kod adı: hİzbullah - turkishleaks.org

12
TURKISHLEAKS.ORG Kod Adı: HIZBULLAH İçindekiler: Hizbullah Örgütü Yapısı Hizbullah Lübnan Tarih 13 Ocak 2000 Hard Diskler ve FBI Hizbullah Gerçeği ve Davası Yıl 2010 ve 2011 Hizbullah Seçimlerde Kısaca ve Özetle Fotoğralar BİLİNMESİ GEREKENLER: Dosyanın içeriği uzun araştırmalar sonucunda özetlenerek TURKISHLEAKS.ORG tarafından bir araya getirilmiştir. İçerikte yer alan isimler ve olaylar günün yerel ve ulusal basınından toplanmış olup, tamamen bilgilendirme amaçlı kullanılmıştır. Bu durum yanı sıra, çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilerde dosya içerisinde yer almıştır. Dosyanın çoğaltılması veya isim verilmeden dağıtılması, ayrıca para ile satılması gibi durumlar tamamen yasak olup, tarafımızca bu durumlar tespit edildiğinde hakkınızda yasal takip başlatılacaktır. TURKISHLEAKS.ORG: Hazırladığımız dosyaların içeriğini oluşturmak için ilgili kurum veya kuruluşların arşivlerine karşı herhangi bir siber saldırı veya benzeri uygulamalar gerçekleştirilmemektedir. Tamamen araştırma ve kaynaklarımız tarafından bilgi toplanmaktadır. Amacımız tamamen bilgilendirmedir. GERÇEKLERI KARANLIKTAN ÇIKARMAK TEK AMACIMIZ !!

Upload: turkish-leaks-olusumu

Post on 27-Jun-2015

520 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

İçindekiler:• Hizbullah Örgütü Yapısı• Hizbullah Lübnan• Tarih 13 Ocak 2000• Hard Diskler ve FBI• Hizbullah Gerçeği ve Davası• Yıl 2010 ve 2011• Hizbullah Seçimlerde• Kısaca ve Özetle• Fotoğralar

TRANSCRIPT

Page 1: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

TURKISHLEAKS.ORG

Kod Adı: HIZBULLAH

İçindekiler:

Hizbullah Örgütü Yapısı Hizbullah Lübnan Tarih 13 Ocak 2000 Hard Diskler ve FBI Hizbullah Gerçeği ve Davası Yıl 2010 ve 2011 Hizbullah Seçimlerde Kısaca ve Özetle Fotoğralar

 

 

 

BİLİNMESİ GEREKENLER: Dosyanın içeriği uzun araştırmalar sonucunda özetlenerek TURKISHLEAKS.ORG tarafından bir araya getirilmiştir. İçerikte yer alan isimler ve olaylar günün yerel ve ulusal basınından toplanmış olup, tamamen bilgilendirme amaçlı kullanılmıştır. Bu durum yanı sıra, çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilerde dosya içerisinde yer almıştır. Dosyanın çoğaltılması veya isim verilmeden dağıtılması, ayrıca para ile satılması gibi durumlar tamamen yasak olup, tarafımızca bu durumlar tespit edildiğinde hakkınızda yasal takip başlatılacaktır. TURKISHLEAKS.ORG: Hazırladığımız dosyaların içeriğini oluşturmak için ilgili kurum veya kuruluşların arşivlerine karşı herhangi bir siber saldırı veya benzeri uygulamalar gerçekleştirilmemektedir. Tamamen araştırma ve kaynaklarımız tarafından bilgi toplanmaktadır. Amacımız tamamen bilgilendirmedir.

GERÇEKLERI KARANLIKTAN ÇIKARMAK TEK AMACIMIZ !!

Page 2: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

 

Türkiye Hizbullahı, Lübnan'daki Hizbullah ile organik bir bağı olmayan radikal İslamcı, silahlı, yasadışı bir örgüttür. Hizbullah, "Allah'ın partisi" (Allah taraftarı) anlamına gelir.

