sehÎ bey dîvÂni (İnceleme-metİn)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/tez/47290.pdftürk edebiyatı...

404
T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN) MÜSLÜM YILMAZ 2501080676 Tez Danışmanı: Prof. Dr. KEMAL YAVUZ İstanbul 2010

Upload: others

Post on 09-Mar-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

T.C. İstanbul Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

SEHÎ BEY DîVÂNI

(İNCELEME-METİN)

MÜSLÜM YILMAZ

2501080676

Tez Danışmanı:

Prof. Dr. KEMAL YAVUZ

İstanbul 2010

Page 2: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

2

Page 3: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

3

ÖZET

Bu çalışmanın konusu XVI. yüzyıl şairlerinden olan Sehî Bey’in elde mevcut

iki eserinden biri olan Divanı ve Divanı’nın incelenmesidir. Çalışmamız üç

bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde Sehî Bey’in hayatı, eserleri, üslübu hakkında bilgiler verilmiş,

divanında ve tezkiresinde üstadım diye bahsettiği Necâtî Bey’le münasebetleri

açıklanmış, iki şairin şiilerinin karşılaştırılmasına yer verilmiştir.

Divanın ikinci bölümünde divan, içerik özellikleri açısından incelenmiştir. Bu

bölümde metinden çıkan verilere göre dini öğeler, kişiler, edebi kavramlar, divanda

işlenen en sık konular incelenmiştir. İncelemede kısmi olarak Mehmet Çavuşoğlu

tarafından hazılanan Necâtî Bey Divanı’nın örnek alınmıştır. Divanından hareketle

hangi şairlerden etkilendiği edebi üslubu tespit edilmeye çalışılmıştır.

Divanın son bölümünde Divanın günümüz alfabesine aktarılmıştır. Divandaki

farsça kasideler, mülemmalar asli yazılışları verilmiştir.

ABSTRACT

The subject of this study is the Dîvan of the XVI. century poet Sehî Bey, which

is one of his two available works, and its analysis. The study consists of three

sections:

In the first section information has been provided on the biography, works and

style of Sehî Bey; his relationship with Necâtî Bey, about whom he talks as his

master in his Dîvan and Tezkire, have been explained and the poetry of the two

poets have been compared.

In the second section the Dîvan has been analysed in view of its contentual

properties. Here, on the basis of the data acquired from the Dîvan, religious

elements, persons, literary concepts and the subjects most frequently handled in the

Dîvan have been reviewed. The review has been partly based on the example of

Necâtî Bey Dîvânı, edited by Mehmet Çavuşoğlu. Taking his Dîvan as the pivotal

point, the literary style and the influences of the poet have been attmpted to

determine.

In the final section the text of the Dîvan has been romanized. However, the

qasides in Persian and the multi-lingual poems have been left intact in their original

orthography.

Page 4: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

4

ÖNSÖZ

Klasik şiirimiz 16. yüzyılda henüz daha doğuşunun ikici asırında, artık etkisinde

geliştiği iki milletin edebiyatına dahi yön verecek derecede olgun şairler yetiştirmiş,

sonraki yüzyıllarda dahi tartılşamayacak eserler ortaya koymuştur. Bu eserlerden

başlıca olanlarından Anadolu sahasındaki ilk şuara tezkiresini kaleme alan Sehî Bey

divan sahibi bir şairdir. Divanı’nı çalışma konusu seçtik.

Bu çalışmanın konusu XVI. yüzyıl şairlerinden olan Sehî Bey’in elde mevcut iki

eserinden biri olan Divanı ve Divanı’nın incelenmesidir. Çalışmamız üç bölümden

oluşmaktadır. Birinci bölümde Sehî Bey’in hayatı, eserleri, üslübu hakkında bilgiler

verilmiş, Necâtî Bey’le şiileriyle karşılaştırılmasına yer verilmiştir.

Divanın ikinci bölümünde, divan içerik özellikleri açısından incelenmiştir. Bu bölüm

metinden çıkan verilere göre dini öğeler, kişiler, edebi kavramlar, divanda işlenen en

sık konular ele alınmıştır. İncelemede kısmi olarak Mehmet Çavuşoğlu tarafından

hazılanan Necâtî Bey Divanı’nın Tahlili örnek alınmıştır.

Tezin son bölümü Divanı günümüz alfabesine aktarılmasıdır. Divandaki Farsça

kasideler, mülemmalar asli yazılışları verilmiştir.

Çalışmalarım sırasında yardımlarını esirgemeyen Marmara Belediyeler Birliği Turgut

Cansever Yerel Yönetimler Kütüphanesi çalışanlarına, Marmara Belediyeler Birliği

yöneticilerine çok teşekkür ederim. Çalışmalarım sırasında yardımlarını esirgemeyen

danışmanım sayın Prof. Dr. Kemal Yavuz’a çok teşekkür ederim. Ayrıca bilgilerinden

istifade ettiğim değerli hocalarım Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, Prof. Dr. Azmi

Bilgin, Yard. Doç. Dr Cemal Aksu’ya da teşekkür ederim.

Page 5: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

5

İÇİNDEKİLER

ÖZET………………………………………………………………………………....2

ABSTRACT………………………………………………………………………….2

ÖNSÖZ ....................................................................................................................4

KISALTMALAR .....................................................................................................9

I. BÖLÜM .............................................................................................................. 10

1.SEHÎ BEY’İN HAYATI VE ESERLERİ ............................................................. 10

1.1.SEHÎ BEY’iN HAYATI ................................................................................... 10

1.2. ESERLERİ: ..................................................................................................... 15

1.2.1.HEŞT BEHİŞT .............................................................................................. 15

1.2.2.DİVAN .......................................................................................................... 18

1.3.ÜSLUBU.......................................................................................................... 40

1.4.SEHÎ BEY’İN ŞİİRLERİNİN NECATİ BEY’İN ŞİİRLERİYLE

KARŞILAŞTIRILMASI ......................................................................................... 42

II. BÖLÜM 2- İÇERİK ÖZELLİKLERİ .................................................................................... 68

2.1.DİN .................................................................................................................. 68

2.1.1.Allâh ............................................................................................................. 68

2.1.2. Melekler ....................................................................................................... 69

2.1.3.Cebrâil: .......................................................................................................... 70

2.1.4.Kur’ân-ı Kerîm .............................................................................................. 71

2.1.5.Sûreler: .......................................................................................................... 73

2.1.6.Hadis ............................................................................................................. 74

2.1.7.Peygamberler ................................................................................................. 75

2.1.7.1.Hz. Âdem ................................................................................................... 76

2.1.7.2.Hz.İbrahim (Halîl): ..................................................................................... 76

2.1.7.3.Hz. Yûsuf: .................................................................................................. 77

2.1.7.4.Hz. Ya’kûb: ................................................................................................ 78

2.1.7.5.Hz. Mûsâ: ................................................................................................... 78

2.1.7.6.Hz.Nuh: ...................................................................................................... 79

Page 6: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

6

2.1.7.7.Hz.Eyyub: ................................................................................................... 80

2.1.7.8.Hz.Süleyman: ............................................................................................. 80

2.1.7.9.Hz.İsa: ........................................................................................................ 81

2.1.7.10.Hz. Muhammed: ....................................................................................... 82

2.1.8.Dört Halife .................................................................................................... 84

2.1.9.Diğer Dini Kişiler .......................................................................................... 86

2.1.9.1.Hz.Hasan: ................................................................................................... 86

2.1.9.2.Hz.Hüseyin: ................................................................................................ 86

2.1.9.3.Hızır: .......................................................................................................... 87

2.1.9.4.Veyse’l-Karenî: .......................................................................................... 88

2.1.9.5.Meryem: ..................................................................................................... 89

2.2. CEMİYET ....................................................................................................... 90

2.2.1. Padişahlar ..................................................................................................... 90

2.2.1.1.Gazneli Mahmud: ....................................................................................... 90

2.2.1.2.Bâyezid: ..................................................................................................... 90

2.2.1.3.Kanuni Sultan Süleyman ............................................................................. 91

2.2.2.Vezirler ......................................................................................................... 91

2.2.2.1.Davud Paşa ................................................................................................. 91

2.2.2.2. Kasım Paşa ................................................................................................ 91

2.2.2.3. İbrahim Paşa .............................................................................................. 92

2.2.2.4.İskender Çelebi ........................................................................................... 93

2.2.3.Mutasavvıflar ................................................................................................ 94

2.2.3.1.Ahmed Şemseddin Marmaravi: ................................................................... 94

2.2.3.2. Mevlânâ: .................................................................................................... 95

2.2.4.1. Şairler: ....................................................................................................... 96

2.2.4.2. Zati ............................................................................................................ 96

2.2.4.3. Revânî ....................................................................................................... 97

2.2.4.4. Visâlî ......................................................................................................... 98

2.2.4.5. Sa’di: ......................................................................................................... 99

2.2.4.6. Nizâmi: ...................................................................................................... 99

2.2.4.7. Kemâl ...................................................................................................... 100

2.2.4.8. Hüsrev ..................................................................................................... 100

2.2.4.9. Câmî ........................................................................................................ 101

Page 7: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

7

2.3. EDEBİ HİKAYE KAHRAMANLARI: ......................................................... 102

2.3.1 Leylî ve Mecnûn .......................................................................................... 102

2.3.2. Ferhad ile Şirin ........................................................................................... 103

2.3.3. Vâmık u ‘Azrâ ............................................................................................ 104

2.4. TARİHİ VE EFSANEVİ KİŞİLER ................................................................ 104

2.4.1.Hüsrev: ........................................................................................................ 104

2.4.2.Rüstem: ....................................................................................................... 105

2.4.3. Nûşîrevân: .................................................................................................. 105

2.4.4.İskender: ...................................................................................................... 105

2.4.5.Ferîdun: ....................................................................................................... 106

2.4.6.Kubad: ......................................................................................................... 106

2.4.7.Cem/Cemşîd: ............................................................................................... 106

2.4.8.Efrasiyab: .................................................................................................... 107

2.4.9.Âsaf: ............................................................................................................ 107

2.4.10.Calinus (Galenos): ..................................................................................... 108

2.4.11.Hatem-i Tay:.............................................................................................. 108

2.5. KAVİMLER .................................................................................................. 109

2.5.1.Türk, Türkmen: ........................................................................................... 109

2.5.2.Habeş: ......................................................................................................... 109

2.5.3.Hindu: ......................................................................................................... 109

2.6.YER ADLARI ................................................................................................ 109

2.6.1.Çîn: ............................................................................................................. 109

2.6.2.Rûm............................................................................................................. 110

2.6.3.Hoten ........................................................................................................... 111

2.6.4.Mısır ............................................................................................................ 111

2.6.5.Hindistân ..................................................................................................... 112

2.6.6.Yemen ......................................................................................................... 112

2.7. DİVANDA BAŞLICA İŞLENEN KONULAR…………………………….110

2.7.1.Aşk .............................................................................................................. 113

2.7.2. Kavuşma..................................................................................................... 114

Page 8: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

8

2.7.3. Ayrılık ........................................................................................................ 116

2.7.4. Şarap .......................................................................................................... 116

2.7.5. Tabiat ......................................................................................................... 118

2.7.6. Nevruz ........................................................................................................ 118

2.7.7. Talihten, Zamandan Şikayet ........................................................................ 119

2.7.8. Bayram ....................................................................................................... 121

III.BÖLÜM 3. BÖLÜM ........................................................................................................... 124

3.1 ÇEVİRİYAZI ALFABESİ .............................................................................. 124

3.2 NÜSHA TASNİFİ .......................................................................................... 125

3.3.METİN ........................................................................................................... 126

KAYNAKÇA ..................................................... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

DİZİN .................................................................................................................. 399

EKLER ................................................................................................................ 402

Page 9: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

9

KISALTMALAR

a.g.e.:Adı geçen eser

a.s : Aleyhisselam

c :Cilt

by. :Beyit

bkn.:Bakınız

DİA:Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Doç. : Doçent

Dr. : Doktor

H. :Hicrî

haz.:Hazırlayan

Hz.:Hazret-i

K :Kaside

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

Mün: Münacat

nr. :Numara

öl. :Ölümü

Rub: Rubai

s. :Sayfa

SBE:Sosyal Bilimler Enstitüsü

sy. :Sayı

thk.Tahkik eden

vb. :Ve benzeri

vs. : Vesaire

Page 10: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

10

I. BÖLÜM

1. SEHÎ BEY’İN HAYATI VE ESERLERİ

1.1. SEHÎ BEY’iN HAYATI

Türk şairi ve tezkire müellifi olan Sehî Bey Fatih Sultan Mehmed zamanında

doğmuştur. Kaynaklarda asıl ismi ve kökeni hakkında bilgi bulunmakmaktadır.1.

Sehî Bey’in 1538 de tezkiresini tamamlamış, 1546 yılında vefatında 80’li

yaşlarda olduğuna göre 1470’li yıllarda Fatih Sultan Mehmed zamanında doğmuştur

diyebiliriz. Divanında kendi yaşı hakkında kesin bir bilgi vermemektedir. Ancak şair

Revânî’den bahsederken;

İñinde baş kıãmasun RevÀnì Bile doàdı benüm ol yaştaşumdur

LeùÀif 4 aynı yaşta olduğunu söylemektedir. Revanì’den bahseden kaynaklarda

Revânî’nin de doğum tarihinin belli olmadığını, yaklaşık 1475 yılında dünyaya

gelmiş olabileceğini söylemektedir.2

Asıl ismi bilinmeyen Sehî, Aşık Çelebi’den bu yana hal tercümesinden

bahseden kaynakların ittifakla kabul ettiklerine göre Edirneli’dir.”3 Dönemin başlıca

kaynaklarından Latifi4,Hasan Çelebi5 Sehî Bey’in doğum yerinden bahsetmedikleri

gibi, Gelibolu’lu Âli6 ve Evliya Çelebi7 Sehî Bey’i “Abdullah oğludur” diye zikr

etmiş, Sehî Bey’in aslını devşirme olarak göstermişlerdir. Zaten şair divanındaki bir

dörtlükte kendini kul oğlu diye adlandırmaktadır.

Bir úul oàlı úulıyam ol beg efendümdür benüm BÀà-ı dilde ãalınur serv-i bülendümdür benüm ÓÀlüme baúup dimez bu derdmendür benüm

1 Aşık Çelebi, Meşa’irü’ş-Şuara, Haz, Filiz Kılıç Gazi Üniverisitesi SBS Fakültesi TDE Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara, Haz. Rıdvan Canım, AKM Yayınları, Ankara 2000 s. 314, Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuara, Haz. İbrahim Kutluk , TTK Yayınları, Ankara 1989 s. 493, Gelibolu’lu Ali, Künhü’l Ahbar, Haz. Mustafa İsen, AKM Yayınları,Ankara 1994 s. 179 2 Tülin Yazıcı, Revânî Divânı'nın tahlili, Niğde Üniverisitesi SBS Fakültesi TDE Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış) Yüksek Lisans Tezi Niğde 2004 s.1 3 Rıdvan Canım, Edirne Şairleri, Akçağ Yayınları, Ankara 1995 s. 127 4 Latifi, a.g.e s. 314 5 Hasan Çelebi, a.g.e s. 493 6 Gelibolu’lu Ali, a.g.e s. 179 7 Evliya Çelebi, Seyahatname, Haz. Robert Dankoff, Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, YKY İstanbul 2006 s. 167

Page 11: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

11

Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur Mur. II

Tezkire müelliflerinin müştereken belirttikleri üzere, Sehî Bey, şair Necâtî

Bey’in yanında yetişmiş ve ölümüne kadar üstad olarak benimsediği Necâtî Bey’in

çevresinden ayrılmamıştır.

Bu konuda Ömer Faruk Akün şöyle demektedir;

“Kendisi ile Necâtî Bey arasındaki bu münasebetin nerede, hangi tarihte ve

nasıl başladığına dair elde her hangi bir kayıt yoktur. Yalnız, bunun Necâtî’nin

nişancı olarak maiyetinde bulunduğu II.Beyazıt’ın oğlu şehzade Mahmud’un Manisa

valiliğine tayininden (914/1504) daha evvele ait olduğu kolayca söylenebilir. Çünkü,

Sehî Bey’in orada kendisi ile beraber bulunduğu malumdur.”8

913 (1502) ‘te şehzade Mahmud’un vefat etmesi üzerine Necâtî Bey gibi

Sehî Bey de İstanbul’a dönmüştür. Sehî Bey, (914/1508) yılında Necâtî Bey’in

vefatına kadar yanından ayrılmamış, Necâtî Bey’in vefatından sonrada Necâtî Bey

için Şeyh Vefa tekkesi civarında bir mezar inşa ettirmiştir. Âşık Çelebi tezkiresinde

Necâtî Bey’in kabrine Sehî’nin;

DìvÀnuñı NecÀtì egerçi úaraladuñ Umar mısın ki nÀme-i èamÀlüñ aà ola İllÀ meger òayr duèÀdan unutmaya Añılıcak onları anlar ki ãaà ola9

Necâtî Bey’in divanınaki bu rubaisini mezar taşına yazdırdığını söyleyese

de10Sehî Bey mezarın kitabesine üstadı için kendi düşürdüğü vefat tarihini

yazdırmıştır. Bunu tezkiresinde şöyle ifade etmektedir; “Mezarı Şeyò VefÀ Tekyesi

úurbındadır. Merkadini faúîr binÀ etdim. Ve fevtine bu faúîrden işbu tÀrìò ãÀdır oldı

ki, zikrolunır. TÀrîò-i Fevt-i NecÀtî:

Naúl-i NecÀtî èÀleme tÀrîh olmaàın TÀrîòini Sehî dedi “Gitdi NecÀtî HÀy” 914

8 Ömer Faruk Akün,”Sehî”,İslam Ansiklopedesi MEB Yayınları, İstanbul 1993 c. 10 s. 316 9 Necati Bey Divan, Haz. Ali Nihat Tarlan, Akçağ Yayınları 1994 Ankara s. 43 10 Aşık Çelebi a.g.e s. 451

Page 12: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

12

Ve mezarı levhasına tarîh-i mezkurla kendi eş’arından bu beyti fakîr müsenna hatt ile yazdırdım:

Bir seng-dil firÀkına ölen NecÀtî’nin BillÀh mermer ile yapasız mezarını”11

Sehî Bey’in tezkiresinde kendi söyledikleriyle çeliştiği için Âşık Çelebi’nin

söyledikleri doğru değildir.

Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Sehî Bey’in Necâtî Bey’e yakınlığınının

sebebini şu şekilde ifade eder;“ Hatta Edirne’li Sehî Bey Necâtî Bey’in duhter-i

pakize-ahterin alup Necâtî Bey’in intikalinden sonra Sehî Bey Evrak-ı Perişan-ı

Necâtî ile Sehî namıyla bir divan tertip eylemiştir.” 12 diye bahsetsede dönemin

kaynakları incelendiğinde de bu bilginin doğru olmadığı anlaşılmaktadır.

Sehî Bey, Necâtî Bey’in vefatından sonra Kanuni Sultan Süleyman 1513’te

Manisa sancağına çıkınca Kanuni Sultan Süleyman’ın yanında divan katibi olarak

ikici defa Manisa’ya gitmiştir. Manisa ve Edirne de olmak üzere yedi yıl bu

hizmetlerde bulunmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1520 yılında tahta çıkması

üzerine Sehî Bey Kapıkulu Sipahi Bölüğüne tayin edilmiş, ardından Edirne’de

küçük bir tevliyet verilerek İstanbul’dan” ayrılmıştır.13 Latifi Sehî Bey’in bu göreve

isteyerek gittiğini söylese de14 Sehî Bey tezkiresinin önsözünde Kanuni’yi öven bir

kasidesinde bunun aksini söylemektedir;

Kul olana çoğ etdi şah himmet

N’ola etse Sehî’ye dahi şefkat

Olurken padişahın hizmetinde

Bulam derdüm saadet devletinde

Günahım n’oldu bilsem dirliğimde

Sürüldüm kapıdan ben pirliğimde

Ne var himmet etse yine sultan

Koca kul kapısında olsa derban

11 Günay Kut, Sehî Bey, Heşt Behişt ,Harvard Ünivesitesity 1978 USA s. 212-213 12Evliya Çelebi, a.g.e s. 175 13 Rıdvan Canım, “Sehî Bey” mad. D.İ.A İstanbul 2009 c. 36 s. 316 14 Latifi, a.g.e s. 314

Page 13: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

13

Sehî Bey gözden düştüğünü tekrar eskisi gibi padişahtan bir paye beklediğini

ifade etmektedir. 15

Sehî Bey’in bir dönem Mora’da bulunduğu divanındaki “Der medó-i DÀvÿd

Beg dÀmÀd-ı SulùÀn BeyÀzıd” başlıklı terkib-i bendden anlaşılmaktadır.

Sehî Bey, bu kaside de Davud Bey’den kendisini Mora’dan aldırmasını

istemektedir. Davut Bey’in II.Beyazıd’ın damadı olduğunu düşünecek olursak, Sehî

Bey’in saray erkanıyla yakın bir ilişkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Davud Bey’e

yazdığı şiirde Mora’nın havasının, suyunun ne kadar kötü olduğunu hicve yakın bir

üslüpla anlatmaktadır.

Velì bir óikÀyet èaceb bir òaber İşid dil bulursa ecelden mecÀl Sefer Àrzÿsın idelden berü Mora’nuñ havÀsı beni itdi lÀl

Göñül ùobùolu od iki göz ãuda Diyeyim nitedür işit vaãf-ı óÀl äuyı bed hevÀsı çepel kendü şÿm Yöresi òarÀbe yatıú pür-êalÀl Ùoúınsa hevÀsına bir şìr ùıfl Bir ayda úocala ola úaddi dÀl İçerse kimesne bir içim ãuyın Verem baàlar içi olur kendü lÀl

K.32/3-9 Elim al ki úaldum ayaúda õelil Naôar úıl ki oldum úapuñda àubÀr Úo itsün işigün ùavÀfın Sehì Ki envÀr-ı luùfa çeker intiôÀr Ùapuñı muèazzez işigün şerìf MurÀdıñ müyesser ide mìr-i kÀr ÒalÀã it bu yerden yaúìn da ki de var Habìbiñ óaúıyçün bizi bir ü bÀr

K.32/44-47

15 Mustafa İsen, Sehî Bey, Heşt Behişt (Sedeleştirilerek), Akçağ Yayınları, Ankara 1998 s. 11

Page 14: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

14

Sehî Bey geri kalan ömrünün son otuz senesini İstanbuldan uzak

geçirmiştir. Bir ara Ergene’de bazı mütevelliliklerde de bulunmuştur. Şair Refiki’nin

1532 de ölümü üzerine boşalan Edirne darü’l-hadis mütevelliliğine getirildiğini

Başbakanlık Arşivi’ndeki bir tamirat defterindeki kayıttan anlaşılmaktadır.

Arşivdeki kayıtta Sehî Bey’in 1546 yılında darü’l-hadisin mütevellisi olduğunu

belirtilmektedir.16 Sehî Bey bu görevdeyken meşhur tezkiresi Heşt Behişt’i 1538

yılında tamamlayarak sefer dönüşünde Edirne’de konaklayan Kanuni Sultan

Süleyman’a sunmuştur. Ancak Sehî Bey padişahtan beklediği ilgiyi göremeden 1548

yılında Edirne’de vefat etmiştir.17

16 Rıdvan Canım, “Sehî Bey” mad. D.İ.A İstanbul 2009 c. 36 s. 316 17 Aşık Çelebi, a.g.e s. 550, Latifi, s. 314, Hasan Çelebi, a.g.e s. 493, Gelibolu’lu Ali, a.g.e s. 179 Rıdvan Canım, “Sehî Bey” a.g.e s. 316, Ömer Faruk Akün, a.g.e s.320

Page 15: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

15

1. 2. ESERLERİ:

1.2.1 HEŞT BEHİŞT Osmanlı Türkçesi’nde Tezkiretü’ş-şuara türü, Sehî Bey’in 945 (1538) yılında

tamamladığı bu eserle başlar. Tezkire-i Sehî olarak da bilinen Heşt Behişt bir önsöz,

her birine “behişt“ (cennet) adı verilen sekiz tabaka ile bir hatimeden meydana

gelmiştir. Sehî’nin önsözünde bizzat belirttiği üzere eser Abdurrahman-ı Cami’nin

sekiz ravzaya ayrılmış Baharistaristan, Devletşah’ın Tezkiretü’ş-şuara Ali Şîr

Nevaî’nin sekiz “meclis”ten oluşan Mecalisü’n-nefais’inden örnek alınarak yazılmış

ve sekiz tabakaya ayrılmıştır.18 “Heşt Behişt’in her tabakasının başında o tabaka için

giriş mahiyetinde bir açıklama, sonunda da bir “tetimme” kısmı bulunmaktadır.

Arap edebiyatındaki geleneğin bir devamı olan bu sistemde tabakalar Farsça

sayılarla adlandırılmıştır.

Eserdeki sekiz tabakanın muhtevası şöyledir:

1.Tabaka Kanunî Sultan Süleyman’a ayrılmıştır.

2.Tabakada başlangıçtan Kanunî Sultan Süleyman’a gelinceye kadar şiir

yazmış divan sahibi padişahlarla şehzadeler anlatılmıştır. Bunların toplam sayısı

altıdır.

3.Tabakada vezir, kazasker, defterdar, nişancı ve sancak beyi gibi devlet ricali

arasında şiir yazanlar yer alır. Bu tabakadaki şair sayısı, eserin bilinen on sekiz

nüshasında yirmi altı ile yirmi sekiz arasında değişmektedir.

4.Tabaka ulema sınıfından olan şairlere ayrılmıştır. Ulemanın rütbesinin yüksek

olması dolayısıyla bunların ayrı bir tabakada ele alınması gerektiğini söyleyen Sehî,

bu hususta Hz. Peygamberin, “Ümmetimin uleması Benî İsrail’in peygamberleri

gibidir” hadisine dayanır. Bu tabakadaki şair sayısı yazma nüshalarda on yedi ile on

sekiz arasında değişmektedir.

5.Tabakada, Sehî’nin tezkiresini yazdığı sırada hayatta bulunmayan otuz üç şair

anlatılmaktadır.

6.Tabaka tezkirenin en geniş bölümüdür. Sehî, bu tabakada yer alan ve çeşitli

nüshalara göre sayıları elli altı ile altmış arasında değişen şairlerin bir kısmı ile

18M. İsen, Sehî Bey, Heşt Behişt (Sedeleştirilerek), s. 37

Page 16: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

16

bizzat görüşmüştür.

7.Tabakayı müellif çoğunu şahsen tanıdığı çağdaşlarına ayırmış, ayrıca

“Zikrü’n-nisa” başlığı altında Zeyneb Hatun ve Mihrî Hatun adlı iki kadın şaire de

yer vermiştir. Bu tabakadaki şair sayısı da nüshalarda otuz yedi ile otuz dokuz

arasında değişmektedir.

8.Tabakayı adları yeni yeni duyulmaya başlayan, Sehî’nin kabiliyetli bulduğu

“nevheves” genç şairler oluşturmaktadır. Bu kısımdaki şair sayısı nüshalara göre

kırk üç ile kırk dokuz arasında değişir. Tabakalarda şairlerin sıralanmasında

herhangi bir tertip gözetilmemiştir. Sehî Bey’i takip eden Latîfî’den itibaren ise

tezkirelerin çoğunda şairlerin mahlasları esas alınarak alfabetik sıraya uyulmuştur.

“Heşt Behişt’te sırasıyla bir şairin Önce adı, babası tanınan bir kimse ise

babasının adı, bazılarında kimin öğrencisi olduğu, varsa mensup bulunduğu tarikat,

tahsili ve mesleği belirtildikten sonra kişiliği ve şiirleri üzerinde değerlendirmede

bulunulur, bazen eserlerinin isimleri de verilir. Şairlerin doğum ve ölüm tarihleri

kaydedilmeyip, sadece bir kısmının genç veya ihtiyar yaşta öldüğü belirtilmekle

yetinilmiş, daha sonra her şairin şiirlerinden birkaç beyit örnek verilmiştir.

Sehî’nin şairler hakkında verdiği bilgiler genellikle kısa ve çok defa da eksiktir.

Bazen bir sayfada dört beş şairin hayatına rastlamak mümkündür. Bu durum, daha

ziyade sekizinci bölümde yer alan şairler için söz konusudur. Müellif döneminin

bazı şairlerini tezkiresine almamış, buna karşılık özellikle çağdaşı olmayıp hakkında

yaşlı kimselerden bilgi aldığı şairlere dair önemli bilgiler vermiştir. Tezkirede Fatih

Sultan Mehmed, Ahmed Paşa, Mevlana Lutfî, Mevlana Melîhî, Çağşurcı Şeyhî ve

Afitabî gibi bazı şairler hakkında latifelere de rastlanmaktadır.

Daha sonra yazılan tezkirelere göre oldukça sade bir üslupla ve kısa cümlelerle

kaleme alınan eserde müellif şairlerin şahsiyetini ve sanat değerlerini İfade ederken

belirli bir kelime kadrosu içinde kalmıştır. Bu tip kalıp kelimelerin (hoş-tab’ nazik

kimse, hoş-tab’sühan-dan, rind, nazik, latif, çerb-zeban, zarif vb.) sayısı altmışı

geçmez. Bunların şiirlerini nitelendirirken de (eş’arı hoş-ayende ve gazeliyyatı pesen

dîdedir gibi) elli kadar genel geçer kelime kullanmıştır.

Mevcut kataloglara göre Heşt Behişt’in Türkiye’de ve Türkiye dışındaki

kütüphanelerde on sekiz nüshası vardır. Eserin İstanbul Üniversitesi

Kütüphanesi’ndeki nüshasında (TY, nr. 2540) “Vahdeti maddesinde Vahdetî’nin

Heşt Behişt’e “tabakatü’l-ebrar” (947/1540-41) diye tarih düşürmüş olması, Sehî’nin

945’te (1538) tamamladığını söylediği eserine sonradan ilaveler yapmış

Page 17: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

17

olabileceğini düşündürmektedir. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki yazma ise

(Ayasofya, nr. 3544) saray nüshası olması dolayısıyla önemlidir. Başında mühürler

ve bir manzume, ayrıca “odadan çıkma” kaydı bulunmaktadır. Büyük bir ihtimalle

bu nüsha Lutfî Paşa vasıtasıyla padişaha iletilmek istenmiştir. Üzerindeki bir

mühürden, kitabın daha sonra Kanunî’nin şehzadesi Mehmed’in eline geçmiş olduğu

anlaşılmaktadır.

Heşt Behişt, Ali Emîrî Efendi’nin istinsah ettiği nüsha (Millet Ktp., Ali Emîrî

Efendi, Tarih, nr. 768) esas alınarak Mehmed Şükrü tarafından Âsâr-ı Eslaftan

Tezkire-i Sehî adıyla yayımlanmıştır. Tezkirenin Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki

nüshasının (Ayasofya, nr. 3544) faksimilesi üzerinden tenkitli neşri, nüshalar arasın-

daki bağları ortaya koyan bir inceleme ile birlikte Günay Kut tarafından gerçek-

leştirilmiştir.19 Toplam şair sayısı 240’a ulaşan bu yayında matbu nüshadaki

yanlışlıklar düzeltilmiş, sonuna da Arap harfli genel bir indeks eklenmiştir.” 20 Heşt

Behişt’in bugünkü Türkçeye aktarılmış bir neşri de vardır.21 Ayrıca tezkirenin dil ve

sentaksı üzerine bir yüksek lisans tezi de yapılmıştır. 22

Sehî Bey, en önemli eseri ona bu tezkire Anadolu sahasında yazılmış ilk

tezkire olmasıdan dolayı çok önemli bir değer taşımaktadır.

Sehî Bey’in tezkiresi için Prof. Dr. Ömer Faruk Akün şu tesbitte bulunmuştur;

“Şiirde bir mevki kazanamamasına mukabil, Sehî’nin namını zamanımıza

kadar devam ettiren eseri, tezkiresi olmuştur. Tezkiresi Heşt Behişt adı ile kaleme

aldığı bu şairler tezkiresi, kendisine Osmanlı Edebiyatı sahasında bu nevide ilk eseri

yazmış müellif addolunmak payesi kazandırmıştır. Eser, bu nev’in en eski mahsülü

olmak vasfını el’an muhafaza etmektedir. Ancak, Sehî’den evvel böyle bir eser

yazılmamış olduğunu kat’iyetle iddia etmek de mümkün değildir.” 23

19 Günay Kut, Sehî Bey, Heşt Behişt ,Harvard Ünivesitesity 1978 USA 20 Günay Kut, “Heşt Behişt” Mad. D.İ.A İstanbul 1998 c. 17 s. 273 21 Mustafa İsen, Sehî Bey, Heşt Behişt (Sedeleştirilerek), Akçağ Yayınları, Ankara 1998 22 Murat Kılıç,Sehî tezkiresi üzerinde bir sentaks çalışması, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, SBE (Basılmamış) Yüksek Lisans Tezi Kahramanmaraş 1999 23 Akün a.g.e s. 318

Page 18: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

18

1.2.2. DİVAN

Sehî Bey’in bilinen diğer eseri divanıdır. Kütüphane katologlarını taramamız

sonucunda divanının bilinen tek nüshası olduğunu tespit ettik. Bu nüsha da Paris

Bibliotheque Nationale, Mss Turcs Supplement, No: 360’ta kayıtlı eserdir. Divan

ayrıca Süleymaniye Kütüphanesi mikrofilm arşivi 3736 numarada kayıtlıdır. Divanı

hazırlarken Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki bu mikrofilmden yararlanarak tezimizi

hazırladık.

Divan üzerine Prof.Dr. Mehmet Çavuşoğlu’nun danışmanlığında iki adet lisans

tezi yapılmıştır. Divanın 1a-56a varakları arasındaki kasideleri Hüseyin Hatipoğlu24,

56a-152a varakları arasındaki gazelleri de Cemil Feyzi Göksu tarafından

çalışılmıştır. 25

Yapılmış lisans tezlerinde metnin girişinde iki sayfalık önsöz ve Sehî Bey’in

kısaca hayatından bahsedilmişdir. Yapılan çalışmalar divan metinini latin harflerine

aktarmaktan ibaret olmuştur. Pek çok yer okunamadığı için boş bırakılmıştır.

Diğer bir çalışma da Hakan Yekbaş tarafından gerçekleştirilmiştir.26 Tezimizin

savunma sürecinde yayınlanan bu eseri ayrıntılı olarak incemek pek mümkün

olmadı. Genel olarak bu eser, divanın tek nüshası ve nazire mecmualarındaki

şiirlerinde dahil edildiği bir çalışma olmuştur. Nazire mecmualarındaki şiirler

divandaki şiirlerle aynıdır. Divanın haricinden yanlız bir kaside bir mecmuadan

alınmıştır.27 Hakan Yekbaş’ın hazırladığı bu çalışma Sehî Bey’in hayatı,eserleri ve

edebi kişiliği, divanındaki nazım şekilleri ve divanın metninden müteşekkildir.

Yayınlanan eser ciddi bir gayret içinde, titizlikle hazırlandığı görülmektedir. Ne

yazık ki ara ara gözden kaçan hatalar olduğu görülmektedir. Özellikle divanın

metninde okuma yanlışlıkları, imla hataları ve bazı beyitlerin okunmayıp atlandığı

veya gözden kaçtığı görülmektedir. Bunlara örnekler verecek olursak;

24 Hüseyin Hatipoğlu, Sehî Bey Divanı (1b-56a), İstanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı Kürüsüsü Mezuniyet Tezi 1975 25Cemil Feyzi Göksu, Sehî Bey Divanı (56a-152a), İstanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı Kürüsüsü Mezuniyet Tezi 1975 26 Hakan Yekbaş, Sehî Bey Divanı, Kitabevi Yayınları 2010 İstanbul 27 Mecmua-ı Kasâ’îd-i Türkiyye, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi 3418

Page 19: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

19

Okuma yanlışları:

Divanın ilk bölümünde (4a) s. 76 “Muóabbet-i siyÀú olmuşdı” diye okunan kelime

“muòìù-siyÀú olmuşdı” şeklinde okunması gerekirdi.

işÀret ve iltifÀt buyruldı s.77 kelimeyi

işÀrÀt ve iltifÀt buyruldı şeklinde okunmalıdır.

Yekbaş K.2/26 Yüzüm karasını Àòir yedi deñiz yumaz

Yüzüm karasını Àòir yedi deñiz yuyamaz

“Dilìr ãaf-der-i ôahìr-i èasker-i dìn

Ferìd-i milk-i şecÀèat müfettió-i Óayber K.3/10 Beytin ilk mısrasındaki vezin bozukluğu Óayder kelimesinin eksikliğinden

kaynaklanmaktadır. Beytin son kelimedeki imla hatası şu şekilde giderilmelidir.

“Diler ãaf-der-i Óayder ôahìr-i èasker-i dìn” Ferìd-i milk-i şecÀèat müfettió-i Òayber K.9/42 beyitte ilk mısrasnın son kelimesi “olalı” değil “ola mı” şekilindedir.

Gel imdi muètekif-i gÿşe-i gülistÀn ol Elüñde cÀn u dilüñde bu beyt ola meõkÿr

K.20/24

İkinci mısradaki cÀn kelimesi cÀm olarak okunmalıdır.

Page 20: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

20

Virdi zìnet lÀleye gülgÿne ile nev-bahÀr Çekdi sürme nergisüñ yüzüne miål-i óÿr-ı èìn

K.30/9

İkinci mısrada okuma yanlışı vardır. Şu şekilde okuması gerekmektedir.

Çekdi sürme nergisüñ yüzüne miål-i óÿr-ı èìn

Dïstum naúş-ı dehÀnuñda SüleymÀn mühri var Yaraşur laèlüñe dirsem òÀtem-i güher-nigìn

K.30/21 İkinci mısranın son yerinin vezni bozuk vezini düzelmek için şu şekilde

okunmalıdır.

Dïstum naúş-ı dehÀnuñda SüleymÀn mühri var Yaraşur laèlüñe dirsem òÀtem-i gevher-nigìn

Okunmayan Beyitler:

Ne yazık ki bazı beyitler divana konmamış veya gözden kaçırılmıştır. Bu

beyitleri sırasıyla söyledir;

Niteki mevsim-i gülde çemende her şeb u rÿz Eline sÀàar-ı zer ala nergis-i maòmÿr

K.20/48 Sebz-i òaù kim laèl-i cÀn-baòşundan olmışdur ùırÀş

Òıørdur olmış meger ser-çeşme-i cÀndan cüdÀ G.3/4

Ger şehìd ide beni tìà-i cefÀ ile nigÀr Al idüñ seng-i mezÀrumı aúan úanumdan

G.185/3 CÀn virürken itlerüñ dirildi geldi üstüme

Bir niçe kimesne üşdi ùut ki úurbÀn üstine G.233/6

Çìn seóerden yüz sürüp ayaàuña ãaçmaà içün DÀmenini ùoldurur dürlerle her aòşÀm-ı gül

Bülbül-i şÿrìdenün göñlini ãayd itmek diler GülsitÀn-ı óüsn içinde kurdı yer yer dÀm-ı gül

G.150/4-5 Müellif bir beyti görmemiş diğer gördüğü beyti şu şekilde yazmış;

Çìn seóerden yüz sürüp ayaàuña ãaçmaà içün

Page 21: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

21

GülsitÀn-ı óüsn içinde kurdı yer yer dÀm-ı gül

İmla Yanlışları:

K.1/18 Göñlümüñ kelimesini Gönlümüñ yazılmış

K.6/2 Varlıú kelimesini Varlık yazılmış

K.7/12 óükmüñ kelimesini hükmüñ yazılmış

K.8/4 ãoúmuş kelimesini ãokmuş yazılmış

K.8/10 ikinci mısrada èÀm kelimesi Àm yazılmış

K.9/33 çoà kelimesi “çoú” yazılmış

K.9/38 büryÀn kelimesi büryan yazılmış

K.9/47 beytin ilk mısrasında sancaú kelimesinde sañcaú diye yazılmış

K.10/18 beytin ikinci mısrasında òilèat kelimesini óilèat diye yazılmış

K.11/1 beytin ilk mısrası ilk kelimesini SÀúi, SÀki diye yazılmış

K.11/21 VÀãıl kelimesini VÀsıl yazılmış

K.12/6 onda 13 kaside oluyor beytin oúı kelimesini okı diye yazılmış

G.55/1 ilk mısradaki cerìde kelimesi yanlış okunmuş cedìde diye yazılmış

G.64/4 ilk mısra da ãaúın kelimesini ãakın yazılmış

G.94/2 ãultÀn kelimesini ãulùan yazılmış

G.95/ úız kelimesini kız yazılmış

G.101/ 4 beyitte òılúatini kelimesini òilèatını yazılmış

G.124/2 ilk mısrada iye kelimesini eye yazılmış

G.147/3 ikinci mısra da kenÀr kelimesi kinÀr yazılmış

G.131/2 ikinci mısra da ùaà kelimesini ùag

G.132/1 ilk kelime çüñ diye imlalamış çün

G.138/5 êuóÀ kelimesini êuòÀ imlalamış

Page 22: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

22

Divan üzerine Prof.Dr. Günay Kut tarafından bir tanıtma makalesi de

yazılmıştır.28 Bu makalede divanın genel özelliklerinden bahsedilmiştir. Çalışmamızı

hazırlarken mikrofilmden istifade ettiğimiz için, divanın dış yapısı alakalı

özelliklerini Prof.Dr. Günay Kut’un verdiği bilgilerden aktarıyoruz.

a. Divan’ın dış yapısı:

“225x135 mm, 140x75 mm 153 yaprak. 13 satır. Nestalik yazı. Başlıklar kırmızı. 16.

yüzyılda istinsah edilmiş. İstinsah tarihi ve müstensihi yok. Cildi deri.”29

Prof.Dr. Günay Kut İstinsah tarihi 16. yüzyıl diye belirtmiş olsa da yazının

özelliklerine baktığımızda daha geç bir dönem de 18. yüzyılda istinsah edilmiş gibi

gözükmektedir.

Başlangıç: (1b) Her nefes õikr-i Óaúúa sa’y eyle

Õikr-i Óaúú ile göñlüñi egle Son: (153b) Bu nÀ-tüvÀn u bu süst ü øaèifi yÀ Rabbì èİbÀdetüne úavì úıl nemÀza itme kühel

b. Divanın İçeri :

1. Dibace 1b-5a

2. Kasideler 5b-56b

3. Na’atlar 5b-9a

4. Medhiyeler 10b-56b

5. Gazeller: 60b-139b

6. Gazeliyat-ı Mevkufe: 142b-144b

7. Mukatta’at: 144b-147b

8. Tevarih 147b-148a

9. Mülemma 148a

10. Fi Hakkı pïst 148a (3 Beyit)

11. İstiftÀ (isteme) 148b-149a

28 Günay Kut, Sehî Divan’ı, Yazmalar Arasında, Simurg Yayınları 2006 İstanbul s. 199-216 29 Günay Kut, a.g.e s. 199

Page 23: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

23

12. Fi’l-letaif 149a-153b

13. Tarih-i katl-i İbrahim Paşa 153b

14. Hatime 153b(3 Beyit)

1. Dibace:

Dibacenin kısımları yer yer manzum ve mensur olarak kaleme alınmıştır.

Sehî Bey, divanın dibacesine (1b) Allah’ın ismini zikretmek gerektiğini, Hak ile

der daim beraber olmanın böylece mümkün olduğunu söyleyerek başlamaktadır. (2a)

İnsanın ne kadar yüce bir vasıfta yaratılıldığını, Allah’ın iki cihanı insanla müşerref ve

müzeyyen kıldığını dile getirir. Bu büyük nimet için şükür etmek gerektiğini, ne kadar

da insan şükür etse de şükrünün eksik olacağı söyler. (2b) Alemlerin en büyük efendisi

olarak, miracın muhattabı olan Hz.peygamber (a.s)’mın alemlere rahmet olarak

gönderildiğine değinir.

(3b) Necâtî Bey hakkında pek mühim bilgiler ihtiva etmektedir. Kendisine

Necâtî Bey’in üstad olduğunu söylemektedir. Tezkiresindeki Necâtî Bey için

yazdıklarını teyit eder30 bir mahiyette, Necâtî Bey’in ne kadar büyük bir şair olduğunu,

döneminde Hüsrev-i Rum diye anıldığını belirtir.

(4b) Sehî Bey divanını dönemin devlet adamı olan Kadıasker Muhyiddin

Çelebi’nin isteği üzerine divanını tertip ettiğini, divanın dibacesinde şöyle dile

getirmektedir;

“Tedvìn ve tezyìn içün sulùÀn-ı èulemÀ-i ehl-i yaúìn nigeh-bÀn-ı füżalÀ-ı memÀlik-i dìn ve vÀris-i seccÀde-i şerièat sÀlik-i mesÀlik-i ùarìúat vÀúıf-ı (4b) óazÀyin-i esrÀr-ı ilahì kÀşif-i daúÀyıú-ı aòbÀr-ı nÀ-mütenÀhì mellÀó-ı sefìne-i èulūm-ı RabbÀnì sebbÀó-ı deryÀ-yı meèÀrif-i SübóÀnì rÀfèi elviyye-i islÀm dÀfè-i-i meżÀlim-i enÀm úÀêíèasker-i kÀmkÀrì Muóyiddìn Çelebi Efendi el-FenÀri

Meånevì Kapūsı mecmaè-ı ehl-i hünerdir Eşigiñde ulular òÀk-ı derdür Feleklerden yücedür úadri òaylì SaèÀdet bendesi himmet tıfli Úamū fażl ü kemÀlÀtıyla meşhūr Nitekim dìni ü dünyÀsı mèamūr

30 Günay Kut, Sehî Bey, Heşt Behişt ,Harvard Ünivesitesity 1978 USA s. 212-213

Page 24: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

24

Olupdur devlet aña èabd-ı kemter Eben èan-ced seèÀdet aña çÀker èAceb mì olsa her fenn içre baóóÀå Kime ãanèat ise èilm Àña mìrÀå Óażretlerinden bu sergeşte-i vÀdì-i óayret ve esìr-i belÀ-yı çÀh-ı óasret bende-

i faúìr ve efgende-i óaúìrlerine işÀrÀt ve iltifÀt buyruldı”

2. Kasideler

a. Naatlar

Divanında toplam 37 kaside bulunmaktadır. Bunlardan 4 Farsça, 33 Türkçedir.

(5b) (10b) iki kaside naattır. Başlık olarak naat diye bilirtirilmese de naat olarak kaleme

alınmıştır. “nübüvvet taótınuñ şÀhı, Resul-i KibriyÀ, òatm-i silk-i enbiyÀ, òÿrşìd-i

cihÀn” gibi sıfatlarla günahkar ümmetin şefaatçisi olarak peygamber (s.a.v) övmektedir.

b. “Der Naèt-ı Òaøret-i èAlì kerrema’llÀhu veche” (6a) (8b): Hz. Ali için iki

uzun naatta, Hz. Ali ” èasker-i dìn, müfettió-i Òayber, HümÀ-yı himmet, şah-ı velÀyet,

veliyyuèllÀh” gibi sıfatlarla anılmaktadır. Hayberin fatihi olması, peygamberin sırrının

taşıyıcı olmasından bahseder.

c. “Der Naèt-ı Akyazılı Baba” (8a): 7 beyitlik naatta evliyalar sultanı olarak

Akyazılı Babayı adlandırmaktadır. Yaptığı hatalar için meded istemektedir. Sehî Bey

pek çok yerde kendi için “derviş” sıfatını burada Akyazı Baba’yla anmıştır;

äulùÀn-ı evliyÀsın eyÀ kÀşif-i rumÿz Dervìşüñi esirge dirìà itme himmetüñ

K.5/6

d. “Der naèt-ı ÓÀcı Dede” (8b): 7 beyitlik bu kasidede Sehî Bey Hacı Baba’ya

ilticada bulunmaktadır. Kendini bu fani dünyadan kurtarmasını dilemektedir.

Álüfte-i dünyÀ-yı denìdür Sehì kurtar Luùf it úoma bu óÀlle gel ÓÀci Efendi

K.6/7

I. Mehdiyeler

Page 25: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

25

1. Divandaki mehdiyeler naatlar bölümünden sonra dönemin padişahı Kanuni

Sultan Süleyman’ı (11a-13a) medih ederek başlamaktadır. Padişahın cömertliğininin ne

yüce olduğunu Hatem-i Tay’a benzeterek anlatır.

ŞehriyÀrÀ kim ola Òatem-i Ùay sen var iken HÀşÀ-lièllÀh ki saña beñzeye bir aç u gedÀ

K.9/43

Özellikle Kanuni Sultan Süleyman’ın lakabına da atıfta bulunur;

ÒusrevÀ yir yüzini òayr ile ùutdı aduñ èAdl ile iki cihÀñı nitekim şìr-i ÒudÀ

K.9/52

Şair padişaha niyaz da bulunup kendi haline bir bakmasını ve kendisini

başkaları ile bir tutmamasını ismektedir.

Midóatüñde bu úadar kim dürr ü gevher ãaçdum Niçün olmayasın óÀlüme vÀúıf şÀhÀ Ne revÀdur beni àayrılar ile bir göresin Bülbül-i naàme-serÀ ile bir olmaz úarga

K.9/59-60

2. “Der Medó-i Úasım Paşa” (13 b-14b): 30 beyitlik bu kaside de Kanuni

Sultan Süleyman’ın veziri Kasım Paşa’yı övmektedir. Sehî Bey Kanuni Sultan

Süleyman’ı gücü, tahtı, kudretiyle Süleyman peygambere, veziri Kasım Paşa’yı da

Süleyman peygamberin veziri Asaf’a benzetmektedir. Paşadan üzüntülerine çare

bulmasını istemektedir.

Arø ider bende Sehì iy gül-i gülzÀr-ı murÀd

Óüsn-i òaùù ile yine ùapuña şièr-i àarrÀ

Aàladupdur beni bu minnet-i eyyÀm meded Âsitìn-i keremün úanlu yaşım silse n’ola ÂãafÀ õÀt-ı şerìfüñe yaraşur idesün Òalúa sen himmet ile luùf ve saña òalú duèÀ

K.10/27-30

Page 26: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

26

3. “Der medó-i pÀdişah-ı ôılluèllah äulùÀn SüleymÀn ŞÀh vaãf èIyd-ı mübÀrek” (14b-16a): 38 beyitlik bu kaside de Sehî Bey, padişahtan bir yakınlık, bir lutuf beklemekte olduğunu görüyoruz;

Yıúdı dil maèmÿresin miónetle bu gerdÿn-ı dÿn Aç himmet úapusın göñlüm evin luùf eyle yap Bir naôar úıl ben gedÀ k’olsa şÀhum yaraşur Sen SüleymÀn devletünde ben úarınca kÀm-yÀb Umarın sen şehriyÀriñ devletinde rÿzgÀr Dergehüñ çÀkerlerin ide úamu devlet-me’Àb Her gice úadr ü berÀt u her günün nevrÿz ola İşbudur virdüm benüm vÀ’llÀhi èalem bièã-ãavÀb31

K.11/31-33-38 4. “Der medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh Süleyman ŞÀh vaãf-ı şeb” (16a-18b): 43

beyitlik bu kaside de Rodos kalesinin alınması vesilesiyle yazılmıştır.

Minnet ÒÿdÀya kim yine Rodos óiãÀrunı Úahr ile fetó eyleyüp itdüñ úamu yebÀb Devr-i Resÿlden berü bir şÀh itmedi Bunuñ gibi àazÀyı meger kim Ebÿ-TurÀb Bu fetó-i pür sürÿra zemÀn oynayup güler ŞÀdÀn òalú-ı èÀlem ü òandÀn şeyò ü şÀb K.12/29-31

Sehî Bey yazdığı beyitlerde yine padişahtan bir meded beklediğini dile

getirmiştir;

VÀdi-i àamda bir benem ancaú enìn iden Bezm-i elemde gel beni iñletme çün rebÀb Bir bendeyem ki meclis-i medóünde sen şehüñ İtdün àazel-serÀlıàa cÀn ile irtikÀb

K.12/32-33

31 Doğrusunu Allah bilir.

Page 27: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

27

5. Der medó-i Óazret-i İbrÀhim Paşa (18a-19a): 26 beyitlik kaside Sehî Bey

padişahtan istediklerini İbrahim Paşa’dan da istemektedir. Paşa’yı da padişah Kanuni

Sultan Süleyman’ın veziri olaması hasebiyle Asaf’a benzetmektedir.

ÂãafÀ mühr-i SüleymÀn sendedür devrÀn senüñ Saña tesòìr oldı ins ü cinn ü cümle kÀyinÀt Şöyle ùutdı òayr ile nÀm-ı şerìfüñ èÀlemi Saña beş vaútde duèÀ-yı òayr ider ehlü’ã-ãalÀt Gördi kim vaãfuñda naômumdan güher dizer úalem Barmaàun ısırdı aàzın açdı óayretden devÀt Gerçi çoú yazıldı vaãfuñda senüñ inşÀ u şièr Yazmadı medóüñde kimse buña beñzer münşe’Àt Siór iderdi vaãfuñı yazmakda aklÀmum benüm Eyleseñ ben bendeñe geh geh göñülden iltifÀt Çok zemÀndur bilürem òidmet yolında nÀ-murÀd Kendü yemin arturur dirler egerçi yörük at Pay-mÀl itdi beni devrÀn eli Òıør ol yetüş Õillet u miónet u àamından baña luùf it vir necÀt Raóm idüb úanlu yaşım sil ÀsitÀn-ı luùf ile Aàlamaktan oldı iki gözlerüm Nìl ü Fırat

K.13/16-23

6. Der medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh SulùÀn SüleymÀn ŞÀh-ı vaãf-ı tìà (19a-21a):

51 beyitlik bu kaside de Sehî Bey padişahı övmektedir. Onun Rum ülkelerine de hâkim

olduğunun zamanın Süleyman’ı, Hüsrev’i olduğunu söylemektedir;

Olsa n’ola cihÀnda SüleymÀn-nişañ úılıç

Buldı úudÿm-i şÀh ile baòt-ı civÀn úılıç

äÀóib-úırÀn-ı Òusrev-i rÿy-ı zemìndür Yüzden götürdi perdeyi oldı èayÀn úılıç Çün taòt-ı Rÿma devlet ile geçdi şehriyÀr èAdl ile itdi èÀlemi emn ü emÀn úılıç

K.14/1-3

Page 28: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

28

Yine kasidenin ara ara beyitlerinde padişahtan kendisine bir himmet

etmesini beklemektedir;

Sen pÀdişÀhı dün gice medó itmek istedün Şièrüm redìfi oldı benüm nÀgehÀn úılıç Ayaàa düşmüşem elümi al şefaèÀt it Bir artuú olsa şehlere itmez ziyÀn úılıç

K.14/45-47 7. “Der Medó-i Óaøret-i SulùÀn BÀyezìd vaãf-ı èıydü’l-mübÀrek” (21a-21b): 15

beytlik bu kaside Beyazıd’ın 1512 de vefat ettiğine göre, Sehî Bey’in muhtemelen ilk yazdığı şiirlerindendir. Şair padişahı “Kaèbe eşügü, ùabìb-i cÀn, gülşen-i óayÀt, ÒÀk-i derüñ müferrih, CÀn viren, MesìóÀ” gibi sıfatlarla anmaktadır. Padişahı hasta gönüllere, canlara şifa verici olduğunu söylemektedir;

Dil-òasteler bulurdı şifÀ ey ùabìb-i cÀn Dil-teşneye irürse úapuñdan zülÀl-i èIyd

K.15/11

8. “Der Vaãf-ı Óaøret-i SulùÀn SüleymÀn Şah-ı Vaãf-ı BahÀr” (21b-23a): 40

beyitlik bu kaside de Sehî Bey baharın gelişiyle tabiatın güzelliğinden Padişahı da

överek bahsetmektedir.

Cennet çemenlerüne dönüpdür feøÀ-yı bÀà Gül yüzlülerle bÀà-ı behişt oldı her kenÀr

K.16/4 ÒÀããa ki devr-i èahd-i SüleymÀn ŞÀh ola Kim bÀd-ı òulúı ile bahÀr eyler iftiòÀr

K.16/17

Kasidenin ilerleyen beyitlerinde Sehî Bey, padişaha yakarışta bulunur. Kendisinin niçin padişah katında niçin ağlatıldığını sormaktadır.

İksìr-i himmetüñle işi èayn-ı mÀl olur ÒÀk-ı óaúìre bir kez eger itseñ èitibÀr Başım irerse göklere gün gibi vechi vÀr Úapuñda úuluñ olmaà ile buldum iştihÀr Naômum cevÀhirinden eyÀ Òusrev-i cihÀn Dökdüm zemÀne gÿşına bir dürr-i şÀhvÀr

Page 29: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

29

Her beytüm oldı vaãf-ı ruòuñla gül-i behişt Her bir sözüm cevahiri laèl oldı Àb-dÀr

Dünya benzedi luùfuñ ile güldi hÀãã u cÀn Ben devletüñde n’içün olam böyle zÀr u hˇÀr

K.16/33-37

9. “Der Medó-i SulùÀnüèl èUlemÀ MevlÀnÀ Muóyiddin Çelebi KÀêìèasker ol

FenÀri” (21b-25a): 49 beyitlik kaside de divanını teşvikiyle tertip ettiği Muhyiddin

Çelebi’yi övmektedir. Kasideyi genel olarak dikkatli bakıldığında dini ıstılahların

kullanıldığını göze çarpmaktadır. Bu kasidenin sunulduğu Muhyiddin Çelebi’nin dindar

bir kraterinin olduğu anlaşılmaktadır.

Bÿ hay u hÿyı n’eylersin úÀnaèat menzilin gözle Úo dünyÀ begligin terk it bilürsün şöhret Àfetdür

K.17/9 Eger insÀn iseñ nefsüñ bil andan rabbiñi añla Bilürseñ Àdem olduàuñ saña ulu saèÀdetdür

K.17/12 Sehì iúlìm-i faúr olmaú dilerseñ fÀni fillÀh ol Şu sÀlik kim özin fÀnì ider maúbul-i óaøretdür

FerÀàat gencine geç õikr-i fikr-i lÀilÀh ile Ki illÀèllÀh ile iåbÀt itmek Óaúúı vaódetdür Münevver eyle göñlüñ òÀnesini õikr-i úalbì it Oúursañ HÀdì ismüni saña Óaúdan hidÀyetdür Eger vaódet dilerseñ gel úanÀèat úÿşesin gözle İki èÀlemde vaódet ister iseñ genc-i èuzletdür RiyÀøet ile úurtar kendü nefsüñi kesÀfetdün İçüñi ùaşuñi pür-nÿr iden Àòir riyÀøetdür

K.17/16-20 10. “Der Medó-i Òaøreti İbrÀhìm Paşa vaãfın bahÀr u èurs” (26a-27b): 52

beyitlik bu kaside de İbrahim Paşa övülmüştür.

TÀc-ı dìn ü devlet İbrÀhìm paşa kim bugün Ùoylayan òalú-ı cihÀnı luùf ile iósÀnıdur Oldur ol ãadr-ı nişìn-i ãÀhib-Àãaf rÀy kim

Page 30: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

30

èİzz ü iúbÀl eşiginde bende-i fermÀnıdur K.17/42-43

11. “Der Medó-i Aómed Paşa vaãf-ı bahÀr” (26a-27b): II.Beyazıd dönemi

devlet erkanından olan Ahmed Paşa için yazılan 49 beyitlik kaside de baharla beraber Ahmed Paşa övülmüştür. Bu Sehî Bey’in ilk şiirlerinden olması muhtemeldir.

Vezìr-i ekrem ü aèôam müşìr-i Àãaf-rÀy Ki oldı emrüne tefvìø anuñ cemìè-i umÿr Muèin-i dìn ü düvel Aómet-i áaøanfer-fer Melek-nişÀn u memÀliksitÀn u ãadr-ı ãudÿr

K.18/33-34

12. “Der Medó-i PÀdişÀh-ı Ôılluèllah-ı SulùÀn SüleymÀn Şah vaãf-ı esb-i lÀà” (29b-31b): 50 beyitlik bu kaside Sehî Bey’in bugün Varia diye bilinen Yunanistan sınırları içersinde kalan Osmanlı döneminde ismi Kara Ferye olan kasabada başından geçen bir olayı anlatmıştır. Kendisinin atının öldüğünü bunun üzerine oranın halkının kendisine sattığı atın tasvirini yapar.

Didüm ki anlara ne kişisiz bu at nedür Biri didi ki uşta bunuñdur saña ãatar Benimle söyleşürek atı baña ãatdılar Iraú daòı bilümediler anı çavdılar Bir atdur ki döneli bu çarò-ı nìl-reng Anuñ miåÀli görmedi bir bÀr-gìr-i òar Üstine bindügümce ne eşer ne yoràalar Binüp yürütmek istedügümce yiri eşer Ben úamçu ãaldıàumca o úuyruú ãalar yürür Ben depdüàümce anı durmaz yiri deper Gördükce at ile beni şehrüñ güzelleri Hey hey cemÀle baú deyü ben taòtalar úaúar

K.19/9-14

Son derece sade bir dille kaleme aldığı bu kaside hakkında Günay Kut yazmış

olduğu makalede bu kasideye şöyle değinir: “ Şiir anlatım bakımından ilgi çekicidir.

Page 31: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

31

Hezelle karışık olarak kaleme alınan bu şiir Şeyhi’nin Har-name’sini hatırlattığı gibi

Fuzuli’nin Şikâyet-name’sini de anımsatmaktadır.” 32

Kasidenin son beyitlerinde kendi atının Şeyyad Hamza’nın33 atı ile

kıyaslamaktadır.

Bir atdur ki Óamza-i ŞeyyÀd atına RÀøí olırdı görse benüm atumı eger Bir ferz itdi beni piyÀde evinde mÀt Bir at ile meded iriş ey şÀh-ı pür-hüner

K.19/47-48

Sehî Bey kendi sıkıntılı durumunu mizahi bir üslupla anlattıktan sonra diğer

kasidelerinde olduğu gibi padişaha niyaz da bulunur;

Umar Sehì úapuñda ki baş vire baş ala Bì-çÀre n’eylesün atı yoúdur aña yarar ŞÀhÀ revÀ mıdır ki senüñ devletünde ben Bu resme ata fÀris olam eyleyem sefer

K.19/45-46 13. “Der Medó-i PÀdişÀh-ı Ôılluèllah-ı SulùÀn SüleymÀn ŞÀh vaãf-ı èıyd”

(31b-33a): 37 beyitlik bu kaside de Sehî Bey kendin ve şiirini övmektedir.

Vaãf-ı óüsnüñle olan şièr-i òayÀl engìzüm Görse taósìn idüben oúıya SelmÀn ü KemÀl

K.20/34 Yine padişaha kendisine yardım etmesini istemektedir.

Gözümüñ yaşına baú óÀlüme raóm it kerem it Ki demüşler ulular eylügi eyle ãuya ãal

K.20/33 14. “Der vaãf-ı gül ve medó-i İskender Çelebi-i defterdar ve ãıfat-ı bahÀr”

(33a-35a): 47 beyitlik bu kaside Necâtî Bey’in de divanında da bulunan “gül” redifli

şiirdir. Sehî Bey içinde bulunduğu halinden şikâyetini İskender Çelebi’ye şöyle

söylemeketedir;

32 Günay Kut, Sehî Divan’ı, Yazmalar Arasında, Simurg Yayınları 2006 İstanbul s. 204

33 Şeyyad Hamza Bkn, Ömer Faruk Akün, “Şeyyâd”, İ.A MEB, XI, İstanbul, s. 493-497, Sadettin Buluç, “Şeyyad Hamza’nın Beş Manzumesi”, TDED, VII/1-2, İstanbul, s. 1-16, Dehri Dilçin, Şeyyad Hamza, Yusuf u Züleyha, TDK yayınları İstanbul 1946

Page 32: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

32

Şöyle beñzer kim şikÀyetdür felekden úapuña Aàlamakdan eyleyüpdür dìdesin òÿn-bÀr gül Sen Arisùo maèrifet devrinde oldum ben õelìl Ehl-i èirfÀn bezmidür olmaú olur mı òavÀr gül Al ele göñlin bu ben üftÀdenüñ luùf eyle kim Bülbül-i dil-òasteye olsa olur àam-òÀr gül Yüz çevürme ben duèÀ gÿyuñdan iy ÀrÀm-ı cÀn èAndelìbinden bilürsin eylemez òod èÀr gül Baàladım bir naòl-i zìbÀ midóatüñ bÀàında kim Gülşen-i cennetdür anda ãad hezÀrÀn var gül Bu meåeldür èÀrife bir gül yiter dirler Sehì Ehl-i diller bezmidür yitmez mi bu miúdÀr gül

K.21/39-44 15. “Der Medó Óaøret-i SulùÀn SüleymÀn Şah ve sıfat-ı ‘ıyd” (35a-36b) 63

beyitlik bu kaside farsça olarak kaleme alınmıştır.

16. “Der Medó-i KÀsım Paşa ve ãıfat-ı engüşteri” (35a-38a): 40 beyitlik “hatem” redifli şiir Kasım Paşa’nın vezir olması üzerine yazılmıştır. Bu kaside de Sehî Bey’in ilk şiirlerinden olası muhtemeldir.

Oldur ol burc-i kerem óaøret-i KÀsım paşa Mühri mihrinden olan bende-i aóúar-i òÀtem

K.24/18 ÂãafÀ mühr-i SüleymÀn ola avcunda müdÀm äaà elüñde ola tÀ óaşr muúarrer òÀtem

K.24/40 17. “Der Medó-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh der ãıfat-ı cÀm” (38a-40a): 47 beyitlik

bir kasidedir. Sehî Bey kendidinin çok üzüldüğünü, padişahın eskisi gibi ona iltifat etmesini beklediğini söylemektedir.

Gözüm yaşı yeñilmedi ha durmadan aúar Buldı zemÀne ùaşı ile inkisÀr cÀm K.25/12 Bir bendeyem ki meclis-i medóün de eyledüm Bir nice nevèa ãanèat ile bì-òumÀr cÀm

Page 33: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

33

Redd itme ben úuluñı ki bir eski úulunam Eskimek ile çünki bulur iètibÀr cÀm

K.25/44-45

Sehî Bey padişaha sunduğu tezkiresinin önsözünde aynı dileklerini

tekrarladığını gözden düştüğünü tekrar eskisi gibi padişahtan bir paye beklediğini ifade

etmektedir.

Kul olana çoğ etdi şah himmet N’ola etse Sehî’ye dahi şefkat Olurken padişahın hizmetinde Bulam derdüm saadet devletinde Günahım n’oldu bilsem dirliğimde Sürüldüm kapıdan ben pirliğimde Ne var himmet etse yine sultan Koca kul kapısında olsa derban34

18. “Der Sıfat-ı tehniye-ı úudÿm-ı SulùÀn SüleymÀn ŞÀh” (40a-41a): 33 beyit gördüm bir redifli kasidedir. Sehî Bey padişahtan aynı isteklerini tekrarladığı görülmektedir. Bu kasideyi ileriki yaşlarında kaleme aldığı beyitten anlaşılmaktadır.

Ol dur ol óaøret-i SüleymÀn ŞÀh K’işigün Kaèbe-i ãafÀ gördüm K.26/6 Eski úuluñdurur du’Àcı Sehì Anı ben pìr ü bì-nevÀ gördüm Umaram dergehüñden olmaya red èAbd-i muòliã ki bì-riyÀ gördüm K.26/30-31

19. “Der vaãf-ı şehzÀdegÀn ve ãıfat-ı òıtne” (41b-43a) 43 beyittir. Bu kaside

şehzadelerin sünnet düğünü için kaleme alınmıştır.

BahÀr-ı gülşen-i ömrin bu şehzÀdelerün KemÀle er gör ilÀhi òazÀne itme úarìn

K.27/43 20. “Der Medó-i Tevkièì MuãtafÀ Çelebi” (43a-45a): 45 beyitli bu kaside

nişÀn rediflidir.

34 Mustafa İsen, Sehî Bey, Heşt Behişt (Sedeleştirilerek), Akçağ Yayınları, Ankara 1998 s. 11

Page 34: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

34

Ben şol Sehì degülmiyem ey serv k’eyledim Úaşuñ kemÀnı oúlarına cÀn u ser nişÀn Vaãf itmeye benüm gibi bir kimse medóini Menşur-ı şÀha zemìn her bì-hüner nişÀn Gerçi ki ehl-i faøl iken bu çoú devrde Yetmez iş bu baña muòtaãar nişÀn

K.28/37-39 21. “Der Medó-i PÀdişÀh-I SulùÀn SüleymÀn ŞÀh ve ãıfat-ı bahÀr” (45a-47a):

50 beyitlik bir kasidedir. Sehî Bey baharın gelişini cennete benzettiği bu kasidede padişahı da övmekten geri kalmamıştır. Padişahtan Kendisine bir himmet eylemesini istemiştir.

Şöyle ùutdı òayr ile nÀm-ı şerìfüñ èÀlemi

Heb duèÀyı òayr iderler ùayyibin ü ùÀhirìn Miålüñi devrÀn getürmez òaşr dek devr eylese Gelmeye õÀt-ı şerìfüñ gibi idrÀk-i metìn Sen nice mümtÀz isen eylükde vaãfuñ zemìnde Bencileyin bir daòı yoú şÀèir-i siór-Àferìn Ùutalım kim bencileyin ola şÀèir úani yÀ Bir senüñ gibi faøilet-perver ü dÀniş-güzìn Himmetüñ altun ider ùopraàı luùf it ÒusrevÀ Bir naôar úıl bendeye kim olmışam òÀk-i mehin Şöyle naôm itdi Sehì senüñ cevÀhir medóiñi

K’işüdüp taósìn ider naômına serv-i rÀstın Nice kim her yıl cihÀnı zeyn ide faãl-ı rebìè Faãl-ı gülşen nice k’olursun firdevs-i berìn Dilerem Óaúdan ki õÀt-ı pÀküñe tÀ óaşr dek Ola èizzet-i hemìşin nuãret u devlet muèìn

K.29/43-50 22. “Medó-i Luùfi Paşa der ãıfat-ı serv” (47a-49a) 49 beyitlik bu kaside serv

rediflidir. Paşadan bir yardım beklediğini dile getirir.

Page 35: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

35

Bir tÀze serv dikdi Sehì bÀà-ı vaãfa kim Görmedi her giz ancılayın rÿzgÀr serv èAdlüñ eliyle irse eger aña terbiyet BÀà-ı zemÀnede ola bir yÀdigÀr serv Úoma ayaúda ben úulı luùf eyle Àl elüm LÀyıú degül úapuñda ola òaksÀr serv

K.30/43-45 23. “Der medó-i DefterdÀr Meómed Beg ve ãıfat-ı òÀme” (49a-50a): 22

beyittir. Kaside de Defterdar Mehmed Efendi’yi övmektedir.

Emìr-i defter ü kÀn-ı kerem Meómed Beg K’idindi luùf ü seòÀsı elinde yer òÀme

K.31/3 24. “Der medó-i DÀvÿd Beg dÀmÀd-ı SulùÀn BeyÀzıd” (50a-51a): 47 beyitlik

bir terkib-i bendir.

Sehî Bey, Davud Bey’in kendisini Mora’dan aldırmasını istemektedir.

Mora’nın havasının, suyunun ne kadar olduğunu hicivle karışık bir şekilde

anlatmaktadır. Davud Paşa’nın 1498 yılında vefat ettiğine göre Sehî Bey bu kasideyi bu

tarihten önce yazmış olmalıdır.

Velì bir óikÀyet èaceb bir òaber İşid dil bulursa ecelden mecÀl Sefer Àrzÿsın idelden berü Mora’nuñ havÀsı beni itdi lÀl ÒuãÿsÀ Úorentyus hevÀsı ile äarardı beñiz u bozardı miåÀl Göñül ùobùolu od iki göz ãuda Diyeyim nitedür işit vaãf-ı óÀl äuyı bed hevÀsı çepel kendü şÿm Yöresi òarÀbe yatıú pür-êalÀl Ùoúınsa hevÀsına bir şìr ùıfl Bir ayda úocala ola úaddi dÀl İçerese kimesne bir içim ãuyın

Page 36: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

36

Verem baàlar içi olur kendü lÀl K.32/3-9

Elim al ki úaldum ayaúda õelil Naôar úıl ki oldum úapuñda àubÀr Úo itsün işigün ùavÀfın Sehì Ki envÀr-ı luùfa çeker intiôÀr Ùapuñı muèazzez işigün şerìf MurÀdıñ müyesser ide mìr-i kÀr ÒalÀã it bu yerden yaúìn da ki de var Habìbiñ óaúıyçün bizi bir ü bÀr

K.32/44-47

25. “Der medó-i FerhÀd Paşa ve ãıfat-ı èurs” (52a-53a) 29 beyitlik terki-i

bendir. Ferhad Paşa’nın evlenmesi üzerine yazılmıştır.

26. “Der Medó-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh” (53b-55a) 23 beyitlik Farsça

kasidedir.

27. “Der Medó-i Pìrì Paşa” (55b-55a) 17 beyitlik Farsça kasidedir.

28. “Der Medó-i Pìrì Paşa” (55a-55b) 7 beyit Farsçadır.

29. “Kıta” (55b) Farsçadır.

30. “ MünÀcÀt” (56a) 4 beyittir.

31. Mevèize (56a) 5 beyittir. Son mısra eksiktir.

32. Der ãıfat-ı òazan (56b) 5 beyitlik bir na-tamam kasidedir.

II. Gazeller:

Divandaki gazeller 60b varağından itibaren başlamaktadır. Kafiyeler şu

şekildedir:

Elif 60b-63b: 12 gazel

Be 63b-64b: 4 gazel

Te 65a-66b: 2 gazel

æe: 66a-67a: 2 gazel

Cim 67a-67b: 3 gazel

Ó 68a-68b: 2 gazel

Page 37: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

37

Ò 68b: 1 gazel

Dal 68b-70b: 8 gazel

Õel 70b: 1 gazel

Re 71a-84b: 52 gazel

Ze 84b-87a: 11 gazel

Sin 87a-88a: 3 gazel

Şin 88a-90a: 7 gazel

äad 90a: 1 gazel

ëad 90a-90b: 1 gazel

Ùı 90b: 1 gazel

Ôı 91a-91b:2 gazel

‘Ayın 91b: 1 gazel

áayn 91b: 1 gazel

Fe 92a-92b: 2 gazel

Úaf 92b-94a: 6 gazel

Kef 94a-99a:17 gazel

Lam: 99a-102a: 11 gazel

Mim 102a-107a: 19 gazel

Nun 107a-112a: 20 gazel

Vav 112a-113b:5 gazel

He 113b-127b:52 gazel

Lam-elif 128a-128b: 3 gazel

Ye 128b-139b: 43 gazel

III. Murabbalar

a. “Şol güzeller şahı kim ismi anuñ Maómÿddur “(140b-141a) (7 bend)

b. “Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur” (141a-141b) (5 bend)

c. “N’ideyin çÀre nedür veh baãayın baàruma taş” (142a)( 5 bend)

d. “Gülşen-i óüsn içer bir serv-i dil-ÀrÀdur Velì” (142a) (7 bend)

Page 38: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

38

IV. Gazeliyat-ı Mevkufe

(142b-143a): 4 adet üçer beyit vardır. V.Rubaiyyât 143a-144b: 15 adet rubai vardır. VI. Kıtalar

144b-147b) 16 adet kıta vardır. VII. Tevarih (147b-148a) 6 adet tarih vardır.

VIII. İSTİFTÂ (148a-150b)

Bu şiirde Sehî Bey yapmış olduğu hatalardan pişman olduğunu belirtir.

Mevlana’dan derdine çare olmasını istemektedir.

Derdüme çÀre eyle MevlanÀ Eylerem óaøretünden istiftÀ IX. LETÂİF (149a-150b) 12 tane. Bunlarda altısı dönemin şairleri için söylenmiştir.

Revani’nin yaşını sakladığını öğrenmekteyiz.

İñinde baş kıãmasun RevÀnì Bile doàdı benüm ol yaştaşumdur

Şair Visali’nin şiirlerinde Necâtî Bey’i taklit ettiğini görmekteyiz.

NecÀtì şièriñe geh geh ViãÀli aàranur amma Meåeldür mataúúa demden köpek ürer bu yeni aya NecÀtì şièri yüzine èaceb müşkil niúÀb açmış Anı perdeyle fehm itmeye her bir si.i kabuúlı

X. Matlalar

(151b-152a) 8 adet. XI. Müfredat (151a-152b) 14 adet

Page 39: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

39

Zeyd hakkına hicivler (153a-153b) Hatime

Bu ben şikeste vü òaste vücudÀ leyl ü nehÀr Nedür bu bunca hevÀ vü heves bu ùÿl-i emel İlÀhi óırã u hevÀ mihrini gider dilden Ayırma sevgüni benden irince vaút-i ecel Bu nÀ-tüvÀn u bu süst ü øaèifi yÀ Rabbì èİbÀdetüne úavì úıl nemÀza itme kühel

Geniş bir divan sahibi olan Sehî Bey’in divanı hakkında Prof.Dr Ömer Faruk

Akün’ün söyle demektedir; “Şiirde bir mevki kazanamamasına mukabil, Sehî’nin

namını zamanımıza kadar devam ettiren eseri, tezkiresi olmuştur.”35

35 Akün a.g.e s. 318

Page 40: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

40

1.3. ÜSLUBU Sehî Bey dîvânında nazım biçimlerinden birçoğunu kullanmıştır. Dîvânı,

kaside, gazel, murabba, tarih, beyit, kıt‘a ve müfredlerden oluşmaktadır. Dîvânda

yer alan kasidelerin dönemin devlet erkanına yazmıştır. Dîvânında na‘t , ıydiyye ve

bunların yanında dini ıstılahlarını kullandığı şiirleri de bulunmaktadır. Dîvânda

genel olarak gazeller geniş bir yer tutar.

Bir şairin üslubunu iyi bir şekilde tespit etmek için şairin, iç dünyası, yetiştiği

ortamı hatta en önemlisi çevresinde yetiştiği şairleri tanımak gerekir. Çünkü şairde

bir insan olarak çevresiyle sosyal ilişki içerisindedir. Bu sosyal ilişki onun eserlerine

de sirayet etmektedir.

Sehî Bey’in şiiri, üslübü hakkında Latifi; onun Necâtî Bey’i36, Âşık Çelebi’de37

eski zaman şarilerini taklit ettiğini söylemektedir.

Tarihsel olarakta Sehî Bey’den de bahseden bütün kaynaklar Sehî’nin Necâtî

Bey’in yanında anmışlarlardır.38 Sehî Bey de tezkiresindeki en uzun satırları Necâtî

Bey’e ayırması üstadına ne kadar değer verdiğinide göstermektedir. 39

Sehî Bey şiirlerinde üslub olarak dönemin en büyük şairlerinden olan Necâtî

Bey’in etkisinde dîvânını oluşturmuştur. Sehî Bey dîvânını kaleme alırken şiir

üslübünü (poetikasını) üstadı Necâtî Bey’i örnek alarak oluşturduğunu dîvânının

dibacesinde şöyle beyan etmektedir;

èaşú maófilinüñ şemè-i cemè-ÀrÀsı ve muóabbet gülistÀnınuñ bülbül-i naàme-serÀsı mÀlik-i memÀlik-i maèÀnì èÀrif-i maèÀrif-i nükte-dÀnì üstÀd-i pìşìn ve pesendìde-i müteóayyizìn üstÀdı ve mÀdde-i óayÀtı (3b) meróÿm mevlanÀ NecÀti úuddise-sırrahu ebyÀt-ı şìrìn-kelÀmı ve eşèÀr-ı rengìn-niôÀmı ile her diyÀr memlÿ ve eknÀf-ı èÀlem ùopùoludur èavÀm u òavÀã arasında şöhret-i òÀã bulup diyÀr-ı Rÿm’da iştihÀr-ı eşèÀrı maèlÿmdur bu eclden aña Òusrev-i Rÿm dirler ol anda ve ol ezmÀnda ki şeref-i hiõmet ü elùaf muãÀóabetleri ile müşerref ü muàtenem iken murà-ı dil-i nÀlÀn sevdÀ-yı zülf-i òÿbÀn ile şikeste-bÀl vü cÀn-ı nÀ-tüvÀn elem-i àubÀr-ı òaùù-ı cÀnÀnla Àşüfte-óÀl olup èaşk meyòÀnesi bÀdelerinden mest ü yaúa çÀk maóabbet kÀşÀnesi peymÀnelerinden mey-perest ü bì- bÀk

Şièir

36 Latifi, a.g.e s. 315 37 Aşık Çelebi, a.g.e, s. 550 38 Aşık Çelebi, a.g.e s. 550, Latifi, s. 314, Hasan Çelebi, a.g.e s. 493, Gelibolu’lu Ali, a.g.e s. 179 Rıdvan Canım, “Sehî Bey” a.g.e s. 316, Ömer Faruk Akün, a.g.e s.320 39 Heşt Behişt, a.g.e s. 144-147

Page 41: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

41

äafÀ meyòanesiniñ mey-fürÿşı BelÀ bezminde miónet bÀde-nÿşı Yetìm-i büúèa-i miónet ve muúìm-i tekye-i meşaúúat rüsvÀ-yı kÿçe-i òarÀbÀtì

Àşüfte-i elfÀô-ı NecÀtì aóúar-ı rehi dervìş Sehì dürer-i àurer-i ebkÀr-ı efkÀr-ı ùabè-ı õeòòÀrdan ãÿret-i kitÀbìde ôuhÿr bulan (4a) evãÀf-ı selÀùìn-i èiôÀm ve úaãÀid-i vüzerÀ-i kirÀm ve eşvÀú hevÀ-yı gül-rÿyÀn ve etvÀú-ı sevdÀ-yı sünbül-bÿyÀnla ãudūr iden òayÀlÀt-ı güftÀr-ı güzìn emåÀl-Àmìzi vü maèÀnì-i eşèÀr-ı metìn-i òayÀl-engìzi ki mÀnend-i òÀùır-ı èÀşıú-ı àam-gìn-i perişÀn-evrÀú ve úalb-i rÿzgÀr gibi muòìù-siyÀú olmuşdı ” 40

Sehî Bey’in şiirlerini Necâtî Bey’le karşılıklı okuduğumuzda Sehî’nin şiirleri

bir nevi üstadın şiirlerine nazireler niteliğindedir. Sehî’nin şiirlerinin okuyan Evliya

Çelebi Sehî Bey dîvân için; “Hatta Edirne’li Sehî Bey Necâtî Bey’in duhter-i pakize-

ahterin alup Necâtî Bey’in intikalinden sonra Sehî Bey Evrak-ı Perişan-ı Necâtî ile

Sehî namıyla bir dîvân tertip eylemiştir.” 41 Bu iddaa tarihsel olarak doğru değilse

de Sehî’nin şiirlerinde Necâtî Bey üslubu olduğu da kendini doğrulamaktadır. İki

dîvânı okuyunca şiirlerin birbirine üslub olarak çok benzer olduğu görülmektedir.

40 Divan-ı Sehî 3b-4a 41 Evliya Çelebi, Seyahatname, Haz. Robert Dankoff, Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman, YKY İstanbul 2006 s. 175

Page 42: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

42

1.4. SEHÎ BEY’İN ŞİİRLERİNİN NECATİ BEY’İN ŞİİRLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI

Necâtî Bey, Türk edebiyatının önde gelen şairlerinden olup pekçok şairi

etkilemiş, şiirlerine nazireler yazılmış ve bir ekol olarak tarzı takip edilmiştir. Necâtî

Bey’den önce pek çok şair tarafında İslami ve tasavvufi düşünceler, aşk, rintlik, vb.

konullar şiirlerde işlenmiştir. Ancak Necâtî Bey yaratılışındaki şairlik dehası

sayesinde şiirlerinde kendine has bir üslüp kazandırmıştır. Özellikle şiirlerinde

atasözleri, deyimler, halk tabirlerini bilindiği manada ve anlam zenginliği içerisinde

başarıyla kullanmıştır.42

Necâtî Bey de dönemin başlıca tezkirelerinin belirttiği gibi, edebiyat

meclisinde üstad olmuş, meclisinde pek çok şair yetiştirmiştir.

“Üstadlık hali veya vasfı, tekirecilerin şairler üzerinde yapmış oldukları

tanıtma ve değerlendirmelerde, hem değer takdiri, hem de şarinin, kendi devri

içerisindeki yerinin, fonksiyonunun tespiti bakımından çok önemli bir yer tutar.

Böyle bir durumun tanıtım ve takdirinde, tezkirecilerde rastlayabileceğimiz en

açık ve kesin ifade, şair için kullanılan bizzat “üstad” tabirine dayandırılır. Ancak,

sırf bu tabirle üstadlığı belirtilen şair miktar itibariyle çok sınırlıdır.”43

Necâtî Bey’in yanında yetişen Sehî Bey de üstadı Necâtî Bey ve kendinden

önceki dönemde yaşamış pek çok şairden etkilenmiştir. Biz sadece Necâtî Bey’in

şiirlerinden ne kadar etkilendiğini incelemeye çalışacağız. İki şairin divanını genel

bölümler halinde karşılatırıldığında etkileşim görülmektedir.

Agah Sırrı Levend nazireler için şöyle der; Nazirelerin, üstat sayılan şairlere

gösterilen bir “cemile”dir.44 Kıyaslama, kişilikler, eserler, ve edebiyatlar arasında

yapılır…

“Türk edebiyatında, her büyük şair, kendi çevresinde bir çok şairce taklit

edilmiştir. Kendi de henüz kişiliğini bulmadan bir çıraklık dönemi geçirimiş, önce

Türk edebiyatı,sonra da İran edebiyatında beğenip sevdiği şairlerin etkisi altında

42 Serper Acar, Necati Bey Divanı Sözlüğü (Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlük), Selçuk Üniversitesi,

SBE (Basılmamış) Yüksek Lisans Tezi Konya 2009 43 Harun Tolasa, 16. Yüzyılda Edebiyat Araştırma ve Eleştirisi, Akçağ Yayınları s.255-256 Ankara 2002 44 Agah Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, TTK Yayınları Ankara 1998 s. 77

Page 43: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

43

kalmıştır.”45 Sehi Bey’den bahseden dönemin başlıca tezkireleri, Sehi Bey’i, Necâtî

Bey’in çırağı olarak nitelendirmiş ve Necâtî Bey ve eski şairleri taklit ettiğini

söylemişlerdir.46

İki şairin divanında yola çıkarak belli karşılaştırmada bulununan bazı kaynaklar

göz önüne alınarak47 iki şairin şiirleri kıyaslanmıştır.

Dibace

a. Dini Unsurlar

Divan edebiyatını besleyen ana kaynaklardan birisi de hiç şüphe yok ki dinî ve

tasavvufî unsurlardır. Bu unsurların da en başında dinî ve tasavvufî kaynakların

teşekkülünün temeli olan kainatın yaratıcısı olan Allah gelmektedir. İki şair

divanlarının dibacelerinde dini unsurlara yer vermişlerdir. İki şair de bu kavrama

bakış açıları benzerlikler gösterir. Sehî Bey ve Necâtî Bey de divanına Allah’ın

ismiyle başlamaktadır.

Sehî Bey divanının dibacesinde şu şekilde başlar;

Her nefes õikr-i Óaúúa sa’y eyle Õikr-i Óaú ile göñlüñi egle Óaúú ile ger óaú olmaà isterseñ Õikr-i Óaúú eyle sözümi esle BÀúìyi gözle naúş-ı nigÀra alınma gel Sözümü esle sözüm işit añla ve’s-selam Necâtî Bey divanına başlarken;

Gelinüz olalım geh u bì-gÀh ÕÀkir-i lailahe illÀh

YÀr-ı bÀúì gerekse leyl u nehÀr Õikr-i illallÀh ile vaódete var

45 Levend, a.g.e,s. 44 46 Latifi, a.g.e s. 315, Aşık Çelebi, a.g.e, s. 550 47 Hasibe Mazıoğlu, Fuzûlî-Hâfız, İş Bankası Yayınları İstanbul 1956, Üzeyir Aslan, Mu’îdî’nin Necâtî’ye Nazireleri, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/2 Winter 2009 s.29-78 , Yavuz Bayram, Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi ve Bir Uygulama, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı.16 s.69-93

Page 44: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

44

Bu fÀni cihÀn kimseye kalmaz bÀúì BÀúì ye düriş bÀúìye sözüm esle

İki divanın girişinde kullanılan şiir kadrosundaki kelimeler benzerlikler

gösterdiği görülür.

Divan şiirinde temel kaynaklarından olan Hz. Peygamber ile ilgili kullanılan

imajlardan birisi âlemlere rahmet olarak göndermiş olduğudur. Sehî Bey ve Necâtî

Bey divanında bu tema ortak olarak işlenmiştir.

Yine bu dini unsurlardan olan mirac hadisesine Necâtî Bey de divanın ilk

girişinde değinir;

aòirü’z-zamÀn üfdÀdeleri budur ki Àdemün ekmeli ve Àlemüñ mÀ-óaãalı

müsÀfir-i leylet’ül-Esra ve Sidret’ül MüntehÀ Mesnevi Ol gice kim didi mièrÀca Óaú èArşa çıúıp Kürsiye baãdı ayaú Yüzini naèleynine sürdi úamer Var daòı yüzinde tozından eåer Úabøa-i Kavseyne el urdı hemÀn Oldı bu meydÀnda cihÀn-pehlevÀn

Neåir HezÀrÀn hezÀr kilimÀt-ı kudsi-şièar ìåÀr ve işèÀr olunup òiùÀb-ı müsteùÀb el-èÿd-

ı Aómed gÿş-ı hÿşına yetişüp Ayet

VemÀ arselnake illÀ raómetellil èÀlemìn48 armaàanı ile rÿy-i zemìni teşrìf u tezyìn eyledi

Yine ola diyü bir gice mi’rÀc Açar encüm gözin kuòl-i şeb-i dÀc Felekde saèÀdet yılduzı var Ki yüzin görmege biñ biñ gözi var

48 Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiya Suresi 107

Page 45: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

45

Sehî Bey de üstadı gibi benzer mısralarlar ayetlere atıflarda bulunmuştur. Sehî

Bey de dibacesine insanın ne yüce bir şekilde yaratıldığını ayete de atıf yaparak

belirtir. Sonra Necâtî Bey’in kullandığı yakın ifadelerle Hz. Peygamber (a.s)’ın

mirac muzicesine değinir;

aòirü’z-zamÀne şefÀèat içün efêal-i Àdem ve ekmel-i èÀlem imÀmü’l- úıbleteyn

hümÀm-i úÀbe kavseyn49 sÀyir-i èÀlem-i melekÿt zÀyir-i iúlìm-i ceberrÿt ser-defteri cerìde-i risÀlet ãadr-nÀme-i èunvÀn-ı celÀlet zÀyîçe-i taúvìm-i enbiyÀ netìce-i taèôìm-i aãfiyÀ ãÀhibü’l-èilm ve’t-tÀc rÀkib’ül-BurÀú fì’l-mièrÀc

meånevì O gice oldı çün şeb-i mièrÀc Giydi óulle urındı başına tÀc Cebra’ìl irdi vü getürdi BurÀú Baãdı üzengüye o demde ayaú Çıúdı èarşı vü kürsi seyr itdi Vardı çoú baór-i vaódete yitdi Bir nefesde niçe biñ oldu nefes Bir nebì anda daòı itmedi ses Vaãl-ı yÀre irüşdi buldu vuãÿl Anda úatè itdi menzilini resÿl (2b) SulùÀnü’r-rüsül bürhÀnü’s-sübül taòt-nişìn-i minber-i lÀilÀhe illa’llÀh

muóammedü’r-resÿlallÀh èaleyhi efêalü’ã-ãalavÀt ve ekmelü-’t taòiyyÀt raómeten li’l-èÀlemìn50 virildi

İki şairin miraç hadisesine görüldüğü gibi aynı bakış açısı ile yaklaşmışlardır.

Necâtî Bey müşriklerin Kuran-ı Kerimin ayetlerinin muzicesini

anlayamadıklarını söyler. Sihir ile mücizeyi ayıramadıkları için peygamber (a.s)’a

şairlik iftirasını isnad ettiklerini söylemektedir;

Ve kelÀm-ı muèciz-niôÀm-ı ÚurÀn ile mesÀnid-i muèÀnidi ibùÀl u fÀnì eylediler. ÚÀsırlar siórden mucizeyi fark idemeyüp kelÀm-ı óaúìúì şièr-i selìkì èadd olunup vemÀ èallemnehü-ş-şièr Àyetün nüzÿlüne ve kelÀm-ı manôÿm raúam-ı nefy ile merúÿm olunmasına bÀèiå oldular HÀşÀ ve hÀşÀ ki

49 Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. Necm Suresi 9 50 Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiya Suresi 107

Page 46: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

46

Beyit èİzzet deñizinde gevher-i pÀk LevlÀke lemÀ òalak’tül eflÀk51 Neåir Töhmet-i şièiden muèarrÀ ve muberrÀdur. Nebìye şÀèirdür dimek muóÀldür. Sehî Bey de Müşrikler Kuran’ın ayetlerine karşı hiçbir şey diyememiş

olduğunu, bu yüce kelamı tebliğ eden peygamber (a.s)’a nasıl şairlik isnad ettiklerini

söyler;

úurÀn-ı mu’ciz-nişÀn nüzÿlüne bÀiå olup ol sebeden úÀãırÀn-ı bì-idrÀk ve

mu’nidan-ı nÀ-pÀk hażret-i server-i enbiyÀ vü mefòar-i aãfiyÀya óÀşÀ şÀèirlik töhmetin isnÀd itdiler

b. Şiir Hakkındaki Düşünceleri Sehî Bey şiirin ne kadar yüce bir nimet olduğunu, şairlik bir ilahi lutüf

olduğundan bahseder. Şiiri dört kademe de sınıflandırır;

ma’lÿmdur ki kelÀm-ı fużalÀ ve peyÀm-ı fuseóÀ dört nev’ üzerinedür neår ve secìè ve recez ve şièir maúÀm-ı rifaèt ve èulüvv-i menzilet şi’ir bir derecededür ki…

sonrasında şiir anlayışını üstadı Necâtî Bey düşüncelerini iktibas ederek açıklar.

