sabİt ve mobİl hatlarin mÜŞterİ - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/tezler/ts00940.pdftelekom a.Ş...
TRANSCRIPT
1
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
SABİT VE MOBİL HATLARIN MÜŞTERİ BEKLENTİLERİ VE REKABET ÜSTÜNLÜKLERİNE
YÖNELİK, PAZARLAMA STRATEJİLERİ
Bora ÖÇAL
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ
Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. A. Hüsrev EROĞLU
ISPARTA, 2011
i
TEŞEKKÜR
Bu çalışmama katkılarından dolayı Tez danışmanım Yrd. Dç. Dr. A.Hüsrev
EROĞLU’na ve yapılan anket çalışmasında bana yardımcı olan tüm mesai
arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunarım.
ii
ÖZET
SABİT VE MOBİL HATLARIN MÜŞTERİ BEKLENTİLERİ VE REKABET ÜSTÜNLÜKLERİNE YÖNELİK, PAZARLAMA STRATEJİLERİ
Bora ÖÇAL
Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Bölümü,
Tezsiz Yüksek Lisans Bitirme Projesi, 84 Sayfa, 2011
Danışman: Yrd. Doç. Dr. A.Hüsrev EROĞLU
Gelişen teknolojiyle birlikte müşterilerin beklentileri artmakta ve bu beklentileri karşılamak için de işletmeler farklı pazarlama stratejilerine yönelmektedirler. Bu pazarlama stratejileri işletmelerin ayakta kalabilmeleri; yani yok olmamaları açısından hayati önem arz etmektedir.
İşletmeler, müşteri beklentileri paralelinde pazarlama stratejileri oluştururlar. İşte bu çalışmada Telekomünikasyon sektöründe müşteri beklentileri ve işletmelerin bu beklentilere karşı üretmiş oldukları pazarlama stratejileri anlatılmıştır. Bu konuda yapılan araştırma, sabit telekomünikasyon sektörünün tekel kuruluşu olan Türk Telekom A.Ş personelinin mobil ve sabit hatlardan beklentileri ve telekomünikasyon işletmelerinin pazarlama stratejilerini yorumlamışlardır. Bu araştırma sonucunda sabit telekomünikasyon sektörünün tekel kuruluşu olan Türk Telekom A.Ş personeli %75 oranla mobil hatları, sabit hatlara göre daha vazgeçilmez olarak görmektedir. Türk Telekom A.Ş personeli telekomünikasyon işletmelerinin pazarlama stratejileri arasında pek fark görmemektedir.
Anahtar Kelimeler: Sabit Hat, Mobil Hat, Telekomünikasyon, Tekel,
Rekabet ve Rekabetçi Üstünlük, Pazarlama ve Pazarlama Stratejileri, Müşteri Beklentileri.
iii
ABSTRACT
MARKETIG STRATEGIES OF FIXED AND MOBILE LINES INTENDED FOR CUSTOMER DESIRES AND RIVALRY
Bora ÖÇAL
Süleyman Demirel University, Master Of Busıness Admınıstratıon Graduatıon Project, 84 Pages, 2011
Supervisor: Ass. Prof. Dr. A. Hüsrev EROĞLU
As technology improves, customer desires grow bigger and companies use
different marketing strategies.these marketing strategies are vital for companies to not to dissapear. Companies form marketing strategies parallel to the customer desires.In this research, customer desires in telecommunication sector and the marketing strategies that companies form for these desires are explained. In this study, expectations of the employers of Turk Telekom, which is the monopole of Turkey’s fixed-line sector, from the fixed and mobile lines and marketing strategies of telecomunication companies are expalined. At the end of this study it’s seen that %75 of Turk Telekom’s employees think that mobile-lines are more than indispensable fixed-lines. These employees don’t see much difference between the marketing strategies of telecommunication companies.
Keyword: Fixed-line, mobile-line, telecommunication, monopole, rivalry,
marketing and marketing strategies, Customer desires.
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa
TEŞEKKÜR.................................................................................................................. i
ÖZET ........................................................................................................................... ii
ABSTRACT................................................................................................................iii
İÇİNDEKİLER ........................................................................................................... iv
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................ vi
GİRİŞ
BİRİNCİ BÖLÜM
REKABET VE REKABETÇİ ÜSTÜNLÜK 1.1. Genel Anlamda Rekabet Kavramı ........................................................................ 2
1.2. Strateji ve İşletme Stratejisi .................................................................................. 5
1.3. Rekabetçi Üstünlük Kavramı ................................................................................ 9
1.3.1. Rekabetçi Üstünlüğün Anlamı ........................................................................... 9
1.3.2. Rekabetçi Üstünlüğün Bileşenleri.................................................................... 10
1.4. Sürdürülebilir Rekabetçi Üstünlük...................................................................... 13
İKİNCİ BÖLÜM
PAZARLAMA VE PAZARLAMA STRATEJİLERİ 2.1. Pazarlama Kavramı ............................................................................................. 16
2.2. Pazarlama Kavramını Etkileyen Çevresel Faktörler ........................................... 19
2.2.1. Makro Faktörler ............................................................................................... 19
2.2.2. Mikro Faktörler ................................................................................................ 20
2.3. Pazarlama Stratejisi............................................................................................. 22
2.3.1. Pazarlama Stratejisi Kavramı ........................................................................... 22
2.3.2. Pazarlama Stratejisi Unsurları.......................................................................... 23
2.3.2.1. Hedef Pazar ................................................................................................... 23
2.3.2.2. Pazarlama Karması ....................................................................................... 24
2.3.2.2.1. Ürün/Mamul............................................................................................... 25
2.3.2.2.2. Fiyatlama.................................................................................................... 28
2.3.2.2.3. Dağıtım....................................................................................................... 28
2.3.2.2.4. Tutundurma................................................................................................ 29
2.4. Müşteri Beklentileri ............................................................................................ 32
2.4.1. Müşteri Beklentileri Kavramı .......................................................................... 32
v
Sayfa
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE'DE TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ 3.1. Türk Telekomünikasyon Piyasalarını Açıklayan Temel Kavramlar................... 34
3.1.1. Sabit Telekomünikasyon Hizmetlerini Açıklayan Tanımlar............................ 35
3.1.2. Mobil Telekomünikasyon Hizmetlerini Açıklayan Tanımlar .......................... 35
3.2. Türkiye Telekomünikasyon Piyasalarına Yönelik Rekabet Dinamikleri: Fiyatlamayı Etkileyen Temel Unsurlar ...................................................................... 37
3.2.1. Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyat Rekabeti........................................... 41
3.2.1.1. Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri ....................... 44
3.2.1.1.1. Fiyatlandırma Kavramı .............................................................................. 44
3.2.1.1.2. Sabit Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri........... 46
3.2.1.1.3. Mobil Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri ......... 51
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SABİT VE MOBİL HATLARDA MÜŞTERİ BEKLENTİLERİ VE PAZARLAMA STRATEJİLERİ ÜZERİNE UYGULAMA
4.1. Araştırmanın Amacı ............................................................................................ 56
4.2. Araştırmanın Yöntemi......................................................................................... 56
4.3. Demografik Bilgiler ............................................................................................ 56
4.4. Bulgular............................................................................................................... 58
SONUÇ KAYNAKÇA............................................................................................................. 80
EK: Sabit ve Mobil Operatörlerde; Müşteri Beklentileri ve Pazarlama Stratejileri Anketi......................................................................................................................... 80
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................... 85
vi
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa
Tablo 1.1. Rekabetçi Üstünlük Yaratmada Uygulanan Stratejik Yaklaşımlar............. 8
Tablo 4.1. Ankete Katılan Kişilerin Yaş Bilgileri ..................................................... 56
Tablo 4.2. Ankete Katılan Kişilerin Cinsiyet Bilgileri .............................................. 57
Tablo 4.3. Ankete Katılan Kişilerin Gelir Durumu Bilgileri .................................... 57
Tablo 4.4. Ankete Katılan Kişilerin Öğrenim durumu Bilgileri ............................... 58
Tablo 4.5. Günlük Yaşantınızda Hangisi Sizin İçin Daha Önemlidir? ...................... 58
Tablo 4.6. Fiyatın uygun olması ................................................................................ 59
Tablo 4.7. Yaygın şebeke ağının olması .................................................................... 59
Tablo 4.8. Verilen armağanlar ................................................................................... 60
Tablo 4.9. Avantajlı tarife paketleri sunması ............................................................. 60
Tablo 4.10. Müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması.................................................. 61
Tablo 4.11. Ürün/Promosyonların ilgi çekici reklamları ........................................... 61
Tablo 4.12. Alınan tavsiyeler ..................................................................................... 62
Tablo 4.13. Marka güvenilirliği ................................................................................. 62
Tablo 4.14. İlave işlevlerinin olması.......................................................................... 63
Tablo 4.15. Mecburiyet ............................................................................................. 63
Tablo 4.16. Fiyat Stratejisi ......................................................................................... 64
Tablo 4.17. Dağıtım stratejisi..................................................................................... 64
Tablo 4.18. Promosyon stratejisi................................................................................ 65
Tablo 4.19. İndirim Stratejisi ..................................................................................... 65
Tablo 4.20. Müşteri ilişkileri stratejisi ....................................................................... 66
Tablo 4.21. Reklam stratejisi ..................................................................................... 66
Tablo 4.22. Marka Stratejisi....................................................................................... 67
Tablo 4.23. Fiyatın uygun olması .............................................................................. 67
Tablo 4.24. Yaygın şebeke ağının olması .................................................................. 68
Tablo 4.25. Verilen armağanlar ................................................................................. 68
Tablo 4.26. Avantajlı tarife paketleri sunması ........................................................... 69
Tablo 4.27. Müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması.................................................. 69
Tablo 4.28. Ürün/Promosyonların ilgi çekici reklamları ........................................... 70
Tablo 4.29. Alınan tavsiyeler ..................................................................................... 71
Tablo 4.30. Marka güvenilirliği ................................................................................. 71
vii
Tablo 4.31. İlave işlevlerinin olması.......................................................................... 72
Tablo 4.32. Mecburiyet .............................................................................................. 72
Tablo 4.33. Fiyat Stratejisi ......................................................................................... 73
Tablo 4.34. Dağıtım stratejisi..................................................................................... 73
Tablo 4.35. Promosyon stratejisi................................................................................ 74
Tablo 4.36. İndirim Stratejisi ..................................................................................... 74
Tablo 4.37. Müşteri ilişkileri stratejisi ....................................................................... 75
Tablo 4.38. Reklam stratejisi ..................................................................................... 75
Tablo 4.39. Marka Stratejisi....................................................................................... 76
Tablo 4.40. Türk Telekom’da çalışmak cevaplarımı etkilemiştir. ............................. 76
1
GİRİŞ
Türkiye’de telekomünikasyon sektörü Sultan Abdülmecit tarafından 1840
yılında Postane-i Amirane’nin kurulmasıyla başlamış ve günümüze gelene kadar çok
büyük ilerleme kat etmiş ve hâlen büyük bir hızla ilerlemektedir. Bu gelişim süreci
içinde sabit hat kavramı çıkmış ve çok uzun yıllar rakipsiz olarak sektörde hüküm
sürmüştür. Ancak 1990’lı yıllara gelindiğinde mobil hat kavramının ortaya
çıkmasıyla sabit hattın tahtı sallanmaya başlamıştır. Mobil ve sabit
telekomünikasyon hizmetleri sağlayıcıları da birbirleriyle yoğun bir mücadele içine
girmişlerdir. Bu rekabette işletmeler farklı müşteri beklentileri karşısında farklı
pazarlama stratejileri üretmektedirler. Bu sebeple insanlar mobil hat mı? Sabit hat
mı? Sorusuna tam olarak yanıt verememektedir. Bu çalışmada Rekabet ve Rekabetçi
Üstünlük, Pazarlama ve Pazarlama Stratejileri ve Müşteri beklentileri konusunda
kısaca bilgi verilmiştir. Ayrıca sabit ve mobil hatların müşteri beklentileri ve
pazarlama stratejileri açısından; yapılan anket yoluyla birbirleriyle karşılaştırmaları
yapılacaktır.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
REKABET VE REKABETÇİ ÜSTÜNLÜK
1.1. Genel Anlamda Rekabet Kavramı
Rekabet, işletmenin varlığını koruyabilmesi ve sürdürülebilmesi için yapmış
ya da yapacak olduğu faaliyetlerin tamamını kapsar.1
Rekabetin tanımı şu şekilde de yapılabilir. Rekabet, belli bir alanda faaliyet
gösteren farklı kişi veya kuruluşların aynı hedefe ulaşmak için karşılıklı
mücadeleleridir. Mikro ekonomi açısından rekabet: Doğrudan veya dolaylı olarak
işletmenin pazarlarına mal veya hizmet sunmaya çalışan işletmelerin faaliyetlerinin
bütünüdür. Herhangi bir ihtiyacı karşılayan birden fazla seçenek varsa bu seçeneği
sunanlar arasında bir rekabetten bahsetmek mümkündür. Bu durumda rekabet
oldukça geniş bir kavramdır. Bu aynı ürünü satmaya çalışan iki işletmenin rekabeti
olabileceği gibi daha makro ölçekte ülkelerin arasında bir ürünün üretimi ve
pazarlamasında yaşanan rekabette olabilir. Hiç maddi unsurlar içermeyen bir kıza
talip olan iki erkeğin rekabeti ya da seçimlerde oy isteyen siyasilerin rekabeti de
farklı alanlardaki rekabete örnektir. Bu sebeple rekabet pek çok farklı alan için
geçerli bir kavramdır. Ancak, özünde insanların her hangi bir konuda seçim
yapabilecekleri bir durum söz konusu ise, bu durumda seçim yapacak kişinin kendi
lehinde seçimde bulunması için verilen mücadeleye rekabet denilebilir. Rekabeti
işletmeler boyutunda incelediğimizde ise, tekel bir piyasada faaliyet göstermedikleri
sürece işletmeler rekabet etmek durumundadırlar. Rekabet genel olarak işletmenin
müşterilerine, diğer firmalara oranla, ne kadar değer sunabildiği ile ilgilidir. Bu
sebeple, işletmeler her an rekabet ortamında bulunmakta ve faaliyetlerini
sürdürebilmek için belli değerlerin sunulmasında rakiplerinden daha iyi olması
gerekmektedir. Bu sunulacak değerlerin hangi değerler olacağı, bu değerlerin müşteri
tarafından ne kadar değerli görüldüğü ve işletmenin bütün nüfuzunu kullanarak
1 PAPATYA, Nurhan, Sürdürülebilir Rekabetçi Üstünlük Sağlamada Stratejik Yönetim ve
Pazarlama Odağı Kaynak Tabanlı Görüş Kavramsal ve Kuramsal Yaklaşımlar, Asil Yayın Dağıtım, 2. Basım, Ankara, 2007,s. 3
3
tüketiciye bu değeri ne kadar değerli gösterebileceği rekabet stratejileri için
önemlidir.2
Daha başka bir deyişle rekabet, “evrensel kurallara bağlı bir ilişkiler sistemi
olarak, doğa bilimlerinde olduğu gibi, kıt kaynakları kullanarak sınırlı bir talebi,
ekonomik olarak karşılama ve varlığını geliştirerek sürdürebilme yeteneğini
kazanmaktır”. Bir anlamda var olma ve var kalma savası olan rekabet, stratejik bir
düşünce yapısını, belirli stratejik analizleri ve bilinçli uygulama kurallarını
benimsemeyi gerektirmektedir. Diğer canlılar gibi insanların da doğal bir rekabetçi
ortam içinde varlığını sürdürme zorunlulukları, onları doğuştan rekabetçi düşünce
tarzı ve taktikleri ile donatmış durumdadır. İşletmecilik, bu doğal düşünce ve
davranış şekillerini ekonomik ortamlara uyarlama tekniğidir. Rekabet çok farklı
amaçlarla farklı unsurlar vurgulanarak tanımlanabilen ve iktisadi, siyasi ve sosyal
boyutları olan bir kavramdır. Rekabet ile ilgili diğer bir tanım ise “kıt bir şeyi
paylaşmak veya bir ödül elde etmek amacıyla belli kural ve kısıtlamalar çerçevesinde
temel özgürlüklerin ve insan haklarının garanti altına alındığı ve hiçbir ayrıcalığın ve
ayrımcılığın olmadığı bir ortamda birden fazla oyuncu arasında oynanan bir oyun
veya bir yarış” olarak tanımlanabilir. Bu tanımda beş önemli unsur
vurgulanmaktadır:
• Bunlardan birincisi amaçtır. Rekabetin olabilmesi için mutlaka herkesin
ulaşmak istediği bir amacın olması ve başkalarının varlığının bu amacın
gerçekleştirilmesini zora sokması gerekir. Bu amaç iktisadi alanda kar
maksimizasyonu, siyasi alanda oy maksimizasyonu vs. olabilmektedir.
Bolluk ortamında rekabetin olmasına gerek olmayacaktır.
• İkinci unsur ise kural ve kısıtlamalardır. Rekabet, oyuncuların istedikleri gibi
davranabilecekleri bir oyun değildir. Rekabet ortamında rakiplerin oyuna
girişinin engellenmesi veya zorla saf dışı bırakılması, egemen durumun
kötüye kullanılması, rakipler arasında anlaşma ya da hile yapılması vs.
yasaklanmıştır. Böyle durumlarda rekabet ihlali veya haksız rekabet söz
konusudur.
2 KARAARSLAN, Mustafa Halid, Rekabet Üstünlüğü Sağlama Aracı Olarak Konumlandırma
Stratejilerinin Stratejik Pazarlama Yönetiminde Kullanılması: Kayseri İli Tüketicilerinin Kayseri ve Ankara Mobilyaları algılarının Ölçümü, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi, 2008, s. 67-70
4
• Tanımda vurgulanan üçüncü unsur, temel özgürlüklerin ve insan haklarının
garanti altına alınmasıdır. Bu temel özgürlükler, iktisadi alanda girişim
özgürlüğü, akit özgürlüğü, mülkiyet özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü,
seyahat özgürlüğü olarak ifade edilebilmektedir. Siyasi alanda ise bu
özgürlüklere ilaveten; düşünce ve ifade özgürlüğü, seçme seçilme özgürlüğü
ön plana çıkmaktadır. Özgürlüklerin amacı, oyuncuların mümkün olabilen en
iyiye ulaşmalarını sağlamaktadır. Ayrıca özgürlükler yarışa giriş ve yarıştan
çıkış serbestliğini garanti etmektedir. Yarışa giriş veya çıkışa sınırlama
getirilmesi rekabeti sınırlayıcı etkiler yapar. Özgürlüklerin diğer önemli bir
rolü şeffaflığı sağlamasıdır. Şeffaflığın olmadığı bir ortamda oyuncuların en
doğru kararları almaları mümkün olamayacaktır.
• Dördüncü unsur ise, hiç kimsenin veya kurumun ayrıcalıklı bir konumda
olmaması ve hiçbir ayrımcılığın yapılmamasıdır. Ayrıcalık, yarıştan veya
kurallara uymaktan kaçınma veya başkalarının yararlanamadığı bazı destek
ve yardımlar alma biçiminde olabilmektedir. Aynı şekilde yarışa katılma,
yükümlülükleri yerine getirme veya kurallara uyma konusunda kimsenin
farklı bir statüye sahip olmaması gerekmektedir.
• Nihayet rekabetin tanımında son unsur, oyuncu sayısının birden fazla
olmasıdır. Bazı durumlarda, oyuncuların oyunun kurallarını ve sonucunu
tayin edemeyecek kadar çok sayıda olmaları koşulu aranır. Bu tanımlardan
anlaşılacağı üzere rekabet tamamen değer yaratılması ve ele geçirilmesi ile
ilgidir. Rekabetçi strateji geliştirmede temel kural, rekabete rakiplerin
gözünden bakabilmektir. Başarılı olabilmek için işletmelerin, rakiplerinin
üstünde bir performans göstermeleri gerekmektedir. İşletmeden başarılı
olması için, rakiplerin işletmenin güçlü yönlerinden çekinmesini sağlayacak,
onların pazardaki rekabetçi konumlarındaki zayıflıkları araştıracak ve bu
açık noktalara karsı harekete geçmesini sağlayacak doğru bir rekabetçi
strateji geliştirmesi beklenmektedir.3
3 BAYRAMOĞLU, Gökben, Kaynak Tabanlı Yönetim modelinin Rekabetçi Üstünlükler
Açısından İncelenmesi ve Ford Otosan, Tusas, Graham ve Toprak Seramik İşletmelerinde Niteliksel Bir Araştırma, Yayımlanmış, Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, 2007,s. 58-60
5
1.2. Strateji ve İşletme Stratejisi
Strateji, yalın anlamda, geleceğe yönelik bir tahmin faaliyetidir. İşletmelerde
strateji hedeflere ulaşmaya ilişkin gerekli olan politikaları ve planları kapsar. Aynı
zamanda strateji, işletmelerin çevresel değişimlere uyum yeteneklerinin
geliştirilmesiyle de yakından ilgilidir.4
Yanı sıra strateji rekabetçi üstünlük için yeni açılımlar bulma, yeni kurallar
araştırma; eylemleri planlama ve yönlendirme; sürekli değişen çevreye ilişkin uyumu
araştıran yönetsel bir araçtır. Strateji kavramındaki bu farklılık, kavramın çok
boyutlu düşünülmesine de gerekçe oluşturmaktadır. Strateji çeşitli bilim adamları
tarafından aşağıdaki gibi ele alınmaktadır.5
Genel anlamda; farklılaştırma:
• Bir yön olarak strateji: Stratejinin kökeni yol, çizgi’dir. Dolayısıyla, strateji
her şeyden önce belirleme, yön verme sürecini ifade eder.
• Bir düşünce olarak strateji: Strateji bir düşünme sürecidir ve daha önceden
belirlenen bir amaca hazırlanma düşüncesini kapsar. Çünkü gelecekteki her
eylem tasarlanır; bu açıdan strateji bir amaç ifade eder. Bu amaç bilinçli ve
sistematik bir süreçtir.
• Bir eylem olarak strateji: Strateji bir davranıştır. Düşüncelerin eyleme
dönüşmesiyle oluşan bir değeri açıklar; yani strateji sonuç yönlü bir
davranıştır.
• Bir durum olarak strateji: Strateji ortam içinde konum belirlenme, değişen
koşullar karşısında bir durum belirlenme sürecidir. Çevre değişkenliği
durumları sürekli değişmektedir. Bu anlamda strateji sürekli bir durum
arayışı, yeniden konumlandırmadır.
• Bir kültür olarak strateji: Bir örgütün çevre içinde belli bir alanda
konumlandırılması tercihini açıklar. Bu açıdan strateji işletmenin dünyaya
bakış açısını ve işletmenin düşünce sistemini ve karakterini yansıtır.
