tarİhten gÜnÜmÜze patanİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfdÜbam tarİhten gÜnÜmÜze...

67
> DÜBAM Mehmet Özay > 2013 HAZİRAN DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ

Upload: others

Post on 15-Jan-2020

18 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> DÜBAM

Mehmet Özay

> 2013 HAZİRANDÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ

Page 2: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur
Page 3: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

DÜBAM

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ

Mehmet ÖZAY

Genel Yayın YönetmeniAkif EMRE

Yayın KoordinatörüAynur ERDOĞAN

DÜBAM YayınlarıKüresel İletişim Merkezi

Barbaros Bulvarı, Balmumcu / BeşiktaşTel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22

www.dunyabulteni.net

Page 4: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

4

Page 5: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

5

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Önsöz ...............................................................................................................................7

Giriş..................................................................................................................................8

Patani Coğrafi Sınırları ve Yerleşim ...............................................................................10

Nüfus ve Dil ................................................................................................................... 11

Siam/Tay ve Patani Adı’nın Kökeni ..............................................................................12

Erken Dönem Patani Tarihi ............................................................................................14

Tarihi Perspektiften Tay-Patani İlişkileri .......................................................................17

Patani Kadın Sultanları ..................................................................................................23

Ekonomi ve Ticari İlişkiler ............................................................................................26

Modern Dönem Tay Patani İlişkileri ..............................................................................28

Tay Ulusal Siyaseti ve Patani Bağımsızlık Mücadelesi .................................................30

1902 ve Bangkok Egemenliğinin Tesisi .........................................................................32

Hacı Sulong ve Otonomi Meselesi ................................................................................35

Pondoklar ve Şiddet? .....................................................................................................39

Patanili Alimler ..............................................................................................................40

Pondok: Geleneksel Eğitim Kurumları ..........................................................................44

Modern dönemde İslami Eğitim ....................................................................................45

Modernist İslamcı Akım ve Patani Mücadelesine Tesirleri ...........................................48

Patani Mücadelesinde Son Dönem Gelişmeler ..............................................................49

2004’de Ne Oldu? ..........................................................................................................50

2005 Seçimleri ...............................................................................................................52

Gelişmelere Dair Bir Değerlendirme .............................................................................53

Sorunun Algılanması ve Çözüm Arayışları ....................................................................55

Son Söz ..........................................................................................................................58

Kaynaklar .......................................................................................................................61

İÇİNDEKİLER

Page 6: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur
Page 7: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

7

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Önsöz Patani adı, II. Dünya Savaşı sonrasında Güneydoğu Asya topraklarında kurulan ulus-devletler içinde ortaya çıkmış çeşitli bağımsızlık hareketlerden biri olarak bölge ve dünyada tanınmıştır. Genel itibarıyla geniş Malay toplulukları içinden çıkmış bu bağımsızlık hareketlerinden Patani coğrafi, siyasi özellikleriyle diğerlerinden ayrılır. Bu anlamda, en dikkat çekici yönü hiç kuşku yok ki, Malay ve Budist-Tay dünyası arasında konuşlanmış ve bu anlamda iki farklı kültür dünyası arasında etkileşimi sağlayan bir toplum olma özelliği taşımasıdır.

Patanililerin, toplumsal ve siyasi yapılarının, bağımsızlık hareketlerinin anlaşılması noktasında bugüne kadar kaleme alınmış bir kaç çalışma dışında kaynak bulunmaması, genelde bu coğrafyaya özelde de Patani’ye yönelik yaklaşımımızı sınırlayan faktörlerin başında gelmektedir. Bu hususun bağımsız akademisyenler, araştırmacılar, gazeteciler ve hatta günümüz koşullarında iş adamları ve birliktelikleri tarafından dikkate alınarak, bu coğrafyaya dönük yayın faaliyetlerinin artması kuşkusuz ki çeşitli faydalar sağlayacaktır. Bu çalışma böylesi bir ihtiyacın hissedilmesinden neşet etmiştir. Bu çerçevede, tarihi perspektifi, dini, kültürel ve sosyal açılımlarının yanı sıra, son dönemde Barış görüşmelerine konu olan ve bu sürecin halen devam ettiği hatırlandığında Patani’nin gözlerden ırak olmaması gereken bir toplum ve coğrafya parçasıdır.

Patani sorununun hakkıyla ele alınabilmesi, elbette karşısında yer alan güç merkezi Tayland’ın veya Tay yönetiminin neye tekabül ettiğinin anlaşılmasıyla da alâkalıdır. Bu bağlamda, modern bir ulus-devlet yapılanması olan Tayland Krallığı üzerinde durulmayı hak etmektedir. Her ne kadar, bağımsız, parlamenter monarşi ile yönetilen, şu veya bu ölçüde ‘demokratik’ açılımları olduğu ifade edilen Tayland’ın modern dönem siyasal yapılanması hiç kuşku yok ki, geçmişten tevarüs eden güç ilişkileri, siyasi ve toplumsal kültüründen bağımsız değildir. Bu nedenle Bangkok yönetiminin ne tür bir siyasi ve kültürel geçmişe sahip olduğu, tarihin erken dönemlerinden itibaren Patani bölgesiyle ilişkileri, sömürgecilik döneminde Avrupalı uluslarla etkileşimi ve bu sürecin Tay ulus bilincini inşa etme sürecine evrildiği modern dönem gibi hususiyetlere değinmenin Patani sorununu anlamaya katkı yapacağını umuyorum.

Page 8: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

8

GirişPatani Malay Müslümanları Güneydoğu Asya’nın Budist ve Malay etkileşiminin tam ortasında yer almasıyla dikkat çekmektedir. Erken dönem İslamlaşma süreçleriyle, belki de diğer Malay coğrafyalarıyla aynı zamanda karşılaşmış olan Patani, üzerinde yükseldiği coğrafya parçası ve bu coğrafya üzerinde yaşam süren halkların yani, iki farklı medeniyetin uzun süreli etkileşimiyle de dikkat çekicidir. Bölge tarihi konusunda ayrıntılı bilgilerin, Avrupalı güçlerin 16. yüzyıl başlarında bölgeye nüfuzlarıyla ortaya çıkmaya başladığı düşünüldüğünde, Patani’yi konu alan çalışmaların sınırlı kaldığı düşünülebilir. Batılıların bu tanıklığında Patani Sultanlığı’nın 16. ve 17. yüzyıllarda egemen bir siyasi güç olarak varlığını sürdürdüğü, doğu-batı ve kuzey-güney istikametinde gerçekleşen bölgesel ticaret ağında zaman zaman önemli roller oynadığı, Batılı sömürgeci güçlerin kendi aralarındaki ekonomik ve nihayetinde siyasi çekişmelerinde nesne konumuna indirgendiği dikkat çeken süreçlerdir. Sömürgeciliğin ekonomik kazanımlarını teritoryal genişleme ile birlikte siyasi egemenlik sahasına yaygınlaştırdığı 19. yüzyıl ortalarından itibaren Patani toprakları farklı bir bölüşüme konu olmuştur. İngilizlerin Hindistan ve Bengal üzerinden Arakan topraklarına sıçrayan nüfuzu, güneyde Siam topraklarına komşu olan Malay sultanlıklarının ekonomik ve güvenlik boyutlarında Patani Müslümanlarını hiçe sayarak Siam’la ilişkiler geliştirdiği gözlemlenir. Söz konusu ekonomik çatışmalara konu olan süreçler bir yana, Patani Malay toplumu Güneydoğu Asya İslam medeniyeti ve kültürü içerisinde yetiştirdiği alimleri, bu alimlerden bazılarıyla 19. yüzyıl son birkaç on yılında İstanbul-Kahire-Mekke ayağında kurulan doğrudan temas, el yazma eserleri, kadın sultanlarıyla bugüne kadar adından söz ettirmiştir. Uzun bir dönem ‘koruyucu-vasal’bağlamında yürüyen Siam-Patani ilişkileri, 20. yüzyılın ilk yıllarından itibaren gelişen uluslararası ideolojik yapılanmalardan payını almış ve Siam Krallığı’nın zamanla evrildiği Tay ulus-devletçiliği çerçevesinde değerlendirilmeye başlanmıştır. O yıllardan bugüne kadar Patani Malay Müslümanların dramı, kimi zaman düşük yoğunluklu bir süreç takip etse de kalıcılık arz etmiştir. Modern ulus-devlet yapılanmalarının Güneydoğu Asya boyutunda tıpkı diğer Müslüman azınlıklar kadar, Patanililer de merkez egemen güçlerin etnik-çoğunluk milliyetçiliği karşısında siyasi ve toplumsal travmalara maruz kalmışlar ve bu süreçte varlıklarını devam ettirme mücadelesi vermişlerdir. Bununla birlikte, kimi çalışmalarda gündeme getirildiği üzere, ulus-devlet yapılanmasının ne kadar başarılı olduğu tartışmalıdır.1 Çok uzun, komplike süreçleri içinde barındıran yeni bir ulus inşasında Tay merkez güçleri kültürel, dini ve 1 Michael Kelly Connors. (2003). Democracy and National Identity in Thailand, London: RoutledgeCurzon, s. 5.

Page 9: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

9

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

dil grupları bağlamında Budist Tay çoğunluk yapısından tamamen ayrılan Patani Malay Müslümanlarını asimilasyon süreçlerinde her türlü araçları uygulamaya koymasına rağmen, aradan geçen yüzyıllık süreçte bağımsızlık aşığı bu halkı Tay ulusculuğuna eklemlemede başarılı olamamıştır.

Elbette bunun tarihi, kültürel, siyasal ve dini temelleri olduğu unutulmamalıdır. Ancak bu geniş kavram silsilesine konuşlanmak yerine kısaca şu hususu hatırlatmakta fayda var. O da, patriyarkal ve aynı zamanda belki bu kavramdan çok daha kapsamlı bir şekilde kendisine kutsallık atfedilen ve yarı-tanrı figürü olarak görülen Kral ile Budizmin eklemlendiği bir siyasi otoriyle karşı karşıyayız. Bu siyasi otoriteye, Tay halkının siyasi anlamda ‘tam teslimiyet’, dini anlamda da ‘putperestçe’ bir bağlılık sergilediği dikkate alındığında, Patani Malay Müslüman toplumunun değerleriyle kozmolojik anlamda uzlaşılması mümkün olmayan bir çatışmanın olduğu görülür.

İnanç temelli bir yapılanmanın İngilizler eliyle Tay topraklarına ithal edilen Batı yönetim biçiminin doğurduğu ‘karmaşa’, kendisini 1902 yılındaki ilhak girişiminde ortaya koymaya başlamıştır. Metnin ilgili bölümlerinde görüleceği üzere, bu tarihe kadar Siam-Patani etkileşimi, bölgenin diğer siyasi yapıları arasında da gözlemlenen, birbirini eşit siyasi değerde gören, zaman zaman gerilen ve yeniden onarılan gevşek bağın var olduğu koruyucu-vasal devlet ilişkisine dayanıyordu. Bu ilişkinin sona erdiği 1902 yılı ve akabindeki gelişmeler modern ulus-devlet sürecine doğru bir seyir takip etmiştir. Bu modern bağlamı öz bir şekilde ifade etmesi hasebiyle Surin Pitsuwan’ın bir sözünü hatırlamakta fayda var. Pitsuwan, bir konuşmasında ulus-devlet yapılanmasının 1648 Westfalya Anlaması’na dayanarak ‘ulusal güvenliğin ve birliğin korunması adına uygulamaya geçirildiğini, ancak günümüz koşullarında ulus-devletlerin ‘mutlak egemenlik’ temelli politikalarının her bir ülkedeki etnik gerçeklikleri yok sayma hedefi güttüğünü belirtir.2 Tarihi kültürel süreçlerin bir ürünü olan Tay kozmolojisi modern ulus-devlet adaptasyonunda kraliyet kurumuna paralel olarak askeri ve bürokratik kurumları güç araçları ve merkezleri olarak inşa etmiştir. Demokrasi ‘müşterileri’ olan geniş halk kesimlerinin bu süreçte yukarıda dile getirilen kozmolojiden ne kadar sıyrılabildikleri ise şüphelidir. Bu şüpheyi kuvvetlendiren başat olgu ise ülke siyasi elitinin halka dönük anayasa yapma çabasının 2 Surin Pitsuwan. (2006). “Keynote Address-The Cosmology of the Southern Conflict”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 292.

Bu siyasi otoriteye, Tay

halkının siyasi anlam-

da ‘tam teslimiyet’, dini

anlamda da ‘putperest-

çe’ bir bağlılık sergiledi-

ği dikkate alındığında,

Patani Malay Müslüman

toplumunun değerleriyle

kozmolojik anlamda uzla-

şılması mümkün olmayan

bir çatışmanın olduğu

görülür.

Page 10: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

10

on yıllar içerisinde bir türlü sonuç vermemesidir. Aksine bu kozmoloji 1930’lu yılların ikinci yarısından itibaren Luang Wichit’in entellektüel katkısıyla ulusal politikalarda karşılığını bulmuştur. Bu bağlamda, sözde devrimci bir çabanın ürünü olan 1932 girişimi, aslında yarı-kutsal Kraliyet kurumunun yeniden üretiminden başka bir şey değildir. Güç edinimi noktasında birbirleriyle rekabet içerisinde görülen bu üç kurumun varlığı ülke siyasal ve toplumsal yaşamını belirlerken,3 konumuz bağlamında Patani topraklarındaki gelişmelerde de birinci elden sorumluluk sahibidirler. İşte bu süreç, Patani halkının bağımsızlık mücadelesinin temelini oluşturmaktadır.

Patani Coğrafi Sınırları ve YerleşimTarihte Patani Sultanlığı’na bağlı olan ancak 1909’da Siam Krallığı’na devredilen bölge günümüzde güney eyaletleri olarak zikredilmektedir. Bu bölge içerisinde yer alan Patani, Yala, Narathiwa şehirleri ilgili tüm araştırmalarda zikredilmektedir. Patani Malaylarının yaşam sürdükleri bölgeler içerisinde Songkla ve Satun da yer almasına rağmen, aradan geçen sürede ‘Taylaştırma’ yani Tay milliyetçiliğinin yoğun baskıları sonucu başat kültür kodlarında yaşanan değişimler nedeniyle bazı araştırmalarda zikredilmemektedir. Bu iki şehirde, yaşanan iç göçlerin ve merkezi hükümet politikalarının etkisiyle Budizm ve İslamiyet kültür izlerinin içiçe geçtiği ileri sürülmektedir.4

Patani bölgesi, yaklaşık 20.000km2’lik alanı kaplar. Kuzey-güney ekseninde uzanan dağ silsilesinin bir ucu buraya ulaşırken, güneye inildikçe özellikle Narathiwa’da ormanlarla kaplı yükseltiler başgösterir.Geniş düzlüklerin kapladığı Patani bölgesi bir yanıyda Güney Çin Denizi, öte yanıyla Bengal Körfezi’ne açılmaktadır.

Tropik iklim özellikleri gösteren bölgenin temel tarım ürünü çeltik olup, çeşitli tropik ürünler de yetiştirilmektedir.Balıkçılık, ormancılık halkın diğer geçim kaynaklarını teşkil etmektedir.5

3 Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia Program, Ithaca: Cornel University, s. 1, 2. 4 Andrew D.W.Forbes. (eds.). (1988). The Muslims of Thailand, Vol. 1, Historical and Cultural Studies, Centre for Southeast Asian Studies, Bihar (India): Soma Rkasan, s. i. 5 Srisak Vallibhotama, Pises Jiajanpongs, Dhida Saraya. (1991). ”Siam before the Four-teenth Century”, In Essays in Thai History, (eds.) Varunyupha Snidvongs, Southeast Asian Studies Program, Singapore: Institute of Southeast Asian Studies, s 5.

Demokrasi ‘müşterileri’

olan geniş halk kesimle-

rinin bu süreçte yukarıda

dile getirilen kozmoloji-

den ne kadar sıyrılabil-

dikleri ise şüphelidir. Bu

şüpheyi kuvvetlendiren

başat olgu ise ülke siyasi

elitinin halka dönük ana-

yasa yapma çabasının on

yıllar içerisinde bir türlü

sonuç vermemesidir.

Page 11: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

11

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Malay toplumlarının coğrafi dağılımları dikkate alındığında Patani’yi Malayları da benzer şekilde yaşam alanlarını su yolları üzerinde seçtikleri görülür. Öyle ki, bu su yolları bir yandan iç bölgelerdeki tarım alanlarına ulaşımı sağlarken, bir yandan da döneminin uluslararası ticaretinde başat rol oynayan liman şehirlerini içine alıyordu. Bu anlamda Patani coğrafyası kendine özgü nitelikler içerir. Öyle ki, kuzeyinde hem ırk hem din olarak farklı bir toplumsal yapı yani Budist Siam Krallığı, güneyinde ise Malay dünyasının farklı kültürel dokuları yer alıyordu. Patani’nin geniş sahil şeridinin Güney Çin Denizi’ne bakması bu sultanlığı kuzeyle ilişkiler bağlamında Siam Krallığı sınırlarının ötesinde, Vietnam ve Çin’e kadar uzanan bir genişlik sergiliyordu. Güney rotasında ise bugün Kelantan ve Terengganu Eyaletleri’nin bulunduğutopraklarda Singapur ve Cava Adaları etkileşim sahasının genişleme noktaları olarak dikkat çekiyordu.Bu coğrafi yapı ve su yolları vasıtasıyla gerçekleştirilen ticari faaliyetler Patani’yi dünyaya açık, dinamik bir toplum yapısına sahip bir coğrafya kılıyordu.

Nüfus ve Dil Patani Malay Müslümanlarının nüfus yapılarıyla ilgili sağlıklı bilgilere ulaşmak mümkün değildir.Bununla birlikte, değişik tarihlerde yapılan araştırmalarda farklı rakamların ortaya konduğu görülmektedir.Örneğin, 1970 nüfus sayımında genel nüfus içerisinde 1.3 milyon ile %4’lük bir kesimi oluşturuyordu.Ulusal İstatistik Merkezi’in 1999 verilerine göreyse ülkede toplam Müslüman nüfusu 3.220.233 olup yaklaşık %5.2’lik bölümü kapsamaktadır.6 2005 yılında yapılan bir çalışmada Patani Müslümanlarının beş milyonu aşkın bir nüfusu teşkil ettiği ileri sürülmektedir.7 Bu %4 ila 5’e tekaül eden Müslüman nüfusun yaklaşık %80’i ülkenin güneydeki dört eyalette yaşam sürmektedir. Patani Malay Müslümanları ülkede, ki Müslüman oranının %90’ını teşkil ederken,8 diğer geri kalan %10’luk kesimi ise Tay Müslümanları veya Patani başta olmak üzere tarih boyunca Malay dünyasından Tayland’ın başka bölgelerine göç etmiş Müslüman kitleler oluşturmaktadır. Örneğin, Siam Krallığı’nın 1821 yılında Kedah’da9 askeri güç kullanarak siyasi hakimiyet tesis etmesinin ardından önemli sayıda Malay Müslüman nüfusunu Bangkok ve Nakorn’a 6 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 81-2. 7 Ibrahem Narongraksakhet. (2008). “Educational changes from 1960s to 2008 and Their Impacts Upon Educational Provision in Southern Border Provinces of Thailand”, First Malaysia-Thaliand Joint Educational Research Conference, 17-20 Novemer, Ministry of Education Malay-sia, Ministry of Education Thailand, Selangor Malaysia, s. 115. 8 Louis Golomb. (1985). An Anthropology of Curing in Multiethnic Thailand, Illinois Stud-ies in Anthropology, No. 15, Urbana: University of Illinois Press, s. 8.9 Günümüzde Malezya’nın kuzeyinde yer alan bir Eyalet.

Page 12: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

12

‘sürgün’ ettiği bilinmektedir.10

Patani halkı, Malay dil grubuna mensup olup gündelik yaşamlarında bu dili kullanmaktadırlar.Dil unsuru, içinde yer aldıkları Tay siyasi ve kültürel yapısı içerisinde Malay aidiyeti ediniminde önemli araçlardan biri konumundadır.Öyle ki, Malayca konuşmak Müslüman olmakla dolayısıyla Patanili olmakla eş anlamlı hale gelmektedir.11

Siam/Tay ve Patani Adı’nın KökeniSiam Krallığı olarakbilinen siyasi yapı Güneydoğu Asya tarihinin kadim krallıklarından biri olmasıyla dikkat çeker.Tarihde Siam olarak bilinen bu krallık 1939 yılında dönemin Avrupalı sömürgeci güçlerinin yönlendirmeleri ve yaptırımları sonucu ulus-devlet sürecine girmesiyle adı Tay (Thai) olarak değiştirilmiştir.Bununla birlikte, tarihte Siam siyasi ve kültürünün başat olduğu ve bölgenin diğer ülkeleri için kullanılan ‘farklılıkta birlik’ olgusunun gözlenmediğini vurgulamalıyız.12

Tarikh Patani adlı el yazma eserde Patani adı, Srivijaya Kralı’nın Langkasuka Krallığı’na13 savaş ilânıyla gelişen bir ilişkiye dayanır. Savaşı kazanan Srivijaya Kralı kendisine kale yapmak için verimli bir arazi arar ve buraya yerleşir. Bu hikâyenin bir başka versiyonunda Siam Kralı Raja Seri Wangsa, egemenlik sürdüğü Mahligai adı verilen bölge halkının, zamanla ticari faaliyetin gelişme gösterdiği sahile göç etmesi üzerine, sahile yakın yerde bir saray inşa etmeye karar verir. Bu sırada doğu sahilinde verimli tarım arazilerini işleten ve halkın kendisini Tuk Tani olarak çağırdığı bir çiftçiyle tanışır. Tuk Tani’nin tarım arazilerinin zenginliğinden etkilenen Kral, sarayını buraya kurmaya karar verir. Tuk Tani’nin topraklarına yakın ve bugünkü Gresik adıyla bilinen noktada saray inşa edilir. O zamana kadar herkesin Tuk Tani adıyla andığı bu yer zamanla Patani’ye çevrildi 10 John Anderson (1965), “Considerations on the Conquest of Quedah and Perak by the Siamese”, In Political and Commercial Considerations Relative to The Malayan Peninsula and the British Settlements in the Straits of Malacca 1824, Journal of the Malayan Branch of the Royal Asiatic Society, Vol. 35, Pt. 4, (No. 200), Singapore: MBRAS Malaysia Printers, s. 2; Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University Press, s. 71, 84.11 Ibrahem Narongraksakhet. (2008). “Educational changes from 1960s to 2008 and Their Impacts Upon Educational Provision in Southern Border Provinces of Thailand”, First Malaysia-Thaliand Joint Educational Research Conference, 17-20 November, Ministry of Education Malay-sia, Ministry of Education Thailand, Selangor Malaysia, s. 115. 12 Srisak Vallibhotama, Pises Jiajanpongs, Dhida Saraya. (1991). ”Siam before the Four-teenth Century”, In Essays in Thai History, (eds.) Varunyupha Snidvongs, Southeast Asian Studies Program, Singapore: Institute of Southeast Asian Studies, s.1. 13 Langkasuka Krallığı’nın ikinci yüzyılda kurulduğu Çin kaynaklarında belirtilmektedir. (Bkz.: D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4. Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 30.

Page 13: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

13

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

ve bölgenin adı oldu.14 Aşağıda ayrıntılı olarak değinileceği üzere, çeşitli nedenlerle Sumatra’dan göç eden Müslüman nüfusa ev sahipliği yapar. Bu süreçte, Açe’de kurulmuş olan önemli Sultanlıklardan Pasai’den de Patani’ye yerleşimler olmuş ve bugün dahi Kampung Pasai adıyla bir yerleşim yerinin varlığı bilinmektedir.15 Sultanlık dönemindeki adı Patani bir ‘t’ ile yazılırken, bugün Tayland’ın güneyindeki üç eyaletten birinin adı olarak Pattani, yani iki ‘t’ ile yazılmaktadır. Bu durum, siyasi gücü temsil eden merkez ile kendi siyasi tarih bilincini kaybetmek istemeyen Patani halkı arasındaki anlayış farklılığının linguistik ifadesi olarak zuhur etmektedir.16

Patani tarihi verileri, bütün bir Güneydoğu Asya coğrafyasında gözlemlendiği üzere Avrupa sömürge güçlerinin 16. yüzyılda bölgeye nüfuz etmeye başlamalarına endekslendiği söylenebilir. Bu noktada, yukarıda dile getirilen bölgesel ve uluslararası ilişkiler ve etkileşimler noktasında Patani’nin ürettiği değerler, daha açık söylemek gerekirse tarih, coğrafya, kültür, din vb. alanlarda yazılı kaynakları olup olmadığı sorusu akla geliyor. Bu noktada bugüne kadar tevarüs edebilmiş yerli kaynaklar arasında Hikayat Patani, Tarikh Patani ve Tawarikh Raja Kota isimli eserler dikkat çekiyor. Bu eserler genel itibarıyla, Malay el yazmaları anlamına gelen Melayu Patani adıyla da anılmaktadır.

