t c stanbul Ün vers tes sosyal b l mler enst tÜsÜ para, … · 2016-09-28 · Özet. Ülkelerin...

39
T C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PARA, SERMAYE PİYASASI ve FİNANSAL KURUMLAR ANABİLİM DALI ENFLASYONUN YOL AÇTIĞI EKONOMİK İSTİKRARSIZLIK ve ENFLASYON HEDEFLEMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME İlhan ÇİFTÇİ 2501040687 Danışman: Dr Masum TÜRKER Aralık 2004 İstanbul

Upload: others

Post on 26-Dec-2019

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

T C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PARA, SERMAYE PİYASASI ve FİNANSAL KURUMLAR ANABİLİM DALI

ENFLASYONUN YOL AÇTIĞI EKONOMİK İSTİKRARSIZLIK ve ENFLASYON HEDEFLEMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İlhan ÇİFTÇİ

2501040687

Danışman: Dr Masum TÜRKER

Aralık 2004 İstanbul

Page 2: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

ENFLASYONUN YOL AÇTIĞI EKONOMİK İSTİKRARSIZLIK ve ENFLASYON HEDEFLEMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………. 02 ÖZET…...…………………………………………………………………………….… 04 1.ENFLASYON NEDİR………………………………………………............................. 05 2.ENFLASYONUN SÜREKLİ HALE GELMESİ ve EKONOMİK AKTÖRLERE ETKİSİ……………………………………………………………………..…………… 08

2.1 Enflasyon Faizİlişkisi………….…………………………………………… 08 2.2 Enflasyon DöviKuruİlişkisi..………………………………………………….08 2.3 EnflasyonİstihdamArasındakiİlişki……………………………………...… 12 2.4DövizkuruFaizİlişkisi……...………………………………………………... 14

3-FİYAT İSTİKRARI TANIMI ve İSTİKRARSIZLIĞIN ETKİLERİ …………….... 15 4-TÜRKİYE’DE FİYAT İSTİKRARSIZLIĞININ OLUMSUZ SONUÇLARI……….. 16 5- EKONOMİK İSTİKRAR PROGRAMLARI………………………………………… 17

5.1Döviz Kuru Hedeflemesi………………………………………………………17

5.2Nominal GSYİH Hedeflemesi……………………………………………… 19 5.3Enflasyon Hedeflemesi…………………………………………………. ….. 20 6-ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN ÖNKOŞULLARI…………………………….. 20 6.1 Merkez Bankasının Bağımsızlığı………………………………………….21 6.1.1 Merkez Bankasının Politik Bağımsızlık Göstergeleri…………….. 21 6.1.2 Merkez Bankasının Ekonomik Bağımsızlık Göstergeleri……….....22 6.2 Tek Hedefin Enflasyon Olarak Belirlenmesi…………………………….23 6.3 Fiyat Endeksi Seçimi…………………………………………………… ..23 6.4 Hedefleme Döneminin Süresi…………………………………………….23 6.5 Bant Genişliği…………………………………………………………......24 6.6 Optimal Oran…………………………………………………………… ..24 6.7 Hesap Verebilirlik……………………………………………………… ..25 6.8 Esneklik…………………………………………………………………...25 6.9 Güvenilirlik……………………………………………………………. ...25 7-ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN AVANTAJLARI ve DEZAVANTAJLARI…... 26 7.1 Avantajları………………………………………………………………... 26 7.2 Dezavantajları…………………………………………………………….. 26 8. GELİŞMİŞ ve GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ……………………………………….…27 9. TÜRKİYEDE ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ…..…..29 10.EKLER………………………………………………………………………………….36

2

Page 3: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

10.1 ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN ÜLKELERE GÖRE UYGULANIŞ BİÇİMLERİ

36

10.2 10.2 EK 2 :TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI’NIN PARA POLİTİKASINA İLİŞKİN BASIN DUYURUSU 20/12/2004…………………………….. 37

10.2.1 Neden ‘Örtük’ Enflasyon Hedeflemesi……………………………………...37 10.2.2Bir Sonraki Adım: Açık Enflasyon Hedeflemes…………………………….. 38

11.KAYNAKÇA……………………………...……………………………………………. 39

3

Page 4: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

ÖZET

Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış olması ekonomide tüm değişkenlerin etkili ve etkin çalışmasına yol açar. Fiyat istikrarının sağlanamadığı ülkelerde ise ekonominin çarkı istenilen verimlilikte işlemez. Bu nedenle bu ülkeler içi ve dış şoklara her zaman açık hale gelir. Ekonomik yapının sağlam temellere oturmasını sağlamak amacıyla fiyat istikrarını sağlamanın şart olduğunun farkına varan ekonomik ve siyasal çevreler bu hedeflerine ulaşmak amacıyla değişik zamanlarda değişik çalışmalarla değişik uygulamalar üzerinde durmuştur.

Enflasyon hedeflemesi de fiyat istikrarını sağlamak amacıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin özellikle 1990’dan sonra uygulamaya koyduğu bir hedeflerden biridir. ABSTRACT

Ensurance of price stability which is crucial in the growth and development of countries leads all variables of the economy to perform in an effective and efficient way . İn such countries which lack price stability, circle of the doesn’t work in a productive way. Thus, these countries always become more and more open for internal and external shocks. Political and economic environments, who realized that price stability is conditional in order to settle economic structure to a strong bases, have concerned with different implements,in different times with different studies. Inflation targeting is one of the targets that developing countries have implemented especially after the 90’s has been developed to insure price stability

4

Page 5: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

1. ENFLASYON NEDİR?

‘Bir toplumun mevcut temellerini altüst etmenin, o toplumun parasının değerini bozmaktan, daha ince bir şekli yoktur’ John Maynard Keynes

Enflasyonu kısaca mal ve hizmet fiyatlarındaki sürekli artış olarak tanımlayabiliriz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken ve genellikle karışıklığa sebep olan bir husus söz konusudur. Bu husus mal ve hizmetlerin fiyatının artışının sürekli olup olmamasıdır. Bir malın fiyatında ortaya çıkan artışa ‘fiyat artışı’ denir. Fiyatlar genel seviyesinde sürekli artış ise ‘enflasyon’dur.

Enflasyon hesabı yapılırken ekonomik aktörler yani üretici ve tüketiciler baz alınır. Üreticiler açısından bakıldığında, üretim için gerekli olan mal ve hizmetlerin artışında meydana gelen artış ‘üretici enflasyonu’dur. Aynı şekilde, tüketiciler açısından bakıldığındaysa tüketim mallarını almak amacıyla yapılan harcamaların bir önceki döneme göre artmasına da ‘tüketici enflasyonu’ denir.

TÜFE: Tüketici tarafından satın alınan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki

değişiklikleri ölçer. TEFE: Ekonomik üretim sürecinde yer alan maddelerin fiyatlarındaki

değişiklikleri toptancı aşamasında ölçer. 1 Enflasyonun düşmesi;fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirlerin

yükselmesi demek değil, fiyatların daha az artması, alım gücünün daha az azalması ve neticede istikrar ve refah demektir.2

ÜNSAL’a göre (fiili) enflasyon genel fiyat düzeyinde meydana gelen (P) sürekli artış

demektir ve enflasyon haddi (π) ile ölçülür. Enflasyon haddi, genel fiyat düzeyinde cari dönemde meydana gelen artış ile önceki dönem genel fiyat düzeyi arasındaki oranın 100 ile çarpımına eşittir.

(P – ( P-1)) P-1

*100π =

Enflasyon haddi, genel fiyat düzeyinde belirli dönemde (ay, yıl) meydana gelen yüzde

artış haddini ifade eder. Örneğin bir ülkede 1993, 1994 ve 1995 yıllarında genel fiyat düzeyi sırasıyla 120, 126, 130 ise, 1994 ve 95 yılı enflasyon hadleri sırasıyla {(126-120) / 120*100 = % 5} ve {(130 – 126) / 126 * 100 = % 3,1}‘dir. Genel fiyat düzeyi 1994, 1995 yıllarında sırasıyla % 5 ve % 3,1 oranında artmıştır. Bu örnekten de açıkça anlaşılmış olacağı gibi, enflasyon haddinin düşmesi -dezenflasyon (disinflation) ile genel fiyat düzeyinin yükselmesi

1 TCMB enflasyon el kitapçığı 2 TCMB enflasyon el kitapçığı

5

Page 6: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

arasında bazen ileri sürüldüğünün tersine bir çelişki yoktur: Enflasyon haddinin düşmesi genel fiyat düzeyinin düşmesi değil genel fiyat düzeyinin artış haddinin düşmesini içerir.3

İktisatçılar enflasyon tanımında yer alan genel fiyat düzeyi kavramını ve dolayısıyla da

enflasyon haddini, fiyat endeksi (price index, PI) ile ölçerler.

Fiyat endeksi, belirli bir mal sepetinin cari fiyatıyla aynı sepetin temel bir yıl fiyatı arasındaki oranın 100 ile çarpımına eşittir.

Belirli Bir Sepetin Cari Yıldaki Fiyatı X 100 Fiyat Endeksi, PI =

Aynı Sepetin Temel Yıldaki Fiyatı Örneğin sadece buğday ve ekmek üreten hayali bir ekonomide 1 kg buğdayın ve 1 adet

ekmeğin fiyatı temel yıl olduğu varsayılan 1990 yılında sırasıyla 2 TL ve 3 TL iken 1995 (cari) yılında sırasıyla 3,5 TL 4,25 TL olmuş ise, örneğin 30 adet ekmek ve 10 kg buğdaydan oluşan bir sepet ile 1995 yılı fiyat endeksi 147,7’dir4

( 10 kg x 3,5 TL) + ( 30 adet x 4,25 TL ) x 100 = 147,7 Fiyat Endeksi 1995 =

( 10 kg x 2 TL) + ( 30 adet x 3 TL ) Yukarıdaki 2 mallı bir ekonomi için düşünülen basit örneğe bakarak enflasyonun, fiyat

artışının ve enflasyon hesaplamasında kullanılan mal sepetinin ne anlama geldiğine dair sonuçlar çıkarmamız mümkündür.

Enflasyon fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan bir artışken, fiyat artışı bir veya birkaç malın fiyatında meydana gelen artıştır.

Enflasyon hesaplamasında kullanılan mal sepeti ekonomide kullanımı en yaygın olan mal ve hizmetlerden seçilir. Sepetteki mal ve hizmetler kullanım sıklıklarına göre belirli bir katsayıya göre ağırlıklandırılır. Sepetteki mal ve hizmet sayısı ülkemizde 400 adet civarındadır ve bu sayı DİE’nin araştırmalarına göre belirlenmiştir.

Her ay ve yıl DİE tarafından açıklanan enflasyon oranı fiyatlar genel düzeyindeki artışı yani mal ve hizmetlerin kullanım sıklıklarına göre ağırlıklandırılan mal sepetindeki mal ve hizmetlerin genelinin fiyatlarında meydana gelen artışı ifade eder. Enflasyonun bir önceki döneme göre artması mal sepetinde fiyatı düşen ve yükselen mal ve hizmetlerin olabileceği gerçeğini gizlemez .5

3 Enflasyonun tam tersi bir olgu olan genel fiyat seviyesindeki bir düşmeye, deflasyon ( deflation) denir. Negatif enflasyon demek olan deflasyon, deflasyon haddi ile ölçülür. Örneğin bir ekonomide 1995 yılında 130 olan genel fiyat düzeyi 1996 yılında 124 düzeyine inmiş ise, 1996 yılı deflasyon haddi{(124 – 130) / 130 * 100 = % 4,6} olarak hesaplanır: genel fiyat düzeyi 1996 yılında % 4,6 düşmüştür. 4 ÜNSAL M. Erdal; Makro İktisat Kitabı; Enflasyonun Ölçülmesi; 4. baskı; s: 57 5 insanlar arasında enflasyonun düşme eğiliminde olmasına rağmen ve bazı mal ve hizmetlerin fiyatlarında meydana gelen artış eğiliminin devam etmesi bu ayrımın yapılamamasındandır.

6

Page 7: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Türkiye’de enflasyonun yüksek seyri yıllardır çözülemeyen bir problem olmuş ve ekonomik istikrarsızlığın ana nedeni olmuştur. Enflasyonun tahribatının etkisinin büyüklüğünü ve diğer ekonomik aktörler üzerinde etkisinin boyutlarını incelemeden önce Türkiye’de 1987 – 2004 yılları arasında enflasyonun tüketici ve üretici bazında ne kadar arttığına ilişkin tablo ve grafiği incelemekte yarar vardır.

TÜFE TEFE YILLIK % DEĞİŞİM

TARİH TÜFE

% TEFE

% 01.01.1987 30,34 16,0101.01.1988 59,63 55,8801.01.1989 74,33 63,5701.01.1990 66,11 60,9101.01.1991 64,28 57,6801.01.1992 78,76 70,9901.01.1993 62,79 50,4301.01.1994 67,99 57,8601.01.1995 139,18 151,9101.01.1996 78,11 53,2301.01.1997 70,7 96,9401.01.1998 101,14 91,6701.01.1999 62,24 35,2601.01.2000 61,21 117,501.01.2001 35,59 21,6401.01.2002 77,79 101,7101.01.2003 25,7 38,5601.01.2004 16,69 3,69

Tüfe&Tefe Yıllık Değişim

020406080

100120140160

01.0

1.19

87

01.0

1.19

89

01.0

1.19

91

01.0

1.19

93

01.0

1.19

95

01.0

1.19

97

01.0

1.19

99

01.0

1.20

01

01.0

1.20

03

%

020406080100120140160

%

TÜFE % TEFE %

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü

Yukarıdaki tablo ve grafik Türkiye’de enflasyon oranının tüketici ve üretici açısından

birbirine yakın ve yüksek bir seyir izlediğini göstermektedir.Tüketici açısından 1987–2004

7

Page 8: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

yılları arasında enflasyonun ortalama değeri 65,14 % iken üretici açısından bu değer 63,64 % olmuştur.