4 MINTZBERG, H., “Crafting Strategy’in; Montgomery C.A. ve Porter,M. (ed.), Strategy: Seeking
and Securing Compettive Advantage, Harvard Business Review Book, USA, 1987,s. 403-420 5 PAMUK, G. ve diğerleri, Stratejik Yönetim ve Senaryo Tekniği, İrfan Yay. No.55/5 İstanbul,
1997, s. 19-20
6
Görüleceği gibi stratejinin çok farklı tanımları yapılabilir ve tanımlar kişiden
kişiye, işletmeden işletmeye, ülkeden ülkeye değişebilir. Dolayısıyla, söz konusu
tanımlardaki çeşitlilik yeni tanımlama çalışmalarını ivme kazandırsa da, yapılacak
her tanım strateji kavramını tam olarak açıklamaya yeterli olmayacaktır. Çünkü
strateji konsepti çok yönlülüğü ve karmaşıklığı yansıtır.
İşletmecilik ekseninde strateji ve stratejik yönetim çalışmaları işletme
işlevlerinin bütünleştirme çalışmalarını niteler.6 Öyle ki, birçok rekabetçi etkileşimin
oluştuğu ve sonunda rekabetçi üstünlüğü kazanmanın ve kaybetmenin yeri, işletme
ya da sektör düzeyinde gerçekleşir. Ancak, stratejinin temel düzeyi, işletme
düzeyindeki stratejidir. İşletme düzeyindeki strateji geliştirme gerekçeleri/
gereksinimi şu noktalarda toplanır:7
• Kaynakların tükenmesi,
• Rekabetçi güçlerle ve davranışlarla ilgili belirsizliğin oluşması,
• Kaynakların değiştirilemeyeceğine kesin karar verilmesi,
• Belli zaman ve yerle ilgili eşgüdümlü kararların alınma gereksinimi,
• İnisiyatiflerin(girişimlerin) hâkimiyetiyle ilgili belirsizliğin varlığı.
Strateji; açıkça değişen işletme çevresinde başarının anahtarıdır. Strateji
örgütün tüm üyeleriyle bağlantı kurabilen birleştirilmiş bir yön duygusal sağlar.
Strateji kavramının açıkça var olmadığı yer, ya öznel ya da sezgisel
değerlendirmelere dayanan ve diğer kararlarla ilişki kurulmadan verilen kararlardır. 8Böyle kararlar, adımları hızlandırarak ve/veya yavaşlatarak değiştirmek gibi,
gittikçe güvenilmez olur. Çünkü stratejisi olmayan bir işletme, etrafında dönerek
giden dümeni olmayan bir gemi gibidir.9 Bruce D. Henderson, Darwin’in
yaklaşımlarının altını çizerek stratejinin kaynağını, rekabet gücü ve bu güce ulaşma
süreciyle ilişkilendirilmiştir. Stratejik alanın öncülerinden biri olan Henderson “eğer
6 BARNEY, J.B., Gaining and Sustaining Compettitive Advantage, Ohio,Addison-Wesley
Publishing Company, 1996, s. 8-10 7 PORTER, M., On Competition,USA, Harward Business Review, 1998,s. 21-73 8 DUNHAM, A. and Markus, B.,Unique Value: The Secret of All Great Business Strategies, New-
York, Macmillan, 1993,s. 111-115 9 HENDERSON, B.D. (1989),“The Orgin of Strategy, “Harvard Business Review (November-
December),s. 139-145
7
iki işletme benzer yollarla varlığını sürdürürse, iki işletmenin hiçbiri aynı anda var
olamaz” savını tartışmıştır. O, stratejik sorunu bir işletmenin rakiplerinden sürekli
farklı olma çabası olarak ifade etmiştir.10 Başka bir deyişle stratejik sorun, işletmenin
rakiplerinden çok daha ileri olabilmek ve sürdürülebilir rekabetçi üstünlüğü
yakalayabilmek için ne yapılacağının ortaya konmasıdır.11 Bu görüşlerden yola
çıktığımızda doğal olarak stratejiler için bir hiyerarşinin varlığını düşünebiliriz.
Bunlar işletme stratejisi (corporate strategy) ve iş stratejisi (business strategy)’dir.
İşletme düzeyinde strateji temelde, işletmenin insan kaynakları ile biçimlenen ve
daha çok da işletmelerin tanımlanmasıyla ilişkilidir. İş stratejisi, kapsayıcı amaçlara
göre işletmeleri yönlendirmeyi ve işletmenin tüm işlevlerinin birleştirilmesini
araştırır. İş düzeyinde strateji, sektör ya da ürün/Pazar bölümü dikkate alındığında
her çeşit rekabete odaklanabilir. Bir iş stratejisi, genellikle ürünlerle ilişkili bir grubu
ya da sadece bir ürün için planı kapsar.
Bugün birçok stratejik hareket, işletme işlevsel düzeyinde oluşur. Bu stratejik
hareketler, işletmenin analizine olanak tanıyan ileri teknikler ve araçlar, Pazar
büyümesi ve fiyatlar gibi çeşitli tahminler, kararsız bir çevrede rakiplerinden gelen
tehditleri giderecek planlar, ekonomik çevrimler, soysal politikalar ve tüketici
değişimleri şeklinde olabilir. İşletmenin her işlevsel alanı stratejik geliştirme
hareketine farklı düzeylerde katılımlarda bulunur. Örneğin birçok işletmede
pazarlama birimi, dış çevreyle bağlantıyı temsil eder ve en azından pazarlama birimi
ile dış çevre işletme tarafından izlenebilir. Böyle işletmelerde pazarlama, stratejik
gelişmede asal rol oynar.
Yukarıda kısaca belirttiğimiz, bir çalışma alanı olarak işletme stratejisi,
seçilen bir alanda işletmenin nasıl rekabet edebileceği ile ilgilenmektedir. Başka bir
deyişle, işletme stratejisi farklı olmakla ilgilidir ve benzersiz değer karması sunmak
için farklı faaliyetlerin oluşturulması gerektirir. İşletme stratejisinin özü, rakiplerin
yaptıklarından farklı faaliyetleri yapmaktır.12 Bu anlamda strateji, işletmenin çevresi
tarafından sunulan fırsatlar ve tehditler ile işletmenin zayıf ve güçlü yönlerinin
10 MONTGOMERY, C.A ve Porter, M. E; Srategy: Seeking and Securing Competitive Advantage,
A Harvard Business Review Book,USA,1991,s. XV. 11 PORTER, M. (1996),“ What is The Strategy?”, Harward Business Review, C. 74 S. 6 (Novenber-
December), s. 61-78. 12 PORTER, M. (1996), a.g.e., s. 64
8
analizi ile uğraşır. Yani genel anlamda strateji, belli düzeydeki performansa
ulaşılması için geniş ölçekli planların uygulanması yönünde bir yapı oluştururken;
işletme stratejisi de, işletmenin performansını arttırması için stratejisini ne ölçüde ve
hangi biçimde uygulayacağını belirler.13 Ne var ki, işletme stratejisi ve rekabet
stratejileri terimi literatürde birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.
Rekabetçi üstünlük, ortak olarak kabul edilmiş performans kriterlerine
dayanan, belirlenen bir zaman içerisinde rakiplerine karşı sürekli olarak üstün
performans elde edebilmektedir. Sürdürebilir rekabetçi üstünlük elde etmeye
çabalayan işletmeler ya rakipleri tarafından uygulanan başarılı ve benzer stratejik
çözümleri taklit etmeye çalışırlar ya da pazarda yeni rekabet yollarını araştırırlar.14
Her iki seçim de üstün işletme performansı ile sağlanabilir.15Rekabetçi üstünlük
yaratmada başlıca stratejik yaklaşımlar ve özellikleri Şekil 1,1’de özetlenmiştir.
Tablo 1.1. Rekabetçi Üstünlük Yaratmada Uygulanan Stratejik Yaklaşımlar
Benzer oyun stratejisi Yeni oyun stratejisi Özellikler
− Pazar bölümlerinin belirlenmesi
− Pazar bölümleri içindeki pozisyonlara karar vermek
− Rakiplerinde çok daha etkili Pazar hizmeti
− Stratejik yenilik: ürün, süreç ya da pazarın keşfedilmesi
− Pazar içinde ilk hareket üstünlüğü
− Başa baş rekabetten sakınma − Gerekli olan temek
yeteneklerin geliştirilmesi Stratejik Amaç
− Üstün rekabet sağlamada rakiplerin kullandığı benzer stratejik yaklaşımları kullanma stratejisidir.
− Yeni stratejik çözüm yolarıyla rakiplerine karşı rekabette üstünlük stratejisidir.
Yaklaşım
− Rakiplerinin yaptığı eylemleri değerlendirmeyi ve benzerinin daha iyisini yapma hareketini vurgular.
− Müşteri gereksinimlerini karşılamak için yeni stratejik yetenekler oluşturan örgütler gibi vizyonu ve yenilikçiliği vurgular.
13GILBERT, T.J.(1994), “Choosing An Innovation Strategy:Theory and Practise“,Business Horizons,
C.37, S.6 (November/December), s. 16-23 14 FEİGENBAUM, A. Ve Diğerleri (1996), “Strategic Reference Point Theory“, Strategic
Management Journal, C. 17, S. 219-235 15 MINTZBERG, H.(1985),“Of Strategies, Deliberate and Emergent“, Strategic Management
Journal, c.6, s.3, s. 257-272
9
Benzer oyun stratejileri, örgün müşteri tabanlı kesimi için gereksinimleri
vurgular ve rakipleriyle karşılaştığında üstün pazar pozisyonuna göre çok daha iyi
hizmetler verebilmek için, rakipler tarafından kullanıldığı bilinen stratejik
çözümlerin uygulanması ile ilgili yaklaşımdır. Üstünlükleri arttırmak için benzerinin
en iyisini yapmak yaklaşımı rakipler tarafından hemen taklit edilir. Radikal
olmayan, taklitçi ve göreli olarak oldukça yavaş olan benzer oyun stratejilerini
uygulayan ve buluş oranı yüksek işletmeler, ürün ya da hizmetlerini büyük
hacimlerde ve düşük maliyetlerde sunmaya çalışırlar. İşletme kültürü olarak da
yenilik, liderlikten daha çok yeniliği izleyen bir yapıya sahiptirler. Bunun tam tersi
yaklaşım, yeni oyun stratejisi ile vurgulanmaktadır: Bu, “stratejik yenilik‘tir. Var
olan ya da bilinmeyen müşteri gereksinimlerini karşılayacak yeni yolların
keşfedilmesi ile ilgilidir.16 Bu bağlamda, stratejik yenilik, bazı durumlarda
başkalarının tanımadığı ya da ortaya koymadığı değişimleri ifade eder.17
1.3. Rekabetçi Üstünlük Kavramı
1.3.1. Rekabetçi Üstünlüğün Anlamı
Rekabetçi Üstünlük temelde yenilik yapma/geliştirme ve değişimden
doğmaktadır. İşletmeler rekabet için yeni bir temel buldukları ya da rekabette daha
iyi araçlar keşfettikleri zaman rakiplerine karşı üstünlük sağlarlar. Sony, radyoyu
transistorlu yapan ilk işletmeydi. Boing benzer tasarımlara dayalı bir uçaklar ailesi
kavramına öncülük etti ve kendi sanayi dalında küresel temelde atılımcı bir işletme
oldu. Rekabetçi üstünlük bir işletmenin Pazar payını korumasını ve sürdürebilmesini
sağlayan stratejik yeteneklerin bir sonucudur. Ancak bunun için rekabetçi üstünlüğü
oluşturan etki bileşimlerini anlamak ve analiz etmek gereklidir. Yine de rekabetçi
üstünlüğün bir işletmenin belirli bir pazarda stratejik grup ya da sektörde, rakip
ve/veya rakiplerine karşı sahip olduğu üstünlük olarak düşünülmesi gerekir.
Herhangi bir işletme diğer işletmeler üzerinde birçok üstünlüğe sahip olabilir.
Örneğin, üstün ve ileri üretim sistemi, düşük düzeydeki ücretler ve aylıklar ya da
üstün müşteri hizmetleri gibi. Fakat en önemli üstünlük müşterilerin belirlediği ve 16 ELLIS, J. ve Williams, D., International Business Strategy, Edinburg,England,, FT Prentice Hall,
1995, s. 20-25 17 PAPATYA, Nurhan, a.g.e., s. 3-8
10
yüklediği değer düzeyidir. Bu yüzden Pazaryerinde üstünlüğün yeri ve pozisyonu
genellikle, ya farklılaştırmayla ya da düşük maliyetle ilişkilendirilmeye çalışılır.
Pazarda bir işletmeden daha fazlası rekabetçi üstünlüğe sahip olabilir. Örneğin; A
işletmesi B işletmesi üzerinde üstünlüğe sahip olabilir. Fakat B işletmesi de C
işletmesi üzerinde üstünlüğe sahip olabilir.
Daha önceden belirtildiği gibi, rekabetçi üstünlük işletmenin öngördükleri ve
uyguladıkları stratejilerin bir sonucudur. Bu durum aynı sektörde çalışan rakiplerin
elde ettiği karla karşılaştırılarak çok daha yükseğe dönüştürülebilir. Başka bir
deyişle; elde edilen Pazar pozisyonunun sürdürülmesi, rakiplerden çok daha yüksek
rant elde edilmesini ve bunun sonucu olarak üstün performansı kalıcı kılmaya
yöneliktir. Burada önemli olan iki konu ortaya çıkmaktadır.
• Yatırımları ve kaynakları konumlandırma programlarına göre, bilinçli olarak
planlana ve gerçekleştirilen stratejilerin oluşturulması,
• Uzun dönemli rekabetçi üstünlüğün sonucu olarak işletme stratejilerinin
uygulanması, yani rekabetçi üstünlüğün rakipler tarafından hemen yok
edilememesi,
Bu iki konu tamamlanmayan kaynak pazarlarında ve aynı olmayan bilgi
vericiler tarafından rekabetçi çevre çalışmalarının analizi olarak nitelendirilerek
sınıflandırılmıştır. Ancak bu dar koşullarda işletmeler sürdürülebilir rekabetçi
üstünlüğe sahip olmayabilir; çünkü gerçekleşen yeni rekabetçi üstünlük düzeyi,
rakiplerin taklit edici stratejileriyle hemen yok edilebilecektir.18
1.3.2. Rekabetçi Üstünlüğün Bileşenleri
Kuşkusuz rekabet yönelimini belirleyen bileşenler, rekabetçi üstünlüğün
korunması ve sürdürülmesi açısından büyük önem taşır. Bu alt bölümde, rekabetçi
üstünlüğün temel ve tamamlayıcı bileşenleri incelenecektir.19
18 BAYRAMOĞLU, Gökben, a.g.e., s. 67 19 PAPATYA, Nurhan, a.g.e,s. 15
11
Rekabetçi Üstünlüğün Temel Bileşenleri
Rekabetçi üstünlük düşüncesindeki temel ilke, başarılı olmak için işletme
stratejilerinin iyi seçilmesi ve başarılı bir şekilde uygulanmasını kapsamaktadır.
Stratejik düşünülen ve uygulanan planlar “rekabette kendi yarışını kendin yarat” ve
“birlikte çabalama yerine üste çabalama” anlayışında yoğunlaşma olmaktadır. Temel
bileşenleri üç başlıkta toparlayabiliriz. Bunlar; Değer üretme, ciddi yaratıcılık ile
kavram araştırma ve geliştirme (Ka-Ge)dir.20
• Değer Üretme; Bir işletmenin içinde bulunduğu sektörde rekabetçi üstünlüğe
sahip olabilmesi, rakiplerinden daha fazla değer üretmesini gerektirir. Daha
fazla değer üretilmemesi ve geri kalınması rekabetçi konum ve üstünlüğün
kaybedilmesine neden olur. Değer üretilmesi, bazı değer yaratmaya ilişkin
çevrelerinin tasarlanması ve bunların her birinin belirli bir duruma
uygulanmasını gerektirir.
• Ciddi Yaratıcılık; Yaratıcılık ciddi bir işlevdir. Yaratıcılığın gerçek önemini
algılayan, geliştirici bir girişim olarak düşünülen özellikli bir çaba ve zaman
ayıran işletmeler için rekabetçi üstünlük sağlamak olasılık içindedir. Ancak,
her an yaratıcılıkta ciddi bir revizyon gerekebilir. Ciddi yaratıcılık, pratik ve
yapıcı olmaktır. 21
• Kavram araştırma ve geliştirme; Değerin yaratılması ve ciddi yaratıcılığı
kolaylaştıran temel işlev olarak kavram araştırma ve geliştirme, ne olması
gerektiğinden önce, çok farklı düşünebilme ve kavramların tanımlanmasını
kapsar.22 Çünkü rekabetteki gerçek başarı konum ve üstünlük anlayışı, farklı
düşünüp kavramların üretilmesini gerektirir. Dolayısıyla çoğu işletmelerin
rekabet problemlerinin gerisinde Kavram Araştırma ve Geliştirme yetersizliği
bulunmaktadır. Rekabet alanında bu yetersizlikler, kendi yararına kavramların
araştırılıp geliştirilmemesini ifade eder. Oysa amaç, kavramların üretilmesi ve
geliştirilmesi rekabetçi üstünlük için vizyonun paylaşılmasıdır. Dolayısıyla
20 BONO, E.D., Rekabetüstü (Çev. Özel, O.) Remzi Kitapevi, İstanbul, 1996, s. 12-16 21 BONO, E.D, a.g.e, s. 97-179 22HAMEL, G. ve Prahalad, C.K, Geleceği Kazanmak (Çev. Dicleli Z.), İnkılap Kitapları, İstanbul,
1996, s. 341-342
12
Kavram Araştırma ve Geliştirilmesi konusuna ilişkin alanların saptanması,
gereken değişikliklerin algılanması ve yeni kavram oluşturma perspektifinin
oluşturulmasını gerektirir.
Rekabetçi Üstünlüğün Tamamlayıcı Bileşenleri
Rekabet geleneksel anlamda kökten değişiklikler yaratmaktır. Artık
geleneksel belirleyiciler üstünde arayışlar kaçınılmaz hale gelmiştir. Disiplin yerini
oto kontrole, etkinlik yaratıcılığa, güç uzmanlaşmaya, merkezileşme
merkezileşmemeğe bırakmıştır. Yenilik yapmak sosyal sorumluluk, yaratıcılık
vizyon sahibi olma, duyarlılık gibi kavramlar ön plana çıkmıştır.23 Rekabetçi
üstünlüğün tamamlayıcı bileşenleri genel anlamda işletmeler için uyulması gereken
ilkeleri ortaya koyar ve işletmelerin nereye ulaşma konusunda zorunluluğunu niteler.
Yani, rekabetçi üstünlüğün tamamlayıcı bileşenleri, uyulması ve ulaşılması gereken
temel yönlendiriciler olmaktadır. Bu anlamda, işletmelerin ve sektörlerin bu ilkelere
bağlı çabaları kaçınılmaz görülmektedir.24 Rekabetçi üstünlüğün tamamlayıcı
bileşenleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:25
• Rekabetin somut bir yargısı ve en önemli sosyal ve teknik olayı olarak
Verimlilik,
• Ölçek ekonomilerinden yararlanarak, maliyet üstünlüğü elde etmek ve
rekabette üstün konuma gelmek için Stratejik İşbirliği,
• Bilgiyi üretme, izleme depolama ve etkin kullanma, aynı zamanda bilgi
kaynaklarının denetimine yönelik Bilgilenme ve Bilişim Teknolojileri(BT),
• Karşılıklı bağımlılıklarını içeren, sistem tarafından tanımlanan kurallar
dizisine bağlı olarak birlikte ve uyumlu çalışmayı ya da kolektif düşünce ve
hareketi niteleyen Bütünleşme,
• Büyüme ile artan üretim ve karı en çoklamak için, maliyetlerin en
uygunlaştırılmasına bağlı olarak, Ölçek Ekonomisinden Yararlanma,
23 UNUTKAN, G. A., İşletmelerin Yönetimi ve Örgüt Kültürü, Türkmen Kitapevi, İstanbul, 1995,
s. 23-25 24 AKDEMİR, A. ve ELMACI, O. (1995), “Globalleşme Normlarında Teknoloji Üretme Yönetimli
Ar-Ge Birikim Dizaynı“, Dünya Gazetesi, (31 Mart), s. 6. 25 PAPATYA, G.,Türkiye İmalat İşletmelerinin Küresel Normlara Entegre Etme Yönelimli
Verimlilik Stratejilerinin Analizi, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış Doktora Tezi, Isparta, 1997, s. 76-99
13
• Kritik Performans boyutu olarak Kalite Temelli Üretim ve Pazarlama,
• Olumlu ve özel bir değişim olarak Yenilik ve Ar-Ge çalışmaları,
• Rekabette işlerin ve eylemlerin doğru ve istenilen nitelikte yapılması ve
eylem ya da davranışın amaca ulaşma derecesi olarak Etkinlik ve Etkililik,
• İşin insancıllaştırılması ya da Çalışma Yaşamının Kalitesini Artırma,
• Daha iyi ve yetkin bir durum için Kaynakların Ussal Olarak Kullanılması,
• Tüm değerlerin birbirleri ile ilişkisine dayalı olarak Bütünleştirilmiş Değerler
ve Değerlendirme,
• İşletmenin rakiplerinden daha iyi olmasına yönelik Farklılık yaratma,
• İşletme çevresinin analizine bağlı fırsatların keşfedilmesinde ve
değerlendirebilmesinde Tam Zamanlılık,
• Rekabetçi güç kazanma yolunda ana etkinlik olarak Teknolojik Belirleyicilik,
• Küresel davranış sorumluluğu olarak iyileşen Çevresel Bakış Boyutu,
• Geleceğe yönelik faaliyetlerin sürdürülebilmesi ve rekabetçi üstünlüğün elde
edilebilmesi için Değişimin Artan Baskısını Kullanma ve Yeni Eğilimleri
İzleme,
• Yenilik yaratma, yönetme ve koşullara uyum sağlamak için Girişim ve İç
girişimcilik,
• Daha akıllı çalışma ve etkinlik için Yeni Yönetim Yaklaşımları,
• Rekabetin getirdiği yeni becerilerin ve yeteneklerin kazanılmasını
kolaylaştırmaya yönelik Dış Kaynak ya da Ortak Kaynak Kullanımı,
Rekabetçi üstünlüğün temel ve tamamlayıcı bileşenleri, rekabetçi üstünlük
elde edilmesi ve korunmasında büyük önem taşımaktadır.26
1.4. Sürdürülebilir Rekabetçi Üstünlük
Modern yönetim anlayışında, örgütlerin ve ülkelerin varlıklarını
sürdürmelerinin temel kuralı olarak çevrelerinde oluşan değişikliklere uyum
sağlayabilme yetenekleri gösterilmektedir. Ancak bu uyum sağlayabilme yeteneği
tek basına yeterli olmamakta, sürdürülebilir bir rekabet üstünlüğü yakalayabilmeleri
26 BAYRAMOĞLU, Gökben, a.g.e, s. 74-76
14
de zorunlu hale gelmektedir. Sürdürülebilir bir rekabetçi üstünlüğü geliştirmek için
ele alınacak yöntemler üç grupta toplanabilir.
• Örgütsel üstünlükler,
• İşlevsel (fonksiyonel) üstünlükler,
• Diğer ilişkilere dayanan üstünlükler.
Örgütsel üstünlükler
Bu üstünlükler arasında ekonomik faaliyetler, esneklik, rekabet, büyüklük,
tepki hızı, geçmiş performans, finansal kuvvetler, işletme sahiplerinin konumu ve
işletmenin itibarı yer almaktadır.
