İsraİl - ministry of foreign affairs gallery/documents... · 2013. 2. 7. · r İsrail müzesi,...
TRANSCRIPT
-
İSRAİLHAKKINDA
GERÇEKLER
İsrail’in 60. Yıldönümü basımı
I S R A E L
-
İSRAİL ENFORMASYON MERKEZİ
Yayına hazırlayan: Ruth Ben-Haim (esas yayın 2003)Tasarım: Tsofit TsachiDizgi: Youval Tal Ltd. İstatistikler: Merkezi İstatistik Bürosu (aksi belirtilmiş olmadıkça)Ekonomi bölümünün metni: Moshe FelberBaskı: Keter Pres Kudüs, İsrail, 2008
Bu kitapçığın nüshaları İsrail’in diplomatik misyonlarından veyainternet üzerinde www.mfa.gov.il adresinden temin edilebilir.
-
İÇİNDEKİLER
Tarih 5
Devlet 67
Toprak 93
Halk 125
Sağlık ve Sosyal Hizmetler 147
Eğitim 165
Bilim ve Teknoloji 185
Ekonomi 203
Kültür 243
Milletler Arasında 323
-
5
TARİH
Kutsal Kitap Çağları 8
İkinci Tapınak Dönemi – Sion’a Dönüş 14
Yabancı Hâkimiyeti 21
İsrail Devleti 35
Barış Süreci 49
Önemli Tarihsel Olaylar 57
-
6 | History
-
7
TARİH
Eski günleri hatırla, birçok kuşağın yıllarını düşün…(Tesniye 32:7)
Yahudi halkının doğum yeri İsrail Toprağıdır (Eretz Yisrael). Orada, milletin uzun tarihinin önemli bir kısmı oluştu. Bunun iki bin yılı Kutsal Kitap’ta anlatılır. Orada, onun kültürel, dini ve milli kimliği biçimlendi; ve yine orada, çoğunluk sürgüne gitmeye zorlandıktan sonra bile, onun fiziki varlığı yüzyıllar boyunca muhafaza edildi. Yeryüzünde dağınık halde yaşadığı uzun çağlar boyunca, Yahudi halkı bu Toprak ile bağını asla koparmadı ve unutmadı. 1948’de İsrail Devletinin kurulmasıyla, 2.000 yıl önce kaybedilmiş olan Yahudi bağımsızlığı yeniden kazanıldı.
İsrail Kavimlerini gösteren açıklamalı bir geç-ortaçağ haritasından kesit
R. Ben-Haim’in mü-saadesiyle
-
Tarih8
KUTSAL KİTAP ÇAĞLARI
Musa,
Kurucu AtalarYahudi tarihi, yaklaşık 4.000 yıl önce (İ.Ö. 17. yüzyıl) kurucu atalar olan İbrahim, onun oğlu İshak ve torunu Yakup ile başladı. Mezopotamya’da keşfedilen, İ.Ö. 2000-1500 yıllarına ait belgeler onların Kutsal Kitap’ta anlatılan göçebe hayat tarzının çeşitli yönlerini kanıtla-maktadır. Tekvin Kitabında, Tek Tanrıya inanan bir halkın oluşmasını gerçekleş-tirmek için İbrahim’in Kaldelilerin Ur şehrinden Kenan’a nasıl çağrılmış olduğu anlatılır. Kenan’da bir açlık baş gösterdiğinde, Yakup (İsrail), onun 12 oğlu ve onların aileleri Mısır’a yerleştiler; burada onların soyundan gelenler köleleştirildi ve zorla çalıştırıldı.
Çıkış ve Yerleşme400 yıl süren kölelikten sonra, Kutsal Kitap’taki anlatıma göre, halkını Mısır’dan çıkarmak ve atalarına vaat edilmiş olan İsrail Toprağına geri götürmek için Tanrının seçmiş olduğu Musa tarafından İsrailliler hür-riyete götürüldü (İ.Ö. 13.-12. asırlar). Sina çölünde 40 yıl boyunca do-laştılar, orada bir millet halinde birleştiler ve On Emri içeren ve onların tek tanrılı inancı-na şekil ve içerik veren Tevrat kitabını aldılar.
Michelangelo’nun heykeli,
San Pietro, Vincoli, Roma
-
9
Mısır’dan çıkış (yaklaşık İ.Ö. 1300) Yahudi halkının milli hafızası üstünde silinmez bir iz bıraktı ve evrensel bir hürriyet timsali oldu. Yahudiler her yıl, o zamanın olaylarını hatırlama vesilesi olan Pesah (Hamursuz), Şavuot ve Sukkot bayramla-rını kutlar.
Sonraki iki asır boyunca, İsrail Toprağının ço-ğunu fetheden İsrailliler çiftçi ve zanaatçı oldular; bunun ardından belli ölçüde bir ekonomik ve sosyal güçlenme yaşandı. Nispi barış dönemleriyle savaş zamanları arka arkaya geldi. Savaş zamanlarında halk, liderlik vasıfları yanında siyasi ve askeri becerilerinden dolayı seçilen, hâkimler diye bilinen liderlerin arkasında toplandı. Küçük Asya’dan gelip Ak-deniz kıyısına yerleş-miş bir deniz halkı olan Filistinlilerin tehdidi karşısında bu kabile örgütlenme-sinin yapısında var olan zayıflık, kabileleri birleştirecek ve iktidarın veraseten geçmesiyle mevkii kalıcı yapacak bir yöneticiye ihtiyaç doğmasına yol açtı.
“Tanrı sizi kutsasın ve korusun; Tanrı aydın yüzünü size göstersin ve yardım-cınız olsun; Tanrı yüzünü size çevirsin ve size esenlik ver-sin.”
(Sayılar 6:24-26)
Kudüs’te bulunmuş olan, rahiplik dua kitabını içeren, İ. Ö. 7. asırdan kalma bir gümüş tomarından küçük bir parça. İsrail Eski Eserler İdaresi
-
Tarih10
Krallıkİlk kral, Saul (yaklaşık İ.Ö. 1020), gevşek kabile örgütlenmesi ve onun halefi olan Davut yönetiminde tam bir krallığın kurulması arasındaki dönemde köprü vazifesi yaptı.
Kral Davut (yaklaşık İ.Ö. 1004–965), yakın krallıklar ile oluşturulan bir ittifaklar ağıyla ve Filistinlilerin kesin olarak yenilgiye uğratılması dahil başarılı askeri seferler yoluyla krallığını bölgede büyük bir kuvvet olarak yerleştirdi. Böylece, onun iktidarı Mısır hudutları ve Kızıl Deniz’den Fırat kıyılarına kadar tanındı. Yurt içinde, 12 İsrail kabilesini tek bir krallık halinde birleştirdi ve başkent Kudüs’ü ve krallığı ülkenin milli hayatının merkezine koydu. Kutsal Kitap geleneği Davut’u bir şair ve müzisyen olarak tasvir eder. Zebur Kitabında bulunan bazı ayetler ona atfedilir.
Davut’un yerine oğlu Süleyman (yaklaşık İ.Ö. 965–930) geçti ve krallığı daha da güçlendirdi. Komşu krallıklar ile antlaş-malar yoluyla ve bunları siyasi motivas-yonlu evlilikler ile takviye ederek, Süleyman krallığı için barışı sağladı ve onu çağın büyük güçleri arasında eşit duruma getirdi.
Peygamberler: İlahi vahiy yeteneğiyle donatılmış oldukları düşünülen dini bilgeler ve karizmatik şahsiyetler, Kudüs’ün yıkılma-sından (İ.Ö. 586) bir asır sonraya kadar, krallık döneminde vaaz verdiler. Din, ahlak ve siyaset konuları hakkında kralların danışmanı olarak veya birey ile Tanrı arasındaki ilişkinin üstünlüğü çerçevesinde onların tenkitçi-leri olarak, peygamberler adalet gereğine göre hareket etmekte ve Yahudi milli
İ.Ö. 8. asırdan kalma,
muhtemelen Kudüs’teki
Birinci Tapınak’tan,
üstünde eski İbrani dilinde
bir yazı bulunan,
başparmak büyüklüğünde,
nar şeklinde fildişi kap.
İsrail Müzesi, Kudüs
-
11
Yeni şehirler inşa eder, stratejik ve ekonomik önemi olan
eski şehirleri güçlendirirken, bakır madenciliği ve maden
ergitme gibi belli başlı sanayileri geliştirmek suretiyle
ülke içinde refahı geliştirdi ve dış ticareti arttırdı.
Kudüs’deki Tapınağın inşa edilmesi onun başarılarını
taçlandırdı. Bu tapınak Yahudi halkının milli ve dini
hayatının merkezi haline geldi. Meseller Kitabı ve Neşide-
ler Neşidesi, Kutsal Kitap’ta Süleyman’a atfedilir.
Bölünen KrallıkSüleyman yönetiminin sonlarında, onun
iddialı projeleri için ağır bedel ödemek
zorunda kalan halkın arasında memnuni-
yetsizlik vardı. Aynı zamanda, kendi
kabilesine imtiyazlı muamele edilmesi
diğer kabileleri gücendirdi. Bu sebeple,
krallık ile kabile ayrılıkçıları arasında
büyüyen bir husumet ortaya çıktı.
Süleyman’ın ölümünden (İ.Ö. 930) sonra
çıkan isyan neticesinde, kuzeydeki 10
kabile krallıktan ayrıldı ve ülke, İsrail
adında bir kuzey krallığı ve Yahuda adlı,
Yahuda ve Bünyamin kabilelerinin arazisi
üzerinde bir güney krallığı şeklinde ikiye
bölündü.
Samiriye’deki başkentiyle İsrail Krallığı
hayatının ahlakı üzerine güçlü tefsirler çıkarmaktay-dı. Onların vahiyleri ilham dolu nazım ve şiir kitapların-da kaydedildi ve bunların birçoğu Kutsal Kitabın bir parçası oldu.
Peygamberlerin kalıcı, evrensel çekiciliği onların insani değerler hakkında köklü bir tarzda dü-şünmeye çağrı yapma-sından gelir. İyilik yapmayı öğrenin, kendinizi doğrulu-ğa adayın; haksızlığa uğrayanlara yardım edin, yetimin haklarını koruyun; dulun hakkını savunun (İşaya 1: 17) gibi sözler insanlığın sosyal adalet peşindeki arayışını besleme-ye devam etmektedir.
-
Tarih12
yönetimi altında 200 yıldan daha uzun
sürdü. Yahuda Krallığı ise, Davut’un
soyundan gelen eşit sayıda kralların eliyle
400 yıl boyunca Kudüs’den idare edildi.
Asur ve Babil imparatorluklarının genişle-
mesi sonucunda ilk olarak İsrail ve daha
sonra Yahuda dış hâkimiyet altına girdi.
İsrail Krallığı (İ.Ö. 722 yılında) Asurlular
tarafından ezildi ve onun halkı sürgüne ve unutulmaya
sürüklendi. Yüz sene kadar sonra, Yahuda Krallığını
fetheden Babil halkın çoğunu sürgün etti, Kudüs’ü ve
Tapınağı tahrip etti (İ.Ö. 586).
İlk Sürgün (İ.Ö. 586–538)
Babil istilası İlk Tapınak dönemini sona erdirdi, fakat
Yahudi halkının İsrail Toprağıyla bağlantısını kesmedi.
Babil nehirleri kenarında oturarak, Yahudiler vatanlarını
hatırlamaya yemin ettiler: Ey Kudüs, seni unutursam, sağ
elim işlemez olsun. Seni hatırlamazsam, seni en yüksek
sevincimin üstünde tutmaz isem, dilim damağıma
yapışsın (Mezmurlar 137:5-6).
İlk Tapınağın yıkılmasından (İ.Ö. 586) sonra olan Babil’e
sürgün ediliş Yahudi Diasporasının başlangıcını teşkil etti.
Orada, Yahudilik anavatanın dışında bir dini çerçeve ve
Megiddo’dan, üzerinde
Yeroboam’ın hizmetkârı
Şima’ya yazıt bulunan mühür
İsrail EskiEserler İdaresi
-
13
Babil nehirleriüzerinde,
E.M. Lilien
hayat tarzı geliştirmeye başladı, böylece
halkın milli devamlılığı ve manevi kimliği
temin edildi, bir millet olarak onun
geleceğini korumak için yeterli hayatiyet
kazandırıldı.
-
Tarih14
İKİNCİ TAPINAK DÖNEMİSİON’A GERİ DÖNÜŞ
Pers ve Helenistik Dönemler (İ.Ö. 538-142)Babil imparatorluğunu fetheden (İ.Ö. 538) Pers Kralı Keyhüsrev’in emriyle, 50.000 kadar Yahudi, Davut’un soyundan gelen Zerubbabel öncülüğünde, İsrail Toprağı-na ilk geri dönüş için yola çıktılar. Bir asırdan daha kısa bir zaman sonra, Yazıcı Ezra öncülüğünde ikinci geri dönüş yapıldı. Bundan sonraki dört asır boyunca, Yahudiler, önce Pers hakimiyeti (İ.Ö. 538-333) ve sonra Helenistik (Ptolemaik ve Selefki) hakimiyet (İ.Ö. 332-142) altında farklı derecelerde özyönetime sahip oldular.
