renkli kalem

20
Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, çağımızın ge- rekği bilgi ve be- cerilerle donanmış, çalışkan, güvenilir, kendisi ve çevresiyle barışık ve insan sev- gisiyle dolu başarılı insanlar yeşrme- yi kendisine görev edinen okulumuz, yönem kadrosu, öğretmenleri, çalı- şanları ve okul aile birliğiyle bir bütün olarak bu uğurda özveriyle çalışmala- rını sürdürmektedir. Yarınlar - da ülkemizin sahibi olacak olan öğren- cilerimizin sadece bilgi ile donalması- nın yeterli olmaya- cağı bilinciyle birçok sosyal etkinliğe yer vererek onların çok yönlü gelişmeleri için çaba gösterdik. Bu nedenle yarının toplumuna ayak uy- durabilmek ve ba- şarılı olabilmek için çocuklarımızın çok yönlü yeşrilmesi gerekir. Bu çalışma- ların meyvelerini de çeşitli spor dalların- da, resim ve karika- tür yarışmalarında, kitap okuma etkin- liklerinde aldıkları başarı ve ödüllerle gördük. Tiyatro gös- terileri, okul ve sınıf koroları, şiir dinle- leri bizleri ve veli- lerimizi haklı olarak gururlandırdı. Bu etkinlikler, öğrenci- lerimizin gizli yete- neklerinin keşfedil- mesini sağladığı gibi sistemli çalışıldı- ğında ne kadar ba- şarılı olacaklarının da göstergesi oldu. Aynı zamanda sa- natsal gösterileri ve sergileri de olgun- lukla izleyebilme becerisi edindiler. Şimdi de okulumuzun yepye- ni bir çalışmasının ürününü görmekte- siniz. Öğrencilerimi- zin emeğinin, öğret - menlerimizin çabası ve yönlendirmesi ile birleşmesiyle olu- şan bu okul gaze- tesinin hazırlanma- sında emeği geçen herkese teşekkür ederim. Ayhan CİVELEK Okul Müdürü Merhaba, 2001-2002 Eğim-öğrem yılında öğreme açılan okulumuz, eğim öğrem alanında mahallemizin önemli bir ihyacını karşılamak üzere yola çıkmış ve 10 yıl gibi kısa bir sürede kendini her gün biraz daha gelişrip yenileyerek amacına önemli ölçüde ulaşmışr. Editörden Selinay SAVAŞ/Türkçe Öğretmeni Yüreğimizden yüreğinize kocaman bir merhaba… Sevgi sözcüklerinin üzerine kurulmuş, “Renkli Kalem” adlı dergi tadındaki gazetemizin ilk sayısıyla karşınızdayız. Öncelikle gazetenin çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür edi- yorum. Amacımız iyiyi, doğruyu, güzeli, yararlı olanı, en önemlisi gönlümüzden kopup gelen coş- kuyu, kuş kanadında taşıyıp yüreğinizin üzerine bırakıvermek. Ayaklarımızı yerden kesen heyeca- nımızı ve mutluluğumuzu sizlerle paylaşmak iste- dik. Gazetemizde; okulumuzdaki etkinliklerden, Atatürk sayfasına, öğrenci eserlerinden, sağlık köşesine, bilim sayfasından bulmaca sayfasına kadar birçok bölüm yer almaktadır. Öğrencileri- mizin araşrmalarıyla ve kalemlerinden dökülen mürekkeplerle yoğurduk içeriğimizi. Kısacası “bizi” anlak beyaz sayfaların eşliğinde… Her saniyesi bir şans, her anı bir mucize, her dakikası geri gelmemek üzere avuçlarımızdan akıp giden hayan, kıyısından köşesinden yaka- layıp dokunabilirsek yüreğinize, kulağınızda bir musiki coşkusu oluşturup, dudak kıvrımlarınızda bir tebessüm yaratabilirsek ne mutlu bizlere… Hani bir hikaye vardır: Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor: “İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş. Kurtlardan biri; korkuyu, öeyi, kıskançlığı, piş- manlığı, aç gözlülüğü, kibri, kendine acımayı, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, üstün- lük taslamayı ve benciliği temsil ediyor. Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaş- mayı, cömertliği, dinginliği, alçak gönüllülüğü, nezake, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı merhame ve inancı temsil ediyor.” Gençlerden biri “Hangi kurt kazanacak?” diye soruyor ve yaşlı adam şu cevap veriyor: “Beslediğiniz” İçinizdeki güzel duyguları besleyip - yüüğünüz bir yaşam diliyorum; çünkü bir kalp gerçek bir “kalpse” doyurabilir haya. Bir dahaki sayımızda görüşmek üzere hoşça kalın… Haziran 2012 Yıllık Okul Gazetesi Sayı:1 ÜCRETSİZDİR Öğretmenler Günü Şiir Yarışması İlçe Birincisi (Sayfa 5’te) VALİ M.ORHAN TAŞANLAR İLKÖĞRETİM OKULU Okulumuz nesli tükenmekte olan Asya Tapiri’nin korun- ması ve ilgili hayvana dikkat çekilmesi hususunda afiş hazırlayarak Bursa Hayvanat Bahçesi’nde ziyaretçilerin hizmene sunmuştur. (Sayfa 3’te) Asya Tapiri Yazarlık Grubu Bir yıl boyunca okul gazetemizin düzenlenmesinde çaba harcayan, özveriyle çalışan öğrencilerimize ve öğretmenlerimize teşekkür edi- yoruz. Birlikte Başaralım Okulumuz Türkçe öğretmeni Selinay SAVAŞ ve matematik öğretmeni Ni- yazi SEZER öncülüğünde “Birlikte Başaralım” projesi yürütülmüştür. (Sayfa 4’te) TARİHÇE Okulumuz Dönemin Bursa Valisi Orhan Taşanlar tarafından yaptırılmış olup 2001-2002 Eğitim Öğretim Yılında Eğitim öğretime başlamıştır. Öğrenciler Emine Sait Uyar İlköğretim Okulu öğrencileri arasında kura ile yapılan seçimle eğitim öğretime başlamıştır. Okulumuz zemin artı beş kat üzerine kurulmuştur. Anasınıfı ve YSÖP sınıfları ile birlikte 1600 öğrenci ve 80(Öğretmen ve Personel) ile eğitime devam etmektedir. Eğitim başarısı her geçen gün artmakta çevre okulları içinde velilerimiz ve öğrencilerimizin takdirini kazandığı okullar arasına girmektedir. MİSYONUMUZ Biz, Atatürk ilke ve inkılâplarına inanan, Türk Milli Eğitiminin temel amaç ve ilkeleri doğrultusunda çalışan, çağdaş, demokratik ve katılımcı değerleri benimseyen, değişime ve yeniliğe açık, bilgi teknolojisini uygulayan lider bir kurumuz. Farkındayız ki... Biz fark- lıyız! Yetenekli, enerjik, coşkulu ve üretkeniz. VİZYONUMUZ Ülkemizin 21.Yüzyılda gelişmiş ülkeler arasında layık olduğu yere ulaşabilmesi için Türk Milli Eğitim sistemi içinde Vali M. Orhan Taşanlar İlköğretim Okulu olarak lider bir kurum olmak. Eğitim Yardım Öğrencilerimiz engelli vatandaşlarımıza teker- lekli sandalye hediye etmek amacıyla mavi kapak topladılar. (Sayfa 3’te) r e n k l i k a l e m Yayıncı VALİ M.ORHAN TAŞANLAR İL- KÖĞRETİM OKULU Haziran 2012 Okul Müdürü- İmtiyaz Sahibi Ayhan CİVELEK Sorumlu (Yayın Yönetmenleri) Selinay SAVAŞ Taner Temel UZUNOĞLU Başkan Müdür Baş Yardımcısı Yüksel HOŞ Grafik Tasarım Gönül KAYA Can OCAK Üyeler Elif YALÇIN, Esra KARAKAPLAN, Nazlı BİLGİN, Serkan SALCAN, Eymen ÖZKAN, Nuray DAŞDEMİR, Selenay YAMAN İletişim Adresi Değirmenönü Mah. Okul Cad. Yıldırım/ BURSA Tel: 0 224 331 72 57

Upload: wix-land

Post on 28-Mar-2016

247 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

renklire, kalemrenkli, kalemrenl

TRANSCRIPT

Page 1: renkli kalem

A t a t ü r k ilke ve inkılâplarına bağlı, çağımızın ge-rektiği bilgi ve be-cerilerle donanmış, çalışkan, güvenilir, kendisi ve çevresiyle barışık ve insan sev-gisiyle dolu başarılı insanlar yetiştirme-yi kendisine görev edinen okulumuz, yönetim kadrosu, öğretmenleri, çalı-şanları ve okul aile birliğiyle bir bütün olarak bu uğurda özveriyle çalışmala-rını sürdürmektedir.

Yarınlar-da ülkemizin sahibi olacak olan öğren-cilerimizin sadece bilgi ile donatılması-nın yeterli olmaya-cağı bilinciyle birçok sosyal etkinliğe yer

vererek onların çok yönlü gelişmeleri için çaba gösterdik. Bu nedenle yarının toplumuna ayak uy-durabilmek ve ba-şarılı olabilmek için çocuklarımızın çok yönlü yetiştirilmesi gerekir. Bu çalışma-ların meyvelerini de çeşitli spor dalların-da, resim ve karika-tür yarışmalarında, kitap okuma etkin-liklerinde aldıkları başarı ve ödüllerle gördük.

Tiyatro gös-terileri, okul ve sınıf koroları, şiir dinle-tileri bizleri ve veli-lerimizi haklı olarak gururlandırdı. Bu etkinlikler, öğrenci-lerimizin gizli yete-neklerinin keşfedil-

mesini sağladığı gibi sistemli çalışıldı-ğında ne kadar ba-şarılı olacaklarının da göstergesi oldu. Aynı zamanda sa-natsal gösterileri ve sergileri de olgun-lukla izleyebilme becerisi edindiler.

Şimdi de okulumuzun yepye-ni bir çalışmasının ürününü görmekte-siniz. Öğrencilerimi-zin emeğinin, öğret-menlerimizin çabası ve yönlendirmesi ile birleşmesiyle olu-şan bu okul gaze-tesinin hazırlanma-sında emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Ayhan CİVELEKOkul Müdürü

Merhaba,

2001-2002 Eğitim-öğretim yılında öğretime açılan okulumuz, eğitim öğretim alanında mahallemizin önemli bir ihtiyacını karşılamak üzere yola çıkmış ve 10 yıl gibi kısa bir sürede kendini her gün biraz daha geliştirip yenileyerek amacına önemli ölçüde ulaşmıştır.

