kur’an-ı kerim kök sözlüğü -...

162
Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü Holy Quran Root Dictionary ﻗـﺎﻣﻮس اﻟﻘﺮ آ ن اﻟﻜﺮﻳﻢ اﺣﻤﺪ ﺳﺪاد اوﺳﺘﻮن- ١٤٣٨ 2017

Upload: others

Post on 06-Sep-2019

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

Kur’an-ı Kerim Kök

Sözlüğü

Holy Quran Root Dictionary

ن الكريمآقـاموس القر

احمد سداد اوستون - ١٤٣٨ 2017

Page 2: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

i

Page 3: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

ii

بسم الله لرحمن الرحيمTakdim

Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de geçen kelimelerin tamamına yakını yer almaktadır. Kelimelerin manaları hem köklerine hem de ayetlerde aldıkları anlamlara göre düzenlenmiştir. Sözlüğün özellikleri aşağıda açıklandığı gibidir: - Kelimelerin son harflerinin harekeleri çoğu zaman dikkate alınmamıştır. - Sözlük, kelimelerin kök harfleri sırasında düzenlenmiştir. - Kitabın genel düzeni soldan sağa şeklindedir. - Önce bir kökten gelen fiiller kalıp sırasına göre verilmiş, daha sonra o kökten

gelen diğer kelimeler harf sırasına göre verilmiştir. - Fiillerin mazi ve muzari çekimleri genellikle yan yana verilmiştir. - İsimlerin eril ve dişil halleri genellikle yan yana verilmiştir. Bazı durumlarda

isimlerin tekil ve çoğul halleri birlikte gösterilmiştir. - Açıklamaların anlamı şöyledir:

English Meaning Turkish Meaning Verb From Word Root Letters

He has mercy Merhamet eder 1 رحم يرحم

Bulunmayan kelimeler olursa kelimenin ortasında veya sonunda geçen (ي ) veya ( ى) harflerinin yerine (ا ) elif harfi koyarak veya bunun tersini yaparak tekrar arayın. Gerekirse (ا ) elif ve (ء ) hemze harflerini birbiriyle değiştirerek arama yapın.

Kullanılan kısaltmalar:

Dş: Dişil (Müennes)

Çğ: Çoğul

Tesbit ettiğiniz hataları, eksiklikleri, fazlalıkları aşağıdaki posta adresine bildirin: [email protected]

Tevfik Allah’tandır.

Telif Hakkı © Copyright: Ahmet Sedat Üstün, 2015

Rev F

Kaynaklar / Bibliography

1. A Dictionary of Modern Written Arabic, Hans Wehr

2. The Dictionary of the Holy Quran, Malik Gulam Farid

3. The Easy Dictionary of the Qur'an, Shaikh AbdulKarim Parekh

4. Explanatory Dictionary of the Holy Quran

5. www.openburhan.com

6. www.corpusquran.com

7. www.hasenat.com

8. Kur’an Sözlüğü, Mehmet Okuyan

Page 4: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

iii

بسم الله لرحمن الرحيمPreface

This dictionary covers almost all of the words used in Quran. Meanings of the words are arranged both according to their roots and the way they are used in Quran.

The features of this dictionary are as follows:

- The signs (declensions) of the last letters of the words are not usually taken into consideration.

- Words are listed in the order of their root letters. - For any root, the verbs from that root have been given in the order of verb form

number, then other words from that root have been given in the order of letters. - In general, present tenses of the verbs are given together with their past tenses. - Generally, masculine and feminine forms of nouns are given together. - In some cases, singular and plural forms of nouns are shown together. - Meanings of the columns are as follows:

English Meaning Turkish Meaning Verb From Word Root Letters

He has mercy Merhamet eder 1 رحم يرحم

If the searched word is not found, replace the letters (ي) and (ى) with (ا) or vice versa and search again. Alsa, try replacing (ا) with (ء) and vice versa.

Abbreviations used in the dictionary:

Fm : Feminine Pl : Plural Imp : Imperative

Please send your comments and correction suggestions to: [email protected]

Success is from Allah.

© Copyright: Ahmet Sedat Üstün, 2015

Rev D

Page 5: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

iv

Fiil Kalıpları / Verb Forms

الالالال المضارع المضارع المضارع المضارع الماضيالماضيالماضيالماضي رقم رقم رقم رقم ا ا ا المفعول المفعول المفعول المفعول اسم اسم اسم اسم الفاعل الفاعل الفاعل الفاعل اسم اسم اسم اسم المصدر المصدر المصدر المصدر مر مر مر مر اKalıp Geçmiş Zaman Geniş Zaman Emir Mastar Đsmi Fail Đsmi Mef'ul

Form Past Tense Present Tense Imperative Noun Active

Participle Passive

Participle

ول مفع فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1 مفعول فاعل فعل افعل يفعل فعل 1ل 2 ل فع) ل يفع( ل تفعيل/تفعلة فع( ل مفع( مفع) مفاعل مفاعل فعال/مفاعلة فاعل يفاعل فاعل 3 مفعل مفعل فعال ا فعل ا يفعل فعل ا 4ل 5 ل تفع) ل يتفع) ل تف تفع) ل ع. ل متفع( متفع) متفاعل متفاعل تفاعل تفاعل يتفاعل تفاعل 6 - منفعل انفعال انفعل ينفعل انفعل 7 مفتعل مفتعل افتعال افتعل يفتعل افتعل 8 - مفعل4 افعلال فعل) ا يفعل. افعل) 9

مستفعل مستفعل استفعال استفعل يستفعل استفعل 10

Page 6: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

v

Şahıs Zamirleri / Personal Prononuns

Ona, onu, onun Him, his ه - ه O (er) He هو

O ikisine, o ikisini, o هما O ikisi (er) Those two (ml) هماikisinin Them, their (dual, ml)

Onlara, onları onların Them, their هم -هم Onlar (er) They (ml) هم

Ona, onu, onun (dş) Her ها O (dş) She هي

O ikisine, o ikisini, o هما O ikisi (dş) Those two (fm) هما ikisinin (dş) Them, their (dual, fm)

Onlara, onları onların هن) Onlar (dş) They (fm) هن) (dş) Them, their (fm)

Sana, seni, senin You, your (sg, ml) ك Sen (er) You (sg) نت ا

,Siz ikinize, siz ikinizi كما Siz ikiniz (er) You two (ml) انتماsiz ikinizin You, your (dual, ml)

Size, sizi, sizin You, your (pl, ml) كم Siz (er) You (pl, ml) نتم ا

Sana, seni, senin (dş) You, your (sg, fm) ك Sen (dş) You (sg, fm) نت ا

,Siz ikinize, siz ikinizi كما Siz ikiniz (dş) You two (fm) انتماsiz ikinizin (dş) You, your (dual, fm)

Size, sizi, sizin (dş) You, your (pl, fm) كن) Siz (dş) You (pl, fm) انتن)

Bana, beni, benim Me, my ني-ي Ben I نا ا

Bize, bizi, bizim Us, our نا Biz We نحن

er: eril dş: dişil

sg: singular pl: plural

ml: male fm: female

Page 7: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

vi

Harfler / Prepositions Türkçe English Türkçe English

den başka Other than- غير Olduğu zaman When (past) ذ ا

Đçinde In فى Olacağı zaman When (present) ذاا

) ا Önce Before قبل den başka Other than- لا

Gerçekten Indeed قد Ki o Who, whom ل)ذىا

Gibi Like ـك e, -a, doğru To, towards- لىا

Her, hep All, every كل. Yoksa Or م ا

اا ) e gelince As for- م) Hayır No كلا

,Eğer, değil ن ا gerçekten

If, not, indeed Her ne zaman Whenever كل)ما

Nasıl How كيف Gerçekten Indeed ن ا

Đçin For, to ل Ki, olması için So that ن) ا - ن ا

Değil, yok Not, no لا Ki That ان)ما

Yanında, katında At, with لدن Ancak Only ن)ما ا

Veya Or و ا Fakat But كن ل

Ola ki So that لعل) Nerede Where اين

Gerçekten Surely لقد Đle, -den dolayı By, for, with ب

Olmadı Did not لم Sonra After بعد

ا Hayır No بل duğu zaman When- لم)

Olmayacak Will not لن den dolayı For that reason- بما

Eğer (geçmiş) If (past) لو Arasında Between بين

Sonra Then ثم) Ne, değil, o şey ما

ki What, not, that

Beraber With مع Oluncaya kadar So that, until حت)ى

Kim, ki o Who, whom من den başka Other than- دون

den, bazı, hiç From, some, any- من Şu, o That ذلك

Bu This هذا Sahibi Owner ذو

(question letter) (soru harfi) ا - هل Üzerine On على

Ve And و den, hakkında From, about- عن

Ey O يا Katında At د عن

Page 8: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

1

Sözlük / Dictionary Grass, pasture Ot, mera اPأبب اب Always, ever, forever, eternal Ebediyen, sonsuza kadar أبد ابدا To run away, flee Kaçmak 1 أبق بق ا ي - ابق Swarms / flocks (birds) Sürüler halinde أبل ابابيل

Camel, cloud Deve, bulut ابل Goblets, jugs Đbrikler, sürahiler أبرق اباريق Father, forefather Baba, ata أبو باء ا - اب Parents Ana -baba, ebeveyn ابوين -ابوان To reject, refuse Reddetmek, kaçınmak 1 أبى بىا ي - بى ا To come, go Gelmek, gitmek 1 أتي تيا ي -اتى To bring Getirmek 1 اتى بـ To give Vermek 4 يؤتي -تى ا Give (imp) Ver 4 ت ا That which comes, will come Gelen, gelecek 1 تية ا - ت ا Giving Verme, veriş 4 ايتاء That which is fulfilled Yerine gelen 1 تيا ا م Those who give Verenler 4 مؤتون Articles, household stuff Eşya, mal أثث اثاثا To imitate, transfer Taklit etmek, aktarmak 1 أثر ياثر - اثر To prefer, choose Seçmek, tercih etmek 4 يؤثر - ثر ا Vestige, remnant Kalıntı اثارة Footstep, trace, mark Eser, iz ثارا - ثر ا Tamarisk Ilgın ağacı أثل ثل ا Sinner Günahkar أثم ثم ا Heavy punishment Ağır ceza اثاما Sin Günah اثم Sinner, wicked Çok günahkâr اثيم To cause sin Günaha sokma 2 ثيم ا ت Bitter water, salty water Acı su, tuzlu su أجج اجاج To work for wage Ücretle çalışmak 1 أجر جر ا ي -اجر To hire

Kiralamak, ücretle çalıştırmak

جر ا يست -جر ا است 10

Page 9: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

2

Reward, payment, fee, wage Karşılık, ücret, ödül, mükafat اجور -اجر To appoint Süre belirlemek 2 ل ل -اج) أجل يؤج(For this reason -dan dolayı, için اجل Time, period, reason Ecel, süre, sebep اجلا -اجل Whose time is determined Zamanı belirlenmiş 2 لا مؤج)One, single, only, someone Bir, tek, birisi أحد احد One (fm) Bir, tek (dş) احدى To take, seize, grab Almak, tutmak, yakalamak 1 أخذ خذ ا ي - اخذ To hold responsible, punish

Sorumlu tutmak, ceza vermek

يؤاخذ -خذ ا 3To take, adopt, seize, appoint Edinmek, benimsemek 8 يت)خذ - ات)خذ That which catches, grabs Tutan, yakalayan 1 خذ ا Grabbing Yakalama, yakalayış 1 اخذة -اخذ Taking, adoption Edinme 8 ات(خاذ That which takes, chooses Edinen, edinmiş 8 مت)خذ To postpone Tehir etmek, ertelemek 2 ر ر -اخ) أخر يؤخ(To delay, stay behind Geri kalmak, ertelemek 5 ر ا ت ر ا يت -خ) خ)To seek to delay, be late Geciktirmek, ertelemek 10 خر ا يست -خر ا است Last, end Son خرا Other Diğer, başka اخرى - خر ا Last, final, hereafter Ahiret, son خرة ا Brother Erkek kardeş أخو اخ Sister Kız kardeş اخت Sisters Kız kardeşler اخوات Brothers Erkek kardeşler اخوان Brothers Erkek kardeşler اخوة Disastrous, abominable Felaketli ا Pأدد اد To pay back, restore, return Đade etmek, geri vermek 2 أدي يؤد(ي -اد)ي

Paying, fulfilling Ödeme, eda etme اداء To permit, give permission Đzin vermek, dinlemek 1 أذن يؤذن - اذن

To proclaim, announce, call Đlan etmek, bildirmek 2 ن ن - اذ) يؤذ(To proclaim, announce, call Đlan etmek, bildirmek 4 يؤذن - ذن ا To proclaim, announce Đlan etmek, bildirmek 5 ن ا ت ن ا يت -ذ) ذ)

Page 10: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

3

To ask for permission Đzin istemek 10 ذن ا يست -ذن ا است Proclamation, announcement Bildiri اذان Permission Đzin 1 اذن Ear Kulak ذان ا - اذن Crier, announcer Müezzin, seslenen 2 ن مؤذ(To disturb, torment Zarar vermek, eziyet etmek 4 أذي يؤذي - ذى ا Discomfort, illness, torment Eza, sıkıntı اذى Physical desire Fiziki arzu أرب اربة Uses, usages Đşler, kullanışlar مارب Earth, world, land, home Yeryüzü, dünya, toprak, yurt أرض ارض Raised couches / thrones Tahtlar, kerevetler أرك ارائك To strengthen, assist, help, sympathize

Kuvvetlendirmek 4 أزر يؤزر -زر ا

My back, strength Arkam, kuvvetim ازري To incite Tahrik etmek, oynatmak 1 (أزز ياز. -از Incitement, confusion Oyun, tahrik ازا To approach, arrive suddenly Yaklaşmak, aniden gelmek 1 أزف زف ا ي -ازف

That which approaches Yaklaşan 1 زفة ا Thick silk Kalın ipek أستبرق استبرق To take captive Esir almak 1 أسر سر ا ي -اسر Captives, prisoners Esirler اسارى Frames, joints Bağlar, yapılar اسر Captives Esirler اسرى Captive Esir اسيرا To establish, found, set up Kurmak, bina etmek 2 س س -اس) أسس ياس(To make one angry, to provoke

Kızdırdı, öfkelendirdi 4 أسف يؤسف - سف ا

Grieved Üzgün اسفا Grief Üzüntü ا اسف Corrupted Bozulmuş 1 أسن سن ا To be sad, to grieve Üzülmek 1 أسو سيا ي - اسي Example, pattern Numune, örnek اسوة Insolent Küstah أشر اشر

Page 11: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

4

Heavy burden Ağır yük أصر اصر Evenings Akşamlar أصل صالا Root Kök صولا -اصل Evening Akşam اصيلا Ugh, fie (word of contempt) Öf iأفف اف Horizon Ufuk أفق فاق ا - افق To invent, make turn away Uydurmak, geri çevirmek 1 أفك يافك -افك

That which fabricates libel Yalancı, iftiracı اف)اك Libel, lie Yalan, uydurma, iftira افك Those turned upside down (cities)

Alt-üst olanlar (şehirler) 8 مؤتفكات To set, disappear Batmak, kaybolmak 1 أفل فل ا ي -افل

Those which set, disappear Batanlar 1 فلين ا To eat Yemek 1 أكل كل ا ي -اكل

Devourers, eaters Çok yiyenler اك)الون Fruits, crops Yemişler, meyveler اكل Those who eat Yiyenler 1 كلين ا -كلون ا Eating Yeme, yiyiş 1 اكلا -اكل Eaten Yenilmiş 1 كول ا م To lessen Azaltmak 1 ألت لت ا ي - الت To bring together, bind, unite Birleştirmek, yaklaştırmak 2 ألف يال(ف - ال)ف

Thousands Binlerce لاف ا Thousand Bin (sayı) الف Those made to reconcile Isındırılan, alıştırılan 2 مؤل)فة Protection, covenant Ülfet, alıştırılma 4 ايلاف Kinship, relation Akrabalık P ألل الاAllah Allah ألله لل)ه ا

O Allah! Ey Allah’ım! لل)هم) ا To suffer pain Acı çekmek 1 ألم لم ا ي -الم

Painful, grievous Elim, acıklı, elemli اليم God, deity Đlah, tanrı أله لهة ا -اله To stop, stand back Geri durmak 1 ألو لوا ي -الا

To swear Yemin etmek 4 يؤلي - لي ا

Page 12: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

5

Gifts, bounties, benefits Nimetler لاء ا To swear Yemin etmek 8 ألى تليا ي -ائتلي Uneven, height Tümsek أمت اامت Distance, time

Mesafe, uzaklık, süre, mesafe

أمد امد

To order, advise Emretmek,fikir vermek 1 أمر مر ا ي - امر To consult together Đstişare etmek, danışmak 8 تمر ا ي - ائتمر

That which orders Emreden 1 ارة ام)Matter, affair, order Đş, konu, emir 1 امور -امر Grave, foul Ciddi, sıkıntılı امرا Those who order Emredenler 1 مرون ا Yesterday Dün أمس امس Hope Ümit أمل امل To seek, turn to, come Aramak, yönelmek, gelmek 1 (أمم يؤم. -ام

Leaders Önderler, imamlar ة ائم)Mother, main, period Anne, ana, süre 4هات - ام ام)Leader, book, road Önder, kitap, yol امام Front Ön امام Nation, people, time Topluluk, ümmet, zaman امم -ام)ة Illiterate Okuma bilmeyen (ي ام(Illiterate ones Okuma bilmeyenler ي.ون ي(ين -ام( م(Those who come Gelenler ين آم(To be safe, to trust, entrust

Emin olmak, güvenmek, emanet etmek

أمن من ا ي - امن 1 To believe, have faith, give

safety Đman etmek, inanmak, emniyet vermek

يؤمن - من ا 4To give safety Emniyet vermek 4 من ا To have faith Đman etmek 4 ب من ا To believe Đnanmak 4 ل من ا Trusted Güvenildi 8 اؤتمن Faith Đman 4 ايمان In safety Emniyet içinde 1 ا منا Entrusted thing Emanet امانات -امانة Safety, security Emniyet, güven 1 امنة - امن

Page 13: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

6

Those who are safe Emin olanlar, emniyet içinde olanlar 1 منين ا -منون ا

Trustworthy, safe, secure Emin, güvenilir 1 امين Believer, giver of security

Mü’min, iman eden, emniyet veren

مؤمنة -مؤمن 4Believing women Mümin kadınlar 4 مؤمنات Believing men Mümin erkekler 4 مؤمنين - مؤمنون Place of safety Güven yeri, emniyet yeri 1 منه ا م That is felt secure Emin olunan 1 مون ا م Maid-servant Cariye أمو امائ -امة Female, females Dişi, dişiler أنث انثى -اناث To see, sense, perceive Görmek, hissetmek, anlamak 4 أنس يؤنس - نس ا

To ask permission, beg pardon

Đzin istemek, af dilemek 10 نس ا يست - نس ا است Human, humans Đnsanlar اناسي) -اناس Human Đnsan انس Human Đnsan انسان Man, human being Đnsan انسيا Those who remain for conversation

Söze dalanlar 10 نسين ا مست - مستئنسين Nose Burun أنف انف

Just now Az önce, demin نفا ا Animals Yaratıklar أنم انام Time to come, to draw near Zamanı gelmek 1 أني نيا ي - اني Now Şimdi ال ن اBoiling water Kaynar su ن ا Parts, hours Saatler, vakitler ناء ا Its preparation (of food) Hazırlanması اناه Vessels, cups Kaplar, kadehler انية Boiling Kaynayan نية ا People, relatives, community Đnsanlar, akrabalar, ehil أهل اهل To sing, praise Tesbih etmek, çınlamak 2 ب أوب او(That which turns Yönelen اب ابين - او) او)Their return Dönüşleri ايابهم Place of return Dönüş yeri, dönülecek yer 1 مئاب

Page 14: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

7

To make tired Yormak 1 أود يؤود -د ا Family, relatives, followers, people

Aile, akrabalar, insanlar, ümmet أول ل ا

First Đlk, birinci ل او)Owners Sahipleri اولي - اولوا First ones, earlier ones Đlkler, öncekiler لون لين - او) او)First (fm) Đlk, birinci (dş) اولى Interpretation, explanation Tevil, açıklama, yorum 2 ويل ا ت Tender hearted, merciful Yanık, içli, yumuşak kalpli,

çok ah eden اه أوه أو)

To take shelter Sığınmak 1 أوي ياوي - اوى To give refuge Sığındırmak, sığınak vermek 4 يؤوي - وي ا

Place of refuge, home Ev, barınak 1 وىا م To strengthen, support Desteklemek 2 أيد يؤي(د -اي)د

Power, strength Güç, kuvvet

يد ا ب Unmarried woman Evli olmayan kadın أيم ايامى Verse, sign, evidence, miracle

Ayet, işaret, delil, mucize أيي يات ا -ية ا

Well Kuyu بأر بئر To become bad Sıkıntılı olmak 1 بأس س ا يب - بئس

To be sad, to be grieved Üzülmek 8 يبتئس - ابتئس Wretched Şiddetli بئيس Miserable, poor Zayıf, zavallı بائس Power, difficulty, punishment, enmity

Zorluk, cezalandırma, kuvvet, düşmanlık

س ا ب Poverty, difficulty, war Yoksulluk, zorluk, savaş ساء ا ب Evil, bad Ne kötü بئس Evil is that, bad is that Ne kötüdür o ki بئسما Cut off, one without posterity Soyu kesik بتر ابتر To cut off, slit Kesmek, yarmak 2 بتك يبت(ك -ت)ك ب To devout oneself Kendini adamak, yönelmek 5 بتل يتبت)ل -تبت)ل Devotion Yöneliş 2 تبتيلا To spread Yaymak 1 (بثث يبث. -بث

My grief Benim tasam بث(ي Scattered, spread out Serilmiş, yayılmış 1 مبثوثة - مبثوث

Page 15: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

8

Dispersing Dağılan, yayılan منبثا To flow, gush fort Akmak, fışkırmak 7 بجس ينبجس -انبجس To scratch, look for Aramak, eşelemek 1 بحث يبحث -بحث Seas Denizler بحر ابحر

Sea, big river Deniz, büyük nehir بحار - بحر To deprive, diminish Azaltmak, mahrum etmek 1 بخس يبخس - بخس

Low, little Düşük, az بخس The one who kills Tüketen, öldüren 1 بخع باخع To be stingy, withhold Cimrilik etmek, kısmak 1 بخل يبخل - بخل

Stinginess Cimrilik 1 بخل To begin, create Başlamak, yaratmak 1 بدأ ا يبد - ا بد

To create, start, initiate, invent

Başlatmak, yaratmak 4 يبدئ - ا ابد Hastily Aceleye getirerek بدر بدارا To invent, to originate Đcat etmek, uydurmak 8 بدع يبتدع - دع ابت First Đlk بدعا Creator Örneksiz yaratan بديع To change, exchange Değiştirmek, yerine koymak 2 ل ل - بد) بدل يبد(

To change, exchange Değiştirmek, yerine koymak 4 يبدل -ابدل To change, exchange Değiştirmek, yerine koymak 5 ل ل -تبد) يتبد)To wish to exchange, replace Değiştirmek istemek 10 يستبدل - استبدل Exchange, replace Değiştirme 10 استبدال As exchange Bedel, karşılık olarak بدلا Change, changing Dönüştürme, değiştirme 2 تبديل That which changes Değiştiren, değiştirecek olan 2 مبد(ل Body Beden بدن بدن

Camels and cattle Büyükbaş kurbanlık بدن To become apparent Görünmek, ortaya çıkmak 1 بدو يبدو - بدا

To show, reveal Göstermek, açığa vurmak 4 يبدي -ابدي Bedouin, visitor Ziyaretçi, bedevi باد Bedouins Bedeviler بادون Simple, immature Basit بادي Desert Çöl بدو

Page 16: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

9

That which discloses it, will disclose

Onu açığa çıkaran, çıkaracak olan 4 مبديه

To spend, waste Ziyan etmek, israf etmek 2 ر ر - بذ) بذر يبذ(Wasting Saçıp savurma 2 تبذيرا Spendthrifts Savurganlar, müsrifler 2 رين مبذ(To create Yaratmak 1 برأ يبرا - برا

To absolve, acquit Temize çıkarmak 2 ا يبر(ئ - بر)To make heal Đyileştirmek 4 يبرئ - ابرئ To disown, get away Uzaklaşmak 5 ا يتبر)ئ -تبر)Creator Yaratıcı, yaratan 1 بارئ Clear ones Uzak (çoğul) براء Clear, absolved Uzak براء Warning, declaration Đhtar, uyarı براءة Clear, innocent Uzak, suçsuz بريئ Creatures Yaratılanlar, halk بري)ة Those who are clear Uzak olanlar 2 مبر)ؤون To display oneself Kendini göstermek 5 برج يتبر)ج -تبر)ج

Towers, constellations Burçlar روجاب - بروج To display oneself Kendini gösterme 5 تبر.ج Displaying Gösterişli (dş) 5 جات متبر(To leave Terk etmek, vazgeçmek 1 برح يبرح -برح Cold Soğuk برد بارد

Hail Dolu (yağış cinsi) برد Cold Soğuk بردا To act righteously, do good Đyilik etmek 1 (برر يبر. -بر

Righteousness Đyilik, fazilet, doğruluk .بر Righteous (pl) Đyiler 4ابرار -بر Dutiful Faziletli بررة The Most Kind Şefkatli .البر Land Kara, toprak .بر To come forth, appear Öne çıkmak, görünmek 1 برز يبرز - برز

To make manifest Göstermek, açığa çıkarmak 2 يبر(ز - بر)ز Clear, level Açık, düz 1 بارزة

Page 17: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

10

Those who come forth Ortaya çıkanlar, çıkacaklar 1 بارزون Curtain, obstacle Perde, engel برزح برزخ Leper Cüzzamlı برص ابرص To be dazzled Parlamak, gözü kamaşmak 1 برق يبرق - برق

Lightning Şimşek برق To bless

Bereketlendirmek, kutsal kılmak

برك بارك 3 Was blessed Mübarek kılındı 3 بورك

To be sacred, blessed Mübarek olmak 5 تبارك Blessings Bereketler بركات Blessed Mübarek, kutlu 3 مباركة -مبارك To determine, settle Belirlemek, karar vermek 4 برم يبرم -ابرم

Determined ones Kararlı olanlar 4 مبرمون Evidence Delil برهن برهان That which emerges Doğan, doğarken 1 بزغ بازغة -بازغا To frown

Kaşını çatmak, yüzünü asmak

بسر يبسر - بسر 1 Distorted, frowned Asık (yüz), üzüntülü باسرة

To crumble Parçalamak 1 (بسس يبس. -بس In pieces Parça parça بسا

To expand, entend Yaymak, genişletmek, uzatmak

بسط يبسط - بسط 1 That which extends Uzatan 1 باسط

Expanse Sergi بساطا Expanse Genişlik بسط Expanse Genişlik, büyüklük بسطة Stretched out (dual) Açık, uzatılmış (ikil) 1 مبسوطتان High, tall Yüksek بسق باسقات To give to destruction Tehlikeye atmak 4 بسل يبسل - ابسل To smile Gülümsemek 5 م بسم تبس)To give glad tidings Müjde vermek, müjdelemek 2 ر ر - بش) بشر يبش(

To have relations Birlikte yaşamak, cinsi temas etmek

يباشر - باشر 3To receive glad tidings Müjdelenmek 4 يبشر -ابشر To rejoice Sevinmek 10 يستبشر - استبشر

Page 18: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

11

Human, skin Đnsan, deri بشر Glad tidings Müjde ىبشر That which gives glad tidings Müjde veren بشير Bearer of good news Müjdeci 2 ر مبش(Bearers (fm) of good news Müjdeciler (dş) 2 رات مبش(Bearers of good news Müjdeciler 2 رين مبش(Rejoicing at good news Sevinçli 10 مستبشرة To see, watch Görmek, gözetlemek 1 بصر يبصر - بصر

To make see Göstermek 2 ر ر - بص) يبص(To see, watch Görmek, gözetlemek 4 يبصر - ابصر Eyes Gözler ابصار See (imp) Gör ابصر Eyes, insights Gözler, görüşler, deliller بصائر Eye, insight Göz, görüş 1 ابصار - بصر That which sees, All-Seer

Gören, her şeyi hakkıyla gören بصير

Insight Görüş, basiret بصيرة Giving insight Gözünü açma 2 تبصرة Giving visibility Gösteren 4 مبصر Visible Görünen, gösteren 4 مبصرة Those who see Görenler 4 مبصرون Observers Görenler, gözü açıklar 10 مستبصرين Onion Soğan بصل بصل Commercial goods Ticaret malları بضع بضاعة

A few, 3 to 9 Birkaç, 3 ila 9 بضع To lag behind Geride kalmak 2 بطأ يبط(ؤ - بط)ؤ To boast Şımarmak, böbürlenmek 1 بطر يبطر - بطر

Boasting Böbürlenerek 1 بطرا To seize, hold Yakalamak 1 بطش يبطش - بطش

Seizing, holding Yakalama 1 بطشة - بطش To become futile, vain Batıl olmak, boş olmak 1 بطل يبطل - بطل

To nullify, make in vain Đptal etmek, boşa çıkarmak 4 يبطل - ابطل False, vain Batıl, yanlış, boş 1 باطل

Page 19: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

12

Falsifiers Batılda olanlar, iptal edenler 4 مبطلون To be concealed Saklı olmak, gizli olmak 1 بطن يبطن -بطن

Secret Gizli 1 باطنة - باطن Intimate, inner part Sırdaş, içindekiler بطائن -بطانة Belly, womb Karın, göbek, rahim بطون -بطن To raise, appoint, resurrect

Kaldırmak, diriltmek, göndermek

بعث يبعث -بعث 1 To come forth Öne atılmak 7 ينبعث -انبعث

Being sent forth Gönderilme 7 انبعاث Sending, resurrecting Gönderme, diriltme 1 بعث Those are resurrected Diriltilenler 1 مبعوثين - مبعوثون To turn inside out Alt-üst olmak 1 بعثر يبعثر -بعثر To become distant Uzak olmak 1 بعد يبعد -بعد

To become distant Uzak olmak 1 يبعد -بعد To remove, make it far away Ayırmak, uzaklaştırmak 3 يباعد -باعد Then, later, after that Sonra بعد Distance Uzaklık بعد Far Uzak بعيد Those removed far Uzaklaştırılmış olanlar 4 مبعدون Camel, camel’s load Deve, deve yükü بعر بعير Some, part Bazı, kısım بعض بعض

Mosquito Sivrisinek ة بعوض Husband Koca, eş بعل بعل Suddenly Aniden بغت بغتة Hatred Kin بغض بغضاء Mules Katırlar بغل بغال To desire, seek, transgress Đstemek, aramak, azmak 1 بغي يبغي -بغى

To oppress Zulmetmek 1 بغى على To be proper, appropriate Uygun olmak, yaraşmak 7 ينبغي -انبغي To seek, desire Aramak, istemek 8 يبتغي -ابتغى Seeking, desiring Arama, isteme 8 ابتغاء Desiring, disobeying Ölçüyü aşarak 1 باغ Prostitution Fuhuş بغاء

Page 20: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

13

Rebellion, oppression Đsyan, zulüm 1 بغي Cattle, cow Sığır, inek بقر بقر

Cattle, cow Sığır, inek بقرات - بقرة Spot Çalılık yer بقع بقعة Vegetables Sebzeler بقل بقل To remain, stay Baki kalmak, geriye kalmak 1 بقي يبقي - بقي

To retain, leave unchanged Bırakmak, baki kılmak 4 يبقي -ابقي More lasting Daha kalıcı, baki 1 ابقى Remaining, lasting Kalıcı, baki 1 باق Those who remain, Kalıcı olanlar, baki olanlar 1 باقيات Remaining, lasting Kalıcı, baki olan 1 باقية Remaining ones Geri kalanlar 1 باقين That which remains Bakiye, geriye kalan 1 بقي)ة Virgins Bakireler بكر ابكار

Morning Sabah ابكار Young, fresh Genç بكر Early Sabah, erken, evvel بكرة Mute, dumb Dilsiz بكم ابكم - بكم To cry, weep Ağlamak 1 بكي يبكي -بكي

To make cry Ağlatmak 4 يبكي - ابكي Weeping, crying Ağlayarak 1 بكيا City, country Şehir, belde بلد بلاد - بلد

City, country Belde بلدة To give up hope Ümit kesmek 4 بلس يبلس - ابلس

Those in despair Ümitlerini kaybedenler 4 مبلسين -مبلسون To swallow Yutmak 1 بلع يبلع -بلع To reach Erişmek, ulaşmak 1 بلغ يبلغ -بلغ

To convey Bildirmek, ulaştırmak 2 ل(غ يب -بل)غ To convey Bildirmek, ulaştırmak 4 يبلغ -ابلغ That which reaches Ulaşan, erişen 4 بالغة -بالغ Announcement, message Tebliğ, duyurma, bildirme بلاغ That which reaches Ulaşan, etkili بليغ

Page 21: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

14

Limit of reaching Erişme yeri, sınırı 1 مبلغ To test, try Đmtihan etmek, sınamak 1 بلو يبلو -بلا

To test, try Denemek, imtihan etmek 4 يبلي - ابلي To test, to try Denemek, imtihan etmek 8 يبتلي - ابتلي Test, trial Đmtihan, deneme 1 بلاء That which tests Đmtihan eden 4 مبتل Fingertips Parmak uçları بنن بنان To build Bina etmek, yapmak 1 بني يبني - بني

Son Oğul ابناء - ابن Daughter Kız, kız evlat بنات -ابنة Construction workers Bina ustası بن)اء Construction, building Bina بناء Sons Oğullar بنين -بنون O my son Oğulcuğum (بني Buildings Binalar بنيان Constructed Bina edilmiş, yapılmış 1 مبني)ة To bewilder Şaşırmak 1 بهت يبهت - بهت

Slander Bühtan, iftira تان به Beauty Güzellik بهج بهجة

Beautiful Güzel بهيج To pray Dua etmek, niyaz etmek 8 بهل يبتهل -ابتهل Beast, animal, cattle Hayvan, sığır بهم بهيمة To incur Uğramak 1 بوأ يبوء - باء

To settle Yerleştirmek 2 (ا - ا بو يبو(To settle Yerleşmek 5 ء ا -تبو) يتبو)Settlement place Yerleşme yeri 2 ا مبو)Door, gate Kapı بوب ابواب -باب Destruction Helak, imha, yok olma بور بوار

To perish Yok olmak, boş olmak 1 يبور -بار Ruined Vahşi, helaki hak eden بورا Affair, situation, case Durum, hal, mesele بول بال To spend the night Gecelemek 1 بيت يبيت -بات

