lhd Şubat 98 broşür...Özta Ş’un “ katılma alaca ğının Üçüncü ki şiden talep...

84
L L E E G G A A L L Hukuk Dergisi YARGITAY KARARLARI, DANIŞTAY KARARLARI VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI, HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER, GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ, ÖNEMLİ BİLGİLER LEGAL

Upload: others

Post on 29-Jan-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • LL EEGGAALL Hukuk Dergisi

    YARGITAY KARARLARI, DANI ŞTAY KARARLARI VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI, HUKUK HABERLER İ, HUKUKÎ MAKALELER,

    GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLER İ, ÖNEML İ BİLGİLER

    LEGAL

  • LEGAL Hukuk Dergisi “Hakemli Dergidir”

    Derginin Önerilen Kısa (Atıf) Adı: LHD

    Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni

    Av. Lütfürrahman BAŞÖZ

    Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Av. Ramazan ÇAKMAKCI

    [email protected]

    İzmir Temsilcisi Mersin Temsilcisi Av. İsmet KÖYMEN Av. H. Hulki ÖZEL

    ISSN: Yıl: Cilt: Sayı:

    Yayımcının Adı: Basımcının Adı:

    Basıldığı Yer:

    Basıldığı Tarih: Yönetim Yeri:

    Yayın Türü:

    1303-9210 2011 9 98 Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Kitap Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1 Topkapı/İstanbul 2011 Bahariye Cad. No: 63/6 Kadıköy/İstanbul Yerel, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi

    Copyright © 2011

    Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.’ne aittir. Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç olmak üzere

    hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

    Dergimize gönderilecek makaleler başka bir yerde yayınlanmamış olmalıdır. Yazarlar akademik

    veya mesleki ünvanları ile iletişim bilgilerini makalelerine eklemeli, makalelerinin hakem onayından geçmesini istedikleri takdirde bu hususu belirtmeleri gerekmektedir. Gönderilen

    makalelerin yayınlanması uygun görüldüğünde makaleler dergimizin biçimsel formatına uygun olarak yayınlanmakta ve makalelerin basılı ve elektronik ortamdaki tüm yayın hakları Legal Yayıncılık’a ait olmaktadır. Dergimize gönderilen makalelerin yayınlanıp yayınlanmayacağı

    hususunda yazarlara bilgi verilmektedir.

    LEGAL HUKUK DERG İSİ Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D. 6 Kadıköy - İstanbul Tel: (216) 449 04 85 - 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87

    İnternet adresi: www.legal.com.tr E-mail: [email protected]

  • DANIŞMA VE YAYIN KURULU Prof. Dr. Gökhan ANTALYA

    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI

    Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK

    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz ATALAY

    Dokuzeylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR

    Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süheyl BATUM

    Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Prof. Dr. Ali Cem BUDAK

    Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Gürsel ÇETİN

    İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Osman DOĞRU

    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ

    İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Nuray EKŞİ

    İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Nüvit GEREK

    Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU

    Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Eser KARAKAŞ

    Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Işıl KARAKA Ş

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku Prof. Dr. Mustafa KOÇAK

    Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku Prof. Dr. Ali Necip ORTAN

    İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ

    Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Ayhan ÖNDER

    Ceza ve Ceza Usul Hukuku Prof. Dr. Saba ÖZMEN

    Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK

    İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Adem SÖZÜER

    İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN

    Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK

    Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Ana Bilim Dalı

  • Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı

    Prof. Dr. Hamdi YILMAZ Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı

    Prof. Dr. Serap YAZICI Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı

    Doç. Dr. Faruk ACAR Marmara Üniversitesi Hukuk Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı

    Doç. Dr. Müslüm AKINCI Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi

    Doç. Dr. Erdoğan BÜLBÜL Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı

    Doç. Dr. Tevfik GÜLSOY Atatürk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı

    Doç. Dr. Alper GÜMÜŞ Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı

    Prof. Dr. Şükran ŞIPKA İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı

    Doç. Dr. İlhan YILMAZ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Ana Bilim Dalı

    Doç. Dr. Sevtap YOKUŞ Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı

    Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi İİB Fakültesi İşletme Bölümü Ticaret Hukuku Anabilim Dalı

    Doç. Dr. Pelin GÜVEN Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı

    Doç. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı

    Yrd. Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı

    Yrd. Doç. Dr. Ebru CEYLAN İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı

    Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT

    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Birgül SOPACI

    Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU

    İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Ana Bilim Dalı Haşmet Sırrı AKŞENER

    İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı Hasan ÖZKAN

    Em. İstanbul Hukuk Hâkimi Av. Atilla COŞKUN, Av. Çelik Ahmet ÇELİK, Av. Süleyman ÇETİN,

    Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN, Av. Fikret İLK İZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR

  • DUYURU

  • HUKUK İ ETK İNLİK Değerli Meslektaşımız; Kamuoyuna yönelik olarak Hukuk Okur Yazarlığı programı Kartal

    Belediyesi ile 12 Mart 2011 tarihinden itibaren KARTAL BELEDİYESİ HASAN ALİ YÜCEL KÜLTÜR MERKEZİ’NDE aşağıdaki program ile devam edecektir. Sizi ve Kartal bölgesindeki dostlarınızı seminerimizde görmekten mutluluk duyacağız.

    Genel Koordinatör : Av.Filiz Saraç Kartal Koordinatörü: Av. Perihan Sevim (GSM : 0533 622 52 06) � 12 MART 2011, SAAT:13.00'DE BOŞANMA-NAFAKA-

    VELAYET (KONUŞMACI Av.FİLİZ SARAÇ), � 26 MART 2011, SAAT:11.00 EVLİLİKTE KAZANILAN

    MALLARIN PAYLA ŞIMI (KONUŞMACI Av. BEYHAN AKBAŞ),

    � 16 NİSAN 2011, SAAT:11.00 İŞTEN ÇIKARILMADA HAKLAR (KONUŞMACI Av. SEMRA GÖK),

    � 7 MAYIS 2011 SAAT:11.00 GÖZALTINA ALMA, YAKALAMA, İFADE ALMADA HAKLAR (KONUŞMACI :Av. NAFİYE DİKER)

    � 28 MAYIS 2011 SAAT:11.00 MİRAS HUKUKU (Av.ATİKE YAVUZ)

  • EEDDİİTTÖÖRRDDEENN…

    Değerli abonelerimiz, 2011 yılının ikinci sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz.

    Dergimizin makaleler kısmında yine çok değerli yazarların maka-lelerini sizinle paylaşıyoruz. Bu sayımızda Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU’nun “6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Taksitle Satım’ Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler”, Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ’un “Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi”, Arş. Gör. Tolga ŞİRİN’in “ Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme” ve Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA’nın “Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi” isimli makaleleri yeralmaktadır.

    Dergilerimizin 2011 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmek-tedir. Herbiri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içe-riğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın ha-yatına devam etmektedir. Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıla-rın bu yılda devamın etmesini beklemekteyiz.

    Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmekte-dir. Önümüzdeki günlerde Dergilerimizi de elektronik ortama aktarmayı planlamaktayız. Legalbank sitemizden ücretsiz 5 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonlerimizin www.legalbank.net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz.

    Saygılarımızla

    Av. Lütfürrahman BAŞÖZ

  • İÇİNDEKİLER

    Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri ............................................................ 499 Hukuk Haberleri....................................................................................................... 511 Hukukî Makaleler..................................................................................................... 523

    6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU.................................................... 525 Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ ......................................................................................... 553 "Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir Değerlendirme Arş. Gör. Tolga ŞİRİN.......................................................................................... 581 Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA............................................................................ 597

    Yargıtay Hukuk Kararları....................................................................................... 605

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları............................................................... 607 Yargıtay Hukuk Daire Kararları............................................................................ 649

    Yargıtay Ceza Kararları .......................................................................................... 719

    Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararları.................................................................... 721 Yargıtay Ceza Daire Kararları............................................................................... 734

    Danıştay Kararları.................................................................................................... 751

    Danıştay Daire Kararları ....................................................................................... 753 Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................... 765 Güncel Mevzuat ........................................................................................................ 769 Kanunlar.................................................................................................................... 771

    Resmî Gazete Özetleri........................................................................................... 783 Önemli Bilgiler...................................................................................................... 789 Kıdem Tazminatı Tavanı....................................................................................... 791 Asgari Ücret .......................................................................................................... 791 Yıllık Ücretli İzin Süreleri..................................................................................... 794 İhbar Tazminatı ..................................................................................................... 794 İşşizlik Sigortası Primi .......................................................................................... 794 2011 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2010 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2009 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 2008 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795

  • 2007 Yılı Gelir Vergisi Tarifesi ............................................................................ 795 Kurumlar Vergisi Oranı ........................................................................................ 796 Geçici Vergi Oranları ............................................................................................ 796 Katma Değer Vergisi Oranları .............................................................................. 796 Yeniden Değerleme Oranı..................................................................................... 796 Değerli Kâğıtlar (2011) ......................................................................................... 796 Yasal Faizler ve Yürürlük Süreleri........................................................................ 797 Ticari Temerrüt (Avans) Faiz Oranları .................................................................797 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a Göre Gecikme Zammı Oranları ................................................................................................................. 798 Damga Vergisi (2011)........................................................................................... 799 Harç Tarifesi (2011).............................................................................................. 801 Kira Artışına Yargıtay’ca Uygulanan Endeksler................................................... 821 Enflasyon Oranları (%) (TUİK Verilerine Göre) .................................................. 822 Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi ............................................................................ 825 CMK Avukatlık Ücret Tarifesi (2011).................................................................. 830 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ................................................................... 832 Döviz Kurları ........................................................................................................ 832 LEGAL HUKUK DERGİLERİ ABONELİK FORMU........................................ 836

    Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ....................................................... 837

    Kavramlara Göre Arama Dizini ............................................................................ 839 Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini ............................................................... 843 LEGALBANK ABONEL İK FORMU.................................................................. 848

  • YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLER İ

    AİLE HUKUKU Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Erme Anı- Eşler

    arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü tarihe göre, eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta Borçlar Kanunu’nun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır............................................... 667

    Evlat Edinmede Küçüğün Rızası ve Yaşı- küçüklerin mahkemece dinlenmeleri, ilköğretim çağında olmaları nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları gözlenerek evlat edinilmeye rıza gösterip göstermediklerinin sorulması gerekir ............................................ 650

    AVUKATLIK HUKUK Avukatlık Kimliğinin Resmi Kimlik Olması- İtirazın iptali

    davasında tartışma konusunda olan husus, davacı avukata avukatlık kimlik belgesine dayanarak yapılan ödeme talebinin, davalı tarafından red edilmesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafından sunulması gereken geçerli kimlik belgesinin sunulmadığı gerekçesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri, Resmi kimlik niteliğinde düzenmekte, tüm resmi ve özel kuruluşları bağlamaktadır. Bu nedenle davalı idarenin icra takibine konu alacağı ödememesi haklı ve geçerli bir hukuki sebebe dayanmamaktadır. ............................................................... 652

    BANKACILIK HUKUKU İnternet Bankacılığında Bankanın Sorumluluğu- SMS ile şifre

    bildirim veya şifre üreten cihazlar ile dinamik şifre uygulamasının gerektiği, davalı bankanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, belirlenen tutarın davalı bankadan avans faizi ile, diğer davalılardan reeskont faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. ........................................................................... 695

    BBüüttüünn kkaarraarr llaarr bbuu şşeekkii llddee öözzeettll ii oollaarraakk ddeerrggiimmiizziinn

    OOccaakk 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

  • HHUUKK UUKK HHAABBEERRLL EERRİİ

    * Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Değiştirildi

    * Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun Değiştirildi

    * Tebligat Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu ve Kadastro Kanunu

    Değiştirildi

    * Çek Defterlerinin Baskı Şekline, Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Olduğu Miktar ile Çek Düzenleme ve Çek Hesabı Açma Yasağı Kararlarının

    Bildirilmesine ve Duyurulmasına İlişkin Tebliğ Değiştirildi

    * Özel Hastaneler Yönetmeliği Değiştirildi

    * Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi

    * Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi

    * Parasal Sınırlar ve Oranlar Hakkında Genel Tebliğ

    (Sayı: 2011/1)

    HHaabbeerr lleerr iinn ttaammaammıınnaa,, ddeerrggiimmiizziinn

    ŞŞuubbaatt 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

  • HHUUKK UUKK ÎÎ MM AAKK AALL EELL EERR

    * 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun “Taksitle Satım” Sözleşmesi ile İlgili Getirdiği Değişiklikler

    Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU

    * Katılma Alacağının Üçüncü Kişiden Talep Edilmesi Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ

    * “Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı” Hakkında Genel Bir

    Değerlendirme Arş. Gör. Tolga ŞİRİN

    * Anonim Ortaklıkta Genel Kurulda Gündeme Bağlılık İlkesi Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA

  • HHHH 6098 SAYILI YENİ TÜRK BORÇLAR KANUNU’NUN “TAKS İTLE SATIM” SÖZLE ŞMESİ İLE İLGİLİ GETİRDİĞİ

    DEĞİŞİKL İKLER

    Yard. Doç. Dr. Hüseyin Murat DEVELİOĞLU *

    ...

    Taksitle satım adı altında adî satıma nazaran farklı bir tür satım sözleş-mesinin doğuş sebebi, bir yandan satım bedelinin tamamını tek seferde ödeme imkânı bulamayan kişileri satın almak istedikleri şeyden derhal faydalandırmak ve yapacakları ödemelerini zamana yaymak iken, diğer yandan da talebi artır-mak suretiyle piyasayı canlandırarak üretime katkıda bulunmaktır. Ancak, tak-sitle satım, alıcı açısından bir çok sakıncaları da beraberinde getirir; özellikle satım bedelinin peşin satıma nazaran hemen daima yüksek olmasına rağmen sözleşmeyi uzun bir zamana yaymak suretiyle taksitlerin düşük gösterilmesi – dolayısıyla alıcıda satım bedelinin de düşük olduğu kanaatinin oluşması – anı-lan sözleşmenin alıcı açısından doğurduğu sakıncaların başında gelmektedir. Alıcı bu suretle elinde bulundurduğundan daha fazlasını harcayabilmekte ve ileri tarihte muaccel olacak taksitleri ödeyemediği takdirde güç durumda kala-bilmektedir. Satıcı da, alcının taksitleri ödememesi riskine karşı kendisini gü-vence altına almak amacıyla sözleşmeye bir takım kayıtlar koymakta, ancak bu kayıtlar alıcının menfaatlerini ciddi bir biçimde tehlikeye atabilmektedir1. Tak-sitle satımın alıcı açısından yarattığı sakıncaların bilincinde olan kanun koyu-cular, kanunlara emredici hükümler koymak suretiyle bu sakıncalara karşı ted-bir alma yoluna gitmişlerdir.

    ...

    11.1.2011 tarihinde kabul edilen ve 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun temel felsefelerinden birini oluştu-ran sözleşmenin zayıf tarafını koruma düşüncesi taksitle satım sözleşmesi açı-sından oldukça ön plandadır. Kanun koyucu taksitle satımla ilgili yürürlükteki Borçlar Kanunu’nda yer almayan sözleşmenin şekli ve içeriği (YBK m. 253), yasal temsilcinin rızası (YBK m. 254), alıcıya tanınan “geri alma imkânı”

    H Hakem denetiminden geçmiştir. * Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı. 1 Halûk TANDOĞAN, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri, İstanbul 2008, s. 304 vd.

    Taksitle satım sözleşmesinin alıcı açısından yarattığı sakıncalar hakkında detaylı bilgi için bkz. Hasan OZANOĞLU, Tüketicinin Korunması Açısından Taksitle Satım Sözleşmesi, Ankara 1999, s. 30 vd.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 18

    (YBK m. 255), peşinat ödeme borcu ve bunun miktarı (YBK m. 256), sözleş-menin süresi (YBK m. 256), alıcı açısından takas definden feragat etme yasağı ve alacağın devri halinde satış bedeli alacağına ilişkin defilerin sınırlandırıl-ması ve ortadan kaldırılması yasağı (YBK m. 257), satış bedelinin tek seferde ödenmesi imkânı (YBK m. 258), satıcının sözleşmeden dönmesi ihtimaline karşı hakimin müdahalesi (YBK m. 261) hakkında maddî hukukla kurallar koymakla yetinmemiş, ayrıca Borçlar Kanunu’nda yer alan kuralları alıcı le-hine geliştirmiş (YBK m. 259, 260) ve alıcıyı, satının sözleşmeye ithal edebile-ceği yetkili mahkeme ve hakem kayıtlarına karşı da kanunun koruması altına almıştır (YBK m. 262). Kanun koyucu, son olarak, “Uygulama alanı” kenar başlıklı YBK m. 263 ile taksitle satım ile ilgili emredici düzenlemelerin, tak-sitle satım ile aynı ekonomik amacı güden farklı işlemlerede uygulancağını belirterek kanunun arkasından dolanılması ihtimalini de engellemiştir.

    MMaakkaalleenniinn ddeevvaammıınnaa,, ddeerrggiimmiizziinn ddeerrggiimmiizziinn ŞŞuubbaatt 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

  • HHHH KATILMA ALACA ĞININ ÜÇÜNCÜ K İŞİDEN TALEP ED İLMESİ

    Arş. Gör. İlker ÖZTAŞ∗

    ÖZET

    Çalışmanın konusu, katılma alacağının üçüncü kişilerden talep edilme-sine imkan tanıyan MK. m. 241 hükmüdür. Katılma alacağının borçlusu kural olarak eşlerdir. Ancak, kanun borçlu eşin malvarlığından katılma alacağı tahsil edilemezse, hak sahibi eşe üçüncü kişilere başvurma yetkisi tanımaktadır. MK. m. 241 hükmü gereğince katılma alacağından dolayı kendisine karşı talepte bulunulabilecek üçüncü kişiler, borçlu eşin yaptığı ve edinilmiş mallarda he-saba katılması gereken kazandırmalardan yararlanan kişilerdir. Alacaklı eşe tanınan bu hak bir ve beş yıllık hak düşürücü sürelerle sınırlanmıştır. Ayrıca, katılma alacaklısı eşe tanınan bu hakka ilişkin uyuşmazlıklara mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanır.

    Anahtar Kelimeler: Katılma alacağı, edinilmiş mallara katılma, borçlu eşin yaptığı kazandırmalar, ml rejiminde tenkis davası, katılma alacağından üçüncü kişinin sorumluluğu

    ABSTRACT

    The subject of this study is Art. 241 of Turkish Civil Code which allows the claim of co-assumption credit of spouse. In principle, co-assumption credit’s debtors are spouses. However the Code enables the creditor spouse to claim the credit from third parties, in case the credit can not be collected from the debtor spouse’s assets. According to Art. 241 of Turkish Civil Code, third parties who are subject to demand of creditor spouse, are benefitors of acquisitions made by the debtor spouse and which should be included to participation in accrued gains. The right entitled to creditor spouse is restricted in one year and five years long foreclosures. Furthermore provisions about action in abatement is also applied by analogy to disputes related to this right entitled to creditor spouse.