Necâtî Bey’in ne kadar büyük bir şair olduğunu hatta ona Rum diyarının Hüsrev’i

denildidiğini söyler;

èaşú maófilinüñ şemè-i cemè-ÀrÀsı ve muóabbet gülistÀnınuñ bülbül-i naàme-serÀsı mÀlik-i memÀlik-i maèÀnì èÀrif-i maèÀrif-i nükte-dÀnì üstÀd-i pìşìn ve pesendìde-i müteóayyizìn üstÀdı ve mÀdde-i óayÀtı (3b) meróÿm mevlanÀ NecÀti úuddise-sırrahu ebyÀt-ı şìrìn-kelÀmı ve eşèÀr-ı rengìn-niôÀmı ile her diyÀr memlÿ ve eknÀf-ı èÀlem ùopùoludur èavÀm u òavÀã arasında şöhret-i òÀã bulup diyÀr-ı Rÿm’da iştihÀr-ı eşèÀrı maèlÿmdur bu eclden aña Òusrev-i Rÿm dirler ol anda ve ol ezmÀnda ki şeref-i hiõmet ü elùaf muãÀóabetleri ile müşerref ü muàtenem iken murà-ı dil-i nÀlÀn sevdÀ-yı zülf-i òÿbÀn ile şikeste-bÀl vü cÀn-ı nÀ-tüvÀn elem-i àubÀr-ı òaùù-ı

51 Yâ Muhammed sen olmasaydın sen, felekleri yaratmazdım” Aclûnî, Keşfü’l-hafā , II, 232

Page 47: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

47

cÀnÀnla Àşüfte-óÀl olup èaşk meyòÀnesi bÀdelerinden mest ü yaúa çÀk maóabbet kÀşÀnesi peymÀnelerinden mey-perest ü bì- bÀk

Şièir äafÀ meyòanesiniñ mey-fürÿşı BelÀ bezminde miónet bÀde-nÿşı Yetìm-i büúèa-i miónet ve muúìm-i tekye-i meşaúúat rüsvÀ-yı kÿçe-i òarÀbÀtì

Àşüfte-i elfÀô-ı NecÀtì aóúar-ı rehi dervìş Sehì dürer-i àurer-i ebkÀr-ı efkÀr-ı ùabè-ı õeòòÀrdan ãÿret-i kitÀbìde ôuhÿr bulan (4a) evãÀf-ı selÀùìn-i èiôÀm ve úaãÀid-i vüzerÀ-i kirÀm ve eşvÀú hevÀ-yı gül-rÿyÀn ve etvÀú-ı sevdÀ-yı sünbül-bÿyÀnla ãudūr iden òayÀlÀt-ı güftÀr-ı güzìn emåÀl-Àmìzi vü maèÀnì-i eşèÀr-ı metìn-i òayÀl-engìzi ki mÀnend-i òÀùır-ı èÀşıú-ı àam-gìn-i perişÀn-evrÀú ve úalb-i rÿzgÀr gibi muòìù-siyÀú olmuşdı

Necâtî Bey de şiir hakkında düşüncesini kısa olarak attarır;

ÒayÀl-i faãìó’ül-kelÀm miåÀl-i èanber-fÀm içinde gÿyÀ ki nisyÀn-ı fitne-encÀm şerrin èaleyküm bi’ş-şam nüktesin añdırdı ve ãaóìfe-i mücellÀ bile kitÀbe-i àabrÀ Àyìne-i çìnì ve çehre-i zengì ãÿretin gösterdi. Bunlar taòayyüldürür.ùoàrusı bu kim òudÀvendigÀr-ı dìndÀr òalìfe rÿzigÀr ve òulÀãÀ çarò-ı devvÀr…

c. Divan Oluşturma

Necâtî Bey divanını dönemin önde gelen devlet adamı kadıasker Abdurrahman

Çelebi’nin teşvikiyle kaleme aldığını söyler;

ÒudÀvend-i kÀm-gÀr Úaêıèasker-i ÒudÀvendigÀr èAbdurraómÀn Çelebi büzürgvar…

ÔÀhir ü bÀùın úamu dÀrÀtını Maèrifet u faøl u kemÀlıtını Birini vaãf eylese úalur hezÀr èÂciz olur ùabè-ı õevi’l-iútidÀr Eşigidür merciè-i ehl-i hüner BÀúì u pÀyende ùuta dÀd-ger …luùÿflar ôuhÿra gelüp Àyìne-i úabÿlde ãÿret-i iltifÀt müşÀhade olunup ve bu

maènì muúteøasınca tertìb-i dìvÀna teràıb mülÀóÀôa olundı.

Page 48: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

48

Sehî Bey de divanı dönemin kadıaskeri Muhyiddin Çelebi’nin işareti ve iltifatı

üzerine divanını kaleme aldığını beyan etmektedir;

Tedvìn ü tezyìn içün sulùÀn-ı èulemÀ-i ehl-i yaúìn nigeh-bÀn-ı füżalÀ-ı

memÀlik-i dìn vÀriå-i seccÀde-i şerièat sÀlik-i mesÀlik-i ùarìúat vÀúıf-ı (4b) óazÀyin-i esrÀr-ı İlahì kÀşif-i deúÀyıú-ı aòbÀr-ı nÀ-mütenÀhì mellÀó-ı sefìne-i èulÿm-ı RabbÀnì sebbÀó-ı deryÀ-yı maèÀrif-i SübóÀnì rÀfiè-i elviyye-i İslÀm dÀfiè-i-i meôÀlim-i enÀm úÀêí-èasker-i kÀmkÀrì Muóyiddìn Çelebi Efendi el-FenÀri

Meånevì Kapÿsı mecmaè-ı ehl-i hünerdür İşiginde ulular òÀk-ı derdür Feleklerden yücedür úadri òaylì SaèÀdet bendesi himmet ùüfeyli Úamu fażl ü kemÀlÀtıyla meşhÿr Nitekim dìni ü dünyÀsı maèmÿr Olupdur devlet aña èabd-ı kemter Eben èan-ced saèÀdet aña çÀker èAceb mì olsa her fenn içre baóóÀå Kime ãanèat ise èilm aña mìrÀå Óażretlerinden bu sergeşte-i vÀdì-i óayret ve esìr-i belÀ-yı çÀh-ı óasret bende-

i faúìr ü efgende-i óaúìrlerine işÀrÀt ve iltifÀt buyruldı İki şairde divanlarını devlet adamlarının teşfikiyle kaleme aldığını

söylemektedir. Dikkat incelendiğinde görüldüğü gibi genel dibacede Sehî Bey,

Necâtî Bey’in dibacesi ile benzer bir tasnifte bulunmuştur. Hatta dikkatli

incelendiğinde ortak kelimelerin yer yer kullandığını görmektedir.

Necâtî Bey Sehî Bey

Gelinüz olalım geh u bì-gÀh ÕÀkir-i lailahe illÀh YÀr-ı bÀúì gerekse leyl u nehÀr Õikr-i illallÀh ile vaódete var Bu fÀni cihÀn kimseye kalmaz bÀúì BÀúì ye düriş bÀúìye sözüm esle

Her nefes õikr-i Óaúúa sa’y eyle Õikr-i Óaú ile göñlüñi egle Óaúú ile ger óaú olmaà isterseñ Õikr-i Óaúú eyle sözümi esle BÀúìyi gözle naúş-ı nigÀra alınma gel Sözümü esle sözüm işit añla ve’s-selam

Page 49: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

49

Miraç aòirü’z-zamÀn üfdÀdeleri budur ki Àdemün ekmeli ve Àlemüñ mÀ-óaãalı müsÀfir-i leylet’ül-Esra ve Sidret’ül MüntehÀ Mesnevi Ol gice kim didi mièrÀca Óaú èArşa çıúıp Kürsiye baãdı ayaú Yüzini naèleynine sürdi úamer Var daòı yüzinde tozından eåer Úabøa-i Kavseyne el urdı hemÀn Oldı bu meydÀnda cihÀn-pehlevÀn

Neåir HezÀrÀn hezÀr kilimÀt-ı kudsi-şièar ìåÀr ve işèÀr olunup òiùÀb-ı müsteùÀb el-èÿd-ı Aómed gÿş-ı hÿşına yetişüp

Ayet VemÀ arselnake illÀ raómetellil èÀlemìn52 armaàanı ile rÿy-i zemìni teşrìf u tezyìn eyledi Yine ola diyü bir gice mi’rÀc Açar encüm gözin kuòl-i şeb-i dÀc Felekde saèÀdet yılduzı var Ki yüzin görmege biñ biñ gözi var

Miraç aòirü’z-zamÀne şefÀèat içün efêal-i Àdem ve ekmel-i èÀlem imÀmü’l- úıbleteyn hümÀm-i úÀbe kavseyn53 sÀyir-i èÀlem-i melekÿt zÀyir-i iúlìm-i ceberrÿt ser-defteri cerìde-i risÀlet ãadr-nÀme-i èunvÀn-ı celÀlet zÀyîçe-i taúvìm-i enbiyÀ netìce-i taèôìm-i aãfiyÀ ãÀhibü’l-èilm ve’t-tÀc rÀkib’ül-BurÀú fì’l-mièrÀc meånevì O gice oldı çün şeb-i mièrÀc Giydi óulle urındı başına tÀc Cebra’ìl irdi vü getürdi BurÀú Baãdı üzengüye o demde ayaú Çıúdı èarşı vü kürsi seyr itdi Vardı çoú baór-i vaódete yitdi Bir nefesde niçe biñ oldu nefes Bir nebì anda daòı itmedi ses Vaãl-ı yÀre irüşdi buldu vuãÿl Anda úatè itdi menzilini resÿl (2b) SulùÀnü’r-rüsül bürhÀnü’s-sübül taòt-nişìn-i minber-i lÀilÀhe illa’llÀh muóammedü’r-resÿlallÀh èaleyhi efêalü’ã-ãalavÀt ve ekmelü-’t taòiyyÀt raómeten li’l-èÀlemìn54 virildi

Müşriklerin Hz. peygamber (a.s)’a şairlik iftirasını isnad edilmesi

Ve kelÀm-ı muèciz-niôÀm-ı ÚurÀn ile mesÀnid-i muèÀnidi ibùÀl u fÀnì eylediler. ÚÀsırlar siórden mucizeyi fark idemeyüp kelÀm-ı óaúìúì şièr-i selìkì èadd olunup vemÀ èallemnehü-

Müşriklerin Hz. peygamber (a.s)’a şairlik iftirasını isnad edilmesi

úurÀn-ı mu’ciz-nişÀn nüzÿlüne

bÀiå olup ol sebeden úÀãırÀn-ı bì-idrÀk ve mu’nidan-ı nÀ-pÀk hażret-i server-i enbiyÀ vü mefòar-i aãfiyÀya

52 Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiya Suresi 107 53 Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. Necm Suresi 9 54 Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiya Suresi 107

Page 50: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

50

ş-şièr Àyetün nüzÿlüne ve kelÀm-ı manôÿm raúam-ı nefy ile merúÿm olunmasına bÀèiå oldular HÀşÀ ve hÀşÀ ki

Beyit èİzzet deñizinde gevher-i pÀk LevlÀke lemÀ òalak’tül eflÀk55 Neåir Töhmet-i şièiden muèarrÀ ve

muberrÀdur. Nebìye şÀèirdür dimek muóÀldür.

óÀşÀ şÀèirlik töhmetin isnÀd itdiler

Şiir Hakkında Görüşleri ÒayÀl-i faãìó’ül-kelÀm miåÀl-i

èanber-fÀm içinde gÿyÀ ki nisyÀn-ı fitne-encÀm şerrin èaleyküm bi’ş-şam nüktesin añdırdı ve ãaóìfe-i mücellÀ bile kitÀbe-i àabrÀ Àyìne-i çìnì ve çehre-i zengì ãÿretin gösterdi. Bunlar taòayyüldürür.ùoàrusı bu kim òudÀvendigÀr-ı dìndÀr òalìfe rÿzigÀr ve òulÀãÀ çarò-ı devvÀr…

Şiir Hakkında Görüşleri ma’lÿmdur ki kelÀm-ı fużalÀ ve

peyÀm-ı fuseóÀ dört nev’ üzerinedür neår ve secìè ve recez ve şièir maúÀm-ı rifaèt ve èulüvv-i menzilet şi’ir bir derecededür ki…

èaşú maófilinüñ şemè-i cemè-ÀrÀsı ve muóabbet gülistÀnınuñ bülbül-i naàme-serÀsı mÀlik-i memÀlik-i maèÀnì èÀrif-i maèÀrif-i nükte-dÀnì üstÀd-i pìşìn ve pesendìde-i müteóayyizìn üstÀdı ve mÀdde-i óayÀtı (3b) meróÿm mevlanÀ NecÀti úuddise-sırrahu ebyÀt-ı şìrìn-kelÀmı ve eşèÀr-ı rengìn-niôÀmı ile her diyÀr memlÿ ve eknÀf-ı èÀlem ùopùoludur èavÀm u òavÀã arasında şöhret-i òÀã bulup diyÀr-ı Rÿm’da iştihÀr-ı eşèÀrı maèlÿmdur bu eclden aña Òusrev-i Rÿm dirler ol anda ve ol ezmÀnda ki şeref-i hiõmet ü elùaf muãÀóabetleri ile müşerref ü muàtenem iken murà-ı dil-i nÀlÀn sevdÀ-yı zülf-i òÿbÀn ile şikeste-bÀl vü cÀn-ı nÀ-tüvÀn elem-i àubÀr-ı òaùù-ı cÀnÀnla Àşüfte-óÀl olup èaşk meyòÀnesi bÀdelerinden mest ü yaúa

55 Yâ Muhammed sen olmasaydın sen, felekleri yaratmazdım” Aclûnî, Keşfü’l-hafā , II, 232

Page 51: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

51

çÀk maóabbet kÀşÀnesi peymÀnelerinden mey-perest ü bì- bÀk

Şièir äafÀ meyòanesiniñ mey-fürÿşı BelÀ bezminde miónet bÀde-nÿşı Yetìm-i büúèa-i miónet ve

muúìm-i tekye-i meşaúúat rüsvÀ-yı kÿçe-i òarÀbÀtì Àşüfte-i elfÀô-ı NecÀtì aóúar-ı rehi dervìş Sehì dürer-i àurer-i ebkÀr-ı efkÀr-ı ùabè-ı õeòòÀrdan ãÿret-i kitÀbìde ôuhÿr bulan (4a) evãÀf-ı selÀùìn-i èiôÀm ve úaãÀid-i vüzerÀ-i kirÀm ve eşvÀú hevÀ-yı gül-rÿyÀn ve etvÀú-ı sevdÀ-yı sünbül-bÿyÀnla ãudūr iden òayÀlÀt-ı güftÀr-ı güzìn emåÀl-Àmìzi vü maèÀnì-i eşèÀr-ı metìn-i òayÀl-engìzi ki mÀnend-i òÀùır-ı èÀşıú-ı àam-gìn-i perişÀn-evrÀú ve úalb-i rÿzgÀr gibi muòìù-siyÀú olmuşdı

Divanını Kadıasker Abdurrahim Çelebi’nin teşviki ile tertip etmiştir.

ÒudÀvend-i kÀm-gÀr Úaêıèasker-i ÒudÀvendigÀr èAbdurraómÀn Çelebi büzürgvar…

ÔÀhir ü bÀùın úamu dÀrÀtını Maèrifet u faøl u kemÀlıtını Birini vaãf eylese úalur hezÀr èÂciz olur ùabè-ı õevi’l-iútidÀr Eşigidür merciè-i ehl-i hüner BÀúì u pÀyende ùuta dÀd-ger …luùÿflar ôuhÿra gelüp Àyìne-i

úabÿlde ãÿret-i iltifÀt müşÀhade olunup ve bu maènì muúteøasınca tertìb-i dìvÀna teràıb mülÀóÀôa olundı.

Divanını Kadıasker Muhyiddin Çelebi’nin teşviki ile tertip etmiştir.

Tedvìn ü tezyìn içün sulùÀn-ı èulemÀ-i ehl-i yaúìn nigeh-bÀn-ı füżalÀ-ı memÀlik-i dìn vÀriå-i seccÀde-i şerièat sÀlik-i mesÀlik-i ùarìúat vÀúıf-ı (4b) óazÀyin-i esrÀr-ı İlahì kÀşif-i deúÀyıú-ı aòbÀr-ı nÀ-mütenÀhì mellÀó-ı sefìne-i èulÿm-ı RabbÀnì sebbÀó-ı deryÀ-yı maèÀrif-i SübóÀnì rÀfiè-i elviyye-i İslÀm dÀfiè-i-i meôÀlim-i enÀm úÀêí-èasker-i kÀmkÀrì Muóyiddìn Çelebi Efendi el-FenÀri Meånevì Kapÿsı mecmaè-ı ehl-i hünerdür İşiginde ulular òÀk-ı derdür Feleklerden yücedür úadri òaylì

Page 52: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

52

SaèÀdet bendesi himmet ùüfeyli Úamu fażl ü kemÀlÀtıyla meşhÿr Nitekim dìni ü dünyÀsı maèmÿr Olupdur devlet aña èabd-ı kemter Eben èan-ced saèÀdet aña çÀker èAceb mì olsa her fenn içre baóóÀå Kime ãanèat ise èilm aña mìrÀå Óażretlerinden bu sergeşte-i vÀdì-i óayret ve esìr-i belÀ-yı çÀh-ı óasret bende-i faúìr ü efgende-i óaúìrlerine işÀrÀt ve iltifÀt buyruldı

Kasideler Necâtî Bey divanında bulunan 25 kaside, Sehî Bey divanında da bulunan 33

kaside dönemin önde gelen devlet adamlarına yazılmıştır. Bu kasidelerin ortak

kafiye ve içerik olanları benzer olanları şu şekildedir;

Necâtî Bey divanına dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmed’i övmeye bu

beyitle başlar.

Bilse idi demüñ mürdelerin ettigin iòyÀ CÀn vire idi ermek için bu deme èÌsÀ

K.1/1

Sehî Bey de dönemin veziri Kasım Paşa’yı övmeye aynı mazmunları farklı bir

vezinde söylerek başlar.

Kÿy-ı dilberden esüp cÀnib-i èuşşÀúa ãabÀ İtdi èİsÀ gibi cÀn mürdesin ol dem ióyÀ K. 10/ 1 İki kaside de Hz.İsa ve ölüleri diriltme mucizesi ortak bir mazmun olarak

kullanılmıştır.

Necâtî Bey padişah II. Beyazıd’ı överken,

Bir dün ki úılmış idi cemÀline ÀfitÀb Müşgìn gülÀlesin gicenün èanberìn niúÀb

Page 53: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

53

SulùÀn-ı Rÿm Òusrev-i ÀfÀk BeyÀzìd ÒÀúÀn-ı rÿzigÀr şeh-i maèdilet-meÀb K.3/1-16 Sehî Bey de Kanuni Sultan Süleyman’ı överken aynı kafiyeyi kullanır ;

Bir dün ki şÀh-ı Òusrev òÀver-i ôafer-me’Àb Maàrib diyÀrı cÀnibine itdi èazm-i òˇÀb SulùÀn-ı şarú u àarb SüleymÀn ŞÀh kim Dìn düşmenine tìàı durur mÀlikü’r-riúÀb

K.12/1-15 İki kasidenin kafiye örgüsü aynıdır. İki kaside de padişahı Hüsrev’e

benzetilmiştir.

Necâtî Bey Ali Paşa’yı överken, Kaside-i òatem Der Vaãf-ı èÂlì Paşa Ey vezÀret eline rÀst gelen zer òatem Görmedi çeşm-i felek ùapuña beñzer òatem Neye derlerdi kim olmaz yalunuz ùaş dìvÀr Fitne Ye’cÿcına ey sedd-i Skender òatem K. 19/1-3 Sehî Bey de aynı kafiye de Kasım Paşayı övdüğü kaside de , Necâtî Bey’in

beyitlerindeki bazı mazmunlar ortak olarak işlenmiştir.

Der Medó-i KÀsım Paşa ve äıfat-ı Engüşteri Taót-ı zer üstine geçdi geyüben laèlin tÀc Fitne Ye’cÿcınadur sedd-i Sikender òÀtem İm bir itdi dehen-i yÀr ile beñzer òÀtem K’eyledi óüsn ilini böyle müseòòar òÀtem

K. 24/1-3

Sehî Bey Necâtî Bey’in bazen kelimeleri kafiyelerini değiştirerek şiirinde

kullandığı görülmektedir. Kavramı başla bir kelime ile çevirerek kullanır. Mazmun

ve düşünce olarak da birebir benzerdir.

Page 54: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

54

Vasf-ı tìà berÀ-yı SulùÀn BeyÀzìd Ey ceng-cÿy èarbede sÀz ü yegÀne tìà Vey òışm ü kìn ü óiddet oduna zebÀne tìà K. 11/ 1

Der Medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh SulùÀn SüleymÀn ŞÀh-ı Vaãf-ı Tìà Olsa n’ola cihÀnda SüleymÀn-nişañ úılıç Buldı úudÿm-i şÀh ile baòt-ı civÀn úılıç

K. 14/1 Sehî Bey aynı vezinde yazıdığı bu kaside de Farsça tìà kelimesinin karşılığı

olan Türkçesini kullanmıştır.

Necâtî Bey Sultan Mahmud’u övdüğü nişan redifli kasidesi, Sehî Bey

divanında da Mustafa Çelebi için yazılmış aynı redifli kaside de Süleyman (a.s)

yüzüğü mazmunu ortak olarak işlenmiştir.

Der Medó-i SulùÀn Maómÿd Ey èizzet ü saèÀdet ile muèteber nişÀn Vey nÀm-ı PadişÀh-ı cihÀna maúar niÀn Teşbìh olmasa idi SüleymÀn yüzügine Òalúa musallaù olmaz idi bu úadar nişÀn K.21/1-3

Der Medó-i Tevkièì MuãtafÀ Çelebi Ey óüsn ile serìr-i saèÀdetde zer nişÀn Vey milket-i cihÀna Sikender-ôafer nişÀn Nakş-ı nigìni mühr-i SüleymÀn degül midür İns u cinni itse müsteòar nÿr nişÀn

K.28/1-8

Necâtî Bey’in gül redifli kasidesi edebiyatımızda çok beğenilmiş, başka

şairlerde aynı redifte kasideler yazmışlardır.56 Sehî Bey de İskender Çelebi için

yazdığı kaside de aynı redifi kullanmıştır.

56 Abdulmuttalip İpek, Klâsik Türk Şiirinde Gül Redifli Kasideler,Fırat Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Elazığ 2007 s.1-160

Page 55: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

55

Yılda bir kerre menÀr-ı şÀhdan dìdÀr gül Gösterir nite ki nÿr-ı Aómed-i Muòtar gül Var iken yüzüñ güle meyl eylemez dil bülbülü èÂrife bir gül yeter lÀzım degil tekrÀr gül

K.15/1-6 Der vaãf-ı gül ve medó-i İskender Çelebi-i defterdÀr ve ãıfat-ı bahÀr Nev-bahÀr irişdi gösterdi gelüp dìdÀr gül Eyledi bezm-i çemende bülbüle izhÀr gül Yüzüme bir kez güle bakmaàla güldi àoncalar Güller açılmış begüm luùf eyle gel tekrÀr gül

K.17/1-17 Necâtî Bey

Sehî Bey

Kaãide-i der fetó u ôafer SulùÀn Muóammed

Bilse idi demüñ mürdelerin ettigin iòyÀ CÀn vire idi ermek için bu deme èÌsÀ

K.1/1

Der medó-i óaøret-i KÀsım Paşa Kÿy-ı dilberden esüp cÀnib-i èuşşÀúa ãabÀ İtdi èÌsÀ gibi cÀn mürdesin ol dem ióyÀ K.10/ 1

Der Medó-i SulùÀn BeyÀzıd Bir dün ki úılmış idi cemÀline ÀfitÀb Müşgìn gülÀlesin gicenün èanberìn niúÀb SulùÀn-ı Rÿm Òusrev-i ÀfÀk BeyÀzìd ÒÀúÀn-ı rÿzigÀr şeh-i maèdilet-meÀb K.3/1-16

Der Medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh SulùÀn SüleymÀn ŞÀh ‘ıyd-i mübÀrek Bir dün ki şÀh-ı Òusrev òÀver-i ôafer-me’Àb Maàrib diyÀrı cÀnibine itdi èazm-i òˇÀb SulùÀn-ı şarú u àarb SüleymÀn ŞÀh kim Dìn düşmenine tìàı-durur mÀlikü’r-riúÀb

K.12/1-15

Kaãide-i Òatem der-vaãf-ı ‘Ali Paşa Ey vezÀret eline rÀst gelen zer òatem Görmedi çeşm-i felek ùapuña beñzer òatem Neye derlerdi kim olmaz yalunuz ùaş dìvÀr Fitne Ye’cÿcına ey sedd-i Skender òatem K. 19/1-3

Der medó-i KÀsım Paşa ve ãıfat-ı engüşteri İm bir itdi dehen-i yÀr ile beñzer òÀtem K’eyledi óüsn ilini böyle müseòòar òÀtem Taót-ı zer üstine geçdi geyüben laèlin tÀc Fitne Ye’cÿcınadur sedd-i Sikender òÀtem

K. 24/1-3

Vaãf-ı tìà berÀ-yı ãulùan BeyÀzıd Ey ceng-cÿy èarbede sÀz ü yegÀne tìà Vey òışm ü kìn ü óiddet oduna zebÀne tìà

Der Medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh SulùÀn SüleymÀn ŞÀh-ı Vaãf-ı Tìà Olsa n’ola cihÀnda SüleymÀn-nişañ úılıç Buldı úudÿm-i şÀh ile baòt-ı civÀn úılıç

Page 56: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

56

K. 11/ 1

K. 14/1

Der Medó-i SulùÀn Maómÿd

Ey èizzet ü saèÀdet ile muèteber nişÀn Vey nÀm-ı PadişÀh-ı cihÀna maúar nişÀn Teşbìh olmasa idi SüleymÀn yüzügine Òalúa musallaù olmaz idi bu úadar nişÀn K.21/1-3

Der Medó-i Tevkièì MuãtafÀ Çelebi Ey óüsn ile serìr-i saèÀdetde zer nişÀn Vey milket-i cihÀna Sikender-ôafer nişÀn Nakş-ı nigìni mühr-i SüleymÀn degül midür İns u cinni itse müsteòar nÿr nişÀn K.28/1-8

Kaãide-i Serv Der Medó-i SulùÀn Maómÿd Sol bostanda kim bir gül-i zÀr serv Her òÀm-deste ãaúın zìnhÀr serv Serv ol durur ki óarfine kimdir úul olmayan AzÀdlıúla bulmuş ola iştihÀr serv

K.22/1-4

Medó-i Luùfi Paşa der ãıfat-ı serv

äalınan gelse gülşene ol gülèiõÀr serv Ùurduàı yirde úurıya úala hezÀr serv

Serv ol-durur ki êÀmenine úonmaya àubÀr Gül gibi pÀk dÀmen ola iy nigÀr serv

Ben bildügüm naôaran güzel bì-bedel gerek Güzellik ile bulmış ola iştihÀr serv

K.30/1-3-5

Yılda bir kerre menÀr-ı şÀhdan dìdÀr gül Gösterir nite ki nÿr-ı Aómed-i Muòtar gül Var iken yüzüñ güle meyl eylemez dil bülbülü èÂrife bir gül yeter lÀzım degil tekrÀr gül

K.15/1-6

Der vaãf-ı gül ve medó-i İskender Çelebi-i defterdÀr ve ãıfat-ı bahÀr Nev-bahÀr irişdi gösterdi gelüp dìdÀr gül Eyledi bezm-i çemende bülbüle izhÀr gül Yüzüme bir kez güle bakmaàla güldi àoncalar Güller açılmış begüm luùf eyle gel tekrÀr gül

K.17/1-17

Óall ile levó-i zebercedde yazıldı bir dÀl Óücce-i èıyd-ı hümÀyÿna ola şÀhid-i óÀl

K.20/1

ÂfitÀb-ı felek-i salùanat u èizz ü şeref Kevkeb-i burc-ı èadÀlet meh-i òurşìd cemÀl

K.20/12 Görse bezmüñ şerefin utana Cemşìd ü ÚubÀd

Der Medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh SulùÀn SüleymÀn ŞÀh-ı ãıfat-ı èıyd Nÿn ile èayna şebìh olduàı için oldu hilÀl İntihÀ-yi ramazÀn evvel-i èid-i şevvÀl

K.16/1 Göñül eyyÀm-ı ùarab geldi òuãÿãÀ Begümüz Şeh-i Cemşìd-fer ola meh-i òÿrşìd-cemÀl

K.16/14 Bezmine isne òÀcil ola gide ŞÀh ÚubÀd

Page 57: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

57

Bilse rezmüñ unudurdı özini Rüstem-i ZÀl K.20/25

Vaãf-ı óüsnüñle olan şièr-i òayÀl-engìzüm Görse taósìn idüben oúıya SelmÀn ü KemÀl

K.20/34

Rezmine binse meãÀf idemeye Rüstem-i ZÀl K.16/18

Selsebil-i suòanüm böyle revÀn görür ise Aúub agzı suyı taósin ide SelmÀn ü KemÀl

K.16/40

Gazeller

Görüleceği üzere Sehî Bey dibace ve kasidelerde Necâtî Bey’in şiirlerine ne

kadar benzer dizeler olduğu görülecektir. Bu birebir benzerlik gazellerde daha çok

göze çarmaktadır.

İlk defa Necâtî Bey tarafından kullanılan kafiye ve redifler Sehî Bey tarafından

da kullanılmıştır. Bunlardan ilk ki kıblem redifli şiir Necâtî divanında göze çarpar.

Bu kafiyede sonraki dönemin ünlü şairleri de nazireler yazmıştır.57

Necâtî’nin gazeli şu şekildedir. Eşiginden yüzüm dönerse dönsün bir yaña úıblem Úapuña doàru geldim ben senin a Kaèbem a úıblem

57 Tapuñdur Ka،be-i ،ulyâ-yı eshâb-ı safâ kıblem Úapuñdur Mescid-i Aksâ-yı erbâb-ı vefâ kıblem

Harîm-i Beyt-i Ma،mûrundan a،lâ olmaya Ka،be Degüldür şâh-ı Sidre kâmetüŋden müntehâ kıblem

Hayâl-i hâl-i ruhsârun yog anun çünki göŋlinde Ne başdı bagrına seng-i siyâhı Ka،be yâ kıblem

Dil-i pür-iştiyâkı tek visâlün ،îdına irgür

Eger kurbân dilerseŋ yoluna canlar fidâ kıblem

Eger kûy-ı habîbe secde kılmak câ،iz olmasa Cihânda secde-gâh olmazdı kûy-ı Mustafâ kıblem

Bilürsin yüz sürerler âsitân-ı Ka،beye ben de İşigüŋe yüzüm sürsem n’ola a Ka،bem a kıblem

Yüzüñ görüp n'ola vaslun temenna eylese Bâkî Görinse Ka،be dirler müstecâb olur du،â kıblem Baki Divanı, Haz. Sabahattin Küçük TDK 1994 Ankara s. 306

Page 58: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

58

Úoyup Kaèbe úapuñ óÀşÀ dil etmez àayrıya secde Olupdur gerçi her yerde namÀz etmez revÀ úıblem Senin paşmaàın irdigi yere ermez benüm başım Úo bÀri edeyim secde ıraúlardan saña úıblem İki çeşme ãu iletmek gibidir Kaèbe şehrine Úapuñda bir kez añılsa yaşımdan mÀ-cerÀ úıblem èAceb midir dolanırsa cemÀlüñ çevresin zülfüñ ÙavÀf-ı Kaèbe edermiş işittik ejdehÀ úıblem Óarìm-i Kaèbe’nin elóaú äafÀnın adı var ancaú CemÀlüñ Kaèbesine baú nice veri äafÀ úıblem ŞikÀyet eylemiş diye yeter öldür NecÀti’yi Aña ettiklerüñ sen de n’ola bir kez añ a úıblem

Necâtî Bey Gazel s. 306 1. ÙavÀf-ı Kaèbe-i kÿyuñ virür cÀnÀ ãafÀ úıblem Óabìbüm Merve óaúúıyçün işügüñdür äafÀ úıblem 2. Gözüm cÀmiè-i óüsnüñde namÀz etmege èÀşıúlar Úaşuñ miórÀbunı gözler olup úıble-nümÀ úıblem 3. Yüzüñ görmege ùopraàa yüz urup sende eyler dil Teyemmüm itse cÀyizdür kişi bulmasa mÀ úıblem 4. Ölen Kaèbe viãÀlüñ şevúi ile berr-i miónetde Yunarsa Àb-ı Zemzemle n’ola a Kaèbem À úıblem 5. Per-i ùÀvusdan cÀrÿmı Beytu’llÀh’da zülfüñ Ya aùlasdan aãılmuş zÀr mı bu misk-i sÀ úıblem 6. NigÀra úÀmetüñden yüz çevürdüm itmedüm secde DirìàÀ sehv idüp itdüm namÀzumı úaøÀ úıblem 7. Yüzüm óaú úıbleden miórÀb gibi dönsün iy èömrüm Òarìm-i ÀsitÀnuñ ger degülse muùlaúÀ úıblem 8. HevÀ-yı serv-i úaddünle Sehì ölse namÀzına MenÀr-ı úÀmetüñden eyle èuşşÀúa ãalÀ úıblem

Page 59: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

59

Divan şâirlerinin iyi bir gözlemci oldukları gördükleri tabiat olaylarını

olduğu gibi birebir aktarmak yerine hüsn-i talillerde bulunarak yorumladıkları

bilinen bir gerçektir. Birtakım tabiat olaylarının olduğu gibi aksettirilmesinin daha

çok bir tarih kitabına yakışacağını bildiğinden Divan şâirleri, bunları kendi bakış

açılarına göre yorumlayıp divanlarına aksettirmişlerdir. Necâtî Bey’in bu uslüpta

tabiatı tasvirlerinde bulunduğu gazeli divanının seçgin gazellerindendir.

Mevsim-i nev-bahÀrı gözleyelüm Gül-i ruòsÀr-ı yÀrı gözleyelüm Bize serv ü çenÀrdan ne biter Varalım úadd-i yÀrı gözleyelüm Gül óayasızluú etse yüzleyelim SÀúì-i gül-èiõÀrı gözleyelüm Şemè-var ortaya atılmayalım CÀm gibi kenÀrı gözleyelüm Nice bir aldaya şumÀra vere Biz de rÿz-i şumÀrı gözleyelüm áulàulü şişenin baş aàrısıdır SÀàar-ı bì-òumarı gözleyelüm Düştü zevraú Necâtî baór-ı àama ÇÀre ne rÿzigÀrı gözleyelüm

Necâtî Bey divan gazel No: 372

Bu gazel Sehî Bey’in divanında nazire başlığı altında belirtilmesede birebir

Necâtî Bey’e naziredir.

1. Nice bir sebze-zÀrı gözleyelüm Naúş-ı òaùù-ı nigÀrı gözleyelüm 2. Mihr ü mehden èaceb bize ne ùoàar Berü gel rÿy-ı yÀrı gözleyelüm 3. Felekden düşdi gitdi engine

Page 60: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

60

Niçe bir biz kenÀrı gözleyelüm 4. Mey içüp sÀde-rÿ güzeller ile Devr-i gülde bahÀrı gözleyelüm 5. BÀd-ı Àhum o servi bir gün eger Sehì biz rüzgÀrı gözleyelüm

G. 176

Divan edebiyatında o döneme kadar ilk defa kullanılan tabir ve redifleri

kullanan Necâtî Bey, Bursanın kaplıcalarını anlattığı kapluca redifli şiiri tespit

edebildiğimiz kadar ilk kapluca redifli şiirdir.

Cennete dönmiş durur el-kıããa yÀrÀn Úapluca Ol perìler mecmaè-ı ser-çeşme-i cÀn Úapluca Ayaàına varır ola biñ perì gün başına Var ise bulmuş durur Mühr-i SüleymÀn Úapluca Âyìne gibi perì-peyker semen-sìmaları Òïş ãafÀlarla çeker baàrına èuryÀn Úapluca èÂşıú-ı dìdÀr olup gördüàü maóbÿba aúar Germ olup gün gün yüzlülerle sürdü devrÀn Úapluca Şükr kim saúalluya cennette yer yoktur demez Dopdoludur bÀà-ı RıêvÀn gibi àılmÀn Úapluca Kendini vaúf eyleyüp yollar gözetmezdi müdÀm Ger ÒalilullÀh gibi sevmese mihmÀn Úapluca Anadan doàma olur her kim gelirse úatuna BÀrekallÀh ey bu gün her derde dermÀn Úapluca Çünkü sen Bursada olduñ èÀleme defèül-melÀl DÀèìm ÀbÀdan olasın şÀd ü òandÀn Úapluca Eski yeni saña òıdmet-gÀr olamaz gerçi kim Pìr ile pìr oldun oàlan ile oàlan Úapluca KÀèinÀt içinde Bursacıú gibi bir dÀnesin DÀm eder gerçi seni erbÀb-ı èirfÀn Úapluca

Page 61: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

61

Vuãlat-ı cÀnÀn ile şÀd et NecÀtì müfsili Dahi müşküller senüñ úatında ÀsÀn Úapluca Gazel 473 Sehî Bey de üstadının kullandığı bu kaplıca redifli benzer bir şiir yazmıştır.

Tam olarak bir nazire değildir. Çünkü iki şiirde kullanılan vezinler farklıdır. Bu şiir

de Sehî Bey üstadı gibi Bursa’nın kaplıcasından hastalara nasıl şifa verdiğinden

bahseder;

1. Germ olsa úoysa úoynına cÀnÀnı Úabluca Ölmelü òasteye vire cÀn anı Úabluca 2. RÀm oldı cümle emrüñe ins ü perì vü cin Var ise buldı mühr-i SüleymÀnı Úabluca 3. Başdan ayaàa luùf u kerem ıssı úalbi ãÀf Oldur el üzre ùutduàı mihmÀnı Úabluca 4. äan bÿse ile cÀn u dil azàına bal ezer Úaçan øiyÀfet eylese yÀrÀnı Úabluca 5. Dönse èaceb mi Bÿrsa güzellikte cennete Bir yaña bÀà u bÀàçe bir yanı Úabluca 6. Bıñarbaşı olalı hecründe gözlerüm Ol mÀhun oldı çÀh-ı zeneòdÀnı Úabluca 7. Aú çaàlan itdi yaşum olup Gök Dere gözüm Olalı Bÿrsa òÿbları seyrÀnı Úabluca 8. Sürsin Emìr Efendi işigüne yüzini Her kim dir ise saña Sehì úanı Úabluca

Gazel 244

Divan edebiyatındaki serv-kamet-boy pek sık kullanılan benzetmelerdir. Boy

elif harfine, kamet servinin dik duruşuna, bazende yarin cevriyle bükülüp dal harfine

teşbih edilir. Bu mazmunlar edebiyatımızda şairler tarafında sık sık kullanılır. Necâtî

Bey bu mazmunları şiilerinde kullanmıştır.

Page 62: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

62

ÓÀkìleriz biz özleriz ol serv-i úÀmeti K’ehl-i úubÿr cÀn gibi ister úıyÀmeti Uymuş belÀlı göñlüme derd ü firÀú-ı dïst Düşmüş àaribüñ üstüne ölüm èÀlameti èÂòir günümde èışúuñ ile eylesem sefer VallÀhi naúd-i cÀnı verirdim selÀmeti Óaúúa budur ki úÀmetinin doàrusu durur Yirde úomaz ãanevberi ol istiúÀmeti Eksikligin bilenler olur èaúıbet temÀm Eriş durur ùabìbe kişiyi seúÀmeti èIşú-ı mecÀzì meclis-i mey gibidir hemÀn Eksik degül ãoñunda kişiye nedÀmeti Kimdir NecÀtì der isen ey serv-i ser-ferÀz Bì-i’tidal kendüyi bilmez melÀmeti

Gazel 589

Sehî Bey üstadının bir gazelde kullandığı mazmunları yeni kafiyeler ekleyerek

iki gazelde kullanmıştır.

1. èArø eyledi müjeñ dile sen serv-úÀmeti Getürdi bir oú atımı yir o úıyÀmeti 2. MiórÀba geçmesün úatı ser-mestdür gözüñ Úıblem revÀ degül ola mestüñ ìmÀmeti 3. Ùoàruluà ile oldı çemen ãaònına re’ìs Servi ayaúda úomadı gör istiúÀmeti 4. Gitmedi ölmek ile göñülden òaù-ı lebi Bir çÀrede henüz daòı var cÀn èalÀmeti 5. Bir demde yan-durur yaúar Àhun yeri göki Az ãanma iy Sehì yüri sen bu kerÀmeti

268 (131b)

Page 63: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

63

1. äordum òaù-ı lebin göricek ol úıyÀmeti Òışm itdi baña sündi didi cÀn èalÀmeti 2. Yumruàla urdı başuma ol serv-úad gelüp Getürdi bir çomaà atımı yir úıyÀmeti 3. CÀn virüp öldügüm yoluña toàrusı bu kim Kimdür cihÀnda sevmeye sen serv-úÀmeti 4. RuòsÀruñ üzre geldi ayaú baãdı òıør-ı òaù Çıúmış yürür ãu üstine gör bu kerÀmeti 5. èUşşÀú içinde èışú ile iy serv-i ser-firÀz Bir daòı yoú Sehì gibi rüsvÀ melÀmeti 269 (131b) Divan şiirinde aşıkın bed-nam oluşu, sevgilinin cevr u cefasından dolayı çektiği

çileyi anlatan en güzel gazellerden biri şüphesiz Necâtî Bey’in gayrı redifli gazelidir.

Bu gazel aşığın çektiği çileninin,yanlızlığınının bir feryadıdır. Necâtî Bey’in en

meşhur gazellerinden olan bu gazele başta Fuzuli olmak üzere pek çok şair nazire

yazmıştır.

Deme kim yÀrda yoú cevr ü cefÀdan àayrı Ne dilersen bulunur mihr ü vefÀdan àayrı Beni aàlan beni kim üstüme gelmez ölicek Bir avuç ùopraà atar bÀd-ı ãabÀdan àayrı Elif-i úÀmetüñ ile úaşuna rÀ diyeli Göñlümü egleyemez kimse bu rÀdan àayrı Òaù u òÀlin elemi yetmedi mi göñlüme kim Çeke hecr Àteşini bunca belÀdan àayrı Ne àaraø eyleye èuşşÀú viãÀlüñ var iken Ne murÀd eyleye bìmÀr devÀdan àayrı Dÿd-ı Àhım ne èaceb göklere ùutsa yüzünü èÂşıúuñ kimisi var ola ÒudÀdan àayrı Yüzine tutsa Necâtî ne èaceb òaclet elin

Page 64: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

64

Nesi var yüzü dest-i duèÀdan àayrı Gazel 599

257 (129a) 1. YÀrda nesne mi var mihr ü vefÀdan àayrı N’ideyin yoú görinür baña cefÀdan àayrı 2. áuããadan èÀşıú ölürse de n’ola kimsesi yoú Gül gibi göñlin açar bÀd-ı ãabÀdan àayrı 3. Ne belÀdur úaêê-i bÀlÀsını yÀruñ gözeden Görseye õerrece mihrini belÀdan àayrı 4. LÀm zülfiyle elif úÀmeti èÀşıúlarına İkide bir sözi yoú vaãlına lÀdan àayrı 5. Nice çekmeye Sehì gözine izüñ tozunı Gözine nesne görinmez bu cilÀdan àayrı Gazel 258

Necâtî Bey’in üzre redifli şiiri

ÒÀlüñ var iken òaù nedür ol la’l-i ter üzre Teşdìd ne lÀzım ki úoyalar şeker üzre

Ölümlisüyüz leblerüñüñ bize ne perhìz Oruc mı tulalum begüm andan sefer üzre Ey úaşı keman àamzeler oúın çekerek ùut Úoma ki düşe bir birine bir ciger üzre Göñlüme gözüme yaraduñ ey yüzi òurşìd Şimden giru gel pÀdişeh ol baór u ber üzre Yüzüme düşen göz yaşıdur ãofì ne lÀzım Kim dÀne-i tesbìó sayam şÿr u şer üzre Yüzüme baãar biri birin eşk-i revÀnum Bir nice yetìm üşe gelüb düşdi zer üzre Söz Yÿsufını müşg ile ùartardı NecÀtì

Page 65: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

65

Kıymet úoda sarrÀf-ı cihÀn bu güher üzre G.479

Sehî Bey’in naziresi Mefÿlü MefÀ’ilü MefÀèìlü Feÿlün 1. Òaùù-ı siyehün laèl-i güher-bÀr ter üzre DendÀne-i şìn ola mı şehd ü şekker üzre 2. Sìnemde àamun dÀàı aya úaşı kemÀnum äan Àyìnelerdür ki úonulmış siper üzre 3. Naúş-ı kef-i pÀyuñ ãaúınup bÀd-ı ãabÀdan Ferş eyledüm ey dïst yüzüm reh-güzer üzre 4. èAnber úaşuñ üstinde gören òÀlüni eydür Nÿn noúùası yazdı yed-i úudret naôar üzre 5. ÒÀl-i ruòunuñ resmi begüm göñlüm içinde Bir zÀà durur úondı ãanasun ciger üzre 6. Dür dişüñi bir vech ile vaãf itdi Sehì kim äarrÀf-ı cihÀn noúùa úomaz bu güher üzre

G.229

“Klasik edebiyatta hangi divanının sayfaları çevrilirse çevrilsin içinde aşkın

olmadığı bir divandan bahsedilmesinin mümkün olmadığı âşikardır. Divan şâirleri

aşk, hubb, mahbûb, muhabbet ve bu kelimelerin müştakları etrafında binlerce hayal,

düşünüş ve imaj geliştirmişlerdir.”58

Necâtî Bey divanındaki aşığın halini anlatan bu gazel yer yer Fuzuli’nin

Benüm tek hiç kim zar u perìşÀn olmasun yÀ rab Esìr-i derd-i aşk dÀà-i hicrÀn olmasun yÀ rab matlalı gazelini de hatırlatmaktadır.

Necâtî Bey’in gazeli;

58 Bilal Alpaydın, Refi KÀlÀyi Divanı (İnceleme-Metin), İstanbul Üniversitesi SBE (Yayınlanmamış) Yüksek Lisans Tezi 2008 İstanbul

Page 66: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

66

NigÀrÀ laèl-i nÀbından dil-ÀzÀr olmasun kimse Yazuúdur kendi cÀnından úo bìzÀr olmasun kimse HevÀ-yı dÀr eden gelsün dedikce cÀn atar göñlüm Hey ol zülf-i dil-Àvìze hevÀ-dÀr olmasun kimse KenÀr-ı baór-ı ekşümde od eder her gice Àhım Esìr olup belÀlarda giriftÀr olmasun kimse äunulmaz mest-i lÀ-yaèúıl olana bÀde ey yÀrÀn Ecel cÀmı ere nÀ-gÀh hÿş-yÀr olmasun kimse Bulutlar yaàar açılur giceler ãubó-gÀh olur Úara baòtım gibi dÀ’ìm siyeh-úÀr olmasun kimse CihÀn-ı óasret-ÀbÀda yetiştim èışúa sataşdum Dimen ey dïstlar àurbette bìmÀr olmasun kimse Uyuyanlar görür düşde bu ben bì-çÀre maòrÿmem İlÀhi it gibi her gice bìdÀr olmasun kimse Gice zülfünden iñlerdim Necâtî’dir didiler hep Benüm gibi perìşÀn u dil-ifgÀr olmasun kimse Gazel 538

Necâtî bey divanında Sehî Bey divanındaki gazel olarak Sehî bey’in son

naziresidir.

1. Virüp dil dÀm-ı zülfine dil-efkÀr olmasun kimse Úara zülfi gibi yÀruñ siyeh-kÀr olmasun kimse 2. HevÀyì göñlüme düşdi hevÀ-yı serv-i bÀlÀsı Hey ol serv hevÀ-baòşa hevÀ-dÀr olmasun kimse 3. ÒalÀã umdukça zülfinden dolaşdum kurtıluşum yoú Esìr-i derd-i èışú olup giriftÀr olmasun kimse 4. Virüp cÀn naúdin ol mÀha göñül gel müşterìlenme MetÀè-ı mihr-i dildÀra òarìdÀr olmasun kimse 5. BisÀù-ı şeş-cihetde zÀr olup cÀn naúdin üterdüm

Page 67: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

67

İlÀhì şeşder-i àamda düşüp zÀr olmasun kimse 6. Gözüñ òışmıyla zülfüñde ùutuldum nÀ-tüvÀn oldum Yatup àurbet bucaúlarında bìmÀr olmasun kimse 7. Beni àurbet bucaàında unutdı añmadı yÀrum Sehì bigi cihÀn içinde bì-yÀr olmasun kimse Gazel 251

Gazellerde de görüleceği gibi Sehî Bey üstadı Necâtî Bey’e bir çok nazireler

yazmıştır.Divanında bu şiirleri nazire başlığı altında belirtmesede, şiirleri

okuduğumuzda bunu görmekteyiz.

Bazende bire bir beyitleri Necâtî Bey’in beyitlerinden aldığı gibi sadece bir kaç

kelimeyi değiştirdiği görülür.

Necâtî Bey áabàabuñ mÀniè olur didüm zenaòda seyrine Didi bu veche görinür düşicek ãu üzre sìb Lutf-ı tabèuñdur Necâtî saña zaómet çekdüren èUdı yaúar nÀfeyi ÀvÀre eyler yaòşi tìb

G.23/5-8 N’eyler ol çÀh-ı zenaòda òÀl-i miskìnüñ didüm Didi kim bilmez misin dÀà olur elbet nÀf-i sìb Luùf-ı tÀbèuñdur Sehì eşèÀruña şöhret viren Miske raàbetler virüp úıymetlü eyler yaòşi tìb

G. 13/ 4-6

Yukarıda alıntıladığımız gibi Necâtî Bey yazdığı şiirlerle yalnız döneminde

değil, sonraki yüzyıllarda da açtığı şiir vadisinde pek çok şair yürümüştür. Necâtî

Bey’in sadık öğrencisi Sehî Bey de yazdığı şiirlerle Necâtî Bey’in açtığı şiir

üslubunda yürümeye çalışmıştır. Özellikle Necâtî Bey’in bu meşhur beyitine, Sehî

Bey’in kaleme aldığı beyit bu düşüncemize delil olmaktadır. Bir seng-dil firÀkına ölen NecÀtî’nin BillÀh mermer ile yapasız mezarını

G.607/7 Ölse bir sengìn göñül servün hevÀsından Sehì Bi’llahi ey serv-i men mermer yapasuz türbetün 184/5

Nice şÀd olmasun rÿó-i NecÀtì iy gül-i cennet Sehì eşèÀrı İstanbul’a şimdi armaàan gitdi

G.238/5

Page 68: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

68

3- İÇERİK ÖZELLİKLERİ

I.DİN Allâh

Dîvân edebiyatını besleyen ana kaynaklardan birisi de hiç şüphe yok ki dinî ve

tasavvufî unsurlardır. Bu unsurların da en başında dinî ve tasavvufî kaynakların

teşekkülünün temeli olan kâinatın yaratıcısı olan Allâh gelmektedir. Sehî Bey

dîvânında Allâh’ın isimleri (esma-i hüsnâ) pek çok yerde geçmektedir.

Sehî Bey dîvânına Allâh’ın Hak ismini anarak dîvânına başlar. Her nefeste

Hakkın ismini zikretmekle Hakla bir olunacağını ifade eder.

Her nefes õikr-i Óaúúa sa’y eyle Õikr-i Óaú ile göňlüňi egle Óaú ile ger óaú olmaà ister iseň Õikr-i Óaú eyle sözümi esle Dib.

Sehî Bey Allâhın varlığının birliğine iman etmiş bir kul olarak yer yer

münacatta bulunur. Yazmış olduğu 4 beyitlik münacatında günahlarından,

isyankârlığından pişman olarak Allâh’ın lutfuna sığınır.

İlÀhi aç úaldum olmadım toú Yüzüm úara günÀhım çoú èamel yoú Benüm hìç bir işüm yoú saña lÀyıú Senüñ luùfuña àarú olmuş òalÀyıú Benem bir yüzi úara èÀãi bende Özümden olmışam bìzÀr ben de Yüzi úara günehkÀrem elüm boş Yöneldüm işügüñe yüz urup uş Mün. / 1-4 Sehî Bey, her türlü derde derman olarak Allâh’ın olduğunu ifade eder;

Her derde devÀ senden olur yÀ AllÀh

Page 69: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

69

Her dince şifÀ senden olur yÀ AllÀh Her sır saña ma’lÿm eyÀ èÀlim u dÀnÀ DermÀn baña da senden olur yÀ AllÀh Rub. 1

Melekler

“Allâh’ın emirlerine tam itaat eden iyi nitelikteki ruhanî varlıklara verilen

ad.Melek kelimesi (çoğulu melâike) Ugaritçe, Habeşçe, İbrânîce ve Arapça gibi

Sâmî dillerde bulunan göndermek anlamındaki "l’ek" kökünden olup "haberci, elçi;

güçlü kuvvetli, tasarrufta bulunan, yöneten mânalarına gelmektedir.”59

“Melek İslam inancında farklı suretlere girebilen ve duygularla algılanmayan

nurani varlıklardır.”60

“Nurdan yaratılmış olan melekler, dişi ve erkek değildirler, yemezler, içmezler,

uyumazlar. Halleri başka yaratılmışlara benzemez. İlâhî emirlerin

gerçekleştirilmesinden sorumludurlar. Allâh bunlara kudret vermiştir. Daima tesbîh

ve zikir içindedirler.61

Sehî Bey dîvânında melekler asli anlamlarının dışında benzetme öğesi olarak da

kullanılır.

Muèin-i dìn ü düvel Aómet-i áaøanfer-fer Melek-nişÀn u memÀliksitÀn u ãadr-ı ãudÿr

K. 18 / 34

Bir semen-sìmÀ perì-peyker melek-òilèat k’ider Bÿy-ı luùfından cihÀnı ser-te-ser her bÀr gül

K. 22/25

Sehî Bey sevgiliyi meleğe yabancıya, ağyarı da şeytana benzetmiştir.

Melek şeyùana çünkim hem-dem olmaz N’içün meyl ide aàyÀre güzeller

G.43/5 Dîvân şiirinde sevgili güzelliği, kusursuzluğu ve yaratılışı itibariyle melek

gibidir.

59 Ali Erbaş, “Melek” Mad. DİA c. 29 s. 37 60 M.Sait Özervarlı, “Melek” Mad. DİA c. 29 s. 40 61 Pala İskender, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, Ötüken Yayınları, İstanbul 2000 s. 267

Page 70: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

70

Ne mehsin ey melek-ùalèat èaceb kim Yüzüñdür ÀfitÀb-ı èÀlem-efrÿz

G.95/3

Sen melek-siretle ey óÿr-ı behişt Kÿyuñun her gÿşesi ucmaà idi G. 297/2 Sevgili meleklik özelliğiyle aşığı dîvâne eder;

Olmuşam ben bir melek yüzlü perì dìvÀnesi Kim dakup boynuma dÿd-ı Àhumı zincìr

G.48/2 Bir melek yüzlü perì dìvÀnesi olup göñül TÀb-ı zülfünde benüm boynumda bendüm var idi

G.260/2 Hatta sevgili, güzelliğiyle melekeleri dahi kendine hayran ettirir. Sen gül-i bÀà-ı cihÀnsın saña hayrÀndur melek Ravøa-ı cennet yüzüñdür çeşme-i Kevåer lebüñ G. 141/5

Cebrâil:

Kerrubiyân diye anılan 4 büyük (Cebrâil,İsrâfil,Mikâil,Azrâil) melekten biri

olan Cebrâil Sehî Bey dîvânında özel ismi ile geçen tek melektir.

“İslâm dininde Cebrâil Hz. Peygambere ilâhî emirleri bildiren vahiy meleğidir

ve dört büyük melekten biridir. Arapça’da vahiy meleği değişik kelimelerle ifade

edilmekle birlikte en meşhurları Cebrâil, Cebren, Cebrîl. Cibrîn ve Cibril’dir. Müs-

lüman dilcilerin çoğu, muhtemelen hadis mecmualanndaki bazı rivayetlere

dayanarak Cebrâil’in, “Allâh’ın kulu” anlamına gelen İbrânîce asıllı bir kelime

olduğunu kabul ederken bazıları da “Allâh’ın gücü” demek olan Arapça ce-

berûtullâh tamlamasından geldiğini ileri sürmüşlerdir. Cebrâil’in “kuvvet”

mânasına gelen cebr ile alâkası dikkate alınarak bu anlamı da kapsadığı düşünü-

lebilir.

Cebrâil (a.s) Kur’ân-ı Kerîm’de Cibrîl, Rûh’ul-kudüs, Rûh’ul-emîn, Rûh ve

Resul şeklinde beş değişik isimle ifade edilir. İlgili âyetlerde belirtildiğine göre

Cebrâil karşı konulamayan müthiş bir güce, üstün bir akla ve kesin bilgilere

Page 71: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

71

sahiptir; “arşın sahibi” nezdinde çok itibarlıdır ve meleklerin kendisine mutlaka

itaat ettiği şerefli bir elçidir”. Hz. Meryem’e normal bir insan şeklinde görünerek

rabbinin elçisi olduğunu ve ona temiz bir erkek çocuğu bağışlamak için geldiğini

söylemiş , Hz. Îsâ doğduktan sonra Allâh’ın emriyle ona destek olmuş, Hz.

Peygamber’e Kur’ân-ı Kerîm’i vahyedip öğretmiştir. Hz. Peygamber onu bir kere

"açık Ufuk’ta, bir kere de “sidretü’l-müntehâ”da aslî hüviyetiyle görmüştür.

İnkarcılara karşı Hz. Peygamber’in dostu, müminlerin destekleyicisidir. Kadir

gecesinde meleklerle birlikte yeryüzüne iner, âhirette insanlar hesaba çekilirken

mahşerde saf saf dizilen meleklerin yanında bulunur.”62

Sehî Bey dîvânın dibacesinde Cebra’îl (a.s)’mın miraç gecesi Peygamberimiz’e

(a.s) Burak denilen bineği getirmesine atıfta bulunur;

Cebra’îl irdi vü getürdi burÀú Basdı üzengüye o demde ayak

Dib. MüntehÀ dirsün Sehì vaãfın o servüñ Sidreden K’işidüp eşèÀruna taósìn eyler Cebra’ìl G.150/5 Dîvânda tek bir yerde Cebrâil (a.s) Cibril-i Emin diye geçmektedir.

èAdl ü inãÀfı cihÀna şöyle èunvÀn virdi kim Maèdilet dirsin oúıtmış gibi Cibrìl-i emìn K. 29/32

Kur’ân-ı Kerîm

Allâh’ın kelamı Kur’ân-ı Kerîm Arap, Fars ve Türk edebiyatını besleyen

kaynaklardandır. Dîvân şâirleri yüzyıllar boyunca Kur’ân-ı Kerîm’i tükenmez bir

hazine gibi kullanmış devamlı şiirlerinde Kur’ân-ı Kerîm’e atıflarda bulunmuş ve

iktibaslar yapmışlardır.

“Semâvî kitapların en sonuncusu olan Kur’ân hemen tamamen sevgilinin

güzelliği, yüzü, bazan da saçı, boyu, hat’ı, gözü, kaşı ve ben’i gibi güzellik

unsurlarının temsili maksadıyla ele alınır. Diğer kitaplara nisbetle daha çok beyitte

geçer ve en çok mushaf kelimesi altında tesâdüf edilir. Umumiyetle güzellik mushafa

62 Yunus Şevki Yavuz, Zeki Ünal “Cebrail” Mad. DİA İstanbul 1993 c. 7 s. 203

Page 72: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

72

benzer, mushafta görülen tezyinat, harfler, harekeler, sûreler, âyetler bu güzelliğin

yukarıda geçen muhtelif unsurları olurlar. Bu meyanda Kur’ân okumak için açıp

gözleme, göz gezdirme ve gözünü ondan ayıramama gibi hal ve hususiyetler de

mevzubahs edilir.”63

Sehî Bey dîvânında yer yer beyitlerin içinde ayetlerden iktibaslar yapılmıştır;

Yüzündür Aósen-i taúvìm64 sìnem Yazıldı oldı ol taúvìm çü zìç

G.27/2 Eyleye düşmenlerüñi úahr ile defèi helÀk MÀèremeyte65 terkeşinden bir kez atarsañ òadeng

K.1/11

BÀàa gel gör óÀl diliyle ne remz eyler çemen HÀzihi cennÀt-i èadnin fedòulÿòÀ òÀlidìn66

K.29/4 Vaãf iderken óüsn-i ÀòlÀúuñ görüp didi òıred Sözi ùavìl itme gel el-baúiyÀt’uã-ãÀlióÀt67

K.13/24 Menzil-i óadìd-i şÀnına bÀ’s şedìdi fih68 Olsa èaceb mi èÀleme ãÀóib-úırÀn úılıç

K.14/18

Her seg-i bed-òÿya lÀyıú görme vaãlun nièmetin Çün bilürsin Óaú dimişdür lÀ yuóibbü’l-müsrifìn69

Müf. 9

Bu dem nesìm-i ãabÀ olsa ùañ mı cÀn-perver FeøÀ-yı bÀà-ı cinÀndür ãular şarÀb-ı ùahÿr70

K.19/8

63 Tolasa, Harun, Ahmet Paşa’nın Şiir Dünyası, Akçağ Yayınları Ankara 2001 s.33-34 64 Biz insanı en güzel şekilde yarattık. Tin Sûresi 4. 65 Onları siz öldürmediniz, fakat Allâh onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allâh attı. Mü’minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allâh öyle yaptı. Şüphesiz Allâh hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 17 66 İçinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleri! Tâhâ, 76 67 Mal, mülk, çocuklar bütün bunlar dünya hayatının süsleridir. Baki kalacak faydalı işler ise Rabbinin katında, hem mükâfat yönünden hem de ümit bağlama bakımından daha hayırlıdır." Kehf sûresi 46 68 Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık (ki insanlar ondan yararlansınlar). Allah da kendisine ve Resûllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Hadid 25 69 Yiyiniz içiniz israf etmeyiniz. Araf Sûresi 31 70 Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir. İnsan Sûresi 21

Page 73: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

73

Sehi Bey manzum ve mensur kaleme aldığı divanın dibace kısmında da yer yer

ayetlere de atıflarda bulunulmuştur;

“Elif-i AllÀh ki sebeb-i ülfet-i eóadiyyet ve mÿcib-i şÀhid-i keåretdür

şehidallÀhu ennehu lÀ illÀ hu71 beyt AllÀh AllÀh bu nice úudret olur Keåreti vaódetine şÀhiddür ÚÀdir-i maóż-ı úudret ve münteriè-i muhterî-i bî ‘illet ki bir ağızdan iki cihÀnı

ve bir elden kevn ü mekÀnı yaradup suver-i insÀnla müşerref ve müzeyyen idüp “ve lekad kerremnÀ benî ademe”72 òil’atiyle mu’azzez ve mükerrem kıldı

şièir BÀrekallÀh nedür bu óüsn ü şeref Âdem oàlÀnına bu deñlü lüùef (2a) Âdeme luùf-ı óaú hidÀyet olur Bundan özge nice kerÀmet olur Bu nièmetüñ şükrini ve bu kerÀmetüñ õikrini vaãf itmekde õÀkir úÀãırdur óaúúa

budur ki giriftÀrÀn-ı kemend-i èisyÀn ve dil-figÀrÀn-ı aòirü’z-zamÀne şefÀèat içün efêal-i Àdem ve ekmel-i èÀlem imÀmü’l- úıbleteyn hümÀm-i úÀbe kavseyn73…”

Sûreler: “Kur’ânın her bir bölümüne verilen ad. Kur’ânda toplam 114 sûre vardır.”74

Dîvânda yer yer sûre isimlerine de yer verilmiştir. Sûre isimleri genellikle

benzetme unsuru olarak kullanılır. Dîvân’da Kevser, Duhan, Nûr, Sad, Nûn ve Fetih

sûreleri zikredilir.

Òaùù-ı yÀúÿtuñ dehÀnun çevresinde dir gören Sÿre-i Kevåer yazar var ise taòùÀb üstine

G. 245/5

71 Allah, melekler ve adaleti yerine getiren ilim sahibleri, Ondan başka tanrı olmadığına şahidlik etmişlerdir. Ondan başka tanrı yoktur, O güçlüdür, Hâkim’dir. Ali İmran Sûresi 18 72 Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. İsra Sûresi 70 73 Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. Necm Sûresi 9 74 Pala, a.g.e s.359

Page 74: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

74

Gerçi yaúar çeraàı DuòÀn sÿresinden ol Fetó Àyetini ezber oúur her zemÀn úılıç

K.14/20

Her gice nÀr-ı ruòuñla cÀn viren pervÀnenüñ Şemè-i meclis sûre-i Nÿr oúur ezber üstine

G.233/3

Bu bezme degmemege nergisüñ gözi sióri EyÀ nesìm-i ãabÀ äÀd sÿresin oúı ur

K.19/23

Yüzi dönmedi imÀmun úıbleden miórÀb-vÀr Sÿre-i Nÿn oúısa yÀruñ Sehì ebrÿsına

G.224/5

HADİS Hadis, kelime anlamı olarak “yeni yeni ortaya çıkan, sonradan meydana gelen,

söz, söylenti” vs. demek olsa da bir ıstılah olarak Hz. Peygamber’in kutsal sözlerine

ve davranışlarına denir.75

Hz. Peygamber’in söylemiş olduğu sözlere hadis-i kavlî yapmış olduğu

davranışlara da hadis-i fi’lî denir. Anlamı Allâh tarafından Hz.Peygamber’e

vahyedilen hadislere de hadis-i kudsî adı verilmektedir.76 Başka hadis çeşitleri de

olmakla birlikte çalışmamızın ana konusunu teşkil etmediğinden bunu hadis ilmiyle

uğraşan alimlere tevdî ediyoruz. Hadisler, divan edebiyatı metinlerinin tahlilinde

anlaşılmasında, yorumlanmasında önemli bir öğe olarak karşımıza çıkmaktadır.

Nitekim birçok divan şâiri hadisleri şiirlerinde kullanmakla birlikte müstakil

hadislerden derleme eserlerde kaleme almışlardır. Pek çok divan şairi manzum ve

mensur kırk veya yüz hadis derlemiştir.77

Hadisler, edebî metinlerde yer edinirken hadis ilmi çerçevesinde zayıf,

sağlam, mevzu gibi birtakım eleklerden geçmemiştir. Divan şairleri hadis

alimlerince zayıf diye belirtilen bazı hadisleri tasavvufi olarak yorumlayıp

eserlerinde kullanmışlardır.

75 İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, İFAV Yayınları İstanbul 1999 s.13 76 Hayati Yılmaz, “Kudsi Hadis “ DİA c.26 s.318-320 77 Bkn. Abdülkadir Karahan, İslam-Türk Edebiyatında Kırk Hadis Toplama ve Tercümeleri, İstanbul Ünivesitesi Yayınları 1954 İstanbul

Page 75: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

75

Sehî Bey divanın dibacesinde şiirin insanların akıl ve idrak seviyesine göre

yazılması gerektiğini söyler. Bu düşüncesine bir hadis-i şerifle delil getirir;

kellimü’n-nasi èalÀ úaderi èukūlihim78

Sehî Bey de divanında hadislere yer vermiştir. Divanın dibacesinde Hz.

Peygamber (s.a.v.)’i överken meşhur hadise telmihte bulunur.

èİzzet deñizinde gevher-i pÀk LevlÀke lemÀ òalak’tül eflÀk79 Dib. Özellikle tasavvufta nefisle mücadele etmek, düşmanınla savaşmaktan zordur.

Nefsinin acizliğini bilen, kendi noksanlıklarını gören kişi, rabbini bilir. Bu mana da

Hz. Peygamber (s.a.v) “Men arefe nefsehu, fekad arefe rabbehu, nefsini bilen,

rabbini bilir.” buyurmuştur.

Sehî Bey de insan olmanın ne büyük saadet olduğunu bu hadise dayanarak ifade

eder;

Eger insÀn iseñ nefsüñ bil andan rabbiñi añla80 Bilürseñ Àdem olduàuñ saña ulu saèÀdetdür

K.23/12

PEYGAMBERLER

Sözlük anlamı olarak farsça haber “haber getiren” mânâsını bünyesinde taşıyan

peygamber, Allâh’ın emir ve yasaklarını insanlara haber veren elçilerdir. Kur’ân-ı

Kerîm’de bu kelime nebî, resûl olarak geçmektedir. Peygamberler,her devirde farklı

toplumlara kendi içlerinden uyarıcı, toplumu doğru yola iletmek için gönderilmiş

kimselerdir. Kur’ân-ı Kerîm’de kesin olarak isimleri belirtilen 25 peygamber vardır.

Hızır, Zülkarneyn, Üzeyir (a.s) isimleri de Kur’ân-ı Kerîm de geçmektedir. Lakin

peygamber olup olmadığı hakkında kesin hüküm yoktur.

Sehî Bey’in dîvânında zikrettiği peygamberler Hz. Âdem, Hz. İbrahîm, Hz.

Nûh, Hz.Eyyub, Hz. Ya’kûb, Hz. Yûsuf, Hz. Mûsâ, Hz. Süleymân, Hz.’Îsâ ve Hz.

Muhammed (a.s) dır.

78 “İnsanlarla akıl seviyelerine göre konuşun” Buhârî, Edeb, 76 79 Yâ Muhammed sen olmasaydın sen, felekleri yaratmazdım” Aclûnî, Keşfü’l-hafā , II, 232 80 Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Anka Yayınları İstanbul 2005 s.472-473

Page 76: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

76

Hz. Âdem : “Semavî kitaplara göre ilk insan ve ilk peygamberdir. İslâmî kaynaklarda

insanlığın atası olması sebebiyle ebü’l-beşer, Kur’ân-ı Kerim’de Allâh’ın seçkin

kıldığı kişiler arasında sayılmış olduğundan safiyyullâh unvanlarıyla da

anılmaktadır.”81

Hz. Âdem’in insanoğlunun atası olması, topraktan yaratılması, ona meleklerin

secde etmesi, şeytanın secde etmeyi kabule yanaşmaması, Hz. Âdem’in cennetten

çıkarılması ve nihayet uzun seneler eski hayatını arayıp ağlaması gibi hal ve

hususiyetleriyle beyitlerde telmihine rastlanır.

Cennete virmeye bezmüñi begüm Àdem olan

Dergehüñ bendeleri istemez anı óÀşÀ K.9/41

Sen ol güzìde-i evlÀt-ı Àl-i Àdemsin Ki oldı õÀt-ı şerìfüñ netice-i maúdÿr

K.19/43

Hz.İbrahim (Halîl): Halîl Hz. İbrâhîm’in lakabıdır ve samimî dost anlamına gelir. Kendisine

Halîlu’llâh da denir. Oğulları İsmâîl ve İshâk, dili Süryancadır. Hz. Îsâ’nın

miladından yaklaşık iki bin yıl önce doğmuştur. Kendisine on sahife indirilmiştir.

Hz. İbrahim, putlara tapmadığı için Nemrut tarafından ateşe atılınca Allâh’ın emriyle

Cebrail tarafından havada tutulur ve haceti sorulur. Hz. İbrahim de “Ben Allâh’ın

kuluyum, hacetim onadır, sana değildir. Allâh ne dilerse yapsın” der, Nemrûd

tarafından mancınıkla ateşe atılır. Ateşin içinde kalmış; ancak ateş bir mucize ile gül

bahçesine dönmüştür. Bu olay üzerine Allâh’ın sadık dostu anlamına gelen

“Halîlullâh” olur.

İlk sünnet olan kimse Hz. İbrâhîm’dir. İki eşinden de çocuğu olmadığı için

Allâh’a yalvarmış bir çocuğu olursa onu, Allâh yoluna kurban edeceğini söylemiş,

sonra İsmâîl adlı oğlu dünyaya gelmiş. İsmâîl 7-8 yaşlarına gelince gaipten bir ses

81 Süleyman Hayri Bolay “Adem” mad. DİA İstanbul 1988 c. 1 s. 358

Page 77: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

77

İbrâhîm’e sözünü hatırlatmış. Hz. İbrâhîm oğlunu kurban edeceği sırada bıçak

İsmâîl’i kesmemiş o sırada melek bir koç getirmiş ve oğlunun yerine o koçu kurban

etmesini söylemiş. İslamiyetteki kurban ibadeti bu hadiseden kaynaklanmaktadır.82

Âferìn iy òaù ki iècÀz-i Òalìluèllâh gibi GülsitÀn itdüñ maúÀmı od iken yirüñ senüñ

G. 137/6

Hz. Yûsuf: Kur’ân’da adı anılan peygamberlerden olan Hz. Yûsuf güzelliğiyle dîvân

şiirinde bir mazmun olarak yer alır. Gerek hayatı, gerek başından geçen olaylar

Kur’ân kendi ismi ile anılan Yûsuf sûresinde uzun uzun anlatılır. Allâh Yûsuf (a.s)

kıssasını “ahsenül’l kasas” kıssaların en güzeli diye belirtir.83

Güzelliği ile ön plana çıkan Hz. Yûsuf dîvân şiirinde aynı zamanda kardeşleri

tarafından kuyuya atılması, Kenan ilinden çıkıp Mısırda köle olarak satılması,

zindana düşmesi ve Mısır’a aziz-sultan olmasıyla geçmektedir. Edebiyatımızda Hz.

Yûsuf kıssası hakkında yazılmış pek çok manzum, mensur eser vardır.84

Mıãr-ı óüsne Yÿsuf-ı KenèÀn olursa vechi var Mekteb-i luùf içre almışdur güzellikden niãÀb

G.15/5 Sen SüleymÀn-ãavletüñ devride ey Yÿsuf-cemÀl Ùañ mı bulsa pìr-i dünyÀ revnÀk-ı èahd-i şebÀb

K.14/24 Yÿsuf gibi úulunı çeh-i àamdan it òalÀã Dil Mıãrı taòtgÀhına sulùÀn degül misin

G.181/6 Düşde gördüm aàzuma sögerdi ol Yÿsuf-cemÀl Òayra yordı düşümi şÀd itdi ol taèbìr ile

G.209/6 Âyinelerde baúup görme özüñ ki Yÿsuf Kendüyi görmeyince girmedi ol mezÀda

82 Agah Sırrı Levend, Divân Edebiyatı ( Kelimeler ve Remizler, Mazmunlar Mefhumlar, Enderun Yayınevi, İstanbul 1984, s. 110-111, Daha fazla bkn. Mustafa Âsım Köksal, Peygamberler Tarihi I, TDV Yayınları Ankara 1993 s. 141-229 83 Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Yusuf Sûresi 3. 84 Bkn. Melike Gökcan, Klasik Türk Edebiyatında Yusuf u Züleyha mesnevileri üzerinde mukayeseli çalışma, Atatürk Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora Tezi Erzurum 2008 s.40-71

Page 78: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

78

G.223/3

Hz. Ya’kûb:

Hz. Yûsuf’un babası olan Hz. Ya’kûb klasik edebiyatta Hz. Yûsuf’u

kaybederek onu araması bu uğurda gözlerini kaybetmesi, evinin hüzünler evine

(külbe-i ahzan) dönmesi ve nihayetinde ise Hz. Yûsuf’un gömleğinin kokusuyla

gözlerinin tekrar açılması anlatılarak işlenir.85

Dîvânda Hz. Ya’kûb ile Yûsuf genellikle beraber geçmektedirler.

Hz. Yûsuf’un gam zindanından kurtulmaya yüz tutmasıyla birlikte Hz. Ya’kûb’un

gözlerinin açılmasına vesile olan ise Hz. Yûsuf’un gömleğidir. Dîvânda Hz. Ya’kûb

murabbada geçmektir;

Mıãr-ı óüsnün ey göñül ol Yusÿf-ı KenèÀnıdur Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur

Mur.II/ 2

Hz. Ya’kûb’un Hz. Yûsuf’un hasretiyle yıllarca ağlayıp gözlerini kaybettiği

yer olan “külbe-i ahzan” dîvân şiirinde Hz. Ya’kûb’la bir anılan mazmun olmuştur.

Şairler yar için çektikleri çileleri, sevgililerine olan hasretlerini bu olaya telmih

ederek dile getirirler.

Ol úamer evc-i felekde seyr iderken gün gibi Nice menzilgÀh ola ol külbe-i aózÀn aña

G.9/5

Laèl-i nÀbuñ şerbeti vaãf-i mey-i gül-bÿ tutar Külbe-i aózÀnumı Àòìr benüm ol bÿ tutar

G.62/1

Hz. Mûsâ: “İsrâiloğulları’na gönderilen ve kendisine Tevrat indirilen peygamber. Hem

Yahudilik ve Hıristiyanlığa hem de İslâm’a göre büyük bir peygamber ve İsrâ-

iloğulları’nı Firavun’un zulmünden kurtarıp hürriyete kavuşturan bir liderdir.”86

85 Pala, a.g.e s.414 86 Ömer Faruk Harman “Musa” mad. DİA c.31 s. 207

Page 79: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

79

Musa kelime olarak “Süryani dilinde tabut, yahud sanduka” anlamına

gelmektedir.87 Pek çok mucize verilmiş olan Mûsâ peygâmberin Allâh ile

konuşması, Allâh’ın ona bir nur şeklinde görünmesi, ejderha şekline gelebilen asası,

“Yed-i Beyzâ” diye geçen nurlu eli, Firavun’un suda helâk olması ile söz konusu

edilmiş ve “Kelîmullâh” ünvânı ile edebiyatımızda zikredilmiştir.

Hz. Mûsâ Sehî Bey dîvânında birçok yerde geçmektedir. Kelîmullâh oluşuna

ve asasına, Firavun mücadelesine atıflar yapılmaktadır.

Baş çeküp düşmene nizeñ dil uzadur ãanasın Yutdurur leşker-i Firèavnı èaãÀya MÿsÀ K.9/44

Müjeñ MÿsÀ òaùuñ Firèavn-ı kìne N’ola Firaèvnı daèvet itse dìne G.249/1 Hz. Mûsâ Firavun’un zülmünden kurtulduktan sonra Tur dağında Allâhu

Teâlâ ile konuşması, Hz. Mûsâ’nın Tur dağından döndükten sonra Samiri’nin halkı

doğru yoldan çıkartmasına da beyitlerde telmihler vardır.

Görse MÿsÀ Ùÿr-ı vaãfunda bu eşèÀrum diye

SÀmirì sióridür ol yÀ şìve-i SelmÀnıdur K.18/49

Hz.Nuh: İnsanoğlunun ikici babası diye anılan Nuh (a.s), İdris (a.s)’dan sonra

insanoğluna tebliğ için gönderildi. Nuh (a.s) Kur’ânda belirtilene göre 950 sene

halkını imana davet etti. Bu daveti reddeden halk tufanla helak oldu.88

Tevrat, İncil ve Kur’an’da Nuh Tufanı ayrıntılı olarak anlatılır. Gılgameş

Destanı’nda da tufana dair hikâyeler vardır. Nuh, edebiyatta tufan hadisesiyle

87 Onay, a.g.e s. 330 88 Levend, a.g.e, s. 109,

Page 80: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

80

birlikte anılır. Ayrıca çok ağladığı ve gözyaşı döktüğü için kendisine Nevvah ismi

verilmiştir.89 Edebiyatımızda ömrün uzun olması Nuh (a.s) beraber anılır.

Sehî Bey de yâre kavuşmanın mümkün olmadığını, Nuh (a.s) kadar ömür olsa

anca yare vasıl olabileceğini söylemektedir;

ÓÀbìbüm vaãlÿña irsem olurdı Olaydı èömr-i Nÿó u ãabr-ı Eyyÿb

G.14/4

Hz.Eyyub: İsrailoğulları’ndan olup İshâk (a.s) torunu olan peygamberdir. Çok zengin

olduğu, birçok evlada sahip olduğu, kısacası dünya saadetine malik olduğu için

Allâh kendisini imtihan etmiş. Allâh’tan gelen birçok belalara uğramış; malı, mülkü

ve çocukları yok olmuş, hastalanmış, vücuduna kurt düşmüş ve her yanını yedikleri

hâlde, dayanıp sabretmiştir. Eyyüb (a.s) bu duruma asla isyan etmemiş, tam aksine

gösterdiği sabır dolayısı ile Kur’ân-ı Kerîm’de Allâh’ın övgüsüne mazhar olmuştur.

Bütün dinlerde, şark edebiyatın da, sabır ve tahammül timsalidir.90

Sehî Bey dîvânında da Hz. Eyyüb’ün sabrına atıf yapmaktadır;

ÓÀbìbüm vaãlÿña irsem olurdı

Olaydı èömr-i Nÿó u ãabr-ı Eyyÿb G.14/4

Hz.Süleyman:

Kur’ân’da adı anılan peygamberlerden olan Hz. Süleymân ism-i azam’ın

yazılı olduğu yüzüğü ile insanlara, cinlere ve hayvanlara hükmetmiştir.91

Sehî Bey de Hz. Süleymân’ın mührüne, gücü ve kudretine yer yer atıflarda

bulunmuştur;

89 Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk, haz. Muhammed Nur Doğan, Yelkenli Yayıncılık, İstanbul 2008, s. 27 90 Ahmet Talat Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı, Haz. Doç. Dr. Cemal Kurnaz, T.D.V. Yayınları, Ankara 1993, s.160 91 Onay, a.g.e s. 381

Page 81: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

81

Nakş-ı nigìni mühr-i SüleymÀn degül midür İns u cinni itse müsteòar nÿr nişÀn

K.28/8

ÓÀtem-i mühr-i SüleymÀndur dehÀnun naúşı kim İns ü cin cümle muùìèin bende-fermÀndur saña

G.12/4

Milk-i óüsni saña tesòìr itmeğe Òatem-i mühr-i SüleymÀnèdur lebüñ

G.142/5

Dîvânda Hz. Süleymân ile ilgili geçen beyitler daha çok, Hz. Süleymân ile

karınca arasındaki ilişkiye telmîhen geçmektedir.

Bir naôar úıl ben gedÀ yok olsa şÀhum yaraşur Sen SüleymÀn devletünde ben úarınca kÀm-yÀb

K.11/32

Edebdür úo ne óaddüñdür o èÀlì-şÀnı vaãf itmek SüleymÀn vaãfını úarınca itmek òod óamÀúatdur

K.19/45

Òaù hücÿm idüp lebüñ üzre ikide bir gelür GÿyiyÀ bir mÿrdur ider SüleymÀn ile bahå

G. 24/4 SivÀ-yı Àh ile dem dem cihÀnı seyr iderüz Karınca gibi øeliliz velì SüleymÀnèuz

G.94/4

Hz.İsa: Hz. ‘İsâ, dört büyük kitaptan kendisine İncîl nâzil olan peygamberdir.

Annesi Hz. Meryem’e CebrÀil’in nefh edişi ile gebe kaldığı için babasız dünyaya

gelmiştir. ‘İsâ ölüleri nefesiyle diriltir, körlerin gözlerini açar ve abraz hastalıklarını

giderirdi. Mesîh, Mesîhâ, Rûhullâh, İbn-i Meryem de ünvanlarıdır.92

Hz. ‘İsâ’nın dünyadayken herhangi bir mal edinmemesi, biriktirmemesi onu

tecrîdin sembolü haline getirmiştir. Nitekim dîvânda Hz. ‘İsâ’dan bahseden beyitler

92 Onay, a.g. e, s.219

Page 82: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

82

onun kundakta konuşması, ölüleri diriltmesi gibi mucizelerine atıflarda

bulunmaktadır.

Luùf-ı ùabèum óad-i iècÀze iletdi suòanum K’anda ôÀhir olur ÀåÀr-ı kelÀm-ı èÌsÀ

K .9/58 Kÿy-ı dilberden esüp cÀnib-i èuşşÀúa ãabÀ İtdi èÌsÀ gibi cÀn mürdesin ol dem ióyÀ

K. 10/ 1 Dest-i luùf ile benüm yüregüme su sepeler Nutúa gelse dem-i èÌsÀ gibi laèlün ãanemÀ

K. 10/25 Dem-be-dem èaks-i leb ü zülfüñ ile çeşmüm olur äÿret-i èÌsì vu Meryem’le muãavver òÀtem

K. 24/12 Òaste-diller derdine èÌsÀ lebüñ eyler èilÀc Gitdi dermÀn eylemez bilsem ne óikmetdür baña

G.11 / 3 Ben mürdeye cÀnlar vire èÌsÀ gibi anı Şìrìn lebi yÀrun baña eylerse şeker òand

G.38 / 5 Nice cÀnlar virmeyem laèl-i leb-i cÀn-baòş-ı yÀr Bÿse ile cÀn virür biñ muèciz-i èÌsÀ deger

G.86 / 4 Ey MesìóÀ dem beni öldürmeyince kirpügüñ Mürde cismüm itmez èÌsÀ gibi ihyÀ òançerüñ

G.132 / 4

Hz. Muhammed:

Peygamberlik silsilesinin son halkasını temsil eden Hz. Muhammed yaşamı,

söz ve davranışları olan hadisleri gibi birtakım özellikleri ile klasik Türk

edebiyatının da devamlı anılmaktadır. Dîvân edebiyatında Hz.Peygamber (a.s)

hakkında na’t yazmamış şâir hemen hemen yok gibidir. Hatta bazı şairler na’tlardan

müteşekkil divanlar tertip etmişlerdir. Nitekim dîvân şiirinde hakkında en fazla

Page 83: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

83

bahsedilen, şiir yazılan peygamber Hz. Muhammed’dir. Sehî Bey dîvânında Hz.

Muhammed (a.s) peygamberlerin sonuncusu, peygamberlik makamının da şahı

olarak nitelendirir.

Ey nübüvvet taótınuñ şÀhı Resÿl-i KibriyÀ ÒÀtm-i silk-i enbiyÀsın òatm-i silk-i enbiyÀ

K.8 /1

Kıyamet günü ümmetinden günahkâr insanların bağışlanması için Allâh’a

yalvaracak, onlara şefaat edecek olan tek merci Hz. Peygamberdir. O şefî’ü’l-

müznibîn, şefî’-i rûz-i cezâ, şefî’-i ümmet, şefî’ü’l-verâ olan kimsedir.

DerdÀ ki derde itmez iseñ çÀre MuãùafÀ CÀn úaldı derd-i èışú ile bì-çÀre MuãùafÀ El urdı bÀd-ı ãubó giribÀn-ı àoncayı Öykündügiyçün o leb-i ruòsÀre MuãùafÀ ÚurbÀnlar oldugum seni sevmek günÀh ise Bend it dili o zülf-i siyÀh-kÀre MuãùafÀ NÀr-ı èazÀb içinde úoma èışúun ümmetin Raóm it şefìè olup bu günehkÀra MuãùafÀ Raàbetle sözini Sehì’nün itsen istimÀè Vire niôÀm dür gibi eşèÀra MuãùafÀ

G.256

Dîvân şiirinde Hz. Peygamber ile ilgili kullanılan imajlardan birisi de son

peygamber oluşu, diğer bütün peygamberlerden önderi olduğudur. Aynı zamanda

Allâh’ın sevgilisi, insanların en hayırlısı oluşu da vurgulanmıştır.

Eyleye düşmenleriñi úahr ile defèi helÀk MÀèremeyte93 terkeşinden bir kez atarsañ òadeng

ÒÀtem-i mühr-i nübüvvet der-miyÀn bendìñ nigìn Uçmamaàa baàlanan cism-i lÀùifüñdeki seng

93 Onları siz öldürmediniz, fakat Allâh onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allâh attı. Mü’minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allâh öyle yaptı. Şüphesiz Allâh hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 17

Page 84: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

84

Ùìà-ı úahruñ úabøa-i úudretde ey òayrüèl-beşer Nilgÿn deryÀda ãan merdüm-rübÀdur bir neheng Sen óabìb-i Óaú iken medh ide mi vaãfuñ Sehì Vaãf ider mi seni her zihni saúìm ü ùabèı leng

K.1/11-12-17-18 “Sonuç olarak rahatlıkla ifade edebiliriz ki; Hz. Peygamber’e duyulan samimi

sevginin göstergesi kabul edilen, başta na’tlar olmak üzere onunla ilgili türler

dolayısıyla, bütün dünya edebiyatlarında istisnasız başka hiçbir şahıs, hiçbir din veya

müessese etrafında böyle asırlar boyunca devam eden zengin bir edebiyat teşekkül

etmemiştir. Türk edebiyatı Peygamber konulu sayısız örnekle başta gelirken, na’tlar

da edebiyatmızın en yaygın türü olmanın haklı ünvanına sahiptir.”94

DÖRT HALİFE Divan şiirinde dört halifeden kasıt; Ebû Bekir, Ömer b. Hattâb b, Osmân b.

Affân, Alî b. Ebî Tâlib’dir. “Çihâr-yâr-i güzîn olarak da adlandırılırlar.

Saña yÀr ola derseñ èavn-i bÀrî Edeb gözle sev imdi çÀr yÀri Dib

Genellikle şiirimiz de dört halife belli başlı özellikleriyle konu edilir. Hz. Ebû

Bekir, Hz. Peygamber’in Mirâc haberinde onu şeksiz, şüphesiz doğruladığından

“Sıddîk” aynı zamanda Hz. Peygamberle hicret esnasında aynı mağara da

kalmasından dolayı “yâr-ı gâr” olarak anılır.

Hz. Ömer, cesareti, adaleti ve hak ile batılı birbirinden ayırması ile şöhret

bulmuştur. Hz. Ömer’in unvanı “Fârûk”tur.

Edep ve hayâsıyla bilinen Hz. Osmân Kur’ân’ı çoğalttırıp dağıtmasıyla,

hâfız-ı Kur’ân olmasıyla “Câmi’ü’l-Kur’ân” olarak anılır.

On iki yaşında ilk Müslüman erkek çocuğu olan Hz. Alî unvanıyla anılır.

Hz. Alî, “ Şâh-ı merdân, Şîr-i Yezdân”, “Hayder-ı Kerrâr” vs. de unvanlarındandır.95

Sehî Bey dîvânında “Der Naèt-ı Òaøret-i èAlì kerrema’llahu veche”

başlığıyla Hz.Ali’ye büyük bir hürmet duyduğunu yazdığı kaside de beyan eder;

94 Emine Yeniterzi, Türk Edebiyatında Na’tlara Dair, Türkler Ansiklopedisi, Ankara 2002, c.11, s.767 95 Mustafa Fayda, Hulefâ-yi Râşidîn, DİA, c.18, 2007, s. 324-338.

Page 85: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

85

Didüm ki kim vire ey dil bu varùadan saña rÀh Didü ki şÀh-ı velÀyet èAlì veliyyuèllÀh

K.2/1 Ne şeh-süvÀr olur ol k’oldı merkebi Düldül İderdi ùayy-ı mekÀn ü keserdi göklere rÀh

K.2/8

Page 86: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

86

DİĞER DİNÎ KİŞİLER Hz.Hasan: Hicretin 3. yılının Şaban ayında (Ocak-Şubat 625) Medine’de doğdu. Babası

Hz. Ali ona Harb adını koymayı düşünmüşse de Hz. Peygamber (s.a.v) câhiliye

döneminde bilinmeyen Hasan adını ve Ebû Muhammed künyesini vermiş ve

kulağına ismini bizzat resullah okumuştur. Resullah (s.a.v) Hz. Hasan’ın doğumunun

yedinci gününde de akîka kurbanı kestiği ve Hz. Fâtıma’dan saçının ağırlığınca

fakirlere gümüş dağıtmasını istediği bilinmektedir. Kaynaklarda, Resûlullah’a çok

benzediği için Hz. Ebû Bekir’in onu, "Ey nebiye benzeyen. Ali’ye benzemeyen"

diye sevdiği ve Hz. Ali’nin de buna tebessüm ettiği belirtilir. Lakabı Mücteba’dır.

İslam halifelerinin beşincisidir. On iki imamın ikincisidir. 46 yaşındayken rivayete

göre Yezîd b. Muâviye ile evlendirilmek vaadiyle kandırılan eşlerinden Ca’de bint

Eş’as b. Kays tarafından (28 Safer 49) 7 Nisan 669 tarihinde zehirlenerek şehid

edildi.96

Sehî Bey dîvânında bir yerde Hz. Hasan geçmektedir.

Óasan ile Óüseyin k’oldı iki necm-i ãafÀ VelÀyeti gögine birisi gün biri mÀh

K.2/16

Hz.Hüseyin: Hz. Peygamber’in torunu, Hz. Fâtıma ile Hz. Ali’nin küçük oğludur. 5 Şaban 4

yılında (10 Ocak 626) Medine’de doğdu. "Şehîd" lakabıyla meşhurdur. Göğsünden

aşağısının dedesine çok benzediği rivayet edilir. Doğduğu zaman Hz. Peygamber,

ağabeyi Hasan’a yaptığı gibi o güne kadar Araplar’ca pek bilinmeyen adını kulağına

ezan okuyarak koydu.683 yılında Kerbela’da şehit edildi.97

Edebiyatımızda Hz. Hüseyin’in şehit edilmesini anlatan manzum, mensur

makteller ve Kerbela mersiyeleri yazılmıştır.98

Óasan ile Óüseyin k’oldı iki necm-i ãafÀ

96 Ethem Ruhi Fığlalı, “Hasan”, DİA, c. 16, 1997, s. 282. 97 Ethem Ruhi Fığlalı, “Hüseyin”, DİA, c. 18, 1998, s. 518-521. 98 Bünyamin Çağlayan, Kerbela Mersiyeleri, Gazi Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora Tezi Ankara 1997

Page 87: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

87

VelÀyeti gögüne birisi gün biri mÀh K.2/16

Divanda Hz. Hüseyin’nin Kerbela’da şehid edilmesine telmihte bulunulur: Be-óaúú-ı nÿr-ı Muóammed be-óaúú-ı rÿz-ı óisÀb Be-óaúú-ı şÀh-ı şehidÀn-ı KerbelÀ ãÀóib K.7/16

Hızır: Âb-ı hayâtı içerek ölümsüzlüğe kavuşan peygamber ya da ermiş bir kişi olduğu

hakkında rivayetler bulunmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Musâ ile olan macerası

anlatılır (Kehf/59-81). Peygamber olup olmadığı kesin belli değildir.99

Hz. Hızır’ın ise karalarda hüküm sürdüğünü, dünyada konuşulan bütün

dilleri bildiğini, ledün ilmine sahip olduğunu, kimin elinden tutsa o kişinin

yüceldiğini, ihsanın sonsuz olduğunu, kendisinden yardım isteyenler arasında

ancak gönülden dileyenlere yardım ettiğini belirtir. Onun karada zorda kalanların

yardımına yetiştiği inancı hayli yaygındır. 100

Òıør-ı òaùùundan mı örgendi lebüñ bu óikmeti äuya iletdi ãusuz getürdi ol İskenderi

G.264/4

Lebüñden Àb-ı óayÀtuñ rumÿzın añlamaàa Úaranlıàa Òıøır tek düşüp gider òÀme

K.39/9

Sebz-i òaù kim laèl-i cÀn-baòşundan olmışdur tırÀş Òıørdur olmış meger ser-çeşme-i cÀndan cüdÀ

G.3/4

Laèl-i can-baòşı meyin òaùù-ı lebinden el çek Òıøra irdüñ iy göñül sun çeşme-i óayvÀne iç

G.26/3

99 Köksal, a.g.e s.107-117 100 Zehra Alay, Muhyiddin Çelebi`nin Hızır-Namesi (inceleme-metin) Selçuk Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Konya 2005. 25

Page 88: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

88

Dîvân şiirinde Hızır devamlı ab-ı hayat ile beraber anılır. Hızır’ın ölümsüzlük

veren ab-ı hayatı İskender ile beraber aramaya gittikleri ve Hızır’ın ab-ı hayatı

kaynağından içtiği için ölümsüz olduğu inancı vardır.

Òıør-ı òaùùun Àb-ı óayvÀndur lebüñ Mürdeler ihyÀsına cÀndur lebüñ

G.142/1

Leb-i cÀn-baòşı yÀrun Àb-ı óayÀt Òıør gibi yine beúÀ bulduñ

G.145/2

èÂrıøuñdan laèlüne cÀn atsa òaùùuñ ùañ degül Òıørdur kim çeşme-i óayvÀnı eyler Àrzÿ

G.195/3

Òıør gibi ôulmet-i miónetden oldı dil òalÀã SÀúı-i gül-çihre ãundı Àb-ı óayvÀn dün gice

G.238/3

Veyse’l-Karenî:

“Tabiin büyüklerindendir. Peygamberimiz zamanında bulunduysa da O’nu

göremedi. Yemen’in Karen köyünden olup Hz. Muhammed zamanında yaşamış ve

Peygamberimiz’i görmeden müslüman olmuştur. Bir gün peygamberimizi görmek

üzere Medîne’ye peygamberimizin kapısına kadar geldiği hâlde annesinin “Onu

bulamazsan geri dön” sözüne uymak için peygamberimizin evine dönmesini

beklemeden Karen’e doğru yola çıkmıştır. Peygamberimiz eve dönünce onun

kokusunu duymuş ve hırkasının ona verilmesini vasiyet etmiştir. Hz. Ömer

zamanında Medîne’ye gelmiş ve çok hürmet görmüştür. Hz. Ömer kendi elleriyle

Hırka-i saadeti ona vermiş ve peygamberimizin vasiyetini yerine getirerek onun

duasını istemiştir. Bu hırka bugün İstanbul’da Hırka-i Şerîf Cami’inde muhafaza

edilmektedir.

