kur' an ve tefsirktp.isam.org.tr/pdfdrg/d120862/2002/2002_collakf.pdf · tartlŞmali İlmİ...
TRANSCRIPT
TARTlŞMALI İLMİ TOPLANTıLAR DİZİSİ- 37
~ . KUR' AN ve TEFSIR
ARAŞTIRMALARI-IV
(Kıraat ilmi ve Problemleri)
Tartışmalı ilmi Toplantı
13-14 Ekim 2001
İstanbul
Prof. Dr. M. Sait ŞiMŞEK * Doç. Dr. Emin AŞlKKUTLU
Dr. M. Atilla AKDEMİR * Yrd. Doç. Dr. Necati TETİK
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÇOLLAK * Yrd. Doç. Dr. Nihat TEMEL
Prof. Dr. İsmail KARAÇAM * Prof. Dr. Süleyman ATEŞ
Dr. Süleyman DERİN * Prof. Dr. Halis ALBA YRAK
Prof. Dr. Mehmet ERD0ÖAN * Dr. Hülya ALPER
Prof. Dr. İsmail DURMUŞ ır_,;;._;;;..~~ru~rk~iv~e O~iy~a..,oo"':"t~Va~kt:-ı ....... -.
o\jm At~~ıırıtıaıan Merketi 1i<!ittıphafıfisi
Yııvuıı ''"dt'r'B6f\ıh\O .. ~ ·.12.0 . 2
__.. . . "). !1 ·T~.No. ! ' ,
1~ d r2·.. . '··· İstanbul ıooıı..---......;ı....A. ....... ~........, ........ .....,-.ı
r· i j 1 ! ; . -..~ j
ı
. ..~ ..
ENSAR NEŞRİYAT: 71 İSLAMI İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi: 37
Tebliğierin
muhteva ve dil bakımından sorumluluğu tebliğ sahiplerine aittir.
Editör Prof. Dr. Bedreddin ÇETİNER
Yayma Hazırlayanlar Dr. İsmail KURT
Seyit Ali TÜZ
Dizgi, tashih ve Sayfa Tertibi Dr. İsmail KURT .
Baskı
Step Ajaİıs Davut Paşa Cd.
Kale İş Merkezi 224 0212 482 13 41
ISBN 975-6794-14-3
, ENSAR NEŞRİYAT TİCARET A.Ş. Sü~eymaniye Caddesi, ll Beyazıt/İstanbul
.,. ..... _ ..... ~.:-.rı::gı).l;. emiarv@~_hlas.net.tr- Web site: www.ensar.org Tel-Faks: +90 (0212) 513 43 41-513 03 09-513 09 90-522 46 02
"RE~su'L-KuRR~&" LIK MUESSESESI VE ES-M-I KURFL~ D E F T E ~
Yrd. Doc. Dr. Fatih COLLAK Marmara 0 il6hiyat Fakiiltesi
Kur'an tarihinin kayda deger mes'elelerinden biri olan kzrciat ihti- la^jlarz, baglangrqtan giiniimiize kadar gerek Miisliiman ilim adamlannln gerekse bir l s i m mustegriklerin aragtma konusu olarak ilgisini gek- migtir. 1sldm dleminin onemli ilim merkezleriyle Batr diinyaslllda mev- cut ban kiitiiphanelerde konu ile ilgili aragtma mahsQIii eserler bu te- zimizi doii;rulamaktadrr. Kxiiat ihtiliiflannin kaynag~, mdhiyeti ve tarihi seyri iizerinde yownlagan aragtmalann bir boliimii miistakil qerqeveli olup, diger bir boliimii de ' Ultnzu'l-Kza'Em iqinde incelenmig bir disip- lin mahiyetindedir.
Hicri III. asra kadar gif"ahil olarak siirdiiriilen hriiat ihtiliiflannln riviiyet faaliyetleri, bu asirdan itibaren hem giBhi hem de kitiibi2 bir qizgide olmugtur. 1sliim peygamberine verilen Nebevf ~ u h s a t ' l n ~ tabii bir sonucu olarak ortaya qlkan hriiat ihtiliiflanrm kaynak ve mahiyeti gibi konular bagta olmak iizere, h d a t imamlarma ltadar ulagan ihtildfla- rln smlrlan, lriiat imamlari, onlam riivi ve tarikleri, hrdatta takip edi- len meslek ve usQller, krriiatlam taclim gekilleri vs. mevzulann incelen-
' GrPat ihtiltiflannin rivlyet faaliyetinin hoca-talebe arasinda surdiiriildii@ esnada ho- cadan bizzat igitmek ve ona domdan okumak, agizdan agiza elde etmek anlamnda- ki bu ogretim ve 6Benim tarzina n~@cifehe de denilmektedir ki boyle bir faaliyetten bahsedilirken kullanllan kavramlar arz, ahz ve telrikki'dir. Unlu sahdbi ijbey b. Ka'b (19/640) kendisinin Hz.PeygamberYden K u r ' h o@endiBini ifade ettigi rivtiyetlerde bu kavramlan kullamgtir. Bkz., Ahmed b. Hanbel, Miislzed, V, 157, (hadis no: 2 I 104); A.g.e., V, 152, (hadis no :2 1077); Heysemi, Mecrneu 'z-Zevaid, K,3 12. Bu ifade ile k~rtiat ihtilziflannin kitaplara intikal ettigi, konuyla ilgili eserlerin yazil-
. maya baglandlgi hususu kasdedilmigtir. Kur'rin'in yedi h a d iizere ckunabilecegne dair Hz. Peygamber'in verdigi mhsat.
Bkz. Buhciri, K.FedliluY1-Kur'dn, B:5-27; Miislin~, K.Salltu'1-MiissifirTn, B: 48; Eb6 Ddvird, K.Vitr, B:22; Tii.~lzizi, K.Kirllt, B:9; Nescii, K. lftittih,37.
179
digi kiitiiphanelerdeki eserlerle birlikte, Isliim cografyaslnda Kur'iin'm 12@z (hdfizlik) qallgmalan bagta olmak uzere, ilihi keldmn harflerinin dogm bir biqimde t e l i i f h n u konu edinen tecvid (tashih-i hu~f/taclim) ilmi ile krra^at4 (ilm-i lur2at) derslerlnin okutu1duEj;u Kur'bn ve hrdat medreselerini de gormek mumkiindiir.
Musliimanlar, ilk donemden itibaren Kur'iin'ln gerek tecvid ku- rallan uyannca ku i a t~ gerekse Hz. Peygamber'den gelen &sat qerqe- vesinde ortaya qikan sahih hrdatlann muhafazasl ve nesilden nesile ak- tanlmas~ konulannda emsalsiz bir gayret ve hassasiyet ornegi goster- migler, bu sahada biiyiik gahsiyetler yetigtirmiglerdir. Ilk hocall@n~ va- hiy meleginin iistlendigi Kur'bn'm ogetim ve ogrenim faaliyeti,' Hz. Peygamber'in melek nezdindeki talebe6 ve ashiib aras~ndaki muallim7 . kigilignde ilk startin1 alm~g, O'nun ilk talebeleri arasrndan qrkan lgrk gahsiyetler aracilla ile h~zla yayilmgtlr.
Ilk omeklerini Hz. Peygamber doneminde gordii@miiz ve iqeri- sinde Kur'bn-I Kerim'in ogetildigi, bir boliimiiniin yahut tamamnin ezberletildigi (hrifizlzk ~alzgnzalarz?zzn yiiriitiildii&) ve krriiat vecihleri- nin ta'lim ettirildigi (hriat-z seb'a ve daha soma hriat-z 'agere'nin o- kutzrldu@r) dbru'l-kurrd8 (d6ru1l-hzrfa^z)larda biiyiik krrdat 2limleri, kurrii iistadlar yetigmigtir.
LK~riiat ve tecvid ilrni alanrnda kendi donemlerinde otorite kabul edilen bu kurrd ustadlar, hrdat tacliminde onceleri (hicfi V. asra kadar) takip edilen i~zf;ra^d us61iig yanlnda bir de indirdc tarih?" diye bilinen bir tarz geli~tinnek suretiyle klriiat ilmini talebelere aktarm~glardlr. Kiriat vecihlerinin taclim ettirildigi bu medreselerde talup edilen temel kaynak kitaplar; Ebii 'Amr ed-Din? ( ~ 4 / 1 0 5 2 ) ' n i n Kitdbii 't-Ttrysrj'l-Kzrdati's- Seb' ad11 eseri ile bu kitabln manzum gekli olan ve 'As~m b. Muharn- med b. F imh eg-Siit~bi (59011 193) tarafindan te'lif edilen Hirzii 'I-Em6ni ve Veclzii't-Tehbrzi -- (hsaca Sbhbi-yve diye bilinir) ve -6
Kur'iin terminolojisinde " Krcr-'6rz i l l kelinzelerirlitz ed6 keyfietirzi ve iktil6jlanrzr tzaklederzlere isn6d ebrzekslcretiyle bilnzek" tir. Bkz., ~imy2ti,Zilz6J s.5.
5 Necm,5-6. &yiime,16-17-18-i9. ibn-i MBce, Siirzerz, Mukaddime, B:17.
' Geni? bilgi i ~ i n bkz., Bozkurt, Nebi, 'Drir-~cNu-~-a^ 'J&,VIII,543. Her luriiat i ~ i n ayn bir hatim indirme, lurriatlan ayn ayn okuma teknigi. Bkz. ibnii'l-Cezen", Ne~r; 11, 194. Biitiin klriiatlan bir hatimde birle~tirerek (cem') okuma usD1i.i. Bkz. A.y.
180
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
(833!1430)'ye ait Tahbfrü 't-Teysir ji '1-Kıraati '1- 'Aşr ile ed-Dürretü '1-Mudie ji '1-Kıraati 's-:Selaseti '1-Mardiyye 'dir. Kıraat ta'lim usulünde bu kaynaklardan bir kısmının asıl diğer bir kısmının ise yardımcı kitap olarak takip edilmesi, birkaç asırdan beri (hicri V. asırdan bu yana) devam ede gelen Teysir Ekolü'nün hicri 1 1. asrın başından itibaren İstanbul Tariki olarak yayılmasına ve daha sonra da (lıicri 11. asrın sonlarında) Mısır Tariki'nin ortaya çıkmasına sebep olmuştur)
Kıraat ta'liminde bu iki tarikin -takip ettiği usul nede.niyle- kendi içlerinde bir takım meslekler meydana gelmiş, ders esnasında kıraat vecihlerinin tertibiyle bu veeililer arasından yapılacak tercihler noktasında (azimet ve ntlısat hususunda) İstanbul tariki İtilaf ve Sufi, Mısır tariki ise Mutkin ve 'Ataullalı mesleklerinin anlayışıyla hareket etmiştir.
Başlangıçtan günümüze kadar devam ede gelen kıraat ilıtilat1annin ta'lim çalışmalannda ortaya çıkan ve takip edilen kitap, usül ve meslek kaynaklı tüm bu sistemlerin yanında, hem hiifızlık hem de kıraat tedris faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürümesini te'min etmek, uyulan bir sünnet olarak kıraattaki isoadı (hoca silsilesini) korumak ve Kur'an'ın salıih kıraat veeililerini bir sonraki nesillere aktarmak maksadıyla bir takım disiplinler de geliştirilmiştir.
<H lifiz/ık çalışmalarının tesc1li ve lııfzın ikmalinin bir ilanı olarak teşkll edilen Hafizlzk Cemiyetleri ile salıih kıraat veeililerinin büyük bir bölümünü ihtiva eden 'aşere çalışmalannın nihayetinde tertip edilen 'Aşere İcaze Merasimleri ve nihayet ~jj.tün kıraat veeİlılerinin ta'lim ettirildiği., 'qşere-taf?ib-tayyibe derslerinin biti~e İcra olunan '4.§gr.~Tc:!!_fb-Tayyibe-ldize Cemiyetler_i bu disiplinler cümlesindenCfif: j
Bu faaliyetler çerçevesinde bir başka disiplin ise, bütün bu cemiyetleri gereği üzere sevk ve idare etmekle sorumlu şalısiyetin ulıdesindeki riyliset makamzdzr. Bu makam, Kur'an'ın lııfzı, ta'lini ve tecvidi ve nihayet salıilı vecilılerle kıraatı, çizgisinde ·en üst düzeyde bilgi, tecrübe ve yetkiye sahip bir kurra üstadın başkanlığında yönetilen bir murakabe (oto-kontrol) mekanizmasıdır. İşte, kıraat literatüründe asırlardan beri bilinen ve kıraat tedris faaliyetinin nihayetinde uygulana gelen bu murakabe mekanizmasının özel adı, "Reisü '1-Kun·a "lık Müessesesi 'dir.
Tebliğin birinci bölümünde bu müessesenin ünvan ve bir kurum olarak tarihçesi incelenmiş, ikinci bölümünde ise, "Kurra Defteri" tanı~ılrnıştır. Bugünkü hiifizlık ve ku·aat cemiyetlerinde reisü '1-kıtrra olan zatın idare usülü hakkındaki tesbit ve önerilerimize tebliğin sonuç kısmında yer verdikten sonra, kurra defterinden örnek birkaç sayfa ile bazı belge ve fotoğraflar da EK-Belgeler bölümünde sunulmuştur.
181
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
Birinci Bölüm
"Reisü'l-Kurra" lık Müessesesi
A) Bir Unvan olarak "Refsü '1-Kurra" lık
"Re1sü'l-Kurn1" lık müessesesini unvan ve kurum olarak incelemeye geçmeden önce, konunun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından bu terk!bi oluşturan kelimelerin lügat ve ıstılah anlamlarını açıklamakta fayda müHlhaza ediyoruz.
I-Re!sü'l-Kurra Terkibinin Tanımı
Refs kelimesi, mastan '<Y'i.J 1 <Y'\ı.J RiA.SEIRiYASE' olan '<Y'i.J RAESE'
fılinden türemiş olup lügatta, "her şeyin en üst düzeyde olanı, bir şeyin başı, en yüce olanı, bir topluluğun başkanı, toplumun efendisi, öncüsü" gibi manalara gelmektedir. 11 Ayrıca " başkan, sorumlu, şef, lider, patron ve idare müdürü" anlamlarında da kullanılmaktadır. 12 Bu kelime ile yapılan terkiplerden bazıları şunlardır:
:t,ı~ı <Y':li.J (belediye başkanı), .J:l_p.:ill <Y':li .J (yazı işleri müdürü), y_;=JI ul.S) <Y':li.J (genel kurmay başkanı), wl.9,ı~l <Y':l i.J (protokol başkanı), ylyjll <Y':l i.J (meclis, parlamento başkanı) ...
Kurra kelimesi de masdan ':Gi.) kıraat' olan .,.i_) 'karae' fiilinden türeyen tS):5 karf ism-i fil.ilinin çoğuludur. Kıraat lügatte "bakarak yahut ezber olarak bir kitabın metnini telaffuz ederek yahut hiç telaffuz etmeksizin okumak, aynı şekilde ve fakat bizzat telaffuz ile Kur'an'dan bazı ayetleri okumak, birine selam vermek ve kehanette bulunmak" demektir. Bu fıilden türeyen tS.Jı.s karf kelimesi de "bir ibareyi okuyan, avuç içindeki çizgilere bakarak gelecek. hakkında kehanette bulunan, Kur'an kıraat eden kişi" anlamındadır. Kelimenin çoğulu olan tS:J. kurra kalıbı genelde "okuyucu kişiler" anlamında kullanılırsa da özel çerçevede bu kelime ile "belli bir seviyede Kur'an okuyuculan yahut yedi kıraat
11 İbn-i Manzı1r, Lis{mü '1-Arab, "re's" md; Zebldl, TCıcii 'l-An/s, "re 's" md, 12 Mutçalı, Serdar, Arapça~Tiirkçe Sözlük, 'reis 'md. 182
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
imaını (Nafı', İbn Kesir, Ebu 'Amr, İbn 'Amir, 'Asım, Hamza, Kisai) kastedilmektedir. 13
Kıraat ve tecvid ilmi literatüründe latrra kavramı "hiifızlardan kıraat ilmini hususi bir şekilde okuyup tamamlamış olanlar" hakkında kullamldığı gibi, 14 kendilerine kıraatların nisbet edildiği· kıraat imamlanna da ku~·a ta 'bir edilmiştir. 15
Kurra 'yı, Kur'an-ı Kerim'i sağlam bir şekJlde ezberleyip, akabinde tecvid ve tashih-i hurı1füzere Kur'an'ı baştan sona kadar okuyan ve daha sonra da ehliyetli (iciizet sahibi) bir üstadın huzurunda ilgili kıraat kitaplannın muhtevasına uygun olarak kıraat-ı seb'a ve kıraat-ı 'aşereyi bütün rivayet ve vecihleriyle kıraat etmek (ahz ve telakki) suretiyle bitiren ve icazet alan kişi/kişiler olarak da tanımlamak mümkündür.
Refs ve kurra kelimeleri çerçevesindeki bu tarumları bir araya getirdiğimizde, 'refsü '1-kurra'yı, yaşadığı dönem ve muhitte kurra 1ık vasıflarını taşıyan ehl-i Kur'an zevat arasında kıraat ilmi sahasında en üst düzeyde bilgi ve tecrübe sahibi, icazeti itibariyle en kıdemli olan ve 'refsü 'l-kurra 1ık makamını hak eden, kurranın başı, önderi olan zat olarak tarif etmek mümkündür. Bu şahsın işgal ettiği makam da 'refsü'lkurra 'lık makamıdır.
II- Reisü'l-Kurra Unvanının Ortaya Çıkışı
1) Asr-ı Saadet Dönemi
'Reisü'l-Kurra'lık müessesesinin tarihi gelişimini incelediğimiz bu araştırmamızda, doğrudan başvuracağımız bir kaynak yahut belgeye sahip olmadığımızı önceden ifade etmemiz gerekmektedir. Müessesenin ilk kez ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, bugünkü konumuna gelirken hangi merhalelerden geçtiği hususu da pek açık değildir. Bu nedenle konuyu incelerken takip ettiğimiz yol, ulaşabildiğimiz dalaylı bilgilerden yararlanmak, bazı ipuçları verebileceği düşüncesiyle de kurrô., ve laraat riyasetliği gibi kavramların ortaya çıkışını ve kimler için kullamldığını incelemek olmuştur. Bu çerçevede ilk müracaat edeceğimiz eserler tabiatıyla hadis literatürü olacaktır.
13 el-Mu 'cem ii 'l-Arabiyyii 'l-Esdsiyyii (Hey' et), 'karee' ve' kdrf' md. 14 Pakalın, Mehmet Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözliiğii, 'kım·d 'md. 15 Zerkil.nl, Mendlıil,I,449.
183
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
Buhar! (ö.256/870) el-Cami 'ü 's-Sahfh adlı eserinin 'Kitiibü Fediiili'l-Kur'iin'ında 8. bab için 'Biibü'l-Kurrii Min Ashiibi'n-Nebiyyi Sallalliihü Aleyhi ve sellem "16 başlığını kullanmış ve bu babta şu hadise yer vermiştir: Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu : "Kur'an'ı şu dört kişiden alınız(öğreniniz): Abdullah b. Mes'ı1d (öl.32/652), Salim(ö.I2/633 ), Mu'az (ö.18/639) ve Übeyy b. Ka'b (ö.32/652)."