Page 22: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

15

To plot by night, attack Geceleyin planlamak, saldırmak

يبي(ت -بي)ت 2

At night Geceleyin بياتا Home, house Ev, mesken بيوت -بيت To perish Yok olmak 1 بيد يبيد -باد To become white Ağarmak 9 (بيض يبيض. - ابيض

White Beyaz ابيض Egg Yumurta بيض White Beyaz بيض -بيضاء To sell Satmak 1 بيع بيع ي -باع

To pledge allegiance Biat etmek, söz vermek, sözleşmek

يبايع - بايع 3To make commercial transaction

Alış-veriş yapmak 6 تبايع Commercial transaction Alış-veriş, satış 1 بيع Churches Kiliseler بيع To become manifest Ayrılmak, açık olmak 1 بين يبين -بان

To make clear Açıklığa kavuşturmak 2 يبي(ن - بي)ن To clarify Açıklamak 4 يبين - ابان To become clear Açıklanmak, açığa çıkmak 5 يتبي)ن - تبي)ن To explain clearly Açıklamak, açığa çıkarmak 10 يستبين -استبان Declaration Beyan, bildiri, açıklama بيان Between Arasında بين Clear Açık 2 بي(ن Clear ones, evidences Apaçık ayetler, deliller 2 نة بي(نات -بي(Clarification Açıklama تبيانا Clear Apaçık, açıklayan 4 مبين Clear ones (fm) Apaçık olanlar (dş) 2 نة نات -مبي( مبي(Clear Açık ifadeli 10 مستبين Perish (imp) Kurumak 1 (تبب تب

Ruin Ziyan تتبيب Destruction Yıkım تباب To destroy Yok etmek, mahvetmek 2 تبر يتب)ر - تب)ر

Destruction Helak, yıkım تبارا

Page 23: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

16

Destroyed Yok edilen 2 متب)ر Destruction Đmha, yok etme 2 تتبيرا To follow, obey Takip etmek, tabi olmak 1 تبع يتبع -تبع

To follow Takip etmek, ettirmek 4 يتبؤ -ع اتب To follow, comply with Takip etmek, tabi olmak,

uymak 8 يت)بع - ات)بع Obedience Tabi olmak 8 ات(باع That which follows Tabi olan 1 تابعين - تابع Following Tabi olarak 1 تبعا That which supports Arka çıkan بيعا ت Those who are followed Takip edilenler مت)بعون Two consecutive Art arda gelen iki 6 متتابعين Chest, box Tabut, sandık تبو تابوت Commerce Ticaret تجر تجارة Under, below, beneath Aşağı, alt تحت تحت Companions of equal age Yaşıt eşler ترب اتراب

Ribs Kaburga kemikleri ترائب Dust Toprak تراب Dust, earth Toz, toprak 1 متربة To give favor Nimet vermek 4 ترف يترف -اترف

Wealthy Zengin, varlıklı 4 مترف Collar bones Boğaz, gırtlak ترق تراقى To leave, desert Terk etmek 1 ترك يترك - ترك

That which leaves, deserts Terk eden 1 تارك Times Kere, defa ترو تارة Nine Dokuz تسع تسعة -تسع

Ninety Doksan تسعون Destruction Yıkım تعس تعسا Duties Đşler, vazifeler تفث تفث To make perfect Mükemmel yapmak 4 تقن يتقن -اتقن He put him down Onu alnı üzerine yatırdı 1 تلل تل)ه To recite, read, follow Okumak, takip etmek 1 تلو يتلو - تلى

Its recitation, reading Onun okuması لاوته ت

Page 24: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

17

So, those who recite Okuyanlar فالت)اليات To become complete

Tamam olmak, bitmek, yerine gelmek

تمم يتم. -تم) 1 To complete, finish, perfect Tamamlamak 4 (يتم. - اتم

Completely Tamamen, tamamlamak için تماما He who completes Tamamlayan 4 .متم Oven Tandır تنر تن.ور To repent, accept repentance, turn

Tevbe etmek, tevbeyi kabul etmek, dönmek

توب يتوب -تاب 1 He who accepts repentance

much Çok tevbe eden, tevbeleri çok kabul eden

اب تو)Repentance Tevbe 1 توبة - توب Place of repentance, return Tevbe makamı 1 متاب Those (fm) who repent Tevbe eden kadınlar تائبات Those who repent Tevbe eden erkekler 1 تائبون Fig Đncir تين تين They wander Gezinirler 1 تيه ون يتيه To be firm Sebat etmek 1 ثبت يثبت -ثبت

To make firm Sabit kılmak, sağlamlaştırmak

يثب(ت -ثب)ت 2To fix, tie, make fixed Sabitlemek, bağlamak 4 يثبت - اثبت Firmness Sabitlik 1 ثبوت Firmness Sabitleştirme 2 يتا تثب Fixed Sabit, sağlam 1 ثابت Perishing Yok oluş 1 ثبر ثبورا

Destroyed Harap edilmiş 1 مثبور To make lag behind Durdurmak, geri bırakmak 2 ثبط يثب(ط -ثب)ط Groups Birlikler ثبي ثبات Abundant rain Bol yağış اج ثجج اثج)To overcome, subdue Sindirmek, yenmek 4 ثخن يثخن -اثخن Blame Kınama 2 ثرب تثريب Soil, earth Toprak, yer ثري ثرى Serpent, snake Yılan ثعب ثعبان That which pierces Delici 1 ثقب ثاقب To find, catch Bulmak, yakalamak 1 ثقف يثقف - قف ث

Page 25: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

18

To become heavy Ağır gelmek 1 ثقل يثقل -ثقل To become heavy Ağırlaşmak 4 اثقلت

To become heavy, cling Ağırlaşmak, çakılıp kalmak 8 اث)اقل Weights Ağırlıklar اثقال Weight Ağırlık ثقال Two groups (humans and jinns)

Đki sınıf (cinler ve insanlar) ثقلان -ثقلان Heavy Ağır ثقيلا - ثقيل Weight Ağırlık مثقال Burdened, laden Yükü ağır olan مثقلة Burdened, laden ones Yükü ağır olanlar 4 مثقلون Third Üçüncü ثلث ثالثة - ثالث

Three Üçer ثلاث Three Üç ثلاثة Thirty Otuz ثلاثين -ثلاثون One third Üçte bir ثلث Two thirds Üçte iki ثلثي -ثلثان –ثلثا A company Bir topluluk ثلل ثل)ة Bore fruits, came to fruition Meyve vermek 4 ثمر يثمر -اثمر

Fruit, produce Meyve ثمر Fruits Meyveler ثمرات -ثمرة There, where Orada, nerede (ثمم ثم

Then, after that, later Sonra (ثم Eighth Sekizinci ثمن ثامن

Eight Sekiz ثمانية - ثماني Eighty Seksen ثمانين Price, cost Fiyat, değer, paha ثمن One eighth Sekizde bir ثمن Oft-repeated Tekrarlanan ثنو مثاني To fold up Katlanmak 1 ثني يثني - ثني

To make exception Đstisna yapmak 10 يستثني - ستثني ا Two Đkişer مثنى Two Đki اثنان -اثنا

Page 26: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

19

Two Đki اثنتين -اثنين -اثنتا Two Đki اثني - اثنتي Second Đkinci ثاني Twisting Eğip büken ثاني To reward Mükafat vermek 2 ب ب -ثو) ثوب يثو(

To reward, give reward Mükafatlandırmak, ödül vermek

يثيب -اثاب 4Reward Ödül, mükafat ثواب Clothes Elbise ثياب -ثوب Place of return Sevap için toplanma yeri مثابة Reward, recompense Mükafat, ödül ثوبة م To plough, make dust Tarla sürmek, toz çıkarmak 4 روث يثير -اثار Dweller Yaşayan, bulunan ثوي ثاويا Resting place, abode

Ev, yer, durak, konaklama yeri

مثوى Previously married women Dullar ثيب ثي(بات To cry for help Feryat etmek 1 جأر يجئر -جئر Well, cistern Kuyu )جبب جب Idol, false god Put جبت جبت Very powerful Çok güçlü, Cebbâr جبر جب)ار Oppressors Zorbalar جب)ارين Mountain Dağ جبل جبال - جبل Generation Nesil, kuşak P جبل)ة -جبلاForehead Alın, şakak جبن جبين Foreheads Alınlar جبه جباه It is brought Toplanır, getirilir 1 جبي يجبى To choose Seçmek 8 يجتبي -اجتبى Reservoir Sarnıç جواب To tear, uproot Sökmek, çekmek 8 (جثث جتث. ي -اجتث Fallen on face Yüzüstü olanlar 1 جثم جاثمين Bent on knees Diz çökmüş 1 جثو جاثية

Kneeled down Diz çökmüş جثيا To deny, reject, dispute Đnkar etmek, tartışmak 1 جحد يجحد - جحد

Page 27: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

20

Hell Cehennem جحم جحيم Graves, tombs Mezarlar جدث اجداث Greatness, majesty Şan .جدد جد Tracts, streams Yollar, dereler جدد New Yeni جديد More fitted, more inclined Daha yatkın جدر اجدر

Wall Duvar جدار Walls Duvarlar جدر To argue, dispute Mücadele etmek, tartışmak 3 جدل يجادل -جادل

Dispute Tartışma 3 جدال Regarding dispute

Tartışma, tartışma bakımından

1 جدلاIn fragments, pieces Paramparça جذذ جذاذا

Interrupted, cut off Kesilen, biten 1 مجذوذ Tree trunk Ağaç gövdesi جذع جذوع - جذع Ember Kor جذو جذوة To commit Đşlemek, yapmak 1 جرح يجرح - جرح

To commit Đşlemek, yapmak 8 يجترح - اجترح Injuries, wounds Yaralamalar جروح Hunting animals Avcı hayvanlar جوارح Locust Çekirge جرد جراد To pull Çekmek 1 (جرر يجر. -جر Dry, barren Kuru جرز جرز To try to swallow, gulp Yutmaya çalışmak 5 جرع يتجر)ع -تجر)ع Cliff Uçurum جرف جرف To incite, cause to commit Suça teşvik etmek 1 جرم يجرم -جرم

To commit sin Suç işlemek 4 يجرم - اجرم No doubt Şüphe yok لا جرم My guilt, my crime Suçum اجرامي Guilty, criminal Suçlu 4 مجرم Guilty ones, criminals Suçlular 4 مجرمين -مجرمون To flow Akmak 1 جري جريي -جرى

Those which flow Akanlar 1 جاريات

Page 28: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

21

That which flows Akan جارية Those which flow, run Akanlar جوار Course, flowing Akma, gitme مجرا Piece, part, portion Parça, kısım جزأ جزء To whimper Sızlanmak 1 جزع زع يج -جزع To reward, recompense Karşılığını vermek 1 جزي يجزي -جزى

We recompense Cezalandırırız 3 نجازي That which gives what is due Karşılık veren 1 جاز Reward, recompense Karşılık, ceza, mükafat جزاء Tax, tribute Cizye, vergi ية جز Body Ceset جسد جسدا To spy Gizli hallerini araştırmak 5 س س -تجس) جسس يتجس)Object, body Cisim, kalıp جسم اجسام - جسم To do, make, create, put

Yapmak, koymak, yaratmak, kılmak

جعل يجعل -جعل 1 That which makes, will make Yapan, koyan, kılan 1 جاعل

Those who make, will make Yapanlar 1 جاعلون Foam, scum Köpük جفأ جفاء Bowls Leğenler, çanaklar جفن جفان They draw away (dual) Uzaklaşır (ikil) 5 جفو تتجافى To collect, assault Saldırmak, sürmek, toplamak 4 جلب يجلب -اجلب Their (fm) outer garments Örtüleri (dş) (جلب جلابيبهن Flog (imp, pl), beat Değnek vurun 1 جلد اجلدوا

Skin Deri جلود -جلد Lash Değnek جلدة Assemblies Meclisler جلس مجالس To make apparent Açmak, açığa çıkarmak 2 جلو يجل(ي -جل)ى

He revealed Tecelli etti, kendini gösterdi 5 تجل)ى Majesty Celal, yücelik جلل جلال Exile Sürgün جلو جلاء To run wild Kaçmak 1 جمح يجمح -جمح Firmly fixed Donmuş, sabit جمد دة جام To collect, gather Toplamak, bir araya getirmek 1 جمع يجمع -جمع

Page 29: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

22

To combine Birleştirmek 4 يجمع -اجمع To assemble, to come together

Toplanmak, bir araya gelmek 8 يجتمع -اجتمع All, all of them Hepsi, tamamı اجمعين - عوناجم That which collects, will collect

Toplayan 1 جامع Group, together Topluluk, toplu olarak 1 جمع Two groups Đki topluluk جمعان Friday Cuma جمعة All, together Hepsi, herkes, tamamı جميع Those who gather Toplananlar 8 مجتمعون Place of gathering, junction Birleşme yeri, toplanma yeri مجمع That which is gathered Toplanılan 1 مجموع Beauty Güzellik جمل جمال

Camels Develer جمالت Camel Deve جمل Together, all at once Topluca جملة Beautiful, pretty Güzel جميل Much, abundant Çok ا Pجمم جم Keep (imp) me away Beni uzak tut 1 جنب اجنبني

To remove from Uzaklaştırılmak 2 يجن(ب -جن)ب To avoid Kaçınmak 5 يتجن)ب -تجن)ب To avoid, stay away Kaçınmak 8 يجتنب -اجتنب Side Yan, taraf جانب Side Yan جنوب - جنب Far, unclean Uzak, cünup جنب To incline, approach Yanaşmak, meyletmek 1 جنح يجنح -جنح

Wing Kanat اجنحة - جناح Sin Günah جناح Army Ordu جند جنود -جند Unjustly Adaletsizlikle جنف جنفا

Inclining Meyleden 6 متجانف To hide, cover Örtmek, gizlemek 1 (جنن يجن. -جن

Page 30: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

23

Embryos, hidden Ceninler, gizli olanlar اجن)ة Garden Bahçe جن)ة Paradise Cennet الجن)ة Jinn, snake Cin, yılan 4جان Jinn Cin .جن Gardens Bahçeler, cennetler جن)ات Shield, shelter Kalkan, sığınak جن)ة Jinns; Insanity Cinler; Cinnet, delilik جن)ة Two gardens Đki cennet جن)تين - جن)تان Mad, whose mind is covered Deli, cinlenmiş 1 مجنون Fruit Meyve جني جنى

Ripe Olgun اPجني To strive, struggle

Cihat etmek, mücadele etmek

جهد يجاهد - جاهد 3 Struggle Cihad, mücadele 3 جهادا

Strong Güçlü 1 جهد Effort Güç, gayret جهد Those who strive Cihat edenler 3 مجاهدين - مجاهدون To make openly, make public, speak loudly

Açığa vurmak, yüksek sesle konuşmak

جهر يجهر -جهر 1 Openly, plainly, publicly Açıkça جهارا

Open, plain, public Açıktan, açıkça, açık جهر Openly, plainly, publicly Açıktan, açıkça, açık جهرة -جهرا To furnish, provide Teçhiz etmek, donatmak 2 ز ز -جه) جهز يجه(

Provisions Malzemeler جهاز To be ignorant Cahil olmak 1 جهل يجهل - جهل

Ignorance Cahiliye جاهلي)ة Ignorant Cahil 1 جاهل Ignorants Cahiller 1 جاهلين -جاهلون Ignorance Cehalet, cahillik جهالة Very ignorant Çok cahil جهولاHell Cehennem جهنم جهن)م To carve, cut Yontmak 1 جوب يجوب - جاب

Page 31: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

24

To reply, answer Cevap vermek, icabet etmek 4 يجيب - اجاب To accept, respond, answer Kabul etmek, cevap vermek 10 يستجيب - استجاب Answer, response Cevap جواب That which responds Đcabet eden, kabul eden 4 مجيب Horses Atlar جود جياد To become a neighbor Komşu olmak 3 جور يجاور -جاور To protect, give shelter Korumak, sığındırmak 4 جور يجير -اجار

To seek protection or refuge Sığınmak, yakına gelmek istemek

يستجير - ار استج 10That which deviates Sapan yol 1 جائر Neighbor Komşu, yakın جار Neighboring ones (fm) Komşu olanlar (dş) 6 متجاورات To pass, overlook Geçmek 3 جوز يجاوز - جاوز

To pass, overlook Geçmek, affetmek 6 يتجاوز - تجاوز They entered Girdiler, sokuldular 1 جوس جاسوا To become hungry Acıkmak 1 جوع يجوع - جاع

Hunger Açlık 1 جوع His interior Onun karnı, ortası جوف جوفه Air, atmosphere, middle Hava, uzay, orta )جوو جو To come Geldi 1 جيأ يجيء -ء جا

To bring Getirmek 1 جاء بـ It was brought Getirildi 1 جيئ To bring, direct Getirmek, yöneltmek 4 يجيء -اجاء Bosom Sine, koyun جيب جيب Neck Boyun جيد جيد To endear Sevdirmek 2 حبب حب)ب

To love, like Sevmek 4 (يحب. - احب To love, prefer Sevmek, tercih etmek 10 .يستحب. -استحب Dearer, liked more Daha sevimli, daha sevgili .احب His loved ones Sevdikleri, sevgili kulları احب)اؤه Love, affection Sevgi 4حب Grain Tane .حب)ة -حب Love Sevgi, muhabbet محب)ة

Page 32: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

25

To be happy Mutlu olmak 1 حبر يحبر -حبر Priests, rabbis, scholars Rahipler احبار

To imprison, keep Alıkoymak, hapsetmek 1 حبس يحبس -حبس To become worthless Boşa gitmek, heba olmak 1 حبط يحبط -حبط

To make worthless Boşa çıkarmak, heder etmek 4 يحبط -احبط Pathways, orbits Yollar, yörüngeler حبك حبك Rope, vein Đp, damar حبل حبال -حبل Inevitable Kesin حتم حتما Rapidly Çabucak حثث حثيثا Barrier, curtain Perde, örtü حجب حجاب

Screened ones, veiled Perdelenmiş olanlar 1 محجوبون To make pilgrimage Haccetmek 1 (حجج يحج. -حج

To dispute Tartışmak, çekişmek 3 (يحاج. -حاج They dispute Tartışırlar 6 ون يتحاج.Making pilgrimage Haccetme 1 .حج Pilgrims Hacılar 1 )حاج Pilgrimage Hac 1 .حج Evidence Hüccet, delil ة حج)Years Seneler حجج Stones Taşlar حجر حجارة

Partition, forbidden, understanding

Bölme, yasak, akıl حجر Stone Taş حجارة -حجر Cells, chambers Hücreler, odalar حجرات Bosoms, guardianship Sineler, velayet حجور Forbidden Yasaklanmış, haram 1 محجورا Barrier Perde, engel حجز حاجزا

Those who prevent Engelleyenler 1 حاجزين Elevation Yüksek yer حدب حدب To report, narrate Anlatmak 2 ث حدث يحد(ث -حد)

To make happen, invent Meydana getirmek, icat etmek

يحدث -احدث 4Talking, news, word, new Konuşma, haber, söz, yeni احاديث -حديث

Page 33: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

26

New Yeni 4 حدث م To oppose Karşı gelmek 3 (حدد يحاد. -حاد

Sharp Keskin حداد Limits Sınırlar, hudutlar حدود Iron Demir حديد Gardens Bahçeler حدق حدائق To be cautious Sakınmak, çekinmek 1 حذر ي◌حذر -حذر

To warn Sakındırmak 2 ر ر -حذ) يحذ(Those who are cautious Uyanıklar, tedbirliler 1 حاذرون Precaution, preparation Tedbir, hazırlık حذر Fear Korku حذر Feared Sakınılan, korkulan 1 محذورا To fight, make war Harbetmek, savaşmak 3 حرب يحارب - حارب

War Savaş, harp حرب Chamber, fortress Mihrab, mabed, oda 1 محاريب -محراب You (pl) cultivate Ekersiniz 1 حرث تحرثون

Field, tilth, crop Tarla, ekin حرث Difficulty, blame, discomfort Zorluk, itiraz, suçlama حرج رج ح Determination Azim حرد حرد Freeing Hürriyet verme 2 حرر تحرير Hot Sıcak (حر Free Hür .حر Heat Sıcaklık حرور Silk Đpek حرير Freely, devotedly Serbestçe, adanmış olarak 2 محر)را Guards Bekçiler, nöbetçiler حرس حرسا To desire, be ambitious Hırslanmak, hırslı olmak 1 حرص يحرص - حرص

Greediest En hırslı احرص Ambitious, concerned Hırslı, düşkün حريص Urge (imp), encourage Teşvik et 2 حرض حر(ض

Fatally ill Helake yüz tutarak حرضا To distort, falsify Tahrif etmek, bozmak 2 حرف يحر(ف -حر)ف

Page 34: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

27

Edge Kenar حرف As a strategy Bir tarafa dönme, çekilme 5 فا متحر(To burn Yakmak 2 حرق يحر(ق -حر)ق

To burn, scorch Yanmak 8 يحترق -احترق Fire Yangın, ateş حريق To make move Hareket ettirmek 2 حرك يحر(ك -حر)ك To forbid, make unlawful Haram kılmak, yasaklamak 2 م -حر)م حرم يحر(

Forbidden, respectable Haram, hürmetli حرام Sacred, forbidden, in ihram Haram, yasak, ihramlı حرم Safe place Harem, güvenli yer حرما Prohibitions Hürmetler, yasaklar حرمات Forbidden , sacred Haram, yasak, hürmetli 2 محر)مة -محر)م Deprived Mahrum 1 محروم They searched Aradılar 5 وا حري تحر)Group, sect, party Hizip, grup, taraf, topluluk حزب احزاب - حزب To grieve Üzülmek, hüzünlenmek 1 حزن يحزن -حزن

Grief Hüzün, üzüntü حزن Grief Hüzün, üzüntü حزن To think, calculate, assume

Düşünmek, hesap etmek, zannetmek

حسب يحسب -سب ح 1 To call to account Hesaba çekmek 2 يحاسب -حاسب

To expect Ümit etmek, beklemek 8 يحتسب -احتسب Those who call to account

Hesaba çekenler, hesap görenler

حاسبين Reckoning, account Hesap, ölçü, düşünce اب حس My account Hesabım حسابيه Calculation Hesap, hesap ölçüsü حسبان That which is enough Yetecek olan, yeten حسب Reckoner Hesap görücü حسيب To become jealous Haset etmek, kıskanmak 1 حسد يحسد - حسد Jealous Haset eden 1 حاسد With jealousy Haset ederek 1 حسدا To become exhausted, tire Yorulmak 10 حسر يستحسر -استحسر

Page 35: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

28

Regrets Üzüntüler حسرات Regret Üzüntü حسرة Tired Yorgun حسير Insolvent Çaresiz, müflis 1 محسورا You (pl) kill Öldürürsünüz 1 ون حسس تحس.

To feel, sense, perceive Hissetmek, anlamak 4 (يحس. -احس Inquire (imp, pl) Araştırın 5 سوا تحس)Sound Ses حسيس In succession Art arda حسم حسوما Became good Güzel oldu 1 حسن حسن

To do good, perfect, be kind Đyilik etmek, güzelleştirmek 4 يحسن - احسن Kindness, goodness, favor Đhsan, iyilik 4 احسان Better, best Daha güzel, en güzel احسن Beautiful Güzel حسان Good, pretty Güzel, iyi حسن Beauty, being good Güzellik, iyilik حسن Kindly Güzellikle, iyilikle حسنا Good deed, good thing Đyi, güzel, iyilik, güzellik حسنات -حسنة Best, most beautiful En güzel حسنى Good-doer Đyilik yapan, ihsan eden 4 محسن Good-doers (fm)

Đyilik yapanlar, ihsan edenler (dş)

محسنات 4Good-doers Đyilik yapanlar, ihsan edenler 4 محسنين - محسنون To gather, collect Toplamak, bir araya getirmek 1 حشر يحشر -حشر

Those who gather, collect Toplayıcılar, toplayanlar 1 حاشرين Gathering Toplama 1 حشر Assembled Toplanmış 1 محشورة Violent storm

Kum fırtınası, taş yağdıran kasırga

حصب حاصبا 1 Firewood Odun حصب

It became clear Açığa çıktı 1 حصحص حصحص To harvest Hasat etmek, kesmek 1 حصد د حص Its harvest Onun hasadı حصاده

Page 36: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

29

Harvested, cut Biçilmiş, yıkılmış حصيد To prevent Kısıtlamak, mani olmak 1 حصر يحسر -حصر

To prevent, close Engellemek, kapamak 4 يحصر - احصر Chaste Şerefli, nefsine hakim حصورا Prison Hisar, hapis حصيرا It is made apparent Gösterildi 2 ل حصل حص(To protect Korumak 4 حصن يحصن - احصن

They (fm) got married Evlendiler (dş) 4 (احصن Chaste, modest Namuslu 5 نا تحص.Fortresses Kaleler حصون Free, chaste women; married women

Hür, iffetli kadınlar; evli kadınlar

محصنات 4Fortified Kaleli, kale içinde 2 نة محص)Chaste ones Namuslu 4 محصنين To count, calculate, compute Saymak, hesaplamak 4 حصي يحصي - احصي To be present, come Hazır olmak, gelmek 1 حضر يحضر -حضر To bring, make present Getirmek, hazır etmek 4 يحضر - احضر Present, ready Hazır 1 حاضرا Daily, presently Günlük, hemen yapılan 1 حاضرة Attended Hazır bulunan 8 محتضر Presented, brought Hazır edilen, getirilen 4 محضرا Presented ones, brought ones

Hazır edilenler, getirilenler 4 محضرين -محضرون He urged Teşvik etmek 1 (حضض يحض. -حض

You (pl) urge each other Birbirinizi teşvik edersiniz 6 ون تحاض.Firewood Odun, yakıt حطب حطب Repentance Tevbe حطط حط)ة He crushes Ezer 1 حطم يحطم

Debris Çöp حطاما Crusher Hutame, parçalayan حطمة Builder of cattle fold Ağıl bekçisi 8 حظر محتظر Restricted Kapalı, yasaklı 1 محظورا Share, portion Hisse 4حظظ حظ

Page 37: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

30

Grandchild Torun حفد حفدة Former state Eski hal حفر حافرة Pit Çukur حفرة To protect, keep Korumak 1 حفظ يحفظ -حفظ

To guard, protect Muhafaza etmek, korumak 3 يحافظ - حافظ To protect Korumak 10 يستحفظ -استحفظ They were entrusted Korumaları 10 استحفظوا That which protects Koruyan 1 حافظ Those who protect (fm) Koruyanlar (dş) 1 حافظات Those who protect Koruyanlar 1 حافظين - حافظون Protecting Koruyarak 1 حفظا Protectors Koruyucular حفظة Protector, guard Koruyucu, muhafız حفيظ Protected, guarded Korunmuş 1 محفوظ We bordered Etrafını çevirdik 1 حفف حففنا

Surrounding Çevreleyen حاف(ين To press, insist Sıkıştırmak, zorlamak 4 حفي يحفي -احفي

Well informed, Gracious Bilen, haberdar, Lütufkar, 4حفى Long period, age, eternity Uzun süre, çağ, devir, ebed حقب احقاب -حقب Sand hills Kum tepeleri حقف احقاف To be true, come true, become necessary

Gerçek olmak, hak olmak 1 (حقق يحق. -حق To prove, justify, establish Yerleştirmek, gerçekleştirmek 4 (يحق. -احق

To earn a lawful right Hak sahibi olmak, hak etmek 10 (يستحق. - استحق More worthy, more deserving

Daha fazla hak eden, daha layık

احق. Inevitable reality Gerçekleşecek olan حاق)ة Truth, right, true Hak, gerçek, hak olarak 4حق Obligation Görev, borç حقيق To judge, decree Hüküm vermek, karar vermek 1 حكم يحكم -حكم

He makes judge Hakem yapar 2 يحك(م To strengthen, fortify Sağlamlaştırmak, açıklamak 4 يحكم - احكم That they go for judgment Muhakeme olmaları 6 يتحاكموا

Page 38: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

31

He who judges best En hikmetli, en iyi hükmeden احكم Those who decree, judge Hüküm verenler حاكمين Judges Hakimler حك)ام Judgment, decision Hüküm, karar حكم Arbitrator Hakem حكم Wisdom Hikmet, sebepsiz iş yapmama حكمة Wise, All-Wise Hakim, hikmet sahibi حكيم Precise Kesin 4 محكمات - كمة مح To swear Yemin etmek 1 حلف يحلف -حلف Habitual swearer Çok yemin eden حلا)ف He shaves, gets haircut Tıraş olur 1 حلق يحلق Throat Gırtlak, boğaz حلقوم Shaved Tıraş olmuş 2 محل(قين To become lawful, descend, to remove ihram, untie

Helal olmak,inmek, ihramdan çıkmak, çözmek

حلل يحل. - حل) 1 To make lawful Helal kılmak 4 (يحل. - احل

Dissolution Bozma, çözme 2 تحل)ة Lawful, dwelling Helal, oturan 4حل Wives Zevceler, eşler حلائل Lawful, lawfully Helal, helal olarak حلال Place, destination Yer, mahal 1 (محل Permitted Helal edilen 4 محل(ي Confused dreams Karışık rüyalar حلم احلام

Puberty Erginlik çağı حلم Forbearing Nezaketli, mühlet veren حليم They are adorned Takınırlar 2 حلي يحل)ون -حل.وا

Ornament Süs حلية Ornaments Ziynetler )حلي Mud Balçıklı حمأ حمئة -حمإ To praise Övmek 1 حمد يحمد - حمد Ahmed, Prophet Muhammed's name

Ahmed مد اح Those who praise Hamd edenler, övenler 1 حامدون

Page 39: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

32

Praise Hamd, övgü 1 حمد Praiseworthy Övülmeye layık حميد Muhammed (pbuh) Muhammed (SAV) د محم)Praised Öğülmüş 1 محمودا Red Kırmızı حمر حمر Donkey Eşek حمير - حمر –ار حم To carry, take load Taşımak, yüklenmek 1 حمل يحمل -حمل

To load, place, entrust Yüklemek, görev vermek 2 ل ل –حم) يحم(To bear, to carry Taşımak, yüklenmek 8 يحتمل -احتمل Pregnant Gebe احمال Those who bear (fm) Yüklenenler (dş) 1 حاملات Those who bear Yüklenenler 1 حاملين Carrier Taşıyıcı, hamal 2 الة حم)Load, pregnancy Yük, gebelik 1 حمل Load Yük 1 حمل Carrying Yüklenerek 1 حملا Load bearing Yük taşıyan حمولة Boiling water, intimate friend Kaynar su, yakın arkadaş حمم حميم

Black smoke Kara duman يحموم It is heated Kızdırılır 1 حمي يحمى

Intensely hot Kızgın حامية Effort, disdain Öfke, gayret, koruyuculuk حمي)ة That you break your oath Yeminini bozman 1 حنث تحنث

Sin Günah حنث Throats Boğazlar, gırtlaklar حنجر حناجر Roasted Kızarmış حنذ حنيذ Upright, true Düz, dik, doğru حنف حنفاء -حنيف To lead to destruction Yokluğa sürüklemek 8 حنك يحتنك -احتنك Affection Şefkat حنن حنانا Sin Günah حوب حوبا Fish Balık حوت حيتان -حوت Need, requirement Đhtiyaç, hacet حوج حاجة

Page 40: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

33

To overpower, overcome Hakim olmak, Üstünlük sağlamak

حوذ حوذ يست -استحوذ 10

That he returns Dönmesi 1 حور يحور He talks Konuşur 3 يحاور

Talking to each other Konuşma 6 تحاور Disciples Havariler حواري(ن -حواري.ون Houri, fair one Huri حور Joining Birliğe katılma, mevki alma 5 حوز حي(زا مت Forbid, Allah forbid Hâşâ, Allah korusun حوش حاش To surround, contain, encompass

Kuşatmak, çevrelemek, kavramak 4 حوط يحيط -احاط

Encompassing Kuşatan, kaplayan 4 محيط Encompassing, will encompass

Kuşatan, kaplayan 4 ة محيط To come in between Araya girmek 1 حول يحول - حال

Change, transformation Değişiklik, dönüşme 2 تحويل Power, authority Güç, kuvvet حول Year Yıl حول Around, surroundings Etraf حول Transfer Çıkma, ayrılma حولاPlan Çare حيلة Black, color of dust Kara, toz rengi حوي احوى

Entrails Bağırsak حوايا Where, wherever Nerede, her nerede حيث حيث You avoid Kaçınırsın 1 حيد تحيد Confused Şaşkın حير حيران Place of escape Kaçış yeri حيص محيصا -محيص They (fm) menstruate Adet görürler 1 حيض يحضن Menstruation Ay hali محيض That he becomes unjust Haksızlık etmesi 1 حيف يحيف To surround, encompass Kuşatmak, çevrelemek 1 حيق يحيق -حاق Time, period Zaman, süre, devir حين حين To live Yaşamak 1 (حيي يحيى -حي Greet (imp, pl) Selamlayın 2 حي.وا

Page 41: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

34

That they greet you Seni selamlamaları 2 حي)وك You were greeted Selamlandınız 2 حي(يتم He greets you Seni selamlar 2 يحي(ك To give life, make live

Diriltmek, yaşatmak, hayat vermek

يحيي - احيا 4To be shy, embarrassed, ashamed, to let live

Utanmak, çekinmek, yaşatmak

يستحيي -استحيي 10Alive, living (pl) Diri, canlı (çğ) احياء Embarrassment, bashfulness Utanma 10 ياء استح Greeting Selamlama تحي)ة Alive, living Canlı, diri olarak, diri 4حي Life Hayat حياة Snake Yılan حي)ة Life Hayat حيوان Living, life Yaşama, hayat محيا Giver of life, will give life Yaşatan, hayat veren 4 محيي Hidden Saklı, gizli خبأ خبئ To become humble Saygı duymak, boyun eğmek 4 خبت يخبت -اخبت

Humble ones Alçak gönüllüler 4 مخبتين Became bad Kötü oldu 1 خبث خبث Bad, evil Kötü, pis خبائث -خبيث Bad, evil (fm) Kötü, pis (dş) خبيثات - خبيثة Bad, evil (pl) Kötüler, pisler (er) خبيثين - خبيثون News, affairs Haber خبر اخبار -خبر News, information Tecrübe, haber خبرا All-aware Haberdar, bilen خبير Bread Ekmek خبز خبزا It confounds him Onu çarpar 5 خبط يتخب)طه Ruin, confusion Fitne, bozgunculuk خبل خبالا Subsided Dindi (dş) 1 خبو خبت Traitor Hain ترخ خت)ار To seal Mühürlemek 1 ختم يختم -ختم

Seal, the last one Mühür, sonuncu 1 تم خا

Page 42: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

35

Seal, end Son, mühür ختام Sealed Mühürlü 1 مختوم Pit, ditch Hendek خدد اخدود

Cheek Yanak, yüz (خد To deceive Aldatmak 1 خدع يخدع -خدع

To try to deceive Aldatmaya çalışmak 3 يخادع -خادع That which deceives Aldatan 1 خادع Secret lovers Gizli dostlar خدن اخدان To forsake, desert