Veyse’l-Karenî Sıffîn muharebesinde Hz. Ali’nin askerleri savaşırken hicretin

37. yılında şehid düşmüştür.” 101

Sehì ol serv lebi oldı èaúìú-i Yemeni Úara beñlerdür èizÀrında Üveyse’l-ÚÀreni

G.286/5

101 Pala, a.g.e s. 410

Page 89: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

89

Meryem: Hz. İsa’nın annesi olan Hz.Meryem, İslamiyet’te iffet, itaat gibi birçok

özelliğiyle yüceltilen Meryem, Hıristiyanlıkta da “tanrı doğuran” olarak

vasıflandırılmakta ve onun da Hz. İsa gibi öldükten sonra göğe yükseldiğine

inanılmaktadır. Hz. İsa’dan sonra vefat ettiği kabrinin Kudüs’te, başka bir rivayete

göre de Efes’te olduğu söylenmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de otuz dört yerde

geçmekle birlikte Kur’ân’ın ondokuzuncu sûresi de bu isimle anılmaktadır.

Hz. İsa’nın annesi olduğu için edebiyatımızda Hz. İsa ile anılmaktadır.

Zülf-i kÀfir kişi kim çekmiş lebüñ pehlÿsına GÿyiyÀ Meryem’dür almış èİsÀ’yi bÀzÿsına

G.224/1

Dembedem èaks-i leb ü zülfüñ ile çeşmüm olur äÿret-i èÌsÀ vü Meryem’le muãavver òÀtem

K.24/12

Zülfüñe Meryem lebüñe nice èİsÀ dimeyem Naúş-ı enãÀm ile ùolmış óüsnünün büt-òÀnesi

G.280/2

Kur’ân’da adıyla anılan tek kadında yine Meryem’dir. Kur’ân’da ve hadislerde

en çok övülen kadınların başında gelmektedir. Divan şiirinde bahûr-ı Meryem tabiri

çok sık geçmektedir. Bahûr-ı Meryem, Meryemanaeli adlı bir çiçektir. Geğirtiyi

buhur gidermesi, idrar söktürmesi başka özelliğidir. Doğum yapacak kadının ağrısı

tutunca ebe bu çiçekten bir kuru yaprağı suya atar, suda yaprak açıldıkça gûyâ

kadının da rahmi açılır ve suyundan da içince doğum kolaylaşırmış.102

Bu bitki hakkında Ahmet Talat Onay şöyle der;

“Meryem’in Hazret-i İsa’yı dünyaya getirirken tuttuğu çiçek değil, bir kuru

ağaçtır. Meryem sûresindeki bir ayete göre, Meryem bu kuru ağacı tutup sarsınca

“Tesir-i hasıyyet-i Rûhullah ile hayat bulup ser-sebz u riyaz (olduğu) ve hengâm-i

şitâda, yani kanun-ı evellin evahirinde taze hurma verdiği için cenâb-ı Meryem’e

izâfetle nahle-i Meryem denilmiştir.”103

Naól-i Meryem gibi òÀmem bitürür mìve-i rÿó Leb-i cÀn-baòşuñı vaãf eyleyüp etsem inşÀ

K.9/57

102 Ömer Faruk Harman, “Meryem”, DİA, c.29, s. 236-241 103 Onay, a.g.e s. 73-74

Page 90: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

90

II. CEMİYET

ŞAHISLAR: I-Tarihi Şahıslar:

a.) Hükümdarlar:

1. Gazneli Mahmud: Tarihte yetişmiş en büyük hükümdarlardan olan Gazneli Mahmud 971 tarihin-

de Buhara’da doğdu. Gazneli Hükümdarı Sebük Tegin’in oğludur. Annesi Doğu Af-

ganistan’daki Zâbülistan bölgesinden asil bir ailenin kızı idi. Bundan dolayı

kendisine Mahmûd-ı Zâbülî de denilir. Geleneğe uygun olarak küçük yaştan itibaren

gerekli dinî tahsili yaptı ve Kur’an’ı ezberledi. Ayrıca siyasî eğitimi de ihmal

edilmedi ve iyi bir devlet adamı olarak yetiştirildi. Büyük fetihlerde bulunup

Gazneliler devletini kurmuştur. 1030 Gazne’de vefat etmiştir.104

Ayaz, edebiyatımızda akıl, feraset, bilgi, sadakatin timsalidir.

Bu konu da Ahmet Talat Onay şöyle der;

“Onun (Mahmud’un) Ayaz’a aşkı şark edebiyatında Leyla ve Mecnun,

Ferhat u Şirin efsaneleri gibi mühim mevzulardan olmuştur. “105

Gazneli Mahmud Sehî Bey divanda veziri Ayaz’la beraber iki yerde

geçmektedir.

Gübgüb eşèÀr-ı Sehì üstine düşse n’ola yÀr Hìç Maómÿd olan ayrıla mı ÂyÀzundan

G.177/5

Yaraşur SulùÀn Maómÿd olsa ben bende ÂyÀz Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur

Mur. IV 2. Bâyezid: Osmanlı Devletinin padişahlarından olan II.Bâyezid için bir kaside

yazılmıştır. “Der Medh-i Óaøret-i SulùÀn BÀyezìd vaãf-ı èıydü’l-mübÀrek” başlıklı

kasidede Bâyezid şu sıfatlarla geçmektedir. Kaèbe eşügü, ùabìb-i cÀn, gülşen-i óayÀt,

ÒÀk-i derüñ müferrih, CÀn viren, MesìóÀ” gibi sıfatlarla geçmektedir.

104 Erdoğan Maçil, “Gazneli Mahmud” DİA, c.27, s.362-365 105 Onay, a.g.e s. 279-280

Page 91: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

91

3. Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı Devletinin en parlak döneminin padişahı olan Kanuni Sultan

Süleyman Sehî Bey divanında belli sıfatlarla geçmektedir. Sehî Bey hayatının büyük

bir kısmını Kanuni Sultan Süleyman döneminde geçirmiştir. Divanda Kanuni Sultan

Süleyman’a yazılmış 8 kaside bulunmaktadır. Padişahın kasidelerde; “SulùÀn-ı berr ü

baór u cihÀn K. 25/23, şÀh-ı cihÀn K.26/4, pÀdişÀh-ı èÀlem-gìr K. 26/8 Tìà-i rÀyıñ

cihÀn-güşÀ K.26/13, Òusrev-i sÀóib-úırÀn K.14/23 SulùÀn-ı taòt-ı Rÿm K.14/23,

Dest-i saèÀdet K.14/23 Òusrev-i cihÀn K.16/27” gibi sıfatlarla anılmaktadır.

Vezirler

1. Davud Paşa II. Bâyezid devri vezirlerinden olan Davud Paşa (H.887-902) 1482-1497 yılları

arasında sadaret makamında bulunmuştur. Nerede, ne zaman doğduğu belli değildir.

Arnavut asıllı olup Enderun’dan yetişmiş, Koca ve derviş lakaplarıyla anılmıştır.

Padişahın da damadı olan Davud Paşa için Sehi Bey, divanında bir kaside yazmıştır.

Kaside de Sehi Bey bu kaside de Davud Bey’den kendisini Mora’dan aldırmasını

istemektedir. Sehi Bey, Davud Bey’e yazdığı şiirde Mora’nın havasının, suyunun ne

kadar olduğunu hicivle karışık bir üslüpla anlatmaktadır.

Velì bir óikÀyet èaceb bir òaber İşid dil bulursa ecelden mecÀl Elim al ki úaldum ayaúda õelil Naôar úıl ki oldum úapuñda àubÀr K.32/3-44

2. Kasım Paşa

Fâtih Sultan Mehmed ve II. Bayezid dönemi devlet adamı ve şairlerinden olan

Kasım Paşa106 için Sehi Bey, divanında 30 beyitlik bir kaside yazmıştır. Bu kaside

de Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Kasım Paşa’yı övmektedir. Sehi Bey Kanuni

106 Yaşar Akdoğan, Özlem Demirel, Cezerî Kasım (Sâfî) Paşa’nın Hayatı ve Eserleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. 36, 2007 İstanbul 2009, s.1-40

Page 92: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

92

Sultan Süleyman’ı gücü, tahtı, kudretiyle Süleyman peygambere benzetmektedir.

Veziri Kasım Paşa’yı da Süleyman peygamberin veziri Asaf’a benzetir.

ÂãafÀ øÀt-ı şerìfüñe yaraşur idesün Òalúa sen himmet ile luùf ve saña òalú duèÀ K.10/30

3. İbrahim Paşa Arnavut asıllı olarak bilinen İbrahim Paşa’nın ne zaman nerde doğduğu tam

olarak bilinmemektedir. Padişahın kız kardeşiyle evlenen İbrahim Paşa, saray damat

olmuştur. Nedeni tam olarak belli olmayan bir mesele üzerine padişahın emriyle

(H.942) 1536 tarihinde idam edilmiştir. Bu olay üzerine Makbul İbrahim Paşa

lakabı, Maktul İbrahim Paşa olarak değimiştir.107 Dönemin bazı şairleri de İbrahim

Paşa’nın vasfını, kişiliğini anlanlatan eserler kaleme almışlardır.108

Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri, güçlü devlet adamı olan İbrahim Paşa idam

edilmeden önce yazıldığı anlaşılan kaside de Sehi Bey, Paşa için “Àãaf-rÀy, Òusrev,

òayr-ı nÀs, begler begi” sıfatlarını kullanır.

Sehi Bey, Paşa’yı Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri olaması hasebiyle Asaf’a

benzetmektedir. Kendisinin sıkıntılarına Hızır (a.s) gibi yetişmesini, dert ve

sıkıntıdan kendisini kurtarmasını istemektedir.

ÂãafÀ mühr-i SüleymÀn sendedür devrÀn senüñ Saña tesòìr oldı ins ü cinn vü cümle kÀyinÀt Pay-mÀl itdi beni devrÀn eli Òıør ol yetüş Õillet u miónet u àamından baña luùf it vir necÀt

K.13/16-22

107 Esma Tezcan, Pargalı İbrahim Paşa Çevresindeki Edebi Yaşam, Bilkent Üniverisitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Ankara 2004 s.9 108 Ahmet Sevgi, Latifi'nin kayıp iki risalesi: Enisü'l-Fusaha ve Evsaf-ı İbrahim Paşa, Gazi Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Ankara 1984 s.58-63

Page 93: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

93

4.İskender Çelebi Kanuni Sultan Süleyman’nın baş defterdarı olan dönemin sanatkârların hamisi

İskender Çelebi109 için, Sehi Bey divanında bir kaside yazmıştır. “Der vaãf-ı gül ve

medh-i İskender Çelebi-i Defterdar” başlıklı kaside de İskender Çelebi’yi “İskender-

i sÀnì, Cemşìd iútidÀr, ÀrÀm-ı cÀn” sıfatlarla anmaktadır.

c. Alimler

1- Muhyiddin Çelebi

Sehi Bey, Muhyiddin Çelebi için yazdığı kaside de divanını teşvikiyle tertip

ettiği Muhyiddin Çelebi’yi övmektedir.110 Kasideyi genel olarak dikkatli

bakıldığında dini ıstılahların kullanıldığını göze çarpmaktadır. Bu kasidenin

sunulduğu Muhyiddin Çelebi’nin dindar bir kraterinin olduğu anlaşılmaktadır.

Bÿ hay u hÿyı n’eylersin úÀnaèat menzilin gözle Úo dünyÀ begligin terk it bilürsün şöhret Àfetdür

K.17/9 Eger insÀn iseñ nefsüñ bil andan rabbiñi añla Bilürseñ Àdem olduàuñ saña ulu saèÀdetdür

K.17/12 Sehì iúlìm-i faúr olmaú dilerseñ fÀni fillÀh ol Şu sÀlik kim özin fÀnì ider maúbul-i óaøretdür

FerÀàat gencine geç õikr-i fikr-i lÀilÀh ile Ki illÀèllÀh ile iåbÀt itmek Óaúúı vaódetdür Münevver eyle göñlüñ òÀnesini õikr-i úalbì it Oúursañ HÀdì ismüni saña Óaúdan hidÀyetdür Eger vaódet dilerseñ gel úanÀèat úÿşesin gözle İki èÀlemde vaódet ister iseñ genc-i èuzletdür RiyÀøet ile úurtar kendü nefsüñi kesÀfetdün

109 Ali Yıldırım, 16. Yüzyılda Büyük Bir Devlet Adamı ve Edebiyat Hamisi Defterdar İskender Çelebi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi c.10 s.1, s. 217- 232 110 Muhyiddin Çelebi için bkn. Mehmet Yalar, XVI. Yüzyıl Bursa Alimleri ve Arap Diline Katkıları, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi c.10, sayı:1, 2001 s.130

Page 94: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

94

İçüñi ùaşuñi pür-nÿr iden Àòir riyÀøetdür K.17/16-20

Sehî Bey de divanı dönemin kadıaskeri Muhyiddin Çelebi’nin işareti ve iltifatı

üzerine kaleme aldığığını beyan etmektedir;

Tedvìn ve tezyìn içün sulùÀn-ı èulemÀ-i ehl-i yaúìn nigeh-bÀn-ı füżalÀ-ı

memÀlik-i dìn ve vÀris-i seccÀde-i şerièat sÀlik-i mesÀlik-i ùarìúat vÀúıf-ı (4b) óazÀyin-i esrÀr-ı ilahì kÀşif-i deúÀyıú-ı aòbÀr-ı nÀ-mütenÀhì mellÀó-ı sefìne-i èulūm-ı RabbÀnì sebbÀó-ı deryÀ-yı meèÀrif-i SübóÀnì rÀfèi elviyye-i islÀm dÀfè-i-i meżÀlim-i enÀm úÀêíèasker-i kÀmkÀrì Muóyiddìn Çelebi Efendi el-FenÀri

Meånevì Kapÿsı mecmaè-ı ehl-i hünerdir İşigüñde ulular òÀk-ı derdür Feleklerden yücedür úadri òaylì SaèÀdet bendesi himmet tıfli Úamū fażl ü kemÀlÀtıyla meşhūr Nitekim dìni ü dünyÀsı mèamūr Olupdur devlet aña èabd-ı kemter Eben èan-ced seèÀdet aña çÀker èAceb mì olsa her fenn içre baóóÀå Kime ãaènat ise èilm Àña mìrÀå Óażretlerinden bu sergeşte-i vÀdì-i óayret ve esìr-i belÀ-yı çÀh-ı óasret bende-i

faúìr ve efgende-i óaúìrlerine işÀrÀt ve iltifÀt buyruldı c. Mutasavvıflar 1. Ahmed Şemseddin Marmaravi: Ahmed Şemseddin Marmaravî, Anadolu’da yetişen tasavvuf

büyüklerindendir. Halvetiye tarikatının Orta Kol (Ahmediyye) şubesinin kurucusu

olan Yigitbaşı, Saruhan sancağı’nın Akhisar kazasına bağlı Göl Marmarası veya

Marmaracık köyünde 839 H./ 1435 M. senesinde doğdu. Doğum yerinin

“Marmaracık veya sade “Marmara” olması sebebiyle Marmaravî diye anılır.

Saruhanî lakabıyla anılması da Saruhan sancağında dogmasındandır. İlk tahsilini

Halveti yolunun büyüklerinden olan babası İsa Halîfe’den ve Göl Marmara’daki

medreselerden gördü. Zahirî ilimleri öğrendikten sonra Uşak vilayetinin Kabaklı

karyesinde Halveti şeyhi Alâeddîn-i Uşşâkî’den manevi ilimleri öğrendi. Tahsilini

Page 95: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

95

tamamladıktan sonra Manisa’ya gitti ve burada talebe yetiştirmeye başladı. Bir ara

İstanbul’da ulemanın ihtilafına düştüğü bir meselenin çözümüne memur oldu.

İstanbul’a giderek bu ihtilafları bir neticeye bağladı. Bu hayırlı iş vesilesiyle

kendisine (Yiğitbaşı) lakabı verildi.

Hocası Alâeddîn Uşşâkî’nin vefatı üzerine yerine geçen Yiğitbaşı, Manisa’nın

çeşitli camilerinde vaazlar verdi. Seyyid Hoca Mahallesindeki türbesinin yanında

bulunan tekkesinde talebe yetiştirdi. 910/1504 yılında vefat eden Ahmed Şemşeddin

tekkesinin yanındaki türbeye defnedildi.111

Sehî Bey dîvânında bir kıta da Ahmed Şemseddin Marmaravi derdine

derman olması temennisiyle geçmektedir.

Zübde-i erkÀn-ı devlet Mìr Aómed Şems-i dìn Âsitanuñda ebÀ èan ced sa’Àdet bendedür Òasteyem luùf it baña timÀre himmet eyle kim Derdümüñ dermÀnına dÀrÿ-yı himmet sendedür

Kt.5

2. Mevlânâ: Kelime olarak “efendi, büyük, sahib” anlamına gelen Arapça bir kelimedir.

Celaleddin-i Rumî’nin lakabıdır. Mevlânâ Celaleddin Rumi 1207 yılında Belh’te

doğmuş, 1273 yılında Konya’da vefat etmiştir. Mevlânâ denince Mevleviliğin piri

anlaşılır.112

“Ayrıca ilmi, kemali, nesebi ve eserleri ile haklı bir şöhrete kavuşması onun başka

bir yönüdür Bir de millet ona büyük bir değer vermekte ve menkıbelerle de halk

arasında yaşamaktadır.”113

Sehî Bey dîvânında İstifta başlığında yazdığı şiirde işlediği günahlara

pişmanlığını anlatmaktadır. Bu günahlarına pişmanlığını dile getirip, bu derdine çare

olarak Mevlânâ’dan meded beklemektedir.

Bu hevÀ ile olmışam pür-derd Senden olur baña olursa meded Derdüme çÀre eyle MevlanÀ Eylerem óaøretünden istiftÀ

111 Hasan Özer, Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravi Usul-ı Vusul-ı İlahiye (metin-İnceleme-Gramatikal Dizin, Gazi Osman Paşa Üniversitesi, SBE Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı (Yayınlanmamış) Yüksek Lisans Tezi 2007 Tokat s.2-3 112 Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Anka Yayınları İstanbul 2005 s. 432 113 Aşık Paşa Garibname, Haz. Kemal Yavuz, TDK Yayınları İstanbul 2000 s.XXII

Page 96: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

96

Şairler: Necâtî:

Asıl adı İsa114 olup 15. asrın en önemli şairlerindendir. Edirne’de doğmuştur.

Kastamonu’da yetişmiştir. Edirneli Sâilî diye birisi tarafından yetiştirilmiştir.

Kuvvetli şairliği ile Kastamonu’da kısa zamanda nam salar. Gazelleri ile ön plana

çıkmıştır. İdris-i Bitlisi “ Heşt Behişt” adlı Farsça ünlü Osmanlı tarihinde Necâtî’yi

bir hayli övmüş ve “Hüsrev-i Rûm” olarak tesmiye etmiştir. Şair Necâtî aynı

zamanda kuvvetli bir medrese tahsili görmüş ve İstanbul’a gelmiştir İstanbul’da

Fatih Sultan Mehmed’e bir kaside sunmuştur.

Fatih Sultan Mehmed’in vefatı akabinde himayesiz kalır. Ancak, II.

Bayezid’in tahta çıkışının ardındandan ona da kasideler sunar. Necâtî için II.

Bayezid devrinde ikbal kapıları açılır. Daha Fatih Sultan Mehmed hayatta iken II.

Bayezid’in şehzadelerinden Şehzade Abdullah Saruhan’a Sancak beyliğine

gönderilince, Necâtî de onun kâtibi olur. Ancak kısa bir süre sonra, Şehzâde

Abdullah’ın ölümü onu bir hayli üzer. Şehzade için mersiyeler kaleme almıştır. Daha

sonra, yine II. Bayezid’in şehzadelerinden, Şehzade Mahmud Sancak beyliğine

çıkınca bu defa onun nişancısı olur. Aradan kaç sene geçtikten sonra Şehzade

Mahmud daha babası hayatta iken ölür. Ancak bir süre sonra Necâtî, artık yaşlanmış

olduğundan vazife kabul etmez. Aylık bin akçe maaşla tekaüdü kabul edip onunla

iktifa eder. 1509 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.115 Vefatına Sehî Bey şu tarihi

söylemiştir;

Naúl-i NecÀtì èÀleme tÀrìò olmaàın TÀrìòini didi Sehì “gitdi NecÀtì hay”

914/1509 Nice şÀd olmasun rÿó-ı NecÀtì iy gül-i cennet

Sehì eşèÀrı İstanbul’a şimdi armaàan gitdi G.273/5

Zati Asıl adı Sehî ve Latîfî’ye göre “Bahsî”, Âşık Çelebi’nin halk arasında

yaygın rivayetten nakletmesine nazaran Satılmış’tan bozularak “Satı” olup bu ismi

“Zâtî” şeklinde mahlas edinmiştir. Kendi ifadesine göre “İvâz” olup bu da ebced

hesabıyla doğum tarihini (876) vermektedir. Gençlik yıllarında Balıkesir’de geçimini

114 Sehî Beğ adını İsa diye kaydederken (Sehî Beğ, Tezkire, 1325:75), Kınalızâde ise ismini Nuh diye nakleder. (Kınalızâde, Tezkire, 1989:2/970). Burada, Sehî Beğ, Necâtî’nin yakın arkadaşı olduğundan onun kaydına itibar etmek gerekir. 115 Necâtî Bey Divanı, haz. Ali Nihat Tarlan, Akçağ Yayınları 1992 Ankara s.17-23

Page 97: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

97

çizmecilikle sağlamıştır. Ailesi hakkında fazla bilgi yoktur. Doğduğu yer olan

Balıkesir’den sonra Bursa, İznik, Edirne ve Manisa’da bulunduğunu “Letâif”te

kaydeder. Bu sehirlerde ne için bulunduğu ve oralarda nelerle uğraştığı hakkında

kesin bir bilgi mevcut değildir. 1500 senesi civarlarında İstanbul’a gelen Zâtî, o

sırada kırk yaşlarında idi ve kadı olmak hevesine kapılmıştı. Ancak müptela olduğu

sağırlık sebebiyle bu yolda muvaffak olamayacağını anlayıp başka bir işle

uğraşmaya başlamıştı. Uzunçarşılı, onun İstanbul’a geldikten sonra ders gördüğünü,

biraz sarf ve nahiv öğrendiğini bildirir. 116

Yaratılıştan şair olan Zâtî, hoş sohbet, hazırcevap, nüktedan mizaca sahip

biriydi. Çevresindekiler kendisine nükteli sözler ve şiirler söyletebilmek için onu sık

sık tahrik etmeye çalışırlardı. 1547–1548 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Zâtî,

öldüğünde parası olmadığı için Âşık Çelebi, Selîkî, Yahya Bey gibi şairlerin

yardımıyla defnedilmiştir.117

Zâtî’nin sağırlığı, şairliği için Sehi Bey, divanında iki müfred beyit yazmıştır.

ÕÀtì şièr içre maèÀni kısmını äaàır oãurduàın sezer gibi sezer ElmÀs-ı tìà-i şièrüm ÕÀtì’yi itdi ãaàır Albız úulagına úurşun dinür meåeldür

Müf.3-4

Revânî Tezkirelerin verdiği bilgilere göre 1475 yılı civarında doğmuştur. Şairin asıl

künyesi Muslihiddin İlyas Şuca Çelebi’dir. II. Beyazıd döneminde sure eminliği

yapmıştır. Bu görev esnasında bazı olaylardan dolayı dönemin tezkireleri onu

yolsuzlukla, zimmetine para geçirmekle suçlamıştır. Yavuz’a sığınmış rakiblerinin

hakkında söylenenlerden bir süre kurtulmuştur. 1512–1514 yılları arasında saraya ilk

olarak matbah kâtibi, ardından matbah emini olarak atanır. Bu görevleri takiben

1514- 1517 yılları arasında geliri oldukça yüksek olan Ayasofya Mütevelliliği’ ne

atanır. Elde ettiği gelirlerle Ayasofya yakınındaki Kırkçeşme Mahallesi’nde kendi

adına bir mescit, mülazımlar ve kimsesizler için odalar ve bir imaret yaptırmıştır. Bu

gelir yüksekliği bazı dedikodulara da sebep olmuştur.

116 Reyhan Çeltiker, 16. Yüzyıl Şairi Zati'nin Gazellerinde Bitkiler, Sakarya Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi s.9-12 117 A.Atilla Şentürk, Osmanlı Şiiri Antolojisi, YKY, İstanbul 1999 s.235

Page 98: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

98

Kaynaklar, Revânî’nin ömrünün sonlarına doğru yaptıklarına tövbe ettiğini ve

bir şeyhten el alıp tarikata girdiğini kaydeder. 1523 yılında vefat etmiş, kendi

yaptırdığı mescide defnedilmiştir.118

Revânî’nin yaşını sakladığını Sehi Bey’in Revânî hakkında yazdığı müfredden

almakatayız.

İñinde baş kıãmasun RevÀnì Bile doàdı benüm ol yaştaşumdur İlüñ maènÀsın almasun RevÀnì Aña òayr itmez Àòir Kaèbe óaúúı Müf. 1-2

Visâlî “Visâlî Aydın’da doğmuştur. Doğum ve ölüm tarihleri tam olarak

bilinmemektedir. Bayezıd ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde Edirne’de sarayda

hocalık yapmıştır. Edebiyatın kurallarına uyarak ve aruz vezni kullanarak Türkçe

şiirler yazdığı bilinmektedir. Yazdığı Türkçe şiirleri bir divanda toplanmıştır.119

Şiirleri ve sevgililerinin adlarını ihtiva eden ve her isim için söylenmiş gazelleri

vardır. Ayrıca şiir kurallarını iyi bildiği için herkesin şiirini tenkit ettiği, bu yüzden

kendi devrinde yaşamış şairlerle sürekli tartıştığı bilinmektedir. Her şairin şiirine

müdahale edip “Bu benzetme burada uygun düşmemiş. Bu kinaye ve istiare bu

kısımda doğru değil” diyerek sürekli karşı çıktığını Latifî, tezkiresinde belirtir. Türk

edebiyatında Türkî-i Basît denince ilk akla gelen Aydınlı Visalî, Tatavlalı Mahremî

ve Edirneli Nazmî’dir. Basit, sade Türkçe kullanarak şiir yazma fikri bu şairlerden

sonra devam etmemiştir.”120 Sehi Bey, Türkçe şiir yazmaya çalışan Visâlî’yi Necati Bey’in şiirlerini

özlendiğini ama bunun nafile olduğu, kendi hiciv dolu üslubuyla ifade eder;

NecÀtì şièriñe geh geh ViãÀli aàranur ammÀ Meåeldür mÀteúademden köpek ürer bu yeñi aya

118 Tülin Yazıcı, Revânî Divânı'nın tahlili, Niğde Üniverisitesi SBS Fakültesi TDE Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış) Yüksek Lisans Tezi Niğde 2004 s.1-2 119 Ahmet Mermer, Türkî-i Basît ve Aydınlı Visâlî’nin Şiirleri, Akçağ, Ankara 2006, Ahmet Mermer, XV. Yüzyılda Yazılmış Bilinmeyen Bir Nazire Mecmûası ve Aydınlı Visâlî’nin Bilinmeyen Şiirleri, Milli Folklor Dergisi, 2002, c.7 sayı 56, s.75-95 120 Erdoğan Uludağ, Dilde Sadeleşme ve Türkî-i Basît Hakkında Düşünceler, Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 4/5 Summer 2009 s.306-307

Page 99: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

99

NecÀtì şièri yüzine èaceb müşkil niúÀb açmış Anı perdeyle fehm itmeyiser bir siki úabuúlı

Müf .5-6

Sa’di:

Doğum tarihi tam olarak belli olamayan Sa’di’nin asıl adı Müşerrefüdin b.

Muslihiddin Abdullahtır.121 Bilgin soylu bir ailenin çocuğu olan Sa’di, ilk edebi ve

dini bilgilerini Şiraz’da aldıktan sonra Bağdat’a gitmiş ve eğitimini Nizamiye

medresesinde sürdürmüştür. Daha sonra otuz yıl sürecek uzun bir yolculuğa çıkmış

ve Şiraz’a geri gönmüştür. Ömrünün son yıllarını riyazetle geçirmiştir.122 Hayatında

elde ettiği şöhreti, ölümünden sonrada sürmüştür. Fars Edebiyatının en büyük

şairleri arasındadır. Sıksık Gülistan123 ve Bostan adlı edebiyatımızda eserleriyle

anılmaktadır.

ŞehriyÀrÀ midóatüñ bir veche zìbÀ yazdı kim Şeyò Saèdi Gülsitan’ı gibi itdi bÀb bÀb

K.11/36

Nizâmi: “XV. yüzyıl divan şairi olan Nizâmi, (839-844) 1435-1440 yılları arasında

Karaman Beyliği sınırları içinde bulunan Konya’da doğdu. Konya'nın vaiz ve

müderrislerinden Molla Veliyyüddin Efendi’nin oğludur. İlk eğitimini babasından

aldı; ardından bir süre İran’da bulundu; edebî bilgiler ve Farsça’yı öğrendikten sonra

Konya’ya döndü. Karaman Beyliği'nin yöneticilerinden İbrahim, Pîr Ahmed ve Ka-

sım Beylere sunduğu kasidelerden dönüşünün 868’den (1464) birkaç yıl önceye

rastladığı tahmin edilmektedir. Ayrıca Kasım Bey’e takdim ettiği kasideden

Osmanlılar’ın Karaman Beyliği'ne son vermesinden önce rahat bir hayat sürdüğü,

fakat daha sonra sıkıntı içine düştüğü anlaşılmaktadır. Karaman Beyliği’nin ortadan

kalkmasının ardından Sadrazam Mahmud Paşa ile tanışan Nizamî, paşanın Fâtih

Sultan Mehmed’e kendisinden övgü ile söz etmesi ve Fâtih’in de âlim ve sanatkârları

İstanbul’da toplamak düşüncesi sebebiyle İstanbul’a davet edildi. Yola çıkmadan

121 Hülya Canpolat, Sa’dî'nin Gülistân Önsözüne Yapılan Türkçe Şerhlerin Karşılaştırılmalı İncelenmesi, Ege Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora Tezi s.3 122 Mustafa Çiçekler,” Sa’di” Mad. DİA, c.35 s. 405-406 123 Şirazlı Şeyh Sadi, Gül suyu Gülistan Tercümesi, Türkçesi: Niğdeli Hakkı Eroğlu, Azmi Bilgin, Mustafa Çiçekler, Ötüken Yayınları 2000 İstanbul s. 13-16

Page 100: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

100

önce hükümdar için “nergis” redifli bir kaside yazdı. İstanbul'a gitmek üzere yola

çıkan şair yolculuk esnasında vefat etti. Vefat tarihi bilinmeyen şairin 874-878

(1469-1473) yıllan arasında öldüğü tahmin edilmektedir.”124

Üç dilde şiir yazdığı belirtilen Nizâmî’nin müretteb divanı Haluk İpekten

tarafından yayınlanmıştır.125

FÀrià ola naømından elin yuya NiôÀmi Varsa Sehì bu şièr-i laùìfüñ ÚaramÀna

G.204/5

Kemâl

Mâverâünnehir bölgesinde bulunan Hucend’de doğdu. Ailesi ve öğrenim

durumu hakkında bilgi yoktur. Tanınmış bir şeyh olmasına rağmen hangi tarikata

mensup olduğu dahi bilinmemektedir. Genç yaşta hacca gitti. Hac dönüşü uğradığı

Tebriz’de yerleşmeye karar verdi. Zamanla etrafında birçok mürid ve talebe

toplandı. Genellikle aşk ve tasavvufa dair gazellerinde “Kemâl” mahlasını kullanan

Hucendî bu nazım şeklinde üstün başarı sağlamıştır. Bununla birlikte şiirlerinde

tekellüfe yer verdiği de olmuştur. Kemâl-i Hucendî'nin yaklaşık sekiz bin beyit

ihtiva eden divanı genellikle gazel, kıta ve rubailerinden oluşur.126

Vaãf-ı óüsnüñle olan şièr-i òayÀl engìzüm Görse taósìn idüben oúıya SelmÀn ü KemÀl

K.20/34 Görse bu şièr-i laùifì vü òayÀl-engìzi Aferìn eyleye taósìn idüben Şeyò-i Òocend

G.37/6

Hüsrev Ebü’l-Hasen Emîr Hüsrev b. Emîr Seyfiddîn Mahmûd-ı Dihlevî (ö. 725/1325)

Hindistan’da yaşayan Türk asıllı şair, tarihçi ve mutasavvıf.

651’de (1253) Delhi’nin kuzeyindeki Müminpûr (Müminâbâd) kasabasında

doğdu. Küçük yata üstün zekâ ve kabiliyetiyle dikkati çektiği, medrese eğitimi

gördüğü yıllarda şiir söylemeye başladığı anlaşılan Emîr Hüsrev yedi sekiz

yaşlarında iken babasını kaybedince dedesi İmâdü’l-mülk’ün himayesine girdi ve

124 A.Azmi Bilgin, “Nizâmî” Mad.DİA, c.24 s. 453-454 125 Haluk İpekten, Karamanlı Nizâmî, Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı, Ankara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1974 Ankara 126 M. Nazif Şahinoğlu, “Kemâl-i Hucend” DİA, Mad. c.25, s.226

Page 101: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

101

onun huzurunda yapılan edebî ve ilmî sohbetleri dinleyerek yetişti. Böyle bir kültür

ortamında kabiliyetlerini geliştirme imkânı bulan Emîr Hüsrev on iki yaşma

geldiğinde şair olarak belli bir seviyeye ulaşmıştı. On dokuz yaşında ilk divanı tertip

etti.

Sultan Gıyâseddin Tuğluk zamanında Bengal seferine katıldı (1324). Şeyhinin

öldüğünü haber alınca (1325) Delhi’ye dönerek Gıyâspûr’da bulunan mezarında bir

müddet inzivaya çekildi. Kısa bir süre sonra da vefat etti ve Nizâmeddin Evliyâ’nın

kabrinin yakınına defnedildi.127

Sÿz-ı eşèÀrum ile ùutışa Òusrev vire cÀn Oúısa bu àazeli şevú ile dìvÀnumdan

G.185/7

Şièrüm yine bir vech ile irişdü kemÀle Söz ile Sehì Òusrev ü SelmÀnèe yetişdüm

G.159/6 Câmî

“Molla Câmî ismiyle anılan Nureddin Abdurrahman Câmî, Horasan’a bağlı

Câm kasabasında 23 Şaban 817 (1414)’te dünyaya geldi. Tanınmış bir aileye

mensup olan Câmî, henüz beş yaşındayken Herat’a gelmiş ve babasının ders verdiği

Nizamiye Medresesi’nde parlak zekâsı sayesinde devrinin ilimlerini tahsil etmiştir.

Buradan Semerkand’a geçen Câmî, burada bütün hocalarından daha kuvvetli

addettiği Kadızâde Rûmî’nin derslerine devam etmiştir. Bir ara meçhul bir güzele

âşık olmuş, bunun tesiriyle kendisini ilme ve kitaplara gömmek istemişse de faydasız

olduğunu görerek kendisini kurtaracak tek yolun tasavvuf olduğuna kanaat

getirmiştir. Gördüğü bir rüyanın tesiriyle de ilk şeyhine yönelen Câmî, eskiden beri

kendisindeki kabiliyete âşık olan Sadeddîn Kaşgarî tarafından “Bugün tuzağımıza

bir doğan düştü.” diye, memnuniyetle karşılamıştır. Câmî, şeyhi ve kayınpederi olan

Sadeddîn

Kaşgarî’nin ölülmünden sonra Ubeydullah Ahrar’a mürit olmuştur. Üstadı

Sadeddîn Kaşgarî’nin ölümünden sonra onun Herat civarındaki türbesi yakınlarında

oturan Câmî ile ziyaretine gelen imparatorluğun şair veziri olan Nevâî arasında

birkaç görüşmeden sonra samimi bir dostluk ilişkisi oluşur. Mizacı itibariyle devlet

adamlarından uzak kalmaya özen gösteren Câmî, kendisi de şair olan hükümdar

Hüseyin Baykara ile veziri Ali Şîr Nevâî’nin resmiyetten çok, sevilen bir arkadaşa

127 Rıza Kurtuluş, “Emir Hüsrev-i Dehlevi”, DİA, Mad. c.11, s.135-136

Page 102: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

102

gösterilen samimi iltifatlarına muhatap olmuştur. 1472’de ilerlemiş yaşına rağmen

Hacc’a giden Câmi geçtiği yerlerdeki devlet adamları tarafından saygı ile

karşılanmıştır. Son zamanlarında dimağî yorgunluk nedeniyle şuurunu kaybeden ve

söz söylemez olan Câmî, 1492’de ölmüştür.

Büyük küçük 99 eser meydana getiren ve zamanının bütün ilimlerine vâkıf olan

Câmî, İran’ın son klâsik şairi sayılmıştır. Kendisinden önceki şairler tarafından

işlenen konulara, yeni renk ve incelik vermiştir. Şiirleri hiçbiri diğerine üstün

tutulmayacak kadar güzeldir.”128

ÒayÀl-engiz eşèÀruñ Sehì varsa ÒorÀsÀña Oúıyup dura yirinden ãafÀdan raús ura CÀmì

G.270/5

II. Edebi Hikâye Kahramanları:

Sehî Bey Dîvânı’nda masal kahramanlarında Leylî ve Mecnûn; Ferhad, Şirin ve

Hüsrev; Vâmık ile Azrâ zikredilmiştir.

Leylî ve Mecnûn

“Leylî ve Mecnûn” isimli aşk masalının kahramanlarıdır. Mecnûn âşık, Leylî

ise mâşuk’tur.

“Asıl adı Kays-ı Amiri olan Mecnun, Leyla’nın aşığıdır. Şark edebiyatında

aşkın timsalidir.”129

Özellikle bu aşk hikâyesinin üzerine şairler mesneviler yazmışlardır. Bu hikeye

ile alakalı Fuzuli’nin Leyla ve Mecnûn130 adlı mesnevisi halk tarafından en çok

beğenilip okunanı olmuştur.

Başdan oúına Leylì vü Mecnÿn óikÀyeti Gül tek libÀs-ı èışúuñı baña geydüre

G.207/4

Vaóşet ùutar özümden eyÀ Leylì ins ü cin Mecnÿn gibi enìs olalı ben vuóÿş ile

128 Recep Demir, Hatayi-i Tebrizi ve Molla Cami’nin Yusuf u Züleyha Mesnevileri Üzerinde Karşılaştırmalı Bir İnceleme (inceleme-metin), Yüzüncü Yıl Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora Tezi, Van 2006, s.26-27 129 Onay, a.g.e, s. 285 130 Bkn. Fuzuli, Leylâ ile Mecnûn, Haz. Muhammet Nur Doğan, Yelkenli Yayınları

Page 103: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

103

G.214/2

Leylî, nazlı oluşu ve cevr ü cefâ sahibi oluşu ile anılır. Ayrıca şâir, “Leylî”

kelimesinin diğer anlamı olan geceyi kasdeder ve genellikle saç ile birlikte kullanır.

Daàa Mecnÿn tek düşüp Leylì ãaçun sevdÀsuna Bağladı miskìn benefşe bÿy-ı zülfüñle dimÀà

G.120/3

HevÀ-yı Leylì-i zülfüñe olmışdur Sehì Mecnÿn FiàÀn u nÀlesin èayb itme èaúlı aña yÀr olmaz

G.93/5

Mecnûn ise sevgiliye düşkünlüğü, ızdıraba tahammülü, delilik hali, çöllerde

dolaşması ve perişanlığı ile mevzubahs edilir. Âşık ve gönül için teşbih unsuru

olarak kullanılır.

Ey Sehì ol serv ile añlar bu èışúum òÀletin Her ki şièrüm defterinden Leylì vü Mecnÿn okur

G. 75/5 èIşú elinden bir ayaú mey içdüm iy Leylì-òıram Deşt-i àamda olamaz Mecnÿn ayaúdaşum benüm

G.163/4

Mecnÿn biraz èışú işini ögerse olurdı Sen Leylì‘nün èışú ile úalsa bu zemÀna

G.204/4

Ferhad ile Şirin

Ferhâd, Ferhâd ile Şirîn adlı hikâyede geçen kahramanlardandır. Ferhâd,

Hüsrev’in İran padişahının sevgilisi olan Şîrîn’e âşıktır. Şîrîn’in arzusu üzerine

Bîsütûn adlı bir dağı delmesi istenir. Çünkü kendisi bir mimar-mühendisdir. Şark

edebiyatında sevgilisine kavuşmak için zorlu, gerçekleşmesi güç işleri göze alan

âşığı sembolize eder.131

Sehì sen serv u naúş itse àazelde Yazılur ãanki Şìrìn ile FerhÀd

G.32/5

131 Faruk Kadri Timurtaş, Şeyhi’nin Hüsrev ü Şirin’i (İnceleme-Metin), İstanbul Üniversitesi Yayınları Edebiyat Fakültesi Basımevi İstanbul 1963 s. 20-23, Pala, a.g.e 138-139

Page 104: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

104

Kÿhkenlik eyleyi başladı çün FerhÀd-ı dil Gözle iy şìrìn-dehen eriñ yine oyunı var

G.79/2

Niçeler Şìrìn leb-i dildÀre cÀnlar virdiler èIşú medyÀnında sanmañ yaluñuz FerhÀd imiş

G.109/3 Òoş añdum tìşe-i Àh ile ol şìrìn-dehen göñlin Kaya kesmekde olmışam Sehì üstÀdı FerhÀduñ

G.132/5 Derdüñi ùaàlar úadar çekmekde pervÀ çekmezin Kÿh-ı àam çekmekde FerhÀd oldı üstÀdum benüm

G.166/2

Göñlin añsan tìşe-i Àh ile ol şìrìn lebüñ N’ola ey dil kÿh-ı àamda sen de bir FerhÀdsın

G.190/4

Vâmık u ‘Azrâ Vâmık, Vâmık u ‘Azrâ hikâyesinin erkek kahramanıdır. Âzrâ ise kadın

kahramanıdır.132 Dîvânda bir yerde diğer aşk kahramanlarıyla beraber geçmektedir.

äalındı èÀşıú u maèşuú yer yerin nitekim äalındı VÀmıú u èAzra vü Òusrev Şìrìn

K.27/10

III. Tarihi ve Efsanevi Kişiler Hüsrev: Hüsrev, Nuşirevân’ın torunudur. Sasaniyân sülalesinden bir padişah olup

“Pervîz” lakabıyla bilinir. Pervîz, balık demektir. 589 yılında tahta geçmiş olup

Ermeni prensesi Şîrîn’e olan aşkı dillere destan olmuş ve artık gerçek kişiliği

etrafında bir çok rivâyetler uydurularak efsanevî bir kişiliğe bürünmüştür. Bu aşk

hikayesi üzerine pek çok mesnevi kaleme alınmıştır.133

Bir dün ki şÀh-ı Òusrev òÀver-i ôafer-me’Àb Maàrib diyÀrı cÀnibine itdi èazm-i òˇÀb

K.12/1

Ordu-yı rifèatüñde eyÀ Òusrev u cihÀn

132 Gönül Ayan, Lâmî’i Vamık u Azra (İnceleme-Metin), Atatürk Kültür Merkezi Yayınları Ankara 1998 s. 28-31 133 Timurtaş, a.g.e s.8-20

Page 105: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

105

Yer tengtÀrdur görinen çarò-ı nüh úıbÀb K.12/23

ÒusrevÀ Şìrìn lebünün şevúine FerhÀd var Zülf-i şeb-dìzüñ durur eşkümi gülgÿn eyleyen

Rub. 8

Ôıll-ı YezdÀn ÓÀzret-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh kim Eşigüne yüz sürer her Òusrev-i èÀlì-cenÀb

K.11/10

Rüstem: “İran’nın ünlü kahramanı. Adı Şehnâme’de övgüyle anılır. Daha delikanlılıkta

birçok devleri öldürmüştür. Eski şiirimizde kahramanlık, güç, kuvvet ve yenilmezlik

sembolü olarak anılır.”134

Óamle vaútinde muúÀbil olamaz Rüstem aña Ùaàıdur úahr ile ne deñlü çoà olsa aèdÀ

K.9/33

äanma kim yaàmur yaàar gök gürler iy dil ZÀl-i çarò èÂşıú-ı Rüstem dil içün ãÀàu ãaàup aàlar

G.87/4

Nûşîrevân: “İran’ın Sâsânî sülalesine mensub bir hükümdardır. Adaleti ve fütuhatı ile

meşhurdur. Nûşîrevân, Tak-ı Kisra’da bir çan astırarak ucuna bir zincir bağlatmış;

adaletine müracaat edenler o zinciri çekip kendini haberdar edermiş.”135

Virmese dest-i èadlüñ ile èÀleme niôÀm

Bulmazdı şöhret-i şeh-i NÿşìnrevÀn úılıç K.14/29

İskender: “İki İskender vardır. Biri Makedonya Kralı Filip’in oğlu İskender-i

Yunanî’dir. M.Ö. 356’da doğmuş, çok zeki, akıllı, kudret ve kuvvet sahibi idi. Aristo

tarafından yetiştirilmiş, yirmi yaşında hükümdar olmuş, Yunanistan’ı ele geçirdikten

sonra Anadolu, Suriye, Mısır İran ve Hindistan’ı zabtetmiş. Hindistan’dan Çin’e

geçmiştir. Dönüşünde Bâbil’de işret ve sefahatin neticesinde 33 yaşında ölmüştür.

134 Pala, a.g.e s. 334 135 Levend, a.g.e s. 163

Page 106: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

106

Diğeri ise “İskender-i Zülkarneyn”dir. Vaktiyle Yemen’de hüküm süren Arap

hükümdarlarından Hârisü’r-râyiş’in oğlu olup peygamberliği rivayet edilir. Kur’ân-ı

Kerîm’de (Kehf/83-99) hayatı hakkında bilgi verilmektedir. Hakkındaki

rivayetler çok fazladır. Çin seddini yaptığı, zulümatta Âb-ı hayâtı arayanın da bu zat

olması muhtemeldir.”136

Òıør òaùùundan mı örgendi lebüñ bu óikmeti äuya iletdi ãusuz getürdi ol İskenderi

G.264/4

Yaşum Ye’cuc‘una İskender-i èaúl Bir avuç òÀk-i cismüm ide mi sed

G.35/5

Ferîdun: Şehname kahramanlarından olan Feridun, şahamet ve hamasiyetiyle meşhur

hükümdardır. Pişdadiyan ve Cemşid sülalesindendir. 137

KÀse-lìs olmaàa bezmüñde Ferìdÿn u ÚubÀd Meclisüñde sürünür her biri mÀnend-i gedÀ

K.9/40

Kubâd:

İran Pişdadiyan sülalesinden sonra gelen şah sülalesi Keyaniyan’ın ilk

hükümdarıdır. Key lakabını ilk defa kullanan odur.138

Görse bezmüñ şerefin utana Cemşìd ü ÚubÀd Bilse rezmüñ unudurdı özini Rüstem-i ZÀl

K.21/25

KÀse-lìs olmaàa bezmüñde Ferìdÿn u ÚubÀd Meclisüñde sürünür her biri mÀnend-i gedÀ

K.9/40

Cem/Cemşîd: “İranlı Pişdâdiyân sülalesinin 4. hükümdarıdır. İran mitolojisine göre yediyüz

yıl yahut bin yıl yaşamıştır. Cem halkını âlim ve zahitler, askerler, çiftçiler ve

sanatkârlar olmak üzere 4 kısma ayırmış. İnsanlara yararı olan birçok sanatı o icad

136 Pala, a.g.e s.210 137 Onay, a.g.e s.11 138 Levend, a.g.e s.159

Page 107: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

107

etmiş. Güneş hareketi esasına dayalı güneş yılını o kabul etmiş ve nevruzu yılbaşı

ittihaz etmiştir.” 139

“Şarabın icadı ile ilgili olarak Türk Edebiyatında sürekli yenilenen iki efsane

vardır. Bunlardan biri İran’ın efsane kahramanlarından olan Cemşid tarafından icat

edildiği; bir diğeri ise onun şeytan tarafından bulunduğudur.”140 Doğu

edebiyatlarında zevk ve eğlence sembolü olarak adı ve câmı efsaneleşmiştir.

Cemşìd tÀc u taòtı aldurdı rÿzgÀre CÀm-ı Cem‘ün ãafÀsın virdi óabÀb-ı bÀde

G.223/2

Taòt-ı Cemşìde geçüp cÀm-ı Cem içsem ùañ degül Sen SüleymÀn devletünde mÀlikem milk-i Cem‘e

G.221/2

Efrasiyab: Divan-ı Lugati’’taki belirttiğine göre Alp Er-Tonga’nın Şehnâme’deki adıdır.

Şehnâme’de İran topraklarını Pişdâdiyân sülalesinden alması ve İran ile yaptığı

savaşlar anlatılmaktadır. Büyük İskender’den önce yaşamış olup Keyhüsrev

tarafından öldürülmüştür. Edebiyatta kahramanlık sembolüdür.141

Úo dünyÀyı ki sermÀyeñ kefendür èÀúıbet yarın Ùutalum kişi èÀlemde bugün EfrÀsiyÀb olmış

G.111/7

Görse rezmüñ yoà olurdı Rüstem ü İsfendiyÀr Bezmüñe irse bilürdi kendüyi EfrÀsiyÀb

K.11/20

Asaf: “Süleyman peygamberin veziri İbn-i Barahya’nın adıdır. Kur’an-ı Kerim’de

tavsif edilmiştir. Nüsha, tılsım, vefk gibi garip ilimler ile simyanın mucidi telakki

olunur. Edebiyatımızda resmi vasıflardan olarak vezir ve müşirlere tahsis

olunmuştur.”142

İşüm altun olur sürsem yüzümi òÀk-i pÀyuña Yine ey Âãaf-ı devrÀn úapunda tÀze úan buldum

139 Pala, a.g.e,s.82-83 140 Vildan Serdaroğlu, Sosyal Hayat Işığında Zâtî Dîvânı, İstanbul, İSAM Yayınları, 2006, s.371 141 Onay, a.g.e,s. 11, Pala, a.g.e,s.124 142 Onay, a.g.e s.44

Page 108: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

108

G.171/5

Ben mÿrçenün óÀlini ol Âãaf-ı devrÀn YÀ Rab yoà ise şÀh SüleymÀn‘a dimez mi

G.262/4

Sehi Bey Kanuni Sultan Süleyman’ı gücü, tahtı, kudretiyle Süleyman

peygambere benzetmektedir. Veziri Kasım Paşa’yı da Süleyman peygamberin veziri

Asaf’a benzetir.

Oldu ol Âãaf-ı devrÀn-ı SüleymÀn-ı zamÀn Melce-i faøl u kerem haøret-i ÚÀsım Paşa

K.10/8 ÂãafÀ õÀt-ı şerìfüñe yaraşur idesün

Òalúa sen himmet ile luùf vü saña òalú duèÀ K.10/29

Calinus (Galenos): Eski Yunandaki büyük hekimdir. Bokrat ile hekimlikteki mahareti ile beraber

anılır. Calinus (Galenos) Bergama’da doğmuştur. (M.Ö 199-129) Roma’da

yaşamıştır. Hekimlikle alakalı eserler yazmış, bu eserler de Arapçaya tercüme

olmuştur.143

Şair de şarabın kızı ile nikahlanmak ancak hikmette Calinus gibi olmakla

mümkün olduğunu söylüyor.

Ger dilerseñ kim saña bint-i èineb ola nikÀh èİlm-i óikmetde Sehì olmaú gereksin CÀlìnÿs

G.104/7 Hatem-i Tay:

Arap kabilelerinin arasında cömertliğiyle tanınmış olan İbn-i Abdullah b.

Sad’ın lakabıdır. Tay kabilesinden olduğu için “Tayi” denilmiştir. Çok cömert oluşu

bir darb-ı mesel olmuştur. Edebiyatta cömertliğin timsalidir.144

Şehri-yÀrÀ kim ola Òatem-i Ùay sen var iken HÀşe-lillÀh ki saña beñzeye bir ac ve gedÀ K.9/43

143 Pala, a.g.e,s.78 144 Onay, a.g.e,s.196

Page 109: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

109

B. KAVİMLER

Türk, Türkmen:

Sehî Bey divanında Türk, Türkmen tipi umumiyetle göz ve göz ile alakalı

kavramlarla beraber geçmektedir.

Türkmenler cesur ve kan dökücüdür. Hançer ve kılıç takınarak gezer.

Tìr-i müjeñ ki cÀna geçer bì-emÀn úılıç Merdümler içre geçse n’ola TürkmÀn úılıç

K.14/10

Divanda ırk olmaktan ziyade o bölgeler kastedilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman

için yazılmış kasidede padişahın bu bölgelere hükümranlığını geçtiğini, bu bölgede

yaşayanların da bu ikrar ettiklerini söyler.

Saña iúrÀr itdiler iki cihÀn ãulùÀnısın Türk ü Rÿm u Deylem ü BulàÀr ile Rÿs u Fireng

K.1/10

Habeş: Bu isim divanda genellikle siyah renkle alakalı olarak zikredilmektedir.

Çeşmini gözler ruòında òÀl-i óüsn ÀrÀ-yı dost Âyine almış ele güyÀ Óabeş sulùÀnıdur

K.18/7

Zülf ü òÀlüñi èiõarunda görenler didi kim Ùutdı sulùÀn-ı Óabeş Rÿmı úara úullar ile

G.205/4

Hindu: Hindu, Sehi Bey divanında siyah renk için kullanıldığı görülmektedir. Yüzdeki

benlerin siyahlığıyla ilişkilendirilmektedir.

ÒÀce-ı Óindu gibi zülf ü ruòuñda benlerüñ Gice ü gündüz ãaúınup cevherin bekler lebüñ

G.141/2

C. Yer Adları Çîn:

Çin, güzellik, kıvrım, büklüm put ve putperstlik münasebetiyle divanda

geçmektedir. Dini manasıyla resim ve heykel sanatı dolayısıyla zikredilir.

Page 110: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

110

MübÀrek òÀmesi Çìnden diyar-ı Rÿma òaù çekse Diyar-ı Rÿmdan Çìne varınca hep itÀèatdur

K.17/49

HezÀr reng ile ãÿret-pezir olup dünyÀ äanasın oldı bu èÀlem nigÀr-hÀne-i Çìn

K.27/4

Çìn seher èÀlem beşÀret içün Muştlıú itmegi sezÀ gördüm

K.26/5

Her ne deñlü óüsn ile mümtÀz olursa naúş-ı Çìn Óüsn baóåin itmede senüñle anuñ cÀnı yoú

G.127/2

Olsam òayÀl-i zülf ü ruò-ı yÀr ile eger Naúş-ı nigÀr-ı Çìn ola ùopùolu türbetüm

G.160/4

Yazdı çoú ãÿret saña beñzetmege naúúaşı Çìn Saña beñzer yazmadı bir çehre bozdı ãÿretün

G.184/4

Rûm

Rum kelimesi Sehi Bey divanında Osmanlı Devleti kasdedilerek kullanılır. Sehi

Bey başından Mora’da geçenleri anlattığı kaside de Rum kelimesi Osmanlı sınırları

için kullanılmıştır.

MübÀrek òÀmesi Çìnden diyar-ı Rÿma òaù çekse Diyar-ı Rÿmdan Çìne varınca hep itÀèatdur

K.17/49

Çün taòt-ı Rÿma devlet ile geçdi şehriyÀr èAdl ile itdi èÀlemi emen ü emÀn úılıç K.14/3 Hindÿ gibi elinde cevÀhir ùutup gelür

Terk itdi Rÿm şevúüne HindÿstÀn úılıç K.14/17

SulùÀn-ı taòt-ı Rÿm SüleymÀn şÀh kim Milk-i cihÀn benüm diyü aãmış nişÀn úılıç

K.14/24 Bir gün çıúup ki Rÿm iline eyledüm sefer NÀgÀh Úaraya Farye’ye düşti yolum meger

K.20/1 Mıãr-ı óüsni øabt idüp aldı Sehì úabøına Rÿm sulùÀnıdur itmiş milket-i èOsmÀnı óıfô

Page 111: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

111

G.114/5 Yüzüñe misk ile imøÀ yazalı zülf ü òaùùuñ Oldı rÀm emrüne Rÿm u èArab u milk-i Òoten

G.180/4

Hoten Divanda Hoten ülkesi dört yerde geçmektedir. Misk, nafe ile münasebetiyle

zikredilmiştir. Hoten kelimesi genellikle şiirimizde misk ile alakalı kullanılmaktadır.

Her dÀnesine nÀfe-i misk-i Òoten dinür

Gülşen içini itse n’ola müşk-bÀr serv K.30/3

Yüzüñe misk ile imøÀ yazalı zülf ü òaùùuñ Oldı rÀm emrüne Rÿm u èArab u milk-i Òoten

G.180/4 Nicesi beñzedeyin zülfine misk-i Hoteni K’olımaz misk-i Òoten zülfinüñ en kem úılıça

G.201/3 Miskìn ãaçuñ hevÀsı eyÀ Àhÿ-yı Òoten Virdi fesÀda nÀfe-i Çìn’üñ dimÀàını

G.271/3 Mısır

Mısır ülkesi divanda hemen hemen geçtiği her beyitte Yûsuf peygambere

telmihen geçmektedir.

Bir úulı cüz luùfuñ ide Mıãra pÀdişÀh Niteki bir gedÀyı ider şehriyÀr cÀm

K.25/37 Mıãr-ı óüsne Yÿsuf-ı KenèÀn olursa vechi var Mekteb-i luùf içre almışdur güzellikden niãÀb

G.15/5 Göñül sen Mıãr-ı óüsne varımazsın şÀm-ı zülfünden Bu sevdÀdan elün çek kim reh-ı zülfi dolaşıúdur

G.53/5 Mıãr-ı sulùÀn olmadan bir beg úulı olmak güzel YÀr işigün yastanup yatmak baña dünyÀ deger

G.85/3 Úoyup yÀr işigün ãÿfì hevÀ-yı Kaèbe isterseñ Yüzüñi görmeyeyiñ tek yüri var Mıãra sulùÀn ol

G.153/3

Page 112: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

112

Hindistân

Hindistân, Sehi Bey divanında siyah renk için kullanıldığı görülmektedir.

Yüzdeki benlerin siyahlığıyla ilişkilendirilmektedir. Hindistân’dan Osmanlı ülkesine

pek çok mal gelmesinden, ayrıca tâvus ve tûti gibi sıcak memleket hayvanlarının bu

diyarda yetişmelerinden dolayı beyitlerde anılmaktadır.

Hindÿ gibi elinde cevÀhir ùutup gelür Terk itdi Rÿm şevúüne HindÿstÀn úılıç

K.14/17 Şekkerin bezm içre yir yir konılan şekl-i ùuyÿr Uçmaú ister ãanasın ùavus-ı HindÿstÀnıdur

K.14/17 Zülf ü òaùùuñ bÀà-ı óüsnünde açaldan bÀl u per Reşk idüp cevlÀn ider ùÀvus-ı HindustÀn aña

G.8/3

Yemen

Yemen diyarı akikin çıktığı yer olarak ve sahabeden Veysel Karani’nin

diyarı olarak zikredilmiştir.

Sehì ol serv lebi oldı èaúìú-i Yemeni Úara beñlerdür èizÀrında Üveyse’l-ÚÀreni

G.286/5 Aàlamaà ile yaşum laèl-i BedeòşÀn olalı æermsar itdi èaúìú-i Yemen’i iki gözüm

G.172/3

Page 113: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

113

DİVANDA BAŞLICA İŞLENEN KONULAR

1. AŞK

Dîvân şiirinde yer alan önemli temalardan birisi de ifadeyi daha da

daraltarak söylersek, hatta en önemlisi aşktır. “Aşk Dîvân edebiyatı içerisinde en

temel unsur olarak yer almaktadır. Bütün yolların Roma’ya çıktığı gibi, Dîvân

şiirinde de aşk bütün ırmakların döküldüğü deniz, bütün çayların aktığı ulu ırmak ve

bütün yolların açıldığı agora konumundadır.”145

“Klasik edebiyatta hangi dîvânının sayfaları çevrilirse çevrilsin içinde aşkın

olmadığı bir dîvândan bahsedilmesinin mümkün olmadığı âşikardır. Dîvân şâirleri

aşk, hubb, mahbûb, muhabbet ve bu kelimelerin müştakları etrafında binlerce hayal,

düşünüş ve imaj geliştirmişlerdir.”146 Klasik kültürümüzde aşkın önemi üzerinde

duran Yahyâ Kemâl; “Bir müdekkik kalkıp da: ‘Türk ruhunda en ziyade göze çarpan

şey aşk ve ihtirastır.’ dese gözleri kamaştıracak kuvvette doğru bir söz söylemiş olur.

Halk şiiri ve tekke şiirinde her şey gönül etrafında döner. Türk musikisine bakınız

baştan nihayete kadar beste ve güftesiyle aşktır.” der.147

Aşka bu kadar kudsiyet atfetmiş bir kültür ve toplumun, edebiyatının da

bundan nasibini almaması elbetteki düşünülemez. Özellikle Dîvân Edebiyatında yer

alan bir nazım biçimi olan gazellerin ana ekseninin aşk etrafında olduğunu

söyleyebiliriz.

Beşerî, maddî, manevî, hakîkî, İlâhî, vs. birçok aşk türünden bahsedilmesine

karşılık klasik kültürde cismanî, beşerî aşktan ziyade İlâhî aşk yüceltilir. Klasik

şiirde beşerî aşktan bahsetmek genellikle İlâhî aşka basamak oluşturduğu müddetçe

mazur görülebilir. Sadece beşerî aşktan bahseden Dîvân şâirlerinin kınandığı, hoş

görülmediği malumdur. Sevdiğinin yolunda giden aşık asla kınanmaktan korkmaz.

Aşığa nasihat verenlere kulak asmadığı gibi, aşkı içinde utanma söz konusu değildir.

Dilüñ tut ko bizi nÀãih sözüñe iètibÀr olmaz Bilürsin èÀşıú-ı rüsvÀyı olanlarda èÀr olmaz

145 Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, “Dîvân Şiirinde Aşk”, Doğu Batı, nr.26, Şubat-Mart-Nisan 2004, s.32 146 Bilal Alpayldın, Refi KÀlÀyi Dîvânı (İnceleme-Metin),İstanbul Üniversitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, (Yayınlanmamış) Yüksek Lisans Tezi 2008 İstanbul 147 Prof. Dr. Cihan Okuyucu, “İslam Kültüründe Aşk Anlayışının Tekamülü”, Karizma, nr.14, Nisan-Mayıs-Haziran 2003, s.55

Page 114: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

114

G.93/1

Aşık için yare vasıl olmak asla mümkün olmaz. Çünkü vuslat imkânsızdır.

Vuslat olunca aşk nihayete erer. Zaten yar asla bu vaadini tutmaz. Aşık sevgili

uğrunda neyi var neyi yoksa heba eden kişidir.

BìmÀr-ı èışúam öldüm iriş ey ùabìb-i cÀn Ben òasteye şeker dehenüñden buyur cevÀb

K.12/32 Bezm-i àamda çekdügüm derdi saña şeró itmege èIşú-i firúat nÀmesini çengden evtÀr oúur

K.33/26

Şol dil ki èışú menziline rÀh oñarmaya Úo añma anı ùÀliè-i güm-rÀh oñarmaya

G.1/1 äanma cÀn ãakınur cÀnÀneden yÀ her gedÀ Dost èışúıyla dil u cÀn terkini eyler gedÀ

G.2/1

ÇÀà ezelden dil-rübÀlar èışúı úÀrumdur benüm Sen güzeller şÀhınıñ sevgüsi òilèatdur baña

G.11/5 Dün ùabìb-i èışúa çok ãordum devÀsın derdümüñ Aàzı yÀrıñ gösterür cÀnÀn zihi şÀúì cevÀb

G.15/3

Âşıklar da aşkı için her daim gözyaşı döken kişidir. Çaresiz aşık için ah

etmek bir rahmettir.

Gözüñ yaşın revÀn eyle saña raóm ideler tÀ kim Sirişk-i èÀşıú-ı bì-çare çünkim Àh-ı raómetdür

K.17/5

èIşú ile èÀşıúlar içre olmağ istersen èazìz YÀr eşiginde Sehì òor u øelil olmak gerek

G.137/7 2. KAVUŞMA (VUSLAT)

Page 115: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

115

Sehî dîvânında kendisine en çok yer bulan konulardan birisi de kavuşma,

vuslattır. Âşıklar sevgiliye kavuşmak uğruna birçok sıkıntıya göğüs gererler,

sevgilinin kapısında kul, köle olurlar ancak vuslat ne kadar istense de pek

gerçekleşmez.

èIşú ile èÀşıúlar içre olmağ istersen èazìz YÀr eşiginde Sehì òor u øelil olmak gerek

G.137/7

İki göñül bir olmayınca vaãl-ı yÀre irmezsin Göñül saèy eyleyi gör kim yalınuz taş dìvÀr olmaz

G.93/2

Âşık yara kavuşmanın neredeyse imkansız olduğunu Kur’ânda kıssaları

geçen peygamberlere telmih yaparak dile getirir.

ÓÀbìbüm vaãlÿña irsem olurdı Olaydı èömr-i Nÿó u ãabr-ı Eyyÿb

G.14/4 Dil ùıflı yazdı mekteb-i óüsnünde bì-óisÀb Vaãluñ firÀknÀmelerini tabaú tabaú

G.123/2

Bÿseye cÀn oldı dilber nÀz idüp geldi didi Vaãlum isterseñ Sehì çekmek gerek nÀzum benüm

G.164/5

Aşk meydanına düşen âşıkın kavuşma sermayesi olarak alabileceği ancak gece

gündüz ağlamaktır. Aşık bu ağlamayla beraber yarinin ismi, yanağı, zülfü

zikredilerek, Allah’tan yardım ister.

Gice gündüz vaãluñı Óaúdan temennÀ eylerin Õikr-i zülfüñle ruòuñ olmışdur evrÀdum benüm

G.166/4

Vaãl olup öpsem ol ãanemüñ ben n’ola elin Öpse èaceb mi manãıb alan pÀdişÀ elün

G.182/1

İsterem cÀn virmek ile vaãl olan dildÀra ben Cehdüm oldur yÀre irem ben de bu tedbìr ile

G.209/4

Gönlü yaralı, hasta âşığın tek dermanı yârin dudağıdır. Tabi ki âşık için yâre

vasıl olmanın imkânı yoktur.

Dil-i bìmÀre lebüñ óaúúasını èarø idicek èAceleyle irişür merhem-i vaãluñ cigere

Page 116: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

116

G.234/3

LÀm zülfiyle elif úÀmeti èÀşıúlarına İkide bir sözi yoú vaãlına lÀdan àayrı

G.259/4

Vaãl olup gözüm yaşı dest-i òayÀl-i dilberi Naúş-ı òınnÀ ile èıyd irdi diyü al eyledi

G.277/2

3. AYRILIK (FİRKAT) Dîvân şiiri vuslattan ziyade ayrılığın, firkatin şiiridir. Vuslat âşıka hiçbir

zaman nâil olmaz. Onun payına her zaman firkat, hicran, ayrılık düşer. Ayrılık âşık

olan için katlanılması en zor olan durumdur.

Dil-òasteyem firaú ile yÀr eylemez nigÀh AóvÀl-i bendeyi ne içün şÀh oñarmaya

G.1/5 Firúat şebinde şuèle-i Àhun delil olur Úorúar ki kÿy-ı yÀra Sehì rÀh oñarmaya

G.1/7 Şeb-i firúatde òayÀlinsüz olımaz bu göñül Kişinüñ göñlüni pes dem-be-dem oğlan eğler

G.69/2 Ben firÀkuñ orucın ùutmışiken yıllar ile Ey èaceb kimler ile sen yine bayrÀm itdüñ

G.139/3 DÀ’im Sehìèye firúat ü àamda enìs olan Eglence oldı èÀşıúa àam-hÀredür göñül

G.147/7 NÀr-ı zülfüñ firaúı ile Sehì Zehr-i àamdur yidüği aşı güzel

G.154/7 Şeróa şeróa pÀrelerdi tìr-i firkaù baàrumı Şevú-i gül-ruòsar ile çak-i giribÀn itmesem

G.161/2

4. ŞARAP Dîvân şiirinde, keyif verici etkisi, sarhoş edip insanları sıkıntılardan

kurtarması gibi birçok özelliğiyle yer alan şarap meclislerin de vazgeçilmez

Page 117: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

117

unsurlarındandır. Türk edebiyatında şarabın icadı üzerine sürekli yinelenen iki türlü

efsane mevcuttur. Bunlardan biri İran’ın efsane kahramanlarından olan Cemşid

tarafından icat edildiği; bir diğeri ise onun şeytan tarafından bulunduğudur.148

Cemşìd tÀc u taòtı aldurdı rüzgÀre CÀm-i Cem‘ün ãafÀsın virdi óabÀb-ı bÀde

G.223/2

Şarap mecazen aşk, âb-ı hayat, sevgilinin dudağı, kırmızı rengi dolayısıyla la’l

taşı, Kevser suyu, verdiği keyiften ab-ı hayat, aşığın yari için döktüğü kanlı göz yaşı

yerine kullanılmıştır.

ŞarÀb-ı laèlüñe öykinmesün mey Lebüñ kevåer o òod ümmü’l-òÀbaèiå

G.25/5

Çeşm-i mestüñ yÀdına olmış durur baàrum kebÀb Laèl-i nÀbuñ fikridür iden gözüm yaşın şarÀb

K.11/26

Öykinür dirler şarÀb-ı laèlüne meclisde mey İde mi èÌsÀ ãuyı hìç Àb-ı óayvÀn ile bahå

G.24/2

Şarap insanlara neşe, keyif veren, sarhoş eden bir maddedir. Aşığa göre

hiçbir içilecek şey şarabın yerini tutmaz.

SÀúi di şarÀbı içelüm eyle zücÀce Şerbet mi olur mey gibi taóãìl-i mizÀce

G.216/1

Âşık olan kişi, içki meclislerinin vazgeçilmezlerinden olan şarabın,

kadehlerden hiçbir zaman boş olmasını istemez.

Virmedi òÀce vaèiôe meyòÀneci şarab MeyòÀne baãdı geldi o çok şirret eyledi

G.298/2

Aşığın bu perişan halini görenler özellikle onu kınayıp tahkir ederler.

Özelikle zahit, vaizler, rind olan aşığı bu halinden vaz geçmesini söylerler.

ŞarÀb içme güzel sevme diyü menè eylese vÀèiô Mey ü maóbÿbdan ãaúın Sehì geçme ôerÀfetdür

148 Vildan Serdaroğlu, Sosyal Hayat Işığında Zâtî Dîvânı, İstanbul, İSAM Yayınları, 2006, s.371

Page 118: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

118

G.58/7

5. TABİAT Klasik edebiyatımızın en önemli özelliklerinden birisi de birçok iddianın

aksine onun hayat ile iç içe ve realiteye sıkı sıkıya bağlı kalan bir edebiyat

oluşudur.149 Divan şairleri tabiatı konu edinek pek çok şiir kaleme almışlardır.150

Dîvân şâirlerinin iyi bir gözlemci oldukları gördükleri tabiat olaylarını

olduğu gibi aktarmak yerine hüsn-i talillerde bulunarak yorumladıkları bilinen bir

gerçektir. Birtakım tabiat olaylarının olduğu gibi aksettirilmesinin daha çok bir tarih

kitabına yakışacağını bildiğinden Dîvân şâirleri bunları kendi bakış açılarına göre

yorumlayıp dîvânlarına aksettirmişlerdir. Bir heykeltıraş gibi kelimeleri işleyerek

benzetmelerde bulunmuşlardır.

6. Nice bir sebze-zÀrı gözleyelüm Naúş-ı òaùù-ı nigÀrı gözleyelüm 7. Mihr ü mehden èaceb bize ne ùoàar Berü gel rÿy-ı yÀrı gözleyelüm 8. Felekden düşdi gitdi engine Niçe bir biz kenÀrı gözleyelüm 9. Mey içüp sÀde-rÿ güzeller ile Devr-i gülde bahÀrı gözleyelüm 10. BÀd-ı Àhum o servi bir gün eger Sehì biz rüzgÀrı gözleyelüm

G. 176

6. NEVRÛZ Kelime anlamı olarak yeni gün demek olan nevrûz, güneşin koç burcuna

girdiği zamandır. Nevrûz ilkbaharın başlangıcı olmakla birlikte Celali takvimine

göre de yılbaşıdır. Bahar bayramı ve yılbaşı olarak kutlanan ve eski kültürümüzde

mühim bir yer işgal eden nevrûzun başlangıç tarihi 21 Marttır. Rûmî takvimde bu

149 Ahmet Atillâ Şentürk, “Osmanlı Şâirlerinin Gözlemciliği ve Klasik Edebiyatımızda Realiteye Dair”, Osmanlı Dîvân Şiiri Üzerine Metinler, Haz. Mehmet Kalpaklı, İstanbul, YKY, 1999, s.431 150 Bkn, Şükrü Elçin, Türk Edebiyatında Tabiat, AKM Yayınları Ankara 1993, Abdülkadir Karahan, Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri, İstanbul Üniversitesi Yayınları Edebiyat Fakültesi Matbaası İstanbul 1980 s.55-63

Page 119: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

119

tarih 9 Marta tekabül ettiği için halk arasında “mart dokuzu” diye bilinen tarih

aslında nevrûzdur.151

Dinî bir yönü olmamakla birlikte, baharın müjdecisi olan nevrûza isnad

edilen birçok inanış mevcuttur. Buna göre; dünya ve Hz. Âdem (a.s.)’in yaratılması,

yıldızların dönmeye başlaması nevrûz gününe tekabül eder. Cemşid’in

Azerbaycan’da tacıyla tahta oturması da nevrûz günüdür. Buna istinaden İranlıların

her sene o gün bayram yapması âdet olmuştur.152 Zaten eski İran da iki büyük

bayram mevcuttur. Bunlardan biri nevrûz, öteki ise Mihrican’dır.153

Nevrûz kutlamalarının kendine has birtakım ritüelleri vardı. Bunlardan biri

de o güne özgü olarak yapılıp yenilen nevrûziyye adlı tatlıdır. Bu tatlıyı o devirde

eczacılar tarafından yapmaktaydı. Güzel koku verici baharatlarında konulduğu bu

tatlı, yaldızlı kağıt külahlarda, şişeler içinde şekerci dükkanlarında, cami avlularında

satılırdı.154

Aynı zamanda bir edebi tür olan nevrûziyyeler nevrûzda devlet büyüklerine

sunulan kasidelerdir. Edebiyatımızda çokça kullanılmış bir türdür.155 Sehi Bey,

dîvânda herhangi bir nevrûziyye olmamakla birlikte şâir az da olsa nevrûzla ilgili

birtakım beyitler söylemiştir.

Egemeninde devletünde bahÀrı libÀsı dÀr Nevrÿzı òilèat ile ider iftiòar serv

K.30/36

Her gice úadr ü berÀt u her günün nevrÿz ola İşbudur virdüm benüm vÀ’llÀhi èÀlem bièã-ãavÀb156

K.11/38

İctimÀèi èıyd u nevrÿz ittiãÀl-i mihr ü mÀh İútirÀn-ı Müşteri ü Zühre bu aòşam olur

K.33/4

7. TALİHTEN, ZAMANDAN ŞİKAYET

151 Saadet Karaköse, Eski Türk Edebiyatında Nevrûz ve Nevrûzla İlgili Unsurlara Genel Bir Bakış, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Dergisi, sayı 23,s.172 152 Onay, a.g.e., s.317 153 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c.II, İstanbul, M.E.B. Yayınları, 2004, s.687 154 Onay, a.g.e., s.318 155 İrfan Aypay, Klasik Türk Şiirinde Nevruzun İşlenişi, Afyonkocatepe Sosyal Bilimler Dergisi, s.7(2) 2005 s. 1-12 156 Doğrusunu Allah bilir.

Page 120: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

120

Şâirlerin, âlemdeki insanların kadrini kıymetini bilmediklerini, kendilerine

yeterince iltifat göstermedikler dîvânlarda çokça karşımıza çıkan konular arasında

yer almaktadır. Onlar, feleğin her zaman kendilerine vefasızlık, ettiğini

söylemektedirler. İskender Pala feleklerin bu durumuyla ilgili olarak Ansiklopedik

Dîvân Şiiri Sözlüğü’nde şu bilgileri vermektedir.

“Batlamyos sisteminden çıkarılan bir düşünüşe göre dünya kâinatın

merkezidir. Dünyayı dokuz felek çevreler. Bunlar, iç içe geçmiş şekilde soğan zarı

gibi dünyayı çevrelemişlerdir ve dünya göğünden başlamak üzere yedi tanesi yedi

gezegenin feleğidir. Birinci felekte Ay olmak üzere sırasıyla Utarid, Zühre, Şems

(Güneş), Mirrih (Merih), Müşteri, Zühal gezegenleri bulunur. Sekizinci felek sabit

yıldızlar ve burçlar feleğidir. Dokuzuncusu da cisimden arınmış olan ve bütün

felekleri saran en büyük; en yüksek felektir ki felek-i atlas (atlas feleği), felek-i a’zam

(en büyük felek) adıyla anılır. Hükemâ felsefesine göre sekizinci feleğe Kürsî,

dokuzuncuya da Arş denir. Atlas feleği yirmi dört saatte bir devrini tamamlar. Bu

devir (dönüş) doğudan batıya doğru olup, diğer felekleri de döndürür. Diğer

feleklerin iki türlü hareketi vardır. Biri Atlas feleğiyle birlikte doğudan batıya, diğeri

de bunun aksi olarak batıdan doğuyadır. Atlas feleği dönerken diğerlerini de kendi

istikametinde dönmeye zorlar. Bu dönüş büyük bir özellik taşır. Kendi istikameti

dışında dönüşe zorlanan sekiz felek , insanların tâlihleri, refah ve mutlulukları

üzerinde değişken ve aksi durumlar ortaya koyar. İşte bu felekler üzerine etmenin

nedeni budur. “Kahpe felek, dönek felek” gibi şikayetlerin aslı da dokuzuncu felek

olan Atlas feleğinin ters dönüşü sebebiyledir.”157

Çenberüñ bozulsun ey çarò-ı felek kecrev senüñ Kim dil-i èÀrif úamu Àşüfde vü óayrÀn kopar

G.71/3

Şöyle beñzer kim şikÀyetdür felekden úapuña Aàlamakdan eyleyüpdür dìdesin òÿn-bÀr gül

K.23/39

Çarò zehrin yutmada dil söyle muètÀd oldı kim Yidi ùasdan geçmiş aàu şehd ü şerbetdür baña

G.11/7

157 Pala, a.g.e, s.136

Page 121: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

121

Naùè-ı felekde döne döne çarò-ferz-rev Bir manãıb ile itdi nice nice şÀhı mÀt

G.17/4

Rişte gibi mÿy-ı cismüm pìç ü tÀb itdi felek YÀr eşigin pÀk iderken ãarmaàa cÀrÿsına

G.224/2

8. BAYRAM (IYD) Türklerin İslâmiyet’i benimsemelerinden sonra İslâm medeniyetinden

aldıkları önemli geleneklerden birisi de dinî bayramlar olan ramazan ve kurban

bayramlarıdır. Ramazan bayramı, ramazan ayının sona ermesiyle birlikte

kutlanırken, kurban bayramı ise, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i Allâh’a kurban

ederken ikisinin gösterdiği teslimiyet üzerine Allâh’ın Hz. Cebrâil vasıtasıyla bir koç

gönderip onun kesilmesi üzerine kutlanır. Halk arasında sevince neşeye vesile olan

bayramlar devlet kademesinde de belli gelenekler dâhilinde kutlanırdı.

Osmalılar döneminde bu bayram büyük merasimler halinde kutlanılmıştır.

Fatih Seltan Mehmed’in hazırlattığı kanunname ile önceleri sade bir dini göre olarak

algılanan bayramlara resmi tören ağırlığıda yüklenilmiştir.158

Klasik şiirde, devrin sosyal hayatını da bize aksettirmiş olması yönünden

önemli olan ıydiyyeler birçok şâir tarafından kaleme alınan türler arasında yer

almaktadır.

Dîvân şiirinde sadece dinî bayramlar ya da nevrûz bayramının haricinde

âşıkın sevgilisine kavuşması da aynı şekilde bayram olarak kabul edilir.

èIyd-i vaãluñda Sehìèden eyleme bÿsen dirìà Ùatluyı bayrÀmda erzÀn eyle itme úız

G.98/5

Ayrılık oruç, sevgilinin kaşı ise hilaldir. Âşık, ayrılık orucunda birçok

sıkıntı çekmesine rağmen sevgilinin kaşını görünce orucun bittiğini bayramın

geldiğini bilerek daha önce çektiği bütün sıkıntıları unutur. Nitekim ramazan

bayramı hilalin görünmesiyle başlar.

Görinmez ol ebrÿ hilÀl göñlüm evin ùutdı melÀl Gelmedi mÀh-ı pür-kemÀl èıyd olmadı bayrÀmumız

G.99/3

158 Serdaroğlu, a.g.e s. 340

Page 122: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

122

ViãÀlüñ èıydine úurbÀn olan èÀşıúlaruñ úanın Sürüp alnuña òÀl itdüñ úabÿl olmağa úurbÀnuñ

G.136/4

Sehi Bey divanında dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman için iki, II.

Bâyezid için bir ıydiye kaleme almıştır. Bâyezid için kaleme aldığı ıyd redifli ıydiye

türünün güzel örneklerindendir.

Der Medh-i Óaøret-i SulùÀn BÀyezìd vaãf-ı èıydü’l-mübÀrek

1 Feròunde etdi èÀlemi şekl-i hilÀl-i èıyd Ta ãafóa-i cihÀna yazıldı miåÀl-i èıyd 2 Bu nesmet-i ãabÀ ki ya nefòa-i Úudüs K’irürdi cÀn dimÀàuna bÿy-ı viãÀl-i èıyd 3 CÀn virdü mürde cisme MesìóÀ gibi seóer Maşrıú şehi ufuúda açalı cemÀl-i èıyd 4 Óükm-i cihÀn-muùÀèını itme neşr itmege hilÀl Ùuàra yazar felekde muóallÀ cÿdÀl-i èıyd 5 äubó-ı ãafÀ demüne irem diyü mÀh-ı nev Dibdiri ùutdı irteyi ender-leyÀl-i èıyd 6 äaón-ı çemende èasker-i ezhÀra èandelìb Gülden menÀbir üstine eyler maúÀl-i èıyd 7 Âdem midür o kimse ki görüp bu mevsimi Nÿş itmeye yudumda o cÀm-ı sifÀl-i èıyd 8 ÒÀããa ki devr-i óÀzret-i Şeh BÀyezìd ola Kim óüsni nüsòasundan açar fÀl-i sÀl-i èıyd 9 ŞÀhÀ ùavÀf-ı Kaèbe eşügüñ ãafÀsına Açmış gelür şitÀb ile òoş perr ü bÀl-i èıyd 10 ÒÀk-i derüñ müferrihine beñzer ol meger Kim zÀyil itdi dilden ü cÀndan melÀl-i èıyd 11 Dil-òasteler bulurdı şifÀ ey ùabìb-i cÀn Dil-teşneye irürse úapuñdan zülÀl-i èIyd

Page 123: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

123

12 Ol ÀsitÀne mÀùlaè-ı mÀh-ı nev olmasa Bulmazdı rÿze maútaè-ı èizz ü celÀl-i èIyd 13 Pejmurde-dil-i ãafÀ bulur ey gülşen-i óayÀt CÀn òastesine irse nesìm-i şimÀl-i èIyd 14 İrerdi úadr ü rifèati eflÀke gün gibi ŞÀhÀ Sehì úapuñda eger geyse şÀl-ı èIyd 15 Pirÿz-rÿz rÿzÿn u gideñ berÀt ola Baòtuñ èarÿsı görmeye hìç infiãÀl-i èIyd

K.15

Page 124: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

124

3. BÖLÜM 3.1 ÇEVİRİYAZI ALFABESİ

é a,e,ı,i,u,ü أ

b ب

t ت

å ث

c ج

ó ح

ò خ

d د

õ ذ

r ر

z ز

s س

ş ش

ã ص

ø ض

ù ط

ô ظ

è ع

à غ

f ف

ú ق

k ك

l ل

m م

n ن

v و

h ه

y ى

Page 125: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

125

3.2 NÜSHA TASNİFİ

Divanın bilinen tek nüshası mevcuttur. Bu nüsha Paris Bibliotheque Nationale,

Mss Turcs Supplement, No: 360 kayıtlı eserdir. Divan ayrıca Süleymaniye

Kütüphanesi mikrofilm arşivi 3736 numarada kayıtlıdır. Tezimizi hazırlarken bu

mikrofilmden istifade ettiğimiz için yazmanın aslını göremedik. Görmediğimiz için

de cilt ve kağıt bilgisini elde edemedik. Eserin kütüphane kataloglarındaki nüsha

bilgileri şu şekildedir;

Arşiv Numarası 360 Eser Adı Divan Yazar Adı Sehî Bey Müstensih ? Konu Türk Dili ve Edebiyatı Dili Türkçe Telif Tarihi Hicri ( Miladi ) ? İstinsah Tarihi Hicri ( Miladi ) ? İstinsah Yeri ? Bulunduğu Yer Paris Bibliotheque Nationale Koleksiyon Mss Turcs Supplement,

Özellikleri Boyut (Dış-İç) Yaprak 152 Satır 13 Yazı Türü Nestalik Kağıt türü ? Cilt: ?

Page 126: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

126

3.3.METİN

Page 127: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

127

Dibace (1b) Her nefes õikr-i Óaúúa sa’y eyle Õikr-i Óaú ile göñülüñi egle Óaú ile ger óaú olmaà ister iseñ Õikr-i Óaú eyle sözümi esle Elif-i AllÀh ki sebeb-i ülfet-i eóadiyyet ve mÿcib-i şÀhid-i keåretdür şehidallÀhu

ennehu lÀ illÀ hu159 beyt AllÀh AllÀh bu nice úudret olur Keåreti vaódetine şÀhiddür ÚÀdir-i maóż-ı úudret ü muòteriè-i bî-èillet ki bir aàızdan iki cihÀnı ve bir elden

kevn ü mekÀnı yaradup ãuver-i insÀnla müşerref ü müzeyyen idüp “velekad kerremnÀ benî âdeme”160 òil’atiyle mu’azzez ve mükerrem kıldı

şièir BÀrekallÀh nedür bu óüsn ü şeref Âdem oàlÀnına bu deñlü lüùef (2a) Âdeme luùf-ı óaú hidÀyet olur Bundan özge nice kerÀmet olur Bu nièmetüñ şükrini ve bu kerÀmetüñ õikrini vaãf itmekde õÀkir úÀãırdur ÓaúúÀ

budur ki giriftÀrÀn-ı kemend-i èisyÀn ve dil-figÀrÀn-ı aòirü’z-zamÀne şefÀèat içün efêal-i Àdem ve ekmel-i èÀlem imÀmü’l- úıbleteyn hümÀm-i úÀbe kavseyn161 sÀyir-i èÀlem-i melekÿt zÀyir-i iúlìm-i ceberrÿt ser-defteri cerìde-i risÀlet ãadr-nÀme-i èunvÀn-ı celÀlet zÀyîçe-i taúvìm-i enbiyÀ netìce-i taèôìm-i aãfiyÀ ãÀhibü’l-èilm ve’t-tÀc rÀkib’ül-BurÀú fì’l-mièrÀc

meånevì O gice oldı çün şeb-i mièrÀc Giydi óulle urındı başına tÀc Cebra’ìl irdi vü getürdi BurÀú

159 Allah, melekler ve adaleti yerine getiren ilim sahibleri, Ondan başka tanrı olmadığına şahidlik etmişlerdir. Ondan başka tanrı yoktur, O güçlüdür, Hakim’dir. Ali İmran Suresi 18 160 Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. İsra Suresi 70 161 Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. Necm Suresi 9

Page 128: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

128

Baãdı üzengüye o demde ayaú Çıúdı èarşı vü kürsi seyr itdi Vardı çoú baór-i vaódete yitdi Bir nefesde niçe biñ oldu nefes Bir nebì anda daòı itmedi ses Vaãl-ı yÀre irüşdi buldu vuãÿl Anda úatè itdi menzilini resÿl (2b) SulùÀnü’r-rüsül bürhÀnü’s-sübül taòt-nişìn-i minber-i lÀilÀhe illa’llÀh

muóammedü’r-resÿlallÀh èaleyhi efêalü’ã-ãalavÀt ve ekmelü-’t taòiyyÀt raómeten li’l-èÀlemìn162 virildi

şièir Muòammed dürr-i tÀc-ı enbiyÀdur Úamuya rÀh-ı Óaúúa pìşvÀdur MaúÀm-ı úÀbeúavseyn’163üñ muúìmi SaèÀdet baórinüñ dürr-i yetìmi Nebìler olmaà içün aña ümmet Olupdur enbiyÀ silkine temmet Ve èalÀ Àli ve aãóÀbi òuãÿãÀ óażreti çehÀr yÀr-ı aãfiyÀ vü òulefÀ-i ezkiyÀ ki her

biri hezÀr destÀn-ı belÀàat ve ùÿùì-i şekkersitÀn-ı feãÀóatdür rıêvÀnu’llÀhi èaleyhim ecmaèìn ilÀ yevmü’l- haşr ve’d-dìn

şièir Saña yÀr ola dirseñ èavn-i bÀrì Edeb gözle sev imdi çÀr yÀri FedÀ úıl anlara baş u dil ü cÀn Olardur dìn evine çÀr-erkÀn Dilerseñ kim bülend ola kelÀmuñ Oúı vaãfını aãóÀb-ı kirÀmuñ

162 Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiya Suresi 107 163 Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. Necm Suresi 9

Page 129: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

129

maèlÿmdur ki kelÀm-ı fużalÀ vü peyÀm-ı fusaóÀ dört nevè üzerinedür neår ü secìè ü recez ü şièir maúÀm-ı rif’at ve èulüvv-i menzilet-i şièr (3a) bir derecededür ki Úur’Àn-ı muèciz-nişÀn nüzÿlüne bÀiå olup ol sebebden úÀãırÀn-ı bì-idrÀk ve muèÀnidÀn-ı nÀ-pÀk hażret-i server-i enbiyÀ vü mefòar-i aãfiyÀya óÀşÀ şÀèirlik töhmetin isnÀd itdiler mertebe-i şièir bülend ve merd-i şÀèir ercümend olduàuna bu maènÀ delìl-i rÿşen ve bu bürhÀn-ı mübeyyendür

RubÀèì Mertebe-i şièri bülend itdi Haú PÀye aña èarş-ı mecìd oldu çaú Fehm idicek èarş olur úalb-i şièir èÂrif olan cÀna yeter bu sebaú KelÀm-ı muòayyele ki her biri elfÀõ-ı dürer-i ferÀyid ile müretteb ve nikÀt-ı

gevher-i fevÀyid ile müheõõeb olmuş ola her õihn-i selìm ü her ùabè-ı müstaúìm bi’ż-żaruri aña mÀyil ve úÀyildür fe-li-hÀzÀ èaşú maófilinüñ şemè-i cemè-ÀrÀsı ve muóabbet gülistÀnınuñ bülbül-i naàme-serÀsı mÀlik-i memÀlik-i maèÀnì èÀrif-i maèÀrif-i nükte-dÀnì üstÀd-i pìşìn ve pesendìde-i müteóayyizìn üstÀdı ve mÀdde-i óayÀtı (3b) meróÿm mevlanÀ NecÀti úuddise-sırrahu ebyÀt-ı şìrìn-kelÀmı ve eşèÀr-ı rengìn-niôÀmı ile her diyÀr memlÿ ve eknÀf-ı èÀlem ùopùoludur èavÀm u òavÀã arasında şöhret-i òÀã bulup diyÀr-ı Rÿm’da iştihÀr-ı eşèÀrı maèlÿmdur bu eclden aña Òusrev-i Rÿm dirler ol anda ve ol ezmÀnda ki şeref-i hiõmet ü elùaf muãÀóabetleri ile müşerref ü muàtenem iken murà-ı dil-i nÀlÀn sevdÀ-yı zülf-i òÿbÀn ile şikeste-bÀl vü cÀn-ı nÀ-tüvÀn elem-i àubÀr-ı òaùù-ı cÀnÀnla Àşüfte-óÀl olup èaşk meyòÀnesi bÀdelerinden mest ü yaúa çÀk maóabbet kÀşÀnesi peymÀnelerinden mey-perest ü bì- bÀk

Şièir äafÀ meyòanesiniñ mey-fürÿşı BelÀ bezminde miónet bÀde-nÿşı Yetìm-i büúèa-i miónet ve muúìm-i tekye-i meşaúúat rüsvÀ-yı kÿçe-i òarÀbÀtì

Àşüfte-i elfÀô-ı NecÀtì aóúar-ı rehi dervìş Sehì dürer-i àurer-i ebkÀr-ı efkÀr-ı ùabè-ı õeòòÀrdan ãÿret-i kitÀbìde ôuhÿr bulan (4a) evãÀf-ı selÀùìn-i èiôÀm ve úaãÀid-i vüzerÀ-i kirÀm ve eşvÀú hevÀ-yı gül-rÿyÀn ve etvÀú-ı sevdÀ-yı sünbül-bÿyÀnla ãudūr iden òayÀlÀt-ı güftÀr-ı güzìn emåÀl-Àmìzi vü maèÀnì-i eşèÀr-ı metìn-i òayÀl-engìzi ki mÀnend-i òÀùır-ı èÀşıú-ı àam-gìn-i perişÀn-evrÀú ve úalb-i rÿzgÀr gibi muòìù-siyÀú olmuşdı

Meånevì Gel ey àavvÀã-ı deryÀ-yı maèÀnì Bu gÿş-ı hÿşa vir dürden nişÀnı

Page 130: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

130

Nedür dirseñ bu naôma şièr-i àarrÀ MaèÀnì ùobùolu bir ulu ãaórÀ ReyÀóin òaùùı naômı gülsitÀnı Bu gülşen içre güllerdür maèÀnì Göñül gülzÀrıdur bì-óadd ü àÀyet MaèÀnì anda envÀr-ı hidÀyet Göñül levóinde naúş olan òayÀlÀt Bulur iåbÀt-ı maènÀ ile óÀlÀt Yaòÿd bir dilber-i pür-óÀl olupdur MaèÀnì anda òaùù ü óÀl olupdur HilÀl ebrÿlar olmuş óüsn-i maùlaè İki cÀnibden iki zülf-i maúùaè Tedvìn ü tezyìn içün sulùÀn-ı èulemÀ-i ehl-i yaúìn nigeh-bÀn-ı füżalÀ-ı

memÀlik-i dìn vÀriå-i seccÀde-i şerièat sÀlik-i mesÀlik-i ùarìúat vÀúıf-ı (4b) óazÀyin-i esrÀr-ı İlahì kÀşif-i deúÀyıú-ı aòbÀr-ı nÀ-mütenÀhì mellÀó-ı sefìne-i èulÿm-ı RabbÀnì sebbÀó-ı deryÀ-yı maèÀrif-i SübóÀnì rÀfiè-i elviyye-i İslÀm dÀfiè-i-i meôÀlim-i enÀm úÀêí-èasker-i kÀmkÀrì Muóyiddìn Çelebi Efendi el-FenÀri

Meånevì Kapÿsı mecmaè-ı ehl-i hünerdür İşiginde ulular òÀk-ı derdür Feleklerden yücedür úadri òaylì SaèÀdet bendesi himmet ùüfeyli Úamu fażl ü kemÀlÀtıyla meşhÿr Nitekim dìni ü dünyÀsı maèmÿr Olupdur devlet aña èabd-ı kemter Eben èan-ced saèÀdet aña çÀker èAceb mì olsa her fenn içre baóóÀå Kime ãanèat ise èilm aña mìrÀå Óażretlerinden bu sergeşte-i vÀdì-i óayret ve esìr-i belÀ-yı çÀh-ı óasret bende-

i faúìr ü efgende-i óaúìrlerine işÀrÀt ve iltifÀt buyruldı Egerçi Àyìne-i dil zeng-i àam-ı rÿzgÀrla pür-gerd ve sitem-i çarò-ı devvÀrla pür-

derd olup òÀùır-ı fÀùırda daòı õerrece cilÀ-yı ãafÀ ve şemme-i pertev-i żiyÀ kalmamışdı ki bu nevèa güftÀra úÀdir ve bu cins kelimÀt gevher-bÀra (5a) óÀżır olıbileydi aña binÀ’en bu emre imtiåÀl itmege cür’et ve óareket idemeyüp te’òìr ü taúsìr olunmışd Àòirü’l-emr cenÀb-ı èÀlì-iltifÀtı muóarrik düşüp el-umÿru merhÿnetün bi-evúÀtihÀ164 mefhÿmı ôÀhir ü bÀhir olup tertìb-i eşèÀra ve terkìb-i güftÀra iúdÀm ve ihtimÀm idüp

164 Her (emirin) şeyin gerçekleşeceği, olacağı bir vakit vardır.

Page 131: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

131

Beyt Bu emre ey dil olduñ çünkü meèmÿr Düriş kim oldı el-me’mūru maèzÿr kellimü’n-nasi èalÀ úaderi èukÿlihim165 fehvÀsı müúteżÀsı üzere èışú àalebesiyle

şÿrìdelik eyyÀmında dinilen ebyÀt ve hevÀ germiyyeti ile şeydÀlık èÀleminde söylenen àazelliyyÀt úalem-i iètiôÀr u òÀme-i inkisÀr ile tesvìd ve tecdìd olundı.