İmam Buhar!, hadiste geçen salıabi hakkında neden 'kurrii' unvanını kullanmıştır? Bu soruya cevap verebilmek için, adı geçen kişilerin yaşadıklan dönemde gerek Hz. Peygamber nezdinde gerekse ashil.b arasında Kur'an kıraatı sahasındaki konumlarını bilmek gerekmektedir. Ancak bu şekilde araştırmarmza ışık tutacak bilgilere ulaşmarnız mümkündür. Kurrii'lık payesini almış bu dört sahabeyi konumuz çerçevesinde kısaca tanıtmakta fayda mülahaza ediyoruz:
1- Abdullah b. M es 'i'td :"Hz. Peygamber' den doğrudan yetmiş küsur sı1re öğrenıniş ve Kur'an'ı O'na okumuştur. 17 Kur'an'ın tamamını Hz. Peygamber'den okuduğuna dair rivayet de vardır. 18 Kur'an'ı tecvldli ve tahkik ederek okuyuşuyla kendisine 'imam' unvanı verilen, güzel sesiyle tertil üzere lö.raatıyla da çevresinde hayranlık uyandıran 19
İbn Mes'ı1d'un kıraat tarzı Hz. Peygamber tarafından övülmüştür.20 Hz. Peygamber'den hem Kur'an'ın kıraatını hem de okuduğu ayetlerin ahkarnını öğrenen21 İbn Mes'ı1d, Allah'ın Kitabı'ından inen bir sı1renin nerede indiğini, nazil olan bir ayetin kimin yahut ne hakkında gönderildiğini de çok iyi bilen bir alim şahsiyettir.22
Aslıil.b'a Kur'an öğretmek ve okutmak hususunda yoğun gayretler içinde olan İbn Mes'ı1d23 aynı zamanda onlara tefsir dersleri de vermiş-tir.24 . .
Özetle ashab, aralarında Kur'an'ı en iyi bilenin İbn Mes'ı1d olduğunu kabul etmiştir.25 Tabakat sahibi ez-Zehebi (ö.74811348), Kur'an'ı doğrudan Hz. Peygamber' e arzederek okuyan kurrayı birinci tabakada
16 "Hz.Peygamber'in Ashabı İçinde 'Kım·fı ·Olan Kişiler Babı" 17 Bulıfırf, K.Fedailu'l-Kur'an, B:8. · 18 Zehebl, Ma 'rifetiil-Kurrfı, 1, I 14. 19 A.g.e., I, I 1 7; İbnü'l-Cezeri, Tabakô.t, 1,459. 20 İbn-i Mace, Siinen, Mukaddime, B: I I. 21 Tabakfıt, 1,459. 22 Bulıfırf, K.Fedllu 'I-Kur' an, 8:8. 23 Miisned, l, 468. 24 Tabakfıt, 1, 459. 25 Bulırirf, K. Fedalilu'l-Kur'fuı, 8:8. 184
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
çerçeve içine almış ve İbn Mes'ı1d'u bu tabaka içinde dördüncü sıraya koymuştur. 26
2- Salim: Ebu Huzeyfe'nin azadiısı olan Salim b. 'Ubeyd b. Rabia (Salim b Ma'kil) Hz. Peygamber'in oğulluğu ve aynı zaman da O'nun kurras!fidandır. Ashabın ileri gelenlerinden ve Kur'an'ı en iyi okuyanlardandır. Bu özelliği ile Mekke'den Medine'ye ilk hicret eden ve aralarında Hz. Ömer (ö.23/643)'in de bulunduğu gruba imamlık yapmıştır. Hz. Peygamber ümmeti içinde Salim gibi güzel kıraat sahibi insanların bulunmasından dolayı Allah'a hamdetmiştir.27 İbnü'l-Cezeri (ö.833/ı429), Kur'an'ın bazı harfleri (kıraat vecihleri)ne dair Salim'den gelen rivayetlerin bulunduğunu ifade etmişse de bunlar hakkında bilgi vermerniştir.28
Salim'in, konumuz kapsamına girecek yönü ile ilgili kaynaklarda fazla bir bilgi de yoktur.29
3- Mu 'az: Mu'az b. Cebel, ashab arasında helal ve haram açısından hükümleri en iyi bilen, fetva makamında söz sahibi bir sahabidir. Bedir'den itibaren bütün gazvelerde Hz. Peygamber'in yanından ayrılmamıştır. Huneyn seferinde Hz. Peygamber, Mu'az'ı Mekke'de halkın dini ihtiyaçlarına cevap vermesi ve onlara Kur'an okutınası için kendi yerine tayin etmiştir.30 Hz. Peygamber'in kurrasından ve Kur'an'ı O'nun döneminde bütünüyle ezberleyenlerden(cem') idi.31 İbnü'lCezeri, Mu'az b. Cebel'den de Kur'an'ın bazı kıraat vecihleri hakkında rivayetin bulund1.1ğunu kaydetmiştir.32
4- Übeyy b. Ka 'b: Kıraat bakımından Übeyy b. Ka'b sahiibe arasında imtiyaz etmiş bir kişidir. Kur'an'ı en iyi okuyan bir sahabi olduğu Hz. Peygamber33 ve Hz. Ömer'in34 açık iffideleriyle tescil edilen Übeyy,
26 Ma 'rifetü '1-Kurrfı, I, ı 13. 27 İbn-i Sa'd, Tabak!ıt, III, 85 vd; İbnü'l-Eslr, Üsdü '1-Gfıbe, II, 307-308. 28 Tabakfıt, I, 301. 29 S1ilim'in de isminin geçtiği yukandaki hadisin (sayfa,8) diğer rivayetleri için bkz.
Müsned, II, (hd. nu: 6764-6835-6520-6783-6787-6792); Bulıfıri, B. Fediiilu Ashiibi'n-Nebiyyi (sav),B: 26-27; K. Meniikibü'l-Ensiir,B: ı4-ı5; Müslim, K. Fediiilu's-Sahiibe, B: 23, (hd. nu: 116-ı ı 7-ı 18)
30 İbn-i Sa'd, Tabak!ıt, II, 347 vd; Üsdü'I-Gabe, V, ı94 vd. 31 Bulıfıri; B.Meniikibü'l-Ensiir, B:l3-ı6; K. Fediiilü Ashiibi'n-Nebiyyi (sav), B:28-29;
K.Fediiilu'l-Kur'iin, B:8; Müslim, K.Fediiilu's-Sahiibe, B: 22, (hd. nu: 116-118); B: 22-23,(hd nu: 119-120); Tirmizi, K. Meniikib, B:33.
32 T abakfıt, II, 301. 33 Tirmizi, K. Meniikıb, B:33; İbn-i Miice, Sünen, Mukaddime, IL Müsned, III, 356, (hd
nu: 13974). 34 BuMri, K .. Fediiilu'l-Kur'iin, B:8.
185
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretinden sonra kendisini Kur'an'a hizmete adamıştır. Vahiy katipliği görevi çerçevesinde ayetleri yazarken aynı zamanda Hz. Peygamber' den doğrudan Kur' an öğrenmiş ve bu mazhariyetiyle de daima övünmüştür. Hz. Ömer'e hitaben: "Ey Mü'minlerin Emrri! Şüphesiz ben Kur'an'ı Cibril'den alan zattan aldım(telakk1).35" demiştir.
Kur'an'ı doğrudan Hz. Peygamber'in ağzından alan (alız) ve O'na dinleten ('arzi6 Übeyy b. Ka'b'a, Rasftlüllah:
"Allah, bana Lenıyekün 'il-lezfne Keferıl Suresi 'ni sana o kumarnı emretti" huyurunca çok sevinmiş ve ağlamıştır.37
Şu hususu belirtmekte fayda vardır: Hz. Peygamber'in Kur'an'ı Übeyy b. Ka'b'a 'arzen okuması ta'lim (öğretmek) içindir. Yoksa ondan öğrenmek gibi bir maksat söz konusu değildir. Hz. Peygamber'in böyle bir tatbikatı sahabe içinde yalnız ona yapmış olmasının sebebi, Übeyyy'in, Kur'an'ın elrazını, eda keyfıyetini, vücfth-u kıraata ait hususiyetlerini öğrenmeye ihtimam etmesidir. Bu cihetle Kur'an'ın kıraatma ihtimam eden hafızlara Kur'an 'arzı bir sünnet olarak devam ede gelmiştir. Başka bir sebep de, Kur'an'ı onun lisanından öğrenmeye teşvik olabilir. Öyle de olmuştur. Rasftlüllah'dan sonra Übeyy, kıraat ilminin başlı başına bir imaını olmakla iştihar etmiştir. 38
< En başta Hz. Peygamber'in hususi ta'limiyle yetişip kıraatıyla. O'nun takdirini kazanmış olması, ikinci olarak da Hz. Ömer gibi ashabın önde gelenlerinin ifadeleriyle 'en iyi Kur 'an okuyan' kişi olarak kabul edilmesi ve nihayet kıraat ihtilaflannda sahabenin kendisine müracaat etmiş olmalan39 gibi önemli kriterler nedeniyle Übeyy b. Ka'b seyyidü'l-kurra (reisü'l-kurra) payesini almış ve bu unvan ilk defa onun için kullanılmıştırJ0
35 Miisned, V, 157, (hd nu: 21104). 36 Mecmeu 'z-Zeviiid, IX, 312. 37 Bulıiiri, B. Meniikibu'l-Ensfır, B:I6. Bu hususta ·başka rivayetler de vardır. Bkz.,
Miisned, V, 163, (hd nu: 21129); Mecmeu 'z-Zevafd, IX, 312. 38 Miras, Tecrfd-i Sarf/ı Tercenıesi, X 22. Kur'an'ın sCıreleri arasında bu silrenin tahsis
edilmesi de, bu sCırenin İslfım. Dini'nin asıllannı, kilidelerini ve en yilksek mühimrnelerini veciz bir üs!Cıb ile ihtiva etmesindendir.:A. v.
39 Bkz., Taberi, Teftir, V, 438-439/463-464; Kurtubi, el-C~mi', VIII, 238; Süyilti, edDiirrii '1-Mensiir, IV, 268-269; Rfıfıl, İ 'ciizü '!-Kur 'iin, s.42.
40Tirmizi, K. Cenaiz, B:64; İbn-i Miice, Sünen K. Cenaiz, B:57; Zehebi, Tezldretii '1-Huffciz, I, I 6.
186
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
İbnü'l-Cezerf de onun hakkında" hiç şüphesiz Übeyy, bu ümmetin en mükemmel Kur'an okuyanı ve 'seyyidü'l-kurralık' unvanına en layık olanıdır" demiştir.41
Hz. Peygamber'in Kur'an öğretilmesi için bu dört zatı hususi olarak zikretmesi, bunların Kur'an'ın lafız ve nazmını herkesten iyi zaptetmekle beraber eda ve kıraat hususunda bedkesten ziyade meleke sahibi olmalarındandır. Sonra bu dört zat, Kur'an'ı Hz. Peygamber'in ağzından doğrudan doğruya müşafeheten almaya ilitirnam göstermişlerdir.42 Bu grup içinde yer alan Übeyyy b. Ka'b ile Mu'az b. Cebel aynı zamanda Hz. Peygamber döneminde Kur'an'ı baştan sona ezberleyen (cem ') sahabilerdir.
Şöyle ki, Enes b. Malik (ö.911717)'ten gelen bir rivayete göre, Hz. Peygamber döneminde Kur'an'ı dört zat ezberlemişti ve bunların dördü de Ensardan idi: Übeyyy .b. Ka'b, Mu'az b. Cebel, Ebı1 Zeyd (15/636) ve Zeyd b. Sabit (ö.45/665) ( ... )43 Yine Enes'ten gelen bir başka rivayette, Hz. Peygamber'in vefat ettiği vakit Ebu'd-Derda (32/652}, Mu'az b. Cebel, Zeyd b. Sabit ve Ebı1 Zeyd dışında Kur'an'ı bütünüyle ezberleyen kimsenin bulunmadığı nakledilir.44
Asr-ı Saadet'te Kur'an'ı ezberleyenlerin bu dört kişiden ibaret olduğu sanılmamalıdır. Dört halifenin de içlerinde bulunduğu bir kısım sahabe de ezberlemişlerdi. Adet mefhumu fazlalığı ortadan kaldırmaya-
- cağı için hadisdeki sayı, Kur'an'ın tamamen ezberlenilmesi gibi bir hususiyetin isimleri zikredilen bu insanlara inhisannı ifade etmez. Enes hadisinde İbn Mes'ı1d ile Salim'in zikredilmemesi bunların Kur'an'ı ezberlememiş olmalarını gerektirmez. Muhtemeldir ki Enes, bu hadi'sinde yalnız bir kabileden, sadece Ensar'dan dört kişinin Kur'an'ı cem' ve hıfzetmiş olduklannı bildirmiştir.45
Hz. Peygamber devrinde Kur'an'ın bir çok kişi tarafından ezberlendiğini, Yername Olayı (12/633) gibi bazı hadiselerde şehit olan onlarca (yetmiş civarında) Kur'an hafızının varlığından ortaya çıkarmak mümkündür.46 Bu hadise Hz. Peygamber'in vefatma yakın yıllarda olmuştur.
41 Tabakô.t, I, 31. 42 Ayni, Umdetii '1-Kô.ri, XX, 24, (K.Fedailu '1-Kur'an, 8:8) ; Tecrid-i Sari/ı, IX,402. 43 Bulıô.ri, K Fedailu'l-Kur'an, 8:8; Miisned, III, 294, (hd nu: 13425); 351, (hd nu :
13926); Tirmizi, K. Menakıb, 8:32. 44 Bulıô.ri, a.g.y. 45 Tecrid-i Sari/ı, X, 23. 46 Buhô.Ji, K. Fedalu'l-Kur'an, 8:3.
187
KIR~RT iwi ve PROB~CMLEU~
Art& O'nun sagli@nda gehlit edilenlerin sayisi bu kadar olunca, hayatta kalanlann ne kadar olacagini diigiinrnek gerekir. Yukarldaki hadiste dort halife ile ashdbm onde gelen bazi kigilerinin isrni geqmemigtir. Halbuki bu zevdtm haylr hususunda gosterdikleri bunca hlrs ve ragbetle beraber Kur'dn'l ezberlemedikleri diigiiniilemez.
Ozetle, Kur'dn'i yalnlz bu dart kigi toplamgt~r diye bir mgnd vermek do@u olmaz. Zira onun tamamin1 ezberleyenlerin adedi- rivii- yetlerin ldfiz ve yorumlanndan anlag~ldigrna gore- bu say1 ile smrIi ol- madis gibi, Kur'bn'm bir talum ciizlerini hifzedenlerin sayisi da pek kadar g o k ~ . 4 7
Bazl rivdyetlerde bu isimlere Miicemmi' b. ~ b r i ~ e ~ ~ ile Ubdde b. ssmit4' ildve edilmig; Mu'dz, Iheyy, Zeyd ve Ebii Zeyd'in isimlerinde ittifak, iiq kigiden ikisi hakkmda ise ihtildf vgki olmugtur. Bir hsml Os- man b. Afidn ve Ebu'd-Derdd, bir l s m ~ da Osman ve Temimii'd-Ddr? (6.401660) isirnleri iizerinde durmuglard~r.~~
Asr-I Sabdet'te ashbb arasmda Kur'dn'i hlfzeden (cem ') bu insan- lara kurr6 unvani verilmigtir. Zira bu unvan, "ashdb iqinde Kur'dn'i ez- berlemek ve onu bagkalarlna ogretrnekle meghur olanlar" hakkmda kul- lanilm~gtlr.~~
Kendilerine kurrri denilen ashdb iqinde "K~rdn'z Hz. Peygam- ber 'e ' a n ile dogr-udan okuma " vasfinl taglyan bir grup, 4 a h a once de ifade edildigi iizere- ez-Zehebi tarafindan ilk kzlrrri tabakasz olarak de- gerlendiiilmigtir. Yedi kigiden olugan bu kurr6 tabakasi gu isimlerden olugmugtur:
a) Osman b. 'Affan (0.35/655),
b) Ali b. Ebi Tdlib (6.40/660), c) n e y y b. KgCb, d) Abdullah b. Mes'iid, e) Zeyd b. Sdbit, f) Ebii Miisa el-Eri'ari (6.44/664),
g) Ebu'd-Derdd. Goriileceg iizere, kendilerinden Kur'dn ogrenilmesi bizzat Hz.
Peygamber tarafindan iimmete tavsiye edilen ve isimleri sarahaten zik-
47 Davudoglu, Sahflz-i Miislim Terceme ve $el-hi, X , 345. Mekki, Ibbne, 94.
49 Siiyiiti, Itkbn, I, 72. j0 EbO $iime, Murqidu 'I- Vecri, 37. j' 1bn-i Hacer, Fetlzii 'I-Bciri, JX, 47. 188
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
redilen gruptan sadece Übeyy b. Ka'b ve İbn Mes'fid, Rasfilüllah zamanında Kur'an'ı hıfzedenlerden ise yalnız Zeyd b. Sabit ile Ebu'd-Derda bu tabaka içerisinde yer almıştır.
· Osman b. 'Affan, Hz. Peygamber döneminde Kur'an'ı hıfzedip (cem:J ve O'na 'arz ederek okuyanlardandır.52
Ali b. Ebf Talib de yine Rasfilüllah zamanında Kur'an'ın büyük bir bölümünü yahut tamamını okumuştur. O'nun Hz. Peygamber'in vefatından sonra Kur'an'ı hıfz (cem 1 ettiğine dair rivayetler de vardır. Hz. Peygamber'e Kur'an'ı'arz ile okuyan Ali b. Ebi Talib; Allah'ın Kela-rnı'nı en iyi okuyanlardan biridir.53
-
Zeyd b. Sabit ise, Kur'an'ın kıraatı konusunda ehliyetli bir hoca (mukrf) dır. O da Kur'an'ı doğrudan Hz. Peygamber'den öğrenmiş, vahiy katipliği yapmıştır.54
EbU Musa el-Eş 'arf'ye gelince, ilk tabaka içindeki Kur'an hafızlanndan olup tatlı bir sese sahiptir.55 Bu özelliği ile Hz. Peygamber'in56
,
güzel kıraatıyla da Hz. Ömer'in takdirlerine mazhar olmuştur.57
Kur'an'ı Hz. Peygamber' e arz edenlerdendir.58
Birinci tabakanın son halkası Ebu 'd-Derda'dır. Hz. Peygamber hayatta iken Kur'aİı'ı ezberlemiş (cem') ve O'na okumuştur. Dımaşk'a ilk kadı olarak tayin edilmesinin ardından orada Kur'an öğretimiyle meşgul olmuştur. Pek çok kişinin kendisinden kıraat dersi aldığı Ebu' dDerda, Dımaşk'ın Kur'an muallimi (mula·ii) olarak özellikle sabah na-·-mazından sonra oluşturduğu ders halkalannda hoca-kalfa-çırak siste-miyle çevresindeki insanlara Kur'an dersleri vermiş, kendi riyasetinde ve onar· kişilik gruplara ayırdığı talebelen için tayin ettiği kalfa (arif, öğretici)larla Dımaşk Camii'ndeki ders meclislerinde bazan bin altı yüz talebe aynı anda ders okumuştur. Bu ders usfilünü Ebu'd-Derda geliştir- · miştir.59 'Reisü'l-Kurra'lık kavramının Asr-ı Saadet'teki temellerini araştırdığırnız bu bölümde ulaşabildiğimiz bilgilerin ışığında, o dönemde kendilerine kurralık payesi verilenlerle, ilk kez refsü '1-kun-alık maka-
52 Ma'rifetü'l-Kurrfı, I, 102; Tabakiıt, I, 507. 53 Ma'rifetü'l-Kurrii, I, 107-108; Tabakfıt, I, 546. 5·4 Tabakiıt, I, 296.
