stereo mecmuasi sayı: 29

46
STEREO MECMUASI 1 ANALOG ÖZEL SAYISI

Upload: hakan-cez

Post on 10-Mar-2016

263 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

Gerek kendi bloğumda, gerekse de Stereo Mecmuası ana sitesinde yayınladığımız tüm bu makaleleri bir araya toplayınca, plağın üretiminden, teknik detaylarına, pikap ayar terimlerinden genel bilgilere, plak toplamaya yeni başlayanlar için gereken hemen her bilgiye ve hatta koleksiyonlarını derinlemesine irdelemek isteyenler için başlangıç bilgilerine kadar zengin bir içerik var.

TRANSCRIPT

Page 1: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

STEREO MECMUASI 1 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 2: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Merhabalar,

Stereo Mecmuası'nın yeni sayısına hoşgeldiniz. Aslında uzun zamandır e-dergilerimizi yayınlamıyorduk. Bunun yerineinceleme ve makalelerimizi web sitemizüzerinden meraklılarla paylaşıyorduk. Buyeni yayın stratejimiz bize sorarsanız dahakeyifli oldu. Artık çok basit olsa da, bayağızamanımızı alan dergi hazırlama süreciyerine hemen her hafta yeni yazılarımızıyayınlıyoruz. Tabii bunu yaparken daha güzelfotoğraflar ve daha uzun yazılar yazabili-yoruz. Her ne kadar dergicilik konusundahiçbir şey bilmiyor olsak bile, inanın şukadarcık bir e-dergiyi hazırlamak bile bayağıvakit alıyor.

Ancak arada sırada bu tarz sürprizleredevam edeceğiz. Hatta belki fırsat bulursakbasılı olarak bir Stereo Mecmuası vukuatınıokuyucularımıza sunacağız. Bu konudaayrıntı vermeyeyim ancak uzun senelerdir bukonudaki çalışmalarımız devam ediyor vemetinlerimiz (ki şimdiye kadar yayınlamadık)gitgide zenginleşiyor. Neyse zamanıgeldiğinde ayrıntıları sizlerle paylaşmayaçalışırım...

Son dönemlerde değişik bir şey yaparaksitemizde yayınladığımız “analog” ana başlığıaltındaki yazılarımızı bir araya toplayarak bire-dergi yapmayı çok istiyorduk. Sonundafırsat bulup üzerinde çalışmaya başladık. Busayımızdaki yazılar aslında uzun solukluyayın hayatımız boyunca sitemizdeyayınladığımız makale ve yazıların eldengeçirilmiş, denetlenmiş ve eklemeler yapılmışbirer edisyonu. Sitemizde farklı bölümlerdeyer alan tüm bu yazıları bir araya toplayarakbu özel sayıyı oluşturduk.

Gururla söylemek isterim ki, Türkiye'dekendi dilimizde yayınlanmış bu kadar çoksayıda makaleye imza atmış olmaktan çokmutluyuz. Sizlerinde sayfaları inceledikçe bufikrimizi paylaşacağınıza eminim. Herhaldedaha uzun seneler Stereo Mecmuası'nıniçeriğini geçebilecek bir başka yayın veyaoluşum olmaz Türkiye'de. Hoş aslında bununolmasını en çok ben isterim. Böylelikleemekli olma şansım olur!

Analog dünyaya giriş yapan bir meraklınınihtiyaç duyacağı hatta ihtiyacından biraz(cık)daha fazlası bu e-derginin içerisinde mevcut.

Gerek kendi bloğumda, gerekse de StereoMecmuası ana sitesinde yayınladığımız tümbu makaleleri bir araya toplayınca, plağınüretiminden, teknik detaylarına, pikap ayarterimlerinden genel bilgilere, plak toplamayayeni başlayanlar için gereken hemen herbilgiye ve hatta koleksiyonlarını derinle-mesine irdelemek isteyenler için başlangıçbilgilerine kadar zengin bir içerik var.

Tüm bu içeriğin bir araya toplanması ile,aranılan tüm bilgiler kolayca bulunabileceğigibi arzu eden okuyucularımız bu e-dergiyikağıda basarak keyifle okuyabilecekleri birkaynakçaya sahip olabilirler.

Her zaman olduğu gibi gözümüzden kaçanimla hataları vesaire oldukça fazladır.Muhtemelen zaman zaman okuması kabushaline gelen paragraf boyu devam edencümlelerden de bol bol vardır. Elimizdengeldiğince tüm bu konulara dikkat etmeyeçalıştık ama eminim ki, bir çoğu gözümüzdenkaçmıştır. Şimdiden kusura bakmayın deyip,kendimizi affettirmeye çalışayım!

Bu sayı çeşitli siteler vasıtası ile bir çokmeraklının eline geçecektir. Hatta eğerinternet üzerinde bir bloğunuz veya websiteniz var ise, okuyucularınızla bu sayımızıpaylaşırsanız çok mutlu oluruz. Bu tarzyayınlar ve makaleler daha fazla insanaulaştıkça ülkemizdeki plak merakı eminim kidaha da artacaktır.

Bu sayımız tam anlamı ile meraklısındanmeraklısına bir içeriğe sahip. Umarımilerleyen yıllarda bu içeriğin üzerine dahafazlasını ekleyerek yeni ve genişletilmiş bir“Analog Özel” sayısı yapabiliriz.

Bu vesile ile sizlere yine Stereo Mecmuası'nınbana ayrılan Editör kısmından sizlereseslenebildiğim için çok mutlu olduğumusöylemek isterim. Bir sonraki vukuatımızdagörüşmek üzere...

HAKAN CEZAYİRLİ (hakancez:) )

STEREO MECMUASI 2 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 3: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Yeniden basılan plağın koleksiyonu olur mu,olmaz mı? Plak koleksiyoncusu nedir, nedeğildir. Son zamanlarda bu konununülkemizde de tartışıldığını daha fazla duyarolduk. İsterseniz bu konuya kısa bir yazı ilegiriş yapalım.

Plak koleksiyonculuğu aslında tüm dünyadaazımsanamayacak sayıda insanın uğraştığıbir konu. Yüzlerce web sitesi, üye sayısıonbinlerle ifade edilebilecek topluluklar vehatta basılı dergiler (örneğin RecordCollector) ile tüm dünya çapında bir hobi,uğraş veya bir hastalık. Plakkoleksiyonculuğu aslında görüldüğünden çokdaha geniş bir alan. Bazı meraklılar “PictureVinyl” denilen üzerinde resim bulunanbaskıları, bazı meraklılar belirli bir müzikdönemine veya topluluğa ait plakların farklıbaskılarını topluyor. Herkesin farklı bir fetişivar. Ancak bu kolek-siyonculuğun en yaygınolduğu iki bölgede; Amerika ve UzakDoğu’da (özellikle Japonya) 45′likler çok çokönemli. Bu konuda aslında pek haksız

değiller. 78′lik veya bizde popüler adıyla taş

plaklar da koleksiyoncular için ayrı bir alan.Ancak 78′lik alanı kendi içerisinde bir çok altdala bölünüyor. Tabi konu sadece bunlarlasınırlı değil, 16 devirlik plaklar, farklı hızlarave standartlara ait plaklar, ciddi bir meraklıkitlesi tarafından takip ediliyor. 1950′lerdeRIAA standartları ortaya çıkmadan önceortalıkta çok fazla hatta daha doğru birdeyişle neredeyse her firmanın kendistandartları vardı.

Biz Stereo Mecmuası’nda genelde hifipazarına yönelik ürünleri mercek altına alıyorve haberlerini veriyoruz. Ancak odyofilpazarına hitap eden ürünlerde geçmiştekiplak standartlarına yönelik ayar yapılabileceközel donanımlar (pikap katları gibi) binlerceDolarlık fiyat etiketlerine sahip iken, bupazara kardeş bir alanda farklı firmalar,sessiz sedasız bu standartları destekleyenürünleri çok daha makul fiyatlarla uzunyıllardan beri pazara sürüyorlar. Hatta hifidünyasının bir adım uzağındaki firmalarürettikleri pikaplarda 1950′lerin öncesindekihızları destekleyen pikaplar üretiyorlar. Butarz ürünlere büyük hifi dergilerinde veya hifi

STEREO MECMUASI 3 ANALOG ÖZEL SAYISI

Tüm plak meraklılarının hayali böylesine bir koleksiyona sahip olmaktır ancak bu uzun seneler sürecek yorucu bir sürecin ardından mümkün olabilir. Tabii yeterince şanslıysak...

Page 4: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

web sitelerinde rastlamak pek mümkündeğil. İşin komik olan tarafı daha ortalarda

büyük hifi siteleri yok iken, bu üreticilerinweb siteleri, çeşitli koleksiyon topluluklarınınweb sitelerinde boy gösteriyordu.

Plaklar ve onlarla alakalı elektronikler aslındagünümüzde de önemli bir pazar ancak bupazarın büyük bir kısmı koleksiyoncular vedie-hard (sıkı mı desek acaba) plak dinle-yicilerinden oluşuyor. Odyofiller, bu pazarınsadece küçük bir kısmı. Aklıma geldi. Benzerbir durum vakum tüp pazarı içinde geçerlidir.Sanılanın aksine bunca yıldır vakum tüplerinyaşamasının en önemli sebebi, gitarmeraklılarıdır ve pazarın en önemli bölümünüonlar oluştururlar. Kısacası gitarmeraklılarının ilgi duyduğu tüplerdesürümden, odyofillerin ilgi duyduğu tüplerdeise satış fiyatından kar edilir. Bu tespiti birkenara not edelim, bir başka yazı dabaşlangıç noktamızı oluşturacak.

Anlayacağınız plak koleksiyonculuğu üstbaşlığının altında onlarca alt başlık var. Vekonu dallanıp budaklanıyor. Bu yazımda birsoruya odaklanayım; “yeniden basılan plağınkoleksiyonu olur mu, olmaz mı?”

Öncelikle konuyu bir açalım. Yeni basılan ileyeniden basılan plak arasında önemli bir farkvar. Örneğin bugün yayınlanan bir albümünbasılan plağını yeni basılan plak olaraknitelendirmek lazım. Bu tarz plaklar, kolek-siyoncular için birer malzeme. Özellikle desınırlı sayıda basılan albümler. Ancak yeni

albümlerin bir çoğunun baskısı oldukça adetliolduğundan değerlerinin çok yükselmeyeceğiaşikar. Ekonominin temel kuralı olan arz-talep dengesi, plaklar içinde geçerli. 30.000adet basılan bir albümle, 3.000 adet basılanbir albüm arasında her açıdan farklaroluşuyor. Zaten önemli topluluklarınalbümleri, özellikle de kısıtlı sayıda basıldı iseAmazon gibi çeşitli alışveriş sitelerinde boygösterdikten çok kısa bir süre sonra stoklarbitti ibaresini görebili-yorsunuz. Bu tarzplaklar koleksiyoncuların ilgisini çekiyor.

Yeniden basılan plaklar ise, ismindenanlaşılabileceği gibi geçmişte yayınlanıpbaskısı tamamen tükenen albümlerinyeniden basılması anlamına geliyor. Genelolarak, bildiğimiz anlamda plakkoleksiyoncuları bu tarz yeni baskılarınpeşine çok düşmüyorlar. Ancak günümüzdepopüler olan özel 45 devir baskılar, kendisineyeni bir meraklı topluluğu yanikoleksiyoncular yaratmış durumda. Budurum bazı tartışmaları beraberindegetiriyor. Sınırlı baskı ve 45 devirler için, bazıönemli koleksiyon sitelerinde başlıklaraçılıyor. Plak şirketlerinin kataloglarından sonderece az basılan bazı 45 devirlik özelbaskılar, koleksiyoncuların ilgisini çekmişdurumda. Zaten bu yüzden başta bazıAmerikan firmalarının yayınladıkları özelbaskıların satıştaki son örneklerinin fiyatlarıbir anda artıveriyor. Bu özel baskıların kendikoleksiyoncu pazarı oluşmuş durumda.

Konu dallanıp budaklanacak, ancak şimdilikbu kadar :)

45′lik, bildiğiniz gibi 45 devirlik plaklar içinkullandığımız bir kısaltma. 45′lik deyincegenel olarak 7” (18cm) plaklar aklımıza gelirancak 10” (25cm) veya 12” (30 cm)boyutunda olup 45 devir plaklara da bol bolrastlamak mümkün. Günümüzde 45 devir12” boyutundaki plaklar özellikle odyofilpazarına hitap ediyor. Biliyorsunuz kayıt içinen iyisi düşük hızlar, müzik çalmak için ise eniyisi yüksek hızlardır. Bu konuyu şimdilik birkenara bırakalım. İlk olarak 45′liklerindoğuşuna bir göz atalım. RCA Victor firması

45 devirlik plakları 1949 yılında yayınlamayabaşladı. Aslında bu yeni format, Columbiaplak firmasının 33 devirlik plaklarına rakipolarak ortaya çıkartılmıştı. 78′liklerinortalarda hala görüldüğü bu dönemlerdedaha küçük iğnelerle okunabilen bu yeniplaklara “Microgroove” denilmeye başladı.Böylelikle 1950′lerde tüm kayıt firmalarıRIAA sistemini kabul etmeden önce zatenson derece karışık olan plak formatlarıdünyası daha da karışmıştı.

Ortalıklarda onlarca standart, onlarca

STEREO MECMUASI 4 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 5: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

ekolayzır eğrisi vardı. RCA veya Colombia’yayakın şirketler onların formatlarında plakbasıyor ancak ses kayıtlarında hemen herkesfarklı standartları kullanıyordu. Buyetmezmiş gibi bazı firmaların kendi özgündevir standartları vardı.

Bunlar belki okuyunca pek karışık gelmiyor.Ancak bu tam anlamıyla bir kaostu.

Zaten sonunda kayıt firmaları da bu durumukabul ettiler ki, RIAA standartları kabuledildi. Uzun yıllar format savaşları devametse de, 33′lükler standart hele geldi ancak

45′likler unutulmadı. Onlar farklı bir şekildetekrar önem kazanacaklardı. Ancak öncebiraz tarih…

1950′lerde RCA plak firması bazı Walt Disneyfilmlerinin müziklerini 45 devirlik plaklarabasmaya başladı. Her albüm 2 adet 7”likplak içeriyordu. Plak kapakları üzerinde çokçalışılmıştı. Tamamen renkli ve Walt Disneyillüstrasyonları ile zenginleştirilmiş kapaklar,metinler ve hikayelerle zenginleştirilmişti.Muhtemelen 45 devir fetişizmi ilk bu yıllardaortaya çıkmıştı. Günümüzde bu plaklarbinlerce dolar fiyatlara alıcı bulabiliyorlar.

33′lükler standart hale geldiğinde 45′liklerrafa kalmadı artık onların yeni bir görevivardı. Bir şekilde albümler (LP yani uzunçalarlar) ortaya çıkmadan önce ilk single’lar45′lik olarak ortaya çıkıyordu. 45′likleregelen taleplere göre albümlerin yayınlanıpyayınlanmamasına karar veriliyordu. Tabii ki,bu olmaz ise olmaz bir durum değildi ancakmüzik endüstrisinin oldukça sevdiği bir

yöntem olduğu da yadsınamaz bir gerçekti.

45′likleri koleksiyoncular için değerli kılanözelliklerden bir tanesi de budur. İlk olarakbir çok 45′lik single ileride asla albümlerdekendisine yer bulamadı. Bazıları satma-dığından, bazıları ise o dönemde beğe-nilmediğinden.

Ayrıca albüm öncesinde yayınlanan bir çok45′lik, şarkıların ham halini içeriyordu. Birçok zaman albümlerde, aynı şarkılar yenidendüzenlenmiş halde albümlerde buluna-biliyordu. 45′liklerin önemi de aslında budur.

Günümüzde CD formatında basılmamış,döneminde ise asla albüm olarak yayın-lanmamış hemen her şey 45′lik olarakbulunabilir. Bu durum onları kayıtlı müziktarihi içinde çok önemli hale getiriyor.

1960′lerde yeni bir vaka ortaya çıkmıştı.Müzik artık radyoların ortaya çıkmasıyla dahahızlı tüketilir olmuştu. Eğer söyleyecek iyi birşarkınız varsa onu hızlı şekilde piyasayasürmek zorundaydınız. Satmanın tek yolubuydu. Bir senede 4-5 45′lik yayınlayanmüzisyenlere rastlanır olmuştu. Yayınlanantüm bu 45′liklerden bir albüm yapmakneredeyse imkansızdı. 1960′larda soul, funkgibi müzik akımlarıyla ortaya çıkan bu trendrock müziğin popülerleşmesi sürecinde de hızkesmedi.

1960′lar deyince keyifli bir mola verelim.Birde özel Jukebox plaklarından bahsedelimAslında bunlar 7” boyunda olmalarınarağmen 33 devir hızındaydılar. Böylelikle 6şarkı kaydedilebiliyordu. Daha sonraki

STEREO MECMUASI 5 ANALOG ÖZEL SAYISI

45'likler uzun seneler boyunca müzik endüstrisinin önemli bir parçası oldular. Arkasından Punk alt kültürünün önemli bir parçası haline geldiler. Ne olursa olsun çok değerlidirler...

Page 6: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

yıllarda bu plaklarda da 45 devir hızıstandartlaştı. Bu plakların genelde özelliğimüzik dinleyicileri için basılan 45′liklerdenfarklı içeriklere sahip olmalarıydı. Sonuçta birjukebox sınırsız sayıda 45′lik plakkapasitesine sahip değildi ve müzisyenlerinbirkaç 45′likteki en sevilen şarkıları bu özeljukebox plaklarına kaydedilirdi. Bu plaklardakoleksiyoncular için fetiş alanlarından birtanesidir.

Bugün plak koleksiyoncularına hitap edeninternet üzerinden yayın yapan bir çok websitesinde, koleksiyoncuların fotoğraflarınabaktığınızda oldukça agresif görüntüye sahip,bol dövmeli insan ile karşılaşırsınız.

Bunun en önemli sebebi 1970′lerden itibaren

punk müzikte ortaya çıkan EP akımıdır. Genelolarak 45 devirlik 7” boyutunda yayın yapanpunk gruplarının albüm yapmalarının önündebir çok engel vardı. Çoğu zaman bir albümüdolduracak kadar fazla şarkıları olmuyordu.Şarkıları olduğunda ise onları basabilecek birplak şirketi bulmak kolay değildi.

Plak şirketi bulamayınca albüm yayınlamakiçin finansman sağlamak 45′liklerde dahakolaydı. Bunun üzerine bir çok müzikmağazası punk gruplarının kasetlerini satmakkonusunda istekli değildi. Punk grupları için ilkakla gelen çözüm kaset formatında kayıtyapıp, onu ilkel şekilde çoğaltıp satmaktıancak müzik mağazaları bu oyuna gelmediler.Kaleyi fethetmenin yolu 45′lik basmaktı. Vetabii ki bastılar!

Mikroekonomide, arz ve talep arasındakidengeyi açıklamak için talep yasası ve arzyasası diye iki önemli kural vardır. Bu ikidurumun karşılıklı etki-tepkisi ile herhangi birpiyasadaki ürün fiyatları, rekabet, pazarlamamodellerini gibi alanlarda tahminlemeler,analizler yapılabilir. Kısacası ekonominin abc’sibence arz-talep dengesidir.

Az sayıda bulunan bir ürüne fazladan talepolduğunda fiyatlar artar, arzın çok olup talebinartmadığı zamanlarda ise fiyatlar düşer. Buteori veya yasalar birlikteliği, arz ve taleptenbahsedebileceğimiz hemen her alanda bazıkonuları (örneğin fiyat) açıklayabilmek içinveya strateji geliştirme (örneğin reklam,pazarlama) için kullanı-labilir.

Türkçe plak olarak belirli bir dönem aralığındayerel müzisyenlerin yaptıkları plakları işaretediyorum. Yani Türk olup, yabancı dillerdealbüm veya şarkı kaydetmiş müzisyenleri debu grubun içerisinde kabul ediyorum.

Ama ondan önce bugüne bir bakış atalım ve

Türk plak alemine şöyle bir göz gezdirelim.Aslına bakarsanız 1970′ler, 1980′ler, 1990′larve 2000′ler Türkçe plakların el değiştirmeyönlerinde farklı trendler görülüyor.

Bugün Anadolu Rock dönemi olarakisimlendirdiğimiz dönemin plakları Türkçe

plaklar dünyasının en değerli üyeleri halinegelmiş durumda. Bunun en önemli sebebi,yerli alıcıların yanında dünyanın dört birtarafından progressive ve psychedelic müziktutkunlarının ve koleksiyoncularının budöneme artan ilgisidir.

Türkiye’de parmakla sayılabilecek bazıkoleksiyoncuların elinde bulunan plakların çokdaha fazlası özellikle Avrupalı ve Uzakdoğulukoleksiyoncuların elinde bulunmakta.

Geçmişte plak satın almak için seyahatleryapılırken, günümüzde eBay, Discogs gibiuluslararası sitelerinde yardımıyla plakalışverişi çok daha rahat yapılabilmektedir.Söz konusu olan alışverişlerde tutarların birçok Türk kullanıcı için yüksekliği ve bunakarşılık yabancı koleksiyoncuların geniş maddiolanakları ve tükenmeyen iştahları yüzündenTürkiye’den yurtdışına ciddi bir trafikyaşanmakta.

Son dönemlerde İspanyol, İngiliz, İtalyan veAlman plak şirketlerinin bir şekilde basmayıbaşardığı albümlerle ise iç piyasadaki açlık birnebze giderilmekte...

STEREO MECMUASI 6 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 7: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Bir şekilde basmak terimini özelliklekullandım. Çünkü ortalarda analog bantları,master kalıpları bulunmayan veya çok kötüdurumda bulunan albümlerin, hatta bazendijital ortamlardan plağa aktarılanalbümlerin, ses kalitesi çok vahim durum-dadır. Örneğin ülkemizde yurt dışı fiyatının 4veya 5 katına satılan Erkin Koray’ın 1974tarihli alamet-i farikası “Elektronik

Türküler”de orijinal kopyalar ile karşılaş-tırdığınızda durumun vehameti tümçıplaklığıyla ortaya çıkmakta. Daha vahimörnekler de yok değil. Bülent Ortaçgil’in 1974tarihli ilk albümünü “Benimle Oynar Mısın?”ınİspanya’da yapılan yeniden baskısındaorijinal kopya ile karşılaştırıldığında bazıönemli farklılıklar gözden kaçmamakta.

Anadolu Rock dönemi haricinde yurtdışındantalep gören bazı Klasik Türk Müziği al-bümleri, Sufi, Bektaşi vs gelenekten gelenmüzisyenlerin albümleri gibi bazı özel müziktürlerinde de plaklara, yerel piyasada, denkgelebilmek pek mümkün değil. Klasik TürkMüzik albümlerini arayan yerli kolek-siyonculardan yüksek bütçelere sahip olanlarvar. Durum böyle olunca nadir örnekleri

bulabilmek, bulunsa bile, satın alabilmekçok zor hatta imkansız!