Beyt BÀúìyi gözle naúş-ı nigÀra alınma gel Sözümü esle sözüm işit añla ve’s-selÀm

165 “İnsanlarla akıl seviyelerine göre konuşun” Buhârî, Edeb, 76

Page 132: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

132

KASİDELER

Page 133: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

133

1 (5b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1 Ey feøÀ-yı lÀ-mekÀn raòşunÀ bir meydÀn-ı teng Çarò-ı aùlas rifèatüñ úaddine yektÀ sebz-reng 2 Atuñ öñince piyÀde gitmeye peyk-i sipihr MÀh-ı nevden başuna daúmış durur perr-i güleng 3 Úutb-ıèÀlem gördi raòşuñ seyrini eflÀkde Úaldı bir yirde o demden vÀlih ü óayrÀn u deng 4 Raòş-ı hÀãuñ òıdmetine germ olup üstÀd-ı çarò Mihr u mehden aña bir gÀşiye itmişdür se-reng 5 Seyr-i eflÀk eyleseñ atuñ ayaàuna döşer Şìr-i gerdÿn şevú ile bir nice kez naùè-ı peleng 6 Ùÿùi-i ùabèum makÀlÀtına medóüñ şekkeri ŞekkeristÀn-ı feãÀóatden çekilür teng teng 7 Peyk-i gerdÿn şevú ile úapuñda urmÀàa şeleng Mihr ü mehden dakdı çevre yanına altunlu zeng 8 Nice cÀnlar virmesün bir kişi òÀk-i pÀyuñe İki èÀlem òalúınuñ maóbÿbusun iy şuò u şeng 9 Birbirine düşdi hep cümle cihÀn sulùÀnları Senüñ içündür olan bu fitne vü Àşÿb u ceng 10 Saña iúrÀr itdiler iki cihÀn ãulùÀnısın Türk ü Rÿm u Deylem ü BulàÀr ile Rÿs u Fireng 11 Eyleye düşmenlerüñi úahr ile defèi helÀk MÀremeyte166 terkeşinden bir kez atarsañ òadeng 12 ÒÀtem-i mühr-i nübüvvet der-miyÀn bendiñ nigìn Uçmamaàa baàlanan cism-i laùìfüñdeki seng 13 Sen cihÀn maóbÿbusÿn her şeyde mihrüñ ùoludur Baãdı derd ü fürúatüñden ùaàlar baàruna seng

166 (Onları siz öldürmediniz, fakat AllÀh onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı. Mü’minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için Allah öyle yaptı. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal 17)

Page 134: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

134

14 Çarò bir Hindÿ-yı òÀdimdür óarìm-i óÀãuña Bir kenìzekdür sarÀyuñda güneş hÿrşid-neng 15 äaydgÀh-ı èarşa çıkdukça kemend-i úudretüñ Şìr-i gerdÿn boynına fièl-óÀl daúar pÀleheng 16 Tìà-ı úahruñ úabøa-i úudretde iy òayrüèl-beşer Nilgÿn deryÀda ãan merdüm-rübÀdur bir neheng 17 Sen óabìb-i Óaúú iken medó ide mi vaãfuñ Sehì Vaãf ider mi seni her õihni saúìm ü ùabèı leng 18 Göñlümüñ Àyìnesin luùfuñdan eyle pür-ãafÀ Şuàl-ı dünyÀdan meded mirèÀt-ı úalbüm ùoldı jeng 19 Úıl èinÀyet raómetüñden yÀ şefìèal müõnibìn Şol nefesde k’eyleye nefs ile rÿóum çarò-ceng

2 (6a) Der Naèt-ı Òaøret-i èAlì kerrema’llÀhu vecheh

MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün

1 Didüm ki kim vire ey dil bu varùadan saña rÀh

Didü ki şÀh-ı velÀyet èAlì veliyyuèllÀh 2 ÒalÀs ola göñül Ànìde vÀdì-i àamdan Eger èinÀyet iderse óavÀletin baña şÀh 3 Şeh-i velÀyet-i kişver-güşÀ vü dìn-perver Ki yandı úahrı odına ùutuşdı her bed-òˇÀh 4 Odur ki nÀm-ı şerìfi olur mübÀrek-fÀl Úaçan ki òaste göñül yaza diye bismi’llÀh 5 O şìrdür ki olup Zü’l-feúÀrı ejderhÀ VeàÀ deminde èadÿyı úırup iderdi tebÀh 6 Odur ki nÀr-ı èAlìye sebeb düşüp õÀtı Cemìè-i derde devÀ oldı ol bi-emri’llÀh 7 Odur ki sırrını anda úodı Resÿl-i ÒudÀ

Page 135: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

135

Cemè-i hÀl-i velÀyetden eyleyüp ÀgÀh 8 Ne şeh-süvÀr olur ol k’oldı merkebi Düldül İderdi ùayy-ı mekÀn ü keserdi göklere rÀh 9 Ne kalèa-gir olur ol kim burÿc-ı eflÀki İderdi istese Óayber úapusı gibi tebÀh 10 áazÀ úapusını açup eliyle ol server FedÀ iderdi özini o fi-sebìlièllÀh 11 Görinmez eyledi úahrı odı èadÿyı meger Eridi su gibi geçdi yere olup yeri çÀh 12 Bu nice devlet olur k’oldı rÿz-ı fıùratdan VelÀyet egnüne òilèat başuna faøl-ı külÀh 13 äınardı baòşişi mÀlıyla çarò-ı mìzÀnı SeòÀ demünde degül kÿh-ı zer öñinde çü kÀh 14 Nicesi derk idebilsün òaãÀyilini òıred Anuñ úatunda olur èaúl-ı dÿr-bìn kÿtÀh 15 Muóammed ile çıúardı o bir yaúadan baş Bir olduàına ikisi yeter bu deñlü güvÀh 16 Óasan ile Óüseyin k’oldı iki necm-i ãafÀ VelÀyeti göginedür birisi gün biri mÀh 17 Úapuñda buldı şeref Kaèbe nitekim úanber Daúup úulaàuna òalúa geyerse n’ola siyÀh 18 İşigüñ ehl-i ãafÀya olup durur Kaèbe Anuñçün oldı Necef úıblegÀh-ı óÀcet-òˇÀh 19 Ne şÀhbÀz-ı èalÀsun ki irdü pervÀzuñ FeøÀ-yı èarşa olup èarş saña menzil-gÀh 20 Ne şÀhsın èaceb ey şeh-süvÀr-ı èarøa-ı cÿd Ki oldı fırúa-i Âl-i èAbÀ yanuñca sipÀh 21 ÓaãÀyilüñ ile sensin bugün óabìb-i úulÿb FeøÀyilüñ ile olduñ iki cihÀna penÀh

Page 136: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

136

22 Umÿr-ı èÀlemi yüz sözde bir kitÀb itdüñ FaãÀhatüñe delìl olmadı mı bu iy şÀh 23 ÇerÀà-ı millet-i dìndür sözüñ bu rÿşendür Delìl idinse èaceb midir anı her güm-rÀh 24 Şu demde kim olasın sÀúi óavø-ı Kevåerde Mürüvvet it baña da itme benden istikrÀh 25 Yüzüm úarasına úalma eyÀ şefìè-i õünÿb Teraóóum eyle baña kim yüzin düşürdi günÀh 26 Yüzüm karasını Àòir yedi deñiz yuyamaz Gözüm yaşıyla ne deñlü aàara reng-i siyÀh 27 áarìú-ı baór-ı àam oldı meded Sehì’ye meded ŞefÀèat eyle elin al úoma yazuú eyvÀh 28 Úoma bu bÀdiye-i àamda Ànı ser-gerdÀn MurÀda irgür o miskìni aña eyle nigÀh 29 Úılavuzı ola fetó ü zafer muèÀvini Óaú ÓavÀletüñ aña her yirde eylegil hem-rÀh

Page 137: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

137

3 (7b) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün

1 Yine nesìm-i saèÀdet irişdi virdi òaber

Ki muştuluú saña açıldı bÀb-ı fetó ü ôafer 2 Göziñi göñliñi uyar bu òˇÀb-ı àafletten èİnÀyet-i ezelì oldı saña çün rehber 3 Göñül serÀçasını sil süpür úudÿretden Ki lÀyıò ola saña medó-i şÀh-ı dìn-i perver 4 Gel imdi Àyìne-i úalbüñi muãaffÀ úıl Serìr-i milk-i saèÀdetde olasın server 5 Dilerseñ eyleye iòlÀs óırã muràını ãayd HümÀ-yı himmetüñe eyle sıdúıñı şehper 6 Ne bunca yüz sürümek her leìme nefsüñ içün Niçe bir ola bu yelmek uãanmaduñ mı yeter 7 Yüzüñi var yüri bir şÀh işigüne sür kim CihÀn melikleridür úapusunda kem çÀker 8 ÇerÀà-ı necm-i hidÀyet delìl-i şerè-i mübìn Sipihr-i mihr-i faøìlet velì-i nìk-aòter 9 Emìr-i milk-i velÀyet èAli veliyyu’llÀh Şeh-i àaøanfer-i BÀrì vaãì-i peyàamber 10 Dilìr ãaf-der-i Óayder ôahìr-i èasker-i dìn Ferìd-i milk-i şecÀèat müfettió-i Òayber

4 (8a) Mefèÿlü FÀilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1 Bir şÀh işiginüñ yine dil oldı çÀkeri

Kim úulı úapusında bu dünyÀ melikleri 2 Boynuma yine ùavú-ı èubÿdiyeti daúup CÀn u göñülden olmışam ol şÀh çÀkeri

Page 138: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

138

3 Úul olduàum işigine şol kimsedür k’olur ÎmÀn ehlünüñ úamu èilm ile rehberi 4 Ser defter-i velÀyet ü ser òayl-i evliyÀ Ser òalúa-i fütüvvet ü BÀrì àaøanferi

5 (8a) Der Naèt-ı Aúyazılı Baba Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

1 Aúyazılı ki gerçek eridür o óaøretüñ

Sür yüziñi ayaàuna var ise devletüñ 2 äulùÀn-ı evliyÀya göñülden maóabbetüñ Er ocaàına gel berü òÀk eyle ãÿretüñ 3 VÀúıf øamìri cümle-i esrÀr-ı èÀleme Añlayamaz rumÿzını münkir bu óikmetüñ 4 Naãã oldı òalú-ı èÀleme hep emr-i nÀfiõi

Oldur cihÀnda var ise şÀhı velÀyetüñ 5 Bir laóôa kesme gel Sehì dilden niyÀzuñı Saèy eyle kim úabÿl ola óaøretde óidmetüñ 6 äulùÀn-ı evliyÀsın eyÀ kÀşif-i rumÿz Dervìşüñi esirge dirìà itme himmetüñ 7 Eksükliyem günÀhımı bildüm meded senüñ Luùf it suçum baàışla demidür mürüvvetüñ

6 (8b) Der naèt-ı ÓÀcı Efendi Mefèÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèilün

1 Úutb-ı felek-i dìn ü düvel ÓÀcı Efendi

Ser-defter-i mecmÿè-ı milel ÓÀcı Efendi 2 DünyÀyı úoduñ iki cihÀnı hìçe ãatduñ Varlıú olalı saña èamel ÓÀcı Efendi

Page 139: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

139

3 PÀk olmaàın ol õÀt-ı şerìfün çoú ezelden DünyÀya bulaşdurmadun el ÓÀcı Efendi 4 İzüñe yüzin sürmege ãıdú ile òalÀyıú CÀndan yoluña baàladı bel ÓÀcı Efendi 5 Bir demde senüñ óidmetüñe olmaàa lÀyıú Ben ayaàa düşmişe vir el ÓÀcı Efendi 6 SevdÀ idinüp zülf-i nigÀrı uzun uzaú Aldı beni bu ùÿl-i emel ÓÀcı Efendi 7 Álüfte-i dünyÀ-yı denìdür Sehì úurtar Luùf it úoma bu óÀl ile gel ÓÀcı Efendi

7 (8b) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün FÀèilün

1 Emìr-i fÀtió-i Òayber àaøanfer-i àÀlib Emìn-i çeşme-i Kevåer èAlì Ebÿ ÙÀlib 2 İmÀm-ı ümmet-i Aómed vaãì-i Peyàamber ÇerÀà-ı Mekke vü şemè-i Medine vü Yeårib 3 VelÀyet iúlìminüñ şÀhı vü şehen-şÀhı SaèÀdetüñ güneşi şÀh-ı maşrıú u maàrib 4 Şu şÀhdur ki bu dünyÀ selÀùini cümle İşigüne yüz urup úullıàa olur rÀàıb 5 Úılıcı ile idüpdür cihÀn yüzin rÿşen Arıtdı ôulmet-i küfri açıldı her cÀnib 6 Ne sır ki úodı Muóammed’de Rabbi illÀ èAlì èAli’de eyledi ôÀhir úamusın ol VÀhib 7 SüvÀr-ı Düldül ü kÀn-ı seòÀ veliyyu’llÀh Emìr-i maóşer ü cÀy-ı òilÀfete nÀyib 8 İderdi bir dem içinde cihÀnı zìr ü zeber Úaçan ki tìà alup olsa o Düldül’e rÀkib

Page 140: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

140

9 Degenegün idinüp mihr ü meh úapuñ bekler Birisi gice biri gündüz oluban óÀcib 10 Degül cevÀhir-i èÀlem úatuñda bir sırça Yanuñda bir úara manúır degül zer-i åÀúıb 11 Diyemezin nideyim biñde birin evãÀfuñ Yazılmaya bu cihÀn óalúı olsa hep kÀtib 12 Muùìèüñ oldı úaøÀ vü úader ùutup óükmüñ Ne olsa emrüñ ile olmaàa olur vÀcib 13 Úamu günÀhuma tevbe eyÀ veliyyuèllÀh Úabÿl eyle ki senden ben olmuşam tÀyib 14 Benüm günÀhum ikeñ çoú yiri durur va’llÀh Yaúarsa úahruñ odı şuèlesi olup lÀhib 15 Velik luùf u mürüvvet senüñ durur iy şÀh Sehì úuluña meded úıl şefÀèat it àÀlib 16 Be-óaúú-ı nÿr-ı Muóammed be-óaúú-ı rÿz-ı óisÀb Be-óaúú-ı şÀh-ı şehidÀn-ı KerbelÀ-ãÀóib 17 Esirge yÀ èAlì úurtar beni bu derdümden VelÀyetüñ ile ceõb ola úuvvet-i cÀõib

8 (10b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1 Ey nübüvvet taótınuñ şÀhı Resÿl-i KibriyÀ ÒÀtm-i silk-i enbiyÀsın òatm-i silk-i enbiyÀ 2 GülsitÀn-ı rifèatüñde mÀh u òÿrşìd-i felek Nìlgÿn deryÀda berg-i nìlüferdür gÿyiyÀ 3 Çarò-ı eşkÀl-i bürÿc itmişdi fÀnÿs-ı òayÀl

Döne döne meh şeb-i esrÀda mÿm oldı saña 4 Keff-i pÀküñ naúşı bir gül destedür úapmış zemìn Başa ãoúmış götürür şeydañ olup ey meh-likÀ 5 Firúatüñden Kaèbe ùopraú döşenür ùaş yaãdanur

Page 141: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

141

Meryem-ÀsÀ úara geymiş iòtiyÀr itmiş fenÀ 6 Raòş-ı òÀãuñ şevúüne yüz mihr ile pìr-i felek Naèl kesdi mÀh gibi sìnesinde cÀ-be-cÀ 7 Emrüñe rÀm olmayandur tÀ ebed maúhÿr olÀn Baòtlu ol k’eylemişdür sen imÀma iútidÀ 8 Oldılar beyt-i nübüvvet taòtına úÀ’ìm-maúÀm Her yañadan çÀr rükn çÀr-ı yÀr-ı aãfiyÀ 9 Serv-i gülzÀr-ı risÀletsin Sehì dervìşüñi SÀye-i raómetden itme yÀ Resÿla’llÀh cüdÀ 10 Luùfuñuñ deryÀsına müstaàraú iken òÀã u èÀm ÓÀşa lièllÀh şefúatüñden ben gedÀ maórum olÀ

9 (11a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Feèilün

1 CÀnib-i Óaúdan olup hÀtif-i àaybì peydÀ Baña bir bezm-i ãafÀ müjdesin itdi ilúÀ 2 ÓabbeøÀ bezm-i ãafÀ-baòş-ı MesìóÀ nefesi Ki virür bir demi bezm ehline biñ zìb u bahÀ 3 Nice bezm ol ki virür bir demi biñ cÀna óayÀt Nice meclis k’olıbilmez aña cennet hem-tÀ 4 Bezm gülzÀr-ı behişt oldı vü bÀde gül-i surò Nuúl talùìf-i kelÀm oldı vü sÀúì óavrÀ 5 Olsa bu bezm n’ola èıkd-ı æüreyyÀya şebìh TÀb buldı mey-i sÀúì ile her mÀh-liúÀ 6 Mesken-i bezm-i hevÀsı ne şeref buldı k’ider Bir dem içinde niçe èaôm-ı remìmi ióyÀ 7 Çeng bezm ehline pìrÀne naãìhatler ider èÛd pirüñ nefesin ùut diyü eyler ilúÀ 8 NÀy bir Àteşi köynüklü yanar óasret ile Baàrınuñ yaraları şeróini eyler inşÀ

Page 142: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

142

9 Daúınup öksüzini yanına yiltür ire ney Lìkin uymaz úopuzuñ yiltemesine şeş-tÀ 10 Zühre-cÀn oynaya çengin ãıya raúã ura ura Ele muùribler alup çalıcagız rÿó-efzÀ 11 Pür ider dÀmenin Efrengì filori ile def TÀ ki şeh meclisi muùribleri üstine ãaça 12 Def tutar dÀ’ìreden mihr-i felek çını çalar Raúã urup şièr-i ciger-sÿzımı oúur şuèarÀ 13 Dehenüñden leb-i cÀn-baòşuñı ãorsam ãanemÀ İncinür àamzelerüñ yoú yire eyler àavàÀ 14 Gül úaranfül daúınur sünbül ü reyóÀn götürür Òadd u óÀlüñ ile bu zülf ü òaù-ı èanber-sa 15 İncinür dÀmen-i gül olduàına òÀra yaúın Nergisüñ àoncaya gülşende baúışı şehlÀ 16 Daúınır sünbül-i gül-pÿşi benefşe ãanasın Bir Óabeş’dür (i)ki reyÀóin daúınur iki yaña 17 Meze içün leb-i sÀúì ruòı devrinde úodı Gül ü mül şevúı ile bir iki dÀne òurmÀ 18 Leb-i sÀúì mey ile buldı ùarÀvet nitekim áonca bÀrÀn-ı bahÀr ile bulur neşv ü nemÀ 19 Bezm-i ãulùÀna óarìf olmaà içün gül getürür Ùabaú-ı laèl ile pür nuúl ü muzaèfer óalvÀ 20 Bezmüñe sünbül ü gül bÿ getürüp ãaçmaà içün Zülf-i miskìn iki kucaà ile ùaşır şÀhÀ 21 Çeşm-i sÀúì gibi nergis yine maòmÿr-durur LÀleler gibi çemende yine çekmez ãaóbÀ 22 Nev-bahÀr u gül ü mül vaútidür içüñ içelüm Begümüz devri òuãÿãÀ n’ola gülse dünyÀ 23 Laèl-i òÀããiyyetüni virse n’ola bezme şarÀb

Page 143: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

143

Lebi yÀúÿtı müferrió mi degüldür èacabÀ 24 Sidre ùÀvusı ser-i zülfüñüñ üftÀdesidür MüntehÀ boyuñuñ efgendesi oldı ùÿbÀ 25 èÂdetidür yaşın ayaàuña àalùÀn itmek Çoú yaşa sen ki gözüm óaúúını eyler icrÀ 26 Aglamaà ile bulur maàrifeti ümmet olan Demidür durma gözüm sen daòı aàla sıúla 27 Baş úoyup her güzel ayaàuna úan aàlamasa Bezm-i şÀhÀ yol iletmezdi ãurÀóì ebedÀ 28 Bezm-i şeh çarò u felek bÀde167 vü meh sÀàar SÀúì òÿrşìd-i cihÀn bezm n’ola bulsa cilÀ 29 ŞÀh-ı Óayder dil ü èOåmÀn siyer ü gìttì-dÀr Merkez-i dÀ’ìre-i salùanat u èadl ü seòÀ 30 Müşterì bezm ü Zühal-kìn Cem-i Cemşìd-neşÀù ŞÀh ãulùÀn SüleymÀn-şeref ôıll-ı ÒudÀ 31 ŞÀh u şehzÀde-i gerdÿn èaôamet mÀh èÀlem ÁsumÀn çetr ü felek-mertebe òÿrşìd-liúÀ 32 Úadri şehbÀzı şikÀr itmege pervÀz idicek Nesr-i ùÀyir göge çıkmaà ile úurtılamaya 33 Óamle vaútinde muúÀbil olımaz Rüstem aña Ùaàıdur úahr ile ne deñlü çoà olsa aèdÀ 34 Döşeyüp bezm-i refìèìne sımÀù felegi ÇÀşni-gir-i sipihr itdi úamu òalúa ãalÀ 35 Yazmaàa kÀse-i çìnì içine şemse-i zer Óall ider çìnì ùabaúda varaúun şems-i êuhÀ 36 Donadup çìnì-i çaròı yine zevvÀú-ı felek Getürür úurã-ı nücÿm ile muzaèfer selmÀ 37 Bezm-i òÀãına nedÀmet idüp almaàa nedìm

167 Metinde “bÀdeye” yazılı. Vezne uymuyor. Müstensih hatası olması muhtemeldir.

Page 144: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

144

İki yüzden niçe ãÿretlere girer CevzÀ 38 Bezmi büryÀnına yanar yaúılur åevr ü óamel äofra-i himmeti üftÀdesidür èarø u semÀ 39 Cürèa-i cÀm-ı lebün cÀm-ı Cem’i itdi helÀk áayrıya cürèa-i cÀn-baòş iken ol úaùre-i mÀ 40 KÀse-lìs olmaàa bezmüñde Ferìdÿn u ÚubÀd Meclisüñde sürinür her biri mÀnend-i gedÀ 41 Cennete virmeye bezmüñi begüm Àdem olan Dergehüñ bendeleri istemez anı óÀşÀ 42 Ebr-i nìsÀn kef-i dür-pÀşuña mÀnend ola mı Baór-ı bezmüñde şehÀ sen idicek òalúa èaùÀ 43 ŞehriyÀrÀ kim ola Òatem-i Ùay sen var iken HÀşe-lillÀh ki saña beñzeye bir aç u gedÀ 44 Baş çeküp düşmene nìzeñ dil uzadur ãanasın Yutdurur leşker-i Firèavnı èaãÀya MÿsÀ 45 Dest-i úudret çalalı ùabl-ı refìèüñ ùoludur

èAdl u inãÀfuñıla iki cihÀn ãìt u ãadÀ 46 ŞÀhbÀz-ı ôafer ü fetó olupdur tÿàuñ Ki şikÀrı ôafer u nuãret olur itse àazÀ 47 Dutmaàa milk-i cihÀnı çözicek sancaú olur èÂlemüñ mÀh u şafaú bayraàuñ ey şìr-livÀ 48 And içer çarò óamÀyil úılıcuña şeb ü rÿz Ki seni şÀh ide dünyÀya úamu ucdan uca 49 Berú-ı şimşìrüñi görse úocunur şìr-i felek ëarb-ı gürzüñi yise tevsen-i gerdÿn yoà ola 50 Úan ùamar rÿz-ı àazÀda úılıcuñdan şÀhum Atlanup düşmene úarşu süricek yevm-i veàÀ 51 Çekemez yayuñı kimse oúuñ ey òaãm-ı şikÀr Yedi úat çaròı bir ider nitekim tìr-i duèÀ

Page 145: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

145

52 ÒusrevÀ yer yüzini òayr ile ùutdı aduñ èAdl ile iki cihÀñı nitekim şìr-i ÒudÀ 53 Taòt-ı iúlìm-i saèÀdet saña virilse n’ola Sen dururken ya cihÀn milkine øÀbıù kim ola 54 Úalemüñden ãanuram çeşme-i óayvÀn dökilür Ùìb-i aòlÀúuñı yazarken eyÀ Òıør-liúÀ 55 Vaãf-ı gülzar-ı cemÀlüñ oúur iy serv Sehì Bülbülüñdür saña úarşu n’ola eylerse nevÀ 56 Şièr-i pür-sÿzumı görüp óased itmese óasÿd Seng-i ùaèn ile benüm cÀnuma itmezdi ezÀ 57 Luùf-ı ùabèum óadd-i iècÀze iletdi süòanum K’anda ôÀhir olur ÀåÀr-ı kelÀm-ı èÌsÀ 58 Naól-i Meryem gibi òÀmem bitürür mìve-i rÿó Leb-i cÀn-baòşuñı vaãf eyleyüp etsem inşÀ

59 Midóatüñde bu úadar kim dür ü gevher ãaçdum Ne içün olmayasın óÀlüme vÀúıf şÀhÀ 60 Ne revÀdur beni àayrılar ile bir göresün Bülbül-i naàme-serÀ ile bir olmaz úarga 61 äaón-ı gülşen nitekim bula bahÀr ile şeref Gül ile nitek’ola bülbül-i bì-dil gÿyÀ 62 Gül gibi bezmgeh-i salùanatuñ şÀd olsun Bezm-i sulùÀnì müdÀm ola saña ãubó u mesÀ

Page 146: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

146

10 (13 b) Der Medó-i Úasım Paşa FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1 Kÿy-ı dilberden esüp cÀnib-i èuşşÀúa ãabÀ İtdi èÌsÀ gibi cÀn mürdesin ol dem ióyÀ 2 Nefes-i bÀd-ı nesìm ile göñül tÀzelenür CÀn dirildür meger ol bÿy-ı òaù-ı èanber-sÀ 3 İtdi ser-sebz çemen servlerin úÀmet-i dïst Virdi cÀn gülşenine óüsn-i ruòı zìb u behÀ 4 Dil-i àamgìn açılur lÀle-ãıfat ey yüzi gül èÂrıø-ı òaùùuñ añup Àh idicek ãubó u mesÀ

5 Sevinür cÀn u göñül işigüñe yüz süricek Nitekim Kaèbe ùavÀfın ide aãóab-ı ãafÀ 6 Âferin ola o òÀk-ı der-i cÀnÀneye kim Virdi bu çeşm-i remed didemüze tÀze cilÀ 7 Gördüm ol serv hevÀsına alındı bu göñül Ben daòı cÀn u seri yolına virdüm nic’ola 8 Oldur ol Âãaf-ı devrÀn-ı SüleymÀn-ı zamÀn Melce-i faøl u kerem haøret-i ÚÀsım Paşa 9 Õihn-i pür-nÿrı ile mihr-i cihÀn-tÀb-ı münìr Nitekim õÀt-ı şerìfiyle saèÀdet zìbÀ 10 Gün gibi Àyìne-i levh-i øamìri rÿşen Evc-i devlet gibidür fikr-i daúìúi aèlÀ 11 Baòt-ı devlet görinür cÀme-i faøluna ùırÀz Yaraşur ãadr-ı vezÀretde olursa yektÀ 12 PÀye-i faølı felekden daòı aèlÀ görinür Olamaz hergiz aña faøl-ı efÀøıl hem-tÀ 13 Her ne fikr eyler ise fikri olur rÀy-ı ãavÀb Ya anuñ õÀt-ı şerìfi ide mi rÀy-ı òaùÀ

Page 147: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

147

14 Bulsa èahdinde tarÀvet n’ola gülzÀr-ı cihÀn èÂleme mÀşiùa-ı èadli yeter zìb ü bahÀ 15 Yaãdanur rifèati dìvÀrına rÀyÀt-ı celÀl Anuñ içün görinür farú-ı felekden bÀlÀ 16 Açılur òalúı nesìmiyle gülistÀn-ı cihÀn Bezenür luùf-ı nefisiyle ser-À-ser dünyÀ 17 Dürişür ùÀèat-i YezdÀna şu resme şeb u rÿz Dìn ü dünyÀyı èibÀdetle idüpdür ióyÀ 18 Zühd ü taúvÀyı diåÀr eyleyüben faølı şièÀr

Ki yaraşur saña bu òilèat u devlet óaúúÀ 19 Ùaàlarda görinen seng-i dil ü Àb-ı revÀn Oldur ol kÿh-ı vaúÀruñ daàı óilm ile seòÀ 20 Ne su’Àl eylese sÀ’il işidür lafô-ı nièam Nutú-ı luùfından anuñ gelmedi bir kimseye lÀ 21 Âb-ı luùfundan anuñ ben niye nevmìd olayın Himmet-i òˇÀnuna müstaàraú iken bÀy u gedÀ 22 Emr-i neffÀøuña rÀm oldı òalÀyıú yek-ser Ki gelür yüz süriyü işigüñe ãubó u mesÀ 23 Tìr-i úahruñ iricek düşmene kendin unudur Berú-ı tìàuñ göricek òaãm olur nÀ-peydÀ 24 Saña meydÀn-ı saèÀdetde muúÀbil olımaz Bunca demdür ki cilÀsun geçinür şems-i êuóÀ 25 Dest-i luùf ile benüm yüregüme ãu sepeler Nutúa gelse dem-i èÌsÀ gibi laèlün ãanemÀ 26 Bunca faøl ile óuøÿruñda òıred ebkem olur Ben nice yazabilem ùapuña şièr ü inşÀ 27 èArø ider bende Sehì iy gül-i gülzÀr-ı murÀd Óüsn-i òaùù ile yine ùapuña şièr-i àarrÀ 28 Aàladupdur beni bu minnet-i eyyÀm meded Âsitìn-i keremüñ úanlu yaşım silse n’ola

Page 148: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

148

29 ÂãafÀ õÀt-ı şerìfüñe yaraşur idesin Òalúa sen himmet ile luùf u saña òalú duèÀ 30 PÀye-i úadrüñe rifèat virüben her şeb ü rÿz NÀãır u yÀr u muèÀvin ola AllÀh saña

11 (14b) Der medó-i pÀdişah-ı ôılluèllah äulùÀn SüleymÀn ŞÀh vaãf èıyd-ı mübÀrek FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün

1. SÀúiyÀ èıyd irdi ãun cÀm-ı mey-i gül-reng-i nÀb Vaút-i èişretdür dem-i şÀdì ile óüsn-i meÀb

2. Úıldı ÀfÀúı muèattar nesmet-i èanber nesìm

İtdi enfÀs-ı ãabÀ dehrüñ dimÀàın müsùeÀb 3. İtmege saúúÀ gözüm bezme gülÀb-efşÀn-ı èıyd

Gül ruòuñ şevú ile doldırdı iki şìşe gülÀb 4. Geydi nÀrencì úabÀ urındı zerrìn şeb-külÀh

MÀh-rÿlar şevúine germ oldı beñzer ÀfitÀb 5. èIyd hengÀmında Àteş-bÀz-ı vaút oldı meger

K’ÀsumÀneler yaúar her şeb felekde mÀhtÀb 6. Her ùaraf èuşşÀú ile ãalınmaàa bayrÀmda

NÀzdan her serv-i sìmìn geydi eåvÀb-ı åevÀb 7. MÀh-ı rÿze gerçi úufl urdı der-i meyòÀneye

Yine miftÀó-ı hilÀl-i èıyd eyler fetó-i bÀb 8. Baş çıúarmış òÿbdur ceyb-i ufuúdan rÿz-ı èıyd

Yaúasına dügme dikmişdür meh-i zer-nişte-tÀb 9. YÀ şehuñ bezminde meh altın úadeótür devr ider

Şìşe-i eflÀk ile surò-ı şafaú olup şarÀb 10. Ôıll-ı YezdÀn ÓÀzret-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh kim

İşigüne yüz sürer her Òusrev-i èÀlì-cenÀb 11. Ol-durur kim nÀmına oldı müsaòòÀr ins ü cin

Page 149: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

149

Berú-ı tìàı virdi düşmen òÀùırına ıøùırÀb 12. Õihn-i pür-idrÀkine úuvvet virür ùaèb-ı selìm

Lafô-ı gevher-bÀrına zìnet virür rÀy-ı ãavÀb 13. Rezme binse bir oúı biñ cÀn-ı òaãm eyler şikÀr

Bezme inse meclisinde ùoylanur her şeyò ü şÀb 14. Oú atup her bir kemÀn-ebrÿ nişÀngÀh itmege

Rifèatüñ meydÀnına dikdi úabaàın ÀfitÀb 15. Çarò bir remmÀldür baòtuñ øamìrin bilmege

Noúùalar dökmişdür encümden olup mìli şehÀb 16. èAdl u insÀfuñ cihÀn milkini maèmÿr ideli

Óamdü-lièllÀh devletüñde ôulm ili oldı òarÀb 17. Düşmeni oúuñ aàaç úurdı gibi içinden yidi

Tìà-i úahruñ daúdı aèdÀ boynına ùavúuèr-riúÀb 18. RÀyet-i nuãret çeküp olsuñ süvÀr iy şeh-süvÀr

Tìà-ı rÀyüñ úo[parur] úalb-i èadÿda inúılÀb 19. Bir gedÀdur çarò-ı sÀyil geçgili olmuş hilÀl

Bezm-i cÿduñ nièmetinden itmek ister iktisÀb 20. Görse rezmüñ yoà olurdı Rüstem-i İsfendiyÀr

Bezmüñe irse bilürdi kendüyi EfrÀsiyÀb 21. ÂsitÀnüñ ùopraàı bir cevher-i iksìrdür

VÀãıl eyler ùÀlib-i bì-hÿde-rÀyı ol turÀb 22. Muãóaf açsam úatl-ı aèdÀ içün iy kisrÀ-nişìn

El urıcaú açılur fi’l-óÀl ÀyÀt-ı èaõÀb 23. Gice gündüz ÀsitÀnuñda gelür òidmet ider

Ay ü gün beñzer úapuñda itmek ister intisÀb 24. Sen SüleymÀn-ãavletüñ devride ey Yÿsuf-cemÀl

Ùañ mı bulsa pìr-i dünyÀ revnak-ı èahd-i şebÀb 25. Naàme-i dil-sÿz ile bezmüñde muùrib-i germ olup

Õikr ider bu maùlaè-ı feryÀd idüp çeng ü rebÀb

Page 150: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

150

26. Çeşm-i mestüñ yÀdına olmış-durur baàrum kebÀb Laèl-i nÀbuñ fikridür iden gözüm yaşın şarÀb

27. PÀdişÀhum dilde bulduúça òayÀl-i òaylüñi

Eşk-i çeşmümden úızıl otÀàlar ùutar óabÀb 28. Şol kadar úan aàladum zülfüñ ucından kim remed

Úara baòtum gibi aãdı çeşmüme müşkìn óicÀb 29. Sünbülüñden kesb-i bÿ etmek diler bÀd-ı nesìm

Sürinür ey serv-úad dilber yanuñca yÀb yÀb 30. Tìr-i àamzeñ deldi baàrum cevr ile hey pür-belÀ

Odı şöyle eyle kim ne sìş yansun ne kebÀb 31. Yıúdı dil maèmÿresin miónetle bu gerdÿn-ı dÿn

Aç himmet úapusın göñlüm evin luùf eyle yap 32. Bir naôar úıl ben gedÀ k’olsa şÀhum yaraşur

Sen SüleymÀn devletünde ben úarınca kÀm-yÀb 33. Umarın sen şehriyÀrüñ devletinde rÿzgÀr

Dergehüñ çÀkerlerin ide úamu devlet-me’Àb 34. Vaútidür sen şehden irürse sözüme terbiyet

TÀb-ı òÿrşìd ile çün òïş bÿ olur derler gülÀb 35. BÿstÀn-ı rifèatüñ medóini tekrÀr eylesem

TÀzeler göñlün Sehì ser-sebz olur serv-i seõÀb 36. ŞehriyÀrÀ midóatüñ bir veche zìbÀ yazdı kim

Şeyò Saèdì GülsitÀnı gibi itdi bÀb bÀb 37. Nitekim vire şeref her yıl cihÀna rÿz-ı èıyd

Hÿblar óınnÀ ile destümi itdükçe òıøÀb 38. Her giceñ Úadr ü BerÀt u her günün nevrÿz ola

İşbudur virdüm benüm vÀ’llÀhi èalem bièã-ãavÀb168

168 Doğrusunu Allah bilir.

Page 151: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

151

12 (16a) Der medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh Süleyman ŞÀh vaãf-ı şeb

Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

1 Bir dün ki şÀh-ı Òusrev òÀver-i ôafer-me’Àb Maàrib diyÀrı cÀnibine itdi èazm-i òˇÀb 2 èÂlem yüzini tutmış idi òayl-i zengibÀr Òalú-ı cihÀna virmiş idi òayli ıøêırÀb 3 Bir demde çaròuñ itdi ùoúuz kalèasın óiãÀr Yüriyiş itdi leşker-i bì èadd ü bì-óiãÀb 4 Üşmüşdi kalèa cengine yir yir sipÀh-ı zeng Úalb-i sipihre düşmiş idi àÀyet inúılÀb 5 Dün baãàınına itmek içün gice kehkeşÀn Ùaşır dökerdi dÀmeni gerdün ile turÀb 6 MÀh-ı münìr ùop idi úavs-i úuzaò kemÀn Çarò oúı idi anda meger atılan şihÀb 7 Yir yir kemend atmış idi pehlevÀn-ı şeb Virmiş idi gice resen-i kehkeşÀna tÀb 8 Bedr-i münìr òumbara almışdı gÿyiyÀ Kim ÀsumÀnı yaúar idi gökde mehtÀb 9 Mirrìò eline òançer alup ceng cÿydı İsterdi ide tìr ile saèdeyn fetó-i bÀb 10 EflÀk kalèÀsını uàurlamaàa seher BÀm-ı sipihre çıúar idi subó yÀb yÀb 11 Bu ceng içinde çıúdı ôuhÿr etdi bir dilìr Peyk-i nesìm öñince yeler eyleyüp şitÀb 12 Başdan ayaàa geymiş idi remz ùonların Ol pehlevÀn-ı şìr-ãıfat yaèni ÀfitÀb

Page 152: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

152

13 Yükler daúındı geldi dil-Àverlik eyledi Sürdi èadÿyı eyledi cemèiyyetin òarÀb 14 Fetó etdi geldi úalèa-i eflÀki êarb ile MÀnend-i pÀdişÀh-ı cihÀn Müşterì-cenÀb 15 SulùÀn-ı şarú u àarb SüleymÀn ŞÀh kim Dìn düşmenine tìàı-durur mÀlikü’r-riúÀb 16 SulùÀn-ı úahramÀn-ı õevi’l-iútidÀr kim Eyler metìn úahr ile düşmen evin òarÀb 17 İsfendiyÀr gìtì-guşÀdur ki vaút-i ceng Âteş gibi úılıcı ãaçar düşmene lehÀb 18 RÀyÀt-ı èadli gökleri ùutardı ser-be-ser Olmasa ara yirde eger ÀsumÀn óicÀb 19 RÀy-ı øamìri rÿşen olur eylemez òaùÀ Her fikri fikr-i ãayup ü her bir sözi ãavÀb 20 Bir pÀdişÀh-ı Òusrev-i rÿy-ı zemìndür EnfÀs-ı òulúı eyledi ÀfÀúı müsteùÀb 21 ÕÀtında Óaúú èaceb ne kerÀmet úoyup-durur èAdlüñ esÀsı itdi meôÀlim evin yebÀb 22 Nìzeñ èarÿs-ı fetóüñe dÀmÀd olur gibi Barmaúlarına òÿn-ı èadÿdan ider òiøÀb 23 Ordu-yı rifèatüñde eyÀ Òusrev u cihÀn Yer tengtÀrdur görinen çarò-ı nüh úıbÀb 24 FermÀn-peõìr olur düşer Ànì ayaàuña PeykÀn-ı tìrüñ itse èadÿya eger òiùÀb 25 YÀ sÀyebÀn-ı úadrüne bir şemsedür güneş Kim aña cÀ-be-cÀ bulıdı naúş olur seóÀb 26 äaflar yarar úılıcuñ urup naère kerrenÀy Bir kez èadÿya úarşu eger eyleseñ èitÀb 27 Devrüñde kimse nÀle úılur yoú meger ki ney èAhdüñde kimse iñlemez illÀ meger rebÀb

Page 153: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

153

28 DeryÀya kaçmaà ile èadÿ úurtulam ãanur GirdÀb-ı àamda yile varur nitekim óabÀb 29 Minnet ÒÿdÀya kim yine Rodos óiãÀrunı Úahr ile fetó eyleyüp itdüñ úamu yebÀb 30 Devr-i Resÿlden berü bir şÀh itmedi Bunuñ gibi àazÀyı meger kim Ebÿ-TurÀb 31 Bu fetó-i pür sürÿra zamÀn oynayup güler ŞÀdÀn òalú-ı èÀlem ü òandÀn şeyò ü şÀb 32 VÀdi-i àamda bir benem ancaú enìn iden Bezm-i elemde gel beni iñletme çün rebÀb 33 Bir bendeyem ki meclis-i medóünde sen şehüñ İtdün àazel-serÀlıàa cÀn ile irtikÀb 34 Siór ile çeşm-i mestüñ ider baàrumı kebÀb Fikr-i lebüñ virür dile òÀãiyyet-i şarÀb 35 BìmÀr-ı èışúam öldüm irüş iy ùabìb-i cÀn Ben òasteye şeker dehenüñden buyur cevÀb 36 Beñzetdügiçün özini sen gül nihÀline Gülşende serve ùurmadın ayaú ùolar Àb 37 Devr-i ruòuñda bu nice rengìn laùìfedür Olmış èarÿs-ı óüsne ãaçuñ èanberìn niúÀb 38 Şevú-i òaùuñla yüzüme ãÿret virür yaşum NÀzük degül mi misk ile òïş-bÿ olur gülÀb 39 ZÀà-ı òaù üşmesün diyü ol òÀl-i gendüme Zülf-i siyÀhı òırmen-i óüsne aşar àurÀb 40 CÀn úılca úaldı zülfüñe irişmedi elüm Ol serv itdi iy Sehì úaddümi pìç ü tÀb 41 SìrÀb-ı àamda kalmışam iy çeşme-i óayÀt Şefúat eliyle ãun bize luùf it bir içüm Àb 42 Burc-ı felekde nice k’ola pÀsbÀn ZuòÀl

Page 154: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

154

Oldukça şÀh kalèa-i gerdÿna ÀfitÀb 43 Kesr it èadÿyı milküñe eyle cihÀnı øam ŞÀhÀ úılıcuñ üstün ola tÀ dem-i óisÀb

13 (18a) Der medó-i Óazret-i İbrÀhim Paşa yessera’llÀhu mÀ-yeşÀ

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1 Oldı çün õÀt-ı şerìfüñle müşerref kÀyinÀt Luùf u iósÀnuñ úılur èÀlemde ióyÀ-yı memÀt 2 ÇÀr rükni himmetüñ desti ùutupdur nitekim èAdl ü inãÀfuñla bulmışdur niôÀmı şeş cihÀt 3 Açılur gülseñ lebüñden àoncalar òandÀn olup Söz deminde sözlerüñden ãu olur úand ü nebÀt 4 Dest-i cÿdÿñ baòşişinden utanur deryÀ vü kÀn Luùf-ı ùabèuñdan òacil olmış-durur Àb-ı óayÀt 5 Niçe Âãaf-rÀy geldi bu cihÀn milkine lìk Saña beñzer bir vezìre yazmadı devrÀn-berÀt 6 Âãaf-ı ãadr-ı vezÀret eşref-i erkÀn-ı Rÿm DÀfiè-i şirk ü êalÀlet úÀmiè-i LÀt u MenÀt 7 Oldur ol Cem-úadr İbrÀhìm Paşa kim bugün èAdl ile dünyÀ yüzinden itdi defè-i mÿõiyÀt 8 At sürüp meydÀna düşmen üstine döndürse ruò Nice Òusrevler úılıcından olalar şÀh-mÀt 9 Şol úadar yüksek-durur burc-ı sarÀy-ı rifèati Geçse andan nesr-i tÀyir úorúudan döker úanat 10 Óaú senüñ õÀtuñda ne sır úodı kim iy òayr-ı nÀs PÀy-ı taòt-ı salùanat èadlüñle bulmuşdur åebÀt 11 Luùf u iósÀnuñ sebeb düşdi vücÿd-ı èÀleme ÕÀt-ı pÀküñle şeref buldı cemìè-i mümkinÀt

Page 155: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

155

12 èİzz ü iúbÀl ile hem begler begisin hem vezìr Egnüñe geydürdi Óaú devlet libÀsın úat úat 13 äÿret-i úasr-ı refìèüñ reşk-i Firdevs-i naèìm ÒÀk-i pÀyuñ sürme-i èayn-ı äıfÀhÀn u HerÀt 14 Bir kez olur göz ile baúsañ cihÀn aóvÀline Úalmaya èÀlem içinde daòı hergiz mübhemÀt 15 ‘ÂãafÀ mühr-i SüleymÀn sendedür devrÀn senüñ Saña tesòìr oldı ins ü cinn ü cümle kÀyinÀt 16 Şöyle ùutdı òayrı ile nÀm-ı şerìfüñ èÀlemi Saña beş vaútde duèÀ-yı òayr ider ehlü’ã-ãalÀt 17 Gördi kim vaãfuñda naômumdan güher dizer úalem Barmaàın ısırdı aàzın açdı óayretden devÀt 18 Gerçi çoú yazıldı vaãfuñda senüñ inşÀ vü şièr Yazmadı medóüñde kimse buña beñzer münşe’Àt 19 Siór iderdi vaãfuñı yazmaúda aúlÀmum benüm Eyleseñ ben bendeye geh geh göñülden iltifÀt 20 Çok zemÀndur bilürem òidmet yolında nÀ-murÀd Kendü yemin arturur dirler egerçi yögrük at 21 Pay-mÀl itdi beni devrÀn eli Òıør ol yetiş Õillet u miónet u àamından baña luùf it vir necÀt 22 Raóm idüp úanlu yaşım sil ÀsitÀn-ı luùf ile Aàlamakdan oldı iki gözlerüm Nìl ü Fırat 23 İstemez dünyÀda úapuñ var iken cennet Sehì

İşigüñ ben bendeye yeter 24 Vaãf iderken óüsn-i ÀòlÀúuñ görüp didi òıred Sözi taùvìl itme gel el-baúiyÀt’uã-ãÀlióÀt169 25 Niçe kim her yıl ùavÀf-ı Kaèbe ide óÀcılar

169 Mal, mülk, çocuklar bütün bunlar dünya hayatının süsleridir. Baki kalacak faydalı işler ise Rabbinin katında, hem mükâfat yönünden hem de ümit bağlama bakımından daha hayırlıdır." Kehf sûresi 46

Page 156: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

156

DÀ’imÀ dìn yolına ta kim àazÀ ide àuzÀt 26 èIyd ayı gibi õÀtuñ òurrem u òandÀn olup Dest-i cÿdÿñ çeşmesÀrÿndan cihÀn bulsun óayÀt

14 (19a) Der medó-i PÀdişÀh-ı ÔılluèllÀh SulùÀn SüleymÀn ŞÀh-ı vaãf-ı tìà

Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèilü Faèilün

1 Olsa n’ola cihÀnda SüleymÀn-nişañ úılıç Buldı úudÿm-i şÀh ile baòt-ı civÀn úılıç 2 äÀóib-úırÀn-ı Òusrev-i rÿy-ı zemìndür Yüzden götürdi perdeyi oldı èayÀn úılıç 3 Çün taòt-ı Rÿma devlet ile geçdi şehriyÀr èAdl ile itdi èÀlemi emn ü emÀn úılıç 4 El urdı pÀy-ı taòt ki ola rikÀb-dÀr Oldı saèÀdet atı ile hem-èinÀn úılıç 5 Verdi yine beşìr-i saèÀdet memÀlike İtdi cihÀnı èadli ile şÀdmÀn úılıç 6 èÂlem úudÿm-ı şÀh ile bulmasa tÀze cÀn İtmezdi defè-i fitne-i Àòir zamÀn úılıç 7 Düşmen ne deñlü çoà ise daòı úayırmazın Yiter èÀdÿ helÀkine şÀh-ı cihÀn úılıç 8 äunsam èaceb mi tehniye-i pÀdişÀh içün PÿlÀd sözlerümden aña armaàan úılıç 9 Keskinlik ile ùutdı cihÀnı sözüñ yine Ey medó-i pÀdişÀha redifüm olan úılıç 10 Tìr-i müjeñ ki cÀna geçer bì-emÀn úılıç Merdümler içre geçse n’ola TürkmÀn úılıç 11 Beñzüm ãarusı èaksi ile úanlu kirpügüñ äaúlu niyum-i dilde yatur zer-nişÀn úılıç

Page 157: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

157

12 ElmÀs-ı àamze cevr ile baàrum delüp yürür İtme ten-i øaèìfüme gel imtióÀn úılıç 13 Şol tìà-bÀza beñzer iki çeşm-i sÀóirüñ Kim oynadur elinde ùutup òÿn-feşÀn úılıç 14 Âhÿ baúışlu gözleri yÀ Rab ne siór ider Vaút-ı àaøabda göstere şekl-i aãlÀn úılıç 15 Dil şekl-i zaòm-ı tìàuñı baş üzre ãakınur Heykel-i duèÀ-yı seyf idinür óırz-ı cÀn úılıç 16 Pehlÿ-keş olmaàa yine bir dil-firìb ile Yandı yaúıldı göz göre bì-imtinÀn úılıç 17 Hindÿ gibi elinde cevÀhir ùutup gelür Terk itdi Rÿm şevúüne HindÿstÀn úılıç 18 Menzil óadìd-i şÀnına be’s şedìdi fih170 Olsa èaceb mi èÀleme ãÀóib-úırÀn úılıç 19 Bir Àhenìñ yüreklü yüzi ıssı er geçer El üzre ùutılursa n’ola pehlevÀn úılıç 20 Gerçi yaúar çeraàı DuòÀn sÿresinden ol Fetó Àyetini ezber oúır her zemÀn úılıç 21 İy úaşı nÿn egri otur ùoàrı söyle gel Şekl-i hilÀl-i èıyd degül mi hemÀn úılıç 22 YÀ mìldür bi-èaynihi çeşm-i óasÿd içün İtmiş àılÀf-ı zerden aña sürmedÀn úılıç 23 Yoú yoú ki berú-ı sÀèiúadur dest-i devrde Alsa eline Òusrev-i sÀóib-úırÀn úılıç 24 SulùÀn-ı taòt-ı Rÿm SüleymÀn şÀh kim Milk-i cihÀn benüm diyü aãmış nişÀn úılıç

170 Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı

(ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık (ki insanlar ondan yararlansınlar). Allah da kendisine ve Resûllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Hadid 25

Page 158: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

158

25 Sen şÀh ÀsitÀnesine arúa virmese Olmazdı zemÀnede gìtìsitÀn úılıç 26 Òaãmın ögütdi dÀne gibi ÀsiyÀb-ı çarò Seyl-i fenÀ aúıtdı meger nÀvedÀn úılıç 27 Düşmen àazÀsın idüp özin èarşa aãmaàa Nüh çarò pÀyesin idinür nerdübÀn úılıç 28 Ye’cüc-ı fitneye uluban Àhenin óiãÀr Devrüñde oldı sedd-i Sikender-nişÀn úılıç 29 Virmese dest-i èadlüñ ile èÀleme niôÀm Bulmazdı şöhret-i şeh-i NÿşìnrevÀn úılıç 30 Başında tÀc-ı zer var elinde nişÀn-ı şÀh Óükm issi olmadıysa neden bu nişÀn úılıç 31 ŞÀhÀ èaceb ne úıymeti cevherlü kÀn úılıç olur Her bendeyi úapuñda ider kÀmrÀn úılıç 32 Öyküne mi bióÀr-ı seòÀvet me’Àbuña Ùutam ki ola èÀleme cevher-feşÀn úılıç 33 Baòtuñ eliyle èarãa-i rifèatde òïş çalar Kÿy-ı ser-i èadÿyı yine ãavle-cÀn úılıç 34 Olsa muòÀlif emrüñe òaãmuñ daúup yider Boynına tÀb-ı ãÀèiúadan rìsmÀn úılıç 35 Rÿşen øamìri gerçi aàırdur dili çalar Düşmen yüzine oúıyımaz dÀstÀn úılıç 36 Aèdÿya úarşu yollanup aàzı ãuyı aúar Òÿn-ı óasÿde diş biler açup dehÀn úılıç 37 Ne deñlü yÀn baãarsa èadüvv muúarrer ol Doúınmayınca bir yaña geçmez revÀn úılıç 38 Yüz vermek ile düşmenüñe başa çıúmadı Âhir gözine ãoúdı èaúìú-ı YemÀn úılıç 39 Küfr ehlini uyarmaàa şirk ü êalÀldan Bezm-i saèÀdetüñde yanar şemèsan úılıç

Page 159: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

159

40 Úor ãaón-ı rezmgÀhuña yir yir vuóÿş içün Pür kelle-i èadÿyı òÿn-Àlÿde òˇÀn úılıç 41 Yevm-i veàÀda düşmene od baãdı úalàıdur Kimse mi gösterür gözine bì-ÀmÀn úılıç 42 Gör kürki düşmene ne deriden keser biçer Tek el ucıyla eyle işÀret hemÀn úılıç 43 Bögrini deldi bilin iki bükdi düşmenüñ Şehr-i ôaferde olalıdan pÀsbÀn úılıç 44 Bu naôm-ı Àb-dÀra söz olmaz iñen şebìh Tìà-ı siyÀh ile bir olur mı yamÀn úılıç 45 Sen pÀdişÀhı dün gice medó itmek istedün Şièrüm redìfi oldı benüm nÀgehÀn úılıç 46 Ey ÀfitÀb-ùalèat u şah-ı esed-süvÀr MeydÀn senüñ bu èaãrda muókem úuşan úılıç 47 Ayaàa düşmişem elümi al şefaèÀt it Bir artuú olsa şehlere itmez ziyÀn úılıç 48 èArz it åenÀ güherlerini ehl-i gevhere äal milk-i naôma gül Sehì ãÿãen-zebÀn úılıç 49 Her yıl ùavÀf-ı Kaèbeye geldükce171 óÀcılar Úuşanduàınca dìn yolına àÀziyÀn úılıç 50 İúbÀl ü baòt u devlet ile müstedÀm ol İtdükce rezmgÀhı gül ü eràavÀn úılıç 51 Olsun mübÀrek iy şeh-i feròunde tÀc ü taòt Dest-i saèÀdetüñde ola cÀvìdÀn úılıç

171 Metinde yeldükce

Page 160: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

160

15 (21a) Der Medó-i Óaøret-i SulùÀn BÀyezìd vaãf-ı èıydü’l-mübÀrek

Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

1 Feròunde etdi èÀlemi şekl-i hilÀl-i èıyd Ta ãafóa-i cihÀna yazıldı miåÀl-i èıyd 2 Bu nesmet-i ãabÀ ki ya nefòa-i Úudüs K’irürdi cÀn dimÀàına bÿy-ı viãÀl-i èıyd 3 CÀn virdi mürde cisme MesìóÀ gibi seóer Maşrıú şehi ufuúda açalı cemÀl-i èıyd 4 Óükm-i cihÀn meùÀèını neşr itmege hilÀl Ùuàra ezer felekde muóallÀ cÿdÀl-i èıyd 5 äubó-ı ãafÀ demüne irem diyü mÀh-ı nev Dipdiri ùutdı irteyi ender-leyÀl-i èıyd 6 äaón-ı çemende èasker-i ezhÀra èandelìb Gülden menÀbir üstine eyler maúÀl-i èıyd 7 Âdem midür o kimse ki görüp bu mevsimi Nÿş itmeye yudumda o cÀm-ı sifÀl-i èıyd 8 ÒÀããÀ ki devr-i óÀzret-i Şeh BÀyezìd ola Kim óüsni nüsòasından açar fÀl sÀl-i èıyd 9 ŞÀhÀ ùavÀf-ı Kaèbe işigüñ ãafÀsına Açmış gelür şitÀb ile òïş perr ü bÀl-i èıyd 10 ÒÀk-i derüñ müferrióine beñzer ol meger Kim zÀyil itdi dilden ü cÀndan melÀl-i èıyd 11 Dil-òasteler bulurdı şifÀ iy ùabìb-i cÀn Dil-teşneye irürse úapuñdan zülÀl-i èıyd 12 Ol ÀsitÀne mÀùlaè-ı mÀh-ı nev olmasa Bulmazdı rÿze maútaè-ı èizz ü celÀl-i èıyd 13 Pejmurde-dil ãafÀ bulur iy gülşen-i óayÀt

Page 161: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

161

CÀn òastesine irse nesìm-i şimÀl-i èıyd 14 İrerdi úadr ü rifèati eflÀke gün gibi ŞÀhÀ Sehì úapuñda eger geyse şÀl-ı èıyd 15 Pirÿz-rÿz rÿzÿn u giden BerÀt ola Baòtuñ èarÿsı görmeye hìç infiãÀl-i èıyd

Page 162: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

162

16 (21b) Der vaãf-ı Óaøret-i SulùÀn SüleymÀn Şah vaãf-ı bahÀr

Mefèülü FÀièilü MefÀèìlü Faèilün

1 Revnaú bulalı eşküm ü Àhumla rÿzgÀr Meràÿb oldı Àb u hevÀ ile her diyÀr 2 Kesb-i leùÀfet itdi zemÀne şu resme kim èAôm-i remìme cÀn virür oldı Mesìó-vÀr 3 Gülşen şu resme òÿb u laùìf oldı dir gören Bir lÀle-çihre àonca dehendür semen-èiõÀr 4 Cennet çemenlerine dönüpdür feøÀ-yı bÀà Gül yüzlülerle bÀà-ı behişt oldı her kenÀr 5 Gül ãafóasına yazdı òaù-ı zer nigÀr ile ÂåÀr-ı raómet Àyetini ãunè-ı girdgÀr 6 Gel gülsitÀna gör ki nice her ùaraf yine EnvÀr-ı gülden oldı münevver Medìne-vÀr 7 Her lÀle oldı luùf ile bir cÀm-ı şeb-çeraà172 Her bir benefşe nÀfe-i misk eyledi niåÀr 8 äÿãen ãurÀói àonca úabaúdur şarÀb gül Bezm-i çemende lÀleler olmış şarÀb-dÀr 9 Naôm-ı terÀne söyledi bülbül fiàÀn idüp Başın ãalar ãafÀ ile úarãup aya çenÀr 10 Sebzì úafesde àonca-i gül al ùÿùìdür Kim yir yir aãdı ãaón-ı gülistÀna rÿzgÀr 11 Gül ùabla àonca fınduàı taèlìm-òane bÀà Döndi kemÀna gül budaàı oldı tìr òÀr 12 CÀrÿ gibi benefşe miyÀn-beste pÀk ider

172 Metinde şeb-çerÀú

Page 163: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

163

EùrÀf-ı gülşeni ki güle úonmaya àubÀr 13 Kesb-i ãafÀ-yı òÀtır ise ãu gibi murÀd Ey dil-şikeste òaste yüri gülsitÀna vÀr 14 Gül vaúti irdi èÀrif iseñ ùurma bÀàa git èIyş-i bahÀrdan olıgör sende óiããe-dÀr 15 Bir àonce-leb güzel boyı şimşÀd yÀduna Bezm-i çemende sÀye-i serv eyle iòtiyÀr 16 Gül vaútini geçürme ãakın ibn-i vaút ol Úoma göñülde àuããa vü òÀtırda inkisÀr 17 ÒÀããa ki devr-i èahd-i SüleymÀn ŞÀh ola Kim bÀd-ı òulúı ile bahÀr eyler iftiòÀr 18 ŞÀh-ı sitÀre-mevkib ü mÀh-ı ZuóÀl-maóal Mihr-i sipihr-mertebe úutb-ı felek-medÀr 19 Zer-levóa-i cerìde-i dìvÀn-ı salùanat Ser-defter-i sefìne-i mecmÿè-ı veúÀr 20 NÀm-ı şerìfi nÀme-i tevkìè-i lem-yezel Naúş-ı nigìni mühr-i SüleymÀn-ı rÿzgÀr 21 RÀy-ı refiè-i nÀôım-ı aóvÀl-i kÀyinÀt Dest-i lÀùìfi maúsem-i erzÀú-ı rÿzgÀr 22 Yüz biñ ãafÀ-yı úalb ile ger òÀliã olsa zer ÒÀk-ı rehi úatunda degül úÀbil-i èayÀr 23 Alur iki cihÀnı bir elden ayaàuna ŞehbÀz-ı úadr ü rifèati itse irer şikÀr 24 Luùfı nesìmi ile cihÀn buldı tÀze cÀn Òulúı hevÀsı ile zemÀn oldı kÀmkÀr 25 Gülşen bezendi geyindi gülistÀn cÀmeler Yüz sürmege ayaàuna òıdmetde bende-vÀr 26 Sen sevr ayaàuna düşer gül úızıl beñek BÀd-ı ãabÀ gibi çemene eyleseñ güzÀr

Page 164: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

164

27 Devrüñde çekdi tìàuñ eyÀ Òusrev-i cihÀn Yeècÿc-i fitne çevresine Àhenìn óiãÀr 28 Bulmadı tìr luùfuña hergiz óisÀb u èadd Gerçi nücÿmdan raúam idüp ider şümÀr 29 Oúuñ ki òaãm sìnesin itmez vaùan geçer Tìr-i úaøÀdur ol ide mi òÀkde úarÀr 30 BÀàa mehebb-i terbiyetüñden irerse bÀd

Laèl ola himmetüñle biten dÀne-i enÀr 31 Altun gül oldı cÀme-i úadrüñde ÀfitÀb Baòtuñ èarÿsı saèidine mÀh-ı nev süvÀr 32 Gitse piyÀde ùañ mı rikÀbuñda peyk-i çarò Çigninde mÀh-ı nev gibi altun nacaàı vÀr 33 İksìr-i himmetüñle işi èayn-ı mÀl olur ÒÀk-ı óaúìre bir kez eger itseñ iètibÀr 34 Başım irerse göklere gün gibi vechi var Úapuñda úuluñ olmaà ile buldum iştihÀr 35 Naômum cevÀhirinden eyÀ Òusrev-i cihÀn Dökdüm zemÀne gÿşına bir dürr-i şÀhvÀr 36 Her beytüm oldı vaãf-ı ruòuñla gül-i behişt Her bir sözüm cevahiri laèl oldı Àb-dÀr 37 DünyÀ bezendi luùfuñ ile geldi hÀãã u èÀm Ben devletüñde n’içün olam böyle zÀr u hˇÀr 38 LÀyıú degül ki bülbül gülzÀr-ı óüsnüñi BostÀn-ı dergehüñde ide her le’ìm-i zÀr 39 Ey serv-i nÀz gülşen-i óüsnüñde yaraşur Bülbül gibi iderse Sehì ãad-hezÀr zÀr 40 GülzÀr-ı bÀà-ı úadrüñe irişmesin zevÀl Olsun bahÀr-ı devletüñüñ bir güli hezÀr

Page 165: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

165

17 (23b) Mevèize Der Medó-i SulùÀnüèl èUlemÀ MevlÀnÀ Muóyiddin Çelebi KÀêìèasker ol FenÀri

MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün

1 Göñül virme óazer úıl gel cihÀn bir dÀr-ı àurbetdür FenÀdur menzili Àòir dirìàÀ cÀy-ı rıóletdür 2 äararmış zaèferÀn ile tenüm ãan bir kefendür kim Bu ben mürde faúìre ol kefen şÀhım ne òilèatdur 3 Úo dünyÀ milkine baúma cihÀn-ÀrÀyı gör gözle Ara yirde cihÀn-ÀrÀ işi bì-maènì ãÿretdür 4 Zer ü sìmüñ úoma mihrün göñülde aña meyl itme Cigerde ãoñ nefesde her biri bir dÀà-ı óasretdür 5 Gözüñ yaşın revÀn eyle saña raóm ideler tÀ kim Sirişk-i èÀşıú-ı bì-çÀre çünkim Àh-ı raómetdür 6 èİbÀdet eylegil óaúúa ãafÀ-yı òÀùır isterseñ Elif úaddüñ dü-tÀ úıl kim saña ol dÀl-i devletdür 7 HevÀ-yı nefse uymışsın düşüp sevdÀ-yı dünyÀya Yüz urup sürinürsin her denìye bu ne õilletdür 8 Elüñ kendüñde ùut epsem úo dünyÀ mÀline ãunma Ki dünyÀ mÀlınüñ her birisi bir mÀr-ı Àfetdür 9 Bu hay u hÿyı n’eylersin úanÀèat menzilin gözle Úo dünyÀ begligin terk it bilürsin şöhret Àfetdür 10 Bu dünyÀ devletine àurre olma kim vefÀsuzdur Ne deñlü devlet artarsa ãoñ ucı devletüñ letdür 11 Vücÿduñ milkini yaàma iden nefsüñ çerìsidür Er iseñ nefsüñi baã kim anuñ hep işi àÀretdür 12 Eger insÀn iseñ nefsüñ bil andan rabbiñi añla Bilürseñ Àdem olduàuñ saña ulu saèÀdetdür

Page 166: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

166

13 èAlÀyıúdan mücerred ol özüñ insÀn-ı kÀmil úıl èAlÀúa itme dünyÀya taèalluú çünki keåretdür 14 Düriş var pote-i faúr içre úalbüñ vaútini úal it Ki eksük olsa mièyaruñ bilürsin kim saúÀmetdür 15 Ùılısım eyle vücÿduñ naúdini gencìne-i faúra Vücÿd-ı heykel-i Àdem tılısım-ı genc-i èibretdür 16 Şeh-i iúlìm-i faúr olmaú dilerseñ fÀni-fillÀh ol Şu sÀlik kim özin fÀnì ider maúbÿl-i óaøretdür 17 FerÀàat gencine geç õikr-i fikr-i lÀilÀh ile Ki illÀèllÀh ile iåbÀt itmek Óaúúı vaódetdür 18 Münevver eyle göñlüñ òÀnesini õikr-i úalbì it Oúırsañ HÀdì ismüni saña Óaúdan hidÀyetdür 19 Eger vaódet dilerseñ gel úanÀèat úÿşesin gözle İki èÀlemde vaódet ister iseñ künc-i èuzletdür 20 RiyÀøet ile úurtar kendü nefsüñi kesÀfetdün İçüñi ùaşıñı pür-nÿr iden Àòir riyÀøetdür 21 Göñül beytini lÀ-cÀrÿsı ile sil pür pÀk it Úararmış èucb u kibr ü kìneden ùopùolu ôulmetdür 22 áazÀ úıl õü’l-fekÀr-i lÀ ile 3nefsüñi öldür kim Kişi nefsini Óaydar gibi öldürmek velÀyetdür 23 Vücuduñ Óaú yolında úara topraà eyle fÀnì ol Ki úalbüñ òÀliã ü ãÀf ide iksir-i saèÀdetdür 24 Er iseñ zìnet-i dünyÀyı terk it göze gösterme Ki zìnet isteyenler er degüldür belki èavretdür 25 Görinen cÀme-i zer-beft altunlu èilimlerle èİlimler mÀrdur zer-beft cÀme ulu òilèatdür 26 Ùamaè başúa maraôdur nefsuñi gör gözle øabù eyle Ki varduàunca artar bir oñulmaz ulu zaómetdür 27 TemÀşÀgÀhuñ olmaú ister iseñ èÀlem-i èulvì

Page 167: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

167

Bu süfliyyÀtı terk eyle gider cehd it kesÀfetdür 28 CihÀn çün dÀr-ı èuúbÀnuñ ekinligidür ekersün Ekinüñ pÀk idegör kim bilürseñ vaút-i fırãatdur 29 Toòumdur nìk ü bed aólÀk-ı insÀn mezraèatdur kim Ne ekseñ óÀsıluñ oldur eyü yatlu zirÀèatdur 30 äalÀó u zühd ü taúvÀyı öziñe pìşvÀ eyle Şerìèat emrini ùutmaàa saèy it kim leùÀfetdür 31 Şerièat emrin icrÀ idüben faúr iòtiyar eyle Ùarìú-ı faúruñ evvel úapusı çünkim şerìèatdür 32 EsÀs-ı faúrı muókem eylemek isterseñ iy dervìş Şeh-i iúlìm-i şerèe ittikÀ it kim úanÀèatdur 33 Sipihr-i maèdilet muóyi-i din ü devlet oldur kim Muèayyen ehl-i faúr-u sÀlik-i rÀh-ı óaúìúatdür 34 Ôahìr-ı ehl-i faúr u óÀmì-i şerèi mübìndür kim Ayaàı tozı dünyÀ beglerine tÀc-ı devletdür 35 PenÀh-ı millet-i İslÀm u şerèi zìnet-i dìndür Sözinüñ dürr-i mekñunı bütün dünyÀya óüccetdür 36 KemÀlÀtından anuñ hep efÀøıl kesb-i faøl eyler İşigün beklemek faøl ehline ulu faøìletdür 37 Şerìèat milkine sulùÀn iken faúr iòtiyÀr eyler TaèÀla’llÀh ne óikmetdür bu òaãlet özge òaãletdür 38 Kerìm ol óadde kim òÿn-ı kerem bezl itse èÀlemde Ne deñlü bÀy u yoòsul olsa hep andan àanimetdür 39 İzi tozına göz diküp cihÀn òalúı umarlar hep Ayaàı topraàın çünkim ümid-i ehl-i óÀcetdür 40 MübÀrek òÀmesi Çìnden diyar-ı Rÿma òaù çekse Diyar-ı Rÿmdan Çìne varınca hep itÀèatdur 41 Óaù-ı müşkìnine münúÀd olupdur cümle-i èÀlem CihÀn serkeşleri emrüne baş úor bu ne óikmetdür

Page 168: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

168

42 Bilür cev cev øamìri her kişinüñ ber-murÀd eyler Úamunuñ derdine dermÀnlar eyler bu ne óikmetdür 43 Görinür göñli levóinde dü èÀlem naúşı hep bir bir Bu rÿşendür ki mirèÀt-ı zÀmìrinden işÀretdür 44 Úamu andan umar feyøi cihÀnuñ ehl-i taúvÀsı CihÀn òalúın keremlerle rıøÀ itmek kerÀmetdür 45 Edebdür úo ne óaddüñdür o èÀlì-şÀnı vaãf itmek SüleymÀn vaãfını úarınca itmek òod óamÀúatdur 46 Egerçi vaãf-ı aóvÀlin göñül õikr itmek ister lìk Anuñ evãaf-ı aòlÀúı dinilmez bì-nihÀyetdür 47 Sehì evãaf-ı aòlÀúına anuñ èadd ü òadd olmaz DuèÀ bÀbında saèy eyle duèÀ çün bÀb-ı òıdmetdür 48 Mürìd olduúca ùÀlib feyø-i Óaúúa şevú u õevú ile Óuøÿr-ı şeyò-i kÀmil eksik olmaya ki himmetdür 49 İlÀhì sÀye-i serv-i vücÿdın ser-firÀz eyle CihÀn òalúına anuñ sÀye-i luùfı óimÀyetdür

18 (25a) Der Medó-i Òaøreti İbrÀhìm Paşa vaãf-ı bahÀr u èurs

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1 Çün saèÀdet bezminüñ yüzüñ meh-i tÀbÀnıdur Óaú mezìd itsün ki mihr ol nÿr ile nÿrÀnìdür 2 èÂlemi deycÿr iden her gice dilber zülfidür Dehri pür nem gösteren her dem gözüm bÀrÀnıdur 3 ŞÀne urmış zülfine yÀruñ ãabÀ meşşÀùa-vÀr èÂlemi òïş-bÿ iden ol şÀnenün dendÀnıdur 4 İtme zülfin iy ãabÀ ùarf-ı külÀhından nihÀn Kim ãafÀ bezminde ol èÀşıúlaruñ reyóÀnıdur 5 Zülfi pergÀrı ki aàzı noúùasın devr ider

Page 169: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

169

Merkezin fehm eylemez ol noúùa ser-gerdÀnıdır 6 Zülf-i yÀr ucında yazmış misk ile òaù òaù ki bÿ Ey nice sermest olan èÀşıúlaruñ reyóÀnıdur 7 Çeşmini gözler ruòında òÀl-i óüsn-ÀrÀ-yı dïst Âyine almış ele güyÀ Óabeş sulùÀnıdur 8 Maóşer-i óüsnüñde úaşuñ òaùùuñı zeyn eylemiş äanasın ol nÀme-i aèmÀlümüñ èunvÀnıdur 9 Ey leùÀfet gülşeninde serv-i òïş-reftÀr olan Bülbülüñ òïş gör ki beş günlik úapuñ mihmÀnıdur 10 V’ey cemÀlüñ gülsitÀnı ravøa-i òuld-ı berìn èÂlemi òurrem ùutan yüzüñ gül-i òandÀnıdur 11 SÀúiyÀ gel cürèa-i cÀm-ı lebüñ ãun kim yine áonca-i gül mevsimi õevú ü ãafÀ devrÀnıdur 12 Şöyle zeyn olmış zümürrüd ferş ile ãaórÀ vü ùaà Yer yüzin şimde gören ãanur cinÀn bustÀnıdur 13 äaón-ı gülşende ãabÀ dìbÀ gülistÀnı döşer Ebr-i nìsÀn bezm-i gülzÀruñ gülÀb efşÀnıdur 14 Ayaàa binse benefşe ne èaceb gülzÀrda BÀà meydÀnında èişret ùopınun çevgÀnıdur 15 JÀleler sìmìn fuúÀè oldı fuúaèidür ãabÀ LÀle ol sìmìn fuúÀèuñ ùasek-i mercÀnıdur 16 äanasın çìni ãürÀóìdür çemende servler Al güller kÀsesi pür şerbet-i reyóÀnıdur 17 Şebnem ile ùoldurup çìni kabaàın ãÿãenüñ LÀle-i óamrÀ bu iclÀsun úadeó gerdÀnıdur 18 Meclis-i ezhÀra ãaçu ãaçmaà içün her dıraòt Elde ùutmışdur idüp her biri pür dÀmÀnıdur 19 Kürsi-i gülden oúır şièr-i laùìfüm èandelìb CÀmi’-i dehr içre ol bu faãl maófil ó’Ànıdur

Page 170: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

170

20 Leblerüñ cÀmını ãu[n] 173sÀúì ki gül devrÀnıdur İçmeyen bu demde úanın içmege devr anıdur 21 BÀà-ı óüsnüñde lebüñ ser-çeşme-i cÀndur meger Sebz òaùùuñ Òıørdur sìb-i zenaò óayvÀnıdur 22 Dökdi àamzeñ ãu gibi úanum baña raóm eylemez Cürèa-i cÀm-ı lebüñ irgür ki cÀnun cÀnıdur 23 Zülfüñ ey meh-rÿ ki ãunmışdır lebüñde òÀlüñe Fülfül almış aàzına ùÀvus-ı HindistÀnìdur 24 Gülşen içre ney gibi èuşşÀúı nÀlÀn eyleyen Her seóer-geh bülbül-i şÿrìdenüñ efàÀnıdur 25 GülsitÀnuñ zìnetin ãordum görüp bir èÀrife Didi kim bu bezm-i şÀh-ı milket-i èOåmanìdur 26 PÀdişÀh-ı heft-kişver òÀn SüleymÀn bin Selìm Ten-durur ãÿretde gerçi òalú-ı èÀlem cÀnıdur 27 Şol úadar yüksek-durur kaãr-ı serÀy-ı rifèati Mihr ü meh altun gümiş dayaú ùutar derbÀnıdur 28 Yücedür eflÀkden dìvÀn-ı úadri şöyle kim Şeh-nişìni çarò-ı aèôamdur burÿc eyvÀnıdur 29 İns ü cinn ile vuóÿşa maúsem-i erzÀú olsun Ol SüleymÀn-ãavletüñ dìvÀn-ı èÀlìşÀnıdur 30 Zìnet-i şerèile bir vech üzre bulmışdır şeref èAdl ile iki cihÀn milkinüñ ol sulùÀnıdur 31 Rişte-i şerèile aúd idüp vezìrin şÀh-ı dìn Sÿr ider şol resme k’anuñ óayyiz-i imkÀnıdur 32 Nice sÿr ol cennet-i Firdevs-i aèlÀ bezmidür Kimsene görmiş degül kevn ü mekÀn óayrÀnıdur 33 Bezm-i cÀn-baòşında çìni çekmege faàfÿr-ı Çìn CÀn virür lÀyıú degül dirsem aña erzÀnıdur

173 Metinde “ãu” diye yazılmıştır.

Page 171: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

171

34 YÀ vezìrinüñ muóaøøar èursına ãaçu içün JÀlelerden gülşen itmiş ùopùolu dÀmÀnıdur 35 Mÿmdur zanbaú çemende aú güllerdür şeker Oúımaàa gülşene gül yüzlüler ÀvÀnıdur 36 Nièmet-i bezminden oldı cümle èÀlem mümtelì èÂleme dübdüz çekildi ùut ki cennet-òˇÀnıdur 37 Şekkerin bezm içre yir yir úonılan şekl-i ùuyÿr Uçmaú ister ãanasın ùÀvus-ı HindÿstÀnıdur 38 Naòl-i şem’i serv ü gülzÀr ile zeyn olmış durur äanasın kim cennet-i Firdevs naòlistÀnıdur 39 ÂsumÀniler yaúub her şeb felekde mÀh-tÀb Her gice seyyÀreler bezminde gül-efşÀnıdur 40 Óacle itmiş nev-èarÿs-ı àoncaya beñzer bahÀr BÀà-ı reng-À-reng pür naúş-ı nigÀristÀnıdur 41 Nev-bahÀr idüp cihÀnı gül gibi óurrem ùutan Âãaf-ı Cem-úadrüñ ol sÿr-ı gül-i òandÀnıdur 42 TÀc-ı dìn ü devlet İbrÀhìm paşa kim bugün Ùoylayan òalú-ı cihÀnı luùf ile iósÀnıdur 43 Oldur ol ãadr-ı nişìn-i ãÀhib-Àãaf-rÀy kim èİzz ü iúbÀl işigünde bende-i fermÀnıdur 44 Ne kerÀmet úodı Óaú õÀtında kim bir laóôada On sekiz bin èÀlem anun bende-i fermÀnıdur 45 Dem-be-dem úahr ile düşmen zehresin çÀú eyleyen Tìà-i òÿn-ÀşÀmı ile òançer-i bürrÀnıdur 46 Şübhesüz maúbÿl-i Óaú oldugı bu yetmez mi kim İltifÀt-ı pÀdişÀhì hüccet-i bürhÀnıdur 47 Ùañ mı şÀhuñ devletünde bulsa bunca iètibÀr ÒÀk-i pÀy-i şÀh iksìr-i saèÀdet kÀnıdur 48 Germ idüp dilberleri her kÿşede raús itdüren Vaãf-ı óüsnüñde Sehì bì-çÀrenün elhÀnıdur

Page 172: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

172

49 Görse MÿsÀ Ùÿr-ı vaãfunda bu eşèÀrum diye SÀmirì sióridür ol ya şìve-i SelmÀnìdur 50 N’ola raàbet bulsa úapuñda kemÀl ü faøl ile Şevú ile evãÀf-ı luùfun yazmada ÒÀúÀnìdur 51 DÀ’imÀ èayş u neşÀù u devlet u iúbÀl ile ŞÀd ol kim düşmenüñ èıydı ùapuñ úurbÀnıdur 52 Eylesen Óaú nev-bahÀr-ı gülşen-i bezmüñ münìr Nitekim gülşende her yıl àoncalar òandÀnıdur

19 (27b) Der Medó-i Aómed Paşa vaãf-ı bahÀr MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün

1 Yine ãanÀyiè-i ãunèı ÒudÀ-yı Rabb-ı áafÿr Derÿn-ı perde-i àayb-i tutuúdan itdi ôuhÿr 2 Açıldı yine seóerden der-i òızÀne-i àayb Ôuhÿra geldi úamu hep ne var ise mestÿr 3 ÓayÀt buldı dirildi nebÀù emvÀtı äanasın oldı çemen ãaónı cÀygÀh-ı nüşÿr 4 CihÀn bezendi vü cennet-miåÀl oldı çemen Úomadı dilde güzeller hevÀ-yı óÿr u úuãÿr 5 èAceb mi olsa benefşe çemende micmere sÿz Bugün ki ùaà eteginde şaúÀyıú itdi buòur 6 Bu bezm şevúine girdi semÀèa serv ü çenar NevÀya başladı úumrı terennüm itdi ùuyÿr 7 Çemende şìve ile almaduú göñül úomadı HezÀre nÀzlanur gül içüp şarÀb-ı àurÿr 8 Bu dem nesìm-i ãabÀ olsa ùañ mı cÀn-perver FeøÀ-yı bÀà-ı cinÀndür ãular şarÀb-ı ùahÿr174

174 Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir. İnsan Suresi 21

Page 173: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

173

9 Düzetdi Mıãr-ı çemende cerìm nìlÿfer Diler ki Nìl-i şitÀdan bahÀre ide èubÿr 10 èAceb neşÀù u şeref virdi bÀà u bostÀna LeùÀfet-i mey-i nÀb u ùarÀvet-i engÿr 11 Çemende gör ki nice óaşr olup yürür ezhÀr BahÀr mevsimi oldı meger ki yevm-i nüşÿr 12 Gel imdi èibret ile kÀyinÀta baú gör kim Nicesi úopdı úıyÀmet dirildi ehl-i úubÿr 13 Göñül gözini uyar cÀnuñı muãaffÀ úıl Söz esle gel úulaú ur diñle bir ne dir sanùÿr 14 ZemÀne bÀà-ı fenÀdur bu mevsimi òïş gör äafÀ-yı úalb gerekse gözet maúÀm-ı óuzÿr 15 Dem-i neşÀù u ãafÀdur diyü yeşil òaù ile Çemen saóìfe-i gülzÀra yazdı çün menşÿr 16 äurÀóì gibi seóerden ayaà üstine gel BahÀr òidmetin eyle çü bende-i me’mÿr 17 BahÀr mevsimi irdi oturma iy èÀrif Ùur imdi gülşene var èayş u nÿşa bünyÀd ur 18 Bir iki yÀr ile tenhÀca seyr-i gülzÀr it BahÀr mevsimi irdi oturma gel örü ùur 19 KenÀr-ı Àb-ı revÀñ ile serv sÀyesini CihÀna virme dilerseñ iki cihÀnda óuøÿr 20 MuãÀóib olmaàa saèy eyle bir perì ile kim Ayaàı ùopraàına reşk ide ferişte vü óÿr 21 BisÀt-ı bezme şeref vir şarÀb-ı nÀb ile tÀ Ola o meclise sÀúì-i àonce-leb müzdÿr 22 Gehi tenaèèum u gÀhi leùÀyif ü eşèÀr Gehi semaè u terennüm nevÀzeş-i ùanbÿr 23 Bu bezme degmemege nergisüñ gözi sióri

Page 174: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

174

EyÀ nesìm-i ãabÀ äÀd sÿresin oúı ur 24 Gel imdi muètekif-i kÿşe-i gülistÀn ol Elüñde cÀm u dilüñde bu beyt ola meõkÿr 25 BahÀr-ı óüsnüne itdi gözüm yaşın yaàmur Açıldı àonca lebi oldı gül yüzi mesrÿr 26 Yüzin düşer ayaàına çemende lÀle vü gül O serv-i sìm-beden itse gülsitÀna mürÿr 27 Çemende serve boyuñ ögredüp yürür óarekÀt äafÀ-yı laèl-i lebüñ itdi àonca-i mesrÿr 28 CihÀnı birbirine urdı çeşm-i fettÀnuñ Nedür bu şìve-i nÀzük nedür bu nÀz u àurÿr 29 Ne sır durur bu ki yÀ Rab hevÀ-yı èışúun ile Göñül òarÀbesini eyledi àamuñ maèmÿr 30 Yüzümi úapuña sürmekle fetó-i bÀb umarın HevÀ-yı zülfüñe øamm oldı bu dil-i meksÿr 31 Gözüñ yaşın yeter ırmaà eyle iy dil-rìş O serv-i lÀle-ruòuñ var ayaàına yüzüñ ur 32 Taøarruè eyle yüzüñ sür ve aàla aóvÀlüñ Teraóóum eyleye tÀ saña óaøret-i destÿr 33 Vezìr-i ekrem ü aèôam müşìr-i Àãaf-rÀy Ki oldı emrine tefvìø anuñ cemìè-i umÿr 34 Muèin-i dìn ü düvel Aómed-i àaøanfer-fer Melek-nişÀn u memÀliksitÀn u ãadr-ı ãudÿr 35 MedÀr-ı luùfı himemdür ki nesr-i ùÀyir-i çarò HümÀ-yı himmeti úatında olamaz èuãfÿr 36 Úaçan ki cüzice maúãÿd idinse óÀãıl olur NiôÀm-ı èÀlem ü külli meãÀlih-i cumhÿr 37 Ne yöne èaùf-ı èinÀn itse fetó rehber olup LivÀ-yı nuãreti olur muôaffer ü manãÿr

Page 175: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

175

38 Yed-i mehÀbeti itdi úılÀè-ı küfri òarÀb Úılıçı òıùùa-i İslÀma çekdi çünkim sÿr 39 Niçe muèÀnidi bir óarf ile ãır aókÀmı Òuùÿù ãaf ãaf olup ger ãaóìfe çekse suùÿr 40 LeùÀfet-i süòanından muóÀvere idicek Dizer ãan iplige bir niçe lÿ’lÿ-i menşÿr 41 áubÀr-ı òaùùı yüzinden meóÀsını merúÿm Göñül ãaóìfelerinde maóÀm idi mesùÿr 42 ÒudÀyegÀn-i ãudÿr-ı cihÀn-guşÀsın kim Atuñ öñince yerler her yer nefes şimÀl ü debÿr 43 Sen ol güzìde-i evlÀt-ı Àl-i Àdemsin Ki oldı õÀt-ı şerìfüñ netice-i maúdÿr 44 Şu kimse kim senün ol emrüne muòÀlif ola Ferìd-i èaãr ise olur muèÀtab u maúhÿr 45 CihÀna himmet-i maóø iken ol vücÿd-ı şerìf RevÀ degül ki Sehì himmetüñden ola dÿr 46 äıfÀt-ı õÀt-ı şerìfünle óüsn-i aòlÀúuñ MedÀyióinde nihÀyetde olmışam mecbÿr 47 Benüm ki vaãfuñı yazmaúda olmışam mümtÀz Niteki himmet ile olduñ cihÀnda sen meşhur 48 Niteki mevsim-i gülde çemende her şeb u rÿz Eline sÀàar-ı zer ala nergis-i maòmÿr 49 Hemìşe àonca gibi düşmenüñ olup dil-teng Gül-i cemÀl ü celÀlüñ müdÀm ola mesrÿr

20 (29b) Der Medó-i PÀdişÀh-ı Ôılluèllah-ı SulùÀn SüleymÀn Şah vaãf-ı esb-i lÀà

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀ’ilün

1. Bir gün çıúup ki Rÿm iline eyledüm sefer NÀgÀh Úaraferye’ye düşti yolum meger

Page 176: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

176

2. Gördüm içinde òalúı úamu ehl-i küfürdür Söylenmek istedükce dilünden küfür yaàar 3. İçinde on kişi var ola adı müslümÀn Her biri bir müvezzir ü müfsid [u] ehl-i şer 4. ÚÀêísı iki gözi yumuú bengì bir kişi

On dirhem afyonı bir oàurdan siler atar 5. Úullıú diyü elüme virilen nişÀn ü óükm

Maømÿnını ne úÀêí bilür ne òÀùib-i òar 6. Gördüm ki fikre varmış iken benì müfsidìn

Bir yire cemè olup boàazuma çoúardılar 7. ÓÀlümi fikr iderken ecel ulaàı irüp

Úapdı elümden atumı gitdi daòı gider 8. Bu fikre óayret ile varup óÀlüm aàladum

Gördüm bir iki kimse gelür ùutmaz at yider 9. Didüm ki anlara ne kişisiz bu at nedür

Biri didi ki uşta bunuñdur saña ãatar 10. Benümle söyleşürek atı baña ãatdılar

Iraú daòı bilümediler anı çavdılar 11. Bir atdur ki döneli bu çarò-ı nìl-reng

Anuñ miåÀli görmedi bir bÀr-gìr-i òar 12. Üstine bindügümce ne eşer ne yoràalar

Binüp yürütmek istedügümce yiri eşer 13. Ben úamçu ãalduàumca o úuyruú ãalar yürür

Ben depdüàümce anı durmaz yiri deper 14. Gördükce at ile beni şehrüñ güzelleri

Hey hey cemÀle baú deyüben taòtalar úaúar 15. Eyerlenüp yola çıúıcaú cümle cìfe-òïr

Her birisi yanumca gelüp ãaf ùutup gider 16. Geh ãaàrısına pençe urur òışm ile zaàan

Geh úaràalar başına üşüp gözlerin oyar

Page 177: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

177

17. Úuzàun daòı kesilmedi hergiz úafamdan äaàrısına úonar üyez vü ãırtına süñer 18. Geh dizginüme yapuşuban şehrüñ itleri

İn óaúúumuzı vir deyüben úÀêíya çeker 19. äırtında ãaà yir eåeri õerre deñlü yoú

Arúası büsbütün úızıl et úanları aúar 20. Yaàırları úoúusını defè eylemek içün

Oàlan aòırda günde beş aúçe buòÿr yaúar 21. Gün germ olınca demler olur arúası úızar

Şöyle olur ki rÀyióasından şehir úaçar 22. Cümle maóalle òalúı derilüp gelür ki hey

Bu rÀyióa nedür nic’olur bunu kim çeker 23. Kimi gelür úaúır söger eydür ki hey kişi

YÀ çıú yüri maóalleden veya atuñ gider 24. Ben yÀ İlÀhi neyleyeyin ol pelìd ile

Bu óÀli nice bir çekeyin baña bir naôar 25. Ne kimsene alur ne ölür ne oàurlanur

Oàurı degül ecelde yüzünden bile bezer 26. İl bendeden şikÀyet eder ben de atdan

Ben òalú ile cedelde benümle o ceng ider 27. Vaúti-durur ki bende daòı èarø-ı óÀl idem

Ola ki vÀúıf ola şehen-şÀh-ı baór ü ber 28. Bir pÀdişÀh işigüne itdüm taôallumı

Kim èadli güni ile cihÀn buldı zìb ü fer 29. ŞehzÀde-i zemÀne SüleymÀn şÀh kim

Çeşm-i zemÀne görmedi aña bedel güher 30. Bir şÀhdur ki setm-i semendi àubÀrını

Eyler mülÿk gözlerine sürme-i baãar 31. Bir pÀdişÀhdur ki dünyÀ selÀùìni

Page 178: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

178

Üzengisini öpmege úaddin ider úemer 32. SerrÀc-ı úadr ü baótı yine èizz ü nÀz ile

Çarò ablaàına çekdi hilÀlì gümüş eyer 33. Şol şehriyÀr Òusrev-i rÿy-i zemìndür

Kim atı ãayóasından olur gÿş-ı raèd ker 34. ŞÀhÀ semende-i rifèatüñ ol deñlü èÀlìdür

Seyr itdügince himmeti eflÀke yol keser 35. Sen şol ÒudÀyegÀn-ı mülÿk-i cihÀnsın

Atuñ ayaàın öpmege şehler yüzin sürer 36. ÇÀpuk-süvÀr-i fÀris-i meydÀn-ı şarú u àarb

Bu èarãa-i zemanede yoúdur saña yeter 37. Bir şeh-süvÀr görmedi şÀhum senüñ gibi Òınk-ı sipihre zeyn uralı çarò-ı nüh sipihr 38. Óaydar ãalÀbetinde yaratmış seni ÒudÀ

Görüp úocınsa Düldül’iñi n’ola şìr-i ner 39. èAhdünde ser-keş ise eger tevsen-i felek

èAdlüñ licÀmı úomaz anuñ başını eger 40. Görse semendüñi vü depinse úolayına

Çarò-ı èinÀn-keşìde hemÀn devletün deper 41. Bir arpa deñlü òınk-ı felek ãırsa emrüñi

Ânide seng-i úahruñ anuñ dişlerün úırar 42. Sen devlet atına olıcak gün gibi süvÀr

Önüñce mÀh àÀşiye-dÀruñ olup gider 43. Ùabèum semendi bir nice yıldur yaraúlanup

MeydÀn-ı vaãf-ı rifèatünüñ öñünde diler 44. Tabèum semendi èarãa-ı medóüñde ÒusrevÀ

Öñ virmez oldı kimseye buldıàını geçer 45. Umar Sehì úapuñda ki baş vire baş ala

Bì-çÀre n’eylesün atı yoúdur aña yarar

Page 179: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

179

46. ŞÀhÀ revÀ mıdır ki senüñ devletünde ben Bu resme ata fÀris olam eyleyem sefer

47. Bir atdur ki Óamza-i ŞeyyÀd atına

RÀøí olurdı görse benüm atumı eger 48. Bir ferz itdi beni piyÀde evinde mÀt

Bir at ile meded iriş ey şÀh-ı pür-hüner 49. MeydÀn-ı çaròda nitekim ablaú-ı sipihr

CevlÀnlar eyleyüp döne her gice her seóer 50. ŞÀhÀ semend-i rifèatüñe irmesün zevÀl

AèdÀya tÀziyÀne-i úahruñ belÀ yiter

21 (31b) Der Medó-i PÀdişÀh-ı Ôılluèllah-ı SulùÀn SüleymÀn ŞÀh vaãf-ı èıyd

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. Óall ile levó-i zebercedde yazıldı bir dÀl Óücce-i èıyd-ı hümÀyÿna ola şÀhid-i óÀl 2. èÂleme óükm-i hümÀyÿnunı neşr itmek içün Yazdı menşur-ı felek üstine tevkìè hilÀl 3. ŞÀhid-i èıyd cihÀn òalúını şÀd itdi yine Revzen-i kaãr-ı felekden idüben èarø-ı cemÀl 4. MÀh-ı nev bir ãanem-i àonca-dehen dür ki úılur Úara baòtum görüben òande ile àunc u delÀl 5. Altun üsküflü güzeldür adı bayram olmış èIyd kim òıdmet içün şÀha gelür bende miåÀl 6. ŞÀh dìvÀnına òˇÀn çekmek içün şÀhid-i èıyd Giceden daòı elüñ eyledi óınnÀ ile al 7. èIyd menşÿrı işÀrÀtı budur bu demde Úomaya èÀúil olan õerrece göñliñde melÀl 8. èAyş u èişret demi irişdi òuãuãÀ bu zemÀn Begümüz şÀh-ı civÀn-baòt ola feròunde-òıãÀl

