rehberlİk ve araŞtirma merkezİispartaram.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/32/01/155082/... · 2019....
TRANSCRIPT
SINAV KAYGISI İLE BAŞ ETME PSİKOEĞİTİM GRUBUNUN GELİŞTİRİLMESİ
ISPARTA 2019
ISPARTA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik Hizmetleri Bölümü
ISPARTA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
Analiz-Değerlendirme
Anıl KELEŞ
Rehberlik Hizmetleri Bölüm Başkanı
Sınav Kaygısı İle Baş Etme Psikoeğitim Grubu Düzenleme Ekibi
Ahmet DİLMAÇÜNAL
RAM Rehberlik Öğretmeni
Gökhan AKGÜN
RAM Rehberlik Öğretmeni
R. Saim DALBAY
RAM Rehberlik Öğretmeni
Sultan ŞİMŞEK
RAM Rehberlik Öğretmeni
Sınav Kaygısı İle Baş Etme Psikoeğitim Grubu Uygulama Ekibi
Bilal ÖZTAŞ
Hızırbey Ortaokulu Rehberlik Öğretmeni
Ülkü KARACA
Gülkent Anadolu Lisesi Rehberlik Öğretmeni
Vildan ÇETİN
Şehit K. M. Kiremitçi İmam Hatip Ortaokulu Rehberlik Öğretmeni
İÇİNDEKİLER
Giriş …………………………………………………………………………….. 1
Yöntem ………………………………………………………………………… 2
Sonuçlar ………………………............................................................................ 3
Ek (Sınav Kaygısı Grup Oturumları)……………………...……………………. 6
Kaynaklar ………………………………………………………………………. 36
1
SINAV KAYGISI PSİKOEĞİTİM GRUBUNUN GELİŞTİRİLMESİ
1. GİRİŞ
Psikoloji literatüründe kaygı, kişinin duygusal, düşünsel ve fiziksel olarak baskı
altındayken gösterdiği tepkidir. Belki de hayatın devamlılığını sağlayan temel yaşam
güdülerinden birisidir. Yaşanan bu sürecin sınav gibi spesifik durumlara uyarlanmış hali ise
sınav kaygısının temelini oluşturur. Kişi genel olarak kaygıyı; geleceğe dönük karamsarlık,
başarısızlık fikri, tedirginlik, umutsuzluk gibi duygularla iç içe geçmiş şekilde tanımlar. Sınav
kaygısının başlangıcını oluşturan bu duygu ve düşünceler, kaygının kontrol edilemez bir hale
gelmesinde başat faktördür. “Bu sınavı geçemezsem hayatım mahvolur” ya da “başarısız
olursam aileme rezil olurum” türünde ortaya çıkabilen bilişsel kendini zorlama süreci sınav
kaygısının katlanarak artmasına sebep olabilmektedir.
Günümüzde uygulanmakta olan liseye ve üniversiteye geçiş sınavlarının öğrenciler ve
aileler üzerinde yarattığı baskı, öğrencilerle birlikte ailelerin de geleceğe dair yoğun gerginlik
hissi yaşamalarına neden olabilmektedir. Ortaya çıkan bu yorucu süreç, sınavın başarıyı
ölçmek için kullanılan bir araç olmasından çok; geleceği şekillendirmede amaç olarak
algılanmasını beraberinde getirmektedir. Sınavın tamamen amaç olarak kabulü ise
yapılabilecek hataları minimuma düşürmeye yönelik her türlü önlemi içeren yoğun hazırlık
safhalarını artırmaktadır. Hazırlık sürecinin yanında çoğu birey, öğrendiklerinden daha çok;
kendi kişiliklerinin değerlendirildiği düşüncesini yoğun olarak taşımakta, bu da gerçek
performanslarını sergilemede onlara ket vurmaktadır. Görüldüğü üzere çok farklı duygusal ve
düşünsel parametrenin devreye girdiği karmaşık süreç bu şekilde ilerlemektedir.
Bireylerin bu tür süreçleri doğru yönetebilmesinde uygulama temelli çözümlerin
gerekli olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle Isparta Rehberlik ve Araştırma Merkezi olarak,
sınava hazırlanan öğrencilerin yaşadıkları kaygıyı kontrol edebilmesine dönük uygulama
geliştirilmesi amaçlanmıştır. Öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri, okul psikolojik
danışmanlarıyla işbirliği içinde çalışabilecekleri grup oturumlarının geliştirilmesi, hem
meslektaşlarımız hem de öğrencilerimiz açısından önemli görülmektedir. Planlanan
2
psikoeğitim grubu beş oturumluk süreci kapsamaktadır. İlk oturumda; grubu yapılandırma,
kaygıya giriş, sınav kaygısını neden ve belirtileri yönünden ele alma; ikinci oturumda bireyin
sınav kaygısını doğru değerlendirebilmesine dönük kendini tanıma süreçlerini (hazırlık, hedef,
motivasyon) işletme; üçüncü oturumda sınav kaygısıyla baş etmede bilişsel süreçleri fark
etme ve yöntem olarak bilişsel önlemler geliştirebilme; dördüncü oturumda sınav kaygısını
kontrol edebilmede davranışçı yöntemler kullanabilme ve son oturumda ise süreci
tamamlama, kazanımlara yönelik bireysel değerlendirme yapabilme konuları ele alınmıştır.
2. YÖNTEM
a. Araştırma Modeli
Bu çalışmada psikoeğitim grubunun, öğrencilerin sınav kaygısı ile baş etme düzeylerine
etkisini tespit edebilmek amacıyla kontrol grupsuz öntest - sontest deneysel desen
kullanılmıştır. Deneysel desenler, neden-sonuç ilişkisini test edebilmek amacıyla
araştırmacının kontrolü altında, gözlenmek istenen verilerin üretilebildiği araştırma
modelleridir (Karasar, 2008).
b. İşlem
Beş oturum olarak şekillendirilen sürecin geliştirilmesinde, literatürde yapılan çalışmalardan
ve hazırlanan etkinliklerden faydalanılmıştır. Geliştirme aşamasının ardından grup
oturumlarının şekil, içerik ve süre olarak değerlendirilebilmesi amacıyla Hızırbey
Ortaokulu’nda 12 kişilik bir gruba ilk uygulama yapılmıştır. İlk uygulamada elde edilen
dönütler doğrultusunda gerekli düzeltme, ekleme ve değişiklikler yapılarak psikoeğitim
grubuna son şekli verilmiştir. Son hali oluşturulan grup oturumlarının farklı yaş grupları
çerçevesinde verimliliğini inceleyebilmek amacıyla Şehit Komiser Muhsin Kiremitçi İmam
Hatip Ortaokulu ve Gülkent Anadolu Lisesi’nde öntest - sontest basamaklarını içeren
uygulama gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Öntest - sontest uygulaması için “Revize Edilmiş
Sınav Kaygısı Ölçeği” kullanılmıştır. Ortaokul ve lise kademelerinde öntest-sontest
uygulamasına dâhil edilecek deney gruplarının oluşturulmasında, sınav kaygısı yönünden
sorun yaşadığı düşünülen 48 kişilik (24 Ortaokul-24 Lise) büyük gruba Revize Edilmiş Sınav
Kaygısı Ölçeği uygulanmış, sonuçlar doğrultusunda yoğun kaygı yaşadığı tespit edilen 24
kişiyle (12 Ortaokul-12 Lise) deney grupları oluşturulmuştur. Çalışmanın iki farklı kademede
3
de yürütülmesi psikoeğitim grubunun geniş yaş aralığındaki etkililiğini görme amacıyla
ilgilidir. Oluşturulan 12’şer kişilik iki farklı deney grubuna beş hafta boyunca sınav kaygısı
psikoeğitim grubu uygulanmıştır. Beşinci hafta sonunda grup üyelerine tekrardan Revize
Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeği uygulanarak çalışma tamamlanmış ve veriler elde edilmiştir.
c. Veri Toplama Araçları
Revize Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeği; Benson ve El-Zahhar (1994) tarafından geliştirilen
ölçeğin, Türk kültürüne uyarlama çalışmaları Akın, Demirci ve Arslan (2012) tarafından
gerçekleştirilmiştir. Ölçek; gerginlik, sınavla ilgisiz düşünceler, bedensel belirtiler ve endişe
olmak üzere 4 alt ölçeğe bağlı 20 maddeden oluşmaktadır. Ölçekte, Hiç bir zaman (1), Bazen
(2), Çoğu zaman (3) ve Her zaman (4) şeklinde 4’lü derecelendirme tipi kullanılmış olup, ters
puanlanan madde bulunmamaktadır. Ölçekten alınan yüksek puan, yüksek düzeyde sınav
kaygısı olduğunu işaret etmektedir. Ölçeğin bütününün iç tutarlılık güvenirlik katsayısı .89
olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin düzeltilmiş madde toplam korelasyonları .37 ile .65 arasında
sıralanmaktadır.
d. Verilerin Analizi
Verilerin analizinde SPSS 22.0 paket programı kullanılmış olup, öncelikle puanların
normalliği incelenmiştir. Elde edilen verilerin normal dağılım sergilediği tespit edildikten
sonra, deney gruplarının öntest - sontest sonuçlarını değerlendirmek üzere bağımlı örneklem t
testi kullanılmıştır. Bağımlı örneklem t testi, birbiri ile ilişkili iki ölçüm ya da puanın elde
edildiği deneysel ve tarama çalışmalarında kullanılabilen bir yöntemdir (Büyüköztürk, 2016).
3. SONUÇLAR
Uygulamalarda olduğu gibi analizde de ortaokul ve ortaöğretim kademeleri ayrı ayrı
değerlendirilmiş, geliştirilen grup oturumlarının verimliliği test edilmiştir. Bu kapsamda
öncelikle ortaokul düzeyi, ardından ise ortaöğretim kademesi için ulaşılan sonuçlar
paylaşılmıştır.
Sınav kaygısı ile baş etme grup oturumlarının ortaokul düzeyinde etkililiğini değerlendirmek
üzere, öğrencilerin Revize Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeğinden aldığı puanlar bağımlı örneklem
t testiyle analiz edilmiştir. Ulaşılan öntest-sontest değerleri Tablo 1’de sunulmuştur.
4
Tablo 1. Ortaokul Grubu Öntest-Sontest Puanlarına İlişkin t testi Sonuçları
N Ortalama Standart Sapma t p
Ortaokul Grubu
Öntest 12 56,25 8,76 3,455 ,005*
Sontest 12 45,25 13,30
*p<0,05
Tablo 1’de görüldüğü üzere sınav kaygısı grup oturumlarına katılan öğrencilerin öntest puan
ortalamaları ile sontest puan ortalamaları arasında anlamlı farklılık bulunmaktadır. Bu
farklılık, öğrencilerin sınav kaygısı oturumlarına girmeden önceki öntest puanları (Ortalama
56,25) ile oturumlardan faydalandıktan sonraki son test puanları (Ortalama 45,25) arasında
görülmektedir. Oturumlar öncesinde öğrencilerin Revize Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeğine
göre kaygı düzeyi daha yüksekken; oturumların ardından kaygı düzeylerinde belirgin bir
düşüş yaşandığı gözlenmektedir. Bu durum sınav kaygısı grup oturumlarının ortaokul
düzeyinde etkili olduğunu, diğer bir deyişle öğrencilerin sınav kaygısıyla baş etmesine
anlamlı düzeyde fayda sağlayabileceğini göstermektedir.
