmek amacıyla yaptıkları çabaların, devletin de aynı konuda

    yaptığı çabalarla birleştirilmesi, aynı zamanda bu toplulukların ulusun tümüyle

    kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına katkıda bulunmalarının sağlanması

    sürecidir.15

    Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji Raporu’nda kırsal kalkınma, temelinde yerel

    potansiyel kaynakların değerlendirilmesini, doğal ve kültürel varlıkların korunmasını,

    kırsal nüfusun yaşam koşullarının kentsel alanlarda yaşayanlarla uyumlu hale

    getirilmesini ve kalkınmanın sürdürülebilir kılınmasını ifade etmektedir.16

    Kırsal alanların kalkınmasını ifade eden kırsal kalkınma kavramı, kırsal alanlarda

    yaşayanların yaşam standartlarını iyileştirmek, kırsal bölgelerde yaşayan insanların,

    kentsel alanlardaki sosyo-kültürel, ekonomik ve teknolojik imkanlardan kentlere yönelik

    göçlerin yaşanmasına gerek kalmadan, oldukları yerde faydalanmalarına imkan veren,

    sosyo-ekonomik politikalar bütünüdür. Kırsal alanlarda yaşayanların sosyo-kültürel ve

    ekonomik yapılarını değiştirecek şekilde üretim, gelir ve refah düzeylerinin geliştirilmesi,

    13 Tolunay – Akyol, a.g.m., s.118 14 Şafak Kaypak, “Ekolojik Turizm ve Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik

    Araştırmalar Dergisi, 2012, c.14, S.22, s.17. 15 Kaypak, a.g.m., s.17. 16 Kaypak, a.g.m., s.17.

  • 8

    kentlerdeki fiziksel ve toplumsal altyapının kırsal alanlarda da oluşturulması ve tarımsal

    ürünlerin daha iyi değerlendirilmesi yönündeki süreçleri ifade etmektedir.17 Kısaca,

    kırsalın her alanında tamamen bir yükselişi ifade etmektedir.

    En genel anlamıyla kırsal kalkınma, kırsal bölgelerde yaşayan insanlarla, gelişmiş

    bölgelerde yaşayanların arasındaki farkı en aza indirmektir. Kırsal kalkınmanın en önemli

    boyutlarından birisi kırsal bölgelerde yaşanılan sorunları tespit edip her bölgenin

    ihtiyacına yönelik çözüm yolları uygulamaktır. Bu açıdan ülkelerin kırsal kalkınma

    çalışmalarında hangi aşamalardan geçtiğini görmek adına, bir kırsal kalkınma döneminin

    ana aşamalarını Şekil (1)’deki gibi göstermek mümkündür.18

    Şekil 1.1. Bir Kırsal Kalkınma Döneminin Belli Başlı Aşamaları (FAO/RAPA, 1988).

    Kaynak: Ahmet Tolunay - Ayhan Akyol,” Kalkınma ve Kırsal Kalkınma Temel Kavramlar ve

    Tanımlar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, 2006, S.2, s.124.

    Kırsal kalkınma çalışmalarına kırsal alanda bulunan sorunları teşhis ederek

    başlanmaktadır. Durum gözden geçirilir, düzeltmeler yapılır ve sonrasında en uygun

    alternatif hareket tarzının seçildiği planlama aşamasına geçilir. Planlama ve

    17 Kaypak, a.g.m., s.17. 18 FAO/RAPA, 1988. Participatory Monitoring and Evaluation (Handbook for Training Field Workers),

    FAO/RAPA Publication No: 1988/2, Bangkok, Thailand.’den Aktaran: Tolunay - Akyol, a.g.m., s.123.

  • 9

    projelendirme aşaması tamamlandıktan sonra artık çalışma uygulanabilir. Her program

    belirli işlem sırasına göre yapılmaktadır. Kırsal kalkınma programlarının hazırlanmasında

    uyulması gereken bazı prensipler vardır. Bunlar:19

    1. Herkese Ulaşılabilirlik (Access): Herhangi bir bölgede kırsal kalkınmayı

    destekleyecek çalışmalar yapılıyorsa, o bölgede bulunun herkes bu desteklerden eşit bir

    şekilde yararlanma hakkına sahiptir.

    2. Bağımlılık Yaratmamak (Independence): Bu çalışmalarda en önemli

    noktalardan birisi de kırsal bölgede yaşayan insanların programlardan sadece destek

    almasıdır. Yapılacak olan yardımlar, teşvikler, hibeler vs. buradaki insanların geçim

    kaynağı olmamalıdır. İnsanlar yapılan bu çalışmalardan sonra kendi hayatlarını idame

    ettirebilmeli bağımlı hale gelmemelidir.

    3. Sürdürülebilirlik (Sustainability): Kırsal kalkınma çalışmalarının getireceği

    çözümler kısa dönemli ve geçici çözümler değil, uzun dönemli ve gelecek içeren

    çözümler olmalıdır.

    4. Aşamalı Yaklaşım (Going forward): Bu çalışmalarda, bölge halkına verilmek

    istenen destekler (teknoloji, kültür, vs.) zaman zaman belirli aralıklarla götürülmelidir.

    5. Katılım (Participation): Kırsal kalkınma çalışmalarında hangi bölgede veya

    hangi sektör üzerinde çalışılıyor ise orada bulunanların düşüncelerinden faydalanmak ve

    uygulamaların her aşamasında katılımlarını sağlamak gerekmektedir.

    6. Etkililik (Effectiveness): Bu çalışmalarda bölgede bulunan kaynakların en etkili

    ve verimli şekilde kullanımı amaçlanmalıdır.20

    Bu çalışmaların her aşamasında izleme yapılarak değerlendirme yapılır.

    Uygulama başarılı sonuçlanmış ise dönem çıktısı olarak ayrılır, başarısız olmuş ise

    başarısızlık nedeni araştırılmakla birlikte düzeltme işlemi ile adımlama tekrar

    uygulanmaktadır.21

    19 Tolunay - Akyol, a.g.m., s.123. 20 Oakley, P. ve Garforth, C., 1985. Guide to extension training, FAO Training Series, No: 11, FAO,

    Rome, Italy.’den Aktaran: Tolunay - Akyol, a.g.m., s.125. 21 FAO/RAPA, 1988. Participatory Monitoring and Evaluation (Handbook for Training Field Workers),

    FAO/RAPA Publication No: 1988/2, Bangkok, Thailand.’den Aktaran: Tolunay - Akyol, a.g.m., s.124.

