sifa bu degil

125

Click here to load reader

Upload: bilal-emrah

Post on 08-Nov-2015

236 views

Category:

Documents


82 download

DESCRIPTION

şifa bu değil

TRANSCRIPT

  • 1968 Afyonkarahisar/Sandkl doumludur. Lisans, ykseklisans ve doktorasn stanbul niversitesi sosyoloji bl-mnde tamamlamfltr. Aysoyun kreselleflme, gelenek,sosyal politika, tbbilefltirme ve engellilik mevzuat konu-larnda yaymlanmfl makaleleri yannda; Geleneksel Son-ras Toplum zerine (2003), Avrupa Birlii Srecindezrller Politikas (2004), Yaplaflma Teorisinde Gele-nek Fenomeni (2008), isimli kitaplar bulunmaktadr. Ha-len dnyevileflme konusunda alflmalarn srdren yazarevli ve Emine Tue, Mustafa Tura ve Vahid Fatihin baba-

    sdr.

    Dr. MEHMET AYSOY

  • Dr. Mehmet AYSOY

    fiFA BU DELModernliin Ara Yz: Alternatif Tp

    kakns yaynlar: 591inceleme-arafltrma serisi: 68

    sbn: 978-975-256-381-0yaync sertifika no: 11216

    1. basm, istanbul, 2012

    kitabn ad: flifa bu deilmodernliin ara yz: altenatif tp

    yazar: dr. mehmet aksoy

    yayna hazrlayan: seda darcan iftiteknik hazrlk: mahmut ali akay

    kapak tasarm: furkan seluk ertargini bask: alemdar ofset

    kapak bask: milsan a.fl.cilt: dilek mcellit

    kakns yaynlarkzkulesi yaynclk tantm hiz. san. ve tic. ltd. flti.

    merkez: mimar sinan mah. selami ali efendi cad. no: 5 skdar, istanbultel: (0 216) 492 59 74/75 faks: 334 61 48

    www.kaknus.com.tr eposta: [email protected]: ataleflme sk. defne han no: 27/3 caalolu fatih, istanbul

    tel: (0 212) 520 49 27 faks: 520 49 28

    www.kaknus.com.tr eposta: [email protected]

  • indekiler

    nsz ......................................................................................

    BRNC BLMOntoloji versus Fenomenoloji ......................................

    Kutsal ..................................................................................Gelenek ................................................................................Dnyevilik ..........................................................................Hastalk ve fiifa ....................................................................

    KNC BLMDinler ve Tp ................................................................

    Ruh ve Beden ......................................................................Tbb Manevi ........................................................................Tbb Nebevi ........................................................................

    NC BLMTbbn Serveni ............................................................

    Modern Tp ..........................................................................Alternatif Tp ......................................................................

    Deerli HocamProf. Dr. Ahmet Korkut TUNAya

  • nsz

    Modern tbbn aresizliini ifade eden kronik gn-mzde yaygnlaflmfl ve bu durum karflsnda geleneksel uy-gulamalar, din referansl flifa etiketleriyle alternatif tp adaltnda piyasa edinmifltir. Alternatif tbbn geldii durum hemmodern tbbn temsilcileri hem de kamu idarecileri asndannemli bir sorun nitelii taflmaktadr. Bu durum iki ayr a-dan aklanmfl; ya modern tbbn sorunlarnn bir sonucuolarak medikal yaklaflmla veya tbbilefltirme asndan sos-yolojik yaklaflmla deerlendirilmifltir. Elinizdeki alflma isealternatif tbba dnyevilik asndan yaklaflmaktadr.

    Alternatif tp, modernlik ncesi dnemde var olan din vetp arasndaki sorunlarn modernlik iine taflnmas, sz ko-nusu sorunlarn modernlik iinde daha farkl boyutlar eldeetmesi anlamn taflmaktadr. Tarihi srete dinlerin Yunandflncesiyle temaslar telafisi mmkn olmayan etkiler b-rakmfl, dinlerin daliteye dayal sistematikleri karflsnda,Yunan dflncesinde yer alan dikotomik yaplar dini dfln-

    7

    cad Edilmifl Gelenek ..........................................................Karfl-Modern Tp ................................................................

    DRDNC BLMfiifa Bu Deil ..................................................................

    fiifay Anlamak ....................................................................Lgate ....................................................................................Kaynaka ............................................................................

  • bir sreci koflullamaktadr. Gnmzde flifa her trl dini re-feransla alternatif tp alannda retilen rnlere katma deersalayan bir sfata dnflmfltr. fiifal ottan, flifal meyveye,flifal sudan flifal tafla sonu belirsiz bir kutsama sreciyle kar-fl karflyayz. Bu durum sadece tp asndan deil din adnada deerlendirilmesi gereken bir durumdur. Tarihsel sretedin ve tp alann ayran flifa ve tedavi kavramlarnn anlam-lar aflnmfl biri dierinin yerine kullanlabilir hale gelmifltir.Benzer anlamda dini bir kavram olan hastaln anlam fli-fann anlamnn dnyevileflmesiyle aflnmaktadr.

    Bu alflmada hastalk ve flifann anlamlarnn deiflimi ta-rihsel srete ele alnmfltr. Geleneksel tp, modern tp ve al-ternatif tp, hastalk ve flifa kavramlar balamnda dnyevi-leflme asndan konu edilmifltir. Din gnmz dnyasndaanlafllmas zorlaflmfl en nemli olgu olarak karflmzdadr.Modernliin bilince yansmas, bilinci dine karfl yabanclafl-trmakla kalmamfl, rettii kavramlarla dini olan, dine dairalan ve kavramlar balamndan skmfltr. Gnmzdehangi alanda olursa olsun konuya modernliin tarafndanyaklaflmak artk yaygnlaflmfl ve kolay kullanlan kavram veterimlere ulafllmfltr. Buna karfln dine dair bir alan konuedebilmek, dinin kendi kavram ve terimleriyle konuyu de-erlendirebilmek imkanszlafltrlmfltr. Sorun elbette sadecebir dil sorunu deildir.

    Modernlik, dini kavramlar tarihsellefltirerek tartfllabi-lir hale getirmekte, baflka trl okuma ve yoruma ak halegetirmektedir. Bu balamda hem din hem de modernlik a-sndan kavram ve terimlerin ieriklerinin deiflimi nemli birproblematik olarak yerini almfltr. Din asndan anlam,metinsel olanda gizli bir nitelie dnflmfltr. Kavram ve te-

    fiFA BU DEL

    9

    ceyi etkilemifl ve dini dflncede varlklar gnmzde de s-ren sorunlar belirginleflmifltir. zelde tp alannda karflm-za kan ruh-beden dikotomisi, baflka blnmelerin (dnya-ahiret, zahir-batn, akl-kalb) altl olarak karflmzdadr.Gnmzde dnya, hret, kutsal, hastalk, flifa gibi bir dizi te-mel dini kavram dalitesinden kopmufl dikotomik ierik ka-zanmfltr. Sz konusu sre baflka bir ifadeyle dnyevileflme-ye karfllk gelmektedir. Bu balamda dnyevilik dini daliteliteral anlam- karflsnda yeniden anlamlandrma gayretiniifade eder.

    Dikotomiler modernliin de karakteristiidir. Klasik d-nemde varolan dikotomiler modernlik iinde ya dorudan ya-da baflka bir balamda yeniden retilmifltir. Semavi-dnyevidikotomisi yerini kutsal-profana, ruh-beden dikotomisi zi-hin-bedene brakmfltr. Dier yandan modernliin kendisinikurduu dikotomiler gelenek/modern- dine dair olan teolo-jinin alanndan fenomenolojinin alanna srklemifltir ve buanlamda fenomenoloji dnyeviliin mekandr. Alternatif tp,gelenein geleneksel tbbn- modern tp karflsnda deiflimi-ni ifade eden bir tanmlamadr. Modern (Ortodoks) tbbn ta-rihiyle yaflt bir tarihe sahip olan alternatif tp, sosyolojik an-lamda modernlik iinde gelenein deiflimi ve yer edinmesianlamn taflmaktadr. Geleneksel uygulamalar modernliinaralaryla yeniden retilerek icad edilmifl gelenek veya varolan tp yaklaflmna karfl bir yaklaflm anlamnda karfl-mo-dern tp formunda modernlie dahil olmaktadr.

    Gnmzde modern tp hastalk alanndan salk alannadoru genifllemekte, hayata dair her alan tbbilefltirilmekte-dir. Bu durum flifa kavramn hastalk-flifa balamndan ka-rarak hem dini balamndan kopartan hem de metalafltran

    MEHMET AYSOY

    8

  • BRNC BLM

    rimlerin ne anlamda kullanld deil de nasl anlaflldnnnemli olduu modernlikte bu durumun bir problematik de-eri de yoktur.

    alflma iinde dnyevilik, gnmz sosyal bilimindeyaygnlk kazanmfl modernliin rn- temel kavramlar vetarihsel srete dini dflnceye dahil olmufl felsefi kavramla-rn dini kavramlarla karfllafltrlmas yntemiyle konu edil-mifltir. Dnyevileflme sreci ise din-felsefe ve din-tp iliflkisierevesinde gelenek zerinden zmlenirken, tarihi s-rete hastalk, flifa, ruh, beden kavramlarnn edindii ierik-ler dnyeviliin snrlarn izmifltir. alflmann alternatif tpve modernlik zmlemesinde teorik referans yaplaflma te-orisidir bu nedenle hem alternatif tbba dair hem de yaplafl-ma teorisinin temel kavram ve terimler alflmann sonundayer alan lgatede aklanmfltr.

    Mehmet AYSOYAnkara, 2012

    [email protected]

    MEHMET AYSOY

    10

  • 12

    Ontoloji versus Fenomenoloji

    Dinler kozmolojiyi daliteler zerinden kurar, felsefe ise

    ayn gayreti dikotomilerle gereklefltirir. Dalite1 ile dikoto-

    mi2 arasndaki fark dini ve dnyevi arasndaki -literal anlam

    ile yorum arasndaki- farka karfllk gelmektedir. Baflka bir

    adan din ve felsefe veya akl ve vahiy arasndaki farktr. Ta-

    rihsel srete dini dflnce daliteye dayal balamlardan

    kopmufl ve dikotomik yaplar edinmifltir. Sz konusu dei-

    flim Yahudilik, Hristiyanlk ve slam iin ayn ynldr ve

    bu anlamda her dinin de dflnce tarihinde yer alan diko-

    tomiler Yunan dflncesinin etkisini ifade etmektedir.

    13

    1 Dalite; doadaki, evrendeki karfltlk ve birbirini tamamlayclk ilkesi-ni ifade eden genel bir terimdir. Genellikle, birlik-okluk, ruh-madde,bilinli-bilinsiz, tesir eden-tesir edilen, flekil veren-flekil alan, aktiflik-pasiflik, Gk-Yer, spiritel alem-fiziksel alem, flk-karanlk, ak-kara, ha-yr-fler, iyi-kt, doum-lm, ykselifl-inifl, mikrokozmos-makrokoz-mos vb. gibi bir tr karfltlk ve birbirini btnleyicilik gsteren iki fleyi,iki gc, iki varl, iki unsuru ifade etmede kullanlr.

    2 Dikotomi: (Yun. dichia: ikili; temnein: kesmek) ki eflit paraya ayrlmakzere byme noktasndan ikiye blnerek dallanma.

  • Bu anlamyla fenomenoloji hem dinin hem de dine ait kav-

    ramlarn modernlik iinde konu edilebilecei altlktr. Bu an-

    lamda kavramsal adan sosyolojinin kulland; din, gelenek

    ve kutsal modernliin rndr. J. Samuel Preus (1987)un

    tarihi alflmasnn da gsterdii gibi Batda Jean Bodin ile bir-

    likte ortaya kan religion (din), sekler bir kavramdr.5

    (Gencer,2012) Modernlik iinde kutsal kavram da fenome-

    nolojiklefltirilmifltir. Tarihsel bir perspektiften bakldnda,

    bu kavram, dini yaflanty dinin temeli olarak vurgulayan XIX.

    Yzyl balamnda ortaya kmfltr. (Furseth,2011) Kutsaln

    fenomenolojikleflmesi, sosyolojinin din konusunda en nem-

    li sorunlarnn temelini teflkil etmifl; din kutsala eflitlenmifltir.

    flte bu balamda bir kutsal modernliin rndr.6 Kutsal,

    dinlerde kullanm ok snrl olan kavramlarn baflnda gel-

    fiFA BU DEL

    15

    5 Buna karfllk W. C. Smith (1991: 98 102, 28990)in keflfettii gibi,Hint Avrupa ve Sami dil ailelerinde bulunan den ve din kelimeleri, Zer-dfltlk gibi eski ran dinleri yannda, orijinal olarak Yahudilik, Hristi-yanlk ve slamn getirdii gerek dini gstermektedir. Eski Farsadangelerek braniceye de geen den ve dath/data kelimeleri sistematik din vehukuk/yasa anlamna gelmektedir. fiu halde din, geleneksel dnyada ah-lak ile hukukun i ie getii bir dzeni anlatmaktadr. (Gencer, 2012)

    6 Kutsallk terimi Latince kkende Sanctus, sacer kelimeleriyle karfllan-maktadr. ngilizcede kutsallk holiness ve sanctity, kutsal holy vesacred kelimeleriyle ifade edilmektedir. Sacred ve holy kelimeleri birbi-rine yakn gibi durmalarna ramen iki nemli adan farkllk arz et-mektedir: Her fleyden nce Sacred ngilizcede daha yeni bir kelimedir.Sacred kelimesi holy kelimesinin semantik anlam alannn hepsini deil,bir ksmn iermektedir. Buradan anlafllyor ki , sacred kelimesi ilekastedilen kutsallk bizzat Tanr tarafndan kaynaklanan bir anlam de-il, insanlardan kaynaklanan, insanlarca ngrlen bir anlam gster-mektedir. Holy kelimesi ise kayna ve referans bizzat Tanrnn oldu-u, en azndan inanann hak diye kabul ettii kutsall tasvir etmekte-dir. nsanlar gerekten de hayatlarnda ilahi karaktere sahip ynler ve

    Modernlik te dikotomi infla eden, kendisini dikotomilereflliinde kuran bir yapya sahiptir. Bu nedenle de dikotomi-ler modernliin bir rn saylmakla kalnmamfl, onun kay-

    da deer karakteristii olarak da deerlendirilmifltir.3 Bu ba-lamda tarihsel srete dinlerin hem Yunan dflncesiyle hemde modernlikle iliflkileri, dalitelerin dikotomik yaplara d-nflmnn nemli izlerini sunar. Bu izler dnyevileflmeninde gstergeleridir. byk dinin Yunan dflncesi ve mo-dernlikle iliflkisi hem byk dinin ayr ayr deifliminihem de dnyevileflme anlamnda ortak paydalarn anlama-mza izin vermektedir.

