süleyman demirel universitytez.sdu.edu.tr/tezler/ts03041.pdf · 2020. 8. 20. · iii Ön sÖz...
TRANSCRIPT
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI
TÜRKMENİSTAN’IN AHAL İLİ
KAKA İLÇESİ VE YÖRESİ AĞIZLARI
(GİRİŞ-İNCELEME-METİN-AKTARMA-DİZİN)
Ovadan ORAZOVA
1530205450
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Osman YILDIZ
ISPARTA 2019
iii
ÖN SÖZ
Türkmenistan ağzı genellikle iki grupta incelenir. /s/ ve /z/ seslerinin ağzın ön
kısmında çıkarıldığı ağızlar, Türkmen Türkçesinin edebî dilinde de kullanıldığı üzere
peltek /s/ ve peltek /z/'nin kullanıldığı ağızlardır. Teke, Yomut, Göklen, Salır, Sarık,
Ersarı, Karataşlı, Alili, Yemreli gibi ağızlar bu gruba girer. /s/ ve /z/ seslerinin ağzın
arka kısmında çıkarıldığı ağızlar ise peltek olmayan /s/ ve /z/'nin kullanıldığı ağızlardır.
Çovdur, Nohur, Enev, Eski, Mukrı, Surhı, Kıraç, Arabacı, Çandır, Hatap, Bayat,
Düyeci, Kıpçak gibi ağızlar bu gruba dâhildir1.
Bu çalışmada Türkmenistan’ın Ahal iline bağlı Kaka ilçesinin ağzı incelenmiştir.
Söz konusu bölgenin ağzı yukarıda bahsedilen gruplar içerisinde peltek /s/ ve /z/
seslerinin kullanıldığı gruba dâhil edilmiştir. Çalışmamız, “Giriş”, “Çeviri Yazılı
Metinler ve Aktarmalar’’, ‘‘Ses Bilgisi’’, ‘‘Şekil Bilgisi’’ ve “Dizin” olmak üzere dört
bölümde değerlendirilmiştir.
Giriş bölümünde Kaka ilçesinin tarihçesi, coğrafî ve sosyal yapısı hakkında özet
niteliğinde bilgilere değinilmiştir.
Birinci bölüm ses bilgisine ayrılmış; yöremiz ağzında kullanılan sesler, ses
uyumları ve tarihi süreç içerisinde meydana gelen ses hadiseleri incelenmiştir.
Yöremizin ses özelliklerinin incelenmesinde Ölçünlü Türkmen Türkçesi, tarihi ve
çağdaş Türk lehçeleri gramerleri açısından değerlendirilerek ortaya konulmaya
çalışılmıştır.
Yöremiz ağzından derlediğimiz metinleri numaralandırdık, daha sonra her bir
cümleyi kendi içerisinde sıra sayısına göre düzenledik. Örnekleri verirken metinde
geçen kelimelerin metin ve cümle numarası, Türkmen Türkçesinin asıl telaffuzunu
gösteren sözlüklerden istifade ederek verdik. Ayrıca anlaşılması zor olan bazı kelimeleri
tırnak içinde Türkiye Türkçesi aktarımıyla birlikte gösterdik.
İkinci bölümde bölge ağzının şekil bilgisi özellikleri değerlendirilmiştir. Bu
bağlamda sadece yapım ve çekim eklerine değinilmiş, kelime türleri bu incelemenin
dışında tutulmuştur. Nihayetinde bunlar da yapıldıktan sonra yöre ağzının tespit edilen
1 bk. M. Erdem, Türkmen Türkçesi Ağızlarında Olumlu Şimdiki Zaman Kullanımı, Bilig Dergi 14/yaz
2000, s. 56-57.
iv
en belirgin özellikleri sonuç kısmında toplanmış, ve ardından da metinde geçen hemen
her kelime dizinde anlamlandırılarak sıralanmıştır.
Üçüncü bölümde Kaka ilçesine gidilmek suretiyle derlenen sözlü malzeme,
çeviri yazılı metne dönüştürülürken Türk Dili Kurumu’nun tavsiye etmiş olduğu
transkripsiyon sistemi esas alınmıştır. Daha sonra çeviri yazılı metni okuyucunun daha
rahat anlayabilmesi için Türkiye Türkçesine aktarması yapılmıştır. Kaka ilçesinde
özellikle bölgenin ağız özelliklerini en iyi yansıtabildiğini düşündüğümüz kaynak kişiler
tespit edilmiş ve derlemeler yapılmıştır. Derlemelerin konusunu günlük hayat, evlilik,
kız isteme, ölüm adetleri, sağlık, çiftçilik, rivayetler, tarihi bilgiler ve efsaneler
oluşturmaktadır.
Dördüncü bölüm olan dizin kısmında, yaptığımız derlemelerde geçen sözcükler
Türkiye Türkçesi aktarımıyla birlikte verilmiştir. Üzerine ek aldığı zaman ötümlüleşme,
ünlü uzaması veya ünlü kısalması olan kelimeleri parantez içinde belirtilmiştir. (örn:
ġaydıp<ġayt-ıp, depä<depe+e gibi). Ayrıca kelime ulamaları sırasında değişen
kelimeleri ekini kökünü ayırdığımız zaman, anlam ifade etmeyen örnekleri ulanmış
kelimelerle birlikte gösterdik (geŋ‿ŋāl-<geŋ ġāl-).
Çalışmalarımız sırasında bilgisini, tecrübesini ve desteklerini esirgemeyen
danışman hocam Prof. Dr. Osman YILDIZ’a, maddi ve manevi desteklerini
esirgemeyen aileme, isimlerini sayamadığım Kaka ilçesinde yaşayan hemşerilerime ve
kaynak kişilere, çalışmam süresince bana destek olan hocalarıma ve arkadaşlarıma
teşekkürü bir borç bilirim.
Ovadan ORAZOVA
Isparta 2019
v
(ORAZOVA, Ovadan, Türkmenistan’ın Ahal İli Kaka İlçesi Ve Yöresi Ağızları
(Giriş- İnceleme-Metin- Aktarma-Dizin), Isparta, 2019)
ÖZET
2017-2018 yıllarında Türkmenistan’ın Kaka ilçesinin merkezine bağlı kaynak
kişilerin ağız özellikleri incelenerek verilmeye çalışılmıştır.
Derlediğimiz dil malzemelerinin çeviri yazısı yapılırken Türk Dil Kurumu
tarafından tavsiye edilen “Ağız Araştırmalarında Kullanılacak Fonetik Transkripsiyon
İşaretleri’’ndeki çeviri yazı sistemini esas aldık. Çalışmada Giriş, Ses Bilgisi, Şekil
Bilgisi, Çeviri Yazılı Metin/Metnin Türkiye Türkçesine Aktarımı ve Dizine yer verdik.
Tezde Alili boyuna mensup Kaka ilçesinin merkez ağzının dil özellikleri belirlemeye
çalıştık.
Türkmenistan’ın Ahal İli Kaka İlçesi ve Yöresi Ağızları adlı çalışmamız, “Giriş,
İnceleme (Ses Bilgisi, Şekil Bilgisi, Sonuç), Metinler/Türkiye Türkçesi Aktarımı ve
Dizin” bölümlerinden oluşmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Ahal, Kaka, Ağız, Türkmen Türkçesi
vi
(ORAZOVA, Ovadan, The Accent Of Kaahka District And Its Precinct In Ahal
Province Of Turkmenistan (İntroduction-Analysis-Text-Translation-Index), Isparta,
2019)
ABSTRACT
İn 2017-2018, recources of the peaple who are depended on the center of
Kaahka region, Turkmenistan were examined.
While trancribing the language we took as base transcript system in the Phonetic
Transcription Sings, recommended by the Turkish Language Assocation, wich will be
used in the Network Surveys. We have included phonetics, morphlogy, text, traslate text
and concordance. In our study, language characteristics of the center of Kaahka, the
member of Alili tribe, was determined.
Our study named ‘‘The Accent of Kaahka district and its precinct in Ahal
Province of Turkmenistan’’ consists of the following parts: Introduction, Analysis
(phonetics, morphology, result), Text, Translation of Turkish and Index.
Key Words: Ahal, Kaka, Dialect, Turkmenistan Turkish
vii
İÇİNDEKİLER
TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI ................................................................................ i
YEMİN METNİ ........................................................................................................................ ii
ÖN SÖZ ........................................................................................................................... iii
ÖZET................................................................................................................................ v
ABSTRACT .................................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................. vii
KISALTMALAR VE İŞARETLER ........................................................................... xiii
GİRİŞ ............................................................................................................................... 1
I. BÖLÜM
SES BİLGİSİ
1. ÜNLÜLER ................................................................................................................... 5
1.1. Ünlü Türleri ............................................................................................................ 5
1.1.1. Uzun ünlüler .................................................................................................... 7
1.1.1.1. Birincil ünlü uzunlukları .......................................................................... 7
1.1.1.2. İkincil ünlü uzunlukları ............................................................................ 7
1.1.2. İkiz Ünlüler ..................................................................................................... 8
1.2. Ünlü Uyumları ....................................................................................................... 8
1.2.1. Kalınlık- incelik uyumları ............................................................................... 8
1.2.1.1. Kalınlık-incelik uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre ileri
olduğu durumlar .................................................................................................... 8
1.2.1.2. Kalınlık-incelik uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre geri
olduğu durumlar .................................................................................................... 9
1.2.2. Düzlük-yuvarlaklık uyumları ........................................................................ 10
1.2.2.1. Düzlük-yuvarlaklık uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre ileri
olduğu durumlar .................................................................................................. 10
1.2.2.2. Düzlük-yuvarlaklık uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre geri
olduğu durumlar .................................................................................................. 13
1.3. Ünlü türemeleri .................................................................................................... 15
1.3.1. Kelime başında ünlü türemesi ....................................................................... 15
1.3.2. Kelime içinde ünlü türemesi ......................................................................... 15
1.3.3. Kelime sonunda ünlü türemesi ...................................................................... 16
viii
1.4. Ünlü düşmesi ........................................................................................................ 16
1.4.1. Kelime başında ünlü düşmesi ....................................................................... 16
1.4.2. Kelime içinde ünlü düşmesi .......................................................................... 16
1.4.3. Kelime sonunda ünlü düşmesi ...................................................................... 17
1.5. Ulamalar ............................................................................................................... 17
1.6. Ünlü değişmeleri .................................................................................................. 18
1.6.1. İncelme .......................................................................................................... 18
1.6.2. Kalınlaşma..................................................................................................... 18
1.6.3. Daralma ......................................................................................................... 19
1.6.4. Düzleşme ....................................................................................................... 19
1.6.5. Yuvarlaklaşma............................................................................................... 20
1.7. Diğer ünlü değişmeleri ......................................................................................... 20
1.8. Geçişme ................................................................................................................ 21
1.9. Eskicil şekiller ...................................................................................................... 21
2. ÜNSÜZLER ............................................................................................................... 22
2.1. Ünsüz Türleri ....................................................................................................... 22
2.1.1.Ünsüz Değişmeleri ......................................................................................... 23
2.1.1.1. Ünsüz uyumları ...................................................................................... 23
2.1.1.1.1. Türkmen yazı diline göre ünsüz uyumunun ileri olduğu durumlar. 23
2.1.1.1.2. Türkmen Yazı Diline Göre Ünsüz Uyumunun Geri Olduğu
Durumlar ......................................................................................................... 24
2.1.1.2. Ötümlüleşme .......................................................................................... 24
2.1.1.3. Yarı Ötümlüleşme .................................................................................. 25
2.1.1.4. Ötümsüzleşme ........................................................................................ 26
2.1.1.5. Süreklileşme ........................................................................................... 26
2.1.2. Ünsüz benzeşmeleri ...................................................................................... 29
2.1.2.1. Eklenmeye bağlı ünsüz benzeşmeleri .................................................... 30
2.1.2.2.Ulamaya Bağlı Benzeşmeler ................................................................... 30
2.1.3.Ünsüz kaybolmaları ....................................................................................... 32
2.1.3.1. Erime ...................................................................................................... 32
2.1.3.2. Büzülme ................................................................................................. 33
2.1.3.3. Yutulma .................................................................................................. 34
ix
2.1.4. Ünsüz düşmesi .............................................................................................. 34
2.1.5. Ünsüz tekleşmesi ........................................................................................... 35
2.1.6. Grup düşmesi ................................................................................................ 35
2.1.7. Ünsüz türemesi .............................................................................................. 35
2.1.8. Ünsüz ikizleşmesi.......................................................................................... 37
2.1.9. Göçüşme ........................................................................................................ 38
2.1.9.1.Yandaş göçüşme...................................................................................... 38
2.1.9.2. Uzak göçüşme ........................................................................................ 38
2.1.10. Eskicil şekiller ............................................................................................. 39
II. BÖLÜM
ŞEKİL BİLGİSİ
1. İSİMLER ................................................................................................................... 40
1.1. İsim Çekim Ekleri ................................................................................................ 40
1.1.1. Çokluk eki ..................................................................................................... 40
1.1.2. İyelik ekleri ................................................................................................... 40
1.1.3. Hâl ekleri ....................................................................................................... 41
1.1.3.1. Belirtme hâli eki ..................................................................................... 41
1.1.3.2. Yönelme hâli eki .................................................................................... 42
1.1.3.3. Bulunma hâli eki .................................................................................... 42
1.1.3.4. Çıkma hâli eki ........................................................................................ 43
1.1.3.5. Eşitlik hali eki ........................................................................................ 43
1.1.3.6. Vasıta hâli eki ......................................................................................... 44
1.1.4.Aitlik eki ........................................................................................................ 44
1.1.5. Soru eki ......................................................................................................... 44
1.1.6. Tamlayan eki ................................................................................................. 45
2.FİİLLER ..................................................................................................................... 46
2.1. Fiil Çekim Ekleri .................................................................................................. 46
2.1.1. Şahıs ekleri .................................................................................................... 46
2.1.1.1. Zamir kökenli şahıs ekleri ...................................................................... 46
2.1.1.2.İyelik kökenli ve şahıs ekleri .................................................................. 46
2.1.1.3. Emir çekimine özgü şahıs ekleri ............................................................ 46
2.1.2. Kipler ............................................................................................................ 47
x
2.1.2.1.Basit çekimler.......................................................................................... 47
2.1.2.1.1.Bildirme kipleri ................................................................................ 47
2.1.2.1.1.1.Şimdiki zaman ........................................................................... 47
2.1.2.1.1.2.Görülen Geçmiş Zaman ............................................................ 49
2.1.2.1.1.3. Geniş Zaman ............................................................................ 50
2.1.2.1.1.4. Gelecek Zaman......................................................................... 51
2.1.2.1.1.5.Öğrenilen Geçmiş Zaman ......................................................... 52
2.1.2.1.2. Tasarlama kipleri ............................................................................. 53
2.1.2.1.2.1. Emir kipi ................................................................................. 53
2.1.2.1.2.2. İstek kipi ................................................................................... 55
2.1.2.1.2.3. Şart kipi .................................................................................... 55
2.1.2.1.2.4. Gereklilik kipi .......................................................................... 57
2.1.2.2. Birleşik çekimler .................................................................................... 58
2.1.2.2.1. Hikâye ............................................................................................. 58
2.1.2.2.1.1. Geniş zaman hikâyesi ............................................................... 58
2.1.2.2.1.2. Şimdiki zaman hikâyesi ........................................................... 58
2.1.2.2.1.3. Öğrenilen geçmiş zaman hikâyesi ............................................ 59
2.1.2.2.1.4. Gereklilik kipin hikâyesi .......................................................... 59
2.1.2.2.2. Rivayet ............................................................................................ 60
2.1.2.2.2.1. Şimdiki zaman rivâyeti ............................................................ 60
2.1.2.2.2.2. Gelecek zaman rivâyeti ............................................................ 60
2.1.2.2.2.3. Öğrenilen geçmiş zaman rivâyeti ............................................. 60
2.1.3. Tasvirî fiiller.................................................................................................. 60
2.1.3.1.Yeterlilik fiili ........................................................................................... 60
2.1.3.2.Tezlik Fiili ............................................................................................... 60
2.1.4. Fiil Çekimlerinde olumsuzluk ....................................................................... 61
2.1.4.1. Şimdiki zamanda olumsuz çekim........................................................... 61
2.1.4.2. Görülen geçmiş zamanda olumsuz çekim .............................................. 61
2.1.4.3. Geniş zamanda olumsuz çekim .............................................................. 61
2.1.4.4. Gelecek zamanda olumsuz çekim .......................................................... 62
2.1.4.5. Öğrenilen geçmiş zamanda olumsuz çekim ........................................... 62
2.1.4.6. Emir kipinde olumsuz çekim ................................................................. 62
xi
2.1.4.7. Şart kipinde olumsuz çekim ................................................................... 63
2.1.4.8. Gereklilik kipinde olumsuz çekim ......................................................... 63
2.1.4.9.Yeterlilik fiilde olumsuz çekim ............................................................... 64
2.2. Ek fiilin çekimi ..................................................................................................... 64
2.2.1. Görülen geçmiş zaman .................................................................................. 64
2.2.2. Öğrenilen geçmiş zaman ............................................................................... 64
2.2.3. Geniş zaman .................................................................................................. 65
2.3. Ek fiilde olumsuz çekim ...................................................................................... 65
2.4.Çekimsiz fiiller ...................................................................................................... 65
2.4.1.İsim-fiiller ...................................................................................................... 65
2.4.2. Sıfat fiil ekleri: .............................................................................................. 66
2.4.3. Zarf fiil ekleri: ............................................................................................... 68
2.4.3.1. Basit zarf fiil ekleri................................................................................. 68
2.4.3.2.Birleşik zarf fiil ekleri ............................................................................. 68
2.5. Fiilde çatı .............................................................................................................. 69
2.5.1. Edilgen fiiller ................................................................................................ 69
2.5.2. Dönüşlü fiil ................................................................................................... 69
2.5.3.İşteş fiil ........................................................................................................... 70
2.5.4. Ettirgen çatı ................................................................................................... 70
2.5.5. Oldurgan fiil .................................................................................................. 71
2.5.6. Çatı eklerinin üst-üste kullanılması ............................................................... 71
2.6. Yapım ekleri ......................................................................................................... 72
2.6.1. İsimden isim yapan ekler .............................................................................. 72
2.6.2. İsimden fiil yapan ekler ................................................................................. 75
2.6.3.Fiilden isim yapan ekler ................................................................................. 75
2.6.4.Fiilden fiil yapan ekler ................................................................................... 77
SONUÇ ........................................................................................................................... 78
III.BÖLÜM
METİNLER VE AKTARMALAR .............................................................................. 80
xii
IV.BÖLÜM
DİZİN
KAYNAKÇA ............................................................................................................... 518
ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 524
xiii
KISALTMALAR VE İŞARETLER
age. : adı geçen eser
agm. : adı geçen makale
Ar. : Arapça
bk. : bakınız
Far. : Farsça
KBS : Köken Bilgisi Sözlügü, Tüncer Gülensoy, TDK Yayınları,
Ankara 2011
OTAL : Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ferit Devellioğlu, Aydın
Kitabevi Yayınları, Ankara 2010
RTS : Rusça Türkçe Sözlük, Sçerbinin Vladimir Georgiyeviç, Ruskiy
Yazık Yayınları, Moskova 1989
Rus. : Rusça
s. : sayfa
S. : sayı
TDAY : Türk Dili Araştırmaları Yıllığı (Bellet)
TDDS : Türkmen Dilin Düşündirişli Sözlügi, M. Y. Hamzayeva,
IlımYayınları, Aşgabat 1962
TDK : Türk Dili Kurumu
Tkm. : Türkmence
vb. : ve başkası, ve başkaları, ve benzeri, ve benzerleri
ÇEVİRİ YAZI İŞARETLERİ
a.Ünlüler
[Ψ] : e ile i arası düz, ön, yarı açık ünlü
[í] : ı ile i arası düz, dar, yarı art ünlü
xiv
[ó] : o ile ö arası yuvarlak, geniş, yarı art ünlü
[a] : a ile o arası art, geniş, yarı düz ünlü
[e] : e ile ö arası geniş, ön, yarı yuvarlak ünlü
[ı] : ı ile u arası dar, art, yarı yuvarlak ünlü
b.Ünsüzler
[ḱ] : ön damak k sesi
[ĺ] : ön damak l ünsüzüdür
[P] : p ile b arası, yarı ötümlü bir sestir
[T] : t ile d arası, yarı ötümlü bir sestir
[ţ] : t ile s arası bir sestir
[ḑ] : d ile z arası bir sestir
K : konson
V : vokal
V : uzun vokal
: ünlüler üzerinde uzunluk işareti
ˍ : peltek ünsüzlerin işareti
: ünlüler üzerinde kısalık işareti
~ : alternance/değişken şekil
: düşmekte olan ünsüzleri gösterir
: iki ünlü altında ikili ünlü işareti
/ / : fonem işareti
{ } : morfem işareti
[ ] : allomorfem işareti
1
GİRİŞ
Kaka
Tarihi: Orta asırlarda, şimdiki Ahal ilinin Kāka ilçesinin esas bölgesi, (antik
devrinin büyük şehri) Abıvert olmuştur.2
Büyük âlim Mäne Baba ve Nadir Şah’ın doğduğu ve en eski yerli Namazgadepe,
Altındepe, Könekaka, Mahmaldepe, Peşdağ, Hısravgala, Nedirgala, Yelkendepe gibi
tarihi kalıntıların bulunduğu ilçedir. 3 A.A. Maruşenko, araştırmalarında, İsidor
Harakski’nin ‘‘Yol Yazgısında’’ adlı eserinden yola çıkarak Könekaka’nın Ragav
şehrinin kalıntıları olduğunu söyler.4
Kaka adını, özellikle ruhaniler, bu adı Hz. Ali’nin savaşları için sunulan ‘‘Kitabe
Zerkum’’ adlı eserinde geçen Kaka Padişah’ının ya da Kakayi-Çin’in adı ile bağdaştırır.
Bu toponomide A. Makedonski’nin ordusunun gülüşüne (haha) bağlı rivayet de var.
Kale alanında ordular, kalenin kapısının önünde koyulan yamuk aynalarda kendilerini
görerek gülmüşlerdir ve kendilerinin savaşta olduklarını unutmuşlardır.5
V.V. Bartold’un araştırmalarına göre Kaka ismi ilk defa Timur döneminde
ortaya çıkar. Timur 1382 yılında bu kaleyi kurmuş ve Kaka ismini vermiştir. Daha
doğrusu Nizameddin Şami’nin (1404 yılında) ‘‘Zafername’’ eserinde Timur’un yeni
bina yaptırmadığı, eski kaleyi (Şimdiki Könekaka) yeniden inşa ettiği bilgilere
rastlanmaktadır. Kaka ya da Kahkah ismi ‘‘eski kale’’, ‘‘kalenin harabeleri’’ anlamına
gelmektedir. E.M.Mürzayev’a göre bu kelime şimdi Tacigistanda aynı anlamda
kullanılmaktadır.6
Könekaka, şimdiki Kaka ilçesinin 1 km uzaklığında yerleşmiştir. Kaka ilçesi
1925 yılında Ginzburg tarafından kurulur.7
2 M. Hocıyeva ve A.Halmıradov, Gadımı Abıverdiŋ Yadıgärlikleri, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullıgı,
Aşgabat 2015, s. 11. 3 A. İlyasov, Seyitnazar Yüzbaşı, Türkmenistan Medenyet Fondu Yayınları, Aşkabat 1994, s. 3., Tarihi
kalıntılara ayrıntılı bilgi için bk.( M. Hocıyeva ve A.Halmıradov, age., s. 5-72.) 4 Soltanşa Atanıyazov, Kaka, Türkmenistan’ın Yadıgärlikleri Dergi n. 1. 1969, s. 31 5 Soltanşa Atanıyazov, Türkmenistandakı Geografik Atlarıŋ Tarıhından, Yaş Komunist, 28 Mayis 1968,
s. 3. 6 Soltanşa Atanıyazov, Kaka, Türkmenistan’ın Yadıgärlikleri Dergi n.1, 1969, s. 31 7 N.V.Atamämmedov, Türkmen Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 4, Türkmen Sovyet Ansiklopedisi Baş
Redaksiyası, Aşkabat 1982, s. 157.
2
XVIII. yüzyılın başında Türkmenler şimdiki Kaka ilçesini işkâl etmişler. Tarihî
araştırmacılara göre Türkmenler göçebe halk olmuşlardır. Fakat bütün Türkmenlere
göçebe demek doğru olmaz. Kaka ilçesini oluşturan halk, eski tayfalardır. Büyük bir
kısmını Türkmenler oluşturmuştur. Buradaki Türkmenler yerliliğini koruyarak
kendilerini geliştirmişlerdir. İran’la olan ticari ilişkileri etnik yönden etkili olmuştur.
Komşuluk ve ticari ilişkilerin etkisiyle dilde farsça unsurların kullanıldığı
görülmektedir.8
Alili boyu, XIV. yüzyılın ortalarında Uzboy kenarlarında Ali Cora adlı bir
askerin çevresinde toplanan halktan oluşmuştur. 1578 yılında Unuz suyunun
kesilmesinden sonra, bu boyun büyük bir kısmı Ahal’a, bir kısmı da Lebap vilayetine
göç etmişlerdir. Bu boya mensup olanlar bugün genellikle Kaka ilçesinde; boyun küçük
bölümleri ise Daşoğuz vilâyetinin Akdepe ve Yılanlı civarındaki Alilioy’da ve Lebap
vilâyetinin Danev, Çarçöv, Farab şehirlerinde; ayrıca Buhara vilâyetinin Peşku ilçesinde
ve Afganistan’da yaşamaktadırlar.9
Coğrafyası: Kaka ilçesi Ahal vilayetinin doğusunda, Köpetdağ eteği
düzlüğünün büyük bir kısmını oluşturur. Aşkabat’ın güney doğusunda, 129 km
uzaklıkta demir ve şose yolları güzergâhında yerleşir. İlçede on bir mahalle 18 köy
vardır.10 Kaka ilçesinin hukuk statüsü değişti ve ona İlçedeki şehir statüsü verildi. Kaka
şehrini Kaka İlçesinin Merkezi olmasına karar verildi.11 Nüfusu 1979 yılın sayımına
göre, 41,7 000 olan ilçenin yüz ölçümü 12,7 km2’dir. Nüfusun %92.15’i Türkmen, geri
kalanı Rus, Ukrain, Azerbaycan, Kazak ve diğerleri oluşturur. Nüfusun %33’ü semtte
bulunur. İlçe Köpetdağ’ın eteğinde Etek vahasının merkezinde yerleşerek, doğusunda
Tecen, güney-doğusunda Sarağt ve kuzey-batısında Gävers, güneyinde Rus sınırı ile
İran’la komşuluk eder.12
8 Y. Gulmuhammedov, Kakada Medrese Açmagıŋ Tarıhı Şertleri, Kalhoz Uçgını, 4 Ekim 1991, s. 3. 9 S. Atanıyazov, Şecere (Türkmenin Nesil Darahtı), Turan-1 Yayınları, Aşgabat 1994 s. 9. 10 C. Atdayeva, Türkmenistanın Ikdısadı ve Durmuş Geografiyası, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullıgı,
Aşgabat 2013, s. 248. 11 Atavatan Türkmenistan, Halkara Jurnal/İnternational Journal, 5. Ocak, 2018, 09:56 PM. 12 N.V.Atamämmedov, Türkmen Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 4, Türkmen Sovyet Ansiklopedisi Baş
Redaksiyası, Aşkabat 1982, s. 157.
3
Kretase’ye ait çökeltiler dağların batı bölümü ile kuzeybatı eteklerinde, Kaka
şehrinin güney ve güneydoğusunda ve Yukarı Bathız’da geniş alanlara yayılmıştır.13
Ekonomik durumu: Kaka ilçesine tarım ve hayvancılığın iktisadî faaliyetler
içerisinde önemli bir yeri vardır. Kırsal nüfusun büyük bir kısmı tarım ve hayvancılıkla
geçimini temin ettiği gibi şehir nüfusunun bir bölümü de tarımla uğraşmaktadır. Mevcut
küçük çaplı sanayi kuruluşlarından farklı olarak büyük çaplı iplik ve dokuma, süt
ürünleri, peynir fabrikaları kurulmuştur.14
1995 yılında kurulan Serdar Pamık İplik fabrikasının15 yanında 2018-2024 yılları
kalkınma programı kapsamında kurulacak tekstil fabrikasının temeli, Dünya Kadınları
günü öncesinde atıldı.16
13 F. Koşak, Türkmenistan’ın Ahal Bölgesi Fiziki Coğrafyası, Avrasya Etüdleri 35/2009-1 (99-139), s.
105. 14 C. Atdayeva, age., s. 157-163. 15 Kaka ilçesindeki Serdar pamuk iplik fabrikası, http://www.turkmenexporters.com/tr/Serdarpamyk. 16 Türk şirketinin kuracağı tekstil fabrikasının temel atıldı, 9 Mart 2018, http://www.atavatan-
turkmenistan.com/news, s.1.
4
KAKA HARİTASI
5
I. BÖLÜM
SES BİLGİSİ
1. ÜNLÜLER
1.1. Ünlü Türleri
Türkmen yazı dilinde kullanılan veya telaffuzda ortaya çıkan sesler Kaka
ağzında da bulunmaktadır. /a/, /e/, /ä/, /o/, /ö/, /u/, /ü/, /ı/, /i/, [ā], [ē], [ǟ], [ō], [ȫ], [ū],
[ǖ], [ī], [ì] bu ünlülere ilave olarak yöre ağzında yazı dilinde bulunmayan ve anlam farkı
yaratmayan alafon niteliğinde ünlüler de vardır. Bu ünlüler şunlardır: [ă], [a], [e], [ı],
[i], [ü], [Ψ], [í], [ó], [a], [e], [ı]
[ā]: normalden daha uzun telaffuz edilen /a/ sesidir, kelimenin her yerinde
görülür:
bolmoẕmıḳā (57/8), baha (66/8), āwāt (80/372), mānā (36/14), āyat (78/11)
[ē]: kelime başında ve içinde görülen uzun /e/ sesidir: ērāmıẕıŋ (15/22), ēpoå
(32/33), elēktrik (52/14)
[ǟ]: kelimenin her yerinde görülen uzun /ä/ sesidir: ǟpet ‘‘büyük’’ (17/12), ǟşğǟr
‘‘belli, aşıkar’’ (3/14), åeredyǟnçǟle (1/19), nǟdip ‘‘nasıl’’ (5/18), nǟçe ‘‘kaç’’ (46/81),
döröyekǟ (1/46) beylǟ ‘‘bu tarafa’’ (1/19)
[ō]: uzun /o/ sesidir, kelime başında ve içinde görülür: ōy ‘‘çukur, alçak yer’’
(41/26), ōwo (77/39), ġutōrup ‘‘bitirip’’ (6/3)
[ă]: normalden daha kısa telaffuz edilen bir sestir, genellikle kelimenin sonunda
görülür: ġālyă ‘‘kalıyor’’(1/4), wolyă ‘‘oluyor’’ (1/5), åaòāwă ‘‘sahabe’’ (80/5), ōrtă
(56/1), çırşayăŋ ‘‘sürüyorsun’’ (68/6)
[ḁ]: bu ünlüler kısa ünlülerden nicelik bakımından kısa olan, belli belirsiz çıkan,
çok dikkat edildiği zaman farkedilen ünlü türleridir. Kelime sonunda, ulamalar
sonucunda oluşan bir sestir: zamkanya‿etmez ‘‘kısa devre kontağı’’(52/19)
[e]: bu ünlüler kısa ünlülerden nicelik bakımından kısa olan, belli belirsiz çıkan,
çok dikkat edildiği zaman farkedilen ünlü türleridir. Kaybolmak üzere olan /e/ sesi,
6
ulamalar sonucunda ortaya çıkar: dìwünde‿otīr ‘‘dibinde oturuyor’’ (1/42), köçöde‿
oynayān waòtı ‘‘sokakta oynayan’’ (1/7), åiẕe‿aydıp bereyin ‘‘size söyleyeyim’’ (21/2)
[ı]: ulamalar sonucunda kendinden sonra gelen ünlünün etkisiyle düşmek üzere
olan ve iki ünsüz arasında az duyulan bir /ı/ sesidir: ātlarnı‿aydıḳ (14/32), towżı‿
alcaḳ (58/19), başboğdı‿edilye (53/31), aåarın (46/44)
[i]: iki ünsüz arasında az duyulan ve ulamalar sonucunda düşmek üzere olan bir
/i/ sesidir: gideyi n (1/62), bilmeri n (2/8), geçireri n (57/10), bǟşinci ‿altıncı (9/5)
[ü]: iki ünsüz arasında vurgusuzluk nedeniyle az duyulan ve ulamaların etkisiyle
düşmek üzere olan bir /ü/ sesidir: åüyümparōk ‘‘lif’’ (69/40), indiki‿ üçüncü ğün
(53/12), almağ‿üçǖn (53/13)
[Ψ]: kelime içinde görülen kapalı /e/ sesidir: çΨripāhāŋ ‘‘tatlı türü’’ (68/2)
[í]: kelime başında görülen /ı/ ile /i/ arası bir sesidir: írēm ‘‘rahim’’(1/63)
[ó]: kelime içinde görülen /o/ ile /ö/ arası bir sestir: wólìni (76/104)
[a]: kelime içinde görülen /a/ ile /o/ arası bir sestir: muḫammeT (1/3), ulalyă
‘‘büyüyor’’(1/6), wolan ‘‘olan’’ (1/7), ġoyyaḳ ‘‘koyuyoruz’’(42/19)
[e]: /e/ ile /ö/ arası bir sestir, genellikle kelime içinde ve sonunda görülür:
kewẕeåiniŋ ‘‘kürek kemiği’’ (1/9), weriŋ ‘‘verin’’ (44/4), welìnim ‘‘ve’’ (57/16), üååüŋe
‘‘üstüne’’ (57/25)
[ı]: /ı/ ile /u/ arası bir sestir, kelime içinde ve sonunda görülür: çīwığı ‘‘ağacın
dalı’’ (44/19), şı ‘‘şu’’ (51/10)
7
1.1.1. Uzun ünlüler
Türkmen dilinde dokuz kısa ünlünün her birinin uzun karşılığı vardır. Ancak
bunlar yazı diline yansımamıştır; 17 telaffuzda ortaya çıkar. Uzun ünlüler iki gruba
ayrılır; birincil uzun ünlüler 18 , ikincil uzun ünlüler. Eski Türkçedeki birincil uzun
ünlüleri en iyi muhafaza eden lehçe, Türkmen Türkçesidir.19
1.1.1.1. Birincil ünlü uzunlukları
Türkçe kökenli kelimelerde
Kāka ağzındaki birincil uzun ünlüler, ölçünlü Türkmen Türkçesinde olduğu gibi
yöre ağzında da korunmuştur.
Alıntı Kelimelerde
Bu kelimelerdeki birincil uzun ünlüler, Türkmen yazı dilinde olduğu gibi Kaka
ağzında da aynen korunmuştur.20 Örnekler:
āyat (78/11) ˂ Ar. āyāt (OTAL, s. 11), āwāt (80/372)˂ Far. ābād (OTAL, s. 3)
Ancak bünyesinde uzun ünlü bulunduran bazı yabancı kelimelerin uzun ünlüsü,
ölçünlü Türkmen Türkçesinde kısa iken, Kaka ağzında uzun ünlülü şekilinin
kullanıldığı da görülmektedir.
bahā (66/8) (TDDS, s. 98)˂Far. bahā (OTAL, s. 72) mānā (36/14) ˂ Ar. ma'nā
(OTAL, s. 668), naòār (21/83)˂ Ar. nehār (OTAL, s. 959)
1.1.1.2. İkincil ünlü uzunlukları21
Birincil uzun ünlülerin yanı sıra ikincil uzun ünlüler de Türkmencenin önemli
özelliklerinden biridir. İkincil uzun ünlüler, kelimelerin ikinci ve daha sonraki
hecelerinde bulunurlar. Bu ünlüler ses hadiseleri sonucu ortaya çıkarlar22.
17 M. Kara, Türkmence, Akçağ Yayınları, Ankara 2001, s. 13. 18 Türk dilinde kısa ünlülerin yanında birincil uzun ünlülerin bulunduğuna dair çeşitli çalışmalar
yapılmıştır. (bk. L. Ligeti, Türkçede Uzun Vokaller, (Çev, T. Gökbilgin) Türkiyat Mecmuası, VII-VIII,
s. 82-94., Z. Korkmaz, Anadolu Ağızlarında Aslî Ünlü Uzunlukları Hakkında, TDAYB, 1953, s. 197-
203., O.N.Tuna, Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun Vokaller, TDAYB, 1960, s. 213-282.,
T. Tekin, Ana Türkçede Aslî Uzun Ünlüler, Hacattepe Üniversitesi Yayınları, Ankara 1975, s. 80. ) 19 T. Tekin, Ana Türkçede Aslî Uzun Ünlüler, Hacattepe Üniversitesi Yayınları, Ankara 1975, s. 80. 20 Bu konuda kelimelerin telaffuzunu da gösteren Türkmen sözlüklerine bakılabilir. Örneğin: Ar. ‘‘ādet’’
(OTAL:10) kelimesi Trkm. ‘‘aadat’’ (TDDS:15), Far. ‘‘eyvān’’ (OTAL:244) kelimesi Trkm. ‘‘eyvaan’’
(TDDS:396) gibi. 21 E. Gökçür, Türkmen Türkçesinde İkincil Uzun Ünlüler, Mavi Atlas 5(2)2017, s. 550-565. 22 bk. P. Azimov, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 52, A. Buran, Türk Lehçeleri
Grameri, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, s. 239-240, P. Azımov, Türkmen Diliniŋ Orfografyası ve
8
Kaka ağzında ikincil uzun ünlüler bulunmaktadır. Bu ünlüler erime, büzülme,
derilme, birleşme, grup düşmesi ve vurgu sonucunda oluşan ünlülerdir23 (bk. 2.3.)
Vurgu ve Tonlamaya Bağlı Uzun Ünlüler
arḳāyın (80/21)<arkayın ‘‘serbestçe’’, entǟk (3/12)<entek ‘‘daha’’˂ Ar. entak
(OTALs. 257), ġalīŋ (70/11)<galıŋ, ġutōr- (6/3)<gutarıp-, yoḳōrı (42/8)<yokarı,
yetğìncek (18/2)<yetginçek
1.1.2. İkiz Ünlüler
‘‘y, v, ğ, h ünsüzlerinin eriyip kaybolmaları dolayısıyla yan yana gelen ünlüler,
tek bir nefes baskısı altında birleşerek ikiz ünlüleri oluştururlar.’’24
Kaka ağzında tespit edebildiğimiz kadarıyla sadece alçalan ikiz ünlü
bulunmaktadır. Bu örneklerde de /n/ ünsüzünün düşmesi sonucunda ikiz ünlüler ortaya
çıkar.
yāında (1/39)<yanında, dōını (18/3)<donını
1.2. Ünlü Uyumları
1.2.1. Kalınlık- incelik uyumları
1.2.1.1. Kalınlık-incelik uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre ileri
olduğu durumlar
a. Kök ve Tabanlarda
Ölçünlü Türkmen Türkçesinde olduğu gibi, Kaka ağzında Türkçe kökenli
kelimelerin kelime köklerinde kalınlık incelik uyumu oldukça sağlamdır. Türkmen yazı
dilinde kalınlık-incelik uyumu bozuk olan bazı yabancı kökenli kelimelerin Kaka
ağzında uyuma girdiği görülür.
camāğat (21/85)<cemagat˂Ar. cemâat (OTAL, s. 148), bınāra
(36/72)<minara˂ Ar. minâre (OTAL, s. 755), buğāltır (20/7)<buhgalter˂ Rus.
buhgalter (RTS, s. 44), perme (67/8)<ferma˂ Rus. ferma (RTS, s.638), mınıd
Punktuasiyası, Türkmen Dövlet Okuv Pedneşir, Aşgabat 1961, s. 16. T. Täçmıradov, Häzirki Zaman
Türkmen Dili (Fonetika), Ilım Yayınları, Aşgabat 2002, s. 73. 23 bk. O. Çommadov, Türkmen Diliniŋ Kerki Topar Dialektleri, Ilım Yayınları, Aşgabat 19991, s. 26, N.
Nartıyev, Türkmen Diliniŋ Dialektalogiyasınıŋ Esasları, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullıgı, Aşgabat
2010, s. 60, R. Berdiyev, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım Yayınları, Aşgabat 1970, s. 47, A.
Övezov, Türkmen Edebî Dilinde Alınma Sözleriŋ Ulanılışı, Ilım Yayınları, Aşgabat 1988, s. 59-60. 24 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 160.
9
(14/13)<minut< Rus. minuta (RTS, s. 249), penåiye (67/4)<pensiya˂ Rus. pensiya
(TRS, s. 352), åöwet (4/22)<sovet˂ Rus. sovyet (RTS, s. 547)
b. Eklerde:—
1.2.1.2. Kalınlık-incelik uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre geri
olduğu durumlar
a. Kök ve tabanlarda
Yazı dilinde kalınlık-incelik uyumu ileri olan bazı yabancı kökenli kelimelerin
Kāka ağzında uyuma girmediği görülür. Bu durum işlek değildir. Sadece birkaç örnekte
görülmektedir.
canawör (67/11)<canavaar˂Far. cân-âver (OTAL, s. 140), ġıröw
(75/4)<girev˂ Far. girev (OTAL, s. 334)
b. Eklerde
Kaka ağzında Türkmen yazı dilinde olduğu gibi pek çok ek kalınlık incelik
uyumuna girer. Ancak şu eklerin yer yer uyumu bozduğu görülmektedir.
[+dǟḳi]: Nesnenin yerini bildiren bu ekin, kalın ünlülü kelimelere ince ünlülü şekli
gelerek uyumu bozmuştur. Sadece bir örnekte görülür.
şaha+dǟki (16/36)<şahadakı
[+dan]: İnce ünlülü kelimelerden sonra, kalın ünlülü çıkma hali eki gelerek uyumu
bozmuştur. Sadece bir örnekte görülmektedir.
cērdan (25/6)<cerden
[+ḳā]: {+KA} ˂˂ erki şüphe edatı, 25 .ince ünlülerden sonra kalın ünlülü şekli
kullanılarak uyum bozulmuştur. Sadece bir örnekte geçmektedir. Bu edat Türkmen
Türkçesinde kendisinden önceki kelimeye bitişik yazılır.
nǟme+kā (57/26)<nämekä
[+ımıẕ]/[+mıẕ]: Birinci çokluk iyelik eki, ince ünlülü kelimelerden sonra kalın ünlülü,
kalın ünlülü kelimelerden sonra ince ünlülü şeklinin gelmesiyle uyum bozulmuştur.
25 S. Çağatay, Türk Lehçeleri Üzerine Denemeler, Akar Üniversitesi Basımevi, Ankara 1978, s. 266.
10
ġrādusnìğ+ımıẕ (69/30)<gradusnigimiz, pīòammer+mıẕā
(74/39)<pıgamberimizä
[+ı]: Belirtme hâli eki, ince ünlülü kelimelerden sonra kalın ünlülü şekli kullanılarak
uyumu bozmuştur. Sadece bir örnekte geçmektedir.
krem+ı (68/11)<kremi
[+nıŋ]: İlgi hali eki, ince ünlülü kelimeden sonra kalın ünlülü şekli kullanılarak uyumu
bozmuştur. Sadece bir örnekte geçmektedir.
ali+nıŋ (16/17)<aliniŋ
[+day]: Kaka ağzında Eski Türkçedeki ‘‘teg’’ edatından ekleşmiş olan pekiştirme
görevindeki ‘‘{+day}’’26 morfemi, Türkmen yazı dilinde kullanılmamaktadır. Bu ekin
ünlüsü sürekli kalın olduğu için damak uyumunu bozmaktadır. Bu ek Kaka ağzında
işlektir.
bişiryek-day (41/57), ǖtgemeye-day (1/50), yöröye-day (1/52), bilmeye-day
(1/75), werye-day (2/15), gitdi-day (3/15), diyye+day (5/28), çelli+day ‘‘kadar’’
(14/22), biẕe+day (14/39), şāyātlıḳ edye-day (15/23), ḫaåīw‿edye-day ‘‘hesap ediyor’’
(16/37), gepleyele-day ‘‘konuşuyor’’ (16/58)
1.2.2. Düzlük-yuvarlaklık uyumları
‘‘Türkçe kelimelerin ilk hecelerindeki ünlülerin düz veya yuvarlak oluşlarına
göre onu izleyen hecelerdeki ünlülerin, kelimenin ilk hecesi düz ünlülü ise düz,
yuvarlak ünlülü ise dar yuvarlak veya geniş düz olarak gelmesi kuralıdır.’’27
Kaka ağzında öltümlü Türkmen Türkçesinde olduğu gibi düzlük-yuvarlaklık
uyumu, kalınlık-incelik uyumuna göre zayıftır. Ancak Kaka ağzında Türkmen yazı
diline göre düzlük yuvarlaklık uyumunun ileri olduğu durumlar da, geri olduğu
durumlar da vardır.
1.2.2.1. Düzlük-yuvarlaklık uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre
ileri olduğu durumlar
a. Kök ve tabanlarda
26 A.B.Ercilasun, Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ Yayınları, Ankara 2007, s. 342. 27 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 180.
11
Türkmen yazı dilinde ilk iki heceden sonra yani üçüncü heceden itibaren
yuvarlak ünlülerin bulunmayışı düzlük-yuvarlaklık uyumu bozar.28 Ancak Kaka ağzında
bu kelimelerin uyuma girdiği görülür.
öŋürtü (32/12)<öŋürti ‘‘önce’’, tǖkülük (2/37)<tüykülik
‘‘Dodaklanmazlık, köplenç, sonorlı sesler, bogun galıpları hem ısgınsızlanma
yalı fonetik hadısalar bilen baglı yüze çıkyar.’’29
Kaka ağzında, bünyesinde yuvarlak ünlü bulunduran alıntı kelimelerin yuvarlak
ünlüleri düzleşerek, düzlük yuvarlaklık uyumuna girdiği görülür.
ḑìdăr (48/2)<diktor˂ Rus. diktor (RTS, s. 119)) mümkün (32/4)<mümkiin˂Ar.
mümkin, aftamabil (77/8)<avtomobil˂ Rus. avtomobil (RTS, s. 14)
b. Eklerde
Türkmen yazı dilinde gramerlik bir özellik olarak iki ve ikiden fazla heceli
kelimelere getirilen eklerde aslında bulunan yuvarlak ünlüler düzleşmek suretiyle dudak
uyumunu bozar.30 Kaka ağzında bu eklerin uyuma girdiği görülür.
[+umuẕ]/[+ümüẕ]: Birinci çokluk şahıs iyelik eki: ȫẕümüẕ (3/16)<öözümiz, yūrdumuẕ
(56/12)<yuurdumız, üååümüẕ (10/5)<üstümiz, günümüẕ (43/13)<günümiz, öymüẕ
(75/18)<öyümiz, ürȫğmüẕ (10/6)<yüreğimiz, döwrümüẕ (19/40)<dövrümiz, döwlötümüẕ
(22/2)<dövletimiz
[+uŋuẕ]/[+üŋüẕ]: İkinci çokluk şahıs iyelik eki: ȫẕüŋüẕ (46/16)<özüŋiz, åöẕüŋüẕ
(80/84) <sözüŋiz, ūnuŋuẕ (58/18)<uunuŋız
[+duḳ]/[+dük]: Görülen geçmiz zaman birinci çokluk şahıs: öldürdük (10/6)<öldürdik,
ġoywördük (41/8)<goyberdik, gördük (56/2)<gördik, tutduḳ (41/5)<tutdık, ġoyduḳ
(1/39) goydık
28 bk. P. Azimov, G. Söyegov ve Y. Çöŋŋäyev, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 48, T.
Täçmıradov, age., s. 80, A. Buran, Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ Yayınları 2012, s. 122, O.
Çommadov, Kerki Topar Dialekti, Ilım Yayınları, Aşgabat 1991, s. 34, Sopıyev ve N. Garayev,
Türkmen Diliniŋ Orfografyası ve Punktuasiyası, Türkmen Dövlet Okuv Pedneşir, Aşgabat 1961, s. 19-
21. 29 N. Nartıyev, Türkmen Diliniŋ Dialektologiyasınıŋ Esasları, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullıgı, Aşgabat
1999, s. 69. 30 bk. B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Tütkmen Dövlet Neşriyat
Gulluğı, Aşgabat 2015, s. 141, M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası-Morfologiya, Ruh Yayınları,
Aşgabat 2000, s. 252.
12
[+up]/[+üp]: Bağlama bildiren zarf fiil eki: ǖşürüw‿ǖşürüP (69/15)<üşürip üşürip
‘‘toplamak’’, åüpürüp (62/18)<süpürip, köpöldüp (69/22)<köpeldip, döwüşdürüp
(80/29)<döwüşdirip, åöwöşüp (80/100)<söweşip, mündürüp (80/186)<mündürip,
öwrülüp (80/238)<öwrülip ‘‘çevrilmek’’, tǖkürüp (2/34)<tükürip, dörödüp
(3/11)<döredip, götörüp (3/13)<göterip, ğutōrup (6/3)<gutarıp ‘‘bitirmek’’, oturupdur
(16/25)<oturıpdır
Yazı dilinde bu ekler sürekli düz dar ünlülüdür ve şekilleriyle yazı dilinde
uyumu ihlal ederken Kaka ağzında bu ekler uyuma girmektedir.
[+çuluḳ]/[+çülük]: İsimden isim yapan ek: bolçuluḳ (56/13)<bolçulık, köpçülük
(19/34) <köpçülik, müŋkürçülüğ (76/136)<müŋkürçilik, üpcünçülük
(77/34)<üpcünçilik, mōlumçuluḳ (3/16)˂ mugallımçılık
[-dü]: Görülen geçmiş zaman: ğördüm (61/10)<gördim, gördüŋ (57/68)<gördiŋ, gördü
(79/44)<gördi, ğürlödüm (79/15)<gürledim, åöydü (66/9)<söydi, baḳıp yȫrdüler
(80/86)<bakıp yördiler
[+üncü]: Sıra sayı sıfatı: dȫrdüncü (9/3)<dördünci, üçüncü (52/5)<üçünci, on‿çüncü
(6/10)<onüçünci
[+ü]: Türkmen yazı dilinde üçüncü teklik kişi iyelik eki sürekli düz dar ünlülüdür.
Ancak bu ek üzerine bir hal eki aldığı zaman uyuma girer (gözüne, yüzüne, goluna
gibi). 31 Kaka ağzında ise kelimenin kökünde yuvarlak ünlü varsa, üzerine hal eki
gelmediği halde üçüncü teklik kişi iyelik eki sadece ince sıradan kelimelerde ünlü
uyumlarına girerek +ü˂+i şekillerine dönüşebilmektedir.
döwrü (56/3)<dövri, yüŋü (45/17)<yüŋi, üçü (36/40)<üçi, üååü (4/30)<üsti,
tümü (60/29)<tümi, tȫrü (17/25)<töri ‘‘içeri’’, åǖdü (54/48)<süydi, åöyğüåü
(1/70)<söygüsi, åöẕü (73/6)<sözi
[+u]/[+ü]: Belirtme hali eki genellikle ince sıradan ünlülerde uyuma girer. Kalın sıradan
ünlülerde nadir görülür.
31 Sopıyev ve N. Garayev, Türkmen Diliniŋ Orfografyası ve Punktuasiyası, Türkmen Dövlet Okuv
Pedneşir, Aşgabat 1961, s. 50.
13
döwlötünü (4/21)<döwletini, göẕümü (59/15)<gözümi, ġūruğnu
(40/56)<guyrugını, gülünü (54/56)<gülüni, kökünü (36/1)<köküni,
mōncuğnu<moncugını, ōdunŋu (79/22) <odunuŋı, ökcöåünü (2/26)<ökcesini ‘‘taban’’,
ölüåünü (36/21)<ölüsini
1.2.2.2. Düzlük-yuvarlaklık uyumunun ölçünlü Türkmen Türkçesine göre
geri olduğu durumlar
a. Kök ve Tabanlarda
Bugün çağdaş Türk Lehçelerinden Kırgızca 32 ve Altayca 33 gibi lehçelerde
görüldüğü üzere Kaka ağzında da ilk heceden sonra geniş yuvarlak ünlüler
bulunmaktadır. Bu durum Türkmen yazı dili ile yöre ağzı arasındaki en önemli
fonolojik farklardan bir tanedir.
düyö (40/32)<düye, türkmön (4/3)<türkmen, yürök (1/10)<yürek, döwlöt (4/25
˂dövlet<Ar. devlet (TS, s. 648), dünyö (36/72)<dünyä˂ Ar. dünyâ (OTAL, s. 220),
tüååö (30/23)<tüsse, topor (14/43)<topar, toproḳ (49/10)<toprak, yüpök (15/24)<yüpek
Bazı örneklerde de yazı dilinden farklı olarak yer yer düzleşme ve
yuvarlaklaşma neticesinde düzlük yuvarlaklık uyumu bozulur.
çawut (53/19)<çabıt, tìwünde (40/19)<düyp, alow (16/13)<alaw˂ Far âlâv
(OTAL, s. 29), cewür (4/11)<cebir˂ Ar. cebr (OTAL, s. 144), dıfofka (68/8)<duhovka˂
Rus. duhovka (RTS, s. 134) ‘‘fırın’’, ġıröw (75/4)<girev˂ Far. girev (OTAL, s. 334),
palow (11/19)<palav˂ Far. pelav (OTAL, s. 1924), åāwun (45/38)<saabın˂ Ar. sâbûn
(OTAL, s. 1058)
b. Eklerde
Türkmen yazı dilinde sürekli düz ünlülü olan bazı eklerin, Kaka ağzında
yuvarlak ünlülü şeklinin kullanıldığı da görülür. Bu ünlüler kendinden önce gelen
yuvarlak ünlülere benzeyerek yuvarlaklaşır ve düzlük yuvarlaklık uyumunu bozarlar.
{+dO}: Bulunma hali eki: åöwöş+dö (23/15, şun+do (1/69, tìwün+dö (40/19, toy+do
(53/23, tȫrün+dö (17/25, yōl+do (57/16)
32 A.B.Ercilasun, Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, s. 489. 33 A.B.Ercilasun, age., s. 1017.
14
{+dOn}: Çıkma hali eki: ġoçoḳ+don (49/15), yōl+don (21/47), yoḳor+don (79/67),
dünyö+dön (37/34), döwür+dön (15/10), öy+dön (36/32)
{+lOr}: Çokluk eki: doğon+lor (32/9) [doganlar], ġol+lor (59/23) [gollar], ġowoḳ+lor
(2/22) [govaklar] ‘‘mağara’’, ġoyun+lor (17/7) [goyunlar]
{+CO}: Eşitlik hali eki: şōn+ço (30/35), oŋot+co (32/62), owodon+co (32/62),
kȫnö+cö (21/28), öåön+cö (33/3)
{+(y)O}: Yönelme hali eki: boy+o (33/2), çöl+ö (19/10), döşüğ+ö (2/22), döwlötlör+ö
(77/16), duşoğ+o (16/70), ġoloyn+o (5/23)
{-cOK}: Gelecek zaman eki 1.teklik şahıs eki: men muåulmān wol-coḳ (80/353), men
ayālıma ūğrot-coḳ. (76/73), (men) çöẕ-cök (39/63), (men) ğör-cök (80/351)
{-mO-}: Olumsuzluk eki: bol-moyă (41/35), ġuy-moyăn (28/3), döẕ-möye (46/142)
{-mOK}: İsim fiil eki: ġōro-moḳ (6/5), doḳo-moğ‿üçün (19/19), ulon-moğ‿üçǖn
(4/19), gürlö-mök (31/9), öå-möğ-ne
{-mOlI}: Gereklilik kipi 3.teklik şahıs, 2.teklik şahıs ve 3.çokluk şahıs ekleri: (o) oḳo-
molı (78/30), (sen) öylön-möli (46/91), (siẕ) öååür-möli (19/32)
{-mOẕ}: Geniş zamanın olumsuzu: gelmeåe bol-moẕ (1/40), utğoş-moẕ (52/19), gör-möẕ
(70/15)
{-Or}: Geniş zaman eki: tut-orın (60/30), oŋor-orın (80/342), alıḳ ġōwör-öråüŋ
(80/261) öldürd-öråüŋ (80/328)
{-åO}: Şart kipi: bol-åoŋ (2/16), doḳo-åoŋ (49/29), tut-åoŋ (67/11), ur-åoŋ (30/35), gör-
åöŋ (76/131)
{-yO}: Şimdiki zaman eki: öçürük ġoy-yon (28/4), ġuy-yon ‘‘dökmek’’ (26/9), gör-yön
(30/9
c. Bağlaçlarda
Genellikle yazı dilinde olduğu gibi Kaka ağzında da bağlaçlar düzlük-
yuvarlaklık uyumuna girer. Ancak veli, bilen kelimeleri yazı dilinde uyuma girer iken,
Kaka ağzında bunlar uyumu bozmaktadır.
wöli (21/72)<weli˂ Ar. velî (OTAL, s. 1336) ‘‘ve’’, wülön (80/58)<<bilen
15
1.3. Ünlü türemeleri
Ünlü türemesi, ses özelliklerine veya birbirleri ile birleşme şartlarına bağlı bazı
nedenlerle kelimenin ön, iç ve sonuna ünlü getirilmesi olayıdır.34
1.3.1. Kelime başında ünlü türemesi
Türkmen yazı dilinde görülmeyen kelime başı ünlü türemeleri Kaka ağzında
vuku bulmaktadır. /l/, /r/ ve /s/ sürekli ünsüzleriyle başlayan alıntı kelimelerde
görülür.35.
/s-/’nin önünde türeme:
ıskılāt (67/23)<sklat˂ Rus. sklad (RTS, s. 531), ıstandārt (69/43)<standart˂
Rus. standart (RTS, s. 566), ıstātūs (77/40)<status˂ Rus. status (RTS, s. 568), ıstōl
(44/8)<stol˂ Rus. stol (RTS, s. 571) ‘‘sandalye’’, ıstıḳān (68/7)<stakan˂ Rus. stakan
(RTS, s. 566) ‘‘bardak’’
/r-/’nin önünde türeme:
ırowāyat (19/31)<rovaayat˂ Ar. rivâyet (OTAL. s. 1046), írēm (75/50)<rehim˂
Ar. râhim (OTAL, s. 1021), ırūò (74/36)<ruh˂ Ar. rûh (OTAL, s. 1048)
/l-/’nin önünde türeme: sadece bir örnekte görülür.
ılāyıḳ (80/161)<layık˂ Ar. lâyıḳ (OTAL, s. 626)
1.3.2. Kelime içinde ünlü türemesi
Kaka ağzında, ünsüz ile biten bir kelimeye pekiştirme (+rAk) eki getirildiği
zaman yan yana gelen iki ünsüzün arasında bir dar ünlü türemiştir.
öŋürǟk (16/55)<öŋräk ‘‘önce’’, ḳīnırāḳ (40/21)<kınrak ‘‘zor’’, köpürǟk
(30/34)<köpräk, mılāyımırāḳ (28/8)<mılayımrak], åoŋurăḳ (6/5)<soŋrak
Bir örnekte ise içte ünlü türemesinden ziyade kelimenin asıl şekli korunmuştur.
yapıraḳ<yaprak˂ yapırġaḳ (KBS, s. 1067)
34 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 241. 35 bk. R. Berdiyev, S Kurenov, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım Yayınları, Aşgabat 1970, s.
177, N. Nartıyev, Türkmen Diakletologiyasınıŋ Esasları, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullıgı, Aşgabat
1999, s. 74.
16
1.3.3. Kelime sonunda ünlü türemesi
Ağızlarda kelime sonunda ünlü türemesi çok görülmez. Sonda ünlü türemesi
hadisesi genellikle Yomut ağzında görülmektedir. Zarf fiile eklerinin olumsuzundan
sınra dar /ı/ ya da /i/ ünsüzleri türer. 36 Kaka ağzında sadece bir örnekte görülmektedir.
ḳaḳmānı (51/6)<kakman
1.4. Ünlü düşmesi
Ünlü düşmesi, türlü fonetik etkiler altında kelimelerin iç ve son seslerinde
bulunan bazı ünlülerin düşmesi hadisesidir.37 Bu hadise, Kaka ağzında iç seste ve son
seste görülür.
1.4.1. Kelime başında ünlü düşmesi
Derlediğimiz metinlerde kelime başında ünlü süşmesiyle ilgili örnek
görülmemektedir.
1.4.2. Kelime içinde ünlü düşmesi38
İçte ünlü düşmesi olayı, kelime tabanlarında hem de ekleşme sırasında, kelime
birleşmelerinde vurgusuz orta hecede bulunan genellikle dar ve düz ünlülerin düşmesi
şeklinde görülmektedir.39
/-Ø-/˂/-i-/:
matımātḳa (14/31)<matematika˂ Rus. matemetika (RTS, s. 243), gumintār
(77/31)<gumanitar<Rus. gumanitar ‘‘toplumsal’’
Yan yana gelen iki ünsüzün arasında görülen dar /ı/ ve /i/ ünlüler Türkmen
ağzılarında genellikle düşer. 40 Bu durum Kaka ağzında da görülmektedir.
bolonnı (1/21)<bolanını, bayrammıẕ (11/3)<bayramımız, çıḳmallıŋŋıẕı
(19/32)<çıkmalıdığıŋızı, çıḳaryānnıŋ (32/58)<çıkaryanınıŋ, dìyyǟnni
(37/15)<diyyänini, doğonnı (80/10)<doğanını, dōnnı (18/3)<donını, edenni
36 N. Nartıyev, Türkmen Diakletologiyasınıŋ Esasları, Türkmen Dövlet Neşriyat Gulluğı, Aşgabat 2010,
s. 76. 37 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 240. 38 Türkiye Türkçesi için bk. L. Tseng, Türkiye Türkçesinde Orta Hece Düşmesi, TDK Yayınları, Ankara
2002. 39 Täçmıradov, Häzirki Zaman Türkmen Dili-Fonetika, Ilım Yayınları, Aşgabat 2002, s. 88. 40 R. Berdiyev, S Kurenov, R. Berdiyev, S Kurenov, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım
Yayınları, Aşgabat 1970, s. 202.
17
(46/74)<edenini, ġalannăm (43/42)<galanını hem, ġarnnı (21/86)<garnını, gelenni
(3/16)<gelenini, ulıları (78/15)<ulları
Yine yöre ağzında, kelime içinde /r/-/n/, /r/-/ŋ/, /r/-/m/, /r/-/c/, /r/-/s/, /m/-/n/, /ġ/
(/ḳ/)-/n/, /g/-/m/, /v/-/m/, /l/-/m/ ünsüzlerinin arasında gelen /ı/, /i/ dar ünlüler genellikle
düşer.
ayağna (54/12)<ayagına, aydımna (50/18)<aydımına, bārlağna
(25/11)<barlagna, bāẕarna (56/14)<bazarına, bǟåleşiğne (52/5)<bäsleşigine,
çāğırlanda (32/10)<çagırılanda, elne (1/10)<eline, eåerlermiẕiŋ (36/2)<eserlerimiẕiŋ,
eşdilye (37/37)<eşidilye, ġāynımıŋ (55/12)<gayınımıŋ, geçirmeldiğni
(53/13)<geçirmelidiğini, yermiẕi (41/6)<yerimizi, yerni (41/63)<yerini, yımırşdırıp
(80/29)<yumuruşdırıp, nìrde (54/29)<nirede
1.4.3. Kelime sonunda ünlü düşmesi
Kaka ağzında kelime sonunda dar ünlülerin düştüğü görülür.
gön (80/328)<göni, yiğrim (14/11)<yigrimi, ġow (2/16)<govı˂ Ar. kavî (OTAL,
s. 571)
Bu örnekte ise kelimenin birincil şekli korunmuştur.
kepder (79/67)<kepderi˂ Far. kebûter (OTAL, s. 576) ‘‘güvercin’’
1.5. Ulamalar
Kelime ulamaları, bir kelimenin son ses ünsüzü ile ondan sonra gelen kelimenin
ön ses ünlüsü veya ünlü ile başlayan ilk hecesini birleştirerek tek bir hece hâlinde
söyleme veya okuma durumudur.41
/Ø-/˂/e-/:
Ünlü ile biten kelimelerden sonra ünlüyle başlayan bir kelime geldiğinde
ulamaya bağlı olarak ‘‘eken’’ kelimenin başındaki ünlü düşer.
yalatmalı‿keni (62/18)<yalatmalı eken, gǖşlü‿ken (19/29)<güyçli eken
/Ø/˂/ü/:
wolon‿çǖn (79/20)<boldugı üçin, on‿ çüncü (6/10)<on üçünci
41 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 85.
18
/Ø/˂/i/:
on‿ki (14/21)<on ik], becer‿ìşler (22/5)<beceri işler
Ünlü ile biten bir kelimeden sonra ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde
ulamaya bağlı olarak ilk kelimenin son ünlüsü düşer.42
eneå‿ataåı (34/6)<enesi atası, ell‿altı (60/7)<elli altı, ġar‿öy (17/15)<gara
öy, ġūr‿āğırı (45/42)<gurı ağırı, ġarr‿ādam (17/15)<garrı adam, ġorḳm‿oğul
(1/13)<gorkma oğul, yāşul‿ādam (2/28)<yaşulı adam
1.6. Ünlü değişmeleri
Ünlülerin ünlülere veya ünsüzlerin ünlülere yaptığı etki sonucunda bir ünlünün
nitelik değiştirmesi olayı.43
1.6.1. İncelme
/y/, /ş/, /l/, /c/, /ç/, /n/, /r/, /s/, /z/, /d/, /t/ gibi diş, diş eti ve ön damak ünsüzlerinin
komşuluğunda art damak ünlülerinde incelmeler görülür.44 Bu incelmeler hem alıntı
kelimelerde hem de Türkçe kökenli kelimelerde görülmektedir.
/e/ ˂ /a/:
deyẕe (32/58)<dayẕa, perme (57/8)<ferma˂ Rus. ferma (RTS, s.638)
/ü/˂/u/:
åüyük (68/20)<suvuk ‘‘cıvık’’, üç-(12/3)<uç-‘‘sallanmak’’
1.6.2. Kalınlaşma
‘‘Belirli ünsüzlerin kalınlaştırma etkilerine bağlı olarak veya kelime içinden
gelen başka nedenlerle ince ünlülerin arka damaktaki kalın sıraya geçmesi olayı.’’45
Kalınlaşma hadisesi genellikle alıntı kelimelerde görülür. Buradaki temel sebep,
damak uyumunu ihlal eden kelimeleri uyuma sokma çabasıdır.46
42 R. Berdiyev, S Kurenov, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım Yayınları, Aşgabat 1970, s. 202 43 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 239. 44 T. Täçmıradov, Häzirki Zaman Türkmen Dili-Fonetika, Ilım Yayınları, Aşgabat 2002, s. 84. 45 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 169.
19
/ı/˂/i/:
bır (49/27)<bir, ıŋ (71/3)<iŋ
/a/˂/e/: Sadece alıntı kelimelerde görülür.
camāğat (21/85)<cemagat˂ Ar. cemâat (OTAL, s. 148), camāl (51/1)<cemal˂
Ar. cemâl (OTAL, s. 148)
1.6.3. Daralma
Yanlarında geniş ünlüleri daraltma etkisi yapan bazı ünsüzlerin etkisi altında
geniş ünlülerin /ı/ ˂ /a/, /u/ ˂ /o/, /i/ ˂ /e/, /ü/ ˂ /ö/ biçimindeki daralma olayı.47 Bu
değişimler genellikle yabancı kökenli kelimelerde görülür.
/ı/˂/a/:
aŋıt (75/37) aŋŋat ‘‘çölde oluşan tepe’’ (TDDS, s. 57), aŋırı (79/34)<aŋarı
‘‘ileri’’, ışāḳ (60/26)<aşak, òaåīp (54/71)<hasap˂ Ar. hesâb (OTAL, s. 412)
/i/˂/e/: Sadece alıntı kelimelerde görülür.
intek (3/12)<entek˂ Ar. entak (OTAL, s. 257), mìtır (1/45)<metr˂ Rus. metr
(RTS, s. 247)
/u/˂/o/:
yuḳarı (1/66)˂yokarı, duòdor (40/7)<doktor˂ Rus. doktor (RTS, s. 125)
1.6.4. Düzleşme
Çeşitli fonetik etkenlerle ve genellikle dilimize geçmiş yabancı sözlerde, ilk
hecede yuvarlak sıradan bir ünlünün düz sıraya geçmesi olayı.48
‘‘Dodak çekimlileriŋ dodaklanmadık çekimliler bilen çalışmagı belli fonetik
orunlarda duş gelyär. Ol, esasan, sonorlı r, l, m, n, ŋ, y, v seslerinden öŋ yüze çıkmak
bilen, belli bir düzgüne esaslanyar. ’’49 Saryk, Salyr, Arsarı, Sakar, Olam ağızlarında50
olduğu gibi Kaka ağzında da dar yuvarlak ünlülerin düzleştiği görülür.
46 N. Nartıyev, Türkmen Dialektologiyasınıŋ Esasları, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullugı, Aşgabat 2010,
s. 79 47 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s, 239. 48 Z. Korkmaz, age., s. 240. 49 N. Nartıyev, Türkmen Diliniŋ Dialektologiyasınıŋ Esasları, Aşgabat 2010, s. 81. 50 Nartıyev, age., s. 82.
20
/ı/˂/u/:
bılaş- (40/19)<bulaş-, yımırtġa (68/3)<yumurtga, yımrıḳ (59/14)<yumruk,
yımşat- (41/7)<yumşat-
/a/˂/o/: Bu değişim genellikle alıntı kelimelerde görülmektedir.
apirātır (25/2)<operator˂ Rus. operator (RTS, s. 321), kambināt
(48/17)<kombinat<Rus. kombinat (RTS, s. 209), kanḑìtır (77/37)<konditer(˂ Rus.
konditer (RTS, s. 210), ramān (24/5)<roman˂ Rus. roman (RTS, s. 505)
1.6.5. Yuvarlaklaşma
‘‘Düz bir ünlünün, yanındaki dudak ünsüzünün veya söz içindeki yuvarlak bir
ünlünün etkisiyle yuvarlak sıradan ünlüye değişmesi.’’51 Bu durum Kaka ağzında şu
ünlülerde görülmektedir. Bu yuvarlaklaşma hadiseler, Kaka ağzında yaygındır. (ilgili
konuya bk. 1.4.2.2.)
/o/˂/a/:
boğdoḳ (44/32)<bogdak, buğdoy (39/16)<bugday, çopon (39/7)<çopan, yowoş
(22/23)<yuvaş, yorğon (40/41)<yorgan, yoldoş (41/31)<yoldaş, yōllo-(21/15)<yolla-
/ö/˂/e/:
çömçe (17/24)<çemçe, cǖcö (15/8)<cüyce, göröş (47/86)<göreş, göröç
(1/73)<göreç, söwöt (66/28)<sebet˂ Far. seped (OTAL, s. 1096), yörö- (69/43)<yöre-,
wö (77/32)<we, wölì (39/1)<weli
/ü/˂ /i/:
wülen (49/23)<bilen, newüt (77/19)<nebit˂ Ar. nebt (OTAL, s. 954)
Türkmen yazı dilinden farklı olarak, Kaka ağzında görülen yuvarlaklaşma
hadisesi sadece kelime köklerinde değil, eklerde de görülmektedir. Eklerdeki
yuvarlaklaşma hadisesi, kelime içerisinde bulunan yuvarlak ünlülerin etkisiyle
gerçekleşir (bk. 1.2.2.).
1.7. Diğer ünlü değişmeleri
/o/˂</e/:
51 Z. Korkmaz, Dil Bilgis Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 254.
21
ġotāp (13/16)<gutap
/ö/˂/â/:
dünyö (36/72)<dünyä˂ Ar. dünyâ (OTAL, s.220 )
/a/˂/u/
palan (21/59)<pılan˂ Ar. fulân (TS, s. 875)
1.8. Geçişme52
‘‘Biri ünlüyle biten, diğeri ünlüyle başlayan ve genellikle bir arada kullanılan iki
kelime bir araya geldiklerinde, birinin sonundaki diğerinin başındaki ünlü birbirine
geçer ve iki kelime tek kelime hâline gelir’’.53 Yazı dilinden farklı olarak Kaka ağzında
geçişme örneğine sadece bir örnekte görülür.
arpun (54/88)<arpa un
1.9. Eskicil şekiller
Türkmen yazı dilinde zamanla ses değişikliğine uğramış kimi alıntı ve Türkçe kökenli
kelimeler Kaka ağzında birincil şekilleriyle kullanılır.
çawut (53/19)<çabıt˂ çapgut (KBS, s. 220), cāduğöy (80/168)<caadıgöy˂ Far.
cadu (OTAL, s. 137), küçe (41/1)<köçe˂ Far. gûşe (OTAL, s. 296) ‘‘sokak’’, naåīòat
(76/31)<nesihat˂ Ar. nasîhat (OTAL, s. 947)
52 bk. O.Yıldız, Birleşik Kelimelerde Görülen Fonetik Hadiseler, Terimleri, Tanımları ve Örneklerinin
Tasnifi Üzerine, Kırım Tatarlarının Dünü-Bugünü-Yarını Uluslararası III. Türkoloji Sempozyumu
Bildirileri ve Özetleri (15—17 Ekim 2012, Simferopol — Kırım / Ukrayna), Simferopol, 2014, s. 83-92. 53 O.N.Tuna, Türk Dil Bilgisi, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakultesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimim
Bölümü Ders Notları, Malatya 1986, s. 43.
22
2. Ünsüzler
2.1. Ünsüz türleri
Türkmen yazı dilinde bulunan /b/, /ç/, /c/, /d/, /f/, /g/, /h/, /k/, /j/, /l/, /m/, /n/, /ŋ/,
/p/, /r/, /s/, /t/, /v/, /y/, /z/ ve telaffuzları ister yazıldıkları gibi olsun ister farklı olsun
bütün ünsüzler Kaka ağzında da aynı şekilde kullanılır. Bu ünsüzlere ilave olarak [ḱ],
[ĺ], [P], [T], [ţ], [ḑ], [n], [r], [t], [w] ünsüzleri de vardır.
[ḱ] ünsüzü: Ön damağın biraz gerisinde dilin biraz çukurlaştırılarak kenarlarının damak
yanlarına teması ile şekillenen bir /ḱ/ ünsüzüdür. Sadece bir kelimede tespit edilmiştir:
düḱān (21/19)
[ĺ] ünsüzü: Ön damak /l/ ünsüzüdür:
övĺä (21/15), werta ĺōT (59/22)
[P] ünsüzü: p - b arası, yarı ötümlü bir sestir.
aydıP (20/29), coğāP (6/3), corāP (76/15), åoğāP (21/89)
[T] ünsüzü: t - d arası, yarı ötümlü bir sestir:
āT (32/51), dȫrT (77/24), meTcìd (6/11), yayraTmağa (16/18), rowāyaT (18/5),
yāT (78/39), ẕāT (36/55)
[ţ] ünsüzü: Rus dilinden geçen kelimelerde görülür. t - s arası bir sestir:
buğalţēryaa (20/21), ţyōrko (29/5), tabliʿţa (20/21), okţyābır (24/2), şprīţ (38/16)
[ḑ] ünsüzü: Rus dilinden geçen kelimelerde görülür, d - z arası bir sestir:
ḑìdăr (48/2), ḑiplom (48/10), ḑialēkt (31/4) vb.
[n] ünsüzü: Düşmek üzere olan n sesidir. Sadece bir kelimede tespit edilmiştir.
ġıynanşlı (36/8)
[t] ünsüzü: Düşmek üzere olan t sesidir.
dȫrtde (14/25), munt (13/11), nōwatçı (14/3) vb.
[ w ] ünsüzü: Düşmek üzere olan w sesidir.
woluw (21/9), åuw (7/8) vb.
23
2.1.1.Ünsüz Değişmeleri
2.1.1.1. Ünsüz uyumları
Kelime içerisinde yan yana gelen iki ünsüzün ötümlülük-ötümsüzlük
bakımından gösterdiği uyumdur. Bu uyuma göre ya her iki ünsüz de ötümlü ya da her
iki ünsüz de ötümsüz olmalıdır.
2.1.1.1.1. Türkmen yazı diline göre ünsüz uyumunun ileri olduğu durumlar
a. Kök ve Tabanlarda
Türkmen yazı dilinde, içinde ünsüz uyumunu ihlal eden şu kelimeler Kaka
ağzında uyuma tabidir:
aftamabìl< Rus. avtomobil (RTS, s. 14), dufōfka< Rus. duhovka (RTS, s. 134),
yaòtı (78/39)<yagtı˂ yā-kdu (KBS, s. 1033) ‘‘aydınlık’’, baòtıyār (19/40)<bagtıyar˂
Far. bahtiyâr (OTAL, s. 76), ıòtıḳāt<ıgtıkat<Ar. iˈtikad (OTAL, s. 538), pāytaòt
(15/15)<paaytagt˂ Far. pây-ı taòt (OTAL, s. 1001), waòt (1/23)<wagt˂ Ar. vakt
(OTAL, s. 1323), ruåòat (21/57)<rugsat˂ Ar. ruhsât (OTAL, s. 1049)
b. Eklerde
‘‘Türkmen yazı dilinde bazı eklerin ünsüzlerinin sürekli ötümlü olması durumu
ünsüz uyumunu bozar’’.54 Aynı yazı dilinde olduğu gibi Kaka ağzında da ünsüz uyumu
genellikle bozuktur. Ancak birkaç örnekte bazı kelimelerin benzeşme sonucunda uyuma
girdiği de görülür.
[+si]<{+dI}/{+tI}: ek-eylem görülen geçmiş zaman 3. teklik şahıs eki
peååi (22/70)<pesdi˂ Far. pest (OTAL, s. 862)
[+sa]<{+dA}: bulunma hâli eki
yāååa (36/62)<yaasda
[-åir]˂{-dIr}: ettirgenlik eki: Birkaç örnekte görülür.
öååür- (19/32)<ösdir-, keååir (39/45)<kesdir
[-åir]˂{-dIr}: bildirme eki: Sadece bir örnekte görülür.
beååir (32/51)<besdir˂ Far. bes (OTAL, s. 90)
54 O.Hanser, Türkmence Elkitabı, Kebikeç Yayınları, İstanbul 2003, s. 39.
24
[-åı]/[-åi]˂{-dI}: görülen geçmiş zaman: Birkaç örnekte görülür.
keååim (21/25)<kesdim, güpbaååı (80/235)<güpbasdı
[+şagaẕ]˂{+cAgAz}: isimden isim yapma eki: Sadece bir örnekte görülür.
åaşşağaẕ (33/2)<saçcağaz
2.1.1.1.2. Türkmen Yazı Diline Göre Ünsüz Uyumunun Geri Olduğu
Durumlar
a. Kök ve Tabanlarda
Yazı dilinde ünsüz uyumu sağlam olan bazı alıntı kelimelerin Kaka ağzında
uyuma girmediği görülür.
duhdor (40/7)<doktor˂ Rus. doktor (RTS, s. 125), gekdar (41/33)<gektar˂ Fr.
hektar (TS, s.1079), kūrtġa (25/15)<kurtka˂ Rus. kurtka (RTS, s. 226) ‘‘mont’’
Türkmen yazı dilinde bulunmayan pekiştirme işlevinde olan {+day} eki bazı
Türkmen ağızlarında olduğu gibi Kaka ağzında da mevcuttur. Bu ekin başındaki ünsüz,
diğer ağızlarda olduğu gibi Kaka ağzında da ünsüz uyumunu bozmaktadır.
ġoywerǟyekday (41/14), edyekday (41/15), wüşüryekday (41/57), beryekday
(43/11), dōldurardıḳday (45/20), bilğişday (46/5), ǖtgǟnōkday (1/47)
b. Eklerde
Derlediğimiz metinlerde Türkmen yazı dilinde görülmeyen ünsüz uyumunu
bozan eklere rastlanmamaktadır.
2.1.1.2. Ötümlüleşme
Tonsuz /p/, /ç/, /t/, /k/ gibi ünsüzler ile biten kelimelerin sonuna ünlü ile
başlayan bir ek getirildiğinde, kelime sonundaki tonsuz sert ünsüzlerin yumuşayarak
tonlu /b/, /c/, /d/, /g/, /ğ/ ünsüzlerine dönüşmesi olayıdır.55
Kelime Başında Ötümlüleşme
/ġ-/˂/ḳ-/: Bu örnekte genellikle /k/’li şekli kullanılırken birkaç örnekte /ġ/’li şeklinin
kullanıldığı görülmektedir.
ġırḳ (80/258)<kırk (TDDS, s. 740), ḳırḳ (17/12), ḳırḳ müŋ (75/4)
55 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 228.
25
b. Kelime İçinde Ötümlüleşme
Derlediğimiz metimlerde kelime içinde ötümlüleşme hadisesi görülmemektedir.
c. Kelime Sonunda Ötümlüleşme
Kaka ağzında kelime sonundaki bazı ünsüzler ötümleşebilmektedir. Buradaki
ötümlüleşme birincil uzun ünlülerle ilgilidir.56
āc‿ādam (80/333), åǖd‿emen (54/71)
Aslında son sesi ötümsüz olan kelimeler ulama neticesinde ötümlüleşirler.
/c-/˂/ç-/:
dīnc‿al-(56/22) < dınç al-, ınanc‿et- (36/56)<ınanç et-
/d-/˂/t-/:
tǟred‿edik gelye (65/6)<taret et-< Ar. tahâret (OTAL, s. 1186), rowāyad‿ayt-
(80/1)<rowaayat ayt-˂ Ar. rivâyât (OTAL, s. 1046)
2.1.1.3. Yarı Ötümlüleşme
Kaka ağzında ötümsüz ünsüzlerin, yanlarındaki ötümlü ünsüz ve uzun ünlülerin
etkisiyle yarı ötümleştiği örneklere de rastlanır. Asıl biçimleri ötümsüz olan bu
kelimeler bazı kaynak kişilerde yarı ötümlü olarak duyulmuştur. Bu durum kelime
içinde ve kelime sonunda görülür.
a. Kelime İçinde Yarı Ötümlüleşme
Derlediğimiz metinlerde kelime içinde yarı ötümlüleşmeye rastlanmamaktadır.
b. Kelime Sonunda Yarı Ötümlüleşme
/-P/˂/-p/: Bu örneklerde, asıl şeklinin ötümlü, yazı dilinde ötümsüz olan kelimelerin
Kaka ağzında yarı ötümlü şekli kullanılmıştır.
coğāP ‿ ber- (6/3)<cogaap˂ Ar. cevâb (OTAL, s. 154), corāP ‿ doḳo-
(76/15)<corap˂ Far. cūrāb (TS, s. 562), åoğāP‿ber- (21/56)<soğap ber-˂ Ar. sevâb
(OTAL, s. 1103)
56 T.Tekin, Ana Türkçede Asli Uzun Ünlüler, Hacattepe Üniversitesi Yayınları, 1975, s. 25.
26
/-T/ ˂ /-t/: Ulamanın olmadığı durumlarda da birincil uzun ünlü taşıyan kimi Türkçe ve
alıntı kelimelerde, kelimenin sonundaki ötümsüz ünsüzlerin yer yer yarı ötümlü olarak
kullanıldığı görülmektedir.
āT (32/36)<at, dȫrT (58/1)<dört, ẕāT (36/55)<zat˂ Ar. zât (OTAL, s.
1363)‘‘şey’’, åǖT (55/13)<süyt (TDDS, s. 1167), yāT (78/9)<yat˂ Far. yâd (OTAL, s.
1345)
2.1.1.4. Ötümsüzleşme
Ötümlü ünsüzlerin boğumlanma sırasında titreşimlerini kaybederek ötümsüz
ünsüze dönüşmesidir.57 Kaka ağzında ötümsüzleşme hadisesi, ötümlüleşme hadisesine
göre daha azdır. Kelime başında ve sonunda görülür.
a.Kelime Başında Ötümsüzleşme
/-k/˂/-g/: Bu durum ötümsüzleşmeden ziyade kelimenin asıl şeklinin Kaka ağzında
korunmuş olmasından kaynaklanır. Ancak sadece bir örnekte görülen bu ses hadisesinde
aslî şekli art damak /ḳ/ olan ünsüz, zamanla yanındaki ünlünün ince olması sonucu,
ünsüz de ünlü ünsüz uyumu sebebiyle incelmiştir.
kümmeẕ (70/22)<gümmez˂ Ar. kubbe (OTAL, s. 602)
/p-/˂/b-/: Sadece bir örnekte görülmektedir.
put (22/34)<but<Far. but (TS, s. 1954)
b. Kelime İçinde Ötümsüzleşme
Derlediğimiz metinlerde kelime içinde ötümsüzleşme hadisesi görülmemektedir.
c. Kelime Sonunda Ötümsüzleşme
/-å/˂/-ẕ/:
åekkiå (77/5)<sekiz, otuå (20/4)<otuz
2.1.1.5. Süreklileşme
Süreksiz ünsüzlerin /b/, /c/, /ç/, /d/, /g/, /k/, /p/, /t/ sızıcı /f/, /ğ/, /h/, /j/, /s/, /ş/, /v/,
/z/ ve akıcı /l/, /m/, /n/, /r/, /y/ ünsüzlere değişmesi olayıdır.58
a. Kelime Başında Süreklileşme
57 Z. Korkmaz, Dil bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankra 21017, s. 229. 58 Z. Korkmaz, age., s. 228.
27
Kaka ağzında sızıcılaşma hadisesi, ötümlüleşme ve ötümsüzleşme hadisesine
göre daha yaygındır.
/w-/˂/b-/: Kāka ağzında /b/ ile başlayan kelimelerin /w/’li şekilleriyle nöbetleşe
kullanılan örneklere de rastlanmaktadır.
wağşı (58/11)<bağşı (TDDS, s. 93), wār (14/31)<bar (TDDS, s. 100), wer-
(43/1)<ber- (TDDS, s. 128), wil-(20/17)<bil- (TDDS, s. 141), wülen (1/18)<bilen
(TDDS, s. 140), wüş- (41/73)<bişir- (TDDS, s. 146), wol- (22/53)<bol- (TDDS, s. 151)
b. Kelime İçinde Süreklileşme
/-w-/˂/-b-/: Genellikle alıntı kelimelerde görülür.
ġīwat (78/34)<gıbat˂ Ar. gıybet (OTAL, s. 333), gawır (74/16)<gabır˂Ar. kabr,
(OTAL, s. 549), ẕiwil (38/23)<zibil˂Ar. zibl (OTAL, s. 1383), cewür (4/11)<cebir˂Ar.
cebr (OTAL, s. 144.), çawut (53/19)<çabıt˂çapgut (KBS, s. 220)
/-ş-/˂/-ç-/: Sonu /ç/ ile biten kelimelere /d/, /l/, /c/, /ç/, /s/ sesleri ile başlayan ek
getirildiği zaman ağızlarda /ç/ sesi süreklileşerek /ş/ olur.59 Bu durum Kaka ağzında
hem Türkçe kökenli hem alıntı kelimelerde görülebilen ses hadisesidir.
gǖşlü (19/29)<güyçli, ġīnanşlı (36/8)<gınançlı, ġaşdı (66/24)<gaçdı,
ġowurmaşla- (11/11)<gowurmaçla-, işdik (60/13)<içdik
c. Kelime Sonunda Süreklileşme
/-ş-/˂/-ç-/: Bu ses hadisesi Türkiye Türkçesi ve diğer Oğuz grubu yazı dillerinde olduğu
gibi Kaka ağzında da görülebilen bir ses hadisesidir.60
āş (21/36)<aç, bilgiş (46/5)<bilgiç, ġāp ġāş (17/24)<gap gaç, geş (75/44)<geç,
gǖş (53/33)<güyç, hìş (79/62)<hiç, pōşta (52/12)<poçta ˂ Rus. RTS, s. 200), saş
(33/3)<saç, üş (10/7)<üç
d. Ulamaya Bağlı Süreklileşme
59 P. Azımov, G. Sopıyev ve N. Garayev, Türtkmen Dilinin Orfagrafyası ve Punktuasiyası, Türkmen
Dövlet Okuv Pedneşir, Aşgabat 1961, s. 44. 60 Her ne kadar Oğuz grubu yazı dillerinde görülmekle birlikte, daha ziyade Kıpçak grubuna ait olan bir
ses hadisesidir. bk. G. Gülsevin, Uşak İli Ağızları, TDK Yayınları, Ankara 2002, s. 62; M. Öner,
Bugünkü Kıpçak Türkçesi, TDK Yayınları, Ankara 1998, s. 15.
28
Kaka ağzında ulama neticesinde iki ünlü arasında kalan /k/ ve /ḳ/ ünsüzleri
sızıcılaşarak /ğ/ olur.
/-ğ/‿/V-/</-ġ/‿/V-/~/-g/‿/V-/˂/-ḳ/‿/V-/~/k/‿/V-/
āğ‿öylörüŋ (17/14)<ak öylörüŋ, bermeğ‿iåle- (32/4)<bermek isle-, bilmeğ‿
üçǖn<bilmek üçin (38/24), erkeğ ‿ ādam (36/57)<erkek adam, etmeğ ‿ çǖn
(29/10)<etmek üçin, geçirmeğ‿üçìn (38/9)<geçirmek üçin, kömöğ‿ etmeğ‿üçǖn
(48/4)<kömek etmek üçin, wişirmeğ‿çǖn (42/21)<bişirmek üçin
/-V/‿ /ğ-/˂/-V/‿ /g-/: ‘‘Sadece kapalı hece ile biten kelimelerle ünlü ile başlayan
kelimeler arasında değil, bir arada sıkça kullanılan kelimelerden, ünlü ile bitip ünlü ile
başlayan kelimelerde de, ünsüzle bitip ünsüzle başlayan kelimeler arasında da, bir arada
telaffuz edilmekten doğan ses hadiseleri meydana gelmektedir ve bu hadiseler düşme,
birleşme, sızıcılaşma ötümlüleşme vb. ile sonuçlanmaktadır’’.61
içinde‿ğez- (54/34)<içinde gez-, goŋşu‿ğolom (34/4)<goŋşı golam, ẕaŋŋa‿
ğal- (80/208)<zaŋŋa gal-, åārı ‿ ğarınca (44/10)<sarı garınca, marā ‿ ğarşı
(22/74)<mara garşı, ġarīwa ‿ ğaåīra (58/15)<garıba gasara, nedirşā ‿ ğalāåınıŋ
(70/6)<nedirşa gala, ōwaåına ‿ ğayt (76/96)<obasına gayt-, åǖcü ‿ ğarpıẕlar
(79/48)<süyci garpız, ġapma ‿ ğarşı (80/127)<gapma garşı, gȫğe ‿ ğarşı
(80/179)<göge garşı
Bazı kelimeler, akıcı /n/, /l/, /r/ ünsüzlerden sonra gelen /g/ sesi süreklileşerek /ğ/
olur.
şonnon‿ğālan (2/39)<şondan galan, ġālan‿ğaçan (41/60)<galan gaçan, gawun‿
ğarpıẕ (79/48)<gawun garpız, edim‿ğılım (36/35)<edim gılım, bar‿ğit (79/50)<bar
61 Z. Turan, Artvin İli Yusufeli İlçesi Ushum Köyü Ağzı, TDK Yayınları, Ankara 2006, s. 58.
29
git, bır ‿ ğün (21/7)<bir gün, bır ‿ ğıradan (79/69)<bir gıradan, bır ‿ ğiden
(3/17)<[bir giden]
/-w/‿/V-/˂*/-b/‿/V-/˂/-p/‿/V-/
Türkmen yazı dilindeki {-(X)p} zarf-fiili bu ses hadisesi sonucu, Kaka ağzında
{-(X)w} şekline dönüşür.62
aylāw‿ūğroyă (80/344)<aylap uğra-, dìw‿aytdı (80/83)<diyip ayt-, doḳāw‿
otīrḳāŋam (49/23)<dokap otır-, getiriw‿em (8/8)<getirip hem
2.1.2. Ünsüz benzeşmeleri
‘‘Bir ünsüzün kendinden önceki veya sonraki ünsüze kendi özelliklerini
geçirmesidir.’’63 Benzetme olayları, niteliği bakımından yarı benzetme, tam benzetme,
yakın benzetme, uzak benzetme, ilerleyici benzetme ve gerileyici benzetme türlerine
ayrılır 64 . Kaka ağzı için asıl yaygın olan ‘benzeşme’ olayı, genellikle ekleşme ve
kelimelerin ulanmaları anında meydana gelen benzetmelerdir.
a. Kök ve Tabanlarda
İlerleyici Benzeşmeler
/-nn-/˂/-nd-/: Sadece bir örnekte görülür.
benne (74/28)<bende˂ Ar. bende (OTAL, s.94.) ‘‘fakir’’
/-mm-/˂/-mb-/: Sadece bir örnekte görülür.
pīòammerlik (1/23)<pıgamberlik˂ Far. Peygamber (OTAL, s. 1011)
Gerileyici Benzeşmeler
/-ẕẕ/˂/-nz-/: Sadece bir kelimede görülür.
biẕẕìn (59/27)<benzin˂ Rus. benzin (RTS, s. 28) ‘‘petrol’’
/-ll-/˂/-nl-/~/-zl-/:
62 Burada /-w/ sesin görülmesi için öncelikle /-b/˂/-p/ ötümlüleşmesiniŋ olması gerekir. Çünkü /-w/
sesinin süreksiz karşıtı /-b/ sesidir. 63 O. N. Tuna, Türk Dil Bilgisi, İnönü Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları 3,
Malatya 1986, s. 34-36 64 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 90.
30
çelli (4/3)<çenli ‘‘kadar’’, ġullo- (40/45)<guzla-, ekelle (12/14)<ekenler, güllör
(21/8)<günler
2.1.2.1. Eklenmeye bağlı ünsüz benzeşmeleri
[+nan]/[+nen]/[+non]/[nön]/[+ẕan]/[ẕen]/[+ẕon]/[ẕön]/[+åan],˂{+dAn} : /n/ ve /ẕ/
ünsüzüyle biten kelimelere çıkma hali eki getirilince, ilerleyici benzeşme ile /n/˂/d/ ve
/ẕ/˂/d/ değişmesi meydana gelir. Kaka ağzında bu benzeşme olayı, diğer Türkmen
diyalektlerine göre daha az görülmektedir.65
dükān+nan (63/17), göẕ+ẕön (1/19), biẕ+ẕen (6/5), ġaramaẕ+ẕan (77/19),
òoroẕ+ẕon (13/5), ōn+non (14/6), otuẕ+ẕon (80/286), öŋ+nön (78/4), pırēå+åan (25/5)
[+åa]/[+åe]/[+ẕa]/[+ẕe]˂{+dA}: /ẕ/ ünsüzüyle biten kelimelere bulunma hali eki
getirilince, ilerleyici benzeşmeyle /ẕ/ ˂ /d/ değişmesi meydana gelir.
āẕ+ẕa (80/280), biẕ+ẕe (12/2), dāşòowuẕ+ẕa (5/5), òoroẕ+ẕo (58/23), īẕ+ẕa
(67/8), kalòōẕ+ẕa (58/23) yāå+åa (36/62), peå+åe (76/107)
[-ẕır]/[-åir]˂{-dIr}: /ẕ/, /å/ ünsüzüyle biten kelimelere ettirgenlik eki getirilince
ilerleyici benzeşmeyle /ẕ/˂/d/, /å/˂/d/ değişmesi meydana gelir ve ünsüz uyumuna
girerler. Kaka ağzında bu benzetme yaygın değildir, birkaç örnekte görülür.
ġıẕ-ẕır- (45/28), keå-åir-(39/45), yaẕ-ẕır (39/59)
[-lı]/[-li]/[-åı]/[-åi]/[-ẕu]/[-ẕü]˂{-dI}: /l/, /ẕ/ ünsüzüyle biten kelimelere görülen geçmiş
zaman eki getirilince ilerleyici benzeşmeyle /l/˂/d/, /ẕ/˂/d/ değişmesi meydana gelir.
al-lıŋ (21/56), bil-lim (16/41) bol-lı (21/44), çöẕ-ẕü (53/30), görköẕ-ẕü (57/69),
keååim (21/25), güpbaååı (80/235)
2.1.2.2.Ulamaya Bağlı Benzeşmeler
Ulamaya bağlı olarak ikinci kelime başındaki ötümlü ünsüzler, kendinden
önceki kelimenin ötümsüz veya sürekli son sesini ilerleyici benzeşme ile sürekli veya
geniz ünsüze değşirmesi durumudur.
/-k‿g-/~/-ḳ‿ġ-/˂/-p‿g-/~/-p‿ġ-/: {-(X)p} zarf-fiili ile biten kelimelerden sonra /g-/
ve /ġ-/ ile başlayan (gelmek, galmak, gitmek gibi) yardımıcı fiil geldiği zaman, zarf-fiil
65 R.Berdiyev, S.Kurenov, K.Şamuradova, S.Arazkulıyev, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım
Yayınları, Aşkabat 1970, s. 262.
31
ekinin /-p/ ünsüzü, /-k/ ve /-ḳ/ olur.66 Bu durum diğer Türkmen dialektlerinde görüldüğü
gibi Kaka ağzında da mevcuttur.
alıḳ‿ġāldı (16/52)<alıp galdı, boşāḳ‿ġāldı (35/5)< boşap galdı, ayırıḳ‿
ġoyyăn (28/7)<ayırıp goyyarın, baåıḳ ‿ ġoyyăḳ (41/59)<basıp goyyarıs, bişik ‿
ġalyānçā (68/8) bişip galyança, boluḳ ‿ geç- (3/1)<bolup geç-, cāylāḳ ‿ gel-
(36/39)<caylap gel-
/-l/‿/l-/˂/-l/‿/d-/:
åū‿çel‿lìp (1/52)<suw içeli diyip, bercek‿gǟl‿lìyye (21/33)<bercek däl
diyyär
/-m/‿/-m/˂/-m/‿/b-/~/-m/‿/w-/: Sıkça görülür.
ādam‿mol- (2/1)<aadam bol-, ādam‿milen (57/77)<aadam bilen, geleceğim
‿mārada (46/38)<geleceğim barada, göẕüm‿ ile (62/20)<gözüm bilen<, kǟrim‿
moyunço (15/2)<kärim boyunça, oğlum‿mār (10/7)<oğlum baar, åowālım‿mār
(80/160), gitdim‿molìn (79/54)<gitdim weli, gördüm‿molīnı (16/56)<gördim weli,
yiğrim‿mǟş (16/74)<yiğrimi bäş
/-ŋ/‿/ŋ-/˂/-ŋ/‿/g-/~/-ŋ/‿/y-/:
geŋ‿ŋāl- (80/181)<geŋ gaal-, waòtıŋ‿ŋel- (80/151)<wagtıŋ gel-, göreåiŋ‿
ŋel- (21/60)<göresiŋ gel-, şoŋ‿ŋālı (4/11)<şonuŋ yaalı
/-ẕ/‿/ẕ-/˂/-ẕ/‿/d-/:
66 R. Berdiyev, S. Kurenov, K. Şamuradov, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım Yayınları,
Aşgabat 1970, s. 329-330.
32
baştutonŋuẕ ‿ ẕìy- (80/128)<baştutanıŋız diy-, yüẕ ‿ ẕȫnder- (38/10)<yüz
döndür-, gördüŋüẕ‿ẕǟmi (78/33)<gördüŋüz dälmi
/-k/‿/-g/˂/-k/‿/-d/:
bercek‿gǟl (21/33), bilcek‿gǟl (80/98), bilcek dǟl (40/39), gitcek‿gǟl (80/99)
2.1.3.Ünsüz kaybolmaları
Kāka ağzında ünsüz kaybolmalarının çeşitli tipleri vardır. Bunlardan en yaygın
olanları /ğ/, /h/, /w/, /r/, /y/ seslerinin yanlarındaki ünlülerin açıklığı sebebi ile
kaybolmalarıdır. Bir ünlüden sonraki ya da iki ünlü arasındaki ünsüz kaybolur. Bu
ünsüz kaybolmasıyla yanlarındaki ünlü bazen uzar bazen de kısalır. 67 İkinci tip
düşmeler ise, kelime başında, içinde ve sonunda görülen sıradan düşmelerdir.
2.1.3.1. Erime
‘‘Bir kelimede, vokalden sonraki konsonun, o vokalin açıklığı etkisiyle niteliği
silinerek, vokal içinde onu uzatmak suretiyle kaybolmasıdır’’.68 Kaka ağzında kelime
içinde /g/, /w/, /y/, ünsüzlerin, komşu ünlülerin açıklık etkisiyle kaybolduğu görülür. Bu
erime sonunda komşu ünlüler uzarlar. Kaka ağzında işlek olmayan bir durumdur.
/-VØ-/˂</-Vg-/:
wāt (3/20)<wagt (TDDS, s. 1306), yālıḳ (36/52)<yaaglık (TDDS, s. 1323)
/-VØ-/˂/-Vl-/: Sadece bir örnekte görülür.
dǟmi (2/38)<dälmi
/-VØ-/˂/-’-/:
mānā (36/14)<manı˂ Ar. ma’nâ (OTAL, s. 668)
/-VØ-/˂/-Vy-/:
67 Bu durum Türkiye Türkçesinde de aynıdır, geniş bilgi için bk. E. Boz; Ünsüz Düşme ve
Kaybolmalarında Terim ve Tasnif Sorunu, Türk Dili Dergisi, S. 600, Ankara 2001, s. 856-864. 68 O.N.Tuna, Türk Dil Bilgisi, İnönü Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları 3, Malatya
1986, s. 42.
33
ġōwör- (80/261)<goyber- (TDDS, s. 527), ȫkön (40/29)<öyken ‘‘akciğer’’
(TDDS, s. 958), ȫköle- (35/19)<öykelemek ‘‘küsmek’’
/-VØ/˂/-Vw/:
oḳū (20/2)<okuw (TDDS, s. 912), åū (1/52)<suw (TDDS, s. 1154)
/-V/~/-V-/~/-V-/: Kaka ağzında sıkça görülen bir durumdur.
wā (3/3)<bar, ayāllă (36/19)<ayallar, baåyălă (54/57)<basyarlar, batıryă
(32/16)<batıryar, bıla (22/40)<bular, köpölye (44/23)<köpelyär
2.1.3.2. Büzülme
Büzülme hadisesi, iki vokal arasında (genellikle kelime içinde) bir sürekli
konsonun, bu vokallerle birlikte tek bir uzun vokal haline gelmesidir69. Kaka ağzında
tespit ettiğimiz büzülme tipleri şunlardır:
/-VØ-/˂/-VğV-/
mōllum (48/16)<mugallım˂Ar.muallim (OTAL, s. 765),
/-VØ-/˂/-VhV-/:
/h/ ünsüzü yarım ünlü sayılabilecek bir sestir. Dolayısıyla bu yarım ünlüler
yanlarındaki ünlülerle ikiz ünlü oluşturabilmekte ve daha sonra da bu ünlülerle
birleşerek uzun bir ünlü hâline gelebilmektedirler.70
şumāt (2/19) ‘‘şimdi’’<şu mahal˂Ar. mehâl (OTAL, s. 697), rēm (75/50)<rehim(TDDS,
s. 1053), cǟnim (46/145)<cähennem˂Ar. cehennem (OTAL, s. 146)
/-VØ-/˂/-VlV-/: Sadece bir örnekte görülür.
bōr (80/59)<bolar
/-VØ-/˂/-VwV-/: Türkçe kökenli kelimelerde görülür.
åōk (40/60)<sovuk (TDDS, s. 1139), åūḳ (68/20)<suvuk (TDDS, s. 1157), tōḳ
(13/5)<tovuk, yūp (47/9)<yuvup (TDDS, s. 1418)
/-VØ-/˂/-VyV-/: Sadece bir örnekte görülür.
69 O.N.Tuna, Türk Dil Bilgisi, İnönü Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları 3, Malatya
1986, s. 43. 70 A. Şavklı, Senirkent Ağzı, (Yayımlanmamış) Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Isparta 2015, s. 22.
34
dìp (80/84)<diyip, ìp (40/69)<iyip (TDDS, s. 704)
/-VØ-/˂/-VẕV-/: Sadece bir örnekte görülür.
bırācıḳ (47/7)<birazacık (TDDS, s. 144)
/-VV-/˂/-VnV-/: Sadece bir kelimede görülür.
yāına (1/50)<yanına
2.1.3.3. Yutulma
/-VØ-/˂/-za-/: Sadece bir örnekte görülür.
ācıḳa (43/20) azacık
2.1.4. Ünsüz düşmesi
‘‘Kelime içinde (bir ünsüzden önce), kelime sonunda veya kaynaşma olayı ile iç
seste /r/, /n/, /l/, /f/ gibi akıcı ve sızıcı ünsüzler ile /y/, /g/, /ğ/, /k/, /h/ gibi ünlüleşme ve
sızıcılaşarak erime özelliği taşıyan ünsüzlerin kaybolması olayı’’.71
a. Kelime Başında Ünsüz Düşmesi72
/Ø-/˂/y-/73:
ılān (10/5)<yılan (TDDS, s. 1391), üp (10/13)<yüp (TDDS, s. 1421), üẕ
(54/57)<yüz (TDDS, s. 1425)
/Ø-/˂/h-/: Sadece bir örnekte görülür.
epde (43/23)<hepde (TDDS, s. 621) ‘‘hafta’’
b. Kelime Sonunda Ünsüz Düşmesi
/-Ø/˂/-n/: Sadece bir örnekte görülür
değirme (58/30)<degirmen (TDDS, s. 265)
/-Ø/˂/-t/: Sadece bir örnekte görüllür.
dōå (36/9)<dost (TDDS, s. 310)
71 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 120. 72 bk.G. Gülsevin, Ağız Araştırmalarımızda Yaygınlaşmış Yanlışlıklar, Türk Dünyası İncelemeleri
Dergisi, İzmir 2005, s. 207-2013, G.Gülsevin, Türk Dilinde Kelime Başı Ünsüz Üzerine, TDAY
Belleten, Ankara 1987, s. 173-200. 73 T.Tekin, M.Ölmez vb, Türk Dillerinde Ön Seste y- Türemesi, Türk Dili Araştırmaları 4, Simurg
Yayınları, İstanbul 1994, s. 51-66.
35
2.1.5. Ünsüz tekleşmesi
‘‘Dilimize Arapça, Farsça gibi yabancı dillerden geçmiş bazı kelimelerin iç
seslerindeki çift ünsüzlerin tekleşmesi olayı.’’ 74 Kaka ağzında işlek olmayan bir
durumdur. Birkaç örnekte görülür.
/-kØ-/˂/-kk-/: Sadece bir örnekte görülür.
akardyōn (3/2)<akkardeon (TDDS, s. 33)
/-yØ/˂/-yy-/: Sadece bir örnekte görülür.
tayārla- (53/20)<tayyarla- ‘‘hazırlamak’’ (TDDS, s. 1219)
/-ŋØ/˂/-ŋŋ-/: Sadece bir örnekte görülür.
aŋıt (75/37)<aŋŋıt (TDDS, s. 57)
2.1.6. Grup düşmesi
‘‘Bir ünlü ve bir ünsüzden oluşan birden fazla sesin düşmesidir’’. 75 Kaka
ağzında şu örneklerde tespit ettik.
/-ØØ-/˂-ar: ġaldīr (16/28)<galdırar
/-ØØ-/˂-hi-: nǟli (46/12)<nähili
/-Ø Ø -/˂/-ul-/: çapowçılıḳ (23/9)<çapavulçılık
2.1.7. Ünsüz türemesi76
‘‘Kelimede hiçbir organik fonksiyonu bulunmayan, bir veya birden çok ünsüzün
türemesi hâdisesidir’’.77 Kaka ağzında ünsüz türemesi kelime başı, içi ve son seslerinde
görülmektedir. Bu ünsüz türemeleri işlek değillerdir.
a. Kelime Başında Ünsüz Türemesi
Kelime başı ünsüz türemesi uzun ünlülerle alakalıdır. Uzun ünlüler
normalleşince birtakım ünsüzler türer. Bu ünsüzlerden /h/ ve /w/ sesinin türemesi Kaka
ağzında da görülmektedir. 78
74 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 243. 75 E. Boz, Afyonkarahisar Merkez Ağzı, Gazi Kitabevi, Ankara 2006, s. 73. 76 G. Gülsevin, Ağız Araştırmalarımızda Yaygınlaşmış Yanlışlıklar (3), Türk Dünyası İncelemeleri
Dergisi, İzmir 2005, s. 207-2013. 77 M.Ergin, Türk Dil Bilgisi, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1984, s. 75.
36
/h-/˂/Ø-/: Sadece bir örnekte görülür.
hȫl (69/13)<öl (TDDS, s. 941)
/w-/˂/Ø-/: Sadece bir örnekte görülür.
wur- (60/2)<ur- (TDDS, s. 1285)
b. Kelime İçinde Ünsüz Türemesi
Alıntı kelime köklerinde yan yana bulunan ünlülerde ünlü çatışması meydana
gelir. Bazen ağızlarda çatışmayı önlemek için /v/ ve /y/ sesleri türetilir.79 Kaka ağzında
aşağıdaki kelimelerde tespit ettik.
/-w-/˂/-Ø-/: Sadece bir örnekte görülür.
kakāwa (68/11)<kakao (TDDS, s. 708)
/-y-/˂/-Ø-/: Birkaç örnekte görülür.
akardyōn (3/2)<akkordeon (TDDS, s. 33), akiyān (77/14)<okean (TDDS, s. 910)
‘‘umman’’, geyegrāfik (77/20)<geografik (TDDS, s. 480), sasyalìzım (57/4)<sotsializm
(TDDS, s. 1137)
Türkmen yazı dilinde ‘‘hem’’ edatı çoğunlukla kendisinden önceki kelime ile
birleşir. Birleşme esnasında /h-/ düşer. Edat, ünlü ile biten kelimelerle birleştiği zaman
kelimenin son ünlüsü ile edatın ünlüsü birleşerek uzar (kitabını hem › kitabınām
(kitabını da), özüni hem › ȫẕünēm (kendisini de) gibi.) 80 Kaka ağzında ise edatın
başındaki /h/ ünsüzü düşer, yana yana gelen iki ünlnünü arasına /y/ türer ve ünlüsü
kısalır.
78 bk. G. Gülsevin, Türkiye Türkçesi Ağızlarında #h Sesi Üzerine, Türk Dili ve Araştırmaları Yıllığı
Belleten 2001 I/II, Ankara 2003, s. 129-146, T. Tekin, Ana Türkçede Aslî Uzun Ünlüler, Hacattepe
Üniversitesi, 1975, s. 214. 79 N.Nartıyev, age., s. 103. 80 İlgili konuya geniş bilgi için (bk. A. Buran, E. Alkaya, S.K.Yalçın, Çağdaş Türk Yazı Dilleri, Akçağ
Yayınları, Ankara 2014, s. 164; E. Salan, Türkmen Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde ‘‘hem’’
Sözcüğünün İşlev Bakımından Karşılaştırılması, Turkish Studies, Turkey 2011, s. 1730; H. Yıldırım,
Türkmen Türkçesinde ‘‘hem’’ Bağlacının Tipik Bir Kullanımı, Sutad 42, Güz 2017, s. 59-83;
Ö.S.Berkil, Türkmen Türkçesindeki Edatlarla Türkiye Türkçesindeki Edatların Karşılaştırılması,
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yüksek Lisans Tezi,
Denizli 2003, s. 65.)
37
bāwayăm (63/29)<baba hem, bāẕardayăm (76/19)<bazarda hem, bìriyem
(13/17)<biri hem, buyăm (59/12)<bu hem, biẕeyem (45/19)<bize hem, çȫrünüyem
‘‘gübre’’ (40/18)<çörüni hem, yerdeyem (12/7)<yerde hem
c. Kelime Sonunda Ünsüz Türemesi
yōlām (40/12)<yola (TTS, s. 705) ‘‘kere, defa’’
2.1.8. Ünsüz ikizleşmesi
‘‘İç seste iki ünlü arasında bulunan bazı ünsüzlerin iki ayrı heceye ait olmak
şartıyla yinelenmeleri olayıdır’’.81 Kaka ağzında, Türkmen yazı dilinde görülmeyen bazı
ikizleşme türleri vardır. İkizleşen örneklerden ilki ötümsüz ikincisi ötümlü ya da her
ikisinin de ötümsüz olduğu örnekler de vardır. Bu ikizleşme hadisesinde, ünsüzlerin
ilkinin ötümsüz ikincisi ötümlü olması durumu ünsüz uyumunu bozar.
Başkalaşma hadisesi, bir kelimede yan yana veya birbirine yakın duran ve
boğumlanma nitelikleri bakımından birbirinin tıpkısı veya benzeri olan iki ünsüzden
birinin, kendi boğumlanma noktasını ötekinden ayırarak başka bir ünsüze dönüşmesi
olayıdır.82
ḳġ˂kØ:
çuḳġur (40/46)<çukur (TDDS, s. 243), ḳırḳ åekgiẕ (67/15)<kırk åekiz (TDDS, s.
1101), doḳġuẕ (14/5)<dokuz (TDDS, s. 306), ġurwoḳġa (49/16)<gurbaga (TDDS, s.
562) (˂gurubakka ˂ kur+baka (KBS, s. 570))
td˂tØ:
ġatda-(41/51)<gata- ‘‘sertleşmek’’ (TDDS, s. 457) ˂ġatta- ˂˂ ḳat-a (KBS, s. )
şş˂şØ:
eşşek (54/59)<eşek (OTAL, s. 398)
ww˂wØ:
òowwo (76/47)<hawa<‘‘evet’’ (TDDS, s. 610)
81 bk. G. Karaağaç, Türkçenin Dil Bilgisi, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, s. 131. 82 Z. Korkmaz, Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017, s. 91.
38
2.1.9. Göçüşme
‘‘Bazı hallerde kelime içindeki iki sesin yerleri değişir (topak × torpak). Genel
olarak söyleyişi kolaylaştırma yönünde meydana gelen bu değişikliğe göçüşme
(methatese) adını veririz. Göçüşme çoğu zaman açıklığı daha yüksek olan bir sesin
kelime başına, daha düşük olanın kelime sonuna doğru kayması şeklinde olur’’. 83
Göçüşme durumu Kaka ağzında işlek olmayan bir durumdur. Şu kelimelerde tespit
ettik:
2.1.9.1.Yandaş göçüşme
Ünsüz ünsüz göçüşmesi
/-ml-/˂/-lm-/: Sadece bir örnekte görülür.
yemlemek (14/31)<yelimemek ‘‘yapıştırmak’’ (TDDS, s. 1371)
/-ğl-/˂/-lğ-/: Sadece bir örnekte görülür.
ığlap (10/6) ılğa- ‘‘koşmak’’ (TDDS, s. 658)
Ünlü ünsüz göçüşmesi
/-ır-/˂/-rı-/: Sadece bir örnekte görülür.
ıråğal (32/17)<rısgal˂ Ar. rızḳ (OTAL, s. 1042)
/-ur-/˂/-ru-/: Sadece bir örnekte görülür.
uråòat (21/57)<rugsat (TDDS, s. 1063) ˂ Ar. ruhsat (OTAL, s. 1049)
2.1.9.2. Uzak göçüşme
Ünsüz ünsüz göçüşmesi
/-rVl-/˂/-lVr-/: Sadece bir örnekte görülür.
dǟrle- (46/137)<dälire- (TDDS, s. 262)
/-mVr-/˂/-rVm-/: Sadece bir örnekte görülür.
åamıråaḳ (27/4)<sarımsak (TDDS, s. 1091)
83 T. Banguoğlu, Türkçenin Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2015, s. 70.
39
2.1.10. Eskicil şekiller
Doğu dillerinden alıntı kelimelerde kelime sonunda görülen ötümlü patlayıcı
ünsüzler Türkmen yazı dilinde ötümsüzleşir. Kaka ağzında ise bazı kelimelerin birincil
şeklinin korunduğu görülür.
Muòammed (1/42)<Muhammet˂Ar. Muhammedî (TS, s.1704 ), meTcìd
(6/11)<mescit (TKES, 262) ˂ Ar. mescid (OTAL, s. 725), şād (74/36)<şaat (TDDS,
s.180)
/ò-/˂/ḳ-/: Bir kelimede de eskicil şekil kullanılmıştır.
ḳanı (66/19)<hanı (TDDS, s. 597)˂ ḳanı (KBS, s. 404)
40
II. BÖLÜM
ŞEKİL BİLGİSİ
1. İSİMLER
1.1. İsim Çekim Ekleri
1.1.1. Çokluk eki
Türkmen yazı dilinde çokluk eki {+lAr}’dir.84 Ancak bu morfem Kaka ağzında
aynı şekilde kullanılabildiği gibi, bu ekin yazı dilinden farklı olarak çeşitli varyantları
da kullanılmaktadır. Kaka ağzında kullanılan çokluk eklerinin allomorfemleri şunlardır:
[+lă]: ādam+lă (45/2), tāypa+lă (5/2), ġaradāşlı+lă (5/13), ġalā+lă+ŋ (7/3),
tağam+lă (11/4)
[+le]: cǖcö+le (43/31), böwrök+le+ŋŋe (40/36)
[+lo]: toy+lo+ŋ (35/1), o+lo (52/9), şo+lo+ŋ (57/8)
[+lö]: çörök+lö+ŋŋe (30/29), döwür+lö+yem (39/8), türkmön+lö (4/1)
[+lor]: şo+lor (4/8), orå+lor+a (4/11), toy+lor+do (12/12), ḫum+lor (15/22),
yomut+lor (16/36)
[+lör]: öy+lör+ne (1/20), nökör+lör+ne (1/27), düẕğün+lör+ü (4/2),
türkmön+lör+e (4/13)
1.1.2. İyelik ekleri
Kaka ağzında yazı dilinden farklı olarak, yuvarlak ünlülü kelimelerden sonra
eklerin üçüncü hecede yuvarlak şekli de kullanılır.
1. teklik kişi [+um]/[+üm]: ġoşun+um (80/154), yoldoş+um ‘‘eş, koca’’
(80/3), ìş ğün+üm (48/3)
2. teklik kişi [+uŋ]/[+üŋ]: ġurçuğ+uŋ (44/24), arzuw+uŋ (21/82), çöröğ+üŋ
(30/31), üröğ+üŋ (36/27)
3. teklik kişi [+ı]/[+i]/[+ü]/[+åı]/[+sü]: boluş-ı (35/19), doğon+ı (80/184), rūåya
dölöt+i (71/3), yüŋ+ü (45/17), göẕ+ü (80/165), döwlöt+ü (4/3), nökör+ü (46/108)
84 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Tütkmen Dövlet Neşriyat
Gulluğı, Aşgabat 2015, s. 36.
41
yuẕ+ü (36/55), buḳco+åı+nı (53/18), cōro+åı (50/14), dȫrdüncü+åü (74/29), köprü+åü
(74/30), ȫŋkü+åü (45/35)
1. çokluk [+umıẕ]/[+ümiẕ]/[+umuẕ]/[+ümüẕ]/[+müẕ]: ġoynumıẕ˂ġoyun+umıẕ
(54/6), goşond+umıẕ (3/23), dǟwümiz˂dǟp+ümiẕ (32/19), yūrdumuẕ˂yūrt+umuẕ
(56/12), durmuş+umuẕ (56/18), oğlumuẕ˂oğul+umuẕ (40/6), döwlöt+ümüẕ (38/14),
ürȫğ+müẕ (10/6)
2. çokluk [+üŋüẕ+]/[+ŋuẕ]/[+ŋüẕ]: ȫẕ+üŋüẕ+ü (46/16), åöẕ+üŋüẕ (80/84),
baştuton+ŋuẕ (80/128), düyölöŋ+ŋüẕ (79/23)
3. çokluk [+lorı]/[+löri]/[+lörü]: ulomo+lorı (37/32), ġoŋşu+lorı (21/9),
doğon+lorı (32/9), ġoşun+lorı (80/195), öymö+löri (36/52), kürök+löri (41/16),
gül+löri (45/9), göẕ+lörü (32/49), düẕğün+lörü (4/2)
1.1.3. Hâl ekleri
Kaka ağzındaki hal ekleri ünlü uyumlarını ihlal etmesi bakımından farklılık arz
eder. Özellikle hal eklerinde geniş yuvarlak ünlülerin kullanılmış olması düzlük
yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.1.2.2.)
1.1.3.1. Belirtme hâli eki
Türkmen yazı dilinde belirtme hali eki {+I}85’ dir. Kaka ağzında genellikle kök
ve tabanlarında yuvarlak ünlü bulunduran, ince sıradan kelimelerin üzerine belirtme hali
eki gelirken ekin ünlüsü yuvarlaklaşır ve düzlük yuvarlaklık uyumuna girer (bk.1.2.2.).
1.1.3.1.1. Allomorfemleri
[+ı]: buğdoy+ı (42/6), duòdor+ı (43/34), ġāwun+ı (63/11)
[+i]: bȫlöğ+n+i (77/20), döwlöt +ün+i (4/21), çöröği˂çörök+i (29/12)
[+ü]: ġarağum çöl+ü (77/20), çöröğü˂çörök+ü (30/28), döşüğü ˂döşük+ü
(43/36), üååün+ü (45/25), göẕün+ü (46/143), köşğün+ü (46/152)
[+u]: ġoşun+u (39/76), ġoynu˂ġoyun+u (40/16), on+u (41/68), ġum+u (8/8),
ġūruğnu˂ġūruğun+u (40/56), mōncuğnu˂mōncuğun+u (5013)
[+Ø]: tüwåün+Ø (47/9), coğāwun+Ø (69/44), elin+Ø (80/178)
85 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 2000, s. 67.
42
1.1.3.2. Yönelme hâli eki
Türkmen yazı dilinde yönelme hali eki için {+A}86 morfemi kullanılırken, Kaka
ağzında bu ekin şu varyantları da vardır:
1.1.3.2.1. Allomorfemleri
[+ă]: būğ+ă (26/5), pul+ă (38/14), ġāẕan+ă (40/19)
[+e]: düẕğün+e (38/8), iåleğn+e (34/6), edermenliğin+e (32/39)
[+o]: oğul+o (32/45), duşoğ+o (16/70), toy+o (34/5),urş+o (39/9), uloğ+un+o
(52/12)
[+ö]: döşüğ+ö (2/22), åöwöş+ö (19/5), öy+ö (36/18), çöl+ö (46/145)
[+yă]: baòā+yă (76/17), baŋḳa+yă (26/9), ġoco+yă (76/19)
[+ye]: dünyǟ+ye (3/14), ölü+ye (36/10), dileğçi+ye (21/21), neme+ye (76/35),
küçö+ye (76/6)
1.1.3.3. Bulunma hâli eki
Türkmen yazı dilinde bulunma hali eki {+dA}87 düz geniş ünlülüdür. Kaka
ağzında çok nadir de olsa yazı dilinden farklı olarak ekin yuvarlak ünlülü ve /z/’li
şekilleri de vardır.
Allomorfemleri
[+de]: döwrüm+de (52/4), dünyö+de (36/45), öy+de (12/5)
[+do]: boyun+do (77/29), ġurnoḳ+un+do (51/3), orun+do (35/19), puråot+do
(36/14)
[+dö]: çölün+dö (77/29), çǟrcöw+dö (5/5), döwür+dö (23/27)
[+ẕa]: bayrammıẕ+ẕa (12/2), başımıẕ+ẕa (57/26),ġāẕ+ẕa (68/15), ḳalòōẕ+ẕă
(67/8)
[+ẕe]: biẕ+ẕe (23/32), ālìllemmiẕ+ẕe (35/8), günümiẕ+ẕe (6/14)
86 M. Söyegov, age., s. 63. 87 M. Söyegov, Tütkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 2000, s. 107.
43
1.1.3.4. Çıkma hâli eki
Türkmen yazı dilinde çıkma hali eki için {+dAn}88 morfemi kullanılırken, Kaka
ağzında bu morfemle birlikte ekin geniş yuvarlak ünlülü ve /n/ ve /z/’li şekilleri de
vardır.
Allomorfemleri
[+don]: ġoçoḳ+don (49/15), yōl+don (21/47), yoḳor+don (79/67)
[+dön]: dünyö+dön (37/34), döwür+dön (15/10), öy+dön (36/32)
[+nan]: ādın+nan (36/26), āraåın+nan (49/24), ayağın+nan (60/2),
babìn+nan (25/8)
[+nen]: åen+nen (2/12), men+nen (20/12), üååün+nen (49/34), merkeẕin+nen
(77/10)
[+nön]: üååün+nön (26/6), åǖdün+nön (40/16), öŋün+nön (21/47)
[+ẕan]: başıŋıẕ+ẕan (57/70), ata bāwalarmıẕ+ẕan (35/30), doḳġuẕ+ẕan (14/6)
[+ẕon]: òoroẕ+ẕon (13/5), yoẕ+ẕon (54/74), otuẕ+zon (80/286)
[+ẕön]: göẕ+ẕön (1/19)
1.1.3.5. Eşitlik hali eki
Türkmen yazı dilinde eşitlik hali için sadece {+CA}89 morfemi kullanılırken,
Kaka ağzında bu ekin bazen yuvarlak ünlülü şekline de rastlanır.
[+ca]: sevgi anlamı katar: owodon+ca (32/64), ġarrı+ca (60/11)
[+ço]: şōn+ço (30/35)
[+co]: sevgi anlamı katar: oŋot+co (32/62), owodon+co (32/62)
[+cö]: sevgi anlamı katar: kȫnö+cö (21/28), öåön+cö (33/3)
88 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Tütkmen Dövlet Neşriyat
Gulluğı, Aşgabat 2015, s. 52. 89 M. Söyegov, Tütkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 2000, s. 451.
44
1.1.3.6. Vasıta hâli eki
Türkmen yazı dilinde vasıta hali eki için {+lAyIn}, {+InA}, {+åInA}, {+In},
{+lIğInA}90 kullanılan ekler, Kaka ağzında da aynı şekilde kullanılmakla birlikte çok
nadir de olsa yuvarlak ünlülü şekilleri de görülür.
Allomorfemleri
[+lıḳġān]: Bu vasıta işlevli ek Türkmen yazı dilinde kullanılmamaktadır:
ışāḳ+lıḳġān (36/71)
[+loyun]: puråot+loyun (36/25)
[+luğnă]: tutuş+luğnă (16/72)
[+åine]: gìce+åine (19/17)
[+üne]: gündǖẕ+üne(19/17)
1.1.4.Aitlik eki91
Türkmen yazı dilinde dudak uyumunu bozan sürekli düz ünlülü aitlik
eki{+kI}92, Kaka ağzında yuvarlak ünlülerin etkisiyle bazen uyuma girdiği de görülür.
Bu yuvarlaklaşma hadisesi sadece ince sıradan kelimelerde görülür.
Allomorfemleri
[+kı]: yaḳaåındā+ḳı (77/4)
[+ki]: elindǟ+ki (63/27), şäherçeåindǟ+ki (77/12), ìr+ki (23/9)
[+ḳu]: ġoyun+ḳu+lorı (40/49)
[+kü]: ȫŋ+kü (48/22)
1.1.5. Soru eki
Yazı dilinde sürekli düz ünlülü, dudak uyumunu bozan, {+mI} 93 eki, Kaka
ağzında da bu durumda kullanılır. Bazen ekin yuvarlak ünlülü kelimelerden sonra
yuvarlaklaşarak uyuma girdiği de görülür. Bu yuvarlaklaşma hadisesi ince sıradan
kelimelerde görülür.
90 P. Azimov, G. Söyegov ve Y. Çöŋŋäyev, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 262-264. 91 geniş bilgi için bk. S. Çağatay, Türkçe’de ki˂erki TDAY Belleten (1963), Ankara 1988, s. 245-250,
Sabahattin Küçük, Türkçe’de Şüphe Bildiren ki Edatı Üzerine Türk Dili, S. 426, Ankara 1987, s. 367. 92 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Tütkmen Dövlet Neşriyat
Gulluğı, Aşgabat 2015, s. 58. 93 O. Hanser, Türkmence El Kitabı, Kebikeç Yayınları, İstanbul 2003, s. 94.
45
Allomorfemleri
[+mı]: mār+mı (2/26), alyă+mı (4/9), wārada+mı (14/32), aydayn+mı (14/46)
[+mi]: ālìli+mi (16/23) gördüŋ+mi (21/63), ırẕā etcek+mi (21/75),
terwiyeli+mi (35/19)
[+mü]: mümkün+mü (46/25), üç+mü (69/23), dȫrd+mü (69/23)
1.1.6. Tamlayan eki94
Türkmen yazı dilinde {+(n)Xŋ}95 ilgi hali eki Kaka ağzında da aynı şekilde
kullanılmaktadır.
Allomorfemleri
[+uŋ]: ḵalhōẕ+uŋ åığırları (67/9), ġum+uŋ içinde (79/25)
[+üŋ]: nökörlör+nüŋ birine (79/47), cāḫīllıḳ döwrü+nüŋ gǖcü (80/29)
Yazı dilinden farklı olarak Kaka ağzında zamir tamlamalarında tamlayan eki için
[+ŋ] şekli kullanılır.
[+ŋ]: åeŋ ẕıyāratıŋa ˂ åen+iŋzıyaratıŋa (21/68) meŋ pikirimçe ˂ men+iŋ
pikirimçe (16/35), mıŋ yāındayam ˂ bu+nuŋ yanında hem (39/14), şuŋ‿çinden ˂
şu+nuŋ içinde (80/165), ġuyī+ŋ yāına (76/115)
{+lAr} eki üzerine tamlayan eki aldığı zaman, büzülme sonucu hece kaybolması
olur ve [+laŋ], [+leŋ] şeklini alır.
[+leŋ]: türkmöl+leŋ geçmişi (4/2), eåğer+leŋ ìmitini (70/27)
94 Hal ekleri genel itibariyle isimlerle fiiller arasındaki bağlantıyı sağlayan eklerdir, çekim ekleridir,
tamlayan eki ise bir isimi başka bir isim arasında ilişki kurduğu için hal eklerinden farklı çekim
ekleridir (bk. A. Buran, Anadolu Ağızlarında İsim Çekim Ekleri, TDK Yayınları, Ankara 1996, s. 61-
98.) 95 O. Hanser, age., s. 55.
46
2.FİİLLER
2.1. Fiil Çekim Ekleri
2.1.1. Şahıs ekleri
2.1.1.1. Zamir kökenli şahıs ekleri
Zamir kökenli şahıs ekleri öğrenilen geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş
zaman, gereklilik, ve istek fiil çekimlerinde görülür.
Teklik Çokluk
1.kişi: [-ın], [-in], [-un], [-ün], [-n] [-ıå], [-iå], [-uå], [-üå], [-å], [-k], [-ḳ]
2.kişi: [-åıŋ], [-åiŋ], [-åuŋ], [-åüŋ], [-
ŋ]
[-åıŋıẕ], [-åiŋiẕ], [-åuŋıẕ], [-åüŋiẕ], [-åuŋuẕ], [-
süŋüẕ], [-ŋıẕ], [-ŋiẕ], [-ŋuẕ], [-ŋüẕ]
3.kişi: Ø [-lar], [-ler], [-lor], [-lör], [-lă], [-le], [-lo], [-lö]
2.1.1.2.İyelik kökenli ve şahıs ekleri
İyelik kökenli şahıs ekleri görülen geçmiş zaman ve şart fiil çekimlerinde
görülür.
Teklik Çokluk
1.kişi: [-m] [-k], [-ḳ]
2.kişi: [-ŋ] [-ŋıẕ], [-ŋiẕ], [-ŋuẕ], [-ŋüẕ]
3.kişi: Ø [-lar], [-ler], [-lor], [-lör], [-lă], [-le], [-lo], [-lö]
2.1.1.3. Emir çekimine özgü şahıs ekleri
Teklik Çokluk
1.kişi: [-ayın], [-eyin], [-oyın], [-
oyun], [-öyin], [-öyün]
[-ālı], [-ǟli], [-alı], [-eli], [-ālīŋ], [-elìŋ], [-olı], [-
öli], [-ölü]
2.kişi: [-ğın], [-ğin], [-ğun], [-ğün] [-ıŋ], [-iŋ], [-uŋ], [-üŋ], [-ŋ]
3.kişi: [-åın], [-åin], [-åun], [-åün] [-åınla], [-åinle], [-åunlo], [-åünlö]
47
2.1.2. Kipler
2.1.2.1.Basit çekimler
2.1.2.1.1.Bildirme kipleri
2.1.2.1.1.1.Şimdiki zaman
Türkmen yazı dilinde şimdiki zaman {-yAr}96 eki sürekli düz ünlülüdür. Ancak,
Kaka ağzında, kelimenin kökünde yuvarlak ünlü varsa benzeşmeyle bazen ekin ünlüsü
yuvarlaklaşır. Bu yuvarlaklaşma durumu genellikle ince sıradan kelimelerde görülür.
Türkmen yazı dilinde şimdiki zaman eki {-yAr}’ın sonundaki /-r/ sesi düşürülerek {-
yA}’li şekli de kullanılmaktadır. 97 Bu durumda ekin ünlüsü sürekli uzundur. Kaka
ağzında ise bu ekin ünlüsü normalden daha kısa ünlülü şekli kullanılmaktadır.
1.teklik kişi:
[-yăn]: çoğdur-yăn (28/6), ğuy-yăn (26/6)
[-yen]: ber-yen (38/6), ele-yen (29/4), öwröd-yen (18/3),
[-yon]: öçürük ġoy-yon (28/4), ġuy-yon ‘‘dökmek’’ (26/9)
[-yön]: gör-yön (30/9)
2.teklik:
[-yăŋ]: ayır-yăŋ (45/35), baå-yăŋ (45/39), çalış-yăŋ (45/34), doğro-yăŋ (29/5)
[-yeŋ]: bȫl-yeŋ (68/9),
[-yoŋ]: açıḳ ġoy-yoŋ (30/32)
[-yöŋ]: åürdür-yöŋ (54/77)
3.teklik kişi:
[-yă]: başla-yă (1/65), çağır-yă (1/48), åōr-yă (2/32), ġōro-yă (54/35)
[-ye]: bȫlün-ye (1/10), öwrül-ye (4/22) düw-ye (46/82), dürt-ye (63/27)
[-yo]: ġoy-yo (37/10)
96 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Türkmen Dövlet Neşriyat
Gullığı, Aşgabat 2015, s.150. 97 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 265.
48
[-yö]: dörö-yö (37/12), düş-yö (37/27), gör-yö (19/21), öl-yö (37/42), öå-yö
(11/7)
1.çokluk kişi:
[-yăḳ]: ayır-yăḳ (80/339), doğro-yăḳ (43/23),
[-yek]: ber-yek (14/13), åer-yek (43/28), ǖşür-yek (66/13), wer-yek (40/31)
[-yoḳ]: ġoy-yoḳ (43/12)
[-yăå]: ayd-yăå (19/32), çağır-yăå (80/271), goy-yăå (41/63)
[-yeå]: iy-yeå (41/73), ìwer-yeå (41/66), öwret-yeå (20/20)
[-yoå]: ġoy-yoå (38/24)
2.çokluk:
[-yăŋıẕ]: ġāl-yăŋıẕ+mı (60/15)
[-yeŋiẕ]: gel-yeŋiẕ (21/39), wer-yeŋiẕ (40/63)
3.çokluk kişi:
[-yălă]: doḳo-yălă (19/17), ġāl-yălă (46/109), ġaẕa-yălă (53/33), oḳō-yălă (56/20)
[-yele]: dile-yele (37/30), äkit-yele (46/90), öwrön-yele (22/16)
[-yolă]: ġoy-yolă (22/21)
[-yölö]: düşlö-yöle (79/32), ġoywör-yölö (22/35), göm-yölö (22/34), ǖşür-yölö
(69/11)
Türkmen yazı dilinde tasvir fiil şeklinde olan yatīr, otīr, yȫr, dūr 98 şimdiki
zaman morfemleri vardır. Bunlar yazı dilinde olduğu gibi Kaka ağzında da kullanılır.
yȫr: ġapdalındayăm buğdoy åümmüllörü aylanıp yȫr. (39/16), çöllö geẕip yȫr.
(75/33)
otīr: bır ġarrı māma otīr, dìyye. (19/7), geleni yȫne ġırıḳ geliw‿otīr.(80/351)
98 bk. B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Türkmen Dövlet Neşriyat
Gullığı, Aşgabat 2015, s. 152.
49
dūr: töwöröğne åeredip dūr (2/22), cāyı eğilip dūr (65/13), çapowçılığ‿edip
çoẕup dūrdă (23/9)
2.1.2.1.1.2.Görülen Geçmiş Zaman
Türkmen yazı dilinde sürekli düz ünlülü olarak geçen {-dI}99 görülen geçmiş
zaman eki Kaka ağzında da böyledir. Türkmen Türkçesinde üçüncü heceden itibaren
yuvarlak ünlülünün bulunmaması bir kuraldır (bk. 1.4.2.1). Bu cümleden görülen
geçmiş zamanın ünlüsü üçüncü heceye tekabül ettiğinde ünlü uyumlarını bozar, ancak
telaffuzda yer yer yuvarlak ünlülerden sonra uyuma girerek yuvarlak ünlülü şeklinin
kullanıldığı görülmektedir. Aynı durum Kaka ağzı için de geçerlidir. Bazen dudak
uyumunun bozulduğu ikinci heceden sonra gelen yuvarlak ünlünün düzleşmiş şekliyle
de talaffuzu mümkündür.100
1.teklik kişi:
[-dım]: dūş-dım (46/123), ġutōr-dım (48/8), oḳo-dım (48/6)
[-dim]: wör-dim (80/321)
[-dum]: muåulmān wol-dum (80/204)
[-düm]: ğürlö-düm (79/15), ğör-düm (61/10), öldür-düm (63/7)
2.teklik kişi:
[-dıŋ]: ġōẕğo-dıŋ (57/21), yōllo-dıŋā (76/140)
[-duŋ]: tut-duŋ (60/34)
[-düŋ]: gör-düŋ+mi (57/68)
3.teklik kişi:
[-dı]: wol-dı (79/13), uğrot-dı (79/40), ġurul-dı (24/7), tut-dı (60/39)
[-du]: bol-du+mı (43/24), doyur-du (21/84), burğu tut-du (79/26)
[-dü]: öl-dü (46/76), åöy-dü (66/9), yōlo düş-dü (79/11), gör-dü (79/44), bȫlün-
dü (80/178)
1.çokluk kişi:
99 bk. P. Azimov, G. Söyegov ve Y. Çöŋŋäyev, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 220. 100 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 2000, s. 252.
50
[-dıḳ]: dūuş- dıḳ (10/6), oto-dıḳ (41/7)
[-duḳ]: åū tut-duḳ (41/5), ġoy-duḳ (1/39)
[-dük]: gör-dük (56/2), öldür-dük (10/6)
2.çokluk kişi:
[-düŋüẕ]: gör-düŋüẕ (78/33)
3. çokluk kişi:
[-dılă]: ġoy-dıla (58/25), oḳlo-dılă (65/8), düşmöli wol-dılar (79/46)
[-dile]: git-dile (19/10), wer-dile (46/122), yet-dile (80/126)
[-dular]: şayın tut-dular (80/71)
[-dulor]: dur-dulor (80/335)
[-düler]: yōla düş-düler (80/71)
[-dulă]: yūw-dulă (79/71), dur-dulă (80/325)
[-düle]: düşlö-düle (80/72)
2.1.2.1.1.3. Geniş Zaman
Türkmen yazı dilinde geniş zaman için sadece {-Ar}101 eki kullanılırken, Kaka
ağızında yuvarlak ünlülerden sonra ekin ünlüsü yuvarlaklaşır. Bu durum düzlük-
yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.2.2.).
1.teklik kişi:
[-arın]: ayt-arın (46/45), ġaytar-arın (39/49)
[-erin]: äkit-erin (79/23), ber-erin (76/3), geçirerin (57/10)
[-orın]: tut-orın (60/30), oŋor-orın (80/342)
2.teklik kişi:
[-öråüŋ]: alıḳ ġōwör-öråüŋ (80/261) öldürd-öråüŋ (80/328)
3. teklik kişi:
[-or]: duy-or (74/26), bol-or (16/44)
101 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 274.
51
[-ör]: düş-ör (56/6)
1.çokluk kişi:
[-arıå]: ġayt-arıå (80/235)
[-eriå]: nǟm‿et-eriå (79/28), getir-eriå (22/76)
2.çokluk kişi: örneği bulunmamaktadır.
3.çokluk kişi:
[-örler]: gör-örler (80/331)
2.1.2.1.1.4. Gelecek Zaman
Gelecek zaman {-cAk} eki102, Kaka ağzında yuvarlak ünlülü kelimelerden sonra
ekin ünlüsü bazen yuvarlaklaşır. Bu durum düzlük-yuvarlaklık uyumunu bozar (bk.
1.1.2.2.).
1.teklik kişi:
[-căḳ]: (men) al-căḳ (21/64), (men) åağ-caḳ (67/28), (men) ayt-căḳ (5/20)
[-cek]: (men) berik‿ġoywörcek (76/12), (men) ber-cek (53/3), (men) äkit-cek (2/17)
[-coḳ]: men muåulmān wol-coḳ (80/353), men ayālıma ūğrot-coḳ. (76/73)
[-cök]: (men) çöẕ-cök (39/63), (men) ğör-cök (80/351)
2.teklik kişi:
[-caḳ]: (sen) åat-caḳ-mı (76/52), (sen) ġīğır-căḳ (64/3)
[-cek]: (sen) wer-cek mi (76/38), (sen) ırẕā et-cek-mi (21/75), (sen) yerine yetir-cek
(39/71)
3.teklik kişi:
[-căḳ]: (ol) çıḳar-caḳ (80/12), (ol) al-căḳ (39/43), (ol) yıḳ-căḳ (57/64)
[-cek]: (ol) git-cek-mi (35/19), (ol) wer-cek (63/21)
[-coḳ]: (ol) ġow‿wol-coḳ-mı (69/43)
102 bk. M. Söyegov, age., s. 277.
52
1.çokluk kişi: örneği bulunmamaktadır.
2.çokluk kişi: örneği bulunmamaktadır.
3. çokluk kişi: örneği bulunmamaktadır.
[-cek]: (olar) et-cek (80/127)
[-cök]: (olar) yörö-cök-mi (69/43), (olar) düşlö-cök (79/33)
2.1.2.1.1.5.Öğrenilen Geçmiş Zaman
Türkmen yazı dilinde {-(X)pdIr}103 ile yapılan öğrenilen geçmiş zaman eki Kaka
ağzında da kullanılmaktadır. Ancak bazen ekin ikinci ünlüsü yazı dilinden farklı olarak
düzlük yuvarlaklık uyumuna girer ve yuvarlaklaşır.
1.teklik kişi:
[-üpdürin]: ḳowuḵ ġoywör-üpdürin (21/72)
[-updırın]: tur-updırın (46/146)
2.teklik kişi:
[-ipåiŋ]: gel-ipåiŋ (21/72)
[-påıŋ]: yōlla-påıŋ (21/69)
3.teklik kişi:
[-ıpdır]: yüẕö çıḳ-ıpdır (18/6), aydıpdır˂ayt-ıpdır (57/6), āŋladıpdır˂āŋlat-ıpdır
(73/7)
[-ipdir]: getir-ipdir (74/21), gìr-ipdir (75/18), wer-ipdir (46/126)
[-updır]: ġurul-updır (8/3), oturdul-updır (17/26), dur-updır (23/5), yōğol-
updır (46/97)
[-updur]: åöwöşşü wol-updur (39/31), otur-updur (16/25)
[-üpdür]: åöy-üpdür (36/66), göẕlörü düş-üpdür (32/49), it ‿ öwürl-üpdür
(75/32)
1.çokluk kişi: Örneği bulunmamaktadır.
103 bk. M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 260.
53
2.çokluk kişi: Örneği bulunmamaktadır.
3.çokluk kişi:
[-ıpdırlă]: āTlandır-ıpdırlă (17/17), daḳ-ıpdırlă (32/36), maålahatlaş-ıpdırlă
(21/8)
[-ipdirler]: bìriğipdirle˂bìrik-ipdirler (16/26), diy-ipdirler (16/65)
[-ipdirle]: ẕıyārat edipdirle˂ẕıyārat et-ipdirle (21/10), gel-ipdirle-day (39/9)
[-updırlă]: uy-updırlă (32/47)
[-updurlă]: kow-updurlă (16/26)
2.1.2.1.2. Tasarlama kipleri
2.1.2.1.2.1. Emir kipi 104
Emir kipi, Türkmen yazı dilinde olduğu gibi Kaka ağzında da aynı şekilde
kullanımaktadır. Ancak yuvarlak ünlülerden sonra bazen ekin ünlüsü yuvarlaklaşır.
1. teklik kişi:
[-ayın]/[-ayın]: bar-ayın (21/80), başlāyınmı˂başla-ayın-mı (40/1)
[-eyin]/[-eyin]: gideyin˂git-eyin (79/11), äkideyin ˂äkit-eyin (60/9), ber-eyin
(79/2), geç-eyin-mi (14/32)
[-oyın]: bol-oyın (2/9), uğrodoyın˂uğrot-oyın (80/302)
[-öyin]: gör-öyin (21/7)
2.teklik kişi: 105
[-Ø]: ġaldır (1/66), gel (46/28), geş (75/44), gör (21/(5), åöy (76/29)
[-ğın]: aytma-ğın (76/91), yat-ğın (76/55)
[-ğün]: yörö-ğün (80/343)
[-åene]: gel-åene (63/17)
104 P. Azimov, G. Söyegov ve Y. Çöŋŋäyev, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 220. 105 Emir ikinci teklik kişide kullanılan {-GIn} ve {-sAnA} eki, genellikle fiilin hızla yapılması ve
tembihlemek amacıyla kullanılan ifadelerde görülür. (bk. M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası
Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 297, P.Azimov, G.Sopıyev, N.Garayev, Türkmen Diliniŋ
Orfografiyası ve Punktuasiyası, Türkmen Dövlet Okuv Pedneşir, Aşgabat 1961, s. 58.)
54
3.teklik kişi:
[-åın]: çıḳ-åın (56/15), ġaş-åın (19/4), ġayna-åın (47/11), ġorḳ-åın (74/13), tutul-
åın (80/359)
[-åin]: çek-åin (78/39), geş-åin (32/55), wer-åin (74/33), wil-åin (2/15), åöwöş-
sin (80/326)
[-åün]:görköẕ-åün (57/72), gör-åün (80/264)
1.çokluk kişi: 106
[-alı]: aydalı˂ayt-alı (78/18)
[-ālı]: aydālı˂ayt-ālı (77/24)
[-alīŋ]: aydalīŋ˂ayt-alīŋ (66/13)
[-ālīŋ]: al-ālīŋ (31/12), çıḳ-ālīŋ (76/108)
[-eli]: geç-eli (78/26), gel-eli (1/41), düşlǟli˂düşle-eli (80/77), wil-eli (80/76)
[-elìŋ]: düşlǟlìŋ˂düşle-elìŋ (79/33)
[-öli]: gürlöş-öli (80/301)
2.çokluk kişi:
[-ŋ]: oḳlāŋ˂oḳla-ŋ (46/145)
[-iŋ]: gidiŋ˂git-iŋ (46/15)
[-uŋ]: ġoy-uŋ (80/361)
3.çokluk kişi:
[-åınlar]: yalḳa-åınlar (75/77)
[-sinle]: ber-åinle (79/78), gelme-åinle (59/33)
[-åunlă]: tuå-åunlă (57/59)
106 Sadece iki kişi için kullanılan birinci çokluk kişi emir kipinin {-AlI} morfem i, Kaka ağzında bazen
ikiden çok kişi için kullanılmıştır. (İlgili konuya bk. M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası
Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 295-296.)
55
2.1.2.1.2.2. İstek kipi
Türkmen yazı dilinde istek kipi için {-Ay}, {-gAy} 107 morfemleri
kullanılmaktadır. Kaka ağzında şu şekiller görülür:
1.teklik kişi:
[-ayın]/[-ayın]: bar-ayın (21/80), başlāyınmı˂başla-ayın-mı (40/1)
[-eyin]/[-eyin]: gideyin˂git-eyin (79/11), äkideyin ˂äkit-eyin (60/9), ber-eyin
(79/2), geç-eyin-mi (14/32)
[-oyın]: bol-oyın (2/9), uğrodoyın˂uğrot-oyın (80/302)
[-öyin]: gör-öyin (21/7)
2.teklik kişi:
[-āy]: aldır-āy (46/45)
[-ǟy]: ber-ǟy (21/31)
[-öåüŋ]: gör-öåüŋ‿ŋelip yörön pir wara (21/60)
3.teklik kişi: Örnek bulunmamaktadır.
1.çokluk kişi: Örnek bulunmamamktadır.
2.çokluk kişi: Örnek bulunmamamktadır.
3.çokluk kişi: Örnek bulunmamaktadır.
2.1.2.1.2.3. Şart kipi
Yazı dilinde sürekli düz ünlülü olarak geçen {-sA}108 şart kipi, Kaka ağzında da
böyledir. Ancak yuvarlak ünlülü kelimelerden sonra yer yer ekin ünlüsünün
yuvarlaklaştığı da görülür. Bu durum düzlük yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.2.2.).
1.teklik kişi:
[-åăm]: ayt-åăm (46/42), tap-åăm (26/8)
107 A.Buran, E.Alkaya, Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, s. 134. 108 P. Azimov, G. Söyegov ve Y. Çöŋŋäyev, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 220.
56
[-åem]: ber-åem (2/1), dì-åem-em (59/1), bır ẕāt et-åem (80/322), görǟy-åem
(80/276)
[-åom]: şā wol-åom (39/24)
2.teklik kişi:
[-åăŋ]: ayt-åăŋ (78/38), otur-åăŋ (45/42)
[-åeŋ]: ber-åeŋ (21/37), bil-åeŋ (80/154), yetir-åeŋ (79/19)
[-åoŋ]: bol-åoŋ (2/16), doḳo-åoŋ (49/29), tut-åoŋ (67/11), ur-åoŋ (30/35)
[-åöŋ]: gör-åöŋ (76/131)
3.teklik kişi:
[-åă]: ġoyul-åă (32/47), åōro-åă (1/21), çoẕ-åă (22/38)
[-åe]: öwrül-åe (21/65), görköẕül-åe (36/54)
[-åo]: bol-åo (32/25), ġoy-åo (39/60)
[-åö]: öldür-åö (46/79), gör-åö (2/29)
1.çokluk kişi:
[-åăḳ]: ayla-åăḳ (32/33), çıḳ-åăḳ (56/15), eåāålan-åăḳ (36/11)
[-åek]: ber-åek (56/6), geş-åek (9/1)
[-åoḳ]: bol-åoḳ (43/10)
2.çokluk kişi:
[-åăŋıẕ]: ġāl-åăŋıẕ (60/21)
[-åeŋiẕ]: dìåeŋiẕem˂dì-åeŋiẕ hem (61/18), düşle-åeŋiẕ (79/34), geş-åeŋiẕ (14/33)
3.çokluk kişi:
[-åălă]: başla-åălă (43/38), ġayt-åălă (61/15), taşla-åălă (65/4)
[-åele]: äkit-åele (46/122), dile-åele (76/17)
[-åölö]: gör-åölö (19/6)
57
2.1.2.1.2.4. Gereklilik kipi
Kaka ağzında, Türkmen yazı dilinde olduğu gibi gereklilik kipi {-mAlI} 109
ekiyle karşılanmaktadır. Ancak, yer yer yuvarlak ünlülerden sonra ekin ünlüsü
yuvarlaklaşır ve düzlük yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.2.2.).
1.teklik kişi:
[-mălı]: (men) tawşır-mălı (79/62), (men) çık-mălı-mı (80/318)
[-meli]: (men) coğāp ber-meli (54/10)
2.teklik kişi:
[-mălı]: (sen) yōlo åal-mălı (2/13), (sen) ayrıl-malı (2/16), (sen) toğolo-mălı
(45/30)
[-meli]: (sen) getir-meli (54/61)
[-möli]: (sen) öylön-möli (46/91)
3.teklik kişi:
[-mălı]: (o) åaḳla-mălı (1/5)
[-molı]: (o) oḳo-molı (78/30)
1.çokluk kişi:
[-meli]: (biẕ) git-meli (5/29), (biz) åürdür-meli (42/6)
2.çokluk kişi:
[-möli]: (siẕ) öååür-möli (19/32)
3.çokluk kişi:
[-mălı]: åataş-mălı (37/55), yat-mălı (76/104)
[-molı]: tut-molı (4/11)
[-möli]: (olar) åǖş-möli (22/60)
109 P. Azimov, G. Sopıyev, N. Garayev, Türkmen Diliniŋ Orfografyası ve Punktuasiyası, Türkmen Dövlet
Okuv Pedneşir, Aşgabat 1961, s. 62.
58
2.1.2.2. Birleşik çekimler
2.1.2.2.1. Hikâye
2.1.2.2.1.1. Geniş zaman hikâyesi
1.teklik kişi:
[-ordım]: ırẕā wol-ordım (21/37)
3.teklik kişi:
[-ărdı]: al-ărdı (45/4), boyārdı˂boya-ardı (45/8),ġırḳ-ardı-lay (45/3), çıẕ-ărdı
(45/21), åāy-ărdı (45/16)
[-erdi]: tǖderdi˂tǖt-erdi (45/12), yüŋlǟrdi˂yüŋle-erdi (45/25),
[-ordı]: ġoy-ordı-day (45/23)
1.çokluk kişi:
[-ărdıḳ]: dōldur-ărdıḳ-day (45/20)
[-erdik]: ber-erdik (67/12), çek-erdik (58/4), diy-erdik (58/2), düşür-erdik
(67/23)
[-ordıḳ]: bol-ordıḳ (45/21)
2.çokluk kişi: Örneği bulunmamaktadır.
3.çokluk kişi:
[-ărdılă]: ġırḳ-ărdılă-day (45/3)
2.1.2.2.1.2. Şimdiki zaman hikâyesi
1.teklik kişi:
[-yedim]: eşit-yedim (80/287), ìşle-yedim (56/10)
2.teklik kişi: Örneği bulunmamaktadır.
3.teklik kişi:
[-yădı]: bar-yădı (80/122)
[-yedi]: gel-yedi (10/3), ìy-yedi (55/6), weril-yedi (67/24)
59
1.çokluk kişi:
[-yădıḳ]: dūşuş-yădıḳ (10/4), åağ-yădıḳ (67/16), åaḳla-yădıḳ (55/1), toğolo-yădıḳ
(45/29)
[-yedik]: geydir-yedik (55/7)
2.çokluk kişi:
geẕip yȫrdi (4/9)
3.çokluk kişi:
[-yădılă]: başla-yădılă (14/45), gelip bar-yădılar (79/25)
ġoyun bakıp yȫrdüler (80/86)
2.1.2.2.1.3. Öğrenilen geçmiş zaman hikâyesi
1.teklik kişi:
[-ipdim]: wer-ipdim (39/65)
2.teklik kişi:
[-ıpdıŋ]: al-ıpdıŋ (46/128)
[-ipdiŋ]: werlipdiŋ˂weril-ipdiŋ (46/128)
3.teklik kişi:
[-pdı]: başlāpdı˂başla-pdı (23/22)
[-updı]: otur-updı (80/34)
1.çokluk kişi: Örneği bulunmamaktadır.
2.çokluk kişi: Örneği bulunmamaktadır.
3.çokluk kişi: Örneği bulunmamaktadır.
2.1.2.2.1.4. Gereklilik kipin hikâyesi
1.çokluk kişi:
[-măldıḳ]: ānglyāŋ kalōnyaåında wol-maldıḳ (23/6)
[-melidik]: gel-melidik (56/14)
60
2.1.2.2.2. Rivayet
2.1.2.2.2.1. Şimdiki zaman rivâyeti
1.teklik kişi:
[-yemişin]: (men) öldür-yemişin-ǟ (46/104)
2.1.2.2.2.2. Gelecek zaman rivâyeti
3.teklik kişi:
[-caḳmışın]: (ol) ġarşı çıḳ-caḳmışın (1/28)
[-cökmişin]: dörö-cökmişin (1/28)
2.1.2.2.2.3. Öğrenilen geçmiş zaman rivâyeti
3.çokluk kişi:
[-ipmişin]: gidipmişin˂git-ipmişin (46/6)
2.1.3. Tasvirî fiiller
Derlediğimiz metinlerde sadece yeterlilik ve tezlik fiillerin örnekleri
bulunmaktadır.
2.1.3.1.Yeterlilik fiili
Türkmen yazı dilinde {-Ip bil-} 110 ile yapılan yeterlilik fiili Kaka ağzında
böyledir. Ancak ulamanın etkisiyle zarf fiil ekinin ünsüzü bazen düşer ve bil- yardımcı
fiilin ünsüzü süreklileşir.
öwredi‿wilyen (20/17) [ögredip bil-], gidi‿wilyek (20/22) [gidip bil-], keç‿
edi‿wilyek (40/14) [keçe dip bil-], ì‿wilyeŋ (42/14) [iyip bil-], çīğ woluP‿bil-
(69/13) [çığ bolup bil-], aydıP bilerå (9/15) [aydıp bil-]
2.1.3.2.Tezlik Fiili
Türkmen yazı dilinde {-iwer-}111 ile yapılan tezlik fiili Kaka ağzında da aynıdır.
110 O. Hanser, Türkmence Elkitabı, Kebikeç Yayınları, İstanbul 2003, s. 92. 111 O. Hanser, Türkmence Elkitabı, Kebikeç Yayınları, İstanbul 2003, s. 250-251.
61
āğlaş-ıweripdirle (74/21), biş-iweråin (47/13), bol-uweråe (32/51), çek-iweriŋ
(58/18), çokun-uweryele (16/12), gel-iwer (80/342), gid-iwerye (21/57), meşğūl bol-
uwerye (21/45), ör-üwermeli (68/23), öwröd-üweryen (20/24)
2.1.4. Fiil Çekimlerinde olumsuzluk
2.1.4.1. Şimdiki zamanda olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde şimdiki zamanın olumsuzu {-mA} eki ile yapılır.112 Ekin
ünlüsü sürekli düzdür. Bu ek Kaka ağzında da kullanılmaktadır. Ancak Kaka ağzında
ekin ünlüsünün yuvarlak ünlülerden sonra bazen yuvarlaklaştığı da görülür. Bu durum
düzlük yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.1.2.2.).
-mA- ile yapılanlar:
[-moyă-]: bol-moyă (41/35), ġuy-moyăn (28/3)
[-möye]: döẕ-möye (46/142)
-An+iyelik eki+yook ile yapılanlar:
[-ömōḳ]: gör-ömōḳ (21/61)
[-onōḳ]: bol-onōḳ (38/13), duy-onōğa (1/14), ġōẕğon-onōḳ (57/64)
2.1.4.2. Görülen geçmiş zamanda olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde görülen geçmiş zamanın olumsuzu sürekli düz ünlülü {-
mA} eki ile yapılır. 113 Bu ek Kaka ağzında da kullanılmaktadır. Ancak yuvarlak
ünlülerden sonra ekin ünlüsünün yer yer yuvarlaklaştığı da görülmektedir.
[-mădı-]: al-madı-m (66/10), ayt-madı-m (80/38), biẕ dūuş-madı-ḳ (10/6)
[-medi-]: åeẕewān et-medim 61/12), getir-mediŋiẕ (1/37)
[-mödü-]: öl-mödüm (59/31)
2.1.4.3. Geniş zamanda olumsuz çekim
Türkmen Türkçesi yazı dilinde geniş zamanın olumsuzu {-mAr} eki ile yapılır.
Üçüncü şahıslarda ekin sonundaki /r/ sesi /ẕ/ sesine döner. 114 Bu ek Kaka ağzında da
112 P.Azımov, G.Sopıyev ve Y.Çöŋŋäyev, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları, Aşgabat 1992, s. 225. 113 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Türkmen Dövlet Neşriyat
Gullığı, Aşgabat 2015, s.141.
62
böyledir. Ancak yazı dilinden farklı olarak üçüncü şahıslarda yuvarlak ünlülü
kelimelerden sonra bazden ekin ünlüsünün yuvarlaklaştığı da görülür. Bu durum düzlük
yuvarlaklık uyumu bozar (bk. 1.1.2.2.)
[-mer-]: çıḳıp bil-merin (2/8)
[-măẕ]: ġurçuḳla-maẕ yālaḳ (43/26)
[-meẕ]: et-meẕ (43/25), bitlemeẕ yālaḳ (43/8)
[-mōẕ]: gelmeåe bol-moẕ (1/40), utğoş-moẕ (52/19)
[-möẕ]: gör-möẕ (70/15)
2.1.4.4. Gelecek zamanda olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde gelecek zamanın olumsuzu däl115 ile yapılır. Bu durum
Kaka ağzında da böyledir. Ancak yazı dilinden farklı olarak bazen däl edatın başındakı
/d-/ ünsüzü kendisinden önce gelen /k/ sesine benzetilerek /g/’ye döner.
bercek‿gǟl (21/33), bilcek‿gǟl (80/98), gitcek‿gǟl (80/99)
2.1.4.5. Öğrenilen geçmiş zamanda olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde öğrenilen geçmiş zamanın olumsuzu {-mAndIr} 116 ile
yapılır. Bu ek Kaka ağzında da böyledir.
[-māndır]: ġaçır-māndır-dă (65/4), mıŋ döwlötü bol-māndır (4/3), ġatış-māndır
(16/25), ġatnaş-māndır-dă (16/25)
[-mǟndir]: beriş-mǟndir-ler (16/25), hìç kim bil-mǟndir (61/4), gün düş-mǟndir
(1/53)
2.1.4.6. Emir kipinde olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde emir kipinin olumsuzu {-mA} ile yapılır. Bu ek Kaka
ağzında da kullanılmaktadır. Ancak yuvarlak ünlülerden sonra ekin ünlüsü bazen
yuvarlaklaşır ve düzlük yuvarlaklık uyumu bozar (bk. 1.1.2.2.)
114 P. Azimov, G. Sopıyev, N. Garayev, Türkmen Diliniŋ Orfografyası ve Punktuasiyası, Türkmen Dövlet
Pedneşir Gullığı, Aşgabat 1961, s. 57. 115 B. Baycanov, M. Petcikova, age., s. 158. 116 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Türkmen Dövlet Neşriyat
Gullığı, Aşgabat 2015, s. 147.
63
[mă]: ġorḳ-mă (1/13)
[-mālīŋ]: yat-mālīŋ (70/107)
[-măğın]: ayt-mağın (76/91)
[-măåın]: ġāl-maåın (80/11)
[-moåın]: kel wol-moåın (66/27)
[-meåinle]: gel-meåinle (59/33)
[māŋ]: ġorḳ-māŋ (1/15)
[-mǟŋ]: köåön-mǟŋ (58/17)
[-āymaåınlă]: çoḳ-āymaåınlă (2/22) (Sayfaya bak 295-283)
[-ǟymǟyin]: öldür-ǟymǟyin (46/65)
2.1.4.7. Şart kipinde olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde şart kipinin olumsuz {-mA} ile yapılır. Bu ek Kaka
ağzında da böyledir. Ancak yuvarlak ünlülerden sonra ekin ünlüsü yuvarlaklaşır ve
düzlük yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.1.2.2.).
[măåa]: ġaç-măåăŋ (2/4)
[măåăm]: yalŋış-măåăm (2/18)
[meåeŋ]: ìşle-meåeŋ (35/26)
[meåinle]: gel-meåinle (59/33)
[moåın]: ìşiŋ bol-moåın (1/73)
[möåe]: öl-möåe (60/9)
[möåöŋ]: gör-möåöŋ (76/131)
2.1.4.8. Gereklilik kipinde olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde gereklilik kipinin olumsuzu däl117 ile yapılır. Bu durum
Kaka ağzında da böyledir.
117 B. Baycanov, M. Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili Morfologiya, Türkmen Dövlet Neşriyat
Gullığı, Aşgabat 2015, s.173.
64
baåmal‿dǟl (8/6), bolmol‿dǟl (44/27), değmel‿dǟl (80/156), dōldurmal‿dǟl
(47/6), dökmöl‿dǟl (8/6), durmol‿dǟl (52/21), äkitmrl‿dǟl (23/25), åüyük wolmal‿
dǟlday (68/20), almălăm dǟldik (79/29)
2.1.4.9.Yeterlilik fiilde olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde yeterlilik fiilin olumsuzu, yardımcı bil- fiilin üzerine {-
mA} eki getirilerek yapılır. Bu durum Kaka ağzında da böyledir.
berip bil-medik (14/56), eklenip bil-medim (67/6), coğāp berip bil-medik
(14/56), tutu‿wil-medim (60/35)
2.2. Ek fiilin çekimi
2.2.1. Görülen geçmiş zaman
Türkmen yazı dilinde görülen geçmiş zaman kipin çekimi {-dI}118 ile yapılır. Bu
ek Kaka ağzında da böyledir. Derlediğimiz metinlerde sadece üçüncü tekil kişilerde
çekimlenmiş örnekleri vardır.
çarwadār ḫalḳdı (4/4), gülcamāl hāndı (22/61), tecrìweåi yōḳdı (22/70),
ġīẕcağaşı wardı dă (46/150), öŋkü döwür ġowdı (56/5), öyüme yaḳīndı (67/7)
2.2.2. Öğrenilen geçmiş zaman
Türkmen yazı dilinde öğrenilen geçmiş zaman ek fiilin çekimi {-mIş} ve eken119
ile yapılır. Bu durum Kaka ağzında da aynıdır. İncelediğimiz metinlerde sadece üçüncü
tekil kişilerde çekimlenmiş kelimelerde görülür.
[-mışın]: yoḳordo-mışın (39/16)
eken: ol ḳāpır ġatı bır åīnçı‿ādam eken (1/43), wār eken (16/36), ìşceŋ eken
(19/24), oŋ ādı åeyitmìrek ekeni (61/2), ḳırḳ wìr ekende (63/25), şu yanıw‿oturon
ōtdănam ġıẕğın eken (65/9), māllarıŋ yāında yōğ‿eken (80/118), bılar gǖşlü‿ken
(19/29)
118 B.Baycanov, M.Petcikova, Häzirki Zaman Türkmen Dili, Türkmen Dövlet Neşriyat Gullığı, Aşgabat
2015, s. 212 119 B.Baycanov, M.Petcikova, age., s. 216.
65
2.2.3. Geniş zaman
Türkmen yazı dilinde geniş zaman ek-eylemi ismin başına şahıs zamiri
getirilerek yapılır.
1.teklik kişi:
men yetmiş wǟş yāşımda (67/28), men ḳāḳa etrāwunıŋ yāşaycıåı (78/1), men
muåulmān wolmāna ırẕā (80/161), menem yāş ğīyẕ (80/309)
2.teklik kişi:
åen yāş oğlon (80/309), (åen halkı) dìne åalmal‿ādam (2/14)
3.teklik kişi:
iyiŋ içiŋ bayramālı wağşīnıŋ öyüdür şı (58/15), ẕerre yālağam åoğāP yōḳdur
(21/89), ḫaḳīḳatdanam çınımdır (39/22)
1.çokluk kişi:—
2.çokluk kişi:—
3.çokluk kişi:
yȫne oloruŋ bır cādığöyleri wārdır (80/57), bı ẕātlaram biẕiŋ ḳıåmatımıẕẕa
bārdır. (80/247)
2.3. Ek fiilde olumsuz çekim
Türkmen yazı dilinde ek fiilin olumsuzu däl 120 ile yapılır. Bu durum Kaka
ağzında da böyledir.
men it dǟl (75/20), (men) cādığöy dǟl (80/168), yönö olā yöne yere gelen ādam
dǟldir (57/45), åen alı dǟl (80/291)
2.4.Çekimsiz fiiller
2.4.1.İsim-fiiller
Türkmen yazı dilinde fiilimsiler için {-mA}, {-mAk}, {-mAklIk}, {-Iş}121 eki
kullanılır. Bu ek Kaka ağzında da kullanılmaktadır. Ancak yuvarlak ünlülü kelimelerden
sonra ekin ünlüsü bazen yuvarlaklaşır ve düzlük yuvarlaklık uyumunu bozar (bk.1.2.2.).
120 M.Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 364.
66
[-ma]/[-me]/[-mo]: dur-ma-åı ‿ çǖn (17/24), ācat-ma (29/12), çıḳar-ma-åı
(32/57), at çaptır-ma (35/2), dāt-ma (36/49), berkit-me-åini (22/22), demiryōl çek-me-åi
(23/22), doḳ-mo (77/19)
[-maḳ]/[-mek]/[-moḳ]/[-mök]: çāḳla-maḳ bolyă (7/8), barmāğa˂bar-maḳ-a
(2/24), çıḳar-maḳ (32/3), yığnamāğa˂yığna-maḳ-a (19/10), oğul öyör-mek toyı (32/3),
gìr-mek mümkǖnmü? (46/25), iç-mek geyilye (54/95), ulon-moğ‿üçǖn (4/19), ġōro-moḳ
(6/5), doḳo-moğ ‿ üçün (19/19), ulon-moğ ‿ üçǖn (4/19), gürlö-mök (31/9),
öåmöğne˂öå-mök-ine (77/9)
[-māna]/[-mǟne]: åatmāna ğidende (76/31), åu almāna (76/116), muåulmān
wolmāna ırẕā (80/161), ber-mǟne (35/25), dilemǟne (53/5)
[-maḳlıḳ]/[-meklik]/[-moḳlık]: al-maḳlığ ‿ üçǖn (80/218), åayla-maḳlıḳ
(32/33), āT daḳ-maḳlıḳ dǟwi (32/36), ġāwan-maḳlıḳ (35/11), ölìni åīla-maḳlıḳ (36/36),
dì-mekliğ-i hem (32/18), ber-mekliğ-mi (21/32), dì-mekliğ-i (33/3), åünnöt toyu et-
mekliğ-iŋ (34/2), ì-mekliğ-iŋ (36/48), muåulmān bol-moḳlıḳ (80/209)
[-ış]/[-iş]/[-uş]/[-üş]: ġōron-ış (70/6), ġōr-yış (38/7), dolondır-ış (77/7), bişiril-
ş+i˂bişiril-iş+i (47/1), åağlığı becer-iş (56/23), çoẕ-uş-da (5/23), ġurluş˂ġurul-uş
(8/11), åū tut-uş-uŋa (41/41), öå-üş-dö (52/20), göm-üş-üm (63/27), görn-üş-ünde
(70/22)
2.4.2. Sıfat fiil ekleri:
Türkmen yazı dilinde sıfat-fiil ekleri {-An}, {-Ar}, {-cAk}, {-(y)IcI}, {-dIk}, {-
mAkçI}, {-mAlI}, {-mIş}, {-(y)An}122’dır. Bu ekler Kaka ağzında böyledir. Ancak
yuvarlak ünlülü kelimelerden sonra bazen eklerin ünlüleri yuvarlaklaşır.
[-an]/[-en]/[-on]/[-ön]: geniş zaman sıfat fiile eki: çörök åat-an düḱānçīnıŋ
(21/2), geç-en ādamlarıŋ hēmmeåi (1/34), gerek wolon ẕātlar (23/31), yeriŋde oturon şā
(46/121), baḳıp yörön yeriŋde (54/64), görön güllemmiẕ (58/23), öå-ön-ce waòtına
(33/3)
121 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 2000, s. 351-361. 122 A. Buran, E.Alkaya, Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, s. 142-143.
67
[-aŋåoŋ]/[-ansoŋ]/[-amåoŋ]/[-aŋåoŋ]/[-emåoŋ]/[-enåoŋ]/[-eŋåoŋ]/[-onåoŋ]/[-
omåoŋ]/[-oŋåoŋ]/[-önåoŋ]/[ömåoŋ]/[-ömåöŋ]: geniş zaman sıfat fiil eki+iyelik eki+åoŋ:
çıḳannanåoŋ (1/66), ġaralanåoŋīn (17/17), āradan çıḳanåoŋ (22/62), yuğuromåoŋ
(30/8), bolommıẕẕan åoŋ (41/7), ḳaḳaŋåoŋom (49/32), ġutoromåoŋ (52/7), gelin
wolomåoŋ (67/3), görömiẕẕe (50/6), bişiremiẕẕe (41/66), oturamıẕẕă (10/5), ġuronåoŋ
(23/31), köpölönåoŋ (41/21), turonåoŋ (44/29), alamåoŋ (23/25)
[-caḳ]/[-cek]: gelecek zaman sıfat-fiil eki: åaḳla-caḳ dāğ (77/26), alcaḳ ġīyẕınıŋ
ata bāwaåı (35/19), towżı‿al-caḳ aladām yōḳ (58/19), yetcek yerine yetdi (80/20),
gitcek oğlonnıŋ eceåine (53/20)
[-dıḳ]/[-dik]/[-madıḳ]/[-medik]: döröcök-diğni (1/33), ġoyunlaŋ ġuẕīnı al-
madığ+ı wolåo (54/17), yetiş-medik çāğala (14/54), bil-medik yerlerni (20/12), ġaç-
madıḳ+layăm (57/77)
[-(I)KlI]<[-(I)GlI]: Türkmen yazı dilinde bulunmayan, Kaka ağzında görülen bu
sıfat fiil eki Eski Anadolu Türkçesi hariç Köktürkçe 123 , Uygurca 124 , Karahanlı 125 ,
Harezim126 gibi Tarihi Türk lehçelerinde görülmektedir.
[-yıcı]/[-ici]: ġulloycı mallardan (54/73), yüplük eğirci fābrìği (77/7)
[-maḳçı]/[-mekçi]: daha çok bol- yardımcı fiili ile kullanılarak gelecek zamanın
hikayesinin kuruluşunda kullanılır: yōla ğitmekçi (76/67) yāına gelmekçi wolyă (37/47),
bır yere gitmekçi wolåăŋ (76/55)
[-meli]: gel-meli yerlerne (76/100), ìşle-meli mıåāllarnı (20/21), yüŋle-meli
ẕātlarnı (45/13)
[-yān]/[-yǟn]: geniş zaman sıfat fiilidir: gelin al-yān maşğala (35/16), alnıp
barıl-yān ìşler (77/35), meŋẕeme-yǟn dǟwümiẕ (32/19)
123 T.Tekin, Orhon Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2016, s. 157. 124 K.Eraslan, Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2012, s. 376 125 N.Hacıeminoğlu, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara 1996, s. 166-167. 126 R.Topallı, Harezm Türkçesi, Seyran Yayınları, Tokat 1995, s. 41, A.Ata, Harezm Türkçesi, AyYapım
Yayınevi, Ankara 2014, s. 104.
68
2.4.3. Zarf fiil ekleri:
2.4.3.1. Basit zarf fiil ekleri
Türkmen Türkçesinde zarf-fiil ekleri {-A(y)}, {-AndA}, {-(I)p}, {-AlI}, {-
dIkçA}, {-InçA}, {-kA}, {-mAn}’dır. Bu ekler Kaka ağzında da böyledir. Ancak
yuvarlak ünlülü kelimelerden sonra eklerin ünlüsü bazen yuvarlaklaşır. Bu durum
düzlük yuvarlaklık uyumunu bozar (bk. 1.1.2.2.).
[-a]/[-e]: ilgili örnek bulunmamaktadır.
[-alı]/[-eli]: ilgili örnek bulunmamaktadır.
[-ıp]/[-ip]/[-up]/[-üp]/[-ıw]/[-iw]/[-uw]/[-üw]/[-ıḳ]/[-ik]/[-uḳ]/[-ük]/[-ı]/[-i]/[-
u]/[-ü]: yaẕılıp (17/26), gelip (19/6), oturup (19/17), öwrödüp (20/29), baåıw‿alar
(22/29), ġoyweriwem (39/77), sekretār boluw‿ìşleyedim (56/10), ölüw‿ölük‿gelye
(46/81), alıḳ‿görömiẕẕe (50/6), gelik‿gitdi (47/16), ımām duruḳ‿ġaydar eken (79/3),
görük‿gel (79/41), atını‿wilyele (32/10), beri‿wilmedik (14/56), ġuru‿wilyek
(57/49)
[-ḳā]/[-kǟ]: baryā-ḳā (21/47), otīrḳālar (80/144), döröye-kǟ (1/46)
[-mān]/[-mǟn]: al-mān (26/7), dur-mān (36/21), düşündür-mǟn (46/113), dìmǟn
(57/82)
2.4.3.2.Birleşik zarf fiil ekleri
[-amda]/[emde]/[-anda]/[-ende]/[-ondă]/[-önde]/[-öndö]/[-omdă]/: tanışamda
(10/3), çāğıranda (1/34), ġaẕılanda (15/22), gelende (16/7), getirende (32/19),
uğrolondă (35/9), yōğolondă (36/9), yere düşönde (79/68), ölöndö (67/5), bolomda
(39/4), åağaŋda (55/6), baraŋda (65/13), alaŋda (54/37)
[-diğiçe]: git-diğiçe (17/14)
[-īnça]/[-ìnçǟ]/[-unça]/[-unço]: al-īnçā (50/16), kǟrim‿moyunça (18/2), uğrum
‿moyunço (18/3), kalindār boyīnça (38/9) alīnçāḳ (24/1),
69
[-yānçā]/[-yǟnçǟ]: åeredyǟnçǟle (1/19), ġālyānçā (14/20), yatışyānçā. (45/30),
ġalyānçā. (68/9), bolyānçā (41/46)
[-mānḳāla]/[-mǟnkǟk]: turmānḳāla (21/84), geçmǟnkǟk (43/7), getirmǟnkǟk
(43/7), gitmǟnkǟm (76/73), ölmǟnkǟ (62/12)
[-moẕınnan]/[-meẕẕen]: åöwöşü bolmoẕınnan öŋ (22/25) gelin edinmeẕẕen
öŋürtü (35/19)
2.5. Fiilde çatı127
2.5.1. Edilgen fiiller
Türkmen yazı dilinde edilgen çatı için {-(X)l}, {-(X)n}128 ekleri kullanılır. Bu
durum Kaka ağzında da böyledir. Ancak yuvarlak ünlülü kelimelerde üçüncü heceye
tekabul eden ekin ünlüsü düz ünlülüyken, Kaka ağzında yuvarlak şekli kullanılmaktadır.
[-ın-]/[-in-]/[-ün-]: Tek heceli kelimelerde /l/den sonra gelir: ġudoloruŋ åaçağı
al-ın-yă (35/25) çömçe åal-ın-yān tōrwo (17/23), iki dìşiŋ īyẕı ġānāḳ gör-ün-ye (2/29),
beyleki tìrelere bȫl-ün-ye (5/3)
[-n-]: Çok hecelilerde vokallerden sonra gelir: şo nağışla ġaytala-n-yă (49/20)
[-ıl-]/[-il-]/[-ul-]/[-ül-]/[-l-]: Kalanlarda kullanılır: nǟçe ādam ġır-ıl-yă (22/45),
şo ḫīlı tǖkürüp taşlamalı diy-il-yǟndirǟ (2/38), çöröğö çağır-ıl-yă (32/26), tǟẕe gelini
boş ġoywör-ül-meye (32/26), òāllardan yaåa-l-an (17/22), ḫālı åunğotına ġoy-ul-yān
åarpa (17/13)
2.5.2. Dönüşlü fiil
Türkmen yazı dilinde dönüşlü çatı için kullanılan {-(X)l}, {-(X)n}129ekleridir.
Bu ek Kaka ağzında da böyledir.
[-ıl]/[-il]/[-ul]/[-ül]: ımmatımdan ayr-ıl-ıp daşa çıḳıp bilmerįn (2/8), ürȫğmüẕ
yār-ıl-t (10/6), owğānla yeŋ-il-ye (23/16), diyilyǟn kerwene ğoş-ul-mal‿wold dìyye
(79/17), ġowı ğör-ül-ye (32/29)
127 B. Yücel, Türkiye Türkçesinde Fiil Çatıları Türk Gramerinin Sorunları II, TDK Yayınları, Ankara
1999, s. 156-202. 128 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 222-227. 129 M. Söyesov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 2000, s. 227-232.
70
[-in]/[-un]/[-ün]/[-n]: kürtö at-ın-ıp (53/25), gelin ed-in-mǟnkǟ (35/19), beylǟ
ur-un-yă (46/62), üpe çoloşdıryă yıḳ-ıl-yă (10/13), oråı arḳa tut-un-yă (23/10), yaŋḳı
göwröåi darḳġa bȫl-ün-ye (1/10), ine şı ḫīlı peydala-n-yăk (40/17), ḫalḳ, şuŋŋālı köåö-
n-ye (46/76)
2.5.3.İşteş fiil
Türkmen Yazı dilinde işteş çatı için kullanılan {-(X)ş}, {-nIş}130 ekleridir. Bu
ekler Kaka ağzında da kullanılmaktadır.
[-ış]/[-iş]/[-uş]/[-üş]/[-ş]: heråı ōwa ōwa oturupdur welin yȫne ġatışmāndır
(16/25), kǟn bır ġīyẕam alıp ber-iş-mǟndirler (16/25), ağacıŋ yānında dūş-uş-yădıḳ
(10/4), ȫẕ yānlarında ìşlerni dök-üş-üp aydım aydıpdırlar (50/8) yoldoşum milen tanı-ş-
amda (10/3), yȫne åen meŋ wilen gürle-ş (80/300), åalāmla-ş-ıp (39/58)
[-nış]: bır nǟçe çak-nış-ıklar wolyă (22/32)
2.5.4. Ettirgen çatı
Türkmen yazı dilinde ettirgen çatı için {-dXr}, {-t}, {-Xr}, {-Xẕ}, {-Ar}, {-
dAr}, {-ıt}, {-keẕ}131 ekleri kullanılır. Bu ekler Kaka ağzında da kullanılmaktadır.
[-dır]/[-dir]/[-dur]/[-dür]/[-åir]: ay åen meŋ kellǟmi al-dır-āy (46/45), ajdar
pāşşā car çek-dir-ye (80/221), ġudoçulığa gelyǟndiklerni duy-dur-yăla (53/3), òaåaynı
bır omẕuna mün-dür-di (80/186), at çap-tır-ma (35/2), töwöröğündǟki åuwı keååırye
(39/45)
[-d]/[-t]: İki veya çok heceli kelimelerde vokalden sonra ya da /r/, /l/
konsonlarından sonra kullanılır132: yüwür-t-mǟnkǟŋ oŋ åapağını tāyınlanşı (49/3), ȫẕ iti
wilen ìde-d-ye (37/28), millìliğni öğrö-t-mek (51/10), watanı öẕğör-t-mek yılı dìp ığlān
etdi (51/7)
[-ar]/[-er]/[or]: telpeğin çıḳ-ar-ıp ġapīŋ daş yüẕünde, telpeğni çıḳ-ar-ar eken
(79/4), duşmānı īẕına ġayt-ar-yă, şo ḫālı (19/30), eli wilen ġoport (80/345)
[-dör]˂[-der]: baŋḳaları düŋ-dör-ük ġoyyăn günde. (26/3)
130 M. Söyegov, s. age., 232-238. 131 M. Söyegov, age., s. 239-248. 132 O.N.Tuna, Türk Dil Bilgisi, İnönü Üniversitesi, Eğitim Fakultesi, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi
Bölümü Ders Notları 3, Malatya 1986, s. 15.