Liderliğini Hüseyin Velioğlu'nun yaptığı silahlı örgüt, daha çok Sünni Kürtler arasında faaliyette bulundu. 2000 yılının başlarındaki yoğun polis operasyonlarıyla önemli ölçüde çökertildi. Terörle mücadelede bu operasyonlar çok önemli birer örnek olarak gösterilmektedir. Türkiye Hizbullahı, döneminde yaygın marksist leninist çizgideki kürt muhalefetine karşı bir "panzehir" olarak sol örgütlere karşı bir alternatif olarak da görülürken, anti-komünist görüşü nedeniyle derin devlet tarafından gelişmesine engel olunmadığı, göz yumulduğuna dair iddialar ortaya atılmaktadır. Örgüt özellikle 1991-1995 yılları arasında PKK ile önemli silahlı çatışmalara girmiş, bu çatışmalarda 200 ile 300 kadar Hizbullah üyesi buna karşılık da 800 kadar PKK militanı ya da sempatizanı ölmüştür.

Tarih 13 Ocak 2000

Beykoz Kavacık'ta Hizbullah'ın hücre evi olarak kullandığı tespit edilen lüks bir villaya İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polis birimlerinin iki günlük bir takipten sonra gerçekleştirdiği operasyonda tarihler 13 Ocak 2000’di, belki de bu kadar tüyler ürpertici bir operasyon olacağını bilmiyordu.. O meşhur yeşil villada ve etrafında militanlarla polisler arasında tüm Türkiye'nin televizyonlardan canlı yayında izlediği, hafızalara kazınan tam 5 saatlik bir silahlı çatışma yaşanmıştır.

Giriş kapısının üstündeki pencereden elinden vurulmuş halde çıkan ve arkadaşları tarafından alınan o polis memuru da hafızalardadır, bu operasyona katılan güvenlik güçleri sivil giyimli ve çelik yelekliydi. İl Emniyet Müdürü oradaydı. Saatler ilerledikçe ve silah seslerinin yoğunluğu da arttıkça özel harekattan kar maskeli, M16A2 taşıyan personeller de operasyona destek vermeye başlamıştı. Villanın hemen yakınında bulunan bir kreştende küçük çocuklar çıkarılmıştı. Çıkarılmış çıkarılmasına ancak, boylarından büyük olan M16A2’lerin yanında ağlayan manzalarla hafızamıza yer etmiştir.

Hizbullah'ın kurucularından olan ve o dönemki liderii olan Hüseyin Velioğlu ölü ele geçiriliyor, hem de cesedinde 34 kurşun deliği ile.. Buna karşın yanındaki Edip Gümüş ve Cemal Tutar isimli militanların burnu bile kanamıyordu. Evde bulunan cd, yazılı belge, videonun yanı sıra bilgisayarlarda örgüt hakkındaki pek çok sırrı içeren hard-disklerin de çoğu militanlar tarafından kurşunlanmış olarak ele geçiriliyor, hasarlı olan diskler çözümlenmeleri için ABD'ye FBI'ın laboratuvarlarına yollanıyor, ve çözümleniyordu.

Hizbullah'ın derin devletle de içli dışlı olduğu, öldürülen Hüseyin Velioğlu'nun Jitem kurucularından Cem Ersever ve yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım gibi "derin" isimlerle defalarca kez görüştüğü, MİT ile de bağlantılı olduğu ve devletin 1990'larda Güneydoğu'da Hizbullah'ı PKK'ya karşı kullandığı ortaya çıkıyordu. Hatta kentlerde Hizbullah "dinsiz" gördüğü PKK'ya büyük kayıplar verdirmişti. Bu ordudan üst düzey bir komutan tarafından da dile getirilmiştir. Abdullah Öcalan'ın Şubat 1999'da

Page 3: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

yakalanmasından sonra da 2000'lı yıllara girilirken PKK artık etkinliğini neredeyse tamamen kaybedince "çok şey bilen" Hizbullah'a da darbe indirilmekte gecikmiyordu. Beykoz operasyonunun hemen sonrasında Kartal'da bulunan bir "mezar evde" İbrahim Sarıaltun ve Nezir Aslan isimli kişilerin olduğu belirtilen cesetler bulunuyordu. Devlet bu baskının hemen sonrasında 44 ayrı ilde Hizbullah'a karşı ülke çapında çok büyük bir operasyon başlatıyordu.