Yüzüstü bırakmak, terk etmek

خذل يخذل -خذل 1

Deserter Yalnız bırakan خذولاForsaken Unutulmuş 1 مخذولا To destroy, demolish, ruin Harap etmek, yıkmak 4 خرب يخرب -اخرب

Destruction Harap olması خراب To come out Çıkmak 1 خرج يخرج - خرج

To take out, drive out, expel Çıkarmak 4 يخرج -اخرج To bring out, take out, extract Çıkarmak 10 يستخرج - استخرج Taking out, extracting, expelling Çıkarma 4 اخراج That which comes out, will come out

Çıkan 1 خارج Those who come out, will come out

Çıkanlar 1 خارجين Payment, tax Ödeme, vergi خراج Payment, tax Ödeme, vergi خرجا Exit Çıkış 1 خروج Exit Çıkış 4 مخرج That which drives out Çıkaran 4 مخرج Those driven out Çıkarılanlar 4 مخرجين - مخرجون Mustard Hardal خردل خردل To fall down Yere kapanmak, düşmek 1 (خرر يخر. -خر To guess, lie Uydurmak, yalan söylemek 1 خرص يخرص - خرص

Liars Yalancılar خر)اصون Nose Burun خرطم خرطوم To tear, invent Delmek, uydurmak 1 خرق يخرق -خرق

Page 43: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

36

Keepers Hazinelerde tutanlar 1 خزن خازنين Treasures Hazineler خزائن

Keepers, guards Muhafızlar, bekçiler خزنة To become humiliated Rezil olmak, aşağılanmak 1 خزي يخزى -خزي

To humiliate Rezil etmek 4 يخزي -اخزى More humiliating Daha rezil edici اخزى Humiliation, disgrace Rezillik, rezil etmek 1 خزى That which disgraces Rezil eden 4 مخزي Remain (imp, pl) rejected Sinin, kalın 1 خسأ اخسؤوا

Humbled Aciz خاسئا Despised ones Aşağılıklar خاسئين To lose Kaybetmek, ziyan etmek 1 خسر يخسر -خسر

To decrease Azaltmak 4 يخسر - اخسر Biggest losers En çok ziyana uğrayanlar اخسرين - اخسرون Loss Ziyan, kayıp 2 تخسير Loss, loser Ziyan, ziyanda olan خاسرة Losers Ziyanda olanlar 1 خاسرين -خاسرون Loss Ziyan, zarar سارا خ Loss Ziyan, kayıp خسر Loss Kayıp خسران Those who give less Eksik verenler 4 مخسرين To cause to swallow, become dark

Batırmak, yere geçirmek, kararmak

خسف يخسف - خسف 1

Wood, wooden Tahta, ahşap خشب خشب To humble Boyun eğmek, huşu duymak 1 خشع يخشع -خشع

Humbled Huşu içinde, baş eğmiş خاشعا Humbled, barren Baş eğmiş, boş, kuru خاشعات - خاشعة Humbled men Baş eğen, mütevazı erkekler خاشعين - خاشعون In humility Düşük, düşkün ع ا خش)Humbleness, humility Huşu خشوع To fear Korkmak 1 خشي يخشى - خشي

Fear Korku خشية To choose Seçmek, has kılmak 8 (خصص يختص. -اختص

Page 44: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

37

Exclusively Özellikle, sadece ة خاص)Poverty Đhtiyaç خصاصة To fasten, place over Yapıştırmak 1 خصف يخصف - خصف To quarrel, dispute Tartışmak, çekişmek 8 خصم يختصم - اختصم

They dispute Tartışırlar 8 مون يخص(Enmity Düşmanlık 6 تخاصم Enmity, opponents Düşmanlık, düşmanlar خصام Opponent Hasım خصم Two opponents Đki hasım خصمان Argumentative Kavgacı خصمون Thornless Dikensiz خضد مخضود Green Yeşil خضر اخضر

Green Yeşil خضر Green plant Yeşillik خضرا Green Yemyeşil 4 ة مخضر)That you (pl, fm) be soft Yumuşak söylemeniz (dş) 1 خضع تخضعن

Those who are in humility Boyun eğenler 1 خاضعين To make a mistake, err Hata etmek 4 خطأ يخطئ -اخطا

Sinner, sin, mistake Günahkâr, hatalı, günah, hata

خاطئة Sinners Günahkârlar, hatalılar 1 خاطئين -خاطؤون Sin, mistake, fault Hata, günah, suç خطئا By mistake Hata ile خطئا Sin, mistake, fault Hata خطاء Sins, faults Günahlar, hatalar خطايا Sin, mistake, fault Hata, günah ئات خطي -خطيئة To address Hitap etmek 3 خطب يخاطب -خاطب

Address, speaking Konuşma, hitap خطاب Affair, business Görev, iş خطب Marriage proposal Evlenme teklifi خطبة To write Yazmak, hat çekmek 1 (خطط يخط. -خط To snatch Kapmak 1 خطف يخطف - خطف To snatch away Kapıp götürmek 5 خطف يتخط)ف - تخط)ف

Page 45: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

38

Snatching Söz kapma خطفة Footsteps Adımlar خطو خطوات To keep silent Sessiz kalmak 3 خفت يخافت - خافت

They whisper to each other Fısıldarlar 6 خافتون يت Lower (imp) Đndir 1 خفض اخفض

That which brings down Alçaltıcı 1 خافضة To be light Hafiflemek, hafif gelmek 1 (خفف يخف. -خف

To lighten Hafifletmek 2 ف ف -خف) يخف(To bluff, scorn, contempt Küçümsemek hafife almak 10 (يستخف. -استخف Lessening, lightening Hafifletme 2 تخفيف Lightly Hafif olarak خفافا Light Hafif خفيفا To hide Gizlenmek 1 خفي يخفى -خفي

To hide, keep it secret Saklamak, gizlemek 4 يخفي - اخفى To seek to hide, hide Gizlenmek, saklanmak 10 يستخفي -استخفي More secret Daha gizli اخفى Hidden, secret Gizli, saklı خافية Hidden, secret Gizli, saklı iخفي Secretly Gizlice خفية Hiding, hidden Gizlenen 10 مستخف To be eternal Ebedi olmak 1 خلد يخلد -خلد

To make eternal Ebedi kılmak 4 يخلد -اخلد Eternal ones Ebedi kalanlar 1 خالدين - خالدون Eternity Ebedilik خلد Eternity Ebedilik خلود Those made eternal Ebedilik verilenler 2 مخل)دون They secluded themselves Çekildiler 1 خلص خلصوا

To make sincerely Đhlasla yapmak, has kılmak 4 يخلص - اخلص To seek to choose, choose Seçmek 10 يستخلص -استخلص Exclusive, exclusively Halis, saf, has, özel خالص Exclusive, exclusively Halis, saf, has, özel خالصة Chosen Seçilmiş 4 مخلصا

Page 46: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

39

Sincerely Halis kılarak 4 مخلصا Sincere Đhlaslı olanlar 4 مخلصين - مخلصون Chosen ones, made sincere Seçilmişler, ihlaslı kılınmışlar 4 صين مخل To mix Karıştırmak 1 خلط يخلط -خلط

You (pl) associate with them Onlarla karışırsınız 3 تخالطون They got mixed up Birbirine karıştı 8 اختلط Partners Ortaklar خلطاء To remove Çıkarmak 1 خلع يخلع - خلع To come after, follow

Arkasından gelmek, takip etmek

خلف يخلف -خلف 1 They are left behind Geri bırakıldılar 2 خل(فوا

To oppose Muhalefet etmek 3 يخالف - خالف To break (a promise), fail, change

Sözünden dönmek, değiştirmek

خلف ي -اخلف 4That they remain behind Geri kalmaları 5 يتخل)فوا To dispute, be in contradiction

Đhtilaf etmek, farklı olmak, anlaşmazlığa düşmek

يختلف - اختلف 8To appoint as nominee Yerine bırakmak, halife etti 10 ف يستخل -استخلف Alternation, difference, contradiction

Art arda gelmesi, çelişki, ihtilaf 8 اختلاف

Those who stay behind Geride kalanlar 1 خالفين Successors Halifeler, arkadan gelenler خلائف Opposite sides, after Çaprazlama, sonra خلاف Behind, Arka, arkadan gelen خلف Successors Halifeler, arkadan gelenler خلفاء In succession Birbiri ardınca gelen خلفة Successor Halife خليفة Those who are left behind Geride kalanlar خوالف Different, varying Farklı 8 مختلف Different ones, varying Farklı olanlar, ihtilaf edenler 8 مختلفين -مختلفون Breaking his word Sözünden dönen 4 مخلف Those left behind Geride bırakılanlar 2 مخل)فين - مخل)فون Trustees Yetkili kılınanlar 10 تخلفينمس To create, make Yaratmak, yapmak 1 خلق يخلق -خلق

Forgery, invention Uydurma 8 اختلاق

Page 47: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

40

Creator Yaratıcı, yaratan 1 خالق Creators Yaratanlar 1 خالقين -خالقون Supreme creator Hakkıyla yaratan ق( خلاShare, portion Pay, hisse خلاق Creation, creature Yaratış, yaratılış, yaratık 1 خلق Moral character Ahlak خلق Formed, shaped Biçimlendirilmiş 2 مخل)قة Friends Dostlar ( خلل ء اخلا

Friendship, between, among Dostluk, arasında خلال Friendship Dostluk خل)ة Friend Dost خليل To pass, be alone Geçmek, yalnız kalmak 1 وخل يخلو -خلى

Leave (imp, pl) Serbest bırakın 2 خل.وا It emptied Boşaldı 5 تخل)ت Past Geçmiş خالية Extinguished, extinct (pl) Hareketsiz olanlar, sönmüş 1 خمد خامدين - خامدون Wine, intoxicant Şarap, içki, örtü خمر خمرا -خمر

Head covers Başörtüleri خمر Fifth Beşinci خمس خامسة

Five Beş خمسة One fifth Beşte biri خمسه Fifty Elli خمسين Hunger Açlık خمص مخمصة Bitter Acı, buruk meyve خمط خمط Pig Domuz خنزر خنازير -خنزير Stealthy Sinsi خنس خن)اس

Those who withdraw Görünüp sinenler خن)س Strangled to death Boğularak ölmüş 7 خنق منخنقة Lowing sound Böğürme خور خوار To talk vain Boş konuşmak 1 خوض يخوض -خاض

Vain talkers Boş söze dalanlar خائضين Vain talk Boş konuşma خوض

Page 48: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

41

To fear Korkmak 1 خوف يخاف - خاف To make fear, scare Korkutmak 2 ف ف يخو( -خو)

Scaring Korkutarak 5 ف تخو.Scaring Korkutma 2 تخويفا Fearful Korkarak خائفا Fearful ones Korkanlar خائفين Fear Korku خوف In fear Korkarak خيفة To bestow, grant Vermek, ihsan etmek 2 ل ل -خو) ولخ يخو(

Maternal uncle Dayı اخوال - خال Maternal aunts Teyzeler خالات To betray, deceive Đhanet etmek 1 خون يخون -خان

To deceive Aldatmak 8 يختان -اختان Treachery Hainlik خائنة Traitors Hainler خائنين Traitor Hain ان خو)Treachery, deception Hainlik خيانة Fallen, hollow Yere serilmiş, içi boş خوي خاوية To fail

Perişan olmak, başarısız olmak

خيب يخيب - خاب 1 Disappointed ones Ümitsizler 1 خائبين

To choose Seçmek 5 خير يتخي)ر - تخي)ر To choose Seçmek 8 يختار - اختار

Good, better Hayır, daha hayırlı, iyi, daha iyi, en iyi

خيرا -خير Good deeds, good ones Hayırlılar, hayırlı işler خيرات Right to choose Seçme hakkı خيرة Needle Đğne خيط خياط

Yarn Đplik خيط It is imagined Tahayyül edilir 2 خيل يخي)ل Horse, horseman At, atlı خيل Self-conceited, boasting Öğünen مختال Tents Çadırlar خيم خيام

Page 49: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

42

Behavior, usual Durum, gidiş, adet دأب داب Two pursuing their way Đki görevli دائبين Moving creature Canlı, hareket eden دبب دواب. - داب)ة To dispose, manage Düzenlemek, idare etmek 2 دبر يدب(ر - دب)ر To retreat, turn back Geri dönmek, geri çekilmek 4 يدبر -ادبر To ponder Derin düşünmek 5 يتدب)ر - تدب)ر That they ponder Đyice düşünmeleri 5 ب)روا يد)Setting Batış ادبار Back, remnant, remaining Arka, art دابر Back, remnant, remaining Arka, art ادبار - دبر Turning his back, fleeing Arkasına dönerek, kaçarak 4 مدبرا Those who arrange Yönetenler, idare edenler 5 مدب(رات Those who turning their backs

Arkasına dönenlar, kaçanlar 4 مدبرين Who covers himself Örtüsüne bürünen 5 ث(ر دثر مد)Repelled Kovularak ردح دحورا

Rejected, repelled Kovulmuş مدحورا To refute Reddetmek 4 دحض يدحض -ادحض

Invalid Batıl داحضة Losers Kaybedenler 4 مدحضين To spread Döşemek, yaymak 1 دحو يدحو -دحا Humbled, humiliated

Küçülmüş olanlar, boyun eğmişler

دخر داخرين - داخرون

To enter Girmek 1 دخل يدخل -دخل To make enter, admit, insert Girdirmek, sokmak 4 يدخل - ادخل

Those who enter Girenler 1 داخلين -داخلون Deception Vasıta, hile دخلا Entrance Giriş, girecek yer 4 مدخل Entrance Giriş, girecek yer 8 خلا مد)Smoke Duman دخن دخان To repel, dispute Savmak, tartışmak 1 درأ يدرا -درا

To fall into dispute Atışmak, çekişmek 8 ارا ارا -اد) يد)To bring gradually, persuade, induce

Derece derece yaklaştırmak 10 درج يستدرج - استدرج

Page 50: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

43

Degree Derece درجات -درجة Pearl Đnci 4درر در(ي

Abundant Bol bol مدرارا To study Ders almak, okumak 1 درس يدرس -درس

Their lessons, studies Onların dersleri دراستهم To overtake, overcome, catch up

Anlamak, kavramak, yetişmek, yakalamak

درك يدرك - ادرك 4 It overtook him Ona yetişti 6 تداركه

To reach Yetişmek 8 ارك ارك -اد) يد)Layer Tabaka درك To be overtaken Yetişilme دركا Overtaken ones Yetişilenler 4 مدركون Dirhams Dirhemler درهم دراهم To know Bilmek 1 دري يدري -دري

To convey, inform, let know Bildirmek 4 يدري - ادري Nails Çiviler دسر دسر To bury Örtmek, gömmek دسس يدس. -س) د To repulse Đtip kakmak 1 (دعع يدع. -دع

Repulse, thrust Đtiliş, kakılış 1 دعا To call, pray, invite

Çağırmak, dua etmek, davet etmek

دعو يدعو - دعا 1 To desire, ask, demand Đstemek, iddia etmek 8 عي عي -اد) يد)

Adopted sons Evlatlıklar ادعياء Caller, inviter Davetçi, çağıran, davet eden 1 داع Caller, inviter Davetçi, çağıran, davet eden 1 داعي Call, prayer, invittaion Dua, çağrı, davet 1 دعاء Prayers Dualar 1 دعوا Call, invitation Davet, çağrı 1 دعوة Warmth Isınma, ısınacak şey دفأ دفئ To defend, repel, give, pay Savmak, savunmak, vermek 1 دفع يدفع -دفع

To defend, repel Savunmak 3 يدافع - دافع That which repels Uzaklaştıran, savan 1 دافع Repelling Savma دفع

Page 51: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

44

Ejected Atılan 1 دفق دافق It was crushed Parçalandı 1 دكك دك)ت

Level, crushed Parça parça, dümdüz دك)اء -دكا Crushing Çarpma دك)ة Decline Sarkma, zeval, aşağıya inme دلك دلوك To guide Göstermek, rehberlik yapmak 1 (دلل يدل. -دل

Indication, evidence Delil دليل It (she) came down Sarktı 1 دلو تدل)ى

To deliver, present, lower Salmak, indirmek, sunmak 4 يدلي -ادلي His bucket Kovası دلوه He destroyed Azabı başlarına geçirdi 1 دمدم دمدم To destroy Yıkmak 2 ر ر - دم) دمر يدم(

Destruction Yıkma, mahvetme 2 تدميرا Tear Gözyaşı دمع دمع It breaks the brain Beynini parçalar 1 دمغ يدمغه Blood Kan دمي دماء -دم Coin Dinar دنر دينار To approach, drop Đnmek, yaklaşmak 1 دنو يدنو -دنا

To lower, drop Đndirmek 4 يدني -ادني Closer, lower, less Daha yakın, daha alçak, az ادنى Close, near Yakın دانية - دان Close, near, world Dünya, yakın دنيا Time Zaman دهر دهر Full Dopdolu دهق دهاقا Dark green (dual) Yemyeşil (ikil) 11 تان دهم مدهام)To compromise, to hold in light esteem

Taviz vermek, küçümsemek 4 دهن يدهن -ادهن Murky oil Kırmızı deri, kızaran yağ هان د

Oil Yağ دهن Those who scorn Küçümseyenler 4 مدهنون Most grievous, bitter Daha müthiş دهي ادهى It revolves Döner 1 دور تدور To carry out Đcra etmek 4 يدير - ادار

Page 52: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

45

Misfortune Felaket دائرة Home Ev, yurt ديار -دار Turns of misfortune Belalar دوائر Inhabitant, nobody Kişi, yaşayan, hiç kimse دي)ارا We alternate Döndürürüz, devrederiz 3 دول نداول Circulation Dolaşan şey دولة To continue, last, as long as

Devam etmek, durdukça, oldukça

دوم يدوم - دام 1

As long as I exist Ben oldukça 1 دمت Continuous Devamlı, sürekli 1 دائمون - دائم Other than -den başka دون دون To acknowledge Benimsemek 1 دين يدين - دان You (pl) contracted for debt Borçlandınız 6 تداينتم Debt Borç دين Religion, judgement, reckoning

Din, hesap, ceza دين Those brought to judgment Hesaba çekilenler مدينين -مدينون Wolf Kurt 1 ذأب ذئب Disgraced Yerilmiş ذأم مذءوما Fly Sinek ذبب ذباب To slaughter Boğazlamak, kesmek 1 يذبح -ذبح

ذبح To slaughter Boğazlamak 2 يذب(ح -ذب)ح

Animal for sacrifice Kurbanlık, kesilecek hayvan ذبح Wavering ones Bocalayanlar ذبذب مذبذبين You (pl) store Biriktirirsiniz 8 خرون ذخر تد)To create, multiply Yaratmak, çoğaltmak 1 ذرأ يذرء -ذرء Atom, particle Zerre ة ذرر ذر)

Generation Zürriyet, nesil ي)ة ي)ات -ذر( ذر(Length Uzunluk ذراعا

ذرع Its two arms Đki kolu ذراعيه

Uneasiness, lenght Sıkıntı, uzunluk ذرع It disperses Savurur 1 ذرو تذرو

Those who scatter Savuranlar ذاريات

Page 53: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

46

Scattering, dispersing Savurma ذروا Obedient ones Đtaatli olanlar ذعن مذعنين Faces, chins Yüzler, çeneler ذقن اذقان To remember, mention Hatırlamak, zikretmek 1 يذكر - ذكر

ذكر

To remind Hatırlatmak 2 يذك(ر - ذك)ر To receive admonition, think, remember

Öğüt almak, düşünmek, hatırlamak

ك)ر) –تذك)ر 5 يتذك)ر (يذ)He remembered Hatırladı 8 كر اد)Reminder Hatırlatma, öğüt تذكرة My reminding Öğüdüm, hatırlatmam تذكيري Those (fm) who remember Zikredenler (dş) 1 ذاكرات Those who remember Zikredenler 1 ذاكرين Male Erkek ذكر Reminder, admonition, mention

Zikir, hatırlatma, öğüt, anma ذكر Males Erkekler ذكران Remembrance, reminder Zikir, hatırlama, öğüt ذكرى Males Erkekler ذكور Who receives admonition Düşünen, öğüt alan 5 كر مد)Reminding Hatırlatan 2 مذك(ر Mentioned, remembered Anılan, zikredilen 1 ذكورام You slaughtered Temizlediniz, kestiniz 2 ذكو ذك)يتم That we are humiliated Zillete düşmemiz 1 (ذلل نذل To lower, subdue Alçaltmak, boyun eğdirmek 2 يذل(ل - ذل)ل To humiliate Zelil etmek, alçaltmak 4 (يذل. -اذل More humiliated, meaner En düşkün, alçak (ين -اذل)اذل Humble, humiliated Alçak gönüllü, aşağılanmış اذل)ة Humiliation Đndirme, eğme, zelil etme 2 تذليلا Humility Tevazu, alçak gönüllülük (ذل Humiliation Zillet, alçaklık ذل)ة Subservient Zillet, boyun eğme ذللا Humiliation Zillet, boyun eğme ذلول Covenant of protection Koruma sorumluluğu ة ذمم ذم)

Page 54: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

47

Blamed Kınanmış 1 مذموم Sin Günah ذنب ذنوب -ب ذن Portion, share Pay, hisse ذنوب To go Gitmek 1 يذهب -ذهب

ذهب

To remove Gidermek 1 ذهب ب To leave Ayrıldı 1 ذهب عن To remove, get rid of Gidermek 4 يذهب -اذهب That which goes Giden 1 ذاهب Removal, taking away Giderme ذهاب Gold Altın ذهب She forgets Unutur, vazgeçer 1 ذهل تذهل They (dual) keep back Geri dururlar (ikil) 1 ذود تذودان To taste Tatmak 1 ذوق يذوق - ذاق

To cause to taste Tattırmak 4 يذيق - اذاق That which tastes Tadan 1 ذائقة Those who taste Tadanlar 1 ذائقون They propagated / spread Yaydılar 4 ذيع اذاعو Head Baş, kafa رأس رءوس -راس Compassionate Şefkatli رأف رؤوف

Compassion Acıma, şefkat رافة To see, think Görmek, düşünmek 1 رأي يرى -راي

To show off Gösteriş yapmak 3 يراءون To show Göstermek 4 يري -ارى To see each other Birbirini görmek 6 تراء Show off Riya, gösteriş رئاء Dream, vision Rüya, görüş رؤيا In appearance Gösteriş, gösterişçe رئيا Sight, opinion Görme, görüş, rey راي Lords, gods Rabler ربب ارباب

Lord, authority Rab, efendi, sahip 4رب Step daughters Üvey kızlar ربائب Worshippers, religious scholars

Ruhbanlar رب)اني(ين - رب)اني.ون

Page 55: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

48

Worshippers, religious scholars

Ruhbanlar رب(ي.ون To profit Kâr etmek 1 حرب يربح -ربح To wait Beklemek 5 ربص يترب)ص - ترب)ص

Waiting Bekleme 5 ترب.ص That which waits, waiting Bekleyen 5 مترب(ص Those who wait, waiting Bekleyenler 5 ب(صين متر - مترب(صون To attach, connect, strengthen

Bağlamak, güçlendirmek 1 ربط يربط - ربط Strengthen (imp, pl)

Bağlanın, birbirinizi kuvvetlendirin

رابطوا 3Tied, tethered Bağlı, bağlanan رباط Four Dört ربع اربعة -اربع

Forty Kırk اربعين Fourth Dördüncü رابع Four Dörder رباع One fourth Dörtte bir ربع To increase, swell Artmak, çoğalmak 1 ربو يربو - ربى

To bring up Büyütmek, yetiştirmek 2 يرب(ي - رب)ى To increase Arttırmak 4 يربي - اربي More numerous Daha çok, daha fazla اربى Rising, exceeding Yükselen, artan 1 رابية -رابيا Usury, increase Faiz, artma ربا High ground Yüksek yer ربوة To enjoy Gezmek, oynamak 1 رتع يرتع -رتع Joined Bitişik رتق رتقا To recite carefully Tane tane okumak 2 رتل يرت(ل - رت)ل

With distinct recitation Tane tane, düşünerek 2 ترتيلا It was shaken Sarsıldı 1 ت رجج رج)

Shaking Sarsıntı رجا Filth, punishment Pis, pislik, azap, ceza رجز جز ر Filth, punishment Pis, pislik, azap, ceza رجس رجسا -رجس To return, turn back Geri dönmek, döndürmek 1 رجع يرجع - رجع To return to each other (dual) Birbirine dönmek (ikil) 6 يتراجعا

Page 56: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

49

Those who return, will return Dönenler, dönecekler 1 راجعون Return Dönüş 1 رجع Return Dönüş 1 رجعى Return, place of return Dönüş, dönüş yeri 1 مرجع It quakes Sarsılır 1 رجف ترجف

That which quakes Sarsılan 1 راجفة Quake, shaking Zelzele, deprem رجفة Those spread rumors Kötü haber yayanlar 4 مرجفون Man, mankind Adam, insan رجل رجال -رجل

Foot Ayak ارجل -رجل Two men Đki adam رجلين -رجلان Infantry Yaya, piyade رجل To expel, stone Kovmak, taşlamak 1 رجم يرجم - م رج

Stoning, guessing Taşlama, tahmin 1 رجما Stoning, guessing Taşlamalar, tahminler رجوما Rejected, stoned Kovulmuş, taşlanmış رجيم Those who are stoned Taşlananlar 1 مرجومين To hope, expect Ümit etmek, beklemek 1 رجو يرجوا -رجى

To postpone, defer Geri bırakmak, bekletmek 4 يرجي - ارجي Make (imp) him wait Onu beklet ارجه Sides Kenarlar ارجائ Who is expected Ümit beslenen 1 مرجوا Deferred Bırakılanlar 4 مرجون Became vast, wide Geniş oldu 1 رحب رحبت

Welcome Rahat, huzur مرحبا Pure drink Saf içecek رحق رحيق Bag Torba رحل رحال -رحل

Journey Yolculuk, seyahat رحلة To have mercy Acımak, merhamet etmek 1 رحم يرحم - رحم

Wombs Rahimler ارحام Most merciful En merhametli ارحم Those who are merciful Merhametliler راحمين

Page 57: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

50

Regarding mercy Merhametçe رحما Those who are merciful Merhametli olanlar رحماء Most Gracious Rahman, şefkatli رحمان Mercy Rahmet رحمة Most Merciful Rahim, çok merhametli رحيم Compassion, mercy Merhamet, acıma مرحمة Gently Yumuşak ورخ رخاء As helper Yardımcı olarak ردأ ا رد -ردءا To return, turn back

Đade etmek, geri vermek, geri dönmek

ردد يرد. -رد) 1 They hesitate Bocalarlar, tereddüt ederler 5 دون يترد)

To turn back, return Geri dönmek 8 (يرتد. -ارتد That which takes back Geri çeviren 1 (راد Taking back Geri alma 1 )رد Turning, return Dönüş 1 (مرد Returned, repelled Döndürülen, geri çevrilen 1 مردودون - مردود It followed, came after Arkasından geldi 1 ردف ردف

That which follows Takip eden, arkadan gelen 1 رادفة One after the other Art arda gelenler 4 مردفين Barrier Sağlam duvar ردم ردما You perish Helak olursun 1 ردي تردى

To ruin, destroy Mahvetmek, helak etmek 4 يردي - اردي He falls Aşağı düşer 5 ترد)ى Dead from falling Düşerek ölen 5 ية مترد(The meanest, most lowly ones En düşükler رذل ارذلون - ارذل

To provide sustenance Rızık vermek 1 رزق يرزق -رزق Those who provide

sustenance Rızık verenler 1 رازقين

All-Provider Bol rızık veren رز)اق Provision Rızık رزق Those who are firm Đlimde ileri gidenler 1 رسخ راسخون Rass, a place Res, bir yer adı )رسس رس To send Göndermek 4 رسل يرسل - ارسل

Page 58: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

51

Message Vahiy, mesaj, elçilik رسالات - رسالة Messenger, prophet Peygamber, elçi رسل - رسول Sent one, messenger Gönderilen, elçi 4 مرسل Sender Gönderen 4 مرسلة - مرسل Sent ones Gönderilenler 4 مرسلات Sent ones, messengers Gönderilenler, elçiler 4 مرسلين - مرسلون To make it fixed

Sabitleştirmek, sağlamlaştırmak

رسو يرسي -ارسا 4 Fixed ones Sabit olanlar راسيات

Firm ones, weights, mountains

Sabit olanlar, ağırlıklar, dağlar

رواسي Arrival, anchorage Varma, durma, demirleme 4 مرسا They become righteous Doğru olurlar 1 رشد يرشدون

Guided ones Doğru yolda olanlar 1 راشدون Right, rightness Doğruluk رشاد Righteousness Doğruluk رشد Rightly Doğrulukla رشدا Right Doğru رشيد Guide Yol gösteren, mürşit 4 مرشدا Base, outpost, watch Üs, gözetleme رصد ارصادا

Guard, observer Gözetleyici رصدا Place of watching Gözetleme yeri 1 مرصاد Place of watching Gözetleme yeri 1 مرصد Joined firmly Örülmüş, bağlanmış رصص مرصوص To suckle a child Emzirmek 4 رضع يرضع - ارضع

To give the child to a wet-nurse

Emzirtmek 10 يسترضع -استرضع Suckling Süt emzirmek رضاعة Wet nurse Süt anne 4 مراضع -مرضعة To be pleased Razı olmak 1 رضو يرضى -رضي

To please Razı etmek 4 يرضي -ارضي To mutually agree Anlaşmak, rızalaşmak 6 تراضى To select, become contended Razı olmak 8 يرتضي - ارتضي Mutual consent Karşılıklı rıza ile تراض

Page 59: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

52

Pleased, satisfied Hoşnut olan راضية Approval, pleasure Rıza, razılık رضوان Pleasing Razı olarak رضيا Pleasure Rıza مرضات That which is pleased with Razı olunmuş مرضيا Moist, wet Islak, yaş رطب رطب

Fresh date Taze hurma رطبا Terror Korku 1 رعب رعب Thunder Gök gürültüsü 1 رعد رعد To observe, pasture Gözetmek, otlatmak 1 رعي يرعو –رعى

Listen to us Bizi dinle راعنا Those who observe, obey Riayet edenler, uyanlar 1 راعون Shepherds Çobanlar رعاء Observance Riayet, uygunluk رعاية Pasture Mera, otlak 1 مرعى To prefer, like

Đstemek, beğenmek, rağbet etmek

رغب يرغب -رغب 1 That which desires Đstekli 1 راغب

That which does not desire Đsteksiz 1 راغب عن Those who desire Đstekliler 1 راغبون Desire, hope Rağbet, umma رغبا Freely, abundantly Serbestçe, bolca رغد رغدا Place of refuge Sığınma yeri رغم مراغما Dust, particles Toz رفت رفاتا Approach, sexual relation Kadınlara yaklaşmak رفث رفث Gift Hediye رفد رفد

Given as gift Hediye edilen 1 مرفود Cushion Yastık رفرف رفرف To raise Yükseltmek, kaldırmak 1 رفع يرفع -رفع

That which raises Yükselten رافعة -رافع That which raises Yükselten رفيع Raised Yükseltilmiş 1 مرفوعة -مرفوع Companion Arkadaş رفق رفيقا

Page 60: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

53

Elbows Dirsekler رافق م Resting place Yaslanacak yer 8 مرتفقا Ease Fayda, kolaylık مرفقا To respect, regard Gözetmek 1 رقب يرقب - رقب To watch Gözetmek 5 يترق)ب To watch, wait Beklemek, gözetlemek 8 يرتقب -ارتقب Neck, slave Boyun, esir رقاب -رقبة Observer Gözetleyen رقيب Those watching Gözetleyenler 8 مرتقبون Those who are asleep Uyuyanlar رقد رقود

Sleeping place Uyuma yeri 1 مرقد Page, parchment Sayfa iرقق رق Inscribed Yazılmış رقم رقيم

Written Yazılmış 1 مرقوم You ascend, rise Çıkarsın, yükselirsin 1 رقي ترقى

To rise Yükselmek 8 يرتقي -ارتقي That which cures Tedavi eden, iyileştiren راق To ascend Göğe çıkmak )رقي To ride, mount Binmek 1 ركب يركب - ركب

To assemble Birleştirmek 2 يرك(ب - رك)ب Camels, mounts Develer, binekler ركاب Caravan Kervan ركب Riding Binerek, binitli olarak ركبانا Their mounts Onların binekleri ركوبهم One on top of each other Birbirinin üzerine binmiş 6 متراكبا Motionless Hareketsiz ركد رواكد Sound Fısıltı ركز ركزا To overturn, revert back

Ters çevirmek, baş aşağı etmek

ركس يركس - اركس 4

To flee, strike Kaçmak, çarpmak 1 ركض يركض -ركض To bow down Rükû etmek 1 ركع يركع -ركع

Bowing down Rükû ederek 1 راكعا Those who bow down Rükû edenler 1 راكعين -راكعون

Page 61: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

54

That which bows down Rükû eden رك)ع Bowing down Rükû ederek رك)عا He heaps Yığar 1 ركم يركم

Mass, heap Yığın ركاما Heaped up Yığılmış 1 مركوم You incline Yanaşırsın, meyledersin 1 ركن تركن

Support Destek ركن Spears Mızraklar رمح رماح Ash Kül رمد رماد Gesture Đşaret رمز رمزا Decomposed, like dust Çürümüş, toz gibi رمم رميم Pomegranate Nar ان رمن رم)To throw Atmak 1 رمي يرمي - رمى He feared Korkmak 1 رهب يرهب - رهب

To scare, terrify Korkutmak 4 يرهب -ارهب To spread fear, terrify Korku salmak 10 يسترهب - استرهب Fear Korku رهب Fearing Korkarak رهبا Monk Rahip, ruhban رهبان Monasticism Ruhbanlık رهباني)ة Fear Korku رهبة Family, tribe Aile, kabile رهط رهط To cover Örtmek 1 رهق يرهق - رهق

To cover, oppress Örtmek, ağırlaştırmak 4 يرهق - ارهق Cover, burden Örtü, yük رهقا Pledge Rehin رهن رهان

Pledge Rehin رهينة -رهين At rest Sakin رهو رهوا To bring home in evening Akşam eve getirmek 4 روح يريح -اراح

Evening course Akşam esişi رواح Mercy, rest Rahmet, rahatlık روح Spirit, revelation, Gabriel Ruh, vahiy, Cebrail روح

Page 62: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

55

Wind, power Rüzgâr, kuvvet رياح -ريح Scented plants Reyhan, hoş kokulu bitki ريحان To try to seduce, request

