mustafa kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · mustafa kemal Üniversitesi ziraat fakültesi...

59
Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Sahibi/Publisher Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi adına Prof.Dr. Emine ÖZDEMĠR, Dekan On behalf of the Faculty of Agriculture, Mustafa Kemal University Prof.Dr. Emine ÖZDEMĠR, Dean Sekreter / Secretary Ayşe ÇILDIROĞLU Yazışma Adresi / Corresponding Address Mustafa Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergi Yayın Kurulu Başkanlığı 31034 Antakya-Hatay/TURKIYE Tel: (+90).326.2455845 Fax: (+90).326.2455832 e-mail: [email protected] Dergi yılda iki sayı olarak yayınlanmaktadır. A volume of the Journal consists of two issues published in the same year.

Upload: others

Post on 01-Mar-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty MKU

ISSN 1300-9362

SahibiPublisher

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi adına

ProfDr Emine OumlZDEMĠR Dekan

On behalf of the Faculty of Agriculture Mustafa Kemal University

ProfDr Emine OumlZDEMĠR Dean

Sekreter Secretary

Ayşe CcedilILDIROĞLU

Yazışma Adresi Corresponding Address

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergi Yayın Kurulu Başkanlığı

31034 Antakya-HatayTURKIYE

Tel (+90)3262455845

Fax (+90)3262455832

e-mail zfdergimkuedutr

Dergi yılda iki sayı olarak yayınlanmaktadır

A volume of the Journal consists of two issues published in the same year

Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty MKU

ISSN 1300-9362

CiltVolume 16 SayıNumber 2 2011

Yayın Kurulu Editorial Board

ProfDr Mehmet Emin CcedilALIġKAN (BaĢkanEditor-in-Chief)

DoccedilDr Erdal SERTKAYA YrdDoccedilDr Kazım MAVĠ

YrdDoccedilDr Cahit ERDOĞAN YrdDoccedilDr Aziz GUumlL

Danışma Kurulu Advisory Board

Bekir Erol AK Harran Uumlniversitesi

Uumlmit ARSLAN Uludağ Uumlniversitesi

Semih CcedilAĞLAR Suumltccediluuml İmam Uumlniversitesi

Fikret DEMĠRCĠ Ankara Uumlniversitesi

CoĢkun DURGACcedil Mustafa Kemal Uumlniv

Serap GOumlNCUuml Ccedilukurova Uumlniversitesi

Mehmet HAMURCU Selccediluk Uumlniversitesi

Kayhan KAPLAN Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Mahmut KESKĠN Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Ccediliğdem KILICcedilASLAN Adnan Menderes Uumlniv

ġener KURT Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Derya OumlNDER Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Uğur SERBESTER Niğde Uumlniversitesi

Ġnci TOLAY Akdeniz Uumlniversitesi Her makale 3 danıĢman tarafından incelenmektedir Each manuscript is evaluated by three referees

MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Dergisi ldquoCAB Abstractsrdquo veri tabanı tarafından taranmaktadır

Journal of Agricultural Faculty MKU is abstractedindexed in ldquoCAB Abstractsrdquo database

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SayfaPage

Betuumll TUumlLEK M Emin BARIġ

Orta Anadolu Ġklim KoĢullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 1

Hatice DAĞHAN

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Etkileri

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human

Health helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 15

Safder BAYAZĠT Sinan YILMAZ

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) CcedileĢit ve Seleksiyon Tiplerinin Odun

Ccedilelikleri Ġle Ccediloğaltılması

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and

Selection Types with Hardwood Cuttings helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphelliphellip27

M Selim OKYAY Ġbrahim TAPKI

Malya Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim

Oumlzellikleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 35

M Selim OKYAY Ġbrahim TAPKI

Malya Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim

Oumlzellikleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip45

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 ISSN 1300-9362

Orta Anadolu İklim Koşullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Betuumll TUumlLEK1 M Emin BARIġ

2

1Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 07070 Antalya

2Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 06110 Ankara

Oumlzet

Son yıllarda kuraklığın bitkiler uumlzerinde fazlasıyla hissedilen yıkıcı etkisiyle yeĢil

alanların elden ccedilıkmasını oumlnlemenin en temel yolu suyun etkin olarak kullanıldığı peyzaj

duumlzenlemelerini gerccedilekleĢtirmektir Bu ccedilalıĢmada kurak iklim koĢullarına sahip Orta

Anadolu‟da yapılan peyzaj duumlzenlemelerinde minimum maliyetle suumlrekliliğin sağlanması

uumlzerinde durulmuĢtur Bu ccedilalıĢmanın amacı kuumlresel ısınmanın da etkisiyle kendini daha

fazla hissettiren kuraklık ve bu nedenle son derece oumlnemli hale gelen ldquoPeyzajda Suyun

Etkin Kullanımırdquo anlayıĢını benimseyen Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) yaklaĢımı

hakkında genel bilgiler vererek bu yaklaĢımın Orta Anadolu iklim koĢullarında yeĢil

alanlardaki oumlnemini vurgulamaktır Bu ccedilalıĢma sonucunda peyzaj mimarlığı disiplininin

sunduğu ccediloumlzuumlmler ile kuraklık faktoumlruumlnuumln etkisi goumlz oumlnuumlne alınarak yapılacak

uygulamalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği ortaya konmuĢtur

Anahtar Kelimeler Orta Anadolu Ġklim değiĢikliği Kuraklık Xeriscape Peyzaj tasarımı

ve uygulama

Giriş

Yuumlzyıllardır birccedilok uygarlık su iccedilin savaĢmıĢ ve sayısız kayıplar vermiĢtir Su bu

yuumlzyıl iccedilerisinde de yaĢamın devamlılığı iccedilin en temel gereksinimlerin baĢında gelmektedir

Canlıların yaĢamını devam ettirebilmek iccedilin suya ihtiyaccedil duyması ve duumlnya uumlzerindeki tatlı

su kaynaklarının oranının tuumlm su kaynaklarına goumlre 1 civarında olması su kaynaklarının

korunması ve verimli kullanımının hayati bir oumlneme sahip olduğunun en temel

goumlstergesidir

Bitkiler de yaĢamlarını devam ettirebilmek iccedilin belirli oranlarda suya gereksinim

duymaktadır Bitki buumlnyesinin 80 veya daha fazlasını oluĢturan su bitki iccedilerisinde

materyallerin iletimini yapmak buumlyuumlmeyi sağlamak ve topraktan bitkinin gereksinim

duyduğu besin maddelerinin alımını gerccedilekleĢtirmek gibi son derece hayati fonksiyonların

gerccedilekleĢtirilmesinde kullanılmaktadır

Tuumlrkiye‟nin oumlnemli bir boumlluumlmuuml kurak ve yarı kurak bir iklime sahiptir Uumllke

genelinde yağıĢlar genellikle kıĢın ve ilkbaharda duumlĢmektedir Bu mevsimlerde de

vejetasyon ya henuumlz baĢlamamıĢ ya da yeni yeni baĢlamaktadır Dolayısıyla vejetasyon

doumlnemi boyunca oumlnemli bir su accedilığı mevcuttur Bu su accedilığı da bitkiler accedilısından sulamanın

oumlnemini artırmaktadır Bu kapsamda su peyzaj duumlzenleme ccedilalıĢmalarının en oumlnemli

girdisini oluĢturmaktadır ve oumlzellikle suya fazla gereksinim duyan bitkilerin kullanıldığı

bitkilendirmelerde duumlzensiz ya da yetersiz sulama bitkide geliĢimin duraklamasına

kurumalara ya da oumlluumlme neden olmaktadır

Accedilık-yeĢil alanların duumlzenlenmesinde su oumlnemli iĢlevlere sahip oumlnemli bir peyzaj

tasarım oumlğesidir Son yıllarda kuumlresel oumllccedilekte etkileri goumlruumllen iklim değiĢikliği ve buna

B TUumlLEK ME BARIġ

2 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

bağlı olarak fazlasıyla hissedilen yoğun kuraklık beraberinde sıcak dalgalarıyla birlikte

buumlyuumlk su sıkıntılarını da getirmektedir Tuumlm canlılarla birlikte bitkiler de bundan

etkilenmekte ve oumlzellikle yoğun sulamayı gerektiren klasik yeĢil alan duumlzenlemeleri bu

nedenle buumlyuumlk oumllccediluumlde tahrip olmaktadır Bu nedenle oumlzellikle yeĢil alanların

duumlzenlenmesinde bitkilerin su tuumlketiminin yeniden goumlzden geccedilirilerek suyun etkin biccedilimde

kullanıldığı peyzaj duumlzenleme yaklaĢımının benimsenmesi ve bu yolla kuraklık faktoumlruumlnuumln

olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi gerekmektedir

ldquoXeriscaperdquo Nedir

Bu kavram ilk olarak 1981 yılında peyzaj duumlzenlemelerinde suyun kullanımına

youmlnelik tasarrufun sağlanabilmesi amacıyla Denver Su Departmanı tarafından geliĢtirilmiĢ

ve bu yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimine ldquokururdquo anlamına gelen Yunanca ldquoxerosrdquo ile ldquopeyzajrdquo

anlamına gelen Ġngilizce ldquolandscaperdquo soumlzcuumlklerinin kullanımıyla ldquoXeriscaperdquo ismi

verilmiĢtir (BarıĢ 2007) (Gary L Wade ve ark 2007)

Su temini konusunda yaĢanılan guumlccedilluumlklerin giderek artması insanları suyun etkin

kullanımı youmlnuumlnde yeni ccediloumlzuumlm arayıĢlarına youmlneltmiĢtir Oumlzellikle park ve bahccedileler gibi dıĢ

mekacircn kullanımlarında su tuumlketiminin buumlyuumlk boyutlara ulaĢması peyzaj duumlzenlemelerinde

suyun olabildiğince az kullanıldığı yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimlerinin geliĢtirilmesini

gerektirmiĢtir Bu doğrultuda Su-Etkin Peyzaj Duumlzenlemesi (Water - Efficient

Landscaping) genel baĢlığı altında Suyun Akılcı Kullanımı (Water - Wise Water-Smart)

Az Su Kullanımı (Low-Water) ve Doğal Peyzaj Duumlzenleme (Natural Landscaping) gibi

klasik peyzaj duumlzenleme anlayıĢlarından farklı yeni peyzaj duumlzenleme kavramları

geliĢtirilmiĢtir Bu kavramların hepsi de genellikle aynı anlamı taĢıyacak biccedilimde birbirinin

yerine kullanılmaktadır Bu temel ilkelerin formuumlle edilmesiyle geliĢtirilen ilk kavramsal

yaklaĢımlardan birisi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) dir Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenleme genel olarak suyun en az duumlzeyde kullanılmasıyla su kaynaklarının ve ccedilevrenin

korunmasını ilke edinen oumlzellikli peyzaj duumlzenleme olarak tanımlanabilir (BarıĢ 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme Prensipleri

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla yapılan peyzaj uygulamaları daha duumlĢuumlk

maliyet zaman ve emek harcanarak gerccedilekleĢtirilebilmektedir Bir peyzaj duumlzenlemesinde

suyun etkin kullanımını sağlamak iccedilin o peyzajın tamamının yeniden duumlzenlemesine gerek

yoktur Bu kapsamda buguumln baĢarılı bir kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesi 7 temel prensiple

gerccedilekleĢtirilebilmektedir (Gary L Wade ve ark 2007)

1 Doğru Tasarım Doğru bir tasarım yapmak iccedilin iki yol vardır Bu iki yol yeni bir alan oluĢturmak ya

da mevcut alanı iyileĢtirmek olarak ayrılabilir Bir peyzaj planının oluĢturulması su-etkin

peyzaj tasarımı iccedilin ilk ve en oumlnemli aĢamadır Hazırlanacak peyzaj planında duumlzenlemenin

yapılacağı alana iliĢkin boumllgesel ve mikro klimatik koĢullar mevcut vejetasyon topografya

alanının kullanım biccedilimi ve en oumlnemlisi bitkilerin su isteklerine goumlre gruplandırılması gibi

konuların dikkate alınması gerekmektedir Ayrıca bitkilerin ıĢık ve toprak istekleri de goumlz

oumlnuumlnde bulundurulmalıdır Ġyi duumlĢuumlnuumllerek ve dikkatli bir biccedilimde hazırlanan peyzaj planı

fonksiyonel estetik ve su-etkin bir peyzajın yaratılmasında ve oluĢturulan peyzajın

suumlrekliliğinin sağlanmasında yol goumlsterici olması accedilısından oumlnem taĢımaktadır (BarıĢ 2007)

CcedilalıĢma alanları iccedilindeki yapıların vaziyet planının genel projeyi nasıl etkileyeceğini

goumlz oumlnuumlne alınmalıdır Goumlrsel analiz ile alan iccedilinde ya da ccedilevresinde muhafaza edilmesi ya

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 3

da perdelenmesi gereken goumlruumlnuumlmler belirlenmelidir Yapılacak soumlrvey ccedilalıĢması ile alan

ile ilgili aĢağıdaki oumlzellikler ortaya konulmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

1 YetiĢme koĢulları iccedilin Soğuk veya sıcak boumllgeler direk bakarlar (doğu batı kuzey

guumlney) alanın boumllgelerinin mevsimlere goumlre guumlneĢli ve goumllgeli boumllgeleri suyun drene

olduğu veya tutulduğu boumllgeler

2 Mevcut bitki oumlrtuumlsuuml (Sağlıklı mı doğal mı alan Ģartlarına uygunluğu)

3 Sert zeminler yuumlruumlme yolları araccedil yolları havuz ccedilit vb

4 Guumlzel goumlruumlnuumlĢ (alanda guumlzel veya koumltuuml goumlruumlnuumlmlerin tespiti)

Alandaki yapılardan ve sert zeminlerden akan suyun toplanmasını sağlayacak tasarımlar

geliĢtirilmelidir Peyzajda bu suyu kullanmak muumlmkuumlnduumlr Bol suya ihtiyaccedil duyan bitkiler

yağmur sonrası toplanan sudan yararlanmak iccedilin bitkisel plana konulmalıdır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

2 Toprak Analizi ve Toprak Koşullarının İyileştirilmesi Her alanın kendine oumlzguuml toprak koĢullarına sahip olması nedeniyle oumlncelikle

kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesinin yapılacağı alandaki toprağın analiz edilmesi ve bu analiz

doğrultusunda gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmalarının yapılması gerekmektedir Bu analizlerde

toprağın PH değeri (toprak asitlilik değeri) bitki besin elementlerinin duumlzeyi (oumlrneğin azot

fosfor potasyum vb) ve kum mil kil ve organik madde iccedilerikleri gibi oumlzellikleri tespit

edilerek bu değerlere bağlı olarak yapılması gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmaları

belirlenmektedir Bu analiz sonuccedilları aynı zamanda toprakta bitkinin gereksinim duyduğu

nem oranını uzun suumlre muhafaza etmeye youmlnelik oumlnlemlerin alınması konusunda da

yardımcı olacaktır (BarıĢ 2007)

Toprağın durumu Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ccedilalıĢmalarında iklim karakteristikleri

kadar oumlnem taĢımaktadır Toprağın analizi hangi tuumlr bitkilerin dikileceğini belirleyen

oumlnemli bir faktoumlrduumlr Analiz sonucu toprağın iyileĢtirilmesi gerekirse organik materyaller

devreye girecektir Toprağın iyileĢtirilmesi bitki dikimine baĢlanmadan ccedilok oumlnce

tamamlanmalıdır Doğal bitki oumlrtuumlsuumlnden tuumlrler en az iyileĢtirmeye gerek duyan tuumlrlerdir

Uzun vadede bakım masraflarından tasarruf aynı zamanda dıĢarıdan getirilecek toprakların

iyi kalitede olması ile de bağlantılıdır Yabani ot tohumları ile yuumlkluuml bir toprak uzun vadede

bakım iĢlemleri arttıracağından dıĢarıdan getirilecek toprağın temizliğinden emin olmak ya

da yapılacak muumldahalelerle temizliğini sağlamak gerekmektedir (Yazgan ve Oumlzyavuz

2008)

3 Uygun Bitki Tuumlrlerinin Seccedilimi

Uygun bitki seccediliminde ideal olan farklı sıcaklık ve toprak nemindeki dalgalanmalara

adapte olabilecek bitkileri seccedilmektir Kuraklığa tolerans goumlstermek Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ama yine de bitki seccediliminde tek kriter değildir Bir bitki

alanda ne kadar doğal olursa olsun yeni ccedilevreye adapte olamayabilir (Gary L Wade ve ark

2007)

Bitkilerin araziye adapte olmasında bilinmesi gereken kriterler Ģunlardır

1 Bitkinin olgunlaĢmıĢ haldeki boy ve ccedilapı

2 Goumllge ve guumlneĢ istekleri

3 Toprak ihtiyacı

4 Su ihtiyacı

5 Tuz ve soğuk dayanıklılıkları (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Oumlzellikle tuzluluk faktoumlruuml bazı alanlarında yapılacak bitkilendirmelerde ccedilok oumlnemli

olabilir Bu alanlarda sulama suları bile eğer taban suyundan alınıyor ise tuzlu olabilir

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 2: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty MKU

ISSN 1300-9362

CiltVolume 16 SayıNumber 2 2011

Yayın Kurulu Editorial Board

ProfDr Mehmet Emin CcedilALIġKAN (BaĢkanEditor-in-Chief)

DoccedilDr Erdal SERTKAYA YrdDoccedilDr Kazım MAVĠ

YrdDoccedilDr Cahit ERDOĞAN YrdDoccedilDr Aziz GUumlL

Danışma Kurulu Advisory Board

Bekir Erol AK Harran Uumlniversitesi

Uumlmit ARSLAN Uludağ Uumlniversitesi

Semih CcedilAĞLAR Suumltccediluuml İmam Uumlniversitesi

Fikret DEMĠRCĠ Ankara Uumlniversitesi

CoĢkun DURGACcedil Mustafa Kemal Uumlniv

Serap GOumlNCUuml Ccedilukurova Uumlniversitesi

Mehmet HAMURCU Selccediluk Uumlniversitesi

Kayhan KAPLAN Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Mahmut KESKĠN Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Ccediliğdem KILICcedilASLAN Adnan Menderes Uumlniv

ġener KURT Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Derya OumlNDER Mustafa Kemal Uumlniversitesi

Uğur SERBESTER Niğde Uumlniversitesi

Ġnci TOLAY Akdeniz Uumlniversitesi Her makale 3 danıĢman tarafından incelenmektedir Each manuscript is evaluated by three referees

MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Dergisi ldquoCAB Abstractsrdquo veri tabanı tarafından taranmaktadır

Journal of Agricultural Faculty MKU is abstractedindexed in ldquoCAB Abstractsrdquo database

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SayfaPage

Betuumll TUumlLEK M Emin BARIġ

Orta Anadolu Ġklim KoĢullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 1

Hatice DAĞHAN

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Etkileri

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human

Health helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 15

Safder BAYAZĠT Sinan YILMAZ

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) CcedileĢit ve Seleksiyon Tiplerinin Odun

Ccedilelikleri Ġle Ccediloğaltılması

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and

Selection Types with Hardwood Cuttings helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphelliphellip27

M Selim OKYAY Ġbrahim TAPKI

Malya Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim

Oumlzellikleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 35

M Selim OKYAY Ġbrahim TAPKI

Malya Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim

Oumlzellikleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip45

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 ISSN 1300-9362

Orta Anadolu İklim Koşullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Betuumll TUumlLEK1 M Emin BARIġ

2

1Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 07070 Antalya

2Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 06110 Ankara

Oumlzet

Son yıllarda kuraklığın bitkiler uumlzerinde fazlasıyla hissedilen yıkıcı etkisiyle yeĢil

alanların elden ccedilıkmasını oumlnlemenin en temel yolu suyun etkin olarak kullanıldığı peyzaj

duumlzenlemelerini gerccedilekleĢtirmektir Bu ccedilalıĢmada kurak iklim koĢullarına sahip Orta

Anadolu‟da yapılan peyzaj duumlzenlemelerinde minimum maliyetle suumlrekliliğin sağlanması

uumlzerinde durulmuĢtur Bu ccedilalıĢmanın amacı kuumlresel ısınmanın da etkisiyle kendini daha

fazla hissettiren kuraklık ve bu nedenle son derece oumlnemli hale gelen ldquoPeyzajda Suyun

Etkin Kullanımırdquo anlayıĢını benimseyen Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) yaklaĢımı

hakkında genel bilgiler vererek bu yaklaĢımın Orta Anadolu iklim koĢullarında yeĢil

alanlardaki oumlnemini vurgulamaktır Bu ccedilalıĢma sonucunda peyzaj mimarlığı disiplininin

sunduğu ccediloumlzuumlmler ile kuraklık faktoumlruumlnuumln etkisi goumlz oumlnuumlne alınarak yapılacak

uygulamalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği ortaya konmuĢtur

Anahtar Kelimeler Orta Anadolu Ġklim değiĢikliği Kuraklık Xeriscape Peyzaj tasarımı

ve uygulama

Giriş

Yuumlzyıllardır birccedilok uygarlık su iccedilin savaĢmıĢ ve sayısız kayıplar vermiĢtir Su bu

yuumlzyıl iccedilerisinde de yaĢamın devamlılığı iccedilin en temel gereksinimlerin baĢında gelmektedir

Canlıların yaĢamını devam ettirebilmek iccedilin suya ihtiyaccedil duyması ve duumlnya uumlzerindeki tatlı

su kaynaklarının oranının tuumlm su kaynaklarına goumlre 1 civarında olması su kaynaklarının

korunması ve verimli kullanımının hayati bir oumlneme sahip olduğunun en temel

goumlstergesidir

Bitkiler de yaĢamlarını devam ettirebilmek iccedilin belirli oranlarda suya gereksinim

duymaktadır Bitki buumlnyesinin 80 veya daha fazlasını oluĢturan su bitki iccedilerisinde

materyallerin iletimini yapmak buumlyuumlmeyi sağlamak ve topraktan bitkinin gereksinim

duyduğu besin maddelerinin alımını gerccedilekleĢtirmek gibi son derece hayati fonksiyonların

gerccedilekleĢtirilmesinde kullanılmaktadır

Tuumlrkiye‟nin oumlnemli bir boumlluumlmuuml kurak ve yarı kurak bir iklime sahiptir Uumllke

genelinde yağıĢlar genellikle kıĢın ve ilkbaharda duumlĢmektedir Bu mevsimlerde de

vejetasyon ya henuumlz baĢlamamıĢ ya da yeni yeni baĢlamaktadır Dolayısıyla vejetasyon

doumlnemi boyunca oumlnemli bir su accedilığı mevcuttur Bu su accedilığı da bitkiler accedilısından sulamanın

oumlnemini artırmaktadır Bu kapsamda su peyzaj duumlzenleme ccedilalıĢmalarının en oumlnemli

girdisini oluĢturmaktadır ve oumlzellikle suya fazla gereksinim duyan bitkilerin kullanıldığı

bitkilendirmelerde duumlzensiz ya da yetersiz sulama bitkide geliĢimin duraklamasına

kurumalara ya da oumlluumlme neden olmaktadır

Accedilık-yeĢil alanların duumlzenlenmesinde su oumlnemli iĢlevlere sahip oumlnemli bir peyzaj

tasarım oumlğesidir Son yıllarda kuumlresel oumllccedilekte etkileri goumlruumllen iklim değiĢikliği ve buna

B TUumlLEK ME BARIġ

2 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

bağlı olarak fazlasıyla hissedilen yoğun kuraklık beraberinde sıcak dalgalarıyla birlikte

buumlyuumlk su sıkıntılarını da getirmektedir Tuumlm canlılarla birlikte bitkiler de bundan

etkilenmekte ve oumlzellikle yoğun sulamayı gerektiren klasik yeĢil alan duumlzenlemeleri bu

nedenle buumlyuumlk oumllccediluumlde tahrip olmaktadır Bu nedenle oumlzellikle yeĢil alanların

duumlzenlenmesinde bitkilerin su tuumlketiminin yeniden goumlzden geccedilirilerek suyun etkin biccedilimde

kullanıldığı peyzaj duumlzenleme yaklaĢımının benimsenmesi ve bu yolla kuraklık faktoumlruumlnuumln

olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi gerekmektedir

ldquoXeriscaperdquo Nedir

Bu kavram ilk olarak 1981 yılında peyzaj duumlzenlemelerinde suyun kullanımına

youmlnelik tasarrufun sağlanabilmesi amacıyla Denver Su Departmanı tarafından geliĢtirilmiĢ

ve bu yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimine ldquokururdquo anlamına gelen Yunanca ldquoxerosrdquo ile ldquopeyzajrdquo

anlamına gelen Ġngilizce ldquolandscaperdquo soumlzcuumlklerinin kullanımıyla ldquoXeriscaperdquo ismi

verilmiĢtir (BarıĢ 2007) (Gary L Wade ve ark 2007)

Su temini konusunda yaĢanılan guumlccedilluumlklerin giderek artması insanları suyun etkin

kullanımı youmlnuumlnde yeni ccediloumlzuumlm arayıĢlarına youmlneltmiĢtir Oumlzellikle park ve bahccedileler gibi dıĢ

mekacircn kullanımlarında su tuumlketiminin buumlyuumlk boyutlara ulaĢması peyzaj duumlzenlemelerinde

suyun olabildiğince az kullanıldığı yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimlerinin geliĢtirilmesini

gerektirmiĢtir Bu doğrultuda Su-Etkin Peyzaj Duumlzenlemesi (Water - Efficient

Landscaping) genel baĢlığı altında Suyun Akılcı Kullanımı (Water - Wise Water-Smart)

Az Su Kullanımı (Low-Water) ve Doğal Peyzaj Duumlzenleme (Natural Landscaping) gibi

klasik peyzaj duumlzenleme anlayıĢlarından farklı yeni peyzaj duumlzenleme kavramları

geliĢtirilmiĢtir Bu kavramların hepsi de genellikle aynı anlamı taĢıyacak biccedilimde birbirinin

yerine kullanılmaktadır Bu temel ilkelerin formuumlle edilmesiyle geliĢtirilen ilk kavramsal

yaklaĢımlardan birisi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) dir Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenleme genel olarak suyun en az duumlzeyde kullanılmasıyla su kaynaklarının ve ccedilevrenin

korunmasını ilke edinen oumlzellikli peyzaj duumlzenleme olarak tanımlanabilir (BarıĢ 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme Prensipleri

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla yapılan peyzaj uygulamaları daha duumlĢuumlk

maliyet zaman ve emek harcanarak gerccedilekleĢtirilebilmektedir Bir peyzaj duumlzenlemesinde

suyun etkin kullanımını sağlamak iccedilin o peyzajın tamamının yeniden duumlzenlemesine gerek

yoktur Bu kapsamda buguumln baĢarılı bir kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesi 7 temel prensiple

gerccedilekleĢtirilebilmektedir (Gary L Wade ve ark 2007)

1 Doğru Tasarım Doğru bir tasarım yapmak iccedilin iki yol vardır Bu iki yol yeni bir alan oluĢturmak ya

da mevcut alanı iyileĢtirmek olarak ayrılabilir Bir peyzaj planının oluĢturulması su-etkin

peyzaj tasarımı iccedilin ilk ve en oumlnemli aĢamadır Hazırlanacak peyzaj planında duumlzenlemenin

yapılacağı alana iliĢkin boumllgesel ve mikro klimatik koĢullar mevcut vejetasyon topografya

alanının kullanım biccedilimi ve en oumlnemlisi bitkilerin su isteklerine goumlre gruplandırılması gibi

konuların dikkate alınması gerekmektedir Ayrıca bitkilerin ıĢık ve toprak istekleri de goumlz

oumlnuumlnde bulundurulmalıdır Ġyi duumlĢuumlnuumllerek ve dikkatli bir biccedilimde hazırlanan peyzaj planı

fonksiyonel estetik ve su-etkin bir peyzajın yaratılmasında ve oluĢturulan peyzajın

suumlrekliliğinin sağlanmasında yol goumlsterici olması accedilısından oumlnem taĢımaktadır (BarıĢ 2007)

CcedilalıĢma alanları iccedilindeki yapıların vaziyet planının genel projeyi nasıl etkileyeceğini

goumlz oumlnuumlne alınmalıdır Goumlrsel analiz ile alan iccedilinde ya da ccedilevresinde muhafaza edilmesi ya

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 3

da perdelenmesi gereken goumlruumlnuumlmler belirlenmelidir Yapılacak soumlrvey ccedilalıĢması ile alan

ile ilgili aĢağıdaki oumlzellikler ortaya konulmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

1 YetiĢme koĢulları iccedilin Soğuk veya sıcak boumllgeler direk bakarlar (doğu batı kuzey

guumlney) alanın boumllgelerinin mevsimlere goumlre guumlneĢli ve goumllgeli boumllgeleri suyun drene

olduğu veya tutulduğu boumllgeler

2 Mevcut bitki oumlrtuumlsuuml (Sağlıklı mı doğal mı alan Ģartlarına uygunluğu)

3 Sert zeminler yuumlruumlme yolları araccedil yolları havuz ccedilit vb

4 Guumlzel goumlruumlnuumlĢ (alanda guumlzel veya koumltuuml goumlruumlnuumlmlerin tespiti)

Alandaki yapılardan ve sert zeminlerden akan suyun toplanmasını sağlayacak tasarımlar

geliĢtirilmelidir Peyzajda bu suyu kullanmak muumlmkuumlnduumlr Bol suya ihtiyaccedil duyan bitkiler

yağmur sonrası toplanan sudan yararlanmak iccedilin bitkisel plana konulmalıdır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

2 Toprak Analizi ve Toprak Koşullarının İyileştirilmesi Her alanın kendine oumlzguuml toprak koĢullarına sahip olması nedeniyle oumlncelikle

kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesinin yapılacağı alandaki toprağın analiz edilmesi ve bu analiz

doğrultusunda gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmalarının yapılması gerekmektedir Bu analizlerde

toprağın PH değeri (toprak asitlilik değeri) bitki besin elementlerinin duumlzeyi (oumlrneğin azot

fosfor potasyum vb) ve kum mil kil ve organik madde iccedilerikleri gibi oumlzellikleri tespit

edilerek bu değerlere bağlı olarak yapılması gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmaları

belirlenmektedir Bu analiz sonuccedilları aynı zamanda toprakta bitkinin gereksinim duyduğu

nem oranını uzun suumlre muhafaza etmeye youmlnelik oumlnlemlerin alınması konusunda da

yardımcı olacaktır (BarıĢ 2007)

Toprağın durumu Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ccedilalıĢmalarında iklim karakteristikleri

kadar oumlnem taĢımaktadır Toprağın analizi hangi tuumlr bitkilerin dikileceğini belirleyen

oumlnemli bir faktoumlrduumlr Analiz sonucu toprağın iyileĢtirilmesi gerekirse organik materyaller

devreye girecektir Toprağın iyileĢtirilmesi bitki dikimine baĢlanmadan ccedilok oumlnce

tamamlanmalıdır Doğal bitki oumlrtuumlsuumlnden tuumlrler en az iyileĢtirmeye gerek duyan tuumlrlerdir

Uzun vadede bakım masraflarından tasarruf aynı zamanda dıĢarıdan getirilecek toprakların

iyi kalitede olması ile de bağlantılıdır Yabani ot tohumları ile yuumlkluuml bir toprak uzun vadede

bakım iĢlemleri arttıracağından dıĢarıdan getirilecek toprağın temizliğinden emin olmak ya

da yapılacak muumldahalelerle temizliğini sağlamak gerekmektedir (Yazgan ve Oumlzyavuz

2008)

3 Uygun Bitki Tuumlrlerinin Seccedilimi

Uygun bitki seccediliminde ideal olan farklı sıcaklık ve toprak nemindeki dalgalanmalara

adapte olabilecek bitkileri seccedilmektir Kuraklığa tolerans goumlstermek Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ama yine de bitki seccediliminde tek kriter değildir Bir bitki

alanda ne kadar doğal olursa olsun yeni ccedilevreye adapte olamayabilir (Gary L Wade ve ark

2007)

Bitkilerin araziye adapte olmasında bilinmesi gereken kriterler Ģunlardır

1 Bitkinin olgunlaĢmıĢ haldeki boy ve ccedilapı

2 Goumllge ve guumlneĢ istekleri

3 Toprak ihtiyacı

4 Su ihtiyacı

5 Tuz ve soğuk dayanıklılıkları (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Oumlzellikle tuzluluk faktoumlruuml bazı alanlarında yapılacak bitkilendirmelerde ccedilok oumlnemli

olabilir Bu alanlarda sulama suları bile eğer taban suyundan alınıyor ise tuzlu olabilir

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 3: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

İCcedilİNDEKİLER CONTENTS

SayfaPage

Betuumll TUumlLEK M Emin BARIġ

Orta Anadolu Ġklim KoĢullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 1

Hatice DAĞHAN

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Etkileri

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human

Health helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 15

Safder BAYAZĠT Sinan YILMAZ

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) CcedileĢit ve Seleksiyon Tiplerinin Odun

Ccedilelikleri Ġle Ccediloğaltılması

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and

Selection Types with Hardwood Cuttings helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphelliphellip27

M Selim OKYAY Ġbrahim TAPKI

Malya Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim

Oumlzellikleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip 35

M Selim OKYAY Ġbrahim TAPKI

Malya Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim

Oumlzellikleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits helliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphelliphellip

helliphellip45

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 ISSN 1300-9362

Orta Anadolu İklim Koşullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Betuumll TUumlLEK1 M Emin BARIġ

2

1Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 07070 Antalya

2Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 06110 Ankara

Oumlzet

Son yıllarda kuraklığın bitkiler uumlzerinde fazlasıyla hissedilen yıkıcı etkisiyle yeĢil

alanların elden ccedilıkmasını oumlnlemenin en temel yolu suyun etkin olarak kullanıldığı peyzaj

duumlzenlemelerini gerccedilekleĢtirmektir Bu ccedilalıĢmada kurak iklim koĢullarına sahip Orta

Anadolu‟da yapılan peyzaj duumlzenlemelerinde minimum maliyetle suumlrekliliğin sağlanması

uumlzerinde durulmuĢtur Bu ccedilalıĢmanın amacı kuumlresel ısınmanın da etkisiyle kendini daha

fazla hissettiren kuraklık ve bu nedenle son derece oumlnemli hale gelen ldquoPeyzajda Suyun