Ezra’nın öncülüğünde Yahudilerin vatana geri dönüşü, İlk Tapınağın yeri üzerinde İkinci Tapınağın inşa edilmesi, Kudüs duvarlarının yeniden tahkim edilmesi ve Yahudi halkının yüksek dini ve adli makamı olarak Knesset Hagedolah (Büyük Meclis)’in kurulması İkinci Tapınak döneminin başlangıcını teşkil etti. Pers İmparatorluğunun sınırları içinde, Yahuda milletinin başkanlığı Kudüs’deki yüksek rahip ve yaşlılar meclisine verilmişti.
Ahasuerus-Serhas,
Persepolis’te bir sara-yın duvarları
üzerinde rölyef şeklinde tasvir edilmiş, büyük
Pers krallarından biri.
-
15
Makedonyalı Büyük İskender tarafından fethedilen antik dünyanın bir parçası olarak (İ.Ö. 332), İsrail Toprağı, Suriye merkezli Selefkilerin hâkimiyeti altında bir Yahuditeokrasisi olmaya devam etti. Yunan kültür ve geleneklerini bütün nüfusa dayatma gayreti kapsamında Yahudile-rin kendi dinlerini icra etmesi yasaklanıp onların Tapınağı ihlal edilince, Yahudiler isyan ettiler (İ.Ö. 166)
Hasmon Sülalesi (İ.Ö. 142-63)Rahip sınıfına mensup olan Hasmon ailesinden Mattathias ve daha sonra onun oğlu Makabi Yahuda öncülüğün-de, Yahudiler isyanı başlattıktan sonra Kudüs’e girdiler ve Tapınağı temizlediler (İ.Ö. 164). Bu olaylar her yıl Hannuka bayramıyla yâd edilir.
Başka Hasmon zaferlerinin ardından (İ.Ö. 147), Selefkiler, yeni adı Yahudiye olan İsrail Toprağına tekrar özerklik verdiler ve, Selefki krallığının çökmesiyle (İ.Ö. 129), Yahudilerin bağımsızlığı elde edildi. 80 yıl kadar süren Hasmon sülalesinin yönetimi altında, krallığın sınırları Süleyman devrindeki sınırlara yaklaştı, Yahudi idaresi altında siyasi birlik pekiştirildi ve Yahudi hayatı ilerleyip gelişti.
Masada: Kudüs’ün tahrip edilmesinden sağ kurtul-muş olan 1.000 kadar Yahudi erkek, kadın ve çocuk, Kızıl Deniz yakınında bir dağın tepesinde bulunan, Kral Herod’un Masada adlı saray binasını işgal ve tahkim edip, onları buradan çıkarmak için Romalıların birçok girişim-lerine karşı üç yıl direndiler. Romalılar en sonunda Masada’yı ele geçirdiklerin-de, burayı savunan insanlar ve onların aileleri köle olmaktansa kendi elleriyle ölmeyi seçmişlerdi.
-
Tarih1616 | Tarih
Roma’da Titus Kemeriüzerindeki Menora
-
1717
Çağlar Boyunca MenoraAltın Menora (yedi kollu bir şamdan) eski Kudüs’de Kral Süleyman’ın Tapınağında önemli bir tören nesnesiydi. Bu şamdan, çağlar boyunca, sayısız yerlerde ve çeşitli biçimlerde Yahudi mirası ve geleneğinin bir timsali olarak hizmet etmiştir.
İ.Ö. birinci asırdan bir Hasmon sikkesi üzerindeki Menora(İsrail Eski Eserler İdaresi)
Kudüs’ün Yahudi Mahallesinde bulunmuş olan, İ.S. birinci asırdan iki kırık alçı parçası üzerindeki Menora(İsrail Keşif Derneği)
Eriha’da 5.-6. asırdan kalma bir sinagogun mozaik zemininde görünen Menora(İsrail Eski Eserler İdaresi)
Knesset yakınında, Benno Elkan tarafından yapılmış Menora(Devlet Basın Ofisi / F. Cohen (aşağıda kısaca DBO))
-
Tarih18
Roma Hâkimiyeti (İ.Ö. 63- İ.S. 313)Romalılar bölgedeki esas kuvvet olarak Selefkilerin yerine geçtiklerinde, Hasmon kralı II. Hyrcanus’a Damaskus’un Romalı valisi altında sınırlı bir yetki verdiler. Yahudiler yeni rejime karşı hasmane bir tavır içindeydi ve bunu izleyen yıllarda sık sık ayaklanma-lar görüldü. Mattathias Antigonus tarafından Hasmon sülalesinin eski şanını geri getirmek için son bir teşebbüs yapıldı, fakat onun yenilmesi ve öldürülmesiyle Hasmon idaresi son buldu (İ.Ö. 40) ve İsrail Toprağı Roma İmparatorluğunun bir eyaleti haline geldi.
İ.Ö. 37 yılında, II. Hyrcanus’un damadı olan Herod, Romalılar tarafından Yahudiye Kralı tayin edildi. Ülkenin iç işlerinde kendisine hemen hemen sınırsız bir yetki verilmiş olan Herod, imparatorluğun doğu kısmındaki en güçlü monarklardan biri haline geldi. Yunan-Roma kültürünün büyük bir hayranı olan Herod çok kapsamlı bir inşaat programı başlattı. Bu programın kapsamında, Kayseriye ve Sebaste kentleri ve Herodium ile Masada kaleleri bulunuyordu. Aynı zamanda, Tapınağı kendi çağının en görkemli yapılarından biri olarak yeniden tasarladı.
Halaka, Kutsal Kitap sonrası çağlardan beri dünyanın her yerinde Yahudi hayatına rehberlik etmiş olan kanun-dur. Hem kişiler arası ilişkilerde, hem de ayinlerde, Ya-hudilerin dini vecibele-riyle ilgili olup insan davranışının hemen her veçhesini kapsar – doğum ve evlenme, sevinç ve keder, ziraat ve ticaret, ahlak ve ilahiyat. Kökleri Kutsal Kitapta olan bu kanunun otoritesi, (210 yılı civarında yazılı hale getirilmiş olan) Sözlü Yasanın ilk yazılı derlemesi olan Mişna’yı ve
İkinci Tapınak Döneminde Kudüs modeline göre
yapılmış Herod Tapınağı
Kudüs’teki Holy Land Hotel’in müsaadesiyle
-
19
Fakat birçok başarılarına rağmen, Herod onun Yahudi uyruklarının güveni ve desteğini kazanamadı. Herod’un ölümünden (İ.Ö. 4) on yıl sonra, Yahudiye dolaysız Roma idaresi altına girdi. Yahudi hayatının Roma tarafından gitgide daha çok baskı altına sokulma-sına karşı büyüyen öfke, yer yer şiddet hareketlerine yol açtı. Sonunda bunlar tırmanarak İ.S. 66 yılında tam bir isyan patlak verdi. Titus başkanlığındaki üstün Roma kuvvetleri isyanı bastırıp Kudüs’ü yerle bir ettiler (İ.S. 70) ve Masada kalesindeki son Yahudi mevziini bozguna uğrattılar (İ.S. 73).
Kudüs’ün ve İkinci Tapınağın bütünüyle tahrip edilmesi Yahudi halkı için çok ağır bir felaketti. Çağın tarihçisi Josephus Flavius’a göre, yüz binlerce Yahudi şehrin kuşatılmasında ve ülkenin başka yerlerinde can verdi ve binlercesi köle olarak satıldı.
Şimon Bar Koçba isyanından (İ.S. 132) sonra Kudüs ve Yahudiye’nin geri alınmasıyla kısa bir Yahudi egemenliği dönemi yaşandı. Yine de, Romalıların üstün kuvveti dikkate alındığında, akıbet mukadderdi. Üç yıl sonra, Roma âdetine uygun olarak, Kudüs “boyundu-ruğa koşulmuş öküzlerle sürüldü”, Yahudiye’nin adı Palaestina olarak,
bunun bir açıklaması olan Gemara’yı içine alan, (400 yılı civarında tamamlanmış olan) Yahudi kanun ve töresinin bir toplamı mahiyetindeki Talmud üzerine dayanır. Halakha ile ilgili pratik rehberlik sağlamak için, birinci ve ikinci asırlardan itibaren din alimleri tarafından sistematik özetler yazıldı. Bunlar arasında en yetkin olan kitap, 16. asırda Safed (Tzfat) şeh-rinde Joseph Caro tarafından yazılmış olan Shulhan Arukh adlı eserdir.
-
Tarih20
Kudüs’ün adıysa Aelia Capitolina olarak
değiştirildi.
Tapınak imha edilmiş ve Kudüs tamamen
yakılmış olsa da, Yahudiler ve Yahudilik
hayatta kalmayı başardılar. Yüksek hukuki
ve adli kurum olan Sanhedrin (Knesset
Hagedolah’ın devamı) Yavneh’te (İ.S. 70)
ve daha sonra Tiberias’ta toplandı. Tapına-
ğın ve devletin birleştirici çerçevesi olmak-
sızın, geriye kalan küçük Yahudi cemaati,
zaman zaman geri dönen sürgünlerin de
takviyesiyle, gitgide toparlandı. Kurumsal
ve toplumsal hayat yenilendi, rahiplerin
yerine hahamlar geçti ve Capernaum,
Korazin, Bar’am, Gamla ve başka yerlerde
bulunan sinagog kalıntılarının gösterdiği
gibi, sinagog Yahudi topluluklarının odağı
haline geldi. Halaka (Yahudilerin dini
yasası) onlar arasındaki ortak bağ olarak
hizmet etti ve nesilden nesile aktarıldı.
İ.S. 70 yılında Kudüs’ün imha
edilmesinden sonra Romalılarca
basılan sikke; üzerinde IVDAEA
CAPTA (Yahudiye alındı) yazısı var.
İsrail Eski Eserler İdaresi
İkinci asırdaki Bar Koçba İsyanının üçüncü yılında
basılmış Tetradrahma;
üstünde “Simeon/Kudüs’ün
Hürriyeti Uğruna” yazısı var
İsrail Eski Eserler İdaresi
-
21
Bizans İdaresi (313-636)İmparator Konstantin tarafından Hıristiyanlığın kabul edilmesi (313) ve Bizans İmparatorluğunun kurulmasının ardından, 4. asrın sonuna gelindiğinde, İsrail Toprağı esas itibariyle bir Hıristiyan ülkesi haline gelmişti. Kudüs, Bethlehem ve Celile’deki kutsal Hıristiyan alanlarında kiliseler inşa edildi, ülkenin birçok yerinde manastırlar kuruldu. Yahudiler, eskiden sahip oldukları nispi muhtariyetten ve resmi makamlarda bulunma hakkından mahrum edildiler ve Tapınağın matemini tutmak için yılın bir günü (Tişa B’av – Av ayının dokuzuncu günü) hariç, Kudüs’e girmeleri yasaklandı.
614 yılındaki Pers istilasına Yahudiler kurtuluş ümidiyle destek oldular. Buna karşılık olarak, kendilerine Kudüs’ün idaresi verildi. Bu ara dönem üç yıl kadar devam etti. Sonra, şehri tekrar ele geçiren Bizans ordusu (629) Yahudi cemaatini yine dışarıya attı.
Kutsal Mezar Kilisesi•I. Sztulman
Somunlar ve BalıklarınÇoğalması Kilisesininzemininde beşinciasır mozaiği•İsrail Eski Eserler İdaresi
YABANCI HÂKİMİYETİ
-
Tarih22
İsrail Toprağının Araplarca fethi Muhammed’in ölümünden (632) dört yıl sonra gerçekleşti ve Şam’dan, daha sonra Bağdat ve Mısır’dan halifelerin yönetmesiyle dört asırdan daha uzun sürdü. Başlangıçta, Kudüs’de Yahudilerin yerleşmesi tekrar başladı ve Yahudi cemaatine mutat olarak zimmî (korunan gayri Müslim) statüsü verildi. Bu statü, kişi başına ve toprak üzerinden alınan özel vergiler karşılığında, onların canlarını, mallarını ve ibadet hürriyetini teminata bağlıyordu.Ancak, daha sonra gayri Müslimlere karşı yürürlüğe konulan kısıtlamalar (717) Yahudilerin kamu hayatını, dini ayinlerini ve hukuki statülerini etkilemeye
Arap İdaresi (636-1099)
Kudüs’de TapınakTepesi (Harem-üşŞerif) üzerinde 7.
asırda Emevi HalifesiAbdülmelik
tarafından inşaedilen
Kubbetüssahra(Kaya Kubbesi)
•I.Sztulman
-
23
başladı. statülerini etkilemeye başladı. Tarım arazisi üzerine ağır vergiler konulması birçok Yahudiyi kırsal alanlardan şehirlere göç etmeye zorladı. Orada durumları pek iyileşmediği gibi, artan sosyal ve ekonomik ayrımcılık nedeniyle kimileri de ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.On birinci asrın sonuna gelindiğinde, İsrail toprağındaki Yahudi cemaati önemli derecede azalmış, teşkilatlanma ve dini açılardan bir arada durma yeteneğini kısmen kaybetmişti.