Yüksek seyreden enflasyonun -sürekli hale gelmesi- ekonomideki diğer birimlere

etkisi hangi yönde olmuş ve bu değişkenler enflasyon artışından ne şekilde etkilenmiştir? 2. ENFLASYONUN SÜREKİ HALE GELMESİ VE DİĞER EKONOMİK AKTÖRLERE ETKİSİ 2.1.Enflasyon Faiz İlişkisi Enflasyonun yüksek seyri ve bu seyrin istikrar kazanması faiz oranlarının da yüksek

seviyelerde oluşmasına yol açar. Çünkü enflasyonun yüksek olduğu dönemler fiyat değişikliklerinin de kontrol edilmesinin çok zor olduğu dönemlerdir. Böyle bir ortamda yatırımcıların maliyet ve kar hesabı yapmaları zorlaşır.Bu yüzden yatırımcı kendini garantiye almak ister ve riskten korunmak için yüksek bir getiri talep eder,dolayısıyla reel faizler yükselir. Reel faizlerin yükselmesi borçlanmanın maliyetini arttırarak üreticinin kredi taleplerini kısıtlar ve yatırımı engelleyen bir unsur olarak ortaya çıkar.

Ülkemiz şartlarında ise enflasyonun yüksek oluşuna ek olarak bir de borçlarımızın

geri ödenme zorunluluğu eklenince yatırımcı tasarruflarını –fiyat değişmelerini kontrol edemediği, maliyet ve kar analizi yapamadığı reel yatırım yerine getirisi kesin ve üretimden genellikle daha yüksek olan – devlet tahviline ve hazine bonosuna yatırır. İç ve dış borç geri çevirme sıkıntısını neredeyse her üç ayda bir yaşayan Türkiye ekonomisinde tahvil ve bono faizlerinin enflasyondan bağımsız olarak da yüksek seyri kaçınılmazdır. ; çünkü yüksek miktardaki borç servisinin geri ödeyememe riski de yüksektir. Devlet daha çok borçlanabilmek amacıyla tahvil ve hazine bonosu gibi kıymetli kağıtların faizlerini yüksek tutar ve borç ödeme kısa dönemli de olsa sağlanmış olur. Yeni borç ödemesi yaklaşınca aynı işlemler sırasıyla devam eder ve borçlanama, yeni borçları doğurur. Böylece faizler her yeni dönem için bir miktar daha yükselmiş olur.

Yüksek enflasyon ve faiz ortamında yatırımcı (üretimci) kredi talep etmek

istemez.,çünkü hem gelecek için umutlu değildir (yüksek enflasyon beklentisi devam eder) , hem de aldığı kredinin faizi yüksektir. Böyle bir ortamda üretici kesim sabit (doğrudan) yatırım yerine getirisi yüksek olan finansal varlıklara yatırım yapar.

Bankalar için de aynı şartlar geçerlidir , çünkü bankalar da reel kesime kredi sağlamak

olan asli görevlerinin yerine finansal varlıklara yatırım yaparak bu kısır döngünün devamına ve kanıksanmasına neden olurlar.

Diğer bir yaklaşıma göre enflasyon artışı bireylerin servetlerinde azalışa neden olur. Bu nedenle bireyler enflasyon öncesi servetlerine ulaşabilmek için tasarruflarını arttırırlar dolayısıyla faizler düşer yatırımlar artar (Mundell, 1963). Diğer yandan, yetersiz mali sisteme sahip ülkelerde hükümet merkez bankası kaynaklarını kullanarak enflasyon vergisi yoluyla gelir elde eder. Hükümetlerin bu geliri yatırım harcamalarının finansmanında kullanmaları sonucu, enflasyonist sürecin büyümeyi arttıracağı ileri sürülmektedir

8

Page 9: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

2.2 Enflasyon Döviz kuru İlişkisi

Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde döviz kurlarının da tıpkı faizler gibi yüksek seyri kaçınılmazdır. Bunu aşağıdaki örneği inceleyerek daha iyi anlayabiliriz.

Varsayımlar 1-Ekonomide ihraç edilen tek mal var ve bu mal A malıdır. 2- Döviz kuru olarak sadece $ ile işlem yapıyoruz. 3- Faktörlerin mobilitesi tam elastiktir. 4- Gümrük duvarları yok A malı ihraç eden bir ülkede A malının ülke içindeki değeri 100 TL olsun. 1 $ = 1 TL

ise A malının dış piyasadaki değeri 1 $ olur. Yaşanan % 50 enflasyon ile birlikte A malının değeri 150 TL olursa A malının dış piyasadaki değeri de anında 1,5 $ olur.( 150 / 100 ) Bu durumda ülke içinde üretilen A malının iç piyasada ya ikamesi aranır ya da dışarıdan daha ucuz olarak A malı ithal edilir.Diğer taraftan A malını dış piyasada 1,5 $ ‘dan satan ve alıcı bulmakta zorlanan ülkenin dış piyasada rekabet edebilme şansı da azalmış olur.Bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak amacıyla ülke içinde 1 $ = 100 TL’den 1 $ = 150 TL’ye çıkmalıdır ki her şey eski haline dönebilsin.

Yüksek enflasyonun yaşandığı ülkelerde enflasyona bağlı olarak döviz kurlarının

yükselmesi kaçınılmazdır. Her yıl döviz cinsleri karşısında değeri neredeyse % 100 ‘e yakın bir değerde düşen TL’nin aşırı düşük seyirde devam etmesinin nedeni ülke içinde fiyat istikrarının sağlanamaması ve bu etkinin enflasyonu daha çok körüklemesidir. Tabi ki döviz kurlarının bu denli yüksek olmasının tek sebebi de fiyat istikrarı değildir. Ülke içindeki kaynakların verimsiz kullanılması, petrol fiyatlarında meydana gelen ani bir dalgalanma, diğer ülkelerde yaşanan krizler ve Türkiye’ye etkisi, Türkiye’nin iç ve dış borç stokunun her geçen gün artması ve borç servisinin zorlaşması da döviz kurunun yüksek seyrinin sebebidir; ancak burada unutulmaması gereken en önemli husus vardır. Fiyat istikrarını sağlamış bir ülkelerde bu tür şokların ülkeyi etkilemesi ya çok zordur ya da etki alanı sınırlıdır. Döviz kurunun yüksek seyrinin sebebi fiyat istikrarsızlığıdır ve fiyat istikrarsızlığı da enflasyon yaratır diyebiliyorsak döviz kurunun yüksek seyrine sebep olan tüm değişkenlerin arkasında enflasyon vardır da diyebiliriz.

Aşağıdaki tablo ve grafiği incelediğimizde enflasyonun 1996 – 2004 yılları arasında

dalgalı bir seyir izlediğini, döviz kurunun ise sürekli bir artış içinde olduğunu söyleyebiliriz. Enflasyonun dalgalı bir seyir izlemesi enflasyonun bazı dönemlerde düştüğünü gösterir ancak enflasyonda meydana gelen bu düşüş yatırım ve üretim kararlarının alınmasında istenilen seviyeye ulaşıldığını göstermez. Türkiye’de son 9 yılda ortalama enflasyon 58.8 % ‘dir. Bu değer Avrupa’da yaklaşık olarak % 5 seviyelerindedir

Tabloya bakarak 1996 yılında 2004 yılına kadar dövizin TL karşısında 10 kattan daha

fazla değerlendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. .Döviz kurlarında meydana gelen bu istikrarsızlığın en önemli destekçisi ise Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nı sona erdiren Kasım 2000 ve Şubat 2001 yıllarında yaşanan finansal krizlerdir. Diğer taraftan enflasyonda meydana gelen düşüşle birlikte 2001 yılından itibaren döviz kurlarının istikrar kazandığından söz edilebilir.Bu olumlu etki enflasyon hedeflemesine geçildiği vakit etkisini daha da gösterecek böylece döviz kurlarında istikrar kendiliğinden sağlanacaktır.

9

Page 10: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Türkiye’de özellikle 1980’li yıllardan sonra yüksek enflasyonun atelet kazanması sabit yatırımların önüne set çekmiş, döviz kurunun yükselmesinin ise en önemli nedeni olmuştur.Bu olumsuzluk 1980’den itibaren Türkiye’nin istediği makro ekonomik istikrarı yakalayamamasının da nedenidir.

Enflasyon ve Döviz Kuru Değişim Değerleri

020406080

100120

01.0

1.19

96

01.0

1.19

97

01.0

1.19

98

01.0

1.19

99

01.0

1.20

00

01.0

1.20

01

01.0

1.20

02

01.0

1.20

03

01.0

1.20

04

Tüfe

%

0200.000400.000600.000800.0001.000.0001.200.0001.400.0001.600.0001.800.000

Döv

izku

ru

YILLIKTüfe %$ SATIŞ

YILLIK Tüfe % $ SATIŞ

01.01.1996 78,11 108.04501.01.1997 70,7 20610001.01.1998 101,14 315.22001.01.1999 62,24 542.70301.01.2000 61,21 675.00401.01.2001 35,59 1.453.61501.01.2002 77,79 1.639.74501.01.2003 25,7 1.399.99801.01.2004 16,69 1.427.400

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Döviz kurlarının yüksek olmasının olumlu etkisi ise yüksek seviyedeki kurların

ihracatı arttırması ithalat maliyetlerinin artması dolayısıyla ithalatı düşürmesi ve turizm gelirlerini arttırmasıdır. Bu olumlu etki ülkenin ödemeler dengesi sıkıntısını bir nebze olsun azaltabilir; ancak Türkiye gibi ihracatı ithal edilen hammadde ve yarı mamul maddeye bağlı olan ülkeler döviz kurundaki bu artıştan sadece kısmi ve geçici bir süre etkilenir. Yüksek seyirdeki döviz kurları bir süre sonra ülkede cari işlemler açığına sebep olacak ve kısır bir döngü daha oluşacaktır. Ülkemizde enflasyon oranlarının yüksek seyri, borç geri ödeme sorunları ve 90 sonrası yaşanan ekonomik krizlerin sıklığı dövizin TL karşısında değerli

10

Page 11: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

olmasına neden olmuş, bu olumsuz etkiler -değerlenen döviz kuru- ihracatımızın gelişmesine katkıda bulunmuştur.

İHRACATIN YILLIK DEĞİŞİM İ

0

10.000

20.000

30.000

40.000

50.000

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

YILLAR

İHR

AC

AT

YILLAR İHRACAT (milyar $)

1995 21.637 1996 23.224 1997 26.261 1998 26.974 1999 26.587 2000 27.775 2001 31.334 2002 36.059 2003 47.068

Kaynak: DİE

Diğer taraftan enflasyona bağlı olarak oluşan yüksek döviz kuru dışarıdan ülkeye

gelen yatırımların doğrudan yatırım yerine sıcak para olmasını olanaklı kılar. Spekülatif amaçla ülkeye giren sıcak paranın kar etmesi kaçınılmazdır. En ufak olumsuz bir ekonomik bunalımda ülkeye ağır hasarlar vererek çok hızlı bir şekilde ülkeden kaçan sıcak paranın döviz rezervlerini azaltması böylece döviz fiyatının yükselmesine sebep olması ve yeni bir krizin habercisi olması da sıcak paranın ülke ekonomisine bıraktığı mirastır. Özellikle 1990 sonrası küreselleşmenin hız kazanması ve sınırların giderek ortadan kalkmasıyla beraber ortaya çıkan finansal krizler bu karakterdedir. Bu krizler ülkenin ulusal parasının dış ülke paraları karşısında devalüasyona uğramasına sebep olur ve ekonomiye ağır hasarlar verir.

Yüksek enflasyon döneminde fiyatlar genel seviyesinde yaşanan sürekli artışlar ülke

içinde para arzının da artmasına neden olur.Bu durum ülke ulusal parasının dış paralar karşısında değer yitirmesine neden olur.Türkiye’de enflasyonun düşük oranda gerçekleştiği 2002 ve 2003 yılında para arzında meydana gelen artış bu durumu açıklar niteliktedir.

M2 (Trilyon TL) 1 2 3 4 2002 49.552 51.968 56.204 61.082 2003 63.712 67.093 74.073 80.242 2004 91.778

11

Page 12: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

M2 ( Trilyon TL )

010.00020.00030.00040.00050.00060.00070.00080.00090.000

100.000

0 1 2 3 4

periyotlar

Mik

tar 2002

20032004

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü Bunun yanında dış piyasalarda oluşan şoklar da döviz kurlarının değişimine sebep olur

ve enflasyonu arttırır. Örneğin petrol ürünlerinde ortaya çıkabilecek yüksek bir artış (74 - 79) petrol ithal eden ülkelerin daha yüksek maliyetle aynı malı almalarına neden olur. Petrol gibi üretimde kesinlikle kullanılması gerekli bir malın ikamesinin olmaması ülke içinde üretimi petrole bağlı olarak yapılan malların fiyatlarının artmasına neden olur – petrol neredeyse tüm malların üretiminde kullanılır – Böylece dışarıda yaşanan fiyat artışı ülke içinde de fiyatların artmasına yani enflasyona bunun sonucu olarak da döviz kurlarının yükselmesine neden olur.

Sonuç olarak enflasyonla döviz kuru arasındaki ilişkinin pozitif ve aynı yönlü olduğunu, iki değişkenin de bağımsız değişken olabileceğini ve diğerini etkileyeceğini düşünebiliriz. 2.3 Enflasyon İstihdam Arasındaki İlişki

Enflasyonun döviz kuru ve faiz ile ilişkisinden farklı olarak istihdam ile ilişkisi ters yönlüdür. Yani enflasyonda bir artış istihdamda bir azalışa yada işsizlikte de bir artışa neden olur.

Yüksek enflasyon ortamında geleceğin belirsiz oluşu, yatırım kararı verecek

aktörlerin bu belirsizlik nedeniyle önlerini görememelerine uzun vadeli bir uğraşı gerektiren yatırım kararlarının ertelenmesine ya da yapılamamasına neden olur6 Böyle bir ortamda iş arayanlar iş bulamaz, çalışan grup içinden ise vasıfsız olanlar elenebilir. Enflasyonun istihdam üzerindeki olumsuz etkisi Türkiye şartlarında da kendini hissettirmiştir.Türkiye’de ki % 10 işsizlik oranının gelişmiş ülkelerin işsizlik oranları ile karşılaştırılması yapıldığında hiç de küçümsenmeyecek kadar yüksek bir işsizlik oranının olduğu görülür, kaldı ki mevsimsel olarak iş bulan kesimi ve gizli işsizliği bu oranın içine kattığımızda daha yüksek seviyelere varan bir işsizlik oranı ile karşılaşmamız mümkündür. Bunun yanında eğitimli işsizlerin toplam iş arayanlar içindeki payı % 30 ‘dur. Çalışan grubun yapısı incelendiğinde istihdam edilenlerin büyük çoğunluğunun eğitim seviyesinin - yaklaşık % 80 – ilkokul mezunu olduğu görülür.7

6 Yatırım kararları genellikle 5 – 10 yıllık süreleri kapsar 7 Mithat MELEN – international Money and Finance – ders notu

12

Page 13: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Aşağıdaki tablo ve grafik 2001 – 2003 yılları arasında Türkiye’deki işgücü değişimini

göstermektedir. İstihdam edilen kişi sayısında meydana gelen artışların hep 3. döneme denk gelmesi tarım sektöründe bu dönemde meydana gelen istihdam artışdır. Kış dönemine denk gelen 4. dönemle birlikte işgücünde ani bir düşüş yaşanması ise işsizliğin mevsimsel olarak artıp azaldığının bir göstergesidir.Enflasyon ortamında istenen sabit yatırımların yapılamaması ve bunun yanında üretimin sınırlı kalması Türkiye’de istihdamın genel olarak değişmediğini ve işsizliğin yapısal bir boyut kazandığını gösterir.

