peygamberimizin mektubu

12
Muhammed Hamidullah HZ. PEYGAMBERİN ALTI ORİJİNAL DİPLOMATİK MEKTUBU Çeviren Mehmet YAZGAN

Upload: ihramcizade

Post on 14-Aug-2015

252 views

Category:

Education


2 download

TRANSCRIPT

Page 1: Peygamberimizin mektubu

M uham m ed H am idullah

HZ. PEYGAMBERİN ALTI ORİJİNAL

DİPLOMATİK MEKTUBU

Çeviren M ehm et YAZGAN

Page 2: Peygamberimizin mektubu

UMAN MELİKLERİ CEYFER VE ABD'E

GÖNDERİLEN MEKTUP

S ^ ^ u » p ? £ j )

■ ? J V s ç j ( 9 a a A o l

\ # v » W a u , \ . J » ' g « ^ V < u U

^ o V S ü » J a ' * 1

' ^ / • » V S j l l 4 c J - # < A l S - ^ - 9

W L V « b _ , 3 \ o \ S - i ^ V 3

Page 3: Peygamberimizin mektubu

( jU * j * ? ! ) j*?>r J \

r ^ 1 M r - î

• ■■‘■İ*«Jl "^"j d \ 1 ^ j ^

1* Ö I p I j L * ^ # o i ; Jbo L*l k ^ j ı^ J l ^ 1 J - > f * _ ) l

l î - il-S ^ .U l J l iıl J ^ - , J u . . l J J L J _ İ .(V l-.'İİ

j j L-«^L> . j j ^_j L$ÜI J_ _JâJl L >- JLS jJLJ'V

1 5^» 4 ^ ^ ^ j b •

y j* Ş.)~:> j - f i - j j --- ! J->^ <• J - Î 'j L*££L.

.L££JÛ,ı

• "r*S J*. iş.

<4*>U

- ta- CwPj _ \ / \ .r °* ^ ^ c ^ ^ 3'-ror/ Y Jı-rr W. > ^ j^x > .ro ^ w

j V *u >!> - v ı ^ - L . (A ^ r/> Cter- jTuW.ÛS-(^UJ| ~ JUa| U^Jj 5 ; Jli.,) YtT.vn

J** \j*r>r ö! : -,Hij) 11 w-# w(w - W>) .jJipSlt ^*k-4- J-js-J ^ J l. (.—«L Jl I |*JUJl

sJ**'*- ._üü ^u^i(r)L£* J!l . ,/ Jl (V,

y-*<M

Page 4: Peygamberimizin mektubu

szJj : (41 -u- ) ^>J| J _ rAr . tay ^ r ^ Jl \3»Jjfr j* iL-a» * /_* \ t • • i_Jl ^ jl^-Vl ı_râ*j Xp

J-r*> A*!- ^ ! ^ J-»l I4J i^ y■ U"*** Yj (*—>' *-*./** ( ‘

*>*.._! I ^U - jL îS 'I *U 1p —U-i : < jj—i-j <JU- c Jğ jU L _ j j

^U-JI j-Â-Jt ^ L . j J l J^ U -J i t - ^ i ijLj *L‘İ 1 Ju » U _____İ J L ^ I

jlîf »j_p- Jj>-j Jij ıi-<yJ* ö'JLLJt jl^il ^jü j>\_İl•jU-J p-1—T ^ â»j j^îJLJl ^e»«JLj' . . .«_—J>jl ı<—4»«jj