55 Ma 'rifetü '1-Kurrii, I, 121. 56 Buhiirf, K. Fedailü'l-Kur'iin, B: 3 ı. 57 Tabakfıt, I, 443. 58 A.g.e., I, 442. 59 Ma 'rife, I, 125; Tabakfıt, I, 606-607; Aydınlı, Abdullah, 'Ebu 'd-Derdfı ', DİA, X,
31 ı. 189
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
mını ihraz etmiş zatın karakteristik özelliklerini şu başlıklar altında toplamak mümkündür:
1- Asr-ı Saadet kurrasının hocalan bizzat Hz. ~eygamber'dir.
2- Kıraatlannı Hz. Peygamber' e doğrudan arz ederek okumuşlar-dır.
3-Asr-ı Saadet kurası, Hz. Peygamber henüz hayatta iken Kur' an' ı cem' etmişlerdir (ezberleyerek hıfzetmişlerdir).
Kur'an'ı en iyi okuyanlar, gerek Hz. Peygamber'in gerekse ashabın takdirlerini kazanan kişilerdir.
5- Kıraatıanna tecv1d ölçüleri, tahklk ve tertll tarzı hakimdir.
6- Asr-ı Saadet kurrasının Kur'an okuyuşlannda güzel ses ve Kur' an tavn dikkat çeken başka bir özelliktir.
7- Kur'an'ın manasma vakıf, fıkh1 alıkarnı hususunda dirayet sahibi insanlardır.
8- Hz. Peygamber, kendilerinden Kur'an öğrenilmesi hususunda Asr-ı Saadet kurrasını -bir kısmının ismini sarahaten zikrederek, bir kısmını da doğrudan takdir etmek suretiyle aslıabm dikkatlerine sunupçevresindekilere tavsiye etmiştir.
9- İlk tabakayı oluşturan Asr-ı Saadet kurrası kendilerinden sonra gelen ve ikinci tabakayı oluşturan kişilere Kur'an'ı öğretmişler, aralarında bir kısım sahabillin de bulunduğu bu ikinci tabaka Kur' an' ı onlara 'arz etmişlerdir. Bir başka ifadeyle, Asr-ı Saadet kurrası Hz. Peygamber'in talebeleri, ikinci tabakayı oluşturan kişilerin de hocalandır.
10- Asr-ı Saadet kurrası, on kıraatın (larliat-ı 'aşere)ın isnadı (kıraat senedleri) için temel teşkil etmiştir. Kıraatlar tüm senedieriyle bu kurra tabakasına dayanmaktadır.60
ll- Ashabın ileri gelenlerinden olup ikinci tabakadan sayılan olan Ebu Hüreyre (ö.58/677), Abdullah b. Abbas (ö.68/687) ve Abdullah b. esSaib (ö. 70/689) -ki Mekke' de sahabilerin karii olarak bilinir- birinci tabaka içinde seyyidü 'l-kurrli (re'isü'l-kurra) olarak geçen Übeyy b. Ka'b'dan Kur'an okumuşlardır.61 İşte, ashab içinde bu özellikleri taşıyan ve ilk tabakayı oluşturan Kur'an ehli bu insanlara km-rô. payesi ve-
60 Ma 'riftii '1-Kurni, I, 125. 61 A.g.e. I, 128-130.
190
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
rilmiştir. Bu kurra tabakası içinde İbn Mes'ı1d için imam, Übeyy b. Ka'b için de seyyidü'l-kurrii (refsü'l-kurra) unvanı kullanılmıştır.
İbn Mes'ı1d, bir çok Kur'an süresini doğrudan Hz. Peygamber'in fem-i muhsininden öğrenmesinin yanında, güzel sesi, tecvfd ve tertfl çizgisi=ndeki kıraatıyla hem Rası1lüllah'ın hem de ashabın takdirini kazanmış ve kendisin~ imam denilmiştir.
, Übeyy b. Ka'b'a ise, kıraatını bizzat Rası1lüllah'tan almış -O'na arz. etmiş-, Rası1lüllah da kendisine Allah'ın emri gereği bir takım ayetleri okumuştur. Übeyy böyle bir iltifata mazhar olmuş ilk sahabi dir. Bu vasfı başta olmak üzere sahip olduğu diğer Kur'ani meziyetleriyle, Hz. Ömer ve bir çok sahabe kendisine hususi bir alaka ve muhabbet beslemiş, aralarında Kur'an'ı en iyi okuyan ve mükemmel bir Kur'an kültürüne sahip şahsiyet olarak kabul edilerek seyyidii'l-kurrii (reisü'lkurra) makamına oturtulmuştur.
2) Tabiilı Dönemi
Hicretin I. senesinin ilk yansı diye niteleyebileceğimiz zaman diliminde birinci tabaka içinde yer alan ve Asr-ı Saadet kurrası diye vasfedilen kişiler, aynı yılın ikinci yansında faaliyet gösteren ve ikinci tabakada gösterilen kurraya hocalık etmişlerdir. İkinci tabaka kurrasından olan kişilerin ekseriyeti tabiin neslindendir.
Bu nesil içinde yer alan kurra da, birinci tabakadaki hocalanndan aldıklan tarz üzere bulunduklan beldelerde özellikle mescidlerde uzak ve yakın yerlerden gelen talebeler için Kur'an meclisleri açrnışlar, ders halkası içindeki öğrencilere bir taraftan kıraat dersleri verirken diğer yandan Kur'an ayetlerinin ahkarnına dair açıklamalara da yer vermişlerdir. Ömrünü Kur' an hizmetine vakfetmiş tabiin neslinden çok sayıda Kur' an ehli ve mukrii zevat içinden -konuyu uzatmamak için- bu alanda temayüz etmiş birkaç ismi zikretmekle yetiniyoruz :
1- Kıraat-ı seb'a imamlanndan İbn 'Amir (ö.Il8/736)'in hocası Muğira b. Ebi Şihab (ö.91/709).62
· 2- Kıraatını ve güzel sesini İbn Mes'ı1d'un takdir ettiği ve kendi-sini okuturken: 'Acele etme, tertll üzere oku! Tertll Kur'fuı'ı güzelleştirir.' diye uyardığı Alkame b. Kays (ö.62/682).63
62 Tabakat, II, 305. 63 Ma 'tifetii'l-Kurra, 142.
191
KIRAAT ilMi ve PROBLEMLERi
3- Kıraat-ı seb'a imamlanndan 'Asım (ö.I27/744)'ın üstadı ve bulunduğu beldede Kur'an'ı en güzel okuyanlardan Zir b. Hubeyş
(ö.82/70l).64
4- Küfeliler'in kıraat imaını ve mukrii ve Asr-ı Saadet kurrası olarak nitelenen ilk tabaka içindeki bir çok sahil b iden arz yoluyla Kur' an okuyan Ebu Abdirrahman es-Süleınl (ö.74/693). Zapt ve tecvid bakımından kıraat -isnildı- kendisine sağlam bir şekilde ulaşmış, üzerinqe icma edilen kıraatı Kufe'de insanlara ilk okutan kişidir. Bu beldedeki en büyük mescidde kırk sene insanlara Kur' an dersleri vermiştir. Ders aldığı üstadlanmn talebelere onar ayet okutup daha sonra o ayetlerdeki alıkarnı da öğrettİkten sonra diğer bölüme geçtiklerini, dolayısıyla hem Kur'iln'ı hem de arneli hususlan öğrendiklerini ifade eden es-Sülemi, bir zaman sonra insaniann Kur'an'ı su içer gibi okuyup geçeceklerini ari:ıa
Kur'an'ın hançerelerinden aşağı inmeyeceğini -anlamayıp amel etmeksizin okuyacaklannı-de haber vermiştir. Uzun seneler Kur'an meclislerindeki hizmetinin temelinde, Hz. Peygamber'in "En hayırlınzz,
Kur 'an 'ı öğrenen ve öğretendir." hadisine65 mazhar olmak düşüncesinin bulunduğunu bildiren es-Süleınl, Kur'an hizmetinin karşılığında takdim edilen bir hediyeyi de kabul etmemiştir.
Kıraat imamlanndan 'Asım da bir çok insan gibi kendisinden kıraat okumuştur.66
Bu isimler, tilbirn neslinden olup m~şhur olan kıraat senedierinin kendilerine dayandığı ikinci tabaka kurrasından sadece bir kaçıdır. 67
Aşağıdaki isimler ise yine tabiinden olmakla beraber üçüncü kurra tabakasını teşkil etmektedir. Bunlar da, yukanda sadece bir kaçının ismini verdiğimiz ikinci tabaka kurrasına Kur'an'ı arz ederek okumuşlardır:
1- Dönemin Küfe kani ve mukrii olan Yahya b. Vessab (ö.l03/721) aynı zaman da Küfe ehlinin kurrası arasında en kıdemli olamdır. Kendisinden 'Asım gibi bir çok Kur' an ehli kişi ders almıştır. Mescidde Kur'an okuduğu vakit kimseden ses çıkınaz ve bütün cemaat kemal-i edeple güzel tilavetini dinlerdi. Tabii'nden olan Yahya b. Vessab sahasında imam ve alem olarak vasfedilmiştii. 68
64 A.g.e., I, 144. 65 Bulıiirf, K. Fedailu'l-Kur'iin, B:2l. 66 Ma 'rifetü'I-Kurrii, I, 146; Tabakiit, I, 413. 67 Diğerleri için bkz., Ma 'rifetü '1-Kurrii, I, 136 vd. 68 Ma 'rifetü '1-Kurrii, I, 159; Tabakiit, II, 380. 192
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
2- M us h af üzerinde i' rab noktası ile ilk noktalama faaliyetini gerçekleştirip Ebü'l-Esved ed-Düell (ö.69/688)'den arz yolu ile kıraat okuyan Yahya b. Ya'mer, (ö.90/708) kıraat imamlanndan Ebu 'Amr b. el-Ala' (ö.l541770)'nın da kıraat hocasıdır.69
3- İbn Abbas'a üç kere Kur'an'ı arzeden ve kıraat-ı seb'a imamlanndaı{ İbn Kesir (ö.ı20/737) ve Ebu 'Amr b. el-Ala'ya hocalık yapan Mücahid b. Cübeyr (ö.ı03172ı) tabiinden olup mukri ve müfessirlerin i-mamıdır. 70
·
4- Said b. Cübeyr (ö.951713) hem mukri hem de müfessirdir. İbn Mes'ud ve Zeyd b. Sabit kıraatma (harf) aşina olup, bu iki kıraatı ramazanlarda sırasıyla okuduğu rivayet edilir. Bir çok kimse gibi Ebu 'Amr b. el-A'la da ondan kıraat okumuştur.71
\i
5- Ebü'l-Esved ed-Düeli'nin talebelerinden ve mushafın nokta-lanması faaliyetinde görev alan Nasr b. 'Asım el-Leysi (ö.ı00/718) de mukri, Kur'an ehli bir insandır. Kur'an'da tahmis (beşer ayette bir 'hams' kelimesinin yazılması) ve ta'şir (onar ~yette bir 'fo aşr' kelimesinin yazılması) işaretlerini ilk kullanan da odur. Kendisinden kıraat okuyanlar arasında Ebu 'Aım b. el-A'la da vardır.72
6- Hümran b. U'yen (ö.ı20/737) de Küfe kurrasından olup kıraat-ı seb'a imamlanndan Hamza b. Habib ez-Zeyyad(ö.ı56/772)'ın hocasıdır.73
Buraya kadar kısaca zikrettiğimiz birkaç Kur'an ehli insan, tabifn döneminde yetişmiş kurradan sadece bir kaçıdır. Bu dönemde Kur'an'ın kıraatı çerçevesinde faaliyet gösteren kurra için karf, mukrf, imanı, alem gibi unvanlar kullanılmıştır. İşin tabiatı gereği bu zevat, bulunduklan bölgelerde kıraat alanındaki yoğun çalışmalan, kurra olan üstadlardan kıraat okuyup talebelerine de okutmalan gibi özellikleriyle imtiyaz etmiş ve bu sahada müracaat edilen kişiler olmuşlar, meşhur yedi kıraat imarnından bir kısmına kıraat dersleri vererek bu hizmetin onlar tarafın-dan sürdürülmesine zemin hazırlamışlardır.
Kaynaklarda kendileri için açıkça refsü 'l-kurra denmemiş se de, kıraat alanındaki üstün vuküfıyyet ve yoğun gayretleriyle kendilerine layık görülen unvanlar, onlann, zırnnen bu makamın sahibi olduklarının en büyük göstergesidir.
69 Ma 'rifetii '1-Kurrd, I, ı 62; Tabakô.t, II, 38 ı. 70 Tabakô.t, II, 4 I. 71 A.g.e., ı, 305. 72 A.g.e., rı, 336. 73 Ma 'rifetii '1-Kıırrô., I, ı 71.
193
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
3) Kıraat İmmiı/'arı Dönemi
Ashab döneminde başlayıp tabiln devrine kadar uzanan kıraat
ta'lim ve tedris faaliyetlerinin tabi! sonucu olarak, bu alanda çok değerli Kur'an ehli insan yetişmiş, kurra şahsiyetler, imam payesini almış kişiler ortaya çıkmıştır. Hicri ikinci asnn ilk yıllanndan itibaren, bulundukIan beldelerde Müslümanlara kıraat öğreten bu kurra kişiler arasından da ömrünü bu hizmete vakfetmiş, adil, güvenilir, alim, mütedeyyin ve hüsn-i ahlak sahibi şahsiyetlere kıraat nisbet edilmeye ve onlara uyulmaya başlanmıştır. Bu kıraat alimleri de, bulunduklan bölgelere gönderilen mushaflara istinat eden kıraatlan ile o yörenin kıraat temsilcileri, kıraat fenninde kendilerine uyulan birer yıldız olınuşlardır. 74 Kıraat imamlan diye rtieşhur olan zevat işte bunlardır.
Bu başlık altında biz, refsü '1-kurra'Iık olgusunun temellerini, üçüncü safhada kıraat imamlan devrinde araştınp kurumlaşma sürecine doğru yol alırken, bu ara bölümde kıraat imamlannın hill tercemelerini geniş bir şekilde açıklayacak değiliz. Çünkü konumuz bu değildir. Bu çerçevede imamlann, kendilerine kıraatı ulaştıran geçmiş kurranın isnadını, kıraat alanındaki gayretlerini, aldıklan unvanlanyla ahiakl bir takım meziyetlerini ve bulunduklan beldelerde kıraat ilmi alanında ihriiz ettikleri haklı şöhreti kısaca ortaya koyup, bütün bu bilgilerin ışığında refsü '1-kurra 'Iık olgusunun tarih! seyri içindeki mahiyetini tesbit etmek istiyoruz:
1- EbU Ca 'fer (ö.I301747): İbn Abbas, Ebu Hüreyre ve Abdullah b. Ayyaş (ö.78/697)'tan kıraat ok:ıımuş, köklü bir sünnet bilgisine sahip bir insandır. Mescid-i Nebl'de Müslümanlara Kur'an okutmuş, Med1neliIer'in kıraat imaını olmuştur. Hz. Peygamber(s.a.v.)'in zevcesi Ümmü Selerne'nin duasını alınış, birinci Medine kıraatı olarak O'nun kıraatı tavsiye edilmiştir. Kur'an'ın nfiru sımasında tecelli etmiş, salih bir kimse olan EbU Ca'fer'den, aralannda kıraat imaını Nafi'in de bulunduğu bir çok kimse, kıraat dersleri almıştır. Tabiinin meşhurlanndan olan Ebu Ca'fer'in kıraattaki senedi İbn Abbas, Ebu Hüreyre ve Abdullah b. Ayyaş ile müşterek olarak Übeyy b. Ka'b'a, O'nunla da Hz. Peygamber'e ulaşmaktadır. 75
74 Çollak, Asım Kıriiatı, IS. 75 İbn-i Müdihid, Kitiibii 's-seb 'a, 56 vd; el-Enderiibl, Kıriiiitii '1-Kurrii ·, 46 vd; . Ma 'rifetii '1-Kurrii, I, 172; Tabakiit, II, 382. 194
ı
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
2- Nlifi' (ö.169/785): Medineliler'in kıraat temsilcisi olan Nafi', yetmiş kadar tabiinden kıraat okumuştur. Bunlar içinde Abdurrahman
· el-A'rac (ö.II7/735), Ebı1 Ca'fer, Yezid b. Rı1man (ö.I20/737), Şeybe Nesah (ö.I30/747) ve Müslim b. Cündeb (ö.II0/728) en meşhur olanlandır. Kıraat veeİlılerini çok iyi bilmekle birlikte kendinden önceki imamların nakil ve eserlerine tabi olan Nafi', şahsi kanaat ve düşüncesiyle kı yas etmekten sakınmıştır. Altmış sene gibi uzun bir süre.Medme Mescidi'nde hem namaz kıldırmış hem de insanlara kıraat dersleri vermiş_ olan Nafi', Medineliler'in hem karii hem mukrii olarak kıraatta Medine imaını olmuştur.
Kıraat okuduğu hocaları içinde ikisinin ittifak ettiği kıraatı alıp, rivayette tek kalan hocasının kıraatını ise terk eden ve bu şekilde kendi kıraatını te'sis eden İmam Nafi'in kıraatı sünnet olmuş, bu hususta Medmeli avam ve havas tüm Müslümanlar ittirak etmişlerdir. Öyle bir noktaya gelinmiştir ki, Medine kıraatı Nafi' kıraatı ile özdeşleştirilmiştir. O dönem Medine halkı, Nafi' kıraatı üzerinde ittifak ettikleri gibi hiçbir kurranın kıraatı üzerinde birleşmemişlerdir. Zira diğer kurra, Nafi' kadar kıraatta imtiyaz etmemiştir. Böylece hicri birin.ci asrın son dönemlerinde ( 100. hatta 1 10. seneler) tartışmasız Medine kıraat temsilcisi olan Nafi', aynı zaman da ilk kez reisü '1-kurrii unvanını .alan imam olmuştur.