Editörden

Selinay SAVAŞ/Türkçe Öğretmeni

Yüreğimizden yüreğinize kocaman bir merhaba…

Sevgi sözcüklerinin üzerine kurulmuş, “Renkli Kalem” adlı dergi tadındaki gazetemizin ilk sayısıyla karşınızdayız. Öncelikle gazetenin çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür edi-yorum. Amacımız iyiyi, doğruyu, güzeli, yararlı olanı, en önemlisi gönlümüzden kopup gelen coş-kuyu, kuş kanadında taşıyıp yüreğinizin üzerine bırakıvermek. Ayaklarımızı yerden kesen heyeca-nımızı ve mutluluğumuzu sizlerle paylaşmak iste-

dik. Gazetemizde; okulumuzdaki etkinliklerden, Atatürk sayfasına, öğrenci eserlerinden, sağlık köşesine, bilim sayfasından bulmaca sayfasına kadar birçok bölüm yer almaktadır. Öğrencileri-mizin araştırmalarıyla ve kalemlerinden dökülen mürekkeplerle yoğurduk içeriğimizi. Kısacası “bizi” anlattık beyaz sayfaların eşliğinde…

Her saniyesi bir şans, her anı bir mucize, her dakikası geri gelmemek üzere avuçlarımızdan akıp giden hayatın, kıyısından köşesinden yaka-layıp dokunabilirsek yüreğinize, kulağınızda bir musiki coşkusu oluşturup, dudak kıvrımlarınızda bir tebessüm yaratabilirsek ne mutlu bizlere…

Hani bir hikaye vardır:

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor: “İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş. Kurtlardan biri; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, piş-manlığı, aç gözlülüğü, kibri, kendine acımayı, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, üstün-lük taslamayı ve benciliği temsil ediyor. Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaş-mayı, cömertliği, dinginliği, alçak gönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı merhameti ve inancı temsil ediyor.”

Gençlerden biri “Hangi kurt kazanacak?” diye soruyor ve yaşlı adam şu cevap veriyor:

“Beslediğiniz”

İçinizdeki güzel duyguları besleyip bü-yüttüğünüz bir yaşam diliyorum; çünkü bir kalp gerçek bir “kalpse” doyurabilir hayatı. Bir dahaki sayımızda görüşmek üzere hoşça kalın…

Haziran 2012 Yıllık Okul Gazetesi Sayı:1 ÜCRETSİZDİR

Öğretmenler Günü Şiir Yarışması İlçe Birincisi(Sayfa 5’te)

VALİ M.ORHAN TAŞANLAR

İLKÖĞRETİM OKULU

Okulumuz nesli tükenmekte olan Asya Tapiri’nin korun-ması ve ilgili hayvana dikkat çekilmesi hususunda afiş hazırlayarak Bursa Hayvanat Bahçesi’nde ziyaretçilerin hizmetine sunmuştur. (Sayfa 3’te)

Asya Tapiri

Yazarlık GrubuBir yıl boyunca okul gazetemizin düzenlenmesinde çaba harcayan, özveriyle çalışan öğrencilerimize ve öğretmenlerimize teşekkür edi-yoruz.

Birlikte BaşaralımOkulumuz Türkçe öğretmeni Selinay SAVAŞ ve matematik öğretmeni Ni-yazi SEZER öncülüğünde “Birlikte Başaralım” projesi yürütülmüştür. (Sayfa 4’te)

TARİHÇE

Okulumuz Dönemin Bursa Valisi Orhan Taşanlar tarafından yaptırılmış olup 2001-2002 Eğitim Öğretim Yılında Eğitim öğretime başlamıştır. Öğrenciler Emine Sait Uyar İlköğretim Okulu öğrencileri arasında kura ile yapılan seçimle eğitim öğretime başlamıştır. Okulumuz zemin artı beş kat üzerine kurulmuştur. Anasınıfı ve YSÖP sınıfları ile birlikte 1600 öğrenci ve 80(Öğretmen ve Personel) ile eğitime devam etmektedir. Eğitim başarısı her geçen gün artmakta çevre okulları içinde velilerimiz ve öğrencilerimizin takdirini kazandığı okullar arasına girmektedir.

MİSYONUMUZ Biz, Atatürk ilke ve inkılâplarına inanan, Türk Milli Eğitiminin temel amaç ve ilkeleri doğrultusunda çalışan, çağdaş, demokratik ve katılımcı değerleri benimseyen, değişime ve yeniliğe açık, bilgi teknolojisini uygulayan lider bir kurumuz. Farkındayız ki... Biz fark-lıyız! Yetenekli, enerjik, coşkulu ve üretkeniz.

VİZYONUMUZ Ülkemizin 21.Yüzyılda gelişmiş ülkeler arasında layık olduğu yere ulaşabilmesi için Türk Milli Eğitim sistemi içinde Vali M. Orhan Taşanlar İlköğretim Okulu olarak lider bir kurum olmak.

Eğitim YardımÖğrencilerimiz engelli vatandaşlarımıza teker-lekli sandalye hediye etmek amacıyla mavi kapak topladılar.(Sayfa 3’te)

renkli kalem

YayıncıVALİ M.ORHAN TAŞANLAR İL-

KÖĞRETİM OKULUHaziran 2012

Okul Müdürü- İmtiyaz SahibiAyhan CİVELEK

Sorumlu (Yayın Yönetmenleri)Selinay SAVAŞ

Taner Temel UZUNOĞLU

BaşkanMüdür Baş Yardımcısı

Yüksel HOŞ

Grafik TasarımGönül KAYACan OCAK

ÜyelerElif YALÇIN, Esra KARAKAPLAN,

Nazlı BİLGİN, Serkan SALCAN, Eymen ÖZKAN, Nuray DAŞDEMİR,

Selenay YAMAN

İletişim AdresiDeğirmenönü Mah. Okul Cad.

Yıldırım/ BURSATel: 0 224 331 72 57

Page 2: renkli kalem

2 renkli kalem

Vali M.Orhan Taşanlar İlköğretim Okulu

Okul Kütüphanesi

Okulumuz Öğretmen Kadrosu

Okul Kütüphanesi

Okul Spor Salonu

Bilgisayar Laboratuvarımız Ana Sınıfımız

Fen ve Teknoloji Laboratuvarımız

Okulumuz 33 dersliği, 75 öğretmeni, 2 fen laboratuvarı, 1 müzik sınıfı, 1 matematik sınıfı, 2 bilgisayar laboratuarı ile öğrencilerimize en ideal ortam hazır bulunmaktadır. Ayrıca spor salonu ve açık oyun alanları ile eğitim hizmeti vermekteyiz. Anasınıfı 50 öğrenci 3 öğretmen YSÖP 10 öğrenci 1 öğretmen İlköğretim 56 şube 1550 öğrenci ile hizmet vermekteyiz. (2010 yılında spor salonumuz hizmete açılmıştır.)

Badminton Sahası Dyned-İngilizce Eğitim SınıfımızOkul Spor Salonu

Page 3: renkli kalem

3renkli kalem

okulumuzdan haberler...Eğitim YardımÖğrencilerimiz engelli vatandaşlarımıza tekerlekli san-dalye hediye etmek amacıyla mavi kapak topladılar.

Öğretmenler Günü Şiir Yarışması İlçe Birincisi

Okulumuz 8-B sınıfı öğrencisi Sevgi Birdal “Öğretmenler Günü” nedeniyle yapılan şiir yarışmasında ilçe birincisi olmuştur. Öğrencimizi kutluyor,başarısının devamını diliyoruz.

Şimdi Okuma Zamanı

Okulmuzda Şimdi Okuma Zamanı projesine öğrencilerimiz yoğun ilgi göstermiştir. Türkçe öğretmenlerimiz Özlem Genç, Selinay Savaş, Atakan Balcı ve Taner Temel Uzunoğlu yönetiminde 80 öğrenci ile yapılan yarışma sonucunda 6-F sınıfından Ayşenur SÜZER okulumuzu temsil etme hakkı kazanmıştır.

Avrupa Hayvanat Bahçesi ve Akvaryum-ları Birliği (EAZA) ve Bursa Hayvanat Bahçesi’nin ortaklaşa düzenlediği Güney Doğu Asya Hay-vanları odaklı koruma kampanyası çerçevesinde okulumuz öğretmenlerinden Tahir BULUT (5-B) ve Necibe Mercan BAKACAK (5-C) ilgili proje kap-

samında 25/05/2012 Cuma günü Bursa Hayvanat Bahçesi’nde nesli tükenmekte olan Asya Tapiri’nin korunması ve ilgili hayvana dikkat çekilmesi hu-susunda afiş hazırlayarak ziyaretçilerin hizmetine sunmuşlardır.

Asya Tapiri

İnsan Hakları ve Kadına Şiddet

Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof.Dr. A.Kadir Çüçen okulumuz öğrencilerine İnsan Hakları Haftası Kapsamında eğitim verdi. Sununun ana düşün-cesi İnsan hakları kavramının tanımlanması, İnsan Haklarının Felsefi Temelleri, İnsan Hakları Sınıflaması, Kadının İnsan Hak-ları ve Değerlendirme şeklinde oldu.

Okulumuz Türkçe öğretmenlerinden Özlem Genç’in hazırladığı “Şiir Dinletisi” beğeniyle izlendi.

Şiir Dinletisi

Page 4: renkli kalem

4 renkli kalem

Okulumuz Türkçe öğretmeni Selinay SAVAŞ ve matematik öğretmeni Niyazi SEZER öncülüğünde “Birlikte Başaralım” projesi kapsamında her ay öğ-rencilere başarı kartı verme uygulaması yapılmış, en çok başarı kartı toplayan öğrencilere ödüller veril-miştir. Ayrıca tüm zümre öğretmenlerinin hazırladığı sorularla okul genelinde ücretsiz deneme sınavları yapılmıştır. Projeye destek veren tüm öğretmenleri-mize teşekkür ediyoruz.

Birlikte Başaralım

Bursa genelinde her sene düzenlenen Bilim Şenliği kap-samında okulumuz üç proje ile şenliğe katılmaya hak kazanmış-tır. Tüm ilköğretim okullarından gönderilen yüzlerce proje arasın-dan seçim yapılarak sergilenecek projeler belirlenmiştir. Eleme so-nucu matematik alanında 6, 7 ve 8.sınıflardan 16 proje seçilmiş ve sergilenmeye değer bulunmuştur.

Mehmet Akgün başkanlığında Eymen Özkan’ın “999999999” isimli projesi, yine Mehmet Ak-gün başkanlığında İrem Yalçın’ın “Köşegen Sayımız” projesi ve Esra Demirtaş başkanlığında Furkan Bebek’in ve Beyzanur Tunç’un hazırladığı “Peyman Sayı Dizisi” projemiz başarıyla sergilenmiştir.

Bilim Olimpiyatlarına Katıldık

sergiGörsel sanatlar öğretmenleri Arzu Damar ve Gönül Kaya, Teknoloji ve Tasarım öğretmeni Melek Adıgüzel Avdaş yönetiminde ders içi ve ders dışı çalışmalar yapılarak öğrencilerimize sanat sevgisi kazandırıldı. Yıl sonu sergisi veli ve öğrenciler tarafından ilgi ile izlendi.

Page 5: renkli kalem

5renkli kalem

Türkülerdir bizi bize anlatan, Anadolu’yu sayfa sayfa önümüze açan. Her türkünün bir hikayesi vardır derler. İşte onlardan bir tanesi...

Çökertme türküsünün kahramanı olan Halil, babası tarafından Van’ın Erciş İlçesi, Bozüyük Köyü’ndedir. Ailenin büyükleri önce Van’dan İstanköy’ e gelir ve daha sonra da Bodrum Karabağ’da Bekiroğlu te-pesine yerleşirler. Halil’in babası, Demirci Ali usta burada bir çingene kızı ile evlenir ve Halil dünyaya gelir. Halil bir meseleden dolayı kız kardeşini öldürdükten sonra kaçak gezmeye başlar. Sık sık İstanköy’e gitmektedir. Bu gidişlerden birinde düğüne davet edilir. Düğünde iken Halil’i Rumlar ihbar ederler. Yakalatırlar. Sonuçta Halil yedi yıl hapis yatar. Bu olay üzerine Halil Rumlara diş bilemektedir. Hapisten çıkınca da onlara haşin davranır. Böylece Rumlarla Halil arasında bir husu-met doğar. Halil bu arada türküde ‘Çakır Gülsüm’ olarak adlandırılan

1) Merhaba öncelikle sizi tanımak isteriz, bize biraz kendinizden bah-seder misiniz?