  • 10

    Kalkınma yaklaşımındaki farklılaşmanın da etkisiyle kırsal kalkınma dönemler

    itibariyle farklı şekillerde ele alınmaktadır. Buna göre; başlangıcı 19.yüzyılın ilk yarısına

    dayanan “kırsal kalkınma yaklaşımları” geçen zaman içerisinde teknolojik ve

    sosyoekonomik faktörlerden etkilenerek farklılaşmıştır. 1960 yıllarında modernizasyon,

    1970’te devletin müdahaleleri, 1980’de serbest pazar, 1990’da ise katılım ve

    yetkilendirme ön plana çıkmaktadır. Zaman içerisinde kavramlarda da birtakım

    değişiklikler olmuştur. Örneğin, 1980’lerde yoksulluğun hafifletilmesi, 1990’larda

    yoksulluğun azaltılmasına, 2000’li yıllarda da yerini yoksulluğun ortadan kaldırılmasına

    bırakmıştır.22

    1.2. TÜRKİYE’DE KIRSAL KALKINMA SÜRECİ

    Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun büyük çoğunluğu köylerde yaşamakta ve

    ekonomi ağırlıklı olarak tarıma dayanmaktadır. Bu nedenle kalkınma çalışmalarında

    tarıma ve kırsal alana daha çok önem verilmiştir. Özellikle 1970’li yıllara kadar tarım

    sektörünün ekonomideki önemi kırsal alanlarda yaşayan toplumlar için büyük önem arz

    etmektedir. Ancak zamanla kırsal alanlarda bilgi seviyesinin yükselmesi ve teknolojinin

    gelişmesine paralel olarak tarım sektöründe makineleşmenin artışı ile birlikte hızla göç

    ve kentleşme süreci başlamıştır. Yaşanan bu göçler kır-kent arasındaki gelişmişlik

    farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Hızla artan göç ve kentleşme süreci hem kırsal

    alanlarda hem de kentsel alanlarda sorunlar ortaya çıkarmıştır. Bunun sonucunda, kırsal

    kalkınma alanında yapılan çalışmalar ve arayışlar hız kazanmıştır.23 Hali hazırdaki alt

    bölümde; Türkiye’nin kırsal kalkınma süreci ve bu esnada uygulanan başarılı ve başarısız

    politikaların dönemler itibariyle değerlendirilmesi yapılmaktadır. Bu alt dönemler 1960

    sonrası kalkınma planları referans alınarak planlama öncesi dönem ve her bir plan dönemi

    biçiminde ayrışmaktadır.

    22 “Kırsal Kalkınmada Yeni Perspektifler”,

    https://www.researchgate.net/profile/Sema_Guen/publication/280383866_Kirsal_Kalkinmada_Yeni_Pers

    pektifler/links/55b37db208ae9289a087bf42.pdf, (10.10.2017). 23 Bülent Gülçubuk, “Kırsal Kalkınma Politikaları ve Yönetişim”,

    http://www.tepav.org.tr/upload/files/1389102404-

    8.7._Bolgesel_Kalkinma_ve_Yonetisim_Sempozyumu.pdf#page=46, (15.10.2017).

    https://www.researchgate.net/profile/Sema_Guen/publication/280383866_Kirsal_Kalkinmada_Yeni_Perspektifler/links/55b37db208ae9289a087bf42.pdfhttps://www.researchgate.net/profile/Sema_Guen/publication/280383866_Kirsal_Kalkinmada_Yeni_Perspektifler/links/55b37db208ae9289a087bf42.pdfhttp://www.tepav.org.tr/upload/files/1389102404-8.7._Bolgesel_Kalkinma_ve_Yonetisim_Sempozyumu.pdf#page=46http://www.tepav.org.tr/upload/files/1389102404-8.7._Bolgesel_Kalkinma_ve_Yonetisim_Sempozyumu.pdf#page=46

  • 11

    1.2.1. Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Kırsal Kalkınma Politikaları (1920-1959)

    Türkiye Cumhuriyeti Osmanlıdan enkaz haline gelmiş bir tarım ülkesi

    devralmıştır.24 Uzun yıllar devam eden savaşlar ve yaşanan nüfus azalması nedeniyle

    Türkiye’deki tarımsal üretimde 1913-1922 yılları arasında meydana gelen azalma

    oldukça önemlidir. Barış döneminde bile hem kentsel hem de kırsal alanlarda iş gücü

    kıtlığı çeken bir ekonomide, erkeklerin zorunlu askerliğe çağırılması, yük hayvanlarının

    ise ordunun gereksinimi nedeniyle el konulması ciddi sorunlara yol açmıştır.25

    Kurtuluş Savaşından sonra devletin uygulayacağı ekonomi politikalarını

    belirlemek için İzmir'de bir kongre toplanmasına karar verilmiştir. İzmir İktisat

    Kongresi'nde alınan kararlar Cumhuriyet'in ilk yıllarında ekonomi politikalarının

    belirlenmesinde etkili olmuştur.26 Cumhuriyetin iktisadi kökleri, 1908 sonrası

    ittihatçıların ‘milli iktisat’ fikirlerine ve esası da 1923 İzmir İktisat Kongresi kararlarına

    dayanmaktadır.27 İzmir iktisat kongresi tarım faaliyetlerinin gelişmesi ve güçlenmesi için

    atılan ilk en önemli adımdır. Cumhuriyet dönemi ile birlikte tarım ve köy kalkınması

    hükümetlerin en önemli konularından biri olmuştur. Bu kongrede köylülerin de köy

    kalkınmasına yönelik talepleri ele alınmıştır. Büyük toprak sahipleri aşarın kaldırılmasını,

    tarımsal eğitimin sağlanmasını, Ziraat Bankası kredilerinin artırılmasını, tarımın

    makineleştirilmesini ve üretimde kooperatifleşmeye gidilmesini istemişlerdir. Çiftçiler,

    basit tarım makinalarının üretilebilmesi için ziraat fabrikasının açılmasını, aynı zamanda

    bu makinalar için gerekli olan yakıtın da gümrük vergisinden istisnasını talep etmişlerdir.

    1925 yılında hükümet, büyük toprak sahiplerinin kongredeki isteklerini yerine getirerek,

    en büyük gelir kaynağı olan aşar vergisini kaldırmıştır. Aynı zamanda Ziraat Bankası

    sermayesi ve kredileri arttırılmış, kooperatifleşme yolunda kanunlar çıkarılmıştır.28

    24 Türkan Başyiğit, “Kırsal Kalkınma Politikaları” http://www.academia.edu/28649883/T%C3%BCrkler_-_Cilt_17.pdf, (15.10.2017). 25 Şevket Pamuk, Osmanlı’dan Cumhuriyete Küreselleşme İktisat Politikaları ve Büyüme- Seçme

    Eserler II, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2007, s.150. 26 Türkan Başyiğit, “Kırsal Kalkınma Politikaları”

    http://www.academia.edu/28649883/T%C3%BCrkler_-_Cilt_17.pdf, (15.10.2017). 27 Hacer Karabağ, “Osmanlı’nın Tarımsal Mirası ve Erken Cumhuriyet Döneminde Kırsal Kesimin

    Kalkınmasına Yönelik Çalışmalar (Bursa Örneğinde)”, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

    Sosyal Bilimler Dergisi, 2017, c.18, S.32, s.237. 28 Sabrina Kayıkçı, “Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Kadar Köye ve Köylüye Yönelik Olarak

    İzlenen Politikalar”, Türk İdare Dergisi, Sayı:448, 2006, s.3.

    http://www.academia.edu/28649883/T%C3%BCrkler_-_Cilt_17.pdfhttp://www.academia.edu/28649883/T%C3%BCrkler_-_Cilt_17.pdf

  • 12

    Türkiye’de kırsal kalkınmaya yönelik yaklaşımlar, cumhuriyetin kuruluşu ile

    birlikte hız kazanmıştır. 1930’lu yıllarda Türkiye, dünya üzerinde sosyo-kültürel ve

    ekonomik kalkınmasını bir plan ve program içinde yürütme ihtiyacı duyan nadir

    ülkelerden biri olmuştur. Cumhuriyet dönemi ile birlikte başlayan çağdaşlaşma

    çabalarının ve aynı zamanda kırsal kalkınma çalışmalarının, o dönemin olanakları göz

    önüne alındığında, tüm zorluk ve engellere rağmen başarılı olduğu söylenebilmektedir.

