taŞkÖprÜ abdalhasan kÖyÜ ve tÜrk devrİ mİmarİ eserlerİ · çok eser vermiú fakat büyük...

26
Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi 583-608 October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ * Esra YILDIZ Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Ankara. Özet “Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri” konulu çalışma köyde yer alan imaret, türbe, hamam ve yeni cami oluşmaktadır. Ayrıca bir köy gelişiminin nasıl geliştiği hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında arşiv kaynaklarından yararlanılarak eserler hakkında bilgi edinilmeye çalışılmıştır. Bir sanat tarihçi bakış açısından bilimsel araştırmanın gereği gibi üzerine eğilinmemiş olması nedeniyle hakkında günümüz yayınlarına sahip olmayan eserler için yapılan arşiv taraması büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi taranarak köy hakkında arşiv belgeleri ele geçirilmiştir. Gün ışığına kavuşturulmuş bu arşiv kaynaklarına dayanarak buradaki bilgiler doğrultusunda ve eserlerin plan, malzeme ve süsleme özellikleri göz önüne alınarak tarihlendirilmesi yapılmıştır. Bu yapılar plan, malzeme, süsleme, rölöve, fotoğraf v.b. gibi malzemeye dayanarak belgelenmiş ve karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Daha önce araştırılmamış bir konu niteliğindeki yapılar Erken Osmanlı Dönemi çerçevesinde incelenerek bunların Türk Sanatındaki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. TURKISH PERIOD MONUMENTS FROM TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN VILLAGE Summary The study on “Turkish Period Monuments From Taşköprü Abdalhasan Village” includes architectural types such as a soup kitchen (a kind of place where food is given to the public), a tomb, a bath and a mosque. Also, some information is given about the development of the village. At the first step of the study, the aim was to obtain information about the monuments with the help of archive sources. As it is important to use archive sources when an art historian has difficulty on getting a specific knowledge if there isn’t enough modern publications on that subject. At this step, archives such as “Başbakanlık Osmanlı Arşivi” and “Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi” were searched thoroughly and archive files of the village were obtained. One of the most important problems of soup kitchen, the bath and the tomb is the lack of epitaph about their construction. At the second step the monuments in Abdalhasan village were observed analyzed. After analyzing their features the tomb, the soup kitchen, the bath and the mosque were documented with the methodology of history of art. After the documentation with a type of an observation card features of these monuments were gathered and by the method of analogy they were related to each other. And at the third step with the helps of the knowledge on these archive sources besides depending on their plans, use of materials and their decorations the bath, the soup kitchen and the tomb were dated. The complex had never been a subject of a scientific research before so in this study, they were examined with in the frame of Early Ottoman Period. It was aimed to determine their places in the Turkish Art. * Tez çalışması Gazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi tarafından desteklenmiştir.

Upload: others

Post on 04-Sep-2019

12 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi 583-608

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ

ESERLERİ*

Esra YILDIZ

Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, Ankara.

Özet

“Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri” konulu çalışma köyde yer alan

imaret, türbe, hamam ve yeni cami oluşmaktadır. Ayrıca bir köy gelişiminin nasıl geliştiği

hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında arşiv kaynaklarından yararlanılarak

eserler hakkında bilgi edinilmeye çalışılmıştır. Bir sanat tarihçi bakış açısından bilimsel

araştırmanın gereği gibi üzerine eğilinmemiş olması nedeniyle hakkında günümüz yayınlarına

sahip olmayan eserler için yapılan arşiv taraması büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada

Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi taranarak köy hakkında arşiv

belgeleri ele geçirilmiştir. Gün ışığına kavuşturulmuş bu arşiv kaynaklarına dayanarak buradaki

bilgiler doğrultusunda ve eserlerin plan, malzeme ve süsleme özellikleri göz önüne alınarak

tarihlendirilmesi yapılmıştır. Bu yapılar plan, malzeme, süsleme, rölöve, fotoğraf v.b. gibi

malzemeye dayanarak belgelenmiş ve karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Daha önce

araştırılmamış bir konu niteliğindeki yapılar Erken Osmanlı Dönemi çerçevesinde incelenerek

bunların Türk Sanatındaki yeri belirlenmeye çalışılmıştır.

TURKISH PERIOD MONUMENTS FROM TAŞKÖPRÜ

ABDALHASAN VILLAGE

Summary

The study on “Turkish Period Monuments From Taşköprü Abdalhasan Village” includes

architectural types such as a soup kitchen (a kind of place where food is given to the public), a

tomb, a bath and a mosque. Also, some information is given about the development of the village.

At the first step of the study, the aim was to obtain information about the monuments with the help

of archive sources. As it is important to use archive sources when an art historian has difficulty

on getting a specific knowledge if there isn’t enough modern publications on that subject. At this

step, archives such as “Başbakanlık Osmanlı Arşivi” and “Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi”

were searched thoroughly and archive files of the village were obtained. One of the most

important problems of soup kitchen, the bath and the tomb is the lack of epitaph about their

construction. At the second step the monuments in Abdalhasan village were observed analyzed.

After analyzing their features the tomb, the soup kitchen, the bath and the mosque were

documented with the methodology of history of art. After the documentation with a type of an

observation card features of these monuments were gathered and by the method of analogy they

were related to each other. And at the third step with the helps of the knowledge on these archive

sources besides depending on their plans, use of materials and their decorations the bath, the

soup kitchen and the tomb were dated. The complex had never been a subject of a scientific

research before so in this study, they were examined with in the frame of Early Ottoman Period. It

was aimed to determine their places in the Turkish Art.

* Tez çalışması Gazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi tarafından desteklenmiştir.

Page 2: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

584 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Giriş

İstanbul, Bursa, Edirne gibi Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış

yerlerde büyük ölçülerde pek çok yapı inşa edilmiştir. Bu yapılar pek çok

araştırmacının araştırma ve incelemelerine konu olmuştur. Bunların yanı sıra taşra

şehirleri dediğimiz ikinci, üçüncü planda kalan şehirlerde de Osmanlı Devleti pek

çok eser vermiş fakat büyük şehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem

verilmemiştir. Oysa bu şehirlerde kendine özgü özellikleri bünyesinde barındıran,

araştırılmaya muhtaç pek çok yapı bulunmaktadır.

Araştırma konumuz olan “Abdalhasan Köyü Türk Devri Mimari Eserleri”

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde, Abdalhasan Köyü’nde yer almaktadır

(Fotoğraf:1-2).

Köye adını veren Abdal Hasan hakkında bugün pek fazla bilgiye sahip değiliz.

Yapılan literatür taraması sonucunda oldukça yetersiz sayılabilecek bilgilere

ulaşılmıştır. Kastamonu İl Kültür Müdürlüğü tarafından yayınlanan broşür

niteliğindeki kitapçıkta Abdal Hasan şu şekilde tanıtılmaktadır:

“Doğum yeri ve tarihine, nereli olduğuna ve nereden geldiğine

dair herhangi bir kayda raslanamamıştır. Dilden dile nakledilen

haberlere göre II. Bayezıt-ı Veli zamanında yaşadığı rivayet

edilmektedir. Ahmet Gökoğlu; Paflagonya adlı eserinin 299 cu

sahifesinde bu zât’ın türbesinden bahsederken eski tapu

kayıtlarının 554 nolu Defterinde H. 990/m.1582, 990 yılında

Köyün adının (TOTAŞ) olduğu, o zamanki Şeyhlerinin Muhammed

Veledi Dede ve Muzaffer Bin Seyfi Efendiler oldukları ve Sultan

Beyazıddan zaviye olarak nişanlı bulunduğunun kayıtlarına

raslandığını yazmıştır.”

“Abdal Hasan Hazretlerinin doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Fakat

yaşadığı asrın 15.nci asrın son ve 16.ncı asrın ilk zamanları olması icap eder. Çünki;

II. Bayezıd’ın (1481-1512) yılları arasında Saltanat sürdüğünü dindar ve mutasavvıf

bir kimse olduğunu herkes bilir. Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar Kastamonu

ve havalisi Beylikler arasında el değiştirmiş olduğuna göre buradaki hanım

Sultan’ın kızı olması mümkün değildir. Mutasavvıf bir kişiliğe sahip olan II.

Bayezıd’ın kızı ve Abdal Hasan Hazretlerinin de aynı asır evliyasından olması

kuvvetle muhtemeldir.”

Yine bir başka kaynakta; İlyas Kara’nın “Her Yönüyle Tarihten Günümüze

Kastamonu” adlı kitabında Abdal Hasan hakkında şu bilgiler yer almaktadır:

“Abdal Hasan Paşa’nın künyesi Seydi Ale Bin Seydi Mehmettir.