Etkin Kullanımırdquo anlayıĢını benimseyen Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) yaklaĢımı

hakkında genel bilgiler vererek bu yaklaĢımın Orta Anadolu iklim koĢullarında yeĢil

alanlardaki oumlnemini vurgulamaktır Bu ccedilalıĢma sonucunda peyzaj mimarlığı disiplininin

sunduğu ccediloumlzuumlmler ile kuraklık faktoumlruumlnuumln etkisi goumlz oumlnuumlne alınarak yapılacak

uygulamalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği ortaya konmuĢtur

Anahtar Kelimeler Orta Anadolu Ġklim değiĢikliği Kuraklık Xeriscape Peyzaj tasarımı

ve uygulama

Giriş

Yuumlzyıllardır birccedilok uygarlık su iccedilin savaĢmıĢ ve sayısız kayıplar vermiĢtir Su bu

yuumlzyıl iccedilerisinde de yaĢamın devamlılığı iccedilin en temel gereksinimlerin baĢında gelmektedir

Canlıların yaĢamını devam ettirebilmek iccedilin suya ihtiyaccedil duyması ve duumlnya uumlzerindeki tatlı

su kaynaklarının oranının tuumlm su kaynaklarına goumlre 1 civarında olması su kaynaklarının

korunması ve verimli kullanımının hayati bir oumlneme sahip olduğunun en temel

goumlstergesidir

Bitkiler de yaĢamlarını devam ettirebilmek iccedilin belirli oranlarda suya gereksinim

duymaktadır Bitki buumlnyesinin 80 veya daha fazlasını oluĢturan su bitki iccedilerisinde

materyallerin iletimini yapmak buumlyuumlmeyi sağlamak ve topraktan bitkinin gereksinim

duyduğu besin maddelerinin alımını gerccedilekleĢtirmek gibi son derece hayati fonksiyonların

gerccedilekleĢtirilmesinde kullanılmaktadır

Tuumlrkiye‟nin oumlnemli bir boumlluumlmuuml kurak ve yarı kurak bir iklime sahiptir Uumllke

genelinde yağıĢlar genellikle kıĢın ve ilkbaharda duumlĢmektedir Bu mevsimlerde de

vejetasyon ya henuumlz baĢlamamıĢ ya da yeni yeni baĢlamaktadır Dolayısıyla vejetasyon

doumlnemi boyunca oumlnemli bir su accedilığı mevcuttur Bu su accedilığı da bitkiler accedilısından sulamanın

oumlnemini artırmaktadır Bu kapsamda su peyzaj duumlzenleme ccedilalıĢmalarının en oumlnemli

girdisini oluĢturmaktadır ve oumlzellikle suya fazla gereksinim duyan bitkilerin kullanıldığı

bitkilendirmelerde duumlzensiz ya da yetersiz sulama bitkide geliĢimin duraklamasına

kurumalara ya da oumlluumlme neden olmaktadır

Accedilık-yeĢil alanların duumlzenlenmesinde su oumlnemli iĢlevlere sahip oumlnemli bir peyzaj

tasarım oumlğesidir Son yıllarda kuumlresel oumllccedilekte etkileri goumlruumllen iklim değiĢikliği ve buna

B TUumlLEK ME BARIġ

2 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

bağlı olarak fazlasıyla hissedilen yoğun kuraklık beraberinde sıcak dalgalarıyla birlikte

buumlyuumlk su sıkıntılarını da getirmektedir Tuumlm canlılarla birlikte bitkiler de bundan

etkilenmekte ve oumlzellikle yoğun sulamayı gerektiren klasik yeĢil alan duumlzenlemeleri bu

nedenle buumlyuumlk oumllccediluumlde tahrip olmaktadır Bu nedenle oumlzellikle yeĢil alanların

duumlzenlenmesinde bitkilerin su tuumlketiminin yeniden goumlzden geccedilirilerek suyun etkin biccedilimde

kullanıldığı peyzaj duumlzenleme yaklaĢımının benimsenmesi ve bu yolla kuraklık faktoumlruumlnuumln

olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi gerekmektedir

ldquoXeriscaperdquo Nedir

Bu kavram ilk olarak 1981 yılında peyzaj duumlzenlemelerinde suyun kullanımına

youmlnelik tasarrufun sağlanabilmesi amacıyla Denver Su Departmanı tarafından geliĢtirilmiĢ

ve bu yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimine ldquokururdquo anlamına gelen Yunanca ldquoxerosrdquo ile ldquopeyzajrdquo

anlamına gelen Ġngilizce ldquolandscaperdquo soumlzcuumlklerinin kullanımıyla ldquoXeriscaperdquo ismi

verilmiĢtir (BarıĢ 2007) (Gary L Wade ve ark 2007)

Su temini konusunda yaĢanılan guumlccedilluumlklerin giderek artması insanları suyun etkin

kullanımı youmlnuumlnde yeni ccediloumlzuumlm arayıĢlarına youmlneltmiĢtir Oumlzellikle park ve bahccedileler gibi dıĢ

mekacircn kullanımlarında su tuumlketiminin buumlyuumlk boyutlara ulaĢması peyzaj duumlzenlemelerinde

suyun olabildiğince az kullanıldığı yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimlerinin geliĢtirilmesini

gerektirmiĢtir Bu doğrultuda Su-Etkin Peyzaj Duumlzenlemesi (Water - Efficient

Landscaping) genel baĢlığı altında Suyun Akılcı Kullanımı (Water - Wise Water-Smart)

Az Su Kullanımı (Low-Water) ve Doğal Peyzaj Duumlzenleme (Natural Landscaping) gibi

klasik peyzaj duumlzenleme anlayıĢlarından farklı yeni peyzaj duumlzenleme kavramları

geliĢtirilmiĢtir Bu kavramların hepsi de genellikle aynı anlamı taĢıyacak biccedilimde birbirinin

yerine kullanılmaktadır Bu temel ilkelerin formuumlle edilmesiyle geliĢtirilen ilk kavramsal

yaklaĢımlardan birisi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) dir Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenleme genel olarak suyun en az duumlzeyde kullanılmasıyla su kaynaklarının ve ccedilevrenin

korunmasını ilke edinen oumlzellikli peyzaj duumlzenleme olarak tanımlanabilir (BarıĢ 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme Prensipleri

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla yapılan peyzaj uygulamaları daha duumlĢuumlk

maliyet zaman ve emek harcanarak gerccedilekleĢtirilebilmektedir Bir peyzaj duumlzenlemesinde

suyun etkin kullanımını sağlamak iccedilin o peyzajın tamamının yeniden duumlzenlemesine gerek

yoktur Bu kapsamda buguumln baĢarılı bir kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesi 7 temel prensiple

gerccedilekleĢtirilebilmektedir (Gary L Wade ve ark 2007)

1 Doğru Tasarım Doğru bir tasarım yapmak iccedilin iki yol vardır Bu iki yol yeni bir alan oluĢturmak ya

da mevcut alanı iyileĢtirmek olarak ayrılabilir Bir peyzaj planının oluĢturulması su-etkin

peyzaj tasarımı iccedilin ilk ve en oumlnemli aĢamadır Hazırlanacak peyzaj planında duumlzenlemenin

yapılacağı alana iliĢkin boumllgesel ve mikro klimatik koĢullar mevcut vejetasyon topografya

alanının kullanım biccedilimi ve en oumlnemlisi bitkilerin su isteklerine goumlre gruplandırılması gibi

konuların dikkate alınması gerekmektedir Ayrıca bitkilerin ıĢık ve toprak istekleri de goumlz

oumlnuumlnde bulundurulmalıdır Ġyi duumlĢuumlnuumllerek ve dikkatli bir biccedilimde hazırlanan peyzaj planı

fonksiyonel estetik ve su-etkin bir peyzajın yaratılmasında ve oluĢturulan peyzajın

suumlrekliliğinin sağlanmasında yol goumlsterici olması accedilısından oumlnem taĢımaktadır (BarıĢ 2007)

CcedilalıĢma alanları iccedilindeki yapıların vaziyet planının genel projeyi nasıl etkileyeceğini

goumlz oumlnuumlne alınmalıdır Goumlrsel analiz ile alan iccedilinde ya da ccedilevresinde muhafaza edilmesi ya

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 3

da perdelenmesi gereken goumlruumlnuumlmler belirlenmelidir Yapılacak soumlrvey ccedilalıĢması ile alan

ile ilgili aĢağıdaki oumlzellikler ortaya konulmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

1 YetiĢme koĢulları iccedilin Soğuk veya sıcak boumllgeler direk bakarlar (doğu batı kuzey

guumlney) alanın boumllgelerinin mevsimlere goumlre guumlneĢli ve goumllgeli boumllgeleri suyun drene

olduğu veya tutulduğu boumllgeler

2 Mevcut bitki oumlrtuumlsuuml (Sağlıklı mı doğal mı alan Ģartlarına uygunluğu)

3 Sert zeminler yuumlruumlme yolları araccedil yolları havuz ccedilit vb

4 Guumlzel goumlruumlnuumlĢ (alanda guumlzel veya koumltuuml goumlruumlnuumlmlerin tespiti)

Alandaki yapılardan ve sert zeminlerden akan suyun toplanmasını sağlayacak tasarımlar

geliĢtirilmelidir Peyzajda bu suyu kullanmak muumlmkuumlnduumlr Bol suya ihtiyaccedil duyan bitkiler

yağmur sonrası toplanan sudan yararlanmak iccedilin bitkisel plana konulmalıdır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

2 Toprak Analizi ve Toprak Koşullarının İyileştirilmesi Her alanın kendine oumlzguuml toprak koĢullarına sahip olması nedeniyle oumlncelikle

kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesinin yapılacağı alandaki toprağın analiz edilmesi ve bu analiz

doğrultusunda gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmalarının yapılması gerekmektedir Bu analizlerde

toprağın PH değeri (toprak asitlilik değeri) bitki besin elementlerinin duumlzeyi (oumlrneğin azot

fosfor potasyum vb) ve kum mil kil ve organik madde iccedilerikleri gibi oumlzellikleri tespit

edilerek bu değerlere bağlı olarak yapılması gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmaları

belirlenmektedir Bu analiz sonuccedilları aynı zamanda toprakta bitkinin gereksinim duyduğu

nem oranını uzun suumlre muhafaza etmeye youmlnelik oumlnlemlerin alınması konusunda da

yardımcı olacaktır (BarıĢ 2007)

Toprağın durumu Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ccedilalıĢmalarında iklim karakteristikleri

kadar oumlnem taĢımaktadır Toprağın analizi hangi tuumlr bitkilerin dikileceğini belirleyen

oumlnemli bir faktoumlrduumlr Analiz sonucu toprağın iyileĢtirilmesi gerekirse organik materyaller

devreye girecektir Toprağın iyileĢtirilmesi bitki dikimine baĢlanmadan ccedilok oumlnce

tamamlanmalıdır Doğal bitki oumlrtuumlsuumlnden tuumlrler en az iyileĢtirmeye gerek duyan tuumlrlerdir

Uzun vadede bakım masraflarından tasarruf aynı zamanda dıĢarıdan getirilecek toprakların

iyi kalitede olması ile de bağlantılıdır Yabani ot tohumları ile yuumlkluuml bir toprak uzun vadede

bakım iĢlemleri arttıracağından dıĢarıdan getirilecek toprağın temizliğinden emin olmak ya

da yapılacak muumldahalelerle temizliğini sağlamak gerekmektedir (Yazgan ve Oumlzyavuz

2008)

3 Uygun Bitki Tuumlrlerinin Seccedilimi

Uygun bitki seccediliminde ideal olan farklı sıcaklık ve toprak nemindeki dalgalanmalara

adapte olabilecek bitkileri seccedilmektir Kuraklığa tolerans goumlstermek Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ama yine de bitki seccediliminde tek kriter değildir Bir bitki

alanda ne kadar doğal olursa olsun yeni ccedilevreye adapte olamayabilir (Gary L Wade ve ark

2007)

Bitkilerin araziye adapte olmasında bilinmesi gereken kriterler Ģunlardır

1 Bitkinin olgunlaĢmıĢ haldeki boy ve ccedilapı

2 Goumllge ve guumlneĢ istekleri

3 Toprak ihtiyacı

4 Su ihtiyacı

5 Tuz ve soğuk dayanıklılıkları (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Oumlzellikle tuzluluk faktoumlruuml bazı alanlarında yapılacak bitkilendirmelerde ccedilok oumlnemli

olabilir Bu alanlarda sulama suları bile eğer taban suyundan alınıyor ise tuzlu olabilir

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 4: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 ISSN 1300-9362

Orta Anadolu İklim Koşullarında Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemelerinin

Değerlendirilmesi

Betuumll TUumlLEK1 M Emin BARIġ

2

1Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 07070 Antalya

2Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml 06110 Ankara

Oumlzet

Son yıllarda kuraklığın bitkiler uumlzerinde fazlasıyla hissedilen yıkıcı etkisiyle yeĢil

alanların elden ccedilıkmasını oumlnlemenin en temel yolu suyun etkin olarak kullanıldığı peyzaj

duumlzenlemelerini gerccedilekleĢtirmektir Bu ccedilalıĢmada kurak iklim koĢullarına sahip Orta

Anadolu‟da yapılan peyzaj duumlzenlemelerinde minimum maliyetle suumlrekliliğin sağlanması

uumlzerinde durulmuĢtur Bu ccedilalıĢmanın amacı kuumlresel ısınmanın da etkisiyle kendini daha

fazla hissettiren kuraklık ve bu nedenle son derece oumlnemli hale gelen ldquoPeyzajda Suyun

Etkin Kullanımırdquo anlayıĢını benimseyen Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) yaklaĢımı

hakkında genel bilgiler vererek bu yaklaĢımın Orta Anadolu iklim koĢullarında yeĢil

alanlardaki oumlnemini vurgulamaktır Bu ccedilalıĢma sonucunda peyzaj mimarlığı disiplininin

sunduğu ccediloumlzuumlmler ile kuraklık faktoumlruumlnuumln etkisi goumlz oumlnuumlne alınarak yapılacak

uygulamalarda nelere dikkat edilmesi gerektiği ortaya konmuĢtur

Anahtar Kelimeler Orta Anadolu Ġklim değiĢikliği Kuraklık Xeriscape Peyzaj tasarımı

ve uygulama

Giriş

Yuumlzyıllardır birccedilok uygarlık su iccedilin savaĢmıĢ ve sayısız kayıplar vermiĢtir Su bu

yuumlzyıl iccedilerisinde de yaĢamın devamlılığı iccedilin en temel gereksinimlerin baĢında gelmektedir

Canlıların yaĢamını devam ettirebilmek iccedilin suya ihtiyaccedil duyması ve duumlnya uumlzerindeki tatlı

su kaynaklarının oranının tuumlm su kaynaklarına goumlre 1 civarında olması su kaynaklarının

korunması ve verimli kullanımının hayati bir oumlneme sahip olduğunun en temel

goumlstergesidir

Bitkiler de yaĢamlarını devam ettirebilmek iccedilin belirli oranlarda suya gereksinim

duymaktadır Bitki buumlnyesinin 80 veya daha fazlasını oluĢturan su bitki iccedilerisinde

materyallerin iletimini yapmak buumlyuumlmeyi sağlamak ve topraktan bitkinin gereksinim

duyduğu besin maddelerinin alımını gerccedilekleĢtirmek gibi son derece hayati fonksiyonların

gerccedilekleĢtirilmesinde kullanılmaktadır

Tuumlrkiye‟nin oumlnemli bir boumlluumlmuuml kurak ve yarı kurak bir iklime sahiptir Uumllke

genelinde yağıĢlar genellikle kıĢın ve ilkbaharda duumlĢmektedir Bu mevsimlerde de

vejetasyon ya henuumlz baĢlamamıĢ ya da yeni yeni baĢlamaktadır Dolayısıyla vejetasyon

doumlnemi boyunca oumlnemli bir su accedilığı mevcuttur Bu su accedilığı da bitkiler accedilısından sulamanın

oumlnemini artırmaktadır Bu kapsamda su peyzaj duumlzenleme ccedilalıĢmalarının en oumlnemli

girdisini oluĢturmaktadır ve oumlzellikle suya fazla gereksinim duyan bitkilerin kullanıldığı

bitkilendirmelerde duumlzensiz ya da yetersiz sulama bitkide geliĢimin duraklamasına

kurumalara ya da oumlluumlme neden olmaktadır

Accedilık-yeĢil alanların duumlzenlenmesinde su oumlnemli iĢlevlere sahip oumlnemli bir peyzaj

tasarım oumlğesidir Son yıllarda kuumlresel oumllccedilekte etkileri goumlruumllen iklim değiĢikliği ve buna

B TUumlLEK ME BARIġ

2 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

bağlı olarak fazlasıyla hissedilen yoğun kuraklık beraberinde sıcak dalgalarıyla birlikte

buumlyuumlk su sıkıntılarını da getirmektedir Tuumlm canlılarla birlikte bitkiler de bundan

etkilenmekte ve oumlzellikle yoğun sulamayı gerektiren klasik yeĢil alan duumlzenlemeleri bu

nedenle buumlyuumlk oumllccediluumlde tahrip olmaktadır Bu nedenle oumlzellikle yeĢil alanların

duumlzenlenmesinde bitkilerin su tuumlketiminin yeniden goumlzden geccedilirilerek suyun etkin biccedilimde

kullanıldığı peyzaj duumlzenleme yaklaĢımının benimsenmesi ve bu yolla kuraklık faktoumlruumlnuumln

olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi gerekmektedir

ldquoXeriscaperdquo Nedir

Bu kavram ilk olarak 1981 yılında peyzaj duumlzenlemelerinde suyun kullanımına

youmlnelik tasarrufun sağlanabilmesi amacıyla Denver Su Departmanı tarafından geliĢtirilmiĢ

ve bu yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimine ldquokururdquo anlamına gelen Yunanca ldquoxerosrdquo ile ldquopeyzajrdquo

anlamına gelen Ġngilizce ldquolandscaperdquo soumlzcuumlklerinin kullanımıyla ldquoXeriscaperdquo ismi

verilmiĢtir (BarıĢ 2007) (Gary L Wade ve ark 2007)

Su temini konusunda yaĢanılan guumlccedilluumlklerin giderek artması insanları suyun etkin

kullanımı youmlnuumlnde yeni ccediloumlzuumlm arayıĢlarına youmlneltmiĢtir Oumlzellikle park ve bahccedileler gibi dıĢ

mekacircn kullanımlarında su tuumlketiminin buumlyuumlk boyutlara ulaĢması peyzaj duumlzenlemelerinde

suyun olabildiğince az kullanıldığı yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimlerinin geliĢtirilmesini

gerektirmiĢtir Bu doğrultuda Su-Etkin Peyzaj Duumlzenlemesi (Water - Efficient

Landscaping) genel baĢlığı altında Suyun Akılcı Kullanımı (Water - Wise Water-Smart)

Az Su Kullanımı (Low-Water) ve Doğal Peyzaj Duumlzenleme (Natural Landscaping) gibi

klasik peyzaj duumlzenleme anlayıĢlarından farklı yeni peyzaj duumlzenleme kavramları

geliĢtirilmiĢtir Bu kavramların hepsi de genellikle aynı anlamı taĢıyacak biccedilimde birbirinin

yerine kullanılmaktadır Bu temel ilkelerin formuumlle edilmesiyle geliĢtirilen ilk kavramsal

yaklaĢımlardan birisi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) dir Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenleme genel olarak suyun en az duumlzeyde kullanılmasıyla su kaynaklarının ve ccedilevrenin

korunmasını ilke edinen oumlzellikli peyzaj duumlzenleme olarak tanımlanabilir (BarıĢ 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme Prensipleri

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla yapılan peyzaj uygulamaları daha duumlĢuumlk

maliyet zaman ve emek harcanarak gerccedilekleĢtirilebilmektedir Bir peyzaj duumlzenlemesinde

suyun etkin kullanımını sağlamak iccedilin o peyzajın tamamının yeniden duumlzenlemesine gerek

yoktur Bu kapsamda buguumln baĢarılı bir kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesi 7 temel prensiple

gerccedilekleĢtirilebilmektedir (Gary L Wade ve ark 2007)

1 Doğru Tasarım Doğru bir tasarım yapmak iccedilin iki yol vardır Bu iki yol yeni bir alan oluĢturmak ya

da mevcut alanı iyileĢtirmek olarak ayrılabilir Bir peyzaj planının oluĢturulması su-etkin

peyzaj tasarımı iccedilin ilk ve en oumlnemli aĢamadır Hazırlanacak peyzaj planında duumlzenlemenin

yapılacağı alana iliĢkin boumllgesel ve mikro klimatik koĢullar mevcut vejetasyon topografya

alanının kullanım biccedilimi ve en oumlnemlisi bitkilerin su isteklerine goumlre gruplandırılması gibi

konuların dikkate alınması gerekmektedir Ayrıca bitkilerin ıĢık ve toprak istekleri de goumlz

oumlnuumlnde bulundurulmalıdır Ġyi duumlĢuumlnuumllerek ve dikkatli bir biccedilimde hazırlanan peyzaj planı

fonksiyonel estetik ve su-etkin bir peyzajın yaratılmasında ve oluĢturulan peyzajın

suumlrekliliğinin sağlanmasında yol goumlsterici olması accedilısından oumlnem taĢımaktadır (BarıĢ 2007)

CcedilalıĢma alanları iccedilindeki yapıların vaziyet planının genel projeyi nasıl etkileyeceğini

goumlz oumlnuumlne alınmalıdır Goumlrsel analiz ile alan iccedilinde ya da ccedilevresinde muhafaza edilmesi ya

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 3

da perdelenmesi gereken goumlruumlnuumlmler belirlenmelidir Yapılacak soumlrvey ccedilalıĢması ile alan

ile ilgili aĢağıdaki oumlzellikler ortaya konulmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

1 YetiĢme koĢulları iccedilin Soğuk veya sıcak boumllgeler direk bakarlar (doğu batı kuzey

guumlney) alanın boumllgelerinin mevsimlere goumlre guumlneĢli ve goumllgeli boumllgeleri suyun drene

olduğu veya tutulduğu boumllgeler

2 Mevcut bitki oumlrtuumlsuuml (Sağlıklı mı doğal mı alan Ģartlarına uygunluğu)

3 Sert zeminler yuumlruumlme yolları araccedil yolları havuz ccedilit vb

4 Guumlzel goumlruumlnuumlĢ (alanda guumlzel veya koumltuuml goumlruumlnuumlmlerin tespiti)

Alandaki yapılardan ve sert zeminlerden akan suyun toplanmasını sağlayacak tasarımlar

geliĢtirilmelidir Peyzajda bu suyu kullanmak muumlmkuumlnduumlr Bol suya ihtiyaccedil duyan bitkiler

yağmur sonrası toplanan sudan yararlanmak iccedilin bitkisel plana konulmalıdır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

2 Toprak Analizi ve Toprak Koşullarının İyileştirilmesi Her alanın kendine oumlzguuml toprak koĢullarına sahip olması nedeniyle oumlncelikle

kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesinin yapılacağı alandaki toprağın analiz edilmesi ve bu analiz

doğrultusunda gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmalarının yapılması gerekmektedir Bu analizlerde

toprağın PH değeri (toprak asitlilik değeri) bitki besin elementlerinin duumlzeyi (oumlrneğin azot

fosfor potasyum vb) ve kum mil kil ve organik madde iccedilerikleri gibi oumlzellikleri tespit

edilerek bu değerlere bağlı olarak yapılması gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmaları

belirlenmektedir Bu analiz sonuccedilları aynı zamanda toprakta bitkinin gereksinim duyduğu

nem oranını uzun suumlre muhafaza etmeye youmlnelik oumlnlemlerin alınması konusunda da

yardımcı olacaktır (BarıĢ 2007)

Toprağın durumu Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ccedilalıĢmalarında iklim karakteristikleri

kadar oumlnem taĢımaktadır Toprağın analizi hangi tuumlr bitkilerin dikileceğini belirleyen

oumlnemli bir faktoumlrduumlr Analiz sonucu toprağın iyileĢtirilmesi gerekirse organik materyaller

devreye girecektir Toprağın iyileĢtirilmesi bitki dikimine baĢlanmadan ccedilok oumlnce

tamamlanmalıdır Doğal bitki oumlrtuumlsuumlnden tuumlrler en az iyileĢtirmeye gerek duyan tuumlrlerdir

Uzun vadede bakım masraflarından tasarruf aynı zamanda dıĢarıdan getirilecek toprakların

iyi kalitede olması ile de bağlantılıdır Yabani ot tohumları ile yuumlkluuml bir toprak uzun vadede

bakım iĢlemleri arttıracağından dıĢarıdan getirilecek toprağın temizliğinden emin olmak ya

da yapılacak muumldahalelerle temizliğini sağlamak gerekmektedir (Yazgan ve Oumlzyavuz

2008)

3 Uygun Bitki Tuumlrlerinin Seccedilimi

Uygun bitki seccediliminde ideal olan farklı sıcaklık ve toprak nemindeki dalgalanmalara

adapte olabilecek bitkileri seccedilmektir Kuraklığa tolerans goumlstermek Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ama yine de bitki seccediliminde tek kriter değildir Bir bitki

alanda ne kadar doğal olursa olsun yeni ccedilevreye adapte olamayabilir (Gary L Wade ve ark

2007)

Bitkilerin araziye adapte olmasında bilinmesi gereken kriterler Ģunlardır

1 Bitkinin olgunlaĢmıĢ haldeki boy ve ccedilapı

2 Goumllge ve guumlneĢ istekleri

3 Toprak ihtiyacı

4 Su ihtiyacı

5 Tuz ve soğuk dayanıklılıkları (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Oumlzellikle tuzluluk faktoumlruuml bazı alanlarında yapılacak bitkilendirmelerde ccedilok oumlnemli

olabilir Bu alanlarda sulama suları bile eğer taban suyundan alınıyor ise tuzlu olabilir

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 5: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

B TUumlLEK ME BARIġ

2 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

bağlı olarak fazlasıyla hissedilen yoğun kuraklık beraberinde sıcak dalgalarıyla birlikte

buumlyuumlk su sıkıntılarını da getirmektedir Tuumlm canlılarla birlikte bitkiler de bundan

etkilenmekte ve oumlzellikle yoğun sulamayı gerektiren klasik yeĢil alan duumlzenlemeleri bu

nedenle buumlyuumlk oumllccediluumlde tahrip olmaktadır Bu nedenle oumlzellikle yeĢil alanların

duumlzenlenmesinde bitkilerin su tuumlketiminin yeniden goumlzden geccedilirilerek suyun etkin biccedilimde

kullanıldığı peyzaj duumlzenleme yaklaĢımının benimsenmesi ve bu yolla kuraklık faktoumlruumlnuumln

olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi gerekmektedir

ldquoXeriscaperdquo Nedir

Bu kavram ilk olarak 1981 yılında peyzaj duumlzenlemelerinde suyun kullanımına

youmlnelik tasarrufun sağlanabilmesi amacıyla Denver Su Departmanı tarafından geliĢtirilmiĢ

ve bu yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimine ldquokururdquo anlamına gelen Yunanca ldquoxerosrdquo ile ldquopeyzajrdquo

anlamına gelen Ġngilizce ldquolandscaperdquo soumlzcuumlklerinin kullanımıyla ldquoXeriscaperdquo ismi

verilmiĢtir (BarıĢ 2007) (Gary L Wade ve ark 2007)

Su temini konusunda yaĢanılan guumlccedilluumlklerin giderek artması insanları suyun etkin

kullanımı youmlnuumlnde yeni ccediloumlzuumlm arayıĢlarına youmlneltmiĢtir Oumlzellikle park ve bahccedileler gibi dıĢ

mekacircn kullanımlarında su tuumlketiminin buumlyuumlk boyutlara ulaĢması peyzaj duumlzenlemelerinde

suyun olabildiğince az kullanıldığı yeni peyzaj duumlzenleme biccedilimlerinin geliĢtirilmesini

gerektirmiĢtir Bu doğrultuda Su-Etkin Peyzaj Duumlzenlemesi (Water - Efficient

Landscaping) genel baĢlığı altında Suyun Akılcı Kullanımı (Water - Wise Water-Smart)

Az Su Kullanımı (Low-Water) ve Doğal Peyzaj Duumlzenleme (Natural Landscaping) gibi

klasik peyzaj duumlzenleme anlayıĢlarından farklı yeni peyzaj duumlzenleme kavramları

geliĢtirilmiĢtir Bu kavramların hepsi de genellikle aynı anlamı taĢıyacak biccedilimde birbirinin

yerine kullanılmaktadır Bu temel ilkelerin formuumlle edilmesiyle geliĢtirilen ilk kavramsal

yaklaĢımlardan birisi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme (Xeriscape) dir Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenleme genel olarak suyun en az duumlzeyde kullanılmasıyla su kaynaklarının ve ccedilevrenin

korunmasını ilke edinen oumlzellikli peyzaj duumlzenleme olarak tanımlanabilir (BarıĢ 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme Prensipleri

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla yapılan peyzaj uygulamaları daha duumlĢuumlk

maliyet zaman ve emek harcanarak gerccedilekleĢtirilebilmektedir Bir peyzaj duumlzenlemesinde

suyun etkin kullanımını sağlamak iccedilin o peyzajın tamamının yeniden duumlzenlemesine gerek

yoktur Bu kapsamda buguumln baĢarılı bir kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesi 7 temel prensiple

gerccedilekleĢtirilebilmektedir (Gary L Wade ve ark 2007)

1 Doğru Tasarım Doğru bir tasarım yapmak iccedilin iki yol vardır Bu iki yol yeni bir alan oluĢturmak ya

da mevcut alanı iyileĢtirmek olarak ayrılabilir Bir peyzaj planının oluĢturulması su-etkin

peyzaj tasarımı iccedilin ilk ve en oumlnemli aĢamadır Hazırlanacak peyzaj planında duumlzenlemenin

yapılacağı alana iliĢkin boumllgesel ve mikro klimatik koĢullar mevcut vejetasyon topografya

alanının kullanım biccedilimi ve en oumlnemlisi bitkilerin su isteklerine goumlre gruplandırılması gibi

konuların dikkate alınması gerekmektedir Ayrıca bitkilerin ıĢık ve toprak istekleri de goumlz

oumlnuumlnde bulundurulmalıdır Ġyi duumlĢuumlnuumllerek ve dikkatli bir biccedilimde hazırlanan peyzaj planı

fonksiyonel estetik ve su-etkin bir peyzajın yaratılmasında ve oluĢturulan peyzajın

suumlrekliliğinin sağlanmasında yol goumlsterici olması accedilısından oumlnem taĢımaktadır (BarıĢ 2007)

CcedilalıĢma alanları iccedilindeki yapıların vaziyet planının genel projeyi nasıl etkileyeceğini

goumlz oumlnuumlne alınmalıdır Goumlrsel analiz ile alan iccedilinde ya da ccedilevresinde muhafaza edilmesi ya

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 3

da perdelenmesi gereken goumlruumlnuumlmler belirlenmelidir Yapılacak soumlrvey ccedilalıĢması ile alan

ile ilgili aĢağıdaki oumlzellikler ortaya konulmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

1 YetiĢme koĢulları iccedilin Soğuk veya sıcak boumllgeler direk bakarlar (doğu batı kuzey

guumlney) alanın boumllgelerinin mevsimlere goumlre guumlneĢli ve goumllgeli boumllgeleri suyun drene

olduğu veya tutulduğu boumllgeler

2 Mevcut bitki oumlrtuumlsuuml (Sağlıklı mı doğal mı alan Ģartlarına uygunluğu)

3 Sert zeminler yuumlruumlme yolları araccedil yolları havuz ccedilit vb

4 Guumlzel goumlruumlnuumlĢ (alanda guumlzel veya koumltuuml goumlruumlnuumlmlerin tespiti)

Alandaki yapılardan ve sert zeminlerden akan suyun toplanmasını sağlayacak tasarımlar

geliĢtirilmelidir Peyzajda bu suyu kullanmak muumlmkuumlnduumlr Bol suya ihtiyaccedil duyan bitkiler

yağmur sonrası toplanan sudan yararlanmak iccedilin bitkisel plana konulmalıdır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

2 Toprak Analizi ve Toprak Koşullarının İyileştirilmesi Her alanın kendine oumlzguuml toprak koĢullarına sahip olması nedeniyle oumlncelikle

kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesinin yapılacağı alandaki toprağın analiz edilmesi ve bu analiz

doğrultusunda gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmalarının yapılması gerekmektedir Bu analizlerde

toprağın PH değeri (toprak asitlilik değeri) bitki besin elementlerinin duumlzeyi (oumlrneğin azot

fosfor potasyum vb) ve kum mil kil ve organik madde iccedilerikleri gibi oumlzellikleri tespit

edilerek bu değerlere bağlı olarak yapılması gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmaları

belirlenmektedir Bu analiz sonuccedilları aynı zamanda toprakta bitkinin gereksinim duyduğu

nem oranını uzun suumlre muhafaza etmeye youmlnelik oumlnlemlerin alınması konusunda da

yardımcı olacaktır (BarıĢ 2007)

Toprağın durumu Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ccedilalıĢmalarında iklim karakteristikleri

kadar oumlnem taĢımaktadır Toprağın analizi hangi tuumlr bitkilerin dikileceğini belirleyen

oumlnemli bir faktoumlrduumlr Analiz sonucu toprağın iyileĢtirilmesi gerekirse organik materyaller

devreye girecektir Toprağın iyileĢtirilmesi bitki dikimine baĢlanmadan ccedilok oumlnce

tamamlanmalıdır Doğal bitki oumlrtuumlsuumlnden tuumlrler en az iyileĢtirmeye gerek duyan tuumlrlerdir

Uzun vadede bakım masraflarından tasarruf aynı zamanda dıĢarıdan getirilecek toprakların

iyi kalitede olması ile de bağlantılıdır Yabani ot tohumları ile yuumlkluuml bir toprak uzun vadede

bakım iĢlemleri arttıracağından dıĢarıdan getirilecek toprağın temizliğinden emin olmak ya

da yapılacak muumldahalelerle temizliğini sağlamak gerekmektedir (Yazgan ve Oumlzyavuz