Kendisinden okuyan herkese (okunan her şeye) icazet veren İmam Nafi', Kur'an okuturken hep kolay bir yol takip etmiş, talebeH~rinden, kıraatma esastan ve daha geniş bir şekilde muttali olmak isteyenlere de o doğrultuda hareket edip kıraat okutmuştur. Bu rivayet bize, kıraatta iciizet olgusunun ilk kez İmam Nafi' ile ifade edildiğini haber vermektedir. 76
•
Kıraattaki senedi, yukarıda isimleri zikredilen en meşhur hocaları vasıtasıyla Abdullah b. Ayyaş, İbn Abbas ve Ebu Hüreyre'ye bunlar ile Übeyy b. Ka'b'a ve O'nunla da Hz. Peygamber' e ulaşır.
3- İbn Kesfr (ö.I20/737): Mekke'de kıraat isnadının Hz. Peygamber'den Übeyy b. Ka'b, İbn Abbas ve Mücahid b. Cübeyr halkalarıyla kendisine ulaştığı Mekkeliler'in kıraat imaını İbn Kes1r77 tabiinin ikinci
76 Bkz.,Kitiibü 's-Seb 'a, 54 vd; Dan!, Camiu '1-Beyiin, I, 35; Kıriiiitii '1-Kurrii, 62-63; Ma 'rifetii '1-Kurrii, I, 241 vd;
77 Kitiibii 's-Seb 'a, 64. 195
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
tabakasındandır. Mekkeliler, O'nun kıraatı üzerinde ictima etmek suretiyle kendisini Mekke karii olarak tavsif etmişlerdir.78
İbn Kesir; Mescid-i Haram'da Mekkeliler'e kıraat okutmuş, kendi kıraatında rivayet ve esere son derece tabi olmuş, kendi reyi ile kıyas etmekten sakınmıştır. Kurra kişilerin neredeyse yok sayılacak derecede azaldığı bir dönemde Mekkeliler İbn Kesir'i ittifakla kıraat imaını kabul etmişlerdir. 79
Fasih ve bellğ bir lisana sahip olan İbn Kesir, Kur' an' ı da tecvid üzere eda ederdi. Talebelerini okutınaya başlamadan evvel onlara nasihat eder ve bu uygulamasının nedenini de : "Kur'an tilavetinden önce kalplerinizin huşu içinde, nefislerinizin de itaatkar olmasını arzuladığım için böyle yapıyorum" sözleriyle açıklardı.80
4- Ebü 'Amr b. el-A 'la': Tabiinden sonra Basra'da kıraat faaliyetiyle iştigal eden kurradan biri de Ebı1 'Amr'dır. Asıl ismi Zebiin olan Ebı1 'Amr, Basra'nın meşhur imaını Hasan el-Basri (ö.II0/728)'iün hayatta olduğu dönemde o beldede kıraat alanında önder (re 's/refs) bir alim idi. Kıraat ve veeibieri hakkındaki derin bilgisi, Arap dilinin inceliklerine vukı1fiyeti ile insanlar arasında imam olarak vasıflandırılan Ebı1 'Amr, eser ve rivayete bağlı, kendi i.htiyan olan kıraat veeİlılerinde daha önceki imamlardan gelen rivayetlere asla muhalefet etmeyen, ilminde mütevazi bir insandır.
Ebı1 'Amr'ın Hz. Peygamber'e ulaşan isnadında Mücahid b. Cübeyr, Said b. Cübeyr, Yahya b. Ya'mer, İbn Kesir, İbn Muhaysın (ö.I23/740), Ebı1 Ca'fer ve Hasen el-Basri gibi kurra vardır. Bunlardan Mücahid İbn Abbas'a, o Übeyy b. Ka'b'a, o da Hz. Peygamber'e okumuştur. Kıraatı, ihtiyar ettiği vecihler itibariyle kolay ve tekellüften u..: zaktır. Yaşadığı dönemde Basra'daki kurradan hiç biri onun derecesine ulaşamamıştır. Zira onlar Ebı1 'Amr gibi kıraat sahasında imtiyaz etmemiş ve onun kadar kıraat müktesebiitına sahip olamamışlardır.8 ı
Basralılar'ın hem karii hem de mukrii olan Ebı1 'Amr, Kur'an, Ara.pça ve şiir kültürüyle yaşadığı muhitte en önde gelen alimlerden olup, tabiin döneminden sonra Basra'da kıraat imaını ve seyyidü'l-kurra (reisü'l-kurra) olarak anılmıştır.82 Basralı ve Hicazlı bir çok kurradan kı-
78 Camiu '!-Beyan, I, 40. 79 Kıraatii 'l-Kurra ·, 65-66. 80 Ma 'rifetii '1-Kurrô., I, I 98- I 99-20 I. 81 Kitabii 's-S eb 'a, 79-8 I -83-84; Diln!, Teysir. 8; Kıraatii 'l-Kurra ', 94. 82 Kırdatii '1-Kurra ', 83. 196
ı
ı ı
ı
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
raat okuyan ve kıraatı etrafındaki üstadlar tarafından tavsiy~ edilen Ebu 'Arnr için şey/ı ii.' 1-kurrli unvanı da verilmiştir. 83 Kıraat-ı se b' a imamlan içinde Ebu 'Amr' dan daha çok üstad ve şeyhten kıraat okuyan birisi yoktur.s4
.s- İbn 'Amir (118/736): Şamlılar'ın kıraat imaını ve temsilcisi İbn 'Amir'ın kıraat isnadı, Muğfre b. Eb1 Şihiib ve Osman b. 'Affiin vasıtasıyla Hz. Peygamber'e ulaşır.85 İbn 'Amir, Dımaşk Mescidi'nde Şamlılar'a kıraat okutmuş, onların hem karii hem de mukrii sıfatıyla kıraatta kendisine tab! olduklan imamlan olmuştur. O da diğer imamlar gibi, daha önceki kurradan intikal eden rivayet ve nakillere muhalefet etmemiştir. Şam'da onun kıraatı üzerinde insanların iÇtiriıa ettiği kadar başka hiçbir kuminın kıraatı üzerinde içtima etırıemiştir86 İbn 'Amir, tabiin devrinin ikinci halkasından olup, Şam beldesinde kıraat faaliyetlerini yürüttüğü o dönemde Dımaşk'ta şeylıü'l-kurrli lik makamını da ibraz
• • 87 etırııştır.
6- İmam 'Asım (ö.l271744): Tabiin'in küçüklerinden sayılan 'Asım, kıraat alanında temayüz etmiş, güzel sesi ve tilavetiyle Ebu Abdirralıman es-Süleml' den sonra Kı1feliler'in hem karii hem de mukrii olmuştur. Tabiinden sonra Küfe ehlinin, kıraatma tabi olup imam olarak tavsif ettiği İmam 'Asım, kendinden önceki kurranın eser ve nakillerine muhalefet etmemiş;88 Hz. Osman'ın Küfe'ye gönderdiği resmi mushafa göre Kur'an öğretmekle görevlendirilen es-Sülemi'den Ali b. Ebi Talib kıraatını, Zir b. Hubeyş'ten ise İbn Mes'üd'un kıraatını öğrenmiştir. Kıraat isnadı es-Sülemi, Zir ve Ebu 'Arnr eş-Şeybiini (ö.961714) senedieriyle sahiibe kurrasına ulaşır. Şöyle ki: es-Sülemi Osman b. 'Affiin, Ali b. Ebi Tiilib, Übeyy b. Ka'b'a, onlar da Hz. Peygamber' e okumuşlardır. Zir b. Hubeyş'e gelince o,. İbn Mes'ı1d'a okumuş, İbn Mes'üd ise Hz. Peygamber'e arzetmiştir. Eş-Şeybiinl'nin senedi de İbn Mes'üd ile yukarıya ulaş!f.89
'Asım, fasih bir lisana sahip, muhitinde Kur'an'ı en güzel okuyan, kıraatı sağlam ve tecvidi iyi bilen bir insan olarak Küfe'de dikkatleri üzerinde toplamış, tercih edilen bir kıraatın mümessili olmuştur.
83 Marifetü 'l-Kurrti, I, 223. 84 Tabaktit, I, 292. 85 Ki tabii 's-S eb 'a, 85 vd; Teysfr, 9; Cami u '!-Beyan, I, 47 vd. 86 Kırô.titii 'l-Kurrti, 77 vd. 87 Tabaktit, I, 424; Dimyatl, İtlıaf, I, 23. 88 Kzrtititü '1-Kurra, 95. 89 A.g.e., 1 08; Asım Kıraatı, 25-26.
197
\
KIRRAT iLMi ve PROBLEMLERi
Kıraat sahasındaki gayret ve faaliyetleriyle hocası es-Sülem!'nin vefatından sonra Küfe'de şeylıü'l-kurrii sıfatıyla kıriiat riyiiset (re!sü'lkurriilık) makamı'na oturmuştur.90
'Asım kıraatı özellikle Hafs (ö.I80/796)'ın rivayetiyle Kilfe'nin ve hatta Ortadoğu'nun sınırlannı aşmış, nihayet XX. yüzyıl Müslümanlannın yaklaşık yüzde doksanının tercih ettiği bir okuyuş tarzı olmuştur.
7- İmam Hamza (ö.l561772): Kıraat isnadı Humran b. A'yen (ö.l30/747), Ebu İshakes-Sebil (ö.l32/749), Ebil Muhammed Süleyman b. Mehran el-A'meş (ö.l48/765) ve Muhammed b. Abdurrahman b. Ebu Leyla (ö.I48/765) gibi kurra vasıtasıyla kendisinden önceki kurra halkasına91 ve aslıaba ulaşır. Kur'an ve kıraat alanında Hamza'dan bir çok talebe istifade etmiştir. Kufeliler'in karii ve mukrii olup, kıraatında kendisine tab! oldukları imamıdır. Kıraat dışında ilm-i feraizi de çok iyi bilen İmam Hamza, Allah'ın kitabını korumak hususunda hassasiyeti olan bir insandır. Hadis ilmiyle de meşgul olmuştur. Tilaveti güzel, daima tertil üzere kıraat eder idi. Salih ve fazilet sahibi bir insan olan İmam Hazma, kendinden önceki imamlann eser ve rivayeth~rine son derece ittiba eden bir insandı.92
8- İmam el-Kisiif (ö.l89/804): İmam Hamza'dan okuyan ve kıı:aat veeİlıleri itibariyle ona benzeyen el-Kisa!, gerek hocası Hamza ve gerekse diğer kurranın kıraatından ihtiyar ettiği vecihlerle, geçmiş
kurranın da nakillerine muhalif olmayan orta bir kıraat meydana getirmiştir. Yaşadığı dönernin kıraat imamıdır. İnsanlar, el-Kisal'nin kendilerine Kur'an'ı okuması suretiyle doğrudan ondan öğrenirler, ellerindeki mushaflara nokta koyarlardı.93 Küfeliler'in hem karii hem de mukrii olan el-Kisa!, hadis ilminde rivayeti çok, geçmiş kurranın kıraatma hakim ve Arapça'yı mükemmel bir şekilde bilen kıraat alimidir. Ömrü boyunca insanlara Kur'an okutmuş, Küfe'de doğup büyümüş olmasına rağmen orada kalmamış, muhtelif beldeleri dolaşmıştır. Kıraat ve Arapça alanındaki imamlık vasfı vefatma kadar sürmüş,94 hocası İmam Hamza'dan sonra Küfe'de ku·iiat riyiiset makamı'na oturmuştur.95
90 Bkz., Kıraatii 'I- Kurrii, 95. 91 Bkz., Teysir, 9; Kıraatıl '1-Kurra, 115 vd; Tabakat, I, 261. 92 Kıraaıii '1-Kurra, ı 09; Ma 'rifetii '1-Kw·ra, l, 252 vd. 93 Kilabii 's-Seb 'a, 78. 94 Kıraaıii '1-Kurra, 119 vd. 95 Tabakaı, l, 535.
198
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
Kıraat isnadı, İmam Hamza, Isa b. 'Amr el-Hemedani (ö.156/772) ve Muhammed b. Eb! Leyla ve diğer kuna96 aracılığı ile bir önceki kunaya, oradan da Hz. Peygamber'e ulaşır.97 Nahiv ve kıraat ilmindeki üstün bilgisi nedeniyle çok sayıda talebeye sahip olan el-Kisa!, mescidde insanları toplar, kendisi de kürsüye oturarak baştan sona kadar Kur'aıi'ı onlara okurdu.Talebeleri ondan kıraat veeilileri yanında vakıf ve ibtida (nıakta' ve mebiidf) mahallerini de öğrenirlerdi.98 Kendisine nisbet edilen bir çok eseriyle99 de el-Kisa! diğer kurradan farklı bir hüviyete sahiptir.
9- İmam Ya'kılb (ö.205/820): EbU 'Amr b. el-A'la'dan sonra Basralılar'ın karii ve mukrii olarak aniann imaını olmuştur. Diğer kıraat imamlan gibi İm'!m Ya'kı1b da kendinden önceki kurra imamlarm eser ve nakillerine muhalefet etmerniştir. 100
Kıraatı kendilerine arz ettiği hocalan (isnadı) arasında Ebü'lMünzir Sellam b. Süleyman (ö.l71/787), Mehdi b. Meymün (ö.l71/787), Ebü'l-Eşheb el-Utanti (ö.160/776)gibi kuna101 vardır. Kıraat ihtilaflannı illetleriyle birlikte bilen, nalıivcilerin mezhebine ve Arap diline vakıfbir kıraat imaını idi. Basra Camii'nde namazda hep onun kıraatı okunurdu. Takva sahibi, ibadete düşkün ve faziletli bir kişiliğe sahip olan İmam Ya 'kı1b için: "Yaşadığı dönemde benzeri olmayan kuna şahsiyet" ifadesi kullanılmıştır. 102
10- Halefo 'l- 'Aşir (ö.229/843: Bağdad ehlinin karii ve mukrii olan Halefü'l-'.Aşir -kıraatının kendilerine dayanması nedeniyle- Küfe kurrasından sayılmıştır. Hem on kıraat imaınından biri hem de İmam Hamza'nın ravilerindendir. Bir çok kurradan kıraat okumuştur. İlmi seviyesi yüksek, seleften gelen bir çok rivayeti iyi bilen, imarolann kıraat veeibierine aşina olan Halefü'l-'Aşir, -ekseriyetini Küfe kurrasının kıraatının oluşturduğu- o beldedeki kıraat imamlannın kıraatlanndan ihtiyar ettiği bir orta kıraat oluşturmuş ve bu konuda bir de kitap tasnif etmiştir. 103
96 Bkz., A.g.e., I, 535 vd; Ma 'rifetii '1-Kurrd, I, 296 vd. 97 Geniş bilgi için bkz., Cami u '1-Beydn, I, 93 vd. 98 Tabakfıt, I, 538. 99 A.g.e., I, 539. 10° Kırddtii '1-Kurrfı, 135. 101 Diğerleri için bkz., Ma 'rifetii '1-Kurrd, I, 328; Tabakdt, II, 386. 102 Ma 'rifetii '1-Kurrii., I, 328 vd; Tabakfıt, II, 386 vd. 103 Kırddtii '1-Kurrd, 147.
199
Krrdat isniidinda fshak b. Muhammed el-Miiseyyibi (6.2061821)
-ki, senedi h a m N2E'e dayan~r-, Siileyrn b. 'is6 (8.1881804) -ki, h a m Harnza'dan okurnugtur- ve Ya'kfib b. Muharnmed b. Halife el-Acg2 (6.20018 1s ?) -ki, EbG Bekir b. Ayy2g (6.1931808) ile h a m cAsimya ulag~r- gibi kurr2 vard1r.lo4 Kirlat ilmi faaliyetleriyle birlikte hadisle de igtigal etmigtir. Kirdatta Imam Harnza mezhebini takip etmig olmaslna r a m e n 120 yerde ona muhalefet etmigtir.Io5
Hicri 11. asirla baglayip 111. asra tagan bir tarihi iqine alan rneghur h 2 a t imamlarl donemi, bir k ~ s m tdbiin bir l s m da tsibiinden sonraki kurrsi tabakasimn meydana getirdigi bir siireqtir. Bu donemde muhtelif 1sldm beldelerinde yetigmig qok say~da l rba t silimi arasmdan; sahih senedleri, Kur'dn ve hr2at ihtildflan alamndaki iistiin bilgi ve meziyet- leri, tecvid ve tertil iizere Kur'sin'i hrdatlan, giizel sesleri, omiirlerini bu hizmete tahsis etmeleri ve nihayet sahip olduklan bir t a l m ahldki vas~f- Iarla bir tahm insanlar ortaya q~km~gtlr ki bunlar, o beldelerde k~rdatlanna uyulan alenz gahsiyetler olmuglardlr.
Her biri kendi beldesinde mu'dslrlan aras~nda irntiyb etrnig, h b at alamndaki kWlik ve rnukrilik meziyetleriyle ittzattz addedilmigtir. Kendilerine hrsiat isndd edilen bu hrdat blimleri, yagadrklan donem ve muhitteki kurrsi arasrnda seyyidii'l-kurrii, ,~eyIzii'Z-kzcrrd ve refsii'l- kurrli olarak tavsif edilmiglerdir.
Kaynaklarda yalniz h a m Ndfi' iqin refsii'l-kurrii, EbG 'Amr ve h a m 'Asm iqin de seyyidii 'I-kurrd ve .yey/zii'Z-kzcrrii unvanl aq~kqa zikredilrnigse de, yukarida hsaca ortaya koydugumuz kriterler nedeniyle biitiin kirdat imamlari bu unvanlan zirnnen ihr2z etmiglerdir.
4- lb~zii 'I-Cezeri Done~nine Kadar Gegen Tarilti Seyir
Klrdat ilrni literatiiriiniin onemli gahsiyetlerinden olan hnii'l- Cezeri (6.833/1429), bu alanda yazd~gi eserler ve yetigtirdigi saylsiz tale- beleriyle, hied VLII. asnn son qeyreginden itibaren fslsim dlerninin bir qok ilim merkezinde hakli bir $ohreti ihriiz etmig, IX. hicr? aslrdan gii- niimiize kadar da hriiat alanlnda bir otorite kabul edilmigtir. Kirdat il- rninin tedris edildigi mahfellerde ibnii'l-~ezeri, gerek eserleri gerekse takip ettigi us61 ile bu alanda biiyiik hizmetler vermig, aslrlara damgasi- nl vuran bir GI& aGmigtir. Bu nedenle, ilm-i hrgatln tarihi seyrinden
I M Tabakcit, I , 273. '05 M a 'rifelii 'I-Kzcnd, I , 419; Tubakit, 1, 272.
200
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
bahsedilirken 'Cezerf öncesi' ve 'Cezerf'den sonraki gelişmeler' gibi çerçeveler çizilmiştir.