Sonrasında ise, aralarında HADEP üyeleri ve tarikatlara yakın zengin iş adamlarının da bulunduğu 100'den fazla gömülü ceset değişik illerdeki mezar evlerden bir bir ortaya çıkarılıyor, maktullerin kimisi kolu bacağı kesilmiş halde, kimisi de domuz bağı yapılmış ve kafasına beton çivisi saplanmış halde bulunuyor, Türkiye gündemini aylarca "hizbullah", "domuz bağı", "mezar ev" üçlüsü kaplıyordu. İnsanın kanını donduran işkence yöntemleri, domuz bağı yapılarak çırılçıplak bir şekilde buz gibi bodrum katlarının zifiri karanlığında ölüme terkedilenler.. Ana haber bültenlerinde ise kurbanların öldürüldüğü ve ancak kamera ışıklarıyla aydınlatılabilen mekanlar ekranlara yansıyor, sorgu görüntüleri derken bu manzaralar da insanın kanını donduruyordu.

Neredeyse bir yıl boyunca Hizbullah bütün gündemi işgal ediyor, akabinde örgütün 1000'e yakın üyesi tutuklanıyor, bütün materyallerine el konuyor ve çok ağır kayıplar veriyordu. Zaten Beykoz'daki bu operasyonun üstünden 1 yıl 1 hafta geçmişti ki Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan Diyarbakır'da uğradığı çapraz ateşte şehit düşüyor, bu da Hizbullah'ın üstüne kalıyordu. Sonrasında ise, bir olayı örtmek için farklı olaylar yarıtılır stratejisi ve kriz ile birlikte unutuldu gitti.

17 Ocak 2000 tarihinde gerçekleşen Hizbullah operasyonundan çok değil, yaklaşık 6 yıl sonra ele geçirilen 24 hard disk FBI tarafından çözümleniyor.. Yapılan bilgisayar çözümlerinde örgütün işlediği cinayetler, iç ilişkileri ve istihbarat faaliyetleri konusunda çarpıcı bilgiler ortaya çıkıyor.

Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu

Bu baskında örgütün arşivi de ele geçirildi. Ancak operasyonda yakalanan Cemal Tutar İle Edip Gümüş, örgüte ait bilgilerin polisin eline geçmemesi için, bilgisayar hard disklerini kurşunlayarak tahrip etmişlerdi.

Polisin ele geçirdiği 41 hard diskten 24’ü kullanılmaz haldeydi. Türkiye’de çözülemeyen 24 hard disk ABD’de Federal Soruşturma Bürosunca çözüldü.

Yapılan çözümlerde ortaya çıkan bilgilerden biri, mezar-evde cesetleri bulunan İbrahim Sarıaltun ve Nezir Aslan isimli kişilere dair. Aslan’ın Hizbullah tarafından öldürülmeden önce yapılan sorgusunun kayıtları, PKK-Hizbullah ve Milli İstihbarat Teşkilatı arasında içiçe geçmiş ilişkileri ortaya koyması açısından çarpıcı. Aslan sorgusunda, PKK içinde Hizbullah yanlısı fikirleri yaymak için faaliyet gösterirken, MİT adına çalışan İbrahim Sarıaltun’a da taşeronluk yaptığını anlatıyor...

Nezir Aslan’ın Hizbullah sorgusu’na ilişkin kayıtlarda şu bilgiler veriliyor: “Adım Nezir Aslan. MİT’teki kod adım Melle. İrtibatlı olduğum kişiler İbrahim Sarıaltun ve A.H.Ç.

