peygamber‹m‹ Ö ren‹yorumimanilmihali.com/wp-content/uploads/2015/04/siyer_p_ogren.pdf ·...

80
PEYGAMBER‹M‹ Ö/REN‹YORUM

Upload: others

Post on 07-Feb-2021

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • PEYGAMBER‹M‹Ö⁄REN‹YORUM

  • Diyanet ‹‹flleri BBaflkanl›¤› YYay›nlar›: 6639Çocuk KKitaplar›: 1160

    Peygamberimi ÖÖ¤reniyorum(Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi ö¤retmenlerinden oluflan bir komisyon taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.)

    Resimleyen Osman Turhan

    Yay›n YYönetmeniMehmet Erdo¤an

    Görsel YYönetmenNurullah Özbay

    KoordinasyonDr. Ömer Menekfle

    DüzeltiKas›m GezenMustafa KayaRamazan Özalpdemir

    Son OOkumaAli Öztürk

    Arka KKapakArif Nihat Asya’n›n Dualar ve Aminler kitab›n›n “Naat” fliirinden

    Din ‹‹flleri YYüksek KKurulu KKarar›07.04.2005/66

    2006-06-Y-0003-639ISBN 975-19-3707-83. Bask›, 2006

    Bask›Yenigün Matbaac›l›k0312 384 61 83

    © Diyanet ‹‹flleri BBaflkanl›¤›Dini YYay›nlar DDairesi BBaflkanl›¤›

    ‹letiflim AAdresiEskiflehir Yolu 9. km. Çankaya / AnkaraTel.: 0 (312) 295 73 06Faks: 0 (312) 284 72 [email protected]

    SUNUfi

    Çocuklar merhaba!

    Peygamberimizi tan›mak ve onu sevmek mutluluk-lar›n en güzelidir. Onun hayat›, bizim için güzel ör-neklerle doludur. Bu kitapta, Peygamberimizin ör-nek yaflant›s›n› ve ‹slâm dinini anlatmak için verdi-¤i mücadeleyi okuyacaks›n›z.

    Peygamberimiz, her fleyden önce bir babayd›. Ço-cuklar›n› çok sever ve onlarla ilgilenirdi. Efline karfl›sayg›l› ve yard›m severdi. Arkadafllar›, her zamanve her konuda ona sonsuz güven duyard›.

    ‹nsanlar› iyili¤e, güzelli¤e, do¤rulu¤a, bilgili ve ah-lâkl› olmaya ve baflka insanlara yard›m etmeye ça-¤›r›rd›.

    Yalan söylemekten, h›rs›zl›k yapmaktan, adam öl-dürmekten, içki içmekten, kumar oynamaktan,baflkalar›na zarar vermekten ve çevreyi kirletmek-ten insanlar›n uzak durmas›n› isterdi.

    Peygamberimiz, insanlar›n mutlulu¤u için türlütürlü zorluklara katland›. Aç kald›, susuz kald›, tafl-land›, yurdundan sürgün edildi ve savafllarda yara-land›, ama hiçbir zaman mücadelesinden vazgeç-medi. Çünkü o, Yüce Allah taraf›ndan insanlarakurtulufl yolu olan ‹slâm’› anlatmak için görevlen-dirilmiflti.

    Sevgili çocuklar!

    Bizim dinimiz ‹slâm, Peygamberimiz Hazreti Mu-hammed (sas.) ve kutsal kitab›m›z Kur’an’d›r. Biz-ler, Yüce Allah’a inan›p Peygamberimizi sever vekutsal kitab›m›z›n buyruklar›n› yerine getirirsekmutlu ve baflar›l› oluruz.

    Öyleyse Peygamberimizi iyi tan›mal›, çokça sevme-li ve onu kendimize örnek almal›y›z. Elinizdeki ki-tap, size bu konuda yard›mc› olmak için haz›rlan-d›. Be¤enece¤inizi ve zevkle okuyaca¤›n›z› umuyo-ruz.

    Siz bizim gelece¤imizsiniz ve sizi çok seviyoruz...

    D‹YANET ‹fiLER‹ BAfiKANLI⁄I

  • AD ‹ Y A N E T ‹fiL E R ‹ B AfiK A N L I⁄ I Y A Y I N L A R I

    ANKARA2006

    PEYGAMBER‹M‹Ö⁄REN‹YORUM

  • B‹R‹NC‹ BÖLÜM

    YET‹M MMUHAMMED

    HERKES ONU BEKL‹YORDU 09

    KUTLU B‹R DO⁄UM 11

    ANNEDEN ‹LK AYRILIfi ve GURBET 13

    ANNEN‹N SON ÖPÜCÜ⁄Ü 16

    DEDES‹ ABDULMUTTAL‹B 17

    AMCASI EBU TAL‹B 18

    ‹K‹NC‹ BÖLÜM

    GENÇ MMUHAMMED

    HAKSIZLIKLARLA MÜCADELEDE DAYANIfiMA 21

    EVL‹L‹⁄E G‹DEN YOL 23

    ÖRNEK B‹R Efi ve ÖRNEK B‹R BABA 25

    HERKES ONA GÜVEN‹YORDU 28

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

    ELÇ‹ MMUHAMMED

    CEBRA‹L ile ‹LK BULUfiMA 31

    SIRDAfi HAT‹CE 33

    ÇA⁄RI YAYILIYOR 35

    ERKAM'IN EV‹ 36

    YILDIRMA HAREKETLER‹ BAfiLIYOR 39

    Hüzün y›l› 41

    YEN‹ YURT ARAYIfiLARI 41

    Habeflistan 41

    Taif 44

    Akabe: Medine’ye giden yol 45

    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

    MED‹NE'YE HH‹CRET

    DÖNMEK ‹Ç‹N G‹D‹YORUZ 49

    HERKES ONU BEKL‹YORDU 51

    ‹çindekiler

  • BEfi‹NC‹ BÖLÜM

    MED‹NE: BB‹R MMEDEN‹YET fiEHR‹

    B‹R MEDEN‹YET KURULUYOR 55

    Cami 55

    Ezan 56

    Yerleflim yeri 56

    Kardefllik 57

    Birlikte yaflama 57

    Herkes okullu oldu 59

    Ramazan 59

    DÜfiMANLIK SÜRÜYOR 60

    Dönüm noktas›: Bedir 61

    Ac› tecrübe: Uhud 63

    Her yol deneniyor: Suikastlar 65

    Çetin s›nav: Hendek 66

    ALTINCI BÖLÜM

    EVE DDÖNÜfi

    HUDEYB‹YE ANTLAfiMASI 69

    HEDEF BÜTÜN DÜNYA 71

    MEKKE'N‹N FETH‹ ve EVE DÖNÜfi 72

    YED‹NC‹ BÖLÜM

    HERKES OONA AA⁄LIYORDU

    VEDA HACCI ve VEDA HUTBES‹ 75

    VEDA 76

    AYRILIfi: HERKES ONA A⁄LIYORDU 77

    TAR‹H SIRASINA GÖRE HZ. MUHAMMED’‹N (SAS.) HAYATI 79

  • Herkes Onu BekliyorduMüslümanl›ktan önceki döneme cahiliye denir. Budönemde insanlar kötü bir hayat yafl›yordu. Güçsüzve yoksullar köle yap›l›yor, toplumdan d›fllan›yordu.Komflulu¤a önem verilmiyor, insanlar birbirine gü-venmiyordu. Kad›na de¤er verilmiyor, k›z çocuklar›diri diri topra¤a gömülüyordu. ‹nsanlar putlara tap›-yor ve sap›k inan›fllara yöneliyordu. O dönemin ta-n›klar›ndan ikisi yaflad›klar›n› flu sözlerle anlatm›fl-lard›r:

    “Biz, bilgisizlik ve barbarl›k içinde yafl›yorduk. Putla-ra tap›yor, ahlâks›zl›k yap›yor, akrabalar›m›zla kavgaediyorduk. Komfluluk haklar›na hiç önem vermiyor-duk. Güçlülerimiz zay›flar›m›z› eziyordu.”

    1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 9

    B‹R‹NC‹ BÖLÜM

    YET‹M MUHAMMED

  • “Biz cahiliye dönemini yaflam›fl insanlar›z. Putlara ta-par, çocuklar›m›z› öldürürdük. Benim de bir k›z ço-cu¤um vard›. Ça¤›rd›¤›m zaman koflarak yan›ma ge-lirdi. Bir gün yine onu ça¤›rd›m ve yan›ma geldi. Onual›p evimizin yak›n›ndaki bir kuyuya götürdüm. Elin-den tutarak bir hamlede kuyuya at›verdim. K›z›m›nson sözleri “Babaaa!” fleklindeki 盤l›¤›yd›. Bu 盤l›khâlâ kulaklar›mda ç›nl›yor.”

    Yaflananlar sadece bunlar m›yd›? Elbette ki hay›r.

    ‹nsanlar, Allah yerine putlara tap›yordu. Allah’›n eviolan Kâbe’nin içini putlarla doldurmufllard›.

    ‹nsanlar, pazarlarda bir eflya gibi al›n›p sat›l›yordu.‹nsan›n hiçbir de¤eri yoktu.

    Güçlü olan zay›f olan› ezerdi. Haks›zl›¤a u¤rayan›nhakk›n› arayaca¤› bir yer yoktu. Kötülük, yapan›n ya-n›na kâr kal›rd›.

    ‹nsanlar su gibi içki içer, kötü kad›nlarla birlikte olur,gece sabahlara kadar kumar oynard›.

    Baz› insanlar bu kötü gidiflten rahats›z oluyordu. An-cak yapacaklar› pek bir fley de yoktu. Çünkü say›lar›çok azd›. Üzülüyorlard›. ‹nsanlar, kendilerine do¤ruyolu gösterecek birinin gelmesini bekliyor, içlerindehep bu umudu tafl›yorlard›. Geçmiflte oldu¤u gibi Al-lah, onlara da bir peygamber gönderecek miydi?

    Herkes bu sorunun cevab›n› merak ediyordu. Geç-miflte de bu türden sorunlar yaflanm›flt›. Her defas›n-da Allah, insanlara do¤ru yolu göstermek için pey-gamberler göndermiflti. Gönderilen peygamberler,do¤ru yolu anlatm›fllar, insanlardan baz›lar› onlarainanm›fl, baz›lar› da inkâr etmiflti.

    10 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D

  • Örne¤in Nuh, Salih, Hud, Yüce Allah taraf›ndangönderilen peygamberlerdendi. Toplumlar›, Mekkehalk› gibi do¤ru yoldan uzaklaflt›¤› için Allah onlar›uyarmak üzere peygamberler göndermiflti. Bu pey-gamberler, Allah’›n emirlerini anlatmak için müca-dele ettiler.

    ‹brahim de büyük mücadeleler vermifl bir peygam-berdi. Peygamber oldu¤una inanmayanlar onu atefl-te yakmak istemifl, ama Yüce Allah, onu ateflten kur-tarm›flt›.

    Allah, baz› peygamberlerine kitap göndermiflti. Pey-gamberler, bu kitaplarla toplumlar›n› ayd›nlatm›flt›.Allah, Musa Peygambere Tevrat’›, Davud Peygambe-re Zebur’u, ‹sa Peygambere de ‹ncil’i göndermiflti.Bu peygamberlerin hepsi insanlar› do¤rulu¤a, iyili-¤e, güzelli¤e ça¤›rm›flt›r.

    ‹sa Peygamberden sonra yaklafl›k alt› yüz y›l geçmifl-ti. ‹nsanlar yine birbirlerine kötülük yapmaya ve Al-lah’›n buyruklar›na isyan etmeye bafllam›flt›. Bilgin-ler, art›k bir peygamberin gelme zaman›n›n yaklaflt›-¤›n› düflünüyordu. Herkes bir peygamberin gelmesi-ni bekliyordu.

    Kutlu Bir Do¤umNisan ay›n›n son günleriydi. Abdulmuttalib bir torunbekliyordu. Gözü yollardayd›. Her an bir müjde ala-bilirdi. K›sa bir süre önce yaflad›klar›n› hat›rlayarakyüzünü Kâbe’ye döndü. Gözlerinin önünden yafla-

    571 yy›l›nn›nn NNisaann aay›yd›.Ay›nn yyirrmmisiydi.Peygaammberrimmizdünnyaayaa ggeldi.

    mmYZnn

    1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 1

  • d›klar› geçti: Kâbe’yi y›kmaya gelen Yemen valisi Eb-rehe ile karfl›laflmas› ve onun, develerini rehin al›fl›akl›na geldi. Ebrehe, Kâbe’yi y›kmamas› için Abdul-muttalib’in yalvarmas›n› beklerken, “Ben develerinsahibiyim, onlar› korumakla yükümlüyüm. Kâbe’ninsahibi Yüce Allah’t›r, onu Allah koruyacakt›r!” dedi-¤ini hat›rlad›. Allah, Kâbe’sini korumufltu. Böyleceonun büyüklü¤ünü bir kez daha hissetmiflti.

    –O¤lum Abdullah, dedi kendi kendine, yutkundu.‹çini bir hüzün kaplam›flt›. Kolay de¤ildi, o¤lu Abdul-lah’› Âmine ile evlendirdikten k›sa bir süre sonra kay-betmiflti. fiimdi heyecanla torununun do¤um haberi-ni bekliyordu.

    Tam o s›rada koflarak biri geldi ve “Müjde Abdulmut-talib, bir torunun oldu.” dedi. ‹htiyar kalbinin h›zlaçarpt›¤›n› hissetti. Gözlerinden sevinç gözyafllar› sü-zülüverdi.

    H›zl› ad›mlarla eve geldi. Eve girdi¤inde her taraftan

    Kâbe’yi yy›kmmaayaagelenn ffil oorrdusunnaa

    Raabbinninn nneyaaptt›¤¤›nn› ggöörrmmedinn

    mmi? OOnnlaarr›bozgunnaa

    u¤¤rraattmmaad› mm›? Onnlaarr›nn üüzerrinne

    k›zg›nn ttaafllaarr aattaannkufl ssürrüsü

    göönnderrdi. SSonnunndaaonnlaarr› ddaarrmmaadaa¤¤›nn

    edilmmifl eekinnttaarrlaas›nnaa ççevirrdi.