Toplam İşgücü 1. çeyrek 2.çeyrek 3. çeyrek 4. çeyrek 2001 22.018 23.836 24.992 23.108 2002 21.917 24.233 25.247 24.347 2003 23.088 24.115 24.739 23.206

Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü

Toplam İşgücü

20.000

21.000

22.000

23.000

24.000

25.000

26.000

1. çeyrek 2.çeyrek 3. çeyrek 4. çeyrek

zaman

bin

kiş

i

200120022003

Bu görüşün aksini savunan .Phillips’e8 göre enflasyonla işsizlik arasında ters yönlü bir ilişki vardır ve enflasyon ekonomik büyümeyi olumlu etkiler. Bu yaklaşım yüksek enflasyonun düşük işsizlik oranının oluşmasına katkıda bulunarak ekonomik büyümeyi olumlu etkilediğini varsayar. ( Grimes 91).Daha sonra yapılan amprik çalışmalar,enflasyonla işsizlik arasındaki ters yönlü ilişkinin kısa dönemde ve beklenmeyen bir enflasyon artışı durumunda geçerli olduğunu göstermiştir.

Sonuç olarak diyebiliriz ki yüksek enflasyonun süreklilik kazandığı bir ekonomide işsizlik yapısal bir boyut kazanır.

8 Enflasyonun büyümeyi pozitif yönde etkileyeceği ve işsizliği azaltacağı görüşünü destekleyen amprik bulgu Phillips’ e aittir.

13

Page 14: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

2.4 Döviz kuru Faiz İlişkisi

Temelde aralarındaki ilişki ters yönlü gibi gözükse de bu ilişki aynı yönlü de olabilir.

Basit olarak TL faizleri yükseldiğinde ve TL faizlerinin getirisinin döviz getirisinden yüksek olacağı tahmin ediliyorsa kişilerin elinde döviz bulundurma maliyeti artacağı için TL faizine talep artar ( TL faizi > döviz getirisi ise ). Böylece döviz kuru düşer; ancak döviz getirisinin TL faiz getirisinden daha yüksek olacağı tahmin ediliyorsa ( TL faizi < döviz getirisi ise ) bireylerin TL bulundurma talepleri düşer bunun yerine dövize talep artar. Yani döviz kuru ve faiz arasında ters yönlü bir ilişki oluşur.

Genel olarak ülke faiz oranlarının yükselmesi ulusal paraya olan talebi arttırır. Ulusal

paranın değerinde bir artışa neden olan faiz artırımının etkisi ise dövize talebi düşürmesidir. Döviz fiyatının düşmesi ithalatı ucuzlatır.Ucuz ithalat sayesinde ülkeye yapılan hammadde ve yatırım malı ithalatı daha çok artar. Hammadde ve yarı mamul maddeye karşı talepte meydana gelen artış üretimde maliyetlerin azalmasına neden olur. Azalan maliyetler firmaların daha çok mal ve hizmet üretmesini olanaklı kılar. Daha çok üretim daha çok ihracatı teşvik eder. Böylece faizlerde meydana gelen bir artış hem ülkelerde ödemeler dengesi problemini ortadan kaldırır hem de ülke de GSMH artışına neden olur; ancak faizlerde meydana gelecek bir artışın GSMH artışına kadar olan olumlu etkisinden söz edebilmek için faiz artırımına giden ülkenin enflasyon oranının düşük olmasının ve fiyat istikrarını sağlamasının şart olduğu unutulmamalıdır.Fiyat istikrarını sağlayamamış bir ülkede faiz oranlarında meydana gelecek bir artış ülke içindeki üretim maliyetlerini arttıracak, artan üretim maliyetleri enflasyona neden olacak ve döviz kurundaki yükseliş de bu sırayı takip edecektir.

Faizler yükselirken, dövize olan talep artabilir de. Yani iki değişken de aynı anda artıp

azalabilir. Örneğin vadeli olarak gerçekleştirilen döviz tevdiat hesaplarının döviz cinsinden faizleri artarken yurtiçi borç geri çevirme sıkıntısına girmiş Türkiye gibi bir ülkenin TL faizlerini de arttırması iki değişkenin de yüksek olmasına neden olabilir; ancak yukarıda da değinildiği gibi yatırımlardan herhangi birinde beklenen getirinin diğerinden daha fazla olması ilişkiyi yine ters yöne zorlayacaktır.

Enflasyonun yüksek seyrinin ekonominin faiz, döviz kuru ve istihdam gibi en önemli

aktörlerinde yol açtığı olumsuz etkiyi ortadan kaldırabilmek için fiyat istikrarının sağlanması şarttır. Fiyat istikrarının son derece önemli bir konu olduğunun farkına varan ekonomi birimleri ekonomik istikrar için fiyat istikrarının şart olduğunun bilincine de varmış merkez bankaları fiyat istikrarını sağlamayı öncelikli ödevi haline getirmiştir.

14

Page 15: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

3.FİYAT İSTİKRARI

Fiyat istikrarı genel olarak ekonomik birimlerin yatırım üretim ve tasarrufa yönelik kararlarını alırken dikkate almaya gerek duymadıkları bir enflasyon oranını ifade eder.Diğer bir deyişle fiyat istikrarı insanların iktisadi kararlarını enflasyondan bağımsız bir şekilde almaları ve uygulamalarıdır.

Bir başka tanıma göre ise fiyat istikrarı enflasyon oranının kabul edilebilir bir seviyede istikrar kazanmasını ifade etmektedir. Kabul edilebilir seviye ise gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yıllık % 1 – 3 aralığıdır.

Fiyat istikrarının hedefi sadece düşük bir enflasyon oranına ulaşmak değil aynı zamanda ulaşılan düşük enflasyon oranını sürdürmektir. Ekonomideki tüm makro değişkenlerin etkinliğini tam olarak gösterebilmesi için fiyat istikrarının sağlanması şarttır.Fiyatlar genel seviyesinin belli bir dönem değişmemesi; ancak konjoktürel hareketlerin fiyatlar genel seviyesini beklenmedik bir şekilde artırması fiyat istikrarını bozar ve makro değişkenler de bu olumsuz etkiden aynı yönde etkilenir.

Türkiye’de fiyat istikrarı son 20 – 25 yılda sağlanamamış, enflasyon sürekli artan oranlı olarak yükselmeye devam etmiştir.Özellikle 1980 sonrası yaşanan yüksek enflasyon oranları tüm ekonomiyi tahrip etmiştir. Türkiye’de kapasite kullanım oranlarının düşük olması, istenilen işsizlik seviyesine bir türlü ulaşılamaması, faizlerin yüksek oluşu ve birçok değişkenin olumsuz seyrinin arkasında fiyat istikrarının sağlanamamış olması yatmaktadır.

Fiyat istikrarının sağlanamaması tüm ekonomik birimlerin etkinliğini koruyamamasına neden olurken toplumda sosyal adaletsizliği de beraberinde getirir. Bu nedenle fiyat istikrarsızlığının olumsuz etkilerine hem ekonomik hem de sosyal açıdan bakmak gerekir. Fiyat istikrarsızlığının enflasyona neden olduğunu ve enflasyonun ekonominin diğer değişkenlerini nasıl etkilediğini buraya kadar anlatmaya çalıştık.

3.1 Fiyat İstikrarsızlığının Sosyal Etkileri

Fiyat istikrarının sağlanamadığı bir toplumda öncelikli olarak kişilerin birbirlerine bununla beraber de devletine olan güven duygusu yok olur. Ekonomideki tüm belirsiz şartlar toplumdaki bu çözülmenin de habercisi niteliğindedir.Çarkları iyi işlemeyen bir ekonomide herkesin kendi parasına, sahip oldukğu değerlere, elde ettiği gelire ve geleceğe güveni azalır.

Sabit gelirli kişilerin finansal açıdan kendini koruması fiyat istikrarının sağlanamadığı bir toplumda oldukça zordur.Finansal açıdan kendini koruyamayan bir toplumdaki farklı gelir seviyelerine mensup grupların gelir seviyesi arasındaki fark zaman içinde artar. Bu etki ülkelerin kalkınmışlık seviyesini ölçmede önemli bir unsur olan gelir dağılımının gruplar arasındaki dağılımı arasındaki farkın artmasına ve kalkınmışlık seviyesinin gerilediğine dair bir kanıttır.

Ülkeler arasındaki gelir dağılımı arasındaki ilişki Gini Katsayısı ile ölçülür. Sıfır ile bir arasında değişen bu sayının sıfır olması ekonomik açıdan hiçbir problemi olmayan istediği refah seviyesine ulaşmış bir toplumu tanımlarken, sayının bire doğru yaklaşması ekonomik açıdan gittikçe zora giren bir ülkenin durumunu tanımlar. Türkiye’de bu sayı 1994 yılında yapılan bir araştırmaya göre 0,44 çıkmıştır. Araştırmaya katılan ülkeler arasındaki durumu

15

Page 16: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

son derece kötü olan Türkiye’nin durumu gün geçtikçe bire daha çok yaklaşan bir seyir izlemektedir. Bu olumsuzluk Türkiye’de adaletsiz gelir dağılımının bir diğer kanıtıdır.

Sosyal ve siyasi ilişkiler fiyat istikrarının olmadığı bir yerde kısa dönemli olarak gerçekleşir. Ekonomik buhran insanlar arasındaki örfi ve kültürel değerleri tahrip eder ve toplumda ahlaki olmayan davranışlar baş gösterir.

Sonuç; fiyat istikrarının sağlanması karsımıza sadece ekonomik bir olgu olarak değil aynı zamanda ahlaki bir zorunluluk olarak da çıkar.

4.TÜRKİYE’DE FİYAT İSTİKRARSIZLIĞININ OLUMSUZ SONUÇLARI

Dünya Bankasının yaptığı bir araştırmaya göre günlük geliri 2 USD’nin altında olan ülkelerdeki kişiler yoksul, bir USD’nın altında olan kişiler mutlak yoksul olarak tanımlanır.Günlük hayata kişilerin katılamaması ise yoksunluktur. Türkiye nüfusunun % 15’inin günlük geliri 2 USD’nin altındadır.Bunun yanında halkımızın bir çoğu mutlak yoksul ve yoksun tanımına girmiştir. Yani ülkemizdeki insanların çok büyük bir kısmı hem yoksul hem de yoksundur.

Fiyat istikrarını sağlayamadığımız için halkımızın büyük çoğunluğu günlük hayatta işlemlerini ulusal para yerine -özellikle 1989 yılında çıkarılan uluslararası sermaye hareketlerinin serbest olmasına ilişkin kanundan sonra- döviz cinsinden yapmaktadır. Bu olumsuz etki Türk Lirasını konvertibilitesini düşürmüştür. İşlem, ihtiyat ve spekülatif amaçlı olan kişilerin para talebi Türk Lirası açısından sadece spekülatif amaçlı olmaya başlamıştır.Döviz tevdiat hesaplarının bankalardaki toplam mevduat içindeki payının sürekli artması yatırımları engelleyen bir unsur olmanın yanında Türk Lirasına olan güven eksikliğinin de sonucudur.Bu etkiyi ortadan kaldırmak ve Türk Lirasına tekrar güven aşılmak amacıyla hükümetin 01 Ocak 2005’ten sonra uygulamaya koyacağı Yeni Türk Lirasına (YTL) geçiş çalışmaları ise hala daha tartışma konusudur.

Ülkemizdeki para ve kredi piyasalarında vadelerin çok kısa olması, bankalardaki toplam TL mevduatın vadesinin 2,3 ay olması ve toplam kredilerin % 70’den fazlasının vadesinin 1 yıldan kısa olması da yine ülkemizde fiyat istikrarının sağlanamamış olmasından kaynaklanmaktadır.

Bankacılık sektörünün reel kesime aktardığı kredilerin GSMH’ye oranının % 18 olması (bu oran sadece 1997-98 yılında %25 olmuştur.) bankacılık sektörünün asli görevi olan reel kesime kaynak aktarımını yapamadığını ya da yapmak istemediğini gösterir Bu oran fiyat istikrarını sağlamış olan AB ülkelerinin bir çoğunda % 100’ e yakındır. Enflasyon nedeniyle, kaynakların yeterince sistemin içine çekilememesinden dolayı mali piyasalar son derece sığdır. Ayrıca,bireylerin geleceği öngörememeleri nedeniyle uzun dönem fiyatlama gerektiren vadeli piyasalarda işlem yapılamamaktadır.

Ekonomideki kaynakların üretime yönlendirilmesinde önemli rolü olan sermaye piyasaları ülkemizde özel sektör tarafından kullanılamamaktadır.Enflasyonun geçmişten bugüne değin en önemli kaynağı olan, uzun yıllar boyu yüksek seyreden kamu açıklarının borçlanma yoluyla kapatılması sermaye piyasalarındaki tahvil ve bono stokunun hemen hemen tamamının kamu kesime ait olmasına yol açmıştır. Bu durum özel sektörün bu

16

Page 17: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

piyasaları kullanarak üretime kaynak yaratmasını zorlaştırmış veya kaynak akışının son derece sınırlı olmasına neden olmuştur..