Bir diğer önemli tespit, yurtiçi pazarda dahamakul tutarlara satılan plakların durumlarınınkötülüğü. Bir plak, eğer koleksiyonerlerinpeşinde koşmadığı bir albüm ise, dahaalınabilir fiyatlara el değiştirebiliyor. Ancakgeçmişten bugüne devam eden ayarsız,

düzgün durumda olmayan pikap/iğnekombinasyonlarında çizilen, zarar görenhatta mahvedilen plaklar için bile yüksektutarlar talep ediliyor. Eğer belki bu plaklardüzgün durumda olsalar, o yüksek tutarlarıhak edebilirler. Sonuç olarak Issız Adam filmiöncesinde filizlenen plak aşkı, filmingösterime girmesiyle daha geniş kitleleripeşinden sürükledi ve yerel piyasada fiyatlaranormal yükseldi. İşte tam arz-talep dengesiile açıklanabilecek bir durum!

Bu yazının sonunda bir serzenişim olacak.Plak severlerin geçmişten bugüne bir Dualpikap takıntısı var. Bende çok uzun zaman bumarka pikapları kullandım, bir çok modelielimden geçti, bir çoğunu tamir ettim vehatta elimde bir kaç güzel Dual pikabım var.

STEREO MECMUASI 7 ANALOG ÖZEL SAYISI

Müzik tarihimiz açısından çok önemli bir albüm ve hemen her koleksiyoncunun orijinal ilkbaskısının peşine düştüğü bir plak. Çok az şanslı bu plağın ilk baskısına dokunabilir.

Page 8: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Muhtemelen dilimizdeki en ayrıntılı Dualbilgilerini de Stereo Mecmuası forumlarındave web sitemizde bulabilirsiniz.

Ancak ayarsız durumda, mekanik olarakbitap olmuş, kolları ile oynanmış Dualpikaplara anormal paraların veriliyor olmasıanlaşılabilir bir şey değil. Bunu heryazdığımda özellikle ikinci el pikap satanancak müşterilerini gereğince bilgilen-dirmediğini düşündüğüm insanlardan yoğuntepki alıyorum. Bunun yanında 40 yıllıkpikapları sanki bugün üretilmiş hale getirenondan sonra satan insanlarda var. Bu ikigrubu birbirinden ayırmak lazım. İkinci grupsatıcılar, her türlü övgüyü kesinlikle hakediyorlar.

Oynanmış ancak dışarılarına harika şekildemakyaj yapılmış pikaplarda seneler boyuncaçalınarak haşat edilen plaklar, dışarıdantemiz bile gözükse ne yazık ki, hışırtıdandinlenmez hale geliyor. Bunu her yazdığım

veya seslendirdiğimde siz odyofiller diyebaşlayan cümleler duyuyorum. Bununodyofillikle bir alakası yok. Plağa olan saygıile alakası var. Bugün yabancı bir çokkoleksiyoncu için DJ’lerin kullandığı Stanton,Pioneer, Technics pikaplar son derecepopülerdir. Bunlara arıza durumunda müda-hale etmek son derece kolaydır, özellikleTechnics 12xx serileri gibi modellerde kollarson derece hassastır, devirlerini belirliölçülerde kontrol edebilmeniz mümkündür veen önemlisi iğne değiştirmek için vida söküptakmak yerine, basit şekilde headshellsökersiniz.

Tabii ki bütçeniz el veriyorsa daha iyipikaplar alabilmek mümkün. Ancak buradaönemli olan iğnenin açı, ağırlık ve diğerfaktörler ile plak yivinin içerisine mükemmel(veya yakın) oturup plağa zarar vermesiniönlemektir.

Odyofillerin geniş plak koleksiyonu olanmeraklıların fotoğraflarına (veya videolarına)baktıklarında genelde şok yaşadığınıbiliyorum. Biliyorum çünkü o şoku bendezamanında yaşamıştım. Daha sonra şokyerini meraka bıraktı ve yavaş yavaş konuyuderinlemesine incelemeye başladım.

İlk şok muhtemelen kullanılan pikaplarıgörünce yaşanıyor. Bugün ben dahil birçoğumuz gayet hatırı sayılır tutarlarödeyerek pikaplar satın almış olsak da plaksahibi olmanın pikap sahibi olmaktan dahapahalı olduğunu biliyoruz. Bugün birkaç binveya daha fazlasını ödeyerek çok iyi bir pikapsahibi olabilirsiniz. Ancak birkaç yüz plağasahip olmak için bu tutarların daha fazlasınıödemek gerekli. Hele söz konusu olan nadirilk baskılar olunca tek bir plak için bileödenen tutar astronomik olabiliyor.

Plak koleksiyoncularının bir çoğundaböylesine nadir plaklardan çok sayıdabulunurken bizim DJ pikabı diyerekküçümsediğimiz pikapları kullanıyorlar.Plaklara verdikleri paraların çok az birbölümüyle bizim dergi sayfalarında ağzımız

sulanarak baktığımız referans statüsündekipikaplara sahip olabilirler. Ancak durum hiçöyle değil bunun sebepleri nedir?

Biliyorsunuz ben Technics 12xx serisi DJpikaplarını çok severim ve her zaman olumluşeyler yazarım. Bunun en önemli sebebi,verdiğiniz paranın karşılığında aldığınız seskalitesinin yanında bozulması neredeyseimkansız gibi gözüken ve devri son derecekararlı bir motor sahibi olursunuz.

Bunun yanında bu pikaplarda kullanılankollar son derece başarılıdır. Bugün hi-fidünyasında çok popüler olan kollara görehem geometri hemde sürtünme gibi değerleraçısından belli bir üstünlükleri olduklarınıkabul etmek gerekir. Aslında bu kollarınsatıldığı fiyatların çok daha yukarısınasatılması gerekir ancak çok sayıda üretmiş olmanın avantajı ile fiyatlar gayet makulseviyededir. Hele aldığınız ürünün kalitesinebakınca çok çok ucuz demek lazım.

Bu pikapların bir diğer avantajı devirlerininbelirli bir aralıkta çok rahat şekildeayarlanabilmesidir. Üzerine özel bir

STEREO MECMUASI 8 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 9: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

stroboskop koyarak istediğiniz devriayarlamak gayet kolaydır. Bunun en önemli avantajı farklı devirlerdekaydedilmiş plakları olması gerektiği şekildedinleyebilme olanağı sağlanmasıdır. 1955yani RIAA standartları öncesinde kaydedilenplakların sadece ses seviyesi değil devirkonusunda da farklılıkları vardı. Bu durumda

geniş bir arşivde bulunma potansiyeli yüksekbu tarz plakları dinleyebilmek için bildiğimizstandart devirlerden daha farklı çözümlereihtiyaç vardır.

Sadece Technics’ler değil, özellikle Amerikalıplak koleksiyoncularının en sevdiği bir diğermarka Stanton’dır. Stanton bir çok insan içinlafı dolandırmadan söyleyelim bir Technicsçakması olarak DJ pikabı olarak görülür.Ancak bir çok modelinde 78 devirdesteklenir. DJ’lerin 78 devirle pek işlerininolmadığını düşünürsek bunun sebebi nedir?

Tabii ki plak koleksiyoncuları. Bir çok Stantonpikap üzerinde 33, 45 ve 78 devir desteğivardır ve bu devirler belirli oranlardadeğiştirilebilir. Örneğin bazı modellerde devirseçilen devrin standart devrin artı ve eksi%50′sine kadar oynanabilir. Bu durumda 16devirden bazı plak firmalarının desteklediği62 ila 94 devir aralığındaki seçeneklerdedinlenebilir hale gelir.

Hal böyle olunca ortaya garip bir tabloçıkıyor. Genel olarak 33, 45 ve 78devirlerden bahsederken geniş bir plakarşivinde (özellikle 1955 öncesi plaklarınbulunduğu) ihtiyaç duyulan devir desteği biranda 16 (hatta 14) devirden 100 (hatta özelbazı örneklerde 140) devire kadar genişliyor.Tabii ki iş bununla sınırlı değil bir de bazı

nadir plakların daha doğrusu plak baskıyahazırlanırken kullanılan master’ların ve plakkaydedicilerde kaydedilen plakların (veyamaster’ların) okunması mevzuu var. Bununiçinde devri tamamen geri döndürmekgerekli. Yani platoyu tam ters yöne yukarıdabahsettiğim hızlarda döndürmek gerekiyor.

Bugün bu ihtiyaçları karşılamaya yönelikpikaplar üreten ismini cismini hi-fidünyasında pek duyamayacağınız ancak plakkoleksiyoncularının yakından tanıdığımarkalar var. Hatta bazıları satış paylarınıarttırabilmek için odyofil pazara yönelikürünlerde üretiyor. Ancak bu ürünlerde biletersine devirden, yukarıda bahsettiğimegzotik hızlara kadar koleksiyoncularınihtiyaçları unutulmuyor. Hemen bir parantezaçayım; bu alanda üretim yapan en bilindikodyofil marka Simon Yorke.

Özel plakların okunması için özel bir kol bilegeliştiren Yorke ile görüşen ve onunla aynıülkede yaşayan çok sevdiğim bir arkadaşım

STEREO MECMUASI 9 ANALOG ÖZEL SAYISI

DJ pikabı diyerek küçümsediğimiz bazı markalar, inanılmaz koleksiyonları dinlemek için kullanılan pikapların büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor. Basitlikleri en önemli kozları

Page 10: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

üzerinde bıraktığı izlenim, eğer imkanı olsaodyofillere pikap satmayacağı şeklinde.Bunun haricinde bilindik bazı markalarda78′lik devirde bile çok ayrıntılı devir ayarıyapılmasının sebebi bu pikapları üreten-lerinde ciddi şekilde plak meraklısı olmaları.

Tabii bir de bir çok plağın kazaran farklıdevirlerde basıldığı gerçeği var. En bilinenörnek Miles Davis’in Kind Of Blue albümüdür.

Kind of Blue ilk yayınladığında ikinci yüzdebulunan “All Blues” ve “Flamenco Sketches”şarkılarında devir kayması yaşanmıştır.Yayınlandığı 1959 yılından 1992 yılına kadarplak üzerindeki tartışmalar bitmemiş ve ensonunda 1992′deki re-master’dan sonraolması gereken devirde yayınlanmıştır. KindOf Blue çok bilindik bir plak ancak bunun gibiyüzlerce hatalı baskı var. Bunlarıkoleksiyonculara yönelik yayın yapanrehberler ve forumlarda takip edebilirsiniz.Bir çok plak koleksiyoncusunun plaklarındakietiketlerde optimal devrin yazmasının sebebibudur. Devir konusunda sanırım verdiğimbilgiler şimdilik yeterli gelir umarım. Şimdiyeniden pikaplara geri dönelim.

Yazının ilk başlarında kolların teknikdeğerlerinin çok başarılı olduğundanbahsetmiştim. Bunun yanında çıkartılabilirheadshell konusu çok mühim. Çünkü nasıl78′lik Shellac plakları özel mono iğnelerkullanarak dinliyorsak bir çok koleksiyoncufarklı plakları farklı iğnelerle dinler.

Bunun sebeplerinden bir kısmı ses kalitesigibi şehir efsaneleri iken, bir kısmı ise izlemeaçısı, iğnenin şekli ve yapısı gibi tekniksebeplerdir. Bu pikap kafalarını ve tercihedilme sebeplerini yazmayacağım. Bunun teksebebi ülkemizde rahatlıkla bulunduğunufark ettiğim bu kafaların fiyatlarınınartmasını önlemektir. Bu kafaları satınaldıktan sonra yazarım. Bunu bencilce birdavranış olarak nitelendirebilirsiniz. Ancak

Denon DL-103′ten ülkemizde kimsebahsetmez iken nasıl satın aldığımı, bukafadan bahsettikçe ülkemizde nasıl popülerolduğunu biliyorum. Bu süreç illa kiyaşanacaktı zaten bilen biliyordu belki amasüreci hızlandıran kişinin ben olduğumusöylememde sakınca yok. Bu konuyla ilgilihikayeyi bir ara yazarım.

Bir çok koleksiyoncu pikap kafalarında küçüketiketlerle işaretleyerek bir sistem geliş-tirmiştir. Plakların üzerinde de bu işaretlerbulunur. Bu plakları dinlerken o pikap içinuygun kafa seçilir. Ancak kafa değiştirme işison derece meşakkatlidir. Bu yüzdençıkarılabilir headshell kullanan kollarkoleksiyoncular için vazgeçilmezdir. Kullana-cakları kafayı takmak için bir vidayı sökmekyeterlidir. Ayrıca basit ve sabit yapılı “L”şekilli protractor’lar ile açıları ayarlamakçocuk oyuncağıdır.

Bu arada bugün neden hala 12” kollarınüretildiği veya eski örneklerinin hala yüksektutarlara satılmasının tek sebebinin odyofillerolmadığını da söyleyelim.

Plak koleksiyonu yapan dostlarımızın denkgelecekleri boyutlar çok dikkat çekicidir.Bizler genelde 305 mm (12 inç yani 33 1/3devir) ve 175mm (7 inç 45 devir) ve nadiren250mm (10 inç) plaklarla denk geliriz. Ancakçok farklı çaplarda söz konusudur, 51mm (2inç) 210mm ( 8 ½ inç) 350 mm (14 inç) ve500mm (20 inç) gibi.. Örneğin 350mm,500mm ve hatta daha büyük çapa sahip olanplakları klasik 9” kollarla dinleyebilmekmümkün olmadığında eski 10”, 12” hattatanjansiyel yapılı kollara hala talep vardır.

Ancak tüm bu konular, daha konunun enbaşındaki okuyucularımız için kafalarınıtakacakları bir durum değildir. Genişkoleksiyonlara sahip olduğunuzda düşülmesigereken mevzuulardır.

Başlangıç, gramofonlar. Akustik Dönem1877-1926Bu dönem kayıtların seslerinin hornmekanizmaları ve mekanik kaydedicilerkullanılarak yapıldığı dönemdir. Bu kayıtlardastandart bir ses seviyesinden bahsedebilmek

mümkün değildir. Birbiri arkasına üretilen 2plakta bile ses seviyesi farklı olabiliyordu. Budönem kullanılan ilkel ekipman ortayastandartların çıkmasını sağlamaktan sonderece uzaktı. Her ne kadar ortada bugününşartlarında bir standart olmadığından

STEREO MECMUASI 10 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 11: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

bahsetsek bile, teknik anlamda yine de belirlioranda birbirine yaklaşan frekanseğrilerinden söz etmek mümkündü.

Bu dönemden itibaren hızlarda da büyük birçeşitlilikten bahsetmek mümkün. Plakiğnesinin modülasyon hareketinin destandartlaşmadığı bu dönemlerde plakşirketleri özellikle dikey modülasyon (yani

pikap iğnesinin yukarı aşağı hareketi) veyatay modülasyon (pikap iğnesinin platonunmerkezine veya merkezi dışına yaptığıhareket) hareketlerinden bir tanesineodaklanıp plaklarını üretiyorlardı. Çok azsayıdaki firma ise plak üretiminde farklıaçıları kullanmayı denediler. 45 derecelik açısayesinde bir plak hemen her pikapta dahadoğrusu o dönem için gramofondaokunabiliyordu. Tabii bu dönemlerde pikapiğnesi diye bahsettiğimiz şey çelik bir uç idi.Şaşırtıcı derece de, dönüş yönü açısından birstandart yakalanmıştı. Neredeyse tümüreticiler saat yönünde dönüş ile çalınacakplaklar üretiyordu. Ancak başlangıç noktasıkonusunda farklı uygulamalar vardı. Bazıfirmalar plakları merkezden başlayarakkaydediyordu. Yani bugün alıştığımız gibiiğneyi plağın dış bölgesine değil merkezineindirmeniz gerekiyordu ilk şarkıyı dinlemekiçin.

Bu paragrafı özetlemek gerekirse, yatay vedikey modülasyon plak üzerindeki yivin

yapısını ortaya çıkartıyordu. Ortaya çıkanyivlerin derinliği ve yapısından dolayı herplağı her pikapta dinlemek mümkün değildi.Bugünkü standartların oluşmasına daha vakitvardı.

Elektriğin Hayatımıza Girmesi 1926-1937Ses yükselticilerin (amplifikatör) ve elektrikli

plak üretim makinelerinin hayatımıza girmesiplakların tarihini değiştirmiştir. Özellikleelektrikli master plak kesim makinelerininortaya çıkması ile sabit hızda üretimyapabilme imkanı doğmuştu. Bu durumdaiğnenin plak üzerindeki gezintisi sırasında dasabit bir hızdan bahsetmek mümkün oldu.Bunun getirisi ise iğnenin gezintisi ile sesarasındaki doğrusal orantı ile tamspektrumlu ses frekanslarından bahsetmekmümkün hale geliyordu. Bu da özellikle basseslerin yani düşük frekansların plak üzerinekaydedilebilmesi imkanını ortaya çıkardı.Ancak bu dönemde bu frekans aralığını plaküzerinde yansıtabilmenin bir de götürüsüvardı; plak kayıt zamanları düşmüştü.Bu durumda plak üreten firmalar hemen birşeyler düşünmeliydi. Çözüm bas altfrekansların 6 dB/oktav aralığından itibarenkesilmesi olarak bulundu. Dolayısıyla ortayabir frekans aralığı çıkmıştı. Bir çok firma bunoktada kendi anlayışına göre frekansaralıkları belirliyordu. Herkesin amacı en iyises kalitesini sunmaktı ancak ortaya bir kaos

STEREO MECMUASI 11 ANALOG ÖZEL SAYISI

78'likler veya taş plaklar uzun seneler evlerimizin en büyük eğlencesi oldular. Herbiri birerMekanik harikası olan gramofonlarda evlerin en güzel yerlerini süslediler.

Page 12: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

çıktı. Plak alan bir tüketici hangi plağı hangises seviyesinde dinleyince en keyifli veoptimal sonucu alacaktı. Bugün peksevmediğimiz ton kontrollerinin ortaya çıkışsebebi işte budur.

1930′lardan itibaren hayatımıza plakdeğiştiriciler girmeye başlayınca bazı büyükfirmalarda kendi standartlarını oluşturmatelaşı başladı. Bu dönemde radyo yayıncılığıda güçlenmeye başlamıştı. Bir andagereksinimler değişmişti. Radyoların ön ayakolmasıyla en azından konuşmalar için 33 1/3devirlik hız standartlaştı. Konuşma konusumühim. Hemen bir örnek verelim diyelim ki,Amerikan başkanı ulusa sesleniş konuşmasıyaptı. Bu konuşma plak üzerine kaydediliyorve radyolarda o şekilde yayınlanıyordu. Bugünanladığımız anlamda canlı yayın gibi konular odönemlerde hayal idi. Bu dönemde yivlerinoluşturulmasında dikey modülasyon standarthale geldi.

78′likler veya Taş Plaklar Dönemi 1937-1947Plak firmaları plak yüzeyinin oluşturduğugürültüyü ortadan kaldırmanın yollarınıararken, frekansları daha fazla anlamayabaşladılar. Yüksek frekanslarda 3 dB/oktav ve6 dB/oktav aralığı en optimal sonuçlarıveriyordu. Bunun altı ve üzeri değerlerözellikle yüksek frekanslarda size gürültüolarak geri dönüyordu. Bu aralığın ortayaçıkması alıştığımız anlamda ilk kez seskalitesinin önem kazanması sonucunu ortayaçıkarttı. Ancak bu kez ortadaki sorun yüksekfrekansların ne kadar güçlendirileceği idi.10Khz’deki frekansların dB (desibel) olarakarttırılması bir çözüm olabilir miydi. Bazıfirmalar için evet. Bu durumda herkes kendianlayışına göre plak üretmeye başladı.Özellikle savaş öncesi (4) üretilen plaklardatam bir kaos durumu oluştu. Amerikan plakfirmaları yüksek frekansların yükseltilmesikonusuna önem verip ekolayzır eğrilerini buanlayışa göre oluştururken, Avrupalı plakşirketleri ise bunu yapmayı reddettiler. Budönemde artık bas ve tiz ayarıamplifikatörlerin olmazsa olmazı halinegelmişti.

Hatta dönemin gelişmiş cihazlarında Amerikave Avrupa kaynaklı plakları dinlerkenkullanmanız için özel ton kontrolleri hazırşekilde sunuluyordu.LP’nin Doğuşu 1947-1958Daha yavaş dönme hızı ve plastiğin bulunmasıile plaklar bir kez daha değişmeye başladı. İlkolarak hızlı şekilde plaklar bugün alıştığımızüretim malzemesi olan polivinyl klorür

malzemesi ile üretilmeye başladı. Plakfirmaları, pikap üreticileri ve radyolar artıkfarklı standartlardan bunalmışlardı. İlk kezherkes ortak bir çözüme yaklaşmıştı. Plakfirmalarının kurduğu organizasyonlar ile radyotelevizyon kuruluşlarının oluşturduğuorganizasyonlar radyo yayıncılığındastandartların oluşması için pazarlıklarabaşladı. Bu andan itibaren neredeyse konuhakkında söz sahibi olan herkes yeni birşeylerden bahsediyordu.

Columbia plak şirketi hemen yeni bir ekolayzıreğrisini ortaya çıkarttı. Bugün rumbledediğimiz bir şekilde gürlemek olarak tabiedebileceğimiz sorunun düşük devir hızı veince plak yivleri yüzünden ortaya çıktığını veyüksek frekansların güçlendirilmesi ile ucuziğnelerle hem izleme açısı sorunu hemdedüşük ses kalitesi alındığını bilimsel olarakortaya koyunca bir çok plak firması bu yeniduruma göre kendi ekolayzır eğrilerini gözdengeçirmeye başladı.

Ses Mühendisleri Birliği kendi çözümünüsunmak konusunda geri kalmadı. Onlara göreplak üzerindeki gürültünün asıl kaynağıplakların üretim aşamasındaydı ve burayamüdahale etmek gerekiyordu. RCA ise 45devirlik çözümler yerine farklı devir hızlarınael attı. RCA hızını alamayıp frekans eğrilerinide yeniledi. Hatta alışılmış plak merkezi delikçapının bile sorun yarattığını söyleyerek delikçapı ile oynamaya başladı.

Tam bir standartlaşmadan bahsederken ortalıkyine birbirinden farklı plaklarla doluvermişti.

Tüm dertlerin bitişi. Meşhur RIAA eğrisi RIAA Yılları 1952- günümüzTüm bu süreçler sonunda plak üreticilerinindışında kalan hemen herkes bu karmaşayakazan kaldırdı. 1952 yılında RCA mühendisleriçok dikkat çekici bir çözümler paketioluşturmayı başarmıştı. Neredeysemükemmele yakın bir ekolayzır eğrisi vebunun bilimsel tartışması ilk standartlaşmaumutlarını filizlendirdi. Bu tartışmalar devamederken RIAA (yani Recording IndustryAssociation of America – Amerika KayıtEndüstrisi Birliği ) olaya el koydu ve RCA’nınçözümünü standart olarak kabul etti. İlerleyen3-4 sene boyunca tartışmalar devam ettinacak büyük plak firmaları 1955 yılında bueğri başta olmak üzere tüm standartları kabulettiler. Bu yüzden günümüzde pikap pre-amplilerinde RIAA ibaresini görürsünüz.RIAA’daki en önemli gelişme 1974 yılındapikap pre-amplifikatörlerinde kullanılmayabaşlanan ultrasonic ve infrasonic filtre

STEREO MECMUASI 12 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 13: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

sistemlerinin kabulüdür. Yoksa 1952′den(aslında 1953 demek daha doğru) itibarenplak standartlarında bir değişim olmamıştır.