Sınav kaygısı ile baş etme grup oturumlarının lise düzeyinde de etkililiğini değerlendirmek
üzere öğrencilerin Revize Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeğinden aldığı puanlar bağımlı örneklem
t testiyle analiz edilmiştir. Ulaşılan öntest-sontest değerleri Tablo 2’de sunulmuştur.
Tablo 2. Lise Grubu Öntest-Sontest Puanlarına İlişkin t testi Sonuçları
N Ortalama Standart Sapma t p
Lise Grubu
Öntest 12 44,33 7,41 2,343 ,039*
Sontest 12 40,58 7,46
*p<0,05
Tablo 2’de görüldüğü üzere sınav kaygısı grup oturumlarını alan öğrencilerin öntest puan
ortalamaları ile sontest puan ortalamaları arasında anlamlı farklılık bulunmaktadır. Bu
farklılık, öğrencilerin sınav kaygısı oturumlarını almadan önceki öntest puanları (Ortalama
44,33) ile oturumları tamamladıktan sonraki son test puanları (Ortalama 40,58) arasında
görülmektedir. Revize Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeğine göre oturumlar öncesinde
katılımcıların kaygı düzeyi daha yüksekken; oturumların ardından kaygı düzeylerinde düşüş
5
olduğu gözlenmektedir. Bu durum sınav kaygısı grup oturumlarının lise düzeyinde de verimli
olduğu ve öğrencilerin sınav kaygısıyla baş etmesine olumlu katkı sağlayabileceği yönünde
yorumlanabilir.
Öntest-sontest uygulamaları ve analiz doğrultusunda ulaşılan sonuç, hazırlanan sınav kaygısı
grup oturumlarının ortaokul ve lise kademelerindeki öğrencilerin sınav kaygısını yönetmesine
yardımcı olabileceği yönündedir. Diğer yandan psikoeğitim grubunda temel alınan yaş
ranjının genişliği göz önünde bulundurulduğunda; hem ortaokul hem de lise kademeleri için
araştırmacı ya da alan uygulayıcıları tarafından yeni geçerlilik çalışmaları yapılması faydalı
olabilir.
Sınav kaygısı, en küçük ölçme-değerlendirme sürecinde dahi ortaya çıkması olağan,
hayatımızın ortasına yerleşmiş sorunlardan birisidir. Gözden kaçırılmaması gereken husus,
kaygıyı tamamen yok etmeye çalışmak değil; kaygıyı optimum düzeyde tutmaya çalışarak,
itici bir unsur gibi motivasyon ve başarı yolunda kullanabilmektir. Bu nedenle oturum
süreçlerinde de vurgulandığı gibi kaygıyı tanıma ve fark etme yönünde kendimizi
değerlendirebilmek ve kaygıyı kontrol edebilmede bilişsel ve davranışçı yöntemleri
kullanabilmek önemlidir. Diğer yandan sınavlarda hedeflenen başarıya ulaşabilmek için sınav
öncesi ve sınav esnasındaki kaygıyı kontrol edebilmenin yanında, eğitsel hazırlık safhasını da
doğru yürütmek gerekmektedir. Grup oturumlarının sonundaki eklerde yer alan verimli ders
çalışma ile ilgili bölümlerin grup uygulamaları dışında da kullanılması yarar sağlayacaktır.
Hazırlanan psikoeğitim grubunun okullarda çalışan ve uygulama temelli çözümler arayan
psikolojik danışmanlarımıza ve sınav stresini yoğun yaşayan öğrencilerimize faydalı
olabileceği düşünülmektedir. Isparta Rehberlik ve Araştırma Merkezi olarak psikoeğitim
grubunun hazırlanmasında emeği olan tüm çalışma arkadaşlarımıza ve uygulamada
yardımlarını esirgemeyen Bilal Öztaş, Ülkü Karaca ve Vildan Çetin’e teşekkürlerimizi
sunuyoruz.
6
SINAV KAYGISI İLE BAŞ ETME GRUP
OTURUMLARI
Seviye 8-12. Sınıflar
Katılımcı Sayısı 12-14 Kişi
Süre Her oturum 60-80 Dakika
Genel Hedefler Sınav kaygısını tanıma
Sınav kaygısını fark edebilme
Sınav kaygısının belirtileri ve nedenleri üzerinde bilgi sahibi olma
Sınav kaygısıyla baş etmede verimli ders çalışabilme basamaklarını
uygulayabilme
Sınav kaygısıyla ilgili bilişsel faktörleri tanıma
Sınav kaygısıyla baş etmede bilişsel teknikler kullanabilme
Sınav kaygısıyla baş etmede davranışçı yöntemler kullanabilme
Olumlu bir bakış açısıyla oturumları tamamlama
1. OTURUM
Tema Grubu yapılandırma ve sınav kaygısını tanıma
Hedef Sınav kaygısını, nedenlerini ve belirtilerini fark edebilmek.
Araç-Gereç Form-1
Yazı tahtası, tahta kalemi, renkli kartonlar ve renkli keçeli kalemler
Hazırlayan Sultan ŞİMŞEK
Amaçlar 1. Kaynaşmayı ve birlikteliği sağlama
2. Grup üyelerinin bireysel amaçlarının ve grup amacının belirlenmesi
3. Grup kurallarının belirlenmesi
4. Kaygıyı tanıma
5. Kaygının belirtilerini ve nedenlerini fark etme
6. Gruba umut aşılanması
Süreç 1. Tanışma Etkinliği:
Grup daire şeklini alır. Her üyeye kendini tanımlayan bir sıfat bulması istenir.
Örneğin Gülen Gülsüm, Fırtına Ali gibi. Bir üyeden süreç başlatılır. Diğer kişiye
geçince bir önceki arkadaşını ve kendisini tanıtması istenir. Örneğin ben Fırtına Ali,
arkadaşım Gülen Gülsüm gibi. 3. Kişiye gelince 1. 2. ve kendini tanıtması istenir.
Son kişiye kadar böyle devam ettirilir.
2. Grubu Yapılandırma:
Grup çalışmasına grup liderinin yapacağı açılış konuşması ile başlanacaktır.
Grubun amacından bahsedilir.
“Grup çalışmalarımız beş hafta boyunca devam edecektir. Bu çalışmalara kaygının
ne olduğunu tanımlayarak başlayacağız. Daha sonra yaşadığımız kaygının
vücudumuzda ne tür değişikliklere neden olduğunu görmeye çalışacağız. Daha
sonra kaygı durumunun ders çalışma ve motivasyonumuza olan etkisinden
bahsedeceğiz. Sonraki adımda yapmaya çalışacağımız kaygılarımızın arkasında
yatan ve çoğu zaman farkında olmadığımız mantık dışı düşüncelerimizi bulmak. Bu
düşünceleri bulduktan sonra ise, olumlu olanları değiştirmeye bu düşüncelere
alternatif düşünceler bulmaya çalışacağız. Son aşamada ise kaygı sırasında
yaşadığımız fiziksel gerginliği ortadan kaldırmayı ve nefesimizi kontrol etmeyi
öğreneceğiz.
Bu çalışmaları yaparken her birimiz kendi yaşantılarımızdan yola çıkacağız. Çeşitli
grup etkinliklerinde yararlanacağız. Bu açıklamalarımla ilgili aklınıza takılan
sormak istediğiniz herhangi bir şey var mı ?” Bu sorunun ardından gruptan gelen
sorular yanıtlanacak ve tartışmaya geçilecektir.
*Grup kuralları lider tarafından açıklanır.
5 hafta boyunca haftanın bir günü bir araya gelinecek.
Gruba devamın esastır
Grupta güven için gizlilik ilkesinin önemlidir
Grupta yıkıcı eleştiri, yargılama ve yorum yapmanın grup dinamiğini olumsuz
etkiler
Grupta saygı, birbirini dinleme, gruba devam ve geç gelmemek gereklidir.
Grup lideri üyelere bu maddelere ek söylemek istedikleri kural var mı sorar?
3. Kaygıyı Ele Alma
Hangi durumlarda kaygılanıyoruz? Kaygı ve korku ayrımını bizimle paylaşmak
isteyen var mı diye sorulur.
Karşıdan bir köpek bize doğru dişlerini göstermiş geliyor geliyor bu yaşadığımız
korku mudur kaygı mı? Diye sorulur böylece korku ve kaygı ayrımı somutlaştırılır.
Alınan cevaplardan sonra kaygının tanımı yapılır.
“Nedeni belirsiz korkuya kaygı denir. Kaygıda korkudan farklı olarak fiziksel
açıdan tehdit eden bir uyaran söz konusu değildir. Kaygı sırasında verdiğimiz
duygusal tepki, tehditle doğru orantılı değildir.
Sınav Kaygısı nedir?
Sınav kaygısı nedir diye sorulur? Gelen cevaplardan sonra doğru tanımı
yapılır.
Sınav kaygısı; literatürde, öğrencinin sınavla doğrudan olmayan düşüncelerini
arttıran, yoğun bedensel uyarımlara yol açarak dikkati bölen, böylelikle verimli
çalışmayı, öğrenmeyi ve öğrenilenlerin etkin biçim de kullanılmasını güçleştiren,
yoğun bir uyarı durumu olarak tanımlanmaktadır.
Kısaca sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde
kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak
tanımlanır.
Sınav kaygısı neyle ilişkilidir?
Sınav kaygısı ve etkileyen faktörlerle ilgili yurtiçi ve yurtdışı pek çok araştırma
yapılmıştır. Bu araştırmalardan elde edilen sonuçlar doğrultusunda;
Yüksek düzeyde akademik başarı beklentisi,
Bireyin sınava yüklediği anlamlar
Düşük benlik saygısı,
Mantık dışı inançlar,
Çocuğun başarı durumu,
Kişilik özellikleri,
Hedef belirsizliği,
Plansızlık,
Çalışma yöntemlerinin bilinmemesi,
Danışacak kişilerin bulunmayışı,
Arkadaş çevresi, cinsiyet,
Kardeş sayısı,
Kaçıncı çocuk olduğu,
Ebeveynlerin mesleği ve eğitim durumu,
Ailenin sosyoekonomik durumu,
Aile yapısı, okuldaki otoriter eğitim-öğretim anlayışı;
Olumsuz, soğuk ve kırıcı öğretmen eleştirileri, kaygı oluşumu üzerinde etkilidir.