Baştan çıkarmak istemek, istemek

رود يراود -راود 3 To desire, want, wish, decree

Niyet etmek, istemek, irade etmek

يريد - اراد 4A little Biraz رويدا Garden, meadow Bahçe, otlak روض روضات -روضة Fright Korku روع روع He turned, went Döndü, gitti 1 روغ راغ Rome, Romans Roma, Romalılar روم روم To doubt Şüphe etmek 8 ريب يرتاب - ارتاب

Doubt Şüphe ريب Doubt Şüphe ريبة Doubter, doubting Şüpheci 8 مرتاب Doubting Şüphe eden مريب Adornment Süs, güzellik ريش ريشا Elevation, high place Yüksek yer ريع ريع It got stained Paslandı 1 رين ران Foam Köpük زبد زبد Books, sects Kitaplar, kitleler زبر زبر

Blocks Kütle زبر Zaboor Zebur بور ز Angels of hell Zebani زبن زبانية Glass Cam زجج زجاجة He was repulsed, driven out Sürüldü 8 زجر ازدجر

Those who drive Sürenler 1 زاجرات Cry, shout Çığlık زجر Strongly Zorlayarak زجرا Deterrence Caydırıcı tehdit مزدجر To drive Yürütmek 4 زجو يزجي - ازجي Of little value Kıymetsiz مزجاة It is removed Uzaklaştırıldı 1 زحزح زحزح

Page 63: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

56

That which takes out Çıkaran مزحزح Advancing Đlerleyerek زحف زحفا Gold, ornament Altın, süs زخرف زخرف Carpets Halılar .زرب زرابى To sow, grow Ekmek, dikmek 1 زرع يزرع -زرع

Those who grow Ekinciler 1 زارعون Those who grow, growers Ekinciler زر)اع Crop Bitki, ekin 1 زروع -زرع Blue-eyed, blind Gök gözlü, kör زرق زرقا To look down, despise Hor görmek 8 زري يزدري -ازدري To claim, believe Đddia etmek, zannetmek 1 زعم يزعم - زعم

That which claims, responsible

Zanneden , sorumlu 1 زعيم Claim Đddia 1 زعم Sighing, roaring Gürleme زفر زفير They hasten Koşarlar 1 زفف يزف.ون Zaqqum tree Zakkum ağacı زقم زق.وم It became pure Temiz oldu 1 زكو زكا

To clean, clear Temizlemek 2 يزك(ي - زك)ا To purify oneself Temizlenmek 5 ىيتزك) -تزك)ى Cleaner Daha temiz ازكى Zakat, alms Zekât زكاة Clean, innocent Temiz, masum زكي)ة -زكيا It was shaken Sarsıldı 1 زلزل زلزل

Shaking, earthquake Zelzele, sarsıntı زلزال Shaking, earthquake Zelzele, sarsıntı زلةزل To bring near Yaklaştırmak 4 زلف يزلف -ازلف

Near, approaching Yakın, yaklaşan زلفى Near, approaching Yakın, yaklaşan زلفة -زلفا To make slip, fall Kaydırmak, düşürmek 4 زلق يزلق -ازلق

Slippery Kaygan, kayan زلقا To slip Kaymak 1 (زلل يزل. -زل

To make slip Kaydırmak, saptırmak 4 (يزل. -ازل

Page 64: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

57

Try to cause one to slip, fail Kaydırmak, saptırmak 10 (يستزل. -استزل Divining arrows Fal okları زلم ازلام Groups, in groups Bölük bölük زمر زمرا Who wraps himself Örtüsüne bürünen 5 ل م( زمل مز)Freezing cold Şiddetli soğuk زمهر زمهريرا Ginger Zencefil زنجبل زنجبيلا Base, ignoble Soysuz زنم زنيم To commit adultery Zina etmek 1 يزن يزنو - زنى

Adulterer, fornicator Zina eden erkek 1 زانى - زان Adulteress, fornicatress Zina eden kadın 1 زانية Adultery, fornication Zina 1 زنى Those keen to give up Đsteksizler زهد زاهدين Splendor Süs زهر زهرة To vanish, perish Çıkmak, yok olmak 1 زهق يزهق - زهق

That which vanishes, perishes

Yok olan 1 زاهق That which vanishes, perishes

Yok olan زهوقا To marry, pair Evlendirmek, eşleştirmek 1 ج زوج زو)

Pair, mate, spouse Eş, karı veya koca ج ازوا -زوج Take provision (imp, pl) Azıklanın 5 دوا زود تزو)

Provision Azık زاد To visit Ziyaret etmek 1 زور يزور -زار

To incline Meyletmek 6 تزاور False, lie Yalan, kötü söz, tezvir زور To end, cease Bitmek, sona ermek 1 زول يزال - زال

End Son bulma زوال Oil Yağ زيت زيت

Olive Zeytin زيتون Olive Zeytin özellikli زيتونة To increase Artmak, arttırmak 1 زيد يزيد - زاد

To increase, exceed Artmak, çoğalmak 8 يزداد -ازداد Increase Artış زيادة

Page 65: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

58

More Daha çok مزيد To stray, deviate Şaşmak, sapmak 1 زيغ يزيغ -زاغ

To cause to slip, deviate Kaydırmak, saptırmak 4 يزيغ -ازاغ Deviation Eğrilik 1 زيغ We separated Ayırdık 2 ليز زي)لنا

They get separated Ayrılırlar 5 تزي)لوا To adorn, beautify Süslemek 2 زين يزي(ن -زي)ن

To get adorned Süslenmek 8 از)ي)نت Adornment Süs, ziynet زينة To ask Sormak, istemek 1 سأل يسئل -سئل

Ask (imp) Sor 1 اسئل Ask (imp) Sor 1 سل To ask each other Soruşmak, bir birine sormak 6 ل ئيتسا - تسائل You (pl) ask each other Soruşursunuz, istersiniz 6 تسائلون)ت ( تسائلون Request, question Sual, soru, istek سؤال Request Đstek 1 سؤل That which asks Đsteyen 1 سائلين -سائل That which is asked, responsible

Sorumlu, sorulan, mesul 1 مسئولون -مسئول To get weary Usanmak, üşenmek 1 سأم يسئم -سئم Saba Sebe سبأ سبإ To insult, swear Sövmek 1 (سبب يسب. -سب

Reason, relation, means, course

Sebep, yol, akraba اسباب -سبب They rest for Saturday Cumartesi (tatil) yaparlar 1 سبت يسبتون

Rest Đstirahat سباتا Sabbath Cumartesi, tatil günü سبت To float, swim Yüzmek 1 سبح ح يسب - سبح

To glorify Tesbih etmek, yüceltmek 2 يسب(ح - سب)ح Glorification Tesbih, tesbih etme 2 تسبيح Those who swim Yüzenler 1 سابحات Swimming, occupation Yüzme, meşguliyet 1 سبحا Glory Subhan, münezzeh, yüce سبحان

Page 66: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

59

Those who glorify Tesbih edenler 2 مسب(حين - مسب(حون Tribes, descendants Torunlar, kabileler سبط اسباط Wild animals Vahşi hayvanlar سبع سبع Seven Yedi (sayı) سبع سبعة -سبع

Seventy Yetmiş سبعين - سبعون To make it flow, complete Akıtmak, tamamlamak 4 سبغ يسبغ -اسبغ

Armors Zırhlar سابغات To precede

Önceden gelmek, öne geçmek

سبق يسبق -سبق 1

To race, precede Yarışmak 3 يسابق - سابق To rush, race Yarışmak 10 ق يستب -استبق That which outruns, precedes Öne geçen, yarışan 1 سابق Forerunners Yarışanlar, geçenler 1 سابقات Forerunners Önde gidenler, öncekiler 1 سابقين - سابقون In race, racing Yarışarak سبقا Those who are outrun Önüne geçilenler 1 مسبوقين Way Yol سبل سبل -سبيل Six Altı ستت ست)ة Sixty Altmış ست(ين To take cover, hide Örtünmek 8 ستر يستتر -استتر

Cover Örtü سترا Covered, hidden Örtülü, gizli 1 مستورا To prostrate Secde etmek 1 سجد يسجد -جد س

Prostrating Secde ederek 1 ساجدا Those who prostrate Secde edenler 1 ساجدين - ساجدون Prostrating Secde ederek دا سج)Those who prostrate, prostrating

Secde edenler, secde ederek سجود Masjid, place of prostration Mescit, secde yeri مساجد -مسجد It is burned Yakılır 1 سجر يسجر

They were made to boil Kaynatıldılar 2 رت سج(Filled Doldurulmuş 1 مسجور Scroll Yazı tomarı )سجل سجل

Page 67: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

60

Baked clay Pişmiş balçık يل سج(To imprison Zindana atmak 1 سجن يسجن - سجن Prison Zindan, hapis سجن Sijjin, hell Siccin, cehennem ين سج(Those imprisoned Zindana atılanlar 1 مسجونين It covered with darkness Karardı, sakinleşti سجو سجى They are dragged Sürüklenirler 1 سحب يسحبون

Cloud Bulut سحاب He destroys Yok eder 1 سحت يسحت

Forbidden Yasak سحت To bewitch, delude Sihirlemek, büyülemek 1 سحر يسحر - سحر Dawns, early mornings Seherler اسحار Magician Sihirbaz 1 ر ساح Magicians Sihirbazlar 1 ساحرون Magician Sihirbaz 2 ار سح)Dawn Seher vakti سحر Magicians Sihirbazlar 1 سحرة Magic Sihir, büyü 1 سحر Bewitched Büyülenmiş 1 مسحورا Bewitched ones Büyülenenler 2 رين مسح)Bewitched ones Büyülenenler 1 مسحورون Away with Uzak olsunlar سحق سحقا

Far off Uzak سحيق Bank, shore Sahil, kıyı سحل ساحل To ridicule, mock Alay etmek 1 سخر يسخر - سخر

To subject, make subservient Boyun eğdirmek, kontrol altına almak

ر 2 ر - سخ) يسخ(To mock at, ridicule Alay etmek 10 يستسخر -استسخر Those who ridicule, mock Alay edenler 1 ساخرين Mocking Alay 1 سخريا For service Hizmetinde سخريا Subjected, controlled Tabi olan, emir altına alınan 2 ر رات -مسخ) مسخ)To become angry Kızmak, öfkelenmek 1 سخط يسخط - سخط

Page 68: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

61

To enrage, make angry Kızdırmak, öfkelendirmek 4 يسخط -اسخط Anger, wrath Kızgınlık, öfke سخط Barrier Sed سدد سدا

Right, appropriate Doğru سديدا Lote tree Sedir ağacı سدر سدرة -سدر Sixth Altıncı سدس سادس

One sixth Altıda bir سدس Neglected Başıboş سدي سدى That which goes freely Görünen, ortaya çıkan سرب سارب Mirage Serap سراب Going freely Serbestçe giderek سربا Garments Giyecekler, giyimler سربل سرابيل Lamp Lamba سرج سراجا You (pl) release Salıverirsiniz 1 سرح تسرحون To release Bırakmak, salıvermek 2 يسر(ح◌ -سر)ح Releasing Bırakma 2 يح تسر Release Salıverme, bırakma سراحا Links of armor Zırh baklası سرد سرد Walls Duvarlar سردق سرادق To please Sevindirmek, içini açmak 1 (سرر يسر. -سر To conceal, to hide Saklamak, gizlemek 4 (يسر. - اسر Secrets Sırlar اسرار Secret Gizli, saklı, sır 4سر Secret, secretly Gizli, gizlice سرا Ease Bolluk اء سر)Secrets Sırlar سرائر Thrones Tahtlar سرر Happiness Sevinç سرورا Happily Sevinçli 1 مسرورا To hasten, race Yarışmak, hızlanmak 3 سرع يسارع -سارع Most rapid, swiftest En seri, en çabuk اسرع Swift, swiftly Hızla سراعا

Page 69: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

62

Swift Çabuk, hızlı سريع To excess, transgress, waste Đsraf etmek, aşırılık yapmak 4 سرف يسرف - اسرف Waste, squandering, extravagance

Đsraf اسراف Transgressors Đsraf edenler, aşırı gidenler 4 مسرفين -مسرفون To steal Çalmak, hırsızlık yapmak 1 سرق يسرق - سرق To steal Çalmak 8 يسترق - استرق That which steals, thief Hırsız 1 سارقة - سارق Those who steal Hırsızlar 1 سارقين -سارقون Eternal, continuous Sonsuz, ebedi سرمد سرمدا Pass Geçer 1 سري يسر

To travel by night, make travel

Geceleyin yürütmek 4 يسري - اسري Stream Su arkı سريا It spread out Yayıldı 1 سطح سطحت They write in lines Satır satır yazarlar 1 سطر يسطرون

Fables, tales, stories Masallar اساطير Written Satır satır yazılmış 8 مستطر Written, placed in lines Yazılmış, satırlara konulmuş 1 مسطور Controller Zorba 2 مصيطرون -مصيطر They attack Saldırırlar 1 سطو يسطون They were made happy Mutlu kılındılar 1 سعد سعدوا Happy, glad Mutlu سعيد It was set ablaze Alevlendirildi 2 رت سعر سع(

Madness Çılgınlık سعر Blazing fire Çılgın ateş سعير To strive, run Çalışmak, koşmak 1 سعي يسعى - سعى

Effort, running Çalışma, koşma سعي Severe hunger Açlık سغب مسغبة Fornicators (fm) Zinakarlar, ahlaksızlar 3 سفح مسافحات Lustful ones, lustfully Şehvetli olarak 3 مسافحين Poured forth Dökülen, akan مسفوحا To shine Parlamak 4 سفر يسفر - أسفر

Page 70: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

63

Journeys, books Seferler, kitaplar اسفار Journey Sefer, yolculuk سفر Scribes Yazıcılar سفرة Brightened Parlatılmış, parıldayan 4 مسفرة Indeed we drag Mutlaka sürükleriz 1 (نسفعن) سفع نسفعا To shed Kan dökmek, saçmak 1 سفك يسفك - سفك Lowest Alçak, en alçak سفل اسفلين -اسفل

Low, below Alt, aşağı لين ساف - سافل Lowest En alt, en aşağı سفلى Ship Gemi سفن سفينة To become foolish Sefih olmak, beyinsiz olmak 1 سفه يسفه -سفه

Foolishness Sersemlik سفاهة In foolishness Sersemlikle سفها Fools Beyinsizler سفهاء Fool, in foolishness Sersem, sersemlikle سفيه Hell Cehennem سقر سقر To fall Düşmek 1 سقط يسقط -سقط

That it falls down Düşmesi 3 تساقط To cause (imp) to fall Düşürmek 4 يسقط - اسقط Falling Düşen 1 ساقطا Roof Tavan سقف سقف - سقف Ill, sick Hasta سقم سقيم To water, give water Sulamak, su vermek 1 سقي يسقي - سقى

To give water to drink Sulamak, su vermek 4 يسقي -اسقي To ask for water Su istemek 10 يستسقي -استسقى Giving water, drinking cup Sulama, su verme, su kabı سقاية Watering Sulanma سقيا Poured forth Çağlayan, akan 1 سكب مسكوب It calmed Sakinleşti 1 سكت سكت Dazzled Döndürüldü, sarhoş edildi 2 سكر سك(رت Intoxicated, drunk Sarhoşlar سكاراى Intoxicant Đçki سكرا

Page 71: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

64

Intoxication, stupor Sarhoşluk سكرة To dwell, inhabit Yerleşmek, yaşamak 1 سكن يسكن -سكن To make settle Yerleştirmek 4 يسكن - اسكن Stationary Sakin, hareketsiz ساكنا Rest, assurance Sükûnet سكن Knife Bıçak سك(ينا Tranquility Sükûnet, huzur سكينة Dwellings Meskenler 1 مساكن - مسكن Misery Miskinlik مسكنة Inhabited Meskun, içinde yaşanan 1 مسكونة Needy, poor Yoksul, miskin ين مساك - مسكين Snatches away Kapar 1 سلب يسلب Weapons, arms Silahlar سلح اسلحاة We withdraw Çekip alırız 1 سلخ نسلخ

To pass, detach Sıyrılmak, geçmek, çıkmak 7 ينسلخ - انسلخ So it passed Sıyrıldı 7 فانسلخ Salsabil, a spring in paradise Selsebil, cennete bir pınar سلسب سلسبيلا Chain Zincir سلسل سلاسل -سلسلة To give power, authority

Yetki vermek, üstünlük vermek

سلط يسل(ط -سل)ط 2 Authority Saltanat, kuvvet, delil, yetki سلطان

My authority Saltanatım سلطانيه Passed, left in the past Geçti, geçmişte kaldı 1 سلف سلف

To do in the past Geçmişte yapmak 4 يسلف - اسلف Precedent Geçmiş, selef سلفا Smite Đncitti 1 سلق سلق To enter, follow Sokmak, takip etmek 1 سلك يسلك - لك س They slip away Sıvışıp giderler 5 سلل يتسل)لون

Essence, extract Öz سلالة To greet, pay, save

Selamlamak, ödemek, kurtarmak

سلم يسل(م - سل)م 2To surrender, submit, become Muslim

Teslim olmak, Müslüman olmak

يسلم -لم اس 4Islam, safety, peace Đslam, emniyet, barış 4 اسلام

Page 72: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

65

Submission, greeting Selam, teslimiyet 2 تسليما Sound ones Sağlamlar 1 سالمون Peace, greeting, He who gives peace

Selam, huzur, selamet veren سلام Peace Teslimiyet, barış سلم Peace Barış سلم Peace, Islam Barış, güvenlik, Đslam سلم Stairs, ladder Merdiven سل)م Sound, intact Temiz, sağlam سليم Those who surrender Teslim olanlar 10 مستسلمون Muslim, who submits to Allah

Müslüman, Allah’a teslim olan

مسلم 4Sound, delivered Sağlam, teslim edilen 2 مسل)مة Muslim men Müslüman erkekler 4 مسلمين -مسلمون Quail Bıldırcın سلو سلواى Those who amuse themselves

Gaflet içindekiler سمد سامدون

Conversing by night Geceleyin konuşarak سمر سامرا To hear Đşitmek, duymak 1 سمع يسمع -سمع

To make hear Đşittirmek 4 يسمع - اسمع They listen Kulak verirler, dinlerler 5 عون م) يس)To listen Dinlemek 8 يستمع -استمع Listeners Dinleyenler اعون سم)Hearing, ear Đşitme, kulak 1 سمع Hearing Duyarak 1 سمعا All-hearing, hearing Đşiten سميع Listeners, listening Dinleyenler, dinliyorlar 8 مستمعون Heard Đşitilen 4 مسمع Who makes heard Đşittiren 4 مسمع Ceiling Tavan سمك سمك Eye of a needle Đğne deliği )سمم سم

Scorching fire Kavurucu, zehirli ateş سموم To nourish, feed Beslemek 4 سمن يسمن -اسمن To name Đsim vermek 2 ى ي -سم) يسم(

Page 73: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

66

Name Đsim, ad اسماء -سم ا Naming Đsim verme 2 تسمية Sky Gök سماوات -سماء Name, similarity Đsim, benzerlik سميا Named, specified, fixed, appointed

Tayin edilmiş, belli, isim verilmiş

مسم)ى 2Spikes, ears Başaklar سنبل سنابل

Spikes, ears Başaklar سنبلات Spike, ear Başak سنبلة -سنبل Propped up Dayanmış 2 سند مسن)دة Fine silk Sündüs, ince ipek سندس سندس Tooth Diş )سنن سن

Way, situation, rule, law Sünnet, yol, kural, kanun سنن -سن)ة Altered Değiştirilmiş 1 مسنون That it rots Bozulması 5 سنه يتسن)ه Flash Parıltı سنو سنا

Year Sene, yıl سنين -سنة Awakened Uyanık سهر ساهرة Plains Ovalar سهل سهول He drew lots Kura çekti 3 سهم ساهم Neglectful Gafil, ihmalkâr 1 سهو ساهون To be evil, bad, grieve Kötü olmak, üzülmek 1 سوأ يسوء - ساء

To do bad, evil, offend, insult, damage

Kötülük yapmak, zarar vermek 4 يسيء - اساء

Worst En kötüsü اسوا Evil, harm Kötü, kötülük سوء Evil, harm Kötü, kötülük سوء Private parts Edep yerleri س◌وءات Dead body Ceset سوءة Evil Kötü سواى Evil Kötü سي(ئ Evil deeds Kötülük ئة سي(ئات -سي(Evildoer Kötülük yapan 4 مسيء

Page 74: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

67

Their territory Onların yurtları سوح ساحتهم To become black Kararmak 9 (سود يسود. - اسود

Black Siyah, kara اسود Chiefs Beyler, efendileri سادت Black Siyah, kara سود Chief, noble Efendi, başkan دا سي(Darkened, blackened Kararmış 9 ة - مسودا مسود)They climb over the wall Duvarı aşarlar 5 روا سور تسو)

Armlets, bracelets Bilezikler اساور Wall Sur, duvar سور Surah, chapter Sure سورة Whip Kamçı سوط سوط Hour, time of judgment Kıyamet saati, zaman, saat سوع ساعة To swallow Yutmak 4 سوغ يسيغ -اساغ

Easy to swallow Đçimi kolay 1 سائغ To drive, route Sevk etmek 1 سوق يسوق -ساق

We directed Sevk ettik 1 سقنا It was driven Sevk edildi 1 سيق Markets Çarşılar اسواق That which drives Sevk eden, süren 1 سائق Leg, shin Ayak, bacak ساق Two legs Đki ayak ساقي Leg, stem Gövde, sap, bacak سوق Place to be driven Sevk edilen yer 1 مساق Enticed Sürükledi 2 ل سول سو)To subject Maruz bırakmak 1 سوم يسوم To feed the cattle, send to pasture

Otlatmak 4 يسيم - اسام Mark Đşaret سيما Branded, marked Nişanlı, işaretli 2 مة مين -مسو) مسو(To arrange, fashion Düzenlemek 2 ى ي - سو) يسو يسو(

To level Eşitlemek, hizaya getirmek 3 يساوي - ساوى To become equal, turn to, Eşit olmak, durmak, oturmak 8 يستوي - استوي

Page 75: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

68

rest, sit

To turn towards Yöneldi 8 استوى الى Same, equal Aynı, eşit سواء Even Denk, orta سوى Even, upright, sound Düz, düzgün, sağlam )سوي Travel (imp, pl) Dolaşın, seyahat edin 1 سيح سيحوا

Women who fast, travel Oruç tutan kadınlar, seyahat edenler

سائحات 1

Men who fast, travel Oruç tutan erkekler, seyahat edenler

سائحون 1To travel Seyahat etmek 1 سير يسير -سار

To move, make travel Yürütmek 3 يسي(ر -سي)ر Caravan, travelers Kervan, yolcular سي)ارة Traveling, journey Yürüyüş, gidiş سير State Durum, suret سيرة To flow Akmak, sel olmak 1 سيل يسيل -سال

To make flow, pour out Akıtmak, dökmek 4 يسيل -اسال Flood Sel 1 سيل Mount Sinai Sina dağı سين سينين - سيناء Left hand side Sol taraf شأم مشئمة Affair, matter Đş شأن شان It was made to appear Benzetildi 2 شبه شب(ه It became alike Benzedi 6 تشابه Resembling, similar, allegorical

Benzer, temsili 6 متشابهات -متشابه Separately, in scattered groups

Ayrı ayrı, parça parça, bölükler halinde

شتت اشتاتا Divided, diverse Dağınık شت)ى

Arose Ortaya çıktı 1 شجر شجر Winter Kış وشت شتاء Tree, vegetation Ağaç, ot شجر شجر

Tree Ağaç شجرة Jealous, niggardly Kıskanç, cimri ة شحح اشح)

Greed, stinginess Bencillik, cimrilik .شح Fat Đç yağları شحم شحوم Laden Yüklü, dolu 1 شحن مشحون

Page 76: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

69

They stare Donup kalır, belerir 1 شخص تشخص Staring Donakalmış شاخصة

To bind, reinforce, strengthen Bağlamak, kuvvetlendirmek 1 (شدد يشد. -شد To become strong, intensify Şiddetlenmek, kuvvetlenmek 8 (تد. يش -اشتد

Power, maturity, strong age Güç, rüşt, güçlü çağ (اشد Stronger, more violent Daha şiddetli, en şiddetli .اشد Very hard, difficult, stern Çok çetin, katı, sert اء اشد)Firm, strong Şiddetli, çetin شداد Severe Şiddetli يد شد To drink Đçmek 1 شرب يشرب -شرب

To make drink Đçirmek 4 يشرب -اشرب Those who drink Đçenler 1 شاربين - شاربون Drink Đçecek شراب Drinking Đçme شرب Share of drinking Su içme hakkı شرب Drinks Đçecekler مشارب Drinking place Đçme yeri مشرب To expand, open Açmak, genişletmek 1 شرح يشرح -شرح Disperse (imp) Dağıt 2 د شرد شر(Small group Küçük topluluk شرذم شرذمة Evil ones Kötüler, şerliler شرر اشرار Bad, evil Kötü, şer, daha kötü, kötülük 4شر Spark Kıvılcım شرر Conditions Şartlar شرط اشراط He ordained

Kanun koymak, yol belirlemek

شرع شرع 1

Visibly Görünür şekilde شر)عا Law Şeriat, kanun شريعة - شرعة To shine Parlamak, aydınlanmak 4 شرق يشرق -اشرق Morning Kuşluk, sabah اشراق East, eastern Doğulu, doğuda شرقي)ة -شرقيا Easts Doğular 1 مشارق East Doğu 1 مشرق

Page 77: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

70

Two easts Đki doğu 1 مشرقين At sunrise Üzerlerine güneş doğanlar 4 مشرقين Be (imp) partner Ortak ol 3 شرك شارك

To associate partners to Allah

Ortak koşmak 4 يشرك - اشرك Polytheism Şirk, ortak koşma 1 شرك Partners Ortaklar شركاء Partner Ortak شريك Sharers, partners Ortaklar, müşterekler 8 مشتركون Polytheist Müşrik, şirk koşan 4 مشركة - مشرك Polytheist women Müşrik kadınlar 4 مشركات Polytheists Müşrikler, şirk koşanlar 4 مشركين -مشركون To sell Satmak 1 شري يشري -شرى

To buy, exchange Satın almak, değiştirmek 8 يشتري -اشتري Side Taraf, yan شطأ شاطئ Its shoot Filizi شطاه Direction Yön, taraf شطر شطر To act unjustly, excessively

Adaletsizlik yapmak, zulmetmek

شطط يشط. - اشط) 4

Injustice Adaletsizlik شططا Devil, satan Şeytan شطن شياطين -شيطان Columns Kollar, dallar, gruplar شعب شعب Nations Milletler, dallar شعوبا To realize, understand Anlamak, şuur etmek 1 شعر يشعر -شعر To inform, make one realize Bildirmek, şuuruna vardırmak 4 يشعر -اشعر Hair, wool (pl) Kıl, yapağı اشعار Poets Şairler شعراء - شاعر Symbols Nişaneler, şiarlar شعائر Poetry Şiir شعر Sirius Şi’ra yıldızı شعرى Monument Meş’ar, gösterge مشعر To flame, burn, become white

Alev almak, parlamak, ağarmak

شعل يشتعل - اشتعل 8

He impassioned her Onu etkiledi 1 شغف شغفها

Page 78: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

71

To keep busy Alıkoymak, meşgul etmek 1 شغل يشغل - شغل Occupation Meşguliyet شغل To intercede

Şefaat etmek, aracılık yapmak

شفع يشفع - شفع 1

Intercessors Şefaat edenler, aracılar شافعين Intercession Şefaat, tavsiye, yol شفاعة Even Çift شفع Intercessors Şefaatçiler, aracılar شفعاء -شفعاؤا Intercessor Şefaatçi, aracı شفيع To become afraid Korkmak 4 شفق يشفق - اشفق

Twilight glow Şafak شفق Fearful ones Korkanlar 4 مشفقين - مشفقون Two lips Đki dudak هشف شفتين Brink, edge Kenar شفو شفى To heal Đyileştirmek, şifa vermek 1 شفي يشفي - شفى Healing Şifa شفاء To cleave, make hard Yarmak, zorlaştırmak 1 (شقق يشق. -شق

To oppose Karşı gelmek 3 (يشاق. -شاق To split Parçalanmak 5 ق ق) -تشق) ق (يتشق) ق) يش)To split Yarılmak 7 (ينشق. - انشق More difficult Daha zor, daha çetin .اشق Great trouble Büyük zorluk )شق Splitting Yarma, yarış شقا Dissension, disagreement Muhalefet, anlaşmazlık شقاق Difficulty Zorluk, meşakkat ة شق)To suffer, be wretched, be unhappy

Sıkıntı çekmek, mutsuz olmak

شقو يشقى - شقى 1

More wretched, unfortunate En şaki, bedbaht, azgın اشقى Wretchedness Azgınlık, mutsuzluk شقوة Wretched, unhappy Kötü, mutsuz 4شقي To be grateful Şükretmek 1 شكر ر يشك -شكر Grateful, appreciative Şükreden 1 شاكر Grateful ones Şükredenler 1 شاكرين - شاكرون

Page 79: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

72

Thank, gratefulness Şükür شكر Thank, gratefulness Şükür شكور Grateful, appreciative

Çok şükreden, şükrün karşılığını veren

شكور

Appreciated Şükredilmiş, şükrü eda edilmiş

مشكورا 1Quarreling Birbiriyle çekişenler 6 شكس متشاكسون Doubt Şüphe 4شكك شك

Manner Yapı, kabiliyet شاكلة Type Yapı, kabiliyet, şekil شكل I complain Şikayet ederim 1 شكو اشكو

To complain Şikayet etmek 8 يشتكي -اشتكي Candle, niche Kandil مشكواة To make rejoice Sevindirmek 4 شمت يشمت -اشمت Lofty Yüce شمخ شامخات To shrink, repel, be disgusted Ürkmek, burkulmak, sıkılmak 8 (شمز ز. يشمئ -اشمئز

Sun Güneş شمس شمس To contain, include Đçermek, içinde bulundurmak 8 شمل يشتمل - اشتمل Lefts Sollar شمائل -شمال Hatred Nefret شنأ شنئان That which has hatred for you

Sana kin besleyen 1 شانئك Flame Alev شهب شهبا -شهاب To witness, see Şahit olmak, görmek 1 شهد يشهد - شهد

To call witness Şahit tutmak 4 يشهد -اشهد To call as witness, to cite Şahit tutmak 10 يستشهد -استشهد Witnesses Şahitler 1 اشهاد Witness Şahit, gören 1 شهداء -شاهد Witnesses Şahitler 1 شاهدين -شاهدون Visible, testimony Görünen, şahitlik 1 شهادات - شهادة Witnesses Şahit olanlar, şahitler 1 شهود Witness Şahit, mevcut 1 شهيدا - شهيد Two witnesses Đki şahit 1 شهيدين Witnessing

Şahit olma zamanı, görme zamanı

مشهد 1

Page 80: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

73

Witnessed Şahid olunan, görülen 1 مشهود Months Aylar شهر اشهر

Month Ay (zaman) شهور -شهر Wailing Kükreyen شهق شهيق To desire, have appetite for Đstemek, arzu etmek 8 شهو يشتهي - اشتهي Desires Şehvetler شهوات Lust, desire Şehvet شهوة Mixture Karışım شوب شوبا To consult Danışmak, istişare etmek 3 شور يشاور - شاور

To point to, indicate Đşaret etmek 4 يشير -اشار Consultation Danışma, istişare 6 تشاور Consultation Şura, danışma, istişare شورى Flame Alev شوظ شواظ Weapon Silah شوك شوكة Roasting Yakma شوي شوى It scalds Yakar 1 يشوي To scalding Yakmaya (وىللش To want, desire, will Đstemek, dilemek 1 شيأ يشاء - شاء

Things, belongings, property Eşya, şeyler اشياء Thing Şey شيء White-hair Ak saç شيب شيبة -شيبا

White-haired Ak saçlı شيبا Old, old man Đhtiyar, yaşlı شيخ شيوخا - خ شي Lofty, high Yüksek شيد مشي)دة -مشيد That it spreads Yayılması 1 شيع تشيع Group, party, sect Bölüm, grup, ayrılık شيعة - شيع Sabians Sabiîler صبأ صابئين -صابؤون Pouring Dökme 1 صبب صبا Became in the morning Sabahladı, sabahleyin oldu 2 صبح صب)ح

To become Olmak 4 يصبح - اصبح Dawn, morning Tan, sabah اصباح Morning Sabah صباح

Page 81: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

74

Morning Sabah صبح Lamp Lamba, çıra مصابيح -مصباح At early morning Sabaha çıkanlar, olanlar 4 مصبحين To be patient Sabretmek 1 صبر يصبر - صبر

Be patient (imp, pl) Sabredin 3 صابروا To be patient, endure, tolerate

Sabretmek 8 يصطبر - اصطبر How tolerant they are Ne kadar sabırlılar اصبرهم Patiently Sabırlı, sabırla 1 صابرا Patient (fm) Sabırlı (dş) 1 صابرات -صابرة Patient men Sabırlı erkekler 1 صابرين -صابرون Very patient Çok sabırlı صب)ار Patience Sabır 1 صبر Fingers Parmaklar صبع اصابع Relish Katık صبغ صبغ

Color Renk, boya صبغة I incline Meylederim 1 صبو اصب Child Çocuk صبي صبي They are supported Desteklenirler, sahip çıkılırlar 1 صحب يصحبون

To be companion Arkadaş edinmek 3 يصاحب -صاحب People, fellows, companions Arkadaşlar, halk, topluluk اصحاب Companion Arkadaş, grup صاحب Companion Arkadaş, eş صاحبة Plates Tepsi, sayfa صحف صحاف Pages Sayfalar صحف Deafening blast Sağır edici ses ة صخخ صاخ)Rock, rocks Kaya, kayalar صخر صخرة -صخر To hinder, avert Çevirmek, engellemek 1 (صدد يصد. -صد Hindering Döndürme 1 4صد Aversion Uzaklaşma صدودا Purulent Đrinli صديد He/it comes out Çıkar 1 صدر يصدر

To issue, release, take away Çıkmak, almak, serbest 4 يصدر -اصدر

Page 82: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

75

bırakmak

Breast, heart Sine, kalp صدر Breasts, hearts Sineler, kalpler صدور Declare (imp) Đlan et, beyan et 1 صدع اصدع

They are given headache Başları ağrıtılır 2 عون يصد)They will be divided Bölük bölük ayrılırlar 5 عون د) يص)Crack Çatlak صدع Broken, cracked Çatlamış 5 عا متصد(To turn away Dönmek 1 صدف يصدف -صدف

