suresi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/g00028/2018_69/2018_69_cavdary.pdfnin eski dönemlerinde...
TRANSCRIPT
209
_____________________________________________________________________________________
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date
11.03.2018 22.04.2018
Dr. Yıldıray ÇAVDAR
Selçuk Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı
BEYLİKLER DÖNEMİNE AİT BİR TEBÂREKE SURESİ TEFSİRİNDE
ESKİCİL (ARKAİK) SÖZCÜKLER1
Öz
Türkçe, yüzyılları aşan tarihî macerası boyunca, uzak coğrafyalarda, özellikle söz
varlığı açısından çeşitli değişimler göstermiştir. Zaman içinde Türkçe birçok söz-
cük, unutulup yerini yeni sözcüklere bırakmış veya değişim göstermiştir. Türk dili-
nin eski dönemlerinde kullanılmış ancak bugün kullanımdan düşerek unutulmuş
sözcükleri tespit etmenin yegâne yolu, tarihî metinlerdir. Dil biliminde eskicil teri-
mi, eski dönemlere ait günümüzde kullanılmayan yapı, birim veya ögeleri ifade
etmektedir. Bu terim Fransızca arkaik kelimesiyle de karşılanmaktadır. Bu maka-
lede, Beylikler Dönemine ait Tebâreke Suresi (Sûretü’l-Mülk) Tefsîri’nin Burdur
nüshasındaki eskicil sözcükler tespit edilmiştir. Eser, İnançoğulları Beyliği’nin son
beyi İshak Bey bin Murâd Arslan’ın (hükümranlık yılları yaklaşık 1362-1368;
ölümü 1391’den sonra) isteğiyle Türkçeye çevrilmiştir. Ancak şimdiye kadar eserin
müellif hattına ulaşılamamış olduğundan yazarının kim olduğunu ve telif tarihini
bilmiyoruz. İncelenen nüsha, 1422 (Hicri 826) tarihinde Edhem bin Hıfzu’llah Bin
Hasan et-Tavîl el Bağdadî tarafından istinsah edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Eski Anadolu Türkçesi, Beylikler Dönemi, Tebâreke
Suresi, Arkaik Sözcükler
1 Bu makale, Tebâreke (Sûretü’l Mülk) Tefsîri (1a-64a ) (Metin-İnceleme-Dizin-Tıpkıbasım) adlı yüksek lisans
tezinden üretilmiştir. ( Çavdar 2005)
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
210
ARCHAIC WORDS IN AN INTERPRETATION OF SURAH
TEBAREKE BELONGING TO THE PERIOD OF PRINCIPALITIES
Abstract
Turkish has undergone various changes especially in terms of vocabulary in distant
geographies throughout its history that have spanned long centuries. In the course
of time, many words in Turkish were forgotten and replaced by other words or un-
derwent changes. The only way to determine words that were used in earlier peri-
ods of Turkish but have fallen into disuse and been forgotten today is to examine
historical texts written in Turkish. The word obsolete in linguistics refers to pat-
terns, units or elements belonging to earlier times which are not used today. This
notion is also expressed using the French word archaic. In this article, archaic
words were identified of an interpretation of Surah Tebareke (Surah Mülk) in the
Burdur copy belonging to the Period of Principalities. The book was translated into
Turkish upon request by İshak Bey bin Murâd Arslan, who was the last prince of
the Principality of İnançoğulları (who reigned between the years 1362 and 1368
and died after 1391). However, we do not yet known who the author of the work is
and when it was written because so far we have failed to obtain a line ascertaining
its author. The copy under investigation was copied by Edhem bin Hıfzu’llah Bin
Hasan et-Tavîl el Baghdadî in 1422 (Hegira 826).
Keywords: Old Anatolian Turkish, Period of Principalities, Surah Tebâreke,
Archaic words
GİRİŞ
Canlı ve doğal bir varlık olarak kabul edilen dil, uzun yıllar içerisinde, farklı coğrafyalarda çe-
şitli açılardan bazı değişimler yaşayabilir. Özellikle Türkçe gibi, tarih boyunca çok geniş sahala-
ra yayılma imkânı bulmuş bir dil için bu durum daha somut olarak gözlenebilir niteliktedir.
Türk dili, yüzyılları aşan tarihî macerası boyunca uzak coğrafyalarda, özellikle söz varlığı açı-
sından çeşitli değişimler göstermiştir. Zaman içinde Türkçe birçok sözcük unutulup yerini yeni
sözcüklere bırakmış veya değişim göstermiştir. Türk dilinin eski dönemlerinde kullanılmış an-
cak bugün kullanımdan düşerek unutulmuş sözcükleri tespit etmenin yegâne yolu tarihî metin-
lerdir. Bu metinlerin günümüz Türk alfabesine aktarılarak yayımlanması, birçok bakımdan ol-
duğu gibi, dilimizdeki eski sözcüklerin ortaya konulması yönüyle de mühimdir.
Dil biliminde eskicil terimi, eski dönemlere ait günümüzde kullanılmayan yapı birim veya öge-
leri ifade etmektedir. Bu terim Fransızca arkaik sözcüğüyle de karşılanmaktadır. Türk Dil Ku-
rumunun Türkçe Sözlük’ünde arkaik sözcüğünün anlamı şöyle verilmiştir: “1. Güzel sanatlarda
klasik çağ öncesinden kalan. 2. Konuşulan ve yazılan dilde, kullanımdan düşmüş olan (eski söz
veya deyim)” (TDK 2018). Geniş anlamıyla eskicil, özellikle yazılı metinlerde, dilin eski dö-
nemlerinde kullanılmış olup bugün kullanımdan düşmüş olan herhangi bir söz varlığı unsuru
(kelime, ikileme, deyim, atasözü vb.), yapı veya ek özelliğidir (Karaağaç 2013: 371-372; İmer-
Kocaman-Özsoy 2011: 118).