t . . . . •jij^aûı «J ... <jt S/J j - 4—JI

• 1 jr*" 4 1 »l «û O jl ^ jL * öU - Lİ-U-JJ: J J U 5 > V I

joilflı > J>J| j~ . 5 J‘ J»ı r- ' >-j j L%_£L>Ij ) * Âul ,Jy_j j.».»».* t

l■>»;'! UfcJ, \ -L.JU.Jl jijl JLpj Ju>- J \ TJs'J jl» > Y ('-»*>

_•—' ('j £) l «-£'.■>-L-j J>w \T -l> ^l» j ju L>l o

U £ £ L . J s . j \ t it U L - J L ± J f 'iL -V l i > n

: ^ ö'jU) \ o ^ Ü l J \ *'i)l Jj^ j j vL>- J15 j-Li'i' «Jİ5 A

200. Rasûlullah’ın iki Uman melikine gönderdiği mektubun orijinali keşfedildi. Burada sadece, birçok güçlük çıkaran bu vesi­kayla ilgili giriş niteliğinde bir inceleme sözkonusu olacaktır. İslâm peygamberi, bilindiği gibi, cemaatini sadece uhrevi işlerin­de -nas, inanç, tasavvuf vb.- değil, aynı zamanda dünyevi ve siyasi işlerinde de idare ediyordu. Diğer alimlerin yanı sıra, Siret-i Ne­bevi müellifleri, aynı zamanda, O’nun çeşitli şahsiyetlere gönder­diği çok sayıda mektuptan bahsetmişlerdir. Vesa'iku's-Siyasiyye adlı eserimde bunlardan üçyüzden fazla örnek yer almaktadır. 1852'den beri bunlardan beşinin orijinali yeniden bulunmuştur ve yakında ortaya çıkarılan altıncısı ise, Uman meliki Culende'nin iki oğlu Ceyfer ve Abd'e gönderilen mektuptur. Burada bu mektuptan bahsedebildiğim için bahtiyarım.

Page 5: Peygamberimizin mektubu

201. 1980 yılında, Paris'in banliyösünde bir işçi yurdunda bulunuyordum; ve namaza icabet edeceğim sırada, içlerinden biri, bana, arapça bir gazetenin kupürü şeklinde, ne adı ne de tarihi be­lirsiz, kıymetli bir vesika aramaya gitti. Söz konusu olan, Hz. Pey­gamberin iki kişiye, Uman meliki Culanda'nm oğullan Ceyfer ve Abd’e müştereken gönderdiği mektup idi. Ondan, fotokopi etmek için vesikayı bana ödünç vermesini istemeye cesaret edemedim. Daha sonra kendisinden, söz konusu gazetenin Tunus'da çıkan ve 1975 yılma ait Es-Sabah olduğunu öğrenebildim. Gazeteyi bul­mak için Tunus'daki dostlarımla temas kurdum ama, ulaşacağım­dan ümidi kesince, bu işçiden kupürü keserek, işbu inceleme için fotokopi ettirdim. Bunun Tunus'da değil de Uman'da çıkan bir ga­zete olduğuna kanaat gelirdim. Zira gazetede söz konusu edilen Şeyh el-Halili, Paris'deki Uman büyükelçisinin de verdiği bilgiye göre, Uman'm baş müftisidir.

202. Beş sütun üzerine ve muhtemelen gazetenin ilk sayfa­sında, 25X20 cm. ebadında bir metindi bu. Sütunların tamamını kaplayan iki satır halinde şu başlık okunuyor: "Tarihçiler Rasûlul- lah (Muhammcd)'ın Uman melikleri Ceyfer ve Abd'e gönderdiği mektubun elyazması(aslı)'nı buldular". Sonra, sol tarafta, üç sütun üzerine orijinalin fotoğrafı ve her iki tarafta noktalı ve harekeli modem yazıyla mektubun metni yer almakta. Bu kayıt, şark özel­liği taşıyor, belki Uman, belki de Lübnan kaynaklı. Vesikanın al­tında, Mühr-ü Nebevi'nin hemen yanında şu kelimeler "Peygam­berin mübarek mührü". Sağda, iki sütun halinde, mektubun mat­baa harfleriyle yazılı metniyle birlikte, gazetenin yazı heyetinin bir notu. Tercümesinde bir mahzur görmüyorum: Bu tercüme, iki sütun halinde, 21. ve 22. satırlarda, yine iki satırlık bir başlıkla kar­şımıza çıkıyor. İşte benim tercümem:

* "Elyazmasınm yaşı: 1390 yıl.* "Tarihçiler, Hz. Peygamber Muhammed (s.a.s)'in, el-Cu-

landa'nm iki oğlu, Uman melikleri Ceyfer ve Abd'e gönderdiği mektubun elyazması orijinalini keşfettiler. Mektubun hamili,

Page 6: Peygamberimizin mektubu

seçkin sahabe Amr İbni’I-As idi.* "Bu keşif, İran'daki Uman eski büyükelçisi Prof. İsmail er-

Rasasî'nin bir arap ülkesine seyahati sırasında vuku buldu. Bu zat, elyazması orijinali, antika ve ilginç eşya amatörü Lübnan asıllı bir şahsın zilyctinde (malları arasında) buldu.