    Özellikle 1929 ekonomik buhranı, genç Türkiye ekonomisine de yansımış, tarımsal

    üretime dayalı ihracatımızı olumsuz etkilemiştir. Dünyada yaşanan bu olumsuz

    gelişmeler sonucunda, Türkiye’de tarım sektöründe ve kırsal kesimde, kaynak yaratılarak

    kalkınma sağlanmasına karar verilmiştir. Bunun neticesinde, dönemin hükümetleri bunun

    kırsal kalkınma ile sağlanabileceğini düşünerek, köylüye yönelik önemli adımlardan biri

    olan 18 Mart 1924’te 442 sayılı Köy Kanununu çıkarmışlardır. Bu kanun ile kalkınmanın

    öncelikle köyden başlaması gerektiği vurgulanmıştır. Tarihimizde ilk kez köy toplulukları

    özerk bir yapıya kavuşmuş, hukuki bir kişilik tanınmıştır.29

    1935 yılı verilerine göre kırsal nüfusun %90’dan fazlası okuma-yazma bilmeyen,

    düşük gelirli kişilerden oluşmaktadır. Ayrıca kaynakları oldukça yetersizdir. Bu nedenle

    toplum kalkınmasında öncelikli konulardan biri de eğitim ve üretim olmuştur. Bu

    dönemdeki eğitim alanındaki kırsal kalkınma yaklaşımı Köy Enstitüleri’nin kurulması

    olmuştur.30

    1938 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kurulması yine aynı dönemlerde Tarım

    Kredi ve Tarım Satış Kooperatiflerinin kurulması atılan önemli adımlardır. Bu dönemde

    çıkarılan önemli yasalardan bir diğeri de 1945 yılındaki Çiftçiyi Topraklandırma

    Yasası’dır. Bu yasada, büyük toprak sahiplerinin siyasal gücünü kırmak, toprakların

    mülkiyetini daha çok tarımsal üretimi arttıracak şekilde düzenlemek, kullanılmayan

    toprakların değerlendirilmesi ve kamuya ait toprakların dağıtılması amaçlanmıştır.31

    1950’lilerde tarımsal destekleme politikalarının yaygınlaştırılması, 1960’larda

    traktör kullanımının yaygınlaştırılması, 1970’lerde destekleme politikalarının

    29 Serkan Gürlük, “Dünyada ve Türkiye’de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Sürdürülebilir Kalkınma”,

    Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi Dergisi, 2001, c.19, S.4, s.9. 30 Gürlük, a.g.m., s.10. 31 Gürlük, a.g.m., s.9-10.

  • 13

    geliştirilmesine kadar, yeni kurumlaşmalar ve politikalar her daim gündem konusu

    olmuştur.32

    1.2.2. Planlı Kalkınma Dönemi (1960 ve sonrası)

    İktisat politikalarının yapım ve uygulamasına düzen getirmek, politikalara

    bilimsellik kazandırmak, iktisat politikalarının amaçlarına ve yöntemlerine istikrar

    kazandırabilmek için 30 Eylül 1960 tarihinde Başbakanlığa bağlı Devlet Planlama

    Teşkilatı kurulmuştur.33

    Devlet Planlama Teşkilatının kurulduğu tarihten bugüne kadar dokuz adet beş

    yıllık kalkınma planı uygulamaya konulmuştur.34

    1.2.2.1. I. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)

    Az gelişmiş ülkeler iyi bir hayat standardına ulaşabilmek için, devamlı ve sistemli,

    sürdürülebilir kalkınma çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır. Bu planda tüm bunlar göz

    önüne alınarak on beş yıllık uzun dönemli bir düzenleme ele alınmıştır. Bu planda

    ulaşılmak istenen hedefler; Türkiye’nin kalkınma sürecinde her sahada gerekli olan

    yeterli sayıda ve nitelikte ilim adamı, yüzde 7’lik bir gelişme hızı, istihdam konusunun

    çözümü, dış ödemeler dengesine ulaşmak ve bu hedefleri sosyal adalet ilkelerine uygun

    gerçekleştirmek olmuştur.35

    I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kırsal bölgelerin, kalkınma hamlelerinin

    başında, kısa dönemde ortaya çıkan enflasyonun önlenmesi gelmektedir. Ayrıca vergi

    yükünün daha adil dağıtılması gerektiği vurgulanmıştır. Kişilerin yeteneklerini

    geliştirebilmeleri için fırsat eşitliğinin sağlanması gerekmektedir ve bunun da ilk şartı

    çalışmak isteyen herkese kazanç sağlayacak bir iş verebilmektir. Tarım sektöründe

    çalışanların toplumsal kalkınma yöntemleri ile daha iyi iş ve hayat standardı

    yakalayabileceği belirtilmiştir. Toplum kalkınması, köy kalkınması olarak algılanmış,

    32 Kayıkçı, a.g.m., s.1. 33 “Türkiye’de Planlı Kalkınma Deneyimleri”,

    http://www.academia.edu/17746672/T%C3%9CRK%C4%B0YE_DE_PLANLI_KALKINMA_DENEY

    %C4%B0MLER%C4%B0, (20.10.2017) 34 “Beş Yıllık Kalkınma Planları”,

    http://www3.kalkinma.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebContentGosterim.aspx?Enc=51C9D1B020

    86EAFBD8FB4D720EB6A172, (20.10.2018). 35 DPT, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1962, s.33.

    http://www.academia.edu/17746672/T%C3%9CRK%C4%B0YE_DE_PLANLI_KALKINMA_DENEY%C4%B0MLER%C4%B0http://www.academia.edu/17746672/T%C3%9CRK%C4%B0YE_DE_PLANLI_KALKINMA_DENEY%C4%B0MLER%C4%B0http://www3.kalkinma.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebContentGosterim.aspx?Enc=51C9D1B02086EAFBD8FB4D720EB6A172http://www3.kalkinma.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebContentGosterim.aspx?Enc=51C9D1B02086EAFBD8FB4D720EB6A172

  • 14

    öncelik tarımsal verimliliğin ve eğitimin arttırılmasına aynı zamanda da sosyal

    hizmetlerin yaygınlaştırılmasına verilmiştir. Boşa harcanan tarımsal kaynaklara ve insan

    gücüne engel olunacağı, gönüllü hizmetlere katılımın arttırılacağı ve yapılan

    hizmetlerden daha çok kişinin faydalanmasının sağlanacağı belirtilmiştir.36

    Devletçi ve ithal ikameci düşünce yapısıyla hazırlanan I. Beş Yıllık Kalkınma

    Planında geleneksel tarım maddelerinin artırılması ve çeşitlendirilmesi aynı zamanda

    ihracının arttırılmasını sağlayabilecek yatırımlara öncelik tanınmasına ilişkin ihracat

    politikası benimsenmiştir.37 I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın en önemli özelliği, kararlı

    ve dengeli bir ekonomiyle birlikte sosyal gelişmeyi esas almasıdır.