71
[-ır]/[-ir]/[-ur]/[-ür]: ġatıḳ baå-ır (54/46), ġāẕanda şonı biş-ir-yeŋ (11/10)
[-iẕ]/[-uẕ]/: düşüncöåünö gìr-iẕ-mek uğruna (51/10), tuẕur˂tur-uẕ (75/17), ġorḳ-
uẕ-yă olom (46/50)
[-köẕ]˂[-keẕ]: göẕ bāğlāp gör-köẕ-ye (57/50)
2.5.5. Oldurgan fiil
[-d]/[-t]: ‘‘kȫnö ımārat’’ dìmeği āŋla-d-ıpdır. (73/7), āẕal-d-ıp (67/19), yermiẕi
yımşa-d-ıp bolommıẕẕan åoŋ otodıḳ (41/7), çöröğü ġōw yalpılla-t-mağ‿üçìn (30/34),
pǟåğelçilik dörö-t-meğ‿çǖn edilipdir (7/7)
[-dır]/[-dir]/[-dur]/[-dür]/[-åür]: biẕeyem īẕımıẕẕan dōl-dur-uŋ diyerdi (45/19),
üçülenci åapar çoğ-dur-uwam alıp yapyăn baŋḳalamma (28/8), ādam öl-dür-ye (10/3),
türkmeniŋ millìliğni öå-åür-möli (19/32)
[-ır]/[-ir]/[-ur]/[-ür]: çāğaåını hǖwdülǟp yat-ır-yă (50/21), men ādamīmı nǟçe
ğündür, ınā dānı yit-ir-dim (75/28), bit-ir-en ìşlerne görǟ āT daḳdırıpdırla (32/39),
bılayăŋ mìksırda, ġōw çìş-ir-yeŋ (68/5), bılaŋ ġarnın doy-ur-du (21/84), onnoŋ şo
åarūnı maşīna yüklǟp gelip ıåkılātda düş-ür-erdik (67/23)
[-ıt]: åuw aḳ-ıd-ayın (21/54)
2.5.6. Çatı eklerinin üst-üste kullanılması133
[-n-ıl-]/[-n-il-]/[-n-ul-]: ẕādı köp ìmekliğiŋ ȫẕü kǟn hāla-n-ıl-mayă (36/48),
ġalpak toyu hem toylo-n-ıl-yă (33/1), şeyle geplenilye (31/12), edermenliğinnen mānīåı
āŋla-n-ıl-yă (32/21), meåele ìşlenilye (20/9), bǟş üç åāncaḳ dāş oḳlo-n-ul-yă (35/9),
yȫrǖtö åünnet toyu ġutlo-n-ul-ıp… (34/4)
[-ar-ıl-]: īyẕına ġayt-ar-l-ıp berilye (53/10), taḫtdan āğd-ar-ıl-dı (24/4), tāẕe
gelin hìç yere çıḳ-ar-ıl-măyă (32/24)
[-ır-ıl-]/[-ir-il-]: åünnete yat-ır-l-an çāğāŋ (34/4), toylorda yerine yet-ir-il-yǟn
ḫıẕmatlar, (31/2)
133 G. Gülsevin, Çatı Ekleri Üzerine Kullanılabilen Ekler Türk Gramerinin Sorunları II, TDK Yayınları,
Ankara 1999, s. 203-223.
72
[-iẕ-il-]: kampyūtıra gìr-iẕ-il-di (20/23)
[-d-ıl-]/[-d-il-]/[-d-ul-]/[-d-ül-]: ġoşulmolorıŋ ġīyåğal-d-ıl-mağı (31/11), köp
yādığǟrlik yerlemmiẕ ġaytadan dikel-d-il-di (22/4), ḫālıda otur-d-ul-updır (17/26),
aşğawāt dörö-d-ü-lye (22/55), ātları ǖytgö-d-ül-en (77/39)
[-dır-d-]/[-dır-t-]/[-dür-d-]: kǟn ġoşun ğır-dır-d-ıp (80/218), kellǟŋi al-dır-t-caḳ
woluw ‿ otīråıŋ (80/291), kelleåini al-dır-d-arın (80/262), bırca tōḳ öl-dür-d-eyįn
(60/22)
[-dir-l-]/[-dür-ül-]/[-dür-l-]: ġara eşik gey-dir-l-ipdir (36/74) öŋünö patraḳ
dök-dür-ül-ye (32/58), yüpök ȫn-dür-ül-yǟn…merkeẕ wolupdır (15/24), gǖẕ āyı yeri
åür-dür-l-üp başlayăday (42/1)
[-ş-dır-]/[-ş-dür-]: üpe çolo-ş-dır-yă yıḳılyă (10/13), ȫẕüm milen tanı-ş-dır-amda
(3/2), ıålāmı orno-ş-dır-dıḳ (16/12), muåulmānlaŋ muhommödi wülen gürlö-ş-dür-ǟyme
(80/65)
[-köẕ-ül-]: rowāyatda gör-köẕ-ül-ye (19/31)
[-t-dır]/[-t-dir-]: çağır-t-dır-yă (78/22), mǟliği türğönlö-t-dir-yǟn eken (80/12),
(54/24) emmǟni öğrö-t-dir-ye (54/24)
2.6. Yapım ekleri
2.6.1. İsimden isim yapan ekler
[+anda+]: åāẕ+anda (3/7), kǟr+ende+çile (69/3)
[+bāz+]: dar+bāz (57/38)
[ber+]: ber+cāy (39/24)
[bet…+çılıḳ+]: olumsuzluk anlamı katar: bet+baòtçılıḳ (32/23)
[bi+]: olumsuzluk ifade eder: bìderek (44/28), bìtarap (22/2)
[+ca+]/[+ce+]/[+co+]/[+cö+]: küçültme yapar: bır+ca (36/49), araååa+ca
(42/23), yeke+ce (39/5), şeyle+ce (47/7), oŋot+co (32/62), owodon+co (32/62),
buḳ+co+åını (53/21), kȫnö+cö (21/28),
[+cağaş+]/[+cağaẕ+]: küçültme yapar: ġīyẕ+cağaş (37/11), åū+cağaẕıŋ (32/58)
73
[+caḳ+]/[+cek+]/[+cök+]: üç åān+caḳ (35/9), yetğìn+cek+ler (51/2),
kündücöğü˂kündük+cök+ü (65/5), küncöklöründe˂künç+cök+löründe (34/1)
[+cān+]: sevgi anlamı katar: Allā+cān (62/22), Allāweren+cān (62/12)
[+ceŋ+]: iş+ceŋ ‘‘çalışkan’’ (19/24)
[+cıḳ+]/[+cik+]/[+cuḳ+]/[+cük+]: küçültme yapar: āẕa+cık (31/8), kiçi+cik
(19/1), peå+cik (77/23), uşocuḳ˂uşoḳ+cuk (43/23), köçö+cük (22/56), çömçö+cük
(36/49) çömçö+cük (36/49)
[+ç+]: arğaç˂arḳa+ç (49/24), körpö+ç (54/17)
[+ça+]/[+çe+]/[+ço+]: çoğunlukla küçültme ifade eder: ġowoçala˂kabuk+ça
(41/21), ġīyåğa+ça (4/1), dük+çe (45/15), şäher+çe (57/1), şōn+ço (30/35)
[+çı+]/[+çi+]/[+çu+]/[+çü+]: meslek isimler yapar: aydım+çı (3/3),
dileğ+çi+ler (21/6), oḳū+çu+laŋ (19/32), kömök+çü+åi (38/3), çörök+çü (21/7)
[+çılıḳ+]/[+çilik+]/[+çulıḳ+]/[+çuluḳ+]/[+çülik+]/[+çülük+]: meslek isimleri
yapar: çopon+çılıḳ (54/4), bağşı+çılıḳ (58/10), dǟne+çilik (77/4), mōlum+çulıḳ (3/16),
, ġudo+çuluḳ (53/3), ȫnüm+çülik (20/2), müŋkür+çülüḳ (76/136)
[+dār+]: cān+dār (37/27), çarwa+dār (4/4) dowor+dār+çılıḳ (77/3),
òawar+dār (21/28)
[+daş+]/[+deş+]/[+doş+]/[+döş+]: benzerlik yapar: ġarın+daş+ları (32/9),
döwür+deş (6/23), kǟr+deş+ler (19/35), yol+doş+lorna (76/106), döwür+döş (6/23)
[el+]: el+mıdāma (32/59)
[+gìn+]/[+īn+]: iç+gìn (16/25), oğrı+īn (80/27)
[+ğa+]˂[+ḳa+]: başğa˂baş+ḳa (4/19)
[+ğǟr+]: bina+gǟr+liğe (9/9), ìş+ğǟr (19/36), ẕer+ğǟr (51/9)
[+ğöy+]: cadı+ğöy (80/168)
[+òāna+]: ġōroğ+òāna (6/3)
74
[+ıncı+]/[+inci+]/[+uncı+]/[+ünci+]/[+üncü+]/[+ncı+]/[+nci+]: sıra sayı sıfatı
yapar: bır+ıncı (22/14), åeğåen wìr+inci (22/55), dȫrd+ünci (74/18), üç+üncü (71/1),
doḳàuẕ+uncı (9/21), ell‿altı+ncı (60/7), iki+nci (69/23)
[+ırāḳ+]/[+irǟk+]: üzerine geldiği isme aşırılık, benzerlik, küçüklük gibi
anlamlar katar: daş+ırāḳ (80/106), gìŋ+irǟk (40/61), ġıẕğın+ırāḳ (29/9)
[+istān+]: deh+istān (15/7), türkmen+istān (4/22)
[+ìzm+]: fiyadal+ìzım (24/8), saţyal+ìzım (24/8)
[+keş+]: åūrat+keş (15/2)
[+lenci+]/[+ülenci+]/[+ülönci+]: sıra sayı sıfatı yapar: iki+lenci (44/13),
dȫrd+ülenci (44/2), üç+ülönci (28/8)
[+lı+]/[+li+]/[+lu+]/[+lü+]: hökǖmeT arḳa+lı (69/45), ġucur+lı (80/136),
göwün+li (80/156), dāwā cencel+li (4/6), oŋoy+lu wolyă (31/13), toy+lu (36/7),
ölüm+lü (36/23), gǖş+lü (36/68)
[+lıḳ+]/[+lik+]/[+luḳ+]/[+lük+]: mücerret isimler yapar: şā+lıḳ+ları (23/9),
āy+lıḳ (43/32), ertìr+lik (14/6), çeper+lik (19/32), şuğul+luḳ (63/31), ḫoco+luḳ+da
(55/2), åūåuẕ+lıḳ, ḫōr+luḳ... (76/114), gǖẕ+lük (45/7), åǖcü+lük (53/7),
[+nǟ+]/[nǟ…+lık+]: nǟ+rāẕı (12/15), nǟ+rāòat (74/7), nǟ+rāẕılıḳ (79/30)
[+nama+]: åūt+nāma (32/15), car+nāma (24/12), ruğåot+nāma (38/32),
şert+nāma (47/14), talap+nāma (38/6)
[+or+]/[+ır+]: duòd+or (40/7), apirāt+ır+ı (52/11)
[+paraẕ+]: ōt+paraẕ (16/13)
[+åıẕ+]/[+åiẕ+]/[+åuẕ+]/[+åüẕ+]: +lI ekinin olumsuz şeklidir: alāş+åıẕ (37/22),
şow+åuẕ (22/27)
[+ẕāda+]: şā+ẕāda (46/22)
[+mek+]: iç+mek ‘‘yelek’’ (54/83)
75
2.6.2. İsimden fiil yapan ekler
[+a-]/[+e-]/[+o-]/[+ö-]: daş+a- (77/16), bāy+a- (40/31), dil+e-åele (76/35),
ot+o-dıḳ (41/7), oynoyă˂oyun+o-yă (57/50), göwnöme-˂göwün+ö-me- (35/29)
[+ar-]/[+-er-]/[+or-]/[+ör-]/[+r]: āğardı˂āḳ+ar-dı (30/18), baş+ar-mayă
(57/73), eye+er-ip (36/55), åuw+or-yăŋ (54/29), gȫğörye˂gȫk+ör-ye (63/28): eye+r-
(35/2)
[+al-]/[+ol-]/[+öl-]/[+l-]: āẕ+al- (6/19), ġıt+al- (6/19) yōğ+ol-onnon (36/73)
ulolup˂ulı+ol-up (39/33), köp+öl-düp (69/22), ġara+l-anåoŋīn (17/17)
[+la-]/[+le-]/[+lo-]/[+lö-]: araååa+la- (38/24), bāğ+la- (57/19), cem+le-
(80/171), iş+le-ş- (38/25), bit+le- (43/8), günlǟp ˂gün+le-p (22/50), topbo+lo-yăŋ
(30/23), toy+lo-nılyă (33/1), ġōroğ+lo-nan (52/16), gül+lö-ye (56/16), örük+lö-meli
(55/5), yüẕ+lö-nyele (19/8)
[+ik-]: bìr+ik-mel‿dǟl (22/78)
[+ra-]: dǟrle˂dǟli+re- (46/137)
[+da-]/[+do-]: genellikle yansıma kelimelerin üzerine gelen yapım ekidir134 :
ġīmıl+da-dıp (57/64), buldur+do-t‿dìyye (79/69)
2.6.3.Fiilden isim yapan ekler
[-aḳ+]/[-ek+]/[-ök+]: alet ismi yapar: pıç-aḳ (1/70), åaç-aḳ (35/23), åeç-ek
(49/21), bȫl-ök (17/14)
[-alğa+]/[-elğe+]/[-ölğe+]: çıḳ-alğa (77/14), gìre-elğe (6/13), düş-ölğe (57/16)
[-an+]/[-n+]: ġap-an (69/22), toza-n (57/70)
[-ar+]: çap-ar (46/98)
[-ca+]/[-co+]/[-cö+]: düşün-cö (19/32), buḳ-co (58/18)
[-ç+]: buyåoncına˂buyåon-ç+ına (17/12), ġuwon-ç (54/3), ınanca˂ınan-ç+a
(32/47)
134 M. Söyegov, Türkmen Diliniŋ Gramatikası Morfologiya, Ruh Yayınları, Aşgabat 1999, s. 200.
76
[-çek-]/[-çaḳ+]/[-cek+]˂{-AcAk}: åallan-çaḳ˂åallan-acaḳ (37/8),
üççek˂üçecek˂uç-acaḳ (12/3) emcek˂em-ecek (54/45),
[-ġıç+]/[-ğiç+]/[-ğüç+]: başlŋŋıç˂başlan-ġıç (20/2), bil-ğiç (46/5), dürt-ğüç
(30/20)
[-ğ+]: åīna-ğ (38/33), åōro-ğ (74/17), yara-ğ (22/29), oto-ğ (42/11), iåle-ğ
(39/62), ölçö-ğ (49/8)
[-ğı+]/[-ği+]/[-ğu+]/[-ğü+]: ḳow-ğı (22/44), ber-ği (75/4), iç-gi (7/3), bur-ğu
(79/26), åöy-ğü (37/7)
[-ğın+]/[-ğun+]: ġıẕ-ğın (54/86), aå-ğın (80/143), doy-ğun (36/30)
[-ğıt+]/[-ğit+]: ay-ğıt+lı (22/72), åep-ğit (3/15)
[-ğìncek+]: yet-ğìncek (18/2)
[-ı+]/[-ü+]: daŋ-ı (57/64), āğır-ı (1/14), çağır-ı (9/11), öl-ü (36/7), åür-ü (54/28)
[-ıcı+]/[-ici+]/[-ücü+]: al-ıcı (21/63), eğrici˂eğir-ici (25/2),
dörödücülük˂döröt-ücü+lük (51/2)
[-ıl+]: çağıl˂çaḳ-ıl (77/12)
[-ım+]/[-um+]/[-üm]/[-m+]: åancım˂åanç-ım (38/29), ġırḳ-ım (54/50), ġıå-ım
(69/18), toplum˂topla-um (52/16), bȫl-üm (32/35), öl-üm (59/34), gör-üm (59/34),
döw-üm (36/49) åöẕle-m (31/11)
[-ındı+]: ġāl-ındı (15/7)
[-ış+]: yağ-ış (76/109)
[-ik+]/[-ıḳ+]/[-uḳ+]/[-ük+]/[-ḳ+]: çìş-ik (5/26), yet-ik (21/45), ġaẕığında˂ġaẕ-
ıḳ+ında ġarrasın (32/18), çaḳnış-ıḳ (22/32)buyruḳ˂buyur-uḳ (1/29), döş-ük (2/23),
yayra-ḳ (30/24)
[-imli+]/[-ımlı]/[-umlı+]135: çek-imli (31/10), yaḳ-ımlı (80/206), otur-umlı (5/11)
[-in+]: ek-in (58/24), eğ-in (41/64), dik-in (19/39)
[-men+]: ört-men (60/14), eder-men (22/72)
135 Z. Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi, TDK Yayınları, Ankara 2003, s. 100.
77
[-ŋ+]: ǖşmele-ŋ (53/29)
[-mit+]/[-it+]/[-üt+]: iy-mit (70/26), çiğ-it (69/35), öw-üt (1/54)
[-öç+]: göröcü˂gör-öç+ü (1/73),
[-w+]: ġoldow˂ġolda-w (38/19), åaylow˂åayla-w (24/14), ġarnow (7/6), dayav ›
dayow (46/70)
[-wul+]˂[-gul+]: çapowçılıḳ˂çapa-wul+çılıḳ (23/9), yaåa-wul (57/33)
2.6.4.Fiilden fiil yapan ekler
[-ele-]: çek-ele-ye (57/61), åep-ele-meli (45/28)
[-lö-]: düş-lö-yöle (79/33)
[-na-]: yığ-na-yăå (54/7)
[-ra-]: yay-ra-dıp (44/9)
[-åa-]˂[-da-]: ġıå-åa-yă (46/119)
78
SONUÇ
Türkmenistan’ın Ahal İli Kaka İlçesi ve Yöresi Ağızları adlı yüksek lisans
tezinde, Kaka merkez ağzının ses ve şekil bilgisi yönünden incelenmesi sonucunda yöre
ağzına özgü birtakım farklı özellikler tespit edilmiştir. Kaka merkez Ağzı’nı Türkmen
Türkçesi ve diğer Türkmen ağızlarından ayıran ses bilgisi ve şekil bilgisi özellikleri
aşağıda maddeler hâlinde sıralanmıştır:
Kelimeyi pekiştirmek amacıyla kullanılan {–dA}, {-day} ekleri, Kaka Merkez
Ağzı’nın karaktaristik özelliklerinden biridir. bağlıda (41/40), dıḳyădă (2/22),
ġoywerǟyekday (41/14), edyekday (41/15), wüşüryekday (41/57), beryekday (43/11),
dōldurardıḳday (45/20), bilğişday (46/5), ǖtgǟnōkday (1/47)
Kaka ağzında /b-/ ile başlayan kelimelerin hem /b-/’li hem /w-/’li şekillerinin
kullanıldığı görülür: wağşı (58/11)<bağşı, wār (14/31)<bar, bol-<wol- (21/44)
Benzetme olaylarının daha çok ulamaya bağlı olduğu görülmektedir. alıḳ‿ġāldı
(16/52)<alıp galdı, bercek ‿ gǟl ‿ lìyye (21/33)<bercek däl diyyär, ādam ‿ mol-
(2/1)<adam bol-, geŋ‿ŋāl- (80/181)<geŋ gal-, bercek‿gǟl (21/33)<bercek dǟl
Kaka Merkez Ağzı’nın karakteristik özelliklerinden biri de kendinden önce
gelen kelimelerle birleşen ‘‘hem’’ edatının başındaki /h/ ünsüzünün bu birleşme
esnasında düşmesidir. Yan yana gelen iki ünlü arasına /y/ ünsüzü türer ve ünlü kısalır:
bāwayăm (63/29)<baba hem, bāẕardayăm (76/19) bazarda hem, bìriyem (13/17)<biri
hem
Kaka ağzında, ikizleşen örneklerden daha çok ilki ötümsüz ikincisi ötümlü
olduğu örneklerdir: çuḳġur (40/46)<çukur, ḳırḳ åekgiẕ (67/15)<kırk åekiz, doḳġuẕ
(14/5)<dokuz, ġurwoḳġa (49/16)<gurbaga˂gurubakka˂kuru+baka (KBS, s. 570)
Yöre ağzında yönelme halinin eski şekli olan {+(y)A}’nın yanı sıra bu bölgeye
has olan {+O} morfemine de rastlanır. baòā+yă (76/17), baŋḳa+yă (26/9), dünyǟ+ye
(3/14), ölü+ye (36/10), oğul+o (32/45), döşüğ+ö (2/22)
Şimdiki zaman birinci çokluk için [-yăḳ] [-yek] [-yoḳ] şekilleri kullanılmaktadır:
ayır-yăḳ (80/339), ber-yek (14/13)
79
Türkmen yazı dilinde görülmeyen {-(X)KlI} sıfat fiil ekinin Kaka ağzında
görülmektedir: daŋ-ıḳlı (80/200), çek-ikli (19/14), ek-ikli (79/42)
Sonuç olarak, tüm bu karakteristik özellikler göz önünde bulundurulduğunda
Türkmenistan ağızları sınıflandırmasında Kaka ilçesinin ağzını Alili boyu ağızlarına
dahil etmek yerinde olacaktır.
80
III.BÖLÜM
METİNLER VE AKTARMALAR
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Nazik Hocamberdiyevai emekli (yaş-60
Kaka, Onbeği Obası, Magtımgulı Sokak, no 8
Hz. Peygamberin Hayatı
1. HZ. PIGAMBERİN DURMUŞI
(1) ḳāḳă etrāwınıŋ yāşaycıåı óocammerdìyıwa. (2) men åiẕe bır rowāyad‿aydıP
bereyin. (3) åadağaåı ğideyįn muḫammeT pīḫammerimiẕiŋ doğup döröyşü wārada eşden
ẕātlarmıẕ, oḳān ẕatlarmıẕ. (4) muóammeT pīḫammermiẕ yāş eneden doğonnon åoŋ,
eneden atadan yāş waḫtı ġālyă. (5) yetìm oğlon wolonåoŋ dāyıåı alıp åaḳlamalı wolyă.
(6) dāyıåınıŋ elinde ȫnye, öåyö, ulalyă. (7) yaŋı bır oynomāğă çıḳıp yetişen... óamālā vır
åekiẕ doḳuẕ yāşlarında, yedi åekiẕ yāşlarındāḳı köçöde‿oynoyān oğlonlor wolan waḫtı,
dāyıåınıŋ oğlu wilen çölö çıḳıp oynāp dūrḳā, oloruŋ yāına bır yāşulı‿ādam gelye. (8)
gelip oğlonloră åīyn edye, åīyn edip åeredennen åoŋ yaŋḳı yāşulı, muóammediŋ gelip
başında elni ġoyyă dă åeredye. (9) åoŋom, onnoŋ bıŋa kükröğni, iki kewẕeåiniŋ āralığı,
kükröğni åüyem barmağı wilen åīypalāp gȫwöğne çelli ğelye. (10) yaŋḳı göwröåi darḳġa
bȫlünye dǟnìni, yüröğ‿elne alyă, yaŋḳı yāşul‿ādam. (11) onu ğörön muóammediŋ
dāyıåınıŋ ōğlı, ġorḳup ġīyğıryă. (12) yāşul‿ādam aydyă:
(13) -ġorḳma‿oğul, ġorḳmă, dìyye. (14) åewǟwi bı muóammed hìç ẕādam
duyonōğā, āğırı bolonōğā mında, dìyye. (15) ġorḳmāŋ, ikìŋiẕem! dìp, mılāyımlıḳ wilen
gürlöye.
(16) onnon åoŋ yüröğ‿alıp çep elinde ġoyyă dă ġara teğmillerni ayırıp åağ
elinem yoḳoră tutyă wölìni, yoḳōrdon alla tağallānıŋ bır nūrı ğelye. (17) elne nūr
dōlonnănåoŋ yaŋḳı şöhlǟni yüröğüŋ içine åalyă, yaŋḳı nūrı. (18) onı yene yerinde ğoyyă
81
dă başan barmağı wülen yaŋḳı bȫlünen kükröğni åīpalāḳ ġoywörye wölìni, hìç ẕāT
bolmodıḳ yālı bitik ġālyă. (19) onnoŋ o warmāna dă beylǟ, eylǟk åeredyǟnçǟle yāşulı
göẕẕön ġāyıP bolyă, gidye. (20) oğlonlar nǟmǟŋ nǟmediğni bilmǟn, ığlāp öylörne
gelyeler de dāyıåınıŋ oğlı eceåi wilen ḳāḳăåına bolon wāḳānı gürrüŋ werye. (21) ece,
ḳāḳăyăm olorıŋ nǟme bolonnı, nǟhìli volondığnı muḫommediŋ ȫẕüne åōroåă, o dă bolşı
yālı aydyă. (22) yȫne olor düşünmeyele, nǟme wolonnı. (23) muḫammede pīḫammerlik
berlendiğni, yā bir yürȫğnü åāplāp, tāplāp araååalanandığnı o waḫt olor bilmeye. (24)
onnoŋ, şol döwürde araplarda kerwen kǟweye ġatnayān ekenle. (25) kerwen yöröyǟn
eken. (26) onnoŋ ḳāpırlaram şo döwürde ȫẕlörnüŋ pīḫammerlerni pāşşāları hökümünde
åīylayān ekenler. (27) yaŋḳı ḳāpırlarıŋ pīḫammeri aydyă, ȫẕ ġolaååı nökörlörne:
(128) -tǟẕe bır pīhammer döröcökmişin, olom biẕe ġarşı çıḳcaḳmışın! (29) şonı
åiẕ yōğ‿ediŋ! dìp buyruḳ werye, dìyye.
(30) ȫẕem kerwen wilen yörǟk gidye.
(31) -şol kerwen wilen geçende, åiẕ şonı görüŋ, onnon åoŋ şonı yōḳlāŋ, dìyye.
(32) şo niyet wilen kerweni göẕöklǟp duron ḳāpırıŋ bìriåi, kerwen geçip baryāḳā
öŋüne doloşup åaḳlayă dă bılara åīyn edye. (33) bıları åīnlamağ‿çǖn, nǟhìl‿ādam
döröcökdiğni bilmeğ‿çǖn ‘‘yaŋḳı kerweni, hēmmeåini mīḫmān alayỉn’’ dìp åaḳlayă.
(34) onu öynö mīḫmānlığa çāğıranda, yaŋḳı kerwenbaşılar, geçen ādamlarıŋ hēmmeåi
mīḫmānlığa gidye de. (35) yaŋḳı muḫammediŋ dāyıåı ȫẕ yükünüŋ yāında, kerwenniŋ
yāında, muḫammedi, yükünüŋ yāında ġarağul ġoyyă dă, ȫẕü gidye åarayă. (36) yaŋḳı
kāpır ādam aydyă:
(37) -näm‿çǖn åiẕ ol oğlonı getirmediŋiẕ, dìp dāyıåına åōraåa:
(38) -ay, dìyye. (39) onu kerweniŋ yāında ġarağul ġoyduḳ, dìyye.
(40) - ay yōḳ, olorom gelmeåe bolmoẕ. (41) yör, gideli, alık geleli oğlonı! dìp,
yaŋḳı ḳāpır wilen muḫammediŋ dāyıåı ğelye.
(42) muḫammedem bır ağacıŋ dìwünde‿otīr welìni, ol ağacıŋ åāyaåı, yā bır gür
yaprağı yōḳ, her yerde bır çīvıcaḳ bolåo dă, muḫammed şeyle bır bāğıŋ, ġoy kölöğǟniŋ
82
ışāğında oturan yālı otīr, dìyye. (43) onnoŋ ol ḳāpır ġatı bır åīnçı‿ādam eken. (44) mıŋa
bır åīn edip,
(45) - mındayā bır ǖytgöşüklik bolāymalı hökmān, dìyye. (46) şu kölöğe nǟhìli
wolup ağaçda döröyekǟ?! dìp, yā biẕiŋem kölöğǟmiẕ düşyemikǟnay?! dìp, ȫẕü bir bǟş
mētır beylǟk çekilip duryă, dìyye.
(47) onnoŋ kölöğe ǖytgǟnōkday. (48) åoŋ muḫammediŋ dāyıåını yānına çāğıryă.
(49) -meŋ yānıma bir gelik git, dìp.
(50) olam yāına gitye welìnim, kölöğe ǖtgemeyeday. (51) onnoŋ muḫammede
aydyă:
(52) -yörüŋ ḫanı! hemmǟmiẕ biẕiŋ åaraymıẕa gidip çāy åū ‿ çel ‿ lìp,
muḫammedem yerinnen turuẕup, alıp, yörǟk gityele welìnim kölöğe muḫammeT wile
yöröyeday şo. (53) åewǟwi hìçem muḫammediŋ kelleåine gün düşmǟndir. (54) allā
tağallānıŋ ġudrotı wilen hemìşe depeåinde bulut yöröyǟn eken, kölöğe åāya werip. (55)
onnoŋ:
(56) -mındayā bır oyun wār?! dìp åaraya gidye.
(57) oğlon wilen gürlöşye, edye. (58) onuŋ gepine, åöẕüne, gürlöyşine... (59)
mılāyımlıḳ wilen, edil ul‿ādamla yālaḳ maålahāt werip, yā bır ġōw żātları gürrüŋ werip
durşuna:
(60) -şu çāğada bır oyun bār. (61) men şunı bır åīnlāyın. (62) yek‿ȫẕünü alıp
gideyįn, dìp daşara alıp çıḳyă.
(63) yȫne, ḳāpırda oğlona wolon bir ḫīlı mähir, írēm ìnye. (64) bır ḫīlı ġow‿
wöryeday. (65) ȫẕünde bır mılāyımlıḳ döröye dǟni, yaŋḳı oğlonı ġow‿ğörüp başlayă.
(66) daşına çıḳannanåoŋ:
(66) -åen oğlon, bir köynöŋŋi yuḳarīk ġaldır, men göröyinle, dìyye.
83
(67) muḫammeT köynöğni yuḳorı ġaldıryă wolìni, yaŋḳı ġuråoğındāḳı yarānıŋ
īyẕı çalaca bildirye dìyye. (68) bıram arḳaåında ulloḳān ḫālı bār dìyye.
(69) -şunda bır oyun bārlığı belli. (70) bolu‿wilåeŋ åen muḫammed pīḫammer
wolmolı, dìp eline alan pıçağnıyam ẕıŋyă dă, oğlona wolon åöyğüåi mähiri…
(71) yaŋḳı oğlonı ġaråa ġucoḳloyă. (72) onnon åoŋ gelip dāyıåını çāğıryă:
(73) -åen şu oğlonı alla, dìyye, kerwen wilen ìşiŋ bolmoåın dă, īyẕıŋa ġayt dă
oğlonam göẕüŋ göröcü yālak åaḳla.
(74) dāyıåam bı ẕatlara düşünmeye dǟniŋ īyẕına ġaydyă. (75) nǟmǟŋ nǟmediğni
bilmeyeday. (76) ḳāpır şeydip aydyă. (77) īyẕına ìwerye. (78) onnoŋ ȫẕ pāşşāåına dă:
(79) -men şo ḫīlı edip bilmeyǟnliğim üçǖn ötünç åōroyăn, dìp yāına gidye. (80)
bolu‿wilåe şol ōğlan pīḫammer wolmolı, dìyye.
(81) bı hekāyāmam şınıŋ wilen tamām‿molyă.
84
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Näzik Hocamberdiyeva, emekli (yaş 60)
Kāka, Onbeği Obası, Mahtımgulı Garlı
sokak, no 8.
Hz. Peygamberin Hayatı
1.HZ. PEYGAMBERİN HAYATI
(1) Ben Hocamberdiyeva Kaka ilçesinde ikamet ediyorum. (2) Size bir rivayet
anlatayım: (3) Kurbanı olduğum Muhammet Peygamber’in hayatı hakkında
duyduğumuz ve okuduğumuz şeyleri sizlere aktarmak istiyorum. (4) Muhammet
Peygamberimiz doğduktan sonra küçük yaşlarındayken yetim kalıyor. (5) Yetim kalınca
dayısının himayesi altına geçiyor. (6) Dayısının elinde büyüyor. (7) Daha yeni yeni
oynamaya başladığı zamanlarda… sekiz dokuz yaşlarında, dayısının oğlu ile dışarıya
çıkar ve oynadığı sırada yanlarına bir yaşlı adam gelir. (8) Çocukları kontrol eder. (9)
Sonra göğsünü iki kaburga kemiğinin ortasından göbeğine kadar serçe parmağıyla
sıvazlıyor. (10) Yaşlı adam bedeninin ikiye bölerek kalbini eline alıyor. (11)
Muhammed’in dayısının oğlu onu görünce korkarak bağırıyor. (12) Yaşlı adam
söylüyor:
(13) –Korkma oğul korkma! diyor. (14) Çünkü, Muhammet hiçbir şey
hissetmiyor. (15) Yaşlı adam kibar bir şekilde ikiniz de korkmayın diyor.
(16) Ondan sonra kalbini sol eline alıyor, siyah lekeleri ayırarak, sağ elini de
yukarıya kaldırıyor ve yukarıdan Allah’ın nuru iniyor. (17) Eline nur dolduktan sonra
bu ışığı kalbinin içine koyuyor, az önceki inen nuru. (18) Onu yine yerine koyuyor ve
başparmağıyla az önceki bölünen göğsünü sıvazlıyor ve hiçbir şey olmamış gibi
iyileşiyor. (19) Sonra o sırada o tarafa bu tarafa bakıncaya kadar yaşlı adam kaybolup
gidiyor. (1/20) Oğlanlar neyin ne olduğunu bilmeden, koşarak evlerine gidiyorlar ve
dayısının oğlu annesi ile babasına olan olayı söylüyor. (21) Anne baba da onlara ne
olduğunu, nasıl olduğunu Muhammed’in kendisine sorunca, o da olduğu gibi söylüyor.
(22) Ancak onlar ne olduğunu anlamıyorlar. (23) Muhammed’e Peygamberlik verilmiş
olduğunu, ya da kalbini temizleyerek, aklanmış olduğunu o vakit onlar bilmiyorlar. (24)
Ondan sonra, o devirde Araplar da, kervanlarla Kâbe’ye gidiyormuşlar. (25) Kervan
85
gidiyormuş. (26) Sonra o dönemde kâfirler kendilerinin Peygamberlerine padişah gibi
saygı duyuyorlarmış. (27) Kâfirlerin Peygamberi kendine bağlı ordularına söylüyor:
(28) –Yeni bir Peygamber ortaya çıkacakmış, o da bize karşı çıkacakmış! (29)
Onu siz öldürün, diyerek emretmiş.
(30) Kendisi de kervanla yürüyerek gidiyor.
(31) –O kervan ile geçerken siz onu görün, ondan sonra onu öldürün, diyor.
(32) O niyetle kervanı takip eden kâfirin biri, kervan geçerken önüne geçerek
durduruyor ve bunları izliyor. (33) Bunları kontrol etmek için, nasıl bir insan olduklarını
bilmek için ‘‘bu kervanı, hepsini misafir alayım’’ diyerek durduruyor. (34) Onu evine
misafir aldığı zaman, bu kervanbaşılar geçen insanların hepsi misafirliğe gidiyorlar. (35)
Bu Muhammed’in dayısı kendi yükünün yanında, kervanın yanında Muhammed’i
yükünün yanında bırakıyor ve kendisi de saraya gidiyor. (1/36) Bu kâfir söylüyor:
(37) –Neden siz o çocuğu getirmediniz? (37) diyerek dayısına sorunca:
(38) –Eh, diyor. (39) Onu kervanın yanında bekçi koydum. (39) diyor.
(40) –Hayır, onlar gelmezse olmaz. (41) Haydi gidelim alıp gelelim oğlanı
diyerek, bu kâfirle birlikte Muhammed’in dayısı geliyor.
(42) Muhammet de bir ağacın dibinde oturuyor. (42) O ağacın da ne yaprağı ne
de öyle bir gölgesi varmış, seyrek dalları olmasına rağmen. (42) Muhammet bir bağın
koyu gölgenin altında oturmuş gibi görünüyormuş. (43) Sonra o kâfir çok
gözlemciymiş. (44) Bunu gözlemleyerek:
(45) – Mutlaka Bunda bir değişiklik olmalı, diyor (46) Bu ağaçtan nasıl gölge
oluşuyor ya da bizim de gölgemiz mi düşüyor acaba, diyerek, kendisi beş metre kenara
çekilerek durmuş.
(47) Ondan sonra gölge değişmiyor. (48) Sonra Muhammed’in dayısını yanına
çağırıyor.
(49) –Benim yanıma gel git, diyor.
(50) O da yanına gidiyor ve gölge değişmiyor. (51) Ondan sonra Muhammed’e
söylüyor:
86
(52) –Haydi gidelim, hepimiz sarayımıza giderek çay su içelim, diyerek,
Muhammed’i de yerinden kaldırıp, yürüyerek gidiyorlar ve gölge Muhammet ile birlikte
gidiyor. (53) Çünkü hiçbir zaman Muhammed’in başına güneş gelmiyormuş. (54)
Allah’ın kudreti ile her zaman başının üzerinde bulut yürüyormuş. (55) Ondan sonra:
(56)- Bunda bir değişiklik var, diyerek saraya gidiyor.
(57) Çocukla konuşuyor. (58) Onun tavrına, sözüne, konuşmasına…(59)
Mütevazi bir şekilde, büyük insanlar gibi öğüt vererek ya da güzel şeyleri söylemesine:
(60) –Bu çocukta bir değişiklik var. (61) Ben bunu bir gözlemleyeyim. (62)
Yalnızca onu alıp gideyim diyerek, dışarıya alıp çıkıyor. (63) Fakat kâfirde çocuğa karşı
bir merhamet oluşuyor. (64) Sevmeye başlıyor. (65) Kendinde bir merhamet oluşuyor,
bu çocuğu sevmeye başlıyor. (66) Dışarıya çıktıktan sonra:
(67) –Sen çocuk, bir gömleğini yukarıya kaldır, göreyim, diyor.
(68) Muhammet gömleğini yukarıya kaldırıyor ve göğsündeki yaranın izi azıcık
da olsa belli oluyor, diyor. (68) Bir de arkasında büyük ben var, diyor.
(69) –Bunda bir değişiklik olduğu belliydi. (70) Olsa olsa Muhammet
Peygamber olmalısın, diyerek eline aldığı bıçağını atıyor ve çocuğa karşı sevgi
hoşgörülü oluyor…
(71) Bu oğlana sımsıkı sarılıyor. (72) Sonra dayısını çağırıyor:
(73) –Sen bu oğlanı al da diyor, kervanla işin olmasın geri dön ve çocuğa da göz
bebeğin gibi bak.
(74) Dayısı da bu şeyleri anlamıyor ve geri dönüyor. (75) Neyin ne olduğunu
bilemiyor. (76) Kâfir şöyle söylüyor. (77) Geri gönderiyor. (78) Ondan sonra kendi
padişahına da:
(79) –Ben böyle yapamadığım için özür dilerim, diyerek yanına gidiyor. (80)
Olsa olsa o oğlan Peygamber olur diyor.
(80) Bu rivayetimiz bu şekilde tamamlanmış oluyor.
87
2. HZ. EBUBEKİR
(1) yene bır rowāyad ‿ aydıP beråem, muḫammet pīḫammermiẕ ġatı bır
ǖytgöşüğ‿ādam‿molonu‿çǖn oŋa ḳāpırlar, duşmānları köp bolupdırday. (2) şoŋ çǖn
onı nǟhìl‿ edip ġōrāp åaḳlacaḳlarnı bilmǟndir, ḫalḳ. (3) onuŋ bır yaḳīn ġōroycıåı
abubekir åıddīh, yāşul‿ādam:
(4) –åen bır dāğıŋ, bır ōwodan çıḳıp ȫẕüŋ ġōrāp ġaçmaåaŋ, åaŋa heẕil
werenōḳlor, dìyye.
(5) onuŋ yatan yerine mȫr mȫcökler ġoywöryele. (6) ġaraẕ öŋüne çıḳıp, īyẕına
çıḳıp āẕār weryele welìni ‘‘åen ġaş, şu ōwodan çıḳ’’ dìyyele. (7) şeyle maålaḫat beryele
wölìni muḫammed‿aydyă:
(8) -yōḳ men ımmatımdan ayrılıp daşa çıḳıp bilmerįn, dìyye. (9) şuloŋ öŋünde,
şuloŋ yāında nǟme wolåăm men boloyın, dìyye.
(10) abubekir åıddīḫ aydyă:
(11) -åen ḫalḳıŋ ādamı. (12) ḫalḳ åennen köp ẕādı öwrönmeli. (13) åen ḫalḳı yōla
åalmalı. (14) dìne åalmal‿ādam. (15) åendǟki åırları ḫalḳa yaymānḳāŋ, åen ḫalḳıŋ
āraåından yitip gitåeŋ, ḫalḳ nìreden öwrönåin, nìreden dìni wilåin, nìreden ìmānı
wilåin?! dìp şo hīlaḳ maålaḫat weryeday.
(16) -eğer åen ḫalḳıŋ ġow‿ğöryǟn wolåoŋ, ḫalḳa åen ȫẕüŋdǟki åırıŋı aytcaḳ
bolåoŋ, åen waḫtlayınça ḳāpırlar görmeẕ yālı bır yāna ġaçıp ayrılmalı, dìyye. (17) yör,
men åeni äkitcek, dìp bır ulu dāğıŋ, ulı ġowoğna gìrip giẕleye.
(18) eğer yalŋışmaåam uḫut dāğam‿molmoğom mümkǖn. (19) şumāt yādıma
düşönōḳ. (20) beyik dāğıŋ aşāğında ulı ġowoḳda oturyă, yāında. (21) yaŋḳı muḫammet
irkilye. (22) abubekir åıddīḫ töwöröğne åeredip dūr welìni o yerde ġowoğuŋ içinde
yāşāp yörön mȫr mȫcökleriŋ döşüklerinde, ġowoḳlorında ‘‘mȫr mȫcökle gelip mını
88
çokāymaåınla’’ diyen niyet wilen her döşüğö, bìrine corāwın åalyă, bìrine köwşün
dıḳyă, bìrine yene o tāyını, bìrine yene köynöğin çıḳarıp, ìŋ åoŋundo ġaraẕ taḫyaåını,
telpeğni dıḳyă dă. (23) bır döşük ġālyă. (24) şoŋo bāğlamāğa żāT tapmăyă. (25) şo
döşüğüŋ ağẕına ȫẕ ökcöåünü åoḳup ġoyyă. (26) ökcöåünü åoḳup åaḳlāp dūrḳā, yaŋḳı
aŋırda duran mārmı? şo yılān dìşleye ökcöåünden. (27) iki dìşi geçye. (28) onnoŋ
‘‘waḫēy’’ dìp yāşulı‿ādam ayağnı çekip alyă dă aẕārına. (29) göråö iki dìşiŋ īyẕı ġānāḳ
görünye welìni, ‘‘aḫḫ’’ dìp çekende muḫammeT oyonyă da:
(30) - nǟm‿moldı? dìp yapışă.
(31) göråö şo iki dìşi geçipdir. (32) yaŋḳı alyă dǟni yaŋḳīŋ ẕähǟrin åōryă. (33)
ağẕında åōrup åōrup, tǖkürük ġoywörye welìni, şonuŋ bır tǖküren yerinden ġara burş
çıḳyă. (34) ikinci tǖkürüp ẕıŋan yerinden, ġıẕıl burç. (35) üçüncü tǖkürüp ẕıŋan
yerinnenem åoğon çıḳyă. (36) şı ācı ẕātlarıŋ doğup döröyşü muòammet pīòammermiẕiŋ
tǖkülüğünnen emele ğelen ẕāt boldığı wolyă. (37) yılānıŋ ẕähǟrinden onuŋam
tǖkülüğünden. (38) şo ḫīlı ḫaywānlaŋ nemeden waḫtı, şo ḫīlı tǖkürüp taşlamalı
diyilyǟndirǟ, şey dǟmi?! (39) şol şonnon ğālan ẕāT bolmolı.
89
2. HZ. EBUBEKİR
(1) Başka bir rivayet anlatacak olursam, Muhammet Peygamberimiz çok sıradışı
insan olduğu için düşmanları çok olmuş. (2) Bu yüzden halk, onu nasıl koruyacaklarını
bilememiş. (3) Yaşlı adam olan Ebubekir Sıddık onun tek korumasıdır.
(4) –Sen bir dağın arkasında saklanmazsan, bu köyden çıkarak kendini
korumazsan, seni rahat bırakmazlar buralarda diyor.
(5) Onun yattığı yere böcekler gönderiyorlar. (6) Karşısına çıkarak zarar
veriyorlar ve köyden çıkması için ısrarcı oluyorlar. (7) Öğütler veriyorlar ve Muhammet
söylüyor:
(8) –Hayır ben ümmetimden ayrı kalamam diyor. (9) Ne olacaksa bunların
yanında yani ümmetimin yanında olsun diyor.
(10) Ebubekir Sıddık söylüyor:
(21) –Sen halkın insanısın. (22) Halkın senden çok şey öğrenmesi gerek. (13)
Halkı ikna etmek gerek. (14) Halka dini tanıtacak olan insan sensin. (15) Sendeki sırları
halka yaymadan, sen halkın arasından kaybolup gidersen, halk nereden öğrenecek,
nereden dini bilecek, nereden imanı bilecek, diyerek öğüt veriyor.
(18) Eğer yanılmıyorsam Uhud Dağı olabilir. (19) Şimdi aklıma gelmiyor. (20)
Peygamber efendimiz büyük dağın altında mağarada oturuyor. (21) Muhammet uykuya
dalıyor. (22) Ebubekir Sıddık etrafına bakınırken o yerde mağaranın içinde yaşayan
böceklerin deliklerinde böcekler gelip bunu sokmasın diye deliklere birine çorabını
tıkıyor, birine ayakkabını tıkıyor, birine yine gömleğini çıkararak … takkesini tıkıyor.
(23) bir delik kalıyor. (24) En sonunda onu bağlamaya bir şey bulamıyor. (25) O deliğin
ağzını da kendi ayağının taban kısmıyla kapatıyor. (26) Tabanıyla kapattığı delikten,
karşıda duran yılan mı? diyerek sorunca yılan tabanından ısırıyor. (27) İki dişini
geçiriyor. (28) Ondan sonra ‘‘ah’’ diyerek yaşlı adam ağrısına ayağını çekiyor. (29) İki
dişin izi kanayarak görünüyor ve ‘‘ah’’ diyerek çektiği zaman Muhammet uyanıyor:
(30) –Ne oldu diyerek tutuyor.
(31) Gördü ki yılanın iki dişi geçmiş. (32) Bu alıyor onun zehrini emiyor. (33)
Ağzıyla emerek, tükürüyor ve onun bir tükürdüğü yerden karabiber çıkıyor. (34) İkinci
tükürüp attığı yerden kırmızıbiber. (35) Üçüncü tükürüp attığı yerden de soğan çıkıyor.
90
(36) Bu acı şeylerin ortaya çıkışı, Muhammet Peygamberimizin tükürüğünden oluşan
şey olmuş oluyor. (37) Peygamberin tükürüğünden Yılanın da zehrinden. (38) Bunun
gibi hayvanların şey ettiği zaman, onun gibi tükürmek gerek deniliyor ya, öyle değil
mi?!. O ondan kalan bir şey olması gerek.
91
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
İlyas Berdiyev, öğretmen (yaş-55)
Kāka, Şehir, Atovçarı Sokak, no 21
Edebi Sanat, Tarihçe
3.EDEBİ SUNGAT
(1) men aḫal welāyatınıŋ ḳāḳă etrāwınıŋ atowçārı küçöåiniŋ yāşaycıåı ilyāå
berdìyıf. (2) men ȫẕüm milen tanışdıramda, meŋ öẕüm ḳāḳa etrāwınıŋ çāğalar åunğot
mekdewünde mōlum bolup çāğalara aḳardyon deråinden, dūtār deråinden derå beryen.
(3) indi ȫẕ åunğotımıẕ wārada aydanmıẕẕa, biẕiŋ åunğotımıẕ köküni ġadīmdan bǟri alıḳ
gelyǟn åunğotımıẕ wā, beyik beyik şaḫåıyetimiẕ wār, aydımçı åāẕāndalammıẕ, belli belli
klāsiki şāhīrlammıẕ wā. (4) ine mıåāl diyeŋde, bağşı åaẕāndalardan alaŋda, kȫne bağşı
åāẕandalardan; (5) mıllı tǟçmırādıf, åahıcepbār, şükür wağşı, mǟne wağşı, onnoŋ
orāżğeldi ilyāåıf, bayram ilyāåıf, çārı tǟçmammēdıf. (6) ine şuŋŋālı şahıålammıẕ bār. (7)
olor ȫẕ ulı īẕ ġāldırıḳ giden bağşı åāẕandalar. (8) ondan bǟrdǟki bağşı
åāẕandalammıẕẕan ine; (9) öweẕğeldi tekǟyıf, ānnaverdi atdānıf, nūryağdı toḳġāyıf,
åapar mǟmmìyıf we şıŋa meŋẕeş belli aydımçılammıẕ, åāẕandalammıẕ. (10) şu wātḳı
döwürde boluḳ geçen åāẕandalammıẕ wār. (11) oloŋ īẕını dörödüp yörön. (12) entǟk
köp yāşlarmıẕam mār. (13) şoŋŋālı şahålaŋ īẕını götörüp alıp baryān şahıålă, o
ẕātlammıẕ, åāẕandalammıẕ, bağşı åāẕandalammıẕ kǟn, yāşlarıŋ içinde de. (14) onnoŋ
olor şu wātḳı döwürde bitìn dünyǟye ǟşğǟr etdi, ȫẕ åunğodını, ȫẕ bağşıçılıḳ åunğodını ȫẕ
estrāda åunğotlornı bitìn ǟleme ǟşğǟr etdi. (15) biẕi indi tǟẕe aåırdan bǟri, ȫŋkü åayūẕ
döwrünö ġarāŋda, eyyām biẕiŋkile kǟn öåüşö, kǟn ulu åepğitlere gitdiday o. (16) indi şu
wādam biẕiŋ ȫẕümüẕ mōlumçulıḳ kǟr edip şoŋŋālı yāş talāntları, yāş ẕehìnleri tayārlāp,
tayārlamaḳda elimiẕẕen gelenni edyeå. (17) meŋem elimde bır ğiden oḳūwçılammıẕ
wār. (18) tüweleme yörüìte ōrtă mekdepleri ġutoronla wā. (19) yörǖte yoḳorı
mekdepleri ġutoronla wār, åāẕandalammıẕ wār, meŋ elimden çıḳan åāẕandala. (20)
aḳardyōndan şuwāt, men hem aḳardyōndanam men oḳodyăn,åunğotındanam men yāş
çāğalara, yāş neåile elimden geleni öğrödüp dūrın başardığmıẕẕan. (21) olorăm neåìp
bolåa eyyǟm oḳuwa gìrenlerem‿mār. (22) içinde ġulluḳda ġulluḳ edip yörönlörem‿
92
mār. (23) biẕ şeytdirip ȫẕ åunğotumıẕı ǟşğǟr etmekle, nǟmeyem‿molåa āẕẕă kǟnde
biẕiŋ ȫẕ goşondumıẕ bolyă.
93
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
İlyas Berdiyev, öğretmen (yaş-55)
Kāka, Şehir, Atovçarı Sokak, no 21
Edebi Sanat, Tarihçe
3.EDEBÎ SANAT
(1) Ben İlyas Berdiyev Ahal ilinin Kaka ilçesinin Atovçarı sokağında yaşıyorum.
(2) Ben kendimi tanıtacak olursam, Kaka ilçesinin çocuk sanatlar okulunda öğretmen
olarak, akordeon saz derslerini veriyorum. (3) Şimdi kendi sanatımız hakkında bilgi
verecek olursak, sanatımızın kökü eski dönemlere dayanmaktadır. (3) Büyük
sanatçılarımız, müzisyenlerimiz, ünlü klasik şairlerimiz vardır. (4) İşte örnek olarak eski
sanatçı müzisyenlerden aldığın zaman … (5) Mıllı Taçmıradov, Sahıcepbar, Şükür
Bağşı, Mane Bagşı, ondan sonra Orazgeldi İlyasov, Bayram İlyasov, Çarı
Taçmammedov. (6) İşte bu isimlerde sanatçılarımız var. (7) Onlar kendilerini tanıtan
büyük sanatçılardır. (8) Ondan sonraki sanatçılardan işte; (9) Övezgeldi Tekayev,
Annaberdi Atdanov, Nuryagdı Tokgayev, Sapar Mammiyev ve buna benzer ünlü
sanatçılarımız, müzisyenlerimiz. (10) Çağdaş dönemde yaşayan sanatçılarımız var. (11)
Onların devamını sürdüren şairler. (12) Eski sanatçıların devamını sürdüren genç
şairlerimiz de var. (13) Gençlerin arasında da onun gibi sanatçıların devamını sürdüren
sanatçılarımız, müzisyenlerimiz var. (14) Onlar çağdaş dönemde bizi bütün dünyaya
tanıttı. (15) Artık şimdiki sanatçılar eski Sovyet dönemine göre daha da gelişti. (16)
Kendimiz de genç sanatçıları elimizden geldiği kadar hazırlıyoruz. (17) Benim de çok
öğrencilerim var. (18) Maşallah özel ortaokulu bitirenler var. (19) Kendi hazırladığım
üniversiteyi bitiren sanatçılar var. (20) Şimdi ben de başarabildiğim sürece elimden
geldiği kadar genç nesle akordeon sanatını öğretiyorum. (21) İçlerinde Üniversiteyi
kazananlar da var. (22) İçlerinde askere gidenler de var. (23) Böylece kendi sanatımızı
tanıtmakta az da olsa bizim de katkımız oluyor.
94
4. TARIH
(1) meŋ hǟẕir ġīyåğaça gürrüŋ bercek tēmām, türkmönlö wārada. (2) türkmölleŋ
geçmişi wārada, şu wātḳı düẕğünlörü wārada. (3) türkmön ḫalḳı bır müŋ doḳġuẕ yüẕ on
yedinci yıla çelli, mıŋ döwlötü bolmāndır. (4) türkmen ḫalḳı çarwadār ḫalḳdı, ġōnup
göçüp yörön ḫalḳdı. (5) şo åewǟplem türkmön ḫalḳı köplenç, ağẕāla wolup yāşān ḫalḳ.
(6) ȫẕ āralarında yeriŋ üååündö dāwā cencelli yāşāp yȫrön ḫalḳ. (7) türkmen ḫalḳınıŋ
döwlöti bolmoğnıŋ åewǟwi, bır tarapınnan ḫīwa ḫānı, bır tarapınnan eyrān şāåı, ḫarēẕım
pāşşālığı. (8) şolor āẕār werip, ȫẕlörne boyun eğdirip, şo ḫayåı tāypa ḫayåı ẕāda boyun
wolåa şoŋ rāyatı wolup yȫren ḫalḳdı. (9) mıåāl üçǖn, eyrān baåıw‿alyă mı?, eyrānıŋ
rāyatı yālı wolup geẕip yȫrdi. (10) yā ḫīwa baåıw‿alåa şoŋ yālı. (11) şoŋ‿ŋālı
cewürler çekip yȫrön türkmön ḫalḳı mecbūrı yağdayda orålora yüẕ tutmolı wolyă,
kömök åōrāp. (12) şo döwürdö türkmenleŋ ḫānı, mıåāl üçǖn ġowşut ḫān, yörǖte orå
pāşşāåınıŋ yānına, şı tāydan wekìl edip ìweryele, türkmöllöri ġoldār yālı. (13)
türkmönlöre kömöğ‿ eder yālı, daşḳı duşmānlarından ġōromağ‿ üçǖn yȫrǖte orå
pāşşāåınıŋ yānına yōlloyălă. (14) orå pāşşāåınıŋ yānına gidenåoŋ olor şertnāma
bāğlaşyălă. (15) oråyetem rāẕī wolyă, kömöğ‿edye. (16) yȫnö, şeyle rāẕī wolmayă dă.
(17) oloŋom ȫẕ bӓhwìdi wolyă. (18) åewǟwi türkmönlörde bāylıḳlar kǟn, yer aååı
bāylıḳları. (19) onnoŋ şo wārada şertnāma bāğlanşıp, neftini ulanyălă, yā başğa bır
tebìğı ẕātlarnı ulonmoğ‿üçǖn. (20) şoŋ‿ŋālı ẕātlarnı ulanmağ‿üçǖn rāẕī wolup
türkmöni ġōrāw‿uğrayălă. (21) bır müŋ doḳàuẕ yüẕ on doḳàuẕuncı yıldan åoŋ åawēt
hǟkimyeti, yūrdı eyelǟnåoŋ türkmeni bır åaçağa yığnāp, türkmen döwlötüni dörödye, on
yedinci yıldan åoŋ. (22) yiğrim tȫrdünci yılda türkmen ȫẕ ġaraşåıẕ, ȫẕwaşdaḳ döwlöt
wolyă, türkmenistān döwlötüne öwrülye. (23) yiğrim tȫrdünci yılda ‘‘türkmeniååān
döwlöti’’ dìp ığlān edilye. (24) ine şunnon bǟrem lēlìniŋ yōlı wilen, bır müŋ doḳàuẕ yüẕ
toğåon bìrinci yıla çelli åöwet hǟkimyetiniŋ göẕ aååında türkmen ḫalḳı yāşayă. (25)
türkmen ḫalḳı toğåon bìrinci yıldan åoŋ ȫẕwaşdaḳ ġaraşåıẕ döwlöt wolyă. (26) öŋkü
sawēt åayūẕuna değişli bolyān wolåa indi ayratīn döwlöt bolup, şu wātḳı derecǟ yetye.
(27) bırıncı pırıẕdentimiẕem åaparmırāT nıyāẕıf. (28) onnon åoŋḳı pırıẕẕentımıẕam
95
ġurwānğulı berdimuhammēdıf. (29) toğåon bìrinci yıldan bǟri, türkmeniååān ġatı ulı
öẕğörşüklöre yetye. (30) ȫẕ neftiniŋ, ġāẕınıŋ üååü wülen yūrdunu bāyadyă. (31) şol
åıyāåatam şumādam alıḳ gidip dūrlar.
4. TARİHÇE
(1) Benim kısaca anlatacağım konu Türkmenler hakkında. (2) Türkmenlerin
geçmişi ve şimdiki kültürleri hakkında (3) Türkmen halkı bin dokuz yüz on yedinci yıla
kadar bir devlet olamamış. (4) Türkmen halkı göçebe halktı. (5) Bundan dolayı
Türkmen halkı çoğunlukla, uyumsuz halk olmuştu. (6) Kendi aralarında toprak kavgası
yaşayan toplumdu. (7) Türkmen devletinin olmamasının sebeplerinden biri de Hive
hanlığının ve İran padişahının sürekli saldırıda olmasıdır. (8) Hangi tayfa kendine
bağımlı ederse onun yönetiminde yaşayan topludu. (9) Örneğin, İran işkâl edince,
İran’ın yönetiminde oluyor. (10) Hive işkâl edince onun yönetiminde oluyor. (11) Böyle
sıkıntılar yaşayan Türkmen halkı, zorunlu halde Ruslardan yardım istiyor. (12) O
dönemde Govşut Han, Türkmenleri koruması için Rus padişahına elçi gönderiyor. (13)
Türkmenlere yardım etmesi için ve düşmanlardan koruması için, özellikle Rus
padişahına elçi gönderiyorlar. (14) Rus padişahının yanına gidince onlarla anlaşma
yapıyorlar. (15) Rusya ile anlaşıyor ve yardımcı oluyor. (16) Ancak Rusya çıkarı
olmadan anlaşmıyor. (17) Onların da kendi çıkarları oluyor. (18) Çünkü
Türkmenistan’da yeraltı zenginlikler çoktur. (19) Yeraltı zenginliklerini, petrolünü
kullanma karşılığında anlaşma yapıyorlar. (20) Yeraltı zenginliklerini kullanma
karşılığında Türkmenleri koruyorlar. (21) Bin dokuz yüz on dokuzuncu yıldan sonra
Sovyet hâkimiyeti ülkeyi kendine bağladıktan sonra Türkmenleri bir araya toplayarak
Türkmen devletini oluşturuyor, on yedinci yıldan sonra. (22) Yirmi dördüncü yılda
Türkmenistan devleti bağımsız devlet oluyor. (23) Yirmi dördüncü yılda
‘‘Türkmenistan devleti’’ olarak ilan ediliyor. (24) Ondan sonra Lenin’in önderliğinde
Türkmen halkı bin dokuz yüz doksan birinci yıla kadar Sovyet hükümetine bağlı olarak
yaşıyor. (25) Türkmenistan devleti doksan birinci yıldan sonra bağımsızlığını kazanıyor.
(26) Eskiden Sovyet hükümetine bağlıyken, şimdi bağımsız devlet olarak bu dereceye
geliyor. (27) İlk cumhurbaşkanımız Saparmurat Nıyazov. (28) Ondan sonraki
cumhurbaşkanımız da Gurbangulı Berdimuhammedov. (29) Doğsan bir yıldan beri
Türkmenistan’da çok büyük gelişmeler oluyor. (30) Kendi petrol, doğal gazının
sayesinde yurdunu zenginleştiriyor. (31) Aynı siyaseti şimdi de devam ettiriyorlar.
96
97
5. KAHKAH ADI
(1) türkmönle maḫtımğulı şāhīrımıẕıŋ aytmışına ğörǟ, türkmöllerde bǟş åānı
tāypa bolon dă. (2) teke, yomut, gȫkleŋ, yaẕır, ālìli, iŋŋ ulu tāypală şolo. (3) şo
tāypalardan şaḫa alıp beyleki tìrelere bȫlünye. (4) her şaḫaåı bır nǟçe tìrǟ bȫlünye. (5)
aḫalda ālìli, ġaradāşlı, dāşḫowuẕẕa şoŋŋālı, çǟrcöwdö åārıḳlar, åalırlar, marıda tekeler.
(6) ālìliler wārada aytåaḳ, bırıncı düşen yerleri şu wātḳı baharlı‿etrāwı. (7) baharlı‿
etrāwında yerleşyele, dürlü tìrelerden gelyele de otāya. (8) dürlü tìrelerden gelip, ālìli
tìreåini ġıåıp çıḳaryălă. (9) onnoŋ oloŋ hēråi bır yāna ğidye. (10) bır bȫlöği ḳāḳă
etrāwında ġālyă, bır bölöğü balḳan etrāwında ġālyă, bır bölöği dāşḫowuẕ etrāwında
ġālyă, şeytdirip dāğanaḳ ḫalḳ bolyă. (11) muŋ eåāåı oturumlı yeri, ālìlileŋ iŋ köp ìlātlı
yeri ḳāḳă etrāwı bolupdır. (12) dāşḫowuẕẕa dă wār ālìl ìli. (13) balḳanda ġaradāşlıla
wār, ālìlilere yaḳīn, şolorom ālìli şaḫaåınnan çıḳan. (14) ġaradāşlılar daşoğuẕ
velāyatında dă wār, ine şolor biẕe yaḳīn. (15) şo tāypalaŋ içinde teke wilen ālìli, ulı
tāypalaŋ bìri dìp ḫaåīplanyă türkmenlerde. (16) ḳāḳă şäheriniŋ ḳāḳă diyilmeğniŋ ȫẕ
dǖyp åewǟwi wār. (17) bır nǟçe varyantları wārday. (18) nǟdip ḳāḳ‿ādını alanlığı
wārada. (20) ine men bìri wārada aytcăḳ. (21) ḳāḳāŋ ȫẕü bır waḫt ḳāḳă dìp
āTlandırılmān, abuvert dìp āTlandırılyān eken. (22) abuvert türkmeniååānda ulı ġalālaŋ
bìri bolon. (23) ìr döwürlör rìm pāşşālığı şo çoẕuşda abuverdiŋ üååünö gelyǟn ekelle
weli, abuvert ġalāŋ ġoloyno baranlarında, baåıw‿almāğa gelenlerinde, abuwert ġalānıŋ
yāşaycıları alladyădılăday. (24) şo waḫtlar bır dāğdān āyna yaåalyān eken. (25) şo
āynalaram ādamlaŋ åıpatını ǖytgedyǟn ekenday. (26) ḫōr yā çìşik her ḫīlı gülkünç
åıpatda görköẕyän eken. (27) onnoŋ şo āynadan yaåāp ġalāŋ daşından åallāḳ ġoyupdırlă.
(28) onnoŋ aŋırdan ğelen ġoşun aliksāndır makedōnskìniŋ ġoşunlorundan bır bȫlöği
gelip şo ġalānıŋ yānına ġoloylaşyă wolìni, ȫẕlörni āynalarda görüp ‘‘ḳaḫ ḳaḫ’’ dìp
gülüp gülìp helǟk bolyălar, diyyeday, gülmekden. (29) onnoŋ şondă şoŋ åerkerdeåi
buyruḳ werye ‘‘şu ġalānıŋ bır yāşaycıåınayam hìç ẕāt etmel‿dǟl, hìç kime ẕıyān
yetirmǟn ayrılıḳ gitmeli’’ dìp buyruḳ werye. (30) ‘‘nǟhìli yerde ğāldıŋ?’’ diyende, (31)
98
‘‘ḳaḫḳaḫ gülünyǟn yerde’’ dìye de. (32) şonnon åoŋom ‘‘ḳaḫḳaḫ, ḳāḳă’’ dìp ādı
ġālıpdır.
99
5. KAHKAH İSMİ
(1) Mahtımkuli şairimizin söylediğine göre, Türkmenler beş boydan
oluşmaktadır. (2) En büyük boylar Teke, Yomut, Göklen, Yazır, Alili boylarıdır. (3) O
boylar da bir başka gruplara bölünüyor. (4) Her bölümü birçok gruplara bölünüyor. (5)
Ahal’da Alili, Garadaşlı, Daşoğuz’da aynı, Lebap’ta Sarıklar, Salırlar, Marıda Tekeler
vardır. (6) Alililerin ilk görüldüğü yer Baharlı ilçesidir. (7) Farklı gruplardan gelerek
Baharlı ilçesinde yerleşmişlerdir. (8) Farklı gruplardan gelerek, Alili boyuna mensup
topluluğu sürgün etmişlerdir. (9) Ondan sonra onların her biri bir başka yere gidiyor.
(10) Bir bölümü Kaka ilçesinde, bir bölümü Balkan ilçesinde, bir bölümü Daşoğuz
ilçesinde kalıyor ve böylece bölünmüş bir toplum oluyor. (11) En çok Alililerin ikamet
ettiği yer Kaka ilçesi olmuştur. (12) Alili eli Daşoğuz’da da var. (13) Balkan’da
Alililere yakın Garadaşlılar da var. (14) Daşoğuz ilindeki Garadaşlıların ağzı özellikleri
Kaka ilçesinde de görülür. (15) Türkmenlerin en büyük boyları Teke ile Ali boyudur.
(16) Kaka şehrinin Kaka denilmesin sebebi var. (17) Birçok çeşitleri var. (18) Kaka ismi
nereden gelmiş? (20) Onunla ilgili rivayetlerden birini anlatayım. (21) Eski dönemlerde
Kaka ismi Abuvert olarak adlandırılmış. (22) Abuvert, Türkmenistan’ın en büyük
kalelerinden biridir. (23) Roma padişahı Abuverd’e saldırıya gittiği zaman, Abuvert
kalesinin halkı gelen orduya hile yapmışlar. (24) O zamanlar Balsa ağacından ayna
yapılıyormuş. (25) O aynalar da insanları farklı şekilde gösteriyoemuş. (26) Komik bir
şekilde zayıf ya da kilolu gösteriyormuş. (27) Balsa ağacından yapılmış aynaları kalenin
dış tarafına koymuşlar. (28) Kaleye yaklaşınca aynada kendilerini gören Aleksandır
Makedonskiy’nin ordularının bir bölümü gülmekten helak olmuşlar. (29) Bu olaydan
sonra komutanı ‘‘bu kalede yaşayan insanlara hiçbir şey yapmayın, hiç kimseye zarar
vermeyin’’ diyerek emrediyor. (30) ‘‘nerede kaldın?’’ denildiği zaman ‘‘kah kah
diyerek gülünen yerde’’ denmiş (32) Ondan sonra ‘‘kahkah, kaka’’ ismi kalmış.
100
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Övezov Dövletgeldi, Arkeolog (yaş-45)
Kāka Şehir, Türkmenbaşı 84, no 33-6-60
Abuverd Kalesi, Köne Kāka, Nedirşa Kalesi, Altın
Tepe
6. ABUVERD GALASI
(1) men öwȫẕıf döwlötğeldi. (2) ȫẕüm ḳāḳă şäherinde yāşayăn. (3) men
arhiyalōġya uğrunı ğutōrup şumāt tārīḫı yādığärliklere coğāP beryǟn ġoroğḫānada
ìşleyen. (5) biẕiŋ ġoroğḫānāmıẕıŋ maḳåadı, ḳāḳă şäheriniŋ çǟğinde yerleşyän tārīḫı,
medenì yādığǟrlikleri ġōromoḳ, olor recelemek we biẕẕen åoŋură neåillere ġoyuḳ
gitmek. (6) biẕiŋ ġōroğḫānāmıẕa değişli wolon yaŋḳı abuwerd ġalāåı wār. (7) ḳāḳă
şäheriniŋ yedi ḳılamētır günbatarında yerleşye. (8) bu ġalānıŋ tārīḫı wārada aydanmıẕẕa,
bu ġalā biẕiŋ ērāmıẕẕan öŋkü bırıncı yüẕyıllıḳlara yaŋḳı pārfiya döwrüne çelli yāşayış
wolan dìp åıyāhatçılar aydıḳ geçye. (9) tārīhçılaŋ we åıyāhatçılaŋ aydıḳ geçmeğne ğörä,
biẕ hem şo mağlūmatlara eye wolup bilyeå. (10) åıyāhatçılaŋ ve tārīḫçılaŋ aytmağna
ğörä, abuwerd ġalāåında on çüncü aåırda åelcūḳlu döwründe yāşayış ḫāå güllǟP öåön
eken. (11) on‿çüncü aåıra değişli abuwerd ġalāåında bır meTcìd bārlığı wārada aydılıḳ
geçilye. (12) yȫne o meTcìdiŋ peşdāğı wolan. (13) yaŋḳı owodon peşdāğıŋ gìrelğeåi
wolan. (14) owodon peşdāğı bolonlığı åewǟpli, günümiẕẕe abuwerd ġalāåına abuwerd
peşdāğ hem diyilye. (15) abuwerd ġalāåı biẕe görünyǟn, eåāåı gün yüẕünde wolon
bȫlöklöre on åekiẕinci, on doḳuẕuncı aåıra değişli yāşayış cāylarından ıwārat. (16)
abuwerd dìmeğiŋ mānīåı aålında, āb dìmek pārå dilinde åū dìmek, verd dìmeğem şäher,
yūrt dìmeğ‿eken. (17) oŋom åewǟwi o döwürde åuwı bol güllǟw‿öåön yer wolan
eken abuwerd. (18) demirğażıḳ ḫoroåānıŋ güllǟw ‿ öåön welāyatlarıŋ bìri wolan
abıverd. (19) şol bır waḫtıŋ ȫẕünde abıverd ġalāåında bilişimiẕ yālaḳ durmuşda åūwuŋ
āẕalmağı, ġıtalmağı wilen yāşayışlarıŋ yerli merkeẕlerem ǖytgeye. (20) şeylelik wilen
abıverd ġalāåında dă åuwuŋ āẕalmağı wilen yāşayışlarıŋ yerlerem, merkeẕlerem
ǖytgeye. (21) şeylelik wilen abıwerd ġalāåında dă åuwıŋ āẕalmağı åewǟpli, waḫtıŋ
geçmeği wilen ondoḳguẕuncı aåırıŋ ayaḳlarna ìlāt ḳāḳă etrāp merkeẕine göçük gelye.
101
(22) abıwerd ġalāåında yāşayış peåe düşüp, ḳāḳă etrāp merkeẕine göçük gelyele. (23)
abıwerd ġalāåı wilen döwürdöş dìåeğem‿molyă.
102
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Övezov Dövletgeldi, Arkeolog (yaş-45)
Kāka Şehir, Türkmenbaşı 84, no 33-6-60
Abuverd Kalesi, Köne Kāka, Nedirşa Kalesi, Altın Tepe
6. ABUVERD KALESİ
(1) Ben Övezov Dövletgeldi. (2) Kendim Kaka şehrinde yaşıyorum. (3) Ben
akeoloji bölümünü bitirerek, şimdi tarihî kalıntıların korunduğu yerde çalışıyorum. (5)
müzenin amacı, Kaka şehrinin etrafındaki tarihî, medeni kalıntıları korumak, onları
düzene koymak ve bizden sonraki nesle iletmek. (6) Tarihî kalıntıların biri de Abuvert
kalesidir. (7) Kaka şehrinin yedi kilometre batısında yerleşiyor. (8) Kalenin tarihi
hakkında anlatacak olursak, araştırmacılara göre bu kale, MÖ birinci yüzyıllara yani
Pers dönemine kadar yaşamın olduğu görülür. (9) Tarihçilerin ve araştırmacıların
sayesinde biz de bilgi ediniyoruz. (10) Araştırmacılara göre Abuvert’in geliştiği dönem
on üçüncü yüzyıl Selçuklu dönemidir. (11) Abuvert kalesindeki caminin on üçüncü yüz
yıla ait olduğu söyleniyor. (12) Fakat o caminin minaresi olmuş. (13) Bu güzel peştağın
girişi olmuş. (14) Güzel peştağı olduğu için günümüzde Abuvert Kalesi’ne Abuvert
Peştak da deniliyor. (15) Bize görünen Abuvert Kalesi, on sekizinci, on dokuzuncu
yüzyıla ait konutlardan oluşur. (16) Abuvert kelimesinin anlamı aslında, farsça ab su
demek, verd de şehir, yurt demektir. (17) Abuvert, o dönemde suyu çok olan yermiş.
(18) Abuvert, Kuzey Horasan’ ait gelişmiş vilayetlerden biriymiş. (19) Aynı zamanda,
Abuvert Kalesinde suyun azalmasıyla yaşam merkezleri de değişiyor. (20) Böylece
Abuvert Kalesi’nde suyun çekilmesi ile yaşam yerleri, merkezleri de değişiyor. (21)
Halk on dokuzuncu yüzyılda zamanla Abuvert Kalesinde su azalıyor ve yaşam
sıkıntısından dolayı halk, Kaka ilçesinin merkezine taşınıyorlar. (23) Abuvert Kalesi ile
aynı dönemdedir.
103
7. KÖNE KĀKA
(1) bırāẕ abıwerd ġalāåınnan òāå ìrrǟkde wolup geçen kȫne ḳāḳă ġalāmıẕ wār.
(2) oyăm ḳāḳă etrap merkeẕniŋ demirğaẕığında yerleşye. (3) kȫne ḳāḳă ġalāåı hem
yaŋḳı ulu ġalālăŋ bìri wolup, ġalāŋ içinde erik ġalāåı dìp içği ġalāåı wolon. (4) ol ġalā
belki de köşk yerleşendir dìp çāḳlanılyă. (5) yaŋḳı ġalānıŋ töwöröğünde ḫalḳalayın
ġarnowlar ġaẕılıpdır. (6) onuŋ åewǟwi hem urş howp āwanyān yağdayında
baåıwalıcıları gǖmemeğ ‿ üçǖn ġarnowuŋ içine åū ġoywörlipdir. (7) şo åūdan
pǟåğelçilik bolmoåı‿çǖn, şo åūdon yāŋḳı ġalāyă geçişe pǟåğelçilik dörötmeğ‿çǖn
edilipdir. (8) ȫẕ ẕamānaåında onuŋ töwöröğünden åuw aḳıp geçendiğni ve demirğaẕıḳ
dìwārınıŋ eteğinden ġalānıŋ daşına çıḳandığını çāḳlamaḳ bolyă.
8.NEDİRŞA GALASI
(1) howwo! yene iŋ eåāåı yādığǟrliklemmiẕiŋ bìri wolan nedirşā ġalāåı wārada
yaŋḳı kȫne òīvāt ġalāåı wārada aytmağ‿iåleyen. (2) kȫne ḫīwāwāt ġalāåı, ḳāḳă etrāp
merkeẕinnen yiğrim kılamētır günōrta gündoğor tarapında yerleşye. (3) kȫne ḫīwāwāt
ġalāåı, yaŋḳı nedirşā ğalāåı, nedirşānıŋ buyruğu‿woyunço bır müŋ yedi yüẕ ḳırḳıncı
yılda ġurulupdır. (4) nedirşā ġalāåı dìmeğiŋ åewǟwi, yaŋḳı bilişimiẕ yā nedirşānıŋ ādını
alyă. (5) kȫne ḫīwāwāt ġalāåı dìmeğmiẕiŋ åewǟwi hem nedirşā yaŋḳı hīwānı baåıw‿
almāğa gidende, hīwāŋ yāşaycıları åöwöşmekden boyun ġaçırıp, şeyle ġān dökülmǟn
boyun eğmeği ḳawul edyele. (6) şeylelik wilen yaŋḳı nedirşā buyruḳ werye: ‘‘şo ġalānı
baåmal dǟl, ġān dökmel dǟl’’ dìp. (7) yȫne şo tāydan aydılşına ğörǟ otuẕ müŋ åānaḳ ġul
wilen şo hīwātdan ġum alıḳ ġaydyă dìyye. (8) şo ġumu getiriwem şo ġalānı ġuryă dìyye,
şo yaŋḳı hīwāwāt ġalāåını. (9) şeylelik wilen hīwa āwāt ġalāåınıŋ mānīåında hīwāt
ġalāåı boluḳ ġālyă ādı. (10) yaŋḳı dìşim yālaḳ nedirşā bu ġalānı bır müŋ yedi yüẕ
ḳırḳıncı yılda buyruğu eåa, permānı eåāåında ġurduryă. (11) nedirşānıŋ şular yālaḳ berk
düẕğünlü, berk kānūnı bolondığı, şo ġalāŋ ġurluş şeklinnen hem āŋıp bolyă. (12) şo ġalā
şeyle bır gönü, dikburş şeklinde ġurlupdır. (13) hemme ẕāT gönü burşlar hemme ẕāT
kāk palōjna. (14) yaŋḳı biẕiŋ ġoroğhānāmıẕa değişli birnǟçe yādığǟrlikler wolup,
104
birnǟçeåiniŋ iŋŋ eåāåı wārada ġıyåğaça mağlūmat werdim, ḳāḳă etrāwınıŋ çǟğinde
yerleşyǟn.
105
7. ESKİ KAKA
(1) Abuvert Kalesinden daha önceki döneme ait Köne Kaka Kalemiz de var. (2)
Kaka ilçe merkezinin Kuzeyinde yerleşiyor. (3) Köne Kaka Kalesi de büyük kalelerden
biridir, kalenin, Erik Kale adlı iç kalesi olmuş. (4) On kalede saray olduğu tahmin
ediliyor. (5) Bu kalenin çevresine halka şeklinde derin çukurlar yapılmış. (6) Kalenin
çevresine çukur yapmalarının amacı tehlikeden korunmak için çukuru suyla
doldurmuşlar. (7) Yağmacıların kaleye girmesine engel olması için yapılmış. (8) O
dönemde kalenin etrafında akarsuların olduğu ve kuzey tarafından dışarıya doğru çıktığı
tahmin ediliyor.
8. NADİRŞAH KALESİ
(1) Evet! Yine en önemli tarihî kalıntıların biri olan Nadirşah ve Köhne Hıvat
kalesi hakkında anlatmak istiyorum. (2) Köhne Hıvat Kalesi, Kaka ilçesinin
merkezinden yirmi kilometre güney doğusunda yerleşiyor. (3) Nadirşa Kalesi, Nadir
Şah’ın emriyle bin yedi yüz kırkıncı yılda kurulmuş. (4) Nadirşah kurdurduğu kaleye
kendi adını vermiştir. (5) Köhne Hiveabat adının verilmesi; Nadir Şah, Hive’yi işkâl
etmeye gider ve Hive halkı savaşmadan, kan dökmeden teslim oluyorlar. (6) Böylece
Nadir Şah: ‘‘o kaleyi işkal etmeyin, kan dökmeyin’’ diye emrediyor. (7) Fakat bazı
rivayetlere göre, otuz bin kul ile Hiveabat’tan kum götürümüş. (8) O kumu getirerek
Hiveabat kalesini kurdurmuş. (9) Böylece Hive abat anlamında Hıvat kalesi olarak
kalıyor. (10) Az önce söylediğim gibi Nadir Şah bu kaleyi bin yedi yüz kırk yılında
kurduruyor. (11) Nadir Şah’ın sıkı kuralları, sıkı yasasının olduğu, kalenin kuruluş
şeklinden de anlaşılıyor. (12) Kale o kadar düzgün, dikdörtgen şeklinde kurulmuş. (13)
Her şey dört dörtlük. (14) Kaka ilçesinde birçok tarihi kalıntılar var, ben onların en
önemlileri hakkında anlattım.
106
9. ALTIN DEPE
(1) indi biẕiŋ iŋŋ eåāåı yādığǟrliklemmiẕ wāradayăm ġīyåğaça aydıḳ geşåek,
altın depe yādığǟrliğmiẕ wār. (2) ḫāå ġadīmı medenyet merkeẕlerinnen bìri wolăn. (3)
biẕiŋ ērāmıẕẕan öŋ üçüncü dȫrdüncü müŋ yıllığa çelli yāşayış wolon. (4) yā şoŋo
meŋẕeş namāẕğa depe yādığǟrliğmiẕ wār. (5) bu hem biẕiŋ ērāmıẕẕan öŋ bǟşinc‿
altıncı müŋ yıllığa çelli yāşayış wolăn diyilye. (6) türkmenistānıŋ, diŋe bır
türkmenistānıŋ dǟl, dünyǟ medenyetinde bır āda eye wolon, medenyet merkeẕi wolan.
(7) åewǟwi şo tāyınıŋ medenì ġatlaḳları bāy wolon bır yādığǟrlik. (8) uluğ depe
yādığǟrliğmiẕ wār. (9) yaŋḳı bināğǟrliğe değişli wolan, mǟne bāwa mawzalēyımıẕ wār.
(10) mǟne bāwa mawzalēyi åelçuḳlı döwründe ġurlon. (11) toğru beğ, çağrı bey,
daŋdanaḳān åöwöşüne gitmǟnkǟ, mǟne bāwadan āḳ pāta alıḳ gidipdir, diyilye. (12)
mǟne bāwa ulu ārif wolan, bilim ādam‿molan, aḳıllı ādam molan. (13) on bìrinci on‿
kinci aåıra değişli wolan mawzalēyımıẕ hem bā. (14) ḳāḳă şähermiẕẕe yerleşen,
geçmişde yāşāḳ giden åunğoT ādamlammıẕ hem åānārdan kǟn. (15) oloro değişli wolup
öwöẕğeldi tekǟyıf aydıP bilerå, maḫtımğulı ġārlīyıf aydıP bilerå, şükür bağşīnı aydıP
bilerå we şoŋo meŋẕeş bır nǟçe bağşı we åāẕandalammıẕ, åunğot ādamlammıẕ bolan.
107
9. ALTIN TEPE
(1) Önemli tarihî kalıntıların biri olan Altın Tepe hakkında anlatayım. (2) Eski
kültür merkezidir. (3) MÖ III.-IV. bin yıla kadar yaşamın olduğu tahmin ediliyor. (4)
Buna benzer Namazga Tepe gibi tarihî kalıntılarımız da var. (5) Burada MÖ V.-VI. bin
yıla kadar yaşamın olduğu tahmin ediliyor. (6) Sadece Türkmenistan’ın değil, dünya
kültürünün önemli kültür merkezi olmuş. (7) Çünkü burası medeni katmanların çok
olduğu tarihi kalıntıdır. (8) Uluğ Tepe tarihî kalıntımız var. (9) Bu mimara ait, Mane
Baba türbesi var. (10) Mane Baba anıtı Selçuklu döneminde kurulmuş. (11) Toğrul Bey
ile Çağrı Bey, Dandanakan savaşına gitmeden önce Mane Baba’nın hayır duasını alarak
gitmiş. (12) Mane Baba büyük akıllı, bilim adamı olmuş. (13) On birinci, on ikinci
yüzyıla ait anıtımız da var. (14) Kaka şehrimizde yaşamış ünlü sanatçılarımız da var.
(15) Onlardan Övezgeldi Tekayev, Mahtımkuli Garlıyev, Şükür Bağşı ve buna benzer
birçok sanatçı müzisyenlerimiz olmuş.
108
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Orazgül Berdiyeva, Kreş öğretmeni (yaş-55)
Kāka Şehir, Atovçarı Sokak, no 21
Özgeçmiş
10. ÖZGEÇMİŞ
(1) men aḫal velāyatınıŋ ḳāḳă şǟherniŋ atowçārı küçöåüniŋ yāşaycıåı orāżğül
berdìyıva. (2) men dördüncü çāğalar bāğında otuẕ altı yıldır ìşleyen. (13) men durmuşda
yoldoşum milen tanışamda, yoldoşum studēntdı, īẕımdan gelyedi. (4) īẕımdan gelende
loḳġa ağacıŋ yānında dūşuşyădıḳ. (15) bır ğünem dūuşıp oturamıẕẕa üååümüẕẕen ılān
ġaşdı, ġapdalmıẕa. (6) ürȫğmüẕ yārılt da ılğāp pìl alıp onı öldürdük, şonnon åoŋ şo loḳġ
‿ağacıŋ yāında biẕ dūuşmădıḳ, başğa yerde dūuşdıḳ. (7) men ȫẕüm‿mārada aydamda,
üş åānı oğlum‿mā. (8) bır ġīyẕım‿mā. (9) ağẕıbìr maşğalām‿mā. (10) gelinlem‿
mā. (11) aḫtıḳlarım‿mā, ağẕıbìr yāşayăḳ. (12) hemmeceåem ìşleyele, oḳoyăla. (13) [...]
üpe çoloşdıryă yıḳılyă.
11. NEVRUZ BAYRAMI (SEMENİ)
(1) […] wārada gürrüŋ wereyn. (2) biẕiŋ bır nǟçe milli bayramlammıẕ wār;
ġurwān bayram‿mār, ḫāåıl bayram‿mār, ġāwun bayram‿mār, nowruẕ bayram‿mār.
(3) ınḫā şu nowruẕ bayramı alaŋda biẕiŋ ìŋ ġadīmdan gelyǟn milli bayrammıẕ şo. (4)
ine şondă her ḫīlı tağamlă wişirilye. (5) eåāåam åemeni. (6) åemenìni, ilki buğdoyı
çīğlāp åūwda ġoyyăŋ, men tāyınlayşını, nǟhìli edilyǟnni... (7) onnoŋ o öåyö. (8)
maydaca öåyö şoŋ üẕünnen ġırḳıp alyăŋ. (9)[…] alıp maşīnda çıḳaryăŋ. (10) çıḳarıp şoŋ
åuwun‿alıp ġāẕanda şonı bişiryeŋ. (11) şonu ġowuryăŋ, ġowurmaşlāp, bır ḫīlı ȫẕüni
ġowuruw‿ūğrayăday. (12) ūn wilen bılāp bılāp ġōw ġıẕardyăla dă. (13) onnoŋ şonı
üååüne åū ğuyyălă. (14) åū ğuyup ġōw‿edip bişiryele de åemenìni. (15) ḫaḳīḳı åemeni
wolyă. (16) åemenìni onnoŋ şı millì bayramda şonı ortā çıḳarıḳ ġoyyălă. (17) bi ğiden
ādama pāylayălă. (18) […] ġoyyălă ġapdalında. (19) palow dìydi...
109
110
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Orazgül Berdiyeva, Kreş öğretmeni (yaş-55)
Kāka Şehir, Atovçarı Sokak, no 21
Özgeçmiş
10.ÖZGEÇMİŞ
(1) Ben Orazgül Berdiyeva, Ahal vilayetinin Kaka şehrinin Atovçarı sokağında
yaşıyorum. (2) Otuz altı yıldır dördüncü anaokulunda çalışıyorum. (3) Kocamla
tanıştığım zaman, kocam üniversite öğrencisiydi, beni görmeye geliyordu. (4) Görmeye
geldiği zaman büyük ağacın altında görüşüyorduk. (5) Bir gün ağacın altında
görüşürken yukarıdan üzerimize yani yılan düştü. (6) Üzerimize yılan gelince korktuk
ve kürekle öldürdük, o ağacın altında bir daha görüşmedik. (7) Kendim hakkımda
anlatacak olursam, üç oğlum var. (8) Bir kızım var. (9) Mutlu bir ailem var. (10)
Gelinlerim var. (11) Torunlarım var, mutluyuz. (12) Hepsi de okuyorlar, çalışıyorlar.
(13) [...] ipe takılıyor, düşüyor.
11. NEVRUZ BAYRAMI (SEMENİ TATLISI)
(1) [...] hakkında anlatacağım. (2) Bizim birçok yöresel bayramlarımız var;
kurban bayramı, hasat bayramı, kavun bayramı ve nevruz bayramı var. (3) Bizim en
eski yöresel bayramımız Nevruz’dur. (4) Nevruz bayramın çeşitli yemekler yapılıyor.
(5) En önemlisi semenidir. (6) Semeni yapmak için önce buğdayı suda ıslatıyorsun. (7)
Sonra o büyüyor. (8) Büyüdükten sonra üzerini kesip alıyorsun. (9) [...] alıp makinede
öğütüyorsun. (10) Öğüttükten suyunu süzerek kazanda kaynatıyorsun. (11) Un ile iyice
kızartıyorsun (13) Sonra üzerine su döküyorlar. (14) Suyu dökerek semeniyi iyice
pişiriyorlar. (15) Gerçek semeni oluyor. (16) Bu yöresel bayramda semeniyi sofraya
koyuyorlar. (17) Komşulara dağıtıyorlar. (18) [...] yanında koyuyorlar. (11/19) pilav mi
olur…
111
12. DOĞRAMA
(1) ġurwān bayrammıẕ wār ınḫā. (2) ġurwān bayrammıẕẕa üç güllǟp biẕẕe
bayramçılıḳ. (3) üçcek üçyele. (4) onnoŋ naḫarla… (5) hēmme öyde naḫar, mīḫmān,
bütìn yerlerden gelyele, bütìn dünyǟlerden gelyele. (6) öy, hēmme öyde şo üç gün
ġurwānlıḳda toy bayram. (7) hēmme, ḫayåı öye gitåeŋem naḫar, hēmme yerdeyem şo
åaçaḳ yaẕıḳlı. (8) ġurwānlıḳda bişiryǟn millì naḫarmıẕ, doğromă (9) doğromānı bişirip,
bütìn ḫalḳa ìdiryek, şo ġurwān bayramında. (10) biẕiŋ millì naḫarımıẕ şo doğroma. (11)
doğromāŋ döröyşü, ine men aydıP bereyn. (12) ġadīm waḫtlarda, toylordo naḫar bişyǟn
eken, ḫalḳıŋ öŋüne gelyǟn eken we bìrine etli gelyǟn eken, bìrine etåiẕ gelyǟn ekeni.
(13) ḫalḳ nǟrāẕıy wolyān ekeni. (14) ‘‘bāya köp berdile, ġarīwa āẕ werdile’’ şoŋ çǖn
şoŋŋālı etmeẕliğ‿üçịn, ġadīm döwürde çöröği ayratīn bişirip doğroyān ekelle. (14)
etinem ayratīn bişirip ikiåini ġōwı uşoğ‿uşoḳ, ġatı uşoḳ doğrāp, ikiåini deŋ derecede
ġāryān ekelle. (15) ġārīwam şonı bütìn ḫalḳa, hēmmeåini nǟrāẕı wolmoẕ yālı,
hēmmeåine pāylayān ekelle. (16) biẕiŋ ìŋ ġowı naḫarmıẕ doğromă.
13.PALOW
(1) yene bır millì naḫarmıẕ palow. (2) palowu biẕ türkmen ḫalḳı ḫayåı mīhmān
gelåeyem, toy tomıḳdayā hemìşe bişye. (3) mīḫmān gelåin ìŋŋ biẕiŋ ġōwı naḫārmıẕ
palow. (4) palowı nǟme edeŋde åǖcü wolyă? (5) cǖcö ḫoroẕẕon, tōḳdan edeŋde åǖcü
wolyă. (6) palowuŋ etini ilki ġowurmaşlayăŋ. (7) åoğonnı kǟşirni alıp ġōw‿edip
ġowurmaşlayăŋ. (8) onnoŋ åuwunı‿ğuyyăŋ. (9) onnoŋ ġōw ġaynāp, ġōw bişye de bı.
(10) bişenåoŋ tüwåüni atyăŋ. (11) tüwüåini atıp, ġōwı åuwu çekilyeyem milen, on bǟş
munt būğa weryeŋ. (12) on bǟş muntdan åoŋ yene öwüryeŋ. (13) yene būğa weryeŋ.
(14) onnoŋ yārım åāğada biẕiŋ şı palowmıẕ būğda ġōw bişye de. (15) onnoŋ şo ḫalḳa
hödürleyek, toyda tommıḳda şo palowı. (16) ġapdalında hēmme dürli dümön
naḫarlayăm mār, ġotāwam mā, toylorda böröğem mār, hēmme ẕātlaram mā. (17) biẕiŋ
ìŋ ġowı naḫarmıẕıŋ bìriyem palow.
112
12. DOĞRAMA (YEMET TARİFİ)
(1) Bir de Kurban bayramımız var. (2) Üç gün boyunca bayram ediyorlar. (3)
Salıncakta sallanıyorlar. (4) Ondan sonra yemekler… (5) Her evde kurban kesiliyor,
yemek veriliyor, misafirler geliyor. (12/6) Her evde üç gün bayram oluyor. (7) Hangi
eve gidersen git o evde sofra kurulmuş olduğunu görürsün. (8) Kurban bayramında
yöresel doğrama yemeği yapılır. (9) Kurban bayramında bütün köy halkı için doğrama
yemeği yapılıyor. (10) Doğrama, bizim yöresel yemeğimizdir. (11) Doğrama yemeğinin
ortaya çıkışı hakkında anlatayım. (12) Eski dönemlerde, kurban bayramında yemek
yaparak halka dağıtıyormuşlar, ancak yemek dağıtılırken birine etli diğerine etsiz yemek
denk geliyormuş. (13) Halk da buna razı olmuyormuş. (14) Halkın ‘‘zengine çok, fakire
az verdiler’’ diye şikâyet etmemesi için ekmeğini ayrı, etini ayrı pişirerek ufak ufak
doğramışlar. (14) Etle ekmeğin eşit olması için ikisini karıştırmışlar. (15) Halkın razı
olması için, ikisini karıştırarak dağıtmışlar. (16) Doğrama, bizim en lezzetli
yemeğimizdir.
13. PİLAV (YEMEK TARİFİ)
(1) Pilav da yöresel yemeklerin biridir. (2) Pilav, düğün derneklerde veya misafir
geldiği zaman pişirilen en lezzetli yemeklerin biridir. (3) Özellikle misafir geldiği
zaman pilav yapılır. (4) Lezzetli pilav nasıl yapılır? (5) Tavuklu pilav lezzetli oluyor.
(6) İlk önce eti kavuruyorsun. (7) Daha sonra soğanını, havucunu iyice kavuruyorsun.
(8) Kavurduktan sonra su katıyorsun. (9) İyice kaynatıp pişiriyorsun. (10) Piştikten
sonra pirincini atıyorsun. (11) Pirincini attıktan sonra, iyice suyu çekiliyor ve on beş
dakika deme koyarsın. (12) On beş dakika sonra tekrar karıştırırsın. (13) Yine deme
koyuyorsun. (14) Yarım saat boyunca demde iyice pişiyor. (15) İşte bu pilavı düğün
dernekte yapıyoruz. (16) Yanında farklı yemekler de yapılıyor, börek, mantı her şey
yapılıyor. (17) Pilav, bizim en güzel yemeklerimizden biridir.
113
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Nurgözel Altıyeva, Kreş öğretmeni (Yaş-45)
Kāka, Onbeği Oba,Çandıbil Sokak, no: 63
Özgeçmiş
14.ÖZGEÇMİŞ
(1) men ḳāḳă şäheriniŋ dȫrdünci çāğalar bāğında terwiyeçi bolup ìşleyen. (2)
indi gidiwereyįn? (3) çāğaları ìrden nōwatçı topora yedden åoŋra ḳawūl edip başlayăḳ.
(4) åekgiẕiŋ yārında çāğalar ḳawūl edip başlanyă. (5) doḳġuẕuŋ yārına çelli. (6)
doḳġuẕẕan, ōnnon ōn mınd ìşleyǟnçǟ ertìrlik iyik ġutōryăḳ. (7) ōnnon ōn mınd ìşlǟnde
çāğalara åapaḳ waşlayă. (8) indi her åapağıŋ ortoåı ōn mınt dă. (9) eyyǟm olorom, oẕā‿
deyinmi? (10) o åapağıŋ gidişi wār. (11) ine men şuğün åapağı yiğrim münd. (12) meŋ
åapağmıŋ oẕād dă. (13) onnoŋ ōn mınıd çāğalara pırrīp beryek biẕ ine. (14) nǟme
diyilye? (15) caŋ wolyămı, nǟme diyilye? (16) onåoŋ yene ikinci åapağmıẕ waşlayă.
(17) her åapağıŋ āraåı yiğrim mınT dă. (18) on bìrden yiğrim mınd işlǟnde åapağmıẕ
ġutōryă, åoŋură geẕelenç waşlayă. (19) geẕelencem şo ōn mınt bolāymaåa. (20) onkǟ
yiğrim mund ġālyānçā geẕelencimiẕ gidye. (21) onnoŋ yiğrim mundumuẕ ġālanda, onki
bolonåoŋ günortārrıḳ naḫar ìyyek. (22) günōrtānlık naḫaram bırıŋ yārına çelliday. (23)
onki otuẕa çelli wolyă. (24) onnon åoŋ çāğaları yatıryăḳ. (25) ūḳu åāğat dȫrtde. (26)
yiğrim mund ìşlǟnde tuẕuryăḳ. (27) indi eyyǟm åapaḳ waşlaT da. (28) åoŋură günüŋ
ikinci yārım‿maşlayă. (29) günüŋ ikinci yārımam...
(30) - åapaḳda nǟm‿ìşleyeŋiẕ?
(31) åapaḳda heråiniŋ ȫẕ o ẕādı wār dă; ine daştöwörök wār, åowğot wār,
matımātḳa wār, åūrāt wār, yemlemek wār. (32) hayåı wìri yā ātlarnı‿aydıḳ geçeyn mi?,
yā heråini geçişimiẕ wāradamı?
(33) -āTlarnı aydıḳ geşåeŋiẕ bolyă.
(34) yȫnököy matımātḳa düşüncölörni bermek, åūrāt åapağı, bedentērwiyē,
åowğot åapağı, yemlemek åapağı, yemlemek, şekil yaåamaḳ, ġurnomaḳ, aydım åāẕ, rūå
114
dili wār. (35) eyyǟm olo ulu toporlorda başlayă. (36) rūå dili, iŋlìå dili o åapaḳla eyyǟm
ulu toporlorda waşlayăday. (37) biẕiŋki ōrta. (38) indik‿ìl ulu wilen...(39) iŋlìå dili
wilen rūå dili, indiki yıl wār biẕeday. (40) yȫne şuwāt şo ulu toporlorda gidiwotīr […].
(41) wolup altīnıŋ içindǟkile. (42) biẕiŋki dȫrt wolup bǟşiniŋ içindǟkile. (43) bǟş yāşāp
altīnıŋ içindǟkile ulu topor wolyă. (44) olor altı yāşānda mekdewe gidyele. (45) eyyǟm
şu yıl altı yāşdan alıp başlayădıla dă, ikimüŋ yedden wǟri. (46) indi başğa tuẕurşumıẕı
ẕādımıẕam aydayn mı?
(47) - aydıŋ aydıŋ!
(48) åoŋură çāğaları turuẕyăḳ, onnoŋ...
(49) -ȫẕ dilimde geplǟw‿otīrn bolyă mı?
(50) ‘‘elbet de.’’
(51) turuẕyăk, åāğat yiğrim mund ìşlǟnde çāğaları turuẕyăḳ. (52) biẕ åoŋră
günōrtannan åoŋ naḫārlayăḳ dǟnni, åoŋra yene günüŋ ikinci yārımı...(53) oẕāT ìrdenki
geçen åapaḳlammıẕẕan biẕ şolo wilen yene üååünde duruḳ geçyek de. (54) ḫayåı
wìrine... yetişmedik çāğala wā, ġowşoḳ çağala wār. (55) şoloŋ üååünde duryăḳ dă. (56)
şo åapaḳda coğāP beri‿wilmedik wolåa, biẕ nǟçe, bǟş çāğa mı?, üş çāğa mı?, biẕ şolo
wilen ìşleyek. (57) åoŋră åāğat bǟş wolonåoŋ çāğaları ġaytaryăḳ. (58) en‿atāŋ eline
berik ġoywöryek bǟşden åoŋ.
115
Konuşan
Derleme yeri
Konusu
Nurgözel Altıyeva, Kreş öğretmeni (Yaş-45)
Kāka, Onbeği Oba, Çandibil Sokak no:63
Özgeçmiş
14.ÖZGEÇMİŞ
(1) Ben Kaka şehrinin dördüncü anaokulunda çalışıyorum. (2) Şimdi devam
edeyim mi? (3) Çocukları, nöbetçi bölümlere sabah yediden sonra almaya başlıyoruz.
(14/4) Çocukların giriş saati yedi buçukta başlıyor. (5) Sekiz buçuğa kadar devam
ediyor. (6) Onu on geçe kahvaltıyı bitiriyoruz. (7) Çünkü onu on geçe ders başlıyor. (8)
Her bir dersin arası on dakika. (9) Onların farklı ders saatleri var. (11) İşte ben bugün
dersi yirmi dakika (yaptım) (12) İlk dersim... (13) Çocuklara on dakika ara veriyoruz.
(14) Ne denilir? (15) Ara mı oluyor ne denilir? (16) Sonra ikinci dersimiz başlıyor. (17)
Her dersin arası yirmi dakika. (18) On biri yirmi geçe ders bittikten sonra gezi başlıyor.
(19) Gezi de yaklaşık on dakika oluyor. (20) On bir kırkta gezimiz bitiyor. (21) Yirmi
dakika sonra öğlen yemeğimizi yiyoruz. (22) Öğlen yemeği de on iki buçuğa kadar. (23)
Bazen on iki otuza kadar oluyor. (24) Yemekten sonra çocukları uyutuyoruz. (25)
Dörtte uyku saati. (14/26) Dördü yirmi geçe uyandırıyoruz. (27) Sonra ders saati
başlıyor. (28) Günün ikinci yarısı başlamış oluyor. (29) Günün ikinci yarısı da…
(30) Ne dersleri görüyorsunuz?
(31) Derslerin hepsinin kendi programı var; işte doğa, hediye, matematik, resim
gibi. (32) Her bir dersi ayrı ayrı anlatayım mı?
(33) –İsimlerini söylemeniz yeterli.
(34) Temel matematik, resim, spor, hediye, müzik ve Rus dili gibi dersler var.
(35) Bu dersler üst sınıflarda görülür. (36) Rusça ve İngilizce dersleri büyük yaş
grubunda görülür. (37) Bizim grubumuz orta yaş grubuna dâhildir. (38) Sonraki sene
büyük yaş grubuna katılır. (39) İngilizce ve Rusçayı bir sonraki sene göreceğiz. (40)
Fakat şimdi altı yaşa adım atan çocuklar büyük yaş gruplarda devam etmektedir […].
(42) Bizim bölümdeki çocuklar dördü tamamlayıp beşe geçen çocuklardır. (43) Beşi
tamamlayıp altıya adım atan çocuklar büyük bölümü oluşturur. (44) Onlar altı yaşında
116
okula gidiyorlar. (45) Artık bu sene iyi bin yediden beri altı yaştan almaya başladılar.
(14/46) Diğer programları da (uyutma gibi) anlatayım mı?
(47)- Söyleyin!
(48) Sonra çocukları uyandırıyoruz.
(49) –yöremizin ağzıyla konuşuyorum, oluyor mu?
(50) -Tabi ki.
(50) Yirmi geçe çocukları uyandırıyoruz. (52) Öğle yemeğinden sonra günün
ikinci yarısı başlıyor. (53) Sabahki dersleri pekiştiriyoruz. (54) İçlerinde zayıf çocuklar
oluyor. (55) Onlarla aynı dersi tekrar ediyoruz. (56) Sınıfta aktif olmayan kaç çocuk
varsa onlarla birebir ilgileniyoruz. (57) Saat beş olunca çocukları gönderiyoruz. (58)
Beşten sonra anne babaya teslim ediyoruz.
117
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Yazgeldi Cumayev, öğretmen (Yaş-50)
Kāka, Şehir, Gayıp Batır Sokak, no:12
Köyün Tarihçesi, Ᾱlili Yöresi
15. KAKA HAKINDA
(1) ḳāḳă şäherniŋ yāşaycıåı yāẕğeldi cumāyıf men. (2) onåoŋ kǟrim‿moyunço
åūrātkeş, kìno åūrātkeşi wolyăn dă. (3) bilimim yoḳorı wilim. (4) türkmeniååan wārada
aydanıŋda nǟme, türkmeniååan bır ġadīmı, tārīhı, kȫne, şı aålına åeredenmiẕẕe şu yer,
urş meydānçaåı yālı wolon yer de, türkmeniååānıŋ düẕlüğü. (5) åewǟwi aŋırrāḳdan alıḳ
ġaytåaḳ tārīhı, bu yerde hǟẕirki türkmeniååanda ceytūn medenyeti war. (6) biẕiŋ
ēramıẕẕan ȫŋkü medenyet de ceytūn medenyeti. (7) onnon åoŋ kȫne ġālındı ġalālardan
ġālan dehistān şäheri wolan biẕiŋ balḳan taraplammıẕẕa. (8) onåoŋ bǟrìk ġaytåaḳ nuåoy
ġalāåı, kȫne nuåoy, tǟẕe nuåoy olorăm biẕiŋ ērāmıẕẕan öŋkü şäherler. (9) onnon bǟrìk
ġaytåak, biẕiŋ ḳāḳāmıẕẕa abuwerd şäheri wolyă. (10) olam biẕiŋ ērāmıẕẕan öŋkü
döwürdön ort‿aåıra çelli alıḳ ġaydyă. (11) onnon aŋırīḳ geşåek merv. (12) ol eyyǟm
haraåānıŋ, kȫne haraåān diyilye de. (13) öŋkü şı teretōryalara haraåānıŋ āhīrı wolup
ġaldıday. (14) onnoŋ aŋırda waşlayă kȫnürğenç. (15) kȫnürğenç ḫorēẕım şālığnıŋ
pāytaòtı wolan dă. (16) öŋkü ādı ürğönç. (17) åoŋ o weyrān edilye manġōllar
tarapınnan. (18) onnon åoŋ hǟẕirki öẕbeğiååānıŋ teretōryaåında tǟẕe ürğönç dìp åalınyă.
(19) bıy şonnon åoŋ bınıŋ ādı kȫnürğönç woluḳ ġālyă dă. (20) biẕiŋ türkmeniååānıŋ
teretōryaåında woluḳ ġālyă, dāşoğuẕ etrāplarda. (21) biẕiŋ kȫne ḳāḳāmıẕ wārada
aydamıẕẕa, yaŋḳı dìşimiẕ yālı biẕiŋ ēramıẕẕan ȫŋki döwre değişli namāẕğadepe hǟẕir
ġōnomçılıḳ woluḳ ġāldı, maẕārçılık wolyă dă, maẕārçılıḳ woluḳ ġāllỉ‿o yörü. (22)
onnoŋ hǟẕir maẕārlar ġaẕılanda ışāğınnan çıḳyān biẕiŋ şo öŋkü ērāmıẕıŋ, öŋkü döwre
değişli ġāp ġāşlar ḫocoluğ‿üçǖn ulanılyān yaŋḳı ġurollor, kǖyẕölör, ḫumlor çıḳyă dă
şo taydan. (23) şolor şāyātlıḳ edyeday, şo yerde ulı yāşayşıŋ bolonnı. (24) eåāåı o şäher
abıverd şäheri yüpök ȫndürülyǟn, hem de her hīlı, dürlü kerāmiki ȫnümleri ȫndüryǟn
merkeẕ wolupdır hem de dǟri çıḳyān oḳ dǟriler yaåālyān merkeẕ wolupdır dă. (25) şo
118
yerden çıḳyān nemeler, ḫatlar arap parå dilinde yaẕılıpdır dă. (26) parå ḫatlarında
yaẕılıpdır ġālındı kǖyẕölöŋ yüẕündǟki nemeler nağışlar. (27) ìrān medenyetine değişli
kerāmiki ȫnümlörden nağışları ẕātları ḫaraåan şkōla diyilyeday, ḫaraåan mekdewi
wolyăday rōspislar ẕātlar, nağışlar ẕātlar eyrān mekdewüne değişli woluḳ ġālyăday. (28)
onåoŋ başğa dă o tayda nǟme aytmaḳ wolor. (29) medenyete bāy şäher wolan dă abıverd
şäheri.
119
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Yazgeldi Cumayev, öğretmen (Yaş-50)
Kāka, Şehir, Gayıp Batır Sokak, no: 12
Köyün Tarihçesi, Ᾱlili Yöresi
15.KÖYÜN TARİHÇESİ
(1) Ben Cumayev Yazgeldi, Kaka şehrinde yaşıyorum. (2) Mesleğim filim
ressamcılığı. (3) Üniversiteyi bitirdim. (4) Türkmenistan hakkında anlatacak olursak,
terihe bakarsak Türkmenistan savaş alanı gibi yer olmuş. (5) Çünkü geçmişe bakarsak,
burada Ceyhun kültürü olmuş. (6) Ceyhun kültürü milattan önceki döneme aittir. (7)
Balkan ilinde Ceyhun kültürünün tarihî kalıntılarından Dehistan şehri vardır. (8)
Bunlardan başka Nusay kalesi, Eski Nusay, Yeni Nusay milattan önceki şehirlerdir. (9)
Kakada Abuvert şehri var. (10) Milattan önceki dönemden Orta asra kadar devam
etmiştir. (11) Bunlardan başka Merv şehri var. (12) Merv’e eski Horasan deniliyor. (13)
Merv çevresi Horasanın kalıntılarıdır. (14) Bunların dışında Könürgenç anıtımız var.
(15) Könürgenç, Horezim’in başkentidir. (16) Eski adı Ürgençti. (17) Ürgenç Moğollar
tarafından dağıtılıyor. (18) Daha sonra şimdiki Özbekistan’ın çevresinde Yeni Ürgenç
ismiyle kuruluyor. (19) Bundan dolayı bunun adı Könürgenç olarak kalıyor. (20)
Könürgenç, Türkmenistan’ın Daşoğuz ilindedir. (21) Millattan önceki döneme ait olan
Namazgadepe anıtı, şimdi mezarlık oldu. (22) Mezar kazıldığı zaman milattan önceki
döneme ait olan kap çanaklar, ev için kullanılan aletler, güğüm ve güğüm parçaları
çıkıyor. (23) Bunlar orada yaşamın olduğunun bir kanıtıdır. (24) Aslında Abuvert şehri
ipek, barut ve her türlü seramik ürünleri üreten merkez olmuş. (25) Oradan bulunan
yazılar Arapça ve Farsçadır. (27) Seramik ürünlerden yapılmış İran kültürüne ait
nakışların Horasan’a ait olduğu görülür. (28) Bunlardan başka ne anlatayım? (29)
Abuvert şehri kültür merkezi olmuştur.
120
16. ᾹLİLİLER
(1) ḳāḳă wārada aydanmıẕẕa, o yördö türkmöllörüŋ ālìli tìreåine değişli şaòaåı şu
wāğt yāşayă. (2) yȫne ālìli tìreåi türkmönüŋ ġadīmı nedirşāḫ döwürlörünnen,
nedirşāḫam şo ālìlìniŋ awşar şaḫaåına değişli woluḳ ġaydyān eken de. (3) şo yörü
doğruåı ālìlìniŋ dǖyp şaḫaåı ḫaåāw‿edilye. (4) ālìliler, her ḫīlı vēråiyalar wār dă. (5) her
hìli pikirler wār, ālìli şaḫaåını aydanmıẕẕa. (6) ol kǟ wır şaḫada alīnıŋ ìli diyilye, kǟ vır
şahada āla ìli diyilye. (7) yȫne mınıŋ ḫāå ınamlırāḳ nemeåi, şı araplar gelende, araplar
gelip ıålām dìnini yayradmāğa gelenlerinde, şu yerìk gelenlerinde ḳāḳā, bırāẕ ınamlırāḳ
wērsyaåıday, şu meŋ pikirimçe. (8) åewǟwi neme diyye de, araplar gelye ıålāmı yōla
åalyă, ȫẕ dikmelerni ġoyuk gidyeler. (9) şı millete ıålāmıŋ şerīğat yōllornı öwreTmeğ‿
üçün. (10) emma ȫẕlöri geçik gidye başğa şähere yene de. (11) geçeğçi de olor. (12)
araplar ıålāmı ornoşdırdıḳ dìp geçik gidye we bı ōtparaẕ millet tǟẕeden oloŋ ġoyon
dikmeåini, ilkǟ dìne gìrdik diyye, oloŋ ġoyuḳ giden dikmeåini yene de bı yōğ‿edye
dǟni yene de ȫẕ ōtlorno çoḳunuweryele de. (13) araplar yene īẕına ġaydıp, bıları dìne
åalıp yene de gidye wölini, yene de gepiŋ kelteåi araplar bılara ōtparaẕ, ōt ìli alow
ìli...(14) alow dìymek ōt dìmek de. (15) araplar alaw ìli dìp araplar ġoyuḳ giden dìp
gürrüŋ wār. (16) ine şo ḫāå ınandırcırāḳ bır neme. (17) åewǟwi alìnıŋ ìli diyer yālaḳ bu
yerìk alīŋ gelenni gelmǟnni biẕǟ bilemẕōk tārīḫda. (18) åewǟwi o döwürlör eyyǟm bu
yörǖk ıålāmı yayraTmağa gelen araplar döwri heẕreti ali yōḳ eyyǟm dünyede. (19)
åewǟwi bu yerìk åekiẕinci aåırlaŋ ikinci yārımlarında gelye de araplar. (20) o döwürlör
heẕreti ali yōḳ, yȫnö ìl gürrüŋü alīnıŋ ìli yā dă āla ìl, āla ìl diyer yālaḳ bu yerde āla ìli
yōḳ, diŋe ālìli wār. (21) yȫne åoŋḳı döwürlör orå òırå geldi, her ḫīlı millet köpöldi, yȫnö
ata bāwa ālìlileŋ içinde başğa teke de yōḳ, yā bolmoåa yomudam yōḳ. (22) türkmen
tāypaları āraåında aŋåad‿aŋåaT bìri bìrinnen ġārışılmadıḳ öŋ. (23) ālìli mi ālìli, yomut
mu yomut, howwo, ǟråārı mı ǟråārı, åārıḳ mı åārıḳ, åalır mı åalır. (24) ine şol åalırlar
wilen ǟråārılar mıåāl üçǖn ġatışmadıḳ. (25) heråı ōwa ōwa oturupdur welin yȫne
ġatışmāndır, bìri bìrine kǟn bır ġīyẕam alıp berişmǟndirler, bìri bìri wilen kǟn bır içgìn
121
ġatnaşmāndır dă. (26) nu duşmān gelende bìriğipdirler, yağīnı bile kowupdurlă, yȫne
yaŋḳı yālı içgìn, bır ḫālīå bır āẕaşıp yek tük ġatışāymaåa oŋ‿ŋālı ġatışmāndırla. (27)
oŋçǖn āla ìli yōḳ oŋ içinde. (28) yȫne alow ìli dìmek araplar ōtparaẕ ìle, ōda
çoḳunyānlar, yene de but ġaldīr ḫow dìp yene gaydıpdırlar. (29) ōda çoḳunyānlar
dìmek, şo alow ìli dìmek. (30) şol wērsya men doğrı haåīw‿edyen. (31) ādı vilen bār
şol. (32) türkiyǟŋ åiwāå welāyatında dă bārā ālevìler. (33) şol araPlaŋ alow ìli diyilyǟn
şo ālìlileŋ dowām‿molmolı şo. (34) ālevì, buloram biẕiŋkilere alow ìli dìk ġoyupdurlă
dă araPlar. (35) şol millet, şol beylǟk giden millet meŋ pikirimçe, şeyle wolmolı. (36)
åewǟwi yaŋḳı biẕiŋ ālìllammıẕa biẕiŋ başğa türkmen şahadǟki yaŋḳı tekeler, yomutlor
we beyleki ǟråārılar ẕātlar, olor biẕiŋkilere eyrāndan gelen diyyele. (37) eyrānnan gelen
ḫaåīw‿edyeday. (38) eyrān dāğdan aŋırda. (39) biẕ yaŋḳı yālı åiwāåa baranmıẕẕa
olorăm, türklöröm haḳīkı türklöröm alavìllere olor ġıẕıl waş diyye. (40) şolor bır ḫīlı
ġatı meŋẕeş, nemeåini īyẕarlayăŋ wolìni. (41) ȫẕlöröm meŋ ȫẕüm åūrātkeş hudōjnìk
wolomåoŋ, ādamıŋ çırtāåı wārā yüẕ keşwi, yüẕ keşwünnen ġatı meŋżeşdiğni billimdä.
(42) biẕiŋ ālìllammıẕ wilen şo åıwāåıŋ milletiniŋ yüẕ keşwem ġatı meŋẕeş. (43) edil
ḳāḳăda geẕip yörön yālı woldumday. (44) şoŋŋālı, başğa nǟme aytmaḳ bolor ālillar
wārada. (45) ālìllarıŋ bır yaŋḳı türkmen tìreleriŋ şaḫalarıŋ heråiniŋ ȫẕ nağışları bār. (46)
hǟẕirki aḫal tekeleri wār, aḫal teke, marı tekeleri åoŋ‿ŋeldi bu yȫrìk. (47) bılaŋ yeri
dǟl, bı ālìllaŋ yeri, diyye aḫal. (48) biẕiŋ etek ìllemmıẕ, biẕiŋ dāğ eteklermiẕ ālìlleŋ
yeridi ȫŋ. (49) onnoŋ tekeler åoŋ ḫōr woluḳ geldiler. (50) tekelere yer werildi. (51)
gepiŋ kelteåi tekeler bıları yūrtdan çıkardı dă. 52) yȫne tekeler bılaŋ nağışlarnı alıḳ
ġāldı. (53) hǟẕir ine åiẕiŋ yaḳalaŋŋıẕdǟki nağışlar, ẕātlar ālìllaŋ nağışları. (54) åewǟwi
eyrānda ālìlleŋ ōwoları wār. (55) olor öŋ giden, tekedenem öŋürǟk giden dǟ olor. (56)
şoloŋ men nemeåini ğördüm‿molīnı yaŋḳı kȫnö nağışları, kürtölöri çapadı mı nǟme,
bır topor nağışlar wārā, ine şolor hemmeåi tekeleŋ eğnindǟki köynökleriŋ nağışları
şolordo wār eken. (57) kȫnö türkmen ālìlleri olor ġadīmı ālìller olor. (58) yȫne, ȫẕü
dilleri ẕādı yaŋḳı biẕiŋ dili yālı, ḳāḳăllaŋ dili yālı araååa ālìlıça gepleyeleday. (59) onnoŋ
122
nǟme aytmaḳ wolor başğa ālìllar wārada. (60) ālìllar türkmeniååānıŋ hǟżirki wağtda
öŋkü nemede etek diyilyǟn eken de. (61) şu yūrduŋ dāğ eteği wolonåoŋ dāğ uẕīn
köpötdāğ dă. (62) köpötdāğ keåelip duran köpötdāğ war, onnoŋ balḳan dāğı. (63) balḳan
dāğā ġıẕılarwada çelli gelye de. (64) ġıẕılarwatdan bǟrìk köpötdāğ….(65) köpötdāğam
keåelip duronåoŋ keåarḳaş diyipdirler de. (66) keåarḳaş dìmek dāğıŋ gün düşyǟn tarapı
dìmek de. (67) onnoŋ umūmı keåarḳaş diyilyǟn eken. (68) åoŋ keåarkaş belli bır
teretōryaåı. (69) mıåāl çün ġıẕılarwatdan ǟnewe çelli neme‿ğelye aḫal dìk gelye. (70)
aḫaldan duşoğo çenli etek dìk gelye. (71) dāğıŋ eteği dìmek de. (72) tutuşluğnă etek,
ālìlleŋ ġadīmı yūrdı, şu wāda çelli şoloŋ yūrdı şo. (73) hǟẕir nemeåinem aydayn
ḳılamētırnam. (74) bır yüẕ yiğrim‿mǟşiŋ üååüne ḳırḳı ġoşåoŋ nǟçe wolyă?
(75) –bır yüz altmış bǟş.
(76) bır yüẕ altmış bǟş, bır yüẕ neme töwörök eyleåi beyleåi. (77) gìŋişliği
yȫnö…(78) ay umūmān dāşḫowuẕ āraçǟkliği şo ḳāḳăllaŋ yūrdu şo.
123
16. ALİLİ YÖRESİ
(1) Alili boyuna mensup olan Türkmenlerin çoğu Kaka şehrinde yaşıyor. (2)
Fakat Alili boyu, Türkmenlerin Nadir Şah dönemine aittir, Nadir Şah da Alilinin Avşar
grubuna aitmiş. (3) Dolayısıyla Alilinin kökeni sayılıyor. (4) Alililerle ilgili birçok
görüşler vardır. (5) Alili boyunu anlatacak olursak Alililerle ilgili birçok görüşler vardır.
(16/6) Bazı araştırmacılara göre ‘‘Ali’nin ili’’, bazılarına göre de ‘‘uyumsuz (ala) ili’’
deniliyor. (7) Daha çok, Arapların İslam dinini yaymak için Kaka’ya geldiği görüş
kabul ediliyor, bana göre de bu görüş doğrudur. (8) Çünkü Araplar gelerek İslam dinini
yaymışlar. (9) Araplar, bu millete İslam dininin şeriat yollarını öğretmek için
gelmişlerdir. (10) İslam dini yaydıktan sonra başka şehirlere gitmişler. (11) Geçici
olarak gelmişler. (12) Ateşperest olan halk önce İslam dinini kabul ediyorlar, Araplar
gittikten sonra İslam dinini bırakıp tekrar kendi inançlarına devam etmişler. (13)
Araplar tekrar gelerek İslam dinini kabul ettiriyorlar ve yeniden ateşe tapıyorlar. Bu
sebepten dolayı Araplar bu topluma alev ili demişler. (14) Alev de ateş demektir. (15)
Kısacası rivayete göre Araplar bu halka alev eli ismini vermişler. (16) İşte bu daha
gerçekçi bir görüştür. (17) Tarihte Ali’nin gelip gelmediğini bilmiyoruz. (18) Çünkü
Arapların İslam’ı yaymak için geldiği zaman, Ali hayatta değildi. (19) Çünkü Araplar
buraya sekizinci yüzyılın ikinci yarısında geliyorlar. (20) O dönemler Hz. Ali yoktu,
Ali’nin ili ya da uyumsuz il değil, sadece Alili var. (21) Eskiden Teke ya da Yomut
yoktu, ancak son zamanlarda Rusların gelişiyle, her türlü millet arttı. (22) Türkmen
boyları kendi aralarında birbirleriyle kaynaşmamışlar. (23) Alili Alililerle, Yomut
Yomutlarla, Ersarı Ersarılarla, Sarık Sarıklılarla, Salır Salırlarla hepsi kendi içlerinde
alış veriş yapmışlar. (25) Her bir toplum kendi içinde yaşamını sürmüştür, birbirileriyle
karışmamış, kız alıp vermemişler. (26) Düşman geldiği zaman birlikte savaşmışlar,
kendi aralarında içli dışlı olmamışlar istisnalar hariç. (27) Bundan dolayı uyumsuz halk
görülmez. (28) Araplar ateşperest halka alev ili demişler. (29) Ateşe tapanlara, alev ili
demişler. (30) Ben bu görüşü doğru buluyorum. (31) İsmiyle ortaya çıkmış. (32)
Aleviler, Türkiye’nin Sivas şehrinde de var. (33) Alili, Arapların alev ili olarak ad
verdiği toplumun adıdır. (16/34) Aleviler, Alili boyuna alev ili demişler. (35) Benim
görüşüm de; bütün Aleviler, Alilidir. (36) Çünkü Teke, Yomut, Ersarı boyları Alili
halkına İran’dan geldiklerini söylüyorlar. (37) İran’dan geldiği söyleniliyor. (38) Dağın
arka cephesi İrandır. (39) Sivas’a gittiğimde, Türklerin Alevilere benzediğini gördüm,
124
onlar da Alevilere kızıl baş diyorlar. (40) Onlar da Alililere çok benziyorlar. (41)
Ressam olduğum için, yüz çizgilerinin benzer olduğunu anladım. (42) Alililerimiz ile
Sivas’taki insanların yüz çizgiler çok benziyor. (43) Sanki Kaka’daymışım gibiydi. (44)
Alililer hakkında başka ne anlatayım. (45) Türkmen boylarının her birinin kendilerine
ait nakışları var. (46) Ahal ilinde Teke boyları var, Marı ilindeki Teke boyları buraya
sonradan geldi. (47) Ahal halkı buranın Alililere ait olduğunu söylüyorlar. (48) Daha
önce dağ etekleri Alililerin yeriydi. (49) Marı’daki Teke boyları geçim sıkıntısından
dolayı dağ eteklerine göç etmişler. (50) Tekelere yer verildi. (51) Kısacası Tekeler,
Alilileri yurtlarından uzaklaştırdılar. (16/52) Ancak Tekeler, Alililere ait nakışlarını
benimsediler. (53) Kıyafetinizdeki nakışlar, Alililere ait nakıştır. (54) Çünkü İran’da
Alililerin köyleri var. (55) Onlar Tekelerden de önce gitmişler. (156) İran’a gittiğim
zaman oranın kıyafetlerindeki eski desenle Tekelerin desenlerinin aynı olduğunu
gördüm. (57) İrandaki Türkmenler Alili Türkmenleridir. (58) Onlar da Alili ağzıyla
konuşuyorlar. (59) Alililer hakkında başka ne anlatabilirim. (60) Eski dönemde
Türkmenistan’daki Alililerin bulunduğu bölgeye Etek diyorlardı. (61) Köpetdağ
eteğinde oldukları için. (62) Enine duran bir Köpetdağ var, ondan sonra Balkan dağı
var. (63) Balkan dağı Kızılarbat’a kadar geliyor. (64) Kızılarbat’tan önce Köpetdağı var.
(65) Köpetdağ da yatay durduğu içi Kesarkaç demişler. (66) Kesarkaç demek de, dağın
güneş aldığı taraf demektir. (67) Sonra umumi Kesarkaç demişler. (68) Kesarkaç dağın
belirli çevresi, (69) örneğin Kızılarbattan Aneve kadar, Ahal olarak adlandırılır. (70)
Ahaldan Duşağa kadar Etek olarak adlandırılır. (16/71) Dağın eteği demek. (72) Dağ
eteklerinin tamamı Alililerin bölgesiydi. (73) Metre karesini de söyleyeyim sana. (74)
Yüz yirmi beşin üzerine kırkı gelirsen kaç yapar?
(75) –Yüz altmış beş.
(76) Yaklaşık yüz altmış beş km. (77) Fakat eni…(78) Genel olarak söyleyecek
olursak Daşoğuz’a kadar Alililerin bölgesi olmuş.
125
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gülnar Merdanmıradova (Yaş-30)
Kāka Şehir, Övezgelen Sokak, no: 81
Halı Sanatı
17.HALI SANATI
(1) men ḳāḳă şǟheriniŋ yāşaycıåı merdānmıradıva gülnār. (2) men åiẕe ḫālı
åunğotı wārada gürrüŋ wermekçi. (3) türkmen ḫālı åunğotı örǟn ġadīmdan göẕbaşını alıḳ
ġaydyă. (4) kȫne ḫālılarda ḫaywānlarıŋ åūrātları şekillendirilye. (5) oloruŋ yüŋlörü
reŋkli reŋkli wolup haywanlarıŋ åūrātları şekillendirlende reŋki açıḳ reŋkli åapaḳlar
wilen edilipdir. (6) bıl ḫālılarda bılarıŋ åapaḳlarnı åārıca ġoynuŋ yüŋünden, bıları eyelǟp
ġow‿edip araååalāp, tìmarlāp, åoŋ da reŋke werip, hālā ulanmāğa tayār åapağ‿edip
berilye. (7) ḫāllar yüpök åapaḳlardan edilip, ġoyunlorıŋ yüŋlörünnen alınyă. (8) türkmen
ḫālıda keyiğiŋ, düyǟniŋ åūrātları şekillendirilye. (9) olorıŋ ortāraåında yörǖte türkmen
gȫllöri yerleşdirilye. (10) ḫāllarıŋ her ḫīlaḳ görnüşleri wolyă. (11) dörtburşluḳ, kıwadrād
görnüşlöri wolyă. (12) bır müŋ doḳġuẕ yüẕ ḳırḳ ikinci yılda doḳolăn ǟpet ulı ḫālı ve
ikimüŋ doḳuẕuncı yılda doḳolan ‘‘ġalḳınış ḫālıåı’’ türkmenleriŋ milli buyåoncına
öwrüldi. (13) ḫālı åunğotına ġoyulyān åarpa māy āyında başlayā. (14) āğ öylörüŋ daşına
bȫlök bȫlöğ‿edip ġoyulyă. (15) āğ öylörüŋ daşı başda āḳ wolup, åoŋ gitdiğiçe kȫnö
wolup başlānåoŋ mıŋa ġarrı öy, ġaröy dìp āt werlipdir. (16) ġaröylörüŋ daşı başda keçe
wülen edilye. (17) åoŋ ḫāllarıŋ reŋkleri güne durup ġaralanåoŋīn, bılara åoŋ ġaröy dìp
ātlandırıpdırla. (18) ġaröyüŋ içi åowuḳ wolmağı çǖn daşı ġamış wilen örtülye. (19)
yoḳōråına yörǖtö tǖnük yaåalyă. (20) içine araååa ḫowā gìrer yāl‿edilye. (21) ġaröyüŋ
ġapıåı ḫālı wilen örtülye. (22) ġaröyüŋ içinde ḫāllardan yaåalan tōrwolaram‿mār. (23)
çömçö åalınyān tōrwo. (24) çömçö ġāp ġāş åalmağ‿çǖn, araååa durmaåı‿çǖn şo
tōrwolar yaåalıḳ ġoylon. (25) ġaröyüŋ tȫründö ulı ḫāllar wolyă. (26) mīhmān gelen
yağdayında yaẕılıp ḫālıda oturdulupdır.
126
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gülnar Merdanmıradova (Yaş-30)
Kāka, Şehir, Övezgelen Sokak, no:81
Halı Sanatı
17.HALI SANATI
(1) Ben Merdanmıradova Gülnar, Kaka şehrinde yaşıyorum. (2) Halı sanatı
hakkında anlatacağım. (3) Türkmen hali sanatı çok eskilere dayanmaktadır. (4) Eski
halılarda hayvanların şekilleri vardı. (5) Halıdaki hayvan desenleri açık renkli iplerden
yapılıyormuş. (6) Sarı koyunun yününü sepileyerek ip haline getiriyorlar. (7) Halı ipleri
koyunun yününden elde ediliyor. (8) Türkmen halıda geyik veya devenin resmi
işleniyor. (9) Halının orta kısmına Türkmen desenleriyle işleniyor. (10) Halıların birçok
çeşidi oluyor. (11) Dörtgen şeklinde oluyor. (12) Bin dokuz yüz kırk ikinci yılda
yapılmış büyük halı ve iki bin dokuzuncu yılda yapılan ‘‘kalkınış halısı’’ Türkmenlerin
gururu oldu. (13) Halı sergisi mayıs ayında oluyor. (14) Çadırın dış tarafını halıyla
kaplamışlar. (15) Çadırların dış tarafını önce beyaz yapmışlar, sonra eskiyip kararınca
‘‘kara ev’’ adını vermişler. (16) Kara evin dış tarafı keçe ile örtülürdü. (17) Eskidikten
sonra kara ev demişler. (18) Kara evin içi serin olması için dış tarafını kamışla
örtmüşler. (19) Hava alması için yukarısına özel baca yapılıyor. (21) Kara evin kapısı
halı ile örtülüyor. (22) Kara evin içinde halılardan yapılmış torbalar da var. (23)
Kaşıkları koymak için halıdan özel torba yapmışlar. (24) Kap çanakların temiz durması
için özel torba yapmışlar. (25) Kara evin başköşesine halı sermişler. (26) Misafir geldiği
zaman başköşede halıda oturtulmuş.
127
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Aycahan Meredova (Yaş-50)
Kāka şehir, Yüzbaşı oba, Kemine Sokak, no: 43
Özgeçmiş, Rivayet
18.ÖZGEÇMİŞ
(1) ḳāḳă etrāwınıŋ yāşaycıåı āycaḫan merēdıwa. (2) men ȫẕ kǟrim moyunça şu
yüẕwaşı ōwoåında çāğalar we yetğìncekler dörödücülük öyünde ġurnoḳ yōlwaşşı wolup
ìşleyen. (3) ȫẕ uğrum‿moyunço, men türkmeniŋ milli eğin eşiklerni dōnnı, åoŋ
yeŋåiẕni, türkmeniŋ taḫyaåını, umūmān aydanıŋ da köp el ìşlerni ene māmalarmıẕzan
ġālan biẕiŋ hǟẕirki döwrümüẕe çelli dowām edik gelen ene māmalarmıẕıŋ el keşdelerni,
yağnı yāş neåle öwrödyen. (4) şo yāş neåle öwretmek wülen, şo geçyǟn åapağmıŋ
dowāmında biẕe on bǟş minūtlıḳ dīnç werilye. (5) şo dīnç alışlıḳda men rowāyaT
aydyăn. (6) türkmeniŋ milli eğin eşiği nǟhìli gelip çıḳıpdır, olora nǟhìli åarpa ġoyulyă,
olor wārada oḳūçılarıŋ āŋına yetiryen.
128
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Aycahan Meredova (Yaş-50)
Kāka şehir, Yüzbaşı oba, Kemine Sokak, no: 81
Özgeçmiş, Rivayet
18.ÖZGEÇMİŞ
(1) Ben Aycahan Meredova, Kaka ilçesinde oturuyorum. (2) Yüzbaşı
mahallesinin çocuklar ve gençler derneğinde çalışıyorum. (3) Mesleğim gereği,
Türkmenlerin milli kıyafetlerini, cüppesini, yeleğini, Türkmen takkesini, genel olarak el
işlerini genç nesle öğretiyorum. (4) Her dersin arası on beş dakika. (5) Ders aralarında
rivayet anlatıyorum. (6) Türkmen’in geleneksel kıyafeti hakkında anlatıyorum.
129
19.RİVAYET
(1) ġadīm eyyǟmlerinde bır kiçicik ōwa wār eken. (2) onåoŋ şo ōwānıŋ
ādamlarna şeyle ḫawar gelye de:
(3) -şu ōwaya duşmān çoẕyă, dìyye. (4) şoŋ çǖnem Êhli ġīyẕ gelinler ġaşåın,
başğa bır ōwā, dìyye.
(5) erkekler wolåa şeydip åöwöşö gidyele. (6) onnoŋ yaŋḳı duşmān gelip, yaŋḳı
ōwā çoẕyă wolìni hēmme ġapīnı açıp göråölö, işlerinde hìç ḫīlı ādam yāşānōḳ. (7)
onnoŋ şeydiwem bır ġapīnı açyălă wolìni, bır ġarrı māma otīr, dìyye. (8) onnoŋ o ġarrı
māmā yüẕlönyele, dìyye:
(9) -ġarrı māma ḫanı bu ōwānıŋ yāşaycıları?
(10) -bu ōwānıŋ yāşaycıları, erkeklerǟ åöwöşö gitdi, ġīyẕ gelinlerem ȫẕlörne gün
mıdār görmöğ‿çǖn çölö çıḳıp çöp getirmǟğe, ot çöp getirmǟğe, åowuḳda yaḳar yalı yā
da bolmoåo bār wolon ẕātlardan ȫẕlörne ìmǟğe ìmit yığnamāğa gitdile, dyye.
(11) onnoŋ yaŋḳı duşmānıŋ içindǟkilerniŋ bìri aydyă:
(12) –ġarrı māma nǟhìli owodon, nǟhìli ẕāt åiẕiŋ cāyıŋıẕẕă aåıḳlı duran?! (13) bı
nǟmǟni āŋladyă? dìyye.
(14) onnoŋ åeredip dūrla wolìni yaŋḳı aåıklı åūrātda türkmeniŋ yiğidi, åūrātı
çekikli atıŋ üååünde. (15) ȫẕem ġılıcını eline alıp, yoḳoră ġaldırıp duran åıpatı
åuratlandırlan. (16) şondă:
(17) -ine biẕiŋ türkmen gelin ġīẕlarmıẕ, ȫẕlörnüŋ boş waḫtları gün güẕörān
görmöğ‿çün, gìceåini gündìẕ edip, gündǖẕüne yağnı meydānlara çıḳıp ìşleyǟn wolåa,
gìceåine bılar oturup ḫālı doḳoyăla, diyye. (18) bı türkmeniŋ ḫālıåı. (19) bı ḫālīnı
doḳomoğ‿üçün ìnçe åırı wār, dìyye. (20) aŋırdan ene māmalarmıẕẕan gelyǟn ẕād,
dìp…
(21) onåoŋ yaŋḳı duşmānıŋ baştutonı şol ḫālīnı ellǟk göryö de:
130
(22) - beyy mınıŋ nepìååiğni! (23) ey ādamlar! (24) bu ōwānıŋ ӓhli erkeğ ‿ayālı
ìşceŋ eken. (25) şoŋ‿çǖnem biẕ bu ōwā değmǟlìŋ! (26) bılarıŋ nǟhìli gelin ġīyẕları wār
eken! elleri hünǟrli, çeper. (27) şoŋ‿çǖnem biẕ bu […]
(28) doḳān ẕādı görüp duşmān yaŋḳı ḫālīnı görüp īẕına ġaydyă.
(29) - bılar gǖşlü ken! yȫnö mȫnö ādamlar dǟl, dìp…
(30) millì åunğotımıẕ wolan yaŋḳı ḫālı, duşmānı īẕına ġaytaryă, şo ḫālı. (31) şoŋ
çǖnem şı rowāyatda eåāåānam türkmeniŋ işceŋliği, oloruŋ edyǟn işlerniŋ nepìåliği, şı
rowāyatda görköẕülye. (32) ine biẕem aydyăå oḳūçılara, ‘‘eli çeperlik wilen her bır
ẕātda üååün çıḳmallıŋŋıẕı, åiẕiŋ eden ìşleŋŋiẕi görüp hayrān ġālıp türkmeniŋ millìliğni
öååürmöli’’ dìp oḳūçulaŋ āŋına düşüncö weryen. (33) ondan daşarăm öy ìşlerni edyen.
(34) başğa köpçülükleyin ìşlere ġatnaşyăn. (35) şol edārada ìşleyen. (36) ìşğǟrlemme
pul gerek wolåa pul kömök weryen. (37) başğa maddī kömök gerek wolåa başğa maddī
kömöklörü weryen. (38) boş wağtlamda öydö türkmönüŋ millì eğin waşlarından ȫnüm
ìşlerni edyen. (39) dikin ìşlerni edyen. (40) çāğacıḳlammıŋ içinde döwrümüẕẕö baḫtıyār
yāşayăn.
131
19.RİVAYET
(1) Eski dönemlerde küçük bir köy varmış. (2) Bu köye şöyle haber geliyor:
(3) –Köye düşman geliyor, demiş. (4) Bu sebepten dolayı kızlar, gelinler başka
bir köye kaçsınlar, demiş. (5) Erkekler savaşa gitmiş. (6) Düşman geldiği zaman boş
evlerle karşılaşmış. (7) Bir evin kapısını açınca yaşlı nineyi görmüşler. (8) Nineden
sormuşlar:
(9) –Nine, bu köyün insanları nerede?
(10) –Bu köyün erkekleri savaşta, kız, gelinler de tarladan odun ve yiyecek
toplamaya gittiler, demiş. Düşmanlardan biri soruyor:
(11) –Nine! evinizde asılı olan resim ne kadar güzel? (19/13) Anlamı ne? demiş.
(14) Asılı resimde, atın üzerinde olan Türkmen yiğidin resmi çizilmiş. (15) Atın
üzerinde kılıcını yukarıya kaldıran Türkmen yiğidi tasvir edilmiş. (16) O zaman:
(17) –İşte Türkmen kadınları, gündüz tarlalarda çalışarak, gece de halı
dokuyarak geçimini sağlıyor, demiş. (18) Bu, Türkmen halısı. (19) B halının detaylı
özellikleri var, demiş. (20) Nenelerimizden kalan gelenek. (21) Düşmanların lideri
halıya bakarak:
(22) –Bu ne kadar zarif! (23) Ey insanlar! (24) Bu köyün bütün kadın ve
erkekleri çalışkanmış. (25) Bu yüzden biz köye dokunmayalım. (26) Bunların çalışkan
kadınları varmış! (27) Bu yüzden biz bu (köye dokunmayalım).
(28) Düşman bu halı görüp geri dönüyor.
(29) –Bunlar çok güçlüymüş! sıradan insanlar değil, diyerek (geri dönmüşler).
(30) Bu halıyı gören düşmanlar geri dönüyorlar. (31) Bu rivayette genellikle
Türkmen’in çalışkanlığı, yapılan işlerin zarifliği yansıtılıyor. (32) Öğrencilere, yapılan
işlerin kaliteli olması ve Türkmen kültürünün geliştirilmesi gerektiğini anlatıyoruz. (33)
Bunlardan başka ev işlerini yapıyorum. (34) Bu kurs dışında topluluk işlerine
katılıyorum. (36) İş arkadaşlarıma para lazım olduğu zaman para veriyorum. (37) Başka
maddi yardım lazım olduğu zaman yardım ediyorum. (38) Boş vakitlerimde evde
Türkmen’in milli kıyafetlerini dikiyorum. (39) Dikiş işlerini yapıyorum. (40)
Çocuklarımla mutlu yaşıyorum.
132
133
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gunça Meredova (Yaş-30)
Kāka, Yüzbaşı Oba, Atabayev Sokak, no: 30
Muhasebe
20.BUHGALTERİYA
(1) men ḳāḳă etrāwınıŋ yāşaycıåı ġunça meredıva. (2) men bırıncı başlaŋŋıç
hünǟr mekdewniŋ ȫnümçülik oḳū uååaåı. (3) o yerde men tālīpları oḳodyăn. (4) tālīplar,
ḳırḳ åānı, otuå åānı wolup bilye. (5) o yerde ġīyẕlaram mār, oğlonlaram mār, ul ulı
gelinlerem oḳodyăn, ul ulı oğlonları, yene de bır nǟçe yāşlaram oḳodyăn. (6) meŋ
oḳodyān hünǟrim buğalţēryă. (7) buğalţēryadan haåāpları, mıåālları, edāralarda ìşlemeğ
‿çǖn kassìrçılığı, buğāltırçılığı öwredyen. (8) oḳodyān hünǟrimde birnǟçe mıåāllar
ìşleḑyen. (9) şo mıåāllara ğörǟ āylığ‿ìşlenilye, meåele ìşlenilye. (10) şol mıåāllarıŋ üååü
wülen edāralarda ìşlenilyǟn ḫaåāplaşıḳları hem de ìşğǟrleriŋ āylıḳlarnı ìşlǟp haåāplamağı
öwredyen. (11) meŋ oḳodan oḳūwçılamdan bır nǟçeåǟ ìşlerde, edāralarda ìşlǟp ulı
ādamlar wolup yetişenlerem mā. (12) olor āraåında gelip, bilmedik yerlerni mennen
åōrayăla. (13) men oḳodyān hünǟrimde daşınnan berilyǟn åapaḳları, buğalţēryadan
daşarı bāẕarçılığı oḳodyăn. (14) eåāåı bāẕar ıḳdıåādiyetinden oḳodyăn, ḳānūn oḳodyăn.
(15) bırnǟçe bilyǟn åapaḳlammı oḳodyăn. (16) men üç uğru ġutōrdım da. (17) üç uğra
görǟ ine åıwyāẕ uğrunı öwredi‿wilyen, buğāltırçılığı oḳodyăn, bıram kampyūtırçılığam
oḳodyăn. (18) kampyūtırdanam şu döwre ğörǟ pıriẕdentımıẕ açıp berdi. (19) birnǟçe
kampyūtırları ȫẕ hünǟrment mekdewmiẕe åatın aldıḳ. (20) şolor eåāåında da biẕ birnǟçe
kampyūtıra değişli ẕātlaram, buğalţēryā değişli ẕātlaram ġārıp ikiåini kampyūtırıŋ üååü
wilen oḳūçılara öwredyeå. (21) şoloruŋ ine, tabliʿţa görnüşünde çıẕılıp ìşlemeli
mıåāllarnı buğalţēryada aydyăå. (22) ȫnümçülüğni gelip şo kampyūtırda edip ìşlǟp ik‿
uğram alıḳ gidi‿wilyek. (23) yā ine şu wātlām edāralarda kampyūtıra gìriẕildi de
hemme ẕādımıẕ. (24) şoŋa ğörǟ buğaltēryada öwredilen ẕātları gelip yene kampyūtır
åapaḳda şolorı bāğlanşdırıp ik‿ūğram öwredi‿wilyen, üç uğram öwrediweryen de.
134
(25) şunlıḳda hünǟrment mekdewmiẕiŋ tālıpları iålendik edāralarda ìşlǟp ȫẕ bilimlerni
şo edāralarda ìşlǟp görköẕip biẕe ulı minnetdārlıḳlarnı bildiryele. (26) āraåında gelip
öwredilen ẕātlara åağ wolåun aydyălă. (27) hoşāl wolup biẕẕen rāẕıçılıḳ bildirik gidyele.
(28) biẕem ine şeydip ȫẕ ìşleyǟn kǟrimiẕe buyåonup hǟẕirki ẕamānda, döwrümüẕẕe
elimiẕẕen geleni edyek. (29) ìşlǟp, öwrödüp āẕacığam molåo şu kǟrimiẕẕe āẕacıḳ ẕādam
molåa bilyǟn ẕatlammıẕı tālıplara aydıp şolora öwredyeå.
135
Gunça Meredova (Yaş-30)
Kāka, Yüzbaşı Oba, Atabayev, no:30
Muhasebe
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
20.MUHASEBE
(1) Ben Gunça Meredova, Kaka ilçesinde ikamet ediyorum. (2) Kurs
Merkezinde öğretmenlik yapıyorum. (3) Derslere giriyorum. (4) Öğrenci sayısı otuzu,
kırkı buluyor. (5) Sınıfta genç ve orta yaşlı öğrenciler oluyor. (6) Ben muhasebe
derslerini veriyorum. (7) Kasiyerlik ve hesap işlemlerini öğretiyorum. (8) Çalıştığım
alanda birçok işlemleri öğretiyorum. (9) Denklem işlemlerini öğretiyorum. (10) Şirkette
çalışan elemanların maaş hesaplarını öğretiyorum. (11) Öğrencilerimin birçoğu şirkette
çalışıyorlar. (12) Onlar bazen, anlamadığı yeri bana soruyorlar. (13) Derslerim dışında
işletme derslerini de veriyorum. (14) Genellikle pazarlama ve hukuk derslerini
veriyorum. (15) Bildiğim birçok dersleri veriyorum. (16) Üç bölümü bitirdim. (17) Üç
bölüme göre, iletişim, muhasebe ve bilgisayar derslerini veriyorum. (18) Bilgisayar
bölümü yeni açıldı. (19) Okul için bilgisayar aldık. (20) Bilgisayar mühendisliği ve
muhasebeyle ilgili ders veriyoruz. (21) Tablo halinde yapılan işlemleri muhasebe
bölümünde anlatıyoruz. (22) Üretimle ilgili hesapları bilgisayar üzerinde anlatıyoruz.
(223) Şirketlerdeki bütün işlemler bilgisayara aktarı. (24) Buna göre muhasebe
işlemlerinin anlatırken iki dersi aynı anda öğretmiş oluyorum. (25) Şirkette çalışan
öğrencilerimiz bize teşekkür ediyorlar. (26) Verilen eğitim için teşekkür ediyorlar. (27)
Memnun olduklarını, razı olduklarını söylüyorlar. (28) Biz de öğrencilerimizden gurur
duyuyoruz, elimizden geldiği kadar yardım ediyoruz. (29) Çalışarak öğrendiklerimizi
öğrencilere aktarmaya çalışıyoruz.
136
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Abdurahman Muhammetnazaroğlu, İmam (yaş 35)
Kāka, Onbeği Oba, Mahtımgulı Garlı Sokak, no 1
Rivayet
21.RİVAYET
(1) men ḳāḳă etrāwınıŋ ōnbeği ōwoåınıŋ yāşaycıåı awdıraḫman
muhammetnaẕaroğlı. (2) bır çörök åatan düḱānçīnıŋ rowāyatını åiẕe aydıP bereyn. (3)
bır wağt bır ōwada çörök åatan düḱānçı wār eken. (4) şol çörök ṣatan düḱānçı mıdāmā
eli ḫayır åaḫāwatlı ġaraẕ… (5) ġapıåınnan gelen ādamlara düḱānnan ẕāt bermǟn
ġoywörmeyǟn ekenday. (6) mıdāma dileğçiler gelip şonnon çörök åōrāp, çöröğ‿alıḳ
gidyǟn ekenler. (7) güllörde bır ğün şo çörökçü, ‘‘palān ōwada bır pìr dörǟpdir, öwlǟ
dörǟpdir, şonı bır göröyin, şoŋ ẕıyāratına gideyįn’’ dìp niyet edipdir. (8) güllörde bır
ğün ġoŋşuları wilen gürlöşüp, ǖşüp şoŋa ẕıyārata gitmǟğe maålahatlaşıpdırlă. (9)
gürlöşülön günde ġoŋşulorı wülen gitmeli woluw‿oturan wağtında bır åewǟp bilen bı
ġālıpdır. (10) onnoŋ şo ġoŋşulorı gidip şo öwlǟye ẕıyārat edipdirle. (11) oloŋ ḫayır doğā
dileğlerni alıpdırla. (12) ġaraẕ bır nǟçe günnön åoŋ īẕına dolonuḳ gelip yaŋḳı çörök
åatan düḱānçıyă, bı öwĺānıŋ hāl yağdaynı, ìweren åalāmını getiryele. (13) onnoŋ o çörök
åatan düḱānçı hāå beğenye. (14) ḫoşāl wolyă.
(15) - bır öwĺā ādam maŋa åalām yōllāpdır, dìp. (16) yȫne indik‿ geẕek
gidenmiẕẕe meni ġoymāŋ! (17) men nǟme ìşimem molåo gitcek. (18) şonı göröåüm
ğelye, dìp hāå göröåüğeliciliği artıpdır.
(19) åoŋ, onnoŋ güllörde bır ğün bır dileğçi mınıŋ düḱānna ğelye, dileğ dilǟp
çörök åorāḳ gelye. (20) munıŋam keypiniŋ yōḳ waḫtı, marālınıŋ boẕuḳ waḫtı. (21)
onnoŋ yaŋḳı çörök åatan düḱānçı bı dileğçiye çörök bermǟn ġoywörye. (22) åoŋ īẕ
yānınnan bìri gelye çörök åōrāp dilǟk gelye:
(23) - maŋa bır çörök ber.
(24) onno dìT, dìyye:
137
(25) - yōḳ inniden eylǟk åadaḳa bermekliğmi keååim. (26) inni çörök bercek‿
gǟl. (27) åiẕ dileğçiler, bır dǟl iki dǟl, bır ğün geleŋẕōḳ, iki ğün geleŋẕōḳ, ẕōl çörök
dilǟp dūråuŋuẕ, inni bercek‿gǟl, dìp çörök åadaḳa bermeåini bıl oğlon keåye.
(28) munnon ḫawardār yaŋḳı öwĺā ādam kȫnöcö dōnnı geyip çörök åatan düḱāna
gelye. (29) gelye de yaŋḳīŋ ġapıåını ḳaḳyă. (30) çörök åatan düḵānıŋ içine gìrye.
(31) -maŋa bır çörök berǟy!
(32) - men indiden beylǟk çörök bermekliğmi keååim. (33) dileğçilere men çörök
bercek gǟl‿liyye.
(34) mınıŋ pìrliğinnen òawarı yōḳ. (35) onnoŋ yaŋḳı şo pìr āğa aydyă:
(36) -men āş. (37) bırca çörök beråeŋ men ırẕā wolordım.
(38) -yōḳ, doḳ ādam mennen dileğçiliğe gelenōḳ. (39) hemmǟŋiẕem āç woluḳ
gelyeŋiẕ. (40) men çörök bercek‿gǟl, dìp aydyă.
(41) -onno allāŋ ḫaḳı çǖn bırca çörök berǟyde! dìp yaŋḳı çörök åatan düḱānçıyă
yüẕlönye.
(42) çörök åatan düḱānçı coğāP berye:
(43) -åiẕ dileğçiler her ğeẕek geleŋiẕẕeyem allāŋ rāẕīlığı‿çǖn gelyeŋiẕ. (44)
yōḳ, bollı. (45) şu wāda çelli beren çöröklöm, beren åadaḳalamam yetikdir maŋa, dìp
mını çıḳarıp, mağaẕīnıŋ ġapıåını yapıp ìşine meşğūl boluwerye.
(46) pìr āğa başını åallap:
(47) - bē, bıyā bınyālaḳ bollow?! diyip, yōldon gidip baryāḳā, hǟlki ẕıyāratına
ğiden ġoŋşulornıŋ bìri öŋünnön çıḳyă. (48) mını tanayă.
(49) -oo pìr āğa biẕiŋ ōwāmıẕa gelipåiŋiẕ. (50) hoş ğelipåiŋiẕ. (51) åapā
ğelipåiŋiẕ. (52) geliŋ! men bır åiẕe ḫıẕmat edeyn. (53) åiẕe çāy wereyn. (54) åū‿
wereyn, eliŋiẕe åu aḳıdayn, dìp mıŋa hödür kerem edye.
138
(55) emmā öwĺā ādam şul ādamā aytdı:
(56) - maŋa şuŋ yālı heẕẕet ḫormoT edeŋde allā tağalā nǟme åoğaP beryǟn
wolåa, åen şo åoğāwı allıŋ, niyetiŋe görǟ. (57) yȫne maŋa ruğåat wer, men ōwā āşmal,
dìp mınnan ruğåat alıP ȫẕ yōlu wilen gidiwerye.
(58) onnon åoŋra yaŋḳīŋ, çörök åatan düḵānçīŋ ġoŋşuåı ılğāḳ gelip çörök åatan
ādama aydyă:
(59) - ēy palānı! (60) åeŋ ḫō göröåüŋ‿ŋelip yȫrön pìr wāra, şonı gördüŋmi?
(61) - yōḳ görömōḳ.
(62) - şu wātcıḳ düḱānıŋ öŋünnön geçik gitdi, īẕınnan ılğaåaŋ yetyeŋ.
(63) yaŋḳı düḵānçı, düḵānnıŋ ağẕını yapmānı, bı alıcılara åeretmǟni ılğāp çıḳdı.
(64) - pìri görcök, pìriŋ ḫayır doğā dileğni alcăḳ.
(65) īẕınnan yetip bǟråine öwrülåe, göråe, bır çörök bermǟn ḳowuḵ ġōwörön
ādamı pìr wolup çıḳdı. (66) mınıŋ öŋüne geçip şeyle bır utonup, pışmān edip ökünni.
(67) -ay pìr āğa! (68) meŋ ȫẕüm åeŋ ẕıyāratıŋa gideyįn dìw‿otīrdım. (69) åen
maŋa åalām yōllāpåıŋ. (70) åalāmıŋı getirdiler. (71) meŋ ȫẕüm ẕıyāratıŋa gideyįn dìw‿
otīrdım. (72) åeŋ ȫẕüŋ ayağıŋ wilen gelipåiŋ wöli men ġapīmdan ḳowuḵ
ġoywörüpdürin. (73) bağışla, åen mennen nǟrāẕı bolmă! dìpk mıŋa yalvaryă.
(74) şonno pìr āğa aydyă:
(75) -åen meni ırẕā etcek mi? (76) åen meni ırẕā etcek wolåoŋ bır şertim mā. (77)
bar git ōwā car çekdir. (78) ulu kiçi, ayāl erkek hemm‿ādam gelåin şolora tağam mer.
(79) ġarınlarnı doyur we heråi turmānḳā, heråine bır çörök pāyla dă çıḳ, dìw‿aytdı,
dìyye. (80) onnoŋ men åeniŋ öyüŋe barayn.
(81) -ay, bār arẕuwuŋ, bār şertiŋ şu mı pìr āğa? (82) mālım mülküm åeŋ yōluŋdo
ġurwān wolåun. (83) åen ırẕā wolåoŋ bolyă, dìp ılğāp gidip car çekdirdi.
139
(83) ġāẕan ġāẕan naḫār atartdı. (84) onnoŋ, åoŋră gelen ādamlara hemmeåine
naḫar werip, bılaŋ ġarnın doyurdu we turmānḵāla heråine bır çörök pāylāp çıḳdı, dìyye.
(78) şonno pìr āğa yerinnen turup aytdı:
(85) -ēy ādamlar! ēy camāğat! gör bıl ādamıŋ bolup yȫrşünü. (86) allāŋ ḫaḳı çǖn
bır çörök geçmediğ‿ādam, ȫẕü yālaḳ bır bende üçǖn hemmǟŋ ġarnnı doyurdı. (87) her
bìrine de bır çörök berdi. (88) her bır eden ìşiŋiẕẕe allānıŋ rāẕīlığı wolåun, dìp pìr āğa
coğaP berdi, dìyye. (89) şunuŋ, meniŋ yüẕüm çǖn eden ìşinde ẕerre yālağam åoğāP
yōḳdur, dìp pìr āğa åöẕünü tamām etdi.
140
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Abdurahman Muhammetnazaroğlu, İmam (yaş 35)
Kāka, Onbeği Oba, Mahtımgulı Garlı Sokak, no 1
Rivayet
21.RİVAYET
Ben Abdırahman Muhammetnazaroğlı Kaka ilçesinin Onbeği köyünde
yaşıyorum. (2) Fırıncının rivayetini anlatayım. (3) Bir zamanlar bir köyde fırıncı
varmış. (4) Bu fırıncı sürekli hayır işleyen bir adamdı (5) Kapısına gelen insanları
ekmek vermeden geri çevirmiyormuş. (6) Her zaman dilencilere ekmek veriyormuş. (7)
Günlerden bir gün bu fırıncı ‘‘filan köyde bir evliya ortaya çıkmış, onu göreyim, onu
ziyarete gideyim’’ diye niyetlenmiş. (8) Bir gün komşular toplanıp onu ziyarete gitmeyi
düşünmüşler. (9) Konuşulan günde komşularıyla gideceği zaman, bir sebepten dolayı
gidememiş. (10) Komşuları o evliyayı ziyarete gitmişler. (11) Onun hayır duasını
almışlar. (12) Yani günler sonra fırıncıya evliyanın selamını getirmişler. (13) Bu fırıncı
çok seviniyor. (14) Memnun oluyor.
(15) –Evliya bana selam göndermiş. (16) Bir dahaki gittiğinizde beni de
bırakmayın! (17) Ne işim olursa olsun gideceğim. (18) Onu görmek istiyorum, demiş.
(19) Günlerden bir günü, bir dilenci fırıncıdan ekmek istiyor. (20) O sırada
fırıncın canı sıkkındı. (21) Fırıncı dilenciye ekmek vermeden gönderiyor. (22) Hemen
arkasında bir başka dilenci geliyor.
(23) –Bana bir tane ekmek ver.
(24) Fırıncı demiş:
(25) –Yok bundan böyle hayır sevap için ekmek vermeyeceğim. (26) Artık
ekmek vermeyeceğim. (27) Siz dilenciler, bir değil iki değil, sürekli ekmek
istiyorsunuz, artık vermeyeceğim, diyerek geri çeviriyor.
(28) Bu haberi duyan evliya, eski cüppesini giyerek, fırıncıya gidiyor. (29)
Giderek kapısını çalıyor. (30) Fırıncının yanına gidiyor:
(31) –Bana bir ekmek verir misin?
141
(32) –Artık ekmek vermeyi bıraktım. (33) Dilencilere ekmek vermeyeceğim,
demiş.
(34) O dilencinin görmek istediği evliya olduğundan haberi yok. (35) Evliya,
diyor:
(36) –Açım. (37) Bir tanecik ekmek verirsen razı olurdum.
(38) –Yok, karnı tok olan bana dilenciliğe gelmiyor. (39) Hepiniz aç olarak
geliyorsunuz. (40) Ekmek vermeyeceğim, diyor.
(41) –O zaman Allah rızası için bir ekmek ver? demiş.
(42) Fırıncı cevap veriyor:
(43) –Siz dilenciler her geldiğinizde Allah rızası için geliyorsunuz. (44) Hayır,
yeter. (45) Şimdiye kadar verdiğim ekmeklerim, verdiğim sadakalar yeterli olur bana,
diyerek evliya adamı çıkarıp, fırının kapısını kapatarak işine devam ediveriyor. (46)
Evliya adam başını sallayarak:
(47) –Bu nasıl böyle olur diyerek kendi kendine konuşurken, önceki ziyaretine
gelen komşularından biriyle karşılaşıyor. (48) Bunu tanıyor.
(49) –Pir ağa bizim köyümüze gelmişsiniz. (50) Hoş gelmişsiniz. (51) Sefa
gelmişsiniz. (52) Bize gelin size hizmet edeyim. (53) Size çay vereyim. (54) Su
vereyim, elinize su akıtayım, diyerek davet etmiş.
(55) Fakat evliya adam komşusuna şöyle demiş:
(56) –Niyetine göre sen sevabını aldın. (57) Fakat bana izin ver, köyü geçmem
gerek, diyerek yoluna devam ediveriyor. (58) Fırıncının komşusu fırıncının yanına
koşarak geliyor ve şöyle diyor:
(59) –Ey filankes! (60) Görmek istediğin evliyayı gördün mü?
(61) –Yok görmedim.
(62) –Şimdi fırının önünden geçti, peşinden koşarsan yetişirsin.
(63) Fırıncı adam fırını kapatmadan, müşterilere bakmadan koşarak çıktı.
(64) –Evliyayı göreceğim, onun hayır duasını alacağım.
142
(65) Eavliya’ya yetişince, Evliyanın az önceki ekmek vermeden kovduğu kişi
olduğunu gördü. (21/66) Onu görünce çok utandı, pişman oldu.
(67) –Ey Pir ağa! (68) Senin ziyaretine gitmeyi düşünüyordum. (69) Bana selam
göndermişsin. (70) Selamını getirdiler. (71) Ziyaretine gitmeyi düşünüyordum. (72)
Ayağınla geldin fakat seni kovmuşum. (21/73) Özür dilerim, sen benden razı ol! diyerek
buna yalvarıyor. (74) O zaman Pir ağa demiş:
(75) –Beni razı mı edeceksin? (76) Beni razı edeceksen, bir şartım var. (77) Git
köyde nehir yaptır. (78) Büyük küçük, kız erkek herkes gelsin, onlara yemek yedir.
(21/79) Karınlarını doyur ve herkes kalkmadan, her birine ekmek dağıt. (21/80) Ondan
sonra sizin evinize gelirim, demiş.
(81) – Pir ağa, bütün arzun, bütün şartın bu mu? (82) Malım mülküm senin
yolunda kurban olsun. (83) Yeter ki sen benden razı ol, diyerek hemen nehir yaptırdı.
(83) Tencere tencere yemek pişirtti. (84) Gelen insanların her birine ekmek
dağıtmış. (78) Pir ağa yerinden kalkıp şöyle dedi:
(85) –Ey insanlar! Bu adamın haline bakın! (86) Allah rızası için ekmek
vermeyen insan, kendisi gibi bir kul için herkesin karnını doyurdu. (87) Her birine bir
ekmek verdi. (88) Her yaptığınız işte Allah rızası olsun, diyerek öğüt vermiş. (89)
Bunun benim hürmetime yaptığı işte zerre kadar sevap yoktur, diyerek evliya sözünü
tamamlıyor.
143
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gözel Kuybışeva, Tarih Öğretmeni (yaş-60)
Kāka, Onbeği Oba, Nesimi Sokak, no: 11
Gökdepe Kalesi, Daşköprü Savaşı, Bağımsız Türkmenistan
22.GÖKDEPE KALESİ
(1) ḳāḳă şǟheriniŋ yāşaycıåı ḵūybışıwa göẕöl. (2) biẕiŋ türkmenistān
döwlötümüẕ ġaraşåıẕ bāḳı bìtarap döwlöt boldı. (3) yaŋḳı türkmen tārīḫında köp tārīḫı,
medenì mìrāåı yerlemmiẕ ġatı köp türkmenistānda. (4) köp yādığǟrlik yerlemmiẕ
ġaytadan dikeldildi. (5) türkmenistānıŋ pırızḑentı ḫormotlı ġurwānğulı
berdimuhammēdıf tarapınnan biẕiŋ tārīhı yerlemmiẕ, medenì mìrāåımıẕ ġaytadan
dikeldilip olorı becer‿ìşleri geçirildi. (6) indi şolordan bìri wārada gürrüŋ edeyn men.
(7) ine gȫkdepe ġalāåı wārada. (8) gȫkdepe åöwöşü wārada. (9) türkmen ḫalḳı ìr
döwürden bǟri pāşşā rūåyaåı wülen ġatnaşıḳ åaḳlāpdır. (10) åöwdā ıḳdıåādı ġatnaşığnı
we åöwdā ġatnaşığnı yōla ġoyupdurlă. (11) ḫaẕārıŋ yaḳaåı wilen åöwdöğǟr tǟcirle
gelyǟn eken. (12) türkmenleŋ yāşayān yerinde bāylıḳlarıŋ köpdüğni göryǟn ekenle. (13)
bālıḳları, bālığıŋ işwillerni, newit, newitdǟḳi ȫnümlerni alıḳ gidyǟn ekenle. (14) bır müŋ
åekgiẕ yüẕ yetmiş wìrinci yılda ḫoconepeåöyünoğlunuŋ başda durmoğunda, çevkāskìniŋ
kömöğ‿etmeği wülen pāşşā rūåyaåına, şo yördö piyōtır bırıncı wilen dūışyăla. (15)
türkmenlere kömök etmek wārada ḫāyış edyele. (16) ine şonnon åoŋ gelip türkmenleriŋ
yāşayān yerlerni öwrönyele. (17) ḫaẕār yaḳaåına gelyeler. (18) ìr döwürlörde ḫaẕārıŋ
hǟẕirki türkmenwaşı ȫŋkü krasnawodski şǟhǟriniŋ dìywünü tutmağ‿çǖn şo yerde ġalā
ğuryăla. (19) ine şonnon åoŋ türkmen-rūå ġatnaşıḳları hāåam yığcamlaşıp başlayă. (20)
bır müŋ åekgiẕ yüẕ altmışıncı yılda şo yördö ġalā ğuryălă. (21) tǟcirle deŋiẕiŋ yaḳaåında
åöwdǟ ġatnaşıḳlarnı yōlo ġoyyola. (22) rūåla gelip şo yördö ġalā berkitmeåini ġuryăla.
(23) yowoş yowoşdăn türkmenlere āralaşıp başlayăla. (24) bır müŋ åekgiẕ yüẕ yetmiş
doḳġuẕ, åeğåenci yılda gȫkdepe åöwöşü wolyă. (25) şo gȫkdepe åöwöşü bolmoẕınnan
öŋ bırnǟçe bārlağ ìşlerni geçiryele, ekspedìţya geçiryele. (26) oloro üç ğeẕek ekspedìţya
ġurnoyăla, bārlağ işlerni. (27) şo ġuronlarında üçüåem şowåuẕ wolyă, netìceåiẕ wolyă.
(28) ine şonnon åoŋ yaŋḳı orålar ġoşun yōlwaşşıları pāşşa rūåyaåından åōroyă. (29) biẕe
144
gǖşlürǟk yarağ wer, biẕ türkmenleri baåıw‿alar yālı, dìyye. (30) ine şeydiwem dǟrìni
getiryele. (31) dǟri getirip bır müŋ åekgiẕ yüẕ yetmiş doḳġuẕuncı yılda gelyeler. (32) bır
nǟçe çaknışıklar wolyă. (33) onda dă baåıp alıp bilmeyele. (34) şeydiwöm bır müŋ
åekgiẕ yüẕ åeğåen bìrinci yılıŋ on bìrinci yanvārında gȫkdepe ġalāåınıŋ daş töwöröğnö
yetmiş iki put dǟri gömyölö, yandırıcı. (35) on kinci yanwār günem ġalānı partladıḳ
ġoywöryölö. (36) ġalā yārılyă. (37) ġalānıŋ içinde de türkmenler derweẕeåini yapıp
ġaraşıw‿otīrlar. (38) orålor gelåe, çoẕåa bılar başa waş åöwöş edyele de hemìşe. (39)
ġaraşıw‿otīrlar. (40) orålorăm, ‘‘bıla derweẕǟni açıp çıḳıp gidǟymeåin’’ dìp, bılaram
onnon ǟtǟc‿edyele. (41) ine şeydiwem ġalā partladılyă. (42) şondă birnǟçe ādam
ġırılyă. (43) bır nǟçeåi ġaçıp gidye. (44) ġaçıp gidenleriŋ ıyẕınnan ḳowğı ìweryele atlı.
(45) ine şondo dă bır nǟçe ādam ġırılyă. (46) şonnon åoŋ oråla gȫkdepǟni eyeleyele. (47)
generalları, afiţerları gȫkdepe ġalāåını baåıp alanlıḳları åewǟpli ōrden medāllar
dörödyele. (48) ‘‘zavezāţiya ştōrım gȫkdepe’’ diyen medāl dörödyele. (49) ōrden
medālları dörödyöle, ȫẕ eågerlerne. (50) üç günlǟp barānta ġuryăla. (51) barānta dìmek
yārmārka, bāẕar. (52) şol bāẕarda gȫkdepe ġalāåındāḳı ḫalḳıŋ emlǟklerni, ḫālıları, şay
åepleri üç günüŋ içinde bāẕarda değer değmeẕ bahāåına åatyăla. (53) hatdā üç manada,
bır bulğur çaḳıra çalışyān hālatları wolyă. (54) ine şeydip baåıw‿aldırıp, ȫẕlörne boyun
eğdirip aḫala åǖşyele. (55) onnoŋ aşğawāt şäheri şo wāt bır müŋ åekgiẕ yüẕ åeğåen
wìrinci yılda aşğawāt dörödülye dìp tārīḫda wār. (56) bır kiçicik, bır köçöcük ōwa
bolupdır aşğawāt. (57) onnoŋ bıla gelyele bǟre. (58) aŋırdan krasnawōdskıdan hǟẕirki
türkmenwaşıdan åǖyşüp bǟre gelip, şo yerde ġalā berkitmelerni ġuryăla aşğawat
şähǟrinde. (59) indi nìrǟni almalı? (60) indi marā ġarşı åǖyşmöli. (61) şol wağt marıda
gülcamāl hāndı. (62) ġowşut ḫān āradan çıḳanåoŋ marīŋ ḫānı yerine aḫalıŋ ḫānı
nūrwerdi ḫānı ġoyyăla. (63) nūrwerdi ḫān hem aḫalı dolondıryă hemem marīnı
dolondıryă. (64) onnoŋ onuŋ ȫẕ öyünnön ȫråün dìp gülcamāl ḫānı oŋa maşğala‿edip
baryăla. (65) ìnçe yāwıŋ boyunda dìyye öy dikyele. (66) onnoŋ gülcamāl hān marīnı
dolondırıp başlayă. (67) nūrwerdi ḫānam bır müŋ åekgiẕ yüẕ åeğåenci yılıŋ ayağında
dekābır āyında gȫkdepe åöwöşü başlamānḳā āradan çıḳyă. (68) onuŋ oğlı maḫtımğulı
145
ḫān ḳāḳaåınıŋ īẕını dolondıryă. (70) maḫtımğulı ḫānıŋ ılım bilmi yeterlik, yȫne ḫarbī
tecrìweåi yōḳdı, peååi. (71) oŋa dă daşındāḳı beyleki yaŋḳı maòmıd ìşān dìdi, dıḳma
åerdār żat kömöğ‿ edyele. (72) şeydiwem gȫkdepe åöwöşündö ayğıtlı edermenlik
görköẕyele. (73) şondă dă oråuŋ yarağı gǖşli wolonåoŋ gȫkdepǟni baåıwalyăla. (74)
onnon åoŋ marā ğarşı åǖşyele. (75) marı türkmenlerne ìlçi ìweryele. (76) eğer åiẕ
meyletìn pāşşa rūåyaåı wilen bìrikmeåeŋiẕ ondo åiẕiŋ başıŋıẕa gȫkdepe åöwöşüni
getirerå dìyye. (77) ine şonnon åoŋ ḫalḳıŋ āraåındayam bır nǟçeåi uruş etmel‿dìyye.
(78) bır nǟçeåi bìrikmel dǟl, bır nǟçeåi meyletìn bìrikmeli dìp. (79) şon yālı pikirle yüẕö
çıḳyă. (80) ine şonnon åoŋ gülcamāl ḫānıŋ başda durmağı wilen marı türkmenleri urşåıẕ
dāwāåıẕ pāşşā rūåyaåına meyletìn bìrikyele.
146
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gözel Kuybışeva, Tarih Öğretmeni (yaş-60)
Kāka, Obeği Oba, Nesimi Sokak, no: 11
Gökdepe Kalesi, Daşköprü Savaşı, Bağımsız
Türkmenistan
22.GÖKTEPE KALESİ
(1) Adım Kuybışeva Gözel, Kaka şehrinde yaşıyorum. (2) Türkmenistan
bağımsız devlet oldu. (3) Türkmenistan’da tarihî yerler çoktur. (4) Birçok tarihi kalıntı
yerler yeniden inşa edildi. (5) Türkmenistan’ın Cumhurbaşkanı Gurbangulı
Berdimuhammedov tarafından tarihî yerler restore edildi. (6) Şimdi onlardan birisi
hakkında anlatayım. (7) Göktepe kalesi hakkında anlatayım. (8) Göktepe savaşı
hakkında anlatayım. (9) Türkmen halkı eskiden beri Ruslarla iletişimde olmuşlardır.
(10) Ticaret ekonomi ilişkiler ve ticaret ilişkilerini kurmuşlar. (11) Tacirler, Hazar
boyundan geliyorlarmış. (12) Türkmenlerin yaşadığı yerde yeraltı zenginliklerin çok
olduğunu biliyorlarmış. (13) Balıklar, havyar, petrol, petrol ürünlerini alıyorlarmış. (14)
Bin sekiz yüz yetmiş birinci yılda Hocanepesöyünoğlu’nun önderliğinde, Çevkaski’nin
yardımıyla Rus Padişahı Pyotr Birinciyle buluşuyorlar. (15) Türkmenlere yardım etmesi
için rica ediyor. (16) İşte ondan sonra Türkmenlerin yaşadığı yeri öğreniyorlar. (17)
Hazar boylarına geliyorlar. (18) Türkmenbaşı (eski adı Krasnavodskiy) şehrinin
temelini kurmak için Hazar’da kale yapıyorlar. (19) İşte ondan sonra Türkmen Rus
ilişkileri daha da sıkılaşıyor. (20) Bin sekiz yüz altmışıncı yılda Hazar’da kale
yapıyorlar. (21) Tacirler deniz boylarında ticaret ilişkilerini kuruyorlar. (22) Ruslar
orada kale yapıyorlar. (23) Yavaş yavaş Türkmenlere yaklaşmaya başlıyorlar. (24) Bin
1879-1880. yıllarda Göktepe savaşı başlıyor. (25) Göktepe savaşı olmadan önce kontrol
işleri, sevkiyat yapılıyor. (26) Kontrol işlerinde üç kere sevkiyat yapılıyor. (27) Onu
yaptıkları zaman üçü de başarısız oluyor. (22/28) İşte o zaman ordu komutanı, Rus
padişahından yardım istiyor. (29) Türkmenleri gasp etmek için daha güçlü silah
vermesini istiyor. (30) Barut getiriyorlar. (31) Barutu aldıktan sonra 1879 yılında
geliyorlar. (22/32) Birçok çarpışmalar oluyor. (33) O zaman da gasp edemiyorlar. (34)
11 Ocak 1881 yılında Göktepe kalesinin etrafına yetmiş iki put yakıcı barut gömmüşler.
(35) 12 ocakta geri kalanı patlatılıyor. (36) Kale patlıyor. (37) Türkmenler, kalenin
içinde kapıyı kapatarak bekliyorlardı. (22/38) Ruslar hücum edince bunlar baş başa
147
savaşıyorlar. (39) Bekliyorlar. (40) Türkmenlerin kapıdan çıkıp gitmemesi için ihtiyatlı
olmuşlar. (41) Bu şekilde kale patlatılıyor. (42) Patlama sırasında birçok insan ölmüş.
(43) Birçoğu firar ediyor. (44) Firar edenleri sürgün ediyorlar. (45) İşte o zaman da
birçok insan ölüyor. (46) Ondan sonra Ruslar, Göktepe’yi işkal ediyorlar. (47) Komutan
ve subayları Göktepe kaleyi işkal ettikleri için ödüllendiriyorlar. (48) ‘‘ Göktepe
fırtınası’’ adlı madalya veriyorlar. (49) Kendi askerlerine altın madalya veriyorlar. (50)
Üç gün boyunca pazar kuruyorlar. (51) Baranta demek pazar demek. (52) Göktepe
kalesindeki halkın mallarını, halıları, takıları üç gün içinde pazarda değersiz fiyata
satıyorlar. (53) Hatta üç manada, bir kadeh şaraba değiştirdikleri de oluyor. (54)
Göktepe’yi işkal ettikten sonra kendilerine bağlıyorlar, daha sonra Ahal’a tarafa
gidiyorlar. (55) Aşkabat şehri 1881’de yapılmış. (56) Aşkabat, eskiden tek bir sokaktan
oluşan küçük bir köymüş. (57) Ondan sonra Ruslar buraya geliyor. (58) Oradan
Krasnavodski’den şimdiki Türkmenbaşı’dan ilerleyerek Aşkabat şehrinde kale
kuruyorlar. (59) Şimdi nereyi işkâl etmek lazım? (60) Şimdi Marı’ya doğru gitmek
lazım. (61) O zaman Marıda Gülcemal han önderlik ediyordu. (62) Govşut Han
öldükten sonra Marı’nın hanı yerine Ahal’ın hanı Nurverdi Han geçiyor. (63) Nurverdi
Han, hem Ahal’ı hem de Marı’yı yönetiyordu. (64) Kendileri devam ettirsin diye
Gülcemal Han ile evleniyor. (65) İnce derenin boyunda ev yapıyorlar. (66) Ondan sonra
Gülcemal Han Marı’yı yönetmeye başlıyor. (67) Aralık 1880 yılında Göktepe savaşı
başlamadan önce Nurverdi Han vefat ediyor. (68) Daha sonra Nurverdi Han’ın oğlu
Mahtımkuli Han devam ettiriyor. (70) Mahtımkuli Han’ın eğitim bilimi yeterli, fakat
askeri tecrübesi yoktu. (71) Ona, Mahmut İşan, Tıkma Serdar falan yardım ediyorlar.
(72) Böylece Göktepe savaşında kendi kahramanlıklarını göstermişler. (73) Yine de
Rusların güçlü silahları olduğu için Göktepe’yi işkâl ediyorlar. (74) Ondan sonra
Marı’ya doğru kayıyorlar. (75) Marılı Türkmenlere elçi gönderiyorlar. (76) ‘‘eğer siz
kendi iradenizle Ruslarla birleşmezseniz, o zaman size Göktepe savaşını açarız. (77)
İşte ondan sonra halkın arasında birçoğu savaşalım, (78) birleşmeyelim, birçoğu da
birleşmeyelim demiş. (79) İki ayrı görüş ortaya çıkıyor. (80) İşte ondan sonra Gülcamal
Han’ın önderliğinde Marı Türkmenleri savaşmadan, kendi iradeleriyle Ruslarla
birleşiyorlar.
148
23.DAŞKÖPRÜ SAVAŞI
(1) bır müŋ åekgiẕ yüẕ åeğåen bǟşinci yılda dāşköprü åöwöşü wolyă. (2)
dāşköprìŋ yānında. (3) ine şo dă ayğıtlı åöwöşleŋ bìri wolupdır. (4) türkmenlere orålar
kömöğ‿edipdir. (5) owğānlarayăm iŋlìåler kömöğ‿edipdir, arḳaåında durupdır. (6) ine
şondă eğer türkmen yeŋilen wolåa biẕ ānglyāŋ kalōnyaåında wolmaldıḳ, düşünyeŋmi?
(7) türkmen yeŋilmeye, yeŋye oråuŋ arḳa durmoğında. (8) bır nǟçe bāvatda, orå baåıw‿
alıp… (9) ilki wilen şu orå ulu döwlet biẕiŋ arḳāmıẕẕa duråa eyrān şālıkları, buḫora hǟli
şindi çapowçılığ‿edip çoẕup dūrdă, türkmöniŋ üååüne ìrki döwürlördö. (10) ine şonuŋ
üçǖn türkmen oråı arḳa tutunyă. (11) bır tarapdan şo ẕātlardan dīynyă. (12) türkmen
arḳaåında pāşşa rūåyaåı dūr. (13) şeydiwem dāşköprü åöwöşü wolyă. (14) dāşköprìŋ
yānında pulḫātīn diyen yerde, türkmenle wülen owğānlarıŋ āraåında åöwöş wolyă. (15)
şol åöwöşdö türkmenle yeŋiş ġaẕanyă. (16) dāşköprü åöwöşündö owğānla yeŋilye. (17)
ine şonnon åoŋ āraçǟk, ġranìTţa diyilyerǟ āraçǟk çekilye. (18) āraçǟk çekilip ḫāå
berkidilye. (19) şu biẕiŋ hǟẕirki āraçǟklemmiẕ. (20) şolor şonnon åoŋ urş yāş dīynyăla.
(21) ine şonnon åoŋ āraçǟk çekilye. (22) åeğåen bìrinci yılda, demiryōl çekmeåi
başlanıpdı dă åeğåeinci yılda. (23) onnoŋ åeğåen wìrinci yılda gȫkdepe åöwöşü ġutōryă
wolìni onnoŋ demiryōlam çekilip başlayă. (24) biẕiŋ yaḳalămmıẕẕan demiryōl çekilip...
(25) åewǟwi pāşşā rūåyaåı türkmenistānı alanåoŋ türkmenistāndan çìğ mālları rūsyaya
äkidmel de. (26) daşamaḳ ḳīn. (27) o döwürdö maşīn yōḳ diyen yālı, onnoŋ demiryōl
wilen daşaåa aŋåāt bolcok. (28) åuwuŋ üååü wülen, ḫaẕārıŋ üååü wülen daşayă. (29) kīn
wolyă. (30) demiryōluŋ üååü wilen arẕān wolcaḳ hemem āmatlı wolor yālı çaltdan çalt
demiryōl ğuryă. (31) onnoŋ demiryōl ġuronåoŋ yüklör daşalyă; çìğ māl, pahta dìydi,
onnoŋ bağana dìdi, onnoŋ aydalı türkmen ḫālları äkidilip rūåyayă, ruåyadanam
türkmenistāna gerek wolon ẕātlar alnık getirilye. (32) biẕẕe ağaç ġıtçılığ‿edye de. (33)
rūåyadan ağaç getirilye. (34) rūåyadan demir alınyă türkmenistāna. (35) onnoŋ gerek
ẕātlarnı türkmen rūåyadan alış çalış edip şeydip ġatnaşığı yōla ġoyyălă.