Page 180: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

180

9. Serv-i bostÀn-ı saèÀdet gül-i gülzÀr-ı İrem Mìve-i bÀà-ı leùÀfet melik-i ferruò-fÀl 10. PÀdişÀh-ı şeref-i silsile-i èOsmÀnì MÀye-i èadl ü kerem úıble-i èizz ü iúbÀl 11. ŞÀh-ı sulùÀn-ı selaùìn SüleymÀn-ı zemÀn

SÀye-i pertev-i envÀr-ı ÒüdÀ-yı müteèÀl 12. ÂfitÀb-ı felek-i salùanat u èizz ü şeref

Kevkeb-i burc-ı èadÀlet meh-i òurşìd cemÀl 13. CÀme-i salùanatı dÀmenine faøl ùırÀz

RÀyet-i nuãretine oldı èalem şekl-i hilÀl 14. Ne şeref virdi ÒudÀ õÀt-ı şerefine k’olur

äìt-ı aòlÀk-ı laùìfiyle cihÀn mÀl-À-mÀl 15. Dest-i cÿdı kereminden utanur baór ile kÀn

Baòşiş itse kef-i mizÀnı ile mÀl u menÀl 16. èAdl-bÀzı ile pervÀz ideli kebk-i deri

Òïş geçer úanadı altında uçup fÀrià-i bÀl 17. Talèatuñ kevkebi ÀfÀúa virür òaylì şeref Buldı èizzet nitekim tÀze úaranfülle sifÀl 18. Perçem-i tÿàuñ ile sÀye-i çetrüñ şerefi

ŞÀhid-i nuãretine olsa n’ola zülf ile òÀl 19. Âb-ı luùfuñ ile bÀà-ı keremüñ sezb ü ùarì

Ebr-i cÿduñla boyuñ servi zihi tÀze nihÀl 20. Dest-i cÿduña göre kÀn bir avuç òÀk-i mühìn

Himmetüñ veznesine kÿh-ı girÀn bir miåúÀl 21. Rifèatüñ şemèini uyarmaàa òurşìd-i felek

Çaròı bir ãÿret ile eyledi fÀnÿs-ı òayÀl 22. Döne döne dolanır işigüni şems-i münìr

Bulımaz úapuña yüz sürmege bir õerre mecÀl 23. ÒusrevÀ rÀy-ı daúìúuñ görinür şöyle refìè

Page 181: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

181

Ki taòayyül idemez hìç anı ehl-i òayÀl 24. Meclisüñde èacabÀ zühre-i zehrÀ ne çalar

Muùribüñ çeng ele alup idecek úìl ile úÀl 25. Görse bezmüñ şerefin utana Cemşìd ü ÚubÀd

Bilse rezmüñ unudurdı özini Rüstem-i ZÀl 26. El uzunlıàın ider òaãmuñı görse úılıcuñ

Dil uzadur ser-i nìzeñ idüben ceng ü cidÀl 27. ÚahramÀnlar yüzi ãuyın yire döker úılıcuñ

Tìr-i úahruñ açıcaú cÀnib-i òaãma per ü bÀl 28. Sensin ol kim idicek rezm-i àazÀ niyyetine

Boynı baàlu gelür işigüñe BoàdÀn u úırÀl 29. Yüz sürerse úapuña n’ola selÀùìn-i cihÀn

Salùanat óÀli bulupdur ùapuña istiúlÀl 30. Salùanat milkine miålüñ gele mi farø idelüm

Bir zemÀn ile gele bula vücÿd emr-i muóÀl 31. ŞehriyÀrÀ nice demdür àam-ı devrÀn ile kim

Dolaşuban dilüm olmış idi ãÿãen gibi lÀl 32. Şükr k’oldı heves-i vaãfuñ idelden úalemüm

Ùÿùì-i tÀbèuma medóüñ şekeristÀn-ı maúÀl 33. Gözümüñ yaşına baú óÀlüme raóm it kerem it

Ki demüşler ulular eylügi eyle ãuya ãal 34. Vaãf-ı óüsnüñle olan şièr-i òayÀl-engìzüm

Görse taósìn idüben oúıya SelmÀn ü KemÀl 35. Gülşen-i midóatüñüñ olsa åenÀ-òˇÀnı Sehì

Servler el götüre başın aça cümle cibÀl 36. Nitekim úubbe-i çaròa aãa meh zer-kandil

Nitekim bula şeref savm ile èıyd-i şevvÀl 37. Dilerem ola úapuñ merciè-i eşrÀf-i kirÀm

Salùanat emr-i şehÀ bula saña istiúlÀl

Page 182: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

182

22 (33a) Der vaãf-ı gül ve medó-i İskender Çelebi-i defterÀr ve ãıfat-ı bahÀr FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Nev-bahÀr irişdi gösterdi gelüp dìdÀr gül

Eyledi bezm-i çemende bülbüle iôhÀr gül 2. Cümle-i reyóÀndan öñ gelse èaceb mi gülşene

Leşker-i ezhÀre almışdır sipeh-sÀlÀr gül 3. ZaèferÀn ile yazup rengìn varaúda nüsòalar

áoncalardan baàladı gül şÀòına ùomÀr gül 4. Bir zümürrüd úaãrdur gülşen ki gülden àoncadan

Yazdı yir yir şemse vü tozunca bì-pergÀr gül 5. Laèlden pìrÿzeden bir úaãr-ı zìbÀ yapdı kim

Gülşen-i luùf içre olsa yaraşur mièmÀr gül 6. Çìn nigÀristÀnına döndi ãanasın gülsitÀn

Kim kenìzekdür içinde ism ile gül-nÀr gül 7. Yaydı bÀzÀr-ı çemen içre bisÀù-ı èıùrını

ÇÀr-sÿy-ı gülşene geldi olup èaùùÀr gül 8. Boynına aãdı ridÀ-yı sebzi seyyidler gibi

Baàladı èAbbÀsìler resmince òïş destÀr gül 9. Mevsim-i güldür çemenden yaña seyrÀn eylegil

Eyledi gülşende èişret bezmini ióøÀr gül 10. Fÿta-i jengÀrı baàlandı nitekim ni-şükür

Olmaà içün meclis-i ezhÀra şìrìnkÀr gül 11. Def ùutar òatmi vü ney miåúÀl çalar àÀlibÀ

Bülbüle taèlìm eyler èilm-i mÿsìúÀr gül 12. Serv úol ãalar semÀè eyler aya úarãar çenÀr

Bülbülün feryÀdın işitmez güler oynar gül

Page 183: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

183

13. LÀle mest olmış yazar nergis benefşeyle òumÀr GülsitÀnda beñzer açmış òÀne-i òammÀr gül

14. Úoúlar aàzın çemende sen şarÀb içdüñ diyü

áoncanun nÀzüklik ile aàzını arar gül 15. ŞÀò-ı gülden germ olup gördi ki şièr oúır hezÀr

Eyledi bu malùaèı fi’l-óÀl istióøÀr gül 16. Gün yüzüñ tÀbından oldı ùopùolu gülzÀr gül

Ruólaruñ şevúinden açılsa n’ola tekrÀr gül 17. Yüzüme bir kez güle bakmaàla güldi àoncalar

Güller açılmış begüm luùf eyle gel tekrÀr gül 18. Òastedür nergis leb-i laèlünden umar gül-şeker

Luùfuñuñ dÀrü’ş-şifÀsından diler tìmÀr gül 19. Bezm-i gülşende ele alsañ şarÀb-ı lÀle-reng

Gül budaàında açıldı ãanuram bì-òÀr gül 20. Yollar üstinde durup gülşende luùf-ı èÀrıøuñ

LÀleden gülden semenden eyler istifsÀr gül 21. Gül yüzüñ görmekledür beñzer bu raènÀlanduàı

Kim ãalınur óüsn bÀzÀrında şÀhid-vÀr gül 22. èÂrıøuñdan reng ü bÿ oàurlamaàın rÿzgÀr

Başına ùaşlar geyürdi eylemez iúrÀr gül 23. Yile varup açılur àonca lebüñden her nefes

Ruòlaruñ şevúiyle her-dem odlara yanar gül 24. Öldürürdi cevr ile ben bendesin ol serv-i nÀz

Virmese bÀà-ı ruòuñda luùf ile gül-nÀr gül 25. Bir semen-sìmÀ perì-peyker melek-òilèat k’ider

Bÿy-ı luùfından cihÀnı ser-te-ser her bÀr gül 26. Oldur ol İskender-i åÀnì-i Cemşìd-iútidÀr

Kim nem-i òulúından olur ùopùolu gülzÀr gül 27. BÀd-ı òulúı esmese ser-sebz olmazdı çemen

Âb-ı luùfı irmese bitürmez idi òÀr gül

Page 184: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

184

28. Şemse-i òurşìd-i èÀlem-tab u nÿr-efrÿz iken

CÀme-i úadr-i refìèünde olur zer-kÀr gül 29. Óüsn-i tedbìrüñledür hep bu umÿr-ı memleket

äaón-i gülşende nitekim gösterür ÀåÀr gül 30. Yazmaàa maóãÿl-i kesb-i cÿduñuñ defterlerin

Luùfuñuñ gencinesine oldı defterdÀr gül 31. Açılup güldi yüzi bÀd-ı ùarìdan àonca-vÀr

BÀà-ı lutfuñdan olur òïş-tabè-ı nìkÿ-kÀr gül 32. Seyr-i gülzÀr eyledükce ayaàuna ãaçmaàa

Her seóer laèlìn ùabaúlar ùoldurur dìnÀr gül 33. Gülşen-i óüsnüñden aña irmeseydi Àb-ı rÿ

Úanda bulurdı èaceb bu resme gül-ruòsÀr gül 34. Âb-ı luùfuñdan olur ser-sebz serv ile çenÀr

Bÿy-ı òulúuñdan ùolar cümle der ü dìvÀr gül 35. Şol úadar beõl eyledüñ inèÀm-ı luùfuñ èÀleme

Oldı ser-tÀ-ser úamu ãaórÀ ile kühsÀr gül 36. ÒˇÀn-ı iósÀnuñdan oldı òalú-ı èÀlem mümtelì

Bezm-i cÿdÿñda n’ola olursa şekker-bÀr gül 37. Himmetüñ dÀmÀnına yapışmasaydı bende-vÀr

Baòtı açılmazdı vü olmazdı ber-òÿdÀr gül 38. Dil şarÀb-ı himmetüñle eyler ıãlÀó-ı mizÀc

CÀn ãudÀèına gülÀb ile ider tìmÀr gül 39. Şöyle beñzer kim şikÀyetdür felekden úapuña

Aàlamakdan eyleyüpdür dìdesin òÿn-bÀr gül 40. Sen Arisùï maèrifet devrinde oldum ben õelìl

Ehl-i èirfÀn bezmidür olmaú olur mı ò’Àr gül 41. Al ele göñlin bu ben üftÀdenüñ luùf eyle kim

Bülbül-i dil-òasteye olsa olur àam-òÀr gül 42. Yüz çevürme ben duèÀ gÿyuñdan iy ÀrÀm-ı cÀn

Page 185: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

185

èAndelìbinden bilürsin eylemez òod èÀr gül 43. Baàladum bir naòl-i zìbÀ midóatüñ bÀàında kim

Gülşen-i cennetdür anda ãad hezÀrÀn var gül 44. Bu meåeldür èÀrife bir gül yiter dirler Sehì

Ehl-i diller bezmidür yitmez mi bu miúdÀr gül 45. Gülşene dökdükce dÀmÀn iledür ebr-i bahÀr

Eyledükce leşker-i ezhÀra zer iåÀr gül 46. TÀze tÀze gül vire gülzÀr-ı luùfun óaşre dek

Olduàınca nev-bahÀr iúlìsine serdÀr gül 47. Gülşen-i bÀà-ı vücÿduñ òurrem ü òandÀn olup

Oúıya úarşuñda bülbül her zemÀn eşèÀr gül

Page 186: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

186

23 Müfteèilün Müfteèilün FÀilün

Page 187: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

187

Page 188: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

188

Page 189: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

189

24 (36b) Der Medó-i KÀsım Paşa ve ãıfat-ı engüşterì

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1 İm bir itdi dehen-i yÀr ile beñzer òÀtem K’eyledi óüsn ilini böyle müseòòar òÀtem 2 Seyr ider óüsn ilini àonce-fem ü laèlìn-leb Altun üsküflü güzel dilbere beñzer òÀtem 3 Taót-ı zer üstine geçdi geyüben laèlìn tÀc Fitne Ye’cÿcınadur sedd-i Sikender òÀtem 4 Laèl-i cÀn-baòşı gibi itmege tesòìr-i úulÿb Çevre yanına çeker òaùù-ı müdevver òÀtem 5 Mey gibi ayaàa düşüp elin öpsem yÀrüñ Úatı göñli ùaralur úaşın eger her òÀtem 6 Serçe barmaàına degmez pek eger saèy itsen Zÿr-ı bÀzÿ ne virür çün ola bì-zer òÀtem 7 Laèl-i cÀn pervere beñzer dirilür şöyle ki var Gözine úan görinür ölümin ister òÀtem 8 Laèlden başına odlar yaúuban zerger-i óüsn Pÿte-i àamda ãıúup ãızurup eyler òÀtem 9 Raús urup döne döne bezme àazel-òˇÀn olmış Eyleyüp bu àazeli şevú ile ezber òÀtem 10 Daúınaldan berü ol gözleri èabher òÀtem Gözi Àdem mi görür iy úaşı èanber òÀtem 11 Bir tel iplige yazup Rÿmi ÒaùÀyi yapraú Naúş idüp laèlüñe ad eylemek ister òÀtem

Page 190: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

190

12 Dem-be-dem èaks-i leb ü zülfüñ ile çeşmüm olur äÿret-i èÌsì vü Meryem’le muãavver òÀtem 13 Beñzer ol nÀme-i tezvìre òaùuñ kim yazılup Oldı mihr-i dehenün aña müzevver òÀtem 14 Dilüne nÀm-ı lebüñ alsa ãulanır aàzı Mihr kim òoúúa u der-pÿşuña baãar òÀtem 15 Naúş idüp geçdi sevÀd işini òaùùı lebine Laèlden zer-ger-i óüsn eylemek ister òÀtem 16 Şeh-i èÀdil işigüñde beni yÀd etmek içün Barmaàın rişte-i zerrìn ile baàlar òÀtem 17 Âteş-i laèle buòÿr itmek içün èanber olur Âãaf-ı şÀh-ı cihÀn bezmüne micmer òÀtem 18 Oldur ol burc-ı kerem óaøret-i KÀsım Paşa Mühri mihrinden olan bende-i aóúar òÀtem 19 Mühr-i dünyÀyı bütün avcuna alsa n’ola kim èAdl idüp her işini ad ile işler òÀtem 20 Barmaàı Àb-ı revÀn yüzügi altun lÀle Yiridür olsa n’ola çeşme-i enver òÀtem 21 Vefú idüp nÀm-ı şerìfün götürür başında TÀ ki sen luùf ìyesin ide müsaòòer òÀtem 22 ÂãafÀ baàlasa luùfÿna binÀ’en yaraşur Himem-i baór-i kefüñ feleke lenger òÀtem 23 Elleyüp başına úaúsa ne èaceb dest-i nigÀr Geçinürmiş yed-i úadrüne berÀber òÀtem 24 Medó-i keffünde yapup naúş-ı nigÀr ile nigìn Ùıfl-ı nevreste gibi barmaà emer her òÀtem 25 Úalbde nÀme gibi nÀm-ı şerìfün ãaúınur Oldı çün mühr-i SüleymÀn ile mihter òÀtem 26 Ùaşı başuna baş ùaşa uruban saèy eyler İşigüñ bendesine olmaàa çÀker òÀtem

Page 191: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

191

27 Úanàı ùaş úatı ise başuna ursa yiridür Olmadı çün işigüñ ùaşına hem-ser òÀtem 28 Geçmeye óükmi cihÀn milki berÀtınuñ ebed Yed-i úadrüñle aña mühr itmez ise ger òÀtem 29 Olalı mühr-i SüleymÀn yed-i úadrüñe úarìn İns ü cÀnn emrüñe fermÀnber ü çÀker òÀtem 30 Burmadur úavs-i úuzaó mihr-i cihÀn-tÀba nigìn Rifèatüñ barmaàına çarò-ı mücevher òÀtem 31 Diyüp işitmege vaãfuñ dehen u gÿş olmış Úulaàın burma eyü adıñı söyler òÀtem 32 Ne ùılısm eyledi gencine-i destiñde èaceb Sìm ü zerden düzedür heykel-i ejder òÀtem 33 Giceler meclisüñe mührüni mÿm ile oúur Baòt-ı pìrÿze irüp olalı server òÀtem 34 Eyü ad ile n’ola òÀtem olursañ yaraşur Nitekim milk-i nebìlerde peyember òÀtem 35 Õihn-i dÿşinde dÀmÀd-ı èaúıl itdi nişÀn Virdi vaãf-ı dehenüñ aña mücevher òÀtem 36 áam-ı hecrüñde Sehì çekdügi derd ü elemi RÀstì aàız açup ùapuña söyler òÀtem 37 Eyledi àam gözüm aàın ten-i zerdüme nigìn Bulsa elmÀs ile zìver yaraşur zer òÀtem 38 Derdümi èizz-i óuøÿrunda diler kim ide şeró K’eyledi úıããa-i aóvÀlümi defter òÀtem 39 Gördi vaãfuñda olan şièr-i òayÀl-engìzi Úaldı óayrÀn ısırup barmaàını her òÀtem 39 Fi’l-meåel bir ãanemi àonca-dehendür şièrüm Ki doúunmış ola her barmaàına zer òÀtem 40 ÂãafÀ mühr-i SüleymÀn ola avcunda müdÀm

Page 192: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

192

äaà elüñde ola tÀ óaşr muúarrer òÀtem

25 ( 38a) Der Medó-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh der ãıfat-ı cÀm

Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèilü FÀèilün

1 Döndi ãafÀ sefìnesine zer-nigÀr cÀm Baór-ı neşÀù buldı gibi rÿzgÀr cÀm 2 Almış úolına ãubó güneş şÀhbÀzını Gör kim ne şìve ile ùutar dest-i yÀr cÀm 3 Bezme ãurÀói sedd-i Sikender olup ùurur Ye’cuc-i fitneden idinüpdür óiãÀr cÀm 4 PergÀre çekdi cümle-i aãóÀb-ı ãoóbeti Cedvel gibi olursa n’ola rÀst-kÀr cÀm 5 Beñzer ki daèvet itmek içün çekdi dÀ’ire Durmaz úadeó duèasın oúur bì-şümÀr cÀm 6 İster ki ola şems-i saèÀdetden irtifÀè Almış ele zemÀne suùurlÀb-vÀr cÀm 7 Mir’Àt-ı úalbi silmek içün oldı mıãúale İster ki sırr-ı àaybı ide ÀşikÀr cÀm 8 Mihr ile mÀh sÀàar u surò-ı şafaú şarÀb Elden zemÀne úomadı leyl ü nehÀr cÀm 9 Rind-i cihÀn-dìde gibi al idüp yürür Gördügi mÀh-pÀreyi eyler şikÀr cÀm 10 HercÀyidür egerçi ki baş üzre yiri var Her bir göñülde itse yiridür úarÀr cÀm 11 Her nÀzenìne zìnet-i zìb ü behÀ virür MeşşÀùa-i cemÀledür Àyine-dÀr cÀm 12 Gözüm yaşı yeñilmedi ha durmadan aúar Buldı zamÀne ùaşı ile inkisÀr cÀm 13 Oldı úadeó egerçi ki girdÀb-ı maèãiyet

Page 193: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

193

Luùfı ãuyıyıla ãuna direm kirdigÀr cÀm 14 Laèl-i lebini itmese bÿse kenÀr-ı cÀm Meclisler içre bulmaz idi iètibÀr cÀm 15 Yaşum èaceb mi lÀle gibi olsa surò-rÿ äunsa lebinden ol ãanem-i gül-èiõÀr cÀm 16 Gül gibi şÀd u òurrem olup gözlerin süze Nergis miåÀl eline [alsa] nigÀr cÀm 17 Güvler lebiñ şarÀbına ÀvÀreler düşer Devr-i lebüñde bulalıdan iştihÀr cÀm 18 Yüzüñe barmaàa göz idinmiş óabÀbdan Beñzer ki oldı óüsnüñe Àşüfte-zÀr cÀm 19 Ne deñlü ùaş baàırlu ise gözi yaşludur Laèl-i lebüñi görse olur eşk-bÀr cÀm 20 Öpüp lebüñ iñen daòı germ olmasun müdÀm èUşşÀú göñline doúınur zìnhÀr cÀm 21 Şevú-i mey-i lebüñle delürdi şarÀb-ı nÀb ÒumòÀnelerde úaldı idüp iòtiyÀr cÀm 22 Çıkduúca başa şevú-i mey-i laèl-i dil-firìb İtse èaceb mi ãÀóibini tÀc-dÀr cÀm 23 SulùÀn-ı berr ü baór u cihÀn-baòş u tÀcda Kim dest-i luùfı ile olur kÀm-kÀr cÀm 24 èÂlem-penÀh yaèni SüleymÀn ŞÀh kim Bezminde olsa ùañ mı şeh-i nÀm-dÀr cÀm 25 Yevm-i veàÀda her biri cÀnlar niåÀr ide äunsa eyliyle úullarına òïş-güvÀr cÀm 26 Bir cüz-i fikr ile yedi iúlìmi fetó ider Dil milkin açduàı gibi bì-gìrÿdÀr cÀm 27 Biñ pehlevÀnı baããa n’ola bir ayaà ile

Page 194: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

194

………………………175 õevi’l-iktidÀr cÀm 28 Düşmenlerüñi úahr ile bì-tìà ü bì-teber Ne deñlü çoà olursa ider tÀrmÀr cÀm 29 Virse èaceb mi düşmene dÀrÿ-yı hÿş-ber Bezmüñde buldı çün bu úadar èitibÀr cÀm 30 Sen şol ÒudÀyegÀn-ı cihÀnsın ki bezmüñe CÀnlar virür iletmege her şehriyÀr cÀm 31 Óıfô eylemege maózen-i esrÀr-ı úalbüñi Bezmüñde oldı kalèa-i gevher-nigÀr cÀm 32 LÀf ursa ùañ mi bezm-i dil-firÿzuñı görüp Laèl-i lebüñ meyinden ider iftiòÀr cÀm 33 Gül gibi meclisüñde el üstine ùutdılar Devrüñde buldı òaylice èizz ü vaúÀr cÀm 34 SÀúìlerüñle bir nefes olmaà içün enìs Laèl-i müõÀb aúıdup ider cÀn-niåÀr cÀm 35 Cürèañ irirse õerre úadar úara yirlere Eyleye yir yüzini úamu lÀlezÀr cÀm 36 Bezmüñde anı elden ayaàa düşürdiler Sırr-ı dehÀnuñ itdügi çün ÀşikÀr cÀm 37 Bir úulı cüz luùfuñ ide Mıãra pÀdişÀh Niteki bir gedÀyı ider şehriyÀr cÀm 38 Òulúuñla òalú-ı èÀlemi şol deñlü toyladun Kim nièmetüñle oldı yemìn ü yesÀr cÀm 39 èAdlüñ şu resme èÀleme virmişdür intiôÀm Kim devletünde ùutdı ãıàÀr u kibÀr cÀm 40 Dest-i èinÀyetüñle òalÀã eyledi dili DeryÀ-yı àamda úalmış iken Óıør-vÀr cÀm 41 TÀrìk-i àamdan açdı dili rÿşen eyledi

175 Metinde silik

Page 195: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

195

Dil òÀnesinde úoyalı üstÀd-ı kÀr cÀm 42 Bir cÀm içürdi midóat-i èışúuñ Sehì’ye kim Bir cürèasına degmez anuñ ãad hezÀr cÀm 43 İtdüm cihÀnda zerger-i tabèundan iòtirÀè CÀm-ı cihÀn-nümÀ gibi bir yÀdigÀr cÀm 44 Bir bendeyem ki meclis-i medóünde eyledüm Bir nice nevèa ãanèat ile bì-òumÀr cÀm 45 Redd itme ben úuluñı ki bir eski úulunam Eskimek ile çünki bulur iètibÀr cÀm 46 Õikr itdügince ãıdú ile medó ü åenÀñı dil Defèi duèÀ-yı devletüñe el açar cÀm 47 Ser-sebz ola hemìşe gülistÀn-ı ãoóbetüñ Alduúca mÀh-ı nevden ele rÿzgÀr cÀm

26 (40a) Der Sıfat-ı tehniye-i úudÿm-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh

FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 1. Yüzüñi göricek şifÀ gördüm

Dil marìøine òïş [devÀ] gördüm 2. MeróabÀ iy beşìr-i raómÀni

Seni òïş ãaà esen ãafÀ gördüm 3. Nicesin nitedir neden düşdi

Yel yepek nitekim ãabÀ gördüm 4. Didi müjde işit ki şÀh-ı cihÀn

Gün gibi geldi kim ùoàa gördüm 5. Çìn seóer èÀleme beşÀret içün

Muştlıú itmegi sezÀ gördüm 6. Oldur ol óaøret-i SüleymÀn ŞÀh

K’işigin Kaèbe-i ãafÀ gördüm

Page 196: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

196

7. BargÀh-ı saèÀdet-efruzunın Maúsem-i rızú-ı cÀn-fezÀ gördüm

8. Sensin ol pÀdişÀh-ı èÀlem-gìr

Naèt-ı vaãfuñı lÀ-fetÀ176gördüm 9. Sen o şehsiñ ki ÀsitÀnuñda

Bu cihÀn beglerin gedÀ gördüm 10. Óamdü’llilah ki devletüñde seni

Yedi iúlìme pÀdişÀ gördüm 11. Atun ayaàı altına alduñ

Bu cihÀnı saña revÀ gördüm 12. Óükm ider şarúa àarba bendelerüñ

Seni bu milke ben velÀ gördüm 13. Fetó ider yer yüzi memÀlikini

Tìà-i rÀyıñ cihÀn-guşÀ gördüm 14. Bezm rezmüñde tìà-i òÿn-rìzüñ

Ben de cÀn-ı cihÀn nümÀ gördüm

15. èAlemüñ nuãret ÀşiyÀnesidir Ôafer u fetóiñi hümÀ gördüm

16. Óıfô ider büsbütün bu dünyÀyı

Emr ü nehyüñ èale’s-sevÀ gördüm 17. BÀd mümkin degül muòÀlif ese

Emrün ile eser ãabÀ gördüm 18. BÀd-ı luùfuñ-durur nesìm-i sabÀ

èÂlemi kıldı pür-ãafÀ gördüm 19. Giceler şemè-i cemè-i devletüñi

Yandı per per pür øiyÀ gördüm 20. Ôulmet-i küfr şemèidür úılıncuñ

176 Arapça “Hz. Ali’den başka yiğit yoktur” anlamına gelen söz. Sözün devamı “La seyfe illa Zü’l-fikar ve la feta illa Ali”(Zülfikardan başka kılıç, Ali’den başka yiğit yokdur) dır. Kahramanlık, cömertlik, affedicilik vb. Güzel huyları kendinde toplayan olgun kimseler için kullanılır. Ethem Cebecioğlu, a.g.e s. 390

Page 197: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

197

Yapyalın yandı uàraşa gördüm 21. Düşmenüñi helÀk ider bir bir

Úılıncıñ elde ejdehÀ gördüm 22. Saña yavuz ãanan èadÿlarıñıñ

İşin oñarmadı ÒudÀ gördüm 23. Rÿz-ı maóşer midür ki dìvÀnuñ

K’anda çoú çoú èaùÀ cezÀ gördüm 24. BÀà-ı Firdevse beñzedüp úapuñı

Sidreden anı müntehÀ gördüm 25. Baş eger öpmege rikÀbuñı mÀh

Úademüñde anı dü-tÀ gördüm 26. ÒÀk-i pÀyuñla eşk-i dür-pÀşum

Baór-i eşkümde ÀşinÀ gördüm 27. Úanlu gözüm yaşına ãıóóat ola

ÒÀk-i pÀyuñi tÿtiyÀ gördüm 28. Ayaàuñ ùopraàına sürmek içün

Yüzümi yirden aşaàa gördüm 29. èIyd-i vaãla irişürüm óayfÀ

Rÿze-i hicrüñi ùuta gördüm 30. Gelmedi oúya şÀhbÀz-ı ümìd

Beg idüp göñlümi ãala gördüm 31. Eski úuluñ-durur du’Àcı Sehì

Anı ben pìr ü bì-nevÀ gördüm 32. Umaram dergehüñden olmaya red

èAbd-i muòliã ki bì-riyÀ gördüm 33. Nitekim sÀl u mÀh u leyl ü nehÀr

Gele ve gide úapuña gördüm

Page 198: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

198

27 (41b) Der vaãf-ı şehzÀdegÀn ve ãıfat-ı òıtne

MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀilün Feèilün

1. Úurıldı çetr-i muèallÀ döşendi naùèı zemìn

CihÀn bezendi vü oldı miåÀli òuld-ı berìn 2. Bu dehr-i pìre-zeni gör nice civÀn oldı

Müzeyyen oldı cihÀn u cinÀna döndi zemìn 3. Şu resme kendüzini zìnet itdi dünyÀ kim

Görüp bu zìneti kevn ü mekÀn ider taósìn 4. HezÀr reng ile ãÿret-peõìr olup dünyÀ

äanasın oldı bu èÀlem nigÀr-hÀne-i Çìn 5. Şu deñlü buldı şeref yir yüzi zamÀnede kim

äafÀ u õevú ile ùoldı úamu yesÀr u yemìn 6. CihÀnı velvelelerle pür itdi ser-tÀ-ser

FiàÀn-ı çeng ü çeàÀne ãadÀ-yı ãavt-ı óazìn 7. SadÀ-yı ãavt-ı terÀne èamel virüp naúşa

Uãÿli dÀ’ireden def ùutup ney itdi enìn 8. Çalındı kavs-ı naúÀre fiàÀnlar itdi nefìr

Sipihr ùasına düşmez daòı bu resm ùanìn 9. Bu şevú u õevú vü bu luùf-ı görüp hemÀn ol dem

Bezendi her ãanem-i dil-rübÀ vü mÀh-cebìn 10. äalındı èÀşıú u maèşuú yer yerin nitekim

äalındı VÀmıú u èAõrÀ vü Òusrev Şìrìn 11. Bezendi bezm-i ãafÀ vü donandı cÀy-ı ùarab

NeşÀù u şÀdi ile ùoldı her dil-i àamgìn 12. CinÀna döndi bu bezm-i ãafÀ ki leyl ü nehÀr

Bir oldı giceye maóv itdi rÿzgÀr hemìn 13. Úurıldı meclisi èişret döşendi òˇÀn u sımÀù

Page 199: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

199

Dökildi geldi firÀvÀn nefÀyis-i rengìn 14. Dizildi geldi hezÀrÀn hezÀr nièmetler

Ki kimseler idemezler o nièmeti taèyìn 15. PilÀv ãanma bezimde yıàın yıàın görinen

Pirinç dÀneleridür ki oldı dürr-i åemìn 16. Yayıldı ortaya geldi gülÀc-ı şìrìn-leb

Ezildi şekker içildi nite ki mÀ’-i maèìn 17. Görindi çìnì ùabaúlarda şekl-i senbÿse

SemÀda nite ki görindi ãÿret-i pervìn 18. Şu óadde bişdi ve yaãındı sükkerì óalvÀ

Ki ãaç yaàmasını itdi gÀhì vü pişmìn 19. Yaàladı ol úadar eşkÀl-i şekkerin bì-òad

Ki vaãfun itmeye vaããÀf ögerse biñde birin 20. ÇahÀr-pÀ u vuóÿş u ùuyÿr reng-À-reng

Kimisi fil ü kimi at kimisi şìr-i èarìn 21. FeøÀ-yı bezm ùolu úaz u ördek ü şehbÀz

HezÀr ùÿùì u úumrı ü çekÀvek şÀhìn 22. äanasın uçmaàa döndi bu bezm-i èişretgÀh

O deñlü eyledi kendin ÀrÀyiş ü tezyìn 23. èAceb mi olsa eger naòl-ı mÿmı buúalemÿn

Kim aldı gülşen-i cennetden örnegi naúşın 24. Boyadı gök yüzini göge ÀsümÀnìler

CihÀn yüzine tarÀúa düşürdi çarò-ı berrìn 25. Bu şevú ü õevúle òalú-ı cihÀn temÀşÀya

Ayaàa bindi gelüp hep úamu kihìn ü mihìn 26. Zemìnde yer bulamayup bu seyre ay ile gün

Felekler üzre çıkup oldı çeşm-i èÀlem-bìn 27. Görüp bu bezm-i laùìfi baña didi bir pìr

Nedür bu meclis ü èişret bu tertìb ü Àyìn

Page 200: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

200

28. Didüm ki Òusrev-i ÀfÀú sÿr ider oldur CihÀn-penÀh u memÀliksitÀn u server-i dìn

29. ÒudÀyegÀn-ı cihÀn óaøret-i SüleymÀn ŞÀh

Kim oldı ùÀrem-i fìrÿze òÀtiminde nigìn 30. HümÀ-yı salùanatda èaceb şeref-vÀr kim

äıàındı úanadı altında úaldı çarò-ı berìn 31. Serìr-i óükme SüleymÀn-ı ins u cindür ol

ÒalÀã ola mı elinden èadÿyı dìv-i laèìn 32. Bu devre irse göreydi şehüñ bu óaşmetini

Öñince àÀyişe-dÀrı olaydı faàfÿr-ı çìn 33. RièÀyet-i sünen-i faòr-i enbiyÀ itdi

Ki bula sÿr ile zìnet ciòandÀ şerè-i mübìn 34. Doladı k’eyleye sünnet o şÀhzÀdelerüñ

Buyurdı kim ola bir òıtne-sÿr u òÿb Àyìn 35. KinÀye ile diyem vaãf-ı òıtneyi diñle

Ki óÀãıl ola senüñ göñlüñe bu èilm-i yaúìn 36. Dar oldı òÀtemi barmaúda şÀhzÀdelerüñ

Ki barmaàından alup yüzügin giderdi hemìn 37. Uzadı dırnaàı barmaúlarında beñzer yÀ

Ki dırnaàını kesüp aldı anı nÀòun-ı çìn 38. äoyındı àonca-i zanbaú yaòÿd àılÀfından

èAyÀn oldı görindi çü şÿşe-i tesmìn 39. Başından aldı çeküp ya toàancı üsküfüni

Diler meger ãala keklik şikÀrında şÀhìn 40. Úapıldı bir delüúanlunuñ üsküfi başdan

Ya rÿzgÀr yele virdi ya bir gül-i nesrìn 41. Sehì saña bu maèÀnì neden durur óÀãıl

Meger ki óÀtif-i àaybı ider saña telúìn 42. CihÀn yüzi nitekim èayş-ı şÀdi ile güle

NeşÀù-ı èişret ile yir yüzi ola tezyìn

Page 201: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

201

43. BahÀr-ı gülşen-i ömrin bu şÀhzÀdelerün

KemÀle irgür ilÀhi òazÀna itme úarìn

28 (43a) Der Medó-i Tevkièì MuãtafÀ Çelebi

Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèlü FÀèilün

1 İy óüsn ile serìr-i saèÀdetde zer nişÀn V’ey milket-i cihÀna Sikender-ôafer nişÀn 2 Döne döne cihÀnı gezüp seyr iden kişi Görmedi bir senüñ gibi bir òÿbter nişÀn 3 Çekdi çevürdi ucına úoydı cihÀnı hep Óükm ile òalúa söylese n’ola ne var nişÀn 4 Naúş u behÀda görine ùÀvus úuyruàı äaón-ı semende yazılur olsa eger nişÀn 5 Bir lÀciverdi çìnì ãürÀóì miåÀlidür Bezm-i ùarab-fezÀ-yı mekÀtibde her nişÀn 6 Olmasa idi úıble-i maòlÿú-ı kÀyinÀt MiórÀb vaøèi şeklüne olmazdı her nişÀn 7 äÀóib-i velÀyet olan èaceb mi bu devr de BektÀşi tÀcı geydi úuşandı kemer nişÀn 8 Nakş-ı nigìni mühr-i SüleymÀn degül midür İns u cinni itse müsteòòar nÿr nişÀn 9 EsrÀr-ı àayba olmasa elbette muùùaliè Vermezdü òalúa òayr ile şerden òaber nişÀn 10 Olmasa anda òÀãiyeti ism-i aèôamuñ Baş üzre óırz-ı cÀn gibi itmezdi yÀr nişÀn 11 Kimin başına sÀyesi düşse èazìz olur Devlet hümÀsı ki açar bÀl ü per nişÀn 12 Altunlu tÀc geydi gümiş taòta geçdi çün

Page 202: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

202

Oldı cihÀnda pÀdişeh-i baór ü nişÀn 13 Yelken dÿrìde itdi donadup sefìnesin Fetó u ôafer diyÀrına eyler sefer nişÀn 14 ÂyÀt-ı luùfı úahr ile gökden iner gibi Gösterdi óükm-i şÀhı melÀyik-i siyer nişÀn 15 Eylügi luùfe ãarf ider ü úahrı ôÀlime BÀà èadlden işbunı virür åemer nişÀn 16 Bir kerde bÀlişe ùayanup iki şehriyÀr Milk-i cihÀnı ùutmaàa yazup ãalar nişÀn 17 äÀóib-ãadÀret itmege bir ehl-i devleti Virdi elüne gün gibi mühr-i seóer nişÀn 18 Mihr-i sipihr faãl u meèÀlì NişÀncı beg Kim dest-i luùfı ile bulur zìb ü fer nişÀn 19 Ol kim cihÀnda muãlió-i dünyÀ vü dìn olup ÚÀnÿn u şerè-i dÀ’iresine ider nişÀn 20 Sen şol ÒudÀyegÀn-ı cihÀnsın maèÀrifüñ DìvÀn-ı èarãa-gÀh-ı felekde aãar nişÀn 21 Bir güni ôÀhir eyledüñ iki hilÀlden Devr-i úamer de sencileyin kim yazar nişÀn 22 Úuluñ gibi úalem úuşanup òidmetiñde cüst Baàlandı belüne iki yirden kemer nişÀn 23 Zerrìn-i şemèadÀn ile kÀfÿri şemèdür ÙïmÀr olup úapuñda ùutuşup yanar nişÀn 24 Taèbìr-i òÿb ile bulur aókÀmuñ iètibÀr èAyn-ı èinÀyetüñle olur muèteber nişÀn 25 Óükm-i cihÀn-muùÀèuñı tenfìõ itmege Olmış ezel güninde úaøÀ vü úader nişÀn 26 Dest-i şerìfüñ öpmege cÀnlar virür úalem Yüz sürmege işigüñe àÀyet iver nişÀn

Page 203: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

203

27 Ser-èasker oldı geldi alay gösterür saña Milk-i cihÀnı ùutmaàa sancaú çeker nişÀn 28 Zülfüñ ki yazılur òaùù-ı miskìnüñ üstine ÂyÀt-ı óüsnedür per-i ùÀvus-ser-nişÀn 29 EvãÀf-ı óüsn ü òulúuñı medó itmek istedüm Virdi hemÀn-dem iş bu àazelden òaber nişÀn 30 Beñzer úaşuña beñzemek ister meger nişÀn Görüp úaşuñ miåÀlini gerer çeker nişÀn 31 Ebrÿlaruñ miåÀlini meşú itmek istese Levó-i cemÀle nÿn-ı müåennÀ yazar nişÀn 32 Resm itdükce úaşuñı àÀyetde ter düşer Anuñ içün kÀàıdlara burar ãarar nişÀn 33 Òaùù-ı lebüñle ãafóa-i ruòsÀre kÀkülüñ Düşmiş berÀt-ı óüsne güzel mihr eger nişÀn 34 Levó-i èiõÀruñ üzre döşenmiş yatur ãaçuñ äan ùÀvusi mürekkeb ile yazdılar nişÀn 35 Gelmiş óavÀledür èamel-i óüsne gözlerüñ Almış eline iki úaşuñdan birer nişÀn 36 Başın eline aldı bu göñlüm yüreklenüp Tìr-i òadeng-i àamzeñe dikmek diler nişÀn 37 Ben şol Sehì degül miyem ey serv k’eyledüm Úaşuñ kemÀnı oúlarına cÀn u ser nişÀn 38 Vaãf itmeye benüm gibi bir kimse medóüñi Menşÿr-ı şÀha yazmaya her bì-hüner nişÀn 39 Gerçi ki ehl-i faøl iñen bu çoú devrde Yetmez iş bu şièr baña muòtaãar nişÀn 40 Devr-i úamerde daèvi-i faøl eyleyenlere Bu şièr-i siór-sÀz yeter muòtaãar nişÀn 41 Altun úalemle yazmaludır şièr-i bendeyi Altun ile yazılsa olur muèteber nişÀn

Page 204: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

204

42 Şièrim redifi ùutdı eúÀlìm-i sebèa[yı] Olalı milk-i naôma şeh-i tÀc-ver nişÀn 43 Úoma ayaàa düşmişi luùf eyle al elün Yiter iki cihÀnda saña bu úadar nişÀn 44 TÀ rÿzgÀr levóasına óÀkim-i ezel Úudret eliyle yaza úaøÀ vü úader nişÀn 45 Olsun saèÀdetüñ güneşi gün gibi şerìf Yazduúca levó-i çaròa hilÀl-i úamer nişÀn

29 (45a) Der Medó-i PÀdişÀh-ı SulùÀn SüleymÀn ŞÀh ve ãıfat-ı bahÀr

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1 Şemse yazdı rÿmi yapraúlarla gülşende zemìn Kim anuñ bir yapraàın yazmaz hezÀr erjeng-i Çìn 2 Gülşene virmiş ãabÀ ber-veche-i óadd iètidÀl Òıøra dönmiş sebzeler olmış ãular mÀ’-ı maèìn 3 TÀze cÀn virdi cihÀna nev-bahÀrıñ maúdemi GülsitÀnı itdi enfÀs-ı ãabÀ òuld-ı berrìn 4 BÀàa gel gör óÀl diliyle ne remz eyler çemen HÀzihi cennÀt-i èadnin fedòulÿòÀ òÀlidìn177 5 äaón-ı gülşen bir zümürrüd úaãr olmışdur meger CÀm-ı zerkÀrıdır anda gül úonulmuş yir yirin 6 SÀye-i serve güneş düşdükce yapraúdan düşer

BÀàa úaplanı nihÀli yer yer altunlu zemìn 7 Gösterür mevc-i çemenden her seóer bÀd-ı nesìm GülsitÀnı baór-ı aòøar jÀle-i dürr-i åemìn 8 Óaùù-ı reyóÀn gibi olmuşdur benefşe dÿd-reng èÂrıø-ı dilber gibidür ãaón-ı gülzÀr Àteşìn

177 İçinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleri! Tâhâ Suresi 76

Page 205: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

205

9 Virdi zìnet lÀleye gülgÿne ile nev-bahÀr Çekdi sürme nergisüñ gözine miål-i óÿr-ı èìn 10 Seyre yelkencek çıúup kesb-i hevÀ itmek diler Aú vÀlÀ pìrahen geymiş çemende yasemìn 11 Sÿzen ile nìlì òÀl eyler èiõÀr-ı gülşene İtmedin daòı benefşe imtizÀc mÀ’ u ùìn 12 áonca doldurmuş úabaàını şarÀb-ı Àl ile Sebzeler bezmünde olmış piste nuúl-i şekkerin 13 Dürr ü gevher gülşene n’içün düşer faãl-ı rebìè Çün degüldür faãl-ı gülşen ferş-i firdevs-i berìn 14 Gül benefşeyle budur cemè olmaduàı àÀlibÀ Görmedük cemè olmamışdur bir yire kìn ile dìn 15 äavt-ı bülbül tÀze óüsniyyÀta virmişdür èamel äu terÀne baàladı erler bu şière Àferìn 16 YÀ Rab ol òÿrşìd mi yÀ ruò mı yÀ meh yÀ cebìn äad hezÀrÀn Àferìn ber-i ãunè-i Rabbü’l-èÀlemìn 17 Öldürürse tìr-i àamzeñ iy kemÀn-ebrÿ beni Yaz murÀdum üstine hÀzÀ’l şehìdü’l-èÀşıúìn 18 Devr-i óüsnüñde meger gördi dehÀnuñ luùfını Òacletinden àoncalar dutmış yüzine Àstìn 19 ÂsitÀnuñ gülsitÀnında gül-i nesrìn ki var BÀàca oàlanıdur úızıl beñizlü ãaruşın 20 BÀd-ı Àhum úıvırmış lÀle yelken taúyesin Allar geymiş sipÀhì dilberidür ãanasın 21 Dïstum naúş-ı dehÀnuñda SüleymÀn mühri var Yaraşur laèlüñe dirsem òÀtem-i gevher-nigìn 22 Úo ayaàuñ ùopraàına süreyin yüzüm gözüm PÀdişÀhum görme luùf it devleti ardın yegin 23 Dest-i miónet pÀyimÀl itmiş durur ben bendeyi Hey dimezseñ ôulm elin uzatdı zülf-i èanberìn

Page 206: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

206

24 Zülf-i dilber fitneyi kesmezse aàlar Àferìn Aña kim oldur penÀh-ı èadl ü dÀd ü milk ü dìn 25 äÀóib-i taòt-ı saèÀdet Òusrev-i Cemşìd-baòt Kevkeb-i mihr-i siyÀdet kÀm-yÀb u kÀm-bìn 26 Òaøret-i SulùÀn SüleymÀn ŞÀh-ı milk-i maèdilet LÀmèi-i nÿr-ı hidÀyet şÀriè-i şerè-i mübìn 27 Oldur ol kim luùf u òulúı Àleme zìnet virüp Ùìb-ı aòlÀúıyla güller bitürür rÿy-i zemìn 28 Óilm u èadli èÀleme bir veche virmişdür şeref Nitek’ióyÀ itdi dünyÀyı emirü’l-mü’minìn 29 Egnine dikdükde devlet òilèatın itmiş ÒudÀ Óilm dÀmen maèdilet ceyb ü saòÀvet Àstìn 30 Fitne-i Àòir zemÀn eylerdi dünyÀyı òarÀb Olmayaydı fikr ü rÀyı èÀleme óüsn-ı óaãìn 31 Kÿh-ı ÚÀf’a virdi aàırlıú vaúÀrı nitekim èÖrfi dìvÀn ehline baàışlamışdur zìb ü zìn 32 èAdl ü inãÀfı cihÀna şöyle èunvÀn virdi kim Maèdilet dirsin oúıtmış gibi Cibrìl-i emìn 33 Úadrı barmaàına çarò olmış yeşimden bir yüzük ÂfitÀb ol òÀteme olmış durur zerden nigìn 34 Ey felek-rifèat cihÀn Òusrev’lerinüñ gözine TÿtiyÀ-yı òÀk-i pÀyuñ sürme-i èayne’l-yaúìn 35 èAks-i tìàuñ görüben şu gibi ditrer ÀfitÀb Tüyi urca geldi òışmıñdan úaçup şìr-i àarìn 36 TÀc-ı devletdür ser nÀmuñda ki namuñ k’aña Eyledi baş üzre yir her Òusrev-mesned-i nişìn 37 Salùanat èahdine Óaú virmiş elüne dest-i òaù Anuñ içün Óaú seni itmiş úamusundan güzìn 38 Berú-i tìàuñ şuèlesi yevm-i veàÀda-i êarb-ı dest

Page 207: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

207

Daúdı düşmen boynına muókem kemend-i Àteşìn 39 èÂlem içre tìà u rÀyuñ óÀfıô-ı milk eyleyen Eylemiş nÀm-ı şerìfüñ òÀzin-i genc ü defìn 40 Óüsn ü rÀy ile bugün sensin Sikender-menzilet Fitne Ye’cÿc’una yÀòud tìàuñ oldı sedd-i Àhenìn 41 Sende bir sır úodı Óaú kim rezmgÀhuñ görse òaãm Raòş-i òÀãuñ ãaóyasından yavı úulur kendüzin 42 ŞehriyÀra èahd idüpdür devletüñde rÿzgÀr Her diyÀre şÀh ide her bir úulunuñ eñ kemin 43 Şöyle ùutdı òayr ile nÀm-ı şerìfüñ èÀlemi Hep duèÀ-yı òayr iderler ùayyibìn ü ùÀhirìn 44 Miålüñi devrÀn getürmez òaşre dek devr eylese Gelmeye õÀt-ı şerìfüñ gibi idrÀk-i metìn 45 Sen nice mümtÀz isen eylükde vaãfuñ zemìnde Bencileyin bir daòı yoú şÀèir-i siór-Àferìn 46 Ùutalım kim bencileyin ola şÀèir úanı yÀ Bir senüñ gibi faøìlet-perver ü dÀniş-güzìn 47 Himmetüñ altun ider ùopraàı luùf it ÒusrevÀ Bir naôar úıl bendeye kim olmışam òÀk-i mehìn 48 Şöyle naôm itdi Sehì silk-i cevÀhir medóiñi K’işidüp taósìn ider naômına serv-i rÀstìn 49 Nice kim her yıl cihÀnı zeyn ide faãl-ı rebìè Faãl-ı gülşen nice k’olursun firdevs-i berìn 50 Dilerem Óaúdan ki õÀt-ı pÀküñe tÀ óaşr dek Ola èizzet hem-nìşìn nuãret u devlet muèìn

Page 208: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

208

30 ( 47a) Medó-i Luùfì Paşa der ãıfat-ı serv

Mefèÿlü FÀèilatü MefÀèilü FÀèilün

1 äalınan gelse gülşene ol gülèiõÀr serv Ùurduàı yirde úurıya úala hezÀr serv 2 Cennet feøÀsı gibi olurdı feøÀ-yı bÀà äaón-ı çemende olalı her bir kenÀr serv 3 Her dÀnesine nafe-i misk-i Òoten dinür Gülşen içini itse n’ola müşk-bÀr serv 4 Pür naòldür egerçi ki serv-i sehì-miåÀl Hey’etde nÀz u şìvedür ol èişve-kÀr serv 5 Serv ol-durur ki êÀmenine úonmaya àubÀr Gül gibi pÀk dÀmen ola iy nigÀr serv 6 Ben bildügüm naôarda güzel bì-bedel gerek Güzellik ile bulmış ola iştihÀr serv 7 El yuúamaya tÀ ki aña her eåer işde Pirÿzeden idindi yeşil bir óiãÀr serv 8 Bir èismet ehlidür óarem-i gülşen içre kim Başdan başa bürindi zümürrüdi çÀr serv 9 ZÀhirde eli yufúa yoà illÀ meger çenÀr MaènÀ yüzinden olalı õü’l-iútidÀr serv 10 CÀrÿ miåÀl sÀyesi gülzÀr ãaónını Sildi süpürdi úomadı hergiz àubÀr serv 11 Bir bezmgÀh k’anda leb-i cÿy-ı Àb ola Zìnet virür o meclise bÿy-ı bahÀr serv 12 Úadd-i nigÀra olduàuçün bir perre şebìh Bezm-i çemende buldı biraz iètibÀr serv 13 Õikr itdügince şièrümi gülşende èandelìb

Page 209: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

209

Vecd oluban ãafÀ ile başın ãalar serv 14 Dün bÀàa geldi seyr ide ol gülèiõÀr serv äaf baàladı selÀma durup bì-şümÀr serv 15 BÀlÀ-yı yÀre beñzeye mi ùaàda her çenÀr ReftÀr-ı úadd-i yÀre ne yüzden uyar serv 16 Úaddüñ gibi bulınmaya gülşende bir nihÀl Boyuñ miåÀli bir daòı yoú şìve-dÀr serv 17 BostÀn èÀrıøıñda uyup zenaò nedür Kim gördi ola sencileyin mìve-dÀr serv 18 Úaddüñ úıyÀmı lerze düşürdi vücÿduna Oldı hevÀyı luùfuñ ile bì-úarÀr serv 19 Boyuñ görüp delürdi düşüp ùaàa her çenÀr İtdi cihÀnda kÿşe-i bÀà iòtiyÀr serv 20 Úaddüñ òayÀli şevúi ile úanlar aàlasam Her úatresinde görine ãÿret-i nigÀr serv 21 Keşf eylemeye şìve-i reftÀruñı eger İki biçilse sevr ile Cercìs-vÀr serv 22 Öyküñdügüñe úÀmet-i dil-cÿy-ı dilbere El úodı gögsi üzre ider iètiõÀr serv 23 Sen ser-firÀz ayaàına ìåÀr itmege DÀmÀnı ùolu nÀfe-i misk-i TaùÀr serv 24 Rence úadem buyur gele seyr eyle bÀàa var Yüz sürmege izüñe çeker intiôÀr serv 25 Cennet-miåÀl olurdı gülistÀn-ı ãaón-ı bÀà äalınsa gelse gülşene Cem-iútidÀr serv 26 Destur-ı aèôam ol ki gülistÀn-ı èadlde Bitürdi Àb-ı luùfı ile berg ü bÀr serv 27 Âãaf-nişÀn óaøret-i gerdÿn-ı iútidÀr Òurşìd-i menzilet meh-i keyvÀn-ı medÀr serv

Page 210: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

210

28 Âdıyla luùfı maôhar-ı luùfı ilÀhidur GülzÀr-ı memleketde odur mìve-dÀr serv 29 äadr-ı ãadaretüñ bezegi vü yaraşıàı ErkÀn-ı bÀg-ı salùanata kÀm-kÀr serv 30 Ey gülsitÀn-ı èadle gül-i gülbün-i murÀd V’ey bostÀn-ı èizzete ãÀóib-vakÀr serv 31 Baş üzre yir ehliyle òÀk-i pÀyuña Milk-i çemende oldı şeh-i tÀc-dÀr serv 32 Sen serveri gelür diyü gülzÀra çın seóer Güller bezendi ayaàa bindi hezÀr serv 33 èAdlüñ şu resme èÀleme virmişdür intiôam Kim õerre deñlü olmadı zÀr u nizÀr serv 34 Úomaz yavuz yel esmege baàa himÀyetüñ Devrüñde daòı görmedi bir inkisÀr serv 35 ÙÿbÀ boyuñ miåÀlini gülşende göreli Buldı saèÀdetüñ ile óüsn-i civÀr serv 36 Egninde devletüñde bahÀrì libÀsı vÀr Nevrÿzı òilèat ile ider iftiòar serv 37 Bir ãofra çekdi gülşen-i èadlüñde lÀ-yezÀl Kim her kişiyi ùoyladı bì-iòtiyÀr serv 38 Her kişi devletüñde uyar arúada yatur Beg baãup ideli ayaàun üstüvÀr serv 39 Çoú kimse geldi gülşen-i bÀà-ı vezÀrete Gelmedi daòı sencileyin nÀm-dÀr serv 40 GülzÀr-ı midhatüñde boyuñ vaãfını yazup Dökdüm kenÀr-ı gülşene nice úaùÀr serv 41 Bir evdür iki úaruşlu beytüm ki úış u yaz EvãÀf-ı serv-i úaddüñ ile anda var serv 42 Şol deñlü yazmışam úad-i dil-cÿy-ı yÀri kim Ùopùolu oldı cümle yemìn ü yesÀr serv

Page 211: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

211

43 Bir tÀze serv dikdi Sehì bÀà-ı vaãfa kim Görmedi hergiz ancılayın rÿzgÀr serv 44 èAdlüñ eliyle irse eger aña terbiyet BÀà-ı zamÀnede ola bir yÀdigÀr serv 45 Úoma ayaúda ben úulı luùf eyle al elüm LÀyıú degül úapuñda ola òaksÀr serv 46 Serv-i redif-i şièrüme bir serv beñzemez äalınmaà ile olmaya her şÀòsÀr serv 47 Güller baş açdı sebzede bülbül duèÀ diler Âmìn ider nesìm-i ãabÀ el açar serv 48 Olsun hemìşe gülbün-i bÀà-ı saèÀdetüñ Ser-sebz nitekim ola úış u bahÀr serv 49 YÀ Rab bahÀr-ı èömrine irişmesün zevÀl äaón-ı çemende dÀ’im ola pÀydÀr serv

31 (49a) Der medó-i DefterdÀr Meómed Beg ve ãıfat-ı òÀme

MefÀèilün FeèilÀtün MefÀèilün Feèilün

1. äaóÀyıf-i semen üzre ãaçar güher òÀme

NigÀra òïş àazel-i ter yazar meger òÀme 2. Ne siór lebi ider vaãfında yÀ Rab ol yÀrüñ

Elüme alsam olur cümle ney-şeker òÀme 3. Emìr-i defter ü kÀn-ı kerem Meómed Beg

K’idindi luùf ü seòÀsı elinde yer òÀme 4. MidÀd-ı nÿr ile pürdür devÀt-ı òurşìdi

ŞuèÀ-ı mihrden olmışdur aña zer òÀme 5. Elin öpüp úara ùopraàa sürmege yüzini

DiyÀr-ı Rÿma úılur Hindden sefer òÀme

Page 212: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

212

6. Úıl ucı deñlü òaber çekmege dehÀnuñdan DevÀtuñ aàzını görseñ nice arar òÀme

7. ZebÀnı iki yarılur ãafÀ-yı leõõetden

Ne dem ki rÀz-ı lebünden virür òaber òÀme 8. Úodı dehÀnına barmaú devÀt-ı óayretden

äıfÀt-ı õÀtını gör kim ne òïş yazar òÀme 9. Lebüñden Àb-ı óayÀtuñ rumÿzın añlamaàa

Úarañulıàa Òıøır tek düşüp gider òÀme 10. Ùutuşa yana duòÀnı duta depesinden

FirÀúuñ odı sözini diye eger òÀme 11. SiyÀh cÀme nigÀr ü çenÀr-kÀmetdür

Boyuñla kÀkülüñe beñzese ne var òÀme 12. Òaù-ı èiõÀr-ı nigÀra liúÀ-yı miskìni

MüşÀbih olduàı içün iler çeker òÀme 13. MiåÀl-i şÀmı kebÿter idindi sìmìn bÀl

NihÀl-i serv-i nigÀra uçup konar òÀme 14. Şu deñlü söyledi yÀrün miyÀnı vaãfını kim

Bitürdi tü aàzında bu sìmber òÀme 15. Yatur maàÀr-ı úalemdÀn içinde ãan ejder

İşÀret ile cihÀnı yapar yıúar òÀme 16. èAceb ne luùf u kerÀmet úonıldı şÀnında

èAdÿ-yı serkeşi cÀndan çeker eger òÀme 17. Meger ki terbiyet itdi leùÀfet-ı ùabèuñ

Ki sözde rişte-i cÀna dürer dizer òÀme 18. Olup tırÀş úalender ãıfat o mÀh-ebrÿ

MiyÀn-beste úapuñda yüzin sürer òÀme 19. Baş üzre yer úademüñden idinse lÀyıúdur

Sen ehl-i luùf degmesidir şimdi her òÀme 20. Ayaàa ãalma ele al úalem uşaàı gibi

İdinse n’ola yaraşur el üzre yer òÀme

Page 213: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

213

21. Ne dem ki vaãf-ı nigÀrı Sehì idem taórìr

äaóÀyıf ellerin açar duèÀ diler òÀme 22. KemÀl-i devlet ile ol sen eşref-i erkÀn

NiôÀm-ı èÀleme virdükce zìb u fer òÀme TERKÎB-İ BENDLER 32 (50a) Der medó-i DÀvÿd Beg dÀmÀd-ı SulùÀn BeyÀzıd

Fe’ÿlün Fe’ÿlün Fe’ÿlün Fe’ÿl I

1. èÂcayib leùÀyif àarÀyib òayÀl Diyem dil bulursa ecelden mecÀl

2. Eger óaşr dek metni olursa şeró

Denilmek baèìd ü yazılmaú muóÀl 3. Velì bir óikÀyet èaceb bir òaber

İşid dil bulursa ecelden mecÀl 4. Sefer Àrzÿsın idelden berü

Mora’nuñ havÀsı beni itdi lÀl 5. ÒuãÿsÀ Úorentyus178 hevÀsı ile

äarardı beñiz u bozardı miåÀl 6. Göñül ùobùolu od iki göz ãuda

Diyeyim nitedür işit vaãf-ı óÀl 7. äuyı bed hevÀsı çepel kendü şÿm

Yöresi òarÀbe yatuú pür-êalÀl 8. Ùoúınsa hevÀsına bir şìr ùıfl

Bir ayda úocala ola úaddi dÀl 9. İçerse kimesne bir içim ãuyın

Verem baàlar içi olur kendü lÀl

178 Korintos, Mora yarım adasındaki boğazın adı.

Page 214: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

214

10. Daòı görmez ayruú o ãıóóat yüzin

Òor olur ayaúda úalur pÀy-mÀl 11. DirìàÀ ki böyle olursa bu óÀl

Dil ü cÀn bu àamdan ùolar infièÀl II 12. Egerçi óiãÀrı semÀya irer

Velì bir çepel yer idinmüş maúar 13. Olunca kÿyı hep parÀkendedür

AhÀlisi èÀãì úamu pür-şerìr 14. ÓarÀmì úamusı yiler oàrıdur

Şu resme ki gözden burunı siler

15. Úaçan kim yel esse eser sam yeli Úaãıràa eser vü úıyÀmet úopar

16. Dem olur beş on gün úaãıràa eser

Ùÿfanlar úopar vü göke yir tozar 17. Şunuñ gibi olur hevÀnuñ yüzi

Ki tozdan görinmez güneşden eåer 18. Úatı yiller olup esicek revÀn

Eger kÿh-ı ÚÀfa ùokınsa deler 19. Piresi oransız igen çoú-durur

Ùalar it gibi vü sinek tek uşer 20. Boyumı øarÿret úılupdur kemer

İlÀhi bu nevèa bititme sefer III 21. Úo èaúreblerine nitedür yÀvuz

Úomaz ãoúduàını ider ol úuduz 22. İki engerekce var ola boyu

Şekilde úabìó ü özi egri boz 23. Bir ayda iki kez enikler müdÀm

Page 215: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

215

Yaşar beş kimisi kimisi otuz 24. äoúup bir kişiyi urıcaú hemìn

Adım atmadan yaturur henüz 25. Ya bar-gìrlerimüz ne õillet çeker

äaúaàı olupdur yuda yuda toz 26. Olur bir ùutam ot ikiye üçe

Yemi òod bulınmaz ne úız ne ucuz 27. èAceb orducıdur getürüp ãatan

Kimi giyer miòÀli kimi 179 28. Görünmezse göze dirìà Eàriboz

Bu yerde úaluruz õelil ü uyuz IV 29. Mora’nıñ diyÀrın idelden heves

Alup virmez olduú nidelim nefes 30. Siñek çoúluàını ãorarsan eger

Nedeyim beyÀnı nitedür meges 31. Bulınmaz úıyÀsı oranı da yoú

ÓesÀbın idemez anuñ hìç kes 32. Görünmez kemerde siñekden çÀder

Beş onı yudulur alınsa nefes 33. Üşer her úaşıàa yer iken yemek

Bişer yüz dem olur doyar her nekes 34. Úo úıllet elinden neler çekdügüm

Yularsuz anuñçün úalupdur feres 35. ÒüdÀyÀ bu ne bed-sitÀre olur

Yanumda buçuú yoú k’alam bir èades 36. Gice dil bu óÀli iderken óayÀl

Gözümüñ bıñarın úılurdı eres

179 Bu beytin vezni bozuktur.

Page 216: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

216

37. Feraódan bu göñlüm bulımazsa ses Uçar úafesden úalur boş úafes

V 38. Óabìbüñ Muóammed óaúıyçün ki var

K’anuñla úamu şey ider iftiòÀr 39. İlÀhi şu nÿr-ı mu’aôôam óaúúı

Ki ùutdı Muóammed yüzinde úarÀr 40. Sen eyle müyesser ki DÀvÿd Bey

Ebed dü cihÀnda ola kÀmkÀr 41. ÒudÀyÀ bu virdi sen eyle úabÿl

Be-óaúú-ı Muóammed daòı çÀr yÀr 42. MurÀdı müyesser saèÀdet mezìd

Ola èömr ü devlet aña pÀy-dÀr 43. Úulam kim muèÀf it günÀhım keåìr

EyÀ ehl-i luùf u emìr-i kibÀr 44. Elim al ki úaldum ayaúda õelil

Naôar úıl ki oldum úapuñda àubÀr 45. Úo itsün işigüñ ùavÀfın Sehì

Ki envÀr-ı luùfa çeker intiôÀr 46. Ùapuñı muèazzez işigüñ şerìf

MurÀdıñ müyesser ide mìr-i kÀr 47. ÒalÀã it bu yerden yaúın da ki var

Habìbüñ óaúıyçün bizi bìr ü bÀr

33 (52a) Der medó-i FerhÀd Paşa ve ãıfat-ı èurs

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Göñlüme bir èayş ü èişret müjdesi ilhÀm olur

áÀlibÀ beñzer ki bir sÿr-ı sürÿr-encÀm olur 2. Nice sÿr ol belki bezm-i cennet-i èalÀ ola

Page 217: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

217

Gicesi úadr ü berat u gündüzi bayram olur 3. Bir velìme oldı kim tÀ óaşr olınca kÀyinÀt

Görmeye bir aña beñzer zìnet-i İslÀm olur 4. İctimÀè-i èıyd u nevrÿz ittiãÀl-i mihr ü mÀh

İútirÀn-ı Müşterì vü Zühre bu aòşam olur 5. Bezm-i rÿó-efzÀ degül mi bu zifÀf-ı nìk-baòt

Kim bu bezm içre milk óÿr ile istiòdÀm olur 6. äunsa bezm ehline sÀúi leblerinden cÀm-ı mey

Meclise çeşm-i çerez ol gözleri bÀdÀm olur 7. Güldi dünyÀnuñ yüzi oldı zemÀne ber-murÀd

MuúteøÀsı buldı dil bu ne şerìf eyyÀm olur 8. BÀreka’llÀh iy zifÀf-ı zìnet-i şerè-i mübìn

Kim saña taósìn ider ‘Àlemde taósìn-Àferìn II 9. Oldı dünyÀ óamdü’lillah cennetü’l-Me’vÀ gibi

CÀm-ı mülden güldi meclis şÀhid-i raènÀ gibi 10. Naól-i şemè-i şermsar ider cinÀn gülzÀrını

Dikilüp meclisde dursa serv-i òïş bÀlÀ gibi 11. Bezme ol deñlü döküldi nièmet-i òˇÀn-ı Òalìl

Oldı mihmÀn-òane gÿyÀ Kaèbe-i èulyÀ gibi 12. ÒÀnegi beytine yer yer şemse olup zilbìye

TÀb virdi èÀleme mihr-i cihÀn-ÀrÀ gibi 13. Şerbet-i laèl-i leb-i dildÀre öykündügiçün

ÚırmÀ bÀdÀmiyi bezm ehli yedi óelvÀ gibi 14. ÂsumÀnìler yaúup her şeb felekde mÀh-tÀb

Gök yüzin zeyn itdi gülden gülşen-i òaêrÀ gibi 15. İzi tozına yüzüñ sür àamdan isterseñ òalÀã

Bir feraó-baòş olmaya òÀk-ı reh paşa gibi

Page 218: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

218

16. Óaøret-i FerhÀd Paşa mihr-i burc maèdilet Müşterì-rÀy u èUtÀrid-fıùnat u meh-menzilet

III 17. Sensin ol kim heybetüñden úan úaşunur şìr-i ner

Vehm-i tìründen felekde Nesr-i ÙÀyir per döker 18. Virmese èadlüñ eli mehd-i felekde perveriş

Salùanat tÀcın güneş geymezdi ey Cemşìd-fer 19. Gülşeni èadlüñ cihÀn bÀàını ióyÀ eyledi

Eylemez bu deñlü èadl illÀ ÒüdÀ-yı dÀd ger 20. Fetó ider rÀy-ı şerìfün óüsn-i tedbìr eylesen

Niçe yüz biñ leşker-i aèdÀyı bì-tìà u teber 21. Eyleyüp tennÿr-ı gökde cedyi vü åevri kebÀb

Nuúl-ı bezm içün götürdi şÀh-ı encüm mÀ-haøar 22. Raúã urur hengÀme-i bezmüñde çarò-ı nÀle-sÀz

Germ olub elde def-i zer depredür şems u úamer 23. Ey seòÀvet maèdeni v’ey menbaèı luùf u vefÀ

Feyø-i cÿduñdan bulupdur revnaú erbÀb-ı hüner 24. èAyş u nÿş eyyÀmudır gel àamdan isterseñ òalÀã

ÒÀk-i pÀy-ı Âãaf-ı devrÀne göster iòtiãÀã IV 25. Gülşen-i óüsnünde dil vaãf-ı gül-i ruòsÀr oúur

Beñzer ol ùıfl-ı laùìf-elóÀna kim eşèÀr oúur 26. Bezm-i àamda çekdügüm derdi saña şeró itmege

èIşú firúat-nÀmesini çengden evtÀr oúur 27. ZÀr zÀr iñler göñül taèlìm-i èışú itse òıred

Ùıfl-i ebced-òˇÀn beñzer muttaãıl aàlar oúur 28. Serv-i úaddüñ vaãfı içün bülbül-i şÿrìde-dil

GülsitÀnda şÀh-ı gülden èilm-i mÿsìúÀr oúur 29. Luùf-ı taèbum naômuma bir veche ãÿret virdi kim

Meyl idüp eşèÀruma her bir şeker-güftÀr oúur

Page 219: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

219

30. Müctemiè olmaà içün burc-ı şerefde mihr ü mÀh

Baòt u iúbÀli saèÀdet-òÀnesine yÀr oúur 31. Bikr-i fikre itdi dÀmÀd-ı òıred beñzer nişÀn

RÿzgÀruñ ãafóasında olmaàa şièrüm nişÀn V 32. Oldı çün bezm-i laùìfüñ ferruò u feròunde-fÀl

Úomadı àamgìn göñülde õerrece gerd-i melÀl 33. Aña beñzer görmedi èÀlemde hergiz bezm-i òÀã

Gerçi çoú èişret temÀşÀ eylemişdür mÀh u sÀl 34. Gülşen-i cennetde ãan iki nihÀl-i tÀzeyi

Rişre-i şerè ile èaúd itdi virüp Óaúú ittiãÀl 35. Mihr u mÀhı eşrefi gibi ãarup kÀàıdlara

äaçu ilter işigüñe bu sipihr-i bì-hemÀl 36. Pìşkeş çekmek içün yÀòÿd felek òıngìni çarò

Eyledi mihri úuùÀs u naèlini itdi hilÀl 37. Ayaàuñ ùopraàına ãaçmaàa ãaçu yirine

Rişte-i naôma Sehì düzdi yine dürr-i leèÀl 38. ÂãafÀ bu èayş u èişret tÀ ebed cÀvid ola

Esmesün hergiz vücÿduñ bÀàına bÀd-ı zevÀl 39. DÀ’imÀ iúbÀl ile mesned-nişìn èizzet ol

Emrüñe rÀm olsun èÀlem muútedÀ-yı devlet ol

Page 220: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

220

34 (53b) Mefÿlü FÀèilÀtün MefÀèìlü Faèilün

Page 221: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

221

Page 222: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

222

Page 223: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

223

35 (54b) Mefÿlü FÀèilÀtün MefÀèìlü Faèilün

Page 224: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

224

Page 225: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

225

36 (55a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

Page 226: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

226

Úıùèa (55b)

Page 227: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

227

37 (55b) MünÀcÀt

MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün

1. İlÀhi aç úaldum olmadım toú Yüzüm úara günÀhım çoú èamel yoú 2. Benüm hìç bir işüm yoú saña lÀyıú Senüñ luùfuña àarú olmuş òalÀyıú 3. Benem bir yüzi úara èÀãi bende Özümden olmışam bìzÀr bende 4. Yüzi úara günehkÀrem elüm boş Yöneldüm işügüñe yüz urup uş 38 (55a) Mevèize Mef ÿlü FÀilÀtün MefÀìlü Faèilün

1. Derd-i dilüñe ister iseñ ey püser èilÀc DünyÀ denìdür anuñ ile itme imtizÀc 2. EcnÀs-ı naúd-i èömrüñi Àòir ider kesÀd Naúş-ı metÀè-ı dehre alınma ãunup revÀc 3. MÀl u menÀle aldanup itme igen àurÿr Bir cìfedür ãaúın aña gösterme iótiyÀc 4. ÒÀn-ı zemÀneden toú olup çekme imtilÀ Nergis-i miåÀl uyòuya gel varma gözüñ ac

Page 228: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

228

5. Zìnet degüldür ol kişiye derd-i sır virür …………………………………………180 39 (56a) Der ãıfat-ı òazan Mef ÿlü MefÀèilü MefÀèìlü Faèÿlün 1. èİbret gözün aç naôar eyle bu cihÀne Ne renge boyar kendüyi gör yine zemÀne 2. Bir vech ile reng itdi bu dünyÀ özini kim Pìr olmış iken kendüyi döndüdi civÀne 3. Her bir aàacuñ yapraàı bir ãÿrete girdi Boyacı disem ben de olur bÀd-ı òazÀne 4. EvrÀúı kimin ãaru kimin ala boyadı Kimini güzel baàlama boyadı miyÀne 5. Başdan başa ser-sebz idüp rÿy-ı zemìni Bir ferş-i zümürrüd döşedi tÀze tÀze

180 Metinde bu mısraè yok silinmiş

Page 229: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

229

GAZELLER

Page 230: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

230

1 (60b)

Mefèulü Faèilatü MefÀèilü Faèilün 1. Şol dil ki èışú menziline rÀh oñarmaya

Úo añma anı ùÀliè-i güm-rÀh oñarmaya 2. èÂşıú viãÀle irmeye meyl itmese óabìb

Ey vÀy aña ki işini AllÀh oñarmaya 3. Âhım alup gice beni aàlatdı gerçi yÀr

Úorúarın Àbı Àh-ı seóergÀh oñarmaya 4. Tìài elif çeküp dile tìri ãıfır yazar

Baàrum başını èaúıbet ol Àh oñarmaya 5. Dil-òasteyem firaú ile yÀr eylemez nigÀh

AóvÀl-i bendeyi ne içün şÀh oñarmaya 6. áamzeñ irişmez oldı dile ey úaşı kemÀn

Kişi murÀdı oúını hergÀh oñarmaya

7. Firúat şebinde şuèle-i Àhum delil olur Úorúar ki kÿy-ı yÀra Sehì rÀh oñarmaya

2 (60b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. äanma cÀn ãaúınur cÀnÀneden yÀ her gedÀ

Dïst èışúıyla dil u cÀn terkini eyler gedÀ 2. Varlıàın terk eyleyüp gözler kanÀèat gencini

Yoúluàuyla faòr ider èÀlem içinde her gedÀ 3. YÀr derdiyle yanup yaúılduàından óaôô ider

Âteş-i miónetde kendüzini òÀk ister gedÀ 4. äÿretÀ gerçi gedÀdur bende-i dergÀh-ı dïst

Faúr yüzinden cihÀn sulùÀnıdur ekåer gedÀ 5. Geç cihÀndan sÀyesinde cÀn vir ol servüñ Sehì

MÀl ü milk ü cÀh ü èizzet manãıbın n’eyler gedÀ

Page 231: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

231

3 (61a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Dil yanıp óicrÀn odına olsa cÀnÀndan cüdÀ

Sen naãìb itme İlÀhi ola cÀn andan cüdÀ 2. Geh vücÿdum òırmenine Àteş urur èışú-ı dïst

DÀne gibi gÀh olur cismüm olur cÀndan cüdÀ 3. Gül yüzüñde gel ùırÀş itme àubÀr-ı òaùùı úo

Olımaz çün õerreler òurşìd-i tÀbÀndan cüdÀ 4. Sebz-i òaù kim laèl-i cÀn-baòşuñdan olmışdur ùırÀş

Òıørdur olmış meger ser-çeşme-i cÀndan cüdÀ 5. Dil ki bir sevdÀ ile düşdi ãaçun zencìrine

Çoú çekildi olmadı zülf-i perìşÀndan cüdÀ 6. Gül yüzüñsüz nÀleler itse Sehì èayb eyleme

Bülbül-i şÿrìdedür olmış gülistÀndan cüdÀ

4(61a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Görmişem sen serv-i gül-ruòsÀrdan ben çok belÀ

RÀstì bu dïstum sen bì-vefÀsın bì-vefÀ 2. äalınurken pìrehen nÀzük tenüñe incinür

Anuñ içün úızdurur pìrahenüñ yüzin úaba 3. Cÿy-ı eşk ile kenÀr itdüñ o servi iy gözüm

Veh ne siór itdüñ demüñ artsun cihÀnda çoú yaşa 4. Zülf-i miskìnün hevÀsı ile òïş-bÿdur göñül

Nice yıl esdi yine anı getürdüñ bu yaña 5. BïstÀn-ı dilde ayaàına ol servüñ Sehì

Çeşmeler aúıtdı çeşmümden çemen bitürdi mÀ

5(61b) Mefÿlü Faèilatü MefÀèilü Faèilün

1. Dil derd-i èışúuñ ile úo yansun yeter baña

Göster yüzüñi tek güzelüm bir naôar baña

Page 232: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

232

2. Aldanma fitne ger úaşınun yasına diyü

Âhÿ göziyle àamze-i mesti geçer baña 3. CÀnÀne kÿyına yine dil èazm idüp gider

Beñzer ki Kaèbe yolına düşdi sefer baña 4. Nergis gibi yolında yüzüm ben zer eyledüm

Ol sìm-ten güzel n’içün itmez naôar baña 5. Virmez isem Sehì zen-i dünyÀya ben ùalÀú

Òalú-ı cihÀn içinde dimesünler er baña

6 (61b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. ÚÀmet-i dildÀr öñinde serv geçmiş rÀst-pÀ

Üstine dem dem anuñçün yol sürer bÀd-ı ãabÀ 2. Baór-i àamdan úurtulup fülk-i ten olmazdı òalÀã

BÀd-bÀn açup göñül bulmasa Àhumdan hevÀ 3. İtleründen gizlü gelse kÿyine düşman n’ola

Dïstum çünki bilürsin görini gelmez úaøÀ 4. äÀd-çeşme ü lÀm-zülf ü rÀst-úÀmetsin elif

äal elüñ òˇÀn-ı viãÀle eyle èuşşÀúa ãalÀ 5. Leblerüñ vaãfın ne òïş rengìndir iy servüm Sehì

Lafô-ı nÀzük-bÀrına taósìn iderlerse sezÀ 7 (61b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün 1. Aàlayup seyr eylese dilber mezÀrumdan yaña

Úabrüm üstinde biten serv ü gül ü bÀdÀm ola 2. Kÿy-i yÀra iy ãabÀ varduúda luùf it óÀlüm añ

Ol meh-i bì-mihr ola ben õerreyi bir gün aña 3. ÒÀk-i pÀyın görseñ ey dìde ne cevher nesnedür

İtdi gözüm meşrebin bir demde rÿó-ı tÿtiyÀ 4. İşigüñ izi nişÀnıdur yüzümden gözlerüm

Page 233: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

233

Yaàmurından yaşumuñ irkildi geldi ãu ana 5. RÀ úaşuñla iki zülfüñ dÀlı derd oldı baña

YÀ İlÀhi olmasun bu derde kimse mübtelÀ 6. èIşú-ı müşk idüp ãaçuñ her yire müşk-efşÀn olur

Bì-vefÀ hercÀyi dilberlerde èışú olsun saña 7. Kim durur dirseñ Sehì iy serv-i nÀzum bilmiş ol

Gice gündüz işigüñ gözler úapunda bir gedÀ

8 (62a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. èAnberin zülfüñ ki hem-demdür òaù-ı reyóÀn aña

Sünbül181-i terdür ki oldı çeşmüm Àb-efşÀn aña 2. áamzeñ oúları dil ü cÀn muràın itdükce nişÀn

TÀze èışúun adıdur sìnemde zer úalúan aña 3. Zülf ü òaùùuñ bÀà-ı óüsnünde açaldan bÀl u per

Reşk idüp cevlÀn ider ùÀvus-ı HindustÀn aña 4. Çeşm-i mestüñ külbe-i dilde içerse úanumı

Baàrumı tennÿr-ı àamda ideyin bir yan aña 5. Medó idelden şevú ile sen servüñ evãÀfın Sehì

Òacletinden reşk iltür şièrdir yÀrÀn aña

9 (62b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Mey lebüñe öykinür gördi derildi cÀn aña

Aàzın açdı güldi úaldı àonca-i òandÀn aña 2. Bunca demdür cevr ile bì-çÀre itdüñ göñlümi

Hey vefÀsuz niçe bir olmadı mı oran aña 3. Úaùre úaùre úan döker õikr-i lebüñle gözlerüm

Gör nice tesbìó olmış dÀne-i mercÀn aña

181 “Sünbül-i” metinde “Bülbül” geçmektedir

Page 234: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

234

4. Úana girdi òÀk-ı pÀyin gözlerüm kuól itmedi Dïstlar òayr itmez Àòir göresiz ol úan aña

5. Ol úamer evc-i felekde seyr iderken gün gibi

Nice menzilgÀh ola ol külbe-i aózÀn aña 6. Gün yüziñ mÀhiyyetin bir veche vaãf eyler Sehì

Görse istiósÀn ideydi germ olup ÓassÀn aña

10 (62b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Pek ùutardum dÀmenüñi virse el devlet baña

Âsitìnüñ yüzüme sürmek yeter èizzet baña 2. Sürebilsem yüzümi bir kez ayaàuñ tozına

èÖmrüm olduúca yeter el virse bu devlet baña 3. ÒÀk-ı pÀyuñ tÀc idip geydüm melÀmet òırúasın

Bir gedÀ-yı dervìşem yetmez mi bu kisvet baña 4. İtlerüñ ùutup úapacaú yer bulımaz bendeyi

Âdemìliú eyleyüp gösterdi çoú óürmet baña 5. Ben úulı bir görme aàyÀr ile şÀhum vechi yoú

Nisbet itmek bir segi göz göre ne nisbet baña 6. Bir gedÀ iken cihÀn sulùÀnı olurdum Sehì

Úapusında yer virüp yÀr itse bir himmet baña 7. Dir imiş yolumda cÀn virsin benümçün ol nigÀr

CÀnlar alur àamze-i fettÀnı ne minnet baña 11 (63a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün 1. Sìnede her bir dügün bir dÀà-ı óasretdür baña

Dilde tìàüñ yÀresi zaòm-ı pür-Àfetdür baña 2. äalınup gelseñ ayaà üstine úopar fitneler

ÚÀmetüñ iy serv-úad başdan úıyÀmetdür baña 3. Òaste-diller derdine èÌsÀ lebüñ eyler èilÀc

Page 235: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

235

Gitdi dermÀn eylemez bilsem ne óikmetdür baña 4. YÀrı görsem vecd olup pür-óÀl olurum şevúden

Bilmezem ne olduàum yÀ RÀb ne óÀletdür baña 5. ÇÀà ezelden dil-rübÀlar èışúı úÀrumdur benüm

Sen güzeller şÀhınuñ sevgüsi òilèatdur baña 6. Bir dem ÀrÀm it Sehì yanında gitme sevdügüm

DÀr-ı dünyÀ sensüzin bir künc-i miónetdür baña 7. Çarò zehrin yutmada dil şöyle muètÀd oldı kim

Yidi ùasdan geçmiş aàu şehd ü şerbetdür baña 12 (63b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. ZaèferÀn keyfiyeti var gülde òandÀndur saña

Aàzın açdı güldi úaldı àonca óayrÀndur saña 2. Sen ne gün yüzlü melek-peykersin ey óÿr-ı behişt

Mihr ü meh ser-geşte vü Àşüfte óayrÀndur saña 3. GÀh insÀndır saña bu òalú-ı èÀlem geh melek

Müşk ilini èÀlemüñ óall eyle ÀsÀndur saña 4. ÓÀtem-i mühr-i SüleymÀndur dehÀnun naúşı kim

İns ü cin cümle muùìèin bende-fermÀndur saña 5. Sen güneşsin egnüñe bir cÀme çekdün nÿrdan

MÀh-ı nev degme hilÀli bir giribÀndur saña 6. Úurı àavàÀ itmegil ãÿfì bu hÀy u hÿyı úo

FÀrià ol èÀşıú dirilme úurı bühtÀndur saña 7. CÀm-ı laèlunçün ayaàa düşdi zülfüñden Sehì

Göñli bu yüzden úalup òatır-perìşÀndur saña 13 (63b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün 1. Bezm-i gülşende àazel-òˇÀn oldı beñzer èandelìb

Gül yüziñ mecmÿèasın tekrÀr idüpdir yÀ mucìb

Page 236: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

236

2. Bir ãanevber dalına Àyìne úonmışdır gören Dildeki peykÀn-ı tìrüñ iy kemÀn-ebrÿ óÀbìb

3. Beñzemezdi óüsn ile òurşìd sen meh-pÀreye

Başına üskÿf urunup geymese altunlu şìb 4. N’eyler ol çÀh-ı zenaòda òÀl-i miskìnüñ didüm

Didi kim bilmez misin dÀà olur elbet nÀf-i sìb 5. Zülf-i bed-kişüñ benüm èömrüm ne kÀfir nesnedür

Kim biline daúdı zünnÀr aãdı boynına ãalìb 6. Luùf-ı tÀbèuñdur Sehì eşèÀruña şöhret viren

Miske raàbetler virüp úıymetlü eyler yaòşi tìb 14 (64a) MefÀèilün MefÀèilün Feèulün

1. Müjeñ dil deldi iy çeşm-i pür-ÀşÀb

äaúındıú göze èÀdetdür düşer çÿb 2. Dolaşduàı budur òaùùuña zülfüñ

Úaralara ãarılur úara mektÿb 3. Ne siór ider èaceb yüzüñde zülfüñ

Kim oldı ãaón-ı Beytu’llÀha cÀrÿb 4. ÓÀbìbüm vaãluña irsem olurdı

Olaydı èömr-i Nÿó u ãabr-ı Eyyÿb 5. Sehì laèl-i lebüñ vaãf itmek içün

Bulupdur naôm-ı cÀrì vü ter üslÿb

15 (64a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Òÿn-ı dilden òançerüñ yüzine al eyler niúÀb

Ben øaèifüñ var ise úanından itmişdür óicÀb 2. Şol úadar úan aàladum zülfüñ ucından kim remed

Úara baòtum gibi aãdı çeşmüme müşkìn niúÀb

Page 237: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

237

3. Dün ùabìb-i èışúa çok ãordum devÀsın derdümüñ Aàzı yÀruñ gösterür cÀnÀn zihi şÀúì cevÀb

4. Eyleyelden dil ser-i zülfüñ hevÀsın Àrzÿ

Ten turÀb oldı göñül pür-nÀr iki gözüm pür-Àb 5. Mıãr-ı óüsne Yÿsuf-ı KenèÀn olursa vechi var

Mekteb-i luùf içre almışdur güzellikden niãÀb 6. DÀ’im ol servüñ Sehì zülf ü ruòın yÀd eylerem

Õikr ü evrÀdum budur vaèllÀhi aèlem bi’ã-ãavÀb182

16 (64b) MefÀèilün MefÀèilün Feèulün

1. CemÀlüñ muãóaf-ı óüsni müretteb

Yazup òÀl u òaùuñla oldı muèarreb 2. Lebüñe misk ile şìrìnlik içün

Òaùuñ bir nüsòa yazmışdur mücerreb 3. Beñüñ òod bir úaraçidür ne yüzden

Lebüñ yanında olmış ol muúarreb 4. Durulmuş gerçi kim òalvet çeker mey

Lebüñ gibi degüldür ãÀf-meşreb 5. Beni bir demde öldürür dirildür

Ne siór eyler ki sözde ol şeker-leb 6. Yeter cevriyle cÀna hey yigit hey

Yaraşmaz pìre kim ol muèaõõeb 7. Úapuñda òÀk olmaúdur murÀdum

İşigüñdür Sehì miskìne maùlab 8. Úoma óicrÀn bucaúlarında tenhÀ

Beni irgür viãÀl-i yÀre yÀ RÀb

182 Doğruyu en iyi Allah bilir.

Page 238: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

238

17 (65a) Mefèulü Faèilatü MefÀèilü Faèilü

1. Şol naúş-ı óüsni ne k’aña yoú ey göñül åebÀt

BünyÀdı bir úıl üstinedür itme iltifÀt 2. Virme göñül cihÀna ki bir bì-vefÀdur ol

Aldamasun ãaúın seni dünyÀ-yı bì-åebÀt 3. Bir iki gün ãafÀsına aldanma kim cihÀn

Kimesne manãıbına ebed virmedi berÀt 4. Naùè-ı felekde döne döne çarò ferz-rev

Bir manãıb ile itdi nice nice şÀhı mÀt 5. YÀr eşigiñde bÀri yüri fÀni ol Sehì

İtmez vefÀ kişiye bilürsin çü kÀyinÀt 18 (65a)

MefÀèilün MefÀèilün Feèulün 1. İçerse úanum ol òÿn-òˇÀre ãıóóat

Yaraşur sen gözi bìmÀre ãıóóat 2. LibÀs-ı èÀfiyet gey kim yaraşur

Nitekim cÀna ten dildÀre ãıóóat 3. èAceb mi derdüñ ile şÀd olursam

áamuñdan buldı dil bir pÀre ãıóóat 4. Lebüñ darü’ş-şifÀsından èaceb mi

Bulursa bu ten-i bì-çÀre ãıóóat 5. Sehì àamzeñden olalı zaòım-nÀk

Bulupdur dilde her bir yÀre ãıóóat 19 (65a)

Mefèulü MefÀèilü MefÀèilü Faèilün 1. Gerçi göziñ aàlatdı beni itdi óimÀyet

Yüzüme güle baúsañ olur èayn-ı èinÀyet 2. Óüsnüñe delìl oldı òaùuñ göñlüme geldi

GÿyÀ ki nuzÿl itdi semÀdan yire Àyet

Page 239: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

239

3. Õikr eyler iken vaãf-ı ruòuñ zülfüñi añdum

Bir yüzden olupdur bugün el-úıããa óikÀyet 4. Úarşuñda durup Àh idüp aàladuàum oldur

ŞÀyed ki dil-i señginüñe ide sirÀyet 5. Yoluñda niåÀr eyleyeyin cÀnumı cÀnÀ

Sen dilberi sevdi diyeler baña nihÀyet 6. Çok Àh u fiàÀn eyledi bülbül güle úarşu

Beñzer Sehì serviden ider yine şikÀyet 20 (65b)

MefÀèilün MefÀèilün Feèulün 1. èAceb mi cÀn u dil eylerse nefret

Görindükce raúìb-i dìv-ãÿret 2. Didüñ kim başuñı top it yolumda

Senüñdür cÀn u dil aña ne minnet 3. Beliyle aàzı esrÀrı bilinmez

Yüri yoú yire ey dil çekme zaómet 4. Lebüñ bir tÿtì-i şeker-şikendür

Bu mürde cisme cÀn vir anı söylet 5. äaçuñ biñ cÀna bir úıldan geçüp bend

èAceb iş aãdı üstÀdına raómet 6. Yüregüm yardı zülfüñ Õü’l-fiúÀrı

èAlìlik eyledüñ úoluña úuvvet 7. Sehì çoúdan geçüpdür devr-i Mecnÿn

Bir iki gün senüñdür şimdi nevbet 21183 (66a)

Mefèilü MefÀèilü MefÀèilü Feèulün 1. Âòir ki àamuñ cismümi òÀk idiser iy dïst

183 Gazel na-tamamdır. Bu gazelin mahlas beyti yok

Page 240: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

240

Sìnümde sinemden ide bÀri güzer iy dïst 2. Miónet bucaàında elem-i hecr ile göñlüm

áamdur yidügi içdügi òÿn-ı ciger iy dïst 3. ÒÀk oldı àam-ı hecrün ile cism-i øaèìfüm

Bir gün ola cÀndan daòı gide eåer iy dïst 4. Dilden ãaúınur tìr ü müjeñ zaòmını cÀnum

Anuñçün ider sìnesin aña siper iy dïst

22 (66a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün 1. Úadd-ı yÀra beñzeyelden úaldı her işden sögüt

Kendi ayaàuna balta urdu ùutmadı ögüt 2. Bir ayaà üzre yıúayın iki èÀlem òalúını

SÀúiyÀ meclisde tek sen ayaàı ùurma yürüt 3. áonca sehv ile dehÀn-ı yÀre beñzetmiş özin

Acı diller virdi ãÿãen didi var aàzuñı ùut 4. Dün gice gördi sen aya úarşu bir Àh eyledüm

Yüzi aàlar acıyup yaşlar döker ùaàda bulut 5. Ruòları devrinde yÀruñ leblerin vaãf it Sehì

Vaút-i gülde bülbüle lÀzım degül itmek sükÿt

23 (66a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Rıfèatüñ ùÀú-ı felekden yüce eyvÀn oldı ùut

èAúıbet devrÀn àamından anı virÀn oldı ùut 2. Âteş-i èışú ile dil mülkini ur yansun oda

Göñlümün maèmÿresin òÀk ile yeksÀn oldı ùut 3. Âh u efàÀn itmegi men itme ben dil-òasteden

Zülfüñ ucından bu göñlüm dil-perìşÀn oldı ùut 4. Zaòm-ı sìnem ãu úapar aàlatma yazuk vÀ beni

Úanı úan ile yuma luùf eyle gel úan oldı ùut

Page 241: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

241

5. Úıããa-ı èışúı duyurma òalúa a çoú sevdügüm Sırrı sen fÀş eyleme illerde destÀn oldı ùut

6. Bir kişinüñ yiri Àòir çün yidi úat yirdedür

Yidi iúlìme ser-À-ser anı sulùÀn oldı ùut 7. DÀmen-i vaãla çün el virmez úad-i bÀlÀ-yı dïst

BÀà-ı dilde ey Sehì serv-i òırÀmÀn oldı tut

24 (66b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Faèilün

1. Mihr ü meh germ olup eyler rÿ-yi cÀnan ile baóå

İtmesün pervÀneler şemè-i dırÀhşÀn ile baóå 2. Öykinür dirler şarÀb-ı laèlüñe meclisde mey

İde mi èÌsì ãuyı hìç Àb-ı óayvÀn ile baóå 3. äalınur gülşende gerçi saña úarşu nÀrven

CÀnı mı var ide sen serv-i òırÀmÀn ile baóå 4. Òaù hücÿm idüp lebüñ üzre ikide bir gelür

GÿyiyÀ bir mÿrdur ider SüleymÀn ile baóå 5. Gül yüzi raènÀlanurken aàız açup güldügi

áoncadur eyler meger gül-berg-i òandÀn ile baóå 6. Eyleme èaúl ile ey dil èışú içün ceng ü cedel

Pìr olan itmez bilürsin çünki oàlan ile baóå 7. Remz-i èışúı zÀhid ile söyleşüp n’eyler kişi

áÀfil olan eylemez èÀlemde nÀdÀn ile baóå 25 (67a)

MefÀèilün MefÀèilün Feèulün 1. Egerçi èışúa Mecnÿn oldı baèiå

Benem èışú ile şimdi aña vÀriå 2. İkilikden gide maèşÿú u èÀşıú

Bu meclisde raúìb olursa åÀliå 3. áamuñla gitmedi èışúun göñülden

Úadìmi zÀyil itmez çünki óÀdiå

Page 242: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

242

4. äaúınur toòm-ı óÀlüñ dìdeden dil

äaúınur dÀnesin elbetde óÀriå 5. ŞarÀb-ı laèlüñe öykinmesün mey

Lebüñ kevåer o òod ümmü’l-òÀbaèiå184 6. Sehì bÀr-ı tekellüfden elüñ çek

Saña irmeye tÀ seng-i óavÀdiå

26 (67a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Meclis-i èuşşÀúa gel cÀm-ı meyi rindÀne iç

