monera alemİ

106
1 CANLILAR VİRÜSLER MONERA PROTİSTA MANTARLAR BİTKİLER HAYVANLAR i b r c g l

Upload: lam

Post on 14-Jan-2016

73 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

MONERA ALEMİ. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: MONERA ALEMİ

1

CANLILAR

VİRÜSLER MONERA PROTİSTA MANTARLAR BİTKİLER HAYVANLAR

ibrcg

l

Page 2: MONERA ALEMİ

MONERA ALEMİ Canlı organizmaların en küçükleri ve yapısal

organizasyon bakımından en basit olanları bu alemde yer alır. Virüsler, bu alemde incelenen ve hücresel yapıda olmayan organizmalardır. Bakteriler ve mavi-yeşil algler ise en küçük hücreler olup, prokaryot (basit çekirdekli) özellikte olmalarından dolayı bu aleme konulmuştur.

2

ibrcg

l

Page 3: MONERA ALEMİ

1. BAKTERİLER Çekirdekleri ve zarla çevrili organelleri

bulunmadığı için “prokaryot” hücre yapısındadırlar. Klorofil ve oksijenli solunum enzimleri gibi moleküller hücre zarından sitoplazmaya uzanan kıvrımlar üzerinde veya sitoplazmada serbest olarak bulunur.

3

ibrcg

l

Page 4: MONERA ALEMİ

1. BAKTERİLER

4

ibrcg

l

Page 5: MONERA ALEMİ

1. BAKTERİLER DNA molekülü bir tane olup, etrafında zar

yoktur. Bazı bakterilerde normal DNA dan çok daha küçük yapılarda vardır.

Üremeyle ilgisi olmayan bu yapılara plazmitler denir. Plazmitler antibiyotik ve diğer bazı kimyasal maddelere karşı kazanılan direncin diğer hücrelere taşınmasını sağlar.

5

ibrcg

l

Page 6: MONERA ALEMİ

1. BAKTERİLER Bütün bakteri hücrelerinde, zar, çeper,

ribozom, DNA, RNA ve çeşitli enzim sistemleri bulunur. Bazı türlerde bu yapılara ek olarak bazı özel görevli oluşumlar bulunabilir.

Hücre zarının sitoplazmaya doğru kıvrımlaşmasıyla oluşan mezozomlar, oksijenli solunum enzimlerini bulundurur. Mitokondrinin işlevini gerçekleştirir. Aynı şekilde oluşmuş tilakoit zarı üzerinde ise klorofil molekülleri bulunur ve kloroplastın işlevini üstlenir.

6

ibrcg

l

Page 7: MONERA ALEMİ

1. BAKTERİLER Hücre zarından dışarıya doğru uzanan sil ve

kamçı şeklindeki tüpçükler ise, hareketi ve korunmayı sağlar. Çok az türde, üçüncü bir hücre örtüsü vardır. Kapsül denilen bu yapı olumsuz şartlara dayanma gücünü artırır. Bunun için, kapsüllü bakteriler genellikle patojen (hastalık yapıcı) özelliktedir.

Bakterilerdeki hücre çeperi, protein, yağ ve karbonhidrattan yapılmış olup, selüloz içermez. Bakteriye şekil verir ve onu korur.

7

ibrcg

l

Page 8: MONERA ALEMİ

1. BAKTERİLER Ribozomları çok sayıda olup, ökaryot

hücrelerdekinden daha küçüktür. Bakterilerin Gruplandırılması Mikroskoplarla incelenen bakteriler, değişik

özellikleri bakımından araştırılmış ve dört özelliğe göre gruplandırılmıştır.

8

ibrcg

l

Page 9: MONERA ALEMİ

Gram boyasıyla boyanarak, mikroskopta mavi-mor renkli görünenlere gram pozitif bakteriler denir. Gram negatifler ise, bu boyayla boyanmazlar. Bu farklılık çeper yapılarının özelliğinden kaynaklanır.

9

ibrcg

l

Page 10: MONERA ALEMİ

B. BAKTERİLERİN SOLUNUMLARI Bazı bakteriler sadece fermantasyon

(anaerobik solunum) yapabilirler, ancak oksijenli ortamlarda gelişemezler. Bunlara zorunlu anaerob denir.

Bazı bakteriler ise sadece oksijenli ortamlarda gelişebilirler. Bunlara zorunlu aerob denir. Bakterilerin bir kısmı ise geçici aerob veya geçici anaerob olup, gerektiğinde her iki solunumu da yapabilirler. Böyle bakterilere “fakültatif” bakteriler denir.

10

ibrcg

l

Page 11: MONERA ALEMİ

C. BAKTERİLERİN BESLENMESİ

Bakterilerin az sayıda türü ototrof olarak beslenir. Kendileri için gerekli organik besinleri inorganik bileşiklerden sentezlerler. Bunların bir kısmı klorofilli olup ışık enerjisini kullanırlar. (Fotosentetik bakteriler). Bir kısmı ise klorofilsiz olup, inorganik bileşikleri oksitlemekle kazandıkları kimyasal enerjiyi kullanır (kemosentetik bakteriler).

11

ibrcg

l

Page 12: MONERA ALEMİ

C. BAKTERİLERİN BESLENMESİ

Bakterilerin çoğunluğu heterotrof olarak beslenir. Gerekli olan glikoz, amino asit, vitamin gibi organik maddeleri dışarıdan hazır almak zorundadırlar.

Bunların çoğu çürükçül(saprofit) olup, organik artıkları ayrıştırarak beslenir. Bu olay sayesinde doğadaki madde döngüsüne katkı yaparlar.

Bir kısım bakteri ise, diğer canlılar üzerinde parazit yaşayarak beslenir.

12

ibrcg

l

Page 13: MONERA ALEMİ

D. BAKTERİLERDE ÜREME

Bütün bakteriler bölünerek çok hızlı çoğalabilirler.