Candaroğulları devrinin büyük alimlerinden ve şöhretli

şeyhlerinden olan Seydi Ali takvasına ve ibadetine oldukça düşkün

bir kimse idi.”

Her iki kaynakta da Abdal Hasan’ın asıl isminin Muhammed Seydi olduğu

görülmektedir. Talat Mümtaz Yaman ise “Kastamonu Tarihi” adlı kitabında

Kastamonu Evkaf sicilindeki “kuyudi hakani”de Yıldırım Bayezıt zamanında

yapılmış bir zaviye ibaresinin geçtiğini belirtmektedir. Bu bilgilerin doğruluğu

tartışılabilirse de Abdal Hasan’ın 15. yy.ın sonu 16.yy. başlarında yaşayan

Page 3: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 585

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

evliyalardan biri olduğu, köyün isminin eskinden Tutaş1 olduğu ve daha sonra

Abdalhasan Köyü olarak değiştiği tahmin edilmektedir.

Abdal Hasan’ın -16. yy. evliyalarından biri olarak kabul etmenin dışında-

Kalenderiler zümresine mensup olduğu bilinmektedir2. Kalenderilik XI. yy.dan beri

İslam Dünyasındaki tasavvuf akımlarının en eskilerinden biri olarak dikkati

çekmektedir3. Yaşadığı toplumun düzenine karşı koyan, dünyaya değer vermeyen ve

bunu yaşam tarzı olarak kabul edip davranışlarla göstermeye kalenderiyye denmektedir.

Kalenderilik büyük ölçüde Hind mistisizminden etkilenmiş olarak kabul edilmektedir.

Üç beş kişilik gruplar halinde dolaşmak, yiyeceklerini dilenerek sağlamak, vücut ve

başlarındaki bütün tüyleri kazıtmak ve acayip kılıklarda dolaşmak Kalenderi

zümrelerinin ortak vasıfları arasında yer almaktadır4.

Abdal Hasan da bu zümreye dahil kişiler arasındadır. Abdal kelimesiyle başlayan

köylerle ilgili olarak Ahmet Yaşar Ocak şu ifadeleri kullanmaktadır5:

“Bütün bu köy isimleri, söz konusu köylerin ya tek başına bir

Kalenderi şeyhi, yahutta muhtelif Kalenderi zümreleri tarafından

kurulduklarını göstermektedir. Bu köylerin çoğu, ya buralardaki

Kalenderi zümrelerinin etrafında oluşmuş köylerdir, veya bir kısım

Kalenderi zümrelerinin, zamanla, sürekli seyahat etmekten şu veya bu

sebeple vazgeçmek, yahut bizzat Osmanlı merkezi yönetimi tarafından

iskana mecbur tutulmak suretiyle yerleştikleri köyler olmalıdır.”

Abdal Hasan Köyü de muhtemelen bu şekilde kurulmuştur. Yapılan zaviye etrafında

köy gelişmiş, daha sonra hamam ve Abdal Hasan’ın ölümü üzerine türbe inşa edilmiştir.

Osmanlı Mimarisinin erken dönemine örnek teşkil eden köydeki eserler bir külliye

olarak kabul ettiğimiz imaret-camii (zaviye), türbe, hamam, medrese ile 20.yy. başlarına

tarihlenen camiden oluşmaktadır. Medresesi günümüze gelememiştir. İmaretin

avlusunda medrese odalarının yer aldığı, medrese ile imaretin ortak avluyu paylaştığı

1 Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Temettü’at Defterlerinde yapılan incelemelerde Taşköprü ilçesine

bağlı Tutaş karyesinden bahsedilmektedir. T4833 / 4833 / 1260-61Taşköprü Kazası – Tutaş Divanı

Müslim ahalisinin emlak, arazi ve temettü’at defteri ( 20 sahife ). Yine başbakanlık devlet arşivi

yayını olan 438 numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530) yıllarına ait Bolu,

Kastamonu, Kengırı ve Koca-ili Livâlarını kapsayan dizinde Tutaş Karyesi olarak köyün ismi

geçmekte, Abdal Hasan Zaviyesinin evkafı ile Abdal Hasan mescidi vakfından söz

edilmektedir.1252 H. yılına ait Kastamonu Jurnal Defterinde “Abdal Hasan Tekkesi divanında”

tabiri geçmektedir. Bundan da 1837 yıllarında köyün isminin Abdal Hasan olarak değiştiği

anlaşılmaktadır. 2 Abdal Hasan’ın kalenderilik zümresine mensup olduğu Ahmet Yaşar Ocak’ın kalenderilik ile ilgili

kitabından anlaşılmakta fakat tarihi hakkında bir bilgi verilmemektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz:

Ahmet Yaşar Ocak., Osmanlı İmparatorluğu’nda Marjinal Sûfîlik: Kalenderiler (XIV-XVII.

Yüzyıllar), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1999, s.216 3 Ahmet Yaşar Ocak., Osmanlı İmparatorluğu’nda Marjinal Sûfîlik: Kalenderiler (XIV-XVII.

Yüzyıllar), Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1999, s.XXV. 4 Ahmet Yaşar Ocak., a.g.e., s.7, Osman Ergin., Türk Şehirlerinde İmaret Sistemi, İstanbul, 1939, s.

27. 5 Ahmet Yaşar Ocak., a.g.e., s.216.

Page 4: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

586 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

söylenmektedir1. İmaret, hamam ve türbe günümüze ulaşabilmiş yapılardandır. İmaret-

camii köyün tam merkezinde bulunmaktadır. Camii merkez olarak alındığında türbenin

cami ile aynı eksen üzerinde ve camiinin 50 m. kuzeyinde yer aldığı görülmektedir.

Külliyeye dahil bir başka yapı ise hamamdır. Hamamda yaklaşık olarak camiye 150 m.

uzaklıkta yer almaktadır. Hamam camii ile aynı eksende olmayıp camiinin

güneydoğusunda bulunmaktadır. 20. yy.a tarihlendirilen köyün yeni camisi ise imaret-

cami ve türbe ile aynı eksende olup imaretin yaklaşık 200 m. güneyinde yer almaktadır

(Çizim:1).

1. Abdalhasan Köyü İmareti (Zaviye)

a- Kitabe:

İnşa kitabesi yoktur. Bu yüzden tam tarihi bilinmemektedir. Fakat yapıda iki

kitabeden söz etmek mümkündür. Bunlardan biri avlu duvarında, üzerinde hadis yazılı

olan kitabedir:

“….İnkâtâa anhu amilihu illa min selasetin; min sadakatin cariyetin ev ilmu

yuntefeau bihi ev veledin salihinn”

“İnsanoğlu öldüğü zaman ondan üç şeyin (sevabı) kesilmez. (Bunlar) Kalıcı sadaka,

ona menfaat veren ilim ve salih bir çocuk”2

Bunun dışında ise avlu içinde bir başka kitabe daha bulunmaktadır. İki parçadan

oluşan kitabe kırık durumdadır. Oldukça aşınmış durumda olan kitabelerden sadece

1326 H. tarihi okunabilmektedir. Fakat bu kitabenin o yapıya mı ait olduğu veya başka

bir yapıdan mı oraya getirildiği bilinmemektedir.

b- Onarım:

Cami çeşitli tarihlerde çok sayıda onarım görmüştür. Başta kubbe olmak üzere pek

çok yeri yenilenmiş, duvarlar sıva ile kaplanmıştır. O gün kubbeli olan imaret kısmı

bugün düz ahşap tavanlı kırma çatıyla örtülüdür (Fotoğraf:3-4).

c- Planı ve mimari özellikleri:

Yapı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen mekânlı iki bölümden oluşmaktadır

(Çizim:2). Batıda yer alan kubbeli kısım camii, doğuda yer alan kısım ise aşevi olarak

kullanılmaktadır. Bugün cami olarak kullanılan batıdaki kubbeli kısım doğu-batı

doğrultulu dikdörtgen planlıdır. Kubbeyle örtülü kısım bir kemerle eyvanlı kısımdan

ayrılmaktadır. Kubbeye geçiş iki kademeli gibidir. İlki üç parçalı üçgen diğeri ise

kubbeyi boydan boya saran mukarnas dizisidir. Güneyine sonradan mihrap eklenmiştir.