Page 4: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

1988 yılında İstanbul’da arkadaşlarım vasıtasıyla İbrahim Sarıaltun ile tanıştım. Bana çok yardımcı oldu. Onun Kürt İslam düşüncesi bana çok tesir etmişti. Bu düşünceyi yaygınlaştırmak ve bu uğurda çalışmak için onun teşvikiyle Almanya’ya gittim. PKK’ların içinde Dindarlar Grubu diye bir örgütlenme çalışması yaptık. Ancak pek başarılı olamadık. 1991 yılında Almanya’da yanıma gelen İbrahim, kendisinin MİT’le çalıştığını söyledi ve gizli olarak kendisiyle çalışmamı teklif etti. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde çalıştım. 1998 yılına kadar Hizbullah içinde görev almaya çalıştım. Bu tarihten itibaren ders görevi verilmeye başlandı. İbrahim ile telefonlaşıyordum. En çok Avrupa ile Türkiye arasında gidip gelen kişileri soruyordu. Hollanda’dayken aradı. Karlsruhe’de buluştuk. Avrupa’da görevli olan militanların listesini İbrahim’e verdim.”

Nezir Aslan, bu arada Hizbullah’ın da İbrahim Sarıaltun’un faaliyetlerinden haberdar olduğunu, hatta Sarıaltun ve arkadaşlarının Almanya’da yapacakları toplantıyı teybe kaydetmesi için Hizbullah tarafından görevlendirildiğini anlatıyor:

“1999 kışını tam geçmemiştik. İbrahum Sarıaltun Hohenstadt’ta kayınpederim Yusuf Akdeniz’in evine gelmişti. Oraya gidip onları dinleyip teybe kaydetmemi istediler. Gittiğimde İbrahim dışında 2 kişi daha vardı. Molla Süleyman ‘Bunlar Hizbullah değil, hizbu-zulümdür. Devletle beraberler, adam öldürüp hemen karakola sığınırlar. Halk arasında kıymetleri kalmadı. O yüzden hepsi büyükşehirlere kaçtılar. Biz büyük bir halk hareketi başlatacağız’ diyordu. Dışarı çıktığımızda İbrahim’le benim arabama binince durumu anlattım. ‘Beni sizi dinlemeye gönderdiler’ dedim. ‘Kim’ diye sorunca ‘Ali Demir’ ve ‘Nimet Bayka’ dedim. ‘Hiçbir şey yapamazlar’ dedi. Bu kişilerin yanına gidince teybin kayıt yapmadığını, kendiliğinden kapandığını söyledim. Benden şüphelendiler. 2 ay sonra İbrahim kayboldu. Bir süre sonra Ali Demir’in bilgisi dahilinde İstanbul’a gelince buraya getirildim....”

Almanya’da işçi olarak çalışan kayınpederi Yusuf Akdeniz ile birlikte 4 Mart 1999 tarihinde kaçırılan Nezir Aslan’ın cesedi, 17 Ocak 2000’deki operasyonun ardından, Kartal’daki mezarevde çıktı. Kendisinden birkaç ay önce kaçırılan, hesabına çalıştığı İbrahim Sarıaltun’un cesedi de aynı evde gömülü olarak bulunmuştu.

Hizbullah Gerçeği

Hizbullah davasının gerekçeli kararı tüyler ürpertti. Kararda örgütün kaçırdığı onlarca kişinin akıbetinin belli olmadığı hala mezar evler çıkabileceği belirtildi.

Batman ve Adana’da 1993-2001 yıllarında 32 kişinin öldürülmesi ve çok sayıda kişinin yaralanması eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle yargılanan terör örgütü Hizbullah üyesi 3’ü tutuklu 8 sanıkla ilgili gerekçeli karar tamamlandı. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 765 sayfalık kararda, terör örgütü Hizbullah’ın bölgede işkenceyle sorgulayıp öldürdüğü çok sayıda kişinin nereye gömüldüğünün tespit edilemediği belirtildi.