Haçlılar (1099-1291)Papa II. Urban’ın çağrısına uyarak, Kutsal Toprağı kâfirlerden kurtarmak için Avrupa’dan gelen Haçlılar bundan sonraki 200 yıl boyunca ülkeye hâkim oldular. Temmuz 1099’da, beş hafta süren bir kuşatmadan sonra, İlk Haçlı Seferinin şövalyeleri ve bunların ayaktakımı ordusu Kudüs’ü zapt etti, şehrin Hıristiyan olmayan halkının çoğunu kıyımdan geçirdi. Sinagoglarında barikat kuran Yahudiler kendi mahallelerini müdafaa ettiler, fakat sonunda yakılarak öldürüldü veya köle yapılıp satıldılar. Bundan sonraki on yıllar boyunca, Haçlılar, kısmen antlaşma ve sözleşmeler yoluyla, fakat genellikle kanlı askeri zaferler yoluyla, iktidarlarını ülkenin geri kalanına yaydılar. Haçlıların Latin Krallığı esas olarak tahkim edilmiş şehirlere ve kalelere kapanmış olan fetihçi bir azınlığın yönetimiydi.
Haçlılar Avrupa’dan ulaşım güzergâhlarını açınca, Kutsal Toprağa hac ziyaretleri yaygın hale geldi ve
Kudüs’ün HaçlıKralının mührü•İsrail Eski Eserlerİdaresi
-
Tarih24
aynı zamanda, gitgide artan sayıda Yahudi kendi vatanlarına dönmeye gayret ettiler. Bu döneme ait belgelere göre, Fransa ve İngiltere’den 300 Haham bir grup halinde geldiler, bunlardan kimileri Akra (Akko), kimileri de Kudüs’e yerleşti. Selahaddin komutasında bir Müslüman ordusu tarafından Haçlıların mağlup edilmesinden sonra (1187), Yahudiler tekrar bir ölçüde hürriyete kavuştular; buna Kudüs’de yaşama hakkı dahildi.
Selahaddin’in ölümünden (1193) sonra Haçlılar ülkede tekrar bir mevzi kazanmış olsalar da, onların varlığı tahkim edilmiş bir kaleler şebekesiyle sınırlı kaldı.
Mısır’da iktidara gelmiş Müslüman bir askeri sınıf olan Memluklar tarafından kesin bir yenilgiye uğratılan (1291) Haçlıların ülkedeki hâkimiyeti sona erdi.
Memluk İdaresi (1291–1516)Memlukların idaresi altındaki ülke Şam’dan yönetilen durgun bir eyalet haline geldi. Yeni haçlı seferleri korkusuyla Akra, Yafa ve başka limanlar tahrip edildi ve hem deniz ticareti, hem de kara ticareti kesintiye uğradı. Orta Çağların sonuna gelindiğinde ülkenin şehirleri neredeyse harabe halindeydi, Kudüs’ün çoğu terk edilmişti, küçük Yahudi cemaati fakirlik içindeydi. Memluk idaresinin gerileme döneminde, siyasi ve iktisadi buhranlar, veba salgınları, çekirgeler ve tahrip edici depremler yüzünden durum iyice kötüleşmişti.
-
25
Osmanlı İdaresi (1517-1917)1517’deki Osmanlı fethinden sonra, Toprak dört bölgeye ayrıldı; bunlar idari bakımdan Şam eyaletine bağlıydı ve İstanbul’dan yönetiliyordu. Osmanlı döneminin başında, esas olarak Kudüs, Nablus (Şeçem), Hebron, Gazze, Safed (Tzfat) şehirlerinde ve Celile köylerinde olmak üzere, ülkede 1.000 kadar Yahudi aile yaşıyordu. Cemaat her zaman burada yaşamış olan Yahudilerin soyundan gelenler ve ayrıca Kuzey Afrika’dan ve Avrupa’dan göç etmiş Yahudilerden oluşuyordu.
Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümüne (1566) kadar düzgün hükümet idaresi iyileşmeler getirdi ve Yahudilerin göçünü teşvik etti. Yeni gelenlerden bazıları Kudüs’de yerleşti, fakat çoğunluk Safed şehrine gitti.Orada, 16. asrın ortasına gelindiğinde, Yahudi nüfus 10.000 civarına yükselmiş ve şehir canlı bir tekstil merkezi ve yoğun entelektüel faaliyetin odağı haline gelmişti.
Bu dönemde, Kabala (Yahudi gizemciliği) araştırmaları gelişti ve Şulhan Arukh’ta derlenmiş olduğu şekliyle Yahudi hukukunun çağdaş açıklamaları Safed’deki araştırma evlerinden bütün Diaspora’da yayıldı.
Osmanlı idaresinin niteliğinde tedricen bir gerileme olmasıyla, ülke yaygın şekilde ihmale uğradı. Toprağın büyük kısmı, 18. asrın sonuna gelindiğinde, uzakta oturan toprak ağalarının mülkiyetindeydi ve yoksullaşmış kiracı çiftçiler tarafından işletiliyordu.
-
Tarih26
Vergilendirme keyfi olduğu kadar felç ediciydi. Celile ve Karmel dağ sırasının büyük ormanları yok edildi; bataklık ve çöl tarım arazilerini işgal etti.
Çağdaş Dönemler19. asırda, ortaçağ geriliği tedrici olarak yerini ilk ilerleme işaretlerine bırakmaya başladı. Genellikle misyoner faaliyetleri yoluyla, çeşitli Batılı güçler mevzi kazanmak için uğraşıyorlardı. İngiliz, Fransız ve Amerikalı bilim adamları Kutsal Kitap arkeoloji
çalışmalarına giriştiler; Britanya, Fransa, Rusya, Avusturya ve Birleşik Devletler Kudüs’te konsolosluklar açtılar. Avrupa’dan düzenli olarak buharlı gemi seferleri başladı; posta ve telgraf bağlantıları tesis edildi; Kudüs ve Yafa şehirlerini birbirine bağlayan ilk karayolu yapıldı. Süveyş Kanalının açılmasıyla, üç kıtanın ticareti için bir kavşak noktası olarak İsrail Toprağının yeniden doğumu hızlandı.
Böylece, ülke Yahudilerinin durumu yavaş yavaş düzeldi ve sayıları önemli derecede arttı. Asrın ortalarında, Kudüs’ün duvarlı şehri içindeki aşırı nüfus şartları, yahudileri, duvarların dışındaki ilk mahalleyi kurmaya (1860) ve sonraki çeyrek asır içinde buna yedi
Yahudi halkının milli kur-
tuluşhareketi olan Siyo-nizm, adını, İsrail Toprağı ve Kudüs için geleneksel
olarak kullanılan Sion” ke-
limesinden alır.
Siyonizmin ana fikri – Ya-
hudi halkının kendi ata
toprağında yeniden doğ-
ması – asırlar boyunca
Diaspora’daki Yahudi var-
lığının ayrılmaz bir parça-
sını teşkil etmiş olan, İsrail
Toprağına duyulan sürekli
hasret ve derin bağlılıkta
yatmaktadır.
-
27
Theodor Herzl•Central Zionist Archives
Politik Siyonizm, Doğu Avrupa’da Yahudilerin devamlı olarak baskı ve zulüm görmesine ve Batı Avrupa’daki çağdaşlaşma hareketinin Yahudiler açı-sından gitgide hayal kırık-lığı yaratmasına bir cevapolarak doğdu. Batı Avrupa’daki çağdaşlaşma hareketi ne ayrımcılığa son vermiş, ne de Yahudilerin yerel toplumlarla bütün-leşmesini sağlamıştı.Siyonizm, resmi ifadesine,İsviçre’nin Basel şehrinde
tane daha yeni mahalle eklemeye sevk etti. Bunlar yeni şehrin çekirdeğini oluşturuyordu. 1870 yılına gelindiğinde, Kudüs’te genel bir Yahudi çoğunluk vardı. Ülkenin her yerinde tarım arazisi satın alındı; yeni kırsal yerleşmeler kuruldu; ve uzun zamandır ayin ve edebiyat ile kısıtlı olmuş İbrani dili canlandırıldı. Siyonist hareketin kurulması için sahne hazırlandı.
GöçSiyonizm güdüsüyle ve, Dışişleri Bakanı Lord Balfour tarafından ifade edildiği gibi (1917), Yahudi Siyonist özlemlerine Britanya’nın sempati göstermesinin teşvikiyle, 1919 ve 1939 yılları arasında Yahudi Toprağına art arda göçmen dalgaları ulaştı. Bunlardan her biri, gelişmekte olan Yahudi cemaatinin farklı veçhelerine katkıda bulundu. 1919 ve 1923 arasında, çoğu Rusya’dan olmak üzere, gelen 35.000 kadar Yahudi ileriki yıllarda cemaatin karakterini ve organizasyonunu kuvvetli biçimde etkiledi. Bu öncüler, kapsamlı bir sosyal ve ekonomik altyapının temellerini attı, tarımı geliştirdi, kendilerine özgü kırsal yerleşme cemaat ve kooperatif biçimleri – kibutz ve moşav– tesis ettiler,
Theodor Herzl•Merkezi SiyonistArşivi
-
Tarih28
Sir Herbert Samuel, first British High Commissioner for Palestine
Theodor Herzl öncülü-ğünde toplanan Birinci Siyonist Kongre’de Siyo-nist Teşkilatın kurulmasıyla (1897) kavuştu. Siyonist hareketin programı, Yahu-dilerin İsrail Toprağına geri dönmesini teşvik etme-ye, Yahudi milli hayatının sosyal, kültürel, ekonomik ve politik canlanmasını hızlandırmaya ve tarihi va-tanlarında, Yahudiler için, baskı ve zulümden uzak yaşayıp kendi hayatlarını ve kimliklerini geliştire-bilecekleri, milletlerarası tanımaya sahip, hukuken güvence altına alınmış bir yurt temin etmeye yöne-lik, hem ideolojik, hem de pratik unsurlar içeriyordu.
konutlar ve karayolları inşa edilmesi
için işgücünü sağladılar.
1924 ve 1932 arasında esas itibariyle
Polonya’dan gelen 60.000 kişinin
ülkeye göç etmesi şehir hayatının
gelişmesinde ve zenginleşmesinde çok
etkili oldu. Bu göçmenler çoğunlukla
Tel Aviv, Hayfa ve Kudüs’te yerleştiler,
bu şehirlerde küçük işletmeler,
inşaat firmaları ve hafif sanayi tesis
ettiler. Almanya’da Hitler’in iktidara
gelmesinden sonra 1930’larda, İkinci
Dünya Savaşından önceki son büyük
göç dalgasıyla 165.000 kadar insan
geldi. Çoğu profesyonel ve akademik
kişiler olan bu yeni gelenler Batı ve
Orta Avrupa’dan ilk geniş ölçekli göç
hareketini oluşturdu. Bu kişilerin almış
oldukları eğitim, sahip oldukları vasıflar
ve tecrübe, iş hayatında standartları
yükseltti, kentsel ve kırsal şartları
iyileştirdi ve toplumun kültürel hayatını
geliştirdi.
YönetimBritanya manda idaresi makamları,
Yahudi ve Arap toplumlarına, kendi iç
Sir Herbert Samuel,Filistin’de ilk Britanya Yüksek Temsilcisi
-
29
işlerini yürütme hakkı verdiler. Yişuv olarak bilinen Yahudi toplumu, bu hakkı kullanarak, partilerin temsiline dayalı bir özyönetim organı seçti (1920). Bu organ, faaliyetlerini gözden geçirmek ve onun politika ve programlarını uygulayacak Milli Konseyi (Va’ad Leumi) seçmek için her yıl toplandı. Yerel kaynaklar yoluyla ve dünya Yahudilerinin topladığı fonlarla finanse edilen, ülke çapında yayılmış bir eğitim, din, sağlık ve toplum hizmetleri şebekesi geliştirildi ve idame edildi. 1922’de manda belgesinde öngörüldüğü gibi, Yahudi halkını Britanya makamlarına, yabancı hükümetlere milletlerarası kuruluşlara karşı temsil etmek için bir ‘Yahudi Ajansı’ teşkil edildi.
Ekonomik KalkınmaManda yönetiminin otuz yılı boyunca, tarım geliştirildi; fabrikalar kuruldu; ülkenin her yerinde yeni yollar inşa edildi; Ürdün Nehrinin suları elektrik üretimi için kullanıldı; Ölü Denizin mineral potansiyeli değerlendirildi. İşçilerin refahını ilerletmek ve sanayi sektöründe kooperatifler kurarak ve tarımsal yerleşmeler için pazarlama hizmetleri yoluyla istihdam sağlamak için Histadrut (Genel Sendikalar Federasyonu) kuruldu (1920).