2008)

3 Uygun Bitki Tuumlrlerinin Seccedilimi

Uygun bitki seccediliminde ideal olan farklı sıcaklık ve toprak nemindeki dalgalanmalara

adapte olabilecek bitkileri seccedilmektir Kuraklığa tolerans goumlstermek Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ama yine de bitki seccediliminde tek kriter değildir Bir bitki

alanda ne kadar doğal olursa olsun yeni ccedilevreye adapte olamayabilir (Gary L Wade ve ark

2007)

Bitkilerin araziye adapte olmasında bilinmesi gereken kriterler Ģunlardır

1 Bitkinin olgunlaĢmıĢ haldeki boy ve ccedilapı

2 Goumllge ve guumlneĢ istekleri

3 Toprak ihtiyacı

4 Su ihtiyacı

5 Tuz ve soğuk dayanıklılıkları (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Oumlzellikle tuzluluk faktoumlruuml bazı alanlarında yapılacak bitkilendirmelerde ccedilok oumlnemli

olabilir Bu alanlarda sulama suları bile eğer taban suyundan alınıyor ise tuzlu olabilir

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 6: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 3

da perdelenmesi gereken goumlruumlnuumlmler belirlenmelidir Yapılacak soumlrvey ccedilalıĢması ile alan

ile ilgili aĢağıdaki oumlzellikler ortaya konulmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

1 YetiĢme koĢulları iccedilin Soğuk veya sıcak boumllgeler direk bakarlar (doğu batı kuzey

guumlney) alanın boumllgelerinin mevsimlere goumlre guumlneĢli ve goumllgeli boumllgeleri suyun drene

olduğu veya tutulduğu boumllgeler

2 Mevcut bitki oumlrtuumlsuuml (Sağlıklı mı doğal mı alan Ģartlarına uygunluğu)

3 Sert zeminler yuumlruumlme yolları araccedil yolları havuz ccedilit vb

4 Guumlzel goumlruumlnuumlĢ (alanda guumlzel veya koumltuuml goumlruumlnuumlmlerin tespiti)

Alandaki yapılardan ve sert zeminlerden akan suyun toplanmasını sağlayacak tasarımlar

geliĢtirilmelidir Peyzajda bu suyu kullanmak muumlmkuumlnduumlr Bol suya ihtiyaccedil duyan bitkiler

yağmur sonrası toplanan sudan yararlanmak iccedilin bitkisel plana konulmalıdır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

2 Toprak Analizi ve Toprak Koşullarının İyileştirilmesi Her alanın kendine oumlzguuml toprak koĢullarına sahip olması nedeniyle oumlncelikle

kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemesinin yapılacağı alandaki toprağın analiz edilmesi ve bu analiz

doğrultusunda gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmalarının yapılması gerekmektedir Bu analizlerde

toprağın PH değeri (toprak asitlilik değeri) bitki besin elementlerinin duumlzeyi (oumlrneğin azot

fosfor potasyum vb) ve kum mil kil ve organik madde iccedilerikleri gibi oumlzellikleri tespit

edilerek bu değerlere bağlı olarak yapılması gerekli iyileĢtirme ccedilalıĢmaları

belirlenmektedir Bu analiz sonuccedilları aynı zamanda toprakta bitkinin gereksinim duyduğu

nem oranını uzun suumlre muhafaza etmeye youmlnelik oumlnlemlerin alınması konusunda da

yardımcı olacaktır (BarıĢ 2007)

Toprağın durumu Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ccedilalıĢmalarında iklim karakteristikleri

kadar oumlnem taĢımaktadır Toprağın analizi hangi tuumlr bitkilerin dikileceğini belirleyen

oumlnemli bir faktoumlrduumlr Analiz sonucu toprağın iyileĢtirilmesi gerekirse organik materyaller

devreye girecektir Toprağın iyileĢtirilmesi bitki dikimine baĢlanmadan ccedilok oumlnce

tamamlanmalıdır Doğal bitki oumlrtuumlsuumlnden tuumlrler en az iyileĢtirmeye gerek duyan tuumlrlerdir

Uzun vadede bakım masraflarından tasarruf aynı zamanda dıĢarıdan getirilecek toprakların

iyi kalitede olması ile de bağlantılıdır Yabani ot tohumları ile yuumlkluuml bir toprak uzun vadede

bakım iĢlemleri arttıracağından dıĢarıdan getirilecek toprağın temizliğinden emin olmak ya

da yapılacak muumldahalelerle temizliğini sağlamak gerekmektedir (Yazgan ve Oumlzyavuz

2008)

3 Uygun Bitki Tuumlrlerinin Seccedilimi

Uygun bitki seccediliminde ideal olan farklı sıcaklık ve toprak nemindeki dalgalanmalara

adapte olabilecek bitkileri seccedilmektir Kuraklığa tolerans goumlstermek Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ama yine de bitki seccediliminde tek kriter değildir Bir bitki

alanda ne kadar doğal olursa olsun yeni ccedilevreye adapte olamayabilir (Gary L Wade ve ark

2007)

Bitkilerin araziye adapte olmasında bilinmesi gereken kriterler Ģunlardır

1 Bitkinin olgunlaĢmıĢ haldeki boy ve ccedilapı

2 Goumllge ve guumlneĢ istekleri

3 Toprak ihtiyacı

4 Su ihtiyacı

5 Tuz ve soğuk dayanıklılıkları (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Oumlzellikle tuzluluk faktoumlruuml bazı alanlarında yapılacak bitkilendirmelerde ccedilok oumlnemli

olabilir Bu alanlarda sulama suları bile eğer taban suyundan alınıyor ise tuzlu olabilir

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 7: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

B TUumlLEK ME BARIġ

4 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml

doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra ya ccedilok az sulamaya

gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama yapılmasını gerektirmezler

Bunun yanı sıra zaten yerel toprak ve iklim koĢullarına adapte olduklarından doğal bitki

tuumlrleri genellikle ek bir guumlbrelemeye gerek duymadıkları gibi hastalık ve zararlılara karĢı da

daha dayanıklıdırlar (BarıĢ 2007)

Uygun bitki seccedilimi yalnızca tasarıma uygun bitkileri seccedilmek değil aynı zamanda

uygulama alanının ccedilevresel etmenlerine en uygun bitkileri seccedilmek demektir Kurakccedilıl

Peyzaj Duumlzenleme‟nin su kullanımını en aza indirerek hem ekonomik accedilıdan hem de doğal

kaynaklar accedilısından tasarrufu amaccedilladığı goumlz oumlnuumlne alındığında bitkilendirmede su

muhafazasının maksimum olmasına olanak verecek su gereksinimleri duumlĢuumlk bitkiler

kullanılmalıdır Sıcak kuru guumlney ve batıya bakan alanlar iccedilin kurak ortamları seven

bitkiler kuzey ve doğuya bakan Ģevler ve duvarlar boyunca daha fazla nemden hoĢlanan

bitkiler kullanılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Belirli bir geliĢme duumlzeyine ulaĢan bir alandaki mevcut bitkiler sulama ve bakım

ccedilalıĢmaları gerektirmeyeceğinden bitkisel tasarıma baĢlamadan oumlnce bunların olabildiğince

korunmasına oumlzen goumlsterilmelidir Tasarımda doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına oumlzellikle

dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml doğal bitkiler bitkisel duumlzenleme ccedilalıĢması tamamlandıktan sonra

ya ccedilok az sulamaya gereksinim duyarlar ya da doğal yağıĢlar dıĢında ek bir sulama

yapılmasını gerektirmezler (BarıĢ 2007)

Doğal bitkiler dıĢındaki bitki tuumlrlerinin seccediliminde zor geliĢen hastalıklara duyarlı ya

da ek bir oumlzen goumlsterilmesini gerektiren hassas bitkilerin seccedililmemesine dikkat edilmelidir

Ccediluumlnkuuml bu tuumlr bitkiler genellikle buumlyuumlk oranda ek sulama guumlbreleme ve ilaccedillamaya

gereksinim duymaktadır Yabancı yurtlu bitkilerin kullanımında aynı zamanda seccedililen

bitkilerin iĢgalci bitki karakterinde olmamasına da dikkat edilmelidir Ccediluumlnkuuml bu tuumlr

bitkiler kısa suumlrede alanda hacirckim duruma geccedilerek hem diğer bitkilerin geliĢmesini olumsuz

youmlnde etkileyecektir hem de boumllgedeki bitki ccedileĢitliliğine youmlnelik ciddi tehditler

oluĢturacaktır Bu nedenle oumlzellikle yabancı yurtlu bitkiler seccediliminde bitkilerin iĢgalci

karakterde olup olmadığı konusunda uzmanların goumlruumlĢuuml alınmalıdır (BarıĢ 2007)

4 Ccedilim Alanların Pratik ve Ekonomik Ccediloumlzuumlmler Sunacak Biccedilimde Tasarlanması

Ccedilim bitkileri peyzaj ccedilalıĢmalarında kullanılan ccedilok youmlnluuml esnek ve fonksiyonel

bitkilerdir Accedilık alanlarda en iyi rekreasyonel goumlruumlnuumlmleri oluĢtururlar Bir uzmanın

goumlzuumlyle ccedilimler etkili yağıĢlarla oluĢan yuumlzey akıĢını ve erozyonu azaltan bitkilerdir (Gary

L Wade ve ark 2007)

Ccedilim alanların boyutu ve konumu bu alanların bakımı iccedilin gerekli olan sulama suyu

miktarını oumlnemli oumllccediluumlde etkilemektedir Ccedilim alanlar diğer vejetasyon oumlrtuumlsuumlne oranla ccedilok

daha fazla miktarda sulamaya gereksinme duyarlar ve genellikle daha ccedilok bakımı

gerektirirler Bu nedenle ccedilim alanların en fazla goumlz oumlnuumlnde bulunan yerlerde sadece estetik

amaccedillarla ya da oyun alanları ya da diğer rekreasyon alanları gibi fonksiyonel kullanımı

gerektiren yerlerde kullanmak gerekmektedir Ccedilim alanların ayrı parccedilalar halinde değil de

birbirleriyle bağlantılı ve grup oluĢturacak biccedilimde tesis edilmesi sulamanın etkinliğini

arttırmakta ve suyun buharlaĢmayla veya yuumlzey akıĢıyla oluĢan kayıpları buumlyuumlk oumllccediluumlde

azaltmaktadır Ccedilim tuumlrlerini seccedilerken kuraklığa dayanıklı ve sıcak ve kurak geccedilen

mevsimlerde buumlyuumlmesini durduran tuumlrlerin seccedililmesine oumlzen goumlstermelidir (BarıĢ 2007)

Ccedilim alanlarda suyun maksimum korunumu uygun seccedilimler yerleĢtirmeler ve

bakımla gerccedilekleĢtirilebilir Buna ilaveten farklı goumlruumlnuumlmlerdeki farklı ccedilim ccedileĢitleri ccedilevre

faktoumlrlerine karĢı oumlrneğin goumllge sıcaklık toprak guumlbresi su ihtiyacı gibi farklı toleranslar

goumlsterirler Ccedilim alan olup olmadığına bakılmaksızın suyun etkin kullanımına dayalı peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 8: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 5

uygulamalarında amaccedil ilave su ihtiyacını azaltmaktır Sulamayı azaltmak su korunumunu

arttırır (Gary L Wade ve ark 2007)

5 Etkin Sulama

Etkin sulama youmlntemlerinin kullanılması suyun dıĢ mekacircnda etkin biccedilimde

kullanımı accedilısından son derece oumlnemlidir ve bu youmlntemler klasik peyzaj ya da kurakccedilıl

peyzaj gibi her tuumlrluuml peyzaj uygulamaları iccedilin kullanılabilirler Bu nedenle alanın boyutu

kullanım amacı ve uygulanacak peyzaj duumlzenleme anlayıĢına bağlı olarak en uygun sulama

sisteminin oluĢturulması amacıyla konuya youmlnelik bir oumln etuumlduumln titizlikle yapılması ve

uzmanların denetiminde alana youmlnelik bir sulama projesinin oluĢturulması oldukccedila

oumlnemlidir (BarıĢ 2007)

Bitki su tuumlketimini etkileyen faktoumlrler Ģunlardır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ġklim faktoumlrleri sıcaklık bağıl nem ruumlzgacircr guumlneĢlenme suumlresi guumlnduumlz saatleri

Toprak faktoumlrleri toprak nemi toprağın iĢlenme durumu bitki oumlrtuumlsuuml

Bitki faktoumlrleri bitki cinsi geliĢme devresi buumlyuumlme mevsimidir

YeĢil alanların bakım ccedilalıĢmalarında en fazla tuumlketilen doğal kaynak sudur Hatalı

sulama youmlntemleri ile ccedilok buumlyuumlk miktarlarda su bitkiler tarafından kullanılmadan ziyan

olmaktadır Ccedilok tazyikli akan suyun kullanılmasıyla bir miktar su toprak yuumlzeyinden akıp

gitmekte ve bir kısmı da uumlstuuml yaprak ve bitki artıklarıyla oumlrtuumllmemiĢ guumlneĢ ve ruumlzgacircra accedilık

topraklardan buharlaĢmaktadır Suyun en buumlyuumlk miktarda kaybı ise ccedilok fazla suyun ccedilok sık

olarak uygulanmasından kaynaklanmaktadır AĢırı sulama bitki koumlklerine zarar vermekte

ve bitki geliĢimini olumsuz youmlnde etkilemektedir Aynı zamanda topraktaki besin

elementlerinin yıkanarak bitki koumlk boumllgesinden uzaklaĢmasına ve toprağın derinlerine

gitmesine neden olmaktadır Bu durum yeraltı sularının kirlenme olasılığını arttırmaktadır

Benzer Ģekilde aĢırı sulamanın neden olduğu su akıĢı kirletici guumlbreleri ve boumlcek ilaccedillarını

goumlllere ve akarsulara taĢıyabilir Hatalı sulama youmlntemleriyle yuumlksek nitelikteki suyun

kirlenmesi ya da israf edilmesi etkili sulama tekniklerinin kullanılmasıyla giderilmelidir

Sulama sistemini iyi planlanması ve sulamanın iyi youmlnetilmesi gerekir Bitkilerin tamamı

aynı miktarda suya gereksinim duymazlar Ccedilim alanlar diğer alanlarda ayrı olarak

sulanmalıdır Su gereksinimleri birbirinin benzeri bitkiler aynı boumllgelerde toplanmalıdır

Sulama belirli bir programa bağlı kalmak yerine bitkilerin iccedilinde bulundukları koĢullara

goumlre yapılmalıdır (Yazgan ve Oumlzyavuz 2008)

Ccedilim bitkileri dıĢında bitkilerin ccediloğu dikimlerinden birkaccedil yıl sonra duumlzenli

sulamaya ihtiyaccedil goumlstermezler Duumlzenli sulamanın yapılmaması ağaccedil ve ccedilalılarda derin koumlk

geliĢimini teĢvik etmekte ve bitkileri kuraklığa karĢı dayanıklı kılmaktadır (Yazgan ve

Oumlzyavuz 2008)

Su korumacı peyzajlar en az miktarda ek sulamaya ihtiyaccedil duyarlar Doğru tasarım

oumlnemlidir ve etkili bir yağmurlama sulama sistemi kurmaya iyi bir tasarımla baĢlanmalıdır

Sistem istenilen alana bitiĢik alanlarda minimal yayılımlarla duumlzguumln Ģekilde karĢılayacak

kapasitede olmalıdır (Gary L Wade ve ark 2007)

6 Malccedil Kullanımı

Saman veya yaprak tabakası gibi organik malccedillama malzemelerinin kullanımı en

yararlı peyzaj uygulamalarından biridir Bu tabakalar toprağın uumlstuumlnden buharlaĢarak

kaybolan suyu oumlnleyerek nemi korur ve az miktarda yağmur yağdığı doumlnemlerde ek sulama

iccedilin ihtiyacı azaltır Toprakta eĢit derecede nem miktarını korumayarak bu tabakalar

koumlklere zarar verebilecek toprak nemindeki dalgalanmaları da oumlnler (ġekil 1) Saman ve

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 9: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

B TUumlLEK ME BARIġ

6 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

yaprak tabakaları aynı zamanda toprak yuumlzeyinin kabuklanmasını da engeller suyun

kolayca bitki koumlklerine geccedilmesini sağlar Bitkilerin koumlklerini yazın sıcaktan kıĢın ise

soğuktan izole eder ve bitkilerle nem iccedilin yarıĢan yabani otların kontrol edilmesini sağlar

Malccedillama bir peyzajın daha az suya ihtiyaccedil duymasını sağlayan ekonomik bir yoldur (Gary

L Wade ve ark 2007)

GuumlneĢli alanlarda ya da kurakccedilıl bitkilerin kullanılmadığı yerlerde buumlyuumlk miktarda

ısıyı yansıtması ve bitkilerde kavrulmaya yol accedilacak boyutta su kaybına neden olması

nedeniyle kuumlccediluumlk taĢ parccedilalarıyla (mıcır) ya da benzeri malzemelerle yapılacak malccedillamadan

kaccedilınmak gerekmektedir Malccedil tabakasının ccedilok kalın biccedilimde oluĢturulması suyun bitki

koumlklerine ulaĢmasını engelleyeceği iccedilin bu konuda dikkatli olmak gerekmektedir (BarıĢ

2007) Ccedilizelge 1‟de buguumln en ccedilok kullanılan tabakalar karĢılaĢtırılmaktadır

ġekil 1 Malccedillı ve ccedilıplak topraklardaki nem oranları (Gary L Wade ve ark 2007)

Figure 1 Moisture level of mulched and bared soil (Gary L Wade ve ark 2007)

7 Uygun Bakım Sulama guumlbreleme budama toprağın havalandırılması yabancı ot muumlcadelesi ve

zararlıların kontroluuml bitkilerin geliĢme ve yaĢamlarını daha sağlıklı olarak suumlrduumlrebilmeleri

iccedilin en temel bakım ccedilalıĢmalarıdır Doğru ve uygun bakım ccedilalıĢmalarının yapılarak daha az

teknoloji kullanımı ile enerji tasarrufu sağlanacak ve aĢırı guumlbreleme ilaccedillamanın neden

olacağı kirlilik azalacaktır (Aklanoğlu 2007)

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerde bakımının amacı bitkilerde su gerektiren yeni

buumlyuumlmeleri engellemektir O anki bakım seviyesine goumlre daha az guumlbre ile daha az sıklıkta

aĢılama yapmak sadece gerekli olduğunda yeterince ve az miktarda budama yapmak ve

tabi ki daha az sulama yapmak gerekebilir Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemede bir peyzajın az

bakımlı bir peyzaj olduğunu unutmamak gerekir Daha az aĢılama yapılmalı ve yavaĢ

yayılımlı guumlbrelerden kullanılmalıdır Toprağın pH‟ı toprağın asit duumlzeyinin veya

alkalinitesinin (baziklik) bir oumllccediluumlmuuml besin alımı ve kullanılabilirliğini etkiler Ccedilim

alanlardan her 2ndash3 yılda bir pH ve besin duumlzeyini kontrol etmek ve kalsiyum oksit

eklemeye veya toprağın kimyasal dengesini ayarlamaya ihtiyaccedil olup olmadığına karar

vermek iccedilin ayrı bir toprak oumlrneği alınmalıdır Ayrıca uygun biccedilim Kurakccedilıl Peyzaj

Duumlzenlemede ccedilok oumlnemlidir Ccedilim bitkisi oumlnerilen yuumlksekliklerde ve yeterince sık

biccedililmelidir bu sayede yaprak dokusunun uumlccedilte birinden daha fazlasının her biccedilmede

gitmemesi sağlanabilecektir Goumllgeli alanlardaki ccedilimler suumlrekli guumlneĢ altında kalanlardan

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 10: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 7

daha uzun kesilmelidir Ccedilimin derisini yuumlzmekten ve stres altına sokmaktan kaccedilınmak

gerekir Rulo ccedilimi havalandırmak su hareketlerini iyileĢtirir (Gary L Wade ve ark 2007)

Ccedilizelge 1 Malccedil kullanımının avantajları ve dezavantajları (Gary L Wade ve ark 2007)

Table 1 The advantages and disadvantages of using mulch (Gary L Wade ve ark 2007)

Malccedil

Mulch

Avantajları

Advantages

Dezavantajları

Disadvantages

Ccedilam samanı

Pine Straw

Su korunumunu sağlayan en

baĢarılı malccedil malzemesidir

An excellent mulch for water

conservation

AĢırı kuraklıkta yanabilir Zamanla gri-

kahverengi renk alarak sararabilir Ccedilok kısa

suumlrede ayrıĢır

Flammable when extremely dry Fades to a

dull gray-brown color with age Decomposes

rather quickly

Ccedilam kabuğu

Pine Bark

Kuumlccediluumlk parccedilalar buumlyuumlk parccedilalara

goumlre daha iyi sonuccedil verirler

Mini-nuggets conserve moisture

better than large nuggets

-

Kıymık haline

getirilmiĢ kereste

Shredded

Hardwood Bark

Uzun suumlreli dayanıklı malccedillama

sağlar

Provides a durable long-lasting

mulch

-

Kuru yapraklar

Dry Leaves

Malccedillamada en uygun goumlruumlnuumlmuuml

sağlarlar ParccedilalanmıĢ olan

yapraklar parccedilalanmamıĢ olanlara

goumlre nemi daha iyi muhafaza

ederler

An overlooked and readily

available mulch Shredded leaves

stay seated better on the landscape

and conserve moisture better than

unshredded leaves

Saman ve ccedilam kabuğu kadar duumlzguumln ve

uygun goumlruumlnuumlm yaratmazlar

Not as neat or uniform in appearance as pine

straw and pine bark

Meyve kabuğu

Pecan Hulls

Kullanımı muumlmkuumlnse ekonomik

bir malccedil ccedileĢididir

An acceptable and economical

mulch where available

Kaba goumlruumlnuumlm zamanla kuumlflenmeler goumlruumlluumlr

tazeyken yabani hayvanların ilgisini ccedileker

Rough looking Mold with age Attract

wildlife when fresh

Ccedilakıl Mermer

Volkanik taĢlar

Kaya

Gravel Marble

Chips Volcanic

Rock

Uzun suumlre kullanılabilir

Long lasting

GuumlneĢ ıĢınlarını ccedileker ve tekrar yansıtır

Doğal olmayan goumlruumlnuumlmuuml vardır Oumlnerilmez

Absorb and reradiate heat Unnatural in

appearance Not recommended

Gazete kacircğıdı

Newspaper

Organik maccedilın altına 2 tabaka

halinde yayılarak nemi ve besini

muhafaza ederler

Placed two sheets thick under

organic mulch newspaper helps

conserve moisture while allowing

water and nutrients to penetrate

Ccedilok fazla kullanıldığında su ve besilerin

geccediliĢinde bariyer etkisi yaratır

When placed too thick it can serve as a

barrier to water and nutrients

Plastik film

Plastic film

- Oksijenin besinlerin ve suyun bitki koumlklerine

ulaĢmasını engeller Oumlnerilmez

Prevents oxygen nutrients and water from

reaching plant roots Not recommended

B TUumlLEK ME BARIġ

8 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Orta Anadolu Şartlarında Kuraklık ve Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemelerinin Oumlnemi

Orta Anadolu‟yu ccedilevreleyen dağların deniz etkisini tamamen kapatması ve ccedilevresine

goumlre bu alanların ccedilukurda kalması gibi etmenler Orta Anadolu‟da karasallığı oldukccedila

arttırmaktadır KıĢ mevsiminde sıcaklıklar sıfırın altına duumlĢmektedir ve don olaylarının

suumlresi de uzundur Yaz mevsiminde sıcaklıklar 20degC‟ nin uumlstuumlne ccedilıkmaktadır YağıĢ rejimi

ĠKSY‟ dir Yani yağıĢın azamisi ilkbahar mevsiminde asgarisi yaz mevsiminde

duumlĢmektedir Yaz yağıĢları karasallık tesiri ile yıllık yağıĢın 10‟dan fazlasını

oluĢturmaktadır YağıĢlar kıĢ mevsiminde kar Ģeklindedir Orta Anadolu Ģartlarında

kuraklık oldukccedila yuumlksektir ve nispi nemin duumlşuumlk olması kuraklığın etkisini arttıran faktoumlrlerin başında gelmektedir Orta Anadolu karasal iklim alanındaki istasyonların

nemlilik indisleri step ve yarı kuraktır (Sarı 2009) ġekil 2‟de Orta Anadolu Ģartlarında

yağıĢ miktarlarında meydana gelen değiĢimlerin miktarı goumlruumllmektedir

ġekil 2 Orta Anadolu Boumllgesi‟nde 1960ndash2010 yılları arasına ait yağıĢ miktarları (DMĠ

2011)

Figure 2 Amount of rainfall between 1960ndash2010 years in Central Anatolia Region (TSMS

2011)

YağıĢ tahminleri (guumlnluumlk aylık veya yıllık) kuraklık beklentisi accedilısından oumlnemlidir

ġekil 2 yağıĢların oumlzellikle 2000ndash2001 yıllarında 390 mm‟lik yağıĢ normalinin ccedilok altına

duumlĢerek yarattığı azalma ve ardından 6 sene boyunca devam eden azalmalar ile Orta

Anadolu‟da yaklaĢık 10 yıldır aĢırı sıcaklık ve kuraklık etkilerinin hissedilir boyutlara

ulaĢtığının goumlstergesi niteliğindedir

Ġklim değiĢikliğine dair oumlnuumlmuumlzdeki 50 yıl iccedilin farklı senaryolar uumlretilmekle birlikte

genel beklenti sıcaklığın artacağı ve yağıĢın azalacağı youmlnuumlndedir Fakat bu değiĢimin

farklı coğrafyalardaki etkileri de farklı olacaktır Sıcak boumllgelerde kuraklık artarken serin

ve soğuk boumllgeler ılıman bir oumlzellik kazanacaktır Tuumlrkiye‟de Guumlney Batı ve Orta Anadolu

Boumllgesi yarı kurak bir iklim oumlzelliği taĢıdığı duumlĢuumlnuumllerek değiĢen iklim koĢulları ve artan

kuraklığa karĢı her kesimden ve meslek disiplininden oumlnlemlerin alınması zorunlu hale

gelmiĢtir Bu kapsamda peyzaj mimarlığı uygulamalarında oumlzellikle Orta Anadolu‟daki

iklim değiĢikliği ve kuraklığa karĢı alınabilecek oumlnlemler ortaya koyulmalıdır YağıĢların

azalması ve sıcaklıkların artmasıyla oluĢan daha da kurak ortam koĢulları oumlzellikle peyzaj

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 9

mimarlığı bitkisel uygulamalarında yeni yaklaĢımları zorunlu hale getirmektedir (Karaguumlzel

ve Atik 2007)

Suyun etkin kullanılmasına ve bakım masraflarının azaltılmasına youmlnelik peyzaj

uygulamaları Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme yaklaĢımıyla gerccedilekleĢtirilebilmektedir

Ccedilizelge 2 Orta Anadolu iklim koĢullarında kurakccedilıl peyzaj duumlzenlemelerinde

kullanılabilecek bazı bitki tuumlrleri

Table 2 Some species of plant used for water-wise landscape designs at climatic conditions

in Central Anatolia

Kullanım Alanları

Application Areas

Bitki Tuumlrleri

Species of Plants

SarılıcıTırmanıcı Bitkiler

Wrapping Climber

plants

Campsis radicans Clematis hibritleri Lonicera

sempervirens Parthenocissus quinquefolia

Yer oumlrtuumlcuumller

Ground covers

Hypericum calycinum Juniperus conferta Blue Pacific

Juniperus horizontalis Phlox subulata Trachelospermum

asiaticum Ajuga reptans Sedum acre Sedum sieboldii

Sedum spurium Santolina chamaecyparissus

Sempervivum sp Thymus serpyllum Veronica liwanensis

Vinca minor Alba

Kuumlccediluumlk ccedilalılar (60ndash150 cm)

Small shrubs (60ndash150 cm)

Berberis thunbergi Buxus microphylla var Japonica

Juniperus horizontalis Plumosa Cotoneaster

horizontalis Juniperus chinensis Pfitzeriana Artemisia

frigida Artemisia cana Campanula persicifolia Mahonia

aquifolium Symphoricarpos albus

Buumlyuumlk ccedilalılar (25 m+ )

Large shrubs (25 m+ )

Chaenomeles speciosa Cupressocyparis leylandii

Hibiscus syriacus Rhus typhina Yucca filamentosa

Centranthus ruber Campanula persicifolia Caragana

arborescens Crataegus sp Buddleia davidii Pinus mugo

Ribes aureum

Kuumlccediluumlk ağaccedillar (3ndash9 m)

Small trees (3ndash9 m)

Acer buergeranun Carpinus caroliniana Cotinus

coggygria Ilex latifolia Koelreuteria paniculata

Elaeagnus angustifolia Malus spp Syringa vulgaris

Buumlyuumlk ağaccedillar (10 m + )

Large trees (10 m + )

Acer floridanum Betula nigra Liriodendron tulipifera

Pinus strobus Quercus nigra Aesculus hippocastanum

Aesculus carnea Pinus nigra Gleditsia triacanthos

Koelreuteria paniculata Picea pungens Pinus aristata

Pinus strobus Sophora japonica

Tek ve ccedilok yıllık bitkiler

Annualperennial plants

Anthirrhinum majus Begonia x semperflorens Calendula

officinalis Ajuga reptans Gerbera jamesonii Dianthus

deltoides Achillea filipendula Achillea millefolium Aster

novae-belgii Centaurea spp Coreopsis lanceolata

Eschscholzia californica

Pratik ccedilim tuumlrleri

Turfgrasses

Cynodon dactylon hybrids Festuca arundinacea Festuca

ovina glauca Poa pratensis Agropyron cristatum

Trifolium pratense

B TUumlLEK ME BARIġ

10 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme ldquoXeriscaperdquo kurak iklimli ve su kaynaklarının sınırlı

olduğu alanlarda doğa ile uyumlu peyzaj tekniklerine dayanmaktadır (Tunccedilay 2002

Duffield ve Jones 1981)

Orta Anadolu gibi yarı kurakkurak iklimlerde ev bahccedilesi gibi kuumlccediluumlk alanlarda etkili

olan Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme youmlntemiyle uygun bitki tuumlruumlnuumln seccedilimi ccedilimin sadece belli

noktalarda kullanılması veveya hiccedil kullanılmaması sulamada su ihtiyacı fazla olandan su

ihtiyacı az olana doğru bir dikim sırasının izlenmesi eğimli alanlarda teraslamaların

yapılması su ihtiyacı fazla olan tuumlrlerin bina kenarlarına dikilmesi malccedillama temel

prensipler arasındadır Burada sıcak iklimlerde artan hava sıcaklığı ve azalan yağıĢ

temelinde değiĢen iklim koĢullarına en iyi uyumu goumlstereceği iccedilin Orta Anadolu

koĢullarında kurağa dayanıklı doğal tuumlrlerin kullanılması diğer faydalarının yanı sıra

oumlzellikle su tasarrufunda oumlnemli fayda sağlayacaktır (Karaguumlzel ve Atik 2007) Serin

boumllgelerde azalan yağıĢ miktarı boumllgeye oumlzguuml ve ccediloğunlukla da yağıĢı ve nemi seven doğal

tuumlrleri olumsuz etkileyerek bunların ortadan kalkması veveya kuĢak değiĢtirmesine neden

olurken kurak boumllgelerde sıcağı ve susuzluğa zaten dayanıklı olan doğal tuumlrleri fazla

etkilemeyecektir

Orta Anadolu doğal bitki oumlrtuumlsuumlnde doğal orman alanlarına nadiren rastlanmaktadır Hacirckim bitki oumlrtuumlsuumlnuuml bozkırlar (step) oluĢturmaktadır Bu bitkiler

ilkbaharda yeĢeren ve yaz aylarında yağıĢların azalmasıyla sararan cılız ot topluluklarıdır

Bozkır bitki toplulukları iccedilinde yaz mevsiminde hemen sararmayan bitkilerin koumlkleri

toprağın derinliklerinde yer almaktadır Koumlkleri toprağın derinliklerinde olan bu ccedilok yıllık

bitkiler geven (Astragalus) yavĢan (Veronica salicifolia) ccediloban yastığı (Acantholimon

sp) gelincik (Papaver rhoeas) sığırkuyruğu (Vesbascum sp) adaccedilayı (Salvia officinalis)

gibi doğal tuumlrlerden oluĢur Tek yıllık otsu bitkiler ilkbaharda ccediliccedilek accedilarlar olgunlaĢan

tohumlarını toprağa doumlker ve kururlar (Sarı 2009)

Doğal tuumlrlerin tasarımda kullanımı sulama ilaccedillama guumlbreleme gibi bakım

masraflarını en aza indirmekte ortam koĢullarına uyum sağlayan doğal tuumlrlerin bitki

hastalıkları ve zararlılarına karĢı dayanıklı olması nedeniyle toprak ve su kaynakları

uumlzerinde olumsuz etkileri daha az olmaktadır Bu ekonomik faydanın yanında ccedilevrenin ve

doğal yapının korunması accedilısından ekolojik faydaları da iccedilermektedir Diğer yandan

tuumlketici eğilimleri de son yıllarda klasik tuumlrlerden doğal formlu tuumlrlere doğru kaymaktadır

(Karaguumlzel 2007) Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenlemesi iccedilin Orta Anadolu iklim koĢullarında

kullanabilecek bazı doğal bitki tuumlrleri Ccedilizelge 2 bdquode verilmiĢtir

Sonuccedil ve Oumlneriler

Tuumlrkiye‟de oumlzellikle son 10 yıldır etkili olan kuraklık su kıtlığı ve kavurucu

sıcaklar kuumlresel ısınmanın bundan boumlyle yaĢamın bir parccedilası olacağını goumlstermektedir

Ġklim değiĢikliğinin ve kuumlresel ısınmanın etkileri ccedileĢitli Ģekillerde ortaya ccedilıkacak ve

tuumlm canlıları daha fazla uyum sağlamaya zorlayacaktır (Atik ve Sayan 2007)