*Tahta ikiye bölünür. Bir tarafına sınav kaygısının fiziksel belirtileri bir tarafına
davranışsal belirtileri diye başlık atılır gönüllü öğrencilerden kaygı anında
yaşadıkları belirtileri tahtaya yazmaları istenir. Eksik kalan kısımlar Form-1 den
grup lideri tarafından tamamlanır.
Sınav Kaygısının Fizyolojik
Belirtileri:
Sınav Kaygısının Duygusal
Belirtileri:
Sınav kaygısı yaşandığı nasıl anlaşılır?
*Öğrencinin başarısında belirgin bir düşüş gözlenir.
*Ders çalışmayı erteleme, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddetme vardır.
*Soru sorulmasından rahatsız olurlar.
*Dikkat dağınıklığı, odaklanamama, Fiziksel yakınmalarda dikkat çeken bir artış
(karın ağrısı, mide bulantısı, terleme, uyku düzensizliği, iştahsızlık ya da tersine
aşırı yeme, genel mutsuz bir ruh hali vb.),
*Çok çalışılmasına karşın performans düşüklüğü kaygının varlığını gösterir.
Etkinlik: Slogan Bulma
Materyal: Yazı tahtası, tahta kalemi, renkli kartonlar ve renkli keçeli kalemler
Lider, grup üyelerinden bu oturumu özetleyen kelimeler söylemelerini ister ve
bunları tahtaya yazar. Sonra grup üyelerinden 5 kişinin birer rakam söylemeleri
istenir ve yazılan kelimeler yukarıdan aşağıya sayılarak söylenen rakamlara denk
gelen kelimeler seçilir ve her grup üyesi bu kelimeleri kullanarak bu oturumu
özetleyen anlamlı birer slogan bulmaya çalışır. Daha sonra herkes kendi sloganını
gruba okur ve ortak bir slogan üzerinde uzlaşılır. En son bu slogan büyük bir
kartona yazılır ve çalışmaların yapıldığı mekânda uygun bir yere asılır.
4. Gruba Umut Aşılama:
Gruba umut aşılama konusunda kendinden referans verme yoluna gidilecek ve grup
lideri sınav kaygısı konusunda grup üyeleri ile benzer yaşantılar geçirdiğini ve
katıldığı grup çalışmasından yararlanarak bu konuda önemli bir yol aldığını
paylaşacaktır.
Grup liderinin oturumu özetlemesinden sonra çalışma sonlandırılacaktır.
Ev Ödevi
2. OTURUM
Tema Sınav Kaygısını Değerlendirmede Kendini Tanıma
Hedef Sınav Kaygısını Değerlendirmede Kendini Tanıma Becerisi Edinir.
Araç-Gereç Form–2, Form-3, Form–4
Ek-1,Ek-2, Ek-3, Ek-4, Ek-5, Ek-6
Hazırlayan Ahmet DİLMAÇÜNAL
Amaçlar 1. Verimli ve etkili ders çalışma alışkanlıkları kazanma
2. Doğru ders çalışma alışkanlıklarını bilme
3. Yanlış ders çalışma alışkanlıkları konusunda farkındalık kazanma
4. Zamanı yönetme becerisi kazanma
5. Doğru, gerçekçi ve ulaşılabilir hedef belirleme
6. Doğru, gerçekçi ve ulaşılabilir hedeflerin motivasyon ve sınav kaygısı
üzerindeki etkisini fark etme
Süreç 1. Isınma Oyunu: Öğrencilere bir hafıza oyunu oynamak istediğiniz söylenir
ve onlardan ayağa kalkarak bir halka oluşturmaları istenir. Bu etkinliği 10-
15 kişi ile oynanır. Sayının çok olması durumunda öğrenciler gruplara
ayrılır ve her grubun ayrı olarak oynaması sağlanır. Öğretmen öğrencilere
şu şekilde yönergeyi verir.
“Bugün sizlerle alışverişe çıkacağız. Alacağımız çok şey var. O yüzden her birimiz
bir şey almak zorunda. Önce ben başlayacağım ve şöyle diyeceğim: ‘Bugün
markete gideceğiz ve yumurta alacağız. Sonra yanımdaki öğrencim diyecek ki
‘Bugün markete gideceğiz yumurta ve süt alacağız’. Bir sonraki öğrencim hem
benim, hem arkadaşının hem de kendi alacağını söylemek zorunda. Başlayalım
mı?” der ve oyuna başlanır. Halkanın sonuna gelindiğinde, halkanın sonundan
başlayarak veya halkayı karıştırarak oyunu tekrarlanır. Oyunu şu sorularla bitirilir.
Listeyi hatırlamak için ne tür yöntemler kullandınız?
Şu an nasıl hissediyorsunuz?
2. Giriş: Öğrencilerden bir önceki oturumun özetinin yapılması istenerek
etkinlik başlatılır. Bir önceki oturumda verilen ev ödevi üzerinde
paylaşımlar yapılır. Öğrencilere aşağıdakine benzer bir açıklama yapılarak
oturuma devam edilir.
Birinci Adım: Ders çalışma alışkanlıklarımızın farkında olmamız ve bu
alışkanlıklarının verimliliğimiz üzerindeki etkisini bilmemiz bizim için çok
önemlidir. Doğru bir şekilde ders çalışmak başarıyı beraberinde getirecek ve bizim
hedeflerimize ulaşmadaki motivasyonumuzu artıracaktır. Motivasyonumuzun
yüksek olması ve kendimizi sınavlara hazır hissetmemiz kendimize olan
güvenimizi artıracak; sınav kaygısını da azaltacaktır.
1. Form–2 (Ders Çalışma Alışkanlıkları ve Verimliliği Değerlendirme Anketi)
öğrencilere verilir ve doldurmaları istenir.
2. Öğrencilere ankete verdikleri cevaplardan yola çıkarak ders çalışma
alışkanlıklarının verimliliğini değerlendirmeleri istenir.
3. Aşağıdaki sorularla grup etkiletişimi başlatılır.
Derslerinize nasıl çalışıyorsunuz? (Ders çalışma alışkanlıklarınız neler?)
Ders çalışma alışkanlıklarınız başarınızı nasıl etkiliyor?
Sizce ders çalışma alışkanlıklarının verimlilik açısından önemi var mı?
Neden?
Derslerinizdeki verimliliği arttırabilmek için çalışma alışkanlıklarınızda
neleri değiştirmek istersiniz?
4. Öğrencilere anketi yıl boyunca ders çalışma alışkanlıklarında nelerin değişip
değişmediğini değerlendirmeleri için saklamalarının kendileri için yararlı olacağı
vurgulanır.
5. Ders çalışma alışkanlıkları açısından sorun yaşadığını düşünen öğrencilerin okul
rehberlik servisinden yardım isteyebileceği söylenir.
6. Ders çalışma alışkanlıklarının verimlilik açısından, yüksek motivasyon ve sınav
kaygısını normal seviyede tutmasının önemi vurgulanır.
İkinci Adım:
1. Form–3 “(Amaçlarınıza ulaşabilmek için)” tahtaya yazılır. Öğrencilerle
içerikte yer alan öneriler tartışılır.
2. Öğrencilere Form-4 (Amaçlar) verilir ve doldurmaları istenir.
3. Öğrencilere aşağıdakine benzer sorular yöneltilerek grup etkileşimi
başlatılır:
Bu güne kadar ulaşmak isteyip de ulaşamadığınız amaçlar oldu mu? Neden?
Ulaşabildiğiniz hedeflerin motivasyonunuz üzerindeki etkisini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ulaşamadığınız hedeflerin motivasyonunuz üzerindeki etkisini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Bu amaçlarınıza ulaşmamanızın sebepleri nelerdir?
Kendiniz için amaçlar belirliyor musunuz? Örnekler verir misiniz?
Belirlediğiniz amaçlarınız sizce uygun mu?
Bu amaçlara ulaşmak için planlarınız var mı?
Geleceğe yönelik belirlediği amaçların ulaşılabilirliğini değerlendirmenin önemi,
doğru, gerçekçi, ulaşılabilir hedef belirlemenin ne kadar önemli olduğu, motivasyon
ve sınav kaygısı üzerindeki olumlu etkisi vurgulanarak oturum sonlandırılır.
Not:
(Ekler grup
oturumlarından
bağımsız olarak
verimli ve etkili
ders çalışma
basamağı
olarak
kullanılabilir)
Oturumun ardından ya da farklı zamanlarda; Öğrencilere Ek-1 (Yanlış Ders
Çalışma Alışkanlıkları), Ek-2 (Dinleme Becerilerini Geliştirmek), Ek-3(Okuma
Becerilerini Geliştirmek), (Not Alma ve Yazma Becerilerini Geliştirmek), Ek-4
(Bireysel Çalışma Becerilerinizi Geliştirmek) ve Ek-5 (Zaman Yönetimi)’ten
faydalanılarak bilgi verilebilir. Hatta Form–2’deki (Ders Çalışma Alışkanlıkları ve
Verimliliği Değerlendirme Anketi)’ne verdikleri cevapları aldıkları bilgiler ışığında
değerlendirmeleri sağlanabilir. Ayrıca zaman yönetimine vurgu yapılması faydalı
olabilir.
Ev ödevi Hedeflerinizi gerçekleştirmek içi yapacak olduğunuz çalışmaları yazın,
hedeflerinizi gerçekleştirmek için kullandığınız yöntemlerin işlevselliğine dikkat
edin ve hedeflerinizi ne ölçüde gerçekleştirdiğinizi kontrol ederek yazın” şeklinde
bir ev ödevi verilerek bir sonraki oturuma ev ödevlerini hazırlayıp getirmeleri
istenir.
3. OTURUM
Tema Sınav Kaygısıyla Baş Etmede Bilişsel Stratejiler
Hedef Sınav kaygısı ile baş etmede bilişsel teknikleri kullanabilmek
Araç-Gereç Form-5, Form-6
Hazırlayan Gökhan AKGÜN
Amaçlar 1. Sınav kaygısının bilişsel nedenlerini kavrayabilme
2. Sınav kaygısı ile baş etmede kullanılacak stratejileri kavrayabilme
3. Olumsuz/Mantıkdışı düşünceler ve bunların sınav kaygısı üzerindeki
etkisini kavrayabilme
4. Mükemmeliyetçilik ve meli-malıların kaygının oluşumundaki rolünü
kavrayabilme.
5. Aşırı genelleme ve filtrelemenin kaygının oluşumundaki rolünü
kavrayabilme.
6. Etiketlemenin ve kutuplaşmış düşüncenin kaygı oluşumundaki rolünü
kavrayabilme.
Süreç 1. Isınma Oyunu: Sınıf üçerli olarak küçük gruplara bölünür. Bir ebe seçilir.