İşlevsel üstünlükler
Bunları pazarlama, Ar–Ge, üretim ve personel olarak dört gruba ayırmak
mümkündür. Pazarlama acısından; müşteri temeli, müşteri bilgisi, yeni urun
yetenekleri, fiyatlama, iletişim ve reklam, dağıtım, satış gücü, hizmet desteği ve
imajdır. Ar-Ge, üretim ve personel açısından; ürün teknolojisi, patent, üretim,
teknoloji, verimlilik süreci, ölçek ekonomisi, tecrübe, ürün kalitesi, imalat esnekliği
ve iyi yönetim, çalışanlar arası ilişkiler ve işgücünün esnekliği yer almaktadır.
Diğer ilişkilere dayanan üstünlükler
Müşterinin bağlılığı, kanal kontrolü, tercihsel politik ve yasal davranışlar, hükümet yardımları, faydalı tarife ve tarife dışı ticaret engelleri, karteller, işletmeler arası ilişkiler, tercihsel ve finansal kaynaklara geçiş yer alır. Bölgesel rekabetten daha çok uluslararası rekabetin yer aldığı günümüz ekonomisinde: Uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırabilmek için işletmelerin ürün ve işletme ölçeğinden saptanmış olan zayıf yönlerini geliştirmeleri gereklidir. Sürdürülebilir rekabet gücü, işletmenin, mevcut ve gelecekteki rakiplerinin taklit çabalarına karşın farklı kalmayı başarabilen bir değer yaratma stratejisi uygulamasıdır.
Rekabet üstünlüğünün sürdürülebilmesi için düşük fiyat ve yüksek kalite önemlidir. Ancak küreselleşme ile birlikte değişen ekonomik koşullar, firmaların fiziksel olarak bir alana bağımlılıklarını azaltmıştır. Böylelikle rekabette üstünlüğün devamı için fiyat ve kalite yanında müşteriye ürünlerin hızlı bir şekilde sunulması müşteri memnuniyetinin sağlanması da gerekmektedir. Artık sadece rakiplerine
15
kıyasla daha ucuz ve daha kaliteli mamul malların üretilebilmesi yeterli değildir; basarının devamı için müşterinin hızla değişen gereksinimlerine uygun ürünlerin üretilmesi ve girdi olarak kullanılan materyallerin de geniş kapsamlı (jenerik) yeni teknolojileri kullanılarak üretilen kaliteli materyaller olması gerekmektedir; başka bir ifadeyle, rekabet daha önceleri fiyata ve ürüne odaklaşırken, globalleşme ile birlikte müşteri odaklı bir hale gelmektedir. İşletmelerin rekabet üstünlüğünü sürdürebilmeleri önemli bir sorundur. İşletmelerin rekabet pozisyonlarının her an, varlık ve yeteneklerinin geliştirilmesi veya sahip olunan bu yeteneklerin rakiplerine göre zayıf kalması sonucunda değişebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, işletmeler belirli bir zaman zarfında rekabet üstünlüğü sağlamış olsalar dahi bu durumun her zaman aynı şekilde sürdürülebilmesi mümkün olmayabilir. Rekabet üstünlüğü sürdürülemezse, işletmeler gelecekte kendi yaşamlarını devam ettirmekte zorluk çekebilirler. Bu durumda rekabet üstünlüğünün sürdürülmesi, işletmelerin yaşamlarının devam ettirilebilmesi için önemlidir. Rekabet gücünün arttırılması ve sürdürülebilirliği için firmalar uluslar arası gelişmelere ayak uydurmalı, yenilik ve icatlarda bulunmalı teknolojiye son derece önem vermelidir. Teknolojik gelişmenin daha ileri bir aşamasında olan firmalar (hızlı takipçi ve lider) daha geri safhadakilere kıyasla orta ve uzun vadede rekabet güçlerini sürdürülebilir kılmada daha başarılı bir konuma ulaşmaktadırlar.27
27 BAYKARA, Serhan, İşletmelerde Sürdürülebilir Rekabet Üstünlüğü İçin Pazarlama ve Satış
Stratejilerinin Geliştirilmesi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi Üniversitesi, 2010, s. 31-35
16
İKİNCİ BÖLÜM
PAZARLAMA VE PAZARLAMA STRATEJİLERİ
2.1. Pazarlama Kavramı
İşletme sayısı artıkça, ürünler ne kadar kaliteli olsa da özel çabaların
gerekliliği ortaya çıkmaya başlamıştır. Böylece satış anlayışı veya klasik pazarlama
anlayışı olarak bilinen satış ve tutundurma çabalarının ön plana çıktığı dönem
başlamıştır. “Ne üretirsem satarım” anlayışı ile başlayan pazarlama kavramı “ne
üretirsem satarım yeter ki satmasını bileyim” anlayışına dönüşmüştür.28
Pazarlama kavramı ilk olarak 19. yüzyıl başlarında telaffuz edilmeye
başlanmasıyla çeşitli tanımlar yapılmaya çalışılmıştır. Pazarlamanın, ilk olarak
1930’lu yıllarda geniş tanımı yapılmıştır. Bu tanıma göre; “mal ve hizmetlerin
üretildiği noktadan tüketiciye ulaşıncaya kadar geçtiği kanallar ile bu geçişle ilgili
olarak yapılan eylemlerin bir uyum ve bütünlük içinde ele alınmasıdır.”29
Pazarlama, temelde insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamaya yönelik bir
mübadele (değişim) hizmetidir. İki veya daha fazla taraftan her biri kendi ihtiyacını
karşılamak amacıyla diğer tarafa değerli bir şeyleri (mal, hizmet veya fikir) verip,
değerli başka şeyleri (para, alacak, kredi, vb.) elde etmektedir. Mübadele işlemi
tamamen gönüllü olarak ve ilgili tarafların birbirleriyle iletişim kurması ile
gerçekleşmekte; ayrıca, bu işleme katılan her tarafın birtakım değerleri başka
değerlerle değiş-tokuş etmekten fayda sağladığına inanması gerekmektedir.
Pazarlamanın oldukça eski ve kısa bir tanımı vardır. “Pazarlama, mal ve hizmetlerin
üreticiden tüketiciye veya kullanıcıya doğru akışını yönelten işletme faaliyetlerinin
yerine getirilmesidir“. Hemen her yerde hayli dar kapsamlı ve yetersiz olduğunun
belirtilmesine rağmen, zira burada sadece üretim sonrası faaliyetler ele alınıp,
mübadele ve satış işlemi üzerinde durulmaktadır. Pazarlama, kişisel ve örgütsel
amaçlara ulaşmayı sağlayacak mübadeleleri gerçekleştirmek üzere fikirlerin,
28 Bu dönemdeki çalışmalarla ilgili daha fazla bilgi almak için; Claude C. HOPKİNS, Reklamcılık
Yaşantım & Bilimsel Reklamcılık, Çev. Mustafa K. Gerçeker, Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 1996.
29 Mehmet OLUÇ, “Pazarlama Sözcüğünün Ortaya Çıkması ve Pazarlama Düşüncesindeki Gelişme”, Pazarlama Dünyası, Sayı: 1, Ocak Şubat 1987, s.4.
17
malların ve hizmetlerin geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve
dağıtılmasına ilişkin planlama ve uygulama sürecidir. Bazı ufak tefek değişlerle de
olsa literatürde yaygın kabul gören bu tanımla, artık pazarlama sadece mal ve
hizmetlerin değil, aynı zamanda fikirlerin de geliştirilip hedef kişilere yayılmasını ve
benimsetilmesini kolaylaştıran bir faaliyetler sistemi olarak görülmektedir. Ayrıca bu
faaliyetler sistemi, sadece kâr amacı güden kuruluşlar olarak işletmeler tarafından
değil, amaçlarına ulaşmak için her türlü örgüt veya kuruluş tarafından
yürütülmektedir. Yine burada kendisini gösteren önemli bir husus da, pazarlamanın,
amaçlara ulaşma yönünde “planlar yapma “ ve bunları “uygulama süreci” ile diğer
bir ifadeyle “strateji” ile yakın ilişkisini göstermektedir.30
Başka bir deyişle, Pazarlama kavramı; işletmeler açısından hem en hayati hem de
kavramsal olarak tanımında en çok karmaşa yaşanan konuların başında gelmektedir.
Pazarlamayı satıştan ibaret görenlerle, her şeyi pazarlamadan ibaret sayanların
bulunduğu bir ortamda pazarlamanın tam olarak sınırlarının çizilmesi zor gibi
görülmektedir. Ancak, sanayileşme ile birlikte pazarlamanın öneminin her an
arttığını, kapsamının geliştiğini söylenmesi yanlış olmayacaktır. Sanayileşmenin
başlaması ve seri üretimin artması sonrasında klasik yöntemlerle imal edilmiş
ürünleri satın alamayan pek çok kişi, kitlesel üretimle üretilen ürünleri satın alabilir
hale gelmiştir. Ne üretirsem satarım anlayışı hâkim olmuş, odağa ürünler
yerleştirilmiş, rekabet fazla olmadığı için pazarlama faaliyetleri çok da
önemsenmemiştir. Piyasalar üretilen ürünlere doyup, faaliyette bulunan üreticilerin
hem sayısı hem de kapasitelerinin artmasıyla birlikte satış ön plana çıkmış,
satılabilecek ürünler üretilmesi için çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Odak üründen
tüketiciye doğru kaymaya başlamıştır. Çılgınca tüketimin olumsuz sonuçları
görülmeye başlandığında işletmeler çevrelerine daha saygılı davranmaya
zorlanmışlardır. Kaynakların kıtlığı, açlık ve çevre kirliliği gibi etkenlerin etkisiyle
“toplumsal pazarlama anlayışı” aşamasına gelinmiştir. Toplumsal pazarlama
anlayışının işletmeler için önemli hale gelmesinin bir sebebi de küreselleşme ile
devletlerin pek çok alandan çekilerek buraları işletmelerin doldurmasıdır. İşletmeler
toplumsal çalışmaları etkin bir iletişim ile yürüterek pazarlamanın birer fonksiyonu
haline getirmişlerdir. Pazarlamanın gelişimini Kotler şu şekilde özetlemektedir:
30 AYDIN, Rukiye, Türkiye’de İhracat Şirketlerinde Pazarlama Stratejileri, Mesleki Uygulama
Bitirme Ödevi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler M.Y.O, 2009, s. 2-3
18
• İşletmeler pazarlama kararlarını oluştururken, pazarlamanın dört unsurunu
göz önüne almaktaydılar; ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma. Ancak, bunların
etkili olması için müşterilerin daha iyi anlaşılması gerekmekteydi. Bu
sebeple, pazarlama kararlarının temeline 4M’yi yerleştirdiler; müşteri değeri,
müşteri maliyeti, müşteri uygunluğu ve müşteri iletişimi.
• Pazarlamacılar sonradan bu temel değerin önüne DHK stratejik yaklaşımını
aldılar: Pazar bölümlendirme, pazar hedeflemesi ve konumlandırma.
• Pazarlamacılar bir şirketin dört hedef pazar düzeyinde işlev gösterebileceğini
fark ettiler: Kitlesel pazar, pazarın bir bölümü, pazarda uygun bir boşluk
(niş), ya da özel bir müşteri.
• Pazarlamacılık daha sonra talebin düzeyini, zamanlamasını ve bileşimini
yönetme becerisi olarak daha genel bir nitelik kazandı.
• Pazarlama giderek yalnızca ürün ve hizmetlerin değil, fikirlerin, davaların,
mekânların, insanların, örgütlerin ve daha başka birçok varlığın pazarlamasını
içerecek şekilde genişledi.
Pazarlamanın gelişimini pazarlamanın tanımlarında da görülmesi mümkündür.
Kotler’in tanımlarından gidildiğinde bu gelişimin, devrin popüler terimleri içinde
görülmesi mümkündür. Bir kazanç sağlama amacıyla seçilmiş müşteri gruplarının
ihtiyaç ve isteklerini tatmin için firma kaynaklarının çözümlenmesi, planlanması,
örgütlenmesi, kullanılması ve denetini olarak tanımlanabilir. Pazarlama, fertlerin ve
grupların, ihtiyaç hissettikleri ve arzu ettikleri ve bir değeri bulunan ürünü ve
servisleri yarattıkları, sundukları ve diğerleriyle serbestçe mübadele ettikleri
toplumsal bir işlemdir. Pazarlama, bir hedef pazarın ihtiyaçlarını belli bir kâr elde
ederek karşılamak için değer arama, yaratma ve sunma bilimi ve sanatıdır. Pazarlama
üzerindeki tartışmalar, pazarlamanın ilgi alanları değişse de, pazarlama önemli
ölçüde kalıcılık taşıyan ilkeler içerir. Bunları şöyle sıralanabilir:
• Pazarlama stratejisini belirlerken müşterinin, rakibin ve dağıtımcının merkezi
rolünü tanımak.
• Her pazarı dilimlere ayırmak, şirketin yetenekleri ve amaçları bakımından en
gelişmeye açık olan bölümleri hedef almak.
19
• Pazarın her hedef dilimi için müşterilerin ihtiyaçlarını, algılarını, tercihlerini ve satın alma süreçlerini incelemek. Hedef pazar için özenle vaat edilen bir üstün değer saptama, yaratma ve sunma yoluyla başarıya ulaşmak.31
Müşteri beklentilerine göre, üretime geçecek olan işletmeler, aynı zamanda fiyatlandırma, müşterilerin ürünlere ulaşabilirliğinin sağlanması, tanıtılması gibi konularda da stratejiler geliştirmelidir.32
2.2. Pazarlama Kavramını Etkileyen Çevresel Faktörler
2.2.1. Makro Faktörler
İşletmeler için fırsat veya tehdit unsuru olan makro çevre faktörleri,
denetlenemeyen faktörler olarak kabul edilir. Yine de son zamanlarda çeşitli
faktörleri, işletmelerin işbirliği, tavır koyma vb. gibi eylemlerle belirli ölçüde
denetlenebilir hale getirildiği söylenebilir. Söz konusu faktörler şunlardır;
• Demografik çevre
• Ekonomik çevre
• Sosyal ve kültürel çevre
• Politik ve hukuki çevre
• Doğal çevre
• Teknolojik çevre
Demografik Çevre
Nüfusun çeşitli özellikleri itibariyle durumu ve bu özelliklerde ortaya çıkan gelişmeler, işletmeler tarafından dikkate alınması gereken hususlardır.
Ekonomik Çevre
Ülkenin ekonomik koşulları pazarlama kavramını etkileyen bir diğer çevresel faktördür. Ülkenin geliri, kişi başına düşen milli gelir, gelir dağılımı, tasarruf düzeyi, para politikası, yatırımları teşvik politikası, enflasyon vb. faktörler, ekonomik çevre faktörlerindendir. 31 KARAARSLAN, Mustafa Halid, a.g.e., s. 53-56 32 ÖZHAN, Pınar, İletişim Boyutuyla Yeşil Pazarlama Kavramı ve Bir Kampanya Analizi,
Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul, 2009, s. 3-6
20
Sosyal ve Kültürel Çevre
Toplumun sahip olduğu kültürel değerleri, inançları, adetleri, yaşam standardı
düzeyleri, modayı izleme düzeyi, aile yapısı vb. faktörler sosyal ve kültürel çevre
faktörleridir.
Politik ve Hukuki Çevre
Hükümetlerin ulusal düzeyde ve uluslar arası çeşitli resmi kurumların
aldıkları kararlar, çıkarılan yasa ve yönetmelikler de pazarlama kararlarını
etkileyebilir.
Doğal Çevre
Doğal çevreye yönelik tahribat son yıllarda birçok ülkede toplumun
duyarlılığını arttırmıştır. Artan çevre duyarlılığı karşısında işletmeler, üretim
süreçlerini gözden geçirmekte, bu çalışmalarını tüketiciye duyurarak çevreye duyarlı
işletme olarak saygınlık kazanmak yolunda çaba göstermektedirler.
Teknolojik Çevre
Makro çevre faktörleri arasında günümüzde hızlı değişimin yaşandığı alandır.
Bilimsel buluşların hızla ticarileşmesi iletişim teknolojisi sayesinde tüm dünyaya
kısa zamanda yayılabilmesi, makine, araç-gereçlerinin ekonomik ömürleri yerine
teknolojik ömürlerini ön plana çıkarmıştır. Pazar konumu ne olursa olsun
teknolojisini yenileyebilen işletme önemli düzeyde rekabet üstünlüğünü
sağlayabilmektedir.33
2.2.2. Mikro Faktörler
Mikro çevre faktörleri işletme içi ve işletme dışı faktörler olmak üzere iki
grupta incelenebilir. İşletme dışı faktörler şunlardır:
• Tedarik kaynakları
• Rakipler
• Aracılar
• Tüketiciler
33 YÜKSELEN, Cemal, Pazarlama İlkeler -Yönetim: Detay Yayıncılık, 5. Baskı, Ankara 2006, s.
73-76
21
İşletme içi faktörler ise pazarlama dışındaki faktörler ve pazarlama karması
elemanları şeklinde gruplanabilir. Pazarlama içi faktörler ise şunlardır:
• Üst yönetim
• Mali yapı
• Üretim
• Araştırma ve geliştirme
• İnsan kaynakları
Pazarlama karması elemanları ise daha sonra açıklanacağı gibi; mamul, fiyat,
dağıtım ve tutundurmadır.
Tedarik Kaynakları
Artan rekabet koşullarında işletmeler, maliyetlerde tasarruf etmek veya
hedefledikleri kalite performansını sağlamak için son yıllarda tedarik kaynakları ile
ilişkilerine özel önem vermeye başlamışlardır.
Rakipler
Günümüze işletmeler, rekabetin çeşitli boyutlarını birlikte yaşamaktadırlar.
Bir yandan ulusal işletmeler kendi aralarında rekabet etmekte, bir yandan da yabancı
firmaların rekabetiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler,
bir yandan kendi aralarında yoğun bir rekabet yaşarken diğer yandan büyük
işletmeler karşısında pazarda yaşamaya çalışmaktadırlar. Her gün pazara yeni
mamullerin sürülmesi, işletmeleri yenilik yaratmada geri kalmamaya zorlamaktadır.
Dolayısıyla işletmeler, rekabet koşullarını sürekli gözlemlemek zorundadırlar.
Aracılar
Aracılar, alıcılara mamul ve hizmetlerin ulaşmasında doğrudan veya dolaylı
görev alan kuruluşlardır.
Alıcılar
Bu başlıkta ele alınan alıcılar, kişisel ve aile ihtiyaçlarını karşılamak
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla satın alma yapan tüketiciler ile başka bir mamul
veya hizmetin üretiminde, pazarlanmasında rol oynayan işletmelerin yer aldığı
örgütsel pazarlarda ki alıcılardır.
22
Üst yönetim
Üst yönetimin işletme kararlarına katılma derecesi pazarlama kararlarını
inceler.
Mali yapı
İşletmenin mali yapısı pazarlama kararlarını önemli ölçüde etkiler.
Üretim
İşletmenin üretim olanakları, kapasitesi pazarlama kararlarını etkiler.
Araştırma ve Geliştirme
Büyük ölçekli işletmelerin kendi ar-ge bölümlerinde yaptıkları çalışmalar,
mamullere daha yüksek performans sağlayacak yenilikleri uygulamaya
kazandırabilir.
İnsan Kaynakları
İşletmenin insan kaynaklarının çeşitli özellikleri itibariyle durumu, pazarlama
kararlarını etkiler.34
2.3. Pazarlama Stratejisi
2.3.1. Pazarlama Stratejisi Kavramı
Stratejiler, işletmenin hedeflerine varabilmek için üst kademe yöneticiler
tarafından belirlenen hareket tarzıdır.35
Pazarlama işletme stratejik planlamasında çeşitli bakımlardan kilit bir rol
oynar. Her şeyden önce işletme stratejisinin etrafında geliştiği bir felsefe, bir zihniyet
sağlar. Pazarlama stratejisi; pazarlama amaçlarına nasıl ulaşılacağı konusunda yol
gösterir. İşletmenin belirli bir pazarda ne yapacağının genel bir görüntüsünü verir.
Bir hedef pazarın belirlenmesi ve buna uygun pazarlama karmasının geliştirilmesi ile
ilgilidir.36
34 YÜKSELEN, Cemal, a.g.e, s. 76-79 35 GÖL, Mehmet, Stratejik Yönetim Eksenli Rekabet Gücü Analizi, Yayımlanmış, Yüksek Lisans
Tezi, Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya, 1996,s. 7 36 AYDIN, Rukiye, a.g.e,, s. 12
23
2.3.2. Pazarlama Stratejisi Unsurları
2.3.2.1. Hedef Pazar
Bazıları büyük gölde küçük küçük balıklar avlayacaklarına, küçük gölde
büyük balık avlamayı yeğlerler. Onlar herkes için her şey olmayı istemez, özel için
özel olmayı isterler.37
Bir pazara baktığımız zaman; farklı ihtiyaçlara, farklı satın alma özelliklerine
veya farklılıklarına, farklı ürün kullanım özelliklerine vb. birçok faktörlere sahip
tüketicilerle karşılaşmaktayız. Bir işletmenin karşılaştığı zorluk pazarların tayini
kararı ile baştan başlıyor. İşletme kime ne derecede ve hangi pazarlama karmasını
uygulayacaktır? Bazı pazarlar birbirinden çok az farklıdır ve işletmenin kendilerine
sunduğu pazarlama karmasını olduğu gibi kabul etmektedir. Ama diğer yandan başka
pazarlarda ise, tüketiciler bu konuda uzlaşmaz bir tavır sergilemektedirler.
Sonuçta işletme, bu pazarlara girebilmek için alternatif pazarlama karmaları
geliştirmek durumundadır. Bu pazarlar küçük ya da büyük farklılıkları nasıl olursa
olsun eğer işletme bu pazarlara girmek istiyorsa, bu pazarların her biri o işletme için
birer “hedef pazar”dırlar ve her biri için mutlaka bir pazarlama programı
geliştirilmelidir. Sonuç hedef pazarları tespit etmektir. Diğer bir deyişle, işletme ile
işletme dokusuna uygun fırsatların bulunduğu pazarların farkına varabilmektir.
Hedef pazarların gereksinimlerine cevap vermek, karmaşık pazarlara cevap
vermekten daha zordur. Bu nedenle, işletme zorlukların üstesinden gelebilmek için;
işletmenin kaynakları, ürün özellikleri, ürünün yaşam eğrisindeki yeri, pazarın yapısı
ve rekabet durumu gözden geçirmelidir. Hedef pazarlara ulaşmak bir pazar
bölümlendirme stratejisinin neticesidir.
Bu stratejinin ilk başlangıç noktası, potansiyel tüketici gruplarının analizidir
(pazar araştırması).
İkinci aşaması, bu tüketicilerin benzer özelliklerinin tespit edilmesi ve buna
göre gruplandırılması aşamasıdır (pazar bölümlendirme).
37 İSLAMOĞLU, Ahmet Hamdi, Temel Pazarlama Bilgisi: Beta Yayıncılık, 3. Basım, İstanbul,
2009, s. 93
24
Üçüncü aşaması, belirlenen bu pazar bölümlerinden uygun olanların seçilmesi
aşamasıdır (hedef pazarlama).