    Dnyevileflme asndan modernlik yeni bir dnemin ad-dr. Modernlik iinde dnyevilik, modernliin serveniyle il-gili bir bilim olan sosyolojinin kavram ve terimleri eksenindezmlenebilir bir nitelik taflr. Sosyolojik olgular iinde sa-dece din kendi tanmn kendisi yapar. Buna karfln mo-dernlik bu tanma ramen bir tanmlama gayreti olarak karfl-

    mza kar. Modernlik4 iinde ontolojik ve teolojik alana dairkonular sosyolojiklefltirilmifl, fenomenolojiye aktarlmfltr.

    MEHMET AYSOY

    14

    3 Jenks (2012) sosyolojide yer alan zne-nesne, yap-eylem, kresel-yerelvb. gibi ikilemleri hem modernliin hem de sosyolojinin karakteristiiolarak deerlendirir. Dier yandan Gencer (2009) modernlii dalitele-rin paralanp dikotomiye dnflmesi olarak tanmlar.

    4 Mododan (son zamanlar,tam flimdi) gelen modernus Latinceden re-tilmifl bir szcktr. lk olarak sadan sonra beflinci yzyln sonunda an-tiquusun karflt anlamls olarak kullanld. Daha sonralar, bilhassa onun-cu yzyldan sonra modernitas (modem zamanlar) ve moderni (bugnninsanlar) terimleri de yaygnlk kazand. Modernlik, bundan dolay,Hristiyan Ortaalarn bir icaddr. Bu durumun, ilke olarak, eski dnyay-la gl bir karfltl tesis etmifl olmas gerektiini tahayyl etmek mm-kn. Eski dnya pagand, modem dnya ise Hristiyan. Yani, eski dnyakaranln rts altnda kalmfl, ama modern dnya, Mesihle anlam de-ifltirmiflti, ya da daha ziyade, tarihe ilk kez bir anlam verilmifl oldu.

  • ayn tanm kullanmfltr. Bu balamnda kutsal teolojik deil

    fenomenolojiktir ve din fenomenolojisinin temel konusudur.8

    Sosyoloji iinde kutsal klasik ifadesini Durkheimda bulur.

    Durkheima gre; dnyann, bir kutsal olan her fleyi, dieri de

    profan olan her fleyi ieren iki alana blmlenmesi dini dfln-

    cenin ayrt edici zelliidir.(Adbelli, 2011) Durkheimin dine

    kutsal/dnyev ayrm asndan yaklaflan meflhur din tanm-

    fiFA BU DEL

    17

    8 Felsefenin kurucusu, en nemli alflmalar 1890 ve 1920 yllar arasn-da yaynlanan Edmund Husserldir. Husserl bilgi ve tecrbelerimizinkklerine inen kelimenin tam anlamyla radikal bir felsefe gelifltirmeyealflr. zellikle bilimsel bilginin iinde kk sald gndelik yaflant veetkinliklerimizle ban kopardn ne sren Husserle gre, fenomeno-lojinin grevi bu balanty yeniden kurmaktr. Bildiklerimizin bu flekil-de bir kenara itilmesi bazen fenomenolojik indirgeme, bazen parantezealma ve daha teknik literatrde poch olarak adlandrlr. Husserl veonun gibi dflnenler, yaflam tecrbelerinin objektif bir ampirizm iingzard edilmesini arzu eden her trl bilimsel metodolojiye karfl k-mfllard. Bunun yannda onlar, befler tecrbelerini azami lde dikka-te alarak, onlar hakikatin keflfedildii birer ara olarak kullanmayamalyorlard. Mircea Eliade (1907- 1986)nin fenomenolojik ynte-minde, dinin zn anlamak iin kutsal (sacred) ve bilhassa da kutsal-profan ayrm ne kar. Hatta denilebilir ki onun The Sacred and Profa-ne (1959) adl eseri Ottonun The Idea of Holysi kadar etkili ve nemlibir fenomenoloji kitabdr. Ottonun Kutsaln tecrbesi dedii fleye o,daha antropolojik bir kelimeyle kutsaln tecellilerinin (sacred) befler ta-rafndan tecrbe edilmesi adn verir. Sonuta Eliadenin kutsal- profandikotomisi varlk alemindeki iki farkl forma iflaret eder ki bu da kutsa-ln ilk mmkn tanmnda gizlidir; kutsal, profan olann zdddr. Onunbu eserine dalan bir kifli, fenomenolojinin, ya Dinler Tarihi bilimininbafllca metotlarndan biri olduuna tamamen inanacaktr yahut dahaderin bir okumayla Dinler Tarihinin aslnda Din Fenomenolojisindenbaflka bir fley olmadn dflnmeye bafllayacaktr. (Alc,2005) Buradaaka Eliadenin dinin tanmlanmasn da kutsalla iliflkilendirdii gr-lr zaten ona gre;ne yazk ki flu an elimizde kutsaln tecrbesini ifadeedecek din kelimesinden daha uygun bir terim bulunmamaktadr.

    mektedir.7 Gerekte, kutsal kavram, bir din ierisindekiunsurlar birbirine balayarak o dinin btnln salayanve kuflatan en temel edir. Kutsal, ok tanrl dinlerden tektanrl dinlere kadar din biimlerinin znde olan bir anlamierir. Kutsal, btn bir din olgusunun kurucu unsurudur;din iinde dier unsurlarn baland temeldir. fiphesiz ki,kutsal dediimiz zaman, mekan ve flahs gibi unsurlar dinikurmaz; bilakis bunlar dini anlayfln bir uzantsdr. Yine ge-lenek de modernliin rn bir fenomen olarak karflmzda-dr.(Aysoy,2003) Modernlik dflnda hibir dnemde gele-nek kavramna rastlanmaz. Gelenein dflndan sz edile-mez. Sadece modern dnemde bu mmkn olmufltur. Bu an-lamyla kavramlar dini anlamndan soyutlanp seklerlefltiril-mifl/ dnyevilefltirilmifltir. amzda nde gelen mukayeselidin bilgini W. C. Smith (1998: 9; Gencer,2012)n da belirtti-i gibi, dinler tarihinin onun sembollerinin tarihi olarak aln-d Batda gerek din tarihi henz yazlmamfltr. Bunun so-nucu olarak bugn zerinde uzlafllabilir bir din tarifine bileulaflamamfl, Batl bilim dnyasnn gelenek kavramnn kn-hne varmas da zor grnmektedir. (Gencer, 2012)

    KutsalKutsal, modernlik iinde kutsal-profan dikotomisiyle ta-

    nmlanmfltr ve dinler tarihi, din antropolojisi veya sosyolojisi

    MEHMET AYSOY

    16

    grnmleri idrak edebilirler. Bazen de insanlar kendi tahayyllerine,inanlarna ya da dini tecrbelerine kutsallk izafe ederler. Dinlerde kut-sal ve kutsal olmayan ayrm vardr.(Gnefl,2010)

    7 Zaman, mekan, flahs ve nesne diye tasnif edebileceimiz kutsallk varlkalanlarndan Kuran- Kerimde sadece mekan (Cebrail iin dorudankutsallkla ilgili kelimeler zikredilmifl, dier kutsallk alanlaryla ilgili k-d-s kknden bir kelime zikredilmemifltir).

  • ast kutsal ile doal dindfl arasnda deil, semavi ilednyevi arasndayd. Bu dikotomi tarihsel adan dini d-flnceyi etkileyen en nemli yapdr ve hem doann kav-

    ramlafltrlmasnda11 hem de kozmolojinin sistemlefltiril-mesinde belirleyici olmufltur.

    fiFA BU DEL

    19

    (kaplar), kurumlara (kardinaller kurulu) ve kiflilere (kraln bedenine)gnderme yapan ilmi kullanmlar vard, ama gnderme yapt nesne-lere iliflkin olarak nvarsaylar hibir yegane deneyim yoktu ve bir r-nek biiminde ayr bir yere koyulmuyorlard. Tm bu dnem boyuncahalkn dini inanc asndan-yani pratikler ve duyarllklar asndan-nem arz eden szck ve kavram saintete (azizlik), yani sradan halkave onlarn sradan dnyasyla yakndan balantl olan, belirli insanlarnve onlarn ansn yaflatan nesnelerin mbarekliiydi. Sacre szcDevrim zamannda n plana kt ve sekler iktidar hatrlatan tehditkartnlar kazand. rnein, nsan Haklar Bildirgesi (1789) droits natu-rels, inalienables et sacresten (doal, devredilemez ve kutsal haklar)bahseder. Mlkiyet hakkn on yedinci madde ile kutsal kabul edilir.Lamour sacre de la patrie (kutsal vatan aflk) yaygn bir on dokuzuncuyzyl szcdr. Ak ki bu kullanmlarn iflaret ettii bireysel deneyimve bu deneyimi yafladn iddia eden yurttafltan beklenen davranfl, Or-taada kutsalszyle ifade edilenlerden epeyce farklyd. Bu szckartk birey olarak yurttafllarn ve kolektif olarak halkn kutsallaflmasnndoallaflmfl bir iktidar biimini ifade ettii modern sekler devletin ifl-levlerinin ve zlemlerinin ayrlmaz bir paras olan bir syleme aitti.

    11 Latince natura, Greke, phusis-physis, Arapa, tabiat: Klasik do-a tasavvurunda, bir ilkeyi, bir prensibi, kk veya kayna ifade eder.Physis szcnn asl anlam dllenme, filiz verme, doma anlamnagelen phy kknden gelir ve organik geliflme srecine iflaret eder. Bukavram, dflnce tarihi iinde eflitli anlamlar kazanarak zengin bir ie-rie sahip olmufltur. Bunlardan ilki, bir fleye kendisi olma zelliini ka-zandran z, o fleyin olduu gibi olmasn salayan fley (ilke)dir. Grekzihni, kavram genellikle bu anlamda kullanmfl, bir ok Grek filozofu-nun yazd Tabiat zerine bafllkl kitaplarda da bu birincil anlamkastedilmifltir. Sre ierisinde physis kavramnn anlam sahas genifl-leyerek doal fleylerin tamam, evrenin kendisi anlamnda da kullanl-maya bafllanlmfltr. te yandan Aristotelesi yorumda kavrama ama-llk da karflr: Bir fleyin uruna var olduu nihai durumdur, physis.

    nn altnda yatan, dinin znn kolektif tecrbelerden ayrl-mamas gerektii varsaymdr. Durkheimin gzlemlerine grekutsal olan, ayn zamanda gldr. O, bireyleri hem cezbe-der, hem uzak tutar. Elle tutulup gzle grlemeyen bu g (kio Durkheime gre tanrlafltrlmfl toplumdan baflkas deil-dir), inanlara yansr ve din ritellerde hep tecrbe edilir. (Po-loma,1995) Bu yaklaflm daha sonra modernlik zmlemele-rinde kullanlan kutsal-profan dikotomisinin temelini olufltur-

    mufltur.9 Durkheim bu disiplini genel anlamda dinin sosyalfonksiyonlar erevesinde ele alrken Weber, ncelikli olarakteodise problemi (lm, ile, fler gibi en temel ahlaksal prob-lemleri ieren aklamalar) ile kurtulufl drtsnn karfllafl-trmal incelenmesini ele almfltr. (Weber,2012)

    Kutsal ile dindfl arasndaki szde evrensel karfltla

    (dikotomiye) modernlik-ncesi yazlarda rastlayamayz.10

    (Asad,2007) Ortaa teolojisinde esas karfltlk dikotomi do-

    MEHMET AYSOY

    18

    9 (Elementary Forms of the Religious Life, 1915,s. 37; Trkesi: DiniHayatn lkel Biimleri, ev. Fuat Aydn, stanbul:Ata, 2005). Elefltir-menler, Durkheimin kutsal ile din dflnn birbirini dfllayc alanlar ol-duu grflne karfl kmfllardr, zira dindfl fleyler kutsal, kutsal fley-ler de dindfl haline gelebilir.(Bkz.William Paden, Before The SecularBecome Theological: Rereding The Durkheimian Legacy, Method andTheory in the Study of Religion, cilt 3, no. 1.1991, bu elefltiriler karfl-snda Durkheimi savunur.) Daha yakn zamanda, elefltirmenler gnlkyaflamda kutsal ve dindflnn tipik olarak tek bir torbaya tkfltrlditiraznda bulunmufltur. Fakat bu elefltirmenler bile kutsaln evrensel-liini kabul etmekte ve bunu zel bir g tr olarak sunmaktadr.Karfl ktklar husus, kutsaln gnlk yaflamn maddiliinden katbir flekilde ayr tutulmas gerektii grfldr (bkz. Colleen McDan-nell, Material Chrstianity, New Haven, Connecticut: Yale UniversityPress, 1995, birinci blm )

    10 rnein, Fransada sacre szc ortaada ve modern ana bafllarn-da Hristiyanlarn gnlk dillerinin bir paras deildi. Belirli fleylere

  • riliyordu ve Yeryznde grlen ayn maddi zlerden oluflu-yordu. Yermerkezli kozmosun kfl ve mekanistik para-digmann ykselifliyle birlikte, astronomi, sonunda astroloji-den bsbtn koptu. Kadim ve ortaa dnya tasavvurlar-nn aksine, modern evrenin gk cisimleri, esrarl ya da sem-bolik bir nemi haiz deildi; bunlar insan iin var var olmu-yordu; insann yolunu aydnlatmak ya da hayatn anlamlan-drmak iin var deillerdi. Mahiyeti ve hareketleri, gerek in-sann varolufluyla, gerekse herhangi bir ilahi gereklikle hi-bir iliflkisi olmayan, btnyle mekanistik ilkelerin rnolan tastamam maddi entitelerdi/fleylerdi. Sadece yaratlmak-la kalmayp, ayn zamanda, srekli olarak ve dorudan flahsive faal bir Kadir-i Mutlak Tanr tarafndan idare edilen orta-a Hristiyan kozmos tasavvurunun aksine, modern evren,dzenli tabii yasalar tarafndan ynetilen ve mnhasran fizikve matematik terimleriyle anlafllabilir gayr- flahsi bir feno-mendi. Yaratc ve mimar olarak Tanr, artk fizik evrendenuzaktan uzaa uzaklafltrlmaktayd ve flimdi sevgi, mucize,kurtulufl ya da tarihi mdahale Tanrs olmaktan ziyade,maddi evreni kuran, deifltirilemez yasalarn koyan ve sonrada evrene dorudan mdahale etmek-ten kendisini alkoyanstn akl/zeka ve ilk neden Tanrsyd. Ortaa kozmosu,srekli olarak Tanrya ba/m/lyken, daha byk ontolojikgereklie sahip olan ve ister aflkn, isterse ikin olsun her-hangi bir ilahi hakikate ihtiya duymayan modern kozmos,kendi ayaklar zerinde duruyordu. (Tarnas,2011)