149
23. DAŞKÖPRİ SAVAŞI
(1) Taşköprü Savaşı, 1881 yılında oluyor. (2) Taşköprü’nün yanında. (3) İşte bu
da güçlü savaşlardan biri. (4) Bu savaşta Ruslar Türkmenlere yardım etmişler. (5)
Afganlılara da İngilizler destek olmuşlar. (6) Eğer biz savaşı kaybetmiş olsaydık,
Almanya’nın eyaletinde olacaktık. (7) Rusların yardımıyla Türkmenler savaşı
kazanıyor. (8) Ruslar yağmalayarak…(9) İran hükümeti, Buhara Hanlığı Türkmenlerle
sürekli saldırı halindeydi. (10) Bu yüzden Türkmenler, Ruslardan destek bekliyordu.
(12) Türkmenlere destek olan Ruslar var. (13) Böylece Taşköprü Savaşı başlıyor. (14)
Taşköprü’nün yanında Pulhatun adlı yerde Afganlarla Türkmenler arasında savaş
oluyor. (15) Bu savaşı Türkmenler kazanıyor. (16) Taşköprü savaşında Afganlar
kaybediyor. (17) İşte ondan sonra sınır çekiliyor. (18) Sınır çekilerek daha
kuvvetleniyor. (19) Bu bizim şimdiki sınırlarımız. (20) İşte ondan sonra savaş bitiyor.
(21) Ondan sonra sınır çekiliyor. (22) 1881 yılında tren yolları yapılmaya başlanıyor.
(23) Göktepe savaşı 1881’de bitiyor. (24) Hazar denizin kıyılardan tren yolları
çekiliyor. (25) Çünkü Rus hükümeti Türkmenistan’ı ele geçirdikten sonra malları
Türkmenistan üzerinden Rusya’ya götürülmesi gerekiyordu. (26) Taşıması zor. (27) O
dönemde araba yok, onun için tren yolu ile taşıması kolay olacaktı. (28) Suyun
üzerinden, Hazar’ın üzerinden taşıyor. (29) Zor oluyor. (30) Hem ucuz hem de kolay
olması için hızlıca tren yolu kuruluyor. (31) Tren yolu kurduktan sonra mal taşınmış;
ham madde, pamuk, kuzu derisi, Türkmen halıları Rusya’ya götürülüyor, Rusya’dan da
Türkmenistan’a lazım olan şeyler getiriliyor. (32) Bazı üretimlerde ahşap, demir gibi
şeyler yeterli olmadığı için Rusya’dan getiriliyor. (35) Böylece alış veriş ilişkisi
kuruluyor.
150
24.BAĞIMSIZ TÜRKMENİSTAN
(1) ine şonnon åoŋ tǟ biẕ ġaraşåıẕlığı alīnçāḳ pāşşā rūåyaåınıŋ ġaramağındadıḳ
diyen yālıdı. (2) beyik oktyābır reveluţyaåı woluḳ geşdi. (3) ilki bır müŋ doḳġuẕ yüẕ
bǟş, rūs revaluţyaåı, onnon åoŋ bır müŋ doúġuẕ yüẕ on yedinci yılda okţyābır
revelyūţyaåı boldı. (4) okţyabır revelyūţyaåı wolonåoŋ pāşşā samadırjāvyaåı taḫtdan
āğdarıldı. (5) ramānıflarıŋ nedirşālığı yıḳıldı. (6) onnoŋ iki häkìmyetli emele ğeldi. (7)
şonnon åoŋ vlaḑìmiriviç lēlìniŋ başda durmoğı wilen saţiyalistik cemğıyet ġuruldı. (8)
ine bǟş åānı cemğıyadı başdan geçirdiğǟ; ilkidurmuş, ġuleyeçilik, fiyadalìzım,
kapitalìzım, saţyalìzım. (9) şo bǟşinci saţiyalìzım cemğıyatı ġuruldı. (10) biẕem şo
saţyalìzım cemğıyatda, tǟ bır müŋ doḳġuẕ yüẕ toğåonıncı yıla çelli şo cemğıyatda
yāşadıḳ. (11) toğåonıncı yılda beyik åaparmırat türkmenwaşīŋ başda durmağı wilen
yaŋḳı türkmenistān ȫẕwaşdaḳlığnı ġaẕandı. (12) yiğrim ikinci āvgustda carnāmānı
ḳawūl etdi, toğåoncı yılda. (13) onnon åoŋ toğåon bìrinci yılıŋ yiğrim yedinci
akţyabırında türkmenistān ġaraşåıẕ döwlet boldı. (14) onnoŋ ġaraşåıẕ döwlöte pırizḑent
åaylowları geşdi. (15) beyik åaparmırāt türkmenwaşı ilki wilen ȫẕıhtıyārlı
türkmenistānıŋ pırizḑentı boldı toğåoncı yılda. (16) åoŋ ġaraşåıẕ türkmenistānıŋ toğåon
ikinci yılıŋ yiğrim bìrinci yılıŋ ìyūnunda åaylandı. (17) ine şonnon åoŋ tǟ ikimüŋ altıncı
yılıŋ dekābırına çelli yiğrim yıllāp türkmenistān döwlötüne yōlwaşşılık etdi. (18) ilki bır
müŋ doḳġuẕ yüẕ åeğåenbǟşinci yılda, muḫommetnaẕar ġapūrıf weẕìpeåinnen boşodıldı.
(19) onuŋ yerine åaparmırāt atāyewiç niyāzıf bellendi. (20) o wāt türkmenistān
kamunìstik pārţiyaåınıŋ sekretārı diyilyedi toğåoncı yıla çelli. (21) onnoŋ bǟş yıl şo
sekretār woluP ìşleye. (22) bǟş yıldan åoŋom on bǟş yılam türkmenistānıŋ pırızdendı
woldı. (23) yiğrim bìrinci ḑekābırda āradan çıḳdı. (24) onnoŋ onuŋ yerine yaŋḳı hǟẕirki
türkmenistānıŋ pırızḑentı ġurwānğulı berdimuhammēdıf åaylandı.
151
24.BAĞIMSIZ TÜRKMENİSTAN
(1) Türkmenistan bağımsız oluncaya kadar Rus hükümetinde sayılıyordu. (2)
Devrim oldu. (3) Önce 1905 Rus devrimi, bin dokuz yüz on yedinci yılda Ekim devrimi
oldu. (4) Ekim devriminden sonra Çarlık Rusya’sı yıkıldı. (5) Romanov’ların
Nedirşalığı yıkıldı. (6) Ondan sonra iki hükumet ortaya çıktı. (7) Ondan sonra
Vladimroviç Lenin’in önderliğinde sosyal topluluk kuruldu. (8) İşte beş cemiyeti baştan
geçirdik ya, ilkel toplum, kölelik, feodalizm, kapitalizm, sosyalizm. (9) İşte o beşinci
sosyalizm topluluğu kuruldu. (10) Biz de o sosyal toplulukta, ta bin dokuz yüz
doksanıncı yıla kadar o toplulukta yaşadık. (11) Doksanıncı yılda Saparmurat
Türkmenbaşı’nın önderliğinde bu Türkmenstan bağımsız oldu. (12) Ağustosun yirmi
ikisinde çağrı yapıldı, doksanıncı yılda. (13) Ondan sonra doksan birin yirmi yedi
ekiminde Türkmenistan bağımsız devlet oldu. (14) Ondan sonra bağımsız devlete
Cumhurbaşkanı seçimleri oldu. (15) Saparmurat Türkmenbaşı bağımsız Türkmenistanın
Cumhurbaşkanı oldu, doksanıncı yılda. (16) Sonra doksan ikinci yılın yirmi bir
Haziran’ında seçildi. (17) İşte ondan sonra ta iki bin altı yılının aralık ayına kadar yirmi
yıl Türkmenistan devletine önderlik etti. (18) Önce bin dokuz yüz seksen beşinci yılda,
Muhammetnazar Gafurov görevinden alındı. (19) Onun yerine Saparmurat Atayeviç
Nıyazov geçti. (20) O zaman Türkmenistan komünist partinin sekreteri deniliyordu,
doksanıncı yıla kadar. (21) Sonra beş yıl sekreter olarak çalışıyor. (22) Beş yıldan sonra
on beş yıl da Türkmenistan’ın Cumhurbaşkanı oldu. (23) Yirmi bir aralıkta vefat etti.
(24) Ondan sonra onun yerine şimdiki Cumhurbaşkanı Gurbangulı Berdimuhammedov
seçildi.
152
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Oğulhacat Cumayeva (yaş-45)
Kāka, Yüzbaşı Oba, Nurı Kakayev Sokak, no: 56
Pamuk Fabrikası
25.PAMUK FABRİKASI
(1) ḳāḳă şäherçeåiniŋ yāşaycıåı cumāyıwa oğulhācat. (2) men ḳāḳă şäherçeåiniŋ
åerdār pāmık eğrici fābriğında babin apirātır boluP ìşleyen. (3) biẕ babin apirātırı bolup
ìşlǟnmiẕẕe, edāramıẕa kip paḫtalar gelye. (4) o kip paḫtaları araååalāp pırēåa
ġoywörilye. (5) pırēååan cēra ġoywörilye. (6) cērdan alıwam fitilde ìnçerǟk oẕād edip,
onnon åoŋ yüplüğe ğelye. (7) yüplükden onı ìnçe åapaḳ edip biẕe babìna gelye. (8)
babìnnan biẕ olorı alıp parifìna åarāp daşar‿yūrt nemelerne åatyăḳ. (9) edāramıẕẕan
ġoywöryele biẕiŋ. (10) nǟme diyeyįn ġīyẕ onnoŋ? (11) labaratōrya bārlağna uğrodulp
babinları labaratōryadan göẕöğçülük edik geçiryele. (12) onnon ġowåunā alyălă. (13)
çapraẕ çıḳyānlaram ġoywörülmeye. (14) åoŋ olorı daşarı yūrda äkidilye. (15) aşğawātda
altın aåır bȫlümünde pılatīnåa dìdi, cīnå balaḳ dìdi, cīnå kūrtga dìdi, şolor yālı ẕātları
dikilye.
26.KAMPOT TARİFİ
(1) meniŋ edip bilyǟn ẕādım kampōt yapmānı ġow ‿wöryen. (2) kampōt
yapamda ine men ilki wilen baŋḳaları yūwyăn ġōw‿edip. (3) åoŋ olorı baŋḳaları
düŋdörük ġoyyăn günde. (4) onnoŋ alıp kitride åū ġoyyăn. (5) būğa ġoyyăn baŋḳalamm
‿alıp. (6) onnoŋ ḳırīşḳaları bır kastrūla åalyăn da üååünnön ġaynaḳ åū ğuyyăn. (7) åoŋ
almānı… (8) mıåāl üçǖn erik, üẕüm mōmı, nǟme gȫğ ȫnüm tapåam elime ìlen ẕādı
alyăn da baŋḳalara åalyăn. (9) onnoŋ üş lìtırlıḳ baŋḳayă bır yārtı stakān piåek ġuyyăn,
üååüneyem ġaynaḳ åū ġuyyon dă ẕakrıwālḳānam alıp bekleyen. (10) kampōdımā şo ḫīlı
edip yapyăn.
153
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Oğulhacat Cumayeva (yaş-45)
Kāka, Yüzbaşı oba, Nurı Kakayev Sokak, no: 56
Pamuk Fabrikası
25.PAMUK FABRİKASI
(1) Kaka şehrinde yaşıyorum, Cumayeva Oğulhacat. (2) Ben Kaka şehrinin
Serdar Pamık Eğirici fabrikasında çalışıyorum. (3) Biz bobin operatörü olarak
çalıştığımız zaman, şirkete küp pamuklar geliyor. (4) O küp pamukları temizleyip prese
gönderiliyor. (5) Presten cere gönderiliyor. (6) Cerden alıp da fitilde inceltip, ondan
sonra ipliğe geliyor. (7) İplikten onu ince ip yapılarak bize bobine geliyor. (8) Bobinden
alıp biz onları parafinleyip yurt dışına satıyoruz. (9) Fabrikamızdan gönderiyorlar,
bizim. (10) Başka ne diyeyim kız? (11) Laboratuvara gönderilip bobinleri
laboratuvardan geçiriliyor. (12) Ondan sonra iyisini alıyorlar. (13) Çapraz çıkanları
gönderilmiyor. (14) Sonra onları yurt dışına gönderiyorlar. (15) Aşkabat’ta Altın Asır
bölümünde havlu, kot pantolon, kot ceket, onun gibi şeyler dikiliyor.
26.KOMPOSTO TARİFİ
(1) Benim yapabildiğim şey, komposto yapmayı seviyorum. (2) Komposto
yaptığım zaman, işte ben önce kavanozları yıkıyorum iyice. (3) Sonra onları kavanozları
ters çevirip koyuyorum güneşte. (4) Sonra çaydanlıkta su koyuyorum. (5) Buharda
koyuyorum kavanozları alıp. (6) Ondan sonra kapaklarını bir tencereye koyuyorum ve
üstüne sıcak su döküyorum. (7) Sonra elmayı…(8) Mesela kayısı, üzüm, hangi meyve
bulursam elime gelen şeyi alıyorum, kavanozlara atıyorum. (9) Ondan sonra üç litrelik
kavanoza bir buçuk bardak şeker döküyorum, üstüne de kaynamış su döküyorum ve
anahtarla kapatıyorum. (10) Kompostomu onun gibi yapıyorum.
154
27.TURŞU TARİFİ
(1) onnoŋ pamidōr ḫıyār gȫğ‿ȫnüm salyōnnı‿edi‿wilyen. (2) pamidōr, ḫıyārı
alyăn, yūwyăn, cāma åalıp, ulu cāma åalyăn dă yūwyăn. (3) onnoŋ baŋḳalammı şo hīlı
yuwyăn dă yaŋḳı yālı günde ġoyyăn. (4) åoŋ alıp būğa ġoyyăn, pamidōrımı åalyăn içine,
lavro lìst, ot çöp åalyăn, åamıråak åalyăn, pamidōrdan bırāẕ åalyăn, kelem åalyăn, ḫıyār
åalyăn, iki yārtı çömçö dūẕ ġuyyăn, bır kiçi lōşkayăm piåek ġuyyăn. (5) ġaynaḳ åuwam
alyăn dă üååünde ġoyyăn. (6) ġuyyăn, yaŋḳı åalan pamidōr, ḫıyārıŋ üååüne i
zakrıwalkanam alyăn dă bır çömçe, kiçike lōşkayam, ūkåuå damdıryăn dă yapyăn.
28.VİŞNE REÇELİ
(1) ine erik balı, vìşnı balı yapyăn. (2) vìşnı balīma kìleåine kìle piåek ġuyyăn,
bır kürşğe yālam åū ğuyyăn. (3) kǟn åū ġuymoyăn åewǟwi vìşnīŋ ȫẕ åuwu çıḳyă dă oŋa.
(4) bır åapar ġaynadyăn öçürük ġoyyon. (5) åoŋ yene bırāẕ mılāyım molyă dă bal. (6)
yene onı ayıryăn dă yene bır çoğduryăn. (7) yene bırāẕ ayırıḳ ġoyyăn. (8) mılāyımrāḳ
wolyă åowodyăn, üçülönci åapar çoğduruwam alıp yapyăn baŋḳalamma, erik balīnam şo
ḫīlaḳ edyen. (9) boldı?!
29.HAMUR MAYA
(1)[...] bişirşim. (2) ilki ḫamīr māyānı, başda ḫamīr māya etcek boloŋda hamīr
māyăyă bırāẕ ūn eleyeŋ. (3) ilki ūnı alyăn. (4) bırāẕ onı eleyen. (5) åoğonı yā uşoḳ
doğroyăŋ yāyăm ţyōrkodan geçirip...(6) eåāåı åoğonuŋ åuwı gerek de hamīr māyānı
turşotmoğ‿çǖn. (7) onnoŋ bırāẕ dūẕ atyăŋ i åoğonı alyăŋ, ġāryăŋ şo yaŋḳı elekli
ūndanam alyăŋ dă bır şı yumurtga yālağrāḳ ḫamīr māya edyeŋ onnon. (8) ḫamīr
yuğuryăŋ. (9) onnoŋ onı alyăŋ dă ġıẕğınrāḳ yerde ġoyyăŋ, şo yaŋḳı hamīr turşāp
çìşmeli. (10) ḫamīr māya etmeğ‿çǖn. (11) çìşenåoŋ onı alyăŋ. (12) şo ğün etåeŋem
molyă, çöröği ācatma edip. (13) yōḳ, ertìr etåeŋem molyă.
155
27.TURŞU TARİFİ
(1) Sonra, domates, salatalık yeşillik turşusu yapabiliyorum. (2) Domates,
salatalığı alıyorum, yıkıyorum, tabağa koyup, büyük tabağa koyup yıkıyorum. (3) Sonra
kavanozları onun gibi yıkıyorum da az önceki gibi güneşte koyuyorum. (4) Sonra alıp
buhara veriyorum, domatesi koyuyorum içine, defneyaprağı, ot çöp koyuyorum,
sarımsak koyuyorum, domatesten biraz koyuyorum, lahana koyuyorum, salatalık
koyuyorum, iki yarım kaçık tuz döküyorum, bir iki kaşı da şeker katıyorum. (5) Kaynar
suyu da üstüne döküyorum. (6) Döküyorum, bu koyduğum domates, salatalığın üzerine
ve anahtarı da alıyorum bir kaşık, küçük kaşık sirke damlatıyorum ve kapatıyorum.
28.VİŞNE REÇELİ
(1) İşte kaysı reçeli, vişne reçeli yapıyorum. (2) Vişne reçelime kiloya kilo şeker
katıyorum, bir bardak gibi su dök. (3) Çok su dökmüyorum, çünkü vişnenin kendi suyu
çıkıyor ona. (4) Bir kere kaynayınca kapatıp koyuyorsun. (5) Sonra yine, biraz ılık
oluyor reçel. (6) Yine onu alıyorum, yine kaynatıyorum. (7) Yine biraz ateşin üzerinden
kaldırıyorum. (8) Ilık oluyor, soğutuyorum, üçüncü kere kaynatarak alıp kavanozlara
bağlıyorum, kayısı reçelini de onun gibi yapıyorum. (9) tamam?!
29.HAMUR MAYA
(1) [...] pişiriş şeklim. (2) Önce mayayı, önce maya yapacak olursan, mayaya
biraz unu eliyorsun. (3) Önce unu alıyorsun. (4) biraz onu eliyorsun. (5) soğanı ya ufak
ufak doğruyorsun ya da rendeleyerek… (6) Öncelikle, soğanın suyu lazım hamuru
ekşitmek için. (7) Sonra biraz su katıyorsun ve soğanı alıyorsun, karıştırıyorsun bu az
önceki elenmiş undan alıyorsun ve bir yumurta gibi maya yapıyorsun. (8) Hamuru
yoğuruyorsun. (9) Sonra onu alıyorsun, sıcak yerde koyuyorsun, bu hamur ekşiyip
şişmesi lazım. (10) Maya etmek için. (11) Şiştikten sonra onu alıyorsun. (12) O gün
yapsan da oluyor, mayalı ekmeği. (13) ya da ertesi gün yapsan da oluyor.
156
30.TANDIR EKMEĞİN TARİFİ
(1) bır cām ūn alyăŋ. (2) mılāyım åuwa dūẕ atyăŋ. (3) ūnuŋ eleyeŋ. (4) yaŋḳı
ḫamīr māyānı ġōw‿edip mıçğayăŋ, neme åūwda. (5) åoŋ ḫamīrıŋı ġōw yuğuryăŋ. (6)
åū, demini dağıåını beryen. (7) owodon bolyă dă çörök şo hīlı edeŋde. (8) onnoŋ mını
ẕıwālalāp bȫlüp bȫlüp ġoyyăn, hamīrımı yuğuromåoŋ. (9) yārım åāğat geçmǟnkǟ yaŋḳı
ḫamīrı alıp şeyle ȫẕüm uruḳ göryön. (10) şeyle, şıp şıp edye de hamīr eyyǟm. (11) pök
pök wolyă eyyǟm ḫamīr çìşip ācānda. (12) onnoŋ yāyyăn ẕıwālalammı yāyyn da åaçağa
ġoyyăn. (13) åoŋ gidyen tamdırma ōt ġālayăn. (14) tūduŋ çöpünden, tūduŋ ine çöpünden
etåeŋ ḫāå owodon wolyă çörök. (15) çȫrden etåeŋem ġow‿wolyă. (16) yȫnö, eåāåı
tūduŋ ōdunnan etåeŋ çörök hāå owodon wolyă. (17) onnoŋ on bǟş munt dağı tamdırıŋda
ōdunuŋı yaḳyăŋ, żād edyeŋ. (18) tamdırım āğardı dìp hamīrıŋ getiryeŋ. (19) repìdǟŋi
getiryeŋ. (20) dürtğücüŋ getiryeŋ. (21) åaŋa diyeyįn åuwuŋ getiryeŋ, çöröğö yapar
yālaḳ. (22) onnoŋ getiryen çöröğmi. (23) ōdumı ġōw öçürüp tüååöåüni dağåını nemedip,
tamdırıŋ içine ōduŋı ġōw edip topboloyăŋ. (24) eyyǟm yayraḳ wolåa tamdırıŋ çöröğüŋ
baåım nemedye de åeniŋ. (25) ġıẕarıp baåım ḫamīråaḳ wolyă. (26) onnoŋ ōdunu ġōw
edìp tamdırıŋ içinde ǖşürük ġoyyăŋ dă. (27) bırācıḲayam ōdunuŋ üååünü, ōdunu
öçürüp, åūlāp çöröŋŋi yapyăŋ. (28) onnoŋ çöröğmü yapyăn, çöröğü yapaŋåoŋ bırāẕ
çìşye de hāåam üẕü. (29) şondă åū weriw ūğrayăŋ çöröklöŋŋe. (30) onnoŋ ağẕını yapıḳ
ġoyyoŋ, tamdırıŋ. (31) çala ġıẕarıw ūğrayă wılen çöröğüŋ, yene åū weryeŋ, yalpıllāp
owodon bolmoğ‿üçǖn. (32) onnoŋ bırāẕ ağẕını açıḳ ġoyyoŋ ḫamīråaḳ bişmeẕ yālı açıḳ
ġoyyoŋ. (33) ay indǟ bırāẕ ḳaḳāndırda dìp...(34) çöröğü ġōw yalpıllatmağ ‿ üçìn
köprǟk...(35) nǟçe åū uråoŋ şōnço çörök owodon ġıẕaryă. (36) şeydiwem çöröğmi
ġoporıp alyăn ġıẕaranåōŋ. (37) iyilye. (38) tağamlı çörök, hamīr māyalı çörök.
157
30.TANDIR EKMEK TARİFİ
(1) Bir tabak un alıyorsun. (2) Ilık suya tuz atıyorsun. (3) Ununu eliyorsun. (4)
Az önceki mayayı iyice eritiyorsun, şey suda. (5) Sonra hamurunu iyice yoğuruyorsun.
(6) Su, demini falan veriyorsun. (7) Güzel oluyor öyle yaptığın zaman. (8) Ondan sonra
parça parça bezelere ayırıyorum, hamurumu yoğurduktan sonra. (9) Yarım saat
geçmeden, az önceki hamura bakıyorum acımış mı diye. (10) Şöyle şıp şıp ediyor
hamur artık. (11) pök pök oluyor artık hamur ekşiyip şiştiği zaman. (12) Sonra
açıyorum bezelerimi, açıyorum ve sofra bezine koyuyorum. (13) Sonra gidiyorum
tandırımda ateş yakıyorum. (14) Dutun çubuğundan, işte dutun çubuğundan yaptığın
zaman daha güzel oluyor ekmek. (15) Gübreden yapsan da iyi oluyor. (16) Fakat
özellikle dut ağacının odunundan yapılan ekmek daha güzel oluyor. (17) Ondan sonra
on beş dakika falan tandırda ateşi yakıyorsun. (18) Tandır ağarınca hamurunu
getiriyorsun. (19) Rapatanı getiriyorsun. (20) çekicini getiriyorsun. (21) Sana
söyleyeyim, suyunu getiriyorsun, ekmeği yapıştırmak için. (22) Sonra getiriyorum
ekmeğimi. (23) Ateşimi iyice söndürüp, dumanını falan şey yapıp, tandırın içine odunu
iyice topluyorsun. (24) Dağılmış olsa tandırın, ekmeğin şey yapıyor. (25) Çabuk
ısınınca içi hamurumsu oluyor. (26) Sonra odunu iyice toplayıp koyuyorsun. (27)
Birazcık ateşini söndürerek, ekmeğin üzerine su sürerek tandıra yapıştırıyorsun. (28)
Sonra ekmeğimi yapıştırıyorsun, ekmeği yapıştırdıktan sonra biraz şişiyor yüzü. (29) O
zaman su serpmeye başlıyorsun ekmeğine. (30) Sonra ağzını kapatıyorsun, tandırın.
(31) Azıcık kızarmaya başlayınca ekmeğin, yine su serpiyorsun, parlayıp güzel
görünmesi için. (32) Sonra biraz ağzını açık bırakıyorsun, hamurumsu olmaması için,
açık bırakıyorsun. (33) Artık biraz kurumuştur diye…(34) Ekmeği iyice parlatmak için
çokça…(35) Ne kadar su verirsen o kadar ekmek güzel kızarıyor. (36) Böylece
ekmeğimi koparıp alıyorum, kızardıktan sonra. (37) yeniliyor. (38) Lezzetli ekmek,
mayalı ekmek.
158
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Bahtıgül Altıyeva, öğretmen (yaş 40)
Kāka, Şehir, Sokak Aydoğdı Tahırov, no 36
Genel Kültür
31.TÜRKMEN ŞİVELERİ
(1) men ḳāḳă etrāwınıŋ yāşaycıåı baḫtığül altīyıwa. (2) men åiẕe hǟẕir watanımıẕ
türkmeniååān döwlötümiẕẕe ġadīmı millì dǟp deååūrlammıẕ, edim ġılımlammıẕ,
toylorda yerine yetirilyǟn ḫıẕmatlar, toylorda yerine yetirilyǟn dǟp düẕğünler ḫaḳında
gürrüŋ bermek iåleyen. (3) türkmeniååān döwlötümiẕẕe āẕınnan ḳırḳdan ġowrāḳ, elliden
ġowrāḳ şìweler wolyă. (4) her bır welāyatda, her bır ōwoda, her bır kentde de her yerli
ìlātı, yāşaycıåı ȫẕ şìwelerinde, yağnı ȫẕ ḑiyalektında gürlömek, olor üçìn hāåam rāḫat
wolyă. (5) ḳāḳă etrāwında yāşayān ādamlar hem ālìli şìweåinde geplemeği ȫẕlörnö
yaḳīn wilyele. (6) ḳāḳă töwöröğünde yāşayān ādamlarıŋ şìweåine ālìli şìweåi diyilye. (7)
ālìli şìweåiniŋem bır nǟçe şaḫaları bār yȫne muŋa ġaramaẕẕan türkmenistān
döwlötümüẕẕe başğa dă şìwelerde biẕiŋ ālìli şìwǟmiẕe yaḳīn bolon şìwede gepleyǟn
ḑiyālēktlar, ḫalḳlammıẕ hem bār. (8) muŋa mıåāl edip dāşḫowuẕẕa yāşayān ġaradāşlılar,
yā dă noḫur şìweåi de ālìli şìweåine āẕacık gürleyiş, gepleyiş endikleri biẕiŋ şìwǟmiẕe
yaḳīn gelye. (9) ḳāḳă töwöröğünde, ḳāḳă etrāwmıẕẕa yāşayān yerli ìlātımıẕ ālìli
şìweåinde gürlömök wilen köp åöẕlermiẕiŋ içinde biẕiŋ -ya -ye ġoşulmoåı köprǟk ġawat
gelye. (10) her bır åöẕlörüŋ īẕına yā dă çekimli bilen åöẕlermiẕiŋ īyẕına yā ye gā gǟ
ġoşulmoåınıŋ ġoşulmoğı vilen biẕiŋ şiwelemmiẕ beyleki şìwelerden tapāwutlanyă. (11)
onåoŋ her bır åöẕlemde āẕacıḳ ġoşulmolorıŋ ġīyåğaldılmağı hem biẕiŋ şìwǟmiẕe maḫåuå
hǟåyetleriŋ bìridir. (12) ınā meåelem alālīŋ, edebì dilde åährā åalām ayt, ẕöhrǟ åalām ayt
diyen yālı åöẕlemlemmiẕẕe ālìli ḫalḳımıẕ biẕiŋ, biẕiŋ şìwǟmiẕẕe şeyle geplenilye;
vepāya åalām ayt, sährāya åalām ayt, ḳāḳăya ġaydyak. (13) bunuŋ yālı geplemek her
yerli ìlātıŋ ḫalḳı çǖn ȫẕüne ḫāåam oŋoylu wolyă.
159
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Bahtıgül Altıyeva, öğretmen (yaş 40)
Kāka, Şehir, Sokak Aydoğdı Tahırov, no 36
Genel Kültür
31.TÜRKMEN ŞİVELERİ
(1) Ben Kak ilçesinde yaşıyorum, Bagtıgül Altıyeva. (2) Ben size şimdi
vatanımız Türkmenistan devletimizde eski kültür geleneklerimiz, düğünlerde yapılan
hizmetler, düğünlerde yapılan gelenekler hakkında anlatmak istiyorum. (3)
Türkmenistan devletimizde en az kırktan fazla elliden fazla şiveler var. (4) Her bir ilde,
her bir köyde her bir kentte nüfusu kendi şivelerinde, yani kendi ağzında konuşmak,
onlar için daha kolay oluyor. (5) Kaka ilçesinde yaşayan insanlar da Alili şivesinde
konuşmayı kendilerine kolay saymışlar. (6) Kaka çevresinde konuşulan ağza Alili şivesi
deniliyor. (7) Alili şivesinin de birçok kolları var, fakat buna rağmen Türkmenistan
devletimizde başka ağızlarda, Alili şivemize yakın ağızlar da var. (8) Buna örnek olarak
Daşoğuz ilinde yaşayan Garadaşlılar ya da Nohur ağzı da Alili şivesine azcık söyleyiş
tarzı, bizim ağza yakın. (9) Kaka çevresinde, Kaka ilçesinde yaşayan halkımız, Alili
şivesinde konuşanlar, sözün içinde –ya, -ye ekleri çok görülür. (10) kelimenin sonuna –
ya, -ye, -ga, -ge eklerinin gelmesiyle bizim şive diğer şivelerden farklıdır. (11) Sonra
her bir cümlede eklerin kısalması bizim şiveye has bir ektir. (12) İşte örneğin, yazı
dilinde ‘ ‘sahra ayt’’, ‘’zöhra salam ayt’’ gibi cümleler bizim ağızlarda şöyle telaffuz
ediliyor; ‘‘vepaya salam ayt’’, ‘‘sahraya salam ayt’’ ‘‘kakaya döndü’’. (13) Böyle
konuşmak halk için daha kolay oluyor.
160
32. DÜĞÜN
(1) türkmeniååān döwlötümiẕiŋ ġadīmı köklörnü oğuẕhān atāmıẕıŋ tārīhınnan
alıḳ ġaydyān bāy edewi mìrāåı wār. (2) türkmen ḫalḳınıŋ toyu hem beyleki milletleriŋkǟ
çalım etmeyǟn ȫẕboluşluğı bilen tapāwutlanyă. (3) eåāåān hem gelin toyu, ġalpaḳ toyı,
ġīyẕı durmuşa çıḳarmaḳ toyı, oğul öyörmek toyı, åünnöt toyı, dìş toyı yālı toylormıẕıŋ
bır nǟçe görnüşleri wār. (4) hǟẕir mümkìn bolåa ālìli ḫalḳımıẕıŋ gelin toyı ḫaḳında
gürrüŋ bermeğ iåleyen. (5) ilki öyö gelin woluḳ gelen gelin türkmen dǟvine görǟ kürtölü
ğelye. (6) kürtǟŋem bırnǟçe görnüşlörü wolyă, ġıẕıl kürte, yāşıl kürte, gȫk kürte, edil
hǟẕirki döwrümüẕüŋ öåüşün göẕ öŋüne tutmaḳ wilen bolåa, yāş gelinlemmiẕiŋ atınyān
kürtölörnüŋ hìli de, görnüşü de bırnǟçe woldı. (7) ilki vilen ġāyın öyüne gelin wolup
düşön gelin ġıẕıl kürte atınyă. (8) mınıŋ åewǟwi ġıẕıl reŋk yāş gelinliğiŋ alāmatı
ātlandırılyă. (9) åoŋ türkmen dǟwine görǟ tǟẕe gelen gelini ġarındaşları, doğonlorı, gelin
wolup ataå‿öy tarapınnan, ġāyın öy tarapınnan gelinler çöröğö çāğırılyă. (10) çöröğe
çāğırlanda da yāş gelinler yāşıl kürtǟni, gȫk kürtǟni yā da åārı kürtǟni atını‿wilyele.
(11) bu wolåa gelinliğe hāåam yaraşyān millì dǟplemmiẕiŋ bìri. (12) ilki vilen gelin
ġāyın öyünö gelende, toy başlamaẕẕan öŋürtü gelin öye gìrende her hīlı edim ġılımlar
dǟpler yerine yetirilye. (13) ālìli ḫalḳımıẕa da ilki wülen gelin öyö gelende åağ
ayağınnan ǟtleye. (14) ǟtlǟnde ġāyın öyünnön ḫayåăm molåo ḫōååārlarından bìri kiçicik
çǟşe döwdürye, çānaḳ döwülye. (15) eğer de gelin başarnığı vilen şo çānağı döwüp bilåe
ondo şol gelniŋ edermenliğniŋ āydıŋ åūtnāmaåı wolyă. (16) åağ ayağınnan ǟtlǟk gelen
gelin öyö oturonda, onuŋ yeŋŋeåi ġāyın topboåunnan, bāldıẕlarnıŋ bìri yā dă ġāyın eneåi
geliniŋ åağ elini yāğa, åōl elini, çep elini wolåa ūna batıryă. (17) bu wolåa gelen gelniŋ
ıråğallı, döwlötli bolmoğnı iålenilye. (18) şeyle de ġaẕığında ġarramak dìp, türkmeniŋ
dǟwüne görǟ ġaẕığında ġarramak dìmekliği hem āŋladyă. (19) ālìli ḫalḳımıẕa gelin toyı
ḫaḳında gürrüŋ edilende, oğlon gelnālcılāp gelni öyö getirende beyleki törölöre
meŋẕemeyǟn dǟwümiẕ wā. (20) ol hem tǟẕe gelin oğlon yörǟk gelende yeŋŋeåi wilen
tǟẕe gelin gelip baryānḳā beyik ḫāyatıŋ, paåğānıŋ, yağnı paåğaŋ üååünö çıḳıp bır nǟçe,
ōn, on bǟş åānı alma wilen urmoḳ da ālìli töröåüne maḫåūå. (21) alma wilen urmoḳ
161
yağnı geliniŋ mertliğinnen, edermenliğinnen mānīåı āŋlanılyă. (22) şeyle de türkmen
gelinleri, tǟẕe gelin yağnı çìleli gelin diyilye.
162
32.DÜĞÜN TÖRENLERİ
(1) Türkmenistan devletimizin kökeni Oğuz boyundan gelen zengin edebi
tarihimiz var. (2) Türkmen halkının diğer milletlere benzeri olmayan düğün türleri
vardır. (3) Özellikle düğün törenleri, saç kesme töreni, kız evlendirme, oğlan
evlendirme düğünü, sünnet düğünü, diş düğünü gibi birçok düğün türleri var. (4) Şimdi
Alili halkımızın evlilik düğünü hakkında anlatmak istiyorum. (5) Önce eve gelin olarak
gelen gelin, Türkmen geleneğine göre cüppe ile geliyor. (6) Cüppenin de çok çeşitleri
oluyor, kırmızı cüppe, yeşil cüppe, mavi cüppe, devrin gelişimini esas alarak, genç
gelinlerimizin kullandıkları cüppelerin kalitesi de türü de değişti. (7) Öncelikle kayın
babasının evine gelen gelin kırmızı cüppe giyiyor. (8) Kırmızı renk genç gelin olduğu
anlamına geliyor. (9) Sonra Türkmen geleneğine göre yeni gelen gelini akrabaları,
kardeşleri, erkek tarafın gelinleri misafirliğe çağırıyorlar. (10) Misafirliğe gittiği zaman
yeşil cüppeyi, mavi cüppeyi ya da sarı cüppeyi giyebiliyorlar. (11) Bu ise geline yakışan
en güzel geleneklerimizden biridir. (12) Öncelikle düğün başlamadan önce gelin eve
girdiği zaman çeşitli gelenekler uygulanıyor. (13) Önce sağ ayağıyla giriyor. (14) Erkek
tarafından herhangi biri küçük tabak kırdırıyor. (15) Eğer gelin kırabilirse o zaman
gelinin güçlü olduğu anlama gelir. (16) Erkek tarafından yengesi, görümcelerinden biri
ya da kayın anası sağ elini yağa, sol elini ise una batırıyor. (17) Bu da gelinin rızkı,
devleti bol olması anlamına geliyor. (18) Gelini eve getirme töreni diğer yörelerden
farklıdır. (20) Yeni gelin yengesiyle gelirken, damat duvarın üzerine çıkarak oradan on,
on beş tane elmayı geline doğru atar. (21) Gelinin dayanıklı olduğu anlamına gelir. (22)
Yeni geline çileli gelin deniliyor. (23) çìleli gelin diyilmeğiŋ åewǟwi, tǟẕe gelin gelen
öyüne hìç ḫīlı yāå yer wilen bāğlanşıḳlı ādamlar gelniŋ üååüne gìrmel dǟl, yā dă çìleli
gelniŋ üååüne yāå yerden gelen ādam üååüne gìrǟyåe ondo oŋo betbağıtçılıḳ getirye. (24)
oŋ çǖnem beyle dǟplermiẕ hem, şowåuẕluḳ bolmoẕ yālı biẕiŋ ḫalḳımıẕa ḳırḳ güllǟp tāẕe
gelin hìç yere çıḳarılmăyă. (25) ḳırḳ günnön åoŋ bolåo çörök çāğırdı wolup yedi ġapā
tǟẕe gelin çöröğö çāğırılyă. (26) tǟẕe gelni boş ġoywörülmeye. (27) ḫalat åowğot åerpāy
edilye. (28) bu wolåa biẕiŋ milli dǟp deååūrlammıẕıŋ yene de bìri wolup duryă. (29) tǟẕe
gelin öyö gelennen åoŋ, tükmenlerde eli bǟveklice gelin ḫāåam ġowı ğörülye. (30) yıl
āşannan åoŋ, tǟẕe ğelin bǟveklǟnnen åoŋ onı öåüp kemāla getirye. (31) ece ḫatarına
ġoşulan gelin, türkmönlörde ilki vilen çāğānıŋ doğulşu wilen bāğlanşıḳlı. (32) āt
163
åaylamaḳlıḳ hem ulloḳān dǟve eyerilye. (33) åewǟp tārīhımıẕẕan göẕ aylaåaḳ hem biẕiŋ
eåāåı oŋot ēpoålammıẕıŋ bìri wolon oğuẕnāma ēpoåımıẕẕa dă ata bāwalardan ġaydyān
tǟẕe bǟwek dünyǟ ìnende āt åaylamaḳlıḳ dǟwi ġorḳut ata döwrünnön ġaydyă. (34) barıp
ġorḳut ata ēpoåunuŋ kǟbır şaḫaları, boylorı, aydalı bǟşinci aåırıŋ wāḳāåını gürrüŋ werye.
(35) köp boylorı wāḳāları, bȫlümlerindǟki boluḳ geçyǟn wāḳālar bolåa ōnuncı, on
bìrinci aåırlara ġawat gelye. (36) dìmek türkmeniŋ tǟẕe dünyǟ ìnen çāğaåına āT
daḳmaḳlıḳ dǟwi de ōnuncı, on bìrinci onnon öŋkü bǟş müŋ yıllıḳ tārıḫımıẕẕan ġaydyān
aåıllı dǟplermiẕẕen bìri wolup duryă. (37) tārīḫı yātlāP oturåaḳ ġorḳut ata türkmenimiẕ
tǟẕe wolon çāğā edil dünyǟ ìnen puråotınnan bǟweğe āt daḳılmāndır. (38) ol ẕamānada
tǟẕe dünyǟ ìnen çāğā derröw āT daḳılanōḳ. (39) aydalı ōn yāşānnan åoŋ yiğit çāğına
çıḳannan åoŋ, ulu boy ğīyẕ bolonnon åoŋ, onåoŋ yerine yetiren ìşine görǟ, edermenliğne
görǟ, yā dă āw edipdir atan oḳuna görǟ, şoŋa mınāåīp āT ġoymoḳlıḳ üçǖn ata
bāwalarmıẕ ġorḳut atānı åīylāp yörǖtö şol çāğā, ulı yiğit çıḳannan åoŋ bitiren ìşlerne
görǟ āT daḳdırıpdırla. (40) oŋo mıåāl edip deråe ḫān, buğoç ḫān yā dă burlo ḫātın yālı
āTları muŋa mıåāl almaḳ wolor. (41) edil hǟẕirki ẕamānāmıẕẕa wolåa bǟweğe āt
ġoymoḳlıḳ edil onuŋ yālı bitiren ìşlerne görǟ dǟl de ene ata ȫẕüne dünyǟ ìnen ġīyẕına,
oğluna yağşı arẕū umītlar etmek wilen owodon owodon meneklice, āwraylıca ātlar
daḳılyă. (42) tebìğat wilen bāğlanşıḳlı, kümüş şay åepler wülen bāğlanşıḳlı ġımmatlıḳlar
ḫaḳında, edermenlikler ḫaḳında yā tārīhımıẕ wülen bāğlanşıḳlı tǟẕe dünyǟ ìnen
bǟweklere āt ġoyulyă. (43) mıåāl üçǖn ġımmat altın kümüşlör göẕ ȫŋünö tutmaḳ wilen
ġīyẕ çāğacıḳlara altın, kümüş, tıllā yālı ātlar daḳılyă. (44) oğlonlormıẕıŋ gelecekde
edermen, bātır, mert yiğit çıḳmaḳlarnı arẕūlāp ḫalḳımıẕa mırāT, maḳåaT, ġayrāT,
ġaydūåıẕ, pǟlwān, bātır yālı ātlarıŋ daḳılmağı göẕ öŋünö tutulyă yā dă ġīẕlarıŋ
mähirlice, nǟẕlice bolmoḳlığnı göẕ öŋünö tutmaḳ maḳåadı wülen mähriwān, nǟẕli,
nǟẕik, mähirli, mährem yālı āTlar daḳılyă. (45) eğer de maşğalada türkmönlemmiẕẕe
şeyle de bǟwek bolmoḳlıḳ wārada, tǟẕe dünyǟ ìncek çāğa ḫaḳında, geleceği ḫaḳında
ōylonşıḳlı pikir edilip, eğer de şol maşğalada oğul bǟweğe göẕü düşmödük wolåa,
onnon öŋìn ġīyẕ çāğaåı köprǟk wolåa oğlo yānāp hem şeyle āTlar ġoyulyă. (46) bı ırım
edilye. (47) çünkü oğlo yānāp ġīyẕa oğlon ādı wülen bāğlanşıḳlı ġoyulåa şonuŋ īẕında
türkmöllemmiẕẕe oğul bǟwek wolyă diyen ınanca berk uyupdırla. (48) şoŋ‿çǖnem
164
ġīyẕcağaẕlar maşğalada köp dünyǟ ìnåe oğulduråun, oğulbǟvek arẕū edyeå dìp
oğulbǟvek, oğuldövlöt, oğuldȫndü yālı ātlar ġoyulupdır. (49) şonnon åoŋ wolåa
ḫaḳīḳatdanam şo ınanca yüröğü wlen ınanan maşğalānıŋ şol ġīyẕ bǟvekden åoŋ uẕoḳ
wağt geçmǟnkǟ oğul bǟveğe göẕlörü düşüpdür. (50) bu wolåa acāyıp dǟplemmiẕiŋ yene
de bìri wolup duryă. (51) yā dă maşğalada diŋe yılıŋ yılına köpürǟcik ġīyẕ boluweråe
ondo ġīyẕlara dă doyduḳ ātları, yā dă beååir ādı ġoyulmoğnıŋ åewäwi, indi biẕe,
medenyetli dilde aydanıŋda, indi biẕe ġīyẕ bǟvek gerek dǟl, biẕ indi ḫudāycannan oğul
gerek diyen maḳåat wilen yaŋḳı yālı āTlaram ġoyulyă. (52) yā dă türkmöllemmiẕẕe
meydānlarda çöllük yerlerde öåyǟn öåümlükler berk wolyă, ıååā, åowuğa çıdamlı wolyă.
(53) muŋa mıåāl edip ġandım, çerkeẕ, çeti, yowşan yālı öåümlükleriŋ ıååā, åowuğa
çıdamlılığnı göẕöğne tutup hem oğlon bǟweklemmiẕiŋ, oğlon çāğānıŋ āTlarna da biẕiŋ
ene māmalarmıẕ şol āTları daḳıpdırla. (54) yā dă ġaydūåıẕlığı, mertliği göẕöğne tutmaḳ
wülen hem yaŋḳı yālı haywānlarıŋ ādı hem hāå āTlaşdırılyă türkmöllemmiẕẕe. (55)
meåelem, şìr yālı ġaydūsuẕ wolåun, her bır ḳīnçılığı yeŋik geşåin mānāåı wilen oğlon
çāğalara şìr ādınıŋ daḳılmağı, yā şìrğul‿ ādınıŋ daḳılmağı, yene de peleŋ ādınıŋ
daḳılmağı, ajdar ādınıŋ daḳılmağı hem bı ẕatlara åewǟp bolup duryă. (56) maşğalada
dünyǟ ìnen çāğā āT daḳılannan åoŋ bolåō, ilkinci wülen maŋlay dìşini wolåın, çāğada
peydā wolåa üşüdye, ġıẕẕıryă. (57) bu wolåa, çāğānıŋ dìş urup çıḳarmaåı diyilye
türkmöllerde. (58) oŋ çǖnem dişşağaẕı oŋot çıḳåın dìp ecelermiẕ, deyẕelemmiẕ,
māmalarmıẕ ırım edip çāğānıŋ öŋünö patraḳ dökdürülye yā dă çāğacığıŋ ağẕınnan bır
geŋåice åūcağaẕıŋ aḳmağı hem onuŋ dìş çıḳaryānnıŋ alāmatı ḫaåīplanyă. (59) oŋ çǖnem
biẕiŋ türkmöllemmiẕ biẕiŋ ata bāwalarmıẕ elmıdāma çāğacığıŋ dìş toynu hem arẕılāp,
yörǖte ulı ġoŋşu ġolomı çāğırıp meyliå ġuroyăla, toy edyele. (60) bu wolåa dìş toyu dìp
āTlandırılyă. (61) çāğacığıŋ öŋüne dìşşağaẕı çıḳanda öŋüne bır ki ğıåım patrağıŋ
åeçilmeği, toy cǟceciklerniŋ åeçilmeği bu toyda nışān wolup duryă. (62) āḳ patrağnıŋ
çāğānıŋ üååüne åeçilmeğniŋ åewǟwi wolåa, indikide şo çāğacığıŋ dìşleri āḳ patraḳ yālı
oŋotco çıḳåın, owodonco çıḳåın mānāåı wilen åeçilye. (63) yā öŋcağaẕna kişmiş
dökülye. (64) kişmiş yālı owodonca dìşlerniŋ bolmoğı şol çāğā arẕu edilye.
165
32.DÜĞÜN TÖRENLERİ
(1) Türkmenistan devletimizin kökeni Oğuz boyundan gelen zengin edebi
tarihimiz var. (2) Türkmen halkının diğer milletlere benzeri olmayan düğün türleri
vardır. (3) Özellikle düğün törenleri, saç kesme töreni, kız evlendirme, oğlan
evlendirme düğünü, sünnet düğünü, diş düğünü gibi birçok düğün türleri var. (4) Şimdi
Alili halkımızın evlilik düğünü hakkında anlatmak istiyorum. (5) Önce eve gelin olarak
gelen gelin, Türkmen geleneğine göre cüppe ile geliyor. (6) Cüppenin de çok çeşitleri
oluyor, kırmızı cüppe, yeşil cüppe, mavi cüppe, devrin gelişimini esas alarak, genç
gelinlerimizin kullandıkları cüppelerin kalitesi de türü de değişti. (7) Öncelikle kayın
babasının evine gelen gelin kırmızı cüppe giyiyor. (8) Kırmızı renk genç gelin olduğu
anlamına geliyor. (9) Sonra Türkmen geleneğine göre yeni gelen gelini akrabaları,
kardeşleri, erkek tarafın gelinleri misafirliğe çağırıyorlar. (10) Misafirliğe gittiği zaman
yeşil cüppeyi, mavi cüppeyi ya da sarı cüppeyi giyebiliyorlar. (11) Bu ise geline yakışan
en güzel geleneklerimizden biridir. (12) Öncelikle düğün başlamadan önce gelin eve
girdiği zaman çeşitli gelenekler uygulanıyor. (13) Önce sağ ayağıyla giriyor. (14) Erkek
tarafından herhangi biri küçük tabak kırdırıyor. (15) Eğer gelin kırabilirse o zaman
gelinin güçlü olduğu anlama gelir. (16) Erkek tarafından yengesi, görümcelerinden biri
ya da kayın anası sağ elini yağa, sol elini ise una batırıyor. (17) Bu da gelinin rızkı,
devleti bol olması anlamına geliyor. (18) Gelini eve getirme töreni diğer yörelerden
farklıdır. (20) Yeni gelin yengesiyle gelirken, damat duvarın üzerine çıkarak oradan on,
on beş tane elmayı geline doğru atar. (21) Gelinin dayanıklı olduğu anlamına gelir. (22)
Yeni geline çileli gelin deniliyor. (23) Çileli gelin denilmesinin sebebi, çileli gelin olan
yere yaslı kişi gelirse talihsizlik olurmuş. (24) Bundan dolayı kırk gün boyunca evden
dışarıya çıkmaması gerekiyor. (25) Kırk gün sonra yedi kapıya misafirliğe çağırılıyor.
(26) Yeni gelini boş gönderilmiyor. (27) Hediyeler veriliyor. (28) Bu da geleneklerden
biridir. (29) Bebeği olan gelin daha çok seviliyor. (30) Gelinin bebeği olduktan sonra
onu yetiştiriyor. (31) Bebek doğduktan sonra uygulanan gelenekleri anlatayım. (32)
İsim vermek de geleneklere bağlıdır. (33) Çocuğa isim verme geleneği Dede Korkut
döneminden beri devam ediyor. (34) Dede Korkut destanının bazı hikâyeleri de beşinci
yüzyılın olaylarını anlatıyor. (35) Bazı hikâyelerin olayları da onuncu, on birinci yüzyıla
tekabül ediyor. (36) Yeni doğan çocuğa isim vermek geleneği on, on bir veya ondan
önceki tarihlerde de görülür. (37) Dede Korkut döneminde, çocuğa doğduğu andan isim
166
vermemişler. (38) O dönemde yeni doğan çocuğa isim vermemişler. (39) On yaşından
sonra, yaptığı işlerine, başarısına göre isim vermişler. (40) Örneğin Dirse Han, Boğaç
Han, Burla Hatun (Banı Çiçek) gibi isimleri söylemek olur. (41) Şimdiki dönemde ise
çocuğa isim vermek yaptığı işlere göre değil de anne baba çocuğuna iyi niyet, arzularla
isim veriyorlar. (42) Doğa ile ilgili, gümüş takılarla ilgili, başarıyla ilgili ya da
tarihimizle ilgili yeni doğan çocuğa isim vermişler. (43) Örneğin altın, gümüşle ilgili
isimleri kız çocuklarına Altın, Gümüş, Tılla gibi isim veriliyor. (44) Erkeklere gelecekte
başarılı, cesur, mert olması için Murat, Maksat, Gayret, Gayduvsız, Pehlivan, Batır gibi
ya da kız çocuklarının nazlı olması için Mihriban, Nazlı, Nazik, Mahrem gibi isimler
veriliyor. (45) Sürekli kız çocuğu olan ailenin erkek çocuğu da olması için. (46) Bu batıl
inançtır. (47) Erkek çocuğun olması için, erkek ismiyle ilgili isim verildiği zaman bir
sonraki çocuğun erkek çocuğu doğacağına inanılmıştır. (48) Bu yüzden ailede ardı
ardına kız çocuğu doğduğu zaman Oğuldursun, Oğulbebek, Oğuldölet, Oğuldöndü gibi
isimler veriliyor. (49) Gönülden inanan ailenin erkek çocuğu olduğu görülür. (50) Bu da
geleneklerden biridir. (51) Sürekli kız çocuğu olan aile, kız çocuklarına Doyduk veya
Besdir adını vermişlerdir, bu da artık erkek çocuğu istiyoruz anlamına gelir. (32/52)
Sağlam, sıcağa dayanıklı olan bitki isimleri de verilir. (53) Buna örnek olarak Gandım,
Çerkez, Çeti, Yovşan gibi sıcağa, soğuğa dayanıklı bitki isimleri erkek çocuğuna
verilmiştir. (54) Azimliliği, mertliği göz önünde bulundurarak hayvanların ismi de
veriliyor. (55) Örneğin aslan gibi cesur olsun, her bir zorluğu atlatsın anlamıyla erkek
çocuklara Şir, Şirgulı, Kaplan, Ejder isimleri de verilmiştir. (56) Ön dişleri çıkan bebek
üşütür, ateşi çıkar. (57) Buna da çocuğun diş çıkarması adı veriliyor. (58) Bebekler diş
çıkardığı zaman salya akıntı olmaya başlar, dişlerinin güzel çıkması için bebeğin önüne
patlamış mısır dökülür. (59) Bu sebepten diş törenine önem verilir, konu komşu
çağırılır, meclis kurulur. (60) Buna da diş töreni adı verilir. (61) Çocuğun önüne
patlamış mısır, oyuncaklar dökülür. (62) Bebeğin dişlerinin patlamış mısır gibi beyaz
olması için yapılır (63) veya önüne üzüm kurusu dökülüyor. (64) Dişlerinin üzüm
kurusu gibi güzel olması için.
167
33.GALPAK TOYI
(1) türkmen ḫalḳımıẕa, ġālıweråe de biẕiŋ yerli ḫalḳımıẕa, ālìli ḫalḳımıẕıŋ
āraåındayam ġalpak toyu hem toylonılyă. (2) ġalpaḳ, munuŋ ȫẕü çāğacıḳ eåe boya ġalıp
bır ki yāşānnan åoŋ çāğacığıŋ åaşşağaẕınıŋ edil ġalpacıḳ ġoywörilip, ġālanca yerlerni
åīyrmağnıŋ ȫẕü hem ġalpaḳ toyu mānāåı wā. (3) ġalpaḳ çāğacıḳ yaŋı bır ġaraca åaçı
wolīp öåöncö waḫtına åaş toyu dìmekliği āŋladyă. (4) bu hem türkmöllerde ìŋ bır
āwraylı toyuŋ bìri haåīplanyă.
168
33. SAÇ KESME TÖRENİ
(1) Saç kesme töreni özellikle Alili yöresinde görülür. (2) Çocuk bir yaşına
gelince saçı kesilir, kalan küçük saçalara da kalpak adı verilir. (3) Kesildikten sonra
yeni çıkan siyah kısa saçlara kalpak adı verilir ve saç kesme töreni yapılır. (4) Bu da
Türkmenlerin önemli törenlerinden biridir.
169
34.SÜNNET TOYI
(1) oğlon çāğada muåurmānçılıḳda eyerlip, ıålām dìnni eyerlip ähli türkmeniååān
döwlötümiẕiŋ küncöklöründe oğlon çāğā åünnet toyu hem ulloḳōn dawaralı şağalaŋlı
yağdayda toylonılyă. (2) åünnöt toyu etmekliğiŋ düẕğünü aålında çāğa üç yāşānda, üç
yāşına baranda oğlon çāğa hökmān åünnöt edilye. (3) muåulmānçılıḳ wilen bāğlanşıḳlı
wolup duryă. (4) oŋ çǖnem ġoŋşu ğolom doğon ġarındaşlar, ḫōååārlar şol åünnete
yatırlan çāğāŋ yāına gelip yȫrǖtö åünnet toyu ġutlonulıp ilki wāda åünnöt ataåınıŋ
yōluna diylip türkmönçülükde åadaḳa, ḫudāyōlı edilye. (5) ḫudāyōludan åoŋ īyẕı toyo
yaẕyă. (6) çāğāŋ göwnü ġalḳındırmağ‿üçìn eneå‿ataåı oŋo iåleğne ğörǟ åowğotlar
ġowşuryă. (7) şeyle de yaḳīn ḫōååārları ġarındaşları da åowğotlı, åerpāylı çāğānıŋ
åünnöt toyunu ġutlamāna gelyele.
170
34. SÜNNET DÜĞÜNÜ
(1) Türkmenistan’ın her bir ilinde görülen, İslam dinine uyularak yapılan
törenlerin biri sünnet törenidir. (2) Sünnet düğünü yapmanın şartları; erkek çocuğu üç
yaşına geldiği zaman mutlaka sünnet edilir. (3) İslâmiyet’e bağlı bir törendir. (4) Önce
ölmüşlerin ruhuna kuran okutulur konu komşu, eş dostlar, akrabalar çağırılır. (5) Kuran
okunduktan sonra düğün yapılıyor. (6) Çocuğun mutlu olması için anne babası istediği
hediyeleri veriyor. (7) Yakın akrabaları çocuğun sünnet törenini kutlamak için hediyeler
getiriyorlar.
171
35.GELİN TOYI
(1) türkmöllörde eåāåı her bır toy şağalaŋlı bellenilşi yālı ġīyẕ oğul yiğit
çıḳanåoŋ, ulu ġīyẕ bolonnon åoŋ oğul öyörmeklik hem ulloḳōn toyloŋ bìri haåīplanyă.
(2) ata bāwalarmıẕıŋ dǟwünü eyerip hem türkmen toylormıẕẕa at çaptırma, türkmen
itlerni, ālawāy itlerni urşdurma yā dă ḫoroẕlorı urşdurma millì dǟplermiẕe eyerlip, şol
düẕğünlör edil hǟẕir hǟẕirleyem dowām edik gelye. (3) bu wolåo türkmen ḫalḳımıẕıŋ
hìç ḫaçan ȫẕ ġadīmılığnı yitirmeyǟnliğniŋ alāmatı. (4) elwet de ġīyẕ toyu wülen oğul
toyuŋ āraåında ulloḳōn tapāwut wā. (5) åewǟp türkmençilikde ġīyẕı durmuşa çıḳarlanda
āẕacığam molåa öyüŋ boşāḳ ġālyă diyilye. (6) ġīyẕ çıḳåa ġīynanılyă. (7) kişi maşğalaåı
åewǟwi. (8) ġīyẕ çıḳarlanda, durmuşa çıḳanda īẕınnan gelnāncıåı gelende ḫatdā biẕiŋ
ālìllemmiẕẕe şeyle dǟp bā. (9) gelnāncıåı uğrolonda gelnāncı maşīnıŋ īẕınnan ırım üçǖn
bǟş üç åāncaḳ dāş oḳlonulyă. (10) åewǟwi ġīyẕı bereåimiẕ gelenōḳ mānāåı wār. (11)
ġīyẕlarnı ġāwanmaḳlıḳ hǟåyeti wā. (12) edil şonuŋ yālı yā dă gelnāncīnı ḳowmoḳ yālı
ālìli ḫalḳımıẕẕa şeyle dǟpler wār. (13) emmā muŋa ġaramaẕẕan oğlon toy, eyyǟm åeŋ
öyüŋ dōlyă mānāåı. (14) başğa maşğaladan åeŋ öyüŋe bır gelin, yāş ġīyẕ gelin woluḳ
gelye mānāåı wār. (15) muŋa ġaramaẕẕan gelin toyu ḫāåam şağalaŋlı, beğenşli wolyă.
(16) åewǟwi ġīyẕ çıḳaryān maşğala ġīynanåa da, oğul öyörüp gelin alyān maşğala
ḫāåam beğenye. (17) ‘‘åewǟwi öyüŋ dōlyă’’ dìp türkmen ırım edye. (18) oŋ çǖnem gelin
etmǟnkǟ iki tarapdan biẕẕe ġalıŋ geçirilye. (19) hēmme yerde şo bolşı yālı ġīyẕ aåıllı
maşğaladan mı?, ilki vilen gelin edinmǟnkǟ alcaḳ ġīyẕınıŋ ata bāwaåı nǟhìli?, aŋırdan
gelip çıkışı nǟhìli?, eneå‿ataåı aåıllı yerdenmi?, pılānılardan ġowı maşğala çıḳyă, dìp
ilki wilen gelin edinmeẕẕen öŋürtü ġoŋşu ġolomdan şol maşğalānıŋ yāşayış durmuşu
nǟhìli?, ȫẕünü alıp barışları nǟhìli?, cemğıyetdǟki orundo nǟhìli maşğala?, terwiyelimi?,
aḫlāḳ tāydan araååa mı? gelenåoŋ ȫkölǟk gitcek mi? (20) şo ẕātlar ata bāwa īyẕarlanıp
onåoŋ şol maşğalā göwnü yetilennen åoŋ ġapıåı ḳaḳılyă. (21) barlıp şol ġīyẕa åāwçılığa
gidilennen åoŋ ālìllemmiẕẕe şìwelemmiẕe görǟ tapāwutlanyă. (22) åāwçı baranda, åāwçı
bır geẕek ġīyẕı åorāp barılyă. (23) ikinci geẕekde eyyǟm eğer de şol ġīyẕıŋ ȫẕ ḫawarı
wolup ḫamālā şol oğlonu oŋot göryǟn bolåa, şo maşğalānı göẕö åalan wolåa, onda ikinci
geẕekde åaçaḳlı, åǖcüli nān nığmatlı barılyă. (24) eğer de rāẕīlıḳ beråeŋ ġīyẕıŋı şol
ādamlara bermǟğe, ondo şol åaçaḳ getiren ġudoloruŋ åaçağı alınyă ālìli ḫalḳımıẕẕa. (25)
172
åaçağnı, åǖcüåüni kȫköåini alıḳ ġālåaŋ şol ġīyẕı şolora bermǟne rāẕılıŋŋı āŋladyă. (26)
emmā türkmenleriŋ beyleki tìreåinde uyyān ḫalḳımıẕ wolåa, iåleåeŋ iålemeåeŋ åaçaḳ
ġoyulyă. (27) bılarda on yālı ırım yōḳ. (28) emmā ālìli ḫalḳımẕẕa wolåa, yaŋḳı
aydışımıẕ yālı åaçaḳ ġālåa dìmek ġīyẕıŋı bermǟğe rāẕī. (29) åaçaḳlarnı alıḳ ġālmaåaŋ,
dìmek şol ādamı göwnömeyǟnliğiŋ alāmatı haåīplanılyă. (30) bu wolåa ata
bāwalarmıẕẕan gelyǟn ìŋ ġadīmı dǟplermiẕẕen bìri wolup duryă.
173
35. EVLİLİK TÖRENİ
(1) Türkmenlerde en önemli törenlerden biri, evlilik törenidir. (2) Düğünlerde
yapılan köpek döğüşü, horoz döğüşü, at yarışı, gibi gelenekler şimdi de devam
etmektedir. (3) Bu da Türkmen halkının gelenek göreneklerine sadık kaldığını gösterir.
(4) Kız tarafı düğünü ile erkek tarafı düğünü arasında büyük fark vardır. (5) Kız evi
adeta bir sessizliğe bürünüyor. (6) Kız evlendiği zaman kız evi hüzünle doluyor. (7) Kız
artık başkasının oluyor. (8) Erkek tarafı kızı almaya geldiği zaman bu adetler uygulanır:
(9) Gelin arabası gittiği zaman, bâtıl inanca göre, arabanın arkasından üç tane taş atılır.
(10) Taşları atmaktaki amaç da ‘‘kızı vermek istemiyoruz’’ anlama gelmektedir. (11)
Kız evi kızlarını kıskanma söz konusudur. (12) Bunun benzeri gelin arabasını geri
çevirmek gibi gelenekler Alili yöresinde görülmektedir (13) Buna karşılık ‘‘senin evin
doldu taştı’’ diyerek kız evi oğlan evine özen gösteriyor. (14) Başka bir ailenin kızı
kendi ailene gelin olarak gelmesinin farklı bir güzelliği ve anlamı vardır. (15) Bundan
dolayı, erkek tarafı düğünü daha eğlenceli oluyor. (16) Kız tarafın hüzünlü olmasına
karşılık erkek tarafı daha mutlu, daha sevinçli oluyor. (17) Erkek evi kârlı çıkmış gibi
bir durum söz konusudur. (18) Kız alırken başlık parası veriyorlar. (19) Kızı almadan
önce kızın aile durumuna bakılır. (20) Alacak kızın gelmişine geçmişine bakılarak
istemeye gidilir. (21) Alili yöresinde kız isteme merasimi diğer yörelere göre farklılık
göstermektedir. (22) Önce kızı isteme gidiyorlar. (23) İkinci kere eğer kız razı olursa
bohça, tatlı yiyeceklerle gidiliyor. (24) Bohça kabul edilirse razı olduğu anlamına
geliyor. (25) Getirilen bohça, şeker, bisküvi kabul edilirse kızın razı olduğu anlamına
gelir. (26) Fakat diğer yörelerde ise razı olsa da olmasa da bohça bırakılır. (27) Diğer
yörelerde öyle gelenek yok. (28) Alili yöresinde ise bohça kabul edilirse kızı vermeye
razı anlamına gelir. (29) Bohçayı kabul etmediğin zaman razı olmadığın anlamına gelir.
(30) Bu da atalarımızın eski geleneklerinden biridir.
174
36.AĞIT
(1) kökünü aåırlarıŋ aŋıråınnan alıḳ ġaydyān türkmen ḫalḳımıẕıŋ toy wülen
bāğlanşıḳlı, millì dǟp deååūrlarmıẕ wilen bāğlanşıḳlı, milli yörölğölermiẕ dìyåeŋ kǟn.
(2) edil şonıŋ yālı türkmönlemmiẕẕe ìŋ ġadīmī nuåğawī åünnǟlenen eåerlermiẕiŋ bìri
türkmen ḫalḳ dörödücülüği wolup duryă. (3) türkmen ḫalḳ dörödücüliğmiẕiŋ ḫalḳıŋ
içinde yayrān bır görnüşünüŋ bìri, āğı. (4) oŋa åeå āğıları diyilye. (5) emmā muŋa
ġaramaẕẕan köp yerlerde yerli ìlātlar nǟmediğni bilmeyǟn ḫalḳımıẕăm mā. (6) emmā āğı
dìylende ġaradāşlı, ālìli onåoŋ noḫur, yomut ḫalḳlarmıẕıŋ āraåında dă āğı türkmen ḫalḳ
dörödücüliğniŋ bır görnüşü bolmoḳ wilen gìŋnen yayrān görnüşü ḫaåīplanılyă. (7) yağnı
türkmen ḫalḳımıẕ şeyle dìyyě ‘‘ādamıŋ bır yumruğı yāålı, bır yumruğu toylu’’ dìyye. (8)
ādamıŋ başında dìymek wülen, bır ğünde toylu günüŋem molyă, ādam yāşāp yöråe yene
bır ğünüŋ yāålı günüŋ ġīnanşlı günüŋem bolyă. (9) āğī dìylende, şo ādam yōğolondă
yaḳīn ġarındaşları, hōååārları, doğondır dōå yārları tarapınnan ceåedi çıḳyān, ölümü
çıḳyān ādamıŋ īyẕında āğlamaḳlıḳ dǟwi ‘‘āğı’’ dìp ātlandırılyă. (10) aydalı bır
maşğalada bìri pānıdan göç eyleyen, yağnı ölüye merhūmıŋ īyẕında doğon ġarındaşları
āğlayă. (11) yȫnö şāhīrımıẕ, dāna şahīrımıẕ maḫtımğulı pırāğīnıŋ ġoşğularından hem
eåāålanåaḳ damaḳ yırtıp, beter yaḳa yırtıp, peryāt çekip āğlamaḳlığıŋ ȫẕü
muåulmānçılıḳda kǟn ḫālanılmayān, oŋlonılmayān bır erwet görülyǟn hereket
haåīplanılyă. (12) ölüåünüŋ īyẕında āğlamaḳlıḳ wolåo, ayıp ẕāt ḫaåīplanılmayă. (13) bı
milli dǟplermiẕiŋ yörölğöåü wolup duryă. (14) çünkü ınåān åoŋḳı yōluna gidende onı
beğenşli dǟl de ġayğılı puråotdo, ġīynanşlı puråotda uğrotmoḳlığıŋ da ȫẕünde ullaḳān
mānā wā. (15) doğonları, dōå yārları, ġīyẕıdır oğlu, aḫtıḳ, çowluḳları tarapınnan
merḫūma āğlanılyă yā dă oŋo aydımlaŋ görnüşüne de åalı‿wülyele. (16) türkmön ḫalḳ
dörödücülüğündö āğılar eåāåānam aydımıŋ görnüşlörniŋ içine gìrye. (17) yağnī merḫūm
yōğolonnon åoŋ åeå yatannan åoŋ, yȫrǖtö hēmme ādamlar āğı aydımlarnı yerine yetirip
bilmeyele. (18) bır nǟçe ölümü başdan geçiren, durmuşda yanan, durmuşda külpetli
yōllorı, ağır åīnağları başdan geçiren ayāllar şo ȫẕ derdine çıdamān yörǖtö merḫūm
çıḳan öyö gelyele de. (19) bǟş üç åānı ayāllar ġoşğā åalıp ‘‘īẕıŋda ġīyẕıŋ ġāldı, kime
ġoyuḳ gitdiŋ ġīyẕıŋı yā īyẕıŋda oğluŋ ġāldı kime ġoyuḳ gitdiŋ çāğalaŋŋı?’’ diyen yālı
ġoşğu åetirlerne åalıp ġīnanşlı bǟş altı åānı ayālla wolup, topor wolup şo aydımıŋ heŋi
175
yāl ‿ edip, ġayğılı ӓheŋde aydılmağna āğ ‿ aydımlar diyilye. (20) āğ ‿ aydımlar
eåāåānam şo türkmeniååān döwlötümiẕiŋ aḫal çǟğinde yerleşyǟn ḳāḳă etrāwında ḫāåam
āğ‿aydımlar köp aydılyă. (21) ġoşğ‿aydılıp diŋe merḫūm çıḳan öyüŋ, şo ölü çıḳan
ādamıŋ doğon ġarındaşlarna değişli wolup durmān her kim ȫẕ ölüåünü yātlayă. (22) her
kimiŋ bìriniŋ oğlu, bìriniŋ yoldoşı, bìriniŋ bacıåı, bìriniŋ ġarındaşı, bìriniŋ ataåı her
kimiŋ başı yaŋḳı aydışımıẕ yālı ölümlü. (23) her kim ȫẕ ölüåünü yātlāp şonıŋ
ġīynancına ġīynanç, ġayğıåına ġayğı ġoşup hēmmeåi bırdan āğlanılyă. (24) yȫnö ol āğ‿
aydımları uẕoḳ wağt dowām etmeye. (25) åewǟp ol puråotloyun, wağtlayın, yedi munt,
åekiẕ munt, ġatı dowām etåe ōn munt dowām edye. (26) åewǟp ol āğ‿aydımları
ādınnan mǟlim molşu yālı ġīnanşlı. (27) oŋo üröğüŋem çıdānōḳ. (28) oŋ çǖnem onu
uẕoḳ wağtlāp ādamlar yerine yetirip bilmeyele. (29) āğ‿aydımları yaŋḳı yālı uẕoḳ
wağtlāp, kǟn wağtlāp dowām etmeye. (30) o üröŋŋü yārıp baryă. (31) üröğüŋ ağẕıŋdan
çıḳyă. (32) åewǟp ādam ölüåünü uğrodondă åeŋ ġayğılı puråotuŋ, eẕìẕ ādamıŋ, yaḳīn
ādamıŋ åeniŋ öydön çıḳıḳ gidye. (33) bāḳıyete göçük gidye. (34) oŋ çǖnem āğ‿
aydımları aydılanda üröğüŋ lerẕāna gelye. (35) şeyle de merhūm çıḳan öydö türkmeniŋ
dǟwine ğörǟ, türkmeniŋ millì edim ğılımına ğörǟ, şol merhūm ādamıŋ, ölön ādamıŋ,
üçünü, yediåinì, onåoŋ āyınī, ḳırḳınī, yılını åowmoḳlıḳ hem türkmönüŋ ölìni åīlamaḳlıḳ,
yağnı türkmen ḫalḳımıẕa ölüåünü åīylān beğ wolor, dìriåini åīylān…(36) åewǟp türkmön
ḫalḳımıẕẕa merhūmı cāylamaḳ ölön ādamıŋ üçünü, yediåini, āyını, ḳırḳını, yılını
bermeklık yālı dǟplere eyerilye. (37) ol ata bāwadan gelyǟn ẕāt. (38) yȫnö biẕiŋ
ālìlemmiẕẕe, şuğün aydalı ādam ölyö, merḫūm çıḳyă. (39) erteåi ğün, şu ğün yerde
ġālyă, cāylāḳ gelyele. (40) erteåi ğün eyyǟm şo ölön ādamıŋ, merḫum ādamıŋ üçü
bellenilye. (41) emmā köp yerlerde gālan günnen başlāp, åānāp ḫaḳīḳı üç ğün bolonnon
åoŋ üçü berilye. (42) ālìli tìrǟmiẕẕe cāylanıḳ gelen merhūmıŋ erteåi ğün eyyǟm üçü
berilyē. (43) yedi ğün bolonnon åoŋ yediåi, cāylanan ādamıŋ āyı, ḳırḳ gün geçennen åoŋ
ḳırḳı. (44) bır yıl bellenen åoŋ yörǖtö mōllolor, ketḫudālar, ımāmlar tarapınnan dìne
düşünyǟn, dìniŋ ıḫtıḳātlarna düşünyǟn ādamlar wilen maålahatlaşıp şol merḫūmuŋ yılı
berilye. (45) ulu åadaḳa edilye. (46) doğon ġarındaşlar gelip değåin edyele. (47)
176
åadaḳada ölü çıḳan merhūmuŋ īyẕında edilyǟn åadaḳada kǟn çöröğ ìmeklik, nahar
ìmeklik türkmöllörde ayıwrāḳ ẕāt ḫaåīplanılyă. (48) åewǟp ölü çıḳan öydö åen ġīnanşlı,
ẕādı köp ìmekliğiŋ ȫẕü kǟn hālanılmayă. (49) yȫnö, öŋüŋdö ġuyluḳ getirlen naḫardan
åoŋ merhūm ādamıŋ alınnan gidye dìp bırca çömçöcük naḫarnı dātma, bır döwüm
çöröcüğü dātmaḳlıḳ ondo oŋot ḫaåīplanyă. (50) biẕiŋ tìrǟmiẕẕe yene de bır edim
ġılımlaŋ bìri ādam ölöndö dērrew ġara ğurorāk doyğun reŋkli, doḳ reŋkdǟki köynökler,
lıwāålar geyilye. (51) bu eyyǟm şol merhūm ādama ġoyulyān ḫormot ḫaåīplanyă. (52)
yā ecelermiẕ, gelin ġīyẕlarmıẕ bacılarmıẕ kellelerne daŋınyān öymölöri, yālıḳlarnı
maŋlayınnan, åaçıŋ görünmel dǟl, maŋlayından daŋılyă. (53) bı ḳırḳ güllǟp dowām
etmeli, şol ādamıŋ ḳırḳı geçennen åoŋ ìŋ yaḳīn hōååārları ġara yālıḳ, ġoŋur yālıḳ
daŋınmalı. (54) ḳırḳ günnön åoŋ, onåoŋ åaçıŋ görköẕülåe wolyă. (55) yā dă şol merhūm
çıḳan ādamıŋ öyündö āynā değişli bır ẕaT bolåo ādam ȫẕ yüẕ keşwüni görmöl‿dǟl
dǟwüne eyerip āynalarıŋ yüẕü örtğü wilen, yağnı ul ulı yālıḳlar wilen yapılyă. (56)
åewǟp ölü çıḳan ādamıŋ rūhu gidenōḳ ḳırḳ güllǟp ȫẕ öyünö yaḳīn ḫōååārlarnıŋ yānında
aylanyă diylen ırıma ınanc‿edilip ālìli ḫalḳımıẕa şonuŋ yālı āynaları örtğü wülen
örtülye. (57) erkeğ‿ādamlarmıẕ hem kelleåine bȫrükdür yānı taḫyaları geyyele. (58) bu
wolåo şol merḫūm ādama ġoyulyān ulloḳon ḫormotdan nışān. (59) yȫne aålında
türkmön ḫalḳımıẕ ġara reŋke cını atlanyă manāåı wār. (60) åewǟp ġara reŋk ata
bāwalarmıẕẕa diŋe yāå yerlerde ġara reŋk geylipdir. (61) şonuŋ çǖnem ādatı güllörde
ġara reŋk geyåeŋ biẕiŋ türkmön ḫalḳımıẕ kǟn ḫālāp barmayă. (62) şoŋ çǖnem ġara reŋk
diŋe yāååa geymeli dìp düşünülye. (63) åewǟp tārīḫda bır wāḳānı yātlāåıŋ gelye. (64)
yağnı türkmön ḫalḳımıẕıŋ tārīhında döwletyār diyen eåāåı mert diyen bır şahåıyetimiẕ,
gaḫrımān yāşāḳ geçenmiş. (65) türkmen ḫalḳımıẕıŋ parāḫatçılığnı ġōrān döwletyārıŋ
mertliğni göẕ öŋne tutuwam bır welāyatıŋ pāşşāåı allāyār ḫānıŋ üş åānı ġīyẕı wolonmış.
(66) onnoŋ allāyār ḫānıŋ bır ġīyẕı şo döwlötyār diyen tārīḫı ġaḫrımānıŋ, edermenliğni
göẕöğne tutup şonu åöyüpdür. (67) allāyār ḫānıŋ ḫumāyūn diyen ġīyẕı şo döwlötyāra
āşıḳ wolupdır. (68) şeyle de ȫẕ ìŋ gǖşlü åerkerdelerniŋ bìri hem şol ġīyẕa āşıḳ wolon.
(69) şo döwlötyāra bermǟn ġıåğanıp, baḫīlçılıḳ edip, yaŋḳı ġıyẕa yalan åöẕlǟp,
177
döwletyār åerkerdeleri wilen yaŋḳı āwa şikāra gidende yaŋḳı ġīyẕa yalan åöẕlǟp
åerkerde ilki wilen atını çapdırıḳ gelye de:
(70) -döwletyār nìrede? dìp aydanda, ondo:
(71) - döwletyārı duşmānlar kelleåini aldı, diyende yaŋḳı allāyār ḫānıŋ ġıyẕı
ḫumāyūn şā minārānıŋ çür depeåine çıḳıp ȫẕünü dik ışāḳlıḳġān:
(72) ‘‘döwletyār yāşamaåa bu dünyö maŋa gerek gǟl’’ dìp çür depeåinnen
bınārānıŋ, ȫẕünü oklāpdır. (73) allāyār ḫānıŋ ġīyẕı humāyūn şā, ġīyẕı yōğolonnon åoŋ
wolåo, ḫānıŋ buyruğu wülen ḳırḳ güllǟp yāå ığlān edilipdir. (74) ine şol ğünnön başlāp
bolåa hēmme ḫalḳ tutuşluğnă ġara örtğü wilen kenìẕleri, ādamları, çāğadan waşlāp ulı
yetmiş yāşlı ādamlarna çelli yāå bāğlāp ġara örtğü wilen ġara eşik geydirlipdir. (75) ine
ata bāwalarmıẕıŋ dǟplerne eyerip bolåa şol aåıllı dǟplermiẕi eyerip, edil hǟẕirki
güllörmüẕẕe de şoŋ çǖn türkmen ḫalḳımıẕ ġara reŋki diŋe yāå yerinde merḫūm ādamıŋ
ıyẕında geymekliği oŋoylı ḫāåīw edyele.
178
36.AĞIT
(1) Asırlar boyunca devam eden birçok geleneklerimiz vardır. (2) En eski
geleneklerimizden biri halk yaratıcılığıdır. (3) En yaygın olanı ağıttır. (4) Ona ses
ağıtları da deniliyor. (5) Ağıtın ne olduğunu bilmeyen yöreler de vardır. (6) Ağıt
özellikle Karataşlı, Alili, Nohur, Yomut yörelerinde görülmektedir. (7) Şöyle atalar
sözü vardır ‘‘insanın bir eli yasta, bir eli düğünde’’. (8) İnsan hayatında hem sevinçli
hem de hüzünlü günler olabiliyor. (9) Ölünün ardından akraba veya arkadaşları
tarafından söylenen ezgili şiire ağıt denir. (10) Bir ailede ölen kimsenin ardından
kardeşleri veya yakınları ağlar. (11) Feryat ederek ağlamak İslamiyet’te uygun olmayan,
hoş görülmeyen davranıştır. (12) Ölünün ardından ağlamak ayıp görülmez. (13) Ölünün
ardından ağıt yakmak da millî geleneklerden biridir. (14) Merhumu son yolculuğuna
uğurlamanın büyük bir hüznü ve ağırlığı vardır. (15) Merhumun ardından yakınları ağıt
yakarlar. (16) Ağıtlar da türkü türlerine dâhil ediliyor. (17) Özel kişiler tarafından
söyleniyor. (18) Genelde çok acı çeken kadınlar tarafından söylenir. (19) Üç beş kadın
tarafından koşma şeklinde ‘‘kızını kime bıraktın, oğlunu kime bırakıp gittin?’’ diyerek
hüzünlü bir şekilde söylenen mersiyedir. (20) Ağıtlar, Kaka ilçesinde daha çok görülür.
(21) Ağıtlar sadece ölen kişi için değil, herkes kendi ölüsüne söylüyor. (22) Biri oğlu,
biri kocası, biri kız kardeşi, biri akrabası, bir diğeri babası için ağıt yakar. (23) Herkes
vefat eden yakınlarını hatırlayarak onun üzüntüsünü paylaşarak beraber ağlıyorlar. (24)
Fakat ağıtlar uzun sürmüyor. (25) Ağıtlar yedi ile on dakika arasında devam ediyor. (26)
Çünkü ağıtlar hüzünlü oluyor. (27) Daha fazla söylemek ağır geliyor. (28) Bu yüzden
uzun süre devam ettiremiyorlar. (29) Ağıtları uzun süre devam ettiremiyorlar. (230) O
yüreğini parçalıyor. (31) Yüreğin ağzından çıkacak gibi oluyor. (32) Çünkü sana yakın
olan, aziz olan kimsenin ölüsü evden çıkıyor. (33) Sonsuzluğa gidiyor. (34) Bu yüzden
ağıt söylendiği zaman kalbin parçalanıyor. (35) Türkmen geleneğine göre ölü çıkan
evde üçü, yedisi, ayı, kırkı, yılı anılmak ölüye bir saygıdır ‘‘ölüsünü sayan bey olur,
dirisini sayan…’’ gibi atalar sözü vardır. (36) Çünkü ölüyü defnetmek, ölen kişinin üçü,
yedisi, ayı, kırkı, yılı anılmak ve mevlit okutmak gibi gelenekler vardır. (37) Bu
atalarımızdan gelen bir gelenektir. (38) Fakat bizde merhum öldüğü gün defnedilir. (39)
Öldüğü gün defnediyorlar. (40) Ertesi gün merhumun üçü anılıyor. (41) Bazı yerlerde
defnedildiği günden sonra gün sayılarak üçü anılıyor. (42) Alili yöremizde ise
defnedildiği günün ertesi üçü anılıyor. (43) Yedi gün olduktan sonra yedisi, ayı, kırk
179
gün geçtikten sonra kırkı anılıyor. (44) Bir yıl geçtikten sonra imamlar, dini anlayan,
dinin kurallarını bilen kimseler tarafından birinci yılına kuran okutuluyor. (45) Kurban
kesiliyor. (46) Akrabalar gelerek ibadet ediyorlar. (47) Kurban verildiği zaman yemeğin
çok yenmesi ayıp görülür. (48) Çünkü ölü çıkan ev hüzünlü oluyor, çok yemek yenmesi
hoi karşılanmıyor. (49) Ölü evinde bir kaşık yemek, bir parça ekmek yenilmesi ölünün
ruhuna bağışlanmış olur. (50) Yaslı aileler bir süre siyah giyerler. (51) Bu da merhuma
olan saygı anlamına geliyor. (52) Kadınlar saçlarını görünmeyecek şekilde örterler. (53)
Bu durum kırk gün devam eder. (54) Kırk günden sonra saçlarını açarlar. (55) Ölü çıkan
evde ayna türünden ne varsa üzeri büyük örtüyle kapatılır. (56) Çünkü merhumun ruhu
kırk gün boyunca evde dolaşır veya akrabalarına gider düşüncesiyle aynaların üzeri
kapatılır. (57) Erkekler başlarına şapka ya da takke giyiyorlar. (58) Bu da merhuma
duyulan saygı anlamına geliyor. (59) Fakat Türkmen halkı siyah rengi sevmiyor. (60)
Çünkü atalarımız siyahı sadece yaslı yerlerde giymişlerdir. (61) Bundan dolayı siyah
renkte kıyafet giymek hoş karşılanmıyor. (62) Siyahı sadece yaslı olduğun zaman
giyilmesi gerektiği düşünülür. (63) Çünkü tarihteki bir olayı anlateyım. (64) Dövletyar
adlı bir kahraman varmış. (65) Bir ilin padişahı Allayar Han’ın üç kızı varmış. (66)
Allayar Han’ın bir kızı Dövletyar adlı tarihi kahramanın yiğitliğini sevmiş. (67) Allayar
Han’ın Humayun adlı kızı Dövletyar’a âşık olmuş. (68) En güçlü askerlerinin biri
Dövletyar da Humayun’a âşık olmuş. (69) Babası kızını Dövletyara vermek istememiş.
Dövletyar askerleriyle ava çıkmıştır. Babası kızına yalan söylemiş, askerlerden biri atı
çaparak yanına geliyor:
(70) –Dövletyar nerede? diye sorduğu zaman:
(71) –Dövletyar’ın başını düşmanları kestiler deyince, Allayar Han’ın kızı
Humayun Şah intihar ediyor.
(72) –Dövletyar’ın olmadığı dünya bana lazım değil diyerek binanın üzerine
çıkarak kendini atmıştır. (73) Kızı Humayun Şah öldükten sonra Allayar Han’ın emriyle
kırk gün yas ilan edilmiş. (74) O günden sonra halkın tamamı, yediden yetmişe kadar
herkes siyahlara bürünerek yas tutmuşlardır. (75) Yaslı günlerde siyah giyme geleneği
günümüzde de devam etmektedir.
180
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Hurma Meredova (yaş-40)
Kāka, Şehir, Coşgun Sokak, no:55
Leyla ile Mecnun
37.LEYLA ile MECNUN
(1) men ḳāḳa şǟherniŋ yāşaycıåı ḫurma merēdıwa. (2) hǟẕir leyli mejnūn
deååānnıŋ maẕmūnnı gürrüŋ edip beryen. (3) ik arap tāypaåınıŋ çāğaları bolmoyă. (4)
olor allā tağallādan dileğ doğā edip āḫır perẕende yetyele. (5) bìrine ġīyẕ, bìrine oğul
perẕenT berye. (6) ġīyẕıŋ ādına leyli, oğlonuŋ ādına ḳayıå ġoyyola. (7) şeylelikde bı yāş
cuwānlarıŋ āraåında pǟk åöyğü döröyö. (8) ḳayıå yaŋı bır çāğacıḳ waḫtı åallançaḳdan
yatan yerine ġuloğno bır ẕāT diyyele emmā oŋo hìç kim düşünmeye. (9) åoŋuro leylìniŋ
eceåiniŋ yāına bır ayālıŋ ġoltuğunda bır ġīyẕcağaş gelye. (10) ḳayıå o çāğānı görüp
āğlamaåını ġoyyo. (11) åoŋro yaŋḳı ġīyẕcağaş başḳa yerìk gidende ḳayıå yene āğlamāğa
başlayă. (12) waḫtıŋ geçmeğ‿wilen bılarıŋ āraåında ḫaḳīḳı, yağnı çın åöyğü döröyö.
(13) bı çāğala öåüp yedi yāşa yetyele we mekdewe gidyele. (14) åoŋro mekdewe
baranlarında ḳayıå leylìni görüp ḫāåam oŋo āşıḳ wolyă. (15) o nǟme oḳoyānnı, nǟme
diyyǟnni bilmeye. (16) leyli wolåo mınıŋ üååünnön gülye. (17) buloruŋ āraåında ötö
åöyğü başlanyă. (18) ḳayå üçǖn leylìniŋ keşwi hemmelerden owodon. (19) leyli bilen
ḳayåıŋ bìrek bìreğe bolon åöyğüåünü leylìniŋ ataåı eşidye we muŋa ırāẕı bolmoyă. (20)
åoŋ leylìŋ eceåi leylìni mekdewe ìwermeẕliğni berk åarğayă. (21) leyli eceåine kǟn
yalwaryă, kǟn ẕārīnlayă emmā eceåiniŋ elindǟki ẕāT dǟl. (22) åewǟwi ol ȫẕ ādamåınıŋ
erkindǟki alāşåıẕ ene. (23) leyli nǟm‿çǖn mekdewe gelmeyǟndiğni ḫalīpaåından ḳayıå
åoroyă. (24) åoŋro ḳayıå bu ḫawarı eşdenåoŋ ȫẕünü çöl beyewānna taşlayă. (25) leylìŋ at
‿eneåi bu ḫawarı eşdip, ḳayåıŋ ādatı ādamlaŋ yāına dolonuḳ gelmeğni åarğayă. (26)
åoŋ leylìŋ eceåi kǟn düşündürye emmā leyli düşünmeye. (27) ḳayıå bır nǟçe cānlı
cāndārla wülen hem de ġarrı māmānıŋ itiniŋ boynuna ȫẕünü åalıp, ġarrı māmānıŋ īyẕına
düşyö. (28) ġarrı māma ḳayåı ȫẕ iti wilen ìdedye. (29) waḫtıŋ geçmeğ ‿ wülen
mecnūnuŋ at‿eneåi onı mekgǟ yağnı muåulmānlarıŋ ġuwoncı wolon kǟwǟ ẕıyārata alıḳ
181
gidyele. (30) allā tağallādan ȫẕ oğlunuŋ aḳıl ḫūşlı bolmoğnı dileyele. (31) ḳıyāå wolåa
diŋe mekge medìnǟ ȫẕünü oḳlāp, ẕārīnlāp ‘‘waḫ leyli’’ diyye. (32) o yeriŋ ulomolorı,
hekìmleri mejnūnuŋ ağır dertde bolondığnı çǟre tapıp bilmeyele. (33) mejnūn ȫẕünüŋ
nǟhìli ağır dertde bolondığnı, oŋ eminiŋ yōḳdığnı aydyă. (34) åoŋ mecnūnuŋ ḳāḳăåı bu
yağdayı yüröğnö åığdırı‿wilmeye we dünyödön ötye. (35) mejnūnuŋ yāına leylìniŋ
eceåi ḫalīpanı ìwerye. (36) halīpānı ìwerip mejnūnı çöl beyewāınnan getirmeğni ḫalḳıŋ
ādamlarnıŋ yāına ìwermeğni åōroyă. (37) ine şo ġanīm duşmānı wolon, yağnı leylìniŋ
ataåınıŋ ġanīm duşmānı bolon nowfula bu ḫawar ġuloğna eşdilye. (38) ol ȫẕünüŋ
duşmānçılıḳlı yağdaynı uruş ẕerārlı alıp barmān, yaŋḳı leylìni ȫẕünö ayāl edip almaḳ
iåleye. (39) bu ḫawarı eşidye we mejnūnı leyliden ayırmak iåleye. (40) åoŋ nowful ȫẕ
weẕìrine şeyle dìyye. (41) staḳāna şerāp ġuyup şonı mejnūna bermeğni aydyă. (42) bu
şerāwı ġuyonåoŋla mejnūn içmǟn nowfuluŋ ȫẕ içye we ölyö. (43) åoŋ mejnūn wülen
leyli bu dünyöde bağtlı bolup bilmeyele. (44) bìr bìrlerne ġowuşmăyăla. (45) olor ötöki
dünyede ġowuşāymaåala. (46) waḫtıŋ geçmeğ‿wülen leyli yaramān åāralıp åolyă. (47)
bu ḫawarı eşden mecnūn leylìŋ yāına gelmekçi wolyă. (48) åoŋ leylìŋ yāına gelende
leyli dünyödön ötye. (49) mejnūn wolåo ȫẕünüŋ beyle ìş edip çöl beyewāınna
gidenliğne ökünyö. (50) åoŋ eceåiniŋ durondığnı görüp eceåini tanamān ẕordon tanāp
başlayă. (51) eceåi mejnūnı öylörnö äkiTmek iåleye. (52) yȫnö, mejnūn şō leylìniŋ
maẕārnıŋ yānında āğlāp āğlāp, ẕārīn ẕārīn āğlayă. (53) åoŋro mejnūn maẕārnıŋ yānında
ẕārīn ẕārīn āğlāp, ecir çekip waḫ leyli dìp ȫẕü hem şol yerde cān werye. (54) bılar
pānīda bìrek bìreğe ġowşup bilmeyele. (55) ġāyıpda bìri bìriniŋ dìdārına åataşmalı
wolyălă.
182
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Hurma Meredova (yaş-40)
Kāka, Şehir, Coşgun Sokak, no: 55
Leyla ile Mecnun
37.LEYLA ile MECNUN
(1) Adım Hurma Meredova, Kaka şehrinde yaşıyorum. (2) Şimdi Leyla ile
Mecnun destanı anlatayım. (3) İki Arap tayfanın çocukları olmuyor. (4) Onlar Allah’a
dua ederek sonunda çocuk sahibi oluyorlar. (5) Birine kız, birine erkek evlat veriyor. (6)
Kıza Leyli, erkeğe Kayıs adını vermişler. (7) Zamanla gençler biri birine âşık oluyorlar.
(8) Kayıs bebekken salıncakta uyuduğu sırada kulağına bir şey söylüyorlar ama kimse
anlamıyor. (9) Sonra Leyli’nin annesinin yanına elinde kızıyla bir kadın geliyor. (10)
Kayıs o çocuğu görerek ağlamasını bırakıyor. (11) Küçük kız Kayıs’tan uzaklaştığı
zaman yine ağlamaya başlıyor. (12) Zamanla bunların arasında gerçek sevgi oluşuyor.
(13) Çocuklar yedi yaşlarında okula başlıyorlar. (14) Kayıs her gün okulda Leyli’yi
görerek daha çok bağlanmış. (15) Okuduğundan bir şey anlamamış. (16) Leyli de
Kayıs’ın bu haline gülmüş. (17) Bunların birbirlerini sevmeye başlıyorlar. (18) Kayıs
için Leyli herkesten güzel. (19) Leyli ile Kayıs’ın arasındaki sevgiyi Leyli’nin babası
duyuyor ve buna razı olmuyor. (20) Bu sebepten dolayı Leyli’nin annesine kızını okula
göndermemesini tembihliyor. (21) Leyli annesine çok yalvarıyor, fakat annesinin elinde
değil. (22) Çünkü kocasına bağlı çaresiz anne. (23) Kayıs hocasına Leyli’nin neden
okula gelmediğini soruyor. (24) Kayıs bu haberi duyunca kendini çöllere atıyor. (25)
Leyli’nin anne babası Kayıs’ın çöllerde olduğunu duyunca insanların arasına dönmesi
gerektiğini söylüyor. (26) Annesi Kayıs’tan vazgeçmesini istiyor. (27) Kayıs birçok
hayvanlarla yaşlı nenenin köpeğiyle birlikte nenenin peşine gidiyor. (28) Yaşlı nene
köpeğiyle birlikte Kayıs’a da bakıyor. (29) Zamanla Mecnun’un anne babası onu
Mekke’ye yani Müslümanların sevinci olan Kâbe’yi ziyarete götürüyorlar. (30)
Allah’tan, oğlunun aklî dengesinin yerinde olmasını diliyorlar. (31) Mekke Medine’ye
götürmelerine rağmen Kayıs sadece Leyli diyerek sayıklıyor. (32) Oradaki doktorlar da
Mecnun’a çare bulamıyorlar. (33) Mecnun ağır dertte olduğunu, derdine çare
bulamadıklarını söylüyorlar. (34) Babası bu duruma dayanamayıp vefat ediyor. (35)
Leyli’nin annesi Mecnun’un yanına yardımcılarını gönderiyor. (36) Mecnun’u çöllerden
getirmesini, halkın arasında bulunmasını istiyor. (37) Leyli’nin babasının düşmanı olan
183
Novful’a bu haber geliyor. (38) Novful, düşmanlığı bırakıp Leyli’yi kendine eş olarak
almak istiyor. (39) Mecnun’u Leyli’den ayırmak istiyor. (40) Novful kendi
yardımcılarından birine Mecnun’un şarabına zehir katarak vermesini emrediyor. (42)
Zehirli şarabı yanlışlıkla Novful içiyor ve ölüyor. (43) Leyli, yine de Mecnun’a
kavuşamıyor. (45) Onlar belki ahirette kavuşabilirler. (46) Zamanla, Leyli hastalanıyor.
(47) Haberi duyan Mecnun, Leyli’nin yanına gelmek istiyor. (48) Ancak Leyli’yi
görmeye geldiği zaman Leyli dünyadan göç ediyor. (49) Mecnun ise çöle gittiğine
pişman oluyor. (50) Önce annesini tanımıyor, sonradan tanıyor. (51) Annesi Leyli’nin
mezarının başında ağlayan Mecnun’u evine götürmeye çalışıyor. (53) Mecnun,
Leyli’nin mezarının başında feryat ederek can veriyor. (54) Bu dünyada birbirine
kavuşamayan âşıklar, öteki dünyada kavuşuyorlar.
184
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Annagözel Merdanmıradova (yaş-45)
Kaka, Şehir, Türkmenbaşı Sokak, no: 9
Özgeçmiş
38.ÖZGEÇMİŞ
(1) […] ānnağöẕöl. (2) ḳāḳa şǟherçeåiniŋ yāşaycıåı. (3) araååaçılıḳ we keåelleriŋ
yayramağna ġarşı göröşmek ġulluğunda luḳmānıŋ kömökçüåi wolup ìşleyen. (4) men
bır müŋ doḳġuẕ yüẕ toğåoncı yıldan bǟri keåeliŋ öŋünö alış åancımlarıŋ yerine
yetirilşine, oloruŋ alıp barşına göẕöğçülük ìşlerni alıp baryăn. (5) biẕiŋ ìşimiẕẕe eåāåān
wakţìnaları çāğalara ġow ḫìllı åancımlar etmeğ üçìn etrāwmıẕıŋ ammarında
göẕöğçülükde åaḳlāp şolorı åağlıḳ öylörnö, åağlık merkeẕlerne pāylayān şol ìşi alıp
baryăn. (6) her āyıŋ başına vaḳţìna åerìşdelerni åağlığ‿öylörnö beryen talapnāma
eåāåında. (7) åağlığ öylörünnenem āyıŋ ortolorna ḫaåāwatlarnı alıp åağlığı ġōroyış
mınìstırlığna ḫaåāwat beryeå. (8) biẕiŋ edārāmıẕẕa keåeliŋ öŋünö almaḳ ìşleri hemìşe
dōlı düẕğüne talawa lāyıḳlıḳda alnıp barılyă. (9) ȫẕüm şu çāğalara keåeliŋ öŋünü alış
åancımlarnı waḫtında kalindār boyīnça geçirmeğ üçìn wağıẕ naåīhat ìşlerni ìlatıŋ
āraåında alıp baryăn. (10) biẕiŋ etrāwmıẕẕa biẕiŋ şäherçǟmiẕẕe åancımdan yüẕ‿
ẕönderyǟnler yōḳ. (11) ȫẕ waḫtlı waḫtında kalindār eåāåında geçiryeå. (12)
rāyatlarmıẕam keåeliŋ öŋünö almaḳlıḳda åancımları waḫtlı waḫtında çāğalarna
etdirmeklikde dīynmān gìce gündìẕ aladaåı edip, waḫtlı waḫtında gelip alıp duryălar dă
şo vaḳţìnalarnı. (13) oŋ çǖnem kǟbır yüẕö çıḳyān bökdenşåiẕlik żātlar bolonōḳ. (14)
vaḳţinalar biẕ döwlötümüẕ tarapınnan ġıẕıl pulă åatın alınyă. (15) vaḳţìnalarmıẕ biẕe
rāyatlarmıẕa muḫt edilye. (16) bır ğeẕeklik şprìţlaram muḫtuno ġoywörilye. (17)
hēmme åerìşdelermiẕ muḫtuno ġoywörilye. (18) vaḳtìnaları ḫowpåuẕ åaḳlamağü‿çǖn
döwlötümüẕ tarapınnan dōl ‿ üpcün edilye. (19) daşamaḳlıḳda dă vaḳţìnalarmıẕı
tērmıålar wilen bütǖn dünyǟ åağlığı ġōroyış ġuromoåunıŋ ġoldow wülen eåāålanıp
termıålarda ġatnadyăå. (20) biẕẕe, onnon waşğa dă edārāmıẕẕa ḫalḳıŋ ḫāl yağdaynı
ġowloşdırmaḳ, araååaçılıḳ ìşlerni alıp barmağ üçǖn her hepdǟniŋ dȫrdüncü ğünlörü
185
dayḫān birleşiklere ōwolora barıp, şoloruŋ araååaçılıḳ ìşlerne, göẕöğçülük ìşlerni edip
duryăå, ìşimiẕẕen daşaram. (21) yȫrǖtö berkidilen ḳalḫōẕlormıẕ wār. (22) şol ḳalḫōẕlara
gidip araååaçılıḳ ìşlerni geçip, ìlātıŋ āraåīnda wağıẕ neåìḫat ìşlerni geçiryeå. (23) ḫapa,
ẕìl ẕiwilleri dökmöẕlik, köçölörmiẕiŋ araååaçılığı, awadānçılığı, bāğlarmıẕıŋ
araååalamaḳ ìşlerni düşündürüp rāyatlarmıẕa aydıP beryeå. (24) gerek yağdayında
netìceåini bilmeğ üçǖn cerìme etmekliği yōla ġoyyoå, gerek wolåo. (25) arçınlıḳ wülen
ìşleşyeå. (26) eåāåı biẕiŋ ìşimiẕ şolor yālaḳ nemelerde alnıp barılyă. (27) onnon daşaram
her āyda biẕ keåeliŋ öŋünü alış åancımlarnıŋ åelcermeåini geçiryeå. (28) onnoŋ okūw
maålaḫatlarnı geçiryeå. (29) åancım şepāğaT uyolormıẕ wār. (30) yörǖtö şolor wilen
wağıẕ neåìḫatını geçirip oḳū amalī maålaḫatlarnam geçirip duryăå. (31) her yılda yȫrǖtö
ruğåatnāma weryeå, keåeliŋ öŋünü alış åancımlarnı geçirmǟğe. (32) olor åīnağları
berennen åoŋ biẕ ruğåotnāmaåını, onnon åoŋ beryeå, yılıŋ başına yıllık ruğåatnāmaları.
(33) şol ruğåotnāmaåı bolmoåo, her yılda almaåa, åīnağlardan doğru dōlı geçmeåe, biẕ
ruğåotnāmānı beremẕōḳ şepāğaT uyolormıẕa. (34) ġaraẕ şulor yālı ìşlermiẕi ȫẕ
meyilnāmāmıẕ woyunço alıp baryăå.
186
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Annagözel Merdanmıradova (yaş-45)
Kaka, Şehir, Türkmenbaşı Sokak, no: 9
Özgeçmiş
38.ÖZGEÇMİŞ
(1) Adım Annagözel. (2) Kaka şehrinde yaşıyorum. (3) Yardımcı olarak
çalışıyorum. (4) Ben bin dokuz yüz doksanıncı yıldan beri gözetmen olarak çalışıyorum.
(5) Bizim mesleğimiz özellikle etkili aşılar yapmak için ilçemizin depolarında tutarak,
sağlık ocaklarına dağıtıyorum. (6) Her ayın başında aşı malzemelerini talebe göre sağlık
ocaklarına veriyorum. (7) Sağlık ocaklarından ayın ortasında hesap alıyoruz, sağlık
bakanlığına hesap veriyoruz. (8) Sağlığı koruma işleri her zaman düzenli yapılıyor. (9)
Çocuklara zamanında aşılarını almalarını, takvimi takip etmelerini söylüyorum. (10)
İlçede herkes aşısını yaptırır. (11) Onu da zamanında, takvime göre uygularız. (12)
Çocukların aşıları zamanında yapılır. (13) Bundan dolayı düzensizlik olmuyor. (14)
Aşılar, devlet tarafından altın parayla alınıyor. (15) Aşılar insanlara bedava yapılıyor.
(16) Bir kerelik iğneler bedava yapılıyor. (17) Bütün malzemeler bedava yapılıyor. (18)
Aşıların zarar görmemesi için devlet tarafından korunuyor. (19) Aşılarımızı
termoslarda, bütün dünya sağlık ocakların desteklediği termoslarda taşıyoruz. (20)
Şirketimizde ek iş olarak halkın durumunu iyileştirme, temizlik işlerini yönetmek için
haftanın dördüncü günleri çiftçilere, köylere giderek temizlik işlerini kontrol ediyoruz.
(21) Özel yönetilen çiftçilerimiz var. (22)O çiftçilere giderek temizlik işleriyle ilgili
bilgiler veriyoruz. (23) Pislik, zil zibil dökülmemesi, sokakların temiz tutulması,
ağaçları temizleme işlerini anlatıyoruz. (24) Lazım olduğu zaman, sonucunu bilmek için
ceza ödeme işlemlerini yapıyoruz. (25) Muhtar ile bağlantılıyız. (26) Genel işlerimiz
burada görülür. (27) Onun dışında her ay biz sağlığı koruma işlerinde aşı işlerinin
azalmasını çalışıyoruz. (28) Sonra okulda yapılacak aşıların istişaresini yapıyoruz. (29)
Hemşerilerimiz var. (30) Onlarla istişaresini yaparak okul etkinliklerini de yapıyoruz.
(31) Hastalıkların önlemi alınması için her yıl özel izin mektubu veriyoruz. (32) İzin
mektubu sınavı geçtikten sonra veriyoruz. (33) Her sene sınava tabi tutulur ve sınavı
geçmeden izin mektubu verilmez. (34) Yani bu işleri kendi programımıza göre
yönetiyoruz.
187
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Perhat Gurnabov Çiftçi
Kāka, Şehir, Taçli Hacaman Sokak, no: 3
Nedirşa Hikayesi
39.NEDİRŞA HİKAYESİ
(1) ḳāḳa etrāwınıŋ yāşaycıåı perhāt ġurwānıf. (2) meŋ åiẕe aydıP bercek
rowāyatım nedirşā wārada. (3) nedirşānıŋ döröyşü, gelip çıḳışı, nǟdip şā wolşı. (4) ay
men hem ine ḫīwātda lāgerda bolomda eşitdimday. (5) şo tāyda mōlumla aydıP berdi,
nedirşā wārada. (6) nedirşā başda çoponuŋ oğl‿eken, yȫne ġarīw eken. (7) ay şol
çopon edip… (8) o döwürlöyem nǟme ġoŋşu ḫānlığı, eyrān ḫānlığı wār. (9) ḫīwa ḫānlığı
gǖnde günāşa urşo gelipdirleday. (10) urşup yeŋşip şeydip… (11) bır ğünem nedirşā şo
ḫīwa taraplarda ġoyun baḳıp yörön eken wölìn eyrānıŋ şāåı bıları gelip baåıw‿alıḳ
gidye, hemmeåini. (12) onnōn åoŋ bı ġul woluP ìşleye. (13) ẕındānda yatyă. (14) mıŋ
yāındayam keymir kȫr wolupdır. (15) bır ğün bı dìş göryö. (16) dìş ğörye onåoŋ dìşinde
ȫẕü yoḳordamışın, ġapdalındayăm buğdoy åümmüllörü aylanıp yȫr. (17) onnōŋ mını bır
ğün keymir kȫre gürrüŋ werye. (18) keymir kȫrem dìyye, dìşini yoryă dă dìyye:
(19) -åen neåìp bolåo, åen şā woloråuŋ, dìyye. (20) hēmme şālıḳlaram åene
boyun eğer, dìyye wölìn nedirşāyam gülyö, şo wağt.
(21) - ay durday yāşulı, şoŋŋālı żādā boloåı yōḳ, dìyye.
(22) - yō bı meŋ çınım, ḫaḳīḳatdanam çınımdır, dìyye. (23) ay onnon åoŋ bolyā
dìp:
(24) - şā wolåom åeŋ iåleŋŋi bercāy edern, dìyye.
(25) - ay, bolyă et, dìyye.
(26) wağt geçye. (27) onnon åoŋ eyrān şāåı, onnon åoŋ hīwa töwöröklörni baåıw
‿alyă. (28) şondo nedirşānam alıḳ gidye. (29) onnoŋ nedirşā şo tāyda ìşleye. (30) ġul
woluw‿ ìşleye bìriniŋ öyündö. (31) yȫnö, ol nedirşā berlen, neme gǖşlü åöwöşşü
wolupdur. (32) onnon åoŋ nedirşānı bıla ilki, ġoşuna alyăla, eyrānla. (33) bı yowoş
188
yowoşdan weẕìpeåi ulolup başlanyă, ḫānam mıŋa göwnü yetip başlayă. (34) åewǟwi bı
giden yerinde ilki ōnbeğ, åoŋ tümön beğ, åoŋ yüẕwaşı. (35) şeydipday bıla şeydip kǟn
wağtla geçye, ìŋ åoŋundo ḫānıŋ weẕìpeåine çelli yetye. (36) bır ğün ḫān duydānåıẕ
yōğolyă, dìyye. (37) nedirşānı ḫalḳ bını şā edip åaylāpdırla. (38) ay onnon åoŋ nedirşā,
āy ğeçye, gün ğeçye, tārīhda eşdişimiẕ yālı bār yerini baåıwalyă bı. (39) ìŋ åoŋundo bı
gelye de, nemǟ ğelye şo ḫīwāda ğelye. (40) hǟẕirki ḫīwāda ğelye. (41) ḫīwādam şeyle
bır owodon wolupdır, bāğ baḳcaları mı ẕāt mı? (42) ay ġatı owodon dìyyeday. (43) onu
baåıw‿alar yālı yer dǟl dìyye, yȫne nedirşā şonı baåıw‿alcaḳ wolup nǟçe hücüm edye
baåıw‿alıp bilmeye. (44) āḫırı mıŋ åuwunı keåye. (45) ġalāŋ töwöröğündǟki åuwı
keååırye welìn, nedirşā onnon åoŋ ōwāŋ içem ulı neme wolyă, ġīykda wāḳ, ‘‘nǟm‿
ederåkǟ, biẕ yeŋilyeå’’ ẕāt dìp, dìyye. (46) şondo onnoŋ keymir kȫr diyen pāşşā çıḳyă dă
aydyă. (47) keymir kȫr pāşşā dǟl de, yāşaycı woluḳ geçye kǟbır rowāyata görǟ. (48)
çıḳıp aydıp baryă bılara:
(49) -men şo ḫānı ġaytararın, dìyye. (50) yȫnö, meŋ iåleğim bercāy wolåun,
dìyyeday.
(51) ay ḫalḳăm rāẕī wolyă mıŋa. (52) onnoŋ:
(53) - meni ġalādan çıḳarıḳ ġoywöriŋ, dìyye.
(54) ġalādan çıḳarıḳ ġoywörye weli bı gȫn nediriŋ yāına waryă. (55) çādırna
waryă welìni nedirem çāy içip yatīp, ‘‘haçan ġalānı aların’’ dìp yatan eken. (56) onnoŋ
keymiri görye de laŋŋa yerinden turyă bı.
(57) -nǟm‿moldı, howwo...
(58) mıŋ wilen åalāmlaşıp ẕād edip... (59) keymire åaçaḳ yaẕẕırıp, üç ğün heẕẕet
ḫormot edye mıŋa. (60) nǟme dìåe nǟme ğoyåo... (61) üç ğünnön åoŋ mıŋa dìyye:
(62) -åen nǟme iåleğ wilen geldiŋ ayt. (63) men åeŋ iåleŋŋi çöẕcök. (64) åewǟwi
åen maŋa şey diyipdiŋ:
(65) - men åene åöẕ weripdim, dìyye. (66) yekece iåleğ, dìyye.
189
(67) oyăm aydyă:
(68) -eğer de åen meŋ iåleğmi bercāy etåeŋ, şu ġalādan git we ġaydıwam gelme,
dìyye.
(69) şey dìyye welìn ilki mıŋa boyun bolmocoḳ wolyă. (70) onno keymirkȫr
aydyă:
(71) - åen meŋ iåleğmi yerine yetircek dìydiŋǟ?! (72) oyăm:
(73) - nǟme, ġıẕıl wer dìåeŋ ġıẕıl wereyn, altın wer dìåeŋ altın wereyn. (74) diliŋ
gürlǟn ẕādını wereyn, iåleåeŋ de şālığmıŋ yāråını bereyn, dìyye.
(75) -yōḳ, meŋ iåleğmi bercāy etcek wolåoŋ, dìyye, şu ġalā değme! dìyye.
(76) āḫır åoŋ nedir, keymiriŋ yüẕünnön geçip bilmǟn şo ġoşunu īyẕa çekdirye.
(77) åū ġoywörüwem īẕına alıḳ gitye. (78) şonnon åoŋ nedir, şo töwöröğö gelmeye. (79)
şonnon åoŋom ‘‘ḫīywa āwāt’’ dìp ādı ġālyă.
190
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Perhat Gurnabov Çiftçi
Kaka, Şehir, Taçli Hacaman Sokak, no: 3
Nedirşa Hikayesi
39.NADİRŞAH HİKAYESİ
(1) Ben Kurbanov Ferhat, Kaka ilçesinde yaşıyorum. (2) Nadir Şah rivayetini
anlatacağım. (3) Nedir Şah’ın hayatı hakkında anlatacağım. (4) Hıvat’ta kampta
olduğum zamanlarda öğrendim. (5) Nadir Şah hakkında oradaki öğretmenler anlattı. (6)
Nadir Şah fakir bir çoban ailenin çocuğuydu. (7) Çobanlık yapıyordu. (8) O dönemlerde
komşu İran hanlığı vardı. (9) Hive hanlığı sürekli savaş açmışlar. (10) Savaşıp,
kazanıp…(11) Bir gün Nadir Şah Hive taraflarda koyunları otlattığı sırada İran padişahı
bunları yağmalamış. (12) Nadir Şah Hive Han’ın kölesi olmuş. (13) Zindanda kalıyor.
(14) Keymir Körle aynı zindanda kalmış. (15) Bir gün bu rüya görüyor. (16) Rüyasında
görüyor ki yukarıda etrafında başaklar geziyormuş. (17) Bir gün Keymir Kör’e rüyasını
anlatıyor. (18) Keymir Kör de rüyasını yorumluyor:
(19) –Sen gelecekte padişah olacaksın, diyor. (20) Bütün hanlıklar sana tabi olur,
deyince Nadir Şah gülerek şöyle diyor:
(21) –Dur dede, böyle bir şey olamaz, diyor.
(22) –Hayır gerçeği söylüyorum, diyor. (23) Ondan sonra tamam, diyerek:
(24) –Padişah olursam senin isteklerini yaparım, diyor.
(25) –Tamam yap, diyor.
(26) Zaman geçiyor. (27) İran padişahı, Hive tarafları işkâl ediyor. (28) Savaşa
Nadir Şah’ı da götürüyor. (29) Nadir Şah orada çalışıyor. (30) Padişah’ın yanında köle
olarak çalışıyor. (31) Nadir Şah güçlü savaşçıymış. (32) İran Şah’ı Nadir Şahı önce
orduya alıyorlar. (33) Zamanla Nadir Şah’ın makamı yükselmeye başlıyor. (34) Önce
on başı, sonra bin başı, yüz başı oluyor. (35) En sonunda padişah makamına kadar
geliyor. (36) İran padişahı aniden vefat ediyor. (37) Nadir Şah’ İran padişahı olarak
seçiyorlar. (38) Nadir Şah padişah olduktan sonra çok seferlere çıkıyor. (39) Hıvat’a
kadar geliyor. (40) Şimdiki Hıvat’a. (41) Hıvat da o kadar güzel, bağlı bahçeli bir
yermiş. (42) Çok güzel bir yermiş. (43) Nadir Şah Hıvat’ı almak için birkaç kere sefere
191
çıkıyor, fakat başarılı olamıyor. (44) Hıvat’a gelen suyu kapatıyor. (45) Nadir Şah
kalenin etrafındaki suyu kapatınca çaresiz kalıyorlar. (46) Keymir Kör adlı padişah
söylüyor. (47) Bazı rivayetlere göre Keymir Kör sıradan halk olarak da biliniyor. (48)
Keymir Kör diyor:
(49) –Ben o padişahı geri gönderirim, diyor. (50) Fakat isteğim yerine getirilsin,
diyor.
(51) Halk da razı oluyor. (52) Sonra:
(53) –Beni kaleden çıkarın, diyor.
(54) Kaleden çıkarıyorlar ve direkt Nadir’in yanına gidiyor. (55) Nadir Şah’ı
görmek için Nadir Şah’ın çadırına gidiyor. (56) Nadir Şah Keymir’i görünce hemen
ayağa kalkıyor.
(57) –Evet ne oldu?
(58) Keymir Kör ile selamlaşıyor. (59) Keymir’i üç gün ağırlıyor. (60) Ne
istese, ne derse yapıyor. (61) Üç gün geçince Keymir Kör’e soruyor:
(62) –Sen ne istekle geldin, söyle! (63) Ben senin isteğini yapacağım. (64)
Çünkü sen bana şöyle demiştin. (65) Sana söz vermiştim, diyor. (66) Sadece isteğini
söyle, diyor.
(67) O da söylüyor:
(68) –Eğer sen isteklerimi yapacaksan, şu kaleden git ve bir daha gelme, diyor.
(69) Öne bu isteğini kabul etmek istemiyor. (70) Keymir Kör, diyor:
(71) –Sen isteğimi yapacağım demiştin. (72) O da:
(73) –Altın vereyim. (74) Ne dilersen dile, istersen de padişahlığımın yarısını
vereyim, diyor.
(75) –Yok, isteklerimi yapacaksan, bu kaleye dokunma, diyor.
(76) Nadir Şah, Keymir’in hatırından çıkamayıp orduyu geri çeviriyor. (77)
Kalenin çevresindeki suyu açarak geri dönüyor. (78) Nadir Şah bir daha o çevrelere
gelmiyor. (79) Bundan dolayı adı ‘‘Hıva Abat’’ kalıyor.
192
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Annacemal Cumayeva, çoban (yaş 52)
Kāka, Onbeği Oba, Seyit Nesimi Sokak, no 6
Çobancılık Mesleği
40.ÇOBANCILIK
(1) başlāyın mı? (2) yaŋḳīnı başğamānnan aydayn mı? (3) ḫowwo, biẕiŋ
maşğalāmıẕ çopon. (4) ādamīm cumāyıf ḫāndurdı. (5) menem onuŋ ayālı cumāyıwa
ānnacamāl ādımam. (6) biẕiŋ ḫocoluğmıẕẕa bǟş oğlumuẕ, bǟş ġıyẕımıẕ wār. (7)
oğlonlammıẕam çopon, ġīyẕlammıẕam mōllım, duhdor. (8) şu ḫīlı wolup ìşleyek. (9)
[…] dǟnìni yılda ġoyunmıẕā ġoç‿ȫwrülye. (10) onnoŋ, onnonam dǟni alt‿āydan åoŋ
ġuẕu wolyă. (11) onnoŋ o ġuẕīnı alt‿āydan åoŋ ayıryăla. (12) onnoŋ yılda iki yōlāmam
ġırḳım molyă. (13) yāẕ ġırḳımı gǖẕ ġırḳımı. (14) gǖẕ ġırḳımınnan alıp keç‿edi‿
wilyek. (15) yāẕ ġırḳımınnan ḫālı doḳāp bilyek. (16) onnoŋ ġoynu, geçìni åağıp dǟnìni
peynìr edyek, çāl tutyăk åǖdünnön. (17) ine şı ḫīlı peydālanyăk. (18) onuŋ çȫrünüyem,
tìwünü […] tamdıra åalıp çörök bişiryek, tamdır çörök. (19) çālıyăm dǟnìni bır piti
ğāẕana ġatıḳ ġuyyăḳ da onnoŋ üååünnön åū ġuyup, bılaşdırıp bılaşdırīp, onnoŋ äkidip
geçìŋ tìwündö alıp, geçìni üååünö åağyăḳ wölìni oyăm üẕü dǟni ġalıp neme wolyă, olom
hȫnüm molyă. (20) onom çöröğ ìyyek ışāğıyăm, çālınıyăm.[…] çāğacıḳlammıẕ wilen
ìyyek. (21) māl baḳmaḳ ḳīnırāḳ weli, ḳīnırāğam molåo şo ẕatlarnı ȫndüryek yılıŋ yılna.
(22) tüwöleme gül yālı çāğacıḳlam çopon. (23) ȫẕümem gidip ġoynı åağyăn dǟnìni çāl
edyen.
(24) - düye åakladıŋıẕ mı?
(25) ḫowwa düye åaḳlayăḳ, düye åağyăḳ. (26) onuŋam åǖdünnen çāl edyek. (27)
oŋ üẕüyem dǟni hȫnüm molyă. (28) hȫnümni ìyyek. (29) düye åǖdüyem şeyle dermān;
aşğāẕan üçǖn, ȫkön üçǖn. (30) şeyle ġowı, maålaḫat […] duhdorom berye şonı iyiŋ, içiŋ
dìp. (31) ınhā, yāẕınayā dǟnìni yandaḳ yığıp beryek, ot weryek ġışınayăm diŋe yandaḳ
baåyăḳ. (32) düyö şonı ìyye. (33) yandağam dermān, ādam üçǖnem. (34) ine şeydiwem
düye åaḳlaåaŋam şo hīlı. (35) onuŋ yüŋünüyem, düyǟniŋ yüŋünnenem jempir doḳomolı,
193
ġuşoğ etmeli ādamā, bìliŋe ġuşoğ edyeŋ. (36) böwrökleŋŋe peydā oyăm. (37) düyǟŋ
yüŋünnen keçe edilenōḳ. (38) åewǟwi ol neme günǟ. (39) günǟniŋ åewǟwinem bilcek
dǟl de, günǟ düyǟniŋ yüŋünü nem‿etmek. (40) emmā ġoynuŋ yüŋünü keç‿etmeli, o
bolyă. (41) düyǟniŋ yüŋünü yorğon etmeli, döşöğ etmel dǟl. (42) pìri gǖşli åadağaåı
wolduğum. (43) düyǟniŋ pìri weyå bāva, ġoynuŋ pìriyem[….] (44) åadağaåı woloyn bıla
gǖşlü ẕāT, ġurwānı ğideyin. (45) ġoyun dǟnìni ġuẕīnı ġulloyă wolìni ġoyun almayă.
(46) şo yerden dǟnìni nemedyek, çuḳġur ġaẕıp ġoynu, ġuẕīnı şoŋ içine åalmalı. (47)
ağẕınıyam yapmalı. (48) onnoŋ ġuẕīnı emdirye. (49) ine şeydiwöm kemāla getiryek,
ġuẕīnıyăm, almadıḳ ġoyunḳıları. (50) alan ġoyunlaram...(51) wağōn wār şo yerde,
kümǟmiẕ wār şo yȫrde, onnoŋ eşşeğmiẕ wār, itimiẕ wār nǟçe åānı. (52) şeydiwem
ġoyun baḳmalı.
(53) ‘‘ġoynuŋ yatağı nǟhìli wolyă?’’ (54) ġoynuŋ yatağıyăm, åētkadan ġoyun
yatağ edyek. (55) berk etmeåeŋem mȫcök dǟnìni ġoyunları gelip ìyye. (56) mȫcöğem
iyende diŋe dǟnìni ġūruğnu alyă. (57) bırā boḳurdoğnı döşyö ġoynuŋ, bıram ġūruğnu
alyă. (58) şeydiwem şo yerlerni iyiwem gidye mȫcök. (59) […] wār. (60) ġışına şo yere
gìrye ġoyun, åïḳda, ġārda, yağışda. (61) ine yāẕınayăm daşarda gìŋirǟk yerden åētkadan
āğıl edilye. (62) ine ġışımıẕam şoŋŋālı woluḳ geçye.
(63) ‘‘ġışda nǟhìli ìmit weryeŋiẕ?’’ ġışda ìmitimiẕ, yandaḳ wilen bede. (64)
yandaḳ baåılyă giden nemeye, şo āğılıŋ içine. (65) iki taraplayınam ġoyun ìyye. (66)
onnoŋ bede ӓkidilye. (67) ine şeydiwem ġışdayăm şonı ìyyele. (68) yāẕdayam meydān
ȫrüye çıkaryălă. (69) ot ìp yȫr, nǟme iålǟn otunı.
194
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Annacemal Cumayeva, çoban (yaş 52)
Kāka, Onbeği Oba, Seyir Nesimi Sokak, no 6
Çobancılık Mesleği
40.ÇOBANCILIK
(3) Çoban ailesindenim. (4) Kocamın adı Cumayev Handurdı. (5) Adım
Cumayeva Annacemal. (6) Beş kızım, beş oğlum var. (7) Oğullarımın hepsi çoban,
kızlarım da öğretmen, doktor. (8) Hep birlikte çalışıyoruz. (9) […] yılda koç ve
koyunlarımız oluyor. (10) Altı aydan sonra kuzuları oluyor. (11) Altı ay sonra kuzuları
analarından ayırıyorlar. (12) Yılda iki kere kırpma oluyor: (13) İlkbahar ve son bahar
kırpma. (14) Sonbaharda kırpılmış yünden keçe yapabiliyoruz. (15) İlkbaharda kırpılmış
yünden halı dokuyabiliyoruz. (16) Koyunun ve keçinin sütünden peynir ve ayran
yapıyoruz. (17) Böyle faydalanıyoruz. (18) Tandır ekmek yaparken, tandırı ısıtmak için
odun yerine kullanıyoruz. (40/19) Yoğurdu tencereye koyup suyla karıştırıyoruz. Sonra
yoğurtlu suyun üzerine keçiyi sağıyoruz. Keçiyi sağınca yoğurtlu suyun yüzü
köpüklüyor, bu köpüğe de kaymak (hönüm) diyoruz. (20) Çocuklarımla birlikte
kaymağını ve ayranını ekmekle yiyoruz. (21) Hayvan beslemesi zor ama zor da olsa her
yıl aynı işleri yapıyoruz. (22) Gül gibi çoban çocuklarım var. (23) Kendim de koyunu
sağıyorum ve ayran yapıyorum.
(24) –Deve beslediniz mi?
(25) –Evet deve de besliyorduk. (26) Sonra sütünü de ayran yapıyoruz. (27)
Deve sütünün yüzündeki kaymağa hönüm diyoruz. (28) Kaymağını yiyoruz. (29) Deve
sütü mide ve akciğer için ilaç. (30) Doktorlar da deve sütünü tavsiye ediyorlar. (31)
İlkbaharda dikenli ot toplayıp veriyoruz, kış aylarında da, ilkbaharda stokladığımız deve
dikeni veriyoruz. (32) Deve onu yiyor. (33) Dikenli ot insan için de faydalı. (34) Deve
de bu şekilde besleniyor. (35) Deve yünü ipinden ceket ve kemer yapılıyor. (36) Deve
yünü böbrekler için de faydalı. (37) Deve yününden keçe yapılmıyor. (38) Çünkü deve
yününden keçe yapmak günahtır. (39) Günahın sebebini de bilemeyeceğim. (40) Ama
koyunun yününden keçe yapılabiliyor. (41) Devenin yününden yorgan yapılır ama
döşek yapılmaz. (42) Devenin Piri güçlü kurbanı olduğum. (43) Devenin piri, Veys
Dede, koyunun piri de […] (44) Kurbanı olduğum bunlar güçlü pirler. (45) Koyun
195
kuzuyu doğurunca, kuzuyu yanına almıyor. (46) Orada küçük çukur kazarak koyun ile
kuzuyu onun içine koyuyoruz. (47) Çukurun ağızı kapatılıyor. (48) Sonra kuzuyu
emzirmeye başlıyor. (49) Emmeyen koyunların kuzularını bu şekilde yetiştiriyoruz. (50)
Emen koyunları da…(51) Orada vagonumuz, kulübemiz, eşeğimiz ve itimiz var. (52)
Koyun bu şekilde besleniyor.
(53) –Koyunun ağılı nasıl oluyor?
(54) –Koyunun ağılını telden yapıyoruz. (55) Sağlam yapmadığın zaman
koyunları kurt yer. (56) Kurt yediği zaman sadece kuyruğunu alıyor. (57) Boğazından
ve kuyruğundan ısırıyor. (58) Kurt koyunun kuyruğunu yiyip gidiyor. (59) […] var. (60)
Kışın soğukta, karda, yağmurda ağıla giriyorlar. (61) Yazın dışarıda geniş yerde ağıl
yapılıyor. (62) Kışımız da bu şekilde geçiyor.
(63) –Kışın ne veriyorsunuz yemeye?
(63) –Kışın yem olarak deve dikeni ile kuru ot veriyoruz. (64) Ağılın içinde kuru
ot stoklanıyor. (65) Koyun ikisini de yiyor. (66) Sonra kuru ot götürülüyor. (67) Kışın
da bu otu yiyorlar. (68) Yazın otlağa çıkarılıyor. (69) İstedikleri otu yiyorlar.
196
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Aysoltan Gurbanova Çiftçi
Kaka, Şehir, Tahirov Sokak, no: 98
Pamuk Tarlası, Buğday Tarlası
41.PAMUK TARLASI
(1) men maḫtımğulı küçöåünde yāşayăn. (2) ġurwānıwa āyåoltān. (3) meŋ bǟş
ğekdār paḫtām mār. (4) men şo bǟş ğekdār paḫtāmı fewrāl āyı yerini tırāḳdır wilen
åürdürüp, tāyınlāp çāğalam mile bǟş ğekdār paḫtada fewrāl āyı tāyınlāp, mart āyam
ekdik. (5) paḫta ekenmiẕẕen åoŋ åū tutduḳ. (6) yermiẕi tāyınlāp yımşatdıḳ. (7) yermiẕi
yımşadıp bolommıẕẕan åoŋ otodıḳ. (8) otoğmıẕ edip, īẕınnan yeri yumşodıp, åū
ğoywörüp, onnoŋ otoğnı edip aẕōT ġoywördük. (9) aẕōT ġoywörenmiẕẕen åoŋ
yekeledik. (10) yekelǟp bolonåoŋ yene de åū ğoywördik. (11) yene otoğnı... (12) otoğnı
üç ğeẕek otoğn‿etdik de. (13) üç ğeẕek otoğnı edemmiẕẕen åoŋ aẕōT ġoywördik. (14)
hem towğuŋ poḫlornam ġoywörǟyekday cǖcö åaḳlāmıẕåoŋ. (15) onom ġoywörüp
öåönåoŋ çirtimini edyekday. (16) çirtimini edyǟnmiẕiŋ åewǟwi, paḫtāmıẕ yoğnār yālı,
hem küröklöri köpöler yālı şo åewǟpden çirtim edilyeday paḫtāŋ. (17) çirtimni edip
bolommıẕẕan åoŋ yene de åū ğoywöryek. (18) yene aẕōd ġoywöryekday. (19) her ğeẕek
åūdan åoŋ oẕāt, aẕōT ġoywörilyede. (20) aẕod ġoywörlüp çirtimi edilye, köprǟk
küröklöri wolor yālı. (21) küröklöri köpölönåoŋ iki yeke ġowoçala açılıp başlayăda,
āwgust āyı. (22) awgust āyı açılıp başlānåoŋ içine ādam ġoywöryek. (23) yā ȫẕümüẕ
aylanyăk içinde. (24) ġīğırıp gepleyek, åewǟwi kürökle açılar yālı. (25) kürökle ādamıŋ
åeåin eşitåe paḫtala ġow açılıp başlayă dă. (26) açılıp başlayă wöli içine tırāḳdır
ġoywörüp, ōy wolor yāl‿edip yumşodyăŋ dă. (27) yene de bır ğeẕek åū ġoywörüp
onnon åoŋ bır ki epde ġaraşıp paḫtānı yığıp başlayăå dă. (28) āwgustuŋ eyyǟm
yiğrimåinde, yiğrim kiåinden başlāp paḫta yığılıp başlayă. (29) ilki ȫẕüŋ yığıp başlayăŋ
paḫtānı. (30) bır partıḳ yığyăŋ ẕād‿edyeŋ. (31) onnoŋ ādam ġoywörüp yoldoşlaŋ wile
paḫta yığyăŋ dă. (32) paḫtānı yığıp ǖşürüP ǖşürüp ḫarmana yōllayăŋ dă.
(33) - nǟçe gekdār paḫta alyăŋıẕ?
(34) - bǟş gekdār, ōn gekdār. (35) onnon kǟn alıp bolmoyă.
197
(36) - nǟçe tōnna paḫta alyăŋıẕ şonnon?
(37) onnon wārā, ȫẕ yığışıŋa bāğlı dă. (38) nǟçe gekdār alşıŋa bāğlı. (39) her kim
bır ḫīlı alyă dă. (40) her kimiŋ yetişdirşine bāğlı dă. (41) åū tutuşuŋa bāğlı, aẕōd berşiŋe
bāğlı. (42) palānça dìp alıp bolmoyă dă. (43) her kim bır ḫīlı alyă. (44) yiğrim‿tōnna
alyān wā. (45) on bǟş tōnna alyān wa. (46) paḫtān‿alıp tawşıraŋåoŋ tǟ oẕāT bolyānçā,
åen paḫtāŋ açılanlarnı alyăŋ dă. (47) åowuḳ düşönåoŋ kürökle bır ḫīlı ġatdayă dǟnìm
ḫāåam açılyānı wolyă. (48) ilki, günde açılyă dă paḫtala. (49) nǟhìli gün ġōw ġıååa
şōnçă paḫtala ġow açılyă. (50) akţyabırıŋ, noyābırıŋ ayaklarna ḫowā åowāP başlayă dă.
(51) ḫowā åowāP başlānåoŋ paḫtala ġatdāp başlayă. (52) åoŋ ḫowāŋ åowuğna açılıP
başlayă paḫtala. (53) ilki gün açılıp başlayă åoŋ ḫowāŋ åowuğn‿açılıp başlayă. (54)
onnoŋ şondo küröklörü çöplǟp getiryek dǟni öymüẕö, açıp başlayăḳ. (55) partığmıẕa
yığıp yığīp getiryek dǟni öymüẕẕe ġoyīp pahtānı açyăå ȫẕümüẕ, çāğalammıẕ wülen
ǖşüp. (56) onnoŋ òarmana tawşıryăḳ. (57) åewǟwi onom tamdırmıẕẕa yaḳıp çörök
wüşüryekday. (58) kürökleri oẕāT‿edenmiẕẕen åoŋ ışāğında ġowoçaåı ġālyă dă. (59)
ġowoçānam tırāḳdır wülen yığdrıp, getirip öymüẕö baåıḳ ġoyyăḳ dǟnì çörök wişirip
ġışımıẕa ōdun wolyă. (60) açan küröklemmiẕiŋ ġālan ğaçan ġawẕaḳları bolyăra, onı
mālımıẕayăm beråeŋ iyip bilye de åewǟwi. (61) çöplörni weli yığdırıḳ getirip ōdun
edyek. (62) ġışı wilen tamdırda ōdun edip çörök wüşiryek. (63) ġowoçaåını ayıraŋnan
åoŋ yerni tekìẕlǟp ġoyyăå da aẕōT åepik ġoyup indiki yıla tayārlıḳ göryeå åe. (64)
paḫtānı tawşırıp paḫtadanam ine eğnimiẕe geyyǟn eşiklemmiẕ wolyă. (65) çiğidinnen
ẕāwut yāğı emele getiryek. (66) o ẕāwut yāğınam biẕ naḫar bişiremiẕẕe ìyyeå. (67)
paḫtānı welìn hökǖmöt matā çıḳaryă. (68) onu ȫẕümüẕ åatın alıp yene de ulanyăå åa.
(69) geyyǟn eğin eşiklemmiẕ ẕādımıẕ paḫtadan emele gelye de. (70) oŋ çiğidinnenem
ẕāwut yāğ emele ğelye. (71) hökǖmet çıḳaryă aşğabatda fìrmala ẕātla çıḳaryă. (72) ȫẕ
ȫndüryǟn ẕādımıẕı ōẕümüẕ åatın alıp ìyyeå. (73) ẕāwut yāğıdan bırınc‿ōçır palow
wüşirip iyyeå, şüle bişirip iyyeå. (74) şo ẕātlar bırınc‿ōçır emele ğelye de.
198
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Aysoltan Gurbanova Çiftçi
Kaka, Şehir, Tahirov Sokak, no: 98
Pamuk Tarlası, Buğday Tarlası
41.PAMUK TARLASI
(1) Ben Mahtımkuli sokağında yaşıyorum. (2) Adım Gurbanova Aysoltan. (3)
Beş hektar pamuk tarlam var. (4) Şubat ayı traktörle toprağını işleyip, mart ayında
pamuğu ekiyorum. (5) Pamuğu ektikten sonra suladık. (6) Toprağımızı hazırlayıp,
işledik. (7) Toprağı işledikten sonra ot ayıkladık. (8) Ot ayıklayıp, ardından toprağı
işleyip, sulayıp, sonra tekrar ot ayıklayıp gübreledik. (9) Gübreledikten sonra kestik.
(10) Kestikten sonra yine suladık. (11) Yine ayıklama işlemi devam ediyor. (12) Üç
kere ayıkladık. (13) Üç kere ayıkladıktan sonra gübreledik. (14) Civciv beslediğimiz
için tavuk gübresini de veriyoruz. (15) Büyüdükten sonra başlarını kesiyoruz. (16)
Pamuğun kalınlaşması ve kozalağının çoğalması için pamuğun başları kesiliyor. (17)
Başlarını kestikten sonra yine suluyoruz. (18) Yine gübreliyoruz. (19) Suladıktan sonra
gübreliyoruz. (20) Çokça kozalağı olması için gübreleyip başları kesiliyor. (21)
Kozalağı çoğaldıktan sonra tek tük pamuklar açılmaya başlıyor. (22) Ağustos ayında
açılınca toplamaya başlıyoruz. (23) Kendimiz geziyoruz. (24) Kozalakların açılması için
yüksek sesle konuşuyoruz. (25) Kozalaklar insan sesine güzel açılmaya başlıyorlar. (26)
Alçak olması için traktörle işliyoruz. (27) Toprağı işledikten sonra tekrar sulayarak bir
iki hafta bekleyip pamuğu toplamaya başlıyoruz. (28) 20-22 Ağustos’tan itibaren pamuk
toplanmaya başlanıyor. (29) İlk önce kendin toplamaya başlıyorsun. (30) Bir çuval
topluyorsun. (31) Daha sonra işçilerle birlikte topluyorsun. (32) Pamuğu toplayıp
harmana yolluyorsun.
(33) –Kaç hektar toprak alıyorsunuz?
(34) –Beş hektar, on hektar. (35) Ondan fazla alamıyorsun.
(36) –Kaç ton alıyorsunuz ondan?
(37) –Ondan işte, toplama şekline bağlı. (38) Kaç hektar aldığına bağlı. (39)
Herkes farklı alıyor. (40) Herkesin yetiştirme şekline bağlı. (41) Sulama şekline bağlı,
gübre verişine bağlı. (42) Falanca diyemiyorsun. (43) Herkes farklı alıyor. (44) Yirmi
ton alan var. (45) On beş ton alan var. (46) Pamuk bitinceye kadar topluyorsun. (47)
199
Soğukta kozalaklar sertleşiyor ve daha çok açılmaya başlıyor. (48) Pamuklar önce
güneşte açıyor. (49) Havalar ısınınca pamuklar daha iyi açıyor. (50) Ekim ve kasımın
sonlarında havalar soğumaya başlıyor. (51) Havalar soğuyunca pamuklar sertleşiyor.
(52) Pamuklar soğukta açmaya başlıyor. (53) Önce sıcağa sonra soğuğa açıyorlar. (54)
Kozalakları toplayıp evde açmaya başlıyoruz. (55) Çocuklarla birlikte torbalara toplayıp
getiriyoruz ve evde açıyoruz. (56) Sonra harmana teslim ediyoruz. (57) Çünkü kozalak
kabuklarını tandırımızda yakarak ekmek pişiriyoruz. (58) Kozalakları aldıktan sonra
altında pamuğu kalıyor. (59) Pamuğu da traktörle toplatıp stokluyoruz. Kışın ekmek
yaptığımız zaman odun oluyor. (60) Açtığımız kozalakların kabuklarını mallara
veriyoruz. (61) Pamuğunu toplatıp odun yapıyoruz. (62) Kışın ekmek yaptığımız zaman
odun olarak kullanıyoruz. (63) Pamuğu topladıktan sonra toprağı kazıp, gübreleyip
sonraki seneye hazırlanıyoruz. (64) Pamuğu teslim ettikten sonra üzerimize giyeceğimiz
kıyafetler hazırlanıyor. (65) Çekirdeğinden yağ yapıyoruz. (66) Pamuk yağını yemek
yaparken kullanıyoruz. (67) Pamuktan kumaş yapılıyor. (68) Teslim ettiğimiz pamuğu
kendimiz kullanıyoruz. (69) Giydiğimiz kıyafetler pamuktan yapılıyor. (70) Onun
çekirdeğinden de yağ yapılıyor. (71) Fabrikalardan devlet tarafından yağ yapılıyor. (72)
Kendi ürettiğimiz pamuğu tekrar kendimiz satın alıyoruz. (73) Pamuk yağından
öncelikle pilav ve şüle yemeği yapıyoruz. (74) Pamuk yağından bu yemekler yapılıyor.
200
42.BUĞDAY DÖNEMİ
(1) buğdoyăm gǖẕ āyı yeri åürdürlüp başlayăday. (2) paḫta wilen ikiåiniŋ yerni
çalışıp ekåeŋ, ine bır yıl buğdoy ekåeŋ bır yıl paḫta ekåeŋ otoğuŋ kǟn bolmayă. (3) otoğı
ayrılyăday. (4) şoŋ‿çǖnem gǖẕ āyları buğdoy ekilip başlayă dă. (5) ine şumātlām
buğdoy ekilip başlamalı dă. (6) buğdoyuŋ yerini åürdürmeli aẕōT ẕāT åepip tayārlayăŋ
dă buğdoyı ekyeŋ. (7) buğdoyı ekeŋåoŋ åamalyōt wılen dermān åepilye. (8) onu kǟn eliŋ
wülen åepilmeye yoḳōrdan åamalyōt wüle åepyele. (9) buğdoy yetişye. (10) buğdoyăm
şoŋŋālı yerni åürmeli, tayārlamalı. (11) onu kǟn otoğ etmel dǟl paḫtāŋḳı yālı. (12) onı
tırāḳdır gìryě yığyă. (13) yığaŋnanåoŋ äkidip hökǖmede tawşıryăŋ. (14) åoŋom
buğdoydan çörök wişiriP ì‿wilyeŋ. (15) çörök mālıŋa iym molyă. (16) åen oẕātlı
yerlerinden iym edi‿wilyeŋ de. (17) buğdoyıŋ çöröğü ḫāåam ġow wolyă da. (18)
onnoŋ yārmayam edip ì‿wilyeŋ. (19) cǖcö åaḳlāmıẕåoŋ cǖcǟyem ayırıḳ ġoyyăḳ da
buğdoydan. (20) bırınc‿ōçır buğdoy yuwup, araååalāp üẕünü cǖcölemmiẕe yārma
etdiryek. (21) eyle beyle yerni welìn oẕād edyek emmā yārmānı welìn çörök wişirmeğ
‿çǖn ūnam etdiryek. (22) ūnı hökǖmötkiden ġow wolyă. (23) åewǟwi ȫẕüŋ araååaca
yūwyăŋ, araååalayăŋ, değirmenlerde ūn etdiryeŋ. (24) onnoŋ bişiråeŋ ḫāå ġowı āḳ wolyă
dă.
201
42.BUĞAY DÖNEMİ
(1) Sonbaharda toprak işleniyor. (2) Bir yıl buğday, sonraki yıl pamuk ektiğin
zaman yaban otlar çıkmıyor. (3) Yaban otlar çıkmıyor. (4) Bundan dolayı sonbahar
ayları buğday ekilmeye başlanıyor. (5) Şimdi buğday ekme zamanı. (6) Toprağı
gübreleyip hazırladıktan sonra ve buğday ekiyorsun. (7) Buğday ektikten sonra uçakla
ilaçlanıyor. (8) Elle ilaçlanmıyor, uçakla ilaçlanıyor. (9) Buğday olgunlaşıyor. (10)
Buğdayın toprağı da bu şekilde hazırlanıyor. (11) Buğdayda pamukta olduğu gibi yaban
otlar ayıklanmaz. (12) Çünkü buğday traktörle toplanıyor. (13) Topladıktan sonra
devlete teslim ediyorsun. (14) Buğdaydan kendi ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz. (15)
Buğdaydan hayvanlar için çeşitli yemler yapılır. (16) Buğday kırıntılarından hayvan
yemi yapılıyor. (17) Buğday ekmeği daha iyi oluyor. (18) Buğdaydan yarma yemeği de
yapılıyor. (19) Civciv beslediğimiz için civciv için de buğday ayırıyoruz. (20) Öncelikle
buğdayı yıkayıp, temizleyip yüzünü civcivlere yarma yaptırıyoruz. (21) Buğdayın
kırıntılarından yarma yapıyoruz. Ekmek için un yaptırıyoruz. (22) Kendi yaptırdığımız
buğday unu devletin unundan daha iyi oluyor. (23) Çünkü kendin yaptığın zaman
güzelce temizleyip yıkıyorsun. (24) Sonra pişirince beyaz ekmek oluyor.
202
43.CİVCİVİN BESLENİLİŞİ
(1) cǖcö åaḳlayăḳ. (2) kiçikeliğinden alyăḳ cǖcǟni. (3) ilki olora, bırıncı
getirenmiẕẕe yumurta weryek. (4) oksì diyen dermānı åuwuna ġārıp beryek. (5) onam
ilki åaḳlāmıẕẕa peçiŋ yānında åaḳlayăḳ. (6) cāyıŋ içinde bır peç ġuryăḳ dǟnìni aşāğına
kulyōnka yaẕyăḳ. (7) bırıncı getiren wādımıẕa, getirmǟnkǟk içini āğardıp araååalāp... (8)
içi araååa wolmalı åewǟwi bitlemeẕ yālaḳ, üşömöẕ yālaḳ peçini yaḳyāḳ dă ġoyyăḳ. (9)
onnoŋ içinde cǖcölemmiẕi getiryek de ġoyyăḳ. (10) ȫŋ yüẕ åānaḳ, iki yüẕ åānaḳ alyān
bolåok, indi newåümüẕi ġoywöryek de bǟş yüẕ åānı alyăḳ. (11) oks diyen dermānı alyăḳ
ġaynadyăḳ dă åūwna ġāryăk beryekday. (12) banḳāŋ ağẕına demir ġoyyoḳ dă, şo
demirden içyeleday şo åuwı. (13) bırıncı getiren günümüẕ åoŋŋālaḳ edyek. (14) erteåi
ğüni yumurta werip başlayăḳ. (15) ìm beremẕōk öŋürtü. (16) iki ğün, üç ğün yumurta
weryek. (17) onnon åoŋ yumurtānı ik epdelǟp beryek. (18) iki yüẕ åānı yumurta alyăḳ.
(19) üç ğün, dȫrt ğün bolonåoŋ buğdoydon edilen yārmānı döküp başlayăḳ. (20)
āẕacıḳdan dökyek. (21) ilki wāda bır kǟåe, åoŋ iki kǟse. (22) onnoŋ ġapdalı wülen
ukrōp, ot döküp başlayaå. (23) ukrop otdan åoŋ, bır epde geçenden åoŋ gȫk åoğon,
bolmoåayăm göt åoğonı uşocuḳ doğroyăḳ dă. (24) bır kǟåe, iki kǟåe, åoŋ bır cām, iki
cām edip köpöldüp başlayaå. (25) yumurta weryänmiẕiŋ åewǟwi, içi oẕād etmeẕ yālak.
(26) åoğon weryǟnmiẕiŋ åewǟwi, içi ġurçuḳlamaẕ yālaḳ. (27) bır epde boldumı? onnoŋ
şo yaŋḳı yaẕan kulyōnkalammıẕı topbolāp ayıryaå åa, başğa kulyōnka yaẕyăḳ. (28) o
kulyōnkāmıẕı yuwup åeryek de ik epde geçenåoŋ kulyōnkāmıẕı ayıryăk dă onı yaẕyăḳ.
(29) onnoŋ pecimiẕi narmālnı yaḳıp ġoyyăḳ. (30) gìceyem yatmān ine, āyåoltān
gelleceŋ aylanıp yȫr. (31) onnoŋ yowoş yowoşdan ulalyăla cǖcöle. (32) bır āylıḳ
bolannon åoŋ burunlarna dermān damdıryăḳ. (33) yörǖte duḫdormıẕ wā. (34) duḫdorı
çāğıryăḳ dă cǖcöleri yeke yekeden tutyăla. (35) ġurwān duḫdor şprıs wile ġoywörye.
(36) burunlarnıŋ döşüğü tutulan wolåa şolor açılar yālaḳ. (37) ik āy bolonåoŋ yene
çāğıryăḳ. (38) bìr wìriniŋ ayaḳlarnı dişlǟp başlaåala pıåōḳlı üç litirlığa pıåōğı ġuyyoḳ
dǟni cǖcǟŋ åuwuna ġārıp beryek. (39) oksiyi hemìşe beryek. (40) dȫrd‿āylıḳ, bolmānda
üç āylıḳ bolyānçā şo dermāndan beryekday. (41) dȫrd‿ āy bolup ulononnan åoŋ
ūcundan åatıp başlayăḳ. (42) ġālannam ȫẕümüẕ iyìp oturyăḳ dă.
203
43.CİVCİV BESLEMEK
(1) Civciv besliyoruz. (2) Civcivi küçükken alıyoruz. (3) İlk getirdiğimiz zaman
yumurta veriyoruz. (4) Oksi adlı ilacı suya karıştırıp veriyoruz. (5) Civcivleri önce
sobanın yanında besliyoruz. (6) Evin içinde soba kurarak altına poşet seriyoruz. (7)
Civcivi almadan önce kalacağı yeri boyayıp temizliyoruz. (8) Bitlenmemesi için
kalacağı yeri temizliyoruz, soğuktan koruma amaçlı soba yakıyoruz. (9) Ondan sonra
civcivleri getiriyoruz. (10) Önceden yüz tane, iki yüz tane alıyorduk şimdi aç gözlülük
edip beş yüz tane alıyoruz. (11) Oksi adlı ilacı kaynatarak suyuna karıştırıp veriyoruz.
(12) Civcivlerin su içmesi için kavanozun ağzına demir kaplayarak ters çeviriyoruz.
(13) İlk getirdiğimiz gün bu şekilde yapıyoruz. (14) Ertesi gün yumurta veriyoruz. (15)
Önce yem vermiyoruz. (16) İki üç gün yumurta veriyoruz. (17) İki hafta yumurta
veriyoruz. (18) İki yüz tane yumurta alıyoruz. (19) Üç dört gün sonra buğdaydan
yapılmış yarmayı veriyoruz. (20) Azar azar döküyoruz. (21) Önce bir kâse sonra iki
kâse veriyoruz. (22) Onun başka dereotu ve ot vermeye başlıyoruz. (23) Bir hafta sonra
yeşil soğan olmadığı zaman kuru soğanı ufak ufak doğrayıp veriyoruz. (24) Önce bir iki
kâse, sonra bir iki tabak vererek çoğaltıyoruz. (25) Yumurta vermemizin sebebi, içi şey
etmemesi için. (26) İçi kurtlanmaması için soğan veriyoruz. (27) Bir hafta sonra eski
serdiğimiz poşeti kaldırıp temiz poşet seriyoruz. (28) Diğer poşeti yıkayıp seriyoruz ve
iki hafta sonra tekrar poşeti değiştiriyoruz. (29) Sonra sobamızı orta derece sıcaklıkta
yakıyoruz. (30) Sabaha kadar Aysoltan yengen onlarla ilgileniyor. (31) Civcivler yavaş
yavaş büyümeye başlıyorlar. (32) Bir aylık olduktan sonra burunlarına ilaç
damlatıyoruz. (33) Öz veterinerimiz oluyor. (34) Veterineri çağırdıktan sonra civcivleri
tek tek tutuyorlar. (35) Kurban veteriner iğne vuruyor. (36) Burnu tıkandıysa, açmak
için iğneyle ilaç damlatıyor. (37) İki ay sonra veterineri tekrar çağırıyoruz. (38)
Birbirlerinin ayaklarını ısırmaya başlayınca üç litrelik kavanozda şekerli su veriyoruz.
(39) Oksiyi her zaman veriyoruz. (40) Üç dört aylık oluncaya kadar oksi ilacı veriyoruz.
(41) Dört aylık olunca satıyoruz. (42) Geri kalanını da kendimiz yiyoruz.
204
44.GURÇUK SAKLANIŞI
(1) ġurçuğam åaḳladıḳ. (2) ġurçuğu kiçikǟn āẕacık ġaẕyēdiŋ üååündö beryele. (3)
getiryeå ġoyyăå, ḫamālā köpölmöcök yālı dă. (4) bırıncı yıl alamda ‘‘o āẕacıḳlay, yene
weriŋ, yene weriŋ ’’ dìp aldıḳ dă. (5) ilki åaḳlāŋda ġurçuğu, yaprağıŋ ūcunu āẕacıḳ ġıyıp
ġıyıp üååüne åepyeŋ de tūduŋ yaprağnı. (6) gitdiğiçē köpölüp başlayă da. (7) onnoŋ
yatıp turannı ẕādı kǟn bilmeyeŋ. (8) peçiŋ yā ında ıstōl yaåayăŋ. (9) ġaẕyēdiŋ üååünö
yayradīp ġoyyăŋ dǟnìni ġırḳanca tūduŋ yaprağnı åepyeŋ. (10) ilki getireŋde åārı ğarınca
yālı kiçicik bolyă. (11) åoŋ, onnoŋ yowoş yowoşdan āğarıp başlayă. (12) onnoŋ bır
ğeẕek yatyă. (13) onnoŋ ikilenci ğeẕek yatyă. (14) onnoŋ üçülönci ğeẕekde yaprağı
uloldıp başlayăŋ dă. (15) åoŋ onnoŋ yeke yeke yapıraḳ weryeŋ. (16) ȫẕlöri üååüne çıḳıp
onåoŋ apbāḳ bolyă. (17) åoŋ onnoŋ barmaḳ yālaḳ bolup başlayă. (18) onnoŋ çīwıḳ
ġoyup başlayăŋ. (19) çīwığı ġoyyoŋ dă bırāçıḳa ulaldyăŋ dă. (20) yuwoş yuwoşdan yeri
ulolyă, åoŋ ḫāå ulolyă. (21) ulloḳān bolonåoŋ çīwığı yaplāp başlayăŋ. (22) yaplāp
ġoyyoŋ, onnoŋ dȫrdülenci ğeẕekde yaplayăŋ dă şonı. (23) eyyǟm o dırmaşıp köpölye
de. (24) ōn ġırām alan ġurçuğuŋ iki cāy, üş cāy wolyă. (25) hemmǟŋ yerli yerden
hereketde bolmolı dă. (26) åeredip durmolı, ġarıncadan ẕātdan åereåāp bolmolı. (27)
çörök, yāğlı ẕāt bolmal dǟl şoŋ töwöröğünde. (28) åewǟwi ġarınca ġurçuğu boğåa, ölåö
hēmme aẕāwıŋ bìderek bolyă dă. (29) dȫrt ğeẕek yatıp turonåoŋla pìle åarāp başlayăla.
(30) kellelerni bılāp pìle åarayăla. (31) onnoŋ pişik dırnaḳ dìp peşmek ot wā. (32) şonı
gidip getirmeli de, boğdoḳ boğdoḳ edip yoḳorda ġoyuşduryăŋ welìn ȫẕlöri içine gìrip
pìle åarayăla dă. (33) eyyǟm o ġurçuḳ içinde ġālyă dă daşı yüpök åapaḳ bolyă. (34)
yüpök åapağam biẕ türkmenlerde ullanyān ẕādımıẕ dă biẕiŋ. (35) pìle åarānåoŋ biẕ onı
hökǖmede tawşıryăḳ. (36) ōn ġırāmdan elli kìle, altmış kìle alyă. (37) åeredişiŋe bāğlı
dă. (38) oyăm çekiw‿alıp åene pul werye. (39) hökǖmet alıḳ gidye dǟnìŋ edārā äkidip
tawşıryăla. (40) edāralarda matā çıḳarıp talkuçḳada ẕātda åatılyă.
205
44.İPEK KURDU
(1) İpek kurdu da besledik. (2) İpek kurdunu gramla veriyorlar. (3)
Çoğalmayacak gibi görünüyor. (4) İlk yıl aldığım zaman ‘‘o az, yine verin, yine verin’’
diye aldım. (5) Kurt tutun yaprağıyla beslenir. (6) Git gide çoğalmaya başlıyor. (7)
Yatıp kalktığı belli olmuyor. (8) Sobanın yanında masa yapıyorsun. (9) Kurdu gazetenin
üzerine dağıtıp koyuyorsun ve tutun yaprağını veriyorsun. (10) İlk getirdiğin zaman sarı
karınca gibi küçük oluyor. (11) Sonra tek tek yaprak veriyorsun. (12) Bir kere yatıyor.
(13) İkinci kere yatıyor. (14) Üçüncü kerede verdiğimiz yapraklar çoğalmaya başlıyor.
(15) Sonra tek tek yaprak veriyorsun. (16) Yaprağın üzerine çıkarak zamanla bembeyaz
oluyorlar. (17) Büyüyüm parmak boyunda oluyorlar. (18) Tut ağacının dallarını kesip
veriyoruz. (19) Yapraklarını yiyince biraz daha büyüyorlar. (20) Zamanla yetiştirilen
yerlerini genişletiyoruz. (21) Büyüdükten sonra tut dallarını duvara yaslıyoruz. (22) Bu
işlemi dört kere yapıyoruz. (23) Tut ağacın dallarına tırmanarak çoğalmaya başlıyorlar.
(24) Aldığın on gram ipek kurdun iki üç oda oluyor. (25) Herkesin harekette olması
gerek. (26) Takipte olmalı, karıncadan korunması lazım. (27) Etrafında ekmek veya
yağlı şeyler olmamalı. (28) Çünkü karıncalar ipek kurdu boğarak öldürebiliyor. (29)
Dört kere yatıp kalktıktan sonra ipek kozası sarmaya başlıyorlar. (30) Başlarını
fırlayarak koza sarıyorlar. (31) Kedi tırnağı adlı kabarık bir ot var. (32) Kedi tırnağını
desteleyip başuçlarında koyunca içine girip koza sarıyorlar. (33) İpek kurdu sardığı
kozanın içinde kalıyor ve kozadan da ip elde ediliyor. (34) Türkmenlerin en çok
kullandığı şeylerden biri ipektir. (35) İpek kozasını devlete teslim ediyoruz. (36) On
gramdan elli altmış kilo alıyoruz. (37) Besleme şekline bağlı. (38) Tartarak kilosuna
göre para veriyorlar. (39) Devlet bizden alıp fabrikaya teslim ediyor. (40) Fabrikalarda
kumaş yapılarak pazarda satılıyor.
206
45.KEÇE YAPILIŞI
(1) biẕiŋ ecelemmiẕ, māmalammıẕ öŋkü döwürlörde ḫāå köp edyǟn eken. (2)
indi yek yek, åeyrek åeyrek ādamlă edye. (3) öŋ ȫẕümüẕ yāş wağtımıẕ ecemiẕ ġoyunlorı
ġırḳardılay. (4) ecem onnoŋ åaylārdı alardı. (5) bìrinden gȫk, ġıẕıl, yāşıl etmeğ‿çǖn dìp
ġoyuşdurardı. (6) yāẕlıḳ yüŋle uẕīn bolyădı. (7) gǖẕlük yüŋle pıtraḳ wolyă. (8) şo
gǖẕlük, yāẕlıḳ yüŋden güllükler åaylāp ayrıp, yuwup araååalāp olorı boyārdı ġāẕana
åalıp, bāẕardan reŋg alıp. (9) onnoŋ o güllöri owodan ġıẕıl wolyădı. (10) yāşıl reŋklere
boyārdı. (11) åewǟwi gülleŋ reŋkleri owodon wolåa keçǟŋem owodan wolyă dă. (12)
onnoŋ olorı ġoyardı dă ȫẕü tǖderdi. (13) biẕe welìn yüŋlemeli ẕātlarnı etdirerdi. (14)
tǖdüp bolonnon åoŋ onı åōẕordı, daraḳdan geçirip. (15) åōẕup bolonåoŋ dükçe yālağ‿
edip toḳga toḳga edìp ġıẕıl, yāşıl, gȫğ‿edip ġoyardıday. (16) onnoŋ biẕiŋem tǖden
yüŋlemmiẕi tayarlāp åāyardı. (17) åāyanåoŋ, heråini ayr‿ayrı‿edip ġoyuşdurup gìce
oturīp hemmǟmiẕi daşına ǖşürüp, ȫẕem çıẕīp ġoyardı, yüŋü wülen. (18) keşde yālaḳ
edìp ġoçoḳ ġoçoḳ gül ederdi. (19) biẕeyem īẕımıẕẕan dōlduruŋ diyerdi. (20) biẕem
bìrimiẕ āḳ, bìrimiẕ gȫk, bìrimiẕ yāşıl şo güllükle wılēn dōldurardıḳday. (21) onnoŋ biẕ
dōldurup bolordıḳ welìn ecem çıẕardı. (22) onnoŋ bolonåoŋ ġıraåına aylāp ālaçalaŋ. (23)
ālaçalarnı toğoloḳ toğoloḳ, kiçke kiçke, toğolocık edik ġoyordı. (24) oŋ daşındanam ġıra
ġara dìp ġara ġoyordı. (25) onnoŋ üååünü yüŋlǟrdi. (26) yüŋlǟp bolonnon åoŋ ertìrem
ġamışıŋ üååünde yüŋlǟrdi. (27) bır ki åānīmıẕı çāğırıp toğolārdı. (28) üååünö åū
åepelemeli, bır ğāẕan åū ġıẕẕırıp. (29) bìrimiẕ åū åepelǟp ikìmiẕem yaŋḳīnı toğoloyădıḳ.
(30) onnoŋ toğolāp bolonmıẕẕan åoŋ yaŋḳīnı yüp bilen daŋıp iki yāna toğolomalı, tǟ
yüŋü yatışyānçā. (31) åū åepeleyeŋ toğolayăŋ. (32) ġamışdan etåeŋ iki yāna toğolomalı
emmā ḫaltadan etåeŋ weli oturan yeriŋde toğoloåăŋăm molyă. (33) indi, hǟ bı yatışandır
dìp bır åāğat iki åāğat toğolāp boloŋåoŋ ġamışı açyăŋ, ḫalta wolåa ḫaltānı açyăŋ. (34)
onnoŋ åeredyeŋ hemme yeri ġow wolupmı, bolmadıḳ yerlerni eliŋ wilen åū åepelǟp, kir
åāwın bilen ġıralarna çalyăŋ dă gìrer yālı. (35) onnoŋ yapışdıryăŋ dă yene bır ğeẕek
åūlāp bır ūcunı daŋıp yapan wolåoŋ, tayağı ayıryăŋ dă bır başda ġoyıp daşınnan toğolāp
yene öŋküåü yālı daŋıp bır åāğat, iki åāğat toğolayăŋ. (36) onnoŋ yene de bır‿ki åāğat
207
bolonåoŋ açyăŋ yaŋḳīnı. (37) elleŋŋi çırmalaşdurup ġoyyăŋ dă, köyne küşül żāTları
ġoyuşdurıp baåıp başlayăŋ. (38) hērìŋiẕ åāwın alıp tüyü ġālan yerlerni åāwunlāp baåıp
başlayăŋ. (39) baåyăŋ baåyăŋ, bır ȫẕ çenine gelye welìn boya bır ki mētır bolyă. (40)
ìnem mētır yārım edip ġarışlāp oẕād edip ölçǟk ġoyyăŋ. (41) keçe diyilyǟn ẕāT ādama
peydālı. (42) ayağıŋ āğıråā, ġūrāğırīŋ ẕādıŋ bolåo şondo oturåaŋ ayıryă. (43) ādama
peydālı ẕāT dă. (44) åewǟwi ḫālı yālı keçe wolyă.
208
45.KEÇE YAPILIŞI
(1) Bizim annelerimiz nenelerimiz eski dönemde keçeyi daha çok yapıyorlarmış.
(2) Artık keçe yapan görülmez. (3) Gençken annem koyunları kırpıyordu. (4) Kırptığı
koyunyünün en iyilerini seçerek alıyordu. (5) Mavi, kırmızı veya yeşile boyamak için
iyilerini ayırırdı. (6) İlkbahar yünleri uzun oluyor. (7) Sonbahar yünleri kırık oluyor. (8)
Keçe gülü için sonbahar ve ilkbahar kırpmadan aldığı yünleri kazana katıp boyardı. (9)
Keçe güller için boyadığı yün güzel kırmızı oluyordu. (10) Yeşile boyardı. (11) Yünün
rengi güzel olduğu zaman keçe de güzel oluyordu. (12) Yünü boyadıktan sonra diterdi.
(13) Bize ise yün yapılacak yerleri yaptırırdı. (14) Dittikten sonra taraktan geçirip
sündürürdü. (15) Sündürdükten kırmızı, yeşil ve mavi olarak ayrı ayrı yumak yapardı.
(16) Bizim dittiğimiz yünleri hazırlayıp değnekle döğerdi. (17) Yünü değnekle
döğdükten sonra keçenin etrafını yünle çizerdi ve biz de toplanıp bakardık. (18)
Keçenin kenarlarına koç gülü yapardı. (19) Bize de boş yerlerini doldurturdu. (20)
Birimiz beyaz, birimiz mavi, birimiz yeşil gül yünleriyle doldururduk. (21) Biz
doldurup bitirince annem çizerdi. (22) Keçenin etrafını siyah beyazla çevreliyoruz. (23)
Keçenin beyaz siyah deseni küçük yuvarlak şeklinde olur ve etrafı onunla çevrelenir.
(24) Onun etrafı da siyahla çevrelenir, ona da kenarlık denir. (25) Üzerini yün koyardı.
(26) Keçe kamışın üzerinde yapılır. (27) Bir iki kişiyi çağırarak yuvarlardı. (28) Üzerine
sıcak su dökerek yuvarlıyorsun. (29) Bir kişi su serperdi iki kişi de yuvarlıyordu. (30)
İple bağlayım yünü yatışıncaya kadar yuvarlıyorsun. (31) Su serpiyorsun tekrar
yuvarlıyorsun. (32) Kamışın üzerinde yaptığın zaman ayakta durarak yuvarlıyorsun,
fakat çuvalın üzerinde yaptığın zaman oturduğun yerden de yuvarlayabiliyorsun. (33)
Bir iki saat yuvarladıktan sonra açıyorsun. (34) Her yerini kontrol ediyorsun, olmadık
yerlerine çekmesi için arapsabunu sürüyorsun. (35) Tekrar yün koyarak aynı şekilde bir
iki saat yuvarlıyorsun. (36) Bir iki saat yuvarladıktan sonra tekrar açıyorsun. (37)
Kollarını sıvazlayarak eski kumaşla basıyorsun. (38) Her birimiz tüy kaldığı yerleri
sabunlayıp çiğniyoruz. (39) Kendi kıvamına gelene kadar çiğniyorsun. Keçenin boyu 1-
2 metre oluyor. (40) Enini de bir 1,5 yaparak ölçüyoruz. (41) Keçe insan için faydalıdır.
(42) Romatizman olduğu zaman keçenin üzerinde oturunca geçiyor. (43) İnsan için
faydalı bir şeydir. (44) Çünkü keçe halı gibi oluyor.
209
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Vepa Hallıyev, Çiftçi (45)
Kaka, Şehir, Hıdırov, no: 55-3-32
Hikaye
46.HİKAYE
(1) pāşşā aḳıllı payḫaålı pāşşā wolupdır. (2) yȫne yāşlığınnan mıŋa öwredilen
ẕātlarıŋ åānı åācağı yōḳ. (3) urşmaḳ wārada, ılım bilim wārada hēmme ẕātdan baş
çıḳıpdır. (4) onnoŋ bır ğün bı ȫẕünüŋ geleceği wārada, geçmişi wārada ġıẕıḳlanyă bı. (5)
ġıẕıḳlanīp ōwoda şo gǖşli neme wolupdır, bilğişday [...] bilğiç. (6) ay ìl āraåında her
kim mıŋa gǖşli, ġarīp ġaåīr hēmm‿ādam gidipmişin yāına. (7) ay günde, bır ğün de
pāşşāŋ ġuloğna değye bılay. (8) ay onnoŋ pāşşā dìyye, veẕìr vekìllerni yığnāp:
(9) -biẕiŋ yurdumıẕẕa şoŋŋālı ādam bā mıḳā?! dìyye.
(10) oyăm:
(11) - bā, bā, dìyye.
(12) - nǟli bilyeŋ şo hemme ẕādı? howwa.
(13) - ay, bilyǟrǟ dìyyele, dìp.
(14) ay onnon åoŋ yānındāḳı veẕìr vekìllerni ìverik görye.
(15) - şoŋo gidiŋ! dìyye. (16) ȫẕüŋüẕü tanatmāŋ! nǟm‿edye, dìyye.
(17) mıŋ yāına ilki ġoşunwaşılarnı ìverik görye, tanāḳ ġoywörye. (18) veẕìrini
ìwerye, tanāḳ ġoywörye. (19) ay onnoŋ beren åōroğlarnı bilye, dìyye. (20) pāşşāŋ ȫẕ
yāındāḳı hēmme bilğişleri gǖşlü dìyye de. (21) onnoŋ pāşşāŋ ȫẕü mıŋ yāına gidye. (22)
yāş şāẕāda. (23) eceåi ḳāḳaåam bār bolmoåa oŋ. (24) ay bıyăm gidye wólìn, yaŋḳīŋ
ġapıåınnan gìrye.
(25) -gìrmek mümkǖnmü?
(26) kȫne küşül eşikde. (27) oyăm:
(28) -gel gel, dìyye.
210
(29) - men åeŋ huẕūrŋıẕa geldim. (30) åiẕ meni tanadıŋıẕ mı? dìyye. (34) - ay
men bilğiç, bilyǟn.
(35) -yā öŋünnön bìri aytdı mı? dìyye.
(36) -yōḳ, aydanōḳ.
(37) onda:
(38) -åen meŋ gelceğim‿mārada aydıP ber, dìyye.
(39) geçmişiniŋ åōroğlarnı berye, bilye.
(40) -ay åen bı ẕāTları bır yerden eşdenåiŋ! (41) åen maŋa gelceğim mārada
aydıP ber! dìyye.
(42) -men åeŋ gelceğiŋ wārada aytåam, åeŋ gleceğiŋ ġowluğā dǟl. (43) aytmāyın
men ġowåı, dìyye.
(44) -yōḳ, ayt. (45) bolmoåa men åeŋ kellǟŋi aåarın, dìyye.
(45) -ay åen meŋ kellǟmi aldırāy. (46) yȫne men åaŋā aytcaḳ…
(47) ay pāşşā eyTye, beyTye...
(48) -men åeŋ daş töwöröŋŋiẕẕǟki maşğalāŋıẕı nem‿ederin, dìyye.
(49) […] ġorḳuẕyăday gepiŋ ġīyåğaåı. (50) ġorḳuẕyă oyăm:
(51) -bolyă, dìyye. (52) åeŋ gelceŋŋi aydıP beråem, åeŋ gelceğiŋ ġatı erwet. (53)
åen bırıncıdanā ȫẕ ḳāḳaŋı öldüryeŋ. (54) ḳāḳăŋı öldürennenåoŋ åen ȫẕ eceŋ wilen yatıp
turyăŋ. (55) ȫẕ eceŋdenem çāğāŋ bolyă, dìyye.
(56) -ay durey on yālam bır ẕāT bōmı?! dìyye.
(57) oyăm:
(58) -yōḳ, şuŋ yā…
(59) ay yaŋḳı ḫūşı ğiden yālı wolyă. (60) onnoŋ gelip bı köşğüŋ içinde hìç ȫẕünö
yer tapmayă. (61) eylǟ ığlayă, beylǟ ığlayă. (62) eylǟ urunyă, beylǟ urunyă bolonōḳ.
(63) onnoŋ eceåini ḳāḳaåını görüwem nem edye. (64) ay bı:
211
(65) -men ȫẕ ecemi, ḳāḳamı öldürǟymǟyin, dìp köşkden ġaçyă. (66) ay nǟm
molåayăm şı pālçīŋ diyeni yalan edeyn, dìp hìç kimeyem aytmān köşkdön ġaçyă bı.
(67) yōlda gelip baryă, lāpıkeç hālda. (68) ġapdalında paytūnlı bìri geçik gitye.
(69) ġapdalındayăm üş dȫrd‿ādamåı. (70) munuŋ ȫẕem uẕīn dayow ādam görnüşde.
(71) ay bılaŋ åȫẕleri āẕaşyă dă yaŋḳı ẕādı hemmeåini öldürye, paytūndāḳılaŋ hemmeåini
öldürye ẕād edye. (72) āḫır åoŋ bır yūrda ğelye. (73) yūrdıŋ içem narmālnı bılaşıḳlıḳ.
(74) her kim ȫẕ edenni nemedip yȫr. (75) ḫalḳdan yūrdıŋ içi wārada åōroyă.
(76) -ḫalḳ, şuŋŋālı köåönye, şāåı öldü yȫne. (77) köşkde ḫawar edildi, dìyye.
(78) yūrdıŋ üååünde gǖşli ajdarḫā wār, şo çoẕyă. (79) kim şonı öldüråö şā ayālı şoŋo
durmuşa çıḳyă.
(80) onnon åoŋ āy geçye, gün geçye. (81) nǟç‿ādam gidye, ölüw ölük gelye.
(82) yaŋḳı şāẕāda bır ğün yüröğnö düvye. (83) görye şā ayālı owodon. (84) ‘‘ay bolyă’’
dìp bı gitye yörǖte. (85) ‘‘men gitcek’’ dìp yarağlı ẕā gidip... (86) ajdarhā wülen göröş
tutyă ḳırḳ gìce gündìẕ. (87) ay ġaraẕ ajdarḫānı yeŋye, yūrda ğelye. (88) ḫalḳ mını ġowu
ġarşı alyă. (89) ay hēmmeåi beğenip; ‘‘biẕiŋ çāğalammıẕı ḫalāå etdiŋ, åen biẕi nǟm‿
etdiŋ’’ dìp yaŋḳı beğenip, buyåonup…(90) onnon åoŋ hēmmeåi ḫalḳ bır yerde çāğa,
yeddi yetmiş yāşına çenli köçǟ çıḳıp şānıŋ köşğüne äkidyele. (91) ‘‘şā ğīyẕına åen
öylönmöli...’’ (92) ikiåi yaŋḳı toy tutyă. (93) bılardan çāğaåı wolyă. (94) ay onnon åoŋ
wağt ğeçye. (95) altı yedi yıl wağt geçye welìn, bır ğün yene köşkde otīrla welìn [….]
(96) ȫẕ yūrdunnan ḫawar tutup duryă bı. (97) ḳāḳaåı öldü dìp hawar ğelye, eceåem
yōğolupdır. (98) ȫẕ yūrdunnan çapar ğelye mıŋ īẕınnan.
(99) -åeŋ ȫẕ yūrduŋdāḳılaŋ hēmmeåi yōğoldı. (100) åen şā wolmolı, dìyye.
(101) yaŋḳam gülye de dìyye:
(102) -hǟ, pālçīŋ diyenleri yalan çıḳdı. (103) hono meŋ ecem ḳāḳam öldü, dìyye.
(104) ḫanı men öldüryemişinǟ, ẕāt dìp…
212
(105) onnoŋ bırdankǟ yaŋḳı çapar åeretye. (106) köşkde ayālı wār. (107) pāşşa
wār. (108) ġapdalında nökörü wār. (109) ikiåi bìr bìrine åeredip aŋḳ da taŋḳ woluḳ
ġālyălă, dìyye.
(110) şāyăm:
(111) -nǟm‿moldı? (112) nǟm‿ikìŋiẕ…
(113) nǟm‿molonnı düşünmǟn ğalyăday şā. (114) ikiåini çāğırıp åōroyă:
(115) -åiẕiŋ ārāŋıẕza nǟm‿moldı? (116) nǟme tanışlıḳ wār? dìyye.
(117) nökör aytyă. (118) ay ikiåi aytmacaḳ wolyă. (119) pāşşā bıları ġıååayă.
(120) onnoŋ iki åānı nökör dìyye:
(121) - öŋ şı åeŋ yeriŋde oturon şā, şoŋ oğlu woldı, dìyye. (122) pālçā äkitåele
‘‘åeŋ oğluŋ åeni öldürye, şoŋ çǖnem åen şunı öldür’’ dìp maŋa werdile. (123) menem
äkitdim woli, åeŋ şu nökörŋe dūşdım. (124) çāğānı öldürüp bilmedim. (125) şu nökörŋö
werdim. (126) nökörem äkidip åeni ȫẕ şāåına weripdir, ȫẕ şāåınıŋam çāğaåı wolmānåoŋ,
dìyye. (127) åen oloŋ òaḳīḳı çāğaåı dǟl. (128) åen olora oğulluḳ werlipdiŋ, alıpdıŋ.
(129) onnon åoŋ yaŋḳı bır ḫīlı wolyă.
(130) -o nǟli? (131) onda meŋ ecem ḳāḳam kim? dìyye welìn, yaŋḳılar
nemetmeye de.
(132) ġapdalna oturana åeretye, ayālı eceåi wolup çıḳyă. (133) paytūnda
öldürenem wolåa ḳāḳaå‿eken. (134) ḫaḳīḳ ḳāḳaåı ol, eceåem ġapdalındāḳı ayālı. (135)
çāğalaram molåo şoŋ ayālınnan wolupdır, ȫẕ eceåinnen çāğaları wolupdır. (136) ȫẕünüŋ
ḫawar… (137) onnoŋ yaŋḳı dǟrleye nǟm‿etceğni bilenōk. (138) onnoŋ ġapdalındāḳı
hem ayālı, hem eceåi wolcaḳ ādam. (139) bı ẕāTları eşdip oyom köşğün […] ılğāḳ gitye.
(140) kōmnatına gìrip āwı içye, hem ayālı hem eceåi wolduğı. (141) şo wāt ȫẕünü
öldürye. (142) bıyam bı ẕātları neme wolmoåın dìyye de, döẕmeye de. (143) bıyam
eline nemǟni alyă dă iki göẕünü kȫr edye, yaŋḳı pāşşā. (144) kȫr edye de:
213
(145) -menem cǟnim edip çölö oḵlāŋ! (146) men ȫẕ ecem milen yatıp
turupdurın. (147) bu çāğam ȫẕ ecemnen wolupdır. (148) şo nemǟyem, åīlağ ḫormoT
ediŋ, yūrduŋ bilğicine! (149) menem köşkdön çıḳarıp çölö oḳlāŋ! (150) bır oğlı, bır
ġīẕcağaşı wardı dă, ȫẕ eceåinnen. (151) onom veẕìrine tawşıryă. (152) ȫẕ köşğünü
taşlāḳ gitye şeydip.
214
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Vepa Hallıyev
Kaka, Şehir, Hıdırov, no: 55-3-32
Hikaye
46.HİKAYE
(1) Akıllı bilgili bir padişah varmış. (2) Gençliğinde öğretilen şeylerin haddi
hesabı yokmuş. (3) Savaş hakkında, ilim, bilim hakkında her şeyi anlarmış. (4) Bir gün
geleceği ve geçmişi hakkında öğrenmek istiyor. (5) Köyün bir kâhini varmış. (6) Bütün
halk, fakir fukara, herkes geleceğini öğrenmek için kâhinin yanına gidiyormuş. (7)
Padişah bir gün böyle bir kâhinin olduğu haberini alıyor. (8) Padişah vezirlerini,
yardımcılarını toplayıp şöyle diyor:
(9) –Bizim ülkede kâhin bir kâhin varmış haberiniz var mı, diyor.
(10) Onlar da:
(11) –Evet var, diyorlar.
(12) –Herkesin geleceğini nasıl bilebiliyormuş?.
(13) –Biliyor işte, demişler.
(14) .Ondan sonra yardımcılarını kâhinin yanına göndermiş.
(15) –Onun yanında gidin, diyor. (16) Kendinizi tanıtmayın, bilebiliyor mu
bakalım, diyor.
(17) Kâhin yanına önce komutanlarını gönderiyor, kâhin kim olduğunu tanıyor.
(18) Vezirini gönderiyor, onu da tanıyor. (19) Tüm soruları cevaplamış. (20) Padişahın
yanındaki vezirler bilgiliymiş. (21) Sonra padişahın kendisi kâhinin yanına geliyor. (22)
Genç şehzade. (23) Genç şehzadenin anne babası da var. (24) Şehzade kâhinin yanına
gidiyor.
(25) –Girebilir miyim?
(26) Kâhinin tanımaması için eski kıyafet giyerek gidiyor. (27) Kâhin de:
(28) –Gel gel, diyor.
(29) –Senin huzuruna geldim. (30) Beni tanıdınız mı, diyor.
215
(31) –Evet, padişahımızsınız, diyor.
(32) Padişah da şaşırıyor.
(33) –Beni nasıl tanıdın, diyor.
(34) –Kâhin olduğum için biliyorum.
(35) –Yoksa benden önce gelip söylediler mi, diyor.
(36) –Yok söylemedi.
(37) O zaman:
(38) – Benim geleceğim hakkında anlat, diyor.
(39) Geçmişinden sorular soruyor. Kâhin biliyor.
(40) –Bunları bir yerden duymuşsundur?! (41) Bana geleceğim hakkında anlat,
diyor.
(42) –Geleceğin iyi değil. (43) Ben en iyisi geleceğinizi anlatmayayım, diyor.
(44) –Yok, anlat. (45) Yoksa seni öldürürüm, diyor.
(45) –Beni öldürebilirsin. (46) Fakat sana söylemeyeceğim…
(47) Padişah öyle yapıyor, böyle yapıyor…
(48) –Aileni öldürürüm, diyor.
(49) Kısacası kâhini tehdit ediyor. (50) Kâhin de:
(51) –Tamam, diyor. (52) Geleceğini anlatacak olursam, geleceğin çok kötü.
(53) Önce babanı öldürüyorsun. (54) Babanı öldürdükten sonra sen kendi annenle
yatıyorsun. (55) Kendi annenden çocuğun oluyor, diyor.