Úanı inãÀfun yeter úanumı úane úane iç 2. SÀúiyÀ òÿn-òˇÀrelikden nìm-mest olmış göziñ

SÀàarı bi’llahi ùoldur sen de bir peymÀne iç 3. Laèl-i can-baòşı meyin òaùù-ı lebinden el çek

Òıøra irdüñ ey göñül ãun çeşme-i óayvÀne iç 4. ZÀhidÀ ol muà-beçe bezmini eylerseñ heves

Gec civÀn gibi otur meyòÀnede pìrÀne iç 5. Ey Sehì àoncayı meclisde yine aãdılar

Elde ùutma sen daòı şol zülf-i müşk-efşÀne iç

27 (67b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün

1. äaçuñ zencìri olmış pìç-der-pìç

DehÀnuñ varlıàıdur hìçden hìç 2. Yüzüñdür aósen-i taúvìm185 sìnem

Yazıldı oldı ol taúvìm çü zìç 3. ŞarÀb-ı leblerüñ ãun òaste cÀna

Yine ber-i nebÀtüñ ez ãuyın iç 4. Şu kim èışúundan ey cÀn yüz çevürdi

184 İçki, bütün kötülüklerin anasıdır. (Nesâi, Sünen 315)

185 (Biz insanı en güzel şekilde yarattık. Tin Suresi 4 )

Page 243: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

243

Anı tìà-i cefÀ ile iki biç 5. Úuluñdur úaçma gel Àhum Sehì’den

Yoluñda ölür aòir ir eger giç

28 (67b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Yedi başlu ejdehÀdur gün yüzüñde úara ãaç

Kim baña úaãd eyleyüp dÀ’im ãunar úulaç úulaç 2. Bulsa gözle yirdü gülşende ayaàun ùopraàun

Görmedüm dünyÀda ben nergis gibi bir gözü aç 3. Úaçma benden ey perì merdümlük eyle gitme gel

Úangı şeyùÀndur diyen insÀn yanunda durma úaç 4. Leblerüñ úatunda añma adını sen bÿsenüñ

Dile almalı degildür aàzuña nisbet gülÀç 5. Yüz sürüp sen servüñ ayaàuna òÀk olur Sehì

Cürèa-i cÀm-ı lebüñle beñzer itmiş imtizÀç

29 (67b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. äundı meclisde lebin aàzuma yÀr itdi müzÀó

Didi mey iç ki behişt içre olur bÀde mübÀó

2. áabàabuñ oòşayup öpsem lebüñi itme èaceb Òÿbdur rÿó-ı revÀnum olıcak sìb ile rÀó

3. Sen dururken güneşüñ yüzine kimse baúmaz

Kişiye şemè ne lÀzım olıcak vaút-i ãabÀó 4. Úaşuñı øikr idüp añsam dehenün yoúluğınu

N’ola her müşkil işe besmele olur miftÀó 5. Lebi fikriyle Sehì mest-i òarÀbÀt olalum

Serv-i úaddüñ hevesi virmedi çün cÀna ãalÀó

Page 244: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

244

30 (67b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Bilsem aàzuñ öpmede yazup ne siór eyler úadeó

Kim gelüp meclisde dÀ’im leblerüñ öper úadeó 2. Bezme rindÀne gelüp her òÿbi bir öpmek diler

Meclisünde yüz kızardup bÿse cerr eyler úadeó 3. Dem-be-dem bezm-i dil-efrÿzuñda tekrÀr itmeğe

Leblerüñ evãÀfını durmadan ezberler úadeó 4. YÀr-ı nÀzük-tabèdur kim bezm-i àamda şevú ile

èAşıú-ı àam-òˇÀrenün göñlün müdÀm egler úadeó 5. Yıllar oldı mey-gede gencinde olup muètekif

Laèl-i nÀbuñ óasretünden gözyaşun döker úadeó 6. Pür safÀdur leblerüñ şevúinden ey meh ehl-i derd

TÀb virdi meclise gün gibi ser-ta-ser úadeó 7. Leblerini öpmeğe yÀruñ Sehì bir çÀre yoú

Döne döne hÀ öper eger sebÿ eger úadeó 8. CÀm-ı laèlin al ele sen daòı sÀúì bÀàa gel

Nergis-i zerrin úadeó almışúen ele zer úadeó

31 (68b) Mefÿlü FÀèilÀtün MefÀèìlü Faèilün

1. Bezm-i belÀda yaşum olalı şarÀb-ı telò

Tennÿr-ı àamda baàrum olalı kebÀb-ı telò 2. Gülşende àonca aàzun eger burtarur yüzin

Şìrìn lebüñ ãafÀsına içsem şarÀb-ı telò 3. Yüzüñ güninden olsa èaraú-rìz gül-ruòuñ

Úızup utana ola óayÀdan gül-Àb-ı telò 4. Zülfüñ beni çekerse n’ola acı dillere

Bilmez misin degil mi begüm misk-nÀb telò 5. İncinme derdümi saña söylersem ey ùabìb

Yaraşmaz ola ùatlu dilüñden cevÀb-ı telò

Page 245: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

245

6. Dil-teşneyem şarÀb-ı lebüñden baña müdÀm

Virse èaceb mi dìde-i òÿn-bÀr Àb-ı telò 7. ReyóÀn-ı òaùùuñ àamıyla Sehì açup yürür

Ey serv u nÀz pìşte olurmuş seõÀb-ı telò

32 (68b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faÿlün

1. Lebüñçün ney şeker çoà itdi feryÀd

Göreyin hergiz anı bulmasun dÀd 2. Ruòuñ üzre ne zìbÀ kÀkülüñ var

Geçer òïş sÀyesinde serv ü şimşÀd 3. áamuñdan öldüğüme òande eyler

Lebüñ bilsem nedendür böyle dil-şÀd 4. Òaùı dìvÀn-ı óüsnin itdi inşÀ

Anuñ bir óarfini yazmaz ÒudÀ-dÀd 5. Sehì sen serv u naúş itse àazelde

Yazılur ãanki Şìrìn ile FerhÀd

33 (68b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. SevdÀ-yı nÀr-ı òaddüñ idelden gözüm murÀd

Oduyla ãuyı gör ki nice buldı ittióÀd 2. Gerçi ki tìà-i cevrüñ ile çoà atışdılar

áamzeñ oúı ciàerde úodı zaòm-ı ber-ziyÀd 3. ÒÀtem gibi el üzre dutulsa èaceb degül

Laèl-i lebüñ gibi şu ki úazandı yaòşı Àd 4. BÀzÀr-ı èışú içinde göñül müşterìsinüñ

Boynına ãardı zülfi metÀèın idüp mezÀd 5. Zülfün çözüp úazutdı òaùını Sehì nigÀr

Miski ayaàa ãaldı idüp èanberi kesÀd

Page 246: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

246

34 (69b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. Oldı dil èışú ile bir mürşid-i kÀmile mürìd

èIşúa irşÀd ide bilürse zihì baòt-ı saèìd 2. TÀzeler cÀn u dili eski mey ile yeñi yÀr

N’ola cÀn leõõetini bulsa olur külli cedìd 3. Yine bir şÀh-ı cihÀnun úulıyuz kim yaraşur

Luùf u iósanı ile ùoylanuruz èömri mezìd 4. Görseler úÀmet ü reftÀrını gülşende eger

Serv-i ser-keş úul ola emre òılÀf itmeye bìd 5. Zülfüñe sünbülüñ öykindügüñi işidelü

NÀfenüñ úanı úuruyup úakıdı oldı úadìd 6. Úurudum úaldum işigüñde àam-ı cevrüñle

Ey ãanem deyr-i muàÀnda nitekim úaldı úadìd 7. Umaram úalmaya ayaúda eyÀ serv Sehì

Aña zülfüñ gibi el vire eger èömr-i medìd 8. Baór-i àamda vire evrÀú-ı óadÀyıúı yile

Görse eşèar-ı sióir-tÀzumı Vaùvaù-ı Reşìd 35 (69b) MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün

1. Ayaàun tozı başum tÀcı Aómed

Úuluñam işigüñden eyleme red 2. Gül-i cennet utanırken yüziñden

Senüñ gün yüziñe öykine mi verd 3. Úara zülfüñ gibi öpem ayaàun

Müyesser olur iser èömr-i sermed 4. İñen dayanmasun minberde vÀèiô

Ne çaàırur baàırur derdine derd 5. Yaşum Ye’cÿc’une İskender-i èaúl

Bir avuç òÀk-i cismüm ide mi sed

Page 247: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

247

36 (69b) FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün

1. Yaúdı òalúı fiàÀnum Àh meded

Göge irdi duòÀnum Àh meded 2. Baña raóm it ki künc-i miónetde

Başdan aşdı fiàÀnum Àh meded 3. Gördi òaùùuñ irişdüàin didi dil

N’ideyin çıúdı cÀnum Àh meded 4. Çihre-i zerdüm ile úanlu yaşum

İtdi ifşÀ nihÀnum Àh meded 5. YÀr şevúin yazar iken SehìyÀ

Oda yandı dìvÀnum Àh meded

37 (70a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. Dil ü cÀn boynına daúdı resen-i zülfi kemend

Pìç idüp ùurrasun ister baña daòı geçe bend 2. Ùatludur sözde ne deñlü dir iseñ gerçi şeker

Leb-i cÀn-baòşuña ne ãÿret ile beñzeye úand 3. Seyr ider gözde òayÀlün oluben eşke süvÀr

Úanlu yaşuma yaraşur dir isem bende semend 4. ÚÀmet-i serv-i ser-efrÀzuna ùÿbÀ dimez

MüntehÀdur úad-i bÀlÀña dimek serv-i bülend 5. Sehì durmaz ùolaşur zülfüme kimdür dir iseñ

Bir cihÀn añmaduàı eski yüzi úara levend 6. Görse bu şièr-i laùifì vü òayÀl-engìzi

Aferìn eyleye taósìn idüben Şeyò-i Òocend 38 (70a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün

1. Bir bÿseñe şükrÀne BuòÀrÀ vü Semerúand

Gören didi bÿs-i lebüñi virdi åemer úand

Page 248: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

248

2. Gice yüzüñe úarşu dil uzatduàiçün şemè

DìvÀne diyü itdi çerÀà aña demür bend 3. Öpüp lebüñi boynuña úol doladuàum bu

Ùatlu olur ol mìve k’ola şÀòına peyvend 4. Zülfüñe ùolaşdı göñül ırÀú yire gitmez

Sünbül ãaçuñ itdi meger ol miskìne pÀ-bend 5. Ben mürdeye cÀnlar vire èÌsì bigi anı

Şìrìn lebi yÀrun baña eylerse şeker òand 6. Zülf-i siyehi gibi Sehì bir daòı var mı

Bir yüzi úara úaraçı çoú başlu vü dil-bend

39 (70b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. Kÿyuña ilte cismümi Àh eylerem ümìd

Yol kesmek ile kÿyuña rÀh eylerem ümìd 2. Saèyum budur úapuñda itüñle enìs olam

Gör ben gedÀyı ãoóbet-i şÀh eylerem ümìd 3. Bÿseñ alınca cevr ile cÀnumdan uãanup

Geh yeès eylerem velì gÀh eylerem ümìd 4. İzüñ tozını başuma tÀc eylesem n’ola

Ser-pÀ bürehneyem ki külÀh eylerem ümìd 5. Zülfüñ düninde gün yüzüñi görmek isterin

Gör nice úara gicede mÀh eylerem ümìd 6. Özendüàüm úaranfil ile sünbüle bÿ kim

SevdÀ-yı òÀl ü zülf-i siyÀh eylerem ümìd 7. Ol serv-i nÀz işigüni yaãdanduàum Sehì

Yaèni ki úapusında penÀh eylerem ümìd 40 (71a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. İtmedi èaşıú Àhı úatı göñlüne eåer

Page 249: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

249

Saèy ile gerçi rıøúını ùaşdan çıúarur er 2. Ey nergis izi tozını gözle göziñde ùut

Gülşende bir gün anı ãabÀdan ãaúın çalar 3. Ter olsa eşk-i çeşmüm ile èÀrıøuñ ne ùañ

Bir tÀze gül-durur ki bulutdan o nem úapar 4. Beñzetdi ise úaşuña kendüyi mÀh-ı nev

Luùf it sen aña úalma ki eksükligün diler 5. Şìrìnlik ile rÀyióa-i cÀn gelür yine

Laèl-i leb-i nigÀrı Sehì vaãf ider meger 41 (71a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Her ne deñlü óüsn ile yÀrum benüm meşhÿr olur

Açılur göñlüm gözüm èÀlem yüzi mesrÿr olur 2. èÂrıø-ı gül-fÀmına sünbül ãaçın ùaàıtan yÀr

Gün göre inmez gözüme èÀlem şeb-i deycÿr olur 3. Dil mey-i şevú-i lebüñle germ olup Àh eylese

Dïstum èayb eyleme mestüñ işi maèõÿr olur 4. Òaù degüldür ãafóa-i ruòsÀruñ üzre görinen

Òüsn ili sulùÀnısun òaùùun aña menşÿr olur 5. Açma ol servüñ Sehì rÀz-ı dehÀnından òaber

Öldürür yoú yire bir gün óüsnine maàrÿr olur

42 (71b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlün Faèilün

1. Zülfüñ ki gün yüzüñe düşüp tÀrmÀr olur

Âb-ı ruòuñda gör nice her tÀrı mÀr olur 2. èIşúuñ kuşı kimüñ ki başına yuva yapa

Mecnÿn gibi cihÀnda şeh-i tacdÀr olur 3. Úapuñda itlerüñle bir olmış yürür raúìb

Bir kelbe çaú bu deñlü ne òïş iètibÀr olur

Page 250: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

250

4. Añmadı bÀd-ı Àhum o servi egerçi kim Her bir leèìme ãu gibi aúar kenÀr olur

5. Bir tìr urdı sìneme ol úaşı yÀ didi

äaúla cigerde saña ki òïş yÀdigÀr olur 6. Oldum õelìl èışú işüni başa ilteli

Her oñmaduàı kim göresin pìşe-kÀr olur 7. YÀruñ hevÀ-yı úaddi ile göz yaşı Sehì

Her servüñ ayaàına aúar cÿybÀr olur

43 (71b) MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün

1. Yine èazm itdi gülzÀre güzeller

İdüp èuşşÀúı ÀvÀre güzeller 2. Úılup kirpüklerini cümle ser-tìz

İderler baàrumı yÀre güzeller 3. Úalur bir yirde óayrÀn serv ü şimşÀd

äalınsa gelse reftÀra güzeller 4. Úarardup èömrümi daàutdı èaúlum

äaçı sünbül gözi úara güzeller 5. Melek şeyùana çünkim hem-dem olmaz

N’içün meyl ide aàyÀre güzeller

6. İder bir birine nÀz u niyÀzı Are èÀşıúlar u ara güzeller

7. Sehì birez diñerdi aàlamakdan

Yüzine gülse bir pÀre güzeller

44 (72a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. èÂrıøuñ òaùùı gibi òaùù-ı muóaúúaú mı olur

YÀ lebüñ cÀmı gibi cÀm-ı müravvaú mı olur 2. YÀreler urdı dile àamzeñ oúı bir gele gör

Dil-i vìrÀneleyin naúş-ı müşebbaú mı olur

Page 251: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

251

3. LÀle tek od uruban yaúma cihÀn òalúını kim

Âteş-i èışúuña sìnem gibi ocak mı olur 4. Çigzenüp varma raúìbüñ yıúılası evine

İt ini iy yüzi gül Àhÿya yataú mı olur 5. Yazmaàa vaãfını sen mÀh-liúÀnuñ bu Sehì

èÂrıøuñ òaùùı gibi òaùù-ı muóaúúaú mı olur

45 (72a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. Gül ruòlarında yÀr ãaçun tÀrmÀr ider

Siór ile çeşm-i sÀóirì her tÀrımÀr 2. Úurdı úaşı kemÀnı ol Türk-i èişvedÀr

Bir fitne ile biñ dil ü cÀnı şikÀr ider 3. Bezm-i belÀda semm-i elemdür yidügi dil

Zülfi ucundan anı daòı zehr-i mÀr ider 4. Zülfi koòusunı nÀfe-i miski òacil úılur

Âb-ı óayÀtı laèl-i lebi şerm-sÀr ider 5. EvãÀf-ı metn-i aàzuñı vaãf eylese Sehì

Şìrìn-i kelÀmla sözimi iòtiãÀr ider 46 (72b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün

1. Maàalàara ki saón-ı gülsitÀndur

Güzeller mecmÿèı bir bïstÀndur 2. HevÀsı cÀn fezÀ ùopraàı èanber

äuyı Kevåer özi bÀà-ı cinÀndur 3. Óaúiúatde İrem gülzÀrı kendi

FeøÀsı bÀà-ı cennetden nişÀndur 4. ÚıyÀm-ı úÀmet ile her úıyÀmet

Ayaà üzre ùurur serv-i revÀndur 5. Güzeller çok velìkin èAbdi ŞÀhı

Page 252: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

252

äorarsañ Àfet-i devr-i zamÀndur 6. Güneş óüsni gülinden bir varaúdur

Yañaàu tÀze berg-i eràavÀndur 7. Göñül açmaà içün èuşşÀúa her bÀr

Sehì şièrüñ be-àÀyet armaàÀndur

47 (72b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. CÀnÀne her úaçan beni görüp selÀm ider

DünyÀ yüzini gözüme darü’s-selÀm ider 2. Baàrumı deldi tìr-i müjeñ yayàara ile

Úaşuñ gözüñ baña ne èaceb intiúÀm ider 3. Öpdükce sÀàar aàzuñı úanum içer gözüñ

Baña bu işleri leb-i laèlüñ müdÀm ider 4. Görse úapuñda bendeyi yaltaúlanur raúìb

Bir it-dürür ki gördügine iltiyÀm ider 5. Meclisler içre ayaàuña baş urup müdÀm

Secd’itdügince şìşe ãüraóì úıyÀm ider 6. Şevú-i lebüñle mey-gedede úanlıà eylesem

Bu bir içim şerÀbı baña ol óarÀm ider 7. Firúat düninde işimüz AllÀh’a döndi çün

Bir gün Sehì o serv-úad işüm temÀm ider

48 (73a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Her úaçan çeşmüñ beni öldürmeàe tedbìr ider

Dirilüp kirpüklerüñle àamzeler el bir ider 2. Olmuşam ben bir melek yüzlü perì dìvÀnesi

Kim daúup boynuma dÿd-ı Àhumı zincìr ider 3. Hey ne kÀfirdür òaùuñ òaddümde görüp zülfüñi

Muãóaf-ı óüsne ayaú baãdı diyü tekfìr ider

Page 253: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

253

4. Mihr-i ruòsÀrın n’ola devr itse iy dil òaùù-ı yÀr CÀmiè-i óüsn içre ol nÿr Àyetün taórìr ider

5. Şol boyu şimşÀd şevúiyle dinilen her àazel

RÀstì cÀnda elif gibi Sehì ol yir ider

49 (73a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Her nefes Àhum benüm gökler yüzin nÀlÀn ider

İşidüp feryÀdumı ùaàlar daòı efàÀn ider 2. Bezm-i àamda ben ne çekdüàüm ne óÀcet ben dimek

Úıããamı èÀlemlere nÀlem benüm destÀn ider 3. Çeşm-i mesti òışm ider rÀz-ı dehÀnın añsa yÀr Öldürür aòir beni yoú yire bir gün úan ider 4. Çün òayÀli pÀdişÀhı taòt-gÀhıdur göñül186 Ya n’içün cevr ile dil maèmÿresin vìrÀn ider 5. Geh yaàar geh açılur baòtum günidür ãanasın Kim beni ol meh Sehì giryÀn ü hem òandÀn ider 50 (73a)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. Ol mÀh gün yüzi òaùùını çün tırÀş ider Dìn àayretine kÀfir ile ãan savaş ider 2. Mey meclisinde germ oluban ùolu içse yÀr İki gözüm úabaàını ùopùolu yaş ider 3. Beñzetme òÀline Òacerü’l-Esvedi gider Tañrı urur ãaúın seni úapúara ùaş ider 4. Ol óüsn şÀhı yazsa eàer èışúı leşkerin DìvÀneler alayına ben úulı baş ider 5. Bülbüller ile gülşen-i kÿyunda bendesün Gül yüzi muãóafın oúıdup òˇÀce taş ider

186 Metinde taòt-gÀhıdur pÀdişÀhı vezin gereği pÀdişÀhı taòt-gÀhıdur okundu.

Page 254: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

254

6. CÀnÀ àamuñdan ölmegün uş kÿyuñ itleri Dirildü geldi üstüme cÀnumçün aş ider 7. Gözüm duyurdı òalúa Sehì göñlüm Àteşin Su úoyula ocaàuna sırrumı fÀş ider 51 (73b)

MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1. Güzeller bÿseyi tekrÀr iderler Bizümle meróabÀya èÀr iderler 2. DehÀnun añma girersün fuúÀèa CihÀn milkin gözüne dÀr iderler 3. Çapup òaùùuñ çerìsi pÀdişÀhum Güzellik milkine ilàÀr iderler 4. Yüzin nÿrını görüp ehl-i ìmÀn äaçuñ küfrinden istiàfÀr iderler 5. TırÀş itmiş òaùını òÿb-rÿlar Güli gör kim nice bì-òÀr iderler 6. Ne işdür bu èaceb gìsÿlarun kim Dil-i ÀvÀreyi bì-kÀr iderler 7. Mey-i laèline her servüñ uzanma Sehì mest ü òarÀb evkÀr iderler 8. Görüp şièrümi naôm inkÀr idenler Gelüp teslìm idüp iúrÀr iderler 52 (74a)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. Âl ile úanumı içen ol gözi aladur Bir òÿnìdür ki her dem anuñ meyli aladur 2. Gül ruòlaruñ òayÀlini ter ùutmaya yaşum Çeşmüm piyÀlesinde iki tÀze lÀledür 3. Ol úÀmet ü bÿ zülf ile şekl-i dehÀn-ı yÀr äan muãóaf-ı cemÀle yazılmuş celÀledür

Page 255: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

255

4. Ùop yıúa yazdı òÀli òayÀli beden beden Göñlüm óiãarı bürcini k’ana óavÀledür 5. Şeró eylemege derd-i derÿnumi óarf óarf Óaùùun miåÀli dilde yazılmış piyÀledür 6. ÂfÀúı büsbütün ùutdı ÀvÀzuñ iy Sehì Şöhret viren sözüñe meger bu yelÀledür 53 (74b)

MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Göñül sen lÀle ruòsaruñ èışúı ile yanuúdur Yaşum ırmaàı anuñçün úızıl úana boyanuúdur 2. Yoluña can virüp öldügüm inkÀr itme iy dilber Seni sevdüğümi sen de bilürsün Tañrı danuúdur 3. Boyanmasun mı göge dÿd-ı Àhum nÀr-ı şevúunla Bu göñlüm şehr-i Bursa gibi her dem oda yanuúdur 4. Leb-i dildÀra gülşende güler her subó-dem àonca Ne raènÀ şÿò u şengüldür ki böyle úatı açuúdur 5. Göñül sen mıãr-ı óüsne varımazsın şÀm-ı zülfünden Bu sevdÀdan elüñ çek kim reh-ı zülfi dolaşıúdur 6. Òabìbüm òÀl ü òaùùun fitnesün defè itmege úaşun äaçuñdan bÀd-bÀn açmış óüsün baórunda kayuúdur 7. Úoyup èuşşÀúı aàyare ruò-ı dildÀrı èarø eyler Sehì Àyìneyi görseñ iki yüzli münÀfıúdur 54 (74b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. èAks-i çihremle libÀsı ol mehün nÀrencidür Göñlüm anuñçün bu serv-i sìm-ten zÀrencidür 2. áamzeden minúÀr zülfünden per açmış çeşm-i yÀr äaldı göñlüm süglününe dilberüm şÀhincidür 3. Yüzüm üstine segirdim ãaldı yaşum leşkeri

Page 256: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

256

äan TÿnÀ’dan geçdi úızıl yüreli aúıncıdur 4. Çok yelüp yöpürmeden Àhumla eşú-i òÿn-feşÀn äabrumı yaàmaya virdi bì-bedel eşkincidür 5. Dür dişi vaãfıyla ol servüñ olalı ÀşinÀ Baór-ı naôm içre Sehì her bir sözün bir incidür 55 (75a)

Mefÿlü FÀèilÀtün MefÀèìlün Faèilün 1. Mecmÿèa-i cemÀle ki zülfüñ cerìdedür EbyÀt-ı luùf-ı òalú meger sen perìdedür 2. Ey dil raúìb-ı kelbe ãaúın yÀr iti dime Ol o maúÀma varmadı daòı berìdedür 3. Mıòlandı úaldı yÀr işigünde raúìbi gör Gitmedi bizden iki gözi eñserìdedür 4. Òaùù-ı èiõÀr-ı yÀr ile zülfi dolaşmasun Barmaú baãamaz ol aña dest-i bürìdedür 5. Baúmaz Sehì yüzüñi úoyup aya bir nefes Sen bir ferìd-i dehrsin ol Àferìdedür 6. Mihr ü vefÀnı ãaúlayayın dilde ben hele Cevr ü cefÀyı sende baña bir bir ide dur 56 (75a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Kÿyuñuñ her kÿşesi göñlüm kuşı ocaàudur Ayaàuñ ùopraàu cennetdür yaşum ırmaàudur 2. Şimdi geldi ãanma göñlüm şehrine sulùÀn-ı èışú Eskiden ol şeh-süvÀrun ol atı oynaàudur 3. èIşú úandìlin uyar gel türbe-i FerhÀdèdan Òıdmet ile himmet isterseñ ki er ocaàudur 4. KÀkülüñ cemè eylemez óÀl-i perìşÀnum benüm Gül yüziñde sünbülün ùutam benefşe bÀàudur

Page 257: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

257

5. Yüziñe beñzetse bülbüller güli incinme kim GülsitÀnda bülbülün ey àonca-leb bu lÀàudur 6. Óırz-ı cÀndur leblerüñ vaãfın yazarsam n’ola kim èUúde-i zülfüñ göñülde ãaklaram dil bÀàudur 7. N’ola beglense Sehì èuşşÀú içinde èışú ile Derd ü miónet illeri şimdi anuñ sancaàudur

57 (75b)

Mefÿlü FÀèilÀtün Mefèÿlü FaèilÀtün 1. Gül àoncasunı gördüm bir aàzu açuúdur äordum dehÀn-ı yÀrı bir õerre deñlü yoúdur 2. Gül gibi naz idüp yar yine yüzini dürdi Kìn itdi baña beñzer kim úaşları çatuúdur 3. Öldürmeğe úuluñı ãalma ãaçun kemendin CÀn úaãdına efendi àamzeñ atılmış oúdur 4. GülzÀr-ı óüsn içinde boyuñ miåÀli olmaz BïstÀnda servi añma ol bir úuru oyuúdur 5. Bülbül ãadÀsı gibi şièr-i Sehì güzeldür EşèÀr-ı àayrılar hep aña göre ùuyuúdur 58 (75b)

MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Óabìbüm èuúde-i zülfüñ tılısım-ı ùïp-ı óikmetdür Aãılmış cÀmiè-i óüsnünde yÀ Rab bu ne óikmetdür 2. áaraz gülzar-ı èÀlemden senüñ úaddün úıyÀmıdur Çemende hey’et-i serv-i Sehì bir úurı ãÿretdür 3. äaçuñ gün yüzüñi örterse n’ola iy úıyÀmet-úad Güneş ùoàmaduàu Àòir kıyÀmetden èalÀmetdür 4. Dile gelse òayÀl-i vaãf-ı òaùù-ı mihr-i ruòsÀrun SemÀdan nÀzil olmış yer yüzine ãañki Àyetdür 5. Dil ü cÀn úaãdına gözüñ süzüp òışm itme luùf eyle Yüzüme bir güle bak kim baña èayn-ı èinÀyetdür

Page 258: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

258

6. ŞarÀb-ı nÀz ile çeşmüñ dil-i bìmÀrı òïş eyler Baña senden ne kim gelse úamu ãıóóat selÀmetdür 7. ŞarÀb içme güzel sevme diyü menè eylese vÀèiô Mey ü maóbÿbdan ãaúın Sehì geçme ôerÀfetdür 59 (76a)

Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün 1. ÒÀk eyledüğüm derd ile yolıñda tenümdür Úanlu gözümüñ yaşunı silen kefenümdür 2. Zerger gibi úalbüm eridüp pÿta-i àamda äıkup ãızırup òÀliã iden sìm tenümdür 3. Gördüm lebini ãordum idi kÀkül ü dilden Gül gibi gülüp didi o senüñdür bu benümdür 4. äalınmasun aàyÀr ãaçuñ silsilesine Ben aãılıcaú boynına daú kim resenümdür 5. Vaãf-ı leb-i laèlin işidüp bendeden ol serv Didi ki Sehì ùÿùì-i şekker şikenümdür 60

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Çeşm-i maòmÿruñ èitÀbı bu dil-i ser-mestedür Anuñ içün ney gibi bezmüñde ol dem-bestedür 2. ÂsitÀnunda úaşuñ yÀsına cÀn virsem n’ola Tìr-i Àhum her nefes yirden göge peyvestedür 3. Gel hümÀ gibi havÀda uçma bizden yaña ol ÂfitÀbuñ menzili iy meh bilürsün pestedür 4. YÀr itüne şevú ile òÀk olduàum èarø itmege ÜstüòˇÀnum her biri bir nÀme-i ser-bestedür 5. Úaddüñ üzre ruòlaruñ gördükce cÀnÀ ãanuram Bir nihÀl-i serve baàlanmış iki gül-destedür 6. áamze-i dilber Sehì göñlüme bir zaòm urdı kim

Page 259: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

259

Dil aàız virmez yatur àamdan ölümlü òastedür

61 (76b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. Zülf-i kÀfirler egerçi ki çelìpÀ götürür Añma sünbül ãaçını k’ol büt-i tersÀ götürür 2. CÀn virürken lebi şeftÀlÿsün alsam n’ola kim Sefer ehli yola azıú diyü óevlÀ götürür 3. Ulayup zülf eñegin laèlüne meyl itdüğü bu Gül ü mül bezmine iletmege alma götürür 4. Göñül almaàa úomadı beni öldürdi gözüñ Hey ne èayyÀr olur bulduàını hÀ götürür 5. Dir gören úÀmet-i bÀlÀsını ruòsÀrı ile Serv-i sìmìn-beden ancak gül-i raènÀ götürür 6. Mihrüm arturdı benüm yÀr tırÀşı gelelü Òaùùı misk ile meger nüsòa yazar yÀ götürür 7. Şièrüñ evrÀúı Sehì itdi cihÀnı òïş-bÿ Meger ol penbe ile èanber-i sÀrÀ götürür 62 (77a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Laèl-i nÀbüñ şerbeti vaãf-i mey-i gül-bÿ ùutar Külbe-i aózÀnumı Àòir benüm ol bÿ ùutar 2. Sìne saórÀsın óabÀb-ı eşk-i çeşmüm zeyn ider áam beyÀbÀnın ãanasın òayme-i ordu ùutar 3. Çeşm-i fettÀnun úaşı úoltuàına almış durur Gör ne ôÀlimdür yanında göz göre uàru ùutar 4. Ebr-i nìsÀn zülfüñ itdi eşk-i çeşmüm dürr-i òÀã Şol ãadefdür gözlerüm ecfÀnı incü ùutar 5. Dilde buldukca Sehì çeşmi òayÀlün àamzesi äanuram ãayyÀddur ãayd eyleyüp Àhÿ ùutar

Page 260: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

260

63 (77a)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Zülfüñ añsam beni başdan ayaàa dek àam olur Göñlümüñ darlıàun ol àonca dehen ol dem alur 2. äan deñiz mÀlikidür Àb-ı èiõÀrunda ãaçuñ Óüsn deryÀsı kenÀrında ùurup Àdem alur 3. Ùutdı òaùùuñ dehenüñ dÀ’iresini gider Ey SüleymÀn ãaúın ol Ehrimeni òÀtem alur 4. YÀralarken dili àamzeñ lebüñi añsa n’ola Varuban dÀr-ı şifÀya ãanasın merhem alur 5. Gözüñ öldürdi bu ben bì-dili aàlatmaà ile Beni öldürmedin ol òÿnì ne bulur nem alur 6. Fikr-i zülf ü lebi dilden n’ola gitse ki zamÀn GÀh Keyòusrev ayaàun gehi cÀm-ı Cem alur 7. Aàlamaúdan cigerüm yÀreleri baş oldı Sehì ol serv hevÀsı ile beñzer nem alur 64 (77b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. BÀà-ı óüsnünde baña úaddüñ nihÀli gül yeter Bu cihÀn bir gülsitÀndur niçe gül biter yiter 2. Úanlar aàlar göz göz olmuş tìr-i àamzenden yürek Ey kemÀn-ebrÿ üzüldi yaş olup aúar ciger 3. áamzesinüñ òançeri itdi dilüm dilim dilim Sÿzen-i müjgÀn ile şimdi durup yir yir iler 4. Key ãaúın ey dil alınma gözlerinüñ Àlına áamze-i fettÀnı anuñ sürmeyi gözden siler 5. Sen yüzi gül boyı ùÿbÀyı diler Óaúdan Sehì Bu cihÀn bÀàında ayruú gülşen ü servi n’ider

Page 261: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

261

65 (77b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. ÒÀl-i ruòına ùura-i èanber-feşÀn ãalar MeydÀn-i óüsn ùïpın urur ãavle-cÀn ãalar 2. Alur beni baña naôar itdükce şehriyÀr Göñlüm kebÿterine ãanasın ùoàÀn ãalar 3. Tìr-i müjeñ òayÀlüne èizzetler eyleyüp Baàrumda aña iki gözüm eşk-i òˇÀn ãalar 4. ÙÿbÀ boyuña sidrenüñ öykindügün görüp İncinme ile başunı serv-i revÀn ãalar 5. Vaãf-ı ruòunda şièr-i Sehì iy gül-i murÀd äudur ki gülşen ayaàuna bÀàbÀn ãalar 66 (78a)

FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 1. Gül oturmış çemende nÀz eyler Serv ùurmuş aña niyÀz eyler 2. O lebi àonca açılup gülmez BÀd-ı Àhumdan iótìrÀz eyler 3. SÀúıyÀ bezm-i àamda muùribi gör Bÿselikden döner hicÀz eyler 4. Mey-i nÀb adun alma aàzuña kim Bì-òayÀdur o keşf-i rÀz eyler 5. Çoú yaşasın o serv-i bÀà-ı vefÀ Baña cevr ü cefÀyı az eyler 6. Zülfi bigi o serv-i nÀz Sehì Şeb-i àam úıããasın dırÀz eyler 67 (78a)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Tìr-i müjeñle òaste ciger úan olup gider Dil yÀ úaşuñ hevÀsına úurbÀn olup gider

Page 262: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

262

2. Redd olduàın raúìbi úapuñda görüp didüm Yanuúdı ravøadan yine şeyùÀn olup gider 3. Günden güne göñülde ziyÀd oldı mihr-i dïst Ùutdı cihÀnı óüsn ile sulùÀn olup gider 4. Gün gibi óüsni yaúdı cihÀn òalúını tamÀm Ol ÀfitÀb Àfet-i devrÀn olup gider 5. äalınsa èizz ü nÀz ile ol yÀr-ı gül-èiõÀr CÀn gülşenine serv-i òırÀmÀn olup gider 6. äormaz şikeste òÀùırını yÀr bir nefes Ney gibi derd ile Sehì nÀlÀn olup gider 7. Ey pÀdişÀh-ı óüsn ü melÀóat olan meded Dil taótgÀhı ôulm ile vìrÀn olup gider 68 (78b)

MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1. Lebüñden gözümüñ cÀm-ı Cem’i var Demi olsun èaceb òïş èÀlemi var 2. Lebüñ òaùùı mücerrebdür ki yazmış Maóabbet derdüne òïş emsemi var 3. Ne aàlar zaòm-ı àamzeñden göñül kim Lebüñ yÀrından anuñ merhemi var 4. N’ola ãorsam úadeóden aàzı rÀzın Leb-i laèli gibi çoú maóremi var 5. Úad ü zülf ü dehÀnıyla şeker-leb Perì iken göründi Àdemi var 6. Úabaàun pür-şarÀb itse èaceb mi Lebüñ gibi gözümüñ hem-demi var 7. Feraò-nÀk eyle esrÀr-ı lebüñden Sehì miskìnüñ iy servüm àamı var

Page 263: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

263

69 (78b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. áam-ı zülfüñ güzelüm tende dil ü cÀn egler áam degil ùıfl olanuñ göñlini reyóÀn egler 2. Şeb-i firúatde òayÀliñsüz olımaz bu göñül Kişinüñ göñlüni pes dem-be-dem oàlan egler 3. Ser-i kÿyuñda fiàÀn itdügüne itme èaceb Mevsim-i gülde güli murà-ı òïş-elóÀn egler 4. Dil alur laèl-i lebüñ fikri ile şÀd u ferÀó Úalb-i Àşufteyi ãan bÀde-i mercÀn egler 5. Sehì egler özini yüzüñe itdükce naôar Bülbülüñ òÀùırını tÀze gülistÀn egler 70 (78b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Vaãf-ı dendÀnını õikr itsem sözüm gevher düşer Añup aàlarsam lebin cÀnÀne àÀyet ter düşer 2. Çeşm-i òÿn-rìzi òayÀli geldüàünce göñlüme áamze-i fettÀnı her demde aña rehber düşer 3. İşigüñde yüzüm üzre yaşını aúıtsa yÀr ÂsumÀndan yir yüzine ãanasın aòter düşer 4. Cevre bünyÀd itdi beñzer èÀşıú-ı miskìn içün Ol cefÀ mièmÀrı göñli òÀnesin mermer düşer 5. Ruòlarıñ yÀd eylesem şièrüm Sehì rengìn olur Vaãf-ı òaùùın yazıcak nüsòam benüm ebter düşer 71 (79a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Her zamÀn òalú içre kim bir ehl-i dil insÀn úopar Bu cihÀna lÀ-cerem giryÀn gelür giryÀn úopar 2. Õillet ü miónetden olmaz bir nefes göñlüm óÀlaã Degme bir nÀ-ehli gör kim nicesi şÀdÀn úopar

Page 264: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

264

3. Çenberüñ bozulsun iy çarò-ı felek kejrev senüñ Kim dil-i èÀrif úamu Àşüfte vü óayrÀn úopar 4. áam yime iy dil ki òÀr eksük degildür her zamÀn Úande kim bir àonca-i nÀzıñ gül-i òandÀn úopar 5. Ger nemed-pÿş olduñ ise àam yime hergiz Sehì MuúteøÀsıdur cihÀnun ehl-i dil èuryÀn úopar 72 (79a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Òançer-i cevr ile durmaz yÀr baàrum pÀreler Yaş yirine aúıdup gözden çıúar ol pÀreler 2. CÀ-be-cÀ dÀà üzre baàrumdan açılmış lÀledür Zaòm-ı peykÀnuñla dilde aàız açan lÀleler 3. Her şeb Àhum odı kıàılcımıdur iy yüzi ay Gök yüzinde görinen şol encüm ü seyyÀreler 4. Uşdı açuú gibi diller her ùarafdan laèlüñe CÀm-ı saóbÀ üzre cemè oldı yine ÀvÀreler 5. MÀh-rÿlar gerçi şimdi yüzüne baúmaz Sehì Bir gün ola kim gelüp anlar saña yalvaralar 73 (79b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Olmaya òadduñ miåÀli bir gül-i zìbÀ yazar Gerçi çoúdur Çìn içinde nüsòa-i raènÀ yazar 2. Hey ne kÀmil naúş-bend üstÀddur àamzeñ senüñ Úıl úalemle dem-be-dem çeşmümde naúş-ı mÀ yazar 3. MÀcerÀ-yı èışúuñı èarø itmege şÀhum saña KÀtib-i eşküm yüzümde surò ile inşÀ yazar 4. Yüzüñ üzre dÀne-i òÀl-i siyÀhuñ resmidür DÀà-ı èışúuñ kim dil üzre noúùa-i sevdÀ yazar 5. Gül ruòuñ vaãfın Sehì mÀnendi kimse yazamaz

Page 265: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

265

Gerçi çoúdur Çìn içinde nüsòa-i raènÀ yazar 74 (80a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Óüsn-i òaù kim yañaàun ãafóa-ı ruòsÀre yazar Varaú-ı gülde maóabbet àazelin yÀre yazar 2. TÀrümÀr itdi ãaçuñ èaúlum evin gerçi benüm Göñlümi ol òaù-ı reyóÀn hele bir pÀre yazar 3. ÚÀmetüñle dehenüñ sìnede naúş itdi göñül Âh şeklüñ ãanasın ãafóa-i dìvÀne yazar 4. Óayl-i èuşşÀúı eger yoúlaya ol şÀh-ı süvÀr Beni ser-defter idüp cümleden ÀvÀre yazar 5. Yazsa derdüm Sehì ol serv èilÀc itmek içün N’ola begler begidür ben úulı tìmÀre yazar 75 (80a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. CÀnı zülfüñde eùibbÀ göricek meftÿn oúur Leblerüñ vaãfın şifÀ baóåinde dil úÀnÿn oúur 2. Õikr iderken úÀmetün añma úaşuñ aàyÀre kim Serv-i úaddüñ vaãfın ol kej-ùabè nÀ-mevzÿn oúur 3. CÀn u dil meyl itmege òaùù-ı leb-i cÀn-baòş-ı yÀr Siór idüp şìrìnlik içün şekkere efsÿn oúur 4. Çeşm-i mestüñ şevúı ile kendüden geçmiş imÀm Gördi óarf atar úaşuñ miórÀba geçmiş nÿn oúur 5. Ey Sehì ol serv ile añlar bu èışúum òÀletin Her ki şièrüm defterinden Leylì vü Mecnÿn oúur 76 (80a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. Ayaàı tozı ile ãabÀ rÀhdan gelür Zülfüñe uàradı dil-i gümrÀhdan gelür

Page 266: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

266

2. Beñzer ãaçuñla hem-dem-i derd idi dün gice BÀd-ı ãabÀ esüp ki seóer-gÀhdan gelür 3. Olma iñende derd ile cevr-i nigÀrdan Òïş gör göñül sen Ànı ki AllÀh’dan gelür 4. Úarşu düşerse gün yüzüñe ay ùañ degil Bir yüzi úaradur ne disen mÀhdan gelür 5. Serv-i úaddüñle zülfüñ añup Àh ider Sehì Biñ derd ile her Àhı ciger-gÀhdan gelür 77 (80a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Çeşm-i zerdüm baña zerrìn cÀme ey dilber yeter DÀà-ı sìnem aña laèlìn tügmeler yer yer yeter 2. Úaçma iy dil muràı ol şÀhìn baúışlu yÀrdan Zülfi şehbÀzın ãalar ardıñcadur irer yeter 3. Zülfi açmaz iy ãabÀ rÀz-ı dehÀnından òaber äaúınur keşf eylemez bir sır-durur serler yeter 4. Sen güzeller şÀhısın ser-òayl-i òÿbÀn ol yüri Milk-i óüsni ùutmaàa úaşuñ gözüñ leşker yeter 5. TaòtgÀh-ı èışúa geçdüm başuma sulùÀn olup Dest-i dilberden iren seng-i belÀ efser yeter 6. Gömgök itdüm bu ãararmış cismümi dögünmeden ÂsumÀnì zer-benek úaftÀn baña zìver yeter 7. áayrılar eşèÀrına meyl itmesün her serv-úadd NÀme-i şièrüm Sehì dìvÀn ile defter yeter 78 (80a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün 1. Şol işi baña kim òaù-ı cÀnÀneler eyler Âòir göresin saña o cÀnÀ neler eyler 2. Tesbìói duzaàına ùutulsa n’ola zÀhid Bu işleri hep ãÿfìye ol dÀneler eyler

Page 267: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

267

3. Acır yüregüm àamzeñ oúı yÀrelerine Gördüñ mi úaşuñ yÀsını baña neler eyler 4. Gözümi idüp óüsn èarÿsına gözüngi Kirpüklerüni zülfi içün şÀneler eyler 5. PeymÀne durup saña ùolu içse Sehì yÀr Al iç işüñi altun o peymÀneler eyler 79 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. SÀóir-i çeşmüñ ki òaùùuñdan oúur efsÿnı var Siór ider zülfüñ de niçe biñ dil-i meftÿnı var 2. Kÿhkenlik eyleyi başladı çün FerhÀd-ı dil Gözle iy şìrìn-dehen eriñ yine oyunı var 3. Göñlümi dolana çekmek ister imiş kÀkülüñ Naúd-ı cÀn virsem n’ola zülfüñ gibi boyunı var 4. äayd idersem yaraşur sìmìn-beden dilberleri Her kimüñ beñzüm gibi yüze gelür altunı var 5. Nice pervÀz urıbilsün şahbÀzı göñlümüñ NÀleden çıñragısı zülfüñ gibi uzunı var 6. Úaşuña meyl eyleyüp cÀn virür iy servüm Sehì Úıbleye yüzin ùutup ölse bu miskìn boyı var 80 (81b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün 1. CemÀlüñ pertevin iy mÀh-peyker Yüzin düşer görürse şems-i òÀver 2. Yüzüñ mescid úaşuñ miórÀb bìnì Olupdur cÀmiè-i óüsnünde minber 3. Münevverdür yüzüñden cümle èÀlem Ne nÿr olur yüzüñ AllÀhu Ekber 4. ÓikÀyet itse çeşmüm mÀcerÀsın

Page 268: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

268

Olur bezmüñde çeng ü nÀy defter 5. Gözi itdügini göñlüme bir bir Eàilmiş úaşı úulaàuna söyler 6. ÚarÀrı yoú yanar baàrı delinmüş Olup bencileyin köynüklü micmer 7. O serv itdi Sehì dervìşi sÿfì Anuñçün acır aàlar aña sÀàar 81 (81b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Beni bir úılla ãaçı cÀnib-i dildÀre çeker İledür zülfine cebr ile dili dÀre çeker 2. Şöyle Àşüftesidür óüsnüñüñ ay ile güneş Gün yüzüñ şevúına meh sìnesine yÀre çeker 3. RÿzgÀra dayanup çıkma ãaúın cedvelden Seni bir bend ile Àòir yine pergÀre çeker 4. Ol cefÀ yüki baña cevr ü cefÀ itse n’ola Şìve-i nÀzını ancak dil-i bì-çÀre çeker 5. Lebi tiryÀkini àayre sunar ol serv Sehì ÙÀs ùÀs zehr-i àamun èÀşıú-ı bì-çÀre çeker 82 (82a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. Dil ùıflı gerçi àamzeñ oúıyla oyalanur Lìkìn úaşuñ òayÀlini añsa oyalanur 2. Emdüm leb-i nigÀrı diyu lÀf ider úadeó Beñzer ki bezm-i ehl-i dil içre o yalanur 3. Zülfüñ ile miyÀnuñ içün cenge düşdi dil Úan dökmek ile gözyaşı dem dem aralanur 4. Merve úapuñ óaúı içün ey yüzi Àyìne Dil añduàınca Kaèbe-i kÿyuñ ãafÀlanur

Page 269: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

269

5. Aàlar hevÀ-yı zülfüñ ile Àh ider Sehì Bildüm ki baàru başı ãu úapar havÀlanur 83 (82a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Gül ruòlaruñ deri yire düşse gülÀb acır Çözse ãabÀ ãaçuñ girihin müşk-i nÀb acır 2. Ol deñlü yandı Àteş-i miónetde cÀn ü dil Úanlar yudar ãurÀói benümçün kebÀb acır 3. Görse gözüm raúìbi efendi ùola gelür Elbetde çeşm-i merdüme girse turÀb acır 4. Güler surÀói şevú ile meclisde èÀşıúa ÂvÀresine cÀm-ı lebüñüñ şarÀb acır 5. CÀn acısın çeke çeke oldum yine esìr Anuñ içün Sehìèye benüm şeyò u şÀb acır 84 (82b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün 1. Güneş yüzüñe nisbet bir gül-i ter Felek úaãrunda bir gömgök kebÿter 2. Úıvırmış mÀh-ı nevden şeb-külÀhın Sipihr almış ele bezmüñde sÀàar 3. Úapuñ ùoúuz dolanur yidi eflÀk İzüñe mihr ü meh yüz sürmek ister 4. Bize ol yÀr zülfinden òaber vir EyÀ bÀd-ı ãabÀ n’eyler ki dilber 5. Lebün vaãf itmede ùatluluàun çoú Sehì beñzer ezersin şìre şeker 85 (82b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Úoma gül ruòsÀruna ol zülf-i èanber-sÀ deger Muãóaf-ı óüsne yazuú n’içün yed-i tersÀ deger

Page 270: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

270

2. TÿtiyÀ-yı òÀk-i pÀy-ı yÀrı ãaúınsun ãabÀ Gözlesün anı ki çeşm-i nergis-i şehlÀ deger 3. Mıãr-ı sulùÀn olmadan bir beg úulı olmak güzel YÀr işigün yaãtanup yatmaú baña dünyÀ deger 4. Nice cÀnlar virmeyem laèl-i leb-i cÀn-baòş-ı yÀr Bÿse ile cÀn virür biñ muèciz-i èÌsÀ deger 5. Sevgisi èuşşÀúa úısmet olsa ol servüñ Sehì Ol ãaçı sünbülden ancak baña bu sevdÀ deger 86 (83a) FÀèilÀtün MefÀèìlün Feilün 1. Şerbet-i dil leb-i óabìb olısar Derdüme emsem ol ùabìb olısar 2. Bÿse-i cÀn-fezÀsı òaste dile Umarın èÀúibet naãìb olısar 3. Şimdiden vaèdeye òilÀf eyler Ùurra-i yÀr dil-firìb olısar 4. Bend-i zülfinde unuduldı göñül Şehr-i èışú içre ol àarìb olısar 5. Serv-úaddüñ hevÀsı ile Sehì Gülşen-i óüsne èandelìb olısar 87 (83a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Sÿz-ı Àhumdan úararmış kirpüçgüñ dil dÀàlar Úaãd-ı cÀn itdükce àamzen úılıcını zÀàlar 2. Yalmanup aàyÀre úarşu aàız açsa tìà-ı yÀr ZÀà-ı tìàinden üşer başuna ol dem zÀàlar 3. Yañúılansa ne èaceb feryÀd u Àhumdan cihÀn Sÿz-ı sìnemden benüm yandı yaúıldı ùaàlar 4. äanma kim yaàmur yaàar gök gürler iy dil ZÀl-i çarò

Page 271: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

271

èÂşıú-ı Rüstem dil içün ãÀàu ãaàup aàlar 5. Zülfine yÀruñ Sehì ben nice kÀfir dimeyem Muãóaf-ı óüsn üstine geçmiş ùurup ayaàlar 88 (83a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Sìnede òÀl-i ruòuñ şevúiyle yanan dÀàlar DÀne içün úondı òırmen üstine ãan zÀàlar 2. Sìne saórÀsına ùolmış úanlu yaşumdan óabÀb ŞÀh-ı èışúun ordusın ùutmış úızıl otaàlar 3. Dil nice Àşüftesi olmaya sen gül-çihrenüñ DÀne-i òÀl-i lebüñ şevúı cigerler daàlar 4. Reg degildür görinen yer yer tenümde dïstum Úanlu yaşumdur aúup olmış durur ırmaàlar 5. Ol şehş-i òÿbÀna úarşu sÀúi-i gül-ruò Sehì Bezm-i cÀn-baòşında el üzre ùutar ayaàlar 89 (83b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Şol leùÀfet iy perì kim sendedür èIşú-ı pÀke beñzer ol kim bendedür 2. Laèl-i nÀbuñ şerbetinüñ leõõeti Unudulmaz nitekim cÀn tendedür 3. Yüzüñe beñzer dimiş àÀlib melek Yüze gelmez gizlenür şermendedür 4. Gün gibi dünyÀyı pür-nÿr eyledüñ MÀh-ı tÀbÀnsun yüzüñ tÀbendedür 5. Gül yüzüñe bendedür dirse eger Yüzüñe güler inanma òandedür 6. Òaste yatar tìr-i àamzenden göñül Kendüyi farú eyleyemez úandedür

Page 272: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

272

7. PÀdişÀhum kim durur dirsen Sehì Bir faúìr üftÀde muòliã bendedür 90 (84a) MefÀèìlün MefÀèìlün Feÿlün 1. Güler yüz gösterelden yaze güler Açıldı çın seóerden tÀze güller 2. Yine èarø-ı cemÀl itmege bÀàa Bisaù-i óüsnin ister yaze güller 3. ŞarÀb-ı şevú ile mest oldı bülbül Görüp başladı defèì nÀze güller 4. Yüzüñden reng ü bÿ cerr itmek içün Girüp şehre ider dervÀze güller 5. Görüp mecmÿèa-i evrÀú-ı óüsnüñ İder zer-rişteden şìrÀze güller 6. Ne óaddidür saña öykünmek ister Ne içün gözlemez endÀze güller 7. Bu dem òïş gör Sehì gül èÀlemini Uçup başlamadın pervÀze güller 91 (84a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Vaãf-ı ruòsÀruñdan olmış gülzÀr şièr187 Leblerüñ õikrinden olur sözlerüm tekrÀr şièr 2. Her àazel kim leblerüñ vaãfında õikr itsem olur ÚÀmetüm şìrìn redifüm ùatlu şekker-bÀr şièr 3. ÚÀmetüñ vaãfında cÀnÀ söylenen her bir àazel Bir nihÀl-i serve beñzer kim ucında var şièr 4. áonca aàzuñ sırrını keşf eylese gülşende dil NÀlişinden bülbülüñ ùolar der ü dìvÀr şièr

187 Mısranın vezni bozuktur. Bir kelime eksiktir.

Page 273: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

273

5. HÀ ezilüp medó ider laèl-i lebüñi úand-i nÀb Ùÿùi-i şìrìn-zebÀn olmış şeker-güftÀr şièr 6. Defter-i gülden yazar evãÀf-ı óüsnüñ èandelìb Oúumaàa meclisüñde eyler istióøÀr şièr 7. Ehl-i faøl olana èarø eyler Sehì eşèÀruñı N’idügin bilür mi her nÀ-cins ü nÀ-hem-vÀr şièr Fì Óarf-‘z-zÀ 92 (84b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Dilüñ ùut úo bizi nÀãıó sözüñe iètibÀr olmaz Bilürsin èÀşıú-ı rüsvÀyì olanlarda èÀr olmaz 2. İki göñül bir olmayınca vaãl-ı yÀre irmezsin Göñül saèy eyleyi gör kim yalıñuz taş dìvÀr olmaz 3. Òarìf olup úapu duymış degildür şeşder-i àamdan Şu èÀşıú kim maóabbet nerd-gÀhı içre zÀr olmaz 4. Sevüp cÀndan seni dilberler içre iòtiyÀr itdüm Güzel sevmekde èömrüm gerçi dirler iòtiyÀr olmaz 5. HevÀ-yı Leylì-i zülfüñe olmışdur Sehì Mecnÿn FiàÀn u nÀlesin èayb itme èaúlı aña yÀr olmaz 93 (84b) MefÀèìlün FeèìlÀtün MefÀèìlün Feèìlün 1. Bu gün ki ney gibi bezm-i belÀda nÀlÀnuz Yolında ölmez isek biz bu yolda yalanız 2. Esìr-i èışú olalıdan teraúúìmüz çoúdur áam ile dirligümüz var başúa sulùÀnuz 3. Lebi hevÀsı ile cÀn çekişüp ölmekde äaçı gibi úara yaãlu olup perìşÀnız 4. HevÀ-yı Àh ile dem dem cihÀnı seyr iderüz Úarınca gibi õelìliz velì SüleymÀnuz 5. Gicede ùaà etegünde yatup dil Àh eyler

Page 274: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

274

Seóerde zÀrı kıluban yaúada giryÀnuz 6. Uzun gice ãaçuñuñ fikri ile şeydÀyuz Bütün gün ol ruò-ı hÿrşìde úarşu óayrÀnuz 7. Sehì àazelde öğelden o serv-i meh-rÿyı áazel kemÀle irişdi vü sözde SelmÀn’uz 94 (85a) MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1. Virelden ey yüzüñ Àyìneye yüz Baúup gördügine güler o yüzsüz 2. Beni redd it yanundan yÀ raúìbi Ki bir koltukda sıàmaz iki karpuz 3. Ne mehsin iy melek-ùalèat èaceb kim Yüzüñdür ÀfitÀb-ı èÀlem-efrÿz 4. EyÀ muùrib götürdükce úopuzı Neye aàlar yanuñca ol bir öksüz 5. Dökersin úanumı yire yazuúdur Úo sÀúì nergis-i mestüñ yeter söz 6. Yüzüñden iñleme bir dem dur iy ney Meded yaúdı beni Àh-ı ciger-sÿz 7. Sehì eşèÀrını óırz eyle cÀnda Dilersen irmeye saña yavuz göz 95 (85b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Lebi dÀru’ş-şifÀsında yatur dil zÀr eglenmez Ölicek òaste cÀnından geçer nÀçÀr eglenmez 2. Dirìàa her nefes èömrüm gibi durmaz şitÀb eyler Gelüp gitdükce yanumda meded ol yÀr eglenmez 3. Ayaàı kumı bir laòôÀ gözümde dilberüñ durmaz Aúar bir şìşe-i sÀèat gibi hem-var eglenmez

Page 275: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

275

4. Geçer bir dem úarÀr itmez cigerde úanlu peykÀnuñ äudur àırbÀlda ãankim aúar her bÀr eglenmez 5. Yatur dil-òaste òecründen Sehì nÀlÀn olup her dem Gel iy servüm ki sensüz bu dil-i bìmÀr eglenmez 96 (85b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Terk ider ravøayı dil kÿy-ı cihÀndan geçmez N’eylesün gülşeni ol bÀà-ı cinÀndan geçmez 2. Seyr-i gülzÀr-ı cemÀle dili menè eyledi zülf

Òalúa-i dÀm-ı belÀ ile yılandan geçmez 3. Sevme òÿbı diyü menè eyleme göñlüm vÀèiô Her neden geçse geçer èışú-ı fülÀndan geçmez 4. Òaylinden göñlüme gözüme òayÀl-i zülfüñ Gelmez oldı ne èaceb n’oldı ki úandan geçmez 5. İşigünde Sehì iti dirilür dildÀruñ Hele ölür dirilür Àd ile sandan geçmez 97 (85b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Laèl-i şìrìnün ùaberzeddür diyelden size biz DÀne-i òÀl-i lebüñ olmış durur óubbüèl-èazìz 2. Úılúalemle gülşen-i óüsnüñi zülfüñ naúş idüp Müşk ile gül safóasında òaùùun eyler òÀk-rìz 3. Yeg görür zÀhid ayaàuñ ùopraàundan cenneti Ey dirìàÀ yoà imiş dünyÀda bir ãÀóib temiz 4. Leblerüñden yÀsemen rengin ùutaldan òaùù-ı sebz Görmez olduú diş yarasın yaàdı kar örtildi iz 5. èIyd-i vaãluñda Sehì’den eyleme bÿsen dirìà Ùatluyı bayramda erzÀn eyle itme úız 98 (86a) Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün

Page 276: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

276

1. Yüzüñe bürúaè eyleme şol zülf-i èanber-fÀmumız èUşşÀúa göster gün yüzüñ budur bizim ibrÀmumız 2. Òışm itdi baña gitdi yÀr ne ãabr kaldı ne úarÀr áÀyet perìşÀn oldı dil kalmadı hìç ÀrÀmumız 3. Görinmez ol ebrÿ-hilÀl göñlüm evin ùutdı melÀl Gelmedi mÀh-ı pür-kemÀl èıyd olmadı bayrÀmumız 4. èÂlem yüzin gülşen [úıla] göñlüm evin rÿşen úıla äalınsa gelse nÀz ile serv-i semen-endÀmumız 5. Dil bülbüli feryÀd ider ben òasteyi dilşÀd ider èÂlemde bir òïş Àd ider yÀr añsa gelse nÀmumız 6. Bu gice ol bedr-i münìr aòşÀmlamaàa menzile Ùoàdı güneş gibi gelüp gündüze döndi şÀmumız 7. Bir kez itüm dise óabìb dünyÀ benüm olurdı hep YÀruñ seg-i kÿyı diyü arta Sehì ikrÀmumız 99 (86b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. áam-ı zülf ü òaù u òaddünle yitürsek özümüz188 áam degil çünki bir oldı gicemüz gündüzümüz 2. Saña öykindügini ay işidüp didi güneş Bu ne yüz úarasıdur yerlere düşdi yüzümüz 3. YÀr işigünde gözüm yaşına rahm itdi görüp Óamdüli’llah ki şeref buldı yine yılduzumuz 4. Úaçsa bizden ne èaceb yanına geldükce raúìb Kim bile dilbere şÀyed ulaşa uyuzumuz 5. Úadrimüz bile olavuz der-i cÀnÀnda èazìz äatabilürsek eger yÀre Sehì kendüzümüz 100 (86b) Mefèÿlü / FÀilÀtü / MefÀìlü / FÀilün

188 Metinde áam u zülf

Page 277: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

277

1. Ol serv olalı gülşen-i óüsn içre ser-firÀz ÂzÀdeliğle buldı güzellerde imtiyÀz 2. GülzÀr-ı óüsni yile virür ansuzın ãaúın Âhum yelinden iy yüzi gül eyle iótirÀz 3. İy serv-i nÀz gülşen-i óüsnüñde yaraşur Sen gül budaàı nÀz ide ben bülbülüñ niyÀz 4. Egnüñe nÀz òılúatini biçdi çünki zülf Gey òïş yaraşdı serv boyuna libÀs-ı nÀz 5. Göñlüm olınca baña Sehì itdi niçe nÀz Ol yÀre yaraşur dir isem serv-i dil-nevÀz 101 (86b) Mefèÿlü / MefÀìlü / MefÀìlü / Feÿlün 1. CÀn úıldı sefer milk-i çemenden yaña baúmaz EfàÀnum işidüp niye benden yaña baúmaz 2. Naúş-ı óaù-ı sebz-i leb-i cÀn-baòşı úoyup dil GülzÀr-ı cinÀn olsa çemenden yaña baúmaz 3. Nergis gibi göz diken izüñ tozına cÀnÀ Sen durur iken serv ü semenden yaña baúmaz 4. Gül dÀmenine ildi dikenler gibi aàyÀr Ol àonca-dehen òayf sevenden yaña baúmaz 5. Bir gün ola baúa saña eyleye naôarlar Ol serv Sehì dime ki benden yaña baúmaz 102 (86b) Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün 1. äoyındı girdi nÀz ile óammÀma ol cÀnÀnumız EndÀmını göstermedi ãaúındı bizden cÀnumız 2. Görmeye diyü gün yüzin biz göñlümüzden úaçaruz Úurtulımazuz sÀyeden bekler durur bir yÀnumuz 3. äoóbetde dilber yalanur didüm yalandur didiler

Page 278: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

278

Ùoluyı defèì yaladı gerçek gibi yalanumuz 4. Şekker dehÀnı nÀz-ıla bal ezdügünce aàzuma Sen bÿsesine leblerüñ görür ùurur ìmÀnumuz 5. Ol serv-i bÀlÀ işigün yaãdanalıdan iy Sehì Yüceldi çıúdı göklere úaãr-ı felek eyvÀnumuz Fì Óarfi’s-sin 103 (87a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Çarò sen òÿrşìd-baòta itmek içün dest-bÿs Yedi ayaú bir kÿze kürsì düzetdi Àbnÿs 2. Devletünde sen şehüñ ser-òayl-i èuşşÀúam yine Sancaàumdur Àh-ı Àteş-nÀk sìnem oldı kÿs 3. Çarò Àhum Àteşinden oldı mìr-i èÀşıúÀn MÀh-ı nev olmış durur aña gül-i tÀc-ı òorÿs 4. Sìm-i eşküm yüzümi bir veche altun itdi kim Görse ne òïş sikke ãÿretdür diyeydi TekyÀnÿs 5. Puòte ãunma zÀhidüñ göñline te’åìr eylemez SÀúiyÀ ùaşdan binÀdur ol ki ùutmaz sandelÿs 6. Duòter-i rez bÀàdan geldi çemen meydÀnuna Al duvaà ile donanmışdur olup bir nev-èarÿs 7. Ger dilerseñ kim saña bint-i èineb ola nikÀh èİlm-i óikmetde Sehì olmaú gereksin CÀlìnÿs 104 (87b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Dün gice oldum dimişsin zülf-i yÀre hem-nefes Ey ãabÀ şimden girü èÀlem içinde ùurma es 2. VÀèiôüñ efsÀnesünden incinüp mescidde òalú İndürüp èuşşÀúı minberden anı düşürdi kes 3. Seyr iderken gülşen-i ruòsÀr u úaddüñ görmesem Gözlerüme gül diken olur çenÀr u serv òas

Page 279: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

279

4. Ruòlaruñ tÀbından artuú gör inür yüzinde òÀl Hey güneş yüzlüm gün ıãındukça çoà olur mekes 5. ÇÀk-i tìàüñle göñülden gitmeye zülfüñ àamı Evde öğrenmiş àurÀb uçmaz ãanursada úafes 6. Kÿyuña varduúca n’ola Àh ü efàÀn itse dil Kaèbe yolında çoà eyler nÀle vü zÀrı ceres 7. Ey Sehì her gördüğüñ serve uzanma fÀrià ol Niçe bir daòı uãanmaduñ mı nedür bu heves 105 (88a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. Hecrüñ àamından oldı gözüm ırmaàı Aras Olsa èaceb mi úanlu gözüm kÿze-i keles 2. Úaldum àam-ı firaúuñla çatılı söñük Oldı bu úuşca cÀnuma ten üstüòˇÀn úafes 3. Dirsin ki gice hem-dem idüm zülf-i yÀr ile Gel iy ãabÀ bu lÀfı úo yÀ vir yiter es 4. Zülfüñ şebinde dil varımaz şehr-i óüsnüñe Şemè-i ruòuñ ile gözler olup gözlerüñ èases 5. èUşşÀ[úa] dil uzatma eyÀ vÀèiô epsem ol áavàÀya virme başuñı luùf eyle sözi kes 6. Derbend-i zülf-i yÀrı geçerken fiàÀnı úo Gözi óarÀmisinden üşen iy dil itme ses 7. ÓicrÀn berinde úÀfile-i derdden gelür äankim óarÀmì ãıúlıàıdur nÀle-i ceres 8. CÀnÀne úapusına irişdüñ úo ölme ùur Eglen Sehì biraz daòı gel gitme bir nefes Fì Óarfi’ş-şın 106 (88a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

Page 280: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

280

1. Zülf-i èanber-bÀruñ ey dilber ki bir òïş-bÿ imiş CÀn dimÀàun her nefes iden muèaùùar bÿ imiş 2. HÀ ezilür şevú ile şìrìn lebüñe dïstum Úandi gör miúdÀrunı bilmez iken ùatlu imiş 3. Eşk-i çeşmüm seyline meyl itmedüği úadd-i yÀr Şimdi bildüm ben daòı ol òod meger úanlu imiş 4. Dün ùabìb-i èışúa çoú sordum devÀsın derdümüñ Didi bildim suòte derdüñ sÀye-i pehlÿ imiş 5. Noúùa-i cÀnı özenüp ãarf itme her laèlìn-lebe Mey içüp bendeñ Sehì dime hemÀn iş bu imiş 107 (88b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèìlün 1. Ol mÀh-çihre sìm beden yÀr-ı ser-tırÀş DerdÀ ki tìà-ı cevr ile baàrumuz itdi baş 2. Mihri leğence idinüben ayı Àyìne Ustura àamzesini úatı göñlin itdi fÀş 3. Kimseye baş egmez iken zülf-i serkeşi Ol ser-tırÀş şÀnesine egdi şimdi baş 4. äaklar sifÀl-i dilde ciger úanın al ile Beñzer ki àamze neşteri úanuma yirer aş 5. MıúrÀøı Øüèl-fiúÀr-ı èÂlì olsa vechi var Kim òaùù-ı kÀfir ile yüze yüz ider savaş 6. Úaynar ãular úoyulsa başuma èaceb degül Berber ãıàÀnu sermenü itdikce ser-tırÀş 7. Çegzinmeyince yÀr dükÀnını görse var Ol Àhenìn dile Sehì olmaz gözüm dutaş 108 (89a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Ey dirìàÀ sevdüğüm ben mübtelÀdan yÀd imiş Anuñ içün rÿz u şeb [işüm] gücüm feryÀd imiş

Page 281: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

281

2. RÀstì reftÀrda úaddin úıyÀmet gösteren BÀà-ı dilde ãalınur bir úÀmet-i şimşÀd imiş 3. Niçeler şìrìn leb-i dildÀre cÀnlar virdiler èIşú meydÀnında ãanmañ yalıñuz FerhÀd imiş 4. Ey elif úaddi vü zülfi dÀl olan yaúma beni èÂşıúa raóm it ki soñ ucı úalan bir Àd imiş 5. èÂlemi Àòir yıkar seyl-Àb-ı eşküm dïstum áÀfil olma kÀyinÀtuñ òÀli bì-bünyÀd imiş 6. Öldi derdüñden daòı terk itmedi mihrüñ Sehì KÀr-ı èışú içre bu oñmaduú ne òïş üstÀd imiş 109 (89a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Aàladuğunca güler ol àonca leb her yaz u úış Eşk-i çeşmüm jÀlelerdür kim lebine urdı diş 2. Aàladup düşmenlere úarşu gülünc itme beni Dïstum her cevrüñ it tek yÀd ile olma biliş 3. GÀh nÀz u gÀh şìve gÀh cevr ü geh èitÀb Öldürür Àòir úomaz eyler baña ol yavuz iş 4. Terk-i terk eyler cefÀ mıúrÀøı ile baàruñı Ol küleh-dÿzuñ varup dükkÀnına geçme çiriş 5. äuçını bildi baàışla pÀdişÀhum luùf úıl Bende-i muòliã faúìrüñdür Sehì bì-àıll u àış 110 (89a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Gidermiş zülfin ol meh-rÿ yüzinden bì-nikÀb olmış CihÀnı óüsn ile yakmaàa yine ÀfitÀb olmış 2. áam-ı cÀnÀn ile göñlüm belÀ bezminde hem-demdür Gözümüñ úanlu yaşından úabaàum pür-şarÀb olmış 3. Gözümi úanlu yaşum içre gören vÀdi-i àamda

Page 282: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

282

äanur bir iki merdüm ãuya düşmiş àark-ı Àb olmış 4. Buòÿr-ı bezm-i óüsn içün dil ü cÀnı sipend itdüm Gözümden aña ùopùolu iki şişe gül-Àb olmış 5. Úaşuñla leblerüñ òaùùı yazılmış çÀr-mıãraèdur Meger dìvÀn-ı óüsnüñden rübÀèì intiòÀb olmış 6. İzi tozına sen servüñ Sehì cÀn virmek isterdi Bi-óamdi’llah o dervìşüñ duèÀsı müstecÀb olmış 7. Úo dünyÀyı ki sermÀyeñ kefendür èÀúıbet yarın Ùutalum kişi èÀlemde bugün EfrÀsiyÀb olmış 111 (89b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Ùutsa kÿyÿnda n’ola aàyÀr ile dilber güreş Kaèbeède Bucehl ile çoú ùutdı Peyàamber güreş 2. Zülfi geh òaùùına dolaşur gehì òaù zülfine Eyledi meydÀn-ı óüsn içini ser-tÀ-ser güreş 3. Küştgìr-i dil ki olmış dÿd-ı Àhı perçemi èIşú odına ùutışup durmaz yanar ister güreş 4. èAúl ayırmaú diler göñlimi èışú-ı yÀrdan èIşú-ı òaãmÀne ùutuşdı èaúl ile eyler güreş 5. Milk-i tende pehlevÀn iken Sehì èaúlumı zülf Dest-i çenberden baãup itdi beni çenber güreş 112 (89b) MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1. Lebüñ üstinde bir òaù var yazılmış Kim aña zaèferÀn u müşk ezilmiş 2. äaçuñ bir miski aùlasdur olup zÀr Ùutar leb Kaèbe yüzine yazılmış 3. ÒatÀ oldı diyü úazındı òaùùuñ BeyÀø-ı óüsnüñe yañlış yazılmış

Page 283: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

283

4. Bizi gözler raúìbün iki gözi Seni sevdüğümüz àÀlib sezilmiş 5. N’ola óabs eyleseñ ùarf-ı külehden Esìr-i èuúde-i zülfüñ çözülmiş 6. Ruò-ı dilber Sehì olmış èaraú-rìz ÓayÀdan yüzine dürler dizilmiş Fì Óarfi’ã-ãad 113 (90a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèlün 1. ÒayÀlüñe göñüldür òalvet-i òÀã Úadem úıl rence luùf it yüzüme baã 2. ÒalÀã olmadı dil zülfüñ àamından Oúıdum gerçi binbir kerre iòlaã 3. Beni aàyÀr ile bir görme şÀhum Bilinsin úo úapunda èÀleme òÀã 4. Güler dil añsa aàlarken viãÀlüñ Sevinür lÀ-ceremdür bulsa àavvÀã 5. Sehì göñlün evi pÀk eyle àamdan DuòÀn-ı Àh ile olmışdur is paã 6. Sözümdür hep maèÀnì-i àarìbe èAceb mi bulsa şièrüm şöhret-i óÀã Fì Óarfi’ê-êÀd 114 (90a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün 1. Çevürme yüzüñi benden gel eyleme ièrÀø èİlÀc-ı derd-i dile itme ey ùabìb iàmÀø 2. ÒayÀl-i sünbül-i zülfüñle òaùù-ı reyóÀnuñ O Àhÿ çeşme göñül sebze-zÀrı oldı riyÀø 3. Firaúuñ ile ben ey nev-civÀnum oldum pìr Úara úan aàlamadandur sevÀd-ı dìde beyÀø

Page 284: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

284

4. Lebüñi laèle dişün düre kim ider teşbìh CevÀhir ile èaceb bir olur mı ki aèrÀø 5. Dimiye derd-i dili yana gide şemè gibi Keserse başunı rÀh-ı belÀda ger miúrÀø 6. Sehì o servüñ olur vaãfı cÀne Ànı feyø Úaçan ki defter-i şière yazam hüve’l-feyyÀø Fì Óarfi’ù-ùÀ 115 (90b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. YÀúÿt-ı leblerüñ ki yazar abdÀr òaù Òaddüñ miåÀli yazmadı bir şìve-dÀr òaù 2. Çoú dem durur ki ãafóa-i ruòsÀrı úaralar Duruldı şimdi buldı bu yüzden úarÀr òaù 3. Başladı ôÀhir olmaàa yüzünde fitneler Bir gün diyÀr-ı óüsne ãaúın el úarÀr òaù 4. èÂşıúlaruña bÿy-ı vefÀ èarø idüp yürür Çìnden getürdi var ise misk-i TatÀr òaù 5. Çoú yazdı çizdi úaraladı derc-i óüsnüñi Yazdı òaùuñ yaza yaza bir yÀdigÀr òaù 6. ReyóÀn òaùuñ miåÀlini yazmadı cehd idüp Gül ruòlarunda yazdı egerçi àubÀr òaù 7. äÿret bulursa òaùùı èiõÀrında vechi var Óüsn ile buldı çünki Sehì iètibÀr òaù Fì Óarfi’ø-øÀ 116 (91b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. KÀkül-i müşkìn ki itmişdür leb-i cÀnÀnı óıfô GÿyiyÀ ôulmetdür eyler çeşme-i óayvÀnı óıfô 2. CÀn u dil zülfüñde óıfô itse òayÀlüñ n’ola kim Bendeler èÀdetdür itmek her gice sulùÀnı óıfô

Page 285: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

285

3. Òaùùun örter óaddüñi aàyÀrdan kim ãoñ nefes Ey melek Úur’Àn ider şeyùÀndan ìmÀnı óıfô 4. äaklaram dilde òayÀli çihresin her dilberüñ Vechi var Àyìne itse ùalèat-ı òÿbÀnı óıfô 5. Mıãr-ı óüsni ôabt idüp aldı Sehì úabøına zülf Rÿm sulùÀnıdur itmiş milket-i èOåmÀnı óıfô 117 (91b) MefÀèìlün MefÀèìlün Feÿlün 1. Şu kim laèl-i revÀndan eylemez óaôô O hergiz úÿt-ı candan eylemez óaôô 2. NihÀl-i serv-i úaddüñ seyr iderken Göñül serv-i revÀndan eylemez óaôô 3. Oúuñ geldükce eglenmez gider cÀn Bu cism-i nÀ-tüvÀndan eylemez óaôô 4. Leb-i şìrìnüñe mey eyleyenler ŞarÀb-ı eràavÀndan eylemez óaôô 5. Yüzüñ gülzÀrın idenler teferrüc Gül-i bÀà-ı cinÀndan eylemez óaôô 6. Úo aàyÀrı ãaúın dildÀre añma Gider ol bir fülÀndan eylemez óaôô 7. ÇenÀrı úaddine beñzetme zinhÀr Sehì serv-i yılÀndan eylemez óaôô189 Fì Óarfi’l-Ayn 119 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Bÿseye aàzuñla itmeyem nizÀè Sözümi cÀn ile itseñ istimÀè 2. äaúınur cÀndan lebüñ rÀzın göñül Külli sırrın cÀvezeèl-iåneyn-i şÀè190

189 Metinde serm-i yılÀn

Page 286: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

286

3. Remz-i èışúı yazdı òaddüñ üzre òaù Küllü èilmün leyse fièl-úırùÀs øÀè191 4. Şems-i uãùurlÀb-ı óüsnüñ gözleyüp Almaà ister gün yüzüñden irtifÀè 5. Gice gitdi işigüñden ÀfitÀb Ay yüzüñ variken istemez şuèÀè 6. Baş virenle bir degil cÀn oynayan Dïstum raúsa úıyÀs olmaz semÀè 7. Bakmaà ile aàzı bilinmez Sehì Yoú yire göz nÿrını gel etme øÀè 119 (91b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. ÒÀl-i gendüm günden itmege dil muràın ıraà Òırmen-i óüsn içre her yüzden aãupdur zülfi zÀà 2. ÜstüòˇÀn oldum àam-ı zülfüñle derdüm úatıdur Hey baña raóm it efendi sevgüñe irdi bıçaà 3. Daàa Mecnÿn tek düşüp leylì ãaçuñ sevdÀsına Baàladı miskìn benefşe bÿy-ı zülfüñle dimÀà 4. Yüzine gülse raúìbüñ àam yime iy dil óabìb Meclis-ÀrÀdur ne yüzden gözleseñ lÀbud çerÀà 5. èÂleme virmez Sehì izüñ tozını n’eylesün İşigüñ itüñ gibi idindi bu miskìn yataà Fì Óarfi’l FÀ 120 (92a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Varmaàa şeh ãoóbetine eylemiş ÀàÀz def Uçmağ ister perr ü bÀl açmış idüp pervÀz def

190 İki kişiyi aşan sırlar yayılır. 191 Yazılmayan herşey kaybolur.

Page 287: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

287

2. Úuşanup zerrìn kemer geymezdi altunlu benek Òÿb-rÿlar arasında olmasa mümtÀz def 3. Gördüği òÿba aàızdan eşrefìler gösterür Beñzer olmışdur yine bir rind-i şÀhid-bÀz def 4. Gögsü açuú úulaàu mengÿşlu beg dilber gibi Bezm-i óüsne çenber olmış ùıfl-ı mevzÿn-bÀz def 5. Yaúalar yırtup gögüsler çÀk ide her àonca-leb Bÿselikden eylese èuşşÀúa ger şehnÀz def 6. Gerçi rindÀn lÀà ile meclisde pula bozdılar èAynına almaz Sehì úulaàuna úoymaz def 121 (92a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Úıpúızıldur lÀlelerden ùaà u saórÀ her ùaraf Úanlu yaşum eyledi dünyÀyı deryÀ her ùaraf 2. Başladı donanmaàa ãaón-ı çemende her çiçek Seyr-i gülzÀr eyle gel oldı temÀşÀ her ùaraf 3. Her yañadan yaşum ayaàuna aúıtsam n’ola äalınur úolın ãalup ol serv-i bÀlÀ her ùaraf 4. Yirde gökde bulmadılar şìve-i reftÀruñı Gerçi kim çoà istedi serv ile ùÿba her ùaraf 5. Gördügüne meyl ider meclisde bir hercÀyidür SÀúiyÀ döner yürür cÀm-ı muããafÀ her ùaraf 6. Gün yüzüñde fitne menşÿrun yazaldan òaùù u òÀl Ùutdı dünyÀnuñ yüzin Àşÿb u àavàÀ her ùaraf 7. áam degil sÀúi güle baúsa Sehì her şaòãa kim Şemèdür n’ola olursa meclis-ÀrÀ her ùaraf 122 (92b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Óüsnüñ kitÀbın oúur idi dil sebaú sebaú Naúşuñ ezelde yazılur iken varaú varaú

Page 288: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

288

2. Dil ùıflı yazdı mekteb-i óüsnüñde bì-óisÀb Vaãluñ firÀúnÀmelerini tabaú tabaú 3. Yüz sürdügüm úapuñda görüp itlerüñ didi Eyler ùavÀf-ı Kaèbe óarìfe bebaú bebaú 4. Gül gibi içmek ister iseñ cÀm-ı lÀle reng äaón-ı çemen diyÀrına seyr it ayaú ayaú 5. Beñzer ki úadd-i yÀra Sehì òidmet itdiler Servi müsellem itdi çenÀrı idüp yamaú 123 (92b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Tìr-i müjeñle òaste dil-i nÀ-tüvÀne baú Zülfün àamıyla gözden aúan èayn-ı úane baú 2. Ey àonca-leb der-i güli úo gör gözüm yaşın ŞÀyed ki göñlüñ açıla Àb-ı revÀne baú 3. Gördüm zamÀne uymadı uydum zamÀneye Benden yüzin çevürdi son ucı zamÀne baú 4. Nergis gibi çelermeye her bir yüzi güle NÀzüklük ile gözle göñül nÀzükÀne baú 5. AàyÀr zülf-i yÀra dolaşmaú diler Sehì Görmez yüzi úarasına ol bir fülÀne baú 124 (93a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Bend-i zülfüñe ùolaşdı dil-i ÀvÀre yazuú Úıl úadar olmadı bì-çÀreye bir çÀre yazuú 2. Gel esürge beni iy luùf iyesi luùf eyle Göz göre yaúma dil-i miskìnüm odlara yazuú 3. Dïstum ipini kes zülfüñe ãalındı göñül Niçe bir úarşuna boynın ege yalvare yazuú 4. Ayaàuñ tozın ider sürme iki gözüm içün

Page 289: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

289

Demidür úan aúıdur dìde-i òÿn-bÀra yazuú 5. Göñlümi delmede àamzeñ atılur pÀrelere Dil-i miskìnüme raóm itmedi bir pÀre yazuú 6. Egmedi siór ü füsÿn ile o servi bu Sehì Yandı odlara düşüp sÿz ile eşèÀre yazuú 7. Müşterì süst ü metÀè-ı dil ü cÀn oldı kesÀd äatamaz söz güherün naôm-ı dürer-bÀre yazuk 125 (93a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Dem olmaz kim yüzün şevú ile biñ feryÀd u zÀrum yoú Yiridür iñlesem çün bir óabìb-i gül-i èiõÀrum yoú 2. NevÀzişler úılar aàyÀre itüñ dïsta baúmaz Dirìàa ÀsitÀnunda bir itce iètibÀrum yoú 3. Ayaàuñ tozına cÀn virüp öldüğümi èayb itme Yolında öldügüm Tañrı óaú içün iòtiyÀrum yoú 4. Eli boş itüñ ayağun nicesi öpebilem ben Kim aña üstüòˇÀnumdan yarar bir yÀdigÀrum yoú 5. Úaçup ãıàınmaàa devrÀn àamundan iy Sehì bir dem äurÀói gibi bir ãıàında müstaókem óiãÀrum yoú 126 (93a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Baña çoà iş itdüñ iy inãÀfsuz oranı yoú BÀri gel cevr ile öldürme be hey ìmÀnı yoú 2. Her ne deñlü óüsn ile mümtÀz olursa naúş-ı Çìn Óüsn baóåin itmede senüñle anuñ cÀnı yoú 3. Beñzin iksìr-i fenÀ zerd itse sÿfì vechi var Her kimüñ yanında bir sìmìn-beden oàlanı yoú 4. Kirpügi ucından olmışdur benüm baàrumda yaş áamzesi oúlarına kimdür diyen peykÀnı yoú

Page 290: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

290

5. Dïstum şièri Sehì’nün şöyle mümtÀz oldı kim Serv-úadler ögmede şimdi anuñ aúrÀnı yoú 127 (93a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Didüm gülzÀr-ı kÿyunda gel eyle cismümi oyuú Gülüp gül gibi didi kim bu sitÀnda hemÀn o yoú 2. äaúın òaùùun gelüp dilden lebüñ fikri gider ãanma Benüm çoú sevdügüm dilber yazılmışda yuyulmış yoú 3. Yüzüñ gördükce aàzuñla miyÀnuñ bilmek ister dil Göñül bÿs u kenÀr özler görinürden görinmez çoú 4. Diküp meydÀn-ı èışúunda nişÀne itmege sìnem Úaşuñ yÀsına iy ebrÿ-kemÀnum àamzeñ olmış oú 5. N’ola gülzÀr-ı bezmüñde olursa lÀle laèlìn cÀm Gül-i nesrìn kilindirdür olupdur àoncalar yatuú 6. NigÀruñ òÿşe-i zülfine aàyÀr el ãunar lìkin Raúìb-i rÿ-siyÀhuñ ol sızurmaz gözine úoruú 7. Sehì ol serve úarşu vÀèiô-i bÀrid-nefes döksün CihÀn döñdi sözünden ùutdı dünyÀ yüzüni ãovuú 128 (93b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Ey úaşı yÀ itdi baàrum zaòm-ı peykÀn çÀk çÀk Şol enÀr emåÀli k’eyler Ànı bÀrÀn çak çak 2. áonca-i laèl-i lebüñ şevú ile germ olur müdÀm Kim ider pìrÀhenin gülberg-i òandÀn çÀk çÀk 3. Şevú-ı òaddüñe gören dir sìne-i ãad pÀremi Yiri yir yir eyledi mihr-i dıraòşÀn çÀk çÀk 4. Úanda bulaydum diyü laèlüñ gibi bir laèl-i ter Tìşe-i derd ile eyler baàrını kÀn çÀk çÀk 5. ÚÀmetin añsam Sehì mÀnend-i pìr-i Mevlevì Raús idüp her yañdan serv ide dÀmÀn çÀk çÀk

Page 291: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

291

129 (94a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Mest olup cÀn üstine gel çekme cÀnÀ òançerüñ èÂşık-ı bì-çÀreye úıyma doúunma òançerüñ 2. Sìnede àamzeñ òayÀli cÀn uàurlar dïstum ŞÀh-ı óüsn iúlìmisin gel úana úoyma òançerüñ 3. Yalvarup cÀnlar virüp baàruma baãsam ùañ degül Bir güzeldür sìm-ten meh-pÀre àarrÀ òançerüñ 4. Ey MesìóÀ-dem beni öldürmeyince kirpügüñ Mürde cismüm itmez èÌsÀ gibi ióyÀ òançerüñ 5. Şeróa şeróa itdi baàrum derd ile hey pür-belÀ Raómı yoú bì-çÀreler óaúúında úaùèÀ òançerüñ 6. äaúınur àamzeñ Sehì’den bÿseni çoú sevdügüm äusuz öldürsem bir içim su dimez mÀ òançerüñ 130 (94b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Beni Àşüfte-óÀl itdi ãaçı sevdÀsı FerhÀd’uñ Delürdüm ùaàlara düşdüm olup şeydÀsı FerhÀd’uñ 2. èAceb mi şeh-süvÀr-ı nÀz olursa milket-i Rÿm’a NişÀndur nÀme-i óüsne úaşı tuàrÀsı FerhÀd’uñ 3. İrürse göklere başı boyına beñzemez ÙÿbÀ Olupdur sidreden aèlÀ úadd-i bÀlÀsı FerhÀd’uñ 4. Yaluñuz ben degil gülzÀr-ı óüsne úarşu Àh iden Niçe bülbüller iñletdi gül-i raènÀsı FerhÀd’uñ 5. Òïş añdum tìşe-i Àh ile ol şìrìn-dehen göñlin Úaya kesmekde olmışam Sehì üstÀdı FerhÀd’uñ 131 (94b) FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 1. Ben úulunı begüm aña geldüñ

Page 292: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

292

MeróabÀ meróabÀ ãafÀ geldüñ 2. Gice úandayduñ iy èaceb mÀhum Çın seóer gün gibi ùaàa geldüñ 3. Bend-i zülfüñde idi cÀn evine Dil-i miskìnümi ùuta geldüñ 4. äormaduñ bÿse ile òaste dili Serv gibi úoluñ ãala geldüñ 5. Bizi ùopraúdan götürdi demüñ Ey ãabÀ yüzümüz baãa geldüñ 6. èIşú-ı yÀr ile yÀdlığ eyleme kim Ezelì iy dil ÀşinÀ geldüñ 7. Kimse yetmez semend-i ùabèuñı úoş Sehì èışú ögdülin ala geldün 132 (95a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün 1. Çün boynuma daúduñ güzelüm zülfüñi bek çek CÀn u dili bir úıl ile zülfüñe yeter çek 2. Kÿyuñdan ıraà eyledi sevdüm didigümçün ŞÀrdan úovılur şol kişi kim söyleye gerçek 3. Yanunca yeter ãalına iy serv o nigÀruñ Saàdıc mı oúışdun nedür iy gölgesi gökcek 4. Dolaşma göñül zülfine gel geç bu hevÀdan Olmaz yire yeltenme bu sevdÀdan elüñ çek 5. Gözüm yaşın ol serv Sehì itdi gül-efşÀn Âhum odı úıàılcımını eyledi ser çek 133 (95b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Bencileyin kim çeker hecr oúı yayın böyle bek Ey kemÀn-ebrÿ meded öldüm buña doymaz yürek

Page 293: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

293

2. Kirpigüñ düzdi delüp göñlüm evine itdi yol Bulduàın sildi süpürdi úomadı uvaú devek 3. Derd-i dil bir dÀòidür derdüme dermÀn eylegil Sen bilürsin óÀlimü lÀzım degildür ben dimek 4. Vaãf iderken òÀlüñi àonca ãabÀya dïstum İşidüp ãÿãen dedi aàzuñda durmaz mercümek 5. Şol yüce dergÀhuña beñzetdügiyçün kendüyi MÀh-ı çarò-ı pìre-zen ardına aãmışdur elek 6. Cennete beñzetmek ile varımazsın kÿyına DÀd-ı óaúdur kişiye ol ãÿfì gel çekme emek 7. èIşú ile èÀşıúlar içre olmaà istersen èazìz YÀr işiginde Sehì òïr u õelìl olmaú gerek 134 (95b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Dil ü cÀn milkine fitne bıraúdı çeşm-i fettÀnuñ Beni Àşufte-i óÀl itdi ser-i zülf-i perìşÀnuñ 2. Úarañu göñlüm evin rÿşen itmek úaãdına yir yir Úonulmış cÀm-ı rengìndür nigÀra úanlu peykÀnuñ 3. Şeh-i òÿrşìd-baòt encüm-óışımsın iy gül-i raènÀ Ki pür-naúş-ı gülistÀndur begüm altunlu úaftÀnuñ 4. ViãÀlüñ èıydına úurbÀn olan èÀşıúlaruñ úanın Sürüp alnuña òÀl itdüñ úabÿl olmaàa úurbÀnuñ 5. Yazarken gül-ruòuñ şevúin úara úan aàladı òÀme Anuñçün böyle rengìndür Sehì evrÀú-ı dìvÀnuñ 135 (96a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Sìneme aãdı óamÀyil zaòm-ı şimşìrüñ senüñ Daúdı heykel boynuma ùïmÀr idüp tìrüñ senüñ 2. Tozudursın tìşe-i derd ile miónet ùaàını HÀle gibi devr idüpdür anı zih-gìrüñ senün

Page 294: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

294

3. MÀh-ı nevdür barmaàıñ iy ÀfitÀb-ı óüsn kim Var ise iy dil meger FerhÀd’dur pìrüñ senüñ 4. ÚÀmetüñ şevú ile ölürsem eyÀ úaşı kemÀn Sìnüm üzre serv ola sìnemdeki tìrün senüñ 5. NÀlişüñ yaúdı beni iy bülbül-i bì-çÀre gel äafóa-i gülzÀrda òïş düşdi taórìrüñ senüñ 6. Âferìn iy òaù ki iècÀz-i Òalìlu’llah gibi GülsitÀn itdüñ maúÀmı od iken yirüñ senüñ 7. Vaãf-ı gül-ruòsÀr-ı yÀrı òïş didüñ el-óaú Sehì Anuñ içün àayrdan yeg óüsn-i taèbìrüñ senüñ 136 (96a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Yaúdı úandìl-i sipihri göñül Àh-ı seóerüñ Óamdü’lillÀh ki bugün úaldı yine bir eåerüñ 2. Beli yoú kimse úocamaz didügümçün yÀrı Baña dolaşma gider kendüye aldı kemerüñ 3. Aàladum bÿse içün şöyle ki òall oldı nebÀt Yaşumı gör nice başına ãu úoydı şekerüñ 4. Sırr-ı cÀndur lebüñ Ànı dehenüñden ãordum Òaberüñ aldum anuñ yoà iken aãlÀ òaberüñ 5. Seni òÀk eylemeden dehr Sehì öñ öligör äoñı rÀóatlıà imiş çünki bilürsün seferüñ 137 (96a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Şevú-ı çeşmüñle yaşumı gül-i bÀdÀm itdüñ Heves-i zülfüñ ile Mıãr-ı dili ŞÀm itdüñ 2. Dimiş idüñ gelem aòşÀmlayam ey bedr-i münìr Gelmedüñ menzile gündüzümi aòşÀm itdüñ 3. Ben firÀúuñ orucın ùutmışiken yıllar ile

Page 295: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

295

Ey èaceb kimler ile sen yine bayrÀm itdüñ 4. Çifte ùolular içüp cÀm-ı lebüñ mest itdi Tek dururken beni èÀlemlere bed-nÀm itdüñ 5. ŞahbÀz-ı dili ãayd itmege ãayyÀd gibi ÒÀlüñi beñ idüben perçemüni dÀm itdüñ 6. Yüz sürüp ayaàa ol serv-i revÀnuñ Sehì’yÀ Baş úoduñ çoú úademinde eyü iúdÀm itdüñ 138 (96b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Olalıdan dil ü cÀn bendesi sen pÀdişehüñ Ayaàumda görürüm yüzüni mihr ile mehüñ 2. Hìç meskende bu miskìn göñül itmedi úarÀr Göreli gün yüzüñ üstündeki zülf-i siyehüñ 3. ÚÀmetüñ servi göñül òÀnesin ideli maúÀm äularam çeşm-i òÿn-Àb ile cÀn cilvegehüñ 4. Sen ki èÀlem yüzine èarø-ı cemÀl eyleyesin Yüzi òacetle yire düşe meh-i çÀr-dehüñ 5. Bu Sehì’ye görinür necm-i SühÀ şems-i êuóÀ İdeli gözlerüne kuól-ı cilÀ òÀk-i rehüñ 139 (96b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Can baàışlar söze gelse laèl-i cÀn-perver lebüñ Gülse dünyÀ yüzin eyler ser-te-ser şekker lebüñ 2. ÒˇÀce-ı Óindÿ gibi zülf ü ruòuñda beñlerüñ Gice vü gündüz ãaúınup cevherin bekler lebüñ 3. Bilmezem zülfüñ èaceb ne siór ider yüziñde kim Úol dolayup boynına hÀ oòşayup öper lebüñ 4. ÂfitÀb-ı óüsn-i ruòsÀruñdan irmiş perveriş Óoúúa-i yÀúÿt içinde oldı gül-şekker lebüñ