Piyasadaki alım satım, borç alma verme, yatırım yapma gibi kararlar cari ve beklenen enflasyon oranları dikkate alınarak verilir. Enflasyon ortamında ekonomik birimler yatırım ve tüketim kararlarını alırken göreli fiyat değişimlerini kolaylıkla ayırt edemezler ve sağlıklı kararlar almak için gerekli bilgiye sahip olamazlar. Enflasyondaki hızlı yükseliş ekonomiye zarar verir; ama yüksek seyreden ve bu seviyede istikrarlı kalan enflasyon daha da zararlıdır

Fiyat istikrarsızlığının diğer bir olumsuz etkisi ise yabancı sermayenin belirsiz bir ortamda yatırım kararını ertelemesi ya da yatırım kararından vazgeçmesidir.Yurt içi kaynakların verimsiz kullanılması ve kapasite kullanım oranlarının istenilen düzeyde olamaması ülkemizin uluslararası rekabet gücünü de sarsar. Böylece iç dengenin sağlanamaması dış dengesizliğe de neden olur.

Fiyat istikrarsızlığı son olarak siyasi istikrarsızlık yaratmıştır denilebilir. Fiyat istikrarının sağlanamayışı ve bunun yol açtığı ekonomik ve sosyal içerikli krizler ülkede siyasi çalkantıları da beraberinde getirmiştir; ancak burada bir paradoksa da değinmek de yarar var. Siyasi istikrarsızlık mı fiyat istikrarsızlığına yol açmıştır yoksa fiyat istikrasızlığı mı siyasi istikrarsızlığa neden olmuştur…

Buraya kadar anlatılanlardan yola çıkarak fiyat istikrarsızlığının enflasyona, enflasyonun da ekonomideki tüm değişkenleri olumsuz etkilediğine ulaşabiliriz.bu nedenle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler fiyat istikrarını sağlamayı öncelikli hedef haline getirmiş merkez bankaları ve politik çevreler bu hedeflerine ulaşabilmek için değişik yollara başvurmuşlardır. Değişik ekonomik çevreler tarafından ileri sürülen her değişik hedefin temel hedefi ekonomik istikrarı sağlamaktır; ancak her hedefin diğer bir hedefe nazaran üstün yanları olduğu gibi, dezavantajları da vardır. Döviz kuru hedeflemesi, GSYİH hedefleme ve enflasyon hedeflemesi ülkelerin fiyat istikrarını sağlamak amacıyla uygulamaya koyduğu politikalardır denebilir.

5. EKONOMİK İSTİKRAR PROGRAMLARI9

5.1 DÖVİZ KURU HEDEFLEMESİ

Döviz kuru hedeflemesi özellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından kullanılan etkin bir para politikası rejimidir. Ülke parasının, düşük enflasyonlu büyük bir ülkenin parasına sabitlenmesi esasına dayanır. Bu sabitleme genelde iki şekilde gerçekleştirilir: Birincisinde döviz kuru belirli limitler içerisinde dalgalanmaya bırakılır (sürünen kur). İkincisinde ülke parasının bire bir döviz kuruna bağlanmasıdır (sabit kur). Döviz kuru hedeflemesi uygulamasına geçen ülkelerde politikacıların ekonomiye etkisi diğer dönemlere göre daha az olur. Politikacıların ekonomi üzerindeki etkisinin azalması ekonomide faydacı yaklaşımların 10 uygulanmasını engeller. Böyle ihtiyari para politikalarının yarattığı enflasyon ateleti de azalmış olur. Döviz kuru hedeflemesinde enflasyon beklentileri kuru baz alınan ülkenin kuruna eşitlenir

9 USTA Bülent, TCMB Uzmanlık ve Araştırma Tezleri 2003, s: 12 10Kamu gelirlerini arttırmak amacıyla kamu mallarının fiyatlarında meydana gelen politik artışlar vb döviz kuru hedeflemesinde siyasilerin ekonomi üzerindeki etkisinin azalması sebebiyle yaşanmaz.

17

Page 18: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Para politikası kur üzerinde yoğunlaştığından, uygulamalar otomatikleşir. Böylece zaman tutarsızlığı sorunu da azalmış olur. Uygulamalar, döviz kuru hedeflemesinin, enflasyonu hızlı bir şekilde düşürme konusunda etkin bir para politikası aracı olduğunu göstermektedir. Bunun yanında gelişmiş ülkelerden Fransa 1987 yılında frankı enflasyonu % 1 seviyelerinde olan Almanya’nın ulusal parasına sabitlemiştir. 1992 yılına gelindiğinde Fransa’da enflasyon uygulaması % 3’ten Fransız otoriteleince kabul edilebilir bir rakam olan % 2’ye gerilemiştir. Gelişmekte olan ülkelerde sıkça uygulanan döviz kuru hedeflemesi rejimi uygulamanın ilk dönemlerinde genellikle başarılı olmuş, fakat bazı örneklerde ise krizlerle sonuçlanmıştır. Arjantin ulusal parasını dolara sabitleyerek 1990 yılında % 1000’lerde enflasyon oranını 1994’e gelindiğinde % 4 seviyelerine indirmeyi başarmıştır. Ekonomik büyüme ise ilgili dönemde % 8 lik bir ortalama yakalamıştır; fakat 1990’ların sonunda sabit kur rejimini terk etmeyen Arjantin’de ekonomik büyüme durmuş, cari işlemler açığı hızla büyümeye başlamış ve ekonomi 2001 yılına gelindiğinde krize girmiştir.

Türkiye’de 1990’lı yılların temel özellikleri olarak politik istikrarsızlık, yapısal reformlarda aksama, yüksek reel faizler, hızla artan borç stoku, istikrar sağlanamayan ekonomik büyüme ve kırılgan bankacılık sektörü gösterilebilir. Bu dönemde bütçe açıklarının kontrol altına alınamaması, TCMB’nin fiyat istikrarına odaklanmasını engellemiş, TCMB asıl olarak kurlarda, faiz oranlarını ve finansal piyasalardaki istikrarın korunarak borçların çevrilebilirliği tehlikesini azaltmaya öncelik vermiştir. Yüksek faiz ve döviz kuru uygulanan sıkı para politikasının etkisiz olmasına neden olmuştur. Bu nedenle Türkiye Aralık 1999’da IMF destekli döviz kuru hedeflemesi programını yürürlüğe koymuştur. Programın asıl amacı enflasyonu dizginlemektir. Enflasyonun döviz kuruna duyarlı olmasını döviz kuru hedeflemesi olarak gösterebiliriz.

Programa Yönelik Eleştiriler

• Benzer programı uygulayan, Brezilya,Meksika gibi ülkelerde bu program başarısız olmuştur.

• IMF ile daha önceden yürürlüğe konan 16 programın hiçbirinde başarı

sağlanamamıştır.

• Türk bankacılık sisteminin riskli yapısı, program için uygun değildir.

Program uygulanmaya başlandıktan bir süre sonra iç talepte ve üretimde canlanma

gözlenmiş, faizler dürülmüş, enflasyon oranı son 14 yılın en düşük seviyesine gelmiştir; ancak iç talepte ve üretimde sınırlandırılamayan artışlar cari işlemler dengesinin bozulmasına ve yeni bir krizin yaşanmasına neden olmuştur.Özelleştirmeden beklenen gelirlerin elde edilememesi, ekonomideki yapısal sorunların çözülememesi, yüksek iç ve dış borç stoku ve bunun artma eğiliminde olması , programın güvenilirliğinden kuşkuya düşülmesine neden olmuş ve bu da programı başarısızlığa götürmüştür.11

11 USTA Bülent, Kriz Dönemi, Bölüm 4 , Türkiye Ekonomisi Genel Değerlendirme, s:50

18

Page 19: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Yukarıda anlatılanlara bakılarak döviz kuru hedeflemesinin çeşitli sakıncaları şöyle özetlenebilir:

• Döviz kuru hedeflemesi uygulanan ülke spekülatif ataklara karşı açık hale gelmektedir.

• Kuru hedeflenen ülkede yaşanan şoklar hedefleyen ülkeye eş anlı olarak

yansımaktadır.

• Dışsal ya da içsel şoklara para politikası araçları kullanılarak müdahale edilmesi zorlaşmaktadır

• Döviz kuru hedefleyen ülkelerin ihracat olanakları açısından rekabet gücü

azalmaktadır Bunların yanında döviz kuru hedeflemesi özellikle gelişmekte olan ülkelerde finansal kırılganlığı arttırması ve ekonomiyi finansal krizlere açık hale getirmesi nedeniyle bazı dezavantajlar da getirmektedir. Özellikle yerel finansal kurumlar sabit döviz kuru rejiminde döviz cinsinden borçlanmayı tercih etmektedirler. Ancak, ortaya çıkan bir kriz sonucu ekonomik programın başarısız olması ve devalüasyon yapılması bu finansal kurumların varlık yükümlülük dengelerini bozarak iflaslara bile sürükleyebilecektir. Sonuç olarak, örnekler göstermektedir ki döviz kuru hedeflemesi özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından en etkin bir enflasyon düşürme rejimi olarak göze çarpmaktadır; ancak dışsal şoklara çok fazla açık olmasından ötürü riskler içermekte ve başarısız olduğunda ise ekonomi üzerinde çok yıkıcı etkiler bırakabilmektedir.

5.2 NOMİNAL GSYİH HEDEFLEMESİ Nominal GSYİH hedeflemesi uygulanışı itibarıyla enflasyon hedeflemesine benzemekte ve bazı ekonomistler tarafından etkin bir alternatif rejim olarak görülmektedir. Bu politikada hedef, fiyatların yanında nominal bir GSYİH düzeyidir. Merkez bankası projeksiyon niteliğindeki reel büyüme hedeflerindeki değişmeler enflasyon hedefini değiştirerek cevap vermektedir. Böylece istenen reel büyüme hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadır. Ancak, nominal GSYİH hedeflemesinin genel kabul görmüş bazı dezavantajları vardır. Öncelikle hedeflenen GSYİH düzeyinin belirlenmesi, çok fazla dışsal etkini hesaba katılması gerekliliği olduğundan zorluklar içermektedir. İkinci olarak, açıklanan GSYİH, kamuoyu tarafından, düşük bulunup, hükümet politikaları daraltıcı olmakla eleştirilebilir. Bunun yanında , kamuoyu tarafından, nominal GSYİH hedeflemesi, reel GSYİH hedeflemesiyle çok kolaya karıştırılabilir. Sonuç olarak, hem kamuoyu tarafından daha rahat anlaşılabilmesi hem de hesaplamasındaki kolaylıklar sebebiyle enflasyon hedeflemesi nominal GSYİH hedeflemesine göre daha tercih edilen bir rejimdir.

19

Page 20: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

5.3 ENFLASYON HEDEFLEMESİ Enflasyon hedeflemesi, para politikası otorilerinin nihai hedef olan fiyat istikrarının sağlamak amacı ile sayısal bir enflasyon hedefi belirlemesi ve bunu kamuoyuna açıklaması ile tanımlanan bir rejimdir. Enflasyon hedeflemesi rejiminin, enflasyonu kontrol eden diğer yöntemlerden temel farkı; para politikası araçlarının tümünün hedef doğrultusunda kullanılması ve geçmiş yada cari enflasyon yerine gelecek enflasyona odaklanmıştır. Belirlenen hedef kamuoyu tarafından anlaşılabilen açık bir nominal çaba sağlamaktadır. Ekonomi literatüründe para politikası için en iyi stratejinin belirlenmesi tartışması, kurala bağlı ve ihtiyari politikalar çerçevesinde yapılmaktadır. Bernanke ve diğerleri enflasyon hedeflemesi uygulamasının bu iki politikadan da farklı olduğunu esasen durumuna göre hem kurala hem de ihtiyarı olarak uygulanabileceği belirtilmiştir. Enflasyon hedeflemesi, sabit döviz kuru uygulamalarının aksine para politikası otoritelerine iç ve dış şoklara karşı daha esnek bir politika izleme imkanı vermektedir. Böylece sabit döviz kuru rejimlerinden daha bağımsız bir para politikası rejimi olmaktadır. Enflasyon hedeflemesi parasal büyüklükler ile nominal gelir arasındaki ilişkiye odaklanmak yerine tek bir hedefe odaklandığından paranın donanım hızının belirsizliği ile ifade edilen problem ile ilişkisi de kalmamıştır. Ayrıca bu rejim; tek hedef olarak enflasyonu belirlemesi, anlaşılabilir olması, şeffaf olması özelliklerinden dolayı da merkez bankalarının hesap verebilirliklerini ve güvenilirliklerini de arttırmaktadır. Enflasyon hedeflemesinin bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Her şeyden önce katı ve tavizsiz olarak uygulanması gereklidir. Para politikasının enflasyon üzerindeki etkileri ülkelere göre farklılıklar gösterse de genelde belirsiz olduğundan enflasyonu da kontrol etmek güçtür. Bu itibarla bu rejim, bir parasal büyüklük yada kur hedeflemesine göre daha zordur. Ayrıca kısa dönemde ekonomik büyümeyi sınırlandırabilecek etkileri olması özellikle politikacılar açısından sıkıntılar yaratmaktadır.

6.ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN ÖNKOŞULLARI12

Enflasyon hedeflemesine tam olarak geçilebilmesi ve programın başarılı olması öncelikle enflasyon hedeflemesi yapacak ülkenin merkez bankasının bağımsızlığına, kamu kesiminin ekonomi içindeki etkinliğinin az olmasına, güçlü ve karalı bir siyasi otoriteye ve mali piyasasının sığ olmayışına bağlıdır. Bu kriterlere ek olarak enflasyon hedeflemesine geçilmeden önce enflasyon hedeflemesi programının süresinin bilinmesi, enflasyon hedeflemesinin bir banda mı yoksa bir nokta tahminine göre mi yapılacağı, enflasyon hedeflemesi için enflasyon göstergelerinden neyin baz alınacağı(fiyat endeksi seçimi), enflasyon hedeflemesinin tüm açıklığıyla kamuoyuna duyurulması ve hesap verilebilirliği de programın başarıya ulaşması açısından son derece önemlidir. 12 USTA Bülent, TCMB Uzmanlık ve Araştırma Tezleri 2003 s: 16

20

Page 21: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

6.1 Merkez Bankasının Bağımsızlığı

Ekonomi literatüründe, politik baskıdan uzak bir merkez bankasının, istikrarlı ve düşük bir enflasyon haddini sağlamak yönünde birincil koşul olduğu genel kabul görmüş bir kanıdır.

Enflasyon hedeflemesinin tam olarak yapılabilmesi için para politikası uygulamasında merkez bankasına tam serbestlik verilmesi koşulu da mutlaka sağlanmalıdır. Yapılan araştırmalar enflasyon oranının düşüklüğü ile merkez bankasının bağımsızlığının ters orantılı olduğunu göstermektedir. Yani merkez bankasının bağımsızlığı arttıkça enflasyon da düşmektedir. Merkez bankasının bağımsız olamadığı bir ekonomide siyasilerin çıkarları doğrultusunda merkez bankasını yönlendirilmeleri ve enflasyonu daha çok arttırmaları kaçınılmaz olmaktadır. Merkez bankası ve hükümet enflasyon hedeflemesi için ya da başka bir ekonomik istikrar programı için kararları ortak alsa bile bu kararlar mutlaka tek elden – merkez bankası - yürütülmelidir. Merkez bankasının bağımsızlığından kasıt ise ekonomik kararları uygulamada aşamasındaki bağımsızlığıdır.

Genel olarak merkez bankalarının bağımsızlığında ‘politik bağımsızlık ve ekonomik bağımsızlık’ kriterleri göz önünde bulundurulmuştur. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz politik bağımsızlıktır. Politik bağımsızlık, hükümetin etkisi olmaksızın merkez bankasının kendi politik amaçlarını seçebilmesi olarak tanımlanabilir. Bu bağımsızlığın kriterleri, merkez bankası başkanı ve yönetim kurulunu hükümet tarafından atanmaması, atama yapılsa bile görev sürelerinin hükümetlerinkinden uzun olması hükümetin merkez bankasının aldığı kararlarda oy hakkının olmaması merkez bankasının para politikalarını uygulamada bağımsız olması olarak özetlenebilir13

MALATYALI’ ya göre ise merkez bankasına sağlanabilecek bağımsızlık, hedef belirleme yetkisini bu bankalara vermek şeklinde geniş bir anlamda olabileceği gibi hedef belirleme yetkisinin siyasi otoritede bırakılarak merkez bankasına operasyonel bağımsızlık tanınması şeklinde de sınırlandırılabilir. Her iki durumda da merkez bankasının politikalarının güvenilirliği – ve dolayısıyla etki gücü – önceden belirlenip halka ilan edilen hedeflere ulaşmak doğrultusunda bankanın para politikasını, sahip olduğu politika araçlarını kullanmak suretiyle belli bir kural çerçevesinde ve siyasi otoriteden kaynaklanabilecek hedefle çelişkili politika telkinlerinden etkilenmeden yürütülebilmesinden kaynaklanır.14

6.1.1 Merkez Bankasının Politik Bağımsızlık Göstergeleri

• Merkez bankası başkanı hükümet tarafından atanmaz

• Merkez bankası başkanı 5 yıldan daha uzun bir süre için atanır.

• Banka yönetim kurulu hükümet tarafından atanmaz

• Banka yönetim kurulu 5 yıldan daha uzun bir süre için atanır 13 KAYKUSUZ Murat: Enflasyon Hedeflemesi ve Türkiye’de Uygulanabilirliği: s: 4 14 Enflasyon Hedeflemesi Ülke Uygulamalarına Örnekler ve Türkiye’de Uygulanabilirliği: MALATYALI N. Kamuran: Mart 98: DPT çalışma raporları

21

Page 22: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

• Banka yönetim kurulunda hükümet temsilcisi bulunmaz

• Para politikası belirleme sürecinde hükümet onayı gerekmez

• Hükümet ile ortaya çıkan görüş ayrılığı durumunda merkez bankasının durumunu güçlendiren yasal düzenlemelerin varlığı

• Merkez bankasının politik bağımsızlık göstergeleri hükümetle ilişkileri asgari düzeye

indirecek seviyede bir bağımsızlığa işaret eder.

6.1.2 Merkez Bankasının Ekonomik Bağımsızlık Göstergeleri

• Otomatik olmayan direkt kredi kolaylığı

• Piyasa faiz oranı üzerinden verilen direkt kredi

• Geçici olarak verilen direkt kredi kolaylığı

• Sınırlı miktarda verilen direkt kredi

• Merkez bankası kamu kurumlarının borç senetlerini almak için birincil piyasaya giremez.

• Bankaların finansal yönetimden merkez bankası sorumlu değildir ya da bankanın

yönetiminden tek başına sorumlu değildir

• Merkez bankasının ekonomik bağımsızlık göstergeleri merkez bankasının piyasaya müdahalesini sınırlandıran ve piyasa ekonomisinin işlerliğini aksatmayacak yöndedir.

Ekonomik bağımsızlığını kazanamamış ve politik baskıdan arındırılmamış bir merkez

bankasının temel hedefi olan fiyat istikrarının sağlaması oldukça zordur; çünkü politik baskıdan kurtulamayan bir merkez bankasının hükümetin kamu maliyesi açıklarını finanse etmesi kaçınılmazdır. Bu olumsuz etki fiyat istikrarsızlığını arttıracak ve enflasyonun artmasına neden olacaktır.

Enflasyon hedeflemesinde para politikasının maliye politikasından daha etkin işlemesi şarttır. Operasyonel açıdan bağımsız olmayan bir merkez bankası hükümetin maliye politikalarını destekler ve hedeften sapar.

Fisher’e göre etkin bir para politikasının önkoşulları, merkez bankasının bağımsızlığı ve enflasyonun direkt hedeflenmesidir.

Yüksek kamu kesimi borçlanma gereksiniminden (KKBG) dolayı hükümetlerin iç borçlanmaya yönelmesi veya senyoraj yolu ile gelir elde etme zorunlulukları para politikasının gücünü yitirmesine yol açar.

22

Page 23: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

6.2 Tek Hedefin Enflasyon Olarak Belirlenmesi

Enflasyon hedeflemesinde başarıya ulaşmanın önemli bir şartı da ekonomik politikaları uygulayanların para politikası amaçlarını sadece belirlenen enflasyon hedeflemesi olması gerekliliğidir. Ekonomik istikrar için enflasyon hedeflemesinden başka seçilecek hedefler ya da değişkenler enflasyon hedeflemesi ile çelişebilir ve hedeften sapmalara neden olur. Örneğin sabit döviz kuru ile enflasyon hedeflemesi uygulaması birbiriyle çelişmektedir. Çünkü sabit döviz kuru sistemi ülkenin enflasyon oranı kuru sabit alınan ülkenin enflasyonuna endekslenmiştir. Böylece orta ve uzun vadede enflasyon hedeflemesi yapılamaz. Bunun nedenini bir örnekle açıklamak da mümkündür. Sabit döviz kuru uygulamasına geçmiş bir ülkede petrol fiyatlarının dışarıdan kaynaklanan bir şok ile arttığını düşünelim. A ülkesi(sabit döviz kuru uygulanan ülke) bu dışsal şokta petrol rezervleri olduğu için kısmi olarak etkilensin. B ülkesi (sabit döviz kuru uygulayan ülke) petrol rezervleri yoksa petrol fiyatlarında meydana gelen bir artış B’nin maliyetlerini arttıracaktır; ancak B ülkesi enflasyon artışını A ülkesine bağımlı hale getirdiğinden fiyat artışı kısmi olarak (A ülkesindeki kadar) gerçekleşecektir. Bunun etkisi üretimde daha az petrol kullanmaya – çok zor – ya da daha az üretimin gerçekleşmesi olarak kendini gösterecektir. Çünkü artan petrol fiyatları fiyatlar genel seviyesine yansımaması devletin daha çok para ödeyerek petrolü alması ve yurt içinde daha ucuz satmasıdır. Böylece üretim azalacak ve kamu borçlanma gereksinimi de artacaktır. Daha düşük üretim seviyesinde toplam talebin aynı kalması ekonomide bir arz talep dengesizliği yaratacak fiyatlar kendiliğinden artacaktır. Böylece sabit döviz kuru enflasyonist bir baskı yaratacak enflasyon hedeflemesi istenilen düzeyde gerçekleşmeyecek ya da hiç gerçekleşmeyecektir. 6.3 Fiyat Endeksi Seçimi

Enflasyon hedeflemesinin tam olarak uygulanabilmesi için hedeflenen enflasyonun ne

olduğunun da mutlaka saptanması gerekir. Enflasyon hedeflemesi uygulayan ülkeler hedef kriteri TÜFE ya da çekirdek enflasyon olarak seçmişlerdir. Uygulamada çekirdek enflasyon hedeflemesi daha etkin çalışırken birçok ülke kamuoyu tarafından anlaşılmasının daha kolay olması nedeniyle TÜFE’yi hedef seçmiştir.

Seçilen kriterde maksimum esneklik sağlanması açısından, seçilen endeks, bir kerelik fiyat sıçramaları gösteren mal gruplarını ve dar tanımlı sektörlerin fiyat değişikliklerini içermemelidir.

TÜFE endeksinde yaşanan sorun bu endeksin merkez bankasının kontrolünde olmayan ve dönemler itibariyle dalgalı bir seyir izleyebilen, tarım ve enerji fiyatlarını da içermesidir. 6.4 Hedefleme Döneminin Süresi

Bernanke ve diğerleri (1999) bir yıldan kısa vadeli bir hedefleme döneminin de

kredibilitesinin zayıf olacağını vurgulayarak hedefleme döneminin 1 ile 4 yıl arasında belirlenmesinin uygun olacağını savunmuştur.

Politikanın uygulama dönemi uzadıkça göreli olarak bağımlı olan merkez bankasının enflasyon hedeflemesi politikasından ayrılma olasılığı artar(Cukierma 95). Buna göre

23

Page 24: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

seçilecek süre, merkez bankasının bağımsızlık seviyesi ve ülkenin şartları da göz önünde tutularak belirlenmelidir.15

Hedefleme politikasının uygulama dönemlerine bakıldığında enflasyon oranı düşük olan ülkelerin hemen enflasyon hedefleme politikasına geçtikleri buna karşın enflasyon oranları, istenen orandan farklılık gösteren ülkelerin politika uygulamasına geçmeden bir geçiş dönemi yaşadıkları görülmektedir. 6.5 Bant Genişliği

Enflasyon hedeflemesine geçen ülkenin enflasyon hedefinin bir nokta mı yoksa bir bant aralığı mı olduğunu açıklaması da programın kredibilitesinin tam olarak sağlanması açısından önemlidir.

Nokta hedeflemesinin gerçekleşme ihtimalinin bant hedefinden daha zor olması nedeniyle ülkeler enflasyon hedeflemesinde genellikle belli bir bant aralığını kullanır; ancak optimal düzeyde olamayan, geniş ya da dar aralıklı tutulan, bir bant aralığının gerçekleşme ihtimali yüksek olsa bile güvenilirliği çok fazla olmayacaktır. Örneğin bant aralığını geniş tutan bir merkez bankasının bu serbestlikten yararlanarak ve para politikasının enstrümanlarını kullanarak piyasada dalgalanmalar yaratması mümkün olabileceği gibi, dar aralıklı bie bant hedefinin tutturulmaması ve hedeften sapılması da mümkündür. 6.6 Optimal Oran

Optimal oran enflasyonun, enflasyon hedeflemesi programıyla birlikte, gelecekte hangi seviyeye indirilmesi için düşünülen enflasyon oranını ifade etmektedir. Genel olarak gelişmekte olan ülkeler açısından optimal oranı bulmak gelişmiş ülkelere daha kolaydır; çünkü gelişmiş ülkelerin enflasyonu genel olarak düşük seviyededir ve enflasyonun ne kadar daha düşürülmesi gerektiği soru işaretidir.

Teorik olarak sıfır düzeyinde bir enflasyonun optimal enflasyon oranı olmadığı ve % 1-3 aralığında pozitif bir enflasyon oranının optimal olduğu Fisher (1994) tarafından savunulmuştur.

Pozitif bir enflasyon oranının optimal oran olmasının nedeni sıfır düzeyinde bir enflasyon oranının ekonominin işlerliğini aksatacak sakıncalarının olmasıdır

• Sıfır enflasyon eksi faiz oranları ile karşılaşabilme riskini arttırır. Böylece merkez bankasının para politikası etkinliği azalır. Örneğin merkez bankası resesyon dönemlerinde ekonomiye canlılık kazandırmak için faizleri düşüremez.

• Aşağı doğru esnek olmayan ücret ve fiyatlar, Philips’e yol açabilecek ve büyümeyi olumsuz etkileyecektir.

• Enflasyonun her zaman yukarı bir atalet içinde olduğu gözlenmiştir.

15 Enflasyon Hedeflemesi Ülke Uygulamalarına Örnekler ve Türkiye’de Uygulanabilirliği: MALATYALI N. Kamuran: Mart 98: DPT çalışma raporları s:12

24

Page 25: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

• Sıfır enflasyonun deflasyon riski de vardır. Uzun süreli deflasyon dönemleri

ekonomide ciddi likidite problemleri doğurarak finansal sistemin yara almasına yol açabilir.

6.7 Hesap Verebilirlik

Enflasyon hedeflemesi merkez bankasının güvenilirliğinin sınanması anlamına da gelebilir. Ekonomide tüm uygun şartlar sağlanmadığı sürece enflasyon hedeflemesine geçmek programın başarısız olmasına neden olacak bu olumsuzluk merkez bankasının kredibilitesini düşürecektir.

Merkez bankasının bağımsızlığının sağlanması, mali piyasaların sığlıktan kurtarılması, kamu kesiminin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve diğer tüm şartlar sağlandıktan sonra enflasyon hedeflemesi programının başarıya ulaşması daha kolaydır. Merkez bankasının ve hükümetin bu şartlar sağlandıktan sonra enflasyon hedeflemesine geçmesi merkez bankasının hem hesap verebilirliğini arttıracak hem de programın başarıya ulaşmasının daha kolay olması bakımından merkez bankasına olan güveni artacaktır.