(56) –Dur, öyle şey mi olur, diyor.
(57) O da:
(58) –Yok, böyle…
(59) Şehzade aklını kaybetmiş gibi oluyor. (60) Köşke gelince kendine yer
bulamıyor. (61) O tarafa bu tarafa koşuyor. (62) O tarafa bu tarafa dönüyor, hiç
olmuyor. (63) Anne babasını görünce telaşlanıyor. (64) Bu:
216
(65) –Anne babamı öldürmeyeyim, diyerek saraydan kaçıyor. (66) Kâhinin
anlattıklarını yalanlamak için saraydan kaçıyor.
(67) Yolda üzgün halde yürürken, (68) yanından fayton geçiyor. (69) Yanında üç
dört kişi vardı. (70) Şehzade heybetli uzun boyluymuş. (71) Faytondaki insanlarla
anlaşamıyor, oradaki insanların hepsini öldürüyor. (72) Sonunda bir ülkeye geliyor. (73)
Geldiği ülkede iç savaş yaşıyormuş. (74) Herkes kendi bildiğini yapıyor. (75) Halktan
ülkenin durumunu soruyor.
(76) –Halkın padişaha ihtiyacı var. (77) Saraydan şöyle bir haber gelmiş. (78)
Ülkenin üzerinde güçlü ejderha var. (79) Kim onu öldürürse padişahın karısı onunla
evlenecekmiş.
(80) Aylar, günler geçiyor. (81) Birkaç kişi ejderhayı öldürmek için gidiyor,
fakat onların da ölüsü geliyor. (82) Bir gün bu şehzade oraya gitmeyi düşünüyor. (83)
Çünkü padişahın karısının güzel olduğunu görüyor. (84) Ejderhayı öldürmek için
gidiyor. (85) Silahını alıp ejderhayı öldürmek için gidiyor. (86) Ejderha ile kırk gün kırk
gece güreşiyor. (87) Sonunda ejderhayı yeniyor. (88) Halk şehzadeyi iyi karşılıyor. (89)
Herkes ‘‘çocuklarımızı kurtardın’’ diyerek seviniyor. (90) Yediden yetmişe bütün halk
şehzadeyi saraya götürüyorlar. (91) Padişahın karısına:
(91) –Şehzade ile evlenmen gerekiyor, diyorlar.
(92) Padişahın karısıyla şehzade evleniyorlar. (93) Çocuğu oluyor. (94) Zaman
geçiyor. (95) Altı yedi yıl geçince şehzadenin ülkesinden haber geliyor. (97) Anne ve
babasının öldü haberini alıyor. (98) Şehzadenin ülkesinde elçi geliyor:
(99) –Ülkendeki tüm akrabaların öldü. (100) Oraya padişah olman gerekiyor.
(101) Bu da gülerek şöyle diyor.
(102) –Kâhinin söyledikleri yalan çıktı. (103) Annem ve babam öldü. (104)
Kâhin benim öldüreceğimi söylemişti, diyor.
(105) O sırada elçi etrafına bakınıyordu. (106) Saraydaki karısını gördü. (107)
Padişah ve yanında muhafızları vardı. (109) İkisi biri birine bakarak şaşırmışlar.
(110) Padişah da:
(111) Ne oldu? (112) Neden birbirinizi görünce şaşırdınız, demiş
217
(111) Ne olduğunu anlamıyor padişah. (114) İkisini çağırarak soruyor:
(115) –Sizin aranızda ne oldu? (116) Birbirinizi nereden tanıyorsunuz? diyor.
(117) Muhafız anlatıyor. (118) Önce anlatmak istemiyor. (119) Padişah ker
ikisine de tehdit ediyor. (120) Sonar iki muhafız şöyle diyor:
(121) –Padişahın oğlu vardı. (122) Oğlunun istikbalini öğrenmek için kâhine
götürdü ‘‘Oğlun seni öldürecek, bu yüzden oğlunu öldür’’ deyince seni öldürmek için
bana verdiler. (123) Seni öldürmeye götürürken muhafızınla karşılaştım. (124) Seni
öldüremedim. (125) Bu muhafızına verdim. (126) Padişahın çocuğu olmadığı için seni
kendi padişahına vermiş. (127) Sen onların kendi çocuğu değilsin. (128) Onlara evlatlık
verilmiştin.
(129) Şehzade bu durum karşısında donup kalıyor.
(130) –Bu nasıl olur? (131) O zaman annem babam kim? diye soruyor. (132)
Evlendiği kadının kendi annesi olduğu ortaya çıkıyor. (133) Faytonda öldürdüğü kişi
kendi babası olduğunu öğrendi. (134) Faytondaki kişi babası, yanındaki karısı da babası
olduğu ortaya çıktı. (135) Çocukları da kendi annesinden olmuş oluyor. (136) Daha
önce bu durumun farkında değildi. (137) Padişah ne yapacağını bilemiyor. (138)
Evlendiği kadın hem annesi hem de karısı olmuş oluyor. (139) Bu durumu öğrenen
padişah sarayı terk ediyor. (140) Karısı zehir içerek ölüyor. (141) Orada intihal ediyor.
(142) Padişah bu olaya çok üzülüyor. (143) Gözlerini kör ediyor. (144) Şöyle diyor:
(150) –Beni de çöle atın! (146) Kendi annemle evlenmişim. (147) Çocuklarım
da kendi annemden olmuş. (148) Ülkenin kâhinine hürmet edin!(149) Beni de saraydın
çıkarıp atın!
(150) Kendi annesinden bir oğlu bir de kızı vardı. (151) Onları vezirine
bırakıyor. (152) Kendisi de sarayı terk edip gidiyor.
218
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Leyli (yaş-30)
Kaka, Onbeği Oba, Vatan Sokak no: 60
Yemek Tarifi
47.PİLAV
(1) palowuŋ bişirilşi. (2) aḫalyāğ ġuyyăŋ ġāẕana, ġıẕyă. (3) åoŋ eti atyăŋ içine.
(4) eti ġowuryăŋ. (5) åoŋ åoğon, kǟşir ġowuryăŋ bırāẕacıḳ. (6) åū ğuyyăŋ, yȫnö
dōldurmal dǟl åuwunı. (7) etiŋ üååü bırācıḳ yapılmalı, bırācıḳ şeylece wolmalı üååünde.
(8) pıḳır pıḳır edìp bişmeli. (9) şo etiŋ tağamı bırāẕ çıḳåa, åoŋ tüwüåün yūp, tüwåüni
atyăŋ ì tüwìŋem üååü yapılmal dă åū wilen. (10) yapılmaåa bırāẕ neme ġuyāymalı åū.
(11) ġaynaḳ åū ġuyyăŋ ì ġaynaåın. (12) bırācıḳ pıḳır pıḳır edik ġaynayă dǟni onnoŋ
üååüne ḵırīşḵaåını yapyăŋ. (13) şey matā geydirip ḵırīşḵaåını yapyăŋ ì bişiweråin onnoŋ
yowoş ōtdă. (14) bır åapar alıp öwüryeŋ bır åapar, öwüryeŋ bır åapar, boldı. (15) ine
åene palow heẕil et de ìy! (16) iyeåim gelik‿gitdi.
219
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Leyli (yaş-30)
Kaka, Onbeği Oba, Vatan Sokak no: 60
Yemek Tarifi
47.PİLAV
(1) Pilavın pişirilişini anlatayım. (2) Kazana pamuk yağı dökerek ısıtıyorsun. (3)
Sonra içine eti atıyorsun. (4) Eti kavuruyorsun. (5) Sonra azcık soğanla havucu
kavuruyorsun. (6) Az su katıyorsun. (7) Etin üzerini kapatacak kadar su ilave ediyorsun.
(8) Güzelce pişmesi gerekiyor. (9) Eti piştikten sonra pirinç katıyorsun ve su pirincin
üzerine çıkması lazım. (10) Suyu az gelirse biraz daha ilave edilebilir. (11) Kaynar su
döktükten sonra güzelce kaynasın. (12) Kaynadıktan sonra kapağını kapatıyorsun. (13)
Kısık ateşte deme bırakıyorsun. (14) Bir kere karıştırıyorsun. (15) İşte pilav hazır! (16)
Yiyesim geldi.
220
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Raya (yaş-35)
Kaka, Şehir, Artıkmammet Sokak, no: 71
Özgeçmiş
48.ÖZGEÇMİŞ
(1) men rāya. (2) men ikimüŋ onbìrinci yıldan bǟri emtees kampānyaåında ḑìdăr
noḳodında işlǟp yȫri n. (3) ìş ğünüm ādamla wilen bāğlanşıḳlı geçye (4) ādamlara
kömeğ etmeğ üçǖn ǖytgöşük tarìflarnı, ḫıẕmatlarnı bìrikdiryen. (5) ādamla maŋa köp
åāğwolåun aydyă. (6) emteesdan daşarı rūåya federāţyaåında oḳodım. (7) zaōşnı
oḳodım. (8) pediġagìçiski unvirsţēdı ġutōrdım. (9) şu wādam ḑiplōmmı alamåoŋ ȫẕ
uğruma çıḳcaḳ wolyăn. (10) ȫẕ ḑiplōm ḫaḳda ìşlecek wolyăn. (11) neåìp bolåo şo ẕātları
edip bilåem ȫẕ arẕūwma yetern. (12) men ȫẕ maşğalām ḫaḳda aydaåım gelye. (13)
maşğalām kiçirǟk. (14) bır ġīẕ ciğim mār. (15) ecem ḳāḳăm, dȫrt wolup yāşayăå. (16)
ecem on kinci mekdepde mōllum bolup ìşleye. (17) pāpam ġalla ȫnümlör
ḵambinātıåında ḵamprēåırçı wolup ìşleye. (18) ciğim molåo mekdepde oḳūwçı. (19)
akţyābırıŋ bırına meŋ çǖn, meŋ durmuşım üçìn ìŋ ulu ġıẕıklı wāḳā woluḳ geçer. (20)
men durmuşa çıḳyăn, şo ḫaḳda kǟn alada edyen, tayārlıḳ göryēn. (21) durmuşa
çıḳamåoŋ bır nǟçe waḫtdan åoŋ yene ìşe çıḳmaḳçı yene şo emtees ōfisine baraåım gelye.
(22) ȫŋkü ìşimi yitireåim gelenōḳ. (23) åewǟwi men ādamla wüle tǟẕe tanışlıḳ, günde
ġıẕıḳlı woluḳ geçye meŋ çǖn, şo ìşimi yitireåim gelenōḳ.
221
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Raya (yaş-35)
Kaka, Şehir, Artıkmammet Sokak, no: 71
Özgeçmiş
48.ÖZGEÇMİŞ
(1) Ben Raya. (2) 2011 yılından beri MTC şirketinde operatör olarak
çalışıyorum. (3) İş günlerim insanlarla iletiş kurmakla geçiyor. (4) İnsanlara yardım
etmek için farklı tarifleri, hizmetleri öneriyorum. (5) İnsanlar bana teşekkür ediyor. (6)
Rusya’da açık öğretim okudum. (8) Pedagojik üniversiteyi bitirdim. (9) Diplomayı
aldıktan sonra kendi alanıma yoğunlaşmak istiyorum. (10) Kendi alanımda çalışmak
istiyorum. (11) Bunları yapabilirsem hayalim gerçek olur. (12) Ailem hakkında
anlatayım. (13) Çekirdek ailem var. (14) Bir kız kardeşim var. (15) Annem, babam, kız
kardeşim ve ben dört kişi yaşıyoruz. (16) 12. okulda öğretmen olarak çalışıyor. (17)
Babam tahıl ürünleri derneğinin kompresörü olarak çalışıyor. (18) Kardeşim ise okulda
öğrenci. (19) 1 Ekim hayatımın en heyecanlı günü olur. (20) Düğün hazırlıklarını
yapıyorum. (21) Düğünden sonra tekrar MTC şirketine dönmeyi düşünüyorum. (22)
İşime devam etmek istiyorum. (23) Çünkü iş yerimde yeni insanlarla tanışıyorum ve
eğlenceli geçiyor.
222
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Bayramsoltan Altıyeva, Ev hanımı (55)
Kaka, Onbeği Oba, Berdiyev Sokak, no: 12
Halının Yapılışı
49.HALI ÇİTİMİ
(1) nǟme, biẕẕe ine türkmen ḫālı wārada, doḳolşunı aydıP bereyn. (2) türkmen
ḫālı ilki eriş wilen yüwürdülye. (3) bırıncıdanā eğer yüwürtmǟnkǟŋ oŋ åapağını
tāyınlanşı. (4) türkmen ġoynuŋ yüŋünnen eğirlip tayārlanyă. (5) reŋke werilye. (6) yedi
dürli reŋki wōlyă, yedi dürli nağışı wolyă. (7) onnoŋ başlānıŋda eriş wilen başlanyă. (8)
yǖrtmeli ȫẕ ölçöğnö ğörǟ. (9) iki mētırlıḳ wolyămı, dȫrt mētırlıḳ wār, yedi mētırlıḳ,
doḳuẕ mētırlıḳ ḫālı yüwürdülye. (10) yüwürdülenåoŋam, bırıncı başlanğıcı onuŋ toproḳ
wılen waşlanyă. (11) toproḳ ḳaḳmalı daraḳ wılen. (12) toproḳ ḳaḳaŋåoŋ doḳmā ğìrye.
(13) doḳmā ğìreŋdeyem aşıḳ nağşını åalınyă. (14) onnoŋ aşıḳdan åoŋ ǟlem, ǟlemden åoŋ
ġoçoḳ çıḳyă. (15) ġoçoḳdon åoŋ ġırăåına aylanyān nağışlă; erik gülü, erik gülüden åoŋ
şelpe, şelpeden åoŋ yeneyem gȫl başlănyă. (16) gȫldön åoŋ gȫlüŋ āralıḳlarındāḳı
edilyǟn nağışam ‘‘ġurwoḳġa’’ diyilyede yā kiçi şelpe åalınyă. (17) ine yedi dürlöm
nağşı wār. (18) yedi dürlem reŋk, şo nağışlară åalınyă. (19) ġutoronıŋda yeneyem
toproğını ḳaḳyăŋ. (20) yene şo nağışlă ġaytalanyă, yapılyă ḫālı. (21) toproğnı ḳaḳaŋåoŋ
ȫẕ ölçöğnö ğörǟ åeçeğni ğoyyăŋ. (22) åeçeğni dǖwyeŋ keåeŋåoŋ. (23) doḳāwotīrḳāŋam
ilki doḳmā ğìreŋde ilki wülenǟ, bırıncı ğeẕek doḳāḳ geçyeŋ, ‘‘öydüm’’ mōlyă. (24)
ikinci åapar uje āraåınnan arğaç geçirìp ḳaḳyăŋ. (25) arğaç geçirip ḳaḳaŋåoŋ yene çitime
ğìryeŋ. (26) yene çitim onnoŋ daraḳ ḳaḳyăŋ, onnoŋ olom ‘‘ġırım’’ mōlyă. (27) eyyǟm
şo bır ğırım åān ğìrye. (28) her ōn åantıdanam ġırımnı åāẕlayăŋ. (29) her ōn åantı ōn
åantı alyăŋ, şoŋo nǟçe ġırım ğidye, nǟçe öydüm ğidye åoŋ ȫẕüŋ doḳoåoŋ bilyeŋ. (30) ine
şeydiwem doḳolyă. (31) daraḳ, her ġırımdan åoŋ darağını ḳaḳyăŋ. (32) daraḳ
ḳaḳaŋåoŋom ȫẕ ġayçıåı wā. (33) ȫẕ ġayçıåında yüẕünü tekìẕlǟp ġırḳıp ayıryăŋ. (34) yene
onnoŋ üååünnen doḳāw uğrayăŋ. (35) yene öydüm, yene ġırım, yene öydüm ġırım. (36)
şeydip ōn åantıda nǟçe ġırım mār, nǟçe öydüm mā. (37) şo åantīŋ içine gìrye ȫẕü åānı,
åānayăŋ. (38) ine şoŋŋalı.
223
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Bayramsoltan Altıyeva
Kaka, Onbeği Oba, Berdiyev Sokak, no: 12
Halının Yapılışı
49.HALI ÇİTİMİ
(1) Türkmen halısının yapılışı hakkında anlatayım. (2) Öncelikle halının çözgüsü
yapılır. (3) Çözgü yapmadan önce ipin yapılışını anlatayım. (4) Koyunyününü eğirerek
yapılır. (5) Yünler önce boyanır. (6) Yedi ayrı desenin yedi çeşit rengi oluyor. (7) Önce
halının çözgüsü yapılır. (8) Ölçüsüne göre çözgü yapılması gerekiyor. (9) İki, dört, yedi
veya dokuz metrelik çözgü yapılıyor. (10) Çözgü yapıldıktan sonra taban yapılır. (11)
Kirkitle taban yapılıyor. (12) Taban yapıldıktan sonra dokumaya geçilir. (13)
Dokumaya geçtiğin zaman aşık deseni yapılıyor. (14) Aşıktan sonra âlem deseni,
âlemden sonra koç deseni yapılıyor. (15) Koç desenden sonra: erik gülü deseni, erik
gülünden sonra püskül deseni, püskülden sonra yine de göl deseni devam ediyor. (16)
Göl desenlerin aralarına kurbağa veya püskül deseni yapılır. (17) İşte yedi farklı desen
vardır. (18) Bu desenler yedi çeşit renkle yapılıyor. (19) Düğüm atma işlemi bittikten
sonra tekrar taban yapılır. (20) Bittikten sonra halı kapatılır. (21) Tabanı yapıldıktan
sonra ölçüsüne göre püskül yapılır. (22) Püsküllerini bağlayıp kesiyorsun. (23) Düğüm
atılan sıraya öydüm denir. (24) Düğüm attıktan sonra argeçle ip geçirilir ve kirkitle
vurulur. (25) Bu işlemden sonra tekrar düğüm atılır. (26) Düğüm atıldıktan sonra tekrar
kirkitle vurulur. Bu işleme de kırma denir. (27) Bir kırma sayısı yapılmış oluyor. (28)
Her 10cm’den bir kırma ayarlanıyor. (29) Kaç kırma yapılacağını dokuduğun sırada
ayarlıyorsun. (30) Halı bu şekilde dokunur. (31) Her kırmadan sonra kirkit vurulur. (32)
Halının özel makası oluyor. (33) Makasla yüzünü düzleştirerek kesilir. (34) Tekrar
üzerinde düğüm atma işlemi yapılır. (35) Bir sıra, bir kırma olarak devam ediyor. (36)
10cm’de kaç sıra olduğunu sayıyorsun. (37) 10cm’de bir kırma yapılıyor. (38) Halı
buşekilde yapılıyor.
224
Kounuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gülcemal Berdiyeva, Ev hanımı (yaş 35)
Kaka, Şehir, Seyitnazar Yüzbaşı Sokak, no: 32
Türkmen Kültürü
50.TÜRKMEN KÜLTÜRÜ
(1) men ḳāḳa şäherniŋ yāşaycıåı gülcamāl berdìyıwa. (2) men türkmenistān
çǟğinde, türkmenistānda dǟp deååūrlar wārada hǟẕir āẕacık åiẕe gürrüŋ bermekçi. (3)
türkmenistānda millì aydım åaẕlı dǟp deååūrlar her welāyatıŋ ȫẕünde yerleşye. (4)
olordon balḳan welāyatında küşdepdi, ġaẕal ve şuŋa meŋẕeşler. (5) aḫal welāyatına
değişliler lǟleler, hǖwdiler, mōncuğ‿atdılar. (6) ına küş depdìni alıḳ‿görömiẕẕe küş
depdi, ōduŋ daşında aylanıp depilyǟn tanåa, ōduŋ daşında aylanıp oynolyān oyun
tanåına, küş depdi diyilye. (7) öŋden gelende ōtparaẕlıḳdan şo ōduŋ daşında küş küş
diyip cınları ḳowup, şonı ȫẕ yānlarından ḳowup küş depdi diyip ādı ġālıpdır. (8) ġīẕlar
ȫẕlöri ǖşüp āşıḳ mağşūḳlar åöyğüllörni waåP edip ġīẕlar ȫẕ yānlarında işlerni döküşüp
aydım aydıpdırlar. (9) lǟle lǟle cōrocān dìp şonnon lǟleler ġālıpdır. (10) hǟẕir men şo
lǟleden bır parçaåını aydıP bereyn. (11) indi mōncuğ‿atdılar wārada aydanmıẕẕa,
mōncuğ‿ atdı bır ğiden ġīẕla wolup, ǖşüp bır kǟåǟŋ içine ȫẕ reŋkli mōncuḳlornı
taşlayălă we åoŋ bır ğıyẕ eline bır kǟåǟni alıp şo mōncuğ atdı aydımını aydıp başlayă.
(12)
āḳ towuḳ āla towuḳ
åäher ġīyğıryār towuḳ
men yāra nǟme dìdim
yār yüẕü mennen åowuḳ
dìp aydyă dǟni, kǟåǟŋ içinnen şeydip bır mōncuğu çıḳaryă. (13) şol ḫayåı ġīẕıŋ
mōncuğu wolåă şoŋ mōncuğnu aydyă. (14) ‘‘ġīẕlar bılā yāşıl mōncuḳ’’ dìyye, beyleki
cōroåı; ‘‘wì olā meniŋki…’’ (15) ȫẕ mōncuğnı alıp ḳowolaşīp... (16) şo elinnen
mōncuğnı alīnçā ḳowolaşyă ì onåoŋ beyleki ġīyẕ aydıp başlayă, eline kǟåeåin alıp. (17)
225
indi hǖwdiler wārada aydamıẕẕa, hǖwdi şo en‿atānıŋ ȫẕ çāğaåına bolon mǟhri… (18)
ȫẕ çāğaåını yatıranda şonı hiŋlenip aydyān aydımna ‘‘hǖwdi’’ diyilye. (19) onnonăm
åiẕe bır parça aydıP bereyn. (20)
allān allān edeyin ǟ
bāğa åeyrān edeyin ǟ
bāğıŋ ġıẕıl gülüni yǟ
åaŋa ġurwān edeyin ǟ
(21) ine şular yālı edip ȫẕ çāğaåını hǖwdülǟp yatıryă.
226
Kounuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gülcemal Berdiyeva, Ev hanımı (yaş 35)
Kaka, Şehir, Seyitnazar Yüzbaşı Sokak, no: 32
Türkmen Kültürü
50.TÜRKMEN KÜLTÜRÜ
(1) Ben Gülcemal Berdiyeva, Kaka şehrinde ikamet ediyorum. (2) Türkmen
gelenekleri hakkında anlatayım. (3) Türkmenistan’da her bir yörenin kendine ait
gelenekleri vardır. (4) Balkan ilinin kendine has küşdepdi halk oyunu ve gazelleri
vardır. (5) Ahal iline ait laleler, ninni, boncuk atma gibi halk oyunları vardır. (6)
Küşdepdi, ateşperest inancından kalan, ateşin etrafında yapılan bir halk oyunudur. (7)
Ateşperest inancından kalan halk oyunudur. (8) Âşıklar bir araya toplanarak sevgilerini
tarif ederek, dertlerini anlatarak türkü söylemişler. (9) Her bir dörtlüğün ardından
‘‘Arkadaşım Lale Lale’’ nakaratının tekrarlanmasıyla laleler ismi verilmiştir. (10) Bir
dörtlük lale söyleyeyim. (11) Kızlar bir araya toplanarak renkli boncuklarını bir kâseye
topluyorlar. İçlerinden biri dörtlük söylüyor:
ak tavuk ala tavuk
seher bağırıyor tavuk
ben yârime ne demi
yarın yüzü bana karşı soğuk
bu dörtlüğü söyledikten sonra kaseden bir tane boncuk çıkarıyor. (13) Aldığı
boncuğu kızlara gösteriyor. (14) Boncuğun kime ait olduğunu soruyor. (15) Kendi
boncuğunu alarak kaçıyor. (16) Diğeri onu yakalayınca bir başka dörtlüğü söylüyor.
(17) Annenin yavrusuna karşı hissettiği duyguları yansıttığı bir türküdür. (18) Çocuğu
uyuturken hafif sesle söylenen bir tür türküdür. (19) Bir dörtlük söyleyeyim:
allan allan edeyim
bağa seyran edeyim
bağın kırmızı gülünü
sana kurban edeyim
(21) Çocuğunu bu şekilde uyutuyor.
227
228
Konuşan
Derlem Yeri
Konusu
Gülcemal Beşimova (yaş 45)
Kaka, Şehir, Azatlık Sokak
Hali Dergisi
51.HALI GURNAĞI
(1) men bǟşìmıva gülcamāl, ḳāḳă şǟheriniŋ yāşaycıåı. (2) men ḳāḳa şǟhermiẕẕǟki
çāğalar we yetğìncekler dörödücülük öyünde ḫālı ġurnoğunda ìşleyen. (3) ḫālı
ġurnoğundo ìşlemek bilen men ȫẕ ġurnoğma gelyǟn oḳūwçılara, şı türkmeniŋ bır millì
mìrāåı wolon ìŋ bır, türkmeniŋ bır nepìå göẕünüŋ ġuvancı wolon ḫālı åunğotı wārada
düşüncö veryen hem de şı ḫālı doḳomoḳlığıŋ ìnçe åırlarnı ġurnoğmıẕa ġatnayānca
çāğalarmıẕa öwredyeå. (4) ġurnoğmıẕa ġatnayān oḳūwçılar ḫālı åunğotına höweålöri
örǟn ulı. (5) olor her bır öwredilyǟn ẕātları ulı höwöå wilen öwrenyǟller. (6) ḫālı
doḳomağıŋ ìnçe åırlarnı, çitim çitmǟni, daraḳ ḳaḳmānı, åınnı vilen ḫālınıŋ yüẕünü
tekiẕlemǟni öwrenyele. (7) ine biẕiŋ hemmǟmiẕiŋ bilşimiẕ yālı ikimüŋ on altıncı yılı
ḫormotlı pırizdēntımıẕ mìrāåa åarpa ğoymoḳ, watanı öẕğörtmek yılı dìp ığlān etdi. (8)
şunuŋ wülen bilelikde millì mìrāåımıẕ wolon türkmeniŋ el ìşleri, şay åepleri, şonuŋ
wülen birlikde ḫālı doḳomoḳlıḳ åunğotuna, türkmönüŋ ḫālı åunğotuna örǟn ulu ünå
werilye. (9) şol åewǟpden biẕ hem ȫẕ geçyǟn åapaḳlarmıẕẕa oḳūwçılarmıẕa türkmön
ḫalḳınıŋ millì mìrāåını, onuŋ ġadīmılığnı, ḫālı nağışlarnı, her dürlü, ine el ìşleri, yā ine
şay åeplermiẕ wār, ẕerğǟrleriŋ ìşleri, munnon başğa dă millì medenì tārīḫımıẕ, ine her
ḫīlı tārīḫı yādığǟrliklermiẕ wār biẕiŋ yūrdumuẕẕo, ülkǟmiẕẕe, ġadīmı yādığǟrliklermiẕ
wār. (10) umūmān alanmıẕẕa şı mìrāåımıẕı ine türkmön ḫalḳınıŋ millìliğni öğrötmek
uğruna biẕem şo ẕātları çāğalarıŋ, oḳūwçılarıŋ āŋına, düşüncöåünö gìriẕmek uğruna,
olora bır türkmön ḫalḳınıŋ millìliğne, ġadīmı åunğotumıẕa höwöålörni, åöyğülörni
artdırmak uğruna ẕӓhmet çekyeå. (11) bolmayă mı?
229
Konuşan
Derlem Yeri
Konusu
Gülcemal Beşimova
Kaka, Şehir, Azatlık Sokak
Hali Dergisi
51.HALI GURNAĞI
(1) Ben Beşimova Gülcemal, Kaka şehrinde ikamet ediyorum. (2) Yaratıcı
Çocuklar ve Gençler Derneği’nde Halı bölümünde çalışıyorum. (3) Öğrencilere halı
dokumanın sırlarını öğretiyorum. (4) Derneğe gelen öğrencilerin halı sanatına ilgi
duydukları görülmektedir. (5) Öğretilen her şeyi dikkatle dinliyorlar. (6) Düğüm atmayı,
tarak vurmayı, makasla kesmeyi öğreniyorlar. (7) Cumhurbaşkanımız 2006 yılını kültür
geleneklerin korunduğu, vatanın geliştiği yıl olarak adlandırdı. (8) Bununla birlikte
yöresel el işlerine, geleneksel kuyumculuk işlerine, halı dokuma sanatına önem
veriliyor. (9) Bundan dolayı derste yöresel el işlerini, kuyumculuk işlerini, bütün
geleneksel sanatları öğrencilere öğretiyoruz. (10) Türkmenlerin kültür geleneklerini
yeni neslin devam ettirmesi için zahmet çekiyoruz. (11) Tamam mı?
230
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Aybölek Ağamıradova
Kaka, Şehir, Hıdırov Sokak, no: 76
Telekom
52.ARAGATNAŞIK ULĞAMI
(1) men ḳāḳă etrāwınıŋ yāşaycıåı, āğamıradıwa āybȫlek. (2) men onkinci ōrta
mekdewniŋ bırıncı åınpına oḳuwa ḳawūl edildim. (3) åoŋră şol mekdepde bǟş yıl oḳāp
altıncı åınpa ḳāḳă etrāwınıŋ on çüncü ōrta mekdewünde dowām etdirdim. (4) on çüncü
ōrta mekdepde oḳoyān döwrümde tārīh deråınnen alimpiyādā gitdim. (5) alimpiyādada
üçüncü yer ğaẕandım. (6) bǟåleşiklere hem ġatnaşdım. (7) åoŋră oḳuwmı ġutoromåoŋ
ḳāḳă etrāwındāḳı bırıncı hünǟrmenT mekdewünde oḳuwmı dowām etdirdim. (8)
mekdewe gelemiẕẕe biẕ bırnǟçe cōrolammıẕ wādı. (9) olo wülen ġōw ġatnaşıḳda
wōldıḳ. (10) åoŋ mekdewi ġutōromnan åoŋ şol ȫẕ oḳān mekdewme, bırıncı hünǟrmenT
ōrta mekdewüne ìşe ḳawūl edildim. (11) ìşde ȫẕ oḳān uğrum ārağatnaşıḳ apirātırı
woyunço oḳodım hem de ārağatnaşığıŋ apirātırı hünǟri woyunço yene de ìşe ḳawūl
edildim. (12) ārağatnaşıḳ wārada ġīyåğaça düşüncö weremde, ārağatnaşıḳ uloğno
ādamlaŋ gürlöşmeği, mıåāl çǖn ḫat yaẕışmağı, yā dă ţilfōn ārağatnaşığı, pōşta
ārağatnaşığı we şuŋa meŋẕeş ārağatnaşıḳları yā dă öycüklü ārağatnaşıḳ ulğom el
ţilfōnları mıåāl ğetirmek wolor. (13) onåoŋ öycüklü ārağatnaşıḳ ulğomı wārada
aydanmıẕẕa el ţilfōnlarmıẕ değişli wolup duryă. (14) öycüklü ārağatnaşıḳ ulğomınnan
elēktrik ārağatnaşıḳ ulğomnıŋ tapāwutlı yeri, elēktrik ārağatnaşıḳ ulğamında kābiller
ulonılyă. (15) öycükl‿ārağatnaşıḳda wolåa åeå tolḳunlorı siğnāllaŋ üååü wüle ğeçye.
(16) kābil wolonda, mıåāl çǖn içinnen ìnçecik åìm geçirci geçirlen, daşı iẕalìrlanan,
yağnı ġōroğlonan geçirciler toplum‿mōlyă. (17) kābillarıŋ içinnen geçyǟn tārlara,
daşına reŋk werilye. (18) olorıŋ åewǟwem mantāj ìş geçirlende bìr vìri wilen tārlarıŋ
içinnen geçyǟn tōḳlor... (19) bìr vìrine değip utğoşmoẕ yālı zamkānya‿etmeẕ yālı
reŋkler werilye. (20) umūmān ārağatnaşıḳ hemìşe öåüşdö wolmolı. (21) ārağatnaşıḳ bır
yerde durmal dǟl.
231
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Aybölek Ağamıradova
Kaka, Şehir, Hıdırov Sokak, no: 76
İletişim Araçları
52.İLETİŞİM ARAÇLARI
(1) Ben Ağamıradova Aybölek, Kaka ilçesinde ikamet ediyorum. (2) 12.
ortaokulda beş yıl okudum. (3) Altıncı sınıfı Kaka ilçesinin 13 okulunda devam ettim.
(4) Tarih bölümünden köyümüzdeki okullar arası olimpiyatlara katıldım. (5) Üçüncü
oldum. (6) Diğer yarışmalara da katıldım. (7) Okulu tamamlayınca Kaka ilçesinde
Meslek Yüksek Okulunu kazandım. (8) Okul dönemimde birçok arkadaşlarım vardı. (9)
Onlarla iyi iletişimde olduk. (10) Okulu tamamladıktan sonra aynı yerde işe başladım.
(11) Mesleğim iletişim operatörü. (12) İnsanlar telefon veya posta üzerinden iletişim
kurarlar. (13) Sonra hücresel iletişim araçlarına cep telefonları dâhildir. (14) Elektrik
iletişim araçlarının hücresel iletişim araçlarından farkı, elektrik iletişimde kabloların
kullanılmasıdır. (15) Hücresel iletişimde ise ses dalgaları sinyaller üzerinden geçiyor.
(16) Kablo, elektrik akımını iletmekte kullanılan, üzeri yalıtkan bir maddeyle kaplanmış
metal tel. (17) Kabloların içinden geçen tellerin yalıtkanı renkli oluyor. (18) Tellerin
içinden geçen elektrikler birleşince yanarlar. (19) Bir biriyle karışmaması için renkli
yapılıyor. (20) Yani iletişimin her zaman gelişimde olması gerek. (21) İletişim araçları
bir yerde durmamalı.
232
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Mercen Nurıyeva, Ev hanımı (yaş 45)
Kaka, Şehir, Gayıp Batır Sokak
Türkmen Düğünü
53.TÜRKMEN DÜĞÜNÜ
(1) åalam men mercen. (2) men åiẕe ḳāḳăda nǟhìli durmuş toyu bellenyǟndiği
wārada gürrüŋ bercek. (3) bırıncı wilen ġudoçulığa gelmǟnkǟler ġīẕıŋ öyünö oğlon
tarapdan bır ādam gelip. ‘‘åiẕe pılānılar ġudoçulığa gelcek wolyă, şoloro ġīyẕıŋıẕı
bermǟne rāẕı mı?’’ dìp ilki ġudoçulığa gelyǟndiklerni duyduryăla. (4) åoŋ ġīyẕ tarap
rāẕı wolåo, şol ādama oåmoḳçı diyilye. (5) åoŋ ġīyẕ tarap rāẕı wolåo hepdǟniŋ üçüncü
ğüni oğlon tarapdan dȫrt bǟş åānı ādam, elleri åaçaḳlı, åǖcü kȫköli ġīẕıŋ öyünö ġīyẕı
dilemǟne gelyele. (6) eğer de ġīyẕıŋ en‿ataåı ġīyẕı bermǟne rāẕı bolåo ġudoloruŋ
getiren åaçaḳlarnı ḳawūl edip, oloŋ åaçaḳlarında getiren åǖcülörni alyălă. (7) ortoda
ḵulyōnḵāŋ üååündö åaçaḳda ġoyyălă hem de ġudolor ġaydanda olora dă åǖcülük pāyını
åaçaḳlarna åalıp yōlloyălă. (8) åoŋro indiki hepdǟniŋ üçüncü ğünü ġudolor gīẕıŋ en‿
ataåınıŋ coğāwunı eştmǟğe yene de bır ğeẕek gelyele. (9) şondo gelenlerinde ġīẕıŋ
doğon ġarındaşlarınnan bırāẕ ādamlar oturyă hem de oğlonuŋ doğon ġarındaşlarından
gelen ādamlardan oturyălă hem de oloŋ rāẕı yā da nǟrāẕı diyen coğāplarnı eşTyele. (10)
eğer de ġīyẕ tarap nǟrāẕı wolåo ondo oğlon tarapdan gelen åaçaḳ açılmān şo durşuno
īyẕına ġaytarlıp berilye. (11) eğer de rāẕı wolåo yaŋḳı yālı åaçaḳda åǖcülük pāyı oğlon
tarapa dă yōllonılyă. (12) onnon åoŋ rāẕı bolonåoŋla indiki‿üçüncü ğün yene de oğlon
tarapdan ādamlar ğelye. (13) olor ġīẕıŋ ḫaḳını, yağnı ġıyẕı almağ‿üçǖn nǟhìli ḫalat
åerpāy geçirmeldiğni ġīyẕ tarap yaẕıp oğlon tarapa berip, oğlon tarapa berye hem de
åǖcülük pāyını yene de getirip ġīẕı belledim yālığnı daŋk gidyele, yağnı ġīẕıŋ oğlon
tarapa berlendiğni āŋladyă. (14) onnon åoŋ ġīẕa belledim yālıḳ daŋanåoŋla olor oğlon
tarap bilen ġīẕ tarap ılālaşıp toy åähedini belleyele. (15) toy åähedini bellǟnlerinde
türkmönleriŋ dǟwine görǟ yıldıẕ ḫayåı tarapda, ġīẕıŋ gidyǟn uğruno görǟ mi, yā teråde
yerleşye mi?, şo ẕātlara hem åeredilip onåoŋ toy åähedi berilye. (16) toy åäheT‿
alnannan åoŋ, toyo çelli āralıḳda nǟhìli bayramçılıḳlar bār wolåa oğlon tarapdan gelen
233
ġudolor ġīẕa her bayramçılıḳda mīhmānçılığa gelye ġīẕıŋ öynö. (17) şoŋa åowğot
getiryele, köynekdir yālıḳ, yüẕük şolor yālı åowğotları getiryele. (18) onnon åoŋ ġīẕ ȫẕ
buḳcoåını, yağnı åepini tayārlāp başlayă. (19) åepinde eåāåān geyimleri, keşdeleri, dürli
çawutdır köynökleri keşdelǟp tayārlayălă. (20) ȫẕlörnö ġīẕ yālıḳ tayārlayă hem de gitcek
oğlonnıŋ eceåine ḳāḳaåına, ciğiåine, bacıåına yağnı doğon ġarındaşlarna bır ğiden
åowğotlar tayārlayă. (21) şeydip ȫẕ buḳcoåını toyuna çelli ġīyẕ tayarlānnan åoŋ bırıncı
wülen ġīyẕıŋ öyünde ġīyẕ toyudan bır ğün ȫŋ hudāyōlı edilye, åadaḳa werilye. (22) ol
åadaḳadan åoŋ erteåi ğünü ġīyẕ tarap toyı wōlyă. (23) ġīyẕ tarap toydo ġīẕıŋ doğon
ġarındaşları, dōå yārları gelyele hem de oğlon tarapdan bırāẕ mīhmān ğelye. (24) ġıẕıḳlı
toy wolyă, tanå edilye. (25) onnon åoŋ erteåi ğüni ìr wilen ġīyẕa gelnāncı ğelip oğlon
tarapdan türkmen eşiklerni ğeyip, keşdeli eşiklerni ğeyip, kürtö atınıp, ġīyẕ gelnāncılāp
oğlonuŋ öyünö ӓkidilye. (26) åoŋ oğlonuŋ öyünö ӓkidilenåoŋ ağşam yene de oğlonuŋ
öyündö oğlon toy edilye. (27) oğlon toya, edil ġīyẕ tarapıŋ toyı yālı olorayăm ġīyẕ
tarapdan mīhmānlar ğelyele. (28) oğlon tarapam erteåi ğünü toy åowulanåōŋ yene de
ǖşmeleŋ wolyă. (29) şeydip üş dȫrt güllǟp toy edilip, toy edilye. (30) onåoŋ toydon åoŋ
erteåi ğünü ġuşoḳ çöẕẕü wolyă. (31) ġuşoḳ çöẕẕüde baş boğdı‿edilye. (32) oğlon
tarapdan mīḫmānları hēmmeåi ǖşüp, doğon ġarındaşları gǖç åīnanşyălă. (33) türkmen
toyunda gǖş åīnanşıp ulı mālları alyăla, ġaẕanyăla. (34) ġuşoḳ çöẕẕü wōlyă. (35) şeydip
ġıẕıḳlı toy wolyă türkmönde.
234
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Mercen Nurıyeva, Ev hanımı (yaş 45)
Kaka, Şehir, Gayıp Batır Sokak
Türkmen Düğünü
53.TÜRKMEN DÜĞÜNÜ
(1) Adım Mercen. (2) Kakadaki evlilik törenlerini anlatayım. (3) Kızı istemeye
gelecekleri gün haber verilir. (4) Haber getirip götüren kişiye osmakçı adı verilir. (5)
Kız tarafı razı olursa erkek tarafından dört beş kişi olarak bohça, tatlı yiyeceklerle kızı
istemeye giderler. (6) Eğer kız tarafı razı olursa erkek tarafın getirdiği bohça kabul
ediliyor. (7) Erkek tarafı döndükleri zaman getirilen tatlı bohçadan veriliyor. (8) Sonraki
haftanın üçüncü günü tekrar istemeye geliniyor. (9) Kız tarafı ve erkek tarafı akrabaları
çağırılır ve razı olup olmadığı cevabı alınır. (10) Eğer kız taraf razı değilse o zaman
erkek tarafın getirdiği bohça açılmadan geri veriliyor. (11) Eğer razıysa az önceki gibi
tatlı bohçadan erkek tarafa veriliyor. (12) Kız tarafı razı olunca sonraki çarşamba günü
tekrar gelinir. (13) Kız tarafı alınacak hediyeleri yazarak erkek tarafına verilir ve kızı
aldım örtüsü bağlanır. (14) Sonra kız tarafı ile erkek tarafı anlaşarak düğün tarihi alırlar.
(15) Düğün tarihi yıldızın gidiş yönüne göre belirlenir. Eğer kızın gittiği yönle yıldızın
gittiği yön aynıysa tarih belirlenir, değilse bir sonraki aylara bakılır. (16) Düğün tarihi
alındıktan sonra, erkek tarafı düğüne kadar her bayramda kız tarafın ziyaretine gidilir.
(17) Elbise, başörtü, yüzük gibi hediyeler getiriliyor. (18) Evlenecek kız çeyizini
hazırlıyor. (19) Cüppe ve elbiselere desen yapılarak hazırlanıyor. (20) Kendisi için
başörtü ve damadın anne babasına, kardeşine, kız kardeşine yani akrabalarına hediyeler
hazırlıyor. (21) Kız tarafı düğünden önce kurban kesiyorlar veya sadaka veriyorlar. (22)
Ertesi gün kız tarafı düğünü oluyor. (23) Kız tarafı düğünde kızın arkadaşları, akrabaları
ve erkek tarafı misafirleri olur. (24) Eğlenceli düğün oluyor. (25) Ertesi gün gelin
arabasıyla götürülür. (26) O gün akşam erkek tarafı düğünü olur. (27) Düğüne kız
tarafından misafirler gelir. (28) Düğün bittikten sonra tekrar toplanıyorlar. (29) Böylece
üç dört gün düğün yapılır. (30) Ertesi gün kuşak çözme merasimi oluyor. (31) Kuşak
çözme merasiminde baş bağlama oluyor. (32) Güreş tutulur. (33) Kazanan kimseye
küçükbaş veya büyükbaş verilir. (34) Kuşak çözme merasimi oluyor. (35) Böylece
eğlenceli düğün oluyor.
235
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Annadursun Cumayeva (yaş-55)
Kaka, Onbeği Oba, Magtımgulı Garlı Sokak, no: 7
Çobancılık Mesleği, Devenin Beslenişi
54.ÇOBANCILIK MESLEĞİ
(1) biẕiŋ maşğalāmıẕ çoponlaŋ maşğalaåı. (2) cumāyıf ḫāndurdı ġāyınım. (3)
ādamīm cumāyıf ġuwonç, menem şonuŋ ayālı cumāyıwa ānnaduråun. (4) çoponçılıḳ
kǟri ḳīn kǟr. (5) meydānda yāşamalı. (6) ȫẕ yerimiẕ wār, kümǟmiẕ wār, ġoynumıẕ wār.
(7) çekene yığnayăå. (8) çekeneyem ìliŋ mālı, halḳıŋ mālı. (9) åānāp alyăå. (10) şoŋo
coğāP bermeli, yılıŋ yılına. (11) onnoŋ mart āyı gelende döl alyăå. (12) senţyābırıŋ
ayağna, okţyābır āyı åürǟ ġoç ğoşulyă. (13) mart āyı ġullāp başlayă. (14) alt‿āydan
åoŋ, ġullānåoŋ döl alyăå. (15) döl alaŋdayăm ḳīn, üş dȫrt åān‿ādam molmalı. (16)
yetişmeyeŋ, mālla ġullāw‿ūğrayă. (17) ġoyunlaŋ ġuẕīnı almadığı wolåo çuḳġur ğaẕıp
körpöç ġaẕmalı. (18) körpöç dìyyǟnim çuḳġur. (19) eneåi wülen ġuẕīnı åalmalı, ağẕını
yapmalı. (20) şonı her iş etmeli aldırmalı. (521) onnoŋ iki ğünnen alyān wār, üç ğünden
alyānı wā. (22) onnoŋ şo çuḳġurdan alyăḳ çıḳaryăḳ, ġoywöryek. (23) ȫẕ eneåi, ȫẕ
çāğaåını alyă. (24) emmǟni öğrötdirye. (25) åürüdö åürüwaşı wolyă. (26) oŋo merkeş
diyilye. (27) oŋoyăm caŋ daḳmalı. (28) caŋ daḳaŋåoŋ onnoŋ şu åürü nìrǟk alıḳ gitåe,
caŋıŋ åeåine... (29) çopon bilye şonı, nìrede şo māl, nìrede baḳılyă, nìrede åuworyăŋ?
(30) åürìniŋ başını çekye şo. (31) şo bolmoåa åürü darğayă. (32) şo åeredye de māllara.
(33) ġoynuŋ ȫẕ iti wolyă. (34) olom åürìŋ içinde ğeẕye. (35) mȫcökden ġōrayă. (36)
başğa dǟnìnim alyān ḫaywānlardan ġōrayă; tilki diyye, yene dìyye. (37) döl alaŋda åürü
ikǟ üçö bȫlünye. (38) tǟẕe ġullayānlayā körpö, oŋo ayrı çopon. (39) bǟş altı ğün emip,
ōn ğün emen ġuẕular toḳor wolyă, oŋo ayrı bır çopon. (40) yoẕ, ġullayān mālla,
oloroyăm bır çopon. (41) ine üş åānaḳ çopon. (42) āğıldayam bır ādam ġālmalı hökmān.
(43) oloŋ naḫarına, abēdına åereder yālı. (44) geçìŋ ȫẕ ġullayān åıẕōnı wār. (45) pöwen
emcek geçile wolåa, åǖdüni alıp ìp bolyă. (46) åen iåle çāl et, iåle bişiriw‿ìy, ġatıḳ
baåır. (47) geçìŋ åǖdünnen ġow ġatıḳ wolyă. (48) başarıp edi‿wilåeŋ, åǖdü dermān.
236
(49) ine çoponçlıḳ kǟrem şo hīlı dă. (50) yāẕ āyı, māy āyı ğelåe yāẕ ġırḳımı, gǖẕ āyı
āwgust āyı ğelåe gǖẕ ğırḳımı. (51) yāẕ ğırḳımı ġırḳaŋda ḳīnırāḳ. (52) tüyü kir wolyă,
ḫapa wolyă. (53) gǖẕ āyı wolåo åeçelenip duryă, āŋåāt ġırḳma. (54) onnonam alıp keç‿
edilye. (55) yāẕ ġırḳımı, gǖẕ ğırḳımı ikiåini ġārıp keç‿edilye. (56) keçǟyem eåāåānam
yāẕ ġırḳımınnan gül ġoyulyă, gülünü ğoyulyă keçeye. (57) gǖẕ ğırḳımınnanam üẕünü
baayăla. (58) mālla baḳılyă. (59) eşşek wolyă. (60) kǟn āğılıŋ ağramnı eşşeğ‿alyă. (61)
åū ğetirmeli åen, ōdun getirmeli ġoşuŋa. (62) oŋoyăm òorcun dikilmeli yörǖtö eşşeğe.
(63) ḫorcun dikip ōdun yığnayăŋ. (64) māl baḳıp yörön yeriŋde, çöplǟp alyăŋ. (65)
ḫorcunuŋa åalyăŋ, getiryeŋ āğıla. (66) onnoŋ ik‿üş åānam āğıl wolyă. (67) körpölör
üçǖn ayrı, toḳor üçǖn ayrı, yoẕ māl üçǖn ayrı. (68) sētḵadan āğıl edilye. (69) bȫlök
bȫlök heråine adḑēlna yer wolyă. (70) ayrı åaḳlayăŋ. (71) körpǟŋ içinde bır ōn ğün dağı
åǖd‿emen ġuẕula toḳor ḫaåīplanyă. (72) onnoŋ alıp ayırıp toḳoruŋa geçiryeŋ. (73)
ġulloycı māllardan gündölük ġullāp dūr. (74) yoẕẕon alıp körpǟ ğoywöryeŋ. (75) bȫlök
bȫlök şeydip, ȫẕ waḫtı wār, ȫẕ dölü wār. (76) yüŋünü alyăŋ keç‿edyeŋ. (77) çȫrünü
åüpüryeŋ. (78) tamdıra åalåaŋ ōdun wolyă, çörök wüşüryeŋ. (79) ġaraẕ mālıŋ hìç ıryā
ẕādı yōḳ. (80) deriåem dǟnìnim ḵōja. (81) nǟme dikeŋde, köwüş üçǖn ulonılyă. (82)
başğa eğin eşik üçǖn ulonılyă. (83) çoponlar üçǖnem içmek etåeŋem‿molyă. (84)
eyelǟp dǟnìniŋ alıp ışāğında oturåoŋam‿molyă. (85) kümǟŋde ẕāTda ulanıp, cānıŋ
āğırmayă, peydālı ayağıŋ, eliŋ üçǖn. (86) åōḳ wolåo dìywüŋe atıp oturåoŋ ġıẕğın wolyă.
(87) derìni eylemeli. (88) onı eylǟŋdeyem ġatıḳ çalmalı, arpun åepilye, yatırıḳ ġoymolı
onı. (89) onnoŋ ȫẕ waḫtı wā. (90) waḫtı dōlonåoŋ açıp araååalamalı. (91) şo çalan
ẕātlaŋŋı ȫẕünö çekip alyă. (92) onnoŋ şo eylenye. (93) eylǟnåoŋom onu alıp dìwüŋe atıp
oturåaŋam‿molyă. (94) eğin eşik nǟhìli, içmek dikåeŋem‿molyă. (95) çoponçılıḳda
ġışına åōḳda içmek geyilye. (96) şoŋ tüyünü içine edip içmek dikilye.
237
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Annadursun Cumayeva (yaş-55)
Kaka, Onbeği Oba, Magtımgulı Garlı Sokak, no: 7
Çobancılık Mesleği, Devenin Beslenişi
54.ÇOBANCILIK MESLEĞİ
(1) Ben çoban ailesindenim. (2) Kayın babamın adı Cumayev Handurdı. (3)
Kocamın adı Cumayev Guvanç, ben de onun karısı Cumayeva Annadursun. (4)
Çobanlık sabır isteyen meslektir. (5) Açık alanda yaşaman gerek. (6) Tarla, kulübe ve
koyunumuz var. (7) Çekene topluyoruz. (8) Çekene halkın malı (küçükbaş veya
büyükbaş) demek. (9) Hayvanları sayarak alıyoruz. (10) Yılın sonunda hesap veriyoruz.
(11) Mart ayında çiftleştiriyoruz. (12) Eylülün sonunda, ekim ayları sürüye koç
getiriliyor. (13) Mart ayı doğurmaya başlıyor. (14) Altı ay sonra tekrar çiftleştiriyoruz.
(15) Çiftleştirdikten sonra üç dört kişi gerekiyor. (16) Doğurmaya başlıyor. (17)
Kuzusunu almayan koyunlar için küçük çukur yapılıyor. (18) Körpeç küçük çukur
demek. (19) Anası ile kuzusunu küçük çukura bırakılır. (20) Onu ne yapıp edip
aldırmak lazım. (21) İki veya üç gün içerisinde anne kuzusunu alıyor. (22) Sonra o
çukurdan çıkarıyoruz diğer kuzuların yanına bırakıyoruz. (23) Annesi kendi yavrusunu
alıyor. (24) Emzirmeyi öğretiyor. (25) Sürü başı oluyor. (26) Ona da merkeş denilir.
(27) Ona da çan takılır. (28) Sürü çanın sesine göre gidiyor. (29) Nerede bakılması
gerektiğini çoban biliyor. (30) Sürüyü yönlendiriyor. (31) O olmadığı zaman sürü
dağılıyor. (32) Sürü başının kontrolünde oluyorlar. (33) Sürünün yanında köpekler olur.
(34) Köpek sürünün içinde gezer. (35) Kurttan koruyor. (36) Tilki gibi diğer
hayvanlardan korur. (37) Çiftleştirdiğin zaman sürü ikiye bölünüyor. (38) Yeni doğacak
körpe koyunlara ayrı çoban tutulur. (39) On günlük kuzulara tokar denir ve onlar için de
ayrı bir çoban tutulur. (40) Kısır ve doğuran koyunlar için de ayrı çoban tutulur. (41)
İşte üç tane çoban gerekiyor. (42) Ağılda da mutlaka bir kişi olması gerekiyor. (43)
Çobanların öğlen yemeğini hazırlaması için bir çoban daha gerekiyor. (44) Keçinin
doğurduğu mevsim oluyor. (45) Keçi sütünü yiyoruz. (46) Pişirip veya yoğurt, ayran
yapıp içilebilir. (47) Keçi sütünden yapılmış yoğurt daha güzel oluyor. (48) Keçi sütü
insan için faydalıdır. (49) Çoban mesleği de bu şekilde oluyor. (50) Mayıs aylarında
ilkbahar kırpma dönemi, ağustos aylarında sonbahar kırpma dönemi oluyor. (51)
İlkbahar kırpma dönemi biraz daha zor oluyor. (52) Yünü kirli oluyor. (53) Sonbahar
238
ayında ise temiz yünlerin kesilmesi kolay oluyor. (54) Ondan da keçe yapılıyor. (55)
İlkbahar ile sonbaharda alınan yünleri karıştırıp keçe ediliyor. (56) Keçe gülleri
genellikle ilkbahar döneminde alınan yünden elde edilir. (57) Sonbaharda alınan yünle
keçe yüzü basılır. (58) Koyunlar bakılıyor. (59) Eşek oluyor. (60) Ağılın yükünü eşek
götürüyor. (61) Odun ve suyunu eşek götürüyor. (62) Odun veya su koymak için özel
bohça yapılır. (63) Bohçaya odun topluyoruz. (64) Odun, koyunları otlattığın sırada
toplanır. (65) Bohçaya toplayarak ağıla getiriyorsun. (66) İki üç tane ağıl oluyor. (67)
Körpeler için ayrı, on günlük kuzular (tokarlar) için ayrı, kısır kuzular için ayrı ağıl
yapılıyor. (68) Telden ağıl yapılıyor. (69) Her birinin ayrı ayrı yeri oluyor. (70) Ayrı
yerde tutuyorsun. (71) Körpe kuzular arasında on gün süt emen kuzulara tokar
deniliyor. (72) Körpe kuzulardan alıp tokar kuzuların arasına bırakıyorsun. (73) Gebe
koyunlardan her gün biri kuzuluyor. (74) Kısır koyunları körpe kuzulara katıyorsun.
(75) Parçalara ayrılıyor. (76) Koyunyününden keçe yapılır. (77) Gübresi toplanır. (78)
Tandırı ısıtmak için kullanılır. (80) Derisinden ceket yapılır. (81) Ayakkabı için
kullanılıyor. (82) Başka kıyafet için de kullanılıyor. (83) Çobanlar için kürk yapılır. (84)
Çobanlar kışın kürk giyerler. (85) Koyun yünü ayak ağırı için faydalıdır. (86) Sıcak
olması için yere serilir. (87) Deriyi sepiliyorsun. (88) Deriyi sepilediğin zaman yoğurt
sürülür, arpa unu serpiliyor ve bekletilir. (89) Birkaç gün bekletiliyor. (90) Zamanı
gelince temizliyorsun. (91) Üzerine sürdüğün şeyleri içine çekiyor. (92) Sonra
sepilenmiş oluyor. (93) Sepilenen derinin üzerinde oturulur. (94) Her türlü kıyafet ve
kürk tikilir. (95) Çobanlar kışın kürk giyerler. (96) Tüyü iç tarafa yapılarak dikilir.
239
55.DÜYE SAKLAMAK
(1) düyeyem åaḳlayădıḳ. (2) ḫocoluḳda öy üçǖn åaḳlanyăday. (3) düyö bōtlānåoŋ
onu åağmalı. (4) åağıp çāl tutmalı. (5) onnoŋ äkidip yandaḳlığa örüklömeli. (6) yȫne şu
åağaŋda bilmeyek nǟmeåinden, şo ẕammırla emceğini ìyyedi. (7) onnoŋ tōrwo edik
geydiryedik daşına. (8) bìli wülen daŋyăḳ, hemǟ kȫşökden ġōroyăḳ. (9) kȫşök
emmeåeyem eydirmeye. (10) kȫşök emåe eydirye, şo waḫtam åağmal‿onı, mamēnT
åağıp almalı. (11) onu alaŋåoŋ çāl tutulyă. (12) yȫrǖte ȫẕ kǖẕǟmiẕ wār, ġāynımıŋ
kǖẕöåi. (13) ȫẕ ölçöğnö görǟ åǖT, ölçöğnö görǟyem åū ġoşmolı. (14) onnoŋ turşāp
yüẕüne ġalyă. (15) hȫnümni alyăŋ, ayıryăŋ, çālınam içyeŋ.
240
55.DEVE BESLEMEK
(1) Deve de besliyorduk. (2) Kendimiz için besliyorduk. (3) Deve doğurduktan
sonra süt vermeye başlar. (4) Sağarak ayran yapılır. (5) Deve dikeni otunun olduğu yere
bağlıyorsun. (6) Nedenini bilmiyorum ama sağdığım zaman memesini arıların yemiş
olduğunu görüyordum. (7) Onun için torba takıyorduk. (8) Belinden geçirerek iple
bağlıyoruz, hem yavrusundan koruyoruz. (9) Yavrusu emmediği zaman süt gelmiyor.
(10) Yavru emdikten sonra sağıyoruz. (11) Sütünden ayran yapılıyor. (12) Kayın
anamın özel güğümü var. (13) Ölçüsüne göre süt ve su katıyorsun. (14) Ekşiyip
köpürüyor. (15) Köpüğü kaymak oluyor, altı ayran oluyor.
241
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Orazbibi Övezova (yaş 55)
Kaka, Şehir, Tahirov Sokak
Sohbet
56.SOHBET
(1) men aḫal welāyatınıŋ ḳāḳa etrāwınıŋ yāşaycıåı bǟşinci ōrtă mekdewüniŋ
başlanğıç åınp muğōllīmı öwēẕıwa orāẕbìwi. (2) ine menem hǟẕirki döwürde, öŋkü
döwürde de yāşaḳ gördük. (3) ġaraşåıẕlıḳdan öŋkü döwürde de, hǟẕirki döwürde de iki
döwrü deŋeşdirenmiẕẕe meŋ çǖnǟ hǟẕirki döwür ġowı. (4) yāşlammıẕam,
yāşullammıẕam, yāş kiçilemmiẕem, hǟẕirki döwrü ġōw‿weryele. (5) kǟwāt maşīnlara
minyek welìni biẕe şey dìyyele; ‘‘öŋkü döwür ġowdı. (6) bır manat beråek nǟçe ẕāt
düşer.’’ (7) hǟẕirki döwürde ġatı ġōw. (8) hǟẕirki döwürdeyem, bır ḵırgìẕya maşīnım‿
mā, şo åeğåen åekiẕ manat baḫāåı wār. (9) men dìyyen bır āylığmıẕdı şo. (10) men
sekretār boluw ìşleyedim mekdepde. (11) hǟẕirem bır āylığmıẕa ġatı kǟn ẕāt düşyö. (12)
bırā yūrdumuẕ parāḫat, araååa āåūda yūrdumıẕ wār. (13) ine hǟẕir bolçuluḳ. (14) iålǟn
bāẕarlammıẕa gitåek, köp ẕātları biẕ alcaḳ wolåaḳ aşğawāt şäherne gidip, ulı bāẕarna
gidip alıḳ gelmelidik. (15) hǟẕir ìŋ bǟrkiåi ik‿ǟdim yere çıḳåaḳ hēmme ẕaT bār. (16)
şähermiẕ gün ğünnön öåyö, güllöye. (17) ġuwonup doyup bolonōḳ da. (18) şeyle åǖcü
durmuşumuẕ wār. (19) çāğalammıẕam bağtlı. (20) göẕöl göẕöl mekdeplerde çāğalar
bāğlarında oḳoyălă. (21) ġōw åeyilgǟhlermiẕ wār. (22) dīnc‿alış merkeẕlermiẕ wār.
(23) åağlığı beceriş merkeẕlerni ġurduruw‿otīr.
242
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Orazbibi Övezova (yaş 55)
Kaka, Şehir, Tahirov Sokak
Sohbet
56.SOHBET
(1) Ben Övezova Orazbibi Ahal ilinin Kaka ilçesinde ikamet ediyorum. (2)
Sovet dönemin (3) Bağımsızlıktan önceki dönemle şimdiki dönemi karşılaştırdığımız
zaman, bana göre şimdiki dönem daha iyi. (3) Gençler ve küçükler şimdiki dönemi
seviyorlar. (5) Bazılarına göre ise eski dönem iyiydi. (6) Sovet döneminde bir manada
birçok şey alabildiklerini söylüyorlar. (7) Bana göre şimdiki dönem daha iyi. (8)
Eskiden 88 manata dikiş makinesi almıştım. (9) Bir aylık maaşımdı. (10) O zamanlar
sekreter olarak çalışıyordum. (11) Şimdi ise bir aylık maaşa daha çok şey alabiliyorum.
(12) Sakin ve temiz vatanımız var. (13) Bereketli toprakları var. (14) Alış veriş yapmak
için Aşkabat’taki büyük pazara giderek yapılırdı. (15) Şimdiyse iki adım yerde her şey
var. (16) Şehrimiz gelişmekte. (17) Gurur duyuyoruz. (18) Güzel hayatımız var. (19)
Çocuklarımız mutlu. (20) Güzel okullarda, kreşlerde okuyorlar. (21) Güzel gezilecek
yerlerimiz var. (22) Eğlence merkezlerimiz var. (23) Sağlık ocakları kuruluyor.
243
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Şeker Handurdıyeva, emekli (yaş-75)
Kaka, Onbeği Oba, Övezgelen Sokak, no: 69
Köyün Tarihçesi, Değirmen, Evliyalar
57.KÖYÜN TARİHÇESİ
(1) ḳāḳa etrāwı indi şäherçe woldı. (2) ‘‘kìrıf ḳalḫōẕ’’ diyyedile ḵamåamōl
ḳalḫōẕı boldı. (3) bı yeri ōnbeği woldı. (4) kìrıf ḳalḫōẕı sasyalìẕım‿moldı. (5) ġadīm
döwründö bu yerde hìç muåulmān bolmāndır. (6) heẕreti muḫommet åallallāḫı veåellem
ulomoları çāğırıp aydıpdır:
(7) -şo etrāp hēmmeåi ḳāpır woldı. (8) şoloŋ içinden hì bır muåulmānı
tapılmaẕmıḳa, muåulmāna geçirip bolmoẕmıḵā?! diyip, ulomoları çāğıranda heẕreti alı:
(9) -men ğiderin. (10) men ğidip şolorı geçirerin, diyipdir.
(11) onnoŋ:
(12) - yānıŋa ādam al ondo, diyipdir.
(13) olom:
(14) -ōn, yiğrim pǟlwān berǟy. (15) äkiderin, dìpdir.
(16) gelipdirle olā şo yerden uğrāp, heẕreti mustafā bılara pātā werip yōla åalyă
welìnim, yōldo ġōẕğon çāğında düşönliğ‿edye. (17) şo yerde oturup dem dīnc‿alıp,
iyiw‿içip, şondo bìri ulloḵān dāş wār, bāğlayān ekenìm welìni atı o yānı bı yānı
ġōẕğonyă welìni dāşı yerinden ġōẕğayă. (18) heẕreti alı:
(19) - nǟme dìp atı bı yere bāğladıŋ? (20) yer kǟnǟ. (21) duron yeriŋden åen dāşı
ġōẕğodıŋ, dìyye.
(22) onnonăm şoŋ ādı ‘‘ġōẕğon’’ woluḳ ġālyă. (23) şumāt aşğabāda ğideli, marā
ğideli yōluŋ ġıraåında depe wār. (24) şo depe ḫalḳıŋ ġarağul depeå‿ekeni. (25) şol
aŋırdan bìri üååüŋe çożondă ġarağul ōt yaḳåa, gìce iki wolåun, üç wolåun ōt yaḳåa ōwāŋ
içindǟki ādamlă bilyǟn ekeni. (26) ‘‘biẕiŋ başımıẕẕa bır belā wār, bı nǟmeḳā!’’ dìp
244
herkim ȫr ayaḳ ġalyān ekeni. (27) bırğünden bır ğün; olă gelende heẕreti alı dağı düşüp,
şo yördö düşölğe edende eyyǟm o ġarağul bilye de ōT yaḳyă.. (28) ḳahḳah diyen pāşşā
wolupdır welìnim kȫnö ḳāḳa diyen bir ḳāḳāmıẕẕa, öŋ gül ḳāḳă eken. (29) åoŋ
kȫnölenåoŋ, kȫnö ḳāḳa woldı o. (30) şo gül ḳāḳāŋ pāşşaåına ḫawar yetye.
(31) -barıŋ, gidiŋ, biliŋ! (32) näme dìk gelipdir şol, dìyye.
(33) yaåawul yōllayă. (34) yaåawul åōrayă:
(35) - näme dìk geldiŋiẕ?
(36) heẕreti alı:
(37) -biẕiŋ bır üytgöşük ẕādımıẕ yōḳ. (38) gelen yermiẕẕe, diŋe biẕ derwāẕ
oyunnu ğuryăḳ, oyun çıḳaryăḳ, göröşyek. (39) başğa üytgöşük ẕādımıẕ yōḳ, dìyye.
(540) gelip ḳahḳah pāşşāyă ḫawar werye yaåawul. (41) oyam:
(42) -gidiŋ īẕlarından, getiriŋ! (43) men olorı mīhmānçılığ‿alcak, dìyye.
(44) onda bır veẕìri dìyye:
(45) -åen mīhmānçılığa alaråıŋ almaåına welìni, yȫnö olā yȫnö yere gelen ādam
dǟldir, dìyye.
(46) heẕreti alīnı ḳahḳah pāşşa çāğıryă. (47) heẕẕet, ḫormot åīlağ‿edye bılara.
(48) heẕreti alı:
(49) -derwāẕ oyunnı ġuru‿wilyek. (50) nǟm‿oyun iåleåeŋiẕ şonı edyek, dìyye.
(50) onnoŋ bılara göẕ bāğlāp görköẕye. (51) yüpüŋ üååünde ġılıç oynoyă. (52)
göẕ bāğlamağam, yüpüŋ üååünde ġılıç oynomağam heẕreti alıdan ġālan şo. (53) ḳaḫḳaḫ
pāşşā wülen oturup turonåoŋ düşölğ‿edyele. (54) heẕreti alı oyun ġurmāğa duryă. (55)
bıla tomoş‿edyele.
(56) - indem göröş tutmolı, bır yerde pǟlwānıŋ wolåo getir, dìyye.
(57) ġulām pǟlwān dìywem bır pǟlwān wā. (58) ḳaòḳaò pāşşāyăm:
245
(59) -barıŋ, ġulāmmet pǟlwānı getiriŋ, göröş tuååunlă! dìyye.
(60) ġulām pǟlwānı getiryele welìni heẕreti alı wülen göröşmǟğe waşlayălă. (61)
göröş tutyălă welìnim, o çekeleye bı çekeleye. (62) ġulām pǟlwān ȫẕüne göwnü yetyǟn
‿ādam. (63) ǟdim yerde bır ādamı toğolāḳ gelyǟn ādam heẕreti alīnı ġīmıldadıp ġōẕğāp
bilenōḳ.
(64) ‘‘beh men nǟç‿ādamı bır åilkemde toğolāp yıkyăn, åen nǟme maŋa gǖç
wermecek wolyăŋ?’’diyip dǟnìniŋ yaŋḳīnı bìlindǟki daŋīnı tutup yıḳcăḳ wolmāğa
çemeleşye welìni heẕreti alīnıŋ ayağam ġōẕğononōḳ. (65) yene bır ikinci ğeẕek
åilterlecek wolup oẕād edye welìnim ġulām pǟlwānıŋ dīẕınnan aşāğı ġuma ğìrye. (66)
onnoŋ ġīymıldāp bilenōḳ. (67) şonda ḳahḳah pāşşānıŋ bır weẕìri:
(68) - gördüŋmi? (69) bı nǟhìli oyun görköẕẕü åene. (70) åiẕiŋ başıŋıẕẕan nǟhìli
toẕon ġopcoğnı åiẕ bileŋẕōḳ. (71) men bilyen. (72) şeyle wır oyun görköẕåün åaŋa…
dìyye.
(73) ġulām pǟlwān hìç ẕādam başarmayă. (74) heẕreti alīnıŋ ġōẕğānnı bilmeye.
(75) heẕreti alīnı o yāna çekelǟp, bı yāna çekelǟp yere gìrye ȫẕü. (76) heẕreti alı bır
nağrā çekye welìniŋ düldül ğelye yānına. (77) düldül gelip ẕülpüğārı eline alıp,
muåurmānıŋ bı yāna, ḳāpırıŋ bı yāna edik görköẕüp, şondo şo yerde ġaçanā ġaçı‿wilye
welìnim, ġaçmadıḳlayăm şo yiğrim ādam‿milen heẕreti alı ḳaḫḳaḫ pāşşā dă şo köynö
ḳāḳa diyen, güllü ḳāḳānıŋ yānında muåurmānçılığa geçirye. (78) onnoŋ şu yere ālìli
dìyyele ādamlarna. (79) āla ìli, alı ìli. (80) her kim bır ağẕına gelenni oynadyă dă. (80)
onnoŋ şo ḫaḳīḳătdănam alīŋ ìli şu yeri. (81) alı geçirye muåurmānçılığa. (82) şoŋ çǖnem
alīŋ ìli dìmǟn, ālìli diyilye.
246
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Şeker Handurdıyeva, emekli (yaş-75)
Kaka, Onbeği Oba, Övezgelen Sokak, no: 69
Köyün Tarihçesi, Değirmen, Evliyalar
57.KÖYÜN TARİHÇESİ
(1) Kaka ilçesi, şimdi şehir oldu. (2) Daha önce Kirov kollektifi denilirdi. (3) Bir
yeri Onbeği oldu. (3) Kirov kollektifi sosyalizm oldu. (4) Eski dönemlerde burada
Müslüman olmamış. (5) Hz. Muhammet (sa) sahabeleri çağırarak şöyle demiş:
(7) –O ilçenin hepsi kâfir oldu. (8) Onların arasında hiç Müslüman bulunmaz
mı?! deyince Hz. Ali:
(9) –Ben giderim oraya. (10) Onlara İslam dinini öğretirim, demiş.
(11) O zaman Hz peygamber:
(12) –Giderken yanına birini al, demiş
(13) O da:
(14) –Yirmi pehlivan ver. (15) Onları götürürüm, demiş.
(16) Hz. Mustafa bunlara hayır dua ederek yolcu ediyor ve yolda Gozgan
çevresinde dinleniyorlar. (17) Dinlendikleri yerde atı büyük taşa bağlamışlar ve at o
tarafa bu tarafa hareket edince taş yerinden oynamış. (18) Hz. Ali:
(19) –Neden atı buraya bağladın? (20) Bağlanacak başka bir sürü yer var. (21)
Durduk yere taşı yerinden çıkardın, diyor.
(22) Bu yüzden adı ‘‘Gozgan’’ (Hareket eden) olarak kalıyor. (23) Şimdi
Aşkabat’a Marı’ya gittiğin zaman yolun kenarında büyük tepe olduğunu görürsün. (24)
O tepe halkın bekçi tepesiymiş. (25) Gece yarısında bekçi ateş yakınca düşmanın
yağmalamaya geldiklerini anlıyorlarmış. (26) ‘‘Başımızda bir bela var, nedir acaba?’’
diyerek herkes telaşa kapılırmış. (27) Günlerden bir günü Hz Ali’nin geldiğini gören
bekçi ateş yakmış. (28) Kahkak padişahın yönettiği Gül Kaka adlı bir şehir varmış. (29)
Şehir eskidiği için Köhne Kaka adını almıştır. (30) Gül Kaka padişah şöyle diyor:
(31) –Gidin, öğrenin! (32) Hz. Ali neden gelmiş, diyor.
(33) Elçiyi gönderiyor. (34) Elçi soruyor:
247
(35) Neden geldiniz?
(36) Hz. Ali:
(37) –Bizim kötü bir niyetimiz yok. (38) Geldiğimiz yerde cambaz oyununu
kuruyoruz, oyun gösteriyoruz, güreşiyoruz. (39) Başka kötü niyetimiz yok, diyor.
(40) –Elçi gelip Kahkah padişaha haber veriyor. (41) O da:
(42) –Gidin, getirin! (43) Ben onları misafir alacağım, diyor.
(44) O zaman bir veziri söylüyor:
(45) –Sen misafir alırsın ama onlar öylesine gelmiş insanlar değildir, diyor.
(46) Kahkah padişah Hz. Ali’yi çağırıyor. (47) Bunları ağırlıyor. (48) Hz. Ali:
(49) –Cambaz oyunu kurabiliyoruz. (50) Hangi oyunu istiyorsanız onu yaparız,
demiş.
(50) Sonra bunlara gözlerini bağlayarak gösteriyorlar. (51) İpin üzerinde kılıçla
oynuyor. (52) Cambaz oyunu Hz Ali’den kalan bir oyundur. (53) Kahkah padişahıyla
konuştuktan sonra dinleniyorlar. (54) Hz. Ali cambaz oyuna başlıyor.
(55) Bunlar seyrediyorlar.
(56) –Bütün pehlivanları çıkarın karşıma, demiş.
(57) –Kulahmet adlı bir pehlivan varmış. (58) Kahkah padişah da:
(59) –Gidin Kulahmet pehlivanı getirin, güreşsinler! diyor.
(60) –Kulahmet pehlivanla Hz. Ali güreşiyor. (61) Güreştikleri sırada düşüp
kalkıyorlar. (62) Kulahmet kendine güvenen her adımda birini deviren pehlivan Hz
Ali’yi yerinden oynatamıyor.
(64) –Bir vuruşta birkaç kişiyi deviriyorum, neden bana direniyorsun?, deyip
belindeki kemerden tutarak düşürmeye çalışıyor ama Hz. Ali’nin ayağı bile
kıpırdamıyor.
(65) Yine de bir iki defa düşürmeye çalışırken Kulahmet pehlivan dizine kadar
kuma giriyor. (66) Hareket edemiyor. (67) O sırada Kahkah padişahın vezirlerinden
biri:
248
(68) –Gördün mü? (69) Bu nasıl oyun gösterdi sana. (70) Sizin başınıza neler
geleceğini bilmiyorsunuz. (71) Ben biliyorum. (72) Öyle bir şey yapsın ki sana…,
diyor.
(73) Kulahmet pehlivan hiçbir şey yapamıyor. (74) Hz. Ali’nin yaptığını
bilmiyor. (75) Hz. Ali’yi o tarafa bu tarafa çekiştirince kendisi yerin dibine giriyor. (76)
Hz. Ali seslenince atı yanına geliyor. (77) Atına binip orada insanlara saldırınca kaçan
kaçıyor, kaçamayan Kahkah padişahla birlikte Müslüman oluyorlar. (78) Bundan dolayı
Kaka ilçesinde yaşayanlara Alili demişler. (79) Ali’nin ili olarak kalır. (80) Herkes
kendi bildiğine göre anlatıyor. (81) Hz. Ali İslam’ı yayıyor. (82) Bu yüzden Ali’nin ile
demeyip Alili demişlerdir.
249
58.DEĞİRMEN
(1) ḳāḳăda üş dȫrT åānı değirmen wār. (2) allağ āğāŋ değirmeni, ġulīnıŋ
değirmeåi diyerdik. (3) hac‿āğānıŋ değirmeåi diyerdik. (4) gelerdik ūn çekerdik. (5)
yȫnö, biẕiŋ ȫẕ öymüẕẕö ullaḳān ḫaraẕmıẕ wādı. (6) āşlıḳ döwründö değirmende çeker
yālaḳ dǟnǟŋǟ yōḳ. (7) kimde bır pot, kimde iki pot, ōn kìle yiğrim kìle. (8) onnoŋ biẕiŋ
öymüẕẕe, bayramālı bağşı dìyyele bāwama. (9) bayramālı şerpālı dìyyele. (10)
bağşıçılıḳ eden bāwam. (11) çārı wağşı, daŋatar wağşı, tāyīr wağşı... (12) hemmeåiyem
bağşı. (13) atamayăm yağmır diyyǟn ekelle. (14) yağmıram māllı hāllı, deŋli dereceli.
(15) ġarīwa ğaåīra berip ḫaraẕmıẕẕan ūn çekmǟğe gelenlerem, ‘‘ınḫā oturuŋ iyiŋ içiŋ
bayramālı wağşīnıŋ öyüdür şı. (16) kime nǟme gerek wolåayăm bārdır. (17) hìç ḫaçan
köåönmǟŋ! (18) nǟçe ūnuŋuẕ wolåo çekiweriŋ! (19) towżı‿alcaḳ aladām yōḳ.’’ dìp ūn
çekdiryǟn eken bāwam paḫīr. (20) yoğåām başga nemerǟk yerlere waråaŋ towẕū diyip
ōn kìleden bır kìle alyălă yā yiğrim kìleden bır kìle alyălă. (21) bır kìleden yārım kìle
alyānām mār. (22) īnåāplı ādam da īnåāwa görǟ. (23) ine şeydip dǟnìniŋ ḫaraẕẕa ūn
çekip görön güllemmiẕ kǟn woldı biẕiŋ. (24) åoŋ åoŋ ekin ekilip kalḫōẕ bolup, ẕawḫōẕ
wolup her kim buğdoy ekdi, arpa ekdi. (25) arpa, buğdoy bolonåoŋ üş åānı değirmen
ġoydıla. (26) ḫac‿āğāŋ değirmeniyem iŋ yoḳordadı. (27) ulōynīŋ değirmeni ine bǟrde,
demiryōldan geçen yeriŋde, ġoloycaḳdı. (28) allağ āğāŋ değirmeåi dìp, oyăm
ortolıḳdadı. (29) şeyle ġow‿ādamladı. (30) değirme üçǖn gelen ādamı köåömǟn yōlo
åalyădılă.
250
58. DEĞİRMEN
(1) Kaka’da üç dört tane değirmen var. (2) Allaberen Ağanın ve Kulu’nun
değirmeni derdik. (3) Hacı Ağanın değirmeni derdik. (4) Un taşımaya gelirdik. (5) Fakat
bizim evimizde kendi değirmenimiz var. (6) Açlık döneminde değirmende öğütecek
tahılın yoktu. (7) Kimisinde on kilo, kimisinde yirmi kilo vardı. (8) Dedeme Bayramalı
türkücü diyorlardı. (9) Bayramalı Şerpalı diyorlar. (10) Dedem türkücüydü. (11) Çarı
türkücü, Danatar türkücü, Tahir türkücü…(12) Hepsi de türkücü. (13) Babamın
babasına Yağmur diyorlarmış. (14) Yağmur da zengin, varlıklı birisiymiş. (15)
Değirmenimizde un yaptırmaya gelen fakir fukaraya ‘‘Oturun, yiyin, için Bayramalı
türkücünün evi bu. (16) Kim ne istiyorsa var. (17) Hiçbir zaman zorluk çekmeyin. (18)
Ne kadar ununuz varsa öğütün! (19) Öğüttüğün unun karşılığını alacak halim yok’’
diyerek un öğüttürüyormuş rahmetli dedem. (20) Başka yerlere gittiğin zaman on kilo
öğüttüğün buğday karşılığına bir kilo un ya da yirmi kilo öğüttüğün un karşılığına bir
kilo un alıyorlarmış. (21) Bir kilo karşılığına yarım kilo un alanlar da var. (22) İnsafına
göre. (23) Bu şekilde değirmende un öğüttüğümüz gün çok oldu. (24) Daha sonra
kollektif çiftlik olarak herkes buğday ve arpa ekti. (25) Arpa, buğday olduğu için üç
tane değirmen koydular. (26) Hacı Ağa’nın değirmeni en üstteydi. (27) Uloynı’nın
değirmeni yakında tren yolunu geçtiğin yerdeydi. (28) Allaberen Ağa’nın değirmeni de
ortalıktaydı. (29) O kadar iyi insanlardı. (30) Öğütmek için gelen insanları zor durumda
bırakmadan yola koyuyorlardı.
251
59.ÖWLÜYALAR.
(1) ḳāḳānıŋ içi, kìrıf ḳalḫōẕunıŋ ortāraåı dìåemem‿molyă, ‘‘åeyitmuḫommet’’
dìp öwĺā wār. (2) her kim oŋo gelye, yıḳılyă, ḫudāyōlı edyele. (3) metcìdem etdile
töwöröğünde. (4) cāy ẕāT ġaldırdılă. (5) tüwöleme ḫayır åoğāw‿üçìn kömöğ‿etdile ìl
ğün. (6) gidyele åadaḳa weryele. (7) åeyitmuhommeT bāwă yamăn yetişikli bāwă dìyye.
(8) oŋo bìri ōduna gidyǟn ekeni. (9) bìri getirip beryen dìp ġum ōdunı getirmelide
pulunı haåīplaşyă. (10) ‘‘erteåi palānçada äkideyįn’’ dìyye welìni başğaåı ‘‘ġımmad
äkidyen’’ dìyye wolìni åeni kidād edye de. (11) on alıḳ gidye. (12) bıyăm ġaraşyă
ġaraşyă gelmeye welìni:
(13) -ey åeyiTmuḫommeT bāwă! (14) yımrıḳ yāl ‿ oğlon gelip meniŋ āḳ
åaḳġalımdan utonmān mene yalan åöẕ werdi. (15) meŋ göẕümü yōlda ğoydı. (16) yȫne
şo ölüwǟ gelmeåin, ölümüŋ bǟr yānı wolåun! dìyye.
(17) şeydip öyünö gelye, oturyă welìni, gidelleŋ... (18) yōlda ġuma gidyele
welìni, ġumom daş dă, biẕiŋ ḳanālımıẕ yālam dǟl. (19) o yördön ōdun yığyăla, ġum
çöpü yığyălă. (20) yığıp öyö getirmǟğe gelende şōpurıŋ yōlda binẕìnem tükenye, åuwăm
tükenye. (21) indi ẕāT yōḳ, ölǟymeli şo yördö. (22) onnoŋ åeredyele welìni yoḳordan bir
wertaĺōT geçip baryă dìyye. (23) ellerni ġaldıryălă, ġollornı ġaldıryălă.
(24) - bey, bu yerde nǟm‿moldıḳā? dìp ġōnyăla welìni:
(25) -ay ine biẕ dilimiẕi åallāw‿otīrå. (26) bır owurt åuwăm yōḳ, içmǟğe, åū
wer biẕi ölümdön ġutor, dìyye. (27) åū werip, biẕẕìn werip ẕōrdan gelye şo ādam öyüne.
(28) gelye dǟnìni ilki yaŋḳīŋ yānına ğidye.
(29) -åen nǟm‿etdiŋ maŋa? (30) bır ẕāda woldı. (31) ölmödüm, yȫnö ölümüŋ
bǟråi yānında geldim, dìyye.
252
(32) -muḫommet bāwadan diledim. (33) ölüwǟ gelmeåinle! (34) meŋ āḳ
åaḳġalımdan utōnmān meni oynodı welìni, şuŋo ḫudāy ölüm‿mermǟn görüm‿mer,
dìdim welìn åen şonı görük geldiŋ mi?
(35) -howwo. (36) - ay ondo indi men ırāẕı åeyitmuḫommetden, dìyye de.
(37) göryeŋ mi? (38) ġudrotlı yerle kǟn.
253
59. EVLİYALAR
(1) Kaka’nın Kirov mahallesinde ‘‘Sait Muhammet’’ adlı evliya var. (2) Herkes
oraya gelip dua ediyorlar, sadaka veriyorlar. (3) Yanında cami de yaptılar. (4) Ev
diktiler. (5) Hayır dua için herkes yardım etti. (6) Oraya gidip sadaka veriyorlar. (7) Sait
Muhammet dede çok hızlı bir insanmış. (8) Birisi odun toplamaya gidiyormuş. (9) Kum
odunu getirmesi için anlaşmışlar. (10) ‘‘Yarın filan saatte götüreyim’’ demiş ancak bir
diğer kişi pahalıya anlaşınca diğer kişi ortada kalmış. (11) İkinci anlaştığı kişiyi
götürüyor. (12) Diğer kişi bekliyor ama gelmiyor.
(13) –Ey Sait Muhammet dede! (14) Yumruk kadar çocuk beyaz sakallarıma
aldırış etmeden bana yalan söyledi. (15) Beni bekletti. (16) Fakat o ölüp gelmesin,
ölümden dönerek gelsin! diyor.
(17) Geri eve dönüyorlar. (18) Çöl kanalımız gibi değil. (19) Oradan odu
topluyorlar. (20) Eve döndükleri sırada arabanın benzini bitiyor. (21) Artık hiçbir
şeyleri kalmadı. (22) Yukarıya bakınca helikopterin geçtiğini görüyorlar. (23) El
salladılar.
(24) –Burada ne olmuş, diyerek yere konuyorlar.
(25) –Susuzluktan ağzımız kurudu. (26) İçmek için bir yudum su verin, ölümden
kurtarın bizi, diyor.
(27) Su veriyorlar, benzin veriyorlar zar zor evine dönüyorlar. (28) Gelince yaşlı
adamın yanına gidiyor.
(29) –Sen ne yaptın bana? (30) Bir şey oldu. (31) Ölmedim, fakat ölümden
döndüm, diyor.
(32) –Muhammet dededen diledim. (33) Ölüp gelmesinler. (34) Yaşıma
bakmadan bana yalan söyledi, ölümden dönsün dedim. Sen onu gördün mü?
(35) –Evet.
(36) –O zaman ben Sait Muhammet’ten razıyım, diyor.
(37) Gördün mü? (38) Kudretli yerler çok.
254
60.MALİK PALWANCAN
(1) mǟlik pǟlwāncānam, yağılaŋ öŋünden ġaçıḳ gelye. (2) ayağınnan wuryălă dă
onı. (3) ayağından damıḳ gelen kiçke kiçke, tommo tommo wār dă, depe depe. (4) şolā
mǟlik pǟlwāncānıŋ ayağından aḳan ġānları şo. (5) mǟlik pǟlwāncāna cāy edildi. (6)
mǟlik pǟlwancānıŋ öŋündö bı danallıca cāy wārdı. (7) ell‿altıncı yılda meŋ ecem äkitdi
şo yerìk. (8) bır åırḳōwlāpdırın welìni şondă ecem:
(9) -şu ġīẕ ölmöåe pıyāda äkideyin, şu ġīẕ ölmöåe, diyipdir. (10) gitdik welìni bır
mücöwür wār ekeni. (11) ġarrıca ayāl:
(12) - oturuŋ bālām, dìdi.
(13) çāy işdik, ẕād etdik. (14) örtmen äkitdik üååüne. (15) ecem ḳırḳ mìtır marl
‿alıpdır, onı üååüne yapdıḳ. (16) ẕōrdan yetdi şo. (17) onnoŋ geçen åaparam bır ayāl
geldi. (18) īẕındayăm birca çāğaåı wār eken, ġīẕlığı.
(19) - ȫẕ ġīẕā dǟl ol, dìdi. (20) onnoŋ åiẕ ġālyăŋıẕ mı bu gìce? dìdim, dìdi. (21)
ġālåaŋıẕ onda tōḳlam wār. (22) bırca tōḳ öldürdeyįn, naḫar edeyn åiẕe dìdim, dìdi. (23)
ol ayāl wülen biẕǟ çāy içiw‿otīk. (24) o ġīẕayăm dǟnìni, ‘‘bar tōḳ tut’’ dìk ġoywördik,
dìyye.
(25) o ġīẕam tōk kowolāk gitåe, şo mǟlik bāwacān tümüne gìripdir. (26) tümü
wār dă ışākda. (27) bı yānda bır döşük wār, bı yānda bır döşük wār. (28) ocağaẕ ğīyẕăm
gidye dǟnìnim şo tümüne ȫẕünü wuryă dă. (29) eneliğinden ‘‘ġatı ġorḳyăn’’ dìyye de.
(30) tutorın dìp o çāğa tümö ğìripdir. (31) gìråe mǟlik pǟlwāncān yatīr. (32) o bilenōk dă
mǟlik pǟlwāncāndığnı. (33) mǟlik pǟlwāncān içinden çıḳyă welìni, yaŋḳı eneliği wılen
mücöwür ayāl:
(34) - nìreden tōḳ tutduŋ? dìyye.
(35) - men ȫẕüm kowolāp kowolāp tutu‿wilmedim welìni maŋa bāwam tutup
berdi şunu, dìyye.
(36) - o nìrede bāwaŋ wā?
255
(37) - ono şo döşükden gìråeŋ bāwam yatīr. (38) ayağam taraḳlı, ȫẕüyem düşüp
yatīr. (39) tōḳ yāına bardı welìni mene ġānatından tutdı dă, elime werdi. (40) yȫne meni
görönŋü hìç kime aydāymağın, dìdi bāwam, dìyye.
(41) aydyāram welìni şo ġīẕ, şo yerde cān werye, dìyye de. (42) ine ġudrotlı
yerle kǟn dìyyen de bālām.
256
60.MALİK PEHLİVANCAN
(1) Malik Pehlivan, düşmanlardan kaçarak geliyor. (2) Ayağına vuruyorlar. (3)
Küçük küçük tepeler var. (4) Küçük tepeler Malik Pehlivan’ın ayağından akan kanların
izidir. (5) Malik Pehlivan’ın mezarına ev yapıldı. (6) Malik Pehlivan’ın mezarının
önünde koridorlu ev vardır. (7) Elli altıncı yılda oraya annem götürdü. (8)
Hastalandığım zaman annem:
(9) –Şu kız ölmezse yaya götüreceğim, demiş. (10) Malik Pehlivanın mezarına
gittiğimiz zaman mezarlık bekçisi vardı. (11) Yaşlı nine:
(12) –Oturun yavrum, dedi.
(13) Çay içtik. (14) Örtü götürdük üzerine. (15) Annem kırk metre kumaş almış,
onun üzerini örttük. (16) Kırk metrelik kumaş Malik Pehlivanın türbesine zar zor yetti
(17) Daha önce gittiğimiz zaman bir kadın gelmişti. (18) Yanında da bir çocuk vardı,
üvey kızıydı.
(19) –O kız kendi kızı değil, dedi. (20) Siz kalıyor musunuz bu gece? dedim,
dedi. (21) Kalacaksanız tavuklarım var. (22) Bir tavuk keseyim, yemek yapayım size
dedim, dedi. (23) O kadınla biz çay içiyorduk. (24) O kıza da, ‘‘git tavuk tut’’ dedi,
diyor. (25) O kız da tavukları kovalayarak Malik Dedenin mezarına girmiş. (26) Altta
mezarı var. (27) Mezarın her iki tarafı da delik. (28) O kızcağız da tavuğu kovalayarak
mezara giriyor. (29) Üvey annesinden çok korkuyormuş. (30) Tavuğu yakalamak için
mezara girmiş. (31) Mezara girince Malik Pehlivanı görmüş. (32) Malik Pehlivan
olduğunu biliyordu. (33) Malik Pehlivan çıkınca, üvey annesi ile mezar bekçisi kadın:
(34) –Sen nasıl yakaladın? diyor.
(35) –Ben yakalayamayınca bana dedem yardım etti, diyor.
(36) –Deden nerede?
(37) –Bu delikten girince dedemin olduğunu görürsün, demiş. (38) Ayağı da
taraklı, uyuyor. (39) Tavuk yanına gelince kanatlarından tutarak bana verdi. (40) Fakat
beni gördüğünü kimseye söyleme dedi, diyor.
(41) Söyleyince kız oracıkta can veriyor, diyor. (42) İşte kudretli yerler çok
yavrum.
257
258
61.SANDIKLI BAWA
(1) ḫono şo yoḳordon aşğawātdan geleŋde åandıḳlı bāwa wār. (2) oŋ ādı
åeyitmìrek ekeni. (3) yȫnö åandık wolonna åandıḳ diyǟyipdirler eken de. (4) onı ilki hìç
kim bilmǟndir. (5) o yerde öwĺǟler bolmadıḳ ìr döwür. (6) ḫallı mücöwürle dìp bār. (7)
şoloŋ ḳāḳăåınıŋ dìşine gìrye:
(8) - men bır yerde åandıḳ wolup ġāldım, geliŋ de meni çıḳarıŋ! dìyye.
(9) şondă oyăm ḳāḳada yāşulları çāğırıp:
(10) - şuŋ yālı dìş ğördüm welìni, ġayrāt ediŋ! (11) palān yerden çıḳarıŋ dìw‿
otīr. (12) bır ğeẕek gìrdi dìşime, åeẕewān etmedim. (13) yatırmāğa ġoyonōḳ. (14) şonı
gidip ġaẕālīŋ! dìyye de.
(15) barıp ġaytåală şo åandıḳ wā dìyye de. (16) şonı çıḳaryălă welìni, onnoŋ şuna
åandıḳlı bāwa dìyye. (17) dìşlerne gìrye bılaŋ:
(18) -åandıḳlı bāwa dìåeŋiẕem molyă maŋa, yȫne meniŋ ādım åeyitmeyrekdir,
dìyye.
(19) şonuŋ wülenem åanadıḳlı bāwa ġālyă. (20) öwĺǟ edyele şonı. (21) onnoŋ
ḫallı mücöwürle, mücöwür wolyă.
259
61. SANDIKLI DEDE
(1) Aşkabat’tan geldiğin zaman yol üzerinde sandıklı dedenin olduğunu
görürsün. (2) Onun adı Sait Meyrek’miş. (3) Fakat türbesinde sandık olduğu için
sandıklı dede demişler. (4) Onu önce kimse bilememiş. (5) Orada daha önce evliyalar
olmamış. (6) Hallı adlı mezar bekçisi var. (7) Onun babasının rüyasına giriyor:
(8) Ben bir yerde sandık olarak kaldım, gelin beni çıkarın! diyor.
(9) Mezar bekçisi Kaka’daki büyükleri çağırarak:
(10) –Böyle bir rüya gördüm, yardım edin! (11) Filan yerden çıkarın diyor. (12)
Rüyamda bir kere gördüm aldırış etmedim. (13) Uyutmuyor beni. (14) Gidip onun
mezarını kazalım! diyor.
(15) Gidip baktıklarında sandığın olduğunu görmüşler. (16) Onu çıkarıyorlar ve
ona Sandıklı Dede diyorlar. (17) Rüyasında görüyor:
(18) –Bana Sandıklı Dede deseniz de oluyor, fakat benim adım Sait Meyrek’tir
diyor. (19) Böylece adı Sandıklı Dede kalıyor. (20) Evliya oluyor. (21) Sonra Hallı’lar
mezar bekçileri oluyorlar.
260
62.MÜŞKÜL KÜŞAT
(1) müşkül küşātcān wār ḵamåamōlda, ōwānıŋam ortāraåında. (2) ‘‘müşğül ìşleri
aŋåād‿edern’’ diyipdir. (3) yȫnö şunuŋ hǟẕir aşğawātdayam mağlūmad‿alıp yȫryǟnle
wār. (4) yȫne müşkül küşādı īẕını tapanōḳla. (5) müşğülen bır ādı wā. (6) şäheriŋ
yoḳoråunda ġarīw‿ata wār, ġarīw‿öwĺǟ. (7) onuŋăm töwöröğne gidyele ẕıyārad‿
edyele. (8) yȫnö bırca ğeẕek gidik geldim. (9) ‘‘gȫğöğåürme meniŋ üååüme getiråin
çāğaåını’’ dìpdir. (10) ġadamğā dìp öwĺä wār. (11) ‘‘kimde gȫğöğåürme wolåă men
ayırı‿wilern’’ diyipdir. (12) allāwerencān ölmǟkǟ yetmiş doḳġuẕuncı yılda geldi. (13)
yetmiş doḳġuẕuncı yılda çāğaları gȫğöğåürme wolupdır. (14) onnoŋ maşīnlı aşğawātdan
getirdi. (15) onnoŋ şo yerìk äkitdim men. (16) şondo bır cāy åalıḳ ġoyon ekelle. (17) şoŋ
töwöröğünde ulloḳān dāş wār. (18) şo dāşıŋ üååünü åüpürüp, åīrıp, ġatıḳ döküp şo
çāğalara yalatmalı keni, kim öğåürmeli wolåă, kim keåelli wolåoday. (19) ine gelyeŋem
welìni tarp ġālāyyă şo öğåürmele. (20) ine şo çāğaları äkidip göẕüm‿mile görük gelen
ẕādımda şo. (21) üåayın şīhı şo yerden cāy åaldırdı. (22) ḫayır åoğāwına yaẕılåın
allācān! (23) ġāp çānăğam mār, ōcoğăm mār hudāyōlı edeŋde. (24) mǟlik pälwāncān
hēmm‿ādamā deŋ de. (25) yerden yörǟn bilye.
261
62.MÜŞKÜL KÜŞAT
(1) Köyün tam ortasında Kamsamol mahallesinde Müşkül Kürşat’ın türbesi
vardır. (2) ‘‘zor işleri kolay yaparım’’ demiş. (3) Müşkül Kürşat üzerine yapılan
araştırmalar var. (4) Ancak Müşkül Kürşat’ın hayatı hakkında herhangi bir bilgi elde
edilememiştir. (5) Gizemli ismi var. (6) Şehrin üzerinde Garip Ata adlı evliya vardır. (7)
Oraya gidip ziyaret ediyorlar. (8) Oraya ziyarete bir kere gittim. (9) ‘‘Öksürük hastalığı
olan benim yanıma gelsin’’ demiş. (10) Gadam Ağa adlı evliya vardır. (11) ‘‘Öksürük
hastalığı olan benim yanıma gelsin’’ demiş. (12) Allaberen ölmeden önce yetmiş
dokuzuncu yılda Kaka ilçesine geldi. (13) Yetmiş dokuzuncu yılda çocukları öksürük
hastası olmuş. (14) Aşkabat’tan çocuklarını arabayla getirmiş. (15) Oraya götürdüm.
(16) O zaman bir ev dikmişlerdi. (17) Onun yakınlarında büyük bir taş vardı. (18)
Öksürük hastalığına tutulmuş kimseleri taşın üzerine yoğurt sürerek yalatmışlar. (19)
Oraya gidip gelen kimsenin öksürüğü hemen geçiveriyor. (20) O çocukları götürürken
gözümle gördüm. (21) Hüseyin Şıhı orada ev yaptırdı. (22) Onun hayrına olsun. (23)
Sadaka verirken kullanmak için tabak çanak her şey vardır. (24) Malik Pehlivan herkes
tarafından tanınıyor.
262
63.KESEWLİ BAWA
(1) ġōẕğonda keåewli bāwacān. (2) öŋ o yerde keåewli bāwa dìylen ādam yoḳ,
hìç. (3) bìri kǟn ādam öldürye, ġaltaman:
(4) -ey ḫudāy! (5) men indi nǟmeden yuwulu‿wilerkām. (6) bı edenimǟ ölüm‿
moldı. (7) nǟç‿ādamı öldürdüm, ġānına ğāldım, yaman helǟğ etdim. (8) indi meŋ
günǟmi geç.
(9) -åen yōlda git de ġāwun ġarpıẕ ek. (10) geçeneyem ìdir, ötöneyem. (11)
ìmediğem gelip ẕōrlaw‿ìdir, şo ġāwunı garpıẕı.
(12) -bolyă, dìyye.
(13) onnoŋ bı, gidēn gekdāra ġāwun ġarpıẕ ekye. (14) ġōẕğonıŋ yōlunda, ġalā
wülen ġōẕğonıŋ āralığında. (15) bìriyem atlı geçip baryă welìni:
(16) -ey! (17) gelåene şu ġāwunnan, ġarpıẕẕan ìk git!
(18) - meŋ dātmāğa wağtım yōḳ, ḫowluğup baryăn.
(19) - nǟme köçüŋ geçyemi, howluğup? (20) åowlanıŋ wülen nǟm‿molyă?
(21) - pılānkeå pılānkeåe ġīẕını wercek wolyă. (22) şo berer yāl‿ādam dǟl. (23)
şoŋ āraåını poẕmāğa gidyen.
(24) -åen şoŋŋālı puẕīlçılığ edyeŋ mi? (25) ay ḳırḳ wolmaåa ḳırḳ wìr ekende,
dìyye.
(26) bır puẕīl tayaḳ wilen ādamıŋ kelleåine wuryăram welìni, ādam şo yerde
ölye. (27) ‘‘åeŋ ölşüŋe meŋ gömüşüm’’ dìyye dǟnìniŋ elindǟki keåewìni wuryă dǟni
yere dürtye. (28) şo keåew, ağaç woluk gȫğörye. (29) ine keåewli bāwayăm şonnon
ġālyă, ādı. (30) şuğulç‿ādamlă göryeŋ mi nǟhìli wolyă? (31) hìç ḫaçan şuğulluḳ etmel
dǟldir. (32) bìrini yamallānıŋ wilen, òudāy åeniŋ maŋlayŋa yaẕåa, hìç ġaçıḳ ġutulcăḳ
yeriŋ yōḳ.
263
63.KESEVLİ DEDE
(1) Gozgan’da Kesevli Dede vardır. (2) Eskiden orada Kesewli Dede adlı kimse
yoktu. (3) Bir yağmacı birçok kişiyi katlediyor.
(4) –Allah’ım! (5) Ben nasıl günahlarımdan kurtulabilirim. (6) Bütün
yaptıklarım ölümden ibaret. (7) Çok insan öldürdüm, çok kan akıttım. (8) Benim
günahlarımı affet.
(9) –Sen tarlada kavun, karpuz ek. (10) Herkesi yedir. (11) Yemeyenleri de zorla
yedir.
(12) –Tamam, diyor.
(13) Ondan sonra bu tarlaya kavun karpuz ekiyor. (14) Kale ile Gozgan’ın
aralığında kavun ile karpuz ekiyor. (15) Atlı geçen birine:
(16) –Ey! (17) Gelsene şu kavundan, karpuzdan ye de git.
(18) –Benim yemeye vaktim yok, acelem var, demiş.
(19) –Neden bu kadar acele ediyorsun? (20) Az vaktini ayırsan ne olur?
(21) –Filankes filankese kızını verecek. (22) O adam iyi değil. (23) Onların
arasını bozmaya gidiyorum.
(24) –Sen onları ayırmaya mı çalışıyorsun? (25) Kırk kişiyi öldürdüysem, bu da
kırk birinci olsun, diyor.
(26) Sopayla adamın kafasına vurunca, adam oracıkta ölüyor. (27) Öldürdükten
sonra gömüyor ve elindeki sopayı mezarın başında dikiyor. (28) O kuru sopa yeşeriyor.
(29) İşte Kesevli Dede de olarak kalıyor. (30) İspiyoncu insanlar nasıl oluyor gördün
mü? (31) Hiçbir zaman ispiyonculuk etmemeli. (32) Allah yazdıysa kurtulacak bir yerin
yok.
264
64.ALOW HOCA
(1) alow ḫocā bardım. (2) yerde ine şuŋ yālaú padvāla gìrip tüm ġaẕıpdırlă. (3)
gìrip emedeklǟp çıḳmal ekenì, alow ḫocānıŋ tarẕawoåına aẕān ġığırcăḳ wolåăŋ. (4)
ġudrotlı yerleri kǟn.
65.ÜÇ YÜZ ALTMIŞ ÖWLYA
(1) üç yüẕ altmışdayăm abılçān, ebulçān ahmedìniŋ bır ōn onki yāşında oğloncıḳ
oŋ tǟred åuwunı ġıẕẕırıp beryǟn ekenìŋ. (2) mınıyăm cöhüidle, kāpırlă şunuŋ eliniŋ
kündüğü wülen åuwuŋ içine ẕıŋyălă.
(3) -åen nǟme dìp şuŋo tǟred åuwı ġıẕırıp beryeŋ? dìyyele.
(4) şondo åuwă taşlaåalayăm, şo kündüğü elinden ġaçırmāndır dă. (5) ikindi tǟret
namāẕı wolyă welìni yaŋḳı çāğa üşǟp şu kündücöğü şeydìp dūr dă. (6) gelye dǟnìniŋ
alyă kündüğü tǟred‿edik gelye.
(7) -waḫ atam! buğün tǟred åuwuŋı ġıẕẕırı‿wilmedimdǟ. (8) meni şu durşumo
åuwa oḳlodılă, dìyye.
(9) -åeŋ yüröğüŋ ġıẕğını maŋa şu yanıw‿oturon ōtdănam ġıẕğın eken maŋa,
dìyye. (10) bı åū ġaynāw‿otīra. (11) ġaynağıŋ bǟr yānı. (12) åeŋ yüröğìŋ ġıẕğını
ġıẕẕırıpıdır, şı åuwu, dìyye.
(13) şondă gitåeŋ, üç yüẕ altmışa baraŋda åīyn et, cāyı eğilip dūr. (14) şoŋŋālı
derecede ḫıẕmat edenem şol oğlon. (15) onuyăm mōlla abıl çān, ebulçān ahmedìn şoŋo
baş eğye, dìyye. (16) şo cāyı yapaşāğrāḳ.
265
64.ALLABEREN HOCA
(1) Allaberen Hoca’yı ziyarete gittim. (2) Bodrumda mezar yapmışlar. (3)
Allaberen Hoca’nın kubbesine çıkıp ezan okumak için emekleyerek giriliyormuş. (4)
Kudretli yerler çok.
64.ÜÇ YÜZ ALTMIŞ EVLİYA
(1) Üç yüz altmış evliyaların arasında Ebulçan evliya da vardır, on on iki
yaşlarındaki bir çocuk abdest suyunu ısıtıp veriyormuş. (2) Kafirler onu elindeki
güğümle birlikte suya atıyorlar.
(3) –Sen neden onun abdest suyunu ısıtıp veriyorsun? diyorlar.
(4) Çocuğu suya attıkları sırada elindeki güğümü bırakmamış. (5) İkindi namaz
vakti gelince üşümesine rağmen elinde güğümüyle hocayı bekliyordu. (6) Güğümle
abdest alıyor.
(7) –Ah dede bugün senin abdest suyunu ısıtamadım. (8) Beni suya attılar, diyor.
(9) –Senin kalbin sıcaklığı yanan ateşten de sıcakmış, diyor. (10) Bu su sıcak.
(11) Kaynamış gibi. (12) Senin kalbin sıcaklığı suyu ısıtmış, diyor.
(13) Üç yüz altmış evliyanın türbesi yatay şeklindedir. (14) Bu çocuk çok hizmet
etmiş. (16) Onun türbesi yatay bir şekilde duruyor.
266
66.GELİN ALICI.
(1) gelnālcı gelye. (2) o yöre gidyele pānta atan wolyălă. (3) ġadīm oŋ yālı ẕātlă
yōḳ. (4) ınhā atlı, düyölü paytūn edip dǟnìniŋ gelnālcı wolyădı. (5) gelni dilemǟğe
gidende ġīyẕı åen göwneyeŋ mi, ġadīmı waḫtı göwnemeyeŋ mi, o ẕāT yōḳ. (6) o
pırablēmmala yōḳ. (7) gidye iki ġudo ılālaşyă beryele ġıyẕı. (8) menǟ bahā geçirip gelin
alamōḳ. (9) oğlonlam dȫrt ġīyẕı åöydü, dȫrt ġīyẕı aldım. (10) kiçi ġīyẕımı beremde bır
manadam almadım. (11) ine gelin ğelye, gelin ğelye dìp dǟnìŋ öŋünnön çıḳıp her kim
yār yār aydan wolyă. (12) ġıẕıḳlı wolyă, ġadīmḳam ġıẕıḳlı, hǟẕirkiyem ġıẕıḳlı da, yȫnö
dep åāẕ wülen yār yāram ġāldı köp yerde. (13) biẕ gelin gelåe yār yār aydalīŋ dìp
ǖşüryek ādamları. (14) üş dȫrt åānı yār yār aydıP bereyin:
(15) ilki wülen ḫudāyı yād edelìŋ yār yār
(16) pīḫammerleŋ göwnünü şād edelìŋ yār yār
(17) ilerìniŋ ōdunı ġucoḳ ġucoḳ yār yār
(18) ınḫā gelin getirdim ḳanı åaçaḳ yār yār
(19) biẕǟ gelin getirdik ḳanı åaçaḳ yār yār
(20) iki ġowoça bır yerde boy åürüyē yār yār
(21) gelnim milen oğlumıẕ toy åürüyē yār yār.
(22) gelin wüle oğlumıẕ toy åürüyē yār yār
(23) ġāẕan ġāẕan ġowurma dōldu, cōşdı yār yār
(24) meniŋ bālām ẕōr wolīp alıḳ ġaşdı yār yār
(25) eẕìẕ wālām ẕōr wolīp alıḳ ġaşdı yār yār
(26) derweẕǟni åüpǖrüŋ çaŋ wolmoåın yār yār
(27) açıŋ giyew başını kel wolmaåın yār yār
(28) åöwet åöwet üẕümler çöplü wolar yār yār
(29) ol ōwadan ġīyẕ alåaŋ åepli wolor yār yār
(30) iki åandıḳ yān wa yān ġulpı towlu yār yār
267
(31) ol ōwodăn ġīyẕ alåaŋ ẕülpü towlu yār yār
(32) çäynek çäynek noğullă noğul wolor yār yār
(33) gelnimiẕiŋ ilkiåi oğul wolăr yār yār.
(34) iki derǟŋ āraåından aḳar çeşme yār yār
(35) a ğīẕ åeniŋ ġāyınıŋ beråin ġoşmă yār yār
268
66.GELİN ALICI
(1) Gelin almaya araba geliyor. (2) Oraya giderek şampanya içiyorlar. (3)
Eskiden öyle şeyler yoktu. (4) Atlı, faytonlu, develi gelin almaya geliyorlardı. (5)
Eskiden kız istemeye gidildiği zaman kızın isteyip istememesine bakılmazdı. (6) Öyle
sorunlar yoktu. (7) İki taraf anlaşıyorlar ve kızı veriyorlardı. (8) Ben başlık parası verip
kız almadım. (9) Oğullarım dört kızı sevdi, dört kızı aldım. (10) Küçük kızımı verdiğim
zaman başlık parası almadım. (11) Kızı eve getirdikten sonra yar yar söylüyorlar. (12)
Artık davul zurnayla yar yar kalmadı. (13) Biz gelin geldiği zaman herkesi bir araya
toplayarak yar yar söylerdik. (14) Üç dört tane yar yar söyleyeyim:
(15) Öncelikle Allah’ı hatırlayalım yar yar
(16) Peygamberlerin gönlünü şad edelim yar yar
(17) İlerinin odunu demet demet yar yar
(18) İşte gelin getirdim hani saçak yar yar
(19) Biz gelin getirdik hani saçak yar yar
(20) İki pamuk bir yerde büyüyor yar yar
(21) Gelinim ile oğlumuz düğün yapıyor yar yar
(22) Gelin ile oğlumuz düğün yapıyor yar yar
(23) Kazan kazan kavurma doldu taştı yar yar
(24) Benim yavrum cesaretle kaçırdı yar yar
(25) Aziz yavrum cesaretle kaçırdı yar yar
(26) Bahçeyi süpürün çamur olmasın yar yar
(27) Açın damadın başını kel olmasın yar yar
(28) Sepet sepet üzümler çöplü olur yar yar
(29) Uzak köyden kız alırsan çeyizi olur yar yar
(30) İki sandık yan yana kilitlidir yar yar
(31) Uzak köyden kız alırsan zülfü burgulu olur yar yar
(32) Tabak tabak tatlılar, tatlılar olur yar yar
269
(33) Gelinimizin ilk çocuğu erkek olur yar yar
(34) İki derenin arasından pınar akar yar yar
(35) Ay kız senin kaynanan büyük güllü keçe versin yar yar
270
67.FERMA
(1) almaẕ orāẕ dìp fērmāmıẕ wārdı. (2) ilkǟ ġīyẕ waḫtımda åığır åağdım, ecem‿
milen. (3) åoŋom gelip ḳamåamōlda gelin wolomåoŋ åağdım. (4) otuẕ üç yıllāp penåiye
pāyladım. (5) ādamīm ölöndö dȫrd‿oğlon, dȫrd ġīyẕ dökülük ġāldı yetìm çāğălă. (6)
pul pāylama wülen men eklenip bilmedim. (7) onnoŋ ġapdalında öyüme yaḳīndı. (8)
fērme åığır åağdım gidip ḵalhōẕẕă. (9) åığır åağanıŋda ḵalhōẕuŋ åığırları ȫẕ ġapīŋdāḳı
yālı dǟl. (10) her kimiŋ ȫẕ ādı wār, ‘‘göwhör’’, ‘‘camāl’’ dìyyeŋ. (11) āTlarnı tutåoŋ
canawörle ılğāḳ gelyele. (12) pērmayă bererdik gìce gündìẕ. (13) ġīyẕlammam yānımda.
(14) çāğalam yetişdi tüwöleme, aybȫlek, aycamāl, āycaḫan. (15) şulo wülen yānımda
äkidip, ādamā on ki åığır dìp ḳırḳ åekgiẕ åānı åığır aldıḳ. (16) ìr wülen gidip şolorı
åağyădıḳ. (17) üşde turup giderdik åığıra. (18) ġīyẕlă durmuşa çıḳdı. (19) āẕaldıp onnoŋ
onki åānca, onaltı åānca åığır ȫẕümö ġāldı. (20) ḫōr wolmodıḳ, ẕähmet çekåeŋ ḫōrluḳ
yōḳ, bālām. (21) åarūn gelye şalōndan. (22) maşīn maşīn her ḵalhōẕuŋ nōrmaåı wülen
åārūn weryedile. (23) onnoŋ şo åarūnı maşīna yüklǟp gelip ıåkılātda düşürerdik. (24)
şulḫă werilyedi. (25) şulḫānı getirerdik māllammıẕa getirerdik. (26) indi ḵalhōẕ yōḳ,
mālam yōḳ, hālam yōḳ. (27) ‘‘mālım mār, hālım mār’’ dìyye. (28) şumāt fērm‿açılåa
men yetmiş wǟş yāşımda, şumāt gidip åığır åağcaḳ. (29) åığır åağaåım ğelye.
271
67.FABRİKA
(1) Almaz Oraz adlı fabrikamız vardı. (2) Evlenmeden önce annemle inek
sağdım. (3) Kamsamol mahallesine gelin geldikten sonra da inek sağmaya devam ettim.
(4) Otuz üç yıl emekli maaşı verilen yerde çalıştım. (5) Kocam ölünce dört oğlan, dört
kız yetim kaldılar. (6) Çalıştığım maaşla geçinemedim. (7) Evimizin yanında ferma
vardı, ek olarak orada çalıştım. (8) Çiftlikte inek sağdım. (9) Çiftlikteki inekler de
evdeki gibi olmuyor. (10) Gevher, Cemal gibi her birinin kendi adı vardır. (11)
İsimleriyle çağırınca zavallılar koşarak geliyorlar. (12) Gece gündüz fabrikaya verirdik.
(13) Kızlarım da yanımda çalışıyorlardı. (14) Çocuklarım, Aybölek, Aycemal, Aycahan
kızlarım büyüdüler. (15) Kişi başına on iki inek toplam kırk sekiz tane inek aldık. (16)
İnekleri sabahtan giderek sağıyorduk. (17) Gece üçte kalkıp inek sağmaya giderdik. (18)
Kızlarım evlendiler. (19) Kızlar evlenince inekleri azalttık, kendime on altı tane inek
kaldı. (20) Geçim sıkıntısı çekmedik, zahmet çekiyorsan eziyet yok yavrum. (21)
Depodan küspe geliyor. (22) Devlet ölçüsüyle arabada küspe gelirdi. (23) Küspeyi
arabalara taşıyarak depolara indirirdik. (24) Kabuk veriliyordu. (25) Hayvanlarımıza
kabuk getirirdik. (26) Artık kollektif çiftlik de kalmadı, zenginlik de. (27) ‘‘malım varsa
halim de var’’ diyor. (28) Yetmiş beş yaşımdayım şimdi bile olsa inek sağmaya
giderim. (29) İnek sağmak isterim.
272
Konuşan
Derme Yeri
Konusu
Saparova Leyli, Ev hanımı (yaş-40)
Kaka, Onbeği Oba, Övezgelen Sokak, no:10
Tatlı Tarifi
68.TATLI TARİFİ
(1) men ḳāḳă etrāwıŋ yāşaycıåı, åapārıwa leyli. (2) çẻripāhāŋ bişirilşini aydıP
bercek. (3) yedi åānı yımırtġa. (4) iki stakān pisōk, vanilìn çişirilyǟn, kǟn pāçkada. (5)
yumurtġa wülen piåeği ġārıp bılayăŋ mìksırda, ġōw çìşiryeŋ. (6) çìşirilyǟn ẕādı ġuyyăŋ.
(7) åoŋ vanilìni ğuyyăŋ, iki ıstıḵān åoŋ īyẕı wülen ūnı ğuyyăŋ. (8) prōtvină yāğ çırşayăŋ,
şeydip şeydip çalyăŋ yāğı i şo ḫamīrı üååüne i dıfōfkā tǟ ġow bişik ġalyānçā… (9)
bişenåoŋ çıḳaryăŋ teğelek ıstaḵān alıp, keåip keåip teğeleğ edip āraåınam bȫlyeŋ. (10)
onnoŋ kırēmı. (11) bır yārım, ay, bır flaḵōn åǖT, ḵaḵāwa bır pāçka, vanilìn, oŋoyăm iki
ıstıḵānam piåek, bırăm bır ıstıḵānam ūn, bırăm meåğe. (12) åǖdü ġaynadyăŋ, åowodyăŋ.
(13) onnoŋ bır cām alyăŋ dǟni nemǟni ġuyyăŋ, ḵaḵāwānı ġuyyăŋ, ūn, piåek ġāryăŋ. (14)
åoŋom åǖdü ġuyup ġow‿edip eẕyeŋ. (15) eẕip ġālan åǖdü ġāẕẕa ġoyup, şo ġārılan
ḵaḵāwānı içine ġuyup bılayăŋ. (16) şō bılāp durmalı, åūḳ bolmăl dǟl, ġustōy wolmălıday
şo. (17) neme wolmălı, nǟhìli diyilye? (18) ġoy wolmălı. (19) onnoŋ bılayăŋ bılayăŋ i
bırā ġoyrāḳ wolyă dă, çemçǟni şeydip bārlamalı. (20) åüyük wolmal dǟlday. (21) onnoŋ
meåge ġuyyăŋ, meågǟni atyăŋ içine bırācıḳ bılayăŋ dă öçüryeŋ. (22) onnoŋ åowodyăŋ.
(23) åowodyăŋ dǟni şo ḫamīrları batıryăŋ şeydip i ȫrüwermeli, owodonlāp. (24) neme
prōtwiniŋ üååüne. (25) nǟm‿molåun, terelke wolåun nǟm molåun boldı. (26) başğa
nǟme diyeyįn. (27) kēkıs wār. (28) yāblaçnıy pirōḵ.
273
Konuşan
Derme Yeri
Konusu
Saparova Leyli, Ev Hanımı (yaş-40)
Kaka, Onbeği Oba, Övezgelen Sokak, no:10
Tatlı Tarifi
68.TATLI TARİFİ
(1) Ben Saparova Leyli, Kaka ilçesinde ikamet ediyorum. (2) Kaplumbağa
tatlısının yapılışını anlatayım. (3) Yedi yumurta, iki bardak şeker, vanilya lazım. (5)
Yumurtayla şekeri iyice kabarıncaya kadar mikserde karıştırıyorsun. (6) Kabartma
tozunu, vanilya ve iki su bardak un katıyorsun. (8) Fırın tepsisine yağ sürerek hamuru
döküyorsun, iyice pişip kabarıncaya kadar fırında bekletiyorsun. (9) Piştikten sonra
bardakla yuvarlak şekilde kesiyorsun ve ikiye bölüyorsun. (10) Kremasını anlatayım:
(11) Bir buçuk litre süt, bir paket kakao, vanilya, iki bardak şeker, bir bardak un ve bir
paket tereyağı. (12) Sütü kaynatıp soğumaya bırakıyorsun. (13) Sonra bir tabağın içine
kakao, un, şekerle birlikte karıştırıyorsun. (14) Sütü dökerek iyice eziyorsun. (15)
Ezdikten sonra geri kalan sütü ocakta koyarak, karıştırdığımız kakaoyu üzerine
döküyorsun. (16) Kalınlaşana kadar sürekli karıştırıyorsun. (17) Ne denilir? (18) Güzel
olması lazım. (19) Koyulaşıncaya kadar karıştırıyorsun, kaşıkla bakıyorsun. (20) Cıvık
olmaması lazım. (21) Sonra tereyağı katıyorsun, azcık karıştırıyorsun ocağı
kapatıyorsun. (22) Sonra soğutuyorsun. (23) Soğuttuktan sonra pişmiş hamurları
bandırıyorsun ve çeviriyorsun güzelce. (24) Fırın tepsisinin üzerine diziyorsun. (25)
Tabağa dizsen de olur. (26) Başka ne anlatayım. (27) Kek yapıyorum. (28) Elmalı
kurabiye yapıyorum.
274
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gülşat Gurbanova
Kaka, Yüzbaşı Oba, M. Nurımov Sokak, no: 26-1-72
Tekstil
69.TEKSTİL
(1) men ḳāḳa şäheriniŋ yāşaycıåı, ġurwānıwa gülşāt. (2) men ḳāḳa paḫta
araååalaycı kǟrhānaåınıŋ labaratōryă bȫlümündö ìşleyen. (3) labaratōryă bȫlümünde ilki
vilen kǟrendeçile biẕe paḫta yığıḳ getiryele. (4) paḫta getirennenåoŋ biẕe ġapanda ġoyup
getirip beryele. (5) getirennenåoŋ biẕ onı tereẕide çekiw‿alyăå. (6) onnoŋ biẕ onuŋ
nǟçe tōnna wolduğnu bellǟw‿alyăå. (7) onu biẕ bırıncı bund edik ġoyyăå. (8) bund edik
ġoyanmıẕẕan åoŋ, bunduŋ dȫrT tarapından abraẕeå alyăå.
(9) - bund nǟme dìmek?
(10) bund dìmek, paḫtāŋ üååünü palāta wülen yapıḳ ġoyyălă. (11) paḫtānı
ǖşüryölö, onnoŋ dȫrT tarapına... (12) paḫtānı yığanlarında her hīlaḳ yer wā. (13) bır yeri
çīğ woluP bilye, bır yeri åū ğidip hȫl woluP bilye, bır yeri ġūru woluP bilye. (14) şoloŋ
hēmmeåi bır tempde bolor yālaḳ, bır anālìz çıḳar yālaḳ, bırıncı ǖşürüp bund yaåāḳ
ġoyyolă. (15) bund dìmeğem paḫtānı ǖşürüw ǖşürüP baåyălă. (16) dȫrT burşluğ edik
ġoyyolă. (17) üååüne palāta wilen yapıḳ ġoymānḳālă, biẕ dȫrT tarapından abraẕeå alyăå.
(18) abraẕeå dìmeğem, iki ġıåımdan alıp elimiẕ wülen yiğrim ğırām, yiğrim ğırām edip,
ġapanmıẕ yörǖtö hökǖmetden, tedeseden gelen. (19) şoŋ üååünde ġoyup yiğrim
ġırāmdan çekiw‿alyăå. (20) alaŋåoŋ onu biẕ ḳırḳ minūtlāp pece åoḳyăå. (21) ḳırḳ
minūtdan åoŋ o tayār wolyă. (22) peçde tayār wolonåoŋ çıḳarıw‿alıp, ġapanda ğoyup,
dȫrde köpöldüp oŋ yörǖtö grāfìği wā, tablìssaåı wā şoŋo åeredip åoŋ anālìzini aydyăå.
(23) anāliz bolonåoŋ, ol bırıncı åort boldımı? ikinci åort boldımı? üçmü? dȫrdmü? (24)
bǟş, altıncı åorto çelli lāyıḳda ğidye. (25) eğer şo ḫayåı åorto ılāyıḳ bolon wolåă, şonı
åort woyunço ġoyyăå. (26) yȫrǖte padvālḵa diyen yerimiẕ wā. (27) şo tāydan ìşleyciler
ìşlǟp ȫrüp başlayălă. (28) ol bırıncı padvālḵadan pece ğelye. (29) çīğ wolup çıḳan, şo
bund çığ wolåo peci ìşledyeå. (30) yörǖte ȫẕ gırādusniğimiẕ wā. (31) ōn gırādūåda ġoy
275
dìåele ōnda ğoyyăå, şol anālìẕ woyunço. (32) yiğrimide ğoy dìåele, yiğrimide ğoyyăå.
(33) anālìziŋ cemi çıḳanåoŋ şoŋo lāyıḳda ìşlǟp başlayă. (34) ìşlǟnåoŋ onu encāmlar wüle
åǖyüm edip başlayăå. (35) åǖym dìmek, yörǖtö çiğidin ayratīn oḳloyă, paḫtānı ayratīn
oḳloyă. (36) çiğidin araååalāp, çiğidinǟ biẕ hökǖmede tawşıryăå. (37) aḫal yāğ edip
çıḳaryălă çiğitden, åārūn edip çıḳaryă māllammıẕa. (38) çiğidinä ayratīn çekip
hökǖmede tawşıryăḳ tōnnolāp, åǖymüni alıwam onnon kip yaåayăå. (39) kip dìmeğem
ulloḳān dȫrT burş cemi åekkiå åìmden emele ğelye. (40) ol åekkiå åìmden emele
ğelenåoŋ onnon yene åǖyümparōḵ dìp yene anāliẕi wā. (41) åǖyümparōḵ diyip onnon ōn
ğırām çekiw alıp, ḫapalığı nǟhìli, onnon nǟhìli ȫnüm çıḳcaḳ. (42) biẕiŋ geyyǟn eğin
eşiklemmiẕ şonnan lāyık. (43) nǟhìli ġow‿wolcoḳ mı? hēmmeåi ıstandārt yöröcökmi,
hēmme tarapdan anālìz edyeå, çīğlığnı ḫapalığnı anālìz edyeå. (44) anālìz edenåoŋ
kampyūtırda coğāwın yaẕıp tedeseye yōlloyăå. (45) tedese’de peçātlı buyruḵ beråe
onnoŋ biẕ munu hökǖmeT arḳalı atıp bilyeå. (46) onnoŋ munu küp edip bereŋåoŋ biẕ
bulorı tekistìllere beryeå. (47) aşğawāt şäherine beryeå, ȫẕ eğrici fābrìğmiẕe weryeå.
(48) olor onnoŋ biẕe ȫẕ eğin eşiklemmiẕi çıḳarıp berye.
276
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Gülşat Gurbanova
Kaka, Yüzbaşı Oba, M. Nurımov Sokak, no: 26-1-72
Tekstil
69.TEKSTİL
(1) Ben Gurbanova Gülşat, Kaka şehrinde ikamet ediyorum. (2) Ben Kaka
ilçesinin pamuk temizleyici şirketinin laboratuvar bölümünde çalışıyorum. (3)
Laboratuvar bölümünde, çiftçiler bize pamuk toplayıp getiriyorlar. (4) Pamuğu
getirdikten sonra, pamuğu tartıyorlar. (5) Pamuğu tartarak alıyoruz. (6) Kaç ton
olduğunu kayda alıyoruz. (7) Önce onu prese haline getiriyoruz. (8) Presledikten sonra
presenin dört tarafından örnek alıyoruz.
(9) –Bund ne demek?
(10) –Bund demek, pamuğun üstünü branda ile sarılmış prese haline getirilen
pamuktur. (11) Pamuğu topluyorlar, balya haline getiriyorlar. (12) Toplanan pamuğun
her tarafı aynı olmaz. (13) Bazı yeri ıslak, bazı yeri nemli, bazı yeri de kuru olur. (14)
Sonuca varmak için her tarafının aynı olması gerekir ve daha sonra balya hâline getirilir.
(15) Bund da toplanan pamuğun balya haline deniliyor. (16) Dörtgen şekilde yapıyorlar.
(17) Üzeri brandayla örtülmeden önce, dört tarafından örnek alıyoruz. (18) Devlet
tarafından getirilen terazide yirmi gram örnek pamukları tartarak alıyoruz. (19) Terazide
tartarak alıyoruz. (20) Kırk dakika fırına atıyorsun. (21) Kırk dakikadan sonra hazır
oluyor. (22) Sobada hazır olduktan sonra terazide tartıp, özel tablosuna göre dörde
çarparak, sonuçlara ulaşıyoruz. (23) İncelendikten sonra, hangi kaliteye ait olduğunu
belirliyoruz. (24) Beş, altı çeşitte, kalitede ürünler oluyor. (25) Kalitesine göre
yerleştiriyoruz. (26) Özel bodrum katımız var. (27) İşçiler tarafından ip haline getirilir.
(28) Önce bodrumdan fırına geliyor. (29) Nemli balyaları fırına atıyoruz. (30) Özel
termometresi var. (31) Derecesine göre ayarlıyoruz. (33) Kontrol sonuçlarına göre
çalışıyoruz. (34) Makinelerde elyaf hâline getiriyoruz. (35) Elyaf, pamuğun çekirdekten
ayrılmış halidir. (36) Çekirdeğini temizleyip devlete gönderiyoruz. (37) Çekirdeğinden
sıvı yağı ve küspe yapıyorlar. (38) Çekirdeğini tartarak devlete teslim ediyoruz, elyaf da
balyalar haline getirilir. (39) Balya, sekiz telden oluşan dik dörtken şekilde preslenmiş
pamuktur. (40) Sonra yine elyaf kontrolüne geçiyoruz. (41) Elyaf kontrolü yapılır. (42)
277
Bizim giydiğimiz kıyafetler ondan yapılıyor. (43) Hepsi kontrol ediliyor. (44) Kontrol
edildikten sonra sonuçları bilgisayara yazılarak TDS’ye gönderiliyor. (45) TDS’den
mühürlü onay gelince atıyoruz. (46) Balyaları tekstillere veriyoruz. (48) Onlar bize
kumaş yapıyorlar.
278
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Şabahram Nurıyev (yaş 56)
Kaka Yüzbaşı Oba, Kemine Sokak
Nedirşa, Abuverd, Namazğa Depe, Köne Kāka
70.NEDİRŞA GALASI
(1) men nūrīyıf şābahram. (2) yedinci orto mekdöwniŋ tārīḫ mōlumı. (3) ḳāḳă
etrāwmıẕẕa bır nǟçe ġalālar, yādığǟrlikler wār. (4) ḳāḳa etrāwınıŋ günorto tarawunda,
yiğrim kılamētırında hǟẕirki nedirşā ġalāåı wār. (5) nedirşā ġalāåınıŋ aålında tutyān
meydānı ḳırḳ gekdār yere barawar. (6) nedirşā ğalāåınıŋ ġurlannıŋ eåāåı maḳåadı,
eyrānıŋ şāåı nedir şānıŋ ġōronış berkitmeåi wolup ġurlupdır. (7) şol ġalā eåāåān
eågerleriŋ bolyān yeri wolyă. (8) on åekgiẕinci aåıra değişli wolup, ġalānıŋ eåāåı ulu
derweẕeåi demirğaẕığa tarap baḳıp duran ulu derveẕeåi wā. (9) yȫnö hǟẕirki döwürdö
ġalānıŋ köp yerleri yıḵılıpdır. (10) ġalānıŋ daş töwöröğni ulu dìwārlar ġurşāw‿alyă.
(11) ġalīŋlığı iki yārım mētır, boyăm üç mētıra barawar wolupdır. (12) dìwārlarda
yörǖtö ġōronış dìwārları wolup, duşmān çoẕuḳ gelende yörǖte yarağları çıḳarlıp atılar
yālı, yörǖte yerlere döşükler ġoyupdırlar. (13) onnon başğa dă ġalānıŋ daşında yörǖte
ġarım ğaẕıpdırlă. (14) ġarım ġaẕmağnıŋ eåāåı åewǟwi, ġarım ğaẕıp şoŋo åuw
ġoywörüpdirle. (15) duşmān gelende görmöẕ yālaḳ åuwuŋ yüẕünö ḫapa ḫaşal otlor atıp,
duşmān atlı gelende gönü şol åuwă ġaçar yālağ‿edip ġarımlar ğaẕıpdırlă. (16) diŋe
eåāåı derweẕeåi tarapınnan, diŋe şo yerde köprü ġoylupdır. (17) ġālan yerde ġarım arḳalı
åū ġoywörlüpdir. (18) şol ġalānıŋ dȫrT tarapındanam yörǖtö beyik diŋ wolupdır. (19)
şol diŋler arḳalı ġalānıŋ dȫrT tarapınnan daşdan gelyǟn duşmānı åeredip durupdurlă.
(20) onnon başğa dă ġalāda yörǖte ìmit åaḳlanyān yaḫtan yālaḳ yörǖte yer wār. (21) şo
yerde eåğerleriŋ ìmitini åaḳlāpdırlă. (22) ol ulloḳān kümmeẕ görnüşünde ġalāŋ bır
bȫlöğünde dūr. (23) şoŋ çinde eåğerleŋ ìmitini åaḳlapdırlă. (24) şo cāyıŋ içinden yörǖte
åū aylāpdırla. (25) şol åū ışāḳdan aylanıpdır. (26) ìmit åaḳlananda hem çīğ wolup hem
åalḳın wolup åaḳlanar yālaḳ hem de şol cāyda ġār baåıp... (27) umumān hǟẕirki
döwürdǟki haladēlniḳ yālaḳ eåğerleŋ ìmitini åaḳlāpdırlă. (28) ġalā nedirşā yōğolonnăn
åoŋ dāğāpdır.
279
280
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Şabahram Nurıyev (yaş 56)
Kaka Yüzbaşı Oba, Kemine Sokak
Nedirşa, Abuverd, Namazğa Depe, Köne Kāka
70.NADİRŞA KALESİ
(1) Ben Nurıyev Şabahram. (2) Yedinci orta okulunun tarih öğretmeniyim. (3)
Kaka ilçemizde birçok kaleler, kalıntılar var. (4) Kaka ilçesinin yirmi kilometre güney
tarafında Nadirşah kalesi var. (5) Nadirşah kalesinin yüz ölçümü yaklaşık kırk hektardır.
(6) Nadirşah kalesi, İran padişahı Nedirşah’ın koruma binası olarak kurulmuştur. (7) Bu
kalede genellikle askerlerin kaldığı tahmin ediliyor. (8) XVIII. yüz yıla ait kalenin
kuzey tarafa bakan büyük kapısı var. (9) Şimdi kalenin çok yerleri yıkılmış. (10)
Kalenin etrafı büyük duvarlarla çevrelenmiş. (11) Eni iki buçuk, boyu üç metredir. (12)
Özel koruma duvarları var, düşman geldiği zaman silah için özel delikler yapılmış. (13)
Kalenin etrafına çukurlar kazılmış. (14) Çukur kazarak suyla doldurmuşlar. (15) Atlı
gelen düşmanın çukura düşmesi için çukurun ağzını otla örtmüşler. (16) Giriş kapısında
köprü yapılmış. (17) Diğer yerlere de çukurdan su gönderilmiş. (18) Çukurun içini suyla
doldurmuşlar. (19) Kalenin dört tarafında özel büyük minareler yapılmış. (20) Onun
dışında erzak koyulan yer var. (21) Askerlerin erzakları orada tutulmuş. (22) Kalenin bir
bölümünde duruyor. (23) Askerlerin erzaklarını orada tutmuşlar. (24) O odanın içinden
su geçirmişler. (25) Alt tarafı suyla çevrelenmiş. (26) Yiyeceklerin bozulmaması için
odanın içini karla doldurmuşlar. (27) Şimdiki buzdolabı gibi askerlerin erzaklarını orada
tutmuşlar. (28) Kale Nadirşah öldükten sonra yıkılmış.
281
71.ABUVERD GALASI
(1) biẕiŋ eyyāmmıẕıŋ ikinci, üçüncü eyyām bǟşinci müŋyıllığa ġoloy wolupdır.
(2) abuwerd ġalāåı ulu, aşğawāt marı yōlunıŋ günōrta tarapında yerleşye. (3) abuverd
ġalāåı ġadīmı ġalā wolup, rūåya döwlöti tarapından ıŋ åoŋundo gelip yıḳılan ġalā
wolupdır. (4) abuverd ğalāyăm kȫnö ġalālaŋ bìri wolupdır. (5) abuverd ġalāda eåāåan
nedirşānıŋ öåön yeri ādı alıp, öŋkü ḳāḳāŋ dǖywi tutulan yeri wolupdır.
72.NAMAZĞADEPE
(1) namāẕğadepeyem hǟẕirki ḳāḳă şäheri wilen araPġlā ōwoåınıŋ āraåında,
tekgem depǟŋ ġapdalında yerleşye. (2) namāẕğa depǟŋ tutyān meydānı yetmiş gekdār.
(3) oyăm şo biẕiŋ ērāmıẕẕan öŋkü ikinci, üçüncü müŋ yıllıḳlara değişli. (4)
namaẕğadepe ġalāåında biẕiŋ eyyāmmıẕıŋ bǟşinci müŋ yıllıḳ töwöröğünde yāşāp
başlāpdırlă. (5) namāẕğadepe åöẕünüŋ gelip çıḳmağı, öŋkü döwürde ‘‘namāẕgǟh’’ dìp
ādı wolupdır. (6) namāẕgǟh, namāẕ oḳolyān yer dìp yüẕö çıḳıpdır. (7) depedeyem eåāåı
yāşayış wolupdır. (8) tekgem depǟniŋ abuwerd ġalāåınıŋ yānında hemem şo
namāẕğadepǟŋ yāşaycıları altındepǟ göçüp barıpdırlă. (9) åewǟwi namāẕğadepǟŋ
ġapdalından ulu åuw geçyǟn eken. (10) åuwuŋ yetmeẕliği ẕerārlı altındepǟ göçüp
barıpdırlă.
73.KÖNE KAKA
(1) kȫnö ḳāḳa ġalāåam edil hǟẕirki döwürdö, ḳāḳă şäherniŋ aşğawāt marı
yōlunıŋ demirğaẕıḳ tarapında yerleşye. (2) ġalānıŋ daşı dörtburş görnüşünde wolupdır.
(3) ġalānıŋ dìwārlarnıŋ boyu ōn mētıra barawar wolupdır. (4) umūmı tutyān meydānı
yedi yüẕ otuẕ iki bütǖn ōnnon bǟş müŋ kıvadırāda deŋ wolupdır. (5) kȫnö ḳāḳă ikinc‿
üçüncü müŋ yıllıḳlara değişli wolupdır. (6) ḳāḳa åöẕü ġadīmı dil wolup ‘‘ḳaḫḳaḫ’’
åöẕünden gelip çıḳıpdır. (7) ḳaḫḳaḫ dìmek ‘‘kȫnö ımārat’’ dìmeği āŋladıpdır. (8) şeydip
ḳāḳa åöẕü emele gelipdir.
282
71. ABUVERT KALESİ
(1) Kalenin MÖ ikinci, üçüncü, beşinci yüzyıllara ait olduğu tahmin ediliyor. (2)
Abuvert kalesi Aşkabat Marı yolunun güney tarafındadır. (3) Eski Abuvert kalesi,
Ruslar tarafından yıkılmış son kaledir. (4) Abuvert kalesi eski kalelerden biridir. (5)
Abuvert kalesi Nadirşah’ın büyüdüğü ve Kaka ilçesinin temelinin kurulduğu yerdir.
72. NAMAZĞADEPE
(1) Namazğadepe de Kaka şehri ile Arapgala köyünün arasında Tekgem
Depe’nin yanında yerleşiyor. (2) Namazğadepe’nin yüz ölçümü yetmiş hektardır. (3)
MÖ ikinci, üçüncü bin yıllığa aittir. (4) Namazğadepe kalesinde MÖ beşinci bin yıllar
arasında yaşamın olduğu tahmin ediliyor. (5) Eski dönemde Namazgâh demişler. (6)
Namazgâh, namaz kılınan yer olmuştur. (7) Namazğadepede yaşamın olduğu tahmin
ediliyor. (8) Tekgem Depe ve Abuvert kalesine yakın olan Namazğadepe’de yaşayan
halk Altındepe’ye taşınmışlar. (9) Çünkü Namazğadepe’in yan tarafından büyük su
geçmiş. (10) Su eksikliğinden dolayı Altındepe’ye taşınmışlar.
73. KÖNE KAKA
(1) Köhne Kaka kalesi, Kaka ilçesinin Aşkabat-Marı yolunun kuzey tarafında
yerleşiyor. (2) Kalenin etrafı dörtgen şeklinde olmuş. (3) Kale duvarlarının boyu
yaklaşık on metre olmuş. (4) Genel yüz ölçümü 732,5 bin metre olmuş. (5) Köhne Kaka
ikinci, üçüncü bin yıllıklara aittir. (6) Kaka kelimesi ‘‘kahkah’’ kökünden gelmiş. (7)
Kahkah kelimesi eski bina anlama gelmektedir. (8) Kaka sözü buradan geliyor.
283
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Nıyazdursun Altıyeva (yaş-66)
Kaka, Onbeği Oba, Magtımgulı Garlı, Sokak
Rivayet
74.RİVAYET
(1) altīyıwa yāẕẕuråun, ḳāḳa etrāwınnan. (2) pīhammerimiẕ döwrünnö bolon bır
rowāyat. (3) rowāyatam dìåeŋ wolyă oŋo dānīnım şo ḫaḳīḳıda. (4) pīḫammerimiẕ
åaḫāwaları wülen bır ğün otīrḳā cewrayıl aleyhiååalām wahī getirye pīḫămmermiẕe. (5)
pīḫammermiẕ birden ȫẕünü bìrāhat duyup āğlayă. (6) bı åaḫāwalar aydyă:
(7) -yā reåūlallā! nǟme beydip nǟrahat bolluŋ? dìåe,
(8) pīhammermiẕ aydyă:
(9) - maŋa cewrāyıl aleyhiååalām bır waḫī getirdi, dìw aydyă.
(10) - o waḫī nǟme ḫaḳda?
(11) onno dìyyǟ:
(12) - cewrāyıl aleyhıååalam allā tağallā būyrupdır: ‘‘pīḫammermiẕ ıreåūlallā
ımmatına aytåın! (13) bǟş ẕāTdan ımmatı ġorḳåın !’’nìpdir.
(14) - o bǟş ẕāt nǟme? dìp åōrăåă:
(15) - bırıncı cānācığınnan ġorkåın ımmatıŋ! dìpdir. (16) ikinci ġawır aẕāwınnan
ġorḳåın. (17) üçüncü müŋkür nekir åōroğ coğāwunnan ġorḳåın. (18) dȫrdünci mìẕān
tereẕiåiniŋ başında ġorḳmalı. (19) bǟşinciåiyem åırāt köprüåünne, dìyyǟ.
(20) onno yaŋḳı åahāwalaram nǟrāhat wolup āğlaşıweripdirle. (21) onno
cewrāyıl aleyhıååalām yene waḫī getiripdir. (22) pīḫammermiẕ aydıpdır:
(23) -şo bǟş ẕādıŋ, bǟş āpadıŋ bǟş ġōroğçıåăm bār, dìw ‿ aytdı, cewrāyıl
aleyhıååalām.
(24) åahāwalaram beğenşipdirle şo ġōroğçı bǟş ẕāt nǟmekǟ dìp. (25) onno
pīhammermiẕ aydıpdır:
284
(26) -o bǟş ẕāt ertìr namāẕını oḳān bendǟŋ cān ācığnı yeŋil duyor, dìdi. (27) öylö
namāẕını oḳān bendǟŋ ġawır aẕāwınnan necāt tapar, dìdi. (28) ikindi nāmāẕını oḳān
bennǟŋ åōroğo coğāwı müŋküre nekire yeŋil wolor, dìdi. (29) dȫrdüncüåü, mìẕān
tereẕiåi, ağşām namāẕını oḳān bendǟŋ mìẕān tereẕiåiniŋ åoğāp tarapı ağır ğeler, dìdi.
(30) bǟşinciåi, åırāt köprüåü yaååı namāẕını oḳān bendǟŋ åırāt köprüåünnen yel yālı
ğeçer, dìdi.
(31) şeydip pīhămmermiẕ åaḫāwalarnı beğendirdi. (32) şol nemelerem dǟni ınḫā
biẕ pīḫammermıẕıŋ ımmatı. (33) biẕe de allācān şo belālardan necāt tapmağ‿üçìn
namāẕ oḳomāğa, orāẕa tutmāğa, her hīlı teåwīḫlar åānāp ıwādad etmǟğe allācānıŋ ȫẕü
yōl weråin. (34) hēmme muḫommed ımmatını allācānıŋ ȫẕü ġōrăåın. (35) eden
ıwādatlarmıẕ allācānıŋ [...] ẕerğāḫında ḳāwul wolåun. (36) eẕìẕ pīḫammermiẕiŋ ırūḫı
şād wolup ḳıyāmat günü biẕe şepāğatçı wolåın. (37) allāḫumma åallı alā åeyìdına ve
muḫammmedin ve ala āli åeyidına muhămmeT. (38) allācān pīḫammermıẕa åalawāt
wolåın! (39) allācān ırẕā wolåın! (40) hēmme muåurmānları allācān ȫẕ penāåında amān
åaḳlaåın! (41) amìn.
.
285
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Nıyazdursun Altıyeva (yaş-66)
Kaka, Onbeği Oba, Magtımgulı Garlı Sokak
Rivayet
74.RİVAYET
(1) Altıyeva Niyazdursun, Kaka ilçesinde yaşıyorum. (2) Peygamberimiz
zamanında olan bir rivayeti anlatayım. (3) Rivayet veya yaşanmış bir olay olarak bilinir.
(4) Bir gün Peygamberimiz sahabeleriyle birlikte otururken, Cebrail (as)’dan vahiy
geliyor. (5) Peygamberimiz birden bire ağlamaya başlıyor. (6) Sahabeleri diyor:
(7) –Ya Resulallah! neden böyle rahatsız oldunuz? demişler.
(8) Peygamberimiz söylüyor:
(9) –Bana Cebrail (as) bir vahi getirdi, demiş.
(10) –Ne hakkında?
(11) O zaman diyor:
(12) –Allah Cebrail (as)’a buyurmuş: ‘‘ Peygamberimiz Resulallah ümmetine
söylesin! (13) Ümmeti beş şeyden korksun!’’ demiş.
(14) O beş şey ne diye sorunca:
(15) –Ümmetin can acısından korksun! demiş. (16) İkinci kabir azabından
korksun. (17) Üçüncü Münker ve Nekir’ in sorularından ve cevaplarından korksun. (18)
Dördüncü mizan terazisinden korksun. (19) Beşincisi de sırat köprüsünden korksun,
diyor.
(20) O zaman bu sahabeler de üzülerek ağlamaya başlamışlar. (21) O zaman
Cebrail (as)’dan yine vahiy gelmiş. (22) Cebrail (as):
(23) –O beş afetin, beş koruyucusu da var, demiş.
(24) Sahabeler de sevinmişler koruyucu ne acaba diye. (25) O zaman
Peygamberimiz söylemiş:
(26) O beş koruyucunun biri, sabah namazını kılan insanın ağrısı hafif olur, dedi.
(27) Öğle namazını kılan insan, kabir azabından kurtulur, dedi. (28) İkindi namazını
286
kılan insanın Münker ile Nekir’e soru ve cevapları kolay olur, dedi. (29) Dördüncüsü,
mizan terazisi, akşam namazını kılan insanın mizan terazisinin sevap tarafı ağır gelir,
dedi. (30) Beşincisi, sırat köprüsü, yatsı namazını kılan insan sırat köprüsünden rüzgâr
gibi geçer, dedi.
(31) Böylece Peygamberimiz sahabelerini sevindirdi. (32) Biz de
Peygamberimizin ümmetiyiz. (33) Kıldığımız namazları, tuttuğumuz oruçları Allah
kabul etsin. (34) Muhammet ümmetini, Allah’ın kendisi korusun. (35) Yaptığımız
ibadetleri Allah kabul etsin. (36) Aziz Peygamberimiz ruhu şad olup, kıyamet günü
bizim şefaatçimiz olsun. (37) Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali
seyyidina muhammed. (38) Allah’ın, Peygamberine salavat olsun. (39) Allah’ım razı
olsun! (40) Allah’ım bütün Müslümanları korusun! (41) Amin.
287
75.RİVAYET
(1) bır cȫhüidiŋ heẕreti alā müŋkürlük edenliği wārada bır rowāyaT aydıP
bereyįn. (2) heẕreti alı döwründö bır cöhüit bār ekenday. (3) onnoŋ heẕreti alı, bıy:
(4) -bir gedāya ḳırḳ müŋ tıllā berğìm mār. (5) åen şonı maŋa beriş,
diyende heẕreti alı ȫẕ oğulları, haåayın huåaynı ġıröwne ğoyup oŋo ġırḳ müŋ
tıllā bir cöhüitden alıp berye. (6) onnoŋ mun ìl āraåında her kim eşidye. (7) her kim
eşdip heẕret‿alā ḫormoT ġoyyălă. (8) şondă bır cöhüit:
(9) ay, onăm bır eder mi heẕreti alı? dìp oŋo müŋkürlüğ edye.
(10) bı gelip öyünde yatyă wilen allānıŋ ġudrotı wülen ol gìcǟŋ bır wağtı it‿
öwrülyǟ. (11) it‿öwrülyǟ dǟnìnim bı oyonyā. (12) ȫẕü ġapā, onnoŋ kelleåi wülen
ġapīnı açyă ‘‘men nǟhìli wollım’’ dìp, çāğaları, oğlon, uşoḳ, ayālı yatīr. (13) yene gelye
öyö īẕına gìrye nǟtceğni bilenāk, yaŋḳı it‿öwrülön cöhüìt. (14) onnoŋ ayālınıŋ yüẕüne
ġoyyă. (15) ayālı oyonyă. (16) oyăm bır āḳ it. (17) bıyăm dānı ġorḳup turyă dānīŋ yaŋḳı
iti, oğlonlornı turuẕyā
(18) - biẕiŋ öymüẕe it gìripdir, dìp.
(19) olom:
(20) - men it dǟl, åeŋ ādamīŋ.
(21) dìåe de it bolonåoŋ ınanmān mını tayaḳlāp öydön çıḳaryălă. (22) bıyăm
öydön çıḳıp gidye, yaŋḳı cöhüìt. (23) ay, onnoŋ hēmme kişi tayaḳlāp, nem edip ōwodan
çıḳaryăladay. (24) onnoŋ bır çölö waryă bıy. (25) o çölle de bır topor itler, munu ġaraẕ
dālayălă, ḫōrloyălă. (26) onnoŋ mıŋ ayālı, åoŋ onnoŋ şo döwürdö bır bilğiç māma wār
eken, bır pāl atyān. (27) oŋ yāına gidye:
(28) - men ādamīmı nǟçe ğündür, ınā dānı yitirdim. (29) şoŋ ıḳwālı nǟhìlek? (30)
şonı maŋa aydıP ber, dìyye.
(31) ol māma görye dǟnìnim:
288
(32) -åeŋ ādamīŋ heẕreti alā müŋkürlüğ edipdir, şoŋ çǖnem bır āḳ it ‿
öwürlüpdür. (33) olăm şu wāt bır çöllö geẕip yȫr. (34) åen şo çölö git de, şo it ādamīŋı
alıḳ ġayT, boynuna yüp åal dă. (35) şonnon başğa āğ it yōḳdur şo çölö gideŋde, dìyye.
(36) onnoŋ bı gidye, ayāl. (37) ġaraẕ ġumlordan, aŋıtlardan āşıḳ gidye yaŋḳı
ayāl… (38) gidye, göråö şeyle bır ḫōr, dili ağẕınnan åallanıp duron āğ it wār. (39) bınıŋ
boynuna yüp daḳıp alıḳ gelye, pīḫammermiẕiŋ yāına. (40) pīḫammermiẕiŋ yāına gelip:
(41) - ına, şeyle şeyle. (42) meŋ ādamīm müŋkürlük edipdir, heẕreti alā. (43) oŋ
çǖnem it wolupdır. (44) şuŋ günǟåini geş åen, dìw‿aydyă.
(45) pīḫammermiẕem aydyă:
(46) -heẕreti alā müŋkürlük eden wolåă, ondo heẕret alīnıŋ ȫẕ yānına, ȫẕü nǟm‿
etåe ȫẕü eder, dìyye.
(47) onnoŋ bılam heẕreti alīnıŋ yāına gidye:
(48) - şeyle şeyle, dìyye. (49) ınḫā meŋ ādamīm åiẕe müŋkürlüğ edip şun yālı it
wolupdır. (50) åiẕ şoŋo bır rēm ediŋ! dìyye.
(51) olam dānīn:
(52) - on yālağ‿eden wolåă, men munıŋ günǟåini geşdim, dìp bır şarpık yaŋḳı
ite çalyă. (53) åeŋ günǟŋi geşdim, dìp.
(54) onnoŋ şol cöhüit şo tāyda ādamıŋ åıpatına ğelye. (55) onnoŋ ayālam, ȫẕöm
şo tāyda muåurmān wolyălă.
289
75.RİVAYET
(1) Hz. Ali’den şüphe eden bir kâfir hakkında anlatayım. (2) Hz. Ali döneminde
bir kâfir varmış. (3) Bir kimse Hz. Aliye:
(4) –Bir dilenciye kırk bin altın borcum var. (5) Onu vermeye bana yardım et,
deyince, Hz. Ali oğulları Hasan ile Hüseyin’i rehine koyarak kâfirden kırk bin altın alıp
ona veriyor. (6) Bu olayı herkes duyuyor. (7) Bu olaydan sonra herkes Hz. Aliye hürmet
ediyor. (8) O zaman kâfirin biri: (9) Hz. Ali öyle bir şey yapar mı? diye şüphe ediyor.
(10) Kâfir evine gelip uyuyunca, Allah’ın kudretiyle gece yarısı köpeğe dönüşüyor. (11)
Köpeğe dönüşünce uyanıyor. (12) Başıyla kapıyı açıyor ‘‘ben nasıl böyle oldum’’ diye
kendi kendine konuşuyor ve o sırada çoluk çocuk herkes uyuyordu. (13) Köpeğe
dönüşen kâfir eve geliyor tekrar geri dönüyor, ne yapacağını bilemiyor. (14) Sonra
eliyle karısının yüzüne dokunuyor. (15) Karısı uyanıyor. (16) Karısı uyanınca beyaz
köpeği görüyor. (17) Korkarak uyanıyor ve oğullarını uyandırıyor:
(18) –Bizim evimize köpek girmiş, diyor.
(19) O da:
(20) –Ben köpek değilim, senin kocan, demiş.
(21) Bu söylediğine aldırış etmeyip, köpeği evden çıkarmışlar. (22) Bu kâfir
evden çıkarak gidiyor. (23) Sonra herkes sopayla kovalayarak köyden çıkarıyorlar. (24)
Sonra bir çöle gidiyor. (25) Çöldeki köpekler buna saldırıyorlar. (26) O dönemde bir
falcı nine varmış. (27) Karısı falcının yanına gidiyor.
(28) –Kaç gündür kocamı göremiyorum. (29) Ona ne oldu? (30) Bana söyle,
diyor.
(31) Nene falına bakıyor.
(32) –Kocan Hz. Ali’den şüphe etmiş, bu yüzden beyaz ite dönüşmüş. (33) O da
şimdi çölde geziyor. (34) Çöle git de boynuna ip bağlayıp kocanı al da gel. (35) O çölde
beyaz köpekten başka köpek yoktur, diyor.
(36) Karısı gidiyor. (37) Kumları, tepeleri aşarak kocasını aramaya gidiyor. (38)
Karısı çöle gidince zayıf beyaz bir köpek görüyor. (39) O köpeğin boynuna ip
bağlayarak Peygamberimiz yanına götürüyor. (40) Peygamberimiz yanına gelerek:
290
(41) –Böyle böyle oldu. (42) Kocam Hz. Ali’den şüphe etmiş. (43) Bu yüzden
köpeğe dönüşmüş. (44) Bunun günahını affet, demiş.
(45) Peygamberimiz demiş:
(46) –Hz Ali’den şüphe ettiyse, Hz Ali’nin yanına gitsin demiş.
(47) Karısı da Hz Ali’nin yanına gidiyor.
(48) –Böyle böyle oldu, diyor. (49) Şocam sizden şüphe edince köpeğe
dönüşmüş. (50) Siz onu bağışlayın, diyor.
(51) O da:
(52) –Öyle ise ben onun günahını geçtim, diyerek bu köpeğe bir tokat atıyor.
(53) Seni affettim, diyor.
(54) Orada kâfir insana dönüşüyor. (55) Sonra karısı da kendisi de Müslüman
oluyor.
291
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Ancanova Ceren, Ev hanımı (yaş-45)
Kaka, Yüzbaşı Oba, Azatlık Sokak
Hikaye
76.RİVAYET
(1) ḳāḳa şäherniŋ yāşaycıåı, ceren āncānıwă. (2) men ‘aḳıllı ğīyẕ’ ẕiyen ertekìni
‿aydıP bercek. (3) bır bāyıŋ bır ġīyẕı wār eken. (3) olom kiçiliğinnen şo ‘‘ġīyẕımı ȫẕ
dōååumuŋ oğluna berern’’ dìp weåyeT edik ġoyupdur. (4) onnoŋ ġīyẕı ulolyă dă bınıŋ
diyenni etmeye (5) ḳāḳaåınıŋ, nǟhìli yalwăråăyăm, uråoyăm, ġīyğıråăyăm diyenni
etmeye de. (6) onnoŋ ḳāḳăåınıŋam ġahārı ğelye de ġīyẕınıŋ elinnen tutup küçöye çıḳyă.
(7) yōlo çıḳyă yōldan kim öŋünnön çıkåă şoŋo men åeni berik ġoywörcek dìyye de. (8)
onnoŋ köçöye çıḳıp yōlda dūrlă wolìni, bır īyḳmanda aylanıp yȫr, īyḳmanda oğlon. (9)
onnoŋ ol oğlon yāına ğelye de:
(10) - me, al şu ğīyẕ åeniŋki, dìyye. (11) men şon yālı weåyeT etdim, dìyye. (12)
öŋümnen çıḳana ġīyẕım berik ġoywörcek dìp, dìyye.
(13) bulăm alyă dă gidip şäheriŋ bır ġıraåında oẕăt, çatma ğuryălă. (14) çatma
ğurup yāşāp yȫrlö. (15) onnoŋ ġīyẕ corāP doḳoyă dă onnoŋ corāwı ādamåına werye.
(16) –bar äkit de bāẕarda şun åatık gel, dìyye. (17) nǟmǟ dileåele şo baḫāyă berik
ġoywör dìyye.
(18) oğlon bāẕară ğelye. (19) bāẕardayăm bır yāşulı, bır ġarrı ġocoyă ġawat
ğelye. (20) olom dìyye:
(21) - oğlum nǟçeye åatyăŋ?
(22) olăm:
(23) - nǟmǟ dileåeŋ şoŋo wercek, dìyye.
(24) - aḳıla åatāy! aḳıl wereyn, åen maŋa aḳıla åat şunīŋı! dìyye.
(25) onnoŋ:
(26) -bolyă, dìyye. (27) aḳıla åatyăn, dìyye.
292
(28) - ondo meŋ aytcak ẕādım. (29) ȫẕ åöyönüŋ wülen, åöyönüŋi åöy dö, şon
wilen yāşă. (30) åöyönŋü åaylă. (31) başğa ìle ğüne ġuloḳ åalmă dă åöyönüŋ wülen bol,
dìyye. (32) onnoŋ:
(33) - bolyă,
dìp ġaydyă. (34) ikinci ğeẕek yaŋḳı gelin bıŋa yālıḳ werik ġoywörye.
(35) -äkiT bınam nǟmeye dileåele şo bahāyă wer, dìyye.
(36) yene bāẕara ğelye welìni yaŋḳı ġocoyă ġawat ğelye de. (37) onnoŋ o ġoco
dìyye:
(38) -bınăm öŋkü yālı aḳıla wercek mi?
(39) olom:
(40) - bolyă bercek, dìyye.
(41) -ondo, dìyye. (42) ġow ğörönŋü, ȫẕ åöyön, yüröğüŋ ḫālānını, şon wülen bol,
dìyye.
(43) onnoŋ:
(44)- bolyă, dìp gelye.
(45) ayālı åōroyă:
(46) -nǟtdiŋ, åatdıŋ mı?
(47) - ḫowwa, şu ḫīlı aḳıla åatdım.
(48) - bolyă, oŋorupåıŋ, dìyye.
(49) üçüncü ğeẕek yene bır yālıḳ werye. (50) öŋküdenem owodon dă. (51) onnoŋ
gelye wölìni yaŋḳı ġoca yene bıŋa ġawat ğelye de:
(52) -bınam aḳıla åatcaḳ mı? dìyye.
(53) olom:
(54) - bolyă, aḳıla åatyăn, dìyye.
293
(55) - ondo bır yere gitmekçi wolåăŋ, şondă peå yerde yōlda yatmalı wolåoŋ, peå
yerde yatma dă beyik yerde yatğın, dìyye.
(56) oyăm:
(57) - bolyă, dìyye.
(58) yene öyünö ğelye wölìni ayālı:
(59) - åatdıŋ mı?
(60) oyăm:
(61) - ḫowwă, şun yālı aḳıla åatdım yene, dìyye.
(62) ondo:
(63) -ay bolyă oŋorupåıŋ. (64) indi åen bar ìş ğöẕle, dìyye.
(65) ādamåı bāẕara ğelye ìş ğöẕlǟp. (66) onnoŋ bır nemeye dūşyă, tǟcirlere
dūşyă. (67) oloyăm kerwen ğurup yōla ğitmekçi de. (68) onnoŋ:
(69) - åen biẕ wülen düyöwaşı wolup, düyölöre yöredyǟn wolyărā, şo düyöwaşı
wolup gidǟy biẕ wülen, dìyye.
(70) olom:
(71) - bolyă, dìyye.
(72) düyöwaşı wolup bılă wülen gidye.
(73) -yȫnö, gitmǟnkǟm òaḳımıŋ ūcunnăn bırāẕ pul weråeŋ, dìyye, men ayālıma
ūğrotcoḳ.
(74) ine şeydip ayālın ūğradyă. (75) onnoŋ gidip baryălă, uẕoḳ yōl yöröyölö de
yādayălă. (76) åūåuẕlıḳ, hìç yerde åū yōḳ. (77) onnoŋ bır ġuyīŋ yāına ğelyele. (78)
ġuyudonăm åuw‿alıp bolonoḳ ġatı çuŋ, dìyye de. (79) onnoŋ oğlon dìyye:
(80) -bolyă. (81) meŋ bìlime yüp daŋıŋ dă meni åallāyıŋ içine, dìyye.
(81) onnoŋ içine åallayălă wölìni, gìråe içinde bır yāşulı ġoc‿otīr, gȫk åelleli.
(82) oŋom her dīẕında bır perì otīr. (83) onnoŋ yaŋḳı ġoco åōroyă:
294
(84) -hayåı wìriåini òāladıŋ? (85) åen ȫẕ yüröğìŋ ḫālānnı al!
(86) ‘‘ḫayåı wìriåini alayn?’’ dìp åïroyă dă. (87) ondă:
(88) -yüröğìŋ ḫālānn‿al, dìyye.
(89) -bolyă. (90) åen doğr‿aytdıŋ. (91) men, yȫnö åen yoḳoră çıḳanåoŋ men
åaŋa åuw bereyn, hìç kime meni görönüŋ wārada aytmağın, dìyye.
(92) onnoŋ, yȫnö şo çıḳmānḳā bıŋa bır nār werye. (93) o nāram alıp yuḳoră
çıḳanåoŋ, åū werye oloră. (94) o nāram alyă dă. (95) åoŋ öŋlöründen yaŋḳı yālı kerwen
ġawat ğelye de. (96) bılaŋ ōwaåına ğaydıp baryān kerwen ğawat ğelye de. (97) onnoŋ
oŋo yaŋḳı nārı yālığa çoloyă dă berik ġoyworye.
(98) -şun meŋ ayālıma eltiŋ, äkidip beriŋ! dìp.
(99) onnoŋ şeydip bılă gidyele. (100) yaŋḳı gelmeli yerlerne gelyele. (101)
åöwdǟ edyele. (102) indi īẕlarna ğaydıp baryălă. (103) īẕlarna ğaydıp baryălă wolìni,
yōlda ğālyălă dă. (104) yōlda yatmalı wolyălă wolìni bılăm oẕād edye. (105) şo ışāḳda
yatyălăday. (106) peå yerde yatyălă wolìni bılam ȫẕ yoldoşlorna:
(107) -peååe yatmālīŋ! (108) yörüŋ beyğe çıḳalīŋ! dìp kerwen başılarnı, hemem
tǟcirlerni ȫẕ dōslornı alıp yuḳōrda yatyălă. (109) onnoŋ gìceyem gǖşlü yağış yağyă dă.
(110) ışāḳdāḳı yatanlaŋ hēmme ẕādı ġarḳ wolyă. (111) ādamlarna çelli ölyö. (112)
onnoŋ bıla wólìn dìri ğālyălăday. 113) bıla ḫalāå wolyălă. (114) ına şeydip indi yene
ġaydıp baryălă wóli yene şon yā åūåuẕlıḳ, ḫōrluḳ... (115) onnoŋ yene yaŋḳı ġuyīŋ yāına
ğelyele. (116) bı oğlonı yene içine åallayălă, åu almāna. (117) yene gìrye wólìni yaŋḳı
yāşul‿otīr, dìyye de. (118) her dīẕında bır peri otīr dìyye.
(119) -bılaŋ ḫayåı wìriåi ġow, dìp åōroyă.
(120) olom:
(121) - yüröğìŋ åöyönnü, yüröğìŋ ḫālānnı al, dìyye ol ādam.
(122) onnoŋ:
295
(123) -doğru dìdiŋ, dìyye de.
(124) onnoŋ bıŋa yene bır nār werye. (125) onnoŋ o nārı cüwüåüne åalıp yoḳoro
çıḳyă. (126) onnoŋ şeydip ġaydyălă. (127) ȫẕ yūrtlorna gelyele wolìni, ȫẕ yūrtlarında
indi yaŋḳı tǟcirleŋ hēmme ẕādını tawşıryălă, edyele. (128) öyünö ğelye de. (129) öyüne
ğelye wolìni öŋkü çatmāŋ yerine bır owodon cāy dūr, dìyye de. (130) oyăm hayrān
ğālyă ‘‘nǟdip beyle woldıḳā?!’’ (131) öŋkü yālıḳ åatmāna ğidende üçüncü nemeåem, şo
yāşulīnıŋ bıŋa üçüncü aydan aḳılıyăm ‘‘ȫẕ göżüŋ wilen göråöŋ, şondo ınan, göẕüŋ
wülen görmöåeŋ, ìliŋ aydan ẕātlarna ınanma.’’ dìyye de. (132) gelip göryö wolìni
ġapıåında owodon cāy åalıḳlı, dìyye de. (133) bıyam bını görüp ḫayrān ğalyă dānìni
müŋkür wolup başlayă ayālına.
(134) - nǟdip bı ẕātları åen etdiŋ? (135) nǟdip nemetdiŋ? dìp. (136) bıŋa uje
müŋkürçülüğ‿edip başlayă dă. (137) onnoŋ ayālam dìyye:
(138) -åen o yāşulīŋ aydan åöẕlörnö, åen yādıŋa åal! dìyye. (139) göẕüŋ wülen
görmöåeŋ maŋa bìderek ẕātları aytma, dìyye. (140) åen maŋa nār yōllodıŋā, şo getirip
beren nārları şoŋ içi durşuno nārıŋ dǟneåi dǟl de altın ẕāt. (141) şo ġımmat baḫalı ẕātla
wolup çıḳdı. (142) mene şoŋ wülen åaldım şu öyü, dìyye.
(143) ondo:
(144) -åeŋ aydyān åöẕüŋ de çın mıḳā, yalan mıḳā?! dìp cüwüåündǟki nārı çıḳarıp
açyălă wólìni ḫaḳīḳatdanam hēråi ẕümörröt ġımmat baḫalı dāşlardan, dìyye de. (145)
onnoŋ şeydip bağtlı yāşāp ġow yāşāp başlăyălă.
296
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Ancanova Ceren, Ev Hanımı (yaş-45)
Kaka, Yüzbaşı Oba, Azatlık Sokak
Hikaye
76.RİVAYET
(1) Ceren Ancanova, Kaka şehrinde ikamet ediyorum. (2) Akılı kız adlı bir
hikâye anlatacağım. (3) Zengin bir ailenin kızı varmış. (3) Ailesi kızı daha küçükken
arkadaşımın oğluna vereceğim demiş. (4) Evlenecek çağına gelince, ailesinin sözünü
dinlemez. (5) Babası her ne kadar kızını ikna etmeye çalışsa da bu konuda başarılı
olamamış. (6) Öfkesine engel olamayan baba kızını sokağa atıyor (7) Karşısına çıkan ilk
kişi kimse kızını ona vereceğini söylüyor. (8) O sırada sokakta bir aylak geziyordu. (9)
Aylak bunlara doğru yaklaşınca:
(10) –Karşıma ilk çıkan kişi kimse kızımı ona vereceğime söz vermiştim.
Bundan dolayı kızımı sana veriyorum, demiş.
(13) Kızı alıyor ve şehrin bir köşesinde çadır kuruyorlar. (14) Çadırda yaşamaya
devam ediyorlar. (15) Ekmek parası kazanmak amacıyla çorap örerek kocasına veriyor.
(16) –Bu çorapları pazarda sat. (17) Ne kadara isterlerse o fiyata ver, diyor.
(18) Oğlan pazara gidiyor. (19) Pazarda yaşlı bir adamla karşılaşıyor. (20) O da
diyor:
(21) –Oğlum ne kadara satıyorsun?
(22) O da:
(23) –Ne kadara istersen o fiyata vereceğim, diyor.
(24) –Akıl ile takas edelim, diyor.
(25) Ondan sonra aylak:
(26) –Tamam. (27) Akıl ile değiştireyim, diyor.
(28) –Şimdi sana bir vasiyette bulunacağım. (29) Sevdiğinle yaşa. (30) Sevdiğini
al. (31) Kimseyi dinleme, diyor.
(32) Sonra:
297
(33) –Tamam, diyerek evine dönüyor. (34) Satmak için karısı bu defa örtü
veriyor.
(35) –Götür, bunu da karşılığına ne verirlerse onu al, diyor.
(36) Pazara gelince tekrar yaşlı adamla karşılaşıyor. (37) Yaşlı adam diyor:
(38) –Bunu da geçen defaki gibi akıl ile değiştirecek misin?
(39) O da:
(40) –Tamam, vereyim, diyor.
(41) –O zaman, sevdiğin ile ol, diyor.
(43) Sonra
(44) –Tamam, diyerek evine dönüyor.
(45) Karısı soruyor:
(46) –Ne yaptın, sattın mı?
(47) –Evet, akıl ile değiştirdim.
(48) –İyi yapmışsın, diyor.
(49) Üçüncü kere satmak için eskisinden daha güzel örtü veriyor. (51) Pazara
gidince yine aynı yaşlı adamla karşılaşıyor:
(52) –Bunu da akıl ile değiştirecek misin? diyor.
(53) O da:
(54) –Olur, akıl ile değiştireyim, diyor.
(55) –Bir yere gittiğin zaman alçak yerde değil de yüksek yerde yatın, diyor.
(56) O da:
(57) –Tamam, diyor.
(58) Yine evine dönünce karısı:
(59) –Sattın mı?
(60) O da:
(61) –Evet, akıl ile değiştirdim, diyor.
298
(62) Karısı:
(63) –İyi yapmışsın. (64) Şimdi kendine iş ara, diyor.
(65) Kocası iş aramak için pazara gidiyor. (66) Orada tacirlerle karşılaşıyor. (67)
Tacirler kervan kurup yola çıkmaya hazırlanıyorlardı. (68) Tacirler:
(69) –Sen bize kervanbaşı ol, diyor.
(70) O da:
(71) –Tamam, diyor.
(72) Kervanbaşı olarak gidiyor.
(73) –Gitmeden önce avans verirsen karıma göndereceğim, diyor.
(74) Karısına avans gönderip kendisi de kervanla gidiyor. (75) Uzun bir
yolculuktan sonra yoruluyorlar. (76) Susuz kalıyorlar. (77) Bir kuyudan su almak için
kuyunun yanına gidiyorlar. (78) Derin bir kuyu olduğu için su alamıyorlar. (79) Sonra
aylak diyor:
(81) –Benim belime ip bağlayın ve aşağıya doğru sallayın, diyor.
(81) Beline ip bağlayıp aşağıya doğru salladılar, aşağıya inince mavi sarıklı yaşlı
dedenin oturduğunu gördü. (82) Dizlerinde periler oturuyordu. (83) Dede aylağa
soruyor:
(84) –Hangisini beğendin?
(85) –Gönlünün istediğini al.
(86) –Hangisini alayım, diye soruyor. (87) Yine:
(88) –Gönlünün istediğini al, diyor.
(89) –Tamam. (90) Sen doğruyu söyledin. (91) Yukarıya çıktıktan sonra sana su
vereyim, beni gördüğünü kimseye söyleme, diyor.
(92) Çıkmadan önce aylağa bir nar veriyor. (93) Suyu ve narı alıp çıkıyor. (94)
O narı da alıyor. (95) Sonra başka bir kervanla karşılaşıyorlar. (96) Bunların köyüne
giden bir kervanmış. (97) Elindeki narı yazmaya sararak karısına gönderiyor.
(98) –Bunu benim karıma verin, diyor.
299
(99) Karşılaştığı kervan gidiyor. (100) Bunlar da varmak istedikleri yere
ulaşıyorlar. (101) Alış veriş yapıyorlar. (102) Daha sonra geri dönüyorlar. (103) Geri
döndükleri sırada yolda konaklıyorlar. (104) Konakladığı zaman alçak yerde yatmayı
tercih ediyorlar. (106) Alçak yeri tercih edince, aylak arkadaşlarına:
(107) –Alçak yerde yatmayalım! (108) Haydi yükseğe çıkalım diyerek
kervanbaşı, tacirleri ve arkadaşlarına öneride bulunuyor. (109) O gece şiddetli yağmur
yağıyor. (110) Alçakta yatanların her şeyini sel götürüyor. (111) İnsanları ölüyor. (112)
Bunlar selden kurtuluyorlar. (113) Bunlar kurtuluyorlar. (114) Geri dönecekleri zaman
susuz kalıyorlar. (115) Tekrar kuyudan su almak için geliyorlar. (116) Aylak su almak
için kuyuya giriyor. (117) Aynı dedeyi görüyor. (118) Her dizinde bir peri oturuyormuş.
(119) –Bunların hangisi iyi, diyor.
(120) Aylak:
(121) –Gönlünün sevdiğini al, diyor.
(122) Sonra:
(123) –Doğru dedin, diyor.
(124) Sonra buna bir nar veriyor. (125) Sonra o narı cebine koyarak yukarıya
çıkıyor. (127) Tacirler kendi ülkelerine dönüyorlar ve aldıkları her şeyi teslim ediyorlar.
(128) Evlerine dönüyorlar. (129) Evine gelince eski çadırın yerinde sarayın olduğunu
görüyor. (130) Sarayı görünce şaşırıyor. (131) Daha önce başörtü satmaya gittiği zaman
karşılaştığı dedenin ‘‘gözünle görmediğin sürece başkalarının söylediklerine inanma’’
dediğini hatırlıyor. (132) Eve gelip bakınca güzel bir yapılmış olduğunu görüyor. (133)
Karısından şüphe ediyor.
(134) –Bu sarayı nasıl yaptın? diyor. (136) Karısından şüphe ederek soruyor.
(137) Karısı:
(138) –Sen dedenin söylediklerini hatırla, diyor. (139) Gözünle görmediğin
sürece bana iftira atma, diyor. (140) Gönderdiğin narların içi çekirdek değil de hepsi
altındı. (141) Değerli şeylerdi. (142) Bu evi o parayla yaptırdım, diyor.
(143) O zaman:
300
(144) –Söylediklerin doğru mu?, diyerek cebindeki narı çıkarıp bakınca, nar
çekirdeklerinin yerine pahalı taşların olduğunu görüyor. (145) Böylece mutlu mesut
yaşıyorlar.
301
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Cemal Rustamova (yaş 50)
Kaka, Şehir, Vatan Sokak
Köyün Tarihçesi
77.KÖYÜN COĞRAFİK YERLEŞİŞİ
(1) rustāmıva cemāl. (2) ḳāḳă şäheri köpötdāğıŋ eteğni eteklǟp duron aḫal
welāyatınıŋ çǟğinde iŋ bır ıḳdıåādı tāydan öåön etrāplarıŋ bìri. (3) etrāwıŋ çǟğinde
türkmenwaşīnıŋ doḳmo toplumı, onnoŋ hocoluğuŋ eåāåı yörìteleşdirlen uğrı, paḫtaçılıḳ,
dǟneçilik, dowordārçılıḳ... (4) etrāwıŋ ekerānçılıḳ meydānlarnıŋ eåāåı bölöği ġarağum
deryāåınıŋ yaḳaåındāḳı ẕōloḳda yerleşendir. (5) etrāpda iki åānı şäherçe, onbìr åanı
geŋeşlik, on åekkiå åānı ōwa wār. (6) etrāp merkeẕi ḳāḳă åenāğat tāydan ösön şäherleriŋ
bìri haåīplanyă. (7) şäherde etrāp dolondırış edāraları, paḫta araååalaycı ẕawōdı, yüplük
eğirci fābrìği, åüd‿ ȫnümleri kǟrḫānaåı, ġurluşuḳ edāraları, ūn değirmen toplumı,
durmuş medeni edāraları wār. (8) şäherçǟniŋ üååünnön, aşğawāt, marı demiryōlı we
aftamabìl yōllorı ğeçye. (9) bu wolåa etrāwıŋ ıḳdıåādı tāydan öåmöğne ulı yārdam
merye. (10) etrāwıŋ merkeẕinnen ḳırḳ kılamētır gündoğorundo, aşğawāt marı demir we
aftamabìl yōllornıŋ uğrundo duşoḳ şäherçeåi yerleşye. (11) bı yerde ġurluşuḳ
maţeryāllar kärhānaåı, durmuş medenì edāraları yerleşye. (12) munnon waşğa dă duşoḳ
şäherçeåinde etrāwıŋ haååahānaåı yerleşye we onnon waşğa dă duşoḳ şäherçeåindǟki
kǟrhānada eåāåān yūrduŋ etrāwı‿çǖn gerek wolon ähli ġurluşuḳ maţiryāllarnı çağıl,
çǟğe, demir, bitōn ȫnümlörni ȫndüryǟn şäherçelerem mār. (13) türkmenistān ıḳdıåādı,
āmatlı tāydan yerleşip yevrāzya maţēriğiniŋ merkeẕi āzyă dünyǟ bȫlöğünde yerleşye.
(14) ıḳdıåādı tāydan āmatlı yerleşye diyilmeğniŋ åewǟwi, dȫrt tarapında yağnı dünyǟ
akiyānnıŋ çıḳalğaåı wār. (15) mıåāl çǖn ōrta yer deŋẕini alaŋda haẕar deŋẕiŋ üååü wülen
ōrta yer deŋẕine çıḳıp yağnı atlānţik ummānna… (16) bu wolåa eåāåān yük daşamağ çǖn
daşarı döwlötlörö, dünyǟ döwlötlerne türkmenistānıŋ ḫarītlarna, ġurluşuḳ ḫarītlarnı
äkitmeğ‿çǖn örǟn āmatlı wolup duryă. (17) türkmenistānıŋ ţiritōryăåı dünyǟniŋ ḫāå
öåön döwlötlörünnen kiçirǟğem‿molåo, yā kǟbìrlerinnen ulurāğam molåă şolor wilen
ıḳdıåādı tāydan ȫnüm ȫndürmekde beyleki döwlötlörden ıyẕẕa ğālmayă. (18) mıåāl çǖn
302
ānglyānıŋ, germānyānıŋ mıåālnı aydăŋda türkmenistānıŋ meydānı dȫrt yüẕ toğåon wìr
bütǖn ōnnon ikimüŋ kıvadrād kılāmētır wolup ānglyă wülen deŋeşdireŋde åeğåen müŋ
kıwadrād kılamētır dağı ulı āratapāwudı wār. (19) muŋa ğaramaẕẕan türkmenistānda
doḳmo ȫnümlerni yā dă newüt ġāẕ åenāğatınıŋ ȫnümlerni dünyǟ döwlötlörne çıḳarıp
yağnı daşarı döwlötlöre de ēkıspard edip dünyǟ bāẕarında ȫẕünüŋ ād āwraynı yitirmǟn
ğelye. (20) munnon waşğa dă türkmenistānıŋ geagrāfik yerleşşi wārada aydanıŋdă,
merkeẕi bȫlöğüŋ köp bȫlöğni ġarağum çölü tutyă. (21) ġarağum çölü üç yüẕ ellimüŋ
kıvadrād kılamētır. (22) türkmenistānıŋ taå åeğåen pıraţēndına ğoloyı ġarağum çölü
tutup, yiğrim pıraţendını dāğlar, belentlikler tutyă. (23) dāğlardan köpötdāğ, köytöndāğ,
uluwalḳan, kiçiwalḳan dāğları, ġālıweråe de bırnǟçe belentlikler, peåecik depeler
türkmenistānıŋ kılìmatına ulı tǟåìr edye. (24) mıåāl çǖn aydālı dȫrT tarap
küncöğmüẕiŋem tebìğatı deŋ dǟl, åewǟwi demirğaẕıḳ tarapda dünyǟ akyānna daşda
yereleşenliği üçǖn ḫowānıŋ kılìmatıŋ āşa köp ġıẕmağı aòal, marı welāyatlarında wolyă.