Bugün kullanılmayıp yerlerini yenilerinin aldığı eski sözcüklere, deyimlere ve şekillere birkaç
örnek verirsek: gökçek yerine güzel, esrük yerine sarhoş, bencileyin yerine benim gibi, adaklı
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
211
yerine sözlü, patlıcanî yerine patlıcan rengi, sayrı yerine hasta, akıl kulağına okumak yerine
aklına getirmek / hatırına düşürmek vb. (Korkmaz 2003: 84-85).
Arkaik sözcükler; eski zamanlara ait, bugün yazı dilinde kullanımdan düşmüş olan ancak bazı
Anadolu ağızlarında varlığını hâlâ sürdürmekte olan eski sözcüklerdir. Günümüzde arkaik ola-
rak değerlendirilen sözcükler, ait olduğu dönemin hem yazı dili hem de konuşma dilinde sıklık-
la kullanılan sözcüklerdir. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus da bu sözcüklerin geçmişle
ilgisidir. Arkaik sözcükler; Eski Türkçede, tarihî lehçelerde, Batı Türkçesinin ilk dönemlerinde
kullanılmışlardır.(Ekşioğlu 2015:379)
Batı Türkçesinin ilk dönemini oluşturan, 13. yüzyıldan 15. yüzyılın ortalarına kadar Anadolu ve
Rumeli’de kullanılan Türkçe; Eski Anadolu Türkçesi, Eski Türkiye Türkçesi veya Eski Oğuz
Türkçesi gibi adlarla anılmaktadır. Bu dönem kendi içerisinde, Selçuklular Dönemi, Beylikler
Dönemi ve Osmanlı Türkçesine Geçiş Dönemi şeklinde incelenmektedir.
Çeşitli sosyal ve siyasi gelişmeler sonucunda ortaya çıkan bu dönemler içerisinde Beylikler
Dönemi’nin ayrı bir yeri vardır. Denilebilir ki bu dönemle beraber Türk yazı dili, Anadolu Sel-
çuklularının resmî dili, bilim ve din dili olan Arapça ile edebiyat dili olan Farsçaya karşı önemli
başarılar göstermiştir. Siyasî, sosyal, ekonomik, kültürel şartların imkân tanımasıyla, bu tarihî
dönüm noktasında Türkçe, olgun bir yazı diline dönüşmüştür. Beyliklerin başında bulunan bey-
lerin ilim adamlarını Türkçe yazmaları konusunda teşvik etmeleriyle, özellikle de sözlü Oğuz
lehçesi (Oğuzca) yazıya aktarılmış ve bu döneme özgü yapılar ortaya çıkmıştır. Bu dönemin
kelime hazinesi “Eski Türk yazı dilinden arkaik şekillerle Oğuzcadan gelen şekilleri kaynaştır-
ma suretiyle yeni bir ilim ve edebiyat dilini besleyebilecek kelime malzemesini de ortaya koy-
muş bulunmaktadır” (Korkmaz 1995: 419-423).
Bu makalede, Beylikler Dönemi’ne ait bir sure tefsirindeki eskicil sözcükler tespit edilmiştir.
İncelediğimiz eser, İnançoğulları Beyliği’nin2 son beyi İshak Bey bin Murâd Arslan’ın3 (hü-
kümranlık yılları yaklaşık 1362-1368; ölümü 1391’den sonra) isteğiyle Türkçeye çevrilmiş
Tebâreke (Sûretü’l-Mülk) Tefsîri’dir. Şimdiye kadar eserin müellif hattına ulaşılamamış oldu-
ğundan yazarının kim olduğunu ve telif tarihini bilmiyoruz. İncelediğimiz tefsir, 1422 (Hicri
826) tarihinde Edhem bin Hıfzu’llah bin Hasan et-Tavîl el Bağdadî tarafından istinsah edilmiş-
tir. Eser günümüze kadar iyi korunmuş ve ebru kâğıt kaplı bir cilt içindedir. 16.5x12.5 ölçüle-
rinde, yazısı güzel, tamamen harekeli nesihtir. Her sayfasında 9 satır (ilk sayfada 8 satır) olup
124 varaktır. Burdur İl Halk Kütüphanesinden Konya’ya geldiği için Burdur nüshası olarak
bilinen ve Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesinde olan eserin 1a-64a sayfaları arası Çav-
dar (2005), 64b-124b sayfaları arası ise Ölker tarafından yüksek lisans tezi olarak çalışılmıştır
(2005).
Beylikler Döneminde yazılan bu Tebareke Suresi Tefsiri, eskicil ögeler bakımından oldukça
zengindir. Ayrıca, Ölker tarafından eserin 64b-124b sayfaları temel alınarak bir dil ve imla ince-
lemesi yapılmıştır (Ölker 2008b: 169-173).