Hizbullah’ın Özel Sorgu Timleri

Hizbullah’ın eylemlerinin profesyonelce gerçekleştirildiğinin belirtildiği kararda, ‘’Şahıslara yönelik bireysel silahlı saldırılarda son derece ustaca çalışan tetikçiler kullanıldığı ve hedef şahsın ensesine ateş etme şeklinde gerçekleştiği

Page 5: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

görülmektedir’’ denildi. Kaçırılan kişilerin kara çarşaf giydirilerek başka şehre götürüldüğü belirtilen kararda, sorgulanıp öldürülen şahısların cesetlerinin buzdolabının içinde hücre evlerine taşınıp gömüldüğü bildirildi. Bu kişilerin terör örgütü Hizbullah’ın ‘’sorgu timi’’ tarafından sorgulandığı belirtilen kararda, ‘Açık kimlikleri tespit edilemeyen bu kişilerin nerelere gömüldüğü tespit edilememiştir.’’ 8 sanıklı davada mahkeme sanıkların beşini müebbet hapisle cezalandırıken üçü de 10 yıla kadar hapis cezası almıştı.

Akıbetleri belli değil

Kararda, 1990-1995 yıllarında bölgede terör örgütleri PKK ile Hizbullah mensupları arasında yoğun çatışmalar yaşandığı, bu çatışmalarda, aralarında gazeteci, öğretmen, doktor, parti yöneticisi, milletvekili, sendikacı, cami imamı ve esnafın da bulunduğu yüzlerce kişinin öldürüldüğü veya kaçırıldığı için akıbetinin tespit edilemediği kaydedildi.

Kısaca ve Özetle;

Hizbullahın müebbet sanıklarının tahliye olmasının ardından haberlere bu satırlar ile taşınmıştı.. Tarih: Ocak 04, 2011

Hizbullah'ın müebbet sanıklarına tahliye –ULUSAL BASINDAN-

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından, tutukluluk süresi 10 yılı geçen terör örgütü mensubu 34 sanık daha tahliye oldu. Tahliye edilenler arasında Hizbullah davası sanıklarından Edip Gümüş ile Cemal Tutar ve Hizbullah terör örgütünün liderlerinden olduğu iddiasıyla yargılanan Hacı İnan da var. MLKP üyesi olduğu iddiasıyla 13 yıldır tutuklu bulunan Muhabbet Kurt da serbest kalan isimlerden. Tutukluluk süresini belirleyen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. Maddesi'nin yürürlüğe girmesiyle cezaevinde kanun kapsamına giren tutukluların serbest bırakılması işlemlerine başlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Hizbullah terör örgütünün sözde askeri kanat sorumlusu Hacı İnan'ın da aralarında sanıkların tahliyelerine karar verdi.

Mahkeme, tahliyesini kararlaştırdığı Hacı İnan, örgütün sözde İstanbul sorumlusu İlyas Kutulman, İbrahim Evliyaoğlu, Mehmet Bayram Eren, Emin Ekinci, Sabahattin Alkan, Abdülsettar Yıldızbakan ve Burhan Ekineker hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verdi.

Buna göre mahkeme heyeti, sanıkların bağlı oldukları polis ya da jandarma birimlerine her hafta pazartesi günü giderek imza atmalarını karara bağladı.

Mahkeme ayrıca, 8 sanık hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmasına hükmetti.

Mahkeme heyeti, aynı dava kapsamında tutuklu yargılanan, Üsküdar'da 10 kişinin cesedinin çıkarıldığı evin kiracısı Cevat Işıklı'yı ise sonradan yakalandığı ve tutuklulukta geçirdiği süre 10 yılı doldurmadığı için tahliye etmedi.

Page 6: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

Davanın geçmişi

Beykoz'da bir villaya 17 Ocak 2000'de düzenlenen operasyonda silahlı çatışma sonucu Hizbullah terör örgütünün elebaşı Hüseyin Velioğlu ölü olarak ele geçirilmişti. Üsküdar'da Hasippaşa Mahallesi 2. Çıkmaz Sokak 26 numaradaki gecekondunun çevresinde 19 Ocak 2000'de yapılan kazı çalışmaları sonucu ise 10 ceset çıkarılmıştı.

