ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse...

68
ANNE-BABALAR D İ KKAT: Alerjik ast ı m tedavi edilmezse kronikle ş ebilir SAYI 32 / İLKBAHAR 2014 HASTALIKTA VE SA Ğ LIKTA HER YIL 5 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYOR YILDA BİR KEZ AORT ANEVRİZMASI KONTROLÜ YAPTIRILMALI DÜNYA TÜRK ROBOTUNUN PEŞİNDE MEDICANA DOKTORLARINDAN PROF. REMZİ SAĞLAM GELİŞTİRDİ

Upload: others

Post on 16-Oct-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

ANNE-BABALAR DİKKAT:

Alerjik astım tedavi edilmezse kronikleşebilir

SAYI 32 / İLKBAHAR 2014 H A S T A L I K T A V E S A Ğ L I K T A

HER YIL 5 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYORYILDA BİR KEZ AORT ANEVRİZMASI KONTROLÜ

YAPTIRILMALI

DÜNYA TÜRK ROBOTUNUN PEŞİNDEMEDICANA DOKTORLARINDAN

PROF. REMZİ SAĞLAM GELİŞTİRDİ

Page 2: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana Hastalikta Saglikta Dergi ilani 19 5x27 5cm indd 1 3/7/14 9:53 AM

Page 3: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

3İLKBAHAR 2014

Editör

Hafif olarak nitelendirdiğimiz sağlık sorunlarında, o an bize en yakın sağlık kuruluşuna başvurma davranışı hepimizde son derece yaygın. Fizik kapasitesine, donanımına, marka

vaadine, akademik kadrosuna çok dikkat etmeden, o an ki akut sorunu çözecek en yakın kuruluşa yönleniyoruz.Ancak, kronik bir hastalık tespit edilmişse ve uzun süreli tedavi gerektiğini biliyorsak, işte o zaman başlıyoruz araştırmaya. Hastanenin ya da sağlık grubunun büyüklüğü, bize hissettirdiği marka vaadi-algısı, akademik kadrosu, fiziki koşulları, hasta ve hemşirelik hizmetleri, hekimlik hizmetleri, devam hizmetleri, maliyetleri, vb. Hepsi ayrı ayrı tercihimizde rol oynuyor. Kendimizi ya da yakınlarımızı her anlamda güvende, belirlenmiş bir plan içersinde, öngörülebilir sonuçları alabileceğimiz bir kuruma teslim etmek istiyoruz.Bu noktada referanslar devreye giriyor. Sıklıkla güvendiğimiz kişilerin önceki deneyimlerine başvuruyoruz. Son zamanlarda da en çok internet üzerinden araştırma yapıyoruz. Ne kadar güvenli bilgi barındırdığından emin olamadığımız web ortamında, doğru bilgiye ulaşmaya çalışıyoruz. Bazen, milyonlarca bilgi arasında arzu ettiğimiz sonuca ulaşamadan, pes ediyoruz. Her iki yolun da kendi içinde taşıdığı riskler var. Doğru hekime, tedaviye, sağlık kuruluşuna ulaşamadan zaman, para kaybına uğrayabilir, bu süreçte sağlığımızda geri dönüşsüz hasarlar almış olabiliriz Bu tespiti yapabilen sağlık kuruluşları, hastaların kendilerine dokunabilecekleri kanallar oluşturuyorlar. Medicana Sağlık Grubu, doğrudan hastanelerimize gelmeden, var olan verilerinizle sizi doğru yönlendirebilecek bir kanal oluşturmak için, teknolojinin olanaklarından yararlanıyor. Artık, web sitemize girip, ikinci görüş alanımızdan elinizdeki sonuçları ileterek, hekimlerimizden sağlığınızla ilgili danışmanlık hizmeti alabileceksiniz. Böylelikle, uzman görüşleri sayesinde sağlığınızla ilgili riskli kararlarda, daha emin adımlarla ilerleyebileceksiniz. İlk aşamada Medicana Çamlıca Hastanemizin web sayfasında başlattığımız bu çabamızın, sizlerden gelecek eleştirilerle daha da verimli sonuçlara ulaşacağımıza inanıyoruz.Sağlıklı, kaliteli ve güzel bir yaşam dileğiyle.

MEDICANA AVCILAR MEDICANA BAHÇELİEVLER MEDICANA ÇAMLICA

MEDICANA DİŞ MEDICANA SAMSUN MEDICANA KONYA MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR NÖROLOJİK BİLİMLER VE OMURGA MERKEZİ VIVAMEDICANA

MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA

İkinci görüş

AM

Page 4: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

4 İLKBAHAR 2014

SAĞLIK GRUBU DERGİ DANIŞMA KURULU

Prof.Dr.Ali Erdem Bagatur Ortopedı UzmanıProf. Dr. Erdoğan İlkay KardiyolojiProf. Dr. Kaan Oysul Radyasyon Onkolojısı Prof. Dr. Saıt Şırın Beyın ve Sınır Cerrahısı Prof. Dr. Barış Dıren RadyolojıProf. Dr. Cem Sungur Nefrolojı Prof. Dr. Tahır Karadenız ÜrolojıProf. Dr. Kadir Vehbi Baykal Üroloji UzmanıProf. Dr. Cazıp Üstün Kadın Hastalıkları ve DoğumProf. Dr. Fulya Tezok İç HastalıklarıProf. Dr. Hasan Taşçı Genel CerrahıProf. Dr. Hidayet Akdemir Beyin ve Sinir CerrahisiProf. Dr. Kaya Kanberoğlu RadyolojiProf. Dr. Levent Alımgıl Göz HastalıklarıProf. Dr. Mahmut Başoğlu Genel CerrahıProf. Dr. Mehmet Salih Bilal Kardiyovasküler CerrahiProf. Dr. M. İrfan Sabah KardiyolojiProf. Dr. Muzaffer Sarıyar Genel Cerrahi Uzmanı (Transplantasyon)Prof. Dr. Nazlıhan Günal Pediatrik KardiyolojiProf. Dr. Sadık Ersöz Genel Cerrahı Uzmanı (Transplantasyon)Prof. Dr. Sebahattin Ateşal KardiyolojiProf. Dr. Selim Aksöyek Çocuk CerrahısıProf. Dr. Sumru Şekerci AnesteziProf. Dr. Tamer Türk Ağız Ve Dış SağlığıProf. Dr. Tanfer Kunt Kulak Burun BoğazProf. Dr. Hasbi Erdem Diker KardiyolojiProf. Dr. Süleyman Bülent Arman Göğüs CerrahısıProf. Dr. Osman Küçükosmanoğlu Çocuk KardiyolojiProf. Dr. Necmettin Kutlu Plastik Ve Rekonstruktif CerrahiProf. Dr. Sabrı Acar Çocuk Sağlığı Ve HastalıklarıProf. Dr. Metin Çapar Kadın Doğum UzmanıProf. Dr. Tunç Cevat Öğün Ortopedi UzmanıProf. Dr. Celalettin Vatansev Genel Cerrahi UzmanıProf. Dr. Tamer Mungan Kadın Hastalıkları Ve Doğum UzmanıProf. Dr. Haluk Alagöl Genel Cerrahi Doç. Dr. Abdullah Altıntaş Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Özkan Sayan Hematoloji UzmanıDoç. Dr. İsmail Özdemir Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ak Psikiyatri Doç. Dr. Bılge Tunç-GastroenterolojiDoç. Dr. Ahmet Erdil GastroenterolojiDoç. Dr. Ali Osman Kaya Onkoloji

Doç. Dr. Cengız Kayahan Genel CerrahiDoç. Dr. Füsun Tokatlı Radyasyon OnkolojisiDoç. Dr. G. Faik Hobikoğlu KardiyolojiDoç. Dr. H. Gürdal İnal ÜrolojiDoç. Dr. H. Nedim Arda Kulak Burun Boğaz HastalıklarıDoç. Dr. İbrahim Tek MEdikal OnkolojiDoç. Dr. Meryem Kaya Nükleer TıpDoç. Dr. Nihat Akbayır GastroenterolojiDoç. Dr. Sabire Akın Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonDoç. Dr. Selman Laçin Kadın Hastalıkları ve Doğum (Ivf)Doç. Dr. Serdar Akgün Kardiyovasküler CerrahiDoç. Dr. Şadan Ay Ortopedi ve TravmotolojiDoç.Dr. Fatma Laika Karabulut Gastroenteroloji UzmanıDoç. Dr. Gökhan Çakıroğlu PatolojiDoç. Dr. Devrim Bektaş KBB UzmanıDoç. Dr. Ahmet Soylu Kardiyoloji UzmanıDoç. Dr. Mehmet Özerk Okutan Beyin Cerrahi UzmanıDoç.Dr. MuraT Başkurt KardiyolojiDoç.Dr. Ahmet Kırbaş Kalp ve Damar CerrahıDoç.Dr. Arif Bahar Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları UzmanıDoç. Dr. Hasan Ulusoy Romatoloji UzmanıDoç. Dr. Meltem Kurt Yüksel HematolojiDoç. Dr. Ayla Gökmen Hematoloji Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar Kalp ve Damar CerrahısıYrd. Doç. Dr. Kenan Durna KardiyolojiYrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyoloji

32Amniosentez tarihe mi karışıyor?Yeni noninvaziv test çok güvenli.

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜKurtuluş OkutanMedicana Kurumsal İletişim Direktörü

Bu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait Tempo Dergisi tarafından Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için hazırlanmıştır. Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.

ADRES: Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş.Eski Londra Asfaltı No: 2 Bahçelievler/İstanbul [email protected]

TEMPO DERGİSİ: Trump Towers, Kule 2, Kat: 21-24, 34387, Şişli, İstanbul [email protected] Tel: +90 212 410 33 10

BASKI: Doğan Ofset Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş Sanayi Mahallesi 1650.Sokak No:2 Doğan Medya Tesisleri Esenyurt/İstanbul 0212 622 19 62

Page 5: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

5İLKBAHAR 2014İL

6 Kısa haberler

12 Medicana’da yenilikler bitmiyor

Medicana Sağlık Grubu, yönetim merkezini Koza Plaza’ya taşıdı.

18 Diyabetik retinopatiye dikkat!

Tedavi edilmezse körlüğe yol açıyor.

21 Dünya, Türk robotunun peşinde

İbn-i Sina Avrupa Üroloji Kongresi’nde tanıtılacak.

22 Şeker hastalarını bekleyen büyük tehlike

Diyabetik ayak uzuv kayıplarına yol açabiliyor.

24 Mamografi hayat kurtarır

Meme kanserinden korunmak için tetkiklerinizi yaptırın.

26 Tam tıkalı bacak damarı açıldı

65 yaşındaki A.T. artık rahatça yürüyor.

27 Bizden haberler

Barter’la sağlıklı kalın

28 Polikistik over sendromu ile nasıl başa çıkılır?

En etkili tedavi, yaşam şeklinin düzenlenmesi.

30 Kadınların kabusu vajinusmus

Cinsel terapi ile yüzde yüze yakın tedavi sağlanıyor.

34 El mikro cerrahisi mucizeler yaratıyor

İyi yetişmiş bir ekip ve donanımlı bir hastane çok önemli.

36 Kanseri önlemek elimizde

Sağlıklı beslenin, daha fazla hareket edin ve kontrollerinizi yaptırın.

38 Bel ağrılarına son!

Endoskopik mikrocerrahi ile etkili tedavi sağlanıyor.

40 Böbrek yetmezliği önlenebilir

Belirtiler başlamadan kontrollerinizi yaptırın.

43 Sağlığına vatanında kavuştu

Hollanda’da yaşayan fıtık hastası Şükrü Türk anlattı.

44 Unutkanlığı hafife almayın

Alzheimer hastalığı, yaşlıları bekleyen büyük tehlikelerden.

49 İlk akraba dışı ilik nakli yapıldı

Lösemili erkek hastaya ABD’li bir kadının iliği nakledildi.

52 Iraklı çocuk normal görmeye başladı

11 yaşındaki Hüseyin başarılı bir ameliyat geçirdi.

53 Tüp bebekler aynı gün doğdu

Tüp bebek tedavisi gören üç hastadan ilginç tesadüf.

57 Yeni yüz ve alına kavuştu

Altı aylık bebek başarılı bir ameliyat geçirdi.

58 Vitaminler ne kadar masum?

Fazladan alınan vitamin her şeyden önce karaciğeri yoruyor.

60 Şimdi detoks zamanı

Sizi hafifletecek çok özel tarifler.

62 Çölün ortasındaki cennet

Dubai, “Coğrafya kaderdir” sözünü yalancı çıkarıyor.

İçindekiler

5014

54

Bahar alerjisi deyip geçmeyinSaman nezlesi ve alerjik astım bahar aylarında çocuklarda sık görülüyor. Aort anevrizmaları

Her yıl 5 bin kişi hayatını kaybediyor.

Gülüş tasarımı ile kusursuz bir görüntüye kavuşunDişleriniz sağlıksızsa görüntünüz mükemmel olamaz.

46Çocuğunuz altını ıslatıyorsa nedeni

siz olabilirsinizKüçükken altını ıslatan ebeveynlerin çocuklarında da aynı durum görülüyor.

2

Page 6: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana International Ankara Hastanesi, 4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde kadınlarda en yaygın görülen tür olan meme kanserinin erken tanı ve tedavi

yöntemleri üzerine bir söyleşi düzenledi. Etkinlikte Prof. Dr. Barış Diren, Prof. Dr. Haluk Alagöl ve Prof. Dr. Kaan Oysul tanı ve tedavide uygulanan son teknoloji hakkında bilgi verirken, katılımcıların sorularını da yanıtladı. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Alagöl, her yeni doğan 8 kızçocuğundan 1'inin, 80 yaş üzerinde yaşarsa meme kanseri olduğunu eğer ailede varsa riskin daha da arttığını söyledi ve kanserde ‘aile öyküsü’ olan kişilerin 35 yaşından itibaren yakın takipte olmasının önem taşıdığını vurguladı. Radyasyon Uzmanı Prof. Dr. Barış Diren ise, erken tanı durumunda kanserin yüzde 98 oranında tedavi edilebildiğini söylerken, bu alanda yeni bir teknik olan ve yağ dokusu sertliğini ölçen elastografiyle, ultrasonda masum çıkabilen bir kitlenin kötü huylu olduğunun saptanabildiğini kaydetti. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Oysul da yeni radyoterapi tekniği hakkında şunları söyledi: “Artık radyoterapiyi yalnızca hastalıklı bölgeye uyguluyoruz. Bu teknikle radyoterapide yan etkilere karşı kalp, akciğer ve diğer meme çok daha iyi korunuyor. Ameliyat esnasında kullanılıyor ve yaklaşık 20 dakika sürüyor. Böylece 6 haftalık tedavi süresinden de tasarruf ediliyor.”

ABD Illinois Eyaleti Vali Yardımcısı Cristal Thomas, 29 Ocak 2014 Çarşamba günü Medicana International Ankara Hastanesi'ni ziyaret etti. Thomas, özel

hastaneciliğin geldiği nokta açısından etkilendiğini belirttiği Türkiye'deki temasları çerevesinde, sektörden yalnızca Medicana International Ankara'ya ziyarette bulundu. ABD'li Vali Yardımcısı Thomas, gerçekleştirilen toplantıda, Genel Müdür Oğuz Engiz'den Medicana International Ankara Hastanesi ve Türkiye'deki özel sağlık sektörü hakkında bilgi aldı. Toplantıya Medicana International Ankara Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Gülay Kılıç, Başhekim Yardıcısı Uzm. Dr. Deniz Alpay ile Hastane profesörlerinden Barış Diren ile Cem Sungur da katıldı.

Medicana International Ankara Hastanesi, Or-An

Rotary Kulübü ile birlikte durumu elvermeyen ailelerin çocuklarının sünnetlerini gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Çocuk Cerrahisi Bölümü'nden Operatör Dr. Banu Kumrulu tarafından 10 Ocak 2014 Cuma günü ‘down sendrom’lu dört çocuğun sünneti gerçekleştirildi. Süsleme ve ikramlarla renklendirilen sünnet törenine ailelerin yanı sıra Medicana Internetional Ankara Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Gülay Kılıç ve Rotary Kulübü temsilcileri katıldı.Operatör Dr. Banu Kumrulu, down sendromlu çocukların sünnet işlemlerinin hiperaktivite ve mental gerilik sebebiyle kesinlikle genel anestezi altında gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtirken, diğer sistem anomalileri ve yara iyileşmesinin gecikebilmesi sebebiyle sünnet için çocuğun genel durumunun en iyi olduğu zamanın seçilmesi gerektiğini vurguladı.

Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarıyor

ABD'li Vali Yardımcısı Thomas, Medicana International Ankara'yı seçti

Down sendromlu çocuklara sünnet

6 İLKBAHAR 2014

Kısa kısa

Page 7: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana International Ankara Hastanesi, hastalar için daha

konforlu bir alternatif sunan CyberKnife teknolojisini bir eğitim programı kapsamında diğer hastanelere anlattı. ‘Stereotaktik Radyocerrahi ve Stereotaktik Beden Radyoterapisi Uygulamaları Kursu’, 18 Ocak 2014 Cumartesi günü Medicana International Ankara Hastanesi'nde gerçekleştirildi. Tüm gün süren eğitimde bu yeni tedavi konseptini

uygulayan merkezlerle tecrübe alışverişi yapılırken, uygulamayanlara ise bilgi aktarımı sağlandı. Katılımın sınırlı tutulmasına rağmen eğitime, üniversite ve kamu hastaneleri ile özel hastanelerden yaklaşık 80 temsilci katıldı. Program kapsamında Medicana International Ankara Hastanesi'nden Medikal Fizik Uzmanı Haluk Orhun'un açılış konuşmasıyla başlayan eğitimde, CyberKnife Radyocerrahi

Merkezi'nden Prof. Dr. Kaan Oysul ile Prof. Dr. Sait Şirin, ‘Stereotaktik Beden Radyoterapisi ile Stereotaktik Radyocerrahi Klinik Uygulamaları’ konularında birer sunum yaptı. Prof. Dr. Kaan Oysul, CyberKnife teknolojisi hakkında şu bilgileri verdi: "Görüntüleme, bilgisayar ve robot teknolojilerinin ilerlemesi sonucunda geliştirilen ‘cyberknife radyocerrahi’ sistemi artık kanser tedavisinde belli hastalıklarda cerrahi tedaviye bir alternatif veya tamamlayıcı yöntem olarak yüksek başarı ile kullanılıyor. Bu sistem radyasyonu milimetrenin altında bir hassasiyetle kullanarak vücuttaki tümörlü dokuya bir çeşit cerrahi işlem uyguluyor, tümör hücrelerini öldürüyor. Tedavi tümörün büyüklüğü ve yerleşim yerine göre 1-5 günde tamamlanıyor ve hasta ertesi gün işine dönebiliyor. Hasta tedaviyi hiçbir ağrı duymaksızın çok rahat tolere ederken, yoğun bakım sürecine ihtiyaç duyulmuyor. Bu sistemle tedavi edilebilen hastalıklar arasında beynin iyi ve kötü huylu tümörleri, beynin damarsal hastalıkları, omurga, prostat, akciğer, karaciğer, böbrek tümörlerini saymak mümkün.”

Medicana International Ankara'dan radyocerrahi ve radyoterapide son teknolojiler eğitimi

Bahçelievler Doğa Koleji öğrencileri “Dersimiz sağlık” diyerek Bahçelievler

Medicana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Süleyman Kumbasar ve Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Beyazıt Kılıç ile buluştu. Sohbet esnasında sordukları sorularla sağlıkları için neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenen öğrenciler, doktorlarından korkmadan özgürce konuşabileceklerinin farkına vardılar.

Sağlığın A-B-C’si

Viyana’da yaşayan Vedat Yılmaz (35) uzun zamandır burun tıkanıklığına bağlı olarak nefes alma problemi yaşıyordu. Yaşam

kalitesini önemli ölçüde düşüren bu rahatsızlık sebebi ile daha önce Viyana’da iki defa operasyon geçiren Yılmaz bir türlü sağlığına kavuşamamıştı. Birkaç ay önce bir televizyon programında dinlediği Bahçelievler Medicana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Volkan Kahya ile tanışan Yılmaz, doktoruyla yaptığı görüşme sonucunda yeniden tedavi olma kararı aldı. Başarılı bir operasyon süreci geçiren Yılmaz, yeniden sağlığına kavuşmanın huzuru ile Viyana’ya döndü.

Sağlıklı bir nefesin Türkiye’den Viyana’ya uzanan yolculuğu

7İLKBAHAR 2014

Page 8: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana International Ankara Hastanesi, 21 Ocak 2014 Salı

günü Esenboğa Havalimanı'nda TAV personeline ‘H3N2 ve Güçlü Bağışıklık’ isimli bir seminer düzenledi. Seminerde Medicana International Ankara Hasta-nesi İç Hastalıklar ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur ile Diyetisyen Vuslat Bakay konuştu. Ayrıca etkinlik kapsamında katılımcıların beden kitle indeksi ölçüldü. Medicana International Ankara Hastanesi İç Hastalıklar ve Nef-roloji Uzmanı Prof. Dr. Cem Sungur, H3N2 virüsünden korunmak için aşıdan başka çare olmadığını, ama doğru bes-lenmenin genel itibariyle enfeksiyonlara

karşı vücut direncinin artırılmasında et-kisi olduğunu söyledi. Sungur, sunumn-da paylaştığı verilerle, grip salgınlarında uluslararası hava trafik hacminin önemli bir haberci olduğuna da işaret etti. Me-dicana International Ankara Hastanesi Diyetisyeni Vuslat Bakay da, C vitamini ve çinkonun yeterli alımının semptom-ları iyileştirdiğini ve soğuk algınlığı gibi solunum yolu enfeksiyonlarının süresini kısalttığını belirtti. Bakay ayrıca, stres ve uyku bozukluğu yaşayanların hastalıkla-ra daha kolay yakalandığına dikkat çekti ve kahkaha atmanın, kişilerde endorfin salgısını arttırdığını, soğuk algınlığı ve öksürüğe karşı koruduğunu söyledi.