Tebareke Suresi Tefsiri’nde Tespit Edilen Eskicil Sözcükler:
2 İnançoğulları Beyliği, Lâdik ya da Denizli Beyliği olarak da bilinir. Yaklaşık 1261-1368 tarihleri arasında önce
Isparta-Alâiye, Elmalı, sonra sadece Denizli çevresinde hüküm sürmüştür (Baykara 2000: 263-264). 3 İshak Bey, İnançoğulları Beyliği’nin son beyidir. 1362’den önce ölen babası Murad Arslan Bey’in yerine tahta
geçmiştir. Beylik muhtemelen 1368 tarihinde Germiyanoğulları’nın hakimiyetini tanıyarak bağımsızlığını
kaybetmiştir. 1391 tarihinde de yaşadığı bilinen İshak Bey tıpkı babası gibi, hatta daha babasının sağlığında, ilmî
çalışmaları teşvik ederek Türkçe kitap yazılmasını desteklemiştir (Baykara 2000: 264; Özkan 2010: 542).
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
212
Eskicil sözcük ve unsurlar, özellikle yazılı bir metnin Türk dilinin hangi dönemine ait olduğunu
işaret eden çok önemli göstergelerdir. Biz bu unsurların sadece sözcükler yönüyle ilgili bir araş-
tırma yaptık. Konuya, Üşenmez’in (2014), Taş’ın (2009), Ekşioğlu’nun (2015), Küçük’ün
(2013, 2014) bakış açıları ve yöntemlerini benimseyerek bir yaklaşım sergiledik. Eserin tama-
mında tespit ettiğimiz eskicil sözcükleri anlamları, geçtiği örnek cümleleri ve varak-satır numa-
ralarıyla aşağıda alfabetik olarak sıraladık. Ayrıca söz konusu sözcüklerin geçtiği tarihî metinler
veya sözlüklerle tanıklandırmayı uygun bulduk. Eskicil sözcük, Tebâreke Tefsiri’ndeki biçimiy-
le aynı ise sadece geçtiği eserin kısaltmasını, aynı değilse geçtiği eserdeki şeklini, farklı anlamı
varsa anlamını belirttik.
Tebâreke Tefsiri’nde tespit ettiğimiz 97 adet eskicil sözcüğün 42’i isim, 41’i fiil, 14’ide edattır
(bk. Ek). Bu sözcüklerin anlamları ve cümlelerdeki örnekleri şöyledir:
aġu: ağı, zehir. (EUTS: 6), (KB: 11), (DLT: 545)
Ḥasan’ı kim dudaġında öpdüŋ düşmenlerüŋ aġu içüre cigerleri aġzından gele (59a/8)
aŋra-: homurtulu ses çıkarmak, haykırmak, kükremek (DLT: 656 ıŋraş- “gürüldemek inleş-
mek” ıŋrat- “zırıldatmak, inletmek”)
ol aslan pençelerin gezerler-idi ḳuyruḳların yire ururlar-ıdı aŋrarlardı 11b/4
ar- : yorulmak, yorgun düşmek. (DLT: 553)
ol kişi ḳaçdı ḳaça ḳaça ardı deve daḫı yaḳlaşdı 63b/3
arḳun: Aheste, ağır, yavaş, sessiz. (DLT: 546: aḳru “yavaş” aḳrun “yavaş yavaş, yavaşça”)
birincesi birincesine arḳun söyleŋ Muḥammed’üŋ Taŋrısı işidüp Muḥammed’e dimesün 107a/5
aşru: ötede, ötesinde (KB: 31: aşru “aşırı, çok”)
ḳardaşları ṭaġ aşru otururlar-ıdı (17a/5)
avḳ-: çabalamak? (Taradığımız kaynaklarda bu sözcük tespit edilememiştir.)
su altında etmek gölgesin gördi etmegi avḳa gördi dutamadı etmegi mevc aldı 67a/2
ayruḳ: başka, diğer, gayri. (KB: 8), (DLT: 542 adruk; 567 ayruk)
Yūsuf’uŋ ḳardaşları ayruḳlar anuŋ cemālı ẕevḳından barmaḳların doġradı bunlar öldürmege
ḳasd-iderlerdi 41a/5
balḳı-: parlamak, ışıldamak (TS), (DS)
Yūsuf’uŋ yüzinde bir nūr var-ıdı ol nūr balḳısa güneş nūrı ṭonıġurdı 17a/7
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
213
bay: zengin, varlıklı.(EUTS: 24), (İKPÖ: 167), (DLT: 579)
dükeli ādemden bay-ıdum ve dükelinden ḳuvvatlu-y-ıdum (57a/1)
biregü: bir kimse, biri, birisi (ETG: 75 “her biri”), (TS)
mes’ele oldur ki göŋül kimi severse görklü oldur biregüyi sevmeyincek Yūsuf daḫı olursa göre-
si gözi olmaz 41a/4
birince: birçok, pek çok (TS) (Ayrıca bu sözcükle ilgili bk. Ölker 2008a)
birince dostların çün susuz öldürür bir içüm su virmez 30b/5
biti: defter (OA: 90, NF: 71)
gözler ḳamaşur baḳmaġa anda firişteler var camel bitilerin yazarlar 76b/2
boġ: bohça (DLT: 592)
cAden uçmaġına var ol ṭonlardan ki Fāṭıma içün yaraḳlanmışdur bir boġ ṭon iltivir Fāṭımaya