(25) emmā dāşḫowuẕ welāyatında beyle dǟl. (26) åewǟwi demirğaẕıḳdan gelyǟn òowā
māååālarnı dāşòowuẕ welāyatında åaḳlacaḳ dāğ bolmānlığı çǖn, ḫowānıŋ ţemprātūraåı,
gelyǟn baåış, welāyatıŋ içine āralaşyă. (27) şoŋ çǖnem dāşḫowuẕ welāyatı beyleki
welāyatlara ġarānıŋda åowğuŋ ìr ğelmeği, tomuå paålınıŋ gìç düşmöği wülen
tapāwutlanyă. (28) ġaẕma bāylıḳlarınnan ähli yerinde diyen yālak, newtiŋ, ġāẕıŋ
ẕapāåları ǟtiyāçlıḳları wā. (29) ġarağum çölündö ǟğirt ulı newtiŋ ġāẕıŋ ǟtiyāşlıḳları,
gālıweråe de haẕar deŋẕiniŋ kenārınıŋ boyundo ǟğirt ulu newit ġāẕ ǟtiyāşlıḳlar wā. (30)
newtimiẕi ġāẕımıẕı dünyǟniŋ köp döwlötlörne ēkıspard‿edyeå. (31) oŋo mıåāl edip
türkmenistān òıtay gāẕ geçirciåin alanmıẕẕă, uẕīnlığı yedimüŋ kılāmētır wolup, ikimüŋ
yedinci yılıŋ ḑekābır āyında ulonulmāğa werildi yā dă türkmenistān-owğānıstān-
pǟkistān ğāẕ geçirciåi, türkmenistān eyrān ġāẕ geçirciåi yā dă elēktik tōğı tūrkyă
döwlötüne, eyrāna yā owğānıstāna gumintār kömök hökmünde elektrik tōğını berye.
(32) öåümlük wö haywānat dünyǟåi wārada aydanmıẕẕa wolåă, eåāåan biẕẕe
åǖdemdircileriŋ, åǖyrencileriŋ ġuşloruŋ bırnǟçe müŋ görnüşü wār. (33) olordon
paåıllayın göçüp ġōnup gelyǟn ġuşlor yā dă wolmoåă ȫẕ meåğenni tutup türkmenistānıŋ
çǟğinde yerleşyǟn ġuşloruŋ bırnǟçe müŋ görnüşü wār. (34) ġarğum çölündö, haẕar
deŋẕiniŋ ȫẕünüŋ, ȫẕ ummāåıẕ bāylığı, newtinnen, ġāẕınnan daşarı bālığı wülen yağnı
ìlātıŋ āẕıḳ üpcünçülüğü wülen dōlı üpcün edye yā dă wolmoåă da [...] ȫnümler haẕar
303
deŋẕiniŋ tutulyān bālıḳlar ḫaåāwına ġāplanan ȫnümler ḫalḳa yetirilye. (35) umūmān ìlātı
bālıḳ wilen üpcün etmekde ḫaẕār deŋẕinde alnıp barılyān ìşler ummāåıẕ. (36) åenağatı,
åenāğatı aydanmıẕẕa yūrduŋ ìlātınıŋ elli pıraţenTdan ġowrāğını åenāğatda ìşleye. (37)
mıåāl çǖn doḳmo pūdoğundo yā elektrìk pūdoğundo yā wolmoåa dă kanḑìtır
ȫnümlerinde umūmān åenāğat pūdoğundo ìşleyǟnleriŋ åānı kǟn. (38) şäherleri yiğrim
yedi åānak şähermiẕ wār, türkmenistān woyunço. (39) bır müŋ doḳġuẕ yüẕ elli åekkiå
åānaḳ ōwo geŋeşliği wār, onnon waşğa da bırnǟçe şäherçeler etrāplar ātları ǖytgödülen,
döwröwāplaşdırlan etrāplar wā. (40) şoloruŋ bìrem ına şäher ıstātusına eye wolon ḳāḳa
şäheri.
304
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Cemal Rustamova (yaş 50)
Kaka, Şehir, Vatan Sokak
Köyün Tarihçesi
77.KÖYÜN COĞRAFİK YERLEŞİŞİ
(1) Adım Rustamova Cemal. (2) Ahal ilinde yerleşen Kaka şehri, ekonomik
açıdan gelişmiş ilçelerin biridir. (3) İlçe halkı, Türkmenbaşı’nın iplik fabrikası, tahıl
çiftliği, davar işleriyle geçimini sağlamaktadır. (4) İlçenin tarım alanlarının önemli
kısmı Karakum Denizi’nin kenarında yerleşiyor. (5) İlçede iki tane küçük kent, on bir
tane kasaba, on sekiz tane köy var. (6) Kaka şehrinin merkezi, sanayi açıdan gelişmiş
şehirlerin biridir. (7) İlçede pamuk temizleyici fabrikası, iplik fabrikası, süt ürünleri
fabrikası, inşaat büroları, değirmen toplumu, halk eğitimi vardır. (8) İlçenin üzerinden
Aşkabat-Marı tren yolları ve kara yolları geçiyor. (9) Bu ise ilçenin ekonomik açıdan
gelişmesine hizmet ediyor. (10) İlçenin merkezinden kırk km doğusunda, Aşkabat-Marı
tren ve kara yollarının istikametinde Duşak köyü yerleşiyor. (11) Burada inşaat
malzeme satan şirket ve halk eğitimleri vardır. (12) Bunu dışında Duşak köyünde
hastane var, özellikle bütün inşaat malzemelerinde, çakıl taşları, kum, demir, beton
ürünlerini üreten şehirler de var. (13) Türkmenistan ekonomik açıdan uygun olan Orta
Asya’nın merkezinde yerleşiyor. (14) Ekonomik açıdan uygun yerde yerleşiyor
dememizin sebebi, dört tarafında okyanus çıkışları var. (15) Örneğin, Hazar denizini
aldığın zaman, Atlantik Okyanusu...(16) Bu da yurt dışına, Türkmenistan mallarını
taşımak için uygundur. (17) Türkmenistan gelişmiş ülkelerden küçük de olsa, ya da
bazılarından büyük de olsa, ürün üretmede ekonomik açıdan geride değildir. (18)
Örneğin, yüzölçümü 491,2 km2 olan Türkmenistan’la Almanya’yı karşılaştırdığın
zaman yaklaşık 80 bin km2 farkı vardır. (19) Bunun dışında Türkmenistan dokuma
ürünleri, ya da petrol, doğal gaz sanayi ürünleri dünya ülkelerine ihracat ederek kendi
otoritesini korumaktadır. (20) Bunun dışında Türkmenistan’ın coğrafik yerleşişi açıdan,
ülkenin yüzde sekseni çöldür. (21) Karakum çölü 350000 km2’dir. (22)
Türkmenistan’ın yaklaşık yüzde 80’i çöl olmakla birlikte, yüzde yirmisi dağlar ve
yüksekliklerdir. (23) Köpetdağ, Köytendağ, Ulubalkan, Kiçibalkan gibi birçok
yükseklikler ve alçak tepeler Türkmenistan’ın iklimine tesir ediyorlar. (24) Örneğin,
Türkmenistan’ın dört köşesi aynı değildir, Ahal ve Marı illerinde iklimin aşırı sıcak
305
olması, kuzey tarafının okyanusa uzak olmasından kaynaklanır. (25) Fakat Daşoğuz
ilinde öyle değildir. (26) Çünkü Daşoguz ilinde kuzeyden gelen hava kütlelerini tutacak
dağ olmadığı için, iklimin sıcaklığı, gelen basınç ilin içine giriyor. (27) Bu yüzden
Daşoğuz ili, soğuğun erken, yazın geç gelmesiyle diğer illerden farklılık gösterir. (28)
Yeraltı zenginliklerden, petrol, doğal gaz kaynakları vardır. (29) Karakum çölünde ve
Hazar denizin boylarında doğal gaz kaynakları var. (30) Petrol ve doğal gazı birçok
ülkelere ihracat ediyoruz. (31) Örneğin, uzunluk ölçüsü 7000 km olan Türkmenistan-
Çin doğal gaz geçiricisi 2007 yılında kullanılmaya başlandı ya da Türkmenistan-
Afganistan-Pakistan, Türkmenistan-İran doğal gaz geçiricisi ya da Türkiye devletine,
İran ya da Afganistan’a yardımlaşma amacıyla elektrik veriliyor. (32) Bitki ve hayvan
türlerinden, bizde genellikle memeliler, sürüngenler ve kuşların binlerce türleri vardır.
(33) Onlardan göçmen kuşları ve yerleşik olarak, Türkmenistan sınırlarında yerleşen
kuşların binlerce türleri de vardır. (34) Petrol ve doğal gaz dışında, balıkla, besi
ürünleriyle geçimlerini sağlamışlar ya da Hazar denizinde tutulan balık hesabına
aktarılan ürünler halka iletilmiştir. (35) Yani toplumun balık ihtiyacını gidermek için
Hazar denizinde çok işler yapılıyor. (36) Halkın yüzde ellisi sanayide çalışıyor. (37)
Örneğin dokuma bölümünde, elektrik bölümünde ya da pasta mamulleri gibi sanayide
çalışanların sayısı çoktur. (38) Türkmenistan boyunca yirmi yedi şehrimiz var, (39) Bin
dokuz yüz elli sekiz tane mahalle var, onun dışında şehirler, isimleri değiştirilmiş,
ilçeler var. (40) İşte onlardan biri de Kaka şehri.
306
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Soltanmırat Bekmıratoğlı (yaş 48)
Kaka, Onbeği Oba, Övezgelen Sokak
Hikaye
78.HİKAYE
(1) men ḳāḳa etrāwunıŋ yāşaycıåı åolotānmırāT bekmırādoğlı. (2) men hǟẕir åiẕe
mǟne wāwă ḫaḳında aydıP bereyn. (3) mǟne wāwă ȫẕ döwründe ılımlı bilimli ādam‿
molup ḫānıŋ, åoltān åancarıŋ maålaḫatçıåı wolup yāşān ādam. (4) şonuŋ ȫŋnön ğörüp
aytyān ẕatları åoltān åancar bır yere ġoşun åürüp yörǖş edende, mǟne bāwāŋ pātāåın‿
alıp yörǖşö ğidyǟn eken. (5) şeydip şol mǟne bāwa git dìåe gider eken, öŋ gitme dìåe
gitmeẕ eken, åoltān åancar. (6) mıŋ, mǟne bāwānıŋ bır oğlı wolăn. (7) oğlună dă bır ğün
mǟne bāwă:
(8) -åenem şı ḳurānnăn öwrön bır ẕātlar, dìp ẕāt dìp aydar eken.
(9) oğlı, åoltān åancarıŋ oğlı wilen dōå eken, olom ataåınıŋ diyenni kǟn bır ẕād‿
etmǟn şu oḳār eken wölìn, yȫne ġow yāT tutup bilmeẕ eken. (10) āḫırīn şı ẕōr wülen
diyen yālı:
(11) - åaŋa bır yerde şuŋ gereği değer, åen şu, o ẕādı, āyadı yāT tut,
dìp ḳurānıŋ ortāraåınnan bır āyadı yād tutdırdyă oğluna. (12) şolor yālı wolup
mǟne bāwă dünyöden ğaydyă. (13) åoŋ, åoltān åancar, ‘‘mǟne bāwa yālı şular yālı ġow
ādamıŋ oğlı’’ dìp mınıy köşkdǟki mǟne bāwāŋ o ẕādına ğoyyă, weẕìpeåine ğoyyă. (15)
dìn ālımlarnıŋ ulları edik ġoyyă. (16) āylar ğeçye, güllör ğeçye, köşkdǟki dìn ālımları:
(17) -ay, ine mǟne bāwāŋ oğlı ḳurānam bilenōk, yȫne biẕiŋ ulīmıẕ wolup dūr.
(18) geliŋ şunıy åoltān åancara aydalı! dìyye. (19) aydalīŋ dìyye. (20) biẕiŋ ılımlılammıẕ
wār, biẕ ğeçeli oloŋ yerine.
(21) ay, şeydip bı mışmış o ẕādă åoltān åancara ğelip ġuloğna değye. (22) åoltān
åancar ālımları yığnāp köşkde otīr, çāğırtdıryă:
(23) - barıŋ, getiriŋ mǟne bāwāŋ oğlın, dìyye.
307
(24) mǟne bāwāŋ yōğolănna bır yiğrim, otuẕ yıl wolyă, şo wāḳādan åoŋ. (25)
yaŋḳı mǟne bāwă oğlı aŋırdan gelye. (26) åoltān åancar mǟne bāwāŋ oğluno dìyye:
(27) -åen şulor yālı, ine şular åaŋa ḳurānı bileŋōḳ dìw‿aytyă, şolor yālı gep
gürrüŋ wār, dìw‿aytyă. (28) åen ḳurānıŋ şu tāyınnan oḳāp ber, dìp ḳurānıŋ ġatın açyă,
dìyye.
(29) ġatın açyă wölìn, şol mǟne bāwāŋ: ‘‘åaŋa gerek wolor’’ dìp, yiğrim otuẕ yıl
öŋünnön aydan åüreå‿åìyye de, açan yerem. (30) şon oḳomolı wolyă.
(31) -şun oḳāp ber, dìp åoltān åancar, şā dă, oḳo şun, dìyye.
(32) ay, bılam yātdan wilyǟn yeri lawıẕl‿edip, ġōw edip, yātdan bilyǟn ẕadını
oḳoyă wölìn şondo åoltān åancar dìyye:
(33) - indi gördüŋüẕ ẕǟmi, dìyye, mǟne bāwāŋ oğlunıŋ nǟḫìli ılmınıŋ bārdığın,
dìyye. (34) şunnon åoŋ şo köşükde gep ġīywat wolāyåa bārīŋıẕıŋ kelleåin alarn dìyye.
(35) şoŋ çǖn mǟne bāwă diyilyǟn ādam şōlor yālı ẕātları öŋünnön wilyǟn ādam.
(36) şu wādam şoŋ ḳāḳă‿etrāwınıŋ mǟne ōwoåındă kümmöti wār. (37) hēr kim
ẕıyārata ğitye, gidip doğā dileğ etyeler. (38) ġaraẕ mǟne bāwāŋ, aytåaŋ kǟn hikmetleri
wolăn. (39) ḫudāycān onı yatan yerni yaḫt‿etåin, cāyın cenned‿etåin, āḫīryeT ğüni
biẕiŋ, yalḳāp biẕiŋem elimiẕẕen çekåin. (40) diŋlǟnŋiẕ üçìn åağ woluŋ. (41) bildiğmi
aydıP berdim de.
308
Konuşan
Derleme Yeri
Konusu
Soltanmırat Bekmıratoğlı (yaş 48)
Kaka, Onbeği Oba, Övezgelen Sokak
Hikaye
78. HİKAYE
(1) Ben Soltanmırat Bekmıratoğlı Kaka ilçesinin yaşıyorum. (2) Mane Baba
hakkında anlatayım. (3) Mane Baba kendi zamanının bilimli insanı, Sultan Sencer’in de
danışmanıydı. (4) Sultan Sencer sefere çıkmadan önce Mane Baba’dan hayır dua
alıyormuş. (5) Sultan Sencer, Mane Baba tavsiyesine göre sefere çıkarmış. (6) Mane
Baba’nın bir oğlu varmış. (7) Bir gün Mane Baba oğluna:
(8) –Sen de kuranın dualarını öğren demiş.
(9) Mane Baba’nın oğluyla Sultan Sencer’in oğlu arkadaşmış. Zorla da olsa bir
duayı ezberlemiş. (10) Mane Baba demiş:
(11) –Şu ayeti ezberle bir gün sana lazım olur,
diyerek Kuran’dan bir ayet ezberletiyor. (12) Bir gün Mane Baba vefat ediyor.
(13) Sonra Sultan Sencer, Mane Baba’nın vazifesini oğluna Mane Baba’nın oğluna
veriyor. (15) Din kültürü bakanı yaptılar. (16) Aylar günler geçiyor, saraydaki din
âlimleri:
(17) –Kuranı bilmeyen Mane Baba’nın oğlu bizi yönetiyor. (18) Sultan Sencer’e
söyleyelim, diyorlar. (20) Biz ondan daha bilgiliyiz, onun yerine biz geçelim, demişler.
(21) Bu söylentiler Sultan Sencer’e kadar gidiyor. (22) Sultan Sencer âlimleri
saraya toplayarak:
(23) –Gidin Mane Baba’nın oğlunu getirin, diyor.
(24) Mane Baba’nın vefatından sonra yirmi, otuz sene geçmişti. (25) Mane
Baba’nın oğlu gelince Sultan Sencer diyor:
(27) –Bunlar Kuran’ı bilmediğini söylüyor, diyor.
(28) Kuran’nın sayfalarını açarak:
(28) –Bu sayfadaki ayeti oku diyor.
309
(29) Sayfayı açınca yirmi, otuz yıl önce Mane Baba’nın ezberle dediği sure
çıkıyor. (30) Onu okuması gerekiyor. (31) Sultan Sencer bu sureyi okumasını
emrediyor.
(32) Onun da ezbere bildiği sure olduğu için güzel bir şekilde okuyor ve Sultan
Sencer diyor:
(33) –Şimdi Mane Baba’nın oğlunun bilgisini gördünüz mü, diyor. (34) Bundan
böyle bu sarayda böyle dedikodular duyarsam hepinizi öldürürüm, diyor.
(35) Bu yüzden Mane Baba’nın gelecekten haber verdiği söyleniyor. (36)
Günümüzde Kaka ilçesinin Mane köyünde anıtı vardır. (37) Dua etmek için mezarını
ziyaret ediyorlar. (38) Mane Baba’nın birçok hikmetlerinin olduğu bilinmektedir. (39)
Yattığı yerde huzur bulsun, ahirette Peygamber efendimiz şefaatçisi olsun. (40)
Dinlediğiniz için sağ olun. (41) Bildiklerimi söyledim.
310
79.HİKAYE
(1) men ḳāḳă etrāwınıŋ yāşaycıåı åoltānmırāT. (2) men åiẕe hǟẕir mǟmmedöweẕ
İşān dìp, bır ìşān ḫudāyıŋ yalḳān ādamlarınnan bìri, şol haḳındă gürrüŋ bereyin. (3)
mǟmmed öweẕ ìşān diyilyǟn ādam ḫudāyıŋ ġudrotı wülen kǟwede ğidip ımām duruḳ
ġaydar eken, ȫẕ döwründe. (4) bır ğün şulor yālı, her gider eken, gelende ġapıdan
gìrmǟnkǟ dìyye, telpeğin çıḳarıp ġapīŋ daş yüẕünde, telpeğni çıḳarar eken dǟni åilker
eken telpeğni, onnoŋ öyünö ğìren eken. (5) şo telpeğniŋ depeåinde ġār wolor eken
dìyye, gidik gelende dìyye. (6) bır ğünem şon oẕād etmǟn dǟni gìrdi wölìn, ġapıdan
ğìrende ayālı yüẕünö åeretdi dǟnìŋ:
(7) -nǟme kǟweden ğelen yālıla, dìt dìyye.
(8) şondo mǟmmed öweẕ ìşān:
(9) - kǟweden ğelyende, dìt dìyye.
(10) şon yāl dìdi wolìn, ‘‘hǟk, men küpür ğepledimōw?!’’ dìyye ȫẕ yāınnan. (11)
tǟẕeden īẕına ğidip ‘‘küpür ğepledim, kǟwede bır ulomo pìr wār, şoŋo gidip bır
ḫudāydan, men küpür gepledim, ḫudāydan meŋ günǟmi geçmeğni dilǟp ber, dìp
gideyin’’ dìp yōlo düşdü wölìn, bır göẕ açaå‿åalımda gidik gelyǟn yerine, yōldă
köåöne köåöne ğitdi dìyye. (12) åoŋ pìriniŋ yāına ğidip:
(13) - ay pìrim! şulor yālı woldı wolìn, åen maŋa doğā dileğ‿et. (14) òudāydan
meŋ günǟmi geçmeåin dìp, dile. (15) men şun yālı ulu‿ğürlödüm, dìdi wölìn:
(16) - åeŋ günǟŋ geçildi gidiwer, dìt dìyye.
(17) şon yālı dìdi wölìn, öweẕ ìşān diyilyǟn kerwene ğoşulmal‿wold dìyye.
(18) kerwene ğoşulup kerwenwaşā dìt, dìyye:
(19) - åen meni ġayrāT edip türkmelleŋ yāşayān yerlerne yetiråeŋ, dìt dìyye,
geçip baryān kerwene.
311
(20) ay, bulorăm pulåuẕ wolon‿çǖn, pulu yōḳ, ẕādı yōḳ wolon çǖn, kerwen başı
almağ‿iålemeT dìyye. (21) mǟmmed öwöẕ ìşān yalwar yaḳarş etdi dìyye:
(22) -ġayrāT et ōdunŋu oẕād et, çāyıŋ ġaynadıp bereyn. (23) düşlǟŋiẕẕe
düyölöŋŋüẕ åūlāyın, eydeyn, beydeyn, ġaraẕ elimnen gelen ìş wülen edip åiẕi ırẕā ederin
men bır ġayrād ediŋ äkidiŋ yōldo ġoymāŋ! dìt dìyye.
(24) ay şeydip bını aldılar dìyye. (25) alıp yōlda gelip baryădılar wolìn, şu
türkmeniååānda derweẕe dìp bır yeri wār, ġumuŋ içinde, şo tāyă yetip baryădılar wölìn,
yaŋḳı mǟmmed öweẕ ìşān bır yarawåuẕlık yapdı dìyye. (26) içinnen burğu tutdu mıŋ,
dìyye. (27) mǟmmed öwöẕ ìşān içinnen burğı tutdı wölìn, kerwen waşı dìt dìyye:
(28) –häK, bu çöldö åuwom yōḳ, åȫlöm yōḳ, hǟẕir bıyam amanadın berǟyåe biẕ
nǟm‿ederå. (29) almalam dǟldik, aldıḳ, eytdik, beytdik dip...
(30) ġaraẕ oẕād edye wölìn, bır nǟrāẕılığnı bildirye. (31) mǟmmed öwöẕ ìşān
şondoyăm bır oẕā edye dǟnìŋ, cānna döẕüp yörömölü wolyă. (32) şo tāyda düşlöyölö.
(33) düşlöcök wolyălar kerweni düşlǟlìŋ dìyye wölìni, mǟmmed öweẕ ìşān diyilyǟn:
(34) -şul depeden, şu alannan aŋıra geşåeŋiẕ düşleåeŋiẕ ġow wōr dìyye.
(35) -ay, åen nǟmǟni wilyeŋ. (36) biẕ hemìşe geẕip yȫrå, dìt dìyye. (37) åeŋ
bilyǟn ẕādıŋ wāmı? dìt dìyye.
(38) - ay yōḳ. (39) şu depeden aŋıra geşåeŋiẕ ġōw yer wār.
(40) ay, kerwenwaşı nökörlörnüŋ bìrin uğrotdı:
(41) - bar git dǟnim şol depeden aŋıråın görük gel, dìw‿aytdı dìyye.
(42) depǟ çıḳtı wölìn, göråö ep eåli meydān ġarpıẕ ekikli, dìyye. (43) ay şulor
yālı bāğ baḳcalı, ġarpıẕlı yer, dìp kerwenwaşā aytdı dìyye. (44) kerwenwaşam mıŋ
ınanmān ȫẕü ğidik gördü wölìn, dìyye òaḳīḳatdanam şolor yālı, dìyye. (45) ay, bulor
düşlödüler, ẕād etdiler. (46) ġaraẕ nepeålerni åāẕ[…]yōla düşmöli woldılar dìyye. (47)
yōla düşdüler wolìn, kerwenwaşı bır menẕil geçennen åoŋ ȫẕ nökörlörnüŋ bìrine:
312
(48) -yaŋḳı yerden ġarpıẕ aldıŋıż mı, bır yōlda iyǟyer yālı åǖcü ğarpıẕlar, åūwlu
ğarpıẕları, dìw aytdı, dìyye.
(49) - ay yōḳ, almadıḳ, dìdi wölìni
(50) - bar ğit dǟni iki åānı üş åānı ġarpıẕ alıḳ gel, dìt dìyye.
(51) yāŋḳı nökörü ğeldi. (52) düşlǟn yerlerne ğeldi wölìni, toẕāp yatan ġumuŋ
üååü, dìyye. (53) ay, gidip bı hiḵmeti aytdı, kerwenwaşā.
(54) -ay, menǟ ğitdim‿molìn, ġarpıẕam yōḳ ẕādam... (55) toẕāp yatan ġum, dìt
dìyye.
(56) - bır depeden āşıp īẕıŋı tapmaåaŋam åennen nìrden yōl beledi wōråıŋ? (57)
nǟçeyem şu depeden ğeşdi, dìp dìyye.
(58) mıŋ ınanmān oŋ wilen bile geldiler wolìn düşlǟn yerlerinde ḫaḳīḳatdanam
ġarpıẕ yōḳ dìyye. (59) […] muŋ mǟmmedöwöẕ ìşānıŋ bır ḫikmetiniŋ bārdığnı bildi,
dìyye. (60) ay, şeydip geldiler wölìn, mǟmmed öweẕ ìşān, yenem ȫŋkü keåel örcöşdi de
amanadın tawşırmalı woldı, dìyye. (61) şondă kerwenwaşā dìdi:
(62) - åiẕ hǟẕir hìş ẕātdan ġorḳmāŋ ḫudāy tağalā meŋ hēmme ẕadımı ȫẕü,
waḫtını hēmme ẕādı ȫẕü oẕād etdi, waḫtı belli amanadımı şu tāyda tawşırmalı. (63)
yȫnö, åiẕ ġorḳmāŋ. (64) yȫnö depin eååeŋiẕ wolor, dìt dìyye. (65) meni şu tāyda ġoyuŋ
dǟnìni, bırāẕ aŋırrāğa barıŋ, gidiŋ! dìt dìyye.
(66) ay şeydip mǟmmed öwöẕ ìşānıŋ dìşi yālı bını ġoydılar. (67) yoḳōrdon
ḫowādan dȫrT åān kepder ğeldi. (68) yere düşönde, ādam. (69) bır ğıradan åū buldurdot,
dìyye. (70) åū wolT, dìyye. (71) yaŋḵı dȫrT åānı ādam yūwdulă, artdılar kepìne
çolodılar dǟni yenem gȫğe kepder woluw ‿ uçuḳ gitdiler, dìyye. (72) şeydiwöm
mǟmmed öwöẕ ìşānıŋ, bıŋ hikmetiniŋ bārdığnı, ḫudāyıŋ yāında bır åīlağl‿ādamdığnı
bildiler, ġöẕ yetirdiler. (73) şu wādam şo kerwenwaşīnıŋ newereåi şoŋ başūcundă,
mǟmmed öwöẕ ìşānıŋ başūcundă mücöwürçülüğ‿etyeler. (74) hēr kimem, türkmön
313
òalḳı, daşınnanam ğelyǟnler şol mǟmmedöwöẕ ìşānda ūğrunı oẕād edip şoŋo ẕıyārata
ğidyele. (75) òudāydan mǟmmed öwöẕ ìşāna ‘‘biẕ üçìnem günǟlemmiẕi geçmeğni dilǟp
ber’’ dìp ẕıyārata ğidyele, ādamlar. (76) allācān ḫudāycān şulor yālı pìr ulomolaŋ
cāylarnı cenned etåin. (77) biẕem yalḳaåınlar. (78) biẕ ḫaḳındayăm yağşı dileğler edip
ḫudāydan günǟlemmiẕi geçmeğni dilǟp beråinle.
314
79.HİKAYE
(1) Adım Soltanmırat Kaka ilçesinde ikamet ediyorum. (2) Allah’ın sevdiği
kullarından biri olan Mammetövez İşan hakkında anlatayım. (3) Mammedövez İşan
yaşadığı dönemde Allah’ın kudretiyle Kabe’de imam olmuş. (4) Kâbe’den her
geldiğinde eve girmeden önce sarığını silkerek giriyormuş. (5) Kâbe’ye gittiği zaman
sarığının üzeri kar olurmuş. (6) Bir gün sarığını silkmeden eve girmiş ve karısı:
(7) –Hayırdır, Kâbe’den gelmiş gibisin, diyor.
(8) O zaman Mammedövez İşan:
(9) –Kâbe’den geliyorum, diyor.
(10) Kendi kendine ‘‘boş boğazlık ettim galiba’’ diyor. (11) Kâbe’nin pirine dua
etmesini istemek için gittiği Kâbe’ye daha önce kolaylıkla geçtiği yolları zorlukla
geçmiş. (12) Sonra Pir’in yanına giderek:
(13) –Ah Pir’im! Durumum böyle, sen bana dua et! (14) Allah’ın beni
affetmesini dile. (15) Ben boş boğazlık ettim, deyince:
(16) –Sen affedildin, gidebilirsin, demiş.
(17) Eve dönmek için bir kervana katılmış. (18) Övezişan demiş:
(19) –Lütfen beni Türkmenlerin kaldığı yere götürün, demiş.
(20) Parası olmadığı için almak istememişler. (21) Mammetövez İşan yalvarmış:
(22) –Lütfen, odununuzu yakayım, çayınızı yapayım. (23) Dinlendiğiniz zaman
develerinizi suya götüreyim, elimden geleni yaparım, fakat beni yolda bırakmayın,
demiş:
(24) Böylece Mammetövez İşanı kervanına almışlar. (25) Türkmenlerin olduğu
yerde büyük kapı varmış. Oraya yaklaştıkları zaman Mammetövez İşan hastalanmış.
(26) Karnında sancılar başlamış. (27) Mammetövez İşanın sancıları tutunca kervanbaşı
demiş:
(28) –Ah bu çölde ne su var ne de göl, şimdi bu da burada ölürse biz ne
yaparız?! (29) Keşke almasaydık, demiş.
315
(30) Kervanbaşı durumdan hoşnut olmadığını söylüyor. (31) Mammedövez İşan
ağrısına dayanıp yürümek zorunda kalıyor. (32) Orada dinleniyorlar. (33) Kervan
dinlenmek isteyince, Mammedövez İşan demiş:
(34) –Dinlenmek için şu tepenin ilerisine geçersek daha iyi olur, diyor.
(35) –Sen ne bilirsin. (36) Burası her zamanki geçtiğimiz yol, demiş.
(38) –Hayır. (39) Şu tepenin arkasında dinlenmek için güzel bir yer var, demiş.
(40) Kervanbaşı yardımcılarından birini göndermiş.
(41) –Git şu tepenin arkasına bak da gel, demiş.
(42) Tepeye çıkıp bakınca büyük bir araziye karpuz ekilmiş olduğunu görüyor.
(43) Kervanbaşıya bahçeli, karpuz yeri olduğunu söylüyor. (44) Kervanbaşı
yardımcısına inanmayıp kendisi gidip bakınca orada karpuz arazisi olduğunu görmüş.
(45) Orada dinleniyorlar. (46) Sonra yollarına devam ediyorlar. (47) Bir ara yol
geçtikten sonra kervanbaşı yardımcılarından birine sormuş:
(48) –Yolda yemek için karpuz arazisinden sulu karpuz aldınız mı? demiş.
(49) –Hayır, almadık, deyince:
(50) –Git iki, üç tane karpuz al gel, demiş.
(51) Yardımcılarından biri karpuz arazisine gelmiş. (52) Dinlendikleri yere
gelince karpuzun olmadığını görmüş. (53) Bu durumu haber verdi.
(54) –Az önceki karpuz arazisine gittim ama orada hiçbir şey yoktu. (55) Her yer
toz toprak olmuş, diyor.
(56) –Geçtiğin yolları bulamıyorsan nasıl kervanbaşı olacaksın? (57) Bu tepeyi
kaç kere geçtik, demiş.
(58) Ona inanmayıp yardımcısıyla birlikte dinlendikleri yere gelince karpuz
arazisinin olmadığını görmüş. (59) Mammedövez İşan’ın bir hikmetinin olduğunu
anlamış. (60) Geri geldiklerinde, Mammedövez İşan’ın hastalığı daha da ilerlemiş ve
öleceğini anlamış. (61) Mammedövez İşan kervanbaşıya demiş:
316
(62) –Siz şimdi hiçbir şeyden korkmayın! Allah (cc) benim ölecek vaktimi, her
şeyimi kendisi ayarladı. (63) Fakat siz korkmayın. (64) Sadece defnetseniz yeterli,
demiş. (65) Beni burada bırakıp biraz ileriye gidin, demiş.
(66) Mammedövez İşan’ın dediği gibi bırakıp gittiler. (67) Yukarıdan dört tane
güvercin geldi. (68) Yere indiği zaman insana dönüştüler. (69) Bir kenardan su çıktı.
(70) Su oldu, diyor. (71) Bu dört kişi yıkadılar, temizlediler, kefene sardılar ve tekrar
yukarıya uçup gitmişler. (72) Böylece Mammedövez İşan’ın bir hikmetinin olduğunu,
Allah’ın sevdiği kullarından biri olduğunu anladılar. (73) Şimdi de kervanbaşının
yardımcıları Mammedövez İşan’ın kabrinde bekçilik ediyorlar. (74) Bütün Türkmen
halkı onu ziyarete geliyorlar. (75) Mammedövez İşan’ın yüzü suyu hürmetine diyerek
dua ediyorlar. (76) Allah’ım bütün pirlere rahmet etsin. (77) Bizim de günahlarımızı
affetsin. (78) Bizim de günahlarımızın af olması için dua etsinler.
317
80.MӒLİK PӒLWAN
(1) men åiẕe hǟẕir mǟlik pǟlwān ḫaḳında bır rowāyad aydıP bereyin. (2) mǟlik
ajdar diyilye. (3) ‘‘mǟlik ajdar’’ ādını kimnen alıpdır. (4) ādı mǟlik bıŋ. (5)
pīyḫămmermiẕ döwründe yāşāḳ geçen åaḫāwă. (6) heẕret alīnıŋ cān yālı dōååıy. (7) mıŋ
rowāyatı, mǟlik ȫẕü arap pāşşālığnıŋ, bır pāşşāåınıŋ oğlı. (8) öŋkü döwürlörde
pīḫammermiẕ, ıålām dìnni yōla åalıp başlān waḫtında, arap tāypaları wülen birleşip,
birleşdirip uruş åöwöşlörde wolăn. (9) şol åöwöşlerde muåulmānlar ḳāpırları yuwoş
yuwoşdăn boyun eğdirip muåulmānçılığa åalıp yȫrön döwrü. (10) şol döwürde de mǟlik
pǟlwānıŋ, şolorıŋ pāşşāları wilen urşup şolorıŋ iki doğonnı, heẕreti alı urışda öldürye.
(11) munnon åoŋ pāşşānıŋ indi iḵi oğlunıŋ ġanı yerde ğālmaåın dìp, körp‿oğlı mǟlik,
munı pāşşālıḳda bır yerde bır pǟlwān wār dìåeler, gǖşlü pǟlwān... (12) ġaraẕ mını getirip
şo mǟliği türğönlötdiryǟn eken, türğönlöşük geşdirip şonı, heẕret alīnı, heẕret alīŋ öŋünö
çıḳarcaḳ wolup. (13) ol döwürdöyem heẕret ‿ alı ādını eşdende ẕaŋŋarrāp duron
ādamlar... (14) gǖşlü, şeyle edermen tanalyān, heẕret alı. (15) ‘‘muŋa eyle beyle wolåoŋ
gǖcüŋ peå ğeler, b‿oğlumam öldürer’’ dìp pāşşā ȫẕ oğlunı ġowı åeretdirye. (16) uruş
tilåimlerniŋ bārın öwreTye, mǟlik pǟlwāna. (17) mǟlik pǟlwān on åekgiẕ yāşına ğelye.
(18) mǟlik pǟlwān on åekgiẕ yāşına ğelende, ġoşunwaşıåı pāşşāŋ yāına ğelye. (19)
ġoşunwaşıåı dìyye:
(20) - pāşşāhım, indi şu oğluŋā yetcek yerine yetdi. (21) åen şunı heẕret alīŋ
öŋünö arḳāyın çıḳarıp bileråiŋ. (22) åiẕiŋ ġānıŋıẕ yerde dǟl.
(23) şey dìyye wolìn, òan:
(24) -on yālı wolåă bır åīyn edeli! (25) hǟẕir åen türğönlöşük meydāına ğit, mǟlik
wülen türğönlöşyǟn o ẕātları göröyin!
(26) şey dìdi wolìn… (27) gidip pāşşā oğrīnça oğlunıŋ türğönlöşük geçyǟn yerini
åīyn etdi, dìyye. (28) ay göråö yaŋḳı ġoşunbaşıåınıŋ dìşinnenem beter. (29) yȫne ul ulı
pürålöri urondă döwüşdürüp, yumurşdurıp, cāḫīllığıŋ, cāḫīllıḳ döwrünüŋ gǖcü bār,
dìyye. (30) şādıyān wolup pāşşā, ȫẕ taḫtına tarap yörǟp ġoşun baştutonna dìyye:
(31) -mǟliği meŋ yānıma çāğır! dìt dìyye.
318
(32) şey dìdi wolìn, ġoşunwaşåı:
(33) - dur mǟlikcān! (34) ḳāḳăŋ åeni ȫẕ yāına çāğıryă, dìdi wolìn, ḫaydāp pāşşāŋ
ḫuẕūrına waranda, pāşşā yaŋı bır taḫtında oturupdı, dìyye. (35) hǟẕir wolup yāına ğeldi:
(36) -ḫormotl‿atām! (37) ḫıẕmat, dìw‿aytdı.
(38) -òıẕmat wolåă, şūnça wağtlāp men åaŋa bır hikmeti aytmadım. (39) åeniŋ
ġānıŋ yerde yatīr, dìyye.
(40) olăm:
(41) -nǟmǟŋ ġānı? dìw oẕād edye wolìni:
(42) - ine şulor yālı, şulor yālı muåurmānlaŋ alıåı, åeŋ ȫẕüŋden ulı doğonŋı
uruşdă şehìd etdi. (43) menem åeni pāşşālıḳda bır pǟlwān wolåă åaŋa åapaḳ werdirdim.
(44) åeni tayārladım. (45) indi åen şo ġardaşlarıŋ ārını almağıŋ, ġānnıŋ almağnıŋ waḫtı
gelip yetdi.
(46) şey dìyye wölìn:
(47) -bolor olor yālı wolåă, atam. (48) åiẕiŋ diyenŋiẕ, åöẕüŋüẕ yerde wolmăẕ.
(49) dìp dìyye:
(50) - men yȫrǟwereynmi şayım tut, dìyåe,
(51) - yōḳ, dìt dìyye. (52) åen yānıŋda müŋ åānı atlı alıḳ git, dìt dìyye.
(53) -ēy atām! (54) bır gereğiŋ, bır ādamıŋ, heẕreti alīŋ kelleå åǟmi, dìt dìyye.
(55) gidern, ȫẕüm alīk gelǟyern, dìt dìyye.
(56) -ay yōk, bınīŋ bolmăẕ! ẕìt, dìyye. (57) yȫne oloruŋ bır cādığöyleri wārdır,
ādınayăm muhămmet dìyyǟndirler, dìt dìyye. (58) şoŋ wülen gürlöşǟyme, dìt dìyye.
(59) -bōr, dìt dìyye.
(60) -ine ġoşun baştutonam yānıŋda, ġarrī ġoşunbaştutanam yānıŋda alıḳ git!
(61) şuŋ diyeni wilenem, şuŋ diyennen çıḳma, dìt dìyye.
319
(62) şey dìt dǟni muŋo... (63) bulorı yōla åalT dǟni, müŋ atlı wilen mǟliği yōlo
åaldılă. (64) şo ġoşun waştutonna pāşşā, öwrān öwrān aydıḳ ġoywördi:
(65) -şunı, şo muåulmānlaŋ muhommödi wülen gürlöşdürǟyme. (66) bı yāş
oğlondır. (67) āllanāymaåın, bırdan bulam muåulmān wolāymaåın, dìp ġorḳı döröT,
dìyye yüröğünde pāşşāŋ, dìyye. (68) ay, şeydip pāşşā aytdı, ġarrı nökörne.
(69) -bōr, pāşşāhım. (70) dìşiŋiẕ yālı edern, bolor, dìp dìyye, gitdiler dìyye. (71)
yōl şayın tutdular, yōla düşdüler. (72) ay, ine palān yerde, şo muåulmānlaŋ eåāåı gǖşli
oturon yerleri, heẕreti alīnıŋ yāşayān yeri, dìp bır ğüllük yōlă yeter yetmeẕ wolīp
düşlödülö. (73) şo tāyda ġarrı ġoşunbaştutonnı:
(74) -gönü bın yālı gitmǟlìŋ! (75) entǟk ġoşun åürüp ilki bır işlerne içālı
ġowwereli, dìt dìyye. (76) bā mī, şo tāyda alı, bār mı yōḳ mı yā başğa yerdemi şonı
wileli, dìt dìyye. (77) biẕ şu tāyda düşlǟli, iki åānı üş åānı oğlon uğrodıp bileriå, dìt
dìyye. (78) ay onnoŋ, olor yālı wolåă ḫāå ġow wolor dìp dìyye. (79) ‘‘men gitcek’’ dìp
dıẕāw‿oturon yāş oğlon, ġarrı ġoşunbaştutana eytdi beytdi göwnetdi. (80) şo ğìce şo
tāyda yatmal etdiler, dìyye. (81) erteåi woldı wolìn, ġarrı ġoşunwaştutonı uğrotdı,
yaŋḳīnı:
(82) - üş dȫrt åānı ādam barıŋ, gidiŋ, biliŋ! (83) alı diyilyǟn şu tāydamı yā başğa
yerdemi bilelìŋ, dìw‿aytdı dìyye.
(84) ay, yaŋḳı şey dìk gitdiler, dìyye. (85) yōlda yetip baryădılar ōwā wolìn,
yōlda ‘‘haåayn’’ ‘‘huåeyin’’ dìp ekiẕ oğlı wār. (86) bulor ġoyun baḳıp yȫrdüler, dìyye.
(87) - åiẕ kim moloråıŋıẕ? dìt dìyye.
(88) - biẕ yōloğçı, dìt dìyye. (89) biẕǟ haåayn we huåeyn. (90) alīnıŋ oğlonları
biẕ, dìw‿aytdı dìyye.
(91) yaŋḳı gelip baryānlar:
(92) - alīnıŋ oğlonları wolåă, biẕiŋ o tāya gitmeğmiẕiŋ gereğem yōk, dìt dìyye.
320
(93) bıları şeydìp, ikiåinem şapır şupur tutdular, alīḳ gitdiler. (94) äkidìp yaŋḳı
ġarrı ġoşunwaştutonnıŋ yāına äkidip:
(95) - ine alīŋ oğlonları, dìw‿aytdı dìyye. (96) indi alīŋ ȫẕü biẕi tapar, dìp dìyye
yuwoş yörǟwerelìŋ ȫẕ şālığmıẕa tarap, dìw‿aytdı dìyye.
(97) mǟlik pǟlwān, dìt dìyye:
(98) - yōōḳ, beydip iki åānı çāğān alıp, men on yālı gepiŋ ışağna ġālıp bilcek gǟl,
‘‘ġaçıḳ gidip baryălar’’ dìp, dìyye. (99) men gitcek gǟl şu tāydan, dìt dìyye. (100)
gelåin! şu tāyda men şoŋ wile åöwöşüp kelleåin alık gitcek. (101) men ḳāḳama åöẕ
werdim. (102) men oğlonlornı alıḳ gelern dìp aytmadım. (103) men alīnıŋ kelleåin alıḳ
gelerin dìw‿aytdım. (104) men oğlonlarnı getirern, dìw‿aytmadım oŋo, dìyye.
(105) ay ġaraẕ ġarrı, eytye beytye:
(106) -bırāẕacıḳ, bır bulaŋ yāşayān yerlerinnen daşırāḳ wolal. (107) ġoşun åürük
gelǟymeåinle, daşırāğa gideli, aŋırrākda düşlǟrå. (108) bır kı ğüllük yōl ğeçenmiẕzen
åoŋ åırāwno tapar īẕımıẕı,
dìw‿aytdı dǟni, mǟliği göwnedip mını yōl şayın tutdulor, dìyye. (109) ay
òawarı kimnen al. (110) indi […]māllarıŋ ȫẕü öyüne ğeldi. (111) māllaŋ ȫẕlöri öyüne
ğelåe, göråö, pātma gördi, çāğalar yōḳ. (112) ığlāp ğitdi, pīḫammermiẕiŋ yāına. (113)
metcìtdeken. (114) metcìde warıp:
(115) - şulor yāl, şulor yālı yağday. (116) oğlonlăr, òaåan hüåeyn yōḳ. (117)
māllar geldi aylanıp yȫr eken. (118) māllarıŋ yāında yōğ‿eken. (119) ay ġaraẕ o tāyda
bı eştdi, bı tāydan bı wōldı. (120) dērröw ḫawar oẕād etdiler. (121) ‘‘ḫanı? nìrde? neneŋ
woldı?’’ ẕāT dağı dìp, īẕarlandı wolìn, şondă bır dȫrd‿atlı gelip çāğaları alıḳ gidip
baryānnı aytdılar. (122) ‘‘şulor yālı, şu tarawa gidip baryădı.’’ (123) heẕreti alı atına
münüp yetdi īẕlarınnan. (124) muḫommet pīḫammermiẕem ġoşunnu åürüp, ġoşun
yığnāp alīnıŋ īẕınnan gitdi. (125) ġaraẕ şeydip ġoşun wülen gitdiler. (126) şondă
321
īẕlarınnan yetdile. (127) iki ğoşun bìr wìrine ġapma ğarşı wolup dūrḳālar, uruş wolup
oẕād etcek wolonlărındă ortā mǟlik çıḳyă dǟnìm:
(128) -kim åiẕiŋ baştutonŋuẕ‿ẕìyye. (129) ḫanı bır ortā çıḳıŋ!
(130) ortā çīḳyă. (131) pīḫammermiẕ muḫommet åallahı aleyhi weåellem.
(132) - men şūnça ādamıŋ ġānnı dököåüm gelenōḳ, dìyye. (133) kim heẕreti alı
wolåă ortā çıḳåın. (134) men şoŋ kelleåini almāğa geldim, dìyye.
(135) o wādam heẕreti alīŋ otuẕüç yāşı wārdı. (136) men diyen waḫtı, ġılcınnan
ġān damp duron, ġucurlı, ġayrāTlı... (137) ḫudāy tağalā bu dünyǟniŋ şìri edip yaradan,
heẕreti alīnı. (138) rowāyatlarda wār. (139) şey dìdi wolì, āwuna topulyān bürğüt kimìn
alı ġoşunuŋ ortoåınnan çıḳdı, dìyye. (140) ay, şeydip bılar ikiå, åìyye, mǟlik wülen
heẕreti alı uruşuw‿uğrodılar, dìyye, ġılıca ğìrip. (141) şondo, uruşuw‿ūğrodı wolìn,
alı ȫẕ içinnen gepled, dìyye:
(142) -ēy ḫudāycān! (143) åen meni yaradaŋda bu dünyǟŋ şìri dìp yaratdıŋ
wolìn, bır oğloncıḳdan meŋ gǖcüm aåğın gelip baryălă, dìt dìyye.
(144) ȫẕ içinnen şey dìt, dìyye, urşw ‿ otīrḳālar. (145) şondo muḫămmet
pīhammermiẕiŋ ġuloğna hudāy tarapınnan owāẕ ğelip:
(146) -åen bı urşı åaḳla! (147) mǟliğiŋ muåulmān bolmălı waòtı ğeldi, dìt dìyye.
(148) yaŋḳī muhommet pīhammer ortā çıḳıp, ikiåinem:
(149) -duruŋ! duruŋ! dìp åaḳladı. (150) mǟliğe aytdı:
(151) -åeniŋ muåulmān wolmal waḫtıŋ‿ŋeldi. (152) şulor yālı nǟçe müŋ yıllāp,
nǟçe yüẕyıllāp, şul åeŋ hikmetiŋ şu tāyda. (153) åeŋ muåulmānlıḳ, åeŋ maŋlayŋa
yaẕılan, dìt dìyye.
(154) -men ġoşunum milen muåulmān wolayn, yȫne meni ınandırıp bilåeŋ, dìt
dìyye.
322
(155) muḫammet pīḫammermiẕ ıålām dìni òaḳında aydıP berdi. (156) ādamlarıŋ
bìrbìriniŋ göwünne değmel dǟl, peå göwünlü bolmălı. (157) hēmme ẕādı yaradan bır
òudāy. (158) şol ẕātları cìk me cìk gürrüŋ edip berdi wolìn:
(159) -bı aydyān åöẕleŋ doğrı, dìt dìyye. (160) doğru ẕātları aytdıŋ yȫne, bı
ẕātları aytdıŋ, meniŋ bır åowālım‿mār. (161) şo åowālıŋ coğāwunı meŋ göwnüme
ılāyıḳ edip aydıP beråeŋ, men muåulmān wolmāna ırẕā, dìyye.
(162) -nǟm‿etmeli? dìw‿aytdı, dìyye.
(163) -åen ikǟ bȫlünyǟn yōluŋ, ikǟ bȫlünye yōl. (164) şoŋ ōrtāraåında bır dāş
wārdı.
(165) şoŋ ġır töwöröğne åeretdi, şol dāşa göẕü düşdü dǟniŋ, şu dāşdan men
pāşşālığımda görmedik ġuşum uçuḳ gitåin, çıḳåın şuŋ‿çinden, dìt dìyye. (166) şondă
åaŋa ınanıp ġoşunum milen muåulmān wolayn, dìt dìyye.
(167) pīḫammermiẕ aytdı dìyye:
(168) -men olor yālı cāduğöy dǟl, men, dāşıŋ içinnen ġuş çıḳarar yāl, dìt dìyye.
(169) men ḫudāyıŋ òaçan maŋa waḫī ìndirende, òudāy tağalā aydanda men şo ẕātlar
edip bilyen, dìt dìyye.
(170) şeydip īẕına öwrüldi wolìn, òudāy tağallādan pīòammermiẕe waòī ğeldi:
(171) -bu ẕatlarıŋ hēmmeåi şul wağTa çelli cemlenik ġoylăn. (172) åen doğā
dileğ et!
(173) şon yālaḳ owāẕ ğeldi, dìt dìyye. (174) pīḫammermiẕ īẕına öwrült dǟnìm,
doğā dileğ etdi. (175) ḫudāydan diledi. (176) şu mǟliğiŋ nǟli ġuş diyen oẕādını şolor
yālåını... (177) doğā dileğ edip boldı. (178) elin gȫğe ġaldırdı doğā dileğ etdi ġutordığı,
yaŋḳı dāş ikǟ bȫlündü, dìyye. (179) ikǟ bȫlünt de, içinnen bır owodăn tāwuå ğuş çıḳdı
dǟniŋ, gȫğe ğarşı yoḳoro ğalıḳ gitdi, dìyye. (180) ‘‘lǟ ilǟhā illalā muhammed reåūlallā’’
323
dìp gȫğe uçīḳ gitdi, dìyye. (181) munu görön mǟlik geŋ‿ŋālıp şo tāyda muåulmān wolt,
dìyye. (182) şondă mǟlik pǟlwān:
(183) -indi men åiẕ muåulmānlar bìrbìriniŋ doğon dìw‿aytdıŋıẕ. (184) olăm
meŋ doğonım moldı, menem alīŋ doğonı woldum. (185) men indi, şu iki åānı çāğānı
alıḳ ġaytdım åeŋ aḫtıḳlaŋŋı, şulorı alıḳ ġaytdım, indi men şulorı īẕına äkitcek, dìt dìyye.
(186) òaåaynı bır omẕuna mündürdi, òuåeyni bır omẕuna mündürüp, yaŋḳı
getirip pātma enemiẕiŋ rāẕīlığnı aldı, dìyye.
(187) - meni bağışlāŋ! (188) men şulor yālı ḫatā ìş etdim, bağışlāŋ!
dìp şeydip ġoyuḳ gitdi öyündö. (189) şondo heẕreti alīnı:
(190) -meŋ yānımada ğideli! åenem meŋ ḳāḳăma ayt şulor yālı dìn ıålāmıŋ
uğurlornı ayt. (191) belki de biẕiŋem yūrdumuẕ, ḫudāy tağallāŋ neåìwǟmiẕẕe wolåă
biẕiŋem yūrdumuẕ ıålām molor. (192) pāşşālığmıẕ ıålām molor, şey dìt dìyye.
(193) şeydip heẕreti alı wülen yōlo düşdüler, mǟlik. (194) yaŋḳı yōlo düşdüler,
gitdiler. (195) bılar ġoşunlorı wülen bile gìrdiler. (196) şondo pāşşālığıŋ içine gidende,
pāşşā ḳāḳaåı taòtında otīrdı. (197) göråö heẕreti alı diyilyǟn eli ẕıncırlı, daŋḳlı dǟl. (198)
şonu gördü dǟni:
(199) -häk mında bır hikmetǟ bārow! (200) el ayağā daŋıḳlı dǟl wolìn, nǟm‿
molduḳa?! dìp içini gürlötw‿otīrḳā, mǟlik aytdı:
(201) -ey atām! ine heẕret alı. (202) ineyem men. (203) men åeŋ diyenŋi edip,
heẕreti alīŋ kelleåini getireyn dìp åöẕ werdim‿meli, mıŋ ȫẕünü ğetirdim, dìyye. (204)
menǟ muåulmān woldum, åenem muåulmān wol, atam! (205) bılaŋ ıålām dìni şeyle
araååa, pǟk ādamla. (206) bır yaḳımlı, oẕātlı dìn, dìyye. (207) biẕem ıålām mololı, dìdi
dìyye.
(208) şondă pāşşā yerinden ẕaŋŋa ğaldı dǟni, şo tāyda amanadın tawşırdı dìyye.
(209) ‘‘oŋ neåìweåinde muåulmān bolmoḳlıḳ yōğ eken’’ dìt dìyye. (210) şeydip mǟlik
324
ȫẕ ḳāḳăåını yitirye. (211) onnon åoŋ mǟlik ol yūrda pāşşā wolyă. (212) pāşşā wolonnon
åoŋ, ȫẕ pāşşālığnıŋ bārını muåulmān etye. (213) heẕreti alı wülenem doğon oḳoşıp
doğon wolyălar. (214) kǟn åöwöşlörde wolyă, heẕret alı wülen. (215) mǟlik şeydip
pāşşālığında pāşşa wolup yȫr. (216) heẕreti alı, āram āram mǟliğiŋ yāına gelik giderdi.
(217) şondo pāşşālıḳda, arap pāşşālığında ‘‘ajdar’’ dìp bir pāşşā wolon, ejder. (218)
olom heẕreti alīnıŋ kelleåini almaḳlığ ‿ üçǖn kǟn kǟn ġoşun ğırdırdıp, kǟn kǟn
pǟlwānlara pul tölǟp, şu heẕreti alīnıŋ ḳaååına çıḳan ādamlaŋ bìri. (219) pāşşālığında bır
yeten ġīẕı wār. (220) on åekgiẕ yāşlı ġīẕı wār, ajdar pāşşānıŋ. (221) ajdar pāşşā car
çekdirye.
(222) -kimde kim, alīnıŋ, muåulmānlaŋ kelleåini ğetirip beråe, pāşşālığmıŋ yārını
hem de ġīyẕım‿mercek, dìp car çekdirye, pāşşālığna, ajdar pāşşā. (223) ay, yāŋḳı hēr
kim pāşşālığıŋ yārını alcaḳdan. (224) pāşşālığıŋ ġīẕın alcaḳdan. (225) pǟlwānlar ğelye.
(226) ġaraẕ bolor yālı dǟl. (227) ‘‘ġara döw’’ dìp bır pǟlwān wār, dìyye. (228) bıl
heẕreti alīnıŋ oẕādına çıḳyă, ḳaååına çıḳyă, dìyye. (229) yāındayăm ḳırḳ åānı gǖşlü
pǟlwān alıp, ȫẕü yālı. (230) yaŋḳı yōlo düşyeler. (231) heẕreti alı şol wağt eştdiler...
(232) -nìrede?
(233) - mǟlik pǟlwānıŋ pāşşālığında şu wāt, dìw‿aytdılar, dìyye.
(234) şonnon yōlo düşön. (235) şo tāydayăm güp baååı edip, tutuw‿ alıḳ
ġaydarıå‿åìt dìyye. (236) ay, şeydip geldiler, yăŋḳı ġalāŋ ġawadına geldiler. (237) şo
wağdam heẕreti alīnı mǟlik öyünö uğrodup, yaŋı bır ġapıdan oẕādıŋ içine gìrip
gìrmǟnkǟ, ġīyḳılıḳ eşdip heẕreti alīnı, ‘‘alī’’ dìk ġīyğırdıla wolìni,
(238) -beh alı gelǟydimıḳā?! dìp dìyye īyẕına öwrülüp, yarağı yōḳ yāında, hìş
ẕādı yōḳ. (239) īyẕına öwrülüp ġalāŋ ġapıåınnan çıḳdı wolìn:
(240) -alı diyilyǟn kim?
(241) -alı diyilyǟn men, dìyye.
325
(242) yaŋḳı mǟlik, men dìyye woli, mını ġırḳ åānı pǟlwān wolup, tapır tupur güp
baååı edyeler dǟnim, düyǟ daŋīp alīḳ gityele. (243) mǟliğem ẕādam diyenōḳ. (244) hìş
ẕādam edenōḳ. (245) şeydip gidip baryă.
(246) -òudāy tağalā! (247) bı ẕātlaram biẕiŋ ḳıåmatımıẕẕa bārdır. (248) òudāy
tağallāŋ ȫẕü biẕi görüp dūr. (249) bır oẕāt wülen yeter. (250) alıyă men òalāå edern, dìp
göwnü bır yālı dìp āẕārnayăm dǟl, dìt dìyye. (251) äkidip, ajdar pāşşāŋ pāşşālığna
äkitdiler, munı. (252) ġara döw, ẕāt dağı ġırḳ pǟlwān wülen, dìyye. (253) ġara wātır...
(254) ay, şeydip bılar gitdiler, pāşşālığa. (255) ejder pāşşā, dìt dìyye:
(256) -ay, ine ẕındāna oḳlădılar alīnı.
(257) olor üçǖn alı yerliğinde mǟlik de. (258) yāŋḳı ajdar pāşşā, ȫẕü yālı ıålām
dǟl pāşşālara, arap yūrtlarındāḳı ıålām dǟl pāşşālara aytdı, dìyye. (259) gönü kelleåin
aldırcaḳ woldı wolìn, maålahatçıları dìt, dìyye:
(260) -ēy pāşşāḫım! (261) mıŋ kelleåini alåaŋ, hǟẕir, alıḳ ġōwöröråüŋ. (262) şun,
pāşşālıḳları çāğırıp, ȫẕüŋ yālı pāşşāları çāğırıp, ulu dawara edip, şuŋ kelleåini aldırdarın,
dìyye. (263) ay, munīŋ... (264) hēr kimem göråün, beyleki pāşşalıḳlaram, dìyye.
(265) -ay, mınīŋam erwet pikir dǟl, dìyye.
(266) şey dìyye dǟnìnim, yedi, åekgiẕ pāşşālıḳlara òawar uğradyă, dìyye. (267)
ȫẕü yālı arap yūrtlarında... (268) o wağtla hēmmeåi muåulmān wolmadıḳ dă. (269) şon
yālı ediw‿oẕād etdi dǟni, uğrotdı.
(270) ine palānıncı ğün muåulmānlaŋ alıåınıŋ kelleåini, ajdar pāşşā ȫẕ
pāşşālığında kelleåini alyă. (271) şoŋo çāğıryăå åìp dìyye, ḫawar uğrotdı, dìyye. (272)
ine bılam şeydiw‿oẕād etdi, bılam. (273) yaŋḳı ajdar pāşşāŋ ġīyẕı wārdă. (274) yāş, on
åekgiẕ yāşlı ğīyẕı. (275) yāŋḳī:
(276) -bır heẕreti alı diyilyǟn ādam bır görǟyåem, yaḳīnnan şeydip, dìyye.
(277) yȫne ejderiŋ... (278) ȫẕem ‘‘ejder’’ ġīyẕınıŋ ādı. (279) pāşşāŋ ādı ‘‘ajdar’’.
(280) olom kǟ wağt yıldıẕlara åeredip, ġalāŋ depeåine çıḳıp, bı ẕātları yaradan bır
ḫudāydığna göẕ yetircek wolup, şı ȫẕ yāınnan āẕẕa kǟnde muåulmānlaŋ åöẕlerin bır
326
yerden ġuloğna değip, şol ḫaḳında pikir ederdi, āram āram ġalāŋ yoḳōråuna çıḳıp, dìt
dìyye.
(281) -şı bır alīnı bır görǟyåem, dìt dìyye. (282) şu wāda çelli arẕuw edik gelen
ẕā, dìp dìyye.
(283) yaŋḳı o ẕada ğitdi, alīnı åaḳlănyān yere, ẕındāna. (284) gitdi wolìn, yāş
cuwān ġīyẕıŋ yüröğü duydı, şol alı dǟldiğni. (285) içinnen gepledi, dìt dìyye.
(286) -meŋ yāşım on åekgiẕ, alı diyilyǟn ādamıŋ yāşam otuẕẕon, ġırḳdan aŋırda
wolmolı, dìt dìyye. (287) men kiçi waḫtımnan wǟri, şoŋ ‘‘alī alı’’ dìp owāẕın eşdyedim.
(288) bıl alı dǟl, dìt dìyye, ȫẕ yāınnan.
(289) gelip ẕındānıŋ ağẕında durup:
(290) -ēy alı! (291) åen beyle ȫẕüŋü alīŋ yerine ġoyup kellǟŋi aldırtcaḳ woluw‿
otīråıŋ woli åen alı dǟl, dìt dìyye. (292) nǟme alı şon yālı, kellǟŋi berer yālı, şon yāl‿
ādam mı? dìw‿aytdı, dìyye. (293) åen alı dǟl, dìt dìyye.
(294) bılam ajdar pǟlwānam:
(295) - men alı, dìp beyleåin öwrül yatwerdi, dìyye. (296) ay, bır ğün geşdi,
erteåi ğün yenem ejder geldi mǟliğiŋ yāına, ġaraẕ:
(297) -menem bır ḫudāyă ınanyăn. (298) bır ḫudāyıŋ wārdığna ınanyăn. (299)
menem oẕād etcek. (300) yȫne åen meŋ wilen gürleş. (301) gürlöşöli, åen ayt maŋa.
(302) men åaŋa, alıyă ḫawar uğrodayın. (303) alı ğelip åen ḫalāå etåin, dìw aytdı dìyye.
(304) mıŋayăm kǟn bır ınanıp barmān dǟni
(305) - men alı, dìw aytdı dìyye.
(306) -ay, åen alı dǟl. (307) men onı ġōw wilyen, ȫẕüm. (308) alīŋ yāşı ġırḳdan
aŋırda wolmalı. (309) åen yāş oğlon, menem yāş ğīyẕ, men yüröğüm åıẕıw‿aytyăn, dìw
‿aytdı, dìyye.
(310) ay, ġaraẕ şeydip ġīyẕ mǟliği, āḫırīn gepletdi bı. (311) bır ki ğün ġatnāp:
327
(312) - men ḳāḳăm milen ğürleşern, eyderin beydern, dìw‿aytdı, dìyye.
(313) ay ine ġaraẕ şeydip alā ḫawar ğitdi. (314) ejder, alā ḫawar uğrotdı, dìyye.
(315) - palānıncı ğün kelleåin alyălar, dìp dìyye.
(316) ȫẕ ḳāḳăåınıŋ yāına ğelip:
(317) - ēy ḳāḳa! (318) men şo ġara wātırŋa indi çıḳmalı mı? dìt dìyye.
(319) - ḫowwa çıḳmalı. (320) alīŋ kelleåin ğetirip berdi. (321) men åöẕ wördim.
(322) -men bır ẕāt etåem... (323) aydayn åaŋa. (324) ġoy, ġara wātır alı wülen
åöwöşåin, bır bıra. (325) ol ġırḳ åānı ādam alıḳ gidip, ġırḳ wolup baåıw‿alıḳ geldi.
(326) ġoy, åöwöşåin! (327) bırdan ġara bātırıŋı, ġara pǟlwānıŋı öldürǟyåe, åeŋ giden
ġoşunuŋ wār. (328) bır ādam gön öldürdöråüŋ o tāyda, dìyye. (329) ġaytīm daşınnan
ğelen pāşşālığayam urş görköẕẕüğüŋ wōr, dìyye.
(330) -bınīŋam doğrı pikir, erwet dǟl. (331) ġaytīm nǟmeyem molåo o ẕād
görörler, olorăm.
(332) […] ȫẕ yāınnan pikir edye ‘‘bırdan alı öldürǟyåeyem […]’’ māḳūllayă.
(333) -olor yālı wolåă, ḳāḳă åen, bu ādamı nǟçe wağıtlāp āş åaḳlāp, bulam gǖnde
iyip içip, meå wolup, şōn yālı woluw‿oturon ādam milen āc‿ādamı urşduråăŋ åaŋa
pāşşālıḳda nǟme diyerler? dìyye.
(334) mınam ìdir içir dìp… (335) şeydip ġaraẕ mǟliğem ìdirye, içiw‿uğrădı.
(336) ġōwı bır hepdǟŋ içinde mǟliği baḳdı, becerdi. (337) ġaraẕ ȫẕüne ğelip… (338) ay
diyilyǟn waḫtı geldi wolìn ortā çıḳdılar, dìyye. (339) ġara pǟlwān değirmeniŋ dāşını
ẕıncırıŋ ūcuna daŋıp òowāda aylāḳ gelyedi. (340) urşo çıḳmānḳā mǟlik pǟlwāna, ejder:
(341) -hǟẕir åen urşup başlāråıŋ wolìn ġara pǟlwānı öldüröŋnenåoŋ diŋe […]
menem ġorḳı åalarn, dìyye. (342) åen geliwer, men ġālan ẕādı ȫẕüm oŋororın, dìyye.
(343) åen ḳāḳăma, maŋa tarap yöröğün, dìyye.
328
(344) ay şeydip yaŋḳı ġara pǟlwān değirmen dāşını aylāw‿uğrodı wolìn, aylāp
ağẕınnan āḳ köpük gelip, åeçelǟp değirmen dāşını ẕıncırıŋ ūcundă… (345) ẕıncırıŋ
daŋıḳlı elinde aylāḳ gelip baryădı wolìn heẕreti alı yaŋḳı gelip baryān dāşı ḫowāda tutup
bır çekdi wolìn yaŋḳı eli wilen ġoport, dìyye de, ġara pǟlwānıŋ. (346) mınıŋam şeydip
eline bır yarağ düşdü dǟniŋ, yaŋḳı mǟlik şeydip eline yarağ düşdü. (347) ġaraẕ ajdar
pāşşā ȫẕ ġoşunlorna görköẕme werdi.
(348) -hēmmeåin üååünö uğrodup öldürüŋ, kelleåin ayırıŋ!
dìw‿uğrodı wolìn, oŋo çelli heẕreti alı yetişip ġalāŋ bır ğapdalınnan bır ġapıåını
ġalānıŋ öŋünö ġalḳan edip bır ğıradan ġırıḳ geldi, ġırıp baryă, dìyye. (349) ay gördü o
tarapdan ġīyẕı ejder pāşşāyă, dìt dìyye:
(350) -ḳāḳă åen bu ğörön oğloncuğıŋ alı dǟl. (351) alīnı ğörcök wolåoŋ åeret bı
tarawŋa,
dìdi wolìni ġalānıŋ bır ğapıåını ȫẕüne ġalḳan edip ġırıḳ gelyǟn alīnı gördü wolìn,
öŋünnön geleni yȫne ġırıḳ geliw‿otīr, dìt dìyye.
(352) -ẕālıwāt, duruŋ! meŋ pāşşālığmı kellǟŋẕe geyyeŋiẕ iki wolup, duruŋ! dìt
dìyye. (353) duruŋ men muåulmān wolcoḳ, dìw‿aytdı, dìyye. (354) yönö, üş åānı
şertim‿mār, dìt dìyye.
(355) ay, durdulo.
(356) -ayt şertiŋi.
(357) -şertim, şu oğlon kim, bu oğlon?
(358) -ay palān pāşşānıŋ oğlı, mǟlik diyilyǟn, dìt dìyye.
(359) -şu mǟlik wolyān wolåă, şuŋ ādı tutulon yerde meŋem ādım tutulåın! (360)
şuŋo men ȫẕ ġīyẕım‿mercek. (361) şulordon bolon çāğāŋ ādınayam ‘‘muḫommet’’ dìp
āt ġoyuŋ! dìw‿aytdı. (362) şu üş şertim‿mār, dìw‿aytdı dìyye.
329
(363) - bolyă, dìt dìyye.
(364) heẕreti alı ırẕā etdi, dìyye. (365) şonnon åoŋom ‘‘mǟlik ajdar’’ diyilye.
(366) ajdar pāşşāŋ ādı ‘‘mǟlik’’ ȫẕ ādı. (367) şoŋ çǖn mǟlik ajdar woluḳ ġālyă şoŋ ādı.
(368) ine şu rowāyatıŋ yağday şuŋ yālı. (369) mǟlik bāwānıŋ ölön yerem‿mār. (370)
olom ḳāḳa etrāwınıŋ duşoḳ ōwoåunda, mǟne wilen duşoğuŋ āralığında ġuwurı wār,
kümmöti wār. (371) şo tāyda amanadın tawşıran. (372) ḫudāy tağalā iki dünyǟåini āwād
etåin! (373) yatan yeri yağtı wolåun! (374) cāylarnı cennetden etåin! (375) āhīryetde
cennetde biẕem olor wilen dìdārlaşmaḳ neåìwǟmiẕẕe wolåın! (376) amìn.
330
80.MALİK PEHLİVAN
(1) Ben Malik Pehlivan hakkında bir rivayet anlatacağım. (2) Adına Malik Ajdar
demişler. (3) Neden Malik Ajdar demişler. (4) Onun adı Malik. (5) Peygamberimiz
zamanında yaşamış bir sahabe. (6) Hz. Ali’nin yakın arkadaşı.
(7) Arap padişahın bir oğlu. (8) Peygamberimizin İslam dinini yaymaya
başladığı dönemlerde, Arap tayfalarıyla birlikte sefere çıkmışlar. (9) Kâfirlerin
Müslümanlara teslim olarak İslam dinini kabul ettikleri dönemdi. (10) Hz Ali, Malik
Pehlivanın babasıyla savaştığı dönemde iki kardeşini öldürüyor. (11) Bundan sonra
padişah intikam almak için küçük oğlu Malik’i savaşa hazırlıyor. (12) Malik’i Hz.
Ali’nin karşısına çıkarmak için savaşa hazırlamış. (13) O dönemlerde Hz. Ali’den çok
korkarlarmış. (14) Hz. Ali asıl savaşçılardan biriymiş. (15) Padişah oğlunu Hz. Ali’nin
karşısına çıkarmak için hazırlamış. (16) Malik Pehlivan’a savaşın sırlarını öğretiyor.
(17) Malik Pehlivanı on sekiz yaşına kadar yetiştiren komutan:
(20) –Padişahım, oğlun artık yetişti. (21) Gönül rahatlığıyla Hz. Ali’nin karşısına
çıkarabilirsin. (22) Kanınız yerde kalmayacak.
(23) Böyle deyince padişah:
(24) –Öyleyse nasıl hazırlandığını görelim. (25) Şimdi sen hazırlık alanına git,
Malik’in nasıl hazırlandığını izleyeyim.
(27) Padişah oğlunun hazırlandığı yere gizlice gidiyor. (28) Komutanın
anlattığından daha iyi yetiştirildiğini görüyor. (29) Bir vuruşta büyük kütükleri kaldırıp
kırdığını görmüş. (30) Mutlu bir şekilde saraya dönüyor ve komutana şöyle diyor:
(31) –Malik’i yanıma çağır, demiş.
(32) Öyle deyince, komutan Malik’in yanına gidip:
(33) –Dur Malik. (34) Baban seni yanına çağırıyor, demiş.
(35) Malik hazırlanarak padişahın huzuruna gidiyor.
(36) –Muhterem babam! (37) Hizmet, demiş.
(38) –Bunca zamandır sana söylemediğim bir olayı anlatayım. (39) Kanın yerde
kaldı, diyor.
(40) O da:
331
(41) –Kimin kanı, demiş
(42) –Hz Ali senin kardeşlerini öldürdü. (43) Ali’nin karşısına çıkarmak için
seni yetiştirdim. (44) Seni savaşa hazırladım. (45) Şimdi kardeşlerin intikamını alma
vakti geldi, deyince:
(47) –Tamam baba. (48) Sözünüz yerde kalmaz, demiş.
(50) –O zaman hazırlanayım, demiş:
(51) –Hayır. (52) Sen yanında bin atlı götür, demiş.
(53) –Ey babam! (54) Sana Hz. Ali’nin kafası lazım değil mi, demiş. (55) Gidip
kendim alıp gelirim, demiş.
(56) –Hayır öyle olmaz. (57) Muhammet adlı sihirbazı var. (58) Onunla
konuşma, demiş.
(59) –Tamam, demiş.
(60) –Komutanla birlikte git. (61) Onun söylediklerinden çıkma, demiş.
(63) Malik’i bin atlıyla yola vurdular. (64) Komutanı defalarca tembihledi.
(65) –Müslümanların Muhammediyle konuşturma. (66) Malik daha gençtir.
(67) Malik’in Müslüman olmasından korkmuş. (68) Padişah yaşlı yardımcısını
tembihlemiş.
(69) –Tamam padişahım. (70) Söylediğiniz gibi yaparım, demiş.
(71) Yola çıkmak için hazırlandılar. (72) Hz. Ali’nin yaşadığı yere, bir günlük
yola çıktılar. (73) Orada yaşlı komutan:
(74) –Direkt Hz. Ali’nin olduğu yere gitmeyelim! (75) Önce içlerine casus
gönderelim. (76) Önce Ali’nin orada olum olmadığını öğrenelim, demiş. (77) İki üç kişi
gönderelim, demiş. (78) Öyle yaparsak daha iyi olur, demiş.
(79) Gideceğim diye ısrar eden genç, orada kalmak için yaşlı komutanı ikna etti.
(80) Gece orada dinlendiler. (81) Ertesi gün yaşlı komutan casus gönderdi.
(82) –Üç dört kişi, gidin öğrenin! (83) Ali burada olup olmadığını öğrenin,
demiş.
332
(84) Öğrenmek için üç dört kişi gitti. (85) Köye yaklaşınca Ali’nin oğlu, Hasan
ve Hüseyin’le karşılaştılar. (86) Hasanla Hüseyin koyun otlatıyorlardı.
(87) –Siz kimsiniz, demişler.
(88) –Biz yolcuyuz. (89) Hasan ve Hüseyin. (90) Ali’nin oğullarıyız, demiş.
(91) Bu gelenler:
(92) –Ali’nin oğullarıysa, bizim oraya gitmemize gerek kalmadı, demişler.
(93) İkisini de götürüyorlar. (94) Yaşlı komutanın yanına götürüp:
(95) –İşte Ali’nin oğulları. (96) Artık Ali’nin kendisi bizi bulur, kendi ülkemize
dönelim, demiş.
(97) O sırada Malik Pehlivan demiş:
(98) –Hayır iki çocuğu kaçırarak Ali’yi bulmam. Böyle lafın altında kalmak
istemiyorum. (99) Buradan gitmeyeceğim. (100) Gelsin, burada savaşıp başını keserek
alıp gideceğim. (101) Babama söz verdim. (102) Ben oğullarını kaçıracağım demedim.
(103) Ali’nin kafasını getireceğim dedim. (104) Oğullarını getireceğim demedim,
demiş.
(105) Yaşlı komutan diyor:
(106) –Müslümanların yaşadığı yerden uzak olalım. (107) Bizi yağmalamasınlar,
biraz uzakta dinlenelim. (108) Bir iki günlük yolu geçtikten sonra izimizi bulurlar,
diyerek Malik’i ikna ettiler ve yola çıkmaya hazırlandılar.
(109) Şimdi haberi kimden alalım. (110) Şimdi haberi Hasanla Hüseyin’in
hayvanlarından alalım. Hayvanların kendisi evlerine döndüler. (111) Hayvanların
kendilerinin eve geldiğini gören Fatma, çocukların olmadığını gördü. (112) Koşarak
Peygamberimizin yanına gitti. (113) Peygamberimiz camideydi. (114) Camiye giderek:
(115) –Hayvanların kendisi geldi. (116) Hasanla Hüseyin yok. (117)
Hayvanların kendileri geldi. (118) Hayvanların yanında ikisi de yok, demiş
(119) Bu haber orada burada yayıldı. (120) Hemen haber geldi. (121) Dört atlı
gelip çocukları götürdüklerini söylediler. (122) Dört atlını hangi tarafa gittiklerini
gösterdiler. (123) Hz. Ali atına binerek peşlerinden yetişti. (124) Muhammet
Peygamberimiz de orduyu toplayarak Ali’nin arkasından gitti. (125) Orduyla birlikte Hz
333
Ali’nin peşinden gitti. (126) Arkasından yetiştiler. (127) İki ordu karşı karşıya durdu ve
Malik ortaya çıkarak:
(128) –Sizin komutanınız kim. (129) Hani ortaya çıkın! demiş.
(130) Peygamberimiz Muhammet (sa) ortaya çıkıyor.
(132) –Bunca insanın kanını dökmek istemiyorum. (133) Hz. Ali kimse ortaya
çıksın. (134) Ben onu öldürmek için geldim, demiş.
(135) O zamanlar Hz. Ali otuz yaşlarındaydı. (136) Olgun vakti, kılıcından kan
akıttığı, güçlü, cesur vaktiydi. (137) Allah Hz. Ali’yi bu dünyanın aslanı olarak yarattı.
(138) Bununla ilgili rivayetler de var. (139) Malik Pehlivan öyle deyince avuna saldıran
kartal gibi ordunun içinden çıktı. (140) Malik ile Hz. Ali kılıçla savaşmaya başladılar.
(141) Güreştikleri sırada Hz. Ali kendi kendine:
(142) –Ey Allah’ım. (143) Sen beni dünyanın aslanı olarak yarattın fakat küçük
çocuğa gücüm yetmemeye başladı, demiş.
(144) Güreştikleri sırada kendi kendine öyle demiş. (145) O zaman Allah
tarafından Muhammet Peygamberimizin kulağına ses geliyor:
(146) –Bu savaşı durdur. (147) Malik’in Müslüman olma zamanı geldi, demiş.
(148) Muhammet Peygamberimiz ortaya çıkarak ikisine de:
(149) –Durun, durun!
(150) Malik’e demiş
(151) –Senin Müslüman olma vaktin geldi. (152) Bin yıllık hikmetin buradadır.
(153) Müslüman olmak senin kaderine yazılmış, demiş.
(154) –Beni inandıracaksan ordumla birlikte Müslüman olayım, demiş.
(155) Muhammet Peygamberimiz İslam dinin kurallarını anlattı. (156) İnsanlar
biri birilerinin gönlünü kırmamalı, alçak gönüllü olmalı. (157) Her şeyi yaratan tek
Allah’tır. (158) Onları ayrıntılı bir şekilde anlatınca:
(159) –Bu anlattıkların doğru. (160) Doğru olan şeyleri anlattın, fakat benim bir
sorum var. (161) O sorumu gönlümce cevaplarsan, Müslüman olmaya razıyım, demiş.
(162) –Ne yapayım, demiş.
334
(163) Yol ikiye ayrılıyordu. (164) Yolun ortasında büyük bir taş vardı. (165)
Taşın etrafına bakındı ve taşın içinden görmediği kuşun uçup gitmesini istedi. (166) O
zaman ordusuyla birlikte Müslüman olacağını söyledi.
(167) Peygamberimiz demiş:
(168) –Taşın içinden kuş çıkaracak kadar ben sihirbaz değilim, demiş. (169)
Allah bana vahi gönderdiği zaman yapabiliyorum, demiş.
(170) Arkasına dönünce Allah tarafında Peygamberimize vahi geliyor.
(171) –Bunların hepsi şimdiye ayarlandı. (172) Sen dua et, demiş.
(173) O sırada Allah tarafında böyle bir vahiy gelmiş (174) Peygamberimiz
arkasına dönerek dua etti. (175) Allah’tan diledi.
(176) Bu Malik’in istediği kuşu tacın içinden çıkarmasını diledi.(177) Duasını
bitirdi. (178) Elini açarak dua etmeyi bırakınca taş ikiye bölündü. (179) İçinden güzel
tavus kuşu çıktı ve yukarıya doğru uçup gitti. (180) ‘‘La ilaha illallah Muhammedin
Rasulallah’’ diyerek yukarıya doğru uçup gitmiş. (181) Malik bunu görünce şaşırmış ve
oracıkta Müslüman olmuş. (182) O zaman Malik Pehlivan:
(183) –Ben de Müslüman oldum artık sizin kardeşinizim. (184) Ali de benim
kardeşi oldu. (185) Hasanla Hüseyin’i geri götüreceğim.
(186) Hasan’ı bir omzuna, Hüseyin’e diğer omzuna alarak Fatma anamıza teslim
edip helallik istedi.
(187) –Beni affedin! (188) Hata ettim, affedin! demiş.
(189) Malik Pehlivan Hz. Ali’ye demiş:
(190) –Bizim evimize de gidelim! İslam’ın kurallarını babama da anlat. (191)
Nasibimizde varsa ülkemiz de Müslüman olur. (192) Padişahlığımız Müslüman olur,
demiş.
(193) Malik ile Hz. Ali yola çıktılar. (195) Ordusuyla birlikte gittiler. (196)
Malik saraya gidince padişah tahtında oturuyordu. (197) Hz. Ali’nin eli zincirle bağlı
olmadığını gördü ve şöyle dedi:
(199) –Bunda bir hikmet var. (200) Eli ayağı bağlı değil, diyerek kendi kendine
konuşuyordu ve Malik dedi:
335
(201) –Baba! Bu Hz. Ali. (202) Bu da benim. (203) Ben sana Hz. Ali’nin
kafasını getireyim diye söz verdim fakat sana Hz Ali’nin kendisini getirdim, demiş.
(204) Ben Müslüman oldum, sen de Müslüman ol! (205) Onların saf, temiz inançları
var. (206) Güzel dindir. (207) Biz de Müslüman olalım, demiş. (208) O sırada padişah
sıçrayarak yerinden kalkıyor ve oracıkta can vermiş. (209) Onun nasibinde Müslüman
olmak yokmuş. (210) Böylece Malik babasını kaybediyor. (211) Ondan sonra Malik o
ülkenin padişahı oluyor. (212) Padişah olduktan sonra ülkesindeki halkın hepsini
Müslüman ediyor. (213) Hz. Ali’yle kardeş oluyorlar. (214) Birçok savaşlara
katılıyorlar. (215) Malik böylece padişah oluyor. (216) Hz. Ali ara sıra Malik’in yanına
gelip giderdi. (217) O zamanlar Arap Hanlığını padişah Ejder yönetiyormuş. (218) O da
Hz. Ali’yi öldürtmek için birçok pehlivan hazırlamış. (219) Padişah’ın yetişkin kızı
varmış. (220) Ajdar padişahın on sekiz yaşında kızı varmış. (221) Ajdar padişah halkına
şöyle duyuruda bulunuyor:
(222) –Kim Ali’nin kafasını getirirse, servetimin yarısını hem de kızımı
vereceğim, demiş.
(223) Herkes padişahın servetine sahip olmak istiyordu. (224) Padişahın kızını
almak istiyorlar. (225) Pehlivanlar geliyor. (226) Herkes kendine güveniyor. (227)
‘‘Kara Dev’’ adlı bir pehlivan varmış. (228) Hz. Ali’yi öldürmek için hazırlanıyor.
(229) Yanında da kendisi gibi kırk tane pehlivan varmış. (230) Bunlar hep birlikte yola
çıkıyorlar. (231) Hz. Ali’nin Malik Pehlivan’ın sarayında olduğunu öğrenmişler (234)
ve yola çıkmışlar.
(235) Malik Pehlivan’ın sarayını yağmalayıp Hz. Ali’yi alırız, demiş. (236)
Böylece kalenin yakınlarına gelmişler. (237) Malik Hz. Ali’yi evine uğurlayıp yeni
saraya girdiği sırada gürültü duymuş. Ali diye bağırdıkları zaman:
(238) –Ali mi geldi acaba?! diyerek geri dönmüş. Ancak yanında herhangi bir
silahı da yoktu. (239) Geri dönüp bakınca:
(240) –Ali denen kim?
(241) –Ali benim, demiş.
336
(242) Malik ben deyince, kırk tane pehlivan Malik’i deveye bağlayıp
götürmüşler. (243) Malik kendinin aslında kim olduğunu söylememiş. (244) Onlara
karşı çıkmamış. (245) Böylece saraya götürüyorlar.
(246) –Allah’ım! (247) Bunlar kısmetimizde vardır. (248) Allah bizi görüyor.
(249) Bize yetişir. (250) Ali’yi ben kurtaracağım diyerek mutlu olmuş.
(251) Malik Pehlivan’ı Ajdar padişaha götürüyorlar. (252) Karadev, kırk
pehlivanla birlikte padişahın huzuruna gidiyorlar. (253) Kara Batır. (254) Kara Batır ve
diğerleri saraya doğru gittiler. (255) Ejder padişah demiş:
(256) –Ali’yi hapishaneye atın, demiş.
(257) Zindana Ali’nin yerine Malik giriyor. (258) Ajdar padişah kendisi gibi
Müslüman olmayan Arap hanlarına Hz. Ali’yi öldüreceğini söylemiş. (259) Gelir
gelmez Maliki öldürecekti ancak yardımcıları şöyle demiş:
(260) –Ey padişahım! (261) Onu şimdi öldürme. (262) Kendin gibi Müslüman
olmayan Arap Hanlarının padişahlarını çağırarak, büyük törenle öldürelim. (264) Diğer
hanlıklar da görsün, demiş.
(265) –Bu da kötü fikir değil, demiş.
(266) Yedi, sekiz Arap Hanlığına haber veriyor. (267) Kendisi gibi Arap
ülkelerine. Ali’yi öldüreceğini haber veriyor. (268) O zamanlar Arap hanlarının hepsi
Müslüman olmamışlar. (269) Bu şekilde haber veriyor. (270) İşte ‘‘filanıncı gün Ajdar
padişah kendi ülkesinde Müslümanların Ali’sini öldürüyor’’ diyerek haber veriyor.
(271) Bu törene çağırıyoruz diye haber vermiş. (273) Ajdar padişahın kızı on sekiz
yaşında genç kızdı. (275) Padişahın kızı Hz. Ali’yi görmek istemiş. (278) Kızın adı
Ejder’miş. (279) Padişahın adı Ajdar. (280) Padişahın kızı bazen kalenin üzerine
çıkarak yıldızlara bakarmış ve bu yıldızları yaratan tek bir Allah’ın olduğunu
Müslümanlardan duymuş. (281) Ali’yi görebilme arzusundaymış.
(283) Ejder, Ali’nin olduğu zindana gidiyor. (284) Ali’nin yerine genç oğlanın
olduğunu görünce onun Ali olmadığını sezmiş. (285) Kendi kendine demiş.
(286) –Benim yaşım on sekiz, Ali de kırkı aşmış olması lazım, demiş. (287) Ben
küçüklüğümden beri ‘‘Ali, Ali’’ seslerini duyardım. (288) Kendi kendine bu Ali değil,
demiş. (289) Zindanın kapısında durarak:
337
(291) –Sen Ali değilsin, neden Ali’nin yerine kendini öldürtmeye çalışıyorsun,
demiş. (292) Onun yerine ölecek kadar iyi birisi mi? (293) Sen Ali değilsin demiş.
(294) Malik pehlivan da:
(295) –Ben Aliyim, diyerek dönüp yatıvermiş.
(296) Birkaç gün geçince Ejder tekrar Malik’in yanına gelmiş:
(297) –Ben de tek Allah’a inanıyorum. (298) Tek Allah’a inanıyorum. (299) Ben
de iman edeceğim. (300) Fakat sen benimle konuş. (301) Sen bana söyle. (302) Ali’ye
haber göndereyim. (303) Ali gelip seni kurtarsın, demiş.
(304) Malik pehlivan ona güvenmemiş.
(305) –Aliyim ben, demiş.
(306) –Hayır sen Ali değilsin. (307) Ben onu iyi biliyorum. (308) Ali’nin yaşı
kırktan ileride olması gerek. (309) Sense genç oğlansın, ben de genç kız, ben
hissediyorum, demiş.
(310) Ejder sonunda Malik’i konuşturuyor. (311) Bir iki gün tekrar geliyor.
(312) –Ben babamla konuşurum, demiş.
(313) Ejder Ali’ye haber gönderiyor.
(315) –Filan günü Malik’i öldürecekler, demiş.
(316) Kendi babasının yanına gelerek:
(317) –Ey baba! (318) Ben Kara Batır’la evlenecek miyim, demiş.
(318) –Evet, evleneceksin. (319) Bana Ali’yi getirdi. (320) Ben söz verdim.
(323) –Bir şey söyleyeyim sana. (324) Kara Batır’la Ali teke tek savaşsınlar.
(325) Ali’yi kırk kişiyle birlikte getirdi. (326) Ali’yle savaşsın! (327) Kara Batır’ı
öldürse bile senin çok ordun var. (328) Ali’yi oracıkta öldürtürsün. (329) Artı dışarıdan
gelen hanlıklara da güreş göstermiş olursun, demiş.
(330) –Bu da kötü fikir değil. (331) Onlar da güreş görmüş olurlar.
(332) Kendi kendine düşünüyor ve kızının söylediklerini onaylıyor.
338
(333) –Öyleyse baba, kaç gün aç kalmış birisiyle, yiyip içine Kara Batırla
savaşması adil olmaz. (334) Onu da yedir içir. (335) Malik’i de güzelce besliyorlar.
(336) Bir hafta boyunca Malik’i yiyip içiriyorlar. (337) Malik eski haline döndü. (338)
Söylenen vakit gelince savaş alana çıktılar. (339) Kara Pehlivan değirmenin taşını
zincirin ucuna bağlayıp yukarıda döndürerek geliyordu. (340) Güreşe çıkmadan önce
Ejder, Malik Pehlivana:
(341) –Şimdi sen güreşmeye başladığın sırada Kara Pehlivanı korkuturum. (342)
Sen yoluna devam et, geri kalanını ben hallederim, demiş. (343) Kara Pehlivanı
öldürdükten sonra babamın olduğu yere doğru gel, demiş.
(344) Böylece Kara Pehlivan zinciri değirmen taşına bağlayıp yukarıda fırlatarak
geliyordu. (345) Zincire bağlı değirmen taşını elinde fırlatarak geliyorken, Hz Ali taşı
havada tutmuş ve taşı çekince zincir Kara Pehlivanın eliyle birlikte kopmuş. (346) O
sırada Malik silah buldu. (347) Ajdar padişah kendi ordusuna emretti:
(348) –Askerlerin hepsini yollayın, öldürün onu! deyince o sırada kalenin
kapısını kalkan yaparak Hz. Ali’nin ordusuyla birlikte geldiğini gördü. (349) Hz.
Ali’nin geldiğini gören Ajdar’ın kızı padişaha şöyle demiş:
(350) –Baba senin bu gördüğün çocuk Ali değil. (351) Ali’yi görmek istiyorsan
diğer tarafa bak, deyince kalenin bir kapısını kalkan yaparak askerleri öldürmekte olan
Ali’yi gördü.
(352) –Aman, durun! iki kişi benim hanlığımı yok edeceksiniz, demiş. (353)
Durun, ben Müslüman olacağım, demiş. (354) Fakat üç şartım var, demiş.
(355) Durdular.
(356) –Şartını söyle.
(357) –Bu genç kim?
(358) –Filan padişahın oğlu Malik, demiş.
(359) –Bu Malik’se, onun adı geçtiği yerde benim de adım geçsin. (360) Ona
kendi kızımı vereceğim. (361) Bunların çocuğuna da Muhammet ismini verin, demiş.
(361) Bu üç şartım var, demiş.
(363) –Tamam, demiş.
339
(364) Hz. Ali’yi razı etmiş. (365) Ondan sonra Malik’in isi Malik Ajdar olmuş.
(366) Ajdar padişahın adı Malik. (367) Bu yüzden Malik Ajdar demişler. (368)
Bu rivayetim de böyle. (369) Malik Baba’nın anıtı var. (370) Kaka ilçesinin Duşak
köyünde, Mane ile Duşak’ın arasında Malik Ajdar’ın anıtı var. (371) Orada vefat
ediyor. (372) Allah iki dünyasını versin. (373) Nur içinde yatsın. (374) Mekânı cennet
olsun. (375) Ahirette cennette onlarla buluşmayı nasip etsin! (376) Amin.
340
IV.BÖLÜM
DİZİN
-ā-
āb: su
ā. (6/16)
āc: tok olmayan (krş. āş, āç)
ā. (80/333)
āca-: ekşimek
ā. (30/11)
ā.-anda (ācānda) (30/11)
ācatma: ekşimiş hamur
ā. (29/12)
ācı: acı
ā. (2/36)
āç: (krş. āc)
ā. (21/39)
ād: ad, isim
ā. (77/19)
ādam: 1. kişi, insan
ā. (1/10), (1/12), (1/33), (1/36),
(1/10), (1/12), (1/33). (1/43), (1/36),
(1/7), (9/12), (19/6), (2/1), (2/14),
(2/28), (2/3), (21/15), (21/28), (21/38),
(21/55), (21/78), (21/86), (22/42),
(22/45), (32/23), (36/8), (36/9), (36/32),
(36/38), (36/50), (36/55), (40/33),
(41/22), (41/31), (46/6), (46/9), (46/70),
(46/81), (46/138), (53/3), (53/5),
(54/15), (54/42), (57/12), (57/45),
(57/62), (57/63), (57/77), (58/22),
(59/27), (63/2), (63/3), (63/22), (63/26),
(76/121), (78/3), (78/35), (79/3),
(79/68), (79/71), (80/82), (80/276),
(80/325), (80/328), (80/333)
ā. +a (11/17), (21/55), (21/58),
(36/51), (36/58), (45/41), (45/43),
(53/4), (76/65)
ā. +ā (21/55), (40/35), (62/24),
(67/15)
ā. +dığnı (79/72)
ā. +ı (2/11), (21/65), (35/29),
(57/63), (57/64), (58/30), (63/7),
(80/333)
ā. +ıŋ (16/41), (21/85), (36/7),
(36/8), (36/9), (36/21), (36/32), (36/35),
(36/36), (36/40), (36/43), (36/49),
(36/53), (36/55), (36/56), (36/75),
(41/25), (63/26), (75/54), (78/14),
(80/54), (80/132), (80/286)
ā. +lă (1/59), (45/2), (48/3),
(48/5), (48/23), (57/25), (63/30),
(80/205)
ā. +lădı (58/29)
ā. +lămmız (9/14), (9/15)
ā. +lăŋ (37/25), (52/12),
(80/218)
ā. +lăr (19/23), (19/29), (20/11),
(21/85), (31/5), (32/23), (36/17),
(36/28), (36/44), (53/9), (53/12),
(79/75), (80/13), (21/5), (21/84)
ā. +lără (21/5), (21/84), (35/24),
(48/4)
ā. +lărdan (53/9)
ā. +lărı (36/74), (66/13)
ā. +lărınnan (79/2)
ā. +lărıŋ (1/34), (31/6), (80/156)
ā. +lărmıẕ (36/57)
ā. +lărnă (19/2), (36/74),
(57/78), (76/111)
ā. +lărnıŋ (37/36)
ā. +lămmı (80/292)
2. koca, eş
ā. +ım (ādamīm) (54/3), (40/4),
(67/5), (75/42), (75/49)
ā. +ımı (ādamīmı) (75/28)
ā. +ıŋ (ādamīŋ) (75/20), (75/32)
ā. +ıŋı (ādamīŋı) (75/34)
ā. +åı (46/69), (76/65)
ā. +åınă (76/15)
ā. +åınıŋ (37/22)
ādatı: genel, sıradan
ā. (36/61), (37/25)
āğ: beyaz, ak
ā. (17/14), (17/15), (75/35),
(75/38)
āğa: ağa
ā: (21/35), (21/46), (21/49),
(21/67), (21/74), (21/81), (21/84),
(21/84), (21/88), (21/89), (21/89)
ā. +nıŋ (āğānıŋ) (58/3)
341
ā. +ŋ (āğāŋ) (58/2), (58/26),
(58/28)
āğamıradıwa: isim
ā. (52/1)
āğar-: beyazlamak
ā. -dı (30/18)
ā. -ıp (44/11)
āğart-: (et. ç. krş. ağar-)
ā. -ıp (āğardıp) (43/7)
āğdarıl-: indirilmek
ā. -dı (24/4)
āğı: ağıt
ā. (36/3), (36/6), (36/9), (36/17)
ā. (ağ‿aydım) (36/19), (36/20),
(36/24), (36/36), (36/29), (36/34)
ā. +lă (54/65)
ā. +lăr (36/16)
ā. +lărı (36/4)
āğıl: koyun barınağı
ā. (40/61), (54/56), (54/66),
(54/68)
ā. +a (54/65)
ā. +dayăm (54/42)
ā. +ıŋ (40/64), (54/60)
āğır-: ağırmak
ā. -åa (45/42)
āğırma-: ağırmamak
ā. -yă (54/85)
āğırı: acı
ā. (1/14)
āğla-: ağlamak
ā. -māğa (37/11)
ā. -maåını (37/10)
ā. -p (āğlāp) (37/52), (37/53)
ā. -yă (36/10), (37/52), (74/5)
āğlamaḳlıḳ: ağlamaklık
ā. (36/12), (36/9)
ā. -ıŋ (āğlamaḳlığıŋ) (36/11)
āğlanıl-: (ed. ç. krş. āğla-)
ā. -yă (36/15), (36/23)
āğlaş-: (iş. ç. krş. āğla-)
ā. -ıweripdirle (74/20)
āòır: son, sonunda (krş. āòırı, āòırīn)
ā. (37/4), (39/7), (46/72)
āòırı: (krş. āòır, āòırīn)
a. (39/44), (15/13)
āòırīn: (bk. āòırı)
a. (78/10), (80/310)
āòīryeT: âhiret
ā. (78/39)
ā. +de (80/375)
āḳ: (krş. āğ)
ā. (17/15), (32/62), (42/24),
(45/20), (50/12), (59/14), (59/34),
(75/16), (75/32), (80/344)
āḳpātā: dua edip izin vermek
ā. (9/11)
āla: renkli
ā. (16/6), (16/20), (16/27),
(50/12), (57/79)
ālaça: beyaz ve siyah tirelerle eğrilmiş
iplik
ā. +lăŋ (45/22)
ā. +lărnı (45/23)
ālawāy: köpek ismi
ā. (35/2)
ālevì: alevi
ā. (16/34)
ā. +ler (16/32)
ālım: alim
ā. (5/2), (5/5), (5/8), (5/13),
(5/15), (16/1), (16/20), (16/23), (16/5),
(31/12), (31/5), (31/6), (31/7), (31/8),
(31/9), (32/13), (32/19), (32/20), (32/4),
(33/1), (35/12), (35/24), (35/28), (36/6),
(36/42), (36/56), (57/78), (57/82)
ā. +lămmıẕ (16/42)
ā. +lămmıẕă (16/36)
ā. +lăŋ (16/47), (16/53)
ā. +lăr (16/44), (16/59), (16/60)
ā. +lărı (78/16), (78/22)
ā. +lărıŋ (16/45)
ā. +lărnıŋ (78/15)
ālìlıça: alilice (krş. ālìli) ā. (16/58)
ālìli: alili boyu
ā. +lemmiẕẕe (ālìllemmiẕẕe)
(35/8), (35/21), (36/38)
ā. +leŋ (ālìlleŋ) (16/21), (16/33),
(5/11),(16/48), (16/54), (16/72)
ā. +ler (ālìller) (16/4), (16/57)
ā. +lere (ālìllere) (5/13)
ā. +leri (ālìlleri) (16/57)
ā. +li (ālìlli) (5/12)
ā. +niŋ (ālìlìniŋ) (1/2), (16/3)
342
āllan-: kandırılmak
ā. -āymaåın (80/67)
āmatlı: amaçlı
ā. (23/30), (77/13), (77/14),
(77/16)
āncānıwa: isim
ā. (76/1)
āngılyă: İngiltere
ā. (77/18)
ā. +nıŋ (ānglyānıŋ) (77/18)
ā. +ŋ (ānglyāŋ) (23/6)
ānnacamāl: isim
ā. (40/5)
ānnaduråun: isim
ā. (54/3)
ānnağöẕöl: isim
ā. (38/1)
ānnaverdi: isim
ā. (3/9)
āŋ: akıl, hafıza
ā. +ına (18/6), (19/32), (51/10)
āŋlanıl- : anlaşılmak
ā. -yă (32/21)
āŋlat-: anlama gelmek
ā. -ıpdır (āŋladıpdır) (73/7)
ā. -yă (āŋladyă) (19/13), (32/18),
(33/3), (35/25), (53/13)
āpat: afet, büyük zarar veren doğa olayı
ā. +ıŋ (āpadıŋ) (74/23)
ār: öç, intikam
ā. +ını (80/45)
āra: 1. ara, mesafe
ā. +ŋıẕẕa (ārāŋıẕẕă) (46/115),
(77/18)
ā. +larında (4/6)
ā. +åı (14/17)
ā. +åınăm (68/9)
ā. +åında (16/22), (20/12),
(20/26), (23/14), (35/4), (36/6), (37/7),
(37/12), (37/17), (38/9), (46/6), (72/1),
(75/6), (38/22)
ā. +åından (2/15), (38/22),
(66/34),
ā. +åındayăm (33/1)
ā. +åını (63/23)
ā. +åınnan (49/24)
2. ölmek, vefat etmek
ā. +dan çıḳ- (22/2), (22/62),
(22/67), (22/77), (24/23)
āraçǟk: sınır
ā. (23/17), (23/18), (23/21)
ā. +lemmiẕ (23/19)
āraçǟklik: sınırlılık
ā. +i (āraçǟkliği) (16/78)
ārağatnaşıḳ: bağlantı, ilişki
ā. (52/11), (52/12), (52/13),
(52/14), (52/20), (52/21)
ā. +ı (ārağatnaşığı) (52/12)
ā. +ıŋ (ārağatnaşığıŋ) (52/11)
ā. +da (52/15)
ā. +ları (52/12)
āralaş-: yaklaşmak
ā. -ıp (22/23)
ā. -yă (77/26)
āralıú: aralık
ā. +ı (āralığı) (1/9)
ā. +ında (āralığında) (63/14),
(80/370)
ā. +da (53/16)
ā. +larındāḳı (49/16)
āram āram: ara sıra
ā. (80/216), (80/280)
āratapāwut: fark
ā. +ı (āratapawudı) (77/18)
ārif: arif, akıllı
ā. (9/12)
āåūda: sakin, sessiz
ā. (56/12)
āş: (krş. āc, āç)
ā. (21/36), (80/333)
āş-: yüksek bir yerin öbür tarafına
geçmek, aşmak
ā. -annan (32/30)
ā. -ıp (79/56)
ā. -mal (21/57)
āşa: aşırı derecede, pek
ā. (77/24)
āşıḳ: aşık
ā: (36/67), (36/68), (37/14),
(50/8), (75/37)
āşlık: açlık
ā. (58/6)
āt: (krş. ād, āT)
ā. (17/15), (32/33), (32/37),
(32/41), (32/42), (80/361)
343
ā. +a (āda) (9/6)
ā. +ı (ādı) (5/2), (8/9), (15/16),
(15/19), (16/31), (32/47), (32/51),
(32/54), (39/79), (50/7), (57/22), (61/2),
(62/5), (63/29), (67/10), (71/5), (72/5),
(77/19), (80/4), (80/278), (80/279),
(80/359), (80/366), (80/367)
ā. +ım (ādım) (61/18), (80/359)
ā. +ımăm (ādımăm) (40/5)
ā. +ına (ādına) (37/6)
ā. +ınayăm (ādınăyăm) (80/57),
(80/361)
ā. +ını (ādını) (5/18), (80/3),
(8/4), (80/13)
ā. +ınıŋ (ādınıŋ) (32/55)
ā. +ınnan (ādınnan) (36/26)
ā. +lar (32/41), (32/43), (32/48)
ā. +ları (32/51), (77/39)
ā. +larıŋ (32/44)
ā. +larnı (14/32)
āT: (krş. ād, āt)
ā. (32/32), (32/36), (32/38),
(32/39), (32/56)
ā. +lar (32/44), (32/45)
ā. +lărăm (32/51)
ā. +ları (32/40), (32/53)
ā. +larnă (32/53)
ā. +larnı (14/33), (67/11)
āTlandır-:isim vermek
ā. -ıpdırla (17/17)
āTlandırıl-: (ed. ç. krş. āTlandır-)
ā. -yă (32/59), (32/8), (36/9)
ā. -yān eken (5/21)
āTlaşdırıl- : (krş. āTlandır-)
ā. -yă (32/54)
āvgust: ağustos (krş. āwġust)
ā. +da (24/12)
āw: av
ā. (32/39)
ā. +a (36/69)
ā. +una (80/139)
āw: zehir
ā. (āw‿iç-) (46/140)
āwād: şen, bayındır (krş. āwāt)
ā. (80/372)
āwāt: (krş. āwād)
ā. (39/79), (8/9)
āwġust: (bk. āvġust)
ā. (41/21), (41/22), (54/50)
ā. +uŋ (41/28)
āwray: onur
ā. +nı (77/19)
āwraylı: onurlu
ā. (33/4)
ā. +ca (32/41)
āy: ay, otuz gün
ā. (39/38), (43/37), (43/41)
ā. +hem (āyăm) (41/4)
ā. +da (38/27)
ā. +dan (40/10), (40/11), (54/14)
ā. +ı (36/43), (41/4),
(41/21),(41/22), (42/1), (54/11), (54/12),
(54/13), (54/50), (54/53)
ā. +ında (17/13), (22/67),
(77/31)
ā. +ını (36/35), (36/36)
ā. +ıŋ (38/6), (38/7)
ā. +lar (78/16)
ā. +ları (42/4)
āyat: ayet
ā. +ı (āyadı) (78/11)
āybȫlek: isim
ā. (52/1), (67/14)
āycaòan: isim
ā. (67/14)
āydıŋ: aydın, aydınlık
göẕüŋ ā. (32/15)
āylıḳ: aylık, maaş
ā. (43/32), (43/40)
ā. +larnı (20/10)
ā. (ăylığ‿ìşlenil-) (20/9)
ā. +mıẕa (āylığmıẕa) (56/11)
ā. +mızdı (āylığmıẕdı) (56/9)
āyna: ayna
ā. (36/55)
ā. +a (36/5)
ā. +dan (5/27)
ā. +larăm (5/25)
ā. +larda (5/28)
ā. +ları (36/56)
ā. +larıŋ (36/55)
āyåoltān: isim
ā. (41/2), (43/30)
āẕ: az
ā. (12/14)
ā. +ınnan (31/3)
344
āẕ-: bozulmak, kötüleşmek
ā. -yă (77/13)
āẕacıḳ: çok az, azıcık
ā. (20/29), (31/8), (31/11),
(44/2), (44/5), (50/2)
ā. +dan (43/20)
ā. +āẕacığăm (20/29), (35/5)
ā. +lay (44/4)
āẕal-: azalmak
ā. -mağı (6/19), (6/20)
āẕalt-: (et. ç. krş. azal-)
ā. -ıp (āẕaldıp) (67/19)
āẕaş-: kaybolmak
ā. -yă (46/71)
āẕıḳ : besi
ā. (77/34)
āẕyă: [Aaziya] (asya)
ā. (77/13)
āẕẕa kǟnde: [aazda kände] (az çok)
ā. (3/23), (80/280)
-a-
abēd: öğlen
a. +ına (54/43)
abılçān: isim
a. (65/1), (65/65/15)
abıverd: isim
a. (6/18), (6/19), (6/20), (15/24),
(15/28)
abıwerd: (krş. abıverd)
a. (6/21), (6/22), (6/23), (7/1)
abraẕeå: nüsha, örnek
a. (69/8), (69/17), (69/18)
abubekir: isim
a. (2/3), (2/10), (2/22)
abuverd: (krş. abıverd, abıwerd,
abuwerd)
a. (5/21), (5/22), (5/23) (71/3),
(71/4), (71/5)
a. +iŋ (5/23)
abuwerd: (krş. abıverd, abıwerd,
abuverd)
a. (6/6), (6/11), (6/14), (6/15),
(6/16), (6/17), (71/2), (72/8) (5/23),
(15/9), (6/10)
acāyıp: güzel
a. (32/50)
aç-: açmak
a. -an (41/60), (78/29)
a. -ıŋ (66/27)
a. -ıp (19/6), (20/18), (22/40),
(41/54), (54/90)
a. -yă (75/12), (78/28), (78/29)
a. -yălă (19/7), (76/144)
a. -yăŋ (45/33), (45/36)
a. -yăå (41/55)
a. -aå ‿ åalım (göz açıp
kapayıncaya kadar ) (79/11)
açıḳ: açık
a. (17/5), (30/32)
açıl-: (ed. ç. krş. aç-)
a. -anlarnı (41/46)
a. -ar (41/24), (43/36)
a. -ıp (41/21), (41/22), (41/25),
(41/26), (41/52), (41/53)
a. -mān (53/10)
a. -åa (67/28)
a. -yă (41/48), (41/49)
a. -yānı (41/47)
a. -yăla (19/7), (76/144)
afiţer: subay
a. +ları (22/47)
aftamabìl: araba
a. (77/8), (77/10)
ağaç: ağaç
a. (23/32), (23/33)
a. +ıŋ (1/42), (10/4), (10/6)
a. +da (1/46)
ağıẕ: 1. ağız, organ
a. +ına (ağẕına) (57/80)
a. +ında (2/33)
a. +ınnan (ağẕınnan) (32/58),
(75/38), (80/344)
a. +ıŋdan (ağẕıŋdan) (36/31)
2. kapların veya içi boş şeylerin
açık tarafı
a. +ına (ağẕına) (2/25), (43/12),
a.+ında (ağẕında) (80/289)
a. +ını (ağẕını) (21/63), (30/30),
(30/32), (54/19)
a. +ınıyăm (ağẕınayăm) (40/47)
ağram: ağırlık
a. +nı (54/60)
ağşam: akşam
a. (53/26), (74/25), (74/29)
ağẕāla: uyumsuz
345
a. (4/5)
ağẕıwìr: uyumlu, tek vücut
a. (10/9), (10/11)
aòal: Türkmenistanda bir il ismi
(3/1), (10/1), (16/46), (16/47), (16/69),
(36/20), (47/2), (50/5), (56/1), (69/37),
(77/2), (77/24)
a. +a (22/54)
a. +da (5/5)
a. +dan (16/70)
a. +ı (22/63)
a. +ıŋ (22/62)
aòlāḳ: ahlâk
a. (35/19)
ahmedìn: evliya ismi, öz. isim
a. (65/15)
a. +iŋ (65/1)
aòtıú: torun
a. (36/15)
a. +laŋŋı (80/185)
a. +larım (10/11)(19/11)
ajdar: isim
a. (32/55), (80/2), (80/3),
(80/217), (80/220), (80/221), (80/222),
(80/251), (80/258), (80/270), (80/273),
(80/279), (80/347), (80/365), (80/366),
(80/367)
ajdaròā: türlü biçimlerde tasarlanan
korkunç bir masal canavarı, ejderha
a. (46/78), (46/86)
a. +nı (46/87)
aḳ-: akmak
a. -an (60/4)
a. -ar (66/34)
a. -mağı (32/58)
akardyōn: akkordeon
(3/2)
aḳıt-: (et. ç. krş. aḳ-)
a. -ayın (aḳıdayn) (21/54)
aḳıl: akıl
a. (37/30), (76/24)
a. +a (76/24), (76/27), (76/38),
(76/47), (76/52), (75/54), (76/61)
a. +ıyăm (76/131)
aḳıllı: akıllı
a. (9/12), (46/1), (76/2)
akiyān: okyanus
a. +nıŋ (77/14)
akţyābır: ekim ayı
a. +ında (24/13)
a. +ıŋ (41/50), (48/19)
akyan: (krş. akiyān) a. +na (77/24)
al-: 1. bir şeyi elle veya başka bir araçla
tutarak bulunduğu yerden ayırmak
a. - ıwăm (25/6), (69/38)
a. - yānăm (58/21)
a. (57/12), (76/10), (76/85),
(76/88), (76/121), (80/109)
a. -åaŋ (66/29), (66/31)
a. -amåoŋ (48/9)
a. -amda (44/4)
a. -an (40/50), (44/24)
a. -anmıẕẕa (51/10)
a. -aŋåoŋ (55/11), (69/20)
a. -aŋda (54/37)
a. -aŋdayăm (54/15)
a. -ardı (45/4)
a. -ardı (45/4)
a. -ayın (76/86)
a. -caú (56/14), (58/19)
a. -dılar (79/24)
a. -dıŋıẕmı (79/48)
a. -ıḳ (16/52), (17/3), (20/22),
(21/6), (22/13), (32/1), (35/25), (35/29),
(35/29), (36/1), (37/29), (39/11),
(39/28), (39/77), (44/39), (50/6),
(54/28), (56/14), (59/11), (66/24),
(66/25), (75/34), (75/39), (79/50),
(80/52), (80/60), (80/100), (80/102),
(80/103), (80/121), (80/185), (80/235),
(80/261), (80/325)
a. -ıp (1/5), (1/52), (1/62),
(3/13), (5/3), (10/6), (11/9),
(11/10), (13/7), (14/45), (16/25),
(25/8), (26/4), (26/5), (26/9),
(27/4), (28/8), (30/9), (38/4),
(38/7), (38/12), (40/14), (40/19),
(41/35), (41/42), (41/46),
(44/38), (45/8), (45/38), (47/14),
(50/11), (50/15), (50/16),
(54/45), (54/72), (54/74),
(54/84), (54/84), (54/93),
(57/77), (62/3), (68/9), (69/18),
(69/22), (71/5), (76/108),
346
(76/78), (76/93), (78/4), (79/25),
(80/98), (80/229)
a. -ıpdıŋ (46/128)
a. -ıpdır (60/15), (80/3)
a. -ıpdırla (21/11)
a. -īḳ (80/55), (80/242)
a. -īnçā (50/16)
a. -īnçāḳ (24/1)
a. -la (1/73)
a. -lıŋ (21/56)
a. -maåına (57/45)
a. -mağ (almağ‿çǖn) (53/13),
(79/20)
a. -mak (37/38), (38/8)
a. -malăm (79/29)
a. -māna (76/116)
a. -yă (1/10), (2/28), (2/32),
(40/56), (40/57), (41/38),
(41/43), (44/36), (46/143),
(54/23), (54/60), (54/91), (65/6),
(76/13), (76/94)
a. -yăå (54/9), (69/5), (69/8),
(69/17)
a. -yăla (25/12), (39/32), (53/6),
(53/33), (58/20)
a. -yăn (26/8), (27/2), (27/5),
(27/6), (29/3), (30/36)
a. -yān (35/16), (41/44), (41/45),
(43/10), (54/21), (54/36)
a. -yānı (54/21)
a. -yăŋ (11/8), (29/7), (29/9),
(29/11), (30/1), (41/46), (49/29),
(54/64), (54/76), (55/15), (68/13)
a. -yăŋıẕ (41/33), (41/36)
a. -yăú (43/2), (43/10), (43/11),
(43/18), (54/22)
ādını a. -yă (8/4)
ādı a. -ıp (71/5)
ārını a. -mağıŋ (80/45)
ārını a. -mağnıŋ (80/45)
bellǟw‿a. -yă (69/6)
ġarşı a. -yă (46/88)
mıåāl a. -maḳ (32/40)
öŋünü a. -maḳlıḳda (38/12)
ruğåat a. -ıp (21/57)
dīnc‿a. -ıp (57/17)
çekiw‿a. -ıp (69/41)
2. işkal etmek, çevrelemek
a. -anåoŋ (23/25)
a. -arn (39/55)
a. -malı (22/59)
a.- yă (70/10)
baåıw‿a. -ālīŋ (31/12)
baåıw‿a. -caḳ (39/43)
baåıw‿a. -yă (39/27), (4/9)
basıw‿a. -ar (22/29), (39/43)
baåıw‿a. -åa (4/10)
baåıw ‿ a. -ıp (22/3), (23/8),
(39/43)
3. kesmek, çapmak
a. -arn (78/34)
a. -dı (36/71)
a. -maḳlığ (80/218)
a. -yă (80/270)
a. -yălar (80/315)
a. -åaŋ (80/261)
4. içeri girmesini sağlamak
a. -aråıŋ (57/45)
a. -ayın (1/33)
a. -caḳ (57/43)
5. bahsetmek
a. -anmıẕẕa (77/31), (77/15)
a. ıḳ gör- (50/6)
6. herhangi bir konu üzerine
yoğun olarak düşünmek
a. -caḳ (21/64)
a. -dı (80/186)
a. -ıpdırlă (21/11)
7. satın almak
åatın a. -dıḳ (20/19), (44/4),
(67/15), (79/29)
åatın a. -ıp (41/68), (41/72)
8. davranış
a. -ıp barışları (35/19)
9. erkek, kadınla evlenmek
a. -amōḳ (66/8)
a. -ayn (76/86)
a. -caḳ (35/19)
a. -caḳdan (80/223), (80/224)
a. -dım (66/9)
10. davranış
347
a. -ıp bar- (35/19), (37/38),
(38/4), (38/20), (38/34)
11. devam etmek
a. -ıp bar- (3/13)
a.-ıḳ git- (20/22)
a. -ıḳ ġayt-(17/3), (32/1), (36/1)
alada: tasa
a. (48/20)
a. +m (aladām) (58/19)
a. +åın (38/12)
aldır-: (et. ç. krş. al-)
a. -āy (46/45)
a. -caú (80/259)
a. -malı (54/20)
aldırt-: (et. ç. krş. al-)
a. -arın (aldırdarn) (80/262)
a. -caú (80/291)
a. -ıp (aldırdıp) (22/54)
alāmat: alamet, işaret
a. +ı (32/8), (32/58), (35/3),
(35/29)
alanlıḳ: almışlık
a. +ları (22/47)
alāşsız: çaresiz
a. (37/22)
alavìli: (krş. ālevì) a. +lere (16/39)
aleyhiååalām: Cebrail aleyhisselam
cebrāyıl a. (74/4), (74/9),
(74/12), (74/21), (74/23)
alı: (krş. alī, alì) a. (57/2), (57/3), (57/5), (57/18),
(57/27), (57/36), (57/48), (57/54),
(57/60), (57/76), (57/77), (57/79),
(57/81), (75/2), (75/3), (75/5), (75/9),
(80/10), (80/13), (80/14), (80/76),
(80/83), (80/123), (80/133), (80/139),
(80/140), (80/141), (80/193), (80/197),
(80/201), (80/213), (80/214), (80/216),
(80/231), (80/238), (80/240), (80/241),
(80/257), (80/276), (80/284), (80/286),
(80/287), (80/288), (80/290), (80/291),
(80/292), (80/293), (80/295), (80/303),
(80/305), (80/306), (80/324), (80/332),
(80/345), (80/348), (80/350), (80/364)
a. +dan (57/52)
a. +åı (80/42)
a. +åınıŋ (80/270)
a. +yă (80/250), (80/302)
alī: (krş. alı, alì) a. (80/237), (80/287)
a. +nı (57/46), (57/63), (57/75),
(80/12), (80/137), (80/189), (80/237),
(80/256), (80/281), (80/283), (80/287),
(80/351)
a. +nıŋ (16/6), (16/20), (57/64),
(57/74), (75/46), (75/47), (80/6),
(80/54), (80/72), (80/90), (80/92),
(80/95), (80/96), (80/103), (80/124),
(80/218), (80/222), (80/228)
a. +ŋ (16/17), (57/80), (57/82),
(80/12), (80/21), (80/135), (80/184),
(80/203), (80/291), (80/308), (80/320)
alıcı: müşteri
a. +lara (21/63)
alın: hayrına, ruhuna
a. +nan (36/49)
alın-: (ed. ç. krş. al-)
a. -annan (alnannan) (53/16)
a. -ık (alınıḳ) (23/31)
a. -ıp (alnıp) (38/8), (38/26),
(77/35)
a. -yă (17/7), (23/34), (35/24),
(38/14)
alış-: (iş. ç. bk. al-)
a. +ıŋa (alşıŋa) (41/38)
alış çalış: alış veriş
a. (23/35), (38/4), (38/9),
(38/27), (38/31), (56/22)
ali: (krş. alı, alī) a. (16/18), (16/20)
a. +nıŋ (alìnıŋ) (16/17)
aliksāndır: isim
a. (5/28)
alimpiyāda: olimpiyat
a. +a (alimpiyādā) (52/4), (52/5)
a. +da (52/5)
allā: Allah
a. (1/16), (1/54), (21/56), (37/4),
(37/30), (74/12)
a. +cān (62/22), (74/33), (74/38),
(74/39), (79/76)
a. +cānıŋ (74/33), (74/34),
(74/35)
a. +nıŋ (21/88), (75/10)
a. +ŋ (21/41), (21/43), (21/86)
348
allāweren: isim
a. +cān (62/12)
allāyār: isim
a. (36/65), (36/66), (36/67),
(36/71), (36/73)
allağ: isim
a. (58/2), (58/28)
allān allān: ninnide söylenilen nakarat
a. et- (50/20)
allat-: kandırmak
a. -yădılăday (5/23)
alma: elma
a. (32/20), (32/21)
alma-: almamak
a. -dığı (54/17)
a. -dıú (40/49), (79/49)
a. -dım (66/10)
a. -åa (38/33)
a. -yă (40/45)
almaḳlıḳ: almaklık
a. (almaḳlığ‿üçǖn) (80/218)
a. +da (38/12)
alow: 1. alev
a. (16/13), (16/14), (16/29),
(16/34), (16/38)
2. isim
a. (allaberen) (64/1), (64/3)
altı: sayı, 6
a. (alt ‿ āy) (40/10), (40/11),
(54/14)
a. (10/2), (14/44), (14/45),
(36/19), (40/10), (40/11), (46/95),
(54/14), (54/39)
a. +nıŋ (altīnıŋ) (14/41), (14/45)
altın: altın
a. (9/1), (25/15), (32/43),
(39/73), (76/140)
altıncı: sıra sayı sıfatı, 6.
a. (24/17), (51/7), (52/3), (60/7),
(69/24)
altıncı müŋ: altıncı bin
a. (9/5)
altındepe: yer ismi
a. +e (altındepǟ) (72/8), (72/10)
altīyıwa: isim
a. (74/1), (31/1)
altmış: [altmış] (altmış, 60)
a. (16/75), (16/76), (44/36)
a. +a (65/13), (65/15)
a. +da hem (altmışdayăm) (65/1)
altmışıncı: sıra sayı sıfatı 60.
a. (22/20)
amalī: amelî
a. (38/30)
amān: sağ, esen
a. (74/40)
amanat: emanet
a. +ımı (amanadımı) (79/62)
a. +ın (amanadın) (79/24),
(79/60), (80/208), (80/371)
ammar: ambar
a. +ında (38/5)
anālìz: çözümleme
a. (69/14), (69/23), (69/31),
(69/43), (69/40), (69/44)
a. +ini (69/22)
a. +iŋ (69/33)
aŋḳ da taŋḳ: şaşkın
a. (46/109)
aŋırı: ileri
a. +a (aŋıra) (79/34), (79/39)
a. +da (aŋırda) (2/26), (15/14),
(16/38), (80/286), (80/308)
a. +dan (aŋırdan) (5/28), (19/9),
(22/58), (35/19), (57/25), (78/25)
a. +ḳ (aŋırīḳ) (15/11)
a. +rāğa (aŋırrāğa) (79/65)
a. +rāḳda (aŋırrāḳda) (80/107)
a. + rāḳdan (aŋırrāḳdan) (75/37)
a. +åın (aŋıråın) (79/41)
a. +åınnan (aŋıråınnan) (36/1)
aŋıt: aŋŋat, çöllük yerde oluşan tepe
a. +lardan (75/37)
aŋåād: kolay (krş. aŋåāt)
a. (16/22), (62/2)
aŋåāt: (krş. aŋåād)
a. (23/27), (54/53)
apbāk: bem beyaz
a. (44/16)
apirātır: operatör
a. (25/2)
a. +ı (25/3), (52/11)
arap: Arap
a. (37/3), (80/7), (80/8),
(80/217), (80/258), (80/267)
349
a. +laŋ (16/33)
arapġalā: yer ismi
a. (72/1)
araååa: temiz
a. (16/58), (17/20), (17/24),
(43/8), (56/12), (80/205)
a. +ca (42/23)
a. +mı (35/19)
araååaçılıḳ: temizlik
a. (38/3), (38/20), (38/22)
a. +ı (araååaçılığı) (38/23)
araååala-: temizlemek
a. -maḳ (38/23)
a. -malı (54/90)
a. -p (araååalāp) (17/6), (25/4)
a. -yăŋ (42/23)
araååalaycı: tezmizleyici
a. (69/2), (77/7)
arçınlıḳ: muhtar
a. (38/25)
arğaç: Dokumalarda çözgü üzerine
enliliğine atılan ip
a. (49/24), (49/25)
arḳa: sırt, arka
a. (23/7)
a. +mıẕẕa (arḳāmıẕẕa) (23/9)
a. +sīnda (23/5), (23/12)
arḳalaşıḳ: dayanışma
a. +nıŋ (arḳalaşığnıŋ) (19/35)
arḳalı: arkası olan, destek gören
a. (69/45), (70/17), (70/19)
arḳāyın: rahat
a. (80/21)
arpa: arpa
a. (58/24), (58/25)
arpun: arpa un
a. (54/88)
art-: artmak
a. -dılar (79/71)
a. -ıpdır (21/18)
artdır-: (et. ç. krş. art-)
a. -maḳ (51/10)
arẕān: ucuz
a. (23/30)
arẕıla-: arzılamak
a. -p (arẕılāp) (32/59)
arẕū: arzu (krş. arẕūw)
a. (32/41), (32/48), (32/64)
arẕūla-: arzu etmek
a. -p (arẕūlāp) (32/44)
arẕūw: (krş. arẕū)
a. +ma (48/11)
a. +uŋ (arẕuwuŋ) (21/81)
aå-: asmak
a.-arın (46/45)
a. -ıḳlı (19/14)
aåğın: zayıf, çelimsiz
a. (80/143)
aåıllı: soylu
a. (32/36), (35/19), (36/75)
aåır: yüzyıl
a. (25/15)
a. +a (6/11), (6/15), (9/13),
(70/8)
a. +da (6/10)
a. +dan (3/15)
a. +ıŋ (6/21), (32/34)
a. +laŋ (16/19)
a. +lara (32/35)
a. +larıŋ (36/1)
aåıl: asıl, esas, boy, soy
a. +ına (aålına) (15/4)
a. +ında (aålında) (6/16), (34/2),
(36/59), (70/5)
aşāḳ: aşağı, alt kısım (krş. ışāḳ)
a. +ı (aşağı) (57/65)
a. +ına (aşāğına) (43/6)
aşğabāt: (krş. aşğawāt)
a. +a (aşğabāda) (57/23)
a. +da (41/71)
aşğawāt: (krş. aşğabāt)
a. (22/55), (22/56), (22/58),
(56/14), (69/47), (71/2), (73/1), (77/8),
(77/10)
a. +da (25/15)
a. +da hem (aşğāwādayăm)
(62/3)
a. +dan (61/1), (62/14)
aşğāẕan: mide organı
a. (40/29)
aşıḳ: aşık, nakış ismi
a. (49/13)
a. +dan (49/14)
at: at
a. +ı (57/17), (57/19)
a. +ına (80/123)
350
a. +ını (36/69)
a. +ıŋ (19/14)
at-: atmak
a. (35/1)
a. -an (32/39), (66/2)
a. -ardı (21/83)
a. -dı (50/11)
a. dılar (50/5), (50/11)
a. -ıp (54/86), (54/86), (54/93),
(69/45), (70/15)
a. -yān (75/26)
a. -yăŋ (47/9), (68/21)
ata: 1. baba
a. +å (ataå ‿ öy) (baba evi)
(32/9)
a. +åı (36/22), (37/19)
a. +åınıŋ (78/9)
2. dede
a. +m (atām) (65/7), (80/36),
(80/47), (80/53), (80/201), (80/204)
a. +ma hem (atamayăm) (58/13)
a. +mıẕıŋ (atāmıẕıŋ) (32/1)
ata bāwa: ejdad, atalar
a. (35/20)
a. +dan (36/37)
a. +lardan (32/33)
a. +larmıẕ (32/39), (32/59),
(35/2)
a. +larmıẕıŋ (36/75)
a. +larmıẕẕa (36/60)
a. +larmıẕẕan (35/30)
a. +åı (35/19)
atāyewiç: isim
a. (24/19)
at‿ene: ebeveyn
a. +åi (37/25), (37/29)
atıl-: (ed. ç. krş. at-)
a. -anlar (70/12)
atın-: örtünmek
a. -ıp (32/10), (53/25)
a. -yă (32/7)
a. -yān (32/6)
atlan-: atlanmak, ata binmek, yola
çıkmak
a. -yă (36/59)
Atlānţik ummān: Atlas okyanusu
a. +a (77/15)
atlı: atlı
a. (22/44), (63/15), (66/4),
(70/15), (80/52), (80/63), (80/121)
awadānçılıḳ: barış, sükunet
a. +ı (awadānçılığı) (38/23)
awdıraòmān: isim
a. (21/1)
ay: ay (ünlem)
a. (16/78), (21/67), (21/81),
(30/33), (39/4), (39/7), (39/21), (39/23),
(39/25), (39/38), (39/42), (39/51),
(46/6), (46/7), (46/8), (46/13), (46/14),
(46/19), (46/24), (46/34), (46/40),
(46/45), (46/45), (46/47), (46/56),
(46/59), (46/71), (46/80), (46/84),
(46/87), (46/89), (46/94), (46/118),
(59/25), (59/36), (63/25), (68/11),
(75/9), (75/23), (76/63), (78/17),
(78/21), (78/32), (79/13), (79/20),
(79/24), (79/35), (79/38), (79/40),
(79/43), (79/45), (79/49), (79/53),
(79/54), (79/60), (79/66), (80/56),
(80/68), (80/72), (80/78), (80/78),
(80/84), (80/105), (80/109), (80/119),
(80/140), (80/223), (80/236), (80/254),
(80/256), (80/263), (80/265), (80/296),
(80/306), (80/310), (80/313), (80/338),
(80/344), (80/349), (80/355), (80/358)
ayaḳ: 1. ayak
a. +a (ayağa) (80/200)
a. +ı hem (ayağam) (57/64),
(60/38)
a. +ından (ayağından) (60/3),
(60/4)
a. +ınnan (ayağınnan) (32/13),
(32/16), (60/2)
a. +ıŋ (ayağıŋ) (21/72), (45/42),
(54/85)
a. +larnı (43/38)
2. son
a. +ında (ayağında) (22/67)
a. +na (ayağna) (54/12)
a. +larna (41/50)
ayāl: kadın
a. (21/78), (37/38), (60/11),
(60/17), (60/23), (60/33), (75/36),
(75/37)
351
a. + ı (19/24), (40/5), (46/79),
(46/83), (46/106), (46/132), (46/134),
(46/138), (46/140), (54/3), (75/12),
(75/12), (75/15), (75/26), (76/45),
(76/74), (76/58), (76/98)
a. +ı hem (ayālam) (75/55),
(76137)
a. +ına (76/133)
a. +ınıŋ (75/14)
a. +ınnan (46/135)
a. +ıŋ (37/9)
a. +lă (36/19)
a. +lar (36/18), (36/19)
aydıl-: (ed. ç. krş. ayt-)
a. -anda (36/34)
a. -ıp (36/21)
a. -mağna (36/19)
a. -yă (36/20)
aydım: türkü, şarkı
a. (50/3), (50/8)
a. +ını (50/11)
a. +ıŋ (36/16), (36/19)
a. +laŋ (36/15)
a. +lar (36/19), (36/20)
a. +ları (36/24), (36/26), (36/29),
(36/34)
a. +larnı (36/17)
a. +na (50/18)
aydış-: (iş. ç. bk. ayt-)
a. -ımıẕ (35/28), (36/22)
ayğıtlı: yürekli, cesur
a. (22/72), (23/3)
ayıp: uygunsuz, kötü, utanç verici
a. (36/12)
a. +rāḳ (ayıwrāḳ) (36/7)
ayır-: ayırmak
a. -aŋnan (41/63)
a. -ıḳ (28/7), (42/19)
a. -ıŋ (80/348)
a. -ıp (54/72)
a. -ıp (ayrıp) (45/8)
a. -ıwilerin (ayrıwilerin) (62/11)
a. -maḳ (37/39)
a. -yă (45/42)
a. -yăå (43/27)
a. -yăḳ (43/28)
a. -yălă (40/11)
a. -yăn (28/6)
a. -yăŋ (45/35), (49/33), (55/15)
ayla-: döndürmek
a. -ḳ (aylāḳ) (80/339), (80/345)
a. -p (aylāp) (45/22), (80/344)
a. -pdırlă (aylāpdırlă) (70/24)
a. -åaḳ (32/33)
a. -w ‿ uğro- (aylāw ‿ uğro-)
(80/344)
aylan-: (d.ç. krş. ayla-)
a. -ıp (39/16), (43/30), (50/6),
(76/8), (80/117)
a. -ıpdır (70/25)
a. -yă (36/56)
a. -yăḳ (41/23)
a. -yān (49/15)
ayr‿ayrı: ayrı ayrı
a. (45/17)
ayratīn: özel
a. (69/35), (69/38)
ayrı: ayrı, özel
a. (54/38), (54/39), (54/67),
(54/70)
ayrıl-: (ed. ç. krş. ayır-)
a. -yăday (42/3)
ayt-: söylemek
a. (31/12), (39/62), (46/44),
(80/190), (80/301), (80/356)
a. -alı (aydalı) (23/31), (32/34),
(32/39), (36/10), (36/38), (78/18)
a. -ālı (aydālı) (77/24)
a. -alīŋ (aydalīŋ) (66/13),
(78/19)
a. -amıẕẕa (aydamıẕẕa) (50/17)
a. -an (aydan) (66/11), (76/131),
(76/138), (78/29)
a. -anda (aydanda) (36/70),
(80/169)
a. -anıŋ (aydanıŋ) (18/3)
a. -anıŋda (aydanıŋda) (32/51),
(77/20)
a. -anmıẕẕa (aydanmıẕẕa)
(50/11), (52/13), (77/32), (77/36)
a. -anōḳ (aydanōḳ) (46/36)
a. -aŋda (aydaŋda) (77/18)
a. -ar (aydar) (78/8)
a. -āymağın (aydāymağın)
(60/40)
352
a. -ayn (aydayn) (16/73),
(80/232)
a. -aynmı (aydaynmı)(40/2)
a. -aåım (aydaåım) (48/12)
a. -caḳ (46/46), (76/28)
a. -dı (21/55), (21779), (21/84),
(74/23), (79/41), (79/43), (79/48),
(79/53), (80/37), (80/68), (80/83),
(80/90), (80/95), (80(96), (80/108),
(80/150), (80/162), (80/167), (80/200),
(80/258), (80/292), (80/303), (80/305),
(80/309), (80/312), (80/353), (80/361),
(80/362)
a. -dılar (80/121), (80/233)
a. -dım (80/103)
a. -dımı (46/35)
a. -dıŋ (76/90), (80/160)
a. -dıŋıẕ (80/183)
a. -ıḳ (aydıḳ) (80/64)
a. -ıp (aydıp) (20/29), (21/2),
(38/23), (39/2), (39/5), (39/48), (46/38),
(46/41), (46/52), (49/1), (50/10),
(50/11), (50/16), (50/19), (66/14),
(68/2), (75/1), (75/30), (76/2), (78/2),
(78/41), (80/1), (80/155), (80/161)
a. -ıpdır (aydıpdır) (57/6),
(74/22), (74/25)
a. -ıpdırlar (aydıpdırlar) (50/8)
a. -maḳ (16/44), (16/59)
a. -mān (46/66)
a. -yă (aydyă) (19/11), (21/35),
(21/40), (21/58), (21/74), (37/33),
(37/41), (39/46), (39/67), (39/70),
(48/5), (50/12), (50/13), (74/6), (74/8),
(74/9), (75/44), (75/45)
a. -åam (46/42)
a. -åaŋ (78/38)
a. -åın (74/12)
a. -yă (46/117), (78/27)
a. -yălă (aydyălă) (20/26)
a. -yăn (aydyăn) (18/5), (80/309)
a. -yān (78/4)
a. -yān (aydyān) (50/18),
(76/144), (80/159)
a. -yār hem (aydyārăm) (60/41)
a. -yăå (aydyăå) (19/32), (20/21),
(69/22)
aytma-: söylememek
a. -dım (80/38), (80/102),
(80/104)
a. -ğın (76/91)
a. -ayın (aytmāyın) (46/43)
aẕāp: azap, emek
a. +ınnan (aẕāwınnan) (74/16),
(74/27)
a. +ıŋ (azāwıŋ) (44/28)
aẕār: ağırı
ā. +ına (2/28)
aẕōd: azot (krş. aẕōT)
a. (41/18), (41/20), (41/41)
aẕōT: (krş. aẕōd)
a. (41/8), (41/9), (41/13),
(41/19), (41/63), (42/6)
-b-
b‿oğlan: bu oğlan, işaret zamiri
b.(80/15)
bā: var, mevcut (krş. wā, wār, bār)
b. (9/13), (35/8), (46/11)
b. +mī (80/76)
b. +mıkā (46/9)
bāğ: bahçe
b. (39/41), (79/43)
b. +a (50/20)
b. +ında (10/2), (14/1)
b. +ıŋ (1/42), (50/20)
b. +larında (56/20)
b. +larmıẕıŋ (38/23)
bāğla-:bağlamak
b. -dıŋ (57/19)
b. -māğa (2/24)
b. -mağm (57/52)
b. -p (bāğlāp) (36/74), (57/50)
b. -yān (57/17)
bāğlanş-: anlaşmak
b. -ıp (bāğlanşıp) (4/19)
bāğlanşdır-: (et. ç. krş. bāğla-)
b. -ıp (20/24)
bāğlanşıḳlı: ilgili
b. (32/23), (32/31), (32/42),
(32/47), (34/3), (36/1), (48/3)
bāğlaş-: (iş. ç. krş. bāğla-)
b. -yălă (4/14)
bāğlı: gerçekleşmesi bir şartı gerektiren,
vabeste
353
b. (41/37), (41/38), (41/40),
(41/41), (44/37)
bāḳı: sürekli
b. (22/2)
bāḳıyet: ahiret
b. +e (36/33)
bāla: yavru
b. +m (bālām) (60/12), (60/42),
(66/24), (67/20)
bāldıẕ: görümce
b. +larnıŋ (32/16)
bālıḳ: balık
b. (77/35)
b. +ı (bālığı) (77/34)
b. +ıŋ (bālığıŋ) (22/13)
b. +lar (77/34), (77/35)
b. +ları (22/13)
bār: (krş. bā, wār, wā)
b. (1/60), (1/68), (3/6), (16/31),
(16/32), (16/45), (19/10), (21/77),
(21/81), (31/7), (39/38), (46/23),
(53/16), (56/15), (61/6), (74/23), (75/2),
(80/29)
b. +ā (16/32)
b. +dığın (78/33)
b. +dığnı (79/59), (79/72)
b. +dır (58/16), (80/247)
b. +lığı (1/69)
b. +mı (80/76)
b. +ow (80/199)
bārı: hepsi
b. +n (80/16)
b. +nı (80/212)
b. +ŋıẕıŋ (bārīŋıẕıŋ) (78/34)
bārla-: konrol etmek
b. -malı (68/19)
bārlağ: kontrol
b. (22/25), (22/26)
b. +na (25/11)
bāvatda: kere, miktar zarfı
b. (23/8)
bāwa: dede
b. (9/9), (9/10), (9/12), (16/21),
(35/20), (59/7), (59/13), (61/1), (61/16),
(61/18), (61/19), (63/2), (78/5), (78/7),
(78/12), (78/14), (78/25), (78/35)
b. +larmıẕ (32/39), (32/59)
b. +larmıẕıŋ (35/2), (36/75)
b. +larmıẕẕa (36/60)
b. +larmıẕẕan (35/30)
b. +m (58/10), (58/19), (60/35),
(60/37), (60/40)
b. +ŋ (60/36), (78/4), (78/14),
(78/17), (78/23), (78/24), (78/26),
(78/29), (78/33)
b. +åı (35/19)
bāy: zengin
b. (9/7), (15/28), (32/1)
b. +a (12/14)
b. +ıŋ (76/3)
bāya-: zenginleşmek
b. -k (bāyāḳ) (40/31)
bāyat-: (et. ç. krş. bāya-)
b. -yă (bāyadyă) (4/30)
bāylıḳ: zenginlik)
b. +ı (bāylığı) (77/34)
b. +lar (4/18)
b. +ları (4/18)
b. +larınnan (77/28)
b. +larıŋ (22/12)
bāẕar: belli bir şeyin satıldığı yer, pazar
b. (20/14), (22/51)
b. +a (76/18), (76/36), (76/65)
b. +da (22/52), (76/16)
b. +dan (45/8)
b. +da hem (bāẕardayăm)
(76/19)
b. +ında (77/19)
b. +lammıẕa (56/14)
b. +na (56/14)
bāẕarçılıḳ: pazarcılık
b. +ı (bāẕarçılığı) (20/13)
babìn: bobin
b. (25/2), (25/3)
b. +a (25/7)
b. +ları (25/11)
b. +nan (25/8)
bacı: kız kardeş, bacı
b. +larmıẕ (36/52)
b. +åı (36/22)
b. +åına (53/20)
bağana: kıvırcık, kuzu derisi
b. (23/31)
bağışla-: affetmek
b. (21/73)
354
b. -ŋ (bağışlāŋ) (80/187),
(80/188)
bağşı: sanatçı
b. (3/4), (3/7), (3/8), (3/13),
(9/15), (58/8), (58/12)
b. +nı (bağşīnı) (9/15)
bağşıçılıú: sanatçılık
b. (3/14), (58/10)
bağtlı: mutlu
b. (37/43), (56/19), (76/145)
bahā: fiyat
b. (66/8)
b. +åı (56/8)
b. +åına (22/52)
b. +yă (76/17), (76/35)
baòalı: pahalı
b. (76/141), (76/144)
baòarlı: isim
b. (5/6), (5/7)
baòīlçılıḳ: kıskançlık, kin tutmak
b. (36/69)
baòtığül: isim
b. (31/1)
baòtıyār: mutlu
b. (19/40)
baḳ-: beslemek, yetiştirmek
b. -dı (80/336)
b. -ıp (39/11), (54/64), (80/86)
b. -maú (40/21)
b. -malı (40/52)
baḳca: bahçe
b. +larmı (39/41)
baḳcalı: bahçeli
b. (79/43)
baḳıl-: (ed. ç. krş. baḳ-)
b. -yă (54/29), (54/58)
bal: reçel
b. (28/5)
erik b. +ı (28/1)
erik b. +nı hem (balīnăm) (28/8)
vìşnı b. +ımā (balīmā) (28/2)
balaḳ: pantalon
b. (25/15)
balḳan: isim
b. (5/10), (15/7), (16/62),
(16/63), (50/4)
b. +da (5/13)
banka: kavanoz
b. +ŋ (baŋḳāŋ) (43/12)
baŋḳa: (bk. banka)
b. +lamm (27/3)
b. +lammı (26/5)
b. +lamma (28/8)
b. +lara (26/8)
b. +ları (26/2), (26/3)
b. +yă (26/9)
bar-: 1. varmak, gitmek
b. (21/77), (60/24), (76/16),
(76/64), (79/41), (79/50)
b. -anda (34/2), (35/22)
b. -anlarında (5/23), (37/14)
b. -anmıẕẕa (16/39)
b. -aŋda (65/13)
b. -aåım (48/21)
b. -ayın (21/80)
b. -dı (60/39)
b. -dım (64/1)
b. -ıŋ (57/31), (57/59), (78/23),
(79/65)
b. -ıp (32/34), (38/20), (61/15)
b. -ıpdırla (72/8), (72/10)
b. -mān (37/38), (80/304)
b. -yă (36/30), (38/34), (39/48),
(46/67), (59/22), (63/15), (80/245),
(80/348)
b. -yădı (80/122), (80/345)
b. -yădılar (79/25), (80/85)
b. -yāḳā (1/32), (21/47)
b. -yăla (22/64), (76/75),
(76/102), (76/103), (76/114)
b. -yălar (80/98), (80/143)
b. -yăn (38/4), (38/5), (38/9),
(63/18)
2. yardımcı fiil
alıp b. - mağ‿üçǖn (38/20)
alıp b. -yān ìşleri (3/13)
geçip b. -yān kerwene (76/96),
(79/19)
gelip b. -yān dāşı (80/345)
gelip b. -yānlar (80/91)
gelip b. -yānúā (32/20)
gidip b. -yānnı (80/121)
barānta: yağma içinde yapılan akın
b. (22/50), (22/51)
barawar: yaklaşık
b. (70/5), (70/11), (73/3)
355
barıl-: (ed. ç. krş. bar-)
b. -ıp (barlıp) (35/21)
b. -yă (35/23), (38/26)
b. -yān (77/35)
barma-: barmamak (varmamak)
b. -yă (36/61)
barmak: parmak
b. (44/17)
åüyem b. +ı (barmağı) (1/9)
baå-: 1. stoklamak
b. (70/26)
b. -ıḳ (41/59)
b. -yăḳ (40/31)
b. -yăla (54/57), (69/15)
2. işkal etmek
b. -ıp al- (22/33), (22/47)
b. -ıp al (basıw ‿ al-) (4/9),
(4/10), (5/23), (8/5), (22/29), (22/54),
(22/73), (23/8), (39/11), (39/27),
(39/38), (39/43), (80/325)
b. -mal‿dǟl (8/6)
3. basmak, preslamak
b. -ıp (45/37), (45/38)
b. -yăŋ (45/39)
baåıl-: (ed. ç. krş. baå-)
b. -yă (40/64)
baåım: hızlı
b. (30/24), (30/25)
baåır-: örtmek
b. (54/46)
baåış: basınç
b. (77/26)
baåıw‿alıcı: işkal eden
b. +ları (7/6)
baş: 1. baş, ön
b. +a (22/38)
b. +da (17/15), (17/16), (22/14),
(22/80), (24/7), (24/8), (24/11), (29/2),
(36/18), (39/6)
b. +dan (24/8), (36/18)
b. +ı (36/22), (79/20)
b. +ımıẕẕa (57/26)
2. baş, kafa
b. (65/15)
b. +ına (38/6), (38/32)
b. +ında (1/8), (38/8), (74/18)
b. +ını (21/46), (54/30), (66/27)
b. +ıŋıẕa (22/76)
b. +ıŋıẕẕan (57/70)
baş boğdı: başı bağlama töreni
b. (53/31)
başa waş: teke tek
b. (22/38)
başan barmak: baş parmak
b. (1/18)
başar-: bir işi istenilen bir biçimde
bitirmek, muvaffak olmak
b. -dığmıẕẕan (3/20)
b. -ıp (54/48)
başarma-: başarmamak
b. -yă (57/73)
başarnıḳ: başarı
b. +ı (başarnığı) (32/15)
başğa: başka, bilinenden ayrı
b. (4/19), (10/6), (14/46),
(15/28), (16/10), (16/21), (16/36),
(16/44), (16/59), (19/4), (19/34),
(19/37), (31/7), (35/14), (43/27), (51/9),
(54/36), (54/82), (57/39), (58/20),
(68/26), (70/13), (70/20), (75/35),
(76/31), (80/76), (80/83)
b. +åı (59/10)
başğamānnan: (yeniden)
b. (40/2)
başḳa: (bk. başğa)
b. (37/11)
başla-: bir işe girişmek
b. -an (başlān) (80/8)
b. -anåoŋ (başlānåoŋ) (17/15),
(41/22), (41/51)
b. -ayınmı (başlāyınmı) (40/1)
b. -pdı (başlāpdı) (23/22)
b. -malı (42/5)
b. -mānúā (22/67)
b. -maẕẕan (32/12)
b. -nıŋda (başlānıŋda) (49/7)
b. -p (başlāp) (36/41), (36/74),
(41/28)
b. -pdırlă (başlāpdırla) (72/4)
b. -råıŋ (başlāråıŋ) (80/341)
b. -åala (43/38)
b. -yā (17/13)
b. -yă (1/65), (37/11), (37/50),
(41/25), (41/26), (41/28), (41/50),
(41/51), (41/52), (41/53), (42/4), (44/6),
356
(44/11), (44/17), (50/11), (50/16),
(53/18), (54/13), (69/33), (76/133),
(76/136)
b. -yăda (41/21)
b. -yăday (42/21)
b. -yădılada (14/45)
b. -yăú (14/3), (41/54), (43/14),
(43/19), (43/41)
b. -yăla (22/23), (44/29),
(69/27), (76/145)
b. -yăŋ (41/29), (44/14), (44/18),
(45/37), (45/38)
b. -yăŋıẕ (44/21)
b. -yăå (41/27), (43/22), (43/24),
(69/34)
başlan-: (bk. ed. ç. bk. başla-)
b. -ıpdı (23/22)
b. -yă (14/4), (37/17), (39/33),
(49/7), (49/15)
başlanğıç: bir işin veya şeyin başladığı
nokta (krş. başlaŋŋıç)
b. +ı (başlanğıcı) (49/10)
başlaŋŋıç: (krş. başlanğıç)
b. (20/2)
baştuton: önder
b. hem (baştutonăm) (80/60)
b. +ı (19/21)
b. +na (80/30)
b. +ŋuẕ (80/128)
başūç: başucu
b. +unda (başucūnda) (79/73)
batır-: batırmak (batırmak)
b. -yă (32/16)
b. -yăŋ (68/23)
bayram: bayram
b. (3/5), (11/2), (12/6)
b. +da (11/16)
b. +ı (11/3)
b. +ında (12/9)
b. +lammıẕ (11/2)
b. +mıẕ (11/3), (12/1)
b. +mıẕẕa (12/2)
bayramālı: isim
b. (58/8), (58/9), (58/15)
bayramālı şerpālı: isim
b. (58/9), (58/15)
bayramçılıú: bayram
b. (12/2)
b. +da (53/16)
b. +lar (53/16)
bǟr: beri (krş. bǟri)
b. yānı (59/16), (65/11)
bǟri: (krş. bǟr)
b. (3/3), (3/15), (22/9), (38/4),
(48/2)
b. +dǟki (bǟrdǟki) (3/8)
b. +de (bǟrde) (58/27)
b. +kiåi (bǟrkiåi) (56/15)
b. +åi (bǟråi) (59/31)
b. +åine (bǟråine) (21/65
b. hem (bǟrem) (4/24)
bǟre: bu yere
b. (22/57), (22/58)
bǟrìk: (krş. bǟre)
b. (15/8), (15/9), (16/64)
bǟåleşik: yarışma
b. +e (bǟåleşiğe) (52/6)
b. +ne (bǟåleşiğne) (52/5)
b. +de (52/6)
b. +lere (52/6)
bǟş: beş
b. (5/1), (13/11), (13/12),
(14/43), (14/56), (14/57), (16/75),
(16/76), (17/46), (18/4), (24/3), (24/8),
(24/21), (24/22), (30/17), (32/20),
(32/36), (35/9), (36/19), (40/6), (41/3),
(41/4), (41/34), (41/45), (43/10), (46/3),
(46/10), (52/3), (53/5), (54/39), (69/24),
(74/14), (74/23), (74/26)
b. +den (14/58)
b. +iniŋ (14/42)
bǟş müŋ: beş bin
b. (32/36), (73/4), (73/5)
bǟşimıva: soyisim
b. (51/1)
bǟşinci: sıra sayı sıfatı, beşinci
b. (23/1), (24/9), (24/18),
(32/34), (56/1), (71/1), (72/4)
b. (bǟşinc‿altıncı) (9/5)
b. müŋ (72/4)
b. +åi (74/30)
b. +åi hem (bǟşiåiyem) (74/19)
bǟvek: bebek (krş. bǟwek)
b. (32/51)
b. +den (32/49)
b. +e (bǟveğe) (32/49)
357
bǟvekle-: hamile olmak
b. -nen (bǟveklǟnnen) (32/30)
bǟvekli: bebekli
b. +ce (32/29)
bǟwek: (krş. bävek)
b. (32/33), (32/45)
b. +e (bǟweğe) (32/37), (32/41),
(32/45), (32/47)
b. +lere (32/42)
bähwìt: hayır, kar
b. +i (bähbìdi) (4/17)
becer-: bakmak, yetiştirmek
b. -di (80/336)
becer‿ìşler: restore edilen
b. (22/5)
beceriş: koruyuş
sağlığı b. merkezi (56/23)
bede: kışlık ot
b. (40/63), (40/66)
bedentērwiye: beden eğtimi
b. (14/34)
beğ: bey
b. (9/11), (36/35), (39/34)
beğen-: sevinmek
b. -ip (46/89)
b. -ye (21/13), (35/16)
beğendir-: (et. ç. krş. beğen-)
b. -di (74/31)
beğenş-: (dnş. ç. krş. beğen-)
b. -ipdirle (74/24)
beğenşli: sevinçli
b. (35/15), (36/14)
beh: ünlem
b. (57/64), (80/238)
bekle-: berklemek, sıkmak
b. -yen (26/9)
bekmırādoğlı: isim
b. (78/1)
belā: bela, felaket
b. (57/26)
b. +lardan (74/33)
belentlik: yükseklik
b. +ler (77/22), (77/23)
belki: belki (belki)
b. (7/4), (80/191)
belle-: belirlemek
b. -enlerinde (bellǟnlerinde)
(53/15)
b. -dim (53/13), (53/14)
b. -p al- (bellǟw‿al-) (69/6)
b. -yele (53/14)
bellen-: (dnş. ç. krş. belle-)
b. -di (24/19)
b. -en (36/44)
b. -yǟndiği (53/2)
bellenil-: bellenilmek (ed. ç. krş. belle-)
b. -ye (36/40)
belleniliş: kutlamak
b. +i (bellenilşi) (35/1)
belli: belli, bilinen
b. (1/69), (3/3), (3/9), (16/68),
(79/62)
bende: fakir, zavallı (krş. benne)
b. (21/86)
b. +ŋ (bendǟŋ) (74/26), (74/27),
(74/29), (74/30)
benne: (krş. bende)
b. +ŋ (bennǟŋ) (74/28)
ber-: vermek (krş. wer-)
b. (21/23), (46/38), (46/41),
(75/30), (78/28), (78/31), (79/11),
(79/75)
b. -ǟy (21/31), (21/41), (57/14)
b. -ǟyåe (79/28)
b. -cek (4/1), (21/26), (21/27),
(21/33), (21/40), (39/2), (53/2), (68/2),
(76/2), (76/40),
b. -di (21/87), (21/88), (39/5),
(60/35), (80/155), (80/158), (80/320)
b. -dile (12/14)
b. -dim (78/41)
b. -eåimiẕ (35/10)
b. -emde (66/10)
b. -emẕōú (38/33), (43/15)
b. -en (21/45), (46/19), (76/140)
b. -ennen (38/32)
b. -eŋåoŋ (69/46)
b. -er (80/292)
b. -erdik (67/12)
b. -erin (76/3)
b -eyin (1/2), (12/2), (12/11),
(49/1), (50/19), (66/14) (75/1), (76/91),
(78/2), (79/2), (79/22), (80/1)
358
b. -ik (14/58), (76/12), (76/17),
(76/97)
b. -iŋ (76/98)
b. -ip (14/56), (53/13), (58/15)
b. -mǟğe (35/24), (35/28)
b. -mǟn (21/5), (21/65), (36/69)
b. -mǟne (35/25), (53/3), (53/6)
b. -meåini (21/27)
b. -meğ‿iåle- (32/4)
b. -meğni (37/41)
b. -mek (14/34), (31/2)
b. -mekçi (50/2)
b. -meli (54/10)
b. -åe (69/45), (80/222)
b. -åek (56/6)
b. -åem (2/1)
b. -åeŋ (21/37), (35/24)
b. -åin (66/35)
b. -åinle (79/78)
b. -yǟn (6/3), (21/56), (65/1)
b. -ye (21/42), (37/5), (40/30),
(46/39), (53/13), (69/48), (75/5), (77/31)
b. -yek (14/13), (40/31), (43/4),
(43/17), (43/17), (43/38), (43/39)
b. -yekday (43/11), (43/40)
b. -yele (2/7), (44/2), (67/7),
(69/4)
b. -yen (3/2), (30/6), (37/2),
(38/6), (59/9)
b. -yeŋ (65/3)
b. -yeå (38/7), (38/23), (38/32),
(69/46), (69/47)
bercāy: yerine getirme, yerine ulaştırma
b. et- (39/24), (39/50), (39/68),
(39/75)
berdimuòommēdov: isim
b. (3/1)
berdiyıf :isim
b. (3/1)
berdìyıwa: isim
b. (10/1), (50/1)
berği: borç
b. +m (berğìm) (75/4)
beril-: (ed. ç. krş. ber-)
b. -en (berlen) (39/31)
b. -endiğni (berlendiğni) (1/23),
(53/13)
b. -yǟn (20/13), (21/13)
b. -ye (17/6), (36/41), (36/42),
(36/44), (53/10), (53/15)
beriş: veriş
b. +iŋe (berşiŋe)
beriş-: berişmek (verişmek)
b. (75/5)
beriş-: (iş. ç. bk. ber-)
b. -mǟndirle (16/25)
berk: berk, sıkı
b. (8/11), (32/47), (32/52),
(37/20), (40/55)
berkidil-: sağlamlaştırmak (ed. ç. krş.