13

ibrcg

l

Page 14: MONERA ALEMİ

D. BAKTERİLERDE ÜREME

Bakterilerde, zarlı bir çekirdek olmadığından ve kromozom sadece bir tane olduğundan bölünme tam bir mitoz değildir. Bu tür hücre bölünmesine gizli mitoz denir.

14

ibrcg

l

Page 15: MONERA ALEMİ

D. BAKTERİLERDE ÜREME

Bazı bakteri türleri, bölünerek (eşeysiz) üremenin yanında eşeyli üremeyi de gerçekleştirebilirler. Bu üremede gamet oluşumu ve döllenme görülmez.

Kalıtsal yapısı farklı iki hücre aralarında bir köprü oluşturarak gen aktarımı yaparlar. Sonuçta her iki atadan da farklı bir hücre (rekombinant bakteri) oluşur. Bu çeşit üremeye konjugasyon (kavuşma) denir. Konjugasyon sonucunda kalıtsal çeşitlilik sağlanır.

15

ibrcg

l

Page 16: MONERA ALEMİ

D. BAKTERİLERDE ÜREME

Bazı bakteriler olumsuz ortam şartlarını endospor oluşturarak atlatırlar. Bakteri parçalansa ve ölse bile, endospor ortam şartlarına dayanır. Şartlar normalleştiğinde gelişen endospor normal bakteriyi oluşturur. 16

ibrcg

l

Page 17: MONERA ALEMİ

D. BAKTERİLERDE ÜREME

Endosporlar bakteriye göre, daha küçük, az sitoplazmalı, kalın çeperli ve metabolizması çok yavaştır. Bazı sporlar 120 °C de 15 dakika kalırsa ancak ölebilmektedir. 17

ibrcg

l

Page 18: MONERA ALEMİ

2. MAVİ – YEŞİL ALGLER

Hücre yapısı bakımından bakterilere çok benzerler. Zarlı çekirdekleri ve zarlı organelleri yoktur. Hepsinde sitoplazmaya dağılmış klorofil pigmentleri vardır. Fotosentetik bakterilerden farkları, sitoplazmalarında fikosiyanin denilen mavi renk maddesi içermeleridir. Genellikle denizlerde, tatlı sularda verimli topraklarda yaşarlar. Hepsi fotosentetik olup, suyu ayrıştırdıkları için ortama oksijen verirler.

18

ibrcg

l

Page 19: MONERA ALEMİ

2. MAVİ – YEŞİL ALGLER

Çoğu, havanın serbest azotunu bağlayarak toprakta azotlu bileşiklerin artmasını sağlarlar. Bunun için bitki gelişmesine yardımcı olurlar. Bölünerek ve sporlarla çoğalırlar. Tek tek veya koloni halinde yaşarlar. 19

ibrcg

l

Page 20: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Canlı olarak kabul edildiklerinden, “en küçük organizmalar” olarak adlandırılabilirler. Ancak elektron mikroskobuyla görülebilirler.

20

ibrcg

l

Page 21: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Virüsler; çoğalabilirler, kendilerine özgü nükleik asit içerirler, özel bir protein kılıfa sahiptirler ve içine girecekleri hücrenin zarını eritecek enzimlere sahiptirler. Bu özellikleri onları cansızlardan ayırır. Hücresel yapıda olmamaları, enzim sistemlerinin bulunmaması, sitoplazmalarının olmaması, organellerinin yokluğu ve dış ortamda kristal halde bulunmaları ise virüsleri diğer canlılardan ayıran özelliklerdendir. Özellikle kristal halde bulunmak cansızların özelliğidir.

21

ibrcg

l

Page 22: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Virüsler ancak konak hücre içinde aktivite gösterebilirler. Bunun için “zorunlu hücre içi parazitleri” denir. Kendilerini çoğaltmak için konak hücrenin maddelerini harcarlar ve onun enzimlerini kullanırlar.

22

ibrcg

l

Page 23: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Virüsler DNA veya RNA dan yalnız birisine sahiptirler. Bu kalıtsal yapıya genom denir.

Bazıları bitki hücrelerinde, bazıları hayvansal hücrelerde, bazıları ise bakterilerde çoğalabilirler.

23

ibrcg

l

Page 24: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Bakteriyofajlar ve hayvansal virüslerin çoğu “DNA virüsleri” adını alır. Bitkisel virüsler ve bazı hayvansal virüslere ise, “RNA virüsleri” denir.

24

ibrcg

l

Page 25: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Virüsler, hacim olarak büyümezler ve bölünerek çoğalmazlar. Enzim sistemleri olmadığı için solunum, protein sentezi, beslenme, boşaltım gibi hayatsal olayların hiçbirini gerçekleştiremezler.

25

ibrcg

l

Page 26: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLILAR VİRÜSLER

Virüsler girdikleri hücrede yönetimi ele geçirirler ve hücrenin materyallerini kullanarak kendilerini çoğaltırlar. Sonuçta hücrenin parçalanmasına (lizis) neden olurlar.

26

ibrcg

l

Page 27: MONERA ALEMİ

3. HÜCRESEL OLMAYAN CANLİLAR VİRÜSLER

Bazı virüsler girdiği hücreyi öldürmez, ancak onun hızlı ve düzensiz olarak bölünmesine neden olur. Böylece kanserleşme ortaya çıkar.