93a/7
buŋlı: sıkıntılı, mustarip (İKPÖ: 203 muŋ “tasa, sıkıntı, üzüntü”) (DLT: 765 muŋlug)
ilden çıḳardılar ġarīb buŋlu ḳaldı oġlancuḳlar dirilüp gülişürlerdi 47b/6
Çalab: Tanrı, Allah (TS)
Çalabum senden artuḳ çāreleri yoḳ 105a/8
çeri : asker (ETG: 271 çerig “ordu”)
nice çeri dilersin Nemrūd eytdi anuŋ dükeli çerisi 46a/1
çetük: kedi (DLT: 620)
bir keklik ḳafesde ṣayru oldı bir çetük anı göre geldi (52b5)
çöngel-: zayıflamak, gücünü yitirip görevini iyi yapamaz duruma gelmek, körleşmek
(DK: 76), (TS)
anuŋ ṣıfatın bilmekde diller çöngelür 68a/3
dapa: -e doğru (krş. ṭapa) (KB: 422 tapa)
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
214
cuvālı ḳalb aḳçayı getürdiler öŋine dökdiler yüzin gök dapa dutdı 62a/5
degşür-: değiştirmek, döndürmek (TS)
cizzüm celālüm ḥaḳḳı-çun yarın ol aġlamaġı gülmege degşürem 33a/1
depser-: kuruyup buruşmak (DLT: 870 tepze- / KB: 438 tepse- haset etmek, çekememek, (TS:
d-/t-)
gözler çuḳura düşmiş ṭuṭaḳları depsermiş 18b/4
dirşür-: derlemek, toplamak, bir araya getirmek (TS)
İblīs caleyhi’l-lacne çerisin dirşürdi yidi yüz biŋ şeyṭān uydurdı 23b/5
dın-: ses çıkarmak, söz söylemek (DLT: 877 tın- “Türklerde susmak, Oğuzlarda susmamak”)
(TS)
dınmaŋ buŋa söylemeŋ zebānilere buyura ki aġzıra uruŋ söylemeŋ 103b/4
don: giysi, elbise (krş. ṭon) (DLT: 891 ton-tön), (KB: 459 ton)
eskice ḫırḳamı ṣınucaḳ caṣāmı virüŋ donuŋuz benden aluŋ 21a/3
dölen-: huzura kavuşmak (TS)
ḥabībüm göŋlüŋ dölendi mi 70b/2
dügmelen-: tomurcuklanmak (TS)
güneş ṭoġduġı vaḳtın çiçek virürdi dügmelenürdi 14b/1
dükeli: hep, hepsi, bütün, cümle (DLT: 908, KB: 477), (TS)
pādışāhları ẓulmdan ṣaḳlagil ve dükeli cālimleri azmaḳdan saḳlaġıl 4a/7
emder-: alt üst etmek (Bu sözcük taradığımız kaynaklarda tespit edilememiştir.)
yidi ḳat yir-ile havāya çıḳardı başın aşaġa emderdi 49b/4
evit: ancak, lākin (DLT: 637 emet-ewet-yemet) (TS)
Ī ḫoca hiç bilmezem ne oldum evit bu ḳadar bilürem ki bir kişi işbu evden bir içüm su virdi
20a/9
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
215
eyit- / eyt-: söylemek, demek, anlatmak (OA: 86 ay- “söylemek, emretmek”, ayıd-/ayt- “söyle-
mek”), (DLT: 565, KB: 41-46, AH: VI ay-/ayt-/ayıt-)
Ī ḫoca ben bu zāra rāżı degülem eyitgil içdügüm suyı ödeyeyin göŋlümi girü virsün 20b/3
yacnī eytdi Yā Muḥammed bilür-ile bilmezler barābar degül 56a/5
geŋez: kolay (DLT: 703 keŋes “kolay”), (TS)
Taŋrıdur ki yiri size geŋez yaradıvirdi 110b/6
geŋezlik: kolaylık (TS)
yacnī ḳıl yaḳın ol ikincisi oldur ki aŋdum geŋezligi oruclarında 71a/3
geŋlik: genişlik (TS)
biri firūzedendür şuḳḳası geŋligi dünyādan uludur 86b/5
givür-: koymak, sokmak, yerleştirmek (TS)
Saḳar ḳavmına ṣoralar ne nesne givürdi 96a/3
gökçek: güzel, sevimli, hoş (TS)
ki siz gökçeksiz bunlar çirkīnlerdür sizüŋ gökçekligüŋüz ne aṣṣısı ola 41a/7
gökçeklen-: böbürlenmek (TS)
Nemrūd İbrāhīm’e ḳarşu gökçeklendi eytdi Yā İbrāhīm senüŋ Tałrı’ŋuŋ daḫı bu ḳadar çerisi var
mıdur 45a/9
göyin-: yanmak (krş. göyne-) (DLT: 758 küy-) (TS)
ḳıyāmatda sen benüm ümmetümi göyindürme diyesin cacabdur ben göyinmezsem 6a/8
göyindür-: yakmak (TS)
ol carşı görmek dileyen firişte(nüŋ) daḫı ḳanatların göyindürdi 41b/3
göyne-: yanmak (krş. göyin-) (DLT: 758 küy-), (TS)
yalan diyüp azanlar ṭamuda göyner erir 2a/2
gözgü: ayna (EUTS: 80 közüngü), (TS)
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
216
bu gözgüyi ol dervīşüŋ eline virüŋ yüzine gözine baḳsun 22a/7
güni: kıskançlık, haset (EUTS: 82 küni)
ġāyat günimden iki göz arasında burın yaratdum ki iki göz birbirin görüp sevmeye 60a/5
günici: kıskanç, hasetçi (EUTS: 82 küniçi)
Taŋrı Tacālā eydür ben günicilerüŋ yigregiyem 60a/5
iŋen: çok, pek, daha çok (TİEM: 403 iŋen-yiŋen)
eger iŋen ḳatı olsa yörimege meşaḳḳat olaydı ve eger key yumşaḳ olsa üstinde deprenmege ya-
ramayadı 110a/1
irte: şafak sökme zamanı, sabah (ETG: 275 erte-irte) (EUTS: 65 irte)
İbrāhīm Edhem’e bir ḳonuḳ irişdi ol gice irteye degin İbrāhīm uymadı 51b/9
irür- ulaştırmak, eriştirmek (irür-/erür- TS)
āşikāra caẕābdan ḳurtaram āşikāra nicmet(e) irürem 16b/6
issi: sahip, malik (KB: 187 idi “sahip; Rab, Tanrı”)
andan öŋdin ki milk issi milki bizden ala 32b/3
ḳaçan: ne zaman, ne zaman ki (OA: 97), (İKPÖ: 178), (KB: 212), (DLT: 673), (AH: XXXIII)
ḳaçan bir ḳulumı sevsem anuŋ işitmegi ben oluram 19a/9
ḳaderle-: takdir etmek, mukadder kılmak (TS)
ḳadīrdür ḳaderledi cāriflere heybeti ġāfillere miḥneti, 26b/4
ḳaḳı-: öfkelenmek (AY: 515), (DLT: 678 kakıt- “kızdırmak, öfkelendirmek”)
Cabbār ḳaḳımış yazuḳlular aġlarlar yüzleri ḳararmış 105a/6
ḳanca: nereye, ne tarafa (KB: 221, AH: XXXIII, NF: 199 ḳança), (TS)
İlāhī ol dostı ḳanca iletdüŋ 30a/4
ḳancaru: nereye, ne tarafa (TS)
eyitdüm ḳancaru varursun 29a/4
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
217
ḳanda: nerede (DLT: 682)
od ḳanda bulam (31b/1)
ḳandan: nereden (TS)
eyitdüm dervīş ḳandan gelürsin 18b/5
ḳanı: hani, nerede (OA: 98), (DLT: 682)
Yā Dāvud fülān ḳonşuŋ ḳanı ve fülān ḫaṣmuŋ ḳanı (57b/2-3)
ḳaravaş: cariye, hizmetçi (TİEM: 412, RKT: 423 ḳarabaş)
şeyḫ ṣordı ki Ī Tałrı’nuŋ ḳaravaşı ḥāl nedür 53a/6
ḳavlaş-: çekiştirmek (TS)
andan kim melāmet olur göreler ḳavlaşalar altı cavrat-ıdı Zelīḫā ḳırḳ cavrat ḳıġırdı 91b/1
ḳayı: kaygı, sıkıntı, dert (KB: 213, DLT: 675 ḳadġu)
eyitdüm utanmaz mısın ḫalḳa baş ḳayısı sen durduŋ balıḳ bişürürsin 31a/2
keleci: söz (DLT: 701 keleçü) (TS)
ḳırḳ biŋ keleci eyledi vāsıṭasuz artuġı bu ümmet kelecisi-y-idi 72a/7
keleci eyle-: söz etmek, konuşmak, muhabbet etmek (TS)
ḳırḳ biŋ keleci eyledi vāsıṭasuz artuġı bu ümmet kelecisi-y-idi 72a/7
ḳıraŋ: kıyı, çevre, kenar (RKT: 457 kıraġ), (TİEM: 448 kırıġ), (TS)
ī ādemler ve ī cinniler gücüŋüz yiter mi gögüŋ ḳıraŋlarından çıḳmaġa 104b/3
kendüzü: kendisi, zatı, şahsı, nefsi (TS)
anuŋ gibi pādışāh var-iken ben kendüzümi pādışāh dir-idüm 32b/6
kerkes: akbaba (TS)
ol iki aġaçda daḫı iki kerkes eylediler 11a/7
key: çok, pek çok, gayet (DLT: 708 key “çok”, ked “bir şeyi nitelerken kullanılan kuvvetlen-
dirme ve mübalağa zarfı”), (KB: 233 ked “çok, iyi, iyice”)
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
218
key erenlerüŋ yüregi ḳaynamadın nā-gāh bir (ayaġı) aḳsaḳ bir gözi yoḳ bir sivrisiŋek ilerü (gel-
di) 46a/8
nite: nasıl (TS)
bir çetük anı göre geldi eytdi nitesin eytdi seni görmeyeli ḫoş-ıdum 52b/6
ornat-: tesis etmek, yerleştirmek (DLT: 778 “yerine koymak, yerleştirmek”) (Üİ: “yerleştir-
mek”)
dört ḳubbe eylediler içlerine yāḳūtlar birle ornatdılar (13a/8)
ög: akıl (EUTS: 98), (DLT: 784 ǒg), (KB: 352)
tebāreki oḳurken güldi andan aġladı bī-ḥoẕ olınca çün ögi geldi ṣordılar (33a/6)
öŋdin: önce, ilk önce, önceden, önden, daha önce (DLT: 787 öŋdün),(TS)
ölümi neçün dirlikden öŋdin aŋdı 61a/3
saġış: sayı, adet, miktar, hesap (EUTS: 127 “sayış, sayma, rakam, numara”), (NF: 359 saḳış
“sayı, hesap”) (TS)
yaradılmış ḫalāyıḳ saġışınca ayakları var 35a/8,
ṣayru: hasta (TS)
fülān ṣayruya şifā vir 39a/3
ṣı-: kırmak, bozmak, ezmek; kırılmak (OA: 110), (DLT: 816), (EUTS: 133)
iti dögüp ayaġın ṣıyup Taŋrı ḳapusından döndürmediler (23a/3)
sın-: kırılmak, bozulmak, incinmek (NF: 372)
eskice ḫırḳamı ṣınucaḳ caṣāmı virüŋ