    ((FFiill SSuurreessii))

    mmYZnn

    O, ssenni yyettimm bbulupbaarr›nnd›rrmmaad› mm›?

    ((DDuuhhaa SSuurreessii,, 66.. aayyeett))

    mmYZnn

    12 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D

  • minik torununun a¤lama sesleri duyuluyordu. Onukuca¤›na ald›, hüzünle kar›fl›k bir sevinç kaplad› yü-re¤ini. Onu öpüp koklarken o¤lu Abdullah’›n koku-sunu hissetti. A¤lamakl› oldu. Gözyafl›n› kimse gör-sün istemedi, onu yüre¤ine ak›tt›. Âmine’ye döndü,çocu¤un ad›n› ne koyal›m, diye sordu. Âmine, “Mu-hammed” dedi. Abdulmuttalib bir an duraksad›, buisim ailesine yabanc›yd›. Âmine, rüyas›nda kendisine“Senin bir o¤lun olacak, ad›n› Muhammed koyacak-s›n!” denildi¤ini anlatt›. Bunun üzerine dede Abdul-muttalib yetim torununa Muhammed ad›n› koydu.

    Sonra dedesi, küçük torununu al›p Kâbe’ye götürdü.Kendisine bir torun verdi¤i için ellerini aç›p Yüce Al-lah’a flükretti. “Niçin Muhammed ad›n› koydun?” di-ye soranlara, “‹nsanlar ve Allah onu övsün.” diye kar-fl›l›k verdi.

    Abdulmuttalib, Kâbe’den eve dönünce, yeni do¤anbebe¤i görmek için han›m› ve o¤lu Abbas’›n Âmi-ne’nin evine geldiklerini gördü. Abbas henüz üç ya-fl›ndayd›. Usulca bebe¤in yan›na gitti. fiaflk›n bak›fl-larla bebe¤i süzdü ve küçük eliyle onun minik yüzü-ne dokundu. Onu öpmek istedi. Befli¤ine e¤ildi veonu öptü.

    Anneden ‹lk Ayr›l›fl ve GurbetHavas› çok s›cak olan Mekke, bebeklerin sa¤l›kl› bü-yümesine uygun de¤ildi. Bu yüzden Mekke’deki bir-çok aile, yeni do¤an bebeklerini sa¤l›kl› büyümeleri

    1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 3

  • için köylerdeki sütannelere verirdi. Köylerde ise ço-cuk bak›c›l›¤› bir gelir kayna¤›yd›.

    Muhammed do¤al› bir hafta olmufltu. Âmine de bugelene¤e uyarak çocu¤unu büyütecek bir sütannearamaya koyuldu. Ancak hiçbir sütanne, dul bir kad›-n›n yetim çocu¤una bakmak istemiyordu. Çünkübekledikleri ücreti alamayacaklar›n› düflünüyorlar-d›.

    Bu s›rada bir yandan da dedesi sütanne ar›yordu.Abdulmuttalib, torununu kuca¤›na alarak araflt›rma-ya bafllad›. O da umdu¤unu bulamad›, ama y›lmad›ve aramaya devam etti. Uzun aramalardan sonra ad›Halime olan bir kad›na rastlad› ve ona, “Yetim toru-numa sütannelik yapar m›s›n?” diye sordu. Halimebiraz duraklad›. Yetim bir çocu¤a bakmak konusun-da pek istekli de¤ildi. Ne var ki sütannelik yapaca¤›

    Y›llaarr ssonnrraa HHaalimme,birr ggünn

    Peygaammberrimmizigöörrmmek iiçinn, MMekke’yegeldi. PPeygaammberrimmiz

    Haalimme’yi ggöörrünnce“Sevgili aannnneci¤¤imm!!”

    diyerrek oonnaa ssaarr›ld›.Süttaannnnesinni eevinnde

    aa¤¤›rrlaayaarraak bbirristte¤¤inninn oolup

    olmmaad›¤¤›nn› ssorrdu.Haalimme dde

    kööylerrinndeki kk›ttl›k vvekurraakl›kttaann dderrtt yyaannd›.

    Peygaammberrimmiz ddeonnaa kk›rrk kkoyunn vve bbirr

    deve hhediye eetttti.

    mmYZnn

    14 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D

  • baflka bir çocuk da bulamam›flt›. Kocas›na dan›flarakAbdulmuttalib’in teklifini kabul etti.

    Halime, Muhammed’i al›p dönüfl haz›rl›klar›n› ta-mamlad›ktan sonra yola ç›kt›. Uzun bir yolculu¤unard›ndan köye vard›lar.

    Muhammed, yeni ailesinin yan›nda h›zla büyüyordu.Sütkardeflleri fieyma ve Abdullah da ona al›flm›flt›.Muhammed, köy ortam›nda koflup oynuyor, koyunotlat›yor, günlerini e¤lenerek nefle içinde geçiriyor-du.

    Halime ve kocas› ise Muhammed’in farkl› bir çocukoldu¤unu daha ilk günden sezmifllerdi. Çünkü onungelmesiyle evlerinin neflesi ve sofralar›n›n bereketiartm›flt›.

    Günler h›zla ak›p gitmifl ve Muhammed befl yafl›nagirmiflti. Art›k annesi Âmine’nin yan›na geri dönme

    1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 5

  • zaman› gelmiflti. Ancak Halime ve ailesi ona öylesineal›flm›flt› ki ayr›l›k onlara zor geliyordu. Halime, Mu-hammed’i annesine teslim etmek için Mekke’ye gö-türdü. Onu, annesine teslim ederken gözyafllar›n› tu-tamad›. Halime sanki kendi öz çocu¤undan ayr›l›yor-mufl gibi üzüldü. Mekke’den yüre¤i burkularak ayr›l-d› ve köyüne geri döndü.

    Muhammed, günlerini annesiyle birlikte geçiriyor veMekke’ye, baba oca¤›na al›flmaya çal›fl›yordu.

    Muhammed’in day›lar› Medine’de oturuyordu. Âmi-ne, biraz da day›lar›n›n yan›nda kalmas› için onu al›pMedine’ye götürdü. Dad›s› Ümmü Eymen de onlar-la birlikteydi. Medine’de bir ay kald›lar. Sonra Mek-ke’ye dönmek üzere yola koyuldular. Ebva köyünegeldiklerinde Âmine hastaland›.

    Annenin Son Öpücü¤üÜmmü Eymen, Mekke’ye geldi¤inde nefes nefeseAbdulmuttalib’i ar›yordu. Befl günlük yorucu bir yol-culuktan sonra Mekke’ye ulaflabilmiflti. Âmine’ninölümünü Abdulmuttalib’e nas›l anlataca¤›n› düflünü-yordu. Bir ara gözü Muhammed’e tak›ld›. Yetim Mu-hammed, flimdi de öksüz kalm›flt›.

    Abdulmuttalib’i buldu¤unda gözyafllar›n› art›k sakla-yamad›. Abdulmuttalib, gelini Âmine’nin hasta oldu-¤unu biliyordu. Son durumunu ö¤renemedi¤i içinmerak içindeydi. Ümmü Eymen’in yan›nda Âmine’yigöremeyince iyice tedirgin oldu. Onun yüz ifadesin-

    16 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D

    SevgiliPeygaammberrimmiz,hicrrettttenn ssonnrraa

    aannnnesi ÂÂmminne’nninnkaabrrinni zziyaarrett eettmmifl

    ve kkaabrrinninn üüzerrinniellerriyle ddüzelttmmifltti.

    Birr ttaarraafttaann ddaagöözyaafllaarr›nn›

    ttuttaammaamm›fltt›.Kenndisinne nniçinn

    aa¤¤laad›¤¤› ssorrulunncaa“Annnne öözlemmi bbenniaa¤¤laatttt›.” ddiye ccevaap

    verrmmifltti.

    mmYZnn

  • den kötü bir fley oldu¤unu hissetti. Ümmü Eymen,bafl›n› e¤erek usulca “Âmine öldü.” dedi. Abdulmut-talib, ac›s›n› bast›r›rcas›na Muhammed’i ba¤r›na bas-t›.

    Daha sonra Ümmü Eymen, olanlar› anlatmayabafllad›. Medine'den Mekke'ye dönmek için yolaç›km›fllar ve iki günlük bir yolculuktan sonra Ebvadenilen yere gelmifllerdi. Âmine'nin hastal›¤› buradaiyice artm›fl ve ölece¤ini hissetmiflti. Bunun üzerinebiricik o¤lu Muhammed'le konufltu ve onu son kezöptü. Ard›ndan ruhunu Yüce Allah'a teslim etti.

    Babas›n› Medine ve annesini Ebva topraklar›nda b›-rakan Muhammed’e, s›¤›naca¤› yeni bir yuvalaz›md›.

    Bundan sonra ona, dedesi Abdulmuttalib bakacakt›.

    Dedesi AbdulmuttalibDedesiyle, iki y›l hiç ayr›lmadan yaflam›fllard›. Heryerde birlikteydiler. Mekke’de kurakl›¤›n oldu¤u se-ne dedesi onu ya¤mur duas›na bile götürmüfltü. O ol-madan yeme¤e oturmazd›. Her gitti¤i yerde onu,baflköfleye oturturdu. Bunun sebebini soranlara isetorunu Muhammed’e sevgi ile bakarak “‹nflallah o,ileride çok büyük bir adam olacak.” derdi.

    “Abdulmuttalib öldü.” diye bir ses duyuldu. Ev halk›a¤l›yordu. Muhammed’i arayan gözler, onun bir kö-flede sessizce oturup a¤lad›¤›n› gördü. Bu haber her-kesten çok Muhammed’i üzmüfltü. Çünkü o, dedesi-

    1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 7

  • ni babas› gibi seviyordu. Dedesi Abdulmuttalib o ka-dar s›cak davranm›flt› ki, anne ve babas›n›n yoklu¤u-nu ona hissettirmemiflti.Muhammed içli içli a¤l›yordu. S›rt›na dokunan birelle kendine geldi. Dönüp bakt›¤›nda amcas› Ebu Ta-lib’i gördü. Amcas›, elinden tutarak onu aya¤a kald›r-d›. Bafl›n› okflad› ve “Deden seni bana emanet etti.”dedi. Bunun üzerine Muhammed de amcas›n›n boy-nuna sar›ld›.

    Amcas› Ebu TalibMuhammed, aile ortam›ndaki konuflmalardanfiam’a bir yolculuk yap›laca¤›n› anlam›flt›. Bu yolcu-luk aylarca sürebilirdi. Amcas›n›n yoklu¤unda Mek-ke’de yaln›z kalmak istemiyordu. Ona, fiam’a gitmekistedi¤ini söyledi. Amcas›, yolculu¤un uzun ve yoru-cu olaca¤›ndan hastalanabilece¤ini, bu sebeple onugötüremeyece¤ini anlatt›.

    Muhammed a¤layarak, amcas› Ebu Talib’in devesi-nin yular›ndan tuttu ve:

    –Amca, sen gidersen ben kiminle kalaca¤›m, dedi.

    Ye¤eninin bu sözlerinden oldukça etkilenen Ebu Ta-lib:

    –Peki, seni yan›mda götürece¤im. Art›k sen ve benbirbirimizden ayr›lmayaca¤›z, dedi.

    Bu olaydan sonra Ebu Talib, ye¤eni Muhammed’i ya-n›ndan hiç ay›rmad› ve nereye gittiyse onu da yan›n-da götürdü.

    Daahaa ssonnrraaki yy›llaarrdaaPeygaammberrimmiz,

    yenngesi oolaann EEsedk›z› FFaatt›mmaa vvefaatt

    etttti¤¤innde ççoküzülmmüflttü. BBu

    üzünnttüsünnü ““Bugünnaannnnemm vvefaatt eetttti.”

    diyerrek ddilegettirrmmifltti vve

    göömmle¤¤inni oonnaa kkefennyaapmm›fltt›.

    Yenngesinne oolaannsevgisinni ssorraannlaarraa::

    –Ammcaamm EEbuTTaalib’denn ssonnrraa

    yenngemm kkaadaarr bbaannaaiyilik eedenn kkimmse

    olmmaad›. OO bbennimm iiçinnaannnnemm ggibiydi.Kenndi ççocuklaarr›durrurrkenn öönncebennimm kkaarrnn›mm›

    doyurrurr, ssaaçlaarr›mm›ttaarraarrd›, ddemmifltti.

    mmYZnn

    18 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D

  • Ebu Talib’in ailesi kalabal›kt› ve maddî durumu daçok iyi de¤ildi. Ebu Talib ve efli, bu s›k›nt›lar›n› ye-¤enlerine hissettirmemeye çal›fl›yordu. Muhammed,amcas›na ve yengesine ifllerinde yard›mc› oluyordu.Gün oluyor ev ifllerine bak›yor, gün oluyor çobanl›kyap›yor ve hayvanlar› otlat›yordu. Yengesi de Mu-hammed’in üzerine titriyor ve onu öz çocuklar›ndanay›rm›yordu.

    Böylece Muhammed, amcas›n›n yan›nda büyüyüpgenç bir delikanl› olmufltu.

    Peygaammberrimmize,gennçli¤¤innde hhiç pputtaattaap›p ttaapmmaad›¤¤› vveiçki iiçip iiçmmedi¤¤isorruldu¤¤unndaa,“Haay›rr!!” ddiye ccevaapverrmmifltti.

    O, iiçinnde yyaaflaad›¤¤›ttoplummunnkööttülüklerrinne vveçirrkinnliklerrinne öömmrrüboyunncaa aaslaabulaaflmmaamm›fltt›rr.

    mmYZnn

    1 . B Ö L Ü M : Y E T ‹ M M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 1 9

  • Haks›zl›klarla MücadeledeDayan›flma

    Mekke toplumunda fakir ve güçsüzler, güçlü vezenginler taraf›ndan sürekli eziliyor, haklar› çi¤neni-yordu. Bunun düzeltilmesi ve bu kötü gidifle bir durdenilmesi gerekiyordu. ‹flte Mekkeli gençler, bu amaçiçin bir araya toplanm›fllard›.