Tabii bu durum Amerika için geçerli.

1960′lara kadar Avrupalı plak firmaları kendistandartlarındaki üretime devam ettiler.Rusya ve bir çok Asya ülkesinde (Japonyahariç) standartların kabulü 1975′lere değinuzar.

Bir önceki yazım Plak Standartları konusundasizlere 1950′ler öncesindeki plaküretimindeki standartlar karmaşasındanuzun uzun bahsetmiştim. Aşağıdaki listedeRIAA standartları kabul edilmeden önce,Avrupa ve Amerika’da önde gelen plakşirketlerinin ürettikleri plaklarınstandartlarının bir kısmını listeliyorum. Herüreticinin yanında farklı dönemlerdeürettikleri plakların nasıl ayrılacağına dairküçük bir not, ürettikleri plak hızları, baskesim değeri ve tiz güçlendirme seviyesiniayrıntılı olarak bulacaksınız.Açık konuşmak gerekirse bu listeden hiçbirşey anlamamanız gayet doğaldır.Muhtemelen ülkemizdeki bir plak meraklısıbu tarz farklı üretilmiş plaklardan yaşamıboyunca pek azına sahip olabilir. Sahip olmakbir şekilde şans meselesidir.

Bu bahsi geçen plakları optimal koşullardadinleyebilmek için pre-ampliniz üzerindeyapmanı gereken ayarları aşağıdabulabilirsiniz.

Pikap pre-amplinize baktığınızda bu ayarlarınhiç birisini görememe olasılığınız çok yüksekçünkü bu ayarlar sadece çok özel ve konuyaodaklanmış üreticiler tarafından üretilenürünlerde mevcuttur. Anlayacağınız aşağıdakiliste son derece gereksizdir.

Ancak bir yönüyle de bir ülkede plakkoleksiyonculuğundan bahsediyorsak -sahipolalım veya olmayalım- bu özel dönemlerdeüretilmiş plakların özelliklerinden bahset-meliyiz. En azından alt yapı olarak kendidilimizde böyle kaynakların olmasıgerektiğini düşünüyorum. Böyle bir konuylakimse ilgilenmeyeceğinden oturup bu listeyibulup, geliştirip Türkçeleştirdim. Kullanılırveya kullanılmaz ancak ben kendi üzerimedüşen ve bir şekilde görev addettiğim birkonu hakkında bu şekilde bir yayın yaptığımiçin çok ama çok mutluyum.

Şimdi açıklamalar… Plak Standartları yazımdaüst frekanslar ve alt frekanslarda yaşanankarmaşadan bahsetmiştim. Aşağıdaki listedealt frekans (bas) ayarı (dB) değerininkarşısında “FLAT” yazısını gördüğünüzde, budeğer genelde 78 devirlik plaklarınokunmasında kullanılan frekans eğrisinindüzeyini işaret eder. Genelde 300db tavsiyeedilir. “RIAA” ise 1935 sonrası özellikleAmerika’da üretilen 78 devirlik plaklar içinönerilen alt frekans eğrisini işaret eder ki,tahmin edebileceğiniz gibi bugünkullandığımıza yakın bir ekolazyır eğrisi ilekaydedilmişlerdir. Üst frekans yükseltmesi ilealakalı olarak yine Plak Standartları yazımdadB ve Khz oranından bahsetmiştim.Aşağıdaki listede “FLAT” ibaresinigördüğünüzde genelde 1938 öncesi elektrikligramofonlarla kullanılmaya yönelik üretilmişplaklar için öngörülen yükseltim son derecedüşüktür. “NAB” ibaresi ise genelde -16dBdeğerine işaret eder ve erken dönemColombia standartını benimsemiş plakfirmaları tarafından kullanılır. Tiz AyarındaRIAA ibaresini gördüğünüzde -13,7db’lik birdeğerden bahsediyor olacağız.

Son olarak bazı üreticilerin yanında xxxkoduna kadar gibi bir ibare göreceksiniz. Çokkısaca bunun ne olduğunu da açıklayayım.Plakların genelde A yüzlerinde merkeze yakınbir yerde bazen makine bazen de el ileişaretlenmiş bir kodlama vardır. Bir örneğiniyukarıda görüyorsunuz. Bu kodlama aslındaplağın bir nevi kimliğidir ve içerisinde bir çokbilgi barındırır. Belki ilerleyen dönemlerde bukonuya da el atarız. Şimdi isterseniz enbilindik üreticileri kapsayan listeyi ekleyelim,

Umarım faydalanan birileri olur :)

-Üretici: Atlantic Hız: 33 Bas Ayarı (dB) RIAATiz Ayarı (dB):NAB

STEREO MECMUASI 13 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 14: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

-Üretici: Audio Fidelity (901-903) Hız: 33 Bas Ayarı (dB) RIAA Tiz Ayarı (dB):NAB

-Üretici: Balkan Hız: 78 Bas Ayarı (dB) 500Tiz Ayarı (dB):-5-Üretici:Blue Note Hız:33 400 Tiz Ayarı (dB):-12

-Üretici:Capitol (1954 öncesi) Hız:78 Bas Ayarı (dB)800 Tiz Ayarı (dB):-10

-Üretici:Capitol <1954 Hız:45 Bas Ayarı (dB)800 Tiz Ayarı (dB):-12

-Üretici:Capitol FDS) (up to P8155) Hız:33 Bas Ayarı (dB)400 Tiz Ayarı (dB):-12

-Üretici:Capitol (1953,FDS>8156) Hız:All Bas Ayarı (dB)RIAA Tiz Ayarı (dB):RIAA

-Üretici:Capitol-Telefunken Hız:78 Bas Ayarı (dB)RIAA Tiz Ayarı (dB):FLAT

-Üretici:Capitol-Cetra (up to A-50155)(9/53)# Hız:33 Bas Ayarı (dB)400 Tiz Ayarı

-Üretici:Columbia-1925 Hız:78 Bas Ayarı (dB)300 Tiz Ayarı (dB):FLAT

-Üretici:Columbia- 1938 Hız:78 Bas Ayarı (dB)300 Tiz Ayarı (dB):-5

-Üretici:Decca-English Hız 78 Bas Ayarı (dB):300 Tiz Ayarı(dB):FLAT

-Üretici:DGG (Deutsche Grammophone) Hız:78 Bas Ayarı (dB):300 Tiz Ayarı(dB):-5

-Üretici:Electra (2-15, 18-20, 24-26 serileri) Hız:33 Bas Ayarı (dB):629 Tiz Ayarı(dB):NAB

-Üretici:London (1944 öncesi) Hız:78 Bas Ayarı (dB):300 Tiz Ayarı(dB):FLAT

-Üretici:Mercury (MG10000 series-approx fit)

Hız:33 Bas Ayarı (dB):500 Tiz Ayarı(dB):-10

-Üretici:Parlophone 1925-1953 Hız:78 Bas Ayarı (dB):300 Tiz Ayarı(dB):FLAT

-Üretici:Telefunken Hız:78 Bas Ayarı400 Tiz Ayarı(dB):-5

Çok daha kapsamlı bir liste sitemizde meraklılara sunulmuştur...

STEREO MECMUASI 14 ANALOG ÖZEL SAYISI

Bazı pikaplar tarih boyunca kendi koleksiyoncularını yaratmıştır. Plak koleksiyoncularının yanında bu güzelim pikapları toplayan meraklılarda var dünya çapında....

Page 15: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Bu yazının konusu pikap katları veya pikappre-amplifikatörleri. Bu yazımda hifipazarından ziyade geniş plak koleksiyonlarıolan ve farklı yıllarda üretilmiş plaklardanoluşan bir arşivi olan meraklılarınyaklaşımlarından bahsedeceğim.

Yazının ilk paragrafında belirttiğim gibiplakların ortaya çıktığı dönemden bugüne okadar farklı özelliklere sahip plaklarüretilmiştir ki, ciddi anlamda plakkoleksiyonu yapan bir meraklı için bizim hi-fipazarından tanıdığımız ürünlerden ziyadedaha farklı özelliklerle donatılmış ürünlerdaha uygundur. Örneğin koleksiyoncularayönelik pikaplar konusunda oldukça kapsamlıbilgileri sizlerle paylaşmıştım. Tabii ki hi-fipazarında bu ihtiyaçlara yönelik ürünlerbulabilmek mümkündür ancak fiyatları sonderece düşündürücüdür. Tanıştığım,yazıştığım ve sohbet etme fırsatı bulduğumbir çok plak koleksiyoncusu için önceliklerbiraz farklı. Uyumluluk sihirli bir kelime gibisanki.

Tabii ki imkanı olan plak koleksiyoncularındaüst uç sınıf hi-fi sistemlere sahip olduklarınıda görüyoruz. Neyse. 1950′liler öncesindeAmerika için, 1960′lar öncesi Avrupa için ve1975 öncesi dünyanın kalanı için ortak birplak standardından bahsedemiyoruz. Durumböyle olunca standartlara uymayan plaklarıkeyifle dinleyebilmek için kilit bileşen pikapkatları.

Bu amaca uygun plak katlarının olmazsaolmazı yüksek frekanslara yükseltme(aslında patlama demek lazım) yapabilme vealt frekanslarda kapsamlı bir oynamayapabilme imkanı sunmaları. Bu sayedebelirli bir yıl üretilmiş bir plağı bugününstandartlarında dinlemek mümkün oluyor.Anlayacağınız olaya eskiden kullandığımızekolayzırlara benzeyen bir mantıklayaklaşmak lazım. Sadece bu kadar değil.Dikey modülasyon kullanılarak üretilenplakları dinlemek için (Pathé/Edison)standardın son derece dışında ayarseçeneklerine ihtiyacımız var. Bunlar tabii kiyeterli değil, Stereo ve Mono ayarlarınınyanında özellikle Mono için farklıseçeneklerde olmaz ise olmaz. Mono sağ vesol kanal, Mono sadece sol kanal, Mono

sadece sağ kanal ilk aklıma gelenler.

Tüm bunların dışında pikap katınız ileiğnenizin uyumu çok mühim. Bildiğiniz gibiMM standardında bir pikap kafasıkullandığımızda pikap katımızı MM modunaalırız. Ancak MC yani Moving Coil’ler işiniçerisine girdiğinde çok daha farklı ayarlaryapmamız gerekir. Basit bir pikap katında MCmoduna geçtiğinizde standart bir ayarlamayapılır. Ancak özel bir MC kafakullanıyorsanız, gain, yükleme empedansı veomaj olmak üzere farklı bir çok ayarseçeneği ile uğraşmanız gerekir.

Tüm bunların sonunda tahmin edebileceğinizgibi ortaya çıkan pikap katının üzerinde bolbol düğme olması gerekli. Bir taraftankafa/iğne için gereken ayarları yaparken, birtaraftan ses frekansı üzerinde ayarlaryapmamız ayrıca diğer bazı özelliklere göreek seçeneklere ihtiyacımız olacak. İşlerkarışıyor değil mi?

Ancak şunu unutmayın, muhtemelenülkemizdeki bir plak meraklısı bu tarz farklıüretilmiş plakları belki de hiç göremeyecektir.Bu yüzden tüm bu yazdığım çizdiğimkonuların üzerinde çok fazla kafa yormayın.Eğer bir gün bu denli geniş birkoleksiyonunuz olursa bu tür yazılara geridönersiniz :)

Bu tarz ürünlerin neredeyse hepsinin ortaközelliği son derece çirkin olmaları:) Üzerindeo kadar fazla düğme olan bir cihazıtasarlamak son derece zordur. Zatenkoleksiyoncuların dünyasında cihazların güzelgözükmesi gibi bir beklenti yok. Ancakyazımın sonunda pikap katlarının kutsalkasesinden bahsetmek istiyorum.

İlk örneği 1940 yılında üretilen JPA-66,pikaplarına, iğnelerine ve neredeyseürettikleri tüm ürünlere hayran olduğum vekesinlikle hayır diyemeyeceğim Alman EMTfirmasının bir ürünü. Aslında yayıncılık içinkullanılan EMT ürünleri haliyle 1950′leröncesindeki plak standardı karmaşasınıniçerisinde tasarlanmaya başlamıştır. EMTkoleksiyoncularla aynı sorunları yaşayan

STEREO MECMUASI 15 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 16: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

başta radyo olmak üzere yayın endüstrisinemüthiş ürünler armağan etmiştir.Günümüzde EMT efsanevi pikap katı JPA-66′nın yeni versiyonlarını üretmeye devamediyor. Neredeyse her standardıdestekleyecek ayar seçeneklerini üzerindebarındıran ürüne 4 adet (evet yanlış

okumadınız tam dört adet) pikap kolubağlanabiliyor ve her biri için ayrı ayaryapılabiliyor. Tüm bunları okuyunca acabaalınabilecek bir şey mi diye sorduğunuzuduyar gibiyim. Evet alınabilir bir ürün ama30.000 Doların oldukça üzerinde bir tutarcüzdanınızda var ise :)

Herhangi bir “şeyin” koleksiyonununu yap-mak basit bir anlatımla şuursuz şekildesadece satın almakla olmaz. Hayatın heralanında olduğu gibi koleksiyonunuzuoluştururken belirli bir planlama yapmanızgereklidir. Hedeflerinizi, isteklerinizi en iyibilen siz olduğunuza göre ne yapacağınızı dabelirleyecek olan sizsiniz.

Konu “Plak Koleksiyonu” olduğunda planlamaçok daha fazla önem kazanır. Plakgünümüzde çok ucuz bir şey değildir. Ucuzolmamasının yanında kolay bulunabilirolmaması, plaklarla ülkemizde haşır neşirolmayı bir çok insan için çok zorlaştırır. Zatenolayın gizemi de burada değil mi? Pahalıolmasından değil az bulunur olmasındanbahsediyorum…

Eskinin güzel günlerinde eski plakçılarıgezmek bir nevi kaşifçilik oynamak gibi birşeydi. Geçmişte tozlu rafların arasında kendihalinde duran bazı plakları yok pahasınasatın alma hazzına erişmiş bir insan olarakbugünlerde ve gelecekte artık böylesinedurumların yaşanacağını pek düşünmü-yorum. Özellikle teknolojinin hayatımızagirmesiyle tozlu raflarda kendi halinde sizibekleyen nadir plak bulmak pek mümkündeğil. Satıcılar, başta eBay, Discogs gibisiteler olmak üzere raflarındaki plaklarıkontrol edip ondan sonra fiyatlandırıyorlar.

Tüm ülkede sayısı son derece az olan plaksatıcısında hala keşfedilmeyi bekleyen nadirplaklar vardır belki. Ancak sadece satıcılardeğil, alıcılarda teknolojinin nimetlerindenfaydalanıyor artık. Ellerinde 3G’nin nimetleriile rafları kolaçan eden alıcılar belkidikkatinizi çekmiştir. Bunların bir kısmınınsatılmak üzere alınan plaklar olduğunutahmin edersiniz. Hemen her koleksiyonmetasında olduğu gibi sert piyasa koşullarıgeçerli plak dünyasında. 2000′li yıllar bunun

için çok uygun zamanlar değil diyedüşündüğüm olmuştur çoğu zaman.

Ancak geçmişten farklı olarak bugünün plakpazarında yeni bir enstrüman var. Yenidenbasılan plaklar. Yazı dizimin ilk serinin ilkyazısında Yeniden Basılan Plağın KoleksiyonuOlur Mu? konusunu işlemiştim.

Bugün yeniden basılan plaklarla koleksiyonyapılır mı sorusuna cevap aradığım yazımaolumlu-olumsuz çok sayıda tepki gelmişti.Ancak olaya isterseniz bu kez farklı birşekilde bakayım. Bugün 18-19 yaşında olanbir meraklı, ben yaşlara geldiğinde(neredeyse 20 seneden bahsediyoruz) büyükihtimalle bugün koleksiyon metası olarakgörmediğimiz bazı baskılar bile bir şekildedeğerlenecektir. Maddi açıdan değil maneviaçıdan konuşuyorum. Şunu unutmayın insanruhunda geçmişe özlem olduğu süreceeskiyen her şey değerli hale gelir. HeleTürkiye’den bahsediyorsak durum daha dailginç hale geliyor.

Şunu unutmayın plak koleksiyonculuğundanbahsediyorsak olay sadece bir plak alıpdinlemek değildir çoğu zaman. Kapağınıincelemek, baskısını araştırmak, harfkodlarından, etiketinden plağın kimliğiniaraştırmak yani kısacası “şecere”si ileilgilenmek plak koleksiyonculuğu konusundagidebileceğiniz noktalardan bir tanesi.Bununla belki bugün uğraşmak gereksizgelebilir ancak zaman içerisinde bu konularıdeşeceğinize emin olabilirsiniz. Bunu birgörev olarak değil, keyif olarak addedin.Şunu unutmayın koleksiyonlar insanlarımutlu etmek oluşturulur, içinizdeki canavarıçıkartmak için değil.

Plak kataloglarında ders çalışmanın enönemli getirisi; bir sürü yeni şeyöğrenmektir.

STEREO MECMUASI 16 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 17: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Planlama safhası, bir koleksiyonunoluşturulması aşamasında ilk önemli adım.İlk önce almak istediğiniz plaklardan güzelcelistelemeye başlayın. Sizin için olmaz iseolmazları belirleyin. Şunu unutmayın birplağı alırken geleceği de düşünün. Bugün çokazımız ilk gençliğimizde dinlediğimiz müziğidinlemeye devam ediyoruz. Planlamanızıgelecek ışığında yapmak her zaman mümkündeğildir. Ancak günümüzün gelir geçer birrock topluluğu yerine bir klasik rockalbümüne para yatırmak daha akılcı birseçim olur. Tabii ki bütçeniz geniş ise herşeyi satın alabilirsiniz. Benim hayatımboyunca böyle bir imkanım olmadı umarımsizin olur!

Listenizi oluşmaya başladığında ne kadaruzun olduğuna kendiniz bileinanamayacaksınız :) Bu listenin olmaz iseolmazları bütçenizden en fazla payı alacaktır.Tabii ki bir plakçıda denk geldiğiniz zamanheyecanlandığınız ama listenizde olmayan

albümler olacaktır. Hangimiz mükemmeliz.

Ancak her satın almadan önce bütçenizigözden geçirin. Çok gerekli bir plağı almakiçin gereken bütçeyi bir hafta önce gelirgeçer albümlere yatırdıysanız ve o anparanız yoksa, saçınızı başınızı yolarsınız.İşte bu yüzden ne alacağınızı bilmek çokönemlidir.

Şunu asla unutmayın, pratikte her albümalınabilir ama karşılığında ödediğiniz bedelönemlidir. Bu yüzden liste yapmak, bu listeyiçalışmak çok mühimdir. Artık sayısı çokazalmış mağazalarda ve dünyanın dört birtarafındaki sanal mağazalarda araştırmalaryapın. Ebay, Discogs gibi siteler listenizdekinadir plakları bulabileceğiniz yerlerdir.Bıkmadan usanmadan inceleyin, araştırın.

Bu işin anahtar kelimesi nedir biliyormusunuz; SABIR!

Gelin bu yazımızda yeni başlayanlar için“pikap satın alma” konusunu ele alalım.Elime ulaşan çok sayıda elektronik posta veçeşitli vesilelerle denk geldiğim bir çokokuyucumun -özellikle de yaşları gençolanlar- son dönemlerde en çok sorduğusoru hangi pikabı satın almalıyım oluyor. Busoruya hep birlikte bir çözüm arayalım. Bukonuyu kapsamlı şekilde PlakKoleksiyonculuğu, Pikaplar Mevzuu yazımdaele almıştım. Şimdi olaya yeni giren birkişinin bakış açısından ele alacağım.

Aslında sorun pikabın seçiminden ziyadebütçelerimizde. Özellikle üniversite öğrencisiveya iş yaşamının başlarında olan bir çokokuyucumuzun pikaba ayıracak bütçelerininkısıtlı olduğunu biliyorum. Ben de aynıdönemleri yaşadım ve sizleri çok iyianlıyorum. Sadece genç yaşlarda olanokuyucularım değil yaşamı boyunca hep birşeylere para yetiştirmeye çalışan herkesinortak sorunu bütçe.

Hepimizin ilk aklına gelen şey, bütçe

yetmiyorsa, ikinci el pikap satın almaktır.Geçmişte ikinci el pikap pazarı kesinlikle gözatılması gereken bir yerdi. Çünkü makulfiyatlara çok temiz pikaplar bulabilmekmümkündü. Ancak pikaplar yeniden gözdeolunca fiyatlar inanılmayacak şekildeartmaya başladı. Geçmişte 50TL’ye satınalmayacağınız bir pikabı bugün 200TL gibifiyatlara satın alamıyorsunuz. Hele eBay gibiuluslararası satış sitelerine baktığınızdaülkemizdeki fiyatların anormal seviyeleregeldiğini görebilmek mümkün.

Fiyatların yükselmesi arz ve talep ile belkiaçıklanabilir. Sonuçta son 3-4 yıldır pikaplaraanormal bir ilgi var. Ancak fiyatlarınyüksekliğinin yanında en önemli sorunalacağınız pikabın fiziksel durumu da mühim.Mekanik yönden sağlıklı çalışmayan birpikabı satın almak, plak koleksiyonunuzundaha genişlemeden mahvolmasına sebepolmak gibi önemli bir tehdit unsuru içerir.

Şunu asla unutmayın pikap her zaman satınalınabilir ancak az bulunan bir plağa zarar

STEREO MECMUASI 17 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 18: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

verdiğinizde aynısını tekrar satın almak gibibir şansınız olmayabilir. Özellikle koluoynanmış, kötü iğnelerle donatılmış veayarları olması gerektiği gibi yapılmamış birpikap tıpkı bir kara saban gibi, plağınızınyivlerini mahveder.

Eğer yurt dışından ikinci el plak alıyorsanız,çoğu zaman ülkemizde temiz diye satılan birçok plaktan daha iyi durumda olduğunugörürsünüz. Bu farkı yaratan şey kesinliklepikaptır.

Pikaplar mekanik cihazlardır. Bazı pikaplar sonderece karmaşık yapıdadır. Hele ki eskinin ogösterişli tam otomatik pikaplarındanbahsediyorsak. Bunların bakımlarını olmasıgereken şekilde yapmazsanız zamaniçerisinde sorunlar yaratır. Öyle ilginç şeylerlekarşılaşıyorum ki inanamazsınız. Bu konudadaha önce yazmış olduğum bir yazıya bazı

ikinci el pikap satıcılarından olumsuz tepkilergelmişti. Nedense bu bakım işini hiç ciddiyealmıyorlar. Aslında bu konu son derece açıktır.Pikabı üreten firmalar kullanım kılavuzlarındayapılması gereken periyodik bakımlardanbahsederler. Zaten aklın yolu bir değil mi,mekanik bir cihazın her zaman bakıma ihtiyacıvardır. Burada en önemli nokta ortaya çıkıyor.Eğer ikinci el bir pikap alacaksanız satıcıdanmutlaka emin olun.

Bir çok insan hala eski Dual pikapların hayalinikuruyor. Aslına bakarsanız bende Dual çokseverim. Muhtemelen kimsenin el atmadığı birkonuya el atıp, Stereo Mecmuası’nda bu

önemli marka için özel bir konu başlığımız bilevar. Dual’lerin bu kadar popüler olmasınınsebebi, döneminin en iyi pikabı olması filandeğil, ülkemizde en yoğun şekilde bulunanmarka olmasıdır.