Two cliffs Đki dağ, iki yamaç صدفين To tell the truth, fulfill Doğru olmak, doğru söylemek 1 صدق يصدق -صدق To approve, confirm, admit Doğrulamak, onaylamak 2 ق يصد(ق -صد)To give charity Sadaka vermek 5 يتصد)ق – تصد)ق To give charity Sadaka vermek 5 د)ق = يتصد)ق يص)More correct, truer Daha doğru اصدق Confirmation Tasdik, doğrulama 2 تصديق Truthful Sadık, doğru 1 صادق Truthful women Doğru kadınlar 1 صادقات - صادقات Truthful men Doğru erkekler 1 صادقين - صادقون Truthfulness Sıdk, doğruluk 1 صدق Charities Sadakalar صدقات Their dowers Onların mehirleri (صدقاتهن Charity Sadaka صدقة Friend Dost صديق That which approves

Sıddık, tasdik eden, doğrulayan

يق صد(Truthful woman Doğru kadın يقة صد(Truthful men Doğru erkekler يقون يقين -صد( صد(Women who give charity Sadaka veren kadınlar 5 قات متصد(Men who give charity Sadaka veren erkekler 5 قين متصد(Confirming Doğrulayan, tasdik eden 5 ق مصد(Women who give charity Sadaka veren kadınlar 5 قات د( مص)Confirming ones Doğrulayanlar, tasdik edenler 5 قين مصد(

Page 83: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

76

Men who give charity Sadaka veren erkekler 5 قين د( مص)You give attention Yönelirsin 5 صدي تصد)ى

Clapping El çırpma تصدية Palace, tower Saray, kule صرح صرحا - صرح To cry for help Yardım için bağırmak 8 صرخ يصطرخ -اصطرخ

To cry for help Yardım için bağırmak 10 يست)صرخ -استصرخ Cry of help Đmdat çağrısı, feryatçı صريخ Helper Yardımcı 4 مصرخ To insist Israr etmek 4 (صرر يصر. -اصر Frost Soğuk 4صر Loud voice Çığlık صر)ة Furious, screaming Şiddetli, uğultulu صرصر صرصر Path, way, road Yol صرط صراط Fallen Yere serilmiş صرع صرعى To divert, turn away Döndürmek, çevirmek 1 صرف يصرف -رف ص

To explain Açıklamak 2 يصر(ف -صر)ف To turn away, go away, depart

Dönmek, ayrılmak, gitmek 7 ينصرف -انصرف Directing Döndürülme 2 تصريف Diversion Döndürme, çevirme 1 صرفا Place of diversion Dönecek yer 1 مصرفا Diverted Çevrilen 1 مصروفا To harvest Devşirmek, hasat etmek 1 صرم يصرم -صرم

Harvesters Devşirenler, kesenler 1 صارمين Reaped Koparılmış صريم To ascend Yükselmek 1 صعد يصعد - صعد

To climb, ascend Tırmanmak, yükselmek 4 يصعد -اصعد Climbs, ascends Tırmanır, çıkar, yükselir 5 (د د (يتصع) ع) يص)Ascending Yükselerek صعدا Steep hill Yokuş صعودا Earth, soil, ground Toprak صعيدا That you turn Döndürmen 2 )صعر رتصع To faint Bayılmak 1 صعق يصعق - صعق

Page 84: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

77

Thunderbolt Yıldırım صاعقة Fainted Baygın صعقا Thunderbolts Şimşekler صواعق Smaller Daha küçük صغر اصغر

Humiliated ones Küçük düşmüşler صاغرين - صاغرون Humiliation Küçüklük صغار Small Küçük صغيرة - صغير To incline Meyletmek 1 صغو يصغى - صغي To overlook Hoşgörmek 1 صفح يصفح -صفح

Forgiveness Hoşgörü 1 صفح Chains, fetters Zincirler صفد اصفاد Yellow Sarı صفر صفر

Yellow Sarı صفراء Turned yellow Sararmış 9 مصفرا Plain, deserted Dümdüz, bomboş صفصف صفصفا Lined, spread Saflar halinde, kanat açmış صفف صاف)ات

In rows Saf dizilenler صاف.ون In rows, lined Saf saf ا Pصف Lined up Saflar, saf saf (صواف Lined up Dizilmiş 1 مصفوفة Excellent bred steeds Cins atlar صفن صافنات To choose Seçmek 8 صفو يصطفي -اصطفي

To choose Seçmek, tercih etmek 4 يصفي -اصفي Smooth rock Düz kaya صفوان Chosen ones Seçkinler (çoğul) 8 مصطفين Purified Süzme 2 ىPمصف She slapped Tokat attı 1 صكك صك)ت To hang Asmak 1 صلب يصلب -صلب

To hang Asmak 2 يصل(ب -صل)ب Descendants, offsprings Sulbler, zürriyetler اصلاب Backbone Bel kemiği صلب To become righteous Islah olmak, düzelmek 1 صلح يصلح -صلح

Page 85: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

78

To correct, repair, improve, reform

Đyileştirmek, ıslah etmek, düzeltmek

يصلح - اصلح 4Correction, rectification, set in order Islah, düzeltme 4 اصلاح Righteous, correcting Salih, iyi, ıslah eden 1 صالح Good deeds Salih işler, saliha kadınlar 1 صالحات Righteous men Salih erkekler 1 صالحين -صالحون Peace Sulh, barış 1 صلح Those who correct, corrector Islah eden 4 مصلح Correctors Islah edenler 4 مصلحين - مصلحون Bare Düz, çıplak صلد صلدا Clay Balçık صلصل صلصال To pray, support Namaz kılmak, desteklemek 2 صلو يصل(ى -صل)ى Prayer Namaz, dua صلواة -صلاة Prayers; synagogues Namazlar, dualar; havralar صلوات Place of prayer Namazgah ىPمصل Those who pray Namaz kılanlar 4 مصل(ين To enter fire, burn Ateşe girmek, yanmak 1 صلي يصلى Put (imp, pl) him in fire Onu ateşe atın 2 صل.وه To burn, to put into fire Ateşe sokmak, yakmak 4 يصلي -اصلي To get warm Isınmak 8 يصطلي - اصطلي Burning Yakma تصلية That which enters fire Ateşe giren, girecek olan صال Those who enter fire Ateşe girenler, girecek olanlar صالوا Entering fire Ateşe giriş صليا Silent Sessiz 1 صمت صامتون Samed, Absolute Samed Mutlak صمد صمد Monasteries Manastırlar صمع صوامع They became deaf Sağır oldular 1 وا صمم صم.

To make deaf Sağır etmek 4 (يصم. - اصم Deaf Sağır )اصم Deaf Sağır 4صم To make, construct Yapmak, inşa etmek 1 صنع يصنع -صنع

Page 86: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

79

To choose Seçmek 8 يصطنع -اصطنع Work Đş, yapma 1 صنع Making Sanat, iş 1 صنعة Strongholds Sağlam yapılar مصانع Idols, false gods Putlar صنم اصنام Branched Dallanmış صنو صنوان It is melted Eritilir 1 صهر يصهر

Marriage relationship Evlilik yakınlığı صهرا To hit, strike, happen, befall Đsabet etmek, başına gelmek 4 صوب يصيب - اصاب

Correct Doğru, doğru olarak صوابا Rainstorm Yağmur, sağanak صي(ب Disaster, misfortune Musibet, sıkıntı, dert مصيبة That which strikes Đsabet eden 4 مصيب Voice Ses صوت اصوات -صوت Incline (imp) Alıştır 1 روص صر

To give shape, form Şekil vermek 2 ر ر -صو) يصو(Shapes, forms Şekiller صور Trumpet Sur صور Shape, form Şekil, suret صورة That gives shape, forms Musavvir, şekil veren 2 ر مصو(Cup Kadeh صوع صواع Wools Yünler صوف اصواف To fast Oruç tutmak 1 صوم يصوم -صام

Women who fast Oruç tutan kadınlar صائمات Men who fast Oruç tutan erkekler صائمين Fasting Oruç صوم Fasting Oruç صيام Cry, blast Çığlık صيح صيحة To hunt Avlanmak 8 صيد يصطاد - اصطاد

Hunt, game Avlanma, av صيد It reaches Varır, döner 1 صير تصير

Destination Dönüş yeri, gidilecek yer مصير

Page 87: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

80

Their fortresses Kaleleri صيص صياصيهم Summer Yaz (mevsim) صيف صيف Sheep Koyun (hayvan) ضأن ضان Panting Şiddetle soluyarak ضبح ضبحا Beds, place of death Yataklar, ölüm yerleri ضجع مضاجع To laugh Gülmek 1 ضحك يضحك - ضحك To make laugh Güldürmek 4 يضحك -اضحك Laughing Gülen, gülerek 1 ضاحكة -ضاحكا You get exposed to sun Güneşten yanarsın 1 ضحو تضحى Daylight, forenoon Gün ışığı, gündüz, kuşluk ضحى Opponents Zıt, aksi, ters, rakip ضدد ضدا To strike, give example Vurmak, misal vermek 1 ضرب يضرب - ضرب To travel Seyahat etmek, gezmek 1 ضرب في Striking Vuruş, vurma 1 ضرب Striking, moving Vurarak, gezerek 1 ضربا To harm Zarar vermek 1 (ضرر يضر. - ضر To harm Zarar vermek 3 (يضار. - ضار To compel Zorlamak 8 (يضطر. - اضطر That which harms Zarar veren 1 )ضار Those who harm Zarar verenler 1 ضار(ين Hardship, adversity Dert, sıkıntı 4ضر Harm Zarar .ضر Hardship, adversity Sıkıntı, düşmanlık اء ضر)Harming Zarar vererek ضرارا Harm, damage Zarar ضرر Harmful Zarar veren 3 iمضار Distressed one Zorda kalmış 8 (مضطر To supplicate humbly Yalvarmak 5 ضرع يتضر)ع -تضر)ع

To plead humbly Tazarru etmek, yalvarmak 8 ر)ع ر)ع -اض) يض)Humbly Yalvararak 5 تضر.عا Thorny plant Kuru diken ضريع To become weak Zayıf olmak 1 ضعف يضعف -ضعف

Page 88: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

81

To multiply Katlamak, çoğaltmak 3 يضاعف - ضاعف To be weak, to be deemed weak

Zayıf olmak, zayıf görülmek 10 يستضعف - استضعف Double, manifold Kat kat اضعافا Weaker Daha zayıf اضعف Weak Zayıf ضعافا Weak, weakness Zaaf, zayıflık 1 ضعف Manifold Kat kat ضعف Weak ones Zayıflar ضعفاء Weak Zayıf ضعيفا Those who are oppressed, made weak

Zayıf düşürülenler 10 مستضعفين -مستضعفون Multiplied Kat kat 3 مضاعفة Those get manifold Kat kat arttırılmış olanlar 3 مضعفون Mixed Karışık ضغث اضغاث

Bunch Demet ضغثا Hatred Kin ضغن اضغان Frogs Kurbağalar ضفدع ضفادع To go astray, err, lose one’s way

Sapmak, şaşmak, yanılmak, yolunu kaybetmek

ضلل يضل. - ضل) 1 To lead astray, leave in error Saptırmak, hatada bırakmak 4 (يضل. - اضل

More misguided, worse in error

Daha sapık,daha şaşkın .اضل Error, vain Sapıklık, hiçlik 2 تضليل That which goes astray Sapmış, şaşkın ضالاThose who go astray Sapıtan, sapıklar 1 ضال(ين -ضال.ون Error, straying Sapıklık 1 ضلالة -ضلال Misleader Saptıran 4 4مضل(ين -مضل Camel Deve ضمر ضامر Thrust, draw, enter Koy, bastır, çek 1 ضمم اضمم Straitened, difficult Zor, sıkıntılı ضنك ضنكا That which withholds Gizleyen ضنن ضنين To imitate Taklit etmek 3 ضهأ يضاهؤ To illuminate, light Aydınlatmak 4 ضوأ يضيء -اضاء Light Işık ضياء

Page 89: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

82

Harm Zarar ضير ير ض Unfair Adaletsiz ضيز ضيزى -ضيزا To lose, waste

Zayi etmek, kaybetmek, ziyan etmek

ضيع يضيع -اضاع 4

To offer hospitality Misafir etmek 2 ضيف يضي(ف Guest Misafir 1 ضيف To straiten Daralmak 1 ضيق يضيق -ضاق To distress Sıkıştırmak 2 يضي(ق -ضي)ق That which straitens Daralan 1 ضائق Distress Darlık, sıkıntı 1 ضيق Tight Darlık veren, sıkıntılı 2 ضي(قا To seal Mühürlemek 1 طبع يطبع -طبع In layers, in harmony

Tabakalar halinde, uygun biçimde

طبق طباقا Layer, stage Tabaka, hal طبقا -طبق

Spread Yaydı 1 طحو طحا Throw (imp, pl) Atın 1 طرح اطرحو To drive away, send away Uzaklaştırmak, kovmak 1 طرد يطرد -طرد

That which drives away Uzaklaştıran, kovan 1 طارد Side, part, border Kısım, kenar طرف طرفا - طرف

Sides, ends Taraflar, kenarlar, uçları اطراف Glance, gaze Bakış, nazar طرف Night comer Gece yolcusu طرق طارق

Paths, ways Yollar, tarikatlar طرائق Path, way Yol طريقة -ريق ط Fresh Taze اPطرو طري To eat Yemek 1 طعم يطعم -طعم

To feed, give food Doyurmak, beslemek 4 يطعم -اطعم To ask for food Yiyecek istemek 10 يستطعم -استطعم Feeding, giving food Doyurma, yiyecek verme 4 اطعام That which eats, will eat Yiyen, yiyecek olan 1 طاعم Food Yiyecek 1 طعام Taste Tad 1 طعم

Page 90: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

83

To defame Alay etmek, kınamak 1 طعن يطعن -طعن Defamation Alay طعنا To transgress, exceed limits Azmak, isyan etmek 1 طغي يطغى -طغى To make transgress, seduce Azdırmak 4 يطغي -اطغي False deities, transgressors Tağut طاغوت Overpowering blast Azgın vaka, korkunç ses طاغية Transgressors Azgınlar طاغين Transgression Azgınlık طغوا Transgression Azgınlık, tuğyan طغيان To extinguish Söndürmek 4 طفأ يطفئوا -اطفا Those who give less Tartıda eksik tartan 2 فين طفف مطف(Began Başladı 1 طفق طفق Child, baby Çocuk, bebek طفل اطفال -طفل To ask, request, demand Đstemek, aramak 1 طلب يطلب -طلب

That which asks, requests Talep eden, isteyen 1 طالب Asking, demanding Arama, isteme 1 طلبا One who is sought Talep edilen, istenen 1 مطلوب Banana trees Muz ağaçları طلح طلح To rise Yükselmek, doğmak 1 طلع يطلع - طلع To inform Bildirmek 4 يطلع - اطلع To understand, perceive, rise

Bilgi edinmek, anlamak, yükselmek

يط)لع - اط)لع 8Fruit, spathe Meyve, tomurcuk طلع Rising Doğuş طلوع Place/time of rise Doğuş yeri, doğuş zamanı مطلع -مطلع Those who are aware Haberdar olanlar 8 مط)لعون To divorce Boşamak 2 طلق يطل(ق -طل)ق To leave, to set out

Gitmek, ayrılmak, yola çıkmak

ينطلق -انطلق 7Divorce Boşama طلاق Divorced women Boşanmış kadınlar 2 مطل)قات Drizzle Hafif yağmur, çisenti 4طلل طل That it touches them (fm) Onlara dokunması 1 (طمث يطمثهن

Page 91: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

84

To efface, destroy, make blind

Silmek, yok etmek, kör etmek 1 طمس يطمس - طمس

To hope, expect Ummak, ümit etmek 1 طمع يطمع -طمع Hope Ümit طمعا

Calamity Felaket ة طمم طام)To be content, comforted, calm

Huzur bulmak, mutmain olmak

طمن يطمئن. -اطمان) 12

Content, secure Mutmain, huzurlu 12 4مطمئن Content, secure Mutmain, huzurlu 12 مطمئن)ة Content, secure (pl) Mutmain, huzurlu (çğ) 12 مطمئن(ين To become clean Temiz olmak 1 طهر يطهر -طهر

To purify, clean Temizlemek 2 ر ر - طه) يطه(To clean oneself Temizlenmek 5 ر ر يت -تطه) طه)To clean oneself Temizlenmek 8 ر اط)ه)Cleaner Daha temiz اطهر Cleaning Tertemiz yapma 2 تطهيرا Pure Tertemiz طهورا Who purify themselves Temizlenenler 5 رين متطه(Who purifies Tertemiz yapan ر مطه(Purified Temiz, tertemiz 2 رة مطه)Purified ones Temizlenenler (edilgen) رون مطه)Purified ones Temizlenenler 8 رين مط)ه(Mountain Dağ طود طود In stages Tavırdan tavıra طور اطوارا

Mountain, Mount Tur Dağ طور He is obeyed Đtaat edilir, sözü dinlenir 1 طوع يطاع

Prompted Yöneltti 2 عت طو)To obey Đtaat etmek 4 يطيع - اطاع He volunteered Gönüllü yaptı 5 ع تطو)To be able to Yapabilmek 10 يستطيع - استطاع They were able to Yapabildiler 10 اسطاعوا To be able Gücünün yetmesi 10 تسطع Willingly (pl) Đsteyenler 1 طائعين

Page 92: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

85

Obedience Taat, itaat طاعة Willingly Đsteyerek طوعا Obeyed Đtaat edilen 4 مطاع Those who give willingly Gönüllü verenler 5 عين مط)و(To circumambulate, go around

Sarmak, dolaşmak, tavaf etmek

طوف يطوف - طاف 1 To circumambulate Tavaf etmek 5 ف يط)و)

That which turns, circulates Gezinen, vesvese veren 1 طائف Group, sect, party Taife, topluluk طائفة Two groups, parties Đki taife, iki topluluk طائفتين - طائفتان Those who circumambulate Tavaf edenler 1 طائفين Those who go around, circumambulate

Dolaşanlar افون طو)Flood Tufan طوفان Their necks will be encircled Boyunlarına dolanacak 2 قون طوق سيطو)

They bear it with difficulty Ona zorlanırlar 4 يطيقونه Power, energy Takat, güç طاقة It became long, prolonged Uzadı 1 طول طال It prolonged Birbirini takip etti, uzadı 6 تطاول Wealth, length Servet, zenginlik طول In length Uzunluk bakımından طولاLong Uzun طويل We roll Düreriz 1 طوي نطوي Folding, rolling Dürme )طي Tuwa Tuva طوى Folded ones Dürülenler مطوي)ات It became good, clean, be suitable, remit

Temiz olmak, helal olmak, uygun olmak, bağışlamak

طيب طاب 1 Blessedness Tuba, mutluluk طوبى

Good, clean Đyi, temiz, güzel طي(بة -طي(ب Good, clean ones Đyi, temiz şeyler طي(بات Good, clean ones Đyiler, temizler طي(بين - طي(بون To fly Uçmak 1 طير يطير - طار

To ascribe evil omen, get bad omen

Uğursuz saymak, uğursuzluğa uğramak

يط)ي)ر -اط)ي)ر 8

Page 93: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

86

Bird, fate, account, bad omen Uçan, kuş, kader, hesap, uğursuzluk

طائر Bird Kuş طير Widespread Yayılmış 10 ستطيرا م Clay Balçık, kil طين طين Travel Seyahat ظعن ظعن To give victory Zafer vermek 4 ظفر يظفر -اظفر

Claw Tırnak ظفر To continue Kalmak, devam etmek 1 (ظلل يظل. - ظل We shaded Gölgelendirdik 2 ظل)لنا Shadow Gölge 4ظلال - ظل Shade, canopy Gölgelik ظل)ة Shades, canopies Gölgeler ظلل Shades, canopies Gölgeler ظليل To do injustice, oppress Zulmetmek, haksızlık etmek 1 ظلم يظلم - ظلم

To become dark Kararmak 4 لم يظ - اظلم Darker, more wrong Daha zalim, daha karanlık اظلم Unjust, oppressor Zalim 1 ظالمة -ظالم Unjust ones, oppressors Zalimler 1 ظالمين - ظالمون Unjust ones, oppressors Zalimler 1 ظالمى Very unjust, oppressor Çok zalim, zulümkar م( ظلاOppression, injustice Zulüm, haksızlık ظلم Darknesses Karanlıklar ظلمات Very unjust, oppressor Çok zalim ظلوم In darkness Karanlıkta olan 4 مظلمون -مظلما Wrongfully Mazlum, haksız yere 1 مظلوما That you feel thirst Susuzluk çekmen 1 ظمأ تظما Thirsty ones Susamış olanlar ظمئان Thirst Susuzluk ظما To assume, guess, believe

Düşünmek, zannetmek, inanmak

ظنن يظن. -ظن) 1 Those who assume Zannedenler 1 ظان(ين

Assumption Zan 1 4ا - ظنPظن

Page 94: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

87

To appear Görünmek, belirmek 1 ظهر يظهر -ظهر To support, pronounce zihar Desteklemek, zihar yapmak 3 يظاهر -ظاهر

To show, reveal, make appear

Açmak, açıklamak, göstermek

يظهر -اظهر 4You come to noon Öğle zamanına girersiniz 4 تظهرون To support each other Birbirini desteklemek 6 تظاهر Apparent, visible Açıkta olan, görünen 1 ظاهرة -ظاهر Dominant ones Üste çıkanlar, üstün gelenler 1 ظاهرين Back Sırt ظهور -ظهر Backs Arkaya ظهريا Supporter, helper Destekçi ظهير Noon Öğle ظهيرة To care Kıymet vermek 1 عبأ يعبؤا -يعبا You (pl) amuse yourselves Eğlenirsiniz 1 عبث تعبثون Useless, uselessly Abes, boş yere عبث To worship Tapmak, kulluk etmek 1 عبد يعبد - عبد

You enslaved Köle yaptın 2 (عب)دت Worshipper Tapıcı, tapan, kul 1 عابد Worshipping women Đbadet eden kadınlar 1 عابدات Worshipping men Đbadet eden erkekler 1 عابدين -عابدون Servants, slaves Kullar, köleler 1 عباد Worshipping Đbadet 1 عبادة Servant, slave Kul, köle 1 عبد Servants Kullar 1 عبيد To interpret Tabir etmek, yormak 1 عبر يعبر -عبر To draw a lesson Đbret almak 8 يعتبر -اعتبر Those who pass Geçenler 1 عابري Lesson Đbret عبرة To frown Kaş çatmak yüz ekşitmek 1 عبس يعبس -عبس

Frowning, harsh Asık suratlı عبوسا Carpets Halı iعبقر عبقرى To ask to do good Đyilik yapmak istemek 10 عتب ستعتب ي -استعتب

Those permitted to do good Đyilik yapmasına izin 4 معتبين

Page 95: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

88

verilenler

To prepare Hazırlamak 4 عتد يعتد - اعتد Ready Hazır عتيد

Ancient Eski عتق عتيق To drag Sürüklemek 1 عتل يعتل -عتل

Cruel Zorba, kaba iعتل To exceed bounds, disobey Đsyan etmek, azmak 1 عتو يعتو -عتى

Violent Azgın, şiddetli عاتية Insolence Azgınlık iعتو Extreme, rebellion Aşırı, isyan عتيا To discover Anlamak 1 عثر يعثر - عثر

To make it known, make it found

Bildirmek, buldurmak 4 يعثر -اعثر To act wickedly Kötülük yapmak 1 عثي يعثى - عثي To wonder, amaze Şaşırmak, şaşmak 1 عجب يعجب -عجب

To please, delight, appeal Hoşa gitmek, cezbetmek 4 يعجب -اعجب Curious, very strange Çok tuhaf عجاب Amazing, strange Acayip, garip عجبا -عجب Amazing Çok şaşılacak şey عجيب To become powerless, unable

Aciz kalmak 1 عجز يعجز -عجز To frustrate Aciz bırakmak 4 ز يعج -اعجز

Tree trunks Kütükler اعجاز Old, old woman Yaşlı, kocakarı عجوز Those trying to cause failure Aciz bırakmaya çalışanlar 3 معاجزين Causing failure Aciz bırakan 4 معجز Those causing failure Aciz bırakanlar 4 معجزين Lean, weak Zayıf, ince عجف عجاف To hasten Acele etmek 1 عجل يعجل - عجل To hasten

Acele ettirmek, çabuklaştırmak

ل 2 ل - عج) يعج(To hasten, cause to hasten Acele ettirmek 4 يعجل -اعجل To hasten Acele etmek 5 ل ل يتع - تعج) ج)To seek to hasten, to hurry Acele etmek, acele istemek 10 يستعجل -استعجل Immediate, instant Çabuk olan, peşin olan, acil عاجلة

Page 96: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

89

Haste Acele عجل Calf Buzağı عجل Ever hasty Çok aceleci عجولا Stranger, foreign Yabancı 4عجم اعجمي Strangers, foreigners Yabancılar اعجمين To count Saymak 1 (عدد يعد. - عد

He counted Saydı 2 د عد)To prepare Hazırlamak 4 (يعد. -اعد To count Saymak 8 (يعتد. - اعتد Those who count Sayanlar 1 ين عاد(Counting Sayma, tek tek sayma 1 عدا Preparation Hazırlık ة عد)Count, period Sayı, süre ة عد)Number, count Sayı, adet 1 عدد Counted, determined Sayılı, sayılan 1 معدود Counted, determined Sayılı, sayılanlar (dş) 1 معدودات - معدودة Lentil Mercimek عدس عدس To do justice, balance, consider equal, offer ransom

Adalet yapmak, dengelemek, eşit tutmak, fidye vermek

عدل يعدل - عدل 1 Justice, balance, ransom Adalet, denge, fidye 1 ل عد

Paradise of Adn, Eden Adn cenneti عدن عدن To exceed, transgress Aşmak, azmak, aşırı gitmek 1 عدو يعدو -عدى

You (pl) became enemies Düşman oldunuz 3 عاديتم That he transgresses Aşması, geçmesi 5 (يتعد To transgress, exceed Aşırı gitmek, haddi aşmak 8 يعتدي -اعتدي Enemies Düşmanlar اعداء Aad nation Ad kavmi عادا - عاد Transgressor Haddi aşan, azgın 1 عادون - عاد Those who race Koşanlar عاديات Enmity Düşmanlık عداوة Enemy Düşman 4عدو With enmity Taşkınlıkla عدوا Enmity Düşmanlık عدوان

Page 97: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

90

Side Yan, taraf عدوة Transgressor Haddi aşan 8 معتد Transgressors Haddi aşanlar 8 معتدين -معتدون To punish, chastise Azap etmek, cezalandırmak 2 ب ع عذب يعذ(ب - ذ)

Punishment Azap, ceza عذاب Fresh Tatlı عذب He who punishes Azap eden 2 ب معذ(Those who are punished Azap edilenler 2 بين معذ)To make excuses, apologize

Özür dilemek, mazeret göstermek

عذر تذر يع - اعتذر 8

Excuse Mazeret, özür عذر Excuse Mazeret معاذير - معذرة Those who make excuses Mazeret gösterenler 2 رون معذ(Bedouins Bedeviler عرب اعراب Devoted Seven, tutkun عربا Arabic Arapça 4عربي To ascend, rise Yukarıya çıkmak, yükselmek 1 عرج يعرج -عرج

Lame Topal اعرج Stairways Merdivenler معارج Date stalk Kuru hurma dalı عرجن عرجون Needy who ask Đsteyen fakirler (عرر معتر

Harm, distress Eziyet, utanç (ة معر To erect, build

Yükseltmek, dikmek, inşa etmek

عرش يعرش - عرش 1 Roofs Çatılar عرش

Throne Arş, taht عرش Trellised Çardaklı 1 معروشات To present, expose Arz etmek, sunmak 1 عرض يعرض -عرض

You (pl) hinted Üstü kapalı bildirdiniz 2 عر)ضتم To desert, leave, turn away Yüz çevirmek, terk etmek 4 يعرض - اعرض Desertion Yüz çevirme 4 اعراض Cloud Bulut عارض Width Genişlik عرض

Page 98: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

91

Commodities, goods Meta, menfaat عرض Presenting Arz etme, gösterme عرضا Excuse Engel, özür عرضة Wide, long Geniş, uzun عريض Those turning away Yüz çevirenler 4 معرضين -معرضون To know, recognize Bilmek, tanımak 1 عرف يعرف -عرف

To make known Bildirmek, tanıtmak 2 يعر(ف -ر)ف ع To know each other Tanışmak, birbirini bilmek 6 يتعارف -تعارف That you know each other Tanışmanız 6 (تتعارفوا) تعارفوا To confess Đtiraf etmek 8 يعترف -اعترف Araf Heights A’raf اعراف Good Đyilik, örf عرف One after the other Birbiri ardınca عرفا Arafat Arafat عرفات Known, accepted, good Bilinen, iyi, adet olan 1 معروف Known, accepted, good Bilinen, iyi, adet olan 1 معروفة Dam Bent عرم عرم To seize, possess Çarpmak 8 عرو يعتري - اعتري

Handhold, handle Kulp عروة That you become naked Çıplak kalman 1 عري تعرى Open shore Boş sahil, ıssız yer عراء To escape Gizlenmek, kaçmak 1 عزب يعزب -عزب To honor, assist

Saygı göstermek, yardım etmek

ر 2 ر - عز) عزر يعز(

Uzair (pbuh) Uzeyir (AS) عزير He overpowered me Bana üstün geldi 1 ني عزز عز)

We honored, gave power Kuvvetlendirdik, üstün kıldık 2 زنا عز)To give honor, make honorable

Şeref vermek, aziz kılmak 4 (يعز. - اعز More honorable, more powerful Daha aziz, daha kıymetli .اعز More honorable, more powerful Daha şerefli, daha güçlü ة اعز)Honor, power Đzzet, güç عزا Honor, power Đzzet, güç ة عز)

Page 99: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

92

Mighty, difficult Aziz, üstün, güçlü, zor عزيز To set aside Azletmek, bırakmak 1 عزل يعزل - عزل

To separate, keep away, withdraw

Terk etmek, el çekmek, uzak durmak

يعتزل - اعتزل 8Apart Ayrı معزل Banished ones Uzaklaştırılanlar 1 معزولون To resolve, determine Azmetmek 1 عزم يعزم - عزم Determination Azim, azim isteyen عزم Groups Gruplar عزن عزين You disagreed Anlaşmadınız 6 عسر تعاسرتم

Difficult Zor عسر Difficulty Zorluk عسرة - عسر Difficulty Zorluk عسرى Difficult Zor عسير It departed, darkened Gitti, karardı 1 عسعس عسعس Honey Bal عسل عسل Perhaps Ola ki 1 عسي عسى Live with them (imp, pl) Onlarla iyi geçinin 3 (عشر عاشروهن

Full-term she-camels Gebe develer عشار Ten On عشرة -عشر Ten On عشر Twenty Yirmi عشرون Friend Yardımcı, yardakçı عشير Relatives, tribe Kabile, aşiret عشيرة A tenth Onda bir معشار Assembly Topluluk معشر That he turns away Çekinmesi, kaçınması 1 عشي يعش Evening, in the evening Akşam عشو عشاء

Evening, in the evening Akşam )عشى Evening, in the evening Akşam عشي)ة Group, company Topluluk, grup عصب عصبة

Distressful Zor, sıkıntılı عصيب To squeeze, press Sıkmak, suyunu çıkarmak 1 عصر يعصر - عصر

Page 100: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

93

Whirlwind Kasırga اعصار Time, mid-afternoon Asır, zaman, ikindi vakti عصر Pressed ones, clouds Sıkışanlar (bulutlar) 4 معصرات Storm Şiddetli rüzgâr, fırtına صفع عاصفة - عاصف

Those that blow Esip savuranlar عاصفات Husk, straw Ekin yaprakları عصف Violently Şiddetli rüzgâr عصفا To defend, protect Korumak, kurtarmak 1 عصم يعصم -عصم

To grab, hold fast Yapışmak, tutmak 8 يعتصم -اعتصم To save or safeguard oneself Kendini korumak, korunmak 10 يستعصم -استعصم Defender, protector Koruyucu, kurtarıcı عاصم Marriage bond Nikâh عصم Staff, cane Âsa عصو عصى

Staffs, canes Sopaları, değnekleri .عصي To disobey, rebel Asi olmak, isyan etmek 1 عصي يعصي -عصى

Disobedient Âsi عصيا Disobedience Đsyan عصيان Disobedience Đsyan معصية Arm, helper Kol, yardımcı عضد عضدا To bite Isırmak 1 (عضض يعض. -عض That you (pl) hinder them (fm) Onlara engel olmanız 1 (عضل تعضلوهن In parts Parça parça عضو عضين His neck, arrogance Onun boynu, kibri عطف عطفه To leave, abandon Terk etmek 2 عطل يعط(ل - عط)ل

Abandoned Terk edilmiş, bırakılmış 2 معط)لة To give Vermek 4 عطو يعطي -اعطي He ventured Atıldı 5 تعاطى Gift, reward Verme, mükâfat عطاء To honor, show respect Saygı göstermek, ululamak 2 عظم يعظ(م -عظ)م

To glorify, exalt, dignify, honor

Yüceltmek, büyütmek 4 يعظم - اعظم Greater, greatest Daha büyük, en büyük اعظم Bone Kemik عظام -عظم

Page 101: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

94

Great Büyük, yüce, azametli عظيم Strong one, genie Zeki, uyanık, ifrit عفر عفريت To be chaste, modest, virtuous, pure

Đffetli olmak, namuslu olmak 10 عفف يستعف. -عف) است Restraint, chastity Đffetlilik 5 ف تعف.