Uluslararası duumlzeyde kuumlresel ısınmanın durdurulması iccedilin koumlkluuml oumlnlemler uumlzerinde

fikir birliği sağlanamaması durumunda ileriki yıllarda kuraklık kavurucu sıcaklar ve

toprak ile sulama suyundaki tuzluluk oranı artacak ve bu uumlccedil etken bitkilerin

yetiĢtirilmesinde belirleyici rol oynayacaktır (Aydeniz 2008)

Tuumlrkiye‟deki ekolojik koĢullar olumsuz youmlnde değiĢmeye baĢladığına goumlre halen

yetiĢtirilmekte olan geleneksel bitki tuumlrleri uumlzerinde ısrar edilmesi mantıklı

goumlruumlnmemektedir Bu konuda TC Tarım ve Koumly ĠĢleri Bakanlığı‟nın yeni koĢullara goumlre

hangi tuumlr bitkilerin yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağını saptamak amacı ile muumlmkuumln olan

en kısa suumlrede adaptasyon denemeleri baĢlatması gerekmektedir Ccediluumlnkuuml ileride tuzluluk

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011 11

kuraklık ve aĢırı sıcaklar bitkilerin verimli bir Ģekilde yetiĢtirilebilmesini daha da

engelleyecektir Bu nedenle sorunun ccediloumlzuumlmuuml iccedilin ccedilok youmlnluuml ve dikkatli uyum ccedilalıĢmaları

yapılarak yeni koĢullara uygun yeni bitki uumlretim deseni hazırlanmalı ve hangi tuumlrlerinin

yetiĢtirilmesinin daha uygun olacağı konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (Aydeniz 2008)

Ġklim baĢta olmak uumlzere yerel ccedilevre koĢullarıyla uyumlu yaĢanabilir goumlrsel accedilıdan

cazip ve suumlrduumlruumllebilir ortamların yaratıldığı peyzaj mimarlığı uygulamalarının

planlamatasarım uygulamayapım ve bakım aĢamalarında farklı oumlnlemlerin alınması

muumlmkuumlnduumlr (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Peyzaj mimarlığında estetik kaygının ve fonksiyonelliğin oumlne ccedilıktığı tasarım

aĢamasında ldquonaturalistikrdquoolarak tanımlanan ve doğanın yeniden yaratılmasına dayanan

yaklaĢımların benimsenmesi oumlnem taĢır Peyzaj tasarımcılarının ilgilendikleri konulardan

biri de doğal suumlreccedillerin yeniden duumlzenlenmesidir Binaların dıĢındaki boumllgelerin

olabildiğince doğal haliyle korunması bitki materyali seccedililirken kurağa dayanıklı suumls

bitkilerinin veveya boumllgeye oumlzguuml doğal bitki tuumlrlerinin tercih edilmesi sulama ihtiyacı

benzer tuumlrlerin bir arada kullanılması bitkilerin su ihtiyacına goumlre bir sıralama yapılması

gerekmektedir Zorunlu olmadıkccedila geniĢ ccedilim yuumlzeylerden kaccedilınılması su tuumlketiminde

buumlyuumlk yer tutan futbol sahaları golf alanları iccedilin kurağa dayanıklı ccedilim tuumlrlerinin mevsimlik

ccediliccedilekler yerine ccedilok yıllık yer oumlrtuumlcuuml ccedilalılar kullanılmalıdır (Karaguumlzel ve Atik 2007)

Orta Anadolu boumllgesinde yapılan peyzaj duumlzenlemeleri uumlzerine genel bir

değerlendirme yapılacak olursa oumlncelikle kullanılan bitki tuumlrlerinde kurak iklim

koĢullarının ve su ihtiyaccedillarının dikkate alınmadığı goumlzlenebilmektedir Yapılan

uygulamalarda ccedilok fazla ccedilim kullanıldığı toprak koĢullarının ccedilok fazla dikkate alınmadığı

anlaĢılmaktadır Yoğun ccedilim kullanımı sonucunda su ihtiyacı artmakta ve yeterince sulama

yapılmadığı takdirde ccedilim alanlarda sararmalar ve yanmalar goumlzlenebilmektedir Bu

kapsamda yapılması gereken oumlncelikle her kullanım boumllgesi iccedilin farklı tasarımların

geliĢtirilmesidir Duumlnya genelinde kabul edilen bir yaklaĢım olan rdquonaturalistikrdquo

duumlzenlemeler Orta Anadolu Ģartlarında gerccedilekleĢtirilecek kurakccedilıl peyzaj

duumlzenlemelerinde esas olarak alınabilir Alanlarda bulunan doğal bitki tuumlrleri korunmalı ve

kullanılmalıdır BaĢka pek ccedilok boumllgede olduğu gibi Orta Anadolu oumlrneğinde de yerleĢmeler

iccedilinde kontrolsuumlz bir Ģekilde geliĢen yoğun yapılaĢmalar ve ccedilevrelerindeki etkenlikle

algılanan bazı olumsuz sonuccedillar insan ve ccedilevre iliĢkilerinin sağlıklı bir biccedilimde

yuumlruumltuumllmesini sağlayacak olan kentsel ve boumllgesel oumllccedilekli accedilık yeĢil alanların azalması

sorununun ortaya ccedilıkmasına neden olmaktadır Ayrıca bu yoğun yapılaĢmayla artan nuumlfus

su kaynaklarını hızla yok etmektedir Su gereksinimi aynı veya yakın olan bitki tuumlrlerinin

kullanımına gidilmelidir Orta Anadolu boumllgesi kurakyarı kurak iklimiyle aĢırı yaz

sıcaklarına dayanıklı bitki tuumlrlerine sahiptir Boumllgede doğal bitki tuumlrlerinin kullanılmasına

bilhassa oumlzen goumlsterilmeli yabancı koumlkenli bitkilerin kullanımına dayalı gelenekselleĢmiĢ

bitkisel tasarım yaklaĢımlarından vazgeccedililmelidir Orta Anadolu iklim koĢullarında bu bitki

tuumlrlerinden bozkır (step) bitkileri soğanlı bitkiler ve ccedilok yıllık ccediliccedilekli bitkiler kullanılabilir

Ccedilim alan kullanımları en aza indirilmelidir Ccedilim tuumlrleri yerine yer oumlrtuumlcuumller ve alccedilak boylu

ccedilalıları tercih edilmelidir Sulamada en uygun bahccedile sulama sistemleri yerleĢtirilmeli

uygun sulama deseni ve zamanı belirlenmelidir Tuumlm peyzaj tasarım uygulamalarında

olduğu gibi Kurakccedilıl Peyzaj Duumlzenleme uygulamalarında da bakım aĢaması son derece

oumlnemlidir Organik guumlbrelerin kullanılması biyolojik muumlcadelenin bitki hastalık ve

zararlıları iccedilin tercih edilmesi su kaynaklarının korunmasında oumlnemli ve etkili bir yoldur

Yapılacak peyzaj mimarlığı uygulamalarında kuraklıkla muumlcadele ve su tasarrufu iccedilin

planlama tasarım uygulama bakım ve onarım aĢamalarının hepsinde 7 kurakccedilıl peyzaj

duumlzenleme ilkesi dikkate alınmalıdır

B TUumlLEK ME BARIġ

12 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 1-13 2011

Su Etkin Peyzaj Duumlzenlemeleri yeni yaklaĢımıyla ccediloumlzuumlm yollarını kapsayan yeni

peyzaj uygulama ccedilalıĢmaları geliĢtirilerek Tuumlrkiye‟de ve Orta Anadolu‟da yaĢanan

ldquokuraklıkrdquo faktoumlruuml ve bu faktoumlruumln su kaynaklarına sonuccedil olarak ccedilevreye olumsuz etkileri en

aza indirgenmelidir

Summary

Evaluation of Water Efficient Landscape Design in Central Anatolia Climatic

Conditions

In recent years the extent of global climate change and drought affect all living

beings and the natural environment In this study the long-term sustainability of the

landscape arrangements to ensure minimum costs is emphasized with arid climatic

conditions in Central Anatolia The purpose of this study giving an overwiev and

explaining the importance of ldquoWater-Wise Landscape Editingrdquo approach on green areas

which adopts the water efficient in landscape with arid climatic conditions in Central

Anatolia when drought has become extremely important factor these days As a result of

this study displayed what should be done during the forthcoming practice by taking into

account the solutions presented by the discipline of landscape architecture and the drought

factor

Key Words Central Anatolia Climate change Drought Xeriscape Landscape design and

application

Kaynaklar

Aklanoğlu F 2007 Ġklim değiĢikliğinin Peyzaj Tasarımı ve Uygulamaları Uumlzerine

Etkileri9sAnkarahttpwwwgooglecomsearchhl=tramprls=commicrosoft3A

3AIESearchBoxamprlz=1I7ADBFampq=kurakC3A7C4B1l+peyzajC4B1n+

etkileriamplr= EriĢim Tarihi 12032008

Atik M Sayan S 2007 Antalya ve Kuraklık Antalya Sanayi ve Ticaret Odası Yayın

Organı Sayı 236 Antalya 6-10

Atik M Karaguumlzel O 2007 Peyzaj Mimarlığı Uygulamalarında Su Tasarrufu Olanakları

ve Suumls Bitkisi Olarak Doğal Tuumlrlerin Kullanım Oumlnceliği Akdeniz Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Avcı M 2001 Kuraklık Ģartlarında yetiĢtirme stratejileri Tarım ve KoumlyiĢleri Bakanlığı

Tarla Bitkileri AraĢtırma Enstituumlsuuml Tema vakfı kuraklık etkilerinin azaltılmasında

kurağa dayanıklı bitki ccedileĢit ıslahı ve kurak koĢullarda yetiĢtirme tekniği notları

Ankara 74ndash98

Aydeniz O 2008 Uumllkemizde değiĢen koĢullara goumlre yeni bitki tuumlrleri yetiĢtirilmesi Kıbrıs

Gazetesi

BarıĢ M E 2007 Sarıya Bezenen Kentlerimizi Kimler ve Nasıl Yeniden YeĢertebilir

httpwwwpeyzajmimodaorgtrgenelbizden_detayphpkod=1173amptipi=2ampsube=

0 EriĢim Tarihi 24042008

BarıĢ E 2007 Kurakccedilıl Peyzaj Bilim Teknik Dergisi Sayı 478 Tuumlbitak Ankara

Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Muumlduumlrluumlğuuml (DMĠ) 2011 2010 Yılı Ġklim Verilerinin

Değerlendirilmesi Zirai Meteoroloji ve Ġklim Rasatları Dairesi BaĢkanlığı Ankara

httpwwwdmigovtrFILESverideger2010-iklim-verileripdf

EriĢim Tarihi17082011

SU ETKĠN PEYZAJ DUumlZENLEMELERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (1) 1-13 2011 13

Duffield MR Jones W1981 Plants for dry climates HP Boks Tuscon Gee CY(1988)

Resort Development and Management Educational Institute of the American Hotel

and Motel Association Michigan 532 p

Ertop G 2009 Kuumlresel Isınma ve Kurakccedilıl Peyzaj Planlaması YayınlanmamıĢ Yuumlksek

Lisans Tezi Ankara Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Peyzaj Mimarlığı

Anabilim Dalı Ankara

Gary L Wade James T Midcap Kim D Coder Gil Landry Anthony W Tyson Neal

Weatherly Jr 2009 Numbered PublicationsA Guide to Developing a Water-Wise

Landscape University of Georgia Environmental Landscape Design Department

Georgia 30602 44 p httpwwwmarexugaeduadvisoryLibraryCSCPpdfs

Xeriscapepdf (EriĢim Tarihi 16082011)

Karaguumlzel O 2007 Ccedilim ve Yeroumlrtuumlcuuml Bitkiler Ders Notu Akdeniz Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Peyzaj Mimarlığı Boumlluumlmuuml Antalya

Oumlnay G 2007 Duumlnya Isınıyor Bahccedilem DeğiĢiyor Kuumlresel Ġklim DeğiĢikliğinde Bahccedileniz

Ġnkılacircp yayını Ġstanbul 304 s

Sarı S 2009 Batı Akdeniz Boumlluumlmuuml‟nden Ġccedil Anadolu‟ya GeccediliĢ Ġklimleri Doktora Tezi

Selccediluk Uumlniversitesi Sosyal Bilimler Enstituumlsuuml Ortaoumlğretim Sosyal Alanlar Eğitimi

Anabilim Dalı Konya

Tunccedilay HE 2002 Xeriscape Peyzaj CcedilalıĢmalarının Bakım ĠĢlem Maaliyetini Azaltacak

ġekilde Suumls Bitkilerinin Kompozisyonu II Ulusal Ssuuml Bitkileri Kongresi Bildiriler

Kitapccedilığı 164ndash169

Yazgan M E Oumlzyavuz M 2008 Xeriscape (Kuru Peyzaj) Peyzaj Mimarlığında Yeni

Bir Sistem YayınlanmamıĢ Ders Notları Ankara

14

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 ISSN 1300-9362

Doğal Kaynaklarda Ağır Metal Kirliliğinin İnsan Sağlığı Uumlzerine

Etkileri

Hatice DAĞHAN

Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Boumlluumlmuuml

31040 Hatay Tuumlrkiye

Oumlzet

Guumlnuumlmuumlzde teknolojik geliĢmeler nuumlfus artıĢı enduumlstri ve tarımsal faaliyetler

sonucunda hava toprak ve su gibi doğal kaynaklar hızla kirlenmektedir Bu kirleticilerin

baĢında ağır metaller gelmektedir Ağır metaller ile kirlenmiĢ topraklarda yetiĢen bitkisel

uumlruumlnleri veveya kirlenmiĢ su ve su uumlruumlnlerini tuumlketen insanlarda ciddi sağlık sorunları

goumlruumllebilmektedir Derleme niteliğinde hazırlanan bu ccedilalıĢmada insan sağlığını ciddi

anlamda tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların

sağlık uumlzerine etkileri ele alınmıĢtır

Anahtar Kelimeler Ağır metal kirlenmiĢ toprak insan sağlığı

Giriş

Teknolojik geliĢmelerle birlikte uumlzerinde barındığımız ve beslendiğimiz topraklar

her geccedilen guumln daha fazla kirlenmektedir Madencilik enduumlstri tarım alanlarındaki

aktiviteler kimyasal silahlar ve nuumlkleer kazalar sonucunda toprakların yanı sıra su ve hava

da kirlenmektedir Bu kirlilik ekosistemin canlı ve cansız oumlğelerini olumsuz etkilemekte ve

ekosistem devamlılığını tehdit etmektedir Ccedilevre kirliliğine neden olan en yaygın ve oumlnemli

kirleticilerin baĢında ağır metaller gelmektedir Biyosferin en oumlnemli ve dinamik kısmını

oluĢturan toprak-su-bitki sisteminde meydana gelen ağır metal kirliliği sadece verim ve

uumlruumln kalitesi uumlzerinde değil aynı zamanda atmosferik ve sucul ccedilevre kalitesi hatta besin

zinciri yoluyla insan sağlığı uumlzerinde de ccedilok oumlnemli etkiler yaratmaktadır (Atilla 2009)

Ağır metaller yerkabuğunda doğal olarak bulunan ve genellikle karbonat oksit

silikat ve suumllfuumlr halinde stabil bileĢik olarak veya silikatlar iccedilinde hapsolmuĢ bileĢiklerdir

Bu metaller organik maddelerin aksine bozulmaz ve yok edilemezler (Kahvecioğlu ve ark

2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metal terimi farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır Tanımlamaların

bazıları elementlerin yoğunluk atomik sayı ya da atomik kuumltlelerine bazıları ise

elementlerin kimyasal oumlzellik ya da toksik oumlzelliklerine dayanmaktadır Ağır metal terimi

fiziksel oumlzellik accedilısından yoğunluğu 5 gcm3rsquoten daha yuumlksek olan metaller veya atom

kuumltlesi 50 ve daha buumlyuumlk olan elementler iccedilin kullanılır ve periyodik sistemde metalik

oumlzellik goumlsteren elementlerden geccediliĢ metallerini bazı ametalleri lantanit ve aktinitleri de

kapsayan bazı elementleri iccedilerir (Duffus 2002) Bu gruba ccedilok yaygın kirliliği olan kurĢun

(Pb) kadmiyum (Cd) krom (Cr) kobalt (Co) bakır (Cu) nikel (Ni) civa (Hg) ve ccedilinko

(Zn) baĢta olmak uumlzere 60rsquodan fazla element dahildir (Duruibe ve ark 2007) Bir elementin

yoğunluğu periyodik sistemdeki (grup ve gruptaki sıra) yerinin kimyasal oumlzellikleri ise

elementin ait olduğu grubun fonksiyonudur Metallerin ekolojik sistem uumlzerine etkilerinden

bahsederken aslında metalin ait olduğu grubun ele alınması ve bu oumlzelliğin vurgulanması

biyolojik etki accedilısından ccedilok daha anlamlıdır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

H DAĞHAN

16 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Ağır metallerin bazıları canlılar iccedilin gerekli bazıları geliĢimi uyarıcı ancak yuumlksek

dozlarda hepsi toksik etki yapmaktadır (Anonim 2010) Ccedilinko Fe Cu Mn gibi bazı ağır

metaller hem bitki hem de insan vuumlcudu iccedilin iz miktarlarda da olsa mutlak gereksinim

duyulan metallerdir Oumlrneğin Fe anemiyi oumlnler Zn ise 100rsquoden fazla enzim

reaksiyonlarında bir kofaktoumlr olarak yer alır Bu elementler duumlĢuumlk konsantrasyonlarda

bulunan ve iz elementler veya mikro besin elementleri olarak da bilinen metallerdir Ancak

bu metaller gereksinim duyulan miktardan fazla alındığında canlılarda ciddi toksisiteye yol

accedilmaktadırlar Yuumlksek dozlarda vuumlcut iccedilin toksik olabilir ya da diğer iz elementlerin

noksanlığına neden olabilirler Bu metallerin bilinen herhangi bir fonksiyonları olmamasına

rağmen vuumlcutta birikerek toksik etki goumlsterebilirler (Farr 2009) Bir ağır metalin yaĢamsal

olup olmadığı dikkate alınan organizmaya da bağlıdır Oumlrneğin Ni bitkiler iccedilin mutlak

gerekli bitki besin elementi olarak en son keĢfedilen elementtir ve uumlreyi kullanılabilir azota

indirgeyen uumlreaz enzimi iccedilin ihtiyaccedil duyulmaktadır (Brown ve ark 1987 Marschner

1995) Bazı sistemlerde ağır metallerin etki mekanizması konsantrasyona bağlı olarak

değiĢir Bu tuumlr organizmalarda metallerin konsantrasyonu dikkate alınmalıdır (Kahvecioğlu

ve ark 2004)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin ccedilevreye ve canlılar uumlzerine olumsuz etkileri bilinmesine

rağmen birccedilok enduumlstriyel alanda hala yoğun olarak kullanılmaktadır Oumlzellikle kullanılan

yakıtlar atıkların geri doumlnuumlĢuumlmluuml olarak kullanılması maden ocakları tarımsal ilaccedil ve

fosfatlı guumlbreler atık sularla tarım alanlarının sulanması metaller ve metalik bileĢiklerin

ccedilevreye yayılmasında etkili olmaktadır Bu nedenle toprak su kaynakları ile bitki

oumlrtuumlsuumlnuumln kirlenmesiyle insan ve hayvanların tuumlkettiği gıdalar da bu kirleticilerden

etkilenmektedir Ağır metaller ccedilevre Ģartlarına dayanıklı olup biyolojik sistemlerde ve

besinlerde birikim yaparlar Son yıllarda oumlnem kazanan metal toksikliği olgularında

metalin tuumlruuml diğer metallerle etkileĢimi ve konsantrasyonlarına bağlı olarak insan ve

hayvanlarda oumlluumlme neden olabilen zehirlenmelere rastlanmıĢtır (Mor ve ark 2009) Ağır

metal kirliliğinden kaynaklanan ilk kayıtlara geccedilen zehirlenme vakası Japonyarsquoda ortaya

ccedilıkmıĢtır (Kahvecioğlu ve ark 2004) 1953-1960 yılları arasında Japonyada Minamata

koumlrfezinde Hg ile kontamine balık ve istridyeleri yiyen insanlarda goumlruumllen zehirlenme olayı

sonucu 421 akut zehirlenme olmuĢ ve 47 kiĢi oumllmuumlĢtuumlr (Vural 1993)

Guumlnuumlmuumlzde ağır metallerin yol accediltığı toprak kirliliği tuumlm duumlnyanın dikkatini ccedileken

bir konu haline gelmiĢtir Topraktaki ağır metal kirliliğiyle ilgili ccedilalıĢmalar ağır metallerin

kaynakları ve davranıĢları halk sağlığı ve ccedilevre uumlzerindeki etkiler kirlenmiĢ boumllgelerin

araĢtırılması ve analiz edilmesi yeĢil ıslah youmlnetimi ve risk değerlendirmesi ve iyileĢtirme

teknikleri uumlzerinde yoğunlaĢmıĢtır (Atilla 2009) Ancak insan sağlığını ciddi anlamda

tehdit eden bazı toksik ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve bunların sağlık

uumlzerine etkileriyle ilgili yapılmıĢ ccedilok fazla ccedilalıĢma bulunmamaktadır Bu ccedilalıĢmada insan

sağlığını en fazla tehdit eden bazı ağır metaller (As Cu Hg Cd Pb Cr ve Ni) ve etkileri

konusunda yapılmıĢ ccedilalıĢmalar incelenerek derleme olarak sunulmuĢtur

Arsenik (As)

Arsenik (As) toprakta suda ve canlı organizmalarda ccedilok farklı konsantrasyonlarda

bulunan metalloid oumlzelliği goumlsteren bir elementtir Bu element ccedilevrede ccedilok yaygın ve

oumlzellikle (+5) değerlikli bileĢikleri toprakta diğer As tuumlrlerine oranla daha fazla bulunur

Topraktaki konsantrasyonu 01-40 mgkg arasında değiĢmektedir ve organik maddelere

bağlı olarak da bulunan As organik maddelerin okside olmasıyla suya ve oradan bitkilere

geccediler Doğal su kaynakları ve denizlerde değiĢen oranlarda As bulunmaktadır Suyun

ısısının arttığı yerlerde As oranı da artmaktadır Bitkilerdeki As oranı bitkinin bulunduğu

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 17

coğrafi konum topraktaki As miktarı ve ccedilevresel etmene bağlı olarak farklılık goumlsterir

(Yağmur ve Hancı 2002)

Arsenik bileĢikleri oumlzellikle cilde goumlze solunum yollarına irritan etki

goumlsterdiğinden savaĢ gazı olarak penisilinin keĢfine kadarsa frengi gibi hastalıklara neden

olan etkenlerle savaĢmak iccedilin tıbbi ilaccedillarda da kullanılmıĢtır GeccedilmiĢte As zehirlenmeler

intihar ve kasıtlı oumlluumlmlerde kullanıldığı iccedilin Ortaccedilağrsquoda ldquoarsenikrdquo soumlzcuumlğuuml zehir soumlzcuumlğuumlyle

eĢ anlamlı kullanılmıĢtır Renksiz tatsız ve kokusuz olan As trioksitin yiyecek ve

iccedileceklerde fark edilmemesi ve zehirlenme belirtilerinin kolera anemi gibi hastalıklara

benzerliği zehirlenme olaylarında tercih nedeni olmaktaydı (Yağmur ve Hancı 2002)

Tarihte goumlruumllen As zehirlenmesi salgınlarından en oumlnemlileri 1900 yılında

ĠngiltereManchesterrsquoda As iccedileren Ģekerden 1955 yılında JaponyaMonhagarsquoda suumltten ve

yine aynı uumllkede Nilgetrsquoda kuyu suyundan Hindistanrsquoda da Asrsquoli su yiyecek ilaccedil ve

afyondan meydana gelmiĢtir (ĠbiĢ 2010)

Duumlnyanın bazı boumllgelerinde ise As su kuyularında doğal bir kirleticidir Tayvan

ġili BangladeĢ Hindistan gibi uumllkelerin bazı boumllgelerinde derin su kuyularının As ile

kontamine olduğu saptanmıĢtır (Hu 2002) Amerika Tayvan Meksika Moğolistan

Arjantin Hindistan ġili ve BangladeĢrsquote yeraltı suyu yoluyla As maruziyeti oumlnemli bir halk

sağlığı sorunu haline gelmiĢtir Duumlnya Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) BangladeĢrsquoteki As krizini

tarihin en buumlyuumlk ve en geniĢ toplu zehirlenme olayı olarak tanımlamıĢ ve yaklaĢık 35-77

milyon kiĢinin sudaki Asrsquoe maruz kaldığı belirtilmiĢtir Uumllkede suya bağlı hastalıkların

oumlnlenmesi amacıyla 1970rsquoli yılların baĢından bu yana yaklaĢık 10 milyon kuyu accedilılmıĢtır

Ancak 1990rsquolı yıllara kadar bu kuyuların sularındaki doğal As oranının yuumlksekliğinin

farkına varılmamıĢtır (Argos ve ark2010)

Genellikle ya tehlikeli atık alanları ve civarında ya da doğal olarak yuumlksek duumlzeyde

As iccedileren alanlarda Asrsquoe maruz kalınmaktadır Ġnorganik As kanserojen olarak bilinir ve

cilt akciğer karaciğer ve mesane kanserine neden olabilir DuumlĢuumlk duumlzeyde Asrsquoe maruz

kalınması kırmızı ve beyaz kan huumlcrelerinde azalma kalp ritminde bozukluk el ve

ayaklarda karıncalanma hissi mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir (Hu 2002

Martin ve Griswold 2009 Mor ve ark 2009) Yuumlzey ve iccedilme sularında yuumlksek duumlzeyde As

bulunması deri ve guatr kanserine neden olmaktadır Ġccedilme sularında 05-10 mgL As

bulunması insanlarda akut zehirlenmelere neden olmaktadır Arsenik en ccedilok deniz

uumlruumlnlerinde bulunmaktadır (Vural 1993)

Bakır (Cu)

Bakır canlılar iccedilin gerekli olan bir elementtir (Stern ve ark 2007) Ayrıca bakır

insanlar tarafından kullanılan ilk metallerden biridir ve doğada doğal olarak bulunur

Doğada 200den fazla bakır minerali bulunmakla beraber sadece 20 tanesi bakır cevheri

olarak enduumlstriyel oumlneme sahiptir (ġener 2010) Atmosfer koĢullarında metalik gri tonunda

bulunmayan 2 metalden biri olan bakır MOuml 5000 yılından beri tanınmaktadır ve adını ilk

bulunduğu yer olan Kıbrısrsquoın Latincesirsquonden (aes cyprium=Kıbrıs cevheri cyprium ve daha

sonra cuprum) almıĢtır (Kartal ve ark 2004) Bakır 91 oranında kalay ile karıĢtırılması ile

bronz alaĢımı elde edilence bu buluĢ bronz ccedilağının baĢlaması ile sonuccedillanmıĢtır (Stern ve

ark 2007) Ġlk kez Mısırlılar tarafından uumlretilen Cu MOuml 3000 yılından itibaren (Bronz

Ccedilağı) Anadolu Yunanistan ve Hindistanrsquoda mekanik oumlzellikleri alaĢımla artırılarak

kullanılmıĢtır Enduumlstride Cursquoın oumlnemli rol oynamasının ve ccedileĢitli alanlarda kullanılmasının

nedeni ccedilok farklı oumlzelliklere sahip olmasıdır Bakırın en oumlnemli oumlzellikleri arasında yuumlksek

elektrik ve ısı iletkenliği aĢınmaya ve korozyona karĢı direnci sayılabilir Ayrıca alaĢımları

H DAĞHAN

18 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

ccedilok ccedileĢitli olup enduumlstride (otomotiv basınccedillı sistemler borular vanalar elektrik santralleri

ve elektrik elektronik vb) değiĢik amaccedillı kullanılmaktadır (Kartal ve ark 2004)

Bakırın bitkiler ve canlılar uumlzerindeki etkisi kimyasal formuna ve canlının

buumlyuumlkluumlğuumlne goumlre değiĢir Kuumlccediluumlk ve basit yapılı canlılar iccedilin zehir oumlzelliği goumlsterirken

buumlyuumlk canlılar iccedilin temel yapı bileĢenidir Bu nedenle Cu ve bileĢikleri fungusit biyosit

anti bakteriyel madde ve boumlcek zehiri olarak tarım zararlılarına ve yumuĢakccedilalara karĢı

yaygın olarak kullanılır Oumlrneğin 1-2 CuSO4 iccedileren kireccedil suumltuuml karıĢımı ldquoBordo-KarıĢımırdquo

olarak bilinir ve uumlzuumlm tarımında fungusit olarak kullanılır (Kartal ve ark 2004) Ayrıca

bakır iyonu bitkilerde uzun suumlre kalabilir Oumlrneğin elma ağaccedillarında giderek azalmakla

birlikte 12 hafta varlığını suumlrduumlrduumlğuuml tespit edilmiĢtir (ġener 2010)

Fazla alınan Cu vuumlcut iccedilin toksiktir ve vuumlcuttaki bazı enzimlerin ccedilalıĢmasını

engeller Yine bakırın vuumlcutta fazla birikmesi sonucunda ldquoWilsonrsquos Hastalığırdquo adı ile

bilinen hastalık goumlruumllmektedir Bu hastalığın belirtileri arasında sinir sistemi bozuklukları

karaciğer sirozu goumlzde renk halkası oluĢması gibi durumlar sayılabilir Bu hastalığa bağlı

olarak karaciğer iĢlevini tam olarak yapamamaktadır Bunun sonucunda da Cursquoın dokular

arasındaki dağılımı iyi olmayacağından buumlyuumlme geriliği kemik ve sinir sisteminde

bozukluklar goumlruumlluumlr (YaĢar 2008) Yuumlksek Cu duumlzeyi dolaylı olarak Alzheimer hastalığı ve

prion hastalıkları gibi bazı noumlrolojik hastalıklarla da iliĢkili bulunmuĢtur (Stern ve ark

2007)

Hastanelerde kapı kolları ve elle sıkccedila temas edilen boumllgeler Cu alaĢımlarından imal

edilen malzemelerden yapılır ve malzemenin antiseptik oumlzelliğinden yararlanılarak

mikropların yayılması engellenir Akut Cu zehirlenmesi seyrek olarak goumlzlenir Genelde

yiyecek ve iccedileceklere Cu ihtiva eden kaplardan metalik bakırın oksitlenerek karıĢmasıyla

veya kasten Cu tuzlarının yutulması sonucu zehirlenme gerccedilekleĢir ve bu durum ldquoBakır

Ccedilalığırsquorsquo olarak bilinir (Kartal ve ark 2004)

Civa (Hg)

Civa doğal olarak element formundadır ve normal sıcaklıkta sıvı olan tek metaldir

guumlmuumlĢi renklidir Modern teknolojide bu madde birccedilok alanda yaygın olarak

kullanılmaktadır Civa ve bileĢenleri asetaldehit ve sentetik enduumlstriyel maddelerin

uumlretiminde katalizoumlr olarak sodyum kloruumlrden sodyum hidroksit ve klor uumlretiminde elektrot

olarak termometre ve elektrikli aletlerin uumlretiminde enduumlstriyel kontrol aygıtlarında tarım

ilaccedillarında ayrıca boya ve kağıt sanayinde de kullanılmaktadır Civa maden filizi olarak ve

koumlmuumlr petrol gibi fosil yakıtlarda doğal olarak bulunur Civa doğal olarak havada suda ve

yağlarda bulunabilir Civa formları element veya metalik halde organik veveya inorganik

bileĢikler halinde goumlruumlluumlr (BahccedilebaĢı 2011) Civanın kimyasal yapısı toksisitesinin

belirlenmesinde en oumlnemli faktoumlrduumlr Kolaylıkla ccedilevrede ve hayvan dokularında oluĢabilen

metil-civa toksikolojik accedilıdan buumlyuumlk oumlneme sahiptir ve bu formlar Hgrsquonın en toksik

formudur (Vural 1993)

Yuumlksek duumlzeyde Hgrsquoa maruz kalan insanlarda sinir sistemi cilt solunum sistemi

etkilenmekte ve oumlksuumlruumlk ateĢ halsizlik noumlrolojik bulgular ellerde ve ayaklarda soyulma

karın ağrısı kas krampları ishal ve metalik tat hissi gibi belirtilere ortaya ccedilıkmaktadır

Bazı aĢıların iccedilinde bulunan Hgrsquonın (timerosal) otizme neden olup olmadığı tıp

duumlnyasında oumlnemli tartıĢmalara neden olmuĢtur 1990 yıllardan itibaren ccedilocuklarda goumlruumllen

noumlrolojik geliĢim ve davranıĢ bozukluklarında muumlthiĢ bir artıĢ olmuĢ ve bu artıĢın sebebinin

bazı aĢılarda bulunan timerosal adlı Hg bileĢiğinden kaynaklandığı ileri suumlruumllmuumlĢtuumlr

Bunun uumlzerine Amerika aĢılardan Hgrsquoyı kademeli olarak ccedilıkartma kararı almıĢ ve bu

olaydan sonra zamanla otizmin azaldığı tespit edilmiĢtir (Anonim 2011a)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 19

DiĢ dolguları iccedilin kullanılan amalgam Hg iccedilermektedir ve bu Hg yemeklerin ağızda

ccediliğnenmesi ve sıcak veya asitli yiyeceklerin etkisiyle ağızda Hg buharı oluĢturmaktadır

(Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011) Dolgudan suumlrekli salınan elementel Hg buharı

ise solunarak akciğerler tarafından emilmektedir Bu salınım ccediliğneme fırccedilalama sıcak

veya asitli iccedilecek tuumlketimi ve ağız solunumu sırasında yaklaĢık beĢ kat artmaktadır

(BahccedilebaĢı 2011)

Yapılan ccedilalıĢmalar balık et ve bazı suumlt uumlruumlnlerinde yuumlksek duumlzeyde Hg

bulunabildiğini goumlstermiĢtir Yurdumuzda Hg bulaĢması bazı enduumlstriyel kuruluĢların

artıklarının hiccedil bir iĢleme tabi tutulmadan boĢaltılmasından ve bazı Hgrsquolı bileĢiklerin

pestisit olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gıda Sağlık Oumlrguumltuuml (FAO) ve Duumlnya