    ... Denkleştirme söz konusu olduğunda da genel olarak yukarıda andığımız

    kuralların geçerli olacağını belirtmek gerekir. Ancak, kazandırmanın sadece

    H Hakem denetiminden geçmiştir. ∗ Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı, Araştırma

    Görevlisi.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 20

    denkleştirme yoluyla iadesinin talep edilebildiği hallerde, denkleştirmenin ni-teliğinden kaynaklanan bir soruna dikkat çekmek yerinde olacaktır. Tenkisin amacı saklı payları korumak iken, denkleştirmenin amacı mirasçılar arasında eşitli ği sağlamaktır. Mirasbırakanın altsoyuna karşılık almaksızın yaptığı ka-zandırmalar, aksi belirtilmedikçe, miras payına mahsuben yapılmış sayılır (MK.m 669/f.2). Denkleştirmenin amacı mirasçılar arasında eşitlik sağlamak olduğundan, denkleştirme yükümlüsü, kazandırmanın tamamını iade etmekle yükümlüdür. Acaba denkleştirme yükümlüsü eş açısından da aynı sonuca var-mak isabetli olacak mıdır? İlk olarak belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın sağ-lığında eşi lehine yaptığı kazandırmalar, kural olarak miras payına mahsuben yapılmış kabul edilmezler. Ancak mirasbırakanın iradesinin aksi yönde olması mümkündür. Bu durumda, sağ kalan eş kazandırmanın tamamını iade etmeme-lidir. Zira kazandırma konusu edinilmiş maldır ve bu mal üzerinden hesaplana-cak artık değer üzerinde sağ kalan eş de hak sahibidir. Bu nedenle, sağ kalan eşin denkleştirme yükümlülüğünün kapsamı belirlenirken, mal rejimine ilişkin tasfiye gerçekleştikten sonra kazandırmadan geriye kalan kısım dikkate alınmalıdır1.

    MMaakkaalleenniinn ddeevvaammıınnaa,, ddeerrggiimmiizziinn ddeerrggiimmiizziinn ŞŞuubbaatt 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

    1 HAUSHEER/REUSSER/GEISER, Art. 220, N.68; GÜMÜŞ, s. 419.

  • “ANAYASA MAHKEMES İNİN KURULU ŞU VE YARGILAMA USULLERİ HAKKINDA KANUN TASARISI” HAKKINDA

    GENEL BİR DEĞERLENDİRME

    Arş. Gör. Tolga ŞİRİN*

    12 Eylül 2010 referandumunun en tartışmalı konularından birisi Anayasa

    Mahkemesinin yapısına ilişkin değişiklikti. Bu değişiklikler üzerine çokça ya-zıldı, yazılacaktır da. Gelinen aşamada söz konusu değişikliklere bağlı olarak Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun1 yenilenmesi gündeme gelmiştir. Ancak Tasarının2 birçok hükmü, bizzat Ana-yasa değişikli ği kadar önemli bazı yenilikler ve buna bağlı olarak bir dizi tar-tışmayı beraberinde getirecek görünmektedir. Bu makalede, Tasarıda hemen ilk bakışta dikkatimizi çeken noktaların üzerinde duracağız.

    ... 1982 Anayasasının “milli güvenlik devleti” doktrini ışığında soğuk savaş

    konjonktüründe hazırlanan, yargısal denetimi mümkün olduğunca daraltıldığı, yürütmenin güçlendirildiği ve olağanüstü durum, sanki her zaman devam ede-cekmiş gibi hazırlanan bir anayasa olduğu artık herkesin malumudur. Buna bağlı olarak da, bu anayasanın ilk metninin, anayasa içinde ikinci bir anayasa yaratacak kadar çok “istisna anayasa” hükmü bünyesinde barındırdığı da, (o veya bu şekilde) sıklıkla konuşulan bir gerçektir. Bununla beraber, 1982 Ana-yasanın bu niteliği zaman içerisinde nispeten düzeltilmiş, ayrıca soğuk savaşın sona ermesinden sonra oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye’ye, iktisadi libe-ralizmin yanında, en azından görünürde ‘siyasal liberal’ (veya daha ‘sivil’) bir misyon biçilmeye başlanmıştır. Öyle ki Türkiye-AB ilişkileri veya Türkiye’nin İHAM önünde düştüğü hazin durum da anayasal sistemde de bir takım deği-şiklikleri gündeme getirmiştir.

    Dolayısıyla tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye anayasa yargısında ya-pılacak değişikliklerde beklentilerin yüksek olması son derece normadir. Ancak yukarıda incelemeye çalıştığımız tasarı, bu beklentiler karşısında, büyük bir hayal kırıklığı yaratmaktadır. Öyle ki Tasarı, bırakalım asgari beklentileri kar-şılamayı, mevcut Anayasanın bile gerisinde kalan hükümler içermektedir. Şöyle ki, yukarıda dikkat çektiğimiz üzere OHAL KHK’larının itiraz yolu ile denetimi, olağan KHK’ların ise şekil denetimi, Anayasa lafzına göre bile mümkün iken bu imkan, geçici 15’inci madde zırhı ile korunmuş olan 2949 sayılı yasa yoluyla daraltmıştı. Şimdi, aradan 30 yıl geçtikten sonra, hele ki Türkiye’nin ‘sivilleşme’

    * Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı 1 Kanun metni için bkz. http://tinyurl.com/67lysyw (13.01.2011) 2 Tasarı metni için bkz. http://tinyurl.com/64xokfr (13.01.2011)

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 22

    iddiası taşıdığı, çok daha farklı bir dünya konjonktüründe, bu daraltıcı faaliyetin, ‘yeni’ bir yasa ile sürdürülmesi anlaşılır olmaktan uzaktır.

    Yargı denetimine kapalı alanlar bir tarafa, yine aktardığımız üzere Ana-yasanın kendi metnindeki ‘10 yıllık süre yasağı’ farklı yorumlara müsaittir. 2010 değişikliklerinde, bu hüküm Anayasadan çıkartılmamış olsa da, Anayasa metnindeki bu konudaki muğlaklık pekala yasa yoluyla hak lehine şekillendi-rilebilirdi.

    Diğer taraftan ‘anayasa şikayeti’ gibi, insan hakları açısından köklü bir gelişmeye yol açabilecek bir kurumun, İHAM ile asimetri yaratacak biçimde düzenlenmesi ve anayasadaki ifadelerin -içlerinin belli bir ölçüde daraltılması suretiyle- uygulama yasasına yerleştirilmesi, bu kurumun getireceği ‘çözüm-lere’ yönelik şüphe yaratmaktadır.

    Dolayısıyla, yukarıda ifade ettiğimiz eleştiriler de dikkate alınarak, tasa-rının 2010 Türkiyesine uygun biçimde ve hak temelli olarak köklü bir şekilde gözden geçirilmesinin zorunludur.

    MMaakkaalleenniinn ddeevvaammıınnaa,, ddeerrggiimmiizziinn ddeerrggiimmiizziinn ŞŞuubbaatt 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

  • ANONİM ORTAKLIKTA GENEL KURULDA GÜNDEME BAĞLILIK İLKESİ

    Av. Hande Gül KÜÇÜKKAYA

    ...

    Anonim ortaklıkların genel kurulunda gündeme bağlılık ilkesi esastır. Genel kurulu toplantıya davete ilişkin olan ilan ve davet mektuplarında günde-min gösterilmesi lazımdır. Gündemde gösterilmeyen hususlar müzakere olu-namaz.

    Gündeme bağlılık ilkesi, genel kurul toplantısında görüşülecek ve karara bağlanacak konularda pay sahiplerinin bilgilendirilmelerini, toplantıya hazır-lanmalarını ve toplantıya katılıp katılmama konusunda bir karar vermelerini, toplantıya katılmayan pay sahiplerinin gündemde gösterilmeyen konuların görüşülerek veya karar bağlanarak istemedikleri sonuçlarla karşılaşmalarını önlemeyi amaçlar.

    Gündemin değişmezliği ilkesinin de istisnaları mevcuttur. Yönetim ku-rulu üyelerinin azli ve seçilmesi, yönetim kurulu üyeleri hakkında hukuki so-rumluluk davası açılması, özel denetçi tayini, çağrısız genel kurul toplantısında gündeme madde eklenmesi, bilanço görüşmelerinin ertelenmesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın gündeme alınmasını istediği konular genel kurul günde-minde yer almasa dahi görüşülüp karara bağlanabilir.

    ...

    Genel kurul toplantılarında daha önceden ilan edilen gündemdeki konu-lar görüşülebilir ve bunlar hakkında karar alınabilir. Kural olarak gündemde bulunmayan konular genel kurulda görüşülemez ve karara bağlanamaz.

    Genel Kurul toplantısında gündemde bulunmayan bir konunun görüşül-mesi ve karar bağlanması halinde alınan karar iptali istenebilen bir karar niteli-ğindedir.

    Özel denetçi seçimi için genel kurul gündeminde bir madde bulunması gerekmeyip, genel kurul görüşmeleri sırasında koşullarlın varlığı halinde ve ilgililerin istemi üzerine özel denetçi seçilir.

    Yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile tayin edilmiş olsalar dahi genel kurul kararı ile azlolunalabilir. Gündemde yer almamış olsa dahi, genel kurulda organların azli teklif edilerek azledilebilirler ve yerlerine yenileri seçilebilir.

    Ticaret Kanunu gereğince bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin ha-zır bulunması ve herhangi bir ortağın itiraz etmemesi halinde çağrı usulüne uyulmaksızın anonim şirket genel kurul toplantısı yapılabilir.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 24

    Bilançoya ilişkin görüşmeler sermayenin onda birine sahip olan azınlığın veya ekseriyetin talebi üzerine gündemde bulunmasa bile bir ay sonraya ertlenebilir.

    Genel Kurul şirketin zarara uğramasına sebebiyet veren yönetim kurulu üyeleri hakkında, genel kurulda bilançonun veya yönetim kurulunun ibrasını görüşülmesi aşamasında yönetim kurulu üyeleri aleyhine hukuki sorumluluk davası açılmasına karar verebilir.