1956 yılında Artvin’in Zeytinlik Köyü’nde doğdum. 7 çocuklu bir ai-lenin en küçüğü olarak dünyaya gel-dim. İlköğrenimimi köyde, ortaokul ve liseyi Artvin’de bitirdim. Ardından Eğitim Enstitüsü’nü bitirerek 1977 yı-lında öğretmenliğe başladım. Ülkemi-zin çeşitli yerlerinde otuz yılı aşkın bir süre öğretmenlik yaptım. Evliyim, bir kızım ve bir oğlum var.

2) En büyük hayaliniz ne idi? Bu ha-yalinizi gerçekleştirebildiniz mi?

İnsanların barış içinde yaşadığı, her-kesin mutlu olduğu, kavganın, ayrım-cılığın insana yakışmayacak hiçbir davranışın veya sözün olmadığı bir dünya hayal ederdim. Bu hayalimin tam olarak gerçekleştiğini söyleye-mem. Ancak inanıyorum ki sizler ba-rış ve kardeşlik dolu bir dünyada yaşa-mayı başaracaksınız.

3) Şu an yaptığınız işin dışında ne yapmak isterdiniz?

Asıl mesleğim idarecilikten önce öğ-retmenlik. Öncelikle mesleğimi çok seviyorum ama bu mesleği yapmıyor olsaydım toprakla uğraşmayı sevdi-

ğim için küçük bir çiftlikte toprakla uğraşacağım bir işim olsun isterdim.

4) Bir okulu yönetmek nasıl bir duy-gu bize biraz açıklar mısınız?

Herhangi bir yeri yönetmeyi herkes ister. Ama öğretmenlikten müdürlüğe geçişte düşündüğüm şey şu idi: Yıllar-dır sınıfta sahip olduğum birikimleri tüm okulda uygulamak. Müdürlüğü-mün ilk yıllarında bu hazzı çok fazla alamadım doğrusu. Çünkü çocuklarla birlikte olup, onlarla haşir neşir olma-yı beklerken okulun boyası, inşaatı, dış görünümüyle ilgili işlerin içinde buldum kendimi. Her şey yavaş yavaş düzelince ben de bu işin güzellikleri-ni daha çok hisseder oldum. Bir okulu yönetmenin dışında hep birlikte güzel şeylere imza atmak, birlikte güzel za-man geçirip, iyi çocuklar yetiştirmek, onları iyi yerlere getirip onlarla gurur duymanın hazzı çok daha güzel.

5) Hobileriniz nelerdir?

Öncelikle kitap okumayı çok severim. Neredeyse her gün birkaç saat kitap okurum. Bir diğer hobimse gezmek. Dünyanın en güzel ülkelerinden birin-de yaşıyoruz. Elimden geldiği kadar tatil dönemlerinde güzel ülkemin gö-rülecek yerlerini geziyorum. İmkânım olsaydı bütün dünyayı gezmek ister-

dim. Ne yazık ki yurtdışında da sadece üç ülke gezebildim.

6) Bu mesleği seçtiğiniz için mutlu musunuz?

Kesinlikle. Bir daha dünyaya gelsem yine öğretmen olurdum. İnsan yetiştirmenin verdiği hazzı başka bir meslekte bulaca-ğıma inanmıyorum. Her meslek çok özel ve güzeldir ; ama bütün bu meslek sahiplerini yetiştirenlerin öğretmenler oldu-ğunu düşünürsek ne demek istediğimi kolaylıkla anlarsınız.

7) Çevrenizdeki insanlara bu mesleği önerir misiniz?

Kesinlikle öneriyorum ama tek bir şartla. Bu mesleği, çocuk-ları ve çalışmayı çok sevmeleri gerekir.

8) Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Öncelikle her şeyi sevin, hayat sevgi üzerine kurulu çünkü neyi severseniz onda başarılı olursunuz. Bir saksıda iki çiçe-ği büyüttüğünüzü hayal edin. Birini sevip, okşayın öbürüne ise ilgi göstermeyin emin olun ki ikisi de farklı büyüyecek. Gülümseyin, en azından tebessüm edin. Kendinizle, dünyayla barışık olun. İyi ilişkiler kurun tüm canlılarla. Konuşmaktan ve soru sormaktan çekinmeyin. Hep beraber mutlu bir dünya yaratalım

Türkü ve hikayesi

ÇÖKERTME

Hafize adlı kadına ilgi duymaya başlar ve Halil ilk olarak Gülsüm’ ü Kara kaya’ da ki bir düğünden zorla kaçırır. Gülsüm ve annesi ise o dönemde Bodrum’un yönetimin-den sorumlu Çerkes Kaymakam olarak bilinen Ömer Lütfi Bey’in evinde hizmetkarlık yapmaktadır. Türküde adı geçen İbrahim Çavuş, kolculardandır ve Çakır Gül-süm’ ün ilk kocasıdır. Arkadaş olmaları sebebiyle Halil’i devamlı kollamaktadır. Halil ikinci olarak Gülsüm’ ü , Dertlinin Ali’nin Karabağdaki evinden alarak dağa kaldırır. Yalıkavak karşısındaki Güdürde bir in bulur ve Gülsüm’ le burada yaşamaya başlar. Bu olaylara kızan kaymakam Ömer Lütfi Bey, Halil’in üzerine Selam oğlu adlı bir kişiyi gönderir. Selam oğlu Halil’i bulur fakat önceden tanıştıkları için kaymakam konusunda Halil’i uyarır. Halil uyarıları dinleyerek buradan kaçar ve Gül-süm’ le birlikte Yalıkavak yakınındaki Çökertmeye gelir. Amacı bir kayıkla adalara kaçmakdır. Rum gemicilerden ‘Kosta Paho’ ( Kos’lu İstanköylü Paho) ile anlaşır. Rumlarla aralarındaki husumetten dolayı Paho, tayfa Andon vasıtasıyla Halil’i Çerkes kaymakam’a ihbar eder. Kaymakamın emriyle denizden kol kayığı ile kolcubaşı Barka’nın Ali harekete geçer. Ayrıca Paho’ nun demir atacağı karaya yakın yerde de jandarma komutanı Ömer Çavuş önceden pusuya yatırılır. Halil’i adalara götürecek kayık yola çıkar. Paho, Halil’i yakalatabilmek için dalgaları bahane ederek Aspata git-meyi teklif eder ve deniz durulunca adalara rahat geçebi-leceklerini söyler. Halil bu teklife inanır. Tekne; Aspat ‘tan Bitez koyuna gelerek Hırsız Yatağı denen yere yakın olarak açıkta demir atar. Akşam olduğunda teknede içki faslı başlar. Paho, Halil ve Gülsüm’ ün içkilerine ‘Balık Ağısı’ denilen bir bitkinin sersemletici zehrini koyar. Bu zehrin etkisi ile Halil ve Gülsüm uykuya dalarlar. Ömer Çavuş kara pusu-dadır. Paho, Halil ve Gülsüm’ ü uyuttuktan sonra demir

alır ve teknesini yavaş yavaş kıyıya yanaştırmaya başlar Ömer Çavuş tam kıyıya yanaşmadan tekneye ateş edilme-si emrini verir. Kurşunların kendisine isabet edeceğinden korkan Paho tekneyi açığa bırakır. Tam bu sırada Kolcu başı Barka’nın Ali de kol kayığı ile Paho’ nun teknesini sarar. Paho Halil’den çekindiği için onu uyandırır. Geçen süre içerisinde Barka’nın Ali tekneye girmiştir. Halil ve Gülsüm sersemlemiş bir vaziyette güverteye çıkartılırlar. Güvertede Halil’in ayağı kayar , Barka’nın Ali Halil’i bacağından yaralar. Halil yaralı bir vaziyette Bodrum’a getirilir ve kaymakamlık binası önünden karaya çıkartılır. Halk kaymakamlık binası önünde toplanmıştır. Halil ya-ralı bir vaziyette kaymakamlık binası önünde bulunan bir mahsene atılır. Yaraları tımar edilmez. Burada bir süre acı içinde inler. Daha sonra Ömer Çavuş tarafından boğazına çökülerek öldürülür ve sırtındaki elbiseleriyle birlikte alel acele gömülür. Bu olay üzerine Bodrum’dan ‘Üçlü Saçayağı’ olarak adlandırılan türkülerin ikincisi olan ‘Çökertme’ yakılır. TÜRKÜ Çökertmeden çıktımda Halil’ im aman başım selamet Bitez de yalısına varmadan Halil’im aman koptu kıyamet Arkideşim İbram Çavuş Allah’ına emanet Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası Gidelim gidelim Halil’im çökertmeye varalım Kolcular gelirse Halil’im nerelere kaçalım Teslim olmayalım Halil’im aman kurşun saçalım Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası Güvertede gezer iken aman kunduram kaydı İpeklide mandilimi aman örüzger aldı Çakırda gözlü Gülsüm’ümü Çerkes kaymakam aldı Burası da Aspat değil Halil’im aman Bitez yalısı Ciğerime ateş sardı aman kurşun yarası

Page 6: renkli kalem

6 renkli kalem

Kimi zaman iyilik üstün gelirken kimi zaman da kötülük üstün gelmiştir.Peki neden iyilik ve kötülük bir çatışma içindedir? Buna vereceğimiz yanıt bir Japon sembolü olan Ying Yang’da ‘’ ’’saklı: Her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik mevcuttur.

Bir insan nereye kadar iyiliğini sürdürüp nereye kadar kötülük yapabilir? Bunun cevabı da alacağı eğitimin kalitesinde gizlidir. İşte size beni etkileyen ve sizi de etkileyebileceğini düşündüğüm bir örnek:

Bir okul müdürü her eğitim- öğretim yılı başında öğretmenlere bu mektubu gönderirmiş. ‘’Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar.

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum. Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin insan olması için çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”

Unutmayalım ki eğitim –öğretim sadece pozitif bilimlerden(Matematik, Fen,Türkçe vs.)ibaret değildir.Eğitim-öğretim bir bütündür ve bu bütünlüğün en önemli parçası da “insan” yetiştirmektir.Yani üretici, yaratıcı, tasarlayıcı, erdemli ve donanımlı bireyler yetiştirmek.

Bize düşen bilgimizi, deneyimimizi, sahip olduğumuz tüm manevi değerleri çocuklarımızla paylaşıp onları kazanmak, yollarını açık etmektir. Dünya ile yarışabilen, hayatı tanıyan, kendi kültürüne vakıf, kısacası kendini, aslını neslini bilen gençler. Bunun için genlerimizde var olan değerlerimizi hatırlamamız yeterli olacaktır.

İNSAN YETİŞTİRME SANATI

Sonuç olarak şunu bilmeliyiz ki öğretmenlerle birlikte aile ve çevre de çocukların eğitmenleri durumundadır. Bu yüzden ünlü düşünür Diderot’un dediği gibi “Bir çocuğu eğitirken ilk düşüncem; onun namuslu bir adam olmasıdır. Bunun için de önce iyi bir yürek sonra zeki bir kafa gerekir.” sözünden hepimizin payına düşeni alması gerekir. İyi bir dünya onun hak eden insanların olacaktır.