TAV çalışanlarına seminer: H3N2 ve güçlü bağışıklık

Katarakt sebebi ile uzun zamandır görme problemi yaşayan ünlü

tiyatro oyuncusu Yıldırım Göcek, Bahçelievler Medicana Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği’nde Op. Dr. Nilay Kandemir ve Op. Dr. Özgür Yaşar tarafından gerçekleştirilen başarılı operasyonlarla yeniden sağlıklı gözlere sahip olmanın sevincini yaşıyor. Operasyon sonrasında sorunsuz bir süreç geçiren Göcek’in, mizahi yönüyle renk kattığı keyifli anları Bahçelievler Medicana Ailesi gülümseyerek hatırlıyor.

“Gözlük mü? Sanırım artık ihtiyacım yok!”

Medicana International İstanbul Hastanesi Kanser Merkezi, 4 Şubat

Dünya Kanser Günü'nde Beylikdüzü Belediyesi’nin konuğu oldu. Kültür merkezinde yapılan panelde, Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Osman Kaya, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar, Nükleer Tıp Uzmanı Doç. Dr. Meryem Kaya, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Uzm. Dr. Öznur Aksakal konuk oldu. Kanser nedir, nasıl tedavi edilir, kanser tarama metotları, kanser cerrahisi, kanser riskleri üzerine konuşuldu.

El ele verelim, kanseri yenelimTürkiye’nin en çok dinlenilen

radyolarından 98.20 Karadeniz FM’de sevilen radyo programcısı Müge Barutçu’nun sunduğu ‘Müge’nin Oltası programına Medicana International İstanbul Hastanesi Uzmanları konuk

olmaya devam ediyor. ‘Müge’nin Oltası programında, her hafta salı günleri 13:00-14:00 saatleri arası, dinleyiciler farklı sağlık konularıyla ilgili bilinmeyenleri öğreniyor ve uzmanlara canlı canlı sorularını iletiyor. Bugüne kadar Kulak Burun Boğaz, Kardiyoloji, Fizik Tedavi, Beyin, Sinir Omurilik Cerrahi, Üroloji, Plastik, Estetik ve Rekonstruktif Cerrahi, Gastroenteroloji konularında uzman doktorlarımızı ağırlayan programın farklı konularda ve farklı uzmanlıklarla yayınları devam edecek.

Medicana International İstanbul Hastanesi doktorları Karadeniz FM’de

8 İLKBAHAR 2014

Kısa kısa

Page 9: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Yılların eskitemediği, Türk Pop müziğinin duayenlerinden Erol Evgin, Medicana Çamlıca Hastanesi’nde kapsamlı

check-up yaptırdı. Ünlü sanatçı, kontrollerinin ardından yaptığı açıklamada sağlığının çok iyi ve tüm değerlerinin normal düzeyde olduğunu açıkladı. Ünlü sanatçı, Medicana Çamlıca Hastanesi check-up Uzmanı Dr. Mehmet Erdoğan’a ve tüm ekibe teşekkür ederek hastaneden ayrıldı.

Erol Evgin Medicana Çamlıca Hastanesi’nde check-up yaptırdı

Medicana International İstanbul Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Direktörü Uzm.Hemşire Gülay Kaçar

başarılarına bir yenisini daha ekledi. Editörlüğünü Prof.Dr. Zehra Durna'nın yaptığı ve Nobel Tıp Kitabevi tarafından yeni yayınlanan ‘Kronik Hastalıklar ve Bakım’ adlı kitabın ‘Kronik Böbrek Yetmezliği ve Bakım’ bölümü Hemşirelik Hizmetleri Direktörümüz Uzm.Hem.Gülay Kaçar tarafından yazıldı. Kaçar’ın daha önce bölüm yazarlığı/editörlüğünü yaptığı; ‘Hemodiyaliz Hemşireliği Uygulamaları’, ‘Hemşirelik Süreci Uygulamaları Örnekleri’, ‘CTF Hemşirelik Bakım Protokolleri’, ‘Sağlık Kurumlarında İletişim’ adlı kitapları da bulunuyor.

Uzman hemşire yepyeni bir kitaba daha katkıda bulundu

Medicana International İstanbul Hastanesi Hasta Hizmetleri yeni yıla girerken tüm yatan hastaları

ziyaret ederek yeni yıl coşkusunu onlarla paylaştı. Hastaları tek tek ziyaret ederek onlar için hazırlanan armağanlarını takdim ederken, yeni senenin her şeyden önce sağlık, huzur ve mutluluk dolu geçmesini temenni ettiler. Hastaların yüzlerindeki ufak bir tebessümün bile ne kadar önemli olduğunun farkında olan Hasta Hizmetleri çalışanları, herkese sağlıklı bir yıl geçirmelerini diledi.

Yeni bir yıl birlikte olsun!

9İLKBAHAR 2014

Page 10: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Özel Medicana Konya Hastanesi tarafından ‘Ağız ve Diş Sağlığı

Haftası’ dolayısıyla öğrenciler diş taramasından geçirildi. Özel Medicana Konya Hastanesi Diş Hekimi Zafer Gölcü, Özel Türmak Eğitim Kurumları bünyesinde eğitim gören toplam 150 öğrencinin ağız ve diş sağlığına yönelik muayenelerini gerçekleştirdi. Zafer Gölcü ağız, diş ve çene ile çevre dokularındaki yapıları muayene ederek tespit edilen hastalıklar ve problemleri ailelerine ulaştırılmak üzere rapor etti. Muayeneden sonra Gölcü, öğrencilere diş fırçalamanın önemi, diş ipi kullanmanın yararları ve dişlere zarar veren gıdalar hakkında bilgi verdi.

Özel Medicana Konya Hastanesi tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla ‘Kadrajdan Yaşam’ fotoğraf

sergisi ve ‘Meslek Hastalıkları’ konulu sağlık semineri düzenlendi. ‘Kadrajdan Yaşam’ fotoğraf sergisinin açılışını, Konya Basın Yayın Enformasyon İl Müdürü Tuncay Karabulut, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Adem Alemdar, Medicana Sağlık Grubu Kurumsal İletişim Direktörü Kurtuluş Okutan, Medicana Konya Hastanesi İcra Kurulu Başkanı Lütfi Şimşek, Medicana Hastanesi Genel Müdürü Belgin Danış gerçekleştirdi. Böyle bir sergiye ev sahipliği yapmaktan dolayı memnuniyet duyduğunu ifade eden Özel Medicana Hastanesi Genel Müdürü Belgin Danış, “Biz basın emekçileriyle hastaneciliği bir anlamda aynı platformda buluşturuyoruz. Sizler de gece gündüz demen çalışan bir mesleğin mensuplarısınız. Bizler de öyle. Bu nedenle basın emekçileri ile sağlıkçıların çok fazla ortak yanı olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu. Sergide 8 basın kuruluşundan 34 gazetecinin fotoğrafları yer aldı.

Medicana Samsun Hastanesi’nin kurumsal sağlık anlaşmaları hız kesmeden devam ediyor.

Hazırlanan protokol; Medicana Hastanesi Genel Müdürü Vahap Doğan ve Sinop Memur –Sen İl Başkanı Ramazan Açıkgöz arasında imzalandı.Yapılan protokol kapsamında bilgi veren Medicana Samsun Hastanesi Genel Müdürü Vahap Doğan; Medicana Samsun Hastanesi’nin açıldığı günden itibaren yapmış olduğu kurumsal sağlık anlaşmalarına Sinop Memur –Sen ve bağlı 10 sendikayı da katmış olmaktan onur duyduğunu, kaliteli sağlık hizmetlerini uygun ekonomik koşullarla Samsun ve bölge halkının hizmetine sunuyor olmanın en önemli öncelikleri arasında yer aldığını belirtti. Protokole göre; Medicana Samsun Hastanesi

ve Sinop Memur –Sen arasında; tüm üyeler,üyelerin bakmakla yükümlü olduğu birinci dereceden aile bireylerinin yararlanabileceği, kapsamlı bir sağlık hizmeti anlaşması yapıldı.

Medicana’dan diş taraması

Kadrajdan yaşam sergisi

Medicana Sinop memur-sen ile anlaşma imzaladı

10 İLKBAHAR 2014

Kısa kısa

Page 11: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana Samsun Hastanesi tarafın-dan İlkadım Kaymakamlığı perso-

neline ‘Ergonometri’ semineri verildi. İl-kadım Kaymakamı Ahmet Narinoğlu’nun

açılış konuşmasını yaptığı seminere konuşmacı olarak Medicana Samsun Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünden Uz. Dr. Hüseyin Turan ka-tıldı. Seminerde; ergonominin ne olduğu, iş yaşamındaki öneminden bahsedildi. Slayt sunumu eşliğinde gerçekleştirilen seminerde Uz. Dr. Hüseyin Turan; ergo-nominin amacının; kaza ve yaralanmaları önlemek, yorgunluğu ve insan vücudu-nun aşırı kullanımını, işe devamsızlığı,

zaman kaybını, kaza ve rahatsızlıklara bağlı tazminatları en alt düzeye indirmek, verimliliği, kaliteyi, güvenliği, konforu ve üretkenliği en üst düzeye çıkarmak olduğuna değindi. İş yaşamında verimlili-ğin, işin yapıldığı ortamın özellikleriyle de yakından ilgili olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Hüseyin Turan; ergonomi eğitimi sayesinde ofis içi duruş bozukluklarının ve dolayısıyla bu türlü mesleki hastalıkların önüne geçilebileceğinin altını çizdi.

Medicana’dan İlkadım Kaymakamlığı personeline ergonometri semineri

Medicana Samsun Hastanesi, evlat sahibi olmanın sevincini yaşayan ailelere ‘Yenidoğan Ev Ziyareti’

uygulamasını başlattı. Bu uygulama ile bebeğin ilk bir ay içindeki tüm sağlık kontrolleri evde yapılıyor. Yeni doğan döneminde bebeklerin sağlık kontrollerinin düzenli yapılması ve enfeksiyon hastalıklarından korunması büyük önem taşıyor. Bu dönemde bebeklerin sağlıklarının korunması gelecekte de sağlıklı olmalarının garantisi sayılıyor. Medicana Samsun Hastanesi tarafından hazırlanan ‘Yeni Doğan Ev Ziyareti Programı’ bebeğin sağlığının korunması, ailenin rahatlatılması ve zaman tasarrufu açısından önemli avantajlara sahip. Yeni Doğan Ev Ziyareti ekibinin ziyaret ettiği aileler, bu hizmetin bebek ve anne açısından çok önemli olduğunu söylediler.

Yenidoğan ev ziyareti

Avrupa Bardaşlılar Derneği tarafından 4

Ocak 2014’te düzenlenen ‘Arabaşı Gecesi’ne katılan Vivamedicana, büyük ilgiyle karşılandı. Konyalı yurttaşlar ile bir araya gelen Vivamedicana yöneticileri,

Türkiye’de özel hastaneciliğin öncülerinden olan Medicana Sağlık Grubu’nun Anadolu’da atan kalbi Konya Medicana Hastanesi hakkında bilgi sahibi oldular. Geceye katılan Bardaşlı katılımcılar arasında düzenlenen çekiliş sonucunda üç kişi, Medicana Konya Hastanesi’nden check-up hediyesi kazandı.

‘Arabaşı Gecesi’ndeydik

Vivamedicana, her yıl ocak

ayında Hollanda’da gerçekleşen ve Hollanda’nın en büyük fuarlarından biri olan ‘Ulusal Sağlık Fuarı’na

katılarak, Türkiye’deki sağlık turizmi çalışmalarının tanıtılmasına katkıda bulundu. Medicana Sağlık Grubu, yurtdışında yaşayan hastalara sunulan hizmet ve tedaviler hakkında bilgi sahibi olan ziyaretçiler son derece memnun kaldılar.

Vivamedicana Hollanda Ulusal Sağlık Fuarı’na katıldı

Vivamedicana 25-29 Aralık tarihlerinde Utrecht bölgesinde yer alan Utrecht Ulu

Camii’nde düzenlenen Mega Kermes’e katıldı. Çok sayıda Türk ve Hollandalı katılımcının ziya-ret ettiği kermeste, Vivamedicana standına ilgi yoğun oldu. Medicana Konya Hastanesi Beyin

ve Sinir Cerrahı Dr. Mehmet Özerk Okutan ziyaretçiler ile biraya gelerek sohbet etti ve hasta olanların şikâyetleriyle ilgilendi. Katılımın oldukça yüksek olduğu Mega Kermes’te, ka-tılımcılar Vivamedicana’nın sunduğu üst düzey sağlık hizmetleri hakkında bilgi sahibi oldular.

Vivamedicana Utrecht Ulu Camii Mega Kermes’te büyük ilgi gördü

11İLKBAHAR 2014

Page 12: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

MEDICANA’DA YENİLİKLER BİT

Çalışma ofisleri modern ve ferah.

Medicana Sağlık Grubu yöneticileri, yeni yönetim ofisinde bir arada.

12 İLKBAHAR 2014

Bizden Haberler

Page 13: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

A TMİYOR

Avrupa Merkez Ofisi’ni geçen yıl Hollanda Zaandam’da açan Medicana Sağlık Grubu, Türkiye’deki çalışma alanını ise, Çamlıca Merkez Ofisi’nden Koza Plaza’ya taşıdı. Yenilikler bunlarla da bitmiyor. Çünkü ‘Medicana’nın önümüzdeki 5 yıllık projeksiyonu şimdiden hazır.

2013 yılının verimlilik bazlı büyüme rekorunu, zincir hastaneler klasmanında en yakın rakibine 40 puan

farkla kıran, Medicana Sağlık Grubu, 2014 yılına da aynı hedef ve istikrarla başladı. Sektörün en tecrübeli ve nitelikli kadrolarını istihdam eden grubu-muz, geniş çalışma alanını Çamlıca merkez ofislerinden Koza Plaza’ya taşıyarak bir büyük adım daha attı. Verimli ve kompakt bir ofis alanında tüm detaylar düşünülerek yapılan mimari düzenlemeler, 2014 yılına da şüphesiz daha başarılı bir Medicana olarak yansıyacak. Çift toplantı salonuna sahip merkezimiz dünyanın her bölgesine telekonferans yapabilecek teknoloji ile donatıldı. Direktörlerimizin, grup müdürlerimizin ve uz-manlarımızın ayrı ayrı çalışma ofislerine sahip olduğu merkezimizin her ofisinde iletişim ve konfor, yoğun çalışma temposuna ayak uydura-cak şekilde planlandı. Sektörün daha önceki aylarda duyurularımızla haberdar olduğu gibi, Avrupa Merkez Ofisimiz Hollanda Zaandam’da 30 Kasım 2013 tarihi ile açılmış ve Avrupa’daki büyük bir eksikliği ka-patmıştı. Şimdi mart ayı içerisinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ofislerimizin merkezi durumunda bulunacak, Middle East Viva Medicana Irak’ta açılıyor. Çok yakın zamanda bu gelişme ile ilgili haber ve fotoğrafları da iletişim bölümümüz siz-lerle paylaşacak. Önümüzdeki 5 yıl boyunca tüm büyüme ve yatırım planlamalarını yapmış, insan kaynağı ve organizasyonunun niteliğine güvenen Medicana Sağlık Grubu, sektörün öncü ve lider sağlık grubu olma hedefine çok kısa zamanda ulaşacaktır. Tüm bu başarılı ve gurur duyduğu-muz haberler vesilesiyle merkez kadrolarımızda bulunan tüm çalışma arkadaşlarıma yeni çalışma ortamlarının hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederim.

Medicana Sağlık Grubu'nun Koza Plaza'daki Danışma Masası.

Reha ÖzkayaMedicana Sağlık Grubu Genel KoordinatörCEO

13İLKBAHAR 2014

Page 14: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Aort anevrizmaları sinsi seyreder. Ya hiç bir şikayete neden olmaz ya da ileri dönemlerinde yol açtıkları şikayetler insanlarda çok sık görülen şikayetler olduğundan pek doktor kontrolünden geçme ihtiyacı oluşturmazlar.

Aort ayüzün

14 İLKBAHAR 2014

Kalp ve Damar

Page 15: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

55 yaş üzerindeki erkeklerin en az bir kez aort anevrizması kontrolünden geçmesinde yarar var. Aort çaplarında az da olsa genişleme olanların altı ayda veya yılda bir takip edilmeleri gerekiyor. Medicana International Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Neyyir Tuncay Eren, aort anevrizmaları hakkında bilgiler verdi.

Anevrizma nedir?Aort damarı kalbimizin attığı bütün temiz kanı vücudumuza dağıtan en büyük ana atardamardır. Çeşitli nedenlerle bu damarda ortaya çıkan lokalize

genişlemelere anevrizma denir. Bir genişlemenin anevrizma is-mini alması için damarın bilinen çapının en az yarısı kadar art-mış olması gerekir. Aort damarı genellikle 4 kısımda incelenir. Yapılan çalışmalar, damarlarımızın yaşamın erken yıllarından itibaren yıpranmaya başladığını gösteriyor. Çocukluk çağla-rında bile atardamarlarda yağ ve kalsiyumun birikmeye başlar. Bu nedenle damar sağlığımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor. Damarlardaki bu genişlemenin nedenleri nedir?

Yıllar içinde damar duvarlarında halk arasında kireçlenme diye bi-linen gelişmeler olur. Kalsiyum, kolesterol ve diğer bazı materyaller damar duvarında birikerek damar elastikiyetini azaltırlar. Böylece kan basıncının yükselmesi ile aort duvarında ortaya çıkan ilerleyici basınç artışı damarda genişlemelere neden olur. ‘Aort anevrizması’ deni-len bu lokalize genişlemeler bugün özellikle endüstriyel toplumlarda ciddi bir sağlık sorunu oluşturuyor. İstatistiklere göre 45-55 yaş arasın-daki her 100 erkekten yaklaşık ikisinde aort anevrizması mevcut. 70 yaş üstü erkeklerde ise bu oran

t anevrizmaları ünden

PROF. DR. NEYYİR TUNCAY EREN

Çıkan Aorta Arkus (Yatay)Aorta

İnen Aorta(Göğüs Bölümü)

Diyafram

Karın Bölgesi Aortu

Böbrek Damarları

Bacaklara GidenDamarlar

Her yıl 5 bin kişi hayatını kaybediyor

Aortun Bölümleri

15İLKBAHAR 2014

Page 16: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

yüzde 10, yani 70 yaş üstündeki her 10 erkekten birisinde anevrizma mevcut. Kadınlarda ise er-keklere göre çok daha az rastlanır. Belirtileri neler?Anevrizmaların ilginç tarafı genellikle uzun süre hiçbir rahatsızlığa sebep olmamalarıdır. Karın bölgesinde yerleşmiş olanlar belirli bir büyük-lüğe geldikten sonra bazen mide ağrısı, hazımsız-lık, sırt ağrısı, bel ağrısı, tuvalet alışkanlıklarının bozulması gibi hastalığa özgü olmayan belirtiler ortaya çıkabilir. Göğüs bölümünde yerleşmiş olanlar ise sırt ağrısına, seste kısıklık, çatallaş-maya veya yutma problemlerine neden olabilir. Ancak bu belirtiler hem anevrizma belli bir bü-yüklüğe geldikten sonra ortaya çıkmaya başlar, hem de birçok kişide olabilen belirtilerdir.