Aynı anlayıştan hareketle, araştırmamızın bt.ı bölümünde, İbnü'lCezeri sonrası gelişmeleri daha iyi kavrayabilmek için, refsü 'l-kurralzk olgusunıın Cezeri dönemine kadar geçirdiği süreçte -kınlat imamlannın en meşhur ravlleriyle onlann talebelen konumundaki tanklerden başlayarak Cezeri'ye ulaşan dönemde- kurra halkası içinde riyaset makamı'na ulaşmış şahsiyetlerden bazılannı -uzunca isim, künye ve nisbeteriyle değil, en çok bilinen unvan yahut kısa adlanyla- tanıtmakta fayda mülahaza ediyoruz:
1) Verş (ö.197/812): Kendi döneminde kıraat riyasetliği (refsii 'lkurra) makamına oturmuş, şeyhü 'l-kurra unvanını almıştır. 106
2) İbn Zekvan (ö.242/856): Şam'da kıraat meş1hatlığı makamına yükselmiş ve şeyhü 'l-kurra olmuştur. 107
3) ed-Durf (ö.246/860): Yaşadığı dönemde şeyhü'l-kurra unvanını almıştır. 108
4) el-Bezzf (ö.250/864): Mekke' de kıraat meşihatlığı (refsü 'l-kurra) makamına yükselmiştir. 109
5) Kunbül (ö.29ll903): Hicaz'da kıraat meşThatlığı (şeyhü'l-kurra) makamını ilıraz etrniştir. 110
·
6) İbnii '!-İmam (ö.38l/99I): Mısır şeyhü 'l-kurra'sı. 111
7) EbU Ali el-İsbahtinf (ö.393/I002): Döneminin Dımaşk şeyhü 'lkurra' sı. 112
8) Ebü 'l-Hasen el-Habbtizf (ö.398/1007): Nisabür şeyhii 'l-kurra'sı.113
9) Ebü 'l-Hasen ed-Daranf (ö.402/1011): Döneminde kıraat riyaset makamına oturmuştur. 114
10) EbU Aif er-Relıtivf (ö.414/1023): Dımaşk şeylıü 'l-kurra'sı. 115
şeyhii 'l-kurra'lık yapmıştır. 116
106 Ma 'rifetii 'l-Kurrfı, I, 323; Tabakiit, I, 502; İtlıaf, I, 20. 107 Tabakiit, I, 404. 108 İtlıaf, ı, 22- 23. 109 İılıaf, ı, 2 ı. ı 10 Tabakiit, II, 165. ı ı ı A.g.e., I, 394. ı ı ı Ma 'rifetii 'l-Kurrfı, II, 706. ııJ Tabakiit, I, 577. ıı4 A.g.e., I, 542. ı ıs A.g.e., I, 245. ı ı 6 Tabakiit, I, 180.
201
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
ll) EbU Aif el-Ahvazf (ö.446/1054): Döneminin Dımaşk şeyhü'lkurrli'sı.117
12) . EbU Davud el-Endelusf (ö.49611 102): Endülüs şeyhü 'i-kurra' SI. ll&
13) İbnü 'l-Fehhlim (ö.51611122): Mısır'ın İskenderiye şehrinde la-reiat riyasetliği makamına ulaşmıştır. 119
·
14) Ebü 'l-Hasen b. Na 'me el-Belensf (ö.567/1 ı 71): Kendi döneminde kıraat riytisetliği makamına yükselmiştir. 120
15) İmam Şatıbf (ö.590/1193): Mısır (Kahire) Fadıliyye Medresesi'nde refsü'l-kurra olarak vazife yapmıştır. 121
16) Ebü 'l-Hasen es-Sehlivf (ö.643/1245): Dımaşk şeyhü 'I-kur-ra' SI. 122 .
17) İbn Şüca' el-Kemal ed-Darfr (ö.661!1262): Mısır şeylıü 'l-kurra'sı. 123
18) Ebu Muhammed ez-Zevavf (ö.681!1282): Dımaşk'ta laraat şeylıfiği makamına yükselmiştir. 124
19) İsmail b. Muhammed et-Tüsterf (ö.748/1347): Mısır (Kahire) Fadıliyye Medresesi'nde şeyhii 'l-latrra'lık yapmıştır. 125
20) Ebu İshlik İbrahim b. Abdilialı el-Hukrf el-Mzsrf (ö.749/1348):
Mısır' da la1~aat reisliği makarıuna yükselmiştir. 126 .
21) Ebu Bekir b. Aydoğdf, İbnü 'l-Cündf el-Mzsrf (ö.76911367): Mısır'da 22) Recep b. İbrahim el-Kzrzmf (ö.795!1392): Billsa şeyhü'l-Kurra' SI.
127
5- İbnii'l-Cezerf'de1i Giiniimiize Kadar Geçen Dönem
Osmanlı'nın kuruluş dönemini takip eden ilk yıllarda Anadolu'da kıraat tahsili yapmak isteyenler, genelde ya Şam'a yahut Mısır'a gidi-
ı ı? Ma 'rifetii '1-Kurrfı, II, 766. ı ıs Tabakfıt, I, 316. ı ı 9 A.g.e., I, 374. ııo A.g.e., I, 553. ı 2 ı Ma 'rifetii '1-Kurrfı, III, ll ll; el-İber, III, 102. ı 22 Tabakfıt, I, 568-569. ı 23 A.g.e., I, 544-545. ı 24 A.g.e., I, 386. ı 25 Ma 'rifetii '1-Kurrfı, III, 1531. ı 26 A.g.e., III, 1520. 127 A.g.e., I, 283.
202
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
yorlardı. Hatibü'r-Rı1m diye şöhiet bulan B~rsa Hüdavendigar Camii İmam-Natibi Mü'min b. Ali b. Muhammed er-Rı1m1 (ö.799!1397)'nin delaleti ve Osmanlı padişahı Yıldınm Bayezid (ö.805/1403)'in daveti üzerine Mısır'dan kalkıp Anadolu'ya gelen İbnü'l-Cezerl'nin saltanat merkezi Şursa'ya yerleşmesi ve ardından sultanın maddi ve manevi himayeleriyle burada kıraat ilmi hizmetlerine başlamasıyla durum değişti.
Başta İbnü'l-Cezeri'nin katkıları olmak üzere, yanında yetişen oğullanyla talebelerinin Anadolu'da kıraat ilmi alanında büyük hizmetleri olmuştur. Emrine tahsis edilen Bursa Ulu Cami bitişiğİndeki Dfirü '1-Kurrfi'da kıraat derslerine başladığı döneme·kadar, daha önce Şam'da kendisinden kıraat okuyan ve Anadolu'da kıraat ilminin kendisine dayandığı Hatibü'r-Rı1m Abdü'l-Mü'min Efendi bir taraftan Hüdavendigar Camii' n deki görevini sürdürürken diğer taraftan da kıraat ilmi okutuyordu.128
İbnü'l-Cezeri'nin, kendisinin 'aş ere (on kıraat) talebelerinden olduğunu ve bu· ilirnde önde gelen üstadlardan sayıldığını ifade ettiği Abdü'l-Mü'min Efendi'nin129 şeylıü'l-kurrii olduğu kuvvetle muhtemeldir.
Kıraat ilminin okurulduğu dfirii 'l-kıuTfi'Iann 130Selçuklular' dan Osmanlılar'a uzanan faaliyet çizgisinde kıraat ilmi çalışmalan her geçen gün daha da önem kazanmış, Osmanlı topraklannın büyük bir bölümünde açılan bu medreselerde kıraat eğitimi almış kurra içinden riyaset makamına yükselmiş refsii 'l-kurrfi üstadlar yetişmiştir. İbnü'l-Cezeri'nin ilk Osmanlı darü'l-kurrası o.Ian Bursa Yıldınm Bayezid Darü'lkurrası'nda başlattığı kıraat tedİi.si, bu faaliyetin Anadolu'da ivme kazanmasına ve Osmanlı coğrafyasının diğer önemli ilim merkezlerinde de dfirii 'l-kurrfi'lann açılmasına 131 zemin hazırlamıştır.
ı ıs Yüksel, İbn Cezerf ve Tayyibetii 'n-Neşr, 162. ı 29 A.y. Abdü'l-Mü'rnin Efendi İbnü'l-Cezerf'den icazetlidir. 130 Diiriilkurrô., DİA, VIII, 544. Darü'l-Kurra'lar, Osmanlılar'da ihtisas medreseleridir.
Kur'an ınuallimleri buralarda yetişir ve bu medreselerde tecvi'd ve kıraat dersleri okuti.ılurdu ( ... )Bkz., Bal tacı, Prof.Dr.Cahit, Osmanlı Medrese/eri, 22 vd.
ıJı ( ... ) Osmanlılar'ın, daru'l-kurralara büyük bir önem verdikleri anlaşılmaktadır. Zira gezdiği yerlerdeki daru'l-kurraların bazı özellikleri hakkında bilgi veren Evliya Çelebi (1611-1682), kendi asnnda oldukça fazla sayıda dam'I-kurradan söz etmektedir. Nitekim onun verdiği bilgiye göre Amasya'da dokuz daru'l-kurra vardı.( ... ) İstanbul, Edirne, Bursa, Erzurum gibi hemen her yerde.bir veya daha fazla daru'l-kurra olduğu anlaşılmaktadır. ( ... ) Daru'l-kurralar, oralarda öğretilen ilimlerle alakası bakımından daha çok camiler içinde veya çevresinde tesis edilmişlerdir. ( ... ) İlk Osmanlı daru'l-
203
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
Osmanlı coğrafyasında sürdürülen kıraat tedris faaliyetinin ikinci dönemi, Yıldırım Bayez!d'in yenilgisiyle sonuçlanan Ankara Savaşı (28 Temmuz 1402)'nın ardından, İbnü'l-Cezeri'nin Timur tarafından ülkesine götürülüp Keş'teki medresede kıraat dersleri verrnek üzere görevlendirilişinden sonra başlamaktadır ki, İstanbul 'un fetbinden sonra bu salıayı Fatih Sultan Mehmed (ö.886/l48I)'in hocalanndan Molla Güran1132
(ö.893/l487) kontrol etmiştir. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulu Emekli Üyesi Recep Akakuş hoca şu bilgileri vermektedir:
"Fatih'in üstazlan arasında yer alan Molla Güran!, fetihten sonra Vefa semtinde kain kiliseyi camiye çevirmiş ve te'sis ettiği vakfıyyeler ile çevresine darü'l-kurra ve darü'l-had!s kurmuştur ... Ulümu'l-Kur'an sahasında devrinin bir otoritesiydi. Tefsir ve ilm-i kıraat konulannda kıymetli te'lifleri vardır. Kanaatimizce, günümüzde Molla Gürani Camii'nin ön kısmında yer alan mezarlıklar, darü'l-kurra ve darü'l-hadis binalannın yerleri dir. İstanbul 'un meşhur yangınlannda yanmış ve yerleri sonradan mezarlık haline getirilmiştir. .. 133 Molla Güran!, fetihten sonra te'sis ettiği darü'l-kurrada ilm-i kıraat tedris eylemiştir ... " 134
İbnü'l-Cezeri'nin, ilk Osmanlı darü'l-kurrası Bursa Yıldınm Bayezid'de başlattığı kıraat tedris faaliyeti, halkın son dönemlere kadar ilgisini esirgemediği ve vakıf anlayışı içinde yaptırdığı bir çok darü '1-
kumlsı, Bursa'daki Yıldınm Bayez!d diiru'l-kurriisıdır. ( ... ) Evliya Çelebi, İstanbul diiru'l-kurriilaryndan bahsederken" evvelane kad"ar seliitin camileri, vüzerii ve gayr-ı a'yiin-ı kibiir camileri varsa her birisinde mutlaka birer diiru'l-kurrii bulunur." dedikten sonra müstakil diiru'l-kurriilann isimlerini vermektedir. Böylece Osmanlılar'da da, Anadolu Selçuklulan ile Karamanoğullan'nın "diiru'l-huffazlan" gibi müstakil binalan bulunan diiru '1-kurriilann mevcudiyetine şahit olmaktayız. Bkz.,Baltacı, A.g.e., 607 vd.
132 Şemsüddin Ahmed b. İsmail aslen Güran'lı olup hem memleketinde hem de Mısır'da tahsil görmüş, sultan II. Murad'ın Bursa'da emrine tahsis ettiği Kaplıca ve Yıldınm Han Medreseleri'inde müderrislik yapmıştır. Sultan Mehmed'in döneminde bir süre kazaskerlik yaptı. Bazı meselelerden do)ayı. sultan ile aralan açılıncıı tekrar Kahire'ye döndü. Daha sonra sultanın pişmanlık duyup davet etmesi üzerine tekrar İstanbul'a geldi (1204) ve aynı yıl içinde kendisine Bursa kadılığı verildi. Yine Fatih Sultan Mehmed döneminde sekiz sene şeyhülisliimlık yaptı. Bir çok eseri vardır. Kıraata dair 'Keşfii'J-esriir an kıriiiiti'l-eimmeti'l-ahyiir' adlı kitabı te'lif etmiştir. Bkz., Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellijleri, II, 3; Ateş, Ahmed, 'Molla Giirô.ni', İA, VIII, 406; Osmanlı Medrese/eri, 310. Hayatı ve eserleri için bkz., Yıldız, Doç. Dr. Sakıp, Molla Gürani ve Tefsiri, İstanbul,ts., (Sahaflar Kitap Sarayı).
133 Bkz., İslô.m 'da Kur 'ô.n Öğretimi ve Refsü '1-Kurrô. Gönen/i Mehmed Efendi, 69-70. 134 A.g.e., n. 204
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
kurra'da devam etmiş, ileride görüleceği üzere135 bu kurra medreselerinden kıraat üstadları ve re!sü'l-kurra şahsiyetler yetişmiştir.
Recep Akakuş hoca, Osmanlılar'da Kur'an Öğretimi konusunu işlerken darü'l-kurra'lardan bahisle şu cümlelere yer verir: " ... Diğer yandan yetişmiş ve kurra unvanı kazanmış kişilerin, cami ve mescidleri tilavet-i Kur'an ile süslemeleri için yüzlerce vakfıyye te'sis edilmiş ve bir çok camide -fer'1 cihet olarak- şeyhü 'l-kurriilık'lar ihdas edilmiştir. Başta İstanbul Eyüp Hz. Halid Camii olmak üzere Beyazıt, Şehzade ve Nur-ı Osmaniye gibi camilerde vakfıyyeleri gereği şeylıii 'l-kurriilık cihetleri vardır. 136 Sultan III. Osman (ö.II 7111757) Türbesi 'nde de vakfı ye gereği şeyhii 'l-kurriilık cihetleri mevcuttur. İlgili arşivlerde bir çok camiye ait şeyhü'l-kurralık ciheti kaydedilmiştir .. .''137
İbnü'l-Cezer1 ile Bursa'da başlayan ve Molla Gürani dönemiyle onu takip eden yıllarda İstanbul'da muhtelif darü'l-kurralarda sürdürülen kıraat tedris faaliyeti, hicri X. asrın ortalannda Mısır'da Kur'an öğretiminde fevkalade şöhret sahibi olmuş kıraat ilmi üstadı Şeyh Ahmed el-Mesyeri el-Mısr1 (ö.l00611597)'nin İstanbul'a gelip burada başlattığı kıraat çalışmalarıyla daha da gelişmiştir. Şöyle ki: Kanürıl Sultan Süleyman, (ö.974/1566) Nasırudd1n et-Tablav1138 (ö.96611558)'nin damadı olan bu zatıMısır'dan İstanbul'a davet etmiş ve bu iş için de Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa (ö.987!1579)'yı görevlendinniştir.
ı
Sokullu, bu zata refsii 'l-kurrii unvanını vererek Eyüp Sultan Ca-mii'nde imamete tayin etmiş ve cami yanındaki darü'l-kurrada müderrislikle görevlendinniştir. Şeyh Ahmedel-Mısri de hicri 1006 (m.l597) tarihine kadar mezkür camide ."Teys!r Tar!ki" ile kıraat okutmuştur. İşte bu zatın yetiştirmiş olduğu talebelen Osmanlı Devleti'nin muhtelif şehirlerine dağılarak kıraat ilmini okutmuşlardır. Hicr1 1000 (m.l591) ta-
135 "Esaml-i Kurra" bıilisinde. 136 Örneğin, Gönenli Mehmed Efendi (Ö.l991) Eyüp Hz.Halid Camii'nde Saliha Sultan
vakfiyyesi gereği re!sü'l-kurrii'dır.Üstazı Serezli Ahmed Şükrü Efendi de Şehzade Camii şeyhü '1-kurrasıdır. Bkz., İslam 'da Kur 'an Öğretimi ve Refsii '1-lı:urra Gönen li Melmıed Efendi, 72.
137 Bkz., Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, İstanbul Vakıf Defteri, Nu: 1860/2, sayfa :401; A.y., Eski Hazine Defteri, sayfa : 5.
138 Ebu Abdullah Muhammed b. Salim, kıraat alimi Zekeriya el-Ensiiri (ö.926/1519)'nin yetiştirdiği talebelerden olup, kendisi de bu sahada tanınmış kıraat üstadlarından dır. Yetiştirdiği talebeleri arasında Şehiizetü '1-Yemeni ( ö.970/l562 'den sonra) ile Ahmed ei-Mesyeri meşhı1rdur. Bkz., Kehhale, Mu 'cem ii '1-Miiellifin, X, 17.
205
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
rihind~n sonra adı geçen tarik, "İslambı11 Tar!ki'i olarak meşhur olmuştur.ı39
'Yaklaşık bir asır sonra (1 088/1677 tarihinde) Mısır' dan davet edilen meşhur kıraat alimi Şeyh Ali el-Mansı1ri (ö.ll3411 721) İstanbul'a gelerek Çemberlitaş'ta bulunan Köprülü Daru'l-Had!si ve Kütüphanesi'nde kıraat tedris faaliyetlerine başlamıştır. Ali el-Mansı1ri'nin başlattığı bu çalışmalarla, daha önce Şatıbiyye olarak adlandırılan kıraat tariki, "Mısır Tariki" olarak şöhret bulmuştur. 1 'Y' ·
Recep Akakuş hoca, kendisiyle yaptığımız bir mülakatta, konunun kaynaklara yansımayan bazı ayrıntılarını (üstadlarından aldığı şifiihl bilgilerin ışığında) şu şekilde ortaya koymuştur: '' ... Molla Gürarn ekolü Kaniln1 dönemine kadar devam etıniştir. Ancak o dönemde kurra arasında beliren bazı ihtilaflar göz önünde bulundurularak, Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa ile Şeyhü'l-İslam Ebu's-Su'ı1d Efendi (ö.982/I574) tarafindan Mısırlı kıraat alimi Şeyh Ahmed el-Mesyeri İstanbul'a davet edilmiş ve Eyüp Camii baş imamlığına tayin edilerek sadrazam tarafından yaptınlan külliyede kıraat müderrisliği görevi ile vazifelendirilmiştir.
Eyüp civarındaki külliyenin ünite planları kıraat tedrisi esas alınarak inşa edilmiştir. Ahmed el-Mesyeri, başlattığı kıraat tedrisinde, nesir türünden ve kolay bir üslı1b ile te'lif edilmiş olması düşüncesiyle asıl kitap olarak Ebı1 'Amr ed-Dan! (ö.444/I052)'nin et-Teysfr'ini asıl almış,
yardımcı kitap olarak da, adı geçen eseryn manzı1m olarak yazılmış hali olan ve İmam Şatıb1 tarafından te'lif edilen Hirzü 'l-Emanf'(Şatıbiyye)yi takip etıniştir. Bunun nedeni de, talebelere kıraat vücı1hatını ezberletıne imkanını sağlamaktır. Bu tedrisat biçimi. daha sonra İslambul Tariki ismiyle, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa (ö.I 10211691) 'nın sadrazam olduğu ve Çatalcalı Ali Efendi(ö.II03/I692)'nin de Şeyhü'l-İslam bulunduğu döneme kadar iki meslek ile devam etıniştir.