berkit-)
b. -en (38/21)
b. -ye (23/18)
berkitme: anıt
b. +åi (70/6)
b. +åini (22/22)
b. +lerni (22/58)
bermeklik: vermek işi
b. (36/36)
b. +mi (bermekliğmi) (21/25),
(21/32)
beååir: isim
b. (32/51)
betbağtçılıú: talihsizlik
b. (32/23)
beter: kötü
b. (36/11), (80/28)
bey: ünlem
b. (9/11), (59/24), (19/22)
beyewān: çöl
b. +ına (beyewāınna) (37/24),
(37/36), (37/49)
b. +ından (beyewāınnan) (37/36)
beyik: yüksek
b. (2/20), (3/3), (24/2), (24/11),
(24/15), (32/20), (70/18), (76/55)
b. +e (beyğe) (2/20), (3/3),
(24/2), (24/11), (24/15), (32/20),
(70/18), (76/55), (76/108)
beyle: 1. böyle
b. (32/24), (37/49), (42/21),
(76/130), (77/25), (80/15), (80/291)
b. +åi (16/76)
b. +åin (80/295)
2. diğer, öbür
359
b. +ki (5/3), (16/36), (22/71),
(31/10), (32/2), (32/19), (35/26),
(50/14), (50/16), (77/17), (77/27),
(80/264)
b. +k (beylǟk) (1/19), (1/46),
(16/35), (21/32), (46/61), (46/62)
beyt-: böyle etmek
b. -erin (beydern) (80/312)
b. -eyin (beydeyn) (79/23)
b. -ip (beydip) (74/7), (74/8),
(80/98)
b. -di (80/79)
b. -dik (79/29)
b. -ye (beydye) (46/47), (80/105)
bı: bu, işaret zamiri (krş. bıl, bu)
b. (1/14), (1/74), (1/81), (13/9),
(16/12), (16/47), (17/6), (19/13),
(19/18), (19/19), (21/9), (21/12),
(21/21), (21/27), (21/63), (21/85),
(32/46), (32/55), (36/13), (36/53),
(37/7), (37/13), (39/12), (39/15),
(39/22), (39/33), (39/34), (39/38),
(39/39), (39/54), (39/56), (45/33),
(46/4), (46/40), (46/64), (46/66),
(46/84), (46/96), (46/139), (46/242),
(57/17), (57/19), (57/26), (57/61),
(57/69), (57/75), (57/77), (60/6),
(60/27), (63/13), (65/10), (74/6),
(75/10), (75/11), (75/36), (76/116),
(76/134), (77/11), (78/21), (79/53),
(80/66), (80/119), (80/146), (80/159),
(80/160), (80/228), (80/288), (80/247),
(80/280), (80/310), (80/351)
b. +lă (22/40), (22/57), (39/32),
(39/35), (40/44), (57/55), (76/72),
(76/99), (76/112), (76/113)
b. +lăŋ (16/47), (16/52), (16/71),
(61/17), (76/96), (76/119), (80/205)
b. +lar (19/17), (19/29), (22/38),
(37/54), (80/140), (80/195), (80/254)
b. +lara (1/32), (16/13), (16/17),
(39/48), (57/16), (57/47), (57/50)
b. +lar hem (bılarăm) (22/40)
b. +larda (35/27)
b. +lardan (46/93)
b. +ları (1/33), (16/13), (16/51),
(17/6), (39/11), (46/119), (80/93)
b. +larıŋ (17/6), (19/26), (37/12)
b. +lay (46/7)
b. +n yālaḳ (21/47), (80/74)
b. +nı hem (bınăm) (76/35),
(76/38), (76/52)
b. +nı (39/37), (76/133), (79/24),
(79/66)
b. +nıŋ (15/19), (75/39), (76/4)
(bınīŋ) (80/56)
b. +nıŋ hem (bıníŋam) (80/330)
b. +ŋ (79/72), (80/4)
b. +ŋa (1/9), (76/34), (76/51),
(76/92), (76/124), (76/131), (76/136)
b. +yā (21/47)
b. hem (bıyăm) (46/24),
(46/142), (46/143), (50/14), (59/12),
(75/17), (75/22), (76/133), (79/28)
bıl: (krş. bu, bı)
b. hem (bılăm) (75/47), (76/104),
(76/106), (78/32), (80/272), (80/294)
bıla-: karıştırmak
b. -p (bılāp) (11/12), (44/30),
(68/16)
b. -yăŋ (68/5), (68/15), (68/19),
(68/21)
bılaşdır-: bulaştırmak
b. -ıp (40/19)
bılaşıúlıú: bulaşıklık
b. (46/73)
bınāra: minare
b. +nıŋ (minārānıŋ) (36/72)
bır: bir
b. (1/2), (1/7), (1/16), (1/28),
(1/42), (1/43), (1/44), (1/45), (1/56),
(1/59), (1/60), (1/61), (1/64), (1/65),
(1/69), (2/1), (2/3), (2/4), (2/12), (2/15),
(2/16), (2/17), (2/19), (2/23), (2/33),
(3/17), (4/3), (4/7), (4/19), (4/21),
(4/24), (5/4), (5/10), (5/21), (5/24),
(5/28), (5/29), (6/11), (6/19), (8/3),
(8/10), (8/12), (9/6), (9/7), (9/15),
(10/5), (11/11), (13/1), (15/4), (16/16),
(16/25), (16/26), (16/40), (16/45),
(16/56), (16/68), (16/74), (16/76),
(17/12), (19/1), (19/4), (19/7), (19/32),
(20/15), (21/2), (21/3), (21/7), (21/8),
(21/9), (21/23), (21/27), (21/31),
(21/52), (21/65), (21/66), (21/79),
(21/84), (21/86), (21/87), (21/88),
360
(22/14), (22/31), (21/32), (22/34),
(21/43), (21/45), (22/53), (22/55),
(22/56), (22/67), (22/77), (22/78),
(23/1), (23/8), (23/11), (24/3), (24/10),
(24/18), (26/6), (26/9), (27/4), (27/6),
(28/2), (28/4), (28/6), (29/7), (30/1),
(31/4), (31/7), (31/10), (32/3), (32/55),
(32/58), (32/61), (33/2), (33/3), (33/4),
(35/1), (35/14), (35/22), (36/3), (36/6),
(36/7), (36/10), (36/11), (36/18),
(36/44), (36/49), (36/50), (36/63),
(36/64), (36/65), (36/66), (37/8), (37/9),
(37/27), (38/4), (38/16), (39/11),
(39/15), (39/17), (39/36), (39/41),
(40/19), (41/27), (41/30), (41/38),
(41/43), (41/47), (42/2), (43/6), (43/21),
(43/23), (43/24), (43/27), (43/32),
(44/12), (45/27), (45/28), (45/33),
(45/35), (45/36), (45/39), (46/4), (46/7),
(46/32), (46/40), (46/56), (46/72),
(46/82), (46/90), (46/95), (46/129),
(46/150), (47/14), (48/14), (48/21),
(49/27), (50/10), (50/11), (50/12),
(50/19), (51/3), (51/5), (51/10), (52/21),
(53/3), (53/8), (53/20), (53/21), (54/39),
(54/40), (54/42), (54/71), (56/6), (56/8),
(56/9), (56/11), (57/26), (57/27),
(57/37), (57/44), (57/56), (57/57),
(57/63), (57/64), (57/65), (57/67),
(57/76), (57/80), (58/7), (58/20),
(58/21), (59/26), (59/30), (60/8),
(60/10), (60/17), (60/27), (61/8),
(61/12), (62/5), (62/16), (63/26), (65/1),
(66/10), (66/20), (68/11), (68/13),
(69/13), (69/14), (70/3), (70/22), (74/2),
(74/4), (74/9), (75/1), (75/2), (75/8),
(75/9), (75/10), (75/16), (75/25),
(75/26), (75/32), (75/33), (75/38),
(75/50), (75/52), (76/3), (76/8), (76/81),
(76/82), (76/92), (76/13), (76/19),
(76/49), (76/55), (76/66), (76/77),
(76/118), (76/124), (76/129), (77/2),
(77/39), (78/4), (78/6), (78/7), (78/8),
(78/9), (78/11), (79/2), (79/4), (79/6),
(79/11), (79/23), (79/25), (79/30),
(79/31), (79/47), (79/48), (79/56),
(79/59), (79/69), (79/72), (80/7),
(80/11), (80/24), (80/34), (80/38),
(80/43), (80/54), (80/57), (80/72),
(80/75), (80/106), (80/108), (80/121),
(80/129), (80/143), (80/157), (80/160),
(80/164), (80/179), (80/186), (80/199),
(80/206), (80/219), (80/227), (80/237),
(80/249), (80/250), (80/276), (80/280),
(80/281), (80/296), (80/297), (80/298),
(80/304), (80/311), (80/322), (80/324),
(80/328), (80/336), (80/345), (80/346),
(80/348), (80/351)
b. +ā (40/57), (56/12),(68/19)
b. +a (80/324)
b. +am (1/68), (20/17), (40/57),
(68/11)
b. +ca (21/37), (21/41), (36/49),
(60/22), (62/8)
b. +cı (4/27), (5/6), (6/8), (20/2),
(22/14), (43/7), (43/13), (44/4), (49/10),
(49/23), (52/2), (52/6), (52/7), (52/10),
(69/7), (69/14), (69/23), (69/28), (74/15)
b. +dan (36/23), (80/67),
(80/327), (80/332)
b. +ına (48/19)
b. +ıŋ (14/22)
bırācıḳ: birazcık (krş. bırācıḳa,
bırāẕacıḳ)
b. (47/7), (47/12)
bırācıḳa: (krş. bırācıḳ, bırāẕacıḳ)
b. (44/19)
b. hem (bırācıḳayăm) (30/27)
bırāẕ: biraz
b. (7/1), (16/7), (27/4), (28/5),
(28/7), (29/2), (29/4), (29/7), (30/32),
(30/33), (47/9), (47/10), (53/9), (53/23),
(76/73), (79/65)
bırāẕacıK: (krş. bırācıḳ, bırācıḳa)
b. (47/5), (80/106)
bırdankǟ: aniden
b. (46/105)
bırıncı: birinci
b.(4/27), (5/6), (20/2), (6/8),
(22/14), (41/73), (41/74), (42/20),
(43/3), (43/7), (43/13), (44/4), (49/10),
(49/23), (52/2), (52/6), (52/7), (52/10),
(53/3), (53/21), (69/7), (69/14), (69/23),
(69/28), (74/15)
b. +danā (46/53), (49/3)
361
b. +ıŋ (bırıncīŋ) (14/22)
bır müŋ: bin
b. (4/3), (4/21), (4/24), (8/3),
(8/10), (17/12), (22/14), (22/20),
(22/24), (22/31), (22/34), (22/55),
(22/67), (23/1), (24/3), (24/10), (24/18),
(38/4), (77/39)
bırnǟçe: bir çok
b. (11/2), (20/5), (20/15),
(21/12), (22/25), (22/32), (22/45),
(23/8), (31/7), (32/3), (32/6), (32/20),
(36/18), (37/27), (48/21), (52/8),
(77/23), (77/32), (77/33), (77/39)
b. +åǟ (20/11)
b. +åi (22/43), (22/77), (22/78)
bır yüẕ: bir yüz (sayı, yüz, 100)
b. (16/74), (16/76)
bıy: (krş. bı, bıl, bu)
b. (15/19), (75/3), (75/24)
b. +ā (21/47)
bìderek: kıymeti olmayan
b. (44/28), (76/139)
bìl: bel
b. +i (55/8)
b. +ime (76/81)
b. +indǟki (57/64)
b. +iŋe (40/35)
bìr: sayı, bir
b. + i (5/15), (5/20), (5/22),
(6/18), (7/3), (8/1), (9/2), (19/11),
(21/22), (21/47), (22/6), (23/3), (32/11),
(32/14), (32/16), (32/28) (32/33),
(32/50), (33/4), (35/1), (35/30), (36/2),
(36/3), (36/10), (36/50), (36/68),
(46/35), (46/68), (57/17), (57/25),
(59/8), (59/9), (71/4), (77/2), (77/6),
(79/2)
b. +i hem (bìrem) (77/40)
b. +i hem (bìriyem)(13/17),
(63/15)
b. +iåi (1/32)
b. +idir (31/11)
b. +imiẕ (45/20), (45/29)
b. +in (79/40)
b. +inden (45/5)
b. +ine (2/22), (12/12), (21/87),
(37/5), (46/109), (79/47)
b. +ini (63/32)
b. +iniŋ (36/22), (39/30)
bìrbìri: birbiri (krş. bìrvìri, bìrwìri)
b. +ne (46/109)
b. +niŋ (80/127), (80/183)
b. +lerne (bìrbirlerne) (37/44)
bìrek bìreğe: bir birimize
b. (37/19), (37/54)
bìribìri: (krş. birbiri, bìrvìri, bìrwìri)
b. (16/25)
b. +ne (16/25)
b. +niŋ (37/55)
b. +nnen (16/22)
bìrik-: birleşmek
b. -ipdirler (bìriğipdirler)
(16/26)
b. -mel dǟl (22/78)
b. -meli (22/78)
b. -yele (22/80)
bìrikdir-: (et. ç. krş. bìrik-)
b. -yen (48/4)
bìrikme-: birleşmemek
b. -åeŋiẕ (22/76)
bìrvìri: (bk. birbiri, bìribìri)
b. (52/18)
b. + ne (52/19)
bìrwìri: (bk. birbìri, bìrvìri)
b. +ne (80/127)
b. +niŋ (43/38)
bi: (krş. bıy, bıl, bu)
b. ğiden (bir çok) (11/17)
bil-: bilmek
b. -cek dǟl (40/39), (80/98)
b. -di (79/59)
b. -diğmi (78/41)
b. -diler (79/72)
b. -elìŋ (80/83)
b. -emẕōk (16/17)
b. -en (21/9), (31/10), (32/2),
(37/19), (45/30), (45/34), (51/3), (53/14)
b. -enāk (75/13)
b. -enōú (46/137), (57/63),
(57/66), (60/32), (78/17)
b. -eŋōú (78/17)
b. -eŋẕōú (57/70)
b. -erå (9/15), (80/77)
b. -eråiŋ (80/21)
b. -iŋ (57/31), (80/82)
362
b. -limdǟ (16/41)
b. -mǟn (1/20), (39/76)
b. -mǟndir (2/2)(61/4)
b. -medik (14/56), (20/12)
b. -meğ‿üçǖn (1/33), (38/24)
b. -meẕ (78/9)
b. -åe (32/15)
b. -åem (48/11)
b. -åeŋ (80/154)
b. -yǟn (46/34), (20/15), (20/29),
(26/1), (78/32), (79/37), (36/5)
b. -yǟn ekeni (57/25)
b. -yǟrǟ (46/13)
b. -ye (20/4), (41/60), (46/19),
(46/39), (54/29), (57/27), (62/25),
(69/13)
b. -yek (40/15)
b. -yele (32/10), (36/15)
b. -yen (57/71), (80/169)
b. -yeŋ (46/12), (49/29)
b. -yeå (6/9), (69/45)
bildir-: bildirmek
b. -ik (20/27)
b. -ye (1/67), (79/30)
b. -yele (20/25)
bile: ile (krş. bilen, wilen, wile, wüle,
wülen)
b. (16/26), (21/9), (79/58),
(80/195)
bilelikde: beraber
b. (51/8)
bilen: (bk. bile, wüle, wülen)
b. (21/9), (31/10), (32/2),
(37/19), (45/30), (45/34), (51/3),
(53/14),
bilğiç: bilgiç (krş. bilğiş)
b. (46/5), (46/34), (75/26)
b. +ine (bilğicine) (46/148)
bilğiş: (bk. bilğiç)
b. +day (46/5)
b. +leri (46/20)
bilim: bilim
b. +i (22/70)
b. +im (bilmim) (15/3)
b. +lerni (20/25)
b. +li (78/3)
biliş: (iş. ç. bk. bil-)
b. +imiẕ (6/19), (8/4), (51/7)
bilme-: bilmemek (bilmemek)
b. -dim (46/124), (67/6)
b. -rįn (2/8)
b. -ye (1/23), (37/15), (37/34),
(39/43), (57/74)
b. -yeday (1/75)
b. -yek (55/6)
b. -yele (22/33), (36/17),
(36/28), (37/32), (37/43), (37/54)
b. -yeŋ (44/7)
bilyǟnlik: bilmişlik
b. +im (1/79)
bināgǟrlik: mimar
b. +e (bināgǟrliğe) (9/9)
binẕìn: petrol (krş. biẕẕìn)
b. hem (binẕinem) (59/20)
bir: sayı, bir
b. (1/23), (1/46), (1/49), (1/63),
(1/66), (57/28), (59/22), (75/4), (75/5),
(80/217)
b. +ca (60/18)
b. nǟçe (8/14), (20/8), (20/19),
(20/20), (22/42)
b. nǟçeåiniŋ (8/14)
birden: aniden
b. (74/5)
birleş-: birleşmek
b. -ip (80/8)
birleşdir-: (et. ç. bk. birleş-)
b. -ip (80/8)
birleşik: birleşik
b. +lere (38/20)
birlikde: beraber
b. (51/8)
biş-: pişmek
b. -enåoŋ (13/10), (68/9)
b. -ik (68/8)
b. -iweråin (47/13)
b. -meli (47/8)
b. -meẕ (30/32)
b. -yǟn (12/12)
b. -ye (13/2), (13/9), (13/14)
b. -åeŋ (42/24)
bişir-: (et. ç. bk. biş-)
b. -emiẕẕe (41/66)
b. -ip (12/9), (12/14), (41/73)
b. -iw (54/46)
b. -yǟn (12/8)
363
b. -yek (40/18)
b. -yekday (41/57)
b. -yele (11/14)
b. -yeŋ (11/10)
bişiriliş: pişiriliş
b. +i (bişirilşi) (47/1)
b. +ini (bişirilşini) (68/2)
bişiriş: bişiriş (pişiriş)
b. +im (bişirşim) (29/1)
bìtarap: tarafsız
b. (22/2)
bit-: iyileşmek
b. -ik (1/18)
bitìn: bütün (krş. bütǖn)
b. (3/14)
bitir-: yerine getirmek, yapmak
b. -en (32/39), (32/41)
bitle-: bitlemek
b. -meẕ (43/8)
bitōn: beton
b. (77/12)
biẕ: biz (biz)
b. (3/23), (6/9), (10/6), (13/2),
(14/13), (14/52), (14/53), (14/56),
(16/39), (19/25), (19/27), (20/20),
(22/29), (23/6), (24/1), (25/3), (25/8),
(32/51), (38/14), (38/27), (38/32),
(38/33), (39/45), (41/66), (44/34),
(44/35), (45/21), (51/9), (52/8), (56/14),
(57/38), (59/25), (69/5), (69/7), (6/13),
(69/17), (69/20), (69/36), (69/45),
(69/46), (74/32), (76/69), (78/20),
(79/28), (79/36), (79/75), (79/78),
(80/77), (80/88), (80/90)
b. +ǟ (16/17), (60/23), (80/89)
b. +e (1/28), (5/14), (6/15),
(18/4), (20/25), (22/29), (25/7), (32/51),
(38/15), (45/13), (56/5), (69/3), (69/4),
(69/48), (74/33), (74/36)
b. +eday (14/39)
b. +e hem (biẕeyem) (45/19)
b. hem (biẕem) (19/32), (20/28),
(24/10), (45/20), (51/10), (79/77),
(80/207), (80/375)
b. +i (3/15), (13/14), (46/89),
(59/26), (80/96), (80/248)
b. +iŋ (1/52), (3/3), (3/23),
(3/16), (6/5), (6/6), (6/8), (8/4), (9/1),
(9/3), (9/5), (11/2), (11/3), (12/9),
(12/16), (13/3), (13/17), (15/6) (15/7),
(15/8), (15/9), (15/10), (15/20), (15/21),
(15/22), (16/36), (16/42), (16/48),
(16/58), (18/3), (19/17), (21/49), (22/2),
(22/5), (22/5), (23/9), (23/19), (23/24),
(25/9), (31/7), (31/8), (31/9), (31/10),
(31/11), (31/12), (32/24), (32/28),
(32/33), (32/53), (32/59), (33/1), (35/8),
(36/38), (36/50), (36/61), (38/5), (38/8),
(38/10), (38/26), (40/3), (40/6),
(44//34), (45/1), (46/9), (46/31),
(46/89), (51/7), (51/9), (54/1), (57/26),
(57/37), (58/5), (58/8), (58/23), (59/18),
(69/42), (71/1), (72/3), (72/4), (75/18),
(78/17), (78/20), (78/39), (80/247)
b. +iŋ hem (biẕiŋem) (1/46),
(45/16), (78/39), (80/191)
b. +iŋki (14/37), (14/42)
b. +iŋkile (16/36)
b. +ẕe (12/2), (23/32), (35/18),
(38/20), (49/1), (77/32)
b. +ẕen (6/5)
biẕẕìn: (krş. binẕìn)
b. (59/27)
bōtla-: (deve) doğurmak
b. -nåoŋ (bōtlānåoŋ) (55/3)
bōmı: olurm mu
b. (46/56)
boğ-: boğmak, sarmak
b. -åa (44/28)
boğdoú boğdoú: deste deste
b. (44/32)
boḳurdoḳ: boğaz
b. +nı (boḳurdoğnı) (40/57)
bol: çok, yeterli
b. (6/17)
bol-: 1. bolmak (olmak)
b. -dı (28/9), (47/14), (68/25),
(80/177)
b. -lı (21/44)
b. -moåın (1/73)
b. -modıḳ (45/34)
b. -moğnı (32/17)
b. -molı (44/25)
b. -moyă (41/35), (41/42)
b. -moẕ (1/40)
b. -oåı yōḳ (39/21)
364
b. -onōḳ (46/62), (76/78)
b. -oŋda (29/2)
b. -or (16/44), (69/14)
b. -oyįn (2/9)
b. -up (3/2), (14/1), (21/85),
(48/16), (25/2), (25/3),
b. -u‿wil- (1/70), (1/80)
b. -updır (22/56)
b. -uw‿ìşle- (56/10)
b. -yă (14/33), (21/83), (40/40),
(44/16), (54/45)
b. -yămı (14/49)
b. (76/31), (76/42)
2. mevcut olmak, bulunmak
b. -ăn (9/15)
b. -āymalı (1/45)
b. -dığı (2/36)
b. -mal dǟl (44/27)
b. -mānlığı (77/26)
b. -moåo (38/33), (54/31)
b. -moåoyăm (43/23)
b. -moğnıŋ (4/7)
b. -moyă (42/2), (37/3)
b. -omdo (39/4)
b. -on (5/1), (37/19), (37/37),
(50/17)
b. -onåoŋ (58/25)
b. -ondığnı (6/14), (8/11),
(37/32), (37/33)
b. -onnı (15/24)
b. -onoḳ (38/13)
b. -åo (1/42), (45/42)
b. -updır (2/1), (5/11)
b. -updırday (2/1)
b. -yă (36/9)
b. -yān (70/7)
b. -yărā (41/60)
3. meydana gelmek, hasıl olmak,
doğmak, yapılmak
b. -dı (22/2), (24/4), (24/15)
b. -dımı (69/23)
b. -māndı (77/26)
b. -moğ‿çǖn (32/64)
b. -moyă (37/3)
b. -on (80/361), (80/361)
b. -onnonåoŋ (32/39), (35/1)
b. -up (44/17), (58/24)
b. -uweråe (32/51)
b. -yă (5/10), (44/33), (45/39),
(46/55)
4. olmak, vuku bulmak,
gerçekleşmek
b. -uk geç- (3/10), (32/35)
b. -moẕınnan öŋ (22/25)
b. -onnı (1/21), (15/24)
b. -on (1/20), (74/2)
b. -onōğā (1/14)
b. -modıḳ (1/18)
5. sahip olmak
b. -uk ġāl- (8/9)
6. geçmek, tamamlanmak
b. -āymaåă (14/19)
b. -onåoŋ (14/2), (41/10),
(43/19), (43/37), (45/15), (45/22),
(45/36)
b. -onmıẕẕan åoŋ (41/17),
(45/30), (45/33)
b. -onnon åoŋ (36/41), (43/32),
(45/14), (45/26)
b. -ordıḳ (45/21)
b. -up (43/41)
b. -dumı (43/27)
bol-: bolmak (olmak)
b. (76/31), (76/42)
b. - āymalı (1/45)
b. - āymaåa (14/19)
b. - an (9/15)
b. - coú (23/27)
b. - dı (22/2), (24/3), (24/13),
(24/15), (28/9), (47/14), (68/25),
(80/177)
b. - dığı (2/36)
b. - dımı (69/23)
b. - dumı (43/27)
b. - lı (21/44)
b. - low (21/47)
b. - luŋ (74/7)
b. - māndır (4/3)
b. - mānlığı (77/26)
b. - mal dǟl (44/27), (68/16)
b. - malı (2/39), (44/25),
(80/156)
b. - manda (43/40)
b. - maẕınnan (22/25)
b. - moğ (30/31)
365
b. - moğı (32/64)
b. - moğnı (32/17), (37/30)
b. - moğnıŋ (4/7)
b. - moú (36/6)
b. - molı (44/26)
b. - moåı (7/7)
b. - moẕ (1/40), (32/24)
b. - åă (1/42), (3/21), (32/4),
(32/6), (32/35), (35/23), (36/74), (36/75)
b. - åo (32/25), (32/56), (39/19),
(45/42), (48/11), (53/6)
b. - åoú (43/10)
b. - åoŋ (2/16)
b. - omda (39/4)
b. - omıẕẕan (41/17)
b. - on (1/20), (5/1), (5/22),
(31/7), (37/19), (37/37), (50/17),
(69/25), (74/2), (80/361)
b. - ondığı (8/11)
b. - ondığnı (37/32), (37/33)
b. - onlığı (6/14)
b. - onmıẕẕan (45/30)
b. - onnı (1/21), (15/23)
b. - onnon (32/39), (35/1),
(36/41), (36/43), (43/32), (45/14),
(45/26)
b. - onōğā (1/14)
b. - onōú (38/13), (46/62),
(56/17), (76/78)
b. - onåoŋ (14/21), (41/10),
(43/19), (43/37), (44/21), (45/15),
(45/22), (45/36), (58/25), (69/23)
b. - onåoŋla (53/12)
b. - oŋåoŋ (45/33)
b. - oŋda (29/2)
b. - or (16/44), (69/14)
b. - ordıú (45/21)
b. - oyın (2/9)
b. - oåı (39/21)
b. - uú (3/10), (8/9), (32/35)
b. - up (3/2), (4/26), (14/1),
(21/85), (25/2), (25/3), (32/55), (37/43),
(43/41), (44/17), (48/16), (58/24)
b. - updır (5/11), (22/56)
b. - updırday (2/1)
b. - uw (56/10)
b. - uweråe (32/51)
b. - uwerye (21/45)
b. - uwilåe (1/80)
b. - uwilåeŋ (1/70)
b. - yā (39/23)
b. - yān (4/26), (70/7)
b. - yānçā (41/46)
b. - yă (3/23), (5/10), (7/8),
(8/11), (14/33), (21/83), (30/7), (36/8),
(39/25), (40/40), (44/10), (44/16),
(44/28), (44/33), (45/39), (46/51),
(46/55), (46/84), (54/45), (63/12),
(76/26), (76/33), (76/40), (76/44),
(76/48), (76/54), (75/57), (76/63),
(76/71), (76/80), (76/89), (80/363)
b. - yădı (45/6)
b. - yălar (5/28)
b. - yămı (14/49)
b. - yărā (41/60)
bolçuluú: bolluk
b. (56/13)
bolma-: olmamak
b. (21/73)
b. -dıú (45/34), (61/5)
b. -åa (16/21), (46/23)
b. -åın (1/73)
b. -yă (41/35), (41/42), (42/2)
b. -yămı (51/11)
bolmo-: (krş. bolma-)
b. -coú (39/69)
b. -dıú (1/18)
b. -åa (46/45), (54/31)
b. -åayăm (43/23)
b. -åo (19/10), (38/33)
b. -yă (37/3)(37/19)
bolmoḳlıú: olmaklık
b. (32/45), (80/209)
b. +nı (bolmoḳlığnı) (32/44)
b. +ım (bolmoḳlığım)(32/45)
boluş: hareket, davranış, tarz
b. +ı (bolşı) (1/21), (35/19)
boş: boş
b. (19/17), (19/38), (32/26)
boşa-: boşalmak
b. -ḳ ġāldı (35/5)
boşodıl-: (ed. ç. bk. boşa-)
b. -dı (24/18)
boy: 1. boy
b. (32/39), (66/20)
b. +a (33/2), (45/39)
366
b. +ăm (70/11)
b. +lorı (32/34), (32/35)
b. +u (73/3)
2. kenar
b. +da (22/65)
b. +do (77/29)
boya-: boyamak
b. -rdı (boyārdı) (45/8), (45/10)
boyīnça: göre
b. (38/9)
boyun: boyun
b. +una (boynuna) (37/27),
(75/34), (75/39)
b. ġaçır- (reddetmek, teslim
olmamak) (8/5)
b. eğ- (teslim olmak) (4/8), (8/5),
(22/54), (39/20), (80/9)
boẕuú: bozuk
b. (21/20)
bȫl-: bölmek (bölmek)
b. -üp (30/8)
b. -yeŋ (68/9)
bȫlök: parça
b. +i (bȫlöği) (5/10), (5/28),
(77/4)
b. +ni (bȫlöğni) (77/20)
b. +ünde (bȫlöğünde) (70/22)
b. +üŋ (bȫlöğüŋ) (77/20)
b. +löre (6/15)
bȫlök bȫlöğ: parça parça
b. (17/14), (54/75), (54/69)
bȫlüm: bölüm
b. +lerindǟki (32/35)
b. +ündö (25/15), (69/2), (69/3)
bȫlün-: (dnş. ç. krş. bȫl-)
b. -di (bȫlünt‿dìyye) (80/179)
b. -dü (80/178)
b. -en (1/18)
b. -yǟn (80/163)
b. -ye (1/10), (5/3), (5/4),
(54/37), (80/163)
bȫrük: şapka
b. +dür (36/57)
bökdenşåiẕlik: olumsuzluk
b. (38/13)
börök: mantı
b. hem (böröğem) (13/16)
böwrök: böbrek
b. +leŋŋe (40/36)
būğ: bug (buğ)
b. +a (13/13), (26/5), (27/4)
b. +da (13/14)
bu: (krş. bıy, bıl, bul)
b. (6/8), (8/10), (9/5), (15/5),
(16/17), (16/18), (16/19), (16/20),
(16/46), (19/9), (19/10), (19/24),
(19/25), (19/27), (32/11), (32/17),
(32/28), (32/50), (32/57), (32/59),
(32/61), (33/4), (35/3), (35/30), (36/51),
(36/58), (36/72), (37/24), (37/25),
(37/34), (37/37), (37/39), (37/42),
(37/43), (37/47), (46/147), (59/24),
(60/15), (77/9), (77/16), (79/28),
(80/137), (89/143), (80/171), (80/333),
(80/350), (80/357)
b. +lor (79/45), (80/86)
b. +lorăm (16/34), (79/20)
b. +lorı (69/46), (80/63)
b. +loruŋ (37/17)
b. +nuŋ (31/13)
buğalţēryă: muhasebe
b. (20/6)
b. +a (20/20)
b. +da (20/21), (20/24)
b. +dan (20/7), (20/13)
b. +laŋ (80/106)
buğāltırçılıú: muhasebecilik
b. +ı (buğāltırçılığı) (20/7),
(20/17)
buğdoy: buğday
b. (39/16), (42/2), (42/4), (42/5),
(42/9), (42/20), (58/24), (58/25)
b. +dan (42/14), (42/19)
b. +don (43/19)
b. +ı (42/6), (42/7)
b. +uŋ (42/6), (42/17)
b. hem (buğdoyăm) (42/1),
(42/10)
buğoç: buğaç
b. (32/40)
buğün: bugün
b. (65/7)
buòora: buhara
b. (23/9)
buḳco: çeyz
b. +åını (53/18), (53/21)
367
bul: (krş. bı, bıl, bıy, bu)
b. hem (bulăm) (76/13), (80/67),
(80/333)
buldurda-: fışkırmak
b. -dı (buldurdat‿dìyye) (79/69)
bulğur: bardak
b. (22/53)
bulut: bulut
b. (1/54)
bund: prese
b. (69/7), (69/8), (69/9), (69/10),
(69/14), (69/15), (69/29)
b. +uŋ (69/8)
burç: biber
b. (2/34)
burğu: burgı
b. (79/26), (79/27)
burlo: burla
b. hātın (32/40)
burş: 1. biber (krş. burç)
b. (2/33)
2. matematik terimi
dȫrt b. (69/39)
dik b. (8/12)
gönü b. +lar (8/13)
dȫrT b. +luğ (69/16)
burun: burun
b. +larna (43/32)
b. +larnıŋ (43/36)
but: 16 kilo, ağırlık ölçüsü (krş. put)
b. (16/28)
buyr-: emretmek
b. -updır (74/12)
buyruḳ: emir
b. (1/29), (5/29), (8/6), (69/45)
b. +u (buyruğu) (8/3), (8/10),
(36/73)
buyåon-: gururlanmak
b. -up (20/28) (46/89)
buyåonç: gurur, kibir
b. +ına (buyåoncına) (17/12)
bürğüt: akbaba
b. (80/139)
bütìn: (krş. bitìn, bütǖn)
b. (12/5), (12/9), (12/15)
bütǖn: (bk. bütìn,bitìn, bütìn)
b. (38/19), (73/4), (77/18)
-c- cādığöy: sihirbaz
c. (80/168)
c. +leri (80/57)
cāòīllıú: cahillik
c. (80/29)
c. +ıŋ (cāòīllığıŋ) (80/29)
cām: tabak
c. (30/1), (43/24), (68/13)
c. +a (27/2)
cān: can
c. (37/53), (60/41), (74/26),
(80/6)
c. +na (79/31)
c. +ıŋ (54/85)
cānlı cāndar: canlı
c. +lă (37/27)
cān ācığı: can ağırısı
c. +nnan (74/15)
cāy: ev
c. (44/24), (59/4), (60/5), (60/6),
(62/16), (62/21), (76/129), (76/132)
c. +da (70/26)
c. +ı (65/13), (65/16)
c. +ın (78/39)
c. +ıŋ (43/6), (70/24)
c. +ıŋıẕẕă (19/12)
c. +larından (6/15)
c. +larnı (79/76), (80/374)
cāyla-: defnetmek, gömmek
c. -k (36/39)
c. -maú (36/36)
cāylan-: (ed. ç. krş. defnet-)
c. -an (36/43)
c. -ıú (36/42)
camāğat: cemağat
c. (21/85)
camāl: isim
c. (67/10), (77/1)
canawör: canavar
c. +le (67/11)
caŋ: çan
c. (14/15), (54/27), (54/28)
c. +ıŋ (54/28)
car çekdir-: haber vermek
c. (21/77)
c. -ye (80/221), (80/222)
carnāma: davet, hitap
368
c. +nı (24/12)
cǟnim: cehennem
c. (46/145)
cǟcek: oyuncak
c. +ciklerniŋ (cǟceciklerniŋ)
(32/61)
cēr: cer
c. +a (25/5)
c. +dan (25/6)
cemğıyat: cemgıyet
c. (24/7)
c. +ı (24/8), (24/9)
c. +da (24/10)
c. +dǟki (35/19)
cem: toplam
c. +i (69/33), (69/39)
cemlen-: toplanmak
c. -ik (80/171)
cenned: cennet (krş. cennet)
c. (78/39), (79/76)
cennet: (krş. cenned)
c. +de (80/375)
c. +den (80/374)
ceren: isim
c. (76/1)
cerìme: zarar ödeme
c. (38/24)
ceået: ceset
c. +i (ceåedi) (36/9)
cewrāyıl: cebrayıl (cebrayıl)
c. (74/4), (74/9), (74/12),
(74/22), (74/23)
cewür: zorluk
c. +ler (4/11)
ceytun: ceytun
c. (15/5), (15/6)
cīnå: kot
c. balaḳ (pantolon) (25/15)
c. kūrtka (mont) (25/15)
cın: cin
c. +ı (36/59)
c. +ları (50/7)
cìkmecìk: ayrıntılı
c. (80/158)
ciği: küçük kardeş
c. +m (ciğìm) (48/14), (48/18)
c. +åine (53/20)
cōro: arkadaş
c. +cān (50/9)
c. +lammıẕ (52/8)
c. +åı (50/14)
cōş-: coşmak
c. -dı (66/23)
coğāP: cevap
c. (6/3), (14/56), (21/42),
(21/88), (54/10)
c. +ı (coğāwı) (74/28)
c. +ın (coğāwın) (69/44)
c. +larnı (53/9)
c. +unı (coğāwunı) (53/8),
(80/161)
c. +unnan (coğāwunnan) (74/17)
corāP: çorap
c. (76/15)
c. +ı (corāwı) (76/15)
c. +ın (corāwın) (2/22)
c. +lammıẕ (52/8)
cöhìt: kafir (krş. cöhüìt) c. (75/2), (75/8)
c. +den (75/5)
c. +iŋ (75/1)
c. +le (cöhìdle) (65/2)
cöhüìt: kafir (krş. cöhìt) c. (75/13), (75/22), (75/54)
cumāyıf: isim
c. (15/1), (40/4), (54/2), (54/3)
cumāyıwa: isim
c. (25/1), (40/4), (54/2), (54/3)
cuwān: genç
c. (80/284)
c. +larıŋ (37/7)
cǖce: civciv
c. (41/14), (43/1)
c. +ni (cǖcǟni) (43/2)
c. +ŋ (cǖcǟŋ) (43/38)
cǖcö: (krş. cǖce)
c. (13/5), (15/8), (41/14), (43/1),
(42/19)
c. +lö (43/31)
c. +lemmiẕe (42/20)
c. +lemmiẕi (43/9)
c. +leri (43/34)
c. hem (cǖcöyem) (42/19)
cüwü: ceb
c. +åündǟki (76/144)
c. +åüne (76/125)
369
-ç- çādır: çadır
ç. +na (39/55)
çāğ: çag, dövür (çağ, zaman, dönem,
devir)
ç. +ına (32/39)
ç. +ında (57/16)
çāğa: çocuk
ç. (34/2), (46/90), (60/30), (65/5)
ç. +a (çāğā) (32/37), (32/38),
(32/39), (32/45), (32/56), (32/64),
(34/1),
ç. +cığıŋ (32/58), (32/59),
(32/61), (32/62), (33/2)
ç. +cıú (33/2), (33/3), (37/8)
ç. +cıúlam (40/22)
ç. +cıḳlammıŋ (19/40)
ç. +cıḳlammıẕ (40/20)
ç. +da (1/60), (32/56), (34/1)
ç. +dan (36/74)
ç. +la (14/54), (37/13), (67/5)
ç. +lam (41/4), (67/14)
ç. +lammıẕ (41/55)
ç. +lammıẕ hem
(çāğalammıẕam) (56/19)
ç. +lammıẕı (46/89)
ç. +laŋŋı (36/19)
ç. +lar (3/2), (14/1), (14/4),
(18/2), (51/2), (56/20), (80/111)
ç. +lara (3/2), (3/20), (14/7),
(32/43), (32/55), (38/5), (38/9), (62/18)
ç. +laram (46/135)
ç. +ları (14/3), (14/24), (14/48),
(14/51), (14/57), (37/3), (46/135),
(62/13), (62/20), (75/12), (80/121)
ç. +lar bağı- (anaokulu) (10/2)
ç. +larıŋ (51/10)
ç. +larmıẕa (51/3)
ç. +larna (38/12)
ç. +m (çāğām) (46/147)
ç. +mı (çāğāmı) (14/56)
ç. +n (çāğān) (80/98)
ç. +nı (çāğānı) (37/10),
(46/124), (80/185)
ç. +nıŋ (çāğānıŋ) (32/31),
(32/53), (32/57), (32/58), (32/62), (34/7)
ç. +ŋ (çāğāŋ) (34/4), (34/6),
(46/55), (80/361)
ç. +åı (32/45), (46/93), (46/126),
(46/127), (60/18)
ç. +åına (32/36), (50/17)
ç. +åını (50/18), (50/21), (54/23),
(62/9)
çāğır-: çağırmak
ç. (80/31)
ç. -anda (1/34), (57/8)
ç. -dı (32/25)
ç. -ıp (32/9), (45/27), (46/114),
(61/9), (80/262)
ç. -yă (1/48), (1/72), (57/46),
(80/34)
ç. -yăú (43/34), (43/37)
ç. -yăå (80/271)
çāğırıl-: (ed. ç. krş. çağır-)
ç. -anda (çāğırlanda) (32/10)
ç. -yă (32/9), (32/25)
çāğrı: haber
ç. (9/11)
çāğırtdır-: (et. ç. krş. çağır-)
ç. -yă (78/22)
çāḳla-: tahmin etmek
ç. -maḳ (7/8)
çāḳlanıl-: (ed. ç. krş. çāḳla-)
ç. -yă (7/4)
çāl: ayran
ç. (40/16), (40/23), (40/26),
(54/46), (55/4), (55/11)
ç. +ını hem (çālınam) (55/15)
ç. +ını hem (çālınıyăm) (40/20)
ç. +ı hem (çālıyăm) (40/19)
Çārı: isim
ç. (3/5), (58/11)
çāy: çay
ç. (1/52), (21/53), (39/55),
(60/13), (60/23)
ç. +ıŋ (79/22)
çağıl: çakıl taşı
ç. (77/12)
çaḳır: rakı
ç. +a (22/53)
çaḳnışıḳ: çarpışma
ç. +lar (22/32)
çal-: 1. sürmek
ç. -malı (54/88)
ç. -an (54/91)
ç. -yăŋ (45/34), (68/8)
370
2. vurmak
ç. -yă (75/52)
çala: yavaş
ç. (30/31)
ç. +ca (1/67)
çalış-: değiştirmek
ç. -ıp (çalşıp) (42/2)
ç. -malı (54/88)
ç. -yă (75/52)
ç. -yān (22/53)
ç. -yăŋ (45/34), (68/8)
çalt çalt: hızlı
ç. +dan (23/30)
çaŋ: toz
ç. (66/26)
çapadı: katmer
ç. +mı (16/56)
çapar: elçi
ç. (46/98), (46/105)
çapdır-: çapdırmak (çaptırmak)
ç. -ık (36/69)
ç. -ma (35/2)
çapowçılığ: çapulculuk, talan, yağma
ç. (23/9)
çapraẕ: çapraz
ç. (25/13)
çaptır-: çaptırmak
ç. -ma (35/2)
çarwadār: göçmen
ç. (4/4)
çatma: çadır
ç. (76/13), (76/14)
ç. +ŋ (çatmāŋ) (76/129)
çawut: çabut
ç. +dır (53/19)
çǟğe: kum
ç. (77/12)
çǟk: sınır
ç. +inde (çǟğinde) (6/5), (8/14),
(36/20), (50/2), (77/2), (77/3), (77/33)
çǟrcöw: şimdiki lebap vilayeti
ç. +dö (5/5)
çǟre: etkinlik
ç. (37/32)
çäynek: çaydanlık
ç. (66/32)
çǟşe: tabak
ç. (32/14)
çek-: çekmek
ç. -di (80/345)
ç. -ende (2/29)
ç. -er (58/6)
ç. -erdik (58/4)
ç. -ip (2/28), (4/11), (36/11),
(37/53), (54/91), (58/23), (69/38)
ç. -iw (44/38), (69/5), (69/19),
(69/41)
ç. -iweriŋ (58/18)
ç. -mǟğe (58/15)
ç. -meåi (23/22)
ç. -åeŋ (67/20)
ç. -åin (78/39)
ç. -ye (54/30), (57/76)
ç. -yeå (51/10)
çekdir-: (et. ç. krş. çek-)
ç. (21/77)
ç. -di (21/83)
ç. -yǟn (58/19)
ç. -ye (39/76), (80/221),
(80/222)
çekele-: çekiştirmek
ç. -p (çekelǟp) (57/75)
ç. -ye (57/61)
çekene: mal
ç. (54/7)
ç. hem (çekeneyem) (54/8)
çekikli: çekilmiş
ç. (19/14)
çekil-: (ed. ç. krş. çek-)
ç. -ip (17/46), (23/17), (23/18),
(23/21), (23/23), (23/24)
ç. -ye (23/17), (23/21)
ç. -ye hem (çekyeyem) (13/11)
çekimli: ünlü ses
ç. (31/10)
çelli: kadar
ç. (1/9), (4/3), (4/24), (6/8),
(9/3), (9/5), (14/5), (14/23), (15/10),
(16/63), (16/69), (16/72), (18/3),
(21/45), (24/10), (24/17), (24/20),
(36/74), (39/35), (52/6), (53/16),
(53/21), (69/24), (76/111), (80/171),
(80/282), (80/348)
ç. +day (14/22)
çemçe: kaşık (krş. çömçe)
ç. +ni (çemçǟni) (68/19)
371
çemeleş-: çalışmak
ç. -ye (57/64)
çen: kıvam
ȫẕ ç. +ine (45/39)
çenli: kadar
ç. (16/70), (46/90)
çep: sol
ç. (1/16), (32/16)
çeper: becerikli
ç. (19/26)
çeperlik: beceriklilik
ç. bilen (19/32)
çerkeẕ: ot ismi
ç. (32/53)
çeşme: doğal su kaynağı
ç. (66/34)
çet: kenar, kıyı
ç. +i (32/53)
çevkāski: çevkaskiy (çevkaskiy)
ç. +niŋ (çevkāskìniŋ) (22/14)
çīğ: ıslak, nemli
ç. (69/29), (70/26)
çīğla-: ıslatmak
ç. -p (çīğlāp) (11/6)
çīğlıú: ıslaklık, nem
ç. +nı (çīğlığnı) (69/43)
çīvıú: ağacın dalı
ç. +caú (çīvıcaḳ) (1/42)
çīwıú: çubuk
ç. (44/18)
ç. +ı (çīwığı) (44/21), (49/18),
(44/19)
çıda-: dayanmak
ç. -mān (36/18)
ç. -nōú (36/27)
çıdamlı: dayanıklı
ç. (32/52)
çıdamlılık: dayanıklılık
ç. +nı (çıdamlılığnı) (32/53)
çıḳ-: çıkmak
ç. -alīŋ (çıḳālīŋ) (76/108)
ç. -amåoŋ (48/21)
ç. -an (36/7), (36/18), (36/21),
(36/35), (36/48), (36/55), (36/56),
(69/29), (80/218)
ç. -ana (76/12)
ç. -anåoŋ (22/62), (35/1),
(69/33), (76/91), (76/93)
ç. -anda (32/61), (35/8)
ç. -andığnı (7/8)
ç. -annan (1/65), (32/39)
ç. -ar (69/14)
ç. -caḳ (48/9), (69/41)
ç. -caúmışın (1/28)
ç. -dı (21/63), (21/65), (21/84),
(24/23), (46/102), (67/18), (76/141),
(80/139), (80/179), (80/239)
ç. -dılar (80/129)
ç. -ıŋ (80/129)
ç. -ıp (1/7), (2/4), (2/6), (2/8),
(19/10), (19/17), (22/40), (32/20),
(36/71), (39/48), (44/16), (46/90),
(66/11), (75/22), (76/8), (77/15),
(80/280)
ç. -ıpdır (18/6), (46/3), (72/6),
(73/6)
ç. -ıḳ (36/32)
ç. -mağı (72/5)
ç. -mal dǟl (64/3)
ç. -malı (80/319)
ç. -malımı (80/318)
ç. -mallıŋŋıẕı (19/32)
ç. -mānḳā (76/92), (80/340)
ç. -maḳçı (48/21)
ç. -maḳlarnı (32/44)
ç. -åa (35/6), (47/9), (76/7)
ç. -åaḳ (56/15)
ç. -åın (56/15), (32/58), (32/62),
(80/133), (80/165)
ç. -tı (79/42)
ç. -yă (1/62), (2/33), (2/35),
(15/22), (21/47), (22/67), (22/79),
(28/3), (35/19), (36/31), (36/38),
(39/46), (46/14), (46/79), (46/132),
(60/33), (76/6), (76/7), (76/125),
(80/127), (80/228), (80/130)
ç. -yān (15/22), (15/24), (15/25),
(36/9), (38/13)
ç. -yăn (48/20)
ç. -yānlaram (25/13)
ç. (2/6), (21/79)
çıḳalğa: çıkış
ç. +åı (77/14)
çıḳar-: çıkarmak
ç. -ar (79/4), (80/168)
ç. -caḳ (80/12)
372
ç. -dı (16/51), (79/42)
ç. -ıḳ (11/16), (39/53), (39/54)
ç. -ıŋ (61/8), (61/11)
ç. -ıp (2/22), (11/10), (21/45),
(44/40), (46/149), (69/48), (76/144),
(77/19), (79/4), (80/21)
ç. -ıw (69/22)
ç. -maåı (32/57)
ç. -maḳ (32/3)
ç. -yă (1/62), (41/67), (41/71),
(50/12), (69/37), ()
ç. -yăḳ (54/22), (57/38)
ç. -yăla (5/8), (40/68), (61/16),
(69/37), (75/21)
ç. -yăladay (75/23)
ç. -yān (35/16)
ç. -yānnıŋ (32/58)
ç. -yăŋ (11/9), (68/9)
çıḳarıl-: (ed. ç. krş. çıḳar-)
ç. -anda (çıḳarlanda) (35/5),
(35/8)
ç. -ıp (çıḳarlıp) (70/12)
çıḳarılma-: çıkarılmamak
ç. -yă (32/24)
çın: gerçek
ç. (37/12)
ç. +ım (39/22)
ç. +ımdır (39/22)
ç. +mıúā (76/144)
çırmalaşdır-:sıvazlamak
ç. -ıp (20/21)
çırşa-: sürmek, bulaştırmak
ç. -yăŋ (68/8)
çırtā: yüz çizgisi
ç. +åı (16/41)
çıẕ-: çizmek
ç. -ardı (45/21)
ç. -ıp (45/17)
çıẕıl-: çizilmek
ç. -ıp (20/21)
çìğ: 1. pişmemiş
ç. (23/25)
2. ham
ç. māl (23/31)
çìle: kırk gün
ç. +li (32/22), (32/23)
çìş-: şişmek
ç. -enåoŋ (29/11)
ç. -ip (30/11)
ç. -meli (29/9)
ç. -ye (30/28)
çìşik: şişman
ç. (5/26)
çìşir-: şişirmek
ç. -yeŋ (68/5)
çìşiril-: (ed. krş. çişir-)
ç. -yǟn (68/4), (68/6)
çiğit: çekirdek
ç. +in (çiğidin) (69/35), (69/36)
ç. +nǟ (çiğidinǟ) (69/36), (69/38)
ç. +innen (çiğidinnen) (41/65)
ç. +innenem (çiğidinnenem)
(41/70)
ç. +den (69/37)
çirtim: budak
ç. (41/16)
ç. +i (41/16)
ç. +ini (41/15), (41/16)
ç. +ni (41/17)
çit-: kumaştaki ya da yün örgüdeki
deliği örerek kapamak
ç. -mǟni (51/6)
çitim: halı dokunurken atılan düğüm
ç. (49/26), (51/6)
ç. -e (49/25)
çoğdur-: taştırmak
ç. -up hem (çoğduruwăm) (28/8)
ç. -yăn (28/6)
çoḳ-: iğnesini sokmak, ısırmak
ç. -āymaåınla (2/22)
çoḳun-: tapmak
ç. -uweryele (16/12)
ç. -yānlar(16/28), (16/29)
çolo-: sarmak
ç. -dılar (79/71)
ç. -yă (76/97)
çoloşdır-: ipe takılmak
ç. -yă (10/13)
çopon: çoban
ç. (39/7), (40/3), (40/7), (40/22),
(54/29), (54/38), (54/39), (54/40),
(54/41)
ç. +laŋ (54/1)
ç. +lar (54/83)
ç. +uŋ (39/6)
çoponçılıḳ: çobancılık
373
ç. (54/4), (54/49)
ç. +da (54/95)
çowluḳ: torun çocuğu
ç. +ları (36/15)
çoẕ-: hücum etmek
ç. -onda (57/25)
ç. -åa (22/38)
ç. -uk (70/12)
ç. -up (23/9)
ç. -yă (19/3), (19/6), (46/78)
çȫr: gübre
ç. +den (30/15)
ç. +ünü (54/77)
ç. +ünüyem (40/18)
çöl: sokak
ç. (37/24), (37/36), (37/49)
ç. +dö (79/28)
ç. +le (75/25)
ç. +lö (75/33)
ç. +ö (19/10), (46/145),
(46/149), (75/24), (75/34), (75/35)
ç. +ü (77/20), (77/21), (77/22)
ç. +ündö (77/29), (77/34)
çöllük: çöllik
ç. (32/52)
çömçe: kaşık
ç. (17/23), (17/24), (27/4), (27/6)
ç. cük (36/49)
çöp:1. odunluk
ç. (19/10)
ç. +lörni (41/61)
ç. +lü (66/28)
ç. +ü (59/19)
ç. +ünden (30/14)
2. turşuya katılan kurutulmuş
otlar, defne yaprağı, kereviz v.b)
ç. (27/4)
çöple-: toplamak
ç. -p (çöplǟp) (41 /54), (54/64)
çörök: ekmek
ç. (21/2), (21/3), (21/4), (21/6),
(21/12), (21/13), (21/19), (21/21),
(21/22), (21/23), (21/26), (21/27),
(21/28), (21/30), (21/31), (21/32),
(21/33), (21/37), (21/40), (21/41),
(21/42), (21/58), (21/65), (21/79),
(21/84), (21/86), (21/87), (30/7),
(30/14), (30/16), (30/25), (30/35),
(30/38), (32/25), (40/18), (41/57),
(41/59), (41/62), (42/14), (42/15),
(44/27), (54/78)
ç. (çöröğ‿al-)(21/6)
ç. (çȫröğ‿ìy-) (40/20)
ç. +cüğü (çöröcüğü) (36/49)
ç. +löm (21/45)
ç. +löŋŋe (30/29)
ç. +ŋŋi (çöröŋŋi) (30/27)
ç. +e (çöröğe) (32/10)
ç. +i (çöröği) (29/12)
ç. +mi (çöröğmi) (30/22),
(30/36)
ç. +mü (çöröğmü) (30/28)
ç. +ö (çöröğö) (30/21), (32/9),
(32/25)
ç. +ü (çöröğü) (30/28), (30/34),
(42/17)
ç. +üŋ (çöröğüŋ) (30/31)
çörökçü: ekmekci
ç. (21/7)
çöẕ-: çözmek, sorunu halletmek
ç. -cök (39/63)
çuḳġur: çukur
ç. (40/46), (54/17), (54/18)
ç. +dan (54/22)
çuŋ: derin
ç. (76/78)
çǖn: üçün
ç. (1/33), (1/37), (2/1), (2/2),
(7/7), (12/14), (16/69), (19/17), (17/18),
(17/24), (19/10), (20/7), (21/41),
(21/43), (21/86), (21/89), (22/18),
(29/6), (29/11), (31/13), (36/75),
(37/23), (42/21), (45/5), (48/19),
(48/23), (52/12), (52/16), (53/13),
(77/12), (77/15), (77/16), (77/18),
(77/24), (77/26), (77/37), (78/35),
(79/20), (80/367)
ç. +ǟ (56/3)
ç. hem (çǖnem) (19/4), (19/25),
(19/27), (19/31), (32/24), (32/48),
(32/58), (32/59), (34/4), (35/18),
(36/28), (36/34), (36/61), (36/62),
(38/13), (42/4), (46/122), (57/82),
(75/32), (75/43), (77/27)
çünkü: çünkü
374
ç. (32/47), (36/14)
çür depe: zirve
ç. +åine (36/71), (36/72)
-ḑ- ḑekābır: aralık
ḑ. (77/31)
ḑ. +da (24/23)
ḑìdăr: diktör
ḑ. (48/2)
ḑiplōm: diploma
ḑ. (48/10)
ḑ. +mı (48/9)
ḑiyalēkt: agız, şive
ḑ. +ında (31/4)
ḑ. +lar (31/4)
-d- dāğ: dag
d. (16/48), (16/61), (77/26)
d. +a (16/63)
d. +dan (16/38)
d. +ı (16/62), (30/17)
d. +ı hem (dāğam) (2/18)
d. +ıŋ (2/4), (2/17), (2/20),
(16/66), (16/71)
d. +lar (77/22)
d. +lardan (77/23)
d. +ları (77/23)
dāğa-: dağılmak
d. -pdır (dāğāpdır) (70/28)
dāğanaḳ: dağınık
d. (5/10)
dāla-: parçalamak
d. -yălă (75/25)
dāna: akıllı
d. (36/11)
dānı: bağlaç (krş. dānīn, dānīnım, dǟni,
dǟnìniŋ, dǟnìnim, dānīn)
d. (75/17), (75/28)
dānīn: (krş. dānı, dānīnım, dǟni,
dǟnìniŋ, dǟnìnim,)
d. (75/51)
dānīnım: (krş. dānı, dǟni, dānīn, dǟnìn,
dǟnìnim)
d. (74/3)
dānīŋ: (krş. dānı, dānīn, dǟnim)
d. (75/17)
dāş: taş
d. (35/9), (57/17), (62/17),
(80/164), (80/178)
d. +a (80/165)
d. +dan (80/165)
d. +ı (57/17), (57/21), (80/345)
d. +ını (80/339), (80/344)
d. +ıŋ (80/168)
d. +lardan (76/144)
dāşòowuẕ: daşoğuz vilayeti
d. (5/10), (16/78), (77/25),
(77/26), (77/27)
d. +ẕa (5/5), (5/12), (31/8)
dāşköpri: daşköprü (krş. dāşköprü)
d. +iŋ (dāşköprìŋ) (23/2),
(23/14)
dāşköprü: (krş. dāşköpri savaşı)
d. (23/1), (23/13), (23/16)
dāşoğuẕ: daşoğuz vilayeti
d. (15/20)
dāt-: tatmak, tadına bakmak
d. -ma (36/49)
d. -māğa (63/18)
d. -maḳlıḳ (36/49)
dāwā: kavga, savaş
d. cencelli (4/6)
dāwāåıẕ: kavgasız, savaşsız
d. (22/80)
dāyı: dayı
d. +åı (1/5), (1/35), (1/41)
d. +åı hem (dāyıåam) (1/74)
d. +åına (1/37)
d. +åını (1/48), (1/72)
d. +åınıŋ (1/6), (1/7), (1/11),
(1/20)
dă: 1. bağlaç
d. (1/8), (1/16), (1/18), (1/19),
(1/21), (1/32), (1/35), (1/70), (1/73),
(1/78), (5/12), (5/114), (6/21), (15/28),
(16/20), (16/32), (19/10), (21/79),
(22/33), (22/45), (22/71), (22/73),
(23/3), (26/9), (27/3), (27/5), (27/6),
(28/6), (29/7), (29/9), (31/7), (31/8),
(31/10), (32/16), (32/23), (32/33),
(32/39), (32/40), (32/44), (32/51),
(32/52), (32/58), (35/2), (35/12), (36/6),
(36/15), (36/55), (38/19), (38/20),
(39/18), (39/46), (42/6), (43/8), (43/11),
375
(43/28), (43/34), (44/19), (44/33),
(45/12), (45/35), (45/35), (45/37),
(46/71), (46/109), (46/143), (51/9),
(52/12), (53/7), (53/11), (57/77),
(60/39), (68/21), (70/13), (70/20),
(75/34), (76/4), (76/13), (76/15),
(76/31), (76/55), (76/81), (76/97),
(77/12), (77/19), (77/20), (77/31),
(77/33), (77/34), (77/37)
2. dă: pekiştirme
d. (2/22), (2/28), (4/17), (5/1),
(11/12), (14/12), (14/8), (14/12),
(14/17), (14/27), (14/31), (14/45),
(14/55), (15/2), (15/15), (15/19),
(15/22), (15/24), (15/25), (15/29),
(16/4), (16/25), (16/34), (16/61),
(20/16), (23/9), (23/22), (28/5), (30/7),
(30/26), (38/12), (41/26), (41/27),
(41/31), (41/32), (41/37), (41/39),
(41/40), (41/42), (41/46), (41/48),
(41/50), (42/4), (42/5), (42/17), (42/24),
(43/12), (43/23), (43/42), (44/3), (44/4),
(44/6), (44/14), (44/19), (44/22),
(44/28), (44/32), (44/34), (44/37),
(45/11), (45/34), (45/43), (46/150),
(47/9), (54/49), (56/17), (57/80),
(59/18), (60/2), (60/3), (60/28), (60/32),
(68/19), (76/50), (76/86), (76/94),
(76/103), (76/1099, (80/268)
3. rağmen
d. (1/42)
dağdan ayna: Balsa ağacından yapılmış
ayna
d. (5/24)
dağı: çokluk eki yerine kullanılan ektir
d. (30/17), (54/71), (57/27),
(77/18), (80/121), (80/252)
d. +åını (dağåını) (30/6), (30/23)
d. +åını (30/6)
daḳ-: takmak
d. -aŋåoŋ (54/28)
d. -ıp (75/39)
d. -ıpdırla (32/53)
d. -maḳlıḳ (32/36)
d. -malı (54/27)
daḳdır-: (et. ç. krş. tak-)
d. -ıpdırla (32/39)
daḳıl-: (ed. ç. tak-)
d. -annanåoŋ (32/56)
d. -anōḳ (32/38)
d. -mağı (32/44), (32/55)
d. -māndır (32/37)
d. -yă (32/41), (32/43), (32/44)
danallı: dalanlı, balkonlu
d. +ca (60/6)
dam-: damlamak
d. -ık (damık) (60/3)
d. -p (80/136)
damaḳ: boğaz, gırtlak
d. (36/11)
damdır-: damlatmak
d. -yăḳ (43/32)
d. -yăn (27/6)
daŋ-: bağlamak
d. -anåoŋla (53/14)
d. -ıŋ (76/81)
d. -ıp (45/30), (45/35), (80/339)
d. -īp (80/242)
d. -K (53/13)
d. -yăḳ (55/8)
Daŋatar: isim
d. (58/11)
daŋdanakān: dandanakan
d. (9/11)
daŋı: sargı
d. +nı (daŋīnı) (57/64)
daŋıḳlı: bağlı
d. (80/200), (80/345)
daŋıl-: (ed. ç. krş. daŋ-)
d, -yă (36/52)
daŋın-: daŋınmak (dnş. ç. krş. daŋ-)
d. -malı (36/53)
d. -yān (36/52)
daŋḳlı: (krş. daŋıḳlı)
d. (80/242)
daraḳ: tarak
d. (49/11), (49/26), (49/31),
(49/32), (51/6)
d. +dan (45/14)
d. +nı (darağnı) (49/31)
darğa-: dağılmak
d. -yă (54/31)
daş: 1. uzak
d. (22/34), (46/48), (59/18),
(70/10), (79/4)
d. +a (2/8)
376
d. +da (77/24)
d. +dan (70/19)
d. +ırağa (80/107)
d. +ırāḳ (80/106)
2. dış, etraf
d. +ı (17/15), (17/16), (17/18),
(44/8), (44/33), (52/16), (57/17), (73/2)
d. +ına (1/65), (7/8), (17/14),
(45/17), (52/17), (55/7)
d. +ında (50/6), (50/7), (70/13)
d. +ındāḳı (22/71)
d. +ından (5/27)
d. +ından hem (daşındanam)
(45/24)
d. +ḳı (4/13)
3. fazladan
d. +ınnan (20/13), (45/35),
(80/329)
d. +ınnan hem (daşınnanam)
(79/74)
daş töwörök: etraf
d. (14/31)
daşa-: taşımak
d. (2/8)
d. -åa (23/27)
d. -mağ (77/16)
d. -maḳ (23/26)
d. -yă (23/28)
daşal-: (ed. ç. krş. daşa-)
d. -yă (23/31)
daşamaḳlıḳ: taşımaklık
d. +da (38/19)
daşarı: dışarı
d. (20/13), (25/14), (48/6),
(77/16), (77/19), (77/34)
d. +a (daşara) (1/62)
d. +da (daşarda) (40/61)
d. +hem (daşaram) (19/33),
(38/20), (38/27)
daşaryūrt: yurt dışı
d. (25/8)
daşoğuẕ: (krş. dāşòowuẕ)
d. (5/14)
dawara: etkinlik
d. (80/262)
dawaralı: tantanalı, şatafatlı
d. (34/1)
dayòān birleşik: çiftçilik
d. (38/20)
dayow: güçlü, pek canlı, zinde
d. (46/70)
dērröw: hemen
d. (80/120)
de: 1. bağlaç
d. (5/7), (5/31), (7/4), (14/50),
(15/24), (16/10), (16/12), (16/13),
(16/21), (16/28), (19/21), (20/5),
(21/29), (21/87), (22/37), (30/10),
(30/24), (30/28), (31/4), (31/8), (32/6),
(32/15), (32/18), (32/36), (32/45),
(32/50), (33/1), (34/7), (35/4), (35/23),
(35/24), (36/14), (36/15), (36/50),
(36/68), (36/70), (36/75), (37/27),
(39/47), (39/56), (39/68), (41/10),
(41/17), (41/27), (43/9), (43/10),
(43/28), (44/25), (51/3), (52/11), (53/6),
(53/7), (53/8), (53/9), (53/10), (53/11),
(53/12), (53/13), (53/20), (53/23),
(53/28), (56/2), (56/3), (57/27), (61/8),
(63/9), (70/26), (75/25), (76/6),
(76/144), (77/19), (77/23), (79/60),
(80/10), (80/179)
2. pekiştirme
d. (1/34), (11/14), (13/9),
(13/14), (14/53), (15/4), (15/6), (15/13),
(16/2), (16/11), (16/12), (16/14),
(16/19), (16/20), (16/61), (16/66),
(20/23), (20/24), (22/38), (23/25),
(23/32), (29/6), (36/18), (39/39),
(41/12), (41/60), (41/74), (42/16),
(44/5), (44/23), (44/32), (46/142),
(47/15), (49/16), (54/32), (59/10),
(59/36), (60/29), (60/41), (60/42),
(61/3), (61/14), (61/15), (65/4), (65/5),
(75/34), (76/5), (76/7), (76/51), (76/67),
(76/75), (76/78), (76/95), (76/96),
(76/117), (76/123), (76/128), (76/129),
(76/131), (76/132), (76/144), (78/41),
(80/257), (80/345)
değ-: olmak, faydası olmak
d. -er (78/11)
d. -ip (52/19), (80/280)
d. -mel dǟl (80/156)
d. -ye (46/7), (78/21)
değer değmez: değersiz, ucuz
d. (22/52)
377
değirme: değirmen (krş.değirmen)
d. (58/30)
d. +åi (58/2), (58/3), (58/28)
değirmen: değirmen (krş. değirme)
d. (58/1), (58/25), (77/7),
(80/344)
d. +de (58/2)
d. +i (58/2), (58/27)
d. +iŋ (80/339)
d. +i hem (değirmeniyem)
(58/26)
d. +lerde (42/23)
değişli: ait, ilgili
d. (4/26), (6/6), (6/11), (6/15),
(8/14), (9/9), (9/13), (9/15), (15/21),
(15/22), (15/27), (16/1), (16/2), (20/20),
(36/21), (36/55), (52/13), (70/8), (72/3),
(73/5)
d. +ler (50/5)
değåin: ruhuna bağışlamak, canına
değmek
d. et-(36/46)
değme-: değmemek
d. (39/75)
d. -lìŋ (değmǟlìŋ) (19/25)
dehistān: dehistan
d. (15/7)
dekābır: aralık (krş. ḑikābr)
d. (22/67)
d. +ına (24/17)
dem: 1. nefes, soluk, dinlenmek
d. dīnc‿al-(57/17)
d. +ini al- (30/6)
demir: metal
d. (23/34), (43/12), (77/12)
d. +den (43/12)
demirğaẕıḳ: kuzey
d. (6/18), (7/8), (73/1), (77/24)
d. +a (demirğaẕığa) (70/8)
d. +ında (demirğaẕığında) (7/2)
d. +dan (77/26)
demiryōl: tren yolu
d. (23/22), (23/24), (23/27),
(23/30), (23/31), (77/8)
d. hem (demiryōlam) (23/23)
d. +uŋ (23/30)
deŋ: denk
d. (12/14), (62/24), (73/4),
(77/24)
deŋ derece: eşit
d. (12/14)
deŋeşdir-: karşılaştırmak
d. -enmiẕẕe (56/3)
d. -eŋde (77/18)
deŋiẕ: deniz
d. +iŋ (22/21)
d. +iŋ (deŋẕiŋ) (77/15)
d. +inde (deŋẕinde) (77/35)
d. +ine (deŋẕine) (77/15)
d. +ini (deŋẕini) (77/15)
d. +iniŋ (deŋẕiniŋ) (77/29),
(77/34)
deŋli dereceli: mükellef, ağır, şık
d. (58/14)
dep saz: müzük
d. (66/12)
depe: tepe
d. (9/1), (9/4), (9/8), (57/23),
(57/24), (60/3)
d. +a (depǟ) (79/42)
d. +niŋ (depǟniŋ) (72/8)
d. +ŋ (depǟŋ) (72/1), (72/2)
d. +åi (57/24)
d. +åinde (1/54), (79/5)
d. +åine (36/71), (80/280)
d. +åinnen (36/72)
d. +den (79/34), (79/39),
(79/41), (79/56), (79/57)
d. +de hem (depedeyem) (72/7)
d. +ler (77/23)
depil-: oynamak
d. -yǟn (50/6)
depin: defnetmek
d. et- (79/64)
dere: dere
d. +ŋ (derǟŋ) (66/34)
derece: derece (derece)
d. +e (derecǟ) (4/26)
d. +de (65/14)
d. +åindǟki (dereceåindǟki)
(52/6)
deri: deri
d. +ini (derìni) (54/87)
d. +åi hem (dereceåem) (54/80)
derman: derman, ilaç
378
d. (40/29), (40/33), (42/7),
(43/32), (54/48)
d. +dan (43/40)
d. +ı (43/4), (43/11)
derrew: hemen (krş. derröw)
d. (36/50)
derröw: derrew (bk. derrew)
d. (32/38)
derå: ders
d. (3/2)
d. +e (32/40)
d. +inden (3/2)
d. +innen (52/5), (52/6)
deråe òān: dede korkut destanında geçen
kahraman ismi
d. (32/40)
deråāra: dersler arası
d. (52/5)
dert: dert
d. +de (37/32), (37/33)
d. +ine (derdine) (36/18)
derveẕe: büyük kapı (krş. derweẕe)
d. +åi (70/8)
derwāẕ: cambaz
d. (57/38), (57/49)
derweẕe: (krş. derveze)
d. (79/25)
d. +ni (derweẕǟni) (22/40),
(66/26)
d. +åi (70/8), (70/16)
d. +åini (22/37)
deryā: derya
ġarağum d. +åınıŋ (77/4)
deååān: destan
d. +nıŋ (37/2)
deyẕe: teyze
d. +lemmiẕ (32/58)
dǟl: değil, ek eylemin olumsuzu yapılır
d. (5/29), (8/6), (9/6), (16/47),
(19/29), (21/27), (22/78), (32/33),
(32/41), (32/51), (36/14), (36/52),
(36/55), (37/21), (39/43), (39/47),
(40/39), (40/41), (42/11), (44/27),
(46/42), (46/127), (47/6), (52/21),
(59/18), (60/19), (63/22), (67/9),
(68/16), (75/20), (76/140), (77/24),
(77/25), (80/156), (80/168), (80/197),
(80/22), (80/200), (80/226), (80/250),
(80/258), (80/265), (80/288), (80/291),
(80/293), (80/306), (80/330), (80/350)
d. +day (68/20)
d. +diğni (80/284)
d. +dik (79/29)
d. +dir (57/45), (63/31)
dǟmi: değil mi
d. (2/38)
dǟne: 1. buğday
d. ŋǟ (dǟnǟŋǟ) (58/6)
2. çekirdek
d. +åi (76/140)
dǟneçilik: tahıl, hububat
d. (77/3)
dǟni: bağlaç (krş. dānı, dānīn, dǟnìn,
dǟnìnim)
d. (1/65), (2/32), (16/12),
(40/10), (40/19), (40/27), (41/54),
(41/55), (41/59), (43/38), (47/12),
(50/12), (63/27), (68/13), (68/23),
(74/32), (79/4), (79/6), (79/50), (79/71),
(80/62), (80/63), (80/108), (80/198),
(80/208), (80/269), (80/304)
dǟnìm: bağlaç (krş. dǟni, dānı, dānīn)
d. (41/47), (79/41), (80/127),
(80/174), (80/242)
dǟnìni: bağlaç (krş. dānı, dānīnım, dǟni,
dǟnim)
d. (1/10), (40/9), (40/16),
(40/19), (40/23), (40/31), (40/45),
(40/46), (40/55), (40/56), (43/6), (44/9),
59/28(, (60/24), (76/133), (79/65)
dǟnìnim: bağlaç (krş. dǟni, dǟnim)
d. (54/36), (54/80), (60/28),
(75/11), (75/31), (80/266)
dǟnìniŋ: bağlaç (krş. dǟnìnim, dǟni,
dǟnìni)
d. (54/84), (57/64), (58/23),
(63/27), (65/6), (66/4)
dǟniŋ: bağlaç (bk. dǟnìni, dǟnìni,
dǟnìnim)
d. (1/74), (44/39), (66/11),
(79/31), (79/6), (80/165), (80/179),
(80/346)
dǟnni: bağlaç (krş. dǟnìni, dānı, dǟnim)
d. (14/52)
dǟp: gelenek, görenek
379
d. (35/8)
d. +e (dǟve) (32/32)
d. +ine (dǟvine) (32/5)
d. +i (dǟwi) (32/33), (32/36),
(36/9)
d. +ine (dǟwine) (32/9), (36/35),
(53/15)
d. +ümiẕ (dǟwümiẕ) (32/19)
d. +üne (dǟwüne) (32/18),
(36/55)
d. +ünü (dǟwünü) (35/2)
d. +ler (32/12), (35/12)
d. +lere (36/36)
d. +lermiz (32/24)
d. +lermiẕe (35/2)
d. +lermiẕi (36/75)
d. +lermiẕiŋ (36/13)
d. +lermiẕẕen (32/36), (35/30)
d. +lerne (36/75)
dǟp deååūr: gelenek ve görenek
d. +lammıẕ (31/2)
d. +lammıẕıŋ (32/28)
d. +lar (50/2), (50/3)
d. +larmıẕ (36/1)
dǟri: barut
d. (22/31), (22/34)
d. +ler (15/24)
d. +ni (dǟrìni) (22/30)
dǟrle-: delirmek
d. -ye (46/137)
dīnç: dinç
d. (18/4), (18/5)
d. al- (dīnc ‿ al-) (56/22),
(57/17)
dīyn-: tamamlamak
d. -mān (38/12)
d. -yă (23/11)
d. -yăla (23/20)
dīẕ: diz
d. +ında (76/82), (76/118)
d. +ınnan (57/65)
dıfōfka: fırın
d. +a (dufōfkā) (68/8)
dıḳ-: tıkmak, doldurmak
d. -yă (1/22)
dıḳma åerdār: erkek ismi
d. (22/71)
dırmaş-: tırmanmak
d. -ıp (44/23)
dıẕa-: direnmek
d. -w ‿ otur- (dıẕāw ‿ otīr-)
(80/79)
dì-: demek
d. -di (11/19), (22/71), (23/31),
(25/15), (60/12), (60/15), (60/19),
(60/22), (60/40), (74/26), (74/27),
(74/28), (74/29), (74/30), (79/10),
(79/15), (79/17), (79/49), (79/61),
(80/26), (80/32), (80/34), (80/139),
(80/207), (80/351)
d. -dim (50/12), (59/34), (60/15),
(60/22)
d. -diŋ (76/123)
d. -pdir (74/15)
d. -meği (73/7)
d. -meğiŋ (6/16), (8/4)
d. -meğmiẕiŋ (8/5)
d. -k (16/34), (16/69), (16/70),
(36/71), (57/32), (57/35), (60/24),
(80/84), (80/237)
d -mek (6/16), (16/14), (16/28),
(16/29), (16/66), (16/71), (22/51),
(32/36), (35/28), (35/29), (69/9),
(69/10), (69/35), (73/7)
d. -mek (dìmeğ‿eken) (6/16)
d. -mek hem (dìmeğem) (6/16),
(69/15), (69/18), (69/39)
d. -mǟn (57/82)
d. -p (1/33), (1/15), (1/29),
(1/37), (1/41), (1/46), (1/49), (1/56),
(1/62), (1/70), (1/79), (2/15), (2/17),
(2/28), (2/29), (2/30), (4/23), (5/21),
(5/32), (6/8), (7/3), (7/4), (8/6), (15/18),
(16/12), (16/15), (17/15), (17/17),
(19/20), (19/29), (19/32), (21/7),
(21/15), (21/18), (21/27), (21/40),
(21/41), (21/45), (21/54), (21/57),
(21/73), (21/83), (21/88), (21/89),
(22/40), (22/55), (22/64), (22/78),
(30/18), (30/33), (32/18), (32/48),
(32/58), (32/59), (35/17), (35/19),
(36/9), (36/49), (36/62), (36/70),
(36/72), (37/53), (39/23), (39/45),
(39/55), (39/79), (40/30), (41/42),
(44/4), (44/31), (45/5), (45/24), (45/33),
380
(46/13), (46/65), (46/66), (46/84),
(46/85), (46/89), (46/97), (46/104),
(46/122), (50/9), (50/12), (51/7), (53/3),
(57/19), (57/26), (58/19), (58/28),
(59/1), (59/9), (59/24), (60/30), (61/6),
(62/10), (65/3), (66/11), (66/13), (67/1),
(67/15), (69/40), (72/5), (72/6), (74/14),
(74/24), (75/9), (75/12), (75/18),
(75/52), (75/53), (76/3), (76/12),
(76/44), (76/86), (76/108), (76/119),
(76/135), (76/144), (78/8), (78/11),
(78/14), (78/28), (78/29), (78/31),
(79/2), (79/11), (79/14), (79/25),
(79/29), (79/43), (79/57), (80/11),
(80/15), (80/49), (80/70), (80/72),
(80/78), (80/79), (80/85), (80/96),
(80/98), (80/102), (80/121), (80/143),
(80/149), (80/180), (80/188), (80/200),
(80/203), (80/217), (80/222), (80/227),
(80/238), (80/250), (80/282), (80/287),
(80/295), (80/315), (80/334), (80/361),
()
d. -pdir (57/15), (62/9), (74/15)
d. -åe (74/7), (75/21), (78/5),
(80/50)
d. -åek hem (dìåeğem) (6/23)
d. -åele (69/31), (69/32)
d. -åeler (80/11)
d. -åem hem (dìåemem) (59/1)
d. -åeŋ (39/73), (74/3)
d. -åeŋiẕ hem (dìåeŋiẕem)
(61/18)
d. -t (diydi) (21/24), (79/7),
(79/9), (79/16), (79/18), (79/19),
(79/23), (79/27), (79/36), (79/37),
(79/50), (79/55), (79/64), (79/65),
(80/31), (80/51), (80/52), (80/54),
(80/55), (80/57), (80/58), (80/59),
(80/61), (80/62), (80/75), (80/76),
(80/77), (80/87), (80/88), (80/92),
(80/97), (80/143), (80/144), (80/147),
(80/153), (80/154), (80/159), (80/165),
(80/166), (80/168), (80/169), (80/173),
(80/185), (80/192), (80/209), (80/250),
(80/255), (80/259), (80/280), (80/281),
(80/285), (80/286), (80/288), (80/291),
(80/293), (80/318), (80/349), (80/351),
(80/352), (80/354), (80/357), (80/363)
d. -w ‿ otīr-(21/68), (21/71),
(61/11)
d. -w ‿ ayt-(21/79), (74/9),
(74/23), (75/44), (78/27), (79/48),
(80/37), (80/83), (80/90), (80/95),
(80/96) (80/103), (80/104), (80/108),
(80/162), (80/183), (80/233), (80/292),
(80/303), (80/305), (80/309), (80/312),
(80/353), (80/361), (80/362), ()
d. -w‿uğrodı (80/348)
dìdār: yüz, çehre
d. +ına (37/55)
dìdarlaş-: görüşmek
d. -maḳ (80/375)
dìmeklik: demeklik
d. +i (dìmekliği) (32/18), (33/3)
dìn: din
d. (78/15), (78/16), (80/190),
(80/206)
d. +e (2/14), (16/13), (36/44)
d. +i (2/15), (80/155), (80/155),
(80/205)
d. +ini (16/7)
d. +iŋ (36/44)
d. +ni (34/1), (80/8)
dìri: diri, canlı
d. (76/112)
d. +åini (36/35)
dìş: 1. diş
d. (32/3), (32/57), (32/58),
(32/59)
d. +i (2/27), (2/31)
d. +ini (32/56)
d. +iŋ (2/29)
d. +leri (32/64)
d. +cağaẕı (dìşşağaẕı) (32/58),
(32/61)
2. düş, rüya
d. (39/15), (39/16), (61/10)
d. + (61/12)
d. +inde (39/16)
d. +ine (61/7)
d. +ini (39/18)
d. +lerne (61/17)
dìş-: deyiş, söyleyiş
d. +i (79/66)
381
d. +im (8/10)
d. +innen hem (dìşinnenem)
(80/28)
d. + iŋiẕ (80/70)
dìwār: duvar
d. +ınıŋ (7/8)
d. +lar (70/10)
d. +larda (70/12)
d. +ları (70/12)
d. +larnıŋ (73/3)
dìp: dip
d. +ünde (dìwünde) (1/42)
d. +üŋe (dìwüŋe) (54/86),
(54/93)
dìşle-: ısırmak
d. +p (dìşlǟp) (43/38)
dìy-: demek, söylemek
d. di (23//31)
d. -diŋǟ (39/71)
d. -ip hem (dìywem) (57/57)
d. -mek (16/14), (36/8)
d. -åeŋ (36/1)
d. -ye (1/13), (1/14), (1/29),
(1/31), (1/38), (1/39), (1/42), (1/45),
(1/46), (1/66), (1/67), (1/68), (1/73),
(1/80), (2/4), (2/8), (2/9), (2/16), (8/7),
(8/8), (16/8), (16/12), (16/39), (16/47),
(19/3), (19/4), (19/7), (19/8), (19/10),
(19/13), (19/17), (19/19), (21/24),
(21/79), (21/84), (21/86), (22/29),
(22/65), (22/76), (22/77), (36/7),
(37/31), (37/40), (39/18), (39/19),
(39/20), (39/21), (39/24), (39/25),
(39/36), (39/43), (39/45), (39/49),
(39/53), (39/61), (39/65), (39/66),
(39/68), (39/69), (39/74), (39/75),
(46/8), (46/9), (46/11), (46/15), (46/16),
(46/19), (46/20), (46/28), (46/30),
(46/31), (46/33), (46/35), (46/38),
(46/41), (46/43), (46/45), (46/48),
(46/51), (46/55), (46/56), (46/77),
(46/100), (46/101), (46/103), (46/109),
(46/116), (46/120), (46/121), (46/126),
(46/131), (46/142), (50/14), (54/36),
(57/21), (57/32), (57/39), (57/43),
(57/44), (57/45), (57/50), (57/56),
(57/59), (57/72), (59/7), (59/10),
(59/16), (59/22), (59/26), (59/31),
(59/36), (60/24), (60/29), (60/34),
(60/35), (60/40), (60/41), (61/8),
(61/14), (61/15), (61/16), (61/18),
(63/12), (63/25), (63/27), (65/8), (65/9),
(65/12), (65/15), (67/27), (75/27),
(75/30), (75/35), (75/46), (75/48),
(75/50), (76/7), (76/10), (76/11),
(76/12), (76/16), (76/17), (76/20),
(76/23), (76/24), (76/26), (76/27),
(76/31), (76/35), (76/37), (76/40),
(76/41), (76/42), (76/48), (76/52),
(76/54), (76/55), (76/57), (76/61),
(76/64), (76/69), (76/71), (76/73),
(76/78), (76/79), (76/81), (76/88),
(76/91), (76/117), (76/118), (76/121),
(76/123), (76/129), (76/131), (76/132),
(76/137), (76/138), (76/139), (76/142),
(76/144), (78/18), (78/19), (78/23),
(78/26), (78/28), (78/31), (78/32),
(78/33), (78/34), (79/4), (79/5), (79/7),
(79/9), (79/10), (79/11), (79/16),
(79/17), (79/18), (79/19), (79/20),
(79/21), (79/23), (79/24), (79/25),
(79/26), (79/27), (79/33), (79/34),
(79/36), (79/37), (79/50), (79/52),
(79/55), (79/57), (79/58), (79/59),
(79/60), (79/65), (79/69), (79/70),
(79/71), (80/19), (80/23), (80/27),
(80/29), (80/30), (80/31), (80/34),
(80/39), (80/46), (80/49), (80/51),
(80/52), (80/54), (80/55), (80/56),
(80/57), (80/58), (80/59), (80/61),
(80/67), (80/70), (80/75), (80/76),
(80/77), (80/78), (80/80), (80/83),
(80/84), (80/86), (80/87), (80/88),
(80/90), (80/92), (80/95), (80/96),
(80/97), (80/98), (80/99), (80/104),
(80/108), (80/132), (80/134), (80/139),
(80/140), (80/141), (80/143), (80/144),
(80/147), (80/153), (80/154), (80/159),
(8/161), (80/162), (80/165), (80/166),
(80/167), (80/168), (80/169), (80/173),
(80/178), (80/179), (80/180), (80/181),
(80/185), (80/186), (80/192), (80/203),
(80/206), (80/207), (80/208), (80/209),
(80/227), (80/228), (80/233), (80/235),
(80/238), (80/241), (80/242), (80/250),
(80/252), (80/255), (80/258), (80/259),
382
(80/262), (80/264), (80/265), (80/266),
(80/271), (80/276), (80/280), (80/281),
(80/282), (80/285), (80/286), (80/288),
(80/291), (80/292), (80/293), (80/295),
(80/303), (80/305), (80/309), (80/312),
(80/314), (80/315), (80/318), (80/328),
(80/329), (80/333), (80/338), (80/341),
(80/342), (80/343), (80/345), (80/348),
(80/349), (80/351), (80/351), (80/352),
(80/353), (80/354), (80/357), (80/362),
(80/363), (80/364)
d. -yeday (39/42), (39/50)
d. -yele (2/6), (16/36), (37/8),
(46/13), (56/5), (57/78), (58/8), (58/9),
(65/3)
d. -yen (56/9), (60/42), (67/10)
d. -yǟ (74/11), (74/19)
d. -yǟn (58/13)
d. -yǟndirler (80/57)
d. -yǟnim (54/18)
d. -yǟnni (37/15)
dìyp: dip (krş. dìp)
d. +i hem (dìwem) (57/57)
d. +ünü (dìywünü) (22/18)
dik-: 1. tikmek
d. -eŋde (54/81)
d. -ip (54/63)
d. -åeŋ he (dikåeŋem) (54/94)
2. inşa etmek
d. -yele (22/65)
dikburş: dikdörtgen
d. (8/12)
dikeldil-: inşa etmek, yapmak
d. -di (22/4)
d. -ip (22/5)
dikil-: (krş. dik-)
d. -meli (54/62)
d. -ye (25/15), (54/96)
dikme: inanç
d. +åini (16/12)
d. +lerni (16/8)
dil: dil, lisan
d. (73/6)
d. +de (31/12), (32/51)
d. +i (14/34), (14/36), (14/39),
(16/58), (75/38)
d. +imde (14/49)
d. +imiẕi (59/25)
d. +inde (6/16), (15/25)
d. +iŋ (39/74)
d. +leri (16/58)
dile-: dilemek, istemek
d. (79/14)
d. -di (80/175)
d. -dim (59/32)
d. -k (dilǟk) (21/22)
d. -mǟğe (66/5)
d. -mǟne (53/5)
d. -p (dilǟp) (21/19), (21/27),
(21/27), (79/11), (79/75), (79/78)
d. -åele (76/17), (76/35)
d. -åeŋ (76/23)
d. -yele (37/30)
dileğ: dilek
d. (21/19), (37/4), (78/37),
(79/13), (80/172), (80/174), (80/177),
(80/178)
d. +ler (79/78)
d. +lerni (21/11)
d. +ni (21/64)
dileğçi: dilenci)
d. (21/19)
d. +ler (21/6), (21/27), (21/43)
d. +lere (21/33)
d. +ye (21/21)
dileğçilik: dilencilik
d. +e (dileğçiliğe) (21/38)
diŋ: minare
d. (70/18)
d. +ler (70/19)
diŋe: sadece
d. (9/6), (16/20), (32/51),
(36/21), (36/60), (36/62), (36/75),
(37/31), (40/31), (40/56), (57/38),
(70/16), (80/341)
diŋle-: dinlemek
d. -eniŋiẕ (diŋlǟnŋiẕ) (78/40)
diy-: (bk. dì-) d. -en (2/22), (22/48), (23/14),
(23/27), (24/1), (31/12), (32/47),
(35/51), (36/19), (36/4), (36/66),
(36/67), (39/46), (43/4), (43/11), (53/9),
(57/28), (57/77), (69/26), (77/28),
(78/10), (80/136), (80/176)
d. -ende (36/71), (75/5)
d. -eni (46/66), (80/61)
383
d. -enleri (46/102)
d.-ennen (80/61)
d. -enni (76/4), (76/5), (78/9)
d. -enŋi (80/203)
d. -enŋiẕ (80/48)
d. -enōḳ (80/243)
d. -eŋde (3/4)
d. -er (16/17), (16/20)
d. -erdi (45/19)
d. -erdik (58/2), (58/3)
d. -erler (80/333)
d. -eyįn (25/10), (30/21), (68/26)
d. -Êypdirler (61/3)
d. -ip (21/47), (50/7), (57/64),
(58/20), (69/41)
d. -ipdiŋ (39/64)
d. -ipdir (57/12), (60/9), (62/2),
(62/11)
d. -ipdirler (16/65)
diyil-: (ed. ç. krş. diy-)
d. -en (dìylen) (63/2)
d. -ende (dìylende) (36/6), (36/9)
d. -ip (dìylip) (34/4)
d. -meğiŋ (32/23)
d. -meğniŋ (5/16), (77/14)
d. -yǟn (16/33), (16/60), (16/67),
(45/41), (78/35), (79/3), (79/17), (80/83)
(80/197), (80/240), (80/241), (80/276),
(80/286), (80/338), (80/357)
d. -ye (6/14), (9/5), (9/11),
(14/14), (14/15), (15/12), (16/6), (31/6),
(32/22), (32/57), (35/5), (36/4), (36/19),
(49/16), (50/6), (50/18), (53/4), (54/26),
(57/82), (68/17), (80/2), (80/365)
d. -yeday (15/27)
d. -yedi (24/20)
d. -yerǟ (23/17)
d. -yǟndirǟ (2/38)
dōl-: dolmak
d. -du (66/23)
d. -onåoŋ (54/90)
d. - onnănåoŋ (1/17)
d. - yă (35/13), (35/17)
dōlı: dolu
d. (38/8), (38/33), (77/34)
d. (dōl‿üpcün) (38/18)
dōldur-: doldırmak (doldurmak)
d. -ardıkday (45/20)
d. -mal dǟl (47/6)
d. -uŋ (45/19)
d. -up (45/21)
dōn: hırka
d. +nı (18/3), (21/28)
dōå: dost, arkadaş
d. (36/9), (36/15), (53/23), (78/9)
d. +lornı (76/108)
dōåt: (krş. dōå)
d. +ıy (dōååıy) (80/6)
d. +umuŋ (dōååumuŋ) (76/3)
doğ-: doğmak
d. -onnon (1/4)
d. -up (2/36)
doğa: dua
d. (21/11), (21/64), (37/4),
(78/37), (79/13), (80/172), (80/174),
(80/177), (80/178)
doğon: kardeş
d. (34/4), (36/10), (36/21),
(36/46), (53/9), (53/20), (53/23),
(53/32), (80/183), (80/213)
d. +dır (36/9)
d. +ı (80/184)
d. +ım (80/184)
d. +ları (36/15)
d. +lorı (32/9)
d. +nı (80/10)
d. + ŋı (80/42)
doğrı: dogru
d. (doğr‿ ayt-) (76/90)
doğro-: kesmek, parçalamak
d. -yān (12/14)
d. -yăḳ (43/23)
d. -yăŋ (29/5)
doğromă: doğrama, yemek türü
d. (12/8), (12/16)
d. +nı (doğromānı) (12/9)
d. +ŋ (doğromāŋ) (12/11)
doğru: doğru, yalan olmayan
d. (16/30), (38/33), (76/123),
(80/159), (80/160), (80/330)
d. +åı (16/3)
doğulış: doğuş
d. +u (doğulşu) (32/31)
doḳ: 1. koyu
d. (36/50)
2. aç olmayan, doygun
384
d. (21/38)
doḳġuẕ : dokuz
d. +uŋ (14/5)
d. +ẕan (14/6)
doḳġuẕ yüẕ: sayı, dokuz yüz
d. (4/3), (4/21), (4/24), (17/12),
(24/3), (24/10), (24/18), (38/4), (77/39)
doḳo-: örgü örmek
d. -ak (doḳāḳ) (49/23)
d. -an (doḳān) (19/28)
d. -ap (doḳāp) (40/15)
d. -ap (doḳāw ‿ otīr-) (49/34),
(49/23)
d. -mağıŋ (51/6)
d. -moğ (19/19)
d. -molı (40/35)
d. -åoŋ (49/29)
d. -yă (76/15)
d. -yăla (19/17)
doḳol-: (ed. ç. krş. doḳol-)
d. -ăn (17/12)
d. -yă (49/30)
doḳolış: örülüş
d. +unı (doḳolşunı) (49/1)
doḳomoḳlık: örmeklik
d. (51/8)
d. +ıŋ (doḳomoḳlığıŋ) (51/3)
doḳma: dokuma
d. +a (doḳmā) (49/12), (49/13),
(49/23)
doḳmo: dokuma
d. (77/3), (77/19), (77/37)
doḳuẕ: dokuz
d. (49/9)
doḳuẕuncı: dokuzuncu
d. (17/12)
on d. (6/15)
dolon-: geri dönmek
d. -uḳ (21/12), (37/25)
dolondır-: yönetmek
d. -ıp (22/66)
d. -yă (22/63), (22/68)
dolondırış: yönetiliş
d. (77/7)
doloş-: karışmak
d. -up (1/32)
dowām: devam
d. (16/33), (18/3), (35/2),
(36/24), (36/25), (36/29), (36/53),
(52/3), (52/7)
d. +ında (18/4)
dowordārçılıḳ: davarcılık
d. (77/3)
doy-: doymak
d. -up (56/17)
doyduḳ: isim
d. (32/51)
doyğun: doygun, aç olmayan
d. (36/50)
doyur-: (et. ç. krş. doy-)
d. (21/79)
d. -dı (21/86)
d. -du (21/84)
dȫrd: dört (krş. dȫt, dȫrt, dȫrT)
d. (43/40), (43/41), (46/69),
(67/5), (77/14), (80/121)
d. +e (69/22)
d. +mü (69/23)
dȫrdünci: sıra sayı sıfatı, dördünü
d. (14/1), (74/18)
dȫrdünci müŋ: dört bininci, sıra sayı
sıfatı
d. (9/3)
dȫrdüncü: (bk. dȫrdünci)
d. (9/3), (38/20)
d. + åü (74/29)
dȫrT: dört
d. (58/1), (69/8), (69/11),
(69/16), (69/17), (69/39), (70/18),
(70/19), (77/18), (77/24), (79/67),
(79/71)
dȫrt: (krş. dȫrT, dört, dörd)
d. (14/42), (54/15)
dȫrt: (krş. dȫrT, dört, dörd)
d. (43/19), (48/15), (49/9),
(53/5), (53/29), (66/9), (66/14), (80/82)
d. +de (14/25)
dȫrt yüẕ: sayı, dört yüz
d. (77/18)
dȫrdülenci: dördüncü
d. (44/22)
dö: de, bağlaç
d. (76/29)
dök-: dökmek, boşaltmak, katmak
d. -möl dǟl (8/6)
385
d. -möẕlik (38/23)
d. -öåüm (80/132)
d. -üp (43/19), (43/22), (62/18)
d. -yek (43/20)
dökdürül-: (et. ç. bk. dök-)
d. -ye (32/58)
dökül-: (ed. ç. bk. dökül-)
d. -mǟn (8/5)
d. -ük (67/5)
d. -ye (32/63)
döküş-: (iş. ç. bk. dök-)
d. -üp (50/8)
döl: döl, sperma
d. (54/11), (54/14), (54/15),
(54/37)
d. +ü (54/75)
döre-: ortaya çıkmak, hasıl olmak
d. -pdir (dörǟpdir) (21/7)
dörö-: (krş. döre-)
d. -cekmişin (1/28)
d. -cökdiğni (1/33)
d. -ye (1/65)
d. -yekǟ (1/46)
d. -yö (37/7), (37/12)
dörödücülük: yaratıcılık
d. (18/2), (51/2)
d. +miẕiŋ (dörödücülüğmiẕiŋ)
(36/3)
d. +niŋ (dörödücülüğniŋ) (36/6)
d. +i (dörödücülüği) (36/2)
d. +ünde (dörödücülüğünde)
(36/16)
dörödül-: (ed. ç. krş. döröt-)
d. -ye (22/55)
döröt-: (et. ç. krş. dörö-)
d. (80/67)
d. -meğ (7/7)
d. -üp (döredip) (3/10)
d. -ye (dörödye) (4/21)
d. -yele (dörödyele) (22/47),
(22/48), (22/49)
döröyiş: yaratılış, ortaya çıkış
d. +i (döröyşü) (1/3), (2/36),
(12/11), (39/3)
dörtburş: kare
d. (73/2)
dörtburşluḳ: kare
d. (17/11)
döş-: delmek
d. -yö (40/57)
döşöğ: düşek
d. (40/41)
döşük: delik
d. (2/23), (60/27)
d. +den (60/37)
d. +ler (70/12)
d. +lerinde (2/22)
d. +ö (döşüğe) (2/22)
d. +ü (döşüğü) (433/36)
d. +üŋ (döşüğüŋ) (2/25)
döw: dev
d. (80/227), (80/252)
döw-: kırmak
d. -üp (32/15)
döwdür-: (et. ç. krş. döw-)
d. -ye (32/14)
döwlet: devlet
d. (23/9), (24/13), (52/6)
d. +imiẕ (38/14)
döwletyār: isim
d. (36/64), (36/69), (36/70),
(36/72)
d. +ı (36/71)
d. +ıŋ (36/65)
döwlöt: (krş. döwlet)
d. (4/25), (4/26), (22/2), (24/14)
d. +e (24/14)
d. +i (4/7), (4/23), (71/3)
d. +lerne (77/16)
d. +lörden (77/17)
d. +löre (77/19)
d. +lörne (77/19), (77/30)
d. +lörö (77/16)
d. +lörünnen (77/17)
d. + ü (4/3)
d. +ümiẕiŋ (32/1), (34/1),
(36/20)
d. +ümiẕẕe (31/2), (31/3)
d. +ümüẕ (22/2), (38/18)
d. +ümüẕẕe (31/7)
d. +üne (4/22), (24/17), (77/31)
d. +üni (4/21)
döwlötğeldi: ismi
d. (6/1)
döwlötli: devletli
d. (32/17)
386
döwlötyār: isim
d. (36/66)
d. +a (36/67), (36/69)
döwröwāplaşdırıl-: döneme uymak
d. -an (döwröwāplaşdırlan)
(77/39)
döwül-: (ed. ç. krş. döw-)
d. -ye (32/14)
döwüm: parça
d. (36/49)
döwür: devir
d. (56/3), (56/5), (61/5)
d. +e (döwre) (15/21), (15/22),
(20/18)
d. +dǟki (70/27)
d. +de (1/24), (1/26), (3/10),
(3/14), (6/17), (56/2), (56/3), (56/7),
(72/5), (80/10)
d. +de hem (döwürdeyem) (56/8)
d. +den (22/9)
d. +dö (23/27), (70/9), (73/1),
(75/26)
d. +dö hem (döwürdeyem)
(80/13)
d. +dön (15/10)
d. +i (döwri) (16/18)
d. +lö hem (döwürlöyem) (39/8)
d. +lör (5/23), (16/18), (16/20),
(16/21)
d. +lörde (22/18), (45/1), (80/8)
d. +lördö (23/9)
d. +lörünnen (16/2)
d. +ü (döwrü) (56/3), (56/4),
(80/9)
d. +ümde (döwrümde) (52/4)
d. +ümüẕe (döwrümüẕe) (18/3)
d. +ümüẕüŋ (döwrümüẕüŋ)
(32/6)
d. +ümüẕẕe (döwrümüẕẕe)
(20/28)
d. +ümüẕẕe (döwrümüẕẕö)
(19/40)
d. +ünde (döwründe) (6/10),
(9/10), (78/3), (80/5)
d. +ündö (döwründö) (58/6),
(75/2)
d. +üne (döwrüne)(6/8)
d. +ünnö (döwrünnö) (74/2)
d. +ünö (döwrünö) (3/15)
d. +ünnön (döwrünnön) (32/33)
d. +ünüŋ (döwrünüŋ) (80/29)
döwürdöş: aynı dönemde olmak)
d. (6/23)
döwüşdür-: kırımak
d. -üp (80/29)
döẕ-: kıymak
d. -üp (79/31)
döẕme-: kıymamak
d. -ye (46/142)
dūış-: karşılaşmak
d. -yăla (22/14)
dūr: şimdiki zaman eki yerine kullanılan
yardımcı fiil
d. -la (76/8)
d. (2/22), (23/9), (23/12) (54/73),
(65/5), (65/13), (70/22), (76/129)
d. -ın(3/20)
d. -ḳā (1/7)
d. -ḳālar (80/127)(38/12)
d. -la (4/31), (19/14), (76/8)
d. -åuŋıẕ (21/27)
dūş-: karşılaşmak
d. -dım (46/123)
d. -yă (76/66)
dūşuş-: karşılaşmak
d. -yădıḳ (10/4)
dūtār: saz
d. (3/2)
dūuş-: karşılaşmak
d. -dık (10/6)
d. -ıp (10/5)
dūuşma-: karşılaşmamak
d. -dık (10/6)
dūẕ: tuz
d. (27/4), (29/7), (30/2)
duòdor: doktor
d. (40/7), (43/35)
d. hem (duòdorom) (40/30)
d. +ı (43/34)
d. +mıẕ (43/33)
dur-: 1. durmak
d. (80/33)
d. -day (39/21)
d. -dulor (80/355)
d. -ey (46/56)
d. -mal dǟl (52/21)
387
d. -mān (36/21)
d. -on (57/21)
d. -ondığnı (37/50)
d. -uḳ (14/53), (79/3)
d. -uŋ (80/149), (80/352),
(80/353)
d. -up (17/17), (80/289)
d. -yă (1/46)
d. -yăḳ (14/55)
2. ek eylem görevinde
d. -an (16/62), (19/12), (19/15),
(70/8)
d. -malı (44/26), (68/16)
d. -on (1/32), (77/2), (80/13),
(80/136)
d. -onåoŋ (16/65)
d. -yă (32/28), (32/36), (32/50),
(32/55), (32/61), (34/3), (46/96),
(54/53), (57/54), (77/16)
d. -yăå (38/20), (38/30)
d. -updurlă (70/19)
3. mevcut olmak, bulunmak,
kalmak
d. -maåı (17/24)
d. -mağı (22/80), (24/11)
d. -moğı (24/7)
d. -moğında (23/7), (22/14)
d. -åa (23/9)
d. -updır (23/5)
d. -yă (35/30), (36/2), (36/13),
(52/13)
durmuş: hayat
d. (77/11), (77/7)
d. toyı (duğün) (53/2)
d. +a çīḳ- (evlen-) (32/3), (35/5),
(35/8), (46/79), (48/20), (48/21), (67/18)
d. +da (6/19), (36/18)
d. +ım (48/19)
d. +u (35/19)
d. +umuẕ (56/18)
duruş: duruş, hal
d. +umo (durşumo) (65/8)
d. +uno (durşuno) (53/10),
(76/140)
2. ek eylem
d. +una (durşuna) (53/10)
duşmān: düşman
d. (16/26), (19/3), (19/6),
(19/28), (70/12), (70/15)
d. +ı (19/30), (37/37), (70/19)
d. +ıŋ (19/11), (19/21)
d. +lar (36/71)
d. +ları (2/1)
duşmānçılıḳlı: düşmancılık
d. (37/38)
duşoḳ: yer ismi
d. (77/10), (77/12), (80/370)
d. +o (duşoğo) (16/70)
d. +uŋ (duşoğuŋ) (80/370)
duy-: duymak, hissetmek
d. -dı (80/284)
d. -onōğā (1/14)
d. -or (74/26)
d. -up (74/5)
duydānåıẕ: ansızın
d. (39/36)
duydur-: (et. ç. krş. duy-)
d. -yăla (53/3)
dǖyp: dip (krş. dìp)
d. (5/16), (16/3)
d. -i (dǖywi) (71/5)
dükān: dükkan
d. +a (21/28)
d. +ıŋ (21/30), (21/62)
d. +na (21/19)
d. +nan (21/5)
d. +nıŋ (21/63)
dükānçı: dükkancı
d. (21/3), (21/4), (21/13),
(21/21), (21/42), (21/63)
d. +nıŋ (dükānçīnıŋ) (21/2)
d. +ıŋ (dükānçīŋ) (21/58)
d. +yă (21/12), (21/41)
dükçe: yumak
d. (45/15)
düldül: isim
d. (57/76), (57/77)
dümön: para birimi
d. (13/16)
dünyǟ: dünya
d. (9/6), (32/33), (32/36),
(32/37), (32/38), (32/41), (32/42),
(32/45), (32/48), (32/56), (38/19),
(77/13), (77/14), (77/16), (77/19),
(77/24)
388
d. +de (16/18), (37/45)
d. +lerden (12/5)
d. +niŋ (77/17), (77/30),
(80/137)
d. +ŋ (80/143)
d. +åi (77/32)
d. +åini (80/372)
d. +ye (3/14)
dünye: dünya (bk. dünyǟ)
d. +de (16/18), (37/45)
dünyö: dünya (bk. dünyö, dünyǟ, dünye)
d. (36/72)
d. +de (36/45)
d. +den (78/12)
d. +dön (37/34), (37/48)
düyöwaşı: devebaşı
d. (76/69), (76/72)
düŋdör-: çevirmek
d. -ük (26/3)
dürli: türlü, çeşit
d. (13/16), (49/17)
d. hem (dürlem) (49/18)
d. hem (dürlöm) (49/17)
dürlü: türlü, çeşit (bk. dürli)
d. (5/7), (5/8), (15/24), (51/9)
dürtğüç: dürtgeç, ekmek süsleyen alet
d. +üŋ (dürtğücüŋ) (30/20)
dürt-: dürtmek
d. -ye (63/27)
düş-: düşmek
yola d. -dü (79/11), (80/165)
yola d. - düler (79/47), (80/71),
(80/193), (80/194)
yōlo d. -ön (234)
yōlo d. - yeler (80/230)
nǟçe zat d. -er (56/6)
kǟn ẕāt d. - yö (56/11)
yarağ d. -dü (80/346)
ıẕına d. -yö (37/27)
bırıncı d. -en yerleri (alilileriŋ)
(5/6)
gün d. -mǟndir (1/53)
göẕü d. -mödük (görmemiş)
(32/45)
gış paslınıŋ d. - möği (77/27)
åowuḳ d. - önåoŋ (41/47)
yādıma d. - önōḳ (2/19)
gelin bolup d. - ön gelin (32/7),
(80/234)
yere d. - önde (inmek) (79/68)
yağış pese d. - üp (inmek)
(6/22), (60/38)
göẕü d. - üpdir (32/49)
gün d. - yǟn (16/66)
kölöğö d. - yemikānay (1/46)
düşle-: dinlenmek için bir yerde durmak
d. -eli (düşlǟli) (80/77)
d. -elìŋ (düşlǟlìŋ) (79/33)
d. -en (düşlǟn) (79/52), (79/58)
d. -eŋiẕze (düşlǟŋiẕẕe) (79/23)
d. -rå (düşlǟrå) (80/107)
d. -åeŋiẕ (79/34)
düşlö-: dinlenmek (bk. düşle-)
d. -cök (79/33)
d. -dülö (80/72)
d. -düler (79/45)
d. -yöle (79/32)
düşönliğ: (krş. düşle-)
d. (57/16)
düşölğe: dinlenme yeri
d. (57/27)
d. (düşölğ‿et-) (57/27), (57/53)
düşün-: anlamak
d. -mǟn (46/113)
d. -yǟn (36/44)
d. -yeŋmi (23/6)
düşüncö: düşünce
d. (19/32), (51/3), (52/12)
d. +lörni (14/34)
d. +åünö (51/10)
düşündür-: anlatmak
d. -üp (38/23)
d. -ye (37/26)
d. -mǟn (46/113)
düşünme-: anlamamak
d. -ye (1/74), (37/8), (37/26)
d. -yele (1/22)
düşünül-: (ed. ç. krş. düşün-)
d. -ye (36/62)
düşür-: düşürmek
d. -erdik (67/23)
d. -ye (46/82)
düv-: planlamak
yüröğnö d. -ye (46/82)
düw-: düğümlemek
389
d. -yeŋ (49/22)
düye: deve (krş. düyö)
d. (40/24), (40/25), (40/29),
(40/34), (76/72)
d. hem (düyeyem) (55/1)
d. +e (düyǟ) (80/242)
d. +niŋ (düyǟniŋ) (17/8),
(40/35), (40/39), (40/41), (40/43)
d. +ŋ (düyǟŋ) (40/37)
düyö: deve (krş. düye)
d. (40/32), (55/3), (76/69)
d. +löŋŋüẕ (79/23)
d. +löre (76/69)
düyölü: develi
d. (8/11)
düẕğün: şart, durum
d. +e (38/8)
d. +ler (31/2)
d. +lör (35/2)
d. +lörü (4/2)
d. +ü (34/2)
düẕğünli: disiplinli
d. (8/11)
düẕlük: ova
d. +ü (düzlüğü) (15/4)
-ē-
ēkspard: ihracat
e. (77/19), (77/30)
ēpōs: destan, manzum hikaye
ē. +ımıẕẕa (32/33)
ē. +lammıẕıŋ (32/33)
ē. +unuŋ (32/34)
ērā: zaman dilimi, milad
ē. +mıẕıŋ (15/22)
ē. +mıẕẕan (6/8), (9/3), (9/5),
(15/10), (15/6), (15/8), (15/21), (72/3)
ēy: ünlem
ē. (21/59), (21/85), (80/53),
(80/142), (80/260), (80/290), (80/317)
-e-
ebulçān: isim
e. (65/1), (65/15)
ece: anne
e. (1/21), (32/31)
e. +åi hem (eceåem) (46/97),
(46/134)
e. +åi (1/20), (37/20), (37/26),
(37/35), (37/51), (46/23), (46/132),
(46/138), (46/140)
e. +åine (37/21), (53/20)
e. +åini (37/50), (46/63)
e. +åiniŋ (37/9), (37/21), (37/50)
e. +åinnen (46/135), (46/150)
e. +lemmiẕ (45/1)
e. +lermiẕ (32/58), (36/52)
e. +m (45/4), (45/21), (46/103),
(46/131), (46/146), (48/15), (48/16),
(60/7), (60/8), (60/15), (67/2)
e. +mi (46/65)
e. +miẕ (45/3)
e. +mnen (46/147)
e. +ŋ (46/54)
e. +ŋden hem (eceŋdenem)
(46/55)
ecir: acıi ıstırap, azap
e. çek- (37/53)
edāra: şirket
e. +a (edārā) (44/35)
e. +da (19/35)
e. +larda (20/7), (20/10),
(20/11), (20/23), (20/25), (44/40)
e. +ları (77/7), (77/11)
e. +mıẕa (edārāmıẕa) (25/3)
e. +mıẕẕa (edārāmıẕẕa) (38/8),
(38/20)
e. +mıẕẕan (edārāmıẕẕan) (25/9)
edebì: edebi (krş. edebì) e. (31/12)
edermen: yiğit, kahraman, cesur
e. (32/44), (80/14)
edermenlik: yiğitlik, kahramanlık,
cesurluk
e. (22/72)
e. +innen (edermenliğinnen)
(32/21)
e. +ne (edermenliğne) (32/39)
e. +ni (edermenliğni) (36/66)
e. +niŋ (edermenliğniŋ ) (32/15)
e. +ler (32/42)
edewì: edebî (krş. edebì) e. (32/1)
edil: sanki, tıpatıp, tıpkı, aynen
390
e. (1/59), (16/43), (32/6),
(32/37), (32/41), (33/2), (35/2), (35/12),
(36/2), (36/75), (53/27), (73/1)
edil-: (ed. ç. bk et-)
e. -di (60/5)
e. -en (43/19)
e. -enōḳ (40/37)
e. -ip (17/7) (53/29)
e. -ipdir (7/7), (17/5), (17/7)
e. -yǟn (49/16)
e. -yǟnni (11/6)
e. -ye (17/20), (38/5), (41/20),
(53/26), (54/54), (54/55), (54/68),
(40/61)
başboğd‿e. -ye (53/31)
gürrüŋ e. -ende (32/19)
òawar e. -di (46/77)
òaåāw e. -ye (16/3)
òudāyōlı e. -ye (34/4), (53/21)
ığlān e. -ipdir (36/73)
ınanc e. -ip (36/56)
ırım e. -ye (32/46)
ḳawūl e. -dim (52/2), (52/10),
(52/11)
pikir e. - ip (32/45)
åerpāy e. -ye (32/27)
tanå e. -ye (53/24)
weyrān e. -ye (15/17)
edim ġılım: adet, alışkı
e. +ına (36/35)
e. +lammıẕ (31/2)
e. +laŋ (36/50)
e. +lar (32/12)
edin-: (dnş. ç. krş. et-)
gelin e. - mǟnkǟ (35/19)
eğ-: eğmek, tabi olmak
boyun e. -meği (8/5)
eğdir-: (et. ç. krş. eğ-)
boyun e. -ip (22/54), (80/9)
eğer: eğer
e. (2/16), (2/18), (22/76), (23/6),
(32/15), (32/45), (35/23), (35/24),
(39/20), (39/68), (49/3), (53/6), (53/10),
(53/11), (69/25)
eğil-: (krş. eğ-)
e. -ip (65/13)
eğin: üst
e. +imiẕe (eğnimiẕe) (41/64)
e. +indǟki (eğnindǟki) (16/56)
eğin waş: üst baş
e. +larından (19/38)
eğin eşik: üst baş, kıyafet
e. (54/82), (54/94)
e. +i (eğin eşiği) (18/6)
e. +lemmiẕ (41/69), (69/42)
e. +lemmiẕi (69/48)
e. +lerni (18/3)
eğirci: eğirme işini yapan, eğirici
e. (25/2), (69/47), (77/7)
eğiril-: eğirmek
e. -ip (eğirlip) (49/4)
ejder: isim
e. (80/217), (80/255), (80/278),
(80/296), (80/314), (80/340), (80/349)
e. +iŋ (80/277)
ek-: ekmek, dikmek
e. -di (58/24)
e. -dik (41/4)
e. -enmiẕẕenåoŋ (41/5)
e. -eŋåoŋ (42/7)
e. -ikli (79/42)
e. -åeŋ (42/2)
e. -ye (63/13)
e. -yeŋ (42/6)
eken: öğrenilen geçmiş zamanın
hikayesi yapılır
ādam e. (1/43)
aydar e. (78/8)
bāğlayān e. +ìm (57/17)
bār e. +day (75/2)
beryǟn e. +ìŋ (65/1)
bilmeẕ e. (78/9)
bilyǟn e. +i (57/25)
çekdiryǟn e. (58/19)
çıḳarar e. (79/4)
çıḳmal‿e. +i (64/3)
depeå‿e. +i (57/24)
dìmeğ e. (6/17)
diyǟypdirler e. (61/3)
diyilyǟn e. (16/60)
diyilyǟn e. (16/67)
dōå e. (78/9)
doğroyān e. +le (ekelle) (12/14)
edyǟn e. (45/1)
ġalyān e. +i (57/26)
391
ġatnayān e. +le (1/24)
ġaydar e. (79/3)
ġaydyān e. (16/2)
geçyǟn e. (72/9)
gelyǟn e. (12/12), (22/11)
gelyǟn e. +i (12/12)
ġıẕğın e. (65/9)
gider e. (79/4)
gidyǟn e. (78/4)
gidyǟn e. +i (59/8)
gidyǟn e. +le (22/13)
gidyǟn e. +ler (21/6)
gitmeẕ e. (78/8)
ġoywermeyǟn e. + day (21/5)
görköẕ e. (5/26)
göryǟn e. + le (22/12)
ğìren e. (79/4)
ḳāḳă e. (57/28)
ḳāḳaå‿e. (46/133)
ḳırḳ wìr e. (63/25)
oğl‿e. (39/6)
öåön e. (6/10)
åeyitmìrek e. +i (61/2)
åilker e. (79/4)
türğötlötdiryǟn e. (80/12)
wār e. (16/56), (19/1), (21/3),
(60/18), (75/26)
wār e. +i (60/10)
wolor e. (79/5)
yatan e. (39/55)
yōğ e. (80/118), (80/209)
yöröyǟn e. (1/25)
yöröyǟn e. (1/25), (1/54)
yȫr e. (80/117)
yȫrön e. (39/11)
ekerānçılıḳ: tarım
e. (77/4)
ekikli: ekilmiş
e. (79/42)
ekil-: (ed. ç. krş. ek)
e. -ip (42/4), (42/5), (58/24)
ekin: dikim
e. (58/24)
ekiẕ: ikiz
e. (80/85)
eklen-: geçinmek
e. -ip (67/6)
ekspedìţya: gezi grubu
e. (22/25), (22/26)
el: el, organ
e. (51/9), (52/12), (52/13),
(80/200)
e. (el‿ayağı) (18/3)
e. +i (19/32), (21/4), (32/29),
(80/197), (80/347)
e. +imde (3/17)
e. +imden (3/20)
e. +ime (26/8), (60/39)
e. +imiõ (69/18)
e. +imiẕẕen (3/16), (20/28),
(78/39)
e. +nen (79/23)
e. +in (80/178)
e. +indǟki (37/21), (63/27)
e. +inde (1/6), (1/16), (80/345)
e. +inden (65/4)
e. +ine (1/70), (14/58), (19/15),
(46/143), (50/11), (50/16), (57/77),
(80/346)
e. + ini (32/16)
e. + ini hem (elinem) (1/16)
e. + iniŋ (65/2)
e. + innen (50/16), (76/6)
e. + iŋ (42/8), (45/34), (54/85)
e. + iŋiẕe (21/54)
e. + leŋŋi (45/37)
e. + leri (19/26), (53/5)
e. + lerni (59/23)
e. + ne (1/10), (1/17)
e. + ni (1/8)
e. ìş+ (18/3), (51/8), (51/9)
e. keşde+ (18/3)
e. ţilfōn+ (cep telefon) (52/12),
(52/13)
ele-: elemek
e. -yen (29/4), (29/2), (30/3)
elekli: elekli
e. (29/7)
elēktrik: elektrik
e. (52/14)
elektrik: (krş. elēktrik)
e. (77/31), (77/37)
ellaltıncı: sıra sayı sıfatı, elli altıncı
e. (60/7)
elle-: ellemek, dokunmak
392
e. -k (ellǟk) (19/21)
elli: elli, sayı
e. (44/36), (77/36)
e. +den (31/3)
elli müŋ: sayı, elli bin
e. (77/21)
elli åekgiå: sayı, elli sekiz
e. (77/39)
elmıdāma: her zaman, sürekli
e. (32/59)
elt-: göndermek, götürmek
e. -iŋ (76/98)
elwet: elbet
e. (35/4)
em: çare
e. +iniŋ (37/33)
em-: emmek
e. -en (54/39), (54/71)
e. -mǟni (54/24)
e. -ip (54/39)
e. -åe (55/10)
emcek: meme
e. (54/45)
e. +ini (emceğni) (55/6)
emdir-: (et. ç. krş. em-)
e. -ye (40/48)
emedekle-: emeklemek
e. -p (emedeklǟp) (64/3)
emele gel-: ortaya çıkmak, hasıl olmak
e. -di (24/6)
e. -en (2/36)
e. -enåoŋ (69/40)
e. -mǟni (54/24)
e. -ipdir (73/8)
e. -ye (41/69), (41/70), (41/74),
(69/39), (73/8)
emele getir-: ortaya çıkarmak
e. -yek (41/65)
emlǟk: emlak
e. +lerni (22/52)
emmā: ama
e. (16/10), (21/55), (35/13),
(35/26), (35/28), (36/5), (36/6), (36/41),
(37/8), (37/21), (37/26), (40/40),
(42/21), (45/32), (77/25)
emme-: emmemek
e. -åeyem (55/9)
en‿ata: ebeveyin
e. +nıŋ (en‿atānıŋ) (50/17)
e. +ŋ (en‿atāŋ) (14/58)
e. +åı (53/6)
e. +åınıŋ (53/8)
encām: alet
e. +lar (69/34)
endik: alışkanlık
e. +leri (31/8)
ene: 1. babaanne
e. (18/3), (19/20), (32/53)
2. anne
e. (37/22)
e. +åi (54/19), (54/23)
e. +den (1/4)
e. +miẕiŋ (80/186)
ene ata: ebeveyin
e. (32/41)
e. +åı (eneå ‿ ataåı) (34/6),
(35/19)
enelik: analık
e. +i (eneliği) (60/33)
e. +inden (eneliğinden) (60/29)
entǟk: daha
e. (3/12), (80/75)
epde: hafta, yedi gün
e. (41/27), (43/23), (43/27),
(43/28)
epdele-: hafta boyunca
e. -p (epdelǟp) (43/17)
epeåli: çok
e. (79/42)
erik: kayısı
e. (7/1), (7/3), (26/8), (28/1),
(28/8), (49/15)
eriş: çözgü, dokumacılıkta atkıların
geçirildiği, dokunacak kumaşın
uzunluğunu oluşturan uzunlamasına
ipler
e. (49/2), (49/7)
erk: istem, irade
e. +indǟki (37/22)
erkek: erkek
e. (erkeğ‿ayālı) (19/24)
e. (erkeğ‿adamlammıẕ) (36/57)
e. (21/78)
e. +ler (19/5)
393
e. +lerǟ (19/10)
erte: sonraki
e. +åi (36/39), (36/40), (36/42),
(43/14), (53/22), (53/25), (53/28),
(53/30), (59/10), (80/81), (80/296)
erteki: masal
e. +ni (ertekìni) (76/2)
ertìr: 1. yarın
e. (29/13)
e. +hem (ertìrem) (45/26)
2. sabah
e. (74/26)
ertìrlik: kahvaltı
e. (14/6)
erwet: kötü
e. (36/11), (46/52), (80/265),
(80/330)
eåāå: esas
e. (5/11), (6/15), (8/1), (8/14),
(9/1), (15/24), (20/14), (29/6), (30/16),
(32/33), (35/1), (36/64), (38/26), (70/6),
(70/8), (70/14), (70/16), (72/7), (77/3),
(77/4), (80/72)
e. +ı hem (eåāåam) (11/5)
e. +ında (8/10), (20/20), (38/6),
(38/11)
eåāåān: esasen, özellikle
e. (32/3), (38/5), (53/19), (70/7),
(71/5), (77/12), (77/16), (77/32)
e. hem (eåāåānam) (19/31),
(36/16), (36/20), (54/56)
eåāålan-: esaslanmak
e. -ıp (38/19)
e. -åaḳ (36/11)
eåe boy: boy
e. +a (33/2)
eåer: eser
e. +lermiẕiŋ (36/2)
eåğer: asker
e. +leriŋ (70/7), (70/21)
e. +lerne (22/49)
e. +leŋ (70/23), (70/27)
estrāda: sahne
e. (3/14)
eşdil-: (bk. ed. ç. bk. eşit-)
e. -ye (37/37)
eşdiş: duyuş, işitiş
e. +imiẕ (39/38)
eşik: kıyafet
e. (36/74), (54/82), (54/94)
e. +de (46/26)
e. +i (eşiği) (18/6)
e. +lemmiẕ (41/64), (41/69),
(69/42)
e. +lemmiẕi (69/48)
e. +lerni (18/3), (53/25)
eşit-: duymak, işitmek
e. -åe (41/25)
e. -di (eşitdi) (80/119)
e. -diler (eştdiler) (80/231)
e. -dimday (39/4)
e. -en (eşden) (1/3), (37/47)
e. -enåiŋ (eşdenåiŋ) (46/40)
e. -enåoŋ (eşdenåoŋ) (37/24)
e. -ende (eşdende) (80/13)
e. -ip (eşdip) (37/25), (46/139),
(75/7), (80/237)
e. -mǟğe (53/8)
e. -ye (eşidye) (37/19), (37/39),
(75/6)
e. -yedim (eşidyedim) (80/287)
e. -yele (eştyele) (53/9)
eşşek: eşek
e. (54/59), (54/60), (54/62)
e. +e (eşşeğe) (54/62)
e. +miẕ (eşşeğmiẕ) (40/51)
et: et (et)
e. +i (47/3), (47/4)
e. +ini hem (etinem) (12/14)
e. +ini (13/6)
e. +iŋ (47/7), (47/9)
et-: 1.yapmak
e. (39/25), (54/46), (79/22)
e. -cek (80/127), (80/299)
e. -cek bol- (29/2)
e. -di (24/17), (79/62), (80/120),
(80/269), (80/272)
e. -dik (41/12), (60/13)
e. -dile (59/3)
e. -diler (79/45), (80/80)
e. -dim (80/188)
e. -diŋ (59/29), (76/134)
e. -en (eden) (19/32), (21/88),
(21/89), (58/10), (74/35), (75/52)
e. -ende (57/27)
e. -enimǟ (edenimǟ) (63/6)
394
e. -enmiẕẕenåoŋ (edenmiẕẕen)
(41/58)
e. -enni (edenni) (46/74)
e. -enōḳ (edenōḳ) (80/244)
e. -eŋde (edeŋde) (13/4), (62/23)
e. -erdi (45/18)
e. -erå (ederå) (79/28)
e. -ermi (edermi) (75/9)
e. -ern (edern) (46/48),(62/2),
(80/70)
e. -eyn (edeyn) (60/22), (46/66)
e. -eynmi (oẕā‿deynmi) (14/9)
e. -ik (edik) (18/3), (25/11),
(35/2), (45/23), (47/12), (55/7), (57/77),
(65/6), (69/7), (69/8), (69/16), (76/3),
(78/15), (80/282)
e. -ip (edip) (1/79), (2/2), (3/16),
(11/14), (13/7), (17/6), (17/14), (17/15),
(19/17), (20/22), (22/64), (23/9),
(23/35), (25/6), (25/7), (26/1), (26/2),
(26/10), (30/4), (30/23), (30/26),
(36/19), (36/69), (37/38), (37/49),
(38/20), (39/37), (39/7), (41/8), (41/17),
(41/62), (42/18), (43/24), (44/32),
(45/15), (45/17), (45/18), (45/23),
(45/40), (46/74), (48/11), (50/21),
(54/96), (66/4), (68/9), (68/14), (69/18),
(69/34), (69/46), (70/15), (75/23),
(78/32), (79/74), (80/161), (80/137),
(80/169), (80/203), (80/262), (80/348),
(80/351)
e. -ip bil- (edi ‿ wil-) (27/1),
(40/14), (42/16), (54/48)
e. -ipdir (32/39)
e. -mǟn (78/9), (79/6)
e. -medim (61/13)
e. -meğ‿çǖn (45/5)
e. -meğ‿çǖn (45/5)
e. -mek (40/39)
e. -mekliğiŋ (34/2), (38/24)
e. -meli (22/77), (40/35),
(40/40), (40/41), (40/42), (42/11)
(54/20), (80/162)
e. -meẕ (43/25)
e. -meẕliğ (12/14)
e. -åe (75/46)
e. -åem (80/322)
e. -åeŋ (30/14), (30/16), (45/32)
e. -åeŋ hem (etåeŋem) (29/12),
(29/13), (30/15), (54/83)
e. -yǟn (edyǟn) (19/31)
e. -yǟn eken (edyǟn) (45/1)
e. -yǟnmiẕiŋ (edyǟnmiẕiŋ)
(41/16), (41/17)
e. -yǟnni (edilyǟnni) (11/6)
e. -ye (edye) (1/57), (30/10),
(45/2), (46/16), (46/63), (46/71),
(57/65), (76/104), (79/30), (79/31),
(80/41)
e. -yek (edyek) (20/28), (40/16),
(40/54), (41/61), (42/21), (43/13),
(46/26), (57/50)
e. -yekday (41/15)
e. -yele (edyele) (32/59), (57/53)
(76/127)
e. -yen (edyen) (19/33), (19/38),
(28/8), (40/23), (48/20)
e. -yeŋ (edyeŋ) (29/7), (30/17),
(40/35), (54/76)
āwād e. -åin (80/372)
alada e. -yen (edyen) (48/20)
aladaåın e. -ip (edip) (38/12)
allan e. -eynǟ (edeyinǟ) (50/20)
anālìz e. -enåoŋ (edenåoŋ) (69/44)
anālìẕ e. -yeå (edyeå) (69/43)
arẕu e. -ik (edik) (80/282)
arẕu e. -yeå (edyeå) (32/48)
bercāy e. -åeŋ (39/68)
bercāy e. -cek wol- (39/75)
bercāy e. -ern (edern) (39/24)
cǟnim e. -ip (edip) (46/145)
cenned e. -åin (79/76)
cennetden e. -åin (80/374)
değåin e. -yele (36/46)
depin e. -åeŋiẕ (eååeŋiẕ) (79/64)
dileğ e. (79/13), (80/172)
dileğ doğa e. - ip (edip) (37/4)
dileğ e. -ip boldı (edip) (80/177)
dileğ e. -di (80/174)
dileğ e.-yeler (78/37)
dileğler e. -ip (edip) (79/78)
dowām e. -ik (edik) (18/3)
dowām e. -meli (36/53)
395
dowām e. -åe (36/25)
dowām e. -ye (edye) (36/23)
ēkspard e. -ip (edip) (77/19)
ēkspard e. -yeå (edyeå) (77/30)
ǟşğǟr e. -di (3/14)
ǟtǟc‿e. -yele (22/40)
ġayrāT e. (79/22)
ġayrāt e. -iŋ (ediŋ) (61/10),
(79/23)
ġayraT e. -iŋ (ediŋ) (79/19)
ġıtçılığ‿e. -ye (edye) (23/32)
göẕöğçilik e. -ik (edik) (25/11),
(35/2)
ġulluğ e. -ip (edip) (3/22)
gurwān e. -eyinǟ (edeyinǟ)
(50/20)
güp baååı e. -ip (edip) (80/235)
güp baååı e. -yele (edyele)
(80/242)
gürrüŋ e. -eyn (edeyn) (22/6)
gürrüŋ e. -eyn (edeyn) (22/6)
gürrüŋ e. -ip (edip) (37/2)
gürrüŋ e. -ip (edip) (80/158)
òalāå e. -åin (80/303)
òalāå e. -diŋ (46/89)
òalāå e. -ern (edern) (80/250)
òaåīw e. -yeday (edyeday) (16/37)
òaåīw e. -yele (edyele) (36/75)
òaåīw e. -yen (edyen) (16/30)
heẕil e. (47/15)
òıẕmat e. -enem (edenem)
(65/14)
òıẕmat e. -eyn (edeyn) (21/52)
òormot e. -iŋ (ediŋ) (46/148)
òormot e. -ye (edye) (39/59)
òudāyōlı e. -yele (edyele) (59/2)
helǟğ‿e. -dim (63/7)
hödür kerem e. - ye (edye)
(21/54)
hücüm e. -ye (39/43)
ığlān e. -di (51/7)
ırım e. -ip (edip) (32/58)
ırım e. -ye (edye) (35/17)
ırẕā e. -cek bol- (21/76)
ırẕā e. -cekmi (21/75)
ırẕā e. -di (80/364)
ırẕā e. -ern (edern) (79/23)
ıwādad e. -mǟğe (74/33)
ḳawūl e. -di (24/12)
ḳawūl e. -ip (edip) (53/6)
ḳawūl e. -yele (8/5)
kǟr e. -ip (edip) (3/16), (14/3),
(14/4)
kidād e. - ye (edye) (59/47)
kömek e. (22/15)
kömöğ e. -er (eder) (4/13)
kömöğ‿ e. -dile (59/5)
kömöğ ‿ e. -ipdir (edipdir)
(23/4)
kömöğ‿e. -meğ üçǖn (48/4)
kömöğ‿e. -meği (22/14)
kömöğ ‿ e. -ye (edye) (4/15),
(46/143), (46/144)
kömöğ ‿ e. -yele (edyele)
(22/71)
mıåāl e. -ip (edip) (31/8),
(32/40), (32/53), (77/31)
muåulmān e. -ye (80/212)
mücöwürçülüğ ‿ e. -yeler
(79/73)
müŋkürçülüğ ‿ e. -ip (edip)
(76/136)
müŋkürlüğ e. - ip (edip) (75/49)
müŋkürlüğ‿ e. -ipdir (edipdir)
(75/32), (75/42)
müŋkürlük e. -en (eden) (75/1),
(75/46)
niyet e. -ipdir (edipdir) (21/7)
öwlǟ e. -yele (edyele) (61/20)
pışmān e. -ip (21/66)
pikir e. -erdi (ederdi) (80/280)
pikir e. -ye (edye) (80/332)
puẕīlçılığ‿ e. -yeŋmi (edyeŋmi)
(63/24)
rēm e. - iŋ (ediŋ) (75/50)
åancım e. -meğ üçìn (38/5)
åeyrān e. -eyinǟ (edeynǟ) (50/20)
åīlağ e. -ye (edye) (57/47)
åīyn e. -eli (edeli) (80/24)
396
åīyn e. -ip (edip) (1/8), (1/44)
åīyn e. -ye (edye) (1/8), (1/32)
åöwdǟ e. -yele (edyele) (76/101)
åöwöş e. -yele (edyele) (22/38)
åīyn e. (65/13)
åīyn e. -ye (edye) (80/27)
şād e. -elìŋ (edelìŋ) (66/16)
şāyātlıḳ e. -yeday (edyeday)
(15/23)
şehìd e. -di (80/42)
şuğulluḳ e. -mel‿dǟl (63/31)
tǟåìr e. -ye (edye) (77/34)
tamam e. -di (21/89)
tǟred e. -ik (edik) (65/6)
tomoş‿e. -yele (edyele) (57/55)
umītlar e. -mek (32/41)
üpcün e. -mekde (77/35)
üpcün e. -ye (edye) (77/34)
waåp e. -ip (edip) (50/80)
weåyeT e. -dim (76/11)
weåyeT e. -ik (edik) (76/3)
wekìl e. -ip (edip) (4/12)
yād e. -elìŋ (edelìŋ) (66/15)
yaḳarş e. -di (79/21)
yaòt‿e. -åin (78/39)
yōğ e. -iŋ (ediŋ) (1/29)
yōğ e. -ye (edye) (16/12)
yörǖş e. -ende (edende) (78/4)
zamkānyă e. -meẕ (52/19)
ẕıyārad e. -yele (edyele) (62/7)
ẕıyārat e. -ipdirle (edipdirle)
(21/10)
etek: kenar
e. (16/48), (16/60), (16/70),
(16/72)
e. +i (eteği) (16/61), (16/71)
e. +inden (eteğinden) (7/8)
e. +lermiẕ (16/48)
e. +ni (eteğni) (77/2)
etekle-: kenar oluşturmak
e. -p (eteklǟp) (77/2)
etdir-: (et. ç. bk. et-)
e. -erdi (45/13)
e. -yek (42/21)
e. -yeŋ (42/23)
e. -meklikde (38/12)
dowām e. -dim (52/3), (52/7)
etli: etli
e. (12/12)
etme-: etmemek, yapmak
e. -kǟ (etmǟnkǟ) (35/18)
e. -åeŋ (40/55)
e. -ye (76/4), (76/5)
çalım e. -yǟn (benzemeyen)
(32/2)
dowām e. -ye (36/24), (36/29)
etrāp: ilçe
e. (6/21), (6/22), (7/2), (8/2),
(77/6), (77/7)
e. +da (77/5)
e. +ı (etrāwı) (5/6), (5/11),
(57/1), (77/12)
e. +ında (etrāwında) (5/7),
(5/10), (31/5), (36/20)
e. +ındāḳı (etrāwındāḳı) (52/7)
e. +ınıŋ (etrāwınıŋ) (1/1), (3/1),
(3/2), (8/14), (18/1), (20/1), (21/1),
(31/1), (39/1), (52/1), (52/2), (52/3),
(56/1), (70/4), (78/36), (79/1), (80/370)
e. +ınnan (etrāwınnan) (74/1)
e. +ıŋ (68/1), (77/3), (77/4),
(77/9), (77/10), (77/12)
e. +lar (77/39)
e. +larda (15/20)
e. +larıŋ (77/2)
e. +mıẕıŋ (etrāwmıẕıŋ) (38/5)
e. +mıẕẕa (etrāwmıẕẕa) (31/9),
(38/10), (70/3)
e. +unıŋ (etrāwunıŋ) (78/1)
etåiẕ: etsiz
e. (12/12)
ey: ünlem
e. (19/23), (59/13), (63/4),
(63/16), (80/201)
eydir-: süt gelmek
e. -ye (55/10)
eydirme-: sütüŋ gelmemesi
e. -ye (55/9)
eye: sahip
e. (6/9), (9/6), (77/40)
eyele-: 1. sahip olmak
e. -nåoŋ (eyelǟnåoŋ) (4/21)
e. -p (eyelǟp) (52/6), (54/84)
e. -yele (22/46)
2. sepilemek, tabaklamak
397
e. –p (17/6)
eyer-: uymak
e. -ip (35/2), (36/55), (36/75)
eyeril-: uyulmak
e. - ip (34/1), (35/2)
e. - ye (32/32), (36/36)
eylǟk: o tarafa
e. (1/19), (21/25), (46/61),
(46/62)
eyle: öyle
e. (32/45), (42/21), (80/15)
e. +åi (16/76)
eyle-: yumşatmak, sepilemek (krş.
eyele-)
e. -enåoŋ hem (eylǟnåoŋom)
(54/93)
e. -eŋde hem (eylǟŋdeyem)
(54/88)
e. -meli (54/87)
e. -yen (36/10)
eylen-: eylenmek (ed. ç. krş. eyle-)
e. -ye (54/92)
Eyrān: İran
e. (15/27), (16/38), (23/9),
(39/8), (39/27), (77/31)
e. +a (77/31)
e. +da (16/54)
e. +dan (16/36)
e. +ıŋ (4/9), (39/11), (70/6)
e. +la (39/32)
e. +nan (16/37)
eyt-: etmek
e. -di (80/79)
e. -dik (79/29)
e. -ern (eydern) (80/312)
e. -eyn (eydeyin) (79/23)
e. -ye (46/47), (80/105)
eyyām: 1. bundan sonra, çoktan beri
e. (3/15), (71/7)
2. zaman, devir
e. +mıẕıŋ (71/1), (72/4)
eyyǟm: 1. (krş. eyyām)
e. (14/9), (14/27), (14/35),
(14/36), (14/45), (15/12), (16/18),
(30/10), (30/11), (30/24), (35/13),
(35/23), (36/40), (36/42), (36/51),
(41/28), (44/23), (44/33), (49/27),
(57/27)
2. zaman, devir
e. +lerinde (19/1)
eẕ-: ezmek
e. -ip (68/15)
e. -yeŋ (68/14)
eẕìẕ. aziz
e. (36/32), (66/25), (74/36)
-ǟ-
ǟdim: adım
ǟ. (56/15), (57/63)
ǟğirt: çok büyük
ǟ. (77/29)
ǟlem: alem
ǟ. (49/14)
ǟ. +den (49/14)
ǟ. +e (3/14)
ǟpet: büyük
ǟ. (17/12)
ǟråārı: ersarı, boy ismi
ǟ. (16/23)
ǟ. +lar (16/24), (16/36)
ǟ. +mı (16/23)
ǟşğǟr: aşıkar
ǟ. (3/14), (3/23)
ǟtǟc: ihtiyatlılık
ǟ. (22/40)
ǟtiyāçlıḳ: ihtiyatlı (krş. ǟtiyāşlıḳ)
ǟ. +ları (77/28), (77/29)
ǟtiyāşlıḳ: ihtiyatlı (krş. ǟtiyāçlıḳ)
ǟ. +lar (77/29)
ǟ. +ları (77/29)
ǟtle-: adım atmak
ǟ. -k (ǟtlǟk) (32/16)
ǟ. -ende (ǟtlǟnde) (32/14)
ǟ. -ye (32/13)
-ä-
Êhli: bütün, hepsi
Ê. (19/4)
Êkit-: alıp gitmek, götürmek
Ê. (76/16), (76/35)
Ê. -cek (2/17), (80/185)
Ê. -di (60/7)
Ê. -dik (60/14)
Ê. -diler (80/251)
Ê. -dim (46/123), (62/15)
398
ӓ. -ern (ӓkiderin) (57/15)
ӓ. -eyįn (ӓkideyin) (59/10)
Ê. -iŋ (äkidiŋ) (79/23)
Ê. -ip (äkidip) (40/19), (42/13),
(44/39), (46/126), (55/5), (62/20),
(67/15), (76/98), (80/91), (80/94),
(80/251)
Ê. -meğ‿üçǖn (77/16)
Ê. -mek (37/51)
Ê. -mel dǟl (23/25)
Ê. -åele (46/122)
ӓ. -yele (ӓkidyele) (46/90)
ӓ. -yen (59/19)
ӓkidil-: (ed. ç. krş. ӓkit-)
ӓ. -enåoŋ (53/26)
ӓ. -ip (23/31)
ӓ. -ye (25/14), (40/66), (53/25)
ӓheŋ: melodi
ӓ. +de (36/19)
ӓhli: bütün, hepsi, her biri
ӓ. (19/24), (34/1), (77/12),
(77/28)
-f- fābrìk: fabrika
f. +ında (fābrìğında) (25/2)
f. +i (fābrği) (77/7)
f. +miõe (fārğmiõe) (69/47)
fērma: çiftlik (krş. fērme)
f. (67/28)
f. +mıõ (fērmāmıõ) (67/1)
fērme: (krş. fērma)
f. (67/8)
federāţya: federasyon
f. +åında (48/6)
fewrāl: şubat
f. (41/4)
fìrma: firma
f. +la (41/71)
fitil: fitil
f. +de (25/6)
fiyadālìzm: feodalizim
f. (24/8)
flakōn: ru. (plastik şişe)
f. (68/11)
-ġ- ġāl-: kalmak
ġ. -an (2/39), (15/7), (18/3),
(36/41), (41/60), (45/38), (57/52),
(68/15), (70/17), (80/342), ()
ġ. -anca (33/2)
ġ. -anda (14/21)
ġ. -annı hem (ġālannam) (43/42)
ġ. -āyyă (62/19)
ġ. -dı (15/21), (16/52), (36/19),
(66/12), (67/5), (67/19)
ġ. -dıŋ (5/30)
ġ. -ıp (19/32)
ġ. -ıpdır (5/32), (50/7), (50/9)
ġ. -lı (15/21)
ġ. -malı (54/42)
ġ. -maåaŋ (35/29)
ġ. -åa (35/28)
ġ. -åaŋ (35/25)
ġ. -åaŋıẕ (60/21)
ġ. -yă (1/4), (1/18), (2/23),
(5/10), (8/9), (15/19), (15/20), (35/5),
(36/39), (39/79), (41/58), (44/33),
(57/22), (61/19), (63/29)
ġ. -yăday (15/27)
ġ. -yălă (46/109)
ġ. -yānçā (14/20)
ġ. -yăŋıẕmı (60/15)
ġāla-: tutuşturmak
ġ. -yăn (30/13)
ġāldır: bırakmak
ġ. -ıḳ (3/7)
ġālındı: kalındı
ġ. (15/7), (15/26)
ġālıweråe: bundan başka
ġ. (33/1), (77/23), (77/29)
ġālma-: kalmamak
ġ. -åaŋ (35/29)
ġān: kan
ġ. (8/5), (8/6)
ġ. +ı (80/11)
ġ. +ına (63/7)
ġ. +ıŋıẕ (80/22)
ġ. +ları (60/4)
ġāna-: kanamak
ġ. -ḳ (ġānāḳ) (2/29)
ġānat: kanat
ġ. +ından (60/39)
ġāp: tabak
ġ. (62/23)
399
ġāp gāş: tabak çanak
ġ. (17/24)
ġ. +lar (15/22)
ġāplan-: yatırım yapmak
ġ. -an (77/34)
ġār: kar
ġ. (70/26), (79/5)
ġ. +da (40/60)
ġār-: karmak
ġ. -ıp (20/20), (43/4), (43/38),
(54/55), (68/5)
ġ. -ıp hem (ġārıwam) (12/15)
ġ. -yăḳ (43/11)
ġ. -yān (12/14)
ġ. -yăŋ (29/7), (68/13)
ġārıl-: (ed. ç krş. ġār-)
ġ. -an (68/15)
ġārışılma-: karıştırılmamak
ġ. - dıḳ (16/22)
ġārlīyıf: isim
ġ. (9/15)
ġāwanmaḳlıḳ: kıskanmaklık
ġ. (35/11)
ġāwun: kavun
ġ. (11/2), (63/9), (63/13)
ġ. +ı (63/11)
ġ. +nan (63/17)
ġāyın: kayın
ġ. (32/7), (32/9), (32/12),
(32/14), (32/16)
ġ. +ım (54/2)
ġ. +ımıŋ (ġāynımıŋ) (55/12)
ġ. +ıŋ (66/35)
ġāyıP: 1. ahiret
ġ. +da (37/55)
2. kaybolmak
ġ. bol- (1/19)
ġāẕ: 1.doğal gaz
ġ. (77/19), (77/29), (77/31)
ġ. +ımıẕı (77/30)
ġ. +ınıŋ (4/30)
ġ. +ınnan (77/34)
ġ. +ıŋ (77/28), (77/29)
2. ocak
ġ. +ẕa (68/15)
ġāẕan: kazan
ġ. (21/83), (45/28), (66/23)
g. +a (40/19), (45/8), (47/2)
ġ. +da (11/10)
ġaç-: kaçmak
ġ. -anā (57/77)
ġ. -ar (70/15)
ġ. -ıḳ (60/1), (63/32)
ġ. -ıp (22/43), (22/44)
ġaçma-: kaçmamak
ġ.-dıḳla hem(ġaçmadıḳlayăm)
(57/77)
ġ. -åaŋ (2/4)
ġ. -yă (46/65), (46/66)
ġadamğā: evliya ismi
ġ. (62/10)
ġadīm: kadim, eski
ġ. (12/12), (12/14), (19/1),
(36/2), (66/3)
ġ. +dan (3/3), (11/3), (17/3)
ġ. +ı (9/2), (15/4), (16/2),
(16/57), (16/72), (31/2), (32/1), (35/30),
(36/2), (51/9), (51/10), (66/5), (71/3),
(73/6)
ġ. +ḳı hem (ġadīmḳam) (66/12)
ġadīmılıḳ: eskilik
ġ. +nı (ġadīmılığnı) (35/3),
(51/9)
ġaòār: sinir
ġ. +ı (76/6)
ġaòrımān: kahraman
ġ. (36/64)
ġ. +ıŋ (36/66)
ġal-: kalkmak
ġ. -dıday (15/13)
ġ. -ıŋ (35/18)
ġ. -ıp (33/2), (40/19)
ġ. -yă (55/14)
ġ. -yān (57/26)
ġ. -yānçā (68/8)
ġalā: kale
ġ. (6/8), (7/4), (8/12), (22/18),
(22/20), (22/22), (22/36), (22/41),
(22/58), (39/75), (63/14), (70/7),
(70/28), (71/3)
ġ. +da (70/20), (71/5)
ġ. +dan (39/53), (39/54), (39/68)
ġ. +laŋ (5/22), (7/3), (71/4)
ġ. +lar (70/3)
ġ. +lardan (15/7)
ġ. +mıẕ (7/1)
400
ġ. +nı (8/6), (8/8), (8/10),
(22/35), (39/55)
ġ. +nıŋ (5/23), (5/27), (5/28),
(5/29), (6/8), (7/5), (7/8), (22/37),
(70/8), (70/9), (70/10), (70/13), (70/18),
(70/19), (73/2), (73/3)
ġ. +ŋ (5/23), (7/3), (8/11),
(70/22), (80/236), (80/239), (80/280)
ġ. +åı (6/6), (6/15), (6/23), (7/3),
(8/1), (8/2), (8/3), (8/4), (8/5), (8/9),
(15/8), (22/7), (70/4), (71/2), (71/3)
ġ. +åı hem (ġalāåam) (73/1)
ġ. +åına (6/14)
ġ. +åında (6/10), (6/11), (6/19),
(6/20), (6/21), (6/22), (72/4)
ġ. +åındāḳı (22/52)
ġ. +åını (8/8), (22/47)
ġ. +åınıŋ (8/9), (22/34), (70/5),
(72/8)
ġ. +åınnan (7/1)
ġ. +yă (7/7)
ġaldır-: kaldırmak
ġ. (1/66), (16/28)
ġ. -dılă (59/4)
ġ. -ıp (19/15)
ġ. -yă (1/67), (1/67)
ġ. -yălă (59/23)
ġalīŋ: kalın
ġ. (35/18)
ġalīŋlıḳ: kalınlık
ġ. +ı (ġalīŋlığı) (70/11)
ġalḳındır-: alkışlamak, yüceltmek
ġ. -mağ (34/6)
ġalḳınış: yüceliş
ġ. (17/12)
ġalla: buğday
ġ. (48/17)
ġalpaḳ: kesilmemiş saç
ġ. (32/3), (33/1), (33/2), (33/3)
ġ. +cıḳ (ġalpacıḳ) (33/2)
ġaltaman: yağmacı
ġ. (63/3)
ġamış: kamış
ġ. (17/18)
ġ. +da (45/32)
ġ. +ı (45/33)
ġ. +ıŋ (45/26)
ġandım: isim
ġ. (32/53)
ġanīm: kötü
ġ. (37/37)
ġapan: tartı
ġ. (69/22)
ġ. +da (69/4)
ġ. +mız (69/18)
ġapdal: yan taraf
ġ. +ı (43/22)
ġ. +ında (11/18), (13/16),
(46/68), (46/108), (67/7), (72/1)
ġ. +ındāḳı (46/134), (46/138)
ġ. +ında hem (ġapdalındayăm)
(39/16), (46/69)
ġ +ından (72/9)
ġ. +mıẕa (10/5)
ġ. +na (46/132)
ġapı: kapı
ġ. +a (ġapā) (32/25), (75/12)
ġ. +dan (79/4), (79/6), (80/237)
ġ. +ımdan (ġapīmdan) (21/72)
ġ. +nı (ġapīnı) (19/6), (19/7),
(75/12), (79/4)
ġ. +ŋ (ġapīŋ) (79/4)
ġ. +ŋdāḳı (ġapīŋdāḳı) (67/9)
ġ. +åı (17/21), (35/20)
ġ. +åında (76/132)
ġ. +åını (21/29), (21/45)
ġ. +åınnan (21/5), (46/24),
(80/239)
ġapūrıf: isim
ġ. (24/18)
ġara: kara, siyah
ġ. (1/16), (2/33), (36/50),
(36/53), (36/59), (36/60), (36/61),
(36/62), (36/74), (36/75), (45/24),
(80/227), (80/252), (80/253), (80/318),
(80/324), (80/327), (80/339), (80/341),
(80/344), (80/345)
ġ. +ca (33/3)
ġara-: bakmak
ġ. -aŋda (ġarāŋda) (3/15)
ġ. -maẕẕan (31/7), (35/13),
(35/15), (36/5)
ġ. -nıŋda (garānıŋda) (77/27)
ġara pǟlwān: isim
ġ. (80/339), (80/341), (80/344),
(80/345)
401
ġ. +ıŋı (80/327)
ġara wātır: isim
ġ. (32/44), (80/253), (80/324)
ġ. +ıŋa (80/318)
b. +ıŋı (80/327)
ġaradāşlı: yer ismi
ġ (5/5), (36/6)
ġ. +la (5/13)
ġ. +lar (5/14), (31/8)
ġarağul: bekçi
ġ. (1/35), (1/39), (57/24),
(57/25), (57/27)
ġarağum: Karakum çölü
ġ. (77/4), (77/20), (77/21),
(77/22), (77/29), (77/34)
ġaral-: karalmak
ġ. -anåoŋīn (17/17)
ġarala-: kötülemek, leke sürmek
ġ. -anåoŋīn (17/17)
ġaramağında: gözetiminde
ġ. -dıḳ (24/1)
ġaraş-: beklemek
ġ. -ıp (41/27)
ġ. -ıw‿otīr (22/37), (22/39)
ġ. -yă (59/12)
ġaraşåıẕ: bağımsız
ġ. (4/22), (4/25), (22/2), (24/13),
(24/14), (24/16)
ġaraşåıẕlık: bağımsızlık
ġ. +dan (56/3)
ġ. +ı (ġaraşåıẕlığı) (24/1)
ġaraẕ: genel, kısacası
ġ. (2/6), (2/22), (21/4), (21/12),
(38/34), (46/87), (54/79), (75/25),
(75/37), (78/38), (79/23), (79/30),
(79/45), (80/12), (80/226), (80/296),
(80/310), (80/313), (80/335), (80/337)
ġarıca: karınca
ġ. (44/28)
ġ. +dan (44/26)
ġarım: çukur
ġ. (70/13), (70/14), (70/17)
ġ. +lar (70/15)
ġarın: karın
ġ. +larnı (21/79)
ġ. +ın (ġarnın) (21/84)
ġ. +nı (ġarnnı) (21/86)
ġarındaş: akraba
ġ. +ı (36/22)
ġ. +lar (34/4), (36/46)
ġ. +ları (32/9), (34/7), (36/9),
(36/10), (53/23), (53/32)
ġ. +larna (36/21), (53/20)
ġ. +larından (53/9)
ġ. +larınnan (53/9)
ġarınca: karınca
ġ. (44/28)
ġ. +dan (44/26)
ġarīp: fakir
ġ. (46/6)
ġ. +a (ġarīwa) (12/14), (58/15)
ġ. (ġarīw‿ādam) (39/6)
ġarīp ğaåīr: fakir fukara
ġarīp ğ. +a (58/15)
ġarışla-: karış
ġ. -p (ġarışlāp) (45/40)
ġarīwata: yer ismi
ġ. (62/6)
ġarḳ wol-: suda boğulmak
ġ. -yă (76/110)
ġarnow: kazı
ġ. +lar (7/5)
ġ. +uŋ (7/6)
ġaröy: çadır
ġ. (17/15), (17/17)
ġ. +lörüŋ (17/16)
ġ. +üŋ (17/18), (17/21), (17/22),
(17/25)
ġarpıẕ: karpuz
ġ. (63/9), (63/11), (63/13),
(79/42), (79/48), (79/50), (79/58)
ġ. hem (ġarpıẕam) (79/54)
ġarpıẕlı: karpuzlu
ġ. (79/43)
ġ. +ẕan (63/17)
ġarra-: yaşlanmak
ġ. -maḳ (32/18)
ġarrı: yaşlı
ġ. (17/15), (19/7), (19/8), (19/9),
(19/12), (37/27), (37/28), (76/19)
ġ. +ca (60/11)
ġaråa: anında
ġ. (1/71)
ġarşı: karşı
ġ. (1/28), (22/60), (38/3)
ġ. al- (karşılamak) (46/88)
402
ġaş-: kaçmak
ġ. (2/6)
ġ. -åın (19/4)
ġ. -dı (10/5), (66/24), (66/25)
ġat: kat
ġ. +ın (78/28), (78/29)
ġatda-: sertleşmek
ġ. -p (ġatdāp) (41/51)
ġ. -yă (41/47)
ġatı: çok
ġ. (1/43), (2/1), (4/29), (12/14)
(16/40), (16/41), (16/42), (22/3),
(36/25), (39/42), (46/52), (56/7),
(56/11), (60/29), (76/78)
ġatıḳ: yoğurt
ġ. (40/19), (54/46), (54/47),
(54/88), (62/18)
ġatış-: karışmak
ġ. -āymaåa (16/25)
ġ. -madıḳ (16/24)
ġ. -māndır (16/25)
ġ. -māndırla (16/26)
ġatlaḳ: kat
ġ. +ları (9/7)
ġatna-: gitmek
ġ. -p (ġatnāp) (80/311)
ġ. -yān (1/24), (51/4)
ġ. -yanca (51/3)
ġatnaş-: katılmak, dahil olmak
ġ. -dım (52/5), (52/6)
ġ. -ıp (52/6)
ġ. -māndır (16/25)
ġ. -yān (1/24)
ġ. -yăn (19/34)
ġatnaşıḳ: iletişim
ġ. (22/9)
ġ. +da (52/9)
ġ. +ı (ġatnaşığı) (23/35)
ġ. +nı (ġatnaşığnı) (22/10)
ġ. +ları (9/7), (22/17), (22/19)
ġ. +larnı (22/21)
ġ. +nı (ġatnaşığnı) (22/10)
ġatnat-: taşımak
ġ. -yăå (ġatnadyăå) (38/19)
ġawat: denk
ġ. (31/9), (32/35), (76/19),
(76/36), (76/51), (76/95)
ġ. +ına (ġawadına) (80/236)
ġawır: kabir
ġ. (74/16), (74/27)
ġawẕaḳ: kozalak
ġ. +ları (41/60)
ġayçı: makas
ġ. +åı (49/32)
ġ. +åında (49/33)
ġaydūåuẕ: başarılı
ġ. (32/44), (32/55)
ġayduwåıẕlıḳ: mertlik, başarılılık
ġ. +ı (ġayduwåıẕlığı) (32/54)
ġayğı: kaygı
ġ. (36/23)
ġ. +åına (36/23)
ġayğılı: kaygılı
ġ. (36/14), (36/19), (36/32)
ġayna-: kaynamak, haşlamak
ġ. -p (ġaynāp) (13/9)
ġ. -w ‿ otīr- (ġaynāw ‿ otīr-)
(65/10)
ġ. -åın (47/11)
ġ. -yă (47/12)
ġaynaḳ: haşlanmış, kaynamış
ġ. (26/6), (26/9), (27/5), (47/11)
ġ. +ıŋ (ġaynağıŋ) (65/11)
ġaynat-: (et. ç. krş. ġayna-)
ġ. -ıp (ġaynadıp) (79/22)
ġ. -yăḳ (ġaynadyăḳ) (43/11)
ġ. -yăn (ġaynadyăn) (28/4)
ġ. -yăŋ (ġaynadyăŋ) (68/12)
ġayrād: gayret (krş. ġayrāT)
ġ. et- (79/23)
ġayrāT: gayret, güç (krş. ġayrād)
ġ. et- (32/44), (61/10), (79/19),
(79/22)
ġayT-: geri dönmek, ayrılmak
ġ. (75/34)
ġayt-: ayrılmak, geri gelmek
ġ. (1/73)
ġ. -anda (ġaydanda) (53/7)
ġ. -ar (ġaydar) (79/3)
ġ. -arå (ġaydarå) (80/235)
ġ. -ıpdırlar (ġaydıpdırla) (16/28)
ġ. -ıp (ġaydıp) (16/13), (16/28)
(76/114)
ġ. -ıp hem (ġaydıwăm) (39/68)
ġ. -åaḳ (15/5), (15/8), (15/9)
ġ. -åală (61/15)
403
ġ. -yă (ġaydyă) (1/74), (8/7),
(15/10), (17/3), (19/28), (32/33), (76/33)
ġ. -yăḳ (ġaydyăḳ) (31/12)
ġ. -yălă (ġaydyălă) (76/126)
ġ. -yān (16/2), (32/1), (32/33),
(32/36), (36/1)
ġayta: tekrar
ġ. +dan (22/4), (22/5)
ġaytalan-: tekrarlanmak
ġ. -yă (49/20)
ġaytar-: geri vermek
ġ. -arn (39/49)
ġ. -yă (19/30)
ġ. -yăḳ (14/57)
ġaytarıl-: (ed. ç. bk. ġayt-)
ġ. -ıp (ġaytarlıp) (53/10)
ġaytīm: oysa ki
ġ. (80/329), (80/331)
ġaẕ-: kazmak
ġ. -alīŋ (61/14)
ġ. -ıp (40/46)
ġ. -ıpdprlă (64/2)
ġ. -mağnıŋ (70/14)
ġ. -malı (54/17)
ġaẕal: gazel
ġ. (50/4)
ġaẕan-: kazanmak
ġ. -dı (24/11)
ġ. -yă (23/15)
ġ. -yălă (53/33)
ġaẕı: kazı
ġ. +nıŋ (gaẕīnıŋ) (4/30)
ġaẕıḳ: kazık
ġ. +ında (ġaẕığında) (32/18)
ġaẕıl-: kazılmak
ġ. -anda (15/22)
ġ. -ıpdır (7/5)
ġaẕma: kazı
ġ. (77/28)
ġaẕyēt: gazete
ġ. +iŋ (ġaẕyēdiŋ) (44/2), (44/9)
geagrāfìk: coğrafik
g. (77/20)
geç-: geçmek (krş. geş-)
g. (63/8)
g. -en (1/34), (3/10), (7/1),
(14/53), (58/27), (60/17), (80/5)
g. -ende (1/31)
g. -enden (43/23)
g. -endiğni (7/8)
g. -ene hem (geçeneyem) (3/10)
g. -enmiş (36/64)
g. -ennen (36/43), (36/53),
(79/47)
g. -enåoŋ (43/28)
g. -er (48/19)
g. -eynmi (14/32)
g. -ik (16/10), (16/12), (21/62),
(46/68)
g. -ip (1/32), (21/66), (38/22),
(39/76), (59/22), (63/15), (79/19)
g. -ipdir (2/31)
g. -mǟnkǟ (30/9), (32/49)
g. -mediğ (21/86)
g. -meğ (37/12), (37/29), (37/46)
g. -meği (6/21)
g. -meğne (6/9)
g. -meğni (79/11), (79/75),
(79/78)
g. -yǟn (18/4), (32/35), (51/9),
(52/17), (52/18), (72/9)
g. -ye (2/27), (6/8), (39/35),
(39/47), (40/62), (46/80), (46/95),
(48/3), (48/23)
g. -yek (14/53)
g. -yemi (63/19)
g. -yeŋ (49/23)
geçeğçi: yörük
g. (16/11)
geçi: keçi
g. +le (54/45)
g. +ni (geçìni) (40/16), (40/19)
g. +ŋ (geçìŋ) (40/19), (54/44),
(54/47)
geçil-: geçilmek
g. (79/16)
g. -ye (6/11)
geçir-: geçirmek
g. -diğǟ (24/8)
g. -en (36/18)
g. -ip (29/5), (38/30), (45/14),
(49/24), (49/25), (66/8)
g. -mǟğe (38/31)
g. -meğ (38/9)
g. -meldiğni (53/13)
g. -ye (57/77), (57/81)
404
g. -yele (22/25), (25/11)
g. -yen (54/72)
g. -yeå (38/11), (38/22), (38/27),
(38/28)
geçirci: geçirici
g. (52/16)
g. +åi (77/31)
g. +åin (77/31)
geçiril-: (ed. ç. krş. geçir-)
g. -di (22/5)
g. -en (geçirlen) (52/16)
g. -ende (geçirlende) (52/18)
g. -ye (35/18)
geçiş: geçiş
g. +e (7/7)
g. +imiẕ (14/32)
geçme-: geçmemek
g. -åe (38/33)
g. -åin (79/14)
geçmiş: geçmiş
g. +de (9/14)
g. +i (4/2), (46/4)
g. +iniŋ (46/39)
gedāy: dilenci
g. +a (75/4)
gekdār: metre kare, hektar
g. (41/33), (41/34), (41/38),
(70/5), (72/2)
g. +a (63/13)
gel-: 1. gelmek
g. (46/28), (76/16), (79/41),
(79/50)
g. -di (16/21), (60/17), (62/12),
(80/296), (80/325), (80/338)
g. -diler (16/49), (79/58),
(79/60), (80/236)
g. -dim (46/29), (59/31), (62/8)
g. -diŋ (39/62)
g. -diŋiẕ (57/35)
g. -diŋmi (59/34)
g. -eli (1/41)
g. -emiẕze (52/8)
g. -en (16/18), (16/36), (16/37),
(17/26), (18/3), (21/5), (21/84), (32/5),
(32/9), (32/16), (32/17), (32/23),
(36/42), (53/9), (53/10), (53/16),
(57/38), (57/45), (58/30), (60/3),
(62/20), (69/18), (79/23), (80/282)
g. -ende (10/4), (16/7), (16/26),
(32/12), (32/13), (32/20), (35/8),
(37/48), (50/7), (54/11), (57/27),
(59/20), (61/1), (70/12), (70/15), (79/4),
(79/5)
g. -eni (3/20), (20/28)
g. -enlerem (58/15)
g. -enlerinde (5/23), (16/7),
(53/9)
g. -ennen (32/29)
g. -enni (3/16), (57/80)
g. -enōḳ (21/38), (35/10),
(48/22), (48/23)
g. -enåoŋ (35/19)
g. -eŋiẕzeyem (21/43)
g. -eŋẕōḳ (21/27)
g. -erdik (58/4)
g. -ǟydimıḳā (80/238)
g. -ik (1/49), (47/16), (80/216)
g. -iŋ (21/52), (61/8), (78/18)
g. -ip (1/8), (1/72), (2/22), (5/8),
(5/28), (16/7), (18/6), (19/6), (20/12),
(20/22), (20/24), (20/26), (21/6),
(21/12), (21/58), (22/16), (22/22),
(22/58), (32/20), (34/4), (35/19),
(36/46), (38/12), (39/3), (39/11),
(40/55), (46/50), (46/67), (53/3),
(57/40), (57/77), (59/14), (67/3),
(63/11), (67/23), (71/3), (72/5), (73/6),
(75/10), (75/40), (76/132), (79/25),
(80/289), (80/344), (80/345)
g. -ipåiŋ (21/72)
g. -ipåiŋiẕ (21/49)
g. -ipdir (57/322), (73/8)
g. -ipdirle (57/16)
g. -ipdirleday (39/9)
g. -iwer (80/342)
g. -meğni (37/25)
g. -mekçi (37/47)
g. -meli (76/100)
g. -melidik (56/14)
g. -mǟnkǟler (53/3)
g. -mǟnni (16/17)
g. -åe (22/38), (66/13)
g. -åene (63/17)
g. -åeyem (13/2)
g. -åin (13/3), (21/78)
405
g. -ye (1/7), (6/21), (16/8),
(16/19),, (16/63), (16/69), (16/70),
(19/2), (21/19), (21/22), (21/28),
(21/29), (25/3), (25/7), (31/8), (31/9),
(32/35), (35/2), (35/14), (36/34),
(36/63), (36/69), (37/9), (39/39),
(41/69), (45/39), (46/81), (48/12),
(48/21), (53/16), (59/2), (59/17),
(59/27), (59/28), (60/1), (65/6), (66/1),
(67/21), (75/13), (75/39), (76/44),
(76/51), (78/25)
g. -yedi (10/3), (80/339)
g. -yele (5/7), (6/22), (12/5),
(22/57), (34/7), (36/18), (36/39), (53/5),
(53/8), (53/23), (67/11), (76/100),
(76/127)
g. -yeler (1/20), (22/17), (22/31)
g. -yeŋem (62/19)
g. -yeŋiẕ (21/39), (21/43)
g. -yǟn (3/3), (5/23), (11/3),
(12/12), (19/20), (22/11), (35/30),
(36/37), (51/63), (70/19), (77/26),
(77/33), (79/11)
g. -yǟndiklerni (53/3)
2. kadar
g. -ye (16/63)
3. sayılmak
g. -ye (16/69), (16/70), (31/8)
4. yardımcı fiil
g. -en (18/3), (36/42)
g. -ye (6/21), (19/2), (31/9),
(32/35), (36/34), (36/63), (36/69),
(41/69), (45/39), (46/81)
gelcek: gelecek, istikbal
g. +im (gelceğim) (46/38),
(46/41)
g. +iŋ (gelceğiŋ) (46/42), (46/52)
g. +ŋi (gelceŋŋi) (46/52)
gelecek: (krş. gelcek)
g. +de (32/44)
g. +i (geleceği) (32/45), (46/4)
g. +iŋ (geleceğiŋ) (46/42)
gelin: gelin
g. (19/17), (19/26), (32/3),
(32/4), (32/5), (32/7), (32/12), (32/13),
(32/15), (32/16), (32/19), (32/20),
(32/22), (32/23), (32/24), (32/25),
(32/29), (32/31), (35/14), (35/15),
(35/16), (35/18), (35/19), (36/52),
(66/8), (66/11), (66/13), (66/18),
(66/19), (66/22), (67/3), (76/34)
g. +i (32/9)
g. +i (gelni) (32/19), (32/26),
(66/5)
g. +im (gelnim) (66/21)
g. +imiẕiŋ (gelnimiẕiŋ) (66/33)
g. +iŋ (32/16), (32/21)
g. +iŋ (gelniŋ) (32/15), (32/17),
(32/23)
g. +lem (10/10)
g. +lemmiẕiŋ (32/6)
g. +ler (19/4), (32/9), (32/10)
g. +ler hem (gelinlerem) (19/10),
(20/5)
g. +leri (32/22)
gelinlik: gelinlik
g. +e (gelinliğe) (32/11)
g. +iŋ (gelinliğiŋ) (32/8)
gellece: yenge
g. +ŋ (43/30)
gelme-: gelmemek
g. (39/68)
g. -åe (1/40)
g. -åin (59/16)
g. -åinle (59/33)
g. -ye (39/78), (59/12)
g. -yǟndiğni (37/23)
gelnālcı: gelin alıcı (krş. gelnāncı)
g. (66/1), (66/4)
gelnālcıla-: gelin almaya gelmek
g. -p (gelnālcılāp) (32/19),
(53/25)
gelnāncı: gelinalıcı (krş. gelnālcı)
g. (35/9), (53/25)
g. +nı (gelnāncīnı) (35/12)
g. +åı (35/8), (35/9)
general: subay
g. +ları (22/47)
geŋeşlik: mahalle
g. +i (geŋeşliği) (77/39)
geŋåi: değişik
g. +ce (32/58)
gep: söz
g. (78/27), (78/34)
g. +ine (1/58)
g. +iŋ (16/13), (16/51), (46/49)
406
geple-: konuşmak
g. -di (80/285)
g. -dim (79/11)
g. -meği (31/5)
g. -mek (31/13)
g. -w ‿ otīr (geplǟw ‿ otīr-)
(14/49)
g. -yek (41/24)
g. -yeleday (16/58)
g. -yǟn (31/7)
geplenil-: (ed. ç. krş. geple-)
g. -ye (31/12)
geplet-: (et. ç. krş. geple-)
g. -di (80/310)
gepleyiş: söyleyiş
g. (31/8)
gerek: gerek, lazım
g. (19/36), (19/37), (23/31),
(23/35), (29/6), (32/51), (36/72),
(38/24), (58/16), (77/12), (78/29), ()
g. +i (gereği) (78/11)
germānya: almanya
g. +nıŋ (germānyānıŋ) (77/18)
geş-: geçmek (krş. geç-)
g. (75/44)
g. -di (24/2), (24/14), (80/296)
g. -dim (75/52)
g. -åek (9/1), (15/11)
g. -åeŋiẕ (14/33), (79/34),
(79/39)
ġ. -åin (32/55)
geşdir-: (et. ç. krş. geş-)
g. -ip (80/12)
getir-: getirmek
g. (57/56)
g. -di (62/14), (74/9)
g. -dik (66/19)
g. -diler (21/70)
g. -dim (66/18)
g. -en (35/24), (43/7), (43/13),
(53/6)
g. -ende (32/19)
g. -enmiẕẕe (43/3)
g. -ennenåoŋ (69/4), (69/5)
g. -eŋde (44/10)
g. -erdik (67/25)
g. -erå (22/76)
g. -iŋ (57/42), (57/59), (78/23)
g. -ip (22/31), (41/59), (41/61),
(53/13), (59/9), (69/4), (76/140), (80/12)
g. -ip hem (getiriwem) (8/8)
g. -ipdir (74/21)
g. -meğni (37/36)
g. -meli (44/32), (54/61), (59/9)
g. -mǟğe (19/10)
g. -mǟnkǟk (43/7)
g. -åin (62/9)
g. -ye (32/23), (32/30), (74/4)
g. -yek (40/49), (41/54), (41/55),
(41/65), (43/9)
g. -yele (21/12), (22/30),
(53/17), (57/60), (69/3)
g. -yen (30/22)
g. -yeŋ (30/18), (30/19), (30/20),
(30/21), (54/65)
g. -yeå (44/3)
getiril-: (ed. ç. krş. getir-)
g. -en (getirlen) (36/49)
g. -ye (23/31), (23/33)
getirme-: getirmemek
g. -diŋiẕ (1/37)
gey-: giymek
g. -ip (21/28)
g. -mekliği (36/75)
g. -meli (36/62)
g. -åeŋ (36/61)
g. -yele (36/57)
g. -yǟn (41/64), (41/69), (69/42)
geydir-: (et. ç. krş. gey-)
g. -ip (47/13)
g. -yedik (55/7)
geydiril-: giydirilmek
g. -ipdir (geydirlipdir) (36/74)
geyil-: (dn. ç. krş. gey-)
g. -ipdir (geylipdir) (36/60)
g. -ye (36/50), (54/95)
geyim: giyim
g. +leri (53/19)
geẕ-: gezmek
g. -ip (4/9), (16/43), (75/33),
(79/36)
gezek: defa, tekrar
g. (21/16), (35/22)
g. +de (35/23)
geẕelenç: gezi, tatil
g. (14/18)
407
g. hem (geẕelencem) (14/19)
g. +imiẕ (geẕelencimiẕ) (14/20)
gǟl: değil
g. (21/26), (21/27), (21/33),
(21/40), (36/72)
ġīyğır-: bağırmak
ġ. -dıla (80/237)
ġ. -ıp (41/24)
ġ. -åayăm (76/5)
ġ. -yă (1/11)
ġ. -yār (50/12)
ġīyḳılıḳ: gürültü
ġ. (80/237)
ġīymılda-: kımıldamak, hareket etmek
ġ. -p (ġīmıldāp) (57/66)
ġīynan-: üzülmek
ġ. -åă (35/16)
ġīynanç: üzüntü
ġ. (36/23)
ġ. +ına (ġīnancına) (36/23)
ġīynanıl-: (dnş. ç. krş. ġınan-)
ġ. -yă (35/6)
ġīynanşlı: üzüntülü
ġ. (36/8), (36/14), (36/19),
(36/26), (36/48)
ġīyåğa: kısa
ġ. +åı (46/49)
ġ. +ça (4/1), (8/14), (9/1)
ġīyåğaldıl-: kısaltılmak
ġ. -mağı (31/11)
ġīyåğaça: kısaca
ġ. (52/12)
ġīywat: kıybet
ġ. (78/34)
ġıyẕ: kız
ġ. (19/10), (25/10), (32/43),
(32/45), (32/49), (32/51), (35/1), (35/4),
(35/6), (35/8), (35/14), (35/16), (35/19),
(37/5), (50/16), (53/4), (53/5), (53/10),
(53/13), (53/21), (53/22), (53/23),
(53/25), (53/27), (66/29), (66/31),
(67/2), (67/5), (76/15), (80/310),
(48/14), (53/14), (53/18), (53/20),
(60/9), (60/41)
ġ. +a (32/47), (35/21), (36/68),
(36/69), (53/14), (53/16)
ġ. +ā (60/19)
ġ. +cağaş (37/9), (37/11),
(46/150)
ġ. +cağaẕlar (32/48)
ġ. +dır (36/15)
ġ. +ı (32/3), (35/5), (35/10),
(35/22), (35/25), (36/65), (36/66),
(36/67), (36/71), (36/73), (53/5), (53/6),
(53/13), (66/5), (66/7), (66/9), (76/3),
(76/4), (80/219), (80/220), (80/173)
ġ. +ı hem (ġīẕıyăm) (60/24)
ġ. +ıdır (36/15)
ġ. +ım (10/8), (76/12), (80/222)
ġ. +ımı (66/10), (76/3)
ġ. +ımıẕ (40/6)
ġ. +ın (80/224)
ġ. +ına (32/41)
ġ. +ını (63/21)
ġ. +ınıŋ (35/19), (76/6), (80/278)
ġ. +ıŋ (35/23), (36/19), (37/6), ,
(50/13), (53/3), (53/5), (53/6), (53/8),
(53/9), (53/13), (53/15), (53/16), (53/21)
(53/23), (80/284)
ġ. +ıŋı (35/24), (35/28), (36/19)
ġ. +ıŋıẕı (53/3)
ġ. +lă (50/11), (67/18)
g. +lammıẕ hem (ġīyẕlammıẕam)
(40/7)
ġ. +lar (50/8), (50/14)
ġ. +lara (32/51)
ġ. +ları (19/26)
ġ. +ları hem (ġīyẕlaram) (20/5)
ġ. +larımı hem (ġīyẕlammam)
(67/13)
ġ. +larıŋ (32/44)
ġ. +larmıẕ (19/17), (36/52)
ġ. +larnı (35/11)
ġ. hem (ġīyẕam) (16/25), (60/25)
ġıyẕlık: evlatlık kız çocuğu
ġ. +ı (ġīẕlığı) (60/18)
ġılıç: kılıç
ġ. (57/51), (57/52)
ġ. +ını (ġılıcını) (19/15)
ġımmat: pahalı
ġ. (32/43), (76/141)
ġımmatlıḳ: zenginlik
ġ. +lar (32/42)
ġıra: kenar
ġ. (45/24)
408
ġ. +larna (45/34)
ġ. +åına (45/22), (49/15)
ġ. +åında (57/23), (76/13)
ġırādūå: derece
ġ. +da (69/31)
ġırādusnìk: termometr
ġ. +ımıẕ (ġrādusniğımıẕ) (69/30)
ġıyḳ da wāḳ: goh (kalabalık sesi,
gürültü)
ġ. (38/45), (39/45)
ġırām: gram
ġ. (44/24)
ġ. +dan (44/36), (69/19)
ġırıl-: gırılmak (ölmek, dağılmak)
ġ. -yă (22/42), (22/45)
ġırım:
ġ. (49/26), (49/29), (49/35),
(49/36)
ġ. +dan (49/31)
ġ. +nı (49/28)
ġırḳ: kırk
ġ. (80/242), (80/252), (80/325)
ġ. +dan (80/286), (80/308)
ġırḳ müŋ: kırk bin
ġ. (75/5)
ġırḳ-: kırpmak
ġ. -anca (44/9)
ġ. -aŋda (54/51)
ġ. -ardıladay (45/3)
ġ. -ıp (11/8), (49/33)
ġ. -ma (54/53)
ġırḳım: kırpım
ġ. (40/12)
ġ. +ı (54/50), (54/55)
ġ. +ınnan (40/14), (40/15),
(54/56)
ġıå-: sıkmak
ġ. -ıp (5/8)
ġıåğan-: kıskanmak)
ġ. - ıp (36/69)
ġıåım: avuç
ġ. +dan (69/18)
ġıååa-: sıkıştırmak
ġ. -yă (46/119)
ġış: kış
ġ. +da (40/63)
ġ. +dayăm (40/67)
ġ. +ı (41/62)
ġ. +ımıẕa (41/59)
ġ. +ımıẕı hem (ġışımıẕam)
(40/62)
ġ. +ına (40/60), (54/95)
ġ. +ına hem (ġışınayam) (40/31)
ġıtal-: tükenmek
ġ. +ı (ġıtalmağı) (6/19)
ġıtçılığ: kıtlık, yokluk
ġ. (23/32)
ġıy-: kırkmak
ġ. -ıp (44/5)
ġıyåğaldıl-: kısaltılmak
ġ. -mağı (31/11)
ġıyk da wāḳ: gürültü
ġ. (39/45)
ġıẕ-: ısınmak
ġ. -åa (ġıååa) (46/119)
ġ. -mağı (77/24)
ġıẕar-: kızarmak
ġ. -anåoŋ (30/36)
ġ. -ıp (30/25)
ġ. -ıw (30/31)
ġ. -yă (30/35)
ġıẕart-: kızartmak
ġ. -yăla (11/12)
ġıẕğın: sıcak
ġ. (54/86)
ġ. +rāḳ (29/9)
ġıẕıḳlan-: uğraşmak, ilgilenmek
ġ. -īp (46/5)
ġ. -yă (46/4)
ġıẕıḳlı: eğlenceli
ġ. (48/19), (48/23), (53/24),
(53/35)
ġıẕıl: 1. kırmızı
ġ. (16/39), (2/34), (32/6), (32/7),
(32/8), (45/5), (45/9), (45/15), (50/20)
2. altın
ġ. (38/14), (39/73)
ġıẕılarwat: Türkmenistan’da şehir ismi
ġ. +a (ġıẕılarwada) (16/63)
ġ. +dan (16/64), (16/69)
ġıẕılwaş: kızılbaş
g. (16/39)
ġıẕẕır-: 1. ısıtmak
g. -ıp (45/28)
2. ateşi çıkmak, hararetlenmek
ġ. -yă (32/56)
409
gìce: gece
g. (38/12), (45/17), (46/86),
(57/25), (60/15), (67/12)
g. hem (gìceyem) (43/30)
g. +åine (19/17)
g. +åini (19/17)
g. hem (gìceyem) (43/30),
(76/109)
gìç: geç
g. (77/27)
gìŋ: geniş
g. +irǟk (40/61)
g. +nen (36/6)
gìŋişilik: genişlik
g. +i (gìŋişliği) (16/77)
gìr-: girmek
g. -di (61/12), (79/6), (16/12)
g. -ende (32/12)
g. -enler hem (gìrenlerem)
(3/21)
g. -er (17/20), (45/34)
g. -ǟyåe (32/23)
g. -ip (2/17), (44/32), (46/140),
(64/2), (64/3), (80/237)
g. -ipdir (60/25), (75/18)
g. -mek (46/25)
g. -mel dǟl (32/23)
g. -åe (60/31), (76/81)
g. -åeŋ (60/37)
g. -ye (21/30), (36/16), (40/60),
(42/12), (46/24), (49/37), (57/75),
(61/17), (75/13), (76/117)
gìrelğe: giriş
g. +åi (6/13)
gìriẕ-: (et. ç. krş. gìr-)
g. -mek (51/10)
gìriẕil-: (ed. ç. krş. gìr-)
g. -di (20/23)
gidenlik: gitmişlik
g. +ne (gidenliğne) (37/49)
gidil-: (ed. ç. krş. git-)
g. -ennen (35/21)
gidiş: gidiş
g. +i (14/10)
git-: gitmek
g. (1/49), (21/77), (39/68),
(63/9), (63/17), (75/34), (78/5), (79/41)
g. -cek (21/17), (46/85), (53/20)
g. -cekmi (35/19)
g. -di (19/10), (21/62), (47/16)
g. -diday (3/15)
g. -dile (19/10)
g. -diŋ (36/19)
g. -en (giden) (3/7), (9/10),
(16/12), (16/15), (16/55), (39/34),
(40/64)
g. -ende (gidende) (8/5), (36/14),
(36/69), (37/11)
g. -enleriŋ (gidenleriŋ) (22/44)
g. -enmiẕẕe (gidenmiẕẕe) (21/16)
g. -enōḳ (gidenōḳ) (36/56)
g. -enåoŋ (gidenåoŋ) (4/14)
g. -eyįn (gideyįn) (1/62), (21/7),
(21/68), (21/71)
g. -i‿wil-(20/22)
g. -iŋ (gidiŋ) (46/15)
g. -ip (gidip) (1/52), (4/31),
(21/10), (21/47), (21/83), (38/22),
(40/23), (44/32), (46/85)
g. -ipdir (gidipdir) (9/11)
g. -ipmişin (gidipmişin) (46/6)
g. -ip otur- (gidiw‿otīr) (14/40)
g. -iwereyįn (14/2)
g. -iwerye (21/57)
g. -mek (6/5)
g. -mekçi (76/55)
g. -meli (5/29)
g. -mǟğe (21/8)
g. -mǟnkǟ (9/11)
g. -mǟnkǟm (76/73)
g. -meẕ (78/5)
g. -åe (54/28), (60/25)
g. -åek (56/14)
g. -åeŋ (2/15), (65/13)
g. -åeŋ hem (gitåeŋem) (12/7)
g. -ye (1/50), (39/77), (46/68),
(46/84), (46/139), (46/152)
g. -ye (gidye) (1/19), (1/30),
(1/34), (1/35), (1/56), (1/79), (14/20),
(16/10), (16/12), (16/13), (22/43),
(36/32), (36/33), (36/49), (39/11),
(39/28), (40/58), (44/39), (46/21),
(46/24), (46/81)
g. -yele (1/52), (80/242)
410
g. -yele (gidyele) (14/44), (19/5),
(20/27), (37/13), (37/29)
g. -yen (gidyen) (30/13)
g. -yǟn (gidyǟn) (21/6), (22/13)
gitdiğiçe: günden güne
g. (17/15), (44/6)
gitme-: gitmemek
g. (78/5)
giẕle-: gizlemek, saklamak
g. -ye (2/17)
ġōn-: konmak
ġ. -up (4/4), (77/33)
ġ. - yăla (59/24)
ġōnomçılıḳ: mezarlık
ġ. (15/21)
ġōra-: korumak
ġ. -an (ġōrān) (36/65)
ġ. -p (ġōrāp) (2/2), (2/4)
ġ. -åın (74/34)
ġ. -w (ġōrāw) (4/20)
ġōro-: korumak
ġ. -mağ (4/13)
ġ. -moḳ (6/5)
ġ. -yă (54/35), (54/36)
ġ. -yăḳ (55/8)
ġōroğçı: koruyucu
ġ. (74/24)
ġ. +åı hem (ġōroğçıåăm) (74/23)
ġōroğòāna: muze
ġ. +da (6/3)
ġ. +mıẕa (ġoroğòānāmıẕa) (6/6),
(8/14)
ġ. +mıẕıŋ (ġoroğòānāmıẕıŋ)
(6/5)
ġōroğlon-: korunmak
ġ. -an (52/16)
ġōronış: korunmak
ġ. (70/6), (70/12)
ġōroycı: koruyucu
ġ. +åı (2/3)
ġōroyış: koruyuş
ġ. (38/7), (38/19)
ġōw: iyi
ġ. (1/59), (11/12), (13/3), (13/7),
(13/9), (13/14), (26/2), (30/4), (30/5),
(30/23), (30/26), (30/34), (41/49),
(52/9), (56/4), (56/7), (56/21), (68/5),
(78/32), (79/39), (80/307)
ġōwı: iyi
ġ. (12/14), (13/11), (80/336)
ġōwör-: goyvermek (bırakmak)
ġ. -eråiŋ (80/261)
ġ. -ön (21/65)
ġōẕğo-: hareket ettirmek
ġ. -dıŋ (57/21)
ġ. -annı (ġōẕğānnı) (57/74)
ġ. -p (ġōẕğāp) (57/63)
ġ. -yă (57/17)
ġōẕğon: yer ismi
ġ. (57/16), (57/22)
ġ. +da (63/1)
ġ. +nıŋ (63/14)
ġōẕğon-: (dnş. ç. krş. ġōẕğo-)
ġ. -onōḳ (57/64)
ġ. -yă (57/17)
ġoca: yaşlı
ġ. (76/51)
ġ. (ġoc‿otīr) (76/81)
ġoco: goca, garrı, yaşulı (yaşlı)
ġ. (76/37), (76/83)
ġ. +yă (76/19), (76/36)
ġoç: koç
ġ. (40/9), (54/12)
ġoçoḳ: nakış ismi
ġ. (45/18), (49/14)
ġ. +don (49/15)
ġol: kol
ġ. (1/27)
ġ. +lornı (59/23)
ġolaååı: bağlı, bağımlı
ġ. (1/27)
ġolda-: destek olmak
ġ. -r (ġoldār) (4/12)
ġoldow: destek
ġ. (38/19)
ġoloy: yakın
ġ. (71/1)
ġ. +caḳdı (58/27)
ġ. +no (5/23)
ġoloylaş-: yaklaşmak
ġ. -yă (5/28)
ġoltuḳ: koltul altı
ġ. +unda (ġoltuğunda) (37/9)
ġoŋşu: komşu
ġ. (34/4), (39/8)
ġ. +ları (21/8)
411
ġ. +lorı (21/9), (21/10)
ġ. +lornıŋ (21/47)
ġ. +åı (21/58)
ġoŋşu ġolom: goŋşı golam (konu
komşu)
ġ. (34/4)
ġ. +dan (35/19)
ġ. +ı (32/59)
ġoŋur: kahve rengi
ġ. (36/53)
ġop-: kopmak
ġ. -coğnı (57/70)
ġopor-: kırmak
ġ. -ıp (30/36)
ġ. -dı (ġoport) (80/345)
ġorḳ-: korkmak
ġ. -malı (74/18)
ġ. -åın (74/13), (74/15), (74/16),
(74/17)
ġ. -up (1/11), (75/17)
ġ. -yăn (60/29)
ġorḳı: korku
ġ. (80/341)
ġorḳma-: korkmamak
ġ. (ġorḳm‿oğul) (1/13)
ġ. -ŋ (ġorḳmāŋ) (1/15), (79/62),
(79/63)
Ġorḳut ata: dede korkut
ġ. (32/33), (32/34), (32/37),
(32/39)
ġ. nı (ġorḳut atānı) (32/39)
ġorḳuẕ-: (etç. krş. ġorḳ-)
ġ. -yă (46/50)
ġ. -yăday (46/49)
ġoş: eşya, yük
ġ. +uŋa (54/61)
ġoş-: eklemek
ġ. -molı (55/13)
ġ. -up (36/23)
ġ. -åoŋ (16/74)
ġoşğı: şiir
ġ. (ġoşğ‿ayt-) (36/21)
ġ. +a (ġoşğā) (36/19)
ġoşğu: şiir
ġ. (36/19)
ġ. +larından (36/11)
ġoşmă: büyükgüllü keçe
ġ. (66/35)
ġoşont: katkı
ġ. +umıẕ (ġoşondumıẕ) (3/23)
ġoşul-: katılmak
ġ. -an (32/31)
ġ. -moğı (31/10)
ġoşulmo: ek, gramer terimi
ġ. +åı (31/9)
ġ. +åınıŋ (31/10)
ġ. +lorıŋ (31/11)
ġoşun: ordu
ġ. (5/28), (78/4), (80/218),
(80/327)
ġ. +a (39/32)
ġ. +lorundan (5/28)
ġ. +u (39/76)
ġoşunwaşı: ordu başı, komutan
ġ. +larnı (46/17)
ġ. +åı (80/18), (80/19)
ġoşun yōlwaşşı: ordu başı, komutan
ġ. +ları (22/28)
ġotāp: etli gözleme
ġ. hem (ġotāwam) (13/16)
ġow: iyi (krş. ġowı, ġow, ġowı)
ġ. (1/64), (1/65), (2/16), (17/6),
(26/1), (30/15), (38/5), (41/25), (41/49),
(42/17), (42/22), (45/34), (54/47),
(58/29), (68/5), (68/8), (68/14), (69/43),
(76/42), (78/9), (78/14), (79/34),
(76/119), (76/145)
ġ. +dı (56/5)
ġ. +rāğnı (77/36)
ġ. +rāḳ (31/3)
ġ. +åı (46/43)
ġ. +åunā (25/12)
ġow‿wör-: sevmek
ġ. -yeday (1/64)
ġ.-yen (26/1)
ġowı: (krş. ġow, ġowı)
ġ. (32/29)
ġowı: iyi
ġ. (13/17), (35/19), (40/30),
(42/24)
ġowlondır-: iyileştirmek
ġ. -maḳ (38/20)
ġowluḳ: iyilik
ġ. +a (gowluğa) (46/42)
ġowoça: pamuk
412
ġ. (66/20)
ġ. +la (41/21)
ġ. +nı hem (ġowoçānı) (41/59)
ġ. +åı (41/58)
ġ. +åını (41/21), (41/63)
ġowoḳ: mağara
ġ. +na (ġowoğna) (21/17)
ġ. +da (2/20)
ġ. +uŋ (ġowoğuŋ) (2/22)
ġ. +lorında (2/22)
ġowşoḳ: gevşek, zayıf
ġ. (14/54)
ġowşur-: taktim etmek
ġ. -yă (34/6)
Ġowşut òān: isim
ġ. (4/12), (22/62)
ġowu: (krş. ġowı, ġow, ġowı)
ġ. (46/88)
ġowur-: kavurmak, kızartmak
ġ. -uw (11/11)
ġ. -yăŋ (11/11), (47/4), (47/5)
ġowurmaşla-: kızartmak
ġ. -p (ġowurmaşlāp) (11/11)
ġ. -yăŋ (13/6), (13/7)
ġowuş-: kavuşmak
ġ. -up (ġowşup) (37/54)
ġ. -āymaåala (37/45)
ġowuşma-: kavuşmamak
ġ. -yăla (37/44)
ġoy: koyu
ġ. (1/42)
ġ. +rāḳ (68/19)
ġoy-: koymak
ġ. (68/18), (69/31), (80/324)
ġ. -anmıẕẕan (69/8)
ġ. -ardı (45/12), (45/17)
ġ. -ardıday (45/15)
ġ. -dıla (79/66)
ġ. -duḳ (1/39)
ġ. -īp (41/55)
ġ. -ıp (45/35)
ġ. -on (16/12), (62/16)
ġ. -onōḳ (61/12)
ġ. -ordı (45/23), (45/24)
ġ. -uŋ (79/65)
ġ. -mānḳālă (69/17)
ġ. -māŋ (21/16), (79/23)
ġ. -moḳlık (32/39), (32/41)
ġ. -molı (54/88)
ġ. -uḳ (6/5), (16/8), (16/12),
(16/15), (36/19)
ġ. -up (41/63), (44/18), (68/15),
(69/4), (69/19), (80/291)
ġ. -updur (76/3)
ġ. -updurlă (5/27), (22/10)
ġ. -updurlar (16/34), (70/12)
ġ. -yă (1/8), (1/16), (1/35),
(2/25), (75/14), (78/15)
ġ. -yăḳ (41/59), (42/19), (43/9),
(43/8), (43/9), (43/29)
ġ. -yăla (11/16), (11/18),
(22/62), (23/35), (53/7), (69/10), (75/7)
ġ. -yăn (26/3), (26/4), (26/5),
(27/3), (27/4), (27/5), (28/7), (30/8),
(30/12)
ġ. -yăŋ (11/6), (29/9), (30/26),
(44/9), (45/37), (45/40)
ġ. -yăå (41/63), (44/3), (69/7),
(69/25)
ġ. -yo (37/10)
ġ. -yoḳ (43/12)
ġ. -yola (22/21), (37/6), (69/14),
(69/16)
ġ. -yon (28/4)
ġ. -yoŋ (30/30), (30/32), (44/19),
(44/22)
ġ. -yoå (38/24)
ġoyul-: (ed. ç. krş. ġoy-)
ġ. -on (ġoylon) (17/24)
ġ. -updur (ġoylupdır) (70/16)
ġ. -moğnıŋ (32/51)
ġ. -moḳlıḳ (32/39), (32/41)
ġ. -åa (32/47)
ġ. -updır (32/48)
ġ. -yă (17/14), (18/6), (32/42),
(32/45), (32/51), (35/26), (54/56)
ġ. -yān (17/13), (36/51), (36/58)
ġoyun: koyun
ġ. (39/11), (40/45), (40/52),
(40/54), (40/52), (40/54), (40/60),
(40/65)
ġ. +ı (ġoynı) (40/23)
ġ. +ḳuları (40/49)
ġ. +laŋ (54/17)
ġ. +ları hem (ġoyunlaram)
(40/50)
413
ġ. +ları (40/55)
ġ. +lorı (45/3)
ġ. +lorıŋ (17/7)
ġ. +mıẕā (40/9)
ġ. +u (ġoynu) (40/16), (40/46)
ġ. +uŋ (17/6), (40/40), (40/43),
(40/53), (40/54), (40/57), (49/4), (54/33)
ġ. +umıẕ (ġoynumıẕ) (54/6)
ġoyuşdur-: koymak
ġ. -ardı ardı (45/5)
ġ. -up (45/17) (45/37)
ġ. -yăŋ (44/32)
ġoyma-: koymamak
ġ. -ŋ (ġoymāŋ) (21/16)
ġoywör-: bırakmak
ġ. -ǟyekday (41/14)
ġ. -cök (76/7), (76/12)
ġ. -dik (41/13), (60/24)
ġ. -dük (41/8)
ġ. -enmiẕzen (41/9)
ġ. -iŋ (39/53)
ġ. -ip hem (ġoywörüwem)
(39/77)
ġ. -üp (41/15), (41/26), (41/27),
(41/31)
ġ. -üpdirin (21/72)
ġ. -üpdirle (70/14)
ġ. -ye (1/18), (2/33), (21/21),
(39/54), (43/35), (46/17), (46/18),
(54/22), (76/97)
ġ. -yök (14/58)
ġ. -yek (41/22), (43/10)
ġ. -yekday (41/18)
ġ. -yölö (2/5), (22/35), (25/9)
ġoywörme-: bırakmamak
ġ. -yǟn (21/5)
ġoywörül-: (ed. ç. krş. ġoywör-)
ġ. -ip (33/2)
ġ. -pdir (ġoywörlipdir) (7/6)
ġ. -üp (ġoywörlüp) (41/20)
ġ. -üpdir (70/17)
ġ. -ye (25/4), (25/5), (38/16),
(38/17), (41/19)
ġoywörülme-: bırakılmamak
ġ. -ye (25/13)
gȫğöğåürme: hastalık çeşidi
g. (62/9), (62/11), (62/13)
gȫğör-: göğermek
g. -ye (63/28)
gȫk: 1. mavi
g. (32/6), (32/10), (45/5),
(45/20), (76/81)
g. (gȫğ‿et-) (45/15)
2. pişmemiş
g. (43/23)
g. ȫnüm (gȫğ‿ȫnüm) (yeşillik,
sebze) (26/8), (27/1)
3. gök yüzü
g. +e (gȫğe) (79/71)
gȫkdepe: yer ismi
g. (22/7), (22/8), (22/24),
(22/25), (22/34), (22/47), (22/48),
(22/52), (22/67), (22/72), (22/76),
(23/23)
g. +ni (gȫkdepǟni) (22/46),
(22/73)
gȫkleŋ: boy ismi
g. (5/2)
gȫl: nakış ismi
g. (49/15)
g. +dön (49/16)
g. +löri (17/9)
g. +üŋ (49/16)
gȫn: direkt
g. (39/54)
gȫwök: göbek
g. +ne (gȫwöğne) (1/9)
göç: göç etmek
g. (36/10)
göç-: taşınmak
g. -ük (6/21), (6/22), (36/33)
g. -üp (4/4), (72/8), (72/10),
(77/33)
göm-: gömmek
g. -yöle (22/34)
gömüş-: gömüş
ġ. +üm (63/27)
gön: direkt, düz (krş. gönü)
g. (80/327)
gönü: düz (krş. gön)
g. (8/12), (8/13), (70/15),
(80/259)
gör-: görmek
g. (21/85)
g. -cök (21/64)
414
g. -dü (79/44)
g. -düŋmi (21/60), (57/68)
g. -düŋüẕ (78/33)
g. -ǟyåem (80/276), (80/281)
g. -meẕ (2/16)
g. -möğ (19/17)
g. -möl dǟl (36/55)
g. -möẕ (70/15)
g. -öåüm (21/18)
g. -öåüŋ (21/60)
g. -ömōḳ (21/61)
g. -önŋü (60/40)
g. -önüŋ (76/91)
g. -örler (80/331)
g. -öyįn (21/7)
g. -öyįnle (1/66)
g. -åe (21/65)
g. -åö (2/29), (2/31), (75/38),
(79/42)
g. -åölö (19/6)
g. -åöŋ (76/131)
g. -åün (80/264)
g. -ük (59/34), (62/20), (79/41)
g. -üŋ (1/31)
g. -üp (19/28), (19/32), (37/10),
(37/14), (37/50), (76/133), (80/248)
g. -üp hem (görüwem) (46/63)
g. -yǟn (22/12), (35/23)
g. -ye (39/56), (46/13), (46/17),
(46/83), (75/31)
g. -yeŋmi (59/38), (63/30)
g. -yeå (41/63)
g. -yö (19/21), (39/15), (76/132)
g. -yön (30/9)
görǟ: göre
g. (20/17), (21/56), (32/5),
(32/9), (32/18), (32/39), (32/41),
(35/21), (39/47), (53/15), (53/13),
(58/22)
g. hem (görǟyem) (55/13)
g. +mi (53/15)
görköz-: (et. ç. krş. gör-)
g. -ip (20/25)
g. -åün (57/72)
g. -üp (57/77)
g. -ye (57/50)
g. -yele (22/72)
g. -yǟn (5/26)
g. -ẕü (57/69)
g. -ẕüğüŋ (80/329)
görköẕül-: (ed. ç. krş. gör-)
g. -åe (36/54)
g. -ye (19/31)
görmö-: görmemek
g. -åeŋ (76/131), (76/139)
görnüş: görüntü, görünüş
g. +de (46/70)
g. +leri (32/3)
g. +löri (17/11)
g. +lörniŋ (36/16)
g. +lörü (32/6)
g. +ü (32/6), (36/6)
g. +ünde (20/21), (70/22)
g. +üne (36/15)
g. +ünüŋ (36/3)
göröç: göz bebek
g. +i (göröci) (1/73)
göröåüğelcilik: özlem
g. +i (göröåüğelciliği) (21/18)
göröş: güreş
g. (46/86), (57/56), (57/61)
göröş-: güreşmek
g. -mek (38/3)
g. -mǟğe (57/60)
g. -yek (57/38)
görül-: (ed. ç. krş. gör-)
g. -yǟn (36/11)
görüm: örnek, kötü anlamda
g. (59/34)
görün-: (dnş. ç. gör-)
g. -mel dǟl (36/52)
g. -ye (2/29)
götör-: götürmek
g. -üp (3/13)
göwneme-: istememek
g. -yǟnliğiŋ (35/29)
göwrö: gövde, vücut
g. +åi (1/10)
göwün: gönül
g. +ü (göwnü) (34/6), (35/20),
(39/33), (57/62), (80/250)
ġ. +ünü (göwnünü) (66/16)
göẕ: göz
g. (32/6), (32/33), (32/43),
(32/44), (36/65), (57/50), (57/52),
(79/72), (80/280)
415
g. +lörü (32/49)
g. +ö (35/23)
g. +ü (32/45)
g. +üm (62/20)
g. +ümü (59/15)
g. +ünü (46/143)
g. +üŋ (1/73), (76/131), (76/139)
g. +ẕön (1/19)
göẕaåsı: kontrolünde
g. +nda (4/24)
göẕbaşı: baş
g. +nı (17/3)
göẕöğçülük: takip etmek
g. (25/11), (38/4), (38/20)
g. +de (38/5)
göẕöğnö: hayaline
g. (32/53), (32/54), (36/66)
göẕökle-: takip etmek
g. -p (göẕöklǟp) (1/32)
göẕöl: güzel
g. (22/1), (56/20)
grāfik: grafik
g. +i (grāfìği) (69/22)
granìTţa: sınır
g. (23/17)
ġūrāğırı: romatizma
ġ. +ıŋ (ġūrāğırīŋ) (45/42)
ġūru: kuru
ġ. (69/13)
ġūruḳ: kuyruk
ġ. +nu (ġūruğnu) (40/56),
(40/57)
ġucoḳ: kucak
ġ. (66/17)
ġucoḳlo-: kucaklamak, sarılmak
ġ. -yă (1/71)
ġudo: dünür
ġ. (66/7)
ġ. +lor (53/7), (53/8)
ġ. +loruŋ (35/24), (53/6)
ġudoçulıḳ: dünür
ġ. +a (ġudoçulığa) (53/3)
ġudrot: kudret
ġ. +ı (1/54) (75/10), (79/3)
ġudrotlı: kudretli
ġ. (59/38), (60/42), (64/4)
ġul: kul, köle
ġ. (8/7), (39/12), (39/12), (39/30)
ġulām pǟlwān: isim
ġ. (57/57), (57/62), (57/60),
(57/65), (57/73)
ġulāmmet: isim
ġ. (57/59)
ġuleyeçilik: kölelik
ġ. (24/8)
ġulı: isim
ġ. +nıŋ (58/2)
ġulla-: doğurmak, guzlamak (krş. ġullo-
)
ġ. -nåoŋ (ġullānåoŋ) (54/14)
ġ. -p (ġullāp) (54/13), (54/73)
ġ. -w ‿ ūğra- (ġullāw ‿ ūğra-)
(54/16)
ġullo-: (krş. ġulla-)
ġ. -yān (54/40)
ġ. -yānla (54/38)
ġ. -yă (40/45)
ġulloycı: doğurucu
ġ. (54/73)
ġulluḳ: kulluk
ġ. (3/22)
ġ. +da (3/22)
ġ. +unda (ġulluğunda) (38/3)
ġuloḳ: kulak
ġ. (76/31)
ġ. +na (ġuloğna) (37/37),
(78/21), (80/280)
ġ. +no (37/8)
ġuloğnă değ-: işitmek, başkasından
duymak
ġ. -ye (46/7)
ġulp: kilit
ġ. +ı (66/30)
ġum: kum
ġ. (8/7), (59/9), (59/19), (79/55)
ġ. +a (57/65), (59/18)
ġ. +lordan (75/37)
ġ. hem (ġumom) (59/18)
ġ. +u (8/8)
ġ. +uŋ (79/25), (79/52)
ġumintār: insan hakları
ġ. (77/31)
ġunça: gonca
ġ. (20/1)
ġur-: kurmak
ġ. -māğa (57/54)
416
ġ. -onlarında (22/27)
ġ. -onåoŋ (23/31)
ġ. -u‿wil- (57/49)
ġ. -yă (8/8)
ġ. -yăḳ (43/6)
ġ. -yăla (22/22), (22/50), (22/58)
ġurçuḳ: ipek kurdu
ġ. (44/33)
ġ. +ı hem (ġurçuğam) (44/1)
ġ. +u (ġurçuğu) (44/2), (44/5),
(44/28)
ġ. +uŋ (44/24)
ġ. + uŋ (ġurçuğuŋ) (44/24)
ġurçuḳla-: kurtlamak
ġ. -maẕ (43/26)
ġurdur-: kurdurmak
ġ. -uw (56/23)
ġ. -yă (8/10)
ġuråoḳ: kursak
ġ. +ındāḳı (ġuråoğındāḳı) (1/67)
ġurul-: (ed. ç. krş. ġur-)
ġ. -annıŋ (ġurlannıŋ) (70/6)
ġ. -on (ġurlon) (9/10)
ġ. -updır (ġurlupdır) (8/12)
ġurluş: kuruluş
ġ. (8/11)
ġurluşuḳ: inşaat
ġ. (77/7), (77/11), (77/12),
(77/16)
ġurno-: ayarlamak
g. -maḳ (14/34)
ġ. -yăla (22/26)
ġurnoḳ: dernek
ġ. (18/2), (51/2)
ġ. +ma (ġurnoğma) (51/3)
ġ. +mıẕa (ġurnoğmıẕa) (51/3),
(51/4)
ġ. +nıŋ (51/2)
ġ. +undo (ġurnoğundo) (51/3)
ġuro-: kurmak
ġ. -yăla (32/59)
ġurol: alet
ġ. +lor (15/22)
ġuromo: dernek
ġ. +åınıŋ (19/35), (38/19)
ġurşa-: kuşatmak, etrafı almak
ġ. -w‿al- (ġurşāw‿al-) (70/10)
ġurul-: (ed. ç. krş. ġur-)
ġ. -dı (24/7), (24/9)
ġ. -updır (8/3)
ġurwān: kurban
ġ. (11/2), (12/1), (12/9), (21/82),
(43/35), (50/20)
ġ. +ı (40/44)
ġurwānğulı: isim
ġ. (4/28), (22/5), (24/24)
ġurwānıf: isim
ġ. (39/1)
ġurwānıwa: isim
ġ. (41/2), (69/1)
ġurwānlıḳ: kurbanlık
ġ. +da (12/6), (12/8)
ġurwoḳġa: kurbağa
ġ. (49/16)
ġustōy: kalın
ġ. (68/16)
ġuş: kuş
ġ. +lar (77/33)
ġ. +loruŋ (77/32), (77/33)
ġuşoḳ çöẕẕü: kemer çözme
ġ. (40/35), (53/30), (53/31),
(53/34)
ġutla-: kutlamak
ġ. -māna (34/7)
ġutlonul-: (ed. ç. krş. ġutla-)
ġ. -ıp (34/4)
ġutōr-: bitirmek (krş. ġutor-)
ġ. -dım (20/16)
ġ. -omnon (52/10)
ġ. -yă (14/18), (23/23)
ġ. -yăḳ (14/6)
ġutor-: (krş. ġutōr-)
ġ. (59/26)
ġ. -omåoŋ (52/7)
ġ. -onıŋda (49/19)
ġ. -onla (3/18), (3/19)
ġutul-: iyileşmek
ġ. -căḳ (63/32)
ġuwon-: gurur duymak
ġ. -up (56/17)
ġuwonç: kıvanç
ġ. (54/3)
ġ. +ı (ġuwoncı) (37/29)
ġuy-: dökmek, katmak
ġ. -āymalı (47/10)
417
ġ. -onåoŋla (37/42)
ġ. -up (37/41), (40/19), (68/14),
(68/15)
ġ. -yăḳ (40/19)
ġ. -yăn (26/9), (27/4), (27/6),
(28/2)
ġ. -yăŋ (47/2), (47/11), (68/6),
(68/13), (68/21)
ġ. -yoḳ (39/31), (43/38)
ġuyı: kuyu
ġ. +ŋ (ġuyīŋ) (76/77), (76/115)
ġuyma-: dökmemek
ġ. -yăn (28/3)
ġuyu: (krş. ġuyı)
ġ. +donăm (76/78)
ġuyul-: (ed. ç. krş. ġuy-)
ġ. -uk (ġuyluḳ) (14/6)
ġuẕı: kuzu (krş. ġuẕu)
ġ. +nı (ġuẕīnı) (40/11), (40/45),
(40/46), (40/48), (54/17), (54/19)
ġ. +nı hem (ġuẕīnıyăm) (40/49)
ġuẕu: (krş. ġuẕı)
ġ. (40/10)
ġ. +la (54/71)
ġ. +lar (54/39)
gǖç: güç (krş. gǖş)
g. (53/32)
g. +üŋ (gǖcüŋ) (80/15)
gǖme-: oyalamak
ġ. -meğ (7/6)
ġǖş: (krş. gǖç)
ġ. (53/33)
gǖşli: güçlü (krş. gǖşlü)
g. (22/73), (40/42), (46/5),
(46/6), (46/78)
gǖşlü: (krş. gǖşli)
g. ken (19/29)
g. (36/68), (39/31), (40/44),
(46/20), (46/78), (76/109), (80/11),
(80/14), (80/229)
g. +rǟk (22/29)
gǖẕ: sonbahar, güz
g. (40/12), (40/14), (42/1),
(42/4), (54/50), (54/53), (54/55), (54/57)
gǖẕlük: güzlük, sonbaharlık
g. (45/7), (45/8)
gül: gül, çiçek
g. (40/22), (45/18), (54/56),
(57/28), (57/30)
g. +ü (49/15)
g. +leŋ (45/11)
g. +löri (45/9)
g. +üden (49/15)
g. +üni (50/20)
g. +ünü (54/56)
gül-: gülmek
g. -üp (5/28)
g. -ye (37/16), (46/101)
g. -yö (39/20)
gülcamāl: isim
g. (22/61), (22/64), (22/66),
(22/80)
gülle-: güllemek (krş. güllö)
g. -p (güllǟp) (12/2), (32/24),
(36/53), (36/56), (36/73), (53/29)
g. -P (güllǟP) (6/10)
g. -w‿öå- (güllǟw‿öå) (6/17),
(6/18)
ġüllö-: (krş. gülle)
ġ. -ye (56/16)
güllü: güllü
g. (57/77)
güllük: güllük
g. +le (45/20)
g. +ler (45/8)
gülnār: isim
g. (17/1)
gülün-: (dnş. ç. gül-)
g. -yǟn (5/31)
gün: 1. gün
g. (12/6), (16/66), (19/10),
(19/17), (36/43), (39/38), (41/53),
(46/80), (56/16)
g. güẕörān (19/17)
g. +de (21/9)
g. +de (her gün) (39/9), (46/7),
(48/23), (80/333)
g. hem (günem) (22/35)
g. +lerde (güllörde) (21/7),
(21/8), (21/19), (36/61)
ġ. +lemmiẕ (güllemmiẕ) (58/23)
ġ. +lör (güllör) (78/16)
g. +lörde (güllörde) (21/19),
(36/61)
418
g. +lörmüẕẕe (güllörmüẕẕe)
(36/75)
g. +nen (36/41)
g. +nön (21/12), (32/25), (36/54)
g. +ü (74/36)
g. +ümiẕẕe (6/14)
g. +ümüẕ (43/13)
g. +üŋ (14/28), (14/29), (14/52),
(22/52), (36/8)
g. +üŋ hem (günüŋem) (36/8)
2. güneş
g. (1/53), (16/66), (41/49)
g. +de (26/3), (27/3), (41/48)
g. +e (17/17)
gün yüẕü: gündem
g. +ünde (79/4)
günāşa: günaşırı
g. (39/9)
günbatar: batı
g. +ında (6/7)
gündìẕ: gündiz (gündüz)
g. (19/17), (38/12), (46/86)
g. +üne (gündǖẕüne) (19/17)
gündoğor: doğu
g. (8/2)
g. +undo (77/10)
gündölük: günlük
g. (54/73)
günǟ: günah
g. (40/37), (40/39)
g. +lemmiẕi (79/75), (79/78)
g. +mi (79/14)
g. +niŋ (40/39)
g. +ŋ (79/16)
g. +ŋi (75/53)
ġ. +åini (75/44), (75/52)
günle-: gün boyunca
g. -p (günlǟp) (22/50)
günōrta: güney
g. (8/2)
günortān: öğle vakti
g. +nan (14/52)
günortānlık: öğle yemeği
g. (14/21), (14/22)
güpbaååı: esir almak
g. (80/235), (80/242)
gür: çok, sıkı
g. (1/42)
gürle-: konuşmak (krş. gürlö-)
g. -en (gürlǟn) (39/74)
gürleş-: (iş. ç. krş. gürle-)
g. (80/300)
gürlö-: (krş. gürle-)
g. -mek (31/4)
g. -mök (31/9)
gürleyiş: söyleyiş
g. (31/8)
gürlöş-: (krş. gürleş-)
g. -öli (80/301)
g. -üp (21/8)
g. -ye (1/15)
gürlöşül-: (ed. ç. krş. gürleş-)
g. -ön (21/9)
gürrüŋ: konuşma, sohbet
g. (1/20), (1/50), (4/1), (11/1),
(16/15), (17/2), (22/6), (31/2), (32/19),
(32/34), (32/4), (37/2), (39/17), (50/2),
(53/2), (78/27), (79/2)
g. +ü (16/20)
güẕörān: güzeran
gün g. (19/17)
-ğ-
ğāl-: (krş. ġāl-)
ğ. -an (2/39)
ğ. -dı (80/208)
ğ. -dım (63/7)
ğ. -dıŋ (5/30)
ğ. -yă (76/130)
ğ. -yălă (76/103)
ğ. -yăladay (76/112)
ğālma-: (krş. ġālma-)
ğ. - åın (80/11)
ğ. - yă (77/17)
ğāẕ: (krş. ġāẕ)
ğ. (77/31)
ğaẕ-: (krş. ġaẕ-)
ğ. -ıp (54/17), (70/14)
ğ. -ıpdırlă (70/13), (70/15)
ğāẕan: (krş. ġāẕan)
ğ. (45/28)
ğ. +a (40/19)
ğaç-: (krş. ġaç-)
ğ. -an (41/60)
ğal-: (krş. ġal-)
ğ.-dı (80/208)
ğ. -yă (76/133)
419
ğ -yăday (46/113)
ğalā: (krş. ġalā)
ğ hem (ğalayăm) (71/4)
ğ. +åı (8/3)
ğ. +åınıŋ (70/6)
ğaramaẕẕan: bakmaksızın
ğ. (77/19)
ğarınca: karınca
ğ. (44/10)
ğarpıẕ: (krş. ġarpıẕ)
ğ. +lar (79/48)
ğ. +ları (79/48)
ğarşı: karşı
ğ (22/74)
ğawat: denk
ğ. (76/96)
ğayt-: dönmek
ğ. -ıp (76/96), (76/102), (76/103)
ğ. -yă (ğaydyă) (78/12)
ğaẕ-: (krş. ġaẕ-)
ğ. -ıp (54/17), (70/14)
ğ. -ıpdırlă (70/15)
ğaẕan-: kazanmak
ğ. -dım (52/5)
ğeç-: (krş. geç-)
ğ. -eli (78/20)
ğ. -er (74/30)
ğ. -ye (39/38), (46/94), (52/15),
(77/8), (78/16)
ğekdār: hekdar
ğ (41/3), (41/4)
ğel-: (krş. gel-)
ğ. -di (24/6), (79/51), (79/52),
(79/67)
ğ. -en (2/36), (5/28), (79/7),
(80/329)
ğ. -ende (80/18)
ğ. -enåoŋ (69/40)
ğ. -er (80/15)
ğ. -ip (53/25), (78/21), (80/303),
(80/316), (80/337)
ğ. -ipåiŋiẕ (21/49), (21/51)
ğ. -meği (77/27)
ğ. -åe (54/50)
ğ. -ye (1/9), (1/16), (1/41),
(16/69), (21/18), (21/19), (25/6), (32/5),
(39/39), (39/40), (41/70), (41/74),
(46/72), (46/87), (46/97), (46/98),
(53/12), (53/53), (57/76), (66/11),
(67/29), (69/29), (69/39), (75/54),
(76/6), (76/9), (76/18), (76/19), (76/36),
(76/51), (76/58), (76/65), (76/95),
(76/96), (76/128), (76/129), (77/19),
(80/17), (80/18), (80/225)
ğ. -yele (53/27), (76/77),
(76/115)
ğ. -yen (79/9)
ğ. -yǟnler (79/74)
ğelin: (krş. gelin)
ğ. (32/30)
ğeple-: (krş. geple-)
ğ. -dim (79/11)
ğ. -dimōw (79/10)
ğeş-: (krş. geç-, geş-)
ğ. -di (79/57)
ğetir-: getirmek
ğ. -ip (80/222), (80/320)
ğ. -mek (52/12)
ğ. -meli (54/61)
ğey-: (krş. gey-)
ğ. -ip (53/25)
ğeẕek: defa
ğ. (21/43), (22/26), (41/12),
(41/13), (41/19), (41/27), (44/12),
(44/13), (44/29), (45/35), (49/23),
(53/8), (57/65), (61/12), (62/8), (76/34)
ğ. +de (44/14), (44/22)
ğeẕ-: (krş. geẕ-)
ğ. -ye (54/34)
ğeẕeklik: defalık
ğ. (38/16)
ğ
ğīyẕ: gız (kız)
ğ. (32/39), (50/11), (76/2),
(76/10), (80/309)
ğ. + ı (80/274)
ğ. + ına (46/91)
ğ. hem (ğīẕam) (60/28)
ğıra: (krş. ġıra)
ğ. +dan (79/69)
ğırām: gram
ğ. (69/18), (69/41)
ğırdırt-: (krş. ġırdırt-)
ğ. -ıp (ğırdırdıp) (80/218)
ğırım: kırma
ğ. (49/27)
420
ğırḳım: (krş. ġırkım)
ğ. +ı (54/50), (54/51), (54/55)
ğ. +ınnan hem (ğırḳımınnanam)
(54/57)
ğıåım: (krş. ġıåım)
ğ. (32/61)
ğìr-: (krş. gìr-)
ğ. -en (79/4)
ğ. -ende (79/6)
ğ. -eŋde (49/23)
ğ. -eŋde hem (ğìreŋdeyem)
(49/13)
ğ. -ipdir (60/30)
ğ. -ye (49/12), (49/27), (57/65)
ğ. -yeŋ (49/25)
ğit-: (krş. git-)
ğ. (79/50), (80/25)
ğ. -di (79/11), (80/283), (80/313)
ğ. -dim (79/54)
ğ. -eli (ğideli) (57/23)
ğ. -en (ğiden) (21/47), (46/59)
ğ. -ende (ğidende) (76/131)
ğ. -eyįn (ğideyįn) (1/3), (40/44)
ğ. -ik (ğidik) (79/44)
ğ. -ip (ğidip) (69/13), (79/3),
(79/11), (79/12)
ğ. -mekçi (76/67)
ğ. -ye (78/37)
ğ. -ye (ğidye) (5/9), (59/28),
(69/24)
ğ. -yele (ğidyele) (79/74),
(79/75)
ğ. -yǟn (gidyǟn) (78/4)
ğiden: giden, köp (çok)
ğ. (11/17)
bır ğ. (3/17), (50/11), (53/20)
ğoloy: yakın
ğ. +ı (77/22)
ğoşul-: katılmak
ğ. -mal dǟl (79/17)
ğ. -up (79/18)
ğ. -yă (54/12)
ğoy-: koymak, bırakmak, katmak
ğ. (69/32)
ğ. -dı (59/15)
ğ. -moḳ (51/7)
ğ. -åo (39/60)
ğ. -up (69/22), (75/5)
ğ. -yă (1/18), (78/14)
ğ. -yăŋ (49/21)
ğ. -yăå (69/31), (69/32)
ğoyul-: (ed. ç. krş. ğoy-)
ğ. -yă (54/56)
ğoywör-: (krş. ġoywör-)
ğ. -dik (41/10)
ğ. -üp (41/8)
ğ. -yek (41/17)
ğ. -yeŋ (54/74)
ğör-: (krş. gör-)
ğ. -düm (16/56), (61/10)
ğ. -ön (1/11)
ğ. -önŋü (76/42)
ğ. -üp (1/65), (78/4)
ğ. -ye (39/16)
ğ. -yǟn (2/16)
ğörǟ: görǟ (krş. görǟ)
ğ. (5/1), (6/9), (6/10), (8/7),
(20/9), (20/18), (20/24), (34/6), (36/35),
(49/8), (49/21)
ğörül-: (krş. görül-)
ğ. -ye (32/29)
ğöẕle-: aramak
ğ. (76/64)
ğ. -p (ğöẕlǟp) (76/65)
ğur-: kurmak
ğ. -orak (36/50)
ğ. -up (76/14), (76/67)
ğ. -yă (23/30)
ğ. -yăḳ (57/38)
ğ. -yăla (22/18), (22/20), (76/13)
ğutōr-: (krş. ġutōr-)
ğ. -up (6/3)
ğuy-: (krş. ġuy-)
ğ. -up (11/14)
ğ. -yăla (11/13)
ğ. -yăn (26/6), (28/2)
ğ. -yăŋ (13/8), (47/6), (68/7)
ğün: (krş. gün)
ğ. (21/7), (21/8), (21/19),
(21/27), (29/12), (36/39), (36/40),
(36/41), (36/42), (36/43), (39/15),
(39/17), (39/36), (39/59), (43/16),
(43/19), (46/4), (46/7), (46/82), (46/95),
(53/12), (53/21), (54/39), (54/71),
(57/27), (59/5), (74/4), (78/7), (79/4),
(80/270), (80/296), (80/311), (80/315)
421
ğ. +de (36/8)
ğ. +den (54/21)
ğ. +dür (75/28)
ğ. +e (76/31)
ğ. hem (ğünem) (10/5), (39/11),
(79/6)
ğ. +i (43/14), (53/5), (53/25),
(78/39)
ğ. +lörü (38/20)
ğ. +nen (54/21)
ğ. +nön (36/74), (39/61), (56/16)
ğ. +ü (53/22), (53/28)
ğ. +üm (48/3)
ğ. +üŋ (36/8)
ğürlö-: (krş. ġürlö-)
ğ. -düm (79/15)
-ò- òāl: hal, durum
ò. hem (òālam) (67/26)
ò. +da (46/67)
ò. +ım (67/27)
òāl yağday: (krş. òāl)
ò. +nı (21/12), (38/20)
òāla-: sevmek, beğenmek
ò. -anını (òālānını) (76/42)
ò. -annı (òālānnı) (76/85),
(76/121)
ò. -ann‿al (òālānn‿al) (76/88)
ò. -p (òālāp) (36/61)
òālanılma-: hoş görülmemek,
sevilmemek
ò. -yă (36/48)
ò. -yān (36/11)
òālat: vakit, zaman
ò. +ıŋ (òāladıŋ) (76/84)
ò. +ları (22/53)
òālı: halı
ò. (1/68), (17/2), (17/12),
(17/13), (17/21), (17/3), (19/17),
(19/30), (40/15), (45/44), (49/1), (49/2),
(49/9), (49/20), (51/2), (51/3), (51/4),
(51/6), (51/8), (51/9)
ò. +a (òālā) (17/6)
ò. +åı (17/12), (19/17)
ò. +da (17/8), (17/26)
ò. +lar (òāllar) (17/7), (17/25)
ò. +larda (17/4), (17/6)
ò. +lardan (òāllardan) (17/22)
ò. +ları (22/52), (23/31)
ò. +larıŋ (òāllarıŋ) (17/10),
(17/17)
ò. +nı (òālīnı) (19/19), (19/21),
(19/28)
ò. +nıŋ (òālīnıŋ) (51/6)
òālīå: saf, katışıksız
ò. (16/26)
òāllı: zengin
ò. (58/14)
òān: han, padişah
ò. (22/62), (22/63), (22/66),
(22/68), (39/36)
ò. hem (òānam) (22/67), (39/33)
ò. +dı (22/61)
ò. +ı (4/7), (4/12), (22/62),
(22/64), (39/49)
ò. +ıŋ (22/70), (22/80)(36/65),
(36/66), (36/71), (36/73), (39/35), (78/3)
Óāndurdı: isim
ò. (40/4), (54/2)
òānlıḳ: hanlık
ò. +ı (òānlığı) (39/8), (39/9)
òātın: kadın, hatun
Burlo ò. (32/40)
òāò: daha
ò. (6/10), (7/1), (9/2), (16/7),
(16/16), (21/13), (21/18), (23/18),
(30/14), (30/16), (32/54), (42/24),
(44/20), (45/1), (77/17), (80/78)
ò. hem (òāåam) (22/19), (30/28),
(31/13), (31/4), (32/11), (32/29),
(35/15), (35/16), (36/20), (37/14),
(41/47), (42/17)
òāåıl: hasıl (hasat)
ò. (11/2)
òāyat: bir şeyin dışına balçıktan,
kerpiçten veya tahtadan yapılan duvar
ò. +ıŋ (32/20)
òāyış: istek, dilek
ò. (22/15)
òac‿āğa: isim
ò. (58/3), (58/26)
òaçan: ne zaman
ò. (35/3), (39/55), (58/17),
(63/31), (80/169)
òaåan: isim
422
ò. (80/116) òaḳ: hakk
ò. +ı (21/41), (21/86)
ò. +ımıŋ (76/73)
òaḳda: hakkında
ò. (48/10), (48/12), (48/20),
(74/10)
òaḳīk: hakiki, gerçek (krş. òaḳīḳ)
ò. (46/134)
òaḳīḳı: hakiki, gerçek, sahi
ò. (11/15), (16/39), (36/41),
(37/12), (46/127)
ò. + da (74/3)
òaḳīkatdan: gerçekten, sahiden,
hakikaten ò. hem (òaḳīḳatdanam) (32/49),
(39/22), (57/80), (76/144), (79/44),
(79/58)
òaḳında: hakkında
ò. (31/2), (32/4), (32/19),
(32/42), (32/45), (78/2), (79/2), (80/1),
(80/155), (80/280)
ò. hem (òaḳındayăm) (79/78)
òalāå: özgür, hür
ò. et- (46/89), (80/250), (80/303)
ò. wol- (76/113)
òaladēlnik: buzdalabı
ò. (70/27)
òalat: hediye
ò. (32/27)
òalat åerpāy: hediye
ò. (53/13)
òalīpa: öğrenciye sanat öğreten, usta,
öğretmen
ò. +nı (òalīpānı) (37/35), (37/36)
ò. +åından (37/23)
òalḳ: halk, topluluk
ò. (2/2), (2/12), (2/15), (4/5),
(4/6), (5/10), (12/13), (36/2), (36/3),
(36/16), (36/74), (39/37), (46/76),
(46/88), (46/90)
ò. +a (12/9), (12/15), (13/15),
(2/15), (2/16), (77/34)
ò. +dan (46/75)
ò. +dı (4/4), (4/8)
ò. +ı (2/13), (4/3), (4/4), (4/5),
(4/11), (4/24), (4/25), (13/2), (22/9),
(31/13), (79/74)
ò. +ımıẕ (31/12), (35/26), (36/7),
(36/59), (36/61), (36/75)
ò. +ımıẕa (32/13), (32/19),
(32/24), (32/44), (33/1), (36/35), (36/56)
ò. +ımıẕ hem (òalḳımıẕăm)
(36/5)
ò. +ımıẕıŋ (32/4), (33/1), (35/3),
(36/1), (36/64), (36/65)
ò. +ımıẕẕa (35/12), (35/24),
(35/28), (36/36)
ò. +ınıŋ (4/7), (32/2), (51/9),
(51/10)
ò. +ıŋ (2/11), (2/15), (2/16),
(12/12), (22/52), (22/77)(36/3), (37/36),
(38/20), (54/8), (57/24)
ò. +lammıẕ (31/7)
ò. +lammıẕıŋ (36/6)
ò. hem (òalḳăm) (39/51)
òalḳalayın: halka şeklinde olma
ò. (7/5)
òalta: çuval
ò. (45/33)
ò. +da (45/32)
ò. +nı (òaltānı) (45/33)
òamālā: gibi, sanki
ò. (1/7), (35/23), (44/3)
òamīr: hamur
ò. (30/38), (29/2), (29/6), (29/7),
(29/8), (29/9), (29/11), (30/4), (30/10),
(30/11)
ò. +ı (30/9), (68/8)
ò. +ımı (30/8)
ò. +ıŋ (30/18)
ò. +ıŋı (30/5)
ò. +ları (68/23)
ò. +åaḳ (30/25), (30/32)
òanı: hani
ò. (1/52), (19/9), (46/104),
(80/23), (80/121), (80/129)
òapa: kirli, hapa (zibil, kirli, pis)
ò. (38/23), (54/52)
òapa òaşal: zir zibil
ò. (70/15)
òapalıḳ: kirlilik
ò. +ı (òapalığı) (69/41), (69/43)
ò. +nı (òapalığnı) (69/43)
Òaraåān: horasan, İranda bölge ismi
ò. (15/12)
423
ò. +ıŋ (15/13)
Òaraåan: (krş. òaraåān)
ò. (15/27)
òaraẕ: değirmen
ò. +mıẕ (58/5)
ò. +mıẕẕan (58/15)
ò. +za (58/23)
òarbī: askeri
ò. (22/70)
Òarēẕım: harezim (krş. òorēẕm)
ò. (4/7)
òarīt: mal
ò. +larna (77/16)
òarman: pamuk harmanı
ò. +a (41/32), (41/56)
òaåāp: hesap
ò. +ına (òaåāwına) (77/34)
ò. et- (òaåāw‿et-) (16/3)
ò. +ları (20/7)
òaåāpla-: hesaplamak
ò. -mağı (20/10)
òaåāplaşīk: hesap, ödeme
ò. +ları (20/10)
òaåāwat: hasabat (rapor)
ò. (38/7)
ò. +larnı (38/7)
òaåayn: isim ò. (75/5), (80/85), (80/89)
ò. +ı (80/186)
òaåīp: açıklama, savunma
ò. et- (òaåīw ‿ et-) (16/30),
(16/37), (36/75)
òaåīplan-: sayılmak
ò. -yă (5/15), (32/58), (33/4),
(35/1), (35/29), (36/6), (36/7), (36/11),
(36/49), (36//51), (54/71), (77/6)
òaåīplanma-: açıklama, savunmamak
ò. -yă (36/12)
òaåıplaş-: hesaplaşmak
ò. -yă (59/9)
òaååahāna: hastane
ò. (77/12)
òat: mektup, yazı
ò. (52/12)
ò. +lar (15/25)
ò. +larında (15/26)
òatā: hata, yalnış
ò. (80/188)
òatar: sıra
ò. +ına (32/31)
òatdā: hatta, bile
ò. (22/53), (35/8)
òawar: haber
ò. (19/2), (37/37), (46/136),
(46/77), (46/96), (46/97), (57/30),
(57/40), (80/120), (80/266), (80/271),
(80/302), (80/313), (80/314)
ò. +ı (21/34), (35/23), (37/24),
(37/25), (37/39), (37/47), (80/109)
òawardār: haberi olan
ò. (21/28)
òayda-: acele etmek
ò. -p (òaydāp) (80/34)
òayır doğa: hayır dua
ò. (21/11), (21/64)
òayır åaòāwatlı: yardım eden
ò. (21/4)
òayır åoğāp: hayır sevap
ò. (59/5)
ò. +ına (åoğāwına) (62/22)
òayrān: hayret, şaşırma
ò. ġāl- (19/32), (76/130),
(78/133)
òayåı: hangi
ò. (4/8), (13/2), (14/32), (14/54),
(50/13), (53/15), (69/25), (76/84),
(76/86), (76/119)
ò. hem (òayåăm) (32/14)
òaywān: hayvan
ò. +laŋ (2/38)
ò. +lardan (54/36)
ò. +larıŋ (17/4), (17/5), (32/54)
òaywānat: hayvan sözcüğünün çokluğu
ò. (77/32)
Òaẕār: isim (krş. òaẕar)
ò. (22/17)
ò. +ıŋ (22/11), (22/18), (23/28)
Òaẕar: (krş. òaẕār)
ò. (77/15), (77/29), (77/34),
(77/35)
hēmme: hepsi, bütün
h. (hēmm ‿ ādam) (46/6),
(62/24)
h. (12/5), (12/6), (12/7), (13/16),
(19/6), (35/19), (36/17), (36/74),
424
(38/17), (39/20), (44/28), (46/3),
(46/20), (56/15), (69/43), (74/34),
(74/40), (75/23), (76/110), (76/127),
(79/62), (80/157)
h. +åi (1/34), (36/23), (46/89),
(46/90), (46/99), (53/32), (57/7),
(69/14), (69/43), (80/171), (80/268)
h. +åine (12/15)
h. +åini (1/33), (12/15)
hēr: her
h. (78/37), (79/74), (80/223),
(80/264)
h. +åi (5/9), (76/144)
h. +ìŋiẕ (45/38)
hekāya: hikaye
h. +m hem (hekāyāmam) (1/81)
hekìm: hekim, doktor
h. +leri (37/32)
helǟk: helak
h. bol- (5/28)
h. et- (helǟğ‿et-) (63/7)
hem: bağlaç, hem
h. (3/20), (6/9), (7/3), (7/6),
(8/5), (8/11), (9/5), (9/13), (9/14),
(15/24), (20/10), (22/63), (31/5), (31/7),
(31/11), (31/18), (32/2), (32/3), (32/18),
(32/20), (32/24), (32/32), (32/33),
(32/45), (32/53), (32/54), (32/55),
(32/58), (32/59), (33/1), (33/2), (33/4),
(34/1), (35/1), (35/2), (36/11), (36/35),
(36/57), (36/68), (37/27), (37/53),
(39/4), (41/14), (41/16), (46/138),
(46/140), (51/3), (51/9), (52/6), (52/11),
(53/7), (53/9), (53/13), (53/15), (53/20),
(53/23), (70/26), (80/222)
h. +e (hemmǟ) (55/8)
h. hem (hemem) (22/63),
(23/30), (72/8), (76/108)
hemìşe: her zaman
h. (1/54), (13/2), (22/38), (38/8),
(43/39), (52/20), (79/36)
hemme: büherkes
h. (8/13), (20/23), (21/78),
(45/34), (46/12)
h. +lerden (37/18)
h. +miẕ (hemmǟmiz) (1/52)
h. +miẕi (45/17)
h. +miẕiŋ (51/7)
h. +ŋ (hemmǟŋ) (21/86), (44/25)
h. +ŋiẕ hem (hemmǟŋiẕem)
(21/39)
h. +åem (10/12)
h. +åi hem (hemmeåiyem)
(58/12)
h. +åi (16/56)
h. +åini (39/11), (46/71)
h. +åine (21/84)
heŋ: melodi
h. +i (36/19)
hepde: hafta
h. +niŋ (hepdǟniŋ) (38/20),
(53/5), (53/8)
h. +ŋ (hepdǟŋ) (80/336)
her: (krş. hēr)
h. (1/42), (2/22), (5/4), (5/26),
(11/4), (14/8), (14/17), (15/24), (16/4),
(16/5), (16/21), (17/10), (19/32),
(21/43), (21/87), (21/88), (31/4),
(31/10), (31/11), (31/13), (32/12),
(32/55), (35/1), (36/21), (36/22),
(36/23), (38/6), (38/20), (38/27),
(38/31), (38/33), (41/19), (41/39),
(41/40), (41/43), (46/6), (46/74),
(49/28), (49/29), (49/31), (50/3), (51/5),
(51/9), (53/16), (54/20), (57/80),
(58/24), (59/2), (66/11), (67/10),
(67/22), (69/12), (74/33), (75/6), (75/7),
(76/82), (76/118), (79/4)
h. +åi (16/25), (21/79)
h. +åine (21/79), (21/84),
(54/69), (45/17)
h. +åini (14/32)
h. +åiniŋ (14/31), (16/45)
hereket: hareket
h. (36/11)
h. +de (44/25)
her kim: herkes
h. (36/21), (36/23), (57/26)
heẕil: hoş, latifeli
h. (2/4), (47/15)
Heẕret‿Alı: isim
h. (75/7), (80/6), (80/12),
(80/13), (80/14), (80/21), (80/201),
(80/201), (80/214)
Heẕreti Ali: isim
425
h. (75/46), (16/18), (16/20),
(57/8), (57/18), (57/27), (57/36),
(57/46), (57/48), (57/52), (57/54),
(57/60), (57/63), (57/64), (57/74),
(57/75), (57/76), (57/77), (75/1), (75/2),
(75/3), (75/5), (75/9), (75/32), (75/42),
(75/46), (75/47), (80/10), (80/54),
(80/72) (80/123), (80/133), (80/135),
(80/137), (80/140), (80/189), (80/193),
(80/197), (80/193), (80/197), (80/203),
(80/213), (80/216), (80/218), (80/228),
(80/231), (80/237), (80/276), (80/345),
(80/348), (80/364)
Hezreti Mustafā: isim
h. (57/16)
Heẕreti Muhommet: isim
h. (57/6)
heẕẕet: izzet, hürmet
h. (21/56), (39/59), (57/47)
hǟkimyet: hakimyet
h. +i (4/21)
h. +iniŋ (4/24)
häkìmyetli: hakimyetli
h. (24/6)
hǟli şindi: tekrar, sürekli
h. (23/9)
hǟlki: önceki
h. (21/47)
hǟẕir: şimdi
h. (4/1), (15/21), (15/22),
(16/53), (16/73), (31/2), (32/4), (35/2),
(37/2), (50/2),
(50/10), (56/13), (56/15), (62/3),
(78/2), (79/2), (79/28), (79/62), (80/1),
(80/25), (80/35), (80/261), (80/341)
h. hem (hǟẕirem) (56/11)
h. +ki (15/5), (15/18), (16/46),
(16/60), (18/3), (20/28), (22/18),
(22/58), (23/19), (24/24), (32/6),
(32/41), (36/75), (39/40), (56/2), (56/3),
(56/4), (56/7), (56/8), (70/4), (70/9),
(70/27), (72/1), (73/1)
h. +ki hem (hǟẕirkiyem) (66/12),
(35/2)
òīlaḳ: türlü, çeşit (krş. òīlı, hìli) ò. (2/15), (17/19), (28/8), (69/12)
òīlı: (krş. òīlaḳ, hìli)
ò. (1/63), (1/64), (1/79), (2/38),
(5/26), (11/4), (11/11), (15/24), (16/4),
(16/24), (16/21), (16/40), (19/6), (27/3),
(30/7), (32/12), (32/23), (40/8), (40/17),
(40/34), (41/38), (41/43), (41/47),
(46/129), (51/9), (54/49), (74/33),
(76/47)
Òīwa: isim
ò. (4/7), (4/10), (8/9), (39/9),
(39/11), (39/27)
ò. +nı (8/5)
Òīvāt: yer ismi (krş. òīwāt)
ò. (8/1)
ò. hem (òīwadam) (39/41)
Òīwāt: (krş. òīvāt)
ò. (8/9)
ò. +a (òīwāda) (39/39), (39/40)
ò. +da (39/4)
ò. +dan (8/7)
Òīwāwāt: hıvat (yer ismi)
ò. (8/2), (8/3), (8/5), (8/8)
òīylı: (krş. òīlı, hìli) ò. (46/32)
Òīywa: yer ismi
ò. (39/79)
òırå: ayı
ò. (16/21)
òıtay: çin
ò. (77/31)
òıyār: salatalık
ò. (27/1), (27/4)
ò. +ı (27/2)
ò. +ıŋ (27/6)
òıẕmat: hizmet
ò. (21/52), (65/14), (80/37),
(80/38)
ò. +lar (31/2)
ò. +larnı (48/4)
hìç: hiç (krş. hìş)
h. (1/14), (1/18), (5/29), (19/6),
(32/23), (32/24), (35/3), (37/8), (46/66),
(54/79), (57/5), (57/73), (58/17),
(60/40), (61/4), (63/2), (63/31), (63/32),
(76/76), (76/91)
h. hem (hìçem) (1/53)
hìli: (krş. òīlı, òīylı)
h. (16/5), (32/6), (38/5)
hìş: (krş. hìç)
426
h. (79/62), (80/238), (80/244)
hikmet: gizine, akıl ermeyen neden,
hikmet
h. +ǟ (80/199)
h. +i (79/53), (80/38)
h. +iniŋ (79/59), (79/72)
h. +iŋ (80/152)
h. +leri (78/38)
hiŋlen-: mırıldanmak
h. -ip (50/18)
òō: işaret zamiri
ò. (21/60)
òōr: ẕayıf
ò. (5/26), (16/49), (67/20),
(75/38)
òōrlo-: eziyet etmek
ò. -yălă (75/25)
òōrluḳ: yaşamdaki güçlük, sıkıntı,
zulüm
ò. (67/20), (76/114)
òōååār: akraba
ò. +lar (34/4)
ò. +ları (34/7), (36/9), (36/53)
ò. +larından (32/14)
ò. +larnıŋ (36/56)
òoca: hacı hoca
ò. +a (òocā) (64/1)
ò. +nıŋ (òocānıŋ) (64/3)
òocămmerdìyıwa: isim
ò. (1/1)
òocoluḳ: ekonomi
ò. (òocoluğ‿üçǖn) (15/22)
ò. +da (55/2)
ò. +mıẕẕa (òocoluğmıẕẕa) (40/6)
ò. +uŋ (òocoluğuŋ) (77/3)
òoconepeåöyünoğlu: (isim)
ò. + nuŋ (22/14)
òono: (krş. ine)
ò. (46/103), (61/1)
òorcun: heybe
ò. (54/62), (54/63)
ò. +uŋa (54/65)
òorēẕım: harezim (krş. òarēẕım)
ò. (15/15)
òormot: hürmet (krş. òormoT)
ò. (36/51), (39/59), (57/47)
ò. +dan (36/58)
òormoT: (òormot)
ò. (21/56), (46/148), (75/7)
òormotlı: hürmetli
ò. (òormotl‿ādam) (80/36)
ò. (22/5), (51/7)
Òoroåān: isim
ò. +ıŋ (6/18)
òoroẕ: horoz
ò. +lorı (35/2)
ò. +ẕon (13/5)
òoş: hoş, iyi
ò. (21/50)
òoşāl: memnun, razı olan
ò. (20/27), (21/14)
òowā: hava
ò. (17/20), (41/50), (41/51)
ò. +da (80/339), (80/345)
ò. +dan (79/67)
ò. +nıŋ (77/24), (77/26)
ò. +ŋ (41/52), (41/53)
òowā māåå: hava kütlesi
ò. +larnı (77/26)
òowluḳ-: acele etmek
ò. -up (òowluğup) (63/18),
(63/19)
òowp: tehlike
ò. (7/6)
òowpåuẕ: tehlikesiz
ò. (38/18)
òowwă: evet (krş. òowwo)
ò. (40/20), (46/12), (76/47),
(76/61), (86/319)
òowwo: (krş. òowwă)
ò. (7/8), (16/23), (39/57), (40/3),
(46/31), (59/35)
hȫl: ıslak, nemli
h. (69/13)
hȫnüm: deve sütünün kaymağı
h. (40/19), (40/27)
h. +ni (40/28), (55/15)
hödür kerem: ikram ağırlama
h. (21/54)
hödürle-: sunmak
h. -yek (13/15)
hökmān: zorunlu, mecbur, mutlak
h. (1/45), (34/2), (54/42)
hökmünde: esasında, hükmünde
h. (77/31)
hökǖmet: hükümet, devlet
427
h. (41/71), (44/39)
h. +den (69/18)
h. +e (42/13), (44/35), (69/36),
(69/38)
hökǖmeT: hükümet, devlet (krş.