    1.2.2.2. II. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)

    II. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kişi başına düşen geliri hızlı ve devamlı olarak

    arttırmak, aynı zamanda farklı gelir gruplarının ve bölgelerin dengeli gelişmesini

    sağlamak, iş imkanlarını çoğaltmak, kalkınmayı fırsat eşitliğine ve sosyal adalet ilkesine

    uygun bir şekilde gerçekleştirmek amaçlanmıştır. II. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda

    kalkınma hızının sadece planın yapıldığı süre içerisinde değil, daha sonra da devam

    etmesi hedeflenmiştir. Ekonomik faaliyetlerin modernleştirilmesi, geleneksel tarım

    metotlarının yerine, ileri teknoloji ve yeniliklerin kullanılması öngörülmüştür. Genel

    istihdam imkanlarının genişletilmesi tarım sektöründeki fazla işgünün, tarım dışı

    sektörlere kaydırılması, yetişmiş insan gücünün verimli kullanılması ve sanayinin

    geliştirilmesi amaçlanmıştır. Ekonominin genel yapısının tarımsal sektörden, sanayi

    sektörüne geçmesi aynı zamanda da tarımsal üretim de hava şartlarına olan bağlılığın

    azaltılması hedeflenmiştir. Tarım sektöründe çalışanların yaşam standartlarındaki

    dalgalanmaları önlemek, toplumun yaşam standardını yükseltmek ve daha gerçekçi ve

    kararlı bir gelişme hızı sağlamak amaçlanmıştır.38

    Tarımsal üretim miktarını ve verimliliği arttırarak, ucuz girdiler sağlayarak ve

    istikrarlı fiyat politikaları uygulayarak, aynı zamanda uygun pazar koşulları sağlayarak

    köylülerin gelir seviyesinin yükseltilmesi amaçlanmıştır. Bu sayede tarım sektöründe

    36 DPT, 1962, s.52-53. 37 DPT, 1962, s.42. 38 DPT, İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1967, s.2-3.

  • 15

    yaşanan gelişmeler, ihracat kapasitesini artıracak, sanayide hammadde ihtiyacını

    karşılayacak böylece sanayileşme için yardımcı olacaktır.39

    II. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda hem ithal ikameci hem de ihracatı geliştirme

    politikaları birlikte benimsenmiştir.40

    1.2.2.3. III. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)

    III. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda tarım sektöründe yapılacak olan yatırımlarda,

    önceliğin üretimi doğa koşullarına bağlı olmayan ve ihracat potansiyeli yüksek ürünlere

    verilmesi öngörülmüştür.41 Sanayi sektöründe istenilen büyüme gerçekleşmemiştir.

    Türkiye’nin ekonomik yapısı tarımsal niteliğini korumuştur ve tarım sektörü en büyük

    paya sahiptir. Planlı dönemde, tarımsal üretimde, bölgelerdeki ekim alanlarında ve/veya

    ürün çeşitliliğinde büyük değişiklikler olmamıştır. 1966-1970 yılları arasında bitkisel

    üretimde özellikle sanayi bitkilerinin ve yağlı tohumların oranı artmıştır. Planlı dönemde

    tarım sektöründe teknolojinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması teşvik edilmiş ancak

    planlarda üreticilere öngörülen araç ve girdilerin arzı sağlanamamıştır. 1902-1972 yılları

    arasında en belirgin artış kimyasal gübre kullanımında olmuştur. 1962 yılından 1972

    yılına gelinceye kadar traktör sayısı 3 kat artış göstermiştir. Planlı dönemde modern

    girdilerin kullanılması artış göstermesine rağmen Türkiye, Avrupa ülkelerinin oldukça

    gerisinde kalmıştır.42

    Gelir dağılımı dengesi 1973 yılında iyice bozulmuştur. Bu durumun en önemli

    sebeplerinden birisi petrol krizidir.

    1.2.2.4. IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983)

    Bu plan döneminde Türkiye’nin sosyo-ekonomik ve toplumsal gelişimi önemli

    sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Enerji, ulaşım, haberleşme gibi altyapı yetersizlikleri,

    hızlı kentleşmenin oluşturduğu kır-kent ve bölgeler arası dengesizlikler ancak sağlıklı ve

    dengeli bir gelişme yöntemi ile giderilebilecektir. Bu gelişme modeli için;

    39 DPT, 1967, s.235-236. 40 DPT, 1967, s.630. 41 DPT, Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1972, s.184-896. 42 DPT, 1967, s.10-12.

  • 16

    ● Kamu sektöründe verimi ve etkinliği arttırıcı düzenlemeler yapılmalıdır.

    ● Halk girişimciliği ve kooperatifçilik desteklenmelidir.

    ● Nüfus hareketleri düzenlenmelidir.

    ● İşsizlik azaltılmalıdır.

    ● Toplumsal güvenlik köylüyü de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmalıdır.

    ● İç Pazar üreticiyi ve tüketiciyi koruyacak ve üretimi artıracak şekilde

    düzenlenmelidir.

    ● Sağlıklı beslenme, sağlıklı tüketim ve sağlıklı kentleşmenin birlikte

    gerçekleşmesi amaçlanmalıdır.43

    Bu dönemde tarımsal üretimde, bitkisel üretimin payı azalırken, hayvancılık

    üretiminin payı artmıştır. Bu nedenle dönem içerisinde tarımda verimi artırmak için,

    modern araç ve girdi kullanımı büyük önem kazanmıştır. Kimyasal gübre kullanımında

    büyük oranda artış olmuştur. Ayrıca 1972 yılında 135726 olan traktör sayısı, 1977’de

    325225’e yükselmesine rağmen etkin kullanılamamıştır.44

    Bu plan döneminde nüfusun yarısından fazlasını köylüler oluşturmaktadır. Toprak

    dağılımı oldukça dengesiz ve adaletsizdir. Topraksız aile sayısı, kırsal bölgelerdeki hızlı

    nüfus artışı ile birlikte gittikçe artmaktadır. Tarımsal üretim geri kalmış üretim teknikleri

    ile yapılmaktadır bu da tarım da verimin düşüklüğüne, gelir dağılımında adaletsizliğe ve

    toplumsal olarak gelişememeye neden olmaktadır.45

    Bölgeler arası gelir dağılımını dengelemek, tarımsal üretimde yaşanan gelişmeler

    sayesinde sanayi toplumuna sağlıklı bir geçiş yapmak, köylünün üretim gücünü, gelirini

    ve yaşam koşullarını iyileştirmek, kırsal alanların gelişimini hızlandırmak ve

    kalkınmasına yardımcı olmak için; etkili bir toprak reformu, demokratik kooperatifleşme,

    43 DPT, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1979, s.4. 44 DPT, 1979, s.10-11. 45 DPT, 1979, s.11-13.

  • 17

    köylüye dönük devlet düzenlemesi ve desteği, köy-kent yolu ile yeni bir üretim düzeninin

    kurulması amaçlanmıştır.46

    Bu dönemde hızlı sanayileşme yolunda kaynak sağlanacak kurumsal

    düzenlemeler ile birlikte ihracatta önemli atılımlar strateji olarak benimsenmiştir.