    Cüdan’›n o¤lu Abdullah’›n evinde toplananlar aras›n-da genç Muhammed de vard›. Hepsi de toplumuniçinde bulundu¤u ahlâkî bozuklu¤un fark›ndayd›.“Erdemliler Toplulu¤u” ad› alt›nda bir antlaflma yap-t›lar. Bu antlaflmaya göre, Mekke halk›n›n ve d›flar›dangelen yabanc›lar›n haklar›n› koruyacaklar›na dairkendi aralar›nda sözlefltiler. ‹fllerinin zor olaca¤›n›nfark›ndayd›lar ama y›lmayacaklard›. Haks›zl›klarakarfl› mücadele edeceklerdi.

    2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 2 1

    ‹K‹NC‹ BÖLÜM

    GENÇ MUHAMMED

  • Bu s›rada Zebid kabilesinden bir tüccar, Mekke’ye üçdeve yükü sat›l›k mal getirmiflti. O dönemin önde ge-len kiflilerinden biri olan Ebu Cehil, bu mallar› be¤en-di ve tüccar›n yabanc› olmas›ndan yararlanarak mal›-n› ucuza sat›n almak istedi. Tüccara, zarar edece¤i birfiyat önerdi. Tüccar bunu kabul etmeyince Ebu Cehil,Mekke’deki a¤›rl›¤›n› kullan›p al›c› kiflileri tehdit ede-rek mal›n sat›fl›n› engelledi. Çünkü Mekke’deki herkesondan korkar ve kimse onu karfl›s›na almak istemezdi.Bunu bilen Ebu Cehil kendinden emin bir flekilde evi-ne gitti.

    Tüccar flafl›rm›flt›. Çaresizlik içinde ne yapaca¤›n› dü-flünürken birisi, “Muhammed’e git, o senin hakk›n›al›r.” dedi. Tüccar, son çare olarak denileni yapt› vebafl›na gelenleri Muhammed’e anlatt›. Bunun üzerineMuhammed, pazar yerine gelerek tüccar›n mallar›n›nhepsini gerçek de¤erinden sat›n ald›. Sonra do¤ruEbu Cehil’in evine giderek ona seslendi. Karfl›s›na ç›-kan Ebu Cehil’i, bu davran›fl› yüzünden uyard›. Mu-hammed’in bu cesur hareketi karfl›s›nda ne yapaca¤›-n› bilemeyen Ebu Cehil, öylece tepkisiz kalakalm›flt›.Olay› gören ve duyan Mekkeliler çok flafl›rm›flt›!

    ***

    Güçlü olan›n zay›f› ezdi¤i bu dönemde Yemenli biradam, k›z›yla birlikte Kâbe’yi ziyaret etmek için Mek-ke’ye gelmiflti. Mekke’ye girdiklerinde hiç tan›mad›k-lar› biri yanlar›na yaklaflt›. Yabanc› adam gözünü k›z›nüzerinden ay›rm›yordu. Kötü bir fleyler düflündü¤üher hâlinden belliydi. K›z›n babas› bu durumdan en-

    2 2 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D

    Ebu Cehil

    As›l aad› HHiflaamm oo¤¤luAmmrr’d›rr. KKurreyfl

    kaabilesinninn öönndegelennlerrinndenn bbirridirr.

    ‹‹slâmm’aadüflmmaannl›¤¤›nndaann

    ööttürrüPeygaammberrimmiz oonnaa,

    Ebu CCehil aad›nn›verrmmiflttirr. EEbu CCehil,

    bilgisizlerrinn öönnderridemmekttirr.

    mmYZnn

  • diflelendi. Etraf›na bak›nd›, gözleri yard›m edecek bi-rini arad›. Kötü niyetli adam, kimseye ald›rmadan, k›-z› zorla al›p götürdü. K›z›n›n götürülmesine engel ola-mayan adam: “K›z›m› kim kurtaracak?” diye bir taraf-tan çaresizlik içinde feryat ediyor, di¤er taraftan dayard›m edecek birilerini ar›yordu. Bu feryad› iflitenler“Git derdini Erdemliler Toplulu¤una anlat.” dediler.

    Baflka çaresi kalmam›flt›. Koflarak Kâbe’ye gitti. “Er-demliler Toplulu¤undan kimse yok mu?” diye ba¤›r-d›. Hemen yan›na birkaç k›l›çl› adam geldi. Korkmufl-tu. “Yabanc›, derdin nedir?” diye sordular. Adam, ça-resizlik içinde bafl›ndan geçenleri anlatt›. K›l›çl› adam-lar, k›z› zorla götüren kiflinin Nübeyh oldu¤unu anla-m›fllard›. Do¤ruca Nübeyh’in evine gittiler. Kap›ya di-kildiler ve sert bir flekilde “Yaz›klar olsun sana! Senkendini ne zannediyorsun? Çabuk bu adam›n k›z›n›geri ver!” dediler. Nübeyh, k›z› vermemek için dire-nince k›l›çl› adamlar, daha sert bir ifadeyle "Biz, kendiaram›zda haks›zl›¤a u¤rayanlara yard›m edece¤iz diyesöz verdik. Bu iflin peflindeyiz. K›z› hemen ver, yoksasonucuna katlan›rs›n." dediler. Bu kararl› tutumkarfl›s›nda Nübeyh'in yapaca¤› bir fley yoktu. Çaresizk›z›, babas›na geri verdi.

    Evlili¤e Giden YolTicaretle u¤raflan Hatice, Mekke’nin ileri gelen zen-ginlerinden biriydi. Art›k ifllerini tek bafl›na yürüteme-yece¤ini anlam›flt›. ‹fllerini yürütecek, gözü arkada kal-mayacak ve güvenebilece¤i birine ihtiyac› vard›. Kim-

    2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 23

  • senin kimseye güvenmedi¤i bir ortamda kad›n olarakticaret yapmas› iyice zorlaflm›flt›.

    Önce akl›na Muhammed geldi. Çevresinden, onunçok güvenilir ve dürüst bir kifli oldu¤unu duymufltu.Bu yüzden ticarî ifllerini onun yapmas›n›n uygun ola-ca¤›n› düflünmeye bafllad›. Ona birini göndererekkendisiyle çal›flmak isteyip istemedi¤ini sordu.

    Muhammed, gelen teklifi uzun uzun düflündüktensonra kabul etti. Hatice’nin bütün ifllerinin sorumlulu-¤unu art›k Muhammed üstlenmiflti.

    ***

    fiam’a gidecek ticaret kervan›n›n haz›rl›klar› bitmeküzereydi. Hatice, Muhammed’e yard›m etmesi ve onudaha iyi tan›mas› için yard›mc›s› Meysere’yi de kervan-la birlikte gönderdi.

    Kervan, uzun bir yolculuktan sonra fiam’a vard›. Götü-rülen mallar büyük bir kârla sat›ld›. Muhammed, sat›-lan mallardan büyük kazanç elde etti. Satmak üzere ye-ni mallar alarak Mekke’ye geri döndü. Meysere, yolcu-luk s›ras›nda Muhammed’i yak›ndan tan›m›fl ve güzelahlâk›ndan çok etkilenmiflti.

    Meysere, yolculuk boyunca olan biteni bütün ayr›nt›s›y-la Hatice’ye anlatt›.

    24 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D

  • Örnek Bir Efl ve Örnek Bir BabaHatice’nin, Muhammed’in dürüstlü¤ü hakk›nda art›khiç flüphesi kalmam›flt›. Sorumlu oldu¤u ilk ticaretkervan›n› sa¤ salim getirmifl ve büyük kâr elde etmiflti.Herkes onun güzel huyu ve ahlâk›n› takdirle an›yordu.Dürüstlü¤üne kimsenin diyece¤i bir fley yoktu.

    Hatice, daha önce iki kez evlenmiflti. fiimdiye kadardul bir kad›n olarak birçok evlenme teklifi alm›fl amao, bunlar›n hepsini reddetmiflti. Günlerini, evi ve ifliy-le ilgilenerek geçiriyordu. Bu durum Muhammed’i ta-n›y›ncaya kadar devam etti.

    Muhammed’in ahlâk› ve kiflili¤inden çok etkilenenHatice, onunla evlenebilece¤ini düflündü ve bir süresonra buna karar verdi. Arac› göndererek Muham-med’e evlenme teklif etti. Muhammed, yirmi befl yafl›-na gelmiflti ve evlenme teklifini bir süre düflündüktensonra kabul etti¤ini bildirdi.

    Hatice ve Muhammed, sade bir törenle evlendiler.Muhammed, evlendikten sonra amcas› Ebu Talib’inyan›ndan ayr›larak efli Hatice’nin evine yerleflti. Art›kMuhammed ticaretle u¤rafl›yordu ve maddî durumudüzelmiflti.

    Bu s›rada Ebu Talib maddî s›k›nt› içindeydi. Muham-med, ona destek olmak ve yetifltirmek amac›yla amca-s›n›n o¤lu Ali’yi yan›na alm›flt›.

    Muhammed ve Hatice birbirlerini çok seviyordu.

    Caahiliye ddöönnemminndek›z ççocuklaarr›nnaa ççokde¤¤err vverrilmmezkennPeygaammberrimmiz, kk›z›Faatt›mmaa yyaann›nnaageldi¤¤innde aayaa¤¤aakaalkaarr,yaannaaklaarr›nndaann ööperrve kkenndi yyerrinne oonnuotturrtturrdu.

    mmYZnnEbu LLeheb vve kkaarr›s›,‹‹slâmm ddüflmmaannlaarr›nn›nnbaafl›nn› ççekiyorrdu.TTebbett SSurresi,onnlaarr›nnMüslümmaannlaarraayaaptt›klaarr› kkööttülüklerryüzünndenn iinndi. BBus›rraadaaPeygaammberrimmizinnk›zlaarr› ÜÜmmmmüGülsümm vve RRukiye,Ebu LLeheb’inn iikio¤¤luylaa nniflaannl›yd›.Ebu LLeheb vve kkaarr›s›,TTebbett SSurresi iinninnceo¤¤ullaarr›nn›Peygaammberrimmizinnk›zlaarr›nndaann zzorrlaaaay›rrd›laarr. BBu oolaay,Haazrretti HHaattice vvePeygaammberrimmize,çok ss›k›nntt›l› ggünnlerryaaflaatttt›. KK›zlaarr›nnaadestteklerrinniesirrgemmedenn bbüttünnzorrluklaarraa ggöö¤¤üsgerrmmesinni bbildilerr.

    mmYZnn

    2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 25

  • Mutlu bir yuva kurarak herkese örnek olmufllard›. ‹lkçocuklar›n›n do¤mas›, onlar›n mutlulu¤una mutlulukkatm›flt›. Art›k Hatice anne, Muhammed baba olmufl-tu. Çocuklar›n›n ad›n› Kas›m koydular. Ne var ki sev-giyle büyüttükleri biricik o¤ullar› Kas›m, daha süttenkesilmeden öldü. Efli Hatice’den, Kas›m’dan sonra s›-ras›yla Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukiye, Fat›ma ve Ab-dullah adl› çocuklar› dünyaya geldi. Ancak Kas›m veAbdullah fazla yaflamad›.

    ***

    Sevgili Peygamberimiz, ileriki y›llarda efli Hatice’ninölümünden sonra Medine’de evlenmifl oldu¤u Mari-ye’den o¤lu ‹brahim do¤du. ‹brahim do¤du¤u zamangelene¤e uyup onu sütanneye verdi. ‹brahim’in sütan-nesi uzak bir yerde olmas›na ra¤men Peygamberimizs›k s›k o¤lunu görmeye gidiyordu. Gitti¤inde onuöpüp kokluyor ve seviyordu.

    ‹brahim, bir buçuk yafl›ndayken hastaland›¤›na dairsütannesinden bir haber geldi. Peygamberimiz, birkaçarkadafl›yla beraber h›zl› ad›mlarla ‹brahim’in bulun-du¤u köye gitti.

    ‹brahim, a¤›r hastayd›. Peygamberimiz, onu incitme-den kuca¤›na ald›. ‹brahim son anlar›n› yafl›yordu. Birevlâd›n›n daha ölümünü görmeye fazla dayanamad›ve sessizce a¤lamaya bafllad›. Hem gözlerinden yafl ak›-yor hem de o¤lunu öpüyordu. Arkadafllar›, bu durum-dan etkilenmifl, ancak Peygamberimizin a¤lamas›nada flafl›rm›fllard›: “Sen de mi a¤l›yorsun?” dediler. Pey-gamberimiz “Göz a¤lar, gönül burkulur. Benim a¤la-

    Saahaabedenn RRaafi,çocuklu¤¤unndaa

    baafl›nndaann ggeçenn bbirrhaatt›rraas›nn› flööyle

    aannlaatt›rr::

    Çocukkenn yyaarraammaazl›kyaapaarr, hhurrmmaa

    aa¤¤aaçlaarr›nn› ttaafllaarrd›mm.Birr ggünn bbaahçe ssaahibibenni yyaakaalaad› vve ccezaa

    verrmmesi iiçinn HHaazrrettiPeygaammberre ggööttürrdü.Peygaammberrimmiz bbaannaa::

    –Çocu¤¤umm, hhurrmmaaaa¤¤aaçlaarr›nn› nniçinn

    ttaafllaad›nn, ddiye ssorrdu.Benn dde::

    –Ac›kmm›fltt›mm oonnunn iiçinnttaafllaad›mm, ddedimm.

    Bunnunn üüzerrinnePeygaammberrimmiz::

    –Birr ddaahaa hhurrmmaaaa¤¤aaçlaarr›nnaa ttaafl aattmmaa.

    A¤¤aaçlaarr›nn ddibinnedüflennlerrdenn yye!! AAllaah

    senni ddoyurrurr,dedikttenn ssonnrraa bbaafl›mm›

    okflaad› vve::

    –Allaah’›mm!! BBuçocu¤¤unn kkaarrnn›nn›

    doyurr ddiyerrek bbaannaaduaa eetttti.

    mmYZnn

    26 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D

  • mam çocu¤uma duydu¤um sevgidendir. Merhametetmeyene merhamet edilmez.” dedi.

    Bir anne baba için çocu¤unun ölümü ac›lar›n en büyü-¤üdür. Çocuklar›n› çok seven Sevgili Peygamberimiz,onlar›n ac›lar›n› tatm›fl bir babad›r. Yetim ve öksüz bü-yüyen Peygamberimiz, Fat›ma hariç çocuklar›n›n hep-sini kendi elleriyle topra¤a vermifltir.