Tawarikh Patani, aslı Sankritçe kaleme alınmış ve tarihi Miladi II. yüzyıla kadar giden ve başkentinin bugünkü Kedah olduğu ileri sürülen kadim Langkasuka Krallığı’ndan Patani Sultanlığı’na dönüşüme kadar olan gelişmeleri işler. 16. yüzyılda bu çalışma Şeyh Ali adında bir zatın Budist bir Rahip yardımıyla eseri Sankritçe’den Malay cavi’ye (Arap harfleriyle yazılan Malayca) çevirdi. Bu eser daha sonra Şeyh Ali’nin torunu Şeyh Davud el-Patani (1769-1847) tarafından gözden geçirilerek baştan kaleme alındı.17 Bu eserlerin dışında, Şeyh Ali eserinde, dönemin Sultanı kendisiyle bazı silsileler, el yazmaları paylaştığını aktarır.18Buradan hareketle, Patani’de erken dönemlerden itibaren 14 A. Teeuw&D.K.Wyatt. (1970). Hikayat Patani: The Story of Patani, The Hague-Marti-nus Nijhoff, s.147-8; Şeyh Ali&Şeyh Davud al-Patani. (2011), s. 10; Ibrahim Syukri (2002), s. 31. 15 Ibrahim Syukri. (2002). Sejarah Kerajaan Melayu Patani, Bangi: Penerbit Universiti Kebangsaan Malaysia, s. 32.16 Duncan McCargo. (2007). (eds.) “Preface”, In Rethinking Thailand’s Southern Violence, Singapore: NUS Press, s. viii.17 A. Teeuw&D.K.Wyatt. (1970). Hikayat Patani: The Story of Patani, The Hague-Mar-tinus Nijhoff, s. 149; Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani. (2011), Tarikh Patani, (Çev. Tengku Ismail Tengku Chik,Tengku Arifin Tengku Chik, Islamic Culture of Patani Foundation, s. II, 4.18 Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani.(2011), Tarikh Patani, (Çev. Tengku Ismail Tengku Chik,Tengku Arifin Tengku Chik, Islamic Culture of Patani Foundation, s. 3.

Patani tarihi verileri, bütün

bir Güneydoğu Asya coğ-

rafyasında gözlemlendiği

üzere Avrupa sömürge

güçlerinin 16. yüzyılda

bölgeye nüfuz etmeye

başlamalarına endekslen-

diği söylenebilir.

Page 14: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

14

bir yazı geleneğinin olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu eserlerin Arapça, Malayca değil, Sankritçe olduğu gene Şeyh Ali’den öğreniyoruz.Çin faktörünün, yanı sıra, İslam sultanlıkları ile teması kuşkusuz ki Patani’yi kuşatan ve bu anlamda kayda değer bir ilmi faaliyetin ortaya çıkmasına elverecek koşulları üretiyordu.Özellikle Çin’in bölge ile etkileşiminde barış esaslı kurduğu ilişkilerin yanı sıra, bu ilişkilerin sürekli kayıt altına alınması Patani hakkında önemli verilerin Çin kütüphanelerinde olduğunu akla getiriyor.

Erken Dönem Patani TarihiBu girişin ardından, Patani coğrafyasını ve halkını tanımak için İslam öncesi döneme dair bazı hususları dile getirmekte fayda var. Güneydoğu Asya coğrafyasının neredeyse tüm toplumsal ve siyasal yapılanmasına nüfuz eden Hint-Çin etkisi Patani topraklarında da kendini gösterir. İlk yerleşimlerin 5.yüzyılda, Hinduizmi devlet dini olarak seçen şehir devletleri şeklindeki yapılanma Patani’de Langka Suka adı verilen bugünkü Patani şehrinin Güney Çin Denizi’ne bakan sahilinde kurulmuş bir şehir devletiydi. Şehrin burada kurulma nedenlerinden ilki, Tay Körfezi’nin güney ucunda bulunması ve Kuzey’den yani Vietnam sahillerinden Malaya topraklarına gelen ticaret gemilerinin ilk karaya çıkabileceği yerleşim yeri olmasındandı.19 Bu Hindu yerleşiminin akabinde tarih boyunca gerek ticaret gerekse siyasi güç merkezlerinin yer değişmesi nedeniyle hacmi ve önemi değişkenlik arz ederek İslam’ın yayılmaya başladığı döneme kadar gelmiştir. Siyasi bir güç merkezi olarak ortaya çıkan Ayutha Krallığı (1350) zamanla bölgedeki şehir devletlerini kendisine bağlamış ve bu süreçte kadim Siam el yazmalarında Songkla bir Malay Müslüman şehri olarak zikredilmektedir.20

Bölgenin İslamlaşma sürecine dair bazı farklı görüşler bulunmaktadır.Bu noktada kesinlikten uzak olunmasının temel nedeni 16.yüzyıl öncesine dair yazılı kaynakların bulunmamasıdır. Aslında bu durum, aşağıda değinileceği üzere, İslam’ın erken dönemlerden itibaren geldiğine dair teori bağlamında ele alındığında İslam toplumlarının yazılı toplum olma özellikleri, alimlerin mobilitesi, sultanların alimleri gözetmeleri ve onlardan istifa etmeleri gibi özellikler dikkate alındığında bazı çalışmaların olabileceği ancak zamanla örneğin iklim şartları gibi nedenlerle bugüne ulaşmadığı yönündedir.

19 Wayne A. Bougus. (1990). “Patani in the Beginning of the XVII Century”, Archipel, Volume 39, s. 114. 20 Chusiri Chamoraman. (1988). “A Group of Thai Muslims Who Were Amongst the Earli-est Settlers of Songkla”, In The Muslims of Thailand, Vol. 1, Historical and Cultural Studies, (eds.) Andrew D.W.Forbes, Centre for Southeast Asian Studies, Bihar (India):Soma Rkasan, s. 47.

Page 15: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

15

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

İslam’ın bölgeye geliş nedeni Batılı araştırmacıların ortak kanaatinin ticarete bağlanmaktadır. Ticaretin bölge halklarının etkileşiminde ve kültürel dokuların değiş tokuşundaki rolü yadsınamamakla birlikte, özellikle ‘irşad’a önem veren İslam dini söz konusu olduğunda salt ticari faaliyeti başat bir faktör olarak öne sürmek yanıltıcı olacaktır. Buna ilâve olarak, İslam’ın bu topraklara hangi yüzyılda veya tarihlerde geldiğine dair de gene Batılılar arasındaki ortak kanaat 13 veya 14.yüzyıl olduğu yönündedir.21 Portekizli tarihçi Tome Pires meşhur eserinde Patani’nin Langkasuka’nın devamı olarak 1370’de kurulduğunu belirtir.22 Bu iki husus üzerinde özellikle Prof. Naqib al-Attas’ın 2011’de yayınlanan eserinde dile getirdiği23 ve Batılı araştırmacıları yanlışlayacak yaklaşımının dikkate alınmasında fayda var. Bununla söylenmek istenen husus, İslam’ın bizatihi alimler, mutasavvıflar gibi ehil insanlar elinde bu topraklara tanıştırıldığı ve bunun da öyle söylenildiği üzere 14.yüzyıl gibi görece geç bir yüzyıl değil, daha erken dönemlerde gerçekleştiğidir. Bu noktada, İslamlaşma’nın kısa bir sürede değil, uzun erimli olduğu hatırlandığında, Batılı teorisyenlerin görüşlerinin yer bulmadığını iddia etmekte o denli güçtür. Süreçte, bölge ile ticaretin geliştirilmesindeki rolleriyle Arap, Farsi, Hintli, Sumatralı özellikle Pasai’li- alimler ve tüccarlar arasında yerli yöneticiler üzerinde ekonomik ve siyasi nüfuzlarını kullanarak bu elit tabakayı İslamla tanıştırmaya vesile oldukları uzak bir ihtimal değildir. Örneğin, Pasai’den Patani’ye göç eden alimlerden Şeyh Safiyuddin (Safiyy al-Din) adı bugüne kadar gelmiştir. Şeyh Safiyuddin kısa bir süre sonra Müslüman olmasına vesile olduğu Raja Antira adındaki kral tarafından sarayda Datuk Seri Raja Faqih sıfatıyla müftülük makamı verildi. Raja Antira, Muhamad Şah adıyla bölgenin ilk sultanı oldu.24 Kral’ın Müslüman olmasıyla ilgili yukarıda zikredilen hadisenin benzeri Hikayat Patani’de yer almaktadır. Buna göre, Tu Nakpa adındaki Kral, düçâr olduğu hastalıktan kendisini kurtaracak kişiyi evlat edineceğini söyler. Pasai’li Şeyh Said adında biri Kral’ı tedavi eder. Nihayetinde kral İslamı benimser, Ardından kralın, İsmail Şah adını almasıyla birlikte topraklarda İslamlaşma süreci başlar. Gene aynı eserde, Müslüman olan ilk kralın oğlu Muzaffer Şah döneminde(1540-1564) Pasai’li Şeyh Safiyuddin’in Patani’ye geldiğinden ve bölgede İslamın yayılmasına katkı yaptığından bahsedilir.25

21 Louis Golomb. (1985). An Anthropology of Curing in Multiethnic Thailand, Illinois Studies in Anthropology, No. 15, Urbana: University of Illinois Press, s. 9. (22 Tome Pires, The Suma Oriental of Tome Pires: An Account of the East, From the Red Sea to Japan, Written in Malacca and India in 1512-1515, Vol. 1, New Delhi: Asian Educational Services.23 Bkz.: Naqib Al-Attas. (2011). Historical Facts and Fiction, Johor Bahru: UTM Publica-tion House. 24 ; Ibrahim Syukri (2002), s. 32, 34. 25 A. Teeuw&D.K.Wyatt. (1970). Hikayat Patani: The Story of Patani, The Hague-Marti-

Page 16: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

16

Ancak İslam’ın köklü olarak, bir hayat görüşü ve felsefesi olarak yapılanmasında alimlerin, sufilerin başat rolünün her zamanki gibi ön planda olduğuna kuşku yok.

15. yüzyıl bölgede Malaka Sultanlığı gibi önemli bir siyasi yapının varlığı ile dikkat çeker. Bu süreçte Patani, Ayutthaya’nın vasal devletiydi. Bougas’ın bahsettiği bir el yazmasında Patani’nin İslamlaşmasının bu yüzyılın ikinci yarısında (1470) gerçekleştiği yönündedir.26 Malaka Sultanlığı’nın bölgenin İslamlaşma sürecinde rol üstlendiği yıllarda kuzeydeki Malay topraklarına yönelik ‘irşad’ hareketleri söz konusuydu. Öte yandan, Portekiz ilhakı Müslüman unsurların varlıklarına bir darbe vurmak bir yana hem bölgesel hem etkinlik olarak yaygınlaşmasına neden oldu. Bu bağlamda bu ilhakı takiben, Malaka’dan başlayan yoğun göçler diğer toplumsal kesimler kadar, alimlerin de çeşitli Malay yerleşimlerine

göçlerine sebep oldu. Bu nedenle, Malaya topraklarının kuzey ve doğu bölgelerini teşkil eden Kelantan, Kedah, Patani gibi yerlerde siyasi ve ekonomik hareketlenmeler kadar İslamlaşma sürecininde de ivme kazandığını düşünmek mümkün. Malaka Sultanlığı’nın 1511 yılında Portekizliler elinde siyasi varlığını yitirmesi bölgedeki siyasi yapıların örneğin, Açe, Johor, güçlenmesini gündeme getirmiş, bu süreç Patani’nin de öne çıkmasında başat rol oynamıştır. Tabii burada dış faktörler kadar, bölgede yaşayan Malay topluluklarının siyasi olarak farklı bir ırk ve din mensubu olan Taylara bağlılıktan kurtaracak yeni açılımlara psikolojik olarak hazır oldukları da dikkate alınmalıdır. Bu noktada, bağımsızmış gibi gözüksede süreçte birbirini destekleyen birçok parametrenin varlığı aşikârdır. Bu noktada, Louis Golomb’un Wilkinson’dan yaptığı alıntı Malay Mülümanların dini bağlılıklarını ırki veya millet olma özelliğinden

bağımsız kabul etmediklerini ortaya koymaktadır.27

16. yüzyıl ve sonrasında Patani kaynaklarının bölgeyle şu veya bu şekilde ilişkiler geliştirmiş olan Batılı kaynaklar üzerinden yürütüldüğü görülür. Önce Portekiz, ardından İngiliz ve Hollandalıların gerek bireysel gerekse içinde yer aldıkları Doğu Hint Şirketleri’ndeki rolleriyle Patani’ye dair anlatıları bugüne kadar ulaşmıştır. Örneğin, 17. yüzyıl ilk yarısını içeren Dutch Papers adlı kaynaklar bunlardan bazılarıdır.28 Bu süreçte, Patani Sultanlığı Siam Krallığı’nın merkezi Ayutha ile ilişkiler geliştirmiştir. nus Nijhoff, s. 151, 154-5..26 Bougas, Wayne A. “Patani in the Beginning of the XVII Century”, Archipel, Volume 39, 1990, s. 115. 27 Louis Golomb, s. 10. 28 Chusiri Chamoraman. (1988). “A Group of Thai Muslims Who Were Amongst the Earli-est Settlers of Songkla”, In The Muslims of Thailand, Vol. 1, Historical and Cultural Studies, (eds.) Andrew D.W.Forbes, Centre for Southeast Asian Studies, Bihar (India):Soma Rkasan, s. 47.

Ancak İslam’ın kök-

lü olarak, bir hayat

görüşü ve felsefesi

olarak yapılanmasın-

da alimlerin, sufilerin

başat rolünün her za-

manki gibi ön planda

olduğuna kuşku yok.

Page 17: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

17

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Ayutthaya’nın askeri gücü bölgedeki görece zayıf askeri yapılanmalara sahip devletler karşısında üstün konuma getirmiştir.29 Bu süreçte, Avrupalı sömürgecilerin Hint-Çin’i ve Burma’daki varlıklarının giderek güç kazanması Siam yönetimini güneydeki Patani Malayları üzerindeki hakimiyetinin zayıflamasına yol açmıştır.

Tarihi Perspektiften Tay-Patani İlişkileriGünümüzde Thailand Krallığı’nın güney eyaletlerini çevreleyen coğrafyanın adı olmanın yanı sıra, bir eyalete de adını veren Patani, tarihte aynı adla anılan bir Sultanlıktı. Söz konusu bu sultanlık 1390 yılında, Budist Siam ve MüslümanMalay dünyasının kesişme noktasında kurulmuş ve 20. yüzyıl başına (1902), yani Tayland Krallığı’nca ilhak edilene kadar varlığını sürdürmüştür. Kurulduğu ilk yıllardan itibaren kuzeyde Siam’la sınırı olan Patani’nin siyasi varlığı bu güçten bağımsız ele alınamaz. İki devlet arasındaki ilişkeler, Güneydoğu Asya devlet geleneğine uygun olarak vasal-efendi ilişkisine konu olmuştur. Bu ilişkinin niçin Patani aleyhine nüksettiği ise önemlidir. Genelde Malaya Yarımadası’nda kurulmuş Sultanlıklar, özelde de Patani’nin kuruluş temelleri askeri temelden uzak, teritoryal genişleme hedefi gütmeyen yapılardır. Bunun Malay halklarının siyasi bilincinin boyutlarıyla açıklanabileceği gibi, siyasi yapıların teşekkülünün su yolları üzerinde ticarete egemenlik noktasında ortaya çıkması da kayda değer bir nedendir. Öte yandan, Siam Krallığı ise denizci bir devlet olmaktan ziyade, kara devletidir ve Hint-Çin’inde doğmuş siyasi ve dini geleneklerden beslenmiştir. Bu anlamda kendisini kuzey, batı ve doğusundaki devlet siyasi yapıların tehditi altında hissetmesi güvenlik siyasetini öncellemesine neden olmuştur.Güney sınırındaki Müslüman Malay siyasi yapılarıyla ilişkisi ise bu bölgenin dışardan gelebilecek herhangi bir saldırı karşısında tampon bölge olma özelliğiyle açıklanabilir.Bununla birlikte, Patani’nin fırsat buldukça Siam siyasi ve askeri gücüne karşı çıktığı dabilinmektedir.Örneğin, 1560’lı yıllarda Sultan Muzaffer Şah, Ayutha merkezine saldırı düzenlemiş ancak başarılı olamamıştır.30 Bu bağlamda, ilk gözlemler Hollandalıların bölgeye ulaştığı 1630’lara dayanmaktadır. Bu tarihlerde, Hollanda, Patani ile sorunlar yaşayan Siam yönetimine yardım amacıyla Batavya’dan gemiler göndermişti.31 Gene bu dönemde Patani’nin savaşçı gücünü göstermesi açısından bir başka veri 1629 yılında 29 Wayne A. Bougas “Patani in the Beginning of the BVII Century”, Archipel, Volume 39, 1990, p. 115; D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4.Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 339.

30 Anthony Reid. (2003). “Charismatic Queens of Southeast Asia”, History Today, June, 53, (6), s. 32.31 D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4. Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 339.

Page 18: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

18

Malaka’ya saldıran Açe güçlerine karşı kurulan ittifakta yer almasıdır.32

Bu noktada yukarıda değindiğimiz efendi-vasal devlet ilişkisini hatırlatmak ve bunun niteliği üzerinde durmakta fayda var. Bu topraklarda koruyucu-vasal devlet ilişkisi ‘yıkıcı/yok edici’ bir ilişki olarak nüksetmemiştir. Bölge siyasi düşünce yapısının geliştirdiği bir tür ‘siyasi etik’ olarak korumacı/itaatkâr bağlamını öne çıkarmıştır. Öyle ki, vassal devletlerin kimi zaman gönüllü olarak güçlü devletin himayesi altına girdiği, bunda da diğer saldırgan dış güçlere karşı kendi toprak bütünlüğünü koruma, hanedanlığın geleceğini iç siyasi çekişmelerden koruma gibi son derece rasyonel temellere dayandığı görülür. Bu çerçevede, Siam Krallığı, her ne kadar askeri varlığı pekiştirici bir özellik olarak ortaya çıksa da, Patani iç ilişkilerine, gelenek dini ve yaşam tarzına müdahale

etmediği görülür. Bununla birlikte, iki güç arasında erken dönemde kurulan koruyucu/vasal ilişki Siam’ın askeri tasarrufuyla olduğu da bir gerçektir.33Buna karşılık, Siam’ın güç kaybına uğradığı her dönemde Patani bağımsızlık arzusunu yenilemiştir. Örneğin, Siam-Kedah ilişkilerinin çatışma boyutuna vardığı 1821-1838 yılları arasında zaman zaman ortaya çıkan ayaklanmalarda Patani de destek vermiş, ancak Bangkok yönetimi bu süreci askeri girişimle bastırmıştır. Bu süreçte, 1831’de liderliğini Tengku Den’in yaptığı girişim ile 1838-9’da benzer ayaklanmalar dikkat çekicidir.34

Siam’ın Burma Krallığı’yla bölgesel güç olma konusundaki çatışmaları bu anlamda Patani’nin siyasi egemenliğini sürdürmesini sağlayan bir dış faktördü. Öte yandan, Siam’ın güç kazandığı dönemler isesiyasi gelişmelerin Patani aleyhine olduğu görülür. Örneğin, 1820’li yıllarda Burma saldırılarını püskürten Siam yönünü güneye yani Patani, Kedah

ve Kelantan’a çevirdi.35

Malay halklarının bu topraklara gelişine dair teorilerinden biri, erken dönemlerde Sumatra’dan gelen grupların Malaya Yarımadası’ndan kuzeye doğru göçlere dayanır. Bu süreçte, Singapur, Malaka gibi Malay Yarımadası’nın iki önemli liman şehrinin kuruluşu tamamlanmış ve ardından göçler Yarımada’nın kuzeyine doğru Siam halkının yoğun 32 D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4. Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 369.

33 Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University Press, s. 55-56. 34 Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University Press, s. 86. 35 Clive S. Kessler. (1978). Islam and Politics in a Malay State: Kelantan 1838-1969, Itha-ca: Cornel University Press, s. 41.

Bu topraklarda koruyucu-

vasal devlet ilişkisi ‘yıkıcı/

yok edici’ bir ilişki olarak

nüksetmemiştir. Bölge

siyasi düşünce yapısının

geliştirdiği bir tür ‘siyasi

etik’ olarak korumacı/

itaatkâr bağlamını öne

çıkarmıştır.

Page 19: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

19

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

yaşadığı toprakların sınırlarına kadar devam etmiştir. Göç faaliyetinde kara yolu kadar, deniz yolculuklarının da kayda değer bir yeri olduğu düşünülebilir. Malay halklarının denizci karakteristiklerine karşılık Siam halkının kara yerleşimini tercih etmeleri iki halk arasında siyasi ilişkilerin gelişiminde de belirleyici olmuştur. Malaylar sahil boylarına yerleşirken, Siamlar kendilerine komşu gelen Malaylara görece mesafeli iç bölgelerde yerleşimler kurmuşlardır.36

Sultanlığın kuruluşu kimi kaynaklarca 1390’a tarihlense de bölgedeki yerleşimin İslam öncesi döneme uzandığı bilinmektedir. Bu bağlamda, İslam öncesi dönemden, Ortaçağlara ve modern döneme uzanan tarihi süreçlerde sürekli yerleşim yeri olmasıyla dikkat çeken Patani bölgesi, kuzeyde Siam/Tayland’a açılırken, doğuda Çin Denizi, güneyde Malay dünyası ile ilişkileri geliştirmiş önemli bir siyaset ve ticaret merkezi hüviyetine sahipti. Bu coğrafyada meskun halkların kuzeyde Budist Siam güneyde ise Srivijaya Krallığı’nın siyasi ve ekonomik mücadeleleri arasında kaldıkları da bir vakıadır. Bu noktada, erken dönem Siam Sukhothai Krallığı’nın güneye nüfuzu, Srivijaya Krallığı (7-13. yüzyıllar) üzerindeki hakimiyeti sonrasında 13. yüzyılda gerçekleşmiş, özellikle bir ticaret merkezi de olan Ligor’un Patani, Singora (Songkhla), Kedah, Kelantan ve Trengganu gibi yerleşim yerlerindeki Malay toplulukları üzerinde siyasi nüfuzu ortaya çıkmıştır.37Bu efendi-vasal ilişkisi temelde yıllık vergi ödeme ve savaş dönemlerinde insan kaynağı tedariki şeklinde tezahür etmiştir.Öte yandan, halk kültürel ve dini inançlarını sürdürmede serbestti.38 Zaten bu yüzyıl Srivijaya’nın genel itibarıyla tarih sahnesinden çekildiği yüzyıl olarak da bilinmektedir.

Burada şu saptamayı da yapmakta fayda var. Sultanlık döneminde siyasi hakimiyet alanı, bugün Tayland Krallığı’nın güney eyaletini teşkil eden dört eyaletle, yani Narathiwat, Pattani, Yalave Songkla sınırlı değildi. Bugün nüfus plânlaması veya iç göçlerle Müslüman nüfusun sadece yarısını oluşturduğu Satun, gene günümüzde Malezya toprakları içerisinde yerini alan Perlis, Kelantan, Terengganu eyaletleri de Patani Sultanlığı’nın siyasi ve teritoryal alanına dahildi. En azından bu yönetim birimleri arasında yakın bir ilişkinin olduğunu söylenebilir.Bununla birlikte Hall, Kelantan’ın Patani’ye bağlı vasal 36 Ibrahim Syukri. (2002). Sejarah Kerajaan Melayu Patani, Bangi: Penerbit Universiti Kebangsaan Malaysia, s. 29-30. 37 Tome Pires, The Suma Oriental of Tome Pires: An Account of the East, From the Red Sea to Japan, Written in Malacca and India in 1512-1515, Vol. 1, New Delhi: Asian Educational Services, s. 105; Ibrahim Syukri. (2002). Sejarah Kerajaan Melayu Patani, Bangi: Penerbit Uni-versiti Kebangsaan Malaysia, p. 29; Nidhi Eiosrivongs, Akom Pattiya, Kobkua Suvanthat-Pien, Nanthawan Poosawang. (1991). “Early Ayudhya: Foundation and Consolidation”, In Essays in Thai History, (eds.) Varunyupha Snidvongs, Southeast Asian Studies Program, Singapore: Institute of Southeast Asian Studies, s. 117.38 Loius Golbolk, s. 10.

Page 20: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

20

bir devlet olduğunu söyler.39Geçmişte siyasi, ekonomik ve dini ağlamlarda biririyle yakın ilişki içinde olmuş u iki bölge arasında bugün dahi bu ilişkinin varlığını dil olgusunda bulmak mümkün.Patani’de konuşulan Malay dili Kelantan ile yakın benzerlik göstermektedir.40Bir diğer yakın ilişki sebebi ise Kelantanlı hocaların bir bölümünün ailevi bağlarının Patani’ye uzanmasında ortaya çıkar.41

Tarikh Patanive Sejarah Kerajaan Melayu Patani(Patani Malay Sultanlığı Tarihi) adlı eserlerde bu hususa değinilerek, İslam öncesi dönemde Kedah, Patani, Senggura, Ligor (bugünkü Nakom Srithamaraj veya Nakhonsrithammarat) ve Chahya’nın bir tek siyasi yönetime bağlı olduğu vurgulanır.42Bu eserlerde, bugünkü Patani şehrinin bulunduğu limanın özellikleri konusunda bazı ayrıntılara değinilmekte ve bu çerçevede şehirde ticaretle meşgul olan topluluklar arasında Cavalı, Balili, Bugis, Hintli, Arab, Çinli ve Khmerliler zikredilmektedir.Doğu ve Güneydoğu Asyalı bu halkların yanı sıra, Ortadoğu’dan Arap ve Farsi tüccarların Hint Okyanusu’nu aşıp Patani’ye ulaştıkları da vurgulanmaktadır.Bu kitlelerin dini inançlarına değinilerek Hintli ve Çinlilerin putperest, Arap ve Farsilerin ise ateşe taptıkları vurgulanıyor. Ticari faaliyetin temeli deniz ulaşımı olmakla birlikte, özellikle fil kafileleriyle Kedah’a ulaşan kara yolu faaliyetinin olduğu da anlaşılmaktadır. Bu seyahatin yaklaşık iki ay sürdüğü ifade ediliyor.43Kedah’ın Bengal Körfezi’ne açıldığı dikkate alındığında Hindistan’la olan ticarette önemli bir aktarma organı rolü gördüğü aşikârdır.Şehrin bölge halklarını çeken bu ticari özelliği 1516’da ilk Portekiz gemisinin bölgeye nüfuzuyla birlikte farklı bir veche kazandı.Sultan, Portekizlilerin ticaret yapma talebine olumlu karşılık vermesiyle Patani limanı Avrupalı gemici ve denizcilere de açıkbir uluslararası liman haline geldi.44

Malaya Yarımadası ile Siam topraklarının keşistiği coğrafyada bulunması Patani’ye ayrı bir değer katıyordu. Bu anlamda Malaka ve Sunda Boğazları çevresinde siyasi varlık sürmüş İslam sultanlıklarının farklı din ve kültür yapıları ile olan ilişkileri dikkate alındığında Patani’nin ayrı bir yeri olduğuna kuşku yok. Hint-Çin’i denilen toprak parçasında veya Çin geniş toplumu içerisinde görece küçük ölçekli yapılar sunan Müslüman topluluklar 39 D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4 Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 229; Clive S. Kessler. (1978). Islam and

Politics in a Malay State: Kelantan 1838-1969, Ithaca: Cornel University Press, s. 36.