Bir virüs tarafından enfekte olmuş hücre ve doku bazı savunma maddeleri üretir. İnterferon denilen bu maddeler yeni bir virüs enfeksiyonunu engeller.27

ibrcg

l

Page 28: MONERA ALEMİ

28

PROTİSTA

PROTOZOA ALGLER CIVIK MANTARLAR

KAMÇILILAR

KÖKAYAKLILAR

SPORLULAR

SİLLİLER

ibrcg

l

Page 29: MONERA ALEMİ

PROTİSTA ALEMİ

Bu alemin üyeleri, ökaryot yapılı bir hücrelilerdir. Nemli topraklardan, diğer canlıların vücutlarına, küçük su birikintilerinden okyanuslara kadar çok geniş ortamlara yayılmıştır. Tatlı sularda yaşayanlarında kontraktil kofullar bulunur.

29

ibrcg

l

Page 30: MONERA ALEMİ

1. PROTOZOA (HAYVANSAL PROTİSTLER)

Protista aleminin, daha çok hayvansal özellikteki türleri kapsar. Hepsi bir hücrelidir.

30

ibrcg

l

Page 31: MONERA ALEMİ

A. SİLLİLER (KİRPİKLİLER)

Hareketi sağlayan yapı, hücre yüzeyini kaplamış olan sillerdir. Hücre zarı kalınlaşıp sertleşerek pelikula adını alır. Hepsi heterotroftur. Besinlerini pinositoz ve difüzyonla alırlar. Bölünerek eşeysiz üreyebildikleri gibi, birçok türü konjugasyonla eşeyli üremeyi de gerçekleştirir. En gelişmiş ve tanınmış örneği Paramesyum (terliksi hayvan) dur.

31

ibrcg

l

Page 32: MONERA ALEMİ

A. SİLLİLER (KİRPİKLİLER) Paramesyum da iki çekirdek bulunmakta olup,

küçüğü üremeyi, büyüğü beslenme ve metabolizmayı düzenler.

32

ibrcg

l

Page 33: MONERA ALEMİ

B. KAMÇİLİLAR Hareketi sağlayan yapıları kamçılarıdır. Hücreleri

çepersizdir. Bazıları kloroplastlı olup fotosentez yaparlar. Örnek; Öglena. Ancak, bunlar karanlıkta kaldıklarında heterotrof olarak beslenirler.

Öglenada ışığı karşı duyarlı göz noktası bulunur. Depo maddesi nişastaya çok benzer. Bazı kamçılılar insanda ve hayvanlarda parazit olup, bazı hastalıklara neden olur. Örnek : Tripanosoma adlı çeşidi, kan emici bir sinekle insana taşınır ve uyku hastalığına neden olur.

33

ibrcg

l

Page 34: MONERA ALEMİ

C. KÖK AYAKLİLAR Belirgin bir hücre şekilleri yoktur. Hücre

zarının uzantılarıyla geçici (yalancı) ayaklar oluştururlar. Bunlar, hem hareketi hem de besin almayı (fagositozu) sağlar. En tanınmış örnek amiptir. Amip’lerin bazıları insanda parazit yaşayarak amipli dizanteriye neden olur. Bazıları ise ağız boşluğunda ve kalın bağırsakta zararsız (kommensal) olarak yaşar. Sularda yaşayan bazıları ise kabuk oluşturur.

34

ibrcg

l

Page 35: MONERA ALEMİ

D. SPORLULAR Hepsi insanda, omurgalı ve omurgasız

hayvanlarda parazit olarak yaşar. Hücre yapıları diğer protistlerden daha küçük ve daha basittir. Besinlerini sindirilmiş olarak alırlar. Spor oluşturarak çok hızlı üremeyi sağladıkları gibi; zaman zaman gamet oluşturarak eşeyli üremeyi de sağlarlar. Hareket organelleri ve kontraktil kofulları yoktur. Örnek: Plazmodyum malaria türü insanda sıtmaya neden olur. Anofel türü sivrisineklerle taşınır.

35

ibrcg

l

Page 36: MONERA ALEMİ

2. CİVİK MANTARLAR

Hücre çeperlerinin olmaması yönüyle gerçek mantarlardan (Fungi aleminden) ayrılırlar. Belirgin bir hücre şekilleri olmayıp, amipler gibi hareket ederler.

Hepsi çok çekirdeklidirler. Çoğu zaman koloniler oluştururlar.

36

ibrcg

l

Page 37: MONERA ALEMİ

2. CİVİK MANTARLAR

Nemli ortamlarda yaşar ve saprofit olarak beslenirler. Sporla ürerler. Sporları sert bir çeperle örtülüdür. Bazı türleri diğer canlılarda parazittir. Depo karbonhidratları glikojendir.

37

ibrcg

l

Page 38: MONERA ALEMİ

3. BİR HÜCRELİ ALGLER Hepsi çeperli, kloroplastlı ve fotosentetiktir. Depo

karbonhidratları nişastadır. Sularda, ıslak ve nemli yerlerde yaşarlar. Çoğu kamçılı

olup, yer değiştirebilir. Bazıları kolonileri meydana getirirler. Örnek: volvox, pandorina, vs.

38

ibrcg

l

Page 39: MONERA ALEMİ

39

MANTARLAR

KÜFMANTARLARI

MAYAMANTARLARI

ŞAPKALIMANTARLAR

ibrcg

l

Page 40: MONERA ALEMİ

MANTARLAR (FUNGİ) ALEMİ Hücreleri çeperli olduğu için, gerçek

mantarlar diye de adlandırılır. Hepsi ökaryot hücrelidirler. Genellikle çok hücreli olarak yaşayan, klorofil içermedikleri için hazır besin tüketen canlılardır. Depo karbonhidratları glikojendir. Bazıları çok çekirdeklidir.