KültürGünden güne, İsrail Toprağındaki Yahudi toplumuna özgü bir kültürel hayat ortaya çıkıyordu. Profesyonel okullar ve stüdyoların kurulmasıyla sanat, müzik ve dans
Sdomm Potas Fabrikasınınbuharlaştırmahavuzları•DBO / Z. Kluger
-
Tarih30
tedricen gelişiyordu. Galeriler ve salonlar, zevk sahibi bir toplumun izlediği sergiler ve gösteriler için mekân
temin ediyordu. Yeni bir oyunun açılışı, yeni bir kitabın çıkması veya yerel bir ressamın bir retrospektif sergisi, basında derhal inceleme altına alınıyor, kahvehanelerde ve sosyal toplantılarda canlı tartışmakonusu oluyordu.
İbrani dili, İngilizce ve Arapça yanında, ülkenin bir resmi dili olarak tanındı ve belgeler, madeni paralar ve pullar üzerinde, ayrıca radyo yayınlarında kullanıldı. Yayıncılık büyük birartış gösterdi ve ülke dünyada İbrani edebiyatfaaliyetinin merkezi oldu. Çeşitli türlerde tiyatrolarkapılarını coşkulu izleyicilere açtılar, orijinal İbranice oyunlar yazmak için ilk girişimler yapıldı.
Yahudi milli canlanışına ve cemaatin ülkeyi yeniden inşa etme gayretlerine Arap milliyetçileri güçlü bir biçimde karşı koydular. 1929 yılındaki Hebron Katliamı, ayrıca Yahudi nakliye araçlarının
Britanya mandası döne-minde üç Yahudi yeraltı hareketi faaliyet gösterdi. Bunlardan en büyük olan, Yahudi nüfusun güvenliği-ni korumak için bir milisteşkilatı olarak Yahudi toplumu tarafından 1920 yılında kurulan Haganah adındaki hareketti. Bu teş-kilat, 1930’ların ortaların-dan itibaren, Arap saldırı-larına karşı misilleme yaptıve Yahudi göçüyle ilgili Britanya kısıtlamalarına karşı kitle gösterileri ve sabotaj eylemleriyle cevap verdi. 1931’de kurulan Et-zel adındaki teşkilat daha radikal bir tavrı benimsedi ve hem
-
31
taciz edilmesi, tarlalar ve ormanların yakılması dahil, herhangi bir tahrik olmaksızın Yahudi nüfusa karşı düzenlenen saldırılarda olduğu gibi, Arap milliyetçilerinin öfkesi yoğun şiddet dönemleri halinde patladı. Siyonist faaliyetin ilk yıllarında, Araplar ile diyalog kurma girişimleri sonuçta başarısız oldu ve böylece Siyonizm ve Arap milliyetçiliği potansiyel olarak patlayıcı bir durumda kutuplaştılar. Britanya, iki milli hareketin karşıt hedeflerini dikkate alarak, ülkenin, biri Yahudi ve biri Arap olmak üzere, iki devlete bölünmesini, bunların bir ekonomik birlik içinde birbirine bağlanmasını tavsiye etti (1937). Yahudi liderliği bölünme fikrini kabul etti ve bu teklifin çeşitli veçhelerini yeniden formüle etmek üzere Britanya hükümetiyle müzakere etmesi için Yahudi Ajansına yetki verdi. Araplar ise herhangi bir bölünme planına kesin olarak karşıydılar.
Yahudilere karşı devam eden geniş ölçekli Arap isyanları sonucunda, Britanya (Mayıs 1939) Yahudi göçleri üzerine sert kısıtlamalar getiren bir kararname çıkardı. Bu kararname çıkarılırken, Avrupa Yahudilerinin Nazi zulmüne karşı bir sığınma yerinden mahrum edileceği dikkate alınmadı.
Arap, hem de Britanya hedeflerine karşı bağım-sız eylemler başlattı. En küçük ve en militan grup olan Lehi 1940’ta kurul-du. Haziran 1948’de İsrail Savunma Kuvvetleri’nin kurulmasıyla bu üç teşkilat dağıtıldı.
Bir yeraltı savunmateşkilatının bir üyesi tüfekleri saklarken(1947)•DBO / H. Pinn
-
Tarih32
Kısa bir zaman sonra İkinci Dünya Savaşının başlamasıyla, ileride İsrail’in ilk başbakanı olacak David Ben-Gurion şunu ilan etti: Kararname yokmuş gibi savaşta mücadele edeceğiz ve savaş yokmuş gibi Kararnameye karşı mücadele edeceğiz.
Holokaustİkinci Dünya Savaşı boyunca (1939-45), Nazi rejimi Avrupa’nın Yahudi topluluğunu tasfiye etmek için sistematik bir planı kasıtlı olarak uyguladı. Bu dönemde, 1,5 milyon çocuk dahil, altı milyon kadar Yahudi katledildi. Nazi orduları Avrupa’yı süpürüp geçerken, Yahudiler vahşice ezildi, işkence ve aşağılamaya tabi tutuldu ve gettolara kapatıldı. Silahlıdireniş girişimleri daha da sert tedbirlere yol açtı. Gettolardan kamplara nakledilen Yahudilerin şanslı olan küçük bir kısmı zorla çalıştırıldı, fakat çoğu kitle infazlarında vurulduveya gaz odalarında ölüme gönderildi.Pek azı kaçmayı başardı. Kimileri başka ülkelere kaçtı, az sayıda kimileri partizanlara katıldı, kimileriyse Yahudi olmayan kişilerin yanında saklandı. Onları saklayanlar kendi hayatlarını tehlikeye atıyorlardı. Sonuç olarak, bir zamanlar dünyadaki en büyük ve
İkinci Dünya Savaşında Yahudi gönüllüler: İsrail Toprağındaki Yahudi top-lumundan 26.000 kadın ve erkek Nazi Almanya’sına ve onun müttefiklerine karşı savaşta Britanya kuvvetle-rine gönüllü olarak katıl-dılar; kara, hava ve deniz kuvvetlerinde hizmet etti-ler. Eylül 1944’te, Filistin Yahudilerinin savaşta yer almalarının tanınmasını sağlamak için ülke içinde Yahudi Ajansının ve yurt dışındaki Siyonist hareke-tin uzun süren çabaları
Nazilerin zorlamasıylaYahudilerin taktıklarıSarı Yama
-
33
en canlı Yahudi topluluğunu oluşturan dokuz milyona yakın bir nüfustan, savaş öncesinde Avrupa’yı terk etmiş olanlar dahil, sadece üçte biri hayatta kalabildi.
Savaşın ardından, Arap muhalefeti yüzünden, Britanya yönetimi, İsrail Toprağına gelmeleri ve oraya yerleşmelerine müsaade edilen Yahudilerin sayısı üzerindeki kısıtlamaları ağırlaştırdı. Yahudi cemaati, buna karşılık, Holokaust’tan kurtulanları getirmek için “illegal göç” faaliyetleriyle uğraşan geniş bir şebeke kurdu. 1945 ve 1948 arasında, ülkeye varmalarından önce sığınmacıları durdurmak amacıyla oluşturulmuş hudut devriyelerine ve Britanya deniz ablukasına rağmen, gizli ve çoğunlukla tehlikeli yollardan, 85.000 kadar Yahudi ülkeye getirildi. Yakalanan kişiler Kıbrıs adasındaki tutuklama kamplarında hapsediliyor veya Avrupa’ya geri yollanıyordu.
Bağımsızlığa Giden YolYahudi ve Arap cemaatlerinin çatışan taleplerini uzlaştıramayan Britanya hükümeti, Filistin Meselesinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündemine alınmasını istedi (Nisan 1947). Sonuç olarak ülkenin geleceği hakkında
neticesinde, Yahudi Tugayıkendi bayrağı ve amble-miyle Britanya Ordusunun bağımsız bir askeri birimi olarak teşkil edildi. Yakla-şık olarak 5.000 askerden oluşan bu tugay Mısır’da,kuzey İtalya’da ve kuzey-batı Avrupa’da muharebe-lere iştirak etti. Avrupa’daMüttefik zaferinden(1945)sonra, bu tugay üyelerininbirçoğu Holokaust facia-sından kurtulanları İsrail Toprağına getirmek için “illegal göç” çalışmalarına katıldı.
Britanya ordukampındakiYahudi askerler•DBO / Z. Kluger
-
Tarih34
Tel Aviv’dekutlama
yapan halk,29 Kasım
1947•
DBO / H. Pinn
teklifler hazırlamak üzere bir özel komite teşkil
edildi. Genel Kurul, 29 Kasım 1947 tarihinde, İsrail
Toprağının, biri Yahudi ve biri Arap olmak üzere, iki
devlete bölünmesine yönelik komite tavsiyesini kabul
etmeye karar verdi. Yahudi cemaati planı kabul etti;
Araplar reddetti.
BM kararından sonra, Arap ülkelerinden gönüllülerin
yardımıyla yerli Arap militanlar, bölünme kararının
uygulanmasını engellemek ve bir Yahudi devletinin
kurulmasını önlemek gayretiyle Yahudi cemaatine
karşı şiddetli saldırılar başlattı. Birkaç yenilgiden
sonra, Yahudi savunma örgütleri, saldıran kuvvetlerin
çoğunu bozguna uğrattılar ve Yahudi devleti için
tahsis edilmiş olan bölgenin tamamını ele geçirdiler.
14 Mayıs 1948’de Britanya Mandası sona erdiğinde,
İsrail Toprağındaki Yahudi nüfus 650.000 civarındaydı
ve hayli gelişmiş politik, sosyal ve ekonomik kurumlarla
örgütlü bir cemaat, hatta her anlamda bir millet ve
adı konulmamış bir devlet oluşturuyordu.
-
35
Tel Aviv-Yafo
Be’er Sheva
Eilat
Jerusalem
Judea
Samaria
Gaza
Haifa
Syria
JordanEgypt Israel
IsraelUnder Jordanian RuleUnder Egyptian Administration
Mediterranean Sea
Lebanon
Mediterranean Sea
Tel AvivJaffa
Be’er Sheva
Jerusalem
HaifaSyria
Lebanon
Transjordan
Egypt
Jewish StateArab StateInternational Zone
İSRAİL DEVLETİ
14 Mayıs 1948’de, İsrail bağımsızlığını ilan etti. Bunun üzerinden 24 saat geçmemişti ki Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları ülkeyi istila ettiler, İsrail’i ata toprağında yeniden kazanmış olduğu egemenliğini savunmaya zorladılar.
İsrail’in Bağımsızlık Savaşı ismini alan bu savaşta, yeni kurulmuş, yetersiz donanımlı İsrail Savunma Kuvvetleri (İSK) aralıklı olarak 15 ay kadar süren şiddetli çarpışmalarda istilacıları geri püskürttüler. Bu savaşta, ülkenin o zamanki Yahudi nüfusunun yüzde birine yakın olan, 6.000’den fazla İsrailli can verdi.
1949’un ilk aylarında, İsrail ile (müza-kereyi reddeden Irak hariç) istilacı ülke-lerin her biri arasında BM gözetiminde dolaysız müzakereler yapıldı. Müza-kereler sonunda, çatışmaların bittiği andaki durumu yansıtan mütareke an-laşmaları imzalandı. Bunlara göre, Kıyı Ovası, Celile ve bütün Negev İsrail’in egemenliğine verildi, Yahudiye ve Sa-miriye (Batı Yakası) Ürdün yönetimine
1947 Taksim Planı (181 Sayılı BM Kararı)
1949-1967 Mütareke Hatları
-
Tarih36
girdi, Gazze Şeridi Mısır idaresi altına girdi, Kudüs şehriyse ikiye bölündü. Eski Şehir dahil doğu kesimi Ürdün’ün, batı kesimi İsrail’in kontrolüne verildi.
Savaş bittikten sonra, İsrail, halkın onca zamandır ve onca çabayla yeniden kazanmak için uğraşmış olduğu devletin kurulmasına odaklandı.Yüzde 85’e yakın bir katılım oranıyla yapılan (25 Ocak 1949) milli seçimlerin ardından 120 sandalyeli ilk Knesset (Parlamento) toplandı. İsrail’in devletleşmesine öncülük etmiş olan insanlardan ikisi ülkenin liderleri oldular: Yahudi Ajansının başkanı David Ben-Gurion ilk başbakan olarak seçildi; ve Dünya Siyonist Teşkilatının başkanı Haim Weizmannise Knesset tarafından ilk cumhurbaşkanı seçildi.
Devlet Kurma
-
37
11 Mayıs 1949’da, İsrail Birleşmiş Milletlerin 59. üyesi olarak yerini aldı.
İsrail’in varlık sebebi olan ‘sürgünlerin ülke içinde toplanması’ kavramı uyarınca, ülkenin kapıları sonuna kadar açıldı, her Yahudi’nin ülkeye gelme ve vatandaşlık kazanma hakkı teyit edildi. Bağımsızlığın ilk dört ayında, çoğu Holokaust’tan kurtulmuş kişiler olan 50.000 kadar insan İsrail kıyılarına ulaştı. 1951 sonuna gelindiğinde, 300.000’i Arap topraklarından gelen sığınmacılar olmak üzere, toplam 687.000 erkek, kadın ve çocuk gelmişti ve böylece Yahudi nüfus iki katına çıkmıştı.