40 Hasan Haji Mohammad Zen.(1992). “Peranan Bahasa Melayu dalam Pengajaran Islam di Selatan Thai”, In Jurnal Dewan Bahasa, Vol. 36, No. 7, Julai, s. 639.41 Robert. L. Winzeler. (1964). “Traditional Islamic Schools in Kelantan”, JMRAS, Vol. 48, No.1, (92), s. 92.42 Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani.(2011). Tarikh Patani, (Çev. Tengku Ismail Tengku Chik,Tengku Arifin Tengku Chik, Islamic Culture of Patani Foundation, s. 2. 43 Syaikh Ali&Shaikh Davud al-Patani.(2011), p. 5, 15-6; Ibrahim Syukri. (2002), s. 35.44 Ibrahim Syukri (2002), p. 35; D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4.Baskı, Hampshire: MacMil-

lan, s. 199.

Page 21: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

21

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

bir yana bırakıldığında bir devlet yapılanmasıyla ortaya çıkan ve bu anlamda Budist çoğunluğua ev sahipliği yapan Siam’la ilişkileri önemlidir. İngilizlerin, Penang (1784) ve Singapur’dan (1819) başlayarak Malaya Yarımadası’nda ticaretle başlayan varlıklarını siyasi olarak da genişletmeleri karşısında görülen gelişmeler Patani’de dikkat çekiyordu. Öyle ki, Siam yönetimindeki Patani topraklarında yaşayan Müslümanlar güneydeki ekonomik gelişmenin farkındaydılar.45 Bu anlamda, 20.yüzyıl başlarında İngilizlerle-Siam yönetimi arasındaki anlaşmalar sırasında Patanili Müslümanların İngiliz yönetimi altında kalmak istemelerinin önemli bir nedeni de buydu. Ayuthia’nın düşmesinin ardından bağımsızlık iddiasında bulunan Patani ve Kedah siam güç kazanmasıyla yeniden Budist yönetimin hakimiyet sahasına girmeye başladı. Patani’nin, Siam Krallığı’nın yeniden vassal yönetim kurma önerisini geri çevirmesi üzerine saldırıya uğradı. Siam’ın yayılmacılık politikası neticesinde 1776 yılında Patani’nin düşmesinin ardından diğer Malay sultanlıkları Siam’a bağlılıklarını ilan ettiler. Bangkok rejimi, bu Malay bölgelerini Songkla’dan yönetmeye başladı.46 Patani’nin 1786 yılında Siam Krallığı’na bağlı bir vassal devlet olması zamanla çıkan isyanlarkarşısında askeri çözümleri gündeme getiriyordu. Bunun bir ifadesi olarak 1818 yılında Siam güçleri başgösteren ayaklanmayı bastırmasıyla Patani yedi şehre ayrıldı.Bu idari dağılımın getirdiği bir diğer yenilik ise, bu şehirlerin Komiserlik (commissioner) denilen yönetimine Bangkok’dan gönderilen Budist yöneticilerin atanması oldu. Bu idari yapılanma, 1897 Anlaşması’nın da varlığı dikkate alındığında İngilizlerin Malaya topraklarındaki Sultanlıkların Resident marifetiyle yönetilmesine benzerliği dikkat çeker. Bu yapılanmanın Patani Sultanlığı’nın mali gelirleri üzerinde de kayda değer bir etkisi olduğu görülür. Siam Yönetimi gelirlerinin artaracağını ileri sürerek, afyon çiftliklerinin birleştirilmesi politikasında Patanili yöneticileri ikna eder. Ancak birkaç yılın sonunda yöneticiler eski gelirlerini kaybetmeye başladılar. Bir diğer ekonomik yaptırım ise Bangkok’a gönderilen vergilerin toplanması işinin Patani Sultanı’ndan alıp Komiser’e havale edilmesidir. Bu noktada, verginin siyasi tanınırlık ile ilgisine değinmekte fayda var. Vergi toplanması ve tarihsel olarak Bangkok yönetimi ile siyasi eşitlik timeline dayalı ilişkinin erozyona uğraması anlamına geliyor ve Sultan artık Bangkok yönetimi nezdinde ‘eşit’ bir konumda bulunmadığını ortaya koyuyordu.47 Bu durum, hiç kuşku 45 H. Warington Smyth. (1999). Five Years in Siam (1891-1896), Vol. II, The Malay and Cambodian Peninsulas with Descriptions of Ruby Mines, Bangkok: White Lotus Press, s. 10.46 C. A. Seymour Sewell, (1969). “Notes on Some Old Siamese Guns”, In The Journal of the Siam Society, Vol. BV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 17; B. J. Terwiel. (2005). Thailand’s Po-litical History: From the Fall of Ayutthaya in 1767 to Recent Times, Bangkok: River Books, s. 73. 47 Margaret L. Koch. (1977). “Patani and The Development of A Thai State”, JMBRAS, Vol. 50, Part 2, No. 232, s. 70-1.

Page 22: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

22

yok ki, İngilizlerin Siam yönetimi üzerinde idari yapının modernizasyonundaki egemen güç olduğunu ortaya koyuyor. Bu bir anlamda, İngilizlerin böl/yönet politikalarının benimsenmesinin bir sonucuydu. Patani ile birlikte anılan Kedah’da 1832’de ortaya çıkan isyan girişimi de benzer şekilde bastırıldı. Müslüman Malayların Siam yönetiminden hoşnutsuzluğu devam ederken, yüzyılın ortasında bir yandan Fransa, öte yandan İngiltere’nin Hint-Çini ve Burma’da giderek artan siyasi, askeri baskıları Siam’ı farklı bir tehdit algısına sevkediyordu.48

Patani’nin kaderini belirleyecek ve bu anlamda sonun başlangıcı kabul edilecek gelişme 1897 yılında İngilizlerle Siam Krallığı arasında imzalanan gizli bir anlaşmaya dayanır. İngilizler Siam topraklarındaki ticari hakimiyetlerini yitirmeme ve Fransızların bu topraklara nüfuzunu engelleme adına Siam’ın bağımsızlığına destek veriyorlardı.Bu

süreç, bir yandan da Siam idari yapılanmasında modernleşmenin yaşandığı yıllardı. İdari yeniden yapılanmanın Patani üzerinde de bir nüfuz ilişkisi doğurduğu ileri sürülmektedir. Önceki dönemlerde Bangkok-Patani arasındaki gevşek ilişki yerini Patani’nin otonom yapısını ortadan kaldıracak bir evreye bırakıyordu.49

20 Aralık 1902 tarihinde Patani topraklarının Siam yönetimine devri, Patani Malay Müslümanları için yepyeni bir dönem anlamı taşıyordu. Bu süreç1909’daresmi bir hüviyet kazanarak Patani, Yala, Narathiwat, Satun ve kısmen Songkla’nın içinde bulunduğu yerleşim yerleri resmen Tay yönetimine bağlandı. Bu yıl içerisinde Siam Kralı Patani bölgesinde uygulanan İslam Hukuku’nu -aile ve miras bölümü istisna olmak kaydıyla- lağvederek yerine Tay seküler

hukukunu uygulamaya geçirdi. Dönemin yayın organlarında yer alan bu gelişme Patani Müslümanlarının karşı karşıya kaldıkları Siam sömürgeciliği adaletsizliğine karşı giderek artan memnuniyetsizliklerini ortaya koymaktadır. Öyle ki, “talihsiz Malayların isyana aç” oldukları vurgulanmaktadır.50

1921 yılında ise Müslüman öğrencilerin Tay dili öğrenmeleri zorunluluğu getirildi.Böylesine radikal kararları içeren bu süreç, Patani Malay Müslümanlarının ayaklanmalarına neden oldu. Bunun üzerine 1923 yılında Kral, Müslüman toplumun 48 Michel Gilqun. (2005). The Muslims of Thailand, (Tr. Michael Smithies), Chiang Mai: Silkworm Books, s. 65.49 Margaret L. Koch. (1977). “Patani and The Development of A Thai State”, JMBRAS, Vol. 50, Part 2, No. 232, s. 69-70. 50 The Straits Times, 24 March 1902, Monday, Microfilm reel NL287, Lee Kong Chian Reference Library, s. 4.

İngilizlerin böl/yönet po-

litikalarının benimsen-

mesinin bir sonucuydu.

Patani ile birlikte anılan

Kedah’da 1832’de

ortaya çıkan isyan giri-

şimi de benzer şekilde

bastırıldı.

Page 23: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

23

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

taleplerini gözetilmesini vaa’z eden bir bildiri yayınladı.51

1906 yılı Patani Müslümanları için farklı bir evrenin başlangıcı anlamı taşır.Bu süreçte, Patani toprakları yeni bir yönetim farklılaşmasına tabi tutuluyordu.Siam yönetimi, Pattani, Narathiwat (Bangnara), Saiburi ve Yala olarak yedi eyaleti dörde düşürüyordu. Ayrıca, İslam hukuku evlilik ve miras gibi birkaç konuyla sınırlandırılıyor ve adat uygulamalarına son veriliyor; İç İşleri Bakanlığı’nın yetkilerinin genişletilmesiyle yerel yönetimde Müslümanların siyasi gücüne darbe vuruluyordu. Bu uygulamalar, Müslüman yöneticiler yerine merkezden atanan Siamlılarla değiştirilmesiyle halk üzerindeki baskının giderek daha da artması anlamı taşıyacaktı. Patani Sultanı’nın bu gelişmeler karşısında yapabileceği pek farklı seçenek bulunmuyordu. Evlilik vasıtasıyla Kelantan Hanedanlığı’na yakınlığı olan Sultan Tun Timong, hayatının büyük bir kısmını komşu Kelantan’da geçirmek zorundakalıyordu. Öte yandan Tengku Abdülkadir Kamaruddin alternatif bir siyasi arayış içerisinde Singapur’da İngilizlerin kapısını çalıyordu. Dönemin Sömürge Valisi Frank Swettenham, Kamaruddin’in bu talebine ilkesel olarak olumlu yaklaşsa da, Londra’dan onay alamaması üzerine Patanililerin geleceği Siamlılar eline terk ediliyordu.52

Patani Kadın SultanlarıDört kadın sultan 1584-1686 yılları arasında Patani’nin bölge ticaretinde söz sahibi olduğu bir dönemde hüküm sürmüşlerdir. Bu dört kadın sultanın adları tarihe aldıkları renklerle geçmiştir.Yeşil Sultan (1584-1616) Mavi Sultan (1617-1623)Mor Sultan (1624-1635)Sarı Sultan (1636-1686)Yirmi yıl kadar süren belirsizlik döneminin ardından şehrin ileri gelen ticaret elitinin anlaşmaları sonucu Yeşil Sultan (Raja Ijau) lâkaplı kadın sultan otuz iki yıl boyunca (1584-1616) Patani’yi yönetmiştir. Kimi çalışmalarda kocası vefat eden Yeşil Sultan’ın -ki bu çalışmada Nang Phya Pattani olarak zikredilir-, bir oğlu olmasına rağmen- tahta çıktığı belirtilir. Bu dönemde, sultanın üç büyük top döktürdüğü ve bu yerin günümüzde Patanililerce “cannon foundry” olarak bilindiği ifade edilir. Bu topların Hokkien 51 Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999). “De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon City: University of the Phillippines, s. 123. 52 Michel Gilqun. (2005). The Muslims of Thailand, (Tr. Michael Smithies), Chiang Mai: Silkworm Books, s. 67.

Page 24: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

24

kabilesine mensup ve Malay bir kadınla evli Lim Toh Khiem adında Çinli tarafından döküldüğü; her bir topa ad verildiği ve ilk topun adının Nang Pattani olduğu belirtilir.53 Bir başka kaynak ta ise, günümüzde Madras’da bulunan ve Siam topları olarak bilinen topların kökenine dair yapılan araştırmalarda ortaya çıkar. Üzerlerinde Hollanda Doğu Hint Şirketi’nin monogramı bulunan (VOC-Vereenigde Oostindishe Compaigne) 1602 yılında bu şirketin Patani’de inşa ettiği atölyeye dayandırılır.54

Bu dönem, özellikle Patani’nin bölge deniz ticaretinde öne çıktığı yıllar olarak bilinir. Bu bağlamda, Batı Hindistan’daki Surat, Goa, Coromandel’den gelen ticaret gemileri Çin ve Japon tüccarlarla ilişkiler geliştirmeleri mümkün oluyordu.55 Aynı yıllarda, örneğin 1612 yılında İngilizlerin Patani’de varlığının yanı sıra, sayıları 500’ü bulan Avrupalılar bölgenin ticari etkileşimdeki önemini ortaya koymaktadır.56

Erkeklerin hakim olduğu soyluların kadın sultanları tahtta çıkarma sebeplerinin başında önceki dönemdeki sultanların ticari faaliyetleri kendi lehlerine kullanmaları ve aristokrasinin bu sistemden hoşnutsuzluğu önemli bir yer tutar.Bir diğer önemli neden ise, aristokrasi arasındaki hizipleşmeden ötürü, bir erkek sultan üzerinde ittifak kurulamamasının da kayda değer bir önemi vardır.Bu dönemde, İngiliz ve Hollandalı tüccar gemileri ilk kez Patani limanında ticari faaliyette bulunmuşlardır.Ardından 1616 yılında kızkardeşi Mavi Sultan (Raja Biru) lâkabıyla tahtta çıkmış ve 1616-1624 yılları arasında hüküm sürmüştür. 1624 yılında üçüncü kızkardeş Mor Sultan (Raja Ungu) lâkabını alarak yönetimin başına geçmiştir. Vefatının ardından 1636 yılında kızı Sarı Sultan (Raja Kuning) lakabıyla tahtta çıktı ve 1650’li yıllara kadar ülkeyi yönetti. Bir başka kaynakta ise Sarı Sultan’ın 1686’ya kadar tahtta kaldığı belirtilir.57 Cohor Sultanı Abdulcelil’in küçük kardeşi 1644 yılında Patani Sultanı ile evlendi.58

32 yıl boyunca iktidarda kalan ilk kadın sultan döneminin uluslararası ilişkiler ve ticaretin gelişmesinde önemli rolü olmuştur.Bu yıllar, doğu ve batıdan çeşitli ulusların Patani limanında ticaret yaptığı ve Sarayla ikili ilişkiler geliştirdiği yıllar olarak öne çıkar. Bu 53 C. A. Seymour Sewell, (1969). “Notes on Some Old Siamese Guns”, In The Journal of the Siam Society, Vol. BV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 15-6. 54 C. A. Seymour Sewell, (1969). “Notes on Some Old Siamese Guns”, In The Journal of the Siam Society, Vol. BV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 9. 55 “Some Notes upon the Development of the Commerce of Siam”, In The Journal of the Siam Society, Vol. BV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 86. 56 “Some Notes upon the Development of the Commerce of Siam”, In The Journal of the Siam Society, Vol. BV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 87. 57 Anthony Reid. (2003). “Charismatic Queens of Southeast Asia”, History Today, June, 53, (6), s. 32; Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi, s. 72.58 D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4. Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 372; Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat

Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi, s. 48.

Page 25: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

25

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

bağlamda, Japonya, İngiltere, Hollanda deniz ve ticaret güçlerinin varlığı sadece Patani Sarayıyla değil, birbirleriyle de ilişkilerin geliştirilmesine olanak tanımıştır. Tüm bu ilişkiler Patani’nin ününün Avrupa’ya kadar yayılmasına neden olmuştur.Örneğin, 1592 yılında dönemin Japon kralı Tokugawa Iyeyasu Yeşil Sultan’a mektupla birlikte hediyeler göndermiş, bunun karşılığında 1592’de ve de ardından 1602’de Patani elçileri Japonya’yı ziyaret etmiştir. Patani Sultanlığı ve Japon Krallığı arasında kurulan bu siyasi ve ekonomik ilişkiler sonucu Japon Krallığı Siam ve İngilizlerle tanıştırıldığı ortaya çıkmaktadır. 22 Haziran 1612 tarihinde İngiliz elçileri döneminİngiliz kralı I. James adına Patani sultanı ile anlaşma imzalarlar. Ardından, 1614 yılında William Adams ile Japonya ziyaretinden hareketle, İngilizlerin doğu denizlerinde Japonya ile ilişkilerinin başlangıcını teşkil ettiği söylenebilir.Patani sahilleri bu yıllarda, Avrupa güçleri arasında ve de Hollanda ve Japon güçleri arasında savaşlara tanık olmuştur.59

1600 yılında, İngiliz john Smith, ilk Avrupalı saraya danışman olarak alınmıştır.Mohd. Zameri’nin aktardığına gore, bu yıllarda Patani’ye gelen Hollandalılar, Patani’yi elli yaşlarında bir kadın sultanın yaklaşık 13/14 yıl boyunca, kendisinden önceki erkek sultandan daha adil yönetim sergilediğini ifade eder. 1603 yılında Siam Kralı Naresuan donanma ile Patani’ye saldırı düzenlemiş, ancak Patani güçleri ve onlara yardımcı olan yabancı ateşli silahlara sahip yabancı özellikle de Japon tüccar gemilerinin desteğiyle püskürtülmüştür. Patani’nin tarihte sahip olduğu büyük toplarla meşhur olduğu düşünüldüğünde gerek Patani sarayında gerekse yabancı tüccarların desteğinin bu saldırının püskürtülmesinde büyük rolü olduğu düşünülebilir. Hayatı boyunca hiç evlenmeyen Yeşil Sultan 63 yaşında vefatının ardından tahtta kız kardeşi geçmiştir.60

İkinci kadın sultan, 1614 yılında Pahang Sultanı’nın oğlu ile evlenmesi ile Patani ve Pahang arasında akrabalık bağı kurulmuştur.61 Bu dönemin önemli gelişmeleri arasında Avrupalı ticaret güçlerinin birbirleriyle rekabetleri oluşturur. Hollandalılarla nükseden çıkan çatışması nedeniyle İngilizlerin varlığı ancak 1623 yılına kadar devam etmiş vebu çıkar çatışmasınınPatani açıklarında bir deniz savaşına kadar vardığı vak’idir. Hollandalılar iki İngiliz gemisine saldırmıştır. Dönemin Kadın Sultanı İngilizleri ve ticaret merkezlerini korumaya almıştır. Bu gelişme üzerine Hollanda ticari amaçlarla Patani’ye yerleşmiş ancak bu kısa süreli olmuştur.62 Üçüncü kadın sultan (Raja Ungu), 59 “Some Notes upon the Development of the Commerce of Siam”, In The Journal of the Siam Society, Vol. XV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 82; Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi, s. 50, 60.60 Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi, s. 49, 50, 59. 61 Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi, s. 61. 62 “Some Notes upon the Development of the Commerce of Siam”, In The Journal of the

Page 26: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

26

Cohor sultanı Abdulcelil’in oğluyla evlenmesiyle Patani ve Cohor arasında ilişkilere yeni bir boyut kazandırdı.63 Raja Ungu’nun kızı Sarı Sultan lakabıyla 1635 yılında tahtta çıktı.

Ekonomi ve Ticari İlişkilerPatani topraklarının konumu dikkate alındığında bir yandan Budist dünyaya öte yandan Müslüman Malay topraklarına açıldığı görülür. Kara bağlantıları üzerinden kurulan bu temel insan ve coğrafya etkileşiminin bir diğer boyutunu deniz bağlantıları oluşturur. Bu anlamda, Patani Bengal Körfezi/Hint Okyanusu ile Güney Çin Denizi’ni birbirine bağlayan dar kara parçası üzerinde oluşunun ekonomik ilişkilerin geliştirilemesinde kayda değer

bir rolü vardı. Doğu’da Tay Körfezi ile Kamboçya, Doğu Çin Denizi ile Borneo Adası, Japonya, Çin, Singapur’a kadar uzanan geniş bir liman şeridine bağlanıyordu. Tüm bu deniz bağlantılarının ortaya çıkmasında Patani sahillerindeki doğal limanların rolü büyüktü.64

Patani Sultanlığı’nın ekonomik ve ticari varlığının, Avrupalı güçlerin bu coğrafyaya nüfuzu öncesinde bölge güçleri arasında kurulan bir denge esasına göre yürütüldüğüne kuşku yok. Bu anlamda, Avrupa Kıtası’nda kendini ortaya koyan kapitalist ilişkiler ağının Güneydoğu Asya siyasi güçleri arasında nasıl bir karşılığı olduğu ilginç bir araştırma konusudur. 18. yüzyıl ikinci yarısından itibaren Siam Krallığı’nın kuzeyde Burma topraklarına yönelik ihtirası ve yayılmacı politikası güneyde Patani topraklarına da yansımaya başladı. Bunun bir sonucu olarak 1785 yılında Siam ordularının Patani’ye saldırıları vuku buldu.65 Farklı dini ve külterel

temeller üzerine yükselen iki toplum arasında ayrışmayı da beraberinde getiren bu saldırı hiç kuşku yok ki, Patani Müslümanlarının bugüne kadar Tay siyasi yönetimi karşısında maruz kaldığı baskı ve zulmün başlangıç noktasını oluşturuyordu. Bununla birlikte, Siam Krallığı ile ilişkilerinin, özellikle İngiltere’nin Singapur merkezli olarak Malaya topraklarında ortaya koyduğu siyasi egemenlik yapılanmasını takiben farklı bir yönelim seyrettiği görülür.Siam Society, Vol. XV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint, s. 88-9; D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4. Baskı, Hampshire: MacMillan, s. 383, 530.

63 Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi, s. 64. 64 Margaret L. Koch. (1977). “Patani and The Development of A Thai State”, JMBRAS, Vol. 50, Part 2, No. 232, s. 70. 65 Wayne A. Bougas. (1990). “Patani in the Beginning of the XVII Century”, Archipel, Volume 39, s. 113.

Patani’nin tarihte sahip

olduğu büyük toplarla

meşhur olduğu düşünül-

düğünde gerek Patani sa-

rayında gerekse yabancı

tüccarların desteğinin bu

saldırının püskürtülme-

sinde büyük rolü olduğu

düşünülebilir.

Page 27: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

27

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Patani, Güneydoğu Asya coğrafyasının kuzey-güney ekseninde gerçekleşen ticaret ağına eklemlenmiş ve bu süreçte önemli gelişmelere konu olmuştur. Patani’nin bölge ticaretinde kayda değer öneminin ortaya çıkmasında geleneksel olarak Çin, Vietnam ve Siam Körfezi’ndeki etkileşiminin yanı sıra, güneydeki Malay dünyası ve Avrupalı sömürgeci güçlerin bu ticarete aktif olarak katılmalarının rolü vardır. Bu noktada, 16. yüzyıl başlarından itibaren Avrupalılara ait tüccar gemilerinin Songkhla limanı üzerinden yürüttükleri ticari faaliyetler dikkat çekicidir. Songkhla’nın zamanla uluslararası ticarete açılması, Siam Krallığı’nın buraya Budist Tay göçlerini teşvik etmesine yol açtı. Bu süreç nihayetinde Songkhla’nın merkez ve Patani ve Trengganu’nun bu merkeze bağlı ilişkinin temelini de oluşturmuştur.66

Bu çerçevede Sultan Ijau (1584-1616) döneminde başlayan ticarete dayalı varsıllık bir yüz yıl kadar devam etmiştir. Bu döneme dair bazı olgulara arkeolojik verilerden ulaşmak mümkün. Patani şehir merkezine altı kilometre mesafedeki Kampung Kresik bölgesindeki duvar kalıntıları, keramik vb. buluntular bunlardan bazılarıdır.67 Hollandalılar, burasını sultanlığın merkezi olması hasebiyle Kota Raja yani Sultan Şehri olarak da zikrediyorlardı. Bougas saray, şehir yerleşimi konusunda ayrıntılı bilgiler vermektedir. Sarayın sahile yakın bir mevkide oluşundan hareketle,68 yönetimin şehrin ticaretine ve dolayısıyla ekonomi yaşamına doğrudan müdahil olduğu sonucu çıkartabiliriz.