    ***

    Babas› uzun y›llar o¤lu Zeyd’i arad›. Köle yap›ld›¤›n›biliyordu, ancak izini kaybetmiflti.

    O¤lunun, Muhammed’in yan›nda oldu¤unu ö¤rendi-¤inde müthifl bir heyecana kap›lm›flt›. Onu almak içinMuhammed’in yan›na gitti, gözyafllar› içinde durumuona anlatt›. Bir taraftan da Muhammed’in Zeyd’i ver-mek istememesinden korkuyordu. Yine de ne isterseödemeye haz›rd›. Muhammed hiçbir fley söylemeyipZeyd’e dönerek:

    –‹ster benimle kal, ister babanla git, dedi¤inde Zeyd’inbabas›n›n heyecan› iyice artm›flt›. Nas›l olsa o¤lu ken-disini tercih edecekti. Zeyd, bir Muhammed’e bir ba-bas›na bakt›:

    –Seninle gelmek istemiyorum, dedi babas›na. Çünkübu aile bana, sizi hiç aratmad›. Sevgiyi ve huzuru bu-rada gördüm. Bu aileden ayr›lmak istemiyorum.

    Babas› o¤lunun kararl›l›¤›n› görünce flafl›rd›. Birçocuk nas›l olur da gerçek babas›n› tercih etmezdi?Böyle bir fley olabilir miydi? Nas›l bir insand› bu,

    TTorrunnlaarr›,Peygaammberrimmiz ggibibirr ddedelerri ooldu¤¤uiçinn ççok flaannsl›yd›.Dedelerri oonnlaarrlaa ooynnaarr,flaakaalaafl›rr vve bbirr bbaabaas›caakl›¤¤›ylaa iilgilennirrdi.

    Peygaammberrimmiz,ttorrunnu ÜÜmmaamme’yi ççokseverrdi. NNaammaazk›laarrkenn ÜÜmmaamme ggelips›rrtt›nnaa çç›kaarrd›.TTorrunnunnunnyaaptt›klaarr›nnaa kk›zmmaaz,nnaammaaz›nn› kk›lmmaayaadevaamm eederrdi.

    mmYZnn

    Sevgili PPeygaammberrimmizttorrunnlaarr›nnaa kkaarrfl› ookaadaarr ss›caak ddaavrraann›rrd›ki, ttorrunnlaarr›dedelerriyle bbirrliktteolmmaakttaann vve oonnunnlaaoynnaammaakttaann ççok kkeyifaal›rrd›. ÖÖyle kkiPeygaammberrimmiz,ttorrunnlaarr› HHaasaann vveHüseyinn’i ss›rrtt›nnaabinndirrip nnefleyle“Çocuklaarr, ddevenniz ççokgüzel, ssizlerr dde ççokgüzelsinniz!!” ddiyerrekonnlaarr› ggezdirrirrdi.

    mmYZnn

    2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 27

  • evlatl›¤› bile kendisine ba¤lan›yordu. Köyüne, elibofl, ama gönlü huzurla döndü.

    Herkes Ona GüveniyorduMuhammed, otuz befl yafl›na girmiflti. Yine bir günevinden ç›km›fl, düflünceli ad›mlarla Kâbe’ye do¤ruyürümeye bafllam›flt›. Mekke’de h›rs›zl›k, doland›r›c›-l›k, kardefl kavgas› iyice artm›fl ve kimsenin kimseyegüveni kalmam›flt›. O, buna çok üzülüyor, bir fleyleryapmak istiyordu.

    Bu düflüncelerle Kâbe’ye yöneldi. Kâbe’nin tamiriuzun süredir devam ediyordu. Son durumu görmek is-tedi. Kâbe’ye yaklaflt›¤› s›rada orada bulunanlar hepbir a¤›zdan “‹flte Muhammed, do¤ru ve dürüst biradam!” diye seslendiler. fiafl›rm›flt›. Önce ne oldu¤unuanlayamad›. ‹çlerinden biri:

    –Biliyorsun uzun süredir Kâbe’yi tamir ediyoruz. De-delerimizin Hacerül Esved ad›n› verdikleri tafl› yerin-den ç›kard›k. fiimdi de onu yerine koymak istiyoruz.Ancak her kabile di¤erlerinden üstünüm diyerek tafl›oraya kendisi koymak istiyor. Aram›zda büyük bir kav-ga ç›kmak üzereyken içimizden biri, Benî fieybe kap›-s›ndan ilk olarak kim girerse tafl› yerine koymak içinhakemlik yaps›n dedi. Bu teklifi herkes kabul etti. Bi-raz bekledik. Seni kap›da görünce çok sevindik. Mek-ke’de buna en lây›k kifli sensin. Çünkü kardeflimize bi-

    Peygaammberrimmize,ttorrunnlaarr›nndaann bbirrinninn

    haasttaal›¤¤›nn›nn ççokaa¤¤›rrlaafltt›¤¤›

    bildirrilmmifltti.Peygaammberrimmiz dde

    kaalk›p ZZeynnep’innevinne ggitttti. DDedesinninn

    kucaa¤¤›nndaaki ççocuksonn aannlaarr›nn›

    yaafl›yorrdu. KK›saa bbirrsürre ssonnrraa ttorrunnu

    kucaa¤¤›nndaa ccaannverrinnce SSevgili

    Peygaammberrimmizinngöözünndenn yyaafllaarr

    süzülmmeye bbaafllaad›.Kenndisinne ““Niçinn

    aa¤¤l›yorrsunn?” ddiyesorruldu¤¤unndaa; ““Bu

    göözyaafl›, AAllaah’›nninnsaannlaarr›nn

    göönnüllerrinne kkoydu¤¤ummerrhaammettttirr. AAllaah,

    mmerrhaammettli iinnsaannlaarr›severr.” ddedi.

    mmYZnn

    28r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D

  • le güvenemedi¤imiz bir ortamda mallar›m›z› ancaksana emanet edebiliyoruz, dedi.

    Hacerül Esvedin önemini bilen Muhammed, tafl› biryayg›n›n üzerine koydu. Her kabilenin ileri geleniniyayg›n›n ucundan tutmaya ça¤›rd›. Herkes tutup kal-d›r›nca, o da tafl› al›p yerine yerlefltirdi.

    Muhammed’in bu çözümünden bütün kabileler mem-nun oldu ve herkes onun zekâs›n› takdir etti.

    Peygaammberrimmiz, bbirrgünn ttorrunnu HHaasaann’›kucaa¤¤›nnaa aalmm›fl oonnuööpüyorrdu. YYaann›nndaadaa TTemmimmkaabilesinninn iilerrigelennlerrinndenn bbirrivaarrd›. DDede iile ttorrunnaarraas›nndaaki bbuyaak›nnl›¤¤›gaarripsemmifltti. ““Bennimmonn ççocu¤¤umm vvaarraammaa hhiçbirrinniööpmmedimm.” ddedi.Bunnunn üüzerrinnePeygaammberrimmiz,“Merrhaammettettmmeyenne mmerrhaammettedilmmez. ‹‹nnsaannlaarraammerrhaammett eettmmeyenneAllaah ddaa mmerrhaammettettmmez.” ddedi.

    mmYZnn

    2 . B Ö L Ü M : G E N Ç M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 29

  • Cebrail ile ‹lk BuluflmaHazreti Muhammed (sas.), düflünmek ve dua etmekiçin Mekke'ye befl kilometre uzakl›kta Nur da¤›ndakiHira ma¤aras›na giderdi. Buray› kendine s›¤›nakedinmiflti. Nur da¤› öyle yüksekti ki, da¤›n zirvesin-den Kâbe dâhil Mekke'nin her taraf› görülürdü. Da-¤›n sessizli¤ine s›¤›n›r ve burada günlerce kald›¤›olurdu.

    Yine böyle bir gün, Hira’ya gitmiflti. Bütün geceyidua ederek geçirmifl, vücudu iyice yorgun düflmüfltü.Gün do¤mak üzereydi. Gecenin karanl›¤› da¤›l›rkeno güne kadar hiç görmedi¤i bir varl›k beliriverdi kar-fl›s›nda. Daha ne oldu¤unu anlamadan tan›mad›¤›varl›k kendisine “Oku!” diye seslendi. Hazreti Mu-hammed (sas.), çok korkmufltu. Heyecandan titriyor-du. Endifleli bir sesle “Ben okuma bilmem!” dedi.Karfl›s›ndaki onu kuvvetli bir flekilde kavrad›, iyices›kt› ve bir süre sonra b›rakt›. Bir an bo¤ulur gibi ol-du. Tan›mad›¤› bu varl›k ona ikinci kez “Oku!” dedi.

    Peygambere selâm

    Yüce AAllaah, bbüttünnMüslümmaannlaarraaPeygaammberrimmiziöövmmeyiemmrrettmmekttedirr. BBuyüzdennPeygaammberrimmizinn aad›aann›l›nncaa ““saallaallaahuaaleyhi vve ssellemm”derriz. BBu,Peygaammberrimmize bbirrsaayg› vve ssevgiifaadesidirr. ““Onnaaselâmm oolsunn”demmekttirr. YYaaz›l›rrkenngennellikle ((saas.)biçimminnde kk›saaltt›l›rr.

    mmYZnn

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 1

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

    ELÇ‹ MUHAMMED

  • O, yine “Ben okuma bilmem!” diye cevaplad›. Üçün-cü kez ayn› soru sorulunca Hazreti Muhammed’in(sas.) a¤z›ndan, kendisine ö¤retilen flu sözcükler dö-külüverdi:

    Oku!Yaratan Rabbinin ad›yla oku!O, insan› alaktan yaratt›. Oku, çünkü senin Rabbin çok cömerttir. O, insana yazmay› ve bilmedi¤ini ö¤retendir.

    Korkmufltu. Ne oldu¤una bir anlam veremiyordu.Kendisini ma¤aran›n d›fl›na att›. Evine, efli Hati-ce’nin yan›na gitmeliydi. Da¤dan, koflarak inerkenbir anda “Sen Allah’›n peygamberisin, ben de Cebra-il’im!” diye gür bir ses iflitti. Ses, içeride duydu¤ununayn›s›yd› ama daha gür geliyordu. Etraf›na bak›nd›,sesin geldi¤i yönü kestirmeye çal›flt›. Birden ufkudolduracak kadar büyük bir varl›k gördü. Varl›k birdaha: “Sen Allah’›n peygamberisin, ben de Cebra-il’im!”, dedi. Hazreti Muhammed (sas.), ne bir ad›mileri ne de bir ad›m geri gidebiliyordu; donakalm›flt›.Nefesinin darald›¤›n› hissetti. Durup sakin bir biçim-de tekrar bakmay› denedi. Ayn› varl›k ayn› yerde du-ruyor ve ayn› sözleri tekrarl›yordu. Gözlerini ondanay›rmak, yüzünü baflka tarafa çevirmek istedi. Ancaknereye baksa hep onu görüyordu.

    Tan›mad›¤› varl›k bir anda kayboluverdi. HazretiMuhammed (sas.) korkmufl, telâfll› ad›mlarla Nur da-¤›ndan Mekke’ye do¤ru koflmaya bafllam›flt›. Yollar-dan h›zla geçerek kendini eve zor atm›flt›.

    Allaah vve mmeleklerri,Peygaammberri ööverrlerr.Ey iinnaannaannlaarr, ssiz dde

    onnu öövünn vve oonnaaesennlik ddileyinn.

    ((AAhhzzaabb SSuurreessii,, 5566.. aayyeett))

    mmYZnn

    ‹‹lk vvaahiy 6610 yy›l›nndaave KKaadirr ggecesinnde

    gelmmiflttirr.

    mmYZnn

    ‹‹lk iinnenn aayettlerr, AAlaakSurresinninn iilk bbefl

    aayettidirr.

    mmYZnn

    Alaak, iinnsaann›nn yyaarraatt›l›flaaflaammaas›nndaaki

    dööllennmmifl yyummurrttaay›(emmbrriyo) iifaade eederr.

    mmYZnn

    3 2 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • S›rdafl HaticeHazreti Muhammed (sas.), titreyen sesiyle efli Hati-ce’den üzerini örtmesini istedi. Hatice, ne oldu¤unuanlamadan onun üstünü örttü. Ard›ndan HazretiMuhammed (sas.), derin bir uykuya dal›verdi.

    Uyand›¤›nda bafl›ndan geçenleri efli Hatice’ye bir biranlatt›. Olanlara anlam veremeyerek “Çok endifle-lendim ve korktum”, dedi. Hatice, onu sakinlefltir-meye çal›flarak:

    –Korkma! Allah’a yemin ederim ki o, hiçbir zamanseni utand›rmaz. Çünkü sen akraba hakk›n› gözetir-sin. Do¤ru konuflursun, güçsüz olanlara yard›m eder-sin. Fakiri doyurur, misafiri a¤›rlar, ihtiyac› olan› kol-lay›p gözetir ve haks›zl›¤a u¤rayanlara arka ç›kar-s›n.” dedi.

    Hatice, eflinin bafl›ndan geçenleri anlamaya çal›flt›.Onu tan›yor ve seviyordu. Evlilikleri boyunca eflin-den, do¤ru olmayan hiçbir fley duymam›flt›. Eflinin s›-ra d›fl› bir olayla karfl› karfl›ya oldu¤u belliydi. Onainand›.

    ***Hatice’nin akrabas› olan Varaka, tecrübeli ve bilgilibir kimseydi. Hatice, Hazreti Muhammed’i (sas.) al›pona götürdü. Bafl›ndan geçen olay›n ne oldu¤unu bil-se bilse o bilirdi.

    Varaka, anlat›lanlar› dikkatlice dinledi ve derin birsessizlikten sonra konuflmaya bafllad›:

    –Senin gördü¤ün, Allah’›n Musa Peygambere de

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 3

  • gönderdi¤i Cebrail adl› melektir. Keflke genç olsay-d›m, keflke insanlar›n seni zorla yurdundan ç›karaca-¤› günlerde yan›nda olabilseydim, dedi.

    Hatice ile Hazreti Muhammed (sas.) göz göze geldi.Hazreti Muhammed’in (sas.) yüzünde daha önce hiçgörülmemifl bir tedirginlik vard›. Üzüntülü bir sesle:

    –Beni Mekke’den ç›karacaklar m›, diye sordu.