    Ortaa Hristiyan dnya tasavvurunda, insan zihni, ni-hai olarak tabiat st bir nitelik arzeden kainatn dzeniniilahi kaynan yardm olmakszn kavrayamazken, moderndnya tasavvurunda, insan zihni kendi akli melekeleriyle ev-

    fiFA BU DEL

    21

    Platon ve Aristoleste sistemleflen, Batlamyus ve Yeni Pla-tonculuk szgecinden geerek Copernicusa kadar geerlilii-ni srdren klasik evren tablosu kozmoloji-, belirli bir hiye-rarfliye gre sralanan farkl varlk sferlerinin oluflturduu ka-pal bir yapdr ve doa tasavvuru kendi iinde iki kutuplu bireksen zerinde flekillenmifltir; ilki, doann her trl metafi-zik etkenden bamsz olarak kendi baflna ve mutlak var ol-duu kabul, ikincisi, bunun tam tersi olarak, doann duyu-lar alemine konu olan taraf da dahil olmak zere tmden yad-snfl ve giderek fiziksel gerekliinin yok saylmas. Doannnesnel incelemeye konu olan, duyularla hissedilebilir somutfenomenler alemi Natura Naturata ve fenomenler alemininkendisinden tredii z kaynak anlamnda Natura Naturansolarak kkl biimde ikiye ayrlmas, klasik kozmolojinin ay-alt ve ay-st alem olarak blnmesini belirlemifltir. Aristote-lesi evren anlayfl ise, kendi kendine hareket eden, dolaysy-la canl, ruh taflyan, akll, akll olduu iin dzenli (yasayauygun) ve bir ama dorultusunda hareket eden devasa bir or-ganizma olarak ifade edilebilir. byk dinin yorumcularAristotelesin temel prensiplerini kendi dinlerinin evren kav-ramyla harmanlamfllardr. (Arslan,2012)

    Klasik dnemin kozmolojisi, insann varoluflunu semavihareketlere gre tanmlayan ve etkileyen aflkn arketipal g-lerin mekan olan gkyz anlayflyla yermerkezli, sonlu vehiyerarflik iken ve ortaa kozmolojisi, bu genel yapy koru-yarak, bunu Hristiyan sembolizmine gre yeniden-yorum-larken; geleneksel semavidnyevi dikotomisi btnyle yokeden modern kozmoloji ise, sonsuz uzay boflluunda varolan/yzen bir gezegen dnyas varsayyordu. Artk gk ci-simleri, ayn tabii ve mekanik gler tarafndan hareket etti-

    MEHMET AYSOY

    20

  • yordu. Alglanan dzen ne olursa olsun, bu dzen, flimdi, ta-biatn ikin dzenliliklerinin objektif olarak kabul edilmesin-den ibaretti (ya da Kanttan sonra, zihnin kendi kategorileritarafndan oluflturduu fenomenal bir dzendi bu). Artk in-san zihni, tabiatn btn dier ksmndan ayr ve onlardanstn bir fenomen olarak alglanyor ve kabul ediliyordu.

    Klasik Grek dnya tasavvuru, insann entelektel ve spi-ritel abasnn yegane gayesinin, insan ile kozmosun vekozmosun ilahi aklnn birlefltirilmesi (ya da yenidenbir-lefltirilmesi) olduuna vurgu yaparken; Hristiyan dnya ta-savvuru, insann varolufl gayesinin, insan ile dnyay Tanrile yeniden birlefltirmek olduunu vurgularken; modern dn-ya tasavvurunun amac, insan iin mmkn olan genifl birzgrlk alan yaratmakt: nsan, tabiattan; baskc siyasi,sosyal ya da ekonomik yaplardan; snrlatc metafizik ya dadini inanlardan; Kiliseden; YahudiHristiyan Tanrsndan;statik ve sonlu AristocuHristiyan kozmosundan; ortaaSkolastisizminden; antik Grek otoritelerinden; btn primi-tif dnya kavrayfllarndan zgrlefltirmek/ti. Galileo ve New-tondan sonra, semavidnyevi ayrm terk edilmiflti ve buezeli dikotomi olmakszn, astrolojik inan sistemine yardm-c olan metafizik ve psikolojik ncller atrdamaya baflla-mflt. Gezegenler, kozmik bir akl/zeka tarafndan hareket et-tirilen arketipal semboller deil, eylemsizlik ve yerekimi yo-luyla hareket ettirilen flimdi skc maddi nesneler olarak bi-linen, kabul edilen varlklard. Astrolojinin esas itibariylehayati bir nemi haiz olduuna ikna olmayan Rnesanstayalnzca birka dflnr vard; oysa Newtondan sonra, astro-lojiyi incelemeye deer olarak kabul edilen sadece birka bi-lim adam kalmflt. (Tarnas,2011)

    fiFA BU DEL

    23

    renin dzenini kavramaya muktedirdi ve bu dzen btny-le tabiiydi. Maddi ve mflahhas olana karfl manevi ve aflknolann hakimiyetine yaplan Hristiyan dualistik vurgu, fizikidnyann befleri aktivitenin hakim odak noktas olmasylabirlikte flimdi tepe taklak edilmiflti. Tam insan dramnn sah-nesi olarak bu dnyann ve bu hayatn coflkulu bir flekildekucaklanmas, geleneksel dinin dnyevi varoluflu ve hayat,ebedi hayata hazrlk srecinde talihsiz ve geici snav alanolarak yok sayan hayat ve dnya tasavvurunun yerini almfl-t. Befleri umut ve kayglar, flimdi, gzle grlr bir flekildesekler baflar zerinde odaklanyordu. Ruh ile madde, Tanrile insan arasndaki Hristiyan dikotomisi, flimdi, zihin ilemadde, insan ile kozmos arasnda kurulan modern dikotomi-ye dnflyor ve bylelikle, sbjektif ve flahsi insan bilincinekarfl, objektif ve gayr- flahsi maddi dnya bilinci yerini al-yordu, karfl tarafa yerlefltiriyordu. (Tarnas,2011)

    Klasik Grek tasavvuruyla mukayese edildiinde, modernevren, ikin bir dzene sahipti ama yine de insan zihninindorudan ifltirak edebilecei kozmik bir akldan/zekadan su-dur etmeyen, aksine, insan zihninin kendi kaynaklar yoluy-la tabiatn maddi kalplarndan ampirik olarak devflirilen birdzen anlayfl icat etmiflti. Ayrca, bu dzen, Greklerin anla-dklar gibi, hem insan zihni, hem de tabiat tarafndan eflza-manl olarak ve tevars edilerek paylafllan bir dzende deil-di. Modern dnya dzeni, birinin kabul edilmesinin kanl-maz olarak dierinin bilgisini de anlamlandrd ve sunduui zihin ile dfl dnyay ayn anda besleyen aflkn, nfuz edicive birleflik bir dzen olmaktan da uzakt. Daha ziyade, ikialan, sbjektif ve objektif dnyalar, flimdi artk esas itibariy-le birbirlerinden ayryd ve farkl ilkelere dayal olarak iflli-

    MEHMET AYSOY

    22

  • GelenekGelenek ve kutsal arasnda nemli bir bileflim sz konu-

    sudur. Gelenek znde teolojik bir kavramdr ve gelenek di-

    nin fenomenal boyutunu oluflturur.(Gencer,2012) znde

    teolojik bir olgunun modernlik iinde kavramlafltrlmas ve

    yine modernliin kutsaldan uzaklaflma balamnda deerlen-

    dirilmesi, gelenei fenomenolojinin snrlarna srklemifltir.

    Bu anlamyla gelenek modernliin rn bir fenomendir ve

    konu edilmesi yine modernliin rn olan bir yaklaflmla

    imkanldr. Modernliin ontolojik altl olarak nitelendirebi-

    leceimiz gelenek-modern dikotomisi12 gnmzn anlafll-

    masnda dier bir sorun olarak karflmza kar. Teolojik bir

    kavram olan gelenein fenomenolojik bir kavrama dnflme-

    si, daha dorusu gelenein bizatihi modernliin rn bir

    kavram olmas, sosyolojik anlamda konu edilmesini snrlan-

    drmfltr.

    fiFA BU DEL

    25

    12 Sosyoloji modernlii bir dikotomi; gemeinschaft/gesellschaft ekse-ninde kavramlafltrmfltr. Sosyologlarca byk ikilik/ayrm (greatdichonomy) olarak adlandrlan bu gelenek, gnmz sosyal bilimleri-nin geleneksel ve modern ya da modern-postmodern ayrmlarnn datemelini oluflturmaktadr. ok tannmfl ve olduka sk alntlanan by-le kutupsal bir tipoloji, 1887de yaynlanan Gemeinschaft und Gesells-chaft (Cemaat ve Toplum) adl kitabn sahibi Ferdinand Tnniese(1855-1936) aittir. Bu kitapta Tnnies, gemeinschaftlich karakterinesahip iliflkiler temelinde biimlenmifl bir toplum tipinden Gesellschaftkavramyla dile getirdii bir toplum tipine geifli tasvir etmektedir. Bu-na gre; her trl samimi, mahrem, bize ait olan ve birlikte ortaklaflayaflam topluluk (cemaat) hayat olarak adlandrlr. Toplum ise dfl-mzda olan kamusal yaflamdr (puplic life). nsan kendisinden olanlar-la birlikte (ailesiyle) oluflturduu cemaatte ak ve kara gnlerde doufl-tan itibaren hep ona bal olarak yaflar. Toplum ise kiflinin yabanc birlkeye girer gibi girmesini gerektirir.

    byk dinin semavi dinler olarak nitelendirilmesin-de de belirleyici olan semavi-dnyevi dikotomisi eksenindesemavi; kutsal ve dnyevi; kutsal olmayan anlamn ieriyor-du, bu anlamda da Bat dflncesinde modern dnemde kar-flmza kan kutsal-profan balam sz konusu dikotomininyeniden inflas anlamn taflmaktadr.

    Fenomenolojik adan kutsaln nelii zerine alflanarafltrclar, genellikle kutsaln kutsal olmayanla yani pro-fanla karfllafltrldnda ak seik flekilde anlafllabilecei-ne dikkat ekmekte ve kutsaln zelliklerini bu balamdatanmlama yoluna gitmektedirler. Kutsal kutsal olmayanlaaklamaya dayal bu yaklaflm esas alnarak, kutsal olma-yann zelliklerine bakldnda ncelikli olarak flu temelkarakteristik karflmza kar: Sradanlk ya da aleladelik.Buna gre kutsal olmayan ya da daha doru bir ifadeylekutsal olarak kabul edilmeyen fleyler sradan alelade fleyler-dir. nsan yaflamnda herhangi bir olaanstle sahip de-ildir; dolaysyla olaanst anlamda bir etkiye de sahipdeildir. Sradanlk zellii taflyan fleylerin bir dier zel-lii, varlk ve z itibaryla ayn zamanda insann da yer al-d bu evrenin ierisinden olmalar ve aflkn bir deer tafl-mamalardr. Kutsal olmayann ya da profann bu zellik-leri karflsnda kutsallar ve kutsal deerler ise sra dfllk yada olaanstlk karakteri taflrlar. Bunlarn insan zerin-de sra dfl bir etkiye sahip olduklar; aflkn karakterleriyleinsan zerinde etkileyici/belirleyici bir rol tafldklar dfl-nlr. Sra dfllk, aflknlk ve etkileyicilik gibi zellikleriy-le insann sosyal, kltrel ve doal evreyle iliflkilerindegnbirlik karfl karflya olduu sradan olgu ve olaylardanfarkldrlar.

    MEHMET AYSOY

    24

  • ma olarak gelifltirdi. Bilgi ile gereklik arasnda tekynl bir

    iliflki ngren pozitivizme karfllk hermentik, tekst ile ve

    bu tekstin tarih ve toplumda tekabl ettii konteksti, dier

    bir deyiflle dnya grfl ile tekabl ettii gereklii karfllk-

    l atfla yorumlamay amalar.14 Bu ele alflta gelenein an-

    lamlandrlmas asndan anlama srecinin bizzat kendisi

    hermentik balamda bir analizi/ayrfltrmay gerekli klmak-

    tadr. Nitekim geleneksel yorumbilimsel teorilerden farkl

    olarak, anlama sreci dzenlenmifl, yntemsel ve nyargsz

    teknikler sorunu olarak deerlendirilemez. Zira anlama et-

    kinlii, znenin nyarglar ve peflin hkmlerine bal ola-

    rak bir gelenek ierisinde gerekleflebilir.15 Hermentik pers-

    fiFA BU DEL

    27

    14 XX. Yzylda Martin Heidegger ve Hans-George Gadamer gibi filozof-lar ise, hermentii metodolojik bir disiplin olmaktan kararak ba-msz bir ontolojik disipline dnfltrd.