En korkulan taraf yırtılmalardırAnevrizmaların en korkulan tarafı yırtılmaları-dır. Aort anevrizmalarında yırtılma iki şekilde

olur. Bir grup yırtılma içeri doğru olur. Yani damarın dış bütünlüğü bozulmamakla birlikte, en iç tabakada oluşan bir yırtık nedeniyle kan damar duvarının içine girer. Şiddetli bir ağrı ile başlayan bu duruma ‘diseksiyon’ diyoruz. Di-seksiyon, aortun kalbe yakın olan bölümlerinde olmuşsa çok büyük tehlikelere neden olur. Bu hastaları tespit ettiğimiz anda gece gündüz de-meden acil olarak ameliyata alırız. Acil olarak ameliyata alınmayan hastaların neredeyse yüzde 80’i bir-iki gün içinde hayatını kaybeder. Diğer bir yırtılma ise gerçek yırtılmadır. Anevrizma nedeniyle genişlemiş damar duvarı iyice zayıfla-mış yerlerinden dışarı doğru yırtılabilir. Anevriz-ması yırtılan kişilerin büyük bir kısmı ne yazık ki hastanelere ulaşsa bile hayatını kaybediyor. Türkiye'de her yıl yaklaşık 4 binden fazla kişinin bu nedenle öldüğü düşünülüyor. Aort anevrizmalarının büyük bir kısmı (yüzde 70’i) karın bölgesindeki aortada yerleşir. Genel-

Kalp ve Damar

16 İLKBAHAR 2014

Page 17: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

likle de belirgin bir şikayete neden olmazlar. Bu nedenle de çoğunlukla tesadüfen tespit edilirler. Daha şansız hastalar ancak yırtıldığı zaman anevrizmaları olduğunu öğrenirler ki bu çok geç bir bilgidir. Ancak bu belirtiler çok az hastada olur ve olduğunda da çoğunlukla başka birçok hastalığa atfedilebilir. Bu nedenle uyanık olmak hayat kurtarıcıdır. Genişleyen aortun dejenere olmuş duvarlarında çoğunukla pıhtılar oluşur. Bazı hastalar bu pıhtılardan kopan parçaların bacak damarlarını tıkamasıyla ortaya çıkan gü-rültülü tablo ile karşılaşır. Risk faktörleri nelerdir?Risk faktörlerini şöyle sıralayabiliriz;1. Sigara kullanımı2. Aile hikayesi: Ailede bilinen aort anevrizması olgularının varlığı3. Yüksek tansiyon4. Erkek cinsiyet5. Yüksek kolesterol-trigliserid düzeyi6. Damar sertliği gelişimi7. Kronik tıkayıcı akciğer hastalığının varlığı 8. Bazı genetik koşulların varlığıAnevrizma oluşumunda genetik faktörlerle ortaya çıkanları ayrı değerlendirmek gerekir. Özellikle vücudun hücreleri bir arada tutmakla görevli bağ dokusunun oluşumunu bozan bazı hastalıklarda anevrizma görülme sıklığı çok yüksektir. Bu hastalıkların başında çok bilinen ‘marfan sendromu’ gelir. Marfan sendromunda bağ dokusunun en önemli yapı taşlarından birisi olan fibrilin1 proteininde sorun vardır. Bu da bağ dokusunda fibrilin 1 proteinini ne kadar ve nasıl yapılması gerektiğini söyleyen gende bir bo-zukluk vardır ve bu nedenle dokular lüzumun-dan fazla elastiktir. Yapılan çalışmalar ortalama her 5 bin kişiden birinin marfan sendromu oldu-ğunu gösteriyor. Bu hesapla Türkiye'de 15 bin ci-varında marfan sendromlu hasta olduğu tahmin edilebilir. Bağ dokusu vücudumuzda her yerde olduğu için marfan sendromu kalp, kalp kapak-ları, damarlar, iskelet sistemi, göz gibi organları yaygın olarak etkiler. Bu nedenle marfan send-romlular genellikle uzun boylu, uzun parmaklı, esnek eklemli bazen kalın camlı gözlükler kul-lanmayı gerektiren görme problemleri olan ki-şilerdir. Marfan sendromunda aort anevrizması genellikle çok daha erken yaşlarda gelişir. Kalp kapağı problemleri sıklıkla bu genişlemeye eşlik eder. Diseksiyon veya yırtılma olayı da ateroskle-rotik anevrizmalara göre daha genç yaşta ve daha sık görülür. Bunun için marfan sendromlu has-talarda ortaya çıkan anevrizmalarda müdahelede biraz daha erken davranırız. Marfan sendromlu insanların çocuklarında da sıklıkla marfan send-romu görülebilir. Bu nedenle fiziksel özellikleri

yukarıdaki tanımlara uyan veya ailelerinde anev-rizmadan erken yaşlarda ölüm hikayesi olanların çocuk sahibi olmadan önce böyle bir hastalıkları olup olmadığını araştırmalarında yarar var. Tedavisi nasıl yapılıyor?Genellikle karın bölgesindeki ortun çapı 2- 2.5 cm arasındadır. Bunun 5-5.5 cm’e ulaşması ile yırtılma riski artar. Bu nedenle bu çapa gel-miş aortlara müdahele edilmelidir. Eskiden bu müdahaleleri daima açık ameliyatlar tarzında

yapıyorduk. Yani karın bölgesi açılıp, anevrizmaya ulaşı-lıp, genişlemiş olan damar çıkarılarak yerine uygun çap ve özellikte suni damar yerleştirilirdi. Son10 yılda anevrizma ame-liyatları da gelişen teknolojiden nasibini aldı. Bu tür müda-halelerin önemli bir kısmını artık karın bölgesini açmadan yapıyoruz. Hatta çoğunlukla işlem sı-rasında hasta uyanık oluyor. Belden yaptı-ğımız bir uyuşturma

ile kasık bölgesinden küçük kesilerle anevrizma-nın içine ‘stentli greft’ dediğimiz bir suni damarı yerleştiriyoruz. Yaklaşık bir saat süren bu işlem-den sonra genellikle hasta ertesi gün taburcu olu-yor ve çok hızlı bir şekilde normal yaşantısına dönüyor. Bu tekniği maalesef bütün anevrizma olgularında uygulayamıyoruz. Özellikle böbrek damarlarına çok yakın yerleşen anevrizmalarda ve bazı şekil bozukluklarında açık ameliyatları uyguluyoruz. Aort damarının kalbe yakın bölümünde, kafa ve kol damarlarının çıktığı bölgede ve göğüs bölgesinde de anevrizmalar gelişebilir. Bazen bu bölgelerden birden fazlasında anevrizma gelişebi-lir. Karın bölgesinde anevrizması olan hastaların yüzde 18-20’sinde göğüs bölgesinde de anev-rizma görülürken, göğüs bölgesinde anevrizması olan hastaların yaklaşık yüzde 70’inde karın bölgesinde de anevrizma görülebilir. Aort anev-rizması gibi hayatı tehdit eden bir hastalığın as-lında teşhis edilmesi son derece kolaydır. Ben 50 yaş üzerindeki herkesin önce bir defa taramadan geçmesini öneriyorum. Ultrasonla birkaç dakika içinde aort çapları ölçülebilir. Eğer aort çapı 4 cm ve üzerinde ise bu kişileri mutlaka diğer riskler yönünden incelemek ve takibe almak gerekir.

Yapay Damar

Açılmış AnevrizmaKesesi

AbdominalAort Anevrizması(A.A.A.)

Sessiz seyirlerinden dolayı anevrizmaların yırtılmaları nedeniyle ölümler olur. Hastaların çok büyük bir kısmının yırtılma ile birlikte hastaneye gidecek kadar vakti olmaz.

Aort anevrizmalarının büyük bir kısmı (yüzde 70'i) karın bölgesindeki aortada yerleşir (Abdominal Aort Anevrizması )

Açık Cerrahi Onarım

17İLKBAHAR 2014

Page 18: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

ŞEKER HASTALIGÖZÜNÜZDEN Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık rastlanılan hastalıklar arasına giren şeker hastalığı yani diyabet, ne yazık ki başka pek çok ciddi hastalığa da davetiye çıkarıyor. Diyabetin uzun dönem hasarlarından biri olan diyabetik retinopati tedavi edilmezse körlüğe bile yol açabiliyor. Medicana Avcılar Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Nigar Hüse, bu tehlikeli hastalığın nedenlerini, tedavisini ve dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

DİYABETİK RETİNOPATİYE DİKKAT

Diyabetik retinopati, Tip 1 insüline bağlı diyabetiklerde yüzde 40 ve Tip 2 insülin bağımlı olmayanlarda yüzde 20 oranında görülür.

18 İLKBAHAR 2014

Göz Hastalıkları

Page 19: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

LIĞI N ETMESİN!

Şeker hastalığı gözü nasıl etkiler? Diyabetik retinopati, şeker hastalığına bağlı olarak gözün arka bölümünde ışığa hassas bir doku olan retina tabakasının

(ağ tabaka) damarlarının etkilenmesi ile ortaya çıkan ve körlüğe sebebiyet veren bir durum olup, diyabetin tedavi edilebilir bir komplikasyonu-dur. Diyabetik retinopati, Tip 1 insüline bağlı diyabetiklerde yüzde 40 ve Tip 2 insülin bağımlı olmayanlarda yüzde 20 oranında görülür. Ge-

nelde iki göz de etkilenir. Hastalığın başlangı-cında hastanın hiç şikayeti olmayabilir, bulgular zamanla ortaya çıkar. Bu oran hastalığın süresi ile artış gösterebilir. Diyabetik retinopatide risk faktörleri neler?• Diyabetin süresi: 20 yılın sonunda Tip 1 diya-betin yaklaşık tamamı ve Tip 2 diyabet hastala-rının da yüzde 60’dan fazlasında DR gelişir.• Düzenli metabolik kontrol: Diyabet kompli-kasyonlarının kötü metabolik kontrol ile ilgili olduğu konusunda giderek artan inanış, kan glu-koz seviyesinin normalleştirilmesi yolunda daha agresif çaba gösterilmesine yol açmıştır.• Hamilelik: DR gelişimini hızlandırır. • Hipertansiyon• Böbrek hastalıkları• Sigara içimi, hipelipidemi, anemi ve şişman-lık.Diyabetik retinopatinin evreleri nelerdir?• Basit arkaplan diyabetik retinopati: Ağ tabaka damarlarının tıkanması ve duvarlarının bozul-ması ile küçük damar genişlemeleri, kan da-marlarının retinaya sızması ile küçük retina içi kanamalar, sarı birikintiler görülür. Retinanın makula adı verilen en hassas bölgesi etkilen-medikçe görme yakınması olmaz. Klinik önem taşıyan maküler ödemin bulunmadığı basit arkaplan diyabetik retinopatili gözlerde lazer tedavisi yapılması gerekmez. Bununla birlikte periyodik olarak her sene tetkik edilmesi ve hi-pertansiyon, anemi veya böbrek yetmezliği gibi eşlik eden faktörlerin mümkün olduğunca dü-zeltilmesi gerekir.• Makulopati: Zamanla makula bölgesi da-marları etkilenince, bu bölgedeki damarların zedelenmesi ile, beslenme bozukluğu, sıvı sız-ması (ödem) ve bu bölgeye yerleşen kanama ve eksudalar görmeyi etkiler. Hasta bulanık ve az görmeden yakınmaya başlar. • Preproliferatif diyabetik retinopati: Basit arkap-lan diabetik bulguların şiddetlenmesi ile karakte-rizedir. Bu hastaların önemli bir kısmının ileride

UZMAN DR. NİGAR HÜSE

19İLKBAHAR 2014

Page 20: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

proliferatif diyabetik retinopati geliştirebilecek-lerinden ötürü dikkatle izlenmeleri gerekir. • Proliferatif diyabetik retinopati: Bu grup diya-betik nüfusun yaklaşık yüzde 5-10’unu etkiler. Beslenme bozukluğuna cevap olarak retina bazı sinyaller ve kimyasal maddeler oluşturur ve is-tenmeyen yerlerde yeni damarlar gelişir. Bu yeni damarlar göz içine yoğun kanamaya, etraflarında gelişen ve gözün içini dolduran yumurta akı kı-vamındaki jele doğru uzanan bantların yaptığı çekinti ile retinanın yerinden kabarmasına, göz tansiyonunun yükselmesine sebebiyet verir. Bu gelişmeler ise körlükle sonuçlanır. Diyabetli hastalarda göz muayenesi ne zaman ve hangi sıklıkla yapılır?Diyabetik retinopati, diyabetin uzun dönem organ hasarlarındandır. Göz dibinde ilk lezyon-lar diyabet başlangıcından yaklaşık 5 yıl sonra

görülmeye başlar. Ancak Tip 2 diyabet sinsi baş-langıçlı olduğundan hastada diyabet başlangıcı tanı konmasından yıllar öncesidir. Bu nedenle Tip 2 diyabetli hastalarda tanı konduğunda ilk göz muayenesinin yapılması gerekir. Tip 1 diya-betlilerde genel olarak, 10 yaşın üstündekilerde tanı konduğundan itibaren ilk 5 yıl içerisinde ilk göz muayenesinin yapılması önerilir. Erken saf-hada yakalanan hastaların tedavileri mümkün. Bu sebeple hastaların hiçbir şikayeti olmasa da yılda 1 kez retina muayenesi olmaları gerekir. Buluğ çağı, gebelik, katarakt ameliyatı, insüline yeni geçiş gibi dönemlerde muayene sıklaştırıl-malı. Diyabetin sıkı kontrolü, gerektiğinde in-süline geçiş, kan lipid ve kolesterolünün ve diğer dahili problemlerin kontrol altına alınması, sigarayı bırakmak hastalığın ilerlemesini yavaş-latır, ancak durdurmaz. Bu sebeple kan şeker düzeyleri çok iyi kontrol edilse bile, retina mu-ayeneleri ihmal edilmemeli. Şeker hastalarında

kan şekerinin hızlı değişiklikleri ile geçici görme bulanıklıkları da gelişebilir. Katarakt oluşumu da normal topluma göre daha sık görülür.Nasıl bir tedavi uygulanır?Öncelikle hastalar hiperglisemi, hipertansiyon, hiperlipidemi, obezite ve sigara kullanımı gibi kesin ve muhtemel risk faktörlerinin azaltılması ile diyabetin ortaya çıkmasının engellenebildiği ve ilerleyişinin yavaşlatıldığı ile ilgili eğitilmeli-ler. Hastanın yakınması olmadan göz hekimine başvurması çok önemli. Erken evrede lazer ışık koagülasyonu ile tedavi edilen hastaların yüzde 80-90 civarındaki bir grubunda körlüğü engelle-mek mümkün olabiliyor. Tedavinin etkinliği ve yöntemleri yaklaşık 40 yıllık çalışmalarla ortaya konuldu. Tedavi için gözün üzerine bir kontakt lens yerleştirilir. Lazer ışığı bu lens vasıtası ile tedavi edilecek bölgelere ulaştırılarak yanıklar

oluşturur. İşlem ge-nelde tolore edilebilir, ancak bazı durumlarda ağrı duyulabilir. Lazer tedavisinin amacı, görmeyi hastan ın başvurduğu düzeyde tutmaya çalışmaktır. Ancak işlemden sonra bir miktar görme azalması olabilirse de, ileride görülecek daha şiddetli görme azlığının engellenmesi açısından bu kabul edilebilir. İşlemden hemen sonra görme

yakınmaları artabilir. Ancak bir süre sonra eski düzeye döner. Lazer tedavisi tıkanmış olan da-marları açamaz. Sadece sızıntı (ödem) bölge-lerine ve yeni gelişen damarlara etki edebilir. Lazerin başarısı, hastanın erken başvurusu ile doğru orantılı.Son yıllarda lazer tedavisine rağmen ilerleme olduğunda, neovasküler glokom varlığında, la-zere engel kanama varsa ve cerrahi öncesi ayrıca makula ödeminin tedavisinde lazer tedavisine yanıt vermeyen olgularda göz içi enjeksiyon uy-gulamaları yapılabiliyor. Bu tedavi yönteminde göz içerisine küçük bir iğne ile ile özel ilaçlar enjekte ediliyor. İşlem çok kısa sürüyor ve genel-likle hasta hafif bir iğnelenme hissediyor, işlem sonrası evine gidebiliyor. Tedavi için geç kalmış ve bazen lazer tedavisine rağmen ilerleme göste-ren hastalarda gözün içine 1 mm’den ince özel aletlerle girilerek vitrektomi dediğimiz cerrahi bir uygulama yapılıyor.

Erken evrede lazer ışık koagülasyonu ile tedavi edilen hastaların yüzde 80-90 civarındaki bir grubunda körlüğü engellemek mümkün olabiliyor.

Diyabetik retinopati, diyabetin uzun dönem organ hasarlarındandır.

20 İLKBAHAR 2014

Göz Hastalıkları

Page 21: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Böbrekteki taşları ‘robotik fleksibil ürete-rorenoskopi’ yöntemi ve lazer tekniğiyle kesmeden veya delmeden tedavi imkanı

sağlayan Türk robotu İbn-i Sina (Avicenna), dünyayı kendine hayran bırakıyor.Paris Üniversitesi Tenon Hastanesi'nden Prof. Dr. Olivier Traxer, 22 Ocak 2014 tarihinde Medicana International Ankara Hastanesi'nde İbn-i Sina ile gerçekleştirilen kurs ve ameliyat-lara katıldı. Traxer, ‘fleksibil üreterorenoskopi’ konusunda dünyada en önde gelen isim olarak gösteriliyor. Türk robotuna hayran kalan Tra-xer, ameliyatın ardından “İşte gelecek bu” diye konuştu. Fransız hekim, Paris Üniversitesi’ne davet ettiği ekiple robotun Tenon Hastanesi'ne kurulması konusunda ön görüşme de yaptı. Geçtiğimiz aylarda Ankara'ya gelerek Türk ro-botunu kullanan ünlü Alman Profesör Rasswe-iler de cihaza hayran kalmıştı.

Avrupa Üroloji Kongresi'nde tanıtılacakRobotu geliştiren ekibin başında yer alan Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Profesörü Remzi Sağlam, robotu kul-

lanmak için ABD'den Norveç'e, İngiltere'den Romanya ve İran'a kadar çok sayıda hekimin sırada olduğunu kaydetti. Sağlam, 13 Nisan 2014 tarihinde yaklaşık 12 bin kişinin katılı-mıyla Stockholm’de yapılacak Avrupa Üroloji Kongresi'nde Türk robotu ile İsveçli bir hastayı tedavi edecek. Sağlam, robot hakkında şu bil-gileri verdi:“Türk robotu İbn-i Sina (Avicenna) kullana-rak yapılan 'robotik lazer ile fleksibil üreterore-noskopi' yöntemi böbrek taşlarının, hastanın idrar yollarından girilerek, kesmeden ve delme-den tedavisine imkân sağlıyor. Fleksibil, yani ucuna kumanda edilebilme özelliği nedeniyle böbreğin bütün boşluklarına ulaşılabildiği için diğer tedavi yöntemleriyle ulaşılamayan taşlar da tedavi edilebiliyor. Doktor, robotu otura-rak, daha ergonomik şartlarda kullandığı için yorulmadan, konsantrasyonu kaybolmadan hastanın taşını Robotik lazer ile çok hassas bir şekilde toz haline getirebiliyor. Bu şekilde ortaya çıkan taş tozlarının dökülme problemi olmuyor, taşların çoğu daha tedavi sırasında idrara karışıp atılıyor. Ameliyat sonrasında ağrı olmuyor".

Hasta hikayeleri

DÜNYA, TÜRK ROBOTUNUN PEŞİNDE

21İLKBAHAR 2014

Page 22: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Her yıl diyabete bağlı 41 bin uzuv kesilmesi yapılıyor. Bu hastaların yüzde 50'sinde 1-5 yıl içinde karşı tarafa da aynı işlem gerekiyor. Ve bu hastaların yüzde 35-50’si üç yıl içerisinde hayatını kaybediyor.

DİYABETİK AÜlkemizde yaklaşık 3 milyon diyabet hastası var ve bunların yarısında uzuv kayıplarına yol açabilen diyabetik ayak sendromu görülüyor. Medicana Çamlıca Hastanesi Girişimsel Radyoloji Bölümü’nden Dr. Işıl Yıldız, diyabetik ayak hastalığının belirtileri, nedenleri, tedavi yöntemleri ve önleyici tedbirler hakkında bilgi verdi.

ŞEKER HASTALARINI BEKLEYEN TEHLİKE:

22 İLKBAHAR 2014

Radyoloji

Page 23: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

etmek için Doppler US, MRA veya anjiyografi yapılmalıdır.Diyabet hastalarının yüzde kaçında görü-lür?Şeker hastalarının yüzde 50’sinde diyabetik ayak gelişiyor. Türkiye’de yaklaşık 3 milyon diyabet hastası var. Her yıl diyabete bağlı 41 bin uzuv kesilmesi yapılıyor. Bu hastaların yüzde 50 sinde 1-5 yıl içinde karşı tarafa da aynı işlem gerekiyor. Ve bu hastaların yüzde 35-50’si üç yıl içerisinde hayatını kaybediyor.Yol açan nedenler nelerdir?Temelde altta yatan iki sorun vardır: Damar ya-pısının ve periferik sinirlerin duyu alma yetenek-lerinin bozulması. Diyabetik ayak hastaları sinir hasarı nedeniyle ayaklarında ağrı hissedemedik-leri için baskıyı veya yaralanmayı hissedemezler. Damar tıkanıklığı şeker hastalarında oldukça sık görülür, hem yara açılmasına hem de açılan yara-nın iyileşmemesine neden olur. Nasıl tedavi edilir?Diyabetik ayak tedavisi birçok değişik branşı il-gilendirir. Ayaktaki problemin damar kaynaklı olup olmadığını anlamak ve gerekirse tedavisi için girişimsel radyoloji ve kalp damar cerrahisi, yara değerlendirmesi gerekirse ameliyat için için ortopedi ve plastik cerrahi, sinirlerle ilgili sorun olup olmadığının araştırılması varsa tedavisi için nöroloji, kan şekeri düzeyinin düzenlenmesi ve takibi için dahiliye ve endokrinoloji, ayakta enfeksiyon varsa enfeksiyonun doğru tedavisi için enfeksiyon hastalıklarının değerlendirmesi gerekir.Hastalık nükseder mi?Diyabetik ayak nüksedebilir. Kan şekeri düzeyi

kontrol al-tına alın-mış, tıkalı damarları a ç ı l m ı ş ve yara o l u şm a -ması için g e r e k l i korunma yöntemle-rini uygu-layanlarda nüks çok daha dü-şüktür.

Önleyici tedbirler

nelerdir?· Şeker seviyesi

kontrolde olmalı. Sigara içilmemeli · Diyete uyulmalı

· Çorap ve ayakkabının kontrolü

yapılmalı· Çoraplar sık değiştirilmeli

· Evde bile çıplak ayakla dolaşmamalı

· Dinlenirken bacaklar yükseğe

kaldırılmalı· Ayak ısıtmak için

soba veya kalorifer, sıcak su torbaları gibi

bir ısıtıcı kesinlikle kullanmamalıdır.

K AYAK!