    Dönemin sonunda Türkiye’nin birçok ihtiyacını kendi olanakları ile kendi karşılayacak

    ve diğer ülkelere önemli ölçüde ihracat yapacak duruma gelmesi hedeflenmiştir.47

    1.2.2.5. V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)

    V. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda temel amaç öncelikle refahın arttırılması

    olmuştur. Tarımsal üretimde potansiyelin arttırılmasına, ürün çeşitliliği ve verimliliğine,

    üretim yapısında ileri teknoloji kullanımına, sulama yatırımlarına ağırlık verilmesine, iç

    pazar sorunları için kooperatifçiliğin yaygınlaştırılmasına aynı zamanda tarımsal üretimi

    destekleme politikalarına, tarımsal eğitim ve tarımsal teşkilatlanma konularına önem

    verilmiştir.48 Tarımsal üretimin potansiyelini ve verimliliğini arttırarak ihracat

    potansiyelini yükselten, ülkenin mevcut birikimlerini değerlendiren ve geliştiren

    böylelikle sınai üretimin payını arttıran bir yöntem amaçlanmıştır. Üretimin yapısı

    belirlenirken ülkemizin kaynak birikimi ve emek potansiyeli aynı zamanda coğrafi

    durumu ve kalkınmada öncelikli olan bölgelerin özellikleri, dış ticaret şartları da göz

    önüne alarak, kıtlığa yol açmayacak şekilde düzenlenmek istenmiştir. Mal ve hizmet

    ihracatının üretim yapısı ile uyumlu olacak şekilde arttırılması ve çeşitlendirilmesi teşvik

    edilerek, ithalatta koruma oranlarının azaltılması aynı zamanda da tüketicinin korunması

    amaçlanmıştır. Özel sektör yatırımlarının payının arttırılması, ihracatı ve sosyo-

    ekonomik gelişimi arttıracak tesislere öncelik verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

    Bununla birlikte istihdam oranının arttırılması, özellikle genç işsizlerin azaltılması, gelir

    dağılımında düşük gelirli gruplara öncelik verilerek dengenin sağlanması amaçlanmıştır.

    Kalkınmada gerekli olan insan gücünün yetiştirilebilmesi için, nitelikli eğitim esas

    alınacak, kalifiye insan gücüne ihtiyaç duyulan alanlarda istihdam sağlanacak, uygun

    ücret politikası izlenecek ve çalışma saatleri iyileştirilecektir. Sosyal Güvenlik

    yaygınlaştırılacak, sağlık hizmetlerinden herkesin en iyi şekilde faydalanması

    46 DPT, 1979, s.288. 47 DPT, 1979, s.3. 48 DPT, Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1984, s.54.

  • 18

    sağlanacaktır. Esnaf ve sanatkarların üretim gücü arttırılacak, küçük ölçekli sanayi

    işletmelerinin daha etkin olabilmeleri için teşvik politikaları uygulanacaktır. Köylü ve

    çiftçilerin gelir durumlarının iyileştirilmesi için, yeni üretim dallarının yaygınlaştırılması

    sağlanacak, köylerde üretilen malların değerlendirilebilmesi için de çiftçiye yardımcı

    hizmetler götürülecektir. Büyümenin istikrarlı bir şekilde yürütülmesi, enflasyonun

    kontrol altında tutulması ve üretim faktörlerinin atıl kalmamasına dikkat edilecektir.

    Kalkınmada öncelikli bölgelerimizin gelişme potansiyeli harekete geçirilecek, bu

    bölgeler ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkları azaltılacaktır.49

    1.2.2.6. VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)

    VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı ülkemizin refah seviyesini serbest rekabet

    ortamında ve güvenilir bir ortamda yükseltmeyi amaçlamıştır. Hızlı, dengeli ve istikrarlı

    bir kalkınma süreci içinde, gelir dağılımını dengelemek, işsizliği azaltmak, bölgeler arası

    gelişmişlik farklarını azaltmak, özel kesimin ekonomideki rolünü artırmak önem

    kazanmıştır. Enflasyon ile mücadele de talebin kontrol altına alınması ve arzın

    arttırılmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Üretim seviyesini artırmak için, üretim

    faktörlerinin en etkin ve yüksek seviyede kullanılması amaçlanmıştır. Sosyo-ekonomik

    istikrarı koruyarak büyüme ve refah artışı hedeflenmiştir. Kamu kesimi yatırımlarında

    eğitim ve sağlık sektörüne öncelik vermesi, özel kesimin yatırımlarında ise imalat sanayi

    ve ihracatı artıracak sektörlere yoğunluk vermesi öngörülmüştür.50

    Tarımsal üretimde, üretim metotlarını modernleştirmek, üretimin hava koşullarına

    bağlılığını azaltmak, artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak ve tarımsal ürünlerin

    ihracat potansiyelini arttırmak temel amaçlar arasında olmuştur. Aynı zamanda toprak ve

    su kaynaklarını en iyi şekilde kullanmak, kaliteli tohum ve damızlık temini gibi üretim

    girdilerini verimli hale getirmek dolayısıyla bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak

    amaçlanmıştır.51

    49 DPT, 1984, s.1-3. 50 DPT, Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1989, s.1-3. 51 DPT, 1989, s.48.

  • 19

    1.2.2.7. VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)

    VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde tarım sektörünün mevcut durumuna

    baktığımızda, GSYİH içindeki payının, 1990 yılına göre düşüş gösterdiği görülmektedir.

    Ancak tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı %45 oranında ağırlığını

    sürdürmektedir. Tarım sektörünün ekonomi içindeki önemi azalırken, nüfusun büyük bir

    kısmı halen geçimini tarım sektöründen sağlamaya devam etmektedir. Bu dönemde

    tarımsal üretimde yıllık ortalama %1,7 oranında artış, ihracatta %1,3, ithalatta ise %5

    oranında azalma olmuştur. 1994 yılı verilerine bakıldığında tarımsal üretimin %66,7’ sini

    de bitkisel ürünler oluşturmaktadır.52

    Arazi kullanımlarında planlamaların olmayışı, tarım arazilerinin tarım dışı

    faaliyetlerde kullanılmasının yaygınlaşması ve erozyon gibi doğal afetlerin sonucunda

    tarım alanları azalmakta, küçük ölçekli işletmelerin payı artmaktadır. Tarım sektöründe

    istihdam edilen kişilerin gelirleri, diğer sektörlere göre daha düşüktür. Ayrıca sektör

    içerisinde gelir dağılımı oldukça farklılık göstermektedir. 53

    Tarımsal faaliyetleri yürüten kurumların, koordineli çalışmamaları, kaynakların

    rasyonel kullanılmamasına neden olmuştur. Uygulamaya konulan destekleme

    politikaları, üretici gelirlerinde istikrar sağlayamamış, destekleme politikaları bazı

    ürünlerin çok fazla üretilmesine, üretim fazlası oluşmasına bu yüzden devletin fazla ürün

    alarak stok maliyetinin artmasına neden olmuştur. Tarım sektöründe faaliyet gösteren

    ilgili kuruluşların yeterli ve düzenli kayıt tutmamaları, tarım sektörü ile ilgili istatistiki

    bilgilerin yetersiz oluşu, ilgili politikaların oluşturulmasında önemli bir sorun olmaya

    devam etmektedir. Tarım sektöründe eğitim, araştırma ve yayım hizmetleri yeterli

    düzeyde değildir. Üretim planlaması, fiyatlanması, pazarlaması ve üreticiye hizmet

    götürme konusunda örgütlenme yetersizdir. Arazi Kanunu’na göre köylerin ortak malı

    sayılan meraların, bilinçsizce kullanılmaları sonucu alanlar daralmış ve nitelikleri

    bozulmuştur.54

    VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda tüm bu mevcut durum göz önüne alınarak,

    artan nüfusun sağlıklı ve yeterli beslenmesi sağlamak, karşılaştırmalı üstünlüğe sahip

    olduğumuz ürünlere ağırlık verilmesi böylelikle üretimi ve ihracatı artırmak, aynı

    52 DPT, 1995, s.57. 53 DPT, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 1995, s.57. 54 DPT, 1995, s.57-58.

  • 20

    zamanda da üreticinin gelirini arttırarak istikrarı sağlamak amaçlanmıştır. Tarımsal

    destekleme politikalarının, üretimin serbest piyasa koşullarında pazarın ihtiyaçlarına

    uygun yapılması, bu amaçla ayrılan kamu kaynaklarının daha rasyonel kullanılması için

    yeniden yapılandırılması öngörülmüştür. Tarım ürünlerinin fiyatlarına, devlet müdahalesi

    azaltılacak, üreticiye doğrudan gelir desteği verilecek, iç ve dış talebe uygun ürün

    üretilecektir. Bitkisel üretim arttırılırken aynı zamanda çevre kirliliği göz önüne alınarak,

    kimyasal gübre ve ilaç kullanımı çevreye zarar vermeyecek şekilde düzenlenecektir.