    15 Temel hareket noktas asndan baktmzda hermentik anlamann,hem bir gelenekte ifadesini bulan nesneye hem de o nesnenin bizeiinden hitap edebilecei bir gelenee iliflkin olduu gerei ortaya -kar. Hermentik anlamada bireyin anlama konular/nesnelerle olaniliflkisi yaln ve sorunsuz deildir. Hermentik, gelenein bize ilettiimesajn aflina ve yabanc karakteri arasndaki gerilim zerine inflaolur. Bu gerilim, hermentik anlamann konusu olan nesneye gelene-in aktard bir fleydir. Theoria ve praksisin oluflumunda infla-i bir karakteristie sahip olan gelenein, bir anlam ve anlamlandrmaevreni yaratarak tarihsel etkinliini srdrdne tank olmaktayz.Gelenein yaratc retkenlii ierisinde varlk bulan bu anlamlandr-ma evreni, znenin tm eflitlilii ile anlama nesnesine ynelik zihin-sel abasna efllik eden bir zemin/perspektif yaratr. Bu perspektif, an-lama abasna eklemlenen arzi bir unsur olmann tesinde zneyi ku-flatan bir ereve sunar. zneyi tmyle sarmalayarak anlam/anlam-landrma dnyasna dahil eden bu perspektif, yorumsal otantisitesinitarihsel srete sistematik anlamalar ve yorumlamalar eflliinde devflir-mektedir. Aktarm srecini deruhte eden gelenein, anlayan ve yorum-layan znenin diyalektiini tayin edici bir ifllevi sz konusudur. Sz

    Gelenek modernlik iinde iki ayr yaklaflmla konu edil-

    mifltir; hermentik ve fenomenoloji.13 Metin (text) balam(context) iliflkisine dayanan hermentik, filolojik veriler fl-nda Tevrat ve ncil gibi kutsal metinlerin yorumlanmasnaynelik teolojik bir disiplin olarak domufltur. Hermentik-le, yorum nazariyesini kastediyoruz. Szck, mitolojide Tan-rnn habercisi olan Hermese bir atf yapar. Hermesin gre-vi, tanrlarnn eylemlerini ve planlarn insanlara izah etmek-ti. Bylece, tanrsal alanla befleri alan arasnda bir kpr kur-du. Benzer bir biimde hermentik, iki alann, bir taraftan birmetnin ya da bir eserin ve dier taraftan onu anlamak isteyenkiflinin arasndaki iliflkiyle ilgilendi. Hermentiin tarihi,hermentik teriminin tarihiyle zdefl deildir. O, modernifademizin kkenine uzanan Yunancadaki hermenia szc- olmasna ramen, hermentik szcnn iflaret ettii et-kinlik, lengistik, resim ve befleri ifadenin dier biimlerininyeterli yntemi zerine insann dflnme pratii kadar eski-dir. (Jeanrond,2007) XIX. asrn bafllarnda Schleiermacher,genel olarak metinlerin anlafllmasnn hangi flartlar altndammkn olduunu arafltrmak zere disipline felsefi bir ie-rik kazandrd. Daha sonra Dilthey ve Weber, kltr bilim-leri adn verdikleri sosyal bilimlerde hakim pozitivistik pa-radigmaya karfl hermentii alternatif metodolojik paradig-

    MEHMET AYSOY

    26

    13 Peter L. Berger, Robert N. Bellah ve Clifford Geertz gibi bilginler, teolo-ji ile sosyolojinin bulufltuu din sosyolojisi ve antropolojisi fenome-noloji-perspektiflerinden gelenein yeniden keflfi yolunda nemliadmlar atmfllardr. Ayrca Mircea Eliade ve Wilfred C. Smith gibi bil-ginler de amzda geliflen mukayeseli din incelemesi perspektifinden,dinin tecessm gelenein evrensel ynn gstermifllerdir. Gene a-mzda HansGeorge Gadamer de teoloji ile felsefenin bulufltuu her-mentik perspektifinden bu konuda canl bir tartflma bafllatmfltr.(Watson 1997)

  • na sahip nc sosyologlar, birbirine bal modernlik kadargelenei de kavramay baflarmfllard. Modern dnyada entemelde din, hukuk ile ahlak arasndaki paralanmaya para-lel olarak gerek gelenek ve teolojik ve sosyolojik alanlararasnda blnerek asli btncl anlamn kaybetmifltir. Bu-nun sonucunda gelenein z ile kabuu ve aktarlfl tarzbirbirine karflmfltr. Nitekim lafzen gelenek, anane veya tra-dition terimlerine hakim espri aktarmadr. (Gencer,2012)Bu balamda gelenein sosyolojide konu edilmesi, modern-liin aklanmasnda bir ara nitelii taflmfltr ve bir diko-

    tomi ekseninde olmufltur: Gelenek/Modern.16 Aydnlanmafelsefesinin sunmufl olduu perspektif asndan sorunlu birdeer alan olarak kategorize edilen gelenek, ne anlam kuru-cu bir ara ve ne de anlamlandrma/yorumlama yntemi ola-rak ngrlebilir. Zira her fleyden nce modernite asndangelenek, modernitenin kendi varoluflunu onun tekilefltiril-mesi ve yokluu ile kurduu negatif bir anlam kategorisidir.Bu yzden gelenein szn ettii anlam erevesinde mefl-ruiyeti modernitenin ngrd paradigma asndan so-runlu olduu aflikardr.

    fiFA BU DEL

    29

    16 Bu tr dikotomik kavramlar kesinlikle aydnlatc olmaktan uzaktr;onlarn kusurlarnn kayna, i-dinamiki geliflme modelleriyle iliflki-leri ve bu iliflkinin ska ifle karflmasdr. Daha ziyade st rtl ifa-de edilen bu iki kabuln, yani bir toplumun kurumsal niteliinin herfleyden nce o toplumun ekonomik veya teknolojik geliflme dzeyi ta-rafndan belirlendii ve bu yzden ekonomik adan en geliflmifl top-lum veya toplumlarn belirli bir zaman diliminde dier toplumlarnsonraki geliflimlerinin mevcut bir imgesini oluflturduklar n-kabullerikarflsnda dikkatli olunmaldr. (Giddens,2005,414) Artk, dikoto-mik karfltlk elefltirilerinde, bunun yerine, belirli toplumlarda gelenek-sel ve modernin muhtemel farkl karflmlarndan sz edilir. (Ay-soy,2008)

    pektifle hakikat, zamanlar st deil, tarihsel akfl ierisindevarlk bulan bir olgudur. Bu erevede hakikat, tarihsel an-lam dnyalarn ve gelenei anlamlandrmay ifade eder. Ha-kikat bilgisinin arayflnda olan znenin bu bilginin nesnesiile karfllaflt ve etkileflime girdii vasat, gelenek olufltur-maktadr. Hermentik, anlama srecini yorumlama ve uygu-lama boyutlaryla kuflatc varoluflsal bir eylem olarak tasav-vur etmektedir. Srecin znesi tmyle, nyarglarna ve ko-flullanmfllna efllik eden bir tarihsel bilin ile hareket et-mektedir. Sjenin tevars ettii tarihsel ve sosyo-kltrel bi-rikim bir gelenek oluflturarak anlamlandrma srecinde etkinbir anlam evreni infla eder. Bu ynyle gelenek, Aydnlanmadflncesinin temel ngrsnde olduu zere, anlam infla-snda afllmas gereken metodik bir amaz ya da engel olmak-tan kar. Bylesi bir temellendirme ile gelenek ve nyargontolojik ve metodolojik meflruiyetini kurmaktadr. Her fley-den nce anlama etkinliinin nesnesinin bizzat kendisi bir ta-rihsel gelenek ierisinde var olmas ynyle temel meflruiyetzeminini oluflturmaktadr. Bunun yan sra btnsel bir kate-gori olarak anlama-yorumlama uygulama lemesinin sjesi-nin varoluflsal tarihsellii de meflruiyet zeminini tahkim edenbir unsur olarak tezahr etmektedir. (Kl,2010)

    Batda yzyl dnemecinde yaflayan Emile Durkheim veMax Weber gibi, Yahudi ve Protestan gl bir dini arka pla-

    MEHMET AYSOY

    28

    konusu diyalektik, znenin kendi i dnyas ile temasn kuran iselbir sylefli olmann yan sra, ynelmifl olduu anlamlandrma evreniile dflsal bir sylefliye de dnflr. Bu ift ynl diyalektik, anlamlan-drma srecini yaratc bir dinamizmle infla eder. Bir anlamda bu sre-te zgl bir tarihsellikte var olan zne, tarihe bulanmfllkla verili gele-nein tarihsel izdflmlerini her dem yeniden yaratr/retir. Bu sre-te gelenein verili kalplar ierisinde zne, anlam kurucu ve yorumla-yc bir figr olarak var olur. (Kl,2010)

  • edinmesi Schutz ile bafllar ve Schutz, klsik alflmas Top-lumsal Dnyann Fenomenolojisinde, Max Weberin alflma-sn felsefi temelde elefltirerek fenomenolojik grflleri sosyo-lojiye katmaya alflr. Schutz, toplumsal dnyaya iliflkin bilgi-mizi btnlk ve anlamdan yoksun temel bir tecrbe aksn-dan nasl oluflturmaya alfltmz gstermeye alflr. (Cra-ib,1992) Sosyolojide fenomenolojik yaklaflm Peter Bergerinalflmalaryla nemli bir yer edinmifltir. zelde din sosyoloji-sinde Weberden sonra en ok etki eden sosyologlardan say-lan Berger, dnyevileflme konusunda halen geerliliini koru-

    yan alflmalar ortaya koymufltur.19 Son dnemde kresellefl-me teorileri iinde gelenek bir fenomen olarak yeniden konu

    fiFA BU DEL

    31

    19 Bergerin tezi, oulcu modern durumda btn dinlerdeki otorite un-surunun tehlikeye girebilecei varsaymna dayanmaktadr (Berger,1979: xi). Bir dini devam ettirecek olanlarn nnde seenek bulu-nur: Tmdengelim (dinin otoritesini, ona ynelik meydan okumalararamen yeniden tasdik); indirgeme (dini dnyevlefltirmeye alflmak);tmevarm (dinde mndemi tecrbeleri yeniden keflfedip isellefltir-meye abalamak). Bergere gre ne birok din muhafazakrn durdu-u tmdengelimci konum, ne de birok din liberalin tuttuu indirge-meci konum pek ok modern erkek ve kadn iin makuldr. Sadecencs yani tmevarm modernitenin karflsnda uygulanabilir birseenektir. Bu balamda dnyevileflme modernliin rndr. T-mevarmc seenek, tm din tasdiklerin zemini olarak tecrbeye bafl-vurmak demektir snrlar nereye kadar giderse gitsin, bir kimseninbizzat kendi tecrbesine ve belli bir dinin snrlar ierisindeki tecrbe-ye (Berger,1979:58). Berger, kltr ve toplumun din vehelerinin or-taya kflnda din tecrbenin nemini kabul etmesine ramen, dintecrbenin insanlar arasnda herkese ve eflit derecede datlmad-nda srarldr (Berger,1979:43). Berger (1979:44-45), toplumsal ku-rumlarn nemini vurgulayan gl bir sosyolojik duruflu srdrerekflyle demektedir: Din tecrbe, gndelik hayatn gerekliini ihlaleder; kald ki btn dinler ve kurumlar gndelik hayatn gereklii da-hilindeki yaplardr Bir din ve onun etrafnda flekillenen btn ku-

    Gelenein fenomenoloji17 iindeki balam ise, farkl di-siplinlerin kesiflme mekan olmas anlamnda karmaflktr. Fe-nomenoloji dnyevileflmenin altl ifllevini grmfl, modern-likte ontolojinin yerini almfltr. Ek olarak fenomenolojik yak-laflm, sosyoloji ve teoloji arasnda srp giden tartflmalar iinuygun koflullarn oluflturulmasna imkan salamfltr. Benzerflekilde erken dnem Hrstiyanl zerine yaplan alflmalarayeniden ilgi gsterilmesi, din fenomenolojisinin geliflimine

    katkda bulunmufltur.18 Fenomenolojinin sosyoloji iinde yer

    MEHMET AYSOY

    30

    17 Fenomenoloji kelimesini felsef anlamda ilk defa Alman asll svirelimatematiki ve filozof Johann Heinrich Lambert, Neues Oraganon (Leib-zig, 1764) adl eserinde kullanmfltr. Lambertin adafl Alman filozofImmanuel Kant (1724-1804) ise fenomen kelimesini eserlerinde iki de-fa kullanmfl ve buralarda tecrbenin yani grnen ve zihnimizce olufl-turulan fleylerin verileri olarak anlamlandrmflt. Ona gre numenler,yalnzca akl ve idrak ile elde edilen fleylerken, kendinden olan fleyler-den ayrflan fenomenler ise rasyonel, bilimsel ve objektif olarak hareketeden eflyadr. Felsef fenomenolojinin en nemli ismi hi kuflkusuz Ge-org W. F. Hegel (1770-1831)dir. O, Tinin Fenomenolojisi (Phanomenolo-gie des Dougles Allen, Geistes, 1807) adl eserinde Kantn phenomenave noumena fleklindeki ayrmna karfl kar. Ona gre fenomenler, bil-ginin fiili saflar olup, evrimsel bir tarzda ham bilinten mutlak bilgiyedoru daim bir ilerleyifli gsterirler. Bir baflka deiflle fenomenler, zih-nimizin bize gzkt yollar incelemekle mutlak bilgiye ulafltmzve Tinin (Ruhun) geliflim safhalarn bize sunan tezahrlerdir. Hegeliin fenomenoloji ise kendisi vastasyla zihnimizin bize grnd yol-lar arafltrarak mutlak bilgiye geldiimiz bir bilimdir. (Alc,2005)

    18 Fenomen terimi ve onu anlamaya ynelik olmak zere yap (structure),betimleme (description), morfoloji, karakter verme (characterisation),anlama (verstehen), z (wesen/essence) ve tezahr (erscheinungen/ma-nifestation) gibi felsefe kavramlarla ilintilidir. Bu balamda Din Feno-menolojisinin iki temel boyutu bulunmaktadr; a). Kantn, numen/fe-nomen ayrmna bal olarak stn Kutsal Varl ifade etmek zereFenomen (Greke Phainomenon/kendini gsteren, tezahr eden fley)terimi flnda geliflen anlamlandrmalar b). Hegelci-Husserlci genel fe-nomenolojiden dn alnan terimler etrafnda geliflen fikirler.

  • ilintili, modernlik iinde tanmlanabilir bir olgu iken, dnye-vilik dini anlamyla her zamanda konu edilebilen bir feno-mendir. Din asndan dnyevileflme; dnya-ahiret balam-nn dnya lehine aflndrlmasdr. Bu durum biri dierini be-lirleyen bir dizi dalitenin dikotomiye dnflmesini de ifadeeder. Ruh-beden, zahir-batn, madde-mana gibi bir dizi dali-te balamndan kopar ve biri dierini tekilefltiren anlamlarasrklenir. Din asndan bu yaplarda ortaya kan deiflimmodernlikle ortaya kmfl deildir. Tarihte Yahudilikte dn-yevileflmenin en u snrlarn, Hristiyanlkta dnyay ret et-menin en u snrlaryla karfllaflrz. Bu balamda dnyevilefl-me Yahudilik asndan ayrc nitelii olan bir kavram deil-ken, Hristiyanlk iin olduka belirleyici bir kavramdr. s-lam sz konusu olduunda durum daha farkl bir hal alr, H-ristiyanln modernlikle serveni ve slamn serveni farkl-dr. slam Hristiyanln ruhban yaps karflsnda dnye-vi bir dindir, Yahudilik te slam karflsnda dnyevidir.