    TBMM Genel Kurulu’nun gündeminde bulunan Ticaret Kanunu Tasa-rısı’nın 413/2. maddesinde, gündemde bulunmayan konuların genel kurulda görüşülemeyeceği ve karara bağlanamayacağı, kanuni istisnaların ise saklı ol-duğunu hüküm altına alınmıştır. Tasarı gündeme bağlılık ilkesini devam et-tirmekte ve istisnalarının olduğunu vurgulamaktadır.

    MMaakkaalleenniinn ddeevvaammıınnaa,, ddeerrggiimmiizziinn ddeerrggiimmiizziinn ŞŞuubbaatt 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

  • YYAARRGGII TTAAYY HHUUKK UUKK KK AARRAARRLL AARRII

    * Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararları

    * Yargıtay Hukuk Daire Kararları

  • YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI

    YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/10-550 2010/561 03.11.2010

    İlgili Kanun/Madde 492 s. HarçlarK/1, 2, 13, 15, 21, 28, 32 1086 s. HUMK/417, 423 2709 s. AY/36, 73 6183 s. AATUHK/58

    • ÖDEME EMRİNİN İPTALİ • YARGILAMA GİDERLERİNDEN MUAF OLMA • HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ • ADİL YARGILANMA HAKKI

    ÖZETİ: Taraflar arasındaki ödeme emrinin iptali davasında, davalı tarafın harçtan muaf ol-ması nedeniyle, davanın davacı lehine so-nuçlanması halinde, mahkemece peşin alınan karar ve ilam harcı davacıya iade edilecek ve bu durumda davacının harç ödeme yüküm-lülüğü bulunmayacaktır. Davanın kısmen veya tamamen reddi halinde ise, alınması gereken karar ve ilam harcı maktu red harcın-dan daha fazla olamayacaktır. Burada alınması gereken harç maktu olup, nispi olmadığından alınacak peşin harç miktarı da en fazla maktu harç miktarı kadar olabilecektir. Aksine bir yaklaşımla, davanın niteliği gereği nispi harca tabi davalardan olduğu gerekçe-siyle, davacıyı yargılamanın başında yargıla-manın sonunda yükümlü tutulacağı harç miktarından daha fazla harcı yatırmakla yükümlü tutmak ve yatırması halinde dava sonunda alınması gereken maktu karar ve ilam harcını bu miktardan mahsup ederek bakiyesinin istek halinde davacıya iadesine karar vermek ya da bu miktar yatırılmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına hükmetmek, hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı-nın da ihlali niteliğinde olacaktır. O halde, eldeki davada davalı SGK'nın harç-tan muaf olduğu gözetildiğinde, dava açılır-ken davacı tarafından yatırılan maktu harç, her halükarda Harçlar Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca dava sonunda alınması gereken karar ve ilam harcının tamamını karşılamakla, ikmali gereken harç bulunma-dığı gibi; sonuçta hükmedilecek bakiye karar ve ilam harcı da bulunmadığından mahke-menin bu yöndeki direnme kararı usul ve ya-saya uygun olup, yerindedir.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 28

    YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/5-662 2010/551 15.12.2010

    İlgili Kanun/Madde AİHS(1.Protokol)/1 334 s. MülgaAY/11, 36 491 s. Mülga1924Anayasası/70, 71, 79 743 s. MülgaTMK/618 2709 s. AY/13, 35, 46 2949 s. AnayasaMahkemesiK/29 3194 s. İmarK/8, 10, 13 4721 s. TMK/683

    • KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA NEDEN İYLE TAZMİNAT

    • FİİLEN HAYATA GEÇİRİLMEYEN İMAR PLANLARI

    • MÜLKİYET HAKKI ÖZETİ: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma

    nedeniyle tazminat davasında, bozma ve di-renme kararlarının içerik ve kapsamları iti-bariyle uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış olmasına karşın, Uygulama İmar Planında İlköğretim Tesisi Alanına ayrılmış olması nedeniyle ka-mulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının kabul edilip edilemeyeceği, noktasında top-lanmaktadır. Uzun yıllar programa alınmayan imar planı-nın fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyle-minin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulu-nan kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu, her türlü izahtan varestedir. Bu itibarla, kamulaştırma-sız el koyma olgusunun varlığının doğal so-nucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mül-kiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır.

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 29

    YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/7-473 2010/520 20.10.2010

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/429 5253 s. DerneklerK/21, 32

    • DERNEKLERE ZAYİ BELGESİ VERİLMESİ • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

    ÖZETİ: Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasında, Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; Dernekler kanu-nunda öngörülen onbeş günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olup olmadığı, işin esası yönünden de davacı tarafça karar defterinin kaybolmaması için gerekli dikkat ve özenin gösterilip, gösterilmediği noktalarında top-lanmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; ka-nunda aranan başvuru süresinin hak düşü-rücü süre olmaması nedeniyle işin esasına yönelik delilleri toplamak ve özellikle karar defterinin kasten veya kasta yakın bir kusu-run varlığı nedeniyle zayi olup olmadığını araştırarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.

    YARGITAY

    HUKUK GENEL KURULU

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/10-428 2010/437 29.09.2010

    İlgili Kanun/Madde 1479 s. Bağ-KurK/53 2926 s. TarımBağ-KurK/2, 3, 5, 7, 9, 10, 36 5510 s. SSGSSK/4, Gç7

    • TARIM BAĞKUR SİGORTALILIĞIN TESBİTİ • KESİNTİSİZ OLARAK TARIMSAL

    FAALİYETTE BULUNMA ŞARTI • GEÇİMİNİ ÇİFTÇİLİKLE SAĞLAMA ŞARTI

    ÖZETİ: 2926 sayılı Kanun'un 10. maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kayma-kamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu ku-rum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu mes-lek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İs-tihsal Kooperatifleri ile Birliği, T. Şeker Fab-rikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yö-nelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlatının esas alınacağı da belirgindir. O halde, bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karnesi olduğu ortadadır. Yargıtay'ın kararlılık ka-zanmış uygulaması ile de, Tarım Bağ-Kurlu-luğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşla-

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 30

    luğun kanıtlanması yönünde zirai kuruluşla-rın kayıtları karine olarak kabul edilmektedir. Mahkemece, 1997, 1998, 2000 yıllarına iliş-kin olmak üzere davacının tarımsal faaliye-tine dair gerekli araştırma yapılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekir. Yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

    YARGITAY

    HUKUK GENEL KURULU

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/5-456 2010/409 22.09.2010

    İlgili Kanun/Madde 2709 s. AY/46 2942 s. KamulaştırmaK/8, 10, 14, 16, 17, 19, 25

    • KAMULAŞTIRMA BEDEL İNİN MAHKEMECE TESPİTİ

    • TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ • KAZANILMI Ş HAKLAR

    ÖZETİ: Taraflar arasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasında, uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza kapama kavaklık niteli-ğiyle olarak değer biçilirken, enkaz bedelinin düşülmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Tarafların temyizi üzerine yapılan ilk bozma gerekçesine Yerel Mahkemece uyulmakla, davalı taraf açısından usulü kazanılmış hak oluştuğu her türlü duraksamadan uzaktır. Kapama kavaklık gelirine göre taşınmazın değeri belirlenirken, enkaz bedelinin düşül-memesi yönünde yapılacak olan hesaplama-nın da, birim fiyat üzerinden değil; net gelir esas alınarak yapılacak hesaplama olması gerektiği kuşkusuzdur. Taşınmaza kapama kavaklık geliri esas alınarak yapılacak değer tespitinde, enkaz bedelinin düşülmemesi ha-linde belirlenecek nihai kamulaştırma bedeli-nin, direnme kararında hükmedilen bedelden daha yüksek miktarda olacağı açıktır. Ancak, direnme kararının salt davacı idare vekilince temyiz edildiği, davalı tarafça temyiz iste-minde bulunulmadığı gözetildiğinde, direnme kararında hükmedilen miktardan fazlasının hüküm altına alınamayacağı her türlü durak-samadan uzaktır.

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 31

    YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/19-376 2010/397 14.07.2010

    İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/66, 67

    • ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ • ALACAĞIN L İKİT OLMASI

    ÖZETİ: Taraflar arasındaki “itirazın iptali” dava-sında, uyuşmazlık dava konusu alacağın bili-nebilir (muayyen, likit) olup olmadığı, belir-lenecek sonuca göre, İİK'nun 67/2. maddesi-nin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır. İtirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygula-mada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki likit yani muayyenlik ve belirlenebilirlik nite-liği ve koşulunun bulunmadığı açıktır. Borç-lunun yalnız başına ne kadar borçlu oldu-ğunu tespit edebilir durumda olması ilkesi gözetildiğinde, gerek icra takip ve gerekse dava tarihi itibariyle likit bir alacak bulun-mamaktadır. Bu durumda inkar tazminatın-dan sorumlu tutulması da hukuken olanaklı değildir.