To forgive, pardon Affetmek 1 عفو يعفو - عفى Forgiveness, surplus Af, fazlalık عفو

Oft-pardoning Çok affedici 4عفو Those who forgive Affedenler 1 عافين To look back Arkaya bakmak 2 ب ب - عق) عقب يعق(

He punished, penalized Ceza verdi 3 عاقب To punish, retaliate

Cezalandırmak, karşılık vermek

يعقب -اعقب 4Heels Ökçeler اعقاب End Son, akıbet عاقبة Punishment Cezalandırma عقاب Final end Sonuç, akıbet عقبا Steep path Sarp yokuş عقبة After him Ardından عقبه End, consequence Sonuç, akıbet عقبى Heels Topuklar عقبي That which follows Takip eden ب معق(Those who follow Takip edenler 2 بات معق(To tie knot, execute, contract Akdetmek, bağlamak 1 عقد يعقد - عقد You (pl) executed Akdettiniz 2 دت.م عق)Knots Düğümler عقد Knot Düğüm عقدة Contracts Akitler عقود To slaughter Kesmek, boğazlamak 1 عقر يعقر - قر ع

Barren Kısır عاقر To understand, reason Anlamak, akletmek 1 عقل يعقل -عقل Barren, unsuccessful Kısır, sonuçsuz عقم عقيم To worship devotedly Saygıyla ibadet etmek 1 عكف يعكف -عكف

Page 102: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

95

Devoted Đtikâfa giren, saygı gösteren 1 عاكف Devoted ones

Đtikâfa girenler, saygı gösterenler

عاكفين - عاكفون 1Prevented Alıkonulan 1 معكوفا Clinging substance, embrio Asılı olan, embriyo علق علقة - علق

Suspended Asılı 2 معل)قة To know Bilmek 1 علم يعلم -علم

To teach Öğretmek 2 يعل(م -عل)م To learn Öğrenmek 5 يتعل)م -تعل)م Mountains Dağlar اعلام He who knows better, knows best Daha iyi bilen, en iyi bilen اعلم Knower, that which knows Âlim, bilen 1 عالم Knowers, those who know Âlimler, bilenler عالمين - عالمون Worlds Dünyalar, alemler عالمين All-knower Çok bilen م( علاSigns, landmarks Alametler, belirtiler علامات Knowledge Đlim علم Knowers, those who know Alimler علماء All-knower Alim, bilen عليم Taught Öğretilen 4 معل)م Known Bilinen 1 معلوم Known ones Bilinenler 1 معلومات To announce, make public Đlan etmek, açığa vurmak 4 علن يعلن -اعلن

Openly, publicly Açıkça علانية To be high, overcome Üstün olmak, büyüklenmek 1 علو يعلو - علا

High, exalted Yüce, yüksek 5 تعالى Come (imp, pl) Gelin 5 تعالين -تعالوا To dominate Üstün gelmek 10 يستعلي -استعلي Superior ones Üstün olanlar اعلون Highest Daha yüksek, üstün اعلى Arrogant Büyüklük taslayan عال High, elevated Üstün عاليا

Page 103: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

96

High, elevated Üstün عالية Exalted ones Büyüklenen, yüksek عالين Upside, high part Üstü, üst tarafı عالي Height, haughtiness Üstünlük iddiası علوا High, exalted Yüce على High, most high Yüksek, yüce 4علي Highest En yüce عليا Illiyun Đlliyyun عل(ي(ين - عل(ي.ون Most high Çok yüce 6 متعال He intended Đstedi, taammüden yaptı 5 دت عمد تعم)

Pillar Direk عماد - عمد Intentionally Đsteyerek, taammüden 5 دا متعم(To build Đmar etmek 1 عمر يعمر -عمر

To grant life Ömür vermek 2 ر ر -عم) يعم(To make umrah, visit Kaaba Umre yaptı 8 يعتمر -اعتمر To settle Yerleştirmek 10 يستعمر - استعمر Maintenance Đmar, bakım ve onarım عمارة Life, age Ömür, hayat عمر Umrah Umre عمرة By your life Ömrüne andolsun عمرك Who is given life Yaşatılan, ömür verilen 2 ر معم)Built up Đmar edilmiş 1 معمور Deep Derin عمق عميق To do, work, perform Çalışmak, yapmak, işlemek 1 عمل يعمل - عمل

Deeds, works, activities Đşler, ameller, faaliyetler 1 اعمال Doer, worker, performer Đş yapan, çalışan 1 عامل Doer, worker, performer Đş yapan, çalışan 1 عاملة Doers, workers, performers Đş yapanlar, çalışanlar 1 عاملين -عاملون Work, activity, deed Đş, amel, faaliyet 1 عمل Regarding deed Amel olarak, iş bakımından 1 عملا Paternal uncles Amcalar عمم اعمام

Paternal aunts Halalar ات عم)

Page 104: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

97

Your paternal uncle Amcan ك عم(They wander blindly Şaşkınlık içinde gezinirler 1 عمه يعمهون To become blind Kör olmak 1 ميع يعمى -عمي

Made blind, obscured Kör edildi, örtüldü 2 يت عم(Blind Kör, âmâ اعمى Blind ones Körler عمون Blindness Körlük عمى Blind Kör عمي Blindly Körlükle عميانا Blind ones Körler عمين Grape Üzüm عنب اب اعن - عنب To cause distress Sıkıntıya düşürmek 1 عنت يعنت - عنت

To put someone into hardship Sıkıntıya sokmak, zorlamak 4 يعنت - اعنت Distress Sıkıntı عنت With, near, by Katında عند عند

Stubborn Đnatçı, rakip نيداع - عنيد Neck Boyun عنق اعناق - عنق Spider Örümcek عنكب عنكبوت Humbled Boyun eğdi 1 عنو عنت To make covenant Ahit vermek, sözleşmek 1 عهد يعهد - عهد

To make covenant Sözleşmek, ahitleşmek 3 يعاهد -عاهد Covenant, promise Ahid, söz 1 عهد Colored wool Renkli yün عهن عهن Crookedness Eğrilik عوج عوج To return Geri dönmek, iade etmek 1 عود يعود - عاد

To return, to give back Geri getirmek, geri vermek 4 يعيد -اعاد Those who return Geri dönenler 1 عائدون Festival Bayram عيدا Place of return Dönüş yeri 1 معاد To seek refuge Sığınmak 1 عوذ يعوذ - عاذ

To give shelter Sığındırmak 4 يعيذ -اعاذ To seek refuge, to take refuge

Sığınmak 10 يذ يستع -استعاذ

Page 105: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

98

I seek refuge in Allah Allah’a sığınırım معاذ الل�ه Private parts, private times Avret yerleri, özel zamanlar عور عورات

Exposed Açıkta, avret عورة Those who hinder Alıkoyanlar 2 قين عوق معو(To oppress Adaletsizlik yapmak 1 عول يعول -عال Year Yıl, sene عوم عام Two years Đki sene عامين To help Yardım etmek 4 عون يعين - اعان

To help each other Yardımlaşmak 6 يتعاون -تعاون To seek help Yardım istemek 10 يستعين -استعان Middle aged Orta yaşlı عوان Whose help is sought Yardımına sığınılan 10 مستعان To cause defect Ayıplı kılmak 1 عيب يعيب -عاب Caravan Kervan عير عير Life Hayat عيش عيشة

Livelihood Geçimlik معاشا Livelihood Hayat ش معاي Livelihood Geçim معيشة Needy, in need Fakir عيل عائلا

Poverty Fakirlik عيلة Eye Göz عين اعين - عين

Spring Pınar عيون - عين Large eyes Đri gözlü عين Water spring, flowing Su pınarı, akan معين To become tired Yorulmak 1 (عيي يعي - عي Those who stay behind Geride kalanlar غبر غابرين Dust Toz غبرة Mutual loss Aldanış 6 غبن تغابن Rubbish of dead leaves Çer-çöp غثو غثاء To leave Ayrılmak 3 غدر يغادر -غادر Abundant Bol غدق غدقا To leave in the morning Sabahleyin ayrılmak 1 غدو يغدو -غدى

Page 106: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

99

Tomorrow Yarın غدو غد Meal Gıda, yemek غداء

Morning Sabah غداة Morning, morning course Sabah, sabah esişi )غدو To set Batmak 1 غرب غرب ي - غرب

Crow Karga غراب Intensely black Kapkara غرابيب Western Batıda )غربي)ة - غربي Setting Batma, batış غروب Wests Batılar مغارب West Batı مغرب Two wests Đki batı مغربين To deceive Aldatmak 1 (غرر يغر. - غر

Deceiver Aldatan, aldatıcı غرور Deception, delusion Aldanış غرور He took a handful Avuçladı 8 غرف اغترف

Chamber, palm, hollow Oda, avuç, yüksek yer غرفة - غرف Lofty dwellings Yüksek köşkler غرفات To drown Suda boğmak 4 غرق يغرق -اغرق

Drowning Boğma غرق Violently Şiddetle غرقا Who are drowned Batırılanlar, boğulanlar 4 غرق مغرقين -مغرقون Those in debt Borçlular غرم غارمين

Inseparable, continuous Sargın, sürekli غراما Loss, debt Borç, ziyan مغرم Those in debt, loss Borçlular, ziyanda olanlar 4 مغرمون To stir up, incite desire Kışkırtmak, karıştırmak 4 غرو يغري -اغري Yarn Đplik غزل غزل Fighting Savaş ىPغزو غز Darkness Karanlık غسق غاسق

Cold, purulence Soğuk, irin اق غس)Darkness Karanlık غسق

Page 107: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

100

To wash Yıkamak 1 غسل يغسل - غسل To wash oneself Yıkanmak 8 يغتسل -اغتسل

Purulence Đrin غسلين Means to be washed Yıkanılacak 8 مغتسل To cover Örtmek 1 غشو يغشی -غشي

To cover Örtmek 2 ى ی -غش) يغش(To cover Örtmek, sarmak 4 يغشي -اغشي It covers Sarıp örter 5 ى تغش)To get covered up Bürünmek, örtünmek 10 يستغشي - استغشي Overwhelming Kuşatan, saran غاشية Veil, cover Örtü غشاوة Covering Örtü غواش Fainting Bayılan )مغشي By force Zorla غصب غصبا Choking Boğazı tıkayan ة غصص غص)To be angry Gazap etmek, kızmak 1 غضب يغضب -غضب

Anger, wrath Gazap, kızgınlık 1 غضب Angry Kızgın, gazaplı غضبان Angrily Öfkeli 3 مغاضبا Earned anger Gazaba uğramış 1 مغضوب To lower Đndirmek 1 (غضض يغض. -غض To make dark Karartmak 4 غطش يغطش -اغطش Cover Örtü غطو غطاء To forgive Bağışlamak 1 غفر يغفر - غفر To ask forgiveness Bağışlanma dilemek 10 يستغفر - استغفر Asking for forgiveness Đstiğfar, bağışlanma dileme 10 استغفار That which forgives Bağışlayan 1 غافر Those who forgive Bağışlayanlar 1 غافرين Oft-forgiving Çok bağışlayan ار غف)Forgiveness Bağışlama غفران Oft-forgiving Çok bağışlayan غفور Those who ask forgiveness Bağışlanma dileyenler 10 مستغفرين

Page 108: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

101

Forgiveness Mağfiret, bağışlanma 1 مغفرة To become unaware, heedless

Gafil olmak 1 غفل يغفل - غفل To make someone neglectful Gaflete düşürmek 4 يغفل - اغفل

Heedless, unaware Gafil 1 غافل Unaware ones (fm) Gafiller (dş) 1 غافلات Unaware ones Gafiller 1 غافلين -غافلون Heedlessness, neglect Gaflet غفلة To defeat Yenmek, galip gelmek 1 غلب يغلب - غلب

Victorious Galip 1 غالب Victorious ones Galipler 1 غالبين - غالبون Thick foliage Đri, gür غلبا Their defeat Onların yenilgisi غلبهم Defeated Mağlup, yenilmiş 1 مغلوب To become thick Sert olmak 1 غلظ يغلظ - غلظ

To become thick Kalınlaşmak 10 يستغلظ -استغلظ Strong, severe, harsh Katı, ağır, zor, sert غلاظ Harshness Sertlik غلظة Strong, severe, harsh Ağır, zor, sert, katı غليظ Wrapped Kılıflı غلف غلف She closed Kapattı 2 غلق غل)قت To defraud, shackle Hıyanet etmek, zincirlemek 1 (غلل يغل. -غل

Fetters, shackles, yokes Kelepçeler, halkalar, bukağılar اغلال

Malice, rancor Kin iغل Chained, tied Bağlı, asılı مغلولة Son, boy Oğlan çocuk غلم غلام

Youths Gençler غلمان That you (pl) commit excess Aşırı gitmeniz 1 غلو تغلوا To boil Kaynamak 1 غلي يغلو -ى غل

Boiling Kaynama غلى Agonies Acılar, ızdıraplar غمر غمرات

Confusion Gaflet, dalgınlık غمرة

Page 109: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

102

To wink at each other Kaş-göz işareti yapmak 6 غمز يتغامز - تغامز To close eyes on something, disdain

Gözünü yummak, tenezzül etmemek

غمض يغمض -اغمض 4

Distress Gam iغمم غم Clouds Bulutlar غمام

Doubt Şüphe ة غم)To get spoils of war Ganimet almak 1 غنم يغنم -غنم Sheep Koyun غنم Booties, spoils Ganimetler مغانم To live, prosper Yaşamak, zenginleşmek 1 غني يغنى -غني

To make rich, avail, save Zenginleştirmek, kurtarmak, fayda vermek

يغني -اغنى 4To do without, be rich, disdain

Kendini yeterli görmek, zengin olmak, kaçınmak 10 يستغني -استغني

Rich ones, those free from want Zenginler اغنياء Self-sufficient, rich Zengin, ihtiyaçsız, bağımsız 4غنى Those who avail, avert Bertaraf edenler 4 مغنون Cave Mağara غور غار

Sunken Suyu çekilen غورا Caves Mağaralar غارات م They dive Dalgıçlık yaparlar 1 غوص يغوصون

Diver Dalgıç, dalan اص غو)Toilet Hela, tuvalet غوط غائط Bad effect Aklı giderme غول غول Erred, went astray Aldanmak, azmak 1 غوي يغوى -غوى

To cause someone to go astray

Azdırmak, saptırmak 4 يغوي -اغوي Deviators Azgınlar 1 غاوين -غاوون Deviator Azgın 4غوي Evil, error Sapıklık, hata, kötülük )غي To backbite Gıybet etmek 8 غيب يغتاب -اغتاب

Unseen Görünmeyen, saklı غائبة Unseen ones Görünmeyenler, saklılar غائبين Bottom Dip غيابت Unseen Görünmeyen, gayb غيب

Page 110: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

103

Unseen ones Gaybler غيوب To provide help, water Yardım sağlamak, sulamak 4 غيث يغاث - اغاث

To cry for aid, ask for help Yardım istemek 10 يستغيث - استغاث Rain Yağmur غيث He changes Değiştirir 2 غير يغي(ر

That it changes Bozulması, değişmesi 5 يتغي)ر Other than, not Değil, başka غير Who changes Değiştiren 2 مغي(را Those who charge Baskın yapanlar 4 مغيرات Subsided Çekildi 1 غيض غيض

They decrease Eksiltir 1 تغيض It enrages Öfkelendirir 1 غيظ يغيظ

Raging Öfkelenme 5 تغي.ظا Those who are angered Kin besleyenler, öfkelenenler 1 غائظون Rage, anger Kızgınlık, öfke 1 غيظ Heart, bosom Kalp, sine فأد افئدة - فؤاد Group, company Topluluk فأي فئة That you do not stop Durmaman 1 فتأ تفتا To open, give victory Açmak, zafer vermek 1 فتح يفتح - فتح

They are opened Açılır 2 (ح تفت To ask for victory Zafer istemek 10 يستفتح - استفتح Those who open Açanlar 1 فاتحين That which opens Açan, açıcı فت)اح Victory Fetih, zafer 1 فتح Keys Anahtarlar مفاتح Opened Açılmış 2 مفت)حة They slacken Gevşerler 1 فتر رون يفت

It is slackened Gevşetilir 2 يفت)ر Interval Devir, dönem فترة We separated Ayırdık 1 فتق فتقنا Hair on a date seed Hurma çekirdeğinin lifi فتل فتيلا To test, try, persecute

Denemek, sınamak, zorlamak

فتن يفتن -فتن 1

Page 111: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

104

Those who put into trial Fitneye düşürenler 1 فاتنين Test, trial Đmtihan, deneme, fitne 1 فتنة Trial, test Đmtihan, deneme 1 فتونا Afflicted one, mad Fitnelenmiş, delirmiş 1 مفتون To give legal opinion, decree

Fetva vermek, hüküm vermek

فتي يفتي - افتي 4 To ask for an judgment Fetva istemek 10 يستفتي -استفتي

Young man, servant Delikanlı, yardımcı فتا Youth, young Genç فتى Young girls, maid servants Genç kızlar, hizmetçiler فتيات Young men Gençler فتيان His men servants Gençleri, hizmetçileri فتيانه Youths, young men Gençler فتية Broadness, broad way Genişlik iفجج فج

Broad, wide Geniş فجاجا To cleave, make flow, give lie

Yarmak, akıtmak, yalanlamak

رفج يفجر -فجر 1

That you cause to flow Fışkırtmak, akıtmak 2 رر ر -فج) يفج(To gush forth Fışkırmak 5 ر يتفج)To gush forth Yarılmak, fışkırmak 7 ينفجر -انفجر Flowing, gushing forth Fışkırma, yarılma 2 تفجيرا Wicked Facir, ahlaksız 1 فاجرا Wicked ones Facirler, günahkarlar ار فج)Dawn Fecir فجر Wicked ones Facirler, günahkarlar فجرة Wickedness Kötülük فجور Open space Geniş yer فجو فجوة Immorality Çirkinlik, ahlaksızlık فحش فاحشة

Immoral Ahlaksız, fuhuş فحشاء Immoralities Ahlaksızlıklar فواحش Boasting Öğünme 6 فخر تفاخر

Pottery, baked clay Pişmiş çamur ار فخ)Boastful Övünen فخور

Page 112: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

105

We ransomed him Ona fidye verdik 1 فدي فديناه You (pl) ransom them Onlarla fidyeleşirsiniz 3 تفادوهم

To pay ransom Fidye vermek 8 يفتدي - افتدى Ransom Fidye فداء Ransom Fidye فدية Sweet Tatlı su فرت فرات Dung Fışkı فرث فرث Is cleft asunder Yarıldı 1 فرج فرجت

Private parts, chastity Edep yeri, ırz, namus فروج -فرج Rifts Çatlak فروج To rejoice Sevinmek 1 فرح يفرح -فرح

Rejoicing Sevinçli فرح Those who rejoice Sevinenler فرحين -فرحون Alone Tek başına فرد فرادى Alone Tek başına فردا To flee Kaçmak, firar etmek 1 (فرر يفر. -فر Fleeing Kaçış فرار Place of fleeing Kaçacak yer .مفر We spread Döşedik 1 فرش فرشنا

Moths Pervaneler فراش Couch, mattress Yayılan, yatak فراشا Mattresses, couches Döşekler فرش Spread Sergi, yaygı فرشا To ordain, make obligatory Farz kılmak, vazife kılmak 1 فرض يفرض - فرض Old Yaşlı فارض Obligation Görev, mehir فريضة Appointed, obligatory Farz kılınmış 1 مفروضا That he exceeds Aşırı davranması 1 فرط يفرط Excess Aşırılık فرطا To neglect Đhmal etmek 2 يفر(ط -فر)ط Those sent before, abandoned

Önde gidenler, terk edilenler 4 مفرطون Branch Dal فرع فرع

Page 113: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

106

To finish, become free Bitirmek, boş kalmak 1 فرغ يفرغ –فرغ To pour down, empty

Dökmek, yağdırmak, boşaltmak

يفرغ - افرغ 4Empty Boş فارغا To separate Ayırmak 1 فرق يفرق - فرق

To separate, divide Ayırmak, bölmek 2 يفر(ق - فر)ق To become divided Ayrılığa düşmek 5 يتفر)ق - تفر)ق Division Ayrılık تفريقا Those who separate Ayıranlar, seçenler فارقات Separation Ayrılık فراق Part Parça فرق Separation Ayırma فرقا That which separates right from wrong

Doğruyu yanlışı ayırt eden فرقان Group, sect Fırka, grup فرقة Group, sect Bölük, grup, fırka فريق Different Ayrı, farklı 5 قة متفر(Different Ayrı, farklı (çğ) 5 قون متفر(Skillfully Ustalıkla فره فارهين To fabricate, slander, forge Uydurmak, iftira etmek 8 فري يفتري - افترى

Libel, fabrication, slander Đftira, uydurma 8 افتراء Amazing thing Çirkin, tuhaf فريا Fabricator, inventor Uyduran, iftira eden 8 مفتر Fabricators, inventors Uyduranlar, iftira edenler 8 مفترين -مفترون Fabricated, invented Uydurulmuş 8 مفترى Fabricated things Uydurulanlar 8 مفتريات To remove, expel, provoke

Çıkarmak, yerinden oynatmak

فزز يستفز. -استفز) 10

To fear Korkmak 1 فزع يفزع - فزع Fear is removed Korkusu giderildi 2 ع فز(

Terror, fear Korku 1 فزع To make room Yer açmak 1 فسح يفسح -فسح

Make room (imp, pl) Yer açın, genişleyin 5 حوا تفس)To corrupt, become corrupted Bozulmak 1 فسد يفسد -فسد

Page 114: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

107

To spoil, corrupt Đfsad etmek, bozmak 4 يفسد - افسد Corruption Bozgunculuk, fesat فساد Corrupter Đfsad eden, bozan 4 مفسد Corrupters Đfsad edenler, bozanlar 4 مفسدين -سدون مف Explanation, interpretation Tefsir, açıklama 2 فسر تفسيرا To disobey, sin Günah işlemek, isyan etmek 1 فسق يفسق - فسق

Disobedient Yoldan çıkan, fasık 1 فاسق Disobedient ones Fasıklar 1 فاسقين - فاسقون Disobedience,sin Yoldan çıkma, günah فسق Sins Günahlar فسوق To lose courage, lose heart

Çözülmek, cesaretini kaybetmek

فشل يفشل - فشل 1

More eloquent Daha fasih, güzel konuşan فصح افصح To separate, decide Ayırmak, ayrılmak 1 فصل يفصل - فصل

To explain in detail Detaylı olarak açıklamak 2 ل ل فص) يفص(Explanation, detail Tafsil, açıklama 2 تفصيل Those who separate, decide Ayıranlar, ayırt edenler 1 فاصلين Separation, weaning Ayırma, sütten kesme فصال Separation, judgement Ayırma, hüküm فصل Family Aile فصيلة Explained in detail Açıklanmış 2 لا مفص)Explained in detail (fm, pl) Açıklanmış olanlar (dş) 2 لات مفص)Breaking Kopma 7 فصم انفصام That you (pl) shame me Beni utandırmanız 1 فضح تفضحون To disperse, rush Dağılmak, akın etmek 7 (فضض ينفض. -انفض

Silver Gümüş ة فض)To grant favor, prefer Nimet vermek, tercih etmek 2 ل ل - فض) فضل يفض(That he asserts superiority Üstünlük taslaması 5 ل يتفض)Excellence, preference Faziletlilik, lutfetme 2 تفضيلا Grace, bounty Fazl, ihsan, lütuf 1 فضل Have sexual intercourse Cinsi temas etmek 4 فضو افضاى To create, split Yaratmak, yarmak 1 فطر يفطر - فطر They (fm) break up, split Çatlarlar (dş) 5 يتفط)رن

Page 115: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

108

To cleave asunder Yarılmak 7 ينفطر -انفطر Creator, splitter Yaratıcı, yaran 1 فاطر Creation Yaratış فطرة Flaw, crack Çatlak فطور Splitting, breaking Yarılan, çatlayan 7 منفطر Rude Sert, kaba فظظ فظا To do Yapmak 1 فعل يفعل -فعل

Doer Yapan 1 فاعل Doers Yapanlar 1 فاعلين - فاعلون Doer Yapan, çok ve kuvvetli yapan ال فع)Action, deed, verb Fiil, iş 1 فعل Your deed Senin yaptığın فعلتك Done, executed Yapılan 1 مفعولا To miss, lose Kaybetmek 1 فقد يفقد - فقد

He inspected Teftiş etti 5 د تفق)Back breaking Bel kıran فقر فاقرة

Poverty Fakirlik فقر Poor Fakir فقراء - فقير Bright yellow Parlak sarı فقع فاقع To understand Anlamak 1 فقه يفقه -فقه

That they understand well Đyice anlamaları 5 هوا يتفق)To ponder Düşünmek 2 فكر يفك(ر -فك)ر

To think deeply, ponder Düşünmek, tefekkür etmek 5 فك)ر يت - تفك)ر Freeing Serbest bırakma, çözme 1 .فكك فك Abandoned ones Ayrılanlar 7 منفك(ين You (pl) wonder Şaşarsınız 5 فكه تفك)هون Fruit Meyve فاكهة Those who amuse Zevk edenler, eğlenenler فاكهين - فاكهون Those who amuse Zevk edenler, eğlenenler فكهين Fruits Meyveler, yemişler فواكه To be successful, be saved Başarmak, kurtulmak 4 فلح يفلح - افلح

Successful ones Başarılı olanlar, kurtuluşa erenler

مفلحين - مفلحون 4

Page 116: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

109

To split, Yarılmak 7 فلق ينفلق - انفلق That which parts, cleaves Yaran 1 فالق Dawn Şafak فلق Orbit Yörünge فلك فلك

Ship Gemi فلك That person Filan kişi فلن فلانا That you (pl) think me weak in mind

Beni aklen zayıf görmeniz 2 فند فن(دون ت

Branches Dallar فنن افنان That which perishes Fani 1 فني فان He made him understand Anlamasını sağladı 2 م فهم فه)It escaped Kaçtı 1 فوت فات Fault Aykırılık, uygunsuzluk 6 تفاوت Escape Kaçma فوت Group, crowd Bölük, grup, dalga فوج افواج -فوج To overflow, boil Kaynamak, taşmak 1 فور يفور - فار Suddenly Aniden فور To succeed Başarmak 1 فوز يفوز -فاز

Successful ones Kurtuluşa erenler, başaranlar 1 فائزون Success Başarı 1 وز ف Success, salvation Kurtuluş, başarı 1 مفازة - مفازا I entrust, commit Ismarlarım, bırakırım 2 ض فوض افو(To regain consciousness, awake

Ayılmak, kendine gelmek 4 فوق يفيق - افاق

Delay Gecikme فواق Above, over Yukarı, üst فوق Garlic Sarımsak فوم فوم Mouth Ağız فوه افواه -فاه To return Dönmek 1 فيأ يفيء - فاء He gave Verdi 4 افاء They incline Eğilirler 5 يتفي)ا It flows Akar 1 فيض تفيض To engage, flow, return Dalmak, akmak, dönmek 4 يفيض -افاض

Page 117: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

110

Elephant Fil فيل فيل Despised Đğrenilenler 1 قبح مقبوحين To bury, put in a tomb Gömmek, kabre koymak 4 قبر يقبر - اقبر

Grave Kabir, mezar قبور -قبر Graves Kabirler مقابر To take fire/light Ateş almak 8 قبس يقتبس -اقتبس

Burning brand Kor, ateş قبس To withhold, decrease Kısmak, tutmak 1 قبض يقبض -قبض

Grasping Yakalama قبضا Handful, in hand Avuç, elinde قبضة Taken Alınmış 1 مقبوضة To accept Kabul etmek 1 قبل يقبل -قبل

To approach, draw near, turn towards

Yüzünü dönmek, yönelmek 4 يقبل -اقبل To accept Kabul etmek 5 يتقب)ل - تقب)ل Acceptor Kabul eden قابل Tribes Kabileler قبائل Before Önce قبل Front, face Ön, karşı قبلا Direction of prayer Kıble قبلة Towards, resistance -e doğru, mukavemet قبل Acceptance Kabul قبول Face to face Ön, karşı قبيلا His tribe Kabilesi قبيله Facing each other Karşılıklı 6 متقابلين Approaching Yaklaşan 10 مستقبل That they become stingy Cimrilik etmeleri 1 قتر يقتروا

Dust Toz قتر Darkness Karanlık قترة Stingy, niggardly Çok cimri قتورا Poor Eli dar, zengin olmayan مقتر To kill Öldürmek 1 قتل يقتل -قتل

To kill, massacre Katletmek 2 يقت(ل -قت)ل

Page 118: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

111

To fight Savaşmak 3 يقاتل -قاتل To fight, kill each other Savaşmak, birbirini öldürmek 8 يقتتل -اقتتل Killing Katletme 2 تقتيلا Fighting, war, battle Savaş قتال Killing Öldürme 1 قتل Murdered ones Öldürülenler قتلى Cucumber Salatalık قثأ قث)ائ To attempt, make an attempt

Atılmak, aşmak, kendini atmak

قحم يقتحم -اقتحم 8 Shoved Tıkılan 8 قتحم م

Striking Vuran, çarpan قدح قدحا She tore Yırttı (dş) 1 قدد قد)ت

Different, in slices Farklı, dilim dilim 1 قددا To decree, have power, measure, restrict

Karar vermek, güç yetirmek, ölçmek

قدر يقدر - قدر 1 To restrict Azaltmak 1 قدر على

To determine, plot Tayin etmek, ölçmek 2 ر ر - قد) يقد(Measure, fate, appraisal Ölçü, kader, takdir 2 تقدير Able, capable, powerful Kâdir, kudretli 1 قادر Capable, powerful (pl) Kâdir olanlar, kudretliler 1 قادرين -ادرون ق Appraisal, value, measure Kader, ölçü, kıymet 1 قدر Measure, value, means Ölçü, miktar, kader 1 قدر Cooking pots Kazanlar قدور All-Powerful Kadîr, her şeye gücü yeten 1 قدير Powerful, able Kudret sahibi, muktedir 8 مقتدرون - مقتدر Quantity, measure Miktar, ölçü 1 مقدار Destined, determined Takdir edilmiş 1 مقدورا We bless Takdis ederiz 1 قدس نقد(س

Holy, sacred Kutsal, mukaddes قدس Holy One Kuddûs, mukaddes قد.وس Holy, sacred Mukaddes, kutsal 2 س سة - مقد) مقد)To proceed, precede Öne geçmek, önden gelmek 1 قدم يقدم -قدم

To send forth Đleri göndermek, önden göndermek

م 2 م -قد) يقد(

Page 119: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

112

To precede Önden gelmek 5 م م -تقد) يتقد)To seek to advance, precede

Önceden gelmek, önden göndermek

يستقدم -استقدم 10Former ones, ancient ones Eskiler اقدمون Foot Ayak اقدام -قدم Position Kademe, makam قدم Old, ancient Eski قديم Preceding ones Önce geçenler 10 مستقدمين To follow, imitate, copy Uymak, taklit etmek 8 قدو يقتدي - اقتدي

Followers Uyanlar, takip edenler 8 مقتدون To throw, cast Atmak 1 قذف يقذف - قذف To read Okumak 1 قرأ يقرا - قرا

To make one read Okutmak 4 يقرئ -اقرا Quran Kur'an القران Quran, reading Kur'an, okuma قران Its reading Onun okunması قرانه Menstruation periods Adet dönemleri قروء He approaches Yaklaşmak 1 قرب يقرب -قرب

To bring close Yaklaştırmak 2 يقر(ب -قر)ب To come near, approach Yaklaşmak 8 يقترب -اقترب Closer Daha yakın اقرب Close relative Yakın akrabalar 1 اقربين -اقربون Means of closeness Yakınlıklar قربات Sacrifice Kurban قربان Closeness Yakınlık قربة Close ones, relatives Yakınlık, yakınlar قربى Close, near Yakın قريب Closeness, relationship Yakınlık 1 مقربة Those brought near Yakınlaştırılanlar 2 مقر)بين - مقر)بون Wound, injury Yara قرح قرح Monkeys Maymun قرد قردة To become cool Aydınlanmak, serinlemek 1 (قرر يقر. -قر

Let it comfort Aydın olsun 1 قر(ي

Page 120: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

113

To confirm, affirm Đkrar etmek, kabul etmek 4 (يقر. - اقر To remain firm, stabilize Karar bulmak, yerinde

durmak 10 (يستقر. -استقر Firmness, stability Karar, sağlamlık قرارا - قرار Comfort Aydınlık ة قر)Comfort of eyes Gözlerin aydınlığı ة اعين قر)Crystals Billurlar قوارير Place/time of settlement Karar yeri, zamanı 10 4مستقر Settled Kararlaşmış 10 4مستقر It passes Geçer 1 قرض تقرض

To lend, advance a loan Ödünç vermek, borç vermek 4 يقرض -اقرض Loan Ödünç قرضا Paper Kâğıt قرطس طيس قرا - قرطاس Striking calamity Felaket, kapı çalan قرع قارعة To commit a sin, earn Günah işlemek, kazanmak 8 قرف يقترف -اقترف

Committing ones Yapanlar 8 مقترفون Generation, period Nesil, zaman قرن قرون - قرن

Companion Arkadaş قرناء - قرين Accompanying ones Eşlik edenler 8 مقترنين Bound ones Bağlanmış (çğ) 2 مقر)نين Capable ones Gücü yetenler 4 مقرنين Town, city Köy, şehir قري قرى -قرية Lion Aslan قسر قسورة Priests Keşişler, papazlar يسين قسس قس(To be just, act justly, deal fairly

Adil olmak 4 قسط يقسط -اقسط More just, fairer Adil, daha adil اقسط

Unjust ones Adaletsiz olanlar قاسطون Justice Adalet قسط Those who act justly Adaletli olanlar 4 مقسطين Balance Kıstas, denge سقسط قسطاس To distribute Bölmek, dağıtmak 1 قسم يقسم -قسم

He swore Yemin etti 3 قاسم

Page 121: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

114

To swear by, to take an oath Yemin etmek 4 يقسم - اقسم They swore to each other Yeminleştiler 6 تقاسموا To seek to divide, to draw lots Bölüşmek, kura çekmek 10 يستقسم -استقسم Oath Yemin قسم Share, division Kısmet, pay قسمة Those who divide Bölücüler, paylaştırıcılar 10 مقتسمين Those who divide (pl) Taksim edenler 2 مات مقس(Divided Ayrılmış 1 مقسوم It hardened Sertleşti, katılaştı 1 قسو قست

Hardness Katılık قاسية Hardness Sertlik, katılık قسوة To shiver, tremble Ürpermek 4 (قشعر يقشعر. - اقشعر Be moderate (imp) Ölçülü ol 1 قصد اقصد

Easy Kolay قاصدا Direction Yön, istikamet قصد Moderate Orta, ılımlı 8 مقتصدة - مقتصد He shortens Kısaltır 1 قصر يقصر

They cease Bırakırlar 1 يقصرون Companions of modest gaze Bakışlarını kısaltmış eşler قاصرات Palace, fortress Saray, köşk قصور -قصر Shortened Kısaltılmış 2 رين مقص(Restrained Kapanmış 1 مقصورات To narrate Anlatmak 1 (قصص يقص. -قص

Legal retribution Kısas قصاص Narration, story Kıssa, hikaye قصص Retracing Geri dönme قصصا Hurricane Fırtına قصف قاصفا We shattered Helak ettik 1 قصم قصمنا Remotest, furthest Öbür ucu, uzak, en uzak قصو اقصى

Farther, far side Uzak taraf قصوى Remote Uzak قصيا Green fodder Yonca, otlak قضب قضبا

Page 122: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

115

To collapse Yıkılmak 7 (قضض ينقض. -انقض To decree, execute Karar vermek, icra etmek 1 قضي يقضي -قضى

To kill Öldürmek 1 قضى على That which decrees Hüküm veren 1 قاض End Son, işi bitiren قاضية Decreed Hükme bağlanmış 1 مقضيا Sides, zones, regions, limits Uçlar, bucaklar, sınırlar قطر اقطار

Molten copper Erimiş bakır قطرا - قطر Tar Katran قطران Share Pay (قطط قط To cut Kesmek 1 قطع يقطع -طع ق

To cut, divide Kesmek 2 يقط(ع -قط)ع To cut off, sever Kopmak, ayrılmak 5 تقط)ع That which cuts, decides Kesip atan, karalaştıran قاطعة Part, portion Kısım, parça قطع Cut off, limited Kesilmiş 1 مقطوعة - مقطوع Clusters Salkım قطف قطوف Membrane of date seed Hurma çekirdeğindeki nokta قطمر قطمير To sit, stay back Oturmak, geride kalmak 1 قعد يقعد -قعد