    Sosyoloji Hristiyanln dnyevileflmesini konu edinmifl-tir. Dnyevilii modernliin aklanmasnda bir fenomenolarak ele alan bu yaklaflmlar, genelde Weberin alflmalar-na dayanmfltr. Webere gre seklerleflme sreci Batya z-g bir geliflmedir ve bunun kkleri antik Yahudilikte, Protes-tanlkta ve geliflen kapitalizmde bulunmaktadr. Bu srecinmerkezinde aklsallk (Rationalitt) ve aklclk (Rationalisie-rung) kavramlar bulunmaktadr. Yaflamn btn ynlerinde,geleneksel normlar yahut karizmatik coflku olmakszn he-saplama ve denetlemede, insann artan yeteneklerinde aklc-ln yaygnlaflmasn grrz. (Robinson,2002) Burada artkkarflmzda Weberin Schillerden aktard ve szck olarakNesnelerden bynn, sihirin kovulmas anlamna gelen

    fiFA BU DEL

    33

    edilmifltir. zellikle Giddensn yaplaflma teorisinde gelenek,hem modernliin hem de geleneksel-sonras durumun ak-lanmasnda nemli bir ara olarak yer edinmifltir.

    DnyevilikSekler ve dnyevi, biri dierinin yerine kullanlabilmek-

    tedir. Sosyolojide kullanld anlamda seklerlik, modernli-in karakteristii olma balamnda dnyeviliin anlamniermesine karfln, dnyevilik modernlii tam anlamyla kar-

    fllamaz. Seklerleflme modernliin rn,20 modernlikle

    MEHMET AYSOY

    32

    rumlar, olaan, gndelik gereklikte vardrlar. O, baflka bir gerekliintecrbesini hem o tecrbeyi hi yaflamamfl olanlara, hem de yaflayp daunutma tehlikesi ierisinde bulunanlara aktarr. Her din, kolektif birhafzadr Fakat din, din tecrbeyi sadece aktarmakla kalmaz, aynzamanda onu ehlilefltirir [vurgu aslnda]. Din tecrbe, gerekte tehli-kelidir. Onun tehlikeleri, kurumsallafltrma vastasyla azaltlr ve ru-tinlefltirilir. (Poloma,1995)

    20 Seklerizm ve seklarist szckler ngilizceye on dokuzuncu yzy-ln ortalarnda ateistve kafir sulamalarndan (halen ounluu H-ristiyan olan bir toplumda bu szckler ahlakszlk arfltryordu) kur-tulmaya alflan zgr-dflnrler tarafndan sokulmufltur. Seklerizm szcn dile 1851 ylnda George Jacob Holyoake sokmufltur. Hol-yoake Seklarizm szcn kullanarak kendi teizm karflt konumunuBradlaughun ateist beyanlarndan ayrmay amalyordu ve her ne ka-dar Bradlaugh, Charles Watts,G.W.Foote ve dier ateistler sekler hare-ketle zdefllefltirilmifllerse de, Holyoake her zaman seklarizm toplum-sal, siyasi ve etik amalarnn ille de ateist inanca bal olmay gerektir-mediini gstermeye abalamflt: liberal dflnceli ateistlerin, teizmle-rine helal gelmeden bu amalar gereklefltirme mcadelesine katlma-larn umuyordu ve ok az baflar elde etmifl olsa da bu tutumunu srar-la korumufltur.Eric S. Waterhouse, Secularizm, Encyclopedia of Reli-gion and Ethics, cilt II,haz. James Hastings, s.348.(Owen Chadwick,The Secularization of the European Mind in the 19th Century, Cam-bridge: Cambridge University Press, 1975; Trkesi: 19. Yzyl Avru-pal Akln Seklerleflmesi, ev.Murat T.Aslan, stanbul: birey.2004.)

  • trnn flekillenmesine katkda bulunduuna inanyordu.Gerek modern kapitalizmi gerekse onun ruhunu, bunlarile bu dnyaya dnk riyazetin (asceticism) Protestan biim-leri arasnda balant kuran tarzlarda tanmladndan, bukonudaki argmannn dngsel (circular) olduu kanaatinevarlabilir.

    Weber argmann telaffuz ederken, alflmann skolastikteolojide olduu gibi organik bir dzene yaplan katk olarakdeil, bireysel bir dev ya da ar olarak kavrand Protes-tan alflma anlayfln vurgulayarak ifle bafllad. Martin Lutherve takipileri asndan, zgl bir meslei icra etme fikri, varolan toplumsalsiyasi sistemin pasif bir flekilde kabullenmesianlamna geliyordu. Gelgelelim, belli bir takm Protestanmezhepler arasnda, Kalvinist takdiri ilahi retisinden, Lut-hercilikte grlenden ok daha gl ve devrimci bir potan-siyele sahip dnyevi eylem vizyonu gelifltirdi. Mantkta, ne-densiz bir flekilde mukadder klnmfl lanetlenmifllii ya dacennete seilmifllii anlatan karanlk itikatn kanlmazolarak kadercilie yol amas gerekir. Gereklikte ise, bu iti-kat insann akl sr erdiremedii bir Tanrnn mevcudiyetin-de, tipik bir flekilde emsalsiz bir bireysel yaltlmfllk ve yal-nzlk dourdu. nanan kifli stndeki bunaltc psikolojikbasnlara gnah karmalar, gnahlar bafllamalar ya dakurumsallafltrlmfl bynn br biimleri are olmuyor-du; bu anlamda Kalvinist dnya tam anlamyla by bozu-muna uramflt. Bireylerin duygusal adan katlanlamaz ol-duu ortaya kmfl olan bir teolojiyle uraflmalarnn yalnz-ca iki yolu vard. Birincisi, erdemli bir hayat baflaryla srd-rerek cennete seilmifller arasnda yer almalarnn nedenlerideilse de semptomlarn arayabilirlerdi. Ya da bunun yerine,

    fiFA BU DEL

    35

    nl dnyann byden arndrlmas (Entzauberung derWelt) sreci vardr. nsan artk byk bir byl bahede ya-flamamaktadr. Buradaki ve yan baflndaki dnyaya ynelmekve gvenlii elde etmek iin, onun artk ruhlar yceltmesineve onlar yardma armasna gereksinimi yoktur. nsan ar-tk kurtuluflu ayinsel, idolatrik yada sakramental yntemler-le aramak zorunda deildir. Onun yaflamnda kader duygusuzayflayarak, yitip gitmektedir.

    nsann dnya anlayflndaki farkllaflma ile by bozu-mu arasnda sk bir balant bulunmaktadr. Bilimlerin ge-liflmesi, dnyann doal ve kltrel bir srece tabi olduunugstermekte, bu durum insann dinsel anlayflnda tikel vehatta znel olduunu retmektedir. Toplumun fonksiyonelayrmlaflmas, dinin gitgide kamusal yaflamdan dflarya itil-mesine yol aar. Din, ekonomik, siyasal ve hatta sosyal dav-ranfl ve tutumlar alanndan, zel yaflamn gizli bir kflesineekildi ve orada bireyselleflmifl insann kutsalla iliflkilerini yo-rumlamada ve organize etmede bir iflleve sahip oldu. Bylecehristiyanlk vahyi aracl ile anlafllan tm insani tecrbede-ki btnsel grfln yerine, farkllaflmfl grfller gemifl ol-du. Artk yalnzca kamusal ve zel yaflam kuflatan ve yurttafl-larn bireysel yaflam iin ksmlara ayrlan bir deer sistemiyoktur. (Robinson,2002)

    Weber, Protestanln ve bilhassa Kalvinist mezheplerinmodern kapitalizmin ruhu stndeki etkilerinin izinisrmeye alflt ve bu terimlerin anlamlarn ya da aklama-y nerdii fleyleri ancak adm adm akla kavuflturdu. Eleald Protestan mezhepilerin dinsel ynelimlerinin kapita-lizmin ne zorunlu ne de yeterli nedenleri olarak grd; amabu ynelimlerin modern kapitalizmin ruhunun ya da kl-

    MEHMET AYSOY

    34

  • ilecilii nin yerini, dnyevi devlerin yerine getirilmesiabas alr; dindarlklarn meslek urafls ve yaflam biimiyoluyla kantlamak isterler. fl arayclyla ilahi gce erifl-me amac taflyan farkl bir ilecilii uygulamaya sokarlar.Onlarn yardmyla manastrlarda uygulanan ileci pratiklerdeiflir ve yaln bir dnyevilie geifl gerekleflir,sistemsizbir ahlak yaflamsona erer. Priten ahlak sahibi bu insanlariin dnyevi yaflam dev olarak deerlendirilir. Bylece Or-taan ruhsal aristokrasisini oluflturan dfl dnyadan kop-mufl keflifllerin yerini, yararc bir meslek yaflam iindeinancn kantlamaya alflan farkl trden bir ilecilie sahipdindarlar alrlar. Bylece Protestanlarn sofuluklarndan, ka-pitalizme ve dnyevilie genifl bir aralk almfl olur. (Tabu-rolu,2008)

    Ortaan dnyay dfllayan tutumuna karfln Protestananlayfl, dnyay kutsallafltryor ve dnyevi eylemlerin yerinegetirilmesini Tanrnn dileiyle zdefllefltiriyordu: her tr-l koflul altnda dnyevi devin yerine getirilmesini Tanryhoflnut klan tek yaflama biimi olduu ve Tanrnn dileininde ancak bu olduu ve bu yzden de onaylanmfl her mesle-in Tanr katnda ayn deere sahip olduu grfldr. (We-ber,2012) Yine ortaan batl inanlarla rl dini anlayflnaoranla Protestanlk, her trl akl dfl ve dnya tesi metafi-ziksel unsurlar dfllayarak aklc, pozitivist ve sekler bir dinigrfl gelifltirmifltir: Gerek priten, mezarda bile dini t-renle ilgili her iflareti reddetti ve hibir batl inan,by veayin ile kurtulufla ulafllaca inancnn ortaya kmamas iinen yaknlarn flarksz ve ilahisiz gmd. ( Weber,2011)

    Dnyevilii yerine yerlefltirirken, seklerliin tesinde ge-nel bir tariften sz etmek zorunludur. Seklerlik daha ok si-

    fiFA BU DEL

    37

    genellikle br dnyada azizlerin ayr bir topluluk oluflturu-lacan bildiren mezhepler ierisinde yer alarak, kendileriniTanrnn bu dnyada ycelmesinin birer arac haline getire-bilirlerdi. Gelifltirdii psikolojik yorumlar saduyusal biranlafllabilirlik nosyonuna dayandran Weber, Tanrnn y-celtilmesi urunda alflmann nasl olup da genel iyi urun-da alflmak anlamna gelebileceini ve bylece nihayetindednyevi faydaclk biimlerini teflvik edebileceini gstere-bildi. Ksacas, Weber haz peflinde koflmayla hibir alakasolmayan bir baflarma drtsnn (compulsion) dinsel daya-naklarna dikkati ekmeye alflmflt. Dnyevi bir riyazet bi-imi ile davranfln sistematik rasyonellefltirimi modern kapi-talizmin ruhunu ve yan sra kltr bugnk haline geti-ren daha kapsaml rasyonelleflme srecini tayin edici bir tarz-da flekillendirmiflti. Weberin bu uzun denemesindeki en kas-vetli pasajlar, bafllangta dnyevi riyazet ethosunu dour-mufl olan dinsel kayglarn aflnmaya uramasn ele alan pa-sajlardr. Webere gre, kapitalist sistem bir kez yerli yerineoturduktan sonra artk bunun gibi dinsel dayanaklar bulu-nan enerjilere ya da onlarn ahlaki muadillerine ihtiyaduymaz. (Ringer,2006)

    Giderek kk burjuvann, dkkan sahiplerinin zel-lii haline gelen ve daha ok orta snfn sahip kt bu et-hos, arbaflllk, mantk, zdenetim, dzen, tutumluluk, cid-diyet gibi motiflerden kuruludur. Bu ethosun sahipleri, ka-zandklar ve biriktirdikleriyle kendilerini kutsallktan payalmfl sayarlar. Kazan getiren ve bu dnyaya odakl bir a-lflmada kestirmeden kutsallkla iliflkilendirilmifl olur. Belir-li bir alflma kltrne sahip olmakla, meslek sahibi olmak-la dindarlk arasnda dorudan bir iliflki kurulur. Manastr

    MEHMET AYSOY

    36

  • karfll seklerlik, dini karfll dnyeviliktir.22 (Attas,1995) Bu anlamyla dnyevilik fenomenolojiktir. Modernlikasndan dnyevilik, modernliin kurucu kavramlarndanbiridir. Ne var ki modernler de zamanla, dnyevilii arasal-lafltrarak, kaynaklarndan uzaklafltrrlar, ifllevsel, aklc biriflleyiflin paras haline getirirler. Taburolunun ifadesiyle;Dnyevilik, kutsal olmayandr, kutsallktan uzaklaflma gay-retinin sonucudur. Oysa dnyeviliin ve kutsalln snrlarbu kadar kolay belirlenemez. Bu kavram ifti, ara bir blge-

    fiFA BU DEL

    39

    flas, Varlkn sadece ve yalnz bu dnyadan ibaret olduu ve onun d-flnda ve stnde baflka hibir realite kabul edilemeyecei, ve onun d-flnda ve stnde baflka hibir realite kabul edilemeyecei temel kflnoktasdr. Bu dnyann haricinde bir baflka realite alan kabul edilme-mekle iflbu fiziksel varlk alan (res extensia) lehine bir ontolojik mo-nizm, bu monizmi son tahlil safhasnda bir tek asl cevhere irca etmek-le materyalizm yine iflbu dnyann stnde bir baflka realite alan ka-bul edilmemekle de ateizm, seklerliin en temel karakteri olmakta-dr. Halbuki dnyevlik, seklerlikten radikal bir flekilde farkldr. fiy-le ki, dnyevlik, bir ontolojik problemi olarak bu dnyann tek ve bi-ricik varlk alan olduu tezi zerine odaklanmfl deildir. Yani, dnye-vlik seklerliktekinin aksine bir ontolojik monizme ynelmez. O, zitibariyle, nce ontolojik olarak iinde yaflamakta olduumuz bu dn-yann realitesinin kabul ve sonra da aksiyolojik olarak meflru bir var-lk alan olduu, dier bir ifade ile bu dnyann ibra edilmesi gerektiitezine dayanmaktadr. (Durmufl Hocaolu, Felsefe Dersleri, 1993)