Taner Temel UZUNOĞLUTürkçe Öğretmeni

İnsanoğlunun yaratılışından itibaren, iyiliğin ve kötülüğün mücadelesi olmuştur.

BAZILARI ŞÖHRETİ SATIN ALIR

BAZILARINI ŞÖHRET SATIN ALIR

DUVAR YAZILARI

Bir insanın umudunu kırma sakınÇünkü elindeki tek şey belki de odur

Savaşı yaşlılar başlatırSavaşta gençler ölür

Öfkenin ilk kurbanı

Öfkelenmiş insandır.

İÇİNDEN GELEN SESİ DİNLESEN

DAHA AZ KONUŞURSUN

HeRkEs ÖzGüR oLmAdAn KiMsE gErÇeKtEn ÖzGüR oLaMaZ.

Hayat öyle bir şeydir ki; doğarken neden ağladığını yaşarken fark ettirir.

İnci

nsen

de

inci

tme!

Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır.

İnsanlar köprü kuracakları yerde,

duvar ördükleri için yalnız kalırlar.

Bir gün bir tanıdığı büyük filozofa rastladı ve dedi ki; “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” “Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrat. Bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna “Üçlü Filtre Testi” deniyor. “Üçlü Filtre?” “Doğru,” diye devam etti Sokrat. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Birinci filtre: “Gerçek Filtresi”

“Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?” “Hayır,” dedi adam “Aslında bunu sadece duydum ve ... “Tamam,” dedi Sokrat “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim,” “İyilik Filtresini” “Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?” “Hayır, tam tersi ...”

“Öyleyse,” diye devam etti Sokrat, “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.” “İşe yararlılık filtresi” “Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?” “Hayır, gerçekten değil.” “İyi,” diye tamamladı Sokrat, “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar da değilse bana niye söyleyesin ki?”

Sokrates ve Üçlü Filtre

yaşam

Page 7: renkli kalem

7renkli kalem

5 Anne ve babamın birbirine bağırmalarının beni korkuttuğunu öğrendim.

7 Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.

12 Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.

13 Annemle babamın el ele tutuşmalarının beni dai-ma mutlu ettiğini öğrendim.

15 Bazen hayvanların, kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.

18 İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.

24 Aşkın kalbimi kırabileceğini, ama buna değer olabileceğini öğrendim.

33 Bir arkadaşı kaybetmek için en kolay yolun ona

ödünç para vermek olduğunu düşündüm.

36 Önemli olanın başkalarının benim için ne düşün-dükleri değil, benim kendim hakkında ne düşündü-ğüm olduğunu öğrendim.

38 Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi anladım.

41 Bir insanın kendine olan güveninin başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.

44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim.

46 Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gününü aydınlatabileceğimi öğrendim.

49 Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa döndüğünü gördüm.

50 Sevgi evde öğretilmemişse, başka yerde öğrenme-nin çok güç olabileceğini öğrendim.

53 İnsanların bana izin verdiğim ölçüde davrandık-larını öğrendim.

55 Küçük kararları aklımda, büyük kararları kalbim-de almam gerektiğini öğrendim.

64 Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bu-laştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.

70 İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmak-tan daha önemli olduğunu öğrendim.

82 Sancılar içinde kıvransam bile, başkalarına ba-şağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.

90 Kiminle evleneceğin kararının, hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

Zeytin AğacıZeytin ağaçlarının çekici ve huzur veren bir yanı vardır. Çocukken evimizin tam karşısında kalın gövdeli, görkemli bir zeytin ağacı vardı. Sabah gözümü açar açmaz camdan dışarı bakar onun orada öylece kollarını açmış beni bekleyip beklemediğine bakardım. Sanki bir gün ayaklanıp ben terk edecek sanırdım. Ama o hiç gitmemiş, sabah akşam benim onu gözetlememi beklemişti.

Bir gün babamdan o zeytin ağacının en kalın dalına bir salıncak kurmasını istemiştim. O günden sonra aramızdaki bağ daha da anlam kazanmıştı.

. Herkes uyurken zeytin ağacına koşar saatlerce sallanırdım. Finali her zamanki gibi müthiş yapardık. Ben salıncağın ipini tepeme doladıkça dolar, sonra kendimi ters yöne, salıncağın akışına bırakırdım.

Salıncak beni bütün gücü ve sevgisiyle en uzak yerlere savururdu. Birlikte hiçbir şeyi düşünmeden gökyüzünde uçardık. Tüm dünya geriden hayranlıkla bizi seyrederdi. Ayaklarım yere bastığında başımın dönmesi önce beni sendeletir, sonra yere yuvarlanırdım. Bu yüzden sabahları kahvaltı yapamadan okula gitmişliğim çoktur hatta.

Sanırım çok parlak bir öğrenci olamayışım, sırf bu amansız tutkum yüzündendir.

Bana bunları yaşatmasına rağmen zeytin ağacından hiç vazgeçmedim. Vazgeçemedim. Hayatı bir zeytin ağacı tutkusuyla yaşadım durdum.Yaşadıklarımdan

Neler Öğrendim?Yaş

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için. Ve yaşamaktan korkuyor, kendisi için değil, başkalarına göre yaşadığı için.

KOR

KU

Her bahar açan çiçek,Her yeni gün doğan güneş.Her kuş cıvıltısı,Her tebessüm,Her gece, her gündüz...

Her gün, her saat bir ömürdür aslında. Bir sohbetin içindedir bazen ömür.Bir gülüşün sıcaklığında Bir öfkenin altında bazen.

Ömür sevgidir aslında, Emektir, çabadırEn güzel hediyeyi, En güzel şekilde değerlendirmektir.

İrfan DEMİRCİ

Bir hediyedir ömür dediğin,Öyle pakete konmadan verilen,Açtıkça içinde neyin çıkacağı belli olmayan...İyinin de kötünün de güzelin de çirkinin de, Bir arada olduğu bir hediye.Zamanı sınırlı, süresi dolabilen bir hediye.

Tam ona ısınırken, tam alıştım derkenBazen zorlukları yenip rahata ermişken,Bazen en heyecanlı, en güzel yerinde.Elinden alınabilen bir hediye...

ÖMÜR DEDİĞİN

Page 8: renkli kalem

8 renkli kalem

AAnlayış gösterinAffedici olunArkadaşların tanıyınAlkışlamaktan çekinmeyinAkıl vermeyin

BBaşkalarına benzemesini beklemeyinBaşarılarını görün ve övünBilgi kaynaklarını sunun

C-ÇÇabasını takdir edinÇocuk olduğunu unutmayın

DDinleyinDokununDeğer verinDeğerlendirinDuygularını, düşüncelerini öğreninDenemesine izin verinDayanışma içinde olunDarılmayın

EEmpati kurunEmredici olmayınEmeklerine saygıgösterinEleştirici olmayınEzici davranmayınEspri yapın, yapmasını teşvik edin

FFikrini sorunFikrini değerlendirinFedakarlığın güzelliğini hissettirin

GGözlemleyinGülümseyinGüvenini kırmayınGörgü kurallarını öğretinGözlerinin içine bakarak konuşun ve dinleyinGurur duyduğunuzu söylemekten çekin-meyin

HHoşgörülü olunHatırlatınHediye alınHayır demekten korkmayınHayallerini paylaşmasına izin verinHobileri yönlendirin

EI-İ-JIsrarcı olmayın İzin verici olun İncelemesini sağlayınİltifat edinİnatlaşmayınJest yapın

KKonuşunKarşılaştırmayınKüfretmeyinKitap okuyunKonuşmasını kesmeyinKeşfetmesine imkan sağlayın

MModel olunMerak uyandırın

Mazeret üretmeyinMektup yazın

NNasihat etmeyinNedenlerini açıklayınNitelikli zaman ayırınNe istediğini sorunNezaketi öğretin

ÖÖvünÖnemseyinÖğüt vermeyin

PPaylaşınPaylaşmayı öğretinPlanlı olmasına yardım edinPara biriktirmesini sağlayın

RRica edin

SSorumluluk verinSeçenekler sununSoru sorunSoru sormasını sağlayınSürpriz yapınSorgulamayınSpor yapmasını sağlayınSırrınızı verin ve sırrını saklayınSözünü kesmeyinSaygılı olunSöz verdiyseniz mutlaka yerine getirinSınırları baştan koyunSuçlamayın

SŞikayet etmeyinŞakalaşınŞans verin

TTakdir edinTeşekkür edinTarif edin, ettirinTeşvik edinTutarlı olunTahmin ettirinTemizlik alışkanlığı kazandırınTedbirli olun

U-Ü-VUtandırmayınUnutmayınUygulamalı öğretinÜzüntüleriniz paylaşınVakit ayırın

YYüreklendirin,YüzsüzleştirmeyinYargılamayınYalan söylemeyinYarım bırakmayınYardım isteyin ZZevklerini öğreninZekasını geliştirme imkanı sunun

Sevgi Alfabesi

BİZE ÖZGÜ…• Yolda yürüyen arkadaşımızın fark etmesini

sağlamak için üzerine araba süreriz.• Bulmacalarda adam kadın fark etmeden herkese

sakal bıyık çizeriz.• Misafirliğe gelen çocuğa ‘’Sen burada kal da

bizim oğlumuz ol’’ deriz.• Misafirle otururken yapamadığımız muhabbeti

misafir çıkarken kapı önünde yaparız.• İçeri girdiğimiz de “Geldin mi?” sorusuna mu-

hatap oluruz.• Olaylara şüpheci yaklaşırız - Ekmek var mı? -

Yok - Hiç mi yok, emin misin?• Yemek sonrası, ıslak mendille elimizi silip, boşa

gitmesin diye aynı mendille masayı sileriz.• Fırından aldığımız ekmeğin sert ucundan

dişleriz.• Uzaktan kumanda aletini naylon ile kaplarız• Misafir gelince hemen çay suyu koyarız.

• Adres soran oldu mu yanlış yönlendirmek pahasına yardım etmeye çalışırız.

• “Kim o” sorusuna isim söylemek yerine “Ben-im” diye cevap veririz.

• Evimizde bulunan saksıların dibini kül tablası olarak kullanırız.

• Rüzgarlı havalarda küller uçmasın diye küllüğe su koyarız.

• Daha birinci telefon zili çaldığında telefonun başına dikilir ama açmak için ikinci kez çalma-sını bekleriz.

• TV’de film seyrederken filmin oyuncularıyla muhatap oluruz (dur oraya gitme öldürecekler seni)

• Plastik yoğurt kabını saksı yaparız.

• Uçakta bulunan tanıdıklarımıza uçak havalan-dıktan sonra görmeyeceğini bildiğimiz halde el sallarız.

• Desenlerini çok beğenerek aldığı yeni bir mo-bilyanın üstünü başka bir örtü örterek kullanırız.

• Gaz kaçaklarını ‘çakmak’ ile kontrol ederiz

• Televizyonun üstünü dantelli örgü ile örteriz.

• Her canlı yayında 70 milyon bizi izliyor, deriz.

• Gelen misafirlerin kapı önündeki ayakkabılarını düz çeviririz

• ... (Bize özgü o kadar çok şey var ki varın üç noktadan sonrasını siz doldurun...)

