ÖnsÖz - bİrsambirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep...

15

Upload: others

Post on 02-Jun-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına
Page 2: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

ÖNSÖZ Takip, değerlendirme ve de kimi zaman denetim mekanizması olarak görev yapabilme yetisine kavuşan medya ve medya araçlarının hızlı üretilip aynı hızda tüketilmesi sonucu ortaya çıkan en büyük sorunlardan biri hiç şüphesiz cinsiyetler arası eşitsizliğin baş göstermesi oldu. Haber vermenin onlarca yıllık etik standartların dışına çıkarak yalnızca habercilik alanında değil, ana akım medyadaki süreli veya süresiz yayınlarda, basılı ve sözel çıktılarda özellikle kadın imgesi ile istismar edilmesi medyanın topluma yararlılık açısından değerlendirilmeye muhtaç yönünü geride bırakıyor. Kadının kimi zaman militarist, kimi zaman siyasi, kimi zaman da pornografik sembollerle öne çıkarılması bu anlamda hala daha derinlemesine sorgulanmaya ihtiyaç duyan bir mesele olduğunu gösteriyor. Medyada gerçekleştirilen eşitsizlik içeren yayınların eleştirileri geçmişe oranla daha fazla artış göstermiş olmakla birlikte henüz yeterli bir mukavemet addedecek duruma erişebilmiş değil. Birlik Stratejik Araştırmalar Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren Medya Okuryazarlığı Enstitüsü olarak bizler bu ve benzeri konular üzerine eğilerek medyanın doğru kullanımını tespit ve teşvik etmek için çalışmalarımızı bu minvalde sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu röportajlar dizisi ile tespitini gerçekleştirdiğimiz sorunlar üzerinde kurgulanmış aynı sorulara toplumumuzdaki kanaat önderi kadınlardan kendi alanlarında ayrı ayrı değerlendirilmeye muhtaç cevaplar aldık. Başta kadın sorunlarına eğilip bu konuda yoğun faaliyetlerde bulunan, bu çalışmamızda bize kurumsal olarak destek olan Kadın ve Demokrasi Derneği Genel Başkanı Yard. Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz Hanımefendi'ye teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Röportaj davetimizi kabul edip sorularımızı cevaplandıran Gazeteci ve Yazar Sibel Eraslan ve Merve Şebnem Oruç'a, Ak Parti MKYK Üyesi Sema Kırcı'ya, Birleşmiş Siviller Derneği'nin Başkanı Sümeyra Yerkel'e ve Araştırmacı-Yazar İpek Coşkun’a ayrıca teşekkür ediyor, çalışmamızın medya ve kadının toplumdaki yeri hakkındaki eleştirel girişimlere emsal teşkil etmesini ümit ediyorum. Mehmet Kapan Birsam - Medya Okuryazarlığı Enstitüsü Direktörü

 

Page 3: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

Birlik Stratejik Araştırmalar Merkezi - BİRSAM Medya Okuryazarlığı Enstitüsü

Röportaj Mehmet KAPAN

Konuklar E.Sare Aydın Yılmaz

İpek Coşkun Merve Şebnem Oruç

Sema Kırcı Sibel Eraslan

Sümeyra Keleş Yerkel

8 Mart 2015 Copyright © Birlik Stratejik Araştırmalar Merkezi

www.birsam.org

 

  

 

Page 4: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

1. Medya İçin ‘Kadın’ Ne Demektir? Sizce medyanın gözünde kadının nasıl bir profili var? E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı

Günümüzde medya kadını bir meta olarak kullanmaktadır. Kadın genelde güçsüz ve aciz olarak resmedilmekte veya fiziksek özellikleri ile bir cazibe aracı olarak sunulmakta ve sosyo-ekonomik konumunu bu cazibe ile elde eden bir kadın profili çizilmektedir.

Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar Medyada değişik kadın profilleri var. Tekil bir profil olduğunu söyleyemem. Haberlere konu olan kadınlar, haberleri yazıp değerlendiren kadınlar ve habere muhatap olan kadınlar şeklinde en az 3 profil var. Fakat günümüz bilişim teknikleri çerçevesinde medya artık sadece bilgi edinme değil bilgi üretimi ve servis imkanı da sağladığı için medyaya konu olan haberler üzerinden oluşturulan bir kadın profili algısı var. Genellikle gazetelerin 3. sayfasında şiddetin mağduru olan kadınlarla gazetelerin son sayfalarında life style şeklinde görseller üzerinden kullanılan kadın figürleri o gazetenin kadına bakış açısını yansıtır. Bu konuda Türkiye basını çok parlak bir sınav verememektedir. Ya şiddet mağduru ya da cinsel meta olarak kullanılmaktadır kadın. Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı Medya için kadın hem “tüketilen” hem de “tüketen”dir. Yani bir yanda izleyiciye, sunulan rolünde iken, diğer yanda da izleyen, sunulanı alan pozisyondadır. Kadın, maddî ve manevî her türlü tüketimin nesnesi haline getirilen ve pazarlama aracı yapılandır. Dolayısıyla kadın medyada başarılarıyla ve yetenekleriyle değil, cinselliği, nefreti, hırsı, aldatılmışlığı, kıskançlığı vs. ile ön planda olan bir metadır. Bu nedenle de başta medyanın kendisi olmak üzere, birçok platformda bu konuyla ilgili tartışılan ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına rağmen, bu çoğu zaman kulağa klişeleşmiş gelen vargı, hiçbir şekilde değişmemektedir. Kadın, ne şekilde fayda sağlayacak, ne kadar çok kazanıma sebep olacaksa, kitle iletişim araçları vasıtasıyla o şekilde yansıtılmaya devam eder. Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar Bazen foto galerilerde, film ve dizilerde ‘cesurca’ sergilenecek bir et parçası, bazen üçüncü sayfa haberlerini gerektiğince doldurabilecek bir mağdur. Son yıllarda bu yaklaşımın değişmesi üzerine büyük çaba var ama medyadaki mantalite henüz değişmedi.

 

Page 5: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar Özel bir tanımlamaya gittiklerini zannetmiyorum ama medya için ‘kadın’ vazgeçilmezdir diyebilirim. Özellikle pazarlama stratejisi olarak kadın imgesi hem yazılı hem de görsel medyanın en temel araçlarından bir tanesi. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Medya, aslında erkeklerin egemen olduğu ancak kadınların daha görünür kılındığı bir alan. Medyada kadın kimliğinin yansıması noktasında temel sorunu; bu görsel önceliğin kadının diğer özelliklerinin önüne geçmesi teşkil ediyor. Ne yazık ki medyada biçimselliğin ön planda olduğu kadın algısı, kadını erkek karşısında güçsüzleştiriyor ve edilgen kılıyor.

2. Kadınların medyada işlenişi; izleyici konumunda olan kadınlarda nasıl bir sosyo-psikolojik ve sosyo-kültürel değişime sebep oluyor?

E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı

Kadınlar medyada sunulan kadın profilleri ile kendilerini özdeşleştirmektedir. Bunun sonucunda kişisel özelliklerden çok fiziki görünüşe önem veren bir anlayış ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında medyadaki aciz ve gücüz kadın imajı kadınların ne yaparlarsa yapsınlar bulundukları durumdan kurtulamayacakları fikrini güçlendirmekte ve kadınları hakları için mücadele etmekten vazgeçirmektedir.

Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar

Medya için Profesör Chomsky ‘Rıza üretme’ bahsinden söz eder. Bilginin veriliş tarzıyla tematik vurgu tekrarlarıyla izleyiciyi hedef kitle şekline dönüştürür medya. Bu bağlamda kadın sadece haber ya da magazin takip eden bir tüketici olmaktan çıkar, talepleri medya aracılığıyla şekillendirilen, konumlandırılan, algı şablonu içerisinde yönelişleri belirlenen bir kitle haline dönüştürülür. Bu medya üzerinden üretilmiş rızadır.

Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı

Medyada kadınlara yönelik çalışmaların ekseriyetle eğlence üst başlığında toplanabilir olması aslında kadınların kendileri ile ilgili algıları hakkında da fikir veriyor. Arz-talep dengesinde düşündüğümüzde, kadınlar bu kısır döngünde kendilerine hitap eden çalışmalarda beslenme, güzellik, moda ve sağlık gibi konuların ele alınmasında büyük pay sahibidirler. Televizyonlarda gündüz kuşağı da kadınlara yönelik, gazete ve dergilerin magazin, rekabet ve hırs kokan köşeleri de. Daha genç, daha güzel, daha bakımlı olmakla ilgili takıntıların medyada yansıması genelde bu şekilde oluyor. Bu nedenle, aslında talebin doğurduğu bu yayınlar, sosyo-psikolojik ve sosyo-kültürel değişimde hem başarılı oluyor, hem de bu tür çalışmaların giderilmesinden ziyade,

 

Page 6: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

derinleşmesine ve çoğalmasına sebep oluyor. Bunun yanı sıra, sadece kadınlarda değil, erkek ve çocukların da kadınlara yönelik düşünce ve algıları buna göre biçimleniyor ve değişiyor.

Günümüzde bilgilendirme misyonunu üstlenen kitle iletişim araçları, özellikle de televizyonda kadınlara yönelik çalışmalarda bilgilendirici ve eğitici unsurlara daha az yer verilmesi düşündürücü. Medya bir yandan kadını nasıl göstermek istiyorsa, öyle gösterirken, diğer yandan da kadın ne görmek isterse, onu yansıtmaya da gayret ediyor. Sonuç olarak, kadınların bilinçlenip, medyada olumsuz kadın kimliğinin yansıtılması ile mücadele etmeleri, kadına olan bakış açısının değişmesinde büyük rol oynuyor. Ancak bu erkeklerin de bu konuda sorumluluk sahibi ve bilinçli olmaları gerçeğini değiştirmiyor.

Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar

Kadın, en kanıksanmış ‘öteki’ olduğunun bilincinde. Bu nedenle medyada kadının işlenişinde kat edilen mesafe oldukça dar olduğu için alışmış olmaktan kaynaklı bir yılgınlık var. Haber medyasında değil ama eğlenceye yönelik içeriklerde işleniş, kadın dizi karakterleri, aktrislerde kendilerinden buldukları bir parça, senaryo ile kendi hayatları arasında buldukları benzerlik elbette hikayenin sonuna umutla bağlanmalarına neden oluyor ve bu bazen hayatlarına da yansıyor.

İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar

Bununla ilgili olarak algı çalışmaları yapılmıştır eminim bilimsel olarak. Özellikle genç kadınları ele aldığımızda televizyon karakterlerinin genç kadınlar açısından zaman zaman bir rol model olduğu ifade edilebilir. Özellikle görsel anlamda. Bu durum sadece genç kadınlar için değil genç erkekler için de benzerdir aslında. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi

Geçmişe oranla günümüzde medyada daha farklı kadın temsillerini görmek mümkün. Ne yazık ki bu temsillerin çoğu zaman gerçeklikten uzak olduğunu görüyoruz. Bu noktada medya okur-yazarlığı önem kazanıyor. Gerçeklik ve kurgusallık ayrımını yapamayanlar için bu durum farklı sorunlara yol açabiliyor.

3. Medyada kadına şiddetin bu kadar sık ve derinlemesine işlenmesi sonucunda toplumun zihninde kadına şiddetin meşrulaştığı tezine katılır mısınız?

E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı

Medyada şiddet işlenmeli ve bunun ne kadar korkunç olduğu vurgulanmalıdır. Ne yazık ki kadına şiddetin işlenme sıklığı değil, işlenme biçimi şiddeti normalleştirmektedir. Şiddete maruz kalan kadın uzun uzun görüntülerde

 

Page 7: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

kullanılmakta, gözü mor, aciz ağlarken veya korku dolu gözlerle veya cenazede ardından ağlayanlar gösterilerek güçsüz ve aciz resmedilmektedirler. Burada yine kadın metalaştırılmaktadır. Bu şiddetin failleri ise kısaca gösterilmekte, üstlerinde fazla durulmamaktadır. Bu durumda kadın kolayca incitilebilecek ve kadına yönelik şiddet sonucu çok ağır yaptırımlar içermeyen bir olay olarak sunulmaktadır.

Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar

Meşrulaşma olmasa bile şiddetin kanıksandığı kanaatindeyim bir gazeteci olarak.

Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı

Sürekli olarak detaylı bir biçimde verilen cinayet, katliam vb. haberler gibi kadına yönelik şiddetin de ayrıntılı anlatılıp, göz önünde olması, bu konuda daha fazla hassasiyetin değil, bu tür görüntü ve anlatıma maruz kalan insanlarda sadece ve sadece duyarsızlığa ve kayıtsızlığa sebep olur. Bu nedenle, çoğu zaman özendirici olmasa bile, ki bu bile kesin olarak söylenemez, bu tür konularda ele alış biçimi bir şekilde ilkelere oturtularak, detaylı anlatımdan ve özendirici usulden kaçınılması gerektiği kanaatindeyim. Ancak bunun da medya sektörü içinde olabilecek bilinçlenme ve gerekli tedbirlerin alınması ile mümkün olabileceğini düşünüyorum. Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar Hayır. Kadına şiddet konusu ne kadar çok işlenirse, kanıksanmış mağduriyet o kadar çok ortaya çıkar ve şiddete uğradığını bildiren kadın sayısı bu oranda artar. İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar Hem evet hem hayır. Kadına şiddet haberlerinin sunuluş metodolojisi habercilik etiği açısından elbette sorunlu ama şiddet haberlerinin medyada sık yer almasının kadına şiddeti meşrulaştığı tezine asla katılmam. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Yalnızca kadına karşı şiddet konusu değil, herhangi bir olumsuzluğun çok konuşulup tartışılması o durumun kanıksanması gibi bir sonuç ortaya çıkarır. Olay sıradanlaşır, normalleşir ve bu durumda sağlıklı bir biçimde değerlendirilemez. Günümüzde yaşanan biraz da budur aslında. Şiddet haberlerine alışmak ve ürpermeden izleyebilmek farkında olmadan duyarsızlaştığımızın işaretidir.

 

Page 8: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

4. Medyada kadına şiddetinin detaylı olarak anlatılması, içinde saldırganlık dürtüsü olan kişiler için özendirici rolü nedir? E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı Şiddeti sürekli aciz kadın mor gözlü kadın olarak işlemek, cezaları tartışmamak ve faillerin profillerini yeterince incelememek bu şiddeti normalleştirmektedir. İçinde şiddet eğilimi taşıyanları tetikleyecek yayınlar yerine bunu yapan insanların ne kadar hastalıklı bir psikolojiye sahip olduğunu, bunun sosyal ve kültürel olarak ne kadar yanlış olduğunu vurgulamak gereklidir. Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar Suçluların polise verdiği ilk ifadeler çerçevesinde tacizin veya cinayetin özellikle televizyon dizilerinden ve gazete haberlerinden esinlenerek gerçekleştirildiği ortadadır. Mahkumlarla yapılan anketlerde ve adalet bakanlığı analizlerinde medyanın suç teknikleri konusunda maalesef olumsuz bir etkisi söz konusudur.

Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı

Burada şiddetin sadece fiziksel olmadığını vurgulamak gerekiyor. Duygusal, ekonomik ve yapısal şiddet de medyada oldukça görünür. Bu konudaki tüm yaptırımlara rağmen öne çıkma ve dikkat çekme uğruna bunlardan vazgeçilmiş de değil. Aksine gittikçe çoğaldığını bile söylemek mümkün. Kadınların birbirini aşağıladığı, hakaretlerin edildiği ve en vahimi de, bunların program yapımcıları tarafından özellikle isteniyor olması toplum adına oldukça kaygı verici bir durum. İzleyici kitlenin sürekli olarak bilhassa psikolojik şiddetin yayınına maruz kalıyor olması sadece saldırganlık dürtüsü olan kişilerde değil, ortalama bir izleyici üzerinde bile etkileyici ve özendirici olabilir.

Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar

Bunu Hollywood yapımları, Amerikan dizileri ve taklitçisi yerli yapımlar yapıyor zaten. Kanaatime göre, şiddet haberi özendirmez ancak eğlence sektörüne yönelik yapımlarda sıkça işlenen, kadına şiddetin neredeyse bir ‘fantezi’ imiş gibi gösterildiği yapımlar bunu elbette yapabilir. İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar Ön kabullü bir soru bu aslına bakarsanız. ‘...özendirici rolü var mıdır?’ diye sorulabilirdi belki. Soruya bu şekilde cevap verecek olursam, kadına şiddette adli vakaların haberleştirilmesinde kullanılan dil, vaka ile ilgili bütün detayların sosyal psikoloji göz ardı edilerek sunulması görsel ve yazılı medyanın açık bir şekilde

 

Page 9: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

kamuoyunu bilgilendirme görevini kötüye kullanmasıdır. Ayrıca kadına şiddet ve istismar konusunda sözde farkındalığı artırmanın hedeflendiği televizyon dizileri ve filmlerde özellikle şiddet ve tecavüz sahnelerinin dakikalarca ve bütün detaylarıyla veriliyor olmasında ise farkındalıktan ziyade medya çıkarının ön planda olduğunu düşünüyorum. Ama şiddete yönelecek kişiler için bu haberlerin onları özendirdiğini belirtmek çok samimi ve yerinde bir yaklaşım olmayacaktır. Hiç etkisi yoktur demiyorum ama şiddeti bu şekilde meşrulaştırmanın da samimi bir tavır olmayacağı kanaatindeyim. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Öncelikle şiddeti hayatlarında bir sorun çözme yöntemi olarak gören insanların normal olmadıklarını kabul etmek gerekir. Medyada tüm ayrıntılarıyla ele alınan şiddet vakaları sağlıklı bir ruh haline sahip olmayan kişilerce motive edici olma tehlikesini taşıyabilir. Nitekim, medyada detaylı olarak ele alınan vakaların aynen tekrar edilebildiğini görüyoruz. Şiddet haberlerinin sunuş tarzı profesyonel bir çaba ve özen gerektiriyor ki caydırıcı olsun. Aksi takdirde istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu konuda toplumu etkileme gücü olan medyaya büyük sorumluluk düşüyor. 5. Medyada kadınların işleniş biçimi erkeklerde nasıl bir algı oluşmasına sebep oluyor?

E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı

Kadınlar sadece erkekler açısından değil tüm toplum açısından sorunlu bir şekilde betimleniyor. Ya sadece bir fiziksel özellikleri ile ön plana çıkarılıyor ya da korkan ve karşı koyamayan bir kadın betimleniyor. Bu kadının toplumda her alanda potansiyelini ortaya koymasını engelleyen bir anlayışı ortaya çıkarmakta, kadına şiddeti tetiklemektedir.

Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar

Özgüvensiz, kendini ya kurban veya cinsel obje olarak sunan ikinci cins olarak algılanıyor, kadın bugünkü medyanın nazarında.

Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı

Medyada kadın olgusunun işleniş tarzı ve yöntemi maddiyat üzerine kurulu olduğundan, erkeklerde kadınları maddiyatla yani parayla elde edebileceği algısını oluşturuyor. Kadın, erkek için kolay, kutsallıktan uzak, erkeğe her daim ait olan ve

 