40

ibrcg

l

Page 41: MONERA ALEMİ

Spor oluşturarak eşeysiz üremeyi sağladıkları gibi, çoğu eşeyli üremeyi de gerçekleştirir. Bazıları ise tomurcuklanır (mayalar). Köksüleriyle (rizoit) kendilerini bir yere bağladıklarından yer değiştiremezler. Bir çoğu bitkilerde ve hayvanlarda parazit yaşayarak hastalıklara neden olur. Genel beslenme biçimleri saprofitliktir. Bu sayede organik artıkların parçalanmasına ve madde döngüsüne katkı yaparlar. Mantarlar; küfler, mayalar, paslar ve şapkalı mantarlar olarak gruplandırılabilir. 41

ibrcg

l

Page 42: MONERA ALEMİ

42

HAYVANLAR

OMURGASIZLAR OMURGALILAR

OMURGASIZLAR

SÜNGERLER SÖLENTERELER SOLUCANLAR YUMUŞAKÇALAR EKLEMBACKLILAR DERİSİDİKENLİLER

OMURGALILAR

İLKELOMURGALILAR

GELİŞMİŞOMURGALILAR

BALIKLAR KURBAĞALAR

SÜRÜNGENLER KUŞLAR

MEMELİLER

ibrcg

l

Page 43: MONERA ALEMİ

HAYVANLAR ALEMİ Hepsi çok hücrelidir. Çok azı mikroskobik

(tenyalar, su pireleri), çoğu ise makroskobiktir. Hepsi heterotrof olarak beslenir. Hücrelerinde çeper ve plastitler yoktur. Sentrozomları bulunmakta olup, depo karbonhidratları glikojendir.

43

ibrcg

l

Page 44: MONERA ALEMİ

Çoğunlukla, bir yere bağlı olmadıklarından ve kasları bulunduğundan yer değiştirebilirler. Süngerler hariç tutulursa, hepsinin sinir sistemi vardır. Çoğu ayrı eşeyli olarak ürer. Eşeysiz üreme yapabilen türleri azınlıktadır.

44

ibrcg

l

Page 45: MONERA ALEMİ

OMURGALİ HAYVANLAR

Baştan (merkezi sinir sisteminden) çıkan sinirler vücuda sırt tarafından ve omurga iskeleti içinden dağılır. Dolaşımları kapalıdır. Kandaki oksijen bağlayıcı pigmentler alyuvarlarda bulunur. Duyu organları gelişmiş yapıdadır. Amfiyoksüs gibi ilkel kordalılarda kıkırdak veya kemik bulunmaz. Hepsi ayrı eşeylidir.

45

ibrcg

l

Page 46: MONERA ALEMİ

A. BALİKLAR

Solungaç solunumu yaparlar. Üyeleri yüzgeç şeklindedir. Denizlerde ve tatlı sularda yaşar, dış döllenme ve gelişme yaparlar. Vücutları zaman zaman dökülebilen pullarla örtülüdür. Değişken ısılı (soğuk kanlı) hayvanlardır.

Bazılarının iskeleti sadece kıkırdaktan oluşur (köpek balıkları gibi). Çoğunluğu kemikli balıklara ait türler oluşturur.

46

ibrcg

l

Page 47: MONERA ALEMİ

Kıkırdaklı ve Kemikli Balık Örnekleri 47

ibrcg

l

Page 48: MONERA ALEMİ

B. AMFİBİLER (KURBAĞALAR)

Dış döllenme ve gelişme yaptıklarından suya bağımlıdırlar. Bazılarının erginleri karalarda da yaşayabilirler. Bunun için bu gruba amfibi (iki yaşayışlılar) denir.

48

ibrcg

l

Page 49: MONERA ALEMİ

B. AMFİBİLER (KURBAĞALAR)

Değişken ısılıdırlar. Başkalaşım (metamorfoz) geçirirler. Larva evresinde balıklar gibi yaşarlar. Ergin evrede kuyruklu olanlarına semender denir.

49

ibrcg

l

Page 50: MONERA ALEMİ

C. SÜRÜNGENLER

Solunum organları akciğerlerdir. İç döllenme ve dış gelişme yaparlar. Derileri kuru ve pulludur. Pullar kaynaşmış olup, dökülmezler.

Vücut ısıları değişkendir. Sıcak ve kurak ortamları severler. Yılanlar, kertenkeleler, timsahlar ve kaplumbağalar olmak üzere dört takıma ayrılırlar.

50

ibrcg

l

Page 51: MONERA ALEMİ

C. SÜRÜNGENLER

51Sürüngenler Sınıfının Yaşayan Takımları

ibrcg

l

Page 52: MONERA ALEMİ

D. KUŞLAR

Sıcak kanlı (sabit ısılı) hayvanlardır. Üremeleri ve gelişmeleri sürüngenler gibidir. Vücutları tüylerle örtülüdür ve deride yağ bezleri vardır. Dişleri yoktur.

52

ibrcg

l

Page 53: MONERA ALEMİ

Akciğerlerinde büyük hava keseleri bulunur. Gaga ve pençe gibi yapıları yaşadıkları ortama ve beslenme biçimine uyumludur. Kivi, ördek, tavuk, pelikan ve şekilde gösterilenler değişik örneklerdendir. 53

ibrcg

l

Page 54: MONERA ALEMİ

E. MEMELİLER

Kuşlar gibi sabit ısılıdırlar. Vücut kıllarla örtülüdür. Deride yağ ve ter bezleri vardır. Dişleri gelişmiştir. Yavrularını sütle beslerler. İç döllenme ve iç gelişme yaparlar. Çoğu doğurur. Soluk alıp vermede etkili, kaslı bir diyaframları ve kulak kepçeleri vardır.

54

ibrcg

l

Page 55: MONERA ALEMİ

E. MEMELİLER

Çoğunda olgunlaşmış alyuvarlar çekirdeksizdir. Balina, yunus, fok, deve, zürafa, koyun, tavşan, fare, sığır ve daha bir çok cins plasentalı memeliler grubundandır. Kanguru ve koala gibi cinsler keseli memeliler grubuna girer. En az türü bulunan memeli grubu ise, gagalı memelilerdir. Örnek; Ornitorenk (Platipus).