* Kaynaklar, bu şahsın, clyazmasını büyükelçiye satmayı reddettiğini, ancak fotoğrafını çekmesine razı olduğunu söylü­yorlar. Biz de, vesikanın fotoğrafını, görüş belirtmesi için, Şeyh Ahmcd b. Hamad el-Halili hazretlerine takdim ettik. Kabul buyu­rup şu cevabı verdi: "Elyazması, en önemlileri aşağıda sıralanan esaslı sebeplerden dolayı aslına uygun (gerçek) dur.

a) Elyazmasının tam metni çok iyi bilinmektedir ve hakkın­da benim de önceden bilgim vardır. Hz. Peygamber (s.a.s)'e nisbet edilen metnin tamamen aynıdır.

b) Hz. Peygamber döneminde yaygın bir durum olan, vesi­kadaki harfler üzerinde belirtici noktaların bulunmayışı; zira nok­talama sistemi daha sonraki devirlerde ortaya çıkmıştır.

c) Bugünkü adetlerden farklı olarak, harflerin yazılış tarzı bu harflerin oyuk (içi boş) olmasını gerektirmektedir.

d) Vesikanın yaşı 1390 yıldan fazladır. Zira hicretin 7. yılın­da, yani Elçiler Yılı'nda yazılmıştır. Alimler, Rasûlullah (s.a.s)’in, aynı mesajı ihtiva eden ve yine İslâm'a davet amacıyla yazılmış olan, Bizans İmparatoru Hcrakliyus'a gönderdiği mektubunun benzeri bir vesikanın orijinalini yakın zaman önce ortaya çıkardı­lar.

203. Mektubun muhtevasının metni:"Bismillahirrahmanirrahim. Allah Resûlu Muhammed'den,

Culanda'nm iki oğulları Ceyfer ve Abd'c."Selam, hakikat yoluna tabi olanlar üzerine olsun!"Sizin her ikinizi İslâm’ın davetine çağırıyorum. İslâm'a tabi

olun ve kurtuluşa erin. Zira ben, Allah'ın tüm canlıları uyarmak üzere ve va'dini kâfirler üzerinde tamamlaması için tüm insanlığa gönderdiği Elçisiyim. İmdi, eğer her ikiniz de İslâm'ı tanırsanız, her ikinize de iktidar vereceğim. Ama ikiniz de, (İslâm'ı) kabul et­meyi reddederseniz, ikinizin de krallığı sizden uzaklara yok olup

Page 7: Peygamberimizin mektubu

gidecektir; süvarilerim, ülkenizde ordugâh kuracaklar ve Pey­gamberlik vasfım krallığınıza galip gclccekıir."

Mühür:"AllahRasûlü xMuhammcd'dcn"

Gözlemler:

204. Bu vesikanın tarihçesi, muhtevası ve diğer özellikleriy­le ilgilenmeden önce, onun(aslından değil de) İslâm tarihlerini te­mel alarak yapılmış Fransızca tercümesinin "C orpus des docu- m ents" adlı eserimin 63 no'lu kısmında ve "D ocum ents sur la diplomatie musulmane a l'epoque du Prophete et des Khalires orthodoxes" (Paris 1935) adlı kitabımın 77. sayfasında, bu mek­tupla ilgili kısa bir incelemenin bulunduğuna dikkat çekelim. Arapça metin ise El-V esa'iku's-Siyasiyye (no 76'da) adlı kita­bımda yer almaktadır. Mezkûr vesika, bu eserin 4. baskısında, aşağıdaki kaynaklara dayanarak bulunacaktır:

Ibn Tûlûn, I'lân ıu 's-S â 'ilin an kütüb-i Seyyidi'I-M ür- selîn, no 10/a.