Page 10: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

olması gerekiyormuş gibi düşüncelere sebep oluyor. Tabi, bu şekilde sahip olunan bir şeye de dilediği gibi davranma, hatta gerekirse şiddet uygulama gibi bir alan açıyor. Diğer yandan, toplumun namus, ahlâk gibi değerleri kadının omuzlarına yükleniyor ve ahlâkî değerler kadınlar üzerinden yorumlandığı için, erkekler bu değerlerin dışında kalıyor. Yani, tabiri caizse toplum, örneğin namus kavramını o kadar çok kadınların üzerine yüklüyor ki, namussuz erkekleri göremez hale geliyor. Maneviyatın da tamamen devre dışı kaldığı bu gibi durumlarda ise, kadın Allah’ın emaneti olarak algılanmadığı için aşağılanmaya, hakaret edilmeye ve şiddete maruz kalıyor ve layık görülüyor. Erkeklerde oluşan bu olumsuz algı ve davranış biçimi kendini aile içinde, çevresinde ve toplumda devam ettiriyor. İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar Bu soruyu erkeklere sormak lazım elbette ama kadınların şiddet bağlamında işlenişi aslında kadına şiddet kadar olumsuz sonuçlar doğurabilecek erkek düşmanlığına neden olabilecektir. Bu ise erkekleri çözümün bir parçası yapmayı engelleyecektir. Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar Son dönemde haber medyası kadına şiddet gibi kriminal bir konuyu siyasetin bir malzemesi haline getirerek esas faili, yani erkeği bir perde arkasına saklıyor. Dizi ve filmler ise kadını bir obje haline getirerek, şiddete meyli olanları maalesef teşvik ediyor. Bu sorun bize özel de bir sorun değil; dünyada da meyil bu yönde. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Türkiye’de kadının toplumsal konumu çok hızlı değişiyor. Bu bağlamda, toplumun diğer yarısını oluşturan erkeklerin bu değişimi gerektiği şekilde içselleştiremediklerini düşünüyorum. Kadın bugün alışılagelmiş yükümlülüklerinin yanı sıra pek çok alanda erkeklerle aynı sorumlulukları paylaşabiliyor. Eskiye oranla ekranlarda akademik kariyeri, bilgi ve donanımıyla örnek teşkil edecek kadınların daha fazla yer alması, toplum nazarında kadın duruşunun güçlendiğine dair işaretler veriyor. Öte yandan, kadının toplumdaki konumu değişip güçlendikçe bunun yansımaları aynı şekilde, kadını sosyal hayatın etkin bireyi olarak konumlandırıyor. İfade ettiğimiz bu gelişmeler ne yazık ki, alışılagelmiş görsellik merkezli dikkati çekme algısını kökten değiştirecek boyutlarda değil. Sağlıklı düşünce sistemine sahip bireyden beklenen, medyada kadın üzerine konumlandırılan her türlü iletişim materyalini ciddi bir farkındalıkla incelemesidir. Bu noktada ana hareket noktası ise hiç kuşkusuz medya okur-yazarlığıdır.

 

Page 11: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

6. Toplumsal cinsiyet rollerini medya nasıl şekillendiriyor ? E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı

Medyanın kadını isleyiş şekli ataerkil toplum yapısının eksiden beri var olan toplumsal cinsiyet rollerinin devamını vurgulamakta modern yaşamın kadınların hayatına yüklediği yeni sorumluluklarla eski cinsiyet rollerinin çatışmışlarını işlemesine karşım bunlara yeni çözümler ve toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden tanımlanması yerine eskilerin devamlılığının gerekliliğinin altını çizmektedir. Bu sebeple dönüştürücü gücünü toplumdaki ihtiyaçlara çözüm sunacak şekilde kullanmamaktadır.

Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar Toplumsal cinsiyet konusunda 1994’ten bu yana tüm dünyada ortak bir bilinç dili oluşturulmaya çalışılıyor. Pek çok ülke medya kuruluşları toplumsal cinsiyet bilinci çerçevesinde yayınlar yapmaya dair prestij sözleşmelere imza attı. İki yıl önce Birleşmiş Milletler’de düzenlenen toplantılarda toplumsal cinsiyet ve medya ilişkisini sürdürülebilir kriterlerle olumlamak adına önemli uluslararası sözleşmeler imzalandı. Türkiye de imzalamıştır. Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı Bununla ilgili yapılan bir dizi araştırma hatta belgesel var. Örneğin Türk dizilerinin Arap kadınlar üzerindeki etkisinden bahsederken, boşanmaların, kadınların özgüveninin, aile içi şiddetin beklentilerin yükselmesi ile arttığına yönelik bir tez söz konusu. Bunu farklı toplumlara uyarlamak da mümkün. Coğrafî, kültürel ve dinî olgulara göre cinsiyet rollerinin şekillenmesi değişkenlik gösterebilir. Bazı toplumlarda çok daha olumsuz yönde şekillenme görülebilirken, diğerlerinde daha olumlu manada biçimlenme gözlenebilir. Bunda medyada yapılan yayınların etkisi olmakla birlikte, izleyici veya okuyucunun verilen bilgiyi doğrudan mı, yoksa filtreleyerek mi aldığı oldukça önemli. Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar Medya hepimizin hayatının bir parçası. Bir evde var olan ekran sayısı mobil araçlarla birlikte en az 5-6’ya çıktı. Dolayısıyla toplum, cinsiyet rolleri konusunda da diğer pek

 