Diyabetik ayak nedir? Diyabetik ayak, şeker hastalığı yani diyabetin bir sonucu olarak, kontrol edilemeyen yüksek kan şekeri düze-

yinin uzun dönemde neden olduğu ayak sorun-larının genel adıdır.Nasıl teşhis edilir, belirtileri nelerdir?- Ayakta ya da ayak bileğinde kırmızılık, şişlik veya ısı artışı, - İstirahat sırasında veya yürürken ayakta ağrı, - Açık yara, kesik, su toplanması, deride so-yulma, iltihaplanma veya iyileşmeyen yara, - Tırnak batması, tırna-ğın boynuz gibi kalın-laşıp şekil bozukluğu göstermesi, - Deride kızarıklık, kalınlaşma ve nasırlar, nasır ortasında küçük yuvarlak yara (kuş gözü gibi), - Deride kuruluk, çat-laklar, yırtılmalar. Altta yatan nedenleri araştırmak amacıyla, sinir hasarını tespit etmek için EMG, da-marlardaki darlık ve tıkanıklıkları tespit

DR. IŞIL YILDIZ

23İLKBAHAR 2014

Page 24: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

mamografi hayat kHer kadının korkulu rüyası meme kanseri. “Memedeki lezyonların erken saptanması için kadınların memelerini elle

muayene etmeleri ve 40 yaşın üstündeki kadınların yılda en az bir kez mamografi ya da doktor muayenesi yaptırmaları gerekir” diyen Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı meme kanserine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Meme kanserinin ne-deni nedir?Meme kanserinin nedeni tam olarak bi-

linmiyor fakat kalıtım en önemli et-menlerden birisi. Kalıtımdan başka; beslenme şekli, sosyo-ekonomik durum, regl durumu, doğumlar,

doğum kontrol hapları gibi birçok faktörden de bahsedilebilir. Meme kanserinde erken tanı ya-şamı etkileyen en önemli faktörlerden biri. Erken tanı sayesinde günümüzde meme kanserinden kaynaklı ölümler yarı yarıya inmiş durumda. Memenin korunması ve daha kaliteli yaşama olanak sağlaması, erken tanıyı daha da önemli hale getiriyor.Meme kanseri en çok kimlerde görülür?Meme kanseri kadınlarda erkeklere oranla çok daha fazla görülür. Genel olarak sadece kadın-larda görüldüğüne inanılsa da (çok nadir de olsa) erkeklerde de görülebilir. Günümüzde her 10 kadının birinde meme kanseri görülüyor. Ka-dınlarda en yüksek risk grupları;*Yaşın ileri olması (45-55 en sık görülen yaş ara-lığıdır. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar),* Annede 50 yaş altında meme kanseri görülmesi

veya annenin her iki memesinde de meme kan-seri olması,*Gebelik ve emzirme meme kanserine karşı ko-ruyucudur. Hamilelik olmaksızın sürekli regl dönemlerindeki hormonal değişikliklere maruz kalmak meme kanseri riskini arttırır; örneğin hiç doğum yapmamış olmak veya ilk doğu-munu 35 yaşın üstünde yapmak gibi. 20 yaş altında doğum yapanlarda meme kanseri daha az görülür, * İlk adetin 12 yaş altında görülmesi, geç me-nopoza girmek (55 yaş üstü) aynı şekilde meme kanseri riskini arttırır.*Menopoz sonrası dönemde gelişen şişmanlık,*Yumurtalık ya da rahim kanseri olanlar,* Beslenmede doymamış yağların aşırı kulla-nımı.- Meme kanserinin belirtileri nelerdir?* Memede ele gelen kitle, şişlik,* Meme derisinde çöküntü, * Meme derisinin portakal kabuğu görünümünü alması,* Meme derisinde veya meme başında egzamaya benzeyen iyileşmeyen yaralar,* Meme başından kanlı akıntı gelmesi,* Meme başının içeriye doğru çökmesi,* Memenin boyutlarında küçülme ya da bü-zülme,* Meme uçlarının içe, dışa veya yukarıya doğru kıvrılması,* Koltuk altında ele gelen şişlik.

MEME KANSERİ

PROF. DR. HASAN TAŞÇI

Mamografik tarama programları yaygınlaştıkça saptanan ele gelmeyen erken evre meme kanseri sayısı da giderek artıyor.

24 İLKBAHAR 2014

Genel Cerrahi

Page 25: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

t kurtarır!

Erken tanı sayesinde günümüzde meme

kanserinden kaynaklı ölümler yarı yarıya

inmiş durumda.

- Hastalar kendi kendilerini muayene edebilirler mi?Memedeki lezyonların sap-tanmasında kad ınların kendi memelerini muayene edebilmeleri çok önemli. Meme kanserinin erken bir dönemde teşhis edilmesini sağlar ve dolayısıyla teda-vide başarı şansı artar. 20 yaşından büyük kadınlar her ay kendileri meme kont-rollerini yapmalıdırlar. En uygun zaman adet bitiminden sonraki ikinci ve üçüncü gün-lerdir. Bu dönemlerde memelerde şişme ve hassasiyet çok daha düşük-tür. Menopoza girmiş kadınlar ise mu-ayene için her ayın ilk günü gibi bir günü seçebilirler. Banyo sonrası ayna karşısında yapılan muayenede simetri bozuklukları da anlaşılabilir. 40 yaşın üstündeki kadınların yılda en az bir kez mamografi ve doktor muayenesi ile kontrol yaptırmaları gerekir.- Meme hastalıklarında en uygun tedavi yön-temi nedir?Seçilm ancak hastalığa doğru ve kesin bir tanı koyulması ile mümkün. Memede bir lezyon tes-pit edildiği zaman her şeyden önce bu lezyonun tabiatının kesin bir şekilde anlaşılması gerekir. Yapılan çalışmalarda en büyük görev hastayı ilk muayene eden hekime düşüyor. Kesin tanıya kadar memede saptanan her lezyonun kanser olabileceği olasılığı akıldan çıkarılmamalı.Meme kanserinin erken evrede saptanması büyük ölçüde mamografik tarama ile mümkün. Tarama programları yaygınlaştıkça saptanan ele gelmeyen erken evre meme kanseri sayısı da gide-rek artıyor. Meme kanserine erken dönemde tanı koyabilmek için gelişmiş ülkelerde 40 yaş üstü kadınlarda yıllık mamografi takipleri yapılıyor.Meme kanseri tespit edilmiş hastaların kanserin

boyutuna göre, tedavi yöntemleri de-ğişiyor. Meme cer-rahisi artık hastadan daha az doku ve organ çıkararak gerçekleşiyor. Erken dönemde gelen hastaların tedavisinde, sadece tümörlü kısım etrafındaki sağlam doku ile çıkartılıyor. Aynı seansta koltu-kaltı nöbetçi lenf bezi örneklemesi yapılıyor ve eğer tutulum varsa koltukaltı temizleniyor. Tü-mörün yeri itibari ile meme koruyucu cerrahiye uygun olmayan vakalarda ise memenin tamamı-nın alınması gerekebiliyor. Cerrahi sonrası yapı-lan ameliyat şekline ve patoloji raporuna göre, radyoterapi veya kemoterapi ilave ediliyor.

RİNDE

25İLKBAHAR 2014

Page 26: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Bacakların damar hastalığına bağlı en yaygın şikâyet; yü-rümekle, koşmakla, mer-

diven çıkmakla baldırlara, uyluk çevresindeki ve kalçadaki adalelere gelen ve genellikle kramp şeklinde olan ağrıdır (kladikasyo intermi-tant). Yürümekle gelen ağrının en önemli özelliği yürüyüş durdurul-duğunda ağrının 3-5 dakika içinde kendiliğinden geçmesidir. Ağrı hemen her zaman her yürüyüşle aynı mesafede gelir. Ancak zamanla bu mesafe kısalabilir. Zamanla kan akımının daha da azalması sonucunda ağrı artık isti-rahatte bile ortaya çıkmaya başlar. Çoğu kez geceleri ağrı oluşur. Kişi gece uyurken bacağına ağrı gelmesi sonucunda uyanır, kalkıp dolaşınca ağrısı biraz geçer ve tekrar uyur. Bir süre sonra ağrı kalıcı hale gelip, artık gündüzleri de devam etmeye başlar. Hastalar çoğu kez bacakla-rını yatak kenarından aşağıya sar-kıttıklarında daha rahat ederler. Bu durumda yürüme ağrısı da çok daha kısa mesafelerde gelmeye başlar.Yürüme ağrısı ile Medicana Samsun Hastanesi Kardiyoloji Bölümüne başvuran 65 yaşındaki A.T.'nin yapılan muayene ve incelemeleri sonrası, tam tıkalı olan bacak da-marının açılması gerektiğine karar verildi.Medicana Samsun Hastanesi Kar-diyoloji Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı tarafından Karade-niz Bölgesi’nde ilk kez yapılan bir müdahale ile; hastanın tam tıkalı olan bacak damarına kasık bölge-sinden girişim mümkün olmadığı için, ayak damarından girilerek, bacaktaki tıkalı damarı açıldı.

Hasta hikayeleri

Tam tıkalı bacak damarı açıldı

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA YAZICI

26 İLKBAHAR 2014

Page 27: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

sağlıklı kalın...

Geçtiğimiz günlerde Medicana Sağlık Grubu ile yaptığı işbirliği üzerinden üyelerine sağlık tedariki sunmaya başlayan Garanti Barter’a bu öncü girişimini ve anlaşma ile ilgili diğer detayları sorduk. Firma CEO’su Birbey Ergün sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle kısaca barter sistemini anlatabilir misiniz?Barter aslında en basit haliyle takas anlamına geliyor. Yani eskiden ta-

rımla uğraşan bir ailenin, ürettiği meyve sebze karşılığında, ahırcılıkla uğraşan bir aileden et ve süt ürünleri alması gibi düşünebilirsiniz. Barter, bu alışverişin modernize edilmiş ve genişletilmiş versiyonu. Yani basit takasla arasındaki fark; ürettiğin ürünün karşılığında istediğin zaman, istediğin tutarda ve çok daha fazla ürün ve hiz-met içerisinden seçim yaparak alım yapma ola-nağı sağlıyor.Sistemde ne tür ürün ve hizmetler bulunu-yor?Geniş ürün/hizmet yelpazesine sahip bir havuzu-muz var. Gayrimenkulden medyaya, tekstilden matbaaya, kurumsal hizmetlerden turizme ve daha bunun gibi birçok ürün ve hizmet sisteme dâhil olabiliyor. Bu tip genele hitap eden ürün ve hizmetlerin dışında bazen ilginç tedarikler de söz konusu olabiliyor. Örneğin geçen yıl an-laşma yaptığımız BJK spor kulübünden aldığı-mız kombine kartları, Reina ve Suada’da geçerli yeme-içme kuponları veya çok daha uç noktada bir örnek vermek gerekirse bir helikopter veya çok ünlü bir sanatçı dahi barter sistemine üye olabiliyor. Özetle, iş ve özel yaşantımızın parçası olan her şey barter sisteminde bulunabilir.Medicana Sağlık Grubu ile olan anlaşmanızı

anlatabilir misiniz?Garanti Barter olarak öncelikli hedefimiz üyele-rimize en iyi ürün ve hizmetleri sunmak. Medicana Sağlık Grubu, alanında kendini ka-nıtlamış, öncü bir kurum. Dolayısı ile böyle bir kurumla iş birliği yapıyor olmak bizim için he-yecan verici bir gelişme oldu. Yaptığımız anlaşma sonucunda Medicana Hastaneleri’nde geçerli olacak sağlık kuponları hazırlandı. Sistemimizde bulunan diğer üye fir-malarımız, mevcut bakiyeleri karşılığında bu kuponlardan alıp, sağlık hizmetlerinden fayda-lanabilecekler. Almış oldukları hizmet karşılı-ğında para yerine bu kuponlardan vererek ödeme yapacaklar.Peki, bu hizmetin sınırlamaları var mı? Üye-leriniz hangi şartlarda, ne şekilde bu hizmeti firmanız üzerinden alabilecekler?Üyelerimiz sistem içerisindeki bakiyelerine kar-şılık Medicana sağlık kuponu talep edebilecekler ve bu kuponlarla tüm Medicana Hastaneleri’nde, tüm sağlık hizmetlerinden faydalanabilecekler. Alınacak sağlık hizmetlerini sağlık kuru-luşundan almaları ile sizin üzerinizden al-maları arasındaki fark nedir? Üyelerinize sağladığı avantajları var mı?Sistemimizin mantığı ürün ve hizmet takasına dayanmaktadır. Yani sisteme üye olan kurum ve şahıslar; verdikleri ürün ve/veya hizmetler kar-şılığında, sistemde bulunan diğer ürün ve/veya hizmetlerden satın alırlar. Buradan yola çıkarak, üyelerimiz normal şartlarda diğer bir sağlık ku-rumundan nakit ödeme ile hizmet alırken, bizim sistemimizde kendi ürettiği ürün veya hizmetle ödeme yapar. Bu da üyelerimize hem satış garan-tisi sağlar, hem de nakit tasarrufu.

Barter’laBizden Haberler

27İLKBAHAR 2014

Page 28: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

‘Polikistik over sendromu’, üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen hastalıklardan biri. Medicana Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Tolga Şişli, hastalığın kadınlarda yumurtlayamama sorunu ve kısırlığın yanı sıra, tedavi edilmediğinde kalpten hipertansiyona kadar birçok hastalığın oluşumunu tetiklediğini söylüyor.

Çocukluk ve ergenlik döneminde başlayabilen ‘polikistik over sendromu’nun çoğunlukla gecikmiş ergenlik vakaları ile karıştırıldığına

dikkat çeken Op. Dr. Tolga Şişli, “Sağlıklı bir ergenlik döneminde adet düzensizliği normal karşılanabilir. Bir hastalığın nedeni olarak ortaya çıkabileceği çoğu zaman akla gelmez. Ultrason görüntüleriyle de her zaman ayırıcı tanı konula-mayabilir. Bu nedenle, adet düzensizliği görülen ergenlik dönemindeki kızlarda tanı, klinik ince-lemelerin yanı sıra laboratuvar testleri yardımıyla konulmalıdır” diyor.

Tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açıyorPolikistik over sendromunun; yalnızca hastada yol açtığı şikayetlerin giderilmesi ile tedavi edil-diğinin altını çizen Op. Dr. Şişli, “Polikistik over sendromu adet düzensizliğine neden oluyorsa, adetin düzene sokulması sağlanır. Yumurtlama uyarıcı tedavi de ancak hasta çocuk sahibi olmak istediği takdirde uygulanır. Ancak polikistik over sendromunun tedavisinin tam olarak sağlanma-ması, uzun dönemde hasta açısından tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu hastalarda kalp hasta-lıkları, kan yağlarında yükselme, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve rahim kanseri riski artarken; Tip 2 diyabet yani insüline bağımlı olunmayan diyabet riski ve hamilelik döneminde gebelik

diyabeti olma olasılığı artmaktadır” uyarısında bulunuyor.

En etkili tedavi yaşam şeklinin düzenlenmesi!Hastalığın tedavisinin; yaşam şeklinin düzen-lenmesi ve son aşama da cerrahi girişim oldu-ğunu dile getiren Op. Dr. Tolga Şişli, “Hastalara, hastalıkla uyumlu bir şekilde nasıl yaşayacakları öğretilir. Günlük yaşamda fiziksel aktiviteye yer vermek, doktor kontrolünde düzenli spor yap-mak ve beslenmede sağlıklı bir diyet programı izlemek tedavinin başlıca kuralları arasında yer alır. Çünkü obez hastalar kilo vermeye başladı-ğında yumurtlamaları da kendiliğinden başlar. Adet döngüsü düzene giren bu hastaların gebe kalma şansı da artar. Hastalığın tedavisinde ön-celikli yaklaşım, yaşam tarzında yapılacak deği-şiklikler olmalıdır. Ancak, bu tür düzenlemelere karşı bir direnç söz konusu olduğunda, cerrahi yöntemler uygulanabilir”şeklinde konuştu.

POLİKİSTİK OVER SENDROMU İLE BAŞA ÇIKMAK İÇİN

OP. DR. TOLGA ŞİŞLİ

Yumurtalıklarda oluşan küçük iyi huylu kistlerle kendini gösteren polikistik over sendromu; kadınlarda adet düzensizliği ile birlikte tüylenme, kilo alma ve sivilcelenmeye de neden oluyor. Tüm bu şikayetler, psikolojik sorunları da kaçınılmaz hale getiriyor.

28 İLKBAHAR 2014

Kadın Hastalıkları

Page 29: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Günlük yaşamda fiziksel aktiviteye yer vermek ve

sağlıklı bir diyet programı izlemek tedavinin başlıca

kuralları arasında yer alıyor.

29İLKBAHAR 2014

Page 30: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Vajinusmus, tedaviye en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğudur.

Ülkemizde, kadınlardaki cinsel sorunların yarısını vajinusmus vakaları oluşturuyor. Tedavi için doğru adresin psikiyatri olduğunu ve uygun cinsel terapi ile yüzde 100’e yakın düzelme sağlandığını belirten Medicana Konya Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ak, kadınların korkulu rüyası vajinusmus hakkında önemli bilgiler verdi.

Sıradaki hasta davet edildiğinde bir çift girdi içeri. Kadının yüzünde suçluluk, mahcubiyet ve utanç duygusu, erke-ğinkinde ise çaresizlik ve kızgınlık. Bir

hafta olmuş evleneli. Her şey çok güzelmiş, ta ki o ilk geceye kadar. Sağdıçları bir şeyler anlat-mışlar onlara mahcup şekilde, onlar da sorama-mışlar, sadece dinlemişler. Ama anlattıkları gibi olmamış ilk gece. Çok korkmuş kadın, kasılmış ve ağlamış sabaha kadar. Erkek ne yapacağını bilememiş. Suçluluk, kızgınlık ve daha bir sürü acabalarla dolmuş zihni… Böyle başlayan benzer ne kadar çok öykü vardır. Bunun sadece bir cinsel işlev bozukluğu oldu-ğunu, hiçbir ilaç ve cerrahi müdahale kullanma-dan tedavi edilebildiğini bilseler, bu kadar ıstırap çekmezlerdi. Vajinusmus nedir? İnsan yaşantısının önemli bir parçası olan cinsel yaşantıda karşılaşılabilecek sorunlar konusunda, maalesef bilgi düzeyimiz toplum olarak yeterli değil. Evlilik yaşantısı ile başlayan birliktelikte ilk geceden itibaren birçok yönüyle gündemde-dir cinsel hayat. Cinsellik çiftlerin birbirine olan duygularının perçinleşmesine, ortak haza ve belki de her canlı gibi en önemli yaşamsal işlev olan genetik aktarıma aracı olur. Ancak her şey

yolunda olursa tabii. Kadının cinsel ilişki konu-sundaki önyargıları, mitleri, inançları ve yanlış bilgileri gibi birçok nedenle oluşan vajinusmus, bir duvar gibi dikilir bazen çiftlerin önüne. Vaji-nusmus bir bozukluk olarak kabul edilmeyince, erkekte istenilmediği düşüncesi gelişebiliyor; çiftler arasında sorunlar, hatta namus cinayet-leri gibi istenmeyen olaylar meydana gelebiliyor. Vajinusmus kadının cinsel birleşmeden duyduğu korku nedeniyle kadın cinsel organı bölgesindeki kaslarda ısrarlı, istemsiz, yineleyici spastik kasıl-maların olduğu bir cinsel ağrı bozukluğudur. Vajinusmusun belirtileri nedir ve kimlerde görülür? Vajinusmus istem dışı oluşan koşullu bir kasılma refleksidir. Cinsel birleşmeye izin vermez ya da cinsel birleşmenin kısmen ve ağrılı biçimde ol-masına yol açar. Ağrı beklentisi, acı duyma kor-kusu ile birleşir ve sorunun çözümünün sürekli ertelenmesine neden olur. Yalnızca cinsel ilişki

Cinsel yaşantının önündeki sahte duvar:

DOÇ. DR. MEHMET AK

Vajinusmusta uygun cinsel terapiyle yüzde 100’e yakın düzelme sağlanır. Genellikle haftada bir gerçekleşen 6-12 haftalık seanslar yeterlidir.

VAJİNUSMUS

30 İLKBAHAR 2014

Psikiyatri

Page 31: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

esnasında değil, jinekolojik muayene, tampon kullanımı, parmağın vajinaya sokulması gibi girişim içeren durumlarda da tetiklenebilir, en-dişe, korku ve panik yaratır. İkincil olarak da vücudun tümünde ya da çeşitli bölgelerinde ka-sılmalar, bacakların kapanması, korku, titreme, terleme, fenalık hissi, ağlama, bulantı ve kusma görülebilir. Toplumun her kesiminden her eği-tim düzeyinde, her sosyo-ekonomik sınıfta görülebilir, kentte ya da kırsalda yaşamakla oranlar değişmez. Vajinusmusta cinsellikle ilgili tutucu değer yargılarının egemen olduğu top-lum ve kültür yapısı etkili olabiliyor. Ülkemizde kadınlardaki cinsel sorunların yaklaşık yüzde 50’si vajinismusdur. Bu kişilerde ilaveten doğum yapma korkusu, karanlık korkusu, yalnız kalma korkusu, iğne yaptırmadan korkma gibi girişim-sel müdahale korkuları da sıklıkla eşlik eder.

Vajinusmusun tedavisi nasıldır?Tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğu olarak tanımlanır va-jinusmus. Bu sorunu aşmak için kişiler bazen kadın doğum uzmanı ya da başka branşlara başvurabiliyor ve hatta cerrahi müdahaleler talep edebiliyor. Bazı çiftlerden uyutularak ya da uyuşturularak cinsel ilişki çabalarının farklı ortamlarda denendiğini duymak gerçekten üzücü. Tedavi için doğru adres psikiyatridir. Bu bozuklukta uygun cinsel terapiyle yüzde 100’e yakın düzelme sağlanır. Genellikle haftada bir gerçekleşen 6-12 haftalık seanslar yeterlidir. Ayrıntılı psikiyatrik değerlendirme başlayan sü-reçte psikoeğitim ile diğer bilişsel ve davranışçı yöntemlerle çiftler tedavi edilir. Bu tür sorunu olan çiftlere bir psikiyatristte başvurarak bu so-runu kısa sürede çözebileceklerini hatırlatırız.

31İLKBAHAR 2014

Page 32: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Anne adaylarının en çok korktuğu uygulamalardan biri olan ve riskli gebelik durumlarında başvurulan amniosentezin

pabucu dama atılıyor. Medicana Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Mehtap Şentürk

Çiçek, ülkemizde henüz yeterince bilinmeyen noninvaziv test hakkında bilgi verdi.

Amniosentezin yerine geçecek nonin-vaziv test hakkında biraz bilgi verir misiniz?Amniosentez için alternatif, bebeğin

düşük tehlikesini sıfırlayan, sadece anneden kan alınarak yapılan basit bir test. 2013’te bir devlet hastanesinde amniosentez yapılan bir anne bebeği ile birlikte kaybedildi biliyorsunuz. Amniosentezde iğne uyguluyoruz, yani hem annenin hem de anne karnındaki bebeğin hayatı tehlikeye girebiliyor, düşükle sonuçlanabiliyor. Annede bir takım en-feksiyonlar oluşabiliyor ve en kötüsü hayatını kay-bedebiliyor. Ancak amniosentezde bu oranın son derece düşük olduğu bilinmekle beraber, bu test için risk yüzde 0 olarak ifade ediliyor. Bu yöntem Japonlar tarafından bulundu. Anne karnından kan almadan, su almadan, annenin damarından alınan basit bir kan örneği ile yapılan bir test. Bu test güvenli mi?Bununla ilgili bir takım araştırmalar yapılmış ve güvenirliği amniosenteze yakın, yüzde 99 gibi yük-sek bir oran. Amniosentez yaptırmak istemeyen hasta grubunda yani kıymetli gebelik, tüp bebek, annede kan uyuşmazlığı olması, ileri anne yaşı gibi durumlarda ya da plasentanın normal dışı yerle-şimi nedeni ile bu işlemin uygun olmadığı hasta grubu için en başarılı yöntemdir. Bu test Türkiye’de ne kadar zamandır uygula-nıyor?İki yıldır uygulanıyor. Ben ilk 2013 mart ayında uygulamıştım, hastamın gebeliği çok kıymetliydi. Amniosentez için uygun olmayan bir gebelikti. Ama yapılan testlerde down sendromu için riskin yüksek olduğu tespit edilmişti. Hasta gebeliğini amniosentez işlemi ile riske atmak istemiyordu. Kadere bırakmıştı ama aynı zamanda bilmek de istiyordu. O dönem hastama bu noninvaziv testten bahsettim ve uygun gördükten sonra uyguladım. Oldukça güvenli bir test olmasına rağmen sonucu ben de çok merak ediyordum. Sonunda sağlıklı bir bebeği kucağımıza aldık.

AMNİOSENTE

OP. DR. MEHTAP ŞENTÜRK ÇİÇEK

tarihe mi k

32 İLKBAHAR 2014

Kadın Doğum

Page 33: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Noninvatiz, bebeğin düşük tehlikesini sıfırlayan, sadece

anneden kan alınarak yapılan basit bir test.

Ne kadar sürüyor sonuç alınması?Yaklaşık 3-4 haftayı buluyor. Ama ne yazık ki böyle bir testin varlığını çoğu insan henüz bilmiyor. Hangi durumlarda bu testi gerekli görüyorsu-nuz?Kıymetli gebeliklerde, yüksek riskli zeka testi so-nucuna sahip her çifte uygulanmalı. Tüp bebek vakalarında veya hasta karnından su aldırmak iste-miyorsa yüksek oranda tercih edilen bir metod.Kaçıncı aydan itibaren yapılması gerekiyor?Tıpkı zeka testleri gibi 11’incı haftadan itibaren, doğuma kadar herhangi bir gebelik haftasında uy-gulanabilir.

Nasıl uygulanıyor?Ultrason yapıyoruz ve ultrasondaki ölçüleri alı-yoruz. Farklı şekillerde anneden kan alınıyor ve ABD’ye gönderiliyor. 3-4 hafta sonra da yanıt ge-liyor. Kesinlikle başarı oranı çok yüksek, güvenilir bir yöntem olduğunu söyleyebilirim. 35 yaşın üs-tündeki tüm gebelere uygulanmasını öneriyorum. Çünkü 35 yaşından sonra down sendromu riski çok yüksek. Amniosentez yaptırmak istemeyen ama güvenilir bir test yaptırmak isteyen her çifte öneririm. O halde artık amniosentez tarihe mi karışıyor?Evet öyle de diyebiliriz. Güvenli ve tehli-kesi en az olan yöntem budur. Bu yöntem yaygın olarak kul-lanılmadığı için gebeler tarafından pek bilin-miyor. Biz Medi-cana Bahçelievler Hastanesi olarak h a s t a l a r ı m ı z a öneriyoruz.

TEZ

Anne adayı karnından su aldırmak istemiyorsa, gebeliğin 11’inci haftasından itibaren gebelik sonuna kadar noninvaziv test uygulanabiliyor.

karışıyor?

33İLKBAHAR 2014

Page 34: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Elimiz en önemli organlarımızdan biri. Kaza sonucu meydana gelen ciddi el yaralanmalarında ya da doğuştan parmak eksikliği gibi durumlarda mikro cerrahi yöntemi devreye giriyor ve adeta mucizeler yaratıyor. Medicana Çamlıca Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. İbrahim Tavukçuoğlu, Türkiye’nin mikro el cerrahisinde dünyada ilk 10’un içinde olduğunu söylüyor.

El mikro cerrahisi deyince ne anlıyo-ruz?El cerrahisi; doğumsal el anomalilerin-den iş kazalarına, el ve parmak kopma-

larından tendon yaralanmalarına kadar oldukça geniş bir alanı içeren bir branş. Bu branştaki has-talıkları tedavi ederken kullanılan yöntemlerden biri de mikro cerrahi. Bir mikroskop vasıtasıyla, küçük yapıları görebilmek ve tamir edebilmek için kullanılan bir yöntem. Tabii bu teknikte sadece mikroskop yok, beraberinde bu küçük yapıları onarmak için ince ve hassas aletler kul-lanmak gerekiyor. El cerrahisi uzun bir öğrenme süreci olan bir branş. Mutlaka bir ekip çalışması ile yapılmalı. Beraberinde çok iyi bir fizik tedavi ünitesi, uygun ameliyathaneler ve psikiyatrist ol-malı ve mutlaka 7/24 hizmet verilmeli.

En sık karşılaştığınız vakalar neler?Eskiden çok fazla iş kazaları so-nucu el yaralanmaları olurdu ama son yıllarda iş güvenliğinin artmasıyla vahşi yaralanmalar azaldı. Ama tabii ev kazaları olabiliyor, insanlar kırılan cam eşyalarla yaralanıyorlar. Bıçakla bir şey soymaya çalışırken ellerini kesebiliyorlar. Trafik kazalarında ağır yaralanmalar olabiliyor. Bir de doğumsal anomaliler var, ör-neğin, parmakların yapışık olması gibi. Bazen parmakların eksik ol-ması, kısa olması, çalışmaması ya da doğum sırasında omuzdaki ve

El Mikro Cerrahisind

OP. DR. İBRAHİM TAVUKÇUOĞLU

İyi yetişmiş bir ekip ve donanımlı bir hastane hayat kurtarır!

34 İLKBAHAR 2014

Ortopedi ve Travmatoloji

Page 35: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Mikro cerrahi, bir mikroskop vasıtasıyla, küçük yapıları

görebilmek ve tamir edebilmek için kullanılan bir yöntem.

boyundaki sinirlerin yaralanmasına bağlı eli ve kolu kullanamama durumları oluyor. Bunlar tecrübeli bir cerraha ihtiyaç duyulan ve seri ame-liyatlar gerektiren durumlar. Yani belli yaşlarda birkaç ameliyat gerekebiliyor. Ve çok iyi fizik te-davi gerekiyor. Ameliyatlar bazen 10-12 saat sü-rebiliyor. Çok deneyimli bir ekip olması lazım, ameliyatı gerçekleştiren cerrah yorulduğunda yerini alacak başka bir mikrocerrah, başka bir anestesizst gerekebiliyor.Bu tür ameliyatlar riskli midir?Majör iş kazaları, kol ve bacak kopukları tabii ki hayatı tehdit eden durumlar. Bu yüzden hem zaman hem de hızlı davranmak önemli. Ama el cerrahisinde en önemli risk insanın elini kulla-namaması. Çünkü insanın eli çok önemli. Elin tamamen eski haline dönebilmesi, yapılan mü-dahaleye, kesiğin seviyesine bağlı. Mesela bilek seviyesinden tam kopmalarda düzgün yerine ek-lenti edilirse tamamen eski haline dönme şansı var. Ama omuz seviyesinden kopmalarda bu şans

daha az. Özellikle kol ve bacak kopmalarında ilk altı saat çok önemli. Parmak kopmalarında bu süre 12-15 saate kadar uzayabilir. Bazen 20 saati bulan ameliyatlar olabiliyor. O yüzden el cerra-hisi ekibi çok önemli. En az iki cerrahtan oluşan bir ekip olmalı. El mikro cerrahisinde dünya ile kıyaslandı-ğında başarı oranımız nedir?Hemen hemen dünyaya paralel gelişmeler göste-riyoruz. Oldukça genç, dünyayı takip eden, çoğu yurtdışında eğitim görmüş dinamik ekiplerimiz var. Dolayasıyla şu anda dünyada, tıp alanında en ileri ülkelerde ne yapılıyorsa bizde de aynısı yapılıyor. El cerrahisinde, mikro cerrahide dün-yada ilk 10’un içindedir Türkiye. Bu nedenle yurtdışından bize çok hasta geliyor. Şunun altını önemle bir kez daha çizelim: El cerrahisi için iyi yetişmiş bir ekip, donanımlı bir hastane gerekiyor. Anestesi uzmanı, hemşiresi, fizik tedavi uzmanı ile hatta psikiyatristi ile… Hep birlikte koordineli çalışmak gerekiyor. nde

35İLKBAHAR 2014

Page 36: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Kanserin nedenleri nelerdir?Kanserin tek bir nedeni yok, bir sürü faktörün bir araya gelmesiyle oluşu-yor. Diyet ile ilgili faktörler yani obe-

zite ve yanlış beslenme yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor. Sigara ile ilgili olanlar yüzde 35, mesleki kansorejenler yüzde 5, diğer nedenler de yüzde 10 civarında. Başlıca 6 grupta ele alıyoruz kanserin neden-lerini:1- Diyet faktörleri2- Kimyasal faktörler3- Farmakolojik faktörler4- Mikrobiyolojik ajanlar5- Fiziksel faktörler6- Genetik faktörler

1- Diyet faktörleri:Burada ilk önce aklımıza yağlar ve yüksek kalo-

rili gıdalar geliyor. ABD’de yapılan bir araştır-maya göre kanser vakalarının yüzde 50-70’ine diyet faktörünün yol açtığı ortaya koyulmuş. Doymuş yağ asitlerinden yüksek beslenme meme, prostat ve kolon kanseri riskini artırıyor. Yine hayvansal proteinin fazla tüketilmesi, ör-neğin kırmızı et, prostat, kolon, meme ve rahim kanseri riskini artırıyor. Özellikle sigara ile be-raber alınan alkol, dudak, ağız içi, yemek bo-rusu ve karaciğer kanserlerinin nedeni oluyor. Tuzlanmış, tütsülenmiş, yanmış yiyecekler… Bunlar aslında sağlıklı besinler ama yanlış ha-zırlandıklarında kansorejen özellik kazanıyorlar. Örneğin tütsülenmiş balıklar, mangalda pişiri-len ve fazla kömürleşmiş etler yemek borusu ve mide kanserine yol açıyor. Salam, sucuk, sosis gibi yiyeceklerin içine konulan koruma madde-leri de mide, bağırsak ve yemek borusu kanseri riskini artıyor.

Medicana Beylikdüzü Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden Uzman Dr. Öznur Aksakal, kanserin nedenlerini anlattı.

KANSE

36 İLKBAHAR 2014

Onkoloji

Page 37: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Kanseri engelleyen besinler:Lif oranı yüksek

besinler yani bütün sebzeler, meyveler, tam tahıllı gıdalar kanser koruyucu

besinlerdir. Kabak, karnabahar, brokoli

gibi sebzeler, soya fasulyesi ve

fasulyeler özellikle bol tüketilmeli.

2- Kimyasal faktörlerEn başta sigarayı sa-yabiliriz. En önemli kimyasal ve yüzde 85-90 oranında akci-ğer kanserlerinin baş sorumlusu. Ayrıca gırtlak kanserinden, yemek borusu, mesane kanserine kadar pek çok kansere yol açıyor. Hem aktif hem de pasif içiciler için aynı tehlike geçerli. Diğer bir kimyasal faktör de Türkiye’de çok yay-gın olan aflatoksin. Özellikle nemli gıdalarda, fıstıkta, kırmızı biberlerde ve kuru incirde yani iyi kurutulmayan nemli gıdalarda var, bir nevi küf mantarı gibi. Karaciğer kanserine yol açabili-yor. Sanayide kullanılan boyalar mesane kanseri riskini artırıyor. Arsenik, katran ve yağlar akciğer ve deri kanserlerine yol açıyor. Orta Anadolu’da bazı köylerde badana olarak kullanılan asbestos'a,

uzun süreli maruz iyet akciğer ve akciğer zarı kanserine yol açıyor. Aynı madde yalıtım malze-mesi olarak gemi sökümlerinde de kullanılıyor, su borularının içinde olabiliyor.

3- Farmakolojik ajanlarTedavi için kullanılan kemoterapi ilaçlarından bazılarının kendisi birer kansorejen. Lösemilere yol açabiliyor. Bu yüzden son yıllarda bu tip ilaç-ların hazırlanması çok katı kurallara bağlandı. Öte yandan bu ilaçları vermeye de mecbursu-nuz aksi halde hastayı hastalığından kaybede-bilirsiniz. Kortizonlar, karaciğer kanseri riskini artırıyor. Doğum kontrol hapları uzun süreli

kullanıldığında karaciğer kanse-rine yol açabiliyor.

4- Mikrobiyel ajanlarSafra yollarına yerleşen ve idrar yollarındaki bazı parazitler de kansere yol açabiliyor. Virüsler özellikle hepatit B virüsü önemli bir kanser nedeni. Önce siroza sonra da karaciğer kanserine yol açabiliyor. Bir de Human Papil-loma virüsü var, bu da cinsel yolla bulaşan bir virüs ve çoğu zaman erkeklerden kadınlara geçiyor. Rahim ağzı ve rahim kanserine yol açabiliyor.

5- Fiziksel faktörlerİyonizer radyasyon bilinen en önemli kanser ne-denlerinden. DNA hasarı yaparak kanserleşme sürecini başlatıyor. Güneş ışınına fazla maru-ziyet, özellikle açık tenlilerde cilt kanserine yol açıyor.

6- Genetik faktörlerGenetik faktörlerin etkisi sanıldığı kadar fazla değil, ancak yüzde 5 oranında etkili. En fazla kalın bağırsak ve meme kanserlerinde, beyin tü-mörlerinde genetik faktörler etkili.

ERİÖNLEMEK ELİMİZDE!

UZM. DR. ÖZNUR AKSAKAL

Kanser, bir sürü faktörün bir araya

gelmesiyle oluşuyor.

37İLKBAHAR 2014

Page 38: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

BEL AĞRILÖzellikle ABD ve Avrupa’da çok tercih edilen, ülkemizde sadece belli merkezlerde uygulanabilen endoskopik mikrocerrahi yöntemi ile bel ağrısı tedavisi Medicana Konya Hastanesi Beyin-Sinir ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. M. Özerk Okutan tarafından Konya’da yapılmaya başlandı. İyi bir eğitim ve tecrübe gerektiren bu tedavi yöntemini uygulayan ve eğitimini veren Doç. Dr. Okutan, konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Endoskopik ağrı tedavisi hangi hastalara uygulana-bilir?Bu tedavi yöntemi, kronikleş-

miş bel ve bacak ağrıları olan hastalar için uygulanan endoskopik kapalı bir tekniktir. Özellikle omurilik kanalı daralmış, omurgalarında bozukluklar olan ve bu yüzden sinir sıkışmalarından muzdarip hastalarla, daha önce değişik nedenlerle bel ameliyatı olmuş ancak ye-terli faydayı görmemiş, daha önce aldığı cerrahi dışı tedavilerden sonuç alamamış bel ve bacak ağrılı hastalar bu yöntemin uygulanabileceği önemli hasta grupları-dır. Ayrıca bel omurgalarıyla ilgili açık cerrahiyi kaldıramayacak yaşta olan, açık cerrahiyi istemeyen, kalp-akciğer gibi dahili sorunlarından dolayı ağır cerrahi yapılamayan ya da uyutularak

anestezi yapılması riskli hastalarda da uygulanır. Bu hastaların artık kronik-leşmiş bel ve bacak ağrılarının tedavisi için ciddi bir seçenek olarak uzun za-mandır uyguladığım ve sonuçlarından hem hastalarımın hem de benim mem-nun olduğum bir tedavi yöntemi.Bu işlem nasıl yapılıyor?Kapalı bir işlem. Kuyruk sokumundaki doğal bir açıklığı kullanarak 3 mili-

metre gibi çok küçük bir delikten, içinde kamera ve lazer sisteminin olduğu özel bir kateterle omurilik kanalına giriyo-ruz. Takiben omurilik kanalını ve sinir-leri sıkıştırarak bel ve bacak ağrılarına neden olan anormal yapıları kameradan da görerek ağrıyı giderme işlemlerini ya-pıyoruz. Tüm işlemler yaklaşık 20 da-kika sürüyor.Bu işlem sırasında hastalar uyutulu-yor mu?Hayır. Bu işlemin önemli bir avantajı da hastanın uyutulmadan, ya belinden uyuşturularak ya da hafif bir sedas-yonla yapılabilmesidir. Bunun için de Medicana Konya Hastanesi’nin Anes-teziyoloji ve Reanimasyon ekibinin çok tecrübeli oluşu bizim işimizi iyice kolay-laştırıyor.Hastalar kaç günde normal hayatına dönebiliyor?Endoskopik mikrocerrahinin en önemli avantajı da burası. Hasta sadece işlemin yapıldığı akşam hastanede yatıyor. Sabah da eğer isterse tamamen günlük hayatına, işine gücüne dönebilir. Özel bir istirahat ya da bakım gerektirmiyor.Eklemek istediğiniz başka bilgiler var mı?Hastalığın adı aynı olabilir. Ancak her-keste farklı şikâyetlere neden olur ve farklı tedaviler gerektirebilir. O yüzden, hangi tedaviyi uygulayacaksak uygula-yalım, tedavi şekline hastayla birlikte karar vermenin en doğru yaklaşım ol-duğunu düşünüyorum.

DOÇ. DR. M. ÖZERK OKUTAN

Kuyruk sokumundaki doğal bir açıklığı kullanarak 3 milimetre gibi çok küçük bir delikten, içinde kamera ve lazer sisteminin olduğu özel bir kateterle omurilik

kanalına giriyoruz.

38 İLKBAHAR 2014

Omurga

Page 39: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Endoskopik mikrocerrahinin en büyük avantajı, hastanın

sadece işlemin yapıldığı akşam hastanede yatması.

ILARINAENDOSKOPİK MİKROCERRAHİYLE ÇÖZÜM

39İLKBAHAR 2014

Page 40: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

BÖBREK YETMEÖNLENEBİLİRÇok geç sinyal veren, sinsi bir hastalık böbrek yetmezliği. Ama erken teşhis edilirse tedavisi mümkün. Basit bir idrar ve kan testi ile teşhis konulabileceğini söyleyen Medicana Çamlıca Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Halim Yılmaz, hastalığın belirtileri ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.

BELİRTİLER BAŞLAMADAN KONTROLLERİNİZİ YAPTIRIN

40 İLKBAHAR 2014

Nefroloji

Page 41: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Böbrek yetmezliğinin belirtileri geç ortaya çıkıyor.

MEZLİĞİ

Böbrek yetmezliği çok geç sinyal veren bir hastalık mıdır?Evet, çoğunlukla ilk belirti vermeye başladığı zaman böbrekte ciddi bir

tahribat yapmış oluyor. Hasta herhangi bir şe-kilde bundan haberdar olamıyor. Çünkü belirti-ler geç ortaya çıkıyor ya da hasta tarafından çok fazla önemsenmiyor.Ne gibi belirtiler veriyor hastalık?Mesela şeker hastası ise ve çok idrara çıkıyorsa zaten şeker hastaları sık idrara çıktığı için başka bir şeyden şüphelenmiyor hasta. Zaten böbrek hastalığının teşhisi genelde belli bir noktaya gel-dikten sonra doktor tarafından ve tesadüfen konulabiliyor. Hasta bam-başka bir şikayetle doktora başvuru-yor ve rutin bir tetkik sonucu böbrek hastalığı ortaya çıkıyor. Hangi tetkiklerden çıkıyor?İdrar tahlili mesela. Basit bir anor-mallik doktoru şüphelendirebiliyor. İkincisi kan tetkiki. Özellikle üre ve kreatin dediğimiz böbrek fonksiyon-larını gösteren belirteçlerin belirli bir seviye üzerine çıkması yine doktoru ikaz edebiliyor. Ama bütün bunlar

olmazsa ancak hastalık ilerlediği zaman bazı be-lirtiler ortaya çıkıyor. Gece çok idrara çıkmak, çok su içmek, iştahsızlık, kansızlık, ciltteki renk değişikliği, ağızdaki kötü koku gibi. Bunlar biraz geç devrelerde ortaya çıkan belirtiler. Ama dü-zenli kontrol yaptıranlarda erken teşhis müm-kün.Tedavide erken teşhis ne kadar önemli?Çok önemli. Erken teşhis, böbrek hastalığının ilerleme şeklini değiştirebildiği gibi, tedavi im-

kanı da sağlayabi-liyor. Mesela bazı hastalarda zama-nında yapılan mü-dahalelerle böbrek hastalığı tamamen düzeltilebiliyor ya da ilerlemesi ya-vaşlatılabiliyor.İlaçlarla mı sağ-lanıyor bu?İlaçlarla, diyetle ya da müdahale i le olabil iyor. Böbrek hastalığı kalıcı hale geldik-ten sonra geriye UZM. DR. HALİM YILMAZ

41İLKBAHAR 2014

Page 42: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

dönme ihtimali yok. Bu aşamadan sonra yapılabilecek en iyi

şey, belirli bir süre geç-tikten sonra böbrekteki

hasarın aynı seviyede ka-labilmesini sağlamak. Bu büyük bir başarıdır. Yani

böbrek hastalığı ilerleyici niteliktedir ama biz yavaşlata-bilir ya da mümkünse durdu-rabiliriz. Yavaşlatma durumu da bizim için önemli. Bunun için de hastalığın erken tanısı şart. Bir de şöyle bir durum var;

böbrek hastalığı süresince bazı organ hasarları, kansızlık veya kalple ilgili problemler ortaya çıkabiliyor. Kalp yetmezlik-lerine, kalp krizlerine zemin hazırlıyor böbrek yetmezliği.

Bu tür hastalıkların erken teş-hisi ve tedavisi de çok önemli.

Neler yapmalıy ız böbreklerimizi ko-rumak için?