Dördüncü aşama, seçilen her bir hedef pazarın gereksinimlerine uygun
pazarlama.38
2.3.2.2. Pazarlama Karması
Pazarlama karması kavramı ilk olarak 1949 yılında Harvard Üniversitesi
İşletme Profesörü olan Neil H.Borden tarafından kendi derslerinde ve yazılarında
kullandığı bir kavramdır. Borden, 1964 yılında “Pazarlama Karması Kavramı”
başlığıyla yayınladığı makale ile bu kavram hakkındaki düşüncelerini ortaya
koymuştur. Borden, çok sayıda başlık altında topladığı unsurları, başkalarının da
farklı biçimlerde listeleyebileceğini belirtmiştir. İlerleyen yıllarda çeşitli yazarlar
işletmeler için pazarlama karması elemanı olarak nitelendirilebilecek bu unsurları
farklı biçimlerde ve genellikle de daha az başlık altında toplayarak
sınıflandırmışlardır. Bugün ise pazarlama literatüründe E. Jerome McCarthy’in
yaygınlaştırdığı ve modern pazarlamada genel kabul görmüş dört temel pazarlama
karması değişkeni mevcuttur. Bunlar:
1. Ürün (product),
2. Fiyat/Mamül (price),
3. Dağıtım (place),
4. Tutundurma (promotion)’dır.
Temel değişenleri ifade eden kelimelerin İngilizce karşılıklarının P harfi ile
başlaması nedeniyle bu ayırım “Pazarlamanın 4 P’si” olarak anılmaktadır.
Pazarlama karar değişkenleri olarak bunların her biri birçok elemanı temsil
etmektedir.
Pazarlama karması için bu dört unsurun yeterli olmayacağı görüşünde olan
başka yazarlar bu değişkenlere başka P’ler daha eklenmesi önerilerinde
bulunmuşlardır. Ancak şu anda malların pazarlanmasında işletme strateji kaynakları 38 UĞURLU, Kaplan, Konaklama İşletmelerinde Pazar Bölümlendirme ve Hedef Pazar Belirleme
Stratejileri: İstanbul’daki 5 Yıldızlı Oteller Üzerine Bir Araştırma, Yayımlanmış, Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, 2007, s. 122-127
25
olarak kullanılan ve McCarthy tarafından pazarlama literatürüne kazandırılan
pazarlama karması elamanları 4 P’lerdir.
Pazarlama karması, kavram olarak geliştirildiği tarihten bu yana pazarlama
faaliyetlerinde izlenecek olan stratejileri belirlemede kullanılmıştır. Bu elemanlar,
pazarlamacının sahip olduğu ve hedef pazarının kapısını açmak için kullandığı dört
önemli anahtardır. Seçtiği hedef pazar bölüm veya bölümlerinde bulunan
müşterilerin ihtiyaç ve isteklerini en etkili ve verimli biçimde karşılayarak, sonuçta
işletmesine kâr sağlamak amacında olan bir pazarlama yöneticisi için pazarlama
karması ve bunu oluşturan elemanların çok fazla önemi vardır. Tüm pazarlama
faaliyetleri pazarlama karmasını oluşturan bu dört temel değişken faktörün etrafında
gerçekleşmektedir.39
2.3.2.2.1. Ürün/Mamul
‘Ürün’ bir istek ve gereksinmeyi karşılamak üzere tüketim, kullanım, ele
geçirme veya dikkate alınması için bir piyasaya(pazara) sunulan herhangi bir
şeydir.40
Ürün: “Bir istek veya ihtiyacı karşılamak üzere, bir pazara teklif edilen
herhangi bir şey” şeklinde tanımlanabilir. Ürün, fiziksel bir nesne olabileceği gibi bir
hizmet veya düşünce de olabilir. Ürünler bir işletmenin müşteri ihtiyaçlarını tatmin
etme çabalarının odak noktasını oluştururlar. Fakat ürün kavramı ve ürüne ilişkin
kararların yapısı fiziksel mallara kıyasla hizmetler için oldukça farklı ve karışıktır.
Hizmet ürününün ve çeşitli boyutlarının kavranması ve müşterilere kavratılması,
hizmet pazarlayan bir işletmenin başarısı için çok önemlidir.
Müşteri açısından bakıldığında ürünün temel amacı, sorunların çözülmesi ve
ihtiyaçların karşılanmasıdır. Pazarlanan ister mal olsun ister hizmet olsun asıl amaç,
müşterinin sorununa çözüm bulmaktır. Bir hizmetin ürün olarak yaratılabilmesi için,
her şeyden önce öz, destekleyici ve kolaylaştırıcı (tamamlayıcı) hizmet kavramları ile
öz hizmetin vaat ettiği doyumun ve yaratacağı imajın iyi tanımlanması 39 EVREN, Gökçe Nezihe, Türkiye’de Sigortacılık Sektörünün Pazarlama Karması Açısından
İncelenmesi, Yayımlanmış, Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın, 2007, s. 44-46
40 TEK, Ömer Baybars, Modern Pazarlama İlkeleri Uygulamalı Yönetimsel Yaklaşım: Birleşik Matbaacılık, 1. Basım, İzmir, 2005, s. 288
26
gerekmektedir. Bütün bunların da hedef müşterilerce algılanıp öğrenilmesi gerekir.
Önemli olan işletmelerin öz hizmet işlevlerini iyi bir şekilde yerine getirmeleridir.41
Mamuller tüketicinin ihtiyacını tatmin eden ürünler ve hizmetlerdir. Ne var ki
birçok insan mamul deyince kitap, araba, TV gibi fiziksel maddeleri düşünürler.
Hâlbuki bir pazarlamacı bunlardan başka sigorta, film, tatil yöreleri gibi hizmet
ağırlıklı ürünlerin tanıtımı ile de meşgul olur. Bununla birlikte futbol karşılaşmaları
gibi faaliyetler de mamul kapsamına girer. Diğer bir mamul kategorisi de Yeşilay
Cemiyeti, Kamu Yatırım Ortaklığı gibi kuruluşlardır. Hatta düşünceler dahi
pazarlanabilir. Bunun en güzel misali de aile planlamasıdır. Kısaca tarif edecek
olursak ”Mamul Kavramı ”fiziksel objelerin yanı sıra, hizmetleri, olayları, kişileri,
düşünceleri, organizasyonları kapsayan çok geniş bir kavramdır.
Mamul Özellikleri
Mamullerin en belirgin özellikleri stil, biçim, renk ve fiyattır. Bunların
yanında özellikle son yıllarda revaç bulan marka, ambalaj, dekorasyon ve satış
sonrası hizmetler de piyasada rekabeti hızlandıran mamul özelliklerindendir.
Mamul Sınıflandırılması
Farklı mamuller farklı şekillerde pazarlanacağı için farklı sınıflandırılmaya
tutulması gerekir. Mesela şampuan, bilgisayar ve mobilya gibi üç farklı ürünün
pazarlanma şekli de farklıdır. Şampuan sık tüketilen bir mamul olduğu için herkesin
ulaşabileceği dağıtım merkezlerimden pazarlanması gerekir. Bilgisayar gibi
ürünlerde satış sonrası hizmetler çok önemlidir.
Mamul stratejisi
Yeni yükselen pazarlardaki ekonomik ve sosyo-kültürel dikkate alınmadan
mal ve hizmetlerle ilgili stratejiler oluşturulmamalıdır. Mamullerin tasarım, ambalaj,
markalama ve satış sonrası hizmetleriyle ilgili stratejiler mutlaka orta sınıf
tüketicilerin taleplerine uygun olması gerekir. Kalite ve stil kadar, satış sonrası
hizmetlerin de satın alma kararlarında etkili olduğu; bu pazarlarda dağıtım ve
depolama sorunları nedeniyle bilhassa mamul tasarımı ve ambalajlamaya ayrı bir
özen gösterilmesi gerekmektedir.
41 EVREN,Gökçe Nezihe, a.g.e,, s. 47-49
27
Mamul Karması Stratejisi
İdeal bir pazarlama yöneticisinden beklenilen diğer bir şey de piyasada talep
bulan ve hareketlilik meydana getirebilecek ürünlerin uygun bir karma içerisinde
tüketiciye sunulmasıdır. Büyümek isteyen firmalar sürekli olarak mamul karmalarını
genişletme stratejileri uygulamalıdırlar.
Marka Stratejisi
Marka, bir ürünü üreteni veya arz edeni tanımlamakta ve ona bir kimlik
kazandırmaktadır.42 Marka, bir mamulü rakiplerinden ayıran isim, sembol ve
şekillerden oluşur. Tüketicin mamulü tanıştırmasını ve tekrar satın alabilmesini
sağlar. Markalı ürünlerin piyasada tutunma şansları daha fazladır.
Mamulün Kalitesi
Bir firmanın ve ülkenin iyi rekabet edebilmesi ürettiği mamullerin kalitesine
bağlıdır.
Mamulün Garantisi ve Hizmet
Garanti ve satış sonrası hizmetlerin ana hedefi tüketicinin hoşnutsuzluğunu
azaltarak daha çok satmaktır. Garanti koşulları tutundurma faaliyetlerinin en önemli
araçlarından biridir.
Mamulün Hayat Eğrisi
Mamullerin pazardaki durumu ve mal kavramı zamana bağlı olarak
değişmektedir. Bir mamul piyasaya girdiğinde başlıca dört merhale geçirir.43
• Giriş aşaması
• Büyüme aşaması
• Olgunluk aşaması
• Düşüş aşaması
42 ÇİPLİ, Çiğdem, Pazarlama Karması Elemanlarının Marka Değeri Üzerine Etkisi, Yayımlanmış
Yüksek Lisans Tezi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmit, 2008, s. 3 43 AYDIN, Rukiye, a.g.e, s. 12-16
28
2.3.2.2.2. Fiyatlama
Fiyat, bir malın veya hizmetin pazardaki mübadele değeridir. Ürün ne kadar
iyi tasarlanmış olursa olsun eğer doğru fiyatlandırılmamışsa işlevlerini tam olarak
yerine getiremez. Bir mal veya hizmete işletme tarafından konulan fiyat, talebi
önemli ölçüde etkiler. Yüksek fiyatlı bir ürünü daha az insan satın alır. Fakat
işletmenin amacı kâr elde etmek olduğundan düşük fiyatta yeterli düzeyde kâr
getirmeyebilir. Talebin göz önüne alınması fiyat için bir tavan oluştururken,
maliyetlerin göz önüne alınması da fiyatlar için taban oluşturur. İşletmeler fiyat
tabanını oluştururken maliyetler kadar işletme amaçlarını da göz önüne almalıdırlar.
Çünkü fiyat, işletmelerin en önemli gelir kaynağıdır. Sadece maliyetlerin
karşılanması yeterli değildir. İşletme sonuçta kâr elde etmek zorundadır. Müşterilerin
ödemeye istekli oldukları fiyat ile işletmelerin karşılayabilecekleri fiyat arasındaki
fark, yaşamsal bir fiyat kararıdır.44
Ürüne ve hizmete eklenecek ilave her değer psikolojik bir etki yaratacak ve
satışı hızlandıracaktır. Bu ülkelerin tüketicileri küsuratlı fiyatlandırmalardan ziyade,
yaratılan fonksiyonel değerlere önem vermektedirler. Ödenen fiyat karşılığından
maksimum değerin yaratılması için, mal ve hizmetlerin kalite ve fonksiyonlarından
ödün vermeden maliyetlerin düşürülmesi gerekmektedir.45
2.3.2.2.3. Dağıtım
Üretimin kitlesel nitelik kazanması ve pazarın genişlemesi ile büyük bir
pazara yönelme zorunluluğu, mal ve hizmetlerin dağıtımının belirli bir düzen içinde
ele alınmasını gerektirmiştir. Bu çabaların pazarlama giderleri içindeki payının
yüksek olması da konuya daha fazla önem kazandırmıştır. Genellikle malların
tamamı üretildikleri yerde tüketilmemektedir. Üretici işletme, tüketici ile arasında
bazı fonksiyonel aracılara dağıtım işini bırakabilmekte veya bunu kendisi
üstlenmektedir. Hizmetlerde ise dağıtım daha çok şubeler veya acenteler aracığıyla
yapılmaktadır. Çoğu zaman üretim ve pazarlama hizmeti birlikte verilmektedir. Mal
ve hizmetlerin üretici işletmelerden tüketicilere ulaşmasını sağlayan faaliyetler çeşitli
44 EVREN, Gökçe Nezihe, a.g.e, s. 62-63 45 AYDIN, Rukiye, a.g.e, s. 16-17
29
yapıdaki kuruluşlar tarafından yerine getirilmektedir. Dağıtım konusunda bu
kuruluşların üstlendikleri fonksiyonlar, yer, zaman, mülkiyet ve bilgi faydası yaratıcı
fonksiyonlardır. Üretici işletmeler açısından malların tüketicilere ulaştırılması
faaliyetleri iki grupta incelenebilir:
• Dağıtım kanalı seçimi: Malların tüketicilere ulaştırılmasını sağlayacak
aracıların nasıl seçileceği, kimlerin sistemde ne şekilde ve hangi görevlerle
yer alacakları ve aralarındaki ilişkiler ele alınır.
• Fiziksel dağıtım: Malların en az maliyetle alıcıya ulaştırılmasını sağlayacak
taşıma, depolama, sipariş, ambalaj vb. faaliyetler ele alınır. Ancak hizmetler
fiziksel bir nesne olmadıklarından, fiziksel dağıtıma ilişkin bu faaliyetler
hizmetler için genellikle söz konusu olamaz.46
Dağıtım ve buna bağlı olarak lojistik hizmetler pazarlamada başarıyı
etkileyen en önemli etkenlerin başında gelmektedir.47
2.3.2.2.4. Tutundurma
Pazarlama çok dinamik yapıda, sürekli ve sık sık değişebilen ortamda
yürütülen bir işletme faaliyetidir. Değişim, pazarlamanın temelini oluşturur. Bu
değişimin gerçekleşmesini sağlayan ve kolaylaştıran en önemli unsur da, pazarlama
karması elemanlarından biri olan tutundurmadır.
Tutundurma, pazarlama stratejilerinin belirlenmesinde rol oynayan kontrol
edilebilir pazarlama değişkenlerinden birisidir. Tutundurma: “Bir ürün veya
hizmetin, bir kurumun, kişinin veya fikrin hedef pazara olumlu bir biçimde tanıtılıp
benimsetilmesi” şeklinde tanımlanabilir. İşletmenin, ürününü hedef pazara tanıtıp
benimsetebilmesi için ise hedef pazardaki müşterilerin ilgili ürün hakkında
bilgilendirilmeleri ve olumlu yanıt vermeye ikna edilmeleri gerekir. Yani
tutundurmanın, bilgi vermenin yanında ikna etme özelliği de vardır. Tutundurma
çalışmalarından bazıları doğrudan doğruya satışları arttırmaya yönelikken bazılarının
bireylerin tutum ve davranışlarını istenilen yönde değiştirmek gibi özellikleri
46 EVREN, Gökçe Nezihe, a.g.e, s. 107-108 47 AYDIN, Rukiye, a.g.e, s. 17-18
30
mevcuttur. Tutundurmanın bu özelliği ikna etme özelliği ile yakından ilgilidir.
Bilgilendirme de iletişim ile gerçekleşebilir. Bu açıdan bakıldığında da tutundurma
bir iletişim olayıdır. Tutundurma değişime konu olan taraflar arasında gerekli
iletişimin kurulmasına yardımcı olur. Tutundurmanın günümüzde gittikçe artan
oranda önem kazanmasının temel nedenleri olarak şunları sayabiliriz:
• Tüketici sayısındaki hızlı artış,
• Gelir artışı sonucu pazarların büyümesi,
• İkame ürünlerin çoğalması,
• Rekabetin artması,
• Bireylerin gelirlerinin artması sonucu arzu ve ihtiyaçlarının değişmesi ve
çeşitlenmesi,
• Bireylerin ürünlerde farklı nitelik ve üstün kalite istekleri,
• Aracı kuruluşların çoğalması ve buna bağlı olarak dağıtım kanallarının
genişlemesi.
İşletmelerin hedef pazar veya pazarlarındaki başarısı ancak pazarlama
karması bileşenleri olan ürün, fiyat, tutundurma ve dağıtım ile ilgili kararlarını
mükemmel bir koordinasyon içinde almaları halinde söz konusudur. Bu
bileşenlerden biri olan tutundurma bileşeninin de kendi içinde, işletme ve müşteri
arasında iletişimi sağlayan elemanları vardır. Bunlar; reklâm, kişisel satış, halkla
ilişkiler ve satış geliştirmedir.48
Pazara yeni giren işletmelerin “imaj oluşturmak” yerine “birincil talebi”
oluşturması için strateji oluşturmaları gerekmektedir. Medya planlaması yapmak,
gerek iletişim araçlarının yetersizliği, gerekse veri eksikliği nedeniyle son derece güç
olup, en uygun tutundurma yöntemi halkla ilişkiler ve aracılara yönelik satış
geliştirme yöntemleridir. Reklam kampanyalarının “farkında olmayı sağlamak”
üzerinde oluşturulması toplumların referans gruplarından yararlanılması işletmeler
büyük avantajlar sağlayacaktır. Promosyonlar ve sponsorluklar bu pazarlarda
tüketicilerin ilgisini daha çabuk çekecek güçtedirler.49
48 EVREN, Gökçe Nezihe, a.g.e., s. 71-73 49 AYDIN, Rukiye, a.g.e., s. 18
31
Tutundurma Elemanı Güçlü Yönleri Zayıf Yönleri
Reklâm
• Geniş kitlelere hitap edebilme ve bu kitleleri ürün hakkında bilgilendirme
olanağı
• İyi geribildirim alma zorluğu
• Yüksek maliyet
Kişisel Satış
• Hızlı geri bildirim alma olanağı
• Yüksek ikna edicilik
• Karmaşık bilgileri verme olanağı
• Yüksek maliyetlerin ortaya çıkması
• Mesajların satış elemanları arasında farklılaşması
Halkla İlişkiler
• Müşterilerin gözünde iyi niyet oluşturabilme
• Etkinliğini ölçmenin güçlüğü
Satış Promosyon
• Kısa dönemli davranış değişikliği yaratabilmesi
• Çok esnek olması
• Kolay suiistimal edilebilmesi
• Promosyon savaşlarına yol açabilmesi
• Kolay taklit edilmesi.50
50 EVREN, Gökçe Nezihe, a.g.e, s. 73
32
2.4. Müşteri Beklentileri
2.4.1. Müşteri Beklentileri Kavramı
‘Müşteri tatmini, koşulsuz müşteri mutluluğu, müşteri memnuniyeti’ ve
benzeri kavramlar batılı işletmelerden alınarak çağdaş işletmelerimiz tarafından
yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Aslında Türkçede ‘Müşteri velinimetimizdir.’
deyişi çok eskiden beri bilinir.51 Dünya genelinde özellikle son yıllarda yaşanan
sosyo-ekonomik gelişmeler, işletmeler açısından çok farklı değişimlere neden
olmuştur.
Yaşanan değişimlerden en önemlisi müşterinin krallığını ilan etmesi ile
birlikte ürün veya kar odaklı işletme modellerinin geçerliliğini yitirerek müşteri
odaklı yapılanmalara yerini bırakmasıdır. Bu bağlamda, “müşteri” günümüz işletme
modellerinde merkeze yerleştirilmekte ve her türlü kararın hareket noktası olarak
kabul edilmektedir. Müşteri kavramı ticaretin var olmasıyla ortaya çıkmış, değiş
tokuşun başladığı ilk zamanlardan günümüze dek ortak ve değişmeyen bir unsur
olmuştur. Bugünün dünyasında müşteriler için çeşitli alternatifler mevcuttur. Bu
nedenle işletmelerin nasıl müşteri kazanabilecekleri, kazandıkları müşterileri nasıl
elde tutabilecekleri ve rekabette nasıl daha etkin olabilecekleri, müşteri beklentilerine
gereken önemin verilmesine bağlıdır. Gwinner, Gremler ve Bitner (1988) hizmet
işletmelerinin müşterileriyle uzun dönemli ilişkilerinde yararlı olacak üç temel ve
faydalı faktörün; güven verilmesi, sosyalleşme ve özel muamele yararı sunabilme
olduğunu belirtmiştir. Güven oluşumunun temel faktörleri ise; kaygıların giderilmesi,
hizmet sağlayıcılara inanılması, risk endişesi algısının azaltılması ve müşterilerin
beklentilerinin ne olduğunun bilinmesidir.
Beklenti, müşterinin belirli bir hizmet sunumunda ne ile karşılaşacağına dair
tahminleridir. Hizmet kalitesi açısından ele alındığında ise, müşterinin hizmet
sunumundan arzu ve istekleri olarak tanımlanabilir. Müşteri beklentilerini belirleyen
faktörleri; geçmiş deneyimler, reklam, kulaktan kulağa iletişim ve fiyat bilgisi olarak
sıralamak mümkündür. Müşterilerin istek ve beklentileri şu şekilde özetlenebilir:
51 TAŞKIN, Erdoğan, Müşteri İlişkileri Eğitimi: Papatya Yayıncılık, 2. Basım, İstanbul, 2000, s. 164
33
• Müşterilerin bilgi düzeylerinin artması ve bilinçlenmeleri, ayrıca daha seçici
hale gelmeleri sonucunda müşteri, kendisine değer verilmesini istemektedir.
• Müşteri, kendisine sunulan mal ve hizmetlerin, düşük fiyatlı ama kaliteli
olmasını beklemektedir.
• Müşteri, mal ve hizmetlerin kendi ihtiyaçlarını cevaplayacak şekilde olmasını
istemektedir.
• Müşteri, kendisiyle dürüst, yakın, sıcak ve güvene dayalı bir ilişkinin
kurulmasını ve yürütülmesini istemektedir.
Tüm bu isteklerin karşılanması, işletmelerin müşterilerle uzun dönemli
ilişkiler kurmasını sağlayarak, rekabet için önemli bir avantaj oluşturacaktır. Bu
nedenle, müşterilerle iyi ilişkiler kurulması ve bu ilişkilerin sürdürülmesi, işletmeler
açısından hayati önem arz etmektedir. Müşteri memnuniyet indeksine göre;
beklentiler, müşteri memnuniyetini etkileyerek müşteri sadakatinin oluşmasını
zorlaştırmaktadır. Müşteriler gerçek dışı beklentilere sahip olduğunda ve ürün ya da
hizmete karşı beklediğinden daha azını aldığında memnun olmayacak ve başka ürün
ve hizmeti alma eyleminde bulunacaktır. Müşterilerin, memnuniyetsizliklerini
çevreleriyle paylaşmaları işletme imajını olumsuz yönde etkileyecektir.
Bir tüketicinin hizmet performansını değerlendirme yeteneğine sahip olduğu
kabul edildiğinde, satın alma ya da tüketimde bulunma sonrasında alınan sonuç,
önceki beklentilerle karşılaştırılır. Beklenti onaylama teorisine dayalı olarak, hizmet
işletmeleriyle ilgili, beklenti ile memnuniyet düzeyleri arasındaki ilişkiyi
inceledikleri çalışmalarında aşağıdaki sonuçlara ulaşmışlardır:
• Beklentiler olumsuz ancak deneyim olumlu olduğunda en yüksek düzeyde
memnuniyet derecesi elde edilecektir.
• Beklentiler olumlu ve deneyim de olumlu olduğunda, yüksek düzeyde bir
memnuniyet derecesi sağlanacaktır.
• Beklentiler olumsuz, aynı zamanda deneyim de olumsuz olduğunda düşük
düzeyde bir memnuniyet derecesi elde edilecektir.
• Beklentiler olumlu ancak deneyim de olumsuz olduğunda memnuniyetsizlik
derecesi en yüksek düzeyde olacaktır.
34
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜ
3.1. Türk Telekomünikasyon Piyasalarını Açıklayan Temel Kavramlar
“Telekomünikasyon”, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanun’a getirilen
değişiklikleri düzenleyen 4502 sayılı Kanun’da 37 “her türlü işaret, sembol, ses ve
görüntünün ve elektrik sinyallerine dönüştürülebilen her türlü verinin kablo, telsiz,
optik, elektrik, manyetik, elektro manyetik, elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer
Söz konusu 4502 sayılı kanun; “Telgraf Ve Telefon Kanunu, Ulaştırma Bakanlığının
Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun, Telsiz Kanunu ve Posta, Telgraf ve Telefon
İdaresinin Biriktirme Ve Yardım Sandığı Hakkında Kanun ile Genel Kadro Ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun” adıyla 27 Ocak 2000’de kabul edilmiştir.
“Telekomünikasyon hizmeti” ise telekomünikasyon tanımına giren
faaliyetlerin bir kısmının veya tümünün hizmet olarak sunulmasıdır. Aynı Kanun’da
“katma değerli telekomünikasyon hizmetleri,” aboneler arasında iletilen ses ve veri
dâhil her türlü mesajın formu, muhtevası, kodu, protokolü veya benzer hususları
üzerinde bilgisayar işlemleri ile veya başka surette işlem yapıp, aboneye veya
kullanıcıya ilave, farklı veya yeniden yapılandırılmış bir mesaj ileten veya
yüklenilmiş, kaydedilmiş mesaj ve veriler ile aboneler arası interaktiviteyi sağlayan
telekomünikasyon hizmetleri şeklinde tanımlanmıştır.
Yine aynı kanun içinde “telekomünikasyon altyapısı”; telekomünikasyonun,
üzerinden veya aracılığı ile gerçekleştirilmesini sağlayan anahtarlama ekipmanları,
donanım ve yazılımlar, terminaller ve hatlar da dâhil olmak üzere her türlü şebeke
birimlerini içeren alt yapı unsurlarının tümü olarak belirtilirken, “şebeke”; bir veya
daha fazla nokta arasında telekomünikasyonu sağlamak için bu noktalar arası
bağlantıyı teşkil eden anahtarlama ekipmanları ve hatlar da dâhil olmak üzere her
türlü iletim sistemleri ağını ifade etmektedir.
35
Telekomünikasyon hizmetlerinde piyasada bulunan şebekelerin bir birleri ile
rekabet edebilmeleri için (fonksiyonel bir rekabet için), birbirleriyle erişim ve ara
bağlantı yapabilmeleri gerekmektedir. Erişim ve Ara bağlantı Yönetmeliği’nde
“erişim”, telekomünikasyon altyapısı ve/veya hizmetlerinin telekomünikasyon
hizmetinin sağlanması amacıyla diğer bir işletmeciye sunulması, “ara bağlantı” ise
iki ayrı telekomünikasyon şebekesi arasındaki telekomünikasyon trafiğinin
gerçekleştirilmesini teminen iki şebekenin birbirine irtibatlandırılması olarak
tanımlanmaktadır.
3.1.1. Sabit Telekomünikasyon Hizmetlerini Açıklayan Tanımlar
“Sabit telekomünikasyon hizmeti”, kullanıcılara sabit karasal
telekomünikasyon şebekesi üzerinden, katma değerli telekomünikasyon hizmetleri de
dâhil olmak üzere her türlü veri ve telefon hizmeti ile internet erişim hizmetinin
sunulmasını kapsamaktadır. “Sabit karasal telekomünikasyon şebekesi” ise;
kullanıcıların farklı sabit noktalardan erişebildiği ve kamuya açık telekomünikasyon
hizmetlerinin üzerinden sunulabildiği, internet şebekesi de dâhil olmak üzere karasal
nitelikteki telekomünikasyon şebekeleridir. Sabit telekomünikasyon hizmetlerinde
telefon hizmetleri uzak mesafe ve yerel telefon hizmetlerinden oluşmaktadır. Uzak
mesafe telefon hizmeti, işletmecilere ait her türlü telekomünikasyon şebekesi ve
altyapısı üzerinden her türlü teknolojiyi kullanarak kullanıcılara iller arası ve/veya
uluslararası telefon hizmeti sunulmasını kapsamaktadır. Yerel telefon hizmetleri ise
şehir içi telefon hizmetlerini ifade etmektedir. Yerel telekomünikasyon hizmetlerinin
tümünde yerleşik şebekeye ait olan yerel ağa erişim ile mümkün olmaktadır.
3.1.2. Mobil Telekomünikasyon Hizmetlerini Açıklayan Tanımlar
4502 sayılı Kanun’a göre, mobil telekomünikasyon hizmetleri, karasal mobil
istasyonlar ile uydu ve karasal istasyonlar arasında veya karasal mobil istasyonların
kendi aralarında gerçekleştirdikleri telekomünikasyon hizmetlerini içermektedir.
Kullanılan teknolojilere göre mobil telekomünikasyon sistemleri 4 ana baslıkta
incelenebilir: Bunlar; “kablosuz telefon sistemleri”, “mesaj (çağrı) sistemleri”, “uydu
sistemleri” ve “hücresel sistemler”dir.
36
Mobil telekomünikasyon sistemlerinin bir parçasını oluşturan kablosuz
telefon sistemleri, analog ve sayısal kablosuz telefon sistemleri olarak iki gruptan
oluşur. Kablosuz telefon sistemleri telefon hattına irtibatlandırılarak telefon cihazı ile
birlikte kullanılabilen, birbirleriyle elektromanyetik dalgalar vasıtasıyla irtibatlı, biri
sabit diğeri portatif iki cihazdan meydana gelen sistemlerdir.
Çağrı cihazları, çağrı terminalinin kontrolünde gönderilen çağrı sinyallerini
alacak şekilde tasarlanmıştır. Bu çağrı sinyalleri, kullanıcıyı uyarabilmek için gerekli
çağrı cihazına özgü adres bilgisini taşırlar. Ayrıca, çağrı cihazı ekranında görülecek
bilgi ve özel sesli uyarı da çağrı cihazına iletilir.
Uydu üzerinden GMPCS (Global Mobile Personal Communications By
Satellite) sistemleri sayesinde telekomünikasyon hizmetlerinin önemi artmaktadır.
Bu sistemler endüstride büyük ve küçük LEO (Low Earth Orbit) sistemler olarak
anılan yeni bir tip uydu teknolojisine dayanmaktadır. LEO uydular oldukça küçük
olup geleneksel komünikasyon uydularına göre dünya yüzeyine çok daha yakın
yörüngelere yerleştirilirler. Bu sebeple LEO uydular, cep telefonları kadar küçük
cihazlarla gelen sinyalleri alabilme avantajına sahiptirler. Hücresel mobil
telekomünikasyon hizmetleri ticari alanda en yaygın mobil telekomünikasyon
sistemleridir. Analog sistemlerde NMT-450 (Nordic Mobile Telephones 450),
Nordik ülkelerde kullanılmak üzere Ericsson ve Nokia tarafından özel olarak
geliştirilmiş ve özellikle araç telefonu olarak geniş uygulama alanı bulmuştur.
Bireysel kullanımda ticari yaygınlaşma ise, “Sayısal Hücresel Mobil Telefon
Sistemleri”nin faaliyete geçmesi ile başlamıştır. Türkiye’de kullanılan sayısal mobil
telefon sistemi ETSI (European Telecommunications Standards Institute) tarafından
geliştirilmiş bir standart olan GSM (Global System for Mobile Communications)
sistemidir. Ülkemizde GSM 900 ve GSM 1800 olmak üzere iki farklı GSM sistemi
ticari olarak kullanılmaktadır. GSM 900 ile GSM 1800 arasındaki temel farklar
şunlardır:
• GSM 1800, GSM 900'e göre yüksek frekansta çalışmakta ve daha geniş bir
frekans bandını kullanmaktadır. GSM 1800'de taşıyıcı sayısı daha fazla
olduğundan sıkışma olmaksızın hücrelere yeni taşıyıcılar kolaylıkla
eklenebilir ve bu da sistem kapasitesini arttırır.
37
• GSM 1800 için daha düşük veriş gücü seviyeleri seçilmiştir. Bu da, yüksek
propagasyon kayıpları ile beraber daha düşük radyo erişim uzaklığına bu da
daha küçük yarıçaplı hücrelerin kullanılmasına sebep olur. Bu özellik GSM
1800'ü yoğun nüfuslu kentsel alanlara çok uygun hale getirir. Benzer
büyüklükteki bir alanda GSM 1800, lisanslı frekans bandının genişliğine bağlı
olarak GSM 900'e göre 3 kat daha fazla kapasite sağlar.
• Kentsel bir alanda GSM 1800'ün tipik hücre yarıçapı 0,5 km. ile 2 km.
arasındadır. Kırsal alanda ise 10 km. yarıçaplı hücreler oluşturmak
mümkündür. GSM 900 ile kırsal alanda 15 km. yarıçapını aşmak mümkündür.
• GSM 1800'de kapsama alanı daha düşük olduğundan hücre basına daha az
trafik düşecek ve hücre aşırı yüklenmeyecektir. Teorik olarak, GSM 1800'ün
hat kaybı GSM 900'den olduğundan 6 dB daha büyüktür. GSM 900'e ait
sistemler fazla enerji tüketirken, GSM 1800'ün enerji tüketimi daha azdır.
• GSM 1800'de daha çok baz istasyon kurulması gerektiğinden baz istasyonun
büyüklüğü ve montajının kolaylığı GSM 900'e göre daha fazla önem arz
etmektedir. GSM 1800 baz istasyonları, GSM 900 baz istasyonlarına göre
daha küçüktür.52
3.2. Türkiye Telekomünikasyon Piyasalarına Yönelik Rekabet Dinamikleri:
Fiyatlamayı Etkileyen Temel Unsurlar
Oligopolcü yapıya sahip olan piyasalarda rekabet sürecinin en önemli üç
aşması piyasaya giriş, ürünlerin özelliklerinin belirlenmesi ve fiyat rekabeti olarak
tanımlanabilir. Telekomünikasyon piyasalarında piyasaya giriş teknolojik kısıtlar
altında olduğundan, ülkeler genellikle ihale ve ruhsatlar yolu ile işletmecilere belli
dönemlerde faaliyet izni vermektedirler. Özellikle mobil telekomünikasyon alanında
spektrum kıstı, yeni firmaların piyasaya girişini rekabet sürecine değil, dışsal olarak
politika yapıcılarına bırakmaktadır. Sabit telekomünikasyon hizmetlerinde de yine
lisanslar yolu ile piyasaya girilebilmektedir. Ancak bu lisanslarda spektrum kıstı
bulunmadığından, daha çok firmanın piyasada yer alabilmesi mümkündür. 52 KARAÇUKA, Mehmet, Türk Mobil Telekomünikasyon Piyasalarında Rekabet (Şebeke
Endüstrileri Açısından Üç Firma Örneği), Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir, 2007, s. 149-155
38
Telekomünikasyon piyasaları daha önce de açıklandığı üzere, medyadan uydu
iletişim araçlarına kadar geniş bir iktisadi alanı kapsamaktadır. Çalışmanın bu
bölümünde ele alınacak piyasalar ise ses iletimi ve taşınması (telefon) piyasalarıdır.
Bu yüzden çalışmamızda aksi belirtilmedikçe telekomünikasyon terimi sabit ve
mobil hatlarda ses trafiği hizmetleri yerine kullanılmaktadır. Bu piyasaların analiz
modelleri ve analiz sonuçlarının büyük ölçüde tüm telekomünikasyon hizmet
piyasalarına da uyarlanabileceği söylenebilir.
Ürün Farklılaştırma Stratejileri ve Fiyat Dışı Rekabet
Mobil telekomünikasyon piyasalarında ürün farklılaştırılmasına gidilmesi
piyasaların analog teknolojiden dijital teknolojiye geçilmesi ile birlikte ortaya
çıkmıştır. Analog teknoloji döneminde ise firmaların ürün farklılaştırma stratejilerine
yönelmemiş olması teknolojik nedenlerden değil piyasada tekelci yapı içinde
genellikle Türkiye’de de olduğu gibi kamu şebekesinin bu hizmeti sağlamış olması
ve rekabetçi bir baskı ortaya çıkmamış olmasıdır. Dijital teknoloji ile birlikte yeni
firmaların piyasada hizmet vermeye başlaması firmaları birbirlerine karşı üstünlük
sağlamak için fiyat rekabeti yanında fiyat dışı rekabet unsuru olarak ürün
farklılaştırması stratejilerine de önem vermelerini gerektirmiştir. Teknolojik yapı ve
ortak standartlara duyulan ihtiyaçtan dolayı ürün farklılaştırma konusunda fazla bir
alan olmayan bu piyasalarda, spektrum gibi önemli bir kısıt da miktar rekabetini
engellemektedir.
Ancak yine de belli ölçülerde (kalite, kapsama alanı, talebin yoğun olduğu
saatler (peak/off peak) gibi) farklılaştırma yaratılarak, firmaların değişik tüketici
tiplerini hedeflemeleri mümkündür. Bu bölümde öncelikle firmaların ürün
farklılaştırma stratejilerine değinilecek ve sonra da fiyat rekabetinin unsurları
açıklanacaktır.
Kapsama Alanı ve Hizmet Kalitesi
Firmaların fiyat dışı rekabette en önemli stratejileri “kapsama alanı”
(coverage) üzerine odaklanmaktadır. Kullanıcıların kapsama alanına verdikleri değer
farklılık gösterse de, diğer talep unsurları eşit olduğunda tüketicinin daha geniş
kapsama alanına sahip olan operatörü seçeceği açıktır. Kapsama alanında firmaların
bir birlerine üstünlük kurmaları kullanıcı tabanını daha geniş kitleler üzerine inşa
39
etmelerini sağlamaktadır. Mobil telekomünikasyonda ses ve data trafiği birbirlerine
bağlanmış “hücre” üzerinden gerçekleşmektedir.
Bu hizmetin sağlanması için de öncelikle kullanıcının bulunduğu alanın bir
“hücre” tarafından kapsanması gerekmektedir. Kapsama alanı ayrıca veri trafiği
miktarını da belirleyeceğinden firmalar Cournot tarzı miktar rekabetine
girebilecektir. Valetti (1999)’ ye göre de firmaların inşa ettikleri kapsama alanındaki
farklılıklar ürün kalitesi farkını ortaya çıkarmakta ve piyasa yapısı üzerinde önemli
etkide bulunabilir. Öncelikle farklı alanları kapsayan şebekelerin bulunması, ürün
kalitesini fiyatlara yansıtarak, fiyat rekabetini yumuşatacaktır.
Teorik olarak böyle bir durum mümkün görünürken, mobil teknolojinin
yapısı (radyo frekans spektrumu kıstı) kapasiteyi sınırlayan en önemli etken olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında düzenleyici kurumlar operatörlerle yaptıkları
lisans anlaşmaları çerçevesinde firmalara belli bir süre içinde kapsama alanını belli
bir orana çıkarmakla yükümlü tuttukları görülmektedir.
Türkiye’de de sözleşme yapılan firmalara beş yıl içinde nüfusun %95’ini
kapsama zorunluluğu getirilmiş ve firmaların bu yükümlülükleri yerine getirdikleri
görülmüştür. AB’de de operatörlerin ulusal çapta yüksek kapsama alanlarına sahip
olma stratejilerine yöneldikleri görülür. Bu durumun önemli bir istisnası lisansların
ulusal düzeyde değil de, belli bölgeler için verildiği A.B.D’dir. A.B.D’de de yine
firmaların stratejileri operatörlerin benzer büyüklükte kapsama alanına sahip
olmaktır.
Operatörlerin kendi şebekelerini fiziksel olarak genişleterek kapsama
alanlarını artırmalarının diğer bir alternatif yolu, diğer firmaların şebekelerini
“roaming” anlaşmaları yolu ile kullanmaktır. Ancak bu sözleşmelerin işlem
maliyetleri ve büyük şebekelerin bu tip anlaşmalara isteksiz olmaları, firmaları kendi
şebekelerini genişletme yoluna itmektedir. Özellikle piyasaya yeni giren firmalar
açısından son derece önemli olan “roaming”, Türkiye’de de “Aycell” ve “Aria”
şebekeleri ile yerleşik şebekeler arasında önemli bir rekabet sorununa yol açmıştır.
Kapsama alanı sınırlı olan yeni şebekelerin piyasaya girmesi durumunda ürün
farklılıklarından dolayı fiyat rekabetinin sınırlı olması, firmaların kapsama alanındaki
farklılıkları ortadan kaldırmasıyla da fiyat rekabetinin daha yoğun olması teori ile
uygun bir biçimde gerek ülkemizde gerekse de diğer ülkelerde görülmüş bir olgudur.
40
Piyasaya yeni giren firmalar olması durumunda mobil telekomünikasyon
piyasalarında Cournot tipi bir miktar rekabeti mümkün olabilirken, teknolojik olarak
homojen hizmetlerin sunulduğu bu tip piyasalarda kapsama alanı arasındaki
farklılıkların da kalkması ile “Bertrand” tipi bir fiyat rekabet süreci ortaya
çıkmaktadır.
Ön-Ödemeli Hatlar ve Kilitleme
Mobil telekomünikasyon hizmetlerinin ödeme şekli gerek analog dönemde
gerekse dijital dönemin başlarında tipik olarak aylık kullanıma göre gelen faturalar
yoluyla olmuştur. Bu tip ödeme sekli elektrik, su gibi kamusal şebeke ürünlerinde de
son zamanlara kadar görülen tek tip bir ödeme şeklidir.
Mobil hizmetlerde başlangıç dönemdeki fiyatların yüksekliği,
yaygınlaşmamış bir üründe sabit fiyatların yüksekliği düşük tip talep özellikleri
taşıyan kullanıcıların şebekelere girmesi önünde önemli engel olmuştur. Ön-ödemeli
abonelik olanağının piyasalarda yer almasından sonra ise mobil hizmetlerde önemli
bir sıçramanın ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Bu tip aboneliklerde her hangi bir
aylık ücretin olmaması, tüketicinin aldığı hizmetin maliyetini kontrol altında daha
kolay tutabilmesi ve ön ödemeli hattaki kredi tükendikten sonra da belli bir süre karşı
taraftan görüşme çağrısı alabilmesi mobil hizmetlerin toplumun daha geniş kesimleri
tarafından da benimsenmesini beraberinde getirmiştir.
Ön-ödemeli abonelik ilk kez 1995 yılında Almanya ve İsviçre’de piyasaya
sunulmuştur. Bu abonelik türü, seyahat halindeki iş adamlarına yönelik olarak
kullanımı hedeflenmiş ve bir defalık kullanımı olan kartlarla piyasaya sunulmuştur.
Tekrar kredi yüklenebilen kartlar ise 1996 yılında Telecom Portrugal ve Telecom
Italia Mobil (TIM) tarafından piyasaya sürülmüştür. Ödeme şekline göre
farklılaştırılan bu tip mobil hizmetler her ne kadar klasik faturalı aboneliklere göre
daha pahalı görüşme ücretini sahipse de, düşük düzey kullanıcı için daha az
dönemlik maliyet sağladığından kısa sürede tüm Avrupa’da büyük rağbet görmüştür.
Günümüzde ön-ödemeli aboneler faturalı hat abonelerinin 3 katı civarına
ulaşmıştır. Bunun dünyadaki önemli istisnası aranan tarafın ücret ödediği
(RPPReceing Party Pays) A.B.D’dir. Kullanıcı açısından arayan tarafın ödediği
(CPPCalling Party Pays) sistemdeki maliyet avantajlarını içermediği bu ülkede ön
41
ödemeli abonelikler toplam abonelerin %5’i civarındadır. Ön-ödemeli kartların firma
açısından getirdiği avantaj ise sunacağı hizmetin ödemesini önceden elde ediyor
olmasıdır. Bu da müşterinin ödeme gücü riskini ortadan kaldırmaktadır.
Operatörlerin kampanyalar yoluyla telefonları uzun vadeli sözleşmelerle
sübvanse etme yoluna gitmeleri piyasada görülen önemli bir rekabet stratejisidir. Bu
tip bir strateji hem hizmetin tamamlayıcı unsuru olan telefonların potansiyel
kullanıcılara daha uygun fiyatlarla sunulmasını sağlamakta ve tüketicilerin şebekeye
giriş maliyetlerini azaltmakta; hem de kullanıcıları uzun dönemli sözleşmelerle belli
operatörlere başlanmış olmaktadır.
Ön ödemeli abonelik seçeneklerinin yaygınlaşması ile birlikte bu tip
sözleşmelerin önemini kaybetmesi, firmaların başka türlü strateji geliştirmesini
gerektirmiştir. Telefonlar firmalar tarafından sübvanse edilirken, diğer firmaların
SİM kartları ile kullanılmasının önüne geçmek için diğer operatörlerin SİM kartları
ile çalışamayacak şekilde SIM kilidi (SIM lock) yapılmaktadır. Bazı ülkelerde bu tip
uygulamalar yasaklansa da (örneğin Finlandiya’da), ön ödemeli hatlarda tüketicilerin
sübvanse edilmiş telefonları belli bir dönem boyunca sadece satın aldığı firmanın
şebekesi üzerinden kullanmasını güvence altına alan bir uygulama olarak özellikle
Avrupa ülkelerinde çok görülen bir uygulamadır.53
3.2.1. Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyat Rekabeti
Telekomünikasyon hizmetleri, diğer şebeke türünde olan kamu hizmetleri
gibi, uzun yıllar kamu tarafından yürütülürken, iktisadi rasyonelden çok sosyal ve
siyasi değerlendirmelerin etkisinde kalmıştır. Rekabetçi yapının firmaları maliyetlere
dayalı bir fiyatlamaya zorlayacağı ve bunun da firmaları verimlilik artısına
yönelteceği düşüncesi telekomünikasyon piyasalarında serbestleşmeye gidilmesinin
de önemli gerekçelerinden birisidir. Ancak uygulamada görüldüğü üzere
telekomünikasyonda rekabetçi unsurlar, piyasaların çeşitli katmanlarında farklı bir
biçim almaktadır.
53 KARAÇUKA, Mehmet, a.g.e,s. 89-90
42
Örneğin, sabit hatta uzun mesafe hizmetlerde çok sayıda firmanın piyasaya
girmiş olduğu gözlemlenirken, alt yapıya dayalı yerel ağa erişimde tekelci yapı
varlığını sürdürmektedir. Mobil telekomünikasyon hizmetlerinde de yine alt yapıya
erişimin tüm operatörlere açık olması düzenleyici kurumlar tarafından kollanan bir
prensip olmasına rağmen, ara bağlantı ücretlerinin yanı sıra, şebeke etkilerinden
kaynaklanan nedenlerle tam rekabet modelinin fiyat mekanizması bu prensibin
uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca her türlü telekomünikasyon hizmetinde en
önemli alt yapı unsurunu oluşturan yerel ağda tekelci darboğaz, tüm operatörler
tarafından kullanımı zorunlu olduğundan “tek yönlü erişim” problemini ortaya
çıkarmaktadır. Bütün bu unsurlar sektörün teknolojik standartlarının yanı sıra,
fiyatların da düzenlemeye ve kamu müdahalesine tabi hale getirmektedir.
Düzenleyici kurumların bu alanda yumuşak bir müdahale geleneği içinde olduğu
görülmektedir. Türkiye’de de olduğu üzere, düzenleyici kurumlar hizmetlerin tavan
fiyatlarını belirlerken, firmaların genellikle bu tavan fiyatın altında fiyat rekabetinde
oldukları görülür. Bunun bir istisnası firmalar arasındaki ara bağlantı ücretleridir.
Ara bağlantı ücretleri sektörü diğer sektörlerden ayıran önemli bir unsur olarak
firmaların rekabet stratejilerinde ve piyasaların rekabetçiliği üzerinde önemli
etkilerde bulunmaktadır. Bu neden firmalar, şebeke içi hizmetlerin fiyatlaması ile
şebeke dışı hizmetlerin fiyatlamasını farklı kıstaslara tabi tutulmaktadır. Şebeke içi
telekomünikasyon hizmetlerinde firmanın tüm maliyet unsurlarını kontrolü altında
tutabilirken, şebeke dışı sunulan bir hizmette ara bağlantı ücretlerinden dolayı diğer
firmanın fiyatlama stratejisinden doğrudan etkilenmektedir.
Mobil telekomünikasyon hizmetlerinde operatörler arası şebeke görüşmeleri
sabit hat operatörlerine göre rekabetin daha fazla olmasından dolayı daha yaygındır.
Bu nedenle “iki yönlü erişim” modeli piyasaya daha uygun olarak görülmektedir.
Sabit hatta ise her bir şebekenin kendi alt yapısını kurmadığı ve son
kullanıcılara tekelci firmanın altyapısı üzerinden hizmet verdiklerinden dolayı “tek-
yönlü erişim” modeli günümüz için daha açıklayıcıdır. Aşağıda, çift-yönlü erişim
modeli için bir çerçeve analizi sağladığından önce tek yönlü erişim modeli, sonra da
çift-yönlü erişim modeli açıklanacaktır.
43
Tek Yönlü Erişim Fiyatlaması
Tek yönlü erişim, bir hizmetin son kullanıcıya sunumunun sağlanması için bir
şebekenin/firmanın, rakip şebeke/firmanın sahip olduğu önemli bir girdiyi
kullanmasının zorunlu olduğu, ancak rakip şebekenin bu şebekeden her hangi bir
girdiye ihtiyaç duymadığı durumda ortaya çıkmaktadır. Geleneksel kamusal
şebekelerde (elektrik, gaz, su, telekomünikasyon gibi) serbestleşme ile ortaya çıkan
rekabet süreci genellikle bu şekilde oluşmaktadır. Sabit hatlı telekomünikasyon
hizmetlerinde de alt yapıda genellikle tekelci durumda olan yerleşik firma, diğer
firmaların son kullanıcıya hizmet sağlayabilmesi için gerekli olan yerel ağa sahip
olurken, kendi hizmetlerini kendi şebekesi üzerinden sunabilmektedir.
Piyasaların rekabetçiliği açısından hizmet açısından gerekli temel unsura
erişimin ücreti oldukça önemlidir. Örneğin yerel ağdaki tekelci darboğaza sahip olan
yerleşik firma piyasada yeni firmaların hizmet vermesini engellemek için bu ücreti
yüksek tutabilir. Bu durumda son kullanıcıya erişemeyecek/veya yerleşik firmadan
daha pahalıya hizmet verecek olan yeni firma piyasadan çekilmeye zorlanabilir.
Bunun yanı sıra bu tip bir altyapıya erişimin, yerleşik firmanın maliyetlerini
karşılamayacak derece düşük tutulması da piyasa da etkin ölçeğe ve verimsiz bir
yapıya sahip olan pek çok firmayı piyasaya çekerek alt yapı yatırımlarını olumsuz
etkileyebilir.
Çift Yönlü Erişimde Fiyatlar ve Şebekeler Arası Rekabet
Tek yönlü erişim özellikle sabit hatlı telekomünikasyon hizmetleri
piyasalarında ve bu piyasaların rekabete açılmasında önemli bir konu olurken,
şebekeler arası rekabetin gelişmiş olduğu piyasalarda ve mobil telekomünikasyon
piyasalarında çift-yönlü erişim (ara bağlantı) büyük önem kazanmaktadır.
Mobil telekomünikasyon teknolojilerinin gelişmediği ve ulusal
telekomünikasyon piyasalarında alt yapıya dayalı rekabetin oluşmadığı dönemlerde
Ara bağlantı konusu ülkeler arası görüşmelerin sağlanması şeklinde ve ülkelerin
birbirleriyle anlaşmaları çerçevesinde oluşmuştur. Ulusal piyasalarda tekelci
durumda olan ve birbirleriyle rekabet halinde olmayan firmaların bu tip anlaşmalarda
fazla sorunlarla da karşılaşılmamıştır. Ancak Laffont ve Tirole’ün (2000) belirttiğine
göre, bu dönemde de çağrı sonlandırma ücretleri her ne kadar firmaların kar
44
maksimizasyonu açısından olumsuz bir unsur taşısa da, marjinal maliyetlerin oldukça
üzerinde oluşmuştur. Bunun bir nedeni uluslar arası trafiğin tarife dışı etkenlerden
dolayı da (gelir farklılıkları ve diğer sosyo-ekonomik etkenler) daha çok gelişmiş
ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere doğru yönelmesi ve yüksek çağrı sonlandırma
ücretleriyle gelişmekte olan ülkelerin net gelir elde etme olanağı olarak
değerlendirilebilir. Bu dönemde ulusal aramalar ile uluslar arası aramalar arasında
her ne kadar maliyetlerde çok küçük farklar olmasına rağmen, fiyatlarda çeşitli
ülkelerde önemli farklar görülmüştür.
Çift-yönlü erişimin politika ve iktisat teorisi açısından önemi ise birbirleriyle
aynı entegrasyon seviyelerinde örgütlenen firmaların aynı piyasalarda hizmet vermek
üzere birbirlerinin şebekelerinden faydalanmak zorunda olmaları ile birlikte
artmıştır.54
3.2.1.1. Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri
3.2.1.1.1. Fiyatlandırma Kavramı
Pazarlama karması elemanlarından biri olan fiyat, sunulan mal veya hizmetin
talebini, rekabet durumunu, pazar payını etkilediğinden, işletmelerin gelirlerinde ve
kar etmelerinde son derece önemli roller üstlenmektedir. Diğer pazarlama karması
elemanları hep masrafa tekabül etmekteyken fiyat, gelire etki eden tek bileşen olarak
dikkat çekmektedir. Bu yüzden işletmeler, mal veya hizmetlerini fiyatlandırırken
dikkatli adım atmalı ve fiyatlandırma kararlarının uygulanabilir stratejiler üzerinde
inşa etmelidir. Bu stratejiler pazar payını artırmak, rekabet avantajı elde etmek,
marka değerini artırmak, karı maksimize etmek, tutundurma faaliyetlerine yardımcı
olmak gibi birden fazla amaca hizmet edebilecek şekilde oluşturulabilmektedir.
Fiyatlandırma stratejileri, çoğu zaman mal ve hizmetler için ortak
kullanılabilmekle birlikte kimi zaman farklılıklar da gösterebilmektedir. Mal ve
hizmetler için kullanılan üç temel fiyatlandırma stratejisi aşağıdaki gibidir:
54 KARAÇUKA, Mehmet, a.g.e., s. 94-95
45
Maliyete Dayalı Fiyatlandırma Stratejileri
Maliyetler göz önüne alınarak uygulanmaktadır. Bilinen en eski fiyatlandırma
yöntemi olan maliyete dayalı fiyatlandırma stratejileri, uygulamada sunduğu
kolaylıklar nedeniyle günümüzde etkin olarak kullanılsa bile pazar ile ilgili verileri
göz ardı etmesi, tek bir fiyatla tüketicilerin karşısına çıkması gibi nedenlerden ötürü
çeşitli eleştirilere maruz kalmaktadır.
Talebe Dayalı Fiyatlandırma Stratejileri
Tüketicinin sunulan ürün veya hizmete olan talebi dikkate alınarak
gerçekleştirilmektedir. Modern pazarlama anlayışı içerisinde değerlendirilen bu
stratejide, fiyat farklılaştırması, alıcıların kabulü (değer fiyatlandırması), psikolojik
fiyatlandırma gibi değişik yöntemler kullanılabilmektedir.
Rekabete (Pazara) Dayalı Fiyatlandırma Stratejileri
İşletmelerin, maliyet ve talep gibi kriterlerden çok rakiplerin fiyatını baz
alarak fiyatlandırma kararı almasıdır. Özellikle rekabetin yoğun olduğu pazarlarda
görülen bu strateji, pazarda hâkim olmayan işletmeler tarafından uygulanmaktadır.
Bu temel stratejiler, sunulan ürün veya hizmetin içeriğine, sektöre ve hatta
tüketici kitlesine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Kimi zaman uygulanan
stratejileri birbirinden ayırmak mümkün olsa bile rekabetin yoğun olduğu pazarlarda
bu stratejilerin birlikte uygulanmasından ötürü stratejileri bir başlık altında toplamak
son derece güçleşmektedir. Söz konusu Pazar telekomünikasyon sektörü olunca,
durum iyice karmaşıklaşmakta ve sadece ses hizmeti için sektörde yüzlerce farklı
tarife ve kampanya bulunması, bu karmaşık tabloyu açıkça ortaya çıkarmaktadır.
Telekomünikasyon sektöründe fiyatlandırma stratejilerinin daha iyi kavranması
açısından sektörde sıkça duyulan tarife, fiyat ve ücret kavramlarının açıklanması
faydalı olacaktır. Fiyat, bir hizmetin bir birimi için ödenen para anlamına
gelmekteyken; ücret, alınan bir hizmet neticesinde ödenmesi gereken miktarı
belirtmektedir. Tarife ise bir hizmet için ödenecek ücreti hesaplamaya yarayan
denklemi ifade etmekte ve iki taraf arasında imzalanan sözleşme hükümlerince
belirlenmektedir. Bir örnek vermek gerekirse, “a” bağlantı ücreti, “p” her bir
dakikalık konuşmanın fiyatı ve “t” ise dakika cinsinden konuşma süresi olarak kabul
edildiğinde, tarife T=a+pt şeklinde ifade edilebilir.
46
Böylece her bir ücretlendirme dönemi için aboneler, operatör ile anlaştıkları
tarifeler üzerinden ücretlendirilirler. Özetle telekomünikasyon sektöründe son
kullanıcıya yönelik fiyatlandırma stratejilerinin, büyük oranda tarifeler üzerinden
oluşturulması ve çalışmanın da son kullanıcılara yönelik fiyatlandırma stratejilerini
kapsamasından ötürü operatörler tarafından son kullanıcılara sunulan tarifelerin
incelenmesi, çalışmanın en önemli ayaklarından birini oluşturmaktadır. Genel
itibariyle tarifeler, kurumsal ve bireysel olarak ikiye ayrılmış olsalar bile temelde
aynı stratejilerden beslenmelerinden dolayı bu çalışmada, aksi belirtilmedikçe
bireysel tarifelerden faydalanarak fiyatlandırma stratejilerine yönelik örnekler
verilecektir.55
3.2.1.1.2. Sabit Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri
Düzenlemelerin önemli ölçüde fiyat kontrolü ile sağlandığı sabit
telekomünikasyon sektöründe, tarifeler genel olarak sabit ücret ve kullanım
ücretinden oluşmaktadır. 1980’li yıllarda başlayan liberalleşme akımı ile daha
önceleri çapraz sübvansiyonun sıkça görüldüğü sektörde, giderek rekabet koşulları
hâkim olmaya başlamış ve sonuçta tarifelerde “Rebalancing” adı verilen dengeleme
eğilimi ön plana çıkmıştır. Rebalancing ile uluslararası konuşma ücretlerinde ve
kullanım bazlı ücretlerde önemli düşüşler görülmüş, şehir içi konuşma ücretleri ile
birlikte sabit ücretlerde de artışlar görülmüştür. Buna göre sabit telekomünikasyon
hizmetlerindeki keskin düşüşün sabit ücretler aracılığıyla önlendiği görülmekte ve
tarifelerde sabit ücret kullanım ücreti dengesine ilişkin strateji değişikliğine gidildiği
sonucuna ulaşılabilmektedir.
Düzenlemeye Dayalı Fiyatlandırma Stratejileri:
* Getiri (İç Karlılık) Oranı Düzenlemesi:
Telekomünikasyon sektöründe hizmetlerin, maliyetler dikkate alınarak
fiyatlanması gerektiği konusunda bir konsensüs oluşmuş ve Türkiye’deki
uygulamalarda bu hususa dikkat edilmeye çalışılmıştır.
55 İLERİ, Numan, Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri, Yayımlanmış,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2009, s. 131-134
47
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 14.maddesinin c fıkrasında
“Tarifelerin, sunulan elektronik haberleşme hizmetlerine ilişkin maliyetleri mümkün
olduğunca yansıtması” gerektiği belirtilerek Kurumun tarifeleri onaylarken bu kriteri
de dikkate alan yaklaşımlar belirlemesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Firmanın
getirilerinin maliyetlerine eşitlenmesi ilkesine dayanan bu düzenleme yöntemi uzun
yıllar başta ABD olmak üzere telekomünikasyon sektörünün regülâsyonunda
kullanılmış ve detayları aşağıda açıklanan gerekçeler nedeniyle neredeyse tüm
dünyada uygulamadan vazgeçilmiştir.
Bu yöntemde, teşebbüse yaptığı parasal yatırımların karşılığı olarak belli
miktarda kar elde etmesi imkânı tanınmaktadır. Teşebbüs üretim seviyesini tespit
etmekte, girdileri konusunda serbest olmakta, fakat elde edeceği ve daha önce
belirlenmiş olan adil kar oranını hiçbir şekilde aşamamaktadır. Breyer yöntemin
işleyişini aşağıdaki gibi açıklamıştır:
▪ Firma için bir test yılı seçilir,
▪ Test yılına ait işletme giderleri, amortisman ve vergiler toplanır,
▪ Bu toplama makul bir kar eklenir. Makul kar, kara baz teşkil eden varlıkların
(toplam yatırımlar - birikmiş amortismanlar) makul bir kar oranıyla
çarpılmasıyla bulunur.
▪ Bu toplam firmanın elde edeceği geliri belirler. Düzenleyici otorite, tarifeleri,
firmanın bu geliri sağlamasına yetecek şekilde belirler.
▪ Firma birden fazla hizmet üretiyor ya da birden fazla tüketici gurubuna
hizmet veriyorsa düzenleyici otorite her birinin toplam gelirdeki payını da
belirleyebilir.
* Tavan Fiyat (Price Cap) Yöntemi:
Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu pek çok ülke, doğal tekellerde kullanılan
fiyat regülâsyonunda “Yüksek Motivasyonlu” olarak adlandırılan Tavan Fiyat
yöntemini kullanmaktadır. İlk kez Stephen Littlechild tarafından British Telekom’un
fiyatlarının düzenlenmesi amacıyla kullanılan bu yöntemde, teşebbüslerin ortalama
fiyatlarını, öngörülen Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE)’nden “verimlilik
parametresinin” çıkarılması neticesinde elde edilen miktar oranında artırmasına izin
48
verilmekte, firma fiyatlarını belirlenen tavanın altında kalmak kaydıyla kendisi
belirlemektedir. Böylece hizmetlere ait fiyatların tespiti, son derece zor olan maliyet
yerine verimlilik esasına dayandırılmaktadır.
Maliyete Dayalı Fiyatlandırma Stratejileri
Sabit telekomünikasyon hizmetlerinde maliyete dayalı yaklaşımlar yıllar
boyu kullanılmış ve süreç gereği başka yöntemler kullanılsa bile, maliyete dayalı
yöntemler başka yöntemlerin sağlamasını yapacak şekilde kullanılmaya devam
edilmiştir.
Ramsey Fiyatlandırma:
Ramsey fiyatlandırma yaklaşımı lineer ve çok ürünlü tekel durumları için
çözüm sunmaktadır. Talebe dayalı fiyatlandırma stratejileri içerisinde
gösterilebilmekle birlikte temel amacın maliyetlerin karşılanması olduğundan
maliyete dayalı fiyatlandırma stratejilerinin içerisinde incelenmesi daha uygun
görülmektedir. Bu yaklaşımı anlatmak için öncelikle talebin fiyata olan
esnekliğinden bahsetmek gerekir. Talebin fiyat esnekliği bir malın fiyatında %1’lik
değişikliğin talep edilen miktarda yüzde kaçlık değişikliğe yol açtığını gösterir.
İki Kısımlı Tarife (Two-Part Tariffs):
Telekomünikasyon hizmetlerinin lineer fiyatlama yöntemleri olarak bilinen
yöntemlerle (fiyatın, ortalama maliyete ya da marjinal maliyete eşit olması)
fiyatlandırıldığında etkinliğin tam olarak sağlanmadığı görülmüştür. İşte bu noktada
maliyetleri karşılamakla birlikte etkinliği de önemli ölçüde sağlayan yöntemlerin
kullanılması yoluna gidilmiştir.
Lineer olmayan fiyatlandırma yöntemlerinden biri olan iki kısımlı tarife
yöntemi ile hem sabit maliyetler karşılanacak hem de kullanılan her bir birimlik
hizmet için marjinal maliyet üzerinden fiyatlandırma yapılarak etkin bir çözüm
sunulmuş olacaktır.
Rekabete Dayalı Fiyatlandırma Stratejileri
Sabit operatörler, düzenleyici otoriteler tarafından önceki kısımlarda belirtilen
kısıtlara uymak koşulu ile fiyatlandırma kararları alabilmekte ve bu kararlar, başta
aboneler olmak üzere sektörü de önemli ölçüde etkilemektedir.
49
Liberalleşme öncesi sabit telekomünikasyon sektöründe, tüm abonelere
genelde iki kısımdan oluşan (sabit ücret ve kullanım ücreti) tek bir tarife seçeneği
sunulmakta ve aboneler arasında ayrım gözetilmemekteydi. Fiyat farklılaştırmasına
yönelik uygulamalar ise yaygın olmamakla birlikte ABD gibi bazı ülkelerde günün
yoğun olan saat dilimleri temel alınarak yapılmaktaydı. Yıllarca standart tarifeler
üzerinden ücretlendirilen sabit telekomünikasyon hizmetleri, ikame teknolojiler ve
sektördeki rekabetin etkisiyle abonelerin taleplerini de dikkate alan, pazar odaklı, kar
maksimizasyonu sağlayan yeni stratejiler ile sunulmaya başlanmıştır.
Bölgesel Fiyatlandırma Stratejileri
Sabit telekomünikasyon hizmetleri sunulduğu ilk andan itibaren aranan yere
olan uzaklık dikkate alınarak fiyatlandırılmıştır. Ülkeden ülkeye bölge tanımları
değişmekle birlikte kimi ülkelerde bölgeler direkt olarak kilometre cinsinden
hesaplanarak oluşturulmuş, kimi ülkelerde ise şehir, eyalet gibi sınırlar, referans
kabul edilerek tanımlamalar gerçekleştirilmiştir. Türkiye’deki telekomünikasyon
hizmetleri bölgesel manada Şehir İçi Aramalar (ŞİA), Şehirler Arası Aramalar
(ŞAA), Uluslar Arası Aramalar (UA) şeklinde üç kategoriye ayrılmış ve uluslararası
aramalar ayriyeten dört alt kategori şeklinde tasnif edilmiştir. Mobil
telekomünikasyon hizmetlerinin yaygınlaşması ile birlikte yukarıdaki kategorilere ek
olarak GSM Aramaları (GSMA) şeklinde yeni bir kategori daha eklenmiş ve
tarifeler, bu kategorilere yapılan aramalar dikkate alınarak oluşturulmuştur.
Fiyat Farklılaştırma Stratejileri
İşletmelerin, kar maksimizasyonu sağlamak amacıyla aynı maliyete sahip
ürün ya da hizmetlerini farklı fiyatlardan satması olarak tanımlanan fiyat
farklılaştırması üç şekilde karşımıza çıkmaktadır.
▪ Birinci Dereceden Fiyat Farklılaştırması: İşletmenin sunduğu mal ya da
hizmete talip olan tüketicilerin ödemek istediği değeri bilip, ürünlerin her
tüketiciye ödemek isteyeceği miktarlar üzerinden fiyatlandırılması olarak
ifade edilmektedir. Pratik hayatta uygulamalarına rastlanması son derece güç
olan bu fiyatlandırma çeşidinin alıcıların az olduğu tekelci piyasalarda
uygulanabileceği bilinmektedir.
50
▪ İkinci Dereceden Fiyat Farklılaştırması (Miktara Bağlı İndirimler): Bir mal ya
da hizmetin satın alınan miktarındaki artışa paralel olarak işletmelerin
sundukları ürüne yönelik birim fiyatlarda düşüşe gitmeleri şeklinde
özetlenebilir.
▪ Üçüncü Dereceden Fiyat Farklılaştırması: Piyasaların talep esnekliği dikkate
alınarak alt segmentlere ayrıldığı ve fiyatlandırmanın her pazar segmenti için
farklı uygulandığı fiyatlandırma stratejisini ifade eder. Piyasada en sık
görülen fiyatlandırma stratejilerinden biri olan bu stratejide, pazar kurumsal-
bireysel, yüksek gelirli-düşük gelirli, düşük talebin olduğu zamanlar-yüksek
talebin olduğu zamanlar gibi alt bölümlere ayrılır.
Paket Satış Stratejisi (Bundling)
Operatörler, ses gelirlerindeki düşüşü engelleyecek çözüm yolları bulmaya
çalışmakta ve yüksek marjinli hizmetlerle sesi birlikte (bundle) sunarak önemli bir
ivme yakaladıkları görülmektedir. İncelenen 87 operatörden 48’inin multiple play
(sesin yanında, veri ve/veya görüntünün (video, TV) sunulması) hizmetleri sunduğu
görülmüştür. Hatta kimi ülkelerde triple play (ses, veri ve görüntü) servislerinin
fiyatı, tek başına sunulan servislerin fiyatından daha düşük sunulmaktadır.
Türkiye’deki yasal düzenlemeler, ana operatör olan Türk Telekom’un sadece sabit
telekomünikasyon hizmetleri sunmasını olanaklı kılmış, veri hizmetlerini perakende
seviyede sunmasını engellemiştir. Dolayısıyla Türk Telekom’un triple play
uygulamaları söz konusu olmamakla birlikte videofon uygulaması ses ve görüntü
hizmetlerinin birlikte verilmesinden ötürü multiple play uygulamalarına örnek olarak
gösterilebilir. Alternatif operatörler ise triple play uygulamalarını sunacak yatırımlar
yapmadıklarından kısa vadede bu hizmetleri sunması olası gözükmemektedir.