55

ibrcg

l

Page 56: MONERA ALEMİ

56

BİTKİLER

ÇİÇEKSİZBİTKİLER

ÇİÇEKLİBİTKİLER

DAMARSIZBİTKİLER

DAMARLILAR

AÇIK TOHUMLULAR

KAPALI TOHUMLULAR

TEKÇENEKLİLER

ÇİFT ÇENEKLİLER

ibrcg

l

Page 57: MONERA ALEMİ

BİTKİLER ALEMİ Hepsi çok hücreli, hücre yapıları ise

ökaryottur. Hücreleri çeperli, çeperin esas maddesi ise selülozdur. Klorofil molekülleri kloroplastlar içinde kümelenmiştir. Kloroplasttan başka, kromoplast ve lökoplast gibi renk pigmentleri de vardır. Depo karbonhidratları nişastadır.

57

ibrcg

l

Page 58: MONERA ALEMİ

BİTKİLER ALEMİ

58

Yeşil bitkilerin hepsi ototrof olup, ışık enerjisini kimyasal enerjiye çevirirler. Çoğunluğu toprağa bağlı olduğundan yer değiştiremezler.

ibrcg

l

Page 59: MONERA ALEMİ

1. SPORLU (ÇİÇEKSİZ) BİTKİLER

Üreme ve gelişmelerinde çiçek ve tohum oluşturamazlar. Spor oluşturarak eşeysiz üremeyi, gamet oluşturarak eşeyli üremeyi gerçekleştirirler. Bu iki üreme çeşidi birbirinin devamı şeklindedir ve olaya döl almaşı denir. Üreme bakımından suya bağımlıdırlar. İletim demetlerinin (damarların) bulunup, bulunmamasına göre iki gruba ayrılırlar.

59

ibrcg

l

Page 60: MONERA ALEMİ

A. DAMARSİZ SPORLU BİTKİLER

Yaprak, kök ve gövdeleri yoktur veya çok basittir. Çok hücreli “algler (yeşil su yosunları)” bu grubun en basit yapılı üyeleridir. Bunlar denizlerde, tatlı sularda ve nemli yerlerde yaşayabilirler.

60

ibrcg

l

Page 61: MONERA ALEMİ

B. DAMARLİ SPORLU BİTKİLER

Vücut yapısı bakımından daha gelişmiş olduklarından ve karalarda yaşamaya uyum sağladıklarından, madde taşınmasına ihtiyaçları vardır. Bunu damarlarla gerçekleştirirler.

61

ibrcg

l

Page 62: MONERA ALEMİ

B. DAMARLİ SPORLU BİTKİLER Kök, gövde ve yaprakları bulunmakta, ancak

tohumlu bitkilerden biraz daha basittir. En önemli grupları, eğreltiler, at kuyrukları ve kibrit otlarıdır.

62

ibrcg

l

Page 63: MONERA ALEMİ

2. TOHUMLU (ÇİÇEKLİ) BİTKİLER

Hepsi damarlı olup, kök, gövde ve yaprakları gelişmiştir. Üreme hücreleri (polen, yumurta) çiçeklerde oluşur. Eşeyli üremelerini tohum oluşturarak gerçekleştirirler. Doku ve organları iyi gelişmiş olup, kök, gövde ve yaprakları belirgindir. Tohumun meyve tarafından örtülüp, örtülmemesine göre iki alt bölüme ayrılır.

63

ibrcg

l

Page 64: MONERA ALEMİ

A. AÇİK TOHUMLU (KOZALAKLİ) BİTKİLER

Tohumlarındaki çenek sayısı çok değişken olup, tohumları örten bir meyve veya örtü yoktur. Bu grubun bitkileri, genellikle iğne yapraklı veya pul yapraklı olup, hepsi çok yıllık çalı ve ağaçlardır.

64

ibrcg

l

Page 65: MONERA ALEMİ

Hemen hepsi kışın yaprığını dökmez ve düzenli kambiyum halkaları sayesinde enine kalınlaşma gösterirler. En önemli cinsleri; çam, sedir, köknar, mazı, ardıç, servi, ladin, porsuk, sikas ve ginkgo olarak sıralanabilir.

65

ibrcg

l

Page 66: MONERA ALEMİ

B. KAPALİ TOHUMLU BİTKİLER

Tohumlar meyve tarafından örtülmüştür. Çiçeklerinde çanak ve taç yapraklar da vardır. Meyve tohumun yayılmasına yardımcı olur. Tohumlardaki çenek sayısına göre iki alt gruba ayrılır.

66

ibrcg

l

Page 67: MONERA ALEMİ

Tek Çenekliler: Tohumda bir tane çenek vardır. Damarlanma genellikle paralel tiptedir. Çoğu tek yıllık otsu bitki, çok azı (palmiye ve muz gibi) ise çok yıllık bitkilerdir. En önemli örnekler; zambak, soğan, lale, tahılgiller, muz, palmiye, kuşkonmaz ve orkide olarak sıralanabilir.

67

ibrcg

l

Page 68: MONERA ALEMİ

Çift Çenekliler : Tohumlarında iki tane çenek bulunur. Yapraklar çok değişken şekilli ve ağsı damarlıdır. Kökler çoğunda kazık tiptedir. Otsu türlerde basit kambiyum, odunsu ve çok yıllık olanlarında ise gelişmiş kambiyum halkaları vardır. Enine kalınlaşma görülür ve iletim demetleri düzenli dizilmiştir.

68

ibrcg

l

Page 69: MONERA ALEMİ

ÇİFT ÇENEKLİLER

Erkek ve dişi organlar, genellikle aynı çiçekte bulunmakta olup, bazı gruplarda farklı çiçeklerde bulunabilir. Etrafımızda gördüğümüz otsu ve odunsu bitkilerin çoğu bu gruptandır. Kabakgiller, baklagiller, toplu çiçekliler, turpgiller, gülgiller en önemli familyalardır.