Üçerli olan gruplardan iki kişinin karşılıklı geçerek ellerini avuç içleri açık olarak
birbirine dayayarak bir çatı oluşturmaları istenir. Bunlara ev sahibi denir. Üçüncü
kişi ise yapılan bu çatının içine iki kişinin arasına girer, böylece kiracı olur. Ebe
ortadadır. Liderin komutu ile oyun başlar ve sürer. Lider kiracılar dediğinde ev
sahipleri sabit dururken kiracılar ev değişikliği yapar, tüm kiracıların ev
değiştirmesi zorunludur. Bu arada ebe kendine ev bulup yerleşmeye çalışır,
dışarıda kalan kimse yeni ebe o olur. Lider Ev sahipleri derse bu defa kiracılar
sabit durur ev sahipleri yer değiştirerek farklı kimselerle kiracıların üzerine ev
olmaya çalışır. Yine kendine eş bulamayıp, ev olamayan dışarıda kaldığı için ebe
olur. Ev sahipleri için eş değiştirmek zorunludur. Lider komutuna göre oyun
devam eder. Sınıfın büyüklüğüne göre 4 ebe değişimi ile oyun sona erer.
2. Giriş: Öğrencilerden bir önceki oturumun özetinin yapılması istenerek
etkinlik başlatılır. Bir önceki oturumda verilen ev ödevi üzerinde
paylaşımlar yapılır.
Öğrencilere aşağıdakine benzer bir açıklama yapılarak oturuma devam edilir.
‘’Kaygı temelde kişiye rahatsızlık veren olayın kendisinden değil, olayın kişi için
taşıdığı anlamdan kaynaklanır. Birçok öğrenci sınavla birlikte, kendi kişiliğinin ve
varlığının değerlendirildiğini düşünür. Böyle değerlendirmenin doğurduğu kaygı
sırasında, beden kimyasında meydana gelen değişiklikler, beyinde öğrenme için
gerekli protein zincirlerinin oluşumunu engeller. Daha açık ifade ile kaygı, akıl
yürütme ve soyut düşünme yönünde zihinsel faaliyeti bozar. Bu nedenle yüksek
sınav kaygısı, öğrenci başarısızlığına yol açan en önemli faktörlerden biridir.’’
“Sınav kaygısını her öğrenci yaşamayabilir. Öğrencilerin sınav kaygısı yaşamasının
önemli sebeplerinden biri sınava yükledikleri olumsuz algıları/düşünceleridir. Bu
sebeple sınav kaygısıyla baş etmede bilişsel teknikleri öğrenerek uygulamaya
koymak öğrencinin kaygı sebebiyle başarısız olmasını engelleyecektir.’’
1. Öğrencilere sınava yükledikleri anlamla ilgili ya da sınav deyince akıllarına
gelen ilk düşünce ve duyguların neler olduğu ile ilgili sorular yöneltilir.
Öğrencilerin cevaplarını paylaşmaları sağlandıktan sonra aşağıdakine benzer
açıklama yapılır.
“Sınav kaygısı sınav öncesinde öğrenilen bilginin, sınav sırasında etkili bir biçimde
kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygıdır. Kimi
öğrenciler için sınav, eğitimin doğal bir sürecidir. Kimi öğrenciler için ise gerçekçi
olmayan düşüncelerin neden olduğu yoğun kaygı dönemidir.”
2. Öğrencilere daha önce girdikleri önemli sınavlardan önceki ve sınav anındaki
duygu ve düşüncelerini hatırlamaları istenir. Bu sınavlarda sınav kaygısı yaşayıp
yaşamadıkları ile ilgili içsel bir değerlendirme yapmaları istenir.
3. Bu adımda duygu ve düşüncelerle ilgili Form-5 deki uygulamalar sırasıyla
yaptırılır.
4. Öğrencilere sınav kaygısının sebeplerinin ve sınav kaygısı ile başa çıkma
yollarının neler olabileceği sorulur. Öğrencilerden cevaplar alındıktan sonra Form–
6 (ABC Kuramı-Sınav Kaygısı İle Başa Çıkma Yolları) öğrencilere okunur.
5. Öğrencilere sınavla başa çıkma yollarını gerçekleştirmek için çaba harcadıkları
halde sınav kaygısı ile başa çıkamadıklarında bir uzman desteğini almalarının daha
sağlıklı olacağı hatırlatılarak etkinlik sonlandırılır.
Ev Ödevi Grup üyelerine “Yaşadığınız bir olayı net bir şekilde düşünüp yazın, bu olaya
verdiğiniz tepkileri ve son olarak da bu tepkilere neden olan düşünce ve
yorumlarınızı yazın.” Şeklinde bir ev ödevi verilerek bir sonraki oturuma hazırlayıp
getirmeleri istenir.
4. OTURUM
Tema Sınav Kaygısını Azaltmada Davranışçı Yöntemler Kullanma
Hedef Sınav Kaygısını Azaltabilmek İçin Davranışçı Yöntemleri Kullanabilme
Araç-Gereç Form–7, Form-8
Fon müziği dokümanı
Hazırlayan Saim DALBAY
Amaçlar 1. Kaygı durumunda bozulan nefes ritmini düzeltebilir, doğru nefes alabilir.
2. Gergin bir beden ile gevşemiş bir beden arasındaki farkı görebilir.
3. Kaygı durumunda vücudunda kas gevşemesini sağlayabilir.
4. Kaygı durumunda gevşeme egzersizleri uygulayarak bedeninin
gevşetebilir.
Süreç
1. Isınma Oyunu: Akıllı telefon ya da herhangi bir ses cihazından hareketli
bir müzik çalınır ve grup üyelerinin serbestçe dans etmeleri istenir. Daha
önce hazırlanmış olan bir balon verilerek dans ederken bu balonu elden ele
dolaştırmaları istenir. Müzik durduğunda balon kimde kalırsa oyun dışında
kalır.
2. Giriş: Bir önceki oturumun grup üyelerinden biri tarafından özetlenmesi ile
çalışma başlatılacaktır. Geçen oturumda verilen bilişsel yeniden
yapılandırma ile ilgili ödevler kontrol edilecektir. Üyelere bu ödevi
yaparken yaşadıkları sorulacaktır. Mantık dışı olumsuz düşüncelere olumlu
mantıklı cevap bulmakta zorlanan öğrencilerle bu işlem bir örnek üzerinde
yeniden işlenecektir.
3.
1. Daha sonra kaygıyı azaltmada ve bedeni kontrol etmede birinci basamak olan
solunum kontrolü ve nefes egzersizlerine geçilecektir. Öncelikle neden nefes
alma önemlidir sorusu aşağıdaki şekilde cevaplanacaktır. Doğru ve derin
nefes almanın kendisinin doğrudan damarları genişletme ve kanın bedenin en
uç ve derin noktalarına kadar ulaşmasını sağlama özelliği vardır. Eğer
hatırlayacak olursanız, kaygı sırasında kan beden yüzeyinden çekiliyor ve
yüzey sıcaklığı düşüyordu. Bu sebeple doğru ve derin nefes alarak sağlanan
değişiklik, öncelikle kaygının da dahil olduğu bir çok durumda kişinin
başlayacak olan stres tepki zincirini kırmakta ve ters yönde zinciri
başlatmaktadır. Daha sonra iyi nefes nasıl alınır sorusu yanıtlanacaktır.
“İyi nefes ağır, derin ve sessiz olmalıdır. Bunun içinde denge, ölçü ve uyum
gerekir. İyi bir nefes almak iyi nefes vermekle başlar. İyi bir nefes, yavaş olarak
burundan alınır, sessiz olur ve akciğerin bütününü doldurarak diyaframı aşağı iter.
İyi nefes alındığının iki katı sürede verilir.
Akciğerin üçe bölünmüş olduğunu düşünün. Derin tam bir nefes diyaframın aşağıya
hareket etmesi ve akciğerin en alt bölümünün havayla dolmasıyla başlar. Daha
sonra orta bölüm havayla dolar ve göğüs genişler. Son olarak da akciğerin üst
bölümü dolar ve omuzlar hafifçe kalkabilir.
Bu bilgilerin verilmesinden sonra nefes egzersizi yapılacaktır. Bunun için aşağıdaki
yönerge verilir.
a. Nefes almaya başlamadan önce, sağ avucunuzu göbeğinizin hemen altına,
sol elinizi göğsünüzün üzerine koyun ve gözlerinizi kapatın.
b. Nefes almadan önce ciğerinizi iyice boşaltın. Nefes alırken; içinize
rahatlığın, huzurun, mutluluğun dolduğunu ve bu durumun kan gibi
vücudunuzun her köşesine ulaştığını hayal edin.
c. Ciğerinizi hayali olarak ikiye bölün. Dörde kadar sayarak burundan nefes
alın. Sağ avucunuzun yukarı doğru itildiğini hissedin. Bir- iki saniye
nefesinizi tutun. Sekize kadar sayarak içinizdeki tüm nefesi yavaş yavaş
ağızdan verin. Nefes verirken ise; kaygının ve onu oluşturan etkenlerin
soluğunuzla birlikte vücudunuzdan dışarı atıldığını düşleyin.
d. Aynı işlemi bir kez daha tekrar edin. İki derin nefesten sonra mutlaka 4-5
normal nefes alın. Bu şekilde en az 20 kere nefes alın-verin.
Bedendeki oksijen miktarının bu şekilde artması ve bu oksijenin en uç ve derin
dokulara kadar ulaşması, stres sırasında ortaya çıkan maddelerin (adrenalin,
noradrenalin) azalmasına ve kaybolmasına sebep olduğu için kişiyi sakinleştirir ve
duygusal açıdan daha dengeli kılar.
2. Nefes egzersizi anlatıldıktan sonra kas gevşetme egzersizlerine geçilecektir.
Önce basit düzeyde kas gevşeme tekniği(Form 7) uygulanacak sonra progresif
kas gevşeme egzersizi (PKG) (Form 8) tüm gruba uygulanacaktır.
Grup oturumunun bir grup üyesi tarafından özetlenmesi ve ev ödevinin
verilmesinden sonra çalışma sonlandırılacaktır.
Ev Ödevi 1. Günde en az 10 defa nefes egzersizi yapmaları istenecektir.
2. Bedenlerini gergin ve gevşemiş olarak hissettikleri zamanları gözlemlemeleri,
Progresif kas gevşeme egzersizini (PKG) uygulamaları istenecektir. Form 8
(Progresif kas gevşeme egzersizi) çoğaltılarak katılımcılara verilebilir.
5. OTURUM
Tema Sonlandırma
Hedef Olumlu duygularla oturumu sonlandırabilmek
Araç-Gereç Bir yumak ip
Hazırlayan Sultan ŞİMŞEK
Amaçlar 1. Tüm grup sürecini değerlendirebilme
2. Amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığı konusunda duygu ve düşünceleri
söyleyebilme
Süreç 1. Isınma Etkinliği: Ters Ayna
Öğrenciler ikişerli eş olup sınıfın değişik yerlerinde ayakta dururlar.