    KKaarraarr llaarr ıınn ddeevvaammıınnaa,, ddeerrggiimmiizziinn ŞŞuubbaatt 22001111 ttaarr iihhll ii 9988.. ssaayyııssıınnddaann uullaaşşaabbii ll ii rrssiinniizz

  • YARGITAY HUKUK DA İRE KARARLARI

    YARGITAY 2. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/16489 2010/20078 01.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/427 4721 s. TMK/33

    • GAİPLİK KARARINDA USUL • İLANLA ÇAĞRI YAPILMASI ZORUNLULUĞU

    ÖZETİ: Gaiplik kararının verilebilmesi için, mahke-mece, gaipliğine karar verilecek kişi hakkında bilgisi bulunan kimselerin, belirli bir sürede bilgi vermeleri için usulüne göre yapılan ilanla çağrılması gerekmektedir. Bu süre ilk ilanın yapıldığı günden başlayarak en az altı aydır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun-da öngörülen ikinci bir ilan yapılmadan gaip-liğe karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

    YARGITAY

    2. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/16483 2010/19941 30.11.2010

    İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/308, 316 4787 s. AileMahK/4

    • EVLAT EDİNMEDE KÜÇÜĞÜN RIZASI VE YAŞI

    • EVLAT EDİNMEDE MAHKEMEN İN GÖREVLERİ

    • AİLE MAHKEMELER İNİN GÖREVLERİNİN KAPSAMI

    ÖZETİ: Evlat edinme davalarında, görevli olan asliye hukuk mahkemesinin görevi, aile mahkeme-lerinin kurulu şuyla sona erdiğinden mahke-mece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakıl-ması gerekmektedir. Diğer taraftan, evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü du-rum ve koşulların kapsamlı biçimde araştı-rılmasından, evlat edinen ile edinilenin din-lenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir ve ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlat edinilemez. Somut olayda küçüklerin mahkemece din-lenmeleri, ilköğretim çağında olmaları nede-niyle ayırt etme gücüne sahip olup olmadık-ları gözlenerek evlat edinilmeye rıza gösterip göstermediklerinin sorulması gerekirken, duruşmaya da katıldıkları halde beyanları

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 33

    duruşmaya da katıldıkları halde beyanları alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur

    YARGITAY

    2. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/16488 2010/19766 29.11.2010

    İlgili Kanun/Madde 2675 s. MülgaMÖHUK/36, 37, 39, 42 5718 s. MÖHUK/52, 53, 55, 58

    • YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI

    • MİLLETLERARASI ÖZEL HUKUKTA USUL • TARAFLARIN SAVUNMA HAKKI

    ÖZETİ: Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararı-nın tanınmasına karar verilmesinin istendiği davada, tanıma talebinin incelenmesi ve ka-rara bağlanması tenfiz davalarındaki usul ve esasa tabi olup, yabancı mahkeme kararının tanınması, kararın Türk Mahkemelerinde kesin delil veya kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurmaktadır. Bu itabarla, diğer eşe husumet yöneltilmesi, tanıma talebini içeren dilekçenin duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilmesi, duruşma gü-nünde de basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanması gerek-mektedir. Mahkemece,, taraf teşkili yapılmak-sızın duruşma açılarak, karşı tarafa savunma imkanı sağlanmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

    YARGITAY

    3. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/18472 2010/21065 21.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 1136 s. AvK/9 2004 s. İİK/67

    • AVUKATLIK K İMLİĞİNİN RESMİ KİMLİK OLMASI

    • AVUKATLIK K İMLİĞİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ • İTİRAZIN İPTALİNDE KÖTÜ NİYET • ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN İPTALİ

    ÖZETİ: İtirazın iptali davasında tartışma konusunda olan husus, davacı avukata avukatlık kimlik belgesine dayanarak yapılan ödeme talebinin, davalı tarafından red edilmesinin hukuka uy-gun olup olmadığı noktasında toplanmak-tadır. Davalı tarafından sunulması gereken geçerli kimlik belgesinin sunulmadığı gerek-çesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri,

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 34

    çesi ile red edilmiştir. Avukatlık kimlikleri, “Resmi kimlik” niteli ğinde düzenmekte, tüm resmi ve özel kuruluşları bağlamaktadır. Bu nedenle davalı idarenin icra takibine konu alacağı ödememesi haklı ve geçerli bir hukuki sebebe dayanmamaktadır. Bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır. Ancak dava konusu bu uyuşmazlığın, geçerli bir kimlik belgesinin ibraz edilip edilmemesi sebebine dayanması, bu konuda Yargıtay ve Danıştay kararlarında uygulama birliğinin bulunmaması, yönetme-lik hükümleri dikkate alınarak idarenin pa-rayı ödememesinin Yönetmeliğe göre yapılan işlemden kaynaklanması dikkate alınarak, davalının kötü niyetle yaptığı bir itirazın bu-lunmadığı ve alacağın tahsili yargılamayı gerektiği mahkememizce benimsendiğinden davacının % 40 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği vicdani ka-naatine varılmıştır.

    YARGITAY

    3. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/12003 2010/17360 25.10.2010

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/8

    • SİTE YÖNETİMİ • ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GENEL

    GÖREVLİ MAHKEME OLMASI • GÖREVSİZLİK KARARI

    ÖZETİ: Davada; birden fazla parsel üzerinde kurulu bulunan sitenin yönetim kurulu üyesi olan davalıların bu sıfatlarının kalmadığının tes-piti istenilmiştir. Birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan toplu yapılar Kat Mülkiyeti Kanunu kapsa-mına dahil edilmiş ise de; yönetim planında gerekli değişiklikleri yaparak toplu yapı yö-netimine geçmemiş olan yapılarda Kat Mül-kiyeti Kanunu hükümlerinin uygulama ola-nağı yoktur. Böyle olunca görev hususunun da Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre değil, genel hükümlere göre belirlenmesi gerekmektedir. Kural olarak da; Asliye Hukuk Mahkemesi-nin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna niteliğindedir. Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalar ile yasanın açık bir biçimde Sulh Hukuk Mahkemesini görevlendirmediği bü-tün davalar Asliye Hukuk Mahkemesinde gö-rülür. Mahkemece görevsizlik kararı veril-

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 35

    rülür. Mahkemece görevsizlik kararı veril-mesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin olan bu husus gözetilmeksizin davanın esası hak-kında hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

    YARGITAY

    4. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/8800 2010/8447 12.07.2010

    İlgili Kanun/Madde 4688 s. KamuSendikaK/2, 3, 6

    • KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARININ KAPATILMASI TALEB İ

    • KÖY VE MAHALLE MUHTARININ STATÜSÜ • İŞ MAHKEMESİNİN GÖREV ALANI

    ÖZETİ: Dava, Köy ve Mahalle Muhtarları tarafından kurulan davalı sendikanın kapatılması iste-ğine ilişkindir. Kanundaki tanımlama şekline göre Köy ve Mahalle Muhtarlarının da kamu görevlisi statüsünde olduklarının kabulü ge-rekir. Bu nedenle Kamu Görevlileri Sendi-kaları Kanunu uygulaması kapsamında ku-rulmuş olduğu anlaşılan davalı sendikanın kapatılmasına ilişkin davaya bakma görevi aynı Yasa uyarınca iş mahkemesine aittir. Bu itibarla görev yönünden dava dilekçesinin reddedilmesi gerekmektedir.

    YARGITAY

    5. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/11100 2010/17676 19.10.2010

    İlgili Kanun/Madde 2942 s. KamulaştırmaK/14, 25 7201 s. TebligatK/32

    • KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TA ŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ

    • KAMULAŞTIRMAYA KONU TAŞINMAZ MALIN MAL İKİNİN DAVA HAKKI

    • USULÜNE AYKIRI TEBLİĞİN HÜKMÜ ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz

    bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kamu-laştırma Kanunununda belirtilen 30 günlük hak düşürücü süre kamulaştırma işleminin mal sahibine noterden yapılan tebligatla başlar. Davacıların murisine yapılan tebligat mevcut olmadığından davacılar başlamış bir kamulaştırma mevcut değildir. Mahkemece kamulaştırma bedelinin bankadan çekilmesi kamulaştırma işleminin tebliği olarak kabul edilmişse de; kamulaştırma bedelinin banka-

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 36

    edilmişse de; kamulaştırma bedelinin banka-dan alınması ancak geçersiz dahi olsa yapıl-mış bir tebligat bulunması halinde tebligatı geçerli hale getirir. Davacılar veya murisine çıkarılmış herhangi bir tebligat bulunmadı-ğından işin esasına girilerek hüküm kurul-ması gerekmektedir.

    YARGITAY

    5. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/9818 2010/16805 07.10.2010

    İlgili Kanun/Madde 2942 s. KamulaştırmaK/38

    • İDARENİN TAPU İPTALİ VE TESCİLİ İSTEMİ • KAMULAŞTIRMADA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

    ÖZETİ: Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağ-men 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edi-lerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rı-zası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanu-nu'nun 38. maddesine dayalı olarak tapu ip-tal ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır.

    YARGITAY

    6. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/10265 2010/13131 01.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/67

    • MUACCELİYET KOŞULU • TEMERRÜT NEDENİYLE TAHLİYE • KİRA ALACAĞININ TAHS İLİ AMACIYLA

    BAŞLATILAN TAHL İYE • ÖDEME EMRİNE YAPILAN İTİRAZIN

    KALDIRILMASI ÖZETİ: Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başla-

    tılan tahliye istekli icra takibine vaki itiraz üzerine itirazın kaldırılması, tahliye ve % 40 tazminat isteğine ilişkindir. Davacı alacaklı dava dilekçesinde, Mayıs ve Haziran 2010 aylarının sözleşmedeki muacceliyet şartına

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 37

    aylarının sözleşmedeki muacceliyet şartına bağlı olarak takibe konu edildiğini açıklamış-tır. Borçlu tarafından itiraz edilmeyen 2010 Nisan ayı ile eksik ödenen Şubat ve Mart ayı kira paralarının takip dosyasına 12.05.2010 tarihinde ödenmiş olması karşısında muacce-liyet koşulu gerçekleşmiştir. Buna bağlı olarak da itiraza konu Mayıs ve Haziran 2010 aylarına ilişkin kira borcunun yasal 30 gün-lük sürede ödenmediğinin kabulü ile mah-kemece ödenmeyen kısım üzerinden itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar veril-mesi gerekmektedir.

