t.c. sÜleyman demİrel Ünİversİtesİ gÜzel sanatlar …tez.sdu.edu.tr/tezler/ts02942.pdf ·...
TRANSCRIPT
-
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ GRAFİK ANASANAT DALI
DİJİTAL İLLÜSTRASYON TEKNİĞİ İLE TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE İNSAN APENDİKÜLER İSKELET KEMİKLERİ TIBBİ
İLLÜSTRASYON UYGULAMALARI
Serap YILMAZ
Yüksek Lisans Tezi
Danışman: Yrd. Doç. Murat ÇELİKER
ISPARTA, 2017
-
i
ÖNSÖZ
İlk çağlardan bu yana insan hayatında olan illüstrasyon, görsel iletişimin temel
araçlarından biridir. Günümüzde teknolojik ilerlemelerle birlikte sürekli değişen ve gelişen
illüstrasyon sanatının, farklı uygulama alanları ile disiplinlerarası iletişim sağladığı
görülmektedir.
Bilim ve sanatın ortak dilini oluşturan tıbbi illüstrasyon, tıp alanında görsel ve eğitsel
bir eksiliği tamamlamaktadır. Tıbbi illüstrasyonun tanımı ve uygulama süreci ile tıp ve sanat
disiplinlerinin birbirleri için gerekliliklerinin incelendiği çalışmada, tıbbi illüstrasyonun bilgi
aktarımına ve tıp eğitimine sağladığı katkıları anlatmak amaçlanmıştır.
Bu çalışmanın ortaya çıkış sürecinde, lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca
eğitimdeki özverili çabalarıyla daima örnek olduğu gibi çalışmamın her aşamasında da aynı
özveriyle destek veren danışmanım Yrd. Doç. Murat Çeliker’e, lisans eğitimim boyunca
sağladığı bilgi ve disiplin için sayın hocam Prof. Dr. Ali M. Bayraktaroğlu’na, çalışmamın
ortaya çıkmasında görüşleriyle destek olan değerli hocam Yrd. Doç. Ece Çalış Zeğerek’e,
sahip olduğu bilgi ve birikimleriyle tez sürecinde desteklerini esirgemeyen tıbbi illüstratör
sayın hocam Prof. Dr. Ahmet Sınav’a, tıbbi illüstrasyon alanında başarı elde etmenin yollarını
gösteren tıbbi illüstratör sayın Dr. Levent Efe’ye, her kararda yanımda olarak sağladığı
imkanlar için aileme ve kaynaklarından yararlandığım tüm araştırmacılara teşekkür ederim.
SERAP YILMAZ
Isparta, 2017
-
ii
ÖZET
DİJİTAL İLLÜSTRASYON TEKNİĞİ İLE TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE
İNSAN APENDİKÜLER İSKELET KEMİKLERİ TIBBİ İLLÜSTRASYON
UYGULAMALARI
Serap YILMAZ
Süleyman Demirel Üniversitesi,
Güzel Sanatlar Enstitüsü Grafik Anasanat Dalı, Yüksek Lisans Tezi
Yıl: 2017, Sayfa: 61
Danışman: Yrd. Doç. Murat ÇELİKER
Bilim, yayın ve reklam başta olmak üzere birçok alanda kullanılan illüstrasyon,
günümüz tıp biliminde bir gereklilik haline gelmiştir. Tıp eğitimi başta olmak üzere, bilimsel
çalışmalar ve toplumsal bilgilendirmelerde insan vücudunun daha net ve anlaşılır şekilde
görüntülenmesi tıbbi illüstrasyonlar ile mümkün olabilmektedir.
Görselleştirmenin tıp bilimi tarihi boyunca vazgeçilmez bir araç oluşu göz önüne
alınırsa, kaliteli bir tıp eğitiminin parçası -yeterli bilimsel düzeye sahip- tıbbi illüstrasyonlar
olmalıdır. Aynı şekilde, illüstrasyonun anlaşılır bir biçimde uygulanması da tıp bilgisinin
doğruluğunu yansıtması açısından son derece önemlidir. Bu yüzden, tıbbi illüstrasyonun etkili
bir aktarım sağlayabilmesi ancak yeterli tıp ve sanat bilgisi ile mümkün olabilmektedir.
Bu çalışmayla, tıbbi illüstrasyonun tarihsel gelişimini, tekniklerini ve tıp biliminde
illüstrasyonun gerekliliğini vurgulamak amaçlanmıştır. Tıbbi illüstrasyonun uygulama
aşaması için günümüzde en yaygın teknik olarak kullanılan dijital illüstrasyon tekniğine
başvurulmuştur. İnsan hareket sisteminde yer alan apendiküler iskelet kemiklerinin dijital
illüstrasyon tekniği ile oluşturulan uygulama örneklerine yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tıbbi illüstrasyon, Hareket sistemi, Tıbbi illüstratör, Dijital
illüstrasyon, Tıp eğitimi.
-
iii
ABSTRACT
PROCESS OF MEDICAL ILLUSTRATION WITH DIGITAL PAINTING AND
MEDICAL ILLUSTRATION APPLICATIONS OF HUMAN APPENDICULAR
SKELETON BONES
Serap Yılmaz
Süleyman Demirel University,
Institute of Fine Arts, Graphic Department, MA Thesis
Year: 2017, Pages: 61
Supervisor: Asst. Prof. Murat ÇELİKER
The illustration, including science, publications and advertisements, has become a
necessity in today's medical science. Especially in medical education, medical studies and in
social information, it is possible to visualize the human body in a clear and understandable
way through medical illustrations.
Considering it is an indispensable tool visualization throughout the history of medical
science, is part of a quality education in medicine, should be sufficient scientific level with a
medical illustrations. Illustration implementation understandably, is extremely important in
terms of reflecting the accuracy of medical information. Therefore, medical illustration can
provide an effective transfer is only possible with sufficient knowledge of medicine and the
arts.
With this work, it is aimed to emphasize the historical development, techniques of the
medical illustration and necessity of illustration in medical science. Digital illustration
technique, which is the most common technique used today, has been applied for the
application phase of the medical illustration. Examples of applications created by the digital
illustration technique of the appendicular skeleton bones in the human motion system are
given.
Key Words: Medical illustration, Locomotor system, Medical illustrator, Digital
painting, Medical education.
-
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
SUNUŞ .......................................................................................................................................i
ÖZET ........................................................................................................................................ii
ABSTRACT .............................................................................................................................iii
RESİMLER DİZİNİ ................................................................................................................v
GİRİŞ ........................................................................................................................................1
I. BÖLÜM
1. TIP BİLİMİNDE İLLÜSTRASYON ................................................................................ 3
1.1. Tıbbi İllüstrasyon Nedir? .............................................................................................. 4
1.2. Tıbbi İllüstrasyonun Tarihsel Gelişimi ......................................................................... 6
1.2.1. Tarih Öncesi ve İlk Çağda Tıbbi İllüstrasyon .......................................................7
1.2.2. Avrupa’da Tıbbi İllüstrasyon .............................................................................12
1.2.3. Osmanlı İmparatorluğu’nda Tıbbi İllüstrasyon ...................................................23
1.2.4. XXI. Yüzyılda Tıbbi İllüstrasyon .......................................................................27
1.3. Tıp Biliminde Tıbbi İllüstrasyonun Gerekliliği ..........................................................32
II. BÖLÜM
2. TIBBİ İLLÜSTRASYON UYGULAMA SÜRECİ VE TEKNİKLERİ .......................36
2.1. Araştırma ve Ön Hazırlık Süreci ................................................................................37
2.2. Geleneksel Teknikler ..................................................................................................39
2.3. Bilgisayar Destekli Teknikler .....................................................................................43
2.3.1. İnsan Apendiküler İskelet Kemikleri Tıbbi İllüstrasyon Uygulamaları ............49
III. BÖLÜM
3. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ...................................................................................54
KAYNAKÇA ..........................................................................................................................57
-
v
RESİMLER DİZİNİ Sayfa No
Resim 1. Frank H. Netter’e Ait Tıbbi İllüstrasyon Örneği ........................................................ 3
Resim 2. Retrobulber Anestezi Enjeksiyonu İllüstrasyonu, Dr. Levent Efe ….......................... 5
Resim 3. Kanun fi’t-Tıb’ın Avrupa’da Basılan Nüshası …....................................................... 6
Resim 4. Ramesseum Papyrus, James E. Quibell, M.Ö. 2000 ................................................. 8
Resim 5. Edwin Smith Cerrahi Papirüsü, M.Ö. 1600 .............................................................. 8
Resim 6. Ebers Papirüsü, M.Ö. 1600 ........................................................................................ 8
Resim 7. The Book Of The Dead, M.Ö. 1300 ........................................................................... 9
Resim 8. Plastik Burun Ameliyatı, Sushruta, M.Ö. 600 .......................................................... 10
Resim 9. Karşıdan Görünen Ayak Çizimi Örneği, M.Ö. 510–500 ......................................... 10
Resim 10. Kan Dolaşımı Şeması, Galenus .............................................................................. 11
Resim 11. Battle of Ten Nude Warriors, Antonio de Pollaiuolo, 1472 …............................... 12
Resim 12. Diseksiyonu Tanımlayan Ağaç Baskı Örneği, Mondino da Luzzi, 1478 ............... 13
Resim 13. Fasciculus Medicinae’ye Ait Bir Sayfa, 1491 ........................................................ 13
Resim 14. Leonardo da Vinci’ye Ait Tıbbi İllüstrasyon Eskizleri ......................................... 14
Resim 15. Vitruvian Man, Vitruvius Pollio, M.Ö. 20-30 ........................................................ 14
Resim 16. Vitruvian Man, Leonardo da Vinci, 1490 .............................................................. 14
Resim 17. De Humani Corporis Fabrica, Libri Septem, Andreas Vesalius, 1543 .................. 15
Resim 18. De dissectione partium corporis humani, Charles Estienne, 1545 ........................ 16
Resim 19. De re Anatomica, Mateo Realdo Colombo, 1559 .................................................. 16
Resim 20. Historia de la composicion del cuerpo humano, J. Valverde, 1560 ...................... 17
Resim 21. El Cerrahisi, Ambroise Pare, Les Ouvres, 1564 .................................................... 17
Resim 22. De Anatome Corporis Humani, Vidi Vidii Florentini, 1611 ................................. 18
Resim 23. De Motu Cordis, William Harvey, 1628 ................................................................18
Resim 24. Dr. Nicolaes Tulpius’un Anatomi Dersi, Rembrandt, 1632 ................................... 19
Resim 25. Cerebri Anatomy, Christopher Wren, 1664 ............................................................ 19
Resim 26. Anatomia Humani Corporis, Govert Bidloo, 1685 ................................................ 20
Resim 27. Tabulae Sceleti Musculorum Corporis Humani, Vandelaar ve Albinus, 1747 ..... 20
Resim 28. Practice of Midwifery, William Smellie, 1754 ...................................................... 21
Resim 29. Elin Kas Yapısı, C. Bernard ve C. Huette, 1848 .................................................... 21
Resim 30. Boyun Diyagramı, Henry Vandyke Carter, 1858 .................................................. 22
Resim 31. Brödel Çizgisini Tanımlayan Örnek İllüstrasyon, Smith ve Tanagho, 2012 ......... 22
Resim 32. Kemik İliği Biyopsisini Anlatan Tıbbi İllüstrasyon, Frank H. Netter .................... 23
Resim 33. Cerrahhiyyetü’l Haniyye, Sabuncuoğlu Şerefeddin, 1465 ..................................... 24
Resim 34. Ürogenital Sistem Şeması, Şemseddin-i İtaki ........................................................ 25
Resim 35. Miyârü’l-Etibbâ, Şanizade M. Ataullah ................................................................. 26
-
vi
Resim 36. Body World Sergisinden Bir Fotoğraf, İstanbul, 2010 ........................................... 27
Resim 37. Prostat Kanseri Gösteren Dijital İllüstrasyon, Body Scientific .............................. 28
Resim 38. Dış Kulağı Tanımlayan İllüstrasyon, Ahmet Sınav ............................................... 29
Resim 39. Robotik Timektomiyi Tanımlayan Ödüllü İllüstrasyon, Levent Efe .................... 29
Resim 40. Kadınlarda Kardiyovasküler Hastalıklar, Christy Krames ..................................... 30
Resim 41. Bir Sandviçin Olağanüstü Sindirim Yolculuğu Makalesi, Arthur Lidov, 1962 .....33
Resim 42. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dergisi, Levent Efe, 2017 ................................. 33
Resim 43. Tıbbi İllüstrasyon Kaynak Kitabı, AMI ................................................................. 33
Resim 44. Sezaryen İşlemi İllüstrasyonu, Christy Krames .................................................... 34
Resim 45. Kardiyovasküler Sistem, CIBA, Frank H. Netter .................................................. 35
Resim 46. Rahimdeki Fetüsü Anlatan Bir Eskiz, Leonardo da Vinci ..................................... 38
Resim 47. Altamira Mağarasındaki Figür Çizimleri ................................................................39
Resim 48. Kol Yapısını Tanımlayan Kara Kalem Tekniği, Tasha Obrin, 2012 ...................... 40
Resim 49. Kemik Yapısını Tanımlayan Kuru Kalem Tekniği, Timothy H. Phelps ................ 40
Resim 50. Pelvisi Tanımlayan Pastel Kalem Tekniği, Medical-Artist ................................... 41
Resim 51. Omuriliği Tanımlayan Suluboya Tekniği, Frank H. Netter ................................... 41
Resim 52. Kafatasını Alttan Gösteren Guaj Boya Tekniği, Patrick Lynch, 2007 .................. 42
Resim 53. Akciğeri Tanımlayan Mürekkep Tekniği, Mesa Schumacher ................................42
Resim 54. Boyun Yapısını Tanımlayan Akrilik Boya Tekniği, Jane Lichorowic .................. 43
Resim 55. Grafik Tablet ve Kalem Teknolojisi ....................................................................... 44
Resim 56. Sanal Gerçeklik (VR) Teknolojisinde Anatomi İncelemesi ................................... 44
Resim 57. 3D Model Uygulaması, Biodigital, 2017 ................................................................ 45
Resim 58. 3D Yazıcıda Kalp Baskısı ....................................................................................... 46
Resim 59. Organların Piksel Görüntüleri ................................................................................. 46
Resim 60. Piksel Tabanlı Böbrek Kesiti İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2016 .......................... 47
Resim 61. İnsan Derisini Gösteren Vektör Tabanlı İllüstrasyon ............................................. 48
Resim 62. Kürek Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................. 49
Resim 63. Köprücük Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017............................................ 50
Resim 64. Kol Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................... 50
Resim 65. Ön Kol ve Dirsek Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .............................. 50
Resim 66. El Kemikleri İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................. 51
Resim 67. Kalça Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 .................................................. 52
Resim 68. Uyluk Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ................................................ 52
Resim 69. Diz Kapak Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ......................................... 52
Resim 70. Baldır ve Kaval Kemiği İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ................................. 53
Resim 71. Ayak Kemikleri İllüstrasyonu, Serap Yılmaz, 2017 ............................................... 53
-
1
GİRİŞ
Fransızcadan dilimize geçen ve Türkçe karşılığı “resimleme” olan
illüstrasyon, açıklamak, süslemek veya örneklendirmek amaçlı hedef kitleye
iletilmek istenen mesajı resimlendiren sanat dalı olarak tanımlanabilir. Grafik
tasarımın bir dalı olan illüstrasyonun amacı, hikaye, şiir ve makale gibi metin
bilgilerini görsel tasarım uygulamalarıyla açıklamak ya da ilintili oldukları konuları
görselleştirerek, kolayca algılanmasına yardımcı olmaktır (Gikow, 1991:10).
Bilim, teknoloji ve sanat alanlarındaki gelişmeler, yeni yaklaşımları ortaya
çıkarmaktadır. Bu yaklaşımları tek bir alanda düşünme ve değerlendirme dönemleri
geride kalmıştır. Günümüzde birbirinden farklı disiplinler etkileşim halindedir, bu da
bizi disiplinlerarası olarak adlandırılan bir sürece götürmektedir. Dolayısıyla tıp ve
illüstrasyon disiplinlerinin birlikte anılması disiplinlerarası bir süreci başlatmaktadır.
Bu bağlamda, tıbbi illüstrasyondan bahsederken tıp alanından soyutlayarak
açıklayabilmek mümkün değildir. Öte yandan tıp bilimi, insan vücuduyla
ilgilenmektedir, detaylı cerrahi teknikler ve radyolojik işlemler uygulamaktadır. Bu
uygulamaların görsel anlatımla desteklenmesi ve bilgilendirmeyi amaçlaması yayın
alanında önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin, hedef kitleyi bilgilendirmek ve
bilinçlendirmek amacıyla yapılan infografikler ve ortaya çıkan yeni tıbbi teknikler
veya araçların tanıtımında tıbbi illüstrasyonlardan yararlanılmaktadır.
İllüstrasyon, yayın dünyasında; öğretici, bilimsel, teknik ve mesleki
illüstrasyonlarda; ayrıntıları vurgulayarak güçlü bir anlatım aracı olarak yer
almaktadır (Özdemir vd., 2003:248). Dolayısıyla, tıp eğitiminde de insan vücudunun
görüntülenmesinde kullanılan illüstrasyonların öğretici ve kalıcı bir anlatım sağladığı
söylenebilir. Büyükmumcu vd. (2013:72), “bir öğrenme etkinliği ne kadar çok duyu
organına hitap ederse o kadar kalıcı bir öğrenme sağlanır ve unutma geç olur”
ifadesiyle kalıcı öğrenme ve duyu organlarının arasındaki ilişkiyi vurgulamıştır.
Akman vd., (2009:1)’e göre, sanatın tıp eğitiminde iki farklı işlevi vardır; “hastaların
görsel bulgularını daha iyi tanımlama veya belirsizlikle baş etme becerisinin
geliştirilmesi gibi enstrümantal (araçsal) işlevler ve kişisel gelişim, biyomedikal
perspektifin ötesinde düşünme ve kendini ifade etme biçimlerinin geliştirilmesi gibi
-
2
enstrümantal olmayan (araçsız) işlevler” olduğunu belirterek tıp eğitiminde sanatın
yerini vurgulamıştır.
Tıbbi illüstrasyonun gelişimi tıp alanındaki bilimsel yeniliklere paralel bir
şekilde süregelmiştir. Öyle ki, tıp biliminde öğrenme alanlarının sürekli genişlediği
ve yeni uzmanlık alanlarının oluştuğu görülmektedir. Bu hızlı gelişme, görsel
kaynakların da aynı paralelde geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir (Sınav,
2008b:55). Günümüzde tıbbi illüstrasyon, teknolojinin sağladığı imkânlarla daha
etkili ifade araçlarına kavuşmuştur (Seylan, 2016:85). Bu illüstrasyonların
oluşturulmasında, sanatçının gerekli araştırma ve ön hazırlık sürecinden geçerek
konuyu tam olarak özümsemesi ve dijital veya geleneksel tekniklerden yaralanarak
konuyu en anlaşılır ve etkin şekilde ifade etmesi büyük önem taşımaktadır (Özdemir
vd., 2003:248). Öyle ki, sanatçının yaptığı iki veya üç boyutlu ya da hareketli dijital
illüstrasyonlar gerçek bilgileri ortaya koyması açısından oldukça eğitici olmaktadır
(Akar, 2015:355).
Konu ve problem ilişkisi bağlamında, tıp biliminde bir gereklilik haline gelen
illüstrasyonun, kullanım alanlarının -özellikle dijital çağla birlikte- daha da geniş
alanlara hitap etmesi gerektiği ve tıbbi illüstrasyonun oluşum sürecinde nitelikli
eserlerin ortaya koyulabilmesinin tıp ve sanat alanlarında yetkinlik gerektirdiği gibi
sorunlar ele alınacaktır. Tıbbi illüstrasyonun tanımı ve uygulama süreci ile tıp ve
sanat disiplinlerinin birbirleri için gerekliliklerini inceleyen bu çalışma, tıbbi
illüstrasyonun tıp biliminde önemli gelişmeler sağlayabileceğini anlatmak amacıyla
yapılmıştır.
Tıp bilimi ve illüstrasyon sanatının birbirleri için gerekliliklerinden ve tıbbi
illüstrasyonun gelişim sürecinden uygulama örnekleriyle bahsedilecektir. Ayrıca, tıp
alanında sanatın varlığının eğitim ve birçok alanda olumlu gelişmeler sağlayacağı
varsayılmıştır. Literatür taramaları, Süleyman Demirel Üniversitesi Kütüphanesi,
Pamukkale Üniversitesi Kütüphanesi, süreli yayınlar ve internet ortamındaki bilimsel
kaynaklardan yapılmıştır.
-
3
I.BÖLÜM
1. TIP BİLİMİNDE İLLÜSTRASYON
İnsanoğlu imgeyi, görme ile ilişkilendirerek ve bir anlam vererek
tanımlamaktadır. Bu tanımlama, insanlararası iletişim dilini oluştururken, görsel ve
işitsel duyuların önemini de anlatmaktadır. Resmin iletişim dili olarak, tarih
kaynaklarında yazıdan daha önce var olduğunu görmekteyiz. Buna ek olarak, sanatın
alegorik, tarihsel ve bilimsel birçok konuyu görselleştirdiği bilinmektedir (Seylan,
2016:86).
Bilim alanında görsel materyal kullanımı, öğrenmenin hızı ve kalıcılığı
konusunda etkilidir. Sayfalarca yazı ile anlatılan olgu, tek bir resimle daha kolay
ifade edilebilmektedir (Küçük, 2009:43). Seylan (2016:89)’a göre illüstrasyon,
anlamlandırma sürecinde dil farklılıklarından ve teknik terminolojiden kaynaklanan
problemlerin de kolaylıkla aşılmasına yardımcı olmaktadır. Amerikalı tıp ressamı
Frank H. Netter bir makalesinde “insanlar bir konuyu anlamışlarsa onu kafalarında
üç boyutlu olarak hayal edebiliyorlar demektir” ifadesini kullanmıştır (Sınav,
2008b:54). Öte yandan Burdett (2001:70)’e göre, zihinde bir resim oluşturmadan
bilginin hafızada kalıcılığının uzun ömürlü olmayacağı otoritelerin hemfikir olduğu
bir düşünce olarak kabul edilmektedir. Konunun anlaşılırlığı ile hayali resim
oluşturma arasındaki bu güçlü bağ, insanın öğrenmesinde ne kadar çok görsel
duyuya hitap edilirse o kadar çabuk ve kalıcı öğrenme sağlanacağının bir kanıtı
olarak kabul edilebilir.
Resim 1.: Frank H. Netter’e Ait Tıbbi İllüstrasyon Örneği
-
4
Kalıcı öğrenmenin görsel hafızayla ilişkisi olduğunu eğitimde sıklıkla
görebiliriz. Bedene dair öğrenilen yeni bilgi ve kullanılan tedavi yöntemi görsel
kaynak oluşturularak eğitimde kullanılmıştır. Günümüzde öğrenilen birçok tıbbi
bilgi, bu kaynaklar sayesinde gelişim göstermektedir. Bu yüzden ameliyat
tekniklerinin, protezlerin, dokuların, hatta hastalıkların oluşum sürecinin illüstrasyon,
animasyon veya video yoluyla anlatılma ihtiyacı ve zorunluluğu her zaman devam
edecektir (Akar, 2015:368).
1.1. Tıbbi İllüstrasyon Nedir?
Görselliğin önemine bağlı olarak, herhangi bir konuyu anlamaya, özellikle
anlatmaya çalışırken konu ile ilgili resim veya şema çizmenin insanın doğal
içgüdülerinden meydana gelen bir faaliyet olduğu söylenebilir (Netter, 1967:166). Bu
faaliyetlerin kısa tanımı olarak bilinen illüstrasyon, metinlerin, fikirlerin
betimlenmesi amacıyla uygulanan en yaygın resimleme türüdür (Becer, 1990:210).
Fleisman’a göre, “... yazılı bir metine eşlik eden ve onu tamamlayan bir çizimin
üretim sürecidir.” (2004:3). Saçan (1998:1)’a göre ise, ilintili olduğu metni
tanımlayıp, değişik anlam ve boyutlarda yeniden algılanmasına yardımcı olmaktadır.
İllüstrasyon bir sanat dalı, tıbbi illüstrasyon ise bilimsel bilginin aktarılmasını
sağlayan bu sanatın bir alt dalıdır (Yıldırım, [22.09.2016]). Tıbbi illüstrasyon,
bilimin ve illüstrasyon sanatının birleşerek tıp biliminde uygulama alanı bulmasıdır
(Özdemir vd., 2003:249). Tıbbi İllüstratörler Derneği (AMI)’nin tanımıyla tıbbi
illüstrasyon, tıbbi veya biyolojik bilgileri taşıyan, maddi veya sanal bir ortamda ifade
edilen, sanat becerilerinin sonucunda oluşan bir görsel ifadedir (Seylan, 2016:89).
Sanatsal becerinin yanı sıra tıbbi bilginin de önemli oluşundandır ki, resmedilen
konunun eksiksiz anlatılabilmesi ancak o konu hakkında elde edilen detaylı bilgiyle
mümkün olmaktadır. Öyleyse tıbbi illüstrasyon, tıp bilimindeki bilgilerin ve
metinlerin yorumlanması ve resimlendirilmesi olarak tanımlanabilir.
Tıbbi illüstrasyonun amacı, karmaşık metinleri veya görüntüleri en anlaşılır
biçimde aktarmayı mümkün hale getirmektir. Öyle ki, illüstrasyonun anlaşılır bir
biçimde uygulanması tıp bilgisinin doğruluğunu yansıtması açısından son derece
önemlidir. Örneğin; Kitabü’l Haşhayiş ile Acâibü’l Mahlûkât ve Garâibü’l-Mevcûdât
-
5
gibi eserler yüzyıllar boyunca doğaya bakılmadan tekrar kopya edilerek
çoğaltılmıştır. Bu çoğaltma sırasında sanatçının atladığı bazı ayrıntılar ya da yaptığı
bazı değişiklikler kopyaların asıl örnekten farklılaşmasına neden olmuştur.
Kopyalamalar sonucunda giderek deforme olan bazı tasvirler doğal halinden
uzaklaşmıştır. Böylece, doğru olan bilgi bir sonraki nesillere olarak yanlış
aktarılmıştır (Sarı, 2008:24). Öyleyse, bir illüstrasyonun doğruluğu, metinde
anlatılanlara veya örnek alınan görsel kaynağa uygun olmasına bağlıdır. Bu yüzden,
tıbbi illüstrasyonun anlaşılır bir aktarım sağlayabilmesi ancak iyi bir gözlem sonucu
yeterli tıp ve sanat bilgisi ile mümkün olabilir.
Tıbbi illüstrasyonlar, eğitimle ilgili konular başta olmak üzere tüm tıp
branşlarında etkin olarak kullanılmaktadır. Tıp ve sağlıkla ilgili konularda canlıların
anatomik yapılarını, prosedürleri ve patolojik durumları gereksiz ya da dikkat dağıtan
unsurlardan uzaklaşarak açıkça anlatmaktadır (Özdemir vd., 2003:249). Öyle ki, tıbbi
içerikli bir kaynağın içinde konuyu destekleyici görsellerin olması, konuya verilen
önemi ve konunun hedef kitle tarafından kolay anlaşılır olmasını sağlamaktadır.
Örneğin, bir ameliyatın canlı video görüntüleri ile illüstrasyon uygulamaları
karşılaştırıldığında tıbbi illüstrasyonun anlatım yalınlığı fark edilmektedir (Sınav,
1994:127). Bunun yanında, illüstrasyonların anlaşılır bir biçimde uygulanması,
anatomik doğruluk, karmaşık içeriğin çeşitli izleyicilerin ilgisini ve anlayışını
geliştirmek için profesyonel, unutulmaz ve estetik olarak iki boyutlu ve üç boyutlu
görsellere dönüştürülebilmesi son derece önemlidir. Dolayısıyla tıbbi illüstrasyonlar
yaratmak için çeşitli yazılım paketleri ve dijital araçlar kullanmada uzmanlık
kazanmak kaçınılmazdır.
Resim 2.: Retrobulber Anestezi Enjeksiyonu İllüstrasyonu, Dr. Levent Efe
-
6
1.2. Tıbbi İllüstrasyonun Tarihsel Gelişimi
Yaşamın içinde sürekli var olan sanat, toplumlara yön vermiştir. Tarihsel
gelişimlerin gelecek nesillere aktarılması mağara duvarlarındaki figürler, kil
tabletler, el yazmaları, papirüsler ve gravürler sayesinde olmuştur. Bu yüzden, tıbbi
illüstrasyonun tarihi, resmin yeryüzünde ortaya çıktığı zamanlara dayanmaktadır. Öte
yandan tıp bilimi, tarih boyunca görselliğin vazgeçilmez olduğu bir alan olmuş ve
yazılı kaynaklarda tıbbi bilgiler daima resimlenerek açıklanmıştır. Öyle ki, yazının
keşfinden sonra bilginin kayıt altına alınması ve faydalanılması için yazılı kaynaklar
oluşturulmuştur. Doktor ve sanatçının ortak çalışmalarıyla insan bedeninin bölümleri
resmedilmiştir. Tedavi için çeşitli tekniklerin denendiği Mısır, Yunan, Hint, Çin ve
Mezopotamya uygarlıklarında, tıp dünyasını etkileyen hekimler önemli eserler ortaya
çıkarmıştır. Dinsel baskılar sebebiyle bedenin kesilerek incelenmesinin yasaklandığı
bir dönemde, hayvanlar üzerinde yapılan diseksiyonlar1, yüzyıllar boyunca yanlış
anatomi bilgisi edinilmesine sebep olmuştur (Akar, 2015:17).
Yüzyıllar boyunca devam eden incelemeler önemli gelişmeleri de beraberinde
getirmiştir. Örneğin, bedenin kutsallığına sadık kalınması sonucu, tıp bilgisi eski
metinlerin çevirileri yapılarak araştırılmıştır. İslam dünyasında “Şeyhü’r-reis”,
Batı’da ise “Avicennae” olarak tanınan İbn Sina (980-1037), devrinin bilim dallarına
200’den fazla eser vermiştir. Zamanın en büyük tıbbi eseri olan “Kanun fi’t-Tıb”,
Batı dünyasında “Tıbbın İncil’i” olarak tanımlanmaktadır (Bayat, 2010:224).
Resim 3.: Kanun fi’t-Tıb’ın Avrupa’da Basılan Nüshası
1 Seçici fonksiyonların ve bileşenlerin ilişkilerinin gözlemlenmesi için sökme ve içyapının belirlenmesi amacıyla yapılan yardımcı bir işlemdir.
-
7
16. ve 17. yüzyıllarda bu incelemeler tüm Avrupa tıp eğitiminde kullanılmaya
başlanmıştır. İnsan vücudunun içyapısını öğrenmek için mücadele eden anatomistler,
en büyük desteği sanatçılardan almıştır. İnsan bedenini tasvir eden ünlü ressam ve
heykeltıraşlar, kadavra diseksiyonlarına katılarak yüzeysel şekillerin altındaki
yapıları inceleme fırsatı bulmuştur. Gözlemler sonucu ortaya çıkan sanatsal değerleri
yüksek illüstrasyonlar, anatomistlerin hazırladıkları kitaplarda kullanılmıştır. Akılcı
düşünceyi temsil eden bilim ile estetik duyguları yansıtan sanat arasındaki uyum
gerçekleşmiştir (Yılmaz ve Mesut, 2008:77-78). Bu işbirliği sayesinde anatomi ve
görsel sanatların en önemli oluşumu olan tıbbi illüstrasyon ortaya çıkmıştır.
1.2.1. Tarih Öncesi ve İlk Çağda Tıbbi İllüstrasyon
Hastalık kavramının ne olduğu konusunda henüz bir bilgisi olmadığı
zamanlarda ilk insanlar, bu durumu kavrayana kadar belli bir süre geçirmiştir.
Hastalık nedenlerini bulmaya çalışan insanoğlu, doğa, güneş, ay, deniz, gök
gürültüsü ve şimşeğin hareketlerinden tedavi edici doğa güçlerini ortaya çıkarmaya
çalışmıştır (Aydın, 2006:6). Sebeplerini bilmediği hastalıklar ve olaylar karşısında,
yöntemler geliştirerek korunma yolları aramıştır.
İnsan topluluklarının zamanla yerleşik hayata geçmesiyle, tıbbi bilgi ve
uygulama kendini daha belirgin bir şekilde göstermiştir. Yazının bulunmasıyla
edinilen bilgiler, tecrübeler, efsane ve ritüeller kayıt altına alınmaya başlanmıştır.
Mezopotamya, Sümer, Akad, Babil, Mısır, Çin, Yunan, Roma ve İskenderiye
uygarlıkları, tıbbi bilgilerini ve uygulamalarını, el yazmalarına, papirüslere, kil
tabletlere, gravürlere aktarmışlardır (Akar, 2015:18).
Eski Mısır’da papirüs üzerine çizilmiş tıbbi uygulamalar ilk tıbbi illüstrasyon
örnekleri olarak kabul edilmektedir (Sınav, 2008b:53). Kağıt üzerinde metni
destekleyici veya bir olaydaki anı vurgulayıcı görsel materyallerin M.Ö. 2000’li
yıllara kadar uzandığını görmekteyiz. İngiliz Mısır bilimci James E. Quibell
tarafından bulunan “Ramesseum Papyrus” resmedilmiş ve bilinen en eski papirüs
rulodur (Diringer, [06.06.2017]).
-
8
Resim 4.: Ramesseum Papyrus, James E. Quibell, M.Ö. 2000
Edwin Smith Cerrahi Papirüsü (M.Ö. 1600), bilinen tıbbi papirüsler içinde en
bilimsel olanıdır. Travmatik yaralanmaların tedavileri sistemli bir şekilde
sınıflandırılmıştır. Baş, boyun, göğüs ve omurga travmaları aktarılmıştır (Bayat,
2010:64).
Resim 5.: Edwin Smith Cerrahi Papirüsü, M.Ö. 1600
Öte yandan, Ebers Papirüsü (M.Ö. 1500), 700 büyü formülünün yanında,
timsah ısırığından, ayak tırnağı ağrısına kadar 250 civarında hastalık ve 875 tedavi
reçetelerini içermektedir. Özellikle dolaşım sistemi, kalp ve kan dolaşımı hakkındaki
bilgiler doğru kabul edilmiştir (Akar, 2015:19). Ayrıca bilinen diğer papirüsler ise
şunlardır; Hearts Papirüsü (M.Ö. 1500), Kahun Papirüsü, Karlsberg Papirüsü.
Resim 6.: Ebers Papirüsü, M.Ö. 1600
-
9
Eski Mısır Uygarlığı’nda, resim özelliği taşıyan ve tamamen dekoratif düzene
sahip “Hiyeroglif” adı verilen yazılara rastlanmaktadır. Okunma özelliğinin yanı sıra
mezar ve abideleri süslemek amacıyla kullanılmıştır. “The Book of The Dead (Ölüler
Kitabı)” mısır dönemi el yazmalarına verilecek en önemli örneklerdendir (Küçük,
2009:9). Öte yandan eski Mısır hiyerogliflerinde gösterilen kalbin inek kalbi,
gırtlağın sığırın nefes borusu ve kafası şeklinde, rahmin bir kadınınkinden farklı bir
biçimde çift boynuzlu görünümde tasvir edilmiş olmaları nedeniyle, anatominin
hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalardan öğrenildiği anlaşılmaktadır (Lewis,
1998:64).
Resim 7.: The Book of The Dead, M.Ö. 1300
Zamanla daha kullanışlı ve işlevsel olan yazı malzemesi papirüs, yerini
kağıda bırakmıştır. Öyle ki, insanlara tıbbi konuların aktarılması kitaplarla
gerçekleştirilmiştir. Amacın daha iyi aktarılabilmesi için yazının yanında konuyu
anlatan illüstrasyonlara sıkça yer verilmiştir (Küçük, 2009:14).
Hint uygarlığında, hastalıkların tedavisi dini ritüellerle yapılmasına rağmen,
cerrahi bir sanat olarak görülmüştür. Antik Hindu cerrah Sushruta Samhita’nın
“Sushruta Samhita” isimli kitabında cerrahi teknikler, göz ve plastik
ameliyatlarından bahsedilmiştir. Örneğin, günümüzde estetik burun ameliyatlarının
öncülüğü olan rinoplasti operasyonu gerçekleştirilmiştir (M.Ö. 600). Burnu kesilen
zina suçlularına plastik burun ameliyatı uygulanmıştır. Alından ya da yanaktan deri
alınarak ve iki kamış parçası yardımıyla yeni bir burun yapma yöntemi kullanılmıştır
(Akar, 2015:19).
-
10
Resim 8.: Plastik Burun Ameliyatı, Sushruta, M.Ö. 600
Mısır resimleme tekniğinin etkisinde kalan Eski Yunan’da, zamanla
gözlemleme ön plana çıkarak dönemin kendi tarzı oluşturulmuştur. Sanatçılar tarihte
ilk kez, karşıdan görünen bir ayağın resmini çizdiklerinde, sanat tarihinde muazzam
bir dönüşüm yaşanmıştır (Gombrich, 1995:81).
Resim 9.: Karşıdan Görünen Ayak Çizimi Örneği, M.Ö. 510–500
Anatomi, M.Ö. 500 yıllarında tıp biliminin ayrılmış bir kolu olarak
tanınmıştır. İlk gelişmeler Hipokrat (M.Ö. 460-370) ve Aristoteles (M.Ö. 384-322)
tarafından gerçekleştirilmiştir. Aristoteles, anatomik illüstrasyonları bilimsel
çalışmalara dayandıran tarihteki ilk kişi olarak bilinmektedir (Tsafrir ve Ohry,
2001:100). Yunan tıbbının büyük hekimi Hipokrat, gözlemi dahil ederek tıbbı
mitolojik anlayıştan kurtarmıştır. Öyle ki, onun tıbbi anlayışı zaman içinde
geliştirilerek bugünkü modern tıbbı ortaya çıkarmış, geçmişin ampirik hekimliği
değerini kaybetmiştir. (Bayat, 2010:34).
-
11
Roma döneminde, Galenus (M.Ö. 129-200), tıbba en önemli katkılarını
anatomi ve fizyoloji alanlarında sağlamıştır. Kadavra üzerine çalışmalar ilk kez
Galenus tarafından yapılmıştır (Küçük, 2009:55). Hippokrates’in “Humoral Patoloji”
ve Erasistratos’un “Pneuma (ruh)” teorilerini sentezleyip kendi teorisini ortaya
koyma biçimini Bayat (2010), şöyle açıklamaktadır:
Temel organların (kalp, beyin, karaciğer) sağlığından özel bir
pneuma’nın (nefes, ruh) sorumlu olduğunu; kandan arınmış
sinirlerdeki pneuma’nın vücudun hareketini ve fonksiyonlarını
düzenlediğini; vücudun, kalpteki hayati ruh, beyindeki hayvani ruh,
karaciğerdeki doğal ruh ve dört humor (kan, balgam, safra, kara
safra) ile yönetildiğini savunmuştur (Bayat, 2010:141).
Resim 10.: Kan Dolaşımı Şeması, Galenus
Dönemin bir diğer önemli tıp yazarı Aulus Cornelius Celsus (M.Ö. 25-
50)’un, tıp klasikleri arasında yer alan eseri “De Medicina (Tıp Üzerine)” üç
bölümden oluşmuştur. Eserde cerrahi tedavi yöntemi olarak akıl ve kalp
hastalıklarının tanısını ve atardamar kanamalarının durdurulması için damarın
bağlanmasını açıklayan ilk kaynak olmuştur (Akar, 2015:20). Öte yandan, M.Ö. 1.
yüzyıldan günümüze ulaşan Roma duvar resimlerinde Herophilos’un tıbbi
uygulamaları betimleme olarak yer almaktadır (Üster, 2002:8).
-
12
1.2.2. Avrupa’da Tıbbi İllüstrasyon
Avrupa’da hızla gelişen bilimsel icatlar, yeni yerlerin keşifleri, ticaret
yollarının artması ve özellikle matbaanın icadıyla, bilginin hızla ve ucuz olarak
paylaşılması Rönesans’a geçiş dönemini hızlandırmıştır. Böylece 14. yüzyılda,
Aristo ve Galen’in tanımladığı bilgilerde eksik kısımların tespit edilmesiyle tıp
alanında Rönesans başlamıştır (Akar, 2015:361).
Rönesans’la birlikte tıp adamları, felsefi tartışmaları bırakıp ampirik
metodunu bilimsel bilgi üretim metoduna dönüştürmeye çalışmışlardır. Bu dönemde
akılcı, araştırmacı, bilim ve felsefi düşünce daha ön plana çıkmıştır. Gerçekleşen
gelişme sadece tıp alanında değil özellikle başta sanat olmak üzere toplumu
ilgilendiren her alanda kendini göstermiştir (Küçük, 2009:61). Sanatsal çalışmalar,
bilginin etkili anlatımı için oldukça gereklidir. Bu çalışmalar için seçilen yöntemler,
çağın getirdiği olanaklarla iyi resmi elde etmeye yöneliktir. Öyle ki, sanatçı
resmettiği figür resminin doğru ve etkileyiciliğini, doğru anatomi bilgisiyle eş
tutmaktadır (Akar, 2015:20). Rönesans devrinde birçok hekim ve sanatçı, modern tıp
alanında önemli çalışmalar yapmış, fakat devrim olarak nitelendirilebilecek
çalışmalarından dolayı bazı isimler ön plana çıkmıştır.
15. yüzyıldaki ilerlemelerin bir ölçüsü olan Antonio del Pollaiuolo (1433-
1498)'nun "Battle of Ten Nude Warriors (On Çıplak Savaşçının Savaşı)" isimli
eserinde muazzam gravürler görülmektedir. Koyu ve açık değerleriyle Roma
kabartması olduğu düşünülen bir manzara karşısında modellenen bu figürler,
yüzyıllarca sürecek bir anatomik gösterim söylemi oluşturmuştur (Rifkin vd.,
2013:8).
Resim 11.: Battle of Ten Nude Warriors, Antonio de Pollaiuolo, 1472
-
13
Anatomik şekiller 13. yüzyıldan itibaren, bir tahta parçası üzerine çizilerek ve
mürekkeplenerek kağıda basılmıştır. Bilgiye daha fazla ihtiyaç duyulduğu bu
dönemde tıp ve felsefe eğitimi veren Mondino da Luzzi (1270-1326), 1316 yılında
biten ve ilk kez Padova’da 1478’de yayınlanan “Anathomia” adında ilk anatomi
kitabına imzasını atmıştır. Mondino güncel anatomik yaklaşımları bir çalışma haline
getirerek ve anatomiyi insan kadavrası üzerinden öğreterek tıp tarihine büyük
katkılarda bulunmuştur (Lewis, 1998:56).
Resim 12.: Diseksiyonu Tanımlayan Ağaç Baskı Örneği,
Mondino da Luzzi, 1478
Birbirinden oldukça farklı ve bağımsız altı tıbbi tezden oluşan “Fasciculus
Medicinae (tıbbi fasikül)” ilk resimli tıbbi eser olarak dikkat çekmektedir. İçindeki el
yazmalarından sadece birinin sahibi olan Johannes de Kethamın bu eseri iki el
yazmasıyla ilk kez 1491 yılında basılmıştır (Yiğitler, 2003:109).
Resim 13.: Fasciculus Medicinae’ye Ait Bir Sayfa, 1491
-
14
Hem sanat hem de tıp alanında başarılarıyla bu dönemde en önemli
isimlerden biri olan Leonardo da Vinci (1452-1519)’nin, insanları ve nesneleri titiz
biçimde gözleyip resimlemesi, toplumun rasyonelliğe güvenmesini sağlamıştır
(Bayat, 2010:168). Bilimsel araştırmalarıyla sanatı birleştirerek, araştırmanın ve
merak etmenin önemini vurgulamıştır (Akar, 2015:7). Ayrıca 30’dan fazla kadavra
üzerinde çalışan Leonardo, oluşturduğu illüstrasyonlarla tıbbi özelliklerinden çok
sanatsal özellikleriyle değerlendirilmektedir (Loechel, 1960:169).
Resim 14.: Leonardo da Vinci’ye Ait Tıbbi İllüstrasyon Eskizleri
Leonardo, 1506-1513 yılları arasında, ikinci Milano döneminde Pavia’lı
anatomist Marcantonio della Torre ile birlikte genel bir anatomi kitabı hazırlamıştır.
Daha önce Roman mimar Marcus Vitruvius Pollio (M.Ö. 75-15)’un tanımladığı
Vitruvian Man’in yorumlanan halini de içinde bulunduran “Anatomi Notları”,
önemli eskizler içermektedir. 12 cilt ve 750 adet olağanüstü çizimden oluşan ve hiç
yayınlanmayan 20 yıllık çalışmalarını sadece çağdaşları görebilmiştir (Seylan,
2016:87).
Resim 15.: Vitruvian Man, Resim 16.: Vitruvian Man,
Vitruvius Pollio, MÖ. 20-30 Leonardo da Vinci, 1490
-
15
Rönesans’ta dini etkiden arınmış tıbbın ilk adımını, Andreas Vesalius
olağanüstü anatomi çalışmalarıyla atmıştır. 1538’de Padua Üniversitesi’nde anatomi
profesörü olan Andreas Vesalius (1514-1564), Galenus’un bilgilerine göre
hazırladığı ilk anatomi kitabı “Tabulae Anatomicae Sex (Altı Anatomi Levhası)”nı
yayınlamıştır. Ancak, bir süre sonra Galenus’un verdiği anatomi bilgilerinin
hayvanlara ait olduğunu tespit ederek, kendi gözlemlerine göre yeni bir anatomi
kitabı yazmaya karar vermiştir (Bayat, 2010:169). Daha sonra Vesalius, ham
eskizlerle kendi diseksiyonunu çizmiştir. Vesalius 1543’te, o zamana dek yazılmış
en büyük bilim kitaplarından biri olan ve 300’den fazla çizim içeren 663 sayfalık
“De Humani Corporis Fabrica, Libri Septem (İnsan Vücudunun Yapısı Üzerine Yedi
Kitap)” isimli kitabını yayınlamıştır. Bu kitap, anatominin bilim ve sanatta daha
önceki tüm çabalarını tamamen geçersiz kılmış ve tıp literatürü tarihinde büyük yer
tutmuştur (Rifkin vd., 2013:14). Flaman sanatçı Jan Stefan van Kalkar’ın yardımıyla
çizilen Vesalius’un baskılarında, öğrencilerin diseksiyon sürecinde gördükleri şeyin
hafızalarında canlandırdıkları şekil ile bağdaştırmaları amaçlanmıştır. Vesalius, insan
anatomisini Galenus’un yanlış bilgilerinden kurtarıp diseksiyon masalarına götüren
ve böylece modern tıbbın temeline ilk taşı koyan kişi olarak tanınmıştır (Bayat,
2010:175).
Resim 17.: De Humani Corporis Fabrica, Libri Septem,
Andreas Vesalius, 1543
-
16
Charles Estienne (1504-1564)’nin birtakım önemli tıbbi keşifleri içeren “De
dissectione partium corporis humani (İnsan bedeninin diseksiyonu)” kitabı
1530’larda yazılmıştır. Ancak Vesalius’un eserinden iki yıl sonrasına kadar
yayınlanmadığı için bu eserin gölgesinde kalmıştır (Rifkin vd., 2013:16).
Resim 18.: De dissectione partium corporis humani,
Charles Estienne, 1545
Öte yandan, Vesalius’un öğrencisi olan Mateo Realdo Colombo (1516-
1559)’nun ölümünden sonra yayınlanan “De re Anatomica” kitabının çizimlerini de
Michelangelo Buonarroti (1475-1564) yapmıştır. Vesalius’un “De Humani Corporis
Fabrica” adlı eserinden sonra İtalya’da yayınlanan ikinci önemli yapıttır (Eknoyan,
1997:8).
Resim 19.: De re Anatomica, Mateo Realdo Colombo, 1559
-
17
Vesalius’un diğer bir takipçisi olan Juan Valverde de Amusco (1525-
1588)’nun, “Historia de la composicion del cuerpo humano (İnsan Vücudunun
Tarihçesi)” kas ve omurga üzerine çalışmalar içermektedir (Rifkin vd., 2013:27).
Resim 20.: Historia de la composicion del cuerpo humano,
J. Valverde, 1560
Modern cerrahide önemli bir yere sahip olan Ambrose Paré (1510-1590), tıp
eğitimini usta berber-cerrah olarak tamamlamıştır. Savaş cerrahı olarak görev
yapması sayesinde kesilen el ve ayakların yerine ortez ve protezleri tasarlamıştır.
Göz protezleri, cerrahi aletler ve doğum forsepslerini tanımladığı tüm eserlerini Les
Oeuvres’de toplamıştır (Akar, 2015:10).
Resim 21.: El Cerrahisi, Ambroise Pare, Les Oeuvres, 1564
-
18
Vidis Vidius ise, “canalis pterygoideus (kafatası kanalı)” ve bu kanaldan
geçen sinir, arter ve ven’i göstererek anatomi tarihine geçmiştir. Daha sonra 1611’de,
insan anatomisini kapsamlı bir şekilde anlatan “De Anatome corporis humani”
kitabını yazmıştır (Yılmaz ve Mesut, 2008:81).
Resim 22.: De Anatome Corporis Humani, Vidi Vidii Florentini, 1611
İngiliz doktor William Harvey (1578-1657), insan vücudundaki kanın akışını
incelemiştir. O zamana dek insanların çoğu, yiyecekler vücut tarafından yakıt olarak
kullanıldığında karaciğer tarafından kana dönüştürüldüğüne inanmaktaydı. Harvey,
“Exercitatio de Motu Cordis Sanguinis” eseriyle tüm vücutta dolaşan kanın kalpte
nasıl pompalandığını ve devridaim yaptığını açıklamıştır. Böylece, kalp ve kan
damarlarındaki tüm modern araştırmaların temelini oluşturmuştur (Ülman, 2009:62).
Resim 23.: De Motu Cordis, William Harvey, 1628
-
19
17. yüzyılda anatomik araştırmaların merkezi Kuzey Avrupa ülkelerine
kaymıştır. Hollandalı ressam Harmenszoon van Rijn Rembrandt (1606-1669),
anatomist Dr. Nicolaes Tulpius (1593-1674)’un diseksiyon çalışmalarından
etkilenmiştir. Hekimler, tüccarlar ve halktan oluşan izleyicilerin dahil olduğu
cerrahlar locasında yapılan incelemeden ilham alan sanatçı 1632 yılında dünyaca
ünlü “Anatomi Dersi” tablosunu tamamlamıştır. Renklerin ve açık – koyu kontrastın
emsalsiz örneği sayılan bu kompozisyon, konusu itibariyle de sanat ile tıp biliminin
birlikteliğini en iyi şekilde göstermiştir (Yılmaz ve Mesut, 2008:82).
Resim 24.: Dr. Nicolaes Tulpius’un Anatomi Dersi, Rembrandt, 1632
İngiliz hekim Thomas Willis (1621-1675), beyine aşağıdan yaklaşarak
kafatasından ayrı incelediği araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmaları içeren, “Cerebri
Anatomy (Beyin Anatomisi)” ve “The Anatomy of the Brain and Nerves (Beyin ve
Sinirlerin Anatomisi)” isimli kitapların çizimlerini ise çalışma arkadaşı Christopher
Wren (1632-1723) yapmıştır (Üstün, 2004:273-274).
Resim 25.: Cerebri Anatomy, Christopher Wren, 1664
-
20
Govert Bidloo (1649-1713)’nun resmettiği “Anatomia Humani Corporis” adlı
kitabın illüstrasyonları metal baskı kitaplarına verilebilecek örneklerden birisi
olmuştur. Bu baskı tekniğinin en belirgin özelliğinin ayrıntıyı daha iyi yansıtması
olduğu söylenebilir (Küçük, 2009:90).
Resim 26.: Anatomia Humani Corporis, Govert Bidloo, 1685
Öte yandan, Flaman sanatçı Jan Vandelaar (1690-1759) ve Bernard Siegfried
Albinus (1697-1770)’un başarılı işbirliği ile 1747 yılında “Tabulae sceleti
musculorum corporis humani” isimli büyük anatomi atlası basılmıştır. Tüm
iskeletlerin üç açıdan gravürü ve erkeklere ait tüm kasların dokuz adet gravürü
benzersiz bir illüstrasyon süreci kullanılarak üretilmiştir (Wilson-Pauwels, 2009:10).
Resim 27.: Tabulae Sceleti Musculorum Corporis Humani,
Vandelaar ve Albinus, 1747
-
21
William Smellie (1697-1763), “A Sett of Anatomical Tables, with
Explanations, and an Abridgement, of the Practice of Midwifery (Açıklamalı
Anatomi Tabloları Seti ve Ebelik Uygulamasının Kesintisi)” isimli eserini geniş
deneyimleriyle harmanlamıştır. 531 vaka içeren bu eser 3 ciltten oluşmaktadır.
Resim 28.: Practice of Midwifery, William Smellie, 1754
Deneysel tıbbın kurucusu cerrah Claude Bernard (1813-1878), Charles Huette
ile beraber 1848’de ilk cerrahi atlasını hazırlamıştır. Atlasın içeriğinde, operatif
cerrahi ve cerrahi hakkında temelde farklı prosedürler ve cerrahi teknikler hakkında
bilgiler verilmiştir. Ayrıca, damar cerrahisi ve alt ekstremite cerrahi ampütasyonu2 da
detaylı bir şekilde gösterilmiştir (Akar, 2015:25).
Resim 29.: Elin Kas Yapısı, C. Bernard ve C. Huette, 1848
2 İyileşmesi olanaksız görülen bir organı kesip atma işlemi.
-
22
Dr. Henry Gray (1831-1897)’in anatomi çalışmalarını içeren “Gray’s
Anatomy”nin ilk baskısı 1858 yılında yapılmıştır. 1200'den fazla ikonik anatomik
diyagramın yer aldığı kitabın illüstrasyonlarını anatomist ve ressam Henry Vandyke
Carter (1831-1897) hazırlamıştır. Zamanının en kapsamlı ve ulaşılabilir kaynağı
olmuştur (Pearce, 2009:292).
Resim 30.: Boyun Diyagramı, Henry Vandyke Carter, 1858
Bir başka ünlü tıbbi illüstratör olan Max Brödel’in (1870-1941) modifiye
ederek geliştirdiği nefropeksi3 ameliyatında kullanılan Brödel Dikişi ve böbrekteki
Brödel çizgisi tıp literatürüne geçmiştir (Schultheiss vd., 2000:55). Max Brödel,
modern tıp illüstrasyonu eğiliminin en önemli yenilikçilerinden ve yaratıcılarından
biri olarak tanınmıştır (Crosby, 1991:131).
Resim 31.: Brödel Çizgisini Tanıımlayan Örnek İllüstrasyon,
Smith ve Tanagho, 2012
3 Sarkan böbreğin yerine getirilmesi ameliyatı.
-
23
Medikal illüstratörlüğü “görülemeyeni ve hiç yapılmamış olanı çizmek ve
bunu binlerce insana sözsüz olarak söylemek” olarak ifade eden Frank H. Netter
(1906-1991), insan anatomisi, fizyolojisi ve patolojisinin yanı sıra tıpta çığır açan
keşiflerin illüstrasyonlarını da üretmiştir. Daha sonra, insan anatomisini,
embriyolojisini, fizyolojisini, patolojisini ve her bir sistemde ortaya çıkan
hastalıkların ilgili klinik özelliklerini kapsayan bir dizi atlas serisini yayınlamıştır
(Seylan, 2016:88).
Resim 32.: Kemik İliği Biyopsisini Anlatan Tıbbi İllüstrasyon, Frank H. Netter
Gerek sanat tarihinde, gerekse anatomi tarihinde çok önemli yerler işgal eden
bu ünlü sanatçı ve bilim insanları, yaşadıkları dönemin ruhuna uygun hareket
etmişlerdir. Özellikle fotoğraf tekniğinin olmadığı çağlarda, yetenekli ressamların
çizimleriyle matbaa teknolojisine, tıp bilimine ve eğitimine paha biçilmez hizmetler
sunulmuştur (Yılmaz ve Mesut, 2008:83). Avrupa tarihinin bu önemli isimleri ve
eserleri sonraki nesillere kaynak olmuştur.
1.2.3. Osmanlı İmparatorluğu’nda Tıbbi İllüstrasyon
Osmanlı İmparatorluğu’nda tıpla ilgili çalışmalar 14. yüzyılda başlamıştır. En
eski Türkçe tıp kitabı olduğu tahmin edilen, Hekim Bereket’in “Tuhfe-i Mübarizî
(Karşılıklı Tartışmaya Hediye)” adlı eseri oldukça önemlidir. Kitabın içeriğinde
bitkiler, tedavi ve ilâç hazırlama hakkındaki deneyimler ve daire biçiminde şema
çizimleri bulunmaktadır. Yazıldığı tarih tam olarak belli olmamakla birlikte, 13. veya
14. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen eserin bilinen iki nüshası vardır. Diğer yandan,
-
24
İshak bin Murat'ın “Havasü'l Edviye” (1389) adlı eseri ise, Osmanlılarda yazılmış ilk
Türkçe telif tıp eseridir (Erdağı, 2001:46).
Osmanlı’da tıp alanında görselleştirme, minyatürlerle sağlanmıştır. Türk tıp
tarihinde, cerrahi uygulamaya yönelik en eski minyatürler, 15. yüzyıl cerrahisinde
görülmüştür (Küçük, 2009:81). Öyle ki, 1386’da Amasya’da doğan Sabuncuoğlu
Şerefeddîn (1386-1468), iyi bir tahsilden sonra şehrin önemli hekimlerinden usta -
çırak ilişkisi içinde tıbbı öğrenmiştir. Cerrahi tıp alanına ilgi duyarak inceleme ve
araştırmalar yapmıştır (Bayat, 2010:302). Türkçe çeviriler ve renkli minyatürleri
eklediği “Cerrahhiyyetü’l Haniyye” isimli kitabında kendi tecrübe ve yeniliklerini
tanımlamıştır. Kitapta yer alan renkli minyatür resimler, Türk Tıp tarihinde ilk
olmuştur. Eserde 136 cerrahi girişim, 163 cerrahi aletin resmi yer almıştır (Akar,
2015:24). Acar (2015) ise, bu eseri şöyle tanımlamaktadır:
Cerrahiyetü’l-Haniyye’nin belki de en önemli özelliği, 100’den
fazla renkli çizim içeriyor olmasıdır. Bu çizimlerin tümünde,
metinlerdeki tedavi uygulamaları resmedilmiştir. Bu uygulamalarda
hastanın, hekimin, hastalıklı bölgenin ve yapılan işlemin açıkça
tanımlandığı görülmektedir. Kitaptaki çizimlerde jinekolojik
pozisyonların resmedilmiş olması ve kadın sağlıkçıların da
çizimlerde yer almış olması, kitaba ayrı bir özellik
kazandırmaktadır. Bu nedenlerden dolayı Cerrahiyetü’l-Haniyye,
Türk ve İslam dünyasının ilk resimli tıp ders kitabı olarak da kabul
edilmektedir. ...Türk tıp tarihinin önemli kaynaklarından birisi olan
Cerrahiyetü’l-Haniyye’nin yazılışının üzerinden 550 yıl geçmiştir
(Acar, 2015:38).