Bu mekanın doğusunda iki eyvan yer almaktadır (Fotoğraf:7). Bunlardan kuzeydoğuda

olanında bir ocak nişi bulunmaktadır. Ocak nişinin her iki yanında ise simetrik olarak

yerleştirilmiş dikdörtgen küçük nişler vardır. Güneydoğudaki eyvanda ise diğer mekanla

bağlantıyı sağlayan bir kapı bulunmaktadır. Caminin güneyi ise simetrik olarak

yerleştirilmiş dikdörtgen iki pencere ile hareketlendirilmiştir. Batı duvarında ise tam

ortada dikdörtgen bir pencere daha bulunmaktadır. Giriş kapısı da caminin

1 V.G.M.A., Vakıf Eski Eser Fişi, 37.11.01 no’lu dosya. 2 Müslim., Riyazü’s-salihin, Vasiyet, 14. Bölüm.

Page 5: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 587

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

güneydoğusunda bulunmaktadır. Güneyde sonradan yapılmış olan mihrap kısmı düz

olup sadece belirtmek amacıyla etrafına bordür yapılmış ve dışa taşırılmıştır.

Güneydoğuda yer alan vaiz kürsüsü ile güneybatıda yer alan minber ahşap olup ikisi de

orijinal değildir. Ahşap minbere çıkış on iki basamaklı merdivenle sağlanmaktadır.

Caminin güney cephesinde üç sıra pencere dizisi dikkat çekmektedir. Bunlardan

üçüncü sırada ve en üstte olanı kasnakta yer almaktadır. Kasnaktaki bu pencereler doğu,

batı, kuzey ve güney olmak üzere her cephede bulunmaktadır. Dikdörtgen formlu bu

pencereler yuvarlak kemerli olup alçı şebekelidir. Alt sırada çökertmeli yuvarlak

kemerli, dikdörtgen formlu iki adet pencere ile onun doğusunda basık kemerli giriş

kapısı açıklığı vardır. Alt sıradaki pencerelerin üstünde alçı şebekeli yuvarlak kemerli

dikdörtgen bir pencere bulunmaktadır.

Kuzey cephesinde iki sıra pencere dizisi bulunmaktadır. Bunlardan üstteki kasnakta

yer alan penceredir. Diğeri ise cephenin ortasında üstte saçakların hemen altında

bulunmaktadır ve yuvarlak kemerli olup alçı şebekelidir.

Batı cephesinde üç sıra pencere dizisi olmakla birlikte güney cepheden farklı olarak

alt sırada yer alan pencere adeti bir tanedir. Yapının doğu cephesi yan mekanla

birleşmiştir.

Yapının doğuda yer alan diğer mekanı bugün düz ahşap tavanlı ve kırma çatıyla

örtülü olan imaret kısmıdır. Bu mekan doğu-batı doğrultusunda enine dikdörtgen

planlıdır (Çizim:2). Yapının doğusunda ocak nişi yer almaktadır. Bu ocağın her iki

yanında simetrik olarak yerleştirilmiş bugün dolap olarak kullanılan nişler

bulunmaktadır. İmaretin kuzeyinde yine dolap nişi olarak kullanılan iki niş ile

kuzeybatısındaki sivri kemerli sağır bir niş dikkat çekmektedir. Yapının batı duvarında

diğer mekana geçişi sağlayan kapı bulunmaktadır. Güneydeki duvarda simetrik olarak

yerleştirilmiş iki dikdörtgen pencere vardır. Güneybatıda ise imarete giriş kapısı yer

almaktadır.

İmaretin güney cephesinde iki sıra pencere dizisi dikkat çekmektedir. Alt sırada yer

alan çökertmeli sivri kemerli dikdörtgen formlu iki pencereye rastlanmaktadır. Bu

pencerelerin ortasında, üstte dıştan içe doğru genişleyen mazgal pencereler yer

almaktadır. Güneybatıda ise basık kemerli imarete giriş açıklığı bulunmaktadır. Kuzey

cephe ise en üstte güney cephedeki mazgal pencereyle aynı hizada bulunan yine dıştan

içe doğru genişleyen mazgal bir pencere ile hareketlendirilmiştir. Doğu cephesinde üstte

simetrik olarak yerleştirilmiş, diğer cephelerde olduğu gibi dıştan içe doğru genişleyen

iki mazgal pencere vardır.

İmaret ve caminin güney tarafında bulunan avlunun etrafı duvarla çevrilidir.

Avlunun ortasında ise altı sütun üzerine oturan piramidal külahla örtülü bir şadırvan

bulunmaktadır. Şadırvanın orijinal hali onikigen bir havuz ve ortada bulunan fıskiye

kısmından oluşmaktaydı. Daha sonra üzeri örtülmüştür. Havuz kısmının kenarlarına, bir

kenarı atlanmak suretiyle altı adet musluk yerleştirilmiştir. Mermerden yapılmıştır.

Süsleme açısından oldukça sade bir eserdir. Bununla birlikte XVI. yüzyılın önemli

süslemelerinden olan burma lülelerin bu şadırvanda da yer alması önem taşımaktadır.

XV. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen1 şadırvanın kısmen onarıldığı şadırvanda

1 Ahmet Gökoğlu, Paflagonya Gayri Menkul Eski Eserleri ve Arkeolojisi, Kastamonu, 1952, s.299.

Page 6: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

588 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

mevcut çeşitli musluk delikleri izlerinden anlaşılmaktadır. XVI .yüzyıl eserlerinden

Afyon Alaca Hamamı kadınlar kısmı soyunma yerindeki şadırvan ile yine aynı yüzyıla

tarihlenen Tokat Ali Paşa Camii şadırvanı ile benzerlikler göstermektedir1.

Yapı cami olarak kullanılmaya başlandıktan sonra güneydoğu köşesine ikinci katın

üzerinde yükselen bir minare yapılmıştır. Üst katın yıkılması üzerine daha sonra

güneybatı köşeye minare eklenmiştir. Bugün güneybatıda yer alan bu minare çokgen

kaideli silindirik gövdelidir.

d- Süsleme:

Yapıda çeşitli süslemeler bulunmaktadır. Bunlardan biri cami kısmında olup alt

sıradaki pencerelerin üstünden başlayarak eyvanlar hariç yapıyı çepeçevre kuşatan

palmet dizisidir.

Caminin içinde yer alan başka bir süsleme ise iki eyvanın arasında yer alan geyik

figürüdür (Fotoğraf:9). Bugün zeminin ahşapla kaplanması sonucunda iyice aşağıda

kalmıştır. Ayakta, profilden verilen bu figürün üzerinde tamamlanmamış olduğu

düşünülen bir motif göze çarpmaktadır. Geyik figürünün pek çok yapıda görüldüğü bir

gerçektir. Bunlardan en önemlisi Tokat Niksar Çöreğibüyük Tekkesi (14. yüzyıl)2

portalinde yer alan geyik figürüdür. Kavsaranın üzerinde ön ayaklarını kıvırıp oturmuş

ve başını geriye doğru çevirmiş olan Niksar’daki bu geyik figürü oldukça belirgin bir

yere yapılmış olmasına rağmen Abdalhasan Köyü’nde yer alan geyik figürü eskiden

imaret olarak kullanılan bugünkü camide doğudaki eyvanların arsında zemine yakın

yerde yapılmıştır. Ayakta işlenmiş olan geyik figürü profilden verilmiştir. Tarikat

simgesi olarak bilinen3 geyiklerin hem Niksar’daki yapıda hem de Abdalhasan

Köyü’ndeki imarette aynı amaçla yapıldığı tahmin edilmektedir.

Yapının giriş kapısı ayrı bir süsleme unsurudur (Fotoğraf:10-11). Oyma tekniğiyle

yapılan kapının her iki kanadı da üç ayrı tabladan oluşur. Bu tablalar kayıt ve serenle

çerçevelenmiştir. Her tabla da ayrı süslemeler bulunur. Her iki üst tablada da merkezde

oniki kollu yıldızların sonsuza uzamasıyla oluşan grift bir süsleme vardır. Kapının sağ

alt tablası tamamlanmamıştır. Alt tablaların da aynı yapılması düşünülmüş, fakat biri

tamamlanamamıştır. Tamamlanmış olan kısım da tablayı bir zencerek motifi çevirir. Bu

motifin içinde altıgen bir motif yer alır. Bu altıgenin içinde ise merkezde beş kollu

yıldız olmak üzere onun etrafında gelişen geometrik süslemeler söz konusudur. Orta

tablaların her iki kanadı da aynı şekilde süslenmiştir. Her sırada ikişer tane olmak üzere

beş sırada toplam on adet sekizgen vardır. Bunlar iç içe geçmiş durumdadır. Bu

sekizgenlerin her birinin içinde ise iki üçgenin üst üste oturmasıyla oluşan altı kollu

yıldız (mühr-ü süleyman)4 motifi bulunmaktadır. En altta yer alan sekizgenlerin içinde

ise iç içe geçmiş çiçekler bulunmaktadır. Bu haliyle kapı çok grift bir düzene sahiptir.