Page 296: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

296

5. Sen gül-i bÀà-ı cihÀnsın saña óayrÀndur melek Ravøa-ı cennet yüzüñdür çeşme-i Kevåer lebüñ 6. CÀn virürken laèl-i nÀbuñ fikri gelse göñlüme Çıkmaàa tenden úomaz cismümde cÀn egler lebüñ 7. Bÿse añduúca Sehì miskìne durmaz diş úasar Öldürür bir gün anı yoú yire úan eyler lebüñ 140 (97a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Òıør-ı òaùùun Àb-ı óayvÀndur lebüñ Mürdeler ióyÀsına cÀndur lebüñ 2. CÀnuma cÀn úatdı şìrìn bÿseler Gül gibi her derde dermÀndur lebüñ 3. Sebz òaùùun göm gök atumdur benüm HˇÀn-ı óüsnüne nemek-dÀndur lebüñ 4. áamzeler zaòmuma tuz ekmek neden Sözde çünkim şekker-efşÀndur lebüñ 5. Milk-i óüsni saña tesòìr itmeğe Òatem-i mühr-i SüleymÀn’dur lebüñ 6. Yüzüme bir güle baúsan n’ola kim Dïstum gülberg-i òandÀndur lebüñ 7. İtdi bÿseyle Sehì göñlini òïş Óaú budur óikmetde LoúmÀn’dur lebüñ 141 (97b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün 1. Ben öldüm sen yeter zülfüñi ger çek Kime yalan ise bu baña gerçek 2. Olurduñ sìne-i mecrÿóa merhem Úara baàruma ãarsam seni pek pek 3. TırÀş itme úo dursın òaùù-ı sebzüñ Yüzüñde Àyet-i óüsn olmasun óak

Page 297: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

297

4. áam-ı hecrüñ yükin çekmez ider èÀr Raúìbüñ özge òardur aña ne şek 5. Vireyin yoluña biñ cÀn u biñ baş HemÀn bir çifte ùolu iç baña tek 6. Yañunca yiter uydurduñ raúìbi Anı bir bitmeyicek yerde var ek 7. Göñül vire ãaçınuñ èuúdesine Sehì gel mÀr-ı zülfinden elüñ çek 142 (98a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. NÀz idüp gitdüñ beni Àşüfte vü óayrÀn koduñ Varumı yaàmaladuñ ne èaúl u ne òod cÀn koduñ 2. Veh ki óicrÀn odına yaúduñ beni òÀk eyledüñ Eski dÀà üstine Àòir Àteş-i òırmÀn koduñ 3. Baàrumı ney bigi deldüñ bir nefes raóm itmedüñ Bezm-i àamda iñledüp ben òasteyi nÀlÀn koduñ 4. Nice el ãunsun kimesne gülsitÀn-ı óüsnüne Cennet-i Firdevse mÀr-ı zülfüñi derbÀn koduñ 5. CÀn virür bÿsen velì göz göre àamzeñ cÀn alur CÀn virüp cÀn alamda cÀnÀ èaceb èunvÀn koduñ 6. Òaste-dil yatur Sehì àamzeñ oúından sen gidüp Künc-i àamda Ànı n’içün böyle bì-dermÀn koduñ 143 (98a) FÀèilÀtün MefÀèìlün Faèlün 1. ŞÀd ol iy òaste-dil şifÀ bulduñ CÀn ü dil derdine devÀ bulduñ 2. Leb-i cÀn-baòşı yÀrun Àb-ı óayÀt Òıør gibi yine beúÀ bulduñ 3. Bilmiş ol kim beúÀ-yı sermeddür

Page 298: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

298

YÀr işigünde çün fenÀ bulduñ 4. Óamdü-lillÀh diyÀr-ı àurbetde Seg-i kÿyunı ÀşinÀ bulduñ 5. Úoma elden ayaàu ùopraàunı Ey gözüm nÿrı rÿşenÀ bulduñ 6. Mÿ-miyÀnıyle dil şikeste yatur Sevin ey dil ki mÿmiyÀ bulduñ 7. áamzesi òançeründen ölme Sehì Leb-i laèlini òÿn behÀ bulduñ 8. Ol saèÀdet sipihrinüñ güneşi Ùoğdı çün èÀlemi øiyÀ bulduñ 9. Kim úulı ol úapusına yüri var Bir cihÀn şahı pÀdişÀ bulduñ 10. Merciè-i ehl-i faølu ãaóib-i èilm Muóyi-i şerè-i dìn-fezÀ bulduñ 11. İşigi Kaèbe-i saèÀdetdür Merve óaúúı èaceb äafÀ bulduñ 144 (98b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Kÿşe-i gülşende dirmiş òayli mÀli var gülüñ Yolıña ìåÀr içün beñzer òayÀli var gülüñ 2. Aàı aà u úızılı úızıl olup gülzÀrda ŞÀhid-i gülşen gibi raènÀ cemÀli var gülüñ 3. Allar giymiş ãalunur çÀrsÿ-yı bÀàda Bülbül-i bì-çÀreye beñzer bir Àli var gülüñ 4. Bir nefes yanuñdan ayırma güli iy èandelìb Bezm-i bÀàa vurduàunca bile alı var gülüñ 5. Al evrÀú üstine naúş itmege taãvìrüñi Meşú ider yazup çizüp bir òïş miåÀli var gülüñ

Page 299: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

299

6. Gel kemÀl-i óüsne maàrÿr olma fÀnidür cihÀn Bülbüle cevr itme çün Àòir zevÀli var gülüñ 7. Úoñ o serviyle Sehì’yi arada olmañ diken Bülbül-i dil-òaste ile özge óÀli var gülüñ 145 (98b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün

1. Zülfüñe ùolaşup yürür ÀvÀredür göñül äarb aãılası özge yüzi úaradur göñül 2. Bir baòtı úara ùÀlìèi hergiz açılmaduú Òaùù-ı ruòuñ àamıyla siyehkÀredür göñül 3. TÀúat getürmez iy úaşı ya tìr-i àamzeñe Tìà-i àamuñla òaste yatur yÀredür göñül 4. Meyl etmek ile her gözi òÿn-hˇÀre Àline Alındı tìr-i àamzeñe ãad-pÀredür göñül 5. CÀm-ı lebüñ şarÀbuna bir çÀre olmadı áam meclisünde derd ile bì-çÀredur göñül 6. Zülf-i nigÀrdan àaraøuñ buyısa tırÀş Miskìn ãaçına durmadın úaradur göñül 7. DÀ’im Sehìèye firúat ü àamda enìs olan Eglence oldı èÀşıúa àam-hˇÀredür göñül 145 (99a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Bir senüñ gibi güzel sevmek güzel Óaúú baña virmüş baña rÿz-ı ezel 2. Şehre ãıàmazsın güneşden òÿbsun Söylenür meşhÿr olmış bu meåel 3. Dïstum ayaàuna yüz sürmege Sen boyı şimşÀd virmez baña el 4. Görmek isterseñ yüregüm yÀresin Tìà-i àamzeñ ile gel baàrumı del

Page 300: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

300

5. Göñlüme biñ dürlü pÀre èarø ider Görmedüm àamzeñ gibi èayyÀr çel 6. Duòter-i rez laèlüñe öykünmesün Yoàsa alur óürmetini ol çepel 7. İşüm Àòir nìş olur zenbÿr-vÀr Laèl-i şìrìnüñden irmezse èasel 8. Gül-ruòuñ vaãfında iy servüm Sehì Yazdı bir ayda iki rengìn àazel 9. Ey rumÿz-ı èışúa ÀgÀh olmayan Öldügüm vaútin benüm úabrüme gel 147 (99b) FÀèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 1. áamzeñe cÀn atar lebüñ-çün dil Öldüginde dirildüginde degil 2. Gün yüzüñ gösterem dimişdi ãaçuñ Geçdi ol ayuñ üstine iki yıl 3. Óüsn içinde emìr-zÀde gibi İtdi òÀlun èimÀmesini yeşil 4. Óüsn-i baóåinü itme yÀr ile gel Ey gül-i ter úo lÀfı yeter açıl 5. Serv-úadler ãaçına ãunma Sehì Saña andan dimez miyin ki çekil 148 (100a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. ÒÀme zülfüñle miyanuñ vaãfın eyler úıl-be-úıl áonca-i òandÀnuñı õikr itsem etmez úÀl u úìl 2. ëarb-ı tìrüñden ten-i pür-derde iren yÀreye ÜstüòˇÀnum dïstum olmış-durur yer yer fitìl 3. ÒˇÀn-ı miónetden beni àamzeñ efendi ac úomaz

Page 301: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

301

Beñzer ol òˇÀnı benüm rızúuma olmışdur kefìl 4. Göñlümi açar şeb-i vuãlatda Àh-ı Àteşìn Mÿm uyarur ãanasın bayram düninde bir bir il 5. MüntehÀ dirsin Sehì vaãfın o servüñ sidreden K’işidüp eşèÀruña taósìn eyler Cebra’ìl 149 (100a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. áonca lebler gülşen-i óüsnüñde açmış rÀz gül Laèl-i òandanuñ gibi iy serv-i gül-ruò az gül 2. Çözmege sancaú nihÀl-i gülden idünmiş direfş Dikdi laèlin mÀhce daúdı yeşil pervÀz gül 3. Òıdmete el úavşurup dìvÀra naúş olmış durur Bir kız oàlandur ki ad olmış aña gülnÀz gül 4. Geh ãovur geh ısınur cevrüñe dil dilber güler Açılur óüsni gülistÀnında úış u yaz gül 5. Her gice Àhumdur ol gül yüzlüyi bìdÀr iden Bülbülüñ zÀrìlıàından gözleriñ yummaz gül 6. Bülbül-i dil-òasteye bir demle virür biñ óayÀt Her nefesde gösterür èÌsì gibi iècÀz gül 7. Gülşen-i vaãfında çoú gül açılur lìkin Sehì Olmaya şièrüm redìfi gibi bir mümtÀz gül 150 (100b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Nev-bahÀr irdi eline aldı laèlìn cÀm gül

TÀb-ı mülden oldı her bir serv-i gül-endÀm gül 2. äubó olınca her gice bülbül fiàÀn itdüği bu Dimek ister geldi geçdi mevsim-i eyyÀm gül 3. GülsitÀn-ı Kaèbe-i óüsnüñ ùavÀf itmekdiler Al vÀlÀdan beline baàlamış iórÀm gül

Page 302: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

302

4. Çìn seóerden yüz sürüp ayaàuña ãaçmaà içün DÀmenini ùoldurur dürlerle her aòşÀm-ı gül 5. Bülbül-i şÿrìdenün göñlini ãayd itmek diler GülsitÀn-ı óüsn içinde kurdı yer yer dÀm-ı gül 6. Aàladuúca firúatüñde eşk-i çeşmüm dir gören Ne èaceb úış mevsiminde virdi bu bÀdÀm-ı gül 7. Gel çemen hengÀmesinde nÿş-ı cÀm it gül gibi Ola bir servi Sehì fevt olmadan hengÀm-ı gül 151 (100b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Gel iy cÀn cenneti añma yeter müştÀú-ı RıêvÀn ol Kerem úıl bir nefes gitme muúìm-i kÿy-ı cÀnÀn ol 2. Úoyup yÀr işigün ãÿfì hevÀ-yı Kaèbe isterseñ Yüzüñi görmeyeyiñ tek yüri var Mıãra sulùÀn ol 3. äuãaduñ úanuma bir gözi úanlu yÀra meyl itdüñ Göze göz úanuma girdüñ göreyin iy göñül úan ol 4. Bilürsin dÀ’imÀ künc-i òarÀbat içre olur genc ViãÀli gencin isterseñ göñül serv ile vìrÀn ol 5. SaèÀdet çünki dildÀruñ reh-i èışúında ölmekdür Yolına cÀn vir ol servüñ Sehì maúbÿl-i cÀnÀn ol 152 (101a) FÀèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 1. Bir güzel sevmişem tırÀşı güzel Òaùù u òÀli vü gözi úaşı güzel 2. Bezm-i óüsne yazıldı òÀdim-i zülf Òÿb olur olıcak ùavÀşı güzel 3. èÂşıúa yavuz olma hey güzelüm Güzelüñ çün olur yavaşı güzel 4. Beni aldı gözüñ elüñ güzelüm Güzel oldur ola úumaşı güzel

Page 303: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

303

5. Beñzemez ùÿbÀ boyuña heyhÀt Servüñ irerse göge başı güzel 6. Òaùùuñı úo yüzünde úazıtma Kim kitÀbı ider óavÀşı güzel 7. MÀr-ı zülfüñ firaúı ile Sehì Zehr-i àamdur yidügi aşı güzel 153 (101a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Dür dişi vaãfı ile şu kim ÀşinÀ degül áavvÀã-ı baór-ı èışú ise de ÀşinÀ degül 2. Mihr ü vefÀdan iki gözüm yÀd olup yürür Şol dil ki derd-i dilber ile ÀşinÀ degül 3. Tek bÀr-ı derd-i hecrüni çeksin dil-i øaèìf BÀlÀ-yı úaddi başum içün az belÀ degül 4. Vird ü namÀz ile iremezsün óabìbe sen äÿfì bu himmeti úo olıcaú duèÀ degül 5. äalınma her pelìd ile iy serv-i nÀrven Her dìve hemdem olmaàa sen meh revÀ degül 6. Şükr it ÒudÀèya ol ãanem-i serv-i ser-firÀz Devr-i zemÀne gibi Sehì bì-vefÀ degül 154 (101b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Úaşlaruñ sevdÀsun itdükce òayÀl olur hilÀl Ol òam-ı ebrÿ àamundan buldı beñzer inhilÀl 2. Hey úıyÀmet fitne-i Àòir zamÀndur ãanuram Maóşer-i óüsnüñde zülf ü çeşm ü ebrÿ òaùù u òÀl 3. Dilerem ol mÀh bir bed-mihre olsun mübtelÀ Ta benüm óÀlüm bilüp anlamaya ola ehl-i óÀl 4. Ùaú-ı ebrÿsında ol òÀl-i siyÀhın dilberüñ

Page 304: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

304

Gördügümce ãanuram miórÀba geçmişdür BilÀl 5. Tìà-i cevr ile delersen baàrunı iy serv-i nÀz DÀmen-i pÀküñ Sehì elden úomaz ne iòtimal 155 (101b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. NÀr-ı hicrÀnuñla nÀlÀndur göñül Âteş-i èışúuñla sÿzÀndur göñül 2. Degme bir şÀha úul olmaúdan úaçar TaòtgÀh-ı èışúa sulùÀndur göñül 3. èÖmri geldi geçdi dil-şÀd olmadı Zülfüñ ucından perìşÀndur göñül 4. Úaşlaruñ yÀsına úurbÀn olduàum Tìr-i àamzenden delü úandur göñül 5. Kirpigüñ oúına sinemdür nişÀn Úaşlaruñ yÀsına úurbÀndur göñül 6. VÀúıf olmadı dehÀnuñ sırrına Aàzuñ esrÀrına óayrÀndur göñül 7. Gördügine meyl idüp aúmaú diler Ey Sehì incünme oàlandur göñül Fì Óarfü’l Müm 156 (102a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 9. ÙavÀf-ı Kaèbe-i kÿyuñ virür cÀnÀ ãafÀ úıblem Óabìbüm Merve óaúúıyçün işügüñdür äafÀ úıblem 10. Gözüm cÀmiè-i óüsnüñde namÀz etmege èÀşıúlar Úaşuñ miórÀbunı gözler olup úıble-nümÀ úıblem 11. Yüzüñ görmege ùopraàa yüz urup sende eyler dil Teyemmüm itse cÀyizdür kişi bulmasa mÀ úıblem 12. Ölen Kaèbe viãÀlüñ şevúi ile berr-i miónetde Yunarsa Àb-ı Zemzemle n’ola a Kaèbem À úıblem

Page 305: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

305

13. Per-i ùÀvusdan cÀrÿmı Beytu’llÀhèda zülfüñ Ya aùlasdan aãılmuş zÀr mı bu misk-i sÀ úıblem 14. NigÀra úÀmetüñden yüz çevürdüm itmedüm secde DirìàÀ sehv idüp itdüm namÀzumı úaøÀ úıblem 15. Yüzüm óaú úıbleden miórÀb gibi dönsün iy èömrüm Òarìm-i ÀsitÀnuñ ger degülse muùlaúÀ úıblem 16. HevÀ-yı serv-i úaddünle Sehì ölse namÀzına MenÀr-ı úÀmetüñden eyle èuşşÀúa ãalÀ úıblem 157 (102b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün 1. Gördüm ruò-ı yÀrı gül-i òandÀna yetişdüm Bülbül gibi gül diyü gülistÀna yetişdüm 2. ÓicrÀn beni òÀk itmedin ey Àfet-i devrÀn El-minnetü-li’llÀh ki yÀrÀna yetişdüm 3. Ben òÀke n’ola sÀye ãalarsa o semen-sÀ Bir yañaàı gül serv-i òırÀmÀna yetişdüm 4. Ne àuããa baña düşmen-i dìvüñ øararundan Bir mÿr-ı øaèìfem ki SüleymÀna yetişdüm 5. Yüzüñ güneşi oldı baña bed-raúa-i rÀh Firúat gicesinde meh-i tÀbÀna yetişdüm 6. Şièrüm yine bir vech ile irişdü kemÀle Söz ile Sehì Òusrev ü SelmÀn’a yetişdüm 158 (102b) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feÿlün 1. Baş urmadur işigüñe úapuñda rifèatüñ İzüñ tozına gözlerüme sürme èizzetüm 2. èIşú işinü ãaçuñ gibi ben başa ileti Yoluñda baş vermedür eñ cüzèì ãanèatum 3. Òidmet baña úapuña varup cÀn iletmedür

Page 306: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

306

CÀnÀ úapuñda bileli ben kendü òidmetüm 4. Olsam òayÀl-i zülf ü ruò-ı yÀr ile eger Naúş-ı nigÀr-ı Çìn ola ùopùolu türbetüm 5. äunmadı elini öp didi yüzini açdı yÀr Baòtum açıldu gör nice el virdi devletüm 6. Gördüm leb-i nigÀrı şarÀb istedüm hemÀn Virdi elüme sÀúì-i gül-çihre óürmetüm 7. Ol serv işigüne Sehì yaşum revÀn olur èAzm-i diyÀr-ı Kaèbe-durur yine niyyetüm 159 (103a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Yüz yumaz yaşum yoluñda dìde giryÀn itmesem Úana úanmaz çeşm-i mestüñ baàrumı úan itmesem 2. Şeróa şeróa pÀrelerdi tìr-i firkaù baàrumı Şevú-i gül-ruòsar ile çÀk-i girìbÀn itmesem 3. Âteş-i sÿz-ı derÿnumdan yanardı kÀyinÀt Sìnede òÀkister-i cismümle pinhÀn itmesem 4. Óaúúa Àhumdur viren sÿz-ı derÿnumdan òaber Kim bilürdi derdümi feryÀd u efàÀn itmesem 5. Eşk-i çeşmüm dÀmenim itmezdi gevherlerle pür Ârzÿ-yı bÿse-i laèl-i dür-efşÀn itmesem 6. áonca gibi açılup dil bülbüli olmaz feraó BÀà-ı óüsnüñ gülşenin bir laóza seyrÀn itmesem 7. Genc-i èışúı eylemezdi ey Sehì göñlümde yir CÀn ü dil-i maèmÿresin cevr ile vìrÀn itmesem 160 (103a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. áamzesi ölümlüsi oldum degüldür cÀn benüm ÓÀlüme itmez naôar ol gözleri fettÀn benüm

Page 307: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

307

2. Úana girdüm òÀk-i pÀyün gözüme kuól itmedüm Úorkum oldur yoluma Àòir gelür ol úan benüm 3. Òaù getürmüş òˇÀn-ı óüsnine nice germ olmıyam Gömgök otumdur òaù-ı sebz-i leb-i cÀnÀn benüm 4. CÀn sevincünden çıúardı tende ÀrÀm itmeyüp Bir gice ol mÀh girse úoynuma èuryÀn benüm 5. Düşmenüm gibi görüp yaşum şikÀyet itdüğüm Dïstlar úanlum-durur bu dìde-i giryÀn benüm 6. Serv-úad dilberi ögmekde şÀèir çoú velì Laèl-i meygÿnın Sehì vaãf itmede meydÀn benüm 161 (103b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Tìr-i àamdan òÿn-dil olmış-durur aşum benüm Gerçi tìàüñ gibi ãÀfìdür içüm ùaşum benüm 2. Óayretümden yüzüñi görsem aúar aúmaz yaşum Ùaña úalmış yıldıza beñzer aúan yaşum benüm 3. èAúl u fikrüm gitdi úaldı tìr-i àamdan òaste-dil Gör nelerden arta úaldı oñmaduú başum benüm 4. èIşú elinden bir ayaú mey içdüm iy Leylì-òıram Deşt-i àamda olımaz Mecnÿn ayaúdaşum benüm 5. VÀlih ü ser-geşte óayrÀn olduàum èayb eyleme Böyle taãvìr eylemiş naúşumı naúúÀşum benüm 6. Ey Sehì vermezdi ol serv ayaàunda şÀõi el RÀh-ı àamda èışú-ı pÀk olmasa yoldaşum benüm 7. Şöyle erlik eyleyem dünyÀyı úullanmaúda kim Bu cihÀn-ı pìre-zen olsun úaravaşum benüm 162 (104a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Sırr-ı èışúı fÀş ider bu eşk-i àammÀzum benüm èÂleme destÀn ider veh saúlamaz rÀzum benüm

Page 308: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

308

2. Başuma gün ùogdı ol mihr-i cihÀn-ÀrÀyıla SÀye ãaldı üstüme serv-i ser-efrÀzum benüm 3. ŞahbÀz-ı èışúum ol kebgi şikÀr etsem n’ola Yücedür ùÀú-ı felekden çünki pervÀzum benüm 4. Yüksek uçur nÀleye sen alçaú işdür dime kim Gök yüzinde zöhreye raús itdürür sÀzum benüm 5. Bÿseye cÀn oldı dilber nÀz idüp geldi didi Vaãlum isterseñ Sehì çekmek gerek nÀzum benüm 163 (104a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Yaúmasun dirsen cihÀnı Àh u efàÀnum benüm Gün gibi seyr eyleme her cÀyı cÀnÀnum benüm 2. Dem-be-dem úapuñda yaşum mÀcerÀsun èarø ider ÓÀlüm aàlar acıyup bu çeşm-i giryÀnum benüm 3. Suç ise cÀnlar virüp yoluñda ùopraà olduàum Geç suçından ben úuluñ luùf eyle sulùÀnum benüm 4. Çözme zülfüñ öldürüp düşmenlere úarşu beni Boynuña alma yazuúdur dïstum úanum benim 5. Úoynına girse èaceb mi şièrüm ol servüñ Sehì Berg-i gülden tÀzedür evrÀú-ı dìvÀnum benüm 164 (104a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Diñlemezsün nÀlemi iy boyı şimşÀdum benüm Göklere irdi saña irmedi feryÀdum benüm 2. Derdüñi ùaàlar úadar çekmekde pervÀ çekmezin Kÿh-ı àam çekmekde FerhÀd oldı üstÀdum benüm 3. Yanuma gelmez beyÀbÀn gözler Àhÿ-çeşmüm Àh Âdeme bir dem enìs olmaz perì-zÀdum benim 4. Gice gündüz vaãluñı Óaúdan temennÀ eylerin

Page 309: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

309

Õikr-i zülfüñle ruòuñ olmışdur evrÀdum benüm 5. Reh-güzÀruñda úara ùopraà olmışdur Sehì SÀye ãal üstine gel iy serv-i azÀdum benüm 6. Maòlaã-ı şièrüm oúımaz leblerin öpem diyü Aàzuna bu yüzden almaú istemez adum benüm 165 (104a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Òayli fettÀndur göñül almaúda dildÀrum benüm Bì-vefÀlıúda bütün dünyÀ deger yÀrum benüm 2. Gülşen olmış èaks-i rÿy-ı yÀr ile iki gözüm Ùolıdur gül yüzlü dilberle gül-i zÀrum benüm 3. Dïstum düşmen güler cevr ile öldürme beni Gözlerümden àayrı yoú ardumca aàlarum benüm 4. Varlıàum èömrüm gibi yolunda òarc etdüm dirìà N’eyleyeyin yile vardı Àh kim varum benüm 5. ZÀrlıàum işidüp her kişi raóm eyler baña ZÀr u zÀr iñletdi èÀlem òalúını zÀrum benüm 6. Bezm-i dilberde Sehì bir şemè-i kÀfÿrì gibi Sÿz-ı şièrümle yanar ùïmÀr-ı eşèÀrum benüm 166 (104b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün 1. Gökler yüzüni ùutsa n’ola şevú ile Àhÿm Ben bendesine raóm ide şÀyed Memi şÀhum 2. Bir òaymeye döndi görinen bu yedi eflÀk Kim aña direk yirinedür dÿd-ı siyÀhum 3. ŞÀd itdi beni úoynuma girdi benim ol yÀr Beñzer ki şeref burcına vardı yine mÀhum 4. Durmaz cigerüm nÀvek-i derd ile delersin Ey şÿò-ı cefÀ-pìşe èaceb ney ki günÀhum

Page 310: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

310

5. Úapuñdan ıraà itme Sehì úuluñ esirge Ey işigü ùopraàı benüm püşt ü penÀhum 167 (104b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Laèl-i meygÿnuñ àamÿndan durmaz aàlar gözlerüm äanki ãınmış şìşedür ãu dutmaz aúar gözlerüm 2. KimyÀ-yı òÀk-i pÀyun eşkümi sìm eyledi Óamdü-lillÀh devletünde buldı cevher gözlerüm 3. Úanlu yaşumdan yüzüme eyledi rengìn nikÀb Baór-ı èışúa ùaldı àavvÀã oldı beñzer gözlerüm 4. Dil marìø-i èışú olmışdur èilÀc etmek diler Kim óabÀb-ı eşkümi úÀrÿre eyler gözlerüm 5. Sürme idinem gibi yÀruñ ayaàı ùopraàın Umarın óayr ola segrür durmaz oynar gözlerüm 6. Gülşen-i óüsn-i cemÀl-efrÿze úarşu aúmaàa İki göz bir çeşme ãu ùaşa úaynar gözlerüm 7. Serv-i dildÀra müşÀbih görmedüm hergiz Sehì Bunca demdür gülsitÀn-ı óüsni gözler gözlerüm 168 (105b) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèìlün 1. Úaşuñla àamze-i nÀ-mihribÀnı n’eyleyelim Oúuna cÀnda yer itdüñ ya anı n’eyleyelim 2. Lebüñ görüp bilüñe eylemez heves göñlüm Bize kenaÀr gerekdür miyÀnı n’eyleyelim 3. Bize egerçi ki vÀèiô behişti durmaz öger Úapuñı göre dururken cinÀnı n’eyleyelim 4. Baña gözüm yaşı şevú-i lebüñle laèl yeter Getürme göze èaúìú-i YemÀnı n’eyleyelim 5. Öpüp nigÀrı yaladum diyen kerem úıl gel

Page 311: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

311

Bu sözi söyleme gider yalanı n’eyleyelim 6. Gider ferişteh ü óÿri güzelligin añma NigÀr anını gel gör úo anı n’eyleyelim 7. O serv işigüni ter ùut yaşuñla nÀm yeter Sehì cihÀnda úuru Àd u sanı n’eyleyelim 169 (106a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Dil-i bìmÀrı óicrüñde øaèìf ü nÀ-tüvÀn buldum Bi-óamdi’llÀh úapunda ölmiş iken tÀze cÀn buldum 2. Yitürmişdüm dil ü cÀnı àamuñdan iy MesìóÀ-dem Lebüñ dÀru’ş-şifÀsında dil ü cÀndan nişÀn buldum 3. èAceb mi eşk-i çeşmümden cihÀn pür-lÀlezÀr olsa Ruòuñ şevú ile iy àonca-dehen òïş gülsitÀn buldum 4. Úadd-i dil-cÿsuna yÀruñ hevÀdÀr olalı göñlüm Dil ü cÀn sebzezÀrında Sehì serv-i revÀn buldum 5. Yaşum altun olur sürsem yüzümi òÀk-i pÀyuña Yine iy Âãaf-ı devrÀn úapunda tÀze úan buldum 171 (106a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Teb-i óasret yine ditretdi beni iki gözüm Görmek ister gibi sen sìm-teni iki gözüm 2. Òaù-ı sebzüñle boyuñ fikrin idüp aàlamadan Úana àarú eyledi serv-i çemeni iki gözüm 3. Aàlamaà ile yaşum laèl-i BedeòşÀn olalı Şermsar itdi èaúìú-i Yemen’i iki gözüm 4. äarmaàa al ile ol cism-i laùìf-endÀmı Boyadı ala yaşum pìraheni iki gözüm 5. ÂşinÀ oldı belÀ baórına àavvÀã olup Yoluña saçmaàa dürr-i èAden iki gözüm

Page 312: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

312

6. Devr elinden şu úadar aàladı bì-çÀre Sehì Ùoldı úan yaş ile çaròuñ legeñi iki gözüm 172 (106a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. DÀà-ı mührüñ sìnede abdÀluñ oluben yaúam Tekye-i àamda çerÀà-ı èışúuñı andan yaúam 2. Isınur sìnemdeki èışú Àteşine cÀn ü dil Bir iki èuryÀn ışıú abdÀl èiçün külòan yaúam 3. Úıpúızıl oddur yanar egnümdeki pìrehenüm Zih gibi úapúaradur çepçevre Àhumdan yaúam 4. Gel gül-i raènÀ gibi her òÀre olma hem-nişìn ŞÀyed ola òÀr içün Àh eyleyem gülşen yaúam 5. DÀà yaúdum sìneme ùaşlarla dögdüm kendümi Úaãdum oldur òÀl-i gendüm-gÿn içün òırmen yaúam 6. Úorúaram sÿz-i derÿnum açmaàa bir dem Sehì NÀgehÀn dünyÀya od düşe cihÀnı ben yaúam 173 (106a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Senün nÀr-ı ruòuñ şevúiyle cÀn göynür benüm cÀnum Lebüñ sen bÿsesine her nefesde gevrer ìmÀnum 2. İşigüñde beni düşmen dilemez cÀne úaãd eyler Raúìb-i dìve úapdurma esirge À SüleymÀn’um 3. èAceb mi göklere yerler boyansa dÿd-ı Àhumdan Benüm Àhum duòÀnından ùutıldı mÀh-ı tÀbÀnum 4. Müşevveş-óÀl idüp èaúlum daàıtdı zülf ü òÀl ü òaù DirìàÀ gitdi cemè olmaz benüm óÀl-i perìşÀnum 5. Açılur ravøa-i cÀn içre cennet gülleri güyÀ äalınsa gülşen-i dilde Sehì serv-i òıramÀnum

174 (106b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

Page 313: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

313

1. Oldı dil fikr-i lebüñle mest ü bì-hÿş iy ãanem Virdi mey òÀãıyyetin laèl-i güher-pÿş iy ãanem 2. GülsitÀnda ãanuram serve dolaşur sarmaşuú Dil òayÀl-i úaddüni itse der-Àgÿş iy ãanem 3. İtüñe ten peşkeş iltür úapuña varduúca cÀn Bir ulıdur varımaz aña eli boş iy ãanem 4. Õikr ederken leblerüñ vaãfın işitmüş mey-fürÿş Ol ãafÀdan mey ider òum-òanede cÿş iy ãanem 5. CÀn baàışlar cÀnına luùf ile ben dil-òastenün Süñdügünce aàzuna laèl-i şeker-nÿş iy ãanem 6. Şeh-süvÀr-i óüsnsin meydÀn senündür bilmiş ol Kimseler yetmez saña óüsn atunı úoş iy ãanem 7. èAndelib-i gülşen-i kÿyuñdur iy servüm Sehì áam bucaàuna ãalup itme ferÀmÿş iy ãanem

174 (106b) FÀèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 11. Nice bir sebze-zÀrı gözleyelüm Naúş-ı òaùù-ı nigÀrı gözleyelüm 12. Mihr ü mehden èaceb bize ne ùoàar Berü gel rÿy-ı yÀrı gözleyelüm 13. Felekden düşdi gitdi engine Niçe bir biz kenÀrı gözleyelüm 14. Mey içüp sÀde-rÿ güzeller ile Devr-i gülde bahÀrı gözleyelüm 15. BÀd-ı Àhum o servi bir gün eger Sehì biz rÿzgÀrı gözleyelüm

Fì Óarf’i-nÿn

175 (107a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

Page 314: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

314

1. Nicesi el çeke dil ùurra-i ùannÀzundan Nice cÀn úurtara yÀ àamze-i àammÀzundan 2. äaúınurdum àamunı ùuydı ùuyurdı nÀlem Kişi sır çekmege ÀsÀn gibi hem-rÀzundan 3. Şöyle nÀl eyledün iy dïst àamuñla dili kim Óaú bilür güc ile bildüm Ànı ÀvÀzundan 4. Leb-i cÀnÀnmuzuñ ùÿùì-i şekker-şikeni Göñül Àyìnesine söyliyemez nÀzundan 5. Güpgüp eşèÀr-ı Sehì üstine düşse n’ola yÀr Hìç Maómÿd olan ayrıla mı ÂyÀzundan 176 (107b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Tìr-i àamzenden beni ãaúlar bu baòt-ı àam-füzÿn áam beyÀbÀnında ãan çetr-i belÀdur bì-sütÿn 2. Kesme başum iy ecel òaùù-ı óayÀtum itme óÀk Şekl-i ser bir noúùadur úadd-i òamìde óarf-i nÿn 3. Tìregì rÿzum degülse òaù n’içün şeb-reng ola Úara baòtum çün degül zülfüñ nedendür ser-nigÿn 4. İètidÀl-i serv-i úaddün cÀne virür òïş hevÀ Õikr-i ùÿbÀ idicek kimi úıãadır kim[i] uzun 5. äaúınur àamzeñ Sehìden bÿseñi çoú sevdügüm Bir içim ãu òançerüñ ben òasteden ùartınmasun 177 (107b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Meded cÀn yandı yaúıldı be-hey nÀ-mihribÀn senden Lebüñ ãun cÀn umar cÀnÀ bu cism-i nÀ-tüvÀn senden 2. Saña derd-i derÿnum èÀşıúÀr itdügüm incünme Benüm her derde dermÀnum degül rÀzum nihÀn senden 3. Dükendi ùÀúatum hecr ile zÀr u nÀ-tüvÀn oldum Beni cevr ile pìr itdüñ fiàÀn iy nev-civÀn senden

Page 315: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

315

4. Úo yaşum gülşen-i óüsnünde seyrÀn eylesün bir dem ŞarÀb-ı eràavÀn benden kenÀr-ı bïstÀn senden 5. İzi tozuna yüzüñ ur yolında cÀn u baş oyna RevÀn it cÀnuñ isterse Sehì serv-i revÀn senden 178 (107a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. İşigünde yüz sürüp úapuñda ten òÀk eylerin Bu kerÀmet ile gör ben seyr-i eflÀk eylerin 2. Her gice yaşum işigün ùopraàuna ãu seper äubó olınca kirpigümle yüz urup pÀk eylerin 3. Óüsnüñi gördükde böyle óayret almışúen beni Gün yüzüñ mÀhiyyetin ben nice idrÀk eylerin 4. Bir müferriódür àam-ı laèl-i leb-i cÀn-baóş-ı yÀr Kim dil-i àamgìnüm anuñla feraó-nÀk eylerin 5. Ol gözi Àhÿ àamundan iy Sehì Mecnÿn gibi Deşt ü ãahrÀ seyr idüp ten cübbesün çÀk eylerin 179 (108a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèìlün 1. Ey dïst cÀn evindeki cÀnÀn degül misin Dil gülşenindeki gül-i òandÀn degül misin 2. Gel gülsitÀne nÀz ile ãalın gören disün Bu şìve ile serv-i òırÀmÀn degül misin 3. Óüsnüñ felekde ay u güni eyledi òacìl Bi’llÀhi söyle Àfet-i devrÀn degül misin 4. Nÿr-ı ruòundan oldı cihÀn yüzi rÿşenÀ Ey mÀh-çihre mihr-i dıraòşÀn degül misin 5. Bir bend ile ãaçuñ beni Àòir helÀk ider CÀnlar alan o zülf-i perìşÀn degül misin 6. Yÿsuf gibi úulunı çeh-i àamdan it òalÀã

Page 316: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

316

Dil Mıãrı taòtgÀhına sulùÀn degül misin 7. Çaú cÀnda ãaúla lebleri helvÀsı rÀzını EsrÀr-ı èışú ile Sehì óayrÀn degül misin 179 (108a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Gerçi sen óüsn iúlìminün òanısın sulùÀnısın PÀdişÀhum ben úulunuñ cÀnı sen cÀnÀnısın 2. Bezme gel luùf eyle gül gibi açılsun göñlümüz BÀà-ı cennet gülşeninüñ bir gül-i òandÀnısın 3. Gel berü iy cÀm-ı bÀde ber-bere aàlaşalum Sen daòı ehl-i ãafÀnuñ dìde-i giryÀnısın 4. Nesne eksilmez gülüm úoúmaúdan iy ÀrÀm-ı cÀn Úadrüñ artar bezm-i óüsnün deste-i reyóÀnısın 5. Sÿz-ı eşèÀruñ Sehì yandurdı èÀlem òalúını Gülşen-i èışúuñ meger bir bülbül-i nÀlÀnısın 181 (108b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. İrdi bir dem yine gülşende açup àonca dehen äubó-ı dem bülbül-i bì-çÀre fiàÀn ide çü men 2. Aàzuñuñ gül yÀrın eger yire tÀr ide lebüñ Cevher-i lÿ’lÿ ola rÿy-ı zemìn üzre biten 3. Úaddüñi kÿşe-i gülşende òayÀl itdi meger Óaşr olınca bir ayaà üzre durur serv-i semen 4. Yüzüñe misk ile imøÀ yazalı zülf ü òaùùuñ Oldı rÀm emrüne Rÿm u èArab u milk-i Òoten 5. Dil ü cÀn olalı cÀnÀ ãaçuñ Àşüfteleri İdinür işbu Sehì kÿşe-i kÿyuñı vaùan 182 (109b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

Page 317: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

317

1. Ol cefÀ-òÿ cevrüne èuşşÀúa diñ az eylesün Ùıfl-ı dil nev-restedür dimez yiter nÀz eylesün 2. Çöpce gelmez nergisüñ sensüz gözine serv-i bÀà Yalıñuz biñ kere ãalınsun gerek nÀz eylesün 3. Aàzı rÀzın dilberüñ meclisde keşf eyler müdÀm Kim didi peymÀneye ãahbÀyı hem-rÀz eylesün 4. Ser-firÀz itdüñ beni èuşşÀú içinde èışú ile Óaúú seni maóbÿblar içre ser-efrÀz eylesün 5. Cennet itdi meclis-i èuşşÀúı sÀúì muùrıbÀ Gel muóayyer úıl maúÀmı sende şehnÀz eylesün 6. Yir öpüp meydÀn-ı àamda cÀn u baş oynar Sehì Bi’llah iy dil nÀleler tekbìre ÀvÀz eylesün 183 (109a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün 1. Vaãl olup öpsem ol ãanemüñ ben n’ola elün Öpse èaceb mi manãıb alan pÀdişÀ elün 2. BektÀşi tÀc geydi girüp aú èabÀlara Beñzer semen çemende alupdur ãabÀ elün 3. Bezm-i çemende cÀm-ı lebüñ yÀdına ãunar Serv ü çenar birbirine meróabÀ elün 4. Bülbül çemende sen güle úarşu niyÀz idüp Âmìn içün götürdi ãanevber duèÀ elün 5. Bir serv-i ser-firÀze úul olmaú gerek Sehì ÜftÀdeyi ayaúda göricek ala elün 184 (109b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün 1. CÀnum çıúar görince o serv-i revÀnı ben YÀ Rab ne yüzden egleyeyin tende cÀnı ben 2. YÀrum gerek baña n’ideyin ben cihÀnı kim Bir daòı görsem iki olur bu cihÀnı ben

Page 318: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

318

3. İy nisbet eyleyen güni ol mÀh-çihreye Nisbet idem mi aña gül-i eràavÀnı ben 4. Yiter óabìb úapusı cennet neme yarar YÀr işigüyle bir mi görürin cinÀnı ben 5. Ölsem Sehì o serv yolında ne var ola İller diye nihÀyeti sevdüm fülÀnı ben 185 (109b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. CÀn u dil iõèÀn idinmeyince èilm-i hey’etün Hìç fehm etmez kemÀhì ol mÀhuñ mÀhiyyetün 2. Hey yolında öldügüm raóm it dil-i sÿzana kim TÀb diyince yeter çekdi viãÀlün firúatün 3. Devletümdür yÀr iti dirken raúìb-i òar-mizÀc Tek dururken yÀr itine urdı depdi devletün 4. Yazdı çoú ãÿret saña beñzetmege naúúaş-ı Çìn Saña beñzer yazmadı bir çehre bozdı ãÿretün 5. Ölse bir sengìn göñül servün hevÀsından Sehì Bi’llÀhi iy serv-i men mermer yapasuz türbetün 186 (110a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Dil güler yüz göreli òançer-i cÀnÀnumdan Göz ile yidi beni yaralarum yanumdan 2. Yataàumda bulımazdı şeb-i rıóletde ecel Virmese Àhum odı şu’le girìbÀnumdan 3. Ger şehìd ide beni tìà-i cefÀ ile nigÀr Al idüñ seng-i mezÀrumı aúan úanumdan 4. CÀna geldüm lebünüñ fikri ile n’eyleyeyin Âh kim àamzen uãandurdı beni cÀnumdan 5. Gül yüzüñ şevúi ile èazm-i gülistÀn itsem

Page 319: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

319

Yapışur òÀr-ı belÀ her yaña dÀmÀnumdan 6. SehìyÀ ãunsam o servüñ ãaçı gencinesüne MÀr-ı zülfi úuşadur beni iki yanumdan 7. Sÿz-ı eşèÀrum ile ùutışa Òusrev vire cÀn Oúısa bu àazeli şevú ile dìvÀnumdan 187 (110a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Benüm ol zülf-i reyóÀnum güle gelmezse ãaà olsun Boyı serv-i òırÀmÀnum güle gelmezse saà olsun 2. ØiyÀfet-òÀne-i èışú oldı göñlüm dïstı ister Bu àam bezmine mihmÀnum güle gelmezse ãaà olsun 3. Uyarmaàa benüm baòt-ı siyÀhum òÀb-ı àafletden Yüzi şemè-i şebistÀnum güle gelmezse ãaà olsun 4. FirÀúundan úatı dil-òaste oldum sormaàa óÀlüm Benüm her derde dermÀnum güle gelmezse ãaà olsun 5. HevÀ-yı úadd-i dilberden Sehì ölse namÀzına Boyı serv-i òırÀmÀnum güle gelmezse ãaà olsun 188 (110b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Gül yüzüñsüz dünyede ben gülsitÀnı n’eylerin Dïstum dildÀrsuz bÀà-ı cinÀnı n’eylerin 2. Çün leb-i cÀnÀn ile zülf-i nigÀr olmaz naãìb Âb-ı óayvÀn ile èömr-i cÀvidÀnı n’eylerin 3. CÀm-ı laèlüñ şevúi ile mest ü bì-hÿş olmışam Şimdiden girü şarÀb-ı eràavÀnı n’eylerin 4. Ol perì ãabr u úarÀrum itse yaàma ùañ degül èÂşıú-ı dìvÀneyem ben òÀnumÀnı n’eylerin 5. CÀn dilerse bÿsesine àamze-i àammÀz-ı yÀr Yolına ölsün Sehì virmeyüp anı n’eylerin

Page 320: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

320

189 (110b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Tìr-i àamzeñ gözlenüp úaşuñ yine gözler kemÀn Beñzer ol atıcıya kim luùf ile oòşar kemÀn 2. Tìr-i àamzeñ sìneye gerçi geçer iç úabøadan YÀ n’içün úaşuñ gibi bigÀneliú ãatar kemÀn 3. Óüsn bÀzÀrında úaşuñ gibi olmışdur mezÀd Ol sebebden èÀşıúuña kendüyi ãatar kemÀn 4. CÀnı àamzenle úaşuñ yasına úurbÀn istemez Kendüyi bu yüzden anuñçün gerer çeker kemÀn 5. Sildi süpürdi úaşuñ fikri bu göñlüm tozını Úatı úattaldur Sehì bulduàını oúlar kemÀn 190 (111a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Zülfüme dil vermedin dirse baña incinmesün Âh u zÀrumdan benüm ol dil-rübÀ incinmesün 2. Aàlasun zÀrìlıà itsün dir ise ol serv-i nÀz Yüzüm üzre aàlayayın tek baña incinmesün 3. Gel semend-i nÀza cignetme bu ben dervìşüni PÀdişÀh-ı óüsnsün senden gedÀ incinmesün 4. Úoynına èuryÀn úoyup ãarar óabìbi pìrehen Nicesi yüz úızdırup aña úaba incinmesün 5. Cevrün az etsün yaşım derse cihÀnı yaúsa Bir yaña ben bir yaña ol bì-vefÀ incinmesün 6. İşigüñde òÀr-ı hecr ile Sehì’yi itme zÀr Gülşenüñde bülbül-i destÀn-serÀ incinmesün 191 (111a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Al güllerle donanmış bir gümiş şimşÀdsın

Page 321: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

321

Anuñ içün èÀşıú-ı àam-òˇÀreye dilşÀdsın 2. İki cÀnibden elif úaddüñe dÀl olmış ãaçuñ Başdan ayaàa anuñçün iy şeker-leb dÀdsın 3. Murà-ı dil ãaydına òÀluñ dÀne zülfüñ aà idüp Avladuñ göñlüm úuşın bilsem nice ãayyÀdsın 4. Göñlin añsan tìşe-i Àh ile ol şìrìn lebüñ N’ola iy dil kÿh-ı àamda sen de bir FerhÀdsın 5. Cÿy-ı èışú ile kenÀr itdüñ o servi iy Sehì KÀr-ı èışú içre be oñmaduú èaceb üstÀdsın 192 (111a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Hicr ile n’içün úala kÿyında rÿòsÀrın gören Oda yanmaz çünki úıblem Kaèbe didÀrun gören 2. Yer idinse yaraşur baş üzre çoú sevdügim Rÿó-ı pÀk-ı Aómed-i MuòtÀr envÀrun gören 3. Dirliginden el çeker olursa da begler begi Ey ùabìbüm derd ile bìmÀr tìmÀrun gören 4. ÓÀlüm añlar dïstlar bir demde dilden ãınduàum Çeşm-i gevher-pÀşumuñ úalb ile bÀzÀrun gören 5. Her kenÀrı cÿybar-ı eşk-i çeşminden Sehì Bìd ile zeyn ide yÀruñ serv-i bì-bÀrun gören 6. Bezm-i dilberde yanar bir şemè-i kÀfÿrì ãanur Sÿz-i şièrümle Sehì ben òaste ùÿmÀrun gören 193 (111b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Dilerem cümle cihÀn òalúı saña úul olsun RÀh-ı èışúunda baña ölmege tek yol olsun 2. Geç cihÀndan bir isen yoluma cÀn eyle niåÀr Her ne emrüñ var ise iki gözüm ol olsun

Page 322: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

322

3. Gögsümi bezm-i elemde def idinürsem olur Çevre yanında olan dÀàlar aña pul olsun 4. Úo beni èışú ile bir baş açuú abdÀl olayın Zülfüñüñ silsilesi boynuma meftÿl olsun 5. Dïstum zülf ü ruòuñ fikrini eylerse n’ola Úo Sehì şÀm u seóer virdüne meşàÿl olsun 194 (112a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Maàalàara leùÀfetde cinÀnuñ yeg hevÀsundan DimÀà-ı dil muèaùùardur nesìm-i cÀn-fezÀsundan 2. Ser-i kÿyuñı iy dilber İrem bÀàına virmez dil İşigüñ ùopraàı yegdür aña cennet ãofÀsundan 3. Dimüşler yÀrı terk itdi benümçün hey maèaõa’llÀh İlÀhì úullaruñ sen ãaúla düşmen iftìrasundan 4. Atup àamzeñ oúın èuşşÀúa göziñ òışm ider her dem CihÀn òalúı helÀk oldı úaşumuñ yayúarasundan 5. Eridi úara ãu oldı aúar yaş yirine gözden Yüregüm ùaşdı döküldi yaşumuñ mÀcerÀsından 6. Ne deñlü èizz ü nÀz eylerse yÀr incinmezsem óÀşÀ CefÀ vü cevri çoú yegdür baña anuñ vefÀsundan 7. Sehì’nüñ úanlu yaşına meded úıl òÀk-ı pÀyuñdan Ayaàuñ ùopraàı yegdür óakìmüñ tÿtiyÀsundan Fì Óarf’ül-vÀv 195(112a) MefÀèìlün MefÀèìlün Feÿlün 1. Yire yüz sürmeden açıldı úapu Anuñçün olmışam úapunda cÀrÿ 2. Beni güldürmedi göz yaşı bir dem Göñül açar egerçi kim aúar ãu 3. Olur zülfüñ èiõÀruñ üzre ejder

Page 323: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

323

äuda yatmagla dirler mÀr olur mu 4. áam-ı hecrünle laèlüñ şerbetin dil Çeker her ne ki gelse acı ùatlu 5. İki úarşulu evdür beytüm anda Boyuñ vaãfıyla bitmiş serv-i dil-cÿ 6. ÒayÀl-i çeşmüñi göñlümde her kim Göre dir küpe binmiş baú bu cÀdÿ 7. Sehì miskìne raóm it kim úapuñda Müjeñ tìrinden olmış baàrı başlu 196 (112b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Özenür göñlüm yine cÀnÀnı eyler Àrzÿ áayrı nesne istemez cÀn anı eyler Àrzÿ 2. NÀfe gibi leblerüñ şevúine úan oldı göñül Bu sebebden zülf-i müşg-efşÀnı eyler Àrzÿ 3. èÂrıøuñdan laèlüñe cÀn atsa òaùùuñ ùañ degül Òıørdur kim çeşme-i óayvÀnı eyler Àrzÿ 4. Úaşuñı úoyup göñül ruòsÀruna vardıgı bu GermiyÀndur milket-i èOåmÀnı eyler Àrzÿ 5. Çün Sehì irdi kemÀle buldı üslÿb-ı Óasan Şimdi göñli şìve-i SelmÀnı eyler Àrzÿ 1967 (112b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Yar işigün gözle iy dil cennet ü dìndÀrı úo Kÿy-ı cÀnÀn seyrin it gel cÀnib-i gülzÀrı úo 2. Añma gül seyrün gider bir dem dehÀn-ı yÀra baú áonca ebkÀrını gel gör şÀhid-i bÀzÀrı úo 3. Dïstum úoma yanuñda düşmeni luùf it gider Yoluña cÀn terkin eyler yÀrı gör aàyÀrı úo

Page 324: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

324

4. èÖmrüñ içre göñlüne dirseñ ki úonmaya àubÀr Òaùù-ı miskinüñ tırÀş it zülf-i èanber-bÀrı úo 5. Óalüñ aàla ey Sehì ol serv-i nÀzük-ùabèa kim İşidüp raóm ide şÀyed saña Àh u zÀrı úo

198 (113a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Gün gibi yüksekden uçar varsa kÿy-ı yÀre ãu YÀrdan uçar gör iner bir gün ol bì-çÀre ãu 2. Seyle virdi gerçi kim dünyÀ yüzini gözyaşı Kÿy-ı yÀra varamaz dönüp yürür ÀvÀre ãu 3. Yüz urup ùopraàa yaşum gitdi kÿy-ı yÀra dek Durmayup çaàlar aúar èÀşıú durur dìdÀre ãu 4. Başunı ùaşdan ùaşa urup döginür ùaş ile Düşdi zencìrün sürer dìvÀnedür ùaàlara ãu 5. Òançerüñden yüregüm zaòmı oñulmaz çÀre ne Ey göñül bilmez misün oñulmaz alsa yÀre ãu 6. äovuk el degmemek içün gülsitÀn-ı óüsnüñe Her yaña çepçevre şièrüm aúıdur gülzÀre ãu 7. İşigüñde òaste yatur haylìden dermÀn umar Leblerüñden ãun Sehì’ye are şerbet are ãu 8. Dilde dÀà-ı èışúı tÀze eyleyelden oldılar Göñlümün şehri Yeñice eşk-i çeşmüm úara ãu 199 (113b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèìlün 1. SevdÀ-yı çìn-i zülfüñ idüp nÀfe Àrzÿ Miskìn bunı diye diye azàunda bitdi tü 2. Demdür yaúada ùaà etegin yaãdanup yatur Yüz úızdurup ruòuñdan umar lÀle reng ü bÿ 3. Aàzÿna geldi úopdı içi sÀàaruñ meger Meclisde gördi saña ùolu içdügin sebÿ

Page 325: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

325

4. Zülfüñ òaùunla baş úoşuban el bir ideli áamgìn yatur benefşe çemende başı úayu 5. Yüzüne beñzedürse güli bülbül itme èayb Bì-hÿde sözi çoú Sehì söyler delü delü 200 (113b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. MüselmÀnlar helÀk itdi beni bu çeşm u bÿ ebrÿ Meded cevr ile cÀnum aldı úoman şol gözi úanlu 2. Kemend-i zülf-i dilberden nice baş úurtaram yÀ Rab Virüp sevdÀlara göñlüm beni miskìn idendür bÿ 3. Cigerde yeñice dÀà uralıdan beñlerüñ şevúi Gözümüñ úanluca ırmaàı oldı ãanki úara ãu 4. Şeb-i firúatde iñler Àh ider zülfüñ àamından dil İşüm veh ki fiàÀn u nÀle oldı yÀrdan ayru 5. Benüm serv-i òırÀmÀnum Sehì miskìne cevr itme Úulundur pÀdişÀhun gel ele al göñlim úarşu Fi Óarfi’l-yÀ 201 (113b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Mümkin olmaz ki gözüm yaşı àamundan yeñile Raóm idüp bÀrı yaşum sil güzelüm şol yeñ ile 2. Bÿse èahd itmiş idüñ virmedüñ iy şÀh didüm NÀz idüp güldi didi kim paşa borcı diñile 3. Òïş gelür derd ü àamıñ bu dil-i bìmÀra begüm CÀne cevr oúını ur eskice derdüm yeñile 4. Dil-i nÀ-şÀda düşürdüñ àamın Àhÿ gözünüñ Merdüm-i mest-ãıfat kim düşe öksüz de güle 5. Saña meclisde boyın çekdi ãurÀói yine Àh Tìz günde göreyin kim boàazından çekile

Page 326: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

326

6. El uzunluàın idermiş saña iy serv çenar Úolı úopsun uzamaya senüñ ilen dikile 7. Gözi Àdem mi görür òaylìce aàyÀr oldı Meger ol Àhÿ enìs oldı Sehì şol seg ile 202 (114a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Gözümüñ yaşı òayÀlüñle olupdur ılıca Resmdür bu ki perìnüñ yeri olur ılıca 2. Baòr-ı óüsnünde iken àamzene cÀn itdi göñül áark olurken yapışur bir kişi yalın úılıça 3. Nicesi beñzedeyin zülfine misk-i Òoteni K’olımaz misk-i Òoten zülfinüñ en kem úılıca 4. Ùolıdur dirhem-i eşk ile gözüm hemyÀnı Yaşlu gözüme n’ola dirler ise aúçalıca 5. Tañrı ùagınca olupdur Sehì yürekdeki daà Gözüm ırmaàı ùaşup olalı úızıl delice 203 (114a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. DÀàlar òalúası geydürdi zırıhlar tenüme Cebe ãatmak nic’olur göstereyin düşmenüme 2. Óaú oàuldur yaúadan geçme begüm eşk-i yetìm Ùıfl iken daòı bıraúmışdı gözüm dÀmenüme 3. Sìmden heykel aãar boynuma güyÀ meh-i nev Ùoladıúça úolını yÀr benüm gerdenüme 4. Sìnede derd-i àamuñ dÀàını setr itmek içün Tügmeler daúdı yaşum úaùresi pirÀhenüme 5. Fetó-i bÀb olup o mihr olsa Sehì mihmÀnum Óücre nÿr ile ùola cÀm ola meh revzenüme 204 (114b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

Page 327: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

327

1. Sìnesün açup güle baúduúca cÀnÀn úoynına Ùoldurur luùf ile ol gülberg-i òandÀn úoynına 2. Zaòm-ı dendÀn ile pürdür sìne-i sìmìn-i yÀr Bÿseden şeftÀlÿlar úoymış o fettÀn úoynına 3. Baàrına baãmazdı her bir gördügi meh-pÀreyi Âyine yüz berk idüp girmese òÿbÀn úoynına 4. Çekmeyince dil àam-ı zülfüñi raàbet görmedi NÀfe raàbet mi bulurdı girmese úan úoynına 5. Göñlüne gir şièr ile yÀruñ Sehì kim diyeler Girmedi sencileyin bir kimse devrÀn úoynına 6. Óıfô idüp şevú ile her meclisde dìvÀnum oúur Girdi eşèÀrum bi-óamdili’llÀh ki cÀnÀn úoynına 205 (115a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèÿlün 1. Gerçi ki fiàÀnum irişür kevn ü mekÀna Bir kimse meded irmedi óayfÀ bu fiàÀna 2. CÀn virdi göñül àamzesi tìrine nigÀruñ İrişdi hele yine murÀd oúı nişÀna 3. Şol deñlü dolandurdı bilüñ zer kemerüñden Bir úılca kişi nesne inanmaz o miyÀna 4. Mecnÿn biraz èışú işini ögerse olurdı Sen Leylì’nün èışúı ile úalsa bu zamÀna 5. FÀrià ola naômından elin yuya NiôÀmi Varsa Sehì bu şièr-i laùìfüñ ÚaramÀna 206 (115a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Virse ãÿret òaùù-ı ruòsÀrına kÀküller ile Óüsni mecmÿèası zìver bula sünbüller ile 2. èÂşıú-ı lÀle-kefen úanlu yaşundan dem dem

Page 328: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

328

äuvarup òÀk-ı mezÀrını bezer güller ile 3. ÓÀlümi yÀre nice èarø ide nÀme yazamaz Derdümi münşì olan bunca teressüller ile 4. Zülf ü òÀlüñi èiõarunda görenler didi kim Ùutdı sulùÀn-ı Óabeş Rÿmı úara úullar ile 5. ZÀr zÀr aàladuàuñca yücelür nÀle Sehì GülsitÀnda çıúışasın gibi bülbüller ile 207 (115a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Nÿr idi gice meclisimüz şemè ü cÀm ile Bir de şu yüzi gül yañaàı lÀle-fÀm ile 2. Meygÿn lebi ãafÀ ile mest olup müdÀm Tesbìó oúurdı bezme gelüp ãÿfì cam ile 3. Bizden peyÀm ol ãaçı miskìne iy ãabÀ Añmadı gerçi bizi o bir kez selÀm ile 4. Dil gülsitÀnı dün gice bir nÿr idi yine Bir boyı serv yañaàı gül òïş-òırÀm ile 5. Sürüldügine meclis-i meyden ùarıldı dün Meclisde niçe baóå idişdük imÀm ile 6. Úıldum namÀz-ı èışúı úapuñda èale’ã-ãabÀó Biñ biñ rükÿè ile vü hezÀrÀn úıyÀm ile 7. EvãÀf-ı óüsni úo eyü yazduñ yeter yeter Òatm it Sehì bu nÀmeyi gel ve’s-selÀm ile 208 (115b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Gül yüzlülerle cennete dönmiş semendire GülzÀr-ı óüsnden gele sen de semen dire 2. Ol Àhÿ-çeşme uyma üleşme be it raúìb äaúın úaøÀm irür saña dirin bire bire

Page 329: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

329

3. Disem ki aàzı var dili yoú daòı àoncadur Úaúır iki de bir baña var yire yoú yire 4. Başdan oúına Leylì vü Mecnÿn óikÀyeti Gül tek libÀs-ı èışúuñı baña geydüre 5. İncinme àayra cevr ider ise o serv-i nÀz ŞÀyed Sehì saña daòı luùfi gele ire 209 (115b) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü FÀèilün 1. Menşÿr-ı cemÀl ile müjeñ geldi bu cÀne İy úaşları yÀ tìr-i murÀd irdi nişÀne 2. Ayaàa düşürme beni zülfüñ gibi cÀnÀ Luùf eyle elümi aluban atma yabÀne 3. Çoúdan göz ucından göñül oda köze düşdi Azdur bu daòı iki gözüm saña uyane 4. AàyÀr baña kendüsüçün eylese isnÀd İnanma yalandur o fülÀn ibn-i fülÀne 5. Ey serv Sehì miskìni firúatde unutma Her demde revÀ görme ki hecr odına yane 210 (116a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Yaúdı àamzeñ iy kemÀn-ebrÿ beni bir tìr ile Dökdi úanum gözlerüñ yanımdaki şemşìr ile 2. Cürèa-i cÀm-ı lebüñ mest ü òarÀb itdi beni Göñlüm alduñ sÀúiyÀ bir bÿse-i tezvìr ile 3. Leblerüñ yanında gören göñlümi zülfünde dir Bir delü darü’ş-şifÀda baàludur zencìr ile 4. İsterem cÀn virmek ile vaãl olan dildÀra ben Cehdüm oldur yÀre irem ben de bu tedbìr ile 5. Ùopùoludur gözlerüm naúş-ı òayÀl-i yÀrdan Beñzer ol bir dìve kim ãÿret bula taãvìr ile

Page 330: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

330

6. Düşde gördüm aàzuma sögerdi ol Yÿsuf-cemÀl Òayra yordı düşümi şÀd itdi ol taèbìr ile 7. Geçse ol serve beni aàyÀr sen ãabr eyle kim Òayra döner niçe şer işler Sehì te’òìr ile 211 (116b) MefÀèìlün FeèilÀtü MefÀèìlün Feèilün 1. Bir oldı yÀ úaşı tìr-i òadeng-efgen ile Duya mı àamzesi cengine ten bu cevşen ile 2. Geçe mi dil gözi fikriyle zülfi derbendin Nicesi cÀn iledim ben bu çeşm-i reh-zen ile 3. Dil irse tìr-i müjeñle úapuñda saña n’ola Felekde mihre irişdi Mesìó sÿzen ile 4. Bilüne òançer-i àamzeñden öldügüm tÀ kim MezÀrum üstine zeyn eyle bÀri sÿsen ile 5. Sehì baş egme er iseñ cihÀna beg baã ayaú Dürişi gör çıúışasın ola ki ol zen ile 212 (116b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Virdi èömrüm Àh kim ol gözleri Àhÿ yile Bilmezem yÀ Rab nic’idem ol delü úanlu ile 2. Úorúudur öldürmek ile àamzesi èÀşıúlarun Úorúum ol bir gün beni öldüre ol úorúu ile 3. Dil bu gün görsün göreyin yÀ İlahì şÀneyi Kim çekişdürdi dili ol zülf-i èanber bÿ ile 4. Ölsem aàzuma ãu damzurmaz lebüñden kirpigüñ Òançerüñden odlu olmadum bir içim ãu ile 5. Ol hilÀl-ebrÿ ile her gice hem-pehlÿ olup Yire göke sıàmaz oldı çarò bir meh-rÿ ile 6. Her ne deñlü óüsn ile maóbÿb-ı èÀlem geçseler

Page 331: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

331

Ay u gün olmaz muúÀbil sen hilÀl-ebrÿ ile 7. Sevmese zÀhid n’ola èışú ehlini olmaz èaceb İmtizÀc itmez delü olan Sehì uãlu ile 213 (117a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Cigerüm dÀà olur ol òÀl-i siyehkÀruñ ile Yüregüm pÀrelenür àamze-i òÿn-òˇaruñ ile 2. Eyledi mihr-i miyÀnñ beni úapuñda òayÀl Bir ãanur şimdi görün sÀye-i dìvÀrun ile 3. Gerçi eglenmez oúuñ sìnede iy úaşı kemÀn Dil ü cÀn eglenür oldı hele oúlarun ile 4. Dile òaùùuñdan irşdi ise bir veche àubÀr Başumuz òïş güzelüm nergis-i bìmÀruñ ile 5. äaón-ı gülşende o servüñ yüzi şevúine Sehì İñledürsin dil ü cÀn bülbülin eşèÀruñ ile 214 (117a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Hem-nefes düşdi bu göñlüm leb-i cÀnÀne ile BÀde-nÿş olalı ol gözleri mestÀne ile 2. Bezmümüz neyle müşerref ola didüm didi yÀr Neyle ola dirsen ola çeng ü def ü yÀ ney ile 3. Bu perìşÀn dile cemèiyyet-ı òÀùır görinür Ùaàıdicek ser-i zülfin o perì şÀne ile 4. Dutuşup Àteş-i èışúunda göñül yanmaúda Baóå ider şemè-i ruòuñ şevúine pervÀne ile 5. Bize kÀr itmez olupdur Sehì efèì-i òumÀr SÀúi tiryÀk-i lebün ãunalı peymÀne ile 215 (117b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

Page 332: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

332

1. VÀèiô içüp yürür meyi cÿş u hurÿş ile Beñzer ki baóå ider yine ol mey-fürÿş ile 2. Vaóşet ùutar özümden eyÀ Leylì ins ü cin Mecnÿn gibi enìs olalı ben vuóÿş ile 3. Meyl eyler ise leblerüñe dil èaceb degül Hem-dem-durur müdÀm göñül bÀde-nÿş ile 4. ŞehbÀz-ı zülfüñ ile göñül muràın it şikÀr äayyÀd gibi avla begüm úuşı úuş ile 5. Zülfüñ àamıyla cism-i Sehì oldı dÀà dÀà Bibr ü pelenge beñzemiş ol bu nuúÿş ile 216 (117b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. İtdi dìvÀne beni ol zülf-i èanber-bÿ yine Gitdi uãlanmaz göñül bend itmez ise bÿyına 2. äunmazın mÀr-ı zülüfüñden lebüñe úorúaram Göñlüme zülfüñ ucından düşdi bu úorúu yine 3. Ùatlu úıl aàzumı bir bÿseyle àuããañ çoú yidüm Çün yine afyïn gerekdür dïstum ùatlu yine 4. Merdüm-i çeşmüm utanup dökdi ölüm derlerin áamzesinüñ òançerinden öldüm ölmelü yine 5. Ol ãanem laèlüñe meyl itse n’ola her teşne-dil äusuz olmaàun Sehì cÀn virür èİsì ãuyına 217 (117b) Mefèÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèÿlün 1. SÀúì di şarÀbı içelüm eyle zücÀce Şerbet mi olur mey gibi taóãìl-i mizÀce 2. Úan eyler idi baàrumı şol iki ala göz ÒÀl-i leb-i laèlüñ eger olmasa úaraca 3. Ten cübbesini dÀà-ı àamuñ itdi munaúúaş Geydürdi baña devlet-i èışúuñ bir alaca

Page 333: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

333

4. Zülfüñ güzelüm Çìnden ezel bÀc alurdı Rÿma geleli òaùù-ı ruòuñ kesdi òarÀca 5. Uãlanmadı zülfüñde dirìàÀ delü göñlüm ÚÀbil degül iy serv Sehì daòı èilÀca 218 (118a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Bì-vefÀ dildÀra yÀ Rab kimseyi yÀr eyleme Cevr- i yÀr ile cihÀndan anı bìzÀr eyleme 2. Virmesün Óaú óÀlümi bir dìni ayruú kÀfire KÀfiri daòı İlÀhì böyle nÀçÀr eyleme 3. KÀkül-i èanber-şiken gibi ãanursun bilmiş ol İy gözümyaşı ãaúın úalb ile bÀzÀr eyleme 4. áamze-i siór-Àferìnüñ geçdi baña niçe naúş BÀrı nerd-i àamda úo cÀn u dili zÀr eyleme 5. GülsitÀn-ı bÀà-ı óüsnün bülbülidür göñlümüz DÀm-ı zülfünde ùutup anı giriftÀr eyleme 6. Baş çeküp úaçma Sehì dervìşden iy serv-i nÀz Óüsn ili sulùÀnısın ben bendeden èÀr eyleme 219 (118a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Nedür ol øaèf u óarÀret ten-i cÀnÀnumda K’Àteş-i derd ü belÀ oldı benüm cÀnumda 2. Óüsni gülzÀrına Àhÿm yili kÀr itdi meger Lerzeler var yine ol serv-i òırÀmÀnumda 3. Teb ki Àb ile eyle yÀr lebin zeyn itdi JÀlelerdür ãanuram àonca-i òandÀnumda 4. Gün yüzine meger iy mÀh küsÿf irdi yine äafrat-i teb görinür mihr-i dıraòşÀnumda 5. Gül-i nesrìn ile zeyn eyledi ol serv Sehì

Page 334: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

334

Aú úızıl gül yerini tÀze gülistÀnumda 220 (118b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün 1. Òÿb irdi tìr-i àamzesi göñlüm nişÀnına ÚurbÀn olayın anuñ o úaşı kemÀnına 2. Çoú çekdi tìr-i àamzesi cevrün ten-i øaèìf Úaddini yÀy idüp ãon ucı geçdi cÀnına 3. Ben mübtelÀyı úarşu saña àamz ider raúìb Gerçekleri seversüñ inanma yalanına 4. äordum dehÀnı sırrını bir õerre deñlü yoú Kim nisbet ide òatemi yÀrun dehÀnına 5. Aúıtma gel Sehì gözi yaşını kıl óazer Bì-çÀredür esirge begüm girme úanına 221 (119a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. İy bÀd gel ilet beni cÀnÀn işigüne èArø eyle óÀl-i mÿrı SüleymÀn işigüne 2. İy dìde Kaèbe şehrüne ãu iledür gibi Aúıt gözüm yaşını firÀvÀn işigüne 3. ÒÀk-i der-i nigÀrı güneş yaãtanup yatur Iãındı gibi ol meh-i tÀbÀn işigüne 4. MÀh-ı nevi öge öge göke çıúardular Öykündügiyçün ol şeh-i òÿbÀn işigüne 5. Olmaà içun zamÀne àamundan Sehì òalÀs Var sür yüzüñi Âãaf-ı devrÀn işigüne 222 (119a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Ùoludur gün güzlü meh-rÿlarla şehr-i pür-àame Her birisi bir melekdür beñzemişdür Àdeme

Page 335: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

335

2. Taòt-ı Cemşìde geçüp cÀm-ı Cem içsem ùañ degül Sen SüleymÀn devletünde mÀlikem milk-i Cem’e 3. èÂrif isen iy göñül úoma bu güni yarına èAyş u nÿş eyle bilürsün çünki irmez dem deme 4. Göñlegümle úoñ ölürsem Kaèbe-i kÿyında kim Bir kefendür göñlegüm batmış yaşumdan Zemzeme 5. áarú-ı òÿn itdi beni eşkümle ol serv iy Sehì Úo yaşum ırmaàını aúsun neme yarar neme 223 (119a) MefÀèìlün MefÀèìlün Feÿlün 1. Göñül àamzen oúından oldı yÀre Ciger tìà-ı àamuñdan pÀre pÀre 2. İñen öykünmesün gün yüzüñe ay Neden beñzer saña ol yüzi úare 3. Boyuñ burc u bedendür lìk cismüñ èAceb beñzer o billÿrìn òiãÀre 4. Raúìbüñ ãaydgÀhunda revÀ mı Düşesün gözleri Àhÿ şikÀre 5. Senüñ her vech ile hercÀyiligüñ Güneş gibi olupdur ÀşikÀre 6. Olursa àam degül hercÀyi dilber HemÀn AllÀhdur ancaú ber-úarÀre 7. İtümdür dir imiş saña Sehì yÀr Ne òïş irdüñ bu deñlü iètibÀre 224 (119b) Mefÿlü FÀèilÀtün Mefÿlü FÀèilÀtün 1. Miónet beriyyesünde Mecnÿn-ı nÀ-murÀda Vaóş ile ùayr geldi bilişdi ÀşinÀda 2. Cemşìd tÀc u taòtı aldurdı rÿzgÀre CÀm-i Cem’üñ ãafÀsın virdi óabÀb-ı bÀde

Page 336: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

336

3. Âyinelerde baúup görme özüñ ki Yÿsuf Kendüyi görmeyince girmedi ol mezÀda 4. DeryÀ-yı óüsn-i zülfüñ gelmezdi ùopuàına Miskìn òaùuñ gelelden úodı ayaú úarada 5. Úaddüñe öykünüp serv yalımın itdi alçaú Bir pÀre yili yatdı başı daòı havÀda 6. Bulduúca òÀk-i rÀòun üstine düşdügüm bu İzüñ tozunı gördüm misk ile bir bahÀda 7. Cennet şarÀbın añma şevú-ı mey-i leb ile Òïş geç Sehì cihÀnda nÿş eyle cÀm-ı bÀde 8. EşèÀr-i dil-peõirüñ erbÀb-ı faøla èarø it Şièr añlar olmayıcaú sözüñ düşer kesÀda

225 (120a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Zülf-i kÀfir kişi kim çekmiş lebüñ pehlÿsına GÿyiyÀ Meryem’dür almış èİsì’yi bÀzÿsına 2. Rişte gibi mÿy-ı cismüm pìç ü tÀb itdi felek YÀr işigün pÀk iderken ãarmaàa cÀrÿsına 3. LÀleler laèlìn úabÀ vü úırmızı taúyÀ ile Beñzemişdür her biri bir Rÿm ili meh-rÿsına 4. Kalèa-i gülşende beñzer kim mübÀriz oldı gül áoncalardan gülleler zeyn eylemiş bÀrÿsına 5. Yüzi dönmedi imÀmuñ úıbleden miórÀb-var Sÿre-i Nÿn oúısa yÀruñ Sehì ebrÿsına 226 (120a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèìlün 1. Az eyle cevr ü nÀzı be-hey bì-vefÀ gele ŞÀyed ne çekdügüm bilesün başuna gele 2. TenhÀ iken seni biricik öpeyin meded

Page 337: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

337

NÀgÀh yÀdlıà eyleye bir ÀşinÀ gele 3. Gözüme nÿr baòş ide òÀk-i reh-i óabìb Bir õerre iy nesìm-i ãabÀ ol vara gele 4. İtse èaceb mi Mıãr-ı dili àarú Àb ile Şol dem ki Nìl-i eşk gözümden ùaşa gele 5. BÀlÀ-yı úadd-i yÀrı anup cÀn virür raúìb Óaúdan dilegüm ol başına bir belÀ gele 6. Miónet bucaúlarında Sehì úaldı yaluñuz Raóm it Muóammed èışúına À MuãtafÀ gele 227 (120a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Vaútidür lÀle bisÀùı çemene yaza gele Gül-i nergisde òımÀrun demidür yaza gele 2. Beni öldürmek içün úülbe-i aózÀnuma yÀr Kim bile yolu düşe bir gün ola aza gele 3. Muùrıbıñ úolına dil meyl idüp efàÀna gelür Beñzer ol bülbül-i şurìdeye kim sÀza gele 4. Görse bu óüsn ü leùÀfetle èiõÀrunla yüzüñ Bezm-i gülşende semen şìveye gül nÀza gele 5. èIşú efsÀnesi öldürse beni òÀkümden DÀsitÀn-ı àamı vaãfında bir ÀvÀze gele 6. Dil ü cÀn kebkine bir demde Sehì ide şikÀr Zülfi şehbÀzı eger bÀl aça pervÀza gele 228 (120b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. ŞÀh-ı àam n’eyler úonup yÀ Rab dil-i nÀlÀnuma Bunca biñ leşker ãıàar mı bu deh-i vìrÀnuma 2. Âh kim şìrìn lebüñ şevúine iy cÀn pÀresi Óasret-i nÀr-ı ruòuñ odlar yaúupdur cÀnuma

Page 338: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

338

3. Yaraya n’içün lebüñ ùuz ekmege òÀlüñ úomaz Yoàsa göz göre benüm itmek mi doàrar úanuma 4. Uàrun uàrun itlerüñ bezmüne varmaà istesem Úurtuluş yoú sÀyeden elbette düşer yanuma 5. Şöyle rengìn yazdum ol servüñ ruòı vaãfını kim Reşk ider gülşen baúup şimdi Sehì dìvÀnuma 229 (120b) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün 1. áamuñla mÀlikem iy dïst mÀl-i Úarÿna Gümişe döndi gözüm yaşı beñzüm altuna 2. Gider úo èışúı ne bilsün o bir yaban delüsi Ùurudur ögredeyin ùavr-ı èışúı Mecnÿna 3. èİlÀc itmegi úo çünki döndüm oldum zÀr Bir işüñ uymaz olupdur ùabìb Úanuna 4. Raúìb olmadı esrÀr-ı èışúuna úÀyil MezÀúı yoú gibi óayrÀn bu ùurfa maècÿna 5. èAceb ne siór ü füsÿn ile derledi òaùùuñ Ki beñzedi èaraú-ı gül-ruòuñ gül-efsÿna 6. Turunc-ı çihrem olaldan àam-ı lebuñl’eyvÀ Úomadı göz yaşı raàbet şarÀb-ı leymÿna 7. CihÀnı yine Sehì zemzem eyle ùoldurdı Bıraúdı ãìt u ãadÀ şièri ùÀú-ı gerdÿna 230 (121a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèÿlün 1. Òaùù-ı siyehüñ laèl-i güher-bÀr ter üzre DendÀne-i şìn ola mı şehd ü şeker üzre 2. Sìnemde àamuñ dÀàı aya úaşı kemÀnum äan Àyìnelerdür ki úonulmış siper üzre 3. Naúş-ı kef-i pÀyuñ ãaúınup bÀd-ı ãabÀdan Ferş eyledüm iy dïst yüzüm reh-güzer üzre

Page 339: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

339

4. èAnber úaşuñ üstinde gören òÀlüni eydür Nÿn noúùası yazdı yed-i úudret naôar üzre 5. ÒÀl-i ruòunuñ resmi begüm göñlüm içinde Bir zÀà durur úondı ãanasun ciger üzre 6. Dür dişüñi bir vech ile vaãf itdi Sehì kim äarrÀf-ı cihÀn noúùa úomaz bu güher üzre 231 (121b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. SÀàar-ı çeşmüm olup òÿn-ı cigerden silme Meclis-i àamda gözüm yaşı sen art eksilme 2. Yine şeftÀlÿ ùutar avlayup ayvÀ õeúanuñ Zülfünüñ hey güzelüm bÿseleri var silme 3. Niçe bir yüregümi tìà-i cefÀ şeróa úıla Òançer-i cevr ile gel baàrumı cÀnÀ dilme 4. N’ideyin sormaà ile derdüme olmadı devÀ Ey ùabìbüm úo beni derd-i derÿnum bilme 5. Meclis-i meyde şeker gibi ezerler óaõer it Sehì ol servi görüp leblerine ezilme 232 (121b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Çoú òaberler uçdı gerçi ol perì-zÀd üstine Kimse noúùa úoyımaz bu serv-i azÀd üstine 2. Baòtumı ayaúladı bu ùÀliè-i ser-geşte Àh Ey dirìàÀ gitdi dönmez çarò-ı bìdÀd üstine 3. Gelse dilber göñline dilber òayÀli ãanuram Rÿm sulùÀnı varup düşdi BeliàrÀd üstine 4. N’ola cÀn virsem elif úaddüñle zülfüñ dÀlına Ölmege cÀnlar virür yoldaş olan ad üstine 5. Ey şeker-leb gel óabÀb-ı eşküme àarú it beni

Page 340: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

340

Türbe yapdı diyeler Şìrìn’i FerhÀd üstine 6. Serv úaddün vaãfını bir veche naúş eyler Sehì Kimse bu resm ile iş aãmaz ol üstÀd üstine 233 (122a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Zülf-i miskìn kim ãalındı úadd-i cÀnÀn üstine Úondı bir ùÀvusdur serv-i òırÀmÀn üstine 2. Yıkmaàa göñlüm óiãÀrın cevr ile ol sen-dil

Úıl atılmış àamzesi cÀn üstine 3. Güne göstermez tırÀş eyler àubÀr-ı òaùùı gör Niçe toz úondurmaz ol meh mihr-i raòşÀn üstine 4. Muãóaf-ı óüsn üzre zülfin küfr bilsem vechi var KÀfirem tercih idersem küfri ìmÀn üstine 5. Yüze yüz óüsnüñe òaùùuñ dil uzatsa àam degül Bir úarıncadur ki söz atar SüleymÀn üstine 6. CÀn virürken itlerüñ dirildi geldi üstüme Bir niçe kimesne üşdi ùut ki úurbÀn üstine 7. Naúş iderken şÀh dìvÀnun Sehì naúúÀş-ı çarò Óall ile yazdı bu şièri ùÀú-ı eyvÀn üstine 234 (122b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. KÀkül-i miskìn ki bitmiş úadd-i dilber üstine äanasun bir zÀàdur úondı ãanavber üstine 2. Yüz urup ayaàuna sen servüñ ìåÀr itmege Göz úızardup nergisi gör kim düşer zer üstine 3. Her gice nÀr-ı ruòuñla cÀn viren pervÀnenüñ Şemè-i meclis sÿre-i Nÿr oúur ezber üstine 4. Mey leb-i cÀn-baòşuna fi’l-cümle olmasa şebìh Güvleyüp ÀvÀreler düşmezdi sÀàar üstine

Page 341: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

341

5. Bend-i zülfüñden göñül cÀn atdı vardı àamzeñe CÀnbaz olan èaceb mi varsa òançer üstine 6. äuda görmişdür güneş cism-i laùìfiñ àÀlibÀ Úanda ãu görse düşüp ãu gibi ditrer üstine 7. Sen şeh-i òÿbÀñ [i]ken sengìn-i dil olduàuñ görüp Naúş ider vaãfuñ Sehì mÀliki mermer üstine 235 (122b)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Nice cÀn virmeye dil sen büt-i sìmìn püsere Utanur itmege nisbet lebüñi gül şekere 2. Beni àarú itdi yaşum gitme gözümden óaõer it Ùutdı eùrÀfı ãular çıkma kerem úıl sefere 3. Dil-i bìmÀre lebüñ óoúúasını èarø idicek èAceleyle irişür merhem-i vaãluñ cigere 4. Úurdı yÀ úaşunı àamzeñ ki ura sìneme tìr Dil ü cÀn aldı vü kaãd itdi be baú şimdi sere 5. Kÿyuñ Àşüftesi oldı güzelüm işbu Sehì Vireliden dil ü cÀn sen büt-i sìmìn püsere 236 (123a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. ÒÀl-i miskìnüñ senün bu laèl-i nÀ-yÀb üstine Bir mekesdür geldi úondı ãanki cüllÀb üstine 2. HÀy úıblem key ãaúın yañlış òayÀl eyler imÀm Úaşlaruña óarf atar gel varma miórÀb üstine 3. Safóa-i ruòsÀruna geldi ayaàÿn baãdı òaù Òıør gibi yürimek ister meger Àb üstine 4. Úanlu yaşum işigüñde mÀcerÀsun èarø ider Beyt yazmaú surò ile èÀdet-durur bÀb üstine 5. Òaùù-ı yÀúÿtuñ dehÀnun çevresinde dir gören

Page 342: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

342

Sÿre-i Kevåer yazar var ise taòùÀb üstine 6. Eşk-i çeşmümden ùoúuz eflÀk şeklün dir gören Bir aúarãunuñ úurulmış niçe dïlÀb üstine 7. Úalbüñ almaàın Sehì zülfüñ elinü kesdüler Töhmet-i isnÀd itdiler beñzer o úüllÀb üstine 237 (123a)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. İşigüñ tozını virmezse ne ùañ gün feleke BïstÀn-ı ser-i kÿyuñsuz o degmez keleke 2. İşigüñden felege aàdugıçün şems-i münìr Tìà-ı zerrìn ile meh yüzñe irürdi leke 3. Luùf u óüsn içre begüm gün yüzüñe beñzeyemez Nÿrdan üstine biñ kez meh eger cÀme çeke 4. Sensin ol nÿr-ı maóıô èÀlem-i úuds üzre müdÀm Vaãf-ı óüsnüñdür olan óÀãıl-ı õikr meleke 5. CÀn u ser terkini ur vaãluna irem dir iseñ Reh-i èışúında Sehì bulmış iken dil meleke

238 (123a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Sìnede òatùuñ òayÀli oldı mihmÀn dün gice Óamdü-lillÀh oldı Àòir nÀr-ı óicrÀn dün gice 2. Doàmadı ol meh gelüp bürc-i melÀóatden yine Var ise aòşamlamışdur mÀh-ı tÀbÀn dün gice 3. Òıør gibi ôulmet-i miónetden oldı dil òalÀã SÀúì-i gül-çihre ãundı Àb-ı óayvÀn dün gice 4. Dil perìşÀn olduàıdur düşde gördüm dïstlar Boynuma ãalındı zülf-i èanber-efşÀn dün gice 5. äubó olınca her gice gördi yanup yaúılduàum ÓÀlüme çoà aàladı şemè-i şebistÀn dün gice

Page 343: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

343

6. èÂleme àavàÀ bıraúdı iy Sehì uããuñ úanı Óasret ile itdügüñ feryÀd ü efàÀn dün gice 239 (123b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. İy göñül úuçmaú dilerseñ yÀrı èuryÀn bir gice Şemè gibi úarşusında ãubóa dek yan bir gice 2. Úurtarup àamdan müşerref itmedi bir gün dirìà Olmadı àam-òÀnemüzde yÀr mihmÀn bir gice 3. Yılda bir gelse úayırmaz yÀr mihman-òÀneye Ayda aòşamlar bilürsin mÀh-ı tÀbÀn bir gice 4. Gün gibi ùoàup beni yaúma esirge her seóer Göklere irer ãaúın feryÀd u efàÀn bir gice 5. İşigüñde òˇÀba varsa şÀm-ı zülfüñ fikrine Düşde iy servüm Sehì olurdı sulùÀn bir gice 240 (124a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Bezm-i yÀre germ olup şemè-i şebistÀn her gice Òıdmete ùurmış yanar şevú ile òandÀn her gice 2. Uyòu gelmez gözüme zülfüñ àamıyla dïstum äubóa dek yıldız ãayar bu çeşm-i giryÀn her gice 3. Yanmaàa şemè-i ruòun şevúine dil pervÀne-vÀr CÀme-òˇÀbuña gelür üftÀn vü òìzÀn her gice 4. Sen yalıñ yüzlü perì tesòìri için ãubóa dek Daèvete meşàÿl olur derd ehli yÀrÀn her gice 5. İrteye degin Sehì kirpüklü gözüm yummazın İtdügi feryÀddan bu cÀn-ı nÀlÀn her gice 241 (124a)

Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün 1. èArø itdügi bu zülf ü ruòuñ yaza benefşe İster ki òaùun berg-i güle yaza benefşe

Page 344: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

344

2. İtme kerem it sünbül-i gül-pÀşuña hem-dest NÀgeh el uzunluàın ide aza benefşe 3. Bülbül nice feryÀd u fiàÀn eylemesün kim Başladı yine úannışa gül nÀza benefşe 4. Egmiş külehin gözine güzelleri gözler Dönmiş yine bir rind-i naôar-bÀza benefşe 5. Òïş derd ile FerhÀd olup almış ele tìşe Diler ki belÀ ùaàlarını úaza benefşe 6. Yüzinde òaùı zülfi hevÀsıyla irişdi Bu yıl gül ile çıúdı yine tÀze benefşe 7. Şebnemden utanup gice gömgök dere batdı Öykündügiçün bu òaù-ı yine ùannÀze benefşe 8. Mecmÿèası eczÀsın idüp kÀyime-i pìç Zer-rişte ile baàladı şìrÀze benefşe 9. äÀúì òaùı şevúiyle leb-i cÀmını ãundı Nÿş eyle òımÀrunı Sehì yaza benefşe 242 (124b)

Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün 1. Hindÿ-peçedür düzdi geyüp bÀàa benefşe Zülfüñ n’ola daúınsa ãola ãaàa benefşe 2. İki etegi belde ãabÀdan yelüp ister Bÿy-ı ser-i zülfüñi düşüp ùaàa benefşe 3. BÀl ü per açup miål-i piristÿ-peçe her dem Úanatlanup eyler heves uçmaàa benefşe 4. Úand-i leb-i dildÀra ne şerbetler içürdi Meclisde budur düşdigi ayaàa benefşe 5. Öyküneli zülfüñe yüzi yirlere düşdi Òacletden eger başını aşaàa benefşe 6. Sünbül ãaçuñ Àşüftesi olmasa göñülden

Page 345: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

345

KühsÀrı úoyup gelmez idi bÀàa benefşe 7. Gülşende Sehì serv-i çemen sÀyelerinde İç müfte iken yÀsemen aylaàa benefşe 243 (125a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. CÀn virür dil-òasteler yÀruñ bıçaàı üstine Mürdeler ióyÀ ider beñzer bucaàı üstine 2. Óüsn bÀzÀrında úıymetde óarìr-i sebz-i òaù Kem-bahÀya çıúdı vü düşdi dudaàı üstine 3. LÀle-òaddüñden meger sünbül ãaçuñ bu cer ider Şedde-i èAbbÀsì dikmişdür çıraàı üstine 4. Sìnesine yaúdı gün mihr-i ruòuñla tÀze dÀà Úara vÀlÀ baàladı şeb mihr dÀàı üstine 5. Göñlini alsuñ ele servüm Sehì’nün dir gören ÂşiyÀn idindi bülbül gül budaàı üstine 244 (125a)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Germ olsa úoysa úoynına cÀnÀnı Úabluca Ölmelü òasteye vire cÀn anı Úabluca 2. RÀm oldı cümle emrüñe ins ü perì vü cin Var ise buldı mühr-i SüleymÀnı Úabluca 3. Başdan ayaàa luùf u kerem ıssı úalbi ãÀf Oldur el üzre ùutduàı mihmÀnı Úabluca 4. äan bÿse ile cÀn u dil azàına bal ezer Úaçan øiyÀfet eylese yÀrÀnı Úabluca 5. Dönse èaceb mi Bÿrsa güzellikte cennete Bir yaña bÀà u bÀàçe bir yanı Úabluca 6. Bıñarbaşı olalı hecründe gözlerüm Ol mÀhun oldı çÀh-ı zeneòdÀnı Úabluca

Page 346: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

346

7. Aú çaàlan itdi yaşum olup Gök Dere gözüm Olalı Bÿrsa òÿbları seyrÀnı Úabluca 8. Sürsin Emìr Efendi işigüne yüzini Her kim dir ise saña Sehì úanı Úabluca

245 (125b)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Şevú-ı óüsnünle gülen eşk-i güher-fÀmı göre Mevsim-i gülde açılmış gül-i bÀdÀmı göre 2. Úuru ÀrÀyiş olan serv ü çenÀrı gider o äalınan nÀz ile bu serv-i gül-endÀmı göre 3. Nice bir muètekif künc-i òarÀbÀt olalım Gülşene açılalım gel bu òïş eyyÀmı göre 4. èIşú-ı rüsvÀyı olup gitsem eger dünyÀdan Birbirine diye óaşr ehli şu bed-nÀmı göre 5. Âferìn ide ùura èışúuña ùolular içre Sehì bu şièr-i laùìfüñi eger CÀmì göre

246 (125b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. Seni bu óüsn ü cemÀl ile gören şÀh diye Dil ü cÀndan úul olup yÀrıcun AllÀh diye 2. Niçe ferzÀneyi şaùranc-ı maóabbet ide mÀt Beydaú-ı òÀl-i ruòuñ bir kez eger şÀh diye 3. ‘Âleme nÿr-ı ruòuñ şuèle virürken şeb u rÿz Úanúı yüzsüzdür ola gün yüzüñe mÀh diye 4. äıfr ile şekl-i elifdür yazılan úabrümde Her ne em cÀn vire dil èışúuñ ile Àh diye 5. N’ola ben bendeye iy şÀh-ı cihÀn baúmaz iseñ Nicesin bÀrì bu bì-çÀreye geh gÀh diye 6. Nice er diyen aña kim zen-i dünyÀda uyup Devlet-i èızz ü şeref manãıbına cÀh diye

Page 347: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

347

7. Rÿó-ı SelmÀn işidürse Sehì ehliyyetüñi Gele diz çöke öñüñde raêıya’llÀh diye

247(126a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. äu gibi aúdı göñül serv-i gül-endÀmlara Deli göñlüm n’ideyin uydı dil-ÀrÀmlara 2. Beñzemez başı göge irse daòı gülşende Úuru ãalınmaà ile serv gül-endÀmlara 3. Òalúa òalúa idüben òÀl-i èiõÀrında saçın Murà-ı dil ãaydı içün dÀne döker dÀmlara 4. Dil ü cÀn Kaèbe-i kÿyinde n’ola geyse kefen ÓÀcılar hacc idicek ãarılur iórÀmlara 5. Bir iki ùas su dökeyin diyü yÀr ayaàına Yüz sürüp òıdmet ider göz yaşı òammÀmlara 6. áamzeñ öldürdügi èuşşÀúı àazÀ itmek içün Ala gözler úara reng eyledi bÀdÀmlara 7. Bÿse iósÀn idüben bir ùolu içdi baña yÀr Sehì biz degmez idük bu kadar inèÀmlara

248(126a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Diñler úuluñ sözini dise pÀdişÀsına Diñle úuluñı sen de begüm pÀdişÀsına 2. YÀrı úoyup muãÀóib olursın raúìb ile Böyle m’ider kişi güzelüm mübtelÀsına 3. Ùurmış òaùìb öñüñde úaøÀ-yı namÀz ider Bì-çÀre uàramış gibi Tañrı úaøÀsına 4. İy úaşı yÀy pÀreledi kirpügüñ dili áamzeñ oúı atılmasun anuñ parasına 5. Çeşmüm ruòuñ òayÀli ile yetdi birlige

Page 348: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

348

äu sızmaz iy perì ikisinün arasına 6. Meyl itdi dil didüm úad-i bÀlÀña küsdi yÀr Bilmezlik ile ugramışam dil belÀsına 7. GülzÀr-ı óüsne bülbül olup zÀr ider Sehì Luùf eyle a gülüm úulaàuñ ùut nidÀsına

249 (126b) MefÀèìlün MefÀèìlün Feÿlün

1. Müjeñ MÿsÀ òaùuñ Firèavn-ı kìne N’ola Firaèvnı daèvet itse dìne 2. Yüzüñdür maùlaè-ı envÀr èışúa Olupdur maòzen-i esrÀr sìne 3. Görüp miskìn ãaçuñuñ èuúdesini Úul oldı boynı baàlu èanberìne 4. Göñülde ãaúladı dil genc-i èışúı ÒarÀb içre olur ekåer defìne 5. Lebüñ vaãfında her defter ki yazdum Olupdur baór-i naômunda sefìne 6. Yazılur nÀme-i èışúuñda nÀmum EyÀ servüm Sehì kemter kemìne

250 (126b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Zülf-i dilber pÀdişÀh-ı óüsndür bì-iştibÀh Kim serìr-i ãuffa-i óüsn oldı aña tekyegÀh 2. Çün dehÀnuñ mìm zülfüñ ãıfrdur úaddüñ elif Yaraşur sen sìm-ten dildÀra dirsem ben de mÀh 3. DÀà-ı zülfüñle elif-úaddüñ nihÀli şevúine äafóa-i sìnemde yazdum her ùarafda Àh Àh 4. Úoynına úoyduàıçün Àyìne sen meh-pÀreyi Dÿd-ı Àh-ı èışú anuñ yüzini itdi siyÀh