Bağımsızlık Savaşının yol açtığı ekonomik zorluklar ve hızla artan bir nüfusa hizmet etme ihtiyacı, yurtiçinde kemer sıkmayı ve yurtdışından mali yardımı gerektiriyordu.
ABD hükümetinin yardımları, Amerikan bankalarından alınan krediler, Diaspora Yahudilerinin katkıları ve savaş sonrası Alman tazminat ödemeleri, konut inşa etmek, tarımı makineleştirmek, bir ticaret filosu ve bir milli havayolu şirketi kurmak, madenleri işletmek, sanayileri geliştirmek ve yolları, haberleşme sistemlerini ve elektrik
DavidBen-Gurion,vizyon adamı•DBO / K. Zoltan
Yehud’un ana meydanındabagajları üzerinde çocuklarıyla oturan yeni göç etmişbir kadın•DBO / K. Zoltan
-
Tarih38
şebekelerini tevsi etmek için kullanıldı.Birinci on yılın sonuna doğru, sanayi üretimi ve istihdam hacmi iki katına çıktı, sanayi ürünleri ihracatı dört kat arttı. Ekilen alanların büyük ölçüde genişlemesi et ve tahıllar hariç bütün temel gıda ürünlerinde kendine yeterliliği sağlamıştı. Çoğunlukla kıraç 20.000 hektar arazi ağaçlandırıldı ve karayollarında 800 km boyunca ağaçlar dikildi.
Devlet öncesi dönemde Yahudi cemaati tarafından geliştirilmiş olan ve şimdi Arap kesimini de içeren eğitim-öğretim sistemi büyük ölçüde genişletildi. Okula gitmek 5–14 yaşları arasındaki bütün çocuklar için ücretsiz ve mecburi oldu (1978 yılından beri, 16 yaşına kadar mecburi ve 18 yaşına kadar ücretsizdir). Dünyanın her tarafından gelen Yahudilerin kendi cemaatlerine özgü gelenekleri ve nesiller boyunca yaşamış oldukları ülkelerde geçerli olan kültürlerin değişik veçhelerini getirmesiyle, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Batı unsurlarının harmanlandığı bir ortamda, kültür ve sanat faaliyetleri zenginleşti. İsrail 10. yıldönümünü kutlarken, nüfus iki milyonu geçmekteydi.
-
39
Tel Aviv-Yafo
Be’er Sheva
Jerusalem
Haifa Syria
Lebanon
Jordan
SaudiArabia
Straits
of
Tiran
Red Sea
Egypt
IsraelUnder Jordanian RuleArea Captured by Israel and Returned
Eilat
Judea
Sinai
Samaria
Gaza
Mediterranean Sea
1956 Sina Harekâtı
1956 Sina HarekâtıDevlet kurma yılları ciddi güvenlik sorunlarının gölgesi altındaydı. 1949 mütareke anlaşmaları kalıcı barışa giden yolu temin edememiş oldukları gibi sürekli olarak ihlal edilmekteydi. BM Güvenlik Konseyinin 1 Eylül 1951 tarihli kararına aykırı olarak, İsrail gemilerive İsrail’e giden gemilerin Süveyş Kanalından geçmeleri engelleniyordu; Tiran Boğazının ablukası sıkılaştırıldı; cinayet ve sabotaj için komşu Arap ülkelerinden gelen terörist grupların İsrail’e girişleri gitgide artan sıklıkta oluyordu; ve Sina yarımadası tedricen muazzam bir Mısır askeri üssüne dönüştürülüyordu.
Mısır, Suriye ve Ürdün arasında üç taraflı bir askeri ittifakın imza edilmesi üzerine (Ekim 1956), İsrail’in varlığına karşı yakın tehdit yoğunlaştı. İSK, sekiz günlük bir harekât içinde, Gazze Şeridini ve bütün Sina Yarımadasını ele geçirerek, Süveyş Kanalının 16 km doğusunda durdu. Mısır-İsrail sınırında bir BM Acil Durum Kuvveti (UNEF) yerleştirilmesini öngören Birleşmiş Milletler kararı ve Eilat Körfezinde serbest deniz trafiği için Mısır’ın verdiği güvenceler neticesinde, İsrail birkaç hafta önce
-
Tarih40
almış olduğu bölgelerden kademeli olarak çekilmeyi (Kasım 1956 - Mart 1957) kabul etti. Sonuç olarak, Tiran Boğazı açıldı ve böylece, İran Körfezinden petrol ithalatı yanı sıra, Asya ve Doğu Afrika ülkeleriyle ticaretin gelişmesi mümkün hale geldi.
Güçlendirme Yıllarıİsrail’in ikinci on yıllık döneminde (1958–68), ihracat iki katına çıktı, GSMH her yıl yüzde 10 civarında büyüdü. Kâğıt, taşıt lastikleri, radyo ve buzdolabı gibi daha önceden ithal edilen bazı mallar şimdi ülke içinde imal edilmekteydi. En hızlı büyüme ise, yeni kurulmuş olan, metal, makine, kimya ve elektronik sektörlerinde gerçekleşti. Ülke içinde yetiştirilen
ürünler için yurtiçi piyasa doyma noktasına süratle yaklaşmakta olduğundan, tarım sektörü, ihracata yönelik taze sebze-meyve yanı sıra, gıda işleme sanayisine yönelik daha çeşitli ürünler yetiştirmeye başladı. Artan dış ticaret hacmini yürütmek için, Hayfa’da mevcut olan limana ek olarak, Akdeniz kıyısındaki Aşdod’da ikinci bir derin liman inşa edildi. Kudüs’te, Knesset için daimi bir yapı inşa edildi ve, Bağımsızlık Savaşından sonra terk edilmesi gerekmiş olan, Scopus Tepesi üzerindeki orijinal binaların yerini, alternatif yerler üzerinde İbrani Üniversitesi
Milli Su Taşıyıcının
beton boru kesiti
(108” çapında)•
M.F.A.
-
41
Eichmann Davası: Ma-yıs 1960’ta, İkinci Dünya Savaşı dönemindeki Nazi cinayet programının ope-rasyon şefi olan Adolf Eichmann ülkeye getirildi ve 1950’de kabul edilmiş
olan Naziler ve Nazi İşbir-likçilerinin Cezalandırılma-sı Kanunu kapsamında-yargılandı Nisan 1961’de başlayan davada, Eich-mann insanlığa ve Yahudi halkına karşı suçlardan so-rumlu bulundu ve ölüme mahkûm edildi. Yüksek Mahkemeye yaptığı temyiz müracaatı reddedildi ve 30 Mayıs 1962’de asıldı. İsra-il kanunları kapsamında ölüm cezası sadece bu da-vada uygulanmıştır.
ve Hadassah Tıp Merkezi için tesisler yapıldı. Aynı zamanda, Yahudi halkının kültür ve sanat hazinelerini bir araya toplamak, korumak, incelemek ve sergilemek amacıyla, İsrail Müzesi kuruldu.
ABD, İngiliz Milletler Topluluğu ülkeleri, çoğu batı Avrupa devletleri, Latin Amerika ve Afrika ülkelerinin hemen hepsi ve bazı Asya ülkeleriyle yakın bağlantılar geliştikçe, İsrail’in dış ilişkileri düzenli olarak arttı. Geniş kapsamlı milletlerarası işbirliği programları başlatılarak, yüzlerce İsrailli hekim, mühendis, öğretmen, tarım uzmanı, sulama uzmanı ve gençlik örgütçüleri kendi bilgi ve tecrübelerini başka gelişmekte olan ülkelerdeki insanlarla paylaştılar. 1965 yılında, Almanya Federal Cumhuriyeti ile karşılıklı büyükelçiler görevlendirildi. Nazi rejimi döneminde (1933–45) Yahudilere karşı işlenen suçların Yahudi halkındaki acı hatıraları sebebiyle o zamana kadar büyükelçi ataması yapılmamıştı. İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinden önce şiddetli muhalefet ve tartışmalar yaşandı.
Nazi savaş su
çlusu
Ad
olf Eich
man
n, Kudüs’teki yargılam
a esnasında • DBO
/ J. Milli)
-
Tarih42
Tel Aviv-Yafo
Be’er Sheva
Jerusalem
Haifa
Syria
Jordan
SaudiArabia
Straits
of
Tiran
Red Sea
Egypt
Eilat
Sinai
Mediterranean Sea
Lebanon
Ceasefire Lines After the Six-Day War, 1967
Paratroopers at the Western Wall• G.P.O. / D. Rubinger
1967 Altı Gün SavaşıMısır ve Ürdün sınırlarından Arap terörist akınlarının tırmanması, kuzey Celile’deki tarım yerleşmelerinin Suriye topçu birlikleri tarafından sürekli olarak bombalanması ve komşu Arap devletlerinin büyük çapta askeri sığınak yapmalarıyla, nispi sükûnetin bir on yıl daha süreceği ümitleri yok oldu. Mısır bir kez daha Sina çölüne büyük sayılarda birlikler nakledince (Mayıs 1967), 1957’den beri orada bulunan BM barış gücünün bölgeden çıkmasını emredince, Tiran Boğazını tekrar ablukaya alınca ve Ürdün ile bir askeri ittifaka girince, İsrail kendini bütün cephelerde düşman Arap ordularıyla karşı karşıya buldu. İsrail’in komşuları Yahudi devletini imha etmeye hazırlandıkları için, İsrail kendini savunma hakkını kullanarak, önce güneyde Mısır’a karşı önleyici bir darbe vurdu (5 Haziran 1967), sonra doğuda Ürdün’e bir karşı saldırı başlattı ve kuzeyde Golan Tepeleri üzerinde mevzilenmiş olan Suriye kuvvetlerini bozguna uğrattı.
Altı gün süren çarpışmaların sonunda, önceki ateşkes hatlarının yerine yeni hatlar oluştu. Yahudiye, Samiriye, Gazze, Sina yarımadası ve
1967 Altı Gün Savaşından Sonraki Ateşkes Hatları
Batı Duvarında hava indirme birlikleri•DBO / D. Rubinger
-
43
Golan Tepeleri İsrail’in kontrolüne geçti. Böylece, kuzeydeki köyler 19 yıl boyunca maruz kaldıkları Suriye topçu bombardımanından kurtuldular; İsrail gemileri ve İsrail’e giden gemilerin Tiran Boğazından geçişi temin edildi; ve 1949’dan beri İsrail ve Ürdün yönetimi altında bölünmüş halde olan Kudüs şehri İsrail otoritesi altında yeniden birleştirildi.
Savaştan SavaşaSavaştan sonra, İsrail’in başarmak zorunda olduğu diplomatik görev, askeri kazanımlarını BM Güvenlik Konseyinin 242 sayılı kararına dayanan kalıcı bir barışa çevirmekti. Bu karar, bölgedeki her devletin egemenliği, toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlığının ve tehditler veya kuvvete dayalı fiillerden uzak olarak güvenli ve tanınan sınırlar dahilinde barış içinde yaşama hakkının kabul edilmesi için çağrı yapıyordu.Fakat, Hartum Zirvesinde (Ağustos 1967) formüle edildiği şekliyle Arapların tavrı İsrail ile barış yapmamak, İsrail ile müzakere etmemek ve İsrail’i tanımamak şeklindeydi. Eylül 1968’de, Mısır, Süveyş Kanalının sahilleri boyunca, düzensiz, statik eylemler ile bir ‘yıpratma savaşı’ başlattı. Bunlar yerel ölçekte topyekûn çarpışmalara dönüşerek tırmandı, her iki tarafta ağır zayiat meydana geldi. Mısır ve İsrail 1970 yılında Süveyş Kanalı boyunca yeni bir ateşkesi kabul ettikleri zaman muhasamat sona erdi.
1973 Yom Kippur SavaşıYahudi yılının en kutsal günü olan Yom Kippur
-
Tarih44
(Kefaret Günü)’nde Mısır Ordusunun Süveyş Kanalını geçmesi ve Suriye birliklerinin Golan Tepelerine sızmasıyla Mısır ve Suriye İsrail’e karşı ani bir ortak saldırıya geçtikleri zaman, sınırlardaki üç yıllık nispi
sükûnet bozuldu. Sonraki üç hafta içinde, İsrail Savunma Kuvvetleri muharebenin gidişatını kendi lehlerine çevirdiler, Süveyş Kanalını geçip Mısır’a girdiler ve Suriye’nin başkenti Şam’ın 32 km yakınına kadar ilerlediler. İsrail ile Mısır arasında ve İsrail ile Suriye arasında iki yıl süren zorlu müzakereler sonunda, muharebeye son verme anlaşmaları yapıldı. Bu anlaşmalara göre, İsrail savaşta ele geçirmiş olduğu toprakların bazı kısımlarından çekildi.