Şehir yaşamına dair bugün pek fazla bilgi mevcut değildir. Özellikle bölge ticaretinde ve zanaatkârlığında önemli varlık gösteren Çinlilerin etkinliği göze çarpar. Patani’de ticari yaşamın giderek önem kazandığı 1560’lı yıllarda şehirde Çinlilerden oluşan birkaç bin kişilik ticaret kolonisinin varlığından söz edilir.69 Modern dönemde Çin mahallesinin bir benzeri erken dönemlerde Kota Cina adıyla anılıyordu. Saray, ticari hayatın sürdüğü şehir yaşamının ötesinde şehri çevreleyen alanlarda çeltik tarımı, sahilde ise balıkçılık faaliyeti temel ekonomik aktivitelerdi. Sarayın da içinde bulunduğu kompleks surla çevrili olduğu ve görece kayda değer bir savunma sisteminin varlığından olabilir. Örneğin, 1563 yılında o dönem önemli bir siyasi güç merkezi olan Sumatra Adası’nın güneyindeki Palembang’dan Patani’ye düzenlenen saldırıda bu yapı üzerindeki toplar nedeniyle Cavalıların başarılı olamadıklarına değinilir. 1602 yılına tarihlenen bir Hollanda kaynağı buradaki topların Amsterdam’dakilerden daha büyük olduğunu ileri sürer. Bu yapının batı ve doğu ucunda iki büyük kapının bulunuyordu. Örneğin Doğu Kapısı’nın adı, 66 Louis Golomb, s. 10-11.67 Wayne A. Bougas. (1990). “Patani in the Beginning of the BVII Century”, Archipel, Volume 39, s. 115, 117. 68 Şeyh Ali&Şeyh Davud al-Patani. (2011), p. 7. 69 Anthony Reid. (2003). “Charismatic Queens of Southeast Asia”, History Today, June, 53, (6), s. 32.

Page 28: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

28

aynı zamanda Fil Kapısı’ydı. Siyasi gücün timsali olan filler bölgedeki diğer devletler gibi Patani’de de önemli bir unsurdu. Bu kapıların büyüklüğünün fillerin geçebileceği büyüklükte olduğunun belirtilmesi bunun göstergelerinden biridir.70 Yukarıda zikredilen toplarla ilgili bir diğer referans Çinli bir seyyaha atfen dile getirilir. 16. yüzyılda Patani’ye yerleşen Lim Toh Khiam adlı top dökmede usta olan bu seyyah Patani Sultanı’na danışmanlık yapar ve süreçte Müslüman olmuştur.71

19. yüzyıl son çeyreğinde, Patani limanının ticari aktivitesini sürdürdüğü görülmektedir. Özellikle o döneme ait gazette arşivlerinde özellikle Çinlilere ve İngilizlere ait gemilerin Patani’deki etkinliklerine dair kafi miktarda kanıt mevcuttur.72

Modern Dönem Tay-Patani İlişkileriTay-Patani ilişkileri modern dönemde çalkantılı bir süreci ifade eder. Tay milliyetçiliğinin önemli unsurları olan askeri cunta rejimi veya uzantıları ile ülkeyi düzlüğe çıkarma uğraşı veren ‘liberal’ görüş yanlılarının iktidarda olup olmadıklarına bağlı olarak Patani politikası değişiklik arz eder. Öncelikle ‘modern dönemden’ neyi kastettiğimizi açıkça ifade edelim. Modern dönem dendiğinde II. Dünya Savaşı sonrasındaki ulus-devlet yapılanmaları akla gelir. Güneydoğu Asya topraklarında varlık süren yüzlerce etnik yapının merkezi oluşturan çoğunluk iktidarınca bu süreçte kırılmaya maruz bırakıldığı pek çok akademik çalışmaya konu olmuştur. II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasındaki gelişmeler Patani topraklarının modern Tayland Krallığı’na devrini öngörmüştür. Bu süreçte Patani halkına siyasi geleceklerini belirleme hakkı verilmediği gibi, mensubu oldukları kültürel, dini ve sosyal bütünlükleri de yok sayılarak merkezi hükümetlerin politikalarına mahkum edilmişlerdir.73 Gücünü Tay Budizminden ve Monarşisiden alan milliyetçi yapı, ülkedeki etnik unsurları bünyesinde eritme, asimile etme politikalarını yürürlüğe koymuş ve Patanili Müslümanlar da bundan paylarını almışlardır. Irk olarak Malay, din olarak Sünni İslamı’na mensup bu halk, artık Tayland Müslümanları 70 Wayne A. Bougas. (1990). “Patani in the Beginning of the BVII Century”, Archipel, Vol-ume 39, s. 122; Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani. (2011), s. 9. 71 Patrick Jory. (2007). “From ‘Melayu Patani’ to ‘Thai Muslim’: The Spectr eof Ethnic Identity in Southern Thailand”, ARI Working Paper, No. 84, Singapore: Asia Research Institute, s. 5. 72 The Straits Times, 11 December 1875, SHIPPING IN THE HARBOUR. Microfilm NL5045 [Lee Kong Chian Reference Library, s. 3; The Straits Times, 17 November 1877, SHIP-PING IN THE HARBOUR, s. 4; The Straits Times, 16 June 1877, SHIPPING IN THE HARBOUR Microfilm NL5046, s. 4.73 Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University, s. 16.

Page 29: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

29

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

adıyla anılmaya başlanmış ve bu süreç Bangkok yönetimlerinin politikaları çerçevesinde Taylandlaştırma sürecine maruz bırakılmışlardır. Bu süreç zorlamalar, baskılar, işbirliği, sözleşmeler vb. gibi süreçleri beraberinde getirmiştir. Özellikle etnik kimlik üzerinde tanımlayıcı ve de zamanla dönüştürücü olacak politikalar birbirini izlemiştir. Örneğin geleneksel İslami eğitim, ailelerin çocuklarına Müslüman ismi vermesi, gündelik ve kamu yaşamında Malaycanın kullanılması vb. Bangkok yönetimince müdahele alanları olarak görülmüştür. Bu bağlamda, asimilasyon sürecinin bir parçası olarak Patani Malaylarını kimliklerinden arındırmanın bir yolu olarak onları ‘Tay-Müslümanları’ olarak tanımlama yolu seçilmiştir. Erken dönem politikalarından olan bu yaklaşıma karşı ilk siyasi tepki verenlerin arasında -aşağıda değinileceği üzere- Hacı Sulong da bulunmaktadır.74

Bu süreçleri iki ana bölümde değerlendirmek mümkün: a)Aşırı milliyetçi Tay unsurlarının hakimiyetinde geçen 1932-1979 yılları: Bu yıllar ülkenin asker veya asker destekli sivil yapıların hakimiyetinde geçtiği görülür. Demokratik seçimlerden ziyade, ordunun siyasal yaşam üzerindeki nüfuzu alabildiğine kendini ortaya koymuş ve sivil inisiyatifin geçerlilik kazanmadığı bir sürece atıfta bulunulur. Bu dönemin en çarpıcı politikası 1939-1943 yılları arasında uygulanan Ratthaniyom’dur. Bu dönem, aşırı milliyetçi referanslarla ülkedeki tüm etnik unsurların Taylaştırılması sürecine tekabül eder. II. Dünya Savaşı yıllarında Phibun Songkram’ın Başbakanlığı, özellikle Avrupa özelinde kendini açık bir şekilde ortaya koyan totaliter duruşun Tayland’daki versiyonu uygulamaya geçirmiştir.75 Devletçi zihniyetin katı uygulamalarına konu olan bu yıllarda Müslümanlar kendi dini ve kültürel kimliklerinden, bunları ifade biçimi olan sembollerden ve yasalardan arındırılmaya çalışılmışlardır. Bu süreçte giyim kuşamdan dile, din değiştirmeye kadar varan zorlama ve baskılar gündemde yer tutmuştur. Savaş yıllarının ardından Phibun’un ikinci başbakanlık dönemi (1948-1957) polis kurumunda orduya karşı alternatif bir yapılanmaya tanık olundu.76 İlerleyen yıllarda, General Sarit Thanarat 1957 yılındaki darbenin ardından ülke anayasası ve sivil yaşamı askıya alındığı gibi bu dönem yargısız infazların artış gösterdiği yıllar olarak hatırlanır.77 1973 yılına kadar devam eden bu 74 Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University, s. 66. 75 Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia Program, Ithaca: Cornel University, s. 8, 13. 76 Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia Program, Ithaca: Cornel University, s. 57. 77 Chris Baker&Pasuk Phongpaichit. (2005). A History of Thailand, Cambridge: Cambridge University Press, s. 173; Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999). “De-Radicalization of Minor-ity Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon City: University of the Phillip-pines, s. 121.

Page 30: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

30

yıllarda izlenen politakın temel nedeni hiç kuşku yok ki, siyasi atavism güden Sarit’in hükümet-bürokrasi-halk üçlüsü şeklinde öngördüğü toplum yapısı bağlamında geleneksel güç yapılarını koruma arzusuydu.78

b) 14 Ekim 1973 tarihinde Başbakanlık koltuğuna Prof. Sanya Thammasak’ın oturmasıyla ülke derin bir nefes almaya başlar. Sanya’nın görece kısa süren Başbakanlığı ülkenin ilk demokrasi tecrübelerine tanık olur. Ülkenin çalkantılı geçen bu yıllarında 1976 ve 1978’de ardı ardına Başbakan değişikliği gündeme geldi.79 Bir süre sonra, yani 1978’de

başbakan değişikliği ile ülke bir kez daha eski rejim yıllarındaki uygulamalara dönüş yapar.1980’li yıllarda Patani bölgesinden kimi milletvekilleri Bangkok’da önemli görevlere getiriliyorlardı. Özellikle bu dönemde aktif siyasetin içinde yer alan Al-Wahdah (Dayanışma Partisi) üyeleri 1992-1995 yılları arasında hükümette görevlendirildi. Bunlar arasından Den Tohmeena, İçişleri Bakanlığı Yardımcılığı’na getirilirken; Wan Mohammad Nor Nattha Parlamento Başkan Yardımcılığı yaptı. 1995 seçimleri sonrasında ise Wan Mohammad Nor Mattha İletişim Bakanı olarak görev aldı.80

Tay Ulusal Siyaseti ve Patani Bağımsızlık Mücadelesi Patani Bağımsızlık mücadelesine değinmeden önce, Tay ulusal siyasetinin genel karakteristikleri üzerinde durmakta fayda var. Tay, tarihteki adıyla Siam, Güneydoğu ve genel itibarıyla Asya topraklarında sömürgeci güçlere karşı pragmatik politikaları ile boyun eğmemiş ve bağımsızlığını gözetebilmiş bir ulus olarak karşımıza çıkar. Siam Krallığı’nın doğup geliştiği topraklar, bölgedeki diğer ülkelerin aksine ‘farklılıkta birlik’ ilkesinin gelişmesine elverecek

etnik çeşitliliğe sahip değildir. Veya bir başka şekilde ifade edecek olursak, bölgedeki etnik varlıklar Tay etnik çoğunluğu etrafında entegrasyonu tarihin erken dönemlerinden itibaren gerçekleştirebilmiştir. Tay ulusunun tarihten getirdiği bu özellik, modern 78 Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia Program, Ithaca: Cornel University, s. 9, 10.79 Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999). “De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon City: University of the Phillippines, s. 122. 80 Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999). “De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon City: University of the Phillippines, s. 116.

Bu dönem, aşırı milliyetçi

referanslarla ülkedeki

tüm etnik unsurların

Taylaştırılması sürecine

tekabül eder. II. Dünya

Savaşı yıllarında Phibun

Songkram’ın Başba-

kanlığı, özellikle Avrupa

özelinde kendini açık bir

şekilde ortaya koyan tota-

liter duruşun Tayland’daki

versiyonu uygulamaya

geçirmiştir.

Page 31: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

31

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

dönemdeki sözde mono etnik ve kültürel yapıya dayandığı varsayılan ulus-devlet yapılanması içerisinde bu topraklara eklemlendirilen Patani Malay Müslüman unsurlarının varlığıyla büyük bir çelişki yaşamasına neden olmuştur. ‘Bağımsızlık’ olgusu, özellikle 1932 yılında Mutlakiyet sistemi yerini Anayasa timeline dayalı Parlamenter Monarşi yönetilen Tay merkezi hükümeti ve halkı için bir övünç kaynağı olmakla birlikte, modern dönemde ülkenin geçirdiği badireler, askeri darbeler, cunta rejimleri ülkenin beklenen kalkınma, ulusal güvenlik gibi alanlarda vasat bir performans sergilemesine neden oldu.81 1930’lı yılların başlarında Mutlakiyetçi rejim karşısında siyasi soyluların ve entellektüellerin sergiledikleri siyasi muhalefet bir anlamda başarıya ulaşmış Parlamenter Monarşiye geçilmiştir.82 İlginçtir ki, bu süreç, geniş halk kesimlerinin katılımı olmaksızın sadece elitler arasındaki bir mücadeleye sahne olmuştur. Tarihsel bir devamlılık olarak okunabilecek elitler arası güç kavgası günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Kimi gözlemcilerin ifade ettiği üzere Tayland’da siyaset “darbe-seçim-kısa süreli parlamenter yönetim-kriz ve darbe” döngüsü içerisinde gerçekleşmektedir.83

Patani Malay halkının bağımsızlık arzusu ve merkez yönetimin bu siyasi talebe askeri güç kullanarak karşılık vermesi, Tay krallığı’nda tarih boyunca sürgit devam eden elitler yönetiminden bağımsız okunamaz. Ulus-devletleşme sürecinde halkın doğrudan katılımından ziyade, askeri müdahalelere konu olan sivil siyaseti yapılanmalar ne azınlık konumundaki Patani Malayların haklarını gözetmiş ne de verilen mücadele karşısında kayda değer bir diyalog sürecine girişmiştir. Neredeyse kırk yıla varan süreçte merkezi yönetim Patani’de güvenlik başta olmak üzere eğitim ve dini konuları kapsayan politikalarıyla gündemi belirlemeye çalışmıştır. İlki, yani güvenlik meselesine bakış ulus-devlet olgusu sınırlamaları içerisinde değerlendirildiğinden bugüne kadar bölgede arzu edilen karşılığı bulamamıştır. Başka eyaletlerde rastlanmayacak denli güvenlik biriminin konuşlandırıldığı Patani bölgesi, bu anlamda bir ‘güvenlik enflasyonuna’ maruz kalmıştır.

Eğitim meselesi de güvenlik gibi Tay Milli Eğitim Bakanlığı formatının Patani gençliğine aktarılmasının bir aracı kılınmıştır. Zaman zaman, Patani halkını ikna etmeye matuf olacak şekilde meselâ, cavi alfabesinin okullarda öğretilmesi gibi bazı ‘imtiyazlar’ gündeme getirilse de, Patani Müslümanlarının sosyo-kültürel ve dini gerekliğine uygun eğitim anlayışının yerleştirilmesi konusunda ciddi bir niyet ve pratiğe rastlanmamaktadır. 81 Somsakdi Buto. (1987). “Introduction”, In Government and Politics of Thailand, (eds.) Somsakdi Buto, Singapore: Obford University Press, s. xi.82 Chai-Anan Samudavanija. (1987). s. 23 In Somsakdi Buto “Introduction”, In Govern-ment and Politics of Thailand, (eds.) Somsakdi Buto, Singapore: Obford University Press.. 83 Suchit Bunbongkarn. (1988). “Contemporary Thai Political Development”, In Thailand-US Relations: Changing Political, Strategic and Economic Factors, (eds.) Ansil Ramsay&Wiwat Mungkandi, Institute of East Asian Studies, Berkeley: University of California, s. 41.

Page 32: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

32

Bu konuda, örneğin saldırıların yoğunlaştığı 2006 yılında Ulusal Uzlaşma Komisyonu (NRC)’nin hazırladığı raporda, Merkez güçlerin sadece öğretim kurumlarında değil, kamu kuruluşlarında da Tay dilinden başka alternatif tanımama konusundaki ısrarları açıkçası sorunun tümüyle Patani halkının bu dili öğrenmeme yolundaki ısrarlarına dayandırılıyor ki bu sorunun tamamıyle odağından sapma anlamı taşıyor.84 Yapılan akademik araştırmalarda halk bu konudaki hassasiyetini ortaya koyduğu görülür. Tay okullarında Malay Müslüman kültürünü dikkate alacak değişiklikler yapılana kadar çocuklarını bu okullara gönderme yanlısı olmayan veliler, dini okulları bir seçim olarak gördüklerini ifade ediyorlar.85

Din konusu ise farklı bir boyutta seyretmektedir. Bangkok yönetimi, Patani’de geleneksel/modernist Müslüman ayrımının farkında olarak bu süreci kendi lehine kullanacak girişimlerden geri kalmamıştır. Geleneksel İslami öğretim kurumları yani, pondoklara başından bu yana karşı olan merkezi yönetim, öğrencilerin mezuniyetini kabul etmeme, maddi destekten yoksun bırakma, yasaklama, kapatma vb. süreçlerle bu kurumları yıpratmaya devam etmiştir. Öte yandan, modernist Müslümanların geleneksel İslami yapılara yönelik eleştirilerinden hareketle hem ülke dışından hem de Bangkok’dan maddi ve moral destek buldukları bilinmektedir. Bu genel başlıklardan sonra, Tay-Panati ilişkilerinde kilometre taşı niteliğindeki gelişmelere detaylı bir şekilde bakmakta fayda var.

1902 ve Bangkok Egemenliğinin TesisiBazı tarihi gelişmelere göz atmadan önce, Siam/Tay Krallığı’nın Patani sorununa nasıl yaklaştığına değinmekte fayda var. sadece 20. yüzyıl başlarında değil, çalışmanın ilgili bölümlerinde değinildiği üzere Patani bölgesi Bangkok’a bağlı vasal devlet statüsündeydi. Bangkok yönetiminin geliştirdiği siyaset felsefesine göre, bir toprak parçası Siam’a vasal olduysa her zaman için vasaldır.86 Bu ilke, Patani’nin modern dönemde sadece batılı sömürgeci güçlerin Patani halkının geleceğinde karar mercii olmadıklarını, bunun ötesinde bölgenin asli siyasi yapılarında neşet eden bir algının da önemli bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenledir ki, ulus-devlet yapılarının çözülmeye yüz tuttuğu, küreselleşmesinin kabul gördüğü, etnik milliyetçiliklere verilmesi gereken haklar 84 Thanet Aphornsuvan. (2006). “Nation-State and the Muslim Identity in the Southern Un-rest and Violence”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 96. 85 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 61. 86 Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University Press, s. 75.

Page 33: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

33

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

konusunda bölgesel ve küresel kuruluşların destek çıktığı 20. yüzyıl boyunca dahi Tay yönetimi Patani halkının mücadelesinde bölgenin yönetimi sürekli merkezden gönderdiği sivil ve askeri güçlere havale etmiş; Patani halkının ‘hakiki’ temsilcilerini ise oyalama, bazı çıkar ilişkileri ile kendi politikalarına uygun bir pozisyona getirme gibi alternatifler üzerinde durmuştur.

1902 yılında İngilizlerin o dönem için Kuzey Malaya toprakları olarak da kabul edilebilecek üç eyaletin yönetimini Siam Krallığı’na devri, dönemin sultanı Tengku Abdulkadir ve oğlu Tengku Mahmud Mahayidddin tarafından kabul edilmemiş ve bağımsızlık düşüncesi siyasi bir proje olarak gündeme taşınmıştır.87 Bunu takip eden süreçte, bir yandan 1909’daki Siam-İngiltere Anlaşması’na binaen Patani toprakları Siam Krallığı’na ‘devredilirken’, 1932 Mutlak Monarşi’den ulus-devlet ve parlamenter Monarşi’ye geçişin ipuçları belirlemeye başlamış ve bu çerçevede Tay milliyetçiliği etrafında yeni bir siyasi bilinç ve yapılanma ortaya çıkmıştır. Bu sürecin hiç kuşku yok ki ideologu Luang Wichit Wathakan’dır. Kimi araştırmacılarca Kral Vajiravudh’un entellektüel mirascısı kabul edilen Wathakan, Mutlak Krallık yönetimini modern ulus-devlete eklemleme işini üstlenmiştir.88

Savaş yıllarının ardından Patani’nin güneyinde yani, Malay Sultanlıklarında Malay milliyetçiliği 1946’da UMNO’nun kurulması şeklinde tezahür etmiştir. Özellikle UMNO’nun siyasi yansıması -tıpkı Tay ulusalcılığına benzer şekilde- Malay ulusu (Bangsa Melayu) olmuştur. Bu çerçevede kendilerini ne Tay ne tam anlamıyla siyasi olarak Malay statüsünde gören Patanililerin kendilerini çözümsüzlüğün ortasında buldukları söylemek mümkün. Burada bir hususa dikkat çekmekte fayda var. Antropolojik olarak Malay ırkına mensup olan Patani Müslümanlarının siyasi aidiyet noktasında aynı algıyı taşıyıp taşımadıkları kuşkuludur. Bu noktada bir veri olması hasebiyle erken dönemlerde gerçekleşmiş bir ziyarete atıf yapılır. Patani Sultanlığı’ndan üst düzey bir heyetin Cohor Sultanlığı’na yaptığı ziyaret sırasında, Patani heyeti “Biz yabancıyız. Malay saray kurallarını bilmiyoruz.Şayet bir hata yaparsak affediniz.” şeklindeki açıklamaları dikkat çekicidir.89

Bu yaklaşımlar bağlamında, Patani Müslümanlarının son yüzyılda nelere maruz kaldıkları, birbiriyle ilintili iki olguyla açıklanabilir. İlki, ait oldukları dini, kültürel, sosyal varlıklarını hayata geçirmede karşılaştıkları zorluk; ikincisi ise, ulus-devlet 87 Duncan McCargo. (2009). Tearing Apart The Land: Islam and Legitimacy in Southern Thailand, Singapore: National University of Singapore Press, s. 61. 88 Scot Barmé. (1993). Luang Wichit Wathakan and the Creation of a Thai Identity, Social Issues in Southeast Asia, Signapore: ISEAS, s. 4. 89 Patrick Jory. (2007). s. 7.

Page 34: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

34

yapılanmasını öngören merkez siyasetinin Patani halkı üzerinde çok farklı kültürel ve toplumsal aidiyetleri dayatma çabası. Bu konuyu ‘komzolojilerin çatışması’ olarak tanımlayan Surin Pitsuwan, bu konunun özellikle 2004 yılındansonra yaşanan bölümünü değerlendirirken gündeme getirmesi de çarpıcı. Pitsuwan verdiği kimi örneklerle sorunun kökenini birbiriyle buluşması neredeyse imkânsız iki farklı ‘dünyanın’ varlığına bağlıyor. Sorunu basite indirgememekle birlikte, merkez yönetimin, güneyi yani Patani’yi yönetme becerisindeki başarısızlığına odaklanıyor. Ülkenin farklı bölgelerinden belki de hiçbir şekilde Müslüman kitlelerle teması olmamış, İslamla alâkalı bilgi yoksunu yöneticilerin Patani yönetimine ‘sürgün’ yoluyla gönderilmelerinin bölge halkını anlama ve orada olan biteni anlamlandırmadaki zaafiyete örnek olarak gösteriyor. Pitsuwan, açıkçası ortada derin bir boyut olarak adlandırdığı “kozmolojik boyutun” olduğunu ileri sürüyor.90 Bu görüş, bizzat Yala Valisi Kitti Kittichotwattana’a tarafından da dile getirilmektedir. Kendisi bir Budist olmakla birlikte, bölgeye dair kaygıları olduğu imajı veren Vali, merkezi hükümetin bölgeye kamu yöneticileri gönderirken çok hassas seçim yapması gerektiğini, yanlış seçimlerin halk tarafından süratli ve sert bir şekilde tepki gördüğüne dikkat çekiyor. Aynı Vali, tarihten bir örnek vermek suretiyle Patani Bölgesi’ndeki sorunun çözümünün aslında Merkez yönetimin algı tarzına bağlıyor. 1923 yılında dönemin Kralı Vajiravudh (VI. Rama) İçişleri Bakanlığı’na gönderdiği tavsiyesinde etnik Müslüman unsurlara yönelik politikanın belirlenmesine katkıda bulunmuştur. Bu bildirgede: a)İslama muhalif düzenleme ve uygulamalara son verilmesi; b)Patani’nin bir sürgün yeri olmadığı, oraya atanacak kamu görevlilerinin dürüst ve kararlı kişiler olması gibi maddeler dikkat çekicidir.91

Gerçekte, bu görüşler yeni değil. Daha 1940’lı yılların ikinci yarısında Bangkok’daki İngiliz Büyükelçiliği yetkililerin bölgede yaptıkları araştırmada Tay yöneticilerinin zaaflarına değindikleri görülür.92 Bu anlamda, aradan geçen on yıllar boyunca Bangkok yönetimlerinin Patani halkını hak ettiği yaşam alanlarını açmaması, var olanları tıkama ve yok etme gayreti bölge halkının ortaya koyduğu tepkilerin nedenini oluşturmaktadır.İşte tüm bu süreçlerin biraraya geldiği dönem 1940’lı yılların ikinci yarısı yani, II. Dünya Savaşı sonrası olmuştur. Narathiwa’da 1948 yılı Nisan ayında patlak veren şiddet hadisesi 90 Surin Pitsuwan. (2006). “Keynote Address-The Cosmology of the Southern Conflict”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 284-5, 288. 91 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 47; Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American Uni-versity, s. 24.92 Nik Anuar Nik Mahmud. (2008). The Malays of Patani: The Search for Security and Independence, Kuala Lumpur: MPH Group Printing, s. 48.

Page 35: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

35

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

“Dusun-Nyor” adıyla tarihe geçmiş ve geri dönüşü sürecin neredeyse ilk aşamasını teşkil ediyordu. Bu döneme kadar Tay yönetimi ve Patanili Müslümanlar arasında ortaya çıkan en önemli çatışma olarak tarihe geçmiş ve Surin Pitsuwan’ın ifadesiyle direniş ruhunun temellerini oluşturmuştur. Bu sürecin bir diğer aşaması Patanili Müslümanların direniş hareketlerini formel yapılara dönüştürdükleri 1960’lı yıllarda ortaya çıkar. Ulusal Devrimci Cephesi (barisan Revolution National) 1960 yılında, Patani birleşik Özgürlük Örgütü (Patani United Lieration Organization) 1968’de faaliyetlerine başladı.93

Hacı Sulong ve Otonomi Meselesi20. yüzyıl başlarında İngilizlerin bölgedeki politikaları gereği Patani Sultanlığı’nın Siam Krallığı’na devrinin gerçekleşmesi, Müslüman toplumun bugüne kadar süren huzursuzlukların başlangıç noktasını oluşturur. Bu süreçte yaşanan değişimler karşısında ilk ciddi tepki 1940’larda gündeme geldi. Bu noktada adı anılması gereken ilk kişinin Hacı Sulong’dur. Döneminin Patani Malay dini liderleri arasında önemli bir yeri olan Hacı Sulong’u siyasi inisiyatif almaya iten neden hiç kuşku yok ki, Patani Malay Sultanlığı’nın fiili varlığına son verildiği 1902 yılından itibaren Budist Thai yönetiminin Patani Müslümanları üzerinde giderek politik baskısını artıracak bir şekilde uygulamaya koyduğu asimilasyon politikasıdır.94 Moshe Yegar’ın ileri sürdüğü üzere, Güneydoğu Asya ulus-devletleri içerisinde varlık süren Müslüman azınlıklar, gayri müslim siyasi yönetimler altında varlıklarını özellikle de, dini ve kültürel yaşamlarını tehlikeye düşüren gelişmeler karşısında mücadeleyi seçmişlerdir.95

Merkezi yönetimin, Patani Malay Müslümanları kimliklerinden arındırmanın bir yolu olarak ‘Tay Müslümanları’ kavramını dikte ettirmesi karşısında Hacı Sulong ilk tepkiyi veren toplum liderlerindendir. Hacı Sulong, bu politikanın Kabul edilemeyeceğini açık bir dille şöyle ifade etmiştir: “Tay-İslamı veya Tay müslümanları kavramını kabul etmiyoruz. Hükümetten bizi Malay Müslümanlar olarak kabul etmesini talep ediyoruz.”96

93 Chaiwat-Satha-Anand. (2006). “The Silence of The ullet Monument: Violence and Truth Management, Dusun-Nyor 1948 and Kru-Ze 2004”, In Critical Asian Studies, 38 (1), Rou-dledge, s. 12, 17-8.94 Dennis Walker. (1972). “Conflict Between The Thai and Islmaic Cultures in Southern Thailand: 1948-197”, In Studies in Islam, Indian Institute of Islamic Studies, New Delhi, s. 135. 95 Moshe Yegar. (2009). Some Comparative Notes on Three Muslim Rebellion Movements in southeast Asia (urma, Thailand and the Philippines)” In Southeast Asia and the Middle East: Islam, Movement, and the Longeu Duree, (eds.) Eric tagliacozzo, Singapore: NUS Press, s. 320.96 Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University, s. 68.

Page 36: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

36

Krallığın bu süreçte attığı en önemli adımlar arasında dini-kültürel-eğitim kurumlarda ciddi değişimi öngören ve Patani halkının geçmisiyle bağlarını kopartıp yeni Tay ulus devlet yapısına entegrasyonuna yönelik politikalar dikkat çeker. Bu çerçevede kültürel ve dini aidiyet konusunda okullarda Malay dili ve tarihini öğretiminin durdurulması, öğrencilerin bölgenin dini kültürünün yeni nesillere aktarılmasında önemli bir gelenek olarak zuhur eden menghaji adı verilen ev veya mescidlerdeki ilk dini öğretim sürecinin durdurulması, Tay kılık kıyafet yönetmeliğinin uygulanması, kamu binalarında Tay dilinin konuşulması zorunluluğu vb. zorlama ve baskılara varan uygulamaların temelinde Phibul

Songgram’ın yönetimi ele geçirdiği 1938 yılı kritik bir dönemin başlangıcını ifade eder.97

Tüm bu gelişmeler karşısında reaksiyoner bir çıkışla Patani bağımsızlık mücadelesinin öncü ismi Hacı Sulong gündemi oluşturan bir aktördür. Hacı Sulong’u böylesi bir mücadeleye iten nedenlerden en azından bir ölümünü anlayabilmek için yaşamından bazı önemli kesitleri hatırlatmakta fayda var. Patani’nin yetiştirdiği önemli alimlerden ‘Tok Minal’ adıyla meşhur Şeyh Zeynel Aidin bin Ahmed el-Fatani’nin torunu olan Sulong, çocukluk ve gençlik yıllarında bu baskıya doğrudan maruz kalmış ve içinde yaşadığı toplumun sıkıntılarını yakinen tanık olmuş bir isimdir.

İlk eğitimini Patani’deki geleneksel dini kurumlarda alan ve sekiz yaşında hafız olan Sulong, İslami bilimlerde öğrenimini Mekke’de Malay öğrencilerce meşhur olan Ma’ahad Dar al-Ulum’da sürdürdü.98 Hacı Sulong’un Mekke yıllarını iki döneme

ayırmak gerekir. Birincisi, I. Dünya Savaşı’nın başladığı yıllara kadar olan dönem; ikincisi 1916’dan sonraki dönem. İslam dünyasında, özellikle de Ortadoğu’da önemli dönüşümlerin yaşandığı o yıllarda Hacı Sulong, bizzat görüşme fırsatı da bulduğu Muhammed Abduh ve düşüncesinden etkilenmiş bir Malay alimidir. I. Dünya Savaşı nedeniyle Malay topraklarına geri dönmek zorunda kalan Hacı Sulong, Patani’ye geçmeden önce eğitim vermek maksadıyla bir süre Kamboçya’da ikâmet etti. O dönem, Kamboçya topraklarında siyasi hakimiyetlerini sürdüren Fransızlar Hacı Sulong’dan Türk ajanı olduğu zannıyla tutuklanmış, ancak ardından serbest bırakılmıştır. Patani’ye

97 Scot Barmé. (1993). Luang Wichit Wathakan and the Creation of a Thai Identity, Social Issues in Southeast Asia, Signapore: ISEAS, s. 144; Chris Baker&Pasuk Phongpaichit. (2005). A History of Thailand, Cambridge: Cambridge University Press, s. 173; Dennis Walker, s. 142. 98 Joseph Chinyong Liow. (2009). Islam, Education and Reform in Southern Thailand, Singapore: ISEAS, s. 81.

Krallığı’n bu süreçte attığı

en önemli adımlar ara-

sında dini-kültürel-eğitim

kurumlarda ciddi değişimi

öngören ve Patani halkı-

nın geçmisiyle bağlarını

kopartıp yeni Tay ulus

devlet yapısına entegras-

yonuna yönelik politikalar

dikkat çeker.

Page 37: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

37

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

dönmeden önce Bangkok, Açe ve Malaya’da bulunmuştur.99 Hacı Sulong’u Malay dünyasının önemli merkezlerine ziyaretlere iten nedenler salt seyahat olamaz. Özellikle Açe gibi sömürgeciliğe karşı önemli mücadelenin verildiği topraklarda Ortadoğu’daki düşünce akımlarından edindiklerini paylaşmış olduğuna kuşku yok. Bu bağlamda, o dönemde genç yaşlarında olan Davud Beureuh, Tengku Hasan Krung Kale gibi önemli liderlerle görüşmüş olmalıdır. Aynı şekilde, bu seyahatleri sırasında ilgili coğrafyaların önemli şahsiyetleri ile karşılaşmaları, toplumun nabzını tutacak ilişkiler geliştirmesine ve de kendi şahsında Ortadoğu’da edindiği teoriyi pratikle buluşturmaya vesile olduğu düşünülebilir. Hacı Sulong sadece çok kısa bir süre kaldığı Patani’den sonra 1916 yılında yeniden Mekke’ye döndü. O dönem, Mekke’de “ulama jawi” lakabıyla tanınan Wan Ahmad ve Tok Kenali ile tanışarak onlara müntesip oldu. 1927 yılı sonlarında Patani’ye dönerek hocalık yapmaya başlayan Hacı Sulong Patani’deki yerleşik geleneksel İslami eğitime eleştiriler getirmekten geri kalmadı. Döneminin reformistler arasındaki yaygın kanaatinin bir göstergesi olarak Hacı Sulong, bu köklü kurumları Patani toplumunun geri kalmışlığından sorumlu tutarak reform çabalarına girişti.100

Buradan Hacı Sulong’ın Patani’de verdiği mücadeleye dönebiliriz. Sulong, 3 Nisan1947 tarihinde merkezi hükümete sunduğu raporda güneydeki dört eyaletin -ki buna Satun’da dahildir- otonom statüsü verilmesi talebinde bulundu. Sulong’un siyasi projesinde bölgenin bizzat Patanili Müslümanlar eliyle yönetilmesi, Malay dilinin eğitim ve kültür dili olarak kullanılması; bölgede toplanan vergi gelirlerinin bölge kalkınmasında kullanılması; yerel yönetimde çalışanların %80’inin Patanili Malaylardan teşekkül ettirilmesi; İslami konularda ele alacak yerel bir komitenin kurulması. Dönemin Başbakanı Pridi Phanomyong, ilkesel olarak öneriye sıcak baksa da, merkezdeki geleneksel siyasi yapılar bu görüşe karşıydı. Güçlü merkez siyasi yapı ve anlayışı karşısında Hacı Sulong kabul edilmesi mümkün olmayan bir siyasi projeyle ortaya çıkmasıyla bir anda ayrılıkçı bir siyasi kişilik olarak damgalanarak 16 Ocak 1948 tarihinde tutukladı. Yargı sürecinin sonunda, hapse atıldı ve bir süre sonra da öldürüldü.101 Gelecek on yıllarda, Bangkok yönetiminin merkeziyetçi Tay milliyetçisi yaklaşımı güney eyaletlerinin asimilasyonundan öte bir çözümü gündeme getirmedi. Bunun en önemli göstergesi, bir zamanlar tıpkı Patani gibi yoğun bir Müslüman Malay nüfusuna ev sahipliği yapan Satun’un yoğun iç göçlerle asimile edilmesidir. Bu dönemde Malaya topraklarında Malaya Birliği projesinin reddedilmesi üzerine önemli bir siyasi sorunla karşı karşıya kalan İngiliz yönetimi, dönemin Patani liderlerinden Tengku Mahmud Mahyideen’e sorunu Malaya’ya taşımamaları uyarısında 99 Joseph Chinyong Liow. (2009), s. 82. 100 Joseph Chinyong Liow. (2009), s. 84. 101 Duncan McCargo. (2009), s. 60.

Page 38: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

38

bulundu. İngilizlerin Bangkok-Patani görüşmesi konusundaki çalışmaları, Tay ordusunun hükümete müdahalesiyle akamete uğrarken, Narathiwa’da 26-27 Nisan 1948 tarihlerinde yaşanan “Dusun Nyior” ayaklanmasında içlerinde kadın, çocuklarında bulunduğu -değişik kaynaklarda belirtildiğine göre- dört yüzü ila altı yüz civarında Patanili Müslüman öldürüldü.102 Ayaklanmaya seep olarak polisin bir dini merasim için

toplandığı ifade edilen yaklaşık seksen kişilik gruba ateş açmasıyla vuku buldu. Bu gelişme, hiç kuşku yok ki, 1948 yılı başlarında Hacı Sulong hadisesinin devamı mahiyetindedir. Hacı Sulong’un tutuklanmasının akabinde bölgeye olası bir toplumsal tepkiye önlem olarak Bangkok’dan özel birliklerin gönderilmesi bunun ilk işareti sayılabilir.103 Araştırmacılar, Patani Malay Müslümanlarca “Dusun Nyior Savaşı” olarak da adlandırılan bu vakıanın 2004 yılı 28 Nisan’ında Kru-Ze Camii baskınıyla benzerliğine dikkat çekmektedirler.

Bunun temel nedeni 1880’lerde, özellikle İngilizlerin siyasi ve entellektüel etkileşimleri sonucu ulus-devlet anlayışının geliştirilmesine büyük destek veren Kral Chulalongkron’un (1868-1910) üniter devlet yapısını öncelleyen siyasi açılımıdır. Bu dönemde kaleme alınan metinlerde Patani Malay Müslüman kitlelerinin kültürel ve dini kimliklerine dair atıfların olmaması dikkat çekicidir.104 Öyle ki, bu kralın hükümdarlığının sonyıllarında Patani Malay bölgesinin giderek daha yoğun bir siyasi hegemonyaya konu olması dikkate alındığında çoktan siyasi bir proje olarak

yapısallaştırılmış olan ‘ulus-devlet’ olgusunun Patani Müslümanlarını ‘yabancılaştırıcı’ etkisi olduğuna kuşku yok.

Hacı Sulong’un merkez güç karşısındaki bu siyasi çıkışı, modern Patani Malay milliyetçiliğinin nüvesini teşkil etmiş ve nihayetinde bu yaklaşımın merkez tarafından olumlu bir karşılık bulmaması neticesinde 1967’dan itibaren bağımsızlık hareketine evrilmiştir. Hacı Sulong, Tay yönetimince hapse atılması ve şüpheli ölümü üzerine Patani 102 Nik Anuar Nik Mahmud. (2008). The Malays of Patani: The Search for Security and Independence, Kuala Lumpur: MPH Group Printing, s. 46, 51. (51 naratiwa olayı sadece)103 Chris Baker&Pasuk Phongpaichit. (2005). A History of Thailand, Cambridge: Cambridge University Press, s. 174; Chaiwat-Satha-Anand. (2006). “The Silence of The bullet Monument: Violence and Truth Management, Dusun-Nyor 1948 and Kru-Ze 2004”, In Critical Asian Studies, 38 (1), Roudledge, s. 18-9.104 Patrick Jory. (2007). “From ‘Melayu Patani’ to ‘Thai Muslim’: The Spectr eof Ethnic Identity in Southern Thailand”, ARI Working Paper, No. 84, Singapore: Asia Research Instituten, s. 4.

Bu kralın hükümdarlığının

sonyıllarında Patani Malay

bölgesinin giderek daha

yoğun bir siyasi hege-

monyaya konu olması

dikkate alındığında çok-

tan siyasi bir proje olarak

yapısallaştırılmış olan

‘ulus-devlet’ olgusunun

Patani Müslümanlarını

‘yabancılaştırıcı’ etkisi

olduğuna kuşku yok.

Page 39: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

39

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

direnişi 1969 yılı Eylül-Aralık aylarında saldırıları artırmış ve akabinde Hacı Yusuf al-Tamani’nin bulunduğu Patani birlikleri “Patani Cumhuriyeti Ulusal Özgürlük Cephesi” (Barisan Nasional Pembebesan Repablik Patani) adını almıştır. Tay yönetiminin, Hacı Sulong’un ‘çözüm projesine’ destek vermek yerine, Müslüman eyaletlerin bulunduğu güneye Budist Tay kitlelerini iç göçe teşvik etmesi, yozlaşmış ve konularınde ehil olmayan yerel yöneticilerin atanması, bölge ekonomisinin can damarı alanlarda örneğin kauçuk üretiminde uygulanan yanlış fiyat politikaları gibi nedenlerle Patani Müslümanları arasında merkeze yönelik tepkilerin dozunun artmasında başat bir roy oynadı.105

Pondoklar ve Şiddet?Bangkok yönetim çevrelerinde, Hacı Sulong’nun mücadelesinde pondok liderleriyle ortak hareket etmesi, etkisi bugüne kadar sürecek bir algının ortaya çıkmasına neden olmuştur. 1969 yılından başlayarak okul öncesi eğitimde Tay eğitim politikalarının106 kayda değer bir neden olarak ortaya çıktığına kuşku yok. Özellikle 2001’den sonra bölgede faaliyet gösteren pondokların ‘eğitim sistemine entegrasyonu’ konusunda büyük çabalar sarf edilmiştir. Bugün dahi bu konuda önemli sıkıntılar olduğu bilinmektedir. En azından bazı pondok hocaları merkezi hükümetin maddi yardımları bu kurumların Milli Eğitim politikalarına adaptasyonu şartına bağlamalarının kabul edilemeyeceğini dile getiriyorlar. Bu entegrasyon çabalarının pondok eğitim sisteminin yapılanması ve hedefleri ile uyuşmadığı görüşündeler.107 Buna rağmen, aşağıda görüleceği üzere pondokların dönüşüm süreci devam etmektedir.

Merkez güçler, 2004’den itibaren başlayan yeni şiddet dalgasının ardında da geleneksel eğitim kurumlarının varlığını ileri sürmüştür. Burada, özellikle 9/11 vak’asının Güneydoğu Asya’daki özellikle azınlık konumundaki Müslüman toplumlarını etkilediği ve bu bağlamda Patani bölgesinde ve halkı üzerinde de yeni politikaların uygulamaya geçirilmesine neden olduğu vurgulanmalıdır. Bunda sadece bölgedeki ilgili ülkelerin siyasi karar mekanizmaları değil, uluslararası çevrelerin dünyada bloklaşmaya neden olan, bir anlamda tehditkâr/zorlayıcı yaklaşımının rolü göz ardı edilemez. Bu bağlamda, ortaya çıkan bu ‘koalisyon’ ortamında Bangkok yönetiminin de yer aldığını söylemek yanlış olmayacaktır.108 Buna en iyi örnek, ASEAN Genel Sekreterliği de yapmış olan Surin Pitsuwan’ın dile getirdiği üzere, 2003 yılında Washington’da Thaksin-Bush görüşmesi 105 Dennis Walker, s. 135, 136, 137.106 Denniz Walker, s. 139. 107 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 61. 108 Kusuma Snitwongse. (2002). Southeast Asia in 2001: A Paradigm in Transitino?”, In Southeast Asian Affairs 2002, Singapore: ISEAS, s. 3. (syf: 3-26)

Page 40: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

40

öncesinde Narathiwat’da geleneksel İslami öğretim kurumu hocalarından birkaçının tutuklanmalarıdır. Pitsuwan, bu olayın bölge Müslümanlarının tepkisini çektiğini ve ardından istenmeyen gelişmelerin yaşandığını vurguluyor.109 Bu vakıadan kısa bir süre sonra bölgede araştırma yapan ekibin bulguları Pitsuwan’ı destekler mahiyettedir. Aralarında Dr. Waemahadi Wae-dao gibi profesyonel ve toplum yararına çalışanların da içinde bulunduğu bu tutuklamaların haksız olduğu, toplumda saygın kişilerin bile nedensiz yere tutuklanabildiği bir yerde herkesin güvenlik sorunu yaşadığı ve ortada bir genellemeci yaklaşımın hakim olduğu ortaya konuyor.110

Merkez güçler, modern eğitim kurumları vasıtasıyla Patani Müslümanların aidiyet algısını değiştirme uğraşı gündemden düşmemiştir. Benzeri toplumlarda gözlemlendiği üzere, ulusal kimlik inşasının en önemli oyutunu teşkil eden ‘dil’ olgusu birbirini tekrar eden safhalarla etnik gruplar üzerinde baskı aracı kılınmıştır.111 Bu süreçte, aileler çocuklarının Malay dili ve İslam dini öğretiminden uzak kalmalarını gerekçe göstererek Tay eğitim kurumlarına veya Tay Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarını yürürlüğe koyan okullara göndermede isteksiz davranmışlardır. Bunun yerine, dil, din ve kültürel dayanakları bağlamında çok daha yapısal öneme sahip pondokları tercih etmişlerdir. Özellikle, ilköğretim sonrasında pondoklara devam eden çocukların Tay dili zaafiyeti başgöstermesi112 Tay yönetiminin pondoklara yönelik negatif algısının dayanaklarından bir diğeridir. Bu pondoklara devam eden çocukların Tay dil, kültür ve sosyal yaşamına katılımı ve katkısının neredeyse yok denecek seviyede oluşu merkez için kabul edilebilir bir durum değildir.

Patanili Alimler Patani’nin siyasi bir yapı olarak ortaya çıkışı bir alimin dönemin Budist kralını İslam’a davet etmesiyle başlar. Hikayat Patani’de açıkça zikretilen ve pek çok kaynak tarafından alıntılanan bu tarihi vak’a, Hasan Madmarn’ın dile getirdiği üzere, belki de gelecek yüzyıllarda alimlerin Patani’de oynayacakları rolü tam da bu noktadan başlatmak gerekir.113 İslamiyetin bölgeye 13. yüzyıl başlarında geldiği düşünüldüğünde bu tarihlerden itibaren alimlerin sürekli etkinliğinden bahsedilebilir. Görece erken dönemlere ait bir 109 Surin Pitsuwan. (2006). “Keynote Address-The Cosmology of the Southern Conflict”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 290. 110 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 159-160. 111 Michael Kelly Connors. (2003). Democracy and National Identity in Thailand, London: RoutledgeCurzon, s. 6. 112 Dennis Walker, s. 139.113 Madmarn, s. 42.

Page 41: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

41

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

diğer bulgu, 16. yüzyıl alimlerinden Şeyh Ali’nin, dönemin sultanı tarafından sarayda görevlendirilmiş ve sultanın danışmanlığını yapmasıdır. Tam adı Şeyh Faqih Ali bin Mohammad bin Shafiuddin olan bu alimin müftülük görevini yürüttüğünü düşünmek yanlış olmayacaktır.114 Bu döneme dair bir başka not Hasan Madmarn tarafından dile getirilmektedir. Madmarn, bu tarihi süreçte 16. yüzyıl başlarında yaşamış Wan Musa bin Wan Muhammad Salih al-Faqih adlı alimi Patani’de pondok adlı eğitim kurumunu hayata geçiren kişi olduğunu ileri sürer.115 Patanili alimler Malay Yarımadası’nın kuzeyindeki Sultanlıklar tarafından da kabul görüyorlardı. Bunun örneklerinden biri, 19. yüzyıl ikinci yarısında Kelantan’da siyasi birliği sağlayan Sultan II Muhammed’in (Mulut Merah) dini işleri müesseseleştirmesi ve bu süreçte Patanili alimlerden destek almıştır.116

Patani, Malay dünyasının önemli ilim merkezlerinden biri olarak ortaya çıkmasında Patani’de, özellikle de Mekke’de yetişen alimlerin varlığıyla kanıtlamıştır. Patanili alimlerin geleneksel eğitim kurumları pondokların devamlılığını sağlamadaki rollerinin yanı sıra, Malay Müslümanların dinlerini öğrenmede yazılı metinleri kaleme almaları, tercüme faaliyetleri vb. ile İslam medeniyetinin merkeziyle irtibatın kurulmasında başat rol oynamışlardır. Erken dönem örneklerinin ötesinde, özellikle 19. yüzyıl ve 20.yüzyıl başlarında Şeyh Davud Patani, Ahmet Zayn Patani, Zeynel Aidin bin Muhammed el-Fatani, Muhammed bin İsmail Davud el-Fatani, Hacı İsmail bin Adulkadir, Hacı İsmail bin Hacı Wan Ahmed gibi alimlerin katkıları çok daha farklı boyutlarda olmuştur.117 Snouck Hurgronje’un tanıklığı dikkate alınacak olursa, Patanili alimler özellikle o dönem (1885-6) Mekke’de bulunan Ahmet Zayn Patani Mekke otoritelerince de tanınıyorlardı. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti ile Patani uleması arasında ilginç etkileşimler olduğu da bilinmektedir. Ahmet Zayn Patani’nin ünü İstanbul’a kadar ulaşmış ve dönemin sultanı II. Adülhamit tarafından Malay eserlerinin Kahire ve Mekke’de yayınlanması sorumluluğu verilmiştir.118 Bu 114 Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani.(2011), Tarikh Patani, (Çev. Tengku Ismail Tengku Chik,Tengku Arifin Tengku Chik, Islamic Culture of Patani Foundation, s. III. 115 Madmarn, s. 42.116 Clive S. Kessler. (1978). Islam and Politics in a Malay State: Kelantan 1838-1969, Itha-ca: Cornel University Press, s. 43.117 Hasan Madmarn. (1999). The Pondok&Madrasah in Patani, angi, Penerit Universiti Keangsaan Malaysia, s. 23-32, 33.118 Snouck Hurgronje. (2007). Mekka in the Latter Part of the 19th Century, (Tr.: J. H. Monahan), Ledien: Brill,

Patanili alimlerin gelenek-

sel eğitim kurumları pon-

dokların devamlılığını sağ-

lamadaki rollerinin yanı

sıra, Malay Müslümanların

dinlerini öğrenmede yazılı

metinleri kaleme almaları,

tercüme faaliyetleri vb. ile

İslam medeniyetinin mer-

keziyle irtibatın kurulma-

sında başat rol oynamış-

lardır.

Page 42: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

42

yıllarda Kahire’de yayıncılık yapan bir Malay İsa el-Bai el-Halabi Wa-Shuraka’uh’un yayınlanan çalışmaların Malay dünyasına ulaşmasında önemli katkısı olmuştur.119 El-Halebi ailesinin yayıncılık faaliyetleri bugüne kadar devam etmiştir. 2011 yılında Patani’yi ziyaretimiz sırasında Patani şehir merkezinde bu adla bir yayınevinin halen aktif olduğuna tanık olduk.