Page 349: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

349

5. ÒÀk olursa Àrzÿ-yı laèl-i nÀbuñdan Sehì Yaz mezÀrum üstine luùf it seúa’llÀhu åerÀh

251 (127a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

1. Ol yÀr olduàına göñül kişverine şÀh EfàÀn u Àh ü nÀle-i èÀşıú yeter güvÀh 2. SulùÀn-ı heft kişver-i èÀlemdür ol meger K’olmış aña sipÀh meh ü mihr-i zer-külÀh 3. Beñzer vefÀ diyÀrına eyler icÀzeti Kim luùfı defterini açıp yoúladur sipÀh 4. ÒÀùır-şikeste nÀme gibi yazılurdı ger Yazsa Sehì’yi deftere ol serviyi günÀh 5. Baş egmeyem kimesneye dünyÀ içün daòı DünyÀda baña eşigi ùaşı yeter penÀh

252 (127a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün

8. Virüp dil dÀm-ı zülfine dil-efkÀr olmasun kimse Úara zülfi gibi yÀruñ siyeh-kÀr olmasun kimse 9. HevÀyì göñlüme düşdi hevÀ-yı serv-i bÀlÀsı Hey ol serv hevÀ-baòşa hevÀ-dÀr olmasun kimse 10. ÒalÀã umdukça zülfinden dolaşdum kurtıluşum yoú Esìr-i derd-i èışú olup giriftÀr olmasun kimse 11. Virüp cÀn naúdin ol mÀha göñül gel müşterìlenme MetÀè-ı mihr-i dildÀra òarìdÀr olmasun kimse 12. BisÀù-ı şeş-cihetde zÀr olup cÀn naúdin üterdüm İlÀhì şeşder-i àamda düşüp zÀr olmasun kimse 13. Gözüñ òışmıyla zülfüñde ùutuldum nÀ-tüvÀn oldum Yatup àurbet bucaúlarında bìmÀr olmasun kimse 14. Beni àurbet bucaàında unutdı añmadı yÀrum Sehì bigi cihÀn içinde bì-yÀr olmasun kimse

Page 350: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

350

253 (127b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Ùutalum cÀnı görem bÿse-i dilber yirine Baña kim cÀn vire yÀ ol leb-i şekker yirine 2. Dil kesilmez n’ideyin tìà-ı òÿn-ÀşÀmuñdan BÀri gönder oúunı egliye òançer yirine 3. Yerleşüpdür şeb ü rÿz Àteş-i ruòsÀruñda Zülfüñi görsem olur ben de semender yirine 4. Nice aómaú ola kim beñzede yÀrı melege Óüsn ile aña melek beñzeye mi her yirine 5. Beni öldürmek ile göñlini eglerse nigÀr Uçuram cÀn ü dili aña kebÿter yirine 6. İşigüñde ne içün ola Sehì òïr u òÀcìl Görme lÀyıú ki ebed ola mükedder yerine Fì Óarf’il-lÀmelif

254 (128a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feèÿlün

1. Aldum lebüñi aàzuma didüm şarÀb ola Dil gördi èaksi èÀrıøuñı didi Àb ola 2. İy nÿr-ı èayn eşküme àarú eyle tÀ benüm SeylÀb-ı àamda merdüm-i çeşmüm óabÀb ola 3. Úonsa òayÀli şÀhı gelüp taòt-ı maúleme EcfÀn òaymeler ùuta müjem ùınÀb ola 4. Añup belÀ nemeklerin iy dïst niçe bir Miónet ocaúlarında bu baàrum kebÀb ola 5. Cevr ü cefÀyı itme Sehì miskìnüñe òÿ DÀ’im revÀ degül ki maóall-i èitÀb ola

255 (128a) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün

Page 351: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

351

1. Úoma úazıt òaùuñı gün yüzi münevver ola äaçuñı çöz ki dimÀà-ı cihÀn muèaùùar ola 2. HevÀ-yı serv-i úadêüñle ölürsem iy úaşı yÀ Yürekde olan oúuñ üstüme ãanavber ola

3. Yüzümi sürmek ile òÀk-ı pÀyına zer olar Ayaàı tozı nigÀrun èaceb ne cevher ola 4. Bu bezm-i àamda olan mÀcerÀsını gözümüñ ÓikÀyet itse eger çeng ü nÀy defter ola 5. Sehì bu serv ü semÀn sÀyesinde òïş geçe gör Òuãuãı ile ôahìruñ Emìr Caèfer ola

256 (128b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Dilerem o mÀh bir bed-mihre olsun mübtelÀ TÀ benüm derd-i derÿnum bilmede üstÀd ola 2. Gördügümce fitne-i Àòir zamÀndur ãanuram ÚÀmet-i bÀlÀ vü òaùù u òÀl ile ol pür-belÀ 3. Úılca deñlü òÀùır-ı fÀtırda úalmadı àubÀr Virdi dil Àyìnesine òaùù u ruòsÀrı cilÀ 4. Künc-i miónetde àam-ı hecr ile oldum dil-şikest İy ùabìb-i cÀn gelüp bir òÀùırum ãorsañ n’ola 5. Şerbet-i laèl-i lebüñden bir nefes emsem buyur Òÿn-ı cevrüñden Sehì iy serv oldı imtilÀ Fì Óarfi’l- yÀ

258 (128b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feÿlün

1. DerdÀ ki derde itmez iseñ çÀre MuãùafÀ CÀn úaldı derd-i èışú ile bì-çÀre MuãùafÀ 2. El urdı bÀd-ı ãubó girìbÀn-ı àoncayı Öykündügiyçün o leb-i ruòsÀre MuãùafÀ 3. ÚurbÀnlar oldugum seni sevmek günÀh ise

Page 352: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

352

Bend it dili o zülf-i siyÀh-kÀre MuãùafÀ 4. NÀr-ı èazÀb içinde úoma èışúuñ ümmetin Raóm it şefìè olup bu günehkÀra MuãùafÀ 5. Raàbetle sözini Sehì’nüñ itsen istimÀè Vire niôÀm dür gibi eşèÀra MuãùafÀ

259 (128b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. áamze-i bìmÀruña hem-dest olan ãaà olmadı Niçe olsun dilde derdün dÀà olup dÀà olmadı 2. Miónet eyyÀmında ol deñlü belÀ çekdüm kim Àh äaç saúal aàardı bu baòt-ı siyeh Àà olmadı 3. CÀn ãaúınur dir benümçün ol úara yüzlü raúìb Óamd-ülillÀh kim yalan oldı yüzi aà olmadı 4. Dïstum yoluñdan ırmaàa o sedd-i düşmeni Yaşum ırmaà itdüm ammÀ anı ırmaà olmadı 5. ÒÀl-i erzen àuããası úaãdına dÀà-ı hecr-i dïst Òırmen-i sìnemde n’eyler çünki ol zÀà olmadı 6. İy Sehì bilmez giriftÀr-ı ebed óÀlin ebed Şol ki yÀruñ zülfi úullÀbında dutsaà olmadı

260 (129a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

6. YÀrda nesne mi var mihr ü vefÀdan àayrı N’ideyin yoú görinür baña cefÀdan àayrı 7. áuããadan èÀşıú ölürse de n’ola kimsesi yoú Gül gibi göñlin açar bÀd-ı ãabÀdan àayrı 8. Ne belÀdur úaêê-i bÀlÀsını yÀruñ gözeden Görseye õerrece mihrini belÀdan àayrı 9. LÀm zülfiyle elif úÀmeti èÀşıúlarına İkide bir sözi yoú vaãlına lÀdan àayrı

Page 353: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

353

10. Nice çekmeye Sehì gözine izüñ tozunı Gözine nesne görinmez bu cilÀdan àayrı

260 (129a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Úanı ol dem ki senüñ gibi efendüm var idi BÀà-ı dilde ãalınur serv-i bülendüm var idi 2. Bir melek yüzlü perì dìvÀnesi olup göñül TÀb-ı zülfünde benüm boynumda bendüm var idi 3. Úo beni derd ile bìmÀr olayın itme èilÀc ŞÀyed ola diyesin bir derdmendüm var idi 4. Yıllar olmışdur ki künc-i àamda olmışam esìr Dimedüñ bir gün añup bir müstemendüm var idi 5. Ben øaèìf irmege kÿy-ı yÀra atlanup Sehì Âhdan bir bÀd-pÀyiler semendüm var idi

261 (129a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèÿlün

1. Òalúuñ boàazın dügdügiçün rÿze nihÀnì Her kişi àaøabdan yimek umar ramaøÀnı 2. Bedr olmış iken sÀàarı gör döndi hilÀle Telò oldugına meclis-i mey acıdı cÀnı 3. ÓÀøır aàıza gelmiş iken bÿse-i sÀúì Rÿze boàazum kesdi meded virmez ÀmÀnı 4. Devşürdi ãurÀói boàazın şaòne-i rÿze Bezm ehlinün ayaàunı aldı ùutuñ Ànı 5. Mey meclisine rÿze gelüp maniè olursa Òïş gör Sehì bayram olıcak bÀúì kalanı

262 (129b)

Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèÿlün 1. Âhum odına yÀr èaceb yana dimez mi

Page 354: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

354

YÀ Àhum odı göklere boyana dimez mi 2. CÀnı niye iler çeker ol ùurra-i miskìn Göñlüm dolaşa zülf-i perìşÀna dimez mi 3. Yüzüñe n’içün öykine yüzsüzlià idüp gül Yüze yüz olıcaú hele utana dimez mi 4. Ben mÿrçenüñ óÀlini ol Âãaf-ı devrÀn YÀ Rab yoà ise şÀh SüleymÀna dimez mi 5. Biline Sehì var disem òışm ider ol yÀr Yoú nesne içün yÀr girem úana dimez mi

263 (130a)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Mihri yapar egerçi ki göñlüm òarÀbını Göge ãavurdı çevr eli cismüm türÀbını 2. Bilmez ãaçı yüzinde ay artuàın eksügin KÀfir egerçi òÿb bilürken óisÀbını 3. CÀm-ı mey-i lebüñi añup içelüm müdÀm İnez ùoluları ile maàrı şarÀbını 4. Defèi ur ne ezgiye çalarsa çeng ü ney Beñzer def oúımış gibi uãÿl kitÀbını 5. Âhum yüceldi derd-i derÿnumdan iy Sehì Meclisde iñledür gibi muùrıb rebÀbını

264 (130a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. ÒÀl-i ruòsÀruñ àamıñdan yandı göñlüm iy perì Beñzer olmışdur bu dil bezm-i maóabbet micmeri 2. Göñlümi yaàmaya virdi hey müselmÀnlar meded Ol büt-i tersÀ òayÀli bir perìdür kÀfiri 3. KÀkül-i miskìnüne öykündügiyçün rÿzgÀr Úara dürtüp yüzine teşhìr itdi èanberi

Page 355: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

355

4. Òıør òaùùuñdan mı örgendi lebüñ bu óikmeti äuya iletdi ãusuz getürdi ol İskenderi 5. Ùañ degüldür medd-i Àhum egse ol Àhen-dili Sÿz-ı eşèÀrum Sehì nerm itdi seng ü mermeri 265 (130b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Çeşm-i pür eşkümde yir itdi òayÀlüñ iy perì N’ola yir itse perìnün çeşme-sÀr olur yeri 2. Sìm-i òÀliãden boyuñ bir naòl-i güldür rÀstì Úaddüñe kim nisbet eyler şÀh-ı serv ü èarèarı 3. ÒÀlüñe sehv ile beñzetmiş özin èanber-àarìb Yüz úaralıàını óÀãıl itdi od oldı yeri 4. èÂşıú-ı dil-teşneye vuãlat demümde ãunmaga Bir içim ãudur Sehì yÀruñ elinde òançeri 266 (130b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Sen melek yüzlü ile cennet baña külhen daòı Âteş-i dÿzaò gelür sensüz velì gülşen daòı 2. İşigüñde menzil-i òurşìde irdi nÀlişüm Veh ki iy meh nÀlemi gÿş eylemezsin sen daòı 3. Bülbül içün yalıñuz úan aàlamaz her àonca-leb Úaralar geymiş durur zülfüñ gibi sÿãen daòı 4. Aàlamakdan firúat-ı dilberde irdüm bu deme Dïstlar aóvÀlüme şimdi güler düşmen gibi 5. Yaúdı yandurdı beni mihr-i ruò-ı dilber Sehì SÀye ãalmaz üstüme ol serv-i sìmìn-ten daòı 267 (130b)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün 1. Nev-bahÀr irdi ãurÀóiyi getür cÀmı daòı İçelüm ãun berü sÀúì mey-i gül-fÀmı daòı

Page 356: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

356

2. Gözi nergisleri ile òaù-ı sebzi var iken N’idelüm biz çemeni vü gül-i bÀdÀmı daòı 3. Úuru ãalınmaà ile serv-i çemenden ne biter Úadd-ı yÀra naôar it gözle bu endÀmı daòı 4. Perde-i zülf ü ruòuñda úoma iy dïst keder Mıãr-ı óüsni görelüm seyr idelüm ŞÀmı daòı 5. Serv-i úaddün Sehì vaãf itdügin işitse KemÀl Sÿz-i şièrümle dutuşup yana hem CÀmì daòı 268 (131b)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feèilün 6. èArø eyledi müjeñ dile sen serv-úÀmeti Getürdi bir oú atımı yir o úıyÀmeti 7. MiórÀba geçmesün úatı ser-mestdür gözüñ Úıblem revÀ degül ola mestüñ ìmÀmeti 8. Ùoàruluà ile oldı çemen ãaònına re’ìs Servi ayaúda úomadı gör istiúÀmeti 9. Gitmedi ölmek ile göñülden òaù-ı lebi Bir çÀrede henüz daòı var cÀn èalÀmeti 10. Bir demde yan-durur yaúar Àhun yeri göki Az ãanma iy Sehì yüri sen bu kerÀmeti

269 (131b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

6. äordum òaù-ı lebin göricek ol úıyÀmeti Òışm itdi baña sündi didi cÀn èalÀmeti 7. Yumruàla urdı başuma ol serv-úad gelüp Getürdi bir çomaà atımı yir úıyÀmeti 8. CÀn virüp öldügüm yoluña toàrusı bu kim Kimdür cihÀnda sevmeye sen serv-úÀmeti 9. RuòsÀruñ üzre geldi ayaú baãdı òıør-ı òaù

Page 357: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

357

Çıúmış yürür ãu üstine gör bu kerÀmeti 10. èUşşÀú içinde èışú ile iy serv-i ser-firÀz Bir daòı yoú Sehì gibi rüsvÀ melÀmeti 270 (131b)

MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Ye iç gül yüzlülerle ey göñül òïş gör bu bayrÀmı BahÀr u èayş u èişaret mevsimidür hem gül eyyÀmı 2. Ruòuñ devrinde n’ola mey içerse çeşm-i maòmÿruñ Açılmışdur gülistÀnuñ yine bu demde bÀdÀmı 3. äalınur àoncadur gülşende ãanki bad-ı ahumdan äalıncakda ãalınur görsem ol serv-i gül-endÀmı 4. CihÀn pür-zinet olmışdur güzeller şevúine sÀúì Berü ãun èışúuña nÿş eyleyelüm ùopùolu cÀmı 5. ÒayÀl-engìz eşèÀruñ Sehì varsa ÒorÀsÀña Oúıyup dura yirinden ãafÀdan raús ura CÀmì 271 (132a)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Gülgÿni meyle àonca pür idüp kabaàını Aldı benefşe nergis-i mestüñ ayaàını 2. Beñzer ki bezm-i óüsne gelüp òÀdim oldı zülf ReyóÀn u sünbül eylemiş iki kucaàını 3. Miskìn ãaçuñ hevÀsı eyÀ Àhÿ-yı Òoten Virdi fesÀda nÀfe-i Çìn’üñ dimÀàını 4. áamzeñ gözüñ òayÀlini dilden ãorar gelür äayyÀd gibi k’izleye Àhÿ yataàını 5. Miskìnlik itdi òaùùuna baş egdi sünbülüñ Anı görüp benefşe de çekdi úulaàını 6. Görüp dehÀn-ı yÀrı söger àonca aàzına Bülbüllerüñ çemende Sehì gözle lÀàını

Page 358: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

358

272 (132a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. äavm-ı àam ùutup şu kim yÀr ile bayram eyledi Óaú dünini úadr idüp günini bayram eyledi 2. Ben gedÀ ùutmış iken yıllarla óicrÀn orucın İy èaceb kimüñle ol meh yine bayaÀm eyledi 3. Leblerüñ şevúine nÀm u rengi ãuya ãalmışam Baña hep bu işleri şol bir iki cÀm eyledi 4. Tende peykÀnı göçüp eglenmez iken dilberüñ áamzesi oúları geldi dilde ÀrÀm eyledi 5. Aàlamaúdan úara ãu olmışúen eşküm iy Sehì LÀle-gÿn yaşumı ol serv-i gül-endÀm eyledi 273 (132b)

MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1. Göñül eglenmez oldı şehrden beñzer o cÀn gitdi Görinmez oldı òayliden èaceb bilsem úaçan gitdi 2. Òas u òÀr egleyimez úo yanayın bÀri derdümle Göñül sen bildügüñ ol tÀze serv-i gülsitÀn gitdi 3. Şu deñlüden beni aàlatdı yÀruñ firúati derdi Bıñarından gözümün ãu yirine úara úan gitdi 4. Gözüm aàlar iken oúı òayÀli geçse göñülden KenÀrumdan ãanuram yine ol serv-i revÀn gitdi 5. Nice şÀd olmasun rÿó-ı NecÀtì iy gül-i cennet Sehì eşèÀrı İstanbul’a şimdi armaàan gitdi 274 (132b)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. N’eyler ki nigÀruñ òaù-ı miskìni tırÀşı Olsa yaraşur óüsni kitÀbına hevÀsı 2. Zehr-i àam-ı cÀnÀnı çekerse n’ola èÀşıú

Page 359: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

359

Ey òaste ciger dil bilür ol yiyecek aşı 3. Bir kÀse ãuda úondı ãanasın iki mÀhì Görinse gözüm içre nigÀruñ úara úaşı 4. EsrÀr-ı lebüñ ãordugumı duymasun aàyÀr ŞÀyed güzelüm duyıla andan ola nÀşì 5. Aúıtma Sehì yaşını iy serv-i Sehì-kad äaúın saña òayr eylemez anuñ gözi yaşı

275 (132b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Oldı dil bir serv-i bÀlÀ dilberüñ efgendesi Bir melekdür kim olur mihr-i felek şermendesi 2. Âh idüp aàladugumca nÀz idüp dilber güler BÀd u bÀrÀn ile açar àonca aàzıñ òandesi 3. Ùañlama cÀn virsem ol tÀze tırÀşun òaùùına İy göñül meràÿb olur her nesnenüñ tervendesi 4. ÓÀlüme baúmaz efendüm hey müselmÀnlar meded Pìrligümde olmışam bir nev-civÀnun bendesi 5. Ayaà üzre durımaz derd ile bì-dermÀn yatur Beñzer olmış yine bir servüñ Sehì efgendesi

276 (133a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Oda yaúsa yiridür Àhum cihÀn gülzÀrını Bülbül-i şÿrìde-óÀlüñ diñlemez gül zÀrını 2. MÀr-ı zülfin giderüp yüzden beni bìmÀr ider Ol ùabìb cÀn u dil görmez gelüp bìmÀrını 3. Yarına baúmaz ãalur yÀrum bu güni yarına Ol úıyÀmet bì-vefÀ añmaz dirìàÀ yarını 4. Õerrece gelmez gözüme òÀk-ı pÀyun var iken ÒˇÀce-i èÀlem baña èarø itse dünyÀ varını

Page 360: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

360

5. MÀcerÀ-yı eşkümi yazmaàa yaşum surò ezüp ZaèferÀnì kÀàıd itmişdür Sehì ruòsÀrını 277 (133a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Göñlüm alınca ruò-ı gülgÿnı çoú al eyledi Döndi úan yaş ile beñzüm ãarusın al eyledi 2. Vaãl olup gözüm yaşı dest-i òayÀl-i dilberi Naúş-ı òınnÀ ile èıyd irdi diyü Àl eyledi 3. Ele al göñlümi luùf it destgìr ol dïstum áam diyen ôÀlim beni cevr ile pÀmÀl eyledi 4. Avlayup ùıfl-ı òayÀlüñ bu kebÿter göñlümi Òalúa-i cismüm dakup pÀyuna òalòÀl eyledi 5. Vaãf-ı òÀlüñ virdi óabbü’l-misk şevúin göñlüme ÒÀl-i müşkìnüñ Sehì miskìni òïş-óÀl eyledi

278 (133b)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Zülfi tekrÀr eyledükce òaùùına miskìnligi áamzesinüñ iki ol deñlü olur keskinligi 2. Hey güzeller yolına cÀn virüp ölmezsin diyen Baña isnÀd itme gel bi’llÀhi bu çirkinligi 3. Nüsòa yazmaàı úosun misk ile gül evrÀúına Şehd-i laèlüñ var iken n’eyler òaùuñ şìrìnligi 4. Gün yüzüñe baúmaà ile yaşarur iki gözüm TÿtiyÀ-yı òÀk-ı pÀyundan gider nemginligi 5. Uydı üleşdi ıraà itdi óabìbümden beni İt raúìbüñ iy gözi Àhÿ meded girginligi 6. Dil-perìşÀndur ãaçuñ derdinden iy servüm Sehì Leblerüñ aàzına vir tÀ kim gide àamgìnligi 279 (133b)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

Page 361: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

361

1. Yine bir şìve ile laèl-i leb-i òandÀnı Yazdı yÀúÿta be baú mühr-i òaù-ı reyóÀnı 2. N’ola bir àamze ile ãınsa bu göñlüm sipehi äaf ùutup úarşu gelür úalb-i dile müjgÀnı 3. İşigüñde güneşüñ başı göge aàsa n’ola Saña úul olmaà ile oldı cihÀn sulùÀnı 4. Baña ãor õevk-i mey-i laèlüñi bilmez ãÿfì Dïstum özge olur ehl-i meõÀú iõèÀnı 5. áayrıya bÿse virüp baña göz itme kerem it Göze göz cÀnuma úıyma be hey Àdem cÀnı 6. Serv boyuñ ãıfatın yazmada siór itdi Sehì

Vaãf-ı óüsnüñ dimede yoúdur anuñ aúrÀnı 280 (134a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Olmışam sen nev-civÀnuñ ben deli dìvÀnesi Olmadum iy pìr olası ben daòı uãlanası 2. Zülfüñe Meryem lebüñe nice èİsì dimeyem Naúş-ı anãÀm ile ùolmış óüsnüñüñ büt-òÀnesi 3. Misk ufaàı saçılur kÀfÿr üzre dïstum Zülfüñe doúunsa bu kirpüklerümüñ şÀnesi 4. ÙÀú-ı gerdÿnda yine ılduz ùutuldı ãanuram Úonsa úaşuñ üstine óÀl-i siyÀhuñ dÀnesi 5. Âteş-i Àhumla göñlüm şehri hÀ durmaz yanur Görmedüm hergiz Sehì ÀbÀd ola ol yanesi 281 (134a)

MefÀèìlün Feèìlatün MefÀèìlün Feèìlün

1. HezÀre ùaène iden gül niye ider zÀrı Teferrüc eyle seóerden çemende gülzÀrı 2. BahÀr ehl-i meõÀúa berÀt itdi gibi

Page 362: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

362

Cerìde-i çemene yazdı òaùù-ı jengÀrı 3. Yañaàı gülşeni tÀb-ı mey ile gül gül olup O serv-i sebz-úaba içse cÀm-ı gülnÀrı 4. Göñül hevÀ-yı ser-i zülfüñi ider sevdÀ Gözine úılca görinmez bu èÀlemün varı 5. Gören seni Sehì eydür sirişk ü nÀle ile Muàannidür ki yine çenge daúdı evtÀrı 282 (134b) Feèìlatün MefÀèìlün Feèìlün 1. YÀr zülfin çözüp yüzin büridi Bulut içine ãanki gün yüridi 2. PÀdişÀhum beni ayaúlatma Leşker-i derd üstüme yüridi 3. Zülfini kesdi aàzun öpdügiçün èÖmrümüz óayf yoú yire çüridi 4. Dili zülfine bend idüp dilber Aldı çekdi vü her yaña süridi 5. Eski derde yeñice dÀà urdı Sehì bir tÀze dil-rübÀ düridi 283 (134b)

Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1. Müşkil belÀ imiş reh-i àurbet didükleri KÀr itdi cÀna Àteş-i firúat didükleri 2. Döne döne didiler yedi çarò oyunların Geldi doúundı başuma úat úat didükleri 3. Kÿy-ı nigÀr vaãfın idelden berü göñül Görinmez oldı gözüme cennet didükleri 4. áavàÀya virme başuñı devlet diyü Sehì YÀr izi tozıdur baña devlet didükleri

Page 363: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

363

5. Derdüme şerbet ile èilÀc itme iy ùabìb Zehr-i àam oldı baña o şerbet didükleri 284 (135a)

Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün 1. Aàzuñ úadeó öpdüm dir imiş lÀf degül mi CÀm-ı mey-i nÀbı göre leffÀf degül mi 2. Yalın úılıç idüp depeme çalma efendi Yiter depele ben úuluñ inãÀf degül mi 3. Göñlüñe neden toz úona ben òÀk içün iy dïst Yoluñda göñül Àyìne-i ãÀf degül mi 4. Kÿyuña nice nisbet idem cenneti cÀnÀ Cennet kÿyuñe nisbeten AèrÀf degül mi 5. Dür dişüñi vaãf itmede irişdi kemÀle İy serv Sehì bi’llÀhi ãarrÀf degül mi 285 (135a)

FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Yüregümi tìà-ı óasret yÀreler cÀnum Memi Bÿse-i laèl-i lebüñden eyle aña merhemi 2. Bunca óüsn ü òulú ile bilsem nice cÀnsın èaceb Sen perì-peyker melek şeklünde olmaz Àdemi 3. Aàlamaúdan dem-be-dem úana boyandı gözlerüm Hey meded yaşuma raóm eyle demidür çaú demi 4. Olalı sen yÀr ile aàyÀr-ı bì-dìn hem-nişìn Firúatüñde gözlerümüñ úan olupdur hem-demi 5. Terk idüp ben bendeyi aàyÀra meyl eylersün Àh Eyle mi ey pÀdişÀh-ı kişver-i óüsn eyle mi 6. Óasret-i şevú-i lebüñle òaste-cÀn olmış Sehì İy ùabìb-i cÀn u dil yoú mı bu derdüñ esmemi 286 (135b)

FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

Page 364: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

364

1. áayra meyl itmek ile gözlerüñ öldürdi beni Nic’ideyin seni iy şÿò-ı cefÀ-pìşe seni 2. YÀrı aàyÀr söziyle n’ideyin terk itdüm Ùutup öldürmelüdür it yirine vÀy beni 3. Burc-i bÀrÿdur elifler bu óiãÀr-ı tende DÀà-ı miónetdür anuñ sìnede yer yer bedeni 4. Nev-èarÿs-ı ruò-ı gülgÿna şebìh olmaà içün Al vÀlÀdan idinmiş gül-i ter pireheni 5. Sehì ol serv lebi oldı èaúìú-i Yemenì Úara beñlerdür èiõÀrında Üveyse’l-ÚÀreni 287 (135b)

MefÀèìlün FeèìlÀtün MefÀèìlün Feèìlün 1. Gözüm yaşıyla cihÀn bÀàı lÀlezÀr ola mı Bu demde içmemege bende iòtiyÀr ola mı 2. Úıyılayup geçüp ol ÀşinÀlıà eylemeyin Úıya baúuşlu şu bir àamze-kÀr yÀr ola mı 3. ÚarÀr isteme benden úara ãaçuñsuz kim ÚarÀrı yoú dil-i bì-çÀrede úarÀr ola mı 4. Semend-i nÀz ile göñlimi çignedüp yüriyen DiyÀr-ı óüsn ili sulùÀnı şehsüvÀr ola mı 5. Sehì o serv bu Àhum yiline meyl itmez èAceb o úanlu yaşuma vara kenÀr ola mı

288 (136a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. Kesdi ãaçını àuããamı dilden kem eyledi Müşkìn òaùın úazıtdı beni bì-àam eyledi 2. Gördüm ki úullarına söger ol güzel begüm Sög ben úuluña daòı didüm verhem eyledi 3. Yap göñlümi didüm ki òayÀlün maúÀmıdur

Page 365: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

365

Seng-i cefÀ urup yüregüm muókem eyledi 4. ÂlÀm-ı hecr-i yÀr ile dil dermend idi Efsÿn oúudı òaùù-ı lebi emsem eyledi 5. Aàladugumca òaùùını tam tÀze itdi yÀr Dil sebze-zÀrını ãavurup òürrem eyledi 6. Ol serv niçe aàlayayın göz yaşından Àh Bilsem Sehì gözüm yaşı n’itdi nem eyledi

289 (136a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün

1. İñen hecr odına yaúma esirge cÀn-ı müştÀúı Bilürsin dünyede úalmaz güzellik kimseye bÀúi 2. BahÀr-ı óüsne aldanma ãaúın kim bülbül Àhından Ùaàıtdı yapraàın sünbül yile virdi gül evrÀúı 3. Felekden yüzedür eyvÀn-ı óüsnüñ ìy hilÀl-ebrÿ Bıraúdı sÀye òurşìde anuñçün úaşlaruñ ùÀúı 4. Gel iy muùrib maúÀm-ı bÿselikden yine şehnÀz it NevÀ bezmüne dem-sÀz ol muòayyer eyle èuşşÀúı 5. Ser-i kÿyuñu iy servüm Sehì Àh ile ùoldurdı Seni vaãf ideli sít u ãadÀsı ùutdı ÀfÀúı

290 (136b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Faèilün

1. Leõõetde didüm aàzuna beñzer mi úand-i nÀy Gül gibi güldi didi anı yoú yirine ãay 2. Doúunsa úalb-i èÀşıúa iy úaşı yÀ n’ola MüjgÀn-ı tìr-i àamzen olupdur alÀy alÀy 3. áamzeñ oúı taèaddìsi yayını kim çeker Úaşuñ miåÀli olmaya bir baàrı úatı yay 4. Gücdür didüm cefÀ ile öldürme èÀşıúı Didi sen epsem ol yüri işüñ senüñ úolay

Page 366: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

366

5. Her gice òalúı Àhun uyutmaz ãabÀóa dek Bi’llÀhi diye ãÿfì nedür bunca hÿy u hÀy 6. NÀzüklük eyleyüp Sehì ol serv-i nÀzı gör Ayaàuna aúıtdı gözüm yaşın itdi çay 7. Vaãf-ı úadünle buldı sözüm pÀye-i bülend Beytüm èaceb mi olsa iki úarşılı serÀy192

291 (136b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1. Ân-ı óüsnün ùatludur pìrÀyesi Beslemiş şeúkerle Ànı dÀyesi 2. Şehr-i óüsne sÀye salmış zülf-i dïst Òaùù u òÀl olmış meger hem-sÀyesi 3. Zülfi mièracına irmek isteyen DÀr olur Manãÿr gibi pÀyesi 4. èIşú bÀzÀrında cÀna èÀşıúuñ Zülfüñe cÀn virmedür sermÀyesi 5. İşigüni her gice pÀk itmeden Ayuñ iy meh-rÿ aşınmış ayesi 6. Sırr-ı èışúı ùıfl-ı eşküm itdi fÀş Çıúdı gözümde o yaşa mÀyesi 7. Gün gibi èirerdi Sehì başum göge Üstüme düşe o servüñ sÀyesi

292 (137a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. Yine baàlandı göñül zülfüñe dìvÀne gibi Yine cÀn şemè-i ruóuñ şevúi ile yane gibi 2. Niçe dil-bend olıban èÀşıúa zülfüñ geçe bend Göreyin dil bögüne uàraya ol şÀne gibi

192 Metinde “bir serÀy” vezin gereği bir kelimesi metne alınmamıştır.

Page 367: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

367

3. Dïstum èÀrif olanlar seni yerler óaõer it Varma her meclise elden ele peymÀne gibi 4. Aş yerer àamzelerüñ úanumı dökmekde velì Úanumı içmek ile úana gözüñ úana gibi 5. Avladuñ murà-ı dili òırmen-i óüsnüñde yine DÀm idüp zülfüñi òÀl-i siyehüñ dÀne gibi 6. Úatı dìvÀne idi bend olalı zülfüñde Delü göñlüm umarın bir pere uãlana gibi 7. Genc-i èışúını o servüñ Sehì óıfô itmek içün Bir maúÀm olmaya aña dil-i vìrÀne gibi

293 (137b) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü Feèilün

1. Seóer zülfüñden irişdi nesìm-i bÀd-ı nevrÿzı Ki böyle bì-úarÀr itdi bu miskìn-i siyeh-rÿzı 2. Egerçi òˇÀn-ı óüsnüñe òaù-ı sebzüñ virür ãÿret Lebüñ sen-bÿsesi oldı melÀóat bezminüñ ùuzı 3. NigÀrun tìà-ı cevründen göñül ãad-pÀre olmışdı Bitürdi dikdi bir bir hep gelüp müjgÀn-ı dil-dÿzı 4. EyÀ muùrıb götürdükce úopuzı bezm-i èirfÀndan Úo tek dururken aàlatma yazuúdur ol bir öksüzı 5. Sehì’nüñ Àh u zÀrından bütün dünyÀ duòÀn oldı CihÀnı yaúdı yandurdı meger Àh-ı ciger-sÿzı

294 (137b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün 1. Gözüñ siór içre bulmışdur kemÀli Ki cÀn almaúdur anuñ eñ kem Àli 2. Úızıl geymiş açuú maóbÿbdur gül Semen bir dil-rübÀdur aú seyÀli 3. Mekes mi òÀl-i miskìnüñ èaceb kim Gözümde uçar olmışdur òayÀli

Page 368: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

368

4. Senüñ bu òÀl-i miskìnüñ eridür Atam anam lebüñ oàul balı 5. Ne deñlü ùatlu añılursa şekker Lebüñ úatında yoúdur dÀdı dalı 6. Gül açıldı çemenden yaña gel git Sehì sünbüllerüñ bitdi saúalı 7. Görüp şièriñi zühre baàladı naúş Çalup çagırdı itdi yelleÀli

295 (138a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün

1. CÀmeden çıú gider ol pìrehen-i gül-bÿyı İy gül-i sìm-tenüm seyr idelüm pehlÿyı 2. Dilerem sìneme bir serv yazam saña miåÀl Úocam anduúça şu sen serv-úad u dil-cÿyı 3. Çeşm-i bìmÀruñ ucından bu göñül òaste yatur Bunca demdür ãora gelmez lebüñ ol ãayrÿyı 4. Mey-i pür-mest lebüñ şevúine bed-mestlik ider Gelmesün bezmüñe ayruú gider ol bed-òÿyı 5. Sehì biz lebleri óalvÀsına óayrÀn geçerüz Bengi abdÀllaruz kim severüz ùatluyı

296 (138a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Dil yatur derdüñden olmuş tìà-i óicrÀn òastesi Laèl-i nÀbuñdan bilür bulursa dermÀn òastesi 2. BÀà-ı óüsnüñde eger cÀdÿ gözüñ siór itmese Nergis olmazdı çemende çeşm-i fettÀn òastesi 3. KÀkülüñden úıl úadar ãıóóat yüzini görmedi Gerçi kim sünbül geçer zülf-i perìşÀn òastesi 4. GÿyiyÀ dÀrü’ş-şifÀdur kÿyı kim èÀşıúları

Page 369: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

369

İñleşüp yatup-durur olmış firÀvÀn òastesi 5. ÒÀùırum bir bÿse ile lebleri ãormış degül Úapusında olmışam yıllarla cÀnÀn òastesi 6. BÀr-ı óicrÀn çekmeden àÀyetde oldı cÀn zebÿn Leblerüñden bÿse añdum didi kim cÀn òastesi 7. Pìr iken sevdi Sehì bir nev-civÀnı n’eylesün Úocalıgında o miskìn oldı oàlan òastesi

297 (138b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. İşigiñden gerçi kim dÿr eyledi devrÀn beni ÒÀli itmedi òayÀlinden hele óicrÀn beni 2. Şol kadar derd ü belÀ çekdüm àam-ı hecrinde kim İtleriyle Àúıbet hecr eyledi yÀrÀn beni 3. Dil-rübÀlar şevúine dìvÀne olduàum görüp Yaúadan geçürdi baãdı baàrına zindÀn beni 4. Úarşuma düşmenleri güldürmek içün dem-be-dem Yandurup èışú Àteşine eyledi giryÀn beni 5. ŞÀdì-i vaãla bu ben dil-òasteyi göstermedi Hecr-i nÀ-peydÀ idüp øaèf eyledi pinhÀn beni 6. Umaram maóşerde ser-bÀz olduàumdan bileler Barmaà ile birbirine göstere òÿbÀn beni 7. VÀlihem her mÀh-pÀre mihri şevúinden Sehì Âh kim günden güne çarò itdi ser-gerdÀn beni

297 (138b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

1. Bir zamÀn gülzÀr-ı óüsnüñ bÀà idi Gözlerüm yaşı aña ırmaà idi 2. Sen melek-sìretle iy óÿr-ı behişt Kÿyuñuñ her kÿşesi uçmaà idi

Page 370: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

370

3. Zülfünüñ her bir úılında niçe biñ CÀn ü dil baàlı yatur ùutsaà idi 4. ÒÀl-ı ruòsÀruñ àamından lÀlenüñ Gice gündüz baàrı yanar dÀà idi 5. Hecr ile pür-dÀà idi baàrum velì Şevúden dÀà üsti baña bÀà idi 6. Mest idi bÿy-ı gül ü mülden hezÀr BÀà-ı óüsnüñ gülleri aylaà idi 7. Şimdi kim óüsnüñ kemÀlin buldı çaú Luùf u ihsÀnuñ dinecek çaà idi 8. Eyleme vaãluñ Sehì’den sen dirìà Menè idüp dime naãìb ancaà idi

298 (139a) Mefÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün

1. Pìr-i muàÀna şol kişi kim òıêmet eyledi MeyòÀne muètekiflerine óürmet eyledi 2. Bir cürèa ile keşf-i kerÀmÀt ider hemìn Şol kimseye ki pìr-i muàÀn himmet eyledi 3. Raùl-ı girÀn elümde iken ãaydı muótesib Yüzüm ãuyını dökdi yire òıffet eyledi 4. Olmaz marìø-ı èışúa devÀ didi dün ùabìb Derdüme çÀre eylemedi èillet eyledi 5. Bir reng geçdi cÀnuma ãÿret-nigÀr-ı Çìn Aldadı aldı göñlümi bir ãÿret eyledi 6. Beñzer güneş yüzüñe diyü lÀf-ı óüsn ider Anı cemÀlüñ ayına kim nisbet eyledi 7. Virmedi òˇÀce vÀèiôe meyòÀneci şarÀb MeyòÀne baãdı geldi o çoú şirret eyledi 8. Vaãf-ı miyÀnunı Sehì çün yazmaú istedi Úıldan bilüni seçmedi çoú diúúat eyledi

Page 371: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

371

Murabbalar 1.(139b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün I Gördüm ol gün yüzlü yÀri ùÀlièüm mesèÿddur NÀzına örgendi dil her cevrüne òïşnÿddur áamzesinüñ òançeri pür-òÿn-ı zehr-Àlÿddur Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur II Bir úul oàlı úulıyam ol beg efendümdür benüm BÀà-ı dilde ãalınur serv-i bülendümdür benüm ÓÀlüme baúup dimez bu derd-mendüm benüm Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur III Sünbül-i gül-pÿşın ol serv-i dil-ÀrÀ çün kese BÀri ben dil-òasteye bir mÿ úadar bu mÀr ise VÀy baña ger ãayd olursa her pelìd-i nÀ-kese Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur IV Varduàınca şìve resmün arturur ol serv-i nÀz Öldürür Àòir seni itmezse cevr ü nÀzın az Yaraşur SulùÀn Maómÿd olsa ben bende ÂyÀz Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur V Serv-i gülgÿn pÿşdur gÿyÀ úabÀ-yı aldan YÀ gül-i terdür ki gülşende açılmış daldan Bülbül-i ôÀrencidür bilmez dirìàÀ óÀlden Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur VI Bir güler güldür yüzi sünbüldür anuñ perçemi Úıble-i èayn-ı saèÀdetdür úaşınuñ her òamı Óüsn ü òulú u luùf ile olmaz o deñlü Àdemì Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur VII Her ne gelse luùfudur ol serv-i òïş-reftÀrdan Yüz çevürme gel Sehì öldürse tìà-ı yÀrdan Leblerinden bÿse ile ãuló ider inkÀrdan Şol güzeller şÀhı kim ismi anuñ Maómÿddur

Page 372: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

372

Velehu eyøÀn 2 (140a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün I Sev göñül şol bì-vefÀ dildÀrı àÀyet òÿbdur NÀzı nÀzükdür anuñ her şìvesi meràÿbdur TÀzeler de gerçi her bir sÀde-rÿ maóbÿbdur Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur, II Ol perì-rÿ bÀà-ı óüsnüñ bir gül-i òandÀnıdur Dil nice meyl itmesün laèline Àdem cÀnıdur Mıãr-ı óüsnün iy göñül ol Yÿsuf-ı KenèÀnıdur Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur III Bunca èizz ü nÀz ile ol óüsn ilinün şÀhıdur Hem vefÀ vü mihr ile gökler yüzinüñ mÀhıdur Kendüzi bir beg güzeldür òÿblar sipÀhıdur Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur IV ÒÀk-i payı irmeyen gülşen ãaúın gülşen degül CÀn virüp yolında ùopraà olmayan ten ten degül Òalú-ı èÀlem zülfinüñ efgendesi bir ben degül Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur V Ol güzeller şÀhınuñ inmiş güzellik şÀnına İns ü cin ãaf baàlayup úarşu durur dìvÀnına Vaãfını bilmek dilersen baú Sehì dìvÀnına Şimdi óüsn iúlìmine sulùÀn olan Yaèúÿbdur Velehu eyøÀn 3 (140b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün I Tìà-i cevr ile idüp yÀr-ı be-àam baàrumı baş Göze göz àamze-i bìmÀrı yerer úanuma aş İtdi dìvÀne beni ol òaù u òÀl u göz ü úaş N’ideyin çÀre nedür veh baãayın baàruma taş II Dem mi vardur ki àamun göñlümi zÀr eylemeye Elem ü derd ü firÀú ile nizÀr eylemeye Dil-i sengìnüñe Àhum neye kÀr eylemeye N’ideyim çÀre nedür veh baãayın baàruma taş III Her nefesde dikilur göklere Àhum èalemi

Page 373: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

373

èÂlemi yaúdı ãaúın derd-i derÿnum elemi Olmadı leblerüñüñ derdüme bir emi semi N’ideyin çÀre nedür veh baãayın baàruma taş IV Yüregümde görürin nÀvek-i àamzeñ eåerin Meclis-i àamda deler nÀlelerüm ne cigerin Úorúaram söylemege derd-i derÿnum òaberin N’ideyin çÀre nedür veh baãayın baàruma taş V YÀrı aàyÀr ile görsem ölürin àayret ile Kendümi unuduban yoà olurın óayret ile Sehì sırrum dimezem ölür isem óasret ile N’ideyin çÀre nedür veh baãayın baàruma taş 4 (141b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün I Şol gözi nergis boyı serv itdi èuşşÀúın deli BÀà-ı óüsnüñ olalı görür gözi ùutar eli Dimesin mi baş egüp her àonca-leb aña belì Gülşen-i óüsn içer bir serv-i dil-ÀrÀdur Velì II Alçaú itdi yalımın servüñ boyı reftÀrda áoncaya aàız mı aç-durur lebi güftÀrda Bitmeye bir gül yüzi gibi daòı gülzÀrda Gülşen-i óüsn içre bir serv-i dil-ÀrÀdur Velì III LÀlezÀr-ı óüsniñüñ şeydÀsı olmışdur çemen èÂrıøından cerr ider reng-i leùÀfet yÀsemen Nice óayrÀn olmasun úaddine serv-i nÀrven Gülşen-i óüsn içre bir serv-i dil-ÀrÀdur Velì IV Çeşm-i mesti àamzesi pür-fitne vü Àşubdur NÀzı nÀzükdür anuñ her şìvesi meràÿbdur Sev göñül ol bì-vefÀ dildÀrı àÀyet òÿbdur Gülşen-i óüsn içre bir serv-i dil-ÀrÀdur Velì VI Sunè-i luùfından yatarmış Óaú zahì óüsn zahi Kim ider şermende zìbÀ ùalèatı mihr ü mehi Ol cemÀl-i pür-kemÀli nice medó itsün Sehì Gülşen-i óüsn içre bir serv-i dil-ÀrÀdur Velì

Page 374: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

374

áazeliyyÀt-ı Mevúÿfe I (141b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Baàladum àam milkine ‘ışúuñla maómil dïstum İsterem derdüñ göçüp menzil-be-menzil dïstum Dil çekildükce ùolaşdı kÀkül-i pür-çìne Àh Bende-i zülfüñden òalÀã olmak ne müşkil dïstum Her nefes odlar yaàar feryÀd u Àhumdan benüm Âh-ı èÀşıúdan yigitsin olma àÀfil dïstum II (141b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün Gün yüzüñ ehl-i óaúìúat görüp AllÀh didi Ne ‘aceb itdi tenezzül yire bu mÀh didi Leb-be-leb olmaàa meclisde ãurÀói saña cÀm Ayaà üzre ãunuban yarıcuñ AllÀh didi Dil elif úaddüñ ile òalúa-i zülfüñ göricek Ne úara yazu imiş başuma bu Àh didi III (141b) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü FÀèilün Olmasa cemÀlüñ dil ü cÀn úıblesi Aómed ‘UşşÀúa ùapuñ olmaz idi mesken ü maèbed Ye’cÿc-ı yaşum virdi cihÀn milkini seyle ÒÀk-i tenüm İskender-i èaúl idemedi sed Eşki Sehì’nüñ düşe dura idi úapuña SÀyildür anı luùf idüben eylemegil red IV (142a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Aúdı gönlüm ãu gibi ol serv-úaddüñ pÀyına RÀstì òïş düşdi vardı ol nigÀruñ pÀyına Úanı ol tecrìd ile keåretden el çek ki ãaúın Bu cihÀnuñ iy göñül aldanma hÿy u hÀyına ŞehsüvÀr-ı nÀz olmış gün gibi ol yüzi ay

Page 375: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

375

At ãalup aylandurur maóbÿblar ÀlÀyına Fì’r-RubÀìyyÀt I (142a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün Her derde devÀ senden olur yÀ AllÀh Her dince şifÀ senden olur yÀ AllÀh Her sır saña ma’lÿm eyÀ èÀlim u dÀnÀ DermÀn baña da senden olur yÀ AllÀh II (142a) Birligüñe şek yoú saña şÀhid yer ü gök heb Bir sözüñ ile iki cihÀn oldı müretteb Derdüm görüp uãandı yüzin döndi òalÀyıú Sensin yaradan saña ãıàındum yine yÀ Rab III (142a) YÀ Rab beni úahruñ odına yaúma esirge Boynuma belÀ zencìrini daúma esirge Suçuma göre işbu èuúÿbet baña azdur Lìkìn keremüñ çoú suçuma baúma esirge IV (142b) Ay ile güneş yir ü gök ü cümle-i èÀlem Buyruàuñ ile seyr ider emrüñle durur hem Emr eyle şifÀ-òÀne-i lufùuñdan eyÀ Óaú Ben òaste faúìre virile bir pÀre merhem V (142b) Bir ferd ü aóadsın ki saña olmaya şirket Birligüñe iúrÀr ide yetmiş iki millet Sensin görinen arada bir àayrı daòı yoú Sen durur iken yÀ Seóì kimden uma sıóóat VI (142b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Tìà-i cevr ile dilim itdi dilüm YÀre cevri dimege varmaz dilüm Cÿ-be-cÿ ol òÀl-i kendüm günden GÀha degmez oda yasnun óÀãılum Velehu eyøÀn VII (142b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Dest-mÀle naúş ider kirpüklerüm bir òïş òayÀl Ol òayÀl ile umaram yÀra idem èarø-ı óÀl

Page 376: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

376

èArø iderken yÀra miónet günlerinüñ demlerin Âl olupdur úanlu yaşumdan elimde dest-mÀl VIII (142b) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün Dülbendin ol ãanem ki ãarıcaú úabÀ ãarar Var ise yine anı ãararsa úabÀ ãarar SulùÀn-ı heft kişver-i èÀlem degül midür Şol kimse ki anuñ gibi bir pÀdişÀ ãarar IX (143a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün Ol serv-i nÀz àonca-dehen virse baña el Vaãf-i ruòıyla diyem iki günde bir àazel Yoà oldı øaèf-ı hecr ile cism-i nÀ-tüvÀn áam-òÀneme gelürse de bulmaz beni ecel X (143a) MüstefèilÀtün MüstefèilÀtün Ol serv-úÀmet úıyÀmet ancaú Veylì bu ôÀlim pür-Àfet ancaú Dil dÀm-ı zülfe òÀl-i lebüñçün Göz göre düşmek nedÀmet ancaú XI (143a) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün Âhum gice dutdı yine şol gökteki mÀhı Yirde úala mı ya güzelim èÀşıúuñ Àhı Görince úaşı nÿnı òayÀli gözüm içre Bir kÀse ãuya úondı ãanasın iki mÀhı XII (143a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Nergisi çeşmüñ gibi mest ü òumÀr itmek neden Sünbüli zülfüñ ucından tÀrmÀr itmek neden Kesmedüñ bir gün yanuñdan şol raúìb-i kÀfiri İy melek şeyùÀna bunca iètibar itmek neden XIII (143b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün YÀ Rab ol àamzeñ midür baàrumı pür-òÿn eyleyen SÀóir-i çeşmüñ mi yÀ bu cÀnı meftÿn eyleyen ÒusrevÀ Şìrìn lebünüñ şevúine FerhÀd-vÀr Zülf-i şeb-dìzüñ durur eşkümi gülgÿn eyleyen

Page 377: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

377

XIV (143b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün TÀc-ı müşkìndür başuñda úara ãaç Leblerüñ senbÿsedür yÀòÿd gülaç ŞÀh-ı òÿbÀnsın urınsan başa tÀç Zülf-i müşgìnüñ ola Çìnden òarÀç XV(143b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Yazdı göñlüm bir selÀm ile nigÀrun nÀmesi Úaşları ùuàrÀsına beñzer meger ser-nÀmesi Murà-ı dil ãaydına her bir óarfini dÀm itmese DÀna döküp noúùadan siór eylemezdi òÀmesi Fi’l-muúaùùaèat I (143b) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün EyÀ vezìr-i mu’aôôÀm úapuñ kemìnesini Esirge úoma elin ùut ayaúladı õillet Çün oldı maúsem-i erzÀú dest-i pür-luùfuñ Kemìne bende-i muòliã neye çeker úıllet èAle’l-òuãÿã cihÀn şehriyÀrı medóinde Ùabaú ùabaú dola òÀmemle úand-ı pür-leõõet Güher sefìnesi pürdür buòÿr-ı naômumda Sözüm cevÀhiri anuñçün oldı bì-úıymet Kilìd-i genc-i kerem bÀbına dilüñ miftÀó Dilüñi depret açılsun òazÀyin-i devlet II (144a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün ElÀ iy mefòar-ı cÿd u sa’Àdet İşigüñdür cihÀn òalúına maúsÿd Bilür cev cev øamìrüñ kÀyinÀtı Úamu èilmüñ úatunda cüz’-i maèdÿd èAbìr ü misk olur enfÀs-ı òalúuñ

Page 378: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

378

Sözüñ cevherleri lÿ’lÿ-i menøÿd Yüregüme ãu ãab luùfuñ eliyle Ki yandum miónet ocaàında çün èÿd Hemìşe devlet ile kÀm-kÀr ol Ola iúbÀlüñ ismüñ gibi Maómÿd III (144a) Örnek olduñ şekl-i úaãr-ı cennete ÓabbeõÀ iy ãuffa-ı ãaón-ı ãafÀ äuyı kevåer ùopraàı èanber-sirişt Bÿyı misk olmış hevÀsı cÀn-fezÀ BÀà-ı Firdevs oldı her bir kÿşesi Óÿr u àılmÀn oldı òidmetkÀr aña Bu binÀnuñ bÀrgÀhı ùopraàın Óÿr-i èayn eyler gözüne ùÿtiyÀ Olmaya cennetde daòı dïstum Bir bunuñ gibi maúÀm-ı dil-guşÀ Úıùèa (144b) I (144b) Mefÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Faèÿlün İy bizüm ile hem-dem olam yÀr-ı úaêìmi Göñlüme doúunmak saña düşmez idi zirÀ Ben çekmiş idüm derdin ol ayıñ yeñi başdan Aòşamlamak olur mı senünle ol úaşı àarÀ Óücreñ ùolu iken senüñ envaè-ı nièamdan Düşmez ola ãÿfì saña rind aşına ãunma Pehlÿ-keş olursa baña dildÀr yaraşur Óaú didi bilürsin BirÀhim vü MÿsÀ193 II (144b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün EyÀ faòrü’l-KirÀm-ı ekreme’n-nÀs Ki luùfuñla bürinür bÀy u yoòsul

193 Şüphesiz bu hükümler ilk sayfalarda, İbrahim ve Mûsâ'nın sayfalarında da vardır. Âlâ

Suresi 18-19

Page 379: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

379

Uyup nefs itine ãuç itdüm ise MuèÀf it k’oldum istiàfÀre meşàÿl Yüzüme urma suçumı baàışla Ki olur èöõr èinde’n-nÀs maúbÿl III (144b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün KebÀb u şemè ü cemè ü èÀşıú-ı zÀr İki üç derdmendüz baàrı yanuú Ne òïş düşdi bu bir cemèiyyet-i òÀs Velì sensüz degül ineñ muvÀfıú Úadem-rencìde eyle meclise gel Degüldür gerçi meclis saña lÀyıú IV (145a) MefÀèìlün FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün EyÀ serìr-i saèÀdetde òayra ãÀdır olan Hemìşe èizzet ile hem-demüñ saèÀdet ola MizÀcuña bugün irdiyse inóirÀf umarın Õünÿb-i mÀøiye yarın o bir kefÀret ola Bu tehniyet içün urup yüz işigüne didüm äafÀ vü luùf ile dÀ’im şifÀ vü sıóóat ola Fì Óaúú-ı úıããa-òˇÀn I (145b) FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün Maèdenü’l-kiõb úıããa-hˇÀn beg kim Oldı lÀf u güõÀf ile mümtÀz İllere èAmr oyunını geçüp Oldı her fende cüst ü luèbet-bÀz Geh muãannif dirildi geh şÀèir Beñzer el virdi aña òaùù-ı cevÀz èÂriyet şi’ri istièÀre ãanur Şi’ri bilmez óaúìúi mi yÀ mecÀz

Page 380: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

380

Bilmez iken nedür ãavÀb u òaùa Taãannuf-ı firse eyledi ÀàÀz Umarın óaúúı øÀyiè eylemeye Duyıcak pÀdişÀh-ı bende-nevÀz II (145b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün Edeb ùavrın bozup yüzsüzlük itdi kıããa-hˇÀnı gör Luàat cemèine çalışdı selef óaúúında kìn biçdi èAceb saèy itdi ãÿret virmedi çoú yazdı yañıldı èAcem dilini boúladı cihÀn yüzine çöp ãıçdı III (145b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Virup cÀn bÿse ile ol úıyÀmet Beni luùf etdi ùopraúdan götürdi ÒayÀl òÀl-ı ruòsÀr gelse göñlüm Başuna Seydì óÀlların götürdi III (145b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün Dutup yÀbÀnı dìvÀne olur sevdÀ-yı zülfinde Bu óüsn ile eger Leylì göreydi óÀl-i Mecnÿnı Gözüme õerre gelmez iy úamer òurşìd-i èÀlem-tÀb Yire geçsün úo sensüz n’eyleyeyin mÀl-ı ÚÀrÿnı IV(145b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Zübde-i erkÀn-ı devlet Mìr Aómed Şems-i dìn Âsitanuñda ebÀ èan ced sa’Àdet bendedür Òasteyem luùf it baña timÀre himmet eyle kim Derdümüñ dermÀnına dÀrÿ-yı himmet sendedür

V (146a) MefÀèìlün MefÀèìlün Feèilün Meóemmed Beg ki yümn-i himmetiyle Utandurdı yidi deryÀyı desti

Page 381: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

381

Ezel başıylÀ virürdi selÀmı AàÀ olalı anı daòı kesdi VI (146a) FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün GÀó dülbend ãarar giyer geh tÀc Ellere beñzemez bezm-i ãÿfì Òalú olduàuna èacemle kim

N’eylesün ãÿfìliúde gecdi VII Farsça Kıta (146a)

VIII (146a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün O gül bÀd-ı hazÀndan solduàına Dökündi àoncalar sünbül yolundı CihÀna şems-i tÀbÀn oldı toàdı Dirìà eglenmedi gözden dolundı VIIII (146a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Ol serve n’oldı yÀ Rab yire battı Úara ùopraàı vardı úocdı yatdı Teni incünür iken pìrehenden İddindi óulle vü sündüs kefenden

Page 382: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

382

FìT-TEVÂRÎÒ I (146b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün EyÀ leşker-keş ü düşmen-keş-i dehr Ki sensin lÀyıú-ı baòt u saèÀdet Bugün şeh BÀyezid’üñ devletünde Naãìb oldı size cÀy-ı ãadÀret Úuluñ tÀrìò-i devlet fikr iderken Didüm tÀrìò “erin buldı vezÀret” 920/1514 II (146b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Şeh-ı kişver-guşÀ sulùÀn SüleymÀn Ki adı büsbütün dünyÀya doldı áuzÀtı emr itdükde àazÀya İşidüp ehl-i küfrüñ beñzi ãoldı Bu fetó-i pür sürÿra dindi tÀrìò “Bi-óamdillÀh Rodos fetó oldı” 929/1522 III (146b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Mürüvvet kÀnı DefterdÀr Efendi Ki oldur menbaè-ı luùf u mürüvvet Bir oàul virdi aña Óaú TeÀlÀ Dür-i yekdÀne oldı õì-saèÀdet İrişdi baña ilhÀm-ı İlÀhì Dinildi aña tÀrìò “el-beşÀret” 934/1527 IV (147a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Yüzin burtarsa dursa LÀlÀ KÀsım Úocunur şekl-i naòsın görse Mirrìò İşitdüm èazli aòbÀrun sevindüm

Page 383: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

383

Didüm aña ….u Tunca tÀrìò194 V (147a) FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün Ne èaceb òïş dügün olur bu dügün Eylesün ıssına mübÀrek Óaú Bir kişi aña didi tÀrìòi İctimÀè-ı mihr ü mÀha be baú 923/1521 VI (147a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü FÀèìlün Naúl-i NecÀtì èÀleme tÀrìò olmaàın TÀrìòini didi Sehì “gitdi NecÀtì hay”

914/1509 Mülemmaè (147a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün

Görürse Àòÿr berret utu ãaórÀ

Gönüldendür başuma işbu sevdÀ Gözüm yollaruñı gözler meded hÀy

Fì Óaúú-ı pïst (147a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü FÀèìlün Yundı arındı gül gibi bu lÀlezÀr pïst Aàardı appaú oldı yine penbe-vÀr pïst Dil òÀnesinde tekye-nişìn olmaà isteyen İtsün cihÀn içinde bugün iòtiyÀr pïst

194 Metinde kelime silinmiş

Page 384: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

384

Muşta ùabancesin yimedi bıçúı görmedi ÜstÀd önine varmadı çizdi kenÀr pïst İSTİFT (147b) FeèilÀtün MefÀèìlün Feèilün Ey fünÿn-ı maèÀrif ile şehìr Reh-nümÿn-ı ùariú-ı levha-i pìr Müfti-i müşkilÀt-ı èuúde-guşÀ ÓÀkimü’l-vaút úÀêí-i fetvÀ Bir ulu müşkil işüm oldı benüm Eridi nÀr-ı àuããa ile tenüm NÀgehÀn bir perì melek-sìmÀ CÀn ü dil milkin eyledi yaàmÀ Bir perìdür ki görse anı melek Óüsni defterlerini eyleye óak Gözi siórinden olmışam meftÿn áamzesi oúı cÀnı itdi zebÿn Zülfünüñ her òamını itdi kemend Beni başdan ayaàa eyledi bend èÂúıbet biñ belÀ vü miónet ile Hem-dem oldı baña saèÀdet ile Dökülüben yolında ãaçıldum Giderek bir gün aña açıldum Didüm iy serv-i bïsùÀn-ı vaúÀr Diksem olmaz mı bÀà-ı hüsne çenÀr Didi bu mÿra baú úıyup cÀna Úaãd ider òÀtem-i SüleymÀna Verhem itdi bu söze incindi Süciyüben ziyÀde úocındı Niçe kim aña nuãó u pend itdüm Ùutmadı ben didüm ben işitdüm

Page 385: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

385

Beni èışúında itdi ser-gerdÀn Ol úaşı gözü úara tÀze civÀn İy ki sensin bu yolda ehl-i şürÿù MuútedÀ-yı ùarìú-i ümmet-i Lÿù ÓÀlüm oldı benüm bu yolda òarÀb Kerem eyle buyur bu derde cevÀb Bu hevÀ ile olmışam pür-derd Senden olur baña olursa meded Derdüme çÀre eyle MevlanÀ Eylerem óaøretünden istiftÀ Fì’l-leùÀìf Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü FÀèìlün I (148a) Şol sìm-ten ki èÀşıú-ı dil-òasteden úaçar CÀn ise terkin ur çün o dil òasteden úaçar Úaçsa perì gibi n’ola senden Sehì nigÀr Var ise ol hemÀn kìr-i nev-resteden úaçar II (148a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Bi-nevÀlar begi CenÀb Aàa Bu cihÀnuñ yüki başuña aàa Bölügüñ ile rÿz-ı maóşerde Dutulasın cehennemì duzaàa III (148a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün Bunca çapüklük ile sen behey iy ulu geyik Yaraşur kim olasın zümre-i lenga peyk Bu cihÀndur saña beñzer çoà olur murà velì Görmedüm sencileyin bir daòı tüy başlı üvegik MÜFREDLER (148b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün İñinde baş kıãmasun RevÀnì

Page 386: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

386

Bile doàdı benüm ol yaştaşumdur II (148b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün İlüñ maènisin almasun RevÀnì Aña òayr itmez Àòir Kaèbe óaúúı III (149a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün ÕÀtì şièr içre maèÀnì úısmını äÀàır oãruàın sezer gibi sezer VI(149a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü FÀèìlün ElmÀs-ı tìà-i şièrüm ÕÀtì’yi itdi ãaàır Albız úulagına úurşun dinür meåeldür V(149a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün NecÀtì şièriñe geh geh ViãÀli aàranur amma Meåeldür mÀ-teúaddemden köpek ürer yeñi aya VI (149a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün NecÀtì şièri yüzine èaceb müşkil niúÀb açmış Anı perdeyle fehm itmeye her bir siki kabuúlı VII (149a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün äıçana beñzeyelden aàzunda Göre kedi bıyıàun balta kesmez VIII (149a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün NigÀruñ àamze-i fettÀnına kim dir ki cÀdÿdur Bıçaàı elde dildÀruñ hemÀnÀ bir içim ãudur VIIII (149a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün áamze-i yÀra bıçaàı òaylice keskin geçer Yanına daúındı bile ãalınur ãaúın geçer X (149b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün

Page 387: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

387

Cevr-i àamzeñden úurudum üstüòˇÀn oldum bu çaà Baña raóm it pÀdişÀhum süñüge irdi bıçaà XI (149b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Ne deñlü tìz ise àamze yaraàı İki ol deñlü keskindür bıçaàı XI I (149b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Bıçaàına nigÀruñ cÀn virüp dil Çeküp baàrına anı öpdi úucdı XIII (149b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Bıçaà aşı ola görem raúìbi Ki benden kesmek istermiş óabìbi

XIV (149b) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün

Mey-i gül-fÀm ãun bezm ehlüne sÀúi ayaúlandur Ayaàa düşmüşiz luùf it elümüz al ayaúlandur XV (149b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Gerçi iy dil èışú ile èÀşıúlaruñ üstÀdısın Tìşe-i derd ile miónet ùaàınun FerhÀdısın XVI (150a) MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün Yine ol serv-i raènÀnuñ gül açıldı nihÀlinden Göñüller sebze-zÀrında bitürdi àonca dalından XVII (150a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü FÀèìlün Terk it hevÀ heveslerün ey dil gedÀlıà it Dolaşma zülf-i yÀre yeter bi-nevÀlıà it XVIII (150a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Şevúi artar göñlümüñ olsa hilÀl ebrÿña dÿş MÀh-ı nev görse cünÿnuñ cinneti eyler òurÿş XVIIII (150a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün

Page 388: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

388

Óabìbüm úara zülfüñ èanberine Úul oldı boynu baàlu èanberine XX (150a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Rÿóa rÀóatlar virür şìrìn lebünün òandesi Bÿy-ı cÀn virse n’ola bìmÀre gül tervendesi XXI (150a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün Hele biz èahde vefÀ itmegi unutmayalum YÀr zülfi gibi úalan sır ise n’eylesün XXII (150a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Gün yüzünde dÀne dÀne beñlerüñidir gören Şekl-i pervìndür ki geldi ãÿret-i mÀh üstine XXIII (150b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün Dil-i bìmÀra lebi şerbeti tìmÀr eyler Saña tìmÀr gerekse i göñül deftere geç XXIIII (150b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Leblerüñ devrinde mesken itdügi dil zülfüñi Buña üzüm óasretinden bÀà dìvÀrın yaãdanur XXV (150b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Her seg-i bed-òÿya lÀyıú görme vaãlun nièmetin Çün bilürsin Óaú dimişdür lÀ yuóibbü’l-müsrifìn195 XXVI (150b) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün NÀz ider serv-úadün cevrini çekmekde göñül Ùoàru dirler güzelüm kişiye iylik yaramaz XXVII (150b) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü Faèÿlün

195 Yiyiniz içiniz israf etmeyiniz. Araf Suresi 31

Page 389: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

389

Laèlin lebüñe beñzemege fi’l-meåel iy meh Reşkinden itdi kendüyi òurşìd surò-pÿş XXVIII (150b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Tìr-i müjeñle sìne kemÀn-òÀnesinden oò Dil şìşesini deldi úaşuñ aãdı mÀhiye XXVIIII (151a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Çeşmümi úanlu yaşum itse n’ola àarúa-i Àb Bu meåeldür güzelüm ãulu süñük ãuda yiter XXX (151a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü Faèÿlün LÀle ruòuñuñ alına hem-reng dirildi Yüze gelicek bir paracıú úanı uyuşdı XXXI (151a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün äalar başını meclisde ãurÀói äanasın ãÿfì yine raúãa girdi XXXII (151a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Aàız açup leb-i dildÀra güler áoncanun avlaya nÀzüklügini XXXIII (151a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü Faèÿlün Bir baàrı yufúa öksüze beñzer fütÀdedür Raóm it esirge úarşuña boynın eger kabaú XXXIIII (151a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü Faèÿlün Kevn ü mekÀnı Àteş-i Àhum yaúub yürür Sìnem óarÀretine döyüş vire mi caóìm XXXV (151a) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün ÒˇÀn-ı luùfunçün felek bir kÀse-i çìni durur Kim anuñ içinde altun şemse olmışdur güneş

Page 390: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

390

Fİ ÓAÚÚI PÏST I (151b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Ey umÿr-ı feøÀya óÀkim-i vaút

Úani bunca óuúÿú-ı nÀn u nemek Bir köpekden úorunduàumuz içün Ney İdi bu bizi itler virmek II (151b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün İtdi bir meh maùlaè-ı burc-ı saèÀdetden ôuhÿr Oldı anuñ ùoàmasından cümle èÀlem pür-sürÿr Bir meh-i òurşìd-i enver aòter-i ferruò-cemÀl Kim mübÀrek maúdeminden şÀd olup òalú itdi sÿr III (151b) FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Maúãÿduñ ise iy dil eger èayş-ı müdÀmì Gÿş eyle benüm pendümi güftarumı gözle DìvÀn-ı Sehì saña yiter yÀr u muãÀóib Yanuñda ùut elfÀø-ı dürer-bÀrumı gözle áavvÀã oluban baór-i maèÀnì içine dÀl Baúma şebihe gevher-i şehvÀrumı gözle Dil lebleri esrÀrına óayrÀndur ezelden YÀr ile olan soóbet ü ÀåÀrumı gözle İsterseñ eger sen daòı yÀúÿt-ı müferrió Laèl-i lebi vaãfındaki eşèÀrumı gözle IV (152a) Mefÿlü FÀèìlatü MefÀèìlü Faèÿlün Meõkÿre gördi Zeydi temtÀze bir yigitcük N’itdiyse itdi aldı Àòir gör aña n’itdi Onatdı naúd-i èömrin güzelligi geçince

Page 391: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

391

Gördi ki rìşi geldi didi ãaúalı bitdi V (152a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün ÙabìbÀ Zeydi sen meõkÿre içün Çeküp zencìre eylersin èaõÀbı İçürüp aña nìlfer şarÀbın Yidürdiñ tÀze çölmekden cevÀbı Gider úo çömlek aşı şerbet olmaz Gidi Zeyd oldı çünkim kös kebÀbı VI (152a) FeèilÀtün FeèilÀtün FeèilÀtün Feèilün Hey gidi Zeyd nedür meõkÿre götine uyup Eyledüñ kendüzüñi dÀm-ı belÀda maúhÿr Gördüñ anuñ amı yaàmaya gider n’olsa gerek èÂrif ol sen de hemÀn barmaàunı bir baña gör IV(152a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Gidi Zeyd ‘Amra uyup evlenelden Geyikler içre àÀyet ulu oldı V (152a) Başına èaúlı gelmez gidi Zeydüñ Daòı ÀåÀrı vardur kös kebÀbuñ VI (152a) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün Göre kedi enigi pençesinden Dönüpdür gör Gidi Zeydi sıçana TÀrìò-i úatl-i İbrÀhìm vü èazli-i Çeşte (152b) MefÀèìlün MefÀèìlün Faèÿlün

Niçe müddet bu meydÀn içre Çeşte Çalup oynardı İbrÀhìm òÀlì

Page 392: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

392

Çün İbrÀhìm götürdi úopuzı Úapaàun atdı Çeşte diñle úÀli Didi bir rind-i èÀrif aña tÀrìò èAceb bozdun düzeni Çeşte BÀli (152b) Bu ben şikeste vü òaste vücudÀ leyl ü nehÀr Nedür bu bunca hevÀ vü heves bu ùÿl-i emel İlÀhi óırã u hevÀ mihrini gider dilden Ayırma sevgüni benden irince vaút-i ecel Bu nÀ-tüvÀn u bu süst ü øaèifi yÀ Rabbì èİbÀdetüne úavì úıl namÀza itme kühel

Page 393: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

393

KAYNAKÇA

Acar Serper, Necati Bey Divanı Sözlüğü (Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlük), Selçuk

Üniversitesi, SBE (Basılmamış) Yüksek Lisans Tezi Konya 2009

Akün Ömer Faruk, “ Sehî “, İslam Ansiklopedesi, MEB Yayınları, İstanbul 1993

Akün, Ömer Faruk “Şeyyâd”, İslam Ansiklopedesi, MEB Yayınları, İstanbul XI,

Akdoğan Yaşar, Özlem Demirel, Cezerî Kasım (Sâfî) Paşa’nın Hayatı ve Eserleri,

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, İstanbul

2009

Alay Zehra, Muhyiddin Çelebi`nin Hızır-Namesi (inceleme-metin) Selçuk

Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü

Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Konya 2005

Aşık Çelebi, Meşa’irü’ş-Şuara, Haz, Filiz Kılıç Gazi Üniverisitesi SBS Fakültesi

TDE Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994

Alpaydın Bilal, Refi KÀlÀyi Divanı (İnceleme-Metin), İstanbul Üniversitesi SBE

(Yayınlanmamış) Yüksek Lisans Tezi 2008 İstanbul

Ayan Gönül, Lâmî’i Vamık u Azra (İnceleme-Metin), Atatürk Kültür Merkezi

Yayınları Ankara 1998

Aypay İrfan, Klasik Türk Şiirinde Nevruzun İşlenişi, Afyonkocatepe Sosyal Bilimler

Dergisi, s.7(2) 2005

Bilgin A. Azmi,Ümmi Sinan Divanı (İnceleme-Metin), İstanbul, MEB Yayınları,

2000

Bilgin A. Azmi, “Nizâmî” Mad.DİA, c.24

Bolay Süleyman Hayri “Adem” mad. DİA İstanbul 1988

Bursalı Mehmet Tâhir, Osmanlı Müellifleri, C.l, Meral Yayınevi, İstanbul

Canım Rıdvan, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,AKM Yayınları, Ankara 2000

Canım Rıdvan , “Sehî Bey” D.İ.A, İstanbul 2009 c. 36

Canım Rıdvan, Edirne Şairleri, Akçağ Yayınları, Ankara 1995

Page 394: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

394

Canpolat Hülya, Sa’dî'nin Gülistân Önsözüne Yapılan Türkçe Şerhlerin

Karşılaştırılmalı İncelenmesi, Ege Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı

Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora Tezi

Cebecioğlu Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Anka Yayınları

İstanbul 2005

Çağlayan Bünyamin, Kerbela Mersiyeleri, Gazi Üniverisitesi SBE Türk Dili ve

Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora

Tezi Ankara 1997

Çakan İsmail Lütfi, Hadis Usulü, İFAV Yayınları İstanbul 1999

Çavuşoğlu Mehmed: Necâtî Bey Divanının Tahlili, 2. baskı, İstanbul, Kitabevi

Yayınları, 2001

Çeltiker Reyhan, 16. Yüzyıl Şairi Zati'nin Gazellerinde Bitkiler, Sakarya

Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü

Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi

Çiçekler Mustafa,” Sa’di” Mad. DİA, c.35

Dankoff Robert, Dağlı Yücel, Kahraman Seyit Ali,Evliya Çelebi, Seyahatname,YKY

İstanbul 2006

Demir Recep, Hatayi-i Tebrizi ve Molla Cami’nin Yusuf u Züleyha Mesnevileri

Üzerinde Karşılaştırmalı Bir İnceleme (inceleme-metin), Yüzüncü Yıl Üniverisitesi

SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı

(Basılmamış)Doktora Tezi, Van 2006

Devellioğlu Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Aydın Kitabevi Yayınları,

1999

Doğan Muhammet Nur, “Divan Şiirinde Aşk”,Doğu Batı, nr.26, Şubat- Mart-Nisan

2004

Doğan Muhammed Nur: Fuzûlì’nin Poetikası, İstanbul,Yelkenli Yayınlar 2009

Doğan Muhammet Nur: Fuzûlì Leylâ ve Mecnûn, İstanbul, Yelkenli 2008

Doğan Muhammet Nur, Hüsn ü Aşk, İstanbul, Yelkenli 2009

Erbaş Ali, “Melek” Mad. DİA c. 29

Elçin Şükrü, Türk Edebiyatında Tabiat, AKM Yayınları Ankara 1993, Fayda

Mustafa, Hulefâ-yi Râşidîn, DİA, c.18, 2007

Fığlalı Ethem Ruhi, “Hasan”, DİA, c. 16, 1997, s. 282

Fığlalı Ethem Ruhi , “Hüseyin”, DİA, c. 18, 1998, s. 518-521

Fuzuli, Leylâ ile Mecnûn, Haz. Muhammet Nur Doğan, Yelkenli Yayınları

Page 395: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

395

Göksu Cemil Feyzi, Sehî Bey Divanı (56a-152a), İstanbul Üniversitesi Eski Türk

Edebiyatı Kürüsüsü Mezuniyet Tezi 1975

Gökcan Melike, Klasik Türk Edebiyatında Yusuf u Züleyha mesnevileri üzerinde

mukayeseli çalışma, Atatürk Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski

Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı (Basılmamış)Doktora Tezi Erzurum 2008

Hatipoğlu Hüseyin, Sehî Bey Divanı (1b-56a), İstanbul Üniversitesi Eski Türk

Edebiyatı Kürüsüsü Mezuniyet Tezi 1975

Harman Ömer Faruk “Musa” mad. DİA c.31

Harman Ömer Faruk , “Meryem”, DİA, c.29

İsen Mustafa, Gelibolu’lu Ali, Künhü’l Ahbar,AKM Yayınları,Ankara 1994

İsen Mustafa, Sehî Bey, Heşt Behişt (Sedeleştirilerek), Akçağ Yayınları, Ankara

1998

İpek Abdulmuttalip,Klâsik Türk Şiirinde Gül Redifli Kasideler,Fırat Üniverisitesi

SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı

(Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Elazığ 2007

İpekten Haluk, Karamanlı Nizâmî, Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı, Ankara

Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1974 Ankara

Karahan Abdülkadir, İslam-Türk Edebiyatında Kırk Hadis Toplama ve Tercümeleri,

İstanbul Ünivesitesi Yayınları 1954 İstanbul

Karahan Abdülkadir, Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri, İstanbul Üniversitesi

Yayınları Edebiyat Fakültesi Matbaası İstanbul 1980

Karaköse Saadet, Eski Türk Edebiyatında Nevrûz ve Nevrûzla İlgili Unsurlara Genel

Bir Bakış, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Dergisi, sayı 23,s.172

Kılıç Filiz, Aşık Çelebi, Meşa’irü’ş-Şuara, Gazi Üniverisitesi SBS Fakültesi TDE

Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994

Kılıç Murat , Sehî tezkiresi üzerinde bir sentaks çalışması, Kahramanmaraş Sütçü

İmam Üniversitesi, SBE (Basılmamış) Yüksek Lisans Tezi Kahramanmaraş 1999

Köksal M. Fatih, Mecmuatü’n- nezair (İnceleme-Tenkitli Metin),Hacettepe

Üniveristesi SBE (Basılmamış ) Doktora Tezi Ankara 2001

Köksal M. Fatih”Nazire” İslam Ansiklopesi.TDV Ankara 2005

Kurnaz Cemal, Muallim Naci, Osmanlı Şairleri ,KBY,Ankara 1986

Kurnaz, Cemal, Tatçı Mustafa; Tuhfe-i Nâili, Divân Şairlerinin Muhtasar

Biyografileri I, Bizim Büro Yayınları, Ankara 2001

Kurtuluş Rıza, “Emir Hüsrev-i Dehlevi”, DİA, Mad. c.11, s.135-136

Page 396: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

396

Kut Günay, Sehî Bey, Heşt Behişt , Harvard Ünivesitesity USA 1978

Kut Günay, “Heşt Behişt” Mad. D.İ.A İstanbul 1998 c. 17 s. 273

Kut Günay, Sehî Divan’ı, Yazmalar Arasında, Simurg Yayınları 2006 İstanbul s.

199-216

Kutluk İbrahim, Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-şuarâ I-II, Ankara 1978.

Kutluk İbrahim, Hasan Çelebi, Tezkiretü’ş-Şuara, TTK Yayınları, Ankara 1989

Küçük Sabahattin, Baki Divanı, TDK, Ankara 1994

Levend Agah Sırrı, Türk Edebiyatı Tarihi, TTK Yayınları Ankara 1998 s. 77

Levend Agah Sırrı,Divân Edebiyatı (Kelimeler ve Remizler, Mazmunlar

Mefhumlar),Enderun Yayınevi, İstanbul 1984, s. 110-111,

Mustafa Âsım Köksal, Peygamberler Tarihi I, TDV Yayınları Ankara 1993

Mazıoğlu Hasibe, Fuzûlî-Hâfız, İş Bankası Yayınları İstanbul 1956,

Yavuz Bayram, Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi ve Bir Uygulama, Selçuk

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı.16 s.69-93

Maçil Erdoğan, “Gazneli Mahmud” DİA, c.27, s.362-365

Mecmua-ı Kasâ’îd-i Türkiyye, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi 3418

Mermer Ahmet, Türkî-i Basît ve Aydınlı Visâlî’nin Şiirleri, Akçağ, Ankara 2006,

Ahmet Mermer, XV. Yüzyılda Yazılmış Bilinmeyen Bir Nazire Mecmûası ve Aydınlı

Visâlî’nin Bilinmeyen Şiirleri, Milli Folklor Dergisi, 2002, c.7 sayı 56, s.75-95

Okuyucu Cihan, “İslam Kültüründe Aşk Anlayışının Tekamülü”, Karizma, nr.14,

Nisan-Mayıs-Haziran 2003, sf.55

Onay Ahmet Talat,Haz. Doç. Dr. Cemal Kurnaz, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar

ve İzahı, Ankara, T.D.V. Yayınları,1993

Özer Hasan, Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravi Usul-ı Vusul-ı İlahiye (metin-

İnceleme-Gramatikal Dizin, Gazi Osman Paşa Üniversitesi, SBE Türk Dili ve

Edebiyatı Anabilim Dalı (Yayınlanmamış) Yüksek Lisans Tezi 2007 Tokat s.2-3

Özervarlı M.Sait, “Melek” Mad. DİA c. 29 s. 40

PALA, İskender, Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, Ötüken Yayınları, İstanbul 2000

Pakalın Mehmet Zeki , Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c.II, İstanbul,

M.E.B. Yayınları, 2004, s.687

Saraç M. A. Yekta, Klâsik Edebiyat Bilgisi-Belâgat, İstanbul, R Yayınları, 2000.

Sehî Bey Divanı, Süleymaniye Kütüphanesi Mikrofilm Arşiv 3736

Serdaroğlu Vildan, Sosyal Hayat Işığında Zâtî Dîvânı, İstanbul, İSAM Yayınları,

2006, s.

Page 397: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

397

Sevgi Ahmet, Latifi'nin kayıp iki risalesi: Enisü'l-Fusaha ve Evsaf-ı İbrahim Paşa,

Gazi Üniverisitesi SBE Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü

Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Ankara 1984 s.58-63

Şahinoğlu M. Nazif “Kemâl-i Hucend” DİA, Mad. c.25, s.226

Şemseddin Sámí, Kámús-ı Türkí, İstanbul, Enderun Yayınları, 1989.

Şentürk Ahmet Atillâ, Klasik Osmanlı Edebiyatı Tiplerinden Sûfì yahut Zâhid

Hakkında, İstanbul, Enderun Kitabevi, 1996.

Şentürk Ahmet Atillâ: “Osmanlı Şâirlerinin Gözlemciliği ve Klasik Edebiyatımızda

Realiteye Dair”, Osmanlı Divan Şiiri Üzerine Metinler, Haz. Mehmet Kalpaklı,

İstanbul, YKY, 1999

Şentürk Ahmet Atillâ, Osmanlı Şiiri Antolojisi, YKY, İstanbul 1999 s.235

Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk, haz. Muhammed Nur Doğan, Yelkenli Yayıncılık, İstanbul

2008,

Şirazlı Şeyh Sadi, Gül Suyu Gülistan Tercümesi, Türkçesi: Niğdeli Hakkı Eroğlu,

haz. Azmi Bilgin, Mustafa Çiçekler, Ötüken Yayınları 2000 İstanbul s. 13-16

Tarlan Ali Nihat “Edebiyat Tarihi Hakkında” Edebiyat Meseleleri, İst 1981

Tarlan Ali Nihat, Necâtî Bey Divanı, Akçağ Yayınları 1992 Ankara

Tarlan Ali Nihat, Şeyhi Divanı’nı Tetkik, Akçağ Yayınları, Ankara 2004

Tezcan Esma, Pargalı İbrahim Paşa Çevresindeki Edebi Yaşam, Bilkent

Üniverisitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Edebiyatı Bölümü

Anabilim Dalı (Basılmamış)Yüksek Lisans Tezi Ankara 2004 s.9

Timurtaş Faruk Kadri, Şeyhi’nin Hüsrev ü Şirin’i (İnceleme-Metin), İstanbul

Üniversitesi Yayınları Edebiyat Fakültesi Basımevi İstanbul 1963 s. 20-23

Tolasa Harun, 16. Yüzyılda Edebiyat Araştırma ve Eleştirisi, Akçağ Yayınları s.255-

256 Ankara 2002

Tolasa, Harun, Ahmet Paşa’nın Şiir Dünyası, Akçağ Yayınları Ankara 2001

Uludağ Erdoğan, Dilde Sadeleşme ve Türkî-i Basît Hakkında Düşünceler, Turkish

Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish

or Turkic Volume 4/5 Summer 2009 s.306-307

Uludağ, Süleyman, Tasavvufi Terimler Sözlüğü,Marifet yayınları İstanbul 1991

Üzeyir Aslan, Mu’îdî’nin Necâtî’ye Nazireleri, Turkish Studies International

Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume

4/2 Winter 2009 s.29-78

Page 398: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

398

Yalar Mehmet, XVI. Yüzyıl Bursa Alimleri ve Arap Diline Katkıları, Uludağ

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi c.10, sayı:1, 2001

Yavuz Kemal: Aşık Paşa Garibname (tıpkı basım-karşılaştırmalı metin ve aktarma),

İstanbul, TDK Yayınları, 2000

Yavuz Yunus Şevki , Zeki Ünal “Cebrail” Mad. DİA İstanbul 1993 c. 7 s. 203

Yazıcı Tülin, Revânî Divânı'nın Tahlili, Niğde Üniverisitesi SBS Fakültesi TDE

Bölümü Eski Türk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Niğde

2004

Yekbaş Hakan, Sehî Bey Divanı, Kitabevi Yayınları 2010 İstanbul

Yeniterzi Emine, Türk Edebiyatında Na’tlara Dair, Türkler Ansiklopedisi, Ankara

2002, c.11, s.767

Yıldırım Ali, 16. Yüzyılda Büyük Bir Devlet Adamı ve Edebiyat Hamisi Defterdar

İskender Çelebi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi c.10 s.1, s. 217- 232

Yılmaz Hayati , “Kudsi Hadis “ DİA c.26 s.318-320

Page 399: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

399

DİZİN

Aclûnî, 44, 48, 74 Agah Sırrı Levend, 40, 76 Ahmed Paşa, 14 Akyazılı, 22, 136 Al-i èAbÀ, 133 Ali Emîrî, 15 Ali Şîr Nevaî, 13 AllÀh, 72, 125, 131, 372 Aómed, 28, 42, 47, 137, 170, 244, 319,

372, 378 Aşık Çelebi, 8, 9, 10, 12, 38, 84, 391 BÀúì, 45, 49 BÀyezid, 380 Behişt, 13, 26, 27, 69, 139, 160, 162, 233,

241, 367 BulàÀr, 107, 131 BuòÀrÀ, 245 Bÿrsa, 60, 343, 344 Câmî, 3, 98, 99 Cebra’îl, 43, 47, 70, 125 Cem, 104, 105, 115, 141, 142, 152, 207,

258, 333 Darüès-SelÀm, 250 Davut Bey, 11 DefterdÀr Efendi, 380 Deylem, 107, 131 Düldül, 133, 137 Edirne, 8, 10, 12, 39 èÌsÀ, 50, 53, 87, 115, 143, 144, 145, 188,

199, 232, 239, 246, 268, 289, 299 Emìr Efendi, 60, 344 EnbiyÀ, 22, 43, 44, 47, 125, 126, 127,

138, 198 Enbiya Suresi, 42, 43, 47, 126 Ergene, 12 èUşşÀú, 61, 191, 274, 355 Evliya Çelebi, 8, 10, 39, 391 Eyyÿb, 113, 234 Faruk Kadri Timurtaş, 101 Fatih Sultan Mehmed, 8, 14 FerhÀd, 34, 101, 102, 214, 216, 243, 265,

279, 306, 338, 342, 374, 385 Ferìdÿn, 104, 142

Fireng, 131 Fuzuli, 62, 64 Gelibolu’lu Ali, 8, 12, 38, 391 Günay Kut, 15, 392 Harun Tolasa, 40 Hasan Çelebi.Bakın , Bakın , Bakın ,

Bakın , Bakın , Bakın Heşt Behişt, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 21,

31, 38, 391, 392 Hz. Peygamber, 42, 43 İbn-i Barahya, 105 İskender, 91, 104, 181, 244, 372 Kadıasker Muhyiddin Çelebi, 21 Kaèbe, 26, 31, 56, 57, 88, 95, 109, 120,

133, 138, 144, 153, 158, 193, 215, 230, 266, 277, 280, 286, 296, 299, 300, 302, 304, 319, 332, 333, 345, 384

Kanuni Sultan Süleyman, 3, 10, 12, 23, 25, 51, 89, 90, 91, 105, 107, 120

Kemal Yavuz, 6, 93 Keşfü’l-hafā, 44, 48, 74 Kevåer, 69, 72, 137, 249, 294, 340, 376 kürsi, 43, 47, 126, 276 LÀlÀ KÀsım, 380 Latifi, 8, 10, 12, 38, 41, 391 leylet’ül-Esra, 42, 47 Leylì, 100, 101, 263, 271, 284, 305, 325,

327, 330, 378 Leylî, 4, 99, 100 Manisa, 9, 10, 93, 94 Maómÿd, 88, 312, 369, 376 Mecnÿn, 100, 237, 239, 247, 263, 284,

305, 313, 325, 327, 330, 333 Medine, 137 Mekke, 137 MesìóÀ, 120, 139, 158, 289, 309 Mıãr, 76, 314 mi’rÀc, 42, 47 Mora, 11, 33, 89, 108, 211, 213 Muhammet Nur Doğan, 6, 100, 111 Muóammed, 85, 133, 138, 214, 335 Muòammed, 126 Muóyiddìn Çelebi Efendi el-FenÀri, 21,

46, 49, 92, 128

Page 400: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

400

NecÀtì, 9, 36, 39, 45, 48, 59, 61, 66, 96, 127, 356, 381, 384

Necâtî, 9, 10, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 50, 51, 55, 56, 57, 58, 60, 62, 64, 65, 66, 391, 392

Necâtî Bey, 6, 9, 10, 21, 29, 36, 38, 39, 40, 44, 46, 50, 52, 53, 62, 63, 66

Necef, 133 Nuşirevân, 102 Nÿó, 79, 113, 234 óÀbìb, 228, 233, 234 Òacerüèl-Esved, 251 ÓÀcı Efendi, 136, 137 Òatem-i Ùay, 23, 106, 142 ÕÀtì, 94, 384 Óaú, 20, 41, 42, 46, 47, 67, 125, 132,

134, 150, 152, 153, 164, 166, 169, 170, 204, 205, 294, 297, 312, 315, 324, 331, 356, 371, 373, 376, 380, 381, 386

Òayber, 135, 137 Óayder, 17, 135 Òıør, 25, 61, 85, 86, 90, 103, 143, 153,

294, 295, 339, 340, 353, 354 Osmanlı Devleti, 108 Òusrev-i Rūm, 38, 44, 48, 127 Ömer Faruk Akün, 9, 12, 15, 29, 37, 38 PÀdişÀh, 24, 25, 28, 29, 32, 52, 53, 54,

149, 154, 168, 173, 177, 178, 202, 318 RÀb, 233, 235 Refiki, 12 Resul-i KibriyÀ, 138 Resÿl-i ÒudÀ, 132 RevÀnì, 8, 36, 95, 383, 384 Rodos, 24, 151, 380 Rÿm, 51, 53, 89, 107, 108, 109, 110, 131,

152, 155, 173, 283, 314, 334, 337 Rÿs, 107, 131 Sadeddîn Kaşgarî, 99 Sehì, 11, 22, 23, 27, 29, 30, 31, 32, 33,

34, 39, 45, 48, 55, 57, 58, 60, 61, 63, 64, 65, 66, 73, 86, 88, 91, 97, 98, 99, 100, 101, 106, 108, 110, 112, 113, 114, 115, 116, 121, 127, 132, 136, 137, 138, 139, 143, 145, 148, 151, 153, 157, 159, 162, 164, 166, 169, 173, 176, 179, 183, 189, 193, 195, 198, 201, 205, 209, 211, 214, 217, 228, 229, 230, 231, 232, 233,

234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286, 287, 288, 289, 290, 291, 292, 294, 295, 296, 298, 299, 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307, 308, 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315, 316, 317, 318, 319, 320, 321, 322, 323, 324, 325, 326, 327, 328, 329, 330, 331, 332, 333, 334, 335, 336, 337, 338, 339, 340, 341, 342, 343, 344, 345, 346, 347, 348, 349, 350, 351, 352, 353, 354, 355, 356, 357, 358, 359, 360, 361, 362, 363, 364, 365, 366, 367, 368, 369, 370, 371, 372, 381, 383, 388

Sehî, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 21, 31, 38, 39, 40, 41, 43, 44, 46, 50, 51, 52, 58, 59, 61, 65, 66, 92, 123, 391, 392

Sehî Bey, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 14, 15, 16, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 46, 50, 52, 53, 59, 63, 67, 68, 69, 70, 71, 74, 78, 79, 81, 83, 84, 88, 89, 93, 99, 107, 392

Semerúand, 245 Sidret’ül MüntehÀ, 42, 47 Sikender, 51, 52, 53, 54, 187, 190, 199,

205 SulùÀn BeyÀzìd, 52 SüleymÀn, 18, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 31,

32, 34, 51, 52, 53, 54, 59, 76, 90, 102, 105, 108, 141, 144, 146, 147, 148, 150, 153, 154, 155, 160, 161, 166, 168, 173, 175, 177, 178, 188, 189, 190, 191, 193, 198, 199, 202, 203, 204, 239, 258, 310, 332, 333, 338, 352, 380

Süleyman Uludağ, 392 Şeyh-i Òocend, 245 Şeyò VefÀ Tekyesi, 9 Şìrìn, 101, 102, 196, 243, 246, 249, 279,

338, 374 Türk, 1, 8, 52, 64, 76, 84, 85, 90, 94, 95,

96, 99, 107, 123, 131, 391, 392, 393 úÀbe, 43, 47, 72, 125 úÀbeúavseyn, 126

Page 401: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

401

úadd, 163, 208, 216, 241, 258, 263, 268, 276, 283, 346, 372

Úapluca.Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın , Bakın

Ubeydullah Ahrar, 99 ÚubÀd, 54, 104, 142, 179 Ùÿùi, 131, 271 Velì, 11, 33, 36, 89, 211, 212, 371, 377 ViãÀli, 36, 96, 300, 384 Yaèúÿb, 35, 370 Yahyâ Kemâl, 64 Ye’cuc, 104, 190, 244 Yeårib, 137 Yÿsuf, 76, 109, 147, 235, 313, 328, 334,

370

Yÿsuf-ı KenèÀn, 109, 235 zÀhid, 276 Zeyd, 388, 389 Zeyneb Hatun, 14 zülf, 38, 44, 48, 56, 57, 64, 87, 107, 108,

109, 114, 127, 128, 137, 140, 148, 178, 188, 203, 229, 230, 231, 234, 235, 237, 240, 244, 246, 252, 254, 255, 257, 258, 260, 261, 264, 265, 267, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 280, 281, 286, 291, 292, 293, 300, 301, 303, 304, 306, 310, 312, 313, 314, 317, 319, 320, 321, 322, 323, 327, 328, 330, 337, 340, 341, 346, 350, 352, 353, 354, 355, 364, 366, 372, 374, 385, 386

Page 402: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

402

EKLER

Sehî Bey Divanın ilk varağı

Page 403: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

403

Heşt Behişt

Ayasofya 3544 nüshadan örnek

Page 404: SEHÎ BEY DîVÂNI (İNCELEME-METİN)nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/47290.pdfTürk Edebiyatı Bölümü Anabilim Dalı Doktora Tezi Ankara 1994 s. 550, Latifi, Tezkiretü’ş-Şuara,

404

Âşık Çelebi Tezkiresi Ali Emiri Tarih 770 Varak 433b-434a