    Varaka:

    –Evet! Çünkü senin getirdi¤ini getiren bütün pey-gamberler yurtlar›ndan ç›kar›lm›flt›r. E¤er o zamanakadar yaflarsam mutlaka sana yard›m ederim, dedi.

    Hazreti Muhammed (sas.), bu konuflmalardan sonrabiraz olsun rahatlam›flt›. Efli Hatice ona inanm›fl vegüvenmiflti. Onun güvenine her zaman ihtiyac› var-d›. Varaka çok önemli fleyler söylüyordu. Hazreti Mu-hammed (sas.), bunlar› anlamaya çal›flt›. Yeni bir gö-revle karfl› karfl›ya oldu¤u aç›kt›. Art›k o, Yüce Allahtaraf›ndan görevlendirilmifl bir peygamberdi. K›rkyafl›ndayd›. ‹nsanlar› do¤ru yola ça¤›racak ve kötü-lüklerle mücadele edecekti.

    ***Hazreti Muhammed’e (sas.) Kur’an’›n ilk ayetleriniokudu¤unda Hazreti Hatice, “Kimse inanmazsa beninan›r›m.” dedi. “fiimdi bana kim inan›r?” diyenHazreti Muhammed’in (sas.) omuzundaki yük birazolsun hafiflemiflti. Çünkü ona bir insan›n kald›rabi-lece¤i en a¤›r sorumluluk yüklenmiflti. Hazreti Mu-hammed (sas.), Hazreti Hatice gibi güvenilir, sad›kve anlay›fll› bir eflin deste¤iyle vahyin ilk s›k›nt›l› gün-lerini aflm›flt›.

    3 4 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

    Kur'an

    Kurr'aann, AAllaah'›nnHaazrretti

    Muhaammmmed'e ((saas.)vaahiy yyoluylaa 223 yy›l

    içinnde aayett aayett,surre ssurre iinndirrdi¤¤isonn kkuttsaal kkittaaptt›rr.114 ssurre vve 66236

    aayettttenn ooluflurr.

    Kurr'aann AAllaahsöözüdürr, ookunnmmaas›ibaadettttirr. ‹‹nnsaannlaarr›

    dünnyaa vve aahirrettmmuttlulu¤¤unnaa

    erriflttirrecek iilke,emmirr, yyaasaak vve

    ttaavsiyelerr iiçerrirr.

    "Gerrçekttenn bbuKurr'aann, iinnsaannlaarr› eenn

    do¤¤rru oolaann yyolaagööttürrürr..."

    ((‹‹ssrraa SSuurreessii,, 99.. aayyeett))

    mmYZnn

  • Yeni dini ilk kabul edenler, sevgili efli Hazreti Haticeve amcas›n›n o¤lu ve henüz küçük bir çocuk olanHazreti Ali idi. Peygamberimiz, ailesi ile birlikte giz-li gizli Yüce Allah’a ibadet etmeye bafllad›. Bir taraf-tan da Mekkelileri gizlice ‹slâm’a davet ediyordu. ‹n-sanlar› dine davet ederken s›k›nt›larla karfl›lafl›yor,hakarete u¤ruyordu. Bütün bunlara ra¤men kendisi-ne inananlar birer ikifler ço¤al›yordu.

    Ça¤r› Yay›l›yor Yüce Allah, Peygamberimizden yak›nlar›n› uyarma-s›n› istedi. Bunun üzerine bütün akrabas›n› ça¤›rarakonlara bir ziyafet verdi. Yemekten sonra, onlar› ‹s-lâm’a davet etti.

    Peygamberimizin amcas› Ebu Leheb, buna sert tepkigösterdi ve “Akrabas›n› böyle kötü bir fleye daveteden baflka kimse görmedim!” dedi. Bunun üzerineherkes da¤›ld›. Peygamberimiz kararl›yd› ve ertesigün yeni bir davet verdi. Bu toplant›da, Yüce Allah’›nvarl›¤›n› ve birli¤ini, kendisinin onun son peygambe-ri oldu¤unu anlatt›. Allah’›n kendisine yükledi¤i buyüce görevi kusursuz bir flekilde yerine getirmek isti-yordu.

    Sevgili Peygamberimiz, yak›nlar›ndan sonra ça¤r›s›-n› bütün Mekke halk›na duyurmak istiyordu. Mekkemeydan›na gelerek yüksekçe bir yere ç›kt› ve “Ku-reyflliler!” diye seslendi. Sesi duyanlar toplanmayabafllad›. Peygamberimiz onlara:

    Yaak›nn aakrraabaalaarr›nn›uyaarr!!

    ‹‹nnaannaannlaarraa aalçaakgöönnüllü ddaavrraann.

    E¤¤err ssaannaa kkaarrfl›gelirrlerrse, flüphesizbenn ssizinn yyaaptt›¤¤›nn›zfleylerrdenn uuzaa¤¤›mm,de.

    ((fifiuuaarraa SSuurreessii,, 221144,, 221155,, 221166..

    aayyeettlleerr))

    mmYZnn

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 5

  • –fiu da¤›n arkas›nda düflman var ve flimdi size sald›-racak dersem bana inan›r m›s›n›z, diye sordu.

    Onlar da hep bir a¤›zdan:

    –Evet! Biz senin yalan söyledi¤ini daha önce hiç duy-mad›k, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz flöylededi:

    –Allah’a yemin ederim ki bir gün öleceksiniz ve yinebir gün dirilip bütün yapt›klar›n›z›n hesab›n› vere-ceksiniz. ‹yiler için cennet, kötüler için de cehennemvard›r. Ben sizi k›yamet gününün zorluklar›na karfl›uyarmakla görevlendirildim. Allah’›n birli¤ine ve be-nim peygamber oldu¤uma inananlar bu günün zor-luklar›ndan kurtulacak, inanmayanlar ise büyük birs›k›nt› çekecektir. Bu ça¤r›da bana yard›m etmeyehaz›r m›s›n›z?

    Meydanda toplananlar bu ça¤r› karfl›s›nda flafl›rd›lar.Ebu Leheb, burada da düflmanl›¤›n› gösterdi ve yer-den ald›¤› tafl› Sevgili Peygamberimize f›rlatt›:

    –Bu saçma sapan fleyleri söylemek için mi bizi burayatoplad›n, diye ba¤›rd›.

    Peygamberimiz, bu toplant›lardaki ça¤r›s›na olumlubir cevap alamasa da bütün Mekkelilere ‹slâm'›n yü-ce ça¤r›s›n› duyurmufl oldu.

    Erkam'›n EviHattab o¤lu Ömer, cesur ve yi¤it biriydi. Kimse kar-fl›s›na ç›kmak istemez, onu gören yolunu de¤ifltirir-

    3 6 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • di. Hazreti Muhammed’in (sas.) peygamberli¤iniilân etti¤ini duymufl ve onu öldürmeye karar ver-miflti. Yolda Nuaym’a rastlad›. Nuaym Müslümanolmufltu, ancak bunu gizliyordu. Ömer’i k›zg›n birflekilde görünce:

    –Nereye böyle, diye sordu. Ömer:

    –Muhammed’i öldürmeye gidiyorum, dedi. Nuaymtelâflla:

    –Vallahi zor bir ifle giriflmiflsin, dedi. Hazreti Mu-hammed’i (sas.) korumak ve Ömer’i yolundan çevir-mek için:

    –Sen onu b›rak da eniflten ve k›z kardefline bak! On-lar da Müslüman oldular, dedi. Bunu duyan Ömer’ink›zg›nl›¤› iyice artt›. H›fl›mla enifltesinin evine yönel-di.

    Evin önüne geldi¤inde içeride bir fleylerin okundu-¤unu duydu. Biraz dinledikten sonra enifltesi ve k›zkardeflinin Müslüman olduklar›n› anlad›. Ans›z›niçeri girdi.

    Enifltesi ve k›z kardefli daha ne oldu¤unu anlamadanonlar›n her birini evin bir köflesine f›rlatt›. O kadar si-nirlenmiflti ki onlar› öldürmek için k›l›c›na sar›ld›¤›anda kanlar içinde kalan k›z kardefli, a¤layarak flöylehayk›rd›:

    –Ömer, Allah’tan kork! Sen de duy ki, biz Müslümanolduk. Ne yaparsan yap, bizi dinimizden vazgeçire-mezsin. Biz asla dinimizden dönmeyece¤iz, dedi.

    Ömer, k›z kardeflinin bu cesur ç›k›fl› karfl›s›nda flaflk›-na dönmüfltü. O kim oluyordu da Ömer’e karfl› geli-

    Habeflli Bilâl

    Birr kkööle oolaann BBilâl,Müslümmaann ooldu.Efenndisi,kenndisinndenn hhaaberrsizMüslümmaann ooldu¤¤uiçinn oonnaa aa¤¤›rriflkenncelerr yyaap›yorrdu.Onnu ddinninndenndöönndürrmmek iiçinn ççööls›caa¤¤›nndaa kkummlaarraayaatt›rr›p, ggöö¤¤sünnünnüzerrinne aa¤¤›rr ttaafllaarrkoyuyorr vve ““E¤¤errdinninndenndöönnmmezsenn ssennibööyle ööldürrece¤¤imm.”diye ttehditt eediyorrdu.Haazrretti BBilâl, bbüttünnbu aa¤¤›rr iiflkenncelerrerraa¤¤mmenn::

    –Allaah bbirrdirr vve eennbüyükttürr, ddiyehaayk›rr›yorrdu.

    mmYZnn

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 7

  • yordu. Bir an duraksad› ve olanlara bir anlam vere-medi. K›l›ç tutan elinin titredi¤ini hissetti. Oturdu vebir müddet düflündü. Sonra k›z kardefline ne oku-duklar›n› sordu. K›z kardefli, Ömer’in öfkesinin azal-d›¤›n› görünce okuduklar› ayetleri getirdi.

    K›z kardefli ve efli, flaflk›nl›kla Ömer’i izliyordu.Ömer, Kur’an ayetlerini okumaya bafllad›. Okudu...Okudu... Okuduklar›ndan etkilenmiflti. O, h›rç›nÖmer gitmifl, yerine farkl› bir Ömer gelmiflti. SonraErkam’›n evini sordu. ‹çinde garip duygularla orayado¤ru yürümeye bafllad›.

    Hazreti Muhammed (sas.), Allah’a iman edenlerinsay›s› azken, dikkat çekmeden toplanabilecekleri biryer ar›yordu. Erkam’›n evi gözden uzak say›l›rd›. Sev-gili Peygamberimiz, arkadafllar›yla burada toplan›-yordu.

    Nuaym, koflarak Erkam’›n evine geldi. Ömer’in Pey-gamberi öldürmek istedi¤ini orada bulunanlara an-latt›. Evdeki herkes, canlar› pahas›na da olsa Pey-gamberimizi korumak için k›l›çlar›n› çekmifl onubekliyordu.

    Ömer, Erkam’›n evine geldi¤inde derin bir sessizlikvard›. ‹çeri girdi ve Peygamberimizle görüflmek iste-di¤ini söyledi. Peygamberimiz, onun yan›na gelme-sini istedi. Ömer, yavafl ad›mlarla Peygamberimizinyan›na yaklaflt›, diz çöktü ve a¤z›ndan flu sözcüklerdöküldü:

    –Lâilâhe illallah, Muhammedün Rasulullah (Al-lah’tan baflka tanr› yoktur, Muhammed onun elçisi-dir).

    Peygambere eziyet

    Saahaabedenn MMümmbittaannlaatt›yorr::

    Allaah’›nn eelçisinnigöörrmmüflttümm. ““Lâilâhe

    illaallaah dderrsennizkurrttulurrsunnuz.”,

    diyorrdu. BBööylesööyleyinnce

    innsaannlaarrdaann kkimmisionnaa ttükürrüyorr, kkimmisibaafl›nnaa ttoprraak aatt›yorr,kimmisi dde kkööttü ssöözlerr

    sööylüyorrdu. ‹‹kinndivaakttinne kkaadaarr bbu

    bööyle ddevaamm eetttti. OOs›rraadaa

    Peygaammberrimmizinn kk›z›Zeynnep, iiçinnde ssu

    dolu bbirr kkaaplaaaa¤¤laayaarraak ggeldi.

    Peygaammberrimmiz, eelinniyüzünnü yy›kaad› vve

    gettirrilenn ssudaann iiçtti.K›z›nnaa::

    –K›z›mm aa¤¤laammaa!!Kuflkusuz AAllaah

    baabaann› kkorruyaacaaktt›rr,dedi.

    mmYZnn

    3 8 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • Erkam’›n evinde bulunan herkesin flaflk›n bak›fllar›aras›nda Ömer Müslüman olmufltu.

    Hazreti Ömer’in Müslüman olmas›, inananlar›n gü-cüne güç katm›flt›. Art›k Müslümanlar, dinlerini giz-leme ihtiyac› duymuyordu. Topluca Kâbe’ye gidipnamaz k›ld›lar. Gün geçtikçe say›lar› h›zla ço¤al›yor-du. Erkam’›n evine s›¤maz oldular.

    ‹slâm’›n ça¤r›s›, Mekke d›fl›ndaki insanlara da ulaflt›-r›lmal›yd›. Bunun için Peygamberimiz, Mekke d›fl›n-daki kabileleri dolaflmaya bafllad›. Gitti¤i yerlerdebazen iyi karfl›lan›yor, bazen de olmad›k hakaretlereu¤ruyordu. Bütün olumsuzluklara ra¤men Peygam-berimiz, y›lmadan, ümitsizli¤e kap›lmadan ‹slâm’›nça¤r›s›n› insanlara duyurmak için çaba gösteriyordu.

    Y›ld›rma Hareketleri Bafll›yor‹slâm’›n ça¤r›s›n› kabul eden insanlar›n say›s› h›zlaartmaya bafllam›flt›. Puta tapanlar bundan endiflele-niyordu. Müslümanlar›n moralini bozmak ve insan-lar›n ‹slâm’a yönelmesini engellemek için inananlar-la toplum içinde alay etmeye bafllad›lar. Onlar› hergördükleri yerde itip kak›yor ve kötü söz söylüyorlar-d›. Sevgili Peygamberimizi gördüklerinde ise “Bak›nhele, flu adam gökten haber al›yormufl!” diye alay edi-yorlard›. Sadece bununla yetinmiyor, Peygamberi-mizi çok iyi tan›d›klar› hâlde ona deli, sihirbaz, falc›gibi sözlerle de hakaret ediyorlard›. Müslümanlarakarfl› yapt›klar› kötülükler o dereceye varm›flt› ki, on-lar› öldürmeye bile kalk›flt›lar.