69

ibrcg

l

Page 70: MONERA ALEMİ

SORU Canlıların bilimsel olarak adlandırılmasında

kullanılan yönteme göre; I. Capra domesticus II. Felis domesticus III. Canis lupus IV. Felis leo olarak adlandırılan canlıların cins ve tür

adlarına bakarak, hangilerinin birbirleriyle diğerlerinden daha yakın akraba olduğu düşünülebilir?

A) I ve II               B) I ve III               C) II ve III             D) II ve IV               E) III ve IV

Cevap D70

ibrcg

l

Page 71: MONERA ALEMİ

EKOLOJİ DUNYA ORTAMİ CANLİLAR

Yaşam alanlarının tamamı ve içinde yaşayan canlıların oluşturduğu yapıya Biyosfer ya da Ekosfer denir. Bir bireyin veya türün doğal olarak yaşayıp, üreyerek, gelişebildiği yere habitat denir. Kısaca ”canlının adresi” denebilir.

Biyosferi oluşturan birimlerin sırası; “birey, populasyon, kommunite, ekosistem” şeklindedir.

71

ibrcg

l

Page 72: MONERA ALEMİ

EKOLOJİ DUNYA ORTAMİ CANLİLAR

Kommünite: Bir habitata yerleşmiş populasyonlar topluluğuna kommünite adı verilir. Kommünitede çok sayıda tür bulunur.

Ekosistem: Kommünitenin, cansız ortamıyla oluşturduğu birliğe ekosistem denir. Ekosistemler, tabiatın küçültülmüş birimleridir.

72

ibrcg

l

Page 73: MONERA ALEMİ

A. POPULASYONLAR

Bir türün, doğanın belli bir bölgesine yerleşmiş bireylerinin topluluğuna populasyon denir.

Bir türe ait bireyler farklı bölgelerde farklı populasyonlar meydana getirebilir.

73

ibrcg

l

Page 74: MONERA ALEMİ

1. POPULASYONLARİN ÖZELLİKLERİ

Populasyonlar bulundukları ortamın şartlarından etkilenerek büyüyüp, küçülebilir ve zamanla değişikliğe uğrayabilir. Populasyondaki bireylerin sayısı iç ve dış faktörlerin etkisiyle değişebilir. Doğumlar ve iç göçler birey sayısını artırırken, ölümler ve dış göçler birey sayısını azaltır.

74

ibrcg

l

Page 75: MONERA ALEMİ

1. POPULASYONLARIN ÖZELLİKLERİ

Yukarıdaki formülde populasyon büyüklüğündeki değişme pozitif (+) ise populasyon büyüyerek gelişmekte, negatif (-) ise populasyon gerilemekte ve küçülmektedir.

Bir populasyona birim zamanda katılan fert sayısı populasyonun doğum oranını, ayrılan fert sayısı populasyonun ölüm oranını verir.

75

ibrcg

l

Page 76: MONERA ALEMİ

1. POPULASYONLARIN ÖZELLİKLERİ Belli bir zamanda birim alanı işgal eden

birey sayısına populasyon yoğunluğu denir.

Belirli şartlar altında bir ekosistemde veya habitatda yaşayan bir türe ait bulunabilecek en yüksek fert sayısına populasyonun taşıma kapasitesi denir.

Denge halindeki populasyonlarda genç, yetişkin ve yaşlı birey sayıları eşit olarak dağılmıştır. Genç ve yetişkin bireylerin yoğun olduğu bir populasyon gelişmekte ve hızlı büyümektedir. Yaşlı bireylerin daha yoğun olduğu bir populasyon gerilemekte ve küçülmektedir. 76

ibrcg

l

Page 77: MONERA ALEMİ

2. POPULASYONLARIN DENGELENMESİ (DEVRİ)

Tabiat şartlarının normal seyrettiği durumlarda, her populasyon belli zaman periyodunda dengelenir.

Aynı habitatta yaşayan birçok populasyon birbirleriyle yarışır ve rekabet eder. Hatta bazı türler diğer bir türü besin olarak kullanır. Böyle iki türün populasyon değişim grafiği de şöyle gerçekleşir:

77

ibrcg

l

Page 78: MONERA ALEMİ

Grafikteki X ve Y noktaları önemlidir. X noktasında yiyici tür maksimum sayıya ulaşmış ancak besin bitmiştir. Açlık ve toplu ölümler başlar. Y noktasında ise yenen tür minimum sayıya düşmüştür. Ancak diğerinin toplu olarak ölmesiyle serbest kalıp tekrar gelişir.

78

ibrcg

lPopulasyonların büyüyüp küçülmesini sağlayan dengeleyici faktörlerin en önemlileri besin miktarı, yaşam alanı, dış ve iç göçler, ışık, nem, sıcaklık, besin, artık maddeler, deprem, savaş, bulaşıcı hastalıklar, yangın ve düşmanlar şeklinde sıralanabilir.

Page 79: MONERA ALEMİ

3. HAYVAN TOPLULUKLARI

Populasyonu meydana getiren bireyler bulundukları ortamda tek tek ya da topluluklar halinde yaşayabilirler.

Özellikle hayvanlar biraraya gelerek topluluklar halinde yaşamaktadır. Bu toplanma belli bir iş için, belli bir zamana mahsus olabileceği gibi sürekli de olabilir. Bu şekilde sürekli olan topluluklara sosyal grup denir. Bal arıları, termitler ve karıncalar sosyal grubun en iyi örnekleridir

79

ibrcg

l

Page 80: MONERA ALEMİ

3. HAYVAN TOPLULUKLARI

Topluluk Oluşturmanın Amaçları:

Hayvanlar en çok; besin bulma, üreme, yavru bakımı, yuva kurma, avlanma, göç etme, tabiat şartlarından ve düşmanlarından korunma gayeleriyle birarada bulunurlar. 80

ibrcg

l

Page 81: MONERA ALEMİ

B. BESLENME İLİŞKİLERİ

Dünyamızdaki bütün canlılar beslenme bakımından ototrof ve heterotrof olarak iki grupta toplanabilir. 