Page 9: renkli kalem

9renkli kalem

Bilimsel EfsanelerÇin Seddi uzaydan görünür mü? Beynimizin sadece % 10’unu mu kullanıyoruz? Esnemek bulaşıcı mıdır? Kediler dört ayak üzerine mi düşerler?

Su, kuzey yarımkürede ayrı, güney yarımkürede ayrı yönlerde mi döner?

Giderinden girdap oluştura oluştura akan suyun, kuzey yarımkürede ayrı yönde, güney yarımkürede ayrı yönde döndüğü sanılır, bu da dünyanın dönüş hızına bağlanır. Oysa dünyanın dönüş hızı, suyun yönünü etkileyecek kadar hızlı değildir. Lavabonun yapısına göre yan yana duran iki giderden akan suyu bile ters yönlere döndüre-bilirsiniz.

İnsan, beyninin sadece yüzde 10’unu mu kullanır?

Bilim adamlarını övmek için gazetelerin uydurduğu bir bilgi olmalı. İnsan uyurken bile beyninin büyük kısmı aktiftir. “İnsanlar, beyinlerinin olası potansiyelinin %10’unu kullanıyorlar” deselerdi belki bu kadar saçma olmazdı, beynimizin gerçek potansiyeli hakkında hiçbir fikrimiz yok. Ancak insan beyninin her kıvrımı aktif olarak çalışır. İnanmıyorsanız MR’a girin, rengârenk sonuçları kendiniz görün.

Bir gökdelenin tepesinden bırakılan bozuk para, birini öldürebilir mi?

Eğer kötü bir niyetiniz varsa, bozuk para seçmemenizi öneririz. Aerodinamiklikle alakası olmayan biçimini ve pütürlü yüzeyini düşünürsek, Petronas Kuleleri’nin te-pesinden bile bıraksanız, evinizin penceresinden aşağı bırakmanızdan bir farkı olmaz.

Yetişkinler, yeni beyin hücresi üretirler mi?

Denir ki; 20’li yaşlardan sonra beyin, yeni hücre üretmez, cepten yer, bu yüzden de yaşlandıkça unutkanlaşırmışız. Gerçekten de beynin gelişiminin en hızlı olduğu dönem çocukluk, ancak ondan sonra da beyin hiç durmadan yenilenmeye devam ediyor.

Annelerin, çocukları kafalarını bir yerlere çarptığında aptal olacaklar diye endişelenmelerine gerek kalmadı.

Böcekler kafaları kesildikten sonra da yaşayabilir mi?

Evet, böcekler kafaları olmadan, açlıktan ölene ka-dar yaşayabilir. Ama sadece onlar değil, tavuklar da. Tavukların kafaları olmasa da merkezi sinir sistemleri yaşamalarına izin verir. Açlıktan ölene kadar ortada gezinmeye devam ederler.

Tavuk suyuna çorba, soğuk algınlığına iyi gelir mi?

“İyi gelmek”ten kasıt “iyileştirmek”se, o biraz zor. Ama kastedilen şey “kendini iyi hissettirmek”ise, o olabilir. Tavuk suyunun, boğaz ağrılarını rahatlattığı biliniyor. Üstelik sıcak. Üstelik lezzetli. Neden olmasın?

Esnemek bulaşıcı mıdır?

Bu konuda hâlâ kesin bilimsel bir veri yok ama şempanzeler bile, birbirlerini esnerken görürse esnem-eye başlıyor. Tamamen psikolojik olmakla birlikte, bu satırları okurken bile esnenmeye başlandığınızı bili-yoruz.

Hayvanlar, afetleri önceden sezer mi?

Hayvanların böyle bir yeteneği olduğuna dair hiçbir bilimsel veri yok. En azından bir altıncı hisleri yok. Ancak bizim duymadığımız frekanslardaki sesleri duy-uyor olabilirler.

Bir çiklet yutarsanız, 7 yıl boyunca midenizde kalır mı?

Doğal gıdaları sindirmekten daha zorsa da çikletler-in mideniz tarafından böyle özel bir muameleye tabi tutulduğu doğru değil. Bu düşüncenin, yapış yapış bir şeyi yutmayalım diye annelerimiz tarafından uydurulduğuna eminiz.

Çin Seddi, uzaydan görülebilen insan yapımı tek yapı mıdır?

Daha atmosferden çıkmadan önce görülebildiği doğru. Ancak o yükseklikte mistik olmak istersek piramitleri, sıradan olmak istersek havaalanlarını da görebiliriz. Mesela aydan bakarsanız hiçbir şey göremezsiniz.

Aynı yere iki kere yıldırım düşer mi?

Yıldırım, yüksek yerlere düşer, yani etrafta yüksek olan tek bir yer varsa oraya defalarca yıldırım düşebilir. Mesela Empire State binasına yılda ortalama 25 kere yıldırım düşüyor.

Kediler daima dört ayak üzerine mi düşer?

Kediler gerçekten de çoğunlukla nazikçe yere inerler. Ancak her zaman değil! Düşme açısı önemlidir. Yani kedi bilinçli olarak atlarsa başına hiçbir şey gelmez, an-cak ayağı kaydıysa, yani kazayla düştüyse yere denge-siz düşme ihtimali vardır. Genel kanı olan “ne kadar yüksekten düşerse o kadar iyi” düşüncesi de doğru. Yani ikinci kattan kötü bir açıda düşen kedinin dört ayak üstüne inme şansı, altıncı kattan kayarak düşen bir kedinin dört ayak üstüne inme şansından az, yüksek-lik, yani artan serbest düşüş süresi, kediye toparlanıp dengesini kurmak için zaman sağlıyor. Ancak bu, gök-delenden düşen kedi de dört ayak üstüne düşecek de-mek değil.

Öldükten sonra saçlarımız ve tırnaklarımız uzamaya devam eder mi?

Etmezler. Ancak vücudumuz su kaybettiği, yani büzüştüğü için tırnakların kökünü kaplayan etler bir miktar çekilebilir. Bu da sanki tırnak uzamış gibi görünmesine yol açar.

(kaynak: www.ntvmsnbc.com)

Geliştirdikleri bir aletle retinaya gelen sinyalleri inceleyen Japon bilim adamları, rüyalar ile beyinden geçen düşünceleri dijital ortama aktarmayı başardı..Bilinçaltının gizemli dünyası üzerindeki sis perdesi artık kalkıyor...Bir grup Japon bilim adamı geliştirdikleri aletle, insan beyninden geçen düşünceleri ve bilinçaltının karmaşık dünyasının görüntülerini bilgisayar ekranına aktarmayı başardı. Bu yolla, uyku esnasında görül-en rüyalar ve kimseye açamadığımız düşünceler dijital ortama aktarılarak kaydedilecek. Tokyo’daki ATR Bilişimsel Nöroloji Laboratuvarı’ndaki araştırmacılar daha önce, beyinden alınan basit düşünceleri dijital ortama aktarmıştı.

GİZEM ÇÖZÜLÜYORProjeyi yürüten uzmanlar, “Bu teknolo-jiyi uygulayarak, rüyalar gibi insanların

kişisel olarak algıladığı özel imgeleri izlemek mümkün” açıklamasında bu-lundu. Araştırma grubunun başkanı Yu-kiyasu Kamitani, “İnsanlar bir nesneye baktıklarında, retinaya bir sinyal geliyor ve gelen sinyal beyindeki görme duyusuna iletiliyor. İşte biz bunları dijital ortama aktararak görüntüleri elde edebiliyoruz” şeklinde konuştu.Kamitani, “Amacımız insan beyninin karmaşık yapısını çözebilmek” ifadesini kullandı. Çağdaş batı dünyasının toplumsal yaşamında köklü dönüşümler yaratan Sig-mund Freud’un 100 yıl önce yayımlanan ‘Rüyaların Yorumu’ adlı kitabından bu yana bilim adamları insandaki bilinçaltının gizemi ve bunun yansıması olan rüyaların sırrı üzerinde çalışıyor.

Rüyalar ile beyinden geçen düşünceler dijital ortama aktarılmaya başarıldı.

rüyanı kaydet...

Bazı sorular zihnimizi her daim meşgul etmiştir. İşte bunlardan bazılarının cevabını öğrenmeye ne dersiniz?

Page 10: renkli kalem

10 renkli kalem

Karikatür

(Kay

nak:

)ww

ww.

ders

tekn

ik.c

om

ZEKA PARLATAN MANTIK SORULARI1-Topkapı’ya giderken yolda yedi karısı olan bir adamla tanıştım. Her kadın yedi çanta taşıyordu. Her çantada da yedi kedi vardı. Her kedinin de yedi yavrusu vardı. Kedi yav-ruları, kediler, çantalar, kadınlar… toplam kaç kişi Topkapı’ya gidiyordur.

……………………………………………………………………………………….

2- Bir matematik kitabı diğer matematik kitabına ne demiş?

…………………………………………………………………………………………

3- Askerin biri esir aldığı diğer askere demiş ki:”Öyle bir şey söyle ki eğer söylediğin yalan ise seni kurşuna dizeceğim; ama eğer söylediğin doğru ise seni asacağım.” Bunun üzerine esir asker bir cümle söylemiş ve serbest kalmış. Acaba ne demiş?

…………………………………………………………………………………………

4-Üst katta sönük halde 3 lamba var ve alt katta üç elektrik anahtarı var. Her bir anahtar bir lambayı açıp kapıyor. Şimdi siz bu anahtarları istediğiniz kadar açıp kapatabilirsiniz fakat üst kata yalnızca bir kere çıkıp hangi lambanın yandığını kontrol edebilirsiniz. Bu durumda hangi anahtarın hangi lambayı açıp kapadığını nasıl buluruz.

…………………………………………………………………………………………………

5-Aşağıdaki kelimelerin biri diğerlerinden bir yönüyle farklıdır. Hangisi kelime farklı-dır?

DENİZ DOLAP FASİT MİLAT REFAKAT SİLAH SİMİT SOLLAMAK

(Cevaplar internet sitemizde.)

çok satanlar Heryazdığıromanla yüz binlerin kalbini feth eden İskenderPalayeniromanı‘OD’ileyenidenokurlarınıselamlıyor.OdbirYunusEmreromanı.Gök kubbemizin her zaman parlayan ve hepçoksevilen,şiirlerigönüldengönüledolupdildendiledolaşan

YunusEmre,bukezOD’unanakahramanı.İskenderPala’nınilimvekültüradamıolmasınınyanında,yazarkişiliğininimbiğindengeçirilerekaşkıntahtınabirkezdahaoturtuluyor.13.yüzyılınherbakımdankavrukveyanıpyıkılanortamınaYunusEmre’ningelişitarihiatmosferiçerisindehakikianlamınakavuşturuluyor.Yıkıntılarveyangınlariçindenbirgönülvebirinsanlıkanıtınıninşaedilişicümlecümleanlatıyorveelbettekalbedokunadokunayolalıyor.RomanınhersayfasındaYunus’unhamlıktansaflığageçişiokunuyor.