Öncelikle kendi başımıza ilaç kullanmamalıyız. Ağrı kesiciler, antibiyotikler, romatizma ilaçları, psikiyatride kullanılan bazı ilaçlar böbreklere zarar veriyor. Hastanın ve hekimin mutlaka dikkatli olması lazım. Uzun süreli kullanılan ilaçların böbrekte problem oluşturacağını bil-mek gerekiyor.Böbrek yetmezliğinin son aşamasında yani geri dönüşsüz noktada neler yapılabilir? Kişinin hissettiği en önemli beliritlerden birisi iştahsızlık. Bunun ardından bulantı, kusma, halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, idrar miktarında

azalma, ağızda kötü bir koku, cildin renginin değişmesi, ciltte kaşıntı, koku ortaya çıkıyor. Bunun bir sonraki aşaması ise koma. Ama artık çok sık rastlamıyoruz koma vakalarına çünkü hastalar daha bilinçli. Şunu unutmamak lazım; ne kadar geç kalınırsa vücuttaki o toksinlerin, zehirlerin vücuda yaptığı hasar o derece fazla olu-yor. Dolayısıyla erken müdahale bu hastalarda ömrü uzatıyor. Belirli bir seviyeye gelindiğinde, böbrek artık vücudun ürettiği toksinleri vücuda zarar veremeyecek şekilde vücuttan uzaklaştıra-mıyor, o toksinler vücutta kalıyor ve belirli bir eşik değerini aştığı zaman artık vücut için çok zararlı hale geliyor. Muhakkak uzaklaştırılması lazım. Böyle bir durumda yapılması gereken üç seçenek var. Bunlar; hepimizin bildiği hemodi-yaliz, periton diyalizi ve organ nakli.Hemodiyaliz ile periton diyalizi arasındaki fark nedir?Hemodiyalizde makineye ve hastaneye bağlısı-nız diğerini evde kendiniz yapıyorsunuz. Meka-nizmaları, uygulamaları ve hasta grupları farklı. Diyalizde artık teknik çok gelişti. Her tarafta diyaliz merkezleri var. Bu konuda uzmanlar ye-tişti. Son derece başarılı ve insan ömrünü uzatan sonuçlar alınıyor.Peki böbrek nakli hangi aşamada gündeme geliyor?Üç tedavi seçeneğinde hasta grupları birbirin-den farklıdır. Bir hasta hem hemodiyaliz hem de periton diyalize girebilir hem de nakil olabilir. Bazen bunlardan sadece bir tanesi yeterli olabilir. Hastadan hastaya değişir. Ama eğer vericisi var ise böbrek nakli yapılabilecek gibiyse, herhangi bir sağlık problemi yoksa, üretken bir insansa o zaman yapılabilecek en iyi şey böbrek naklidir ve normale en yakın olan çözümdür.Böbrek naklinde nelere dikkat edilmeli?Böbrek nakli yapıldıktan sonra da belirli aralık-larla takip edilmesi, o organın reddedilmemesi için de bazı ilaçların kullanılması gerekli. Dola-yısıyla ideali şöyle olmalı; vücudun redddetme-yeceği bir organ takılmalı. Bu nakil genellikle birinci ve ikinci derece yakınlarından yapılıyor. Anne , baba, erkek kardeşler vs.

Bir hasta hem hemodiyaliz hem de periton diyalize girebilir hem de nakil olabilir.

Eğer böbrek yetmezliğinden şüpheleniyorsanız çok basit bir idrar testi ile bunu öğrenebilirsiniz. Hastalığın başlangıcında sadece ilaç ve diyetle tedavi sağlanabiliyor.

42 İLKBAHAR 2014

Nefroloji

Page 43: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Hollanda’da yaşayan, 1975 doğumlu Şükrü Türk’e fıtık teşhisi konmuş, ama aradan iki yıl geçmesine karşın

ameliyat olamamış. Şiddetlenen ağrıları yü-zünden işinde çalışamaz hale gelen Şükrü Bey, Vivamedica’nın Avrupa şubesine başvurarak aldığı sağlık danışmanlığı neticesinde her insa-nın en doğal hakkı olan kendi vatanında tedavi olabileceğini öğrendi. Hastalığının geri dönüşü olmayan sonuçlara vesile olmasına kalmadan, Vivamedicana aracılığı ile Bahçelievler Medi-cana Hastanesi’nde Op. Dr. Soner Yalçınkaya tarafından lombar microdistektomi ameliyatı oldu. Bir gün hastanede yatışı gerçekleştik-ten sonra, bir hafta sonraki kontrolüne kadar otelde ağırlandı. Hollanda’ya döndükten sonra

Medicana'nın Zaandam’daki ofisinde ziyaret etti. Vivamedicana’dan nasıl haberiniz oldu?Vivamedicana aracığı ile Medicana Hastaneler Grubu’nda tedavi olmuş ve memnun kalmış bir arkadaşım aracılığı ile haberdar oldum.Ne gibi bir sağlık probleminiz vardı ve neden Türkiye’yi tercih ettiniz?Hollanda’daki aile hekimim iki yıl önce fıtık teşhisi koymuştu, ancak ameliyat kararım çıkmasına rağmen sağlık sisteminin yetersiz-liğinden dolayı operasyonum gerçekleşemedi. Şiddetlenen ağrılarım artık beni yataktan çıka-mayacak duruma getirmişti.Hollanda Zaandam’daki Vivamedica ile baş-layan Türkiye sürecinizi biraz anlatır mısı-nız?Vivamedicana’da aldığım danışmanlık sayesinde raporlarım Bahçelievler Medicana Hastanesi’ne gönderildi. Op. Dr. Soner Yalçınkaya’nın ince-lemesi sonucu lombar microdistektomi ameliya-tını hiç vakit kaybetmeden olmam gerektiğini öğrendim ve hemen Türkiye’ye gidip ameliyat olmaya karar verdim. Uçaktan indiğimde karşı-lanıp konaklayacağım otelime götürüldüm. Er-tesi gün hastaneye transferim sağlandı. Yapılan bazı test ve tetkiklerden sonra iki saat süren bir operasyona alındım. Bir gece hastanede kalış sürecimde gerek Soner Hoca, gerekse hemşire-lerden çok memnun kaldım. Ertesi gün yürüye-rek, ağrılarımdan kurtulmuş şekilde çıktım. Neden Vivamedicana’yı tercih ettiniz?Açıkçası başta Türkiye ye gitmekte çekincelerim vardı, aklımdaki en önemli soru, “Hollanda’ya döndüğüm zaman bir sorun olursa kime gide-cektim?” Ancak Vivamedicana’nın Hollanda’da olmasının verdiği güvenle, kararımdan oldukça mutluyum. Allaha şükür bir sağlık problemim çıkmadı ve şuan sizleri ziyaret edip, baklava ge-tirebildim.Teşekkürler. Son olarak Hollanda’da yaşa-yan vatandaşlarımıza bir öneriniz var mı? Kimse sağlık sistemi yüzünden mağdur olma-sın ve en doğal hakkınız olan kendi vatanınızda tedavi olmaktan korkmayın.

Hasta hikayeleri

Sağlığına vatanında kavuştu!

Şükrü Türk

43İLKBAHAR 2014

Page 44: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

44 İLKBAHAR 2014

Alzheimer kesin tedavisi olmayan bir hastalık olsa da belirli bir süre ilerlemesinin durdurulması ya da yavaşlatılması mümkün.

ABD’de yapılan bir araştırmaya göre 65 yaş üstünde 10 kişiden birinde, 85 yaş üstünde ise iki kişiden birinde alzheimer hastalığı görülüyor. Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. M. Zülküf Önal, alzheimer hastalığını anlattı.

Unutkanlığı hafife almPROF. DR. M. ZÜLKÜF ÖNAL

ALZHEIMER

Nöroloji

Page 45: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

45İLKBAHAR 2014

almayın!

ER

lzheimer nedir, nedenleri nelerdir?Yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unut-

kanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve dav-ranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Bunamanın en

sık nedenidir, ancak benzer belirtiler veren başka hastalıklar da vardır. Ayırt edilmesi gerekir. Nörologlar ve ruh

hastalıkları uzmanları, yani psi-kiyatristler, çeşitli testler, beyin filmleri ve laboratuar tetkikleri

ile büyük oranda kesin teşhis koyabilmektedir.Bulaşıcı yada kalıtsal özellikleri var mıdır?Alzheimer hastalığının görülme sıklığı yaşla bir-likte artar; 65-74 yaş arasında yüzde 3, 75-84 yaş arasında yüzde 19 ve 85 yaş ve üzerinde yüzde 47 sıklıkta görülür. Kadınlarda ve erkelerde hemen hemen aynı orandadır. Alzheimer hastalığı bulaşıcı

ve kalıtsal bir hastalık değildir. Ancak düşük oranda ailesel bir yatkınlık olabileceği düşünülür.Risk faktörleri nelerdir?İleri yaş, ailede benzer öykünün varlığı, birinci de-rece akrabada down sendromu, doğumda babanın ileri yaşı, sigara ve alkol, yüksek LDL kolesterol, damar sertliği, kafa travması, kişilik bozukluğu, depresyon, düşük sosyoekonomik düzey ve eğitim düzeyi sayılabilir. Belirtileri nelerdir?İlk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Ancak buna başka sorunlar da eşlik eder. Hastalığın belirtileri genel olarak iki gruba ayrılır; zihinsel ve ruhsal bozukluklar. Zihinsel bozukluklar; unutkanlık, öğrenme güçlüğü, konuşma bozukluğu, yolunu kaybetme, kişileri tanıyamama, karar verme güç-lüğü gibiyken, ruhsal bozukluklar; huzursuzluk, ilgisizlik, saldırganlık, uyku bozukluğu, amaçsız dolaşma, hayaller görme ve depresyondur. Alzheimer yavaş ilerleyen, ancak zaman içinde günlük yaşamı etkileyerek bakıma muhtaç bırakan bir hastalıktır. Hastalığın üç evresi vardır; başlan-gıç, orta ve ileri evre. Alzheimer hastalığı herhangi tıbbi müdahale yapılmadığı takdirde ortalama 9 yıl içinde ölümle sonuçlanır. Alzheimer hastalığının erken evrelerinde; bellek kaybı (genellikle yakın bellekle ilgili), günün tari-hini hatırlamada güçlük, daha önce bildiği mekan-ları tanımada güçlük (Örnek: Hasta kendi evinde olmasına rağmen nerede bulunduğunu karıştırabi-

lir), karar vermede güçlük, kelimeleri bulmada güç-lük sayılabilir. Alzheimer hastalığının orta evresinde; belirgin unutkanlık, kişileri tanıyamama, yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerde yardım ihtiyacı, çevrede kay-bolma, konuşmada bozulma, hayaller görme, dep-resyon gibi ruhsal bozukluklar görülür. Alzheimer hastalığının ileri evresinde; aile üyelerini tanıyamama, yemek yeme ve yürümede güçlük, zaman içinde yatağa bağımlı hale gelme, idrar ve gayta kaçırma ve ciddi davranış bozuklukları görü-lür.

Kesin tedavisi yokTedavi yöntemleri nelerdir?Alzheimer hastalığı beynin bazı bölgelerinde tok-sik proteinlerin birikmesi ile ortaya çıkar. Maalesef halen kesin tedavisi olmayan bir hastalıktır. Ancak

hastalığın günümüzde belirli bir süre ilerlemesinin durdurulması ya da yavaşlatılması mümkün. Alzheimer hastaları için ilaç tedavisinin yanı sıra, özenli bir bakımın da önemi büyük. Erken tanının önemi nedir?Erken tanı çok önemli. Alzheimer has-

talığı, erken dönemde depresyon ile karıştırılabilir. Depresyon daha hızlı başlangıçlıdır ve hastaların geçmişlerinde benzer depresyon öyküsü bulunabilir. Alzheimer hastalığında ise hastalar bilmediklerini göstermemek için çaba sarf ederler, inkar süreci ya-şarlar. Birden çok bilişsel alanda fonksiyonel bozuk-luğa yol açacak düzeyde bozulmanın ortaya çıktığı demans durumunda, bellek kaybı ile beraber dile ilişkin konuşma bozukluğu, amaçlı etkinliklerin gerçekleştirilememesi veya beceriksizlik, tanıma ye-teneğinde kötüleşme, yürütücü işlevlerde yetersizlik gibi sorunlar ortaya çıkar. Alzheimer hastalarında ise, hafıza ve konuşma bozukluğu, kelime bulmada zorlanma, önceden yapabildiklerini yapamama, ci-simleri ve kişileri tanımakta zorlanma, kendiliğin-den bir şey planlayıp üretememe, sosyal ve uğraşı fonksiyonlarında bozulma, davranış değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu hastalığın önüne nasıl geçilebilir?Elimizde olan tedavi seçenekleri, şimdilik hastalığın seyrini yavaşlatıyor. Ancak yine de zihinsel canlı-lığı sağlayan egzersizler önerilebilir. Bu konuda sık sık okuma, kişinin okuduğunu, öğrendiğini, gün içinde yaşadıklarını anlatması, yakınlarıyla pay-laşması oldukça önemli. Kabaca dedikodu yapması önerilebilir. Ayrıca strateji ve muhakeme gerektirn oyunlar, briç, sudoku yararlı olabilir. Daha önce belirtmiş olduğum risk faktörlerinin değiştirilebilir olanları alzheimer hastalığı riskini azaltabilir, sigara ve alkol kullanımının bırakılması gibi.

Alzheimer hastalığının seyrini değiştirmek ve hastanın kendisine ve çevresine zarar vermesini önlemek amacı ile kullanılan ilaçlar, hastanın yaşam kalitesinikorur ve kendine daha uzun süre bakabilmesini sağlar.

Page 46: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Gece uyurken altını ıslatan çocuğunuza kızıp, sorunu onda aramayın. Çünkü bilimsel araştırmalar genellikle altını ıslatan çocukların anne babalarının da aynı problemi ebeveynlerine yaşatmış olduğunu gösteriyor. Alt ıslatmada böbrek ve idrar yolu enfeksiyonları, şeker hastalığı gibi etkenler önemli rol oynasa da uzmanlar takip ve tedavi konusunda hassas olunması gerektiğini vurguluyor. Medicana Samsun Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Dp. Dr. Ahmet Gençbay, ‘çocuklarda alt ıslatma’ hakkında bilgi verdi.

Çocuğunuzun altını ıslatmasının n

SİZ OLABİLİR

46 İLKBAHAR 2014

Üroloji

Page 47: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Eğer çocuğunuz altını ıslatıyorsa ona kızmayın

çünkü bu durum ona verdiğiniz genlerle ilgili.

Çocuğunuzun mahcup bakışlarıyla size “Günaydın” demesi, her sabah çamaşır makinesinde çarşaf yıka-manız, yatağı havalandırmak için

balkona çıkarmanız, bir anne veya baba olarak sizin için olağan bir sabah olabilir; çünkü çocu-ğunuz yine yatağını ıslatmış.Gece idrar kaçırma çocukluk döneminde çok sık rastlanılan şikayetlerden biri. Anne babalar genellikle çocuklarının alt ıslatma sorunundan daha çok ruhsal bir sıkıntılarının olup olmadı-ğından endişe ederler . Oysaki psikolojik sorun-lar idrar kaçırmada neden olarak kabul edilmez. Ancak enürezisin (altını ıslatma) yarattığı stresli durumlar nedeniyle ileride anksiyete ve kendine güven sorunu gibi idrar kaçırma kaynaklı so-runlar görülebilir.

Gece alt ıslatma iki şekilde görülür:• Birincil: Çocuk doğduğundan beri yatağını geceleri ıslatmaktadır.• İkincil: Çocuk arada en az 6 ay süren tama-men kuru dönemlerin olmasına rağmen tekrar ıslatmaya başlamıştır.Enürezisde birçok faktör araştırılmış ve çeşitli teoriler öne sürülmüştür. Genetik faktörler, uyanma bozuklukları, hormonal faktörler, me-sane ile ilişkili faktörler gibi… Vakaların yüzde 97-98’inde organik bir neden yoktur. Ancak yüzde 2-3’ünde organik bozuk-luklar rol oynar (işeme bozuklukları, idrar yolu enfeksiyonları, idrar yollarında anatomik bo-zukluklar, şeker hastalığı vs). Araştırmalara göre birincil gece alt ıslatmanın en önemli ne-deni kalıtsaldır. Eğer tek ebeveyn çocukken aynı durumu yaşadıysa, çocuğunda olma ola-sılığı yüzde 46; her iki ebeveyn de bu durumu yaşadıysa çocukta olma olasılığı yüzde 77’dir. Yani çocuğunuz altını bu şekilde ıslatıyorsa ona kızmayın; çünkü bu durum büyük ih-timalle sizin ona verdiğiniz genlerle ilgilidir. Genetik ça-lışmalarda enürezisle ilgili 10’un üzerinde kromozom tes-pit edildi. Üste-

n nedeni

OP. DR. AHMET GENÇBAY

İRSİNİZ!mme e bobozuzuklklukuklalarırı, , idiiddrarar yoyoyoyolululu

ar yoyolll ararındad aananaanaaatotototot mmmimimikkk k bobo--talığığı v vs).

e bbirirriincil gegegegeccecenememe li ne-er ttekekaaynynı saasa, , ,

oollala-iikiki

uumumuololmama

ddirir. Yanibu u şekikildlde ekıkızmzmayın; bbüyüyük ih-verdiğinizeenetiik k çaça--slslslsle e e e ililililiililiilgigigigigigggigigigililillilliilili

47İLKBAHAR 2014

Page 48: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

48 İLKBAHAR 2014

lik ona kızmamak için bir neden daha var. Bu genler nedeniyle o da kendi çocuğundan dolayı aynı durumda kalıp, sizin ne yaşadığınızı bire bir öğrenecek. Çocuklarda alt ıslatmayı ilgilen-diren ENUR 1 ve ENUR 2 adında iki gen tes-pit edildi. Bu genlerden ilki 13. kromozomda, diğeri de 12. kromozomda bulunur. Bu genleri taşıyan çocuklarda gece alt ıslatma olasılığını yaşama bu genleri taşımayanlara kıyasla daha çoktur. Anne veya baba çocukken gece altını ıslatmadıysa çocuklarında bunu yaşama olası-lıkları yüzde 15’dir.

Geceleri çocukların alt ıslatmalarının üç nedeni vardır:• Uyanma bozukluğu. Bu çocukların çoğu ken-diliğinden uyanamazlar, ancak yatağı ıslattıktan sonra uyanabilirler. Bunun nedeni mesane do-luluk ve kontraksiyonlarının (kasılma) algılan-ması ve inhibisyonunda (sürecin durdurulması) gelişimsel bir gecikme olmasıdır. Çoğu çocukta uyanma yeteneği santral sinir sisteminin gelişi-mini tamamlaması ile düzelir. • Geceleri mesane kapasitesinde azalma ve me-sane adalesinde aşırı uyarılma.• Geceleri normal boyuttaki mesanelerinin tu-tabileceği idrardan daha fazlası üretilir. Bunun nedeni:• Yatmadan 2 saat önceki dönem içinde çok sıvı tüketiliyor olabilir.• Çocuk başka bir hastalığı nedeniyle idrar sö-kücü kullanıyor olabilir.• İdrar yolu enfeksiyonu veya şeker hastalığı olabilir.• Hormonal dengesizlik olabilir.Genlerimiz sorunluysa tedavide de sorumlu ol-malıyız.

Tedavi yaşı okula başlama yaşıdır5 yaşından önce genellikle tedaviye başlanmaz. Sonrasında sosyal ve psikolojik problemler aile ve çocuk için sorun yaratmaya başlar. Çocuğa ve aileye hastalık ve alınması gerekli önlemler ayrıntılı bir şekilde anlatılmalı. Des-tekleyici tedavi (beslenme, sıvı tüketimi, tuvalet alışkanlığı gibi önlemlerle başlanmalı, cezalan-dırılma yerine kuru gecelerinde ödüllendiril-meli) aile tarafından çok dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulanmalı, gerektiğinde doktor yar-dımı alınmalı. Özgün tedavi olarak da alarm tedavisi, ilaç tedavisi ile devam edilmeli. Sonuç olarak genelde çocuklar anne-babalarının geceleri altını ıslatmayı durdurduğu yaşa kadar altlarını ıslatmaya devam edebilirler. Bu duru-mun önüne geçmek için kullanılan yöntemler konusunda mutlaka doktora başvurmanız ge-rekir.

Destekleyici tedavi (beslenme, sıvı tüketimi, tuvalet alışkanlığı gibi önlemlerle başlanmalı, cezalandırılma yerine kuru gecelerinde ödüllendirilmeli) aile tarafından çok dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulanmalı, gerektiğinde doktor yardımı alınmalı.

Anne veya baba çocukken gece altını ıslatmadıysa

çocuklarında bunu yaşama olasılıkları yüzde 15.