Page 12: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

çok konuda olduğu gibi, medyadan etkileniyor. Dolayısıyla medya nereyi gösteriyorsa toplum oraya yöneliyor. İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar Özellikle cinsellik üzerinden şekillendirildiğini düşünüyorum. Ayrıca kadınların sadece mağdur sıfatıyla medyada yer alması, Türkiye’de bilim, sanayi, teknoloji, kültür ve sanat alanlarında çalışmalar yapan ve önemli başarıların altında imzası olan kadınların medyada yeterince yer almadığını belirtebilirim. Medyanın bu anlamda sorumluluğu yüksektir. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Toplumların temel harcı, hiç kuşkusuz kendi gelenek ve özünden hayat bulan temel değerler manzumesidir. Zamanla söz konusu değerlerde değişen unsurlar olsa da ana çerçevenin toplum tarafından muhafaza edildiğini görüyoruz. Kadına ilave görev ve sorumluluklar yükleyen koşullar aynı zamanda erkeğin de toplumdaki konumunu yeniden şekillendiriyor. Bu bağlamda medyanın toplumdaki değişime gereken hassasiyeti göstermesi, toplumsal değerler bütününü doğru okuması ve korunması hususunda çerçevenin güçlenmesi sürecine katkı vermesi büyük önem arz ediyor. 7. Kadınların kadınlara bakış açısında medyanın rolü nedir ? E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı Medya kadınlara umut vermemekte, kadın olmanın değerini ve önemini göstermemekte tam tersine kadın olmak medyada bir dezavantaj olarak kadınlara yansıtılmakta ve kadınların özgüvenlerini zayıflatmaktadır. Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar Özendiricilik, merak başta olmak üzere kadın dünyasını şekillendirecek hemen her çağrı yazınsal, görsel ve işitsel olarak sürümdedir. Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı Burada genel olarak daha çok televizyonun etkin olduğunu düşünüyorum. Spesifik olarak ise, (uyarlama dahi olsa) hayatların yansıtıldığı dizi ve filmlerde, para, aşk, moda, ihtiras, lüks yaşam biçiminin aşırı derecede empoze edilmesi, kadınlarda çoğu

 

Page 13: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

zaman kıyaslamanın sonucu olarak, aşağılık kompleksine, özentiye, mutsuzluğa, memnuniyetsizliğe sebep oluyor. Bu kıyaslama ve özenti kadınların hayatlarında özellikle de maddî boyutun eksik ve tamamlanmamış olduğunu düşünmelerine ve özgüven kaybına neden olduğu gibi çevrelerine de bu olumsuz düşünceleri yaymaları ile sonuçlanıyor. İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar Çok farklı dinamiklere sahip olduğu söylenebilir. Ama sosyal ve kişisel ilişkilerde çok büyük bir rolü olduğunu düşünmüyorum. Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar Ataerkil düzenin kılık değiştirerek de olsa hüküm sürdüğü bir gerçek. Erkek egemen mantalitenin kontrolü altından çıkmak için kadın medyadan yararlanabilir. Gününü evde veya dar çevresinde geçiren kadın, kadının şeytanlaştırılmadığı, obje haline getirilmediği, sosyal hayatın bir parçası olduğu örnekleri görerek dışarıdan korkmazsa, içerideki baskıya dur diyebilir. Bunun için medyaya kışkırtıcı olmaktan çok öğretici olma açısından büyük rol düşüyor. Bu konuda medya hala üzerine düşeni yapıyor değil. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Medyada boy gösteren mankenlere benzemek uğruna ölümü göze alan ve hatta hayatını kaybeden genç kızlar ibretlik bir tablo koyuyor önümüze. Medyada biçimselliğe indirgenmiş kadın duruşu, kadın kimliğinin üzerine kalın örtüler örtmekte, kadınlarımızı “kadın olmak güzel olmaktır” fikrine odaklandırmaktadır. Son dönemde kadınlarımızın; sivil toplum kuruluşlarındaki etkinlikleri, siyasetteki güçleri, akademik kimlikleri, üretimleri ve becerileri ile medyada daha fazla yer alıyor olması hiç kuşkusuz umutlarımızı artırmaktadır. Söz konusu örneklerin çoğaltılması, ülkemizin geleceğine en değerli harcı koyan kadınlarımız için önem arz etmektedir.