Çiftlerden biri ne yaparsa, karşısında ki onun tersini yapar.
Örneğin; Sağ kulağını tutmuşsa diğer öğrenci sol kulağını tutar.
Sol ayağını kaldırmışsa sağ ayağını kaldırır.
Mutlu ise mutsuz durur, gülüyorsa ağlarmış gibi yapar.
Bir süre sonra roller değiştirilir. Yanılan oyunu izler.
2. Giriş: Son oturumda, bütün oturumların genel bir değerlendirmesini
yaparak, programın amacının; sınav kaygısından kaynaklanan kaygı
durumlarını zihinsel ve bedensel olarak kontrol altına alabilmelerini
sağlamak olduğunu tekrar vurgulayın. Programın amacına ulaşılıp
ulaşılmadığını kontrol etmek amacıyla da üyelere, “Bu grup etkinliğine
katılmaktan memnun oldunuz mu? Memnun olmadınız ise bunun nedenleri
nelerdir? Oturumlardan neler kazandınız?” sorularını yöneltin ve her üyeye
söz hakkı vererek, üyelerin duygu ve düşüncelerini gruba getirmelerini
sağlayın.
3. Veda Etkinliği: Oturumun sonunda üyeler bahçeye çıkar. Grup lideri 1
yumak ipi eline alır, kapanış cümlelerini söyler. İpin ucunu tutar ve attığı
kişiye gruptan neler öğrendiğini sorar. Söz alan kişi başka arkadaşına
yumağı atar ipi tutmaya devam eder. İşlem son kişi söz alana kadar böyle
devam eder.
Değerlendirme
FORMLAR
FORM-1
Sınav Kaygısının Belirtileri
Sınav Kaygısının Fiziksel Belirtileri: Sınav Kaygısının Duygusal Belirtileri:
Kalp çarpıntısı,
Hızlı nefes alıp - verme,
Nefes darlığı,
Terleme ve/veya titreme,
Mide şikâyetleri,
Karın ağrısı,
Bağırsak hareketlerinde değişme (ishal-
kabızlık),
Organize olamama,
Baş ağrısı,
Baş dönmesi,
Huzursuz uyku, kâbus görme, aşırı uyku
veya uykusuzluk,
Konsantrasyon bozuklukları,
Yorgunluk belirtileri,
Yeme alışkanlıklarında değişme.
Gerçeklik hissinin kaybolması,
Kontrolün kaybedileceği hissi,
Endişe,
Huzursuzluk,
Güvensizlik,
Çaresizlik,
Öfke-Kızgınlık,
Korku,
Ümitsizlik,
Hayal kırıklığı,
Mutsuzluk,
Tedirginlik.
FORM–2
Ders Çalışma Alışkanlıkları Ve Verimliliği Değerlendirme Anketi
S.
No
Sürekli
yaparım
Sıklıkla
yaparım
Bazen
yaparım
Hiç
yapmam
1. Ders çalışma ortamımı uygun bir şekilde düzenlerim.
2. Çalışmak için kendi odamı kullanırım.
3. Ders çalışırken dikkatimi dağıtacak uyarıcılardan uzak
dururum.
4. Bir çalışma planı yaparım.
5. Ders çalışmaya başlamadan önce neyi çalışmam
gerektiğine karar verir, dersin niteliğine uygun çalışırım.
6 Derslerimi günlük olarak çalışmaya özen gösteririm.
7 Önemli bulduğum noktaları altını çizerim.
8. Konuların özetini çıkararak çalışırım.
9. Önemli konuları tekrar ederim.
10. Çalışma sırasında kendime Soru sorarak öğrenme
durumumu kontrol ederim.
11. Çalıştığım yeni konuları eski konularla birleştirebilirim.
12. Çalıştığım konuda eksiğim varsa geri döner ve
eksiklerimi tamamlarım.
13. Çalışma yöntemimde eksiklikler bulursam yöntemimi
değiştiririm.
14. Sınavlara sınav tarihinden en az bir hafta önce çalışmaya
başlarım.
15. Derste bir konuyu dinlerken ana temayı ve fikri
yakalamaya çalışırım.
16. Derste anlatılanları dinler ve derse aktif olarak katılırım.
17. Derste not alırken kısaltmalar kullanırım.
18. Genelde bilgisayarımdan ders çalışırım
19. Anlayamadığım konuları öğretmenime sorarım.
20. Ders çalışma materyali bulmakta zorluk çekiyorum.
FORM-3
Amaçlarınıza Ulaşabilmek İçin
1. Bir amaç seçin.
2. Bu amacı yazın.
3. Amacınızı çok açık olarak belirtin.
4. Bu amaca ulaşabilmek için ihtiyacınız olan şeylerin bir listesini çıkarın.
5. Bu amaca ulaşabilmek için sizin yapmanız gereken şeylerin bir listesini çıkarın.
6. Amacınızın gerçekleşebileceği tarihi yazın.
7. Amacınıza ulaştığınızda kendinizi nasıl değerlendireceğinizi belirleyin.
8. Yeni amaç takımları oluşturun.
FORM -4
Amaçlar
Amaçlar bir seyahatin varış noktalarına benzer. Örneğin Ankara‘dan İstanbul’a gittiğimizi
varsayacak olursak İstanbul sizin amacınız olacaktır. İstanbul’a ulaşmak, yani amacınıza ulaşmak
bir takım planlamaları ve eylemleri gerektirir.
Şimdi sizden istenen Ankara‘dan İstanbul’a gitmek için neler yapmanız gerektiğini
belirlemenizdir. Bu konuda yapılması gerekenleri aşağıya yazın.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
Yukarıda belirttikleriniz sizin alt amaçlarınızı oluşturmaktadır. Alt amaçlar, bir amaca
ulaşmak için gerekli belirgin eylemlerdir.
Şimdi sizden iki amacınızı ele alarak, bu amaca ulaşmak için gerekli alt amaçlarınızı
belirlemeniz isteniyor. Alt amaçlarınızı aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplarla belirleyebilirsiniz.
Amaç 1:
A. Bu amaca ulaşabilmek için ihtiyacım olan şeyler neler?
1. Bilgi:
2. Materyal:
3. Para:
4. İnsan:
5. Diğer:
B. Bu amaca ulaşabilmek için neler yapmalıyım?
1. Plan ya da çalışmalar:
2. Yazışma ya da görüşmeler:
3. Alışveriş ya da hazırlıklar:
4. Diğer:
Amaç 2:
A. Bu amaca ulaşabilmek için ihtiyacım olan şeyler neler?
1. Bilgi:
2. Materyal:
3. Para:
4. İnsan:
5. Diğer:
B. Bu amaca ulaşabilmek için neler yapmalıyım?
1. Plan ya da çalışmalar:
2. Yazışma ya da görüşmeler:
3. Alışveriş ya da hazırlıklar:
4. Diğer
FORM–5
Duygu ve Düşüncenin Temelleri
Uygulama 1:
“ Bankada fatura yatırmak için sıraya girdiniz, bu sırada hiç tanımadığınız biri gelip size çarparak
önünüze geçmeye çalıştı.” Ne tepki verirsiniz?
Görüldüğü gibi aynı yaş grubu ve benzer sosyal çevrede yaşayan bir grup olarak aynı olaya karşı
tepkilerimiz farklı. Bundan nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? Bu örnekte de görüldüğü gibi bir olay belli bir
duyguyu oluşturmak için yeterli değildir. O olayla ilgili kişisel düşüncelerimiz, bilgimiz o olayı nasıl
yorumlayacağımızı ve sonuçta neler hissedeceğimizi belirleyen gerçek nedendir. Algılarımız neler
hissedeceğimizi belirler, algılarımızı da daha önceden sahip olduğumuz bilgilerimiz, yaşantılarımız
oluşturur. Dolayısı ile algılarımız değişirse duygularımız da değişir.
Uygulama 2:
Öğretmen aşağıda maddelenmiş, öğrenci ifadelerinin yazılı olduğu kâğıtları ortaya koyar grup
üyelerinden birer tane almalarını ve bu durumlarla ilgili konuşmalarını ister.
“Bu sınavda çıkacak soruları çok iyi biliyorum. En az 80 soru çözdüm ve hepsi doğru çıktı. Bu
gün yaptığım son tekrarda da her şey yolunda gitti. İşlem tamam. Ben harikayım. Bu sınavda
da başarı beni bekliyor.’’
“Eyvah sınava 1 ay kaldı. Düşündükçe nefesim daralıyor, ellerim titriyor. Ya başarısız
olursam! Çalışmaya çalışıyorum, bir türlü dikkatimi toplayamıyorum, başaramayacağım.”
“Ya başaramazsam, bunu düşünmek bile istemiyorum. Mahvolurum, mutlaka başarmalıyım,
başarmam şart.”
“Son konulardan çıkarsa hayatta yapamam. Benden başka herkes bu sınav için kolay diyor. Bu
gidişle kesin kazanamayacağım.”
“ Buna da sınav mı denir. Ben bu sınavda çıkacak sorular için ancak 20 dakika harcarım.
Zaten çıkabilecek tüm soruları çözdüm.”
“Bu sınavdan en yüksek ben almalıyım. Üstelik babama da söz verdim. Ona layık olmalıyım.
Adam benim için o kadar para harcıyor. Sinirlerim gerildi. Gidip bir şeyler yesem iyi olacak.”
“Midem bulanıyor, 10 gündür bu sınav için ter döküyorum ve günlerdir kendimi eve kapadım.
Daha yarısını bile çalışamadım. Diğerleri şimdiye kadar çoktan bitirmişlerdir. Sabaha kadar
çalışsam bitirebilir miyim acaba?”
“Anlamıyorum işte saatlerce çalışsam da olmuyor. Herkes nasıl öğreniyor. Annemler artık
aptal olduğumu düşünecek ve yine beni kuzenlerimle kıyaslamaya başlayacaklar. Öf midem
nasıl bulanıyor, hiç çalışacak halde değilim.”
“Öğretmeni derste çok iyi dinledim. Evde de yeteri kadar tekrar yaptım. Bu sınavı çok rahat
başarırım.”
Öğretmen, bu çalışma esnasında öğrencilerin neler hissettiklerini (hem bu rollerde hem de oturum
esnasında) paylaşmalarını ister. Örnek çalışmamızda olayımız her öğrencinin sınava girmesiydi.
Girdiğimiz rollerdeki kişilerin bu olayı algılayış tarzı duygu ve davranışlarının belirleyicisi oldu.
Yaşadığımız olaylar değil o olaylara yüklediğimiz anlamlar duygu ve davranışlarımızı yönlendiriyor.
Üyelerin aynı olay karşısında farklı duygu ve düşünceleri olabileceğini kavramaları beklenir.