İnorganik maddelerden organik besin yapanlara, ototrof (üretici) denir. Bunu yapamayıp da hazır organik besin kullananlara da heterotrof (tüketici) denir.

81

ibrcg

l

Page 82: MONERA ALEMİ

82

ibrcg

l

Page 83: MONERA ALEMİ

1. OTOTROF CANLILAR

Fotosentez yapanlar (Fotoototroflar) ve kemosentez yapanlar (Kemoototroflar) olarak iki grupta toplanabilir.

a. Fotosentez Yapanlar : Yeşil bitkiler, bazı bakteriler, mavi-yeşil alg'ler ve bazı tek hücreliler tarafından klorofillerde gerçekleştirilir.

83

ibrcg

l

Page 84: MONERA ALEMİ

B. KEMOSENTEZ YAPANLAR

Işık enerjisi kullanılmaz. Sadece bazı bakteri türleri tarafından gerçekleştirilir. Klorofil ve kloroplastları yoktur. Kimyasal enerjiyi kullanarak CO2 ve H2O yu birleştirerek organik besin yaparlar.

84

ibrcg

l

Page 85: MONERA ALEMİ

2. HEM OTOTROF, HEM HETEROTROF OLANLARBu gruptaki canlılara en güzel örnek

böcekçil bitkilerdir. Böcekçil bitkiler azotça fakir topraklarda yaşamakta olup, topraktan alamadıkları azotu böcekleri yakalayarak onların proteinlerinden karşılarlar. Bu yönleriyle besini hazır aldıkları için heterotrofturlar. Böceği yakaladıktan sonra sindirim enzimlerini dış ortama salgılayarak, yakaladıkları böceği sindirir. Sonra onun amino asitlerini hücre içine alırlar.       

85

ibrcg

l

Page 86: MONERA ALEMİ

2. HEM OTOTROF, HEM HETEROTROF OLANLAR

Böcekçil bitkiler aynı zamanda fotosentez yaparak nişasta ve diğer karbonhidratlarını kendileri üretirler. Bu yönleriyle ise besin ürettikleri için ototrofturlar. 86

ibrcg

l

Page 87: MONERA ALEMİ

3. HETEROTROF CANLILAR

Organik besinlerini hazır olarak alan canlılardır. Besinleri alma biçimine göre üçe ayrılır.

a. Holozoik Yaşam : Besinlerini daha çok katı ve büyük parçalar halinde alan canlılardır. 87

ibrcg

l

Page 88: MONERA ALEMİ

Etçiller (Karnivorlar) : Daha çok hayvansal besinlerle beslenirler. Aslan, kedi, kurt bu gruba örnek verilebilir.

Otçullar (Herbivorlar) : Daha çok bitkisel kaynaklı besinlerle beslenirler. Keçi, Koyun, İnek, Kaplumbağa, Kirpi bu gruba örnek verilebilir. Bu hayvanların diş yapıları ve sindirim sistemleri selülozu sindirecek şekilde özelleşmiştir.

Etçil ve Otçullar (Omnivorlar) : Hem bitkisel hemde hayvansal kaynaklı besinlerle beslenirler. İnsan, bazı balıklar, bazı kuşlar bu gruba girer. Dişleri hem parçalayıcı, hem kesici olarak bulunur.

88

ibrcg

l

Page 89: MONERA ALEMİ

B. SİMBİYOZ (BİRLİKTE) YAŞAM Bu gruptaki canlılar birbirleri üzerinde veya

içinde yaşarlar. Bazı birlikler zararlı, bazıları faydalıdır.

Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası veya zararı yoktur. İnsanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı bakteriler bu şekildedir.

Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan Echeneis balıkları da buna örnektir. Bu balıklar köpek balığının parçaladığı besinleri kullanırken köpek balığına fayda veya zarar vermezler.

89

ibrcg

l

Page 90: MONERA ALEMİ

B. SİMBİYOZ (BİRLİKTE) YAŞAM

Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir.

Likenler mantarlarla, alglerin (su yosunları) oluşturduğu bir mutualist yaşam örneğidir. Mantar, su yosununa CO2 ve H2O verirken, bunun karşılığında O2 ve besin alır

Parazitlik : Beraber yaşayan iki canlıdan biri fayda görür. Bu esnada faydalandığı canlıya zarar verir. Bu yüzden bu birliklere zararlı birlikler denir. İki canlı ayrılacak olursa, fayda gören bu faydayı kaybettiği için yaşamını yitirebilir.

90

ibrcg

l

Page 91: MONERA ALEMİ

PARAZİTLİK ÇEŞİTLERİ:

Parazitler canlının dış kısmına yerleşmişse bunlara ektoparazit (dış parazit) denir. Bunların sindirim sistemleri vardır. Örneğin, keneler, bitler, pireler v.b.

Parazitler canlının iç kısmına yerleşmişse bunlara Endoparazit (İç parazit) denir. Bunların sindirim sistemleri yoktur. Örneğin, plazmodyum mikrobu, bağırsak kurtları, tenyalar v.b.

Parazitler canlı bir hücre olmadan hiç bir canlılık özelliği göstermiyorsa bunlara mecburi parazit denir. Örneğin, virüsler 91

ibrcg

l

Page 92: MONERA ALEMİ

PARAZİTLİK ÇEŞİTLERİ: Bazı bitkiler fotosentez yapabildikleri halde,

kök sistemleri gelişmediği için su ve mineral madde ihtiyaçlarını emeç adı verilen kökleriyle üzerinde yaşadıkları bitkinin odun borularından (ksilem) alırlar. Bunlara yarı parazit bitkiler denir. Örneğin, ökse otu.