8. Medya kadınlar arasındaki farklılıkları nasıl işliyor? (sınıflar arası farklılık, kadının eğitimi, kadının geldiği coğrafya gibi. ) E.Sare Aydın Yılmaz -Kadın ve Demokrasi Derneği Başkanı Medya doğu coğrafyasındaki kadınları güçsüz, kaderine boyun eğmiş, çalışmayan ve eğitimsiz, çoğunlukla kurban rolünde betimlemekte, bati coğrafyasındaki kadınlar ise eğitimli ve kariyer sahibi, güçlü ve başarılı kadınlar olarak sunmaktadır. Bunun

 

Page 14: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

yanında sosyo-ekonomik farklılıkları olan kadınlar da benzer bir şekilde betimlenmektedir.

Sibel Eraslan - Gazeteci/Yazar Medyanın sadece kadına değil insana da bakış açısını belirleyen, hâlihazırda aydınlanma çağından bu yana hakimiyetini sürdüren batı düşüncesidir. Batının dışında herhangi bir merkez kabul etmeyen medya için farklı coğrafyalar farklı etnisiteler farklı diller her biri ‘öteki’sidir. Sümeyra Keleş Yerkel - Birleşmiş Siviller Genel Başkanı Çoğu zaman toplumun büyük bir çoğunluğunun benimsediği kadın rollerinin işlenmesinin yanında medyada belli başlı birkaç kadın rolü göze çarpıyor aslında: Anne, eş, kurban, cinselliğiyle kadın ya da kariyer sahibi ideal kadın. Bunun yanında “batının kadını daha özgür”, “doğunun kadını daha suskun” gibi klişe bazı sözüm ona coğrafî ve kültürel arka plana dayandırılan roller var ki, bunları her türlü kitle iletişim araçlarında görmek mümkünken, en çok da televizyonda rastladığımız bir gerçek. Televizyonun burada ayrıcalıklı yerini vurgulamak istiyorum. Hem göze hem de kulağa hitap eden, dolayısıyla da doğrudan algı ve düşünceye yönelik olan ve aynı zamanda bunları şekillendirebilen de bir araç. Merve Şebnem Oruç - Gazeteci/Yazar Sınıf, eğitim, etnik, yerel ve kültürel farklılıklar açısından toplum ve toplulukları işlemede son 10 yılda büyük yol kat edildi. Ancak bu kadına özel olarak yapılmıyor. Azınlık olmaktan, etnik farklılık veya sınıf farklılığından doğan konularda yapılan ayrımcılık, bu konuda yapılan açılımlarla büyük mesafe kaydetti. Ancak kadın özelinde getirilen pozitif ayrımcılık vb. çalışmalar henüz medyaya sirayet etmedi. İpek Coşkun - Araştırmacı/Yazar İşine geldiği gibi diyebiliriz aslında. İdeolojik bagajlar oldukça belirleyici olabiliyor tutumlarda. Zaman zaman oldukça self-oryantalist yaklaşımları gözlemleyebiliyorsunuz gerek televizyon dizilerinde gerekse haberlerde ya da gazetelerde. Anadolu kadını örneğin televizyonlarda yerel gezi programlarında sadece yöresel yemek yapan bir figür olarak karşımıza çıkarılıyor olması bu yaklaşımlara örnek olarak gösterilebilir bence. Bununla birlikte eğitimli kadınların da hak ettiği şekilde

 

Page 15: ÖNSÖZ - BİRSAMbirsam.org/uploads/default/reports/cdb11455093c3e5f5fc23bd966897102.pdf · ve hep “kadın medyada bir cinsellik objesi haline gelmiştir” sonucuna varılmasına

 8 Soruda Medyada Kadın Algısı 

8 Mart 2015 

medyada yer bulduğunu düşünmüyorum. Eğitimli kadınların da kocalarından şiddet gördüğü haberlerini bir kenara koymazsak. Sema Kırcı- Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Şehirli, eğitimli kadın imajının daha özendirici olduğunu düşünüyorum. Elbette kadın daha eğitimli, üretken ve etkin olmalı. Ancak gelişmişlik olgusunu yalnızca kadın üzerinden okumanın sağlıklı olmadığını düşünüyorum. Şehirli kadınının kırsaldaki kadından; çalışan kadının ev hanımından daha makbulmüş gibi sunulmasını da sorunlu buluyorum.