Öyle ki, sadece üç adet el yazmasının günümüze ulaştığı ve Sabuncuoğlu’nun
en bilinen eseri olan bu kitabın, Türkçe yazılmış olması da Türk tıp tarihinde önemli
bir yer tutmasını sağlamıştır.
Resim 33.: Cerrahhiyyetü’l Haniyye, Sabuncuoğlu Şerefeddin, 1465
-
25
17. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlılarda Avrupa etkisi görülmeye
başlanmıştır. Şirvan'lı Şemseddin-i İtaki'nin (1570-1640) yazmış olduğu “Risale-i
Teşrih-i Ebdan ve Tercüman-ı Kibale-i Feylosofan (1632)” adlı eseri bu etkiye bir
örnek olarak gösterilebilir. Bu eser içinde yer alan anatomik bilgiler, resimler,
gösterdiği dil özellikleri ve anatomi terminolojisi bakımından önemli bir yere
sahiptir. Ayrıca eserde kemikler, sinirler, kaslar, damarlar, beyin, iç organları ve
duyu organları ele alınıp incelenmiştir. (Kahya, 1996:171).
Resim 34.: Ürogenital Sistem Şeması, Şemseddin-i İtaki
19. yüzyılda ilk tıp kitabını hekim, bilim adamı ve tarihçi Şanizade Ataullah
Efendi (1771-1826)’nin yazdığı bilinmektedir. “Hamse-i Şanizade” isimli kitabını,
çevirilerinin yanı sıra tecrübelerini de ekleyerek beş bölümde tamamlamıştır. Kitabın
içinde 56 adet resim ile Türkçe ve Latince anatomi terimleri açık bir Türkçe ile
yazılmıştır. Kitap, insan vücudunun genel bilgisiyle başlayarak kas, kemik ve
sinirlerin ince yapıları anlatılmasıyla devam etmiştir (Akar, 2015:23). Ayrıca,
dönemin tıp eğitimindeki boşluğu doldurmuş ve uzun süre ders kitabı olarak
okutulmuştur. 5 kitaptan oluşan ve “Hamse-i Şânîzâde” olarak adlandırılan tıbbi
eserleri sırasıyla şöyledir: “Mir’âtü’l-Ebdân fî Teşrîhi Âzâü’l-İnsân” (anatomi),
“Usûlü’t-Tabî‘a” (fizyoloji), “Miyârü’l-Etibbâ” (iç hastalıkları), “Kanûnü’l-
Cerrâhîn” (cerrahi) ve “Mîzânü’l-Edviye” (farmakoloji) olarak bilinmektedir. Bu
eserlerden, batının tanınmış anatomistlerinin eserlerinden 56 anatomik levhayı ihtiva
-
26
eden “Mir’âtü’l-Ebdân” ilk modern anatomi kitabı, “Usûlü’t-Tabî‘a” ise Türkiye’de
basılmış ilk fizyoloji kitabı olma özelliğini taşımaktadır (Bayat, 2010:326).
Resim 35.: Miyârü’l-Etibbâ, Şanizade M. Ataullah
1827 yılında, bir yandan tıp okulunun açılması gibi bilimsel ve eğitim
alanında gelişmeler yaşanırken, öte yanda devletin sağlık hizmetlerine olan ilgisi
artmaya başlamıştır (Aydın, 2006:247). Öyle ki Türkiye’de, Avrupa’daki tıp
eğitiminin örnek alınarak kurulan Galatasaray’ı Mekteb-i Tıbbiyesi (1841- 1842)’nin
eğitim dönemi ders programına ilk defa resim dersleri eklenmiştir. Muallim Tevfik
Bey ikinci sınıf öğrencilerine “fenn-i tasvir” ve üçüncü sınıf öğrencilerine “fenn-i
resmu tasvir” dersleri vermiştir. Tıp öğrencisinin gördüğünü resmetmesi gerekli
bulunmuş, öğrenciye “bakmak değil ‘görmek’ öğretilmelidir” düşüncesi uygulamaya
konulmuştur. Ancak, daha sonraki yılların ders programlarında tıp bilgisinin
resmedilmesi Tıbbiye müfredatında yer almamıştır (Sarı, 2008:32).
Tıbbi illüstrasyonun gelişiminde sadece bilimdeki ilerlemeler değil, toplumun
kültürel, politik ve dinsel inanışlarındaki değişikliklerin yansımalarının da etkili
olduğu söylenebilir (Sınav, 1994:128). Bu yüzden, Osmanlı tarihindeki eserler ve
ilerlemeler tıbbi illüstrasyonun gelişimine önemli katkılar sağlamıştır.
-
27
1.2.4. XXI. Yüzyılda Tıbbi İllüstrasyon
Tıp bilimindeki gelişmeler her zaman bilim ve teknolojideki ilerlemelere
paralel olarak ilerlemiştir (Wells, 1990:230). Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin çok
büyük ilerleme kaydettiği bu yüzyılda, tıbbi illüstrasyon da bu değişimine bağlı
olarak gelişim göstermiştir. Anatomik yapıların anlaşılmasında bir ihtiyaç haline
gelen diseksiyonun bilimsel bir metot olarak kabul edilmesi sağlanmıştır. Tıbbi
illüstrasyonların kullanılmasıyla birlikte klinik, cerrahi, otopsi gözlem bulguları vb.
bulunduğu çağın yöntemleri kullanılarak, çeşitli ortamlara aktarılıp tıp biliminin
hizmetine sunulmuştur (Whillis, 2001:55).
Çağdaş tıp çalışmalarının DNA, hücresel, hormonal olarak çok detaylı
yapılması sonucu kas, doku, zar ve kemik gibi anatomik özellikler kolaylıkla
öğrenilmiştir. Örneğin, vücuttan çıkarılan sıvı ve yağların yerine likit plastik
konularak kadavraların bozulmasını önleyen yöntemi keşfeden Dr. Gunther von
Hagens, bağışlanan bedenleri kullanarak Dr. Angelina Walley ile birlikte Body
World Sergi’sini düzenlemiştir. Bilimin, sanatın ve teknolojinin birleşerek bedenin
tüm çıplaklığıyla görülebildiği bu sergide, insanın ana rahminden ölümüne kadarki
serüveni, sanatsal bir estetikle anlatılmıştır. Ayrıca, insan anatomisinin her detayı üç
boyutlu olarak görülebilmiştir (Akar, 2015:366). 1995 yılından bu yana düzenlenen
sergi, halen Dünya’nın farklı ülkelerinde belirli sürelerle gösterilmeye devam
etmektedir. Bu sergi, tıp eğitiminde görselliğin ve sanatın önemini bir kez daha
gözler önüne sermiştir.
Resim 36.: Body World Sergisinden Bir Fotoğraf, İstanbul, 2010
-
28
Sürekli yenilenen bilginin, aktarılması ve anlaşılabilir olmasının ancak
kullanılan görsellerin çokluğu ve kalitesiyle mümkün olmaktadır. Günümüz tıp
eğitiminde, öğrencilere anatomi bilgisi her ne kadar kadavra üzerinden veriliyor olsa
da, öğrenilen bilginin tekrarlanması ve daha detaylı görülmesi, bu bilgileri
destekleyici görsellerle sağlanmaktadır. Bu yüzden 21. yüzyılda, tıp eğitimi
içerisinde tıbbi illüstrasyonların kullanım alanları hızla artmaktadır.
21. yüzyılda, yeni bir teknik olarak kullanılan “Dijital İllüstrasyon” ile
birlikte, görülemeyeni göstermek ve görsellere hareket kazandırmak mümkün hale
gelmiştir. Böylece, elde edilen görüntülerin işlenmesinde yeni metotlar geliştirilerek,
diseksiyon veya cerrahi müdahale yapılamasa dahi, tıbbi çizimlerle anlatım
yapılması sağlanmıştır (Shepperd, 2001:109). Bilgisayar destekli olarak hazırlanan
bu illüstrasyonlar, interaktif ortamlara da taşınmıştır. Bu yöntemle birlikte, detaylı
anatomik incelemeler, üç boyutlu ve hareketli mültimedya uygulamalar doktorların
ve eğitimcilerin hizmetine sunulmuştur. Öte yandan, teknolojik gelişmeler sayesinde
canlı ameliyatların, eş zamanlı olarak dünyanın dört bir tarafından izlenebilme
imkanı elde edilmiştir. Özellikle, etkileşimli bilgisayar ortamlarında öğrenci, anatomi
bilgisini daha detaylı, katmanlar halinde veya ön - arka ilişkilerini görerek
öğrenebilmektedir (Seylan, 2016:90).
Eğitim sistemine getirilen modern görselleştirme metotlarının yaygınlaşması
tıp eğitiminde kolaylıklar sağlamıştır. Tıbbi illüstrasyona verilen önemin artması ve
ilgili alanlarda görsellerin oluşturulması, bilginin kolay ve anlaşılır olmasına imkan
sağlamıştır (Küçük, 2009:104).
Resim 37.: Prostat Kanseri Gösteren Dijital İllüstrasyon, Body Scientific
-
29
Önemli tıbbi illüstratörlerden biri olan Prof. Dr. Ahmet Sınav, bu konudaki
yaklaşımını şöyle açıklamıştır:
...“daha az öğretimle daha çok öğrenmek” prensibine dayalı yeni
eğitim projeleri üzerinde çalışmalara her geçen gün bir yenisi
eklenmektedir. Bu projelerin en göze çarpan ortak noktasında
“interactivity” terimini görmekteyiz. Bu terimi Türkçeye
“öğrenicinin öğrenme materyali ile aktif etkileşimi” olarak tercüme
edebiliriz. İnteraktivitenin öğrenme sürecini kısalttığı bilimsel
deneylerle kanıtlanmış durumda. Bunun yanında virtual reality
(sanal gerçeklik) sayesinde eğitimde tıbbi uygulamaların
simülasyonları yapılabilmektedir (Sınav, 2008b:56).
Resim 38.: Dış Kulağı Tanımlayan İllüstrasyon, Prof. Dr. Ahmet Sınav
Bir diğer önemli tıbbi illüstratör Dr. Levent Efe ise, teknolojik gelişmeler
ışığında tıbbi illüstrasyon alanını şöyle anlatmıştır:
21. yüzyılın Tıbbi Resmi, Atlantik’in her iki yanında farklı ekoller
olarak varlığını sürdürüyor. Baskı teknolojilerinin ilk kez ortaya
çıktığı Avrupa ülkelerinde mükemmel örneklerini gördüğümüz
tıbbi resimler, doğal olarak bu ülkelerde belirli ekollerin
gelişmesine yol açtı. Ancak günümüzde, Avrupa kökenli bilimsel
dergilerde daha konservatif, daha yalın anlatımlı çizimler izlerken,
ABD’den gelenlerde daha çok görsel anlatımlara olanak tanıyan bir
anlayışı görebiliyoruz (Efe, 2008:61).
Resim 39.: Robotik Timektomiyi Tanımlayan Ödüllü İllüstrasyon, Dr. Levent Efe
-
30
Tıbbi illüstratör, tıp, bilim, sanat, grafik tasarım, görsel teknoloji, medya-
iletişim teknikleri ve öğrenme ile ilgili teoriler konusunda uzmanlaşmış ve ileri
düzeyde eğitim görmüş profesyonel bir sanatçı olarak tanımlanabilir. Bilim insanları,
hekimler ve eğitimcilerle işbirliği içinde eğitim, tıp ve biyoloji araştırmaları, hasta
bakımı ve eğitimi, halkla ilişkiler ve pazarlama hedeflerini desteklemek için
karmaşık teknik bilgilerin görsel çevirmenleri olarak görev yapmaktadırlar (Seylan,
2016:89).