1. Sultanı Öldürmek /Ahmet Ümit2. Od/ Prof.Dr. İskender Pala3. Aşkın Gözyaşları- Hz.Mevlâna/

Sina Yağmur4. Dukan Diyeti/ Piere Dukan5. Yakın Tarih Gerçekleri / İlber

Ortaylı6. Aklından Bir Sayı Tut/ John Verdon

7. Açlık Oyunları / Suzanne Collins8. Çılgın Türkler Kıbrıs / Turgut

Özakman9. Aşkın Cep Defteri / Murathan

Mungan10. Uyumsuz Defne Kaman’ın

Maceraları: Su / Buket Uzuner

Mungan’ın aşkı, ayakları yere basar bir biçimde ele aldığı son kitabı... “Yazınca da Geçmiyor”, “Kedi Kapısı”, “Fal Metinleri”, “Bende Kalanlar” ve “Aşkın Cep Defteri” başlıklı beş bölümden oluşan ve bi-linen edebi türlerden birine kolay dahil edilemeyecek olan kitapta şiir, öykü, metin ve aforizmalar yer alıyor. Bir deftere yazılabile-cek şeyler... Aşk her zaman ardında okunacak bir şeyler bırakır.

“Biri, sizi cinayet işlemekle suçladı-ğında deliller bu-lur, tanıklar göste-rir, bunun bir iftira olduğunu kanıtla-maya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?”

Page 11: renkli kalem

11renkli kalem

1. Aşağıdaki sözcüklerin eş anlamlarını tablodan bulup işaretleyiniz.

KELİMELER MANA,YİTİRMEK,FAKİR,YANIT,HİSSE,TAMİR,TUTSAK,SÖZCÜK, AK,SUÇ,UFAK,SULH,AMAÇ,REY,DİZE,KONUK,FAYDA,İKAZ, GÜÇLÜ,ASKER,ŞAİR,ANI,ZOR,IRAK,DEĞERLİ,SONBAHAR

2. Aşağıdaki sözcüklerin zıt anlamlılarını tablodan bulup işaretleyiniz.

KELİMELER DOST,SICAK,ALÇAK,KARA,GENÇ,KÖTÜ,SAVAŞ,DOĞRU,AÇIK,

UCUZ,DELİ,SON,ÇİRKİN,KALIN,HAFİF, YENİ, GÜLMEK, GENİŞ, GECE, BE-YAZ,BÜYÜK,ÜRETİCİ,HIZLI,USTA.

Sorularda sayı ve harfler birer kez kullanılacaktır.

1- Bulunacak sayı: 523 Kullanılacak sayılar: 2 8 7 5 3 752- Bulunacak sayı: 150 Kullanılacak sayılar: 2 7 8 9 3 603- Bulunacak sayı: 515 Kullanılacak sayılar: 6 7 5 5 6 75

BİR KELİME BİR İŞLEM

Eğlence sayfası

GEÇMİŞ ZAMAN

Okulda bir gün Türkçe öğretmeni zaman kiplerini işliyor ve öğrencilerine bir soru soruyor. -Çocuklar ‘Ben güzelim.’ dersem hangi zamana girer bu cümlem?Çocuklar hep bir ağızdan:-Geçmiş zaman öğretmenim.

ÖĞRETMENİN İSTEĞİ Öğretmen anlattığı konu içinde çocukların “mucize” kelimesini bulmalarını istiyormuş. - İnsan yirminci kattan düşüp ölmezse buna ne denir?

- Tesadüf, demiş öğrenci Öğretmen soruyu yinelemiş. - Peki, insan yirminci kattan ikinci kez düşer yine ölmezse ne denir? - Şans. - Peki üçüncü kez olsa? - Alışkanlık...

FELSEFE

Bütün öğrenciler çok heyecanlı, hepsi merakla soruları bekliyorlar, felsefe hocası sınıfa şöyle bir bakmış, derken sandalyesini kaptığı gibi kürsünün üzerine koymuş.. “İŞTE 100 PUANLIK TEK SORU” demiş.. “BANA

BU SANDALYENİN VAROLMADIĞINI İSPAT EDİN” Herkes başlamış soruyu cevaylamaya. Hızlı hızlı yazanlar, harıl harıl düşünenler derken, aralarından biri kağıda tek bir cümle yazmış sonra kalkmış hocasına vermiş, ve sınavı bitirip çıkmış.... Sonuçlar açıklandığı zaman bir bakmışlar koca sınıfta 100 üzerinden 100 alan tek kişi var, o da sınavı 2 dakikada bitirip çıkan çocuk..!!! Peki acaba çocuğa 100 puan getiren o tek cümle neymiş???? “HANGİ SANDALYE ?’’

NOT Minik kız elinde karnesiyle eve girmiş. Karnesini babasına göstermiş, baştan aşağı pekiyi, bir iki tane de iyi var... Öğretmen karnenin altına şöyle bir not düşmüş: “Çok akıllı ve yetenekli bir çocuk, fakat bir kusuru var, derste çok konuşuyor. Buna nasıl son verebileceğimiz hakkında fikirlerim var, en kısa zamanda sizinle de paylaşmak istiyorum...” Baba bunun üzerine karneyi imzalamış ve öğretmenin görüşlerinin altına kendi de bir not düşmüş: “Lütfen paylaşalım, çünkü işe yararsa ben de annesinde uygulayacağım!..”

1. Hangi soğan yenmez2. Her gün yeniden doğar. Dünya’ya haber yayar.3. İz bırakan file ne denir4. İki bacaklı keskin bıçaklı5. Kuyruğu var at değil, kanadı var kuş değil6. Hangi kir temizlenmez

7. En güzel çay hangi dağda içilir?8. Bir tabutta kır ölü9. Arabanın virajda hangi tekerleği dönmez10. En çok ceza yiyen ülke hangisidirCevaplar okulumuz internet sitesindedir(www.orhantasanlar.meb.k12.tr/)

Bilmece

4- L C G T L A İ E ?

5- S C M F G O U İ ?

6-

M T Z K F I Ü Ö ?

Cevaplar okulumuz internet sitesindedir(www.orhantasanlar.meb.k12.tr/)

Fıkra

Page 12: renkli kalem

12 renkli kalem

Etkinliklerimiz18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü Etkinlikleri

Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,Bu toprak bir devrin battığı yerdir.Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

18 Mart Çanakkale Zaferi okulu-muz öğrencilerinin hazırladığı şiir, oratoryo, video, ve koro gösterileriyle kutlandı,şehitlerimiz saygıyla anıldı.

“Geleceğine Sporla Hayat Ver” Projesi kapsamında oku-lumuzdaki öğrencilere Spor Çantası, Şort, Tişört, Tozluk ve Havludan oluşan bir spor seti dağıtıldı.

Okulumuz İzcilik kulubü okul bahçemizde fidan diki-minde!

Sincap Tiyatrosu: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Sincap Tiyatrosu Oyuncuları tarafından sahnelenen tiyatro oyunu öğrencilerimiz tarafından ilgi ile izlendi.

Komşu Köyün Delisi adlı oyun okulumuz öğrencileri tarafından sahnelendi.

Veli Toplantısı: Okulumuzda nisan ayında velilere yönelik genel bilg-ilendirme toplantısı yapılmış, velilerimizin yoğun ilgisi gözlemlenmiştir.

Tiyatro

Okuma Bayramıİlk heyecan...Elif Balaç Demirbilek ve Zafer Demir-bilek yönetiminde 1C ve 1D sınıflarının okuma bayramı büyük ilgi ile izlendi.

FutbolHüseyin Öztürk yönetiminde okulumuz öğrencileri ders dışı çalışmalar kapsamında yıl boyunca futbol ve futsal çalışmaları yaptı.

Page 13: renkli kalem

13renkli kalem

Sincap Tiyatrosu: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Sincap Tiyatrosu Oyuncuları tarafından sahnelenen tiyatro oyunu öğrencilerimiz tarafından ilgi ile izlendi.

Tarihi çok eskilere dayanan ve dünya-nın en büyük dillerinden biri olan Türkçe’yi konuşan Türklerin, asırlar boyunca medeniyet dünyasına kazandırdıkları zenginlik ve güzel-likler herkesin malumudur...

Son dönemlerde dilimizin giderek yozlaştığı ve sadeliğini yitirdiğini görüyoruz. Yabancı kültürlerin etkisiyle kültür erozyonu içersinde dilimizi de bizden uzaklaştırıyorlar. Dil; tarihi ve kültürel değerlerin geçtiği köprü-dür. Bu köprü sağlam olmazsa gelecek nesillere ulaşmak ve gelecek nesillerin geçmişi anlama-ları güçleşecektir.

Dil toplumların maddi-manevi birikim-lerini gelecek nesillere aktırmada, geçmişle ge-lecek arasında bir bağ kurmada ve yeni nesillere estetik duygular kazandırmada önemli bir role

sahiptir. Çünkü Türk tarih ve kültürünü günü-müze kadar bütün güzellikleri ile taşıyan dili-mizdir. Dilin önemi inkâr edilemeyeceği gibi vazgeçilmezlerdendir.

Bilinçsizce yabancı kültür değerleri ve dilleri içinde gezinmek, dillerle yaşamak ve bunları öne çıkarmak, belli bir ayırım, ayıklama yapmadan yabancı kültürlere açık olmak, kendi kültürümüze büyük zararlar verdiği gibi milli, manevi, ahlaki çöküntüye de sebep olmaktadır.

Kendi diline sahip çıkamayan ya da dilini koruyamayan milletlerin; kültürüne, de-ğerlerine yabancı, geçmişi ile ilişki kuramayan insanlar yetiştirilmesi beklenen bir sonuçtur. Dünyanın neresinde olursak olalım kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bi-lincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeden

yaşar, yaşatır ve korursak dış ülkelerde, yaban-cılar nezdinde ilgi ve itibarımız da o kadar arta-caktır…

Unutmayınız ki Türk dilini yaşatmak bir kafa, gönül, görev işidir. Türk kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle gençlerimizi yetiştirmek medeniyete ve kültürümüze büyük hizmettir. Sahip olduğumuz dilimizi korumak, her şeyi-mizle kendimize sahip çıkmaktır.

Kaşgarlı Mahmud ‘un Türkçe için söy-lediklerini her zaman hatırda tutmalıyız. “Türk dilini seviniz, çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük gelecekleri olacaktır.”

TÜRKÇEMİZ

Adapte olmak : Uyum sağlamakAmbulans: Cankurtaran Anons: Duyuru, sesli duyuruAntrenör : ÇalıştırıcıDefans : SavunmaDemo: Tanıtım, tanıtım amaçlıDepartman: BölümDeplasman : Dış sahaDizayn : TasarımDownload: İndirmekDriver: SürücüDubleks: İki katlıExit : ÇıkışFiniş : Bitiş / varışFull : Tam, dolu

Fullemek: Doldurmakİzolasyon : YalıtımJenerasyon : Kuşak, nesil Kabine : Bakanlar kurulu Kongre : Kurultay Korner : Köşe vuruşuLaptop: Dizüstü bilgisayarıMedya : Basın-Yayın Mega : Çok büyükMetot : YöntemMetropol: Ana kent Minimum: En az / en küçükMisyon : GörevMontaj : KurguOrijinal : Özgün

Provokasyon: KışkırtmaProvokatör: KışkırtıcıRandevu: BuluşmaReyting: İzlenme oranıRezervasyon : Yer ayırtmaSempatik : Sevimli, cana yakınShow / Şov : GösteriSpiker: SunucuSponsor: Destekçi / DestekleyiciStar : YıldızStart almak : BaşlamakStres : Gerilim Trend : Eğilim / yönelme

Türkçesi varken niçin yabancısını kullanalım?

(kaynak: akbulutyalcin.blogcu.com)

Page 14: renkli kalem

14 renkli kalem

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı okulumuz bahçesinde çeşitli etkinliklerle kutlandı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk

Bayramı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun ve milli egemenliğimize kavuşmanın 92. yıl dönümünü büyük bir coşku, gurur ve heyecanla kutlamanın mutluluğunu yaşadık.

23 Nisan 1920’de ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile, ulusal birliğimiz sağlanmıştır. Aynı meclis, sömürgeci emperyalist devletlere karşı ulusal bağımsızlık mücadelesinin verilmesi gerektiği, bu mücadelenin yöntemlerinin belirlendiği ve kararların alınıp uygulandığı ilk meclisidir. 23 Nisan günü halkın seçtiği temsilcilerin mecliste halkın adına aldığı kararlar “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” düşüncesinin sonucu, cumhuriyet yönetiminin de fiilen yaşama geçmesinin göstergesidir. 23 Nisan 1920’de ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile başlayan, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin başarıya ulaşmasıyla devam eden bu süreç, Türk ulusunun binlerce yıllık tarihinde en büyük devrimi olan cumhuriyet yönetiminin 29 Ekim 1923’te ilan edilmesiyle sonuçlanmıştır.

Bugünün çocukları olan sizler, yarının yöneticileri olacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözünü kendinize yol gösterici olarak almalısınız ki demokratik yaşamımıza cumhuriyet yönetimimize karşı yapılacak her türlü saldırıya, inanç ve kararlılıkla karşı koyabilmelisiniz. 23 Nisan’ın çocuklara bayram olarak hediye edilmesi

tesadüfü seçilen bir gün değildir. Çünkü 23 Nisan egemenliğin halka verildiği günün adıdır. Demokratik yaşama geçmenin ve cumhuriyetle yönetilmenin adıdır. Bunu sonsuza kadar yaşatacak olan yüksek karakterli, vicdanı ve aklı hür olarak yetişecek olan siz çocuklarsınız.

Bağımsız bir ülke olarak tek amacımız bütün dünya uluslarıyla barışık, akıl ve bilimin önderliğinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu da aşmaktır. Bunu başarmanın yolu da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak din, dil, mezhep, ırk ayrımı yapmaksızın binlerce yıllık ortak bir tarih ve kültürel birikimin yarattığı Türk Ulusu düşüncesi etrafında bir birbirimize kenetlenip iyi günde kötü günde bir olup her türlü zorlukları aşmaktır. Bugün dünya devletleri arasındaki saygınlığımız ve gelişmişliğimizi en üst seviye taşıyacak ve sonsuza dek yaşatacak olan sizlersiniz. Bunu başarmanın yolu çok çalışmaktır. Bizler sizlere güveniyoruz.

Sevginin, kardeşliğin, hoşgörünün ve barışın hakim olduğu bir dünyada ulusca daha nice 23 Nisanlar kutlamak ümidiyle saygı ve sevgilerimle...

Yüksel HoşMüdür Başyardımcısı

Page 15: renkli kalem

15renkli kalem

Ana Sınıfımız Gezide...

Müze Ziyaretimiz...

23 Nisan’dan kareler...

Görsel Sanatlar öğretmenlerimiz Arzu Damar ve Gönül Kaya kentimizde bulunan kültür ve tabiat varlıklarını tanıtmak amacıyla çeşitli zamanlarda öğrencileriyle müze ziyaretlerinde bulundu. Gezi sırasında öğrencilerimiz etkilendikleri eserlerin röprödiksiyonlarını hazırladı.

Page 16: renkli kalem

16 renkli kalem

ASKERLE GÜREŞ Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu: - Sen güreş bilir misin? Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet’e ense tuttu: - Haydi, bir de benimle güreş! Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata’sının yüzüne hay-ranlıkla baktı: - “Atam,” dedi. “Senin sırtını yedi düvel yere getireme-di. Bir Mehmet mi bu işi başarır?” Gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.

YANINA ALDIĞI İLK ER Atatürk, Samsun’a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postal-ları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, yağlan eriyip kemik ve sinir kalmış bu Türk askeri ağlıyordu. O’na sordu: - Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun? Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar’da-

ki Komutanını çelik yay gibi selamladı. - Söyle niçin ağlıyorsun? İç Anadolu’nun yanık yürekli çocuğu içini çekti: - Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Si-lahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren düşmanı ne ile öldüreceğim? Kemal Atatürk, er’in omzuna elini koydu: - Üzülme çocuğum, dedi. Gel benimle! Ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetçik oldu.

KAHRAMAN TÜRK KADINI 1 Mart 1923 Tarsus: Mustafa Kemal İstasyon’dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü. O’nu görmek için sabahtan itibaren yol-ları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile selamlar vererek, ilerledi. O sırada ansızın bir olayla karşılaştı. Milli Mücadele’deki çete giysili bir kadın, Atatürk’ün yolunu keserek ayağına kapandı. Gözyaşlarıyla şöyle haykırıyordu: - “Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!” Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak için eğilirken ku-lağına bu kadının Kurtuluş Savaşında cephelerde çarpış-

mış olan (Adile Çavuş) olduğunu fısıldadılar. Gözlerinden iki damla yaş düşen Mustafa Kemal, bu gü-neşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şöyle seslendi: - “Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye de-ğil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.

YURDUMUN TOPRAĞI TEMİZDİR Kral Edvard İstanbul’a geldiği zaman,yatından bir moto-ra binerek Dolmabahçe Sarayına yanaştı. Atatürk rıhtımda onu bekliyordu.Deniz dalgalıydı.Kralın bindiği motor,inip çıkıyordu. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada,eli yere de-ğerek tozlandı. O sırada Atatürk elini uzatmış bulunuyordu. Bunu gören Kral bir mendille elini silmek istediği zaman Atatürk: -Yurdumun toprağı temizdir,o elinizi kirletmez,diyerek Kralı elinden tutup rıhtıma çıkardı.

Atatürk köşesi

Page 17: renkli kalem

17renkli kalem

öğrencilerimizden ...

O gün Beren yine yatağına gitmişti. Annesi ışığı kapadı. Beren tam gözlerini kapatacaktı ki bir ışık gö-zlerini aldı. Ve ışığa doğru yürüdü. Sanki arkasından biri onu iteklemişti. Işığın içine girdi ve “Bu bir ka-bus mu?” dedi. Kendi evlerinin oturma odasındaydı. Ev sarsılıyordu. Evleri beş katlı ve beşinci katında oturuyorlardı. Aşağıya inemezdi. Camdan atlayamazdı. Ve çatılarına çıktı etrafına alevden canavarlar sarmıştı. Korktu. Aşağıya atlamayı düşündü. Ama alevden bir ca-navar onu yakalamıştı. Çok korkmuştu. Korkudan bayıldı.

Büyük bir kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye sormuş:” Neden kuyruğunu kovalıyorsun?” Yavru kedi yanıt vermiş: “Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum. Yakaladığımda mutlu olacağım.” demiş. Bunun üzerine yaşlı kedi küçük kediye dönerek şöyle demiş:“Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. Ama sonradan şunu fark ettim ki onu ne zaman kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi

Kediler ve İnsanlar

yolumdan gitsem hep peşimden geliyor. İşte insanlar ve kediler arasındaki en önemli benzerlik. İnsanlarda hedeflerine daha çabuk ulaşabilmek için sürekli hedefler-ini kovalarlar, tam koşmaktan ve kovalamaktan yoruldukarı zaman bakarlar ki hedefleri peşlerinden koşar. Ne olursa olsun sonunda mutluluğa kavuşacağımız bir hedef belirleyelim ve umudumuzu yitirmeden sürekli peşinden koşalım. Sonunda bakarsınız ki MUTLULUK DA HEDEFİNİZDE YANI BAŞINIZDA. Aysun Kurt

BİR NİNE

Bir gün bir gün bir nine

Düşmüş çukurun içine

Çekmiş kendini sineye

Bir şey geçmemiş eline

Gelmiş bizim çocuklar

Nineye söylemişler

Nine bak gördün mü ?

Eden bulur sonunda

Nine anlamış ki

Lafla peynir gemisi yürümez

İstediği kadar söylersin

Giden günler geri dönmez

Gizemnur DAŞDEMİR

ÖĞRETMENİM

Ben bir soruyum, ben bir öğrenciyim,

Sen ise çözüm, sen ise öğretmen

Ben bir oyuncuyum

Sen ise yönetmen.

Ben bir şiirim,

Sen ise şair

Okuyacak mısın öğretmenim.

Ben bir hastayım öğretmenim.

Sen ise doktor,

Ben bu vatanın bekçisiyim

Bakacak mısın öğretmenim nöbetime gitmeden.

Hadi öpüyorum ellerinden.

Ben bir gülüm

Sen ise bülbül

Dikenli dallarıma

Konacak mısın öğretmenim.

Öğretmendir öğrenciyi var eden

Bir ışıktır bakışları

Birbirine var eden

Hatırlanmaz elveda demeden çekip giden

Sen asla bizden gitmeyeceksin değil mi, öğretmenim?

Uyandığında evleri çökmüş enkaz altında kalmıştı. Bağırdı ama sesini duyuramadı. Aradan on gün geçmişti. Onu buldular çok sevindi. Hastaneye kaldırdılar. Beş gün içinde iyileşti ve hastaneden taburcu oldu. Dışarı çıktığında ağlayarak “Annemi is-tiyorum” dedi. Ama maalesef ki bir daha o kabusun içinden çıkamadı çünkü annesi ölmüştü

Gamze BABAYİĞİT

KABUS

Tarihe şan verenler imkansızlıklar karşısında pes etmeyenlerdir. İmkansızlıklar karşısında daima dik duran, herkes gibi hayatı kolay yaşamaya çalışma-yan insanlardır. Zor karşısında pes etmez, yelkenleri suya indirmezler. Zoru,çok zoru mücadelelerle aşar, imkansızlıklara boyun eğmezler. Buna en iyi örnek-lerden biri de Fatih Sultan Mehmet’tir. Fatih Sultan Mehmet umudunu hiç yitirmeyen, imkanın sınırını görmek için imkansızlığı deneyen bir kişiliğe sahipti. Fatih ,İstanbul’u fethederken yenik düşmemiş, herkes

gibi umutsuzluğa kapılmamış, hayallerinden vazgeçip umutsuzca beklememiş ve en önemlisi pes etmemiş-tir.

Tarihe şan veren kişiler gibi biz de imkanın sınırını görmek için imkansızlığı deneyelim. Mücadele etmeyi engelleri aşmayı bilelim. Eğer böyle yaparsak hayata açılan kapılarımızı umutsuzca kapatıp bekle-mek yerine, geleceğe umutla bakarız.