Kartal'da Çavuşoğlu Mahallesi Samanyolu Caddesi Görkemli Sokaktaki villa tipi evin bahçesinden de 8 ceset çıkarılmıştı. Tüm bu kurbanların ''domuz bağı'' yöntemiyle bağlanıp, boğularak öldürüldükten sonra üzerlerine kireç atılıp gömüldükleri belirlenmişti.

Daha sonra düzenlenen operasyonlarda, Hüseyin Velioğlu'nun ölü olarak ele geçirilmesi ve örgütün yöneticileri arasında yer alan Edip Gümüş ile Cemal Tutar'ın yakalanmasının ardından yeniden yapılanma çabası içinde oldukları iddia edilen Hacı İnan'ın da aralarında bulunduğu dava sanıkları ele geçirilmişti.

Sanıklar hakkında yapılan soruşturma sonucunda İstanbul DGM'deki bazı mahkemelerde açılan 3 ayrı dava birleştirilmişti. Toplam 24 sanıklı davanın iddianamelerinde, Hizbullah terör örgütünün sözde askeri kanat sorumlusu Hacı İnan ile sözde İstanbul sorumlusu İlyas Kutulman'ın da aralarında yer aldığı 9 sanığın, ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak'' suçundan idam cezasına çarptırılmaları isteniyor.

Ancak Türk Ceza Kanununda yapılan değişiklik, idam cezası yerine müebbet ağır hapis cezası verilmesini öngörüyor.

İddianamelerde, diğer sanıkların ise ''yasa dışı örgüt üyesi olmak'' ve ''yasa dışı örgüt üyelerine yardım ve yataklık etmek'' suçlarından 4.5 ile 22.5 yıl arasında çeşitli ağır hapis cezalarına çarptırılmaları talep ediliyor.

Tahliye olan diğer Hizbullah mensupları

Yeni düzenlemeden Diyarbakır Cezaevinde tutuklu bulunan terör örgütü Hizbullah'a üye olmak ve faaliyetlerde bulunmaktan yargılanan üst düzey yöneticiler Edip Gümüş, Mehmet Varol, Mustafa İpek, Sinan Yakut ve Şehmus Kınay serbest bırakılırken, askerlik sorunu olduğu belirlenen Cemal Tutar, Fuat Balca, Mahmut Demir, Kemal Gülşen ile Abdülkerim Kaya ise Askerlik Şubesine teslim edildi.

Serbest bırakılan ve yurt dışına çıkma yasağı konulan 10 tutuklunun adli kontrol altında tutulacakları ve her gün en yakındaki polis veya jandarma karakoluna giderek imza verecekleri belirtildi.

Kalabalık bir grup tarafından coşkuyla karşılanan tutuklulardan Edip Gümüş, cezaevi önünde toplanan kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada, herkesi selamladığını belirterek, "Cenabı Allah sizin bu muhabbetinizi, bu sevginizi inşallah dünyada da, ahirette de karşılıksız bırakmayacak. Bu muhabbet bu güzellikle Mevlam kıyamette de cennette de bizleri yan yana getirecek inşallah. Allah'u Teala dünyada da bizleri de kardeşlerimizi de aziz edecek. Bizlerin kurtuluşu bizden sonra gelenlere hayırlı kapıların açılmasına sebep olacak. Mevlam hepinizden razı olsun. İnşallah yarından itibaren bütün kardeşlerimle kucaklaşma imkanı bulacağım" dedi.

Gümüş ve arkadaşları, daha sonra konvoyla cezaevinden ayrıldı.

Page 7: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

Neden sorumlu tutulmuşlardı?

CMK 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle aralarında terör örgütü Hizbullah'ın üst düzey sorumlularının da bulunduğu 10 sanık, yazar Konca Kuriş ve eski DEP milletvekili Mehmet Sincar'ın da yer aldığı 188 adam öldürme ve 84 yaralama olayından sorumlu tutulmuştu.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde yaklaşık 9 yıl süren, 30 Aralık 2009'da karar verilen Hizbullah ana davasında, sanıklar Edip Gümüş, Cemal Tutar, Fuat Balcı, Abdulkerim Kaya, Mehmet Varol, Mustafa İpek, Mahmut Demir, Kemal Gülşen, Sinan Yakut, Şeyhmus Kinay, Yusuf Beğiç, Mehmet Veysi Özel, Rifat Demir, Mehmet Beşir Acar, Mehmet Tahir Ak ve Mehmet Garip Özer "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin mevcut anayasal düzenini silah zoruyla yıkarak yerine şeri esaslara dayalı İslam devleti kurmayı amaçlama" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yargıtay 9. Ceza Dairesine giden dosyanın karara bağlanmaması nedeniyle, yeni düzenlemeden sonra CMK'nın 102. maddesinden yararlanan, Diyarbakır D Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar Edip Gümüş, Mehmet Varol, Mustafa İpek, Sinan

Yakut ve Şeyhmus Kınay serbest bırakılmış, askerlik sorunu olduğu belirlenen Cemal Tutar, Fuat Balcı, Mahmut Demir, Kemal Gülşen ile Abdulkerim Kaya ise askerlik şubesine teslim edilmişti.

Serbest bırakılan ve yurt dışına çıkma yasağı konulan 10 tutuklunun adli kontrol altında tutulacağı ve her gün en yakındaki polis veya jandarma karakoluna giderek imza vereceği bildirildi.

Sanıklar, aralarında yazar Konca Kuriş ve eski DEP milletvekili Mehmet Sincar'ın da yer aldığı 188 adam öldürme ve 84 yaralama olayından sorumlu tutulmuştu.

Gerekçeli karardan

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan bin 180 sayfalık gerekçeli kararda, terör örgütü PKK'nın silahlı eylemlerinin terör örgütü Hizbullah'ın silahlı eylemlere kalkışmasında etkili olduğu belirtilmişti.

Gerekçeli kararda, "Güneydoğu'da PKK'nın silahlı propagandayı çok etkili bir yöntem olarak kullanması ve buna bağlı olarak oluşturduğu etki alanı, bölgede var olan radikal İslami hareketlerin silahlı eylemlere kalkışmasında etkisi de ayrıca tartışılmalıdır" denilmişti.

Terör örgütü Hizbullah'ın yabancı ülkelerden İran'la bir dönem bağının olduğu kaydedilen kararda, "Sanıklardan Edip Gümüş, 3 defa İran'a giderek bir villada kaldığını, orada Hüseyin Velioğlu ile görüştüğünü belirtmişti. Ancak örgütün İran istihbaratının bizzat yönlendirmesi sonucu herhangi bir eylem yapıp yapmadığı tespit edilememiştir" ifadesine yer verilmişti.

Kararda, yazar Konca Kuriş ve eski DEP milletvekili Mehmet Sincar'ın öldürülmesi eylemleri de yer almıştı. Batman'da 1993 yılının eylül ayında Sincar'ın öldürülmesi eyleminin talimatını sanık Musa Özer'in verdiği, eylem sorumlusunun Sinan Yakut, tetikçilerin de Rıfat Demir ile "Hüseyin" kod adlı kişi olduğu belirtilmişti.

Batman'a geldiği haberi alınan milletvekili Sincar'ın çarşıda vurulduğu bildirilmişti.

Page 8: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

Yazar Konca Kuriş'in ise 1998 yılının temmuz ayında Mersin'de evinin önünde silah zoruyla kaçırıldığı, aynı ildeki bir hücre evinde bir süre tutulduktan sonra örgüte ait otomobille Konya'ya götürüldüğü kaydedilmişti. Kuriş'in cesedi, Konya'nın Meram ilçesindeki bir evde 3 cesetle birlikte bulunmuştu.

Notlarla Kısaca; -TurkishLeaks-

Düzenli Çalışma ve Bilgi Ağı

Hizbullah terör örgütü Türkiye tarihinde görülmüş olduğu en düzenli çalışma şekline ve bilgi ağına sahip olan örgüttür. Örgüte katılmak için başvurular alabilen ve bu başvuruları bir iş başvurusu gibi cv şeklinde değerlendirebilecek kadar bilgilere sahiptir.

İşte bu bilgiler, 2000’de gerçekleştirilmiş olan operasyonda her şeyden önce bilgisayarlarını kurşuna dizen örgüt üyelerinin neden böyle bir tavır sergilediğini anlıyoruz.

El-Kaide ve Hizbullah

Birçok yaşanan terör eylemlerinin altından El-Kaide adı çıkmaktadır. Bunun nedeni, düzenli bir çalışma şekli ve El-Kaide’nin bir çok ülkeden üyelerinin olmasından kaynaklanmaktadır. Türkiye’de ki Hizbullah’ta aynı El-Kaide gibidir birçok ülkeden üyeleri vardır. Ancak bazı farklılıkları yok değildir. Araştırma ve izleme ile tahmin edilemeyecek bilgilere sahiptirler. Gerçekleştirdikleri işkencelerin veya işlenen cinayetlerin sayıları halen tam olarak bilinmemektedir.

Hizbullah ve Derin Devlet

Hizbullah 80’lerin ortasından 90’ların başına kadar Güneydoğu’da PKK’ya karşı kullanılmıştır. Bu dönem zarfında PKK’nın gerçekleştirdiği olaylarda azalma yaşanmış ve büyük kayıplar vermiştir. Ayrıca, Hizbullah sanıklarının hapis süresince internet erişimlerinin olduğu ise edindiğimiz bilgiler kapsamındadır.

İşkence, Cinayet, Mezar Ev ve Domuz Bağı

Hizbullah tarafından gerçekleştirilmiş sayısız işkence ve cinayet olduğu halde, akıbeti halen bilinmeyen bir çok isim ve bu isimler arasında bazı askeri kanat olarak nitelendirilen Hizbullah üyeleri de vardır.

Türkiye’nin bir çok şehrinde lüks villalarda işkence ve mezar bulunmaktadır. İşkence evlerinden mezar evlere taşıma işlemi ise, çoğu kez buzdolapları içinde gerçekleştiriliyordu.

Farklı bir şehirde kaçırılan bir iş adamı, çok faklı bir şehirden çıkıyordu o zamanlarda.. Taşıma işlemleri ise o zamanlarda kimsenin aklına gelmeyecek şekilde, buzdolapları içinde yapılıyordu.

Page 9: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

Günüm

Türkiyeçoğu so

Meclisimseçimlegireceğ

Soruyo

Gaffar Osokakla

Soruyo

Böyle K

müz

e Cumhuriyeokaklarda g

mizde terörerde Hizbulli ise edindi

oruz !!

Okkan suikarımızda ge

oruz; bu in

Karşılandı

eti’nin adalgeziyor. Üst

r suçundan ah’ın bağımğimiz bilgil

astı ve oncziyor.

nsanların

lar

et düzenindtelik bahsi g

hüküm giymsız aday ver arasındı

ca cinayetin

yakınların

deki problegeçen imza

ymiş PKK yaveya bir parr.

n sanıkları y

na ne diye

emler nedenalarını atma

andaşları ortiyi destek

yasaların aç

eceksiniz?

ni ile bugünadan.

lduğu gibi, kler nitelikte

çıklığından

n bu isimler

gelecek olae meclisimi

faydalanıp

rden bir

an ize

bugün

Page 10: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

Page 11: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

Page 12: Kod Adı: HİZBULLAH - turkishleaks.org

 

 

KOD ADI: HIZBULLAH

2011

www.turkishleaks.org