    Tarımsal üretimin planlanması ve pazarlanması konusunda üreticiye destek verilecek,

    üretici birliklerinin kurulması ve kooperatifleşme özendirilecektir. Tarım ürünlerini

    sigortalama sistemi yaygınlaşacaktır. Tarımsal politikaların daha etkin ve sistemli

    yürütülebilmesi için, üreticiler kayıt altına alınacaktır.

    1.2.2.8. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)

    VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı, küreselleşmenin sosyo-ekonomik hayatı

    derinden etkilediği bu dönemde, milletimize bilgi toplumunun gereklerine uygun

    özellikleri kazandırmayı hedeflemiştir. Bu dönemde kesintisiz ve istikrarlı bir büyüme

    sürecinin olduğu, yaşam kalitesinin yükseldiği, ülke olarak daha etkili ve saygın bir yer

    edindiğimiz bir dönem olması amaçlanmıştır. Bu dönemde de gelir dağılımının daha

    adaletli hale gelmesi, yoksullukla mücadele, bölgelerarası gelişmişlik farklılıkları

    öncelikli konular arasında yer almıştır. Genç nüfusun yoğun olduğu ülkemizde, eğitim

    sisteminin geliştirilmesine ve nitelikli iş gücü yetiştirilmesine önem verilmiştir. Sanayi

    sektörünün dış pazardaki rekabet gücünü arttırabilmek için, ileri teknoloji kullanan ve

    üreten, araştırma ve geliştirme faaliyetlerine önem veren, çevreye duyarlı üretim yapan,

    tüketicilerin isteklerini ve sağlığını gözeten, yerel kaynakları harekete geçiren, modern

    üretim tekniklerini uygulayabilen, nitelikli işgücü kullanan ve kendine özgü tasarım

    yapan, marka yaratabilen, bilgi ve teknoloji yoğun alanlara kayan bir yapıya

    kavuşturulması hedeflenmiştir. 55

    Kırsal alanlardaki mevcut duruma bakıldığında örgütlenmeler istenilen düzeyde

    değildir. Tarım sektöründeki eğitimin ve hizmetlerin yetersizliği, toprakların bilinçsiz

    kullanılmasına sebep olmakta, bu da üretimdeki verimliliği olumsuz yönde

    etkilemektedir. Kırsal alanlarda işgücünün arttırılması, beşeri kaynakların geliştirilmesi,

    55 DPT, Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, 2000, s.25-26.

  • 21

    kırsal nüfusun gelirini arttıracak ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi, kırsal alanlarda

    yaşayanların yaşam kalitesinin artırılması, etkili örgütlenme ve her düzeyde katılımcılık

    gündem konusu olmuştur.56

    Tarım- sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi, kaliteli hammadde temini ve

    tarımsal sanayiye dönük sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması ve bu konuda teknik

    destek verilmesi kararlaştırılmıştır. Kırsal bölgelerdeki yerel potansiyelleri daha iyi

    değerlendirmek, kırsal nüfusun gelirini artırmak, işsizliği azaltmak ve bölgelerarası

    sosyo-ekonomik yapının iyileştirilmesini sağlamak bu plan döneminde de önemli konular

    arasında yer almıştır. Tarım sektöründeki mevcut durum göz önüne alındığında VII. Plan

    döneminde tarım sektörünün içinde bulunduğu olumsuz durum bu dönemde de devam

    etmiştir. Bu olumsuzlukları kısmen azaltabilmek adına tarımsal destekleme aracı olan,

    Çiftçilere Yönelik Doğrudan Gelir Desteği uygulaması adı altında bir pilot proje

    başlatılmıştır. VII. Plan döneminde tarım sektöründeki amaçlar bu plan döneminde de

    gündem konusu olmuştur. Tarımsal üretimde, üretim faktörlerinin etkin kullanılması,

    rekabet gücü yüksek sürdürülebilir tarım sektörü amaçlanmıştır.57

    1.2.2.9. IX. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013)

    IX. Beş Yıllık Kalkınma Dönemi küreselleşmenin her alanda etkili olduğu, hızlı

    bir değişim sürecinin yaşandığı, rekabetin fazlalaştığı, bireyler ve kurumlar için

    fırsatların, risklerin ve belirsizliklerin arttığı bir dönemdir. Bu planda Türkiye’nin sosyo-

    ekonomik ve kültürel alanları bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır.58

    Bu plan döneminde kır-kent arasındaki sosyo-ekonomik yapı ve gelir düzeyindeki

    dengesizlikler önemini korumaya devam etmiştir. Kentlerdeki istihdam olanakları, kırdan

    kente yoğun göç hareketlerine sebep olmuş, bu durum kentlerdeki sosyal ve fiziki yapının

    bozulmasına neden olmuştur. Bu dönemde bölgesel gelişmişlikleri artırmak amacıyla,

    özel sektörün payının genişletilmesi, yatırımların ve istihdamın artırılması

    hedeflenmiştir. Aynı zamanda yerel kalkınma girişimleri hızlanmış, yerel ve potansiyel

    kaynakların etkin kullanılmasını sağlamak amacıyla kamu kesimi, özel kesim ve sivil

    toplum kuruluşları arasında iş birliği geliştirilmiştir. Bu dönemde yerel yönetimlerin,

    56 DPT, 2000, s.71. 57 DPT, 2000, s.71. 58 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı, 2007, s.1.

  • 22

    kalkınma konusunda yetki ve sorumlulukları artırılmış birçok kanun çıkarılmıştır. Tarım

    sektöründeki gelişmelerin kırsal bölgelerde yarattığı sorunları çözmek ve kırsal kalkınma

    faaliyetlerini düzenlemek üzere 2006 yılında Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisinin

    hazırlanıp yürürlüğe konması en önemlilerinden birisidir. Bununla birlikte kırsal nüfusun

    en önemli ekonomik faaliyeti olan, tarım sektöründeki sorunların ve verimsizliğin

    azaltılması için, arazi toplulaştırma çalışmalarının hızlanması, üretici örgütlenmelerinin

    güçlenmesi, tarım sektöründe faaliyet gösterenlere eğitim verilmesi öncelikli konular

    arasında yer almıştır.59

    1.2.2.10. X. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2014-2018)

    X. Kalkınma Planı’nın amacı uzun vadede Türkiye’nin uluslararası konumunu

    yükseltmek ve milletimizin refah seviyesini artırmaktır. Bu planda yüksek gelir grubu