Kastalânî, M evahibu'l-Ledüniyye, I, 294. İbnü'l-Kayyım, Zad el-M e’âd, III, 62.Kalkaşandî, Subhu'l-Işâ, VI, 380.Abdu'l-Mun'im Han, Risalet-i Nebeviyye, no 35.Feridun, M ünşe 'âtü 's-Salatîn , I, 33.Halebî, Şerhu's-S îre, III, 350.îbn Sa'd'den seçmeler, T a b a k â t; Belâzuri, F u tu h u 'l-

B uldân; İbnü'l-Cevzî, Vefa.Sprenger, Das Leben und die Lehre des Mohammed, III,

382-3.

Orijinal Nüshanın Açıklaması:

205. Satırları numaralandırıyorum.

Page 8: Peygamberimizin mektubu

Âul J j a (T

J\ (T(Iİ5 ) £^1 JA ^ iS ( t

Jb L5yol Jjv W (°

U U L ; LJU r*>L-Nl i > (1

^ U l J l Al ^ (V

L>- jlS j a jJU M ül5 (A

^ v>*iJ ( ' Ml UJj^I j l U£U (> •

U ıJ j l j U £ J , f * - . O \

J L * j Jjl j U££L- j l i ( \ Y

(Iİ5) ^Jâ^j US^-Lj JjhJ (>r

. U£OU>^<U

(Mühür işareti)

ö"^PVaryantlar

4)1 JLP ^ k A' V -*-" 1 s / ^ ^ 1 (T

^Jl I J>\ ( t

L S ^ J jl3 *k/rU Jl(> T

^ ü : : j i U J l ç * * ( \T

■ V"* : vl/' •*-* Cr^’ mU*

Page 9: Peygamberimizin mektubu

206.1. Şeyh Ahmed b. Hamad cl-Halîlî'nin notunda da be­lirttiği gibi, bu elyazmasmın harflerini yazan kalemin bir değil iki ucu vardı; hattın alt ve üst kısmı arasında beyaz bir boşluk kalıyor­du. Bu usûl, Hz. Peygamber (s.a.s)’in mektubu olarak bilinen di­ğer beş orijinalin hiçbirinde bulunmamaktadır. Bu durum, katibin ve kullanılan aletin farklı olmasıyla açıklanabilir. Dahomcyli bir dostum, Sayın Fassassi Obaorin, ikiye yarılmış kamış ya da bam­budan mamul bu iki uçlu kalem türünün, bugün hâlâ Dahomcyli ve Nijcr- NijeryalI müslümanlarca kullanıldığını, hatta okuyucu­ya daha net bir yazı sunduğu için oralarda pek makbul olduğunu ifade etmişti. Yeri gelmişken, cl-Hatt’ta (Bahrcyn-Uman) imal edilen mızrak ve okların, Arap edebiyatında meşhur olduklarını hatırlatalım. Çünkü bu bölgedeki kamış ve bambular, diğer bölgc- lcrdckindcn daha sağlamdır. Tek sakıncası, mühür yazısının da oyuk olmasıdır. Kalem ve katibin değiştirilmiş olması mümkün­dür, ama mührün asla. Gerçekten, tarihler, Rasûlullah (s.a.s)'m vefatına dek tek ve aynı mührü kullandığını zikrediyorlar. Diğer beş orijinaldeki mühür yazısı tamdır (içi doludur). Bu hususiyet esas alınarak, ya diğer beş orijinalin, ya da işbu vesikanın sahte olduğunu düşünmek gerekecektir. Fakat geriye tek bir ihtimal ka­lıyor: mührün izi çok az belirgin ve neredeyse okunamaz durumda olduğu için (vesikanın varislerinden biri), üzerinde rötuş yapıp, oraya yarık bir kalemle gerekli kelimeyi kaydetmiş olabilir. Bu fa­raziye aşağıdaki olayla teyit edilmekte: Dunlop, bir raporla birlik­te Nccaşi’nin mektubunun orijinalini neşrederken, sadece mührün izinden bahsetmekle kalmamış, aynı zamanda, orada üç satır ha­linde "Muhammed/Rasûl/Allah" kelimelerini okuyabildiğini de söylemiştir. Mamafih, makalesinde yer alan fotoğraf üzerinde, mührün sadece üst kısmı tam okunabilmekte, metinle ilgili kesin­likle hiçbir şey görülmemektedir (bak. JRAS, Londra, Ocak 1940. Mührün tavsifi için bak. s. 54. Fotoğraf, 54 ve 55. sayfalar arasında yer almaktadır).