Merkez bankası, hükümet ya da her ikisi enflasyon hedeflemesine ilişkin sürekli açıklamalarda bulunmalı, kamuoyunu aydınlatmalıdır ki hesap verebilirlikten tam olarak söz edilebilisin. 6.8 Esneklik

Esneklik kavramıyla ifade edilmek istenilen merkez bankasının kısa dönem

makroekonomik gelişmeler karşısında enflasyon hedeflerinin sağlayacağı bir esneklikle dengeleyici tepkiler verebilmesi şeklinde tanımlanabilir. Merkez bankasının sorumluluk alanlarının genişletilmesi ya da daraltılması ile şeffaflığının artması ya da azalması merkez bankasının esnekliğini kısıtlayıcı ya da artırıcı etki yapabilmektedir. Bu nedenle şeffaflık ile esneklik arasında uygun bir dengenin kurulması enflasyon hedeflemesi rejiminin en önemli stratejilerinden birini oluşturmaktadır. Merkez bankasına fazla esneklik tanıyan bir rejim kamuoyu güveninin sarsılmasına yol açabilirken, daha sıkı bir rejimin uygulanması reel ekonomide önemli bir istikrarsızlığı beraberinde getirebilecektir. 6.9 Güvenilirlik

Merkez bankasının hesap verebilirlik ve şeffaflık özellikleri aynı zamanda merkez bankasının ve para politikasının güvenirliliğinin artmasını sağlamaktadır.

Bir çok ülke deneyimi enflasyon hedeflemesi uygulamalarının güvenirliliğinin sağlanmasının kolay olmadığını ve bir geçiş sürecine ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Söz konusu uygulamaların kamuoyuna açıklandığı anda güvenirliliğinin olacağını düşünmek doğru olmayacaktır. Ancak fiyat istikrarına yönelik olumlu bir ilerlemenin kaydedilmesi ve gerekli kurumsal düzenlemelerin yapılması ile para politikasının güvenirliliğinin oluşması ve artırılması mümkün olabilmiştir.

25

Page 26: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

7. ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI16

7.1 Avantajları:

Enflasyon hedeflemesinin orta dönemli bir para politikası olarak sahip olduğu temel avantajlar aşağıdaki gibi sıralanabilir: Enflasyon hedeflemesi rejimi; • Para politikasının uygulanmasında şeffaflığı artırmaktadır. • Alternatif politikalara göre daha anlaşılır bir politikadır. • Merkez bankalarının belirlenen enflasyon hedefine ulaşmaları için güvenilirliklerini ve

hesap verilebilirliğini artırmaktadır. • Para otoritelerinin fiyat istikrarı hedefine ulaşmaları için gerekli tüm bilgiyi

kullanmalarını sağlamaktadır. • Para politikasının ulusal ekonomideki şoklara ağırlık vermesini sağlamaktadır. • Merkez bankalarının para politikası araçlarını kullanmalarında ve kontrol etmelerinde

bağımsız olmalarını sağlamaktadır. • Para politikasının operasyonel olarak uygulanmasına yardımcı olmaktadır. • Politika tartışmalarının merkez bankasının para politikası ile gerçekleştirebileceği hususlar

üzerinde odaklanmasını sağlamaktadır.

Enflasyonun doğrudan hedeflendiği rejimlerde para politikasının şeffaf olması ve kamuoyuna düzenli olarak bilgilendirme yapılması esastır. Aslında söz konusu özellikler gelişmiş ülkelerde bu rejimin başarısı için çok önemlidir. Bu çerçevede enflasyonu doğrudan hedefleyen merkez bankaları enflasyon ve para politikasının geçmiş ve gelecek performansını açık bir şekilde ortaya koymak amacıyla "Enflasyon Raporu" yayımlamaktadır.

7.2 Dezavantajları:

Enflasyon hedeflemesi rejiminin avantajları yanında bir takım dezavantajları da bulunmaktadır. Enflasyon hedeflemesi rejimi, • Çok katı ve tavizsiz olarak uygulanması gerekli bir politikadır. • Diğer para politikası rejimleriyle karşılaştırıldığında etkin olmayan bir üretim dengesine

(inefficient output stabilization) yol açmaktadır. Bu durum özellikle önemli arz şoklarında (petrol fiyatındaki ani değişiklikler gibi) kendini göstermektedir.

• Kısa dönemde ekonomik büyümeyi sınırlandırabilir. • Mali politikalarının para politikalarına göre üstünlük sağlamasını engelleyemez. 16 Enflasyon Hedeflemesi: Melike ALPARSLAN ve Pelin Ataman ERDÖNMEZ, s:6

26

Page 27: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

• Rejimin uygulanması için gerekli olan esnek döviz kuru rejimi mali istikrarsızlığa sebep olabilir.

8. GELİŞMİŞ ve GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ENFLASYON

HEDEFLEMESİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ

Enflasyon hedeflemesi 1990’dan başlayarak günümüze kadar birçok gelişmiş ülkede uygulanmaktadır. Bu programı ilk olarak Yeni Zelanda uygulamış, bu süreci daha sonra Kanada, İngiltere İsveç, Finlandiya, Avusturya ve İspanya devam ettirmiştir.

Gelişmiş ülkelerde uygulanan enflasyon hedeflemesi programlarının benzer özellikleri:

• Enflasyon oranları % 10’dan daha düşüktür. • Tüm gelişmiş ülkelerde merkez bankası bağımsızlığı ve para politikasının maliye

politikasına üstünlüğü sağlanmıştır.

• Enflasyon hedeflemesi ileriye dönük olmuş ve enflasyon üzerindeki muhtemel dış

şoklar ortadan kaldırılmıştır. • Enflasyon hedeflemesinin amacı para politikasının kredibilitesini yükseltmektir.

• Tüm gelişmiş ülkelerde mali sistem sığ değildir. • Sabit kur rejiminin başarısızlığa uğramasından sonra enflasyon hedeflemesi

uygulanmaya başlamıştır.

Gelişmekte olan ülkelerde uygulanan başarısız istikrar programları, bu ülkelere yeni ekonomi politikaları arayışına yöneltmiştir.bu noktada gelişmiş ülkelerde başarılı olan enflasyon hedeflemesi programları alternatif olarak görülmüştür; ancak gelişmekte olan ülkelerde enflasyon hedeflemesine geçilebilmesini sağlayacak önkoşulların tam olarak yerine getirilememesi bu programın tartışılmasına neden olmuştur. Gelişmiş ülkelerin aksine gelişmekte olan ülkelerde para politikasının maliye politikasına üstünlüğü sağlanamamış, merkez bankası bağımsızlığı tam olarak gerçekleştirilememiş, kamu kesiminin ekonomi içindeki payı düşürülememiş ve iç siyasi istikrar tam olarak sağlanamamıştır. Buna rağmen İsrail, Şili, Kolombiya, Meksika, Peru ve Brezilya gibi ülkelerde enflasyon hedeflemesi programı uygulanmaya başlamış ya da uygulanmıştır.

Hedefleme Dönemi ve Sonrası Enflasyon Seviyesi %

Gelişmiş Ülkeler

Gelişmekte Olan Ülkeler

Hedefleme Tarihinde 3,72 12,39 Hedeflemeden 12 Ay sonra 2,71 7,88 2003 Yıl Sonu 1,84 3,16

27

Page 28: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Enflasyon Hedeflemesinin Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkelere Yansıması

3,72

2,71

1,84

3,16

12,39

7,88

00,5

11,5

22,5

33,5

4

HedeflemeTarihinde

Hedeflemeden12 Ay sonra

2003 Yıl Sonu02468101214

Gelişmiş Ülkeler

Gelişmekte OlanÜlkeler

Yukarıdaki tablo ve grafiğe bakarak gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere göre daha düşük bir enflasyon oranıyla enflasyon hedeflemesi programına başladığını söyleyebiliriz. Gelişmiş ülkelerin etkin çalışan para politikası araçlarını daha da etkin hale getirmek gelişmekte olan ülkelerin ise öncelikle fiyat istikrarını sağlamak amacıyla enflasyon hedeflemesine gittiğini söylemek de yanlış olmaz. Bunun yanında gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranlarındaki düşüş enflasyon hedeflemesine başladıktan 12 ay sonra gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olmuştur. Hedefleme Öncesi Temel Ekonomik Göstergeler

Gelişmiş Ülkeler

Gelişmekte olan Ülkeler

Kamu Borcu / GSMH 38 45,6 Bütçe Dengesi / GSMH -2 -4,1 Top.Dış Tic.Hacmi /GSMH 47,1 48,1 Dış. Tic. Dengesi / GSMH 1 -1,2 Cari Denge / GSMH 0,3 -2,7 Enflasyon Seviyesi 3,72 12,39

28

Page 29: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler

-10

0

10

20

30

40

50

Kam

u Bo

rcu

/ GSM

H

Bütç

e D

enge

si /

GSM

H

Top.

Dış

Tic

.Hac

mi /

GSM

H

Dış

. Tic

. Den

gesi

/G

SMH

Car

i Den

ge /

GSM

H

Enfla

syon

Sev

iyes

i

-100102030405060

Gelişmiş Ülkeler

Gelişmekte olan Ülkeler

Yine yukarıdaki tablo ve grafik gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ekonominin işlerliğinde önemli bir yeri olan ekonomik değişkenleri göstermektedir. Buna göre kamu borcu / GSMH, bütçe dengesi / GSMH, Toplam dış ticaret hacmi / GSMH gibi değişkenler arasında pek fazla bir fark görülmezken asıl farkın cari denge / GSMH, ve enflasyon seviyesinde ortya çıktığı görülmektedir.

9. TÜRKİYEDE ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN UYGULANABİLİRLİĞİ

Türkiye’de enflasyon hedeflemesinin uygulanabilirliğinin araştırılabilmesi için

enflasyon hedeflemesi için gerekli önkoşulların ne kadarının enflasyon hedefleme programına uygun bir yapıda olduğuna bakmak gerekir.

Türkiye’de kamu kesiminin ekonomi içindeki payı küçümsenmeyecek kadar vardır.

Kamu açıklarının yüksek düzeyde olması, siyasi otoriteyi senyoraj yapmak ya da iç piyasada borçlanmak zorunda bırakmıştır. Bu koşulların bir sonucu olarak senyoraj yoluyla gelirini arttırmaya çalışan siyasi otorite merkez bakmasının bu yönünü kullanmaya yönelmektedir.

Kamu kesiminin ekonomi üzerindeki baskısını azaltmayı hedef haline getirmiş olmamıza rağmen bu konuda şimdiye kadar başarı sağlanamamıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında kamunun üretim sahnesinde rol alması dönemin zorunluluğu iken ilerleyen yıllarda kamunun üretim içindeki payı düşürülememiş aksine arttırılmıştır. 1950’de liberal ekonomik düzeni savunan Adalet Partisi döneminde dahi kamunun üretim sahnesinde rolünün hedeflenenin aksine artması ve bunun ilerleyen yıllarda da devam etmesi kamu kesiminin ekonomi içinde rolünü arttırmış ve kamunun bazı sektörlerde tekel olmasına neden olmuştur. Monopol bir anlayışla üretimde rol alan kamu mallarının fiyat değişimleri siyasi otoriteler tarafından kolayca kontrol edilmiş, devlet gelirlerini arttırmak amacıyla fiyat artışlarının gereğinden fazla olması enflasyonu körükleyen bir motor olmuştur. Kamunun ekonomi içindeki payını düşürmek amacıyla 1980’li yıllarda

29

Page 30: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

özelleştirme uygulamaları başlatılmış dünyada bu uygulamaya geçen sayılı ülkelerden biri olmamıza rağmen istenilen başarı hala daha elde edilememiştir.

Türkiye’de enflasyon hedeflemesine geçilebilmesi için öncelikli şart kamu kesiminin ekonomideki payının kesinlikle düşürülmesi gerektiğidir.

Türkiye’de mali sitemin istenilen ölçüde serbest olmaması hem mali sistemin işlerliğini engellemiş hem de kamunun ekonomideki rolünün artmasına neden olmuştur.

1980’li yıllardan sonra hızlı bir artış eğiliminde olan özellikle 1989’da sermaye hareketlerinin serbest olmasına ilişkin kanundan sonra kamu kesiminin iç ve dış borç stoklarındaki artış kamunun mali piyasalardaki etkisini arttırmış, her borç ödeme döneminde piyasa sürülen devlet iç borçlanma senetleri ( DİBS) faizlerin artmasına neden olmuş, artan faizler yatırım ve üretim kararlarını ya ertelemiş ya da iptal olmasına neden olmuştur. Yüksek faiz döneminde üretim maliyetlerinin de yüksek olması enflasyonu arttıran diğer bir unsurdur. Ayrıca kamu kesimi tahvil ve bonolaraın sermaye piyasasına kote olan toplam tahvil ve bonoların % 80’ini oluşturması hem kamunun ekonomi içindeki baskısını hem de mali sistemin sığlığını gösterir.

Mali piyasaların yeterince derin olmamasının enflasyon hedeflemesine geçmede çıkaracağı sorun mali piyasaların kullanılan parasal araçlara yeterli çabuklukta tepki verememesi enflasyon hedeflemesinden sapmalara yol açmasıdır. Gelişmemiş para, sermaye ve döviz piyasalarında spekülatif atakların istenildiği yönde yapılabilmesi ekonominin kırılganlığını arttırır ve hedeften sapmalara neden olur.

Türkiye’de İMKB’ye kote olan şirket hisselerinin halka açıklık oranının sınırlı olmasının, hisselerin büyük bir bölümünün belli bir kesimin elinde olması ve hisselerin toplam değerinin GSMH’nin % 2 – 4 aralığına denk gelmesi bu piyasada spekülatif atakların sürekli yaşanmasına neden olmuş ve kısa sürede olsa ekonomik istikrarsızlık yaratmıştır.

Gelişmiş mali piyasalar, kamu finansmanının sağlanmasında merkez bankasını önemli ölçüde rahatlatacaktır.17 Hazineyi merkez bankasının birinci elden finanse etmemesi ve bunu kanunda gösterilmesi merkez bankasının karşılıksız para basma serbestliğini ortadan kaldıracak böylece enflasyonun artmasına neden olan diğer bir faktör de ortadan kalkacaktır.

TÜRKER’e göre merkez bankasının hazineyi finanse etmesi hazineye gelmesi taahhüt edilen vergilerle aynı miktardadır. Hazine vergi gelirlerini tahsilatını yaptığında merkez bankasının kendisini finanse ettiği fonu merkez bankasına tekrar aktarır. Böylece hem dışarıdan yüksek faizle borçlanmaz hem de borç stoku çok fazla artmaz.18

Türkiye’de enflasyon hedeflemesine geçilebilmesi için ikinci şart mali piyasaların sığlıktan kurtarılmasıdır. Bunun yolu da kamu kesiminin ekonomideki rolünün azalmasıyla mümkündür.Ancak yüksek seyirde devam eden iç ve dış borç stoku ve bunun çevrilebilirliği problemi kamu kesiminin ekonomi içindeki payının düşmesini engellemektedir. 17 Enflasyon Hedeflemesi ve Türkiye Ekonomisine Uygulanabilirliği: KAYKUSUZ Murat: s: 5 18 TÜRKER Masum: 30/11/2004: Merkez Bankacılığı ders notu

30

Page 31: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Türkiye’de enflasyon hedeflemesi için istikrarlı ve kararlı bir siyasi otoritenin varlığı da kesinlikle şarttır.