    ülkeler arasına girmek, yoksulluk sorununu çözmek, enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek

    ve tek haneli rakamlara indirmek amaçlanmıştır. Kişi başına düşen milli gelirin

    artırılması, ihracat payının yükseltilmesi, işsizlik oranının düşürülmesi, istikrarlı ve

    sürdürülebilir büyüme ile rekabet gücünü artırmak hedeflenmiştir. Aynı zamanda

    sanayileşmenin hızlandırılması, üretim faktörlerinin verimli kullanılması, ithalata olan

    bağımlılığın azaltılması diğer amaçlar arasındadır. Bilim ve teknoloji alanındaki

    yeniliklerin yakından takip edilerek, mevcut üretim yapısı ile bütünleştirilmesi

    gerekmektedir. Bu planda insan odaklı kalkınma anlayışı benimsenmiş, toplumun sosyo-

    ekonomik hayata daha aktif katılması amaçlanmıştır.60

    İnsan odaklı bu kalkınma planında “Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum” kavramı

    ortaya çıkmıştır. Bu programın amacı toplumun refah seviyesini artırmak, tüm kesimlerin

    yaşam standartlarını yükseltmek ve herkesin kalkınmanın getirmiş olduğu sonuçlardan

    adil bir şekilde yararlanmasını sağlamak olmuştur. Gündeme gelen diğer bir kavram da

    “Yenilikçi Üretim, İstikrarlı Yüksek Büyüme” başlığı altında ele alınmış, Türkiye’nin

    büyüme seviyesini daha ileriye taşımak ve üretimin yapısını daha yenilikçi yöntemlerle

    bütünleştirmek buradaki temel amaç olmuştur. Son olarak da “Yaşanabilir Mekanlar,

    Sürdürülebilir Çevre” konusu içerisinde bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltmak,

    59 DPT, 2007, s.46-49. 60 Kalkınma Bakanlığı, Onuncu Kalkınma Planı, 2013, s.27.

  • 23

    kırsal kesimin ve ekonominin güçlendirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması en önemli

    amaçlar arasında yer almıştır.61

    Türkiye’de son yıllarda sosyo-ekonomik kalkınma hızlanmış, kişi başına düşen

    milli gelir ve refah seviyesi artmıştır. Ancak bu iyileşme bölgeler arasında ve kent-kır

    düzeyinde farklılık göstermektedir. Ülkemizdeki bölgesel dengesizliklerin başında,

    istihdam sorunu, gelir dağılımı, yerel ve potansiyel kaynakların atıl kalması ve göç sorunu

    gelmektedir.62

    Bu plan döneminde gıda ve tarım sektörüne baktığımızda, dünyadaki gıda arz ve

    talebinin sürekli ve hızlı değişimi, tarım ürünlerinin fiyatlarında istikrarsızlığa neden

    olmuş, bu da gıda krizine yol açmıştır. Bununla birlikte, tarımsal ürünlerdeki fiyat

    endeksinin hızla yükselişi, tarım sektörünü daha karlı bir hale getirmiş, tarım sektörüne

    yapılan yatırımların da artmasıyla bu sektörde daha çok istihdam yaratılmıştır. Aynı

    zamanda tarıma dayalı sanayi ürünlerinin ihracatı da artmıştır. Bu dönemdeki tarımsal

    politikalar, ürün, üretim ve üretici odaklı ve bölgesel temelli olmuştur. Tarım

    sektöründeki işletmelerin küçük ölçekli ve dağınık yapıda olması, pazara ulaşım ve

    örgütlenmedeki yetersizlikler, aynı zamanda tarım sektöründeki eğitimin ve yayım

    hizmetlerinin yaygınlaşmaması önemli sorunların başında gelmektedir.63

    Bu plan döneminde tarım sektöründeki amaç ve hedefler, toplumun sağlıklı gıda

    ihtiyacını karşılayan, yüksek teknolojinin kullanıldığı, altyapı ve örgütlenme sorunlarını

    çözmüş, verimliliğin yüksek olduğu, etkin ve talebe uygun üretim yapmak ve uluslararası

    rekabet gücünü artırmak ve doğal kaynakları sürdürülebilir kılmaktır.64

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan günümüze kadar geçen süreçte, kırsal

    alanların sorunlarına yönelik çözüm arayışlarına girilmiş ve bu yönde çok yönlü çabalar

    harcanmıştır. Bu kapsamda kırsal alanların kalkındırılması amacına yönelik farklı

    yaklaşımlar geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Bu faaliyetler kimi zaman yasal düzenlemeler

    ve kamu teşkilatlanmaları şeklinde, kimi zaman da sosyal içerikli projelerin ve

    kalkınmaya yönelik perspektiflerin oluşturulduğu toplantılar veya konferanslar şeklinde

    61 Kalkınma Bakanlığı, 2013, s.29. 62 Kalkınma Bakanlığı, 2013, s.29. 63 Kalkınma Bakanlığı, 2013, s.98. 64 Kalkınma Bakanlığı, 2013, s.100.

  • 24

    gerçekleştirilmiştir.65 Son yıllarda Türkiye dahil bütün ülkelerde kırsal kalkınmanın,

    farklı bir politika alanı ve düzenlenmesi gereken yeni bir ekonomik yaklaşım olarak daha

    önemli hale geldiği görülmektedir.

    Türkiye, kırsal kalkınma konusunda çok fazla model deneyen ve uygulayan

    ülkelerden birisi olmuştur. Genellikle büyük ölçekli, sektörel yaklaşımı ön plana alan,

    hedefi tarımsal üretimi arttırmak olan ve kamu tarafından merkezden yönetilen bu

    çalışmalar iyi bir yönetişim yaklaşımı sergilenmediği için istenilen sonuçlara ulaşmada

    etkili olamamıştır.66

    1.3. KIRSAL KALKINMANIN ARTAN ÖNEMİ

    Ülkelerin gelişimini en çok etkileyen faktörlerin başında doğal kaynaklara olan

    yakınlıkları ve uzaklıkları, dolayısıyla jeopolitik konumları gelmektedir. Ülkeler

    arasındaki gelişmişlik farklarını etkileyen bu temel sebep dışında, bazı önemli etkenler

    de vardır. Bu etkenlerden en önemlisi Sanayi Devrimi’dir. Sanayi Devrimi’nden önce

    bazı devletlerin zengin olması ve diğer devletlerden bazılarını egemenlikleri altına

    almalarının en önemli nedenleri; verimli topraklara sahip olmaları, örgütlenme bilincinin

    olması ve yetenekli ve güçlü liderlerinin olmasına bağlıdır. Sanayi Devrimi ile birlikte ve

    sonrasında devrimin değişimini yaşayabilen ülkeler, çok kısa sürede çok büyük

    gelişmelere imza attılar ve milli gelirleri çok yükseldi. Bu ülkelerin uzun yıllar boyunca

    kaydettiği bu gelişmeleri, devrimi yaşayamayan ülkeler gerçekleştiremediler ve

    aralarında yaptıkları ticaretler sonucunda sömürülmekten kurtulamadılar. Bunun

    neticesinde bu ülkeler arasındaki gelişmişlik farkları her geçen gün daha da arttı. İkinci

    Dünya savaşından sonra ülkeler, gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler olarak ikiye ayrıldılar.