Patani’den Malay dünyasının önemli merkezlerine veya tam tersi bir yönelimle dış bölgelerden Patani’ye tekil göçlerin olduğu da tarihi bir gerçektir.120 Erken dönemlerde hac seyahatlerine Açe’den başlanırdı. Bu nedenle diğer bölgeler gibi Patani’den de yola çıkan hacılar Açe’de konaklar, bir süre burada öğrenim görür ve seyahatlerine buradan devam ederlerdi. Buna ilâve olarak Açe’ye yerleşen Patanili aileler olduğu gibi Açe’den Patani’ye giden hocalar olduğu da bilinmektedir. Bunlar arasında Açe’nin yetiştirdiği önemli lider Davud Beureuh’in dedelerinin yaklaşık 200 yıl önce Patani’den gelip Açe’ye yerleştiğini oğlu Ma’man Davud yaptığımız mülâkatta ifade etmiş ve bize atalarına ait mezarlığı götürmüştü.121

Yukarıda zikredilen alimlerin Mekke’de oluşturdakları atmosfer ve sadece Patani’den değil, Malay dünyasının çeşitli bölgelerinden gelerek Kutsal Topraklarda öğrenim gören öğrenciler vasıtasıyla kayda değer bir iletişim ağı kurulduğu düşünülebilir. En azından, şu kadarını biliyoruz ki, özellikle Ahmed el-Fatani’nin bölgede yayılan ünü ve nüfuz gücü sayesinde kendisinden sonra pek çok Patanili gencin öğrenim amacıyla Mekke’ye gittiği ifade edilmektedir.122 Patanili alimler, Hicaz ve çevresinde geçirdikleri yıllar boyunca dönemin siyasal gelişmelerinden de haberdar oldukları ve bu haberdarlığı anavatanlarına aktardıkları vak’idir. Bu çerçevede, Hacı Wan Ahmad bin Muhammad Zayn bin Mustafa el-Fatani’nin öğrencilerinden olan Tok Kenali lakabıyla tanınan Kelantanlı meşhur alim Muhammed Yusuf reformcu yönelimlerini hocasından almıştır.123

Söz konusu bu alimler, bir yandan eğitimlerini sürdürür, süreçte hocalık yapar, çeşitli İslami eserleri kaleme alır ve tercüme ederek genel anlamda İslam kültürüne katkıda ulunurken, aynı zamanda Patani’de İslami kurumların gelişmesine ve bu sistemin halk katmanlarının derinliklerine kadar nüfuz etmesine yol açmışlardır. Bunlar arasında en dikkat çekenler ve dönemin İslamologu ve bizzat Mekke’de bulunarak gözlemlerde s. 306.

119 Madmarn. (1999). s. 38-9.120 Nik Anuar Nik Mahmud&Mohd. Zameri A. Malek. (2007). Melayu Patani: Tamadun dan Sosio-Politik, KualaLumpur: Persatuan Sejarah Malaysia, s. 83.121 Ma’mun Daud ile 2011 yılı Temmuz ayında Bireneun/Sigli’de yapılan mülâkat. (M.Ö.)122 Madmarn, (1999)., s. 37.123 Madmarn. (1999), s. 38.

Page 43: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

43

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

bulunan Snouck Hurgronje’un tespitiyle ifade edersek Şeyh Davud el-Fatani, Şeyh Ahmed Zayn el-Fatani sayılabilir.124 Patanili alimlerin Mekke-i Mükerreme’de hocalık vasfıyla ortaya çıkmaları ve öğrencilerinin önemli bir bölümünün Malay dünyasından Kutsal Topraklara ilim öğrenmek için giden genç kitlelerden oluştuğundan, Patani’nin ünü diğer Malay adalarına da yayılmıştır. Bu süreçte, Patanili alimlerin kaleme aldıkları eserler, Arapça’dan Malayca’ya tercüme ettikleri çalışmalar, Malay dünyasının çeşitli merkezlerinde ders kitapları olarak okutulmuştur.125

Eser veren alimler arasında hiç kuşku yok ki, Ahmet Fatani’nin farklı bir yeri vardır. Bugüne kadar tespit edilen rakamlara göre değişik hacimlerde 160 civarında eseri bulunmaktadır.126 Yukarıda değinildiği üzere, Osmanlı Devleti’nin desteğini alan Şeyh Ahmed Patani ya da tam adıyla Ahmed ibn Muhammed Zein Patani editörlüğünde Malayca eserleri 1884 yılına kadar yayınladığı görülür. Ahmed Patani 1883 yılında Kahire’de bir dilbilgisi ve Seyid Bekri’nin dört ciltlik I’anah adlı eserini yayınladı. Diğer çalışmalar arasında şunlar yer almaktadır: Zeynel Abidin al-Patani’nin kaleme aldığı Ahiret konulu bir Antoloji, Davud ibni Abdullah al-Patani’nin şu eserleri yayınlanmıştır: Furu al Masa’il (Hukuk ve Dogma adlı çokça kullanılan eseri); bir kelam eseri olan ad-Durr at-Thamin; ölüm sonrası yaşamı işleyen Kash al-Gummah; tasavvuf hikâyelerini konu alan Jam’al-fawa’id. İbrahim al-Laqani’nin Jauharat at-tauhid adlı çalışmasına yapılan şerh. Bu noktada, Snouck bu alimin evlilik yasasıyla ilgili bir çalışmasının İstanbul’da yayınlandığını ileri sürer.127 Bu eserleri arasında Patani Fetvaları (Fatawa al-Fataniyya) adlı isimli eseri dikkat çekmektedir.128 Bu eserlerinden bir bölümünün halen bölgedeki geleneksel İslami eğitim kurumlarında okutulduğu bilinmektedir. 2011 yılında Patani’de bazı pondoklarda gerçekleştirdiğimiz bir çalışma vesilesiyle Ahmet Fatani’nin eserlerinin okutulduğuna şahit olduk.Alimlerin kaleme aldıkları eserler Mekke’de olduğu gibi Patani’deki İslami eğitim kurumlarının, yani pondokların vazgeçilmez eserleri olmuştur. Patanili alimlerin Kutsal Topraklar’daki varlığı yakın bugüne kadar devam etmiştir. Hasan Madmarn Mekke’de bulunduğu dönemde kendi gözlemlerinden ve tecrübelerinden bahsederken, 1970’li 124 Hasan Madmarn, s. 38; Snouck Hurgronje, 1931, s. 254.125 Madmarn, s. 38-9.126 Ayrıntılı bilgi için Bkz.: Wan Mohd Shaghir Abdullah. (1995). “Khazanah Manuskrip Pusaka Syeikh Ahmad Al-Fatani”, Filologi Melayu, Jilid 4, Kuala Lumpur: Pespustakaan Negara Malaysia. 127 Snouck Hurgronje. (2007). Mekka in the Latter Part of the 19th Century: Daily Life, Customs and Learning.

The Moslims of the East-Indian Archipelago, (Tr. J.H.Monahan), Ledien: Brill, s. 306-7.

128 Edwin Wierina. (200).”Some Light on Ahmad al-Fatani’s Nur al-Mubin (“The Clear Light”), In Lost Times and Untold Tales From The Malay World, (eds.) Jan van der Putten&marry Kilcline Cody, Singapore: NUS Publication, s. 186.

Page 44: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

44

yılların sonu ve 1990’lı yılların ortalarında Mekke’de geleneksel metodla İslami eğitim faaliyetlerini yürüten Patanili alimlerden ve onların halkalarından yer alan Patanili öğrencilerin varlığını zikreder.129

Pondok: Geleneksel Eğitim KurumlarıPatani, yüzyıllar içerisinde bölgede İslami eğitimin merkezi olmakla ün kazanmıştır. Patani’nin son dönemde yetiştirdiği önemli akademisyenlerden Hasan Madmarn İslami eğitimi, bu bağlamda elbette ki pondok kurumlarının varlığını, genç nesillerin gelecekteki yaşamlarını otantik İslami bilgiler bağlamında şekillendiren bir kurum olarak değerlendirmektedir.130

İlim adamlarının bireysel inisiyatifleri ve öncülüğünde halkın desteğiyle kurulan ve pondok geleneksel eğitim kurumları, çeşitli derecelerde İslami eğitim vermelerinin yanı sıra, Malay kimlik ve aidiyetinin de pratikteki bir göstergesi işlevini taşımaları131 dolayısıyla özellikle, aşağıda değinileceği üzere, modern dönemde önemli tartışmalara ve araştırmalara konu olmuş ve olmaya devam etmektedir. İslam dünyasının geçmişten bugüne taşıdığı bir değer olarak eğitim kurumları Patani’de erken dönemlerden itibaren varlık göstermeye başlamış, halkın dini ihtiyaçlarını gidermeye yönelik yapılanmaya konu olmuştur. Bölgedeki eğitim kurumları sadece Patani ve çevresinden değil, Tayland’ın diğer bölgeleri ve Malay dünyasının çeşitli adalarından da öğrenciler çekmiştir.132

Pondoklar, bizatihi hocaların kendi inisiyatiflerinin bir ürünüydü. Zamanla bölgelerinde tanınan hocalar toplumda önde gelen kişilerin veya genel anlamda halkın desteğini alarak bu kurumları oluşturuyorlardı. Bu sistemin bugüne kadar devam ettiği gözlemlenmekte ve çeşitli saha

çalışmalarında ortaya konduğu görülmektedir.133 Öğrencilerin tüm giderlerini de üstlenen pondok yönetimi ailelerinden uzakta öğrenim gören öğrenciler için sadece bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda bireysel gelişimlerini tamamladıkları bir ev mesabesindedir. 129 Madmarn, s. 39.130 Hasan Madmarn. (2009). “The Strategy of Islamic Education in Southern Thailand: The Kita Jawi and Islamic Heritage”, In The Journal of Sophia Asian Studies, No. 27, s. 37. 131 Joseph Chinyong Liow. (2010), s. 31. 132 Madmarn, s. 40.133 Hasan Haji Mohd.Zen. (1981). Sumangan Pondok Pesantren Al-Ma’had Al-Islami Ter-hadap Kehidupan Keagamaan Masyarakat Desa atas Kuu-Mayo-Patani/Thailand,Master Thesis, Fakultas Tarbiyah, Institut Agama Islam Negeri al-Jami’ah Al-Islamiyah Al-Hukumiyah, Sunan Kalijaga, Yogyakarta, s. 79.

Bölgedeki eğitim

kurumları sadece

Patani ve çev-

resinden değil,

Tayland’ın diğer

bölgeleri ve Malay

dünyasının çeşitli

adalarından da öğ-

renciler çekmiştir.

Page 45: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

45

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Bu kurumların önemli özelliklerinden biri öğrencilerin istedikleri kadar öğrenim görebilmeleridir. Bunun temel koşullarından biri öğrencinin kapasitesi ve hocanın onayına bağlıdır. Bu bağlamda öğrencilerin bireysel eğitimlerini sürdürmede serbestiyetliklerini ortaya koyması açısından gezgin öğrenci diyebileceğimiz bir şekilde kurumsallaşmış bir uygulamadan bahsedilebilir. Öğrenci, belli dini ilimlerde kafi miktarda öğrenim alabilmek için ilgili konuda hocanın veya alimin bulunduğu eğitim kurumuna gidebiliyordu. Bu uygulama hiç kuşku yok ki, öğrencilerin bu mobilitesi, söz konusu eğitim kurumlarının ve hocalarının birbirlerinden haberdarlıklarını da ortaya koyuyordu.Her ne kadar aradan geçen süre zarfında iç ve dış faktörlerin etkisiyle Patani’de İslami eğitim önceki yüzyıllara oranla dejenerasyona uğramışsa da, geçmişteki bu güçlü yapının Patani Malay halkının tarihsel hafızasında önemli bir yer ettiği ve bugün Tay yönetimine karşı eğitim, kültür ve din alanlarında verilen ‘toplumsal’ mücadelenin dayanak noktasını teşkil ettiği düşünülebilir. Hiç kuşku yok ki, 1909 yılından başlayarak Bangkok yönetiminin Güney Eyaletleri’nde etnik ve dini farklılıklığıyla öne çıkan halkı asilime etme çabasında eğitim ve din konusunda ağırlıklı bir politika yürütmüştür.134 Yirminci yüzyıl ikinci yarısında ve yirmibirinci yüzyılda Bangkok yönetiminin Patani’deki geleneksel dini okulları dönüştürme projesinin ardında bu gerçekyatmaktadır. Çünkü bu kurumlar, Patani halkının geçmişiyle bağını kuran ve aidiyet kazandıran ve buna süreklilik bağışlayan organlar hüviyetindedir.

Modern dönemde İslami EğitimGünümüzde Patani’de ana okullarından cami idaresince yürütülen eğitim merkezlerine, pondoktan üniversiteye kadar çeşitli eğitim kurumlarına rastlamak mümkün. Bu bağlamda, geleneksel dini eğitim kurumları yani pondok, medrese adı verilen modern pondok, Prens Songkla Üniversitesi’ne bağlı Patani İslam Yüksek Okulu ve Yala İslam Üniversitesi önemli eğitim kurumları olarak dikkat çekmektedir. Malayca Tadika adı verilen anaokulları bir tür temel İslami eğitimi de içerecek bir yapıya sahiptir. 2005 verilerine göre Patani bölgesinde toplam 1513 tadika hizmet vermektedir. Değişik yaş gruplarından halkın eğitimine açık bir diğer kurum ise camilerdir. Gene Patani bölgesinde hizmet veren toplam 1804 cami bulunmaktadır.135

Tayland genelinde İslami eğitim kurumlarının tabi olduğu Özel İslami Okullar birliği (Persatuan Sekolah Rakyat)’nin yanı sıra, Güney’de yani Patani bölgesinde Pondok 134 Joseph Chinyong Liow. (2010), s. 33. 135 Ibrahem Narongraksakhet. (2008). “Educational changes from 1960s to 2008 and Their Impacts Upon Educational Provision in Southern Border Provinces of Thailand”, First Malaysia-Thaliand Joint Educational Research Conference, 17-20 Novemer, Ministry of Education Malay-sia, Ministry of Education Thailand, Selangor Malaysia, s. 117.

Page 46: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

46

Öğretim Kurumları birliği (Association of the Pondoks) hizmet vermektedir.136 Özel İslami okulların varlığı, Tay Milli Eğitim bakanlığ’nın 1958 yılındaki eğitimi geliştirme projesi bağlamında gündeme gelmiş ve süreç içerisinde yapılan çalışmalarla pondokların dönüşümü hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bunun bir sonucu olarak 1964 yılındaki düzenlemelerle yaklaşık 171 pondok bu sürece dahil olmuştur. Aradan geçen süreçte, özellikle 2000’li yıllardaki gelişmeler üzerine, ortaya çıkan siyasi baskılar ve Milli Eğitim bakanlığı düzenlemelerindeki gelişmelerle birlikte giderek daha çok pondok sisteme adapte olmuştur. Yakın zamana kadar bakanlığa kayıtlı pondok sayısının üç yüzü aştığı ifade edilmektedir. Patani’de pondok yapılaşmasını reforme etme düşüncesinden doğmuştur.bazı pondok yönetimleri, maddi yardımlar karşılığında u yapılaşmayı kabul etmiştir. Yapısal dönüşüm geçirmiş olan bu pondoklar bu adla, yani Özel İslami Okullar adıyla anılmaktadır. İkili öğretimin uygulandığı bu okullarda, sabah Arapça ve İslami dersler, öğleden sonra ise seküler derslere ayrılmıştır. Uzun bir süre pondok kurumlarına uygulanan baskılar neticesinde Patanili Müslüman aileler çocuklarını artık bu kurumlara göndermeyi yeğlemektedirler.137

Tıpkı tarihte olduğu gibi modern dönemde de Tayland içerisinden ve çevre ülkelerden dini eğitim almak üzere öğrenciler pondoklara geldiği gibi, buna ilâve olarak İslam Yüksek Okulu ve Yala İslam Üniversitesi de bu anlamda söz konusu geleneğin bir başka yapıda devam ettirildiği kurumlar olarak dikkat çekiyor. Gerek şahsi gözlemlerimiz gerekse Hasan Madmarn gibi ilgili yüksek öğretim kurumlarında görevli Patanililerin kaleme aldıkları metinlerde belirttikleri üzere Kamboçya’dan Çin’e kadar değişik ülkelerden öğrenciyle karşılaşabilmek mümkün.138

Bölgenin en önemli yüksek öğretim kurumları Prens Songkhla Üniversitesi Patani Kampüsü ile özel bir öğretim kurumu olan Yala İslam Üniversitesi’dir. Üç fakültenin hizmet verdiği Yala’daki bu üniversitenin yakında Eğitim Fakültesi açması planlanmaktadır.139

Tıpkı Tay yönetimi altına girmeden önce olduğu gibi, modern dönemde de Patani toplumunda öne çıkan eğitim kurumu pondok olmuştur. Surin Pitsuwan’ın doktora tezinde bu kavramı açıklarken, bu kurumların Malay Müslamanların İslami eğitimlerinde 136 Madmarn, s. 40.137 Ibrahem Narongraksakhet. (2008). “Educational changes from 1960s to 2008 and Their Impacts Upon Educational Provision in Southern Border Provinces of Thailand”, First Malaysia-Thaliand Joint Educational Research Conference, 17-20 Novemer, Ministry of Education Malay-sia, Ministry of Education Thailand, Selangor Malaysia, s. 118, 120-1. 138 Madmarn, s. 41.139 Ibrahem Narongraksakhet. (2008). “Educational changes from 1960s to 2008 and Their Impacts Upon Educational Provision in Southern Border Provinces of Thailand”, First Malaysia-Thaliand Joint Educational Research Conference, 17-20 Novemer, Ministry of Education Malay-sia, Ministry of Education Thailand, Selangor Malaysia, s. 119.

Page 47: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

47

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

bir gurur kaynağı olarak belirtir.140 Merkezi hükümetin bu kurumu ortadan kaldırma çabalarına rağmen, halk bu kurumun devamı noktasında büyük gayret göstermiştir. Örneğin, 17, 18 Ocak 1968 tarihlerinde Bangnara’da yapılan toplantıda pondokların dört yıl içerisinde faaliyetlerine son verecekleri ve 1971 yılından itibaren Tay müfredatını öğretme belgesi almayan hiçbir yeni pondok açılmasına izin verilmeyeceği ve 17 kişiden fazla öğrenciye ders veren hocaların tutuklanacağına kararı alınmıştı. 141

Patani Müslümanlarının tarihten getirdikleri bir değer olarak İslami eğitim olgusu salt eğitim bağlamında değerlendirilmemekte, belki bundan çok daha fazla bir işleve sahip olduğu görülmektedir. Modern dönemde, gerek Tay ulus-devleti şeması içerisinde gerekse İslam dünyasının maruz kaldığı genel değişim ve dönüşüm süreçleri Patani’deki kurumları da etkisi altına almıştır. Bu süreç gönüllü değişimlere konu olduğu gibi, Tay hükümeti kurumları vasıtasıyla yaptırımcı ve zorlayıcı boyutları da içermektedir. Patani Malaylarının İslamla olan tanışıklıklarının sürdürücüsü konumundaki bu kurumlar, bu nitelikleriyle mevcut Tay ulus-devlet idaresinin ulusal eğitim hedef ve amaçlarının gerçekleştirilmesi önünde engel olarak kabul edilmektedirler. Bundan daha kaygı verici bir durum, bu öğretim kurumlarının, özellikle son on yılda küresel çapta meydana gelen gelişmeler çerçevesinde değerlendirilerek, ‘şiddete yönelik grupların oluşumu sağladığı yönünde bir algının oluşturduğu dikkat çekmektedir.142 Sadece Patani’deki eğitim kurumları değil, Ortadoğu’nun çeşitli ülkelerinde eğitim gören Patanili öğrenciler Bangkok yönetimince benzer kuşkularla karşılanmaktadır. Bunun pratikteki karşılığı, bu öğrencilerin denkliği büyük ölçüde kabul edilmemekte, dolayısıyla profesyonel anlamda iş imkanlarından da yararlandırılmamaktadırlar. Bu durum, bu eğitimli kitlenin başka ülkelere örneğin Malezya’ya göç etmesine neden olmaktadır.143

Siyasi gelişmelerin geleneksel eğitim kurumlarının algısını değiştirmesi, öğrenci kitlesi arasında da etkisini göstermektedir. Örneğin, Hasan Madmarn’ın ortaya koyduğu üzere, modern İslami öğretim kurumlarına devam eden öğrenciler geleneksel İslami kaynakları 140 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 198. (Surin’den bul) 141 Dennis Walker, s. 144. 142 Joseph Chinyong Liow. (2010). “Religious Education and Reformist Islam in Thailand’s Southern Border Provinces: The Roles of Haji Sulong Abdul Kadir and Ismail Lutfi Japakiya”, In Journal of Islamic Studies, 21: 1, s. 29.143 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 81.

Sadece Pata-

ni’deki eğitim

kurumları değil,

Ortadoğu’nun çe-

şitli ülkelerinde eği-

tim gören Patanili

öğrenciler Bang-

kok yönetimince

benzer kuşkularla

karşılanmaktadır.

Page 48: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

48

dil engeli nedeniyle okuyup anlayamamaktadır.144 Bu süreç, ülkede İslami geleneğin devam ettiricisi bir kuşağın ortana kalkması tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Hiç kuşku yok ki, bu durum, Güneydoğu Asya’daki diğer ülkelerdeki benzeri öğretim kurumlarına yönelik aynı olgunun tasarımlanmakta olduğu gözlemlendiğinde, bunun salt Tay hükümetinin bir yaklaşımı olarak görmek yanıltıcı olacaktır. Aslında bu noktada, aradan geçen yetmiş yıla rağmen, modern ulus devlet yapısı ile etnik grup arasında kültürel ve dini algı hassasiyetinin kurulduğunu söylemek güç. Patani Malay toplum yapısı için vazgeçilmez bir özellik olan bu geleneksel eğitim kurumları hakkında Bangkok nezdinde mevcut algı, aslında merkez ile çevrenin birbirinden uzaklaşması da kilit öneme sahiptir. Bu bağlamda gerek Latin harfleriyle gerek Arap harfleriyle (cavi) kullanılan Malayca’nın bu eğitim sürecindeki rolü, toplumsal yaşamda iletişim dili oluşu gibi faktörler Patanililer ile Bangkok rejimi arasındaki kopuşu simgelemektedir. Her ne kadar, son dönemde İslami literatürün Tay dilinde yayınlanması gündeme gelse de, Malaycanın son derece köklü bir yere sahip olduğu Patani Malay toplumunca kabul edilebildiğini söylemek güç. Bu yapı, modern dönemde, özellikle Tayland Eğitim Bakanlığı’nca çeşitli revizyonlara tabi tutulmuş, kimi zaman bir ‘baskı’ unsuru olarak kullanılmıştır. Buna rağmen, pondok eğitimi bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Bu geleneksel yapıya yönelik eleştiriler özellikle 2001 yılında yaşanan ve dünyada büyük yankı uyandıran gelişmelerden sonra ortaya çıkmıştır.Pondok eğitim kurumları Güney Eyaletleri’nde yaşanan güvenliksorunlarından payını almaktadır. Çalışmanın ilgili bölümlerinde dile getirildiği üzere, erken dönemlerden itibaren Tay yöneticileri Pondokları silahlı mücadelenin temel sebeplerinden biri addetmektedir. Bu nedenle, bu kurumların varlığını bir tehdit olarak algılamakta ve pondokları değişime zorlamaktadır. Oysa bu kurumların Patani toplumuna kazandırdıkları dikkate alınmamaktadır. Bu kurumları yöneten hocaların merkezi ve yerel yönetimden örneğin, elektrik, su, vb. alt yapı talepleri dahi husnü-kabul görmemektedir.145

Modernist İslamcı Akım ve Patani Mücadelesine TesirleriModernist islamcı hareket, Malay dünyasının diğer bölgelerinde olduğu üzere, Ortadoğu kaynaklı bir gelişme seyreder. Özellikle Hicaz ve Mısır’da öğrenim gören, Patanili öğrencilerin ana vatanlarına döndüklerinde beraberlerinde getirdikleri reformcu düşünce yapısı, geleneksel bir toplum yapısının hakim olduğu ve bu yapıyla organik ilişikisi bulunan pondok eğitim sistemine bir meydan okuma olarak algılanmıştır. Bu hareketin 144 Madmarn, s. 43; Madmarn, 1999, s. 33.145 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 208-9.

Page 49: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

49

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

doğuş şekli ve kendini ortaya koyuş şekli tartışılmalıdır. Çünkü Patani topraklarında yüzyılın erken dönemlerinden itibaren halk ve entellektüellerin Bangkok yönetimine karşı varoluş mücadelesi verdikleri bir dönemde, reformcu İslam anlayışının -ki bunun en önemli açılımı İslami eğitim kurumları, bu kurumları yöneten alim çevresine ve de bu çevreden edindikleri İslami anlayışıyla amel eden halk kesimlerine karşı bir ‘değişim’ olgusunu imlemektedir. Bu noktada, reformcu çevre, Patani Müslümanlarının Bangkok’a karşı verdikleri mücadelelerinde bir zaafiyetin ortaya çıkmasında ne türden etkileri olduğu veya böyle bir etkinin olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.Tabii bu noktada, Patani Malay entellektüelleri ve alimleri arasında modernleşme çabasının doğurduğu bir iç değişimden de bahsetmek mümkün. Özellikle Yala İslam Üniversitesi ve Prince Songkla Üniversitesi’nin Patani kampüsünde hizmet veren Yüksek İslam Enstitüsü’nün bu süreçte geleneksel İslami eğitime alternatif bir yapılanma oldukları görülmektedir. Geleneksel ve modernist İslamcılar arasındaki bu ayrışma, siyaset antropolojisinde “articulating principles” olarak adlandırılan kavramla izah edilebilir. Eğitim, sosyal ve kültürel çevre gibi faktörler nedeniyle farklı anlayışlar geliştirmiş olan bu iki grup arasındaki iletişim aksının kurulamamış olması önemli handikaplardan biridir. Patani mücadelesine öncülük eden hareket(ler) ile Bangkok yönetimi arasında bir anlaşma imzalansa dahi, Patani toplumu içerisinde dini/toplumsal alanda iki güç olarak neşet eden gelenekselci/modernist Müslümanların birbirlerini anlama, sorunlarına birlikte çözüm bulma konusunda çabaları hayata geçirmedikleri müddetçe iç huzursuzlukların devam edeceği kesin. Bunun hiç kuşku yok ki, siyaset, ekonomi gibi diğer alanlara da etkisinin olacağını düşünmek mümkün.