    YARGITAY

    6. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/2603 2010/7405 17.06.2010

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/176 2004 s. İİK/194

    • KİRA ALACAĞININ TAHS İLİ AMACIYLA BAŞLATILAN İCRA TAKİBİ

    • ADLİ TATİLDE GÖRÜLECEK DAVA VE İŞLER ÖZETİ: Davacı tarafından kira alacağının tahsili

    amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine davacı, icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tah-liye isteminde bulunmuştur. Gerek uygula-mada gerekse öğretide tahliye davalarının acele davalardan olduğu tartışmasızdır. Ay-rıca kanunda adli tatilde görülen davalar arasında tahliye davaları da sayılmıştır. Zira tahliye davaları basit yargılamaya tabi, yasa koyucu tarafından bir an önce çözümü amaçlanan davalardandır. Somut olayda, davalı kiracının iflasın ertelenmesine kadar takip yapılmamasına ve yapılan takiplerin durdurulmasına karar verilmiştir. Mahkeme-nin ilamı iflas ile ilgili tedbir kararı olup sa-dece infazı etkiler.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 38

    YARGITAY 7. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/5659 2010/7038 07.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/61 3402 s. KadastroK/12

    • TAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ

    • TAŞINMAZ ÜZERİNDE YAPILAN İYİLEŞTİRME BEDELİNİN TESBİTİ

    • AHLAKİ GÖREV NİTELİĞİNDE YAPILAN HARCAMALAR

    • SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDE SORUMLULUK KOŞULLARI

    • KADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİ

    • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ÖZETİ: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın

    aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Taşın-maz başında yeniden keşif yapılarak, dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce mi sonra mı yapıldığı, yıkılıp yeniden mi inşa edildiği yoksa tadilat mı yapıldığı, yapılanla-rın davacının kendi adına mı yoksa miras bırakan babası adına ahlaki görev olarak mı yapıldığı hakkında davacı ve bildirildiği tak-dirde davalı tanıklarından olaylara dayalı bilgi alınmalı, taşınmazın tapu kaydında gösterilen muhdesat ile dava konusu muh-desatın aynı olduklarının belirlenmesi ha-linde hak düşürücü süre gözetilmeli, muh-desatların farklı olduklarının belirlenmesi halinde ise hukuki olgular göz önünde tutul-mak suretiyle toplanan ve toplanacak tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

    YARGITAY

    7. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/1229 2010/3312 01.06.2010

    İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/41 3095 s. FaizK/2

    • HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT

    • ALT YÜKLENİCİNİN SORUMLULUĞU • TEMERRÜT FAİZİ VE ORANI

    ÖZETİ: Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf alt yüklenici olan davalıya ait kepçe ile yapılan kazı çalış-maları sırasında yer altı kablolarına hasar

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 39

    maları sırasında yer altı kablolarına hasar verildiğini öne sürmüştür. Mahkemece, ha-sara neden olan kazı çalışmasının dayanağı Su Kanalı Açma Sözleşmesinin dava dışı iş sahibi ile diğer davalı arasında yapıldığı, gerekçesiyle alt yüklenici hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Hasarın davalı alt yüklenicinin kazı çalışmaları sırasında mey-dana geldiği dikkate alındığında, anılan şir-ketin haksız fiil faili sıfatıyla sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Yasal düzenlemelere aykırı hüküm verilemez. Her iki davalının da bir-likte zarardan sorumlu tutulması gerekirken yersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm ku-rulması isabetsiz olduğu gibi, haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren avans fai-zine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi yasaya aykırıdır.

    YARGITAY

    8. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/1855 2010/3896 13.07.2010

    İlgili Kanun/Madde 743 s. MülgaTMK/170 818 s. BK/125 4721 s. TMK/178, 202, 225 5718 s. MÖHUK/59

    • ALACAKLARDA ON YILLIK ZAMANA ŞIMI SÜRESİ

    • BOŞANMA NEDENİYLE DOĞAN DAVA HAKLARINDA ZAMANA ŞIMI

    • EŞLER ARASINDA YASAL MAL REJİMİ • EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJ İMİNİN

    SONA ERME ANI ÖZETİ: Dava, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu

    dönemde edinilen mala yapılan katkı payı alacağına ilişkindir. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihi-nin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın kooperatif üyeliği ile edinildiği iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasın-daki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazın edinildiğinin ileri sürüldüğü ta-rihe göre, eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Ka-nunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Taraflar arasındaki uyuş-mazlıkta Borçlar Kanunu’nun başka türlü hü-küm mevcut olmadığı takdirde her dava için

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 40

    küm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır.

    YARGITAY

    8. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/448 2010/3386 21.06.2010

    İlgili Kanun/Madde 3402 s. KadastroK/14 4342 s. MeraK/3, 4 4721 s. TMK/713, 996

    • KAZANDIRICI ZAMANA ŞIMINDAN YARARLANMADA EKLEMELİ ZİLYETLİK

    • MER’ALARIN HUKUK İ NİTELİĞİ ÖZETİ: Dava; miras yoluyla intikal, taksim ve ka-

    zanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak açılan mülkiyetin ak-tarılmasına yönelik, tapu iptali ve tescil iste-ğine ilişkindir. Uzman bilirkişilerin gerekçeli ve bilimsel raporları ve paftadaki gerçek du-rum karşısında yerel bilirkişi ve tanık beyan-larına değer verilemez. Üstünlük tanınamaz. Anılan parsellerin özel mülkiyete konu ya-pılması halinde mer'a bütünlüğünün bozula-cağı açıktır. Eylemli durum karşısında dava konusu taşınmazların mer'adan elde edildiği-nin kabulü gerekir. Mer'alar bir veya birden çok köy veya belediyeye ait Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu edilemez ve süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile elde edilemeyeceklerinden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

    YARGITAY

    9. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/996 2010/39073 20.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/19 1475 s. MülgaİşK/14 2709 s. AY/48, 49, 50, 51, 53, 54 2822 s. TİSGLK/6 4857 s. İşK/17, 18, 19, 20, 21, 22, 24, 39, 41, 42, 63

    • İHBAR VE KIDEM TAZM İNATI TALEB İ • FESHİN GEÇERSİZLİĞİ • İŞE İADE DAVASI • İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNDE USUL

    ÖZETİ: Dava ihbar ve kıdem tazminatı taleplerine ili şkindir. Taraflar arasındaki iş sözleşme-sinde işçinin işverene ait başka bir işyerinde çalışacağı konusunda kaydın varlığı tartışma-

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 41

    çalışacağı konusunda kaydın varlığı tartışma-sızdır. Yapılan bu naklin hakkaniyete uygun olduğu da görülmektedir. Bu durumda işçi-nin yeni işyerine gitmemesi işveren açısından haklı fesih nedeni olup, iş akdinin feshi hak-lıdır. Bu nedenle davacının ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddi gerekmektedir.

    YARGITAY

    9. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/15695 2010/38739 20.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/46, 47, 325, 332, 344, 345 4857 s. İşK/24, 26, 77

    • BEDENSEL BÜTÜNLÜĞÜN ZEDELENMESİ NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT

    • İŞÇİNİN HAKLI NEDENLE DERHAL FES İH HAKKI

    • HAKLI NEDENLE FES İHTE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

    • İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖZETİ: Davacı işçi, davalıya ait işyerinde işverenin

    gerekli güvenlik önlemleri almaması nedeni ile yabancı uyruklu işçilerin saldırısı sonucu yaralanması nedeniyle acı ve üzüntü duydu-ğunu belirterek manevi tazminat talep etmiş-tir. cismani zarara uğrayan kişiye zararın ağırlığına ve diğer tazminat öğeleri dikkate alınarak yargıç tarafından adalete uygun bir tazminat verilmelidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta esas sorun, süresi belirli iş sözleşmesi ile çalışan ve iş güvenliği önlemlerini alınmaması gibi haklı bir nedenle iş sözleşmesini süresinden önce fesheden davacının sözleşmenin kalan süresi için tazminat isteğinde bulunup bulunamaya-cağı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davacının bu isteği istek kabul edilmiştir. Oysa, davacının bu isteği muhik bir tazminat olarak değerlendirilmelidir. Borçlar Kanunu'nun 325. maddesinde belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin işine son veril-mesi halinde, geri kalan süre için işçinin istekte bulunabileceği öngörülmüştür. Bu madde, haklı sebeple sözleşmeyi fesheden işçi bakımından bir düzenleme getirmemişse de, daha sonraki maddelerde öngörülen kurallar işçiye böyle bir talepte bulunma hakkı ver-mektedir. Böyle bir durumda, temel esaslar da gözönünde tutularak, muhik bir tazminata karar verilmelidir.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 42

    YARGITAY 9. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/41754 2010/38582 17.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/92 4857 s. İşK/18, 20

    • FESHİN GEÇERSİZLİĞİ • İŞE İADE DAVASI • İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİNİN

    KÖTÜNİYETLE KULLANILMASI ÖZETİ: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine

    karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, iş sözleşmesinin fesih tarihi itibariyle işçi sayı-sının tam olarak açıklığa kavuşturulmamış ise de davalı işveren fesihten sonra davacıyı işe başlaması için çağrıda bulunmasına rağ-men davacı işçi, belinin kırık olduğu gerek-çesi ile işverenin bu davetine icabet etmemiş-tir. Ancak dosya arasında davacının ibraz et-tiği rapor ve belgelerde davacıya çalışabilir kağıdı verildiği kaldı ki bu durum işçinin işe başlamaması için haklı bir neden olamaz. Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ili ş-kisinin devamı ile ilgili talebinde samimi ol-madığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatını almak olduğunu göstermektedir. Bu amaca yönelik talebin iş güvencesi hükümlerince korunması mümkün değildir. Davacı bu davranışı ile işverence yapılan feshi geçerli hale getirmiştir.

    YARGITAY

    10. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/4936 2011/722 25.01.2011

    İlgili Kanun/Madde 506 s. SSK/128 1086 s. HUMK/25 5521 s. İşMahK/1

    • YETKİLİ MAHKEMEN İN YARGITAY TARAFINDAN BEL İRLENMESİ

    • İŞ MAHKEMELER İNİN GÖREV SAHASI ÖZETİ: Dava, vakıf senedi uyarınca hak etmiş olduğu

    ek emeklilik yardımının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin de-vamı, icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vakfın Sosyal Sigortalar Kanununa tabi bulunmadığı, taraflar arasında Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında bir sosyal güvenlik ilişkisi bulunmadığı, ortada iş mah-kemelerinin görev alanını düzenleyen bir uyuşmazlığın bulunmadığı gözetildiğinde, va-kıf senedinin uygulanmasından doğan dava-

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 43

    kıf senedinin uygulanmasından doğan dava-ların genel mahkemelerde görülmesi gerek-mesine karşın; iş bu dava yönünden, iş mah-kemelerinin görevli olduğuna dair kararının yargıtayca onanmak sureti ile kesinleştiği, kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararların davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlaya-cağı sebebleriyle iş mahkemesinin görev hu-susu kesinleşmiştir.

    YARGITAY

    10. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/15893 2010/17810 28.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 5510 s. SSGSSK/41

    • DOĞUMA DAYALI BORÇLANMA • DOĞUMA DAYALI BORÇLANMA HAKKININ

    YÜRÜRLÜK TARİHİNDEN ÖNCEKİ DOĞUMLAR

    • AKTİF SİGORTALI OLMA ŞARTI ÖZETİ: Davacı, doğuma dayalı borçlanma yapabile-

    ceğinin tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Uyuş-mazlık doğuma dayalı borçlanma hakkının, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden önceki doğum olaylarına uygulanıp uygulanmaya-cağı, doğum sırasında aktif sigortalı olma şartının aranıp aranmayacağı ve sigortalılık başlangıç tarihinden önceki doğumlar sebe-biyle bu hakkın kullanılıp kullanılamayacağı noktalarında toplanmaktadır. Doğuma dayalı borçlanma hakkından yarar-lanabilmek için doğum sırasında aktif sigor-talı olma şartının aranıp aranmayacağı husu-sunda, geçmişte hizmet akdine dayalı olarak zorunlu sigortalılık tescilinin yapılmış olması, bu haktan yararlanabilmesi için yeterli sayıl-malıdır. Kadının fiziksel yapısı, doğurganlık işlevi, aile yükümlülükleri ile çalışma yaşa-mındaki konumu yanında, doğum borçlan-masıyla amaçlanan sonucun tam olarak elde edilebilmesi için, bu tip borçlanmalarda ara-nan doğum öncesi sigortalılık, herhangi bir süre sınırına tabi tutulmamalıdır. Aksine bir yorum, kanunda bu yönde bir sınırlamanın olmadığı da gözetildiğinde, sosyal güvenlik hakkına aykırılık oluşturacaktır Somut olayda, ilk kez 1999 tarihinde zorunlu sigor-talı olduğu anlaşılan davacının 1985, 1988 ve 1989 tarihlerinde gerçekleştirdiği doğumlar sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 44

    sebebiyle doğum borçlanması yapamayacağı göz önünde tutulmaksızın, yanılgılı değerlen-dirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

    YARGITAY

    10. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/11496 2010/17418 23.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 5510 s. SSGSSK/41

    • SİGORTA BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİNİ • YAŞLILIK AYLI ĞINA HAK KAZANDI ĞININ

    TESPİTİ • HÜKÜM İLE GEREKÇELİ KARAR ARASINDA

    ÇELİŞKİ ÖZETİ: Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 1977 ol-

    duğunun tespitini, 2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle, aynı tarihten itibaren bağlanacak yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece, hüküm fıkrasında; davanın kabulü ile, Kurum işleminin iptaline, davacının 1977 tarihinde 1 gün süre ile çırak olarak çalıştığının ve sigorta başlangıç tari-hinin 1977 olduğunun tespitine ve 2008 tari-hinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilirken hük-mün gerekçesinde ise, sözkonusu 1 günlük çalışmanın çırak statüsünde olmayıp üretime katılma şeklinde fiili çalışma olduğuna karar verilmiş olması karşısında; mahkemenin hü-küm fıkrası ile gerekçesi arasında çelişki oluşmuştur. Öte yandan, davanın kabulüne de karar verildiği halde, bağlanacak yaşlılık aylıklarının yasal faiziyle birlikte tahsiline yönelik istem konusunda, olumlu veya olum-suz bir karar da verilmemiştir.

    YARGITAY

    11. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/7835 2011/901 31.01.2011

    İlgili Kanun/Madde 6762 s. TTK/669

    • ÇEKİN BOŞ OLARAK KAYBOLMASI • POLİÇENİN RIZA DIŞI ELDEN ÇIKMASI VE

    ALINACAK TEDBİRLER • KEŞİDECİNİN ÇEK İPTAL DAVASI

    AÇAMAMASI

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 45

    ÖZETİ: Davacı temsilcisi, davacı şirkete ait olan çek-lerin boş ve koçan halinde kaybolduğunu ileri sürerek, dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, zayi nedeniyle çek iptal davası açma hakkı hamile tanınmış bir hak olduğu, keşidecinin bu hükme dayanarak iptal davası açma hakkı bulunmadığı, davacı şirketin iptalini istediği dava konusu çeklerin keşidecisi olduğu ge-rekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

    YARGITAY

    11. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/14998 2010/13106 22.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/162, 165, 166 4721 s. TMK/2

    • TEMELLÜK ED İLEN ALACAĞIN TAHSİLİ • ALACAĞIN İRADİ OLARAK DEVRİ • ALACAĞIN DEVRİNDE BORÇLUNUN

    İYİNİYETLE YAPTIĞI İFA • DÜRÜSTLÜK VE İYİNİYET KURALI

    ÖZETİ: Dava, temellük edilen alacağın tahsili iste-mine ilişkindir.Temlik akdi yapılır yapılmaz, alacak temlik alana geçer ve artık borçlu alacağın temlikinin kendisine bildirilmesin-den önce iyi niyetle yaptığı ödemeler dışında temellük alana ödeme yapmaksızın borcun-dan kurtulamaz. Borçlunun temellük alana değil de, temlik edene yapmış olduğu ödeme nedeniyle borcundan kurtulamayacağı ula-şılması mümkündür. Somut olayda, temlik eden dava dışı şirketin davalı şirketten alaca-ğını noterde tanzim olunan sözleşmeyle te-mellük alan davacı banka, bu temlik işlemini davalı firmaya bildirdiğini iddia etmiş olup, davalı da bunu tebellüğ ettiğini kabul etmiş-tir. Dosyada alınan bilirkişi raporuyla da da-valının tebliğ tarihinden sonra dava dışı şir-kete ödemeler yaptığı sabittir. Bu durumda, alacağın temlik edildiğinden haberdar olan davalının bu temlik işlemine karşı sessiz kala-rak dava dışı şirkete ödemeler yapması, cevap lahiyasında dahi temlik yasağı içeren sözleş-meye dayalı olarak savunma yapmaması her zaman için düzenlenmesi mümkün olabilen adi yazılı bila tarihli sözleşmeye göre temlikin geçerli olabilmesinin kendisinin yazılı muva-fakatına bağlı olduğunu ileri sürmesi iyi-niyete aykırıdır. Bu nedenle, davalının dava dışı temlik eden şirkete yaptığı ödemelerin borcu sona erdirdiğinden bahsedilemeye-

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 46

    borcu sona erdirdiğinden bahsedilemeye-ceğinden davanın kabulü gerekmektedir.

    YARGITAY

    11. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/4475 2010/13104 22.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 6762 s. TTK/1063, 1361

    • RÜCUEN TAZMİNAT • KONUNUN UZMANI OLMAYAN

    BİLİRKİŞİLERCE VERİLMİŞ RAPOR • DENİZYOLUYLA TAŞINAN EMT İADA RİZİKO

    SONUCU OLUŞAN HASAR ÖZETİ: Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.

    Rücuen tazminat istemlerinde ödeme yapan sigorta şirketi ancak gerçek hasar tutarını zarar sorumlusundan isteyebilecektir. mah-kemece, denizyoluyla taşınan emtiada riziko sonucu oluşan hasarın temizlenmesinin mümkün olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulmuş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporu, uyuşmaz-lığın çözümü için yeterli değildir. Zira, taşı-nan saç emtiasındaki deniz suyu etkisinin ve yağ lekelerinin temizlenmesi şart olmamakla birlikte asit banyosundan geçirilerek temiz-lenmesini mümkün olduğu, bu nedenle ha-sarlı emtia değerinin değil, sadece temizleme maliyetinin sigorta şirketinin tazminle yü-kümlü olduğu gerçek zarar miktarı olduğunu belirten bilirkişiler bu sonuca kendi uzman-lıklarıyla değil, işbu dava ile irtibatı bulun-mayan birbaşka dosyada alınan ve akibeti belli olmayan tek kişilik bilirki şi raporuna atıfta bulunarak ulaşmışlardır. Bu şekilde konunun uzmanı olmayan bilirkişi heyetinin verdiği rapora dayalı olarak hüküm verileme-yeceği açıktır.