Bunlardan birincisi, reisü'l-kurra Amasyalı Ebı1 Muhammed elHac Abdullah Efendi -Yı1sufEfendi-Zade- (ö.ll67!1753)'nin yazdığı "İtilaf fi vüculıi 'l-i/ıtilaf" adlı kitaba dayalı olarak, İstanbul Sultan Ahmet civarında bulunan Nalıl-i Bend Camii İmam-Hatibi ve ayrıca saray kütüphanesinde görevli bu zat tarafından temsil edilen İtilafMesleği 'dir.
139 Karaçarn, Prof.Dr. İsmail, Kur'an-ı Kerim 'in Nüzülü ve Kzraatı, 249. 140 A.g.e., 250. 206
KIRAAT EGiTiMiNDE ·MESLEKLER
İkincisi ise, temsilciliğini Kastamonulu Ahmed es-Silfi Efendi (ö.ll72!1758)'nin yaptığı Sufi Mesleği 'dir. Bu zat aynı zamanda Aksaray Langa semtinde bulunan Bostan Camii İmam-Hatibidir.
Bu dönemde kıraat hocalan arasında özellikle uygulamada (dat) ve (ra) harflerinin telaffuzu (mabieci) konusunda büyük ihtil~flar çıkmış, tartışmalar o safhaya varmıştır ki, zaman zaman Beyazıt meydanında arbede yapmışlardır. Çıkan ihtilaflar Şeyhü'l-İsHl.mlık makarnını aşmış ve durum padişaha intikal etmiştir. Bunun üzerine Mısır' dan Şeyh Ali el-:Mansilri getirtilerek Köprülü Darü'l-Had!si ve Kütühanesi'ne muhaddis ve hafız-ı kütüb olarak tayin edilmiştir. Ardından Ali elMansilri, Köprülü Külliyesi'nde kıraat tedris faaliyetlerine başlamıştır. Kurra arasındaki ilitilaftan gidermek üzere bir çok eser yazmış olan bu zat, daha sonra Mısri Efendi diye şöhret bulmuştur. Kendisi kıraat tedrisinde Hirzü'l-Emanf'yi asıl kitap olarak yazmış, et-Teysfr'i ise yardımcı eser olarak te'lif etmiştir.
İstanbul Çemberlitaş_ Köprülü Darü'l-Hadisi'nde hicri 1080 (m.1669) yılında başlayan ve daha sonra Mısır Tariki olarak meşhur olan bu ekol ile İslambill Tariki, -İstanbul 'un değişik semtlerindeki cami darü'l-kurralannda sürdürülen kıraat tedrisinde takip edilen iki tarik olmuştur. Sözgelimi Eyüp Sokullu M.ehmed Paşa, Draman Tercüman Yunus Camii, Mustafa Ağa, Nilr-ı Osmaniye, Fatih Sa' dullah Sa' d! Çelebi, Sultanahmet ve Üsküdar Aktlk Valide daru'l-kurralannda İslambill Tariki, Yavuz Selim Darü'l-Kurrası ile Köprülü Darü'l-Hadisi'nde ise Mısır Tariki takip edilmiştir.
Mısır Tariki daha sonra birisi 'Ataullalı, diğeri Mutkin olmak üzere iki mesleğe ayrılmıştır. Birincisinin mümessili 'Ataullah en-NecYb b. el-Hüseyn Efendi (ö.I20911794), Kanlıca NakşY Dergahı Postnişini'dir. ikincisinin temsilcisi ise, Üsküdar Selimiye Külliyesi'nde müderris olan Kettani-Zade Muhammed en-Na'Ymi(ö.II69!1755) Efendi'dir. "Mutkinü'rrivaye" adlı eseri meşhurdur. .
Eyüp Hz. Halid Camii ve Külliyesi 'inde kıraat tedrisi, saltanat ve hilafetin kaldınldığı 1923 senesine kadar İstanbul Tariki 'ne bağlı olarak İtilaf Mesleği ile sürmüştür. Mısır Tariki 'nin doğuş yeri olan Çemberlitaş Köprülü Külliyesi ise daha sonraki yıllarda hadis ilminin tedris edildiği bir merkez olmuştur.
Görüldüğü üzere bu devirlerde kıraat ilmi bir taraftan cami çevrelerinde yer alan darü'l-kurralarda, diğer taraftan da özellikle NakşY tarikatına mensup tekke çevrelerinde yapılmış ve bütün bu faaliyetler, kıra-
207
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
at ilminde üstad hocalann, şeyhü'l-kurriilann ve reisü'l-kurraların yetişmesi için bir altyapı oluşturmuştur."
B) Bir Müessese Olarak "Refsü '1-Kurrii" lık
Vahiy metninin başla:p.gıçtan günümüze kadar muhafazasını esas alan Kur' an' ın kıraatı ve ki tabeti m es' el esi, her asırda Müslümanların üzerinde hassasiyet gösterdikleri, yoğun ilgi duydukları iki temel konudur. Hem nazari hem de tatbiki planda bu iki mevzu üzerinde asırlarca çalışmalar yapılmış, kıymetli hocalar · yetiştmlmiş ve eserler meydana getirilmiştir. Bütün bu hizmetlerin yürütüldüğü ilmi müesseseler ve resmi kurumlar açılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'in öğretildiği, bir bölümünün yahut tamamının ezberletildiği (hıfız çalışmalannın yürütüldüğü) ve kıraat veeİlılerinin ta'llm ertirildiği daru 'l-kurralar ve daru '1-hu.ffaz'lar ile Kur'an'ın kİtabetine (hat, imlii) yönelik faaliyetlerin yürütüldüğü.lıat meşklıaneleri bu müesseselerin başında gelir.
Osmanlı döneminde tüm dini hizmetlerin tedvfri ile yükümlü en yüksek fetva makamı konumundaki Şeyhü'l-İsliimlık kurumu14
\ idari hizmetlerini kendisine ait veya devletçe tahsis edilen konağında yürü7
türdü. Ancak Tanzimat (1839-1856)'tan sonraki yıllarda bu sistem değiştirildi. Şeyhü'l-İslam için, Ağa Kapısı olarak anılan ve Yeniçeri Ağası'nın makamı olarak kullanılan142 yer tahsis olundu. Söz konusu edilen yer, 1826'dan 1923 senesine kadar meşflıat makamı olarak hizmet gör-dü.ı43 .
Kaynaklarda zaman zaman Biib-ı Fetva ve Fetvahane olarak da geçen Bab-ı Meşflıat (meşihat makamı), çeşitli dairelerden teşekkül etmekteydi. Bu kurumun XIX ve XX. asırlardaki teşkilat ve gelişmesini devlet salnam el erinden takip etmek mümkün olmaktadır. Mesela, 19 1 8 yılında Bab-ı Meşihat Fetviihane-i 'All, Hey'et-i İftaiyye, İ'lamat-ı Şer'iyye Müdüriyeti, Tedklk-i Mesiihif ve Müellefiit-ı Şer'iyye Meclisi ... gibi dairelerden oluşmaktaydı... Biib-ı Meşihat sadece resmf bir daire değil, aynı zamanda Osmanlı Devleti'nin pek çok ilm!, kaza! ve siyasi-idari toplantı ve faaliyetler için de bir merkez olmuştur. Medrese me-
141 İlmiyye Siibıamesi, (Ali Emin), Meşihat-1 İsliimiyye Tarihçesi, 304. 142 Günümüzde İstanbul Müftülüğü binasının bulunduğu kompleks. 143 İslam 'da Kur'an Öğretimi(. . .), 87.
208
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
zunlannın mülazemet imtihanlan ile kadı ve müderrislerin nıı1s imtihanlan burada yapılırdı... 144 Meş!hat Makamı'nın te'sisi gerçekleşince ve Osmanlı yönetiminde meclisler ve hey'etler dönemi başlayınca 1877 yılında Meş!hat'a bağlı bir "Meclis-i Huffaz" vücuda getirildi.
,Meclis-i Huff'az, şeyhü'l-kurra vasfını taşıyan üyelerden oluşmakta ve başkanlığını da o dönemin re1sü'l-kurrası olan zat yapmaktadır. Bu meclis, bir taraftan basımı gerçekleştirilecek Kur'an-.ı Kerim'lerdeki bazı kıraat veeibierinin imlasında ve diğer d1n1 kitapların yazımında vaki hatalann tashih işini yürütmüş, diğer taraftan da, kıraat ilmini okutınaya ve icazet vermeye yetkili hocanın yetiştirdiği talebelen -adına icra edeceği laraat icazet nıerasimi için yaphğı müracaatı değerlenditip karara bağlama görevini gerçekleştirmiştir. Böylece Meclis-i Huffaz ile reİsü'lkurralık müessesev1 bir hüviyet kazanmıştır.
Şöyle ki: O dönemde İstanbul'da başta Eyüp Hz. Halid Camii olmak üzere Beyazıt, Nur-ı Osmaniye, Sultanahmet ve benzeri selatın ve Valide Sultan camilerinde ihdas edilmiş şeyhü '1-kurralzk cihetleri145 bulunuyordu. Camii yaptıran vakıf (zat), vakfıyeyi düzenlerken kurralık cihetini ihdas ile ücretini de tesbit etmiştir. Bu cihetler bazan camiin iç kısmında yerine getirilmiş, bazan da cami müştemilatında yer alan danı'l-kurra, danı'l-huffaz ve mektep adı ile anılan tedris yerlerinde yapılmıştır. Bu şeyhii 'l-kurralzk cihetlerine, Osmanlı Şeyhü'l-İslamı Mustafa Hayri Efendi (1867-1921) zamanında yürürlüğe konan Tevcflı-i Ciluit Nizamnamesi146 esas alınarak atama yapılmiştır. .
144 İpşirli, Mehmet, 'Bô.b-ı Meşflıat', DİA, N, 363. 145 Cilıet, vakıfların çeşitli dini, sosyal ve kültürel hizmetlerini sürdürebilmeleri için
tahsis edilmiş olan görevlere verilin ad. Osmanlılar'da vakıf müesseselerinde gerekli hizmetlerin yürütülmesi için ilgili vakfiyelerle tahsis edilen cihet (çoğulu, cilıô.t), nitelikleri belirlenen görevleri ifade etmekte olup vakıf müessesesinin gelişmesiyle çoğalmış, dini müessese ve hayır kurumlannın işleyişini sağlaması yanında pek çok kimsenin geçim vasıtası ve ek geliri olmak bakımından da önemli bir fonksiyonu yerine getirmiştir( ... ) Erbab-ı cihiit yahut aslıab-ı cihiit diye adlandırılan cihet sahipleri esas itibariyle iki kısma aynlmaktadır. İmiimet, hitiibet, viiizlik, dersiiimlık, tedris, cibiiyet, kitiibet gibi ilmi yeterlilik isteyenlere 'cilıô.t-ı ilmiyye '; kayyimlik, türbediirlık, ferriişlık gibi bedeni çalışmaya bağlı olanlara da cilıô.t-ı bedeniyye ·adı verilrnekteydi ( ... ) Cihetlerin tevclhi, verilecek kimselerin tesbiti vakfiyyedeki esaslara göre ya bi'l-meşrütiyet (şarta bağlı) veya bilii-meşrutiyet (şartsız) olmak üzere iki şekilde gerçekleşirdi ( ... )Bkz., İpşirli, 'Cilzet ',DİA, VII, 546-547. İşte bu cihetlerden biri de şeyh ii '1-kıırrô.lık cilıeti idi.
146 Hayri Efendi'nin Evkiif niizırlığı zamanında vakıflarda gerçekleştirilen önemli ıstahat ve gelişmelerden biri de Tevcilı-i Cilıô.t Nizô.mnô.nıesi'(görev yönetmeliği)dir.
209
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERİ
Atamalarda şu usul izlenmiştir:
1- Şeyhü'l-kum'i adayı, sırasıyla seb 'a, 'aşere ve takrfb tariki üzere ilm-i kıraatı tedris edip ikmal ettiğini üstadından aldığı icazetle isbat edip, reisü'l-kurra nezdinde (yahut onun re'yi ile muhafaza edilmek üzere münasip bir mahalde) bulunan Kurra Defteri'ne yine reisü'l-kurra'nın malı1matıyla ismini, icazet veren hocasının ismini, idizetname (hatim) tarihini, tank ve meslek ismini, defterin ilgili tan1c ve meslek bölümündeki yere kaydettirir. 147
2- Şeyhü'l-kurra adayının ehliyet durumu, Meşihata bağlı bulunan, üyeliklerini şeyhü'l-kum'i'lann, başkanlığını ise re!sü'l-kurranın yaptığı Meclis-i Huffiiz tarafından verilen belge ile tesbit edilir.
3- Re1sü'l-kurra ve meclis üyelerinin şeyhü'l-kurra adayının ehliyet tesbitinde esas aldıklan kıstas Kurra Defteri'dir.
4- Meclis-i H u !faz' dan alınan ehliyet belgesiyle Evkaf Nezareti'ne müracaat edilir.
5- Teklif, Evkaf Nezareti'ne bağlı müfettişlikçe yap~lır ve Meşihat Makamı'na arz edilir.
6- Yapılan teklifMeşrhat Makamı'nca tasdik edilir ve ilgiliye tebliğ edilir.
Meclis-i Huffiiz, Şeyhü'l-İslam Bodrı1ıni Ömer Lütfi Efendi148
zamanında ismi değiştirilerek Teftiş-i Mesalıifşekline dönüştürülmüştür. Sultan· II. Abdülhamid devrinde Kur'an-ı Kerim dahil bütün yayınlan tedkik edecek şekilde kadrosu genişletilen ve adı da değiştirllen bu meclis, cumhuriyetin kuruluşunda (1923) yeni bir yapılanmaya tabi tutulmuş:tur. Şöyle ki: Meclisin Kur'an-ı Ker!m basımını inceleyen bölümü İstanbul'da kalmış ve Tedkfk-iMesalıif Heyeti adıyla çalışmalannı İstan-
. bul Müftülüğü bünyesinde sürdünnüştür. Diğer bölümü ise Ankara'da faaliyete geçen Diyanet İşleri Riyaseti bünyesinde Müşavere ve Dfnf Eserleri İnceleme Heyeti adıyla faaliyetini devam ettirmiştir.
Bkz., İpşirli, 'Hayri Efendi, Mustafa', DİA, XVII,63. 2 Zilkade 1286 (3 Şubat 1870) tarihli bu nizaınniimeyle merkeziyetçi bir anlayış biikim olmuş, Evkiif-ı Hümiiyun Neziireti (h.-uruluşu 1826) öncesinde cihetlerin ·verilmesinde ve muamelelerinde vakfıyyelerdeki şartlardan kaynaklanan çok çeşitli işlemler olmakta iken, neziiret sonrasında vakıf yönetiminde daha sıkı bir yönetim öngörülmüş ve cihetlerde sayı ve miktar bakımından büyük ölçüde azalma olmuştur ( ... ) Bkz., İpşirli, 'Cilıet ', DİA, VII,547,
147 Bkz., Eğinli Eşrefzade Mehmed Hulusİ b. el-Hiic Ömer Şa'biin Efendi, Esdmi-i Kurrfı Defteri, Mukaddime,!.
148 1817 doğumlu olup, 1891 tarihinde şeyhü '1-isliimlığa getirilmiştir. Bkz.,Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, VIII, 307 vd.
210
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
1965 yılında uygulamaya konan 633 Sayılı yasa ileDiyanet İşleri Başkanlığı'na yeni bir şekil verilmiş ve Kur'an-ı Kerim hizmetiyle meşgul olan Tedkfk-i MesôJıif Heyeti, Mushajları İnceleme Kurulu adını almış ve merkez birimleri arasına dahil edilmiştir. 149 ı970'li yıllara kadar geçici bir statüde İstanbul Müftülüği.i bünyesinde çalışan bu kurul, Tevfik G~erçeker'in Diyanet İşleri Başkanı bulunduğu sıralarda Ankara'ya alınmıştır. Kurulduğu günden itibaren Kur'an'ın hem kitabet hem de kıraat yönüyle ilgili hayli hizmetler yüklenmiş olan kurul, bu çerçevede bazı köklü gelenekleri de tarihten günümüze taşımış ve bu hizmetleri yönlendirmiştir. Huff'az ve kurra ile ilgili resını kayıtlar bu kurulca tutulmuş, kurul üyeliklerine ilm-i kıraatta otorite olan kişiler getirilmiştir. Kurul başkanlığını ise, akdemiyyet (icazı;:tte öncelik) prensibine göre en kıdemli kari yapmıştır.
ı927 senesine kadar Tevdh-i Cihat Nizamuarnesi çerçevesinde, vakfıyelerde yer alan cihetlere yapılan şeyhü'l-kurralık atamalan, bu tarihte bütün cilıet-i fer 'iyyelerin kaldırılmasıyla durdurulmuş, bir cilıet-i fer'iyye olan re1sü'l-kurralık da resmiyetten düşürülmüştür. Bundan böyle cilıet-i fer 'iyyelere atama yapılmayacağı, Di yan et İşleri Reisi Rifat Börekçi tarafından bütün teşkilata duyurulmuştur. Ancak İstanbul'da hizmetini sürdüren yukanda sözünü ettiğimiz Muslıajları İnceleme Ku!·ulu, fiilen kurra re1sliğinin yönetiminde kalmıştır.
ı 930- ı 93 1 yıllannda Vakıflar Umum MüdürlüğÜ, Diyanet Riyasetj'inden aynlmış ve bütün haderne-i hayratı devralmıştır. Bu hizmetler cümlesinden olan re1sü'l-kurralık Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili mevzuattan kaldırılmış olsa bile, Vakıflar Genel MüdürlüğÜ mevzuatından çıkanlmamıştır. Çünkü re1sü'l-kurralık görevi, başta Sultan IL Süleyman (ö.Il02/1691)'ın validesi Saliha Sultan Vakfıyesi'nde yer aldığı gibi, bir çok vakfıyelerde de yer almış ve 1927 senesine kadar da Tevcflı-i Cilıdt Niziimniimesi gereği resmen uygulanmıştır. 150
Vakfıyelerde yer alan cihetlere yapılan tevcihlerin mahiyetinin daha iyi anlaşılması bakımından, Re1sü'l-kurra Varnalı-zade Ahmed Harndi Efendi'nin Fatih Sa'dullah Sa'd1 Çelebi Daiu'l-Kurrası'na tevdhini vakıf kayıtlanndan aynen aktarmakta fayda mülahaza ediyoruz:
149 İsitim 'da Kur 'rin Öğretimi(. . .), 87 vd. 150 A.g.e., 125. Vakıflar Umum Müdürlüğü'nün 15/1111937 tarih ve 2411 sayılı yazısı gereği (bkz:, EK-Belgeler) Aksaray Hacı Bayram Raftani Camii İmaını Gönenli Mehmet Hocaefendi, Saliha Sultan Vakfı'ından Kurra Reisliğine tayin edilmiştir.