Sitting Oturarak 1 قاعدا Those who sit Oturanlar 1 اعدين ق -قاعدون Sitting Oturma 1 قعود Seated Oturan قعيد Foundations, old women Temeller, yaşlı kadınlar قواعد Position, place to sit Oturma yeri 1 مقاعد -مقعد Uprooted Kökünden sökülmüş قعر منقعر Locks Kilitler قفل قفال ا That you (pl) pursue Ardına düşmen 1 قفو تقف

We followed, sent after Takip ettirdik, arkasından gönderdik

ينا 2 قف)You (pl) are turned Döndürülürsünüz, çevrilirsiniz 1 قلب تقلبون

To turn Çevirmek 2 يقل(ب - قل)ب They turn, transform Ters döner 5 تتقل)ب

Page 123: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

116

To turn, turn back Dönmek, geri dönmek 7 ينقلب - انقلب Turning Çevrilmesi 5 تقل.ب Heart Kalp قلوب -قلب Places you move around Dolaştığınız yer 5 متقل)بكم Return, change Dönüş, değişim 7 منقلب Those who return, will return Dönenler 7 منقلبون Garlands Kurbanlık nişanları قلد قلائد

Keys Anahtarlar مقاليد To withhold, stop Tutmak, durmak 4 قلع يقلع -اقلع Became little Az oldu 1 (قلل قل He makes you (pl) seem few Sizi azaltır, az gösterir 2 قلل يقل(لكم

To carry Taşımak 4 (يقل. -اقل Less Daha az .اقل Few, small Az قليلة -قليل Few, small Az قليلون Pen Kalem قلم اقلام -قلم He got displeased Kızdı, darıldı 1 قلي قلى Those who detest Kızan, nefret eden قالين Whose heads raised up

Başı yukarı kaldırılmış olanlar

قمح مقمحون

Moon Ay قمر قمر Shirt Gömlek قمص قميص Distressful Çetin, zor قمطر قمطريرا Whips, hooked rods Sopalar, kamçılar قمع مقامع Lice Bit ل قمل قم)To obey Đtaat etmek 1 قنت يقنت - قنت

Obedient Đtaatkâr 1 قانت Obedient women Đtaatkâr kadınlar 1 قانتات Obedient men Đtaatkâr erkekler قانتين -قانتون To despair Ümit kesmek 1 قنط يقنط - قنط

Those who despair Ümitsiz olanlar 1 قانطين Despairing Ümitsiz قنوط Heap Kantar, yük, hazine قنطر قناطير -قنطارا

Page 124: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

117

Stored up Kantar kantar yığılmış مقنطرة Satisfied, content Kanaatkar قنع قانع

Raising up Dikerek مقنعى Cluster Salkım قنو قنوان To satisfy, suffice Yetmek, ikna etmek 4 قني يقني -اقني That you oppress

Üzmen, ezmen, küçümsemen

قهر تقهر 1

Subjugator Her şeye gücü yeten 1 قاهر Subjugators Gücü yetenler 1 قاهرون Irresistible Kahhar, isteğini yaptıran ار قه)Distance Aralık, mesafe قوب قاب Forces, strengths Kuvvetler, kuvvet alacak

şeyler قوت اقوات Keeper Muhafız 4 مقيت

Two bows Đki yay قوس ين قوس Level Düz, dümdüz قوع قاعا

Lowland Düz arazi, çöl قيعة To say Demek, söylemek 1 قول يقول -قال

It was said Denildi 1 قيل He invented words Söz uydurdu 5 ل تقو)Words, sayings Sözler, laflar اقاويل That which says Söyleyen, diyen 1 قائل Those who say Söyleyenler 1 قائلين Word Söz 1 قول In saying, utterance Deyişçe, söyleyişçe قيلا His saying Onun demesi قيله To stand up, establish Ayağa kalkmak, kurulmak 1 قوم يقوم -قام To perform, to make stand

Yapmak, kılmak, ayağa kaldırmak

يقيم - اقام 4To be straight Doğru olmak 10 يستقيم - استقام Performance Kılma, kılınma 4 اقام Encampment Đkamet 4 اقامة More correct, more upright Daha doğru, en doğru قوم ا Mould, shape Biçim, şekil 2 تقويم

Page 125: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

118

That which stands Ayakta duran 1 قائم Standing Ayakta durarak 1 قائما Standing Ayakta duran 1 قائمة Those who stand Ayakta duranlar 1 قائمين -قائمون Moderate Orta قواما Protectors, custodians Yöneticiler, koruyucular 2 امون امين -قو) قو)People, nation Kavim, millet قوم Standing up, resurrection Kalkmak, dirilmek 1 قيام Standing Ayakta 1 قياما Standing up, resurrection Kıyamet, dirilme 1 قيامة Correct Doğru قيما Correct Dosdoğru قي(م Correct Dosdoğru قي(مة Self-subsisting, ruler Kayyum, ebedi, yöneten قي.وم Straight, right Doğru, dosdoğru 10 مستقيم Standing place Makam, durma yeri 1 مقام Resting place Duracak yer 4 مقام Eternity Kalma, durma, ebediyet 4 مقامة Who establish, continuous Namaz kılan, sürekli 4 مقيم Power, strength Kuvvet, güç ة قوي قو)Power, strength Kuvvet, güç قوى All-Powerful Kuvvetli, güçlü وي4 ق Wayfarers Gelip geçenler, yolcular 4 مقوين To appoint Tayin etmek 2 قيض يقي(ض -قي)ض Sleeping at noon

Kaylule yapanlar, öğle uykusu uyuyanlar

قيل قائلون 1

Resting place Dinlenme yeri مقيلا Cup, goblet Bardak, kadeh, kase كأس كاس Cast down Atıldı 1 كبب كب)ت

Fallen, falling Kapanarak مكبا To disgrace Aşağılamak 1 كبت يكبت -كبت Hardship Zorluk كبد كبد To become big, grew old Büyümek, büyük olmak 1 كبر يكبر -كبر

Page 126: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

119

To magnify, praise Yüceltmek 2 يكب(ر -كب(ر To glorify, praise Yüceltmek, büyütmek 4 يكبر -اكبر To claim to be great Büyüklenmek 5 يتكب)ر -تكب)ر To act arrogantly, to be haughty

Tekebbür etmek, büyüklenmek

يستكبر - استكبر 10Arrogance Büyüklenme 10 استكبارا Great ones, leaders Büyükler, ileri gelenler اكابر Greater, greatest Daha büyük, en büyük اكبر Magnifying, praise Yüceltme, tekbir 2 تكبيرا Big ones Büyükler كبائر Great Büyük büyük ب)ارا ك Greatest En büyük كبر Arrogance Büyüklük taslama, kibir كبر Old age Đhtiyarlık كبر Elders, chiefs Büyükler كبرائ Greater, greatest (fm) En büyük (dş), daha büyük كبرى Greatness Kibriya, büyüklük كبرياء Great, big Büyük كبير Great, big, difficult Büyük, zor كبيرة Supreme, arrogant Mütekebbir, büyüklenen ر متكب(Arrogant ones Mütekebbirler, büyüklenenler 5 متكب(رين Arrogant Büyüklenen 5 مستكبرا Arrogant ones Büyüklenenler 10 مستكبرين - مستكبرون They were thrown down Kafa üstü atıldılar 1 كبكب كبكبوا To write, ordain Yazmak, farz kılmak 1 كتب يكتب -كتب

Make freeing contract Serbest bırakma akdi yapın 3 كاتبوا To have something written Yazdırmak 8 يكتتب -اكتتب Writer Katip, yazıcı 1 كاتب Writers Yazanlar, katipler 1 كاتبين - كاتبون Book Kitap 1 كتب - كتاب My book Benim kitabım 1 كتابيه - كتابى Written Yazılmış 1 مكتوب To withhold, conceal Saklamak, gizlemek 1 كتم يكتم - كتم

Page 127: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

120

Heap Yığın كثب كثيبا To increase Çoğalmak 1 كثر كثر To make increase Çoğaltmak 2 كث)ر To increase Çoğaltmak 4 يكثر - اكثر To increase, want to increase Çoğalmak, çokluk istemek 10 يستكثر -استكثر Much, many, more, most Çok, daha çok, en çok اكثر Competition in increase Çokluk, çokluk kuruntusu 6 تكاثر Multitude Çokluk كثرة Many, much, abundant Çok, bol كثيرة - كثير Kauthar Kevser كوثر That which labors Didinen كدح كادح

Laboring Didinme, didinerek 1 كدحا To fall, lose the luster Düşmek, sönmek 7 كدر ينكدر - انكدر To be niggardly, miserly Cimrilik yapmak 4 كدي يكدي -اكدي To lie Yalan söylemek 1 كذب يكذب -كذب

To deny Yalanlamak 2 ب يكذ(ب -كذ)Denial Yalanlama 2 تكذيب Liar Yalancı 1 كاذبة -كاذب Liars Yalancılar 1 كاذبين - كاذبون Liar Çok yalancı اب كذ)Denying Yalanlama ابا كذ)Lie Yalan كذب Rejecters, deniers Yalanlayanlar 2 بون بين - مكذ( مكذ(Denied Yalan olarak söylenen 1 مكذوب Distress Sıkıntı كرب كرب Times Tekrar, kere ة كرر كر)

Twice Đki kere تين كر)Throne Kürsü, taht كرس كرسي To honor Şerefli kılmak 2 كرم يكر(م - كر)م To honor, glorify, give blessing

Đkram etmek, şeref vermek 4 كرم يكرم - اكرم Honor, glory Đkram, cömertlik, yücelik 4 اكرام

Most honorable En cömert, en kerim, en اكرم

Page 128: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

121

şerefli

Honorable ones Değerli, şerefli olanlar كرام Noble, respectable, generous, valuable

Şerefli, asil, cömert 1 كريم Bestower of honor Đkram eden, şeref veren 4 مكرم Honored Şerefli, değer verilen 2 مكر)مة Honored ones

Đkram edilenler, değer verilenler

مكرمين -مكرمون 4To dislike Hoşlanmamak, tiksinmek 1 كره يكره -كره

He made it hateful Çirkin gösterdi 2 ه كر)To compel, force Zorlamak 4 يكره - اكره Compulsion, forcing Zorlama 4 اكراه Those who dislike Hoşlanmayanlar 1 كارهين -كارهون Difficulty, unwillingness Zorluk, isteksizlik كره Unwillingly Đstemeden كرها Disliked, hateful Sevimsiz, hoş görülmeyen 1 مكروها To earn, gain Kazanmak 1 كسب يكسب - كسب

To earn, gain Kazanmak 8 يكتسب - اكتسب Decline, decrease Kesat, azalma كسد كساد Piece, fragment Parça parça كسف كسفا

Portion Parça كسفا Lazy, lazily Tembeller كسل كسالى To clothe Giydirmek 1 كسو يكسو - كسى

Clothing Giyim كسوة It is stripped away Açıldı, sıyrıldı 1 كشط كشطت To remove, uncover Açmak, gidermek 1 كشف يكشف -كشف

That which removes, uncovers

Açan, gideren 1 كاشف Removal Kaldırma, giderme 1 كشف That which removes, uncovers (fm)

Açan, gideren (dş) 1 كاشفات -كاشفة Those who remove, uncover Açanlar, giderenler 1 كاشفو Those who suppress Tutanlar, yutkunanlar 1 كظم كاظمين

Suppressor of grief Kederini bastıran 1 كظيم Distressed Kahırlı, acılı, kızgın 1 مكظوم Kabah Kâbe كعب كعبة

Page 129: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

122

Ankles (dual) Ayak bileği كعبين Companions Eşler, arkadaşlar كواعب Equivalent Denk, benzer كفأ كفوا Receptacle Toplayan, alan كفت كفاتا To disbelieve, be ungrateful

Đnkar etmek, nankörlük etmek

كفر يكفر -كفر 1 To cover Örtmek 2 ر ر -كف) يكف(

How disbelieving Ne kadar inkarcı 4 اكفره Disbeliever Kâfir 1 كافرة - كافر Disbelievers Kâfirler 1 كافرين -كافرون Camphor Kâfur كافورا Very ungrateful Çok nankör ار كف)Disbelievers Kâfirler ار ◌ كف)Expiation Kefaret ارة كف)Disbelief, ungratefulness Küfür, nankörlük 1 كفر Rejection Küfran, inkar كفران Disbelievers Kafirler كفرة Very ungrateful Çok nankör كفور Disbelievers Kafirler كوافر To restrain, withdraw Çekmek 1 (كفف يكف. -كف

All together Tamamen كاف)ة His two hands Đki eli يه كف)To take charge Üstlenmek 1 كفل يكفل -كفل

Put in charge Kefil kıldı 2 ل ك ف)To entrust Kefil etmek, kefil bırakmak 4 يكفل -اكفل Portion Hisse كفل Two portions Đki hisse كفلين Trustee, surety Kefil كفيل To suffice Yetmek 1 كفي يكفي - كفى

Sufficient Yeter كاف That he protects you (pl) Sizi koruması 1 كلأ يكلؤكم Dog Köpek كلب كلب

Hunting animal trainer Avcı hayvan eğiticisi 2 مكل(بين

Page 130: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

123

Those who smirk Sırıtanlar 1 كلح كالحون To burden Teklif etmek, yüklemek 2 كلف يكل(ف - كل)ف

Those who pretend Đddia edenler متكل(فين Burden Yük 4كلل كل

All, every, each Herkes, hepsi .كل) -كل( -كل All of it Hepsi, tamamı P كلاPerson with no parents or children

Çocuğu ve ana-babası olmayan

كلالة - كلالة Everytime, whenever Her zaman كل)ما To speak Konuşmak 2 كلم يكل)م - كل)م

To speak, talk Konuşmak 5 يتكل)م -تكل)م Speaks Konuşur 5 (تتكل)م) تكل)م Speaking Konuşma 2 تكليما Speaking, word Söz, konuşma كلام Words Kelimeler كلم Word Kelime كلمات - كلمة Both of them Her ikisi كلو كلتا -كلا To perfect, complete

Tamamlamak, mükemmel kılmak

كمل يكمل - اكمل 4 Full, complete Tamam, olgun كاملة -كامل

Two full Đki tam كاملين Sheaths, clusters Kabuklar, salkımlar كمم اكمام Blind by birth Doğuştan kör كمه اكمه Ungrateful Nankör كند كنود To hoard Biriktirmek, yığmak 1 كنز يكنز -كنز

Treasure Hazine كنوز -كنز Disappearing Saklanan, sinen 2 كنس ن)س ك To conceal, keep secret, hide Saklamak, gizlemek 4 (كنن يكن. - اكن Shelters, covers Barınaklar, örtüler كنن اكنانا

Covers Örtüler اكن)ة Protected, hidden Korunmuş, saklanmış 1 مكنون Cave Mağara كهف كهف In maturity Yetişkin olarak كهل كهلا

Page 131: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

124

Soothsayer Kahin كهن كاهن Cups, goblets Kadehler, bardaklar كوب اكواب To almost happen Olayazmak 1 كود يكاد -كاد To wrap, roll Dürmek 2 ر ر - كو) كور يكو(Star, planet Yıldız, gezegen كوكب كواكب - كوكب To be, become Olmak, -dır, -dir 1 كون يكون -كان Place Mekân, yer مكان Position, place Mekân, yer مكانة It is branded Dağlanır 1 كوي تكوى To plot, scheme, plan Planlamak, tuzak kurmak 1 كيد يكيد -كاد

Plot, scheme, plan Tuzak, düzen, plan 1 كيد Those caught in plot Tuzağa düşenler 1 مكيدون How Nasıl كيف كيف To measure Ölçmek 1 يكيل -كال To take by measure Ölçerek almak 8 يكتال -اكتال Measure Ölçü كيل Measure Tartı, ölçü مكيال To submit, humble, resign Boyun eğmek 10 كين يستكين -استكان Pearl Đnci لألأ لؤلؤ Understanding, reason Anlayış, akıl لبب الباب To remain, stay Kalmak, durmak 1 لبث يلبث -لبث Those who remain Kalanlar, duranlar 1 لابثين Abundant Bol, çok لبد لبدا Compacted mass, felt Sıkışmış kütle, keçe لبدا To wear Giymek, takınmak 1 لبس يلبس -لبس To mix Karıştırmak 1 يلبس -لبس Clothing, covering Elbise, örtü لباس Doubt Şüphe لبس Coats of armor Giyecek, zırh لبوس Milk Süt لبن لبن Place of refuge Sığınma yeri 1 لجأ ملجإ -ملجأ To persist Direnmek, ısrar etmek 1 ى لجج يلج. -لج)

Page 132: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

125

Pool Havuz ة لج)Deep Derin iي لج(To deviate, distort Sapmak, bozmak 4 لحد يلحد -الحد

Wrongdoing, deviation from right Haktan sapma, ilhad 4 الحاد Place of refuge Sığınacak yer 8 ملتحدا Imploringly, pleadingly, entreatingly

Israrla isteyerek, yüzsüzlükle 4 لحف الحافا

To join Kavuşmak, ulaşmak 1 لحق يلحق - لحق To join, annex Kavuşturmak, birleştirmek 4 يلحق -الحق

Meat Et لحم لحوم -لحم Tone, voice Ses, ses tonu لحن لحن Beard Sakal لحي لحية Most rigid, most violent En sert .دلد الد Contentious Đnatçı لدا To delight Tad almak, lezzet almak 1 (لذذ يلذ. - لذ Delicious Lezzetli ة لذ)Sticky Yapışkan 1 لزب لازب To bind, tie, compel

Yapıştırmak, bağlamak, yüklemek

لزم يلزم -الزم 4

Obligation Vazife, yükümlülük لزاما Tongue, language Dil, lisan لسن السنة -لسان And let him be cautious (imp)

Dikkatli olsun, inceliklere baksın 5 لطف يتلط)ف

Subtle, Beneficient Latif, lütuf sahibi, incelikleri bilen

لطيف Blazing Alev saçar 5 لظي تلظ)ى

Blazing fire Alevli ateş لظى To play Oynamak 1 لعب يلعب -لعب As players, for play Oyuncular olarak, oyun için 1 لاعبين Play Oyun, eğlence 1 لعب So that, perhaps Belki, ola ki (لعل لعل To curse Lanetlemek, lanet etmek 1 لعن يلعن -لعن Cursing Lanetleyerek 1 لعنا Curse Lanet 1 لعنة Cursed Lanet edilmiş (dş) 1 ملعونة

Page 133: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

126

Cursed ones Lanet edilmişler 1 ملعونين Weariness, fatigue Yorgunluk, bıkkınlık, usanç لغب لغوب Babble( imp, pl), make noise Gürültü edin 1 لغو الغوا Vain, vain talk Boş şey لغو Vain, vain talk Boş söz لغي لاغية To turn away Çevirmek, döndürmek 1 لفت يلفت - لفت

To look back Arkaya bakmak 8 يلتفت - التفت It scorches, burns Yakar 1 لفح تلفح He utters Söyler 1 لفظ يلفظ To tangle, entangle, roll up Bir birine dolaşmak 8 (لفف يلتف. - التف Dense, which goes into one another

Birbirine dolaşmış, sarmaş dolaş

الفافا In a crowd Bir arada لفيفا To find Bulmak 4 لفو يلفي -الفي Nicknames, call names Lakaplar لقب القاب Fertilizing ones Aşılayıcılar, döllendiriciler لقح لواقح To pick up, lift, gather Almak, kaldırmak, toplamak 8 لقط يلتقط - التقط It swallows Yutar 1 لقف تلقف He swallowed Yuttu 8 لقم التقم To meet Karşılaşmak 1 لقي يلقى - لقي To cause to meet, grant Karşılaştırmak, vermek 2 ى ى - لق) يلق)That they meet Kavuşmaları 3 يلاقوا To throw, cast Atmak, yerleştirmek 4 يلقي - القى To take, receive Almak 5 ى ى -تلق) يتلق)To meet, to come together Karşılaşmak, buluşmak 8 يلتقي - التقي Meeting Buluşma 6 تلاق Towards Taraf تلقاء That which meets, will meet

Ona kavuşan, kavuşacak olan

لاقيه Meeting Karşılaşma لقاء Two receivers Đki alıcı 5 يان متلق(That which meets, will meet Kavuşan 3 ملاقي - ملاق Those who meet, will meet Kavuşanlar 3 ملاقي -ملاقو

Page 134: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

127

Those who bring down Bırakanlar, atanlar 4 ملقيات Those who throw Atanlar 4 ملقين Twinking of eye Göz kırpması لمح لمح To criticize mockingly Kusur aramak, alay etmek 1 لمز يلمز -لمز Slanderer Gözü kaşı ile alay eden لمزة To touch Dokunmak 1 لمس يلمس -لمس You (pl) touched Dokundunuz, temas ettiniz 3 لامستم To search, petition, request Aramak, istemek 8 يلتمس -التمس Small faults Küçük kusur لمم لمم Altogether Hepsi لما Flame Alev لهب لهب He lolls, pants Dili dışarıda soluması 1 لهث يلهث To inspire Đlham etmek 4 لهم يلهم -الهم To divert, distract Oyalamak, alıkoymak 4 لهي يلهي -الهي You become distracted from it

Ondan gafil olursun 5 ى لهو تله)

Playing, distracted Oynayan, eğlenen 1 لاهية Play, amusement Oyun, eğlence 1 لهو Passed Geçti 1 لوت لات Scorching Yakan, kavuran احة لوح لو)Tablet, plate Levha الواح -لوح Under shelter Korunmuş لوذ لواذا To blame, reproach Kınamak, ayıplamak 1 لوم يلوم -لام

They blame each other Birbirlerini kınarlar 6 يتلاومون That which blames Kınayan, kınayıcı 1 لائم Blamed Kınanmış 1 ملومين - ملوم Self blaming Kınayan امة لو)Blaming Kınama لومة Blaming himself Kendini kınayan 4 مليم Color Renk لون الوان -لون To distort, cast a glance

Sapmak, eğip bükmek, yan bakmak

لوي يلو - لوى 1

They turned aside Çevirdiler 2 وا لو)

Page 135: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

128

Twisting Eğip bükerek اPلي That the deprives Mahrum etmesi 1 تيل يلت Not Değil 1 ليس س لي Nights Geceler, geceleri ليل ليال Night Gece ليلة -ليل At night Geceleyin, gece vakti ليلا To relax, soften Yumuşamak 1 نلي يلين -لان To soften Yumuşatmak 4 يلين - الان Gentle Yumuşak, nazik نا لي(Palm trees Hurma ağacı لينة Hundred Yüz (sayı) مأي مئة To give provision, let enjoy

Nimet vermek, faydalandırmak

متع يمت(ع -مت)ع 2 To get benefit Faydalanmak 5 يتمت)ع -تمت)ع

To enjoy, utilize, make use of Faydalanmak 10 يستمتع -استمتع Goods, baggage Eşyalar, mallar امتعة Provision, enjoyment Mal, meta, eğlence, kâr متاع Strong, firm Sağlam, kuvvetli متن متين He appeared Göründü, temessül etti 5 تمث)ل Best of mind En akıllı مثل ل امث

Statues, symbols Heykeller, semboller تماثيل Example, likeness Benzetme, misal, örnek امثال -مثل Similar ones Benzerler مثلات Like, similar Benzer, gibi مثل Exemplary Örnek مثلى Twice as much Đki kat لي مث Glorious Şerefli, yüce مجد مجيد Magians, fire-worshippers Mecusi, ateşe tapan مجس مجوس To purify Temizlemek 2 ص ص -مح) محص يمح(To destroy Mahvetmek محق يمحق - محق Strength Güç محل محال To examine, test Đmtihan etmek, sınamak 8 محن ينتحن -امتحن To eliminate, erase Mahvetmek, silmek 1 محو يمحو - محى

Page 136: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

129

Plowing, cleaving ones Yaranlar مخر مواخر Pains of childbirth Doğum sancısı خضم مخاض To extend, spread Yaymak, uzatmak 1 (مدد يمد. -مد

To help Yardım etmek 4 (يمد. - امد Extension Süre مدا Ink Mürekkep مدادا Term, period Süre, müddet ة مد)Supplement, help Yardım مددا Extended Uzatılmış, bağlanmış 2 دة ممد)He who helps Yardım eden 4 .ممد Extended Uzatılmış 1 ممدود City, Madinah Şehir, Medine مدن مدائن - مدينة Man, person Kişi, adam مرأ امرأ

Man, person Kişi امرئ -امرؤ Woman, wife Kadın, karı امرات - امرئة Man Adam مرء - مرء Easily Kolayca مريئا To release Salıvermek 1 مرج يمرج -مرج

Smokeless flame Dumansız ateş مارج Coral Mercan مرجان Confused Karışık مريج To be insolent Böbürlenmek 1 مرح يمرح -مرح

Insolently Böbürlenerek مرحا To persist Israr etmek 1 مرد يمرد - مرد Rebellious Đsyankar مارد Rebellious Azgın مريد Made smooth Cilalanmış 2 ممر)د To pass Geçmek 1 (مرر يمر. -مر

To drop by Uğramak 1 مر) على Most bitter En acı .امر Soundness, mind Akıl, kuvvet ة مر)Times Kere ة مر)ات –مر)

Page 137: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

130

Continuous Devam eden, süregelen 10 4مستمر To be sick Hasta olmak 1 مرض يمرض - مرض

Illness, sickness Hastalık مرض Sick Hasta مرضى - مريض To dispute Tartışmak 3 مري يمار -مارى

To doubt Şüphe etmek 6 يتمارى -تمارى To doubt, dispute Şüphe etmek, çekişmek 8 يمتري -امتري Argument Tartışma, münakaşa مراء Doubt Şüphe مرية Doubters Şüphe edenler 8 ترين مم Mixture Karışım مزج مزاج To disperse, scatter Dağıtmak 2 ق مزق يمز(ق - مز)

Dispersion Darmadağın 2 ممز)ق Rain clouds Yağmur bulutları مزن مزن To wipe Silmek 1 مسح يمسح -مسح

Wiping by hand Eliyle silerek, mesh ederek مسحا He who wipes Mesih, eliyle silen مسيح To transform Dönüştürmek 1 مسخ يمسخ -مسخ Palm fiber Hurma lifi, halat مسد مسد To touch Dokunmak 1 (مسس يمس. -مس

They touch each other Birbirine dokunurlar 6 ا يتماس)Touching Dokunma 1 )مس Touching Dokunma مساس To hold, grip, withhold Sarılmak, tutunmak 2 ك ك -مس) مسك يمس(

To keep, retain, hold, grasp Tutmak, yakalamak 4 يمسك -امسك To grasp, hold fast Yapışmak, tutmak 10 ستمسك ي - استمسك Keeping, retaining Tutma امساك Those who hold fast Tutunanlar 10 مستمسكون Musk Misk مسك That which withholds Tutan, kısan 4 ممسكات - ممسك To reach evening Akşamlamak 4 مسو يمسي -امسي Mixed Karışık مشج امشاج

Page 138: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

131

To walk Yürümek 1 مشو يمشي - مشى Going about Gezen اء مش)

Walking Yürüyüş مشي City, Egypt Şehir, Mısır مصر مصرا -مصر Lump of meat Çiğnem et ضغم مضغة To pass Geçmek (zaman) 1 مضي يمضي - مضى

Proceeding Geçen مضيا To rain Yağdırmak 4 مطر يمطر - امطر

Rain Yağmur مطر He who gives rain Yağmur yağdıran 4 ممطر He swaggers Böbürlenir 5 مطي يتمط)ى Goat Keçi معز معز Small kindnesses Küçük yardımlar معن ماعون Intestines Bağırsaklar معي امعاء Hatred, hateful Kızma, gazap مقت مقت To stay, wait Kalmak, durmak 1 مكث يمكث -مكث

Those who stay, wait Kalanlar, bekleyenler 1 اكثين -ماكثون م)Intervals Dura dura 1 مكث To plan, plot Düzen kurmak, plan yapmak 1 مكر يمكر -مكر

Plan, plot Düzen, plan 1 مكرا -مكر Planners, plotters

Plan yapanlar, düzen kuranlar

ماكرين 1To establish Yerleştirmek 2 مكن يمك(ن -مك)ن

He gave opportunity Đmkan verdi 4 كن ام Firm, safe Sağlam, emniyetli مكين Whistling Islık مكو مكاء I will fill Dolduracağım 1 (ملأ املئن Filled Dolduruldu 1 ملئ You (fm) became full Doldun (dş) 8 امتلات Those who fill, will fill Dolduranlar 1 مالؤون Full Dolu ملئ Chiefs, leaders Başkanlar, liderler ملا Salty Tuzlu ملح ملح

Page 139: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

132

Poverty Fakirlik 4 ملق املاق To possess, have power, rule

Sahip olmak, gücü yetmek, yönetmek

ملك يملك - ملك 1 Our will Hükmümüz, irademiz ملكنا

Possessor, master Malik, sahip مالكون -مالك Malik, angel of Hell Malik, Cehennem Meleği مالك Angel Melek ملائكة - ملك King, ruler Hükümdar, melik ملك Kingdom, sovereignty Hükümranlık, mülk ملك Dominion, rule Melekut, hükümranlık ملكوت Kings, rulers Melikler, hükümdarlar ملوك King, ruler Melik, hükümdar مليك Owned Sahip olunan مملوكا To dictate, have something written

Yazdırmak 4 (ملل يمل. -امل Religion Millet, din مل)ة

To give respite, dictate Mühlet vermek, yazdırmak 4 ملو يملي - املى Long time Uzun süre مليا

To prevent Yasaklamak, engellemek 1 منع يمنع - منع Prevented, forbidden Yasaklanmış 1 ممنوعة

Preventer, forbidder Mani olan, engel olan من)اع Withholding Cimri, kıskanç منوعا Preventions Engeller مانعة To favor, taunt Lutfetmek, başa kakmak 1 (منن من

Taunted Başa kakılan 1 ممنون Manna Kudret helvası (من Reminders of generosity Başa kakma )ا -منPمن Misfortune Felaket منو منون To give false desires Kuruntu vermek 2 مني يمن(ي -من)ى

To emit, discharge Atmak, dökmek 4 يمني - امنى To wish Temenni etmek, istemek 5 يتمن�ى -تمن�ى Vain desires, delusions Kuruntular اماني. -امني)ة Semen Meni iمني

Page 140: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

133

They prepare Hazırlık yaparlar 1 مهد يمهدون I spread Döşedim, imkan verdim 2 .دت مه)

Furnishing Döşeyiş 2 تمهيدا Spreaders Döşeyenler 1 ماهدون Resting place, bed Döşek, yatak مهاد Cradle, bed Beşik, döşek مهدا - مهد Give (imp) respite Mühlet ver 2 ل مهل مه(

Give (imp) respite Mühlet ver 4 امهل Molten brass Erimiş maden مهل مهل Worthless, despicable Basit, önemsiz, değersiz مهن مهين To die Ölmek 1 موت يموت - مات To kill Öldürmek 4 يميت -امات Dead ones Ölüler 1 اموات Death Ölüm ممات Death Ölüm 1 موتة - موت The dead Ölüler 1 موتى Dead Ölü 1 مي(ت Dead Ölü ميتا Dead animal Leş, ölü 1 ميتة Dead ones Ölüler 1 مي(تين - مي(تون It surges Dalgalanır 1 موج يموج

Wave Dalga 1 موج It shakes Çalkalanır 1 مور تمور

Shaking Çalkalanış مورا Wealth, money, richness Mal, para, zenginlik مول موالا -مال Water Su وهم ماء Hundred Yüz (sayı) ميأ مائة It shakes Sarsar 1 ميد تميد Table spread Sofra مائدة We get provision Yiyecek getiririz مير نمير To separate, distinguish Ayırt etmek, seçmek 1 ميز يميز -ماز It bursts Çatlar 5 (تمي)ز (تتمي)ز

Page 141: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

134

To be apart, aside Ayrılmak 8 يمتاز -امتاز To incline Meyletmek 1 ميل يميل -مال Inclination, deviation Meyletmek, meyil ميل Attack Baskın ميلة To distance oneself, turn away

Uzaklaşmak, yan dönmek 1 نأي ينئى - ناى

To inform Haber vermek 2 نبأ ينب(ئ -نب)ا To inform Haber vermek 4 ينبئ -انبا

To ask for news Haber sormak 10 يستنبئ -استنبا Information, news Haberler انباء Prophets Peygamberler انبياء News Haber نبإ Prophethood Nübüvvet, peygamberlik ة نبو)Prophet Peygamber, nebi 4نبي Prophets Peygamberler نبي(ين -نبي.ون To grow Bitmek, büyümek 1 نبت ينبت -نبت

To make grow Büyütmek 4 ينبت - انبت Plant Bitki, nebat نبات To throw Atmak 1 نبذ ينبذ -نبذ

To withdraw Çekilmek, geri çekilmek 8 ينتبذ -انتبذ That you (pl) call each other Birbirini çağırmanız 6 نبز تنابزوا To draw conclusion, deduce Sonuç çıkarmak 10 نبط يستنبط -استنبط Spring Pınar نبع ينابيع -ينبوعا To raise Kaldırmak 1 نتق ينتق -نتق To disperse, scatter Saçılmak, dağılmak 8 نثر ينتثر - انتثر

Scattered, dispersed Saçılmış 1 ا منثور Two ways Đki ana yol نجد نجدين Unclean Pis نجس نجس Star, grass Yıldız, ot نجم نجوم - نجم To escape Kaçmak, kurtulmak 1 نجو ينجو -نجا

To save Kurtarmak 2 ى ي -نج) ينج(You held secret talk Baş başa konuştunuz 3 يتم ناج To save, rescue Kurtarmak 4 ينجي - انجى

Page 142: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

135

To hold secret council Fısıldaşmak, gizli konuşmak 6 يتناجى -تناجى That which saves Kurtaran 2 و منج.Saved one Kurtulan 1 ناج Salvation Kurtuluş نجاة Secret talk Gizli konuşma نجوا Conversation Konuşma نجيا Vow Yemin, adak نحب نحب To carve Yontmak 1 نحت ينحت -نحت Sacrifice (imp) Kurban kes 1 نحر انحر Red smoke, molten copper Kızıl duman, erimiş bakır نحس نحاس

Tormenting Sıkıntılı, eziyetli نحسات - نحس Bee Bal arısı نحل نحل

Gift Hediye نحلة We Biz نحن نحن Decayed Çürümüş نخر نخرة Date palm Hurma ağacı نخل نخلة - نخل

Date palm Hurma ağacı نخيل Partners, equals Eşler, ortaklar, denkler ندد اندادا Those who regret, repent Pişman olanlar 1 ندم نادمين