söyken-: dayanmak, yaslanmak (TS) (Ayrıca bu sözcük için bk.: Üşenmez: 2014, s.558)
uçmaḳ içinde ḳarār ḳılalar ebed tekyesine söykeneler 17b/5
suvar-: sulamak, su vermek (Atalay 1999: 545 suwar- (DLT’nin başka bir dizini)), (TS)
ol kişi ki yigirmi yıldan berü su içmeye anı ṣoŋ ḥālında senüŋ suyuŋ-ıla mı suvaruruz 30b/4
ṣuyınca: ardından, izinden, peşi sıra (TS: suyla- “izinden gitmek, takip etmek”)
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
219
ol firişte girü ḳanadın dirdi Rasūl ṣuyınca bile vardı 42b/6
ṭamu: cehennem (EUTS: 146 Sog.), (DLT: 851), (KB: 420 tamu/tamuġ)
Rasūl’ı cizzet birle alup gider-iken yolda ṭamuyı carz eylediler 5b/8
ṭanışıḳcı: müşavir, danışman (TS)
siz kendüzüŋüzde oluŋ ben bunı size ṭanışıḳcı içün dimedüm 37a/7
ṭaŋla-: hayret etmek, şaşmak (EUTS: 146), (DLT: 853)
Taŋrı’nuŋ ḳudretin (gördi) ṭaŋladı 45a/8
ṭapa: -e doğru, bir yere doğru (krş. dapa) (EUTS: 147), (KB: 422)
gül-ile ṭol yüzin gök ṭapa dutdı 60b/8
ṭarlıġan-: bunalmak (EUTS: 148 tarıḳ- 1. “kaybolmak, uzaklaşmak” 2. “sıkılmak, kederlen-
mek”), (TS)
İlāhī ṭarlıġandum odı birbirin yidi 79a/4
ṭon: don, giysi, elbise (krş. don) (EUTS: 161), (İKPÖ: 223), (DLT: 891 ton-tön), (KB: 459)
tenüŋden ṣālıḥlar ṭonın çıḳarduŋ 21a/7
ṭuru gel-: ayağa kalkmak, kıyam etmek (TS)
Taŋrı destūrı birle derḥāl ölmiş eşek yirinden ṭuru geldi 24b/8
tüsün: esen?
eger ṣorarlarsa ki işbu tüsün yeli kim esdürür işbu ḳalıŋ yiri ṣu üstine kim döşedi eyit hüve
15a/7
uçmaḳ: cennet (KB: 487), (DLT: 915)
uçmaḳ ehli uçmaḳ içinde ve ṭamu ehli ṭamuda ḳarar dutalar 55a/1
uġrı: hırsız (EUTS: 93, KB: 334, DLT: 771 oġrı)
Bir uġrınuŋ siyāset-gāhda elin kesdiler 51a/7
ulal-: büyümek, yetişmek (Üİ: 194“ulanmak”), (EUTS: 172 “bağlı ve merbut olmak”), (TS:
“büyümek, yetişmek, yaşlanmak”)
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
220
benüm nicmetüm-ile bisleneler ulalıcak baŋa cāṣı olalar ben bunlara vefā ḳılam 72b/5
uş: işte, şimdi (KB: 499),( DLT: 925), (TS)
uş yüzüm daḫı gör dervīş Allāh dīdārın görüp cān virdi 32a/4
uyaḳ-: batmak (güneş, yıldız vb.) (EUTS: 176), (TS)
maḥabbet-i burcında sābitdür uyaḳmaz felek ayı yıl bilmek-içündür 122a/9
uyaḳdur-: (güneş ay vb. için) gurup ettirmek (TS)
güneşi nice maşrıḳdan çıḳarur maġrıbda uyaḳdurur 43a/8
ügri-: sallamak, ırgalamak (DLT: 930), (TS)
Muḥammed uyandı aġladı kendü gözüm-ile gördüm kim ay gökden indi bişigini ügridi 4b/9
üşile-: kovalamak (TS: üşilen- “yelpazelenmek, nefes, hava vermek, üflemek”)
siŋekler yacnī zebāb yüzine üşmiş Ẕennūn diledi ki siŋegin üşileye 29b/6
viribi-: göndermek (TS)
eger bunları sizüŋ ḳapuŋuza viribirsem ḳabūl ḳılmaŋ eger satarsam almaŋ 37b/3
yaraḳ ḳıl-: hazırlık yapmak yaraḳ: hazırlık, levazım, teçhizat (OA: 121 “silah”), (DLT: 952
yarag “fırsat ve imkân”), (EUTS: 186 1. “yakışan, gereken” 2. “silah”), (NF: 470 yaraġ), (KB:
524 yaraġ “imkân, fırsat, fayda”)
Yā Melekü’l-Mevt mühlet vir yaraḳ ḳılayım 57b/1
yarlıġa-: suç bağışlamak, mağfiret etmek, affetmek (OA: 121 “(Tanrı) buyurmak; lütfetmek,
esirgemek”) (EUTS: 187 1. “buyurmak, vaaz vermek, öğüt vermek, haşmetle yapmak 2. “iltifat
etmek, şefkat göstermek”), (RKT: 761)
ḳabūl itdüm yarlıġadum raḥmetüme baturdum 62b/1
yaḫtu: aydınlık, nur (TS)
Yūsufa eytdi ī cānum yaḫtūsı şol yüzüŋi baŋa gösterdüŋ bunlara daḫı göster 91b/4
yavu ḳıl-: yitirmek, kaybetmek (TS)
atası anı yidi yaşından berü yavu ḳıldılar anuŋ ārzūsından öldiler 30a/6
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
221
yazuḳ: günah, cürüm, suç (EUTS: 190), (DLT: 964 yâzuk-yazuk), (KB: 534)
Ī ḳulum āşikāra adumı oḳı āşikāra yazuġuŋa tevbe eyleye 16b/5
yörendür-: yaklaştırmak, bir şeyin çevresinde dolaştırmak (TS)
bildi ki anuŋ işinden perde’i gidermişler yaşın gözlerinden yörendürdi 40a/3
SONUÇ
Türkler tarih boyunca birbirinden uzak çeşitli coğrafyaları vatan edinmiş, dolayısıyla da çok
farklı sosyo-kültürel etmenlere muhatap olmuş bir millettir. Bu durum, genel anlamda dilin
yapısında da çeşitli değişikliklere ve gelişmelere neden olmuştur. Özellikle söz varlığında mey-
dana gelen değişimler bunun en bariz göstergeleridir. Eski zamanlara ait, geçmişte kullanılıp
bugünkü dilde kullanılmayan yapılar, ögeler anlamına gelen eskicillik, dilin gösterdiği değişme
seyrinin tespiti bakımından oldukça önemlidir. XIV. yüzyılın ikinci yarısında yazılan ve 1422
yılında istinsah edilmiş olan Tebâreke (Sûretü’l Mülk) Tefsîri, eskicil sözcükler bakımından
oldukça zengin bir eserdir. Tespit edilen toplam eskicil sözcük sayısı 97 olup bunların 42’si
isim, 41’i fiil, 14’ü de edattır.
Burada tespit ettiğimiz sözcükler, Eski Türkiye Türkçesi Döneminin Beylikler Devrine ait ol-
ması bakımından oldukça önemlidir. Çünkü bu dönem, Oğuzların Moğol akınları neticesinde
büyük guruplar hâlinde Anadolu’ya geldiği ve Eski Türkçenin yazı dili geleneğine genel çerçe-
vede bağlı olarak, konuşma dilinin büyük oranda yazı diline yansıtıldığı yıllardır. Türk dilinin
gelişme ve değişme seyrinin somut delillerle takip edilebilmesi açısından benzer çalışmaların bu
alana ışık tutacağı kanaatindeyiz.
KAYNAKLAR
Arat, Reşit Rahmeti (1979), Kutadgu Bilig III İndeks, Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Ensti-
tüsü Yay.
Arat, Reşit Rahmeti (2006), Atabetü’l-Hakayık, Ankara: TDK Yay.
Ata, Aysu (1998), Nehcü’l-Ferâdis III Dizin-Sözlük, Ankara: TDK Yay.
Ata, Aysu (2004). Türkçe İlk Kur’an Tercümesi(Rylands Nüshası), Ankara: TDK Yay.
Atalay, Besim (1999), Divanü Lûgat-it-Türk Dizini, Ankara: TDK Yay. 4. baskı.
Barutçu Özönder, F. Sema (1998), Üç İtigsizler (Giriş-Metin-Tercüme-Notlar-İndeks) (XXX
Levha), Ankara: TDK Yay.
Baykara, Tuncer (2000), “İnançoğulları”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.22,
s.263-264.
Borovkov, A.K. (2002), Orta Asya’da Bulunmuş Kur’an Tefsirinin Söz Varlığı (XII.-XIII Yüzyıl-
lar), Rusçadan Çevirenler: Halil İbrahim Usta - Ebülfez Amanoğlu, Ankara: TDK Yay.
Caferoğlu, Ahmet (1993), Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul: Enderun Kitabevi.
Çağbayır, Yaşar (2007), Ötüken Türkçe Sözlük, C.1-5. İstanbul: Ötüken Yay.
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
222
Çavdar, Yıldıray (2005), Tebâreke (Sûretü’l Mülk) Tefsîri (1a-64a ) (Metin-İnceleme-Dizin-
Tıpkıbasım), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili Bilim Da-
lı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Toker.
Derleme Sözlüğü, C.I-VI, (2009), Ankara: TDK Yay.
Ercilasun, Ahmet B.-Akkoyunlu, Ziyat (2014), Dîvânu Lugâti’t-Türk (Giriş-Metin-Çeviri-
Notlar-Dizin), Ankara: TDK Yay.
Ergin, Muharrem (1997), Dede Korkut Kitabı II İndeks-Gramer, Ankara TDK Yay.
Ergin, Muharrem (1999), Orhun Abideleri, İstanbul: Boğaziçi Yay., 24. baskı.
Ekşioğlu, Serap (2015), “Şeyhî Divanı’ndaki Arkaik Sözcükler”, The Journal of Academic So-
cial Science Yıl: 3, Sayı: 15, Eylül 2015,s. 378-387.
Gabain, A. Von (2000), Eski Türkçenin Grameri, Ankara: TDK Yay. 3. baskı
Hacıeminoğlu, Necmettin (1992), Türk Dilinde Edatlar, İstanbul: MEB Yay.
Hamilton, J. R. (1998), İyi ve Kötü Prens Öyküsü, (Çev. Vedat Köken). Ankara: TDK Yay.
İmer, Kâmile - Kocaman, Ahmet - Özsoy, A. Sumru (2011), Dilbilim Sözlüğü, İstanbul: Boğazi-
çi Üniversitesi Yayınevi.
Karaağaç, Günay (2013), Dil Bilimi Terimleri Sözlüğü, Ankara: TDK Yay.
Kaya, Ceval (1994), Uygurca Altun Yaruk (Giriş, Metin ve Dizin), Ankara: TDK Yay.
Korkmaz, Zeynep (1995), “Anadolu Yazı Dilinin Tarihî Gelişmesinde Beylikler Devri Türkçe-
sinin Yeri”, Türk Dili Üzerine Araştırmalar, C.1, Ankara: TDK Yay., s.419-423.
Korkmaz, Zeynep (2003), Gramer Terimleri Sözlüğü. Ankara: TDK Yay.
Kök, Abdullah (2004), Karahanlı Türkçesi Satır - Arası Kur’an Tercümesi (TİEM 73 1v - 235
v/2) Giriş - İnceleme - Metin - Dizin, Ankara Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Te-
zi.
Küçük, Serhat (2014), “Şeyyad Hamza’nın Yûsuf u Zeliha’sındaki Arkaik Unsurlar”, Atatürk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S.52, Erzurum, s. 1-25.
Küçük, Serhat, (2013), “Zâtî Dîvânı’nda Arkaik Unsurlar”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araş-
tırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 49, Erzurum, s. 117-130.
Li, Yong-Song (2004), Türk Dillerinde Sontakılar, Yayımlayan: Mehmet Ölmez, İstanbul: Ke-
bikeç Yay.
Ölker, Perihan (2005), Tebāreke (Sūretü’l-Mülk) Tefsiri (İnceleme-Metin-Dizin) (64b-126b).
Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili Bilim Dalı, Yayım-
lanmamış Yüksek Lisans Tezi, Danışmanı: Prof. Dr. Yakup Karasoy.
Ölker, Perihan (2008a), “Birince Kelimesi Üzerine”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Dergisi, S. 23, Güz, s.99-110.
Ölker, Perihan (2008b), “Beylikler Dönemi Bir Mülk Suresi (Tebâreke) Tefsiri Üzerinde Dil
İncelemesi”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 24, Güz, s.165-176.
Taş, İbrahim (2009), Süheyl ü Nev-bahâr’da Eskicil Öğeler, Konya: Palet Yay.
Beylikler Dönemine Ait Bir Tebâreke Suresi Tefsirinde Eskicil (Arkaik) Sözcükler
The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 69, Nisan 2018, s. 209-224
223
Türk Dil Kurumu (2009), Tarama Sözlüğü, C. I-VIII, Ankara: TDK Yay., 3. Baskı.
Türk Dil Kurumu (2018), Güncel Türkçe Sözlük, www.tdk.gov.tr, Erişim Tarihi: Ocak 2018
Üşenmez, Emek (2014), Eski Anadolu Türkçesinde Arkaik (Eski) Öğeler, İstanbul: Akademik
Kitaplar, 2. Baskı.
KISALTMALAR
AH: Atebetü’l- Hakâyık (Arat 2006)
AY: Altun Yaruk (Kaya 1994)
DK: Dede Korkut (Ergin 1997)
DS: Derleme Sözlüğü
DLT: Dîvânu Lügâti’t-Türk (Ercilasun-Akkoyunlu 2014)
ETG: Eski Türkçenin Grameri (Gabain 2000)
EUTS: Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü (Caferoğlu 1993)
İKPÖ: İyi Prens Kötü Prens Öyküsü (Hamilton 1998)
KB: Kutadgu Bilig (Arat 1979)
NF: Nehcü’l-Ferâdis (Ata 1998)
OA: Orhun Abideleri (Ergin 1999)
RKT: Satır Altı Kur’an Tercümesi Rylands Nüshası (Ata 2004)
TİEM: Satır Altı Kur’an Tercümesi Türk ve İslam Eserleri Müzesi (Kök 2004)
TS: Tarama Sözlüğü (TDK 2009)
Üİ: Üç İtigsizler (Barutçu 1998)
224
EK: Tebareke Suresi Tefsiri’nde Tespit Edilen Eskicil Sözcükler ve Türleri
İsimler Fiiller Edatlar
1 aġu avḳ- ayruḳ
2 arḳun aŋra- aşru
3 bay ar- dapa
4 biregü balḳı- evit
5 birince çöngel- ḳaçan
6 biti degşür- ḳanca
7 boġ depser- ḳancaru
8 buŋlı dın- ḳanda
9 Çalab dirşür- ḳandan
10 çeri dölen- ḳanı
11 çetük dügmelen- nite
12 don emder- öŋdin
13 dükeli eyit- / eyt- ṭapa
14 geŋez givür- uş
15 geŋezlik gökçeklen-
16 geŋlik göyin-
17 gökçek göyindür-
18 gözgü göyne-
19 güni irür-
20 günici ḳaderle-
21 iŋen ḳaḳı-
22 irte ḳavlaş-
23 issi keleci eyle-
24 ḳaravaş ornat-
25 ḳayı ṣı-
26 keleci sın-
27 kendüzü söyken-
28 kerkes suvar-
29 key ṭaŋla-
30 ḳıraŋ ṭarlıġan-
31 ög ṭuru gel-
32 saġış ulal-
33 ṣayru uyaḳ-
34 ṣuyınca uyaḳdur-
35 ṭamu ügri-
36 ṭanışıḳcı üşile-
37 ṭon viribi-
38 tüsün yaraḳ ḳıl-
39 uçmaḳ yarlıġa-
40 uġrı yavu ḳıl-
41 yaḫtu yörendür-
42 yazuḳ