Türkiye’de siyasi istikrarsızlığın ekonomideki dengeleri altüst ettiğini ve fiyat istikrarsızlığına yol açtığının kanıtı 81 yıllık cumhuriyet tarihimizde başa geçen 59 hükümetin olmasıdır. Hükümetlerin başta kalma süresinin yaklaşık 1,3 yıl ( 81 / 59 ) olduğunu düşünürsek ve hükümetlerin başta kalmaları için kanunda öngörülen uygun sürenin öncelikle 4 yıl olduğunu daha sonra bu sürenin 5 yıla çıkarıldığını buna eklersek Türkiye’deki hükümetlerin neredeyse birçoğunun bu süreyi tamamlayamadan görevinden ayrılmak zorunda kaldığını rahatlıkla gözlemleyebiliriz.

Fiyat istikrarını sağlamak, makro ekonomik dengeleri oturtmak için uygulanması gereken para ve maliye politikalarının hiçbiri 1,3 yılda yapılacak kadar kısa değildir

Hükümetlerin her seçim dönemi yaklaştıkça uyguladıkları popülist düşünceler, kamu harcamalarının gerçeği yansıtmayan bir artış göstermesi enflasyonu daha da arttırmış ve fiyat istikrarını daha da bozmuştur.

Hükümetlerin uygulayacakları ekonomik istikrar programlarıyla hükümette kalma süreleri arasındaki zaman farkı uyumsuzluğu birçok hükümet için geçerli olsa bile böyle bir problemle karşılaşmayan hükümetler de ne yazık ki sorunlara çare bulamamıştır. Bunun en güzel örneği Özal hükümetinin çare bulamadığı ve günümüzde de bir problem olarak geçerliliğini koruyan ödemeler dengesi problemini için Başbakan Özal’ın söylediği sözlerdir.

‘İlk hedefimiz, aşırı enflasyonu kontrol altına alarak, dar gelirlinin belini büken

pahalılığı önlemek için fiyat artışlarını yavaşlatmaktır. Aşırı enflasyon olduğu her ülkede gelir dağılımı hep fakirin, dar gelirlinin aleyhine gelişmiştir. Enflasyonu % 10’ların altına indirmedikçe, gelir dağılımını düzeltemeyiz. Bu bakımdan hakiki ve gerçekçi sosyal adalet anlayışına sahip hükümetimizin ilk hedefi enflasyonla her ne pahasına olursa olsun mücadele etmektir.’19 Turgut ÖZAL

Turgut Özal’ın başbakanlık yaptığı dönemde enflasyonun bir türlü dizginlenemeyişi özellikle 1987 yılından sonra diğer siyasi partilerle girişilen kıyasıya rekabet enflasyonun artışını besleyen bir olgu olmuştur.

YILLAR ENFLASYON ( % )

GSMH'deki artış hızı (%)

Kişi başına

milli gelir (TL)

1983 31,4 3,3 4.844 1984 48,4 5,9 5.006 1985 44,9 5,1 5.132 1986 34,6 8 5.410 1987 38,9 7,4 5.672 1988 75,4 3,36 5.718

Kaynak : Hasan Cemal; Özal Hikayesi; sayfa; 334

19 Hasan CEMAL, Özal Hikayesi, 1. basım, s: 334

31

Page 32: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Türkiye’de önemli bir yeri olan ve uzun bir dönem başbakanlık yapmış olan diğer bir başbakanımızın söyledikleri de Sn Özal’ın söylediklerinden farklı değildir.

‘….Şimdiye kadar verdiğimiz izahattan anlaşılmış olacaktır ki, iktisadi ve mali görüşlerimizin esası bir taraftan devlet müdahalelerini asgariye indirmek diğer taraftan iktisadi sahada devlet sektörünü mümkün olduğu kadar daraltmak ve buna ehemmiyet vermek suretiyle hususi teşebbüs sahasını mümkün olduğu kadar genişletmek diye ifade olunabilir.’ 20

Adnan MENDERES

Bu dönemde izlenilen politikalara bakılarak devletin ekonomideki payının daha ağırlıklı olarak hissedildiğini, kamu iktisadi teşebbüslerin sayısının önceki dönemlere nazaran daha çok arttırıldığını söyleyebiliriz. Kamu iktisadi teşebbüslerinin sayısında ortaya çıkan bu artış kamunun - tekel olduğu alanlarda daha çok - kamu açıklarını finanse etmek için yüksek fiyat politikası uygulaması sonucu enflasyonun artışında önemli bir etken olması ve fiyat istikrarsızlığına yol açmasıdır.

Türkiye’de hükümetlerin enflasyon hedeflemesi programı uygulama şanslarının

hükümette kalma süreleriyle çelişmesi ya da popülist düşüncelerle bu hedeften sapılması enflasyon hedeflemesinin şimdiye kadar siyasiler açısından pek fark edilemediğini gösterir.

Türkiye’de enflasyon hedeflemesinin uygulanabilir olmasını için en önemli şartlardan

biri de merkez bankasının tam bağımsız hareket edebilmesidir.

TCMB’nin enflasyon hedeflemesi dönemine başladığında İngiltere Merkez Bankasının konumuna göre daha yüksek bir serbestliğe sahip olduğu görülmektedir. Buna göre İngiltere Merkez Bankası, faiz oranlarının belirlenmesi ve döviz piyasalarına müdahale gibi operasyonel açıdan bir merkez bankasının sahip olması gereken araçları ancak Mayıs 1997’de kazanmıştır21 Bununla karşılaştırıldığında TCMB’nin operasyonel bağımsızlığının çok daha önceden elde ettiği görülmektedir.

MALATYALI’ya göre para politikasının yürütülmesi ve beklenmeyen olaylara anında müdahale edebilecek araçlara ve görev tanımına sahip olan TCMB’nin, enflasyon hedeflemesi politikalarına geçilmesi halinde gereken altyapıya sahip olduğu söylenebilir

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın geçmişten günümüze değin bağımsızlık aşamasında sürekli ilerleme kaydettiğini ve bunun 2001 krizinden sonra hat safhaya ulaştığını söylemek yanlış olmaz. Bağımsız bir merkez bankasının politikalarını hükümetten bağımsız olarak uygulaması merkez bankalarının güvenilirliğini arttıracak ve başarılı olmasında etkili olacaktır. Bu açıdan TCMB’nin enflasyon hedeflemesi için gerekli bağımsızlık kriterini sağladığı gibi şeffaflık, hesap verebilirlik, açıklanabilirlik ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gibi diğer kriterleri de sağladığını söyleyebiliriz.

20 www.canaktan.org; ekonomi; genel ekonomi; ünlü ekonomi sözleri 21 Enflasyon Hedeflemesi Ülke Uygulamalarına Örnekler ve Türkiye’de Uygulanabilirliği: MALATYALI N. Kamuran: Mart 98: DPT çalışma raporları

32

Page 33: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Türkiye’de enflasyon hedeflemesine geçmenin o kadar da kolay olmadığını ekonomik verilere bakarak da anlayabilmemiz mümkündür.

Hedefleme Öncesi Temel Ekonomik Göstergeler

Türkiye (2003)

Kamu Borcu / GSMH 83,5 Bütçe Dengesi / GSMH -11,2 Top.Dış Tic.Hacmi /GSMH 48,5 Dış. Tic. Dengesi / GSMH -9,1 Cari Denge / GSMH -2,8 Enflasyon Seviyesi 18,36

Türkiye (2003)

-20

0

20

40

60

80

100

Kam

u Bo

rcu

/ GSM

H

Bütç

e D

enge

si /

GSM

H

Top.

Dış

Tic

.Hac

mi /

GSM

H

Dış

. Tic

. Den

gesi

/G

SMH

Car

i Den

ge /

GSM

H

Enfla

syon

Sev

iyes

i

%

Türkiye (2003)

Kaynak: ÖĞRETMEN Eren, TCMB, Dış İlişkiler Genel Müd., Enflasyon Hedeflemesi ve uygulama Özellikleri, 5 Temmuz 2004 s: 6

Kamu borcunun GSMH içindeki payının % 83,5 olması kamunun ekonomi içindeki

payının yüksek oluşunu kanıtlar niteliktedir. Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomik performansını ölçmede kullanılan Maastricht Kriterlerinde bu oran % 60’dır.

Bütçe açıklarının GSMH içindeki payının % - 11,2 olması kamunun gelir gider dengesizliğinin yüksek olduğunu gösterir. Yüksek seyreden harcamalar ve optimal oranda toplanamayan vergiler bu açığın artmasında etkili olmuştur. Maastricht Kriterleri için bu oran % - 3,0’tür.

Türkiye’nin 2003 yılı enflasyon seviyesinin % 18,36 olması ülkemiz içinde fiyat istikrarının sağlanamadığını, yatırımların ertelenmesini ya da yapılamamsını, fiyat artışlarının kontrol edilemediğini en önemlisi enflasyonun atalet kazanması sonucu tüm makro ekonomik değişkenlerin bundan olumsuz etkilediğini gösterir. Maastricht Kriterleri için bu oran enflasyon oranı en düşük üç ülkenin aritmetik ortalamasıdır ve bu oran yaklaşık % 3,0 seviyelerindedir.

33

Page 34: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Dış ticaret dengesinin % - 9,1 olması ülkemizin ihracat gelirlerinin ithalat harcamalarından daha az olduğunu gösterir. Bunun sebebi Türkiye’nin dışa endeksli büyüme problemidir.

Toplam dış ticaret hacminin GSMH içindeki payının yüksek olmasına rağmen bu oranın gelişmiş ülkelerde çok daha yüksek seviyelerde olduğunu söyleyebiliriz.

Gelişmiş Ülkeler ve Türkiye

-10

0

10

20

30

40

50

Kam

uBo

rcu

/G

SMH

Bütç

eD

enge

si /

GSM

H

Top.

Dış

Tic.

Hac

mi /

GSM

H

Dış

. Tic

.D

enge

si /

GSM

H

Car

i Den

ge/ G

SMH

Enfla

syon

Sevi

yesi

-20

0

20

40

60

80

100

Gelişmiş ÜlkelerTürkiye (2003)

ÖĞRETMEN Eren, TCMB, Dış İlişkiler Genel Müd., Enflasyon Hedeflemesi ve uygulama Özellikleri, 5 Temmuz 2004 s: 6

Gelişmiş ülkeler ile Türkiye’nin karşılaştırılması yapıldığında Türkiye’nin sınıfta kaldığı görülür. Bütçe dengesi, toplam dış ticaret hacminin GSMH içindeki payı, cari işlemler dengesi ve enflasyon hedeflemesi gibi tüm ekonomik değişkenlerin gelişmiş ülkelerde daha olumlu olduğunu söyleyebiliriz.

34

Page 35: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye

-100

102030405060

Kam

u Bo

rcu

/ GSM

H

Bütç

e D

enge

si /

GSM

H

Top.

Dış

Tic

.Hac

mi /

GSM

H

Dış

. Tic

. Den

gesi

/G

SMH

Car

i Den

ge /

GSM

H

Enfla

syon

Sev

iyes

i

-200

2040

6080

100

Gelişmekte olan Ülkeler

Türkiye (2003)

ÖĞRETMEN Eren, TCMB, Dış İlişkiler Genel Müd., Enflasyon Hedeflemesi ve uygulama Özellikleri, 5 Temmuz 2004 s: 6

Gelişmekte olan ülkelerle Türkiye’nin karşılaştırmasını yaptığımızda Türkiye’nin

toplam dış ticaretinin GSMH içindeki payı konusunda bu ülkelerden geri kaldığını söyleyebiliriz. Diğer ekonomik rasyolar arasında ise pek fazla bir fark olmadığı grafikten rahatça okunabilmektedir.

Türkiye’de enflasyon hedeflemesine geçmek için altyapının hazır olmadığını, enflasyon hedeflemesi için gerekli ön şartlardan merkez bankasının bağımsızlığının, şeffaflığının, hesap verebilirliğinin ve kamuoyunu bilgilendirmenin sağlanmış olmasına rağmen en önemli göstergeler olan kamunun ekonomi içindeki payının azaltılması, güçlü bir siyasi otoritenin varlığı ve mali piyasaların sığlıktan arındırılması şartlarının henüz yerine getirilemediği görülmektedir. Bu nedenle TCMB direkt olarak enflasyon hedeflemesine geçmek yerine enflasyon hedeflemesine geçiş için altyapının sağlanmasını sağlayacak olan örtük enflasyon hedeflemesine geçmiştir. Açık enflasyon hedeflemesi için uygun görülen süre ise 2006 yılıdır.

Enflasyon hedeflemesine geçilmesi ile birlikte, enflasyonun, nominal ve reel faiz oranlarının azalabileceği görülmektedir. Ayrıca düşen enflasyon ve faiz oranlarına paralel olarak, iktisadi kontratların da uzun vadeli yapılması mümkün olabilmektedir. Diğer yandan, hedef enflasyon oranının merkez bankasınca (bazı ülkelerde hükümet ve merkez bankası birlikte) kamuoyuna da bir bant veya nokta şeklinde ilan edilmesi sayesinde karar alıcılar için bu hedef, güçlü ve güvenilir bir çapa rolü oynayabilmektedir. Böylece karar alıcı birimler kararlarını geçmiş enflasyona değil, taahhüt edilen ya da hedeflenen enflasyona bakarak verebileceklerdir. Muhtemel bu gelişmelerle birlikte, enflasyon hedeflemesinin enflasyon ve enflasyon belirsizliğini azaltması söz konusu olabilecektir.22

22 Türkiye’de Enflasyon Enflasyon Belirsizliği İlişkisi ve Enflasyon Hedeflemesinin Enflasyon Belirsizliğini Azaltmadaki Rolü: Haydar AKYAZI ve Seyfettin ARTAN: KATÜ: İBBF:İktisat Bölümü Yayınları: s: 16

35

Page 36: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

10.EKLER

10..1 EK 1: ENFLASYON HEDEFLEMESİNİN ÜLKELERE GÖRE UYGULANIŞ

BİÇİMLERİ

ÜLKELER İTİBARİYLE ENFLASYON HEDEFLEMESİ YAKLAŞIMININ UYGULAMADAKİ ÖZELLİKLERİ

Ülke Adı Başlangıç Tarihi

Enflasyonun Ölçüsü

Hedef Belirleme Yetkisi

Tahmin Aralığı

Tahmin Süresi

Bankanın Karar Mercii

Hedeften Sapmada

Yasal Sorumluluk

Kaçış Yolu

Avustralya Nis.93 TÜFE Banka ve Hükümet Bant Sürekli Kurul Yok Yok

Brezilya Haz. 99 TÜFE Hükümet (2) Bant 1 Yıl Para Pol. Komitesi Var Yok Çek Cumh. Oca. 98 TÜFE Merkez Bankası Bant Çoklu yıl Kurul Yok Var

Filipinler Oca. 02 TÜFE Banka ve Hükümet Bant 2 yıl Para Kurulu Var Var

Güney Afrika Şub. 00

Çekirdek enf. Hükümet (2) Bant 2 yıl Para Pol. Komitesi Var Var

Güney Kore Oca. 98 Çekirdek

enf. Merkez Bankası (1) Bant Çoklu yıl Para Pol. Komitesi Yok Yok

İngiltere Oca. 92 TÜFE Hükümet Nokta Sürekli Para Pol. Komitesi Var Yok İsrail Oca. 92 TÜFE Hükümet (2) Bant Sürekli Başkan Var Yok İsveç Oca. 93 TÜFE Merkez Bankası Bant Sürekli Yönetim Kurulu Yok Yok İsviçre Oca. 00 TÜFE Merkez Bankası Tavan Sürekli Yönetim Kurulu Yok Yok

İzlanda Mar. 91 TÜFE Banka ve Hükümet Bant Sürekli Yönetim Kurulu Var Yok

Kanada Şub.91 Çekirdek

enf. Banka ve Hükümet Bant Çoklu yıl Yönetim Kurulu Yok Var

Kolombiya Eyl. 99 TÜFE Banka ve Hükümet Nokta Çoklu yıl Yönetim Kurulu Yok Yok

Macaristan Haz.01 TÜFE Merkez Bankası (1) Bant Çoklu yıl Para Kurulu Yok Yok

Meksika Oca. 99 TÜFE Merkez Bankası Tavan Sürekli Yönetim Kurulu Yok Yok

Norveç Mar. 01 Çekirdek

enf. Hükümet Bant 2 yıl Yönetim Kurulu Var Yok

Peru Oca. 94 TÜFE Merkez Bankası (1) Bant Sürekli Yönetim Kurulu Yok Yok

Polonya Eki. 98 TÜFE Merkez Bankası Bant 1 Yıl Para Pol. Kurulu Yok Var

Şili Oca. 91 TÜFE Merkez Bankası (1) Bant Sürekli Kurul Yok Yok

Tayland Nis. 00 Çekirdek

enf. Hükümet (2) Bant Sürekli Para Pol. Komitesi Var Yok Yeni Zelanda Mar. 90

Çekirdek enf.

Banka ve Hükümet Bant Sürekli Başkan Var Var

(1) Hükümete Danışarak (2) Merkez Bankasına Danışarak

Kaynak: ÖĞRETMEN Eren, TCMB, Dış İlişkiler Genel Müd., Enflasyon Hedeflemesi ve uygulama Özellikleri, 5 Temmuz 2004 s: 21

36

Page 37: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

10.2 EK 2 :TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI’NIN PARA POLİTİKASINA İLİŞKİN BASIN DUYURUSU 20/12/2004

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2001 krizinin hemen ardından 22 Şubat 2001

tarihindeki basın açıklamasında; 2000 yılı başından beri uygulanmakta olan istikrar programının temel unsuru olan döviz kurlarının çapa olarak devam ettirilmesinin, istikrar programına olan güvenin kaybolmuş olması nedeni ile artık mümkün olmadığını, dolayısı ile dalgalı kur rejimine geçileceğini ve zaman içinde para politikası olarak enflasyon hedeflemesi rejiminin benimseneceğini açıklamıştır.

2001 krizi sonrası yeni para politikası, yasal olarak bağımsız hale gelmiş Merkez Bankası’nın birincil sorumluluğu olarak tamamlanmış fiyat istikrarına ulaşma amacı üzerinde odaklanmıştır. Mayıs 2001 tarihinde uygulanmaya başlanan yeni programın mali disiplin, bankacılık sektörünün güçlendirilmesi, yapısal reformlar ve dalgalı kur rejimi gibi temel unsurlarının kendilerinden beklenen sonuçları vermeye başlamakta olduklarının ilk belirtileri ile, 2 Ocak 2002 tarihli ‘2002 Yılında Para ve Kur Politikası ve Muhtemel Gelişmeler’ duyurusu ile para politikası stratejisi belirginleştirilmiş ve örtük enflasyon hedeflemesine geçileceği ilan edilmiştir.

Söz konusu stratejinin benimsenmesinin ilk nedeni açık enflasyon hedeflemesi rejiminin koşullarının oluşmadığı düşüncesidir. İkinci neden ise kronik enflasyon ortamında para talebinin tahminin zorlukları ve parasal göstergelerle enflasyon arasındaki ilişkinin genelde istikrarlı olmaması yüzünden salt parasal hedefleme ile enflasyonla mücadelenin yeterli olmayacağı düşüncesidir. Hem 2002 başındaki duyuruda hem de izleyen duyurularda ekonomik birimlerin yeni rejimi öğrenme sürecine katkıda bulunmak amacıyla, makro ekonomik dengeler ve para politikasının rolü üzerine saptamalar kamuoyuyla paylaşılmıştır. Böylece kamuoyunun yabancı olduğu birçok konu raporlar ve basın açıklamaları yoluyla tanıtılmış enflasyon neden yenilmesi gereken kronik bir hastalık olduğu her fırsatta dile getirilmiştir. Fiyat istikrarının orta ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme için olmazsa olmaz bir önkoşul olduğu ve uygulan politikalar olan güven arttıkça kısa dönemde dahi enflasyondaki düşüşün büyümeyi destekleyebileceği, sıkı maliye politikasının yüksek kamu borcu koşullarında büyümeyi engelleyemeyeceği ve dalgalı kur rejiminin,dünyada bugün yaklaşık 80 kadar ülkede olduğu gibi ülkemizde de sürdürülebileceği defalarca vurgulanmıştır.

Bugün gelinen noktada enflasyonun 30 yıl aradan sonara tek haneli rakamlara inmesi; enflasyondaki iyileşmenin geçici olmadığı daha da önemlisi geçici olmaması gerektiği görüşünün toplumun büyük bir kesimi tarafından benimsenmiş olması, önemli bir dönü noktası olarak değerlendirilmektedir. 10.2.1 Neden ‘Örtük’ Enflasyon Hedeflemesi?

Daha önce çeşitli platformlarda dile getirildiği gibi, 2001 – 2004 dönemine damgasını vuran ve kriz sonrası para politikasının etkinliğini kısıtlayan temel faktörlerin başına ‘mali baskınlık’ veya ‘kamu borcu baskınlığı’ olarak adlandırabileceğimiz hassas kamu borcu dinamikleri gelmektedir. Derin bir güvenilirlik kaybına uğramış yüksek borç yükü taşıyan, vadelerin kısa ve borcun büyük bir bölümün değişken ya da dövize endeksli olduğu ekonomilerde merkez bankasının kısa vadeli faizler gibi politika araçlarının faizlerin genel düzeyi üzerindeki etkisi sınırlı olmaktadır. Zira, bu tip ekonomilerde faizlerin genel düzeyi ve döviz kurları çeşitli içsel ve dışsal şoklara karşı son derece yüksek duyarlılık

37

Page 38: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

gösterebilmektedir. Söz konusu değişkenlerin oynaklığı, gerek bu tür şokların yarattığı etkilerin öngörülebilme kalitesini, gerekse para politikası aktarım mekanizmalarının etkinliğini tahrip edebilmektedir.

2001 krizinden hemen sonra Merkez Bankası da benzer kısıtlar yaşamıştır. Üzerinde 2000 yılından beri yoğun olarak çalışılan ve bu çalışmaların zaman zaman iş, finans ve akademik çevrelerle paylaşıldığı açık enflasyon hedeflemesine geçişte erken davranılmasının hatalı olacağı düşünülmüştür. Zira, enflasyon hedeflemesinin etkinliği büyük ölçüde güvenilirliğin düzeyi ile bağlantılıdır. Şüphesiz güvenilirlik her tür iktisat politikasının başarısı için gerekli koşullardan birisidir. Ancak, enflasyon hedeflemesinde güvenilirliğin önemi çok daha fazladır. Merkez Bankası, 2000 yılından itibaren üzerinde önemli ölçüde bilgi birikim sağladığı enflasyon hedeflemesine koşullar oluşmadan geçilmesinin güvenilir olmayacağı saptamasından hareket etmiştir. Bu bağlamda dalgalı kur rejimine geçiş sonrasında açık enflasyon hedeflemesinin kademli olarak yakınsama stratejisi benimsemiş, para politikasının etkinliğini kısıtlatan ve aktarım mekanizmasının işlemesi için engel teşkil eden unsurların ortadan kalkması beklenmiştir. Bir diğer deyişle 3 yılı aşkın bir süredir temkinli bir tavır izlenmiş, mali disiplin desteğinin yanı sıra enflasyon hedeflerinin güvenilirliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Bunun yanında, enflasyonla mücadelede orta ve uzun vadede yapısal reformların esas olduğu vurgulanmış, fiyat istikrarına giden yoldaki engelleri aşma yolundaki her türlü yapısal düzenleme desteklenmiştir. 10.2.2Bir Sonraki Adım: Açık Enflasyon Hedeflemesi

2001 yılı krizinden bugüne son derece önemli bir iktisadi dönüşüm yaşanmaktadır. Yapısal reformlar ve bu çerçevede Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yolunda atılan adımlar, parasal ve mali disiplin ve döviz kurunun dalgalanmaya bırakılması sayesinde fiyat istikrarı yolunda önemi yadsınamaz aşamalar kaydedilmiştir. Bu sürece paralel olarak ekonominin hemen her kesiminde başlatılan yapısal reformlar ve uygulanan karalı ekonomi politikalarıyla gerek kamu, gerekse özel sektörde iktisadi davranış biçimleri hızla değişmeye başlamıştır. Kamu borç stokunun çevrilebilirliğine ilişkin kaygılar ekonomideki gündem maddeleri arasında ilk sıralardaki yerini kaybetmiştir. Daha da önemlisi mevcut yaklaşımı orta vadeli bir solukla yapısal reformları içselleştiren ve derinleştiren bir şekilde devam ettirileceği algılamaları, açık enflasyon hedeflemesine kademeli bir geçişin dahi doğal olarak önkoşulu olması gereken orta vadeli bir programın ortaya konması ile, güçlenmiştir. Bu süreçte, kredi aktarım mekanizmasının işlerliği de artmaya başlamıştır. Bütün bu gelişmeler, enflasyon hedeflemesi açısından giderek daha elverişli bir ortamın oluştuğuna işaret etmektedir.

Merkez Bankası, makro ekonomik istikrarın olmazsa olmaz şartı olan fiyat istikrarı hedefinin güvenilirliğini perçinleyecek olan açık enflasyon hedeflemesi stratejisine aşamalı olarak geçecektir. Bu aşamalarda temel amaç, enflasyon hedeflemesine doğru yönelirken, söz konusu rejimin ayrılmaz bir parçası olan para politikası kararlarının daha öngörülebilir ve şeffaf bir hale getirilmesine katkıda bulunmak olacaktır. Kuşkusuz, açık enflasyon hedeflemesine geçiş aşamalarında temkinli olunması ve atılacak adımların bir plan dahilinde gerçekleştirilmesi, para politikası kararlarında ihtiyaç duyulabilecek esnekliğin kaybedilmemesi gönülden kritik önem taşımaktadır. Enflasyonla mücadelede alınan mesafe ve on dönemde para politikası uygulamalarını giderek artan etkinliği de dikkate alındığında, para politikası karar alam sürecinin işleyişi konusunda bazı adımların atılması ve bu adımların kamuoyu ile paylaşılması oluşmaya başlayan istikrar ortamına destek verecektir.

38

Page 39: T C STANBUL ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ PARA, … · 2016-09-28 · ÖZET. Ülkelerin büyüme ve kalkınmasında önemli bir payı olan fiyat istikrarının sağlanmış

39

11.KAYNAKÇA AKYAZI Haydar ve ARTAN Seyfettin : KATÜ Türkiye’de Enflasyon Enflasyon Belirsizliği İlişkisi ve Enflasyon Hedeflemesinin Enflasyon Belirsizliğini Azaltmadaki Rolü: İBBF:İktisat Bölümü Yayınları ALPARSLAN Melike ve ERDÖNMEZ Pelin Ataman, Enflasyon Hedeflemesi CEMAL Hasan, Özal Hikayesi, 1. basım, s: 298 KAYKUSUZ Murat, Enflasyon Hedeflemesi ve Türkiye’de Uygulanabilirliği MALATYALI N. Kamuran, Enflasyon Hedeflemesi, Ülke Uygulamalarına Örnekler ve Türkiye’de Uygulanabilirliği, DPT Yıllık Programlar ve Konjonktür Değerlendirme Genel Müdürlüğü, Çalışma Raporları: 1998 - 01 MELEN Mithat– international Money and Finance – ders notu ÖĞRETMEN Eren, TCMB, Dış İlişkiler Genel Müd., Enflasyon Hedeflemesi ve uygulama Özellikleri, 5 Temmuz 2004 TCMB enflasyon el kitapçığı TÜRKER Masum: 30/11/2004: Merkez Bankacılığı ders notu USTA Bülent, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Uzmanlık ve Araştırma Tezleri, 2003 ÜNSAL M. Erdal; Makro İktisat Kitabı; Enflasyonun Ölçülmesi; 4. baskı Web Kaynakları www.die.gov.tr; istatistiki veriler www.tcmb.gov.tr; istatistiki veriler www.canaktan.org; ekonomi; genel ekonomi; ünlü ekonomi sözleri