    Dünya Bankası tarafından daha sonra az gelişmiş ülkelerin adı “Gelişmekte Olan

    Ülkeler” olarak değiştirildi. 67

    Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerden, ekonomik, demografik ve sosyo-

    kültürel özelliklerine göre ayrıcalık gösterirler. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri

    65 Muzaffer Bakırcı, “Avrupa Birliği Yeni Dönem Kırsal Kalkınma Politikası, Türkiye’nin Uyumu ve Yaratacağı Etkiler”, Türkiye Coğrafya Dergisi, 2006, S.47, s. 57. 66 Bülent Gülçubuk, “Kırsal Kalkınma Politikaları ve Yönetişim”, http://www.tepav.org.tr/upload/files/1389102404-

    8.7._Bolgesel_Kalkinma_ve_Yonetisim_Sempozyumu.pdf#page=46, (15.10.2017). 67 Gürlük, a.g.m., 2.

    http://www.tepav.org.tr/upload/files/1389102404-8.7._Bolgesel_Kalkinma_ve_Yonetisim_Sempozyumu.pdf#page=46http://www.tepav.org.tr/upload/files/1389102404-8.7._Bolgesel_Kalkinma_ve_Yonetisim_Sempozyumu.pdf#page=46

  • 25

    tarıma dayalıdır. Nüfusun büyük çoğunluğu tarım sektöründe faaliyet gösterir ve milli

    gelirdeki en büyük pay da tarıma aittir.68

    Dünya Bankası’nın 2000-2001 raporuna göre dünya genelinde yaşam ve sağlıkla

    ilgili bazı göstergeler verilmektedir (Tablo 2).

    Tablo 1.2. Dünya Genelinde Yaşam ve Sağlıkla İlgili Bazı Göstergeler (000.000)

    YILLAR 1995 2025

    Yoksullukla Yaşama 2400 3300

    Yetersiz Beslenenler 1800 500

    Açlıktan Ölenlerin Sayısı 20 10

    Kirli Sudan Ölenlerin Sayısı 9,1 3,7

    Sağlık Kuruluşlarına Erişememe 1500 700

    Yetersiz Barınma 1100 700

    Okula Erişememe 1000 500

    İşsizlerin Sayısı 100 200

    Kaynak: World Bank 2000-2001 Report, s.274-290, Washington D.C. Aktaran: Gürlük, a.g.m., s.3.

    Bu tablodan elde edilen verilerin kırsal alanlarda görüleceği düşünülmektedir.

    2025 yılında kırsal nüfusun dünya nüfusuna oranının %40 civarında olması beklenmekte,

    bu da kırsal alanların kalkındırılmasının önemini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Yani

    2020’li yıllarda insanlar hala açlıktan ölebilecek, hala kirli sulardan hastalanabilecek, hala

    barınma sorunlarıyla karşılaşabileceklerdir. Gelişmekte olan ülkelerin bu sorunları

    gelişmiş ülkeleri de rahatsız etmeye devam edecektir. Bu yüzden kırsal kalkınma her

    ülkenin kendi sorunu olmasının yanında uluslararası tarım politikasının da gündeminde

    olan konuların başında gelmektedir.69

    Nüfusun hızla artması, çevresel sorunlar, refah seviyesindeki düşüş, sosyo-

    kültürel yozlaşma ve göç olgusu nedeniyle kırsal alanda kalkınma çalışmalarının önemi

    giderek artmıştır. Kırsal kalkınma çalışmalarında yoksulluğu önleme ve/veya azaltma en

    önemli içerik konusu olmuştur. Kalkınmakta olan ülkelerin neredeyse tamamının

    ekonomik yapıları tarım ağırlıklıdır ve tarım en fazla istihdam sağlayan alandır. Tarım

    68 Gürlük, a.g.m., 2. 69 Gürlük, a.g.m., 3.

  • 26

    sektöründe çalışanlar genel olarak niteliksiz işçilerdir. Ayrıca işletmeler genellikle küçük

    tarım işletmeleri ve aile işletmeleri şeklinde oluşmakta bu da tarım çalışanlarının belirli

    seviyede yaşam standardı sağlayacak gelirden yoksun olmalarına neden olmaktadır.

    Özellikle son yıllarda dünya genelinde uygulanan neo-liberal politikalar neticesinde

    hükümetlerin uyguladığı tarım politikaları ve tarım sektöründe yapılan devlet

    desteklerinin sektörden çekilmesi bu sonuçların daha şiddetli yaşanmasına yol açmıştır.

    Küresel boyutlarda uygulanan yapısal uyum programları, ülkeler arasındaki gelir

    dağılımının bozulmasına, yoksulluğun artmasına sebep olmuştur. Dünya Ticaret

    Örgütü’nün tarım ürünlerinin üretimi ve pazarlanması ile ilgili aldığı kararlar,

    sanayileşmiş ülkelerin çiftçilerinin gelirlerini artırırken, az gelişmiş ülkelerin çiftçilerini

    zarara uğratmıştır. Bu kararlar ve uygulamalar sonucunda, bazı çiftçiler tarlalarını terk

    ederek kentlere göç etmiş, bazı çiftçilerde ücretli tarım işçisi olarak çalışmak zorunda

    kalmıştır.70

    Kalkınmakta olan ülkelerin geneline baktığımızda, küçük tarım işletmelerinin

    ihmal edildiğini görmekteyiz. Uygulamalarda genellikle istihdam artırıcı politikaların,

    büyük ölçekli tarımsal üretim yapan işletmelere sağlandığı görülmektedir. Bunun nedeni

    istihdam açısından küçük aile işletmelerinin önemsiz görünmesinden

    kaynaklanmaktadır.71

    Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda ekonomik ve politik güç kentlerde

    toplanmakta, uygulanan politikalarda kırsal kesim önemsenmemekte, kırsal kesim ulusal

    kaynaklardan daha az yararlanmaktadır. Modernleşme kuramcıları, ülkeler geliştikçe

    olanakların kentten kıra doğru yayılacağını böylece kır-kent arasındaki farkların

    azalacağını iddia etseler de özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu durum oldukça

    gecikmiş kır-kent arasındaki uçurum artmıştır.72

    Türkiye’de küreselleşme ve liberalleşme politikalarından en çok etkilenen kesim

    tarım sektörü olmuştur. Tarım sektöründe dış ticaretin serbest olması, tasfiye edilen

    korumacı politikalar, uluslararası anlaşmalar ve özelleştirme gibi uygulamalardan

    milyonlarca insan etkilenmiştir. Tarım politikaları; küçük işletmelere sahip çiftçileri ve

    70 Şinasi Öztürk, “Kırsal Yoksulluk ve Neoliberal Ekonomi Politikası”, Uluslararası Sosyal

    Araştırmalar Dergisi, 2008, c.1, S.5, s.613. 71 Öztürk, a.g.m., s.616. 72 Öztürk, a.g.m., s.620.

  • 27

    topraksız kırsal nüfusu etkilemiş ve bunları yoksulluğa, işsizliğe, kente göçe ve sigortasız

    çalışmaya mecbur bırakmıştır. Bunların sonucunda kırsal alanlarda artan yoksulluk, ülke

    genelinde ciddi sorunlara neden olmuştur.73

    Bazı ülkelerde yapılan çalışmalara göre, tarımsal yatırımlar açlığın önlenmesi ve

    yoksulluğun azaltılması konusunda hem kırsal alanda hem de kentsel alanlarda diğer

    sektörlere yapılan yatırımlardan daha etkili sonuçlar vermektedir.74

    Ekonomik kalkınma, gelişmekte olan ülkeler için üzerinde önemle durulması

    gereken ciddi bir süreçtir. Uluslararası konjonktürlere ve son yıllardaki ekonominin

    gelişimine bakıldığında, ülkelerin kalkınma süreçlerini hassasiyetle tamamlamaya

    çalıştıkları görülmekted