kÜltÜr coĞrafyasi · ve kendilerini tamamen değiştirmesine izin ... bir moda akımının bir...
TRANSCRIPT
KÜLTÜR
COĞRAFYASI Dr. Mutlu KAYA
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Bir fikrin yenilik merkezinden çıkıp yayılması bir su havuzuna
taş atmaya benzetilebilir; sudaki birbirini izleyen halkalar
fikri ya da uygulamayı zaman içinde benimseyen birbirini
izleyen alanları temsil ederler.
Bu benzetmeden yüründüğünde, bir havuza atılan taşın
düştüğü noktadan itibaren halkaların giderek zayıflayan
bir şekilde etrafa yayıldığı görülür.
Aynı şekilde, kültürel yeniliklerin benimsenmesinde de
mesafeyle birlikte azalma izlenir.
Bir yenilik en çok, çıkış noktasına en yakın olan yerde kabul
görecektir. Bu kavrama “mesafenin bozucu etkisi” denir.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Zamanın bozucu etkisi gerçekten de yayılmada
bir diğer faktördür: Yeniliklerin etrafa yayılması
gittikçe daha uzun zaman alır.
Benimsenmenin mesafeyle birlikte azalması
kadar zamanla da azalması söz konusudur;
buna da coğrafyacılar zaman-mesafe
bozulması derler.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Bir yeniliğin zaman ve mesafeye bağlı “doğal olarak
zayıflama ya da bozulmasına ek olarak yayılmayı
geciktirici engeller de vardır.
kültürel-toplumsal ya da idari tabular ve kısıtlaBu
engeller hem çevresel hem de malar şeklinde olabilirler.
Çevresel engeller dışarıya doğru yayılmaya düzenli
olarak müdahale edebilir, en azından yayılma hızını
yavaşlatabilirler.
Doğal olarak, büyük bir çöl, bir okyanus ya da büyük
bir dağ sistemi bir engel olarak işlev görebilir.
Eskimolara buz satma şakasındaki satıcının yeteneği, yeniliklerle çatışma halinde olan çevresel engelleri kırmaktır.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Yeni bir fikrin ya da aletin ortaya çıktığı alana bitişik
alanda yaşayan kültür grubu, en basitinden, bunu
kabul etmeyi reddedebilir.
Onların bu yeni fikir ya da teknolojiyi, sebep ne olursa
olsun reddetmeleri, çıkış noktasından çok daha
uzakta olan grupların kabul edip etmemeyi düşünme
şanslarını bile ortadan kaldırmakta ya da
geciktirmektedir.
Bu yolla, bir kültür grubu yeni bir şeyin yayılmasına
karşı bir sınır görevi görmüş olur.
Herhangi bir kültür grubu da yeni bir fikirle yalnızca
ilgilenmiyor olabilir; ya da kendi isteğiyle, yalnızca “yabancı” olduğu için de bunu reddedebilir.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Veya, doğru ya da yanlış, bu yenilikte kendi toplum
yapısını temelinden değiştirme olasılığı görebilir.
Bu konuda ters bir örnek olarak. Almanya ya da diğer
Avrupa ülkelerinde çalışan Türk işçileri de verilebilir. Bu örnekte söz konusu ülkelerin kültürleri sıçrama yaparak
Türkiye’ye gelmemiş, özellikle Anadolu’dan çok sayıda
Türk, ”sıçrama yaparak” başka kültürlerin içine
gitmişlerdir.
İstanbul’u bile görmeden ya da büyük bir şehir
kültürüne belli bir yakınlık sağlamadan, popüler
kültürün en gelişmiş olduğu alanlara giden bu
insanların çoğu, içinde yaşadıkları kültüre direnmişler
ve kendilerini tamamen değiştirmesine izin
vermemişlerdir.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Emici engeller ise daha da ilerlemesine
meydan vermeden, yayılmayı tamamen
durdururlar.
Örneğin hükümet reddettiği için.
“apartheid” (ırk ayırımı) döneminde
televizyonun yıllarca Güney Afrika
Cumhuriyeti’ne girmesi engellenmişti. Ülkenin
sınırları, bu nedenle emici bir engel görevi
yapmıştı.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Daha sık rastlanan durum, engellerin geçirimli olmasıdır; yenilik dalgasının kısmen içeri geçmesine
izin verilir; fakat etkisini zayıflatmaya ve sürekli yayılışını
geciktirmeye çalışılır.
Fransız hükümetinin yapımı konusunda yasaklayıcı bir
tavır almadığı, Paris yakınlarında inşa edilen eğlence
merkezi EuroDisneyland (şimdi adı Disneyland Paris)
de buna bir örnek olarak verilebilir:
Fransız entelektüellerinin olumsuz kültürel etkiler
yapacağı kaygısı taşıdıkları, zamanın Fransız Kültür
Bakanı’nın açılışına katılmadığı, Euro Disneyland bir
“kültürel Çernobil” olarak nitelendiği halde, hem
inşaatı gerçekleşmiş hem de ayakta kalmıştır.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Bir toplumun komşularından tam anlamıyla yalıtılmış
olamayacağı varsayımından yüründüğünde, farklı
kültürlerden gelen yeniliklere (ister tümüyle
benimseyerek, isterse değiştirilerek) bir dereceye kadar
açık olma olasılığının her zaman varolduğu görülür.
Bu tür kültürel değişimler, oldukça küçük ve önemsiz
değişiklikler şeklinde başlayıp farklı bir kültür tarafından
tamamen özümsenmeye kadar varan çok çeşitli
ölçeklerde meydana gelebilirler İki uç arasındaki orta
ölçekli değişimlere ise kültürel bozulma ya da yozlaşma denir; burada, biri teknolojik olarak daha geri durumda
bulunan iki farklı kültür arasında, daha iyi durumdakine uyum sağlamanın ağır bastığı, bir karşılıklı etkilenme söz
konusudur.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
İki kültür arasındaki bazı bakımlardan olmayan bu
etkileşme, çoğu kez, değişim ya da uyum sağlama
sürecinde olan grubun geleneksel kültürünün
parçalanmasına yol açabilir.
Buna örnek olarak, Eskinin Taş Devri kültürünün
yirminci yüzyıl başlarında Batılı sanayi toplumu
kültürüyle karşı karşıya gelmesi gösterilmektedir.
Teknolojik bakımdan az gelişmiş, çetin çevre
koşullarına iyi uyum sağlamış Eskimo kültürü bu kültür
edinme süreciyle kaçınılmaz ve sürekli bir şekilde
değişime uğramıştı.
Alaska’nın kuzeyindeki çağdaş petrol
işletmeciliğinin de yerli Eskimo kültürü üzerindeki
etkisi daha da çok değiştirici olmuştu.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Mekândaki herhangi bir noktada yeniliklerin
benimsenmesi, üç ayrı aşaması olan, S şeklinde bir
eğriye benzetilebilir.
Birinci aşama, yeniliğin ruhu henüz kavranamadığı, kazançları iyice anlatılamadığı ya da unsurları fizikî olarak elde edilemediği için, benimseme sürecinin istikrarlı fakat yavaş seyrettiği devredir.
Fakat ikinci aşamada hızlı bir gelişme izlenir bir moda tarzı ya da dans akımı gibi; unsurlar geniş çapta yayılır.
Bir moda akımının bir günde komşularda “görülmesiyle, birkaç gün içinde bütün mahallede aynı şeyin yapıldığı izlenebilir.
Bir yenilikle doğrudan karşı karşıya gelmek en iyi reklâmdır.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Üçüncü aşama ise ikincisinden daha yavaş
bir büyüme gösterir; çünkü moda
geçmektedir ya da moda akımına maruz
kalan alan artık doymuştur.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Günümüzde kültürel yayılma tüketim malları yoluyla dünyayı kasıp kavurmaktadır.
Tüketim mallarının imali ve dağıtımında en ucuz yolun
bunların büyük miktarlara erişmesini sağlamak olması, birçok kültür alemini tek bir ürünün sarmasını gerektirmektedir.
Tek tek kültürlerin direnmesini ortadan kaldırmak için
de tüketim malları için uygulanan kültürler-aşırı reklâm
ve pazarlama yolları çok çekici kültürel coğrafya soruları ortaya çıkarmaktadır:
Bazı ürünler coğrafi bakımdan bazı pazarlarla sınırlı
kalırken, bazıları neden dünya çapında tanınır hale
gelmektedirler.
Sıçrama Şeklinde Yayılma
Kültürel farklılıklar kırılabilir mi?
Coca Cola, Sony, Kodak, Levi’s gibi bazı mallar
küresel yayılmayı başarmış durumdadırlar.
Bu yayılma kültürel kimlikten feragatle gerçekleş-
mektedir. Ancak tüketim mallarının yayılması
kültürün yalnızca bir yanıdır ve her zaman bir başka
kültürü tamamen benimseme anlamına da gelmez.
Örneğin, dünyanın bazı yerlerinde insanlar blue
jeans’i A.B.D.’ni protesto etmek amacıyla giyerler.
Büyük bir çoğunluk da blue jeans’den hoşlanır;
fakat bu büyük çoğunluğun A.B.D. kültüründeki her
şeyden hoşlandıkları anlamına gelmez.
Kaynakça
Tümertekin, E., & Özgüç, N. (1997). Beşeri coğrafya:
İnsan. Kültür. Mekan. Çantay Kitabevi.
Davranış Bilimleri Ders Notları (2018). Ankara Üniversitesi
Açık Ders Sistemi.