1982 Celile Barış Harekâtıİsrail kuzey komşusu Lübnan ile çatışma içinde olmayı hiçbir zaman istememiştir. Ancak, Ürdün’den çıkarılmasını müteakip (1970) kendini güney Lübnan’da tekrar konuşlandıran Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kuzey İsrail’deki (Celile) şehirler ve köylere karşı birçok zayiat ve maddi hasara sebep olan müteaddit terör eylemleri gerçekleştirince, İsrail Savunma Kuvvetleri sınırdan geçip Lübnan’a girdi (1982). “Celile Barış Harekâtı” sonucunda FKÖ teşkilat ve askeri alt yapısının
TERÖRİZM: İsrail’e karşı
Arap ve Filistin terörizmi,
İsrail Devletinin kurulma-
sından önce on yıllar bo-
yunca mevcut oldu ve o
zamandan beri devam etti.
1967 Altı Gün Savaşından
önceki yirmi yıl boyunca
İsrailli sivillerin ölmesi ve
yaralanmasına sebep olan
binlerce terörist saldırı
meydana geldi ve bunlar
İsrail’in topraklardaki varlı-
ğına yol açtı. 1964 yılında
FKÖ’nün kurulması onu bu
terörist faaliyetin ön cep-
hesine koydu. 1970’ler ve
1980’ler boyunca TKÖ için-
deki çeşitli terörist örgütler
İsrail içinde ve yurtdışında-
birçok saldırılar düzenledi.
-
45
Tel Aviv-Yafo
Be’er Sheva
Jerusalem
Haifa
Syria
Jordan
SaudiArabia
Red Sea
Egypt
EilatSinai
Mediterranean Sea
LebanonInternational BoundaryCeasefire Line
büyük kesimi bölgeden uzaklaştırıldı. Bundan sonraki
18 yıl boyunca, İsrail düşman unsurların saldırılarına
karşı Celile’deki nüfusunu korumak için güney
Lübnan’da kuzey sınırına bitişik küçük bir güvenlik
bölgesi idame etti.
Savaştan Barışa1977 genel seçimlerinde, sağcı ve
merkezci partilerin bir koalisyonu olan
Likud bloğu iktidara geldi, böylece 30
yıla yakın zamandır süren İşçi Partisi
hâkimiyeti sona erdi. Yeni başbakan
Menahem Begin önceki bütün
başbakanların bölgede kalıcı barış için
çaba gösterme taahhüdünü yineledi
ve Arap liderlerine müzakere masasına
oturma çağrısı yaptı.
İsrail’in barış çağrılarının Araplarca reddi
Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın
Kudüs’ü ziyaret etmesiyle (Kasım 1977)
kırılmış oldu. Bunun ardından, ABD
gözetimi altında Mısır ve İsrail arasında
müzakereler yapıldı. Sonuçta ortaya
çıkan Camp David Anlaşmaları (Eylül
1978), Filistinliler için özyönetime dair
ayrıntılı bir teklif dahil, Orta Doğuda
Mısır Başkanı Sedat,ABD Başkanı Carter ve İsrail Başbakanı Begin•DBO / Y. Sa’ar
Mısır ve Ürdün ile barış
-
Tarih46
kapsamlı bir barış için bir çerçeve içeriyordu.
26 Mart 1979’da, İsrail ve Mısır Washington’da aralarındaki 30 yıllık savaş haline son veren bir barış antlaşması imza ettiler. Antlaşmanın hükümlerine göre, İsrail, eski ateşkes hatları ve mütareke anlaşmaları yerine karşılıklı tanınan milletlerarası hudutları kabul ederek, Sina yarımadasından çekildi.
1991 Madrid Barış Konferansının ardından Ürdün ve İsrail arasında üç yıl süren görüşmeler neticesinde, Ürdün Haşimi Kralı Hüseyin ve İsrail Başbakanı İzak Rabin tarafından
En kötü saldırılardan biri
1972 yılında Münih Olim-
piyatlarında 11 İsrailli atle-
tin öldürülmesiydi.
Terörizmi reddetmek için
1993’te yapılmış olan ve
böylece Filistin İsrail barış
sürecinin temelini oluş-
turan Filistin taahhüdüne
rağmen, terörist saldı-
rılar devam etti ve Eylül
2000’den sonra büyük öl-
çüde yoğunlaştı, 1.000’den
çok İsrailli sivilin ölmesine
ve binlercesinin yaralan-
masına sebep oldu.
Başbakan İzakRabin ve Ürdün
Kralı Hüseyin•
DBO / Y. Sa’ar
-
47
yapılan bir deklarasyon ile (Temmuz 1994), iki ülke arasındaki 46 yıllık savaş hali sona erdi. Ürdün-İsrail barış antlaşması, ABD Başkanı Bill Clinton’ın huzurunda, 26 Ekim 1994 tarihinde (İsrail’de Eilat ve Ürdün’de Akabe yakınında olan) Arava hudut geçiş noktasında imzalandı.
Ülke İçindeki Zorluklar1980’ler ve 1990’lar boyunca, esas olarak eski Sovyetler Birliği, Doğu Avrupa ve Etiyopya’dan, bir milyonu aşkın yeni göçmen İsrail’e geldi. Bu kadar çok sayıda yeni tüketicinin ülkeye girmesi ve ayrıca bunlararasında yine çok sayıda vasıflı ve vasıfsız işçilerin bulunması ekonomiyi hızlı bir büyüme dönemine soktu.
1984 genel seçimlerinden sonra iktidara gelen hükümet iki büyük siyasi bloktan oluşuyordu – İşçi Partisi (sol/merkez) ve Likud (sağ/merkez). Bunun ardından, 1988’de Likud öncülüğünde bir koalisyon, 1992’de ise İşçi Partisi ve küçük merkez sol partilerin bir koalisyonu iktidara geldi. 1995 yılında Başbakan İzak Rabin’in bir suikasta uğramasından sonra, 1996’da yeni seçimler düzenlendi. Doğrudan doğruya başbakan için yapılan seçimde, Binyamin Netanyahu iktidara gelerek Likud öncülüğünde bir koalisyon hükümeti kurdu. Üç yıldan daha kısa bir zaman sonra, bu hükümet devrildi. 1999’da Tek İsrail Partisi (sol/merkez) lideri Ehud Barak başkan seçildi ve bir koalisyon hükümeti kuruldu ; Aralık 2007’de istifa etti. Likud lideri Ariel Şaron 2001 başından 2006 yılında Ariel Şaron 2001 başından 2006 yılında
-
Tarih48
felç geçirinceye kadar başbakanlık yaptı. Onun yerine, Kasım 2005’te onun tarafından kurulmuş olan Kadima Partisinin başkanı Ehud Olmert başbakan oldu.
Her hükümet, kendi siyasi görüşlerine uygun olarak, barışın sağlanması, ekonomik kalkınma ve göçmenlerin toplumla bütünleştirilmesi yönünde çalıştı.
İsrail’de her yıl Başbakan İzak Rabin’in bir suikastta öldürülmesinin yıldönü-münü anmak için özel bir tören düzenlenir. 4 Kasım 1995’te bir Yahudi aşırı milliyetçisi tarafından iş-lenen bu cinayet, savaş meydanlarından gelip ül-keyi barış yoluna sokan bu asker devlet adamı için milleti derin bir mateme sevk etti.
-
49
BARIŞ SÜRECİ
Mısır-İsrail barış antlaşmasının imza edilmesinden (1979) sonra, Orta Doğuda barış sürecini ileriye götürmek için İsrail ve başkaları tarafından çeşitli girişimler öne sürüldü. Bu çabaların sonucunda, Amerikan ve Sovyet gözetimi altında, İsrail, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin temsilcilerini bir araya getiren Madrid Barış Konferansı toplandı (Ekim 1991). Resmi muamelelerin ardından, taraflar arasında ikili müzakereler yapıldı ve bölgesel konular hakkında çok taraflı görüşmeler düzenlendi.
İki Taraflı Müzakerelerİsrail ve Filistinliler: İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) temsilcileri arasında Oslo’da yapılan, aylar süren yoğun gizli temasların ardından, Batı Yakası ve Gazze Şeridindeki Filistinlilerin özyönetim düzenlemelerini ana hatlarıyla ortaya koyan bir İlkeler Beyannamesi formüle edildi. 13 Eylül 1993’te bunun imzalanmasından önce, FKÖ Başkanı Yaser Arafat ile Başbakan İzak Rabin arasında mektuplar teati edildi. Bu mektuplarda; FKÖ, terörizmin kullanılmasını reddediyor, kendi tüzüğünden İsrail’in var olma hakkını inkâr eden maddeleri çıkarmaya söz veriyor ve on yıllardır süren çatışmanın barışçı bir çözüme bağlanması için kendini taahhüt altına sokuyordu; İsrail ise, FKÖ’yü Filistin halkının temsilcisi olarak tanıyordu.
-
Tarih50
İlkeler Beyannamesinde, Filistin özyönetimi için beş yıllık bir ara dönemle ilgili olarak üzerinde mutabakata varılmış bir dizi genel esaslar ve İsrail-Filistin müzakerelerinin muhtelif aşamaları için bir çerçeve yer alıyordu. Gazze Şeridi ve Eriha’da Filistin özyönetimi için düzenlemeler Mayıs 1994’te uygulamaya konuldu; üç ay sonra, eğitimöğretim ve kültür, sağlık, sosyal hizmetler, dolaysız vergileme ve turizm konularında Batı Yakasında yetkiler ve sorumlulukların devri gerçekleştirildi. İlkeler Beyannamesi ve İsrail ile Filistinliler tarafından imza edilen diğer anlaşmalar, Eylül 1995’te İsrail-Filistin Ara Mutabakatının imza edilmesine yol açtı.
Bu mutabakat, (Ocak 1996’da seçilen) Filistin Konseyi adlı, halkın seçtiği bir özyönetim organı yoluyla Filistin özyönetiminin genişletilmesini ve İSK’nin Batı Yakasında konuşlanmaya devam etmesini içeriyordu. Ayrıca, bir Kesin Statü Anlaşmasına götürecek olan, İsrail-Filistin ilişkilerinin mekanizmasını tespit ediyordu. Ara Mutabakat kapsamında, Batı Yakası üç ayrı tipte bölgeye ayrıldı:
Bölge A – Batı Yakasının başlıca şehirlerinden oluşan bu bölgede, iç güvenlik ve kamu düzeniyle vatandaşlık işlerinden tamamıyla Filistin Konseyi sorumlu olacaktı. (Hebron/El Halil şehri Ara Mutabakatta belirlenen özel düzenlemelere tabiydi; bu şehirdeki yeniden konuşlanmayla ilgili protokol Ocak 1997’de imza edildi.)
-
51
Bölge B – Batı Yakasındaki küçük şehirler ve köylerden oluşan bu bölgede, vatandaşlık işleri (Bölge A’da olduğu gibi) ve kamu düzeninin korunmasından Filistin Konseyi sorumlu olacaktı. İsrail kendi vatandaşlarını korumak ve terörizme karşı mücadele etmek için her şeyin üstünde olan güvenlik sorumluluğunu elde tutuyordu.
Bölge C – İsrail açısından stratejik önemde alanlar olan, tüm Yahudi yerleşimleri ve Batı Yakasının esas itibariyle nüfussuz alanlarından oluşan bu bölgede, araziyle ilgili (planlama ve imar, arkeoloji, vs.) idari sorumluluklar yanında güvenlik ve kamu düzeni sorumluluğu tamamen İsrail’de olacaktı. Filistinli nüfusun bütün diğer idari konularında sorumluluğu Filistin Konseyi üstlenecekti.
Ara Mutabakatta belirlendiği gibi, daha ileri yeniden konuşlanma aşamalarının uygulama takvimi, en başta Ekim 1998’deki Wye River Muhtırası yoluyla, birkaç defa iki tarafça revize edildi. İsrail, bu revizyonların ardından, Daha İleri Yeniden Konuşlanmanın birinci ve ikinci aşamalarını tamamladı. Yeniden konuşlanma işlemlerinin bir sonucu olarak, Batı Yakasının % 18’den fazlası Bölge A olarak, % 21’den fazlası da Bölge B olarak tespit edildi; böylece, Batı Yakasındaki Filistin nüfusunun % 98’i Filistin yönetimi altına girmiş olmaktaydı.