1 Yılmaz Önge., Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Su Yapıları, Türk Tarih

Kurum, Ankara, 1997, s.89. 2 Halit Çal., Niksar’da Türk Eserleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1989,s.60. 3 Halit Çal., Niksar’da Türk Eserleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1989, s.63, Selçuk

Mülayim., “Anadolu’da Hayvan Üslubunun Bir Örneği”, Folklor ve Etnoğrafya Araştırmaları,

İstanbul, 1984, s. 338. 4 Sadi Bayram., “Mühr-ü Süleyman ve Türk Kültüründeki Yeri”, Sanat Tarihinde İkonografik

Araştırmalar, Güner İnal’a Armağan, Ankara, 1993, s.61-66.

Page 7: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 589

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

e- Malzeme:

Cami ve imaret bitişik olup ikisi de moloz ve düzgün taş ile inşa edilmiştir.

Köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Kubbe tuğla olup üzeri kurşunla

kaplanmıştır. Pek çok defa onarım görmüş olan yapının yakın tarihlerdeki onarımlarında

yapıya tuğla malzeme eklendiği görülmektedir.

f- Tarihlendirme:

Yapının inşa kitabesi, vakfiyesi veya tamir kitabesi yoktur. Elimizdeki tek belge

Vakıflar Genel Müdürlüğü eski eser fişlerinde yazılı olan 990 H. tarihidir. Bu tarih

miladi 1582 yılına tekabül etmektedir. Bu yıllarda ise Osmanlı Devleti’nin başında III.

Murat’ın olduğu görülmektedir. Oysaki Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde devir

olarak II. Bayezid’in adı geçmektedir1. Bu açıdan Vakıfların eski eser fişinde yazılı

tarihin doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Başbakanlık Osmanlı

Arşivlerinde yapılan incelemelerde Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri’nde (1530)

Abdalhasan Köyü zaviyesinin ve adının geçtiği zaten bu tarihlerde yapının

bulunduğunun göstergesidir. Dolayısıyla yapıyı tarihlendirebilmek için malzeme,

süsleme ve mimari özelliklerini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Yapıyı tarihlemekte bize yardımcı olan ve orijinalliğini yitirmeyen tek unsur giriş

kapısıdır. Kastamonu Kasabaköy Mahmut Bey Cami(1366)2 mihrap köşeliğinde, Bursa

Yeşil Cami (1419)3 kuzeydoğu tabhane odası ocağının doğu tarafındaki büyük nişin

güney duvarının süslemesi, yine Bursa Yeşil Caminin hünkar mahfili batı oda alçı

süsleme pano yüzey kompozisyonu, Ankara Hacı İvaz Cami mihrap alınlığı yan pano ve

mihrabının köşelik süslemesi Kastamonu Honsalar Cami(1407-15. yüzyıl başı)4

mihrabı ikinci kenar bordüründe kapıyla benzeşen motifler bulunmaktadır. Bunun yanı

sıra en önemli benzerlik Kastamonu Küre Akşemsettin Caminin(15.yüzyıl)5 giriş

kapısıdır (Fotoğraf:12). Abdalhasan Köyü İmaretiyle birebir benzeşen bu motif ve

yapının inşa tarihinin çok erken olması da yapınin tarihlendirmesini öne çekmemizi

sağlamaktadır. Gerek yukarıda verilen örnekler gerekse yapıların 1350-1450 yılları

arasına tarihlenmesi 1582 yılına tarihlenen imaretin erken tarihlerde yapılmış olduğunu

göstermekle birlikte kesin bir tarih vermenin güç olduğu da bilinmektedir. Aynı

zamanda caminin avlusunda yer alan şadırvanın XV. yüzyıla tarihlendirilmesi6 dikkat

1 V.G.M.A., Vakıf Eski Eser Fişi, 37.11.01 no’lu dosya. 2 Fazıl Çifci, Kastamonu Camileri-Türbeler, ve Diğer Tarihi Eserleri, Ankara 2000, s.105. 3 Ekrem Hakki Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Çelebi Sultan ve II. Sultan Murad Devri, C:II,

İstanbul, 1989, s. 50. 4 Fazıl Çifci, Kastamonu Camileri-Türbeler, ve Diğer Tarihi Eserleri, Ankara 2000, s.100’de

caminin tarihi 15. yüzyıl başı olarak verilmektedir. Kastamonu Tapu Tahrir Defterlerine göre cami

1407 tarihlidir. Bkz: Ayşe Tosunoğlu., Tapu Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kastamonu

Sancağı, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul,

1993, s. 392. 5 E.H.Ayverdi camiye ait bir vakfiye bulduğunu, bu vakfiyenin yazıldığı dönemde de caminin inşa

edilmiş olduğunu yazmaktadır. Vakfiye 1466 yılına ait olduğuna göre caminin de bu tarihten önce

yapıldığı söylenmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: E. H. Ayverdi., Osmanlı Mimarisinde Fatih

Devri, C:IV, İstanbul, 1989, s. 808-810. 6 Yılmaz Önge., Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Su Yapıları, TTK Yayınları,

Ankara 1997, s. 89.

Page 8: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

590 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

çeken bir diğer unsurdur. Bu şadırvanda yer alan süslemelerin XVI. yüzyıl yapılarıyla

benzerlik gösterdiği de bilinmektedir. Yukarıdaki örneklerin üsleme unsurları, mimari

ve plan özellikleri göz önünde bulundurularak 15. yy.’a tarihlemenin doğru olacağı

düşünülmektedir. Aynı zamanda Tapu Tahrir Defterlerine göre 1487 yılında köyde bir

caminin varlığından söz edilmesi1, 16. yy.daki Vakıf Tahrir Defterlerinde Abdalhasan

Zaviyesi’nin adının geçmesi yapıyı 15. yy. sonlarına da tarihlendirmesine imkan

vermektedir.

2- Abdal Hasan Türbesi

a- Kitabe (Tamir)

Feth-î bâb et gir içeri,

Kıl namazı et tazarru,

Rabbine eyle niyâzı 12442

b- Onarım:

Türbe pek çok defa onarılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinden alınan

bilgilere göre türbenin ilk yapılış zamanında kubbeli olduğu3 daha sonra kubbenin

yıkılarak yerine düz ahşap tavan yapıldığı ve kırma çatıyla örtüldüğü anlaşılmaktadır.

Bugün türbenin doğusuna bir giriş mekânı yapılmıştır4. İç giriş mekanın kapısının

solunda 25x25 cm. boyutlarında bir tamir kitabesi de bulunmaktadır. Bu kitabede yer

alan tarihe göre türbe 1828 yılında tamir edilmiştir. Bunun dışında Vakıflar Genel

Müdürlüğü Arşivindeki Vakıf Eski Eser Fişinde 1966 ve 1971 yılında olmak üzere iki

defa tamir edildiği anlaşılmaktadır5.

c- Planı ve Mimari Özellikleri:

Türbe kareye yakın düzgün olmayan dikdörtgen planlıdır (Çizim:3). Köşelerinde

kaymalar vardır. Üstü düz ahşap tavanlı, kırma çatıyla örtülüdür6. Yapının doğu

tarafında sonradan ilave edilmiş dikdörtgen ahşap bir giriş ünitesi bulunur

(Fotoğraf:15). Bu giriş kısmıyla birlikte bütün yapı kırma çatıyla örtülmüştür. Türbenin

giriş kapısı doğu eksende yer almaktadır.

1 Ayşe Tosunoğlu., Tapu Tahrir Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Kastamonu Sancağı, İstanbul

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, 1993, s.346, ayrıca

BOA basımı olan Muhasebe defterinde Abdal Hasan Mescidi ibaresinin geçmesi bu savı doğrular

niteliktedir. 2 Anonim., Taşköprü İlçesi Abdalhasan Köyü, İl Kültür Müdürlüğü, Kastamonu, 1997, s.9. 3 V.G.M.A., Vakıf Eski Eser Fişi, 37.11.01 no’lu dosya. 4 1966 tarihli Vakıf Fişi’nde türbe kare planlı olarak tasvir edilmiş, giriş ünitesinden

bahsedilmemiştir. Türbenin onarımına 1966 yılında karar verildiği göz önüne alındığında giriş

ünitesinin bu tarihte eklenmiş olma ihtimali yüksektir. 5 V.G.M.A., Vakıf Eski Eser Fişi, 37.11.01 no’lu dosya. 6 İlyas Kara a.g.e.’de türbenin üstünün açık olduğundan bahsetmektedir. 1997’de yayınlanan kitapta

türbeyi ne zaman gördüğü belirtilmese de büyük olasılıkla başka bir türbeden bahsettiği

düşünülmektedir. İlyas Kara., a.g.e., s. 308.VGMA’da türbenin üst örtüsünün eskiden kubbeli

olduğu ve restore sırasında kırma çatıyla örtüldüğü anlaşılmaktadır.