211
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Esas Defter No: 132, Sayfa: 106, Sıra: 877.
"İstanbul-Fatih kurbunda kain Sa 'df Çelebi Daru 'l-Kurrası 'nda fi şehr: 50 akçe, mezkUr daru 'l-kurra tahtındaki dükkaniarın bedel-i feCiresinden tahsfs olunmuştur ...
Vazifeli: Hafiz İsmail Efendi b. Ahmed.
Tevcih Tarihi: 8 Muharrem 1288.
Müma ileyhin, bila-ve/ed vukft 'u vefatıyla mahlıl.lünden, Hafiz Süleyman b. Hacı Mehmed Kamil bii-işare ve irade-i 'aliyye tevcfh olundu. 7 Cemaziyel-Evve/1310.
Muma ileylıinferağı ve kasr-ı yedinden.dolayı, Ahmed Hamdi Efendi 9 Cemaziyel-alıir 1323 tarihinde bii-işare ve irade-i 'aliyye ile tevcflı kılınmıştır.
Mezkür şeyhü 'l-kurra cihetine, daru 'l-kurra tahtında kiiin dükkaniarın bedel-i fcarından şehrf 50 kuruş vazifenin tahsfsi hakkında şitra-yı evkiifça nıiittelıaz 24 Mart 1331 tarihli karar üzerine muamele-i tahsfsin icrası ... 28 Teşrfn-i Sanf 1332"
Tevh!d-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924) ile medreseler kapatılmış; ancak, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Rifat Börekçİ'nin Gazi Mustafa Kemal nezdinde yaptığı teşebbüs sonucunda daru'l-kurra (daru'lhuf:faz)lann kapatılması önlenmiştir. Fakat, 1924 'ten itibaren Diyanet bütçesine "Jıafiz mu 'allinıliği" kadrosu verilmiş olmasına rağmen, bu kadrolara ı 931 senesine kadar hiçbir atama yapılmamıştır. İlk kez 1931 de İstanbul Hafız Mu'allimliği kadrosuna Kapalı Çarşı Hacı Evliya Camii151 İmam-Hatibi Ömer Lütfi Efendi atanmıştır. Bu tarihten sonra ehliyetli ve yeterli görülen kişiler, imarnet ve hitabet görevine ek olarak "Jıafiz mu 'al/imliği" vazifesine atanmışlardır. ·ı950'li yıllardan sonra bu görev Kur'an-ı Kerim öğretmenliğine dönüşmüştür.
1960'tan sonra da, Süleymaniye Camii baş İmam-Hatibi Sadık Erzi'nin müracaatı üzerine Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı Adnan Erzi tarafından imamet-hitabet hizmetiyle Kur'an Kursu hizmetleri ay-
151 Halk arasında Çakırağa Camii diye bilinir. 212
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
rılmıştır. Bunun üzerine başta Hendekli Hafız Abdurrahman Gürses Hoca (ö. 1999) ile HasanAkkuş Hoca (ö.1972) olmak üzere bir çok kıraat üstadı imarnet hizmetini tercih ettiklerinden dolayı, o dönem Kur'an hizmetleri önemli ölçüde aksarnıştır.
Bütün bu gelişmelerin sonucu olarak, 1924'ten itibaren ilm-i kıraat tedrisi tamamen özel kişilerin gayretine bırakılmış, başta Eyüp Hz. Halid Camii İmam-Hatibi Sa'!d Efendi olmak üzere, Sultan Selim Camii İmam-Hatibi Varnalı-zade Harndi Efendi, Fatih dersiamlarından Ahmed Şükrü Efendi, Üsküdar Selimiye Camii İmam-Hatibi Hasan Fehmi Efendi gibi zevat arzuya bağlı olarak kıraat okufmuşlardır.
Son devrin meşhur refsü 'l-kurriilan sırasıyla şunlardır: 1- Varnalı-zade Harndi Ahmed Efendi, 2- Bayındırlı Mustafa Efendi, 3- Çolak Mebrned Efendi, 4- Ömer Aköz Efendi, 5- Filibcli Mebrned Rasim Efendi, 6- Üsküdarlı HafızAli Efendi, 7- Gönenli Me~d Efendi (ö.2 Ocak 1991),
8- Hendekli Hafız Abdurrahman Gürses Efendi.
t.~ Günümüzde re!sü'l-kurralık makarnını ihraz mevkiinde olan hocalar ise, Mebrned Eren, Eyüp Camii Emekli İmam-Hatibi Ahmed Aslanlar Efendi ve Mushafları İnceleme Kurulu emekli üyesi Hılfız Fikri Aksoy Efendi'dir. Hafızlık ve kıraat cemiyetlerinde İstanbul'da bulunduğu takdirde re1sü'l-kurra, kıdem itibariyle Mehmed Eren Hoca Efendi' dir. Cemiyette bulunmadığı takdirde Ahmed Aslanlar Hoca Efendi, o da olmadığı zaman Fikri Aksoy Hoca Efendi re!sü'l-kurra_olarak hafiz-_lık yahut kıraat cemiyetlerini deruhte etmektedirler.)
C) Refsü'l-Kurrli'mn Vazifeleri
Daha önce de ifade edildiği üzere M eş That Makarnı 'nın ünitelerinden sayılan Meclis-i Huffiiz, üyeliklerini şeyhü'l-kurraların, başkanlığını ise re!sü'l-kurra olan zatın yaptığı bir heyet olarak, bir taraftan Kur'an ve dini kitapların imlasında vaki olan hataların tashih faaliyetlerini sürdürürken, diğer taraftan da kıraat ilmini okutınaya ve icazet vermeye yetkili hocanın, talebelerinin icazet cemiyetlerini yapmak üzere yaptığı müracaatı değerlendirme ve karara bağlama görevini de yerine getiriyordu.
213
KIRAAT iLMi w PROBLEMLERi
Tabiatıyla bütün bu görevlerde tam yetkili olan zat, aynı zamanda meclis başkanı olan reisü'l-kurra idi. Reisü'l-kurra, Evkiif-ı Hümayfin Nezaret-i Celilesi'nde korunmakta olan Kuyfidat-ı Atika'dan intikal eden Kurra Defteri'nin muhafazasından sorumludur. Kıraattan icazet alnuş kurra kimseler, reisü'l-kurranın ma'lümatıyla ilgili deftıere gereken bilgileri kaydettirirler.
Re!sü'l-kurra, vakfıyelerde yer alan cihetlere atanacak şeyhü'lkurrruara ehliyet belgesinin verilmesinden birinci derecede sorumludur.
Şeyhü'l-kurranın bu görevleri dışında kalan icraatlan ise, huffiiz ve kurra için icra olunan cemiyetlerdeki riyaset ve idare işidir. Şöyle ki: Kıraat ilmini tedrise ve icazet vermeye yetkili kariler, gerek camilere bağlı daru'l-kurralarda gerekse tekke çevresindeki hücrelerde yetiştirdikleri talebelere icazet vermek için merasim tertib ederler. Bu merasirnin icrası için reisü'l-kurralık makamına müracaat ederler. Reisü'lkurralık makamınca bu müracaat kabul edildiği takdirde, söz konusu merasim ya bizzat reisü '1-kurranın bulunduğu cemiyette ve onun riyasetinde, yahut vekilinin başkanlığında icra edilir. Geleneldere göre, reisü'l-kurradan gereken onay alındıktan sonra, davetiyeler talebeyi yetiştiren hoca efendi tarafından hazırlanır ve gereken yerlere gönderilir.
Cemiyet günlerini mutlaka reisü'l-kurra tayiri eder. İstanbul için özellikle kıraat cemiyetlerinin yapılacağı yerler l.derecede Eyüp Camii, 2. Derecede Fatih Camii ve 3. derecede Beyazıt Camii' dir. Şu kadar var ki, en gelişmiş icazet merasimleri Beyazıt Camii 'nde i cra edilir. Zira bu camide büyük çaplı bir icazet merasimi için gerekli düzenleme yapılmıştır. Cemiyet günü üzerinde Kur'an okunacak iki adet kurrd kursüsü bu camide hususi olarak bulunmaktadır. Bu kürsülerin bulunmadığı camilerde ise kurra kişiler hazırlanan portatifkürsülerde Kur'an okunmuştur.
D) Refsü'l-Kurrti İdtiresbıde Hifız ve Kıraat Cemiyetleri
Gerek huffiiz ve gerekse kurra cemiyetleri, reisü'l-kurranın nezaretinde talebeyi yetiştiren hoca tarafından yapılır. Reisü'l-kurra Olan zat, milırabın ön kısmında daha önce hazırlanan mindere oturur. Sırtı milıraha gelecek şekilde oturan re!sü'l-kurranın sağ ve sol tarafına ise misafır kurra dizilir. Kurranın diziliş şekli bir hilal şekline benzer. Sağ tarafta · oturanlar İstanbul Tariki'ni, solda oturanlar ise Mısır Tariki'ni temsil ederler. Reisü'l-kurranın ·yanında teşrifiitçılık yapabilecek bir yardımcı
214
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
bulunur. Bu kişi, gelen kurrayı temsfl ettiği tank üzere ve kı dem esasına göre reisü'l-kurranın yanındaki halkada ilgili yere oturtur. Re!sü'lkurranın işaretiyle önce İstanbul Tariki'nden olan ve kıraat reisinin he-. men sağ tarafında ona en yakın oturan kıdemli okuyucu kalkıp yine sağ taraftaki kurra kürsüsüne gider ve okumaya başlar. O bitirip yerine doğru varınca, kurra reisinin sol tarafında ve ona yakın oturan Mısır Tariki'nden kıdemli bir okuyucu kalkıp sol taraftaki kurra kürsüsüne gider ve okur. Bu düzenleme kurranın tamamı okuyuncaya kadar devam eder.
Kıraat cemiyetlerinde bütün kurra, muhtelif kıraat veeibierini tatbik edecekleri 'aşr-ı şerifleri okur. Her okuyucu farklı 'aşırlan okumaya özen gösterir ve özellikle cemiyetin mana ve ehemmiyetini çağrıştıracak bölümler seçilir. Aksi halde reisü'l-kurra ikaz eder, hatta okumasına son verir. Kurranın kıraat esnasında olabilecek hatiiiarını da reisü'l-kurra anında müdahale ile tash1h eder ve bitirmesi gereken yerde eliyle rahleye vurmak suretiyle işaretini verir. Okunan 'aşnn son kelimeleri, yine kurra reisinin bu işaretiyle hazır bulunan kurra tarafından ortak ve sesli bir şekilde tilavet edilir.
Kıraat icazet merasimi yapılan aday kurra bafız (yahut bafızlar), daha sonra hocalannın başkanlığında reisü'l-kurra olan zatın emriyle huzura çağnlır ve onlar da yüzleri imkan dahilinde reisü'l-kurraya yönelik olarak ve bir halka düzeni içinde otururlar. Bu kurra adayları, hatim sureti diye bilinen kıraat veeibierini İhlas Süresi'nden başlayarak Felak, Nas ve Fatiha· Süreleri'yle Bakara'dan ilk beş ayet üzerinde tatbik ile o kurlar.
Bunun ardından reisü'l-kurra, bütün okuyucuların ve cemaatin huzurunda icazet metnini okur. Ardından dua yapılarak kurraya icazetleri verilir. Merasirnin sonunda ise kurraya bir takım hediyeler takdim edilir ve bütün misafirler için yemek ikramına geçilir.
Bütün bu merasimler hıfız cemiyetlerinde de yapılır. Yalııız hıfız cemiyetlerinde, davet edilen kurra kimseler 'Asım Kıraatı üzere 'aşr -ı şerifler okurlar. Reisü'l-kurranın isteğine bağlı olarak huf:ffiz ve kurra içinden bir kişi kıraat vecihleriyle bir 'aşr-ı şeriftilavet eder.
· Hıfız cemiyeti yapılan hafızlar da kurra reisinin emir ve işaretiyle, hocalannın başkanlığında huzura gelir ve aynı şekilde bir halka oluştururlar. Misafir okuyucuların tilavetleri bitince talebeler okumaya başlar. Sayılanna göre bazan Fil Silresi'nden bazan da İhlas Silresi'nden başlayarak sırayla okurlar ve her süre arasında tekbir getirirler. İhlas'tan sonra ise hem tekbir hem de tehlil ederler. En son Fatiha Silresi ve onun ar-
215
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
dından da Bakara'dan ilk beş ayet okunur. Nihayetinde yapılan dua ve huffiiza verilen lııjiz belgesi 'yle program sona erer. Kıraat cemiyetlerinde olduğu gibi hufraza bir takım hediyeler takdim edilir ve misafırlere yemek ikram edilir.
E) Refsü '1-Kurra Olmanın Şartları
Evkaf-ı Hümayun Nezaret-i Celilesi'nde mahfı1z kuyudiit-z atfka'da beyan olduğu üzere Darü'l-HiHl.feti'l-Aliyye'de re!sü'l-kurra olmanın şartları şunlardır:
1- Yaşadığı asırdamevcut kurra-i kirarn arasında vücühat-ı takrlb hatm-i şer1fı bakımından kıdemli olmak,
2- Dersaadet'te mutavattın bulunmak. Yani İstanbul'da otur-mak.
3- Gerek tahsili Dersaadet'te ve gerek taşrada olsun, fakat müteselsilen fem-i muhsinden ahzı ve tamamen hatınİ musaddak olmak. Yani ehil bir üstaddan kıraat veCihlerinin tamamını öğrenip bitirdiği tasdik edilmiş olmak(İcazetli olmak).
4- Taşrada re!sü'l-kurralık unvanıyla tavsif olunmanın şartı, daha önce pay-i taht-ı Osmaniyye'den olan Edirne ve Bursa şehrinde oturmuş olmak, mevcut kurra içinde vücühat-ı takrlb hatm-i şerifı bakımından en kıdemli olmak.
5- Taşradaki bu iki şehrin dışındaki şehirlerde re1sü'l-kurralık unvanı olmayıp, ancak şeyhü'l-kurralık unvanı vardır. Zira re1sü'l-kurralık unvanı pay-i taht-ı Osman! olan şehre mahsustur.
6- Reisü'l-kurralık ve şeyhü'l-kurralık unvanlarıyla tavsif olunmak şartları mevcut ve tasdik edilmiş olmak. Evkaf-ı Hümayün Nezaret-i Celllesi Müfettişliği dairesince düzenlenip ilan edilmiş olmak ve Makam-ı Meş!hat-ı Aliyye'ye takdim edilip bu makamca onaylanmış olmak.
7- Gerek Edirne ve gerekse Bursa'daki re1sü'l-kurraların ve yine bu şehirlerle diğer bölgelerdeki şeyhü'l-kurraların ve aynı zamanda bütün hufrazın ve kurranın reisi Dersaadet'te bulunan üstad re!sü'lkurradır.
8- Dersaadet'te ve taşrada hayır vakıflarına ait daru'l-kurratık ve şeyhü'l-kurralık cihetleri açıkça zikredilmemiş ise, o ·yörede mevcut
216
f
1
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
kurra arasında kıdemli olan kişi, şay~t talip olursa onun bu yerde görev-lendirilmesi usüldendir. ·
9- Bu kıdemli zat, se b 'a veya 'aş ere 'yi bitirmiş olsa da, kendisinden sonra takribi bitirmiş bir başka kimse bulunursa ve talip olursa usü-len görev ona tevdi edilir. ·
10- Tedris faaliyetinde bulunmuş olmak. Yani talebe akutmuş yahut o kutuyar olmak.
ll- Müdebbir olmak. Yani cemiyetleri idare yeteneği ve dirayeti olmak. 152
Sonuç olarak, reisü'l-kurralık müessesesi, Kur'an hizmetlerinin canlı olarak yürütülmesini sağlayan ve bu çalışmalara rühaniyyet şırınga eden bir denetim mekanizması, kıraatların öğretilmesi ve öğrenilmesi noktasında ilmi' bir disiplindir.
Reisü'l-kurra ise, ilmi birikimi, disiplini ve otoritesiyle bu denetim mekanizmasının en yetkili mercii, hufffiz ve kurranın Kur'an ve kıraat alanında müracaat edecekleri tek önderidir.
Resmi bir nitelik taşımasa da reisü'l-kurralık günümüze kadar bütün gelenekleriyle yaşatılmıştır. Kanaatimiz odur ki, bu müessesenin günümüzde de geleneklerine uygun çerçevede yaşatılması önemli bir Kur'an kültürünün ihyası ve Müslümanların şiandır.
152 Bkz., Esami-i Kıırrii. Defteri, DİB, Mushaflan İnceleme Kurulu Arşivi 217
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
İkinci Bölüm
Esaml-i Kurra Defteri
Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki Mushaflan İnceleme Kurulu Arşivi'nde kurraya ait bir takım bilgilerin bulunduğu iki kayıt def-teri vardır: ·
Bunlardan birincisi, Şeyhü'l-Kurra Hafız Muhammed Raşid b. eşŞeyh Ali Rıza Hayrollah b.·es-Seyyid eş-Şeyh Muhammed 'Ataullah'ın yazdığı resinil i "Mir 'd tü 'l-Kurrti Zevtitii 'l-Gurrô. " adlı defterdir. Hicri 1341 senesinde hazırlanan bu defter, yazıldığı dönemde hayatta olan kurraya ait bilgilerin kaydedildiği birinci kısım ile, yine o dönem vefat etmiş olan birkaç kurranın isimlerinin yazıldığı ikinci kısımdan meydana gelmektedir. Bu deftere kayıtlı ve ilgili sayfalann üst kısmmda resimleri bulunan kurradan bazıları şunlardır:
1- Refsü'l-Kurrô.HCifzz Muhammed Emin Stikıb Efendi:
İstanbul, h. 1280 doğumlu ve Eyüp Hz. Halid Camii İmamHatibi. Kıraat riyasetine nasb tarihi h.l345'tir.
2- Muhammed Rô.şid Efendi: İstanbul, h.l278 doğumlu ve yukarıda adı geçen defterin müellifı.
3- Hasan Felımi Efendi: Üsküdar Selimiye Camii İmam-Hatibi ve 1287 doğumlu.
4- Hô.fiz Besim Efendi: Karagümrük Canfeda Hatun İmaını ve 1295 doğumlu.
5- Batımılu Hoca HCifzz Halil Efendi: Fatih Camii dersiamlanndan olup Atik Ali Paşa ve Fatih Camii İmam-Hatibi. 1290 doğumlu. ·
6- Htifiz Mehmed Efendi: Fatih Nişancı Cedid Camii İmam-Hati'bi ve 1306 doğumlu.
7- Sirozlu HCifzz İsmail H~kkı Efendi: l320 doğurt?lı..i. 8- Musikişinô.s HCifzz Ahmed Efendi: Zekai Dede Efendi'nin mah
dumu ve Eyüp semtinde Ali Paşa Mescidi İmamı. Yukanda ismi geçen Sakıb Efendi'nin riyaset vazifesine hitam verilipbuzata reisü'l-kurralık tevcih olununca, hufraz ve kurraya riyaset etmekte iken h. 1363 senesinde vefat etmiştir.
218
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
9- Hafiz Hasan Aynf Efendi: Sütlüce Mehm~d Ağa Camii İmam-Hat!bi.
10- Hafiz Osman: Baba Haydar el-Ekber Camii İmam-Hat!bi.
ll- Hafiz Muhammed Emin: Atik Ali Paşa Camii İmam-Hat!bi.
1'2- Hafiz Ali Efendi: Rakım Efendi'nin oğlu ve Eyüp Kası.m Ça-vuş Camii İmam-Hat!bi.
13- Hafiz Muhammed Atıf Efendi: Kırıkkiliseli ve 1279 doğumlu. Fatih dersiamlarından ve meşayih-i kurradan olan bu zat aynı zamanda Atıf Efendi Kütüphanesi hafız-ı kütüb-i evvelidir.
14- Hafiz İbrahim Efendi.
15- el-Hac Nafiz Kamil Efendi: Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Camii Baş İmamı. 153
Arşivdeki defterlerin ikincisi ise, Eğinli Eşref-zade el-Hac Hafız Mehmed Hulüsi b. el-Hac Ömer Şa'ban Efendi'nin yazdığı "Esamf-i Kurra Defteri" dir.
Defter, hicri 1291 senesinde hazırlanmıştır. Müellif, h. 1201 (m.1874) tarihinden itibaren yetişip de kendilerine icazetname düzenlenmiş kurra ve üstadiara ait bilgiler vermektedir. Bu defter bir icazetname kütüğü dür. yaklaşık yüz sayfadan ibaret olan bu kurra defteri, muhtemeldir ki daha önce kaleme alınan kuyG.dat-ı at!kadan aktanlmış bilgileri ihtiva etmektedir.
Kurra defteri; besmele, hamdele ve salveleden sonra kısa bir mukaddime ile başlar ve daha sonra kıraat meslekleri hakkında birer cümle ile malumat verilir. ·
Mukaddimenin ikinci bölümünde Darü'l-Hilafeti'l-Aliyye'de re!sü'l-kurra olacak şahısta aranan vasıflar anlatılır. Bunun ardından yine kısaca İstanbul ve Mısır Tariki hakkında tarihi bilgiler verilir.
Kurra Defteri dört bölümden oluşmaktadır:
Birinci bölümde, İs1ambı11 Tariki İtilaf Mesleği 'nden icazet alan-lar,.
153 İsimleri zikredilen bu kurrii, defterin birinci kısmında yer almıştır. Birkaç kurrii ismi de ikinci kısımda yazılmıştır. Bu defter bir kaç varaktan ibaret olup, bazı kayıtlar renkli kalemle yazılmış, bazılan da siyah mürekkeple kaleme alınmıştır. Kayıtlı kurriinın l?azılannın resimleri vardır. Yine defterdeki bir kısım kurraya ait bilgiler silinmiş olduğundan sağlıklı bir şekilde okumaya imkiin vermemektedir.
219
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
İkinci bölümde, İstanbul Tariki Silfı Mesleği'nden idizet alanlar,
Üçüncü bölümde, Mısır Tariki 'Ataullah Mesleği'nden icazet alanlar,
Dördüncü bölümde, Mısır Tariki Mutkin Tariki'nden icazet alanlar kaydedilmiştir.
Her kurra müntesib olduğu tank ve mesleği üzere deftere kaydedilmiştir. Kurra defterine kayıtta şu bilgiler vardır: Kurranın tariki, kıraat mesleği, ismi, vazifesi, üstadı, icazet tarihi, (tarih-i hatmi), icazetinin 'aşere yahut takrib'den olduğu.
Kurra Defteri'nin her sayfasının baş tarafında icazet veren hocanın ismi, unvanı ve vazifesiyle ilgili bilgilerden sonra, kendisinden icazet alan talebelerinin isimleri sırayla yazılmıştır. Kurra isimleri genelde iki yerde geçmektedir. Birinci tescilde talebe, ikincisinde ise hoca olarak kaydedilmiştir.
Kurra Defteri 'nin ilk zamanlar daha düzenli tutulduğu, sonraki dönemlerde ise verilen bilgilerin dağınık ve plansız olduğu görülmektedir. Anlaşılan o ki, yaşadığımız son yanın asırda kıraattan icazetli bazı kişiler, Diyanet İşleri Başkanlığı 'na uğradıklannda ilgili deftere ulaşıp, kendi isim ve icazetleriyle ilgili bilgileri oldukça dikkatsiz, tertibsiz ve okunamayacak bir imla ile alelacele kaydetmişlerdir. Bir başka düşündürücü nokta ise, gerek Haseki Eğitim Merkezi'nde resmi çerçevede gerekse özel olarak üstadlardan kıraat okuyup icazet alan bir çok kurranın isimlerinin ilgili defterde bulunmadığı hususudur.
Kurra Defteri'nin Giriş Bölümü Şöyle Başlamaktadır:
"(..) Ve da/ıf, mesaiik-i selaseden seb 'a ve 'aşere ve takrib okutanın ve okuyanın escimfleri ve tarilı-i /ıatmi iş bu defterde tertib olduğu üzere, bulunduğu meslek nıu/ıarrer olduğu evrakda /ıd/i mahalline reisii '1-kurra bulunan zatzn ma 'lumatzyla kaydo/una ve bu defter, reisü '1-kurra nezdinde veya anın re 'yi ile münasib bir ma/ıalde
lızftoluna (..)
Okuyuculann dikkatini çekeceği düşüncesiyle Kurra Defteri'nden birkaç sayfa, EK-Belgeler' de örnek olarak sunulmuştur.
220
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
Sonuç
Kıraat ilmini tedris edenleri denetleyici bir mekanizma olarak özellikle Osmanlı döneminde kurumsallaştınlan re!sü'l-kurralık müessesesi, Müslüman Türk milletinin, tarih boyunca örneğine bir başka coğrafyapa rastlanmayan ölçülerde Kur'an-ı Kerim'e yönelik hizmetlerinin abideleşmiş temel yapılanndan birisidir. Kur'an merkezli hizmetleriyle bu millet inancını eylemleştirmiş, eylemini de kültürleştirmiştir.
Bir unvan ve müessese olarak incelediğimiz refsü'l-kurrô1zk kurumu, en üst seviyede yürütülen Kur'an! hizmeti denetleyici bir makam ve cemaat huzurunda tesellinde yetkili bir mercidir. 1)rih boyunca Kuran'ın kıraatı alanında yoğun çalışmalar yapmış insanlar, kurra sınıfı içinde şeyhü 'l-kurra ve refsü 'l-kurra gibi pa yelere ulaşmış, öncülüğünü Übeyy b. Ka'b'ın yaptığı bu kutlu yolda hoca ve talebe olarak Kur'an'a gönül vermişlerdir. Eserler yazıp talebeler yetiştirmişlerdir. Müesseseler açıp merasimler tertip etmişlerdir.
Küçük yaşta başlatılan Kur'an öğretim ve eğitimi daha sonraki dönemlerde hıfız, ta'lim- tecvid ve kıraat çalışmalarıyla seviye kazanmış, bu tedrisattan geçen talebeler için çeşitli merasimler düzenlenerek icazetnameler verilmiş ve bütün bu hizmetler kurumsallaştınlmıştır.
Tarih boyunca kendisine has gelenekleriyle günümüze kadar gelen reisü'l-kurralık kurumu da bu kurumlardan birisidir. Başkanlığını refsü '1-kurra olan zatın yap h ğı hzfiz ve kıraat cemiyetleri de bu çerçevede bir kurumdur. Bu kurumun da kendisine has adetleri vardır ki, daha önceki bölümde bu adetlerden birnebze bahsetmiştik. Tarihi bir kurumu yaşatıp, daha sonraki nesillere böyle bir İslam kültürünü tanıtıp aktarmak önemli bir görevdir.
Hıfız ve kıraat cemiyetlerinde bugün rastladığımız bazı yanlış uygulamalara, bu iki kurumun tarihi geleneğini korumak düşüncesiyle dikkatleri çekmek üzere bunları birkaç madde halinde sıralayabiliriz:
1- Hıfız cemiyetlerinde kura, kesinlikle 'Asım Kıraatı'ndan okumalıdır.
2- Seçilen 'aşr-ı şerifler cemiyetin mana ve ehemmiyetine uygun olmalıdır.
3- Re!sü'l-kurranın izniyle, kurra arasında okuyuş, tavır, ses ve makamı ile imtiyaz eden ldmse muhtelif vecihlerle kıraat ehnelidir.
221
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
4- Okuyucular cemiyedere zamanında gelmelidir. Aksi takdirde bazı huffaz birbirinden habersiz olarak aynı aşırlan okumak durumunda kalacaklan için reisü'l-kurranın ikazına vasat hazırlayacaklardır.
5- Özellikle son dönemlerde her iki cemiyetre kıraat esnasında sehven yapılan hatalara dikkat çekilmernekte ve müdahale edilmemektedir. Bu da cemiyet örf ve adabına aykındır. Eski üstadların böyle durumla:ı;-da asla taviz vermediklerini, gerekli uyanlan zamanında yaptıklannı ve bu hususta çok hassas davrandıklannı hocalanmızdan öğrenmiş bulunuyoruz. ·
6- Kıraat cemiyetlerinde halka içinde olan kurra mutlaka kıraat veeibierini tatbik edeceği 'aşırlar okumalıdır. Kıraat tedris etmeyenler halka içinde yer almamalıdır. Zira o halka, behresi olan ve müciiz olan kurranın hakkıdır. Böyle bir cemiyetre 'Asım Kıraatı okumak uygun bir davranış değildir.
7- Kalabalık cemiyetlerde seçilecek 'aşırlar kısa olmalıdır.
8- Kıraat vecihleriyle okunan yerlerde ders usUlü bir indirac değil, 'aşır usulü bir tilavet takip edilmelidir.
9- Ses, tavır, icra ve makamı ile mümtaz olan kişiler özellikle merasimin sonunda okumalıdır. Bu tertibi reisü'l-kurra sağlamalı, teşrlfatçı da ona göre sıralamayı yapmalıdır.
10- Nihayet, reisü'l-kurra etrafında).ci hilal. sıralamasına, kıdem esasına göre oturıışa ve meslek itibariyle önceliğe İlıtirnam gösterilmelidir.
EK-Belgeler 1- Kurra Defteri'nden bazı örnek sayfalar, 2- İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü'nün Gönenli Hoca'ya gönder-
diği tayin yazısının bir sureti,
222
3- Gönenli Hoca'nın İcazetname Şecere sureti, 4- Abdurrahman Gürses Hoca'nın icazetnamesinden birkaç sfuet, 5- Kıraat cemiyetlerinden birkaç fotoğraf..
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
223
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
224
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
\ • /. ;;: . :·.-; ~ ~ .)' • .:1 • 1~ ·'}( ı~ _:_ . ~ 1 • • ;.,;./' .r:,.. -~ ../ ""'· ... / \-'. "'J ~ .. /CY /V V,/ı.._;~ _.,~. -~J-'-<"'
~ ' . :/_;ı~~. ,J.~-.;J'., ~-~_;·,~ ~;;_-;;:;~-:..r)~;-»;. ?.i-0~·. / V ~ """· .AJ . • :/X/ . .. ....
. ~;)~}.;.~: '(~)~lJ~J~/~~~:J;-[:..:;;;i· ;_/·~-y~-(~~.) w~ ı~.?~-'-'?' li!,.:;-~__.,~ .A~
~~';;;ı,i r. (-~s;- ~i~-~_ı~~~ t-?·00 ~_,-,v J.Y~- .. ;---~,r-·-; ... - -· ---;·--·---:-----:-·;-:- ~- . ~~JU'Z: t\.Jf. ~~J .//.) o/~.-v.'.:..> 1 ~ (~~/;?'?
;,;~) ~ .!7.1J)~1_; j;J ~w.?;.; ~J" "L:J?~. -~-~#-, /.' 1 • \... . • /-.. · #1
0~~yj) (./~..,,~ ~~~~y~rt;i:)~-,~
_ _ı_;.._) ı~ jY. c-o--'.-:--~~ ~ ~ ~; :;.,; ~/.1 ~~ . . . / ·- . . . -· . - ---- ·---- ...
~i .. Uı-;~~~J~~P~_~--::~·,~J'~..J;'YJ . -· -- - ~ ····----- --------------------
; ;,;_/4:> (:::!.) J ~ ,J..::..:S /,..)_)V. M e....-U l...-J -'~ )' f. .J v....:J_,i -···-----.--r:.._ -··-··-- ... -- ·- .. . . . --------
~\;ı~~_#~ ~~~~~~}'.J~.J!..) ~~.))\
-~k~~-~)-~~~~~j;~;-./--::-~--
225
KIRAAT ilMi ve PROBLEMLERi
.ı.. ...... ~---··
226
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
227
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
' ' ~Y-: 1 '
/--~~~~ A)-:;j_'(\:-~ ~~~ ?.~~--~\_--l _::.. ·ve.' :.. \:. _::1,__.-- •
228
/ / . . -- . - ~. " -. . ...... ,, " " -~-
~ _.)....._.1 1 u..u:.
--------------
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
.:.t . ·~ ~
:\.;--1' .ır; :--
-~ .....
----· . ...- -· '··
4-~-,(,o. ·~ - """ ~~•'..Ir... ~,. - .... , - ,. ·,,
. .;j-:)ı•t:; ''"'' ~!JJJ• ''":"'~r.?:-:-~ ~<!/.r.~ ~..b.ı..J-:--.-·, ~_;. ...;; ~ _,: .;;_..:-~ tp
229
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
230
T.· C. İSTliNBUL
Vabnar Blllfm&Jürl~ü --llaba:ni--------------Kate"'ı
S.X YI : .... ,.f.?/..p ... ,.
8/11/937 ÖZ-----···---
Aksaray' da Hac1 Bayram Haft.anj Camisi
İmarol Gönenli Me-hmet
~yUp'de Hazreti.halit camisindeki
saıiha Sultan -Vakf':ı,ndan İeurra Reisliğine Umum
MUdUrl(iğUn olbabdald emrile tayin edilmi~ oıd
duğunuz tebl1ğ olunur.
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
GONENU LlEHMET EFEIIOrmn (Öguıcu} ICAZETNAME SECERESI
s .. S.:uııc::ıo· C'll::tıh i:muıdo.!r·ı-ı.· Mı.ı~·."\P~Ml.!lE: ~~·-."ı Of! ond.ı'1 Gonen:. f.'.(ıtımr:• r: .. noıJı· ; .. ;sı~~..oıd.ıı QCII'I' ı;mı 1-..ı•a.ı: w- Rı::ı.sui Kurr.ı·n·:ı ır.ımlr:rı y.ı:;:ıht:ı• !.o~- he~ dowı~ Go~nh Hoaı c! rı>:; vı~ı~:.·
231
KIRAAT ilMi ve PROBLEMLERİ
.232
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
lı 1 !
i ,_,, ,/'~' ,..._/ ı ı r--(:) r .
f!i:~~) ı;~/)~ cr: ~if J) u j '~/ı ~_~u10 ıl_::_.-vJj~U.9 ~~t/)1 i
/ . 1 k ~ 1 1 • ı ı j v':!:.L-:~ı.;/v L:''-.:~.u t p, L..,.1./~lf' L-:'~.U-~ı , ı
~~~~lfJ) ~(4-J;-~ ~~~-
Jiu~ .ı:.~~;Ju' :~ı;" 0 ~,__; ı ,_;...;.1!-'/4';~ J't.f;./ )~!/,~,~;1/
:. . . --' ·,u... ) . -"""" , ~~ "J!f) 1).;7 />.::.---v.,, , LLL! 'c t..-t-~ ~_?' ~ 'f:_f! /;~ ~ ..;_1-r.!' !;1, ~G ,1
-----~---------··J 1 i
233
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
234
-·-----~----
~------------------------~
.., ~ ,-- ~ . J'if~ -:'~~ --:;Lv.! ~~ı.:Jl::J
~Lf:Jj(-' { ~ ;_yt:J ')u_,;;i d}'
{.p;UJv ~i;/.~ L-~ d~ i?(;/
,. 1 ;)1 ' 1 '' A tl ,. 11 ~ . ..J.1 f -' "": / Jl..-} JJ L.!L.:--J (.;/-: ,./ (.;•.! t:J; -.....,.:PI
~?~~IJ (~dL; -'-':'~' ~~ · ,-(, u11 Li ~ , "f {)., 1 • :. , y /' "-""""V .._...P J v- .! .._, ./ ı...-.J /"" ~ • , 14 1
/rfb:'j-"';u' ;/J?(' dliJ..!f:r, 1 '-1~--~:.;~, ~JJ/!;, ?'t/JI, i 'Y.b?'cj .:J(,j Ji ~/..;;c.::-!'.;,~~ (/'J;.! () ı
i b;jj~,Ç, ...;:._(N~ 11hd?'l .,...._J3'- • . • 1 ., 1 u:; .. - '(/ 1 •• 1 ~ ,, - .,,
{{._ı__ p' J ~ _.L..L f•i.J.! -~-=-' (;/ J-~(./,._.1,1 0 1
"-----=---· "- -- - -·· -- -=--=-=-----
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
;j~~:~J ;r/_,(wc/j~cf!J~',
•• : 1!-..ro:/V;;~'J ;r~, ;ı?~,
• ;tti ,. ,
(.{ ~~ L_JJ t:~'/' ~(ı rJ (f~J (J '.l'f 1 ~r4' ~·
t~~d;<!:J~_? !Jtl[:!,'c?)'A.--1 J/lf!?
''·cf;Y, /)J' :/r-[)~~ ı dP'ı'', tf ;)'}ir~' - ,1 , 1'1 ,
235
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi .
\
236
1
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
Gönen/i Mehmet /<.fendi icazetnamesinin son 2 sayfası
237
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLER·;
238
Reisü'l-Kurra Gönenli Mehmet Oğütçü Hoca, Abdurrahman Gürses Hoca ile birlikte HıftZ Cemiyeniti yönetirken.
KIRAAT EGiTiMiNDE MESLEKLER
Bir hilal düzeni içinde Reis"ül-Kurra huzurunda toplnnan hq{ızlar ve Abdurrahman Gürses ile birlikte· mera..c;imi yö· neten Gönenli Mehmet Öğütçü Hoca ... ~ ~
:ı-ır--
Rir Kur'on a~ığı. ebedi olPme ıığurlımıynr.
239
KIRAAT iLMi ve PROBLEMLERi
240
!~
U<>isii'l KıırTa Crl>rıenli Mehmet Öğütçü Hoca. Ahdurrahman r;,;,-q•c; ile hirlikte llafız Cemiyetini yönetiryor. Meı·asim ile ilpili pmtokola dahil kişilerden .çağdan itibaren: Alı mrt Ac;lanlnr, Recep Akakuş. Re<:ep Şehidoğlu tıe Sııı1dili lıiı· mi.<>qfir.
Hı{ı7. Cemiyetinde mern<>im icrrı NlilirkPn RPic;ii'l Kıır· ro'nırı yaptı_ğı müdafıule_1-1i _qii~rir rin.emli bir f>n7.i<>lJnıı.