Sağlık Oumlrguumltuuml (WHO) tarafından gıdalarda bulunabilecek en yuumlksek Hg miktarı 005 mgkg

olarak belirlenmiĢtir Ancak FAO ve WHOrsquonun belirlediği bu doz yerine bazı uumllkeler farklı

duumlzenlemelere goumlre kendi sınır değerlerini belirlemiĢler ve buna goumlre duumlzenlemeler

yapmıĢlardır Oumlrneğin Almanya pestisitlerden kaynaklanan Hg kalıntılarını iccedileren gıda

maddelerinin satıĢını yasaklamıĢtır Amerika balıklar dıĢında diğer gıda maddelerinde Hg

kalıntısının bulunmasına izin vermemektedir (Vural 1993)

SanayileĢmenin ccedilevreye verdiği zararların insanlar uumlzerindeki etki

mekanizmalarının ve olayların kronolojisi accedilısından duumlnyada bilinen belki en oumlnemli bir o

kadar da dramatik insan kaynaklı ccedilevre felaketi 1932-56 yılları arasında Japonyarsquonın

Minamata Koumlrfezirsquonde yaĢanmıĢtır Deniz uumlruumlnlerinde biriken Hg bu uumlruumlnleri tuumlketen

canlılarda ccedileĢitli hastalıklara yol accedilmıĢtır Minamata kentinin sakinleri baĢta evde

besledikleri kediler olmak uumlzere kasabadaki Ģehirdeki diğer hayvanlarda da anormal

davranıĢlar goumlzlemlenmiĢtir 1956 yılında ise Minamata hastalığı olarak tarihe geccedilecek

rahatsızlığın ilk insan kurbanı teĢhis edildi Hastalıkta sarsılma konuĢma bozukluğu

hareket kabiliyetinde azalma kontrol edilemeyen kol-bacak hareketleri gibi belirtiler

goumlzlenmiĢtir (Anonim 2011b) Minimata felaketi sonucunda 64 tanesi doğum oumlncesi

etkilenmiĢ olmak uumlzere yaklaĢık 2000 kiĢinin hastalandığı ve 100rsquoden fazla kiĢinin oumllduumlğuuml

bildirilmiĢtir (Pehlivan ve ark 1993 BahccedilebaĢı 2011)

1950-1960 yılları arasında ise Ġsveccedilde bazı kara ve su kuĢu tuumlrlerinin azaldığı

veya kısa zamanda yok oldukları tespit edilmiĢtir OumlIuuml veya hasta olarak bulunmuĢ kuĢların

ccedileĢitli iccedil organIarında yuumlksek duumlzeyIerde Hg bulunması sonucu bu hayvanların Hg

zehirlenmesiyle karĢı karĢıya oldukları anlaĢılmıĢtır AraĢtırmalar sonucunda kuĢ tuumlrlerinde

oumlluumlmlere yol accedilan nedenlerin baĢında Ġsveccedilrsquote 1940 yılından itibaren kullanılmaya

baĢlanan metil civa ile hazırlanan tarımsal savaĢ ilacının buumlyuumlk rol oynadığı ortaya

ccedilıkmıĢtır Bu olayda da fungusidlerin suya karıĢtığı suda yaĢayan canlıların vuumlcutlarındaki

civa duumlzeyinin artıĢ goumlsterdiği ve bu canlılarla beslenen kuĢların oumllduumlğuuml anlaĢılmıĢtır 1966

yılından itibaren organik civa bileĢikleriyle hazırlanan tarımsal savaĢ ilaccedillarının Ġsveccedilrsquote

fungusid olarak kullanılması yasaklandığı halde guumlnuumlmuumlzde aynı tuumlr bileĢiklerle hazırlanan

ilaccedillar Amerika BirleĢik Devletlerirsquonde Ġsveccedilrsquoten 200 kez daha fazla kullanılmakta

aralarında Tuumlrkiyenin de bulunduğu birccedilok uumllkede en ccedilok tuumlketilen tarımsal savaĢ

ilaccedillarının arasında yer almaktadır (Anonim 2011b Vural 1993)

Irakta yaĢanan salgın da yine Hgrsquoden kaynaklanan baĢka bir zehirlenme olayıdır

Metil Hg ve diğer sentetik organik Hg bileĢikleri 20 yuumlzyılın baĢlarında tahıl tohumlarının

mantarlara karĢı korunması iccedilin kullanılmıĢtır 1955-1972 yılları arasında farkında olmadan

metil Hg ile etkilenmiĢ tahıl tohumu tuumlketimi ile pek ccedilok zehirlenme vakası olmuĢtur

Bunlardan en buumlyuumlğuuml 1971-1972 yıllarında olmuĢ ve hastaneye baĢvuran 6530 kiĢiden

59rsquounun oumllduumlğuuml rapor edilmiĢtir Bununla birlikte pek ccedilok vakanın da hastaneye

baĢvurmamıĢ olabileceği duumlĢuumlnuumllmektedir Benzer salgınlar Pakistan Guatemala ve

Ganadan da bildirilmiĢ ve bunların sonunda tuumlm duumlnyada alkil Hg bileĢiklerinin

H DAĞHAN

20 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tohumlarda kullanımı yasaklanmıĢtır Tuumlrkiyede Hg kirliliğinin olduğu Ġzmit Koumlrfezinde

balık Hg duumlzeyleri kirliliğin olmadığı boumllgelerdeki balıklardan daha yuumlksek bulunmuĢtur

(BahccedilebaĢı 2011)

Kadmiyum (Cd)

Kadmiyum ve bileĢikleri birccedilok alanda (Cd-Ni pilleri PVCrsquolerde stabilizatoumlr olarak

boya cam tekstil gibi enduumlstri alanlarında fungusit insektisit uumlretiminde vb) yaygın olarak

kullanılmaktadır Ġnsan yaĢamını etkileyen oumlnemli Cd kaynakları sigara dumanı rafine

edilmiĢ yiyecek maddeleri su boruları kahve ccedilay koumlmuumlr yakılması kabuklu deniz

uumlruumlnleri tohum aĢamasında kullanılan guumlbreler ve enduumlstriyel uumlretim aĢamalarında oluĢan

baca gazlarıdır Enduumlstriyel olarak Cd zehirlenmesi kaynak yapımı esnasında kullanılan

alaĢım bileĢimleri elektrokimyasal kaplamalar Cd iccedileren boyalar ve Cdrsquolu piller

nedeniyledir Oumlnemli miktarda Cd guumlmuumlĢ kaynaklarda ve sprey boyalarda da

kullanılmaktadır (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kadmiyumun mesleksel maruziyet dıĢında ana bulaĢma yolu gıdalardır KirlenmiĢ

sularla sulanmıĢ ya da bu suların kirlettiği toprakta yetiĢen bitkisel uumlruumlnlerle insanlara

bulaĢabilir KirlenmiĢ toprak ya da sularda yetiĢen bitkileri yiyen hayvanların etlerinin

tuumlketilmesiyle de insanlara Cd bulaĢır Balıklarda oumlzellikle midye gibi kabuklu deniz

mahsullerinde Cd ccedilok yuumlksek konsantrasyonlarda olabilir

Kadmiyumun en oumlnemli kronik zehirlenmesi Japonyada goumlruumllmuumlĢtuumlr İtai İtai

hastalığı Cd zehirlenmesine bağlı olduğu saptanan ilk hastalıktır Diğer ismi ldquoOuchi

hastalığırdquodır ve Japonyarsquonın Toyama boumllgesinde ilk kez 1950 yılında tanımlanmıĢtır

Hastalık sırasında ortaya ccedilıkan kemik ya da eklem ağrıları nedeniyle hastaların iniltilerine

benzetilerek bu hastalığa ldquoinlemersquorsquo anlamına gelen ldquoitai itai hastalığırsquorsquo ismi verilmiĢtir

(Ertem 2011) İtai-itai hastalığı maden atıkları ile kirlenmiĢ nehir sularıyla sulanan ccedileltik

tarlalarında yetiĢen Cd iccedileriği yuumlksek pirinccedille beslenen insanlarda goumlruumllmuumlĢtuumlr Otuz beĢ yıl

iccedilinde yaklaĢık 100 kiĢinin bu nedenle oumllduumlğuuml belirtilmiĢtir Bu hastalığın belirtileri bel ve

kas ağrıları Ģeklinde baĢlamakta hastalığın ileri aĢamalarında kemik yumuĢaması ve

deformasyonu vuumlcut ağırlığının suumlrekli azalması kemik kırılmaları goumlrme bozuklukları

goumlruumllmektedir Kadmiyumun hayvanlarda kanserojen etki goumlsterdiği saptanmasına karĢın

insanlarda buguumlne kadar bu tuumlr bir etkisi belirlenmemiĢtir (Vural 1993)

Bilinccedilsiz guumlbreleme doğal veya antropojenik etkenlerle toprak pHrsquosının duumlĢmesi

Cdrsquoun ccediloumlzuumlnuumlrluumlğuumlnuuml arttırarak tarım uumlruumlnlerine geccediliĢini kolaylaĢtırır Ham fosfat her

zaman belirli bir duumlzeyde Cd iccedilerir Fosfatlı guumlbrelerin uumlretilmesi iĢccedili sağlığını olumsuz

youmlnde etkilerken guumlbre olarak kullanılması toprağın Cd ile kontamine olmasına neden olur

(Ertem 2011)

Krom (Cr)

Krom doğada her yerde bulunan bir metal olup havada gt01 μgm3 ve kirlenmemiĢ

suda ortalama 1 μgL bulunur Vuumlcutta insulin hareketini sağlayarak karbonhidrat su ve

protein metabolizmasını etkiler Pek ccedilok toprakta iz miktarda (2-60 mgkg) bulunurken

kirlenmemiĢ bazı topraklarda bu değer 4 gkgrsquoa kadar ccedilıkmaktadır Ġlk kez 1789rsquo da Fransız

Vauquelin tarafından uumlretilmiĢ ve ccedilok renkliliğinden dolayı Yunanca renkler anlamına

gelen ldquokromrsquorsquo olarak adlandırılmıĢtır Guumlnuumlmuumlzde oumlzellikle alaĢım elementi olarak

kullanılmaktadır Krom iccedileren minerallerin enduumlstriyel oksidasyonu ve fosil yakıtların

ağaccedil ve kağıt uumlruumlnlerin yanması neticesinde doğada Cr (VI) oluĢmaktadır Okside Cr

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 21

havada ve saf suda nispeten kararlı iken ekosistemdeki organik yapılarda toprakta ve suda

uumlccedil değerliğe geri indirgenebilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Kromun kayalardan ve topraktan suya bitkilere havaya ve tekrar toprağa olmak

uumlzere doğal bir doumlnuumlĢuumlmuuml vardır Ancak yılda yaklaĢık olarak 6700 ton krom bu

ccedilevrimden ayrılarak denize akar ve okyanus tabanında ccediloumlkelir (YaĢar 2008)

Kromun baĢta insan buumlnyesinde olmak uumlzere canlı organizmalardaki davranıĢı

oksidasyon kademesine ve oksidasyon kademesindeki kimyasal oumlzelliklerine ve bulunduğu

ortamdaki fiziksel yapısına bağlıdır DuumlĢuumlk seviyelerde Crrsquoa maruz kalındığında deride

irritasyon ve uumllser meydana gelir Uzun suumlreli maruz kalındığında boumlbreklerde ve

karaciğerde hasara yol accedilabildiği gibi kan dolaĢım sistemini ve sinir dokularını tahrip

edebilir Krom daha ccedilok sulu ortamlarda birikerek ccediloğalır Dolayısıyla yuumlksek seviyelerde

Crrsquoa maruz kalmıĢ balık yemek oldukccedila tehlikelidir (Kahvecioğlu ve ark 2004) Laboratuar

denemelerinde Crrsquoun kanserojen oumlzelliği tespit edilmiĢtir ve kanserojen etki oumlzellikle bronĢ

sisteminde etkindir (YaĢar 2008)

Kurşun (Pb)

Biyosfere insan faaliyetlerine bağlı olarak oumlnemli oranda yayılan Pb guumlnuumlmuumlzden

4000-5000 yıl oumlncesinde antik uygarlıklar tarafından Ag uumlretimi esnasında yan uumlruumln olarak

keĢfedilmiĢ ve tarih boyunca Pb uumlretimi ve kullanımı giderek artıĢ goumlstermiĢtir KurĢun

Roma Ġmparatorluğursquonda su borularında su saklama haznelerinde kullanılmıĢtır Guumlnuumlmuumlz

bilim adamları ve tarihccedililer bu kullanım Ģeklinin Roma Ġmparatorluğursquonun sonunu

hazırladığı goumlruumlĢuumlnuuml ortaya atmaktadırlar KurĢun zehirlenmesi sonucu Romarsquoda youmlnetici

sınıfının duumlĢuumlnme kapasitesinin azalması doğum oranlarındaki azalma ve kısalan yaĢam

suumlresinin bu ccediloumlkuumlĢuumln temelini oluĢturduğu iddia edilmektedir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

KurĢun ccedilok farklı Ģekillerde guumlnluumlk hayatımızda kullanılmaktadır KurĢun toksik bir

zehirli metal olduğu iccedilin son yıllarda benzin boya ve boru lehimi gibi birccedilok uumlruumlnlerde

kullanımı buumlyuumlk oumllccediluumlde azalmıĢtır Bu element pil akuuml lehim petrol-boya sanayi cam

elektrik kabloları seramiklerin renklendirilmesi boru ve kapların parlatılması ve insektisit

sanayi gibi birccedilok alanda kullanılmaktadır (Martin ve Griswold 2009 Jarup 2003)

Ccedilevre kirliliğine neden olan Pbrsquoun buumlyuumlk boumlluumlmuuml motorlu araccedillarda kullanılan

benzinin yanması sonucu ortaya ccedilıkan tetra etil kurĢundan kaynaklanmaktadır Enduumlstriyel

atıkların su yolu ile taĢınması sonucu denizlerde ve denizde yaĢayan canlılarda da Pb

bulaĢmasına rastlanmaktadır Rafineri yakınlarındaki topraklarda Pb konsantrasyonu 1000

mgkg duumlzeyinde saptanmıĢtır Yapısında Pb bulunan borulardan geccedilen su gıdaların

taĢınması ve saklanması iccedilin kullanılan kaplardaki Pb lehimleri de gıdalarda

kontaminasyona neden olmaktadır Boyaların yapısında bulunan Pb da bir diğer

kontaminasyon nedenidir Otomobillerden ccedilevreye yayılan Pb boyalardan yayılan Pb

konsantrasyonunun yaklaĢık uumlccedilte biridir (Vural 1993) Oumlzellikle enduumlstriyel alanlara ve

Ģehir merkezlerine yakın yerlerde yetiĢen yiyecekler tahıllar baklagiller meyveler ve

birccedilok et uumlruumlnuuml buumlnyesinde normal seviyelerin uumlzerinde Pb bulundurur Kozmetik

malzemelerde bulunan birccedilok pigment ve diğer ana maddelerde Pb iccedilerirler Diğer taraftan

sigara ve boumlcek ilaccedilları da Pb kaynakları arasında sayılabilir (Kahvecioğlu ve ark 2004)

Ccedilevre Koruma Ajansı (EPA) Pbrsquoun insanlar iccedilin muhtemel kanser etkisi olduğunu

belirlemiĢtir KurĢun vuumlcuttaki her organ ve sistemi etkileyebilir (Martin ve Griswold

2009) KurĢunun vuumlcutta toksik etki yaratabilmesi iccedilin kanda veya yumuĢak dokularda belli

bir duumlzeye kadar birikmesi gerekir YaĢ beslenme ve fizyolojik durumlar gibi birccedilok

faktoumlre bağlı olarak etkisi değiĢmektedir Saccedillar kemikler ve diĢlerdeki Pb miktarı

muhtemel Pb zehirlenmeleri hakkında bilgi vermektedir (Vural 1993) Ġnsan vuumlcudundaki

H DAĞHAN

22 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

tahmini ortalama Pb miktarı 125-200 mg civarındadır ve normal koĢullarda insan vuumlcudu

normal fonksiyonlarla guumlnde 1-2 mg kadar Pbrsquou atabilme yeteneğine sahiptir Birccedilok

kiĢinin maruz kaldığı guumlnluumlk miktar 300-400 mgrsquoı geccedilmemektedir (Kahvecioğlu ve ark

2004) Ġnsanlarda kontamine gıda ve suların neden olduğu Pb zehirlenmelerine nadiren

rastlanmaktadır Deney hayvanları uumlzerinde yapılan ccedilalıĢmalar kurĢunun sinir sistemi kan

mide bağırsak ve boumlbrekler uumlzerinde olumsuz etkilere neden olduğunu goumlstermiĢtir Uumlreme

ve akciğerler de etkilenen organlardır (Vural 1993) KurĢunun akut belirtileri baĢ ağrısı

kalp yetmezliği sinir sistemi ve bağırsakta olumsuz etkiler koma ve oumlluumlmduumlr (Jarup 2003

Vural 1993)

Nikel (Ni)

Nikel ilk olarak Axel Cronstedt (1751) adlı bir Ġsveccedilli minerolojist tarafından

gersdorfit (NiAsS) cevheri araĢtırılırken bulunmuĢtur (ġener 2010) Kadmiyum gibi pillerin

ve akuumllerin yapımında madeni parada elektronik ccedilelik ve gıda enduumlstrisinde

kullanılmaktadır Ayrıca bitkisel yağların hidrojenizasyonunda katalizoumlr olarak kullanılan

Ni en oumlnemli kontaminasyon kaynaklarından biridir Ağız yoluyla alınan Nirsquoin buumlyuumlk

kısmı vuumlcut tarafından absorplanmadan dıĢkı ile dıĢarı atılır bir kısmı akciğer bağırsak ve

deri gibi dokularda birikebilir Nikelin organik formu inorganik formundan daha

zehirleyicidir Deriyi tahriĢ etmesinin yanında kalp-damar sistemine ccedilok zararlı ve

kanserojen bir metaldir Zararlı etkilerine rağmen Ni ve tuzlarıyla zehirlenme nadir

rastlanan bir vakadır (Kartal ve ark 2004) Nikelin toksikolojik etkileri temel olarak 3

grupta incelenebilmektedir Bunlar (1) kanserojen etki (2) solunum sistemine etki (3)

dermatolojik (alerjik) etkidir (ġener 2010)

Nikel organizmada ribonuumlkleik asit (RNA) gibi molekuumlllere kuvvetlice bağlanabilir

Sistin metiyonin ve histidin gibi aminoasitler fosfolipidler asetil Co A ve sitrik asit gibi

komponentlerle birleĢebilir Rusyada Ni saflaĢtırma fabrikalarında ccedilalıĢan iĢccedililer uumlzerinde

yapılan bir ccedilalıĢmada mide ve akciğer kanserine yakalanma oranının yuumlksekliği dikkat

ccedilekicidir Aynı sonuccedillar Ġngiltere ve Japonyadaki iĢccedililer uumlzerinde de saptanmıĢtır (Vural

1993)

1830rsquolarda ldquoAlman GuumlmuumlĢuumlrdquo olarak bilinen bakır-nikel-ccedilinko alaĢımları Ġngiltere ve

Almanyarsquoda buumlyuumlk miktarlarda uumlretilmiĢtir 1870rsquode ccedilelik alaĢımlandırma elementi olarak

oumlnem kazanan Ni daha sonra elektrolitik olarak kaplama teknolojisinin geliĢtirilmesiyle

geniĢ bir kullanım alanı bulmuĢtur Toprakta eser element olarak bulunan nikel demir ve

aluumlminyum silikatların kristal oumlrguumlsuumlnde yer almaktadır Ccediloğunlukla suumllfat ve oksitler

halinde bulunan ve yerkabuğunda bulunma sıklığı accedilısından 24 sırada olan Nirsquoin ortalama

konsantrasyonu 0008rsquodir Kadınlar tarafından sık ve suumlrekli olarak kullanılan takıların

Ni veya Ni alaĢımları iccedilermesi nedeniyle oumlzellikle kadınlar Ni alerjisi tehlikesi altındadır

Ġlk kez 1923 yılında tanımlanan ve 1930 yıllarında araĢtırılmaya baĢlanan Ni alerjisi

oumlzellikle 1970li yılların sonlarından itibaren bu alerjenin yaygınlaĢarak artmakta olduğunu

ve guumlnuumlmuumlzde bazı araĢtırmacılara goumlre kadınlarda 40 erkeklerde 5-10 seviyelerine

ulaĢtığı ileri suumlruumllmektedir Diğer ilginccedil bir bulgu ise kulağı delinmiĢ kiĢilerde Ni alerjisi

goumlruumllme sıklığının kulağını deldirmemiĢ kiĢilere nazaran kesinlikle daha yuumlksek olmasıdır

(Kahvecioğlu ve ark 2004)

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 23

Sonuccedil ve Oumlneriler

Giderek artan ağır metal kirliliğinin oumlnlenmesi veveya durdurulması canlı hayatının

devamı iccedilin oumlnemli bir konu haline gelmiĢtir Bu konuda ciddi anlamda tedbirler alınarak

oumlncelikle toprak hava ve su kaynaklarını korumamız gerekmektedir Bunun iccedilin

1 Sanayi ve enduumlstri alanlarında bulunan iĢletme ve fabrikalar sıkı denetimden

geccedilmelidirler Her tuumlrluuml (katı sıvı ve gaz) atıkların arıtılmadan doğaya atılmaları

engellenmeli ve oumlnlenmelidir

2 Maden alanlarından ccedilıkan atıkların titizlikle depolanması ve arıtılması

gerekmektedir

3 Sanayide ve kentsel alanlarında kaliteli yakıt kullanılmalıdır

4 Araccedillarda kurĢunsuz benzinin kullanılması sağlanmalı ve gerekli oumlzendirme ve

teĢvik ccedilalıĢmaları yapılmalıdır

5 Oumlzellikle deprem boumllgelerinde kurulacak nuumlkleer ve sanayi tesislerinin sağlam ve

dayanıklı olmasına dikkat edilmeli oluĢacak bir tehlikeye karĢı oumlnlemler alınmalı

ve halk bilinccedillendirilmelidir

6 ġehir ccediloumlplerinin kurulacak tesislerde iĢlenmesi gerekmektedir

7 Toplumda ccedilevre bilincinin geliĢtirilmesi iccedilin ccedilalıĢmalar yapılmalıdır

Tuumlm bu alınacak oumlnlemlerden oumlnce aslında en doğru ve koumlkluuml ccediloumlzuumlm toprak hava ve

su gibi doğal kaynakları hiccedil kirletmemektir

Summary

The Effects of Heavy Metal Contaminations in Natural Sources on Human Health

Natural resources such as soil air and water have being rapidly polluted due to

technological developments increasing population industrial and agricultural activities in

the last decades Heavy metals are one of the most serious pollutants Heavy metals are

conventionally defined the group of metals and metalloids which have more than 5gcm3

density such as Cadmium (Cd) Chromium (Cr) Copper (Cu) Mercury (Hg) Lead (Pb)

and Zinc (Zn) and so on Some of these elements such as copper and zinc are essential for

organism However high concentrations of these metals are extremely toxic to the cell

metabolism

Vegetable products grown in heavy metals contaminated soils andor water and

seafood exposed to heavy metals which are consumed by human can cause serious health

problems Damages on central nervous system function blood composition lungs kidneys

liver and other vital organs appear in human health due to the toxic effects of heavy metals

Long-term exposure to heavy metals may result in chronic physical muscular and

neurological degenerative processes that resemble to Alzheimers disease Itai Itai disease

Parkinsons disease muscular dystrophy and multiple sclerosis Heavy metal toxicity and

the danger of their bioaccumulation in the food chain represent one of the major

environmental and health problems of our modern society In this study some toxic heavy

metals (As Cu Hg Cd Pb Cr and Ni) and their effects on human health are reviewed

Key Words Heavy metal contaminated soil human health

H DAĞHAN

24 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011

Kaynaklar

Anonim 2010 httpwwwforumpscomkimya3159-toprak-kirliliginin-cevresel-etkileri-

ve-agir-metallerhtml

Anonim 2011a AĢılar civa ağır metal zehirlenmesi ve otizm httpwwwavruparehabilitasyoncomotizm8html (16112011)

Anonim 2011b Civa Zehirlenmeleri webituedutr~ozcanmkimcivazehirlenmesisunum

pptx (16112011)

Argos M T Karla PJ Rathouz Y Chen B Pierce F Parvez T Islam A Ahmed M

Rakibuz-Zaman R Hasan G Sarwar V Slavkovich A Van-Geen J Graziano H

Ahsan 2010 Arsenic Exposure from Drinking Water and All-Cause and Chronic-

Disease Mortalities in Bangladesh (HEALS) A Prospective Cohort Study The

Lancet Early Online Publication (19 June 2010)

httpwwwdartmouthedu~toxmetalassetspdflancetarticlepdf

Atilla P 2009 Mısırın Cr(VI) Biriktirme Kapasitesinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri

Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi Adana 65s

BahccedilebaĢı T 2011 Minamata Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-

sagligikutuphaneii-ulusal-cevre-hekimligi-kongresiminamata-hastalhtml

Brown H P Welch R M and Cary EE 1987 Nickel A Micronutrient Essential for

Higher Plants Plant Physiol 85 801-803

Duffus JH 2002 Heavy Metals a Meaningless Term IUPAC Technical Report Pure and

Applied Chemistry 74793-807

Duruibe JO MOC Ogwuegbu and JN Egwurugwu 2007 Heavy Metal Pollution and

Human Biotoxic Effects International Journal of Physical Sciences 2 (5)112-118

Ertem M 2011 Itai Itai Hastalığı httpwwwcevresagligiorgcevre-sagligikutuphaneii-

ulusal-cevre-hekimligi-kongresiitai-itai-hastalhtml

Farr D 2009 Why Heavy Metals are a Hazard to Your Health

httpwwwbecomehealthynowcomarticleproductshair122

Hu H 2002 Human Health and Heavy Metals Exposure In Life Support The

Environment and Human Health Chapter 4 MIT pres

ĠbiĢ RY 2010 Termik Santral Uccedilucu Kuumlluumlnuumln Atık Sulardan As UzaklaĢtırmada

Etkinliğinin AraĢtırılması CcedilUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans Tezi

Adana75s

Jarup L 2003 Hazards of Heavy Metal Contamination British Medical Bulletin 68167-

182

Kahvecioğlu Ouml G Kartal A Guumlven ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri I

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 136 47-53

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi136d136_4753pdf

Kartal G A Guumlven Ouml Kahvecioğlu ve S Timur 2004 Metallerin Ccedilevresel Etkileri-II

TMMOB Metalurji Muumlhendisleri Odası Dergisi Sayı 13746-531

httpwwwmetalurjiorgtrdergidergi137d137_4651pdf

Mor F Ouml KurĢun ve N Erdoğan 2009 Effects of Heavy Metals Residues On Human

Health Uludag Univ J Fac Vet Med 28 (1) 59-65

Martin S and W Griswold 2009 Human Health Effects of Heavy Metals Environmental

Science and Technology Briefs for citizens Centre for Hazardous Substance

Research Kansas State University Issue 151-6 httpwwwenggksueduCHSR

Marschner H 1995 Mineral nutrition of higher plants Academic Pres London Pehlivan M Pehlivan E ve Oumlzler M A 1993 Ġnsan Sağlığı Uumlzerine Civa ve Civa

BileĢiklerinin Etkisi Ccedilevre Dergisi Sayı 833-35

AĞIR METAL KĠRLĠLĠĞĠNĠN ETKĠLERĠ

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 15-25 2011 25

Stern BR M Solioz D Krewski P Aggett TC Aw S Baker K Crump M Dourson

L Haber R Hertzberg C Keen B Meek L Rudenko R Schoeny W Slob and T

Starr 2007 Copper and Human Health Biochemistry Genetics and Strategies for

Modeling Dose-response Relationships J of Toxicol and Environ Health B Crit

Rev Apr-May10(3)157-222

ġener ġ 2010 Ağır Metallerin Ccedilevresel Etkileri SDUGEO (Online

wwwgeosduedutr) e-dergisi (Suumlleyman Demirel Uumlniversitesi Jeoloji

Muumlhendisliği) Yıl1 Sayı 333-36 ISSN 1309-6656

Yağmur F ve H Hancı 2002 Arsenik Suumlrekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED) 11(7)250-

251 httpwwwttborgtrSTEDsted0702arsenikpdf

YaĢar Y 2008 Polimerik ġelatlaĢtırıcıların Sorpsiyon Youmlntemiyle Eser Ağır Metallerin

Tayininde Kullanımı Selccediluk Uumlniversitesi Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Yuumlksek Lisans

Tezi Konya 80 sf

Vural H 1993 Ağır Metal Ġyonlarının Gıdalarda OluĢturduğu Kirlilikler Ccedilevre Dergisi

Sayı 83-8

26

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 2011 ISSN 1300-9362

Bazı Canerik (Prunus cerasifera Ehrh) Ccedileşit ve Seleksiyon Tiplerinin

Odun Ccedilelikleri İle Ccediloğaltılması

Safder BAYAZĠT1 Sinan YILMAZ

2

1MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuuml 31034 AntakyaHatay

e-posta sbayazit30gmailcom sbayazitmkuedutr 2MKUuml Kırıkhan Meslek Yuumlksek Okulu Bitkisel ve Hayvansal Uumlretim Boumlluumlmuuml 31440

KırıkhanHatay

Oumlzet

Bu ccedilalışma bazı canerik (Prunus cerasifera L) ccedileşit ve tiplerinin (3 canerik ccedileşidi +

18 seleksiyon tipi) odun ccedilelikleri ile ccediloğaltılma durumlarının saptanması amacıyla 2000

yılında Mustafa Kemal Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlnde

yuumlruumltuumllmuumlştuumlr Canerik ccedileşit ve tiplerinden elde edilen koumlklenme oranları farklı olmuştur

Hormon dozları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk uzunluğu koumlklenme derecesi ve koumlk

sayısını artırmıştır

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedileliklerin koumlklenmeleri uumlzerine 2000 ppm IBA

uygulamaları 4000 ppmrsquoe kıyasla daha etkili olmuştur Bununla birlikte genotiplerin

koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can) arasında ccedilok geniş bir varyasyon

goumlstermiştir Koumlk sayısı 379 (01C07) ile 1799 (07C05) koumlk uzunluğu 2238 (07C05) cm

ile 358 (01C07) cm arasında değişim goumlstermiştir

Anahtar Kelimeler Canerik Prunus cerasifera Ehrh odun ccedileliği koumlklenme

Giriş

Yuumlzyıllardır farklı bitki kısımları ve farklı youmlntemler kullanarak genetik yapısı

değişmemiş yeni bir bitki en kolay şekilde uumlretilmeye ccedilalışılmış bunun sonucu olarak ta

birccedilok vegetatif ccediloğalma youmlntemi ortaya ccedilıkmıştır (Hartman ve Kester 1983) Ccedilok yıllık

bitkilerde genetik yapının devamlılığını sağlamak iccedilin ccediloğunlukla vegetatif ccediloğaltma

youmlntemleri (ccedilelik aşı daldırma vb) kullanılmaktadır Ancak bitkilerin bu youmlntemlere

goumlsterdikleri tepkiler cins tuumlr ve hatta ccedileşidin genetik yapısı ve fizyolojik durumuna goumlre

değişmektedir Bu nedenle her bitkinin ticari olarak ccediloğaltılabileceği bir veya daha fazla

ccediloğaltma youmlntemi bulunmaktadır (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Vegetatif ccediloğaltma

youmlntemlerinin buumlyuumlk ccediloğunluğu yuumlzyıllardır bilindiği ve kullanıldığı halde ccedilelikle

ccediloğaltma halen en ekonomik klonal ccediloğaltma youmlntemi durumundadır (Davies ve Hartman

1988) Ccedilelikle ccediloğaltmanın kullanımını kısıtlayan en buumlyuumlk sorun ise bazı genotiplerin

yenilenme (rejenerasyon) yeteneklerinin ccedilok duumlşuumlk olması nedeniyle ccedileliklerinin

koumlklenmemesidir (Rugina ve Fedeli 1990)

Ccedilelikle ccediloğaltmada başarı oranını arttırmak iccedilin ccedileşitli uygulamalar yapılmakta ve

bu uygulamaların başında buumlyuumlmeyi duumlzenleyici madde uygulamaları gelmektedir Bu

maddelerin uygulanması oumlzellikle zor koumlklenen tuumlrlerde ccedileliklerin koumlk oluşumunu

hızlandırmakta ccedilelik başına koumlk sayısını ve kalitesini arttırmaktadır Koumlklendirmede en

yaygın kullanılan buumlyuumlme duumlzenleyici madde oksin gurubundan IBArsquodır IBA (Indol

Buumltirik Asit) oksini yıkan enzim sistemleri tarafından yavaş parccedilalanmaktadır Koumlklenmeyi

teşvikte etkisi suumlrekli ve ccedilok olan IBA ccedilok yoğun (1000 ndash8000 ppm) veya seyreltik (10 ndash

S BAYAZĠT S YILMAZ

28 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

250 ppm) ccediloumlzelti şeklinde uygulanmaktadır Başarılı bir koumlklenme elde etmede ccedileliklere

buumlyuumlmeyi duumlzenleyici maddelerin uygulaması yanında koumlklendirme ortamındaki sıcak ışık

koşulları ve su ilişkileri de etkili olmaktadır (Zenginbal ve ark 2006) Ccedilelikle ccediloğaltmada

ccedilelik tipi ccedilelik alma zamanı koumlklendirme ortamı buumlyuumlmeyi duumlzenleyiciler ve dozları gibi

faktoumlrler de ccedileşitlerdeki koumlklenme oranını etkilemektedir (Oumlzkaya ve Ccedilelik 1999) Benzer