Page 9: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 591

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

Türbenin güney cephesinde dıştan içe, doğu cephesinde içten dışa genişleyen toplam

iki penceresi bulunmaktadır. Güneyde yer alan penceresinin tavan kısmında üzerinde

kandil ve servi motifinin bulunduğu bir mezar taşı ve kitabe parçasının kullanılması ilgi

çekicidir. Batısında ise ufak bir niş yer almaktadır. Bu niş tahminimizce kitap koymak

için yapılmıştır.

Yapıya sonradan eklenmiş olan doğudaki ahşap mekan kuzey-güney doğrultulu

dikdörtgen planda olup giriş kapısı yine doğuda yer almaktadır. Bu mekanın doğu

cephesinde ise üç bölümlü ahşap kafesli pencereler bulunmaktadır.

Türbenin içinde iki tane ahşap sanduka vardır1. Bunlardan kuzeyde yer alan

sandukanın Abdal Hasan’a güneyde pencere dibinde yer alan sandukanın ise Dilsiz

Sultan2’a ait olduğu söylenmektedir

3. Bu sandukalar direkt toprak zemine oturmaktadır

(Fotoğraf:17).

Kareye yakın dikdörtgen plana sahip olan türbenin kuzey ve batı cepheleri aynı

özelliklere sahiptir. Her iki cephede de herhangi bir pencere veya giriş açıklığı

bulunmamaktadır. Güney cephe diğer cephelere göre farklılıklar göstermektedir.

Orijinal tek pencerenin bu cephede olduğu düşünülmektedir. Cephenin tam ortasında

içten dışa doğru genişleyen bir pencere bulunmaktadır (Fotoğraf:14). Türbenin giriş

cephesi doğu cephesidir. Bu cephenin tam ortasında türbeye giriş ahşap kapısı yer

almaktadır. Kapının kuzeyinde dikdörtgen -belki de tamir sırasında açılan- bir pencere

bulunmaktadır. Bu pencerenin hemen yanında güney tarafta sivri kemerli bir niş vardır.

Mum koymak için yapıldığı düşünülen bu nişin tamir sırasında yapılmış olması

muhtemeldir. Pek çok defa onarım gören yapının 1966 tamiri sırasında doğusuna ahşap

bir giriş ünitesi eklenmiştir.

Dışarıda ise türbenin dört bir yanını çeviren bir hazire vardır (Fotoğraf:13). Türbe ve

hazirenin etrafı bir duvarla çevrilidir. Hazirede eski ve yeni olmak üzere pek çok mezar

taşı bulunmaktadır. Eski mezar taşlarının çoğu bugün ya kırılmış ya toprağa gömülmüş

ya da tahrip olmuştur. Ulaşabildiğimiz 10 mezar taşında bulunan yazıların bir kısmı

1 Talat Mümtaz Yaman Kastamonu tarihi adlı eserinde türbeden bahsederken içeride bir tane

sanduka olduğunu yazmaktadır. Bkz: T.M. Yaman., Kastamonu Tarihi, s.145. 2 Rivayete göre II. Bayezıt’ın bir kız çocuğu olmuş, 20 yaşına kadar hiç konuşmamış, II. Bayezıt

kızının bu rahatsızlığına bir çare bulmak için her tarafa başvurmuş, en sonunda kendisine

evliyadan olan Abdal Hasan tavsiye edilmiş. Sultan Bayezıt adamlarıyla Dilsiz Sultanı Abdal

Hasan Hazretlerine göndermiş. Padişahın adamları köye yaklaşırken Abdal Hasan da yakınlarıyla

onları karşılamış ve kızım konuş demiş. Dilsiz Sultan’da “İnsanın selameti dilini tutmasında,

muhafaza etmesindedir” deyip konuşmaya başlamış. Daha sonra babası tarafından geri çağrılsada

dönmemiş ve bu köyde kalmış. Daha sonra bu Dilsiz Sultan’ın ölümü üzerine babası köye bir türbe

yaptırmış ve mevcut olan medrese, tekke ve hamamı yeniden inşa ettirerek vakf etmiş. Abdal Hasan

ölünce bu türbeye gömülmüştür. İncelemeler sonucunda II. Bayezıt’ın Aynışah Sultan, Ayşe Sultan,

Fatma Sultan, Gevherimülûk Sultan, Hatice Sultan, Hundi Sultan, Hüma Sultan, İlaldı Sultan,

Kamer Sultan, Selçuk Sultan, Şah Sultan ve Sultanzade Sultan olmak üzere toplam oniki kızı olduğu

görülmekte ve Dilsiz Sultan ismine rastlanmamaktadır. Her ne kadar padişah kızlarının isimlerini

tespit etmek güçte olsa bugüne kadar yapılmış incelemelerde en azından hayatı açısından benzerlik

taşıyan biri görülmemektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: M. Çağatay Uluçay., Padişahların Kadınları

ve Kızları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1992, s. 24-29. 3 İlyas Kara’nın Her Yönüyle Tarihten Günümüze Kastamonu adlı kitabına göre türbedeki

mezarlardan biri Candaroğulları hükümdarı İsfendiyar Bey’in zevcesi Tatlu Hatun’a aittir.

Page 10: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

592 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

aşınmadan dolayı yok olduğundan kısmen okunabilmektedir. Saptadığımız bu 10 mezar

taşından üçü mermer, yedi tanesi ise taştır. Tarihler ise hicri 1250-1318 yılları arasında

değişmektedir. Bu tarihler miladi olarak 1834-1900 yıllarına tekabül etmektedir.

d- Malzeme:

Türbenin duvarları moloz taş ve tuğladan oluşan düzgün olmayan bir almaşık

sistemle yapılmıştır. Güney ve doğu cephelerindeki pencerelerin üst ve altlarında üçer

sıra tuğla dizileri görülmektedir. Köşelerinde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Türbenin

doğusundaki sonradan eklenen giriş ünitesinde de ahşap malzeme kullanılmıştır.

Malzemesi moloz taş ve tuğla olan yapıda görülen almaşık sistem erken dönemi

hatırlatmaktadır1. Güney cephede pencerenin üstünde, altında ve ortasında üç tuğla

sırası şeklinde devam eden sistem diğer cephelerde düzgün olmayan bir sistemde aynı

tarzda devam etmektedir. Pek çok defa onarım gören yapı bugün içten sıvayla

kaplanmış, sıvalar ise yer yer dökülmüştür.

Yapıda dikkat çeken diğer bir husus da devşirme malzemedir. Gerek türbe, gerekse

diğer yapılarda oldukça fazla görülen devşirme malzeme ve köyde yer alan sütun ile

başlıkları eski zamanlarda buralarda Roma-Bizans yaşantısı olduğunun göstergesidir2.

e- Süsleme:

Türbede yer alan tek süsleme içteki giriş kapısının kuzeyinde üstte yer almaktadır.

Bu süslemenin üzerinde servi ağacı, çarkıfelek, ibriğin yanısıra türbenin onarım tarihi

de bulunmaktadır (Fotoğraf: 20). Ortada servi ağacı, bir yanında ibrik ve ibriğin içinden

çıkan çiçek dalları veyahut fıskiye, diğer yanında ise çarkıfelek motifi3, onun altında ise

H. 1244 tarihi yer almaktadır. Bugün üzeri yağlıboya ile boyanmıştır. Türk Sanatı’nda

kendine oldukça fazla yer bulan bu motifler tarihlendirme bölümünde ele alınacaktır.

f- Tarihlendirme

Yapının inşa kitabesi bulunmamaktadır. Tamir kitabesi ise giriş kapısının üstünde

kuzeyde yer almaktadır (Fotoğraf:19). Bu kitabeye göre türbe H.1244, M.1828 yılında

tamir görmüştür.

1 Almaşık duvar sistemi Osmanlı Mimarisinin erken dönemlerinde yoğun olarak karşımıza çıkmakta

ve tuğla ile taşın ölçülerine göre farklılıklar göstermektedir. Türbenin onarım görmesinden dolayı

almaşık sisteminin orijinalliğini koruyup korumadığı tam olarak bilinmemekle birlikte üç sıra tuğla

bir sıra moloz taş dizisi dikkat çekmektedir. Afife Batur, Osmanlı Mimarisinde Almaşık Duvar

Üzerine adlı makalesinde almaşık duvara sahip yapılar incelendiğinde çoğunun orijinalliğini

yitirdiğini ve yeniden inşa edildiğini belirtmektedir. Pek çok yapının günümüze kadar defalarca

onarım geçirdiği bir gerçektir. Fakat orijinalliğini koruyup korumadığı bilinmemektedir. Ayrıntılı

bilgi için bkz: Afife Batur., “Osmanlı Mimarisinde Almaşık Duvar Üzerine”, Anadolu Sanat

Araştırmaları, sayı:2, 1970, s. 139. 2 Kastamonu’nun Taşköprü İlçesinin eski adının Pompeipolis olduğu ve Romalıların yaşadığını

gösteren pek çok kalıntıya sahip olduğu bilinmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Ahmet Gökoğlu.,

Paflagonya, Kastamonu., 1952. 3 Köy halkı arasında dolaşan rivayete göre burada yer alan servi ağacı öteki dünyayı, ibrikten çıkan

fıskiye cenneti, çarkıfelek motifi bu dünyayı temsil etmektedir.