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 9

  • Ancak bütün y›ld›rmalara ra¤men ‹slâm’›n yay›lma-s›na engel olam›yorlard›. Hiç kimse dininden vaz-geçmiyordu. Ne yapacaklar›n› bilemez oldular. Mek-ke’nin önde gelenleri kendi aralar›nda anlafl›p Pey-gamberimizin amcas› Ebu Talib’e gitmeye karar ver-diler. Durumu ona anlatacak ve Peygamberimizi da-vas›ndan vazgeçirmesini isteyeceklerdi. Ebu Talib’e:

    –Ye¤eninle konufl, bu iflten vazgeçsin, dediler.

    Ebu Talib, ye¤enini ça¤›rd› ve olanlar› anlatt›. Pey-gamberimiz de buna karfl›l›k:

    –Günefli sa¤ elime, ay› sol elime verseler bile ölünce-ye kadar mücadelemden vazgeçmeyece¤im, dedi.

    Asl›nda Ebu Talib, Mekkelilerin Müslümanlara yap-t›klar› iflkenceleri biliyordu. Peygamberimizin karar-l› oluflundan çok etkilenmifl, ona bir zarar gelmesiniistememiflti. Peygamberimize destek vermeye devametti:

    –Üzülme, ben sa¤ oldukça onlar sana bir fley yapa-maz, dedi.

    ***

    Mekkeli müflrikler, Peygamberimizi bu davadan vaz-geçiremeyeceklerini anlay›nca baflka bir yol deneme-ye karar verdiler. Kendi aralar›nda bir antlaflma im-zalayarak Kâbe’ye ast›lar.

    Buna göre Müslümanlarla her türlü iliflkiyi kesmeyekarar verdiler. Peygamberimizin akrabas› ve Müslü-manlar düflman kabul edildi. K›z al›p vermek, al›fl ve-rifl yapmak ve konuflmak yasakland›.

    Müslümanlar için uzun ve s›k›nt›l› bir dönem baflla-

    ‹lk flehitler

    Yaasirr vve eefli SSümmeyyeMüslümmaann ooldulaarr.

    Müslümmaann oolduklaarr›duyulunncaa iiflkennceye

    u¤¤rraad›laarr. FFaakirr vvegüçsüz oolduklaarr› iiçinnonnlaarr› ssaavunnaacaak vvekorruyaacaak kkimmselerri

    yokttu. DDinnlerrinneiçttennlikle bbaa¤¤l›yd›laarr.

    Peygaammberrimmizekaarrfl› çç›kaann EEbu

    Cehil’inn aammaanns›ziflkenncelerrinne kkaarrfl›

    ttaaviz vverrmmedenndinnlerrinni yyaaflaammaayaa

    devaamm eettttilerr. OOnnlaarr›dinnlerrinndenn

    vaazgeçirremmeyenn EEbuCehil, ssonnunndaa

    onnlaarr› mm›zrraaklaayaarraakflehitt eetttti.

    Yaasirr vve eefliSümmeyye, iinnaannçlaarr›

    u¤¤rrunnaa flehitt oolaann iilkMüslümmaannlaarrd›rr.

    mmYZnn

    4 0 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • m›flt›. Ticaret yapam›yor, bir fley al›p satam›yorlard›.Açl›k ve yoksulluk dayan›lmaz olmufltu.

    Üç y›l süren bu abluka, sonunda insafl› ve vicdanl›birkaç Mekkeli'nin giriflimiyle kald›r›ld›. Aralar›ndaPeygamberimizin akrabas› olan birkaç kifli, Kâbe'ninduvar›nda as›l› bulunan antlaflmay› y›rtarak boykotusona erdirdi. Müslümanlar bu boykottan güçlenerekç›kt›.

    Hüzün y›l›Boykot bitmifl, Müslümanlar rahat bir nefes alm›fllar-d›. Boykotun bitiminden birkaç ay sonra Sevgili Pey-gamberimizi çok üzen pefl pefle iki önemli olay oldu:D›flar›daki yard›mc›s› amcas› Ebu Talib ve evdeki yar-d›mc›s› efli Hazreti Hatice’nin ölümleri. ‹kisi de enzor günlerinde onu yaln›z b›rakmam›fl ve ona çok bü-yük destek olmufllard›. Dar günlerinin s›¤›nak nokta-s›yd› her ikisi de. Üzüntü içerisinde “Bu günlerdeümmetimin üzerine gelen bu iki musibetten hangisi-ne yanaca¤›m› bilemiyorum.” dedi. Bu y›l, onun içinbir hüzün y›l›yd›.

    Yeni Yurt Aray›fllar›Habeflistan

    Mekke’de yaflamak iyice zorlaflm›flt›. Müslümanlarayap›lan eziyetler gün geçtikçe art›yordu. Bunun üze-rine Peygamberimiz, yeni bir yurt aray›fl›na girdi. ‹lkolarak on befl kiflilik bir grubun Habeflistan’a göç et-

    Hazreti Hatice

    Peygaammberrimmizinn eefliHaazrretti HHaattice’ye oolaannsevgisi ööylesinnebüyükttü kki, oonnu hhiçbirrzaammaann uunnuttaammaad›.Sevgili eeflinninndestte¤¤inni, ddosttlu¤¤unnuve ffedaakârrl›¤¤›nn› hherrf›rrsaattttaa aannaarrd›. ÇÇünnküefli HHaazrretti HHaattice,Peygaammberrimmize eennzorr ggünnlerrinnde hherryöönndenn ddesttek oolmmufl,kimmsenninn iinnaannmmaad›¤¤›günnlerrde oonnaainnaannmm›fltt›. BBunnlaarr›bilennPeygaammberrimmizinnsonnrraaki eefli HHaazrrettiAyfle, HHaazrrettiHaattice’ye gg›pttaaederrdi.

    mmYZnn

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 1

  • mesine izin verdi. Bu, Müslümanlar›n ilk hicretiydi.Müflrikler, geride kalan Müslümanlara bask›lar›n›art›rm›fllard›. Bunalan Müslümanlar, ibadetleriniyapmakta güçlük çekiyordu. Bir y›l sonra Habeflis-tan’a, bu defa yüz kiflilik bir grup daha gitti. Mekkelimüflrikler, buna engel olmak için Habeflistan’a elçigönderdi.

    Habeflistan Kral› Necafli’nin huzuruna varan elçiler,getirdikleri pahal› hediyeleri ona sundular. Kral, on-lara kim olduklar›n› sorunca elçiler:

    –Biz Mekke’den geliyoruz. Mekke’den kaç›p ülkeni-ze s›¤›nan kiflileri almaya geldik, dediler.

    Necafli, elçilere:

    –Bu insanlar› niçin almak istiyorsunuz, diye sordu.

    Elçiler, Habeflistan’a gelen bu insanlar›n atalar›n›ndinini inkâr ettiklerini, baflka bir dine inand›klar›n›,bunu yaymaya çal›flt›klar›n›, kendilerinin de bunaengel olmak istediklerini söylediler.

    K›sa bir sessizlikten sonra Necafli, oturdu¤u yerdenaya¤a kalkt›. Bir an için ülkesine s›¤›nan Müslüman-lar› müflriklere teslim etmeyi düflündü. Ne var ki bu,onun adalet anlay›fl›na s›¤mazd›. Suçlanan taraf› dadinlemesi gerekiyordu. Kral, ülkesine s›¤›nan Müs-lümanlar›n huzuruna getirilmesini emretti.

    Necafli, elçilerin kendisine anlatt›klar›n› Müslüman-lara aktard›. Sizin söyleyece¤iniz bir fley var m›, diyesordu. Bunun üzerine Müslümanlar›n aras›ndan EbuTalib’in o¤lu Cafer, öne ç›karak flöyle dedi:

    –Biz bo¤az›m›za kadar kötülü¤e batm›flt›k. Allah bi-ze aram›zdan, do¤ru, güvenilir ve soylu bildi¤imiz bir

    4 2 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 3

  • kifliyi peygamber olarak gönderdi. Bu peygamber,bizi Allah’› bir bilmeye ve ona ibadet etmeye, babala-r›m›z›n tapt›¤› putlar› b›rakmaya ça¤›rd›. Bize do¤rusöylemeyi, emanetleri korumay›, akrabal›k ba¤lar›n›s›k› tutmay›, komflularla iyi geçinmeyi, kan davas›n-dan vazgeçmeyi emretti. Ahlâks›zl›k yapmay›, yalanyere flahitlik etmeyi, yetim mal› yemeyi ve namuslukad›nlara iftira etmeyi yasaklad›. Sadece Allah’a iba-det etmemizi ve ona hiçbir fleyi ortak koflmamam›z›emretti. Biz de ona inand›k ve söylediklerini kabul et-tik. Allah ona ne emrettiyse biz de onlara uyduk. He-lâl k›ld›klar›n› helâl kabul ettik. Fakat kabilemiz bizeçok kötü davrand›, iflkence etti. Bizi dinimizden çe-virmek için türlü türlü bask› yapt›. Bunun üzerinebaflka çare bulamad›k ve Peygamberimizin tavsiye-siyle senin ülkene s›¤›nd›k.

    Necafli, anlat›lanlar› dikkatle dinledi. Cafer’den, Al-lah’tan gelen ayetleri okumas›n› istedi. Cafer, kralaMeryem Suresinin bir bölümünü okudu. Allah’›nayetlerini dinleyen Necafli, elçilerin anlatt›klar›n›ndo¤ru olmad›¤›n› anlad›. Elçilere, Müslümanlar›kendilerine teslim etmeyece¤ini, isterlerse ülkesinderahat ve huzur içerisinde yaflayabileceklerini söyledi.Elçileri, getirdikleri hediyelerle birlikte geri gönder-di. Onlar da elleri bofl bir flekilde Mekke’ye döndüler.

    TaifSevgili Peygamberimiz, evlâtl›¤› Zeyd’le birlikteMekke’ye altm›fl kilometre uzakl›kta olan Taif’e gitti.Amac› Mekke’deki s›k›nt›lardan biraz uzaklaflmak vefarkl› kimselere ‹slâm’› anlatmakt›.

    4 4 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • Peygamberimiz, Taif’te toplananlara Allah’›n varl›-¤›n› ve birli¤ini, kendisinin onun son peygamberi ol-du¤unu anlatt›. Taifliler büyük bir tepki göstererekPeygamberimize ve Zeyd’e hakaret ettiler. Köle veçocuklar, Peygamberimizi ve Zeyd’i tafl ya¤murunatuttu. Zeyd, at›lan tafllar›n Peygamberimize isabet et-memesi için kendini siper ediyordu. Düfle kalkauzaklaflmaya çal›fl›yorlard›. At›lan tafllar›n yaralad›¤›yerlerden kan ak›yordu. Ayaklar› yaralanan Peygam-berimiz yere oturuyor, yürümeye bafllay›nca, Taifli-ler onlar› tekrar tafll›yor ve gülüflüyorlard›. Peygam-berimiz ve Zeyd, oradan uzaklaflt›ktan sonra üzgünve yorgun bir flekilde bulduklar› bir ba¤daki asmagölgesine oturdular. Peygamberimiz flunlar› söyledi:

    –Allah’›m! Güçsüz ve çaresiz kald›m. ‹nsanlara karfl›çaresizli¤imi ancak sana söyleyebilirim. Allah’›m! Za-y›flar›n koruyucusu sensin. Gerçekte kuvvetli olansensin ve sen, kulunu her türlü kötülükten korursun.

    Peygamberimiz, o durumda bile kendisine bu kötügünü yaflatanlara bile beddua etmedi. Çünkü o, birrahmet ve sevgi peygamberiydi.

    Akabe: Medine’ye giden yolSevgili Peygamberimiz, bir yandan s›k›nt›lara ald›r-madan ‹slâm’›n ça¤r›s›n› insanlara ulaflt›rmaya çal›-fl›rken, di¤er yandan Müslümanlar›n huzur ve bar›fliçinde yaflayabilece¤i yeni bir yurt aray›fl›n› da sürdü-rüyordu.

    Peygamberimiz, bir gün Medine’den gelen bir grupinsanla karfl›laflt›. Onlara ‹slâm’› anlatt›. Onlar da

    ‹sra ve Miraç mucizesi

    Üç yy›l ssürrenn zzorrluboykottunn aarrd›nndaannaammcaas›nn› vve eeflinnikaaybedenn SSevgiliPeygaammberrimmiz, TTaaif’ttenndöönnünnce üüzünnttüsü iiyiceaarrttmm›fltt›. BBu ss›k›nntt›l›günnlerrinnde kkenndisinneyaarrd›mm eettmmesi iiçinn YYüceAllaah’aa yyaalvaarr›yorrdu.

    Birr ggecePeygaammberrimmiz,Kâbe’de iibaadett eederrkennCebrraail aadl› mmelek ggeldi.Cebrraail, PPeygaammberrimmiziMekke’denn aalaarraakKudüs’tteki MMescidiAksaa’yaa ggööttürrdü. SSonnrraaonnunnlaa bbirrliktte MMescidiAksaa’daann ssemmaalaarraayükseldilerr. BBunnaa ‹‹srraa vveMirraaç mmucizesidennilmmekttedirr. BBu oolaayçok kk›saa ssürrmmüfl vvePeygaammberrimmizMekke’ye ggerridöönndü¤¤ünnde hhâlâsaabaah oolmmaamm›fltt›.