Regret, remorse Pişmanlık, nedamet 1 ندامة To call

Seslenmek, çağırmak, nida etmek

ندو ينادي - نادى 3 They called each other Birbirine seslendiler 6 تنادوا - ادوا تن

Calling Çağırışma 6 تناد Caller, crier Nida eden, seslenen 3 مناد Meetings, associates Toplantılar, taraftarlar نادي His crowd Onun topluluğu ناديه Calling, call Bağırmak, nida 3 نداء Assembly Mevki, meclis نديا To vow, dedicate Adamak 1 نذر ينذر - نذر

To warn, admonish Đkaz etmek, uyarmak 4 ينذر - انذر Warner Uyaran, korkutan 4 منذر Warners Uyaranlar, korkutanlar 4 منذرين - منذرون

Page 143: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

136

Those who are warned Uyarılanlar, korkutulanlar 4 منذرين Vow Adak 1 نذر Warnings Uyarılar نذر Warning Uyarma نذرا Vows Adaklar نذور Warner, who warns Đkaz eden, uyaran نذير To remove, pull, withdraw

Çekmek, gidermek, elinden almak

نزع ينزع - نزع 1 To dispute Çekişmek, tartışmak 3 ينازع

To dispute Çekişmek, tartışmak 6 تنازع -تنازع Those who withdraw Çekenler 1 نازعات Remover Gideren 2 اعة نز)To urge for evil, nudge Kışkırmak, dürtmek 1 نزغ زغ ين -نزغ

Evil suggestion, nudge Kışkırtma, dürtme 1 نزغ They are made intoxicated Sarhoş edilirler 4 نزف زفون ين To descend, come down Đnmek 1 نزل ينزل -نزل

To send down, reveal Đndirmek, vahyetmek 2 ل ينز(ل -نز)To send down, reveal

Đndirmek, vahyetmek, açıklamak

ينزل - انزل 4To come down continuously Akın akın inmek 5 ل يتنز)ل - تنز)They descend, come down Đnerler 5 تتنز)ل تنز)ل = Revelation, sending down Đndirme 2 تنزيل Phases Menziller, evreler منازل That is sent down Đndirilen 2 منز)ل That sends down Đndiren 2 ل منز(That sends down, host Đndiren, ev sahibi 4 منزل Landing place, that which is sent down

Đniş yeri, indirilen 4 منزل Hospitability, lodging Đkram, ev 1 نزل Descent Đniş نزلة His staff, cane Asası, değneği نسأ منساته Postponing Erteleme نسىء Kinship, blood relationship Neseb, soy, kan akrabalığı نسب انساب -نسبا To abolish, abrogate Silmek, gidermek 1 نسخ ينسخ - نسخ

Page 144: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

137

To copy, reproduce, record Kaydetmek 10 يستنسخ -استنسخ Inscription Yazı نسخة To blast, blow Toz etmek, savurmak 1 نسف ينسف -نسف

Dust, particle Toz, küçük parça نسفا Act of worship Đbadet نسك مناسك -نسك م

Those who perform that worship

O ibadeti yapanlar ناسكو Sacrifice Kurban, yakınlaşma yolları نسك They descend, hasten Akın ederler 1 نسل ينسلون

Generation, progeny Nesil نسل Women Kadınlar نسو نساء Women Kadınlar نسوة To forget Unutmak 1 نسي ينسى -نسي

To make forget Unutturmak 4 ينسي -انسي Forgotten Unutulmuş 1 منسيا Forgotten Unutulan, unutan نسيا Brought up Yetiştirilir 2 ا نشأ ينش)

To build, create, make grow Yaratmak, inşa etmek, büyütmek 4 ينشئ - انشا

Building, creation Üretme, yaratma انشاء Elevated ones, ships Yükseltilenler, gemiler 4 منشئات Creators Yaratanlar 4 منشئون Rising Kalkış, kalkma ناشئة Creation Yaratma نشاة To spread, opne Açmak, yaymak 1 نشر ينشر - نشر To raise, resurrect Diriltmek, kaldırmak 4 ينشر -انشر To disperse Yayılmak, dağılmak 8 ينتشر - انتشر Spreading Yayılan 8 منتشر Spread out Açılmış 2 رة من ش)Raised ones Diriltilenler 4 منشرين Opened, unrolled Açılmış 1 منشور Those who spread Yayanlar ناشرات Spreading Açma, yayma نشرا

Page 145: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

138

Resurrection Dirilme, diriltme نشور To rise up Kalkmak 1 نشز ينشز - نشز To raise, bring it together Kaldırmak, birleştirmek 4 ينشز -انشز Ill-conduct Huysuzluk, kötü muamele نشوز Those who draw out Çekip alanlar 1 نشط ناشطات

Drawing out Çekip alma نشطا To rise, work Doğrulmak, girişmek 1 نصب ينصب - نصب

Exhaustion, tiredness Yorgunluk نصب - نصب Erected stones Dikili taşlar انصاب Exhausted Yorgun 1 ناصبة Stone altars Dikili taşlar نصب Share, portion Nasip, pay نصيب To be silent, keep quite Susmak, sessiz olmak 4 نصت ينصت -انصت To advise, give admonition Nasihat etmek, öğüt vermek 1 نصح ينصح -نصح

That which advises Nasihat eden 1 ناصح Those who advise Nasihat edenler 1 ناصحين -ناصحون Advice Nasihat, öğüt 1 نصح Sincere Yürekten, samimi نصوحا To help Yardım etmek 1 نصر ينصر - نصر

You (pl) help each other Yardımlaşırsınız 6 (تتناصرون) تناصرون To help, defend Yardım etmek, savunmak 8 ينتصر - انتصر To take retribution Đntikam almak 8 من انتصر To ask for help Yardım istemek 10 يستنصر - استنصر Helpers Yardımcılar انصار Helping, supporting Yardımlaşan, destekleyen 8 منتصرين -منتصر That which is helped Yardım olunmuş 1 رون منصو -منصورا Helper Yardımcı 1 ناصر Helpers Yardımcılar 1 ناصرين Christian Hıristiyan نصرانيا - نصارى Help Yardım 1 نصر Helper Yardımcı نصير Half Yarım, yarı نصف نصف

Page 146: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

139

Forelock, forehead Perçem, alın نصي اصينو -ناصية It roasted Đyice yandı 1 نضج نضجت Gushing forth (dual) Kaynayan, fışkıran (ikil) اختان نضح نض)Layered Kat kat نضد منضود Arranged in layers Kat kat, dizilmiş نضيد Radiant Parlak نضر ناضرة

Radiance Parlaklık ة نضر Gored by horns Boynuzlanarak ölmüş نطح نطيحة Drop, drop of semen Damla, meni, sperm نطف نطفة To speak Konuşmak 1 نطق ينطق - نطق To make speak Konuşturmak 4 نطق ينطق -انطق

Speaking, language Konuşma منطق To look, wait Bakmak, beklemek 1 نظر ينظر - نظر To give respite Süre vermek, bekletmek 4 ينظر -انظر To watch, look, wait Beklemek, gözetmek 8 ينتظر - انتظر Those who wait Bekleyenler, gözetleyenler 8 منتظرين - منتظرون Those given respite Mühlet, süre verilenler 4 منظرين - منظرون Looking Bakan 1 ناظرة Looking, waiting (pl) Bekleyenler, bakanlar 1 ناظرين Looking, glance Bakış نظرة - نظر Postponement Mühlet, süre نظرة Sheep Koyun نعج نعاج -نعجة Slumber Uyuklama نعس نعاس He shouts Bağırır 1 نعق ينعق Your two shoes Đki ayakkabın نعل نعليك Excellent, good Ne iyi, ne güzel 1 نعم نعم

Excellent, good Ne güzel 1 ا نعم)To give favor Nimet vermek 2 م نع)To give favor Nimet vermek 4 ينعم - انعم Cattle, animals Hayvanlar, sığırlar انعام Favors Nimetler انعم Joyful, happy Mes’ut, mutlu ناعمة

Page 147: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

140

Cattle, animal Hayvan, sığır نعم Yes Evet نعم Favors Nimetler نعماء Favor Nimet نعمة -نعمة Favors Nimetler نعيم They will shake Sallayacaklar 4 نغض سينغضون Those who blow Üfleyenler (dş) اثات نفث نف)Piece Parça نفح نفحة To blow Üflemek 1 نفخ ينفخ -نفخ Blowing, breath Üfleme, nefes نفخة To get depleted Tükenmek, bitmek 1 نفد ينفد - نفد Depletion, exhaustion Tükenme نفاد To go beyond Ötesine geçmek 1 نفذ ينفذ - نفذ To go forth, go to war Savaşa gitmek, öne çıkmak 1 نفر ينفر - نفر

Frightened Ürkmüş 10 مستنفرة Party, group Topluluk, grup نفر Aversion, hatred Nefret, kaçış نفور Regarding number of persons Kişi sayısı bakımından نفيرا To breathe Nefes almak 5 س نفس يتنف)س - تنف)

So let him aspire (imp) Đmrensin, yarışsın 6 فليتنافس Persons, selves Kişiler, canlar, kendileri انفس Aspirers Đmrenenler, yarışanlar 6 متنافسون Self, soul, person Kişi, can, kendi نفس Souls, persons, selves Nefisler, kalpler, canlar نفوس They pastured Otladı 1 نفش نفشت Fluffed up Atılmış, kabartılmış منفوش To give benefit Fayda vermek 1 نفع ينفع -نفع

Benefits Faydalar, menfaatler منافع Benefit Fayda نفع To become hypocrite

Đkiyüzlü olmak, münafık olmak

نفق ينافق -نافق 3 To spend, give Harcamak, infak etmek 4 ينفق - انفق

Spending Đnfak, harcama 4 انفاق

Page 148: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

141

Hypocrite women Münafık kadınlar 3 منافقات Hypocrite men Münafık erkekler 3 منافقين - منافقون Those who spend Đnfak edenler 4 منفقين Hypocrisy Nifak, iki yüzlülük نفاق Tunnel Tünel, delik, geçit نفقا Contributions, spendings Nafakalar, harcamalar نفقات Expenditure, spending Nafaka, harcama نفقة Spoils, booty (of war) Harp ganimetleri نفل انفال

Additional, gift Hediye, fazla نافلة That they are exiled Sürgüne gönderilmeleri 1 نفي ينفوا They explored Gezip araştırdılar 2 بوا نقب نق)

Penetration Delme نقبا Leaders Kabile şefleri ا نقيب To save, rescue Kurtarmak 4 نقذ ينقذ -انقذ

To save, take it back, retrieve Kurtarmak, geri almak 10 يستنقذ - استنقذ It was blown Öttürüldü 1 نقر نقر

Trumpet Boru, öttürme aleti ناقور Speck on date seed Hurma çekirdeğindeki nokta نقيرا - نقير To decrease Eksiltmek 1 نقص ينقص -نقص

Reduced Eksiltilmiş منقوص Reduction, loss Azalma, kayıp نقص To break, untwist Bozmak, açmak 1 نقض ينقض -نقض

Galled, weighed down heavily Ağırlığı çöktü, çatırdattı 4 ينقض -انقض Breaking Bozma نقض Dust Toz نقع نقعا To revenge, take revenge Đntikam almak 1 نقم ينقم -نقم To revenge, take revenge Đntikam almak 8 نقم ينتقم -انتقم

Revenge Đntikam 8 م انتقا Those who take retribution Đntikam alanlar 8 منتقمون Shoulders, paths Omuzlar, yollar نكب مناكب

Deviating ones Yoldan sapanlar ناكبون To break one’s oath Bozmak, sözünden dönmek 1 نكث ينكث -نكث

Page 149: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

142

Breaking Bozarak كاثا ان To marry Nikahlamak, evlenmek 1 نكح ينكح - نكح

To marry Nikahlamak, evlendirmek 4 ينكح -انكح To seek to marry Nikahlamak, evlenmek 10 يستنكح - استنكح Marriage Nikah, evlilik نكاح Difficult Zor نكد نكدا He did not recognize Tanımadı 1 نكر نكر

Disguise (imp, pl) Tanınmaz hale getirin 2 نك(روا To deny Đnkâr etmek 4 ينكر - انكر Harshest, abominable En çirkin انكر Evil, bad Kötülük 4 منكر Rejecter, denier Đnkar eden 4 منكر Refusing Đnkar eden 4 منكرة Unknown ones Tanınmayanlar 4 منكرون Rejecters, deniers Đnkar edenler 4 منكرون Terrible Çok kötü نكر Evil, terrible Çirkin, kötü نكرا Denial Đnkar نكير My denial Đnkarım كير ن They were turned Döndürüldüler 1 نكس نكسوا

That we reverse it Onu tersine çevirmemiz 2 ننك(سه Those who hang Bükenler, eğenler ناكسو To turn away Arkasını dönmek 1 نكص ينكص -نكص To disdain Tenezzül etmemek 10 نكف يستنكف -كف استن Fetters Bukağılar نكل انكالا

Punishment Ceza, bastırma 2 تنكيلا Exemplary punishment Đbretlik ceza نكال Cushions Yastıklar نمرق نمارق Fingers, finger-tips Parmak uçları نمل انامل

Ant Karınca نملة - ل نم Gossiper Söz taşıyan نمم نميم Clear way Açık yol نهج منهاجا

Page 150: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

143

To repel Azarlamak 1 نهر ينهر -نهر Day, daytime Gündüz نهار River Nehir انهار -نهر To prohibit, forbid Yasaklamak 1 نهي ينهی - نهی

They forbid each other Birbirini yasaklarlar 6 يتناهون To desist, cease Son vermek, kaçınmak 8 ينتهي - انتهى Who abstain, stop Kaçınanlar, son verenler 8 منتهون Finality, boundary Nihayet, en son 8 منتهى Those who forbid Yasaklayanlar, nehyedenler 1 ناهون Intelligence Anlayış, akıl نهى Burdens Ağır gelir 1 نوأ تنوء To repent, to turn to

Tevbe etmek, dönmek, yönelmek

نوب ينيب -اناب 4 Who turns (to Allah), repents Allah’a yönelen, tevbe eden 4 منيبين -منيب

Fire Ateş نور نار Light Nur, ışık, aydınlık نور

Illuminating, enlightening Aydınlatan, nur veren منير Mankind, humans Đnsanlar نوس ناس Receiving Uzanma, erişme, elde etme 6 نوش تناوش Place/time to escape Kaçma zamanı-yeri نوص مناص She-camel Dişi deve نوق ناقة Sleep Uyku نوم منام

Those who sleep Uyuyanlar نائمون Sleep Uyku نوم Dhun-Nun (pbuh) Nun (Zunnun) نون نون Seed Çekirdek نوي نوى To reach Erişmek, ulaşmak 1 نيل ينال -نال

That which reaches Erişen şey نيلا Bring (imp, pl) Getirin 1 هأت هاتوا To go down, fall down Aşağı inmek, düşmek 1 هبط يهبط -هبط Dust Toz هبو هباء Rise from sleep for prayer (imp)

Teheccüde kalk 5 د هجد تهج)

Page 151: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

144

To leave, forsake Bırakmak, terk etmek, uzaklaştırmak 1 هجر يهجر -هجر

To emigrate Göç etmek, hicret etmek 3 يهاجر -هاجر Emigrant Muhacir, göç eden 3 مهاجر Emigrants (fm) Muhacirler (dş) 3 مهاجرات Emigrants Muhacirler 3 ين مهاجر Forsaken Terk edilmiş 1 مهجورا Avoidance Ayrılış هجرا They sleep Uyurlar 1 هجع يهجعون Devastation Yıkılma, parçalanma ا هدد هد)It got demolished Yıkıldı, yıkılırdı 2 مت هدم هد(Hoopoe Đbibik kuşu هدهد هدهد To guide Đletmek, yol göstermek 1 هدي يهدي - هدى

To find the right way Doğru yolu bulmak 8 يهتدي - اهتدى Better guided Daha doğru yolda اهدى Guided one Doğru yola ermiş 8 مهتد Guided ones Doğru yolda olanlar 8 ين مهتد -مهتدون Guided one Doğru yola ermiş 8 مهتدي Guide Yol gösteren 1 هاد Guide Yol gösterici 1 هادي Sacrificial animal Kurban, kurbanlık هدي Guidance, guide Hidayet, yol gösterici 1 هدا - هدى Gift Hediye هدي)ة Fleeing Kaçış هرب هربا They are made to hurry, rush Acele ettirilirler, koşturulurlar 1 هرع يهرعون To make fun of, ridicule, mock

Alay etmek 10 هزأ يستهزئ - استهزا Mockers Alay edenler مستهزئين - مستهزئون

Ridicule, mock Eğlence, alay هزوا Shake (imp, fm) Silkele (dş) 1 هزز هز(ي

To stir, move Sarsılmak, titreşmek 8 (تهتز. -اهتز Amusement, joke Şaka, oyun هزل هزل To defeat Yenmek, hezimete uğratmak 1 هزم يهزم - هزم

Page 152: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

145

Defeated Bozguna uğratılan مهزوم He beats down leaves Yaprak silker 1 .هشش يهش Dry stalks Kuru çöp هشم هشيما Deprivation Mahrum edilme هضم هضما Soft Yumuşak هضيم Racing ones Koşanlar 4 هطع مهطعين Anxious Sabırsız هلع هلوعا To perish Helak olmak, yok olmak 1 هلك يهلك - هلك

To destroy Helak etmek, yok etmek 4 يهلك - اهلك Destruction Tehlike تهلكة Destruction Helak, yok olma 1 مهلك He who destroys Helak eden 4 مهلك Who are destroyed Helak edilenler 4 مهلكين That which perishes Helak olan 1 هالك To slaughter in one’s name, dedicate

Adına kesmek, adamak 4 (هلل يهل. -اهل

Crescents Hilaller أهل)ة Bring forward (imp, pl) Getirin 1 (مهل هلم Barren Kupkuru همد هامدة Pouring down Dökülen, boşalan 7 همر منهمر Defamer Kötüleyen, gammaz از همز هم)Evil suggestions Vesvese همزات Slanderer Arkadan çekiştiren همزة Faint sound Hafif ses همس همسا To determine, plan, be inclined

Düşünmek, kurmak, meyletmek

همم هم) 1

To worry Kaygıya düşürmek 4 (اهم Guardian Müheymin, gözetip koruyan 2 همن مهيمن With satisfaction Afiyetle هنأ هنيئا Jew, Jewish Yahudi هود هادوا Jew, Jewish Yahudi هودا Jew, jewish Yahudi يهود It collapsed Düştü, yıkıldı 7 هور انهار

Page 153: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

146

Collapsing, will collapse Yıkılan, yıkılacak 1 هار To lower, humiliate Alçaltmak 4 هون يهين - اهان Easier Daha kolay اهون Humiliated Horlanmış 4 مهانا Humiliating Alçaltıcı 4 مهين Humiliation Alçalma هون Humbly Tevazu ile هونا Easy, easily Kolay, kolaylıkla هي(ن To desire, perish, go down, drag

Arzu etmek, yok olmak, batmak, sürüklemek

هوي يهوي - هوى 1

To throw down, destroy Yıkmak, devirmek 4 يهوي -ي اهو To lead astray, entice Ayartmak 10 يستهوي - استهوي Pit Uçurum هاوية Vain desire Heva, arzu, boş اهواء - هوى Prepare (imp) Hazırla 2 هيأ هي(ئ He prepares Hazırlar 2 يهي(ئ Shape, form Şekil هيئة Come on Haydi gel 1 هيت هيت It dries, withers Kurur 1 هيج يهيج Pouring down Akma, dökülme هيل مهيلا He roams Şaşkınlık içinde dolaşır 1 هيم يهيم Thirsty camels Susamış develer هيم Infant girl buried alive Diri diri gömülen kız 1 وأد ؤدة مو Escape Sığınak, kaçış وأل موئلا Wools, hairs Tüyler, kıllar وبر اوبار To destroy Helak etmek 4 وبق يوبق -اوبق

Barrier Engel موبقا Heavy rain Bol yağmur وبل وابل Consequence Vebal, sonuç وبال Ruinous Ağır, şiddetli وبيلا Pegs, spikes, stakes Direkler, kazıklar وتد اوتادا To deprive Mahrum etmek 1 وتر يتر -وتر In succession Ardı ardına تترى

Page 154: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

147

Odd number Tek (sayı) وتر Aorta Atardamar, şah damarı وتن وتين To bind, tie Bağlamak 3 وثق واثق To bind, tie Bağlamak 4 يوثق -اوثق Promise, bond Sağlam söz, teminat 1 موثق Covenant, treaty, word Misak, yemin, söz, anlaşma 1 ميثاق Bond, binding Bağ 1 وثاق Most firm, strongest En sağlam وثقى Idols, false gods Putlar وثن اوثان To fall Düşmek 1 وجب وجب To find Bulmak 1 وجد يجد - وجد Your means Đmkanlarınız وجدكم To fear, dread Korkmak, çekinmek 4 وجس يوجس - اوجس To agitate, to prick, make run Koşturdu 4 وجف يوجف -ف اوج Palpitating Atan, hoplayan 1 واجفة To fear Korku dolmak, ürpermek 1 وجل يوجل -وجل Fearing Ürperen وجلة Those who fear Korkanlar وجلون To turn one’s face Yüzünü döndürmek 2 ه ه -وج) وجه يوج(He turned towards Yöneldi 5 ه توج)Face Yüz وجوه -وجه Honorable Đtibarlı وجيها Direction Yöneldiği yön وجهة One Tek, bir وحد واحدة -واحد Alone Kendisi, tek başına وحده Alone Kendisi, tek başına وحيدا Wild beasts Vahşi hayvanlar وحش وحوش To reveal, inspire Vahyetmek, ilham etmek 4 وحي يوحي -اوحى Revelation Vahiy وحي To love, want, wish Sevmek, istemek 1 (ودد يود. - ود Affection, love Sevgi, muhabbet ة مود)Love, affection Sevgi ودا

Page 155: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

148

Loving, affectionate Çok seven ودود Disregard (imp) Bırak, aldırma 1 ودع دع

He has forsaken you Seni bıraktı 2 عك ود)Resting place Ayrılma zamanı-yeri 10 مستودع Rain Yağmur ودق ودق Valleys Vadiler ودي اودية Blood money Diyet, kan parası دية Valley Vadi واد To leave, abandon Bırakmak, terk etmek 1 وذر يذر -وذر To inherit Miras almak 1 ورث يرث -ورث To cause to inherit Mirasçı kılmak 4 يورث - اورث Inheritance Miras تراث Heritage, inheritance Miras 1 ميراث Inheritor, heir Varis وارث To arrive, come Gelmek, varmak 1 ورد يرد -ورد

To lead Önünde gitmek, götürmek 4 يورد -اورد Place to be led Götürülen yer 1 مورود That which arrives Varan, varacak وارد Their water drawer Onların su çekicisi واردهم Those who arrive Varanlar, varacaklar واردون Place of arrival Varış yeri ورد Thirsty Susuz وردا Rose Gül وردة Jugular vain Şah damarı وريد Leaf Yaprak ورق ورقة -ورق Silver coin Gümüş para ورق To bury, cover Örtmek, gömmek 3 وري يواري - وارى To kindle, ignite Tutuşturdu, yaktı 4 يوري - اوري To hide Gizlenmek 6 يتوارى -توارى Producers of sparks Ateş saçanlar 4 وريات م Back, behind Arka وراء To bear the burden Yükünü taşımak, yüklenmek 1 وزر يزر - وزر

Page 156: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

149

Burden Yük اوزار - وزر Bearer of burden Yük taşıyan وازرة Assistant, vizier Vezir, yardımcı وزير Refuge Sığınak زر و They are set in rows Sıralanırlar 1 وزع يوزعون

Guide (imp) Sevk et 4 اوزع To weigh, measure Ölçmek, tartmak 1 وزن وزن Weighed, measured Ölçülü, ölçülmüş 1 موزون Scale, balance Ölçü, mizan موازين -ميزان Weigh, scale, measure Ölçü, tartı وزن Penetrated into middle Ortasına girdiler 1 وسط وسطن Medium, average Orta, mutedil اوسط Middle Orta وسطا Middle Orta وسطى To encompass, understand

Kuşatmak, içine almak, anlamak

وسع يوسع -وسع 1 Abundance Genişlik سعة

All-Encompassing Kuşatan واسع Wide, spacious Geniş واسعة Capacity Takat, imkan وسع It enveloped Topladı, bir araya getirdi 1 وسق وسق To become full (moon) Dolunay olmak 8 ات)سق Means of access Vesile, yaklaşma yolları وسل وسيلة We will brand

Damgalayacağız, işaretleyeceğiz

وسم سنسم 1

Those who discern Anlayabilenler 5 مين متوس(Slumber Uyuklama سنو سنة To whisper Vesvese vermek, fısıldamak 1 وسوس يوسوس - وسوس That which whispers Vesvese veren, fısıldayan وسواس Blemish Alaca شيو شية Constant, perpetual Devamlı, sürekli وصب واصبا Closed over Kapatılmış 4 وصد ؤصدة م

Entrance Giriş وصيد

Page 157: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

150

To describe, make attributes Vasfetmek, tarif etmek, nitelemek

وصف يصف - وصف 1

Attributes Vasıflar وصف To arrive, join

Ulaşmak, birleşmek, bileştirmek

وصل يصل -وصل 1

To convey Ulaştırmak 2 (ل وص)They (fm) make will Vasiyet ederler (dş) 1 وصي يوصين

To enjoin Tavsiye etmek 2 ى وص)To recommend, instruct Tavsiye etmek, emretmek 4 يوصي -اوصي They advised each other Birbirine tavsiye ettiler 6 تواصوا Will, recommendation Tavsiye توصية Testator Vasiyet eden 4 موص Instruction, will Vasiyet, tavsiye وصي)ة To put, place, give birth

Koymak, yerleştirmek, doğurmak

وضع يضع -وضع 1 To remove Kaldırmak 1 وضع عن

To try to do, be active Gayret etmek 4 يوضع -اوضع Places Yerler 1 مواضع Put in place, placed Konulmuş 1 موضوعة Decorated Süslenmiş 1 وضن موضونة To step, trample Çiğnemek, ayak basmak 1 وطأ يطؤ -وطا

That they trample, corrupt Çiğnemeleri, bozmaları 3 يواطؤوا Step, way Yol, yer, mevki 1 موطئا Rising Kalkma وطئا Necessary Gerekli iş وطر وطرا Regions Mevkiler, savaş yerleri 1 وطن مواطن To promise, covenant Vaat etmek, söz vermek 1 وعد يعد -وعد

To appoint Sözleşmek, vaatleşmek 3 يواعد - واعد To threaten Tehdit etmek 4 د يوع - اوعد You made appointment Vaadleştiniz, sözleştiniz 6 تواعدت)م Appointed time/pace Vaad edilmiş yer/zaman 1 موعد Promise Söz, vaad 1 موعدة Promised Vaad edilmiş 1 موعود Promise, appointment Vaad, söz 1 ميعاد

Page 158: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

151

Promise, word, covenant Vaad, söz 1 وعد Threat Tehdit, vaid 1 وعيد To advise, instruct Öğüt vermek 1 وعظ يعظ -وعظ Admonition, instruction Öğüt, nasihat, vaaz 1 موعظة Those who give advice Öğüt verenler, vaizler 1 واعظين That they be conscious of it Onu bellesin 1 وعي تعيها

To hide, conceal Saklamak, yığmak 4 يوعي -اوعي Baggage, belonging Yükler, eşyalar اوعية -وعاء Conscious Belleyen واعية Guest, delegation Misafir, heyet وفد وفدا Ample Bol وفر ورا موف To rush, hasten Koşmak, akın etmek 4 وفض يوفض - اوفض To reconcile Birleştirmek, uyumlaştırmak 2 وفق يوف(ق

Reconciliation, success Ara bulmak, uyum, başarı 2 توفيق Appropriate Uygun وفاقا To fulfill, pay fully

Yerine getirmek, tam olarak ödemek 2 وفي يوف(ي -وف)ى

To perform a promise, fulfill Đcra etmek, yerine getirmek 4 يوفي -اوفى To make die Öldürmek 5 يتوف)ى - توف)ى To take in full measure Tam ölçmek 10 يستوفي -استوفي More faithful, fullest Daha vefalı, tam اوفى He who will make die Vefat ettiren, öldüren 8 متوف(ي Those who pay in full Tam olarak verenler 2 موف.ون Those who fulfill Đfa edenler, yerine getirenler 4 موفون It spread Kapladı 1 وقب وقب Its time was appointed Vakti belirlendi 2 وقت اق(تت Appointed times

Vakit ölçüleri, takdir edilmiş zamanlar

مواقيت Whose time is fixed Vakti belirlenmiş موقوتا Appointed time Belirlenen vakit ميقات Time Vakit, zaman وقت To kindle, set fire to Tutuşturmak, yakmak 4 وقد يوقد -اوقد To kindle, desire to kindle Tutuşturmak, yakmak 10 يستوقد -استوقد

Page 159: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

152

Kindled Tutuşturulmuş 4 موقدة Fuel Yakıt وقود Killed by hitting Dövülerek öldürülmüş وقذ موقوذة That you (pl) respect him Ona saygı göstermeniz 2 وقر توق(روه

Respect, grandeur Vakar, saygı وقارا Weight, deafness Ağırlık, sağırlık وقر Weight Ağırlık وقرا To fall, occur

Düşmek, meydana gelmek, vaki olmak

وقع يقع - وقع 1 Fall down (imp, pl) Düşün, kapanın 1 قعوا

To cause, cast, make fall Atmak, düşürmek 4 يوقع - اوقع That which occurs Olan, meydana gelen 1 واقع Occurrence Oluş 1 وقعة Locations Yerler, mevkiler 1 مواقع Those who fall Düşenler 3 مواقعو To stop, stand Durmak, durdurmak, dikilmek 1 وقف يقف -وقف

Those who are stopped, made to stand

Durdurulanlar, dikiltilenler 1 موقوفون To protect, defend Korumak, kollamak 1 وقي يقي -وقي Protect (imp) Koru 1 وقي ق Protect (imp, pl) Koruyun 1 قوا He is protected Korunur 1 يوق To fear, guard, be careful Korunmak, sakınmak 8 يت)قي - ات)قى The most fearing En takvalı, en fazla sakınan اتقى Protection, precaution Korunma تقاة Righteousness Takva, sakınma 8 تقوى Righteous Takva sahibi, sakınan تقيا Righteous ones Sakınanlar, korunanlar 8 مت)قين - مت)قون That which protects Koruyan 1 واق I recline Dayanırım, yaslanırım 5 وكأ اتوك)ا

To recline Yaslanmak 8 يت)كئ -ات)كا Reclining ones Yaslananlar 8 مت)كئين -مت)كؤون Reclining Yaslanan 8 مت)كأ

Page 160: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

153

Confirmation Te’kid, pekiştirme 2 وكد توكيد He striked with his fist Yumruk attı 1 وكز وكز To entrust Vekil kılmak 2 وكل وك(ل ي - وك)ل

To put one’s trust Vekil etmek, tevekkül etmek 5 يتوك)ل - توك)ل Those who put their trust Tevekkül edenler 5 متوك(لين -متوك(لون Proxy, guardian Vekil, koruyucu وكيل It enters, passes Girer, geçer 1 ولج يلج

To make enter, insert Sokmak, girdirmek 4 يولج - اولج Intimates Sırdaş وليجة To give birth Doğurmak 1 ولد يلد -ولد

He was born Doğuruldu 1 ولد My parents Ana-babam (والدى Which is given birth to Doğurulan 1 ود مول Father Baba 1 والد Mothers Anneler 1 والدات Parents Ana-baba 1 والدين -والدان Mother Ana 1 والدة Child Çocuk 1 اولاد -ولد Young boys, children Gençler ولدان As a child Çocukken وليدا They become close to you Size yakın olurlar 1 يول يلونكم

To turn, make friends Dönmek, döndürmek, dost etmek

يول(ي -ول)ى 2To turn, to befriend Yüz çevirmek, dost edinmek 5 يتول)ى - تول)ى Closer, more worthy, superior

Daha yakın, daha üstün, layık

اولى Woe to you Sana yazıklar olsun اولى لك Two closer persons Daha layık, daha yakın iki

kişi اوليان Friends, relations Dostlar موالي Protector, lord, friend Mevla, dost, koruyucu مولى That which turns Dönen 2 مول(ي Protector Koruyucu 1 وال Protection Velayet, koruyuculuk ولاية

Page 161: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

154

Protector Dost, koruyucu 4اولياء -ولي That you (dual) slacken Gevşemeniz (ikil) 1 وني تنيا To bestow, grant

Karşılıksız vermek, hibe etmek

وهب يهب -وهب 1

Bestower Karşılıksız veren اب وه)Shining Parlayan اجا وهج وه)To weaken, lose strength Zayıflamak, güçsüzleşmek 1 وهن يهن -وهن

Weakest En zayıf اوهن Weakness Zayıflık وهن Who makes weak Zayıflatan 4 ن موه Frail Zayıf وهي واهية Woe Vay haline, yazıklar olsun ويل ويل To despair Yeise, ümitsizliğe düşmek 1 يأس يياس -يئس

To give up hope Ümit kesmek 10 يستيئس - استيئس Despairing Mey’us, ümitsiz 1 يؤوس Dry Kuru يبس بس يا Dry Kuru يبسا Orphan Yetim يتم يتامى -يتيم Hands Eller يدي ايد - يد Two hands Đki el ييد يدي - يدا To make easy Kolaylaştırmak 2 ر ر -يس) يسر ييس(To become easy Kolay gelmek 5 ر ر -تيس) يتيس)To become easy Kolaylaşmak 10 يستيسر - استيسر Gambling Kumar ميسر Ease Kolaylık ميسرة Gentle Nazik ميسورا Easy Kolay يسر Ease Kolaylık يسرى Easy Kolay يسير Gourd Asma kabağı يقطن يقطين Awake Uyanık يقظ ايقاظا To believe firmly Kesin olarak inanmak 4 يقن يوقن -ايقن

To become certain, Emin olmak, yakin elde 10 يستيقن - استيقن

Page 162: Kur’an-ı Kerim Kök Sözlüğü - kurananahtari.comkurananahtari.com/pdfs/kitaplar/kuranarapcasi/KuranKokSoz_2017_Rev_F.pdf · ii ا ا Takdim Bu sözlükte Kur’an-ı Kerim’de

155

convinced etmek

Convinced ones Yakin edinmiş, emin olmuş 10 مستيقنين Firm believers Kesin inananlar 4 موقنين -موقنون Certainty Kesin, kesinlik يقين To intend, do tayammum

Kasdetmet, teyemmüm etmek

م 5 مو - تيم) يمم يتيم)

Sea, river Nehir, deniz .يم Right side Sağ taraf يمن ايمن Right hand side Sağdakiler ميمنة Right hand, oath, power Sağ, yemin, güç ايمان - يمين Ripening Olgunlaşma ينع ينع Today Bugün يوم اليوم Day Gün اي)ام -يوم That day O gün يومئذ