şekilde ccedileliklerin koumlklenme veya yenilenme (rejenerasyon) yeteneği uumlzerine etkili birccedilok

faktoumlruumln olduğunu bildiren Hartman ve Kesterrsquoe (1983) goumlre bu faktoumlrler ana bitkinin yaşı

ccedileliğin alındığı zaman ccedilelik uumlzerinde yaprak veya vegetatif goumlzuumln varlığı ana bitkinin ve

ccedileliğin su ve besin maddesi iccedileriği olarak belirtilmektedir

Erik Rosales takımının Rosaceae familyasının Prunus cinsi ve Prunophora alt cinsi

iccedilerisinde yer almaktadır Bu alt cinsin Euprunus ve Prunocerasus boumlluumlmlerini erikler

oluşturur Bu boumlluumlmler iccedilerisinde birccedilok erik tuumlruuml bu tuumlrler iccedilinde de 2000rsquoden fazla erik

ccedileşidi bulunmaktadır Bu ccedileşitlerin buumlyuumlk ccediloğunluğu Avrupa erikleri olarak tanımlanan

Pdomestica Japon erikleri olarak bilinen Psalicina ve Pcerasifera Pinsititia ve

Pspinosa tuumlrlerinden ya da bu tuumlrlerin melezlenmesinden doğmuştur (Oumlzccedilağıran 1976

Oumlzbek 1978 Ramming ve Cocıu 1990 Oumlzvardar ve Oumlnal 1990 Hartmann 1994)

Koumlkeni Doğu Avrupa ve Batı Asya olan (Davis 1972 Weinberger 1975 Oumlzbek

1978 Ramming ve Cocıu 1990) ve birccedilok uumllkede Myrobolan erikleri olarak bilinen Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruuml uumllkemizde Canerikleri olarak tanınmaktadır Bu tuumlr uumllkemizde daha

ccedilok yeşil meyveleri iccedilin yetiştirilmektedir (Oumlzccedilağıran 1976 Ayanoğlu 1998) Oumlzellikle

Akdeniz ve Ege boumllgelerinde meyvelerinin kış meyvelerinin bittiği yaz meyvelerinin ise

piyasada bulunmadığı bir doumlnemde derilmesi nedeniyle pazarlarda iyi fiyatla alıcı

bulabilmektedir Bu nedenle de yetiştiricilik her geccedilen yıl artmaktadır (Ayanoğlu ve ark

1992 Ayanoğlu 1998)

Canerikleri erkencilik yuumlksek verim ve dona dayanıklılık iccedilin iyi bir gen kaynağıdır

Ayrıca tuumlrler arası melezlemeye ccedilok uygundur Değişik toprak şartlarına uyumu ccedilok iyidir

(Ramming ve Cocıu 1990 Duval ve ark1994) Bu tuumlrden geliştirilen Myrobolan serisi

klonal anaccedillar Ġngiltere ABD Almanya ve Fransa gibi uumllkelerde ve yine bu tuumlruumln

tohumlarından elde edilen ccediloumlğuumlrler Eski Yugoslavya ve Romanya (Weinberger 1975

Hartman 1982) gibi uumllkelerde yaygın bir şekilde anaccedil olarak kullanılmaktadır

Bu ccedilalışmada Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen bazı canerik tipleri ve standart

ccedileşitlerimizin koumlklenme durumlarının belirlenmesi ve IBA dozlarının koumlklenmeye etkisi

ortaya konmaya ccedilalışılmıştır Boumlylece bu tiplerin gerek kendi koumlkuuml uumlzerinde

yetiştirilebilmeleri iccedilin fidan uumlretimi gerekse daha sonraki aşamalarda geliştirilmesi

planlanan anaccedil geliştirme araştırmalarına temel oluşturma amaccedillanmıştır

Materyal ve Youmlntem

Araştırmada Ayanoğlu ve ark (1992) tarafından Akdeniz Boumllgesinden selekte

edilen (Mut eriği 33C04 31C03 NO4 07C05 07C02 33C15 33C08 33C03 NO9

07C13 31C21 33C09 01C07 NO3 07C11 33C02 33C06) canerik tiplerinin ve Can

Papaz Havran ccedileşitlerinin odun ccedilelikleri materyal olarak kullanılmıştır (Ccedilizelge 1)

Canerik ccedileşit ve tiplerine ait ccedilelikler Mersin Mut Ġlccedilesi Yukarı Koumlselerli koumlyuumlnde

1994 yılında 6x5 m aralıklarla kurulmuş canerik demonstrasyon bahccedilesindeki 7 yaşlı

ağaccedillardan 10 Ocak 2000 tarihinde alınmıştır Ccedilelikler 1 ve 2 yaşlı dallardan yaklaşık 30

cm uzunluğunda ve kurşun kalem kalınlığında olacak şekilde hazırlanmıştır

Ccedilelikler alındıktan 1 guumln sonra MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Bahccedile Bitkileri Boumlluumlmuumlrsquone

ait cam serada mistleme sistemi altında koumlklendirme kasalarında 2 birim volkanik tuumlf

(Uumlrguumlp toprağı) + 1 birim perlitten oluşan koumlklendirme ortamına dikilmişlerdir Ccedilelikler

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 29

dikilmeden oumlnce 2000 ve 4000 ppm IBA konsantrasyonuna daldırılmıştır Kontrol olarak

kullanılan ccedileliklere IBA uygulanmamıştır Deneme Tesaduumlf parselleri deneme desenine

goumlre 3 yinelemeli ve her yinelemede 20 adet ccedilelik olacak şekilde duumlzenlenmiştir Haziran

2000rsquode soumlkuumllen ccedileliklerde koumlklenme yuumlzdesi () koumlklenme derecesi (1-5 skalası ile) koumlk

sayısı (adetccedilelik) ve koumlk uzunluğu (cm) oumllccediluumlmleri gerccedilekleştirilmiştir

Ccedilizelge 1 Denemede yer alan canerik genotiplerinin seccedilildikleri merkezler

Table 1 Green plum genotypes and selected centers in the experiment

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

Genotip

Accession

Merkezler

Centers

01C07 Toprakkale NO9 Mut

31C03 Subaşı 33C02 Erdemli

31C21 Doumlrtyol 33C03 Erdemli

07C02 Alanya 33C04 Erdemli

07C05 Alanya 33C06 Erdemli

07C11 Antalya 33C08 Silifke

07C13 Aksu 33C09 Mut

NO3 Mut 33C15 Mut

NO4 Mut Mut eriği Mut

Verilerin analizi SAS programı (Anonymous 2005) kullanılarak yapılmış

ortalamalar arasındaki farklılıklar DUNCAN ccediloklu karşılaştırma testi ile yapılmıştır

Bulgular ve Tartışma

Denemede yer alan canerik genotiplerinde koumlklenme oranı genotiplere ve IBA

dozlarına goumlre değişmiş ve istatistiksel olarak oumlnemli bulunmuştur (Ccedilizelge 2) IBA

uygulamaları kontrole goumlre koumlklenme oranı koumlk sayısı koumlklenme derecesi ve koumlk

uzunluğunu artırmıştır Canerik genotiplerine ait ccedileliklerin ortalama koumlklenme oranları

accedilısından 2000 ppm IBA uygulamaları (5957) gerek kontrolden (1912) ve gerekse

4000 ppm IBA uygulamasından (4010) daha iyi sonuccedil vermiştir Konarlı (1968) Polero

ve ark (1994) Jhon ve ark (1995) Kuumlden (1995) Polat ve ark(1997) ve Kalyoncu ve ark

(2009) yaptıkları ccedilalışmalarda IBA uygulamalarının koumlklenme yuumlzdesini kontrole goumlre daha

fazla artırdığını bildirmişlerdir

Canerik ccedileşit ve tiplerinde koumlklenme oranları 538 (33C06) ile 6602 (Can)

arasında ccedilok geniş bir varyasyon goumlstermiştir Diğer canerik genotiplerine ait ortalama

koumlklenme oranları ise bu değerler arasında dağılım goumlstermiştir Can Papaz ccedileşitlerinde ve

33C04 31C03 NO4 genotiplerinde odun ccedileliklerinin koumlklenme oranları 50rsquonin uumlzerinde

gerccedilekleşirken diğer genotiplerde koumlklenme oranları bu değerin altında olmuştur (Ccedilizelge

2)

Konarlı (1968) bazı yabancı klonal erik anaccedilları ile birlikte Can ccedileşidinin ccedilelikle

koumlklenme olanaklarını araştırmış ve en yuumlksek koumlklenme oranını Marianna GF 81

genotipinde (843) elde ederken en duumlşuumlk koumlklenme oranını Myrobalan B (186) ve

Can (306) ccedileşitlerinde elde etmiştir Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerinin (Aynalı

Havran Kayısı eriği Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği)

koumlklenmeleri amacıyla mayıs ve haziran aylarında alınan ccedileliklere 2500 ppm IBA

uygulamış sisleme altında 1turba + 2 kum karışımı ortama dikmiştir IBA uygulamasının

koumlklenmeyi artırdığı belirtilen ccedilalışmada en iyi koumlklenme oranı 905 ve en uzun koumlk 85

S BAYAZĠT S YILMAZ

30 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

cm ile Papaz eriğinden elde edilmiştir Koumlk sayısında ise 43 adetccedilelik ile Turfanda can

eriğinde en iyi sonuccedil alınmıştır Jhon ve ark (1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera

var pissardii) ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine etiyoleşmenin ve IBArsquonın etkisini araştırmak

iccedilin etiyolleşmiş ve etiyolleşmemiş suumlrguumln ccedileliklerine 0 500 1000 1500 ve 2000 ppmrsquolik

IBA uygulamış ve ccedilelikleri kum ortamına yerleştirmişlerdir 1500 ppm IBA + etiyolleşme

en yuumlksek koumlklenme yuumlzdesini (6666) en yuumlksek koumlkluuml ccedilelik sayısını (1188) en uzun

koumlkleri (387 cm) ve arazide canlı kalma yuumlzdesini artıran uygulama olmuştur Polat ve ark

(1997) Hatayrsquoda yetiştirilen canerikleri ile accedilık arazi koşullarında yaptıkları koumlklendirme

ccedilalışmasında 2000 ppm IBA uygulamasından 625 koumlklenme elde etmişlerdir Yıldız

(2001) 15 Kasımrsquoda alınan Canerik ccedileşidine ait odun ccedileliklerinin koumlklendirilmesi amacıyla

AVG (Aminoethoxyvinyl glycine) 250 ppm CEPA (Chloroethylphosphonic asit)

CEPA+AVG 2500 ppm IBA IBA+AVG uygulamıştır Alttan ısıtmalı (21 0C) perlit

ortamına dikilen erik ccedileliklerinde koumlklenme yuumlzdesi accedilısından AVG (83) ve CEPA

(103) uygulamaları kontrol uygulamasına goumlre (67) oumlnemli bir artış meydana

getirmezken IBA (467) IBA+AVG (581) ve CEPA+AVG (203) uygulamalarının

oumlnemli artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir IBA+AVG uygulamasının tek başına

uygulanan IBArsquodan daha etkili olduğu da bildirilmiştir

Bu denemede yer alan canerik ccedileşit ve tiplerinden elden edilen değerler verilen

literatuumlr sonuccedilları ile benzerlik goumlstermiştir Deneme sonucunda bazı canerik genotiplerinin

koumlklenme oranı duumlşuumlk gerccedilekleşmiştir Bu durum ccedilelik alınan bitkinin kalıtsal yapısında

koumlk ve suumlrguumln oluşturma oumlzelliğinin bulunup bulunmaması ccedileliklerde yeterli depo

maddelerinin oranı (Yılmaz 1992) ana bitkinin karbonhidratazot oranı (Gaspar ve

Coumans 1987) ile accedilıklanabilir Ayrıca ccedilelik alım zamanları da koumlklenme oranlarını

etkilemektedir Nitekim Sen ve Couvillon (1983) Horvester Redhaven ve Bicentennial

şeftali ccedileşitlerinden 20 Ekim-20 Ocak ayları arasında aldıkları ccedileliklerden ekim-kasım

aylarında alınan ccedileliklerin daha iyi koumlklendiklerini bildirmişlerdir Işık ve Kocamaz (1992)

20 Aralık ve 22 Ocakta alınan kuşburnu ccedileliklerinin şubat ayında alınanlara goumlre daha iyi

koumlklendiğini bildirmiştir Dumanoğlu ve ark (1999) ahlatın yeşil ccedileliklerinin koumlklenmesi

uumlzerine yaptıkları ccedilalışmada 22 Mayıs 5 Haziran ve 20 Haziranda ccedilelikleri almışlar en iyi

sonuccedil 22 Mayıs tarihinde alınan ccedileliklerde elde edilmiştir Ayrıca ccedileliklerin hazırlanması

sırasındaki uygulamalar koumlklenme suumlresindeki ortam koşulları gibi faktoumlrlerde koumlklenme

uumlzerine etkili olabilmektedir (Ġsfendiyaroğlu 1999)

2000 ppm IBA uygulamasında canerik ccedileşit ve genotiplerinin koumlk sayısı ortalaması

1351 adet koumlkccedilelik olarak gerccedilekleşmiştir 4000 ppm IBA uygulamasında koumlk sayısı

ortalaması 1214 adet koumlkccedilelik ve kontrol uygulamasında ise 324 adet koumlkccedilelik olarak

saptanmıştır Araştırma sonucunda koumlklenme oranı ile koumlk sayısı arasında pozitif bir

ilişkinin olmadığı goumlruumllmuumlştuumlr Koumlk sayısı en duumlşuumlk 379 adet koumlkccedilelik olarak 01C07 norsquolu

genotipten elde edilirken en yuumlksek değer 07C05 norsquolu genotipten 1799 adet koumlkccedilelik

olarak elde edilmiştir (Ccedilizelge 2) Diğer genotiplerden elde edilen koumlk sayıları verilen

aralıklarda dağılım goumlstermiştir

Mendilcioğlu (1980) bazı canerik genotiplerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği

Orta can eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda caneriği) ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi sonucu maksimum koumlk sayısını 43 adet (Turfanda caneriği) Jhon ve ark

(1995) mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde en yuumlksek koumlk

sayısını 1188 adet olarak bildirmektedirler Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun

ccedileliklerinde koumlk sayısı accedilısından AVG (2 adetccedilelik) CEPA (2 adetccedilelik) ve IBA (23

adetccedilelik) uygulamalarının oumlnemli bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (57

adetccedilelik) ve IBA+AVG (60 adetccedilelik) uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre oumlnemli

artışlar meydana getirdiğini belirtmiştir Araştırma sonucunda elde etmiş olduğumuz

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 31

değerler Mendilcioğlursquonun (1980) belirtmiş olduğu değerlerden duumlşuumlk Jhon ve arkrsquonın

(1995) ve Yıldızrsquoın (2001) belirtmiş olduğu sonuccedillar ile uyumlu olmuştur

Araştırma sonucu elde edilen koumlk uzunluğu değerleri Canerik genotiplerine standart

ccedileşitlere ve IBA uygulamalarına goumlre değişmiş koumlk uzunluğu ortalamaları arasındaki

farklılıklar istatistiksel olarak oumlnemli olmuştur (Ccedilizelge 2) 2000 ppm IBA uygulamasında

canerik genotiplerinin koumlk uzunluğu ortalaması 1547 cm olarak gerccedilekleşmiştir Koumlk

uzunluğu ortalaması 4000 ppm IBA uygulamasında 1270 cm ve kontrol uygulamasında ise

553 cm olarak saptanmıştır En yuumlksek koumlk uzunluğu ortalaması 2238 cm ile 07C05 nolu

genotipten elde edilirken en duumlşuumlk değer olan 358 cmrsquolik koumlk uzunluğu ortalaması ise

01C07 nolu tipten elde edilmiştir Diğer genotiplere ait otalama koumlk uzunluğu değerleri bu

aralıklarda değişim goumlstermiştir (Ccedilizelge 2)

Ccedilizelge 2 Canerik ccedileşit ve tiplerinin koumlklenme oranı ve koumlk oumlzelliklerine ilişkin değerler

Table 2 Rooting ratio and root characteristics of green plum cultivars and accession

Uygulamalar

Aplications

Koumlklenme oranı

()

Rooting ratio

()

Koumlk sayısı

(adetbitki)

Root number

(rootplant)

Koumlklenme

derecesi

Rooting

degree

Koumlk uzunluğu

(cm)

Root length

(cm)

Kontrol 1912 c 324 c 098 c 553 c

2000 ppm 5957 a 1351 a 302 a 1547 a

4000 ppm 4051 b 1214 b 225 b 1270 b

GenotiplerAccessions

Can 6602 a 1710 ab 324 a 1664 bc

33C04 5873 ab 1205 cd 289 ab 997 d-h

31C03 5753 a-c 1191 cd 262 a-c 1404 b-e

NO4 5494 a-c 1370 bc 257 a-c 1488 b-d

Papaz 5032 a-d 1357 bc 242 a-d 1665 bc

07C05 4862 a-e 1799 a 264 a-c 2238 a

07C02 4675 a-f 796 d-f 225 b-e 855 e-ı

33C15 4247 b-f 554 ef 189 c-f 731 f-ı

Havran 4163 b-f 691 ef 190 c-f 805 e-ı

Mut eriği 4160 b-f 654 ef 229 b-d 828 e-ı

33C08 4032 b-g 922 de 215 b-f 1342 b-e

33C03 3913 b-g 1433 a-c 226 b-e 1775 ab

NO9 3713 c-g 742 ef 198 c-f 964 d-h

07C13 3626 c-g 664 ef 161 d-f 633 f-ı

31C21 3608 c-g 503 ef 139 ef 447 hı

33C09 3175 d-g 832 de 195 c-f 1059 d-g

01C07 2772 e-g 379 f 132 f 358 ı

NO3 2623 fg 906 de 194 c-f 1140 c-f

07C11 2606 fg 1382 bc 182 c-f 1834 ab

33C02 1970 gh 588 ef 128 f 965 d-h

33C06 538 h 539 ef 135 f 533 g-ı

Aynı suumltunda farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar 5 duumlzeyinde oumlnemlidir

The means presented with different letters in each column are significantly different at 5

Mendilcioğlu (1980) Canerik ccedileşitlerine ait (Aynalı Havran Kayısı eriği Orta can

eriği Papaz eriği Soumlbuuml can eriği ve Turfanda can eriği) ccedileliklerin koumlklendirilmesi sonucu

S BAYAZĠT S YILMAZ

32 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

en yuumlksek koumlk uzunluğunu 85 cm ile papaz eriğinden elde etmiştir Jhon ve ark (1995)

mor yapraklı erik (Prunus cerasifera var pissardii) ccedileliklerinde koumlk uzunluğunu en fazla

387 cm olarak bildirmişlerdir Yıldız (2001) Caneriklerine ait odun ccedileliklerinde koumlk

uzunluğu uumlzerine AVG (22 cm) CEPA (28 cm) ve IBA (31 cm) uygulamalarının oumlnemli

bir etkisinin olmadığını buna karşılık CEPA+AVG (131 cm) ve IBA+AVG (153 cm)

uygulamalarının kontrol gurubuna goumlre istatistiksel olarak oumlnemli artışlar meydana

getirdiğini belirtmiştir Elde etmiş olduğumuz sonuccedillar oumlnceki ccedilalışmalardan elde edilen

sonuccedillardan yuumlksek gerccedilekleşmiştir

Denemede yer alan genotiplerde koumlklenme derecesi (koumlk kalitesi) koumlklerin ccedilelik

etrafında duumlzenli dağılmış olması ve pişkinleşmiş olması ile değerlendirilmiştir 2000 ppm

IBA uygulamalarının kontrol ve 4000 ppm IBA uygulamasına goumlre koumlk kalitesini artırdığı

saptanmıştır Denemede yer alan genotiplere ait ccedilelikler değerlendirildiğinde Can erik

ccedileşidine ait ccedileliklerde koumlk kalitesinin yuumlksek olduğu goumlruumllmuumlştuumlr 33C02 ve 33C06

numaralı genotiplerin ise denemede yer alan genotipler iccedilerisinde en kalitesiz koumlk oluşturan

genotipler olduğu goumlruumllmuumlştuumlr Canerik genotiplerinin tamamında koumlk kalitesinin orta

olması dikkat ccedilekmiştir

Gerccedilekleştirilen araştırma sonucunda Akdeniz Boumllgesinden selekte edilen canerik

genotiplerinin koumlklenme yetenekleri standart canerik ccedileşitleri ile yakın bulunmuştur Bu

genotiplerin anaccedillık oumlzelliklerinin tam olarak ortaya konabilmesi accedilısından 2 aşama olan

aşı tutma kapasitelerinin ve diğer sert ccedilekirdekli tuumlr ve ccedileşitlerle uyuşma durumlarının

belirlenmesi gerekmektedir

Summary

Propagation of Some Green Plum (Prunus cerasifera L) Cultivars and Selection Types

with Hardwood Cuttings

This study was carried out in order to determine propagation properties with

hardwood cuttings of some gren plum (Prunus cerasifera L) cultivars and genotypes (3

green plum cu ltivars + 18 selection types) in Mustafa Kemal University Faculty of

Agriculture Department of Horticulture in 2000 Rooting rates were found the different

between cultivars and types of greenplum

The root length root number rooting degree of cuttings and rooting ratio increased

with hormone doses compared to control 2000 ppm IBA applications were increased than

4000 ppm on the rooting of the hardwood cuttings of green plum cultivars and types

However the rooting rates of genotypes showed a wide variation among 538 (33C06)

and 6602 (Can) Number of roots were ranged from 1799 (07C05) to 379 (01C07) root

length were ranged from 2238 (07C05) cm to 358 (01C07) cm

Keywords Green plum Prunus cerasifera Ehrh hardwood cuttings rooting

Kaynaklar

Anonymous 2005 SAS Users Guide SASSTAT Version 6 SAS Institute Inc Cary NC

Ayanoğlu H Sağlamer M Onur C 1992 Akdeniz Boumllgesi canerik seleksiyonu Tuumlrkiye

I Ulusal Bahccedile Bitkileri Kongresi Ġzmir Cilt I 457 - 460

Ayanoğlu H 1998 Akdeniz Boumllgesinde canerik yetiştiriciliği ve sorunları Derim 15(1)

44-48

CANERĠKrsquoĠN ODUN CcedilELĠKLERĠ ĠLE CcedilOĞALTIMI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34 33

Davis P H 1972 Flora of Turkey and The East Aegean Islands Vol IV Edinburg

University Press England

Davies F T Hartmann H T 1988 The physiological basis of adventitious root

formation Acta Hort 227 s 113-120

Duval H Poessel J L Oliver G 1994 Evaluation and selection of progeny of an

interspecific cross between Prunus cerasifera and Prunus salicina Acta Hort 283

s305-309

Dumanoğlu H Ayguumln A Alay A Guumlneş N T Oumlzkaya M T 1999 Ahlatın (Pyrus

elaeagrifolia Pall) yeşil ccedileliklerinde koumlklenme ve suumlrme uumlzerine ccedilelik alma zamanı

IBA ve Putrescinersquonin etkisi Tr J of Agric and Forestry 23559-565

Gaspar T H Coumans M 1987 Root formation In J M Bonga and Don Durnaz cell

and tissue culture in forestry vol 2 Martinus Nijhoff Publishers Dordrencht

Hartmann H T Kester D E 1983 Plant Propagation Principles and Practices Prentice

Hail Ine New Jersey 647s

Hartmann W 1994 Plum Production in Germany Acta Hort 359 s17-25

Işık O Kocamaz C 1992 Kuşburnu uumlretiminin oumlnemi ve vegetatif yolla ccediloğaltma

olanakları Tuumlrkiye I Ulusal bahccedile Bitkileri Kongresi cilt I (Meyve)285-289

Ġsfendiyaroğlu M 1999 Sakız ağacının (Pistachia lentiscus var Chia Duham) ccedilelikle

ccediloğaltılması ve koumlk oluşumunun Anatomik-Fizyolojik Ġncelenmesi uumlzerine

araştırmalar EUumlFen Bilimleri enstituumlsuuml Doktora tezi (yayınlanmamış)

Jhon A Q Paul T M Siddique M A 1995 Effect of etiolation and indole butyric acid

on rooting of common purple leaved plum (Prunus ceracifera var pissardii)

cuttings Flora and Fauna 1 33-34

Kalyoncu H Ersoy N Yılmaz M Aydın M 2009 Effects of humidity level and IBA

dose application on the softwood top cuttings of white mulberry (Morus alba L) and

black mulberry (Morus nigra L) types African J of Biotech Vol 8 (16) pp 3754-

3760

Konarlı O 1968 Can ve Myrobolan B erik ccedileşitlerinin odun ccedileliği ve yeşil ccedilelikle

uumlretilmesi konusunda ccedilalışmalar Yalova Bahccedile Kuumlltuumlrleri Araştırma ve Eğitim

Merkezi Dergisi 1(4) 36-41

Kuumlden A 1995 Meyve ağaccedillarının aşılı ccedileliklerle ccediloğaltılması Tuumlrkiye 2 Ulusal Bahccedile

Bitkileri Kongresi 3-6 Ekim 1995 25-29 Adana

Mendilcioğlu K 1980 Bazı Caneriklerinin odunsu ccedilelikler ile ccediloğaltılması uumlzerinde

araştırmalar EUumlZF Dergisi 17(3) 85-98

Oumlzbek S 1978 Oumlzel Meyvecilik CcedilUuml Ziraat Fakuumlltesi Yayınları No128 Ders Kitabı 11

Adana

Oumlzccedilağıran R 1976 Tuumlrkiyersquode mevcut erik tuumlrlerinin teşhisi ve bunlardan Prunus

cerasifera Ehrh tuumlruumlne ait bazı ccedileşitlerin (Canerikleri) meyve oumlzellikleri EUuml Ziraat

Fakuumlltesi Yayınları No276 Bornova- Ġzmir

Oumlzkaya M T Ccedilelik M 1999 Domat ve Gemlik zeytin (Olea europaea L) ccedileliklerinde

farklı uygulamaların koumlklenme suumlresince karbonhidratların değişimi uumlzerine etkisi

Tuumlrkiye III Bahccedile Bitkileri Kongresi 14-17 Eyluumll 1999 208-212 Ankara

Oumlzvardar S Oumlnal K 1990 Erik Yetiştiriciliği Tarımsal Araştırmaları Destekleme ve

Geliştirme Vakfı Yayınları No23 Yalova

Polat A A Kamiloğlu Ouml Durgaccedil C 1997 Accedilık arazide Canerikleri odun ccedileliklerinin

koumlklendirilmesi uumlzerine Ġndol Butirik Asidin (IBA) etkisi MKUuml Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi 2(2) 103-114

S BAYAZĠT S YILMAZ

34 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 27-34

Polero H Covatta F Campana B M Broscak J Castagnari R 1994 Asexual

propagation of non- traditional clonal rootstocks for peach (Prunus persica (L)

Batsch) Horticultura Argentina 13 33 22-26

Ramming D W Cocıu V 1990 Plums pp 233-287 In J N Moore and JR

Ballington Jr (Eds) Genetic Resources of Temperate Fruit and Nut Crops Vol 1

ISHS Wageningen The Netherlands

Rugina E Fedeli E 1990 Olive (Olea europaea L) as an oilseed crop In JPS Bajaj (

Editor) Biotechnology in Agriculture and forestry Vol10 Legumes and olilseed

Crops I Springes- Verlang Berlin heiderberg

Sen SMCouvillon GA 1983 Factors affecting survival of ldquoIn fieldrdquo roted hardwood

peach cuttings Hortscience 18(3) 324-325

Weinberger J H 1975 Plums pp 336 ndash 347 In J Janick and JN Moore (Eds)

Advances in Fruit Breeding Purdue University Press West Lafayette Indiana

USA

Yıldız K 2001 Bazı meyve tuumlrlerinde odun ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA CEPA

ve AVGrsquonin etkisi Yuumlzuumlncuuml Yıl Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım Bilimleri

Dergisi (J Agric Sci)2001 11(1)51-54

Yılmaz M 1992 Bahccedile Bitkileri Yetiştirme Tekniği Ccedilukurova Uumlnivesitesi Basımevi

Adana

Zenginbal H Oumlzcan M Haznedar A 2006 Kivi (Actinidia deliciosa A Chev) odun

ccedileliklerinin koumlklenmesi uumlzerine IBA uygulamalarının etkisi Ondokuz Mayıs

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 21(1)40-43

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll

Verim Oumlzellikleri Uumlzerine Bir Araştırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY

1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların suumlt verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır Laktasyon suumlt verimi (LSV) 305 guumlnluumlk suumlt verimi (305-GSV)

laktasyon suumlresi (LS) ve kuruda kalma suumlresi (KKS) oumlzelliklerine ait en kuumlccediluumlk kareler

ortalaması sırasıyla 5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 guumln ve 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının laktasyon suumlt verimi (Plt001) 305 guumlnluumlk suumlt verimi

(Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi 305 guumlnluumlk suumlt

verimi (Plt001) ve laktasyon suumlresi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının laktasyon suumlt verimi (Plt005) ve 305

guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt001) laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak Malya Tarım

ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların suumlt verim oumlzelliklerine ait değerler kabul

edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır suumlt verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım

ve sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında insanlığın en oumlnemli sorunu halen yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

duumlĢuumlnuumllebilir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha

MS OKYAY Ġ TAPKI

36 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen

verimlerin daha da arttırılmasıyla muumlmkuumln olabilir

Suumlt ve doumll verimi bir suumlt sığırı iĢletmesinin ekonomik yapısını ve dolayısıyla da

karlılığını doğrudan etkileyen iki verim unsurudur Buguumln duumlnyada uumlretilen toplam suumltuumln

863rsquouuml ile geliĢmiĢ uumllkelerde uumlretilen suumltuumln 982rsquosi sığırlardan elde edilmekte iken bu

oran geliĢmekte olan uumllkelerde 65 seviyelerine duumlĢmektedir Bu da sığır yetiĢtiriciliğinin

geliĢmiĢlikle yani tarımdaki entansifleĢme ile olan iliĢkisini accedilıkccedila ortaya koymaktadır

Tuumlm duumlnyada olduğu gibi uumllkemizde de hayvansal uumlretim iccedilerisinde sığırcılık oumln plana

ccedilıkmakta ve uumlretilen suumltuumln buumlyuumlk ccediloğunluğu sığırlardan elde edilmektedir Ancak sığır

baĢına elde edilen suumlt verimi hala istenilen duumlzeye ccedilıkarılamamıĢtır Bu nedenle hayvansal

uumlruumln uumlretim accedilıklarının kapatılmasında sığır sayısının artırılması yerine sığır baĢına

verimin arttırılması gerekmektedir Tuumlrkiyersquode yetiĢtirilen kuumlltuumlr ırkı sığırların suumlt

verimleri bu ırkların getirildikleri uumllkelerdeki verimlerine goumlre daha duumlĢuumlk olduğu bilinen

bir gerccedilektir (Duru ve Tuncel 2002)

Tuumlrkiye sığır yetiĢtiriciliğinde kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinin sayısı giderek

artmaktadır 2006 yılı verilerine goumlre toplam sığır varlığı 10 871 364 baĢ olup bunun 31rsquoi

yerli ırklardan (3 405 349) ve 69rsquou da kuumlltuumlr ırkı ve melezlerinden (kuumlltuumlr ırkı 2 771 818

baĢ melez ırk 4 694 197 baĢ) oluĢmaktadır (Anonim 2007) Bunların iccedilinde de yaklaĢık

27 milyon baĢ sayı ve 228rsquolik payı Esmer ırk ve melezleri almaktadır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999) Esmer ırk 1996 yılına kadar yapılan damızlık sığır ithallerinde HolĢtayn

ırkına ağırlık verilmesi sonucu varlık olarak ikinci sıraya gerilemiĢtir (Can 2002)

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Tuumlrkiyersquode ccedileĢitli

doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olmasıdır Bu

nedenle tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve eksikliklerinin tespit

edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu iĢletmelerde yetiĢtirilen

sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması bu ırkların verimlilik

duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkı da sağlayacaktır (Oumlzbeyaz ve

Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın

laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi gibi suumlt

verim oumlzelliklerini belirlemek ve bu oumlzellikler uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi

ve yılının etkilerini tespit etmektir

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 2600 adet suumlt verim

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada laktasyon suumlresi (LS guumln) 305 guumln suumlt verimi (305-GSV

kg) laktasyon suumlt verimi (LSV kg) ve kuruda kalma suumlresi (KKS guumln) gibi verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 37

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırasına goumlre (1 2 3 4 5 ve 6+)

buzağılama mevsimine goumlre (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve buzağılama yılına goumlre ise

(2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 ve 2007) olarak gruplandırılmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi Ġneğin sağıma baĢlandığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasında

verdiği toplam suumlt miktarıdır Laktasyon suumlt veriminin hesaplanmasında ldquoHollanda

Youmlntemirdquo kullanılmıĢtır (Akman ve Yener 1993)

GOSV Guumlnluumlk ortalama suumlt verimi kg

LS Laktasyon suumlresi guumln

ki irsquoinci kontroldeki suumlt verimi kg

n Kontrol sayısı

KA Kontrol aralığı guumln

A Buzağılama ile ilk suumlt kontroluuml arası geccedilen suumlre guumln

LSV Laktasyon suumlresi kg

305 guumln suumlt verimi Reforme satıĢ mecburi kesim hastalık ve oumlluumlm gibi nedenlerle

iĢletmeden ayrılan veya kuruya ccedilıkan ineklerin gerccedilek suumlt verimleri ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk

(1993) tarafından bildirilen esaslara goumlre 305 guumln suumlt verimine duumlzeltilmiĢtir

Laktasyon suumlresi Ġneğin sağılmaya baĢladığı tarih ile kuruya ccedilıkarıldığı tarih arasındaki

suumlre olarak alınmıĢtır

Kuruda kalma suumlresi Ġneğin sağımının sonlandırıldığı tarih ile bir sonraki buzağılama

tarihi arasında geccedilen suumlre olarak alınmıĢtır

Laktasyon suumlt verimi 305 guumln suumlt verimi laktasyon suumlresi ve kuruda kalma suumlresi

verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk+eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait laktasyon suumlt verimini 305-guumln suumlt

verimini laktasyon suumlresini ve kuruda kalma suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsiml x k yıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Suumlt verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

MS OKYAY Ġ TAPKI

38 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

Bulgular ve Tartışma

Laktayon Suumlt Verimi (LSV)