Ülkemizde paket satış stratejileri daha çok ses hizmetinin yanında tamamlayıcı
ürünler sunma şeklinde gerçekleşmektedir.
Sabit Fiyat Stratejisi (Flat Rate)
Paket satış stratejisi dışında önemli trendlerden biri de Flat Rate denilen belli
bir ücret karşılığında sınırsız konuşma olanağı veren fiyatlandırma stratejisidir.56
56 İLERİ, Numan, a.g.e, s. 138-181
51
3.2.1.1.3. Mobil Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri
Sabit telekomünikasyon sektöründen en önemli farkı sıkı düzenlemelere tabi
olmayışıdır. Türkiye’de, fiyatlandırma stratejileri açısından da dünya uygulamalarına
benzer yaklaşımlar kullanılmaktadır. Temel amacı abonelerin ihtiyaçlarına uygun
çözümler bularak müşteri memnuniyetini sağlamakla birlikte operatörlerin gelirlerini
de artırmak olan fiyatlandırma stratejilerinin neler olduğu ve bu stratejilerin “bireysel
tarifeler” bağlamında ülkemizde nasıl, uygulandığı aşağıda sunulmaktadır.
İki Kısımlı Tarife
Sabit telekomünikasyon hizmetlerinde olduğu gibi mobil telekomünikasyon
hizmetleri de iki kısımlı tarife yöntemiyle abonelere sunulabilmektedir. Sabit
telekomünikasyon hizmetleri ile ilgili kısımda detaylı bir şekilde anlatılan bu
yönteme dayalı tarifeler, bilindiği üzere sabit ücret ve konuşma süresine bağlı olarak
ödenen kullanım ücretinden oluşmaktadır. Mobil sektörde bu yöntem, sabit sektöre
göre birkaç açıdan farklılık göstermektedir.
• Bu yöntem, sabit sektörde tüm abonelere uygulanabilmekteyken, mobil
sektörde sadece faturalı abonelere uygulanabilmektedir. Bilindiği üzere
faturalı aboneler, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ön ödemeli
abonelerle kıyaslandığında oldukça düşük bir orana tekabül etmektedir.
• Sabit sektörde kullanım ücretleri için temel referans coğrafi mesafeler iken
(şehirlerarası, uluslararası gibi), mobil sektörde temel referans operatör içi ve
operatör dışı aramalardır. Türkiye’deki faturalı tarifelerin neredeyse tamamı
iki kısımlı tarife yöntemi temel alınarak oluşturulmuş durumdadır. İki kısımlı
tarife yöntemini baz alarak oluşturulan tarifeler, diğer stratejilerle birlikte
geliştirilmekte ve abonelere sunulmaktadır.
İki kısımlı tarife yönteminde, temel bileşenler de farklı stratejilere tabi
tutulmaktadır. Örneğin sabit ücretler, belirli bir süre için ücretsiz konuşma içerip
içermemesine göre sınıflandırılabilirken kullanım bazlı ücretler de temelde şebeke içi
ve şebeke dışı kullanımlar şeklinde sınıflandırılabilmektedir.
52
Talep Yoğunluğuna Bağlı Fiyatlandırma
Fiyat farklılaştırma metotlarından biri olarak kullanılan bu yöntem fiyat
konusunda duyarlı olan ve konuşma zamanlarında esnek davranabilecek aboneleri
hedef almaktadır. Bu yöntemin amaçları:
• Yoğun saatlerde oluşan ve tıkanmalara neden olan trafiğin bir kısmını, yoğun
olmayan saatlere kaydırarak şebeke optimizasyonu sağlamak,
• Talep esnekliği düşük olan abonelere ki genelde iş amaçlı hizmet alan
kurumsal aboneleri işaret etmekte, daha yüksek fiyatla; talep esnekliği yüksek
olan abonelere daha düşük fiyatlar sunarak onları elde tutmak,
• Yoğun olan saatlerdeki taleplerin büyük çoğunluğunu yüksek ücretten
karşılayarak müşteri memnuniyetini ve gelirleri artırmak,
Pazarın Kaymağını Alma Stratejisi (Skimming)
Telekomünikasyon sektöründe özellikle katma değerli hizmetlerin sunulması
aşamasında kullanılan bir yöntemdir. Bu politikayı izleyen firma, pazarın fiyata karsı
daha duyarlı kesimlerine geçmeden önce, talep eğrisinin yukarı kısımlarında bulunan
müşterilerin gelirlerini hedef alır. Bunun için de yüksek fiyatla piyasaya girer. Çünkü
başlangıçta talep, en azından yüksek fiyat aralıklarında serttir. Fiyat yüksekse
sonradan düşürebilme olanağı vardır. Böylece ürün yaşam dönemi boyunca fiyat
değişiklikleri yapılabilir.
İndirim Stratejileri
Fiyatlandırma stratejilerinin belki de en önemlisi indirim stratejileridir. Bu
yöntem doğru uygulandığı takdirde birbirinden farklı talepleri olan abone gruplarının
taleplerini karşılayıp onlara doğru çözüm sunarak müşteri memnuniyetini artırmakta;
böylece abone kaybını önlemekle birlikte yeni aboneler kazanmayı da mümkün
kılmaktadır. Özellikle fiyat esnekliği yüksek abonelerin hedeflendiği durumlarda,
yapılan indirimler hem aboneleri tatmin etmekte hem de operatörlerin gelirlerini
artırmaktadır.
53
Miktara Bağlı İndirimler
Rekabetin gelir kaybı ile sonuçlanmasını önlemeyi hedefleyen bu önemli
strateji, ön ödemeli aboneler için belirli kontör yüklendikten sonra ve faturalı
aboneler için ise belirli ücretler karşılığında indirime hak kazanmalarını
sağlamaktadır. Avantajları ise şu şekildedir:
• Yapılan indirimlerin, abonelerin daha az ödemesi ile sonuçlanmasını engeller
• Konuşmadığı zaman herhangi bir ücret ödemek zorunda olmayan ön ödemeli
abonelerin konuşmasını teşvik ederek ortalama şebeke maliyetlerinin
azalmasına neden olur.
• Abonelerin daha çok konuşturarak müşteri memnuniyetini sağlar ve müşteriyi
elde tutma maliyetlerinde tasarruf sağlayabilir.
• Abonelerin konuşma alışkanlığındaki artıştan dolayı, indirimsiz konuşmalar
yapma olasılığı artan aboneden elde edeceği gelir artar.
• Konuşma alışkanlığı artan abonenin, hem kendi aboneleri hem de başka
operatörlerin abonelerince aranma olasılığı artar ve operatörün yeni gelirler
elde etmesine neden olur.
Grup İndirimleri
Aboneleri çeşitli pazar segmentlerine ayırarak ilgili abonelere daha spesifik
ve daha ucuz hizmet sunmak amacıyla uygulanan stratejilerdir. Kamu çalışanları,
Aileler ve Öğrenciler gibi geniş kitleleri hedef alan tarifelerin yanında daha spesifik
ve daha küçük kitleleri hedef alan tarifelere (Basın, İş bankası çalışanları, vs.) de
rastlamak mümkündür. Operatörlerin bu stratejiyi kullanarak sundukları tarifelerin
bir kısmını aşağıda yer almaktadır.
Kamu Tarifeleri: Kamu çalışanlarının ve sınırlı sayıdaki yakınlarının
faydalanabileceği tarifelerdir.
Aile-Grup Tarifeleri: Günlük hayatta yapılan konuşmaların önemli bir
bölümünü içeren aile içi görüşmelerden yola çıkarak oluşturulan aile tarifeleri
aslında küçük kitleleri hedef almaktadır. Bu tarifelerde amaç, abonelerden aile içi
konuşma eğilimi fazla olanların ihtiyaçlarını karşılamaktır.
54
Öğrenci Tarifeleri: Kamu tarifelerinde olduğu gibi büyük bir popülâsyona
sahip öğrencilere yönelik hazırlanmış tarifelerdir.
Zamana Bağlı İndirimler: Belirli zaman aralıkları için belirli fiyatların
uygulandığı tarifeleri ifade etmektedir. Peak load fiyatlandırmasından farkı trafiği
yoğun olmayan zamana kaydırma gibi bir kaygısının olmaması ve hatta yoğun
zamanlardaki fiyatların daha cazip olmasıdır.
Konuşma Süresine Bağlı İndirimler: Aboneleri belirli sürelerde
konuşturmaya teşvik ederek gelirleri garanti altına alma amacıyla uygulanan indirim
stratejileridir.
Bağlantı Ücretlerinde İndirimler: Rekabetle birlikte daha önceleri bir
defaya mahsus olarak operatörlerce alınan bağlantı ücreti artık alınmamakta ve hatta
yeni aboneler üzerindeki vergi yükü de azaltılamaya çalışılmaktadır. Her bir abone
için devlete verilen “telsiz ruhsatname (31,1 TL)” ve “yeni tesis özel iletişim vergisi
(12 TL)” gibi ücretler operatörlerce karşılanmakta veya bu ücretler taksitlendirilerek
yeni abone kazanma önündeki engeller azaltılmaya çalışılmaktadır.
Promosyon Stratejileri
Promosyon stratejileri operatörlerin uygulama biçimine göre değişik
amaçlarla kullanılabilmektedir. Çoğu zaman yeni abone kazanmak için kullanılan
strateji, bazen yeni ürün veya hizmetlerin tutundurmasını sağlamak için uygulamaya
konulmakta ve bazen de mevcut abonelerinin bağımlılığının yanı sıra gelirleri
artırmak amacıyla da kullanılabilmektedir. Promosyon stratejilerinin yoğun olarak
kullanıldığı bir başka uygulama biçimi ise bağlı olunan tarifelerden bağımsız olarak
avantajlı promosyon paketlerinin sunulması şeklindedir. Abone kaybını önlemeyi
amaçlayan bu uygulama kimi zaman belirli seviyede geliri garanti altına almayı da
sağlayacak sonuçlar doğurabilmektedir.
Paket Satış Stratejisi (Bundling)
Paket satış stratejisi, daha önce de belirtildiği üzere operatörler tarafından
birincil olarak sunulan ses hizmetinin yanında başka ürün veya hizmetlerin de paket
halinde abonelere sunulmasıdır.
55
Operatörler tarafından uygulanan bu stratejide esas amaç artan rekabet ile
elde edilen gelirlerin azalmasını engellemekle birlikte birden fazla ürün veya hizmeti
paket halinde abonelerine sunarak hem gelirlerini artırmayı hem de abonelerini
kendine bağlayarak rakip operatörlere geçmesini engellemektir.
Sabit Fiyat Stratejisi (Flat Rate)
Sektördeki pazar payı düşük oyuncuların en önemli silahlarından biri olarak
pazarda yer alan flat rate uygulamaları, gelirleri önemli ölçüde sınırlayıcı
uygulamaları nedeniyle dikkatle uygulanması gereken fiyatlandırma
stratejilerindendir. Operatörler açısından ise belli bir geliri garanti etmek adına
yüksek gelir getiren abonelerden elde ettikleri geliri kaybetmek anlamına
gelmektedir.57
57 İLERİ, Numan, a.g.e, s. 183-223
56
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SABİT VE MOBİL HATLARDA MÜŞTERİ BEKLENTİLERİ VE
PAZARLAMA STRATEJİLERİ ÜZERİNE UYGULAMA
4.1. Araştırmanın Amacı
Bilindiği üzere yıllardır toplumda süregelen mobil hat mı? Sabit hat mı? daha
iyi tartışmaları içinde araştırma sabit hat sağlayıcısı olan Isparta Türk Telekom’da
yapılmıştır. Araştırma Türk Telekom’da çalışan personellerin sabit ve mobil
hatlardaki müşteri beklentileri ve işletme stratejileri hakkında bilgi sahibi olmak
amacıyla yapılmıştır.
4.2. Araştırmanın Yöntemi
Araştırma Isparta da toplam 224 personeli bulunan Türk Telekom da
yapılmıştır. Isparta Türk Telekom il binası ve Halıkent Erişim Binasında toplam 170
kişi ile anket yöntemiyle yapılmış olup; bu anketlerden 66 tanesi deneklerin anketi
yanlış doldurması sonucu geçersiz sayılmıştır. Kalan 104 anket üzerinden araştırma
gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın analizleri de SPSS programı ile yapılmıştır.
4.3. Demografik Bilgiler
Ankete katılan kişilerin demografik bilgileri aşağıdaki tablolarda verilmiştir.
Tablo 4.1. Ankete Katılan Kişilerin Yaş Bilgileri
Frekans % 20-25 1 1,0 26-35 23 22,1 36-45 49 47,1 46-55 30 28,8
56 üstü 1 1,0 Total 104 100,0
57
Ankete katılanların büyük bir çoğunluğu orta yaş grubunda olup, yaklaşık
%20’lik bir grubun genç olduğu görülmektedir. İş yoğunluğunun büyük bir kısmının
operasyonel boyutta olduğu ve beden gücüne dayandığı düşünülürse şirkette orta yaş
ve üzeri gurubun bu kadar yoğun olması şirketin İnsan Kaynakları politikasının iyi
işlememesinden kaynaklanmaktadır.
Tablo 4.2. Ankete Katılan Kişilerin Cinsiyet Bilgileri
Frekans % Bay 89 85,6 Bayan 15 14,4 Total 104 100,0
Şirkette beden gücüne dayalı arıza, tesis, bakım-onarım işlerinin daha yoğun
olarak yapılması nedeniyle şirket çalışanlarının büyük bir çoğunluğunu erkekler
oluşturmaktadır. Şirketteki az sayıdaki bayansa İnsan Kaynakları, Hukuk, Finans ve
Müşteri İlişkileri servislerinde çalışmaktadırlar.
Tablo 4.3. Ankete Katılan Kişilerin Gelir Durumu Bilgileri
Frekans % 500-1000 13 12,5 1001-1500 41 39,4 1501-2000 33 31,7 2001-2500 10 9,6 2501 üstü 7 6,7 Total 104 100,0
Ücretleri; 500-1000 TL olan personel şirkete son birkaç yıl içinde alınmış
olan teknikerler,1001-1500 TL olanlar şirkette işçi olarak çalışan personeller, 1501-
2000 TL olanlar teknisyen yrd. ve teknisyenler, 2001-2500 TL olanlar teknikerler ve
mühendisler, 2501 üstü olanlar ise müdürler ve uzmanlardır.
58
Tablo 4.4. Ankete Katılan Kişilerin Öğrenim Durumu Bilgileri
Frekans % İlköğretim 16 15,4 Lise 31 29,8 MYO 34 32,7 Lisans 19 18,3 Yüksek Lisans 4 3,8 Total 104 100,0
Ankete katılanların eğitim durumlarına bakıldığında meslek yüksek okullarının
çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bunun nedeni şirketin; eğitim seviyesini
yükseltmek için son üç yılda 20 adet genç teknikeri bünyesine katmasıdır. İlköğretim
ve lise mezunlarının oranının da yüksek olması bedensel güce dayalı işlerde işçilerin
çalıştırılmasıdır. Lisans ve yüksek lisans mezunları ise şirkette mühendis, uzman
veya müdür olarak çalışmaktadır.
4.4. Bulgular
Yapılan anket sonucunda ulaşılan veriler Frequency Test, Paired Samples
T Test ve One Samples T Test’e tabi tutulmuş ve aşağıda tablolar halinde verilmiş ve
yorumlanmıştır.
Tablo 4.5. Günlük Yaşantınızda Hangisi Sizin İçin Daha Önemlidir?
Frekans %
Sabit 26 25,0
Mobil 78 75,0
Total 104 100,0
Sabit telekomünikasyon hizmetleri sağlayıcısı olan Türk Telekom’da çalışan
personelin %75’i kendileri için mobil hatların daha önemli olduğunu söylemişlerdir.
Bunun nedeni ise mobil hatların taşınabilir olması ve her yerde kullanılabilmesidir.
59
Tablo 4.6. Fiyatın uygun olması
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 5 4,8 2 1,9
Önemsiz 3 2,9 6 5,8
Kararsızım 8 7,7 7 6,7
Önemli 18 17,3 23 22,1
Çok önemli 70 67,3 66 63,5
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
fiyatın uygun olmasını konusunda pek fark görmemekle birlikte fiyatı çok önemli
bulmaktadırlar.
Tablo 4.7. Yaygın şebeke ağının olması
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 2 1,9 6 5,8
Önemsiz 2 1,9 4 3,8
Kararsızım 10 9,6 5 4,8
Önemli 15 14,4 18 17,3
Çok önemli 75 72,1 71 68,3
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
şebeke ağının yaygın olmasını konusunda pek fark görmemekle birlikte şebeke
ağının yaygın olmasını çok önemli bulmaktadırlar.
60
Tablo 4.8. Verilen armağanlar
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 19 18,3 14 13,5
Önemsiz 9 8,7 13 12,5
Kararsızım 26 25,0 27 26,0
Önemli 30 28,8 26 25,0
Çok önemli 20 19,2 24 23,1
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından mobil ve sabit hatlar arasında
verilen armağanlar konusunda pek fark görmemekle birlikte armağanları önemli
bulmaktadırlar.
Tablo 4.9. Avantajlı tarife paketleri sunması
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 5 4,8 4 3,8
Önemsiz 8 7,7 10 9,6
Kararsızım 6 5,8 12 11,5
Önemli 28 26,9 25 24,0
Çok önemli 57 54,8 53 51,0
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
avantajlı tarife paketleri sunması konusunda pek fark görmemekle birlikte tarife
paketlerini çok önemli bulmaktadırlar.
61
Tablo 4.10. Müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 5 4,8 6 5,8
Önemsiz 10 9,6 9 8,7
Kararsızım 12 11,5 21 20,2
Önemli 25 24,0 26 25,0
Çok önemli 52 50,0 42 40,4
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanların verdikleri cevaplar açısından mobil ve sabit hatlar
arasında müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması önemli görülmekle birlikte sabit
hatların müşteri ilişkileri seviyesinin biraz daha iyi olduğu söylenebilir.
Tablo 4.11. Ürün/Promosyonların ilgi çekici reklamları
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 15 14,4 15 14,4
Önemsiz 12 11,5 16 15,4
Kararsızım 20 19,2 19 18,3
Önemli 31 29,8 28 26,9
Çok önemli 26 25,0 26 25,0
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
ürün/promosyonların ilgi çekici reklamları konusunda pek fark görmemekle birlikte
ilgi çekici reklamları önemli bulmaktadırlar.
62
Tablo 4.12. Alınan tavsiyeler
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 18 17,3 20 19,2
Önemsiz 18 17,3 17 16,3
Kararsızım 17 16,3 14 13,5
Önemli 26 25,0 30 28,8
Çok önemli 25 24,0 23 22,1
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
alınan tavsiyeler konusunda pek fark görmemekle birlikte tavsiyeleri önemli
bulmaktadırlar.
Tablo 4.13. Marka güvenilirliği
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 4 3,8 3 2,9
Önemsiz 5 4,8 7 6,7
Kararsızım 5 4,8 15 14,4
Önemli 23 22,1 31 29,8
Çok önemli 67 64,4 48 46,2
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanların verdikleri cevaplar açısından mobil ve sabit hatlar
arasında marka güvenilirliği çok önemli görülmekle birlikte sabit hatların marka
güvenilirliği seviyesinin biraz daha iyi olduğu söylenebilir.
63
Tablo 4.14. İlave işlevlerinin olması
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 11 10,6 12 11,5
Önemsiz 9 8,7 11 10,6
Kararsızım 14 13,5 20 19,2
Önemli 40 38,5 37 35,6
Çok önemli 30 28,8 24 23,1
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
ilave işlevlerinin olması konusunda pek fark görmemekle birlikte ilave işlevleri
önemli bulmaktadırlar.
Tablo 4.15. Mecburiyet
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok önemsiz 19 18,3 21 20,2
Önemsiz 9 8,7 8 7,7
Kararsızım 19 18,3 20 19,2
Önemli 23 22,1 22 21,2
Çok önemli 34 32,7 33 31,7
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
mecburiyet konusunda pek fark görmemekle birlikte mecburiyeti önemli
bulmaktadırlar.
64
Tablo 4.16. Fiyat Stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 9 8,7 4 3,8
Kötü 6 5,8 4 3,8
Orta 10 9,6 16 15,4
İyi 25 24,0 31 29,8
Çok İyi 54 51,9 49 47,1
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
fiyat stratejisi konusunda pek fark görmemekle birlikte fiyat stratejisini çok önemli
bulmaktadırlar.
Tablo 4.17. Dağıtım stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 2 1,9 1 1,0
Kötü 4 3,8 7 6,7
Orta 10 9,6 18 17,3
İyi 28 26,9 36 34,6
Çok İyi 60 57,7 42 40,4
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
dağıtım stratejisi konusunda pek fark görmemekle birlikte dağıtım stratejisini çok
önemli bulmaktadırlar.
65
Tablo 4.18. Promosyon stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 12 11,5 11 10,6
Kötü 15 14,4 25 24,0
Orta 20 19,2 16 15,4
İyi 39 37,5 37 35,6
Çok İyi 18 17,3 15 14,4
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
promosyon stratejisi konusunda pek fark görmemekle birlikte promosyon stratejisini
önemli bulmaktadırlar.
Tablo 4.19. İndirim Stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 5 4,8 8 7,7
Kötü 10 9,6 7 6,7
Orta 14 13,5 22 21,2
İyi 27 26,0 34 32,7
Çok İyi 48 46,2 33 31,7
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
indirim stratejisi konusunda pek fark görmemekle birlikte indirim stratejisini çok
önemli bulmaktadırlar.
66
Tablo 4.20. Müşteri ilişkileri stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 4 3,8 5 4,8
Kötü 7 6,7 12 11,5
Orta 21 20,2 25 24,0
İyi 34 32,7 38 36,5
Çok İyi 38 36,5 24 23,1
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanların verdikleri cevaplar açısından mobil ve sabit hatların
müşteri ilişkileri stratejileri arasında pek fark görülmemekle birlikte sabit hatların
müşteri ilişkileri stratejilerinin biraz daha iyi olduğu söylenebilir.
Tablo 4.21. Reklam stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 8 7,7 10 9,6
Kötü 9 8,7 10 9,6
Orta 22 21,2 26 25,0
İyi 37 35,6 35 33,7
Çok İyi 28 26,9 23 22,1
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanlar verdikleri cevaplar açısından sabit ve mobil hatlar arasında
reklam stratejisi konusunda pek fark görmemekle birlikte reklam stratejisini önemli
bulmaktadırlar.
67
Tablo 4.22. Marka Stratejisi
Valid
Sabit
frekans Sabit %
Mobil
frekans Mobil %
Çok Kötü 2 1,9 4 3,8
Kötü 5 4,8 9 8,7
Orta 16 15,4 22 21,2
İyi 33 31,7 42 40,4
Çok İyi 48 46,2 27 26,0
Total 104 100,0 104 100,0
Ankete katılanların verdikleri cevaplar açısından mobil ve sabit hatların
marka stratejileri arasında pek fark görülmemekle birlikte sabit hatların marka
stratejilerinin biraz daha iyi olduğu söylenebilir.
Tablo 4.23. Fiyatın uygun olması
Ortalama Std. Sapma t Sig.
(2-tailed) Fiyatın uygun olması (sabit) 4,3942 1,07413 ,000 1,000
Sonuç
Fiyatın uygun olması (mobil) 4,3942 ,97958
Ret
HA: Fiyatın uygun olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
vardır.
H0: Fiyatın uygun olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur.
Sonuç: HA ret,H0 kabul
Yani fiyatın uygun olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur. Ankete katılanlar fiyatın uygun olması konusunda sabit ve mobil hatlar
arasında fark görmemişlerdir.
68
Tablo 4.24. Yaygın şebeke ağının olması
Ortalama Std.
Sapma t Sig. (2-
tailed) Yaygın şebeke ağının
olması (sabit) 4,5288 ,89178 1,502 ,136
Sonuç
Yaygın şebeke ağının olması (mobil) 4,3846 1,12610
Ret
HA: Yaygın şebeke ağının olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark vardır.
H0: Yaygın şebeke ağının olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani yaygın şebeke ağının olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark yoktur. Ankete katılanlar yaygın şebeke ağının olması konusunda sabit ve mobil
hatlar arasında fark görmemişlerdir.
Tablo 4.25. Verilen armağanlar
Ortalama Std. Sapma t Sig.
(2-tailed) Verilen armağanlar
(sabit) 3,2212 1,35787 -,702 ,484
Sonuç
Verilen armağanlar (mobil) 3,3173 1,32390
Ret
HA: Verilen armağanlar konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Verilen armağanlar konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA ret,H0 kabul
69
Yani verilen armağanlar konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Ankete katılanlar verilen armağanlar konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
görmemişlerdir.
Tablo 4.26. Avantajlı tarife paketleri sunması
Ortalama
Std. Sapma t
Sig. (2-tailed)
Avantajlı tarifeler sunması (sabit) 4,1923 1,14973 ,850 ,397
Sonuç
Avantajlı tarifeler sunması (mobil) 4,0865 1,16678
Ret
HA: Avantajlı tarifeler sunması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
vardır.
H0: Avantajlı tarifeler sunması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur.
Sonuç: HA ret,H0 kabul
Yani avantajlı tarife paketleri sunması konusunda sabit ve mobil hatlar
arasında fark yoktur. Ankete katılanlar avantajlı tarife paketleri sunması konusunda
sabit ve mobil hatlar arasında fark görmemişlerdir.
Tablo 4.27. Müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması
Ortalama Std.
Sapma t Sig. (2-
tailed) Müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması (sabit)
4,0481 1,20178 1,544 ,126
Sonuç
Müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması (mobil)
3,8558 1,21014 Ret
70
HA: Müşteri ilişkilerinin iyi olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark vardır.
H0: Müşteri ilişkilerinin iyi olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani müşteri ilişkilerinin iyi olması konusunda sabit ve mobil hat arasında
fark yoktur. Ankete katılanlar müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması konusunda
sabit ve mobil hatlar arasında fark görmemişlerdir.
Tablo 4.28. Ürün/Promosyonların ilgi çekici reklamları
OrtalamaStd.
Sapma t Sig.
(2-tailed) Ürün/Promosyonların ilgi çekici reklamları
(sabit) 3,3942 1,36117 ,502 ,617
Sonuç
Ürün/Promosyonların ilgi çekici reklamları
(mobil) 3,3269 1,38257
Ret
HA: Ürünlerin ilgi çekici reklamları konusunda sabit ve mobil hat arasında
fark vardır.
H0: Ürünlerin ilgi çekici reklamları konusunda sabit ve mobil hat arasında
fark yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani ürünlerin ilgi çekici reklamları konusunda sabit ve mobil hat arasında
fark yoktur. Ankete katılanlar ürünlerin ilgi çekici reklamları konusunda sabit ve
mobil hatlar arasında fark görmemişlerdir.
71
Tablo 4.29. Alınan tavsiyeler
OrtalamaStd.
Sapma t Sig.
(2-tailed) Alınan
tavsiyeler(sabit) 3,2115 1,43245 ,255 ,799
Sonuç
Alınan tavsiyeler(mobil) 3,1827 1,44655
Ret
HA: Alınan tavsiyeler konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Alınan tavsiyeler konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani alınan tavsiyeler konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Ankete katılanlar alınan tavsiyeler konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
görmemişlerdir.
Tablo 4.30. Marka güvenilirliği
OrtalamaStd.
Sapma t Sig.
(2-tailed) Marka güvenilirliği
(sabit) 4,3846 1,04564 2,585 ,011
Sonuç
Marka güvenilirliği (mobil) 4,0962 1,06597
Kabul
HA: Marka güvenilirliği konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Marka güvenilirliği konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA kabul, H0 ret
Yani marka güvenilirliği konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
Marka güvenilirliği konusunda sabit hatlar mobil hatlara göre daha güvenilir
bulunmuştur.
72
Tablo 4.31. İlave işlevlerinin olması
Ortalama Std.
Sapma t Sig.
(2-tailed) İlave işlevlerinin
olması (sabit) 3,6635 1,27417 1,877 ,063
Sonuç
İlave işlevlerinin olması (mobil) 3,4808 1,27699
Ret
HA: İlave işlevlerinin olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
vardır.
H0: İlave işlevlerinin olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani ilave işlevlerinin olması konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur. Ankete katılanlar ilave işlevlerinin olması konusunda sabit ve mobil hatlar
arasında fark görmemişlerdir.
Tablo 4.32. Mecburiyet
Ortalama Std.
Sapma t Sig.
(2-tailed) Mecburiyet(sabit)
3,42308 1,479257 ,598 ,551
Sonuç
Mecburiyet(mobil) 3,3654 1,50118
Ret
HA: Mecburiyet konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Mecburiyet konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
73
Yani mecburiyet konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Ankete katılanlar mecburiyet konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
görmemişlerdir.
Tablo 4.33. Fiyat Stratejisi
Ortalama
Std. Sapma t
Sig. (2-tailed)
Fiyat Stratejisi (sabit) 4,0481 1,28002 -,761 ,448
Sonuç
Fiyat Stratejisi (mobil) 4,1250 1,05837
Ret
HA: Fiyat stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Fiyat stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani fiyat stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Ankete katılanlar fiyat stratejileri açısından sabit ve mobil hatlar arasında fark
görmemişlerdir.
Tablo 4.34. Dağıtım stratejisi
Ortalama
Std. Sapma t
Sig. (2-tailed)
Dağıtım stratejisi(sabit) 4,3462 ,94272 2,994 ,003
Sonuç
Dağıtım stratejisi(mobil) 4,0673 ,96808
Kabul
HA: Dağıtım stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Dağıtım stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA kabul, H0 ret
74
Yani dağıtım stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
Ankete katılanlar dağıtım stratejileri açısından sabit hatların dağıtım stratejilerini
mobil hatlara göre daha iyi bulmaktadırlar.
Tablo 4.35. Promosyon stratejisi
Ortalama Std.
Sapma t Sig.
(2-tailed) Promosyon
stratejisi(sabit) 3,3462 1,25233 1,683 ,095
Sonuç
Promosyon stratejisi(mobil) 3,1923 1,25471
Ret
HA: Promosyon stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
vardır.
H0: Promosyon stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur.
Sonuç: HA ret, H0 kabul
Yani promosyon stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur. Ankete katılanlar promosyon stratejileri açısından sabit ve mobil hatlar
arasında fark görmemişlerdir.
Tablo 4.36. İndirim Stratejisi
Ortalama Std.
Sapma t Sig.
(2-tailed) İndirim
Stratejisi(sabit) 3,9904 1,19461 2,191 ,031
Sonuç
İndirim Stratejisi(mobil) 3,7404 1,19867
Kabul
75
HA: İndirim stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: İndirim stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA kabul, H0 ret
Yani İndirim stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
Ankete katılanlar indirim stratejileri açısından sabit hatların indirim stratejilerini
mobil hatlara göre daha iyi bulmaktadırlar.
Tablo 4.37. Müşteri ilişkileri stratejisi
Ortalama
Std. Sapma t
Sig. (2-tailed)
Müşteri ilişkileri stratejisi (sabit) 3,9135 1,08932 3,221 ,002
Sonuç Müşteri ilişkileri stratejisi (mobil) 3,6154 1,10873
Kabul
HA: Müşteri ilişkileri stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark vardır.
H0: Müşteri ilişkileri stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
yoktur.
Sonuç: HA kabul, H0 ret
Yani müşteri ilişkileri stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında
fark vardır. Ankete katılanlar müşteri ilişkileri stratejileri açısından sabit hatların
müşteri ilişkileri stratejilerini mobil hatlara göre daha iyi bulmaktadırlar.
Tablo 4.38. Reklam stratejisi
Ortalama
Std. Sapma t
Sig. (2-tailed)
Reklam stratejisi(sabit) 3,6538 1,18869 1,991 ,049
Sonuç Reklam
stratejisi(mobil) 3,4904 1,21476 Kabul
76
HA: Reklam stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Reklam stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA kabul, H0 ret
Yani reklam stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
Ankete katılanlar reklam stratejileri açısından sabit hatların reklam stratejilerini
mobil hatlara göre daha iyi bulmaktadırlar.
Tablo 4.39. Marka Stratejisi
Ortalama Std.
Sapma t Sig.
(2-tailed) Marka
Stratejisi(sabit) 4,1538 ,98305 4,235 ,000 Sonuç
Marka Stratejisi(mobil) 3,7596 1,05660
Kabul
HA: Marka stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
H0: Marka stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark yoktur.
Sonuç: HA kabul, H0 ret
Yani marka stratejileri konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark vardır.
Ankete katılanlar marka stratejileri açısından sabit hatların marka stratejilerini mobil
hatlara göre daha iyi bulmaktadırlar.
Tablo 4.40. Türk Telekom’da çalışmak cevaplarımı etkilemiştir.
t Ortalama
Std.
Sapma Sig.
(2-tailed)
Sonuç
Türk Telekom’da
çalışmak
cevaplarımı
etkilemiştir.
-,790 2,8846 1,48982 ,431
Ret
77
HA: Türk Telekom’da çalışmak cevaplarımı etkilemiştir.
H0: Türk Telekom’da çalışmak cevaplarımı etkilememiştir.
Sonuç: HA ret,H0 kabul
Yani ankete katılanların Türk Telekom’da çalışıyor olmaları cevaplarını
etkilememiştir.
78
SONUÇ
Sosyal bir varlık olan insanlar için haberleşme vazgeçilmez bir olgudur. Ve
bu işlem farklı şekillerde; farklı cihaz ve yöntemlerle yapılabilmektedir. Bu
yöntemler içinde sabit telekomünikasyon hizmetleri ile haberleşme ve mobil
telekomünikasyon hizmetleri ile haberleşme de yer almaktadır. Teknolojideki
gelişmeler ve telekomünikasyon sektöründeki özelleştirmeler sonucu
telekomünikasyon sektöründe büyük bir rekabet ortaya çıkmıştır. Bu rekabet sabit ve
mobil operatörler arasında daha şiddetlidir. Hangisinin daha iyi olduğu konusu her
gün tartışılmakta; ancak herhangi bir sonuca varılamamaktadır. Bu araştırmada
ankete katılanlara sabit ve mobil operatörleri; müşteri beklentileri ve işletme
stratejileri konusunda karşılaştırmaları istenmiştir.
Bu araştırmada meydana çıkan en önemli sonuç; sabit telekomünikasyon
hizmetleri servis sağlayıcısı olan Türk Telekom A.Ş personelinin %75’i için mobil
hatların sabit hatlara göre daha vazgeçilmez olmasıdır. Bu sonuca göre mobil hatlar
sabit hatlara göre bir adım daha öndedir. Ayrıca müşteri beklentileri açısından Türk
Telekom personeli; fiyatların uygun olması, avantajlı tarife paketleri sunması, yaygın
şebeke ağının olması, müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması, ilave işlevlerinin
olması, verilen armağanlar, ürün/promosyonların ilgi çekici reklamları, alınan
tavsiyeler ve mecburiyet konusunda sabit ve mobil hatlar arasında fark
görmemişlerdir. Bununla birlikte fiyatların uygun olması, avantajlı tarife paketleri
sunması, yaygın şebeke ağının olması, müşteri ilişkileri seviyesinin iyi olması ve
ilave işlevlerinin olması müşteriler açısından önemli bulunmaktadır. Ankete
katılanlar; verilen armağanlar, ürün/promosyonların ilgi çekici reklamları, alınan
tavsiyeler ve mecburiyet konusunda da kararsız tavır sergilemişlerdir. Marka
güvenilirliği konusunda ise sabit hatlardaki marka güvenilirliği mobil hatlara göre
daha önemli bulunmuştur.
İşletme stratejileri açısından Türk Telekom personeli; sabit ve mobil hatların
fiyat ve promosyon stratejileri arasında fark görmemektedir. Sabit ve mobil hatların
fiyat stratejileri iyi bulunmakta, promosyon stratejileri konusunda ise kararsızlardır.
79
Dağıtım, indirim, müşteri ilişkileri, reklam ve marka stratejileri konusunda
sabit ve mobil hatlar arasında fark görülmektedir. Ve dağıtım, indirim, müşteri
ilişkileri, reklam ve marka stratejileri konusunda sabit hatlar mobil hatlara göre daha
iyi bulunmuştur.
Sabit telekomünikasyon hizmetleri servis sağlayıcısı olan bir şirkette yapılan
bu ankette son soru olarak ‘Türk Telekom’da çalışmak cevaplarımı etkilemiştir.’
sorusu eklenmiş ve ankete katılanlar çalıştıkları yerin, cevaplarını etkilemediği
cevabını vermişlerdir. Ancak ankete katılanlar, kendileri için mobil hatları daha
vazgeçilmez görürken; sonuçların daha çok sabit hattın daha iyi olduğu yönünde
çıkması, kişilerin verdikleri cevaplarda Türk Telekom A.Ş’de çalışıyor olmalarının
etkili olduğu düşünülebilir.
80
KAYNAKÇA
AKDEMİR, A. ve ELMACI, O. (1995), “Globalleşme Normlarında Teknoloji Üretme Yönetimli Ar-Ge Birikim Dizaynı“, Dünya Gazetesi, (31 Mart).
AYDIN, R., Türkiye’de İhracat Şirketlerinde Pazarlama Stratejileri, Mesleki Uygulama Bitirme Ödevi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler M.Y.O, 2009.
BARNEY, J. B., Gaining and Sustaining Compettitive Advantage, Ohio,Addison-Wesley Publishing Company, 1996.
BAYKARA, S., İşletmelerde Sürdürülebilir Rekabet Üstünlüğü İçin Pazarlama ve Satış Stratejilerinin Geliştirilmesi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Osmangazi Üniversitesi, 2010.
BAYRAMOĞLU, G., Kaynak Tabanlı Yönetim modelinin Rekabetçi Üstünlükler Açısından İncelenmesi ve Ford Otosan, Tusas, Graham ve Toprak Seramik İşletmelerinde Niteliksel Bir Araştırma, Yayımlanmış, Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi, 2007.
BONO, E.D., Rekabetüstü (Çev. Özel, O.) Remzi Kitapevi, İstanbul, 1996.
ÇİPLİ, Ç., Pazarlama Karması Elemanlarının Marka Değeri Üzerine Etkisi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmit, 2008.
DUNHAM, A. and MARKUS, B., Unique Value: The Secret of All Great Business Strategies, New-York, Macmillan, 1993.
ELLIS, J. and WİLLİAMS, D., International Business Strategy, Edinburg,England,, FT Prentice Hall, 1995.
EVREN, G. N., Türkiye’de Sigortacılık Sektörünün Pazarlama Karması Açısından İncelenmesi, Yayımlanmış, Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın, 2007.
FEİGENBAUM, A. ve Diğerleri (1996), “Strategic Reference Point Theory“, Strategic Management Journal, C. 17.
GILBERT, T.J. (1994), “Choosing An Innovation Strategy:Theory and Practise“,Business Horizons, C.37, S.6 (November/December).
GÖL, M., Stratejik Yönetim Eksenli Rekabet Gücü Analizi, Yayımlanmış, Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya, 1996.
HAMEL, G. ve PRAHALAD, C.K, Geleceği Kazanmak (Çev. Dicleli Z.), İnkılap Kitapları, İstanbul, 1996.
HENDERSON, B. D. (1989), “The Orgin of Strategy, “Harvard Business Review (November-December).
HOPKİNS, C. C., Reklamcılık Yaşantım & Bilimsel Reklamcılık, Çev. Mustafa K. Gerçeker, Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 1996.
81
İLERİ, N., Telekomünikasyon Hizmetlerinde Fiyatlandırma Stratejileri, Yayımlanmış, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara, 2009.
İSLAMOĞLU, A. H., Temel Pazarlama Bilgisi: Beta Yayıncılık, 3. Basım, İstanbul, 2009.
KARAARSLAN, M. H., Rekabet Üstünlüğü Sağlama Aracı Olarak Konumlandırma Stratejilerinin Stratejik Pazarlama Yönetiminde Kullanılması: Kayseri İli Tüketicilerinin Kayseri ve Ankara Mobilyaları Algılarının Ölçümü, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Ün., 2008.
KARAÇUKA, M., Türk Mobil Telekomünikasyon Piyasalarında Rekabet (Şebeke Endüstrileri Açısından Üç Firma Örneği), Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir, 2007.
Mehmet O., “Pazarlama Sözcüğünün Ortaya Çıkması ve Pazarlama Düşüncesindeki Gelişme”, Pazarlama Dünyası, Sayı: 1, Ocak Şubat 1987.
MINTZBERG, H. (1985),“Of Strategies, Deliberate and Emergent“, Strategic Management Journal, c.6, S.3.
MINTZBERG, H., “Crafting Strategy’in; Montgomery C.A. ve Porter,M. (ed.), Strategy: Seeking and Securing Compettive Advantage, Harvard Business Review Book, USA, 1987.
MONTGOMERY, C.A and PORTER, M. E; Srategy: Seeking and Securing Competitive Advantage, A Harvard Business Review Book,USA,1991.
ÖZHAN, P., İletişim Boyutuyla Yeşil Pazarlama Kavramı ve Bir Kampanya Analizi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul, 2009.
PAMUK, G. ve diğerleri, Stratejik Yönetim ve Senaryo Tekniği, İrfan Yay. No.55/5 İstanbul, 1997.
PAPATYA, G., Türkiye İmalat İşletmelerinin Küresel Normlara Entegre Etme Yönelimli Verimlilik Stratejilerinin Analizi, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmış Doktora Tezi, Isparta, 1997.
PAPATYA, N., Sürdürülebilir Rekabetçi Üstünlük Sağlamada Stratejik Yönetim ve Pazarlama Odağı Kaynak Tabanlı Görüş Kavramsal ve Kuramsal Yaklaşımlar, Asil Yayın Dağıtım, 2. Basım, Ankara 2007.
PORTER, M. (1996),“ What is The Strategy?”, Harward Business Review, C. 74 S. 6 (Novenber-December).
PORTER, M., On Competition,USA, Harward Business Review, 1998.
TAŞKIN, E., Müşteri İlişkileri Eğitimi: Papatya Yayıncılık, 2. Basım, İstanbul, 2000.
TEK, Ö. B., Modern Pazarlama İlkeleri Uygulamalı Yönetimsel Yaklaşım: Birleşik Matbaacılık, 1. Basım, İzmir, 2005.
82
UĞURLU, K., Konaklama İşletmelerinde Pazar Bölümlendirme ve Hedef Pazar Belirleme Stratejileri: İstanbul’daki 5 Yıldızlı Oteller Üzerine Bir Araştırma, Yayımlanmış, Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, 2007.
UNUTKAN, G. A., İşletmelerin Yönetimi ve Örgüt Kültürü, Türkmen Kitapevi, İstanbul, 1995.
YÜKSELEN, C., Pazarlama İlkeler -Yönetim: Detay Yayıncılık, 5. Baskı, Ankara 2006.
83
EK: Sabit ve Mobil Operatörlerde; Müşteri Beklentileri ve Pazarlama
Stratejileri Anketi
Sabit ve Mobil Operatörlerde; Müşteri Beklentileri ve Pazarlama Stratejileri Anketi
1. Günlük yaşantımızda hangisi sizin için daha önemlidir? Sabit Mobil 2. Aşağıdaki operatörlerden hangisi/hangilerini kullanıyorsunuz?
TT Avea Turkcell Vodafone Diğer 3. Kullanılan operatörlerde müşteri beklentileri açısından aşağıdaki soruları önem derecelerine göre
numaralayınız. (5- çok önemli; 4-önemli; 3-kararsızım; 2-önemsiz; 1-çok önemsiz)
PSTN MOBİL
5 4 3 2 1 5 4 3 2 1
Fiyatın uygun olması
Yaygın şebeke ağının olması
Müşterilere verilen armağanlar
Avantajlı tarife paketleri sunması
Müşteri ilişkileri seviyesi iyi olması
Ürünlerin/promosyonların ilgi çekici reklamları
Diğer insanlardan duyduğum tavsiyeler
Markanın güvenilirliği
İlave işlevlerin olması
Mecburiyet
84
4. Kullandığınız operatörlerdeki işletme stratejilerini sizin için önem derecesine göre numaralayınız. (5-Çok iyi; 4-iyi; 3-orta; 2-kötü; 1-çok kötü)
Yaşınız;
20-25 25-35 35-45 45-55 55’den fazla
Cinsiyetiniz ;
BAY BAYAN
Gelir durumunuz;
500-1000 1001-1500 1501-2000 2001-2500 2501’den fazla
Eğitim durumunuz;
İlköğretim Lise MYO Üniversite Lisansüstü
5. Türk Telekom’da çalışmak cevaplarımı etkilemiştir?
Kesinlikle katılıyorum
Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Kesinlikle katılmıyorum
ANKET SONA ERMİŞTİR.
KATILIMLARINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.
PSTN MOBİL
5 4 3 2 1 5 4 3 2 1
Fiyat stratejisi (görüşme ücretleri vb.)
Dağıtım stratejisi (yaygın şebeke ağı)
Promosyon stratejisi (armağanlar)
İndirim stratejisi (avantajlı tarife)
Müşteri ilişkileri stratejisi
Reklam stratejisi
Marka stratejisi
85
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler :
Adı – Soyadı : Bora ÖÇAL
Doğum Tarihi : 01.01.1984
Doğum Yeri : Sütçüler / ISPARTA
Uyruğu : T.C.
Medeni Hali : Bekar
Eğitim Bilgileri
2010 ---- S.D.Ü., Sos. Bil. Enst. İşletme Anabilim Dalı,
Tezsiz Yüksek Lisans
2001 – 2006 S.D.Ü., Müh. Mim. Fak., Elekt. ve Hab. Mühendisliği
Lisans
1998 – 2001 Milli Piyango Anadolu Lisesi, Isparta
1990 – 1997 Cumhuriyet İ.Ö.O., Isparta.
Yabancı Dil Bilgisi
İngilizce Okuma: İyi, Yazma: Orta, Konuşma: Orta
İş Deneyimi
2005-2007 İzmir, PTT, Memur
2007 ---- Isparta, Türk Telekom A.Ş. Santral Uzmanı.