Patani Mücadelesinde Son Dönem GelişmelerBangkok siyasetinde yaşanan dalgalanmalar merkezde güç yapıları arasında mücadeleleri kızıştırırken, ordunun bu süreçler üzerindeki belirleyiciği sürerken, aynı zamanda Patani halkı üzerinde de siyasi baskılar ağırlık kazanıyordu.Bu bağlamda karşı karşıya kalınan siyasi yaptırımların kaçınılmaz kayıplara evrilmesi Patani toplum liderleri arasında mücadele ruhunun yeniden ortaya çıkmasına neden oldu. Bu yıllar, yani 1960’lardan 1980’lere kadar PULO ve bRN’in silahlı mücadelelerine tanıklık etti.146

1980’li yıllarda yıllardaki çatışma eğilimlerinin giderek yerini görece sukunete terk 146 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 2.

Yala İslam Üniversitesi

ve Prince Songkla

Üniversitesi’nin Patani

kampüsünde hizmet

veren Yüksek İslam

Enstitüsü’nün bu

süreçte geleneksel İs-

lami eğitime alternatif

bir yapılanma oldukla-

rı görülmektedir.

Page 50: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

50

ettiği ve 2000’li yılların ortalarından itibaren yeniden bölgede silahlı mücadelenin baş göstermesinin nedenleri önemlidir. Bu noktada, 1980’li yıllarda görece siyasi liberalleşmenin getirdiği imkânlarla güneydeki Müslümanların siyaset sahnesine girebilmelerine olanak tanınmıştı.147 İlgili bölümde ayrıntılı bir şekilde dile getirildiği üzere, Thaksin Shinawatra yönetiminin (2001-2006) merkezle çatışma içerikli siyasi projesinin bir yansıması olarak güneydeki Müslümanların kurban edilmesi bu sürecin kopmasına neden oldu. Ülkenin en önemli medya imparatoru unvanlı Thaksin’in ‘polislik’ mesleğinden geldiği hatırlandığında ‘güvenlik’ olgusuna yaklaşımını tahmin etmek güç olmayacaktır. Nitekim, Başbakanlığı döneminde uygulanan Patani politikalarında da bunun etkisini görmek mümkün.148

2004’de Ne Oldu?2001 yılında yapılan seçimlerden başarıyla çıkan Thaksin Shinawatra, 1997 yılında kabul edilen ve ‘liberal demokrasinin’ değerlerini taşıdığı ifade edilen Anayasa’ya dayanarak reformu dillendiren bir ‘sivil’ siyasetçi olarak dikkat çekiyordu. Thaksin’in bir diğer özelliği, güçlü lider zaafiyetine maruz kalmış Tay siyasetinde sahip olduğu özellikleri ile geniş halk kesimlerinde bir umut ışığı olarak belirmesidir. Aslında Thaksin 1997’de yaşanan Güneydoğu Asya krizinin çıkardığı bir liderdi ve bu anlamda uluslararası çevrelerin Tayland’ı sisteme endekslemenin adı olarak da değerlendirilebilir. Thaksin’in Tay milliyetçiliğine yaslanan, Doğu Asya’yı (Japonya’yı) kalkınma modeli alması gibi alternatif yaklaşımlarına rağmen, ülkenin köklü yerli kapitalistlerinin çıkarlarına dokunan, popülist politikaları merkezde huzursuzluk kaynağı olmaktan da geri kalmıyordu.149

Hiç kuşku yok ki, Thaksin’in bu süreçte merkez dışında kabul edilen köylü, işçi gibi gelir dağılımında ortanın altında kalan kesimlerce desteklenmesi 1997 kriziyle ekonomik koşulların giderek dayanılmaz hale gelmesinin de rolü var. Öte yandan, Thaksin’in siyasi mücadelede rakipleri güneydeki Müslümanlardan ziyade merkezi gücü temsil eden ve güneydeki siyasi krizden beslenen ve içinde sivil/asker/polis çevrelerin olduğu çevrelerdi. Patani’yi doğrudan etkileyen bu çıkar karşılaşmalarının ilkinin 2003 yılında alınan siyasi kararlarla ortaya çıktığını ileri sürübeliriz. Thaksin’in 2003 yılı Şubat ayında ülkedeki uyuşturucu şebekelerine yönelik çalışmalarda polise büyük sorumluluk vermesi Patani’de birbiri ardı sıra yaşanan saldırı ve ölüm vaklarını gündeme getirdi. Patani’nin Malezya ile 147 Michael Kelly Connors. (2005). “Thailand: The Facts and F(r)ictions of Ruling”, In Southeast Asian Affairs 2005, Singapore: ISEAS, s. 377.148 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anxieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 2. (gerekirse) 149 Michael Kelly Connors. (2005). “Thailand: The Facts and F(r)ictions of Ruling”, In Southeast Asian Affairs 2005, Singapore: ISEAS, s. 366-7. (pp. 365-385)

Page 51: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

51

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

sınır olması, deniz yoluyla Vietnam’a, Borneo Adası’na ulaşımının görece kolaylığı ve de en önemlisi çatışma bölgesi olması burada çeşitli suç örgütlerinin barınabileceği bir alan açıyordu. Uyuşturucu trafiğinde öldürülenlerin orduya çalışan gruplardan olması polis/asker çatışmasını bölgede gündeme getirmeye yetiyordu. Bu sürecin şu veya bu şekilde Patani’de sürdürülen meşru harekete etkisi olduğu düşünülebilir. Bunun ilk göstergesi 4 Ocak 2004 tarihinde Narathiwat’da yirmi okul ve bir askeri kampa yapılan baskındı. Bunlar arasında en önemlisi dört askerin öldürüldüğü ve 100 silahın çalındığı vakıaydı ki, bu gelişme yaklaşık on yıl boyunca düşük yoğunluklu seyreden mücadelenin yeniden başladığına işaret ediyordu.150

2004 yılı içerisindeki bir diğer önemli gelişme 28 Nisan’da gerçekleşti. 1947 yılındaki askeri darbeden kısa bir süre sonra yaklaşık yüz kadar Müslümanın öldürülmesinin yıl dönümünde yüz genç geleneksel silahlarla polis ve askeri noktalara saldırılar düzenledi. Bölge yönetimi, grubun “Patani Birleşik Bağımsızlık Cephesi” (BERSATU) üyelerince gerçekleştirildiğini, bu saldırının yedi aşamalı bir projenin bir parçası olduğunu ve bunun ardında geleneksel İslami okulların olduğunu açıkladı.151 Bu konuda herhangi bir detay söz konusu olmamakla birlikte, başka ‘komplo’ işaretleri de gündeme getirilmedi değil. Bu bağlamda, örneğin Batılı unsurların ‘terörle savaş’ projesinin etkinliğinde araçsallaştırabilecekleri vurgusu gündeme geliyordu. Ancak olayların ardındaki asıl motif ne olursa olsun veya kimler bulunursa bulunsun hadiselerin ardından Bangkok yönetiminin Patani halkı üzerinde baskı kurduğu gerçeğini değiştirmiyor. 28 Nisan hadisesinden sonraki en önemli baskı süreci “Tak Bai” adıyla anılan 25 Ekim 2004’de bir grup köylünün Malezya sınırında silah ticaretine konu oldukları yönünde gözaltına alınmalarıyla başladı. Ardından bu gelişmeyi protesto amacıyla gösteri yapanlara ateş açılması, yaklaşık bin kişinin tutuklanması ve yolda 78 kişinin askeri araçlarla taşınması sırasında hayatını kaybetmesiydi.152 Patani’de yaşanan bu süreç, ülkenin başka yerlerinde de ortaya çıkan faili meçhul cinayetlerin artışı ile bir yerde örtüştüğüdür. O da, Bangkok’da sürgit devam eden ve monarşi yanlısı 150 Thanet Aphornsuvan. (2006). “Nation-State and the Muslim Identity in the Southern Unrest and Violence”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 92-93. 151 Michael Kelly Connors. (2005). “Thailand: The Facts and F(r)ictions of Ruling”, In Southeast Asian Affairs 2005, Singapore: ISEAS, s. 378. 152 Michael Kelly Connors. (2005). “Thailand: The Facts and F(r)ictions of Ruling”, In Southeast Asian Affairs 2005, Singapore: ISEAS, s. 379.

1947 yılındaki askeri

darbeden kısa bir

süre sonra yaklaşık

yüz kadar Müslüma-

nın öldürülmesinin

yıl dönümünde yüz

genç geleneksel si-

lahlarla polis ve askeri

noktalara saldırılar

düzenledi.

Page 52: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

52

muhafazakârlar, değişim yanlısı alt ve orta alt sınıf halk kesimleriyle her daim gücün peşinde koşan ordu arasındaki iktidar savaşıdır. Burada ülke içindeki bu dengelerin ötesinde, bölgesel ve küresel güç merkezlerinin özelde Tayland genelde Güneydoğu Asya İslami bölgelerindeki eğitim, siyasi ve toplumsal yapılanmaları askıya almaya yönelik girişimlerinin de rolü göz ardı edilemez.

2005 Seçimleri 6 Şubat 2005 tarihinde yapılan genel seçimlerde dönemin Başbakanı Thaksin ülke modern tarihinde bir ilke imza atarak sivil bir politikacı olarak ikinci kez halkın oylarıyla Başbakanlık koltuğuna oturuyordu. Bu durum, içinde Monarşi ve ordu yanlısı güçlerin yer aldığı geleneksel politikanın halen güçlü olduğu ülkede aslında önemli bir dönüşümün ifadesiydi. Thaksin’in başında olduğu TRT (Tay Vatansever Partisi) sadece kırsal oylarına değil, başkent Bangkok’un 37 milletvekilinin 32’sini alarak şehirlerde de var olduğunu ortaya koyuyordu. Thaksin’in bu başarısının ardında Patanililerin yaklaşımın nasıl olduğu da önemli. 2004’den itibaren yaşananlara Patani halkının tepkisi büyük olmuş ve bölgenin 11 milletvekilliğinden 10’unun muhalefetteki Demokrat Parti’si almıştı.153 Güney’den gelen bu muhalif çıkışa karşılık, Thaksin, Patani sorununu çözmeye yönelik girişimin habercisi olarak Birleşmiş Milletler Reform Birimi’nin başkanlığını yapmış eski Başbakanlardan Anand Panyarachun’unu sorunun çözümü için atadı. Buna rağmen, 2005 yılı neredeyse her günü Patani’de şiddete tanıklık etmesi ülkenin en önemli meselesi olarak ortaya çıktı. Eylemlerin gerçek yüzüne dair açıklamalar olmamakla birlikte, bazı kaynaklar bu gelişmeler karşısında Patani Birleşik Özgürlük Hareketi (PULO), Yeni Pulo, Patani Mücahidleri Hareketi (GMIP), Ulusal Devrim Cephesi (BRN) ve BRN Coordinate adlarını zikrediyorlardı.154 2005 yılı Sonbaharı Bangkok-Patani ilişkilerinin gerildiği dönem olarak dikkat çeker. Önce Eylül ayı başlarında 131 kişilik Patanili grup can güvenlikleri olmadığı gerekçesiyle Malezya’ya sığındı. ASEAN’a üye bu iki ülkenin, Birliğin iç işlerine karışmama ilkesi gibi önemli bir maddeden ötürü ilişkileri etkileyebilecek boyuttaydı. Ekim ayı ortalarında iki deniz piyadesinin esir alınarak öldürülmesi akabinde bir Budist rahib ve iki Tay vatandaşının öldürülmesi Bangkok yönetiminin şiddete şiddetle karşılık vermeyi çözüm olarak belirlediğini ortaya koyuyordu.155 Bu dönemde Bangkok politikalarının çelişkilerini ortaya koyması bakımından şu örnek dikkat çekicidir. Biryandan Milli Eğitim Bakanı Jaturon Chaisaeng Patani’deki üç eyalette eğitim politikalarında iyileştirme kararı 153 Thitinan Pongsudhirak. (2006). “Thaksin’s Political Zenith and Nadir”, In Southeast Asian Affairs 2006, (Eds.) Daljit Singh&Lorraine C. Salazar, Singapore: ISEAS, s. 287.154 Thitinan Pongsudhirak, s. 288, 292. 155 Thitinan Pongsudhirak, s. 293.

Page 53: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

53

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

alırken, öte yandan Thaksin’in İçişleri Bakanlığı’na atadığı eski hava kuvvetleri komutanı Kongsak Wantana, Savunma Bakanı General Thammarak Israngkul ve Polis Şefi Chidchai Wannasathit’in Adalet Bakanı’nın ‘şahinler’ grubu olarak ortaya çıkıyordu.156

Gelişmelere Dair Bir DeğerlendirmeThaksin döneminde şiddet olaylarının yoğun bir şekilde ortaya çıktığı 2004’de neler olup bittiği aydınlatılabilmiş değildir. Gelişmelerden Müslümanları sorumlu tutmak mümkün olmadığı gibi, faili meçhul cinayetlerin ardında uyuşturucu çetelerinin, merkez adına çalışan milislerin varlığı da göz ardı edilemez. Bu süreçte yüz kadar Müslümanın ‘kaybolması’, Gresik Camii baskını, liderlerinin karakolda uzun süre sorgulanmasını protesto eden Müslüman kitlenin askeri araçlarına doldurularak hayatlarını yitirmeleri vb. gelişmeler bir anda ülkenin siyasi gündemini oturuyordu. Patani’nin merkezdeki birbirine rakip siyasi güç odaklarının bir oyun alanı haline geldiği genel bir kabuldür. Ancak bu durum, Patani Müslümanları hareketine halel getirtmemelidir. Öyle ki, bu kirli siyasette rol alan Thaksin bile, Patani bölgesindeki uyuşturucu şebekeleri, faili meçhuller vb. vak’aların Patanili Müslümanlara yüklenemeyeceğini dile getiriyordu.157

Yukarıda kısaca değinildiği üzere, 2001 yılındaki hadiseler üzerine Amerika’nın “terörizmle küresel savaş’ konsepti etrafında geliştirilen küresel güvenlik politikalarının etkisi yok denemez. Bu gelişmeleri, kimi çevrelerin ısrarla Afganistan, Irak vb. bölgelerdeki gelişmelerle ilişkilendirme gereği duydukları üzere,158 salt küresel gelişmelere eklemlemek Patani sorununun tarihsel, sosyolojik kökenlerinin göz ardı edilmesine neden olacaktır ki, bu bölge halkına yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Bu süreçte, mücadeleyi yürüten tarafların hedeflerine göz atmakta fayda var. Tekil eylemlerle son dönemde bölge gündeminde yer alan gelişmeler güvenlik stratejistlerinin de ilgisini çekecek boyuttadır. Birbirinden bağımsız görünen saldırıların hedef olduğu kesimler güvenlik güçleri, ekonomik gücü elinde tutan gruplar -yani Çinli azınlık-, Tay milliyetçiliğinin aracısı konumundaki okullar ve öğretmenlerdir. Bu tür eylemlerin bu açık hedefleri kadar görünmeyen hedefleri arasında Malay halkı arasında ‘mücadelinin’ devam ettiği yönünde ‘pozitif’ psikolojinin oluşturulması yattığı düşünülebilir. Söz konusu bu eylemleri çözümlemede zaafiyeti -ki kimi birimler bu eylemleri ‘lidersiz’ eylemler olarak nitelemesinde ortaya çıktığı gibi- bir yandan eylemlerin en güçlü yanını oluşturuyor. Eylemlerin artışında, bölge askeri yönetiminin uygulamalarının ‘arzu 156 Thitinan Pongsudhirak, s. 292. 157 Michael Kelly Connors. (2005), s. 377. 158 Bkz.: Alyson J. K. Bailes. (2007). “Preface”, In Conflict in Southern Thailand: Islamism, Violence and the State in the Patani Insurgency, Neil J. Melvin, SIPRI (Stockholm International Peace Research Institute) Policy Paper, No. 20, s. iv.

Page 54: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

54

edilmeyen’ gelişmelerdeki rolü olduğu ortada. Özellikle, köylerden toplanan gençlerin askeri kamplarda ‘güney eyaletlerinde savaş plânının’ bir parçası olduğu ileri sürülen ‘meslek eğitimine’ tabi tutulması, Amnesty International’ın raporlarına kadar yansıyan şüphelilerin ‘gayri-resmi’ toplama kamplarında işkenceye tabi tutulmaları, uygulamalar arasında yer almaktadır.159

Bu hedefler arasında sadece polis ve askeri karakollar değil, aynı zamanda okullar, öğretmenler başta olmak üzere diğer kamu görevlileri ve de köy muhtarları gibi bazı Malay çevreler de olduğu görülür. Söz konusu bu kitlelerin Bangkok yönetiminin politikalarının aracı olmaları dolayısıyla hedef seçildiği bilinmektedir. Özellikle köy muhtarlarının hiyearşik bir yapılanma gösteren kamu yönetiminin son aşaması olması dolayısıyla merkezden gelen yönergelerin uygulayıcısı olmaları mücadele tarafları ile karşı karşıya getirmektedir.

1997 yılında kabul edilen anayasadan sonra ve 2001’de bir sivilin yani, Thaksin’in Başbakan seçilmesinin, ülke siyasal yaşamında doğurduğu olumlu atmosfer merkezde çeşitli güç odakları arasındaki mücadelenin sonucu olarak 2006 yılında Thaksin’e karşı gerçekleştirilen darbe ile bir kez daha intikaya uğraması bir yana, ülkede siyasi meşruiyet krizinin nüksetmesine neden oldu. Aslında bu sürecin Patani sorununun ulusal ve ulusulararası gündemden düşürülmesine katkısı olduğuna kuşku yok.

Coğrafi olarak uzaklığı nedeniyle Patani’de olan bitenin Bangkok ve geniş Budist-Tay toplumunda yankı bulmasını beklemek hayal olur. Merkezdeki çatışmalar, Patani bölgesinin askeri ve sivil yönetimlerinden sorumlu kurumlarının politikalarında ve icraatlarında hiç bir kuruma karşı sorumluluk taşımamalarına neden olduğuna kuşku yok. 2008 yılında yapılandırılan ‘İç Güvenlik Operasyon Kurumu’ (ISOC) ve ‘Güney Sınır Eyaletleri Yönetim Merkezi’ (SbPAC)’in Patani halkı nezdinde meşruiyeti sorunludur. Bölgede konuşlandırılan 4. Ordu ülkede prestiji en düşük birim olarak tanınmakta, yasadışı işlere bulaşmalarından ötürü komuta düzeyindekilerin üst düzey atamaları yapılmamaktadır.160

2008 yılı sonlarında ülke yönetimine getirilen Demokrat Parti Başkanı Abhisit Vejjajiva’nın “Patani sorunu çözmek önceliğimizdir” yaklaşımının pratikte hiçbir karşılığı olmamış, Cambridge eğitimli Başbakan, ne Güvenlik Operasyonu Kurumu’nda iyileştirmeler yapabilmiş ne de kabinede Patani sorununu ele alacak bir araştırma 159 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 2, 7, 9.160 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 5, 10.

Page 55: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

55

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

komisyonu kurdurabilmiştir.161

Giderek artış gösteren saldırılar karşısında acil çözüm bulma adına Malezya ve Endonezya siyasi elitinin girişimleri dikkat çeker. Dr. Mahathir Muhammed’in 2005-6’da Langkawi Adası’nda, Yusuf Kalla’nın 2008 Eylül’ünde Bogor’daki çözüm arayışları karşılık bulmamıştır.162

Sorunun Algılanması ve Çözüm ArayışlarıPatani’de yaşanan sorunun algılanması çözüm uğraşında ilk basamak niteliğinde olduğuna kuşku yok. Bu noktada söylenmesi gereken ilk husus Patani’de yaşananların politik olduğudur. Tayland Krallığı açısından sorun 19. yüzyıl ikinci yarısında başlatılan modernleşme süreçlerinin siyasi boyutunda, yani ulus-devlet inşasıyla ilintilidir. Ülkenin modern ulus-devletleşme sürecinin başlangıcı kabul edilen 24 Haziran1932 tarihli dönüşümü sosyalleştirme girişimlerinin başladığı 1939 yılında önemli bir edebiyatçı ve devlet adamı olan Luang Wichit’in entellektüel girişimiyle gerçekleştirilen devlet kampanyası bağlamında ortaya konan bildiride “ülkenin son seksen yılda topraklarının neredeyse yarısını kaybettiği” vurgulanıyor.163 Yani, ‘Tayland’ adının da içkin olduğu ‘Özgür Devlet’ kavramına rağmen, Tayland, bağımsızlığını korumakla birlikte, tarih boyunca toprak kaybı yaşamış bir devlettir. Bu nedenle Bangkok yönetimi, Patanililerin verdiği yüz yıllık mücadeleye “artık kaybedilecek toprağı olmadığı” perspektifinden bakmakta ve bu durumu Budist-Tay ulusunun onur meselesi olarak telâkki etmektedir.164 Bu bağlamda söz konusu bu vurgunun tarihte koruyucu-vasal devlet ilişkisinin geliştirildiği geniş Malay topraklarından geriye 20. yüzyıl başlarında sadece Patani bölgesinin kalmış olması nedeniyle Patani Malaylarının değil bağımsızlık taleplerine itibar etmek, otonom hakkının verilmesi dahi Bangkok yönetimince kabul edilmemektedir.165 Bu noktada, ülkenin bölünmez bütünlüğünün sembolik ve de pratik olarak karşılığını Kraliyet makamında bulduğu hatırlandığında, ülke sınırları içerisinde bir toprak parçasının bu bütünlüğe halel getirecek bir siyasi ayrışmaya yönelmesinin ülke siyaset felsefesinde de -en azından şimdiye kadar- karşılığı 161 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 6.162 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 12. 163 Scot Barmé. (1993). Luang Wichit Wathakan and the Creation of a Thai Identity, Social Issues in Southeast Asia, Signapore: ISEAS, s. 140. 164 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 1.165 Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anbieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland, s. 12.

Page 56: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

56

bulunmamaktadır.Patani mücadelesi vechesinden ise, dini, kültürel ve siyasal bir yapı olarak yüzyıllarca kendine yeter bir varlık göstermesi, modern dönemde bağımsızlık/otonom taleplerinin arkasındaki gerekçeyi teşkil etmektedir. Bu nedenle, metnin ilgili yerlerinde ortaya konulan tarihi geçmiş göz ardı edilmemelidir. Patani tarihi, bugün Tayland’ın güneyindeki eyaletlerin nasıl bir yönetim ve toplum politikalarına konu olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Geçmişin tecrübelerine bakıldığında ilgili dönemlerde Siam Krallarının ve üst düzey yöneticilerinin Patani Malay Müslüman toplumuyla ne türden ilişkiler kurmaları gerektiği konusunda kafi miktarda örnekler sunuyor. Bu bağlamda, ülkenin güneyinde vuku bulan hadiseler Bangkok yönetiminin siyasi meşruiyetiyle

alâkalıyken, ülkenin diğer bölgelerinde yaşam süren çeşitli etnik azınlıklara mensup Müslüman toplulukların varlığı ise içinde bulundukları geniş Budist-Tay toplumu ile sosyal etkileşimlerine dayanmaktadır. Bu anlamda ikinci grubun sadece bugün değil, tarihteki örneklerinden başlayarak akomadatif bir yapılanma sergilediğine dikkat çekilmelidir. Bir sosyal bütün olmaktan uzak, tekil nitelikler arz eden küçük azınlık gruplarına karşılık, bir siyasi yapının mirasçısı, üzerinde yükseldiği toprakların sahibi, -modern sömürgecilik süreçlerindeki müdahaleler dışarda bırakıldığında- bu topraklarda üretim süreçlerinin birincil belirleyicisi, dini, geleneksel, eğitim kurumların devamlılık arz edecek güçlü yapılanmaları vb. Patani’yi diğer bölgelerden ayırmaktadır. Bununla ilintili bir diğer husus, Patani’de sürdürülen mücadeleyi “silahlı grupların tekeline terk edilmiş ve halktan bağımsız dışarlıklı veya yabancılaşmış gruplar olarak telâkki edilemez. Patani’deki mücadele çeşitli boyutları ile dikkat çekerken, bunlar arasında sivil halkın siyasi yönetimden, kültürel, dini ve toplumsal yapılarına karşı açık-gizli müdahalelerden hoşnutsuzluğundan kaynaklanan ‘pasif

eylemleri’ unutulmamalıdır.Sömürgeci güçlerin siyasi mühendisliklerinin bir ürünü olarak 1932’den başlayarak ulus-devlet yapılaşması sürecini tecrübe eden Tayland, siyasi rejimin doğası gereği ‘Tay milliyetçiliği’ olgusundan hareketle, ülkedeki tüm etnik unsurları içine alacak bir politika sergilemektedir. Öte yandan, Patani Malay Müslümanlarının verdikleri mücadeleyi de ‘Malay milliyetçiliği’ ile açıklamak Batı’nın ideolojik açmazları içinde yol almak anlamı taşıyacaktır. Bu yaklaşım, başlangıcı hatalı ve dış faktörlerin dayattığı ideolojik bir yönelimi dayatmasıyla, sorunu anlama uğraşındakileri Patani Malay Müslümanların

Patani’deki mücade-

le çeşitli boyutları ile

dikkat çekerken, bunlar

arasında sivil halkın

siyasi yönetimden, kül-

türel, dini ve toplumsal

yapılarına karşı açık-

gizli müdahalelerden

hoşnutsuzluğundan

kaynaklanan ‘pasif

eylemleri’ unutulmama-

lıdır.