Laktasyon suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5933plusmn74 kg olarak

hesaplanmıĢtır En yuumlksek laktasyon suumlt verim ortalaması 6+ laktasyon sırasındaki 2007

yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan ineklerde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlt verimine ait

araĢtırma sonuccedilları Kutsal ve AktaĢ (1961) Goumlnuumll (1963) Soumlnmez ve ark (1967) Guumlney

(1970) Sabaz (1973) Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Pyne ve ark (1989)

Oumlzbeyaz ve ark (1998b) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Dağ ve ark (2003) Tilki ve ark

(2003) Ġnci ve ark (2007) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek

Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk

olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yaz mevsiminin laktasyon suumlt verimini olumsuz youmlnde etkilediğine

dair elde edilen araĢtırma sonucu ccedilevre sıcaklığının laktasyon suumlt verimini azalttığı

youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları ile benzerlik goumlstermektedir (Yalccedilın 1981 Arpacık 1982

Hansen ve Hauser 1983 Alpan 1994) Laktasyon suumlt verimi uumlzerine buzağılama

mevsiminin etkisi konusunda elde edilen araĢtırma sonuccedilları Pyne ve ark (1989)rsquoun

bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde goumlruumllmemektedir Pyne ve ark (1989)rsquoda

buzağılama mevsiminin laktasyon suumlt verimi uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade

etmiĢlerdir Bu farklılığın araĢtırmanın farklı bir boumllgede ve iklim kuĢağında

yapılmasından kaynaklanabileceği duumlĢuumlnuumllebilir Ġnci ve ark (2007)rsquoin laktasyon sırasının

laktasyon suumlt verimini oumlnemli oumllccediluumlde (Plt001) etkilediği youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları

mevcut araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermektedir

305 Guumlnluumlk Suumlt Verimi (305 GSV)

305 guumlnluumlk suumlt verimine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 5686plusmn56 kg olarak

hesaplanmıĢtır Altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde buzağılayan

ineklerde 305 guumlnluumlk suumlt verim ortalaması en yuumlksek duumlzeyde tespit edilmiĢtir AraĢtırma

sonuccedilları Ġlaslan ve Yılmaz (1977) Doğan (1981) Afifi (1999) Doğan ve Kaygısız (1999)

Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) Yanar ve Aydın (2000) Renno ve ark (2002) Zuumllkadir ve

Boztepe (2001) Sabuncuoğlu ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004) ve Tilki ve ark (2003)

Perez Quintero ve Gomez (2005) ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha

yuumlksek olarak gerccedilekleĢmiĢtir Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) laktasyon sırasının buzağılama

mevsimi ve yılının laktasyon suumlt verimi uumlzerine etkili olduğunu ifade etmiĢtir Ġlaslan ve

Yılmaz (1977)rsquoın 5 laktasyona kadar suumlt veriminde artıĢ olduğu youmlnuumlndeki araĢtırma

sonucuyla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırma sonuccedilları Zuumllkadir ve Boztepe (2001)

Sirol ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquonin bildirdiği

sonuccedillardan daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının 305 guumlnluumlk suumlt

verimini azalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Yalccedilın (1981) Arpacık (1982) ve Alpan

(1994) Ġnci ve ark (2007) ile yakınlık goumlstermektedir Ġnci ve ark (2007)rsquoin bildirdiğine

goumlre verim yılının 305 guumlnluumlk suumlt verimi uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama

mevsiminin etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) ccedilıkmıĢtır 305 guumlnluumlk suumlt verimi bakımından elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Schwarz (1993) Falzfein (1994) Oumlzbeyaz ve ark (1998a ve

1998b) Renno ve ark (2002) tarafından bildirilen araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik

goumlstermektedir

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 39

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 1 Statistical Values of Milk Yield Traits of Brown Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental Factors

n

LSV

(kg)

LMY-kg

305GSV

(kg)

305-d MY

LS

(guumln)

LP-d

KKS

(guumln)

DP-d

Genel

General

660 5933plusmn74 5686plusmn56 3105plusmn22 876plusmn20

Laktasyon sırası

Lactation number

OumlD

1 120 5428plusmn101c 5542plusmn80

c 3014plusmn39

d 897plusmn39

2 118 5662plusmn119bc

5742plusmn101bc

3048plusmn48cd

881plusmn31

3 107 5978plusmn143bc

5816plusmn121bc

3075plusmn72c 782plusmn31

4 125 6154plusmn233b 5980plusmn214

b 3153plusmn36

bc 921plusmn47

5 102 6371plusmn324ab

5875plusmn372ab

3291plusmn79b 833plusmn51

6+ 88 6514plusmn491a 6043plusmn295

a 3529plusmn198

a 956plusmn113

Buzağılama mevsimi

Calving season

OumlD

ĠlkbaharSpring 229 6443plusmn122a 6101plusmn105

a 3177plusmn40

a 903plusmn49

YazSummer 193 5718plusmn112bc

5793plusmn91b 3039plusmn35

b 825plusmn26

SonbaharAutumn 125 5879plusmn172b 5521plusmn141

c 3140plusmn56

ab 814plusmn34

KıĢWinter 113 5742plusmn120bc

5703plusmn105bc

3057plusmn46b 951plusmn38

Buzağılama yılı

Calving year

OumlD OumlD

2000 79 5592plusmn640d 5614plusmn563

d 3030plusmn210

bc 913plusmn202

2001 90 5723plusmn222c 5919plusmn149

ab 2978plusmn84

c 914plusmn124

2002 93 5857plusmn151bc

5936plusmn115ab

3046plusmn37b 895plusmn67

2003 86 5716plusmn156c 5693plusmn123

c 3059plusmn74

b 907plusmn40

2004 83 5819plusmn137bc

5604plusmn112cd

3072plusmn98ab

936plusmn84

2005 101 5966plusmn132b 5681plusmn111

c 3105plusmn77

ab 893plusmn18

2006 93 6168plusmn151ab

6041plusmn132ab

3154plusmn52a 933plusmn30

2007 35 6348plusmn269a 6123plusmn243

a 3158plusmn40

a 888plusmn84

LSV-kgLaktasyon suumlt verimiLactation milk yield-kg 305-GSV-kg 305-guumln suumlt verimi-

kg305-d milk yield-kg LS-guumln Laktasyon suumlresi-guumlnLactation period-dKKS-

guumlnKuruda kalma suumlresi-guumlnDry period-d

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005) abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

Laktasyon Suumlresi (LS) En kuumlccediluumlk kareler ortalaması 3105plusmn22 guumln olarak hesaplanan laktasyon suumlresi

uumlzerine laktasyon sırasının (Plt001) ve buzağılama mevsiminin (Plt005) etkisi oumlnemli

bulunmuĢtur Laktasyon suumlresi altıncı laktasyon sırasındaki 2007 yılı ilkbahar mevsiminde

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Laktasyon suumlresine ait elde

edilen araĢtırma sonuccedilları Johnson ve VanJonack (1976) Kaygısız ve ark (1996) Doğan

ve Kaygısız (1999) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Dağ ve ark (2003) UlutaĢ ve ark (2004)

ile ġeker ve ark (2009)rsquoun bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Afifi (1999) Oumlzkoumlk ve

Uğur (2006) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (200)rsquonin bildirdiği sonuccedillardan ise daha duumlĢuumlk duumlzeyde

Arpacık (1982) Alpan ve ark (1993) ve Alpan (1994) Ġnci ve ark (2007) Tilki ve ark

(2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillara ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir Yuumlksek ccedilevre sıcaklığının

MS OKYAY Ġ TAPKI

40 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

laktasyon suumlresini kısalttığı youmlnuumlndeki araĢtırma sonuccedilları Alpan (1994) ile benzerlik

goumlstermektedir

Laktasyon suumlresi laktasyon sırasıyla hayvanın sağlık durumuyla genetik yapısıyla

suumlt verimiyle buzağılama mevsimi ve yılıyla yakından iliĢkilidir AraĢtırma sonuccedilları bunu

doğrular durumdadır Ccedilizelge 1 incelendiğinde laktasyon sayısının ilerlemesine paralel

olarak laktasyon suumlresinde de bir artıĢ goumlruumllmektedir Yine yaz mevsiminde laktasyon

suumlresinin kısaldığı ve ilkbahar mevsiminde ise uzadığı ve laktasyon suumlresinin suumlt verimiyle

doğru orantılı olduğu accedilıkccedila goumlruumllmektedir Laktasyon suumlresi genetik olarak ve hastalıklar

nedeniyle kısalmadıkccedila suumlt verim miktarındaki artıĢa bağlı olarak uzamaktadır Laktasyon

sayısının ilerlemesine ilkbahar mevsiminde daha yuumlksek suumlt verimine sahip olması ve

yılların ilerlemesine paralel olarak suumlt verimi artmaktadır yaz mevsimi dıĢındaki mevsimler

ve yıllara bağlı olarak suumlruuml idaresinin bakım-besleme Ģartlarının genetik yapının

iyileĢtirilmesi sonucunda suumlt verimi artmakta ve buna bağlı olarak da laktasyon suumlresi

uzatılmaktadır

Kuruda Kalma Suumlresi (KKS) Kuruda kalma suumlresine ait en kuumlccediluumlk kareler ortalaması ise 876plusmn20 guumln olarak

hesaplanmıĢtır Kuruda kalma suumlresi 6+ laktasyon sırasındaki ve kıĢ mevsiminde

buzağılayan ineklerde daha yuumlksek bir duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 1) AraĢtırma

sonuccedilları Afifi ve ark (1999) Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk (1999) ve Ccedilakıllı ve GuumlneĢ (2007)rsquoin

bildirdiği sonuccedillardan daha yuumlksek Tilki ve ark (2003)rsquonın bildirdiği sonuccedillardan daha

duumlĢuumlk duumlzeyde ve Ġnci ve ark (2007)rsquonın bildirdiği sonuca ise yakın olarak gerccedilekleĢmiĢtir

Ancak Ġnci ve ark (2007)rsquonın verim yılının buzağılama mevsiminin ve laktasyon

sırasının kuruda kalma suumlresi uumlzerine etkisini oumlnemsiz (Pgt005) bulması araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermemektedir Kuruda kalma suumlresi bakımından mevcut

araĢtırma sonuccedillarıyla bildirilen diğer araĢtırma sonuccedilları arasındaki farklılığın suumlruuml

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve ineğin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Malya Tarım ĠĢletmesinde 2000-2007 yılları arasında yetiĢtirilen baĢ Ġsviccedilre Esmeri

sığırına ait suumlt verim oumlzelliklerinin incelendiği bu ccedilalıĢmanın sonucunda elde edilen

değerlerin kabul edilebilir sınırlar iccedilerisinde olduğu ve bunun soumlz konusu ırkın boumllge

koĢullarına adapte olmasından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 1 Milk Yield Traits

In this study milk yield traits of Brown Swiss cows raised at Malya State Farm were

investigated A total of 2600 milk yield traits records within the period from 2000 to 2007

of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average lactation milk yield (LMY)

305-d milk yield (305-d MY) lactation period (LP-) and dry period (DP) were found as

5933plusmn74 kg 5686plusmn56 kg 3105plusmn22 d and 876plusmn20 respectively The effects of

lactation number on lactation milk yield305 d milk yield (Plt001) lactation period

(Plt005) were found significantly without dry period (Pgt005) the effects of calving

season on the lactation milk yield 305 d milk yield (Plt001) and lactation period (Plt005)

were found significantly the effects of calving year on the lactation milk yield (Plt005)

305 d milk yield (Plt001) were found significantly without lactation period and dry period

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 41

(Pgt005) In conclusion data of milk yield traits of Brown Swiss in reared Malya State

Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle milk traits environmental factors

Kaynaklar

Afifi E A HK Hamdia SM Zahed 1999 Performance of Friesian Holstein Friesian

and Brown Swiss Cattle in the first lactation under The Egyptian Conditions Annals

of Agricultural Science Moshtohor 37 (4) 2275-2290 1999

Akman N SM Yener 1993 Sığır YetiĢtiriciliği (ed M Ertuğrul) Hayvan YetiĢtirme

(YetiĢtiricilik) 285 s Ankara

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel iĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar Uumlzerinde KarĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Arpacık R 1982 Sığır YetiĢtiriciliği Uludağ Uumlniversitesi Veteriner FakuumlltesiYayınları

No 6 Bursa

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Dağ B Ġ Keskin U Zuumllkadir S Boztepe 2003 Ccedilumra Ziraat Meslek Lisesinde (Konya)

YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu Oumlzelliklere ait Tekrarlanma

Dereceleri Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 17 (31)13-17

Doğan N 1981 Tuumlrkiyersquode Esmer Sığır YetiĢtiriciliği Lisans Tezi Ankara Uumlniv Ziraat

Fak Zootekni Boumll Ankara

Doğan M A Kaygısız 1999 Tuumlrkiyedeki Ġsviccedilre Esmer Sığırlarda Suumlt Protein

Polimorfizmi ile Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler Tuumlrk Veterinerlik ve

Hayvancılık Dergisi 23 (Ek-1) 47-49

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların Suumlt

ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish Journal

of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Falzfein F von 1994 Breeding of Swiss Brown Cattle in Liechtenstein Schweizer

Braunvieh 3 17-21

Goumlnuumll T 1963 Hayvan Islahında Standardizasyon (Ġlkeler Youmlntemler ve Uygulama)

Tarımsal AraĢtırmalar Genel Muumlduumlrluumlğuuml Yayınları No 15 Ankara

Guumlney O 1970 Ankara Ccedilayır Mera ve Yem Bitkileri Zootekni AraĢt Enst Sığırcılık

Faaliyetleri Zootekni Dergisi 3 (12) 22-26

MS OKYAY Ġ TAPKI

42 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Ġlaslan M C Ġ Yilmaz 1977 MuĢ Ccedilayır Mera Yembitkileri ve Zootekni Uumlretme

Ġstasyonunda YetiĢtirilen Esmer Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi ile Ġlgili Oumlzellikler

Kars Deneme ve Uumlretme Ġstasyonu Yayınları No 2 Kars

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer

Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Tarım

Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Johnson H D W J Vanjonack 1976 Health of the Dairy Cow Effects of Environmental

and Other Stressors on Blood Hormone Patterns in Lactating Animals Journal of

Dairy Science 59 (9) 1603-1617

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin Ekonomik

Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji Ġhtiyacı Hayvansal Uumlretim 39-40 1-

12

Kutsal A G AktaĢ 1961 Karacabey Harası Ġsviccedilre Esmer Irk Ġneklerinde Suumlt ve Yağ

Verimleri ve Sağım Suumlreleri Uumlzerinde AraĢtırmalar Lalahan Zootekni AraĢtırma

Enstituumlsuuml Dergisi 81 (8-9) 61-84

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde Doumll

Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2) 117

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998a Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi I Meme ve Meme

BaĢı Oumllccediluumlleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (1) 1-23

Oumlzbeyaz C N Uumlnal N Ccedilolakoğlu 1998b Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerde Meme ve Meme BaĢı

ġekil ve Oumllccediluumllerinin Sağılabilirlik ve Suumlt Verimi Uumlzerine Etkisi II Sağılabilirlik ve

Meme BaĢı ġekli Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 38 (2) 1-18

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Perez Quintero GA MG Gomez Gil 2005 Genetic and Environmental Factors

Affecting Productive Performance in a Brown Swiss Herd in the Tropics 1 Milk

Production Revista Cientifica Facultad de Ciencias Veterinarias Universidad del

Zulia 15 (2) 141-147

Pyne A K R Dattagupta S P Roy D N Matra P K Das 1989 Effect of Season of

Calving on First Lactiton Yield Service Period and Calving Interval of Crossbred

Cattle in West Bengal Indian Veterinary Journal 66 (11) 1084-1085

Renno F P JC Pereira CV De Araujo RA Torres MT Rodrigues LN Renno

RFM De Oliveira FR Kaiser 2002 Productive Aspects of the Brown Swiss

Breed in Brazil Adjustment Factors Milk and Fat Yields and Genetic Parameters

Revista Brasileira de Zootecnia 31 (5) 2043-2054

Sabaz S 1973 Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi ĠĢletmesindeki Ġsviccedilre Esmeri Doğu

Anadolu Kırmızısı ve Bu iki Irkın DeğiĢik Kan Dereceli Melezlerinin CcedileĢitli

Oumlzellikleri (Doktora Tezi basılmamıĢ)

ESMER SIĞIRLARIN SUumlT VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 35-43 2011 43

Sabuncuoğlu N A Ccedilolak Ouml Akbulut N Tuumlzemen B Bayram 2003 Siyah-Alaca ve

Esmer Ġneklerde CMT Skoru ile Bazı Suumlt Verim Oumlzellikleri Arasındaki ĠliĢkiler

Atatuumlrk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 34(2)139-143

Schwarz 1993 Breeding and Marketing the Two Strengths of a Breed Tierzuchter 45

(4)30-33

Sirol MLFG RF Euclydes RA De Torres PS Lopes CS Pereira CV Araujo

2005 Effects of Sire x Herd Interaction on Milk and Fat Yields in Brown-Swiss

Herds Revista Brasileira de Zootecnia 34 (5) 1573-1580

Soumlnmez R T Goumlnuumll Ccedil Koccedilak 1967 Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Esmer ve Siyah

Alaca Sığır YetiĢtiriciliği Uumlzerinde AraĢtırmalar Ege Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Dergisi Seri A 4 (2) 19-27

ġeker Ġ H Tasalı M Bayraktar M Saatccedili M Tilki 2009 Tuumlrkiyersquode MuĢ Alparslan

Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Irkı Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri Uumlzerine

Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkileri Kafkas Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi

15(2) 297-300

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Tilki M ġ Ġnal M Ccedilolak ME Tekin 2003 Bahri DağdaĢ Uluslararası Tarımsal

AraĢtırma Enstituumlsuumlnde YetiĢtirilen Esmer Ġneklerin Suumlt Verim Oumlzellikleri ve Bu

Oumlzelliklere Bazı Ccedilevre Faktoumlrlerinin Etkisi Turkish Journal Veterinary and Animal

Sciences 27 (6) 1335-1341

UlutaĢ Z N Akman Ouml Akbulut 2004 Siyah-Alaca Irkı Sığırların 305 Guumlnluumlk Suumlt

Verimi ve Buzağılama Aralığına ait Genetik ve Ccedilevre Varyansları Tahmini Turkish

Journal of Veterinary and Animal Sciences 28(1) 101-105

Yalccedilın BC 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yanar M R Aydın 2000 The Effects of Weaning Age on the Growth Milk and Milk Fat

Characteristics of Brown Swiss Cattle Turkish Journal of Veterinary and Animal

Sciences 24(1) 443-446

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

44

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 ISSN 1300-9362

M Selim Okyayrsquoın Yuumlksek Lisans Tezinden elde edilen verilerle hazırlanmıĢtır

Malya Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri

Uumlzerine Bir Araştırma 2 Doumll Verim Oumlzellikleri

M Selim OKYAY1 Ġbrahim TAPKI

2

1MKUuml Fen Bilimleri Enstituumlsuuml Zootekni Anabilim Dalı Antakya-HATAY

2MKUuml Ziraat Fakuumlltesi Zootekni Boumlluumlmuuml Antakya-HATAY

Oumlzet

Bu ccedilalıĢmada Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer sığırların doumll verim

oumlzellikleri araĢtırılmıĢtır AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

kaydı kullanılmıĢtır Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı (ĠDKY) 5197plusmn57 guumln ilkine

buzağılama yaĢı (ĠBY) 820plusmn74 guumln uumlreme etkinliği (UumlE) 908plusmn05 gebelik baĢına

tohumlama sayısı (GBTS) 177plusmn035 adet ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS) 719plusmn27

guumln ilk tohumlamada gebe kalma oranı (ĠTGKO) 618plusmn11 Servis periyodu (SP)

1038plusmn35 guumln buzağılama aralığı (BA) 3903plusmn74 guumln ve gebelik suumlresi (GS) 2775plusmn24

guumln olarak hesaplanmıĢtır Laktasyon sırasının gebelik baĢına tohumlama sayısı (Plt001)

ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı (Plt005) ve

servis periyodu (Plt005) uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi uumlzerine

etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama mevsiminin gebelik baĢına tohumlama sayısı

(Plt005) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe kalma oranı ve

servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama aralığı ve gebelik suumlresi

uumlzerine etkisi oumlnemsiz (Pgt005) buzağılama yılının ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(Plt005) ilkine buzağılama yaĢı (Plt005) uumlreme etkinliği (Plt001) gebelik baĢına

tohumlama sayısı (Plt001) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (Plt001) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (Plt005) ve servis periyodu uumlzerine etkisi oumlnemli buzağılama aralığı ve

gebelik suumlresi uumlzerine etkisi ise oumlnemsiz (Pgt005) olarak tespit edilmiĢtir Sonuccedil olarak

Malya Tarım ĠĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı sığırların doumll verim oumlzelliklerine ait

değerler kabul edilebilir sınırlar iccedilerisindedir

Anahtar Kelimeler Esmer sığır doumll verim oumlzellikleri ccedilevre faktoumlrleri

Giriş

Duumlnya nuumlfusunun her geccedilen guumln artması nedeniyle insanlar beslenebilmek iccedilin

yeraltı ve yeruumlstuuml kaynaklarını en iyi Ģekilde kullanmaya ccedilalıĢmaktadırlar Teknolojinin

giderek geliĢmesi besin maddeleri uumlretiminde artıĢlara imkan vermekte ve yeni uumlretim

alanları yaratmaya youmlnelik araĢtırmalar yoğunluk kazanmaktadır

Hayvancılık insan beslenmesindeki oumlneminin yanı sıra uumlretimi kolay olan tarım ve

sanayi alanları ile birlikte istihdama katkı sağlayan ccedilok youmlnluuml bir sektoumlrduumlr Suumlrekli artan

duumlnya nuumlfusu karĢısında halen insanlığın en oumlnemli sorunu yeterli ve dengeli diğer bir

ifadeyle sağlıklı beslenme ihtiyacıdır Ġnsanlar dengeli bir Ģekilde beslenmek iccedilin guumlnluumlk 75

gr kadar proteini gıdalarla almak zorundadır Alınan bu proteinin en az 40rsquoının hayvansal

koumlkenli olması sağlıklı buumlyuumlme ve geliĢme iccedilin gereklidir Hayvansal proteinlerin oumlnemi

insanlar iccedilin oumlnemli olan ve vuumlcut tarafından sentezlenemeyen aminoasitleri buumlnyesinde

bulundurmasından ileri gelmektedir (Oumlzbeyaz ve ark 1996) Tuumlrkiyersquode kiĢi baĢına

yaklaĢık 98 grguumln protein tuumlketilmektedir Bu miktara bakıldığında miktarın fazla olduğu

goumlruumllmektedir Ancak hayvansal protein ve bitkisel protein oranına bakıldığında hayvansal

MS OKYAY Ġ TAPKI

46 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

protein tuumlketiminin ccedilok duumlĢuumlk olduğu goumlruumllmektedir GeliĢmiĢ uumllkelerde kiĢi baĢına

hayvansal protein tuumlketimi 60-75 grguumln iken Tuumlrkiyersquode 259 grguumln kadar olup bu miktar

duumlnya ortalamasının (276 grguumln) da gerisinde kalmaktadır (Anonim 2011) Bu durumda

Tuumlrkiyersquode beslenme yetersizliğinden soumlz edilebilir Bu yetersizliğin ve iĢsizliğin

oumlnlenmesinde ccediliftccedilinin hayat duumlzeyinin yuumlkseltilmesinde hayvancılığın daha da oumlnemlisi

sığır yetiĢtiriciliğinin oumlnemi daha da belirgin hale gelmektedir KiĢi baĢına yeterli uumlretim

duumlzeyi ancak sığırlardan elde edilen verimlerin daha da artmasıyla muumlmkuumln olabilir

Esmer ırk suumlt ve et youmlnuumlnden geliĢmiĢ kombine verimli bir ırktır Koumlkeni Ġsviccedilre

Esmerine (Brown Swiss) dayanan bu ırk değiĢik ccedilevre Ģartlarına uyma kabiliyetinin

yuumlksek suumlt ve et verimlerinin tatmin edici olması sebebiyle duumlnyanın ccedileĢitli boumllgelerine

goumltuumlruumllmuumlĢ ve birccedilok yerli ırkın ıslahında baĢarıyla kullanılmıĢtır Tuumlrkiyersquode Esmer ırk

yetiĢtiriciliği Orta ve Doğu Anadolursquoda oumlnem kazanmaktadır Hayvancılığı desteklemek

amacıyla sağlanan teĢvik kredilerinde doğu boumllgelerine oumlncelik tanınmıĢtır Tuumlrkiyersquode

ccedileĢitli doumlnemlerde ithal edilerek yetiĢtirilmeye baĢlanan Esmer ırk ile ilgili birccedilok araĢtırma

yayınlanmıĢ bulunmaktadır (Alpan ve Sertalp 1971 Alpan 1977)

Suumlt sığırcılığı iĢletmelerinin en oumlnemli gelir kaynakları suumlt ve buzağı verimidir

Bunun yanı sıra damızlık duumlve satıĢları da iĢletme gelir kaynakları iccedilerisinde oumlnemli bir yer

tutmaktadır Bir sığırdan hayatı boyunca yuumlksek suumlt ve doumll verimi elde edilebilmesi ondan

her yıl bir buzağı alınmasına bağlıdır Bunun temel Ģartı ise ineklerde doumll verme

yeteneğinin yuumlksek olmasıdır Doumll verim oumllccediluumltleri bakımından ırklara goumlre belirlenen

standartlara ulaĢılamadığında iĢletmenin rekabet guumlcuuml ve uumlretimdeki karlılık azalmaktadır

(Kumuk ve ark 1999)

Son yıllarda Tuumlrkiyersquode resmi ve oumlzel kuruluĢlar tarafından ithal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığır sayısında oumlnemli artıĢlar meydana geldiği goumlruumllmektedir Ġthal edilen kuumlltuumlr ırkı

sığırların oumlnemli bir kısmını Esmer ırk oumlzellikle Ġsviccedilre Almanya ve ABD orijinli Esmer

sığırlar teĢkil etmektedir Tuumlrkiyersquoye ithal edilen sığır ırklarının yetiĢtirilmesinde

karĢılaĢılan en buumlyuumlk guumlccedilluumlk ccedilevre Ģartlarına adaptasyon ve hastalıklarla ilgili sorunlardır

Oumlzel kuruluĢlarla yetiĢtiriciler tarafından ithal edilen sığırların adaptasyon ve hastalıklarla

ilgili sorunları ccediloumlzuumlme kavuĢturulmamıĢ sonuccedilta yetiĢtiriciler guumlccedil durumda kalmıĢlardır

Devlet iĢletmelerinin amaccedillarından birisi halka damızlık hayvan temin etmek yerli

ırkların melezleme ile ıslahı ve modern yetiĢtiricilik konusunda halka oumlrnek olması

nedeniyle faaliyet goumlsteren tarım iĢletmelerinin buguumlnkuuml durumlarının incelenmesi ve

eksikliklerinin tespit edilmesi sorunların ccediloumlzuumlmuumlnde kolaylık sağlayacaktır Yine bu

iĢletmelerde yetiĢtirilen sığır ırklarının yetiĢtirme ve verim sonuccedillarının ortaya konulması

bu ırkların verimlilik duumlzeyi hakkında daha guumlvenilir bilgiler elde edilmesine katkıda

bulunulacaktır (Oumlzbeyaz ve Kuumlccediluumlk 1999)

Bu araĢtırmanın amacı Tuumlrkiye suumlt sığırı yetiĢtiriciliğinde modern yetiĢtirme

tekniklerinin uygulanması yanında damızlık hayvan temini bakımından da buguumlne kadar

oumlncuumlluumlk yapmıĢ iĢletmelerden olan Malya Tarım ĠĢletmesirsquonde yetiĢtirilen Esmer ırkın doumll

verim oumlzellikleri bakımından verim seviyeleri yetiĢtiriciliğin eksik ve olumlu youmlnlerini

belirlemek suretiyle bu ırkın boumllgedeki potansiyel verimliliklerini ve yetiĢtirme

durumlarını ortaya koymaktır Ayrıca bazı ccedilevre faktoumlrlerinin doumll verim oumlzellikleri uumlzerine

etkilerini araĢtırmak iĢletmenin doumll verim oumlzelliklerine ait sorunların ccediloumlzuumlmuumlne katkıda

bulunmak ve Esmer ırk sığır yetiĢtiriciliğine ıĢık tutmaktır

Materyal ve Youmlntem

AraĢtırmanın hayvan materyalini Malya Tarım iĢletmesinde yetiĢtirilen Esmer ırkı

inekler oluĢturmuĢtur AraĢtırmada 2000-2007 yıllarına ait toplam 5061 adet doumll verim

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 47

kaydı kullanılmıĢtır AraĢtırmada doumll verim oumlzelliklerinden ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

(ĠDKY guumln) ilkine buzağılama yaĢı (ĠBY guumln) servis periyodu (SP guumln) buzağılama

aralığı (BA guumln) gebelik baĢına tohumlama sayısı (GBTS adet) ilk tohumlamada gebe

kalma oranı (ĠTGKO ) uumlreme etkinliği (UumlE ) ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre (ĠTGS

guumln) ve gebelik suumlresi (GS guumln) incelenmiĢtir

ĠĢletmede 2000-2007 yılları arasında ineklere entansif olarak yarı accedilık serbest

barındırma sistemi uygulanmıĢtır Mısır silajı kaba ve kesif yem karması ineklere

UNIFEED yem roumlmorku ile verilmiĢtir Ġneklere 16 Ham Protein ve 2600 kcal enerji

iccedileren kesif yem yedirilmiĢtir Gebelikler yapay tohumlama ile elde edilmiĢtir

AraĢtırmada kullanılan inekler laktasyon sırası (1 2 3 4 5 ve 6+) buzağılama

mevsimi (ilkbahar yaz sonbahar ve kıĢ) ve yılına (2000 2001 2002 2003 2004 2005

2006 ve 2007) goumlre gruplandırılmıĢtır

İlkine damızlıkta kullanma yaşı Duumlvelerin ilkine damızlıkta kullanma yaĢı

hayvanın geliĢmesinde yaĢam boyu veriminde ve kondisyonunda bir gerilemeye yol

accedilmayacağı en erken yaĢtır Bu da duumlvelerde 15 aylık yaĢ olarak ifade edilmiĢtir (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993)

İlkine buzağılama yaşı Ġneklerin ilk defa doğurduğu yaĢtır Doğal olarak ilk defa

damızlıkta kullanma yaĢına bağlıdır Bir hayvanın hayatının her guumlnuumlne duumlĢen verimin

maksimum olabilmesi iccedilin ilkine buzağılama yaĢ ortalamasının 24 ay olması istenir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993 Can 2002)

Servis periyodu Ġneğin doğurmasından yeniden doumll tutuncaya kadar geccedilen suumlredir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Buzağılama aralığının yaklaĢık 12 ay servis periyodunun ise

yılda bir buzağı elde edilebilmesi ve suumlt veriminin maksimum duumlzeyde olması iccedilin 60-90

guumln arasında olması gerekmektedir Bu nedenle inekler doğumdan sonra goumlzlemlenen ilk

kızgınlık yerine onu izleyen ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır Bu suumlrenin

110-115 guumlnuuml aĢması oumlnemli bir sorun olduğunun bir kanıtıdır (Kaymakccedilı ve ark 1999)

Buzağılama aralığı Birbirini izleyen iki doğum arasındaki suumlredir Suumlt sığırlarında

birbirini izleyen iki doğum arası suumlrenin 12 ay olması istenir (Coleman ve ark 1985 Kaya

ve ark 1998) Ancak uygulamada buna tam olarak ulaĢılamaz Bir suumlruumlde buzağılama

aralığı suumlresinin 13 ayrsquoı geccedilmesi durumunda nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir

(ġekerden ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Bu değerlerden sapmalar suumlt verimini olumsuz youmlnde

etkilemektedir

Gebelik başına tohumlama sayısı Bir suumlruumlde her bir gebelik iccedilin gerekli olan

ortalama tohum sayısı olup ideali 1rsquodir Ancak buna ulaĢmak muumlmkuumln olmaz (ġekerden

ve Oumlzkuumltuumlk 1993) Doğal aĢımda her bir gebelik iccedilin 12-13 tohumlama normal kabul

edilirken yapay tohumlamada her bir gebelik iccedilin maksimum 2 tohumlama normal kabul

edilmektedir Bu değerin 15 civarında olması istenir Bu değerden daha fazla olması iki

buzağılama arası suumlrenin artmasına ve tohumlama masraflarının yuumlkselmesine neden

olmaktadır Bir iĢletmede inek baĢına ortalama tohumlama sayısı o iĢletmedeki uumlreme

guumlcuuml zayıf ve ccedilok sayıda tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından olumsuz

etkilenir (Oumlnenccedil ve Kaya 2002) Gebelik baĢına tohumlama sayısının yuumlksek olması suumlruumlde

doumll tutma problemi yaĢayan ineklerin sayısının fazla olması ya da uygun kızgınlık belirleme

youmlnteminin uygulanmamasından ileri gelmektedir (Yuumlksel ve ark 2000)

Uumlreme etkinliği Bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı doğurabilme yeteneği olarak

tanımlanabilir (Oumlnenccedil 1996) Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine dayanan bir oumllccediluumlttuumlr

Uumlreme etkenliğinin ideal değeri 100rsquoduumlr Fakat hesaplanan değerler hep 100rsquouumln altındadır

Bunun ne oumllccediluumlde gerccedilekleĢtiğini ortaya koymak iccedilin her bir ineğe ait uumlreme etkenliği

hesaplanır Bunların ortalaması da suumlruumlnuumln genel uumlreme durumu hakkında bilgi verir

MS OKYAY Ġ TAPKI

48 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Uumlreme etkinliği iccedilin 75-85 değerler arası uygun sayılmaktadır (Kaya ve ark 1998) Bir

ineğin uumlreme etkenliği aĢağıdaki formuumll yardımıyla hesaplanır

UumlE () 12(100)(N)(Y-ĠDKY+3) (32)