FORM–6
ABC Kuramı
Pek çok kişi, düşüncelerin, duyguların ve davranışın bir birinden ayrı ve bağımsız olduğunu düşünür.
Günlük ilişkilerimizde sık sık, “ Heyecanlanmak istemiyorum, ama elimde değil “ veya “Sinirlenmek
istemiyorum, ama elimde değil “ şeklinde sözler duyarız. Böyle bir ifade, düşünce ve duyguların
birbirinden bağımsız olarak ortaya çıktığını ve doğrudan birbirlerine bağlı olmadıklarını
varsaymaktadır. Ancak gerçek, bu varsayımın tam tersidir. İnsanın hayatında engel olunamayacak
üzüntü, öfke ve hayal kırıklıkları çok ender meydana gelir.
Düşünceler, duygular ve davranış arasındaki ilişkiyi Dr. A. Ellis’in geliştirdiği A-B-C modeli üzerinde
şöyle açıklayabiliriz. Bu model üzerinde A noktası, duygu ve davranışa yol açtığı varsayılan olaydır.
Örneğin anneniz, babanız veya öğretmeniniz, bir ödevinizi zamanında tamamlamadığınız için size
çıkışmış olabilir. Bu olaydan sonra da siz sinirlenmiş ve üzülmüş olabilirsiniz. C noktası sizin bu
olaydan sonraki duygunuzu ve davranışınızı göstermektedir. Örneğin böyle bir eleştiri karşısında
savunucu olabilir ve “Bu öğretmen beni ne sanıyor?” veya “ Sınıfta ödevi zamanında yapmayan bir tek
ben miyim?” veya “ Bu adam bir tek kendi dersi var sanıyor “ gibi bir tepki verebilirsiniz. Ne yazık
yaygın bir inanış olarak, birçok insan A noktasındaki olayın, doğrudan C noktasındaki duygu ve
düşünceye yol açtığına inanır.
Oysa A ve C noktası arasında gerçekte çok önemli bir şey daha bulunur. A ve C noktalan arasında B
(bizim yorum ve yaklaşım biçimimiz) vardır. Düşünce ve davranışı esas etkileyen bu yorum ve
yaklaşım biçimidir.
A Olay ( Öğretmenin eleştirisi)
B Yorum ve yaklaşım biçimi ( “Bütünüyle unutmuşum, sınıfta kalacağım” veya “Neden herkese değil
de sadece bana kızıyor...” veya “ Bu öğretmen bana taktı”)
C Duygu ve davranış ( Üzgün, kızgın, savunucu,” Ne yapsam boş “ duygusu) Eğer olayı “Neden
öğretmen sadece beni görüyor”, veya “Bana taktı” diye yorumlarsanız, öğretmene karşı öfke ve
kızgınlık duyarsınız. Bunun arkasından da, öğretmeni kızdıracak ve size karşı olumsuz davranmasına
yol açacak bir söz veya tutumunuz gelebilir. Eğer olayı “ O kadar kişinin içinde beni buldu, bende hiç
şans yok. Zaten her zaman böyle oluyor” diye yorumlarsanız “Ne yapsam boş, ben bu şansla hiç bir
yere varamam, nasıl olsa başarısız olacağım” dersiniz. Bu durum çalışma temponuzu düşürür. Bu basit
şemadan da görüleceği gibi, süreci başlatan öğretmeniniz olsa bile, duygunuza yol açan sizin kendi
düşünce biçiminizdir. Bir öğrencinin hayatında her gün defalarca meydana gelen bu basit örneklerden
de anlaşılacağı gibi, herhangi bir olay çok çeşitli ve farklı davranışlara yol açabilir. Sizi gerilime
sokan, sınav kaygınızı yükselten olayın kendisinin stres verici özelliği değil, olayı değerlendiriş
biçiminizdir.
Çoğunlukla stresi ve sınav kaygısını yaratan doğru ve akılcı olmayan düşünce biçimidir. Bu
açıklamalardan sonra, birçok kişi düşünce ve yaklaşım biçiminin duygularına ve davranışlarına sebep
olduğunu kabul etmekle beraber, çok az kimse öğrenmeyi zorlaştıran, başarıyı engelleyen sınav
kaygısını azaltmanın mümkün olabileceğini kabul etmektedir. Çok kişi bunun için ya bir sihirli
değnekten yarar beklemekte veya bütünüyle kendini kadere terk etmiş görünmektedir. Oysa olumsuz
duygu ve davranışa yol açan düşünce biçimini “ Zihinsel Düzenleme Tekniği” adını verdiğimiz bir
yöntemle değiştirmek mümkündür. Bu tekniğin öğrenilmesi gerginliği azaltmak ve nispeten olumlu
veya bunun mümkün olmadığı durumlarda nötr (tarafsız) bir duygu geliştirmek üzere düşüncelerin
kontrol altında tutulmasını sağlar.
SINAV KAYGISININ BİLİŞSEL SEBEPLERİ
Sınav → düşünce → duygusal ve davranışsal tepkiler
Aşırı genelleme → Herhangi bir özellik ya da herhangi bir durumun, bütünü temsil ettiği inancıdır.
“beceriksizin tekiyim”, “zavallı ben”, “asla bu dersten geçemeyeceğim”, “herkes başarılı sadece ben
başaramıyorum” gibi.
Etiketleme → Yapılan işe değil, kişiliğe etiket yüklenmektedir. “Ahmet genelde başarılı bir
öğrencidir. Sadece son sınavda kötü bir not almıştır, o halde başarısızdır” gibi.
Kutuplaşmış düşünce → Kendinize ve diğer insanlara verdiğiniz değerler ya bir uçtadır ya da öbür
uçtadır. “Yaptığım ödev mükemmel olmayacaksa hiç olmasın daha iyi”, “Ya sınavlarda başarılı
olursun ya da değersiz ve önemsiz biri” gibi.
-Me’li, -ma’lı ifadeler→ Her şey bizim için anayasa maddelerine bağlanmıştır, yere, zamana ve
duruma göre değişmezler.
“Mükemmel olmalıyım”, “Başarılı olmalıyım”, “En yüksek notları ben almalıyım” gibi.
Facialaştırma → Emniyet içinde olmak mutluluğun garantisi gibi algılanır. Bu eğilim içinde olan
insanlar daha yoğun kararsızlık yaşarlar.
“Sınavda kötü not alırsam mahvolurum”, “Sınıfta görüşümü söylersem rezil olurum” gibi.
Çevrenin ipoteğine girme → Kişi çevre için yaşamalıdır. En büyük ödülü ve cezayı çevreden alır.
Kendi isteklerimiz önemli değildir.
“Annem babam ne der.”, “Arkadaşlarım ne düşünür.” gibi.
SINAV KAYGISIYLA BAŞA ÇIKMA STRATEJİLERİ
Düşünce ve buna bağlı olarak duygu ve davranış biçimimizi objektif gerçeklere dayandırmamız
gerekir. Kendi kalıplaşmış düşüncelerimizin farkına varıp, bu düşüncelerin alternatiflerini
geliştirme sınav kaygısıyla başa çıkmanın önemli bir bölümüdür.
Değerlendirmelerimiz ve yaklaşım biçimimiz problemi çözmemize dolayısıyla bize yardımcı
olmalıdır. Duygusal ve davranışsal tepkilerimiz eğer problemi çözmemize yardımcı olmuyorsa
yaklaşım ve yorumlayış biçimimiz gerçekçi değildir. Sağlıklı bir yaklaşım biçiminin çatışma ve
gerginlik yaratmayan türden olması gerekir.
Yapanı değil, yapılanı değerlendirmek gerekir. Yani kendi kişiliğimizin değil, o dersteki bilgi
birikimimizin değerlendirildiğini gözden kaçırmamak gerekir.
Gereklilikler, -me’li, -ma’lılar, kanunlar yerine tercihlerimiz olmalıdır. Aksaklık ya da hatalar
arzu edilmez, ancak bu eksiklik ve hatalar elimizi kolumuzu bağlayıp kilitlenmeyi değil, olumlu
bir şekilde yaklaşarak, akılcı bir şekilde öğrenmemizi sağlayan araçlardır.
Çevrenin bizimle ilgili değerlendirme ve eleştirileri elbette ki bizim için önemlidir. Ancak
yaptıklarımızdan hareketle kişiliğimizle ilgili değerlendirme ve yargılara varıyorlarsa bu onların
sorunudur.
Sadece sınav kaygısına neden olan akılcı olmayan düşünce yapımızı değiştirmek çözüm değildir.
Etkili ders çalışma tekniklerini öğrenerek uygulamak gerekir.
Zamanı etkili kullanma yöntemlerini uygulayarak, kişisel gelişimimize ortam yaratmak önemlidir.
Son olarak sınav kaygısıyla baş etmede kapasitemize uygun gerçekçi hedefler koymak oldukça
önemlidir.
FORM–7
Basit Gevşeme Tekniği
Öncelikle hafif bir fon müziği açılmalıdır
* Yerinize iyice ve rahatça yerleşin.
* Herhangi bir tedirginlik hali varsa bir kenara bırakın.
* İçinizden "rahatla ve bırak" deyin ve derin soluk alın.
* Soluk alırken içinizin rahatladığını hissedin.
* İçinizdeki kaygıyı bir taşa dönüştürdüğünüzü hayal edin. Bu taşı nefesinizle birlikte vücudunuzdan
attığınızı düşleyerek rahatladığınızı fark edin.
FORM–8
Progresif kas gevşetme (PKG) tekniği
Progresif kas gevşetme (PKG) tekniği, psikoterapist tarafından verilen yönergelerle yapılacağı
gibi bir kez eğitim aldıktan sonra evde de tekrarlanabilecek bir tekniktir. Vücudun on altı farklı kas
grubunda telkinle germe ve gevşemeyi kapsamaktadır. Bu teknik her bir kas grubunu yaklaşık olarak 7
saniye süreyle germek ve daha sonra aniden bu gerginliği ortadan kaldırmaya dayanır. Dış çevreden
gelecek uyaranları mümkün olan en alt seviyeye çekebileceğiniz bir oda seçin. Odanın aydınlatmasının
loş ışıklı bir oda olması sizin için daha uygun olabilir. Bu uygulamayı uzanarak ya da rahat bir şekilde
koltukta oturarak yapabilirsiniz. Gözlerinizi kapatın ve derin, yavaş bir soluk alın.
“Gevşe…gevşe… kendini rahat bırak.. rahat.. daha rahat…” diyerek gerginliğinizi yavaş yavaş
gevşetmeye başlayın. Gerginliğin yavaş yavaş vücudunuzdan giderek uzaklaştığını hissedin. bir kas
grubunu gerer veya gevşetirken uygun cümleleri yinelemeyi unutmayın.
Üzerinizde sizi sıkan tayt, ayakkabı, kravat gibi giysiler olmamasına dikkat edin.
Bacak üstüne atmayın, kollarınız yanda olsun.