Teknolojik gelişmeler sayesinde illüstrasyon sürecini daha anlaşılır uygulama
imkanı bulan tıbbi illüstratörler, yüksek teknolojiyi oldukça verimli bir şekilde
kullanmaktadır (Ansary, 2000:70). Farklı tekniklerle oluşturulan tıbbi illüstrasyonlar,
çeşitli metotlarla çoğaltılarak metinleri tanımlayıcı bir şekilde basılmaktadır. Bunun
yanında, yeni medya olanakları ile internet ağı, alan mensuplarının mesleki
iletişimlerini güçlendirmektedir.
Resim 40.: Kadınlarda Kardiyovasküler Hastalıklar, Christy Krames
Günümüzde tıbbi illüstratörlerin çalışma alanları oldukça artmıştır. Öyle ki,
bu sanatçılar tıp fakültelerinin tıbbi resimleme birimlerinde, büyük eğitim ve
araştırma hastanelerinde, animasyon stüdyolarında, yayınevlerinde, adli tıp
bürolarında ve grafik ajanslarında iş olanakları bulabilmektedir (Efe, 2008:62).
Öte yandan, Batı’da bu alanda açılan okullar, sergiler, meslek kuruluşları ve
kütüphane arşivleri tıbbi illüstratörlüğün tamamen kurumsallaştığının bir göstergesi
olmuştur (Seylan, 2016:85). Örneğin, 1945 yılında 5 tıbbi illüstratörün girişimleri ile
Chicago’da kurulan “The Association of Medical Illustrators (Tıbbi İllüstratörler
-
31
Derneği)”, aynı yılın temmuz ayında 30 tıbbi illüstratörün delegasyonu ile
toplanmıştır. Derneğin resmi amacının ise; tıbbi illüstratörlüğü ve görsel eğitim
alanındaki çalışma ve gelişmeleri desteklemek, tıp bilimini anlayıp tıp bilim
insanlarıyla ortak çalışmalar yaparak tıbbi illüstratörlüğü geliştirmek olduğu
belirtilmiştir (Sınav, 2008a:47). Örneğin, her yıl yapılan yarışmalar ve sergiler bu
gelişime katkı sağlamak amacıyla düzenlenmektedir. Öte yandan, ABD’deki
“National Library of Medicine (Ulusal Tıp Kütüphanesi)” ve Londra’daki
“Wellcome Library” 150 yıllık geçmişe sahiptir. Bu kütüphaneler, üç milyondan
fazla tıp bilim arşivini dijitalleştirerek çevrimiçi hizmete sunmuştur (Seylan,
2016:89).
Alanında verilen eğitimler sayesinde tıbbi illüstrasyon, günümüzde akademik
seviyede bir bilim dalı ve profesyonel bir meslek dalı olmuştur (Ollerenshaw,
2000:2). Öyle ki 19. yüzyıl başında Amerika’da gerçekleşmiş olup halen Amerika,
Kanada ve Avrupa’da uluslararası alanda hizmet ve eğitim veren birçok akademik
birim mevcuttur (Sınav, 2008b:57). Günümüzde Amerika ve Kanada’da, tıbbi
illüstrasyon eğitimi veren 5 adet tıbbi resim birimi bulunmaktadır:
I. Graduate Program in Medical Illustration School of graduate Studies The
Medical College of Georgia, Augusta.
II. Department of Biomedical Visualization College of Associated Health
Professions University of Illinois at Chicago, Chicago, Illinois.
III. Department of Art as Applied to Medicine The Johns Hopkins School of
Medicine, Baltimore.
IV. Dept. of Biomedical Communications The University of Texas Southwestern
Medical Center, Dallas, Texas.
V. Biomedical Communications Institute of Medical Science, Faculty of
Medicine, University of Toronto, Toronto, Canada (AMI, [18.11.2016]).
Tıbbi illüstrasyon alanında alınan eğitimler ve doğru bilgi elde edilerek
oluşturulan tıbbi illüstrasyonlar sayesinde, cerrahi ve tıp eğitiminde gelişim
sağlanmaktadır. Öyle ki, çağdaş teknolojinin imkânları sürekli yenilenerek eğitim
alanındaki kullanımı devam etmektedir. Bu yüzden tıp biliminde, görsel sanatların
önemli olduğu düşüncesi vazgeçilmezliğini halen korumaktadır.
-
32
1.3. Tıp Biliminde Tıbbi İllüstrasyonun Gerekliliği
Günden güne artan bilgi, paylaşıldığı müddetçe topluma ve bilime hizmet
etmektedir. Görselleştirme sanatı, tarih boyunca bilgi aktarımı, eğitim – öğretim ve
öğrenim amacıyla kullanılmıştır. Öyle ki, tıp biliminin bilgi aktarımına dayalı bir
alan olması, illüstrasyonlardan önemli ölçüde yararlanıldığını göstermektedir. Bu
aktarımlar, uygulamalı olarak gösterildiğinde öğrenim daha kolay sağlanmaktadır.
Birbirine bağlı olan öğrenme ve uygulama sistemi parça - bütün ilişkisine
dayanmaktadır. İnsan vücudunu da bu sistem içerisinde ele almak gerekmektedir
(Küçük, 2009:44). Öyle ki, tıbbi bir uygulama için, vücudun her parçasını bilerek
uygulama yapılması, doğru bilgiye ulaşmayı sağlamaktadır. Buna bağlı olarak doğru
bilgi, eğitim ve tıp biliminin gelişimi için oldukça önemlidir.
Yeni bir cerrahi işlemi anlatmak ya da yeni bulunan tıbbi cihazın uygulamalı
tanıtımını yapmak, kadavra incelemesi yapılamayan durumlarda veya fotoğraflardan
görülemeyen açılarda ön - arka ilişkisini anlatmak için tıbbi illüstrasyonlardan yoğun
bir şekilde yararlanılmaktadır. Öte yandan, vücudun kesilerek incelenmesiyle
keşfedilen organ yapıları, resimlenerek kitaplara basılmaktadır. Basılan bu kitapların
içinde konuyu destekleyici görsellerin olması, konuya verilen önemin derecesini ve
konunun hedef kitle tarafından anlaşılır olmasını sağlamaktadır (Eroğlu, 1995:9).
Ayrıca bu illüstrasyonlar, içerdikleri farklı yorum ve stilleriyle hedef kitle üzerinde
estetik bir haz uyandırmaktadır.
Tıp alanında bildiri, afiş, katalog, makale, kitap ve dergi gibi bilimsel
çalışmalar, toplumu sağlık konusunda bilinçlendirme bağlamında üretilen
infografikler ve her düzeyde yapılan sağlık veya tıp eğitimleri gibi birçok süreçte
ifade gücünü artırıcı ya da anlamayı kolaylaştırıcı iki veya üç boyutlu ve hareketli
illüstrasyonlara yoğun olarak ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlara ek olarak ilaç sektörü,
medikal ürünler, tıp teknolojisiyle ilişkili tüm ara alanlarda da, kolay ve etkili
anlatım, illüstrasyonların kullanımıyla sağlanmaktadır (Seylan, 2016:90). Öyle ki,
bilginin artması, teknolojinin gelişmesi ve tıp alanında gerçekleştirilen yayınların
çoğalması tıbbi illüstrasyonun gerekliliğini şart koşmaktadır. Ayrıca, tıp biliminin
sanatla bir bütün halinde olması, tıp iliminin ilerlemesi açısından son derece
önemlidir.
-
33
Resim 41.: Bir Sandviçin Olağanüstü Sindirim Yolculuğu Makalesi, Arthur Lidov, 1962
Resim 42.: Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dergisi, Levent Efe, 2017
Resim 43.: Tıbbi İllüstrasyon Kaynak Kitabı, AMI
-
34
Tıbbi kaynakların resmedilme sürecinde gerekli olan hekim – illüstratör
işbirliği çalışmanın bir sanat yapıtına dönüşmesini sağlamaktadır (Akar, 2015:357).
Öyle ki, tıbbi illüstrasyon uygulama sürecini yürüten tıbbi illüstratör, bilginin doğru
aktarılmasında önemli bir yere sahiptir. Tıbbi illüstratör, konu içinde daha önemli
olanı vurgulamak amacıyla abartıdan uzak ve gerektiğinde yalınlaştırmaya
başvurarak bir fotoğraf makinesinden daha fazlasını yapmayı hedeflemektedir
(Becer, 1990:211). Bu yüzden tıbbi illüstrasyonların, fotoğraflama yolu ile elde
edilen bilimsel kayıtlara göre daha çok tercih edilmesinin başlıca iki sebebi olduğunu
söyleyebiliriz. Bu sebepler; insan organları içersinde bulunan kan ve sıvıların
fotoğraflama sırasında parlayarak net olmayan çekimlere neden olması ve çekilen
fotoğrafların gereksiz ve karışık detaylarla dolu olması olarak sıralanabilir
(Hidayetoğlu, [14.11.2016]).
Resim 44.: Sezaryen İşlemi İllüstrasyonu, Christy Krames
Akman vd. (2009) illüstrasyon sanatının tıp bilimi ve eğitiminde sağladığı
faydaları şöyle açıklamaktadır;
....akademik disiplinlerden biri olarak sanat, yansıtma ve soyut
düşünme yoluyla tıpta açımlayıcı perspektifler sunabilir. ...Tıp
pratiği içinde yer alan profesyoneller veya tıp öğrencileri, sanat
yoluyla bireysel farklılıkları daha iyi anlayabilir, bireyin benzersiz
yönlerini ortaya çıkarabilir, düşünme ve dil becerilerini
zenginleştirerek, sık görülen tepki ve algılayışlara daha
derinlemesine bir bakış sunabilirler. Böylece hastalık ve
rahatsızlıkları daha iyi tanımlayabilir, hastaların tedavi ve iyileşme
süreçlerini daha iyi yönlendirebilirler. Ayrıca tıp eğitimi içinde
kullanıldığında, sanatın öğrencilerin genel iyilik hali açısından da
pozitif yönde bir etkiye sahip olduğu bildirilmiştir (Akman vd.,
2009:3).
-
35
Öte yandan, Frank Netter 1956’da yazdığı bir yazıda; “Yıllar önce patoloji,
anatomi, cerrahi ve diğer tıp kollarında tıbbi illüstrasyonun eğitim açısından çok
etkili olmadığını düşünmüştüm. Fakat tıbbi illüstrasyonun tarihine indiğim zaman
resimlerin sadece öğretmede değil aynı zamanda cerrahinin gelişmesine katkı
sağlayan hayati bir rolü olduğunu gördüm.” diyerek tıp alanındaki her konuda
kullanılan illüstrasyonun önemini vurgulamıştır (Becer, 1990:101). Öyle ki, bir
cerrah, aşamaları olan yeni bir cerrahi operasyonu, tek bir görüntüyle bile
oluşturulmuş illüstrasyonla kolaylıkla anlayabilmektedir. Bu yüzden, cerrahi
alanında sıkça kullanılan illüstrasyonlar tıp biliminin gelişmesine de katkı
sağlamaktadır. Örneğin, 20. yüzyılın sonlarında Netter’in hazırlamış olduğu sekiz
ciltlik anatomi atlası, tıp bilimine önemli bir kaynak olmuştur. 1948’de çizimine
başlanan illüstrasyonlar, CIBA (Tıbbi İllüstrasyon Koleksiyonu) olarak basılmıştır.
Netter‘in bu atlasından günümüzde CD ve interaktif ortamlarda üç boyutlu olarak
halen yararlanılmaktadır (Küçük, 2009:97).
Resim 45.: Kardiyovasküler Sistem, CIBA, Frank H. Netter
Tıp alanındaki bu aktarım araçları sayesinde, konu etkili ve açık bir şekilde hedef
kitleye sunulmaktadır. Öyle ki, hedef kitlenin konuya ilk göz atışındaki süreç, görsel
algılama açısından oldukça önemlidir. Özellikle başlıkları, sloganı ve metni
doğrudan tanımlayan unsurlardır.
-
36
II.BÖLÜM
2. TIBBİ İLLÜSTRASYON SÜRECİ VE YÖNTEMLERİ
Tıp bilimi ve illüstrasyon sanatı alanlarında anatomi, bir başlangıç noktası
olarak görülmektedir. Tıbbi illüstrasyon, her iki dalın kendi sınırları içinde anatomiyi
farklı biçimlerde algılamasına karşın, tıp bilimi ve illüstrasyon sanatının birleşimiyle
meydana gelmiştir. İllüstratör ve hekim ortaklığı ile, organların yapısı çizilerek tıbbi
eğitim materyalleri oluşturulmaktadır (Akar, 2015:20).
Sanatsal veya ticari kaygıyla yapılan tıbbi illüstrasyonlar; hedef kitlenin
dikkatini çekmeyi veya konuyu izleyiciye kısa sürede ve etkili bir şekilde anlatmayı
amaç edinmektedir. Bu anlatımı sağlayan tıbbi illüstratörün, kalıcı ve etkileyici
illüstrasyonlar oluşturabilmesi, ancak doğru anatomi bilgisiyle mümkündür. Öyle ki
tıbbi illüstratör, çizmesi gereken konuya hem bir sanatçı, hem de bir hekim gözüyle
bakarak, sade ve doğrudan anlatımla bunu hedef kitleye aktarmaktadır. Bu yüzden,
bir tıbbi illüstratörün hem tıp, hem de sanat alanında eğitimli olması gerekmektedir
(Özdemir vd., 2003:249).
Yıldırım (2011), tıbbi illüstrasyon sürecinin yönetimi hakkındaki yaklaşımını
şöyle açıklamıştır:
Bir ressama resim yaptırdığınızda, bunu neden böyle yaptın demek
gibi bir hakkınız olmaz. Çünkü o bir sanat icra eder, öyle
algılamıştır, öyle yorumlamıştır. Tıbbi resimde yorum yoktur.
Orada bir gerçek var ve resmin gerçeği yansıtması gerekir. Bu
yüzden tıbbi bilgisi olmayan bir ressamın çizim yapması, bazı
sorunları beraberinde getirir. Bir ressam, tıbbi resim çizecekse bir
süre tıbbi dersler almasında çok ciddi yarar var. Tıbbi resim
yaparken, ressam sanat için sanat kavramından uzaklaşarak, bilim
için sanat anlayışını benimsemelidir (Yıldırım, 2011:62).
Seylan (2016) ise, bir tıbbi illüstratörün karmaşık bilgileri kavramak, onu
damıtmak, hikâyeyi doğru, eğitici ve ilgi çekici açık bir görsel anlatım ile iletişim
sağlamasının ancak tıbbi ve bilimsel bilgiye sahip olmasıyla mümkün olacağını
savunmuştur. Öte yandan tıbbi illüstratörün, eğitici içerik planlamasından anlaması,
görsel ve işitsel teknolojideki deneyimiyle karmaşık kavramları görsel olarak
basitleştirebilmesi, tıp eğitiminde değişen rolüne hazırlarken eğitim alanını, eğitim
planlamasını ve eğitim teknolojisini etkin kullanabilmesi gerekmektedir (Seylan,
2016:90).
-
37
2.1. Araştırma ve Ön Hazırlık Süreci
Bilginin görüntüyle aktarılması, tıp biliminin ilerlemesine katkı sağlamıştır.
İllüstrasyonla tanımlama hem düşünmeyi, hem de sanatta ustalığı gerektirmektedir.
İllüstrasyonun hangi teknikle yapılacağı ve nerede kullanılacağı belirlenerek çizim
aşamasına geçilmelidir. Öyle ki, bir sanat dalının kendi kültür çerçevesi içinde,
işlevini iyi yapması ve kullanışlı olması, amaca iyi hizmet eder şekilde tasarlandığı
anlamına gelmektedir (Sarı, 2008:23). Öte yandan, sanat eserinin kişisel ve göreceli
oluşundandır ki, belirli bir işlev yerine getirmeyi amaçlamaz. Buna karşın
kullanılabilirlik amaçlayan tasarımlar, ölçülebilir kriterler ışığında
değerlendirilmektedir. Öyle ki, bir çalışmanın tasarım olarak kabul görmesindeki en
önemli unsurların da bu kriterler olduğunu söyleyebiliriz (Becer, 2007:9).
Tıbbın her zaman karmaşık ve karşılıklı ilişkiler içinde geliştiği göz ardı
edilmemelidir. Görüleni illüstrasyon ile anlatmak, seçici ve yönlendirilmiş süreçler
kapsamında algılanmaktadır. Nitelikli eserler, aktarılmak istenen bilginin doğruluğu
kadar, sanatsal düzenlemenin de bütünden özele indirgenmesi sonucu ortaya
koyulabilir. Uçar’a göre, “...tasarımcıyı başarılı bir orkestra şefine benzetebiliriz.
Farklı enstrümanları iyi tanır, bir uyum içinde birleştirir, öncelik sıralarını belirler ve
bir düzen dahilinde sessizlik denen uzay içinde görsel sesleri var eder.” (Uçar,
2004:147). Uçar, burada sanatçının görsel düzenlemeyi yönetme biçimini
benzetmelerle anlatmıştır. Öte yandan Becer’e göre ise, “bir görsel unsurun tasarım
içindeki diğer unsurlarla kurduğu orantısal ilişkiler, algı ve iletişimi doğrudan
etkiler” (Becer, 1990:69). Öyle ki, “seçici bir niteliğe sahip insan gözü kalabalıktan
seyreğe, koyudan açığa, kolay algılanabilirden zor algılanabilire, büyükten küçüğe,
etkin ve güçlü renklerden solgun ve pastel renklere doğru bir algılama sırası izler”
(Uçar, 2004:155). Öyleyse, bir sanatçı çalışmalarının her aşamasında bu unsurları
dikkate alarak eserini oluşturmalıdır.
Bu süreçte, görselleştirilecek konu hakkında bilgi sahibi olmak, o alanda daha
önce yapılmış çalışmaları incelemek kadar önem taşımaktadır. Öyle ki, bilginin ya da
görselleştirmenin eksik kalması, nitelikli ve etkili eserler ortaya çıkarılmasına engel
olmaktadır. Örneğin kadavra diseksiyonları, bu sürecin en önemli öğesini
oluşturmaktadır. Çizilecek parçaların yakından incelenmesiyle, doğru bilgiye ulaşma
-
38
imkanı sağlanmaktadır. Kadavra üzerinde veya cerrahi müdahale işlemlerinde,
anlatılmak istenen konuya uygun açılar belirlenerek, fotoğraf çekimi ya da eskizler
yapılmalıdır. O’Grady ve O’Grady’e göre, “eskiz, biçim ve iletişim problemlerinin
çözümü için tasarımcılar tarafından çok yaygın olarak kullanılan temel araştırma
metodudur.” (O’Grady ve O’Grady, 2009:58). Elde edilen fotoğraf veya eskizler,
uygulama sürecinde daima doğru bilgiye yönlendirecek kaynaklar olacaktır. Bu
yüzden, yapılacak ön taslakların dikkatle hazırlanması gerekmektedir. Bu aşama
boyunca çalışmalar rengin, tipografinin, tekniğin birçok çeşidiyle oluşturulabilir. Öte
yandan, kadavra incelemesi, cerrahi uygulama gözlemi veya tıp alanındaki bir
yeniliğin tanıtımını anlatmak için elde edilen eskizler, ortaya çıkacak eserin temelini
oluşturmaktadır. Kullanılacak teknik ve materyaller belirlendikten sonra uygulama
sürecine geçilmelidir.
Resim 46.: Rahimdeki Fetusu Anlatan Bir Eskiz, Leonardo da Vinci
Tıbbi illüstrasyonlar oluşturulurken seçilen yöntem, çağın getirdiği
olanaklarla doğru orantılıdır. Karakalem, suluboya, guaj boya, pastel boya, akrilik,
mürekkep, kuru boya ve yağlı boya gibi geleneksel tekniklerin kullanıldığı
illüstrasyonların yanı sıra; bilgisayar ortamında hazırlanan, içerisinde vektörel veya
bitmap tabanlı dijital illüstrasyonlar da kullanılmaktadır.
-
39
2.2. Geleneksel Teknikler
İlk mağara duvarı resimlerinden, teknolojik çağa kadar geçen süreçte görsel
anlatımların tamamı, geleneksel tekniklere dayanmaktadır. Kullanılan bu teknikler
uygulandığı alanlara göre farklılık göstermiştir. Akar (2015) bu tekniklerin
kullanımını, “anatomik şekiller; siyah-beyaz basılmış resimler elle boyama, tahta
oyma, yakarak dağlama, baskı teknikleri olan gravür, metal, ağaç ve taş baskılar tıp
kitaplarında kullanılmıştır” şeklinde açıklamıştır (Akar, 2015:20). Tasarım sürecinde,
uygulanan teknikler, anlatımın etkisi açısından oldukça önemlidir. Öte yandan, bu
tekniklerin meydana getirdiği dokular, döneme ait bilgiler verdiği gibi, anlatılmak
istenen konunun algılanmasında da kolaylık sağlamaktadır. Öyle ki doku; yüzey,
renk, ton gibi iki boyut etkisi veren konuyu, üçüncü boyuta götüren bir öğe
konumunda yer almaktadır. Formu, biçimi, yüzeyi karşı tarafa aktaran unsur dokudur
(Atalayer, 1994:194).
Bütün dönemlerde kara kalem tekniği, nesnelerin görünüşü için en çok
kullanılan yöntemlerinden biridir (Eroğlu, 1995:22). Dalley (1980), kara kalem
tekniğinin çok eski tarihlere dayandığını şöyle açıklamıştır:
Bir çizim aracı olarak kömürün kullanıldığı ispatlanmış var olan en
eski örnekler, Fransa ve İspanya’daki ilk insan tarafından mağara
duvarlarına yapılmış süslemelerdir. Çeşitli doğal maddelerden
yapılan pigmentlerle beraber ilkel ateşte yanan çubuklar, şaşırtıcı
kalite ve boyutlarda çizimler üreten bu ilk sanatçılar tarafından
kullanılıyordu. Örneğin, Altamira’ daki pek çok çizim, beş ve yedi
adım arası genişliğindedir. Bu ölçüde bir çalışma için, kara kalem,
hem geniş bir çizgi, hem de ton alanı üretebilmek için, son derece
uygun bir araçtır (Dalley, 1980: 18).
Resim 47.: Altamira Mağarasındaki Figür Çizimleri
-
40
Kara kalem günümüzde halen, amatör ve profesyonel tasarımcılar tarafından
kullanılmaktadır. Tonlamaya olanak sağlaması ve istendiğinde silinebilir olması gibi
avantajlara sahip olan kara kalem, illüstratörlerin tasarımlarında veya eskiz
aşamalarında sıklıkla tercih ettikleri bir teknik olarak kullanılmaktadır (Atabey,
2010:76). Görme eylemi açık - koyu, renk, mekan, nesneler, düzen ve birlik
kavramlarıyla ortaya çıkmaktadır. Çizginin kalınlığı, inceliği, rutinliği gibi çizgi
hareketlerindeki değişiklere karşı insan algısı oldukça gelişmiştir (Akar, 2015:20).
Resim 48.: Kol Yapısını Tanımlayan Kara Kalem Tekniği, Tasha Obrin, 2012
Öte yandan, kuru boyalar hızlı renklendirme ve tıbbi illüstrasyon eskizleri
veya uygulamaları için önemli bir yere sahiptir. Kuru boyalar, tasarımda tonlama,
renk çeşitliliği ve gölgelendirme oluşturmaya imkan sağlamaktadır. Bunun yanı sıra,
tek bir rengin üst üste kullanılması sonucu oluşan koyu tonla güçlü zıtlıklar elde
edilmektedir (Atabey, 2010:79).
Resim 49.: Kemik Yapısını Tanımlayan Kuru Kalem Tekniği, Timothy H. Phelps
-
41
Pastel kalem tekniği, sadece pastel boyalardan oluşan malzemeler ile
kullanılmaktadır. Çabuk dağılma dezavantajına sahip olduğu için titizlikle
yürütülmesi gereken bir çalışma alanı gerektirir.