Burada N elde edilen buzağı sayısını Y Ġneğini yaĢını (ay) ĠDKY ineğin ilkine

damızlıkta kullanma yaĢını (ay) ifade etmektedir

İlk tohumlamada gebe kalma oranı () Ġdeal buzağılama aralığı olan 365 guumlne

ulaĢılabilmek iccedilin tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken uygulanması

gerekmektedir Buzağılamadan sonra her ineğin belli bir suumlre dinlenip uumlreme organlarının

yenilenmesine ihtiyacı vardır Normal sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40 guumlnden

sonra baĢarı ile tohumlanabilir Ancak erken tohumlamalarda gebelik oranı duumlĢuumlktuumlr (

40-50 veya daha duumlĢuumlk) Buzağılamadan sonra ilk tohumlamanın 60 guumln civarında

yapılması halinde gebelik oranı normal olarak daha yuumlksektir ( 60-70) (Tuumlmer 2001)

İlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre Buzağılamadan sonra ineğin 60-90 guumlnler arasında

ilk kızgınlığını goumlsterip tohumlandığı suumlreyi ifade etmektedir

Gebelik suumlresi DiĢi sığırın gebe kaldığı tarih ile buzağılama tarihi arasındaki suumlreyi

ifade etmektedir Bu sığırlar iccedilin ortalama 9 ay 10 guumln civarındadır

Buzağılama aralığı servis periyodu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre tohumlama sayısı ve

gebelik suumlresi gibi suumlt ve doumll verim oumlzelliklerinin analizinde aĢağıdaki matematik model

Yijkl = micro + ai + bj + ck + bcjk + eijkl

Yijkl irsquoinci laktasyon sırasındaki jrsquoinci buzağılama mevsimdeki krsquoıncı

buzağılama yılındaki lrsquoinci ineğe ait buzağılama aralığını servis

periyodunu ilk tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi tohumlama sayısını ve

gebelik suumlresini

micro Populasyon ortalamasını

ai irsquoinci laktasyon sırasının etki miktarını (i1hellip6+)

bj jrsquoinci buzağılama mevsiminin etki miktarını (j1hellip4)

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

bcjk j mevsim x kyıl interaksiyonu

eijkl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı ilkine buzağılama yaĢı ve uumlreme

etkinliğinin analizinde ise aĢağıdaki matematik model kullanılmıĢtır

Ykl = micro + ck + ekl

Ykl krsquoıncı verim yılındaki lrsquoinci ineğe ait ilkine damızlıkta kullanma yaĢını

ilkine buzağılama yaĢını ve uumlreme etkenliğini

ck krsquoıncı verim yılının etki miktarını (k1helliphellip8)

micro Populasyon ortalamasını

ekl ġansa bağlı hatayı ifade etmektedir

Doumll verim oumlzelliklerinin laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve buzağılama

yıllarına goumlre varyans analizleri ve ortalamaların hesaplanmasında En Kuumlccediluumlk Kareler

Metodu alt grupların karĢılaĢtırmasında ise Duncan ccediloklu karĢılaĢtırma testi kullanılmıĢtır

(SPSS for Windows release 130)

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 49

Bulgular ve Tartışma

İlkine Damızlıkta Kullanma Yaşı

AraĢtırmada yıllara bağlı olarak ineklere ait ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢı 5197plusmn57 guumln olarak saptanmıĢtır En kuumlccediluumlk ortalama ilkine damızlıkta kullanma

yaĢına 4931plusmn71 guumln ile 2007 yılında ineklerde rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1) Ġlkine damızlıkta

kullanma yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine damızlıkta kullanma yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk Alpan ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccediltan daha yuumlksek ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği sonuca ise yakın duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir Bu

farklılığın suumlruuml idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında

yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Ccedilizelge 1Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Ġlkine Damızlıkta Kullanma YaĢı (ĠDKY) Ġlkine

Buzağılama YaĢı (ĠBY) ve Uumlreme Etkinliği Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki

Değerler

Table 1 Statistical Values of the First Breedin Age (FBA) First Calving Age (FCA) and

Reproductive Efficiency (RE) of Brown Swiss Cows

Ccedilevre faktoumlrleri

Environmental Factors

n

ĠDKY

(guumln)

FBA-g

ĠBY

(guumln)

FCA-g

UumlE

()

RE-

Genel Genaral 486 5197plusmn57 820plusmn74 908plusmn05

Verim yılıYield year

2000 12 5428plusmn133c 8526plusmn185

c 955plusmn26

b

2001 23 5306plusmn64b 8289plusmn86

ab 935plusmn13

ab

2002 42 5313plusmn73b 8308plusmn83

b 952plusmn13

b

2003 47 5256plusmn56ab

8318plusmn77b 927plusmn13

ab

2004 64 5142plusmn51ab

8273plusmn67ab

917plusmn11ab

2005 121 5151plusmn103ab

8160plusmn95ab

895plusmn10a

2006 108 5066plusmn68a 8080plusmn83

ab 870plusmn15

a

2007 69 4931plusmn71a 7854plusmn78

a 889plusmn08

a

Plt001 Plt0001

abc Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir

(Plt005)abcd Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005)

ĠDKYĠlkine damızlıkta kullanma yaĢıFirst breeding age ĠBYĠlkine buzağılama yaĢıFirst

calving ageUumlEUumlreme etkinliğiReproductive efficiency

İlkine Buzağılama Yaşı Ġneklere ait ortalama ilkine buzağılama yaĢı 820plusmn74 guumln olarak hesaplanmıĢtır En

kuumlccediluumlk ilkine buzağılama yaĢına 7854plusmn78 guumln ile 2007 yılında rastlanmıĢtır (Ccedilizelge 1)

Ġlkine buzağılama yaĢı yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir Ġlkine buzağılama yaĢı

bakımından elde edilen araĢtırma sonuccedilları Guumlven ve Eker (1980) Cengiz (1982) Ġnal ve

Alpan (1989a) Alpan ve ark (1993)rsquoin bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından daha yuumlksek

Coleman ve ark (1985) Vanlı ve ark (1993) Kaygısız ve ark (1996) Zuumllkadir ve Boztepe

(2001) Ġnal ve ark (2003) Garcia Peniche ve ark (2005) Oumlzkoumlk ve Uğur (2006) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ve Kopuzlu ve ark (2008)rsquonın bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarından daha duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedilları Thieme ve

Karazeybek (1994)rsquoin bildirdiği sonuccedilla ise benzerlik goumlstermektedir Bu farklılığın suumlruuml

MS OKYAY Ġ TAPKI

50 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

idaresi bakım-besleme Ģartları araĢtırmanın farklı ccedilevre Ģartlarında yuumlruumltuumllmesi ve duumlvenin

genetik yapısından kaynaklanabileceği soumlylenebilir

Uumlreme Etkinliği

Suumlruumldeki ineklere ait ortalama uumlreme etkinliği 908plusmn05 olarak tespit edilmiĢ olup

en duumlĢuumlk uumlreme etkinliği 2007 yılında gerccedilekleĢmiĢtir ( 889plusmn08 Ccedilizelge 1) Uumlreme

etkinliği yıllara bağlı olarak bir azalma goumlstermiĢtir (Plt0001) AraĢtırma sonuccedilları Kaya

ve ark (1998)rsquonın bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisindedir Uumlreme etkinliğinin

verim yılına bağlı olarak azalmasında yaĢlanma ile birlikte uumlreme sisteminde goumlruumllen

deformasyonların etkili olduğu soumlylenebilir

Gebelik Başına Tohumlama Sayısı

Gebelik baĢına tohumlama sayısı bakımından en kuumlccediluumlk kareler ortalaması 177plusmn035

olarak hesaplanmıĢ olup laktasyon sırası ve buzağılama mevsiminin gebelik baĢına

tohumlama sayısı uumlzerine etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve buzağılama mevsiminin etkisi ise

oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır En yuumlksek gebelik baĢına tohumlama sayısı 3

laktasyon sırasında (207plusmn011) kıĢ mevsiminde (193plusmn007) ve 2003 yılında (193plusmn007)

buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Alpan ve Sertalp

(1971)rsquoin bildirdiği sonuccediltan duumlĢuumlk duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve Yalccedilın (1981) ve Alpan

(1994)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise benzerlik goumlstermektedir AraĢtırıcılar Tuumlrkiyersquodeki

gebelik baĢına tohumlama sayısını 15-20 arasında olduğunu ifade etmektedirler Alpan ve

Setalp (1971) Badınga ve ark (1985)rsquoin bildirdiği sonuccedillar ise farklılık arz etmektedir Bu

farklılığın tohumlama teknisyeninden suumlruumlnuumln bakım ve besleme Ģartlarından

kaynaklanabileceği ifade edilebilir

İlk Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre

Ġlk tohumlama iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine laktasyon sırasının buzağılama mevsiminin

ve buzağılama yılının etkisi ccedilok oumlnemli (Plt0001) olarak tespit edilmiĢ olup ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre ortalaman 719plusmn27 guumln olarak hesaplanmıĢtır En yuumlksek ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre 1 laktasyon sırasında (798plusmn311) kıĢ mevsiminde (774plusmn261 guumln) ve 2001

yılında (884plusmn49 guumln) buzağılayan ineklerde saptanmıĢtır (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

Kruif (1975) Moberg (1976) Chavez ve Hagger (1981) Kassel (1981) Hillers ve ark

(1984) ile Ġnal ve Alpan (1989b)rsquoun bildirdiği araĢtırma sonuccedillarıyla uyum iccedilerisinde

Plakthi ve Zayats (1980) Ulusan (1991) ile Vanlı ve ark (1993)rsquouumln bildirdiği sonuccedillarla ise

farklılık goumlstermektedir Plakthi ve Zayats (1980)rsquode yaĢın doğum sonrası ilk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlre uumlzerine bir etkisinin olmadığını ifade etmiĢtir Ulusan (1991) ise ilk

tohumlama iccedilin geccedilen suumlreyi ortalama 69-77 guumln arasında olduğunu belirtmiĢtir

İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı bakımından en kuumlccediluumlk kare ortalaması

618plusmn11 olarak hesaplanmıĢtır Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı uumlzerine laktasyon

sırasının ve buzağılama mevsiminin etkisi oumlnemli (Plt005) buzağılama yılının etkisi ise

istatistiksel olarak oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ġlk tohumlamada gebe kalma oranı 4

laktasyon sırasındaki ( 636plusmn21) ilkbahar mevsiminde ( 644plusmn20) ve 2005 yılında (

633 plusmn 15) buzağılayan ineklerde tespit edilmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları Hansen

ve Hauser (1983) ve Tuumlmer (2001)rsquoin bildirdiği sonuccedillarla uyum iccedilerisindedir Tuumlmer

(2001)rsquode ilk tohumlamada gebe kalma oranının 60-70 arasında olması gerektiğini

vurgulamıĢtır

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 51

Ccedilizelge 2 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Gebelik BaĢına Tohumlama Sayısı (GBTS) Ġlk

Tohumlama iccedilin Geccedilen Suumlre (ĠTGS) Ġlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

(ĠTGKO) Servis Periyodu (SP) Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi

(GS) Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 2 Statistical Values of the Number of insemination per conception (NIPC) First

Insemination Period (FIP) Gestation rate at first insemination (GRFI) Open

Day (OD) Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL) of Brown Swiss

Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental

factors

n

GBTS

(adet)

NIPC-c

ĠTGS

(guumln)

FIP-d

ĠTGKO

()

CRFI

SP

(guumln)

OP-d

Genel

Genaral

712 177plusmn035 719plusmn27 618plusmn11 1038plusmn35

Laktasyon Sırası

Lactation number

1 126 189plusmn010ab

798plusmn385a 601plusmn21

b 1112plusmn459

b

2 118 184plusmn008ab

787plusmn497ab

627plusmn13ab

1159plusmn689ab

3 122 207plusmn011a 745plusmn342

b 631plusmn15

a 1203plusmn596

a

4 130 176plusmn009b 697plusmn195

bc 636plusmn21

a 1098plusmn808

bc

5 122 169plusmn009bc

653plusmn164c 626plusmn08

ab 1004plusmn484

c

6+ 94 159plusmn006c 754plusmn311

b 610plusmn19

ab 1050plusmn513

bc

Buzağılama Mevsimi

Calving season

ĠlkbaharSpring 236 165plusmn006b 681plusmn213

b 644plusmn20

a 960plusmn336

c

YazSummer 211 182plusmn007ab

745plusmn226ab

619plusmn23ab

1135plusmn492ab

SonbaharAutumn 122 170plusmn008ab

684plusmn197b 627plusmn15

ab 1075plusmn447

b

KıĢWinter 143 193plusmn007a 774plusmn261

a 583plusmn19

b 1231plusmn598

a

Buzağılama Yılı

Calving year

OumlD

2000 88 182plusmn007b 704plusmn22

a 584plusmn27 852plusmn61

a

2001 98 164plusmn006a 884plusmn49

c 575plusmn06 848plusmn97

a

2002 101 170plusmn008ab

693plusmn33a 593plusmn17 920plusmn45

ab

2003 94 193plusmn007c 706plusmn33

a 608plusmn14 982plusmn68

ab

2004 87 184plusmn002b 695plusmn16

a 617plusmn13 1136plusmn44

b

2005 105 190plusmn005bc

758plusmn40ab

633plusmn15 1008plusmn56ab

2006 98 186plusmn004bc

776plusmn81b 628plusmn21 1151plusmn68

b

2007 41 192plusmn006c 745plusmn11

ab 632plusmn16 1213plusmn51

c

Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) GBTS Gebelik baĢına

tohumlama sayısıNumber of insemination per conception (NIPC-c) ĠTGS Ġlk tohumlama

iccedilin geccedilen suumlreFirst insemination period (FIP) ĠTGKOĠlk tohumlamada gebe kalma oranı

Conception rate at first insemination (CRFI) SP Servis periyoduOpen day (OD)

Servis Periyodu

Servis periyodu uumlzerine buzağılama mevsiminin ve yılının etkisi istatistiki olarak

ccedilok oumlnemli (Plt0001) ve laktasyon sırasının etkisi ise oumlnemli (Plt005) olarak saptanmıĢtır

Ortalama servis periyodu 1038plusmn35 guumln olarak hesaplanmıĢ olup 3 laktasyon sırasındaki

(1203plusmn596 guumln) kıĢ mevsiminde (1231plusmn598 guumln) ve 2007 yılında (1213plusmn51 guumln)

MS OKYAY Ġ TAPKI

52 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 2) AraĢtırma sonuccedilları

bazı araĢtırma sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte (Alpan 1994 Kaymakccedilı ve ark 1999

Oumlzkoumlk ve Uğur 2006 Ġnci ve ark 2007 Kopuzlu ve ark 2008) bazılarıyla ise farklılık

goumlstermektedir (Zuumllkadir ve Boztepe 2001 Ġnal ve ark 2003) Servis periyodu uumlzerine

laktasyon sırası ve yıl etkilerinin oumlnemli olması suumlt veriminde goumlruumllen artıĢ ile

iliĢkilendirilebilir Artan suumlt verimi ineklerde goumlruumllen kızgınlıkları baskılayabilmekte ya da

Ģiddetini azaltarak tespitini guumlccedilleĢtirmekte ve sonuccedil olarak servis periyodunun uzamasına

neden olabilmektedir Yıllara bağlı olarak suumlruuml bakım ve besleme koĢullarının

iyileĢtirilmesi suumlruuml ortalama suumlt veriminin artırmıĢtır Suumlruumlde yuumlksek verimli hayvan

sayısının artması servis periyodunun uzamasına neden olduğu ileri suumlruumllebilir Diğer

yandan oumlzellikle kıĢ mevsiminde servis periyodunun uzadığı (Plt0001) saptanmıĢtır Bu

etki metabolik stresin yoğun olduğu laktasyon baĢlangıcının besleme accedilısından nispeten

yetersizliklerin yaĢandığı soğuk doumlnemlere rastlamasından ileri geldiği ifade edilebilir

KırĢehir ili kıĢ mevsimini soğuk geccedilirmektedir Ccedilevre sıcaklığında yaĢanan duumlĢuumlĢler

bakım ve besleme koĢullarının ağırlaĢmasına ve uumlreme performansının duumlĢmesine neden

olabilmektedir

Ccedilizelge 3 Ġsviccedilre Esmeri Ġneklerin Buzağılama Aralığı (BA) ve Gebelik Suumlresi (GS)

Oumlzelliklerine Ait Ġstatistiki Değerler

Table 3 Statistical Values of the Calving Interval (CI) and Gestation Length (GL of Brown

Swiss Cows

Ccedilevre Faktoumlrleri

Environmental factors

n

BA (guumln)

CI-d (day)

GS (guumln)

GL-d (day)

GenelGenaral 710 3903plusmn74 2775plusmn24

Laktasyon sırasıLactation number OumlD OumlD

1 310 3798plusmn44 2769plusmn26

2 179 3887plusmn42 2776plusmn26

3 106 3821plusmn40 2777plusmn39

4 66 4010plusmn98 2784plusmn28

5 28 4068plusmn122 2799plusmn43

6+ 21 4109plusmn335 2784plusmn45

Buzağılama mevsimiCalving season OumlD OumlD

ĠlkbaharSpring 232 3864plusmn35 2765plusmn18

YazSummer 196 4030plusmn156 2781plusmn176

SonbaharAutumn 129 3882plusmn57 2791plusmn17

KıĢWinter 153 3956plusmn50 2815plusmn16

Buzağılama yılıCalving year OumlD OumlD

2000 38 4063plusmn145 2783plusmn22

2001 49 3860plusmn113 2795plusmn51

2002 73 3889plusmn91 2780plusmn44

2003 87 4092plusmn348 2775plusmn26

2004 126 3992plusmn62 2768plusmn14

2005 118 3840plusmn32 2792plusmn37

2006 153 3886plusmn25 2778plusmn51

2007 66 3936plusmn59 2783plusmn24 Plt005 Plt001 Plt0001 OumlD Oumlnemli değilnot significant

abcd Aynı suumltundaki farklı harflerle goumlsterilen ortalamalar arasındaki farklar oumlnemlidir abcd

Different letter in columns indicate a significant difference at Plt005) BA Buzağılama

aralığı guumlnCalving interval (CI-d) GS Gebelik suumlresi guumlnGestation length-d

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 53

Buzağılama Aralığı (BA)

Buzağılama aralığı uumlzerine laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının etkisi

oumlnemsiz bulunmuĢtur (Pgt005) Ortalama buzağılama aralığı 3903plusmn74 guumln olarak

hesaplanmıĢ olup 6+ laktasyon sırasındaki (4109plusmn335 guumln) yaz mevsiminde (4030plusmn156

guumln) ve 2003 yılında (4063plusmn145 guumln) buzağılayan ineklerde en yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmiĢtir (Ccedilizelge 3) AraĢtırma sonuccedilları Uludağ (1977) Ġnal ve Alpan (1989b)

Wood (1985) Vanlı ve ark (1993) Zuumllkadir ve Boztepe (2001) Ġnal ve ark (2003) Ccedilakıllı

ve GuumlneĢ (2007) Ġnci ve ark (2007) ile Kopuzlu ve ark (2008)rsquoin bildirdiği araĢtırma

sonuccedillarıyla benzerlik goumlstermekte Everett ve ark (1996) Kaygısız ve ark (1996) ile Hare

ve ark (2006)rsquonın bildirdikler ile de farklılık goumlstermektedir Ġnal ve Alpan (1989b) ve

Thieme ve Karazeybek (1994)rsquouumln bildirdiği araĢtırma sonuccedillarından ise daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢ ve farklılık goumlstermiĢtir (126 141-147 ay)

Buzağılama aralığının 6+ laktasyon sırasındaki ineklerde daha yuumlksek duumlzeyde

gerccedilekleĢmesi suumlt verimine bağlanabilir Buzağılama aralığı uumlzerine suumlt verimi ve

mevsimin etkisi servis periyodunda accedilıklanmıĢtır Buzağılama aralığının 2003 yılında diğer

yıllara goumlre daha uzun olması ise tamamen iĢletmenin bakım ve besleme ile suumlruuml idaresi

Ģartlarıyla ilgili olabileceği soumlylenebilir

Gebelik Suumlresi (GS)

Laktasyon sırası buzağılama mevsimi ve yılının gebelik suumlresi uumlzerine etkisi

oumlnemsiz olarak bulunmuĢtur (Pgt005) Suumlruumlnuumln ortalama gebelik suumlresi ise 2775plusmn24 guumln

olarak hesaplanmıĢtır (Ccedilizelge 3) En uzun gebelik suumlrelerinin 6 ve daha yukarı laktasyon

sırasında (2784plusmn45 guumln) kıĢ mevsiminde (2815plusmn16 guumln) ve 2007 yılında (2783plusmn24

guumln) buzağılayan ineklerde olduğu tespit edilmiĢtir Gebelik suumlresi bakımından elde edilen

araĢtırma sonuccedilları Akkayan ve Ada (1974) tarafından bildirilen sonuccedillardan daha duumlĢuumlk

duumlzeyde gerccedilekleĢmiĢtir AraĢtırma sonuccedillarının literatuumlr bildiriĢinden farklı olarak

gerccedilekleĢmesi boğa faktoumlruuml ile buzağının cinsiyeti gibi genetik faktoumlrler ve tohumlama

mevsimi ineğin yaĢı besleme duumlzeyi gibi ccedilevresel faktoumlrlerle iliĢkili olmasına bağlanabilir

Summary

A Study on Milk Yield and Reproductive Traits of Brown Swiss Cows at Reared

Malya State Farm 2 Reproductive Traits

In this study milk yield traits and repruductive traits of Brown Swiss cows raised

at Malya State Farm were investigated A total of 5061 reproductive traits records within

the period from 2000 to 2007 of Brown Swiss cows raised at the farm were used Average

first breeding age first calving age reproductive efficiency number of insemination per

conception first conception period gestation rate at first conception open day calving

interval gesatation length were found as 5197plusmn57 d 820plusmn74 d 908plusmn05 177plusmn035

719plusmn27 d 618plusmn11 1038plusmn35 d 3903plusmn74 d and 2775plusmn24 d respectively The effects

of lactation number on number of insemination per gestation (Plt001) first conception

period (Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found

significantly without calving interval and gestation length (Pgt005) the effects of calving

season on the number of insemination per gestation (Plt005) first conception period

(Plt001) gestation rate at first conception and open day (Plt005) were found significantly

without calving interval and gestation length the effects of calving year on first breeding

age (Plt005) first calving age (Plt005) reproductive efficiency (Plt001) number of

insemination per gestation (Plt001) first conception period (Plt001) gestation rate at first

MS OKYAY Ġ TAPKI

54 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

conception (Plt005) and open day (Plt005) were found significantly without calving

interval and gestation length (Pgt005) In conclusion data of reproductive traits of Brown

Swiss in reared Malya State Farm herd were determined within reasonable ranges

Key Words Brown Swiss cattle repruductive traits environmental factors

Kaynaklar

Akkayan C H Ada 1974 Ccedilifteler Harası Ġneklerin Gebelik Suumlresi Uumlzerinde AraĢtırmalar

Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Dergisi 21 (3-4) 423-431

Alpan O 1977 Duumlnyada ve Tuumlrkiyersquode Sığır YetiĢtiriciliği Ankara Uumlniversitesi Ziraat

Fakuumlltesi Zootekni Ana Bilim Dalı Ders Notları Ankara

Alpan O 1994 Sığır YetiĢtiriciliği ve Besiciliği 4 Basım ġahin Matbaası Ankara

Alpan O M Sertalp 1971 Orta Anadolursquoda Oumlzel ĠĢletme ġartlarında HolĢtayn ve Esmer

Irk Sığırların Verim Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Lalahan Zootekni

AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 11 (3-4) 29-52

Alpan O H Yosunkaya K Alıccedil 1993 Tuumlrkiyersquoye Ġthal Edilen Esmer HolĢtayn ve

Simental Sığırlar uumlzerinde karĢılaĢtırmalı Bir Adaptasyon CcedilalıĢması Lalahan

Zootekni AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 16 3-17

Anonim 2007 Adrese Dayalı Nuumlfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

Anonim 2011 TC BaĢbakanlık Tuumlrkiye Ġstatistik Kurumu (TUumlĠK)

Onlinehtppwwwtuikgovtr 01062011

Badınga L R J Collıer W W Thatcher C J Wılcox 1985 Effects of Climatic and

Management Factors on Conception Rate of Dairy Cattle in Subtropical Enviroment

Journal of Dairy Science 68 (1) 78-85

Can H 2002 Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumlle Verimi Oumlzelliklerini Etkileyen Bazı

Ccedilevresel Faktoumlrler Uumlzerine Bir AraĢtırma Fırat Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Zootekni Ana Bilim Dalı Doktora Tezi Elazığ

Cengiz F 1982 Malya ve KoccedilaĢ Devlet Uumlretme Ccediliftlikleri KoĢullarında Siyah Alaca ve

Esmer Sığırların CcedileĢitli Oumlzellikleri Bakımından KarĢılaĢtırılması Ankara

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yayınları Ankara

Chavez J C Hagger 1981 Effect of Herd Enviroment and Milk Yield on Various

Fertility Traits in Brown Swiss Animal Breeding Abstracts 49 1895

Coleman D W V Thayne R A Dailey 1985 Factors Performance of Dairy Cows

Journal of Dairy Science 68 (7) 1793-1803

Ccedilakıllı F H GuumlneĢ 2007 Esmer Irkı Sığırların Suumlt Verim Oumlzellikleri ile Ġlgili Bazı

Parametreler Uumlzerinde AraĢtırmalar Ankara Uumlniversitesi Sağlık Bilimleri Enstituumlsuuml

(Doktora Tezi) Ankara

Duru S E Tuncel 2002 KoccedilaĢ Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen Siyah Alaca Sığırların

Suumlt ve Doumll Verimleri Uumlzerine Bir AraĢtırma 1 Suumlt Verim Oumlzellikleri Turkish

Journal of Veterinary and Animal Science 26 97-101

Everett R W D V Armstrong L J Boyd 1996 Genetic Relationship between

Production and Breeding Efficiency Journal of Dairy Science 49 879-886

Garcia Peniche T B B G Cassell R E Pearson I Misztal 2005 Comparisons of

Holsteins with Brown Swiss and Jersey Cows on the Same Farm for Age at First

Calving and First Calving Interval Journal of Dairy Science 88 (2) 790-796

Guumlven Y M Eker 1980 Ankara ġeker Fabrikası Ccediliftliğinde YetiĢtirilen Siyah Alaca ve

Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Doumll Verimi Uumlzerine KarĢılaĢtırmalı AraĢtırmalar

ESMER SIĞIRLARIN DOumlL VERIM OumlZELLIKLERI

MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011 55

Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Diploma Sonrası Yuumlksek Okulu Doktora Tezi

Oumlzetleri Cilt 1 Ankara

Hansen P J E R Hauser 1983 Genotypersquos Environmental Interactions on Reproductive

Traits of Bovine Females III Seasonal Variation in Postpartum Reproduction an

Influenced by Genotype Suckling and Dietary Regimen Journal of Animal Science

56 (6) 1362-1369

Hare E H D Norman J R Wright 2006 Trends in Calving Ages and Calving Intervals

for Dairy Cattle Breeds in the United States Journal of Dairy Science 89365-370

Hillers J K P L Senger R L Darlington W N Fleming 1984 Effect of Production

Season Age of Cow Days Dry and Days in Milk on Conception to First Service in

Large Commercial Dairy Herds Jounal of Dairy Science 67 861-867

Ġnal ġ O Alpan 1989a Konya Harası Esmer Irk Suumlruumlsuumlnde Doumll Verimi Oumlzelliklerine Ait

Genetik Parametreler ve Korelasyonlar Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 36 (3) 758-764

Ġnal ġ O Alpan 1989b Konya Hayvancılık Merkez AraĢtırma Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk

Sığırların Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi

29 (1-4) 1-20

Ġnal ġ M Tilki M Ccedilolak S Uumlmitli 2003 Konya Hayvancılık AraĢtırma

Enstituumlsuumlndeki Esmer Irk Sığırların Doumll Verimi Oumlzellikleri Veteriner Bilimleri

Dergisi 200319(1-2)5-10

Ġnci S A Kaygısız E Efe S BaĢ 2007 Altınova Tarım ĠĢletmesinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırların Suumlt ve Doumll Verim Oumlzellikleri Ankara Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi

Tarım Bilimleri Dergisi 13 (3) 203-212

Kaya A E Yaylak A Oumlnenccedil 1998 Suumlt Sığırcılığında Duumlzenli Uumlreme ve Oumlnemi

Hayvansal Uumlretim Dergisi Sayı 38 8-17

Kaygısız A S BaĢ Ġ GoumlrentaĢ 1996 Esmer Sığırların Altındere Tarım ĠĢletmesi

ġartlarında Adaptasyon ve Verim Oumlzellikleri Tarım Bilimleri Dergisi 2 (2) 21-31

Kaymakccedili M A Oumlnenccedil TaĢkin T 1999 Suumlt Sığırlarında Uumlreme Teknik Buumllten

Bornova Ġzmir

Kassel K F 1981 Study of Fertility in Dairy Cattle with in a Veterinary Practice in the

Lower Allgau Animal Breeding Abstracts 49 5154

Kopuzlu S H Emsen A Oumlzluumltuumlrk A Kuumlccediluumlkoumlzdemir 2008 Esmer ve Siyah Alaca

Sığırların Doğu Anadolu Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml ġartlarında Doumll Verim

Oumlzelikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 48 (1) 13-24

Kruif A D E 1975 An Investigation of the Parameters which Determine the Fertility of

Cattle Population and of Some Factors which Influence These Parameters

Tijdschrift Woor Diergeneeskunde 100 1089-1098

Kumuk T Y AkbaĢ L Tuumlrkmut 1999 Suumlt Sığırcılığında Doumll Verimine ĠliĢkin

Ekonomik Kayıplar ve YetiĢtiricilerin Bilgi ve Teknoloji ihtiyacı Hayvansal

Uumlretim 39-40 1-12

Moberg G P 1976 Effects of Environment and Management Stress on Reproduction in

Dairy Cow Journal of Dairy Science 59 (9) 1618-1624

Oumlnenccedil A 1996 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Ġzlence Tablolarından Yararlanma Olanakları

US Feeds Grains Council Sayı 99

Oumlnenccedil A A Kaya 2002 Suumlt Sığırcılığında Suumlruuml Youmlnetimi Tarımsal AraĢtırma Yayım ve

Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı

Bildirileri 24-26 Nisan Ege Tarımsal AraĢtırma Enstituumlsuuml Muumlduumlrluumlğuuml Yayın No

106 Menemen Ġzmir

MS OKYAY Ġ TAPKI

56 MKU Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 16 (2) 45-56 2011

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk N Ccedilolakoğlu 1996 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Ġneklerinde

Doumll Verim Performansı Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 36 (2)

117

Oumlzbeyaz C M Kuumlccediluumlk 1999 Malya Tarım ĠĢletmesi Esmer Irkı Ġneklerde Suumlt Verim

Oumlzellikleri Lalahan Hayvancılık AraĢtırma Enstituumlsuuml Dergisi 39 (2) 7-16

Oumlzkoumlk H F Uğur 2006 Tuumlrkiyersquonin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Suumlt Verimi Ġlk

Buzağılama YaĢı ve Servis Periyodu Ccedilanakkale Onsekiz Mart Uumlniversitesi Fen

Bilimleri Enstituumlsuuml (Yuumlksek Lisans Tezi) Ccedilanakkale

Plakthi P D A M Zayats 1980 Reproductive Performance of Cows in the Podolian

Region in relation to Age Postpartum Insemination Interval and Season Animal

Breeding Abstracts 48 4612

ġekerden Ouml K Oumlzkuumltuumlk 1993 BuumlyuumlkbaĢ Hayvan YetiĢtirme Ccedilukurova Uumlniversitesi

Ziraat Fakuumlltesi Ders Kitabı No 122 Adana

Thieme O M Karazeybek 1994 Fertility of Exotic Cattle in Central Anatolian Villages

Hayvancılık AraĢtırma Dergisi 4 (1) 39-42

Tuumlmer S 2001 Suumlt Sığırı YetiĢtirmede Doumll Verimi ve Suumlruuml Youmlnetimi Kurs Notları Ccediliğli

Ġzmir

Uludağ N 1977 Ccedilifteler Harası Orijinli Esmer Irk Sığırlarda Suumlt ve Yavru Verimleri Fırat

Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları Elazığ

Ulusan H O K 1991 Elazığ ve Susurluk ġeker Fabrikaları Ccediliftliklerinde YetiĢtirilen

Esmer Sığırlarda Doumll Verim Performansı Ankara Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi

Dergisi 37 (3) 748-774

Wood PDP 1985 Importance of the Calving Interval to Milk Yield in the Following

Lactation of British Friesian cows Journal of Dairy Research 52 1-8

Vanlı Y M K Oumlzsoy S BaĢ 1993 Popuumllasyon ve Biyometrik Genetik Yuumlzuumlncuuml Yıl

Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Yardımcı Ders Kitapları Yayın No 4 Van

Yalccedilın B C 1981 Genel Zootekni Ġstanbul Uumlniversitesi Veteriner Fakuumlltesi Yayınları

No 1 Ġstanbul

Yuumlksel AN Ġ Soysal Ġ Kocaman SĠ Soysal 2000 Suumlt Sığırcılığı Temel Kitabı

Hasad Yayıncılık Ltd Kadıkoumly Ġstanbul

Zuumllkadir U S Boztepe 2001 Konuklar Tarım iĢletmesinde YetiĢtirilen Esmer Sığırların

Bazı Verim Oumlzelliklerinin Fenotipik ve Genetik Parametreleri I Fenotipik

Parametreler Selccediluk Uumlniversitesi Ziraat Fakuumlltesi Dergisi 15(27) 1-10

Page 11: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 12: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 13: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 14: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 15: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 16: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 17: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 18: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 19: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 20: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 21: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 22: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 23: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 24: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 25: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 26: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 27: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 28: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 29: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 30: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 31: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 32: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 33: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 34: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 35: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 36: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 37: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 38: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 39: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 40: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 41: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 42: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 43: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 44: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 45: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 46: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 47: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 48: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 49: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 50: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 51: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 52: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 53: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 54: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 55: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 56: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 57: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 58: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number:
Page 59: Mustafa Kemal Üniversitesi · 2016. 6. 7. · Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Agricultural Faculty, MKU ISSN 1300-9362 Cilt/Volume: 16, Sayı/Number: