kur’an nedİr · kerim meali esas alınmıştır. bu köşenin içeriği kur’an’in anlamiyla...
TRANSCRIPT
KUR’AN NEDİR? • Kur’an öğüttür.
Şüphe yok o (Kur’an), senin için de, ümmetin için de bir öğüttür. İleride (hepiniz, ona uyup uymadığınızdan)
sorulacaksınız. (Zuhruf/44)
KUR'AN'IN ANLAMIYLA BULUŞUYORUZ
KUR’AN’DA ASHÂB
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
(İslâm’a hizmette) öne geçen Muhacirler ve Ensâr ile iyilikte onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı
olmuştur. Onlar da O’ndan razı olmuşlardır. (Allah,) onlara alt tarafından ırmaklar akan ve içinde ebedî
kalacakları cennetler hazırladı. Bu en büyük kurtuluş (ve saadet)tir. (Tevbe/100 )
Muhammed Allah’ın Resûlü’dür. Onunla beraber olan (mü’min)ler, kâfirlere/İslam karşıtlığı yapanlara karşı çok
şiddetli, kendi aralarında ise çok şefkatlidirler. Onların (namazda) rükû yaptıklarını (ve) secde ettiklerini
görürsün. Onlar, Allah’tan (daima) lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin eserinden (meydana gelen)
nişanları vardır. Tevrat’taki vasıfları budur. İncil’deki vasıfları da (şöyledir: Onlar) filizini çıkaran, derken onu
(filizini) kuvvetlendiren, kalınlaşan, zamanla gövdesi üzerinde doğrulup dikilen bir ekin gibidir ki ekincilerin
hoşuna gider, (Allah Resûlü’nün ashâbı ile birlikte böyle gelişip kuvvetlenmesinin misalle anlatılması) kâfirleri
öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip de sâlih amel işleyenlere, mağfiret ve büyük mükâfat
vaadetmiştir. (Fetih/29 )
İman edip de Allah yolunda cihad edenler, hicret edenler ve (hicret eden mü’minleri) barındıranlar ve yardım
edenler var ya, işte gerçek mü’minler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır. (Enfal/74)
KUR’AN’A ÇEKEN YOLLAR Andolsun Biz Kur’ân’ı düşünüp öğüt alınması için kolaylaştırdık.
Düşünüp öğüt alan yok mudur? (Kamer Suresi Ayet: 17,22,32,40) O halde düşünüp öğüt almak için neler yapmalıyız?
Her karşılaşmada: Arkadaşlar kendi aralarında anlaşarak, her
karşılaştıklarında selâm kelâmdan sonra birbirlerine birer âyet meâli
söyleyebilirler. Söyleyecekleri âyeti ihtiyaca göre seçmeye çalışırlar.
Mail ve/ya mesaj: Dostlarınıza, içinde âyet meâli olan bir mail ve/ya
mesaj gönderin. Cuma’yı unutmamak üzere özellikle mübarek gün ve
gecelerde.
Mübarek gün, gece ve aylar: Mübarek gün, gece ve aylarda, o gün
ve gecelerle ilgili âyetlerin meâl ve tefsirine bakın, aranızda okuyun ve
konuşun. En kıymetli zamanları en kıymetliye ayırın.
(www.kuranimiz.net)3
HADİS-İ ŞERİFLERLE HAFTANIN DUASI
"KELÂM KELÂMULLAH, MÜBELLİĞ RESÛLULLAH."
(SÖZ ALLAH'IN SÖZÜ, TEBLİĞ EDEN ALLAH'IN ELÇİSİDİR)
İmran İbnu Huseyn (R.a) anlatıyor:
'Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: 'İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip
edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir. İmran radıyallahu anh der ki: 'Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç
asır mı zikretti bilemiyorum.' bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki kendilerinden şahidlik istenmediği halde
şahidlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler.
Aralarında şişmanlık zuhûr eder.' Bir rivayette şu ziyade var: 'Yemin taleb edilmeden yemin ederler.' (Buhari, Müslim,
Tirmizi, Ebu Davud)
Hz. Cabir (R.a) anlatıyor:
'Resûlullah (S.a.v) buyurdular ki: 'Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin
olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd'e hatta yarım müdd'e bedel
olmaz.' (Müslim)
GÜLLERİN EFENDİSİ GÜNLERİN EFENDİSİ HAKKINDA ŞÖYLE BUYURDULAR:
KUR’AN’IN SAHABENİN HAYATINDAKİ YERİ
Sahabe, Kur’an’ın ve Resulüllah’ın (aleyhissalatu vesselam) mucizesi olan bir topluluktur. Sahabe, Kur’an ile
beraber ve Kur’an için yaşamış ve hayatını Kur’an’a adamıştı. Onlar, Kur’an’ı yaşama ve yaşatma istikametinde tarihte
eşi benzeri görülmemiş bir aktivite sergilemişlerdir. İşkenceye, baskıya, zulme maruz kalmış ama, inandıkları
değerlerden asla taviz vermemişlerdi. Allah’ın (cc) gönderdiği mesajı daha iyi yaşayabilmek için mallarını, mülklerini,
yurtlarını bırakarak hicret etmişlerdi. Bu uğurda hayatlarını seve seve feda etmiş, hatta gönül verdikleri davaya engel
olarak karşılarına en yakınları bile çıksa onları bile bertaraf etmekten çekinmemişlerdi (İbn Hişam, 2:112-113; İbn Kesir,
3:173-176).
Sahabenin hayatındaki en önemli şey, Kur’an’ın her ayetini öğrenmek ve O’nun gereğince yaşamaktı. Onların
içinde her hangi bir işle veya bir ticaretle meşgul olanlar, günlerinin bir kısmını O’na ayırır, gerisini Allah Resulü’nün
huzurunda geçirirlerdi. Gelen vahyi hemen öğrenmek ve bu hususta hiçbir kimseden geri kalmamak için Peygamberin
(sas) huzurunda nöbetleşe bekler ve bir tek kelimeyi kaçırmamaya dikkat ederlerdi. Buhari’de nakledildiği üzere Hz.
Ömer, bir gün kendisi Allah Resulü’nün huzuruna gelir, bir gün de Ensar’dan olan komşusunu gönderir; sonra,
Peygamber Efendimiz’in yanında iken öğrendikleri dini meseleleri ve diğer vuku bulan hadiseleri birbirlerine anlatırlardı
(Buhari, talak 83). Bunun yanında, sahabe içinde bütün vakitlerini Mescid-i Nebevi’de geçirerek ilahi vahyi ve Allah
Resulü’nün sünnetini ezberlemeye kendilerini vakfeden ashab-ı suffa da vardı. Onlar, en tehlikeli anlarda bile kendilerini
Kur’an okumaktan alamıyorlardı. Mesela, bir sefer sırasında Allah Resulü ashabı ile birlikte bir vadinin kenarında
istirahat etmek üzere konaklamıştı. Ve gönüllü olarak iki sahabi, sıra ile nöbet tutuyordu. Nöbet tutan sahabe namaz
kılmaya durmuştu. Düşman onu uzaktan farkederek ok atmaya başladı. Sahabe, vücuduna isabet eden okları çıkararak
namazına devam etti. Sonra yanındaki arkadaşı durumun farkına varınca “neden ilk ok isabet ettiğinde bana haber
vermedin?” diye sorduğunda, yediği oklarla birlikte yaralı halde namaz kılmaya devam eden sahabi, bunun sebebini
şöyle izah ediyordu; “Namazda bir sure okuyordum, onu yarıda keserek namazı bırakmaya kıyamadım.” (Ebu Davud,
taharet 79; Hakim, 1:258) Görüldüğü üzere sahabe, namazda Kur’an okurken öylesine kendinden geçmişti ki, yaralandığı
halde dahi o okuduğu sureyi tamamlamadan namazını bitirmiyordu.
Sahabenin Kur’an’a olan bağlılığı, O’nunla bütünleşmesi, dost-düşman onları tanıyan herkes tarafından kabul
edilmişti. Mesela, sahabe karşısında sürekli hezimete uğrayan Rum ve Fars kralları başa çıkamadıkları bu insanları
değişik yollara başvurarak tanımaya çalışmışlardı. Gerek sahabe arasına gönderdikleri casuslardan ve gerekse bizzat
sahabe ile savaşan askerlerinden aldıkları cevap hep aynıydı. “Onlar, ruhbanun fi’l-leyl (gece kendisini ibadete salmış bir
abid), fürsanün fi’n-nehar (gündüz de bir cengaver). Onların arasında otururken yanındaki ile konuşmaya kalksan,
okunan Kur’an ve zikir sesinden ne dediğini anlayamazsın. Çünkü onlar, sürekli Kur’an okuyup Allah’ı zikrederler (İbn
Asakir, 2:96; İbn Kesir, 7:16).
Bu köşenin içeriği KUR’AN’IN ANLAMIYLA BULUŞMAK PLATFORMU tarafından hazırlanmıştır. Ayet
mealleri Hasan Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Meali’nden
alınmıştır. Ayet meallerinin tamamına www.kuranimiz.net, ses dosyalarına www.akradyo.net adreslerinden
ulaşabilirsiniz.
1- Yeryüzünde Allah’ın yarattığı halife
2- Sûrenin 8-20. ayetlerinde özellikleri anlatılan
kişiler
3- Sûrede bir cinayetin fâilini bulmak için
kesilmesi emredilen ve sûreye ismini veren
hayvan
4- Sefih, budala
5- Takva sahibi
6- Münâfıklık alametlerinin ilki
7- İman eden ve sâlih amellerde bulunanlara
müjdelenen ahiret yurdu
8- Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen ve
Allah’a isyan eden, doğru yoldan sapan kimse
9- Sûrenin 6-7. ayetlerinde özellikleri anlatılan kişiler
10- İlk insan, Hz. ………. (a.s.)
11- Sûrenin 2-5. ayetlerinde özellikleri anlatılan
kişiler
12- Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresi (286 ayet)
* Bu bulmacanın hazırlanmasında Hasan Tahsin
Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı
Kerim Meali esas alınmıştır.
BULMACALARLA KUR’AN (BAKARA SÛRESİ, 1-30. AYETLER)