Dual’ler ile aynı dönemlerde öyle Japon veAvrupa pikapları vardı ki, bunları gördükçeDual’in en iyisi olmadığını ancak bu pikaplarıinceledikçe anlayabilmiştim. Dual’ler belki eniyisi değildir ama bazı modelleri gerçekteniyidir. Her şeyin ötesinde bu ülkede doğupbüyüyen her pikap meraklısı için Dualönemlidir. Bunun yanında özellikle HS serisiDual’ler zamanının ötesinde bir minimalistyaklaşıma sahiptir. Bunlardan bir tanesialdığınızda hiç fena olmayan bir pikap veampliyi bir arada almış oluyordunuz.

Hoparlörleri de olduğu için müzik sistemidüşünmenize gerek kalmadığı gibi pikap katı

da dahil olmak üzere hiçbir ayrıntı ileuğraşmanıza gerek kalmıyordu. Plaklarınızıdinlemek için komple bir çözümdü ve işingüzel tarafı sesleri de hiç fena değildir. Eğerbir şekilde plak koleksiyonculuğununbaşlarındaysanız ve temiz bir HS serisi Dualdenk getirirseniz çok şanslısınız demektir.Bende dahil böyle bir çözüme hayırdiyebilecek bir insan olacağın zannet-miyorum. Bunu yazarken gayet samimiyim. Bir çok insanın hayalini süsleyen birpikap/kol/iğne kombinasyonuna sahip olanhatta kendi pikabını tasarlamış bir insanolarak bunu söylüyorum. Ancak sorun şu ki,günümüzde HS serisi bir Dual’in temizini

STEREO MECMUASI 18 ANALOG ÖZEL SAYISI

Dual pikaplar özellikle de HS serileri başlangıç için çok cazip pikaplardır. Ancak olası mekanik problemler saçınızı başınızı yolmanıza sebep olabilirler.

Page 19: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

bulmak çok büyük bir sorun ve fiyatlargenelde hiç mantıklı değil. Tabii ki HS serisiharicinde bir çok ikinci el pikap almaolasılığınız olsa da fiyatların abartıldığınıdüşünüyorsanız, sıfır pikaplara göz atmanızgerekecek.

Bu durumda ilk bakılacak nota 200-300TLaralığında satışa sunulan pikaplar. Bugünçeşitli büyük müzik marketlerde birkaçmarkanın pikaplarını bulabilmek mümkün.ION ve Numark ilk aklıma gelenler. Bupikaplar genelde bir sürü gereksizfonksiyonla donatılmış durumdalar. USBbağlantı seçenekleri, kendi pikap katlarınınolması avantajları.

Dezavantajları ise kol ve iğnelerinin ne yazıkki çok sağlıklı olmaması. Zaten farklımarkalarla pazara sürülen bu giriş seviyesipikapların kolları ve iğneleri dikkat edersenizhemen hemen aynıdır. Ben bu pikapları hiçtavsiye etmiyorum. Ses kaliteleri zaten vasatbir de yetmiyormuş gibi plaklarımıza zararverme olasılıkları çok yüksek. Bu pikaplarlauğraşmak yerine ikinci el pazarında dahamantıklı bir pikap bulmak çok daha akıllıcabir iş olur.

Bunlar haricinde zaman zaman Denon, Sony,Pioneer, Audio Technica gibi önemlimarkaların giriş seviyesindeki ürünlerinerastlamak mümkün. Bu pikaplar yukarıdasaydığım pikaplardan biraz daha pahalıolmasına rağmen düzgün iğneleri ile verilenparayı hak ediyorlar. Ses olarak belki çokbaşarılı değiller ancak düzgün bir iğne iledonatılmış olmaları ve kendi pikap katlarınasahip olmaları bu tarz pikapları ilkbaşlayanlar için cazip hale getiriyor.

Bu klasmanın hemen üzerinde daha önceStereo Mecmuası’nda kapsamlı şekildeincelediğim Thorens ve ProJect modellerigeliyor. 1.000TL fiyat etiketine sahip olanürünler plak koleksiyonunu yeni oluşturacakbir meraklı için güzel bir başlangıç noktası.

1.000TL sınırının hemen ardından fiyatlar biranda neredeyse iki katına çıkıyor. Ülkemizdebu pazarda iki marka öne çıkıyor. YineProJect ve Thorens modelleri. Her iki ürününde ses kalitesi yukarıda saydığım girişmodellerinden çok daha başarılı. Ayrıca heriki pikapta son derece donanımlı. Yani ileriyeyönelik iğne değiştirmek gibi düşüncelerinizvarsa bunun için uygun donanıma sahipler.ProJect markalı ürünler daha minimalist biryaklaşımla üretilmiş bir pikaplar. Başlangıçiçin gayet yeterli bir donanıma ve fiyatıgözününe alınınca gayet başarılı bir seskalitesine sahip. Thorens markasında ikifarklı konsept ön plana çıkıyor. Tam otomatikmodeller ve tam manuel daha minimalisttasarımlar.

Bu iki markanın ardından pazarda bir andamarka zenginleşmesi yaşanıyor. Regamodelleri kendini ispat etmiş kol tasarımlarıve mekanikleri ile göz doldururken, onlarcabutik üreticinin ürünleri ile de mutlu mesutyaşamak mümkün.

Ancak sorun şu ki, yukarıdaki pikaplardanbirisine sahip olduğunuzda sorunlarımızbitmiyor. Bunları bir müzik sisteminebağlamak gerekli. Bir sonraki yazımda plakdinlemek için kurduğumuz veya kurmayıplanladığımız müzik sistemimizi tamamlamakkonusuna değineceğim.

Eğer şansımız yaver gittiyse bütçemize enuygun pikabı seçtik ve seçimimizdenmutluyuz. Eğer Dual HS serisi tarzı bir pikap-ampli ve hoparlör kombinasyonuedindiyseniz bu yazıyı pas geçebilirsiniz.Ancak çoğu kişi tarafından eski alışkanlıklarlakullanılmaya devam edildiği şekliyle “deck”tabir edilen bir pikap satın aldıysanız bununlauyumlu bir müzik sistemi kurmamız

gerekiyor. Eğer pikap katı olan bir müziksetiniz var veya müzik sisteminiz var ise yinebu yazıyı pas geçebilirsiniz.

İlk olarak dikkat etmemiz gereken şey birpikap katı edinme zorunluluğumuz. Bukonuyu kapsamı şekilde PlakKoleksiyonculuğu: Pre-amp Mevzuu yazımdaele almıştım ama şimdi olaya yeni giren birkişinin bakış açısından ele alacağım.

STEREO MECMUASI 19 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 20: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Neden bir pikap katına ihtiyaç duyduğumuzkonusunu kısaca açıklamak gerekirse;pikaplar daha doğru bir tabirle iğneler (pikapkafaları) çok düşük bir sinyal üretirler. Onlarıduyulabilir seviyeye çıkartmamız için sinyaligüçlendirmemiz gerekir. Bu güçlendirme içinamplifikatör yeterli olmaz. Öncelikleiğnemizden gelen sinyali söz gelimi CD çalarveya diğer kaynak cihazların seviyesineyükseltmemiz gerekiyor. İşte pikap katı veyapikap pre-amplifikatörü tam burada devreyegiriyor.

Burada dikkat etmemiz gereken bir şey var;iğnemizin yapısı. İğneler MM ve MC olarakikiye ayrılırlar. Ancak bu yazımda genelolarak giriş seviyesi pikaplardanbahsettiğimize göre aldığınız pikap üzerindekuvvetle muhtemel bir MM iğne olacaktır. Ozaman bizim MM pikap katı almamızgerekiyor.

Hemen bir ipucu, eğer gelecekte pikabınızıyükseltme veya farklı iğneler alma olasılığınızvar ise hem MM hemde MC iğneleridestekleyen bir pikap katı almak dahamantıklı olacaktır. Yalnız şunu unutmayın MCdestekli pikap katları her zaman biraz dahapahalı olur. Bu açıklamaların ışığında yerelpazarda neler bulabiliyoruz isterseniz kısacabir göz atalım.

Öncelikle son dönemlerde yaşadığımızgelişmeler sayesinde biraz şanslı olduğunuzusöyleyebilirim. Analog severler için yerelçözümler bulabilmek mümkün. Bu yerelçözümlerin en büyük güzelliği hemperformanslarının başarılı olması hemdefiyatları göreceli olarak son derece uygun!

İlk pikap katımız Sigma Ses’in meraklılarasunduğu MM yapılı pikap katı. Bu ürün 100TLgibi makul bir fiyat etiketine sahip. İkinciyerel çözüm Fil Elektronik’ten geliyor. 200TLfiyat etiketine sahip Audiophile Phono Boxhem MM hemde MC iğne desteğine sahip. Budesteğin yanında empedans ayarına daimkan veriyor. Bu konuyu uzun uzadıyaaçıklamaktansa kısaca ince ayar yapabilmeimkanı sunuyor diyelim.

Her iki ürününde son derece başarılıolduğunu söylemeliyim. Hatta fiyatlarınabakarak fiyat/performans oranı neredeysemükemmel diyebilirim.

Bu iki ürünün haricinde ekonomik fiyat

etiketine sahip daha bilindik markalarınürünlerine de göz atabiliriz kısaca.Pazarımızda 100 Euro seviyesinde gezinenpikap katlarına yine Thorens, NAD ve ProJectmarkalarında denk gelebilirsiniz.

Yukarıdaki alternatifler (ve benim gözümeçarpmayanlar) ışığında pikap katımızı daalmış olunca sıra müzik sistemimizikurmakta.

Hazır konusu geçmişken biraz daha egzotikürünlere bir bakış atalım. Vakum tüplü veyapazarın tabiri ile lambalı pikap katları.

Yerel pazarda vakum tüplü modellerden ensıklıkla denk gelebileceğiniz markalardan birtanesi ProJect’tir. Ancak ikinci el pazarındabile çok uygun fiyat etiketine sahip olduğunusöylemek pek kolay değil. Ucuz bir fiyatadenk gelirseniz kaçırmayın alın. Bir dönemülkemize ithal edilen Antique Sound Labmarkasında benim fiyatına göre başarılıbulduğum “Mini Phono” da denk gelirsenizalabileceğiniz ürünlerden bir tanesi. Ayrıcabir dönem bazı Çin menşeili ürünlerdepazarımızda boy gösteriyordu. Çin deyincehemen burnunuzu kıvırmayın. Kötü Çinmalları olduğu kadar iyileri de var. Ancakülkemizde çeşitlilik olduğunu söylemek güç.

Anlayacağınız giriş seviyesi tüplü pre-amplibulmak ülkemizde pek kolay değil. Üstseviyede ise büyük bir çeşitliliktenbahsedemesek bile çok kaliteli ürünlerbulmak mümkün. Bu noktada neleryapabilirsiniz?

- İkinci el pazarını takip etmek.

- DIY olayına girmek eğer siz beceremez-seniz yakın çevrenizde bulunan bir kişiye projeyi yaptırmak.

- Yurtdışından almak (eBay gibi sitelerde Bellari, Yaquin gibi markaların ürünlerini çok uygun fiyatlara alabilirsiniz)

- Standart bir ürün alıp, ileri de daha genişbir bütçeniz olduğunda konuya geri dönmek.

Ben olsam ilk adımda vakum tüplü pikapkatına girmezdim. İlk adımda düzgün çalışanbir sistem kurup bütçemi plaklara yatırmakdaha mantıklı olurdu diye düşünüyorum.

STEREO MECMUASI 20 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 21: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Elektrik akımı üretmek için iki ana tür pikapkafası bulunmaktadır. Bunlar mıknatıshareket (MM) ve bobin hareketli (MC) pikapkafalardır. Birçok hareketli bobin (MC) pikapkafaları yüksek ve düşük çıkış güçleri ilegelir. Aralarındaki farkları daha iyi anlamakiçin kısaca iki farklı tür olan MM ve MC pikapkafaların elektrik üretme yöntemlerinideğerlendirmek gerekmektedir. Gençliğim-deki eğlenceli bir anekdotu anlatmak isterim.

Haydi lisedeki fen sınıfına geri dönelim.Benim 8. sınıf fen bilgisi öğretmenim bizeküçük bir el hareketi ile çalışan jeneratörüanlatmayı pek severdi. Jeneratörü anlatmayöntemi oldukça can yakıcıydı. Jeneratörün

çıkışlarını bize bağlar ve üretilen akımıhissetmemizi isterdi. Parmaklarımıhissetmediğimi hala hatırlarım. O da herbirimizin bilim sınıfta ilgisiz kalmamamız içinbu yöntemi bulmuştu. Ancak bu yöntem hembu konuya ilgimi çekti hemde hala buradaöğrendiklerimi hatırlamamı sağladı.

Temelde mıknatıs pikap kafaları (MM) aynen

jeneratör gibi çalışır. Bakır sargı içindehareketli bir mıknatıs tarafından düşükmiktarda üretilen gerilim vasıtası ile sesüretilir.

* İğnenin plak üzerindeki girinti çıkıntılarüzerinde hareket etmesiyle, iğne aracılığıylatitreşimler oluşturulur. Birçok plak kaydındaplaktaki yivlerdeki titreşimler iki ayrı (sağ vesol) sinyal üretir.* İğnedeki vibrasyon içinde mıknatıslıdüzenek olan kafaya aktarılır.* Mıknatıslar iğneden gelen titreşimlerlesarım içinde hareket ederler ve bu bir ufakgerilim yaratırlar.* Voltaj pikap kafasından, kablolar üzerinden

ilerleyerek müzik sistemi içindeki biramplifikatöre ulaşır ve seyahat sonundabirden Paul Stanley’den Rock and roll allnight, and party ev-er-y day” i dinlemeyebaşlarsınız.

Hareketli mıknatıs pikap kafaları gür,yumuşak ses üretme eğilimindedir. Bunlardaşekil, boyut ve kalite düzeylerinde çeşitler

STEREO MECMUASI 21 ANALOG ÖZEL SAYISI

Yeni başlayanlar için MM ve MC iğneler konusu oldukça kafa karıştırıcı olabiliyor. Önemli olan şey bütçenizi zorlamadan sisteminize en uygun iğneyi bulmaktır.

Page 22: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

mevcuttur. En güzel yanı birçok MM pikapkafasının iğnelerini tercihe göre değiştirmekmümkündür. Yüksek voltaj çıkışı, çeşitliliği veiğnelerinin değiştirilebilmesi hareketlimıknatıs (MM) pikap kafaları yeni başlayanlarve odyofiller için en güzel seçim yapar.

Simdi sizin şöyle sorduğunuzu görüyorum.Brian, madem MM pikap kafalar bu kadargüzel ne diye MC pikap kafaları üretiyorlar?

Siz nazik okuyucular için, anlatmayaçalışayım

MC pikap kafaları, MM pikap kafalarınabenzer bir şekilde çalışır. Temel fark MCpikap kafalarda iğne sargıya bağlıdır vebobin (sargılar) bir mıknatıs etrafında titreşir.Birçok odyofil MC pikap kafalarını tercihederler. MC pikap kafaları daha iyitonlamaya, açıklığa, daha geniş bir sahneyesahiptirler ve ayrıca MM’lere göre daha azdistorsiyon oluştururlar.

Hareketli bobin (MC) pikap kafaları,meraklılar için, ses sisteminin kurulumundaçok daha fazla aşinalık ve dikkat gerektirir.Yeni baslayanlar için hareketli bobin (MC)pikap kafaları her zaman iyi bir fikir değildir.Birçok MC pikap kafası, MM pikap kafalarıiçin tasarlanmış pre-amplifikatörlerle (pikapkatı) çalışmaz. Ayrıca modern receiver’larınbir çoğunda “phono” etiketli pikaplara özelbir giriş bulunmaz. Bu nedenle pikabınızıkullanmak için ayrı bir pre-ampli gerekir.Ayrıca mevcut receiver’ınızdaki pikap katınınMM mi MC mi veya her ikisi içinde miolduğunu bilmeniz gerekir. Nadir görülmekleberaber “phono” girişinin yanında bir anahtar

yardımıyla MC ve MM arasında geçişyapılabilir. (ç/n Harici pre-amplilerde bir çokzaman bu anahtar bulunur)

Bugün birçok pikap kafası üreticisi aynı pikapkafasının yüksek ve düşük çıkış sürümleriüretmek üretmektedir. Örneğin Benz Mikrofirması, Benz Gold modelini (0,4mv) ve BenzSilver modelini (2.0mv) üretir. Aynı görüntü,aynı tasarım çizgilerini taşımlarına rağmenbu iki MC pikap kafası iki farklı çıkıştadırlar.Başka üreticilerde hem yüksek hemde düşükçıkışlara sahip ancak birbirleri ile tamamenfarklı pikap kafaları üretirler. Yüksek çıkışlıMC pikap kafaları genelde MM pikap kafalarıile kullanılabilen pikap kafaları ile uyumsağlayabilirler.

Eğer pikap katınız yoksa seçeneklerinizneredeyse sınırsızdır. Bu durumda farklıpikap kafalarının ihtiyaçlarına karşılıkverebilecek çok yönlü bir pikap katıalabilirsiniz. Böylelikle MM veya MCalacağınız herhangi bir pikap kafası içingerekli tüm ayarları yapabilirsiniz.

Eğer bir MM pikap katınız varsa (ayrı veyaamplifikatörünüzle tümleşik) veya bütçenizbir MC pre-ampli için yeterliyse istediğinizMM pikap kafasını veya yüksek çıkışlı(Ortofon X MC serisi gibi) bir pikap kafasınıtercih edebilirsiniz.

Eğer düşük çıkışlı bir pikap kafası kullanmakistiyor ve mevcut MM pikap katınızıdeğiştirmek istemiyorsanız, farklımarkalardan step up trafoları kullana-bilirsiniz.

Pikap kollarına iğne takılması veayarlanması, hem ses kalitesi hemdekullandığımız plakların ömür boyu temizkalabilmesi için önemli bir süreçtir. Busüreçte kullanmamız gereken çeşitli araçlarolacaktır. Bunlar, su terazi, protractor, zamanzaman ağırlık ölçen terazi, tornavida vepikabımız ve/veya kolumuza özel diğeryardımcı araçlar.

Öncelikle su terazisi, pikap ayarlamaları içinen gerekli ekipmandır. Pikabımızın yer ile

olan etkisi, iğnenin plağa olan baskıaçısından tutun, ses kalitesine kadar bir çokşeye etki eder. Özellikle pikabı koyduğumuzstand ve eğer var ise pikabımızınsüspansiyonun ayarlanması için en fazlaihtiyaç duyacağımız araçtır. Kullanacağımızsu terazisi mümkün olduğunca hafif vehassas olmalıdır. Hafiflik, özelliklesüspansiyonlu bir pikap ile kullanacaksakönem kazanır. Teorik olarak ağır bir terazisüspansiyona baskı yapacağından dolayı tamortalama yapılmaması halinde ayarlarda

STEREO MECMUASI 22 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 23: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

sapmaya sebep olacaktır.

Bunu önlemek için çeşitli firmaların ürettiğiufak, hafif ve yuvarlak özel ayar terazileribulunmaktadır. Bu tip terazilerle çok rahatbir şekilde ayar yapabilmemiz mümkündür.Dengeleme noktasında ilk önce pikabımızınduracağı stand ile başlamakta fayda vardır.

Eğer bu stand ayakları ayarlanabilir bir standise, ayar süreci hızlı olacaktır. 2 adet terazikullanarak genişlik ve en anlamında hızlı birayar yapabilirsiniz. Ama ayarlanamayan birstand kulanıyor iseniz, benim tavsiyem standüzerine özgün bir başka pikap standıkullanmanızdır. Hazır satılan çeşitli ürünlermevcut olsa da, basitçe bulunabilecek 4 adetayarlanabilir ayağı kendi zevkinize göreseçeceğiniz bir platforma takmak ve busayede standtan bağımsız olarak ayaryapabilirsiniz. Platformun maddesini kendizevkinize göre seçmekten bahsettim, bugünfarklı maddelerin farklı ses etkilerioluşturabileceği, genel kabul gören birgerçek olduğundan materyelin seçimi kişiselbir durum olmalıdır.

Özellikle rijit yapılı pikaplarda, pikabındengede durması elzem ve önemli birkonudur. Bu yüzden pikabınız bu sınıfta ise,pikabınızı kurmadan önce mutlak suretlestandınızın dengesini kurmanız gerekir.Süspansiyon sistemine sahip bir pikabınız varise, uygun ayarları gene terazi vasıtası ileyapınız.

Pikabın dengesi süspansiyon sistemi, standyapısı yada ek ekipman kullanımı vasıtası ilehalledildikten sonra iğnemizi takmak iledevam edelim. İğnemizi takarken benimtavsiyem eğer var ise korumasının takılıolmasıdır. Bu noktada istemeyen bir kazaolur ise, iğnenizin kırılmasını önleyebilirsiniz.Değişik iğne tipleri değişik şekillerdevidalanmaktadır. Bazılarının gövde yapısı,direkt vidalamaya izin verirken, bazılarındabir somun kullanmak gerekmektedir. Moderniğnelerin bir çoğunda gövde ağırlığınıazaltmak adına somunlu yapıkullanılmaktadır. Zaman zaman dar çalışmaalanı sunan headshel'li kollarda bu somunlarıtakmak gerçekten sorun olabilir. Amagenelde uygun bir tornavida ile hızlı birşekilde iğne takılma işlemi yapılabilir. Buesnada benim tavsiyem mıknatıslı uç içerenbir tornavida kullanmayınız. Şu an içiniğnemizin vidalarını tam olarak sıkmayın,çünkü bir sonraki etapta protractor vasıtasıile ayar yapmak durumunda kalabiliriz. İğnebağlantısı için gerekli şemayı aşağıda

bulabilirsiniz. Buna göre bağlantılarınızı dayapınız.

Kolumuzun ayarını da dikkatle inceliyoruz.Kolun yüksekliği noktası. Kolun en alt kısmınıbir doğru olarak düşünün, plato ile arasındayüksekliği kontrol edin. Optimal uzaklık 2 ila3 cm arasındadır. Bu değere göre kolunuzunayarını yapınız. Bu arada iğneyi hafifçetakma sebebimiz arada normalden uzunkesite sahip bir iğne kullanıyorsak durumagöre müdahale edebilmektir. Normaldeiğneyi takmadan önce de bu yükseklikayarını yapmakta fayda var, özellikle deamatör bir kullanıcı iseniz. Şimdiki etabımızprotractor vasıtası ile iğnemizin nihai takmaişlemini yapalım. Protractor iğnenin ayarınıyapmak için kullanılan bir ekipmandır.Stevenson, Baerwald, Chpratz, Kearns,Loefgren gibi bir çok farklı protractor modelimevcuttur. Bunların tamamı benzer amafarklı sonuçlar ortaya koyabilen araçlardır.Pikabımızla gelen protractorun yanısırainternetten de farklı onlarca protractoraulasabilirsiniz.

Protractorumuz ile gerekli ayarlamalarıyapıyoruz. Protractor ile iğnemizinayarlamasını yaptıktan sonra vidalarımızıartık sıkabiliriz. Tüm bu işlemleri yaparken,anti skating yani bias ve trackingayarlarımızın sıfır noktasında olmasıgerekliliğini unutmayalım. Şimdi pikabımızaeski bir plak yerleştirelim. Kolu dikkatlicetutarak, arka ağırlığımız ile kolumuzudengeye alalım. Bu dengeden kasıt iğnetakılmış haldeki kolun sanki birtahteravellideymişcesine dengede durmasınıanlıyoruz.

Bu noktada elinizin headshell kısmındakontrollü şekilde durmasında fayda var. Bazıdostların ellerinde bu tarz ayarları yaparkentitreme olabiliyor, bu yüzden iğnenin sağlığıaçısından kontrollü olmakta fayda var. Dengeeğer sağlandı ise, kolumuzu park ediyoruz.Eğer kolumuz tracking için ayrı bir ayar varise, iğnemizin gerektirdiği tracking değeriniburadan ayarlıyoruz. Biz bu ayarın olmadığıvarsayarak standart bir kola göre ayaryapalım. Denge noktasında kolumuzu parkettik.

Şimdi kolumuzun önünde bir ayar halkasıdikkatinizi çekmiştir. Bu halkadaki değerisıfıra getiriyoruz. Bunu yaparken ağırlığındengesini bozacak sert hareket yapmamayaçalışıyoruz. Halkayı sıfırladık hemen kolundengesini tekrar kontrol edelim. Bir sorun

STEREO MECMUASI 23 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 24: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

yok ise tekrar kolumuzu parka alalım.

Şimdi iğne üreticimizin değerlerine bakıyoruz.Bu değerler içerisinde Tracking force değerinibuluyoruz, burada recommended xx gr veyaxx mN şeklinde bir değer bulacağız. Bu değerbizim kullanacağımız tracking değeridir. Birazönce bahsettiğim halka üzerinde rakamlarvardı, bu halka vasıtası ile bu değeriayarlıyoruz. 1 gr = 10 mN denkleminiunutmuyoruz. mN değeri yerçekimi etkisini

ölçen bir değerdir, mili Newton değeridir.Şimdi örneğin kolumuzun istediği Trackingforce 15 mN olsun. Yani bu değer 1,5 gr’aeşittir. Şimdi ayar halkamızda 1 işaretli yeregeldik, bunu ağırlığı saat yönünün tersinedoğru yapıyoruz. Şu an bir gram baskı gücünüelde ettik geriye kaldı 0,5 gr. Dikkatiniziçekmiştir çeşitli çentikler bulunmakta bu halkada. Standart olarak bunların herbiri 0.1 grdeğerine denk gelir. Bu ayar sistemi standartbir kol içindi, sizlerin kollarında ayarlarfarklılık gösterebilir. Ben burada standart birkolu anlatmaya çalıştım.

Bu paragrafta biraz karmaşık bir ayardeğerinden bahsetmek istiyorum. Arzuederseniz bu paragrafı direkt geçebilirsiniz.Mesela farklı kollar için, CU olarak ifade edilencompliance unit teriminden bahsetmemgerekecek sanırım. Bir iğnenin esnekliğin ölçübirimi olarak ifade edebiliriz. 1 CU 0(-

6)cm/dyne’e eşittir. İşte bu noktada ne yazıkki, Türkçe'miz bu terminolojiyi tam olarakyansıtacak terimlere sahip olmadığındanaçıklamalarım biraz karışık gelebilir. Umarımkafanız karışmaz. İlk olarak dyne’yiaçıklamaya çalışayım. Dyne, fizikte birmaddenin santimetre, gram ve saniye olanilişkisidir. Bir güç birimidir. Dolayısıyla 1 grağırlığında bir maddenin 1cm’lik bir mesafeyi1 saniyede gidebilmesi için gerekli gücü ifadeeder. Bu da 10-5 newton’a denk gelir. Peki

bunu ne amaçla kullanıyoruz. Bildiğiniz gibi,iğne bir kaldıraç gibi yukarı ve aşağıyahareket edebilir. İşte bu hareket CU ile ölçülür.Dolayısıyla fizik kanunlarına göre dyne hesabıile bulunur. Peki bunu hesaplamamızgerekiyor mu? Normalde hayır, çünkü bir iğnealdığınızda, kullanım kılavuzunda zaten budeğer compliance unit olarak zatenbulunmaktadır. Çok ileri seviyeli pikapkullanıcıları veya analog odyofiliarkadaşlarımız için bu değerler kol ayarlarınıyaparken gerekli olan değerlerdir. Buparagrafta gördüğünüz gibi analog olayı dipsizbir kuyu gibidir.

Şimdi sırada ayarlama sürecimizin en basit birişlemi var. Anti skating yani biası ayarlıyoruz.Standart kullanıcılar için tracking force’a eşitbir bias değeri yeterli olacaktır. Yani trackingforce 1,5 gr ise, anti skating’i de 1,5 değerinegetirmeliyiz. Zamanla farklı skating değerleri

STEREO MECMUASI 24 ANALOG ÖZEL SAYISI

Pikap kollarına iğne takılması ve ayarlanması, hem ses kalitesi hemde kullandığımız plakların ömür boyu temiz kalabilmesi için önemli bir süreçtir.

Page 25: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

ile farklı tatlar yakalayabilirsiniz. Terminolojikonusunda terimler sözlüğüme bakabilirsiniz.Bunlar haricinde pikabınızda tracking angle,azimuth vesaire ayarların yapılabileceği

ayarlar var ise, kolları spesifik olarakincelediğim bölümlerde ayrıntılı açıklamalaraulaşabilirsiniz.

Protractor basitçe iğne ayarlarımızıyapabilmemiz için gerekli basit ama bir okadar işlevsel bir ekipmandır. Farklı analogdoktrisyenleri tarafından farklı prensipleresahip onlarca protractor yapılmıştır.

Hatta farklı kollara özel üretilmişprotractorlar ile çeşitlilik inanılmaz boyutlaraulaşmaktadır. Stevenson, Baerwald, Chpratz,Kearns, Loefgren gibi onlarca farklıprotractordan Baerward tasarımı 2 noktadankontrol edilebilir evrensel protractoru sizlereanlatmak isterim. Bu sayede konuyla ilgilibasit de olsa bir bilgi sahibi olabilirsiniz.Baeward çift nokta kontrollü protractoruwww.vinylengine.com adresinden indirebi-lirsiniz.

Hemen kullanım noktalarına geçmekistiyorum. Öncelikle yerleştirme aşaması, “C”yazan yer miin içerisine yerleştirilir. Akabindeuygun açı verilerek iğne kontrol edlir.İğnemizi kola taktık, iğnemizin paralelliğiniöncelikle “A” yazan yerdeki çizgi yadaçizgilere göre, kontrol ediyoruz. Amacımıziğnemizin dış hattının, yani kartuşun en dışkısmının “A” yazılı şemadaki çizgilere tamoturduğunu yani paralelliğini kontrolediyoruz. Akabinde kolu indirelim, “A” yazılışemadaki kırmızı noktaya tam inmesini

kontrol edelim. Eğer inmiyorsa tekrarayarlarımızı kontrol edelim. Tam kırmızınoktaya indiğinde tekrar paralellikkontrolünü yapıyoruz. Bu ilk aşamamız idi,bu noktada tam olarak iğne vidalarımısıkmıyoruz.

Şimdi ikinci aşamada protractorumuzu tekraryerleştirip, bu defa kol-iğnekombinasyonumuzun “B” yazılı şemadakiuyumluluğunu kontrol ediyoruz. Yinekolumuzu indiriyoruz. İğnemizin “B” yazılışemadaki kırmızı noktaya inip inmediğinikontrol edelim. Muhtemelen inmeyecektir.Kolumuzu tekrar ayarlıyoruz ve iğnemizinparalelliğini kontrol ediyoruz. Gerekli ayarlarıyaptıktan sonra, son aşamamıza geçiyoruz.

Şimdi iğnemizi tekrar “A” yazılı şemaya göre,kontrol edelim. Muhtemelen ufak birdüzeltme ile optimal bulunacaktır. Bunoktada ayarımız kısa sürede bitiyor.Protractor kontrolünün ana prensipleri bunlarolsa da, diğer bir çok protraktorda da benzerbir şekilde ayar yapılır. Kısa bir alışmadöneminden sonra çok rahatlıklaayarlamalarınız yapabilirsiniz. Bu noktadamümkün olduğunca dikkatli olarak, iğneyezarar vermemeye çalışmalıyız.

İğnenin düzgün bir şekilde ayarlanması,analog sesin kalitesi açısından en önemlietkendir. Her kol aynı ayarları sunmamaklabirlikte bir çok terim ortaklaşakullanılmaktadır. Bu noktada iğne ayarlarınınyapılması öncesinde bu terminolojiye hakimolmak bence önemlidir. Kol ve iğneninuyumlu bir şekilde ayarlanması başta yerçekimi olmak üzere çeşitli fizik kanunlarıylaçok yakından ilgilidir. Bu noktada eğer pikap

kullanarak müzik dinliyorsanız, kol ve iğneayarlarını yaparken neyin ne olduğunubilmek yaptığınız işten keyif almak adınaönemli bir ayrıntı. Umarım bu yazı, buuğraştan keyif almanıza yardımcı olur.

Bu ayarlar konusundaki neredeyse tümterminoloji İngilizce olduğundan öncelikleterimlerin Türkçe karşılıkları ile başlayalım.Bu arada bu yazı sahip olduğum SME Series

STEREO MECMUASI 25 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 26: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

V üzerinde yapılabilen ayarlamalarıkapsamaktadır. Bilinen tüm faktörlerinayarlanabilmesi, bu kolu benim gözümde çokdeğerli kılsa da, konunun acemilerinin canınıda oldukça sıkabilir. Yazıyı okurken sizinpikabınızda bu ayarlardan bir veya dahafazlası olmayabilir, lütfen panik yapmayınız.Çoğu üreticiler daha basit yöntemlerkullanarak çeşitli kollar üretmişlerdir. Buayarların bazılarının olmaması demekkolunuzun kalitesiz olması anlamına gelmez.

-Overhang – Sarkma-Zenith – aynen kullanılacaktır-Azimuth – aynen kullanılacaktır-Vertical Tracking Angle (VTA) – dikey izlemeaçısı-Stylus Rake Angle (SRA) – İğne tarama açısı-Tracking Force (VTF) – Dikey izleme gücü-Anti-Skating Force (HTF) – Anti-skating olarak kullanılacaktır.

SarkmaBu terim ayar sürecimizin en ilk ayağıdır.Teorik olarak kolun birinci plak izi vesonuncusunu okuyabilmesi için gerekenayarlamaların yapılması denilebilir. Bu herkolda hassas şekilde ayarlanamaz,üreticilerin bir kısmı standartlara göre kolunbu ayarını sabit şekilde üretebilirler. Zamanzaman kolu iz üzerine indirdiğinizde bir çızıltıduyarsınız. Bu plağın üretimi esnasında birtutma payı olarak düşünülerek üretilmiş izsizkısmının okunmaya çalışılması veya iğneninbu bölge üzerinde hareketi esnasında oluşur.İşte bazı özel kollarda bu mesafe ayarlanarakbu gürültü minimize edilir. Plak üretimi bellistandartlara bağlı olduğundan iğnenin bubölgeye inmesi hem cızıltının azalması hemde iğnenin sağlığı açısından teorik olarakönemli iken, özellikle ince işlemeyöntemlerinin geliştirildiği günümüzde iğnebu noktalarda zarar görmesi neredeyseimkansız olsa da, bazı üreticiler hala buayara kolları üzerinde yer verirler. Ayrıcagene kol ile beraber gelen ayar şemaları ilekolun indiğinde bastığı izlerin kontrolü de builk aşamada yapılır. Şu an kullandığımızkollarda plak üzerinde belirlenmiş iki noktaya, özel ayar şemaları ile ayarlamanın akabindeiğne ve kol hassas bir şeklide inebiliyorsa ilkayarlarımız tam olarak yapılmış demektir.Geçmiş dönemlerde iki yerine altı referansnoktası alınmaktaydı diye ufak bir notdüşmek isterim, üretim teknikleri gelişipkollar hassaslaştıkça bu kontrol noktalarınınsayısı ikiye düşmüştür.ZenithZenith pek kullanılmayan ama hepimizin

yakından bildiği iğnenin plak izlerine göreyaptığı yatay harekettir. Aslında kullandığımızprotractor’e göre bu nokta ayarlanmaktadır.Mantık iki plak izi arasında iğnenin aynı açıile uzunca bir yol boyunca tercihen ilk izdensonuncusuna kadar aynı açı veya uzaklıklarsabit kalarak yolu izlemesidir İşte buayarlamalar protractor vasıtası ile yapılır.Tüm protractor versiyonlarında, Baerwald,Bauer, Lofgren ve Stevenson gibi farklınoktalar refere edilerek optimal ayarlaraulaşılmaya çalışılır ki, günümüzde en çokkullanılan iki nokta referanslıprotractor’lardır. Pivot kolu teknolojisindezaman zaman çoklu nokta refere edilerekyapılan ayarlamalarda tam hassaslıksağlanamasa da, zenith’in düzgünayarlanması ses kalitesi için önemli birfaktördür.

Azimuthİğnenin tam ön perspektiften baktığımızdaplak üzerine bastığı ve dikey olarakoluşturduğumuz sanal bir çizginin sağ veyasol yöne doğru açı ile ilintilidir. Teorik olarakbu açının 0 derece olması arzu edilir. Buaslında önemli fakat her kolda olmayan özelbir ayardır. En basit şekli ile, göz ileyapılabilir. İğnenin plağa tam dik açı ilebasması esastır. Bunu kolay bir şekildekontrol etmek için bir küçük ayna parçasıalınır. Bu parça üzerine dik bir çizgi çekilir.İğnenin önünden tam dik bir açı ile tercihenbir büyüteç ile bakılarak iğne ve çizdiğimizçizginin üst üste gelerek, iğnenin arkasından,çizdiğimiz çizginin görülmemesi en basit ayaryöntemidir. Bir diğer yöntem ise, kolunuzlaberaber gelmiş olan ayar şemalarınıkullanarak azimuth ayarı yapmaktır ki, ensağlıklısı bu şekildedir. Bazı kollarda buaçının ayarlanabilmesi için farklı yöntemlerkullanılmakta, bir kısmında ise bu ayarlarayer verilmemektedir.

Dikey İzleme Açısı (VTA)Dikey izleme açısı bir iğnenin yukarıdakişekildeki gibi dikey hareketini belirler.Aslında VTA ayarları Stylus Rake Angle (SRA)– yani iğne tarama açısı ile birlikte bir anlamifade ederler. Neredeyse tüm iğne üreticilerigeçen yıllar içerisinde VTA açısının yaklaşık20 derece olması konusunda fikir birliğinevarıp, bunu teknoloji standardı halinegetirmişlerdir. Bu açı, hatta aslında iğnenindikey düzlemdeki bu açısal hareketi, aslındabir nevi süspansiyon olarak düşünülebilir.İzlerdeki çıkıntılar, yabancı maddeler hattakolun plak üzerine sert indirilmesi gibidurumlarda iğnenin sağlığı için bir kalkangörevi olarak bile addedilebilir.

STEREO MECMUASI 26 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 27: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

İğne Tarama Açısı (SRA)İğne tarama açısı (SRA), dikey izleme açısı(VTA) ile ayrılmaz bir bütündür. Bu terimgenellikle pek kullanılmamakla beraber,aslında VTA teriminin içinde kendisine yerbulur. O yüzden SRA ve VTA ayarlamalarınıberabermişcesine de düşünebilirsiniz.Bildiğiniz üzere kartuşun içerisi bobinler ilesarılı olup, iğnenin plak üzerindeki izleriokurken yaptığı ileri ve geri hareketsonucunda elektriksel olarak ses sinyalioluşturulur. İşte bu noktada SRA ve VTAaslında çok önemli birer etkiye sahiptir.İzlerin okunması teorik olarak ne kadarmükemmel şekilde yapılırsa, gene teorikolarak ses sinyali o kadar orjinalineyaklaşacaktır. İşte bu noktada hem dikey,

hemde taramayı oluşturan açılar, iğneninekliptik okuma ucunun plak izlerine tamoturması ile direkt olarak bağlantılıdır. Buyüzden bir çok odyofil kendi kulakreferanslarına göre, teorik olarak aynı kol veiğneleri kullansa dahi, farklı VTA ve SRAayarlamalarının gerçeğine uygun olduğunuiddia ederler ki, pratikte bu açıların değişimigerçekten de ses kalitesi anlamında önemlietkiye sahiptir.

SRA ve VTA’da yaptığımız tüm ayarlamalarstandart bir plak kalınlığına göre yapılsa da,farklı mat’lar (pikabın platter’i üzerinekonulan çeşitli maddelerden üretilebilen

parça) kullanıldığında, hatta farklı plakşirketlerinin ayarlamaları yaptığımız plaktandaha ince yada daha kalın ürettikleriplaklarda tekrar ayarlama gerekebilir. Çünküoptimal açılar, yüksekliğin artması iledeğişecek ve tekrar ayarlama gereksinimiduyulacaktır. Belki de, pikap kullanımın enbüyük güzelliği basit fizik kuralları ile küçükayar oynamaları ile sesin bu kadardeğiştirilebilmesinden kaynaklanmaktadır

Dikey İzleme Gücü (VTF)Kapsamına izleme ağırlığı ve izleme kuvvetinialan terim. Genelde gram cinsinden ifadeedilir. Bir kartuş kola takıldığı zamankartuşun ağrılığının yanı sıra vidaların hattabazı pikaplarda kolu elle hareket ettirmekiçin ayrıca takılan ufak bir mekanizmanın

ağırlıkları, kartuşun ağırlığına eklenir. Fizikkurallarına göre bu ağırlıkla kol dengenoktasını kaybedip, iğnenin bulunduğukısmın ağırlığından dolayı bu yöne doğrualçalır. İşte plak yüzeyinde sağlıklı okumayıgerçekleştirmek adına, iğnenin plak ileetkileşimi , özellikle iğne üreticisinin belirttiğikuvvetin plak üzerine uygulanması sağlanır.Genellikle üreticiler belli gramajlarıbelirtseler de, konunun fanatikleri belliolasılıklar dahilinde bu ayarları değiştirerekkullanırlar. Gene bu ayarlar ile iğneninsüspansiyonu yani, plak üzerindekiyaylanması da, sağlanır. Eğer bu yaylanmakontrolsüz olur ise, olması gereken yolda

STEREO MECMUASI 27 ANALOG ÖZEL SAYISI

Çoğu üreticiler daha basit yöntemler kullanarak çeşitli kollar üretmişlerdir. Bu ayarların bazılarının olmaması demek kolunuzun kalitesiz olması anlamına gelmez.

Page 28: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

farklılaşma hatta izden kayma meydanagelecektir ki, bu hem iğne hem de plak içinistenilen bir durum değildir.

Anti-skatingAnti skating olgusu aslında yatay izlemegücü şeklinde çevirebiliriz. Bu özellikle bireksen etrafında hareketli kollar içinkullanılmaktadır. Merkez kaç kuvvetinin deiçinde bulunduğu fizik kanunları iğneyi vekolu, plak izlerinden dışarıya çıkmak içinzorlar. Bu bir nevi sanal çekişoluşturmaktadır. Bu noktada bu etkiyiazaltmak veya etkisizleştirmek üzere Anti-skating gücü kullanılır. Eğer bu ayar yapılmazise, iğne izlerin optimal noktasındankaymalar oluşturur ki, bu bir yada ikikanalda bize seste dengesizlik –yani sağ vesol kanallarda eşitsizlik veya farklılık- veseste bozulmalar olarak geri dönecektir. Buçekim etkisi, belirli bir süre sonraplaklarımızın zarar görmesi sonucunu bile

çıkartabilir. Belli bir oranda optimal izyolundan sapan iğne, plak izlerine zararvermeye aşındırmaya başlar. İşte bu noktaiğneniz için çok yoğun olmasa da, plakkoleksiyonunuz üzerinde olumsuz etkiler veözellikle bozulmalar yaratır. Bu noktadagenelde önemsiz görülen anti-skatingayarının dinleme zevkimiz ve plakkoleksiyonumuz üzerindeki önemli etkisianlaşılmıştır diye umuyorum. Bir diğernoktada dikey izleme gücü ve dikey izlemeaçısı üzerinde yapılan her ayarlamanın antiskating üzerinde etkisi olduğunu bilmemizgerekir ve bu ayarlarda herhangi bir değişimve tekrar ayarlama sonrasında, optimalayarların tekrar yapılabilmesi için antiskatink’in yeniden belirlenmesi gerekir.Bunun için en alışılagelmiş yöntem, çok iyibilinen bir test plağının dinlenerek ayarlamayapılmasıdır. Böylelikle kanallar arasındakifarklar tespit edilerek ayarlama imkanı olur.

1. Plakların en önemli düşmanı tozdur.Bunun yanı sıra sigara dumanı, nem ve ısıdaplaklara zarar veren etkenlerdendir. Lütfenplaklarınız bu faktörlerden direkt olaraketkilenebileceği yerlerde tutmayınız. Hemenbir ekleme mümkünse plaklarınızı özel bir dışkılıf ile koruyunuz. Bu kılıfları çeşitlisitelerden satın alabileceğiniz gibiambalajcılarda satılan naylon poşetlerdenuygun boyutlarda olanlarını kullanabilirsiniz.

2. Kuru bir bez ile plakları temizlemek, plaküzerinde statik enerji oluşturur, bu daokunma esnasında istenmeyen seslere yolacar.

Bu durumda anti-statik fırça kullanmak enmantıklısıdır. Plaklarınızı ilk aldığınızda birmiktar temizleme sıvısı ile silip anti-statikfırça ile temizlerseniz daha sonrakidönemlerde daha az tozlanacaktır. Tabii kiçevrenizde plak temizleme makinesi olanbirileri varsa en sağlıklı temizlik yöntemi bumakineleri kullanmaktır. Plak temizlememakineleri çok pahalı oyuncaklar olduğu içineğer çok geniş bir koleksiyonunuz yoksaveya geniş maddi imkanlara sahip değilseniz

arkasından koşmak için çok pahalıdırlar.

3.Anti statik fırça ile yapılacak temizlikmutlaka plak izlerini takip edecek şekildeyapılmalıdır. Aksi taktirde kanallardaki tozlartemizlenmeyecektir. işlem fazla bastırmadanmümkün olduğunca narin şekildeyapılmalıdır.

4. Anti-statik fırçanın kılları el iletemizlenmemelidir. Genelde bunun içinfırçada ayrı bir bölüm olur veya fırça bir tozaparatı ile birlikte gelir. Eğer ki böyle birbolum yoksa mesela bilgisayar kasanızınpower supply’i gibi bir yere bir kere sürterekfırçanızı tozlardan temizleyebilirsiniz. Ama sizyine de oldukça ucuz olan ve plaktemizlemek için üretilmiş güzel bir fırçaedinin…

5. Plağınız pikapta çalınırken dikkatli olun.Titreşimler ve yanlışlıkla çarpmalarsonucunda plakların üzerinde geri dönülemezçizikler oluşabilir. Pikap, eğer mümkün isehoparlörlerin uzağında ve özellikle bastitreşimlerinden uzakta durmalıdır. Siz farketmeden bu titreşimler plakta kalıcı sorunlar

STEREO MECMUASI 28 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 29: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

oluştur.

6. Pikabınızdaki iğneyi değiştirmek içincimrilik etmeyin. Özellikle giriş seviyesindekiiğnelerin yaşam uzunluğu çok fazla değil. Budurumda ortalama bir fiyata sahip bir iğnealmak yerine daha ucuz bir iğne alıpgerektiğinde değiştirmek plak arşivinizinömrü için önemli bir etkendir.

Şimdi burada bir parantez açalım. Bu yazıyı

yazmamın üzerinden muhtemelen 5 senegeçti ve 3.000 saat ömür konusunun birazsoru işaretleri ile dolu olduğunu öğrendim.Şu an 3.000 saatin çok üzerinde kullandığımpikap iğnelerim var. Bu noktada eğer sestebir sorun duymuyorsanız iğnenizin ömrükonusunda çok endişe etmenize gerek yok.Belirli bir kalitenin üzerindeki iğnelerdezaman içerisinde belirli frekanslarda-özellikle yüksek frekanslar- eksilmeler olurancak bu durum plaklara zarar verebilmepotansiyelinin olduğu anlamına gelmez.

Aradan geçen seneler boyunca orta segmentaltındaki iğneler hariç kullanım ömürlerikonusunda bir genelleme yapmanın doğruolmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim.Aslında bu madde için şöyle demek dahadoğru olacaktır; iğneniz değiştirilmesigerektiği zamanı size mutlakahatırlatacaktır…7. Plak sıvı ile temizlenmesi gerekiyor ise,alkol içermeyen ve uçucu bir sıvı ile

temizlenmelidir. Ayrıca kullanılacak bezmutlaka yüzde yüz pamuklu olmalıdır.Böylelikle plak yüzeyinde yabancı maddekalmaz. Bu sıvıları satın alabileceğiniz gibikendinizde yapabilirsiniz. StereoMecmuası'nda uygun tarifleri bulabilmenizmümkün. 78 devirlik Shellac (veya bilinentabirle taş) plakları sakın bu tarz sıvılar iletemizlemeyin…

8. Plaklarınızın üzerinde çok toz varsa bunu

ilk önce bir elektrik süpürgesi ile çekin.2500W bir süpürge ciddi oranda toz çekebilir.Bu işlemi yaparken sakin süpürgeyi plağadeğirmeyin. Bu hala iyi bir seçenek vezaman zaman kullanmaya devam ediyorum.

9. Plaklarınızı güneşten ve hatta aşırı sıcakortamlardan korun. Yüzeyde dalgalanmalarıönlersiniz. Haydi bir not; eğer yamukplaklarınız varsa bunları tercihen iki camınarasına koyun. Bu halde sıcak bir ortamabırakın. Ancak sıcak ortam direkt gün ışığıalmamalıdır. Örneğin arabanızın bagajı buişlem için en ideal yerlerden bir tanesidir.Hafta sonu plağınızı bagajda bırakıp haftabaşı elinize aldığınızda büyük ölçüdedüzelmiş olacağını göreceksiniz.

10. Asla plaklarınızı üst üste saklamayınızBunu her birinin kabı olsa bile yapmayınız.Şekillerinde bozulamalar ve yamulmalaroluşur ve bunlar hiçbir şekilde düzeltilemez.Plak koleksiyonu yapanlar veya plak

STEREO MECMUASI 29 ANALOG ÖZEL SAYISI

Plaklarınızı temizlerken zarar vermemek çok önemlidir. Bu yüzden fırçanıza dikkat etmelisiniz. Eğer sıvı kullanacaksanız daha da dikkatli olmanız gerekir.

Page 30: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

toplayanlar, oldukça cüzi tutarlar ödeyerekIKEA Expedit gibi harika çözümlerekavuşabilirler.

11. Genelde değersiz bulunan 45likler üstüste kapsız konuluyor. Bir toz tanesi bile ciddiama gözle görülmeyen çizikleroluşturacağından en kotu ihtimalle bunlar içinkartondan veya A4 kağıttan kaplar yapın veyainternet’ten sipariş edin. Aslında bu konudaülkemizde de çözümler var artık. Rengarenkkarton koruma kaplarını ülkemizden detedarik edebiliyorsunuz.

12. Biraz yer ayırıp plaklarınızı 20′li gruplarhalinde A4 kutularında saklayabilirsiniz. Hemseçmesi kolay olur, hem ezilmezler hemdekutuda biraz oynama yapıp üstlerini istediğinizzaman kapatabilirsiniz. Devamlı alışverişyaptığınız bir hiper markette kırtasiyereyonundaki arkadaşa rica edip bunlarıalabilirsiniz. Özellikle Mopak firmasının A4kutuları gerçekten çok ideal. Eğer yaşadığınızyerde bir yapı market varsa ziyaret etmenizdefayda olacaktır. Özellikle IKEA, Koçtaş gibiyapı marketlerde güzel kutular bulunabiliyor.

13. Eğer plaklarınızı kutuda saklıyorsanıziçlerine elektronikçilerde rahatlıkla bulunansilikon nem alıcılardan ekleyin. Kutunun içindenem oluşumunu önlersiniz.

14. Plakların iç kapaklarını plağın üstkapağının açıklığına ters yönde kapatın. Plaktozdan bu şekilde korunur. Ayrıca Madde 1′debahsettiğim dış kılıflardan edinerek daha iyitoz koruması sağlayabilirsiniz.

15. Plaklarınızı iç kapak (sleeve) olmadankapağın içine koymayın, kartonda oluşmuşgirinti çıkıntılar plağınıza zarar verebilir. İçkapaklarınız eğer kötü durumdaysa mutlakayenileri ile değiştirin. En iyi çözüm kağıtiçerisinde anti-statik naylon olan içkapaklardır. Ayrıca Mobile Fidelty (MoFi)firmasının ürettiği gibi naylon iç kaplardatercih edilebilir. Evet biraz pahalılar ancak çokiyi iş görüyorlar.

16. Plağın okuma yüzüne elinizi sürmeyin,insan tenindeki yağın plak üzerindentemizlenmesi kolay bir is değildir. Mutlakakenarlarından tutun. Kesinlikle bu konu çokçok mühim…

17. Bir şeyi asla unutmayın. Elinizdeki birplak, bir daha asla üretilmeyecektir. Eğer oplak 1.000 adet üretildi ise onu kullanılmazhale getirmeniz 999 adet kalması demektir.Bir plağınızı sevmiyorsanız bile ona özengösterin veya değerini bilecek insanlara verin.Bunu kültürel bir ödevmiş gibi addedin…

Haziran/Temmuz 2007 sayısını ağırlıktaanalog cihazlara ayıran Absolute Sound’danRobert Harley’in yazısı (alıntı/tercüme)

LP Nasıl çalışıyor?Traduttore = Traditore. Yani: Tercüman =hain/dönekYaban arısının uçuşu kadar hayret verici! Biryanda seri üretim sonucu bir plastikparçasının üzerinde bulunan 1 inçin binde üçüinceliğindeki bir yivin üstünde dolananparlatılmış bir elmas parçası ve öteki yandamüzik sisteminden yükselen Bach’ın tınıları.

130 sene kadar önce Thomas Edison, titreşenhavanın (yani sesin) mekanik bir haledönüştürülebileceğini ve bu mekanik haldentekrar sese dönüştürülebileceğini kanıtladı. Onsene kadar sonra da Emile Berliner, ses kayıtişlemini daha da pratikleştirerek zamanla

bildiğimiz LP’ye dönüşecek olan yassı veyuvarlak diski icat etti.

Bu eski cihazlar tamamiyle mekanikti. Sesşiddeti tamamiyle akustik bir şekilde boğazıdar, ağzı geniş olan bir boru (horn) tarafındanyükseltiliyor, boğaza yerleştirilmiş olandiyafram da algıladığı hava basıncıfarklılıklarını ona bağlı olan ince uçlu bir metalparçasıyla modülasyon olarak ince bir yivekaydediyordu. Geri çalmak için ise iğneyivdeki modülasyonları takip eder, diyaframailetir ve horn diyaframın titreşimleriniyükselterek dışarıya veriyordu.

Kayıt ve geri çalmada elektronik çağ1925’lerde lambaların icadı ile başlar.Amplifiye edilmiş elektrik sinyalleri artıkdiskleri kazıyan kafalara bilgiyi gönderebiliyor,yivlerdeki modülasyonlar ise elektrik sinyaline

STEREO MECMUASI 30 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 31: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

dönüştürülüp amplifikasyona uygun halegetirilebiliyordu. Müzik dünyası artık akustikhorndan kurtulmuştu.

130 yıllık bir gelişime rağmen, bugünkü LPhala Edison’un temel prensiplerine dayanıyor.Titreşen hava fiziksel bir benzere“representation” dönüştürülebiliyor ve bufiziksel benzer tekrar titreşen havayadönüştürülüyor.

Günümüzün LP’siGünümüzün LP’si uzun yıllardır süregelenaraştırma ve geliştirmenin ürünüdür. Bugelişmelerin en önemlilerinden biri “45/45”diye adlandırılan kayıt sistemidir. Bu sistem

sayesinde tek bir yive 2 farklı sinyal – Stereo– kaydedilebiliyor. “45/45” ismi V şeklindeolan yiv’in plağın yüzeyine 45 derecelik biraçı ile kazıldığından verilmiştir. Yivin sağ vesol duvarları birbirleriyle 90 derecelik bir açıoluştururlar. Basit bir şekilde anlatmamızgerekirse, sol kanal bilgileri yivin iç tarafına,yani LP’nin merkezine yakın olan tarafakaydedilir. Sağ kanal bilgileri ise de yivin dıştarafına kaydedilir. Biraz daha açarsak: Yataybilgiler sağ ve sol kanallardaki bilgilerintoplamından oluşur. Ayrıca yivmodülasyonlarında bir de dikey olarakokunan bilgiler de var ve bunlar sağ ve solkanallarda olan farklılıklardan oluşur.Yivlerde bulunan ve farklı şekillerinbütünlüğüyle okunan bu kodlu bilgi iğnegövdesinde bulunan bobinler tarafından

otomatik olarak çözülür.

45/45 kayıt sistemiyle stereo elde edildiancak bildiğimiz Long-Play microgroovemikro yiv ve variable pitch değişken yivaralığı (yiv arasındaki aralık) sayesinde eldeedildi. Yüksek volümlü sinyaller geniş yivmodülasyonları yaratır ve düşük volümlüsinyallerden daha geniş yiv aralığınagereksinmeleri vardır. Bunu gerçekleştirmekiçin ana sinyali banttan okuyan kafanınönüne “preview head” ön okuyucu kafa adıverilen bir kafa yerleştirilir. Bu kafasayesinde kaydedilecek bilgi torna tezgahınavarmadan önce sesin şiddeti belirlenir ve yivaralığı bu şiddete göre ayarlanır. Bu sistemle

bir LP’nin yüzüne 22 dakikalık stereo müzikkaydedilebiliyor. (Tercümanın notu: Bildiğimkadarıyla bu sure artık 30 dakikaya kadarvarmaktadır). 78’lik plaklara sadece 5dakikalık mono müzik kaydedildiğinidüşünürsek, azımsanmayacak bir başarı. Buarada, LP’nin bir yüzündeki yivin uzunluğu1440 feet civarındadır. (426 metre)

“In the Groove” Yiv’in içindeBir LP’yi çalmak için kullanılan güç aslındaakıl karıştırıcı. Dikey İzleme Kuvveti (VTF) 1gram olarak ayarlanan bir iğneninoluşturduğu güç bir inç kare’ye neredeyse 4tona eşittir. (1 inç = 2.5 cm) İğnenin yivetemas ettiği bölge 1 inç karenin milyonda 0.2si kadardır. İğnenin yiv ile temas ettiğibölgede oluşan sürtünmeden doğan ısı 500

STEREO MECMUASI 31 ANALOG ÖZEL SAYISI

Analog çağının başından günümüze kadar plak üretiminde kullanılan teknikler çok fazla değişmemiştir. Zaman içerisinde kullanılan ekipmanın kalitesi artmıştır....

Page 32: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

derece F (260 derece C) ye varır ve anlık daolsa yiv duvarlarının erimesine yol açar.

İdeal şartlar altında pikap kolunun ucundakiiğnenin yiv modülasyonlarını aynen bumodülasyonları yazan kayıt kafası gibiizlemesi gerekir. Ancak gerçekte durumoldukça farklıdır. Değişik faktörler kayıt vegeri okuma (playback) kafalarının hareketçizgilerinde farklılıklar meydana getirirler. İlkolarak, kayıt kafası ve geri okumakafalarındaki şekil farklılıkları “tracingdistortion” izleme distorsiyonu diye tabiredilen bir distorsyonu meydana getirirler.Kayıt kafalarının (cutting head) keskinkenarları vardır. Aksine geri çalma kafalarıpürüzsüz şekilde cilalanırlar. Dolayısıyla ikikafanında aynı yolu takip etmeleriolanaksızlaşır. İkinci olarak iğne, yüksekseviyede ve kompleks bir yivmodülasyonuyla karşılaştığında yivduvarlarıyla temasını keser ve mistrackingadı verilen olgu meydana gelir. Pikap kolununucundaki iğne kayıt kafasının meydanagetirdiği yolu tam anlamıyla takip edemez,aksine yiv duvarları arasında bocalar ve bunuciddi bir distorsyon olarak algılarız.Mistracking sadece distorsyon üretmekleyetinmez, ayrıca iğne yiv duvarlarınaçarptıkça plağımız zedelenir.

Başka bir sorun ise teğet hatasıdır “tangenterror” Bu durum yiv ile kayıt kafası ve geriokuma kafası arasındaki geometrikfarklılıktan oluşur. Kayıt kafası düz bir çizgihalinde hareket ederek bilgiyi diske yazar.Pivot olarak tanımladığımız bir tarafısabitlenmiş olan okuma kollarını hareketi iseyay şeklindedir. Pikap kollarının ucundakidirsek (veya kavis) bu teğet hatasınıönlemek için yapılır ve bunun sayesinde debu hata en kötü durumlarda bile 3 dereceninaltındadır (kolun geometrisi ve yapılanayarlara bağlı olarak da plağın 2 noktasındabu hata 0 dereceye ulaşır) Ancak teğethatasını minimize etmek için kollara verilenbu ufak kavis beraberinde patinaj yapma,“skating” yani kolu plağın merkezine doğruçeken bir kuvveti doğurur. Bu kuvvete karşıkoymak için her kolda “anti-skating” adındabasit bir mekanizma bulunur. Patinaj iğne ileyivin sürtünmesinden meydana gelip pikapkolunu plağın merkezine doğru çeker. Bugüce karşı koymak için aksi istikamette aynıgüçte kuvvet kullanılır. Bu arada bir parantezaçıp tangential tracking adı verilen ve düz birçizgi üzerinde hareket eden kollardan sözetmeliyiz. Bu kollarda iğne kayıt kafasıylaaynı yolu izler. Dolayısı ile skating kuvvetioluşmaz. Ancak pratikte bu kollar’ın

kullanımı zannedildiği kadar basit değildir vespesifik olarak da bir yivin 2 duvarına eşitgücü uygulayıp paylaştırmak neredeyseolanaksızdır. Spiral şeklide olan yivi takipederken oluşan sürtünme iğneyi yiv’in dışduvarına doğru itme eğilimi gösterir.İğne plağın dış tarafındaki yivinde kolaylıklaseyreder. Lineer hız oldukça yüksektir:saniyede 20 inç (50.8 cm) Bu da yüksekfrekansların uzun dalga boylarıylayazılmalarını sağlayıp iğnenin yüksekmodülasyon seviyelerde kazılmış bilgilerinispeten kolaylıkla okumasını sağlar. Ancakiğnemiz plağın ortasına doğru yaklaştıkçadönme hızı düşer. Bir plak sabit bir açılı hızdadöner. 360 dereceyi dakikanın 33.3’te birindetamamlar. Ancak iğnenin her devirdekatettiği yol devir başına kısalır. Plağınmerkezine en yakın olan bölgede lineer hızsadece saniyede 8 inçtir (20.32 cm) yaniplağın dış kenarındaki hızın yarısından da az.Örnek olarak 10 kHz’lik bir sinyal plağın dışkenarına 0.002 inçlik (0.005 cm) bir dalgaboyuna yazılır ama iç tarafında ise ancak0.0008 inçlik (0.002 cm) bir mesafe kaplar.Aynı bilgi çok daha ufak bir mesafeyesıkıştırılmak zorundadır. Plağın bu yapısalözelliği yüzünden iğne merkeze yaklaştıkçatracking/izleme zorlaşır ve daha yüksekdistorsyon üretir.

Seri üretim ürünü bir plastik parçasınabölünemeyecek kadar küçük fizikseldetayların kaydedilip sonradan son derecezengin bir müziğe dönüştürülebilmesigerçekten şaşırtıcı. Sinyal/gürültü oranı(Signal to noise ratio) 50 dB olan bir LP’deiğne 0.1 mikronluk bir yivde kazılı olanbilgiye tepki verip kodlanmış olan bigininkodunu çözer ve bize müzik olarak yansıtır.Daha açıklayıcı olması için insan saçının çapıortalama 75 mikrondur. LP’ni bu şekildeçalışması inanılmazdır. Bu kadar iyi çalışmasıise neredeyse bir mucizedir.

İnsan doğal olarak lazer bazlı okumasistemiyle çalışan CD’nin, plastik bir diskinüzerindeki bilgileri bir elmasla kazıyansistemden çok daha hassas, rafine veçözünürlüğü yüksek olduğunu zanneder.Ancak şuna bir göz atalım: Sözünü ettiğimizbu parlatılmış elmas parçası 0.1 mikronlukbir yivin içindeki bilgiyi aktarabiliyorken birCD’deki en ufak çukur (pit) 0.8 mikrondur.

LP – Kayıt ve baskıKlasik anlamda bir LP’nin master'ınıhazırlamak yaratıcı olarak adlan-dırabileceğimiz prosesin son aşaması olupaynı zamanda imalat aşamasının da ilk

STEREO MECMUASI 32 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 33: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

basamağıdır. LP master mühendisi bandıdiske aktarır, sesin son ayarlamalarını yapar,sinyalin LP’ye uyumlu olması için gerekli olanprosesi uygular ve LP’nin basılabilmesi içinuygun olan fiziksel diski hazırlar. İyi birmastering mühendisinin pahası biçilemez.Tasarlanan ürüne tarafsız duyu organlarıylayeni bir perspektif kazandırmakla yetinmeyipLP’ye onu parıl parıl yapacak son cilayıuygular.

Mastering’in en önemli olgusu verilen anasinyalden en iyi tınıyı verecek LP’yigerçekleştirmek için uygun olan koşullarıhazırlamasıdır. Örneğin: Mastering mühendisikayıt/kazıma seviyesini ayarlar, yani masterbantta bulunan sinyal seviyesine uygun olanmodülasyon miktarını ayarlar. Bunu için deparçaların uzunluğuna, müzikteki derin basmiktarına (derin baslar daha fazla yer işgalederler) ve genel dinamiklere dikkat etmesigerekir. Ancak mastering mühendisi birtakım ödünler de vermek zorunda. Ortalamasinyal seviyesini artırmak için “peak”lerekompresyon uygulamak zorunda kalabilir.Daha geniş bir dinamik aralığı veya dahasıcak bir genel sinyal seviyesi elde edebilmekiçin derin basları kırpabilir. Bu aradamastering ve imalat aşamasında oluşabilecekkayıpları öngörüp onları bertaraf etmek içinsesi dengelemeye de çalışmakdurumundadır.

RIAA’nın tespit ettiği eğriye göre sesindengelendiği evre de masteringaşamasındadır. Ana sinyal “lacquer” vernikadı verilen kalıba kazılmadan once baslarazaltılır (20 Hz’te – 19.3 dB) ve tizler artırılır.(20 kHz’te + 19.6 dB) Geri dinleme anındadengeli bir ses elde edebilmemiz içinpreamplimizin phono katı veya phonokatımız bu işlemin tam tersini uygular. RIAAdengelenmesi sinyal/gürültü oranındaiyileşme sağladığı gibi (geri dinlemede dipgürültüsü “surface noise” azalır) ve yivebaslar azaltılmış olduğundan (basların dahafazla yere gereksinimleri var) daha fazla bilgisığdırılabiliyor.

Kaydedilen bu “master lacquer” sonraklişeciye gönderilir ve orada plaklarınbasılabilmesi için gerekli olan metal aksamlargerçekleştirilir. İlk olarak, elektrikleyüklenebilmesini sağlamak amacıyla bu“lacquer” gümüş nitrat ile kaplanır. İkinciaşamada bu gümüşlü “lacquer” içinde nikeltanecikleri olan bir kimyasal banyosunakonur ve nikel parçacıklarının lacquer’ınüzerini kaplayacak reaksiyonu sağlayan akımverilir. Birkaç saat zarfında reaksiyon

tamamlanır ve banyodan çıkartılan nikelkaplı “lacquer” ın üstündeki nikel tabakasoyulur. Lacquer’e kazılmış olan yivmodülasyonları artık nikel tabakaya negatif(yiv dışarıya doğru çıkıntılı haldedir) olaraktransfer olmuştur. Bu nikel tabakaya “metalmaster” adı verilir. Metal master tekrarelektrolitik banyoda nikel ile kaplanır ve bukaplama soyulduktan sonra “metal mother”metal dişi adını alır. Metal dişi elektrolitikbanyoda kaplanır ve soyulduktan sonra da“stamper” yani kalıp adını alır. İşte plaklarınbasımı için bu nihai kalıp kullanılır. Aslındametal master'lar da kalıp olarak kullanılabilir.Ancak ömürleri pek uzun olmaz ve 1000 LPbaskısı sonunda yıpranırlar. Master-dişi-kalıpsıralaması daha uzun ve zorlu olmasınakarşın aynı metal dişiden birden çok kalıphazırlanmasına olanak sağlar.

Bu kalıplar (LP’nin beher yüzü için birer adet)LP presine yüklenir ve vinil parçacıklarının300 F dereceye (149 derece C) ısıtılarakoluşturulan “biscuit” adı verilen vinil parçasıpresin göbeğine yerleştirilir. Bu aşamadabaskı işlemi sonunda bitmiş bir ürün eldeedilmesini sağlamak amacıyla plağın heryüzüne yapıştırılacak etiketler de eklenir.Pres kapandığında ısı ve baskı altındaki vinil2 kalıp arasına sızarak boşlukları doldurur.İşlem sırasınca önce enjekte edilen buharpresi ısıtır sonra da eklenen soğuk su LP’ninsertleşmesini ve rahatça prestençıkarılmasını sağlar. Bazı kalitesiz basımlı(dip gürültülü) plaklarda en fazla gürültününLP’nin diş çeperinde oluştuğunugözlemlediyseniz bunun nedeni kalıplarındışına yeterli miktarda vinilin akmamışolmasından kaynaklanmaktadır. Tümfaktörler eşit olduğu taktirde vinil “bisquit”ipresin içinde ne kadar uzun kalırsa veısıtma/soğutma işlemi süresince ne kadarhassas bir kontrol uygulanırsa o plak o denlidip gürültüsüz olur.