Page 11: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 593

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

Tarihlendirmeye katkı sağlayacak en önemli unsur köye adını veren Abdal Hasan’ın

yaşadığı dönemdir. Türbede iki sanduka yer almaktadır. Bunlardan birinin Abdal Hasan,

diğerinin Dilsiz Sultan’a ait olduğu söylenmektedir. II. Beyazıt’ın kızı olduğu öne

sürülen Dilsiz Sultan’ın ölümü üzerine babası tarafından buraya bir türbe yaptırılmış.

Dolayısıyla türbenin tarihi II. Beyazıt’ın yaşamış olduğu 1500’lü yıllara

tarihlenmektedir. Fakat yapılan incelemelerde II. Beyazıt’ın Dilsiz Sultan adında bir kızı

olmadığı anlaşılmaktadır1. Bir çok defa tamir görmüş, orijinalliğini yitirmiş olmasına

rağmen cephe düzenlemesi, almaşık duvar sistemi yapının en erken 15. yy. sonu-16.

yy. başına tarihlenmesi açısından önem taşımaktadır. Yapının plan özelliklerini dikkate

aldığımızda ilk inşa tarihinde kubbeli olması, cephe düzenlemeleri, almaşık sistemin

düzgün olmayan bir sıraya sahip olması yapının 15. yy.ın sonu 16. yy.ın başına

tarihlendirmesini doğrular niteliktedir.

3. Abdalhasan Köyü Hamamı

a- Kitabe: -

b- Onarım:

Şahsa ait olan hamam2 bugün terkedilmiş durumda olup depo olarak

kullanılmaktadır. Kısmen harap olmuştur. Yapı 19663 yılında Vakıflar Genel

Müdürlüğü tarafından tescil edilmiş, onarılmamıştır. 1977 yılında hamamın sıcaklık

kısmı restore edilmiş, soyunma odasının restorasyon projesine göre inşa edilmesine;

döşeme, sıva, boya ve badana işlerinin yapılmasına, kubbe deliklerine fanus

konulmasına karar verilmiştir4. Bugün yapı onarılmış haldedir, yerler mermerle

kaplanmıştır. Fakat onarımdan sonra kendi haline terkedilmiştir.

c- Planı ve mimari özellikleri:

Caminin güneydoğusunda ve yaklaşık olarak 150 m. uzaklığında yer alır. Moloz

taşla inşa edilmiştir. Semavi Eyice’nin hamam tipolojisinden “ortası kubbeli, enine

sıcaklıklı, çift halvetli” plan grubuna girer5 (Çizim:4). Buna göre hamamdaki 1

numaralı mekan yani kuzey-güney doğrultulu enine sıcaklık kısmının ortası

kubbeyle örtülmüştür. Kubbeye geçiş pandantifle sağlanmaktadır. Kuzey ve güney

kısmında sivri kemerle ayrılan eyvan kısımları beşik tonozla örtülüdür. Bu eyvanlar

birer seki üzerinde yükselmektedir (Fotoğraf:24). Kuzeyde yer alan eyvanda bir

kurna bulunmaktadır. Ortadaki kubbeli mekanın doğu ve batısında nişler vardır.

Doğuda yer alan nişlerin kuzeydeki büyük sivri kemerli olup güneyde yer alanı

daha küçüktür. Batıda yer alan niş ise 1 numaralı kısımdan 2 ve 3 numaralı kısma

geçiş kapılarının arasında yer alan duvarda bulunmaktadır. 1 numaralı kısımdan bu

kısma birer kapı ile açılan 2 ve 3 numaralı halvet hücrelerine geçilmektedir. 2

1 M. Çağatay Uluçay., Padişahların Kadınları ve Kızları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,

1992, s. 24-29. 2 Kime ait olduğunu bilmediğimiz hamamın şahsa ait olduğu Vakıf Eski Eser Fişi, 37.11.01/1 no’lu

dosyada yazmaktadır. 3 V.G.M.A., Vakıf Eski Eser Fişi, 37.11.01/1 no’lu dosya. 4 V.G.M.A.,Abide ve Eski Eser Onarım Fişi, 37.11.01/1 no’lu dosya. 5 Semavi Eyice, İznik’de “Büyük Hamam” ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme,

Tarih Dergisi, 11/15, 1960, s.112.

Page 12: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

594 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

numaralı halvete geçiş yuvarlak kemerli kapıyla sağlanmaktadır. Ilıklık olarak

kullanıldığı tahmin edilen bu halvet hücresi kare planlıdır ve kubbeyle örtülüdür.

Kubbeye geçiş üç parçalı üçgenle sağlanmaktadır. 1 numaralı kısımdan 3 numaralı

kısma geçiş ise yine yuvarlak kemerli bir kapı ile olmaktadır. Diğer halvet

hücresinden daha büyük olan bu kısımda kare planlı olup kubbeyle örtülüdür.

Kubbeye geçiş üç dilimli yelpaze trompla sağlanmaktadır (Fotoğraf:25-27).

Halvetin kuzey ve batısında birer kurna yer almaktadır. Kuzeydeki kurnanın

arkasında, su deposundaki suyu kontrol etmek amacıyla bir kapının olduğu fakat

daha sonra buranın küçültülerek pencereye dönüştüğü tahmin edilmek tedir. 4

numaralı mekan su deposudur. Doğu-batı doğrultulu enine dikdörtgen bu kısım

beşik tonozla örtülüdür. Ortada su kazanının oturtulduğu bir havuz vardır. Bu

mekanın doğusunda yer alan 5 numaralı kare planlı bölümün ise tahliye borusunun

yer aldığı kısım olduğu düşünülmektedir. Bu mekanın doğusunda giriş kapısı vardır.

4 ve 5 numaralı bölümlerin kuzeyindeki doğu-batı doğrultulu enine dikdörtgen

planlı 6 numaralı kısım cephede yer alan ekleme izlerinden de anlaşıldığı gibi

yapıya sonradan eklenmiştir. Üzeri düz betonla örtülü olan kısmın odunluk olması

muhtemeldir. Kuzeydoğusunda dışarıya açılan bir kapısı bulunmaktadır. Hamamın

güneyindeki 7 numaralı mekan ise giriş ünitesidir. V.G.M.A.’daki 1966 yılına ait

fotoğraflarda bu ünitenin yer almadığı görülmektedir. Bu kısım düzgün olmayan

dikdörtgen planlı olup güney cephesinde kayma vardır. Üstü düz ahşap tavanlı olup

kırma çatıyla örtülüdür. Bu mekanın güney ve doğusunda sekiler bulunur. Girişi

batı cepheden olup giriş kapısı, üstünde ve güneyinde birer tane olmak üzere iki

pencere ile hareketlendirilmiştir.

Giriş ünitesinin içinde hamamın esas girişi olan kapı açıklığı vardır. Yuvarlak

kemerli bu açıklığın etrafı bugün ahşap çıtalarla çerçevelenmiştir. Hamamın doğu

cephesinde tıraşlık veya tuvalet olarak tahmin edilen kısım bulunur. Buraya giriş

yuvarlak kemerli kapıyla sağlanmaktadır. Bir diğer kapı ise hamamın kuzeyindeki

odunluğa giriş kapısıdır.

Üst örtü sistemi olan kubbelerin her birinde ise üçlü aydınlatma açıklıkları

bulunmaktadır.

Hamamın sonradan eklenen kısımları hariç olmak suretiyle bütün cephelerini

boydan boya dolaşan tek sıra halindeki tuğla saçak kornişlerine cami-imarette de

rastlanılmaktadır.

d- Malzeme:

Moloz taşla inşa edilmiştir. Daha sonra yapının kuzey ve güney kısmına beton

malzemeden giriş ve odunluk üniteleri eklenmiş, üstleri de moloz taşla kaplanmıştır.