Kaslarınızı mümkün olduğunca sıkın ancak kendinizi rahatsız hissedecek veya bir krampa neden
olacak kadar zorlamayın.
Her kas grubunu gerip gevşettikten sonra derin bir nefes alın ve acele etmeden yavaşça bırakın.
Bu uygulamayı her gün günde iki kez ya da en az bir kez yapmaya çalışın. Unutmamak için muhakkak
hatırlatıcılar koyun.
Uygulama tekniği
Özel bir kas grubunu hiç zorlamadan oldukça etkin bir şekilde 5-7 saniye süreyle gerin. Saniyeleri
zihninizde daha doğru bir şekilde belirleyebilmek için “bin bir”… “bin iki”… “bin üç” şeklinde sayı
sayabilirsiniz.
1. Üç kere derin karın solunumu yapın ve her seferinde nefesinizi yavaş bir şekilde verin. Soluğunuzu
verdikçe gerginliğin tüm bedeniniz boyunca akıp gitmeğe başladığını hayal edin.
2. Kaşlarınızı olabildiğince yukarı kaldırarak alın kaslarınızı gerin. Kaslarınızı böyle tutun … ve daha
sonra gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
3. Gözlerinizi sıkıca yummak suretiyle göz çevresindeki kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun … ve daha
sonra gevşetin. Derin bir gevşemenin göz çevresindeki tüm kaslara yayıldığını hayal edin. Derin bir
nefes alın, durun ve yavaşça verin.
4. Ağzınızı olabildiğince geniş bir şekilde açmak suretiyle çene kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun …
ve daha sonra gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
a. Başınızı, sanki sırtınıza değecekmiş gibi geriye doğru çekerek boyun kaslarınızı gerin (bu işlem
sırasında bu kas grubunu incitmemek için nazik olun). Sadece boyun kaslarınızın gerginliği üzerinde
odaklanın. Bu şekilde tutun … ve daha sonra gevşetin. Bu kas grubu çoğu kez özellikle gergin olduğu
için germe-gevşetme işlemlerinizi iki kez yapmanız daha iyi olur. Derin bir nefes alın, durun ve
yavaşça verin.
5. Omuzlarınızı sanki kulaklarınıza değecekmiş gibi yukarı kaldırın. Bu şekilde tutun … ve daha sonra
gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
6. Kürek kemiklerinizi birbirine değecekmiş gibi yaklaştırarak omuzlarınızı geri çekin ve omuz
kaslarınızı gerin. Omuz kaslarındaki gerginliği hissedin … ve daha sonra gevşetin. Bu kas grubu
özellikle gergin olduğu için, germe-gevşetme uygulamasını iki kere yapın. Derin bir nefes alın, durun
ve yavaşça verin.
7. Yumruklarınızı sıkın. 7-10 saniye boyunca yumruklarınızın bu şekilde sıkılı kalmasını sağlayın ve
daha sonra 15-20 saniye serbest bırakın. Tüm kas grupları için aynı zaman aralıklarını kullanın. Derin
bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
8. Omuzlarınızı kaldırmak ve ön kollarınızı kendinize çekmek suretiyle pazularınızı şişirin. Bu şekilde
tutun … ve ardından gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
9. Kollarınızı yana açıp dirseklerinizi kilitleyerek “triceps” (kolunuzun arka tarafındaki kas) kasını
gerin. Bu şekilde tutun … ve daha sonra gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
10. Derin bir nefes alarak göğüs kaslarınızı gerin. 10 saniye süreyle böyle tutun … ve daha sonra
gevşetin. Soluğunuzu verirken göğsünüzdeki aşırı gerginliğin akıp gittiğini hayal edin.
11. Karnınızı içeri çekerek karın kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun … ve daha sonra gevşetin. Bir
gevşeme dalgasının tüm karnınıza yayıldığını hissedin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
12. Bir köprü kurmak suretiyle sırt kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun … ve daha sonra gevşetin. Derin
bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
13. Her iki kabanızı birbirine yaklaştırarak kalça kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun … ve daha sonra
gevşetin. Kalça kaslarınızın gevşediğini hayal edin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
14. Sırt üstü yatın kollarınızı arkaya atın ve sanki iki taraftan çekiliyormuşsunuz gibi tüm vücudunuzu
iki yana itin. Vücudunuzu bu şekilde kasılı tutun … ve daha sonra gevşetin. Derin bir nefes alın, durun
ve yavaşça verin.
15. Dizlerinizden tutun ve göğsünüze doğru çekin. Bu şekilde tutun … ve daha sonra gevşetin. Derin
bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
16. Ayak uçlarınızı kendinize çekerek baldır kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun … ve daha sonra
gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
17. Ayakuçlarınızı aşağıya (yani geriye) doğru kıvırarak ayak kaslarınızı gerin. Bu şekilde tutun ve
daha sonra gevşetin. Derin bir nefes alın, durun ve yavaşça verin.
Uygulamadan sonra tekrar edin: Bedenimin bütün kasları yumuşadı. Ağır ve gevşemiş durumda. Alın
kaslarım, göz kaslarım gevşek. Çene ve boyun kaslarım gevşek, omuz ve sırt kaslarım yumuşak ve
gevşek. Kol, göğüs ve karın kaslarım yumuşak ve gevşek. Kalça, bacak ve ayak kaslarım da yumuşak
ve gevşek.
Bütünüyle gevşemiş durumda, sakin ve huzur içindeyim kendimi rahat, yumuşak ve sükûnet içinde
hissediyorum. Bütün bu duyguları sükûneti, huzuru, rahatlığı gün boyu kendimde taşıyacağım. Derin
bir nefes alıyorum. Geriniyorum ve usulca gözlerimi açıyorum.
TÜM VÜCUDUNUZU İZLEYİN NASIL HİSSEDİYORSUNUZ? NEFESİNİZE ODAKLANIN
DEĞİŞMİŞ Mİ? DİNLEYİN.
EKLER
EK-1
Yanlış Ders Çalışma Alışkanlıkları
En yaygın yanlış ders çalışma alışkanlıkları şu şekilde karşımıza çıkmaktadır.
1. Amaçsız çalışma
2. Plansız ve programsız çalışma
3. Evin değişik yerlerinde çalışma
4. Yatarak, uzanarak çalışma
5. TV karşısında ya da sesli ve sözlü müzikle çalışma
6. Kaynaklardan yararlanmama
7. Derslerden korkma, anlayamadığı dersi bırakma
8. Derslerle ilgili önyargılar
Eğer siz yukarıdaki alışkanlıklara sahipseniz büyük ölçüde yanlış ders çalışıyorsunuz demektir. Doğru
ders çalışma alışkanlıkları nelerdir? Şimdi onları konuşalım.
EK-2
Dinleme Becerilerini Geliştirmek
Etkili dinleme, dinlerken o ana kadar söylenenlerden bir sonra söylenebilecekleri tahmin
etmeyi içerir. Bunu yapmaya çalışmak derste sürekli uyanık kalmanızı, dikkati sürdürmenizi,
motivasyonunuzun artmasını ve aktif olmanızı sağlayacaktır. Doğal olarak bunu sağlayabilmek için
etkili dinlemede öğrenmenin daha aktif ve etkili olmasını sağlayan İFİKAN isimli etkili dinleme
yaklaşımı uygulayabilirsiniz. Bu yaklaşımı uygularken size uyan ve uymayan yanlarını keşfetmeniz
gerekmektedir.
İleriye Bak
Dersten önce o dersle ilgili kısımları okumak ve hazırlıklı olmak. Bu sırada önemli formüllere,
yerlere, isimlere, kavramlara dikkat etmek kalıcılığı sağlayacaktır.
Derse ilişkin ön okuma sırasında kafada oluşan soruları yazmak gerekir. Eğer bunları
sağlayamadıysanız bile ders sırasında tahminler yapmanıza engel değil, dinlediğiniz kısımlardan diğer
kısımları tahmin etmeye çalışabilirsiniz.
Fikirler
Önemli olan ve konuyu oluşturan fikirlere uyanık olmanızı sağlamaya yöneliktir. Bir konuyu
dinlerken ana temayı ve fikri yakalamaya çalışmak öğrenmenin önemli bir adımını atmak anlamına
gelir. Bilginin yeni olup olmadığını, neyi ortaya koyduğunu, temelde anlatmak istediğinin ne olduğunu
sorgulayarak yapılan dinleme ile fark edeceksiniz ki; temel bir bilgi sürekli olarak
işlenmektedir.(Açıklamalarla, örneklerle, tekrarlarla, ödevlerle vb).
İşaretler
Dinlerken de okumadaki gibi belli noktalara, bölümlere işaret edilir. Tıpkı bir kitaptaki
bilginin daha koyu veya italik yazılması; bazı işaretler konması gibi öğretmen veya dinlediğiniz kişi de
önemli bölümlerde ses tonunda, hecelerin vurgusunda ya da doğrudan bazı kelimelerle: önemli,
başlıca, can alıcı, unutmayın ki, gerçekte gibi ifadelerle, örnekler vererek veya kendine özgü bazı
ifadeler ve yöntemlerle konunun önemini, farklı görüşleri ortaya koyacaktır. Bu noktaları kaçırmamak
özellikle o dersin sınavlarında sizin için önemli ipuçları olabilir.
Katıl
Ders veya dinlediğiniz konuyu etkileşim içinde son derece önemlidir. Sizi uyanık tutarken,
anlatanı da motive der. Anlatılan konuyu daha zevkli hale getirmek sizin ne kadar katıldığınızla da
yakından ilgilidir. Anlatan kişinin yöntemi bu konuda en önemli faktör olsa da ona katılarak; konuya
arklı açılardan bakabilmek, anlatılanın motivasyonun artırmak, beden diliyle kendini ifade edebilmek
dinlenen konuyu daha zevkli ve hareketli bir hale getirecektir.
Araştır
Ön hazırlık sırasında veya dinlerken aklınıza takılan sorular sormalı, konuyu farklı
boyutlarıyla ele almayı denemelisisiniz. Verilen cevaplar yeterli gelmediyse yenilerini sormaya
çekinmemelisiniz çünkü öğrenmek için ordasınız. Hiç bilmediğiniz bir konuda “bu konudan
hoşlanmıyorum” diyerek uzaklaşmak yerine kendinize o konuyla ilgili şans tanımak yerinde olur. Bir
süre sonra “eğitimim sırasında bu konuyu hiç böyle düşünmemiştim çok daha zevkliymiş” demek için
konuyla ilgili fikir sahibi olmadan önce bilgi sahibi olmak gereği unutulmamalıdır.
Not tut
Not tutmak dinlemeyi aktif bir şeklide sağlayan, şimdiye kadar anlatılanları toparlayan bir
içeriğe sahiptir. Gerçek anlamda kalıcı bilgileri edinmeye ve bilgileri kalıcı kılmaya yönelik not
tutmak; ileriye bakarak, fikirlere ve işaretlere dikkat ederek, katılarak, araştıran sorular sorarak
olabilir. Bu da etkili dinlemenizin sağlayacağı uyanıklığı, motivasyonu ve hareketliliği sağlar. Ancak
not tutarken anlaşılır, kısa, özgün işaretleri kullanarak, okurken veya tekrar ederken kendinize en
uygun olan tarzda tutmaya dikkat etmelisiniz.
EK-3
Okuma Becerilerini Geliştirmek
Etkili okuma; öğrenmeyi önemli ölçüde olumlu yönde etkileyen bir yöntemler bütünüdür
şeklinde tanımlanabilir.
Ön İnceleme: Bir kitabı elinize aldığınızda kitabı belli bir çerçeveye yerleştirerek onu anlayarak
okumak; hiç bilmediğiniz bir yere yolculuğa çıkarken incelenen harita gibidir. İşi kolaylaştırıp,
harcanacak zamanı azaltır. Kitabın önsözünü, son sözünü, yazarın notunu, hakkındaki bilgileri,
içindekiler bölümünü incelemek hem kitaptan alınacak zevki artırır hem de işi kolaylaştırır.
Altını çizmek: Okunan metnin önemli bulunan yerlerini çizmek aktif okumayı sağlayacaktır. Ana
hatları belirlemeyi, özet yapmayı, tekrarı, hatırlamayı kolaylaştıran yönleri vardır. Ancak;
-Kitabın koyu, yatık gibi özel yazım biçimleri kullanılmış bölümlerine dikkat etmek, tekrar atını
çizmek yerinde olur.
-Kendinize uygun alt çizme yöntemini (renk-şekil vb.) belirlemeye dikkat edilmelidir.
-Altını çizerken gereğinden fazla çizmemek gereklidir. Bu gereksiz bilgilerin de çizilmesi anlamına
gelebileceği gibi çizilen yerlerin fazlalığı oradaki bilgilerin önemini yitirmesine, sıradan algılanmasına
da neden olabilir.
Özet çıkarmak: Özet çıkarmak, okurken işaretler koymanın, altını çizmenin, ön inceleme yapmanın
yanı sıra konuya ilişkin bilgileri toparlaması açısından önemli bir yöntemdir. Akılda kalıcılığı ve
tekrarı kolaylaştırıcı yönleri bu yöntemi verimli kılmaktadır.
Etkili okuma öğrenmenin daha aktif ve etkili olmasını sağlayan ISOAT isimli etkili okuma yaklaşımı
uygulayabilirsiniz.
İzle: Ön incelemeyi içeren bir yaklaşımdır. Kitabın başlangıcındaki, sonucundaki, bölümler arasındaki
notları, konu başlıklarını içindekileri, kaynakçayı incelemeyi içerir ve kitabı tanımaya yöneliktir.
Sor: Bu aşama konu başlıklarına ve içeriğine uygun olarak ne, nasıl, nerede ne zaman gibi soru
ifadeleri oluşturmayı içerir. Okumanın amacı bu sorulara yanıt aramak biçiminde şekillenir. Metni
okuma bitince soruların cevaplanmış olması gerekir. Böylece konunun bakılması gereken farklı
yönlerinin anlaşılması sağlanır.
Oku: Soruların yanıtlarını bulabilmek için o bölümün okunmasını içerir. Yazılan soruların yanıtlarını
yazmayı da içine alarak yapılacak bir okuma, öğrenmenin kalıcı olması açısından da son derece
etkilidir.
Anlat: Şimdiye kadar toplanan bütün bilgilerin anlatılmasını içerir. Yazılan sorularla beraber
yanıtların zaman kaybı olarak değerlendirilmeden yüksek sesle anlatılması İSOAT’ın bu bölümünü
oluşturur.
Tekrar et: Öğrenmenin en önemli kaynağı tekrardır. Soruların cevaplara bakılmaksızın zihinden
yanıtlanması önemli bir ölçüttür. Eğer yanıtlayamıyorsanız o bölüm öğrenilmemiş demektir.
Yanaeroğlu ve Bilge (2003)
Not Alma Ve Yazma Becerilerini Geliştirmek
-Derste not alırken kısaltmalar kullanınız. Kullandığınız kısaltmaları tekrar okuduğunuzda
anlayabileceğiniz kısaltmalar olmasına dikkat ediniz.
-Uzun cümleler not almanız gerekiyorsa hem notunuzu almak hem de not üzerinde düşünmek için
kendinize zaman tanımak için kısaltmalara fazlasıyla yer veriniz. Örneğin “sözcüklerin sesli
harflerinin birçoğunu yazmadan not alabilirsiniz” gibi.
-Notlarınızı bir önceki okuma becerileri kısmında anlatıldığı gibi renkli kalemlerle önem sırasına göre
almaya özen gösteriniz.
-Notlarınızı uygun olan ilk fırsatta gözden geçiriniz.
Erkan (2006)
EK-4
Bireysel Çalışma Becerilerini Geliştirmek
—Öncelikle mutlaka bir çalışma planı hazırlayınız. Programın takip edilebilir ve gerçekçi olmasına
özen gösteriniz.
—Çalışmaya başlamadan önce tüm çalışma materyalinizi (kitap, defter, kalem vb.) hazırlayıp çalışma
mekânınıza getiriniz.
—Çalışma sırasında bir şeyler yeme- içme alışkanlığınız varsa bunları da önceden hazırlayınız.
—Çalışma mekânınızda dikkatinizi dağıtabilecek her şeyi tamamen ortadan (göz önünden) kaldırınız.
Eğer ortadan kaldıramayacağınız şeyler varsa onlara sırtınızı dönünüz. Ayna, resim, televizyon,
bulmaca, dergi, gazete vb. gibi şeyler dikkatinizi dağıtacaktır.
—Telefon vb. durumları kendi istediğiniz gibi ayarlayınız. Örneğin arkadaşlarınıza, önceden “beni
21.30’la 21.50 arasında arayabilirsin” gibi.
—Ortamın aydınlık, normal ısıda ve sessiz olmasına dikkat edin.
—Verimli okuma, verimli not alma kurallarına uymaya dikkat ediniz.
—Belirlediğiniz molalar haricinde mola kullanmamaya özen gösteriniz.
—Çalıştığınız konu ya da dersle ilgili bir sonraki dersin konusuna göz atınız. Sorularınızı çıkartınız.
—Ertesi günkü derslere göz atıp sorularınızı çıkartınız.
— Ertesi günle ilgili hazırlıklarınızı yapınız.
EK-5
Zamanı Planlama
Zamanımızı planlayarak hem zamanı hem de enerjimizi daha ekonomik kullanabiliriz. Zaman
konusunda başarı kriteri, sadece hedefe ulaşmak değil aynı zamanda hedefe en hızlı şekilde
ulaşmaktır.
Zaman Yönetimi Konusunda Öneriler
► Önceliklerimizi doğru belirleyelim. Etkili olmadığını düşündüğümüz zaman izlediğimiz yolu
değiştirebiliriz
► Çalışırken kendimize, dış etkenlere (telefon, televizyon, bilgisayar vb.) kapalı olduğumuz belirli bir
zaman dilimi ayıralım. Göreceğiz ki, bu zaman diliminde kesintiye uğramadan yapabileceğimiz çok
şey olacak.
► Yinelemek durumunda olduğumuz etkinliklerimiz için önceden belirlediğimiz zamanları
kullanalım. Örneğin alışveriş yapılacaksa alışveriş merkezlerinin daha boş bir saatini tercih edelim.
► Farklı uyaranların ilgimizi dağıtmaması için masamızda sadece çalışacağımız derse ait araç-
gereçler olmalıdır.
► Hızlı okumayı öğrenelim.
► İlgilenme isteğimizin azalmaması için öncelik taşıyan ödev ve projelerimizi ertelemeyelim.
► Her bitirdiğimiz çalışmanın üstünü çizelim. Yapmayı tasarladıklarımız bitince kendimizi
ödüllendirelim. Bitmediyse kendimize bir not yazalım ve uygun zamanda bu çalışmayı da bitirelim.
► En azından bir adım atalım. Bir kez başlayınca yol almak daha kolay olur. “Başlamak bitirmenin
yarısıdır”.
► Motivasyonumuzu düşürmememiz için programımızda yapabileceğimizden fazla etkinlik
sıralamayalım.
► Yatmadan önce bir sonraki gün için neler yapacağımızı tasarlayalım.
► Hatırlamamızı kolaylaştırmak için not kâğıtları, renkli kalemler kullanarak konuyu görsel olarak
çekici ve eğlenceli hale getirelim.
36
KAYNAKLAR
Akın, A., Demirci, İ. ve Arslan S. (2012). Revize Edilmiş Sınav Kaygısı Ölçeği; Geçerlik ve
güvenirlik çalışması. Educational Sciences and Practice, 11 (21). 103-118.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yayınları (2004), Sınav Kaygısı Grup Eğitim Programı.
Baltaş, A. (2015). Stres altında ezilmeden öğrenmede ve sınavlarda üstün başarı (30. Baskı). İstanbul:
Remzi Kitabevi.
Baltaş, A. (1995). Stres ve başa çıkma yolları. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Büyüköztürk, Ş. (2016). Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı. Ankara: Pegem Akademi.
Doğan S. (1995).Akılcı-duygusal terapi: Kuramsal bir inceleme. Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 2 (6).
http://www.eba.gov.tr/video/izle/29088590f3ef6c8dc4beaab9040c22ecf2e4abb8de001 adresinden
06.03.2019 tarihinde erişilmiştir.
https://ogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2017_09/06160405_OrtaYYretime_Uyum_ProgramY_Uyg
ulama_KYlavuzu_Uyum_Etkinlikleri.pdf adresinden 07.03.2019 tarihinde erişilmiştir.
(Ortaöğretime Uyum Programı Uygulama Kılavuzu)
https://orgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2015_04/13042910_klavuz.pdf adresinden 07.03.2019
tarihinde erişilmiştir. (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi)
https://www.ozgurduranyurtsever.com/progresif-kas-gevseme-teknigi/ adresinden 06.03.2019
tarihinde erişilmiştir.
http://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/13/sinav-kaygisi adresinden 06.03.2019 tarihinde
erişilmiştir.
Karakaş, A.C. (2013). Paylaşma tutumlarının sınav kaygısı-gelecek kaygısı ile ilişkisi (Sakarya ili
örneği). İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2 (1). 135-157.
Karasar, N. (2008). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Koruklu Öner, N., Öner, H. ve Oktaylar H. C. (2006). Sınav kaygısı ile başa çıkma programının sınav
kaygısına etkisine yönelik deneysel bir çalışma. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi
Dergisi. 19. 5-11.
MEB (2011). Ortaöğretim Rehberlik ve Yönlendirme Dersi Programı. Ankara.