İşte Dunlop'un tasviri (İngilizce metin): "It is a parehment

Page 10: Peygamberimizin mektubu

mamıscript, some 9 inches wide by 13 1/2 inches kxıg The letters are rounded and, bdn g large, are not diffıcult to rcad. The ink used is brown. There are 17 lines o f the text and at the and a circular seal mark, 1 inch across, with the legend reading from below,

JJ1 Jj ~.j each word having a line to itsel f". Çevirisi:"Bu, 9 parmak (inç) genişliğinde, 13 1/2 parmak (inç) uzun­

luğunda elyazması bir parşömendir. Harfler yuvarlak ve iri olduk­ları için okunmaları zor değildir. Kullanılan mürekkep kahve- renküdir. Metinde onyedi satır ve sonunda dairevi bir mühür izi vardır. Mührün çapı bir parmak (inç) olup, üzerinde, yukandan aşağıya, her kelime bir satır oluşturacak şek ilde" J j J—

Âul " lafzı okunmaktadır. Daha da ileri giderek, vesikanın tamamı üzerinde, yank bir kalem yardımıyla rötuşlar yapıldığı so­nucuna varabiliriz...

2. İki çizgili l a harfi konusunda (4. satırda £^1 yerine ve 13. satırda yerine w * >. tahminim odur ki, bu, Rasûlullah döneminde yaygın bir kullanılış idi. Zira bugün hâlâ, Kur'an-ı Kerim'in Zariyat Sûresi 47. ayetinde

juL yerine jüL yazılmakta; elim izde orijinali mevcut olan, Hz. Peygamber (s.a.s)'in El-Münzir b. Sâvâ'ya mektubunda da, yâ harfi için asırlardır süregelen bir uygulamanın sonucu ola­rak, yerine »j j * kelimesi bulunmaktadır. Aynı şe­kilde Tâ harfi için de daha çok şey söylenebilir. Tâ ve Yâ aynı bi­çimde yazılırlar Bunları birbirinden ayırt eden noktalar Hz. Pey­gamber devrinde kullanılmıyorlardı. Hatta o zamanlar henüz yeni yeni kullanılmaya başlamıştı. Nitekim bu vesikanın metninde hiç kullanılmamışlardır.

3. Hâ (güzel he) harfinin, Hz. Peygamber (s.a.s)'in bugüne kadar ortaya çıkarılan diğer tüm mektuplarında gördüğümüz T şeklinde yazılışı burada da karşımıza çıkmaktadır.

4. Ortada yazılan mim harfinin gözü, bugün olduğu gibi sa­tırın altında değil, üstünde yer almaktadır (Bu vesikada 12 kez ge­çiyor) . L j j y l _ LJL.I - LS ^

Uİ^JL.. U £ ^ L - , _ . L £ J jBu da, Hz. Peygamber'in bugün elde mevcut diğer orijinal

Page 11: Peygamberimizin mektubu

mektuplarına uygundur.5. Orijinal nüshanın modem bilim ve araçlarla incelenmesi

ve vesikanın "mahreç" inin tarihçesi, şimdilik imkânlarımızın dı­şında bulunuyor.

Mektuplaşmanın Gerçekleştiği Hal ve Şartlar:

207. Hz. Pcygambcr(s.a.s)’in, Uman meliklerine hitap ettiği devrin durum ve şartlarını daha iyi anlayabilmek için, belki Arap- İran münasebetlerini hatırlamak gerekir. İbn Habib'e (el-Muhab- ber, s.265) göre, Fars kralları, Uman meliklerini Beni Mustakbir ailesi içerisinden (vesikada adı geçen Culanda, el-Mustakbir'in oğluydu) seçerek tayin ederlerdi ve onlar da bir tür muhtariyetle­rini muhafaza etmek suretiyle İran'a tabi idiler. H. 2 yılına doğru, İranlIların Zukâr’da (Irak'm güneyi) Kuzey Arabistan kabileleri önündeki beklenmedik ve ağır mağlubiyeti ve h. 6 yılma doğru, Ninova'da Bizanslılar karşısındaki bozgunları, İran rejimini sarstı ve artık, başkentte ani ve sürekli hükümdar değişiklikleri görül­meye başladı. Arapların morali çok yüksekti ve İran yönetiminin, Arap kabileleri sömürgeleri içinde tutma imkânları kalmamıştı. Bu Arapların, artık kendilerini İran’ın vesayetinden kurtulmuş olarak gördüklerini söyleyebiliriz. H. 7. yılın başlangıcında, Hz. Peygamber (s.a.s), İran imparatorunu İslâm'â davet etti. O ise, müslüman elçinin huzurunda Mcklub-u Nebevi’yi yırtmak sure­tiyle, küstah bir tavır takındı. Gerçekçi siyasetini izleyen Hz. Pey­gamber, o zaman, doğrudan doğruya imparatorun tabilerine yö­neldi (Şeyh el-Halili, H. 7. yılı Heyetler Yılı olarak belirtiyor; fa­kat İbn Hişam, bu ismi h. 9. yıla atfediyor).

208. Hz. Peygamber, önce Bahreyn'deki (bugünkü el-Ahsa) el-Münzir b. Sâvâ'ya (unvansız) ve iki İranlıya: Bahreynli Usay- bukbt Sâhib(?) ve Hurmuzan'a (unvansız); sonra Bahreyn Sahib’i el-Hilâl adlı bir Arab'a mektuplar yazdı(mctinler için bak. Docu- ments sur la diplomatie musulm ane ve El-Vesa'iku's-Siyasiy- ye adlı eserlerim).

209. El-Münzir İslâm'ı kendi isteğiyle kabul etti ve Rasû-

Page 12: Peygamberimizin mektubu

lullah onu bölgenin büyük reisi tayin etti. Bu arada, Buhârî'deki şu hadisi hatırlatalım(l 1/11): "Mescid-i Nebevi'de eda edilen cum'a namazından sonra, ilk cum'a namazı Cuvase'deki (Bahreyn) Ab- du'l-Kays mescidinde eda edilmiştir". Arkeolojik kazılarda, bu mescid tekrar ortaya çıkanlmıştır(bak. Çrance-Islam'daki maka­lem, Paris, no 93-95,1975). Görünüşe bakılırsa bu olaylar H. 6 yı­lında geçmektedir.

210. Arlık Bahreyn'den daha çok bağımsız bulunan Uman'da Iran tesiri oldukça zayıflamıştı. Gayretlerinin Bah­reyn'deki sonuçlarından cesaretlenen Hz. Peygamber (s.a.s), yö­renin melikleri olan Ceyfer ve Abd'e bir mektup yazdı ve İbnü'l- Cevzî'nin naklettiğine göre, bu mektubu, ashabın önde gelenlerin­den Amr lbnü'1-As vasıtasıyla gönderdi. Mektupta, tabii olarak, İslâm'ı kabule davetin yanı sıra, bir istila tehdidi, daha doğrusu Uman'ın Islâmiyetle fethedileceğine dair bir kehanet bulunuyor­du. O dönemde İslâm'a düşman olan Mekke ve Hayber şehirleri henüz tarafsızdı ve Kuzey, Doğu ve Güney Arabistan'ın büyük bir kısmı, Uman'ın yakın komşusu olan Bahreyn de dahil olmak üze­re İslâm'ı kabul etmişlerdi. Müslüman elçinin, Arap putperestliği ve İran Zerdüştlüğünün hilafına, îslâmiyetin din olarak haiz oldu­ğu değerleri de izah etmiş olması gerekir. Şurası kesin ki, melikler İslâm'ı kendi istekleriyle kabul ettiler ve elçi, ülkenin bir tür valisi (büyükelçisi) oldu. Yerli krallar ülkeyi ve gayr-i müslim tebaala­rını idare etmeye devam ederken, o da ülkedeki müslümanlarla ve Îslâmiyetin propagandasıyla meşgul oldu.

211. Rasûlullah (s.a.s)'in irtihalinden sonra, H. 11 yılında, bazı Arap kabilelerinde irtidat olayları gözlendi. Elimizde, halife Hz. Ebu Bekir (r.a.) zamanında bu meliklerin davranışları ile ilgili ilginç vesikalar bulunmaktadır. Fakat bu konu, Hz. Peygamber'in mektubunun incelenmesi için çizilen çerçeveyi taşıracağı için, biz burada duruyoruz.