hökǖmöt)
h. (69/45)
hökǖmöt: (krş. hökümet)
h. (41/67)
h. +kiden (42/22)
hökümünde: (krş. hökmünde)
h. (1/26)
höwöå: heves
h. (51/5)
h. +löri (51/4)
h. +lörni (51/10)
òūş: akıl, huş
ò. (46/59)
òūşlı: akıllı
ò. (37/30)
òudāy: Allah
ò. (59/34), (63/4), (63/32),
(79/62), (80/137), (80/145), (80/157),
(80/169), (80/170), (80/191), (80/246),
(80/248), (80/297), (80/372)
ò. +cān (78/39), (79/76),
(80/142)
ò. +cānnan (32/51)
ò. +dan (79/11) ,(79/14),
(79/75), (79/78), (80/175)
ò. +dığna (80/280)
ò. +ı (66/15)
ò. +ıŋ (79/2), (79/3), (79/72),
(80/169), (80/298)
òudāyōlı: dileğin yerine gelmesi için
Tanrı adına verilen sadaka (krş.
òudāyōlu)
ò. (62/23)
òudāyōlu: (krş. òudāyōlı)
ò. +dan (34/5)
òudōjnìk: ressam
ò. (16/41)
òumāyūn: isim
ò. (36/67), (36/71) (36/73)
òum: dışı sırlı veya sırsız resti
ò. +lor (15/22)
òurma: hurma
ò. (37/1)
òuåayn: isim (krş. üåöyn, òuåeyn)
ò. +ı (75/5)
òuåeyn: (krş. òuåayn, üåöyn)
ò. (80/85), (80/89)
ò. +i (80/186)
òuẕūr: huzur
ò. +ına (80/34)
ò. +ŋıẕa (46/29)
hǖwdi: ninni
h. (50/17), (50/18)
h. +ler (50/5), (50/17)
hǖwdüle-: ninni söylemek
h. -p (hǖwdülǟp) (50/21)
hücüm: hücum, saldırı
h. (39/43)
hünǟr: hüner
h. (20/2)
h. +i (52/11)
h. +im (20/6)
h. +imde (20/8), (20/13)
hünǟrli: hünerli, becerikli
h. (19/26)
hünǟrment: sanat veya meslekle uğraşan
kimse (krş. hünǟrmenT)
h. (20/19), (20/25)
hünǟrmenT: (krş. hünǟrment)
h. (52/7), (52/10)
hüåeyn: (krş. òuåayn, òuåeyn)
h. (80/116)
-ī- īḳmanda: boş gezen, aylak
ī. (76/8)
īnåāp: insaf
ī. +a (īnåāwa) (58/22)
īnåāplı: insaflı
ī. (58/22)
īẕ: iz (krş. īyẕ)
ī. (3/7), (21/22)
ī. +ımdan (10/3), (10/4)
ī. +ımıẕı (80/108)
ī. +ımıẕẕan (45/19)
ī. +ına (16/13), (19/28), (19/30),
(21/12), (31/10), (39/77), (75/13),
(79/11), (80/170), (80/174), (80/185)
ī. +ında (32/47)
ī. +ında hem (īẕındayăm) (60/18)
ī. +ını (3/10), (3/13), (22/68),
(62/4)
428
ī. +ınnan (21/62), (21/65),
(35/8), (35/9), (41/8), (46/98), (80/124)
ī. +ıŋda (36/19)
ī. +ıŋı (79/56)
ī. +larından (57/42)
ī. +larınnan (80/123), (80/126)
ī. +larna (76/102), (76/103)
īẕarlan-: takip edilmek
ī. -dı (80/121)
īyẕ: iz (krş. īẕ)
ī. (19/4)
ī. +a (39/76)
ī. +ı (1/67), (2/29), (34/5), (68/7)
ī. +ına (1/74), (1/77), (2/6),
(31/10), (37/27), (53/10)
ī. +ında (36/7), (36/9), (36/10),
(36/12), (36/75)
ī. +ınnan (22/44)
ī. +ıŋa (1/73)
ī. +ıŋda (36/19)
ī. +ẕa (77/17)
īyẕarla-: takip etmek
ī. -yăŋ (16/40)
īyẕarlan-: (dnş. ç. krş. īyẕarla-)
ī. -ıp (35/20)
-ı- ığla-: koşmak
ı. -p (ığlāp) (1/20), (80/112)
ı. -yă (46/61)
ığlān: ilan, duyuru
ı. (4/23), (36/73), (51/7)
ıòtıḳāt: itikat, inanç
ı. +larna (36/44)
ıḳdıåādı: iktisadi, ekonomik
ı. (22/10), (77/2), (77/9),
(77/13), (77/14), (77/17)
ıḳdısādiyet: ikdisadiyat
ı. +inden (20/14)
ıḳwāl: kismet, talih, yazgı
ı. +ı (75/29)
ılālaş-: anlaşmak
ı. -ıp (53/14)
ı. -yă (66/7)
ılān: yılan
ı. (10/5)
ılāyıḳ: layik
ı. (80/161)
ılğa-: koşmak
ı. -åaŋ (21/62)
ı. -k (ılğāḳ) (21/58), (46/39),
(67/11)
ı. -p (ılğāp) (10/6), (21/63),
(21/83)
ılım: ilim, bilim
ı. (22/70), (46/3)
ı. +ıŋ (ılmıŋ) (78/33)
ılımlı: ilimli, bilimli
ı. (78/3)
ı. +lammıẕ (78/20)
ımām: imam
ı. (79/3)
ı. +lar (36/44)
ımārat: imaret
ı (73/7)
ımmat: ümmet
ı. +ı (74/13), (74/32)
ı. +ımdan (2/8)
ı. +ına (74/12)
ı. +ını (74/34)
ı. +ıŋ (74/15)
ınā: işte (krş. ine)
ı. (31/12), (75/28)
ına: işte (krş. ine, ınā)
ı. (50/6), (76/114), (77/40)
ınamlı: güvenilir
ı. +rāḳ (16/7)
ınan-: inanmak, güvenmek
ı. (76/131)
ı. -an (32/49)
ı. -ıp (80/166), (80/304)
ı. -mān (75/21), (79/44), (79/58)
ı. -yăn (80/297), (80/298)
ınanc: inanç
ı. (36/56)
ı. +a (32/47), (32/49)
ınandır-: (et. ç. krş. ınan-)
ı. -ıp (80/154)
ınandırcı: inandırıcı
ı. +rāḳ (16/16)
ınåān: insan
ı. (36/14)
ınanma-: inanmamak
ı. (76/131)
ınòā: işte (krş. ınā, ine)
ı. (11/3), (12/1), (40/31),
(58/15), (66/4), (66/18), (74/32), (75/49)
429
ıŋ: sıfatların üstünlük derecesini
kurmada kullanılır (krş. ìŋ, iŋ )
ı. (71/3)
ırāẕı: razı (krş. ırẕā)
ı. (37/19), (59/36)
ıreåūlallā: resulallah
ı. (74/12)
ırım: batıl inanç
ı. (32/46), (32/58), (35/9),
(35/17), (35/27)
ı. +a (36/56)
ırowāyat: rivayet
ı. +da (19/31)
ıråğallı: rızıklı
ı. (32/17)
ırūò: ruh
ı. +ı (74/36)
ıryā: riyaz, iyan, israf
ı. (54/79)
ırẕā: razı
ı. (21/37), (21/75), (21/76),
(21/83), (74/39), (79/23), (80/161),
(80/364)
ıåkılāt: depo
ı. +da (67/23)
ıålām: islam
ı. (16/7), (34/1), (80/8),
(80/155), (80/191), (80/192), (80/258)
ı. +ı (16/12), (16/18)
ı. +ıŋ (16/9), (80/190)
ıååı: sıcak
ı. +a (ıååā) (32/52), (32/53)
ıstakān: bardak (krş. ıstıkān)
ı. (68/9)
ıstandārt: belirli boyutlarda
ı. (69/43)
ıstātūs: statü
ı. +ına (77/40)
ıstıkān: bardak (krş. ıstakān)
ı. (68/7)
ı. hem (ıstıkānam) (68/11)
ıstïl: masa
ı. (44/8)
ışāḳ: alt
ı. +da (60/26), (76/105)
ı. +dāḳı (76/110)
ı. +dan (70/25)
ı. +ında (ışāğında) (1/42),
(41/58), (54/84)
ı. +ınnan (15/22)
ı. +ı hem (ışāğıyăm) (40/20)
ı. +layın (36/71)
ı. +na (ışāğna) (80/98)
ıwādad: ibadet (krş. ıwādat)
ı. (74/33)
ıwādat: ibadet (krş. ıwādad)
ı. +larmıẕ (74/35)
ıwārat: ibaret
ı. (6/15)
-ì-
ì: ve
ì. (47/9), (47/11), (47/13),
(50/16)
ì-: yemek, krş. iy-
ì. -p (40/69), (54/45)
ì. -p bil- (ì ‿ wil-) (42/14),
(42/18), (57/77)
ì. -mǟğe (19/10)
ìdet-: aramak, sormak, ilgilenmek
ì. -ye (ìdedye) (37/28)
ìdir-: yedirmek (et.ç. krş. ì-) ì. (3/10), (63/11), (80/334)
ì. -ye (80/335)
ì. -yek (12/9)
ìk: zayıf, cılız, ince
ì. (63/17)
ìl: el
ì. (16/20), (46/6), (59/5), (75/6)
ì. +e (16/28), (76/31)
ì. +i (16/6), (16/13), (16/15),
(16/17), (16/20), (16/27), (16/28),
(16/29), (16/33), (16/34), (57/79),
(57/80), (57/82)
ì. +iŋ (76/131)
ì. +lemmiẕ (16/48)
ìl-: ele gelmek, ilişmek
ì. -en (26/8)
ìlāt: nüfus
ì. (6/21)
ì. +ı (31/4), (77/35)
ì. +ımıẕ (31/9)
ì. +ınıŋ (77/36)
430
ì. + ıŋ (31/13), (38/9), (38/22),
(77/34)
ì. + lar (36/5)
ìlātlı: ilatlı (nüfuslu)
ì. (5/11)
ìlçi: ilçi (elçi)
ì. (22/75)
ìm: iym (yem)
ì. (42/15), (42/16), (43/15)
ìmān: iman (iman)
ì. +ı (2/15)
ìme-: iymemek (yememek)
ì. -diğem (63/11)
ìmeklik: iymeklik (yenmek)
ì. -meklik (36/7)
ì. -iŋ (36/48)
ìmit: iymit (yemek, yiyecek)
ì. (19/10), (40/63), (70/20),
(70/26)
ì. +imiẕ (40/63)
ì. +ini (70/21), (70/23), (70/27)
ìn: en, genişlik
ì. +i hem (ìnem) (45/40)
ìn-: inmek
ì. -en (32/36), (32/37), (32/38),
(32/41), (32/42), (32/56)
ì. -ende (32/33)
ì. -cek (32/45)
ì. -åe (32/48)
ì. -ye (1/63)
ìnçe: ince
ì. (19/19), (22/65), (25/7),
(51/3), (51/6)
ì. +cik (52/16)
ì. +rǟk (25/6)
ìndir-: (et. ç. krş. ìn-)
i. -ende (80/169)
ìŋ: (krş. ıŋ, iŋ)
ì. (2/22), (11/3), (12/16), (13/3),
(13/17), (33/4), (35/30), (36/2), (36/53),
(36/68), (39/35), (39/39), (48/19),
(51/3), (56/15)
ìr: erken
ì. (5/23), (22/9), (22/18),
(53/25), (61/5), (67/16), (77/27)
ì. +ki (23/9)
ì. +rǟkde (7/1)
ìrān: iran
ì. (15/27)
ìrden: sabah
ì. (14/3)
ì. +ki (14/53)
ìş: iş
ì. (37/49), (48/3), (52/18),
(54/20), (76/64), (76/65), (79/23),
(80/188)
ì. +de (52/11)
ì. +e (48/21), (52/10), (52/11)
ì. +i (38/5)
ì. +imde (19/35)
ì. +im hem (ìşimem) (21/17)
ì. +imi (48/22), (48/23)
ì. +imiẕ (38/26)
ì. +imiẕẕe (38/5)
ì. +imiẕẕen (38/20)
ì. +inde (21/89)
ì. +ine (21/45), (32/39)
ì. +iŋ (1/73)
ì. +iŋiẕẕe (21/88)
ì. +leŋŋiẕi (19/32)
ì. +ler (77/35)
ì. +lerde (20/11)
ì. +lere (19/34)
ì. +leri (51/9), (62/2)
ì. +lerinde (19/6)
ì. +lermiẕi (38/34)
ì. +lerne (32/39), (32/41),
(38/20), (80/75)
ì. +lerni (18/3), (19/33), (19/38),
(19/39), (22/25), (22/26), (38/4), (38/9),
(38/20), (38/22), (38/23), (50/8)
ì. +lerniŋ (19/31)
ìşān: alili boyunda bir yörenin ismi
ì. (79/2), (79/3), (79/8), (79/17),
(79/21), (79/25), (79/27), (79/31),
(79/60), (79/75)
ì. +da (79/74)
ì. +ıŋ (79/59), (79/66), (79/72),
(79/73)
ìşceŋ: becerikli
ì. (19/24)
ìşceŋlik: berceriklilik
ì. +i (ìşceŋliği) (19/31)
ìşğǟr: işgÊr (iş arkadaş)
ì. +lemme (19/36)
ì. +leriŋ (20/10)
431
ìşle-: çalışmak
ì. -anåoŋ (ìşlǟnåoŋ) (69/34)
ì. -cek (48/10)
ì. -ende (ìşlǟnde) (14/7), (14/18),
(14/26), (14/51)
ì. -enmiẕẕe (ìşlǟnmiẕẕe) (25/3)
ì. -meğ (20/7)
ì. -mek (51/3)
ì. -meli (20/21)
ì. -p (ìşlǟp) (20/10), (20/11),
(20/22), (20/25), (20/29), (48/2),
(69/27), (69/33)
ì. -ye (24/21), (39/12), (39/29),
(39/30), (48/16), (48/17), (77/36)
ì. -yedim (56/10)
ì. -yek (14/56), (40/8)
ì. -yele (10/12)
ì. -yen (6/3), (10/2), (14/1),
(18/2), (19/35), (25/2), (38/3), (51/2),
(69/2)
ì. -yeŋiẕ (14/30)
ì. -yǟn (19/17), (20/28)
ì. -yǟnçǟ (14/6)
ì. -yǟnleriŋ (77/37)
ìşlenil-: çalışılmak
ì. -yǟn (20/10)
ì. -ye (20/9)
ìşleş-: (iş. ç. kr. ìşle-)
ì. -yeå (38/25)
ìşlet-: (et. ç. krş. ìşle-)
ì. -yeå (ìşledyeå) (69/29)
ì. -yen (ìşleḑyen) (20/8)
ìşleyci: çalışan
ì. +ler (69/27)
ìver-: göndermek (krş. ìwer-)
ì. -ik (46/14), (46/17)
ìwer-: (krş. ìver-)
ì. -en (21/12)
ì. -ip (37/36)
ì. -meğniŋ (37/36)
ì. -meẕliğni (37/20)
ì. -ye (1/77), (37/35), (46/18)
ì. -yele (4/12), (22/44), (22/75)
ìy-: (krş. ì-) ì. (47/15), (54/46)
ì -ye (40/32), (40/55), (40/65)
ì. -yeå (41/66), (41/72)
ì. -yedi (55/6)
ì. -yek (14/21), (40/20), (40/28)
ì. -yele (40/67)
ìyūn: haziran
ì. +unda (24/16)
írēm: acıma, bağışlama, merhamet (krş.
rēm)
í. (1/63)
-i-
i: (krş. ì) i. (27/6), (29/7), (68/19), (68/23)
iç: iç (krş. iş)
i. +i (17/18), (43/8), (43/25),
(43/26), (46/75), (59/1), (76/140)
i. +i hem (içem) (39/45), (46/73)
i. +indǟki (57/25)
i. +indǟkile (14/41), (14/42),
(14/43)
i. +indǟkilerniŋ (19/11)
i. +inde (2/22), (3/13), (3/22),
(5/15), (7/3), (16/21), (16/27), (17/22),
(19/40), (22/37), (22/52), (30/26),
(31/9), (36/3), (41/23), (43/6), (43/9),
(44/33), (46/60), (54/34), (54/71),
(76/81), (79/25), (80/336)
i. +inde (şoŋ‿çinde) (70/23)
i. +inden (60/33), (70/24)
i. +inden (şoŋ‿çinden) (80/165)
i. +ine (1/17), (7/6), (17/20),
(21/30), (27/4), (30/23), (36/16),
(40/46), (40/64), (41/22), (41/26),
(44/32), (47/3), (49/37), (50/11),
(54/96), (65/2), (68/15), (68/21),
(76/81), (76/116), (77/26), (80/196)
i. +ini (43/7), (80/200)
i. +innen (50/12), (52/16),
(52/17), (52/18), (79/26), (79/27),
(80/141), (80/144), (80/168), (80/179),
(80/285)
i. +iŋ (40/30), (58/15)
iç-: içmek (krş. iş-)
i. -eli (åū‿çeli) (1/52)
i. -ip (39/55), (57/17), (80/333)
i. -ip otur- (içiw‿otur-) (60/23)
432
i. -ip uğra- (içiw ‿ uğra-)
(80/335)
i. -ir (80/334)
i. -mǟğe (59/26)
i. -mǟn (37/42)
i. -ye (37/42), (46/140)
i. -yeleday (43/12)
i. -yeŋ (55/15)
içālı: casus
i. (80/75)
içgìn: içten, candan
i. (16/25), (16/26)
içği: içki, içecek
i. (7/3)
içmek: kürk
i. (54/83), (54/94), (54/95),
(54/96)
iki: iki (iki)
i. (ik‿āy) (43/37)
i. (bır kı) (80/108)
i. (bır ki) (32/61), (33/2),
(41/27), (44/24), (45/27), (45/36),
(45/39), (80/311)
i. (1/9), (2/27), (2/29), (2/31),
(20/22), (21/27), (24/6), (27/4), (35/18),
(40/12), (40/65), (41/21), (43/16),
(43/21), (43/24), (45/30), (45/32),
(45/33), (45/35), (46/120), (46/143),
(49/9), (54/21), (56/3), (57/25), (58/7),
(66/7), (66/20), (66/30), (66/34), (68/4),
(68/11), (69/18), (70/11), (77/5),
(79/50), (80/10), (80/11), (80/127),
(80/185), (80/352), (80/372)
i. (ik‿ūğram) (20/22), (20/24)
i. (ik‿arap) (37/3)
i. (ik‿epdele+) (43/17), (43/28)
i. (ik‿üş) (54/66)
i. (ik‿ǟdim) (56/15)
i. +e (ikǟ) (54/37), (80/77),
(80/98), (80/163), (80/178), (80/179)
i. +miẕ hem (ikìmiẕem) (45/29)
i. +ŋiẕ (ikìŋiẕ) (46/112)
i. +ŋiẕ hem (ikìŋiẕem) (1/15)
i. +å (80/140)
i. +åi (46/92), (46/109), (46/118)
i. +åini hem (ikiåinem) (80/93),
(80/148)
i. +åini (12/14), (20/20),
(46/114), (54/55)
i. +åiniŋ (42/2)
ikilenci: sıra sayı sıfatı, ikinci
i. (44/13)
iki müŋ: iki bin, sayı
i. (14/45), (24/17), (48/2),
(51/7), (52/2), (77/18), (77/31)
ikinci: ikinci, sıra sayı sıfatı
i. (14/16), (14/28), (14/29),
(14/52), (16/19), (2/34), (35/23),
(49/24), (52/6), (57/65), (69/23), (71/1),
(72/3), (74/16), (76/34)
i. (ikinc‿üçüncü) (73/5)
ikindi: ikindi namazı
i. (74/28)
iki yüẕ: sayı, 200
i. (43/10), (43/18)
ileri: ileri, güney-doğu
i. +niŋ (66/17)
ilki: önce, ilkönce, ilkin
i. (11/6), (13/6), (23/9), (24/3),
(24/15), (24/18), (26/2), (29/3), (32/12),
(32/13), (32/5), (32/7), (32/31), (34/4),
(35/19), (36/69), (39/32), (39/34),
(39/69), (41/29), (41/48), (41/53),
(43/3), (43/5), (43/21), (44/5), (46/17),
(49/2), (49/23), (53/3), (59/28), (61/4),
(66/15), (69/3), (80/75)
i. +ǟ (ilkǟ) (16/12), (67/2)
i. +åi (66/33)
ilkidurmuş: ilkel
i. (24/8)
ilkinci: birinci, başlangıç
i. (19/35), (32/56)
ilyāå: isim
i. (3/1)
ilyāåıf: isim
i. (3/5)
indi: 1. şimdi
i. hem (indem) (57/56)
i. (3/3), (3/16), (9/1), (14/2),
(14/46), (22/6), (50/11), (50/17), (63/8),
(76/127), (76/64), (80/110), (80/185)
2. bundan böyle, artık
433
i. (3/15), (14/27), (22/59),
(22/60), (32/51), (4/26), (43/10), (45/2),
(45/33), (57/1), (59/21), (59/36), (63/5),
(67/26), (76/102), (78/33), (80/11),
(80/20), (80/45), (80/96), (80/183)
i. +ǟ (indǟ) (30/33)
i. +den beylǟk (21/32)
i. +den (innen) (21/25)
3. işte
i. (14/8), (76/114)
indiki: gelcek (gelecek, önümüzdeki)
i. (indik‿ìl) (14/38)
i. (indik geẕek) (21/16)
i. (14/39), (41/63), (53/8),
(53/12)
i. +de (32/62)
ine: (krş. ınòā)
i. (3/4), (3/6), (3/8), (4/24),
(5/14), (5/20), (11/4), (12/11), (14/11),
(14/13), (14/31), (16/16), (16/24),
(16/53), (16/56), (19/17), (19/32),
(20/17), (20/21), (20/23), (20/28),
(22/7), (22/16), (22/19), (22/28),
(22/30), (22/41), (22/45), (22/54),
(22/77), (22/80), (23/3), (23/6), (23/10),
(23/17), (23/21), (24/1), (24/8), (24/17),
(26/2), (28/1), (30/14), (36/74), (37/37),
(39/4), (40/17), (40/34), (40/49),
(40/61), (40/62), (40/67), (41/64),
(42/2), (42/5), (43/30), (47/15), (49/1),
(49/17), (49/30), (49/38), (50/21),
(51/7), (51/9), (51/10), (54/41), (54/49),
(56/2), (56/13), (58/23), (58/27),
(59/25), (60/42), (62/19), (62/20),
(63/29), (64/2), (66/11), (76/74),
(78/17), (78/27), (80/42), (80/60),
(80/72), (80/95), (80/201), (80/270),
(80/272), (80/313), (80/368)
i. hem (ineyem) (80/202)
iŋ: (krş. ıŋ, ìŋ )
i. (5/11), (58/26), (77/2)
iŋlìå: ingiliz
i. (14/36), (14/39)
i. +ler (23/5)
iŋŋ: (krş. ıŋ, ìŋ, iŋ )
i. (5/2), (8/1), (9/1), (6/14)
irkil-: uykuya dalmak
i. -ye (2/21)
iåle-: istemek
i. (54/46)
i. -en (iålǟn) (40/69), (56/14)
i. -åeŋ (35/26), (39/74)
i -åeŋiẕ (57/50)
iåleğ: istek
i. (39/62), (39/66)
i. +im (39/50)
i. +mi (39/68), (39/71), (39/75)
i. +ne (34/6)
i. +ŋi (iåleŋŋi) (39/24), (39/63)
iåleme-: istememek
i. -åeŋ (35/26)
i. -T (79/20)
i. -ye (37/38), (37/39), (37/51)
i. -yen (8/1), (31/2), (32/4)
iålendik: herhangi
i. (20/25)
iålenil-: istenilmek (ed. ç. krş. iåle-)
i. -ye (32/17)
iş-: (krş. iç-)
ì. -dik (60/13)
işwil: balık yumurtası, havyar
i. +lerni (22/13)
it: köpek
i. (75/10), (75/11), (75/13),
(75/16), (75/18), (75/20), (75/21),
(75/32), (75/34), (75/35), (75/38),
(75/43), (75/49)
i. +e (75/52)
i. +i (37/28), (54/33), (75/17)
i. +imiẕ (40/51)
i. +iniŋ (37/27)
i. +ler (75/25)
i. +lerni (35/2)
iy-: (krş. ì-, ìy-)
i. -ǟyer (79/48)
i. -eåim (47/16)
i -ende (40/56)
i. -ik (14/6)
i. -iŋ (40/30), (58/15)
i. -ip (41/60), (43/42), (80/333)
i. -ip hem (iyiwem) (40/58)
i. -iw (57/17)
i. -yeå (41/73)
iyil-: (ed. ç. krş. iy-) i. -ye (30/37)
434
-j-
jempir: kazak
j. (40/45)
-k-
kābil: kablo
k. (52/16)
k. +larıŋ (52/17)
k. +ler (52/14)
kāk: nasıl
k. (8/13)
ḳāḳă: yer ismi
ḳ. (ḳāḳ‿ādını) (5/18)
ḳ. (1/1), (3/1), (3/2), (5/10),
(5/11), (5/16), (5/21), (5/32), (6/2),
(6/21), (6/5), (6/7), (6/22), (8/2), (8/14),
(9/14), (10/1), (14/1), (15/1), (16/1),
(17/1), (18/1), (20/1), (21/1), (22/1),
(25/1), (25/2), (31/5), (31/6), (31/9),
(36/20), (37/1), (38/2), (39/1), (50/1),
(51/2), (52/1), (52/2), (52/3), (52/7),
(56/1), (57/1), (57/28), (57/29), (57/77),
(68/1), (69/1), (69/2), (7/1), (7/2), (7/3),
(70/3), (70/4), (72/1), (73/1), (73/5),
(73/6), (73/8), (74/1), (76/1), (77/2),
(77/6), (77/40), (78/1), (78/36), (79/1),
(80/314), (80/333), (80/350), (80/370)
ḳ. +a (ḳāḳā) (16/7)
ḳ. +mıẕ (ḳāḳāmıẕ) (15/21)
ḳ. +mıẕẕa (ḳāḳāmıẕẕa) (57/28)
ḳ. +nıŋ (ḳāḳānıŋ) (57/77), (59/1)
ḳ. +ŋ (ḳāḳāŋ) (5/21), (57/30),
(71/5)
ḳ. +yă (ḳāḳayă) (31/12)
ḳāḳă: baba
ḳ. +da (16/43), (53/2), (58/1),
(61/9)
ḳ. +m (46/103), (46/131),
(48/15), (80/312)
ḳ. +ma (80/101), (80/190),
(80/343)
ḳ. +mı (46/65)
ḳ. +ŋ (80/34)
ḳ. +ŋı (ḳāḳaŋı) (46/53), (46/54)
ḳ. +å (ḳāḳaå‿eken) (46/133)
ḳ. +åı (37/34), (46/97), (46/134),
(80/196)
ḳ. +åı hem (ḳāḳăåam) (46/23)
ḳ. +åına (1/20), (53/20)
ḳ. +åını (46/63), (80/210)
ḳ. +åınıŋ (22/68), (61/7), (76/5),
(80/316)
ḳ. +åınıŋ hem (ḳāḳăåınıŋam)
(76/6)
ḳ. hem (ḳāḳăyăm) (1/21)
ḳāḳălı: kakalı
ḳ. +laŋ (ḳākăllaŋ) (16/58),
(16/78)
ḳānūn: kanun
ḳ. (20/14)
ḳ. +ı (8/11)
ḳāpır: kafir
ḳ. (1/36), (1/41), (1/43), (1/76),
(57/7)
ḳ. +da (1/63)
ḳ. +ıŋ (1/32), (57/77)
ḳ. +lă (65/2)
ḳ. +lar (2/16)
ḳ. +laram (1/26)
ḳ. +ları (80/9)
ḳ. +larıŋ (1/27)
ḳaḳ-: vurmak, çalmak
ḳ. -aŋåoŋ (49/12), (49/21),
(49/25)
ḳ. -aŋåoŋ hem (ḳaḳaŋåoŋom)
(49/32)
ḳ. -malı (49/11)
ḳ. -mānı (51/6)
ḳ. -yă (21/29)
ḳ. -yăŋ (49/19), (49/24), (49/26),
(49/31)
ḳaḳa-: kurumak
ḳ. -āndır (ḳaḳāndırda) (30/33)
ḳaòḳaò: 1. yansıma kelime
ḳ.(5/31), (5/28)
2. kahkah padişah
ḳ. (57/28), (57/40), (57/46),
(57/53), (57/58), (57/67), (57/77)
3. köne ımarat eski bina
ḳ. (73/6), (73/7)
kakāwa: kakao
k. (68/11)
k. +nı (kakāwānı) (68/13, 68/15)
435
ḳaḳıl-: çalmak, vurmak
ḳ. -yă (35/20)
ḳalòōẕ: kollektif çiftlik
ḳ. (57/2), (58/24), (67/26)
ḳ. +ı (57/2), (57/4)
ḳ. +lara (38/22)
ḳ. +lormıẕ (38/21)
ḳ. +unıŋ (59/1)
ḳ. +uŋ (67/9), (67/22)
ḳ. +ẕă (67/8)
kalindār: takvim
k. (38/9), (38/11)
kalōnya: göçmen topluluğu ya da böyle
bir topluluğun yerleştiği yer koloni
k. +åında (23/6)
kamåamōl: yer ismi
k. (57/2)
k. +da (62/1), (67/3)
kambināt: birleşik, dernek, topluluk
k. +ıåında (48/17)
kampānya: şirket
k. +åında (48/2)
kampōt: komposta
k. (26/1), (26/2)
k. +ımā (kampōdımā) (26/10)
kamprēåır: kompresör
k. +çı (48/17)
kapyūtır: bilgisayar
k. (20/24)
k. +a (20/20), (20/23)
k. +ıŋ (20/20)
kampyūtırçılıḳ: bilgisayarcılık
k. +ı hem (kapyūtırçılığam)
(20/17)
k. +da (20/22), (68/44)
k. +dan hem (kapmyūtırdanam)
(20/18)
k. +ları (20/19)
kamunìstik: komunist
k. (24/20)
kanḑìtır: pasta mamülleri
k. (77/37)
ḳanı: hani
ḳ. (66/18), (66/19)
kapitalìzım: kapitalizim
k. (24/8)
kassìrçılıḳ: kasiyer
k. +ı (kassìrçılığı) (20/7)
kastrūl: kazan
k. +a (26/6)
ḳawūl: kabul
ḳ. (8/5), (14/3), (14/4), (24/12),
(52/2), (52/10), (52/11), (53/6), (74/35)
ḳayıå: isim
ḳ. (37/6), (37/8), (37/10),
(37/11), (37/14), (37/18), (37/23),
(37/24), (37/24), (37/27)
ḳ. +ı (ḳayåı) (37/28)
ḳ. +åıŋ (ḳayåıŋ) (37/19), (37/25)
kēkıs: kek
k. (68/27)
keçe: keçe
k. (17/16), (40/37), (45/41),
(45/44)
k. et- (keç‿et-) (40/14), (40/40),
(54/54), (54/55), (54/76)
k. +ŋ hem (keçǟŋem) (45/11),
(54/56)
k. +ye (54/56)
kel: kel, saçı olmayan
k. (66/27)
kelem: lahana
k. (27/4)
kelle: kafa, baş
k. +mi (kellǟmi) (46/45)
ḳ. +ŋi (kellǟŋi) (46/45),
(80/291), (80/292)
ḳ. +ŋẕe (kellǟŋẕe) (80/352)
ḳ. +s (80/54)
k. +åi (75/12), (78/34)
ḳ. +åin (80/100), (80/103),
(80/259), (80/315), (80/320), (80/348)
ḳ. +åine (1/53), (36/57), (63/26)
ḳ. +sini (36/71), (80/134),
(80/203), (80/218), (80/222), (80/261),
(80/262), (80/270)
k. +lerne (36/52)
k. +lerni (44/30)
kelte: kısa
k. +åi (16/51)
kemal: olgunluk yaşa gelmek
k. +a (32/30), (40/49)
kenār: kıyı, kenar
k. +ınıŋ (77/29)
keni: (krş. eken, ken)
k. (62/18)
436
kenìẕ: hizmetçi kadın, cariye
k. +leri (36/74)
kent: kent, şehir
k. +de (31/4)
kepder: güvercin
k. (79/63), (79/71)
kerāmiki: seramiki
k. (15/24), (15/27)
kerem: bağış, eli açıklık
k. (21/54)
kerwen: kervan
k. (1/24), (1/25), (1/30), (1/31),
(1/32), (1/73), (76/67), (76/95), (76/96),
(76/108), (79/18), (79/20), (79/40),
(79/43), (79/44), (79/47), (79/53),
(79/61)
k. +e (79/17), (79/18), (79/19)
k. +i (1/32), (1/33), (79/33)
k. +iŋ (1/39)
k. +niŋ (1/35)
kerwenbaşı: rehber (krş. kerwenwaşı)
k. +lar (1/34)
k. +larnı (76/108)
kerwenwaşı: (krş. kerwenbaşı)
k. (79/27), (79/40), (79/47)
k. +ā (kerwenwaşā) (79/18),
(79/43), (79/53), (79/61)
k. hem (kerwenwaşam) (79/44)
ḳ. +nıŋ (kerwenwaşīnıŋ) (79/73)
k. +åı (80/)
keå-: kesmek
k. -eŋåoŋ (49/22)
k. -ip (68/9)
k. -åim (21/25), (21/32)
k. -ye (21/27), (39/44)
keåarḳaş: yer ismi
k. (16/65), (16/66), (16/67),
(16/68)
keåel: hastalık, illet
k. (79/60)
k. +iŋ (38/4), (38/8), (38(9),
(38/12), (38/27), (38/31)
k. +leriŋ (38/3)
k. +li (62/15)
keåel-: keselmek (yatay olmak)
k. -ip (16/62), (16/65)
keåewağaç: sopa
k. (63/28)
keåewi: sopa
k. +ni (keåewìni) (63/27)
keåewli öwĺä: evliya
k. (63/1), (63/2), (3/29)
keååir-: (et. ç. krş. keå-)
k. -ye (39/45)
keşde: işleme
k. (45/17)
k. +leri (53/19)
k. +lerni (18/3)
keşdele-: bir şeyi işlemek
k. -p (keşdelǟp) (53/19)
keşdeli: işlemeli
k. (53/25)
keşp: yüz, yüz çizgileri
k. +i hem (keşwem) (16/41)
k. +i (keşwi) (16/41), (37/18)
k. +üni (keşwüni) (36/55)
k. +ünnen (keşwünnen) (16/41)
ketòudā: yaşlı, ihtiyar
k. +lar (36/44)
kewẕe: kürek kemiği
k. +åiniŋ (1/9)
keyik: ceylan, geyik
k. +iŋ (keyiğiŋ) (17/8)
keymir: (krş. keymir kör)
k. +e (39/59)
k. +i (39/56)
k. +iŋ (39/76)
keymir kör: isim
k. (39/14), (39/46), (39/47),
(39/70)
k. +e (39/17)
k. hem (keymir kȫrem) (39/18)
keyp: keyif
k. +iniŋ (21/20)
kǟn: çok
k. (3/13), (3/15), (4/18), (9/14),
(16/25), (28/3), (36/1), (36/7), (36/11),
(36/29), (36/48), (36/61), (37/21),
(37/26), (39/35), (41/35), (42/2), (42/8),
(42/11), (44/7), (48/20), (54/60),
(56/11), (58/23), (59/37), (60/42),
(63/3), (64/4), (68/4), (77/37), (78/9),
(78/38), (80(214), (80/218), (80/304)
k. +ǟ (57/20)
kǟr: meslek
k. (3/16), (54/4)
437
k. hem (kǟrem) (54/49)
k. +i (54/4)
k. +im (15/2), (18/2)
k. +imiẕe (20/28)
k. +imiẕẕe (20/29)
kǟrdeş: meslektaş
k. +ler (19/35)
kǟrendeçi: kiracı
k. +le (69/3)
kǟròāna: fabrika, işletme
k. +da (77/12)
k. +åı (77/11)
k. +åınıŋ (69/2)
kǟåe: kase
k. (43/21)
kǟşir: havuç
k. (47/5)
k. +ni (13/7)
kǟwat: bazen
k. (56/5)
kǟwe: kabe
k. +e (kǟwǟ) (1/24), (37/29)
k. +de (79/3), (79/11)
k. +den (79/9)
ḳīn: zor
ḳ. (23/26), (23/29), (54/4),
(54/15)
ḳ. +rāḳ (ḳīnırāḳ) (40/21), (54/51)
ḳ. +rāḳ kem (ḳīnırāğam) (40/21)
ḳīnçılıḳ: zorluk
ḳ. +ı (ḳınçılığı) (32/55)
ḳıåmat: talih, kısmet
k. +ımıẕẕa (80/247)
ḳılamētır: kilometre
k. (6/7), (8/2), (77/10), (77/18),
(77/21), (77/31)
k. +ında (70/4)
k. +nı hem (kılamētırnam)
(16/73)
kılìmat: hava durumu
k. +ına (77/23)
k. +ıŋ (77/24)
kırēm: krem
k. +ı (68/10)
ḳırgìẕya: araba ismi
k. (56/8)
kırīşka: kapak
k. +åını (47/12), (47/13)
k. +ları (26/6)
ḳırḳ: sayı, kırk (krş. ġırḳ )
ḳ. (17/12), (20/4), (32/24),
(32/25), (36/43), (36/53), (36/54),
(36/56), (36/73), (46/86), (60/15),
(63/25), (67/15), (69/20), (69/21),
(70/5), (77/10), (80/229)
ḳ. +dan (31/3)
ḳ. +ı (16/74), (36/53)
ḳ. +ını (36/35), (36/36)
ḳırḳ müŋ: (krş. ġırḳ müŋ)
ḳ. (75/4)
ḳırḳ åekgiẕ: sayı, kırk sekiz
ḳ. (67/15)
ḳırḳıncı: sıra sayı sıfatı, kırkıncı
ḳ. (8/3), (8/10)
ḳırḳ wìr: sayı, kırk bir
ḳ. (63/25)
kıvadrād: kare (krş. kıwadrād)
k. (77/18), (77/21)
k. +a (73/4)
kıwadrād: (krş. kıvadrād)
k. (17/11), (77/18)
ḳıyāå: isim
ḳ. (37/31)
ḳıyāmat: kıyamet
ḳ. (74/36)
kìle: kilo, ağırlık ölçümü
k. (28/2), (44/36), (58/7),
(58/20), (58/21)
k. +åine (28/2)
k. +den (58/20), (58/21)
kìno: film
k. (15/2)
kìrıf: yer ismi
k. (57/2), (57/4), (59/1)
kiçi: küçük
k. (21/78), (27/4), (49/16),
(66/10), (80/287)
k. +cik (19/1), (22/56), (32/14),
(44/10)
k. +kǟn (44/2)
k. +lemmiẕ hem (kiçilemmiẕem)
(56/4)
k. +rǟk (48/13)
k. +rǟk hem (kiçirǟğem) (77/17)
kiçike: küçük (krş. kiçi, kiçke)
k. (27/6)
438
kiçikelik: küçüklük
k. +inden (kiçikeliğinden) (43/2)
kiçilik: küçüklük (krş. kiçikelik)
k. +innen (kiçiliğinnen) (76/3)
kiçi walḳan: dağ ismi
k. (77/23)
kiçke: küçük (krş. kiçi, kiçike)
k. (45/23), (60/3)
kidād: atmak, kandırmak
k. et- (59/10)
kim: kim
k. (36/21), (36/23), (37/8),
(41/38), (42/43), (46/6), (46/74),
(46/79), (46/131), (57/80), (58/24),
(59/2), (61/4), (62/18), (66/11), (75/6),
(75/7), (76/7), (78/37), (80/87),
(80/128), (80/133), (80/222), (80/223),
(80/240), (80/357)
k. +de (58/7), (62/11), (80/222)
k. +e (5/29), (36/19), (58/16),
(60/40), (76/91)
k. +e hem (kimeyem) (46/66)
k. hem (kimem) (79/74),
(80/264)
k. +iŋ (36/22), (41/40), (67/10)
k. +nen (80/3), (80/109)
kimìn: gibi
k. (80/139)
kip: bandaj
k. (25/3), (25/4), (69/38), (69/39)
kir: kir, pis
k. (45/34), (54/52)
kişi: kişi, insan
k. (35/7), (75/23)
kişmiş: üzüm kurusu
k. (32/63), (32/64)
kitri: çaydanlık
k. +de (26/4)
klāsiki: klasik
k. (3/3)
kōja: deri
k. (54/80)
kōmnat: oda
k. +ına (46/140)
ḳow-: kovmak
ḳ. -moḳ (35/12)
ḳ. -uḳ (21/65), (21/72)
ḳ. -up (50/7)
ḳ. -updırla (16/26)
ḳowğı: düşman
ḳ. (22/44)
ḳowola-: kovalamak
ḳ. -ḳ (ḳowolāḳ) (60/25)
ḳ. -p (ḳowolāp) (60/35)
ḳowolaş-: kovalaşmak (iş. ç. krş.
kovala-)
ḳ. -īp (50/15)
ḳ. -yă (50/16)
kȫkö: bisküvi
k. +åini (35/25)
kȫköli: bisküvili
k. (53/5)
kȫne: eski (krş. kȫnö)
k. (3/4), (7/1), (7/3), (8/1), (8/2),
(8/3), (8/5), (15/4), (15/7), (15/8),
(15/12), (15/21), (17/4), (46/26)
kȫnö: (krş. kȫne)
k. (16/56), (16/57), (17/15),
(57/28), (57/29), (71/4), (73/1), (73/5),
(73/7)
k. +ce (21/28)
kȫnöl-: könelmek (eskilmek)
k. -enåoŋ (57/29)
kȫnürğenç: yer ismi
k. (15/14), (15/15)
kȫnürğönç: (krş. kȫnürğenç)
k. (15/19)
kȫr: kör, görmeyen
k. (46/143), (46/144)
kȫşök: deve yavrusu
k. (55/9), (55/10)
k. +den (55/8)
köç: göç, taşınma
k. +üŋ (63/19)
köçö: sokak (krş. küçe)
k. +a (köçǟ) (46/90)
k. +cük (22/56)
k. +de (1/7)
k. +lörmiẕiŋ (38/23)
k. +ye (76/8)
kök: kök
k. +lörnü (32/1)
k. +üni (3/3)
k. +ünü (36/1)
kölöğe: gölge
439
k. (1/46), (1/47), (1/50), (1/52),
(1/54)
k. +niŋ (kölöğǟniŋ) (1/42)
k. +miẕ (kölöğǟmiẕ) (1/46)
kömek: yardım
k. (kömeğ‿et-) (48/4)
kömök: (krş. kömek)
k. (4/11), (19/36), (19/37),
(22/15), ()77/31
k. et- (kömöğ ‿ et-) (4/13),
(4/15), (22/14), (22/71), (23/4), (23/5),
(59/5)
k. +lörü (19/37)
kömökçü: kömekçi (yardımcı)
k. +åi (38/3)
köp: çok
k. (2/1), (2/12), (3/12), (5/11),
(12/14), (18/3), (22/3), (22/4), (31/9),
(32/35), (32/48), (36/5), (36/20),
(36/41), (36/48), (45/1), (48/5), (56/14),
(66/12), (70/9), (77/20), (77/30)
k. +düğni (22/12)
k. +rǟk (30/34), (31/9), (32/45),
(41/20)
k. +rǟcik (32/51)
köpçlükleyin: kitle halinde
k. (19/34)
köpöl-: çoğalmak
k. -di (16/21)
k. -er (41/16)
k. -önåoŋ (41/21)
k. -üp (44/6)
k. -ye (44/23)
köpölme-: çoğalmamak
k. -cek (44/3)
köpölt-: (et. ç. bk. köpel-)
k. -üp (köpöldüp) (43/24)
köpötdāğ: dağ ismi
k. hem (köpetdağam) (16/65)
k. +ıŋ (77/2)
köprü: köprü
k. (70/16)
ḳ. +åi (74/30)
k. +åünne (74/19)
k. +åünnen (74/30)
köpük: köpük
k. (80/344)
körpe: küçük
k. (körp‿oğlı) (80/11)
k. +e (körpǟ) (54/74)
k. +eŋ (körpǟŋ) (54/71)
körpö: kiçi
k. (54/38)
k. +lör (54/67)
körpöç: küçük çukur
k. (54/17), (54/18)
köåö-: birini zor duruma bırakmak
k. -mǟn (58/30)
köåön-: kösenmek (iş. ç. krş. köse-) k. -ye (76/8)
köåöne köåene-: (iş. ç. krş. köse-) k. (79/11)
köåönme-: zor durumda kalmamak
ḳ. -ŋ (köåönmǟŋ) (58/17)
köşk: saray
k. (7/4)
k. +de (46/77), (46/95),
(46/106), (78/22)
k. +den (46/65)
k. +dǟki (78/14), (78/16)
k. +dön (46/66), (46/149)
k. +ün (köşğün) (46/139)
k. +üne (köşğüne) (46/90)
k. +ünü (köşğünü) (46/152)
k. +üŋ (köşğüŋ) (46/60)
köşük: saray
k. +de (78/34)
köwüş: ayakkabı
k. (54/81)
k. +ün (köwşün) (2/22)
köyne: (krş. kȫnö)
k. (45/37)
köynek: kıyafet
k. +dir (53/17)
köynö: (krş. kȫnö, köyne)
k. (57/77)
köynök: kıyafet
k. +in (köynöğin) (2/22)
k. +ni (köynöğni) (1/67)
k. +ler (36/50)
k. +leri (53/19)
k. +leriŋ (16/56)
k. +ŋi (köynöŋŋi) (1/66)
köytöndāğ: dağ ismi
k. (77/23)
440
krasnawōdskı: balkan vilayetinin eski
ismi
k. +dan (22/58)
krasnawōdski: (krş. krasnawōdskı)
k. (22/18)
kūrtga: mont
k. (25/15)
kūybışıwa: isim
k. (22/1)
kulyōnka: sofra
k. (43/6), (43/27)
k. +lammıẕı (43/27)
k. +mıẕı (kulyōnkāmıẕı) (43/28)
k. +ŋ (kulyonkāŋ) (53/7)
ḳurān: kuran
ḳ. hem (ḳurānam) (78/17)
ḳ. +ı (78/27)
ḳ. +ıŋ (78/11), (78/28)
ḳ. +năn (78/8)
kǖyẕö: güğüm, küp (krş. kǖẕö)
k. +löŋ (15/26)
k. +lör (15/22)
kǖẕö: (krş. küyẕö)
k. + miẕ (kǖẕǟmiẕ) (55/12)
k. + åi (55/12)
küçö: (krş. köçö)
k. +åiniŋ (3/1)
k. +åünde (41/1)
ḳ. +åüniŋ (10/1)
k. +ye (76/6)
kükrök: göğüs
k. +ni (kükröğni) (1/9), (1/18)
külpetli: külfetli
k. (36/18)
küme: kümes, kulübe
k. +miẕ (kümǟmiẕ) (40/51),
(54/6)
k. +ŋde (kümǟŋde) (40/51),
(54/85)
kümmeẕ: kubbe
k. (70/22)
kümmöt: anıt
k. +i (78/36), (80/370)
kümüş: gümüş
k. (32/42), (32/43)
k. +lör (32/43)
küncök: köşe
k. +müẕiŋ hem
(küncöğmüẕiŋem) (77/24)
k. +löründe (34/1)
kündük: yıkanmak için kullanılan metal
gügüm
k. +cöğü (kündücöğü) (65/5)
k. +i (kündüğü) (65/2), (65/4),
(65/6)
küp: kare
k. (69/45)
küpür: ağzından kaçırmak, boş boğazlık
etmek
k. (79/10), (79/11)
kürök: kozalak
k. +le (41/24), (41/25), (41/47)
k. +lemmiẕiŋ (41/60)
k. +leri (41/58)
k. +löri (41/16), (41/20), (41/21)
k. +lörü (41/54)
kürşğe: kupa, bardak
k. (28/2)
-l-
lāger: kamp
l. +da (39/4)
lāpıkeç: ümidi boşa çıkmış, hayal
kırıklığına uğramış
l. (46/67)
lāyıḳ: makul, uygun
l. (69/25), (69/42)
l. +da (69/24), (69/33)
lāyıḳlıḳ: layiklik
l. +da (38/8)
labaratōryă: laboratuvar
l. (25/11), (69/2), (69/3)
l. +dan (25/11)
laŋŋa: aniden
l. (39/56)
laro list: defne yaprağı
l. (27/3)
lawıẕlı: ahenkli
l. (lawıẕl‿edip) (78/32)
lēlìn: isim
l. +iŋ (4/24), (24/7)
lerẕāna: üzgün olmak
l. (36/34)
leyli: isim
441
l. (37/2), (37/6), (37/16),
(37/19), (37/21), (37/23), (37/26),
(37/31), (37/43), (37/46), (37/48),
(37/53), (68/1)
l. +den (37/39)
l. +ni (leylìni) (37/14), (37/20),
(37/38)
l. +niŋ (leylìniŋ) (37/9), (37/18),
(37/19), (37/35), (37/37), (37/52)
l. +ŋ (leylìŋ) (37/20), (37/25),
(37/26), (37/47), (37/48)
lǟle: gelincik, çiçek
l. (50/9)
l. +den (50/10)
l. +ler (50/5), (50/9)
lıwāå: elbise
l. +lar (36/50)
lì- (åū‿çel‿ lìp): çay suv içeli diyip
(çay su içelim diyerek)
l. (1/52)
l. (bercek gǟl‿lìyye) (21/33)
lìtırlık: litrelik
l. (26/9)
l. +a (lìtırlığa) (43/38)
lōşka: kaşık
l. hem (lōşkayăm) (27/4), (27/6)
loḳġa: büyük
l. (10/4)
l. (loḳġ‿āğaç) (10/6)
luḳmān: doktor, hekim
l. +ıŋ (38/3)
-m-
mā (oğlum‿mā): var
m. (10/7)
m. (ġīyẕım‿mā) (10/8)
m. (maşğalam‿mā) (10/9)
m. (aòtıklarım‿mā) (10/11)
m. (gelinlem‿mā) (10/10)
m. (ẕātlaram‿mā) (13/16)
m. (yetişenlerem‿mā) (20/11)
m. (şertim‿mā) (21/76)
m. (òalḳımıẕăm‿mā) (36/5)
m. (öydüm‿mā) (49/36)
m. (maşīnım‿mā) (56/8)
māḳūlla-: onaylamak
m. -yă (80/332)
māl: mal
m. (40/21), (54/29), (54/64),
(54/67)
m. hem (mālăm) (67/26)
m. +ı (54/8)
m. +ım (67/27)
m. +ımıẕayăm (41/60)
m. +ıŋ (54/79)
m. +ıŋa (42/15)
m. +la (54/16), (54/40), (54/58)
m. +lammıẕa (67/25), (69/37)
m. +laŋ (80/111)
m. +lar (80/117)
m. +lara (54/32)
m. +lardan (54/73)
m. +ları (23/25), (53/33)
m. +larıŋ (80/110), (80/118)
çìğ m. (ham madde) (23/31)
māllı: zengin
m. (58/14)
māma: nene
m. (19/7), (19/9), (19/12),
(37/28), (75/26), (75/31)
m. +a (māmā) (19/8)
m. +lammıẕ (45/1)
m. +larmıẕ (32/53), (32/58)
m. +larmıẕıŋ (18/3)
m. +larmıẕẕan (18/3), (19/20)
m. +nıŋ (māmānıŋ) (37/27)
mānā: anlam (krş. mānī)
m. (36/14)
m. +åı (32/55), (32/62), (33/2),
(35/10), (35/13), (35/14), (36/59)
m. +da (22/53)
mānī: anlam (krş. mānā)
m. +åı (6/16), (32/21)
m. +åında (8/9)
mār (bayram‿mār): (krş. mā)
m. (11/2)
m. (böröğem‿mār) (13/16)
442
m. (tōrwolaram‿mār) (17/22)
m. (ġīyẕlaram‿mār) (20/5)
m. (yāşlarmıẕam‿mār) (3/12)
m. (gìrenlerem‿mār) (3/21)
m. (yörönlörem‿mār) (3/22)
m. (paòtām‿mār) (41/3)
m. (ciğim‿mār) (48/14)
m. (ġırım‿mār) (49/36)
m. (alyānam‿mār) (58/21)
m. (çānağam‿mār) (62/23)
m. (ōcoğăm‿mār) (62/23)
m. (mālım‿mār) (67/27)
m. (hālım‿mār) (67/27)
m. (berğìm‿mār) (75/4)
m. (şÊherçelerem‿mār) (77/12)
m. (åowālım‿mār) (80/160)
m. (şertim ‿ mār) (80/354),
(80/362)
m. (yerim‿mār) (80/369)
mār: yılan
m. + mı (2/26)
mārada (ȫẕüm‿mārada): hakkında
m. (10/7)
m. (gelceğim‿mārada) (46/38),
(46/41)
māy: mayıs
m. (17/13), (54/50)
māya: ekşi hamur, maya
m. (29/2), (29/7), (29/11)
m. +nı (māyānı) (29/2), (29/6),
(30/4)
m. +yă (29/2)
māyalı: mayalı
m. (30/38)
maddī: maddi
m. (19/37)
mağaẕīn: mağaza, dükkan, market
m. +ıŋ (21/45)
mağlūmad: (krş. mağlūmāt)
m. (62/3)
mağlūmat: (krş. mağlūmad)
m. (8/14)
m. +lara (6/9)
mağşūḳ: maşuk
m. +lar (50/8)
Maòmıd: isim
m. (22/71)
Maòtımğulı: isim
m. (5/1), (9/15), (22/68),
(22/70), (36/11), (41/1)
maòåūå: özgü, ona ait
m. (31/11), (32/20)
maålaòat: 1. öğüt
m. ber- (2/7), (40/30)
m. wer- (1/59), (2/15)
m. +larnı hem (maålahatlarnam)
(38/30)
m. +larnı (38/28)
maålaòatçı: danışman
m. +ları (80/259)
m. +åı (78/3)
maålaòatlaş-: istişare etmek
m. -ıp (36/44)
m. -ıpdırla (21/8)
Makedōnskì: makedonyalı
m. +niŋ (5/28)
maḳåat: maksat (krş. maḳåaT)
m. +ı (makåadı) (6/5), (32/44),
(32/51), (70/6)
maḳåaT: (krş. maḳåat)
m. (32/44)
mamēnT: anında
m. (55/10)
manat: para birimi
m. (56/6), (56/8)
m. hem (manadam) (66/10)
manġōl: moğol
m. +lar (15/17)
mantāj: montaj
m. (52/18)
maŋa: 1. t. ş. zamirinin yönelme hali)
m. (21/15), (21/23), (21/31),
(21/45), (21/56), (21/57), (21/69),
(36/72), (39/64), (46/41), (46/122),
(48/5), (57/64), (59/29), (60/35),
(61/18), (65/9), (74/9), (75/5), (75/30),
443
(76/139), (76/140), (79/13), (80/169),
(80/301), (80/343)
maŋlay: alın, manlay
m. (32/56)
m. +ından (36/52)
m. +ınnan (36/52)
m. +ŋa (80/153)
marāl: morel, keyif
m. +ınıŋ (21/20)
Marı: yer ismi
m. (16/46), (22/75), (22/80),
(71/2), (73/1), (77/8), (77/10), (77/24)
m. +a (marā) (22/60), (22/74),
(57/23)
m. +da (5/5), (22/61)
m. +nı (marīnı) (22/63), (22/66)
m. +ŋ (marīŋ) (22/62)
marlı: gazbezi
m. (marl‿al-) (60/15)
mart: mart
m. (41/4), (54/11), (54/13)
maşğala: aile
m. (35/16), (35/19)
m. +a (maşğalā) (35/20)
m. +da (32/45), (32/48), (32/51),
(32/56), (36/10)
m. +dan (35/14)
m. +danmı (35/19)
m. +m (maşğalām) (10/9),
(48/12), (48/13)
m. +mıẕ (maşğalāmıẕ) (40/3),
(54/1)
m. +nı (maşğalānı) (35/23)
m. +nıŋ (maşğalānıŋ) (32/49),
(35/19)
m. +ŋıẕı (maşğalāŋıẕı) (46/48)
m. +åı (35/7), (54/1)
m. (maşğala‿et-) (22/64)
maşīn: araba
m. (23/27), (67/22)
m. +a (67/23)
m. +da (11/9)
m. ım (56/8)
m. + ıŋ (35/9)
m. +lara (56/5)
maşīnlı: arabalı
m. (62/14)
maşla- (yārım‿maşla-): başlamak
m. -yă (14/28)
matā: kumaş
m. (41/67), (44/40), (47/13)
maţērik: anakara, kıta
m. +iniŋ (maţēriğiniŋ) (77/13)
maţeryāl: malzeme
m. +lar (77/11)
matımātḳa: matematik
m. (14/31), (14/34)
maţiryāl: (krş. maţeryāl)
m. +larnı (77/12)
mawzalēy: anıt
m. +ımıẕ (9/9), (9/13)
m. +i (9/10)
mayda: ufak
m. +ca (11/8)
maẕār: mezar
m. +lar (15/22)
m. + nıŋ (37/52), (37/53)
maẕārçılıḳ: mezarlık
m. (15/21)
maẕmūn: içerik
m. +nı (37/2)
mētır: metre
m. (1/46), (45/39), (45/40),
(70/11)
m. +a (70/11), (73/3)
mētırlıḳ: metırlık (metrelik)
m. (49/9)
me: al, işte
m. (76/10)
mecbūrı: mecburi, zorunlu
m. (4/11)
mecnūn: mecnun (krş. mejnūn)
m. (37/47)
m. +uŋ (37/29), (37/34)
medāl: madalya
m. (22/48)
m. +lar (22/47)
m. +ları (22/49)
medenì: kültür, medeni
m. (6/5), (9/7), (22/3), (22/5),
(51/9), (77/11)
medenyet: uygarlık, kültür
m. (15/6), (9/2), (9/6)
m. +e (15/28)
m. +i (15/5), (15/6)
444
m. +inde (9/6)
m. +ine (15/27)
medenyetli: kültürlü
m. (32/51)
mejnūn: (krş. mecnūn)
m. (37/2), (37/33), (37/42),
(37/43), (37/49), (37/52), (37/53)
m. +a (37/41)
m. +ı (37/36), (37/39), (37/51)
m. +uŋ (37/32), (37/35)
mekdep: mektep, okul
m. +de (48/16), (48/18), (52/3),
(52/4), (56/10)
m. +e (mekedwe) (14/44),
(37/13), (37/14), (37/20), (37/23), (52/8)
m. +i (mekdewi) (15/27), (52/10)
m. +lerde (56/20)
m. +leri (3/18), (3/19)
m. +me (mekdewme) (52/10)
m. +miẕe (mekdewmiẕe) (20/19)
m. +miẕiŋ (mekdewmiẕiŋ)
(20/25)
m. +niŋ (mekdewniŋ) (20/2),
(52/2)
m. + ünde (mekdewünde) (3/2),
(52/3)
m. +üniŋ (mekdewüniŋ) (56/1)
Mekge: medine
m. +e (mekgǟ) (37/29)
Mekge Medìne: medine
m. +e (mekge medìnǟ) (37/31)
meli: (krş. veli, weli, wöli)
m. (werdim‿meli) (80/203)
men: 1. t. ş. zamiri, ben
m. (1/2), (1/61), (1/66), (1/79),
(2/8), (2/9), (2/17), (3/1), (3/2), (3/20),
(5/20), (6/1), (6/3), (10/1), (10/2),
(10/3), (10/7), (11/6), (12/11), (14/1),
(14/11), (15/1), (16/30), (16/56), (17/1),
(17/2), (18/2), (18/3), (18/5), (19/35),
(20/1), (20/2), (20/3), (20/13), (20/16),
(21/1), (21/32), (21/33), (21/36),
(21/37), (21/40), (21/52), (21/57),
(21/72), (21/80), (22/6), (25/2), (26/2),
(31/1), (31/2), (37/1), (38/4), (39/4),
(39/24), (39/49), (39/63), (39/63),
(39/65), (41/1), (41/4), (46/29), (43/33),
(46/34), (46/42), (46/43), (46/45),
(46/46), (46/48), (46/65), (46/85),
(48/1), (48/2), (48/12), (48/20), (48/23),
(46/104), (50/1), (50/2), (50/10),
(50/12), (51/1), (51/2), (51/3), (52/1),
(52/2), (53/1), (53/2), (56/1), (56/9),
(56/10), (57/9), (57/10), (57/43),
(57/64), (57/71), (59/36), (60/35),
(61/8), (62/11), (62/15), (63/5), (67/6),
(67/28), (68/1), (69/1), (69/2), (70/1),
(75/12), (75/20), (75/28), (75/52),
(76/2), (76/7), (76/11), (76/73), (76/91),
(78/1), (78/2), (79/1), (79/2), (79/10),
(79/10), (79/11), (79/15), (79/23),
(80/1), (80/38), (80/50), (80/79),
(80/98), (80/99), (80/100), (80/101),
(80/102), (80//103), (80/104), (80/132),
(80/134), (80/136), (80/154), (80/161),
(80/165), (80/165), (80/168), (80/169),
(80/183), (80/185), (80/188), (80/202),
(80/203), (80/241), (80/242), (80/250),
(80/287), (80/295), (80/302), (80/305),
(80/307), (80/309), (80/312), (80/318),
(80/321), (80/322), (80/342), (80/353),
(80/360)
m. +ǟ (66/8), (79/54), (80/204)
m. +e (59/14), (60/39), (76/24),
(76/142)
m. hem (menem) (40/5),
(46/123), (46/1145), (46/149), (54/3),
(56/2), (80/43), (80/184), (80/297),
(80/299), (80/309), (80/341)
m. +i (21/16), (21/75), (21/76),
(39/53), (46/30), (59/34), (60/40),
(61/8), (65/8), (76/81), (76/91), (79/19),
(79/65), (80/143), (80/154), (80/187)
m. +iŋ (21/89), (26/1), (59/14),
(61/18), (62/9), (66/24), (80/160)
m. +iŋki (50/14)
m. +nen (20/12), (21/38),
(21/73), (50/12)
menekli: lekeli
m. +ce (32/41)
menẕil: bir günlük yol
m. (79/47)
meŋ: 1. teklik şahıs zamirinin genetif
hali
m. (1/49), (3/2), (3/9), (4/1),
(14/12), (16/7), (16/35), (16/41), (20/6),
445
(20/11), (21/17), (21/68), (21/71),
(39/2), (39/22), (39/50), (39/68),
(39/71), (39/75), (41/3), (46/38),
(46/45), (46/103), (46/131), (48/19),
(48/23), (56/3), (59/15), (59/34), (60/7),
(63/8), (63/18), (63/27), (75/42),
(75/49), (76/28), (76/81), (76/98),
(79/11), (79/14), (79/62), (80/31),
(80/143), (80/161), (80/184), (80/190),
(80/286), (80/300), (80/352)
m. hem (meŋem) (3/17),
(80/359)
meŋẕeme-: benzememek
m. -yǟn (32/19)
meŋẕeş: benzer
m. (3/9), (9/4), (9/15), (16/40),
(16/42), (52/12)
m. +diğni (16/41)
m. +ler (50/4)
mer (tağam‿mer): bermek
m. (21/78)
m. (görüm‿mer) (59/34)
m. -cek (ġīyẕım ‿ mercek)
(80/222), (80/360)
m. -mǟn (ölüm ‿ mermǟn)
(59/34)
m. -ye (yārdım‿merye) (77/9)
Mercen: isim
m. (53/1)
Merdānmırādıwa: isim
m. (17/1)
Merēdıva: isim
m. (20/1)
Merēdıwa: isim
m. (18/1), (37/1)
meròūm: ölü
m. (36/17), (36/18), (36/21),
(36/35), (36/38), (36/40), (36/49),
(36/51), (36/55), (36/58), (36/75)
m. +a (36/15)
m. +ı (36/36)
m. +ıŋ (36/10), (36/42)
m. +uŋ (36/7), (36/44)
merkeş: sürü başı koyun
m. (54/26)
merkeẕ: merkez
m. (15/24)
m. +i (9/6), (77/6), (77/13),
(77/20)
m. +ine (6/21), (6/22)
m. +innen (8/2), (77/10)
m. +ler (9/2)
m. +ler hem (merkeẕlerem)
(6/19), (6/20)
m. +lermiẕ (56/22)
m. +lerne (38/5)
m. +lerni (56/23)
m. +niŋ (7/2)
mert: dayanıklı, mert
m. (32/44), (36/64)
mertlik: mertlik, dayanıklılık
m. +i (mertliği) (32/54)
m. +innen (mertliğinnen) (32/21)
m. +ni (mertliğni) (36/65)
merv: marı vilayetinin eski ismi
m. (15/11)
meå: şen, neşeli, şakrak
m. (80/333)
meåele: mat. problem
m. (20/9)
meåelem: örneğin
m. (31/12), (32/55)
meåğe: tere yağı
m. (68/11), (68/21)
m. +ni (meåğǟni) (68/21)
meåğen: mesken, mekan
m. +ni (77/33)
meşğūl: meşkul
m. (21/45)
metcìd: mescit, cami
m. (6/11)
m. +e (80/114)
m. hem (metcìdem) (59/3)
m. +iŋ (6/12)
m. +de‿ken (80/113)
meydān: tarla, kır, meydan, açıklık
m. (40/68), (79/42)
m. +ına (meydāına) (80/25)
meydānça: alan, saha, çimenlik
m. +da (54/5)
m. +ı (72/2), (73/4), (77/18)
m. +lara (19/17)
m. +larda (32/52)
m. +larnıŋ (77/4)
446
m. +åı (15/4)
meyilnāma: program
m. +mıẕ (meyilnāmāmıẕ) (38/34)
meyletìn: gönüllü
m. (22/76), (22/78), (22/80)
meyliå: ziyafet, meclis, gece eğlencesi
m. (32/59)
Mǟlik: isim
m. +cān (80/33)
m. +e (mǟliğe) (80/150)
m. hem (mǟliğem) (80/243),
(80/335)
m. +i (mǟliği) (80/12), (80/31),
(80/63), (80/108), (80/310), (80/336)
m. +iŋ (80/147), (80/176),
(80/216), (80/296)
Mǟlik Pǟlwān: isim
m. (60/1), (60/4), (60/5), (60/6),
(60/25), (60/31), (60/32), (60/33),
(62/24), (80/1), (80/2), (80/3), (80/4),
(80/7), (80/10), (80/11), (80/16),
(80/17), (80/18), (80/25), (80/97)
(80/127), (80/140), (80/181), (80/182),
(80/193), (80/200), (80/210), (80/211),
(80/215), (80/233), (80/237), (80/242),
(80/257), (80/340), (80/346), (80/357),
(80/359), (80/365), (80/366), (80/367),
(80/369)
mǟlim:bilinen, malum
m. (36/26)
Mǟmmed Övöẕ ìşān: isim
m. (79/2), (79/3), (79/8),
(79/21), (79/25), (79/27), (79/31),
(79/33), (79/59), (79/60), (79/66),
(79/72), (79/73) (79/74), (79/75)
Mǟmmìyıf: soyisim
m. (3/9)
Mǟne: isim
m. (3/5), (9/9), (9/10), (9/11),
(9/12) (78/2), (78/3), (78/4), (78/5),
(78/6), (78/7), (78/12), (78/14), (78/17),
(78/23), (78/24), (78/25), (78/26),
(78/29), (78/33), (78/35), (78/36),
(78/38), (80/370)
mÊhir: sevgi, sempati
m. (1/63)
m. +i (1/70)
m. +i (mÊhri) (50/17)
mÊhirli: sevimli, tatlı
m. (32/44)
m. +ce (32/44)
mÊhrem: sempati
m. (32/44)
mÊhriwān: mihriban, sevgili, iyi
kalplilik
m. (32/44)
mīòmān: misafir
m. (1/33), (12/5), (13/2), (13/3),
(17/26), (53/23)
mīhmānçılıḳ: misafirlik
m. +a (mīòmānçılığa) (53/16),
(57/45)
m. +a‿ al (mīòmānçılığ ‿ al-)
(57/43)
m. +lar (53/27)
m. +ları (53/32)
mīòmānlıḳ: misafirlik
m. +a (1/34)
mı: bu
m. +da (mında) (1/14), (80/199)
m. +dayā (mındayā) (1/45),
(1/56)
m. +nı hem (mınam) (80/334)
m. +nı (2/22), (21/45), (21/48),
(30/8), (39/17), (46/88), (75/21),
(80/12), (80/108), (80/242)
m. +nıŋ (16/7), (19/22), (21/19),
(21/34), (21/66), (32/8), (37/16)
m. +nıŋ hem (mınıŋam) (80/346)
m. +nıy (78/14)
m. +nı hem (mınıyăm) (65/2)
m. +nīŋ hem (mınīŋam) (80/265)
m. +nan (mınnan) (21/57)
mıçğa-: ovçalamak, ezmek
m. -yăŋ (30/4)
mıdāmā: her zaman, daima (krş.
mıdāma)
m. (21/4)
mıdāma: her zaman, daima (krş.
mıdāmā)
m. (21/6)
mıdār: geçinmek
m. (19/10)
mılāyım: mılayım, yılı (ılık)
m. (28/5), (30/2)
m. + rāḳ (28/8)
447
mılāyımlıḳ: hoşluk, tatlılık, candanlık
m. (1/15), (1/59), (1/5)
Mıllı: isim
m. (3/5)
mınāåīp: münasip, uygun
m. (32/39)
mınd: dakika
m. (14/6), (14/7), (14/18)
mınıd: (krş. mınd, mınT, mınt)
m. (14/13)
mınìstırlıḳ: bakanlık
m. +ına (mınìstırlığna) (38/7)
mınT: (krş. mınT, minūt, mınd, mınıd)
m. (14/17)
mınt: (krş. mınd, mınıd, mınT)
m. (14/19)
mīnt: (krş. mınıd, mınd, mınT, mınt)
m. (14/8)
mıŋ: işaret zamirinin genetif hali
m. (4/3), (39/14), (39/44),
(39/58), (46/17), (46/21), (46/98),
(75/26), (78/6), (79/26), (79/44),
(79/58), (80/7), (80/203), (80/261)
mıŋa: işaret zamirinin yönelme hali
m. (1/44), (17/15), (21/54),
(21/73), (39/33), (39/51), (39/59),
(39/61), (39/69), (46/2), (46/6)
m. hem (mıŋayăm) (80/304)
MırāT: isim
m. (32/44)
mıåāl: misal, örnek
m. (3/4), (4/9), (4/12), (16/24),
(16/69), (26/8), (31/8), (32/40), (32/43),
(32/53), (52/12), (52/16), (77/15),
(77/18), (77/24), (77/31), (77/37)
m. +nı (77/18)
2. mat. işlem
m. +lar (20/8)
m. +lara (20/9)
m. +ları (20/7)
m. +larıŋ (20/10)
m. +larnı (20/21)
mış mış: söylenti
m. (78/21)
mìksır: mikser
m. +da (68/5)
mìrāå: miras
m. +a (51/7)
m. +ı (22/3), (32/1), (51/3)
m. +ımıẕ (22/5), (51/8)
m. +ımıẕı (51/10)
m. +ını (51/9)
mìtır: metre
m. (60/15)
mìẕān: terzi, tartı
m. (74/18), (74/29)
mile: (krş. bilen, bile, wülen)
m. (çāğalam‿mile) (41/4)
m. (göẕüm‿mile) (62/20)
milen: (krş. mile, bile, bilen, wilen,
wülen)
m. (yoldaşım‿milen) (10/3)
m. (çekilyeyem‿milen) (13/11)
m. (ȫẕüm‿milen) (3/2)
m. (ecem‿milen) (46/146)
m. (ādam ‿ milen) (57/77),
(80/333)
m. (gelnim‿milen) (66/21)
m. (ecem‿milen) (67/2)
m. (ġoşunum‿milen) (80/154),
(80/166)
m. (ḳāḳăm‿milen) (80/312)
millet: halk, millet
m. (16/12), (16/21), (16/35)
m. +e (16/9)
m. +iniŋ (16/42)
m. +leriŋkǟ (32/2)
millì: millî
m. (11/2), (11/3), (11/16),
(12/8), (12/9), (13/1), (17/12), (18/3),
(18/6), (19/30), (19/38), (31/2), (32/11),
(32/28), (35/2), (36/1), (36/13), (50/3),
(51/3), (51/8), (51/9)
millìlik: millîlik
m. +ne (millìliğne) (51/10)
m. +ni (millìliğni) (19/32),
(51/10)
mināra: minare
m. +nıŋ (minārānıŋ) (36/71)
minnetdārlıḳ: teşekkür, minnettar
m. +larnı (20/25)
448
minūt: dakika (krş. mınd, mınt, mınT,
mınıd)
m. +dan (69/21)
minūtla-: dakika boyunça
m. -p (minūtlāp) (69/20)
minūtlıḳ: dakikalık
m. (18/4)
min-: binmek
m. -yek (56/5)
mōl-: yardımcı fiil, olmak
m. (öydüm‿mōl-) (49/23)
m. (ġırım‿mōl-) (49/26)
mōlla: molla, imam
m. (65/15)
mōllım: öğretmen (krş. mōllum,
mōlum)
m. (40/7)
mōllo: molla (krş. mōlla)
m. +lor (36/44)
mōllum: öğretmen (krş. mōllım)
m (48/16)
mōlum: öğretmen (krş. mōllım, mōllum)
m. (3/2)
m. +ı (70/2)
m. +la (39/5)
mōlumçulıḳ: öğretmenlik
m. (3/16)
mōmı: olur mu
m. (üẕüm‿mōmı) (26/8)
mōncuğ‿atdı: gelincik tarzı bir oyun
m. (50/11)
m. +lar (50/5), (50/11)
mōncuḳ: boncuk
m. (50/14)
m. +nı (50/15), (50/16)
m. +nu (50/13)
m. +lornı (50/11)
m. +u (mōncuğu) (50/122),
(50/13)
mol-: olmak
m. -an (ādam molan) (9/12)
m. -dı (nǟm moldı)
(2/30)(46/111), (46/115)
m. -dı (ölüm ‿ moldı) (57/4),
(63/6)
m. -dı (doğonum ‿ moldı)
(80/184)
m. -dıḳā (nǟm ‿ moldıḳā)
(59/24)
m. -duḳā (nǟm ‿ molduḳā)
(80/200)
m. -malı (dowām ‿ molmalı)
(16/33)
m. -malı (ādam ‿ molmalı)
(54/15)
m. -moğom (dāğam molmoğom)
(2/18)
m. -olı (ıålām‿mololı) (80/207)
m. -onnı (nǟm ‿ molonnı)
(46/113)
m. -onu (ādam‿molonu) (2/1)
m. -or (ıålām‿molor) (80/191),
(80/192)
m. -oråıŋıẕ (kim ‿ moloråıŋıẕ)
(80/87)
m. -åa (nǟmeyem ‿ molåa)
(3/23),
m. -åa (ẕādam‿molåa) (20/29),
m. -åa (āẕacığam ‿ molåa)
(35/5),
m. -åa (kiçirǟğem ‿
molåa)(77/17)
m. -åa hem (nǟm ‿molåayăm)
(46/66)
m. -åo (ẕādam‿molåa) (20/29
m. -åo (ìşimem‿molåo) (21/17)
m. -åo (òayåam‿molåo) (32/14)
m. -åo (ḳīnırāğam ‿ molåo)
(40/21),
m. -åo (çāğalaram ‿ molåo)
(46/135)
m. -åo (çiğim‿molso) (48/18)
449
m. -åo (kiçirǟğem ‿ molåo)
(77/17)
m. -åo (nǟmeyem ‿ molåo)
(80/331)
m. -åun (nǟm‿molåun) (68/25)
m. -up (ādam‿molup) (78/3)
m. -yă (ġırḳım‿molyă) (40/12)
m. -yă (tamam‿molyă) (1/81)
m. -yă (mılāyım‿molyă) (28/5)
m. -yă (etåeŋem ‿ molyă)
(29/12), (29/13), (54/83)
m. -yă (günüŋem ‿ molyă)
(36/8)
m. -yă (hȫnüm‿molyă) (40/19),
(40/27)
m. -yă (ìm‿molyă) (42/15)
m. -yă (toğoloåaŋam ‿ molym)
(45/32)
m. -yă (oturåaŋam ‿ molyă)
(54/93)
m. -yă (dikåeŋem ‿ molyă)
(54/94)
m. -yă (dìåemem‿molyă) (59/1)
m. -yă (dìåeğem‿molyă) (6/23)
m. -yă (dìåeŋiẕem ‿ molyă)
(61/18)
m. -yă (nǟm‿molyă) (63/20)
molìn: bağlaç (krş. meli, weli, wölü)
m. (gitdim‿molìn) (79/54)
molīnı: bağlaç (krş. meli, molìn, weli)
m. (16/56)
moluş: oluş (krş. boluş)
m. +u (mǟlim‿molşu) (36/26)
moyunça: (krş. boyunço, moyunço)
m. (kǟrim‿moyunça) (18/2)
m. (uğrum‿moyunça) (18/3)
moyunço: (krş. moyunça)
m. (15/2)
mȫcök: 1. böcek
m. +le (2/22)
2. kurt
m. (40/55), (40/58)
m. +den (54/35)
m. hem (mȫceğem) (40/56)
mȫr mȫcök: böcek
m. +ler (2/5)
m. +leriŋ (2/22)
muğōllīm: öğretmen
m. + ı (56/1)
Muòammed: Hz. Muhammet (krş.
muòammet)
m. (1/42), (2/7)
Muòammet: Hz. Muhammet (krş.
muòammed)
m. (2/1), (2/21), (2/36), (80/57),
(80/145), (80/155)
m. hem (muòammedem) (1/42),
(1/52)
m. +i (muhammedi) (1/35)
m. +iŋ (muòammediŋ) (1/8),
(1/11), (1/35), (1/41), (1/48), (1/53)
muòt: bedava
m. (38/15)
m. +ına (38/17)
m. +uno (38/16)
mund: (krş. mınıd, mınd, mınT, minut)
m. (14/20), (14/26), (14/51)
m. +umuẕ (14/21)
munı: işaret zamirinin belirtme hali
m. (75/6), (80/11), (80/251)
munıŋ: işaret zamirinin genetif hali
m. (75/52) (80/263)
m. hem (munıŋam) (21/20)
munnon: işaret zamirinin çıkma hali
m. (21/28), (51/9), (77/12),
(80/11)
munt: dakika (krş. mınıd, mınd, mınT,
minut)
m. (13/11), (30/17), (36/25)
m. +dan (13/12)
munu: işaret zamiri (krş. munı)
m. (69/45), (69/46), (75/25),
(80/181)
munuŋ: işaret zamirinin genetif hali
(krş. munıŋ)
450
m. (33/2), (46/70)
muŋ: işaret zamirinin genetif hali (krş.
munıŋ)
m. (5/11), (79/59)
muŋa: işaret zamirinin yönelme hali
m. (31/7), (31/8), (32/40),
(32/53), (35/13), (35/15), (36/5),
(37/19), (77/19), (80/15)
muŋo: işaret zamirinin yönelme hali
(krş. muŋa)
m. (80/15), (80/62)
Mustafā: isim
m. (57/16)
muåulmān: islam dinini kabul eden
m. (57/5), (80/67), (80/147),
(80/151), (80/154), (80/161), (80/166),
(80/181), (80/204), (80/212), (80/268),
(80/353)
m. +a (57/8)
muåulmānçılıḳ: müslümanlık
m. (34/3)
m. +a (muåulmānçılığa) (80/9)
m. +da (36/11)
m. +ı (57/8)
m. +laŋ (80/65), (80/72),
(80/222), (80/270), (80/280)
m. +lar (80/9)
m. +larıŋ (37/29)
muåulmānlıḳ: müslümanlık
m. (80/153)
muåurmān: Müslüman (krş. muåulmān)
m. (75/55)
m. +ıŋ (57/77)
m. +laŋ (80/42)
m. +ları (74/40)
muåurmānçılıḳ: (krş. muåulmānlıḳ)
m. +a (muåurmānçılığa) (57/77),
(57/81)
m. +da (34/1)
mücöwür: mezarlık bekçisi
m. (60/10), (60/33), (61/21)
mücöwürçülük: mezarlik bekçiliği (krş.
mücöwür)
m. (mücöwürçülüğ‿et-) (79/73)
m. +le (61/6), (61/21)
mülk: mülk, mal, servet
m. +üm (21/82)
mümkìn: mümkün, müsait
m. (32/4)
mümkǖn: (krş. mümkìn)
m. (2/18)
m. +mi (46/25)
mün-: binmek (krş. min- )
m. -di (14/11)
m. -üp (80/123)
mündür-: (et. ç. krş. mün-, min-)
m. -di (80/186)
m. -üp (80/186)
müŋ: bin, sayı
m. (71/1), (77/32), (77/33),
(80/63), (80/152)
müŋkür: 1. ınançsız
m. (74/17)
m. +e (74/28)
2. münker melek, kabire
girdikten sonra sorguya çeken melek
(76/133)
müŋkürçülük: (krş. müŋkür)
m. (müŋkürçülüğ‿et-) (76/136)
müŋkürlük: (krş. müŋkür)
m. (75/1), (75/42), (75/46)
m. (müŋkürlüğ ‿ et-) (75/9),
(75/32), (75/49)
müşğül: zor, karışık
m. (62/2)
müşğülen: (krş. müşğül)
m. (62/5)
Müşkül Küşāt: isim
m. +cān (62/1)
m. +ı (müşkül küşādı) (62/4)
-n-
nān: ekmek
n. (35/23)
nār: nar
n. (76/92), (76/124), (76/140)
n. hem (nāram) (76/93), (76/94)
n. +ı (76/9), (76/125), (76/144)
n. +ıŋ (76/140)
n. +ları (76/140)
nağış: nakış
n. hem (nağışăm) (49/16)
n. +ı (49/6)
n. +ı (nağşı) (49/17)
n. +ını (nağşını) (49/13)
451
n. +lă (49/15), (49/20)
n. + lar (15/26), (15/27), (16/53),
(1/56)
n. +lară (49/18)
n. +ları (15/27), (16/45), (16/53),
(16/56)
n. +larnı (16/52), (51/9)
nağrā: haykırış, kükreme
n. (57/76)
naòar: yemek
n. (12/5), (12/7), (12/12),
(14/21), (21/84), (36/7), (41/66), (60/22)
n. +dan (36/49)
n. +ımıẕ (12/9)
n. +ına (54/43)
n. +la (12/4)
n. +layăm (13/16)
n. +mıẕ (12/8), (12/16), (13/1)
n. +mıẕıŋ (13/17)
n. +nı (36/49)
n. hem (naòarăm) (14/22)
naòār: (krş. naòar)
n. (21/83)
n. +mıẕ (13/3)
naòārla-: yemek vermek, yedirmek
n. -yăḳ (14/52)
namāẕ: namaz
n. (72/6), (74/33)
n. +ı (65/5)
n. +ını (74/26), (74/27), (74/28),
(74/29), (74/30)
namāẕgǟh: namaz kılınan yer
n. (72/5), (72/6)
Namāẕğadepe: tarihi yer
n. (9/4), (15/21), (72/2), (72/4),
(72/5)
n. +ŋ (namāẕğadepǟŋ) (72/8),
(72/9)
n. hem (namāẕğadepeyem)
(72/1)
narmālnı: normal, olağan, doğal
n. (43/29), (46/73)
naåīòat: nasihat, tavsiye
n. (38/9)
necāt: çıkış, çıkma, kurtuluş
n. (74/27), (74/33)
Nedir: padişah ismi
n. (39/76), (39/78)
n. hem (nedirem) (39/55)
n. +iŋ (39/54)
Nedir Şā: isim (krş. nedir)
n. (8/1), (8/3), (8/4), (8/5), (8/6),
(8/10), (39/2), (39/5), (39/6), (39/11),
(39/29), (39/31), (39/38), (39/43),
(39/45), (70/4), (70/5), (70/6)
n. hem (nedir şānam) (39/28),
(39/20)
n. +nı (39/32), (39/37)
n. +nıŋ (8/3), (8/4), (8/11),
(39/3), (71/5)
Nedir Şāò: isim(krş. nedir şā)
n. (16/2)
n. hem (nedir şāòam) (16/2)
nedirşālıḳ: sultanlık mertebesi
n. +ı (nedirşālığı) (24/5)
neft: petrol (krş. newüt)
n. +ini (4/19)
n. +iniŋ (4/30)
nekir: nekir, kabre girdikten sonra
sorguya çeken melek
n. (74/17)
n. +e (74/28)
neme: şey
n. (16/8), (16/16), (16/69),
(16/76), (30/4), (39/31), (39/45),
(40/19), (40/37), (46/5), (46/142),
(47/10), (68/17), (68/24)
n. (nem‿et-) (30/23), (30/24),
(40/39), (40/46), (46/48), (46/63),
(46/74), (46/131), (75/23), (76/135)
n. +de (16/60)
n. +den (2/38)
n. +e (nemǟ) (39/39)
n. +e hem (nemǟyem) (46/148)
n. +ler (15/25), (15/26)
n. +lerde (38/26)
n. +ler hem (nemelerem) (74/32)
n. +lerne (25/8)
n. +ni (nemǟni) (46/143),
(68/13)
n. +ǟk (58/20)
n. +åi hem (nemeåem) (76/131)
n. +åi (16/7)
n. +åini hem (nemeåinem)
(16/73)
n. +åini (16/40), (16/56)
452
n. +ye (40/64), (76/66)
neneŋ: nasıl
n. (80/121)
nepeå: nefes, dem
n. +lerni (79/45)
nepìå: nefis, ince, zarif, narin
n. (51/3)
n. +diğni (nepìååiğni) (19/22)
nepìålik: incelik, zariflik
n. +i (nepìåliği) (19/31)
neåìòat: (krş. naåīòat)
n.(38/22)
n. +nı (38/30)
neåil: nesil, göbek, kuşak
n. +e (3/20)
n. +e (neåle) (18/3), (18/4)
n. +lere (6/5)
neåìp: nasip
n. (3/21), (39/19), (48/11)
neåìwe: nasip
n. +miẕẕe (neåìwǟmiẕẕe)
(80/191), (80/375)
n. +åinde (80/209)
netìce: sonuç
n. +åini (38/24)
netìceåiẕ: sonuçsuz
n. (22/27)
newere: akraba
n. +åi (79/73)
newit: (krş neft, newüt)
n. (22/13), (77/29)
n. +dǟki (22/13)
n. +imiẕi (newtimiẕi) (77/30)
n. +innen (newtinnen) (77/34)
n. +iŋ (newtiŋ) (77/28), (77/29)
newüå: istek, insanın yeme içme gibi
yaşamsal gereksinimlerinin tümü
n. +newåümüẕi (43/20)
newüt: petrol (krş, neft, newit)
n. (77/19)
nǟçe: 1. kaç, soru zamiri
n. (nǟç‿ādam) (46/81), (57/64),
(63/7)
n. (14/56), (16/74), (30/35),
(40/51), (41/33), (41/36), (41/38),
(49/29), (49/36), (58/18), (69/6),
(75/28), (80/333)
n. -ye (76/21)
n. hem (nǟçeyem) (79/57)
2. çok
n. (39/43), (56/6), (80/152)
nǟdip: nasıl
n. (5/18), (39/3), (46/33),
(76/130), (76/134), (76/135)
nǟhìli: nasıl
n. (nǟhìl‿et-) (1/33), (2/2)
n. (1/21), (1/46), (11/6), (18/6),
(19/12), (19/26), (35/19), (37/33),
(40/53), (40/63), (41/49), (53/2),
(53/13), (53/16), (54/94), (57/69),
(57/70), (63/30), (68/17), (69/41),
(69/43), (75/12), (76/5), (78/33)
nǟhìlek: nasıl (krş. nǟhìli) n. (75/29)
nǟli: nasıl (krş. nǟhìli, nǟhìlek)
n. (46/12), (46/130), (80/176)
nǟme: ne
n. (1/21), (1/22), (2/9), (13/3),
(14/14), (14/15), (15/4), (15/28),
(16/44), (16/56), (16/59), (21/17),
(21/56), (25/10), (26/8), (37/15), (39/8),
(39/60), (39/62), (39/73), (40/69),
(46/116), (49/1), (50/12), (54/81),
(57/19), (57/32), (57/35), (57/64),
(58/16), (63/19), (65/3), (68/26), (69/9),
(74/7), (74/10), (74/14), (79/7),
(80/292), (80/333)
n. (nǟm‿çǖn) (1/37), (37/23)
n. (nǟm‿et-) (39/45), (46/16),
(46/89), (46/137), (59/29), (75/46),
(79/28), (80/162)
n. (nǟm‿mol-) (2/30), (37/57),
(46/66), (46/111), (46/115), (59/24),
(63/20), (68/25), (80/200)
n. (nǟm‿ikìŋiẕ) (46/112)
n. (nǟm‿ìşleye) (14/30)
n. +den (63/5)
n. +diğni (1/20), (1/75), (36/5)
n. +e (nǟmǟ) (76/17), (76/23)
n. +kā (57/26)
n. +kǟ (74/24)
n. + ni (nǟmǟni) (19/13)
453
n. +ŋ (nǟmǟŋ) (1/20), (1/75),
(80/41)
n. +åinden (55/6)
n. +ye (76/35)
n. hem (nǟmeyem) (3/23),
(80/331)
nǟrāẕı: rızasız, razı olmayan (krş.
närāẕı)
n. (12/15), (53/9), (53/10)
nǟrāẕīlıḳ: rızasızlık
n. +nı (nǟrāẕılığnı) (79/30)
nǟrāẕıy: (krş. nǟrāẕı)
n. (12/13)
nǟrāhat: rahatsız
n. (74/7), (74/20)
nǟtceğni: ne yapacağını
n. (75/13)
nǟtdiŋ: ne yaptın
n. (76/46)
nǟẕik: nazik, şefkatli, sevecen
n. (32/44)
nǟẕli: nazlı, kolayca gönlü olmayan
n. (32/44)
n. +ce (32/44)
nığmatlı: bereketli
n. (35/23)
nışān: işaret, nişan, belirti
n. (32/61), (36/58)
Nıyāẕıf: eski cumhur başkanının
soyismi
n. (4/27)
nìpdir (ġorḳåın‿nìpdir): korksun demiş
n. (74/13)
nìre: nere, soru zamiri
n. +de (36/70), (60/36), (80/232)
n. +de (nìrde) (54/29), (80/121)
n. +den (2/15), (60/34)
n. +den (nìrden) (79/56)
nìrǟk: nereye
n. (54/28)
niyet: bir şeyi yapmayı zihninde
tasarlama
n. (1/32), (2/22), (21/7)
n. +iŋe (21/56)
nōrma: yasaya uygun durum
n. +åı (67/22)
nōwotçı: nöbetçi
n. (14/3)
noğul: tatlı türü
n. (66/32)
n. +la (66/32)
noòur: nohur, boy ismi
n. (31/8), (36/6)
nokōd: nokta, yer bölge
n. +ında (48/2)
nowful: isim
n. (37/40)
n. +a (37/37)
nowruẕ: nevruz
n. (11/2), (11/3)
noyābır: kasım
n. +ıŋ (41/50)
nökör: muhafız, birin veya bir şeyi
koruyan
n. (46/117), (46/120)
n. hem (nökerem) (46/126)
n. +lörne (1/27)
n. +lörnüŋ (79/40), (79/47)
n. +ne (80/68)
n. +ŋe (46/123)
n. +ŋö (46/125)
n. +ü (46/108), (79/51)
nūr: ışık, aydınlık parıltı
n. (1/17)
n. +ı (1/16), (1/17)
Nūrwerdi Òān: isim
n. (22/62), (22/63), (22/67)
nu: fakat, ancak
n. (16/26)
Nuåoy: yer ismi
n. (15/8)
-ŋ-
(oŋ) ŋālı: onuŋ gibi
ŋ. (16/26)
(geŋ) ŋālıp: şaşırmak
ŋ. (80/181)
(åoŋ) ŋeldi: sonradan geldi
ŋ. (16/46)
(şoŋ) ŋālaḳ: onun gibi
ŋ. (43/13)
(şoŋ) ŋālı: (krş. şoŋ ŋālaḳ)
ŋ. (3/13), (3/16), (4/11), (4/20),
(5/5), (12/14), (16/44), (39/21), (40/62),
(42/10), (46/9), (49/38), (63/24), (65/14)
(şuŋ) ŋālı: (krş. şoŋ ŋālaḳ, şoŋ ŋālaḳ)
454
ş. (3/6), (46/76)
(waòtıŋ) ŋeldi: vaktin geldi
ŋ. (80/151)
(göröåüŋ) ŋelip: görmek istemek
ŋ. (21/60)
-o-
ōcoḳ: ocak, yemek pişirmek için
kurulan ateş yakma yeri
ō. +ı hem (ōcoğăm) (62/23)
ōçır: sıra
ō. (41/73), (41/74), (42/20)
ōdun: odun, yakmak için kullanılan
ağaç
ō. (41/59), (41/61), (41/62),
(54/61), (54/63), (54/78), (59/19)
ō. +a (59/8), (59/9)
ō. +ı (59/9), (66/17)
ō. +nan (30/16)
ï. +ŋu (79/22)
ō. +u (30/26), (30/27)
ō. +uŋ (30/27)
ō. +uŋı (30/17)
ōfis: ofis
ō. +ine (48/21)
ōn: on, sayı
ō. (14/13), (14/18), (14/19),
(14/6), (14/7), (14/8), (44/24) (58/7),
(58/20), (65/1), (69/31), (69/41), (73/3)
ō. +da (69/31)
ō. +non (14/6), (14/7), (73/4),
(77/18)
ōnbeği: yer ismi
ō. (21/1), (39/34), (57/3)
ïnuncı: sıra sayı sıfatı, onuncu
ō. (32/35), (32/36), (52/6)
ōrden: madalya
ō. (22/47), (22/49)
ōrta: orta
ō. (3/18), (14/37), (52/2), (52/3),
(52/4), (52/10), (77/15)
ōt: ateş
ō. (16/14), (30/13), (57/25),
(57/27)
ō. +a (ōda) (16/28), (16/29)
ō. +da (16/28), (16/29), (47/31)
ō. +dan (43/23)
ō. +dan hem (ōtdănam) (65/9)
o. +lorno (16/12)
ō. +umı (ōdumı) (30/23)
ō. +uŋ (ōduŋ) (50/6), (50/7)
ō. +uŋı (ōduŋı) (30/23)
ōtparaẕ: ateşperest
ō. (16/13), (16/12), (16/28)
ōtparaẕlıḳ: ateşperestlik
ō. +dan (50/7)
ōwa: köy, oba
ō. (16/25), (19/1), (22/56), (77/5)
ō. +a (ōwā) (19/4), (19/6),
(19/25), (21/57), (21/77), (8085)
ō. +åına (76/96)
ō. +da (21/3), (21/7)
ō. +dan (66/29)
ō. +mıẕa (21/49)
ō. +nıŋ (ōwānıŋ) (19/9), (19/24)
ō. +nıŋ hem (ōwānıŋam) (62/1)
ō. +ŋ (ōwāŋ) (39/45), (57/25)
ōwo: (krş. owa)
ï. (77/39)
ō. +da (31/4), (46/5)
ō. +dan (2/4), (2/6), (66/31),
(75/23)
ï. +ları (16/54)
ï. +lora (38/20)
ō. +åında (18/2), (78/36)
ō. +åınıŋ (21/1), (72/1)
ō. +åunda (80/370)
ō. +ya (19/3)
ōy: çukur, alçak yer
ō. (41/26)
ōylonşıḳlı: ölçülü, biçili, hesaplı
ō. (32/45)
-o- o: o, işaret zamiri (krş. ol)
o. (1/19), (1/21), (1/23), (3/15),
(6/12), (6/17), (11/7), (14/10), (14/36),
(14/53), (15/17), (15/21), (15/24),
(16/1), (16/18), (16/20), (19/8), (2/22),
(20/3), (20/5), (21/13), (23/27), (24/20),
(25/4), (36/30), (37/10), (37/15),
(37/32), (39/8), (40/11), (40/40),
(41/66), (43/28), (44/4), (44/23),
(44/33), (45/9), (46/130), (57/17),
(57/27), (57/29), (57/61), (57/5),
(59/19), (60/24), (60/25), (60/30),
(60/32), (60/36), (61/5), (63/2), (66/2),
455
(66/6), (69/21), (74/10), (74/14),
(74/26), (75/25), (76/37), (76/93),
(76/94), (76/125), (76/138), (78/11),
(78/14), (78/21), (80/92), (80/135),
(80/349)
o. +cağaẕ (60/28)
o. +dan (ondan) (3/8), (19/33)
o. +non (onnon) (1/16), (1/31),
(1/72), (4/28), (14/24), (15/7), (15/9),
(15/11), (15/18), (21/58), (22/40),
(22/74), (24/3), (24/13), (25/6), (25/12),
(29/7), (32/36), (32/45), (38/20),
(38/27), (38/32), (39/12), (39/23),
(39/27), (39/32), (39/38), (39/45),
(41/27), (41/35), (41/37), (43/17),
(46/14), (46/80), (46/90), (46/94),
(46/129), (53/12), (53/14), (53/18),
(53/25), (69/38), (69/40), (69/41),
(70/13), (70/20), (77/12), (77/39),
(80/211)
o. +non hem (onnonăm) (40/10),
(50/19), (54/54), (57/22)
o. +lo (14/35), (52/9)
o. +lo hem (oloyăm) (76/67)
o. +loŋ (3/10), (5/9), (16/12),
(21/11), (46/127), (53/6), (53/9),
(54/43), (78/20)
o. +loŋ hem (oloŋom) (4/17)
o. +lor (1/22), (1/23), (3/7),
(3/14), (4/14), (6/5), (14/44), (16/11),
(16/36), (16/39), (16/55), (16/57),
(18/6), (20/12), (31/4), (37/4), (37/45),
(38/32), (51/5), (53/13), (53/14),
(69/48), (80/47), (80/78), (80/168),
(80/257), (80/333) (80/375)
o. +lor hem (olorăm) (3/21),
(15/8), (16/39), (80/331)
o. +lor hem (olorom) (1/40),
(14/9)
o. +lora (51/10), (53/7), (76/93)
o. +lora hem (oloryăm) (53/27)
o. +lordon (50/4), (77/33)
o. +lorı (22/5), (25/8), (25/14),
(26/3), (45/8), (45/12), (57/43)
o. +lorıŋ (1/7), (1/21), (17/9),
(52/18)
o. +loro (9/15), (22/26)
o. +loro hem (oloroyăm) (54/40)
o. +loruŋ (17/5), (19/31), (38/4),
(80/57)
o. +nı (1/18), (2/2), (10/6),
(25/7), (28/6), (29/4), (29/9), (29/11),
(32/30), (36/14), (37/29), (41/60),
(42/12), (43/28), (44/35), (45/14),
(54/88), (55/10), (60/2), (60/15), (61/4),
(69/5), (78/39), (80/307)
o. +nı hem (onăm) (43/5), (75/9)
o. +nı hem (onom) (41/57),
(46/151)
o. +nu (1/11), (1/34), (1/39),
(36/28), (39/43), (41/68), (42/8),
(42/11), (54/93), (55/3), (55/11), (69/7),
(69/34)
o. +nu hem (onuyăm) (65/15)
o. +nuŋ (1/58), (2/3), (2/5),
(7/6), (7/8), (22/64), (22/68), (24/19),
(24/24), (32/16), (32/41), (32/58),
(40/5), (40/18), (40/35), (49/10), (51/9),
(69/6)
o. +nuŋ hem (onuŋam) (2/37),
(40/26), (62/7)
o. hem (oyom) (46/139)
oğlon: oğlan
o. (1/5), (1/57), (1/66), (1/80),
(21/27), (32/19), (32/20), (32/47),
(32/53), (32/55), (34/1), (34/2), (35/13),
(53/3), (53/5), (53/10), (53/11), (53/12),
(53/13), (53/14), (53/16), (53/23),
(53/25), (53/26), (53/27), (53/28),
(53/32), (59/14), (65/14), (67/5),
(75/12), (76/8), (76/9), (76/18), (76/79),
(80/79), (80/309), (80/357)
o. +a (1/63), (1/70), (1/73)
o. +cıḳ (65/1)
o. +cıḳdan (80/143)
o. +cuğıŋ (80/350)
o. +dır (80/66)
o. +ı (1/37), (1/41), (1/65),
(1/71), (1/73), (76/116)
o. +lam (66/9)
o. +lammızam (40/7)
o. +lar (1/20), (80/116)
o. +lar hem (oğlonlaram) (20/5)
o. +ları (20/5), (80/90), (80/92),
(80/95)
o. +larnı (80/104)
456
o. +lora (1/8)
o. +lornı (80/102)
o. +lormıẕıŋ (32/44)
o. +lornı (75/17)
o. +nıŋ (53/20)
o. +u (35/23)
o. +uŋ (37/6), (53/9), (53/25),
(53/26)
oğrīnça: gizli, saklı
o. (80/27)
oğul: oğul, oğlan
o. (1/13), (32/3), (32/45),
(32/47), (32/49), (32/51), (35/1), (35/4),
(35/16), (66/33)
o. (oğl‿eken) (39/6)
o. +ı (oğlı) (1/11), (1/20),
(22/68), (46/150), (78/6), (78/9),
(78/14), (78/17), (78/25), (80/7),
(80/11), (80/85), (80/357)
o. +ın (oğlın) (78/23)
o. +o (oğlo) (32/45), (32/47)
o. +u (oğlu) (1/7), (36/15),
(36/22), (46/121)
o. +um (oğlum) (10/7), (76/21)
o. +um hem (oğlumam) (80/15)
o. +umıẕ (oğlumıẕ) (40/6),
(66/21), (66/22)
o. +una (oğluna) (32/41), (76/3),
(78/7), (78/11)
o. +unı (80/15)
o. +unıŋ (78/33), (80/11)
o. +unıŋ (oğlunıŋ)(80/27)
o. +uno (oğluno) (78/26)
o. +unuŋ (oğlunuŋ) (37/30)
o. +uŋ (oğluŋ) (36/19)
o. +uŋ (oğluŋ) (46/122)
o. +uŋa (80/20)
oğulbǟvek: isim
o. (32/48)
oğuldȫndü: isim
o. (32/42)
oğuldövlöt: isim
o. (32/48)
oğulduråun: ism
o. (32/48)
oğulhācat: isim
o. (25/1)
oğulluḳ: evlatlık
o. (46/128)
oğuẕhān: isim
o. (32/1)
oğuẕnāma: oğuzname, eser ismi
o. (32/33)
oḳ: ok, temren
o. (15/24)
o. +una (32/39)
oḳlo-: atmak, fırlatmak
o. -dılar (80/256)
o. -aŋ (oḳlāŋ) (46/145), (46/149)
o. -p (oḳlāp) (37/31)
o. -pdır (oḳlāpdır) (36/72)
o. -dılă (65/8)
o. -yă (69/35)
oḳlonul-: (ed. ç. krş. oklo-)
o. -yă (35/9)
oḳo-: okumak
o. (78/31)
o. -molı (78/30)
o. -an (oḳān) (52/10), (52/11),
(74/26), (74/27), (74/28), (74/29),
(74/30)
o. -r (oḳār) (78/9)
o. -dım (48/6), (48/7), (52/11)
o. -māğa (74/33)
o. -p (okāp) (52/3), (78/28),
(78/31)
o. -yă (78/32)
o. -yăla (56/20)
o. -yān (52/4)
o. -yānnı (37/15)
oḳot-: (et. ç. krş. oko-)
o. -an (oḳodan) (20/11)
o. -yăn (3/20), (20/3), (20/5),
(20/13), (20/14), (20/15), (20/17)
o. -yān (20/13), (20/6), (20/8),
(72/6)
oḳoş-: (iş. ç. krş. oḳo-)
o. -ıp (80/213)
oksì: ilaç ismi
o. (43/4), (43/11)
o. +yi (43/39)
oktyābır: ekim (krş. okţyābır)
o. (24/2)
okţyābır: ekim (krş. oktyābır)
o. (24/2), (24/3), (24/4), (54/12)
oḳū: okul (krş. oḳūw)
457
o. (20/2), (38/30)
oḳūçı: öğrenci
o. +lara (19/32), (20/20)
o. +larıŋ (18/6)
o. +laŋ (19/32)
okūw: okul (krş. okū)
o. (38/28)
o. +a (oḳuwa) (3/21), (52/12)
o. +mı (52/7)
oḳūwçı: öğrenci (krş. oḳūçı)
o. (48/18)
o. +lamdan (20/11)
o. +lammıẕ (3/17)
o. +lar (51/4)
o. +lara (51/3)
o. +larıŋ (51/10)
o. +larmıẕa (51/9)
ol: (krş. o)
o. (1/37), (1/42), (1/43), (7/4),
(15/12), (16/6), (32/20), (32/38),
(36/24), (36/25), (36/26), (36/27),
(37/22), (37/38), (39/31), (40/37),
(46/134), (53/22), (60/19), (60/23),
(66/29), (66/31), (69/23), (69/28),
(69/40), (70/22), (75/10), (75/31),
(76/9), (76/121), (80/17), (80/211),
(80/325)
o. +ā (50/14), (57/16)
o. hem (olam) (15/10), (75/33),
(75/51), (76/22), (80/40) (80/184)
o. hem (olom) (1/28), (1/50),
(40/19), (49/26), (54/34), (57/13),
(75/19), (76/3), (76/20), (76/39),
(76/53), (76/70), (76/120), (78/9),
(80/218), (80/280), (80/370)
omuõ: omuz
o. +una (omõuna) (80/186)
on: 1. (3. t. ş. zamirinin genetif hali)
o. (35/27), (46/56), (75/52),
(80/24), (80/98)
2. (3. t. ş. zamirinin belirtme
hali, onu)
o. (59/11)
on altı: sayı, on altı
o. (67/19)
on altıncı: sıra sayı sıfatı, on altıncı
o. (51/7)
on bìr: sayı, on bir
o. (77/5)
on birinci: sıra sayı sıfatı, on birinci
o. (9/13), (22/34), (32/35),
(32/36), (48/2)
on bǟş: sayı, on beş
o. (13/11), (13/12), (18/4),
(24/22), (30/17), (32/20), (41/45)
on çüncü: sıra sayı sıfatı, on üçüncü
o. (6/10), (6/11), (52/3), (52/4)
onda: o zaman (krş ondo)
o. (22/33), (35/23), (46/37),
(46/131), (57/44), (60/21), (76/87)
ondo: (krş. onda)
o. (22/76), (32/15), (32/23),
(32/51), (35/24), (36/49), (36/70),
(53/10), (57/12), (59/36), (75/46),
(76/28), (76/41), (76/55), (76/62),
(76/143)
on doúġuẕuncı: sıra sayı sıfatı, on
dokuzuncu
o. (4/21), (6/15), (6/21)
on‿ki: sayı, on iki
o. (14/21), (14/23), (65/1),
(67/15), (67/19)
o. +e (onkǟ) (14/20)
on‿kinci: sıra sayı sıfatı, on ikinci
o. (9/13), (22/35), (48/16), (52/2)
onno: (krş. onda, ondo)
o. (21/24), (41/41), (39/70),
(74/11), (74/20), (74/21), (74/25)
onnoŋ: ondan sonra
o. (1/9), (1/19), (1/24), (1/26),
(1/43), (1/47), (1/51), (1/55), (1/78),
(2/28), (3/5), (3/14), (4/19), (5/9),
(5/27), (5/28), (5/29), (11/7), (11/13),
(11/16), (12/4), (13/8), (13/9), (13/14),
(13/15), (14/13), (14/21), (14/48),
(15/14), (15/22), (16/49), (16/59),
(16/62), (16/67), (19/6), (19/7), (19/8),
(19/11), (19/14), (21/10), (21/13),
(21/19), (21/21), (21/35), (21/80),
(21/84), (22/55), (22/57), (22/64),
(22/66), (23/23), (23/27), (23/31),
(23/35), (24/6), (24/14), (24/24),
(25/10), (26/4), (26/6), (26/9), (27/1),
(27/3), (29/7), (29/9), (30/8), (30/12),
(30/17), (30/22), (30/26), (30/28),
458
(30/30), (30/32), (36/66), (38/28),
(39/17), (39/29), (39/46), (39/52),
(39/56), (40/10), (40/11), (40/12),
(40/16), (40/19), (40/48), (40/51),
(40/66), (41/8), (41/31), (41/54),
(41/56), (42/18), (42/24), (43/9),
(43/22), (43/27), (43/29), (43/31),
(44/7), (44/11), (44/12), (44/13),
(44/15), (44/17), (44/18), (44/22),
(44/31), (45/4), (45/9), (45/12), (45/16),
(45/21), (45/22), (45/25), (45/30),
(45/34), (45/35), (45/36), (46/4), (46/8),
(46/19), (46/21), (46/60), (46/63),
(46/105), (46/120), (46/137), (46/138),
(47/12), (47/13), (49/7), (49/14),
(49/26), (49/34), (54/11), (54/21),
(54/22), (54/28), (54/54/66), (54/72),
(54/89), (54/92), (55/5), (55/7), (55/14),
(57/11), (57/50), (57/66), (57/78),
(57/80), (58/8), (59/22), (60/15),
(60/17), (61/16), (61/21), (62/14),
(62/15), (63/13), (67/7), (67/19),
(67/23), (68/10), (68/13), (68/19),
(68/21), (68/22), (69/6), (69/11),
(69/45), (69/46), (69/48), (75/3), (75/6),
(75/12), (75/14), (75/23), (75/24),
(75/26), (75/36), (75/47), (75/54),
(75/55), (76/4), (76/6), (76/8), (76/9),
(76/15), (76/25), (76/32), (76/37),
(76/43), (76/51), (76/66), (76/68),
(76/75), (76/77), (76/79), (76/81),
(76/83), (76/92), (76/97), (76/99),
(76/109), (76/112), (76/115), (76/122),
(76/124), (76/125), (76/126), (76/137),
(76/145), (77/3), (79/4), (80/78)
o. hem (oyăm) (7/2), (39/67),
(39/72), (40/19), (40/36), (44/38),
(46/10), (46/27), (46/50), (46/57),
(57/41), (58/28), (61/9), (72/3), (75/16),
(76/56), (76/60), (76/130), ()
ono: işte
o. (60/37)
onom: ondan sonra (krş. onnoŋ)
o. (40/20), (41/15)
on åekgiå: sayı, on sekiz (krş. on sekgiẕ)
o. (77/5)
on åekgiẕ: on sekiz, sayı (krş. on åekgiå)
o. (80/17), (80/18), (80/220),
(80/274), (80/286)
on åekiẕinci: sıra sayı sıfatı, on sekizinci
o. (6/15), (70/8)
onåoŋ: ondan sonra (krş. onnoŋ)
o. (14/16), (15/2), (15/8),
(15/28), (19/2), (19/21), (31/11),
(32/39), (35/20), (36/6), (36/35),
(36/54), (39/16), (44/16), (50/16),
(52/13), (53/15), (53/30)
oŋ: onun, üçüncü teklik şahıs zamirinin
genetif hali (krş. on)
o. (16/26), (16/27), (32/24),
(32/58), (32/59), (34/4), (35/18),
(35/28), (36/28), (36/34), (37/33),
(38/13), (40/27), (41/70), (45/24),
(46/23), (49/3), (61/2), (65/1), (66/3),
(69/22), (75/27), (75/43), (79/58)
(80/209)
o. hem (oŋom) (6/17), (76/82)
oŋa: 3. t. ş. zamirinin yönelme hali (krş.
oŋo)
o. (2/1), (22/64), (22/71), (28/3),
(36/4)
oŋlonılma-: onaylanmamak, doğru
görülmemek
o. -yān (36/11)
oŋo: üçüncü teklik şahıs zamirinin
genetif hali (krş. oŋa)
o. (32/23), (32/40), (34/6),
(36/15), (36/27), (37/8), (37/14),
(54/26), (54/38), (54/39), (59/2), (59/8),
(74/3), (75/5), (75/9), (76/97), (77/31),
(80/104) (80/348)
o. hem (oŋoyăm) (54/27),
(54/62), (68/11)
oŋor-: başarmak
o. -orn (80/342)
o. -upåıŋ (76/48), (76/63)
oŋot: iyi, güzel
o. (32/33), (32/58), (35/23),
(36/49)
o. +ca (32/62)
oŋoylı: uygun (krş. oŋoylu)
o. (36/75)
oŋoylu: (krş. oŋoylı)
o. (31/13)
orå: rus
459
o. (4/12), (4/13), (4/14), (16/21),
(23/8), (23/9)
o. +ı (23/10)
o. +la (22/46)
o. +lar (22/28), (23/4)
o. +lor (22/38)
o. +lor hem (orålorăm) (22/40)
o. +lora (4/11)
o. +uŋ (22/73), (23/7)
oråyet: rusya
o. hem (oråyetem) (4/15)
orāẕ: ramazan ayı
o. (67/1)
orāẕa: ramazan ayı, oruç
o. (74/33)
Orāẕbìwi: isim
o. (56/1)
Orāẕğeldi: isim
o. (3/5)
Orāẕğül: isim
o. (10/1)
ornoşdır-: yerleştirmek
o. -dıḳ (16/12)
ortă: orta, merkez (krş. orto)
o. (56/1)
o. (ort‿aåıra) (15/10)
o. +a (ortā) (11/16), (80/127),
(80/129), (80/130), (80/133),(80/148),
(80/338)
ortāra: bir şeyin ortası
o. +åı (59/1)
o. +åında (17/9), (62/1), (80/164)
o. +åınnan (78/11)
orto: orta (krş. ortă)
o. (70/2)
o. +da (53/7)
o. +lorna (38/7)
o. +åı (14/8)
o. +åınnan (80/139)
ortolıḳ: ortalık
o. +dadı (58/28)
orun: yer, derece
o. +do (35/19)
o. +lorı (52/6)
ot: ot
o. (19/10), (27/4), (40/31),
(40/69), (43/22), (44/31)
o. +lor (70/15)
o. +unı (40/69)
otīḳ: oturuyoruz
o. (60/23)
otīr: oturuyor
o. (1/42), (19/7), (56/23),
(61/11), (76/81), (76/82), (76/117),
(76/118), (78/22), (80/351)
o. -dı (80/196)
o. -dım (21/68), ()21/71
o. -ḳā (74/4), (80/200)
o. -ḳālar (80/144)
o. -la (46/95)
o. -lar (22/37), (22/39)
o. -n (14/49)
o. -å (59/25)
o. -åıŋ (80/291)
oto-: ayıklamak, yabani otları ayırmak
o. -dıḳ (41/7)
otoğ: tarlayı yabani otlardan temizlemek
o. (42/11)
o. +ı (42/3)
o. +mıẕ (41/8)
o. +ın (41/12)
o. +nı (41/8), (41/11), (41/12),
(41/13)
o. +uŋ (42/2)
otur-: oturmak
o. -amıẕẕa (10/5)
o. -an (1/42), (21/9), (45/32)
o. -ana (46/132)
o. -īp (45/17)
o. -on (46/121), (65/9), (80/72),
(80/79), (80/333)
o. -onda (32/16)
o. -åaŋ (45/42)
o. -åaŋ hem (oturåaŋam) (54/93)
o. -åoḳ (32/37)
o. -åoŋ (54/86)
o.-åoŋ hem (oturåoŋam) (54/84)
o. -uŋ (58/15), (60/12)
o. -up (19/17), (57/17), (57/53)
o. -updı (80/34)
o. -updur (16/25)
o. -yă (2/20), (53/9), (59/17)
o. -yăḳ (43/42)
o. -yălă (53/9)
oturdul-: (ed. ç. otur-)
o. -updır (17/26)
460
oturumlı: yerleşik
o. (5/11)
otuå: sayı, otuz (krş. otuẕ)
o. (20/4)
otuẕ: (krş. otuå)
o. (78/24), (78/29)
o. +a (14/23)
o. +ẕon (80/286)
otuẕ altı: sayı, otuz altı
o. (10/2)
otuẕ üç: sayı, otuz üç
o. (67/4), (80/135)
otuẕ iki: sayı, otuz iki
o. (73/4)
otuẕ müŋ: sayı, otuz bin
o. (8/7)
owāẕ: ses, sada
o.(80/145), (80/173)
o. +ın (80/287)
owodon: güzel
o. (6/13), (6/14), (19/12), (30/7),
(30/14), (30/16), (32/41), (39/41),
(39/42), (37/18), (45/9), (45/11),
(46/83), (76/50), (76/129), (76/132),
(80/179)
o. +ca (32/62), (32/64)
owodonla-: güzelleştirmek
o. -p (owodonlāp) (68/23)
owurt: yudum
o. (59/26)
oyna-: eğlenmek (krş oyno-)
o. -p (oynāp) (1/7)
oyno-: oynamak (krş. oyna-)
o. -yān (1/7)
o. -dı (59/34)
o. -māğa (1/7)
o. -mak hem (oynomağam)
(57/52)
o. -yă (57/51)
oyon-: uyanmak
o. -yă (2/29), (75/15)
o. -yā (75/11)
oyun: oyun
o. (1/56), (1/60), (1/69), (50/6),
(57/38), (57/50), (57/54), (57/69),
(57/72)
o. +nı (57/49)
o. +nu (57/38)
oẕād: şey (krş. oẕāt)
o. (14/9), (14/12), (14/31),
(25/6), (42/21), (43/25), (45/40),
(57/65), (66/5), (76/104), (79/6),
(79/22), (79/30), (79/62), (79/74),
(80/41), (80/120), (80/127), (80/269),
(80/272), (80/299), (80/331)
o. +a (80/283)
o. +ına (80/228)
o. +ını (80/176)
o. +ıŋ (80/237)
o. +lă (57/27)
o. +lammıẕ (3/13)
oẕāt: (krş. oẕād)
o. (14/53), (41/19), (41/46),
(41/58), (76/13), (80/249)
o. +ları (80/25)
oẕātlı: şeyli
o. (42/16), (80/206)
-ȫ- ȫköle-: darılmak, kırılmak, gücenmek
ȫ. -k (ȫkölǟk) (35/19)
ȫkön: ak ciğer
ȫ. (40/29)
ȫn-: yetişmek
ȫ. -ye (1/6)
ȫndür-: yapmak, etmek, üretmek
ȫ. -mekde (77/17)
ȫ. -yǟn (15/24), (41/72), (77/12)
ȫ. -yek (40/21)
ȫndürül-: öndürilmek (ed. ç. bk. ȫndür-)
ȫ. - yǟn (15/24)
ȫnüm: ürün, mahsul
ȫ. (19/38), (26/8), (27/1),
(69/41), (77/17)
ȫ. +ler (77/34)
ȫ. +leri (15/24), (77/7)
ȫ. +lerni (22/13), (77/19)
ȫ. +lör (48/17)
ȫ. +lörden (15/27)
ȫ. +lörni (77/12)
ȫnümçülik: üretim, üretme (krş
ȫnümçülük)
ȫ. (20/2)
ȫnümçülük: (krş. ȫnümçülik)
ȫ. +ni (ȫnümçülüğni) (20/22)
ȫŋ: önce, ilkin (krş. öŋ)
ȫ. (1/6), (16/48), (43/10), (53/21)
461
ȫ. +ki (15/21)
ȫ. +kü (3/15), (15/6), (22/18),
(48/22), (79/60)
ȫ. +nön (78/4)
ȫr ayaḳ: ayağa kalkmak
ȫ. (57/26)
ȫr-: 1. dokumak
ȫ. -üp (69/27)
ȫ. -üwermeli (68/23)
2. yetişmek
ȫ.-åün (22/64)
ȫrü: otlak
ȫ. +ye (40/68)
ȫẕ: dönüşlülük zamiri, kendi
ȫ. (1/27), (1/35), (1/78), (2/25),
(3/3), (3/7), (3/14), (3/23), (4/6), (4/17),
(4/22), (4/30), (5/16), (7/8), (14/31),
(14/49), (16/8), (16/12), (16/45), (18/2),
(18/3), (20/19), (20/25), (20/28),
(21/57), (22/49), (22/64), (28/3), (31/4),
(35/3), (35/23), (36/18), (36/21),
(36/23), (36/55), (36/56), (36/68),
(37/22), (37/28), (37/30), (37/40),
(37/42), (38/11), (38/34), (41/37),
(41/72), (45/39), (46/20), (46/53),
(46/54), (46/55), (46/65), (46/74),
(46/96), (46/98), (46/99), (46/126),
(46/135), (46/146), (46/147), (46/150),
(46/152), (48/9), (48/10), (48/11),
(48/12), (49/8), (49/21), (49/32),
(49/33), (50/7), (50/8), (50/11), (50/15),
(50/17), (50/18), (50/21), (51/3), (51/9),
(52/10), (52/11), (53/18), (53/21),
(54/6), (54/23), (54/33), (54/44),
(54/75), (54/89), (55/12), (55/13),
(58/5), (60/19), (67/9), (67/10), (69/30),
(69/47), (69/48), (74/40), (75/5),
(75/46), (76/3), (76/42), (76/85),
(76/106), (76/108), (76/127), (76/131),
(77/33), (77/34), (78/3), (79/47),
(80/15), (80/30), (80/34), (80/96),
(80/141), (80/144), (80/210), (80/212),
(80/270), (80/280), (80/288), (80/316),
(80/332), (80/347), (80/360), (80/366)
ȫ. +i hem (ȫẕöm) (75/55)
ö. +i hem (ȫẕem) (1/30), (19/15),
(45/17), (46/70), (80/278)
ȫ. +löri (16/10), (44/16), (44/32),
(50/8), (80/111)
ȫ. +löri hem (ȫẕlöröm) (16/41)
ȫ. +lörne (4/8), (19/10), (22/54)
ȫ. +lörni (5/28)
ȫ. +lörnö (31/5), (53/20)
ȫ. +lörnüŋ (1/26), (19/17)
ȫ. +ü (1/35), (1/46), (5/21),
(16/58), (21/86), (33/2), (36/11),
(36/48), (37/53), (39/16), (45/12),
(46/21), (49/37), (74/33), (74/34),
(75/46), (79/42), (79/62), (80/7),
(80/96), (80/229), (80/248), (80/267),
(75/12), (80/110)
ȫ. +ü hem (ȫẕüyem) (60/38)
ȫ. +üm (3/2), (6/2), (16/41),
(21/68), (21/71), (30/9), (38/9), (60/35),
(80/55), (80/307), (80/80/342)
ȫ. +üm hem (ȫẕümem) (40/23)
ȫ. +ümö (67/19)
ȫ. +ümüẕ (3/16), (41/23),
(41/55), (41/68), (43/42), (45/3)
ȫ. +ünde (1/65), (6/19), (36/14),
(50/3)
ȫ. +üne (1/21), (31/13), (32/41),
(57/62), (80/337), (80/351)
ȫ. +üni (11/11)
ȫ. +ünö (37/38), (46/60), (54/91)
ȫ. +ünü (1/62), (35/19), (36/71),
(36/72), (37/24), (37/27), (37/31),
(46/141), (60/28), (74/5), (80/203)
ȫ. +ünüŋ (37/33), (37/38),
(37/49), (46/4), (46/136), (77/19),
(77/34)
ȫ. +üŋ (2/4), (21/72), (41/29),
(42/23), (49/29), (80/262)
ȫ. +üŋdǟki (2/16)
ȫ. +üŋden (80/42)
ȫ. +üŋü (80/291)
ȫ. +üŋüẕü (46/16)
ȫẕboluşluk: özellik, farklı
ȫ. +ı (ȫẕboluşluğı) (32/2)
ȫẕıòtıyārlı: bağımsız
ȫ. (24/15)
ȫẕwaşdaḳlıḳ: bağımsızlık
ȫ. +nı (ȫẕwaşdaḳlığnı) (4/22),
(4/25)
-ö-
462
öçür-: söndürmek
ö. -ük (28/4)
ö. -üp (30/23), (30/27)
ö. -yeŋ (68/21)
öğröt-: öğretmek
ö. -üp (öğrödüp) (3/20)
ö. -mek (51/10)
öğrötdir-: (et. ç. krş. öğröt-)
ö. -ye (54/24)
ökcö: taban
ö. +åünden (2/26)
ö. +åünü (2/25) (2/26)
ökün-: pişman olmak
ö. -ni (21/66)
ö. -yö (37/49)
öl-: vefat etmek, ölmek
ö. -ǟymeli (59/21)
ö. -dü (46/76), (46/97), (46/103)
ö. -mǟnkǟ (62/12)
ö. -ön (36/35), (36/36), (36/40),
(80/369)
ö. -önde (36/50), (67/5)
ö. -åö (44/28)
ö. -ük (46/81)
ö. -üw (46/81)
ö. -üwǟ (59/16), (59/33)
ö. -ye (63/26)
ö. -yö (36/38), (37/42), (76/111)
ölçe-: ölçmek
ö. -k (ölçǟk) (45/40)
ölçöğ: ölçek
ö. +nö (49/8), (49/21), (55/13)
öldür-: (et. ç. krş. öl-)
ö. -ǟyåe (80/332)
ö. -ǟymǟyin (46/65)
ö. -dük (10/6)
ö. -düm (63/7)
ö. -en hem (öldürenem) (46/133)
ö. -ennenåoŋ (80/341)
ö. -åö (46/79)
ö. -üŋ (80/348)
ö. -üp (46/124)
ö. -ye (46/71), (46/122),
(46/141), (63/3), (80/10)
ö. -yemişinǟ (46/104)
ö. -yeŋ (46/53)
ö. (46/122)
öldürt-: (et. ç. krş. öldür-)
ö. -eyįn (öldürdeyįn) (60/22)
ö. -öråiŋ (öldürdöråiŋ) (80/328)
öli: ölü
ö. +ni (ölìni) (36/35)
ölme-: ölmemek (krş. ölmö-)
ö. -dim (59/31)
ölmö-: (krş. ölme-)
ö. -åe (60/9)
ölü: ölü (krş. öli)
ö. (36/7), (36/21), (36/48),
(36/56)
ö. +åünü (36/21), (36/23),
(36/32), (36/35)
ö. +åünüŋ (36/12)
ö. +ye (36/10)
ölüş: ölüş
ö. +üŋe (ölşüŋe) (63/27)
ölüm: ölüm
ö. (59/34), (63/6)
ö. +dön (59/26)
ö. +ü (36/9), (36/18)
ö. +üŋ (59/16), (59/31)
ölümlü: ölümlü
ö. (36/22)
öŋ: önce (krş. ȫŋ)
ö. (9/3), (9/5), (16/22), (16/55),
(22/25), (45/3), (46/121), (57/28),
(63/2), (78/5)
ö. +cağaẕna (32/63)
ö. +den (50/7)
ö. +ìn (32/45)
ö. +löründen (76/95)
ö. +nön (78/4)
ö. +ünö (32/6), (32/43), (32/44),
(32/58), (38/4), (38/8), (38/12), (80/12),
(80/21), (80/348)
ö. +ünü (38/9), (38/31), (38/27)
ö. +ünnön (21/47), (21/62),
(46/35), (66/11), (76/7), (78/29),
(78/35), (80/51)
ö. +üŋdö (36/49)
ö. +ürǟk (16/55)
ö. +ne (36/65)
ö. +ümnen (76/12)
ö. +ündö (60/6)
ö. +üne (1/32), (2/6), (12/12),
(21/66), (32/61)
öŋkü: eski
463
ö. (4/26), (6/8), (15/8), (15/10),
(15/16), (15/22), (16/60), (32/36),
(45/1), (56/2), (56/3), (56/5), (71/5),
(72/3), (72/5), (76/38), (76/129),
(76/131), (80/8)
ö. + ü (45/35)
ö. +den hem (öŋküdenem)
(76/50)
öŋürtü: önce
ö. (32/12), (35/19), (43/15)
örǟn: çok, fazla, güçlü
ö. (17/3), (51/4), (51/8), (77/16)
örcöş-: daha kötü duruma gelmek
ö. -di (79/60)
örtğü: örtü
ö. (36/55), (36/56), (36/74)
örtmen: örtü
ö. (60/14)
örtül-: örtülmek
ö. -ye (17/19), (17/21), (36/56)
örüklö-: hayvanları otlatmak için otlağa
götürüp bağlamak
ö. -meli (55/5)
öå-: yetişmek, büyümek
ö. -möğne (77/9)
ö. -ön (6/10), (6/17), (6/18),
(71/5), (77/6), (77/2), (77/17)
ö. -önåoŋ (41/15)
ö. -önce (33/3)
ö. -üp (32/30), (37/13)
ö. -yǟn (32/52)
ö. -yö (1/6), (11/7), (11/8),
(56/16)
öååür-: (et. ç. krş. ös-)
ö. -meli (19/32)
öåümlük: bitki, nebat
ö. (77/32)
ö. +ler (32/52)
ö. +leriŋ (32/53)
öåüş: gelişim
ö. +ün (32/6)
ö. +dö (52/20)
öt-: geçmek
ö. -ye (37/34), (37/48)
ötö: 1. çok fazla
ö. (37/17)
2. diğer
ö. +ki (37/45)
ötön: geçen
ö. +e hem (öteneyem) (3/10)
ötünç: bağışlanmak için söylenen söz,
özür
ö. (1/79)
öweẕ: isim
ö. (79/2), (79/3), (79/8), (79/17),
(79/25), (79/60)
öweẕğeldi: isim
ö. (3/9)
öwēẕıwa: soyisim
ö. (56/1)
öwĺā: evliya
ö. (21/15), (21/28), (21/55),
(59/1)
ö. +nıŋ (21/12)
öwlǟ: (krş. öwĺā)
ö. (21/7), (61/20), (62/10)
ö. +ler (61/5)
ö. +ye (21/10)
öwöẕ: (krş. öweẕ)
ö. (79/21), (79/27), (79/31),
(79/59), (79/66), (79/72), (79/74),
(79/75)
öwöẕğeldi: isim
ö. (9/15)
öwrān öwrān: tekrar tekrar
ö. (80/64)
öwredil-: (ed. ç. krş. öwret-)
ö. -en (20/24), (20/26), (46/2)
ö. -yǟn (51/5)
öwren-: (dnş. ç. krş. öwret-)
ö. -yǟller (51/5)
ö. -yele (51/6)
öwret-: öğretmek (krş. öwröt-)
ö. -i‿wil- (20/17), (20/24)
ö. -meğ (16/9)
ö. -mek (18/4)
ö. -ye (80/16)
ö. -yen (öwredyen) (20/7),
(20/10)
ö. -yeå (20/20), (20/29), (51/3)
öwröt-: (krş. öwret-)
ö. -üp (öwrödüp) (20/29)
ö. -yen (18/3)
öwrön-: (krş. öwren-)
ö. (78/8)
ö. -meli (2/12)
464
ö. -åin (21/15)
ö. -yele (22/16)
öwrül-: dönmek
ö. (80/295)
ö. -di (17/12), (80/170)
ö. -ön (75/13)
ö. -t (80/174)
ö. -åe (21/65)
ö. -üp (80/238), (80/239)
ö. -yǟ (75/10), (75/11)
ö. -ye (4/22)
öwürül-: (krş. öwrül-)
ö. -üpdir (öwürlüpdür) (75/32)
öwür-: çevirmek
ö. -yeŋ (13/12), (47/14)
öwȫẕıf: isim
ö. (6/1)
öy: ev
ö. (12/6), (17/5), (19/33),
(22/65), (32/9), (55/2)
ö. +de (12/5), (12/6)
ö. +dö (19/38), (36/35), (36/48)
ö. +dön (36/32), (75/21), (75/22)
ö. +e (12/7), (32/12)
ö. +lö (74/27)
ö. +lörne (1/20)
ö. +lörnö (37/51), (38/5), (38/6)
ö. +lörünnenem (38/7)
ö. +lörüŋ (17/14), (17/15)
ö. +müẕe (75/18), (41/54),
(41/59)
ö. +müẕẕe (41/55), (58/8)
ö. +müẕẕö (58/5)
ö. +nö (1/34), (53/16)
ö. +ö (32/5), (32/13), (32/16),
(32/19), (32/29), (3/18), (59/20), (75/13)
ö. +ü (76/142)
ö. +üdür (58/15)
ö. +üme (67/7)
ö. +ünde (18/2), (51/2), (53/21),
(75/10)
ö. +ündö (36/55), (39/30),
(53/20), (80/188)
ö. +üne (32/7), (32/23), (59/27),
(76/129), (80/110), (80/111)
ö. +ünnön (22/64), (32/14)
ö. +ünö (32/12), (36/56), (53/3),
(53/25), (53/26), (59/17), (76/58),
(76/128), (79/4), (80/237)
ö. +üŋ (35/5), (35/13), (35/17),
(36/21)
ö. +üŋe (21/80), (35/14)
öycüklü: hücreli
ö. (52/12), (52/13), (52/14)
ö. (öycükl‿ārağatnaşık) (52/15)
öydüm: nakış ismi
ö. (49/23), (49/29), (49/35),
(49/36)
öylön-: evlenmek
ö. -möli (46/91)
öymö: kadınların başlarına örttüğü ince
ipek başörtü
ö. +löri (36/52)
öyör-: evlendirmek
ö. (32/3)
ö. -meklik (35/1)
ö. -üp (35/16)
Öẕbeğiååān: özbekistan
ö. +ıŋ (15/18)
öẕğört-: gelişmek, değişme, başka
biçime girmek
ö. -mek (51/7)
öẕğörşük: değişim, değişme
ö. +löre (4/29)
-p- pāçka: paket
p. (68/11)
p. +da (68/4)
pāl: fal
p. (75/26)
pālçı: falcı
p. +a (pālçā) (46/122)
p. +ıŋ (pālçīŋ) (46/66), (46/102)
pāmıḳ: pamuk
p. (25/2)
pānī: fani, geçici
p. +da (37/54)
p. +dan (36/10)
pānta: şampanya
p. (66/2)
pāpa: baba
p. +m (48/17)
pārå: İranlı’ların devlet dili
465
p. (6/16)
pārfiya: pars imparatorluğu
p. (6/8)
pārţiya: parti
p. +åınıŋ (24/20)
pāşşā: padişah, kral (krş. pāşşāò)
p. (22/9), (22/14), (22/28),
(22/76), (22/80), (23/12), (23/15),
(24/1), (24/4), (39/46), (46/1), (46/8),
(46/47), (46/107), (46/119), (46/143),
(57/28), (57/46), (57/53), (57/77),
(80/15), (80/27), (80/30), (80/34),
(80/64), (80/68), (80/196), (80/208),
(80/211), (80/212), (80/215), (80/217),
(80/221), (80/222), (80/255), (80/258),
(80/270), (80/347)
p. +lara (80/258)
p. +ları (1/26), (80/10), (80/262)
p. +nıŋ (57/67), (80/11),
(80/220), (80/358)
p. +ŋ (46/7), (46/20), (46/21),
(80/18), (80/34), (80/67), (80/251),
(807273), (80/279), (80/366)
p. +åı (36/65)
p. +åına (1/78), (57/30)
p. +åınıŋ (4/12), (4/13), (4/14),
(80/7)
p. +yă (57/40), (80/349)
p. +hem (pāşşāyăm) (57/58)
pāşşāh: (krş. pāşşā)
p. +ım (80/20), (80/69), (80/260)
pāşşālıḳ: krallık
p. +a (pāşşālığa) (80/254)
p. +a hem (pāşşālığayăm)
(80/329)
p. +ı (pāşşālığı) (4/7), (5/23)
p. +ımda (pāşālığımda) (80/165)
p. +ında (pāşşālığında) (80/215),
(80/217), (80/219), (80/233), (80/270)
p. +ıŋ (pāşşālığıŋ) (80/196),
(80/223), (80/224)
p. +mı (pāşşālığmı) (80/352)
p. +mıŋ (pāşşālığmıŋ) (80/222)
p. +mız (pāşşālığmıẕ) (80/192)
p. +na (pāşşālığna) (80/251)
p. +nıŋ (pāşşālığnıŋ) (80/7),
(80/212)
p. +da (80/11), (80/43),
(80/217), (80/333)
p. +lara (80/266)
p. +ları (80/262)
p. +ları hem (pāşşālıḳlaram)
(80/264)
pātā: hayır dua (krş. āḳpātā)
p. (57/16)
p. +åın (78/4)
Pātma: Hz. Muhammed’in kızı, Fatma
p. (80/111), (80/186)
pāy: pay, hisse
p. +ı (53/11)
p. +ını (53/7), (53/13)
pāyla-: dağıtmak
p. (21/79)
p. -dım (67/4)
p. -ma (67/6)
p. -p (pāylāp) (21/84)
p. -yălă (11/17)
p. -yān (12/15)
pāytaòt: başkent
p. +ı (15/15)
padvāl: bodrum
p. +a (64/2)
padvālka: (krş. padval)
p. (69/26)
p. +dan (69/28)
paòīr: rahmetlik, zavallı
p. (58/19)
paòta: pamuk
p. (23/31), (41/5), (41/28),
(41/31), (41/33), (41/36), (42/2), (69/2),
(69/3), (69/4), (77/7)
p. +da (41/4)
p. +dan (41/69)
p. +dan hem (paòtadanăm)
(41/64)
p. +la (41/25), (41/48), (41/49),
(41/51), (41/52)
p. +lar (25/3), (25/4)
p. +m (paòtām) (41/3)
p. +mı (41/4)
p. +mıẕ (41/16)
p. +n (41/46)
p. +nı (41/27), (41/29), (41/32),
(41/55), (41/64), (41/67), (69/11),
(69/12), (69/15), (69/35)
466
p. +ŋ (paòtāŋ) (41/16), (41/46),
(69/10)
p. +ŋḳı (paòtāŋḳı) (42/11)
paòtaçılıḳ: pamukcılık
p. (77/3)
palān: filan
p. (21/7), (61/11), (80/72),
(80/358)
palānıncı: filanıncı
p. (80/270), (80/315)
palānça: filanca
p. (41/42)
p. +da (59/10)
p. +ı (21/59)
palāta: branda bezi
p. (69/10), (69/17)
palïjna: uygun
p. (8/13)
palow: pilav
p. (11/19), (13/1), (13/3),
(13/17), (41/73), (47/15)
p. +ı (13/3), (13/15)
p. +mıẕ (13/14)
p. +u (13/2)
p. +uŋ (13/6), (47/1)
pamidïr: domates
p. (27/1), (27/2), (27/6)
p. +dan (27/4)
p. +ımı (27/4)
parå: fars
p. (15/25), (15/2)
parāòat: sakin, mutlu, rahat
p. (56/12)
parāòatçılıḳ: rahatlık, sakinlik
p. +nı (parāòatçılığnı) (36/65)
parça: kısım, bölüm
p. (50/19)
p. +åını (50/10)
parifìna: parfino
p. (25/8)
partıḳ: önlük
p. (41/29)
partlat-: patlatmak
p. -ık (partladıḳ) (22/35)
partladıl-: (ed. ç. krş. partlat-)
p. -yă (22/41)
paåğa: duvar
p. +nıŋ (paåğānıŋ) (32/20)
p. +ŋ (paåğāŋ) (32/20)
paåıl: mevsim
p. +ınıŋ (paålınıŋ) (77/27)
paåıllayın: mevsimleyin
p. (77/33)
patraḳ: mısır patlaması
p. (32/58), (32/62)
p. +ıŋ (patrağıŋ) (32/61)
p. +nıŋ (patrağnıŋ) (32/62)
payòaålı: sağduyulu, akıllı, mantıklı
p. (46/1)
paytÿn: fayton
p. (66/4)
p. +da (46/133)
p. +dāḳılaŋ (46/71)
paytÿnlı: faytonlu
p. (46/68)
pērma: çiftlik
p. +yă (67/12)
peç: 1. soba
p. (43/6)
p. +imiẕi (pecimiẕi) (43/29)
p. +ini (43/8)
p. +iŋ (43/5), (44/8)
2. fırın
p. +de (69/22)
p. +e (pece) (69/29), (69/28)
p. +i (peci) (69/29)
peçātlı: mühürlü
p. (69/45)
pediġagìçiski: pedagojik
p. (48/8)
peleŋ: kedigillerden, yırtıcı hayvan
p. (32/55)
penā: barınak, sığınak
p. +åında (74/40)
penåiye: emeklilik
p. (67/4)
Peròāt: isim
p. (39/1)
perì: peri
p. (76/82), (76/118)
peryāt: feryat
p. (36/11)
permān: ferman
p. +ı (8/10)
perẕenT: çocuk
p. (37/5)
467
p. +e (perẕende) (37/4)
peå: alçak
p. (76/55), (76/106), (80/15),
(80/156)
p. +e (6/22)
p. +ecik (77/23)
p. +åe (76/107)
p. +åi (22/70)
peşdāğ: yer ismi
p. (6/14)
p. +ı (6/12), (6/13), (6/14)
peşmek: ot çeşidi
p. (44/31)
peydā: fayda
p. (32/56), (40/36)
peydālan-: faydalanmak
p. -yăḳ (40/17)
peydālı: faydalı
p. (45/41), (45/43), (54/85)
peynìr: peynir
p. (40/16)
pǟk: saf, temiz
p. (37/7), (80/205)
Pǟkistān: Pakistan
p. (77/31)
pǟlwān: pehlivan
p. (32/44), (57/14), (80/11),
(80/43), (80/227), (80/229), (80/242),
(80/252)
p. +nıŋ (57/56)
p. +lar (80/226)
p. +lara (80/218)
pǟåğelçilik: engel
p. (7/7)
Pīòammer: Peygamber
p. (1/28), (1/70), (1/80), (80/148)
p. +i (1/27)
p. +imiẕ (74/2), (74/4)
p. +imiẕiŋ (1/3)
p. +leŋ (66/16)
p. +lerni (1/26)
p. +mıẕa (74/38)
p. +mıẕıŋ (74/32)
p. +miẕ (74/5), (74/8), (74/12),
(74/22), (74/25), (74/31), (80/80),
(80/131), (80/155), (80/167), (80/174)
p. +miẕe (74/4), (80/170)
p. +miẕ hem (pīòammermiẕem)
(75/45), (80/124)
p. +miẕiŋ (2/36), (74/36),
(75/39), (75/40), (80/112), (80/145)
Pīòammerlik: Peygamberlik
p. (1/23)
pıçaḳ: bıçak
p. +nı hem (pıçağnıyăm) (1/70)
pıḳır pıḳır: fokur fokur
p. (47/8), (47/12)
pılānı: filankes
p. +lar (53/3)
p. +lardan (35/19)
pılānkeå: filankes
p. (63/21)
p. +e (63/21)
pılatīnåa: havlu
p. (25/15)
pırablēmma: problem
p. +la (66/6)
pırāğı: firagi
p. +nıŋ (pırāğīnıŋ) (36/11)
pıraţēnt: ru. процент (yüzdesi)
p. +ına (pıraţēndına) (77/22)
p. +ını (pıraţēndını) (77/22)
p. +dan (pıraţēnTdan) (77/36)
pırēå: pres, basın
p. +a (25/4)
p. +åan (25/5)
pırızdent: cumhur başkanı (krş.
pırızḑent, pırıẕdent, pırıẕẕent)
p. +ı (pırıẕdendı) (24/22)
pırızḑent: (krş. pırızdent)
p. +ı (22/5), (24/24)
pırıẕdent: (krş. pırızdent, pırızḑent,
pırıẕẕent)
p. +imiẕ hem (pırıẕdentimiẕem)
(4/27)
pırıẕẕent: (krş. pırızdent, pırızḑent,
pırıẕdent)
p. +ımıẕ hem (pırıẕẕentımıẕam)
(4/28)
pırizḑent: (krş. pırızdent, pırızḑent,
pırıẕdent, pırıẕẕent)
p. (24/14)
p. +ı (24/15)
p. +ımıẕ (20/18), (51/7)
pırrīp: mola
468
p. (14/13)
pıåïḳ: toz şeker (krş. piåek)
p. +ı (pıåïğı) (43/38)
pıåōḳlı: şekerli
p. (43/38)
pışmān: pişman
p. (21/66)
pıtraḳ: dağılmış, ufalanmış
p. (45/7)
pıyāda: yaya, piyade
p. (60/9)
pìl: kürek
p. (10/6)
pìle: ipek kozası
p. (44/29), (44/30), (44/32),
(44/35)
pìr: pir
p. (21/7), (21/35), (21/46),
(21/49), (21/60), (21/65), (21/67),
(21/74), (21/81), (21/84), (21/88),
(21/89), (79/11), (79/76)
p. +i (21/64), (40/42), (40/43)
p. +i hem (pìriyem) (40/43)
p. +im (79/13)
p. +iniŋ (79/12)
p. +iŋ (21/64)
pìrlik: pirlik
p. +inden (pìrliğinnen) (21/34)
pikir: fikir
p. (32/45), (80/265), (80/280),
(80/330), (80/332)
p. +imçe (16/7), (16/35)
p. +le (22/79)
p. +ler (16/5)
pirïk: turta, kuru pasta
p. (68/28)
piåek: (krş. pıåïḳ)
p. (26/9), (27/4), (28/2), (68/4),
(68/11), (68/13)
pişik dırnaḳ: bitki ismi
p. (44/31)
piti: tencere
p. (40/19)
Piyïtır bırıncı: peter I.
p. (22/14)
pïşta: posta
p. (52/12)
poẕ-: bozmak
p. -māğa (63/23)
pöwen emcek: südü çok olan meme
p. (54/45)
prïtvin: fırın tepsisi (krş. prōtwìn)
p. +ă (68/8)
prïtwin: fırın tepsisi (krş. prïtvin)
p. +iŋ (68/24)
pÿdoḳ: dal, bölüm
p. +undo (77/37)
pul: para
p. (19/36), (44/38), (67/6),
(76/73), (80/218)
p. +ă (38/14)
p. +u (79/20)
p. +unı (59/9)
pulåuẕ: parasız
p. (79/20)
Pulòātīn: isim
p. (23/14)
puråot: fırsat
p. +da (36/14)
p. +do (36/14)
p. +ınnan (32/37)
p. +uŋ (36/32)
puråotlayın: fırsat ile
p. (36/25)
put: 16 kilo, ağırlık birimi (krş.but)
p. (22/34)
puẕīl: tayak
p. (63/26)
puẕīlçılıḳ: ara bozanlık
p. (puẕçılığ‿et) (63/24)
pürå: tomruk, ağaç kütüğü
p. +löri (80/29)
-r-
rāòat: rahat
r. (31/4), (74/5)
rāyat: uyruk
r. +ı (4/8), (4/9)
r. +larmıẕa (38/15), (38/23)
r. +larmıẕ hem (rāyatlarmıẕam)
(38/12)
rāẕī: razı (krş. ırẕā, rāẕı)
r. (4/15), (4/16), (4/20), (35/28),
(39/51)
469
rāẕı: razı (krş. rāẕī, ırẕā)
r. (53/4), (53/5), 853/6), (53/9),
(53/11), (53/12)
r. +mı (53/3)
rāẕīçılıḳ: razı olmaklık
r. (20/27)
rāẕılık: razı olmaklık (krş. rāẕīlıḳ)
r. +ıŋı (rāẕılıŋŋı) (35/25)
rāẕīlıḳ: razı olmak (krş. rāẕılıḳ)
r. (35/24)
r. +ı (rāẕīlığı) (21/43), (21/88)
r. +nı (rāẕīlığnı) (80/186)
ramānıf: isim
r.+larıŋ (24/5)
rēm: merhamet (krş. irēm)
r. (75/50)
reŋk: renk
r. (32/8), (36/60), (36/61),
(36/62), (49/18), (52/17)
r. (reŋğ‿al-) (45/8)
r. +dǟki (36/50)
r. +e (17/6), (36/59), (49/5)
r. +i (17/5), (36/75), (49/6)
r. +ler (52/19)
r. +lere (45/10)
r. +leri (17/17), (45/11)
reŋkli: boyalı, renkli
r. (17/5), (36/50), (50/11)
repìde: rapata
r. +ŋi (repìdǟŋi) (30/19)
reåÿlallā: resulallah
r. (74/7), (80/180)
revalÿţya: devrim
r. +åı (24/2), (24/3), (24/4)
Rìm: Roma
r. (5/23)
rïspis: boyama
r. +lar (15/27)
rowāyad: rivayet (krş. rowāyaT,
rowāyat)
r. (80/1)
rowāyaT: rivayet (krş. rowāyad,
rowāyat)
r. (1/2), (2/1), (18/5)
rowāyat: (krş. rowāyad, rowāyaT)
r. (74/2)
r. +a (39/47)
r. hem (rowāyatam) (74/3)
r. +da (19/31)
r. +ı (80/7)
r. +ım (39/2)
r. +ını (21/2)
r. +ıŋ (80/368)
r. +larda (80/138)
rÿhnāma: ruhnama
r. (52/5), (52/6)
rÿh: ruh
r. +u (36/56)
rÿå: (krş. orå)
r. (14/34), (14/36), (14/39),
(22/19), (24/3)
r. +la (22/22)
rÿåya: (krş. rÿå, orå)
r. (48/6), (71/3)
r. +åı (22/9), (22/76), (23/12),
(23/25)
r. +åına (22/14), (22/80)
r. +åından (22/28)
r. +åınıŋ (24/1)
r. +dan (23/33), (23/34), (23/35)
r. +dan hem (ruåyadanam)
(23/31)
r. +yă (23/25), (23/31)
ruğåat: ruhsat, izin
r. (21/57)
ruğåotnāma: izin belgesi
r. +ları (38/32)
r. +nı (ruğåotnāmānı) (38/33)
r. +åını (38/32)
Rustāmıva: isim
r. (23/25)
-å- åāğat: saat
å. (14/25), (14/51), (14/57),
(30/9), (45/33), (45/35), (45/36)
å. +a (åāğada) (13/14)
åān: sayı
å. (49/27), (54/15), (79/67)
å. +ı (46/2)
åāna-: saymak
å. -p (åānāp) (36/41), (54/9),
(74/33)
å. -rdan (åānārdan) (9/14)
å. -yăŋ (49/37)
åānaḳ: tane (krş. åānı)
470
å. (8/7), (43/10), (54/41),
(77/38), (77/39)
åānı: (krş. åānaḳ)
å. (5/1), (10/7), (20/4), (24/8),
(32/20), (36/19), (36/65), (40/51),
(43/10), (43/18), (46/120), (49/37),
(53/5), (58/1), (58/25), (66/14), (67/15),
(68/3), (77/5), (77/37), (79/50), (79/71),
(80/52), (80/77), (80/82), (80/98),
(80/185), (80/229), (80/242), (80/325),
(80/354)
å. hem (åānam) (54/66)
å. +ca (åānca) (67/19)
å. +caḳ (åāncaḳ) (35/9)
å. +mıẕı (åānīmıẕı) (45/27)
åāpla-: temizlemek
å. -p (åāplāp) (1/23)
åāral-: saralmak, solmak
å. -ıp (37/46)
åārı: sarı
å. (32/10), (44/10)
å. +ca (17/6)
åārıḳ: boy ismi
å. (16/23)
å. +lar (5/5)
å. +mı (16/23)
åārÿn: küspe
å. (67/21), (67/22), (67/23),
(69/37)
åāwçı: dünürcü, kız istemek için kız
evine gönderilen adam
å. (35/22)
åāwçılıḳ: dünürcülük
å. +a (åāwçılığa) (35/21)
åāwunla-: sabunlamak
å. -p (åāwunlāp) (45/38)
åāy-: yünü değnekle döğmek
å. -anåoŋ (45/17)
å. -ardı (45/16)
åāya: gölge
å. (1/54)
å. +åı (1/42)
åāẕ: müzik
å. (14/34), (66/12), (79/45)
åāẕanda: müzisyen, çalgıcı
å. +la (3/19)
å. +lammıẕ (3/3), (3/9), (3/10),
(3/13), (3/19), (9/15)
å. +lammıẕzan (3/8)
å. +lar (3/7)
å. +lardan (3/4)
åāẕla-: ayarlamak
å. -yăŋ (49/28)
åă: da, pekiştirme için kullanılır
å. (41/68), (43/27)
åaçaḳ: saçak
å. (12/7), (35/24), (35/26),
(35/28), (39/59), (53/10), (66/18),
(66/19)
å. +a (åaçağa) (4/21), (30/12)
å. +da (53/7), (53/11)
å. +ı (åaçağı) (35/24)
å. +larında (53/6)
å. +larna (53/7)
å. +larnı (35/29), (53/6)
å. +nı (åaçağnı) (35/25)
åaç: saç (krş. åaş)
å. +ı (33/3)
å. +ıŋ (36/52), (36/54)
åaçaḳlı: saçaklı
å. (35/23), (53/5)
åadağa: åadaka
å. (21/25), (21/27), (34/4),
(36/45), (53/21), (59/6)
å. +da (36/7)
å. +dan (53/22)
å. +lammı hem (åadaḳalammam)
(21/45)
å. +åı (1/3), (40/42), (40/44)
åağ: sağlam, sağ, iyi
å. (1/16), (20/26), (32/13),
(32/16), (48/5), (78/40)
åağ-: sagmak
å. -aåım (67/29)
å. -anında (67/9)
å. -aŋda (55/6)
å. -caḳ (67/28)
å. -dım (67/8)
å. -ıp (40/16), (55/4), (55/10)
å. -mal dǟl (55/10)
å. -malı (55/3)
å. -yădıḳ (67/16)
å. -yăḳ (40/19), (40/25)
å. -yăn (40/23)
åağlığ öyi: sağlık ocağı
å. +lörnö (38/6)
471
åağlıḳ: sağlık
å. (38/5)
å. +ı (åağlığı) (38/7), (38/19),
(56/23)
åaòāwă: sahabe
å. (80/5)
å. +lar (74/6)
å. +lar hem (åaòāwalaram)
(74/20), (74/24)
å. +ları (74/4)
å. +larnı (74/31)
åaòāwatlı: hayırlı, cömert, iyilik yapan
å. (21/4)
åaḳġal: sakal
å. +ımdan (59/14), (59/34)
åaḳla-: tutmak
å. (1/73), (80/146)
å. -ŋda (åaḳlāŋda) (70/26)
å. -caḳ (77/26)
å. -caḳlarnı (2/2)
å. -dı (80/149)
å. -dıḳ (44/1)
å. -dıŋıẕmı (40/24)
å. -mağ (38/18)
å. -malı (1/5)
å. -mıẕåoŋ (åaḳlāmıẕåoŋ) (41/14)
å. -p (åaḳlāp) (2/26), (38/5),
(80/333)
å. -pdırlă (åaḳlāpdırlă) (70/21),
(70/23), (70/27)
å. -åaŋam (40/34)
å. -åın (74/40)
å. -yă (1/32), (1/33)
å. -yădıḳ (55/1)
å. -yăḳ (40/25), (43/1), (43/5)
å. -yăŋ (54/70)
åaḳlan-: saklanmak (ed. ç. krş. sakla-)
å. -anda (70/26)
å. -ar (70/26)
å. -yăday (55/2)
å. -yān (70/20), (80/283)
åal-: 1. koymak, yerleştirmek
å. -an (27/6)
å. -ıp (27/2), (45/8), (48/18),
(53/7), (76/125)
å. -åaŋ (54/78)
å. -mağ (17/24)
å. -malı (40/46)
å. -T (80/63)
å. -yă (1/17), (2/22)
å. -yăn (26/6), (26/8), (27/2),
(27/4)
å. -yăŋ (54/65)
2. bağlamak
å. (75/34)
å. -ıp (37/27)
3. inşa etmek
å. -dım (76/142)
å. -ıḳ (62/16)
å. -ıklı (76/132)
4. adlarla birlikte çeşitli
anlamlarda fiiller oluşturur
ġorḳı å. -arn (80/341)
dìne å. -mal (2/14)
dìne s. -ıp (16/13)
ġoşğā å.-ıp (36/19)
görnüşüne å. -ıp (36/15)
muåulmānçılığa å.-ıp (80/9)
yadıŋa s. (76/138)
yïlo å. -dıla (80/63)
yōlo å. -ıp (80/8)
yōlo å. -malı (2/13)
yōlo å. -yă (16/8), (57/16)
yōlo å. -yădılă (58/30)
åalām: selam
å. (21/15), (21/69), (31/12),
(53/1)
å. +ını (21/12)
å. +ıŋı (21/70)
åalāmlaş-: selamlaşmak
å. -ıp (39/58)
åalāwat: salavat
å. (74/38)
åalır: boy ismi
å. (16/23)
å. +lar (5/5), (16/24)
å. +mı (16/23)
åaldır-: inşaa etmek (et. ç. krş. sal-)
å. -dı (62/21)
åalın-: 1.yapmak, inşa (dönş. ç. bk sal-)
å. -yă (15/18), (49/13), (49/16),
(49/18)
2. koymak
å. -yān (17/23)
åalḳın: ılık
å. (70/26)
472
åalla-: indirmek, bırakmak
å. -āḳ (5/27)
å. -p (åallāp) (21/46)
å. -w (59/25)
å. -yăla (76/81), (76/116)
å. -yıŋ (åallāyıŋ) (76/81)
åallan-: (dnş. ç. krş. åalla-)
å. -ıp (75/38)
åallançaḳ: salıncak
å. +dan (37/8)
åalma-: dinlememek
ġuloḳ å. (76/31)
salyïnnı: turşu
s. (27/1)
samadırjāvya: otokrasi
s. +åı (24/4) åamalyït: uçak
å. (42/8)
åamıråaḳ: sarımsak
å. (27/4)
åancar: isim
å. (78/4), (78/5), (78/13),
(78/22), (78/26), (78/31), (78/32)
å. +a (78/18), (78/21)
å. +ıŋ (78/3), (78/9)
åancım: iğne vurma
å. (38/29)
å. +dan (38/10)
å. +lar (38/5)
å. +ları (38/12)
å. +larıŋ (38/4)
å. +larnı (38/9), (38/31)
å. +larnıŋ (38/27)
åandıḳ: sandık
å. (61/3), (61/8), (61/15), (66/30)
åandıḳlı bāwa: evliya
å. (61/1), (61/16), (61/18),
(61/19)
åantı: santimetre
å. (49/29)
å. +da (49/36)
å. +dan hem (åantıdanam)
(49/28)
å. +ŋ (åantīŋ) (49/37)
åaŋa: 3. t. ş. zamirinin yönelme hali
å. (2/4), (30/21), (46/46),
(50/20), (57/72), (76/91), (78/11),
(78/27), (78/29), (80/38), (80/43),
(80/166), (80/302), (80/323), (80/333)
åapā: sefa
å. (21/51)
åapaḳ: 1. ders
å. (14/7), (14/27)
å. +da (14/30)
å. +ı (åapağı) (14/11), (14/34)
å. +ıŋ (åapağıŋ) (14/8), (14/10),
(14/17)
å. +mıŋ (14/12), (18/4)
å. +mıẕ (14/16), (14/18)
å. +ları (20/13)
å. +larmıẕẕa (51/9)
å. +larnı (17/6)
2. ip
å. (25/7), (44/33), (80/43)
å. +da (14/31), (14/56), (20/24)
å. +la (14/36)
å. +lammı (20/15)
å. +lammıẕẕan (14/53)
å. +lar (17/5)
å. +lardan (17/7)
å. (åapağ‿et-) (17/6)
å. hem (åapağam) (44/34)
å. +nı (49/3)
åapar: defa, sefer
å. (3/9), (28/4), (28/8), (47/14),
(49/24)
å. hem (saparam) (60/17)
æaparmırāt: isim
å. (4/27), (24/11), (24/15),
(24/19)
åara-: sarmak
å. -anåoŋ (44/35)
å. -p (åarāp) (25/8), (44/29)
å. -yă (1/56)
å. -yălă (44/30)
åaray: saray
å. +mıẕa (1/52)
åarğa-: sipariş vermek
å. -yă (37/20), (37/25)
åarpa: saygı, hürmet
å. (17/13), (18/6), (51/7)
sasyalìẕım: sosyalizm
s. (57/4)
åaş: (krş. åaç)
å. (33/3)
473
å. + şağaẕınıŋ (33/2)
åat-: satmak
å. (76/24)
å. -an (21/2), (21/3), (21/4),
(21/12), (21/13), (21/21), (21/28),
(21/30), (21/41), (21/42), (21/58)
å. -āy (76/24)
å. -caḳmı (76/52)
s. -dım (76/47), (76/61)
å. -dıŋmı (76/46), (76/59)
å. -ıḳ (76/16)
å. -ıp (43/41)
å. -māna (76/131)
å. -yăḳ (25/8)
å. -yăla (22/52)
å. -yăn (76/27), (76/54)
å. -yăŋ (76/21)
åataş-: karşılaşmak
å. -malı (37/55)
åatıl-: (ed. ç. krş. åat-)
å. -yă (44/40)
åatın al-: satın almak
å. (20/19), (38/14), (41/68),
(41/72)
åawēt: sovet (krş. åöwet)
å. (4/21)
åāwın: sabun
å. (45/34), (45/38)
åayla-: seçmek
å. (76/30)
å. -p (åaylāp) (45/8)
å. -pdırla (39/37)
å. -rdı (45/4)
åaylamaḳlıḳ: seçmeklik
å. (32/32), (32/33)
åaylan-: seçilmek
å. -dı (24/16), (24/24)
åaylow: seçim
å. +ları (24/14)
åayÿẕ: birlik
å. (3/15)
å. +una (4/26)
åāẕlı: müzikli
å. (50/3)
åe: da, de pekiştirme
å. (41/63)
åeå: ses
å. (36/4), (36/17), (52/15)
å. +in (41/25)
å. +ine (54/28)
åeçek: püskül
å. +ni (seçeğni) (49/21), (49/22)
åeçele-: saçmak
å. -p åeçelǟp (80/344)
åeçelen-: (ed. ç. krş. seçele-)
å. -ip (54/53)
åeçil-: dağıtılmak
å. -meği (32/61)
å. -meğniŋ (32/62)
å. -ye (32/62)
åeğåeinci: sıra sayı sıfatı sekseninci
å. (23/22)
åeğåen: sayı, seksen
å. (77/22)
åeğåen bìrinci: sıra sayı sıfatı, seksen
birinci (krş. åeğåen wìrinci)
å. (22/34), (23/22)
åeğåen bǟşinci: sıra sayı sıfatı, seksen
beşinci
å. (23/1), (24/18)
åeğåen wìrinci: (krş. åeğåen bìrinci)
å. (22/55), (23/23)
åeğåenci: (krş. åeğåeinci)
å. (22/24), (22/67)
åeğåen müŋ: sayı, seksen bin
å. (77/18)
åeğåen åekiẕ: sayı, seksen sekiz
å. (56/8)
åekgiẕ: sayı, sekiz (krş. åekiẕ)
å. (69/39), (69/40), (80/17),
(80/18), (80/266)
å. +iŋ (14/4)
åekgiẕ yüẕ: sayı, sekiz yüz
å. (22/14), (22/20), (22/24),
(22/31), (22/34), (22/55), (22/67), (23/1)
åekiẕ: (krş. åekgiẕ)
å. (1/7), (36/25)
åekiẕinci: sıra sayı sıfatı, sekizinci
å. (16/19)
åelcerme-: ayırdında olmak
å. +åini (38/27)
åelcÿḳlu: Selçuklu (krş. åelçuḳlı)
å. (6/10)
åelçuḳlı: (krş. åelcÿḳlu)
å. (9/10)
åelleli: sarıklı
474
å. (76/81)
åemeni: buğdaydan yapılan tatlı türü
å. (11/5), (11/15)
å. +ni (åemenìni) (11/6), (11/14),
(11/16)
åen: 3. t.ş. zamiri, sen
å. (1/66), (1/70), (1/73), (2/4),
(2/6), (2/11), (2/13), (2/15), (2/16),
(21/56), (21/69), (21/73), (21/75),
(21/76), (21/83), (36/48), (39/19),
(39/62), (39/64), (39/68), (39/71),
(41/46), (42/16), (46/33), (46/38),
(46/40), (46/41), (46/45), (46/53),
(46/54), (46/89), (46/91), (46/100),
(46/122), (46/127), (46/128), (54/46),
(54/61), (57/21), (57/45), (57/64),
(59/29), (59/34), (63/9), (63/24), (65/3),
(66/5), (75/5), (75/34), (75/44), (76/24),
(76/64), (76/69), (76/85), (76/90),
(76/91), (76/134), (76/138), (76/140),
(78/11), (78/27), (78/28), (79/13),
(79/19), (79/35), (80/21), (80/25),
(80/45), (80/52), (80/143), (80/146),
(80/163), (80/172), (80/291), (80/293),
(80/300), (80/301), (80/303), (80/306),
(80/309), (80/333), (80/341), (80/342),
(80/343), (80/350)
å. +dǟki (2/15)
å. +e (39/20), (39/65), (44/38),
(47/15), (57/69)
å. hem (åenem) (80/190),
(80/204)
å. +i (2/17), (46/122), (46/126),
(59/10), (76/7), (80/34), (80/43), (80/44)
å. +iŋ (21/80), (30/24), (36/32),
(80/151)
å. +iŋki (76/10)
å. +nen (2/12), (79/56)
åenāğat: senagat (sanayi)
å. (77/6), (77/37)
å. +da (77/36)
å. +ı (77/36)
å. +ınıŋ (77/19)
åeŋ: 3. t. ş. zamirinin genetif hali, senin
å. (21/60), (21/68), (21/72),
(21/82), (35/13), (35/14), (36/32),
(39/24), (39/63), (46/29), (46/42),
(46/45), (46/48), (46/52), (46/99),
(46/121), (46/122), (46/123), (63/27),
(65/9), (65/12), (75/20), (75/32),
(75/53), (76/144), (79/16), (79/37),
(80/42), (80/152), (80/153), (80/185),
(80/203), (80/327)
åep-: sepmek
å. -ik (41/63)
å. -ip (42/6)
å. -yele (42/8)
å. -yeŋ (44/5), (44/9)
åepele-: seçmek, dağıtmak, serpmek
å. -p (åepelǟp) (45/29), (45/34)
å. -meli (45/28)
å. -yeŋ (45/31)
åep: çeyz
å. +inde (53/19)
å. +ine (53/18)
å. +ler (32/42)
å. +leri (22/52), (51/8)
å. +lermiẕ (51/9)
åepli: çeyzli
å. (66/29)
åepğit: aralık
å. +lere (3/15)
åepil-: (ed. ç. krş. åep-)
å. -ye (42/7), (54/88)
åepilme-: sepilmemek
å. -ye (42/8)
åer-: sermek, yazmak
å. -yek (43/28)
åerdār: serdar
å. (22/71), (25/2)
åeredil-: (ed. ç. krş. åeret-)
å. -ip (53/15)
åerediş: (iş. ç. krş. åeret-)
å. +iŋe (44/37)
åereåāp: dikkatli
å. (44/26)
åeret-: yetiştirmek, bakmak
å. (80/351)
å. -di (79/6), (80/165)
å. -enmiẕze (åeredenmiẕze)
(15/4)
å. -ennen (åerdennen) (1/8)
å. -er (åereder) (54/43)
å. -ip (åeredip) (19/14), (2/22),
(44/26), (46/109), (69/22), (70/19),
(80/280)
475
å. -mǟni (21/63)
å. -ye (46/105), (46/132)
å. -ye (åerdeye) (1/8), (54/32)
å. -yele (åerdeyele) (59/22)
å. -yeŋ (åerdyeŋ) (45/34)
å. -yǟnçǟle (åeredyǟnçǟle) (1/19)
åeretdir-: (et. ç. krş. åeret-)
å. -ye (80/15)
åerìşde: araç, vasıta, malzeme
å. +lermiẕ (38/17)
å. +lerni (38/6)
åerkerde: asker
å. (36/69)
å. +leri (36/69)
å. +lerniŋ (36/69)
å. +åi (5/29)
åerpāy: hediye
å. (32/27), (53/13)
åerpāylı: hediyeli
å. (34/7)
åetir: satır, sıra
å. +lerne (36/19)
sētka: kafes örgüsü
s. +dan (40/54), (40/61)
åewǟp: sebeb
å. (21/9), (32/33), (32/55),
(35/5), (36/25), (36/26), (36/32),
(36/36), (36/48), (36/56), (36/60),
(36/63)
å. +den (41/16), (51/9)
å. +i (åewǟwi) (1/14), (1/53),
(4/7), (4/18), (5/16), (6/17), (7/6), (8/4),
(8/5), (9/7), (15/5), (16/8), (16/17),
(16/18), (16/19), (16/36), (16/54),
(23/25), (28/3), (32/8), (32/23), (32/51),
(32/62), (35/7), (35/10), (35/16),
(35/17), (37/22), (39/34), (39/64),
(40/37), (41/16), (41/24), (41/57),
(41/60), (42/23), (43/8), (43/25),
(43/25), (43/26), (44/28), (45/11),
(45/44), (48/23), (70/14), (72/9),
(77/14), (77/24), (77/26)
å. +i hem (åewǟwem) (52/18)
å. +ini hem (åewǟwinem) (40/39)
åewǟpli: sebebden dolayı
å. (6/14), (6/21), (22/47)
å. hem (åewǟplem) (52/18)
åeyilgǟh: park
å. +lermiẕ (56/21)
åeyitmeyrek: isim
å. +dir (61/18)
åeyitmuòommeT: isim
å. (59/1), (59/7), (59/13)
å. +den (59/36)
åeyrān: gezme, gezinti
å. (50/20)
åeyrek: seyrek, ender
å. (45/2)
åeyitmìrek: isim (krş. åeyitmeyrek)
å. (61/2)
åeẕewān: ilgi
å. (61/12)
åäheT: bir iş yapılması için uygun
olduğu düşünülen vakit
å. (53/16)
å. +i (åǟhedi) (53/15)
å. +ini (åǟhedini) (53/14),
(53/15)
åäher: seher, sabah
å. (50/12)
åährā: isim
å. +yă (31/12) åǟmi: değil mi
å. (kelleå‿sǟmi) (80/54)
åīla-: saygı duymak
å. -maḳlıḳ (36/35)
åīlağ: saygı
å. (46/148), (57/47)
åīlağlı: saygılı
å. (åīlağl‿ādam-) (79/72)
åīn: görmek, gözden geçirmek (krş.
åīyn)
å. et- (1/44)
åīnağ: deneme, kontrol
å. +lardan (38/33)
å. +ları (36/18), (38/32)
åīnanş-: denemek
å. -ıp (53/33)
å. -yălă (53/32)
åīnçı: gözlemci
å. (1/43)
åīnla-: bakmak, gözden geçirmek
å. -mağ (1/33)
å.. -ayın (åīnlāyın) (1/61)
åīpala-: okşamak
476
å. -ḳ (åīpalāḳ) (1/19)
åīr-: süpürmek
å. -ıp (62/18)
åīyla-: saymak, saygı göstermek
å. -an (åīylān) (36/35)
å. -p (åīylāp) (32/39)
å. -yān ekenler (1/26)
åīyn: gözlemlemek (krş. åīn)
å. et- (1/8), (1/32), (65/13),
(80/24), (80/27)
åīypala-: okşamak, sürmek (krş. åıpala-)
å. -p (åīypalāp) (1/9)
åīyr-: kesmek
å. -mağnıŋ (33/2)
åıddīò: sıddık
å. (2/3), (2/10), (2/22)
åığdır-: sıgdırmmak, yerleştirmek
å. -ıp (37/34)
åığır: sığır, inek
å. (67/2), (67/8), (67/9), (67/15),
(67/17), (67/19), (67/28), (67/29)
å. +ları (67/9)
åınnı: iğne çeşidi
å. (51/6)
åınp: sınıf
å. (56/1)
å. +a (52/3), (52/6)
å. +da (52/5)
å. +ına (52/2)
åıpat: sıfat
å. +da (5/26), (52/5)
å. +ına (52/2), (75/54)
å. +ı (19/15)
å. +ını (5/25)
åırāt: sırat köprü
å. (74/19), (74/30)
åır: sır
å. +ı (19/19)
å. +ıŋı (2/16)
å. +ları (2/15)
å. +larnı (51/3), (51/6)
åırawnï: zaten
å. (80/108)
åırḳowla-: hastalanmak
å. -pdırın (åırḳowlāpdırın)
(60/80)
åıwāå: sivas (krş. åiwāå)
å. +ıŋ (16/42)
åıwyāẕ: bağlantı
å. (20/17)
åıyāåat: siyaset
å. hem (åıyāåatam) (4/31)
åıyāhatçı: seyahat eden
å. +laŋ (6/9), (6/10)
å. +lar (6/8)
åıẕ-: sezmek, duyumsamak
å. -ıp (åıẕıw‿ayt-) (80/309)
åıẕïn: sezon, mevsim
å. +ı (54/44)
åiwās: (krş. åıwāå)
å. (16/32)
å. +a (16/39)
åiẕ: 3. ç. ş. ẕamiri
å. (1/31), (1/37), (21/27),
(21/43), (22/76), (46/30), (46/31),
(57/70), (60/15), (75/50), (79/62),
(79/63), (80/87), (80/183)
å. +e (1/2), (17/2), (21/2),
(21/52), (21/53), (31/2), (39/2), (50/2),
(50/19), (53/2), (53/3), (60/22), (75(49),
(78/2), (79/2), (80/1)
å. +i (79/23)
å. +iŋ (16/53), (19/12), (19/32),
(22/76), (46/115), (57/70), (80/22),
(80/48), (80/128)
åïḳ: soğuk (krş. åowuḳ)
å. +dă (40/60), (54/95)
åïl: sol
å. (32/16)
åōr-: emmek, içine çekmek
å. -up (2/33)
å. -yă (2/32)
åïra-: sormak (krş. åoro-)
å. - a (1/21), (1/37), (74/14)
å. -ḳ (åorāḳ) (21/19)
å. -p (åïrāp) (4/11), (21/6),
(21/22), (35/22)
å. -yă (57/34)
å. -yăla (20/12)
åïro-: sormak (krş. åora-)
å. -yă (22/28), (37/23), (37/36),
(46/75), (46/114), (76/45), (76/83),
(76/86), (76/119)
å. -yăn (1/79)
åïroğ: soru
å. (74/17)
477
å. +larnı (46/19), (46/39)
å. +o (74/28)
åïẕ-: çekip uzatmak, esnetmek
å. -ordı (45/14)
å. -up (45/15)
åoğāP: sevap
å. (21/56), (21/89)
å. (åoğāw‿üçün) (59/5), (74/29)
å. +ı (åoğāwı) (21/56)
å. +ına (åoğāwına) (62/22)
åoğon: soğan
å. (2/35), (43/23), (43/26), (47/5)
å. +ı (åoğonı) (29/5), (29/7),
(43/23)
å. +nı (13/7)
å. +uŋ (29/6)
åoḳ-: sokmak
å. -up (2/25), (2/26)
å. -yăå (69/20)
åol-: solmak
å. -yă (37/46) æoltān æancar: soltan sancar
å. (78/3), (78/4), (78/5), (78/9), (78/13), (78/18), (78/21), (78/22),
(78/26), (78/31), (78/32)
åoltānmırāt: isim
å. (78/1), (79/1)
åoŋ: sonra
å. (80/108)
å. +ḳı (4/28), (16/21), (36/14)
åoŋura: sonra (krş. åoŋro)
å. (6/5), (14/18), (14/28),
(14/48), (14/52), (14/57), (21/84),
(52/3), (52/7)
åoŋro: (krş. åoŋra)
å. (37/9), (37/11), (37/14),
(37/24), (37/53), (53/8)
åoŋundo: sonunda
å. (2/22), (39/35), (39/39), (71/3)
åort: sınıf, çeşit
å. (69/23), (69/25)
å. +o (69/24), (69/25)
åowmoḳlıḳ: geçirmek, harcamak
å. (36/35)
åowa-: soğumak å. -p (åowāP) (41/50), (41/51)
åowāl: sual, soru
å. +ım (80/160)
å. +ıŋ (80/161)
åowğot: hediy
å. (14/31), (14/34), (32/27),
(53/17)
å. +lar (34/6), (53/20)
å. +ları (53/17)
åowğotlı: hediyeli
å. (34/7)
åowot-: soğutmak
å. -yăn (åowodyăŋ) (28/8)
å. -yăŋ (åowodyăŋ) (68/12),
(68/22), (68/23)
åowuḳ: soğuk (krş. åïḳ)
å. (17/18), (41/47), (50/12)
å. +a (åowuğa) (32/52), (32/53)
å. +da (19/10) å. +na (åowuğna) (41/52)
å. +una (åowuğna) (41/52)
å. +un (åowuğun) (41/53)
å. +uŋ (åowğuŋ) (77/27)
åowul-: (ed. ç. krş. åow-) å. -anıŋ (åowlanıŋ) (63/20)
å. -anåoŋ (53/28)
åöwdā: ticaret (krş. åöwdǟ)
å. (22/10)
åöwdǟ: (krş. åöwdā)
å. (22/21), (76/101)
åöwdöğǟr: esnaf
å. (22/11)
åöwet: Sovyet (krş. åovet)
å. (4/24), (66/28)
åöwöş: savaş
å. (22/38), (23/14)
å. +dö (23/15)
å. +leŋ (23/3)
å. +lerde (80/9)
å. +lörde (80/8), (80/214)
å. +ö (19/5)
å. +ü (22/8), (22/24), (22/25),
(22/67), (23/1), (23/13), (23/23)
å. +ündö (22/72), (23/16)
å. +üne (9/11)
å. +üni (22/76)
åöwöş-: savaşmak
å. -mekden (8/5)
å. -åin (80/324), (80/326)
å. -üp (80/100)
åöwöşşü: savaşçı
478
å. (39/31)
åöy-: sevmek
å. (76/29)
å. -dü (66/9)
å. -ön (76/42)
å. -önnü (76/121)
å. -önŋi (76/30)
å. -önüŋi (76/29)
å. -üŋ (76729)
å. -üpdür (36/66)
åöyğü: sevgi
å. (37/7), (37/12), (37/17)
å. +lörni (51/10)
å. +åi (1/70)
å. +åünü (37/19)
åöyğüli: sevgili
å. +lörni (åöyğüllörni) (50/8)
åöẕ: söz
å. (39/65), (59/14), (80/101),
(80/203), (80/321)
å. +leŋ (80/159)
å. +lerin (80/280)
å. +lermiẕiŋ (31/9), (31/10)
å. +löri (46/1)
å. +lörnö (76/138)
å. +lörüŋ (31/10)
å. +ü (73/6), (73/8)
å. +ünden (73/6)
å. +üne (1/58)
å. +ünü (21/89)
å. +ünüŋ (72/5)
å. +üŋü (76/144)
å. +üŋüẕ (80/48)
åöẕle-: söylemek
å. -p (åöẕlǟp) (36/69)
åöẕlem: cümle
å. +de (31/11)
å. +lemmiẕẕe (31/12)
stakān: bardak (krş. ıstıkan)
s. +a (37/41)
åÿ: su (krş. åuw)
å. (1/52), (6/16), (7/6), (7/8),
(11/13), (11/14), (21/54), (26/4), (26/6),
(26/9), (28/2), (28/3), (30/6), (30/29),
(30/31), (30/35), (39/77), (40/19),
(41/5), (41/8), (41/10), (41/17), (41/27),
(41/41), (45/28), (45/29), (45/31),
(45/34), (47/6), (47/9), (47/10), (47/11),
(54/61), (55/13), (59/26), (59/27),
(65/10), (69/13), (70/17), (70/24),
(70/25), (76/76), (76/93), (76/116),
(79/69), (79/70)
å. +cağaẕıŋ (32/58)
å. +dan (41/19)
åÿḳ: cıvık, sıvı (krş. åǖk)
å. (68/16)
åÿla-: sulamak
å. -ayın (åÿlāyın) (79/23)
å. -p (åÿlāp) (30/27)
åÿrāt: resim
å. (14/31), (14/34)
å. +da (19/14)
å. +ı (19/14)
å. +ları (17/4), (17/5), (17/8)
åÿrātkeş: ressam
å. (15/2), (16/41)
å. +i (15/2)
åÿratlandırıl-: betimlemek, tasvir etmek
å. -an (åÿratlandırlan) (19/15)
åÿåuẕlıḳ: susuzluk
å. (76/76), (76/114)
åÿtnāma: kanıt, delil
å. (32/15)
åunğot: sanat
å. (3/2), (9/14), (9/15)
å. +ı (17/2), (17/3), (51/3)
å. +ımıẕ (3/3), (19/30)
å. +ına (17/13), (51/4)
å. +ından hem (åunğotındanam)
(3/20)
å. +ını (åunğodını) (3/14)
å. +lornı (3/14)
å. +umıẕa (51/10)
å. +umıẕı (3/23)
å. +una (51/8)
åuw: su (krş. åÿ)
å. (70/14), (72/9), (76/78),
(76/91)
å. +a (30/2), (65/4), (65/8),
(70/15)
å. hem (åuwăm) (27/5), (59/20),
(59/26)
å. +da (11/6), (30/4)
å. +dan (7/7)
å. +ı (6/17), (29/6), (39/45),
(43/12), (65/3)
479
å. +ıŋ (6/21)
å. +na (43/11)
å. +ı hem (åuwom) (79/28)
å. +u (13/11), (28/3), (65/12)
å. +un (11/10)
å. +una (43/4), (43/38)
å. +unı (13/8), (39/44), (47/6),
(65/1)
å. +uŋ (6/19), (6/20), (23/28),
(30/21), (65/2), (70/15), (72/10)
å. +uŋı (65/7)
åuwlu: sulu
å. (79/48)
åuwor-: sulamak
å. -yăŋ (54/29)
åǖcü: eker
å. (13/3), (13/5), (53/5), (56/18),
(79/48)
å. +lörni (53/6)
å. +åüni (35/25)
åǖcüli: şekerli
å. (35/23)
åǖcülük: şekerlik
å. (53/7), (53/11), (53/13)
åǖd: süt (krş. åǖT)
å. (54/71), (77/7)
åǖT: (krş. åüd)
å. (55/13), (68/11)
å. +ü (åǖdü) (54/48), (68/12),
(68/14), (68/15)
å. +üni (54/45)
å. +ünnen (40/26), (54/47)
å. ünnön (40/16)
å. +ü hem (åǖdüyem) (40/29)
åǖyüm: elyaf, genellikle iplik durumuna
getirilebilecek lifli maddeler, teller,
lifler. å. (69/34), (69/35)
å. +üni (åǖymüni) (69/38)
åǖyümparïk: iplik
å. (69/40), (69/41)
åǖyrenci: süyrenici (sürüngen)
å. +leriŋ (77/32)
åǖyş-: süyşmek (yavaşça bir tarafa
doğru hareket etmek)
å. -meli (22/60)
å. -üp (22/58)
åümmül: başak
å. +lörü (39/16)
åünnǟlen-: süslemek
å. -en (36/2)
åünnet: sünnet (krş. åünnöt)
å. (34/1), (34/4)
å. +e (34/4)
åünnöt: sünnet (krş. åünnet)
å. (32/3), (34/2), (34/4), (34/7)
åüpür-: süpürmek
å. -üŋ (66/26)
å. -üp (62/18)
å. -yeŋ (54/77)
åür-: 1. toprağı işlemek
å. -meli (42/10)
2. toplamak
å. -ük (80/107)
å. -üp (78/4), (80/75), (80/124)
3. büyümek, uzamak
å. -üyē (66/20) (66/21), (66/22)
åürdür-: (et. ç. krş. åür-)
å. -meli (42/6)
å. -üp (41/4)
å. -yeŋ (54/77)
åürdürül-: (ed. ç. krş. åür-)
å. -üp (åürdürlüp) (42/1)
åüre: sure, Kuran’ın 114 bölümünden
her biri
å. +å (78/29)
åüri: sürü (krş. åürü)
å. +niŋ (åürìniŋ) (54/30)
å. +ŋ (åürìŋ) (54/34)
åürü: sürü (krş. åüri)
å. (54/28), (54/31), (54/37)
å. +dö (54/25)
å. +e (åürǟ) (54/12)
åürüwaşı: sürübaşı
å. (54/25)
åüyem: baş parmak ile orta parmak
arasındaki parmak, işaret parmak
å. (1/9)
åüyük: cıvık
å. (68/20)
-ş-
şā: şah, padişah, sultan (krş. şāò)
ş. (36/71), (36/73), (39/3),
(39/19), (39/24), (39/37), (46/32),
480
(46/79), (46/83), (46/83), (46/91),
(46/100), (46/113), (46/121), (78/31)
ş. hem (şāyăm) (46/110)
ş. +ımıẕā (şānımıẕā) (46/31)
ş. +nıŋ (46/90), (70/6)
ş. +åı (4/7), (46/76), (70/6)
ş. +åına (46/126)
ş. +åınıŋ hem (şāåınıŋam)
(46/126)
şābaòrām: isim
ş. (70/1)
şād: mutlu
ş. (66/16), (74/36)
şādıyān: mutlu
ş. (80/30)
şāhīr: şair
ş. +lammıẕ (3/3)
ş. +ımıẕ (36/11)
ş. +ımıẕıŋ (5/1)
şālıḳ: sultanlık
ş. +mıŋ (şālığmıŋ) (39/74)
ş. +mıẕa (şālığmıẕa) (80/96)
ş. +nıŋ (şālığnıŋ) (15/15)
ş. +lar hem (şālıḳlaram) (39/20)
ş. +ları (23/9)
şāyātlıḳ: şahitlik, delil, ıspat
ş. (15/23)
şāẕāda: şehzade
ş. (46/22), (46/82)
şağalaŋlı: tören, eğlenceli, şenlik
ş. (34/1), (35/1), (35/15)
şaòa: dal, kol
ş. (5/3)
ş. +da (16/6)
ş. +dǟki (16/36)
ş. +ları (31/7), (32/34)
ş. +larıŋ (16/45)
ş. +åı (5/4), (16/1), (16/3)
ş. +åına (16/2), (16/5)
ş. +åınnan (5/13)
şaòıå: şahıs, kişi
ş. +lă (3/13)
ş. +lammıẕ (3/6)
ş. +laŋ (3/13)
şaòåıyet: şahsiyet, kişilik
ş. +imiẕ (3/3), (36/64)
şalïn: hayvanların yeminin saklandığı
yer, devletin yeri
ş. +dan (67/21)
şarpıḳ: tokat, yumruk
ş. (75/52)
şay: bir şeye hazırlanmak
ş. +ım tut- (80/50)
ş. +ın tut- (80/71), (80/108)
şay åep: metladen, gümüşden yapılan
takı
ş. +ler (32/42)
ş. +leri (22/52), (51/8)
ş. +lermiẕ (51/9)
şehìd: şehit
ş. (80/42)
şekil: şekil
ş. (14/34)
ş. +inde (şeklinde) (8/12)
ş. +innen (şeklinnen) (8/11)
şekillendiril-: betimlemek
ş. -ye (17/4), (17/8)
ş. -ende (şekillendirlende) (17/5)
şelpe: nakış ismi, püskül nakışı
ş. (49/15), (49/16)
ş. +den (49/15)
şepāğat uyo: hemşire
ş. +lormıẕ (38/29)
ş. +lomıẕa (38/33)
şepāğatçı: şefaatçi
ş. (74/36)
şerāp: şarap
ş. (37/41)
ş. +ı (şerāwı) (37/42)
şerìğat: şeriat, dinsel kurallar bütünü
ş. (16/9)
şert: şart
ş. +im (21/76), (80/354),
(80/357), (80/362)
ş. +iŋ (21/81)
ş. +iŋi (80/356)
şertnāma: anlaşma, mukavele, şartnama
ş. (4714), (4/19)
şey: şöyle, böyle
ş. (2/38), (39/64), (39/69),
(47/13), (56/5), (80/23), (80/26),
(80/32), (80/46), (80/62), (80/84),
(80/139), (80/144), (80/192), (80/266)
şeydip: şöyle ederek
ş. (1/76), (19/5), (20/28),
(22/54), (23/35), (46/152), (49/36),
481
(50/12), (52/6), (53/21), (53/29),
(53/35), (54/75), (58/23), (59/17),
(65/5), (68/8), (68/19), (68/23), (73/8),
(74/31), (76/74), (76/99), (76/114),
(76/126), (76/145), (78/5), (78/21),
(79/24), (79/60), (79/66), (80/68),
(80/93), (80/125), (80/140), (80/170),
(80/188), (80/193), (80/210), (80/215),
(80/236), (80/245), (80/276), (80/310),
(80/313), (80/335), (80/344), (80/346)
ş. (şeydiw‿oẕād) (80/272)
ş. +day (39/35)
ş. hem (şeydiwem) (19/7),
(22/30), (22/41), (22/72), (23/13),
(30/36), (40/34), (40/58), (40/52),
(40/67), (49/30)
ş. hem (şeydiwöm) (22/34),
(40/49), (79/72)
şeyle: 1. şöyle, öyle
ş. (2/7), (16/35), (19/2), (30/9),
(30/10), (31/12), (32/18), (32/22),
(32/45), (34/7), (35/8), (35/12), (36/7),
(36/35), (36/68), (37/40), (75/41),
(75/48)
ş. +ce (47/7)
2. çok
ş. (1/42), (8/12), (21/66),
(39/41), (40/29), (40/30), (56/18),
(57/72), (58/29), (75/38), (80/14),
(80/205)
3. öylece
ş. (4/16), (8/5)
şeylelik bilen: bununla birlikte
ş. (6/20), (6/21), (8/6), (8/9)
şeylelikde: bunun sonucunda
ş. (37/7)
şeytdirip: böylece (krş. şeydip)
ş. (3/23), (5/10)
şäher: şehir
ş. (6/16), (15/24), (15/28),
(77/40)
ş. +de (77/7)
ş. +e (16/10)
ş. +i (15/7), (15/9), (15/24),
(15/28), (22/55), (72/1), (77/2), (77/40)
ş. +inde (6/2)
ş. +ine (69/47)
ş. +iniŋ (5/16), (6/5), (6/7),
(14/1), (17/1), (22/1), (51/1), (69/1)
ş. +iŋ (62/6), (76/13)
ş. +ler (15/8)
ş. +leri (77/38)
ş. +leriŋ (77/6)
ş. +miẕ (56/16), (77/38)
ş. +miẕẕǟki (51/2)
ş. +miẕẕe (9/14)
ş. +ne (56/14)
ş. +niŋ (10/1), (15/1), (37/1),
(50/1), (73/1), (76/1)
şähǟr: (krş. şäher)
ş. +inde (22/58)
ş. +iniŋ (22/18)
şäherçe: kasaba
ş. (57/1), (77/5)
ş. +ler (77/39)
ş. +ler hem (şäherçelerem)
(77/12)
ş. +miẕẕe (şäherçǟmiẕẕe)
(38/10)
ş. +niŋ (şäherçǟniŋ) (77/8)
ş. +åi (77/10)
ş. +åinde (77/12)
ş. +åindǟki (77/12)
ş. +siniŋ (25/1), (25/2), (38/2)
şīò: şeyh, şıh
ş. +ı (62/21)
şı: işaret zamiri (krş. şıl, şu, şul)
ş. (2/36), (11/16), (13/14),
(15/4), (15/13), (16/7), (16/9), (19/31),
(29/7), (40/17), (46/66), (46/121),
(51/3), (58/15), (65/12), (78/8), (78/10),
(80/280), (80/281)
ş. +nıŋ (1/81)
şı: (krş. şı, şıl, şul, şu, şol)
ş. (51/3), (51/10)
şıŋa: işaret zamiriniŋ yönelme hali
ş. (3/9)
şìr: şir, aslan
ş. (32/55)
ş. +i (80/137), (80/143)
şìrğulı: isim
ş. (32/55)
şìwe: şive, ağız
ş. +de (31/7)
ş. +lemmiẕ (31/10)
482
ş. +lemmiẕe (35/21)
ş. +ler (31/3)
ş. +lerde (31/7)
ş. +lerden (31/10)
ş. +lerinde (31/4)
ş. +miẕe (şìwǟmiẕe) (31/7),
(31/8), (31/11)
ş. +miẕẕe (şìwǟmiẕẕe) (31/12)
ş. +åi (31/6), (31/8)
ş. +åinde (31/5), (31/9)
ş. +åine (31/6), (31/8)
ş. +åiniŋ hem (şìweåiniŋem)
(31/7)
şikār: av, şikâra
ş. + a (36/69)
şkïla: okul
ş. (15/27)
şï: sürekli
ş. (37/52), (68/16)
şïnça: şunca
ş. (30/35), (41/49)
şïpur: şoför
ş. +ıŋ (59/20)
şo: (krş. şı, şıl, şul, şol)
ş. (1/26), (1/32), (1/52), (1/79),
(2/15), (2/25), (2/26), (2/31), (2/38),
(4/5), (4/8), (4/12), (4/19), (5/3), (5/15),
(5/23), (5/24), (5/25), (5/27), (5/28),
(6/9), (7/7), (8/6), (8/7), (8/8), (8/11),
(8/12), (9/7), (10/6), (11/3), (12/6),
(12/7), (12/9), (13/15), (14/19), (14/40),
(14/56), (15/22), (15/23), (15/25),
(16/2), (16/3), (16/16), (16/33), (16/42),
(16/72), (16/78), (17/24), (18/4), (18/5),
(19/2), (19/30), (20/9), (20/22), (20/25),
(21/7), (21/10), (21/35), (21/56),
(22/14), (22/18), (22/20), (22/22),
(22/25), (22/27), (22/55), (22/58),
(23/3), (23/11), (24/9), (24/10), (24/21),
(26/10), (27/3), (28/8), (29/7), (29/12),
(30/7), (32/15), (32/49), (32/62),
(35/19), (35/20), (35/23), (36/9),
(36/18), (36/19), (36/20), (36/21),
(36/40), (36/66), (36/67), (36769),
(37/37), (38/12), (39/5), (39/11),
(39/20), (39/29), (39/39), (39/49),
(39/76), (39/78), (40/21), (40/34),
(40/46), (40/51), (40/58), (40/60),
(40/64), (41/4), (41/16), (41/74),
(43/12), (43/27), (43/40), (45/8),
(45/20), (46/5), (46/12), (46/78),
(46/141), (46/148), (47/9), (48/11),
(48/21), (48/23), (49/18), (49/20),
(49/27), (49/37), (50/7), (50/10),
(50/11), (50/16), (50/17), (51/10),
(53/10), (53/15), (54/22), (54/29),
(54/30), (54/31), (54/32), (54/49),
(54/91), (54/92), (55/6), (55/10), (56/9),
(57/7), (57/16), (57/17), (57/24),
(57/27), (57/30), (57/52), (57/77),
(57/80), (59/16), (59/21), (59/27),
(60/4), (60/7), (60/16), (60/25), (60/28),
(60/37), (60/41), (61/1), (61/15),
(62/15), (62/18), (62/19), (62/20),
(62/21), (63/11), (63/22), (63/26),
(63/28), (65/4), (65/16), (67/23), (68/8),
(68/15), (68/16), (68/23), (69/25),
(69/27), (69/29), (70/16), (70/21),
(70/24), (72/3), (72/8), (74/3), (74/23),
(74/24), (74/33), (75/26), (75/34),
(75/35), (75/54), (75/55), (76/3),
(76/17), (76/35), (76/69), (76/92),
(76/105), (76/131), (76/140), (76/141),
(78/24), (78/34), (79/5), (79/25),
(79/32), (79/73), (80/12), (80/45),
(80/64), (80/65), (80/72), (80/73),
(80/76), (80/80), (80/161), (80/169),
(80/181), (80/208), (80/235), (80/237),
(80/318), (80/370)
ş. +dă (şondă) (5/29), (11/4),
(19/16), (22/42), (22/73), (23/6),
(30/29), (57/67), (60/8), (61/9), (65/13),
(75/8), (76/55), (79/61), (80/121),
(80/126), (80/166), (80/182), (80/208)
ş. +da (şonno) (21/74), (21/84)
ş. +dan (şonnan) (69/42)
ş. +dan (şonnon) (2/39), (5/32),
(10/6), (15/19), (21/6), (22/16), (22/19),
(22/28), (22/46), (22/77), (22/80),
(23/17), (23/20), (23/21), (24/1), (24/7),
(24/17), (32/49), (39/78), (39/79),
(41/36), (50/9), (63/29), (75/35),
(80/234), (80/365)
ş. +do (şondo) (22/45), (39/28),
(39/46), (41/54), (45/42), (53/9),
(57/17), (57/77), (62/16), (65/4),
483
(76/131), (78/32), (79/8), (80/141),
(80/145), (80/189), (80/196), (80/217)
ş. +do hem (şondoyăm) (79/31)
ş. +lo (5/2), (14/53), (14/56)
ş. +loŋ (14/55), (16/56), (16/72),
(57/8), (61/7), (69/14)
ş. +lor (4/8), (15/23), (16/40),
(16/56), (20/20), (25/15), (38/26),
(38/30), (43/36), (53/17), (77/17),
(78/12), (78/27), (78/35), (79/44),
(80/176)
ş. +lor hem (şolorom) (5/13)
ş. +lora (20/29), (21/78), (35/25)
ş. +lordan (22/6)
ş. +lordo (16/56)
ş. +lorı (20/24), (38/5), (57/10),
(67/12)
ş. +lorıŋ (80/10)
ş. +loro (53/3)
ş. +loruŋ (20/21), (38/20),
(77/40)
ş. +nı (1/29), (1/31), (11/10),
(11/13), (11/16), (12/15), (21/7),
(21/18), (21/60), (37/41), (39/43),
(40/30), (40/32), (40/67), (44/22),
(44/32), (46/79), (50/7), (50/18),
(54/20), (54/29), (57/50), (59/34),
(61/14), (61/16), (61/20), (69/25),
(75/5), (75/30), (80/12), (80/76)
ş. +nıŋ (36/2), (36/23)
ş. +nu (11/11), (36/66), (80/198)
ş. +nuŋ (2/33), (23/10), (32/47),
(35/12), (36/56), (36/61), (51/8), (54/3),
(61/19), (78/4)
şol: (krş. şo, şı, şu, şul)
ş. (1/24), (1/31), (1/80), (2/39),
(4/31), (6/19), (16/24), (16/30), (16/31),
(16/33), (16/35), (19/21), (19/35),
(20/10), (21/4), (22/52), (22/61),
(23/15), (32/15), (32/39), (32/45),
(32/49), (32/53), (32/64), (34/4), (35/2),
(35/19), (35/20), (35/21), (35/23),
(35/24), (35/25), (35/29), (36/35),
(36/44), (36/51), (36/53), (36/55),
(36/58), (36/68), (36/74), (36/75),
(37/53), (38/5), (38/22), (38/33), (39/7),
(50/13), (51/9), (52/3), (52/10), (53/4),
(57/25), (57/32), (65/14), (69/31),
(70/7), (70/15), (70/18), (70/19),
(70/25), (70/26), (74/32), (75/54),
(78/5), (78/29), (79/2), (79/41), (79/74),
(80/9), (80/10), (80/158), (80/165),
(80/231), (80/280), (80/284)
ş. +ā (60/4)
şon: işaret zamirinin genetif hali (krş.
şoŋ)
ş. (22/79), (76/11), (76/29),
(76/42), (76/114), (78/30), (79/6),
(79/10), (79/17), (80/172), (80/269),
(80/292), (80/333)
şoŋ: (krş. şon)
ş. (2/2), (3/13), (3/16), (4/8),
(4/10), (4/11), (4/20), (5/5), (5/29),
(11/8), (11/10), (12/14), (16/44), (19/4),
(19/25), (19/27), (19/31), (21/7),
(32/48), (36/62), (36/75), (39/21),
(40/46), (40/62), (42/4), (42/10),
(43/13), (44/27), (46/9), (46/121),
(46/122), (46/135), (48/20), (49/38),
(50/13), (54/96), (57/22), (57/82),
(62/17), (63/23), (63/24), (65/14),
(69/19), (70/23), (75/29), (75/32),
(76/140), (76/142), (77/27), (78/35),
(78/36), (79/73), (80/58), (80/100),
(80/134), (80/164), (80/165), (80/287),
(80/367)
şoŋa: işaret zamirinin yönelme hali (krş.
şoŋo)
ş. (20/24), (21/8), (32/39),
(53/17)
şoŋo: (krş. şoŋa)
ş. (2/24), (9/4), (9/15), (46/15),
(46/79), (49/29), (54/10), (65/15),
(69/22), (69/33), (70/14), (75/50),
(76/7), (76/23), (79/11), (79/74),
(80/271)
şowåuẕ: başarısız
ş. (22/27)
şowåuẕluḳ: başarısızlık
ş. (32/24)
şöhle: ışık, parıltı
ş. +ni (şöhlǟni) (1/17)
şprıs: şırınga (krş. şprìţ) ş. (43/35)
şprìţ: (krş. şprìţ)
ş. +lar hem (şprìţlaram) (38/16)
484
ştïrım: fırtına
ş. (22/48)
şÿnça: bunca
ş. (80/38), (80/132)
şu: (krş. şı, şıl, şu, şul)
ş. (1/46), (1/60), (1/73), (2/6),
(3/10), (3/14), (3/16), (4/2), (4/26),
(5/6), (5/29), (11/3), (14/45), (15/4),
(16/1), (16/7), (16/72), (18/2), (19/3),
(20/18), (20/23), (20/29), (21/45),
(21/62), (23/9), (23/19), (36/39), (38/9),
(39/68), (39/75), (40/8), (46/123),
(46/125), (48/9), (54/28), (55/6),
(57/78), (57/80), (60/9), (63/17), (65/5),
(65/8), (65/9), (75/33), (76/10), (76/47),
(76/142), (78/9), (78/11), (78/28),
(78/36), (79/25), (79/34), (79/39),
(79/57), (79/62), (79/65), (79/73),
(80/20), (80/42), (80/77), (80/83),
(80/99), (80/100), (80/122), (80/152),
(80/165), (80/176), (80/185), (80/218),
(80/233), (80/282), (80/357), (80/359),
(80/362), (80/368)
ş. +a (şuna) (61/16)
ş. +da (şunda) (1/69)
ş. +dan (şunnon) (4/24), (78/34)
ş. +lar (8/11), (50/21), (78/27)
ş. +lo (67/13)
ş. +loŋ (2/9)
ş. +lor (38/34), (78/14), (78/27),
(79/4), (79/13), (79/43), (79/76),
(80/115), (80/122), (80/152), (80/188),
(80/190)
ş. +lordon (80/361)
ş. +lorı (80/185)
ş. +mı (21/81)
ş. +n (şunı) (75/49), (76/16),
(76/61), (76/98), (78/31), (79/15),
(80/262)
ş. +nı (1/61), (46/122), (80/21),
(80/65)
ş. +nīŋı (76/24)
ş. +nıy (78/18)
ş. +nu (60/35)
ş. +nuŋ (21/89), (51/8), (62/3),
(65/2)
şuğulçı: ispiyoncu
ş. (63/30)
şuğulluḳ: ispiyonculuk
ş. (63/31)
şuğün: bugün
ş. (14/11), (36/38)
şul: işaret zamiri (krş. şu, şı, şıl)
ş. (21/55), (79/34), (80/171)
şulòă: çiğit kabuğu
ş. (67/24)
ş. +nı (şulòānı) (67/25)
şumāt: şimdi
ş. (2/19), (6/3), (57/23), (67/28)
ş. hem (şumādam) (4/31)
şumātlām: (krş. şumāt)
ş. (42/5)
şunlıḳda: böylece
ş. (20/25)
şuŋ: (krş. şun)
ş. (3/6), (21/56), (46/58),
(46/76), (61/10), (64/2), (75/44),
(78/11), (80/61), (80/165), (80/262),
(80/359), (80/368)
şuŋa: işaret zamirinin yönelme hali (krş.
şuŋa)
ş. (50/4), (52/12)
şuŋo: (krş. şuŋa)
ş. (59/34), (65/3), (80/360)
şuwāt: şu vakit
ş. (3/20), (14/40)
şükür: şükür
ş. (3/5), (9/15), (41/73)
-t-
tār: tel, ip
t. +lara (52/17)
t. +larıŋ (52/18)
tārīò: tarih
t. (52/4), (70/2)
t. +da (16/17), (22/55), (36/63),
(39/38)
t. +ımıẕ (32/42), (51/9)
t. +ımıẕẕan (32/33), (32/36)
t. +ında (22/3), (36/64)
t. +ınnan (32/1)
tārīòçı: tarihçi
t. +laŋ (6/9), (6/10)
tarīòı: tarihle ilgili
485
t. (6/3), (6/5), (6/8), (15/4),
(15/5), (22/3), (22/5), (32/37), (36/66),
(51/9)
tāwuå: tavus kuşu
t. (80/179)
tāy: yön istikamet, taraf
t. +a (15/28), (79/25), (80/92)
t. +da (15/28), (39/5), (39/29),
(75/54), (75/55), (79/32), (79/62),
(79/65), (80/73), (80/76), (80/77),
(80/80), (80/119), (80/152), (80/181),
(80/208), (80/328), (80/371)
t. +damı (80/83)
t. +dan (4/12), (8/7), (15/22),
(35/19), (69/27), (77/2), (77/6), (77/9),
(77/13), (77/14), (77/17), (80/99),
(80/119)
t. +ını (2/22)
t. +ınıŋ (9/7)
t. +ınnan (78/28)
tāyınla-: hazırlamak
t. -p (tāyınlāp) (41/4), (41/6)
tāyınlanış: (iş. ç. krş. tāyınla-)
t. +ı (tāyınlanşı) (49/3)
tāyınlayış: (krş. tāyınla-)
t. +ını (tāyınlayşını) (11/6)
tāyīr bağşı: isim
t. (58/11)
tāypa: boy, aşiret, kabile, tayfa
t. (4/8), (5/1)
t. +la (5/2)
t. +laŋ (5/15)
t. +lar (20/4)
t. +lardan (5/3)
t. +ları (16/22), (80/8)
t. +åınıŋ (37/3)
tālīp: üniversite öğrencisi
t. +lar (20/4)
t. +lara (20/29)
t. +ları (20/3), (20/25)
tablìssa: tablo (krş. tabliʿţa)
t. +sı (69/22)
tabliʿţa: (krş. tablìssa)
t. (20/21)
tağalā: büyük, yüce, teala
t. (21/56), (79/62), (80/137),
(80/169), (80/246), (80/372)
tağallā: teala (krş. tağalā)
t. (74/12)
t. +dan (37/4), (37/30), (80/170)
t. +nıŋ (1/16), (1/54)
t. +ŋ (80/191), (80/248)
tağam: 1. yemek
t. (21/78)
t. +la (11/4)
2. tat, lezzet
t. +ı (47/9)
tağamlı: lezzetli
t. (30/38)
taòt: taht
t. +dan (24/4)
t. +ına (80/30)
t. +ında (80/34), (80/196)
taòyă: takke
t. +ları (36/57)
t. +åını (2/22), (18/3)
talāt: yetenek
t. +ları (3/16)
talap: istek
t. +a (talawa) (38/8)
talapnāma: talepname, istek
bildirenbelge
t. (38/6)
talkuçka: yer ismi
t. +da (44/40)
tamām: bitmek, tamamlanmak
t. (1/81), (21/89)
tamdır: tandır
t. (40/18)
t. +a (40/18), (54/78)
t. +da (41/62)
t. +ım (30/18)
t. +ıŋ (30/23), (30/24), (30/26),
(30/30)
t. +ıŋda (30/17)
t. +ıma (30/13)
t. +mıẕẕa (41/57)
tana-: tanımak
t. -dıŋ (46/33)
t. -dıŋıẕmı (46/30)
t. -ḳ (tanāḳ) (46/17), (46/18)
t. -mān (37/50)
t. -p (tanāp) (37/50)
t. -yă (21/48)
tanal-: (ed. ç. krş. tana-)
t. -yān (80/14)
486
tanatma-: tanıtmak (et. ç. krş. tana-)
t. -ŋ (tanatmāŋ) (46/16)
tanış-: tanışmak (iş. ç. krş. tana-)
t. -amda (10/3)
tanışdır-: (et. ç. krş. tana-)
t. -amda (3/2)
tanışlıḳ: tanışlık, bilişlik
t. (46/116), (48/23)
tanå: oyun
t. (53/24)
t. +a (50/6)
t. +ına (50/6)
taŋḳ: tank, motorlu, tekerlekleri paletli,
zırhlı ve silahlı savaş taşıtı
t. (46/109)
tap-: bulmak
t. -anïkla (62/4)
t. -ar (74/27), (80/96), (80/108)
t. -ıp (37/32)
t. -mağ (tapmağ‿üçìn) (74/33)
t. -åam (26/8)
tapāwut: fark
t. (35/4)
tapāwutlan-: fark edilmek, ayrılmak,
dikkat çekmek
t. -yă (31/10), (32/2), (35/21),
(77/27)
tapāwutlı: farklı
t. (52/14)
tapıl-: (ed. ç. krş. tap-)
t. -maẕmıḳā (57/8)
tāpla-: paklamak
t. -p (tāplāp) (1/23)
tapma-: bulmamak
t. -åaŋ hem (tapmaåaŋăm)
(79/56)
t. -yă (2/24), (46/60)
taraḳlı: taraklı ayak
t. (60/38)
tarap: taraf, yön, istikamet
t. (53/4), (53/5), (53/10),
(53/13), (53/14), (53/22), (53/23),
(70/8), (77/24), (80/30), (80/96),
(80/343)
t. +a (53/11), (53/13)
t. hem (tarapam) (53/28)
t. +da (53/15), (77/24)
t. +dan (23/11), (35/18), (53/3),
(53/5), (53/10), (53/12), (53/16),
(53/23), (53/25), (53/27), (53/32),
(69/43), (80/349)
t. +ı (16/66), (74/29)
t. +ına (69/11)
t. +ında (8/2), (71/2), (73/1),
(77/14)
t. +ından (69/8), (69/17), (71/3)
t. +ından hem (tarapındanam)
(70/18)
t. +ınnan (4/7), (15/17), (22/5),
(32/9), (36/9), (36/15), (36/44), (38/14),
(38/18), (70/16), (70/19), (80/145)
t. +ıŋ (53/27)
t. +ıŋa (tarwŋa) (80/351)
t. +lammıẕẕa (15/7)
t. +larda (39/11)
t. +layınam (40/65)
t. +unda (tarawunda) (70/4)
tarìf: tarife
t. +larnı (48/4)
tarp: birden, aniden
t. (62/19)
tarẕawo: kubbe
t. +åına (64/3)
taå: yaklaşık
t. (77/22)
taşla-: bırakmak
t. -ḳ (taşlāḳ) (46/152)
t. -malı (2/38)
t. -åalayăm (65/4)
t. -yă (37/24)
t. -yălă (50/11)
tawşır-: 1. buyurmak, emretmek, bir işi
başkasına yaptırmak
t. -yă (46/151)
2. teslim etmek, vermek
t. -an (80/371)
t. -aŋåoŋ (41/46)
t. -dı (80/208)
t. -ıp (41/4)
t. -malı (79/60), (79/62)
t. -yăå (69/36)
t. -yăḳ (41/56), (44/35), (69/38)
t. -yăla (44/39), (76/127)
t. -yăŋ (42/13)
tayaḳ: sopa
487
t. (63/26)
t. +ı (tayağı) (45/35)
tayaḳla-: döğmek
t. -p (tayaḳlāp) (75/21), (75/23)
tayār: hazır
t. (17/6), (69/21), (69/22)
tayārla-: hazırlamak
t. -annan (tayārlānnan) (53/21)
t. -dım (80/44)
t. -maḳda (3/16)
t. -malı (42/10)
t. -p (tayārlāp) (3/16), (45/16),
(53/18)
t. -yă (53/20)
t. -yălă (53/19)
t. -yăŋ (42/6)
tayārlan-: (ed. ç. krş. tayārla-)
t. -yă (49/4)
tayārlıḳ: hazırlık
t. (41/63), (48/20)
tērmıå: termos
t. +lar (38/19)
tēma: konu
t. +m (tēmām) (4/1)
tebìğat: tabiat
t. (32/42)
t. +ı (77/24)
tebìğı: doğal
t. (4/19)
tecrìwe: tecrübe
t. +åi (22/70)
tds: (kısaltma kelime)
t. +de (69/45)
t. +den (69/18)
t. +ye (69/44)
teğelek teğeleğ: yuvarlak
t. (68/9)
teğmil: leke
t. +lerni (1/16)
teke: teke boyu
t. (5/2), (5/15), (16/21), (16/42)
t. +den hem (tekedenem) (16/55)
t. +leŋ (16/56)
t. +ler (5/5), (16/36), (16/49),
(16/51), (16/52)
t. +lere (16/50)
t. +leri (16/46)
tekǟyıf: isim
t. (3/9), (9/15)
tekgem ġalā: yer ismi
t. (72/1), (72/8)
tekistìl: tekstil
t. +lere (69/46)
tekìẕle-: düzleştirmek
t. -p (tekìẕlǟp) (41/63), (49/33)
t. -mǟni (51/6)
telpek: sarık
t. +in (telpeğin) (79/4)
t. +ni (telpeğni) (79/4)
t. +niŋ (telpeniŋ) (79/5)
temp: hız
t. +de (69/14)
ţemprātūra: sıcaklık
ţ. +åı (77/26)
terelke: tabak
t. (68/25)
teretïrya: bölge (krş. ţiritōryă)
t. +lara (15/13)
t. +åı (16/68)
t. +åında (15/18), (15/20)
tereẕi: terazi
t. +de (69/5)
t. +åi (74/29)
t. +åiniŋ (74/18), (74/29)
termıå: (krş. tērmıs)
t. +larda (38/19)
terå: ters
t. +de (53/15)
terwiyeçi: öğretmen
t. (14/1)
terwiyeli: terbiyeli
t. (35/19)
teåwīò: tesbih
t. +lar (74/33)
tǟ: ta, değin, kadar, beri, dek
t. (24/1), (24/10), (24/17),
(41/46), (45/30), (68/8)
tǟcir: tacir, ticaretle uğraşan kimse
t. +le (22/11), (22/21)
t. +leŋ (76/127)
t. +lere (76/66)
t. +lerni (76/108)
tǟred: teharet, abdest
t. (65/1), (65/3), (65/5), (65/6),
(65/7)
tǟåìr: tesir
488
t. (77/23)
tǟẕe: taze, yeni
t. (1/28), (3/15), (15/8), (15/18),
(32/9), (32/20), (32/22), (32/23),
(32/24), (32/25), (32/26), (32/29),
(32/30), (32/33), (32/36), (32/37),
(32/38), (32/42), (32/45), (48/23),
(54/38)
t. +den (16/12), (79/11)
tıllā: altın
t. (32/43), (75/4), (75/5)
tırāḳdır: traktör
t. (41/4), (41/26), (41/59),
(42/12)
tìmārla-: onarmak, düzenlemekç, eki
düzen vermek
t. -p (tìmārlāp) (17/6)
tìp: dip (krş. düyp)
t. +ündö (tìwündö) (40/19)
t. +ünü (tìwünü) (40/18)
tìre: boy, aşiret, kabile
t. +e (tìrǟ) (5/4)
t. +lerden (5/7), (5/8)
t. +lere (5/3)
t. +leriŋ (16/45)
t. +miẕẕe (tìrǟmiẕẕe) (36/42),
(36/50)
t. +åi (tìreåi) (16/2)
t. +åinde (35/26)
t. +åine (16/1)
t. +åini (5/8)
tilåim: sır, giz
t. +lerniŋ (80/16)
ţilfōn: telefon
ţ. (52/12)
ţ. +ları (52/12)
ţ. +larmıẕ (52/13)
tilki: tilki
t. (54/36)
ţiritōryă: (krş. teretïrya)
ţ. +åı (77/17)
tïḳ: 1. elektrik
t. +ı (tïğı) (77/31)
t. +ını (tïğını) (77/31)
t. +lor (52/18)
2. tavuk (krş. towuḳ)
t. (60/22), (60/24), (60/25),
(60/34), (60/39)
t. +dan (13/5)
t. +lam (60/21)
tïnna: ton, ağırlık birimi
t. (41/36), (41/44), (41/45),
(69/6)
tïnnola-: tonlarca
t. -p (tïnnolāp) (69/38)
tïrwo: torba
t. (17/23), (55/7)
t. +lar (17/24)
t. +lar hem (tïrwolaram) (17/22)
toğolo-: yuvarlaklaştırmak
t. -ḳ (toğolāḳ) (57/63)
t. -malı (45/30), (45/32)
t. -p (toğolāp) (45/30), (45/33),
(45/35), (57/64)
t. -rdı (toğolārdı) (45/27)
t. -åaŋ hem (toğoloåaŋam)
(45/32)
t. -yădıḳ (45/29)
t. -yăŋ (45/31), (45/35)
toğoloḳ: yuvarlak
t. (45/23)
t. +cıḳ (toğolocıḳ) (45/23)
toğru beğ: isim
t. (9/11)
toğåon bìrinci: sıra sayısıfatı, doksan
birinci
t. (4/24), (4/25), (4/29), (24/13)
toğåoncı: sıra sayı sıfatı, togsanıncı (krş.
toğåonıncı)
t. (24/12), (24/15), (24/20),
(38/4)
toğåonıncı: (krş. toğåoncı)
t. (24/10), (24/11)
toğåon ikinci: sıra sayı sıfatı, doksan
ikinci
t. (24/16)
toğåon wìr: sayı, doksan bir
t. (77/18)
toḳġa: topak, yumru
t. (45/15)
toḳġāyıf: isim
t. (3/9)
toḳor: on günlük kuzu
t. (54/39), (54/67), (54/71)
489
t. +uŋa (54/72)
tolḳun: dalga
t. +lorı (52/15)
tommo: yumrı, tümsek
t. (60/3)
tomoşa: seyretmek, izlemek
t. (tomoş‿et-) (57/55)
tomuå: yaz
t. (77/27)
topbo: grup
t. +åınnan (32/16)
topbolo-: toplamak, katlamak
t. -p (topbolāp) (43/27)
t. -yăŋ (30/23)
toplum: toplum, topluluk
t. (52/16)
t. +ı (77/3), (77/7)
topor: grup
t. (14/43), (16/56), (36/19),
(75/25)
t. +a (14/3)
t. +lorda (14/35), (14/36),
(14/40)
toproḳ: toprak
t. (49/10), (49/11), (49/12)
t. +ını (toproğnı) (49/19),
(49/21)
topul-: saldırmak, hücum etmek
t. -yān (80/139)
towlu: kıvırcık
t. (66/30), (66/31)
towuḳ: tavuk (krş. tïḳ)
t. (50/12)
t. +uŋ (towğuŋ) (41/14)
towẕu: takas
t. (58/20)
t. (towẕ‿al-) (58/19)
toy: düğün
t. (12/6), (32/12), (32/59),
(32/61), (35/1), (35/13), (36/1), (46/92),
(53/14), (53/15), (53/16), (53/24),
(53/26), (53/28), (53/29), (53/35),
(66/21), (66/22)
t. +a (53/27)
t. +da (32/61)
t. +do (53/23)
t. +don (53/30)
t. +ı (32/3), (32/4), (32/19),
(53/22), (53/27)
t. +loŋ (35/1)
t. +lorda (13/16), (31/2)
t. +lordo (12/12)
t. +lormıẕıŋ (32/3)
t. +mıẕẕa (35/2)
t. +nu (32/59)
t. +o (34/5), (53/16)
t. +u (32/2), (32/3), (32/59),
(33/1), (33/2), (33/3), (34/1), (34/4),
(35/4), (35/15), (53/2)
t. +udan (53/21)
t. +una (53/21)
t. +unda (53/33)
t. +unu (34/7)
t. +uŋ (33/4), (35/4)
toy tomıḳ: düğün dernek (krş. toy tomıḳ)
t. +dayā (13/2)
toy tommıḳ: (krş. toy tomıḳ)
t. +da (13/15)
toylonıl-: düğün yapmak
t. -yă (33/1), (34/1)
toylu: düğünlü
t. (36/7), (36/8)
toẕa-: tozumak, toz toprak savrulmak
t. -p (toẕāp) (79/52), (79/55)
toẕon: toz
t. (57/70)
tȫr: evin baş köşesi
t. +ündö (17/25)
töle-: ödemek
t. -p (tölǟp) (80/218)
törö: aşiret, gelenek
t. +löre (32/19)
t. +åüne (32/20)
töwörök: çevre, etraf
t. (16/76)
t. +iŋiẕẕǟki (töwöröŋŋiẕẕǟki)
(46/48)
t. +lörni (39/27)
t. +ne (töwörğne) (2/22), (62/7),
(80/165)
t. +ni (töwöröğni) (70/10)
t. +nö (töwöröğnö) (22/34)
t. +ö (töwöröğö) (22/34)
t. +ündǟki (töwörğündǟki)
(39/45)
490
t. +ünde (töwöröğünde) (7/5),
(31/6), (31/9), (44/27), (59/3), (62/17),
(72/4)
t. +ünden (töwöröğünden) (7/8)
tÿt: dut
t. +uŋ (30/14), (30/16), (44/5),
(44/9)
tÿrkyă: türkiye (krş. türkiye)
t. (77/31)
tur-: turmak, kalkmak, uyanmak
t. -annı (44/7)
t. -mānḳā (21/79)
t. -mānḳāla (21/84)
t. -onåoŋ (57/53)
t. -onåoŋla (44/29)
t. -up (21/84), (67/17)
t. -updırın (46/146)
t. -yă (39/56), (75/17)
t. -yăŋ (46/54)
turşa-: ekşimek
t. -p (turşāp) (29/9), (55/14)
turşot-: (et. ç. krş. turşa-)
t. -moğ (29/6)
turuẕ-: (et. ç. krş. tur-)
t. -up (1/52)
t. -yā (75/17)
t. -yăḳ (14/26), (14/48), (14/51)
tut-: tutmak
t. (60/24), (78/11), (80/50)
t. -dı (60/39), (79/27)
t. -du (79/26)
t. -duḳ (41/5)
t. -dular (80/71), (80/93)
t. -dulor (80/108)
t. -duŋ (60/34)
t. -mağ (22/18)
t. -māğa (74/33)
t. -maḳ (32/6), (32/43), (32/44),
(32/54)
t. -malı (55/4), (57/56)
t. -molı (4/11)
t. -orn (60/30)
t. -åoŋ (67/11)
t. -åunla (tuååunla) (57/59)
t. -up (32/53), (36/66), (46/96),
(57/64), (60/35), (76/6), (77/22),
(77/33), (78/9), (80/345)
t. -uw‿al- (80/235)
t. -up hem (tutuwam) (36/65)
t. -u‿wil- (60/35)
t. -yă (1/16), (46/86), (46/92),
(77/20), (77/22)
t. -yăḳ (40/16)
t. -yălă (43/34), (57/61)
t. -yān (70/5), (72/2), (73/4)
tutdırt-: (et. ç. krş. tut-)
t. -yă (tutdırtyă) (78/11)
tutul-: (ed. ç. krş. tut-)
t.-an (43/36), (71/5)
t. -on (80/359)
t. -åın (80/359)
t. -yă (55/11)
t. -yān (77/34)
tutun-: (dnş. ç. krş. tut-)
t. -yă (23/10)
tutuş: tamamı
t. (16/72), (36/74)
t. +uŋa (41/41)
tuẕuruş: uandırmak, kaldırmak (iş. ç.
krş. turuẕ-)
t. +umıẕı (tuẕurşumıẕı) (14/46)
tǖkülük: tükürük (krş. tǖkürük)
t. +ünden (tǖkülüğünden) (2/37)
t. +ünnen (tǖkülüğünnen) (2/36)
tǖkür-: tükürmek
t. -en (2/33)
t. -üp (2/34), (2/35), (2/38)
tǖkürük: (krş. tǖkülük)
t. (2/33)
tǖnük: baca
t. (17/19)
tǖt-: ditmek
t. -en (tǖden) (45/16)
t. -erdi (tǖderdi) (45/12)
t. -üp (tǖdüp) (45/14)
tüken-: tükenmek, bitmek
t. -ye (59/20)
tüm: mezar
t. (64/2)
t. +ö (60/30)
t. +ü (60/26)
t. +üne (60/25), (60/28)
tümön: para birimi
t. (39/34)
türğönlöş-: antreman yapmak
t. -yǟn (80//25)
491
türğönlöşük: antreman
t. (80/12), (80/25), (80/27)
türğönlötdir-: (krş. türğönleş-)
t. -yǟn (80/12)
türk: türk
t. +lör hem (türklöröm) (16/39)
t. +lörö (16/39)
türkiye: Türkiye (krş. turkiya)
t. +ŋ (türkiyǟŋ) (16/32)
türkmen: Türkmen
t. (4/4), (4/7), (4/21), (4/22),
(4/24), (4/25), (13/2), (16/22), (16/36),
(16/45), (16/57), (17/3), (17/8), (17/9),
(19/17), (22/19), (23/6), (23/7), (22/3),
(22/9), (23/10), (23/12), (23/31),
(23/35), (32/2), (32/5), (32/9), (32/22),
(35/2), (35/3), (35/17), (36/1), (36/2),
(36/3), (36/6), (36/7), (36/35), (36/65),
(36/75), (49/1), (49/2), (49/4), (53/25),
(53/33)
t. +i (4/21)
t. +imiẕ (32/37)
t. +iŋ (18/3), (18/6), (19/14),
(19/18), (19/31), (19/32), (32/18),
(32/36), (36/35), (51/3), (51/8)
t. +le (23/14), (23/15)
t. +leŋ (4/12), (22/12)
t. +leŋ (türkmelleŋ) (79/19)
t. +ler (22/37)
t. +lerde (5/15), (32/29), (33/1),
(44/34)
t. +lere (22/15), (22/23), (23/4)
t. +leri (22/29), (22/80)
t. +leriŋ (17/12), (22/16), (35/26)
t. +lerne (22/75)
türkmençilik: türkmen kültürü (krş.
türkmönçülük)
t. +de (35/5)
türkmeniååān: Türkmenistan (krş
türkmeniååān)
t. (4/23), (4/29), (15/4), (31/2),
(31/3), (32/1), (34/1), (36/20)
t. +da (5/22), (15/5), (79/25)
t. +nıŋ (15/4), (15/20), (16/60)
türkmenistān: (krş. türkmeniååān)
t. (4/22), (22/2), (24/11),
(24/13), (24/17), (24/20), (31/7), (50/2),
(77/13), (77/31), (77/38)
t. +a (23/31), (23/34)
t. +da (22/3), (50/2), (50/3),
(77/19)
t. +dan (23/25)
t. +ı (23/25)
t. +ıŋ (9/6)(22/5), (24/15),
(24/16), (24/22), (24/24), (77/16),
(77/17), (77/18), (77/20), (77/22),
(77/23), (77/33)
türkmenwaşı: türkmenbaşı
t. (22/18), (24/15)
t. +dan (22/58)
t. +nıŋ (türkmenwaşīnıŋ) (77/3)
t. +ŋ (türkmenwaşīŋ) (24/11)
türkmön: (krş. türkmen)
t. (4/3), (4/5), (4/11), (36/16),
(36/36), (36/59), (36/61), (36/64),
(51/9), (51/10), (79/74)
t. +de (53/35)
t. +i (4/20)
t. +iŋ (23/9)
t. +le (5/1)
t. +lemmiẕ (türkmöllemmiẕ)
(32/59)
t. +lemmiẕẕe (32/45), (36/2)
t. +lemmiẕẕe (türkmöllemmiẕẕe)
(32/47), (32/52), (32/54)
t. +leŋ (türkmölleŋ) (4/2)
t. +lerde (türkmöllerde) (5/1),
(32/57), (33/4)
t. +leriŋ (53/15)
t. +lö (4/1)
t. +lörde (4/18), (32/31)
t. +löre (4/13)
t. +lörde (türkmöllörde) (35/1),
(36/7)
t. +löri (4/12)
t. +lörüŋ (türkmöllörüŋ) (16/1)
t. +üŋ (16/2), (19/38), (36/35),
(51/8)
türkmönçülük: (krş. türkmençilik)
t. +de (34/4)
tüååö: duman
t. +åüni (30/23)
tüwi: pirinç (krş. tüwü)
t. +ŋ hem (tüwìŋem) (47/9)
t. +åüni (tüwåüni) (13/10), (47/9)
tüwöleme: maşallah
492
t. (3/18), (40/22), (59/5), (67/14)
tüwü: (krş. tüwi)
t. +åini (13/11)
t. +åün (47/9)
tüy: tüy
t. +ü (45/38), (54/52)
t. +ünü (54/96)
ţyōrko: rende
ţ. +dan (29/5)
-u-
ÿç: uç, baş
ÿ. +una (ūcuna) (80/339)
ÿ. + undă (ūcundă) (80/344)
ÿ. +undan (ūcundan) (43/41)
ÿ. +unı (ūcunı) (45/35)
ÿ. +unnăn (ūcunnăn) (76/73)
ÿ. +unu (ūcunu) (44/5)
ÿğră-: bir tarafa yönelmek, başlamak
u. -dı (80/141), (80/335)
u. -p (uğrāp) (57/16)
u. -yălă (4/20)
ÿ. -yă (30/31)
ÿ. -yăday (11/11)
ÿ. -yăŋ (30/29)
ÿğrat-: göndermek
ÿ. yă (ÿğradyă) (76/74)
ÿ. -caḳ (76/73)
ÿḳu: uyku
ÿ. (14/25)
ÿksus: sirke
ÿ. (27/6)
ÿn: un
ÿ. (11/12), (29/2), (30/1),
(42/23), (58/4), (58/15), (58/19),
(58/23), (68/11), (68/13), (77/7)
ÿ. +a (32/16)
ÿ. hem (ÿnam) (42/21)
ÿ. +dan hem (ÿndanam) (29/7)
ÿ. +ı (29/3), (42/22), (68/7)
ÿ. +nuŋ (30/3)
ÿ. +ÿŋuẕ (58/18)
-u-
uç-: uçmak
u. -īḳ (80/180)
u.-uḳ (79/71), (80/165)
uğro-: (krş. uğră-)
u. -dı (80/344), (80/348)
u. -dılar (80/140)
uğrol-: (ed. ç. krş. uğro-)
u. -onda (35/9)
uğrot-: (krş. ūğrat-)
u. -ayn (uğrodayn) (80/302)
u. -dı (79/40), (80/81), (80/269),
(80/271), (80/314)
u. -ıp (uğrodıp) (80/77)
u. -moḳlığıŋ (36/14)
u. -onda (uğrodanda) (36/32)
u. -ulıp (uğrodulıp) (25/11)
u. -up (uğrodup) (80/137),
(80/348)
uğur: meslek
u. +a (uğra) (20/17)
u. +ı (uğrı) (77/3)
u. +ı hem (uğram) (20/22),
(20/24)
u. +u (uğru) (20/16)
u. +um (uğrum) (18/3), (52/11)
u. +uma (uğruma) (48/9)
u. +una (uğruna) (51/10)
u. +undo (uğrundo) (77/10)
u. +unı (uğrunı) (6/3), (79/74)
u. +uno (uğruno) (53/15)
u. +lornı (80/190)
uḥut: uhut dağı
u. (2/18)
uje: artık, zaten
u. (49/24), (76/136)
ukrïp: dere otı
u. (43/22), (43/23)
ulal-: büyümek (krş. ulol-)
u. -yă (1/6)
u. -yăla (43/31)
ulalt-: ulaltmak (et. ç. krş. ulal-)
u. -yăŋ (ulaldyăŋ) (44/19)
ulan-: (ed. ç. krş. ulal-)
u. -ıp (54/85)
u. -mağ (4/20)
u. -māğa (17/6)
u. -yăå (41/68)
u. -yălă (4/19)
ulanıl-: (ed. ç. krş. ulan-)
u. -yān (15/22)
ulğom: silsile
493
u. (52/12)
u. +ı (52/13)
u. +ında (52/14)
u. +ınnan (52/14)
u. +nıŋ (52/14)
ulı: ulu, büyük
u. (1/59), (2/17), (2/20), (3/7),
(4/29), (5/15), (5/22), (15/23), (17/12),
(17/25), (20/5), (20/11), (20/25),
(32/39), (32/59), (36/74), (39/45),
(51/4), (51/5), (53/33), (56/14), (77/9),
(77/18), (77/23), (77/29), (80/29),
(80/42)
u. (ul‿ulı) (36/55)
u. (ul‿ādam) (20/5), (80/29)
u. +īmıẕ (78/17)
u. +ları (ulları) (78/15)
ullan-: (krş. ulan-)
u. -yān (44/34)
ulloḳān: büyük (krş. ulloḳōn)
u. (1/68), (32/32), (36/14),
(44/21), (57/17), (58/5), (62/17),
(69/39), (70/22)
ulloḳïn: büyük (krş. ullokān)
u. (34/1), (35/1), (35/4), (36/58)
uloğ: ulag (araç)
u. +no (52/12)
ulol-: (krş. ulal-)
u. -yă (44/20), (76/4)
ulolt-: (et. ç. krş. ulal-)
u. -ıp (uloldıp) (44/14)
ulomo: alim
u. (79/11)
u. +ları (57/6), (57/8)
u. +lorı (37/32)
u. +laŋ (79/76)
ulon-: (krş. ulan-)
u. -mağ (4/19)
u. -onnan (43/41)
ulonıl-: (krş. ulanıl-)
u. -māğa (77/31)
u. -yă (54/81), (54/82)
ulïynı: ulama
u. +ŋ (ulïynīŋ) (58/27)
ulu: (krş. ulı)
u. (2/17), (3/15), (5/2), (7/3),
(9/12), (14/35), (14/36), (14/38),
(14/40), (14/43), (21/78), (23/9), (27/2),
(32/39), (35/1), (36/45), (48/19), (51/8),
(70/8), (70/10), (71/2), (72/9), (77/29),
(79/15), (80/262)
u. +rāk hem (ulurāğam) (77/17)
uluğ: uluğ
u. (9/8)
uluwalḳan: yer ismi
u. (77/23)
umīt: umut
u. +lar (32/41)
ummāåıẕ: sayısız, çok
u. (77/34), (77/35)
ummān: okyanus
u. (77/15)
umÿmān: genellikle, genel olarak
u. (18/3), (51/10), (52/20),
(70/27), (77/35), (77/37)
umÿmı: umumi, genel
u. (16/67), (73/4)
unvirsţēt: üniversite
u. +ı (unvirsţēdı) (48/8)
ur-: vurmak, döğmek
u. -moḳ (32/20), (32/21)
u. -ondă (80/29)
u. -uḳ (30/9)
u. -up (32/57)
u. -åo hem (uråoyăm) (76/5)
u. -åoŋ (30/35)
urış: savaş (krş. urş)
u. +da (80/10)
urun-: (dnş. ç. krş. ur-)
u. -yă (46/62)
uruş-: savaşmak
u. -up (39/10), (80/10), (80/341)
u. -uw‿uğra (80/140), (80/141),
(80/144)
urş: (krş. urış)
u. (7/6), (15/4), (22/77), (23/20),
(37/38), (80/16), (80/127), (80/329)
u. +da (80/42)
u. +ı (80/146)
u. +o (39/9), (80/340)
urşåıẕ: savaşsız
u. (22/80)
urşdur-: (et. ç. krş. urş-)
u. -ma (35/2)
u. -åaŋ (80/333)
494
uååa: usta
u. +åı (20/2)
uşoḳ: ufak
u. (29/5), (75/12)
u. +cuḳ (uşocuḳ) (43/23)
u. (uşoğ uşoḳ) (12/14)
utğoş-: birleşmek, bağlanmak
u. -moẕ (52/19)
uton-: utanmak (krş. utōn-)
u. -mān (59/14)
u. -up (21/66)
utïn-: (krş. uton-)
u. -mān (59/34)
uy-: uymak, kabul etmek
u. -updırla (32/47)
u. -yān (35/26)
uyo: kız kardeş
u. +lormıẕ (38/29)
u. +lormıza (38/33)
uẕīn: uzun
u. (16/61), (45/6), (46/70)
uẕīnlıḳ: uzunluk
u. +ı (uẕīnlığı) (77/31)
uẕoḳ: uzak
u. (32/49), (36/24), (36/28),
(36/29), (76/75)
-ǖ-
ǖş-: bir yere toplanmak
ǖ. -üp (21/8), (41/55), (50/8),
(50/11), (53/32)
ǖşmeleŋ: toplum, insan topluluğu
ǖ. (53/28)
ǖşür-: bir yere toplamak
ǖ. -ük (30/26)
ǖ. -üp (41/32), (45/17),(69/14),
(69/15)
ǖ. -üp (ǖşürüw‿ǖşürüp) (69/15)
ǖ. -yek (66/13)
ǖ. -yöle (69/11)
ǖytge-: değişmek
ǖ. -nïkday (ǖytgǟnïkday) (1/47)
ǖ. -ye (6/19), (6/20)
ǖytget-: (et. ç. krş. ǖtge-)
ǖ. -yǟn (ǖytgedyǟn) (5/25)
ǖytgödül-: (ed. ç. krş. ǖytge-)
ǖ. -en (77/39)
ǖytgöşük: farklı
ǖ. (48/4), (57/37), (57/39)
ǖ. (ǖtgöşüğ‿ādam) (2/1)
ǖytgöşüklik: farklılık
ǖ. (1/45)
-ü-
üç: sayı, üç (krş. üş)
ü. (12/2), (12/6), (20/16),
(20/17), (20/24), (22/24), (22/26),
(22/50), (22/52), (22/53), (34/2), (35/9),
(36/19), (36/41), (39/59), (39/61),
(41/12), (41/13), (43/16), (43/19),
(43/38), (43/40), (54/21), (57/25),
(70/11)
ü. +mü (69/23)
ü. +ö (54/37)
ü. +ü (36/40), (36/41), (36/42)
ü. +üåi hem (üçüåem) (22/27)
üç yüẕ: sayı, üç yüz
ü. (65/1), (65/13), (77/21)
üçìn: üçün (krş. üçǖn, üçün)
ü. (12/14), (30/34), (31/4),
(34/6), (38/5), (38/9), (48/19), (59/5),
(74/33), (78/40)
ü. hem (üçìnem) (79/75)
üçülenci: üçüncü kere, üçüncü defa
ü. (28/8), (44/14)
üçǖn: (krş. üçìn, üçün)
ü. (4/9), (4/12), (4/13), (4/19),
(4/20), (7/6), (15/22), (21/86), (23/10),
(26/8), (30/31), (32/39), (32/43), (35/9),
(37/18), (38/18), (38/20), (38/24),
(40/29), (48/4), (54/67), (54/81),
(54/82), (54/85), (55/2), (58/30),
(77/24), (80/218), (80/257)
ü. hem (üçǖnem) (40/33),
(54/83)
üçün: (krş. üçǖn, üçìn)
ü. (1/79), (16/9), (16/24), (19/19)
üçüncü: sıra sayı sıfatı, üçüncü
ü. (2/35), (9/3), (36/35), (36/36),
(52/5), (53/5), (53/8), (71/1), (72/3),
(73/5), (74/17), (76/49), (76/131)
üç-: sallanmak
ü. -yele (12/3)
ülke: ülke, memleket
495
ü. +miẕẕe (ülkǟmiẕẕe) (51/9)
ünå: dikkat
ü. (51/8)
üp: ip
ü. +e (10/13)
üpcün: gerekli olan şeyler var olma,
hazır olmak
ü. (38/18), (77/34), (77/35)
üpcünçülük: sağlama, tedarik
ü. +ü (üpcünçülüğü) (77/34)
ürğönç: yer ismi
ü. (15/16), (15/18)
ürȫk: yürek, kalp (krş. ürök, yürek)
ü. +miẕ (ürȫğmüẕ) (10/6)
ürök: (krş. ürȫk, yürek)
ü. +üŋ (üröğüŋ) (36/31), (36/34)
ü. +üŋ hem (üröğüŋem) (36/27)
ü. +ŋi (üröŋŋü) (36/30)
üåayın: hüseyin
ü. (2/21)
üååü: üstü
ü. (4/30), (20/10), (20/20),
(23/28), (23/30), (47/7), (47/9), (52/15),
(30/27), (45/25), (62/18), (69/10),
(77/15), (79/52),
ü. +de (üååünde) (19/14),
(14753), (14/55), (27/5), (45/26),
(46/78), (47/7), (57/51), (57/52), (69/19)
ü. +dö (üååündö) (4/6), (44/2),
(53/7)
ü. +me (üååüme) (62/9)
ü. +müẕzen (10/5)
ü. +e (üåsüne) (11/13), (16/74),
(23/9), (27/6), (32/23), (32/62), (44/5),
(44/16), (47/12), (60/14), (60/15),
(68/8), (68/24), (69/17)
ü. +ne hem (üååüneyem) (26/9)
ü. +nnen (üååünen) (49/34)
ü. +nön (üååünnön) (26/6),
(37/16), (40/19), (77/8)
ü. +nö (üååünö) (5/23), (32/20),
(40/19), (44/9), (45/28), (80/348)
ü. +ŋe (57/25)
üååün: üstün
ü. (19/32)
üş: (krş. üç)
ü. (10/7), (14/56), (26/9),
(36/65), (44/24), (46/69), (53/29),
(54/15), (54/41), (54/66), (58/1),
(58/25), (66/14), (79/50), (80/77),
(80/82), (80/354), (80/362)
ü. +de (67/17)
üşe-: üşümek
ü. -p (üşǟp) (65/5)
üşö-: (krş. üşe-)
ü. -möẕ (43/8)
üşüd-: üşütmek
ü. -ye (32/56)
ütcek: salıncak
ü. (12/3)
üẕ: yüz (krş. yüz)
ü. +ü (30/28), (40/19)
ü. +ü hem (üẕüyem) (40/27)
ü. +ünnen (11/8)
ü. +ünü (42/20), (54/57)
üẕüm: üzüm
ü. (26/8)
ü. +ler (66/28)
-v-
vaḳţìna: aşı
v. (38/6)
v. +lar (38/14)
v. +ları (38/18)
v. +larmıẕ (38/15)
v. +larmıẕı (38/19)
v. +larnı (38/12)
vanilìn: vanilya
v. (68/4), (68/11)
v. +i (68/7)
varyant: seçenek
v. +ları (5/17)
vēråiya: versiyon
v. +lar (16/4)
ve: ve (krş. wö)
v. (6/10), (7/8), (17/12), (50/4),
(74/37)
vekìl: vekil, temsilci
v. +lerni (46/8), (46/14)
velāyat: vilayet
v. +ında (5/14)
v. +ınıŋ (10/1)
Vepā: isim
v. +yă (31/12)
ver-: vermek (krş. wer-)
496
v. -d (6/16)
v. -yen (51/3)
veẕìr: vezir
v. (46/8), (46/14)
v. +i (57/44)
v. +ine (46/151)
v. +ini (46/18)
vır: (krş. bır)
v. (1/7), (6/6)
vìşnı: vişne
v. (28/1), (28/2)
v. +ıŋ (vìşnīŋ) (28/3)
vilen: (krş. bilen, wülen, wüle)
v. (16/31), (31/10), (32/7),
(32/12), (32/15), (32/31), (35/19),
(51/6), (69/3)
Vlaḑìmiriviç: isim
v. (24/7)
vol-: (krş. bol-, wol-)
v. -ondığnı (1/21)
-w-
wā: (krş. wār, bār)
w. (3/3), (3/18), (14/10), (14/54),
(32/19), (33/2), (35/4), (35/11), (36/14),
(41/44), (41/45), (43/33), (44/31),
(49/32), (14/34), (54/21), (54/89),
(57/57), (60/36), (61/15), (62/5),
(66/30), (69/12), (69/22), (69/26),
(69/30), (69/40), (70/8), (77/28),
(77/29), (77/39)
w. +dı (52/8), (58/5)
w. +mı (79/37)
wāda: hemen, derhal, o an
w. (16/72), (21/45), (34/4),
(43/21), (80/282)
w. hem (wādam) (3/16), (48/9),
(78/36), (79/73), (80/135)
w. +ımıẕa (wādımıẕa) (43/7)
wāḳā: vak’a, olay
w. (39/45), (48/19)
w. åını (32/34)
w. +dan (78/24)
w. +lar (32/35)
w. +ları (32/35)
w. +nı (1/20), (36/63)
wāla: evlat, çocuk (krş. bāla)
w. +m (wālām) (66/25)
wār: (krş. bār, wā, bā)
w. (1/56), (5/12), (5/13), (5/14),
(5/16), (6/6), (7/1), (9/1), (9/4), (9/8),
(9/9), (11/2), (12/1), (46/78), (46/108),
(46/116), (49/9), (49/17), (51/9), (54/6),
(54/21), (54/44), (54/75), (55/12),
(56/8), (56/12), (56/18), (56/21),
(56/22), (57/17), (57/23), (57/26),
(58/1), (59/1), (60/3), (60/10), (60/18),
(60/21), (60/26), (60/27), (61/1), (62/1),
(62/3), (62/6), (62/10), (62/17), (67/10),
(68/27), (70/3), (70/4), (70/20), (75/26),
(75/38), (76/3), (77/5), (77/7), (77/14),
(77/18), (77/32), (77/33), (77/38),
(77/39), (78/20), (78/27), (78/36),
(79/11), (79/25), (79/39), (80/11),
(80/85), (80/138), (80/219), (80/220),
(80/227), (80/327), (80/370)
w. +ā (16/41), (16/56), (21/69),
(41/37)
wārada: hakkında
w. (1/3), (3/3), (4/1), (4/2),
(4/19), (5/6), (5/18), (5/20), (6/8),
(6/11), (8/1), (8/14), (11/1), (14/32),
(15/4), (15/21), (16/1), (16/44), (16/59),
(17/2), (18/6), (22/6), (22/7), (22/8),
(22/15), (32/45), (39/2), (39/5), (46/3),
(46/4), (46/42), (46/75), (49/1), (50/2),
(50/11), (50/17), (51/3), (52/12),
(52/13), (53/2), (75/1), (76/91), (77/20),
(77/32)
w. +dă (80/273)
w. +day (5/17)
w. +dı (60/6), (67/1), (80/135),
(80/164)
w. +dığna (80/298)
w. +dır (80/57)
w. +yăm (9/1)
wāt: (krş. waòt, wagt)
w. (22/55), (24/20), (46/141),
(75/33), (80/233)
w. +cıḳ (21/62)
w. +ḳı (3/10), (3/14), (4/2),
(4/26), (5/6)
w. + ar hem (wātlām) (20/23)
wāwă: (krş. bāwa)
w. (78/2), (78/3)
497
wağıẕ: va’z, dini öğüt
w. (38/9), (38/22), (38/30)
wağïn: yük vagonu
w. (40/51)
wağşı: türkücü, saz şairi, halk ozanı
w. (3/5), (58/11)
w. +nıŋ (wağşīnıŋ) (58/15)
wağt: vakit, zaman (krş. waòt)
w. (16/1), (21/3), (22/61),
(32/49), (36/24), (39/20), (39/26),
(46/94), (46/95), (80/280)
w. +a (80/171)
w. +hem (wağdam) (80/237)
w. +la (80/268)
w. +lamda (19/38)
wağtla-: vakit boyunca
w. -p (wağtlāp) (36/28), (36/29),
(80/38), (80/333)
wağtlayın: geçici, sürekli olmayan,
belirli bir zaman süren
w. (36/25)
waò: tüh, vah, ünlem
w. (37/31), (37/53), (65/7)
wahey: (krş. waò)
w. (2/28)
wahī: vahiy, Tanrısal esin
w. (74/4), (74/9), (74/10),
(74/21), (80/169), (80/170)
waòt: (krş. wağt)
w. (1/23), (5/21)
w.hem (waòtam) (55/10)
w. +dan (48/21)
w. +ı (1/4), (1/7), (2/38),
(21/20), (37/8), (54/75), (54/89),
(54/90), (66/5), (79/62), (80/45),
(80/136), (80/147), (80/338)
w. +ımda (67/2)
w. +ımnan (80/287)
w. +ına (33/3)
w. +ında (38/9), (38/11),
(38/12), (80/8)
w. +ını (79/62)
w. +ıŋ (6/19), (6/21), (37/12),
(37/29), (37/46), (80/151)
w. +lar (5/24)
w. +larda (12/12)
w. +ları (19/17)
waòtlayınça: geçici süreliğine
w. (2/16)
waòtlı waòtında: belirli bir zamanında,
zamanında, vaktinde
w. (38/11), (38/12)
wakţìna: (krş. vaḳţìna)
w. +ları (38/5)
waåP: tarif
w. (50/8)
war-: (krş. bar-)
w. -anda (80/34)
w. -ıp (80/114)
w. -māna (1/19)
w. -åaŋ (58/20)
w. -yă (39/54), (39/55), (75/24)
waşğa: (krş. başğa)
w. (38/20), (77/12), (77/20),
(77/39)
waşla-: (krş. başla-)
w. -p (waşlāp) (36/74)
w. -T da (14/27)
w. -yă (14/7), (14/16), (14/18),
(15/14)
w. -yăday (14/36)
w. -yălă (57/60)
waşlan-: (krş. başlan-)
w. -yă (49/10)
waştuton: (krş. baştuton)
w. +ına (waştutonna) (80/64)
watan: vatan
w. +ı (51/7)
w. +ımıẕ (31/2)
wērsya: (krş. vēråiya)
w. (16/30)
w. +åıday (16/7)
we: (krş. ve, wö)
w. (3/9), (6/5), (6/9), (9/15),
(12/12), (16/12), (16/36), (18/2),
(21/79), (21/84), (22/10), (37/13),
(37/19), (37/34), (37/39), (37/42),
(38/3), (39/68), (50/11), (51/2), (52/12),
(77/8), (77/10), (77/12), (80/89)
wekìl: vekil
w. (4/12)
welāyat: (krş. velāyat)
w. +da (31/4)
w. +ı (77/27)
w. +ına (50/4)
498
w. +ında (16/32), (50/4),
(77/25), (77/26)
w. +ınıŋ (3/1), (56/1), (50/3),
(77/2)
w. +ıŋ (36/65), (50/3), (77/26)
w. +lara (77/27)
w. +larında (77/24)
w. +larıŋ (6/18)
weli: (krş. wöli, wölìnim, welìn)
w. (5/23), (39/54), (40/21),
(41/61), (45/32)
welìn: (krş. weli, wöli, wölìnim)
w. (16/25), (39/45), (39/69),
(41/67), (42/21), (44/32), (45/13),
(45/21), (45/39), (46/95), (46/131),
(59/34)
welìni: (krş. weli, welìn)
w. (1/42), (2/6), (2/22), (2/29),
(2/23), (39/55), (56/5), (57/17), (57/45),
(57/60), (57/60), (57/64), (59/10),
(59/12), (59/17), (59/18), (59/22),
(59/24), (59/34), (60/8), (60/10),
(60/33), (60/35), (60/39), (60/41),
(61/10), (61/16), (62/19), (63/15),
(63/26), (65/5), (76/36)
welìnim: (krş. welìn, weli, welìni)
w. (1/50), (1/52), (57/16),
(57/28), (57/61), (57/65), (57/77)
welìniŋ: (krş. welìn, weli, welìni,
welìnim)
w. (57/76)
wer-: (krş. ber-)
w. (21/57), (22/29), (39/73),
(59/26), (76/35)
w. -cek (63/21), (76/23)
w. -cekmi (76/38)
w. -di (59/14), (60/39), (80/347)
w. -dile (12/14), (46/122)
w. -dim (8/4), (46/125),
(80/101), (80/203)
w. -emde (52/12)
w. -enïḳlor (2/4)
w. -eyn (11/1), (21/53), (21/54),
(39/73), (39/74), (76/24)
w. -ik (76/34)
w. -iŋ (44/4)
w. -ip (1/54), (1/59), (4/8),
(17/6), (21/84), (43/14), (57/16), (59/27)
w. -ipdim (39/65)
w. -ipdir (46/126)
w. -p (weriw‿ÿğra-) (30/29)
w. - mekçi (17/2)
w. -ye (1/20), (1/29), (5/29),
(8/6), (32/34), (37/53), (39/17), (44/38),
(57/40), (60/41), (76/15), (76/49),
(76/92), (76/93), (76/124)
w. -yeday (2/15)
w. -yedile (67/22)
w. -yek (40/31), (43/3), (43/16)
w. -yele (2/6), (56/4), (59/6)
w. -yen (19/32), (19/36), (19/37)
w. -yeŋ (13/11), (13/13),
(30/31), (44/15)
w. -yeŋiẕ (40/63)
w. -yeå (38/31), (69/47)
w. -yǟnmiẕiŋ (43/25), (43/26)
w. -åeŋ (76/73)
w. -åin (74/33)
werdir-: (et. ç. krş. wer-)
w. -dim (80/43)
weril-: (ed. ç. krş. wer-)
w. -di (16/50), (77/31)
w. -ipdiŋ (werlipdiŋ) (46/128)
w. -ipdir (werlipdir) (17/15)
w. -ye (49/5), (51/8), (52/17),
(52/19), (53/21)
w. -yedi (67/24)
werme-: vermemek
w. -cek (57/64)
wertaĺïT: helikopter
w. (59/22)
weåyeT: vasiyet (krş. wöåyet)
w. (76/3), (76/11)
Weyå bāva: evliya isimi
w. (40/43)
weyrān: viran
w. (15/17)
weẕìpe: vazife
w. (39/33)
w. +åine (39/35), (78/14)
w. +åinnen (24/18)
weẕìr: vezir
w. +i (57/67)
499
w. +ine (37/40)
wǟri: (krş. bǟri)
w. (14/45), (80/287)
wır: (krş. bır, bir)
w. (16/6), (57/72)
wì: ünlem, şaşırma
w. (50/14)
wìri: (krş. bìri)
w. (14/32)
w. +ne (14/54)
w. +åi (76/119)
w. +åini (76/84), (76/86)
wil-: 1. (krş. bil-)
w. -eli (80/76)
w. -åeŋ (54/48)
w. -åin (2/15)
w. -yek (20/22)
w. -yen (80/307)
w. -yeŋ (79/35)
w. -yǟn (78/32), (78/35)
2. hissetmek
w. -yele (31/5)
wile: (krş. bilen, wüle, wilen)
w. (1/52), (41/31), (43/35),
(80/100)
wilen: (krş. bile, bilen, wile)
w. (1/7), (1/9), (1/15), (1/20),
(1/30), (1/31), (1/32), (1/41), (1/57),
(1/59), (1/73), (1/81), (2/22), (4/24),
(5/15), (6/19), (6/20), (6/21), (6/23),
(8/6), (8/7), (8/9), (11/12), (14/38),
(14/39), (14/53), (14/56), (16/24),
(16/25), (16/42), (17/5), (17/18),
(17/21), (17/54), (19/32), (20/20),
(21/8), (21/57), (21/72), (22/11),
(22/14), (22/76), (22/80), (23/9),
(23/27), (23/30), (24/7), (24/11),
(24/15), (26/2), (31/9), (32/6), (32/20),
(32/21), (32/23), (32/31), (32/41),
(32/42), (32/43), (32/51), (32/55),
(32/62), (34/3), (35/19), (36/1), (36/6),
(36/44), (36/55), (36/69), (36/74),
(37/12), (37/28), (38/19), (38/30),
(39/58), (39/62), (40/63), (41/4), (42/2),
(42/7), (45/20), (45/34), (46/54), (47/9),
(48/3), (49/10), (49/2), (49/7), (49/11),
(51/5), (52/18), (53/3), (53/25), (60/33),
(63/2), (63/32), (69/17), (72/1), (75/10),
(76/29), (76/131), (77/17), (77/35),
(78/9), (79/58), (80/10), (80/63),
(80/300), (80/345), (80/370), (80/375)
w. hem (wilenem) (80/61)
wilim: (krş. bilim)
w. (15/3)
wılen: (krş. bile, bilen, wilen)
w. (30/31)
wişir-: (krş. bişir-)
w. -ip (41/59), (42/14)
w. -meğ (42/21)
wişiril-: (ed. ç. krş. wişir-)
w. -ye (11/4)
wol-: 1. olmak, ortaya çıkmak
w. -an (6/17), (6/18), (15/15),
(15/18)
w. -īp (33/3)
w. -molı (16/35), (52/20)
w. -on (15/4), (80/217)
w. -onåoŋ (16/61), (22/73)
w. -onda (52/16)
w. -onnı (1/22)
w. -onno (61/3)
w. -onnonåoŋ (80/121)
w. -or (36/35), (66/28), (66/29),
(66/32)
w. -oråuŋ (39/19)
w. -uḳ (15/19), (15/21), (15/27)
w. -yă (28/8), (77/24)
2. yardımcı fiil
ā w. -malı (46/100)
åadağaåı w. -oyn ( 40/44)
āç w. -uḳ (21/39)
almaḳ w. -or (16/59)
āmatlı w. -or (23/30)
åōḳ w. -mağı (17/18)
araååa w. -malı (43/8)
āşıḳ w. -on (36/68)
åüyük w. -mal‿dǟl (68/20)
aytmaḳ w. -or (16/59)
bār w. -on (19/10)
bāy w. -on (9/7)
değişli w. -on (6/6)
değişli w. -uḳ (15/27), (16/2)
etåeŋ w. -or (79/64)
etcek w. -onlărındă (80/127)
eye w. -on (9/6), (77/40)
gelin w. -omåoŋ (67/3)
500
gelin w. -uḳ (35/14)
gerek w. -on (23/31), (77/12)
gerek w. -or (78/29)
getirmek w. -or (52/12)
ġow w. -or (80/78)
ġustōy w. -malıday (68/16)
ġuwoncı w. -on (37/29)
hudōjnìk w. -omåoŋ (16/41)
ırẕā w. -ordım (21/37)
muåulmān w. -madıḳ (80/268)
muåulmān w. -malı (80/151)
muåulmān w. -māna (80/161)
muåulmān w. -t (80/181)
nǟhìli w. -lım(75/12)
òōr w. -uḳ (16/49)
pīòammer w. -malı (1/70), (1/80)
pulåuẕ w. -on‿çǖn (79/20)
rāẕī w. -moẕ (12/15)
şeylece w. -malı (47/7)
tayār w. -onåoŋ (69/22)
yāşaycıåı w. -uḳ (39/7)
yeŋil w. -or (74/28)
yeŋilen w. -åa (23/6)
yeter yetmeẕ w.-īp(80/72)
yetim oğlon w. -onåoŋ (1/5)
yıḳcaḳ w. -māğa (57/64)
yımşak w. -malı (68/18)
yōḳ w. -on‿çǖn (79/20)
ẕōr w. -īp (66/24), (66/25)
3. bağlaç, edat
w. -on (1/63)
w.-åă (35/28), (19/5), (19/17),
(32/11), (32/16), (32/17), (32/28),
(32/41), (32/45), (32/49), (32/50),
(32/57), (32/60), (32/62), (35/23),
(35/26), (35/30), (37/31), (43/36),
(46/133), (52/15), (53/16), (54/45),
(62/18), (69/25), (75/46), (75/52),
(77/16), (77/32), (77/9), (80/24),
(80/38), (80/47), (80/78), (80/133),
(80/333), (80/359)
w. -åo (35/3), (36/12), (36/58),
(36/73), (37/16), (54/53)
4. mevcut olmak, bulunmak
w. -åă (45/33), (62/11), (80/191)
w. -ăn (6/8), (9/5), (78/6),
(78/38), (80/80)
w. -åo (54/17), (57/56), (58/18)
w. -dı (32/6)
w. -on (6/15), (9/3), (32/33),
(37/37), (51/3), (51/8)
w. -or (41/20), (41/26), (79/5)
w. -uḳ ġāl- (15/20)
w. -up (7/3)
w. -updır (39/14), (46/59),
(57/28), (70/18), (71/1), , (72/5), (72/7)
w. -yă (4/17), (17/10), (17/11),
(22/53), (31/3), (32/6), (49/6), (49/9),
(54/25), (54/33), (54/59), (54/66),
(54/69), (80/43), (80/92), (80/214)
5. doğmak, ortaya çıkmak, hasıl
olmak, gerçekleşmek
w. -ăr (66/33)
w. -dı (24/22), (57/1), (57/29),
(57/3)
w. -on (32/37)
w. -onåoŋ (24/4)
w. -onmış (36/65)
w. -T (79/70)
w. -updır (46/135), (46/147)
w. -yă (4/23), (22/24), (22/32),
(23/1), (32/47), , (40/10), (41/47),
(41/64), (44/24), (45/24), (45/44),
(46/93), (53/22), (53/24), (53/23),
(53/30), (53/34), (53/35), (54/47),
(61/21)
6. geçmek, tamamlanmak
w. -an (1/7)
w. -onåoŋ (14/57)
w. -up (14/41), (14/42)
w. -yă (78/24)
wolmo-: 1. olmak (krş. bolma-)
w. -åa (77/33)
w. -åın (46/141)
2. yardımcı fiil, ek eylem
çaŋ w. -åın (66/26)
ḳırḳ w. -åa(63/25)
òor w. -dıḳ (67/20)
rāẕī w. -yă (4/16)
3. mevcut olmak
w. -mānåoŋ (46/126)
4. bağlaç, edat
w. -åa (77/34), (77/37)
woli: (krş. weli, welìn, welìni)
501
w. (46/123), (80/139), (80/242),
(80/291)
woli: (krş. weli, welìn, welìni)
w. (76/114)
wolìn: (krş. weli, welìn, welìni)
w. (76/112)
wolìni: (krş. weli, welìn, welìni, woli)
w. (76/103), (76/104), (76/106),
(76/117), (76/127), (76/129), (76/132),
(76/144),
wolìn: (krş. weli, welìn, welìni, woli)
w. (79/10), (79/13), (79/25),
(79/47), (79/58), (80/23), (80/26),
(80/32), (80/34), (80/81), (80/85),
(80/121), (80/141), (80/143), (80/158),
(80/170), (80/200), (80/239), (80/259),
(80/284), (80/338), (80/341), (80/344),
(80/345), (80/348), (80/351)
wolìni: (krş. weli, welìn, welìni, woli)
w. (1/67), (5/28), (16/40), (19/6),
(19/7), (19/14), (23/23), (40/45),
(59/10), (76/8), (80/41), (80/237),
(80/351)
woyunço: (krş. boyīnça, boyunço)
w. (8/3), (38/34), (52/11),
(69/25), (69/31), (77/38)
wö: (krş. ve, we)
w. (77/32)
wöli: (krş. veli, woli, wolìn)
w. (21/72), (41/26)
wölìn: (krş. weli, welìn, welìni, woli)
w. (39/11), (39/20), (46/24),
(46/95), (78/9), (78/29), (78/32), (79/6),
(79/11), (79/15), (79/17), (79/25),
(79/27), (79/30), (79/42), (79/44),
(79/60), (80/46)
wölìni: (krş. weli, welìn, welìni, woli)
w. (1/16), (1/18), (2/7), (16/13),
(40/19), (76/51), (76/58), (76/81),
(79/33), (79/49), (79/52),
wör-: (krş. ber-, wer-)
w. -dim (80/321)
wur-: vurmak, döğmek
w. -yă (60/28), (63/27)
w. -yălă (60/2)
w. -yăr hem (wuryăram) (63/26)
wüle: (krş. bile, wile)
w. (42/8), (48/23), (52/15),
(66/22), (69/34)
wülen: (krş. bile, wile)
w. (1/18), (4/30), (17/16), (18/4),
(20/10), (22/9), (22/14), (23/14),
(23/28), (32/13), (32/42), (32/44),
(32/47), (32/49), (32/54), (32/56),
(35/4), (36/1), (36/8), (36/56), (36/73),
(37/27), (37/29), (37/43), (37/46),
(38/19), (38/25), (41/55), (41/59),
(42/8), (43/22), (45/17), (46/86), (51/8),
(52/9), (53/21), (54/19), (55/8), (57/53),
(57/60), (60/23), (63/14), (63/20),
(65/2), (66/12), (66/15), (67/6), (67/16),
(67/22), (68/5), (68/7), (69/10), (69/18),
(74/4), (75/10), (75/12), (76/29),
(76/31), (76/42), (76/69), (76/72),
(76/131), (76/139), (76/142), (77/15),
(77/18), (77/27), (77/34), (78/10),
(79/3), (79/23), (80/8), (80/25), (80/58),
(80/65), (80/140), (80/193), (80/195),
(80/214), (80/249), (80/152), (80/252),
(80/324)
w. +ǟ (49/23)
w. hem (wülenem) (61/19),
(80/213)
wüşir-: (krş. bişir-, wişir-, wüşür-)
w. -ip (41/73)
w. -yek (41/62)
wüşür-: (krş. bişir-, wüşir-,)
w. -yeŋ (54/78)
-y-
yā: bağlaç, ya, veya
y. (1/23), (1/42), (1/46), (1/59),
(4/10), (4/19), (5/26), (8/4), (9/4),
(14/32), (16/21), (20/23), (29/5),
(32/42), (32/55), (32/63), (36/19),
(36/52), (41/23), (46/35), (49/16),
(51/9), (52/12), (53/15), (58/20),
(77/17), (77/37), (80/76), (80/83)
yā: nida
y. (74/7)
yā: gibi (krş. yālı)
y. (46/58), (76/114)
yā dă: bağlaç, ya, veya
y. (16/20), (31/8), (31/10),
(32/10), (32/16), (32/23), (32/39),
502
(32/40), (32/44), (32/51), (32/52),
(32/54), (32/58), (35/2), (35/12),
(36/15), (36/55), (52/12), (53/9),
(77/19), (77/34)
yāyăm: (krş. yā da) y. (29/5)
yāblaçnıy: elmalı
y. (68/28)
yād: 1. hatırlamak
y. (66/15)
y. +ıma düş- (2/19)
y. +ıŋa sal- (76/138)
2. ezberlemek
y. tut-(78/11)
yāda-: yorulmak
y. -yălă (76/75)
yādığǟrlik: yadigar, bir kimseyi ya da
bir olayı anımsatan nesne
y. (9/7), (22/4)
y. +lemmiẕ (9/1)
y. +lemmiẕiŋ (8/1)
y. +ler (8/14), (70/3)
y. +lere (6/3)
y. +leri (6/5)
y. +lermiẕ (51/9)
y. +miẕ (yādığǟrliğmiẕ) (9/1),
(9/4), (9/8)
yāğ: yağ
y. (47/2), (68/8), (69/37)
y. +a (32/16)
y. +ı (68/8)
y. +ınam (41/66)
yāğlı: yağlı
y. (44/27)
yā ına: yanına (krş. yānına)
y. (1/7), (1/50), (1/79), (34/4),
(37/9), (37/25), (37/35), (37/36),
(37/47), (37/48), (39/54), (46/6),
(46/17), (46/21), (60/39), (75/27),
(75/39), (75/40), (75/47), (76/9),
(76/77), (76/115), (79/12), (80/18),
(80/34), (80/35), (80/94), (80/112),
(80/216), (80/296), (80/316)
yā ında: yanında
y. (1/39), (2/9), (2/20), (10/6),
(79/72), (80/118), (80/238)
y. hem (yāındayam) (39/14),
(80/229)
yā ındāḳı: yanındaki
y. (46/20)
yā ınnan: yanından
y. (79/10), (80/280), (80/288),
(80/332)
yāl: (krş. yā, yālı, yālaḳ)
y. (79/10), (80/115), (80/168)
yālaḳ: (krş. yālı, yāl)
y. (1/59), (1/73), (6/19), (8/10),
(8/11), (16/17), (16/20), (21/86),
(30/21), (38/26), (43/8), (43/25),
(43/26), (43/36), (44/17), (45/18),
(56/8), (64/2), (69/14), (70/15), (70/20),
(70/26), (80/27), (77/28), (80/173)
y. (yālağ‿et-) (45/15), (70/15),
(75/52)
y. hem (yālağam) (21/89)
y. +rāḳ (yālağrāk) (29/7)
yālı: (krş. yāl, yālaḳ, yālı)
y. (1/18), (1/21), (1/42), (2/16),
(4/9), (4/10), (4/12), (4/13), (12/15),
(15/4), (15/21), (16/26), (16/39),
(16/43), (16/58), (19/10), (21/56),
(22/29), (22/79), (23/27), (23/30),
(25/15), (27/3), (30/32), (31/12),
(31/13), (32/3), (32/24), (32/40),
(32/41), (32/43), (32/44), (32/48),
(32/51), (32/53), (32/54), (32/55),
(32/62), (32/64), (35/1), (35/12),
(35/19), (35/27), (35/28), (36/2),
(36/19), (36/22), (36/26), (36/29),
(36/36), (36/56), (38/34), (39/38),
(39/43), (40/22), (41/16), (41/20),
(41/24), (42/11), (44/3), (44/10),
(45/34), (45/35), (45/44), (46/59),
(50/21), (51/7), (52/19), (53/11),
(53/17), (53/27), (54/43), (61/10),
(66/3), (67/9), (70/12), (74/30), (75/49),
(76/11), (76/38), (76/61), (76/95),
(78/10), (78/12), (78/14), (78/27),
(78/35), (79/4), (79/13), (79/15),
(79/17), (79/43), (79/44), (79/48),
(79/66), (79/76), (80/6), (80/24),
(80/42), (80/47), (80/70), (80/74),
(80/78), (80/98), (80/115), (80/122),
(80/152), (80/168), (80/188), (80/190),
(80/226), (80/250), (80/258), (80/262),
503
(80/267), (80/269), (80/292), (80/333),
(80/368)
y. (yāl ‿ et-) (17/20), (36/19),
(41/26)
y. (yāl‿oğlon) (59/14)
y. (yāl‿ādam) (63/22), (80/292)
y. +dı (24/1)
y. +la (79/7)
y. hem (yālam) (28/2), (46/56),
(59/18)
y. +åını (80/176)
yālıḳ: başörtü
y. (36/53), (53/14), (53/17),
(53/20), (76/34), (76/49), (76/131)
y. +a (yālığa) (76/97)
y. +lar (36/55)
y. +larnı (36/52)
y. +nı (yālığnı) (53/13)
yān: yan, kenar
y. (66/30)
y. +a (2/16), (5/9), (45/30),
(45/32), (57/75), (57/77)
y. +da (60/27)
y. +ı (36/57), (57/17), (59/16),
(65/11)
y. +ıma (1/49), (80/31), (80/190)
y. +ımda (67/13), (67/15)
y. +ına (1/48), (4/12), (4/13),
(4/14), (5/28), (57/76), (59/28), (75/46)
y. +ında (1/35), (10/4), (23/2),
(23/14), (36/56), (37/52), (37/53),
(43/5), (44/8), (57/77), (59/31), (72/8)
y. +ındāḳı (46/14)
y. +ınnan (21/22)
y. + ıŋa (57/12)
y. +ıŋda (80/52), (80/60)
y. +larında (50/8)
y. +larından (50/7)
yāna-: yanaştırmak
y. -p (yānāp) (32/45), (32/47)
yāp: arkı, kanal
y. +ıŋ (yāwıŋ) (22/65)
yār: yār, sevgili
y. (50/12)
y. +a (50/12)
y. +ları (36/9), (36/15), (53/23)
yārı: yarı, yarım
y. +na (14/5), (14/22)
y. +nda (14/4)
y. +nı (80/222), (80/223)
y. +åını (yāråını) (39/74)
yār-: yarılmak, bölünmek, parçalanmak
y. -ıp (36/30)
yārım: yarım
y. (13/14), (14/28), (30/9),
(45/40), (58/21), (68/11), (70/11)
y. hem (yārımam) (14/29)
y. +ı (14/52)
y. +larında (16/19)
yārdam: yardım
y. (77/9)
yārıl-: (ed. ç. krş. yār-)
y. -t (10/6)
y. -yă (22/36)
yārma: yemek türü
y. (42/20)
y. hem (yārmayăm) (42/18)
y. +nı (yārmānı) (42/21), (43/19)
yārmārka: pazar
y. (22/51)
yārtı: yarım
y. (26/9), (27/4)
yār yār: mani
y. (66/11), (66/13), (66/14),
(66/15), (66/16), (66/17), (66/18),
(66/19), (66/20), (66/21), (66/22),
(66/23), (66/24), (66/25), (66/26),
(66/27), (66/28), (66/29), (66/30),
(66/31), (66/32), (66/33), (66/34),
(66/35)
y. hem (yāryāram) (66/12)
yāå: yas, matem
y. (32/23), (36/60), (36/73),
(36/74), (36/75)
y. +åa (36/62)
yāålı: yaslı
y. (36/7), (36/8)
yāş: 1. genç
y. (1/4), (3/16), (3/20), (18/3),
(18/4), (23/20), (32/6), (32/8), (32/10),
(35/14), (37/7), (45/3), (46/22), (56/4),
(80/66), (80/79), (80/274), (80/284),
(80/309)
y. +lammıẕ hem (yāşlammıẕam)
(56/4)
504
y. +lar hem (yāşlaram) (20/5)
y. +larıŋ (3/13)
y. +larmıẕ hem (yāşlarmıẕam)
(3/12)
2. yaş
y. +a (37/13)
y. +dan (14/45)
y. +ı (80/135), (80/308)
y. +ım (80/286)
y. +ımda (67/28)
y. +ına (34/2), (46/90), (80/17),
(80/18)
y. +ında (65/1)
y. hem (yāşam) (80/286)
y. +larında (1/7)
y. +larındāḳı (1/7)
yāşa-: yaşamak
y. (76/29)
y. -dıḳ (24/10)
y. -ḳ (yāşāḳ) (9/14), (36/64),
(56/2), (80/5)
y. -malı (54/5)
y. -ān (4/5), (78/3)
y. -anda (yāşānda) (14/44),
(34/2)
y. -nōḳ (19/6)
y. -p (yāşāp) (2/22), (4/6),
(14/43), (36/8), (72/4), (76/14), (76/145)
y. -yă (4/24), (16/1)
y. -yăå (48/15)
y. -yăḳ (10/11)
y. -yăn (6/2), (19/40), (41/1)
y. -yān (22/12), (22/16), (31/5),
(31/6), (31/8), (31/9), (79/19), (80/72),
(80/106)
yāşaycı: ikamet eden
y. (39/47)
y. +åı (1/1), (3/1), (10/1), (15/1),
(17/1), (18/1), (20/1), (25/1), (31/1),
(31/4), (37/1), (38/2), (39/1), (50/1),
(51/1), (52/1), (56/1), (68/1), (69/1),
(76/1), (77/1), (78/1), (79/1)
y. +åına hem (yāşayåınayăm)
(5/29)
y. +ları (5/23), (8/5), (19/9),
(19/10), (72/8)
yāşama-: yaşamamak
y. -åa (36/72)
yāşayış: yaşam, hayat
y. (6/8), (6/10), (6/15), (6/22),
(9/3), (35/19), (72/7)
y. +larıŋ (6/19), (6/20)
y. +ıŋ (yāşayşıŋ) (15/23)
yāşıl: yeşil
y. (32/6), (32/10), (45/5),
(45/10), (45/15), (45/20), (50/14)
yāşlı: yaşlı
y. (36/74), (80/220), (80/274)
yāşlıḳ: gençlik
y. +ınnan (yāşlığınnan) (46/2)
yāşulỉ: yaşı büyük olan (krş. yāşulı)
y. (1/7), (2/28)
yāşulı: (krş. yāşulỉ)
y. (1/8), (1/19), (39/21), (76/19),
(76/81)
y. (yāşul‿ādam) (1/12), (2/3),
(76/117)
y. +nıŋ (yāşulnıŋ) (76/131)
y. +ŋ (yāşulīŋ) (76/138)
y. +lammıẕ hem (yāşullamızam)
(56/4)
y. +ları (yāşulları) (61/9)
yāT: (krş. yād tutmak)
y. (78/9), (78/11)
y. -dan (78/32)
yātla-: ezberlemek
y. -P (yātlāp) (32/37), (36/23)
y. -yă (36/21)
yāy-: hamur açmak
y. -yăn (30/12)
yāẕ: ilk bahar
y. (40/12), (40/15), (54/50),
(54/51), (54(55), (54/56)
y. +da hem (yāẕdayăm) (40/68)
y. + yā (40/31)
y. hem (yāẕınayăm) (40/61)
Yāẕğeldi: isim
y. (15/1)
yāẕlıḳ: yazlık
y. (45/6), (45/8)
Yāẕẕuråun: isim
y. (74/1)
yan-: yanmak
y. -an (36/18)
yağ-: yağmak
y. -yă (76/109)
505
yağday: hal, durum
y. (80/115), (80/368)
y. +da (4/11), (34/1)
y. +ı (37/34)
y. +ında (7/6), (17/26), (38/24)
y. +nı (21(12), (37/38), (38/20)
yağı: düşman
y. +laŋ (60/1)
y. +nı (yağīnı) (16/26)
yağış: yağmur
y. (76/109)
y. +da (40/60)
yağmır: yağmur
y. (58/13)
y. hem (yağmıram) (58/14)
yağnı: yani
y. (18/3), (19/3), (19/17), (31/4),
(32/20), (32/21), (32/22), (36/7),
(36/10), (36/35), (36/55), (36/64),
(37/12), (37/29), (37/37), (52/16),
(53/13), (53/18), (53/20), (77/14),
(77/15), (77/19), (77/34), (36/17)
yağşı: iyi
y. (32/41), (79/78)
yağtı: aydınlık (krş. yaòtı)
y. (80/373)
yaòtan: yahte, soğuk oda
y. (70/20)
yaòtı: (krş. yağtı)
y. (yaòt‿et-) (78/39)
yaḳ-: yakmak
y. -ar (19/10)
y. -ıp (41/57), (43/29)
y. -åă (57/25)
y. -yă (57/27)
y. -yăḳ (43/8)
y. -yăŋ (30/17)
yaḳa: yaka
y. (36/11)
y. +laŋŋıẕdǟki (16/53)
y. +lammıẕẕan (23/24)
y. +åı (22/11)
y. +åına (22/17)
y. +åında (22/21)
y. +åındāḳı (77/4)
yaḳımlı: hoş
y. (80/206)
yaḳīn: yakın, yaklaşmak
y. (2/3), (5/13), (5/14), (31/5),
(31/7), (31/8), (34/7), (36/9), (36/32),
(36/53), (36/56)
y. +dı (67/7)
y. +nan (80/276)
yalan: yalan
y. (36/69), (46/66), (46/102),
(59/14)
y. +mıḳā (76/144)
yalat-: yalatmak
y. -malı (62/18)
yalḳa-: kutsamak
y. -ān (79/2)
y. -p (yalḳāp) (78/39)
y. -åınlar (79/77)
yalŋışma-: yanlış yapmamak
y. -åam (2/18)
yalpılla-: parlamak, ışıldamak
y. -p (yalpıllāp) (30/31)
yalpıllat-: (et. ç. krş. yalpılla-)
y. -mağ (30/34)
yalvar-: yalvarmak (krş. yalwar-)
y. -yă (21/73)
yalwar-: (krş. yalvar-)
y. -åăyăm (76/5)
y. -yă (37/21)
yalwar yakarş: yalvarmak
y. (79/21)
yamalla-: kötülemek, ayıplamak
y. -nıŋ (yamallānıŋ) (63/32)
yaman: çok
y. (59/7), (63/7)
yan-: yanmak (yanmak)
y. -ıw‿otīr (65/9)
yandaḳ: tikenli ot çeşidi
y. (40/31), (40/63), (40/64)
y. hem (yandağam) (40/33)
yandaḳlıḳ: yandak otunun çıktığı yer
y. +a (yandaḳlığa) (55/5)
yandırıcı: yakan
y. (22/34)
yanvār: ocak
y. +ında (22/34)
yaŋḳı: az önceki, deminki
y. (1/8), (1/10), (1/17), (1/18),
(1/27), (1/33), (1/34), (1/35), (1/36),
(1/41), (1/65), (1/67), (1/71), (2/21),
(2/26), (2/32), (6/6), (6/8), (6/13), (7/3),
506
(7/5), (7/7), (8/1), (8/3), (8/4), (8/5),
(8/6), (8/8), (8/10), (8/14), (9/9),
(15/21), (15/22), (16/26), (16/36),
(16/39), (16/45), (16/56), (16/58),
(19/6), (19/11), (19/14), (19/21),
(19/28), (19/30), (21/12), (21/21),
(21/28), (21/35), (21/41), (21/63),
(22/3), (22/28), (22/71), (24/11),
(24/24), (27/3), (27/6), (29/7), (29/9),
(30/4), (30/9), (32/51), (32/54), (35/28),
(36/22), (36/29), (36/69), (36/71),
(37/11), (37/38), (43/27), (46/32),
(46/59), (46/71), (46/82), (46/89),
(46/92), (46/105), (46/129), (46/137),
(46/143), (53/11), (60/33), (65/5),
(74/20), (75/13), (75/17), (75/22),
(75/37), (75/52), (76/34), (76/36),
(76/51), (76/83), (76/95), (76/97),
(76/100), (76/115), (76/117), (76/127),
(78/25), (79/25), (79/48), (79/51),
(79/71), (80/6), (80/84), (80/91),
(80/94), (80/28), (80/148), (80/178),
(80/186), (80/194), (880/223), (80/236),
(80/242), (80/258), (80/273), (80/275),
(80/283), (80/344), (80/345), (80/346),
()
y. hem (yaŋḳam) (46/101)
y. +lar (46/131)
y. +nı (yaŋḳīnı) (22/35), (40/2),
(45/29), (45/36), (57/64), (80/81)
y. +ŋ (yaŋḳīŋ) (2/32), (21/29),
(21/58), (46/24), (59/28)
yaŋı: demin
y. (1/7), (33/3), (37/8), (80/34),
(80/237)
yap-: bağlamak, kapatmak
y. -amda (26/2)
y. -an (45/35)
y. -aŋåoŋ (30/28)
y. -ar (30/21)
y. -dı (79/25)
y. -ıḳ (30/30), (69/10), (69/17)
y. -ıp (21/45), (22/37)
y. -malı (40/47), (54/19)
y. -mānı (21/63), (26/1)
y. -yăn (26/10), (27/6), (28/1),
(28/8), (30/28)
y. -yăŋ (30/27), (47/12), (47/13)
yapaşāḳ: yatay
y. +rāḳ (yapaşāğraḳ) (65/16)
yapıl-: kapanmak
y. -malı (47/7)
y. -mal (47/9)
y. -yă (36/55), (49/20)
yapılma-: kapanmamak
y. -åa (47/10)
yapış-: yapışmak
y. -yă (2/30)
yapışdır-: (et. ç. krş. yapış-)
y. -yăŋ (45/35)
yapla-: yaslamak, dayamak
y. -p (yaplāp) (44/21), (44/22)
y. -yăŋ (44/22)
yapıraḳ: yaprak
y. (44/15)
y. +ı (yaprağı) (1/42), (44/14)
y. +ıŋ (44/5)
y. +nı (44/5), (44/9)
yarat-: yaratmak
y. -an (yaradan) (80/137),
(80/157), (80/280)
y. -aŋda (80/143)
y. -dıŋ (80/143)
yarağ: silah
y. (22/29), (80/346)
y. +ı (22/73), (80/238)
y. +ları (70/12)
yarağlı: silahlı
y. (46/85)
yara-: yaramak
y. -mān (37/46)
yara: yara
y. -nıŋ (yarānıŋ) (1/67)
yaraş-: yakışmak
y. -yān (32/11)
yarawåuẕlıḳ: hastalık
y. (79/25)
yaåa-: yapmak
y. -ḳ (yaåāḳ) (69/14)
y. -p (yaåāp) (5/27)
y. -yăŋ (44/8)
y. -yăå (69/38)
yaåal-: yasalmak (ed. ç. krş. yasa-)
y. -an (17/22)
y. -ıḳ (17/24)
y. -maḳ (14/34)
507
y. -yă (17/19)
y. -yān (5/24), (15/24)
yaåawul: yasavul
y. (57/33), (57/34), (57/40)
yaååı: yatsı
y. (74/30)
yat-: yatmak
y. -an (2/5), (37/8), (39/55),
(78/39), (79/52), (79/55), (80/373)
y. -anlaŋ (76/110)
y. -annan (36/17)
y. -ğın (76/55)
y. -ıp (44/7), (44/29), (46/54),
(46/146)
y. -īp (39/55)
y. -īr (yatıyor) (60/31), (60/37),
(60/38), (75/12), (80/39)
y. -mal dǟl (80/80)
y. -malı (76/55), (76/104)
y. -mān (43/30)
y. -ıwerdi (yatwerdi) (80/295)
y. -yă (39/13), (44/12), (44/13),
(75/10)
y. -yălă (76/106)
y. -yălăday (76/105)
yataḳ: ahır
y. (40/54)
y. +ı (yatağı) (40/53)
y. +ı hem (yatağıyăm) (40/54)
yatır-: 1. (et. ç. krş. yat-)
y. -anda (50/18)
y. -māğa (61/12)
y. -yă (50/21)
y. -yăḳ (14/24)
2. deriyi korumak için tuzda bir
süre bekletmek
y. -ıḳ (54/88)
yatırıl-: (ed. ç. krş. yat-)
y. -an (yatırlan) (34/4)
yatış-: (iş. ç. krş. yat-)
y. -andır (45/33)
y. -yānçā (45/30)
yatma-: yatmamak
y. (76/55)
y. -līŋ (yatmālīŋ) (76/107)
yay-: ifşa etmek, açıklamak)
y. -mānḳāŋ (2/15)
yayra-: 1. bulaşmak
y. -mağna (38/3)
2. yayılmak
y. -an (yayrān) (36/3)
yayraḳ: seçilmiş, dökülmüş
y. (30/24)
yayrat-: 1. dökülmek, seçilnek
(dökülmek, saçılmak)
y. -ıp (yayradıp) (44/9)
2. ifşa etmek
y. -māğa (yaradmāğa) (16/7),
(16/18)
yaẕ-: yazmak
y. -an (43/27)
y. -ıp (53/13), (69/44)
y. -åa (63/32)
y. -yă (34/5)
y. -yăḳ (43/6), (43/27), (43/28)
yaẕıḳlı: yazılmış
y. (12/7)
yaẕıl-: (ed. ç. krş. yaẕ-)
y. -an (80/153)
y. -åın (62/22)
y. -ıp (17/26)
y. -ıpdır (15/25), (15/26)
yaẕır: boy ismi
y. (5/2)
yaẕış-: (iş. ç. krş. yaẕ-)
y. -mağı (52/12)
yaẕẕır-: (et. ç. krş. yaẕ-)
y. -ıp (39/59)
yedi: sayı, yedi (krş. yeddi)
y. (6/7), (68/3), (80/266)
y. +den (yedden) (14/3), (14/45)
y. +åi (36/43)
y. +åini (36/35), (36/36)
yedi müŋ: sayı, yedi bin
y. (77/31)
yedi yüẕ: sayı, yedi yüz
y. (8/3), (8/10), (73/4)
yeddi: (krş. yedi)
y. (46/90)
yedinci: yedinci (sıra sayı sıfatı,
yedinci, 7.)
y. (52/5), (70/2), (77/31)
yek tek: tek tük
y. (16/26)
yeke: tek
508
y. (yek ‿ ȫẕü) (1/62), (16/26),
(45/2)
y. (41/21), (43/34), (44/15)
y. +ce (39/66)
y. +den (43/34)
yekele-: seyreklemek, kesmek
y. -dik (41/9)
y. -p (yekelǟp) (41/10)
yel: rüzgar
y. (74/30)
yelimle-: yapıştırmak (krş. yemle-)
y. -mek (14/34)
yemle-: yelmemek (krş. yelimle-)
y. (14/31)
yene: yine, tekrar
y. (1/18), (2/1), (2/22), (8/1),
(13/1), (13/12), (13/13), (14/16),
(14/52), (14/53), (16/10), (16/12),
(16/13), (16/28), (20/5), (20/24), (28/5),
(28/6), (28/7), (30/31), (32/28), (32/50),
(32/55), (36/8), (36/50), (37/11),
(41/10), (41/11), (41/17), (41/18),
(41/27), (41/68), (43/37), (44/4),
(45/35), (45/36), (46/95), (48/21),
(49/20), (49/25), (52/11), (53/8),
(53/12), (53/13), (53/26), (53/28),
(54/36), (57/65), (69/40), (74/21),
(75/13), (76/36), (76/49), (76/51),
(76/58), (76/61) (76/114), (76/115),
(76/116), (76/117), (76/124)
y. hem (yenem) (79/60), (79/71),
(80/296)
y. hem (yeneyem) (49/15),
(49/19)
yeŋåiẕ: yelek
y. +ni (18/3)
yeŋ-: yenmek
y. -ik (32/55)
y.-ye (23/7), (46/87)
yeŋil: hafif
y. (74/26), (74/28)
yeŋil-: kaybetmek, yenilmek
y. -en (23/6)
y. -ye (23/16)
y. -yeå (39/45)
yeŋilme-: yenilmemek
y. -ye (23/7)
yeŋiş: kurtuluş
y. (23/15)
yeŋiş-: kazanmak
y. -ip (yeŋşip) (39/10)
yeŋŋe: yenge
y. +åi (32/16), (32/20)
yer: yer
y. (4/18), (6/17), (15/4), (16/50),
(32/23), (39/43), (46/60), (52/5),
(54/69), (57/20), (69/12), (70/20),
(72/6), (77/15), (79/39), (79/43)
y. +de (1/42), (2/22), (5/30),
(5/31), (10/6), (15/5), (15/23), (16/20),
(20/3), (20/5), (22/18), (22/58), (23/14),
(29/9), (35/19), (36/39), (37/53),
(40/51), (46/90), (52/21), (57/5),
(57/17), (57/56), (57/63), (57/77),
(59/24), (60/41), (61/5), (61/8), (63/2),
(63/26), (64/2), (66/12), (66/20),
(70/16), (70/17), (70/21), (76/55),
(76/76), (76/106), (77/11), (78/11),
(80/11), (80/22), (80/39), (80/48),
(80/72), (80/359)
y. +de hem (yerdeyem) (12/7)
y. +demi (80/76), (80/83)
y. +den (15/25), (32/23),
(40/46), (40/61), (44/25), (46/40),
(57/16), (61/11), (62/21), (62/25),
(79/48), (80/280)
y. +denmi (35/19)
y. +e (32/24), (40/60), (56/15),
(57/19), (57/45), (57/75), (57/78),
(63/27), (70/5), (76/55), (78/4), (79/68),
(80/283)
y. hem (yerem) (78/29), (80/369)
y. +i (5/11), (16/47), (41/8),
(42/1), (44/20), (45/34), (52/14), (57/3),
(57/80), (69/13), (70/7), (71/5), (78/32),
(79/25), (80/72), (80/373)
y. +idi (16/48)
y. +ìk (16/7), (16/17), (16/19),
(37/11), (60/7), (62/15)
y. +imiẕ (54/6), (69/26)
y. +inde (1/18), (22/12), (36/75),
(39/34), (77/28)
y. +inden (2/33), (2/34), (39/56),
(57/17), (80/208)
y. +ini (39/38), (41/4), (42/6),
(80/27)
509
y. +innen (1/52), (21/84)
y. +innen hem (yerinnenem)
(2/35)
y. +iŋ (4/6), (37/32), (63/32)
y. +iŋde (45/32), (46/121),
(54/64), (58/27)
y. +iŋden (57/21)
y. +le (59/37), (60/42)
y. +lemmiẕ (22/3), (22/4), (22/5)
y. +lerde (32/52), (36/5),
(36/41), (36/60)
y. +lerden (12/5)
y. +lere (58/20), (70/12)
y. +ler hem (yerlerem) (6/20)
y. +leri (5/6), (64/4), (79/7),
(80/72)
y. +lerinde (79/58)
y. +lerinden (42/16)
y. +lerinnen (80/106)
y. +lerne (76/100), (79/19),
(79/52)
y. +lerni (20/12), (22/16), (33/2),
(40/58), (45/34), (45/38)
y. +miẕi (41/6), (41/7)
y. +miẕẕe (57/38)
y. +ni (41/63), (42/2), (42/10),
(42/21), (78/39)
yeraåtı: yeraltı
y. (4/18)
yerine: yerine, karşılık
y. (2/5), (22/62), (24/19),
(24/24), (31/2), (32/12), (32/39),
(37/17), (36/28), (37/8), (38/4), (39/71),
(756/129), (78/20), (79/11), (80/20),
(80/291)
yerleş-: yerleşmek
y. -en (9/14)
y. -endir (7/4), (77/4)
y. -ip (77/13)
y. -yǟn (6/5), (8/14), (36/20),
(77/33)
y. -ye (6/7), (7/2), (8/2), (50/3),
(71/2), (72/1), (73/1), (77/10), (77/11),
(77/12), (77/13), (77/14)
y. -yele (5/7)
y. -yemi (53/15)
yerleşenlik: yerleşmek, bulunmak
y. +i (yerleşenliği) (77/24)
yiğrim yedinci: sıra sayı sıfatı, yirmi
yedinci
y. (24/13)
yerleşdiril-: yerleştirilmek
y. (17/9)
yerleşiş: yerleşiş
y. +i (yerleşşi) (77/20)
yerli: yerli
y. (6/19), (31/4), (31/9), (31/13),
(33/1), (36/5), (44/25)
yerliğinde: yerine
y. (80/257)
yet-: ulaşmak
y. -cek (80/20)
y. -di (60/16), (80/20), (80/45),
(80/123)
y. -diler (80/126)
y. -en (80/219)
y. -er (80/72), (80/249)
y. -ern (48/11)
y. -meẕ (80/72)
y. -meẕliği (72/10)
y. -yǟn (57/62)
y. -ye (4/26), (4/29), (39/35),
(57/30)
y. -yele (37/4), (37/13)
y. -yeŋ (21/62)
yeterlik: yeteri kadar
y. (22/70)
yetğìncek: yeniyetme, ergen
y. +ler (18/2), (51/2)
yetik: yeterli
y. +dir (21/45)
yetil-: (ed. ç. krş. yet-)
y. -ennen (35/20)
yetìm: yetim
y. (1/5), (67/5)
yetir-: (et. ç. krş. yet-)
y. -cek (39/71), (80/280)
y. -diler (79/72)
y. -en (32/39)
y. -ip (21/65), (39/33), (79/25),
(80/85)
y. -mǟn (5/29)
y. -åeŋ (79/19)
y.-yen (18/6)
yetiril-:
y. -yǟn (31/2)
510
yetiş-: olmak, olgunlaşmak
y. -di (67/14)
y. -en (1/7)
y. -enler hem (yetişenlerem)
(20/11)
y. -ip (80/348)
y. -ye (42/9)
yetişdiriş: yetiştiriliş
y. +ine (yetişdirşine) (41/40)
yetişikli: becerikli, eline çabuk
y. (59/7)
yetişme-: yetişmemek
y. -dik (14/54)
y. -yeŋ (54/16)
yetmiş: sayı, yetmiş
y. (36/74), (46/90), (72/2)
yetmiş doḳġuẕ: sayı, yetmiş dokuz
y. (22/24)
yetmiş doḳġuẕuncı: sıra sayı sıfatı,
yetmiş dokuzuncu
y. (22/31), (62/12), (62/13)
yetmiş wǟş: sayı yetmiş beş
y. (66/18), (67/21), (80/348)
yetmiş wìrinci: sıra sayı sıfatı, yetmiş
birinci
y. (22/14)
yevrāzya: avrasya
y. (77/13)
yığ-: toplamak
y. -anlarında (69/12)
y. -aŋnanåoŋ (42/13)
y. -ık (69/3)
y. -ıp (40/31), (41/27), (41/29),
(41/32), (41/55), (59/20)
y. -yă (42/12)
y. -yăla (59/19)
y. -yăŋ (41/29), (41/31)
yığcamlaş-: sıklaşmak
y. -ıp (22/19)
yığdır-: (et. ç. krş. yığ-)
y. -ıḳ (41/61)
y. -ıp (41/59)
yığıl-: (ed. ç. krş. yığ-)
y. -ıp (41/28)
yığış: toplayış
y. +ıŋa (41/37)
yığna-: toplamak
y. -māğa (19/10)
y. -p (yığnāp) (4/21), (46/8),
(78/22), (80/124)
y. -yăŋ (54/63)
y. -yăå (54/7)
yıḳ-: yıkmak
y. -caḳ (57/64)
y. -yăn (57/64)
yıḳıl-: (ed. ç. krş. yıḳ-)
y. -an (71/3)
y. -dı (24/5)
y. -ıpdır (70/9)
y. -yă (10/13), (59/2)
yıl: yıl
y. (14/39), (14/45), (24/21),
(32/30), (36/44), (42/2), (44/4), (46/95),
(78/24), (78/29)
y. +a (4/3), (4/24), (24/10),
(24/20), (41/63)
y. +da (4/22), (4/23), (8/3),
(8/10), (17/12), (22/14), (22/20),
(22/24), (22/31), (22/55), (23/1),
(23/22), (23/23), (24/3), (24/11),
(24/12), (24/15), (24/18), (38/31),
(38/33), (40/9), (52/2), (60/7), (62/12),
(62/13)
y. +dan (4/21), (4/25), (4/29),
(24/22), (38/4), (48/2)
y. +dı (40/12)
y. +dır (10/2)
y. hem (yılam) (24/22)
y. +ı (36/44), (51/7)
y. +ına (32/51), (54/10)
y. +ını (36/35), (36/36)
y. +ıŋ (22/34), (22/67), (24/13),
(24/16), (24/17), (32/51), (38/32),
(40/21), (54/10), (77/31)
yılān: (krş. ılān)
y. (2/26)
y. +ıŋ (2/37)
yıldıẕ: yıldız
y. (53/15)
y. +lara (80/280)
yıllap: yıl boyunca
y. (24/17), (67/4)
yıllıḳ: yıllık
y. (32/36), (38/32), (72/4)
y. +a (yıllığa) (9/3), (9/5)
y. +lara (72/3), (73/5)
511
y. +na (40/21)
yımırtġa: yumurta (krş. yumurta)
y. (68/3)
yımrıḳ: yumruk, parmakların sıkıca
kapanmasıyla elin aldığı biçim
y. (59/14)
yırt-: yırtmak
y. -ıp (36/11)
yiğit: yiğit
y. (32/39), (32/44), (35/1)
y. +i (yiğidi) (19/14)
yiğrim: sayı, yirmi
y. (8/2), (14/11), (14/17),
(14/18), (14/20), (14/21), (14/26),
(14/51), (24/17), (41/44), (57/14),
(57/77), (58/7), (58/20), (69/18),
(69/19), (70/4), (77/22), (78/24), (78/29)
yiğrim‿bìrinci: sıra sayı sıfatı, yirmi
birinci
y. (24/16), (24/23)
yiğrim‿ikinci: sayı sıfatı, yirmi ikinci
y. (24/12)
yiğrim‿ki: sayı yirmi iki
y. +sinden (41/28)
yiğrim tȫrdünci: sıra sayı sıfatı, yirmi
dördüncü
y. (4/22), (4/23)
yiğrimi: (bk. yiğrim)
y. +de (69/32)
y. +sinde (41/28)
yit-: kaybolmak
y. -ip (2/15)
yitir-: (et. ç. krş. yit-)
y. -dim (75/28)
y. -eåim (48/22), (48/23)
y. -mǟn (77/19)
y. -ye (80/210)
yitirmeyǟnlik: kaybetmemişlik
y. +nıŋ (yitirmeyǟnliğniŋ) (35/3)
yō: hayır (krş. yōḳ)
y. (39/22)
yōḳ: 1. yok
y. (1/40), (1/42), (16/18),
(16/20), (16/21), (16/27), (21/20),
(35/27), (38/10), (46/2), (54/79),
(57/37), (57/39), (58/6), (58/19),
(59/21), (59/26), (63/2), (63/18),
(63/32), (66/3), (66/5), (66/6), (67/20),
(67/26), (76/76), (79/20), (79/28),
(79/54), (79/58), (80/92), (80/111),
(80/116), (80/238)
y. +dı (22/70)
y. +dığnı (37/33)
y. +dur (75/35)
y. +mı (80/76)
y. (yoğ ‿ eken) (80/118),
(80/209)
2. hayır (krş. yō)
y. (2/8), (21/25), (21/38),
(21/44), (21/61), (23/27), (29/13),
(39/75), (46/36), (46/44), (46/58),
(79/38), (79/49), (80/51), (80/56)
3. yok etmek, yok olmak,
kaldırmak
y. (yōğ‿et-) (1/29), (16/12)
y. (39/21)
yōḳla-: ortadan kaldırmak, yok etmek
y. -aŋ (yōḳlāŋ) (1/31)
yōğol-: ölmek, vefat etnek
y. -ănna (78/24)
y. -dı (46/99)
y. -updır (46/97)
y. -onda (36/9)
y. -onnon (36/17), (36/73)
y. -yă (39/36)
yōl: yol
y. (23/22), (23/24), (23/27),
(23/30), (76/75), (80/108), (80/163)
y. +a (76/67), (80/71), (80/72)
y. +da (46/67), (59/15), (59/18),
(59/20), (63/9), (76/8), (76/55),
(76/103), (76/104), (79/11), (79/25),
(79/48), (80/85)
y. +dan (58/27), (76/7)
y. +do (57/16), (79/23)
y. +don (21/47)
y. +ı (4/24)
y. +lorı (36/18), (77/8)
y. +lornı (16/9)
y. +lornıŋ (77/10)
y. +o (22/21), (58/30), (76/7),
(79/11), (80/63), (80/193), (80/194),
(80/230), (80/234)
y. +una (36/14)
512
y. +unīŋ (71/2), (73/1)
y. +uŋ (57/23), (80/163)
y. +uŋda (21/82)
yōlām: defa, kere
y. hem (40/12)
yōlbaşşı: önder (krş. yōlwaşşı)
y. +åı (51/2)
yōlbelet: rehber
y. +i (yōlbeledi) (79/56), (79/75)
yōlla-: yollamak, göndermek (krş. yōllo)
y. -pdır (yōllāpdır) (21/15)
y. -påıŋ (yōllāpåıŋ) (21/69)
y. -yă (57/33)
y. -yăŋ (41/32)
yōllo-: (krş. yōlla-)
y. -dıŋā (76/140)
y. -yăå (69/44)
y. -yălă (4/13), (53/7)
yōllonıl-: (ed. ç. krş. yōlla-)
y. -yă (53/11)
yōloğçı: yolcu
y. (80/88)
yōlwaşşı: (krş. yōlbaşşı)
y. (18/2)
y. +ları (22/28)
yōlwaşşılıḳ: rehberlik, önderlik
y. (24/17)
yoğna-: kalınlaşmak
y. -r (yoğnār) (41/16)
yoğåam: yoksa
y. (58/20)
yoḳōrı: yukarı (krş. yukorı, yoḳorı)
y. +dan (42/8), (59/22)
y. +don (1/16), (79/67)
y. +åına (17/19)
y. +åuna (80/280)
y. +åunda (62/6)
yoḳorı: (krş. yoḳōrı)
y. (3/19), (15/3)
y. +a (yoḳora) (1/16), (19/15),
(76/91)
y. +da (39/16), (44/32)
y. +dadı (58/26)
y. +don (81/1)
y. +o (76/125), (80/179)
yoldoş: 1. arkadaş
y. +laŋ (41/31)
y. +lorna (76/106)
2. koca
y. +ı (36/22)
y. +um (10/3)
yomut: boy ismi
y. (5/2), (16/23), (36/6)
y. hem (yomudam) (16/21)
y. +lor (16/36)
y. +mu (16/23)
yor-: yorumlamak
y. -yă (39/18)
yorğon: yorgan
y. (40/41)
yowoş: yavaş
y. (22/23), (39/33), (43/31),
(44/11), (47/13)
y. +dan (22/23), (39/33),
(43/31), (44/11)
yowşăn: pelin
y. (32/53)
yoẕ: kısır
y. (54/40), (54/67)
y. +ẕon (54/74)
yȫne: 1. fakat (krş. yȫnö)
y. (1/22), (1/63), (6/12), (8/7),
(14/40), (16/2), (16/7), (16/21), (16/25),
(16/26), (16/28), (16/52), (16/58),
(16/77), (21/16), (21/57), (22/70),
(31/7), (36/59), (39/6), (39/43), (46/2),
(46/46), (46/76), (55/6), (59/16),
(60/40), (61/18), (62/4), (62/8), (78/9),
(78/17), (80/29), (80/57), (80/154),
(80/160), (80/277), (80/300)
2. sürekli
y. (80/351)
yȫnö: (krş. yȫne)
y. (4/16), (16/20), (16/21),
(30/16), (36/11), (36/24), (36/38),
(36/49), (37/52), (39/31), (39/50),
(47/6), (57/45), (58/5), (59/31), (61/3),
(62/3), (62/8), (66/12), (76/73), (76/91),
(76/92), (79/63), (79/64)
yȫnö mȫnö: 1. sıradan
y. (19/29)
2. yok yere, nedensiz
y. (57/45)
yȫnököy: kolay, sade, basit
y. (14/34)
513
yȫr-: (tamamlanmamış hareketin devam
ettiğini belirten eylemin -p ulaç ekiyle
oluşturduğu biçim, yardımcı fiil olarak
kullanılır
y. (39/16), (40/69), (43/30),
(46/74), (75/33), (76/8), (80/117),
(80/215)
y. -di (4/9)
y. -düler (80/86)
y. - en (4/8)
y. -lö (76/14)
y. -n (48/2)
y. -ön (4/6), (4/11), (21/60),
(80/9)
y. -å (79/36)
y. -yǟnle (62/3)
yȫrş: (krş. yȫr)
y. +ünü (21/85)
yȫnö: (krş. yȫne)
y. (70/9), (80/354)
yör-: 1.hadi
y. (1/41), (2/17)
y. -üŋ (1/52), (76/108)
2. (krş. yȫr-)
y. -ön (2/22), (3/10), (4/4),
(16/43), (39/11), (54/64)
y. -önlörem (3/22)
y. -åe (36/8)
yör: yer (krş. yer)
y. +dö (16/1), (22/14), (22/20),
(22/22), (57/27), (59/21)
y. +dön (59/19)
y. +e (66/2)
y. +ìk (16/446)
y. +ǖk (16/18)
y. +ü (15/21), (16/3)
yöre-: yürümek (krş. yörö-)
y. -k (yörǟk) (1/30), (1/52),
(32/20), (62/25), (80/30)
y. -wereynmi (yörǟwereynmi)
(80/50)
y. -werelìŋ (yörǟwerelìŋ) (80/95)
yöret-: (et. ç. krş. yöre-)
y. -yǟn (yörödyǟn) (76/69)
yörìteleşdiril-: hususileştirilmek
y. -en (yörìteleşdirlen) (77/3)
yörö-: (krş. yöre-)
y. -cökmi (69/43)
y. -ğün (80/343)
y. -mölü (79/31)
y. -yǟn (1/25), (1/54)
y. -yeday (1/52)
y. -yölö (76/75)
yörölğö: yasa, yol
y. +lermiẕ (36/1)
y. +åü (36/13)
yörǖte: özellikle (krş. yörǖtö)
y. (4/12), (4/13), (3/19), (17/9),
(32/59), (43/33), (46/84), (55/12),
(69/26), (69/30), (70/12), (70/13),
(70/18), (70/20), (70/24)
yörǖtö: (krş. yörǖte)
y. (17/19), (32/39), (34/4),
(36/17), (36/18), (38/21), (38/30),
(38/31), (36/44), (54/62), (69/18),
(69/22), (69/35), (70/12), (80/18)
yörǖş: savaşa açma savaşa gitmek
y. (78/4)
y. +ö (78/4)
yū-: yıkamak (krş. yūw-)
y. -p (47/9)
yūrt: devlet
y. (6/16)
y. +a (yūrda) (25/14), (46/72),
(46/87), (80/211)
y. +dan (16/51)
y. +ı (yūrdı) (4/21), (16/72)
y. +ıŋ (yūrdıŋ) (46/73), (46/75),
(46/78)
y. +larında (76/127), (80/267)
y. +larındāḳı (80/258)
y. +lorna (76/127)
y. +u (yūrdu) (16/78)
y. +umıẕza (yūrdumıẕẕa) (46/9)
y. +umuẕ (yūrdumuẕ) (56/12),
(80/191)
y. +umuẕẕo (yūrdumuẕẕo) (51/9)
y. +unnan (yūrdunnan) (46/96),
(46/98)
y. +unu (yūrdunu) (4/30)
y. +uŋ (yūrduŋ) (16/61),
(46/148), (77/12), (77/36)
y. +uŋdāḳılaŋ (yūrduŋdāḳılaŋ)
(46/99)
yūw-: (krş. yū-)
y. -dular (79/71)
514
y. -yăn (26/2), (27/2)
y. -yăŋ (42/23)
yuğur-: yuğurmak
y. -omåoŋ (30/8)
y. -yăŋ (29/8), (30/5)
yuḳarı: (krş. yokorı)
y. +k (yuḳarīḳ) (1/66)
yuḳorı: (krş. yoḳorı, yuḳarı, yoḳōrı)
y. (1/67)
yuḳōrı: (krş. yoḳorı, yuḳarı, yuḳorı)
y. +da (yuḳōrda) (76/108)
yumruḳ: (krş. yımrık)
y. +ı (yumruğı) (36/7)
y. +u (yumruğu) (36/7)
yumşot-: yumşatmak
y. -ıp (yumşodıp) (41/7), (41/8)
y. -yăŋ (yumşodyăŋ) (41/26)
y. -dıḳ (41/6)
yumurşdır-: yıkmak
y. - ıp (80/29)
yumurta: (krş. yımırtġa)
y. (43/3), (43/14), (43/16),
(43/18), (43/25)
y. +nı (yumurtānı) (43/17)
yumurtġa: (krş. yımırta, yumurta)
y. (29/7), (68/5)
yuw-: (krş. yū-)
y. -up (42/20), (43/28), (45/8)
y. -yăn (27/3)
yuwoş: (krş. yowoş)
y. (80/96)
yuwoş yuwoşdan: azar azar
y. (44/20), (80/9)
yuwul-: (ed. ç. krş. yūw-)
y. -u‿wilerkām (63/5)
yǖrt-: germek, çekmek (krş. yüwürt-)
y. -meli (49/8)
yük: yük, mal
y. (77/16)
y. +lör (23/31)
y. +ünüŋ (1/35)
yükle-: yüklemek
y. -p (yüklǟp) (67/23)
yüŋ: yün
y. +den (45/8)
y. +le (45/6), (46/7)
y. +lemmiẕi (45/16)
y. +lörü (17/5)
y. +lörünnen (17/7)
y. +ü (45/17), (45/30)
y. +ünden (17/6), (40/37), (49/4)
y. +ünnen hem (yüŋünnenem)
(40/35)
y. +ünü (40/39), (40/40),
(40/41), (54/76)
y. +ünü hem (yüŋünüyem)
(40/35)
yüŋle-: yünlemek
y. -meli (45/13)
y. -p (yüŋlǟp) (45/26)
y. -rdi (yüŋlǟrdi) (45/25),
(45/26)
yüp: (krş. üp)
y. (45/30), (75/34), (75/39),
(76/81)
y. +üŋ (57/51), (57/52)
yüplük: iplik
y. (77/7)
y. +den (25/7)
y. +e (yüplüğe) (25/6)
yüpök: ipek
y. (15/24), (17/7), (44/33),
(44/34)
yürök: (krş. ürek)
y. +i (yüröğ ‿ elne) (1/10),
(1/16)
y. +ìŋ (yüröğìŋ) (65/12), (76/85),
(76/88), (76/121)
y. +nö (37/34), (46/82)
y. +nü (yürȫğnü) (1/23)
y. +ü (yüröğü) (32/49), (80/284)
y. +üm (yüröğüm) (80/309)
y. +ünde (yüröğünde) (80/67)
y. +üŋ (yüröğüŋ) (1/17), (65/9),
(76/42)
yüwürdül-: gerilmek, çekilmek (krş.
yǖrt-)
y. -enåoŋăm (49/10)
y. -ye (49/2)
yüwürt-: germek, çekmek (krş. yǖrt-)
y. -mǟnkǟŋ (49/3)
yüẕ: 1. yüz, çehre (krş. üẕ)
y. (16/41), (16/42), (16/76),
(36/55)
515
y. (yüz ‿ ẕȫnder-), (yüz
çevirmek) (38/10)
y. +ö çıḳ- (ortaya çıkmak)
(22/70), (38/13), (72/6)
y. +ü (36/55), (50/12), (53/17)
y. +üm (21/89)
y. +ündǟki (yüzey, satıh) (15/26)
y. + üne (yüzey) (55/14)
y. +üne ġoy- (yüzüne konuşmak)
(75/14)
y. +ünnön geç- (reddetmek)
(39/76)
y. +ünö (79/6)
y. +ünö (yüzey) (70/15)
y. +ünü (yüzey, satıh) (51/6)
y. tut- (ricada bulunmak, baş
vurmak) (4/11)
2. sayı, yüz
y. (43/10)
yüẕlön-: hitap etmek
y. -ye (21/41)
y. -yele (19/8)
yüẕwaşı: yüzbaşı
y. (18/2), (39/34)
yüẕyıllıḳ: yüzyıllık, asırlık
y. +lara (6/8)
yüẕyılla-: yüzyıl boyunca
y. -p (yüẕyıllāp) (80/152)
-ẕ-
ẕā: şey
ẕ. (46/85), (80/282)
ẕād: (krş. ẕā)
ẕ. (19/20), (30/17), (39/58),
(41/29), (46/71), (60/13), (78/9), (79/45)
ẕ. +a (4/8), (59/30), (78/21)
ẕ. +ā (39/21), (59/30)
ẕ. hem (ẕādam) (1/14), (20/29),
(57/73), (79/54), (80/243), (80/244)
ẕ. +ı (2/12), (16/58), (19/28),
(26/8), (36/48), (44/7), (46/12), (46/71),
(54/79), (68/6), (76/110), (78/11),
(79/20), (80/157), (80/238), (80/142)
ẕ. +ım (26/1), (76/28)
ẕ. +ımda (62/20)
ẕ. +ımıẕ (20/23), (41/69),
(44/34), (57/37), (57/39)
ẕ. +ımıẕ hem (ẕādımıẕam)
(14/46)
ẕ. +ımıẕı (41/72)
ẕ. +ına (78/14)
ẕ. +ını (39/74), (76/127), (78/32)
ẕ. +ıŋ (45/42), (74/23), (79/37)
ẕālıwāt: aferin, bravo, aman aman
ẕ. (80/352)
ẕārīn ẕārīn: kederli, feryat figan
ẕ. (37/52), (37/53)
ẕārīnla-: feryat edmek
ẕ. -p (ẕārīnlāp) (37/31)
ẕ. -yă (37/21)
ẕāwut yāğ: pamuk yağı
ẕ. (41/70)
ẕ. +ı (41/65), (41/66)
ẕ. +ıdan (41/73)
ẕāT: (krş. ẕā, ẕād)
ẕ. (1/18), (2/24), (2/39), (8/13),
(36/55), (37/8), (37/21), (40/44), (42/6),
(46/56), (45/41), (45/43), (56/15),
(59/4), (59/21), (66/5), (8/13), (80/121)
ẕ. +da (54/85)
ẕ. +dan (74/13)
ẕ. +ları (46/40), (45/37),
(46/139)
ẕāt: (krş. ẕā, ẕāT, ẕād)
ẕ. (2/36), (5/29), (19/12), (21/5),
(22/71), (36/12), (36/37), (39/45),
(44/27), (46/104), (56/11), (74/14),
(74/24), (74/26), (76/140), (78/8),
(80/322)
ẕ. +da (19/32), (44/40)
ẕ. +dan (79/62)
ẕ. + a (41/71), (66/3), (76/141)
ẕ. +lammıẕ (3/13)
ẕ. +lammıẕı (20/29)
ẕ. +laŋŋı (54/91)
ẕ. +lar (15/27), (16/36), (16/53),
(23/31), (35/20), (38/13), (41/74),
(78/8), (80/169)
ẕ. +lara (1/74), (20/26), (32/55),
(53/15)
ẕ. +lar hem (ẕātlaram) (13/16),
(20/20), (80/247)
ẕ. +lardan (19/10), (23/11)
ẕ. +ları (1/59), (15/27), (20/24),
(25/15), (46/142), (48/11), (51/5),
516
(51/10), (56/14), (76/134), (76/139),
(78/4), (78/35), (80/158), (80/160),
(80/280)
ẕ. +larıŋ (2/36), (46/2), (80/171)
ẕ. +larmıẕ (1/3)
ẕ. +larna (76/131)
ẕ. +larnı (4/19), (4/20), (23/35),
(40/21), (45/13)
ẕ. +mı (39/41)
ẕakrıwalḳa: anahtar
ẕ. +nı hem (ẕakrıwālkānam)
(26/9), (27/6)
ẕamāna: devir, zaman
ẕ. +da (20/28), (32/38)
ẕ. +mıẕẕa (ẕamanāmıẕẕa)
(32/41)
ẕ. +åında (7/8)
zamkānya: kapanmak
ẕ (52/19)
ẕammır: arı
ẕ. +la (55/6)
ẕaŋŋa: aniden
ẕ. (80/208)
ẕaŋŋarra-: titremek
ẕ. -p (ẕaŋŋarrāp) (80/13)
zaoşnı: açık öğretim
z. (48/7)
ẕapāå: yedek
ẕ. +ları (77/28)
zavezāţiya: fırtına
z. (22/48)
ẕawòōẕ: tedarik yöneticisi
ẕ. (58/24)
ẕawōt: fabrika
ẕ. +ı (ẕawōdı) (77/7)
ẕehìn: yetenek
ẕ. +leri (3/16)
ẕerarlı: yüzünden, için, dolayı
ẕ. (72/10)
ẕerğāò: kat
ẕ. +ında (74/35)
ẕerğǟr: kuyumcu
ẕ. +leriŋ (51/9)
ẕerre: zerre
ẕ. (21/89)
ẕǟmi (gördüŋüẕ‿ẕǟmi): değil mi
ẕ. (78/33)
ẕӓhǟr: zehir
ẕ. +in (2/32)
ẕ. +inden (2/37)
ẕӓhmet: zahmet
ẕ. (51/10), (67/20)
ẕıncır: zincir
ẕ. +ıŋ (80/339), (80/344),
(80/345)
ẕıncırlı: zincirli
ẕ. (89/197)
ẕındān: zindan
ẕ. +a (80/256), (80/283)
ẕ. +da (39/13)
ẕ. +ıŋ (80/289)
ẕıŋ-: atmak
ẕ. -an (2/34), (2/35)
ẕ. -yă (1/70)
ẕ. -yălă (65/2)
ẕıwāla: künt
ẕ. +lammı (30/12)
ẕıwālala-: künt yapmak
ẕ. -p (ẕıwalalāp) (30/8)
ẕıyān: ziyan
ẕ. (5/29)
ẕıyārat: ziyaret
ẕ. (21/10)
ẕ. +a (21/8), (37/29), (78/37),
(79/74), (79/75)
ẕ. +ına (21/7), (21/47)
ẕ. +ıŋa (21/68), (21/71)
ẕ. (ẕıyaārad‿et-) (62/7)
ẕìl ẕiwil: süprüntü, çöp
ẕ. +leri (38/23)
ẕìt (bolmoẕ‿ẕìt): olmaz dedi
ẕ. (80/56)
ẕìyye (baştutonuŋuẕ‿ẕìyye): önderiniz
diyor
ẕ. (80/123)
ẕìyen (aḳıllı ġīẕ ‿ ẕiyen): akıllı kız
denen
ẕ. (76/2)
ẕōl: sürekli, daima
ẕ. (21/27)
ẕōloḳ: şerit
ẕ. +da (77/4)
ẕōr: 1. cesaret
ẕ. (66/24), (66/25)
517
2. güç, kuvvet
ẕ. (78/10)
ẕ. +dan (59/27), (60/16)
ẕ. +don (37/50)
ẕōrla-: mecbur etmek, zorlamak
ẕ. -w ‿ indir- (ẕōrlāw ‿ ìdir)
(63/11)
ẕöhre: isim
ẕ. +e (ẕöhrǟ) (31/12)
ẕȫnderyǟn (yüẕ ‿ ẕönderyǟn): yüz
çeviren
ẕ. +ler (38/10)
ẕülp: zülf, iki yanda duran saç
ẕ. +ü (66/31)
ẕülpüğār: isim, zürfükar
ẕ. +ı (57/77)
ẕümörröt: zümrüt
ẕ. (76/144)
518
KAYNAKÇA
KİTAPLAR
Ata, Aysu, Harezm Türkçesi, Ay Yapım Yayınevi, Ankara 2014.
Atamämmedov, N. V, Türkmen Sovyet Ansiklopedisi, Cilt 4, Türkmen
Sovyet Ansiklopedisi Baş Redaksiyası, Aşkabat 1982.
Atdayeva, C, Türkmenistanın Ikdısadı ve Durmuş Geografiyası, Türkmen
Dövlet Neşriyat Gullıgı, Aşgabat 2013.
Azımov, P, Türkmen Diliniŋ Orfografyası ve Punktuasiyası, Türkmen Dövlet
Okuv Pedneşir, Aşgabat 1961.
Azimov, P, Söyegov, G, Çöŋŋäyev, Y, Türkmen Dili, Magarıf Yayınları,
Aşgabat 1992.
Banguoğlu, Tahsin. Türkçenin Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2007.
Berdiyev, R, Türkmen Diliniŋ Dialektleriniŋ Oçerki, Ilım Yayınları, Aşgabat
1970.
Boz, Erdoğan, Afyonkarahisar Merkez Ağzı, Gazi Kitabevi, Ankara 2006.
Buran, Ahmet, Alkaya, Ercan., Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ Yayınları,
Ankara 2012.
Buran, Ahmet, Anadolu Ağızlarında İsim Çekim Ekleri, TDK Yayınları, Ankara
1996.
..............................Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ Yayınları, Ankara 2012.
Coşkun, Mustafa Volkan, Türkçenin Ses Bilgisi, Iq Kültür Sanat Yayıncılık,
İstanbul 2010.
Çağatay, Saadet., Türk Lehçeleri Üzerine Denemeler, Akar Üniversitesi
Basımevi, Ankara 1978.
Çommadov, O, Kerki Topar Dialekti, Ilım Yayınları, Aşgabat 1991.
..............................Türkmen Diliniŋ Kerki Topar Dialektleri, Ilım Yayınları,
Aşgabat 19991.
519
Eraslan, Kemal, Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Anlara 2012.
Ercilasun, Ahmet Bican., Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ Yayınları, Ankara
2007.
Ergin, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 1984.
Gülsevin, Gürer, Ağız Araştırmalarımızda Yaygınlaşmış Yanlışlıklar, Türk
Dünyası İncelemeleri Dergisi, İzmir 2005.
..............................Çatı Ekleri Üzerine Kullanılabilen Ekler Türk Gramerinin
Sorunları II, TDK Yayınları, Ankara 1999.
..............................Uşak İli Ağızları, TDK Yayınları, Ankara 2002.
Hacıeminoğlu, Necmettin, Karahanlı Türkçesi Grameri, TDK Yayınları,
Ankara 1996.
Hanser, Okar, Türkmence Elkitabı, Kebikeç Yayınları, İstanbul 2003, s. 39.
Hıdırov, M.N, Çönnayev, Y, Ibraimov, A, Sopıyev, G, Türkmen Dili,
Türkmen Dövlet Unversitetin’iŋ Tipografiyası, Aşgabat 1971.
Hocıyeva, M Ve Halmıradov, Ahmet, Gadımı Abıverdiŋ Yadıgärlikleri,
Türkmen Dövlet Neşriyat Gullıgı, Aşgabat 2015.
İlyasov, A. Seyitnazar Yüzbaşı, Türkmenistan Medenyet Fondu Yayınları,
Aşkabat 1994.
Kara, Kara, Türkmence, Akçağ Yayınları, Ankara 2001.
Karaağaç, Günay, Türkçenin Ses Bilgisi, Kesit Yayınları, İstanbul 2010.
Korkmaz, Zeynep, Anadolu Ağızlarında Aslî Ünlü Uzunlukları Hakkında, Türk
Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1953.
..............................Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2017.
Küçük, Sabahattin, Türkçe’de Şüphe Bildiren ki Edatı Üzerine Türk Dili, S.
426, Ankara 1987.
Ligeti, Lajos, Türkçede Uzun Vokaller, (Çev, T. Gökbilgin) Türkiyat Mecmuası,
VII-VIII.
520
Nartıyev, N., Türkmen Diliniŋ Dialektologiyasınıŋ Esasları, TDNG, Aşgabat
2010.
Öner, Mustafa, Bugünkü Kıpçak Türkçesi, TDK Yayınları, Ankara 1998.
Övezov, A, Türkmen Edebî Dilinde Alınma Sözleriŋ Ulanılışı, Ilım Yayınları,
Aşgabat 1988.
Semyonov, Vladimr P, Türkmenistan Ülkesi, Rossiya Yayınları, Peterburg
1913.
Täçmıradov, T, Häzirki Zaman Türkmen Dili (Fonetika), Ilım Yayınları,
Aşgabat 2002.
Tekin, Talat, Ana Türkçede Aslî Uzun Ünlüler, Hacattepe Üniversitesi
Yayınları, Ankara 1975.
..............................Orhon Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2016.
Topallı, Recep, Harezm Türkçesi, Seyran Yayınları, Tokat 1995.
Tseng, Lanya, Türkiye Türkçesinde Orta Hece Düşmesi, TDK Yayınları,
Ankara 2002.
Tuna, Osman Nedim, Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun
Vokaller, 1960.
..............................Türk Dil Bilgisi, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakultesi Türk
Dili ve Edebiyatı Ders Notları-3, Malatya 1986.
Turan, Zeki, Artvin İli Yusufeli İlçesi Ushum Köyü Ağzı, TDK Yayınları,
Ankara 2006.
Yücel, Bilal, Türkiye Türkçesinde Fiil Çatıları Türk Gramerinin Sorunları II,
TDK Yayınları, Ankara 1999.
MAKALELER
Atanıyazov, Soltanşa, Türkmen Boylarının Geçmişi, Yayılışı, Bugünkü Durumu
Ve Geleceği, Türkmenistan Bilim ve Teknik Yüksek Kurulu, Bilig Dergi 10/Yaz’99.
521
Atanıyazov, Soltanşa, Türkmenistandakı Geografik Atlarıŋ Tarıhından, Yaş
Komunist, 28 Mayis 1968.
Atanıyazov, Soltanşa, Kaka, Türkmenistan’ın Yadıgärlikleri Dergi n. 1. 1969.
.............................. Şecere (Türkmenin Nesil Darahtı), Turan-1 Yayınları,
Aşgabat 1994.
Boz, Erdoğan, Ünsüz Düşme ve Kaybolmalarında Terim ve Tasnif Sorunu, Türk
Dili Dergisi, S. 600, Ankara 2001.
Çağatay, Saadet, Türkçe’de ki˂erki TDAY Belleten (1963), Ankara 1988.
Erdem, Melek, Türkmen Türkçesi Ağızlarında Olumlu Şimdiki Zaman
Kullanımı, Bilig Dergi 14/yaz 2000.
Gökçür, Engin, Türkmen Türkçesinde İkincil Uzun Ünlüler, Mavi Atlas
5(2)2017.
Gulmuhammedov, Yolaman, Kakada Medrese Açmagıŋ Tarıhı Şertleri,
Kalhoz Uçgını, 4 Ekim 1991.
Gülsevin, Gürer, Ağız Araştırmalarımızda Yaygınlaşmış Yanlışlıklar, Türk Dünyası
İncelemeleri Dergisi, İzmir 2005, s. 207-2013.
..............................Türk Dilinde Kelime Başı Ünsüz Üzerine, TDAY Belleten, Ankara
1987, s. 173-200.
Koşak, Mehmet, Fatih, Türkmenistan’ın Ahal Bölgesi Fiziki Coğrafyası,
Avrasya Etüdleri 35/2009-1 (99-139).
Yıldız, Osman, Birleşik Kelimelerde Görülen Fonetik Hadiseler, Terimleri,
Tanımları ve Örneklerinin Tasnifi Üzerine, Kırım Tatarlarının Dünü-Bugünü-Yarını
Uluslararası III. Türkoloji Sempozyumu Bildirileri ve Özetleri (15—17 Ekim 2012,
Simferopol — Kırım / Ukrayna), Simferopol, 2014.
..............................Eski Anadolu Türkçesinin Kuruluş Dönemine Ait Bazı
Metinlerde Görülen Ünsüz Benzeşmeleri’ne Dair, Uluslararası Türk Dili Ve Edebiyatı
Sempozyumu, Isparta 2008.
522
..............................Türkçe Dil Bilgisi Öğretiminde.Yaygın Yanlışlıklar:Ünsüz
Türemesi ve Ünsüz Düşmesi Üzerine, III.Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu,
İzmir, 2010.
Salan, Erkan, Türkmen Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde ‘‘hem’’ Sözcüğünün
İşlev Bakımından Karşılaştırılması, Turkish Studies, Turkey 2011.
Yıldırım, Hüseyin, Türkmen Türkçesinde ‘‘hem’’ Bağlacının Tipik Bir
Kullanımı, Sutad 42, Güz 2017.
YÜKSEK LİSANS ve DOKTORA TEZİ
Ay, Özgür, Abdurrahim Ötkür’ün ‘‘İz’’ Romanı, Doktora Tezi, Ege Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Anabilim Dalı Türk Dili ve
Lehçeleri Bölümü, İzmir 2007.
Berkil, Özgür Semih, Türkmen Türkçesindeki Edatlarla Türkiye Türkçesindeki
Edatların Karşılaştırılması, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü, Yüksek Lisans Tezi, Denizli 2003.
Şavklı, Ali, Senirkent Ağzı, (Yayımlanmamış) Yüksek Lisans Tezi, Süleyman
Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı,
Isparta 2015.
SÖZLÜKLER
Akalın, Şükrü Haluk vb., Türkçe Sözlük, TDK Yayınları, Ankara 2011.
Annanurov, A, Diliŋ Sözlük Sostavı Hakında, Türkmenistan Dövlet Okuv-
Pedagogik Neşriyatı, Aşgabat 1961.
Aşırov, Annagurban, Geldiyev, Recepmuhammet, Gadımı Türkmen Dilinin
Sözlügi, Ilım Yayınları, Aşgabat 2013.
Atanıyasov, Solatanşa, Türkmen Dilinin Sözköki Sözligi, Miras Yayınları,
Aşgabat 2004.
Böler, Tuncay, Türkmen Klasiki Edebiyatınıŋ Sözlüği A. Meredov - S. Ahallı
(Aktarma), Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Yükzek Lisans
Tezi, Tokat 2002.
523
Devellioğlu, Ferit, Osmanlı Türkçesi Asiklopedik Lügatı, Aydın Kitabevi
Yayınları, Ankara 2010.
Gülensoy, Tüncer, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi
Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2007.
Hamzayeva, M.Y, Türkmen Diliniŋ Düşündirişli Sözlügi, Ilım Yayınları,
Aşgabat 1962.
Kıyasova, G. Geldimıradov, A ve Durdıyev, H, Türkmen Dilininin
Düşündirişli Sözlügi, Ilım Yayınları, Aşgabat 2016.
Tekin, Talat, Türkmence Türkçesi Sözlük, Türk Dili Araştırmaları 4, Ankara
1994.
Vladimir Georgiyeviç, Şçerbinin, Rusça Türkçe Sözlük, Ruskiy Yazık
Yayınları, Moskova 1989.
GENEL AĞ BAĞLANTILARI
http://www.atavatan-turkmenistan.com/news
http://www.turkmenexporters.com/tr/Serdarpamyk
524
ÖZGEÇMİŞ
Ovadan ORAZOVA
Doğum Tarihi: 18.03.1987
Doğum Yeri: Türkmenistan/Ahal/Kaka
E-posta: [email protected]
Eğitim Bilgileri:
2015-2019 Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı (Yüksek
Lisans) Süleyman Demirel Üniversitesi
2010-2015 Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Lisans) Süleyman Demirel
Üniversitesi
Yabancı dil: Rus dili (orta seviye)