Son düşüncelerLP formatının tüm teknik sınırlamalarınakarşın, iyi ayarlanmış bir pikapta LPdinlemenin yüksek çözünürlüklü dijitalteknolojisinin bile yakalayamadığı tarifedilemez derecede sihirli bir güzelliği vardır.Hatta plağın elde edildiği ana banttan biledaha iyi çaldığını savunanlar var.

Büyük mastering ustası Doug Sax 149.Sayımızda bu konudaki fikirlerini açıkladı.İşte söyledikleri: “LP’de bir çeşit sihir var.Ölçülebilen her parametresi daha kötü.Ancak çok iyi faz ilişkileri var. Size neolduğunu söyleyeyim. LP sesi mekanik

STEREO MECMUASI 33 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 34: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

harekete zorlar. Neticede LP’denhoparlörlerinize gelen sinyal daha önce“hazmedilmiş” ve mekanik hareketlerkurallarına uygun bir sinyal olarak aktarılır.Müzik enstrümanları da bu kurallara göreçalışırlar.”

Doug Sax’ın haklı olup olmadığını bilmiyorumama 130 yıllık bu teknolojinin en doyurucumüzik dinleme şekli olduğunu biliyorum.

Bu “yaban arısı” gerçekten uçabiliyor.

Plak altlığı, üzerine konan plak ve altındakipikap platosu arasında sıkı bir tutuşsağlayacak yapıda olmalı. Plak sıkıştırıcısıveya “stabilizer” gibi ürünler, eğer malzemeve yapı açısından durum uygunsa, plağınplak altlığı üzerinde, plak altlığının da pikapplatosu üzerinde kaymasını önlemek ve dahasıkı bir ilişki oluşturabilmek amacı ilekullanılabilir. Sağlam tutuş, mekanik titreşimve gürültülerin plağa aktarılmasını azaltmakiçin gereklidir. Plak sıkıştırıcısı ve “stabilizer”görece sıkı malzemelerle yapılmış plakaltlıkları ile birlikte kullanılmalıdır. Yumuşakmalzemeli plak altlıklarında, ağırlığın veyasıkıştırmanın yaratacağı “göbek gömülmesi”sonucu plağın duruş şekli bozulabilir vebeklenenin aksine, istenmeyen titreşimlerinözellikle çepere yakın kısımlardadoğuşmasına yol açılabilir..

Plak altlığının plato üzerinde kaymasınıönlemek için, üst tarafta kabartı yapmayacakkadar ince çift taraflı yapışkan bantlar,altlıkla plato arasına yerleştirilebilir.

Plak altlığının plağın tüm müzik bilgisi içerenkısmını kapladığından emin olunmalıdır.Plakların başlangıç kısımlarındaki kesitinidüşünürsek, başlangıç izine kılavuz oluşturankısım biraz şişkindir. Eğer plak altlığınızgereğinden büyük çaplı ise bu şişkinliğin plakaltlığı ile karşılanması halinde müzikbilgisinin bulunduğu geniş yüzey büyükölçüde boşlukta kalır. Bu istenmeyen birdurumdur ve böyle bir plak altlığı fayda değilzarar getirir. Plak altlığınızın çapı, standartplak başlangıç şikinliğinin bulunduğu çaptanküçük olmalıdır (28,7 cm gibi). Plak altlığınınideal olarak plak etiket kalınlığınıkarşılayacak yapıda veya yumuşaklıktaolması da gerekir. Bu da altlığın kesitkalıbının buna uygun olmasıyla mümkünolabilir. Bazı altlıklar içbükey, bazı altlıklar isesıkıştırma aksesuarları ve/veya ortaağırlıklarla kullanılarak dengelenmek üzere

dışbükey olabilir.

Plak altlığının özellikle çeper kısmından plağıkavraması, geniş sahne, daha fazla derinlik,tınılarda daha çok hassasiyet, ayrıntı veduruluk elde edilmesinde önemli birunsurdur. Plağınızı plak altlığı üzerinekoyduğunuzda plak ve platoya yandanbakınız, eğer plak çeperinin tamamen veyakısmen havada kaldığını görüyorsanız,yukarıda bahsedilen iyileşmelerden sözetmek pek mümkün olmaz, tam tersine,olumsuzluklar artabilir. Plağınızdaki şekilbozuklukları dahil, herhangi bir sebepledairesel çeperin tamamı havada kalıyorsa,plak altlığınızın çeper kısmını hafifçeyükseltebilmek üzere, altlıkla plato arasına,söz gelimi ince kağıt veya ince kartontabakalardan keserek oluşturabileceğiniz“halka” katmanlarla destek atmanızda yararolabilir. Böyle olumsuzlukların kesin çözümüise, bazı üreticilerin sağladığı ve yapıldığı“ağırca” malzeme sayesinde, plağınkenarlarını plak altlığına doğru bastıran plakdengeleme halkası (RSR) ile sağlanabiliyor.

Plak altlığının plağın kayıt yüzeyini hasardankoruması da gerekir. Dolayısı ile, tıpkıplakların zaman zaman temizlenmesiningerektiği gibi, plak altlıkları da zaman zamantemizlenmelidir. Kauçuk altlıklar doğrudanbirkaç damla sabun ve ılık saf su ileyıkanabilir. Akrilik altlıklar da aynı şekildetemizlenebileceği gibi, izopropil alkolemdirilmiş kağıt temizleyicilerle de (artıkkırpık bırakmadığından emin olunarak)silinebilir. Keçelerin temizliğinde, özellikleşekil bozukluğuna yol açmayacak bir temizlikşekli uygulanmalıdır.

Plak altlığının kendisinin bir “sesi” olabileceğidüşüncesi çılgınca gelse de, yapıldığımalzemeye bağlı olarak sahip olduğu birtitreşim ırası olacağını da akıldançıkarmamak gerektir. Ses titreşim yelpazesi

STEREO MECMUASI 34 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 35: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

içerisinde hiçbir bölgenin sönümlendirilmesiya da abartılması istenmez. Bu tür olumsuzdeğişikliklere plak altlığının da katkıdabulunması istenmez tabii.

Burada analog kayıtlardan söz ettiğimiziunutmayalım lütfen, yani “on altı bit” nekelime, “aman tanrım” miktarındaki “bit”sayısına sahip kayıtlardan… Dolayısı ile, plakizinin kendisinden kaynaklanmayan ve birkaçmikrometrelik hareketler, pikap iğnesineolduğu gibi aktarılır ve o özgün bilgiyikirletmek açısından önemli bir sorundur, enazından “analogsever saflıkçılar” tarafından…

Plak altlığı plak izinin yarattıklarının dışındaherhangi bir titreşime neden olmamalı,oluşabilecek böyle titreşimlerisönümlendirmelidir. Bu anlamda, genellemeyapmak doğru değil desek de, altlığınolabildiğince ağır ama sadece yeterinceyumuşak olması, platoyu sıkı tutması ve

kendi kendine titrememesi açısından önemligibi duruyor. Çok yumuşak altlıklar, aşırıkremalı pasta yemek gibi bir etki yaratabilir.Hafif ve çok yumuşak altlıklarla, orta banttabazı evre kaymaları kolaylıkla oluşabilir vebunun sonucunda orta ve orta üst alandabazı tepeler ve itelemeler yaratılabilir. Bazısıbunu ilk anda ayrıntı artışı olarak dayorumlayabilir, ama uzun soluklu veyoğunlaşarak dinlemelerde bunun doğalolmadığı hissedilebilir.

Kullanılıyorsa bazı durumlarda sıkıştırıcı veyaorta ağırlığının da sesinden söz etmekmümkün olabilir… Eğer bu ürünlerin sağladığıdoğrusallıkların yanı sıra sese bir şekildeolumsuz etkisinin de olduğu düşünülüyorsa,birkaç milimetre kalınlıktaki uygun çaplımetal halkaların, plak etiketi ile sıkıştırıcıveya orta ağırlığı arasına konulması, bu“malzeme” sesinin katkısını azaltabilir.

Plak, PVC’den yani termoplastik malzemedenüretilen iki tarafına da kayıt yapılabilen birdairesel yapıdır. Pikaplarda okunarak,üzerine kaydedilmiş ses izleri dinlenebilir.

İlk plaklar 1880′lerde ortaya çıkmayabaşladı. Bu dönemlerde ebonit denilenoldukça kırılgan ve sıkıştırması zor malzemekullanılmaktaydı. 1890'ların sonlarına kadarbu malzemeden yapılmış plaklar kullanıldıfakat Berliener tarafından geliştirilen yeni birplastik maddenin kullanılmasıyla kırılganlığıönlendi.

Ayrıca gene bu yıllarda farklı üreticilertarafından farklı çaplarda üretilen plaklarınyerine ilk standartlarda kabul edildi.Böylelikle genel olarak 78′lik denilen aslındadakikada 78,26 devirlik plaklar standart halegeldi. Ülkemizde o dönem için yeni bu üretimteknolojisi ile üretilmiş plaklara taş plak adıverilmektedir. Ayrıca bu yıllarda 16 devirlikbir plakta ortaya çıkmış, fakat pektutulmamıştır. Aradan geçen yıllar boyuncaplak kaydı teknolojisinde çok sayıda yenilikortaya çıkmasına rağmen plaklarınyapısındaki asıl değişiklikler 20. yy daolmuştur.

Özellikle 78 devirlik plaklarda sadece 4

dakika civarında kayıt yapılabilmesi vekırılgan olmaları çeşitli arayışları vearaştırmaları hızlandırmaktaydı. işte bunokta da Amerikan Colombia firmasıtarafından yapılan çalışmalar sonucunda33′lük tabir edilen plaklar ortaya çıktı.

Bu plakların gerçek devirleri 33 1/3 devirdir.Bu plakların üretiminde özel bir plastik reçinekullanılmaktaydı. Bu sayede kolaylıklakırılmaları önlendi ayrıca gelişen kayıtteknolojisininde yardımıyla gürültü oranlarıdüşürülerek, müzik kalitesi de büyük ölçüdeartırıldı.

33 devirlik plakların hemen ardından 1949yılında Victor şirketi tarafından 45 devirlikplakların ortaya çıkması ile genel anlamdaformatın gelişimi tamamlanmış, özellikleüretim ve üretimde kullanılan malzemeningelişimi bugün bile sürmektedir. Plaküretimde kullanılan teknoloji özel presyöntemidir. Özel kristal iğneler ile kazımayapılarak özgün plak hazırlanır. Bu plağınizleri tam tersi şeklinde özel baskı ileüretimde kullanılacak kalıbın üretilmesininakabinde özel baskı makinelerindehammaddenin kalıplara dökülüp, hızlıcasoğutulmasıyla üretilir. Yaklaşık 170derecede kalıplara gönderilen polivinilklorür

STEREO MECMUASI 35 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 36: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

(plak hammaddesi) soğutularak plak eldeedilmektedir. Günümüzde farklı ağırlıklardaüretilen plaklar olsa da en yaygınlıkla 33 1/3

ve 45 devirlik plaklar üretilmeye devamedilmektedir.

Matriks kodları deyince aklınıza hemen Matrixfilminde ekranın yukarısından aşağısınasüzülen yeşil sayı kodları geliyor olabilir.Ancak size bahsedeceğim şey tabii ki kodlardeğil. Rahat bir yere oturun, yanınıza güzel birkahve alın. Sizi bambaşka dünyalaragötüreceğim.

Benim sizlere bahsedeceğim matriks kodları,plak üretimi sırasında üretim bilgilerini içerenkodlardır. Üretim için bu çok önemli bilgilerzaman içerisinde koleksiyoncular için debüyük önem kazanmıştır.

Matriks kodlarında genelde iki ana rakamgrubu dikkat çeker. Birinci kod genelde plaketiketinde yani plaklarımızın ortasındabulunan kısımda bulunur. Bu bölümde genelde

plak şirketinin ismi, üretim tarihi, plakşirketinin katalog kodu ve genelde pek biranlama gelmeyen rakam ve harfkombinasyonundan oluşan genelde birkutucuk içerisine yerleştirilmiş bir kodbulunur. Bu kod ilk bakışta anlamsız gibi gelirama işin aslı hiçte öyle değildir.Plağın iz olmayan bölümünde -Amerikalılar

buna dead wax derler- de bazı kodlar bulunur.Bu bölüm plağın son şarkısının bitimiyleetikete kadar olan bölümdür. Bu bölümdeiğneniz bir döngüye girer. Böylelikle etiketyaklaşıp zarar görmesi engellenir. İşte bubölüm plak koleksiyoncuları için çok önemlibilgiler verir.

STEREO MECMUASI 36 ANALOG ÖZEL SAYISI

Lütfen sağ taraftaki (A 55A) koduna dikkat edin ve aşağıdaki resme bakın

Page 37: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Bu bölümde bazen makine ile bazen de el ileyazılmış bir kodlar görebilirsiniz. Bu kodlarınbir kısmı ile plak etiketinin üzerindeki kodlarbirbiri ile aynıdır. Bu kod genel olarak plağınher iki yüzünde bulunur. Ancak bu olmaz iseolmaz değildir. Bunun sebeplerini birazdangöreceğiz.

Bu rakamlar bize plak hakkında önemlibilgiler hatta şeceresini verir. Şecere derkenabarttığımı pek düşünmüyorum. Çünkü çoğuzaman plağın hangi makinede kaçıncı kopyakullanılarak kullanıldığından, hangi teknisyentarafından hazırlandığına kadar önemlibilgileri izler bu kodlar.

Diyelim ki, bir plak üzerinde etiketbölümünde HC975 diye bir kod görüyoruz.İlk yapmamız gereken plağın iz olmayanbölümünde bu kodu aramaktır. Bu kodgenelde HC975-x şeklinde bulunur. X yerinegenelde bir rakam gelir. Genel olarak bubasit kod sisteminde X plağın bu yüzününkaçıncı kesim sırasında üretildiği bilgisiniverir. Yukarıdaki videoyu seyrettiyseniz plaküretimi öncesinde bazı özel kalıplar üretiliyor.Bu işleme kesme işlemi deniyor. Ve her kalıpile belirli sayıda plak basılabildiğinden birdenfazla kalıp üretilir. HC975-x kodunun X kısmıişte bu kalıbın üretim numarasını gösterir.

Yani HC975-1 kodlu bir plağı, kesilen ilkkalıptan üretilmiş bir baskı olduğunuanlayabiliriz. Bu belki sizin için çok önemligibi gözükmeyebilir. Haydi gelin başka biraçıdan bakalım bu bir Pink Floyd plağı veüretim hattında ilk kesilen kalıplardanüretilmiş bir Dark Side Of The Moon var

elinizde. İşte bu tam anlamı ile gerçek bir ilkbaskıya sahipsiniz demektir. Plağınızın değeribir anda artacaktır, hem parasal hemdekoleksiyon değeri açısından.

Peki bir de şu duruma bir bakalım plaketiketinizde yine HC975 kodu var. Ancak plaküzerinde bambaşka bir rakam topluluğu var.Bu demektir ki, elinizdeki plak dahasonradan üretilen ve farklı kodlarlaişaretlenen kalıplardan üretilmiş. Bu bizeplağın müzikseverlere sunulduğu yıldan dahasonra üretildiği ipucunu verir.Dikkat edeceğiniz üzere meraklıların ilk baskıolarak isimlendirdikleri olayın sadece o plağınüretildiği yılla alakası olduğu kadar orijinalmatriks koduna ve eğer mümkün ise ilkkesilmiş kalıplardan üretilmiş olmasıönemlidir.

STEREO MECMUASI 37 ANALOG ÖZEL SAYISI

Bu resimde A 55A kodu görülüyor ve yan kısımda ilk kalıp olduğunu anlatan 1 rakamı görülüyor.

Page 38: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Son yazımda örnek olarak HC975 kodunu elealmış ve buradan hareketle bir kaç örnekvermiştim. En son plak etiketi ile plağınüzerindeki kodların tutmamasındanbahsetmiş ve bu plağın muhtemelenpiyasaya çıktığından daha sonra üretildiğiipucunu verir demiştim.

Peki bu duruma ne sebep olur. Kesilen plakkalıpları ile asla sınırsız sayıda plakbasamazsınız. Üretim esnasından fizikseletkileşim, sıcak ve özellikle sürtünmeyüzünden plak üretiminde kullanılan kalıplarıyorar. Bu yorulma durumu üretilen plaklarınizlerinin olması gerektiği kadar keskinolmaması sonucunu doğurur ve ses kalitesidüşer. Zaten ülkemizde üretilen plaklardakises sıkıntılarının bir sebebi de budur. Normalkoşullarda atılması gereken kalıplarlaüretime devam edilince sıfır olduğu haldeçıtırlar duyduğumuz plakları hatırlarsınız.İşte kalıpları olması gereken zamandadeğiştirmezseniz ortaya çıkan şey budur.

Belli bir plak üretimi faaliyeti sonrasındakalıplar atılıp ve yerine yenisi gelince budurum genelde mutlaka plak üzerineişleniyordu. İşte bu yüzden plak etiketleri ileplakların üzerindeki kodlarda bazı farklılıklaroluşuyor. Tabii bu durumu basit bir şey gibidüşünmeyin. Diyelim ki, kullanılan kalıplaryerine yepyeni bir seri ürettiniz. Bu durumdaplak şirketleri plak üzerindeki etiketleri deyeniden basıyordu. Özellikle Decca gibifirmalar bu konuda oldukça hassastır. Tümbu durum üreticiler için ek maliyet demekti.

Hemen ek bir nokta, hemen herkes yeni plaküretimi daha doğrusu kalıp üretimyöntemleri peşinde koşuyordu. Bu arayışsonucunda geliştirilen en akıllıca yöntemDMM veya Direct Metal Mastering sistemiydi.Teldec tarafından geliştirilen bu sistemmaliyetleri minimize etmesinin yanında, dahaiyi plak üretimini de sağlıyordu. Ancak buteknoloji seri üretim için çok uzun zamankullanılamadı ve CD’ler plakları raflardanyavaş yavaş silmeye başladı. DMM teknolojisiilerleyen yıllarda daha da güçlü olarakkarşımıza çıkacaktı diyelim ve konumuza

dönelim. Plak üretim hattındaki plaklarteknisyenler veya mühendisler tarafındankontrol ediliyordu. Eğer baskıda bir sorunçıktıysa bu plaklar yeniden eritiliyor hattabasıldıkları kalıp çöpe atılıyordu. Bu durumdaha da genişletilebilir sadece teknik ekipdeğil, müzisyenler hatta yapımcılarda busürecin bir parçası olabiliyorlardı. Yanlışüretilen bir plakta eğer sorun kalıptaysa bukalıp atılıp hemen yenisi üretiliyordu. Budurumda plak üzerinde matriks kodlarıhemen değiştiriliyordu.

Peki matriks kodlarının değişik olmasınınsebepleri sadece bunlar mı?

Tabii ki değil. Diyelim ki büyük bir plakşirketinden bahsediyoruz. Çok satacak biralbümün üretimi yapılıyor. Bu plak şirketininfarklı kentlerde fabrikaları var. Genelde tümfabrikalar master yani asıl kopyalardan kendikalıplarını hazırladıkları için bir anda matrikskodlarımız daha da karışmış oluyor. Peki yafarklı ülkelerdeki farklı fabrikaları düşünürsekolayın ne boyutlara geldiğini siz düşünün.

Bu durum Matriks kodlara yansıdı. İlkbaşlarda gayet basit olan kod sistemi birsüre sonra iyice karmaşa haline gelmişti. Birüreticinin farklı bölge hatta ülkelerdekifabrika kodlarından, onlarca mühendisinkoduna kadar hemen her ayrıntı matrikskodlara eklendi. Bu durum sıradan birmeraklı için pek önemli olmayabilir ama iyibir koleksiyoner bu kodlar sayesinde bir çokşey öğrenebilir.

Matriks kodu deyince ilk aklımıza gelen şeysanırım LP’ler yani 33 devirler olabilir. Ancak78′lik Shellac (taş plak) döneminden berimatriks kodları hayatımızdalar ve bize bilgilervermeye devam ediyorlar. Müzikaraştırmacısı Brian Rust eski 78′liklerle ilgilikitabını hazırlarken fabrika arşivlerinikullanarak üzerinde bilgi etiketi olmayanancak matriks kodu bulunan taş plaklardanbir çok bilgiyi almayı başarmış ve müziktarihine önemli bir eser kazandırmıştı.

STEREO MECMUASI 38 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 39: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

En bilinen ve tanınan plak şirketlerinden birtanesi olan Bluenote’u mercek altına alalım.Bu yazıda oldukça yüzeysel olarak Bluenotealbümlerinin kapak ve plak üzerindeki etiketve kodlarından hangi verilereulaşabileceğimize bir bakalım. Çok şaşıraca-ğınıza eminim…

Bir plağı ilk elimize aldığımızda ilk yaptığımızşey kapağına bakmaktır değil mi? Bir plakkapağı bize bir plak hakkında ilk önemlibilgileri verir. Belki farketmişsinizdir. Bir çokplak üzerinde daha doğrusu kapak üzerindeüretim yılı yazmıyor. İlk bakışta bu tarihikesin olarak belirleyemesek bile yaklaşık birtarih belirlememiz hiç zor değil. Bu durumneden önemli, ikinci el plak alırken mümkünolan en iyi baskıyı istiyorsak veya plağın özelbir baskının peşindeysek bu bilgiler ilk adımiçin çok önemlidir. Böylelikle kolayca birayrım yapar, daha değerli olduğunudüşündüğünüz plakları daha ayrıntılıinceleyebilirsiniz. Hatırlatayım örneğimizBluenote plak şirketiydi.

Yukarıdaki resimde dikkat ederseniz bazı

adresler var. Bu adresler Bluenote plakşirketi tarafından farklı yıllarda kullanılanadreslerin listesi. Plak kapağına baktığınızdaen alt bölümde Bluenote adreslerinebaktığınızda yaklaşık bir tarih aralığı eldeedebilmeniz mümkün. Bu arada bir çokokuyucumuzun plaklarına gidip adreslerikontrol edeceğine eminim ama hemen birnot yazayım. Yeniden basılan plaklardaBluenote kapakları modifiye ettiğinden dolayıplaklarınızın orijinalinin baskı yılı ne olursaolsun “1290 6th Ave, New York NY 10104″adresini göreceksiniz. Bu firmanın günceladresi olduğundan tüm kapaklara bu adresbasılıyor. Burada bahsettiğim konuyu orijinalbaskılar üzerinden takip edebilirsiniz…

İkinci adımda plak üzerindeki etiketi kontroledelim. Buradaki örneğimiz Bluenote plakşirketi olduğundan firmanın iç etiket listesiaşağıdaki resimde görülebilir. Burada önemlibir konu bir plağın kapağı ile etiketininuyumudur. Söz gelimi 1964 yılındamüzikseverlere sunulmuş bir plağınkapağında yazması gereken adres bilgisi ileplak etiketinin birbirini tutması gerekir.