Üroloji

Page 49: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana International Ankara Has-tanesi, ilk akraba dışı kök hücre naklini 9 Ocak 2014 tarihinde ger-

çekleştirdi. Doç. Dr. Meltem Kurt Yüksel liderliğindeki ekibin gerçekleştirdiği operas-yonla, altı aldır kemik iliği nakli olmayı bekle-yen lösemi hastası 59 yaşındaki erkek hastaya, ABD'li 32 yaşındaki bir kadın vericiden temin edilen ilik nakledildi. Vericiden alınan kemik iliği son 20 yılın en soğuk günlerinin yaşandığı ABD’den güçlükle gönderilebildi. Zor şartlarda Türkiye’ye getirilen ilik, sabaha karşı saat 03.00 sıralarında hastaya nakledilebildi. Hastanın sağlık durumunun iyi seyrettiğini açıklayan Doç. Dr. Yüksel, Kemik İliği Transplatasyon (KİT) Ünitesi hakkında da şu bilgileri verdi:

“137 nakil gerçekleştirdik”“Bu operasyonları Türkiye'de az sayıda merkez yapabiliyor. Biz çalışmalarımıza Şubat 2012’de

başladık. 2013 yılı itibariyle Türkiye'de ilk 10'daydık, şu an ise 3'üncüyüz. İlk yılımızda 75, geçen yıl ise 137 nakil gerçekleştirdik. Bu operasyonla da ilk akraba dışı kök hücre naklini yapmış olduk. Kök Hücre Nakil Merkezi’miz bilimsel veriler ışığında sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya hizmet verecek düzeyde, etik ve hasta odaklı çalışmaktadır. Hastanemiz Av-rupa Kemik İliği Nakli Birliği (EBMTR) üye-sidir.”Operasyonun ardından Medicana Internati-onal Ankara Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Gülay Kılıç, Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Deniz Alpay ve Genel Müdür Yardımcısı Jale Çankaya'nın katılımıyla gerçekleştirilen bir toplantı ile Doç. Dr. Meltem Kurt Yüksel lider-liğindeki ekibin başarısı kutlandı.Kemik iliği nakliyle ilgili daha fazla bilgi için:http://www.medicana.com.tr/formlar/2012/kasim/ankarakemikiligi.aspx

Hasta hikayeleri

İLK AKRABA DIŞI İLİK NAKLİ YAPILDI

49İLKBAHAR 2014

Page 50: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana Beylikdüzü Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. İlhan Hatipoğlu, anne babaları uyardı: Alerjik astım tedavi edilmezse ileride kronik tıkayıcı akciğer hastalığına yol açabilir!

Baharda görülen en yaygın alerji türleri hangileri?Saman nezlesi olarak

bilinen, havaların ısınması ile bir-likte polen alerjilerine bağlı ola-rak ortaya çıkan alerjik rinit sık görülüyor. Bir de alerjik astıma sık rastlanıyor. Bu tür alerjilere neler neden oluyor?Özellikle saman nezlesinde burun mukozasının enfeksiyon dışı etkenlere bağlı olarak ilti-haplanması söz konusu ve bunu tetikleyen bazı faktörler var. Ba-harla birlikte polenler, küf man-tarları, sigara dumanı, ev tozları gibi… Hastalık genelde burunda kızarma, hapşırma, tıkanıklık, akıntı, gözlerde kızarma ve sulanma gibi bulgu-larla kendini gösteriyor. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta şu; burun alerjileri genelde çift taraflı olur. Has-talar bize düzelmeyen bir grip şikayetiyle gelir-ler. Ama eğer semptomlar tek taraflı ise başka hastalıkları da düşünmek gerekir. Mesela çocuk burun mukozasına herhangi bir yabancı cisim sokmuş olabilir. Bu da aynı belirtilerle karşımıza

çıkabiliyor. Geniz eti büyümesi ola-bilir, üzüm salkımı şeklinde büyümeler olabilir. Bunlar da aynı bulguları taklit edebilir. Tüm bunlar

tek taraflı burun tıkanıklığı yapabilir. Burada ai-lenin anlattığı öykü, çok iyi bir fiziksel muayene ve iyi bir gözlemle teşhis koyulur. Alerjik astımda özellikle genetik unsurlar da çok önemli. İlaç ve ilaç dışı tedaviler var. İlaç dışı tedavide genelde gerekli çevresel önlemleri almak yeterli oluyor. Eğer bahar aylarında polenlerle birlikte hasta dı-şarı çıkamayacak durumdaysa polenlerin olduğu ortamlarda bulunmamalı. Burnun altına vazelin ya da rahatlatıcı bazı kremler sürülebilir. Bunlar polenlerin burun mukozasına girmesini engeller. Yeterli değilse ilaç tedavisini düşünmek gerekir. Öncesinde alınabilecek önlemler var mı?Bu tip alerjik rahatsızlıkların toplumda görülme sıklığı yaklaşık yüzde 15-20 civarında. Eğer ge-netik yatkınlık da varsa bu oran daha da artıyor. Örneğin Türkiye’deki çocukların yüzde 50’sinde

Çocuğun odasındaki halıları kaldırmak, yün eşya ve tüylü oyuncaklar bulundurmamak, hijyen kurallarına uymak, çarşafların 60 derecenin üzerinde kaynatılması gibi tedbirler çok önemli.

BAHAR ALERJİSİ DEYİP GEÇMEYİN!

UZM. DR. İLHAN HATİPOĞLU

50 İLKBAHAR 2014

Çocuk Hastalıkları

Page 51: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

ev tozu alerjisi olduğunu düşünürsek, gerekli tedbirleri almak gerekiyor. Alerjik astım tehlikeli midir?Saman nezlesine göre biraz daha ağır bir tab-lodur. Çocukta eğer geceleri ve sabahları öksü-rük atakları, göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı varsa, bir hava açlığı yaşıyor ve genellikle ilaçları aldıktan sonra rahatlıyorsa, annede veya babada bir alerjik astım öyküsü varsa tanıyı koyarken alerjik astımı düşünmek gerekir. Sadece annede alerjik astım varsa çocukta görülme sıklığı yüzde 35-40’tır. Eğer hem annede hem de babada varsa bu oran yüzde 70’lere yükselir. Çocuklarda genellikle viral enfeksiyonlar astım atağını tetikliyor ama özellikle sigara dumanı yani pasif sigara içiciliği alerjik astımda çok ciddi bir risk faktörü. Bu durumu ortadan kal-dırmadığımız sürece çocukların iyileşmesi çok zor. Aileler çocukların yanında içmediklerini söyleseler de bir şey değişmiyor, çocuk yine pasif sigara içiciliğine maruz kalıyor. Bronşlarda tı-kanıklık başlıyor. Aynı şekilde parfüm kokusu, ev tozu akarları, küf mantarları da başlı başına alerjik astımı tetikleyen faktörler… O yüzden

çevresel tedbirleri mutlaka almamız lazım. Aler-jik astımda iki önemli faktör var: Genetik ve çevresel faktörler. Genetiğimizi değiştiremiyo-ruz ama çevresel faktörlere çok dikkat etmek ge-rekir. Bunların dışında beslenme de çok önemli. Kesinlikle doğal beslenmemiz lazım. Omega 3 eksikliği, katkı içeren ve fast-food ağırlıklı gıda-ların fazla tüketimi sonucu obezite ile birlikte alerjik astımda da büyük artış gözlemleniyor. Bebek mamaları bunu tetikleyebilir, bebekle-rin ilk altı ay mutlaka anne sütüyle beslenmesi gerekiyor. Çocuklarımızı olabildiğince doğal ve katkısız gıdalarla beslemeliyiz. Ama çocukların alerjik astımı erişkin astımı gibi değil, genellikle 5,5-6 yaşına kadar sonlanır. İleri yaşlara çok fazla uzamaz. Zamanında tedavi edilmeyen alerjik astım ya da saman nezlesi başka ciddi hastalıklara yol açabiliyor mu?Kesinlikle. Alerjik rinit tedavi edilmezse sinüzit, kulak iltihapları, sık tekrarlanan boğaz enfeksi-yonlarına yol açabilir. Yine alerjik astım tedavi edilmezse ileride kronik tıkayıcı akciğer hasta-lığı gibi çok ciddi hastalıklara neden olabilir.

Sigara dumanı çocuklarda alerjik astımı tetikleyen

çok ciddi bir risk faktörü.

51İLKBAHAR 2014

Page 52: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Hüseyin (11), üç yıl önce sol gözünün dı-şarı doğru büyümeye başlaması üzerine Irak’ta gittiği hastanede gözünün içeri-

sinde tümör olduğu tespit edildi, ardından bu hastalık için ileri bir merkez olarak Türkiye’ye sevk edildi. 18 ay önce İstanbul’da başka bir sağlık merkezine yatırılan hastanın incelemeleri sonrası gözündeki tümörden biyopsi yapıldı ve iyi huylu bir hastalık olduğuna karar verilerek, altı ay sonra göz ameliyatı yapılmak üzere ta-burcu edildi. Ocak 2014’te Irak Sağlık Bakanlığı, Hüseyin’i Medicana International İstanbul Hastanesi’ ne tedavi için tekrar sevk etti. Hastanemizde yapılan muayeneler ve konsey kararı sonrası Iraklı Hüseyin’in sol gözü içerisinde bulunan 27X 24X30 mm. büyüklükteki kitlenin ameli-yatla alınmasına karar verildi. Ameliyat Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet Akdemir ve Op. Dr. Türker Karancı, Anestezist Dr. Şener Demiroluk’dan oluşan ekip ile yaklaşık altı saatte gerçekleşti. Ameli-yatı yapan Prof. Dr. Hidayet Akdemir, sol göz içerisine beyin yoluyla geldiklerini, göz sinirle-rini yer değiştiren ve göze baskı yapan iyi huylu kapsüllü doğuştan gelen tümörü tamamen bo-şalttıklarını, bu tümörün tıp literatüründe der-moit kist olarak adlandırılan kalıntı bir lezyon olduğunu belirtti.Prof. Dr. Hidayet Akdemir, göz içerisindeki tü-mörlerin özellikle alt yapısı donanımlı olan geliş-miş beyin cerrahi kliniklerinde yapılabildiğini ve Medicana International İstanbul Hastanesi'nin böyle zor ve tehlikeli ameliyatları yapabilmek için uygun olduğunu belirtti. Halen taburcu ol-mayı bekleyen Iraklı Hüseyin’in gözündeki tü-mörün tamamen alındığı, histopatalojisinin iyi huylu olduğu, ilave bir onkolojik tedaviye gerek duyulmadığı belirtildi. En önemlisi ise göz si-nirlerine hiç bir zarar verilmeden bu tümörün tamamının başarı ile çıkarılabildiği söylendi.

Hasta hikayeleri

Iraklı çocuk NORMAL GÖRMEYE BAŞLADI

52 İLKBAHAR 2014

Page 53: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Özel Medicana Konya Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’nde tüp bebek yönte-miyle gebe kalan Şerife Duran (22),

Hatice Mutlu (26) ve Mine Taymaz (32), aynı gün doğum yaptı. Anne olma özlemiyle yıllardır bebek sahibi olmayı bekleyen üç kadının kaderi aynı hastanede keşişti. Dokuz ay önce açılan Tüp Bebek Merkezi'ne başvuran kadınlar, tüp bebek tedavilerinin tutması sonucu sürekli göze-tim altında alındı. Gebeliklerinin sonunda san-cıları aynı gün başlayan ve doğuma alınan Şerife Duran ikiz, Hatice Mutlu ve Mine Taymaz ise sağlıklı birer çocuk dünyaya getirdi. Üç annenin de dokuz ay önce açılan Tüp Bebek Merkezi’nin ilk hastaları olduğunu ifade eden Özel Medicana Konya Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Necati Özçimen, “Üç tane tüp bebek yaptığımız üç hastamız aynı anda doğum yaptı. Sancılarının aynı güne gelmeleri bizim için ilginç bir durum ortaya

çıkardı. Hastalarımızın biri ikiz gebelikti. Bu yüzden onu sezaryenle doğum yaptırmak zo-runda kaldık. Diğerleri normal doğum oldu. Bir tanesinin bebeği küçük olduğu için yeni doğan ünitesine aldık ve şu an bakım altında” dedi.

"Amacımız sağlıklı bebek oranını artırmak"Tüp bebek tedavisinde on yıllık tecrübelerini hastanenin imkânlarıyla birleştirdiklerini kay-deden Dr. Özçimen, “Eve canlı bebek götürme oranlarını artırdık. Bunları yaparken imkanları-mızı zorlayarak mikro tese, mikro enjeksiyon ve aynı zamanda genetik tüp bebekleri kullanarak hastalarımızın eve bebek götürme oranlarını da artırdık. Hastanemiz bünyesinde gelişmiş yeni doğan ünitesinin olması bize tüp bebeklerin te-davilerinin takibinde kolaylık sağlıyor. Çünkü bazen erken doğumlar olabiliyor. Erken do-ğumlar olduğunda bebeklerimizi bu ünitedeki uzmanlara teslim ediyoruz. Ve bebekleri eve götürecek şekilde büyüttükten sonra annelerine teslim ediyoruz. Amacımız tüp bebek yapmak-tan ziyade eve canlı bebek, sağlıklı bebek gö-türme oranlarını artırmak" diye konuştu.Tüp bebek yaparken ilk günden itibaren has-talarına psikolojik danışmanlık da verdiklerini vurgulayan Dr. Özçimen, "Hastalarımızın di-yetisyen eşliğinde gerekirse kilo vermelerini sağlıyoruz. Dâhili bir problem var mı, yok mu hepsine bakıyoruz. Daha sonra gebelik takiple-rini, oluşturulan problemleri biz ve uzmanları-mız birlikte takip ediyoruz" dedi.Kadın ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Seçil Kah-veci de, ilk tüp bebekleri kucaklarına almanın sevincini yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: "Üç gebemizin aynı anda doğum yapması bizim için de güzel bir tesadüf oldu. Bebeklerimizin sağlıklı, mutlu, güzel yıllar diliyorum. Diğer çocuk isteyen çiftlerimizle de aynı sevinci pay-laşmayı umuyoruz."

Hasta hikayeleri

Tüp bebekler aynı gün doğdu

53İLKBAHAR 2014

Page 54: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Bilginin çok hızla aktarıldığı ve payla-şıldığı bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla insanlar kendilerinde yapmak istedik-leri değişikliklere ya da benzemek is-

tedikleri kişilere medya ve internet aracılığı ile kolaylıkla ulaşabiliyorlar. Bilgiye kolayca ulaşıla-bilmesi ve dolayısıyla bilginin artması, taleplerin de artmasına yol açtı. Eskiden sadece bir eksik dişin yerini doldurmak ya da çürük bir dişi dol-durtmak kısmen yeterli olabiliyordu. Ama artık insanların estetik beklentileri arttı.

Araba pırıl pırıl peki ya lastikler?Sağlık, temel olarak ağızdan başlıyor. Sadece sağlık değil kişisel karizmanız ve karakteriniz de ağzınızdan başlıyor. Çok güzel bir yüz yapısı, kemik yapısı tasarlayın, makyajınız, saçınız, yü-zünüz, burnunuz için gerekli tüm uygulamaları yaptırın! Ama güldüğünüzde dişleriniz ve diş etinizin seviyeleri birbiriyle uyumlu değilse veya dişlerinizin rengi kötüyse, eksik veya çürük diş-leriniz varsa her şey berbat olur. Bu neye ben-zer biliyor musunuz; çok güzel bir otomobiliniz

GÜLÜŞ TASARIM

Cildiniz, burnunuz, dudaklarınız, saçlarınız hepsi mükemmel… Peki ya gülüşünüz? Gülünce ortaya çıkan görüntü sizi mutlu ediyor mu? Eğer cevabınız “Hayır” ise gülüş tasarımı ile tanışma vaktiniz geldi demektir. Medicana Çiftehavuzlar Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nden Diş Hekimi Dr. Ruhi Balcı, mükemmel kusursuz bir görüntünün püf noktalarını anlattı.

DR. RUHİ BALCI

54 İLKBAHAR 2014

Diş

Page 55: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Sağlık, temel olarak ağızdan başlıyor. Sadece

sağlık değil kişisel karizmanız ve karakteriniz

de ağzınızdan başlıyor.

Ş IMI İLE

KUSURSUZ BİR GÖRÜNTÜYE KAVUŞUN

55İLKBAHAR 2014

Page 56: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

var, onu yıkatmaya gittiniz ama lastiklerini ve jantlarını temizletmediniz. Araba pırıl pırıl bile görünse aslında bir eksiklik vardır. Lastikler göze batar. İşte aslında ağız ve gülüş, dişlerin pozis-yonlandırılması, rengi, diş ve diş etlerinin birbi-riyle olan uyumu, tertemiz yıkanmış bir arabada lastiklerin de pırıl pırıl olması gibidir. Yani ku-sursuz bir görünüm sağlar! İşte gülüş tasarımı da bu noktada devreye giriyor.Özellikle medikal estetik, plastik, estetik cerrahi uygulamalar günümüzde oldukça yaygın. İnsan-lar hep bir beklentiyle geliyor. Karşılarında güzel bir imaj görüyor ve kendilerini ona benzetmeye çalışıyorlar. Bir takım kozmetik ve invaziv uygu-lamalardan sonra en son diş hekimine geliyorlar. Oysa siz harika bir burun yapın, nefis bir cilt oluşturun, çok güzel gözler ve kaşlar olsun ama güldüğünde bunların hepsini kamufle edebile-cek bir görüntünüz olabilir. Dişlerde bir eksiklik, bir çapraşıklık varsa siz ne yaparsanız yapın gö-rüntünüz bozuk olacaktır.

Erkekler de talep ediyorSanki daha çok kadınların konusuymuş gibi zannedilse de artık kadınlar kadar erkekler de bu tür uygulamalara meraklı ve yaptırıyorlar. Çünkü insanlar güzel görünmek istiyor, kendi-sini iyi hissetmek istiyor. 21’inci yüzyılın baskı-sıyla yaşıyoruz biz. Bunlar çağımızın gerektirdiği şeyler aslında. Yaşamın getirdiği streslerden kaçış yolu bir anlamda. Kendisiyle barışmak isteyen, kendisini daha iyi hissetmek isteyen herkes baş-vuruyor bize.

Bir elmadan ancak daha iyi bir elma yapılabilirÇok sık karşılaştığımız bir durum var. İnsanlar ilk önce bize “Dogal olsun” diyerek geliyorlar. Konuşma böyle başlıyor ama tedavi planlamasını çıkartmaya başladıkça, insanların da beklentileri artmaya başlıyor. Siz sundukça farklı talepler de ortaya çıkıyor. “Doğal olsun ama beyaz olsun, doğal olsun ama şu fotoğraftaki sanatçı gibi olsun”… Bu tür taleplerle karşılaşsak da sonuçta bir elmadan bir karpuz yapamayız. Bir elmadan daha iyi bir elma yapabiliriz ancak. Biz tabii ki hastaya önerilerde bulunuyoruz. Diş deyince ilk akla ne gelir? Beyaz. Ama nasıl beyaz? Beyazın 50 çeşidi var. Size uygun beyaz. Ten renginize, saç renginize, yaşınıza, alışkanlıklarınıza, yüz şeklinize uygun beyaz olması gerekiyor. Burada bizim şansımız ve farkımız şu: Büyük bir sağlık grubunun parçasıyız. Yani birlikte hareket ede-ceğimiz disiplinlere ulaşmamız çok kolay. Tüm bunları sunduğunuzda da hasta memnuniyeti

artmaya başlıyor. "Şu ana kadar bu tür taleple gelen ve önerilerimiz doğrultusunda hareket eden hastalarımızdan mutsuz olan olmadı." Gayet memnun ayrılıyorlar.

Dişleriniz sağlıksızsa boşuna diyet yapmayın!Günümüzün en önemli konularından biri sağ-lıklı beslenmek ve fit olmak. Alabildiğince diyet yöntemleri, kitaplar, diyetisyenler var… Dünya-nın en iyi diyetini uyguluyorsunuz, dünyanın en iyi diyetisyenine gidiyorsunuz. Tüm bunların temelinde doğru beslenme var. Peki ağzınızda diş yoksa nasıl besleneceksiniz? Ağızın görevini tam yapamadığı bir durumda, kişinin kilo ve-rebilmesi mümkün mü? İstediğiniz diyeti yapın sonuç başarısız olur.

56 İLKBAHAR 2014

Diş

Page 57: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Kafatası kemikleri ve bıngıldakların doğumdan beri kapalı olması oldukça nadir görülen kafatası anomalisi. Non-

sendromik kafatası kemikleri erken kapanması her 1000 doğumda 0.4-1 arasında görülüyor.

Bu bebeklerin doğumdan sonra uygun zamanda kafatası anomalisi düzeltilemezse baş, yüz ve alında şekil bozukluğu meydana gelmesi, beyin ve zeka geriliğine yol açtığı biliniyor.Medicana International İstanbul Hastanesi’ne sevk edilen altı aylık Sevgi bebekte, doğumdan beri kafatası kemikleri ve ön fontanelin erken kapanmasıyla yüz, alın ve başta estetik şekil bo-zukluğu olduğu tespit edildi. Yapılan fizik ve nörolojik muayenede erken kapanan kafatası ke-miklerinin estetik bozukluk yanında artan kafa içi basınç bulguları olduğu belirlendi. Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet Akdemir ve Op. Dr. Türker Karancı, Anestezist Dr. Şener Demiroluk ile Dr. Cevdet Becerikli'den oluşan ekip ile yaklaşık altı saat süren beyin ameliyatıyla kapalı kafatası kemik-leri açıldı ve yeniden şekillendirildi. Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Hidayet Akdemir bu tür bebek beyin ameliyatlarında hastanenin cerrahi ekibinin tecrübesi yanında çocuk anestezisti ve yoğun bakım ekiplerinin de cerrahi ekip kadar önemli olduğunu, bu tür özellikli beyin ame-liyatlarının her hastanede yapılamadığını be-lirtti. Kraniosneztoz ameliyatları sadece estetik veya kozmetik amaç için yapılmadığını, artan kafa içi basıncından beyindeki baskıyı kaldıra-rak ve normal beyin gelişimine katkıda bulun-mak için gerçekleştirildiğini anlattı.Prof. Dr. Hidayet Akdemir Sevgi bebeğin ame-liyat sonrası yeni bir yüz ve alın görünümüne kavuştuğunu, ameliyat esnasında, yoğun bakım ve servis takiplerinde herhangi bir sorunla kar-şılaşmadıklarını söyledi. Ayrıca Sevgi bebeğin diğer sağlıklı çocuklar gibi normal bir beyin ge-lişim süreci yaşayacağını ve yaşıtlarından farkı olmayacağının altını çizdi.

Hasta hikayeleri

Altı aylık bebek YENİ YÜZ VE

ALINA KAVUŞTU

57İLKBAHAR 2014

Page 58: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Fazladan vitamin alımı her şeyden önce karaciğeri yoruyor. Ayrıca baş ağrısı, bulantı, kusma, idrar yolu rahatsızlıkları ve hatta ölüme kadar gidebilen problemler oluşabiliyor.

UZM. DR. İREM ÖNER ÖZKARA

Vitaminlne kadar m

58 İLKBAHAR 2014

İç Hastalıkları

Page 59: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Günümüzde neredeyse vitamin kullanmayan yok gibi. Bazı uzmanların da yönlendirme ve tavsiyeleri ile vitaminler hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Peki rastgele vitamin kullanmak ne kadar doğru? Şifa niyetine kullandığımız vitaminlerin zararları var mı? Medicana Beylikdüzü Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. İrem Öner Özkara vitaminlere mercek tuttu.

Vitamin takviyesi kullanmak isteyen hastanın mutlaka bir dahiliye uzma-nına muayene olması gerekir. Kişi-nin şikayetlerinin öncelikli tedavisi

gereken enfeksiyon hastalıkları, hormonal has-talıklar veya kanser gibi başka bir hastalığa bağlı olup olmadığı belirlenmeli, sonrasında vitamin eksikliği saptanırsa takviye yapılmalıdır. Eğer vücudun ihtiyacı yoksa vitamin kullanmak ge-rekmiyor. Bununla birlikte vitamin ihtiyacı olan belirli hasta gruplarımız var. Fazladan vitamin alımı her şeyden önce karaciğeri yoruyor. Ayrıca baş ağrısı, bulantı, kusma, idrar yolu rahatsızlık-ları ve hatta ölüme kadar gidebilen problemler oluşabiliyor.

D vitamini ve kalsiyumFazla aldığımda kemik hastalıklarına, kanda kalsiyum yükselmesine, böbrek hastalıklarına kemik ağrılarına neden olabiliyor. Kemik ağ-rısına ve kas kasılmalarına sebep olabiliyor. Eksikliği varsa takviye yapıyoruz ama fazlasını aldığımız zaman hedef dokuda toksik etki ya-ratmış oluyoruz.

B12B12 sinirlerin yapısında bulunan ve vücutta de-polanan bir vitamin yani eksikliği varsa, depo-ları doldurduktan sonra kullanmamak gerekir. Eksikliği denge problemlerine, ellerde uyuşma, karıncalanma, yanma, ateş basması, baş dönmesi gibi şikayetlere sebep olabilir. Eksikliği giderilip depolar doldurulduktan sonra tedavi kesilmeli, sonrasında takip yapılıp ancak eksiklik yeniden geliştiğinde başlanmalı.

C vitaminiC vitamini, antioksidan etkisi, yara iyileşmesine

olan olumlu etkisi ve kış dönemlerindeki grip üzerindeki iyileştirici faydasından dolayı çok sık kullanılıyor. Evet, kış dönemlerinde dönemsel olarak kullanabiliriz ama fazla alındığında karın ağrısı, bulantı ve kusmaya sebep olabilir ayrıca C ve E vitaminlerinin kompleks olarak kullanılma-sının akciğer kanseri vakalarını arttırdığı göz-lemlenmiş. O yüzden ihtiyaç durumu dışında kullanılmamalı.

A ve E vitamini A vitamini göz sağlığı için faydalı ama fazla alın-dığı zaman ciltte lekelenmelere, görme problem-lerine, baş dönmesine, vücutta kasılmalara, kafa içinde basınç artışına ve hatta akciğer kanserine bile sebep olabilir. O yüzden doktor kontrolü ve reçetesi olmadan ihtiyaç hali dışında kullanıl-masını önermiyoruz. A, E ve C vitaminlerinin antioksidan etkisi var. Hücre yenilenmesini artı-rıyor, vücutta oluşmuş oksidan madde dediğimiz atık ürünlerin vücuttan atılmasını sağlıyorlar. Kanserden korunmak adına önemliler ama son çalışmalar antioksidan vitaminlerin çok fazla kullanıldığında aynı zamanda kanser riskini ar-tırdığını gösteriyor. Örneğin, E vitamininin çok yüksek dozda kullanıldığında prostat kanseri riskini artırdığı gözlemlenmiş.

Omega 3Omega 3‘ün kalp ve damar yapısında koruyucu etkisi var. Şu ana kadar önemli bir yan etkisi de gösterilmemiş. Eğer Akdeniz usulü bir beslenme-miz yoksa -ki çoğumuzda yok- omega 3 kulla-nılabilir. Ama saf omega 3 almaya çalışalım. A vitamini içerenler, yaz döneminde cilt lekelen-melerine, deri bozukluklarına sebep olabiliyor.

Magnezyum, ÇinkoEksikliği yoksa, düzenli ve dengeli besleniyor-sak magnezyum ve çinko takviyesine ihtiyacı-mız yok. Kuruyemişlerde, domateste, patateste, muzda, kayısıda yeterli miktarda magnezyum ve çinko var. Ancak bir enfeksiyon hastalığı ya da kronik bir hastalık varsa doktor kontrolünde alınabilir.

nlermasum?

59İLKBAHAR 2014

Page 60: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Sürekli kendinizi yorgun hissediyor, fazla kilolarınızdan şikayet ediyor ve canlanmak, yenilenmek istiyorsanız ilkbahar harekete geçmek için en uygun zaman. Mevsim geçişlerinde özellikle de ilkbaharda yapılan detoks çok daha etkili olabiliyor. Sizin için seçtiğmiz detoks çorbası ve detoks içecekleri ile yepyeni bir mevsime yenilenmiş olarak başlamaya ne dersiniz?

Şimdi detoks z

MALZEMELER:• 2 çorba kaşığı yeşil çay• 1 adet limon• 1 tutam mate• 3 tane karanfil• 3 tane karabiber• 1 adet elma• 1 adet kivi• 1 adet kabuk tarçın• 1 litre su

HAZIRLANIŞI:Tüm malzemeleri (meyveleri dilimlenmiş olarak) bir litre sıcak suyun içine ekleyin. Bu karışımı 2-3 dakika kaynatın. Yaklaşık 5 dakika demlenmesi için bekleyin. Süzüp, günün farklı saatlerine soğuk ya da sıcak olarak içebilirsiniz.

Detoks çayı

Baharı hafif karşılayın!

MALZEMELER:• 1 büyük boy kereviz (yapraklarıyla birlikte)• 1 büyük boy kırmızı soğan• 1 büyük boy patates• 150 gr taze zencefil• 1 orta boy havuç• 3 baş sarımsak• 3 yaprak kara lahana• 100 gr beyaz lahana• 50 gr biberiye (taze veya kuru)• 2 çorba kaşığı kuru nane• 2 çorba kaşığı kurutulmuş maydanoz• 2 roka kökü• 1 çorba kaşığı acı toz biber• 3 çorba kaşığı kekik

Detoks çorbasıHAZIRLANIŞI:Sebzeleri çok iyi yıkadıktan rendeleyin. Patates haricindekileri kabuklarıyla birlikte rendeleyebilirsiniz. Kereviz yaprağı, kara lahana ve beyaz lahanayı ise ince ince doğrayın. Hazırlanan malzemeleri orta boy bir tencereye koyun ve tencereyi dolduracak şekilde kaynar su ekleyin. Bir taşım kaynatıp bir saat bekletin. Daha sonra posa haline gelmiş taneleri tencerenin içinden alın. Posaların suyunu çorbanın içine ekleyin. İsterseniz baharat ve taze limon suyu da ilave edebilirsiniz.

60 İLKBAHAR 2014

Yemek

Page 61: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

s zamanı

MALZEMELER:• 1 orta boy salatalık• 3 adet kereviz sapı• 1/4 misket limon

• 250 ml. elma suyu

HAZIRLANIŞI:Katı meyve

sıkacağında 2-3 sulu elmayı sıkın. Bu elma suyunu,

soyduğunuz salatalığı, kereviz saplarını

blender'a koyun, üzerine misket limon

da sıkarak hepsini bir blender'dan

geçirin.

Detoks içeceği

61İLKBAHAR 2014

Page 62: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Çölün ortasındaki cGeleceği gözlerinizin önüne seren mimari dokusu, iklime rağmen yemyeşil meydanları, parkları, dünya jet-setinin doldurduğu eğlence mekânlarıyla Dubai, “Coğrafya kaderdir” sözünü yalancı çıkarıyor.

62 İLKBAHAR 2014

Gezi

Page 63: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

i cennet

63İLKBAHAR 2014

Page 64: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Devasa Dubai Ulusla rara s ı Havaalanı’ndan çıkıp, kentin beş şeritli geniş caddelerinde yol almaya başlar başlamaz, tipik bir Ortadoğu

kentinde olmadığımızı anlıyoruz. Bulvarlar bo-yunca çağdaş mimarinin en ikonik örneklerinin yanından geçerken, asıl şaşırtan kentin yeşilliği oluyor. Karşımızda 21’inci yüzyılın kenti dursa da, “İnci avcılığına, baharat ticaretine uzanan tarihine göz atmadan, Dubai’nin ruhunu anlamak zor” deyip, eski kentten başlıyoruz keşfe. İlk hedef, kenti ikiye bölen haliç. Bir yakasında Dubai’nin tarihi ticaret merkezi Deyra, öteki yakasında Büyük Cami’nin, Dubai Müzesi’nin ve Cumeyra sahilinin uzandığı Bur Dubai. Bugün de olanca canlılığını koruyan Deyra’daki yeni-eski çarşı-ları alışveriş günlerine saklayıp, kıyıya gidiyoruz.

Karşıda görünen Dubai İkiz Kuleleri, Sheraton Dubai gibi modern yapılar, özellikle mimari meraklısı gezginlerin dikkatini çekecek türden. Ama asıl ilgiyi, haliç boyunca sıralanan abralar, Arap yelkenlileri hak ediyor. 17’nci yüzyıldan fırlamış gibi duran, rengârenk bez gölgeliklerin altında çift sıra oturma yerleri olan ahşap abra-lara bindiğinizde, yanınızdan kalkan yelkenlinin peşine takılıp inci çıkarmaya gidecekmişsiniz gibi geliyor. Oysa bu tekneler sizi karşıya, Bur Dubai’ye taşıyor. Bur Dubai tarafında önce Cumeyra sahilindeki Dubai Büyük Cami’ye gidiyoruz. Buraya Müs-lüman olmayanlar giremiyor. Orijinal olarak 1900’e tarihlense de önce 1960’da, sonra 1998’de yeniden yapılan cami, Dubai’nin kültürel ve dini yaşamının tam kalbinde. Öyle ki, alışveriş mer-kezleri ve çarşılar dışında pek rastlamadığımız Emiratileri nihayet burada bol bol görüyoruz. Tam bu noktada Dubai Emirliği’nin asıl yurt-taşları Emiratiler için bir parantez açmak gerek. Nüfusun çok azını, yaklaşık yüzde 15’ini oluş-turuyorlar. Ama onları görmememizin nedeni bu değil. Emiratiler, polislik, askerlik yapmak ve devlet dairelerinde çalışmak dışında, yalnızca özel şir-ketlerde, çoğu kez şirket sahibi ya da ortağı ola-rak görev yapıyor. Diğer tüm işlerde başta Hintli, Paki ve Filipinliler olmak üzere Asyalı göçmenler çalışıyor. Geleneksel kıyafetleri kandura (erkek-lerin ayak bileklerine kadar inen beyaz renkli yün veya keten tünikleri) ve abiyeler (kadınla-

Gezi

Palmiye Adası’ndaki Atlantis Otel’in içinde yer alan dev akvaryum.

Trendy mekânCirque Le Soir, dünya jet-set’inin buluşma noktalarından.

64 İLKBAHAR 2014

Page 65: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

rın bedenlerinin tamamını örten siyah renkli üst giysileri) içindeyken bu ayrımı yapmak zor ama bindikleri otomobiller, taşıdıkları alışveriş torbaları, kadınların bileklerindeki altın takılar, hatta tek başına üstten bakan, kibirli duruşları bile bu sözün doğruluğunu anlatmaya yetiyor. Emiratilerin geçmişlerinin izini de El Fahidi Kalesi’ndeki Dubai Müzesi’nde sürüyoruz. Bu-rası kentteki gerçekten tek eski bina.

Masmavi deniz, bembeyaz kumsalHerhalde denizin çağrısının bu denli güçlü ol-duğu çok az yer vardır. Bembeyaz kumsalın önünde uzanan Basra Körfezi’nin turkuaz su-ları öyle güzel ki, gözümüz, hemen hemen tüm Dubai fotoğraflarının ayrılmaz parçası haline gelen yelken otel Burç El Arap’ı bile görmüyor. Muhteşem deniz keyfinin tadı burada hem halk hem de otellerin özel plajlarında çıkarılabiliyor. Halk plajlarında giyinip soyunmak zor olsa da, bir şeyden emin olabilirsiniz, asla rahatsız edil-miyorsunuz. Ancak çevrede yiyecek-içecek satan, güneş şemsiyesi kiralayanlar pek yok. Bu nedenle tüm günü buraya ayırmayı düşünenler için en iyi seçenek oteller. Maalesef artık bu otel listesinde, denizin ortasında yükselen Burç El Arab yer al-mıyor. Rehberimiz, birkaç yıldır, otelde kalma-yanların plaja kabul edilmediklerini söylüyor. Şehir bütünüyle, çağdaş mimarlık tutkunları için yaratılmış gibi. Hele Dubai Marina bölgesi. Nereye başımızı çevirsek, tasarımları birbiriyle yarışan gökdelenler ve köprülerle karşılaşıyoruz. Çoğu, dünyanın en ünlü mimarlarının imzala-rını taşıyor ama tek başına, SOM Architecture’ın tasarımı dans eder gibi duran Sonsuzluk Kulesi (Cayan Tower- Infinity Tower) bile buraya gel-mek için yeterli. Akşam saatlerinde bölge epey hareketleniyor. Ama siz siz olun, güneşi burada değil, Burç Halife’de batırın.

Alışveriş ve eğlencenin şehri829.8 metrelik Burç Halife’ye dünyanın en büyük alışveriş merkezlerinden Dubai Mall’ın içinden geçerek çıkıyoruz. Giriş holünde her daim uzun bir asansör kuyruğu var, ama iyi ki de var; zira, o sırada bu muazzam binanın nasıl yapıldığını an-latan videoyu seyrediyoruz. Asansör, konut, ofis ve otellerin yer aldığı kulenin 124’üncü katın-daki seyir terasına çıkarıyor. Yaklaşık bir daki-kada çıktığımız terasta, uçakta gibiyiz, dünyaya 452 metre yüksekten bakıyoruz. 360 derece ta-sarlanmış terasta, tüm Dubai ve çevresini saran çöl ayaklarımızın altında. Dubai’deki muhteşem mimari örnekler o ana kadar öğretmediyse bile, Burç Halife, insanın yapabildiklerinin sınırının olmadığını herkese öğretiyor. Yaklaşık bir saat-lik turun bilet fiyatı kişi başı 400 dirhem yani yaklaşık 225 TL. Burç Halife’den Dubai Mall’un içine indiği-

mizde alışveriş faslını da açıyoruz. Dünyanın hemen hemen tüm önemli markaları burada; yaklaşık bin 200 mağaza, onlarca restoran ve kafe, sinema salonları, eğlence bölümleri var. Ancak fiyatların burada daha düşük olduğuna dair rivayetin pek de doğru olmadığını görüyo-ruz. Bu nedenle Ortadoğu’da olmanın tadını asıl çıkaracağımız suk’lara yani geleneksel çarşılara; altın pazarı, baharat pazarı ve tekstil pazarına ge-çiyoruz. Fiyatlar çok daha uygun. Baharatların çeşitliliği, paşminalar, bakır hediyelikler baştan çıkarıcı. Dubai’de bulabileceğimiz en iyi hur-maları da buradan alıyoruz. Ama ‘Binbir Gece Masalları’nın atmosferine kapılıp, pazarlık yap-mayı unutmadan. Elektronik cihaz almak isteyenler için Deyra bölgesinde elektronik suk da var; ancak buradan aldığınız bilgisayar, cep telefonu gibi cihazların garanti belgesi yok.Dubai, yalnız alışveriş değil, Ortadoğu’nun eğ-lence başkentlerinden de biri. Yapılabileceklerin listesi upuzun: Emirates Golf Kulübü’nde 18 de-likli sahalarda golf oynamaktan çölde çıkılacak safari turlarına, Zubeyr Astronomi Kampı’ndaki Thuraya Gözlemevi’ndeki dev teleskoptan yıl-dızları izlemeye, Basra Körfezi’nde gece dalışına kadar pek çok seçenek var. Kaldı ki, bu kent birbirinden havalı bar ve kulüplerle dolu. Jume-irah Beach Hotel’in içindeki 360º Bar, Dubai Marina’daki Buddha Bar, Barasti, Sheikh Zayed Bulvarı’ndaki Cirque Le Soir ve Cavalli Club, Cumeyra’daki Kasbar dünya jet-set’inin uğrak noktası, en eğlenceli, havalı mekânlar. Ancak gelmişken mutlaka denenmesi gereken, özellikle akşam yemeği için birbirinden iyi iki program var: Biri, Dubai manzarasına karşı Palmiye Adası’ndaki otel/restoranlarda, diğeri de haliçte gidip gelen lüks cruise teknelerinde akşam ye-meği yemek. Seçim sizin; ne yaparsanız yapın, çöldeki cennet Dubai sizin.

Ünlü yelken otel Burç el Arap’ın da bulunduğu

Cumeyra kıyıları adının hakkını veriyor: Güzel.

Bembeyaz kumsalın önündeki Basra Körfezi’nin turkuaz suları öyle güzel ki, gözümüz Burç El Arap’ı bile görmüyor.

65İLKBAHAR 2014

Page 66: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

66 İLKBAHAR 2014

➲ ADI SOYADI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ DOĞUM TARİHİ:. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ DOĞUM YERİ:. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ MESLEĞİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ DERGİ TESLİM ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ➲ SEMT:. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ POSTA KODU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ➲ ŞEHİR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ TEL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ➲ GSM:. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ E MAİL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

➲ İŞ/EV ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

MEDICANA HASTALIKTA SAĞLIKTA DERGİSİ ABONE FORMU VE OKUR ANKETİ

AŞAĞIDAKİ BİLGİLERİ DOLDURUN, ‘HASTALIKTA SAĞLIKTA’ DERGİSİNE ÜCRETSİZ ABONE OLUN. DERGİMİZ HİÇBİR ÜCRET ÖDEMEDEN ADRESİNİZE ULAŞTIRILSIN.

WWW.MEDICANA.COM.TR

MEDICANA SAĞLIK GRUBU İLETİŞİM BİLGİLERİ

EN SIK HİZMET

ALDIĞINIZ HASTANEMİZ SAMSUN MEDICANA DİŞ

ÇİFTEHAVUZLARMEDICANA

INTERNATIONAL ANKARA

BAHÇELİEVLER MEDICANA INTERNATIONAL

İSTANBUL

AVCILAR ÇAMLICA

NÖROLOJİK BİLİMLER VE OMURGA MERKEZİ

VIVAMEDICANA KONYABAHÇELİEVLERDİŞ

YÖNETİM MERKEZİ Tel: +90 850 460 63 26 Fax: 0212 438 23 51 Adres: Tekstilkent Koza Plaza Oruç Reis Mah. Tekstilkent Cad. No: 12 A Blok Kat: 23, 34235 Esenler / İstanbul

MEDICANA HOSPITALS AVCILAR Tel: 0212 695 48 30 Fax: 0212 695 48 30 Adres: Marmara Cad.Şamlı Sokak No: 32 34310 Avcılar / İstanbul

MEDICANA HOSPITALS BAHÇELİEVLER Tel: 0212 449 14 49 Fax: 0212 555 80 09 Adres: Adnan Kahveci Bulvarı No: 2 34180 Bahçelievler / İstanbul

MEDICANA HOSPITALS ÇAMLICA Tel: 0216 522 60 00Fax: 0216 335 86 36 Adres: Alemdağ Cad. No: 85 34764 Üsküdar / İstanbul

MEDICANA HOSPITALS SAMSUN Tel : 0362 311 05 05Fax : 0362 240 20 42Adres: Yeni Mahalle Şehit Mesut 1.Caddesi No: 85 Canik /Samsun

MEDICANA DİŞTel: 0212 506 00 00 Fax: 0212 506 06 20Adres: İzzettin Çalışlar Cad. Nurettin Paşa Sok. No: 2 / 34310 Bahçelievler/İstanbul

MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLARTel: 0216 363 41 41 pbx Fax: 0216 363 42 07Adres: Cemil Topuzlu Cad. No: 56Caddebostan-Kadıköy/İstanbul

MEDICANA KONYATel : 0332 221 80 80Fax : 0332 221 65 56Adres: Ferihpaşa Mah. Gürz Sok. No: 1 Selçuklu/Konya

MEDICANA NÖROLOJİK BİLİMLER MERKEZİTel: 0212 449 14 49Adres: Bağcılar Cad. No:1 Bahçelievler/İstanbul

MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBULTel: 0212 867 75 00 Fax: 0212 872 12 36Adres: Beylikdüzü Cad. No: 3Beylikdüzü/İstanbul

MEDICANA INTERNATIONAL ANKARATel: 0 312 292 92 92 Fax: 0 312 285 69 62Söğütözü Cad. 2165 Sok. No: 6 Söğütözü/Ankara (ATO yanı)

VIVAMEDICANA HOLLANDA Tel: +317561148328 Westzijde 391 506 EB Zaandam / The Netherlands

İstanbul İçi Kod Çevirmeden 0850 460 63 34 Alo Medicana

Tüm hastaneleri için e-mail: [email protected]

HASTANEMİZİ İLK NEREDEN DUYDUNUZ?

EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ BÖLÜM VEYA BÖLÜMLER:

DERGİMİZDE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ KONULAR:

DERGİMİZDE EKSİK BULDUĞUNUZ VE EKLENMESİNİ ARZU ETTİĞİNİZ KONULAR:

M

Page 67: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn

Medicana Hastalikta Saglikta Dergi ilani 19 5x27 5cm indd 2 3/7/14 9:52 AM

Page 68: ım tedavi edilmezse kronikle şebilir · anne-babalar d İkkat: alerjik ast ım tedavi edilmezse kronikle şebilir sayi 32 / İlkbahar 2014 hastalikta ve saĞlikta her yil 5 bİn