    Yüce AAllaah, MMirraaç’ttaaPeygaammberrimmize vveMüslümmaannlaarraa bbefl vvaakittnnaammaaz kk›lmmaay› eemmrretttti.

    mmYZnn

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 5

  • Müslüman oldular. Müslüman olan bu insanlarla ge-lecek hac mevsiminde buluflmak üzere anlafl›p ayr›l-d›lar. Ertesi y›l bu gruba alt› kifli daha eklenmifl ve oniki kifli olmufllard›. Hac mevsiminde Mekke’ye gelipsözlefltikleri yerde gizlice bulufltular. Peygamberi-miz, Müslüman olan bu on iki kifliden, “Allah’a hiç-bir fleyi ortak koflmayacaklar›na, h›rs›zl›k yapmaya-caklar›na ve kötü kad›nlarla birlikte olmayacaklar›-na, k›z çocuklar›n› öldürmeyeceklerine, baflkalar›naiftira etmeyeceklerine” dair söz ald›. Bir y›l sonra yi-ne ayn› yerde buluflmak üzere sözleflip ayr›ld›lar. Pey-gamberimiz arkadafl› Umeyr o¤lu Musab’›, Medine-lilere ‹slâm’› anlatmas› için onlarla birlikte gönderdi.Musab da çok çal›flt› ve ‹slâm’›n Medine’de yay›lma-s›n› sa¤lad›.

    Ertesi y›l Medineli Müslümanlar, yetmifl befl kifli ola-rak Mekke’ye geldi. Peygamberimizle Mekke’nin d›-fl›nda Akabe denilen kuytu bir yerde gizlice bulufluponu Medine’ye davet ettiler. Peygamberimiz, Aka-be’ye amcas› Abbas ile gelmiflti. Abbas Medinelileredönerek:

    –O, benim kardeflimin o¤ludur ve ben, onu çok seve-

    4 6 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D

  • rim. Burada onu biz koruyoruz, Medine’ye giderseona bir zarar gelmesinden korkar›m. E¤er siz, Medi-ne’de onu düflmanlar›ndan koruyup kollayaca¤›n›zadair kendinize güveniyorsan›z o zaman sizinle gelsin.Yoksa Mekke’de kals›n, dedi.

    Peygamberimiz, amcas› Abbas’›n sözlerine ek olarak:

    –Sizden istedi¤im Allah’a hiçbir fleyi ortak koflmama-n›z ve ona ibadet etmenizdir. Ayr›ca beni ve arkadafl-lar›m› koruman›z› istiyorum, dedi ve Kur’an’danayetler okudu.

    Medineliler, Sevgili Peygamberimiz ve arkadafllar›n›kendi aileleri gibi koruyacaklar›na, her zaman iyidenyana olacaklar›na ve kötülük yapanlar› uyaracaklar›-na söz verdiler. Peygamberimizi gelmesi için Medi-ne’ye davet ettiler. Akabe’de yap›lan bu görüflmedensonra Peygamberimiz, Müslümanlar›n Medine’yehicret etmelerini emretti.

    Namaz

    Ak›ll› vve eerrgennlikçaa¤¤›nnaa ggelmmifl kkaad›nnerrkek hherrMüslümmaann›nn, ggünndebefl vvaakitt nnaammaazk›lmmaas› ffaarrzd›rr.Cummaa ggünnlerri ccummaannaammaaz› kk›lmmaak ddaafaarrzd›rr. RRaammaazaann vveKurrbaann bbaayrraammnnaammaazlaarr›nn› kk›lmmaakise vvaacipttirr. GGeçerrlibirr ssebep oolmmaadaannnnaammaaz kk›lmmaammaakbüyük ggünnaahtt›rr.

    "Kittaapttaann ssaannaavaahyolunnaann› ooku,nnaammaaz› ddaa ddosdo¤¤rruk›l. ÇÇünnkü nnaammaaz,innsaann› hhaayâs›zl›kttaannve kkööttülükttennaal›koyaarr. AAllaah'›aannmmaak oolaann nnaammaaz,elbetttte eenn bbüyükibaadettttirr. AAllaahyaaptt›klaarr›nn›z› bbiliyorr."

    ((AAnnkkeebbuutt SSuurreessii,, 4455.. aayyeett))

    mmYZnn

    3 . B Ö L Ü M : E L Ç ‹ M U H A M M E D r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 7

  • Dönmek ‹çin Gidiyoruz‹slâm'›n Mekke d›fl›na da yay›lmas› karfl›s›nda müflrik-ler, Sevgili Peygamberimizi yok etmeye karar verdiler.Her kabileden bir fedainin kat›laca¤› bir sald›r› ger-çeklefltirecekler ve böylece onu kimin öldürdü¤ü bili-nemeyecekti. Onlar›n bu kötü plânlar›n› haber alanPeygamberimizin de harika bir plân› vard›.

    Sevgili Peygamberimiz ve can dostu Hazreti Ebubekir,herkes uyurken Medine’ye z›t yöndeki Sevr da¤›ndakima¤araya gelmifllerdi. Hazreti Ali’yi, Mekkelilerinkendisine teslim ettikleri emanetleri sahiplerine ver-mek için geride b›rakm›flt›. O gece Hazreti Ali, müflrik-leri yan›ltmak için Peygamberimizin yata¤›nda yat-m›flt›. Hazreti Ebubekir’in o¤lu Abdullah ma¤aradakald›klar› sürede Mekke’de neler olup bitti¤ini haber

    Peyygaamberiimiiz,,

    Haazretii EEbubekiir’’le

    Sevr mmaa¤aaraas›ndaa

    giizleniirken oonlaar›

    aaraamaayyaa ggelen bbiir

    grup,, oonlaar› nneredeyyse

    buluyyordu.. MMaa¤aaraan›n

    aa¤z›naa kkaadaar ggeldiiler..

    E¤iiliip iiçerii bbaaksaalaard›

    onlaar› ggörebiiliirlerdii,,

    ffaakaat AAllaah oonlaar›

    korudu..

    mmYZnn

    4 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E ’ Y E H ‹ C R E T r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 9

    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

    MED‹NE’YE H‹CRET

  • verecekti. Bu s›rada çobanl›k yapan Âmir, koyunlar›otlatmak üzere Sevr da¤›n›n eteklerine getirecek, hemPeygamberimize ve Hazreti Ebubekir’e süt verecekhem de müflrikleri yan›ltmak için Abdullah’›n izleriniyok edecekti. Üreyk›d o¤lu Abdullah da üçüncü gününsonunda yan›na iki deve alarak Sevr da¤›n›n etekleri-ne gelecek ve yolculuk boyunca kendilerine k›lavuzlukedecekti.

    Ertesi gün ma¤araya gizlice gelen Hazreti Ebubekir’ino¤lu Abdullah, Mekke’de olup bitenleri Peygamberi-mize flöyle anlatt›:

    –Müflrikler sabahleyin eve girdiklerinde yata¤›n›zdaHazreti Ali’yi görünce çok flafl›rd›lar. Hazreti Ali’ye kö-tü davrand›lar ve onu bir süre hapsettiler. Ondan birfley ö¤renemeyince bizden bilgi almaya çal›flt›lar. Ba-flaramay›nca da çekip gittiler. Ayr›ca ölü veya diri sizikim getirirse ona yüz deve ödül verilece¤ini etrafa du-yurdular. Bunu ifliten herkes sizi aramak içinyollara düfltü.

    Peygamberimizi evinde bulamayan gözü dönmüfl fe-dailer, her tarafta onu ar›yordu. Sonunda onlardan birgrup, Peygamberimizin gizlendi¤i ma¤aran›n a¤z›nakadar geldi. E¤ilip içeri baksalard› Sevgili Peygambe-rimizi ve Hazreti Ebubekir'i göreceklerdi. Allah, onla-r› görünmez ordular›yla korudu. Fedailer, onlar› gör-meden dönüp gitti.

    Ma¤arada üçüncü gündü. Sabaha do¤ru, kararlaflt›r›l-d›¤› gibi Üreyk›d o¤lu Abdullah develeri getirdi ve hepbirlikte Medine’ye do¤ru yola ç›kt›lar.

    Kur’’aan’’daa hhiicret flöyyle

    aanlaat›l›r:

    Muhaammed’’e yyaard›m

    etmezseniiz bbiiliin kkii,,

    iinkââr eedenler oonu

    Mekke’’den

    ç›kaard›klaar›ndaa,,

    maa¤aaraadaa bbulunaan iikii

    kiifliiden bbiirii oolaaraak AAllaah

    onaa yyaard›m eetmiifltiir..

    Arkaadaafl›naa ““Üzülme!

    Allaah bbiiziimle

    beraaberdiir..”” ddiiyyordu..

    Allaah ddaa oonaa ggüven

    vermiifl,, ggörmedii¤iiniiz

    aaskerlerle oonu

    desteklemiifl,, iinkââr

    edenleriin ssözünü

    aalçaaltm›flt›..

    ((TTeevvbbee SSuurreessii,, 4400.. aayyeett))

    mmYZnn

    50 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E ’ Y E H ‹ C R E T

  • Mekke’den; do¤up büyüdü¤ü, çocuklu¤unun ve genç-li¤inin geçti¤i bu flehirden ayr›lmak Sevgili Peygambe-rimize çok zor geliyordu. Ac›lar›n›, sevinçlerini, umut-lar›n› ve hayallerini b›rak›p flehiri terk edecekti. Öteyandan Mekke’de Müslümanlara yap›lan bask›lar hâ-lâ devam ediyordu. Allah’›n emirlerini özgürce yerinegetiremiyorlard›. Mekke’den ayr›lmak zor da olsa Me-dine onlar için yeni bir umut kap›s›yd›. ‹slâm’› daha ra-hat anlatacak ve yaflayacaklard›. Peygamberimiz, de-vesinin üstünde Mekke’den ayr›l›rken bunlar› düflü-nüyordu. Bir ara durdu ve geriye, Mekke’ye uzun uzunbakt›:

    –Mekke, sen benim için yeryüzünün en güzel flehirisin.E¤er beni senden ay›rmasalard›, ben, asla senden ay-r›lmazd›m. Bir gün sana tekrar dönece¤im, dedi.

    Varaka’n›n dedi¤i ç›km›flt›, Peygamberimiz, elli üç ya-fl›nda ata yurdundan ayr›lmak zorunda kalm›flt›.

    Herkes Onu BekliyorduSevgili Peygamberimiz ve yol arkadafl› Hazreti Ebu-bekir, Sevr da¤›ndaki ma¤aradan ayr›lal› sekiz günolmufltu. Gündüzün kavurucu s›ca¤›nda dinlenip ge-celeyin yola devam ediyorlard›. Yorucu bir yolculuk-tan sonra Medine’ye üç kilometre uzakl›ktaki Kubaköyüne gelmifllerdi.

    Medineli Müslümanlar, Peygamberimizin Mek-

    Haazretii ÖÖmer,, ccesur vve

    yyii¤iit bbiir kkiifliiyydii.. HHiicret

    etmek iiçiin ggiizliice

    Mekke’’den aayyr›lmaayy›

    iiçiine ssiindiirememiifltii..

    K›l›c›n› kkuflaand›,, ookunu

    ve yyaayy›n› aalaaraak

    Kââbe’’yye ggiittii.. OOraadaa

    bulunaanlaaraa:

    –Müflriikler! MMediine’’yye

    hiicret eediiyyorum..

    Çocuklaar›n› yyetiim,,

    eflleriinii ddul,, aanaalaar›n›

    gözü yyaafll› bb›raakmaayyaa

    niiyyetii oolaan vvaarsaa ggelsiin,,

    dövüflmek iiçiin kkaarfl›

    daa¤›n aard›ndaa

    bekliiyyorum,, ddedii..

    Pefliinden bbiir kkiiflii bbiile

    cesaaret eediip ggiidemedii..

    mmYZnn

    4 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E ’ Y E H ‹ C R E T r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 51

  • ke’den ayr›l›fl haberini alm›flt›. Her gün Medine’nind›fl›ndaki yüksek bir yere ç›k›p heyecanla yolunu göz-lüyorlard›.

    Yine böyle bir gün yolu gözlerken ufukta iki kifliningeldi¤ini gördüler. Gelenler, Peygamberimiz veHazreti Ebubekir’di.

    Medineli bütün Müslümanlar, Peygamberimizin ge-liflini büyük bir sevinç ve coflkuyla karfl›lad›lar. Ço-cuklar hep bir a¤›zdan “Sevgili Peygamberimiz, hoflgeldiniz!”, diye ba¤r›fl›yorlard›. Medine, bayram ye-rine dönmüfltü.

    Peygamberimiz Medine’ye girdi¤inde, herkes onuevinde a¤›rlamak için birbiriyle yar›fl›yor, “Sevgili

    Peyygaamberiimiiz,, hhiicret

    s›raas›ndaa KKubaa iile

    Mediine aaraas›ndaa

    bulunaan RRaanunaa

    vaadiisiine ggeldii¤iinde,,

    yyüz kkaadaar MMüslümaanaa

    hutbe ookudu vve iilk

    cumaa nnaamaaz›n› kk›ld›rd›..

    Bugün bburaadaakii

    caamiiyye CCumaa CCaamiiii

    deniilmektediir..

    mmYZnn

    52 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 4 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E ’ Y E H ‹ C R E T

  • Peygamberimiz bize buyurun.” diyorlard›. O ise de-vesini serbest b›rakt› ve devesi hangi evin önündedurursa orada misafir olaca¤›n› söyledi. Böylecekimsenin gönlünü k›rmam›fl olacakt›. Deve yürüdü,yürüdü ve sonunda bofl bir arazide durup oraya çök-tü. Buraya en yak›n ev Ebu Eyüb Ensarî’nin eviydi.Ebu Eyüb’ün sevincine diyecek yoktu. Peygamberi-mizi ve Hazreti Ebubekir’i a¤›rlamak onu çok mut-lu edecekti.

    Sevgili Peygamberimiz bir müddet Ebu Eyüb’ünevinde misafir olarak kald›.

    PPeeyyggaammbbeerriimmiizz,, MMeeddiinnee’’yyeeggeellddii¤¤iinnddee kk››zz ççooccuukkllaarr››oonnuu flfluu flflaarrkk››yyllaa kkaarrflfl››llaamm››flfltt››::

    AY DO⁄DU ÜZER‹M‹ZEAAyy ddoo¤¤dduu üüzzeerriimmiizzeeVVeeddaa tteeppeessiinnddeenn..fifiüükküürr ggeerreekkttii bbiizzeeAAllllaahh''aa ddaavveettiinnddeenn..

    SSeenn ggüünneeflflssiinn,, sseenn aayyss››nnSSeenn,, nnuurr üüssttüünnee nnuurrssuunn..SSeenn,, SSüürreeyyyyaa yy››lldd››zz››ss››nnEEyy sseevvggiillii,, eeyy RRaassuull!!

    EEyy bbiizzee ggöönnddeerriilleenn eellççiiYYüüccee bbiirr ddaavveettllee ggeellddiinn..SSeenn bbuu flfleehhrree flfleerreeff vveerrddiinnEEyy sseevvggiillii,, eeyy RRaassuull!!

    mmYZnnHHiiccrreett ss››rraass››nnddaa SSeevvggiilliiPPeeyyggaammbbeerriimmiizzii MMeeddiinnee''ddeeeevviinnddee mmiissaaffiirr eeddeenn EEbbuuEEyyüübb''üünn kkaabbrrii,, ‹‹ssttaannbbuull''ddaaEEyyüüpp SSuullttaann CCaammiiii’’nniinnyyaann››nnddaadd››rr..‹‹ssttaannbbuull''uu ffeetthhee ggeellddii¤¤iinnddeeoorraaddaa flfleehhiitt ddüüflflmmüüflflttüürr..

    mmYZnn

    4 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E ’ Y E H ‹ C R E T r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö ⁄ R E N ‹ Y O R U M r 53

  • Bir Medeniyet KuruluyorMedine’nin eski ad› Yesrib idi. Sevgili Peygamberi-miz hicret etmeden önce de buras› önemli bir yerle-flim yeriydi. Yahudi ve Arap kabileleri bir arada yafl›-yorlard›. Halk›n aras›nda çok çeflitli inançlar vard›.Kabileler aras›nda bir birliktelik yoktu. Aralar›ndaçeflitli sebeplerden kaynaklanan düflmanl›klar de-vam ediyordu.

    CamiSevgili Peygamberimiz, Medine’de ilk ifl olarak bircami yapt›rd›.

    Cami, Müslümanlar›n hayat›nda sadece ibadet edilenbir yer de¤ildi. Ayn› zamanda Müslümanlar›n sohbetettikleri, gerekti¤inde kimsesiz ve yoksullar›n bar›nd›-¤›, kutlu bir yerdi. Cami, ayn› zamanda bir e¤itim ku-rumuydu. Müslümanlar, günlük hayatta karfl›laflt›¤›sorunlar› da burada konuflup karara ba¤lard›.

    PeygaammberrimmizMedinne’yegeldi¤¤innde ddevesinninnçöökttü¤¤ü bbofl aalaannaabirr ccaammi yyaaptt›rrd›.Yaaptt›rr›laann bbucaamminninn aad›Peygaammberr CCaammii’dirr(Mescid-i NNebevî).

    mmYZnn

    5 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E : B ‹ R M E D E N ‹ Y E T fi E H R ‹ r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö⁄R E N ‹ Y O R U M r 55

    BEfi‹NC‹ BÖLÜM

    MED‹NE:

    B‹R MEDEN‹YET fiEHR‹

  • EzanMüslümanlar›n say›s› günden güne art›yor, cami do-lup tafl›yor, art›k ihtiyac› karfl›lam›yordu. Namaz va-kitlerini duyurmak ve Müslümanlar› ibadete ça¤›r-mak için ortak bir iflarete ihtiyaç vard›. Hristiyanlar,ibadet zamanlar›n› çan çalarak, Yahudiler ise boruüfleyerek duyuruyordu. Bu yüzden çan ve boru olma-mal›yd›. Atefl yak›lmas› veya bayrak as›lmas› da uy-gun görülmedi.

    Zeyd’in o¤lu Abdullah ve sahabeden baz› kimseleringördü¤ü rüyayla sorun çözüme kavufltu. Rüyas›ndaAbdullah’a ezan›n sözleri ö¤retilmiflti. Herkes gör-dü¤ü rüyay› Peygamberimize anlatt›. O da bunlar›do¤rulad›. Ayn› sözler Peygamberimize vahiy yoluy-la ö¤retilmiflti. Bunun üzerine Peygamberimiz, eza-n›n Hazreti Bilâl’e ö¤retilmesini ve ezan› onun oku-mas›n› istedi. Çünkü Hazreti Bilâl’in sesi gür ve gü-zeldi.

    Ezan› Hazreti Bilâl okuyor ve o güzel sesiyle Müslü-manlar› ibadet etmeye ça¤›r›yordu.

    Yerleflim yeriSevgili Peygamberimiz, hicret edenler için Medi-ne’de yeni bir yerleflim plân› haz›rlad›. MedineliMüslümanlar, ellerindeki fazla arazilerini hicreteden Müslümanlara ba¤›fllad›. Peygamberimiz dehicret edenleri bu arazilere yerlefltirdi.

    EzanAllaahu eekberr ((4 ddefaa)

    Eflhedü eenn llâilâhe illaallaah (2 ddefaa)Eflhedü eennnne

    MuhaammmmedennRaasulullaah

    (2 ddefaa)Haayye aalessaalâh

    (2 ddefaa)Haayye aalelfelâh

    (2 ddefaa)Allaahu eekberr ((2 ddefaa)Lâilâhe iillaallaah ((1 ddefaa)

    TTürrkçe aannlaamm›::

    Allaah eenn bbüyükttürr.TTaann›kl›k eederrimm kki

    Allaah’ttaann bbaaflkaa iilâhyoktturr.

    TTaann›kl›k eederrimm kkiMuhaammmmed oonnunn kkulu

    ve eelçisidirr.Haaydi nnaammaazaa.

    Haaydi kkurrttuluflaa vvemmuttlulu¤¤aa.

    Allaah eenn bbüyükttürr.Allaah’ttaann bbaaflkaa iilâh

    yoktturr.

    mmYZnn

    5 6 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö⁄R E N ‹ Y O R U M r 5 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E : B ‹ R M E D E N ‹ Y E T fi E H R ‹

  • Kardefllik

    Sevgili Peygamberimiz, bütün Müslümanlar›n bir-birleriyle kaynaflmas› gerekti¤ini biliyordu. Çünküzorluklar› ancak bu flekilde yenebilirlerdi. Mek-ke’den hicret eden Müslümanlara Muhacir, Medi-ne’de onlar› karfl›layan ve onlara yard›m edenlere deEnsar ad› verildi. Muhacirler, Medine’de gurbettey-di. Her fleylerini Mekke’de b›rakm›fllard›. Baz›s› efli-ni, çocu¤unu; baz›s› da mal›n›, mülkünü orada b›rak-m›flt›. Peygamberimiz, Ensarla Muhacirleri kardeflilân etti. Herkes kendisine bir kardefl seçti. Kardefllerbelli olunca Muhacirler s›k›nt›dan kurtulmufl, Ensarise zor durumda olanlara yard›m etme mutlulu¤unuyaflam›flt›.

    Böylece Peygamberimiz, Müslümanlar›n dayan›flmaiçinde olmalar›n›, iç ve d›fl düflmanlara karfl› her yön-den güçlü bir toplum olmalar›n› sa¤lam›flt›.

    Birlikte yaflama

    Mekkeli müflrikler, Medine’ye sald›rmak için f›rsatkolluyordu. Müslümanlar, kendi içlerinde birlik veberaberli¤i kurduktan sonra d›flar›ya karfl› da birlikoluflturma ihtiyac› hissetti.

    Medine’nin nüfusu yaklafl›k on bindi. Nüfusun birk›sm› Yahudiydi. Yahudiler, büyük bir güç oluflturu-yordu. Bununla birlikte Medine’de Müslüman olma-yan Araplar da vard›. Peygamberimiz, bütün grup-larla görüflme yaparak, Medine’de birlikte bar›fl için-

    • Müslümmaann,Müslümmaann›nnkaarrdeflidirr. OOnnaakööttülük yyaapmmaaz, oonnudüflmmaann›nnaa tteslimmettmmez. KKimmMüslümmaann kkaarrdeflinninnbirr iihttiyaac›nn› ggiderrirrse,Allaah ddaa oonnunn bbirrihttiyaac›nn› ggiderrirr. KKimmMüslümmaann› bbirrs›k›nntt›daann kkurrttaarr›rrsaa,Allaah ddaa oonnu kk›yaammettgünnü ss›k›nntt›laarr›nn›nnbirrinndenn kkurrttaarr›rr. KKimmbirr MMüslümmaann›nnkusurrunnu öörrtterrse,Allaah ddaa KK›yaammettgünnü oonnunn kkusurrunnuöörrtterr.

    • Enn hhaay›rrl›nn›z, aahlâk›enn ggüzel oolaann›nn›zd›rr.

    • Do¤¤rrulukttaannaayrr›lmmaay›nn, ççünnküdo¤¤rruluk iiyili¤¤e, iiyilikde ccennnnette ggööttürrürr.Yaalaanndaann kkaaç›nn›nn,çünnkü yyaalaannkööttülü¤¤e, kkööttülük ddecehennnnemme ggööttürrürr.

    • Kommflusu aaçkenn ttokyaattaann bbizdenn dde¤¤ildirr.

    mmYZnn

    5 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E : B ‹ R M E D E N ‹ Y E T fi E H R ‹ r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö⁄R E N ‹ Y O R U M r 57

  • de yaflayabileceklerini belirtti. Karfl›l›kl› görüflmeler-den sonra aralar›nda bir sözleflme imzalad›lar.

    Bu sözleflmeye göre Müslümanlar ve Yahudiler eflithaklara sahip olacak, e¤er bir Yahudiye zarar verilir-se ona hem Müslümanlar hem de Yahudiler yard›medecekti. Ayn› durum Müslümanlar için de geçerliy-di. Antlaflmaya göre d›flar›dan gelecek bir sald›r›daflehri birlikte savunacaklard›. Görüfl ayr›l›¤› oldu¤un-da sorunu Peygamberimiz çözecekti.

    HadisPeygaammberrimmizinn

    söözlerrinne HHaadis ddennirrve MMüslümmaannlaarr iiçinn

    Kurr’aann’daann ssonnrraa ggelennikinnci kkaaynnaaktt›rr.

    Hadislerden seçmeler ((RRiiyyaazzüü’’ss--SSaalliihhiinn,, DDiiyyaanneett ‹‹flfllleerrii

    BBaaflflkkaannll››¤¤›› YYaayy››nnllaarr››))

    • ‹‹slâmm bbefl ttemmelüzerrinne kkurrulmmufltturr::Allaah’ttaann bbaaflkaa ttaannrr›

    olmmaad›¤¤›nnaa vveMuhaammmmed’inn oonnu

    kulu vve eelçisi ooldu¤¤unnaattaann›kl›k eettmmek, nnaammaazk›lmmaak, zzekâtt vverrmmek,

    Raammaazaann oorrucunnuttuttmmaak vve ggücü

    yettennlerr iiçinn KKâbe’yiziyaarrett eettmmek.

    • ‹‹nnsaannlaarr›nn eennhaay›rrl›s›, iinnsaannlaarraa

    faaydaal› oolaannd›rr.

    • CCennnnett aannnnelerrinnaayaaklaarr› aaltt›nndaad›rr.

    • TTemmizlik iimmaanndaannd›rr.

    • KKüçüklerrinnisevmmeyenn,

    büyüklerrinni ssaaymmaayaannbizdenn dde¤¤ildirr.

    mmYZnn

    58 r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö⁄R E N ‹ Y O R U M r 5 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E : B ‹ R M E D E N ‹ Y E T fi E H R ‹

  • Sevgili Peygamberimiz bu sözleflmeyle anlaflmazl›k-larda hakem kabul edilmifl oldu. Yine bu sözleflmeyegöre herkes kendi dinini rahatça yaflayabilecekti.

    Sözleflme, Medine’deki iç savafl› sona erdirmiflti. So-nuçta bu antlaflmadan kârl› ç›kan Peygamberimiz veMüslümanlar oldu.

    Herkes okullu oldu

    Peygamber Mescidi yap›l›rken Sevgili Peygamberi-mizin iste¤i üzerine yan›na yat›l› bir bölüm eklendi.Bu bölüme Suffe denildi. Buras› bir okuldu ve ö¤ret-menleri Peygamberimizdi. Müslümanlar, Kur’an’›ondan ö¤reniyor, kendilerini her konuda yetifltiri-yorlard›. Bir taraftan ö¤reniyor, di¤er taraftan da ö¤-retmek için haz›rlan›yorlard›.

    Ramazan

    Ramazan ay› Müslümanlar için ibadet ay›d›r. Bu ay›oruç tutarak geçirmek Yüce Allah'›n bir emridir.

    Oruç, hicretten bir buçuk sene sonra Müslümanlaraflu ayetle farz k›l›nd›: "Ey inananlar! Sizden öncekile-re oruç farz k›l›nd›¤› gibi Allah'a karfl› gelmekten sa-k›nman›z için size de farz k›l›nd›." (Bakara Suresi,183. ayet)

    Peygamberimiz bu aya özel bir önem verirdi. Gün-düzleri oruç tutar, geceleri çokça ibadet ederdi. Kim-sesizlere yard›m eder, yoksullar› giydirir ve onlar› if-tar sofras›na davet ederdi.

    Orruç, hhicrrettttenn bbirrbuçuk ssenne ssonnrraaMüslümmaannlaarraa fluaayettle ffaarrzk›l›nnmm›fltt›rr::Ey iinnaannaannlaarr!! SSizdennöönncekilerre oorruç ffaarrzk›l›nnd›¤¤› ggibi AAllaah'aakaarrfl› ggelmmekttennsaak›nnmmaann›z iiçinn ssizede ffaarrz kk›l›nnd›.((BBaakkaarraa SSuurreessii,, 118833.. aayyeett))

    mmYZnn

    5 . B Ö L Ü M : M E D ‹ N E : B ‹ R M E D E N ‹ Y E T fi E H R ‹ r P E Y G A M B E R ‹ M ‹ Ö⁄R E N ‹ Y O R U M r 59

  • Kur'an bu ayda, Kadir Gecesinde indirildi. Müslü-manlar bu ay› ibadet ederek, teravih namaz› k›larak,dua ederek, Kur'an okuyarak ve birbirleriyle yard›m-laflarak geçirir.

    Zengin Müslümanlar, mallar›ndan ve paralar›ndanbelli bir miktar› yoksullara zekât olarak verir. Zekât,