Kirpi saçaklarda ise tuğla malzeme dikkati çeker.

e- Süsleme:

Yapıdaki tek süsleme hamamın halvet kısmında yer alan kubbeye geçiş

elemanlarıdır. Yelpazeli veya üç dilimli tromp olarak adlandırdığımız ve erken

dönemlerde rastladığımız bu tür geçişlere Kastamonu başta olmak üzere pek çok yerde

rastlamak mümkündür.

Page 13: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 595

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

f- Tarihlendirme:

Hamamın inşa veya tamir kitabesi yoktur. Vakıf kayıtlarında yaptığımız

incelemelerde vakfiyesine de rastlanılmamıştır. Vakıf kayıtları eski eser fişinde ise 16.

yüzyıl olarak tarihlenen hamamın imaret-camii ile aynı tarihte yapıldığı tahmin

edilmektedir.

Yapının en önemli tarihlendirmeye yardımcı olacak unsuru kubbeye geçiş

sistemleridir. Yapılan incelemelerde erken dönem örneklerinde görülen ve geç dönem

mimarisinde kullanılmayan bu geçiş sistemi özellikle Kastamonu yapılarında oldukça

fazla karşımıza çıkmaktadır. Dilimli veya yelpazeli tromp olarak adlandırabileceğimiz

bu geçiş sisteminin aynı özelliklere sahip örneğini Kastamonu’nun Kasabaköy’ünde yer

alan hamamlarda1 görmekteyiz. Kasabaköy’de Ilısu hamamları olarak bilinen üç hamam

bulunmaktadır. Bunlardan biri çifte hamam olup 1366 tarihlidir2. Bu hamamın geçiş

sistemleri Abdalhasan Hamamı ile benzerlik göstermektedir. Diğer iki hamam çifte

hamama nazaran daha küçük ölçülerde yapılmıştır. Geçiş sistemleri bire bir Abdalhasan

Hamamı ile benzerlik göstermektedir. Yapım tarihleri kesin olarak bilinmese de aynı

dönemlerde yapıldığı tahmin edilmektedir. Yine Kastamonu’da yer alan İsmail Bey

Külliyesine dahil İsmail Bey Türbesi3 geçiş sistemi hamam geçiş sistemiyle benzerlik

göstermektedir. Yelpaze tromplu 9 dilimli bu geçiş sistemi de tarihlendirme açısından

önemlidir. 1460 yıllarında yapılan türbenin hamamla aynı tarihlerde yapılmış olma

ihtimali bulunmaktadır. Bu geçiş sisteminin kullanıldığı yapılar en erken 14. yüzyıl en

geç ise 15. yüzyıl aralarında görülmektedir. Bu bakımdan yapının inşa tarihini daha

gerilere götürmek mümkün olduğu gibi 15. yüzyıldan fazla ileriye götürmek de

mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla hamamın imaretle aynı tarihlerde yapıldığını

kabul ederek yapının 14. yüzyıl sonu ile 15. yüzyıl ortalarına kadar götürmek

mümkündür.

4. Abdalhasan Köyü Cami

a- Kitabe:

Yapının giriş kapısının üzerinde hadis yazılı bir kitabe yer almaktadır:

“Kalen nebiyyü aleyhisselam idamat el insan

İnkata’a anhu illa amele müzemmir cerimine selese

sadakatı alem yunfetuhu el veledi salih”

Bunun dışında yapı içersindeki levhalarda 1321 tarihi görülmektedir.

“İnnel el hasenat yuzhebin lisyab 1321”

1321 H. tarihi miladi 1903 yılına karşılık gelmektedir. Yapının içinde daha erken

tarihli herhangi bir levha ya da kitabe bulunmaması, caminin plan ve yapı malzemeleri

1. Ayrıntı için bkz: Fazıl Çifci., Kastamonu, Camileri-Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler, Ankara

2000, s.284-5. 2 Candaroğulları’ndan Mahmut Bey tarafından yaptırılmış olan hamam için ayrıntılı bilgi için bkz:

Fazıl Çifci., a.g.e. s.285. 3 Türbe Candaroğulları Emiri İsmail Bey tarafından ölümünden önce 1460 yıllarında yapılmıştır.

Bulgaristan’da öldüğü için orada gömülü olan İsmail Bey’in türbesi bugün makam türbesidir.

Page 14: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

596 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

ile cephe düzenlemeleri dikkate alındığında yapının 100 yıllık olduğu söylenebilinir,

dolayısıyla içeride yer alan levhada yazılı 1903 M. tarihi büyük ihtimalle yapının gerçek

inşa tarihidir, aynı zamanda köyde yaşayan kişilerden alınan bilgiler de bu ihtimali

güçlendirmektedir.

Vakıflara ait olan caminin baraj altında kalma tehlikesine karşı 1983 yılında

taşınmasına karar verilmiş1, daha sonra yapı ibadete kapanmıştır.

b- Onarım:

Caminin, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi kayıtlarında onarımına ilişkin herhangi

bir bilgiye rastlanılmamıştır. Ancak cami incelendiğinde yapının büyük ölçüde elden

geçtiği, duvarlarının boyandığı ve yakın bir tarihte yapıya son cemaat yeri eklendiği ve

bu tarihlerde de caminin onarım gördüğü tahmin edilmektedir.

c- Planı ve mimari özellikleri:

Külliyeye dahil olmayan bu cami boyuna dikdörtgen planlı, düz ahşap tavanlı ve

kırma çatı ile örtülüdür (Çizim:5). Malzeme farkı ve birleşme yerinden de anlaşıldığına

göre yakın bir tarihte yapının kuzeyine son cemaat yeri eklenmiştir (Fotoğraf:30).

Harim kısmı boyuna dikdörtgen planlıdır. Güneyde yarım daire niş şeklinde ve sivri

kemerli bir görünüşe sahip olan mihrabın üzerinde herhangi bir süsleme unsuru

bulunmamaktadır (Fotoğraf:32).

Harimin güneydoğu köşesinde iki basamakla çıkış sağlanan bir vaiz kürsüsü,

güneybatısında ise on basamakla çıkış sağlanan minber yer almaktadır. Güney

duvarında mihrap kısmı hariç vaiz kürsüsünden minbere kadar uzanan bir seki vardır.

Harimin kuzey kısmında sonradan eklenmiş ahşap bir mahfil bulunmaktadır. Mahfil

ikisi ortada ikisi ise duvara dayalı olmak üzere dört ahşap direkle taşınır. Mahfile çıkış,

harimin kuzeydoğu köşesindeki on bir basamaklı merdivenle sağlanmaktadır. Caminin

kuzeyinde sonradan ilave edilmiş bir son cemaat yeri vardır. Bu mekanın doğu ve

batısında ahşap parmaklıklarla birbirinden ayrılan birer seki bulunur. Ortada yer alan

koridor kısmı ise harime girişle son cemaat yerini birbirine bağlayan konumdadır. Son

cemaat yerine giriş kapısı ile harime giriş kapısı aynı hizadadır.

Cami doğu, batı ve güney duvarlarında simetrik olarak yerleştirilmiş mazgal

pencereler ile aydınlanmaktadır. Güney duvar, mihrabın her iki yanında birer tane

olmak üzere dıştan içe doğru genişleyen toplam iki; batı ve doğu duvarlar ise aynı

hizada bulunan ve yine dıştan içe doğru genişleyen üçer tane olmak üzere toplam altı

pencere ile hareketlendirilmiştir. Camiye giriş kapısı kuzeyde mihrap ile aynı eksende

yer almaktadır. Son cemaat yerinde ise düzgün olmayan bir sistem görülmektedir. Buna

göre doğu cephesinde iki, batı cephesinde bir toplam üç dikdörtgen pencere yer

almaktadır.

Son cemaat yerinin kuzeyinde eksende tam ortada giriş kapısı onun üzerinde ise

simetrik olarak yerleştirilen dikdörtgen iki pencere yer almaktadır. Güney cephesinde

1 Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın

İstanbul’da yaptığı 8.9.1983 tarihindeki 357 no’lu toplantıda caminin baraj altında kalacağından

taşınmasına karar verilmiştir. Bugün hala aynı yerde olan cami sadece ibadete kapanmış

durumundadır.

Page 15: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 597

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

ise yine simetrik olarak yerleştirilen iki dikdörtgen pencere bulunmaktadır. Doğu

cephesinde harime ait olan üç tane simetrik dikdörtgen pencere ile son cemaat yerine

dahil altta ve üste ikişer tane olmak üzere dikdörtgen formlu 4 pencere vardır. Batı

cephesinde doğu cephesindeki gibi üç pencere ile son cemaat yerinde altta bir, onun

üstünde iki olmak üzere toplam üç pencere bulunmaktadır.

d. Süsleme: -

e. Malzeme:

Cami moloz taş ve tuğla ile inşa edilmiş, köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır.