Page 57: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

57

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

ortaya koydukları mücadelenin hakiki vechelerinin göz ardı etmelerine neden olacaktır. Dolayısıyla “sorun nedir?” dendiğinde kapsamlı bir tarihi, siyasi ve sosyolojik analizlere ihtiyacımız olduğu kesin. Patani’nin yüzyıllık sorununa çözüm bulma konusunda zaman zaman girişimler olmuyor değil. Bu girişimlerin bir bölümünün bölge gerçeklerine vakıf olmayan çevreler olduğu gözlerden kaçmıyor. Özellikle bu çevrelerin Patani Malay Müslümanların haklı talepleri karşısında yapabildikleri şey bu halkın toplum liderlerine “Bangkok şartlarına tabi olun” demekten başka bir alternatif taşımıyor. Bu noktada, Tayland sınırları içinde yaşayan diğer etnik unsurlara mensup Müslümanlarla Patani Malay Müslümanlarının tarihi, kültürel geçmişlerini ve Siam/Tay Krallığı ile etkileşimlerinden bihaberdarlığın rolü olduğu düşünülebilir. Bireysel ve küçük gruplar halinde zamanla göç hadisesi bağlamında geniş Budist-Tay toplumu içine yerleşen ve varlıklarını siyasi ve toplumsal bir bütün olarak değil, tekil oluşumlar şeklinde sürdüren bu kitleleri görece homojen yapılanma sergileyen Patani topraklarındaki yerleşik halkla karıştırılmamalıdır. Göçmen gruplarının içinde yer aldıkları geniş topluma akomadatif yaklaşım tercihlerine karşılık, benzer bir yaklaşımı Patani Malay Müslümanlarından beklemek tarihi ve sosyolojik gerçekliklerle uyuşmamaktadır.Patani Malay Müslümanlarının Tayland devletiyle ilişkisinde temel sorun siyasidir. Dönemin batılı güçleri ile Siam Krallığı arasındaki ilişkilerin bir sonucu olarak toprakları ilhak edilen ve egemenliklerini kaybeden Patanililer aradan geçen süreçte Tay siyasi, kültürel ve toplumsal baskıları ile karşı karşıya kalmıştır. Tay yöneticileri bu süreçleri, Patanili Müslümanlara verilecek herhangi kapsamlı siyasi hakkın ülkedeki diğer etnik azınlık gruplarınca da talep edileceği gerekçesine dayandırmaktadır.166 Bu çerçevede, Patani’de barış çabaları ve sonrasındaki gelişmeleri sadece Tayland’ın güneyindeki görece küçük bir coğrafya parçası ile sınırlandırmak mümkün değildir. Aksine kültürel, ekonomik ve stratejik bağlamlarıyla üzerinde durulmayı hak etmektedir.Bu bölge, kuzeyde Budist, güneyde Müslüman Malay dünyasının geçiş noktası olması dolayısıyla iki farklı kültür ve medeniyet dünyası arasında bir köprü olma vasfına sahiptir. Bu nedenle, Patani bölgesindeki Müslüman toplumun aidiyeti, dini ve toplumsal kurumlarının dayanıklılığı önem taşımaktadır. Müslüman dünyasında bir Budist toplum, hem de Budizmin en güçlü kalelerinden biri hüviyetindeki Tayland gibi bir ülke sınırları içinde yer alması İslam dünyası için farklı bir tecrübe anlamı taşımaktadır.

166 Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University, s. 73.

Page 58: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

58

Son SözPatani bölgesi Asya kara parçasının Güneydoğu çıkıntısı olan Malay dünyası ile Hint-Çini arasındaki geçiş noktasında olması bölgeye ayrı bir değer kazandırmaktadır. Topografik olarak dar kara parçası olarak dikkat çeken bu bölgenin doğusunda Kuzey Çin Denizi, batısında Bengal Körfezi ve Hint Okyanusu ‘na açılmaktadır. Tarihte kimi güçlerin bu iki önemli su yolunu birbirine bağlayacak kanal projesini Patani’de hayata geçirme niyeti taşıdıkları bilinmektedir. Son birkaç yılda dünya gündeminde sıkça yer bulan Güney Çin Denizi’ndeki Adalar sorunu ve bu adalar etrafında oluşturulan güvenlik, ekonomik, jeo-stratejik meseleler bağlamında elbette ki Patani’yi de içine almaktadır.Patani’de verilen mücadelenin boyutları doğru bir şekilde ortaya konmalıdır. Bölgede tarih boyunca hayat sürmüş Müslüman toplum ve bu toplumun ürettiği siyasi yapıların gerçekliğine kuşku yok. Sömürgecilik dönemi ve sömürge güçlerinin birbirleriyle ve bölge güçleriyle ilişkilerinin bir sonucu olarak Patani toprakları Tayland Krallığı’na devredilmiştir. Bu süreç, Patanili Müslümanları mücadeleye iten ve bu 20. yüzyıl ortalarından itibaren bağımsızlık, otonom yapı talepleri ile ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunun son derece meşru bir mücadele olduğuna kuşku yoktur. Bu mücadelenin temelinde Bangkok yönetiminin özellikle dini, kültürel meselelerde Patani Müslüman toplumu üzerinde kurmak istediği rejim bulunmaktadır. Bu noktada, günümüz Bangkok yönetimi III. Rama’nın dile getirdiği üzere Siam ve Malaylar arasında sosyo-dini kültür alanında hiçbir ortak noktanın olmadığı görüşünü hatırlamaları gerekiyor.167 Tıpkı dün olduğu gibi bugün de Bangkok yönetiminin doğrudan yönetimi Patani Müslümanlarınca ciddi bir karşılık bulmamaktadır. Gene Kral III. Rama’nın görüşlerine başvurarak dile getirmek gerekirse, Bangkok yönetimi ile Müslüman Malaylar ‘yağla su mesabesinde olup’ hiçbir şekilde birbirleriyle karışmaları mümkün değildir. Aynı Kral, 1838 yılında Kedah’la yaşanan sorunlar nedeniyle sorunun nihai çözümünü yerel yönetimi Malaylara devretmekte bulmuştur.168

Bununla birlikte, Patani topraklarının bir yanıyla Malay Yarımadası’na açılan öte yanıyla Hint-Çini kimi etnik çeşitliliği zengin bir coğrafyayla komşu olması bölgede her türden siyasi hareketler kadar, sınır problemleri nedeniyle güvenliğin sorunlu olması her türlü illegal meta akışına olanak tanımaktadır. Bu ve benzeri nedenlerle, Patani coğrafyasında meşru mücadelenin yanı sıra, başta Tayland yapılanmaları olmak üzere çeşitli uluslara 167 Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University Press, s. 56. 168 Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford University Press, s. 86, 87.

Page 59: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

59

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

mensup illegal yapılanmalar, istihbarat güçlerinin faaliyetlerine açık bir mekan kılmaktadır. Barış’a giden yol hiç kuşku yok ki, bu oluşumlardan en azından bir bölümünün aleyhine gelişme olarak değerlendirilecektir. Bu nedenle süreçte Barış’ı akamete uğratacak kimi kazaların ortaya çıkması muhtemeldir. Barış süreci tamamlandığı düşünüldüğünde de, bölge Müslümanlarının siyasi ve kültürel haklarının yanı sıra, güvenlik meselesi de yabana atılmayacak önemdedir. Bölgenin illegal grupların çalışmalarına mekân olmaması için Patani veya Tay resmi güçlerinin yanı sıra, örneğin ASEAN gibi uluslararası kuruluşların oluşturacağı komisyonların, gözlem heyetlerinin ve de icracı yapıların sahada aktif rol olması halkın refah ve mutluluğu için kaçınılmazdır.Patani Malay Müslümanlarının hayatlarını savaş ortamında sürdürmelerinini önünü almak amacıyla girişimler yapıldığı biliniyor. Bu anlamda, Malezya’nın son dönemde, özellikle Tayland’daki 2010 seçimlerinin ardından Başbakan Yingluck’ın seçim öncesi mesajlarına dayanarak bölgede barışın tesisine öncülük ediyor. PULO liderleri ile Bangkok yetkilileri arasında Kuala Lumpur’da yapılan görüşmeler devam ederken, Patani’de faaliyet gösteren kimi hareketlerin bu sürece dahil olmadıkları görüşmeler sonrasındaki çatışmalardan ortaya çıkmaktadır. Malezya’nın soruna en yakın taraf olmakla birlikte, tarihi gerçekler ışığında bakıldığında, sorunun sadece bir Malay sorunu olarak ele alınamayacağı da ortadadır. Patani halkının ne istediği, sorunun temelleri, İslam ümmetinin bir parçası olması gibi faktörler Türkiye’nin ve de başka ilgili ülkelerin sorunun çözümüne aktif katılımında önemli faydalar vardır. Bu katkıların boyutları üzerinde eleştirel yaklaşımlardan taviz vermeden, aynı şekilde yerli unsurların kapasitesini, birikimlerini, ihtiyaçlarını göz ardı etmeden aktif katılımlı süreçlere ihtiyaç var. Sorunu tıpkı diğer coğrafyalarda yapıldığı şekilde ‘yoksulluk/yoksunluk’ üzerine inşa etmek yerine, Patani toplumunun neyi kayettiğinin hesabını yaparak bunun üzerinden halkın ihtiyaçlarını gidermeye çalışılmalıdır. Çok daha önemlisi, ara toplum özelliği sergileyen bununla birlikte tüm çarpıtmalara, müdahalelere rağmen, dini ve geleneksel değerlerin görece yoğun olarak hissedildiği bu toplumda yeniden inşa süreçlerinin halkın değerleriyle örtüşecek modellemeler üzerinden yapılmasında fayda vardır. Yoksa, bu toplumları halkın sosyal hafızasının bir ürünü olarak ortaya koyacakları itirazların göstermelik tatmin bağlamında dinin ve geleneğe yer vermek, öte yanda bu halkı zamanla içinde yer aldığı geniş Budist-Tay toplumunun ekonomik ve kültürel yönelimlere sokacak sosyal mühendisliklere yol açacak girişimlerden kaçınılmalıdır. Bu ara toplumlar, bugüne kadar mücadelelerine manevi kaynaklık etmiş değerlerini pratiğe geçirmede, bir başka deyişle örnek bir toplum inşası kaygısı içinde olmak gerekmektedir.Türkiye özelinde birşeyler söylemek gerektiğinde Patani Sultanlığı zamanında şu veya bu şekilde Osmanlı Devleti ile şu veya bu şekilde kurulan ilişkileri bir kez daha hatırlatmak

Page 60: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

60

gerekir. Özellikle 1880’li yıllarda dönemin önde gelen Patanili alim Ahmed Fatani’nin uzun yıllar Kutsal topraklarda öğrencilik ve hocalık yaptığı ve bu süreçte Osmanlı Devleti makamları ile irtibata geçtiğine yukarıda değindik. Bu süreçte, Padişah II. Abdülhamit tarafından Malay toplumunun temsilcisi sıfatıyla bir elçi mesabesinde dikkate alındığı ve Malay alimlerin eserlerinin yayınlanmasına destek olunmuştur.Günümüz koşullarında, Türkiye’nin Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) nezdindeki girişimleri bölgeye dair açılımları noktasında bir referans niteliğindedir. Bölge devletleriyle girilecek ilişkilerin yanı sıra, halklarla doğrudan temasın bu sürecin olmazsa olmaz parçası olduğu son dönem çeşitli ülkelerde popülarite düzeyine çıkartılan ‘halklar arası işbirliği’ ile ortaya konmaktadır.Tay hükümeti, artık sadece Müslümanlarca değil, ülke akademisyen ve aydınları tarafından da vurgulandığı üzere farklı etnik, dini ve ırksal kökene mensup Patani Müslümanlarını mono kültür sınırları içine katma politikalarına son vermelidir.169 Patani halkının talepleri doğrultusunda otonom yönetim hakkı verilmesi durumunda, Tay Anayasası’nın bir engel olarak çıkartılmaması için Anayasa’nın ilgili maddelerinde değişikliğe gidilmeli veya Patani Barışı’nı konu alacak anlaşma metninin tümüyle devlet birimlerince kabul edilirliği güvencesi verilmelidir. Patani bölgesi, ekonomik anlamda ülkenin en geri kalmış yerlerindendir. Bu üç eyalet içerisinde yapılacak karşılaştırmada ise Narathiwa’nın en olumsuz konumundadır. Halk, merkezi hükümetin bugüne kadar ekonomiyi canlandırma adına gündeme getirdiği girişimlerinden tecrübe ettiği ümitsizlikden hareketle, bu yönde bir beklenti içerisinde değiller. Aksine, inisiyatifin kendilerine verilmesini ve bölgenin kaynaklarının kullanımının bizzat kendilerince işletilmesini ekonomik kalkınmalarının temelini teşkil edeceği görüşündeler.170

169 Thanet Aphornsuvan. (2006). “Nation-State and the Muslim Identity in the Southern Unrest and Violence”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, s. 99, 170 Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project, s. 82.

Page 61: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

61

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

KAYNAKLARAndrew D.W.Forbes. (eds.). (1988). The Muslims of Thailand, Vol. 1, Historical and Cultural Studies, Centre for Southeast Asian Studies, Bihar (India): Soma Rkasan,A.Teeuw&D.K.Wyatt. (1970). Hikayat Patani: The Story of Patani, The Hague-Martinus Nijhoff.Alyson J. K. Bailes. (2007). “Preface”, In Conflict in Southern Thailand: Islamism, Violence and the State in the Patani Insurgency, Neil J. Melvin, SIPRI (Stockholm International Peace Research Institute) Policy Paper, No. 20.Anthony Reid. (2003). “Charismatic Queens of Southeast Asia”, History Today, June, 53, (6).B. J. Terwiel. (2005). Thailand’s Political History: From the Fall of Ayutthaya in 1767 to Recent Times, Bangkok: River Books.C. A. Seymour Sewell, (1969). “Notes on Some Old Siamese Guns”, In The Journal of the Siam Society, Vol. XV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint. (syf: 1-43).Chaiwat-Satha-Anand. (2006). “The Silence of The ullet Monument: Violence and Truth Management, Dusun-Nyor 1948 and Kru-Ze 2004”, In Critical Asian Studies, 38 (1), Roudledge.Chris Baker&Pasuk Phongpaichit. (2005). A History of Thailand, Cambridge: Cambridge University Press.Chusiri Chamoraman. (1988). “A Group of Thai Muslims Who Were Amongst the Earliest Settlers of Songkla”, In The Muslims of Thailand, Vol. 1, Historical and Cultural Studies, (eds.) Andrew D.W.Forbes, Centre for Southeast Asian Studies, Bihar (India):Soma Rkasan. (syf. 47-53).Clive S. Kessler. (1978). Islam and Politics in a Malay State: Kelantan 1838-1969, Ithaca: Cornel University Press.D.G.E. Hall, A History of Southeast Asia, 4. Baskı, Hampshire: MacMillan.

Dennis Walker. (1972). “Conflict Between The Thai and Islamic Cultures in Southern Thailand: 1948-197”, In Studies in Islam, Indian Institute of Islamic Studies, New Delhi.

Duncan McCargo. (2012). Mapping National Anxieties: Thailand’s Southern Conflict, NIAS-Nordic Institute of Asian Studies, Denmark, Printed in Tayland.

Duncan McCargo. (2009). Tearing Apart The Land: Islam and Legitimacy in Southern Thailand, Singapore: National University of Singapore Press.

Duncan McCargo. (2007). (eds.) “Preface”, In Rethinking Thailand’s Southern Violence,

Page 62: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

62

Singapore: NUS Press.

Edwin Wierina. (200).”Some Light on Ahmad al-Fatani’s Nur al-Mubin (“The Clear Light”), In Lost Times and Untold Tales From The Malay World, (eds.) Jan van der Putten&marry Kilcline Cody, Singapore: NUS Publication. (syf. 186-197).

H. Warington Smyth. (1999). Five Years in Siam (1891-1896), Vol. II, The Malay and Cambodian Peninsulas with Descriptions of Ruby Mines, Bangkok: White Lotus Press.Hasan Haji Mohammad Zen. (1992). “Peranan Bahasa Melayu dalam Pengajaran Islam di Selatan Thai”, In Jurnal Dewan Bahasa, Vol. 36, No. 7, Julai.Hasan Haji Mohd.Zen. (1981). Sumangan Pondok Pesantren Al-Ma’had Al-Islami Terhadap Kehidupan Keagamaan Masyarakat Desa atas Kuu-Mayo-Patani/Thailand,Master Thesis, Fakultas Tarbiyah, Institut Agama Islam Negeri al-Jami’ah Al-Islamiyah Al-Hukumiyah, Sunan Kalijaga, Yogyakarta.Hasan Madmarn. (2009). The Strategy of Islamic Education in Southern Thailand: The Kita Jawi and Islamic Heritage”, In The Journal of Sophia Asian Studies, No. 27. (pgs. 37-49).Hasan Madmarn. (1999). The Pondok&Madrasah in Patani, angi, Penerit Universiti Keangsaan Malaysia.John Anderson (1965), “Considerations on the Conquest of Quedah and Perak by the Siamese”, In Political and Commercial Considerations Relative to The Malayan Peninsula and the British Settlements in the Straits of Malacca 1824, Journal of the Malayan Branch of the Royal Asiatic Society, Vol. 35, Pt. 4, (No. 200), Singapore: MBRAS Malaysia Printers.Joseph Chinyong Liow. (2009). Islam, Education and Reform in Southern Thailand, Sin-gapore: ISEAS.

Ibrahem Narongraksakhet. (2008). “Educational Changes from 1960s to 2008 and Their Impacts Upon Educational Provision in Southern Border Provinces of Thailand”, First Malaysia-Thaliand Joint Educational Research Conference, 17-20 November, Ministry of Education Malaysia, Ministry of Education Thailand, Selangor Malaysia.

Ibrahim Syukri. (2002). Sejarah Kerajaan Melayu Patani, Bangi: Penerbit Universiti Ke-bangsaan Malaysia, s. 29-30.

Kobkua Suwannathat-Pian. (1988). Thai-Malay Relations: Traditional Intra-Regional Relations from the Seventeenth to the Early Twentieth Centuries, Singapore: Obford Uni-

Page 63: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

63

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

versity Press.

Kusuma Snitwongse. (2002). “Southeast Asia in 2001: A Paradigm in Transition?”, In Southeast Asian Affairs 2002, Singapore: ISEAS, (syf: 3-26)

Louis Golomb. (1985). An Anthropology of Curing in Multiethnic Thailand, Illinois Stud-ies in Anthropology, No. 15, Urbana: University of Illinois Press.

Margaret L. Koch. (1977). “Patani and The Development of A Thai State”, JMBRAS, Vol. 50, Part 2, No. 232. (69-89)

Mariya Johanna Futchs. (1970). A Comparative Study of Thai and Filipino Muslims, Master Thesis, Washington: The American University.

Michel Gilqun. (2005). The Muslims of Thailand, (Tr. Michael Smithies), Chiang Mai: Silkworm Books.

Michael Kelly Connors. (2003). Democracy and National Identity in Thailand, London: RoutledgeCurzon.

Mohd. Zameri A. Malek. (1993). Umat Islam Patani: Sejarah dan Politik, Shah Alam: Hizbi.

Moshe Yegar. (2009). Some Comparative Notes on Three Muslim Rexellion Movements in southeast Asia (urma, Thailand and the Philippines)” In Southeast Asia and the Middle East: Islam, Movement, and the Longeu Duree, (eds.) Eric tagliacozzo, Singapore: NUS Press.

Nidhi Eiosrivongs, Akom Pattiya, Kobkua Suvanthat-Pien, Nanthawan Poosawang. (1991). “Early Ayudhya: Foundation and Consolidation”, In Essays in Thai History, (eds.) Varunyupha Snidvongs, Southeast Asian Studies Program, Singapore: Institute of Southeast Asian Studies.

Nik Anuar Nik Mahmud&Mohd. Zameri A.Malek. (2007). Melayu Patani: Tamadun dan Sosio-Politik, KualaLumpur: Persatuan Sejarah Malaysia.

Patrick Jory. (2007). “From ‘Melayu Patani’ to ‘Thai Muslim’: The Spectr eof Ethnic Identity in Southern Thailand”, ARI Working Paper, No. 84, Singapore: Asia Research Institute.

Page 64: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

64

Robert L. Winzeler. (1964). “Traditional Islamic Schools in Kelantan”, JMRAS, Vol. 48, No.1, (92).

Scot Barmé. (1993). Luang Wichit Wathakan and the Creation of a Thai Identity, Social Issues in Southeast Asia, Signapore: ISEAS.

Snouck Hurgronje. (2007). Mekka in the Latter Part of the 19th Century, (Tr.: J. H. Monahan), Ledien: Brill.

“Some Notes upon the Development of the Commerce of Siam”, In The Journal of the Siam Society, Vol. BV, Nendeln/Liechtenstein: Kraus Reprint.Somsakdi Buto. (1987). “Introduction”, In Government and Politics of Thailand, (eds.) Somsakdi Buto, Singapore: Obford University Press.Srisak Vallibhotama, Pises Jiajanpongs, Dhida Saraya. (1991). ”Siam before the Fourteenth Century”, In Essays in Thai History, (eds.) Varunyupha Snidvongs, Southeast Asian Studies Program, Singapore: Institute of Southeast Asian Studies.Supara Janchitfah. (2003). Violence in The Mist: Reporting on the Presence on Pain in Southern Thailand, Bangkok: Kobfai Publishing Project.Suria Saniwa bin Wan Mahmood. (1999). “De-Radicalization of Minority Dissent: A Case Study of the Malay-Muslim Movement in Southern Thailand, 1980-1994”, In Sama-Sama:Facets of Ethnic Relations in Southeast Asia, Quezon City: University of the Phillippines.Surin Pitsuwan. (2006). “Keynote Address-The Cosmology of the Southern Conflict”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, (syf: 281-294).Syaikh Ali&Syaikh Davud al-Patani. (2011), Tarikh Patani, (Çev. Tengku Ismail Tengku Chik,Tengku Arifin Tengku Chik, Islamic Culture of Patani Foundation

The Straits Times, 24 March 1902, Monday, Microfilm reel NL287, Lee Kong Chian Reference Library.

The Straits Times, 11 December 1875, SHIPPING IN THE HARBOUR. Microfilm NL5045 [Lee Kong Chian Reference LibraryThe Straits Times, 17 November 1877, SHIPPING IN THE HARBOUR. The Straits Times, 16 June 1877, SHIPPING IN THE HARBOUR Microfilm NL5046.Thak Chaloemtiarana. (2007). Thaliand: The Politics of Despotic Paternalism, Southeast Asia Program, Ithaca: Cornel University.Thanet Aphornsuvan. (2007). Rebellion in Southern Thailand: Contending Histories,

Page 65: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

65

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

Washington: East-West Center Washington.

Thanet Aphornsuvan. (2006). “Nation-State and the Muslim Identity in the Southern Unrest and Violence”, In Understanding Conflict and Approaching Peace in Southern Thailand, (eds.) Imtiyaz Yusuf&Lars Peter Schmidt, Bangkok: Konrad Adenauer Stiftung, (syf: 92-128).

Thitinan Pongsudhirak. (2006). “Thaksin’s Political Zenith and Nadir”, In Southeast Asian Affairs 2006, (Eds.), Daljit Singh&Lorraine C. Salazar, Singapore: ISEAS, (s. 285-303)

Tome Pires, The Suma Oriental of Tome Pires: An Account of the East, From the Red Sea to Japan, Written in Malacca and India in 1512-1515, Vol. 1, New Delhi: Asian Educational Services.

Wan Mohd Shaghir Abdullah. (1995). “Khazanah Manuskrip Pusaka Syeikh Ahmad Al-Fatani”, Filologi Melayu, Jilid 4, Kuala Lumpur: Pespustakaan Negara Malaysia. (syf. 59-71).

Wayne A. Bougus. (1990). “Patani in the Beginning of the XVII Century”, Archipel, Volume 39.

Page 66: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> D

ÜN

YA B

ÜLT

EN

İ AR

TIR

MA

MA

SA

SI

66

Page 67: TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİmedia.dunyabulteni.net/file/2013/patani.pdfDÜBAM TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ Mehmet ÖZAY Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur

> 2

013

HA

ZİR

AN

67

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ <

> DÜBAM

> 2013 HAZİRANDÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI

Mehmet Özay

TARİHTEN GÜNÜMÜZE PATANİ

DÜBAM YayınlarıKüresel İletişim Merkezi

Barbaros Bulvarı, Balmumcu / BeşiktaşTel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22

www.dunyabulteni.net