STEREO MECMUASI 39 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 40: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Eğer bir sorun varsa yani uyuşma yoksa oplakta bir sorun var demektir. Tabii kiistisnalarda yok değildir ama genel olarakbüyük ölçüde bu uyuşmanın olması gerekli.Hemen bir not, 2000′lerin ilk onundanitibaren Bluenote plaklarının odyofilversiyonlarında da 1980′lerin Capitolbaskılarındaki “The Finest In Jazz Since1939″ ibaresi denk gelebiliyor. Kafanızkarışmasın diyerek yazayım dedim…

Bu baskılar özellikle de patent için kullanılan“R” amblemi olmayan ve plak şirketininyanında “Inc” ibaresi olmayan plaklargenelde binlerce dolardan el değiştiriyor.Gördüğünüz gibi daha matriks kodlaragelmeden bir sürü ayrıntıyı öğrenmiş

durumdayız…

Şimdi gelelim Matriks kodlara…

Bir çok Amerikalı ve Avrupalı plak şirketikataloglarının ayrıntılarını ama tümayrıntılarını meraklılar ile paylaşmışdurumda. Çeşitli internet arşivlerinden bulistelere ulaşabilirsiniz.D iyelim ki, ArtBlakey’nin müthiş albümü A Night inTunisia’nın ayrıntılarına bakıyoruz. AlbümünBluenote kataloğundaki ayrıntıları şu şekilde;

4049: Art Blakey and the Jazz Messengers –A Night in Tunisia (8/14/60)

Albümün orijinal 1960 baskısında şu şarkılar

STEREO MECMUASI 40 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 41: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

yer alıyor;

“A Night in Tunisia” (D. Gillespie, F. Paparelli)– 11:11“Sincerely Diana” (Wayne Shorter) – 6:47“So Tired” (Bobby Timmons) – 6:36“Yama” (Lee Morgan) – 6:20“Kozo’s Waltz” (Lee Morgan) – 6:45

Yıl 1960 olduğu için plak kapağında ve plaketiketinde “47 West 63rd NYC” adresinigörmemiz gerekiyor. Etiket üzerinde buyıllarda “Inc” ve “R” ibarelerini görmemizgerekiyor. Ancak ilk baskılarda bu ibarelerinolmadan yapılmış olanlar olduğu için bunlarınederi çok ama çok yüksek. Matriks kodundaçok belirgin bir yazı karakteri ile yazılmış“4049″ ibaresini görmeliyiz zaten yukarıda

belirttiğim gibi plak şirketi bu koduyayınlamış durumda. 4049 ibaresinin hemenardından bir boşluk “-” tekrar bir boşlukgörmeliyiz. Bu ibarenin hemen ardından birharf göreceğiz. Örneğin 1 rakamı ilk kalıplaüretilmiş bir plak olduğunu bile anlatacak.Ancak hangi fabrikadaki birinci kalıp? Bunuda bu rakamın yanındaki harftenanlayacağız.

Önemli bir ipucu… 1966 yılına kadar üretilentüm Bluenote plaklarında fabrikayı temsileden harfte bakılması daha doğrusuaranması gereken harf “P” harfidir. Bununsebebi Amerika New Jersey’de kurulanPlastylite Corporation olarak bilinenfabrikanın dönemin açık ara en iyi fabrikasıolmasıdır.

Bu yazımızda isterseniz önemli plakşirketlerinden bir tanesi olan Impulse’a birgöz atalım.

Impulse! plak şirketi 1960 yılında prodüktörCreed Taylor tarafından AmericanBroadcasting Company’nin (ABC) alt şirketiolarak kuruluyor. Taylor daha önce NewYork’taki bazı önde gelen şirketlerde çalışır.

Daha sonra yolu ABC ile kesişir. AslındaTaylor’ın Impulse! macerası çok uzunsürmez. Çünkü 1961 yılında firması Verve

plak şirketine satılır ve ayrılır. Onun yerinegelen Bob Thiele, 1960′lar boyunca plakfirmasının başındadır ve plak şirketinin klasikdönemindeki neredeyse tüm yayınlananalbümlerin prodüktörlüğünü üstlenir. Budönemlerde özellikle John Coltrane,Impulse!ın vitrindeki müzisyenidir ve açık konuşmakgerekirse plak şirketi başarıdan başarıyakoşar. 1960′ların sonlarında yeni caz

hareketleri döneminde Impulse! konuyahazırlıksızdır ancak şirket müzisyenleri büyükölçüde özgür bırakır ve çok önemli albümler

STEREO MECMUASI 41 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 42: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

yayınlanır. 1970′lerde plak firması MCARecords’a satılır ancak hemen ardındanUniversal Music Group’a devredilir ve hayatınabir şekilde Verve Music Group altında devameder..

Evet orijinal bir Impulse! baskısını nasılanlayacağız? Yukarıda Oliver Nelson’ın TheBlues and the Abstract Truth albümünün plaketiketi var. Plak firmasının kataloğundakikayda bakalım,Oliver Nelson The Blues and the AbstractTruth Impulse A-5 12″ LP 1961 Şarkı listesiise şu şekilde verilmiş;

“Stolen Moments” – 8:46“Hoe-Down” – 4:43“Cascades” – 5:32“Yearnin’” – 6:24“Butch and Butch” – 4:35“Teenie’s Blues” – 6:33

İlk dikkat edilecek şey Impulse! plak şirketininplak etiketidir. Orijinal Amerikan baskılarınınetiketleri turuncu ve siyah renktedir. Avrupabaskıları ise siyah-gri olarak basılır. Tabiiburada ilk baskılardan bahsediyoruz. SonrakiAvrupa baskıları da turuncu-siyah etiketkullanılarak yapılmıştır.

Impulse! kataloğundaki tüm albümlerin kodu“A” harfi ile başlar ve katalog kodları araolmadan “-” ile rakamdan oluşan bir kodasahiptir.

Örneğin Oliver Nelson’ın The Blues and theAbstract Truth albümünün kodu Impulse A-5′tir. Bir diğer örnek olarak ALbert Ayler’inMusic is the Healing Force of the Universealbümünün kodu A-9191′dir.

Orijinal Amerikan Impulse! baskılarındaMatriks kodu son derece basittir. İlk kodkesimi yapan stüdyonun kodudur. Neredeysetüm Bluenote plaklarında olduğu gibi Impulse!plaklarınında işlemleri Rudy Van Gelderstüdyolarında yapıldığı için “RVG” ibaresibulunur. Bu kodlama düzgün bir şekildemakine kodu olarak yazılır. Sonrasında elyazısı ile plağın katalog numarası işlenir.

Burada dikkat katalog kodu “A-5″ şeklindeyazılıyor olsa da, el yazısı ile “A5″ şeklindeyazılır. Arkasından “-” eklenerek plağın yüzüeklenir. Örneğin A yüzü için matiks kodu şuşekilde olacaktır “A5 – A” B yüzü için ise ”A5 –B” şeklinde bir kod yazılır. Önemli olan bukodun el yazısı ile yazılmış olmasıdır.

Bir çok müzik türünde plaklar basan Philipsgrubu dünyanın dört bir tarafında bir çok plakşirket ile ortak çalıştığı için Matriks kodlarınınönem kazandığı bir plak şirketidir. Firmanıngenel olarak kullandığı kod sistemi Philips /Polydor ortaklığının bir sonucu olarak genelkullanıma açılmıştır.

Philips’in katalog kodları açıklanmış olsa da,büyük bir karmaşa olduğunu da eklememlazım. O kadar çok plak basılmış ki, tamanlamı ile doğru bir kataloğun mevcutolduğuna çok emin değilim. Zaten bir çokmüzik araştırmacısı ve koleksiyoncu Philips

matriks kodları için makaleler yazmış. Bensizlere genel hatları ile yararlı bilgiler vermeyeçalışacağım. Konu iyi anlamak için güzel birörnek olacak sanırım…

Yukarıda bir Philips matriks kod sistemigörüyorsunuz. Şimdi bunu nasıl çözeceğimizianlamaya çalışalım. Ben en sondan başlamayıöneriyorum.

Yazımın ilk paragrafından Philips’in dört birtarafında plak bastığını söylemiştim. Matrikskodunun sağ tarafının en son üç rakamındanplağın üretildiği ülkeyi bulabiliyoruz. Bu kodlar

STEREO MECMUASI 42 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 43: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

şu şekilde; Avusturya - 720; Avustralya –150; Belçika- 170; Brezilya – 200; Kanada –230; Danimarka – 300; Uzakdoğu - 022;Fransa – 380; Almanya – 320; İngiltere –420; Macaristan – 450; Italya – 520;Lüksemburg - 630; Norveç- 710; Hollanda –670; Portekiz – 790; Güney Afrika - 960;İspanya – 850; İsveç - 970; İsviçre - 980;Dünyanın geri kalanı 000. O zamanyukarıdaki matriks koda göre elimizdeki plak“420″ koduna sahip yani İngiltere’deüretilmiş. Ülkemizde üretilmiş Philipsplaklarda ise “000″ kodunu görmemizgerekiyor. Peki burada ilk baskı konusununasıl çözeceğiz. Tek yapabileceğimizaraştırmak. Bu kısmın önünde ters bir üçgen

İşte bu noktada matriks kodun ilk kısmıdevreye giriyor. Yukarıdaki koddaki“6006160″ bölümü katalog numarasıdır.Yalnız farklı ortaklıklarla üretilen plaklardakatalog numarası oldukça değişiyor. Hattaaynı albüm içinde değişiklikler olabiliyor. Bunoktada plak kapağı, plak etiketi ve matrikskodların birbirlerini tutması en dikkatedilecek konu. Katalog numarasının hemenarkasından “1F” veya “2F” kodlarınıgörmeliyiz. Bu kodlar A ve B yüzünüanlatıyor. Yani A yüzü için “1F” B yüzü içinise “2F” kodları kullanılıyor.

Bu kodun hemen arkasından “/” veya “//”ibaresini göreceksiniz. Bu kodun hemenarkasından bir rakam kodu bulunur. Bazıyıllarda -ilk dönemlerde- bu rakam kalıbın

numarasını işaret ediyor. Ancak ilerleyenyıllarda bu tek rakamlık bölüm farklıamaçlarla kullanılmaya başlanıyor. Fabrikakodları bu konuya bir örnek…

Örneğin yukarıda bir Philips etiketigörüyoruz. Bu etiketten hareketle matrikskodu oluşturmak gerekirse karşımıza şöylebir şey çıkacak. Katalog kodu 836896, plakyüzü kodu 1F veya 2F //kalıp kodu örneğin 1\/ (ters üçgen yerine bunu yaptım)Fransa’nın kodu olan 380 . Yani A yüzü içinelde edilecek kod şu şekilde olacak 8368961F//1\/380

Nasıl eğlenceli değil mi?

1960′lardan itibaren bazı kayıt veya plakhazırlama mühendisleri hazırladıklarıplaklarda yer alan kodların arasına bazıaslında olmaması gereken “şeyler” eklemeyebaşlarlar. Bunlar bazen fazladan kod harfveya sayıları olabilirken bazende esprilikarikatürler veya çizimler bile olabilir. Butuhaflıklar plak koleksiyoncuları arasında ençok aranan şeylerdir.

Zaman içerisinde bu bir gelenek halinegelmiştir. Tabii her plak firmasının ürettiğiher plakta böylesine bir durumlakarşılaşılmaz. Hatta farklı plakalarınkullanıldığı aynı albümün aynı fabrikadan

çıkan üretimlerinde bile nadiren denkgelebilir. Bunlara denk gelmek biraz şans,bundan çok daha fazla ise bilgi ve merakgerektirir.

Hemen bir not ülkemizde bu tarz bir durumadenk gelmedim. Konuyla alakalı herhangi biryazı veya metin zaten bulunmuyor.Sohbetine de denk geldiğimi hiçhatırlamıyorum..

Peki bu tuhaf olay nasıl ortaya çıkıyor.Sonradan gelenek haline gelen bu esprilimesaj ve kod olayı çok önemli bir plakhazırlama mühendisi olan George Peckham

STEREO MECMUASI 43 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 44: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

tarafından başlatılmış. Peckham öylesineönemli bir mühendis ki, 1960′lardan itibarenİngiltere’de aklınıza gelebilecek tüm önemliplak firmalarında çalışıyor. Gittiği her firmadabu kodları yaptığını düşünürseniz ortadabinlerce olması gereken matriks kodlarındanfarklı plak kodu olduğunu hayal edebilirsiniz.

Normal koşullarda her plak hazırlamamühendisinin bir kodu olur. Bu kod geneldeisminin veya soyisminin baş harfleri olur.Örneğin George Peckham’ın kodununmuhtemelen “G” veya “P” veya “GP” olmasıgerekir. Ancak Peckham kendi içinde sonderece esprili bir adamdır ve matrikskodlarına olması gereken harfler yerine“Porky” yazmaya başlar. Porky İngilizcedeşişko için kullanılan bir argo terimdir.Peckham bununla da sınırlı kalmaz “A PorkyPrime Cut” ibaresini kazımaya başlar masterplak plakalarına. Hemen aşağıdaki fotoğraftabu yazıyı görebilirsiniz. Bu durum uzun sürefark edilmez. Ardından Peckham başkahaylazlıklar yapmaya karar verir. Bazenbasmakta olduğu plaktaki müzisyenlerlealakalı bir şeyler karalar, bazen önemli sözlerveya deyimleri kazır plakalar üzerine.

Zaman içerisinde ufak ufak çizimler yapmayabaşlar. Bazen çizgi film kahramanlarını biletaşır plak plakalarının üzerine. Zamaniçerisinde bu durum fark edilir ve farklımühendisler ve teknisyenlerde benzer işleryapmaya başlarlar. Hatta İngiltere’debaşlayan bu gelenek kısa süre sonraAvrupa’nın geri kalanına hatta Amerika’yakadar uzanır. Günümüzde CD’lerde de butarz tuhaflıklara yer veriliyor ancak olayınbaşlangıcı yazdığım gibi George “Porky”Peckham’dır. Kendisi ile yapılmış birkaç

röportajda konuyla alakalı çok eğlencelibilgiler veriyor.

Son olarak bu tuhaflıkların nerelerevarabileceği bir örnek vermek isterim. 1977yılında Elvis Costello’nun ilk plağı My Aim IsTrue’nun yayınlanması sırasında bir yarışmayapılır. Plağın bir yerlerinde bir mesaj olduğuve bu mesajı bulanların bir telefonuaramasıyla imzalı bir Elvis Costello fotoğrafıkazanacakları duyurulur. Tahminedebileceğiniz gibi işin perde arkasındaGeorge “Porky” Peckham vardır. Plağınmaster plakalarında matriks kodu olarak birmesaj kazınmıştır.

Peki bu gizli mesajların değeri nedirderseniz. Led Zeppelin’in 1970 yılı albümüLed Zeppelin III yayınlanmadan önce çıkan45′liklerden bir tanesi olan ImmigrantSong’un İngiltere baskılarının bir kısmındaplağın hemen kenarında “Do What Thou WiltShall Be The Whole Of The Law” ibaresivardır. Bu durum çok sonradan fark edilir,çünkü üretilen 45′liklerin neredeysetamamında bu tarz bir yazı yoktur. Sonundaiş anlaşılır bir çok ülkeye gönderilen asıl plakplakalarında George “Porky” Peckham bucümleyi kazır. Immigrant Song’un orijinal45′liği günümüzde gayet pahalıdır ancak bufarklı versiyonu binlerce Dolar’a eldeğiştirmektedir. Led Zeppelinkoleksiyoncuları hala bu özel plaklarınpeşindedir.

Aklınızda bulunsun plaklarınızı temizlerkenveya çalarken iç kısımdaki “dead wax”denilen yani plağın iz olmayan bölümlerinebir göz atın. Belki sizde esprili bir mesajbulabilirsiniz.

Promo CopyPromotional recording, promo copy veyakısaca promo. Bunu dilimize belki reklamveya promosyon kopyası olarak çevirebiliriz.Ben “Promo Copy” tanımını sevdiğim içinaynen kullanacağım.

Promo Copy bir albüm yayınlanmadan önceticari faaliyetler hariç, plağın radyolardaçalınması veya müzik basınına gönderilmesiiçin hazırlanmış özel kopyalardır. Aslındaalbümün birebir aynısı olmasına rağmen

satılmasını önlemek için etiket kısımlarındayukarıda gördüğünüz gibi promosyonamaçlıdır veya satılmaz ibaresi eklenir. Buplaklar genelde renksiz kapaklara konur.Renksiz derken, albümlerin orijinalkapaklarının içerisinde Promo Copygönderilmesi adetten değildir, bu yüzden düzbeyaz veya düz siyah kapaklara konulur buplaklar.

Promo Copy’ler her ne kadar satılmasa da,bir şekilde plak meraklılarının peşinde

STEREO MECMUASI 44 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 45: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

koşturduğu plaklardır. Onları özel yapan şeyaz sayıda bulunmalarıdır. Ses kalitesi olaraknormal bir plaktan farklı olmasa da, bir çokönemli şirket Promo Copy’lerini baskıların ilkserilerinden seçer. Bu durumda plaküzerindeki izler aynı baskının sonrakiplaklarından daha kaliteli olabilir. Bu birgenelleme değildir ancak plakkoleksiyoncularının genel görüşü bu şekilde.

Promo Copy’lerin asıl değerli olanları iseyayınlanmamış albümlerin veya yayınsırasında değiştirilen albümlerin kopyalarıdır.Çok nadiren plak firmaları aldıklarıeleştirilere göre ek maliyete katlanarakalbümlerde değişiklik yaparlar. Hatta bazıalbümlerin Promo Copy’leri basıldığı haldegelen eleştiriler üzerine albüm yayınlanmaz.İşte bu plaklar gerçekten çok değerlidir.

Promo Copy’lerin üzerinde orijinal etiket veorijinal kapaklarının olmadığından bah-setmiştim. Genelde iç kapakları üzerindealbümün kodu ile alakalı bazı bilgiler el yazısıile yazılır. Eğer elinizde bol Promo Copy varise kapaklarına en azından bir etiket üzerineufak bir not düşün. Çünkü zaman içerisindeplaklar birbirine karışabiliyor. Tecrübe ilesabittir.

Eğer bir gün bir yerlerde uygun fiyata hattamümkünse ölü fiyatına Promo Copy ile denkgelirseniz kaçırmayın. Neyin ne kadar değerliolabileceğini araştırmadan asla bilemezsiniz.

Test Pressings (Ticari Olmayanlar)Test Pressing veya test baskısı, bir plakfirması tarafından seri üretim öncesi denemeamaçlı basılan plaklardır. Bu plaklar bazendağıtılır veya satılır. Ancak bir çoğu sadecefirma içerisinde kalmak üzere üretilir. Asıldeğerli olanlar işte bunlardır. Son yıllardaçeşitli plak firmaları farklı plak formatlarındabaskılar yapıyorlar. Bu baskıların amacı dahafarklı ve daha kaliteli ses elde etmek. Bubaskılar bazen hiç duyulmadık malzemelerüzerine yapılırken bazen de, pazardabeklenmedik şekilde popüler olanmateryaller kullanılarak yapılıyor.

Ticari veya herhangi bir başka isimledağıtılmayan bu özel kopyaların, plakfirmaları dışarısına çıkartılması kesinlikle

yasak. Bu yüzden hem matriks kodu hemdeetiket üzerine bazı ibareler düşülüyor. Herkopyanın kime gittiği belli olduğundan, buplak firma dışına çıktığında sızıntının kimveya kimler tarafından yapıldığı bulunabiliyor.

Ülkemizde bu tarz bir plak bulabileceğinizizannetmiyorum ancak olur da denkgelirseniz ve etiket üzerinde test amaçlıdırveya özel bir kod numarası varsa ne yapınedin satın alın. Bu tarz plakların ne kadardeğerli olabileceğiniz hayal edemeyecek birçok okuyucumuz olduğunu düşünüyorum.

Test Pressings (Ticari Olanlar)Test baskılarının daha ticari amaçlarlayapılmış onlarına bir göz atalım. Bazı plakfirmaları, plak koleksiyoncularının bitmeztükenmez istekleri ve arayışlarını iyianlayarak, bu yolla test baskılarınından bilepara kazanabiliyorlar. Bu baskılar yine de azsayıda yapılıyor ve bir çok zaman testbaskısı, piyasaya çıkacak plak kadar pahalıhatta ondan daha pahalı olabiliyor.

Bu tarz plaklar bazı Amerikan çevirimiçi plaksatış sitelerinden alınabiliyor. Denk gelmekgerçekten çok zor. Denk geldiğiniz fiyatlarevet pahalı. Gerekli bir şey mi tabii hayır..Ancak insanı mutlu etme faktörü çok yüksek.Çünkü bunların her birinden en fazla 10-20bilemediniz 50 adet üretilmiş. Anlayacağınızsınırlı baskıdan bile sınırlı…

Firmalar bunu meraklılardan gelecek tepkiyiölçmek için yaptıkları gibi bunu birpazarlama aracı da kullanabiliyorlar. Örneğinbu tarz plaklara olan merakı iyi anlayanfirmalardan birisi olan Classic Records zamanzaman müşterilerine bedava test baskılarıdağıtıyordu. Bunun için bazı özel plaklardançıkan yukarıdaki gibi kartları doldurup,firmaya göndermeniz gerekiyordu. Benşimdiye kadar hiç bu piyangoyukazanamadım o ayrı :)

Test baskıları değerlidir ve özeldir. Denkgelmek gerçekten çok zordur. Ancak denkgeldiğinizde çok aradığınız bir plağı bulmuşkadar insanı mutlu etme potansiyeli vardırbu plakların. Aklınızda bulunsun...

STEREO MECMUASI 45 ANALOG ÖZEL SAYISI

Page 46: Stereo Mecmuasi Sayı: 29

Stereo Mecmuası Analog Özel Sayısını gururla sundu. Bu sayımıza emeği geçenler; çeviriler:B. Manusso, Yetkintürk,Hakan Cezayirli. Özgün Yazılar: Asım Uysal, Hakan Cezayirli. SpeşılTenks: Robert Harley, John Pette ve ismini unuttuğumuz diğer yabancı dostlarımız.

Bu sayımıza internette denk gelip bu adamlar kim diyenler için bilgiler; Stereo Mecmuasıdergisi kesinlikle kar amacı gütmeyen, tamamen gönüllü editör, yazar ve katılımcılarınkatkıları ile oluşan, sadece Hi-fi ve Müzik konusunda yayın yapan, özgür, açık kaynak kodluyazılımlarla oluşturulmuş, internet üzerinden okuyucuları ile buluşan bağımsız ve ücretsiz birelektronik dergidir.

Yayınlanma amacımız, kendi dilimizde sadece Hi-fi ve Müzik konularında yayın yapan yazılıve dijital platformların sayısal eksikliği ve Türkçe yayınların azlığı konusunda yaşanansıkıntıların aşılabilmesi için yeni ve özgün bir projeksiyon oluşturmaktır.

5.000′den fazla metin belgesi ve binlerce fotoğraf, resim ve grafik sanırız bu kadar kısa birsüre içerisinde bundan daha hızlı dönüştürülemezdi. Önümüzdeki bir kaç yıl boyuncaWordPress altyapısını kullanarak okuyucularımıza hizmet vermeye devam edeceğiz.

Ancak şimdiden dördüncü evrenin araştırmalarına başladık… Gelecekte Stereo Mecmuasıyepyeni projeleri ile okuyucularına ücretsiz hizmetlerine devam edecek.

Bu sayımızda sizlere sunduğumuz yazılarımızın bir kısmının genişletilmiş edisyonlarına ve çokdaha fazlasına web sitemizden ulaşabilirsiniz.

www.stereomecmuasi.com

STEREO MECMUASI 46 ANALOG ÖZEL SAYISI