Tuğlalar üç sıra olmak üzere pencerelerin alt hizalarından başlayarak kuzey cephesi ve

sonradan eklenen son cemaat yeri hariç yapıyı kuşatmaktadır. Caminin kuzeyine

eklenen son cemaat yeri; tuğlaların yatay, dikey, çapraz yerleştirilmesi ve araya ahşap

hatıllar atılması suretiyle hımış tekniğiyle yapılmıştır. Caminin tavanı ise düz ahşaptır.

f- Tarihlendirme:

Caminin inşa ve tamir kitabesi bulunmamaktadır. V.G.M.A.’da tarihiye ilgili bir

bilgiye rastlanılmamıştır. Caminin harime giriş kapısının üzerinde bir kitabe yer

almaktadır. Yukarıda verilen bu kitabe bir hadis olup tarihi ile ilgili bilgi

vermemektedir. Caminin içinde yer alan çeşitli levhalar vardır. Bunlardan bir tanesinde

1321 H. tarihi göze çarpmaktadır. Bu tarih miladi 1903 yılına denk gelmektedir.

Caminin planı dikkate alındığında geç dönem izleri taşıdığı görülmektedir. Süsleme

olarak herhangi bir öğenin yapı içinde olmaması da tarihlendirme yapmamıza fırsat

vermemektedir. Köy halkı sakinlerinden öğrenildiğine göre en çok 100 yıllık bir tarihe

sahiptir. Dolayısıyla yapıda yer alan levhadaki tarihlerin gerçek olma ihtimali

bulunmaktadır. Bundan dolayı yapının büyük olasılıkla 1903 yıllarında inşa edildiği

düşünülmektedir. Baraj altında kalma ihtimali dolayısıyla yapının 1983 yılında Vakıflar

tarafından taşınmasına karar verilmiştir. Bugün aynı yerinde olan cami sadece ibadete

kapatılmıştır.

Sonuç

Bu araştırmanın konusu “Kastamonu Taşköprü Abdalhasan Köyü Türk Devri

Eserleri” olarak belirlenmiştir. Burada öncelikle Başbakanlık Osmanlı Arşivinde

bulunan Mühimme Defterleri, Temmettuat Defterleri, Yıldız Tasnifi, Muhasebe

Defterleri, Kastamonu Jurnal Defterleri incelenmiş ve köy hakkında bir tarama

yapılarak bu yöre ile ilgili bilgiler bulmaya çalışılmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır.

Bu bilgiler ışığında; Abdalhasan Köyü bir kalender dervişi olan Abdal Hasan

tarafından kurulmuştur. Köyün kurulmasıyla birlikte buraya devlet tarafından bir külliye

inşa ettirilmiştir. Bilindiği gibi Osmanlı döneminde halkın müslümanlaşması ve bir

teşkilat altında toplanmasında en büyük etkenlerden biri de tarikatlardır. Bu sebeple

Osmanlı yönetimi bu kişilere ve tarikatlara gereken önemi vererek onlara vakıflar

vermiştir. İşte bu sebeplerden dolayı köye imaret (zaviye), cami (mescid), hamam,

medrese yapılmıştır. Bu eserlerden cami veya mescid ile medrese günümüze

ulaşamamıştır. Ayrıca vakfa gelir getirmesi için devlet tarafından toprak verilmiş, bu

topraktan alınan vergiler ile hamamdan sağlanan gelirlerle geçimlerini sağlamışlardır.

Page 16: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

598 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Arşiv kaynaklarına dayanarak eski adı Tutaş olduğu anlaşılan köyün adının 1836-

1837 yıllarına ait Kastamonu Jurnal Defterinde Abdalhasan olarak değiştiği

görülmektedir. Abdal Hasan’ın ölümünden sonra köye türbe yapılarak yıllardan beri o

şekilde anılan köyün adının değişmesi de doğal bir sonuç olmalıdır.

Köye kurulan bu külliye ile köy bir gelişim sürecine girmiş, zaviye merkez kabul

edilerek köy, bu külliye çevresinde kümelenen evlerle yeni bir doku kazanmış, köy

değişim göstermeye başlamıştır.

Bugün köyde külliyeye kapsamındaki yapılardan cami ve medresenin de yıkıldığı

görülürken yapılar ile ilgili bir ize rastlanılmamaktadır. Yalnız tarikat simgesi olarak

kabul edilen ve imarette figürlü bir kabartmasına rastladığımızın geyiğe hala saygı

duyulduğu gerek türbe gerekse bazı Kastamonu evlerinde asılan geyik boynuzlarından

anlaşılmaktadır.

Köyün gelişimine katkıda bulunan bu taşınmaz kültür varlıklarının belgelenme

işlemleri tamamlanıp dökümü yanısıra plan, malzeme ve süsleme açısından

değerlendirmesi yapılmıştır. Bu veri tabanlarına dayanarak yapıların Erken Osmanlı

Mimarisi dönemine ait olduğu ileri sürülmüştür.

Mimari bağlamda imarette görülen cephe düzenlemeleri, mazgal pencereler, türbede

görülen almaşık sistem, hamamdaki geçiş sistemi ve kirpi saçaklar erken döneme

tarihlenme sebeplerinden bir kaçıdır.

Süsleme unsurları açısından ele alındığında ise palmet motifinin yoğun olarak erken

dönemlerde karşılaşılması, imaret kapısı ahşap kanatlarının benzer örneklerinin

genellikle 15. yüzyıl ortalarına ve sonlarına tarihlendirilmiş olması bu yapıların erken

dönem mimarisi içinde yer almasının nedenleri arasındadır.

Sonuç olarak bu eserler belli bir sistematikle sanat tarihi disiplininin gerektirdiği

biçimde hiç araştırılmamış bir konu olmasına karşın gösterdiği karakteristik özelliklerle

literatürde yer alması için çaba harcanmıştır.

Page 17: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 599

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

EKLER

Foto 1. Abdalhasan Köyünün genel

görünüşü

Foto 2. Abdalhasan Köyünden genel bir

görünüm

Foto 3. İmaret-camii (zaviye) Foto 4. İmaretin doğu cephesi

Foto 5. İmaretin kuzey cephesi Foto 6 İmaret-camiinin içinden bir

görünüm

Page 18: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

600 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Foto 7. Caminin doğu duvarı Foto 8. İmaretin içinden bir görünüm

Foto 9. Caminin içindeki geyik figürü Foto 11. Kapının süslemesinden detay

Foto 10. Caminin giriş kapısı Foto 12. Küre Akşemsettin Camii’nin

hareme giriş kapısı

Page 19: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 601

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

Foto 13. Abdal Hasan Türbesi ve

haziresinin uzaktan görünümü

Foto 14. Türbenin güneybatısından bir

görünüm

Foto 15. Doğuda yer alan ahşap giriş ünitesi Foto 16. Türbenin doğu cephesi ve giriş

kapısı

Foto 17. Türbenin içinden bir görünüm Foto 18. Türbenin içinden bir görünüm

Page 20: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

602 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Foto 19. Türbenin tamir kitabesi Foto 20. Türbedeki süslemelerden detay

Foto 21. Abdalhasan Köyü Hamamı Foto 22. Hamamdan bir görünüm

Foto 23. Hamamın sıcaklık bölümü Foto 24. Sıcaklık kısmından bir görünüm

Page 21: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 603

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

Foto 25. Halvetin içinden bir görünüm Foto 26. Halvetten bir görünüm

Foto 27. Halvetin geçiş sistemi Foto 28. Kastamonu İsmail Bey Türbesi

kubbeye geçiş

Foto 29. Yeni Camii’nin kuzey cephesi Foto 30. Caminin batı cephesinden bir

görünüş

Page 22: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

604 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Foto 31. Yapının doğu cephesi Foto 32. Caminin içinden bir görünüş

Çizim 1. Köyün Vaziyet Planı (V.G.M.A.’dan işlenerek)

Page 23: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 605

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

Çizim 2. İmaret-Caminin Planı

Page 24: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

606 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Çizim 3. Türbenin Planı

Page 25: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

Taşköprü Abdalhasan Köyü ve Türk Devri Mimari Eserleri 607

October 2005 Vol:13 No:2 Kastamonu Education Journal

Çizim 4. Hamamın Planı

Page 26: TAŞKÖPRÜ ABDALHASAN KÖYÜ VE TÜRK DEVRİ MİMARİ ESERLERİ · çok eser vermiú fakat büyük úehirlerdeki gibi bu yapılara gereken önem verilmemiútir. Oysa bu úehirlerde

608 Esra YILDIZ

Ekim 2005 Cilt:13 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi

Çizim 5. Yeni Camii’nin Planı