Bazı bitkiler fotosentez yapamadıkları için bütün ihtiyaçlarını üzerinde yaşadıkları bitkiden karşılarlar. Bunlara tam parazit bitkiler denir. Örneğin, küsküt otu.

92

ibrcg

l

Page 93: MONERA ALEMİ

C. SAPROFİT (ÇÜRÜKÇÜL) YAŞAM :

Bu gruptaki canlılarda sindirim sistemi tam gelişmemiştir. Bu yüzden besinlerini bulundukları ortamlardan “yarı sindirilmiş sıvılar” olarak alırlar. Bazıları salgıladıkları enzimlerle hem kendi besinlerini kısmen sindirmiş olurlar, hem de organik artıkları parçalayarak ölmüş bitki ve hayvan artıklarını ortadan kaldırırlar. Bu sayede tabiattaki madde devri'ne önemli katkıda bulunmuş olurlar.

93

ibrcg

l

Page 94: MONERA ALEMİ

C. EKOLOJİK KAVRAMLAR

Ekoloji; organizmalar ve onların çevresiyle olan ilişkilerini inceleyen biyoloji dalıdır. 94

ibrcg

l

Page 95: MONERA ALEMİ

BİYOSFER (EKOSFER)

Okyanusların 1000 metre derinliğine kadar ve deniz seviyesinden 6 bin m yüksekliğe kadar uzanan, canlıların yaşayabildiği alandır. Kısaca hava, toprak ve sulardan oluşan canlı küredir.

95

ibrcg

l

Page 96: MONERA ALEMİ

BİYOSFER (EKOSFER)

Ekosistemlerin kesişme noktaları birden fazla iklime ait özellikler gösterir. Normal bir ekosistemden daha çok tür çeşidi barındıran bu geçiş bölgelerine ekoton denir. Bir bölgede yaşayan hayvanların tamamına fauna, bitkilerin tamamına da flora denir. Canlıların üzerinde yaşadığı ve hayatın devamı için gerekli kaynakları içeren büyük bölgelere biyotop denir.

96

ibrcg

l

Page 97: MONERA ALEMİ

BİYOSFER (EKOSFER)

Biyosferdeki yaşama birlikleri, Komünite'ler ve Ekosistemler'dir. Belli bir alanda yaşayan bütün populasyonlar komüniteyi oluşturur. Bu populasyonlar cansız ortamla (fiziki çevreyle) beraber ekosistemleri meydana getirir.

97

ibrcg

l

Page 98: MONERA ALEMİ

BİYOSFER (EKOSFER)

Yaşama birlikleri kara ve su ekosistemleri olmak üzere ikiye ayrılır. Komünite'deki bazı türler fert sayıları ve faaliyetleri bakımından daha belirgindirler.

98

ibrcg

l

Page 99: MONERA ALEMİ

BİYOSFER (EKOSFER)

Böyle türlere baskın türler denir. Karalarda ışığı seven bitkiler en baskın türlerdir. Bu baskın türlerden dolayı, çam ormanı, ardıç ormanı gibi isimlendirmeler yapılır. Su ekosisteminde ise belirli baskın tür yoktur.

Baskın türler çevre şartlarının etkisiyle yerini başka türlere bırakabilir. Buna da süksesyon denir.

99

ibrcg

l

Page 100: MONERA ALEMİ

D. EKOSİSTEMLER Ekosistem'ler tabiattaki olayların meydana

geldiği küçültülmüş birer model'dirler. Bir yaşama birliği olan ekosistemde üreticiler,

tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere üç canlı grubu bulunmalıdır. Üreticileri, fotosentetik ve kemosentetik canlılar oluşturur. Tüketicileri ise en çok etçil ve otçullar oluşturur. Ayrıştırıcılar ise saprofit bakteri ve mantarlardan meydana gelir.

100

ibrcg

l

Page 101: MONERA ALEMİ

D. EKOSİSTEMLER

Ekosistemlerde bir besin ve enerji zinciri olup, bunun ana kaynağı güneştir. Enerji ve maddelerin devirli olarak kullanılması ekosistemlerin en önemli görevidir.

Ekosistem'de ototrofların gerçekleştirdiği en önemli olay fotosentez, heterotrofların solunum ve saprofitlerin gerçekleştirdiği en önemli olay ise organik artıkların çürütülmesidir.

101

ibrcg

l

Page 102: MONERA ALEMİ

E. MADDE DÖNGÜLERİ

Yaşama birliklerinde ve onun büyütülmüşü olan tabiatta canlılığın aksamadan devam edebilmesi için bazı önemli maddelerin, kullanılan kadar da üretilmesi gerekmektedir. Buna madde devri denir.

102

ibrcg

l

Page 103: MONERA ALEMİ

E. MADDE DÖNGÜLERİ Doğadaki karbonun canlı gruplarında ve

cansız ortamda izlediği yolu yukarıdaki şekilden takip edebilirsiniz.

Azot bütün canlılar için çok önemlidir. Enzim, DNA, RNA, yapısal protein, ATP, vitamin gibi birçok hayatsal molekül azot içerir.

103

ibrcg

l

Page 104: MONERA ALEMİ

104

ibrcg

l

Page 105: MONERA ALEMİ

Her canlının, organik veya inorganik olarak azotu temin etmesi yukarıda gösterilmiştir.

105

ibrcg

l

Page 106: MONERA ALEMİ

Bütün canlılar için su vazgeçilmez bir sıvıdır. Hem canlılarda, hemde fiziksel şartlarla döngüsünü tamamlar.

106

ibrcg

l