    22 Latince sacculum kknden gelen sekler teriminin zaman ve me-kn arflmlarn birlikte veren bir anlam vardr. Zaman onun flim-di oluflunu, hazr oluflunu; mekn ise dnya da ve dnyevi oluflunugsterir. O halde seaculum; bu a veya flimdiki zaman anlamnagelir. Bu a veya flimdiki zaman bu dnyadaki olaylara iflaret eder;yani adafl vakalar manasnadr. Dnyevileflme de ngilizcede zamanve mekan arflml kelimelerle karfllanr; earthliness, wordliness,temporality, terrenity, mundanity. slami gelenek ierisinde dnya-ahi-ret dalitesi balamnda dnyevileflme terimi ona yakn bir anlamvermektedir.(Attas,1995)

    yasal ve tanmken, dnyevilik tm yaflam alanlarn ieren sos-yal bir tavrn, kltr ve dflnfln bir parasdr. Dnyevili-i, dindfl olan her fley diye tarif etmek de doru olmaz. Da-ha genel bir ifade olarak dnyevilik, modernlik gibi, ok bo-yutlu bir tariheye, yaflam flekline, hatta ekonomi-politiedenk dflen bir yaflam ve dflnfl fleklidir. Weberyen yakla-flmdaki kutsaldan arnma ve ayrmlaflmann aklamasnda,Bergerin, dinin toplumsal kurumlardan ve ona etkilerindenuzaklaflmas ile ortaya kan yapsal seklerleflme ile, insan bi-lincinin dinsel grflten uzaklaflmas ve onun sonular ile ger-ekleflen znel seklerleflme arasndaki yapt ayrm kullan-yoruz ve buna dnyevileflme diyoruz. (Robinson,2002) K-saca sylersek, dnyevilii tarif ederken, dnya zerinde du-rufl kiplerinden, yeryznde var olma flekillerinden sz etmifloluruz. Kiflilerin ksa yaflamlar sresince bu dnyayla, ilgili li-teratrde kestirmeden, dinsel otoritenin dflnda kalan bir ala-na gndermeler yoluyla ve zellikle de seklerlik zerindentanmlanmaktadr. Oysa seklerlik, maddi ve manevi yaflamalanlaryla ilgili bir ikilie ve karfllkl duruflu zorunlu klar.Yani seklerlik bu iki yaflam alannn birbiriyle eflit koflullardakarfllaflt yerde olanakldr. Baflka bir dnyann bir uzanmolarak kozmik bir Dnya kavrayflndan bir yeryz paras,bir gezegen kesip karan, yere tutkuyla sahip kan yer severbir kltrn tarihesi yazlabilir. (Taburolu,2008)

    Seklerlik; din-dnya dikotomisinde tanml olmasnakarfln, dnyevileflme; hem din-dnya hem de dnya-ahiret

    dikotomisi balamldr.21 Baflka deyiflle olgunun sosyolojik

    MEHMET AYSOY

    38

    21 Dnyevlik sadece ve yalnz bu dnyay bir bilgi ve ilgi objesi hali-ne getirmek demek deildir. Bu ancak seklerlik olarak anlabilir. Se-klerlik, ncelikle ve behemehal teorik bir problem zerine odaklanr.Ontolojik adan bir monizme ynelerek monoblok bir varlk kresi in-

  • tlk problemine zm yolu olarak ortaya konan teodise, her

    fleye gc yeten Tanrnn snrsz iyilik ve adaleti ile evrendeki

    ktln varln uzlafltrma giriflimidir. Bu giriflim dinlerin

    zellikle Hristiyan ve slam dininin- ayn zamanda da pek ok

    teolog ve filozofun dflnce sisteminde bir yere sahiptir. Felse-

    fe ve teoloji gelenei iinde tartfllan ktlk probleminin ken-

    disi gibi, zmek iin gelifltirilmeye alfllan savunma ve teodi-

    se giriflimlerinin de Bat felsefesi tarihinde ok eskilere gittii

    grlmektedir.

    Tanr-evren iliflkisini aklamada farkllaflan eilimler, te-

    odiselerin de eflitlenmesindeki temel teorik nedeni teflkil

    eder. Bu erevede Tanrsal olan aflknlafltran Platon ve

    Aristoya karfllk, Tanry dnyann cevheri ile bir kabul

    eden Stoac filozoflar bir karfltlk olufltururlar. Stoaclara g-

    re Tanr, her fleyi kuflatan tabiattan baflka bir fley olmayp, bu

    anlamda ilahi yasa, evrenin btn boyutlarn kapsar ve ka-

    der diye adlandrlan sebepleri ortaya karr. Felsefi yakla-

    flmlar ktl genellikle metafiziksel, fiziksel ve ahlaki ol-

    mak zere bafllk altnda aklamaktadrlar. nsan irade-

    sinden bamsz, doa yasallarna gre gerekleflen deprem,

    frtna, sel, ktlk vb. Durumlar metafiziki, maddi ve ruhsal

    aclar fiziki ktlkleri, daha ok insan iradesinde gerekle-

    flen ahlak kurallarna aykr davranfllar ve gnahlar ise ahla-

    ki ktlkleri ifade etmektedir.

    fiFA BU DEL

    41

    dich (adalet) kavramlarndan tretilmifltir. Teknik anlamda teodise,bir tr ktlk problemi karflsnda gelifltirilen savunma veya Tan-rnn adaletini ve haklln ktlkler karflsnda gerekelendirmedemektir. Dier bir ifadeyle teodise, akln alemde aslen var olan hik-metli gaye ye karflt olan fleylerin yaflantsallna iflaret ederek bunla-ra itirazlarda bulunmas ve bu durum karflsnda Yaratcnn stn hik-metinin savunmas fleklinde ifade edilmektedir.

    de, Giorgio Agamben in kulland anlamda, istisnai bir me-

    kan da birbirine karflr. Bu karfllaflmann sonucunda ara

    biimlerortaya kar. Hem kutsal hem de dnyevi varlklar

    olan ara biimlerin bir yz yere, dieriyse sonsuzlua, kut-

    salla deer. (Taburolu,2008) Bu anlamda dnyevilik ve

    kutsallk, nce kavramsal dzeyde bir ikilik ve karfltlk ola-

    rak konumlanmakta, sonra her ikisinin de aslen dierinin de-

    vam, eki yada uzanm olduu ortaya kmaktadr. Yapsal

    karfltlklar zldnde, belirsizliklerin ara blgeleri orta-

    ya kar. Bu balamda dnyevilik ara mekanlarda, ara biim-

    ler zerinden ortaya kar. Bu biimlerin bir yz kutsallk-

    ta, dier yz dnyevi taraftadr.

    Hastalk ve fiifaTurner, hastaln anlamnn iki boyutta analiz edilebilece-

    ini ne srer; birinci olarak kutsal olan/kutsal olmayan alanlar

    arasnda, ikinci olarak ise saln ve hastaln kolektif/bireysel

    olarak ele alnfl fleklinde bir ayrm yapar.23 (Turner,2000,11).

    Hastaln dini anlam teodise sorununun bir parasdr.24 K-

    MEHMET AYSOY

    40

    23 Turnera (2000) gre, hastalk sebepleri ve tedavisi kutsal bir ereveiine oturtabilmekte ve bu durumda hastaln nihai aklamas doalolmayan sebeplerle yaplmakta (ilahi cezalandrma gibi) ve hasta ol-mak ahlaki anlamda ele alnmakta; bylece kifliler kendi hastalklarn-dan sorumlu tutulmaktadr. Bundan farkl olan bakflta, insan hastalk-lar mikroplar, virsler gibi etkenlere dayanlarak doal terimlerle ak-lanmakta ve kifliler enfeksiyonlar iin sorumlu tutulmamakta ya dasulanmamaktadr. kinci olarak, hastalk bireysel bir mesele olarakgrlmekte ya da insann hasta olmasnn ve ac ekmesinin sebebi k-t evre koflullarna, eitimsizlie, yoksullua ve benzerlerine atf yap-larak kolektif bir bakfl asyla alanmaktadr.(Sezgin,2011,37)

    24 Ktlk probleminin felsefe karfll Tanrnn adaleti anlamna ge-len Teodise terimidir. Teodise terimi, Yunanca theos (Tanr) ve

  • ancak Tanrnn ltfuyla affedilecek, dierleri cezaya tabi tu-tulacaktr. Bu durum da Tanrnn hem iyiliini hem adaleti-ni ortaya karacaktr. Yani bunu Hristiyanln dflfl teori-siyle aklamaya alflmfltr. Augustinus, Thomas Aquinas,daha sonraki yzyllarda da Luther ve Calvini etkilemifltir.Onlara gre de insan kendi gnah yznden dflfl yaflamflve ktlkle yz yze kalmfltr.

    Ktlk26 problemi konusuna slam filozoflarnn yakla-flmlar, slami telakkiden sapmama gayretlerine ramen ks-men Aristo felsefesine, ksmen de Yeni Eflatuncu felsefeninrn olan sudr teorisine dayanr. Bu teoriye gre Tanrilk hayrdr ve evrendeki tm hayrlar Ondan bir taflmadr.Tanrdan ilk varlk sudr edince bu ilk varlkla birlikte ilkeksiklik de ortaya kmaya bafllamfltr. Tanrdan uzaklafltk-a eksiklik de artarak devam etmifltir. flte bu uzaklaflma ve-ya eksiklik flerdir. slam filozoflar iyi ve ktnn karfllolarak kullandklar hayr ve flerri daha ok ahlk amalarnya da ahlk fiillerin dourduu sonularn nitelikleri olarak

    fiFA BU DEL

    43

    26 Arap dilinde ktlk kavramnn tam karflt olarak ve daha genifl ba-lamda flerr szc kullanlr. Etimolojik olarak Arapada fleraremastarndan gelen ktlk, s kelimesinden daha kapsamldr. n-k lgatlerde fler, s, fesat ve zulm kavramlaryla karfllanmaktadr.oulu ise flrur veeflrar fleklindedir. Mesela, iyilerin (el-ehyar) kar-flt olarak kavmun eflrr (ktlerin topluluu) denilir. Ktlk yapankimseye de flerrr denilir. Ksacas, lgatte fler kavram; ktlk, ktkiflinin fiili anlamna gelir. fier hayrn (iyiliin) eksikliidir, yokluu-dur. Hayrn ztt olduunu syleyenler de vardr. Kuran- Kerimdefler kavram edna (en afla, en deersiz), S (kt,irkin), seyyie (k-tlk, gnah), ism (gnah), durr (zarar), fitne (bela,darlk), anlamlarn-da kullanlmfltr. yilik ve ktlk konusu kelm ilminde hsn vekubuh bafll altnda ele alnmaktadr. Hsn ve kubuh kavramlarfazilet-rezalet, gzel-irkin, hak-batl, doru-yanlfl seklindeki anlam-laryla ahlk, felsefe ve mantk disiplinlerini de ilgilendirir.

    Felsefe tarihi dikkate alndnda Platonun eserlerinde

    sonradan gelifltirilen birok teodise dflncesinin izlerini ve

    ipularn grmek mmkndr. yle grnmektedir ki o,

    ktl evrendeki dzensiz hareketlere balamakta ve k-

    tlkten Tanry deil de Kt Ruhlar sorumlu tutmakta-

    dr.25 Platondan sonra maddenin her trl ktln kay-

    na olduu fikri zerinde srar eden, zellikle Plotinosdur.

    Onun bu grfl, daha sonra, genel temaylleri itibariyle k-

    tmser olan birok dflnr etkilemifltir. Ortaada Bat

    Hristiyan dflncesine teodise tarihi asndan baklnca kar-

    flmza kan en nemli isimlerden biri Augustinustur. Ona

    gre Tanr insan kendisinde hibir gnah olmakszn yarat-

    mfltr ve onu ktlklerden yaltlmfl bir dnyaya yerlefltir-

    mifltir. Ama insan Tanr vergisi zgrln bilerek ktye

    kullanmfl ve gnaha dflmfltr. Baz insanlar bu nedenle

    MEHMET AYSOY

    42

    25 O bu konuda zellikle dalist bir yaklaflm sergiler. Platona gre Tan-r iyilik ve adaletin ta kendisidir. Onda ktlk ve adaletsizliin glge-si dahi bulunmaz. Bu dflncelerle Platon, en yce gcn, iyilik gibiktlklerin de kayna olduu grfln reddeder. O insanlarla il-gili olarak meydana gelen baz fleylerden sorumludur; fakat onlarla il-gili ou fleyin sorumlusu O deildir. O, her fleyin sebebi deil, yalnziyi olann sebebidir. Kt olan fleylerle ilgisi yoktur. Tanr iyi olduuiin, insanlarn baflna gelen her fley, oumuzun sand gibi, ondangelmez. Yalnz iyi olan fleyler Tanrdan gelir... yi olan fleyler de, kt-lklerden daha az olduuna gre, Tanrdan ok deil, az fley gelir bi-ze... Bu nedenle kt fleyler iin baflka sebepler aranmaldr. BunlarnTanrdan geldii sylenmemelidir. Platon, daha sonraki bir ok Pla-toncu dflnrn aksine, ktln kaynan maddede grmemifltir.Ona gre btn ktlklerin en by bir ok insann ruhunda ya-radlfltan vardr: herkes bu ktl hofl grp ondan bir kafl yoluaramaz; her insan kendini sever, byle olmas da gerekli ve dorudurdenmesi de bunu gsterir. Aslnda btn yanlglarmzn nedeni, herzaman insann kendini fazla sevmesidir.

  • gnahlarn cezalandrmak iin deil, inancn ve sadakatinisnamak iin gnderdii zerine rldr. Bu anlamda Hris-tiyan teolojisi gnah ile hastalk, ykm vb. Cezalar arasndaba kurulmasn onaylamamaktadr. Ancak Hristiyanlkta,kurtuluflun bir koflulu olarak ac zerinde srarla durulmas-nn, temelde ileci, aflr zveriye ve mazoflizme dayal, biza-tihi acnn kendisine deer veren bir din grntsne yol a-t ifade edilmektedir.

    Dinin teodise balamnda icra ettii ifllevler sosyolojikdzeyde genellikle bir meflrulafltrma konusu olarak ele aln-mfltr. Bu anlamda dinsel meflrulafltrmann salad kutsal-lafltrmann kapsam btn dflnce, davranfl ve eylemlerekadar uzanr. Bireysel dzeyde inan ve pratikleri meflrulafl-tran din, toplumsal dzeyde sosyal iliflki, tabakalaflma ve s-releri, iine yerlefltirdii kutsal formlarla anlaml ve makulyaplar haline dnfltrr. Mevcut durum, yaflananlar veyabafla gelenleri meflrulafltrma ou kez bu tur doktrinlere kay-naklk eden dini organizasyonlar vastasyla gereklefltirilir.(elik,2007)

    Weber, teodise probleminin, monoteizmle giderek rasyo-nelleflen ve bir o kadar da evrenselleflen ve aflknlaflan Tanrtasavvurunun almfl olduu yeni anlam ve biimleriyle ilgiliolduunu dflnr. Sorun temelde, bylesine mutlak bir kud-ret sahibi olduuna inanlan Tanr anlayfl ile onun yarattve ynettii dnyann eksiklik ve kusurlarnn nasl badaflt-rlaca zerine flekilleniyordu. Weber esasen deiflik flekiller-de zlen teodise probleminin zellikle Tanr tasavvurlar-nn, gnah ve kurtulufl dflncesinin biimleriyle sk bir fle-kilde balantl olduunu vurgular. O, teodise probleminianaliz ederken dinin evrimsel gelifliminde insani akln ste-

    fiFA BU DEL

    45

    dflnmfller ve bu yzden hayrla mutluluu, flerle mutsuz-

    luu ayn anlamda kullanmfllardr.27

    Genel olarak slami teodiseler adalet ve ktlk proble-minin zmnde Tanr kavramn temel alrlar. Augusti-neci Hristiyan teodiseleri ise Tanr dflndaki varlklar dev-reye sokarak meseleyi halletmeye alflrlar. Augustinea grektln Tanryla iliflkisi yoktur, ahlaki ktlk temeldefleytana ve fleytann dflflne neden olan insana aittir. Ondo-kuzuncu yzyldan sonra yaygnlaflmaya bafllayan Irenea-uscu teodise ise ktln nihai kaynan Tanrsal hikmet-te arar. (elik,2007) Esasen kitapl dinlerin hepsinde de ac-nn ve ktln bir anlam taflmas ortaktr. Ktln var-lna bir aklama getirmemekle birlikte, onlar btn tensel,tinsel aclar ve ktln her biiminin zamann sonundakesin olarak ortadan kalkaca umudunu verirler. Kitab Mu-kaddeste yer alan Eyp Kitabnn ana temas, Tanrnn kul-larnn baflna btn felaketleri baz bilgelerin sand gibi

    MEHMET AYSOY

    44

    27 Farabiye gre, lemin mdebbiri(Mdebbirul Alem) alemdeki herparada bir takm tabii yatknlklar yaratmfltr. flte lemde grlenbirlik ve btnlk, bu yatknlklar sayesinde hasl olmufltur. leminadeta tek bir fleymifl gibi bir gaye istikametinde faaliyetini devam ettir-mesi, bu birlik sayesinde mmkn olmaktadr. Mdebbir tarafndanortaya konan nizamda ilahi adalet kozmik dzeyde tecelli eder; dolay-syla orada adaletsizlik bulunmamaktadr. Farabi iin ise asl nemliolan hayr ve nizamdr; ktln fleylere duhul sadece arzidir. Fa-rabinin bu grfllerinin temelinde onun sudr nazariyesi yatmaktadr.Bu nazariyeye gre her fley Birden hibir glk olmakszn tam bir ni-zam iinde ve nasl olmalar gerekiyorsa ylece sudr etmifltir. Bu su-dr ilahi rzaya uygun olduu iin iyidir, adaletlidir. Bu durumdaktlk, maddenin ilahi nizam tam olarak kabul edip yanstacak birkuvvete sahip olmamasndan domaktadr. flte varlklarn karfl karfl-ya kaldklar bir takm afetler, maddenin tam bir nizam kabul edeme-yiflinden kaynaklanmaktadr.

  • nin rasyonelleflmesini ifade etmektedir. Son tahlilde kurtulufldinlerinin mensuplarna yaflamn rasyonel sistematikleflmesi-ni salayan prensipler ve ykmllkleri, btnyle aclar-dan kurtulmay vaat eder. Teodise sorununa cevap olarakdnyann ve aclarn kapsaml bir aklamasnn ortaya kon-duu bu srete kozmosun monoteistik tasarmlar geliflir. So-nuta bu din anlayfl inananlarn davranfllarn daima rasyo-nel dini-ahlaki amalara yneltir ve onlar birlefltirir.

    Din sosyolojisi bakmndan teodise konusunda Weberinrasyonellik temelinde ayrt ettii bu dnyada karfllk vaa-di., te dnyada karfllk vaadi, dalizm ve karma dok-trinleri fleklindeki drt tarihsel ideal tip, modern dnyannsorunlaryla birlikte yeni dinsel hareketler ve geliflmeler ba-lamnda tartflmaya aktr. Weberin teodise konusundaki ti-polojisi, esas yaklaflmna uygun olarak rasyonel ve irrasyoneltemelde yaplan bir ayrm olup, Hint dini dflncesinde ge-lifltirilen karma-samsara retisi rasyonel, genellikle tednyac mistisizm ise irrasyonel tipi temsil eder. Weber me-siyanik eskatoloji bafll altnda adaletin teminini bu dnya-nn geleceinde bekleyen bir infla olduunu aklar. Aslndaeskatolojik sre, bu dnyann siyasi ve sosyal bakmdan de-iflimini ifade eder. Buna gre karizma sahibi bir kahramanveya Tanr, gelecekte her hangi bir zamanda gelerek mnte-siplerini dnyada kazanlmfl bir konuma yerlefltirir. Mesiya-nik teodiselerin eflitlii, adaleti ve mutluluu bu dnyadagereklefltirme vaadi, bir bakma Cenneti yeryzne getir-mek isteyen topik sekler teodiselerin de dikkate alnmas-n gerektirmektedir. Weber Bat ve Dou dinlerinde aflkn veher fleye kadir kutsal kavram ile Tanrnn mkemmeliyetsiz-likler iinde yaratt dnya olgusunun barfltrlabileceini

    fiFA BU DEL

    47

    sinden gelmek zorunda olduu ilk gnah gibi meselelerindinsel rasyonalitenin de ilk basamaklarn teflkil ettii dfln-cesindedir. Bu durumu dinin isel geliflimi olarak gren We-ber, hangi g ve srelerin bu geliflmeye yol at sorusunutartflr. Weber aslnda btn geliflme basamaklarnn temelin-de insana ikin olan ve daima dinsel geliflme ynnde yeni -zm ve cevaplar gerektiren bir problemden kaynaklandnbelirtir. nsann varolufluyla birlikte bafllayan bu problem, te-melde dnyann adaletsizlii ve eksiklii zerine yaflanan tec-rbelere dayanr. Yine bu tecrbeler dnyevi adaletsizlikler,yaflam flansnn, talihsizliin ve aclarn adaletsiz dalm gibikonularda tezahur eder. nsan temelde aclarna katlandama kendisine stnlk kurmaya ve ona hakim olmaya alfl-t bir dnyada yaflamaktadr. Weber bu temel antropolojikproblemin yantlanmas ve zmlenmesi konusunu kariz-ma ve teodise kavramlar balamnda ele alr. Karizma, in-sann srgne gnderildii dnyann kusurlar, aclar ve ada-letsizlii ile dnyann anlamszln ksmi olarak onun ste-sinden gelmek suretiyle kurtuluflu mmkn klmaktadr. Zirakarizma sahibi karizmann gsterdii olaanst niteliklerlednyann ve onun aclarnn talihsizliklerinin aflknlaflmasnsalar. Karizma arayfl bir bakma insann gndelik hayatn-da, doal ve sosyal dnyada btn ac tecrbelerin bulundu-u yerlerde bir olaanst yaflantlar ve manevi tecrbelerarayflna tekabul eder. Btn dinsel geliflme surecine efllikeden bu sre aslnda dinin isel mantna ve dinamiine ifla-ret eder. Talihsizliklerle ilgili teodiseler dinin bafllangcndaortaya kmfltr; aclarn ve skntlarn dini bakmdan telafi-sini ieren teodiseler dinsel dflncenin geleceini belirle-mekteydi. Ancak dinsel geliflme sureci ayn zamanda teodise-

    MEHMET AYSOY

    46

  • fiFA BU DEL

    49

    k kullanmda doktora karfllk gelmektedir. El-Cevziyye Tbb Nebe-vi adl eserinde ilacn kendisine de tb denildiini aktarr. lgintirtbbn ngilizcesi de (medicine) ila anlamndadr. Gelenein iindekibenzerlikler bunlarla kalmaz hastalk ve flifa tanmlar da benzerlik gs-terir. Fark zelde dinlerde o dinin peygamberinin mucizeleri ile irti-batldr. Arapada tp anlamn byk lde Yahudi hekimlere bor-ludur ve Yahudilikte sihir peygamberlerinin mucizeleri arasndadr,bu anlamyla da tbbn sihir anlamn da iermesi bofluna deildir.

    30 Kuranda, hepsi de gvende olmak, btn ve salkl olmak anla-mnda olan anahtar kavram insan davranfllar ile ilgilidir. Birincikavram, inan anlamnda olan imandr, fakat bu kelimenin kk olan(e m n), huzurda/sknette olmak, gvende olmak, tehlikeye ma-ruz kalmamak demektir. Burada ifade edilmek istenen fikir, imanngvenlik ve huzur bahfledeceidir. kinci kavram (s l m) kknden ge-len slamdr. Anlam ise, gvende olmak, tam ve btn olmak, b-lnmek/paralanmamaktr. Buradaki fikir Allahn kanununu kabuletmek ve ona teslim olmak suretiyle, kiflinin dalmaktan korunaca-dr. nc temel kavram takvadr ve bu genellikle dindarlk veyaAllah korkusu olarak evrilmektedir. Ancak (v k y) kknden gelenbu kavram, kaybolmaktan veya telef olmaktan korunmak ve kendi-ni ktle karfl korumak anlamndadr. Bu temel kavramlar kme-si, slam dininin, insanln inan ve davranfllar hakkndaki (her nekadar Kuran, slam kavramn, Allahn kanununa itaat ettii ve byle-ce kendini koruduu iin btn tabiata uyguluyorsa da) en nemli tav-rn ak bir flekilde ortaya koyar ki o da fludur: insanlar ahlaki ve fizi-ki tahribattan saknabilirler ve saknmaldrlar, Allahn insanlar iinkoymufl olduu kanuna (tabiatn, kendi kanunlarna itaat ettii gibi)uymaldr ve bylece, genifl potansiyellerini Allaha hizmet etme, ya-ni Allahn (ahlaki) kanununa uyma yolunda gelifltirmek suretiylemahvolmaktan hem bireysel, hem de toplum olarak kurtulurlar. zetolarak slam, kiflinin Allaha, tabiat ve hemcinsleri karflsndaki duru-mu sz konusu olduunda, hayat hakkndaki tutarl bir bakfl as su-nar ve bunun merkezinde de insann iyilii ve sal yer alr. slamda en temel dini kavram ( man, slam, Takva) - hepsi bizzat Kurannretisine de temel teflkil eder emniyette olma (safety), btn olma(wholeness), tehlike, dalma ve zlme yoluyla helak olmann zddolarak, yekpare olma (integrality) anlamna gelir. (Rahman,1997)

    dflnr. Bu sorunun ksaca ya son zamanlarda dnyannTanrnn krallna braklaca mesiyanik eskatoloji, yadualist Zerdufltculuk ve Maniheizmle ya da Karma felsefesiile zmlenmeye alflldn vurgulayan Weber, teodiseproblemine en uygun zmn zellikle Karma felsefesindeortaya konduu dflncesindedir. (elik,2007)

    Din-tp iliflkisi teodise problemi erevesinde hastalk veflifaya verilen anlamlar ekseninde belirginleflmifltir. Hastal-n dini ve sekler tanm, flifa ve tedavi kavramlarn di-ni/dnyevi balama yerlefltirmifltir. Tarihsel srete dinler vetp iliflkisi, dini flifa ve tbbi tedavi kavramlar arasnda birayrmla -ki bu ruh-beden dikotomisinin karflldr- ile flekil-

    lenmifltir.28 Tarih boyunca hasta tedavisinde hekimlerin/ta-biblerin yan sra Franszlarn guerisseur (flifa verici), ngi-lizlerin faith-healers (imanla iyilefltiren), Almanlarn heil-practiker (flifac), Mslmanlarn Lokman Hekim dediklerikiflilere rastlanmas bu blnmen bir sonucudur.

    fiifa ve hastaln gncel anlamlar karflsnda dini lite-ral- anlamlarnn karfllafltrlmas dnyevileflmenin boyutla-

    rn ele verir. Dinlerde tp29, salk30, hastalk, flifa tanmlar

    MEHMET AYSOY

    48

    28 Hipokrat metinlerine gre salk, evresel etkiler, hayat tarzlar ve in-san doasnn eflitli bileflikleri arasndaki bir denge durumunu gerek-li klar. Bu unsurlar, denge iinde olmas gereken mizalar ve tutku-lar terimiyle tanmlanr. Saaltm (flifa) olayna gelince, Hipokrat do-ann flifa datan gc dedii canl organizmalardaki saaltc gle-ri tesbit etti; hekimin rol, saaltm sreci iin en elveriflli flartlar ha-zrlamak suretiyle bu doal glere yardmc olmakt. flte Yunanca the-rapeuin (dikkat etmek)ten gelen therapy (tedavi) szcnn oriji-nal anlam budur. (Capra,2009)

    29 Tp kelimesi Hz. Muhammedin hadislerinde yer almaktadr. Arapadadrt ayr anlam taflmaktadr; dzeltme, ustalk ve maharet, adet, sihir.kinci anlamda, uzmanlk anlamyla tabibtir ve bu kullanm bugn-

  • Benzer biimde Hristiyan inancnda; hastalk, flifa, iin dua-

    lar vardr.33 (Hoflrik,2010) Kuran- Kerimde de flifa ve dua

    nemli bir vurgudur.34 kinci olarak flifa ile iman arasnda

    fiFA BU DEL

    51

    10:14 ve 10:16-20) O zaman Kral Yarovam, Tanr adamna, Ltfenbenim iin dua et, Tanrn RABbe yalvar ki, elim eski halini alsn dedi.Tanr adam RABbe yalvarnca kraln (felli) eli iyileflip eski halini al-d. (I. Krallar, 13:6) Dul kadnn olu gittike arlaflan kt birhastala yakaland, sonunda ld. lyas, Olunu bana ver diyerekocuu kadnn kucandan ald, kald yukar odaya kard ve yata-na yatrd. Sonra RABbe flyle yalvard: Ya RAB Tanrm, neden ya-nnda kaldm dul kadnn olunu ldrerek ona bu ktl yaptn?lyas kez ocuun zerine kapanp RABbe flyle dua etti: Ya RABTanrm, bu ocua yeniden can ver. RAB lyasn yalvarfln duydu.ocuk dirilip yeniden yaflama dnd. (I. Krallar 17:19-22) Bu ne-denle her sadk kulun ulafllr olduun zaman sana dua etsin. Engin su-lar taflsa bile ona eriflemez . (Mezmurlar, 32:6). Yunus baln karnn-dan Tanrs RABbe flyle dua etti: Ya RAB, sknt iinde sana yakar-dm, Yantladn beni. Yardm istedim ller diyarnn barndan, Kulakverdin sesime, ve RAB bala buyruk verdi ve balk Yunusu ka-raya kustu. (Yunus 2, 2:1-2 ve 2:10)

    33 Hz. sa ncilde rencilerine, hi bkmadan, her zaman dua etmelerigerektiini ifade etmifltir (Luka, 18 :1). Hristiyanlarn kutsal kitab n-cilde Yakupun Mektubu blmnde ard arda gelen ve dua ile ilgiliolan baz ayetler (5:13-18) dikkat ekicidir: inizden biri skntda m,dua etsin , inizden biri hasta m, kilisenin ihtiyarlarn artsn.,manla edilen dua hastay iyilefltirecek ve Tanr (Rab) onu ayaa kal-dracaktr., Bu nedenle, flifa bulmak iin gnahlarnz birbirinize iti-raf edin ve birbiriniz iin dua edin., Doru kiflinin yalvarfl ok g-l ve etkilidir., lyas (peygamber) da tpk bizim gibiinsand. Yamuryamamas iin gayretle dua etti; yl alt ay lkeye yamur yamad.Yeniden dua etti; gk yamurunu, toprak da rnn verdi.

    34 Bakara, 186: Kullarm, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerektenben (onlara ok) yaknm. Bana dua edince, dua edenin duasna cevapveririm. O halde, doru yolu bulmalar iin benim davetime uysunlar,bana iman etsinler. Enam, 41: Hayr, yalnz Ona yakarrsnz (duaedersiniz) da O dilerse yakndnz belay uzaklafltrr... Enam, 63-64:

    arasnda nemli benzerlikler sz konusudur. Salk ve sal-n korunmas dinlerin nemli alanlardr. Bu anlamda tbbibilgi (tedavi) iin dini, vahye dayal bir referans sisteminden,dini bir tptan sz edemeyiz ancak saln korunmas iin di-ni, vahiy referansl emir ve yasaklardan sz edebiliriz. Yahu-

    di kaynaklarnda31 ve ncilde yer alan bu manadaki emirlerve Kuran- Kerimde yer alan ayetler aktr.

    fiifa dinlerde ncelikle duann bir karfll olarak yer alr.Eski Ahitte; duann olumsuz koflullar ortadan kaldrc, flifa

    verici ve olaan st ynleri ile ilgi ayetler yer almaktadr.32

    MEHMET AYSOY

    50

    31 Yahudilikte insan bedeninin salkl ve salam bir hale gelmesinin dinibir grevdir, Yahudi kutsal kitaplarnda insan salyla ilgili dorudanemirler olmamakla beraber, insan hayatn koruyucu ve hatta hayvanhayatna saygy gerekli gren birok emirler verildiini ifade eder. Ya-hudilikte kiflinin kutsal kalabilmek iin yasak yiyeceklerden uzak dur-mas gerektiinin ak olduunu belirtilir. Can ve ruhun Yahudilikteayrlmaz olduunun ve ruhsal kirlenme ile bedensel kirlenme, arasn-daki farkn olduka byk olduunu ifade edilir: Bedensel kirlenmebedensel temizlenme ile yani mikve ile giderilebilir. Ancak yasak yiye-ceklerin yenmesiyle gerekleflen ruhsal kirlenme, ruhla manevi kaynakarasnda bir engel teflkil ederek insann maneviyata duyarsz, gnah ifl-lemeye ak hale getirmektedir. Yahudi halknn bedenen salkl ola-bilmesi iin kafler hkmlerinin ok byk nemi vardr.

    32 brahim Tanrya dua etti ve Tanr Avimelekle karsna, cariyeleri-ne flifa verdi. ocuk sahibi oldular. (Yaratlfl, 20 : 17) .Firavun Mu-sayla Harunu artp, RABbe dua edin, benim ve halkmn zerin-den kurbaalar uzaklafltrsn dedi Musa firavunun yanndan kpRABbe dua etti. RAB Musann isteini yerine getirdi. (Msrdan kfl,8: 8 ve 8: 13) Msrn zerinde uuflan ekirgeler lkeyi boydan boyakaplad. Firavun acele Musayla Harunu artt. Tanrnz RABbe vesize karfl gnah iflledim dedi, Ltfen bir kez daha gnahm baflla-yn ve Tanrnz RABbe dua edin; bu lmcl belay zerimden uzak-lafltrsn. Musa firavunun yanndan kp RABbe dua etti. RAB, rzga-r ok fliddetli bat rzgarna dndrd. Rzgar ekirgeleri srkleyipKzldenize dkt. Msrda tek ekirge kalmad. (Msrdan kfl,

  • imanl (mmin) olan kiflilere ynelik bir ayrma iflaret eder.

    nc olarak flifa olaanst bir durumdur ki, bunun ifade-

    si yine dinler tarihinde mucizeleri ifade eder.

    Dnyevilik iman, dua, mucize balamnda yer alan flifay

    balamndan kopartarak, hasta olmamak iin kullanlan me-

    fiFA BU DEL

    53

    (Markos , 11: 23-24 ve Matta, 21 : 23-24) On iki yldr kanamasolan bir kadn, Hz. sann arkasndan yetiflip giysisinin eteine dokun-du. inden, Giysisine bir dokunsam kurtulurum diyordu. sa arkas-na dnp onu grnce, Cesur ol, kzm! mann seni kurtard dedi. Vekadn o anda iyileflti. (Matta, 9 : 20-22) ki kr adam, Ey Davut o-lu, halimize ac! diye feryat ederek Onun (Hz. sa) ardndan gittiler.Hz. sa eve girince iki kr adam da yanna geldi. Onlara, stediiniziyapabileceime inanyor musunuz? diye sordu. Adamlar, nanyoruz,ya Rab! dediler. Bunun zerine sa krlerin gzlerine dokunarak, ma-nnza gre olsun dedi. Ve adamlarn gzleri ald. (Matta, 9 : 27-30)Kenanl bir kadn Hz. saya gelip, Ya Rab, ey Davut Olu, halimeac! Kzm cine tutsak, ok kt durumda diye feryat etti. Hz. sa ka-dna hibir karfllk vermedi. rencileri yaklaflp, Sal flunu, gitsin! di-ye rica ettiler. Arkamzdan barp duruyor. Hz. sa, Ben yalnz srailhalknn kaybolmufl koyunlarna gnderildim diye cevap verdi. Kadnise yaklaflp, Ya Rab, bana yardm et! diyerek Onun nnde yere ka-pand. Hz. sa ona, ocuklarn ekmeini alp kpeklere atmak dorudeildir dedi. Kadn, Haklsn, Rab dedi. Ama kpekler de efendileri-nin sofrasndan dflen krntlar yer. O zaman Hz. sa ona flu karfllverdi: Ey kadn, imann byk! Dilediin gibi olsun. Ve kadnn kzo saatte iyileflti. (Matta, 15 : 22-28). Bir adam saya yaklaflp Onunnnde diz kt. Ya Rab dedi, olumun haline ac! ocuk saral veok ac ekiyor. Sk sk atefle ya da suya dflyor. Onu senin rencile-rine getirdim, ama iyilefltiremediler.Hz. sa, Ey imansz ve sapmfl ku-flak! dedi. Sizinle daha ne kadar kalacam? Size daha ne kadar katla-nacam? ocuu buraya, bana getirin. Hz. sa cini azarlaynca, cin o-cuktan kt, ocuk da o anda iyileflti. Sonra renciler tek bafllarnasaya gelip, Biz cini neden kovamadk? diye sordular. Hz. sa, ma-nnz kt olduu iin karflln verdi. Size dorusunu syleyeyim, birhardal tanesi kadar imannz olsa flu daa, Buradan fluraya g derse-niz, ger. Sizin iin imkansz diye bir fley kalmaz. (Matta, 17 : 14-21).

    nemli bir vurgu sz konusudur. Eski Ahitte ve dua ile ilifl-kili olan ncildeki ayetlere gre de inanlarak dua edildiidurumda; olaanst olaylarn meydana getirilebileceine,bireylerin hastalklarndan kurtulabileceine rneklerle vur-

    gu yapld grlmektedir.35 fiifa Kuranda da, genelde

    MEHMET AYSOY

    52

    De ki: Sizler, aktan ve gizlice ona, eer bizi bundan kurtarrsa elbet-te flkredenlerden olacaz diye dua ederken, sizi karann ve denizinkaranlklarndan (tehlikelerinden) kim kurtarr? De ki: Onlardan veher trl skntdan sizi Allah kurtarr Araf 56: Dzene sokulduk-tan sonra yeryznde bozgunculuk yapmayn. Allaha (azabndan)korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. fiphesiz, Allahn rahmetiiyilik edenlere ok yakndr. Araf, 180: En gzel isimler Allahndr.Ona o gzel isimleriyle dua edin Tvbe, 103: Onlarn mallarndan,onlar kendisiyle arndracan ve temizleyecein bir sadaka (zekat) alve onlara dua et. nk senin duan onlar iin sknettir (Onlarnkalplerini yatfltrr.) Allah hakkyla iflitendir, hakkyla bilendir. Yu-nus, 12: nsana bir sknt dokundu mu, gerek yan st yatarken, ge-rek otururken, gerekse ayakta iken (her halinde bu skntdan kurtul-mak iin) bize dua eder. Ama biz onun bu skntsn ondan kaldrdkm, sanki kendisine dokunan bir sknt iin bize hi yalvarmamfl gibigeer gider... Enbiya, 83-84: Eyyb de hatrla. Hani o Rabbine, Ba-na bu hastalk mptela oldu; Sen merhametlilerin en merhametlisisin.diye Rabbine dua etti. Biz de onun duasn kabul edip kendisinde dertnamna ne varsa gidermifltik Furkan, 77: De ki: Duanz olmasaRabbim size ne diye deer versin! Neml, 62: Yahut kendisine dua et-tii zaman zorda kalmfla cevap veren ve bafla gelen ktl kaldran,sizi yeryznn halifeleri klan m? Allah ile birlikte baflka ilah mvar!? Ne kadar az dflnyorsunuz! Rum, 33: nsanlara bir zarar do-kunduu zaman, Rablerine ynelerek ona dua ederler Mmin, 60:Rabbiniz flyle dedi: Bana dua edin, duanza cevap (karfllk) vere-yim fiura, 26: Allah, iman edip salih ameller iflleyenlerin dualar-na karfllk verir; ltfundan onlara fazlasn da verir.

    35 Size dorusunu syleyeyim, kim flu daa, `Kalk, denize atl! der veyreinde kuflku duymadan dediinin olacana inanrsa, dilei yerinegelecektir. Bunun iin size diyorum ki, duayla dilediiniz her fleyi da-ha flimdiden almfl olduunuza inann, dileiniz yerine gelecektir.

  • li bir olgunlua ulaflmfl ve Gazalinin etkisi neredeyse mo-dern dneme kadar srmfl, geen srede konu temelden veyeniden ele alnma ihtiyac duyulmamfltr. slam dflnce-sinde felsefecilerden farkl olarak Gazali gibi alimler, teodiseprobleminin alann usul-i din olarak adlandrlan kelam-dan usul-i fkha kaydrarak hikmet-i teflriiye (fleriatn fel-sefesi) perspektifinden slami dnya grfln temellendir-

    mek suretiyle teodise problemini zmlediler.37 Buna greeflyann yaratlflndaki ok ince bir hikmetin varl, mkem-mel dzen Tanr`nn adletinin bir gstergesidir. lahi hikmetdflncesi, Gazzl`nin teodise anlayflnda merkezi bir yer

    tutmaktadr.38 Gazzl, insni durumlar ve ahlk ktlkle-

    fiFA BU DEL

    55

    lerdir. Bunlar arasnda, lm, musibet teriminin en ok kullanlddurum olarak bilinmektedir. Fakat, doru bir anlam iin, bu yaygnkullanmn ncelikle dikkate alnmamas ve Kuran ayetleri erevesin-de bir tahlil yaplmas gerekmektedir. Musibet terimi, Kuranda onyerde gemektedir. S-v-b kknden treyen ayetlerin toplam saysise yetmiflyedidir.

    37 sfahani rneinde olduu gibi, klasik literatrde genelde fleriatn s-tnlklerini anlamaya vesile trnden bafllklar taflyan birok eser,teodisi kaynakl flpheler karflsnda slami dnya grfln anlatmakiin yazlmflt. slamda bu klli anlamda tasavvufun merkeze gemeside, misyonu asndan Bat Hristiyan dflncesinin kurucusu kabuledilen St. Augustinee benzetilen Gazali sayesinde oldu. O,klli ilimolarak fkhn zamanla paralanmasyla ortaya kan tevhid, kelam, ta-savvuf, felsefe gibi slam dflncesinin eflitli boyutlar arasndaki ge-rilimi byk bir ustalkla zd. Gazali, Ubeydullah Debusi (976-1039)ye ait TakvimlEdille ve elEmedul Aksa, Ebu Talip Mek-kiye ait KutlKutub ve Rab sfahaniye ait ez-zeria ila Mekarimifl-fieria gibi byk kitaplarn birikimine dayanarak, fkh- batn olaraktanmlanan tasavvufu, slam dflncesinin merkezi, ana mecras halinegetirdi.(Gencer,2008)

    38 Gazzl de evrendeki ktlkleri nce Tanr kavramnn tanmlamasn-dan hareketle aklamaya alflr. Ona gre eer (bu dnyadan daha

    taya indirgemifltir. Bu anlamyla dnyevilik, hastalk ve acanlayflnda bir deiflmedir.