İmkansızlıklar

En güzel şey1. Ufak bir gülücük

2.En büyük ihtiyaç

İletişim

3.En iyi öğretmen

Çocuklar

4.En iyi ders

Hayat dersi

5. En kolay yapılan şey

Hata

6.En hızlı geçen şey

Ömür

7.En eğlenceli yer

Okul

8,En zor sınav

Hayat sınavı

9.En zor yapılan şey

Kötülük

10.En büyük hata

Yılgınlık

11.En çabuk geçen şey

tenefüs

Page 18: renkli kalem

18 renkli kalem

Okulumuzun bulunduğu mahallenin üst tarfında Uludağ’ın eteklerine kurulmuş olan bu şirin köyün geçmi-şi 14. yy’a dayanır. Orhan Gazi Vakviyesi’ne bağlı olarak kurulmuş bir vakıf köyüdür. Bursa’nın Osmanlılar tara-fından ele geçirilmesinin ardından bu bölgeye yerleştiril-miş Kayı Boyundan Türkler bölgede birbirine yakın yedi yerde (Fidyekızık, Cumalıkızık, Bayındırkızık, Derekızık, Hamamlıkızık, Fethiyekızık, Değirmenlikızık) kurmuşlar. Derekızık, Hamamlıkızık Fidyekızık, Değirmenlikızık, Cumalıkızık günümüzü kadar gelmiş; fakat Cumakızık dışındakiler zamana yenik düşmüş, gerek mimari yapısını gerekse otantik dokusunu kaybetmiştir. Köyün isminin nereden geldiğine dair iki görüş hakimdir. Birincisi cami-leri olmayan köylerde yaşayanların Cuma namazları için buraya gelmeleri, ikincisi ise köyün kurucusu Orhan Gazi zamanında bölgeye yerleşen Kızıklardan Cuma Ali Bey olmasıdır.

Eskiden 250-300 civarında olan hane sayısı gü-nümüzde 100 e kadar inmiştir. Başlıca sebep köyde iş

imkanının olmayışı. Bununla birlikte eski evlerde yaşa-mak istemeyen birçok gençte köyden ayrılarak civar illere taşınmış. Çoğunlukla Bursa’ya. Böylelikle boş kalan evler zamanla viran hale gelmiştir. Ta ki Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 1980 yılında koruma altına alınıp1981 yılında kentsel ve doğal sit alanı olarak tescil edilene ka-dar. Ardından 1997 yılı sonlarında “Cumalıkızık Koruma Yaşatma 98 Projesi” başlatılması ile birlikte tarihi evlerin restorasyon çalışmaları başlamış, sokaklara banklar, çöp kutuları,çeşmeler ve nerede olduğunuzu gösteren haritalar konmuştur. PROJE,BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİ-YESİ VE BURSA TOPHANE UNESCO GENÇLİK

DERNEĞİ’NİN öncülüğü ve koordinatörlüğünde yürütül-mektedir.Köy halkı evlerde yapılan restorasyonun sadece evlerin dış yüzeyini kapsadığını belirtmektedir.

Taş döşeli sokakların dar olması sebebiyle evler içi içe inşa edilmiş, hatta birçoğunda birbiriyle alakalı geçitler vardır. Evlerin kapısı hep açıktır, isterseniz gidin-ce bir deneyin. Cumalıkızıklılar eminiz konuk edecektir sizleri. Evler genellikle iki ya da üç katlıdır.

Bir zamanlar Uludağ’ın eteklerini süsleyen kes-tanelerle geçimini sağlayan halkın şimdilerde ana geçim kaynağı ahududu ki köyün her yerinde kendisini ve re-

çelini satın almanız mümkün. Köy halkı konuklara karşı oldukça sıcak ve sevecendir. Hemen hemen her evin önünde satılan kızılcık, tarhana, erişte alınması gereken ürünlerden.

700 yıllık cami, tarihi hamam, sanat evi, köy halkının kendi imkanlarıyla var ettiği etnografya müzesi ve sizi eskiye götüren ambiyansı ile Cumalıkızık mutlaka görülmesi gereken bir yer. Vaktiniz varsa hafta içinde zi-yaret edin zira hafta sonu ziyaretçi akınına uğramakta.

RAHATÇA DOLAŞIP SESSİZLİĞİN SESİNİ DUYMAK İSTEYENLERE DUYURULUR…

Cumalıkızık

Page 19: renkli kalem

19renkli kalem

1. Kaliteli beslenin. Taze meyve ve sebze, balık, fın-dık ve yeşil çay mutlaka menünüzde bulunsun. 2. Akciğerleri çalıştırın. Düzenli egzersiz yapın. 3. Sigarayı kesinlikle bırakın. 4. Doğru nefes almayı öğrenin. İdeali karından alı-nan dakikada 12-14 nefestir. 5. Kilonuza dikkat edin. Her fazla kilo, eklemleriniz üzerinde gereksiz bir yüktür. 6. Kahvaltıyı asla ihmal etmeyin. Kahvaltıda lifli gı-dalar almaya dikkat edin. 7. Kaslarınızı çalıştırın. 8. Yağ dengenize dikkat. Vücut için en iyi yağ balıkta ve cevizde bulunur. 9. Kötü diyetlerden uzak durun. Kemik sağlığı için her yaşta kalsiyum almanız gerektiğini unutmayın. 10. Güneşlenmeyi ihmal etmeyin. Her gün birkaç da-kikalığına da olsa gün ışığına çıkın. Vücudunuzun D vitamini üretebilmesi için güneş ışığına ihtiyacı var.

11. Günde en az bir buçuk litre temiz su için. İdrarı-nın rengini kontrol edin, eğer sarıysa yeteri kadar su içmiyorsunuz demektir. 12. Yürüyüşe çıkın. Düzenli yürüyüş östrojen riskini azaltır, stresi önler. 13. Kalbinizi koruyun ve güçlendirin: B vitami-ni, magnezyum ve çinko almayı unutmayın. Ha-vuç, lahana, avokado, fındık ve sarımsak mutfağınız-dan eksik olmasın. 14. Tansiyonunuzu takip edin. Tuz, aşırı kilo ve stres, tansiyon riskini artıran faktörlerdir. 15. Kalbinizi kontrol ettirin. 16. Stresten uzak durun. 17. Şeker tüketiminizi azaltın. Canınız tatlı çektiğin-de bitter çikolata tercih edin. 18. Günde en az 7 saat uyumayı ihmal etmeyin. 19. Vücudunuzun ihtiyaçlarını öncelik sırasına sokun. Gün 24 saat. Bunu üçe bölün: 8 saati çalışmaya, 8

saati kendinize ve 8 saati uyku ve istirahat için ayırın. 20. Gününüzü planlayın. Planlı yaşamak, vaktinizi daha verimli ve yararlı geçirmenizi ve stresten kaçın-manızı sağlar. 21. Dişlerinize iyi bakın. Günde en az iki kere dişleri-nizi fırçalayın, kahveyi fazla içmekten kaçının. 22. Şeklinizi koruyun. Vücudunuz bütün gün tele-vizyon veya bilgisayar başında oturmak için dizayn edilmedi. Kalkın, hareket edin. 23. Olumlu düşünün. Uzmanlar, varlığıyla mutlu ol-duğunuz şeyleri düşünmenizi tavsiye ediyorlar. Pozi-tif düşünce hem sizi genç tutar, hem stresi azaltır. 24. Zihinsel bakımınızı ihmal etmeyin. Televizyon karşısında çok fazla vakit geçirmek bunama riskini artırıyor. Yeni bir şeyler öğrenip yeni alışkanlıklar ge-liştirerek zihinsel faaliyetlerinizi aralıksız sürdürün.

(kaynak: www.diyadinnet.com)

Uzmanlar insanın biyolojik olarak ortalama ömrünün 120 yıl olduğunu belirtmekle birlikte insanların çevresel etmenler , beslenme kalitesi, yaşam tarzı, vb. nedenlerle bu sürenin kısaldığını vurgulamakta-dırlar. İşte sizlere uzun ve sağlıklı bir yaşam için altın niteliğinde tavsiyeleri:

Şeftali C vitamini, Potasyum,

A vitamini, B3 vitamini ,

Folik Asit

Kalp ve kansere karşı korur, Sindirim sistemini çalıştırır hazmı kolaylaştırır, Böbreklerin ve safra kesesinin düzen-li çalışmasını sağlar, İdrar sökücüdür.

Kayısı A vitamini, Potasyum,

B3 vitamini,Betakaroten

Betakaroten, kanserin,özellikle akciğer kanserinin, kalp hastalıklarının ve kataraktın önlenmesine yardımcı-dır, İçerdiği kalsiyum ve magnezyum sayesinde kemik erimesinin önlenmesine faydalıdır,Kan yapıcı,cildi ve saçı canlı tutma özelliği vardır, Lifli bir meyve olduğundan bağırsakları korur ve pekliğe iyi gelir, Kansızlığa iyi ge-lir, Sinirleri gevşetip uyku verir.

MuzKarbonhidrat, Potasyum ,

A vitamini ,Folik asit

Kalbe ve kas sistemine yararlı, Yorgunluğu ve ishali giderici özelliği vardır, Yüksek tansiyonu önleyici özelliğe sahiptir, Uykuyu düzene sokar, Ülseri önler ve ülser yaralarının tedavisine yardımcı olur,Kolesterolü düşürücüdür ve migren ağrısına faydalıdır, Böbrek ve ek-lemlerdeki iltihaplanmalarda tedavi edici özelliğe sahiptir.

Portakal C vitamini ,Karbonhidrat,

Potasyum,

Folik Asit ,Bioflavin

Soğuk algınlığı, grip, incinme, kalp hastalıkları ve felçten korur, Portakal suyundaki bir antioksidan olan bioflavin damarları ve kılcal damarları güçlendirerek kalbin zarar görmesini engeller, Ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileş-mesini sağlar, İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır.

Elma Karbonhidrat ,Lif ,

Potasyum, B3

Böbreklerin temizlenmesine yarar, Baş ağrısına iyi ge-lir, Kolesterolü düşürür, Yüksek tansiyonu düşürür,Kan şekerini kontrol altında tutar, Romatizma ve gut hasta-lığına iyi gelir, Uykusuzluğa iyi gelir,Bağırsaklardaki parazitlerin dökülmesini sağlar.

Çilek Karbonhidrat ,Lif,Demir ,

Potasyum,

B3 vitamini, Folik asit ,

C vitamini

Sigara dumanının etkilerini azaltır, Çocuk felci ve ağız-deri yaralarına yol açan virüsleri öldürücü etkisi vardır, Kansere yakalanma riskini azaltır, Mide ve bağır-sak zayıflıklarını giderir, Sakinleştirici etkisi vardır, Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir, Yüksek ateşi düşürür, Su-yuyla gargara yapılırsa diş taşlarının oluşmasını engel-ler, Cilde canlılık kazandırır.

Ananas Potasyum, A vitamini ,C vitamini,Kalsiyum ,

Magnezyum ,Fosfor

Bakteri ve parazitlerle savaşmaya yarar, Sindirimi kolay-laştırır, İltihaplanma riskini azaltmada ve yaraların hızla iyileşmesini sağlamada etkilidir.

Kiraz Karbonhidrat,

A vitamini, Potasyum

Şeker oranı kirazınkinden düşük olduğu için daha az kalori içerir, idrar söktürücü özelliği vardır, Ateş düşürür,susuzluğu giderir.

Greyfurt Karbonhidrat, Potasyum,

A vitamini ,Folik asit ,

C vitamini

Sindirimi uyarır, Diş etlerinin kanamasını azaltır,Soğuk algınlığına iyi gelir, Kolesterolü düşürür, Kılcal damarlar-daki kan dolaşımını hızlandırır, Mide ve pankreas kanser-lerine yakalanma riskini azaltır,Tansiyonu dengeler, İdrar sökücü özelliği vardır.

MEYVELERDE HangiVitaminler BULUNUR?

sağlık köşesi

Page 20: renkli kalem

Okul aile birliğimiz tarafından çıkarılan gazetemize maddi ve manevi katkı sunan de-ğerli dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

Okul Aile Birliği BaşkanıSelim GÜRAKAR