İsrail ve Filistin arasındaki kalıcı çözümün mahiyetini belirlemek için taraflar arası Kesin Statü müzakereleri, planlandığı gibi, Mayıs
-
Tarih52
1996’da başladı. Kudüs ve Tel Aviv’de Hamas teröristlerince 1996 yılında gerçekleştirilen intihar bombalı saldırılar İsrail’in barış sürecine bakışını kararttı. Üç yıl süren bir fasıla oldu ve Kesin Statü görüşmeleri ancak Şarm El Şeyh Muhtırasından sonra tekrar başladı (Eylül 1999). Ele alınacak konular arasında, sığınmacılar, yerleşimler, güvenlik konuları, hudutlar, Kudüs ve daha bir çokları vardı. ABD Başkanı Bill Clinton’ın davetiyle, İsrail Başbakanı Ehud Barak ve Filistin Yönetimi Başkanı Yaser Arafat, müzakerelerin yeniden başlatılması için, Temmuz 2000’de Camp David’de bir zirveye katıldılar. Arafat’ın cömert teklifi reddetmesi nedeniyle, zirve toplantısı bir anlaşmaya varılamadan sona erdi. Ancak, daha ileri müzakerelere yön vermek üzere kararlaştırılmış ilkeleri tanımlayan üçlü bir açıklama yayımlandı.
Eylül 2000’de, Filistinliler, her iki tarafta ağır can kaybına ve ıstıraba sebep olan, rastgele bir terörizm ve şiddet kampanyası mahiyetinde bir İntifada başlattılar. Şiddeti sona erdirmeye ve barış sürecini yenilemeye yönelik çeşitli gayretler, devam eden Filistin terörizmi nedeniyle başarısız oldu.
Filistin terörizminin bitirilmesi ve bunun ardından bütün konuların kesin çözüme bağlanması ve barışın kurulması için ABD Başkanı George W. Bush’un 24 Haziran 2002’de yaptığı konuşmada sunulan vizyon İsrail tarafından kabul edildi.
-
53
İsrail, 25 Mayıs 2003 tarihinde, Yol Haritasını kabul etti ve bunun uygulanabilmesi için elzem saydığı hususları da bildirdi. ABD bunları ele almaya yönelik bir taahhütte bulundu. Ancak, Filistinliler, terörizmin kayıtsız ve şartsız olarak durdurulması ve tahrike son verilmesi başta olmak üzere, Yol Haritasının birinci aşaması kapsamındaki yükümlülüklerine henüz uymamışlardır. İsrail tarafından terörizme karşı alınantedbirler arasında, bir anti-terörist duvar inşa edilmesi vardır.
Ağustos 2005’te, İsrail beş yıldır devam etmekte olan Filistin terörizminin ardından barış sürecindeki kilitlenmeyi sona erdirmek çabasıyla Gazze Şeridinden ve kuzey Samiriye (Batı Yakası) bölgesindeki dört yerleşimden çekildi. Ancak, Hamas yönetiminin seçilmesinden sonra, Filistin terörizmi devam etti. Gazze Şeridinden kuzey Negev üzerine Kassam füze saldırıları ve bir İsrail askerinin kaçırılması dahil bu terör eylemleri İsrail askeri harekatını gerektirdi.
İsrail ve Suriye: Madrid formülünün çerçevesinde, Washington’da İsrail ve Suriye heyetleri arasında görüşmeler başladı ve yüksek Amerikalı yetkililerin katılımıyla, zaman zaman büyükelçi seviyesinde yürütüldü.
Suriye-İsrail barış görüşmelerinin iki turunda (Aralık 1995, Ocak 1996), güvenlik ve diğer önemli konular üzerinde duruldu.
-
Tarih54
Son derece ayrıntılı ve geniş kapsamlı bu görüşmelerde, gelecekte müzakere ve mütalaa edilmek üzere çok önemli kavramsal mutabakat ve yakınlaşma alanları belirlendi. İsrail ve Suriye arasındaki müzakereler, üç yıldan daha uzun bir durgunluk döneminden sonra, Ocak 2000’de ABD’nin Shepherdstown kentinde tekrar başlatıldı. Fakat bu müzakereler bir ilerleme getirmedi. Mart 2000’de Başkan Clinton ve Başkan Hafız Esad arasında Cenevre’de yapılan toplantı görüşmelerin yeniden başlatılmasını sağlayamadı.
Suriye, İran ile birlikte, Hizbullah ve muhtelif Filistin terörist grupları gibi en şiddetli ve tehlikeli terörist örgütleri desteklemektedir.
İsrail ve Lübnan: 23 Mayıs 2000 tarihinde, İsrail, BM Güvenlik Konseyinin 425 sayılı kararını uygulamaya yönelik İsrail hükümetinin kararı uyarınca, Güney Lübnan’daki Güvenlik Bölgesinden bütün askeri kuvvetlerinin çekilmesini tamamladı. Lübnan ise, maalesef, BMGK’nin 425 sayılı kararına ve ayrıca (Hizbullah’ın dağıtılmasını ve Lübnan ordusunun güney Lübnan’da konuşlandırılmasını talep eden) 1559 sayılı kararına henüz riayet etmemiştir. 12 Temmuz 2006’da Hizbullah tarafından İsrail’in kuzey şehirlerinin bombalanması ve iki İsrail askerinin kaçırılmasının ardından, şiddet yeniden patladı. İsrail, Güney Lübnan’da İran ve Suriye tarafından verilen ve milyonlarca İsrailli sivili hedef alan on binlerce ağır topçu roketleriyle tahkim edilmiş Hizbullah
-
55
terörist varlığını gidermek için harekete geçmek
zorunda kaldı. Daha sonra İkinci Lübnan
Savaşı olarak bilinen çatışmalarda,
İsrail içindeki sivil hedeflere karşı
4.000’den çok roket fırlatıldı. Bunlar
44 sivilin zayiatına ve sivil altyapılarda
ve mülklerde geniş tahribata sebep
oldu. Askeri operasyonlar esnasında
119 İsrail askeri çatışmalarda
öldürüldü. Çatışmalar 11 Ağustos
2006’da BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararının
kabul edilmesiyle sona erdi. Bu karar, kaçırılmış olan
askerlerin kayıtsız şartsız serbest bırakılmasını talep
etmekte, Lübnan’ı ve yeni kurulan UNIFIL’i müştereken
güney Lübnan’da konuşlanmaya çağırmakta ve
Lübnan hükümeti dışında Lübnanlı gruplara silah
ambargosu koymaktadır.
Çok Taraflı MüzakerelerÇok taraflı müzakereler, Orta Doğu milletleri
arasında normal ilişkilerin gelişmesini teşvik
etmek için güven arttırıcı bir tedbir olarak hizmet
ederken, kilit bölgesel sorunlara çözüm bulmak
amacıyla, barış sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak
tesis edildi. 36 ülkenin ve milletlerarası teşkilatın
katılımıyla Moskova’da düzenlenen (Ocak 1992) Çok
Başbakan ArielŞaron ÇekilmePlanını ilan etti(Aralık 2003)•DBO / Moşe Milner
-
Tarih56
Taraflı Orta Doğu Konferansının ardından, heyetler beş çalışma grubuna ayrıldı. Çevre, silahların kontrolü ve bölgesel güvenlik, sığınmacılar, su kaynakları ve ekonomik kalkınma gibi bölgenin tamamını ilgilendiren belirli alanlarda çalışan bu gruplar, zaman zaman bölgedeki değişik mekânlarda toplanmaktadır.
Belli başlı heyetlerin temsilcilerinden oluşan ve ABD ile Rusya’nın başkanlık ettikleri Yönlendirme Komitesi çok taraflı müzakereleri koordine etmektedir. Eylül 2000’de Filistin şiddet eylemlerinin patlak vermesinden bu yana, çok taraflı kulvardaki faaliyetlerin büyük kısmı donmuştur.
-
57
ÖNEMLİ TARİHSEL OLAYLAR
İ.Ö. – İsa’dan Önce
İ.Ö. 17.-6. Asırlar – Kutsal Kitap çağları
y. 17. A. İbrahim, İshak, Yakup – Yahudi halkının ataları İsrail Toprağına yerleştiler. İsrailliler açlık yüzünden Mısır’a göç etmek zorunda kaldılar.
y. 13. A. İsrailliler Musa öncülüğünde Mısır’dan çıktılar, daha sonra 40 yıl çölde dolaştılar. On Emir dahil Tevrat Sina Dağında alındı.
13.-12. A. İsrailliler İsrail Toprağına yerleşti.
y. 1020 Yahudi krallığı kuruldu; Saul ilk kral oldu.
y. 1000 Kudüs Davut’un krallığının başkenti yapıldı.
y. 960 Yahudi halkının milli ve ruhani merkezi olan İlk Tapınak Kudüs’de Kral Süleyman tarafından inşa edildi.
y. 930 Krallığın bölünmesi: Yahuda ve İsrail
722-720 İsrail Asurlular tarafından ezildi; 10 kabile sürgün edildi (On Yitik Kabile).
586 Babil Yahuda’yı fethetti. Kudüs ve İlk Tapınak tahrip edildi; Yahudilerin çoğu sürgün edildi.
(y.= yaklaşık, A.= Asır) Çizimler: Noam Nadav
-
Tarih58
İkinci Tapınak Dönemi
538-142 Pers ve Helenistik dönemler
538-515 Birçok Yahudi Babil’den döndü; Tapınak yeniden inşa edildi.
332 İsrail Toprağı Büyük İskender tarafından fethedildi; Helenistik yönetim.
166-160 Yahudiliğin uygulanması üzerindeki kısıtlamalara ve Tapınağın ihlaline karşı Makabi (Hasmon) isyanı
142-129 Hasmonlar yönetimi altında Yahudi muhtariyeti
129-63 Hasmon krallığı altında Yahudi bağımsızlığı
63 Romalı general Pompey tarafından Kudüs’ün zaptı
İ.Ö. 63- İ.S. 313 – Roma hâkimiyeti
İ.Ö. 63-4 Herod, Roma’ya bağlı bir kral olarak, İsrail Toprağını yönetti.
Kudüs’deki Tapınak yenilendi.İ.S. – İsa’dan Sonra
y. 20–33 Nasıralı İsa’nın peygamberliği
66 Romalılara karşı Yahudi isyanı
70 Kudüs’ün ve İkinci Tapınağın tahrip edilmesi
73 Yahudilerin Masada kalesinde son direnişi
132–135 Roma’ya karşı Bar Koçba ayaklanması
-
59
y. 210 Yahudi Sözlü Yasasının düzenlenmesi (Mişna) tamamlandı.
313–636 Bizans hâkimiyeti
y. 390 Mişna üzerine tefsir (Kudüs Talmud) tamamlandı.
614 Pers istilası
636–1099 Arap hâkimiyeti
691 Kudüs’te Birinci ve İkinci Tapınakların yerinde, Halife Abdülmalik tarafından Kubbetüssahra (Kaya Kubbesi) inşa edildi.
1099–1291 Haçlı hâkimiyeti (Latin Kudüs Krallığı)
1291-1516 Memluk hâkimiyeti
1517-1917 Osmanlı hâkimiyeti
1564 Yahudi kanun derlemesi (Şulhan Arukh) yayımlandı.
1860 Kudüs’ün Eski Şehrinin duvarları dışında ilk mahalle inşa edildi.
1882-1903 Esas olarak Rusya’dan, ilk Aliya (geniş kapsamlı göç)
1897 İsviçre’nin Basel şehrinde Theodor Herzl tarafından ilk Siyonist Kongre toplandı.Siyonist Teşkilatı kuruldu.
1904-14 Esas olarak Rusya ve Polonya’dan, ikinci Aliya
1909 İlk kibutz, Degania, ve ilk modern Yahudi şehri, Tel Aviv, kuruldu.
1917 400 yıllık Osmanlı hâkimiyeti Britanya fethiyle son buldu.
-
Tarih60
Britanya Dışişleri Bakanı Balfour “Filistin’de bir Yahudi milli yurdu” kurulması için destek sözü verdi.
1918-48 Britanya hâkimiyeti
1919-23 Esas olarak Rusya’dan, üçüncü Aliya
1920 Histadrut (Genel Sendikalar Federasyonu) ve Haganah (Yahudi savunma teşkilatı) kuruldu. Yahudi cemaati (Yişuv) tarafından kendi işlerini yönetmek üzere Vaad Leumi (Milli Konsey) teşkil edildi.
1921 İlk moşav (kooperatif köyü), Nahalal, kuruldu.
1922 Milletler Cemiyeti, Filistin (İsrail Toprağı) için Britanya’ya Manda yetkisi verdi. Bölgenin dörtte üçünde Mavera-i Ürdün teşkil edildi, dörtte biri Yahudi milli yurduna bırakıldı. Yahudi cemaatini Manda idaresi önünde temsil eden Yahudi Ajansı kuruldu.
1924 Hayfa’da ilk teknoloji enstitüsü Technion kuruldu.
1924-32 Esas olarak Polonya’dan, dördüncü Aliya
1925 Scopus Tepesi üzerinde Kudüs İbrani Üniversitesi açıldı.
1929 Arap teröristler Hebron Yahudilerini katletti.
1931 Yahudi yeraltı teşkilatı Etzel kuruldu.
-
61
1933-39 Esas olarak Almanya’dan, beşinci Aliya
1936-39 Arap teröristler Yahudilere karşı şiddet hareketlerine girişti.
1939 Yahudi göçleri Britanya kararnamesiyle ağır derecede sınırlandırıldı.
1939-45 İkinci Dünya Savaşı: Avrupa’da Holokaust
1940-41 Lehi yeraltı hareketi teşkil edildi; Haganah’ın vurucu gücü Palmach kuruldu.
1944 Britanya kuvvetleri içinde Yahudi Tugayı teşkil edildi.
1947 Birleşmiş Milletler, İsrail Toprağında Arap ve Yahudi devletlerinin kurulmasını teklif etti.
1948 İsrail Devleti
1948 Britanya Mandasının sonu (14 Mayıs) İsrail Devletinin ilan edilmesi (14 Mayıs)İsrail’in beş Arap devletince istila edilmesi (15 Mayıs) İsrail Savunma Kuvvetleri (İSK)’nin kurulması, Bağımsızlık Savaşı (Mayıs 1948 – Temmuz 1949)
1949 Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan ile mütareke anlaşmaları imza edildi. Kudüs İsrail ve Ürdün yönetimi altında ikiye bölündü. İlk Knesset (Parlamento) seçildi. İsrail 59. üye olarak Birleşmiş Milletlere kabul edildi.
1948-52 Avrupa ve Arap ülkelerinden kitle göçleri
-
Tarih62
1956 Sina Harekâtı
1961-62 Adolf Eichmann Holokaust’taki rolünden dolayı İsrail’de yargılandı ve infaz edildi.
1964 Kuzeydeki Kinneret Gölünden yarı kurak Güneye su getiren Milli Su Taşıyıcı tamamlandı.
1967 Altı Gün Savaşı; Kudüs yeniden birleşti.
1968-70 İsrail’e karşı Mısır’ın Yıpratma Savaşı
1973 Yom Kippur Savaşı
1975 İsrail Avrupa Ortak Pazarının kısmi üyesi oldu.
1977 Knesset seçimlerinin ardından Likud hükümeti kurdu; 30 yıllık İşçi Partisi iktidarı sona erdi. Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın Kudüs’ü ziyareti.
1978 Camp David Anlaşmaları, Orta Doğuda kapsamlı barış için bir çerçeve ve Filistin özyönetimi için bir teklif ihtiva ediyordu.
1979 İsrail-Mısır Barış Antlaşması imzalandı.Başbakan Menahem Begin ve Cumhurbaşkanı Enver Sedat’a Nobel Barış Ödülü verildi.
1981 İsrail Hava Kuvvetleri Irak’taki nükleer reaktörü işlerliğe girmesinden hemen önce imha etti.
1982 Sina Yarımadasından İsrail’in üç aşamalı geri çekilmesi tamamlandı. Celile Barış Harekâtı yoluyla Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) teröristleri Lübnan’dan çıkarıldı.
-
63
1984 Seçimlerden sonra milli birlik hükümeti (Likud ve İşçi Partisi) kuruldu. Musa Operasyonu, Etiyopya’dan Yahudilerin göçü
1985 ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalandı.
1987 İsrail yönetimindeki alanlarda yaygın şiddet hareketleri (İntifada) başladı.
1988 Likud hükümeti seçimleri kazandı.
1989 İsrail tarafından dört maddeli barış girişimi teklif edildi. Sovyetler Birliğinden Yahudilerin kitle göçü başladı.
1991 Körfez Savaşı döneminde İsrail Irak’ın Scud füzeleriyle saldırıya uğradı. Madrid’de Orta Doğu barış konferansı toplandı. Süleyman Operasyonu, Etiyopya’dan Yahudilerin hava yoluyla getirilmesi
1992 Çin ve Hindistan ile diplomatik ilişkiler tesis edildi. İşçi Partili İzak Rabin başkanlığında yeni hükümet kuruldu.
1993 Filistinliler için Ara Dönem Özyönetim Düzenlemeleri hakkında İlkeler Beyannamesi (Oslo Anlaşmaları) Filistin halkının temsilcisi olarak FKÖ ve İsrail tarafından imzalandı.
-
Tarih64
1994 Gazze Şeridi ve Eriha bölgesinde Filistin özyönetiminin başlaması. Papalık ile tam diplomatik ilişkiler kurulması. Fas ve Tunus ilgi ofislerinin kurulması İsrail-Ürdün Barış Antlaşmasının imza edilmesi. Rabin, Peres, Arafat’a Nobel Barış Ödülü verilmesi
1995 Batı Yakası ve Gazze Şeridinde genişletilmiş Filistin özyönetimi uygulanması; Filistin Konseyinin seçilmesi Başbakan İzak Rabin’in barış gösterisinde suikasta uğraması Şimon Peres’in başbakan olması
1996 İsrail’e karşı fundamentalist Arap terörizminin tırmanması Gazap Üzümleri Operasyonu, Hizbullah teröristlerinin kuzey İsrail’e saldırılarına karşı misilleme Umman ve Katar’da ticaret temsilcilik ofisleri kurulması Binyamin Netanyahu’nun başbakan seçilmesi; Likud öncülüğünde koalisyon hükümeti kurması Tel Aviv’de Umman ticaret temsilcilik ofisi açılması
1997 İsrail ve Filistin Yönetimi tarafından Hebron/El Halil Protokolünün imzalanması 1998 İsrail’in 50. yıldönümünü kutlaması. Ara Mutabakatın uygulanmasını kolaylaştırmak için
-
65
Wye River Muhtırasının İsrail ve FKÖ
tarafından imzalanması
1999 Solcu Tek İsrail Partisinden Ehud Barak’ın
başbakan seçilmesi; koalisyon hükümetini
kurması. İsrail ve FKÖ’nün Şarm-el Şeyh
Muhtırasını imza etmeleri
2000 Papa II. John Paul’un ziyareti. İsrail’in
güney Lübnan’daki Güvenlik Bölgesinden
çekilmesi. İsrail’in BM Batı Avrupa ve
Diğerleri Grubuna kabul edilmesi. Şiddet
olaylarının tekrar başlaması (İkinci
İntifada) Başbakan Barak’ın istifa etmesi
2001 Ariel Şaron’un (Likud) başbakan
seçilmesi; geniş tabanlı birlik hükümetini
kurması. Şarm-el Şeyh Araştırma
Komitesi raporunun (Mitchell Raporu)
yayımlanması. Filistin-İsrail Güvenlik
Uygulama Çalışması Planının (Tenet
ateşkes planı) teklif edilmesi Turizm
Bakanı Reşavam Ze’evi’nin Filistinli
teröristlerce öldürülmesi
2002 Filistin tarafından büyük terör
saldırılarına karşı İsrail’in Koruyucu
Kalkan Operasyonunu başlatması Batı
Yakası teröristlerinin İsrail vatandaşlarını
öldürmesine engel olmak için İsrail’in
anti-terörist duvarın inşaatına başlaması
-
Tarih66
Başbakan Şaron’u parlamentoyu dağıtması, 28 Ocak 2003’te yeni seçimler için çağrı yapması
2003 Başbakan Ariel Şaron tarafından merkez sağ koalisyon hükümeti kurulması. Yol Haritasının İsrail tarafından kabul edilmesi
2005 İsrail’in Çekilme Planını uygulaması, Gazze Şeridindeki İsrail varlığına son verilmesi
2006 Başbakan Şaron felç geçirdikten sonra, Ehud Olmert’in başbakan vekili olması 28 Mart seçimlerinden sonra, Başbakan Ehud Olmert’in Kadima Partisi öncülüğünde yeni hükümeti kurması
İsrail askerinin kaçırılmasından sonra Gazze’deki Filistinli teröristlere karşı İsrail’in askeri operasyonlar gerçekleştirmesi
Lübnan’da İkinci Savaş; roket saldırıları ve iki İsrail askerinin kaçırılmasından sonra, güney Lübnan’daki Hizbullah terörizmine karşı İsrail tarafından askeri operasyonlar yapılması
2007 Şimon Peres’in Knesset tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesi
Hamas’ın şiddet kullanarak Gazze Şeridini ele geçirmesinden sonra İsrail’in Gazze’yi “düşman toprak” ilan etmesi
-
67
DEVLET
Devlet 71
Siyasi Yapı 74
Cumhurbaşkanlığı 75
Yasama Organı: Knesset 77
Yürütme Organı. Hükümet 79
Yargı 83
Yerel Yönetim 87
İsrail Savunma Kuvvetleri (İSK) 89
-
Devlet6868 | The State
David Ben-Gurionİsrail Devletininkurulmasını ilan
ediyor•
Devlet Basın Ofisi
-
69
...ותשועה ברב יועץ. (משלי י"א י"ד)
DEVLETÜlkedeki Yahudi toplumunu ve yurt dışındaki Siyonist hareketi temsil eden Milli Konsey üyeleri tarafından 14 Mayıs 1948 tarihinde imzalanan İsrail Devletinin Kuruluş Bildirgesi milletin amentüsünü teşkil eder. Onun içinde, İsrail’in yeniden doğuşunun tarihsel gerekleri; Kutsal Kitap peygamberlerinin tasavvur ettikleri gibi, hürriyet, adalet ve barış üzerine inşa edilen demokratik bir Yahudi devletinin çerçevesi; ve bölgenin tamamının menfaati için komşu Arap devletleriyle barışçı münasebetler için bir çağrı yer almaktadır.
…öğütçülerin çokluğunda selamet vardır. (Meseller 11:14)
-
Devlet7070 | The State
-
71
DEVLET
Eretz İsrael (İsrail Toprağı) Yahudi halkının doğum
yeriydi. Burada onların manevi, dini ve siyasi kimliği
şekillendi. Burada onlar ilk defa devlet kurdular, milli
ve evrensel anlamı olan kültürel değerler yarattılar ve
dünyaya ebedi Kitaplar Kitabını verdiler.
...Yahudiler nesiller boyunca eski ata topraklarına
yeniden yerleşmek için uğraştılar… çölleri yeşerttiler,
İbrani dilini canlandırdılar, köyler ve şehirler inşa
ettiler, kendi ekonomisine ve kültürüne hâkim olan,
barışı seven fakat kendini savunmayı da bilen, canlı
bir toplum meydana getirdiler…
İsrail Devleti, Yahudi göçüne açık olacak… tüm
vatandaşlarının menfaati için ülkenin kalkınmasına
hizmet edecek; İsrail peygamberlerince tasavvur
edildiği gibi, hürriyet, adalet ve barış üzerine dayalı
olacak; din, ırk veya cinsiyet farkına bakılmaksızın
tüm vatandaşlarına sosyal ve siyasi haklarda tam
eşitlik temin edecek; din, vicdan, dil, eğitim ve
kültür hürriyetini garanti edecek; tüm dinlerin kutsal
yerlerini koruyacak; ve Birleşmiş Milletler Anayasasının
ilkelerine sadık olacaktır.
-
Devlet72Ilan Sztulm
an
Barış ve iyi komşuluk teklifiyle elimizi tüm komşu devletlere ve onların halklarına uzatıyoruz ve kendi toprağında yerleşmiş olan egemen Yahudi halkıyla işbirliği ve yardımlaşma bağları kurmak için onlara çağrı yapıyoruz.
(İsrail DevletininKuruluş Bildirgesinden)
İsrail Devletinin bayrağı, ortasında mavi bir Davut Kalkanı (Magen David) ile, Yahudi dua atkısının (tallit) örneğine dayanır.
İsrail Devletinin resmi amblemi bir şamdan (menora) dır. Bunun şeklinin, antik çağdan bu yana bilinen bir bitki olan, yedi dallı moriah’tan türediği söylenir. Her iki yandaki zeytin dalları İsrail’in barış özlemini temsil eder.
-
73
Hatikvah – Milli Marş
Kalbinin derinliğinde,Bir Yahudinin gönlü hasret çektikçe,Ve bir göz Doğuya doğru,Sion’a doğru baktıkça,Ümidimiz henüz kayıp değildir,Kendi toprağımızda, Sion veKudüs’ün toprağındaÖzgür bir halk olmanınİki bin yıllık ümidi.
-
Devlet74
SİYASİ YAPI
İsrail’inCumhurbaşkanları
Haim Weizmann(1949-52), Siyonist lider, seçkin bilim adamı
İzak Ben-Zvi(1962-63), Yahudi Ajansının başkanı, tarihçi
İsrail devleti yasama-yürütme-yargı dallarından oluşan bir parlamenter demokrasidir. Cumhurbaşkanlığı, Knesset (parlamento), hükümet (bakanlar kurulu) ve yargı onun kurumlarıdır. Sistem güçler ayrılığı ilkesine dayanır. Yürütme organı (hükümet) yasama organının (Knesset) güvenine bağlıdır ve yargının bağımsızlığı kanunla teminat altına alınmıştır.
Devletin Başı
Meclis Başkanı
Knesset
Komiteler
Belediye Başkanları ve Belediye Meclis
Başkanları
Yerel Meclisler
Başbakan
Cumhurbaşkanı
Hükümet
Bakanlıklar
Devlet Müfettişi ve Omdusman
Seçmenler
Mahkeme Sistemi
Başsavcı
Yasama Yürütme Yargı
-
75
CUMHURBAŞKANLIĞI
Cumhurbaşkanı (nasi) eski çağlar