    YARGITAY

    11. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/6744 2010/12858 13.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 5411 s. BankacılıkK/61

    • İNTERNET BANKACILIĞINDA BANKANIN SORUMLULUĞU

    • ŞİFRELERİN GÜVENLİK AÇISINDAN YETERSİZLİĞİ

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 47

    YETERSİZLİĞİ • MUDİNİN ZARARINDA BANKANIN KUSURU

    ÖZETİ: Dava davacının uğradığı maddi zararın ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkindir. Davalılar hakkında ceza davası açılması ve daha uzun süreli ceza zamanaşımının uygulanması ge-rektiği için zamanaşımı itirazının reddine, davalı banka tarafından kullandırılan sanal klavyeden girilen statik şifrelerin güvenlik açısından yeterli bulunmadığı, güvenlik açıklarının davalı tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığı, SMS ile şifre bildirim veya şifre üreten cihazlar ile dinamik şifre uygulamasının gerektiği, davalı bankanın tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, belirlenen tutarın davalı bankadan avans faizi ile, diğer davalılardan reeskont faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

    YARGITAY

    14. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/6633 2010/7323 28.06.2010

    İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/742, 743, 744, 761

    • MECRA İRTİFAKI • KOMŞU TAŞINMAZDAN FAZLA SUYUN

    AKITILMASI • MECRA GEÇİRİLMESİNE TAŞINMAZ

    MALİKİNİN KATLANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ • ZORUNLU SU İHTİYACI NEDENİYLE

    İRTİFAK KURULMASI ÖZETİ: Davacı taşınmazı için gerekli olan suyun kaynak sahibi davalının taşınmazı içerisinde

    bulunan sudan kendi taşınmazına kurulacak mecra irtifakı ile sağlanmasını istemektedir. Fen bilirki şisi raporunda gösterilmeyen fakat ziraat bilirkişisi tarafından zeminde olduğu bildirilen kanallar ile davacı taşınmazının ku-zeyinde yer alan dereden sulama yapılıp ya-pılamayacağı araştırılmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş; yerinde yeniden keşif yapılarak davacının istemlerini açıklanan doğrultuda incelemek, bilirkişilerden ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak, Tüm sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 742/3. maddesinde üstteki arazi malikinin, alt taraftaki taşın-maza gerekli olan suyu, ancak kendi taşın-mazı için zorunlu olduğu ölçüde tutabileceği düzenlenmiştir. Davalıya ait 778 parsel sayılı

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 48

    düzenlenmiştir. Davalıya ait 778 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunduğu bildirilen kaynağın davalının ihtiyacından fazlasını bulundurup bulundurmadığı araştırılmadan özel su olduğu gerekçesi ile davanın reddi de yerinde değildir.

    YARGITAY

    15. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/3563 2010/4846 28.09.2010

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/438 2004 s. İİK/72

    • İCRA TAKİBİNE KARŞI MENF İ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI

    • İSTİRDAT DAVASINDA HAKDÜŞÜRÜCÜ SÜRE

    • İSTİRDAT DAVASINDA KÖTÜNİYET TAZMİNATI

    ÖZETİ: Dava, icra takibi kesinleştirilerek haksız ola-rak tahsil edildiği ileri sürülen alacağın tah-sili istemiyle açılmıştır. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, genel hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak ödediği paranın ge-riye alınmasını isteyebilir. Bu istirdat davası-nın da hak düşürücü nitelikteki bir yıllık sü-resi içinde açıldığı saptanmıştır. İcra ve İflas Kanunda sadece menfi tespit davaları bakımından koşullarının oluşmasına göre takip alacaklısı ya da takip borçlusu hakkında tazminat ödeneceğine ilişkin hü-kümler düzenlenmiştir. İstirdat davalarında alacaklı aleyhine icra tazminatı yani kötüniyet tazminatı ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu hukuksal nedenle, %40 kötüniyet tazminatının davalı-dan alınarak davacıya verilmesine mahke-mece karar verilmesi doğru olmamıştır.

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 49

    YARGITAY 15. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2009/3532 2010/3905 07.07.2010

    İlgili Kanun/Madde 818 s. BK/97

    • YÜKLENİCİNİN TESLİMDE TEMERRÜDE DÜŞMESİ

    • İNŞAATIN İMAR MEVZUATINA UYGUN OLMASI ZORUNLULUĞU

    • NAMA İFA ÖZETİ: Davada yüklenicinin haklı gecikme sebepleri

    olmaksızın teslimde temerrüde düşürülmüş olduğu ileri sürülerek; eksik işlerin davalıya verilmesi gereken bağımsız bölümlerin satıla-rak, davacı tarafından eksik işlerin yapılma-sına; başka bir anlatımla nama ifaya karar verilmesi istenmektedir. Bir şey yapma bor-cunu yerine getirmezse alacaklı, giderleri borçluya yükletilmek üzere, borcun kendi-since yerine getirilmesine izin verilmesini isteyebilir. Eksik işlerin "nama ifa" yoluyla tamamlanması ya da eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi bedelinin istenebilmesi için inşa-atın imar mevzuatına uygun olması zorunlu-dur. Kuşkusuz nama ifaya karar verilmesi için yasal koşulların gerçekleşmediğinin mahkemece belirlenmesi halinde de; dava açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği dikkate alınarak davacı yargılama gideriyle sorumlu tutulmamalıdır.

    YARGITAY

    16. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/2789 2010/4417 21.06.2010

    İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/331, 349 5237 s. TCK/52

    • ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK KASDİYLE MEVCUDUNU EKSİLTMEK

    • ŞİKÂYET HAKKININ DÜŞMESİ ÖZETİ: Sanığın üzerine atılı bulunan alacaklıyı za-

    rara sokmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçu alacaklının şikâyeti üzerine takip olu-nur, şikâyetçi muayyen zamanda gelmez ve vekil de göndermezse şikayet hakkı düşer. Müşteki vekilinin verdiği mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden ve müştekinin yokluğunda sanı-ğın mahkûmiyetine hükmolunamayacağının gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 50

    YARGITAY 17. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/3030 2010/10942 13.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 2560 s. İSKİK/2, Ek5, 6

    • OTOMOBİLİN ROGAR KAPAĞININ ÇARPMASI SONUCU HASARA UĞRAMASI

    • KUSUR SORUMLULUĞU ÖZETİ: Davacıya kasko sigortalı aracın rogar kapa-

    ğının çarpması sonucu hasara uğradığı ko-nusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, hasara neden olan rogar kapağının kimin sorumluluğunda olduğu konusundadır. Rogar kapağının ya-pım, bakım, onarım ve kontrol görevi ASKİ'ye ait olup, dava dışı belediyeye kusur verilmesi isabetli değildir. Mahkemece, kusur durumunun davacı ile davalı arasında de-ğerlendirilmesi yönünde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi ge-rekmektedir.

    YARGITAY

    17. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/7375 2010/10589 06.12.2010

    İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/279

    • TASARRUFUN İPTALİ DAVASI • TAŞINMAZIN SATI Ş BEDELİ İLE GERÇEK

    DEĞERİ ARASINDAKİ FARK ÖZETİ: Taraflar arasındaki tasarrufun iptali dava-

    sında, mahkemece taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bu-lunduğu, satışların mal kaçırma amacına yönelik olarak yapıldığı ve alacağa mahsuben gerçekleştirildi ği gerekçesi ile davanın kabu-lüne karar verilmiştir.

    YARGITAY

    18. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/12143 2011/689 27.01.2011

    İlgili Kanun/Madde 1086 s. HUMK/427 5271 s. CMK/218

    • YAŞ TASHİHİ DAVASI • MAHKEMELER İN GÖREVLERİ

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurul ve Daire Kararları 51

    ÖZETİ: Dava dilekçesinde, davacıların kızlarının kaçarak evlendiğini, resmi nikah yapılabil-mesi için yaş tashihi davası açtıklarını bildir-dikleri, mahkemenin de gerekçeli kararında bu hususa değindiği görülmüştür. Mahkemenin görevi kamu düzeni ile ilgilidir. Görev hususunun mahkemece re'sen araştı-rılması ve yargılamanın her aşamasında ken-diliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemece, dava dilekçesinde davacılar tarafından bildirilen kaçırılma ve cinsel is-tismar ile ilgili iddianın Cumhuriyet Başsav-cılığı’ndan sorulması ve hüküm tarihi itiba-rıyla ceza kovuşturması devam ettiğinden davanın görev yönünden reddine karar veril-mesi gerekirken, bu konuda bir araştırma yapmadan davanın esastan karara bağlana-rak ceza yargılamasını etkileyecek şekilde kesin hüküm oluşmasına sebebiyet verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

    YARGITAY

    18. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/12140 2011/683 27.01.2011

    İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/426

    • VASİNİN MENFAATİ İLE KÜÇÜĞÜN VEYA KISITLININ MENFAAT İNİN ÇATIŞMASI

    • RESEN KAYYIM ATANMASI GEREĞİ ÖZETİ: Annesinin nüfus kaydına yazılmasını isteyen

    davacının, annesi olan F. D.’e vasi olarak atandığı görülmüştür. Bir i şte yasal temsilci-nin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının men-faati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı ata-ması gerekmektedir. Mahkemece, davacının annesi olduğunu iddia ettiği ve vesayeti al-tında bulunan F. D.’in hukuki yararı ile da-vacının hukuki yararı çatıştığından, anneye kayyım tayin ettirilmesi ve husumetin kay-yıma yöneltilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek hüküm kurulması usul ve ka-nuna aykırı bulunmuştur.

  • Legal Hukuk Dergisi – Şubat 2011 52

    YARGITAY 19. HUKUK DA İRESİ

    Esas No. Karar No. Tarihi:

    2010/14080 2011/681 26.01.2011

    İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/235

    • SIRA CETVELİNİN İPTALİ • HACİZ MÜZEKKERESİ • ŞİKAYET

    ÖZETİ: Asıl ve birleşen şikayetler sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Haciz müzekkeresi ile ancak mevcut bir mal hak ya da alacak üze-rine haciz konulabilir; öte yandan bu yön-temde üçüncü kişinin itirazına ili şkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Vergi Dai-resindeki alacağın 2010 tarihinde doğduğu belirtildiğine göre bu tarihten önce gönderi-len haciz yazılarının bir hüküm ifade etmeye-ceği ortadadır. Bu ihtimalde sadece belirtilen tarihten sonra gönderilen haciz yazılarının dikkate alınması gerekir. Nitekim Vergi Dai-resi Müdürlüğünün şikayetçinin alacaklısı bulunduğu takip dosyasından gönderilen yazıya verdiği cevap da bu yöndedir. Bu du-rumda mahkemece şikayetlerin reddi gerekir-ken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerekt