dergisiisamveri.org/pdfdrg/d01956/1996_1/1996_1_keskinh.pdfkiitib Çelebi (106711657)7 ve...

28
ISSN: 1301-1197 FAKÜLTESi DERGISI 1. -1996 --..

Upload: others

Post on 01-Feb-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

ISSN: 1301-1197

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ

İLADİYAT FAKÜLTESi • •

DERGISI

1. Sayı

SİVAS -1996

--..

Page 2: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

MÜFESSİR el"KİRMANI'NİN HAYATI, İLMI ŞAHSİYETİ

VE ESERLERİ

Yrd.Doç. Dr. Hasan KESKiN*

I. HAYATI

A. İsmi, Nesebi, Doğum Yeri ve Yılı

Hicri 5. asır ile 6. asrın başlarında yaşamış olan mÜmtaz şahsiyetlerden biride, Tiicü'l-Kurı·a el-Kirmiini'dir. Çeşitli kaynaklardan tesbit edebildiğimiz bilgiler ışığında el-Kirmanl'nin tam ve kesin nesep kaydını şöylece zikredebiliriz: Tacü'l-Kurra Burhaneddfn Ebü'l-Kasım Mahmud b. Hamza b. Nasr el-Kirınani. I

Kaynaklar el-Kirmiini'nin ailesi hakkında bize yeterli bilgi vermemektedir. Bazı kaynaklar2 onun yaşadığı dönemde Kirman'da yerli halkın ekseriyetihi Taeikierin oluşturduğunu söylemekte­dir. Dolayısıyla ei-Kirmanl'nin de muhtemelen Tacik bir aileye mensup olabileceğini söylemek mümkündür.

Bu kayıttan anlaşıldığına göre müfessirimizin ismi Mahmud' dur. Babasının ismi Hamza, de­desinin ismi ise Nasr' dır.

Künyesi "Ebü'l Kasım"3 olan müellifimizin ilmi ünvanı "Tacu'l Kurra" dır. Bu ünvan, ken­disine yaşadığı dönemihen büyük ve en meşhur kıı·aat alimlerinden olması sebebiyle verilmiş4 ve o, daha çok bu ünvanlatanınmıştır.5 Diğer bir ünvanı da Burhiineddin'dir.6

* C.Ü. ilahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğr. Üyesi 1 Şihiibüddin Ebu Abdullah Yakut b. Abdullah ci-Hamevi, Mu 'ceınü'l-üdeba, Beyrut, 1936, XIX, 125; Selahaddin

Half! b. Aybeg es·Safedi, el-V iili bi'l·vefeyilt. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. No: A. 2920 XXV.vr. 77b; Şemseddin Muhammed b. Muhammed el-Cezeri, Giiyetü'n-nihil.ye ll tabakil.ti'l-kurra, (nşr. G. Bergstraesser), Beyrut, 1402/1982, II, 291; Celilieddin Abdurrahman b. Ebu Bekir es-Süyuti, Buğyetü'l-vu'at fi tabakati'l-luğaviyyiıı ve'n-ııuhilt, (thk. Muhammed Ebü'l-Fazl İbrahim), yy. 139911979, Il, 277; Şemseddin Muhammed b. Ali b: Ahmed ed"Dilvudi, Tabakatü'l-ıııüfessirin, Beyrut, ty. ll, 3 12; Mustafa b. Abdullah eş-Şehir bi Hil.ci Halife ve bi Kil.tib

2

3

Çelebi, Süllemü'l-Vüsul ila tabakiiti'l-fuhUI, Süleymaniye Ktp. Şehid Ali Paşa böl. No: 1887, II, vr. 237a; Muhammed Bakır el-Haıısiiri, Ravziitü'l-cenniit fi ahvfili'J-'ulemii ve's-siidiit, yy. 1367 h., 715; ismiiii Paşa b. Muhammed Emin el,Bağdi\df, Hcdiyyetü' 1- 'iirifin esnıiiü'l-ıııüellifln ve il.sarü'l-ınusannifin, İstanbul, I 95 I -1955, ll, 402; Ahmed Atıyyetullah, el-Kitmusü'l-İslaml,, Kah i re, I 963, I, 422; Cari Brockelmann, Gesch.ichte der arahishen Litteratur, Leiden, I 943-1949, I, 41 2; Geschichte der arahishen Litteratur, Supplementband, Leiden,, I 937- I 942, I, 732; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tcfsir Tarihi ve Tabilkatü'I-Müfessirin, istanbul, I 973-1974, Il, 460; Hayreddin ez-Zirikli, el-A'lilın KiimGsü terficim li eşheri'r-ricill ve'n-nisil mine'I-'Arab ve'l-nıüsta'ribin ve'l­ıniistesrikin, Kah i re, I 954:1959, VII, 168; Onıer Rıza Kehhille, Mu 'ccmü'l-ınüellifin teracimü musannifi'l­kütübi~l-'Arabiyyc, Beyrut, ty. XII, 161; Adil ~üveyhiz, Mu'cemü'l-müfessirin min sadri'l-İslam hatte'l-asri'l-hazır, Beynıt; I 983, ll, 662; Kays Al-i Kays, el-IriiniyyGn vc'l-edebü' 1- 'Arabf, Tahran, I 984-1986, I, 278. Erdoğan Mcrçil, Kinnan Sclçukluları, Ankara, 1989, s. 145; Mehmet Altay Köymen, Kirınan Selçukluları Tarihi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, sy. I, Ankara, 1943, s. I 33. İbnü'l-Cezeri, Gaye, Il, 291; ed-DavGdi, Tabakdt, ll, 312; Kiltip Çelebi, Siillemli'l-vüsGI, ll, vr. 237a; el-Bağdadi, Hediyyetü'l-'iirifiıı, ll, 402; ~hnied Atıyyctullah, el-Kiimusü'l-İsliiml, I, 422; ez-{':irikli, el-A'l}ın, VII, 168; Kehhiile, Mu'cenı, XII, 161; Adil NliveyHiz, Mu'cemü'l-mlifessirin, ll, 662; Kays Al-i Kays, el-lraniyyun ve'l­edebii'l-'Arabi, I, 278. Ömer Nasuhi Bilmep (13911 I 971 ), söz konusu kü~yeyi"E;bii' 1-Kasenı" şeklinde vermektedir. (bkz. Tefsir Tarihi,

ll, 460). Bilmen'in böyle okuması kanaatimizce ınlifessirimizin bazı eserlerindekünyesi iıe ilgili ( ~~ y,l )

Page 3: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Kiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını bildirmişlerdir.9 .

Müellifimiz Kirınanlı olduğu için el-Kirınanılü nisbesiyle anılmaktadır. Bu nisbesinden başka "eiı-Nahvi'd 1 ve "el-Mukr1"12 şeklinde nisbeleri de vardır.13

Kaynaklar ınüellifiınizin doğum yeri ve tarihi hakkında net ve kesin bir bilgi vermemekte­dirler. Ancak bu kaynaklardan bazıları onun Kiıinanlı olduğunu, 14 orada yaşadığımiS ve ölünceye

kadar da oradan hiç ayrılmadığını 16 bildirmişlerdir. Bu bilgiler bizi müellifin Kirman'da doğmuş olabileceği kanaatine götürmektedir. Doğum tarihinin bilinemeyiş sebeblerinin başında, müellifi-

4 5

6

7 8 9

lO

ll

12 13

14 15

16

194

şeklindeki hattan kaynaklanmaktadır. (bkz. Tiicü'l-Kurrii Burhaneddin Ebü'l-Kiisım Mahmud b. Hamza b. Nasr el-Kirınfini, Lübil.bü't-teffisir, Hacı Selim Ağa Ktp. Nurbanu Sultan böl. No: 28, I, vr. 1 b; Garil.ibu't-tefsir ve 'aciiibu't-te'vil, Süleymaniye Ktp. Yeni Cami böl. No: 60, vr. ı b; el-Burhan fi tevclhi müteşiibihi'l-Kur'iin, Süleymaniye Ktp. Ayasofya böl. No: O 178, vr. 1 b. Zira bu yazı hattının Ebü; 1-Kaseın şeklinde okunınası mümkündür. Ancak burada biz eski kaynaklarda verilmesi ve yaygın olması bakımından söz konusu künyeyi

( ı-'WI y,l ) şeklinde belirtıneyi daha uygun bulduk. Burada bir hususa işaret etmek gerekir ki o da

ınüfessiriınizin "el-Burhan'' isimli eserinin Sül. Kütiiphanesi Ayasofya bölümü 0178. buluna.n nUshasında

~~ y,l ) şeklinde yer alırken Abdülkadir Ahmed Atii tarafından tahkiki yapılan nüshasında bu künye,

ı--Wl y,l ) şeklinde verilmektedir. bkz. el-Kirn'ıiini, el-Buthiin (thk. Abdülkadir Ahmed Atil), Beyrut, 1968, s.

19. Ahmed Atıyyetullah, el-Kiimusü'l-İsliinıi, 1, 422. İbn il' 1-Cezeri, Gaye, Il, 291; ed-Diivudi, Taba~iit, II, 312; el-Bağdiidi, Hediyyetü'l; 'iirifin, ll, 402; ez-Zirikli, ele A'liiın, VII, 168; Kehhi\le, Mu'ceın, XII, 161; Adil Nüveyhiz, a.g.e., ll, 662; Kays Al-i Kays, a.g.e.,.J, 278. Mustafa b. Abdullah eş-Şehir bi Hiicf Halife ve bi Kiitib Çelebi, Keşfü'z-zunun 'an esiiıni'l-kütüb ve'l-fünun, (nşr. Kilisli Mualliın R.ifat-Şerafeddin Yaltkaya), Istanbul, 1971, II, 131; Cari Brockelınann, GAL, I, 412; GAL Suppl, I, 7'}2; Ahmed Atıyyetullah, el-Kil.musü'l-İsliimi, 1, 422;Aez-Zirikli, el-A 'liiın, VII; 168; Kehhiile, Mu'ceın, XII, 161; Adil Nüveyhiz, Mu'cenıü'l-ınüfessirin, II, 662; Kays Al-i Kays, a.g.e., I, 278. Kcşf, II, 241 Hediyyetü'I-'arifin, ll, 402. Müellif hakkında bilgi veren diğer kaynaklarda göreınediğimiz bu lakabı neseb kaydında ayrıca zikretınedik. Miiellifiınizin bazı eserlerinde kendisi ile ilgili olarak "Sadreddin" (bkz. el-Kirınani, Lübab, Sül. Ktp. Serez böl. No: 246, I, vr. ı bı "Sa'dülislaın" (bkz. ei-Kirınani, Lübab, Sül. Ktp. Fatih böl. No: 417, lll, vr. ı b; No: 418, IV, vr. I b; Gariiibü't-tefsir, I, vr. ıb) gibi ifadeler kullanılmaktndır. Bunların birer lakab olmayıp mliellife övgü şeklinde söylenmiş ifadeler olduğunu zannediyoruz. el-Kirmiini nisbesiyle ilgili olarak Ebil Said es-Sem'fini (562/1166) şunları söylemektedir: "Bu nisbe "Kaf'ııı kesresiyle "Kirınfini" şeklinde okunduğu gibi "Kaf'ııı fethasıyla "Kerınaııi" şeklinde de okunabilir. Doğru olanı da böyledir. Fakat şöhret bulanı "Kaf'ııı kesresiyle "Kirınani" şeklinde okunuşdur. bkz. Ebil Said Abdülketim b. Muhammed b. Mansur et-Teıniml es-Seın'anl, el-Ensab, (thk. Abdurrahman b. Yahya el-Mu'alliınl el Yemiinl), Beyrut 1400/1980, X, 400-401; Bu sebeble biz de meşhur olan şekli tercih ederek teziınizde "el-Kirınfinl" nisbesini kullanmayı uygun gördük. Kirman, bir çok viiiiyeiten oluşan bir eya! et olduğundan bu viliiyetlerde yaşayanlar Kirmani nisbesiyle anıldığı gibi (bkz. es-Seın'ani, ei-Ensab, X, 401; İbnii'l-Esir 'lzzüddin Ebü'l-Hasan Ali b. Muhammed el-Cezeri, el-Lübiib fi tehzlbi'l-ensab, Beyrut. ty., lll, 93) Nisabur'da "Murabbaatü'l-Kirmfiniyye" denilen büyük bir mahalle bulunmaktadır ki burada yaşayanlar da "Kirmiini" nisbesiyle anılırlar. bkz. es-Seın'iini, el-E!ısiib, X, 40 I; Şihfıbliddin Ebu Abdullah Yakut b. Abdullah ei-Hamevi, Mu'ceınü'l-büldan, Beyrut, ty., IV, 455; lbnü'l-Esir, el­Llibiib. lll, 94. Yakut ei~Haınevi, Mu'ceınli'l-üdeba, XIX, 125; es-Safcdi, a.g.e., XXV, vr. 77b; es-Süyuti, Buğye, ll, 277; ed­Diivudl, a.g.e., II, 312; cl-Hansari, a.g.c., 715. Katib Çelebi, Keşf, I, 241. Kıraat ve nahiv ilinılerinde otorite olduğundan ınüfessiriınize izil.fe edilen bu Pisbeleri neseb kaydında ayrıca zikretmedik. Adil Nüveyhiz, Mu'ceınü'l-ınüfessirin, II, 662; Kays Al-i Kays, eı:iraniyyuıı ve'l-edebü'l-'Arabl, I, 278. es-Safedl, el-VS.fi bi'l-vefeyi\t, XXV, vr 77b; Niisırüddin Mlinşl Kirınani, Sııntü'l-'ulii li'l-hazrati:l-'ulyii, (nşr. Abbas İkbiil), Tahran, 1328, s. 17; Hasan b. Şihiibüddin Yezdl, Ciimi'ü't-teviirih-i Haseni, Süleymaniye Ktp. Fatih böl. No: 4307, vr. 197a es-Safedi, ei-Vafi bi'l-vefeyat, XXV, vr nb.

Page 4: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

mizin pek tanınmaması, büyük ilmi merkezler! e irtibatının olmaması 17 ve o dönemde müelliflerin doğum tarihlerinin bilinmesinin fazlaca önem taşımaması gibi hususlar gelmektedir.

B. Yetiştiği Muhit

ı. Genel Bilgiler

Daha önce de Wide edildiği gibi müellifimiz Tacü'l-Kurra el-Kirmani Kirman'da yaşamış ve ölünceye kadar buradan hiç ayrılınamıştır. Bir müellifi iyi tanıyabilmek için yaşadığı muhiti de iyi tanımanın önemi bilinen bir husustur. Bu sebeple Tilcü'I-Kurrii'nın yaşadığı bölge olan Kirman hakkında bilgi vermenin uygun olacağı kanaatindeyiz.

Kirman lS, İran'ın eyaJetlerinden biri olup, ülkenin güneyinde yer almaktadır. Bugün eyaJet merkezinin adı da Kirman'dır.19

Kirman, doğuda Be!Gcistan ve Sistan, kuzeyde Horasan, kuzey-batıda Yezd ve batıda Fars eyaJetleri ile çevrilmiştir. Güneyde ise Fars ve Dmınan körfezleri ile sınırlanır.20

Ulaşım bakımından Kirman, Fars'dan Sistan ve Hindistan'a; ayrıca Tahran,.Kazvin, Kaşan, İsfahan ve Yezd'den geçerek yine Hindistan'a giden büyük yollar üzerindedir. Denizden ise İran'ın kuzeydoğusuna ve daha ilerilere giden ticaret ve hac yolu üzerindedir.21

Kirman eyılleti eskiden kuzeyde Kirman, batıda Sircan, ortada Clruft, doğuda Bem ve Nermaşir olmak üzere beş esas bölgeden oluşmaktaydı.22 Ey aletin merkezi olati Kirman şehri, es­kiden Şehr-i Guvaşir veya Berdesir olarak bilinmektedir.23 Bu şehirlerden Slrcan, Ciruft ve Nermaşir bugün birer harabe halindedir.24

Kinrtan'daki dağ silsileleri, eyaleti kuzey-doğudan güney-doğuya doğru kesmektedir. En yük­sek dağlar kuzeydedir. Bu dağlar Kirman ve Sircan bölgelerini birbirinden ayırmakta olup doğuya doğru devam eder. Güney-batıda ise önceki dağ silsilelerine paralel başka dağ silsileleri bulunmak-tadır.25 ·

Kirman eyaletinde önemli akarsular yoktur. Ekili sahalar sularını dağlardan alır. Akarsuların en mühiıni Ciruft'tan geçen fakat denize kadar varmayan Halil RGd'dur.26 Kirman'ın güneyinde tek büyük liman oian Hürmüz bazen Kirman'a bazen de Fars'a bağlanmıştır.27 İklim bakımından ~Cirman'ın dörtte üçünde sıcak bir iklim hilkimdir.28 Hatta halkı umumiyetle sıcak yüzünden koyu esmer renkli ve zayıf bünyeli insanlar olarak tasvir edilir. 29 Ancak kuzey tarafında çok yüksek dağ-

17

18

19

20

21 22 23 24 25 26

27 28 29

Yakut cl-Haınevi, Mu'ceınü'l-üdebfı., XIX, 125; cs-Safedi, a.g.e., XXV, vr nb; es-SüyGti, Buğye, ll. 277; ed­Davudl, Tabakat, ıı, 312. Kirman hakkında bilgi vereıi kaynaklar, "Kirnıan" kelimesinin doğru şeklinin "Kerman" olmakla beraber, genellikle "Kirınaıı'' şeklinde telaffuz edildiğini söylcınektedirler. bkz. es-Seın'fı.ııi, el-Ensab. X, 401; Yakut el­Haınevi, Mu'cemü'l-büldiin, IV, 454. Kirman adı, aynı isimli ey~letin merkezi olması dolayısıyla verilmiştir. Şehrin resmi ünvanı "Dar al-Anıan"dır. bkz. J. H. Kramers, "Kirıniln", Islfıııı Ansiklopcdisi, Istanbul, 1967. VI, 820. Yakut el-Hamevl, Mu'ceıııü'l-büldi\n, IV. 454; Zekcriyyii b. Muhammed b. Mahmud, Asiiru'l-biliid ve alıbilru'l­'ibad, Beyrut, ty. 247; Muhammed b. Abdülınün'iın el-Hımyeri. Ravzü'l-ıni'tiir fi habcri'l-aktar. (tlık, İhsan Abbas), Beyrut, 1975,49 I; Şeınsecldin Sanli, Kil.musü'l-a'lilın, İstanbul, 1306- I 316/1888- I 899, V, 3848 .. J. I-L Kraıners, "Kirınil.n", iA, VI, 816. J. H. Kramcrs, "Kirmiin", İA, VI. 816. J. H. Kraıners, "Kirııian", İA, YI, 820; Erdoğan Merçil, Kirman Selçukluları, s. 1 J. H. Kraıners, "Kinnan", İA, YI, 819. Şemseddin Sami, Kamus, V, 3848; J. H. Kramers, "Kirınan", iA, VI, 816. Şemsedcliıı <;fııni, KaınGs, V, 3848; J. H. Kramers, "Kirınan", İA, VI, 816. J. H. Knı · ers, "Kirmiin", İA, VI, 8 I 6. J. H. Kramers, "Kirınan". İA, VI, 816. J. H. Kramers, "Kirman", İA, VI, Sl9.

195

Page 5: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

lar bulunduğundan buralarda oldukça soğuk bir iklim mevcuttur.30 Zirai' mahsullerinin başlıcal~rı; buğday, arpa, pamuk, pancar, afyon, pirinç ve mısırdır.3l Her türlü meyve bolca bulunur. Bilhassa

hurması meşhurdur.32 Bu yönüyle de Basra'ya benzetilıniştir.33 Bütün bunlarla beraber özellikle Kirman'ın önemli bir yerde bulunuşu, eyaletitarih boyunca

her yönden gelen istilalam açık tutmuş, bu istilil.lar nedeni ile siyasi rejimierin sık sık değişmesi

ve istikrarlı bir düzenin sağlanmaması Kirnıan' ın gelişınesini engelleryıiştir-.34 Bugün İran topraklarının yaklaşık yüzde ll.7';ii1i kapsayan Kirman,35 İran'da Horasan'dan

sonra yüzölçüm bakımından ikinci sırada yer alınaktadır.36sekiz ilden oluşan eyalet; l7 ilçe, 120

kaza ve 7871 köyden meydana gelmektediıJ7Eyületin merkezi olan Kirman şehri de bugün İran'ın güneydoğusunun en büyük ticaret ınerkezlerinclendir.38 Kirman dışındaki önemli kentler Baft, Bem, Refsencan (Behramabad), Şehr-i Babek ve İsmailiibac!'dır. 1984 tarihi itibariyle Kirınan eyare-tinin nüfusu 1.535.000. 1985 tarihi itibariyle Kirman il merkezinin nüfusu 266.800'dür.39 .

Kirman halbnın çoğunluğu bugün geçimini ziraat ve hayvancılıkla sürdürmektedir. Önceleri mahrGmiyet ve sefühat içerisinde yaşayan halk, 1970 yılında bölgede bulunan çok zengin bakır ya-

takları ve taş kömür madenieri sayesinde daha rahat bir hayata kavuşmuştur.40

2. Siyasi, Sosyal ve İlıni Durum

İlim adarnlarını daha iyi tanımak için yaşadıkları bölgelerdeki siyasi, sosyal ve ilm! yapıyı bilmenin önemli olduğu düşüncesinden hareketle, müfessirimizin yaşadığı bölgede cereyaıi eden si­yasi, sosyal ve ilmi durumdan kısaca bahsetmeyi uygun görüyoruz.

a. Siyasi Durum

Müfessirirnizin hayatı, baş tarafta da belirttiğimiz üzere b. 5. asır ile 6: asrın başları içinde Kirman'da geçmiştir. Siyasi bakımdan h. 5. asır Abbas! halifelerinin kudret ve nüfuzlarınm zayıf

olduğu bir zamana rastlar.4l Bu asırcia İslam dünyası, siyasi birlikten mahrum kalmıştı. Mısır' da Fil.tımller (298-567 /910-1171 ); Irak ve İran' ın bir bölümünde Büveyhller (334-447 /945-1 055)'in kurdukları Şii devletler, müslümanların siyasi' ve djni birliğini sarsı.cı faaliyetler gösteriyordu. Abbas! İmparatorluğunun sınırları içinde bunlardan başka birçok küçük devlet kurulmuştu. Bütün bu siyasi ve dini parçalanımllar sonucunda İslam iiiemi tam bir bulıranın içine düşmüştü. Selçuklu İmparatorluğunun kurulmasıyla (420/1 038) islam alemi derin bir nefes aldı. islam dinini yıkmak, birliğini parçalamak ve sünni hilafeti ortadan kaldırmak için özellikle SUnnilerin bulunduğu bu bölgede sinsi bir faaliyet yapan ve bu sebeple hem dini hem de siyasi bakımdan büyük tehlike ar­zeden Batın!liği42 yok etmek, ınüfrit Şiilerle mücadele etmek Selçuklu imparatorluğunun ana sic

30

31 32 33

34 35

36

37

38 39 40

41 42

196

Şeınseddin Sfuııl, KilınG s, V, 3848.

J. H. Kraıııers, "Kirıııiin", İA, YI, 816. YiikGt ei-Haıııevl, Mu'tenıü'l-bli!clan, lV, 454; cl-Kazvlnl, Asiiru'l-bilild, 247; Şeıııseddin Silıııl, KiiınGs, V, 3849. Yiikfıt ci-Haıııevl, Mu'ccıııü'l-blildiin, IV, 454. J. H. Kranıers, "Kinniin", İA, YI, 816.

Nascr Sifosadaty Niry, İran Kirınan eyfıletindc yaşayan göçebe toplulukların örf ve i\dctlcıi Ü7-erine bir inceleme, Istanbul, 198 I, (Basılnıaınış doktora tezi). 21. Bugün İran'ın toplam yüzö1çüınü I .643.358 kın2 'dir. En bliylik cyalet olan Horasan'ın yüzölçliınli 313.337 kııı2, ikinci büyük ey alet olan· Kirman'ın yüzölç linıli ise I 86, 472 kııı2 'dir. bkz. Ana Br.itannica Dünya Ülkeleri, Istanbul, 19R7, s. 94. Nascr Sifosadaty Niry, a.g.e., 21. Nast;r Sifosadaty Niry, a.g.e., 2!. Ana Britannic:.ı Genel Kültür Ansiklopedesi, İst:.ınbııl, 1989, XIII, 355. Naser Sifosadaty Niry, a.g.e., 21. Osman Turan, Sclçukltilar Taıihi ve Türk İslam Mcdcniycti, İstanbul, l 980, 407-408. Biitıniyyc: Her zillıirin bir b:ltını olduğunu ve Kur' i\n ile hadislerin ancak tc'vil ilc anlaşılabileccğiııi iddia eden fırkalara lı. V. asırdan itibaren toptan verilen isiıııdir. bkz, Ahmet Ateş, "Bfıııııiyye", islfıııı Ansiklopedisi, istanbul, l 967, II, 339 (Bfıtııııyye nıad.) l3(:t:nıyye hakkında geniş bil_gi için bkz. Muhaııııııcd b. Millik ei-Haııımiid! ei­Yeıııiin!, Kcşfii csriiri'l-Bfttııııyyc "" alıbiinı'I-Karfıınita, (ıışr, M. Zfıhid cl-Kevscrl) Ka!ıire, 1357/1939, i l-44; Ebu

Page 6: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

yaset çizgilerinden birisi idi_43 Bu maksatla Büveyhlleri ortadan kaldıran Selçuklular yine aynı maksatlahakim oldukları yerlerde medreseler açıyorlardı.44 Bu asırda Selçuklu Devleti ve İslam dünyasıBatını fedaileri n dehşet verici cinayetleri yüzünden çok huzursuz olmuştu_45

Müfessiriniiz el-Kirmani'nin yaşadığı yıllarda(?- 505/1111 dolayları) Kirman'da Kirman Selçuklu Devleti hüküm sürmekteydi. Önce bir çok devletin hüküm sürdüğü Kirman'ın Se1çuklulara kadar olan tarihinden kısaca da olsa bahsetmeye çalışalım.

(M. 226-651) yılları arasında Susaniler Devleti sınırları içerisinde yer alan Kirman'ın fethine ilk defa Hz .. Ömer zamanında (ın. 634-644) teşebbüs edilmiş46 ve o dönemin Basra Valisi Ebu Musa el-Eş'ari (44/664)'nin er-Rebi' b. Ziyad (53/673) komutasındaki kuvvetlerle Kirman'ın fethi başlamıştır.47 Daha sonra Basra Valisi olan Abdullahb. 'Amir tarafından Kirman Valiliğine tayin edilen Mücaşi' b. Mes 'u d es-Süleıni' (36/656) ey aletin başlıca şehirlerini hakimiyeti altına almış­tır.48

( 40~440/66 ı -1043) yılları arasında Emevi'ler, Abbasiler, Tahiriler, Saffariler ve Büveyhilerin hüküm sürdüğü Kirman, 440/1043 de Kirman Selçuklularının hakimiyetine girmiştir.49 Kirman Selçuklu Devleti (440-583/1043-1 187) Çağrı Bey (452/1050)'in oğlu Kavurd Bey (465/1073)'in beraberinde getirdiği OğuzlarlaBüveyhllerin idaresinde olan Kirman'ın fethi ile kurulmuştur. SO Kavurd Bey uzun süren saltanatı (440-465/ ıo48- ı 073) sırasında iyi bir şöhret yapmış ve sevil­mişti:51 Bu sebeple o, Tuğrul Bey (456/1063) ve Alp Arslan (464/1072)'ın ölümünden sonra Selçuklu tahtına çıkmak teşebbüsünde bulunmuş52 ancakher seferinde imparatorluk kuvvetleri ile bastırılmış ve 465/1073' de öldürülmüştür: 53 Me lik Kavurd' un öldürülmesinden sonra yerine sıra ile oğulları Kirınanşah (465-467 11073-1074 )54, Hüseyin çıkartı !ır. ( 467-467 ll 074-l074)55, Sultanşah (467-477/1074-1085)56 ve Turanşah (477-49011085-1097)57 Kirman meliki oldülar. Turanşah'dan sonra Kirman Selçuklu Devletinin başına Iranşah (490-495/10971104)) geçti_58 Iranşah Batmiyye mezhebine mensup ve. günlerini şarap içmekle geçiren biri idi. Kötülüğü, zulınü

43 44 45

46

47

48 49 50

52

53

54 55 56

57

58

Mansur Abdülkil.hir·b. Tahir et-Teınlıni el-Bağdil.di, Us(llü'd-dln, istanbul, 1346/1928, 329-331, el-Farku beyne'l­fırak, Beyrut, 1405/ I 985, I 6; Ebü'l-Fet!:ı Muhammed b. Abdülkerİnı b. Ebu Bekir Ahnıed eş·-Şehristiinf, el-Milel ve'ıı-nihal, (thk. Muhammed Seyyid Kil ani), Beyrut, 1395/1975, I, 19 ı- ı 98; Muhammed Şerefeddin, "Bittınilik Tarihi", Diirülfümın ilahiyat Fakültesi Mecmuası, c. ll, sy. Vpi, İstanbul, I 928, s. ı -27; Bekir Topaloğlu, Kelaın I) mi, İstanbul, I 98 l, 230-244; Etlıeın Ruhi Fığlalı, Çağıınızda Itikadf Islam Mezhebi eri, Ankara, ı 986, ı30- ı39.

Turan, a.g.e., 3 I <;l-323. Kafesoğlu, "Selçuklular", isiilm Ansiklopedisi, İstanbul, ı967, X, 39~. Turan, a.g.~ .. 3 ı 9-323; Kafesoğlu, İA, X, 393; Ahmet Çelebi, İslam'da Eğitim Öğretim Tarihi, (tre. Ali Yardım), istanbul, 1976, s. I 1 l-112. , J. H. Kraıners, "Kirıniin", İA, Vl,816; Erdoğan Merçil, Kirman SeıçukJuıan, 2. Ahıno;;d b, Yahya b. Cilbir d-Belfizüri, FütGhu'l-büidil.n, (tlık. Rıdvan Muhammed Rıdvan), Beyrut, 1403/1983, 383; J. H. Kraıners, "Kirınil.n", lA, VI, 816; Erdoğan Merçil, Kirınan Selçukluları, 2. el-Belazüri, a.g.e., 383; J. H. Kraıners, "Kirıniiıı", İA, VI, 816; Erdoğan Merçil, Kirınan Seiçukluları, 2. Merçil, Kirınan Selçukluları, 3-7; J. H. Kraıners, "Kirnıftn", İA, VI, 817. Erdoğan Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, İstanbul,. 1985, 93; Köymen,." Kirınan Selçukluları Tarihi", D.T.C.F. Dergisi, ll, sy. 1, ı20; Ibrfihinı Kafesoğlu, "Kavurd", Isliiırı Aıısiklopedisi, Istanbul, 1967, VI, 456. Osman Turan, Selçuklular Tarihi, 1980, 255; Kafesoğlu, "Kavurd", İA, VI, 458. Ali b. Muhaıııined b. Esir, el-Kamil fi't-tfirih, Bey~ut, 1975, X, 53; Münccciınbaşı Şeyh Alımed b. Lütfuilah cl­Mcvlevl, Cami 'u' d-düvel, (thk. Ali Öıigül), İstanbul, l 986. (Basılıııaınış doktora tezi), 2; Köymen, agın., D.T.C.F. Il, sy. l, ı 29. İbnü'l-Esir, el-Kamil, X, 79; Münecciınbaşı, a.g.e., 2; Merçil, Kirınan Selçukluları, 36; Köymen, agııı., D.T.C.F. Dergisi,.sy. I, 129; Kafesoğlu, ''Kavurcl", İA, VI, 456. · Merçil, Kirınan Selçukluları, 43. Merçil, Kirman Selçukluları, 43. E, Bosworth, İslam Devletleri Tarihi, (tre. Erdoğan Merçil-Mchınet İpşirli), İstanbul, 1980, s. ı46; Merçil, Kirınan Selçukluları, 43-44. Müııecciınbaşı, age. 3; Turan a~g.e., 256; Bosworth, a.g.e., 146; Merçil, Kirman Selçukluları, 47; Köymen, agııı., D.T.C.F. Dergisi, sy. I, 129. Müneccimbaşı, age. 4; Turan, a.g.e., 256; Bosworth, a.g.e., ı46; Merçil, Kirınan Selçukluları, 52.

197

Page 7: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

ve ilim adamlarını öldürmekle halkın nefretini kazanmıştır.59 Bu sebeple devrin alimleri İranşah'ın tahttan indirilmesi ve öldürülmesine fetva verdiler.60 Bu fetvayı verenler arasında müfessirimiz Tacü'l-Kurra'nın da adı zikrolunınaktadır.61

Iranşah'ın öldürülmesinden sonra emirler ve kadılar Arslanşah'ı (495-537/1101-1142) Kirman Selçukluları tahtına oturturlar. (495/ ll 01)62 Arslanşah'ın hükümdarlığı 42 yıl sürmüş­tür. 63 Müfessiriıniz TacUI Kurrfı Arslanşah'ın hükümdarlığınm 11. yılı olan (505/1111) dolayla­rında vefat etmiştir.

b. Sosyal Durum

Müfessirimiz elcKirmani'nin yaşadığı h. 5. asrın en önemli sosyal olaylarından birisi de Sünnllerle Batıniler ve müfrit Şiiler arasındaki mezhep kavgalarına sahne oluşudur. Sünnilerle Şiiler arasında olduğu gibi taassup yüzünden sünni mezhepler arasında da münakaşalar oluyordu. Gayr-i müslim tebaasına bile geniş bir müsamaha ve şefkatle muamele eden Selçuklu sultanları mezhepler arası kavgalam içtiınal nizamı korumak ve mücadeleleri yatıştırmak maksadıyla nadiren müdahale etınişlerdir.64

Müfessirimizin yaşadığı dönemele Kirman'ın sosyal durumuna baktığımızda karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır. Askeri sınıf ve devlet erkanının genelini Türklerin oluşturduğu Kirman'da, halkın eskeriyetini ise Tacik'ler oluşturmaktaydı.65 Selçukluların hakimiyeti zamanında Kirman halkının umumiyetle Ehl-i sünnet mezhebini benimseelikleri bildirilmektedir.66 Kirman halkının inançlarıyla ilgili verilen şu bilgiler de bu hususu teyid etmektedir: "Kirman halkının husGsiyetle­rinden birisi de kuvvetli dindarlık, temiz inanç, islam terbiyesi ve Allah'ın birliğine inanmasıdır. Kirman halkı, Allah'ı bir ve münezzeh tanır, Hz. Muhammed' i Allah'ın elçisi olarak bilirdi. Dört halifeye kötü söz söylemez ve düşınanlık yapmazlar. Onların birincisi ve öncüsü olarak Ebu Bekir' i, sonra sırasıyla Ömer, Osman ve Ali'yi tanırlardı. Itikacll bakımdan Ehl-i Sünnet olan halk, amell bakımdan Hanefi mezhebine bağlıydı. Ancak bir miktar Şafii mezhebine taraftar olanlar da vardı."67

Ancak bir ara Kirman'cia Batınilik cereyanı başgöstermiştir. Çünkü Hitımllerce Selçuklu İmparatorluğu dahilinde Şi1liği yaymakla görevlendirilen Hasan Sabbah (518/1124), Mısır'dan Bağdat ve Huzistan yolu ile İsfahan'a gelmiş, 473/1081 yılında oradan Yezd ve Kirınan'a giderek bir süre davette bulunmuş, tekrar Isfahan'a dönmüştür. Bu sebeple Biitıniyye propagandasıMelik Sultanşah ve I. Turanşah'ın devirlerinde Kirman'da yayılmıştır. HattaMelik I. Turanşah'ın oğlu olan Melik Iranşah, daha önce de belirttiğimiz gibi bu mezhebe girmiş, bu suretle Batınller Kirman'da kendilerine kuvvetli bir destek bulınuşlardır. Melik Iranşah din adamlarının verdiği fetva ile öldüvülmüştür. Böylece Kirman'da Biitıniliğin yayılması önlenmiştir.68

59 60

61 62 63 64 65 66 67 68

198

İbnü'l-Eslr, a.g.c., X, 320; Münecciıııbaşı, age. 4; Turan, a.g.e .. 207; Merçil, Kirınan Selçukluları, 52-53. Nasırüddin M unşl Kirnıi\ııl, Sııntü' 1-'uli\ li' 1-lıazreti' 1- 'u Iyi\, (ıışr. Abbas İkbi'il), Tahran, hş. 1328, s. 17; Şihilbüddin Yezdl, Ciiıniu't-teviirih-i Hasenl, SU!eymaııiye Ktp. Fatih Ktp. No: 4307, vr. 197a; Mliııecciınbaşı, age. 4; Turan, a.g.e., 256; Merçil, Kirınan Selçukluları, 53.-54. Niisu·uddin Muıışl Kirınanl, a.g.e., 17; Hasan Yezdi. a.g.e., vr. 197a. İbnü'l-Esir, el-Kdıııil, X, 321; Müncccinıbaşı, age. 4; Turan, Selçuklular Tarihi, 256; Bosworth, a.g.e., 146. Boswoıth, a.g.c., 146. Turan, a.g.e., 316-326. Köyinen, Kirınan Selçukluları Tarihi, 133; Merçil, Kirınan Selçukluları, 145. Köymen, agın, 134; Merçil, Kirınan Selçukluları, 185. Niziiıııülınülk, Siyi'isetııiiıııc (tn:.-Nurettin Baybuıtlugil), İstaııbul,.ty, s.IOO; Merçil. Kinnan Sclçukluları, 184-185. Merçil, Kirınan Selçukluları, !85.

Page 8: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

c. İlml Durum

Tacü'l-Kurra'nın yaşadığı h. 5. asır iİe 6. asrın başlarında, özellikle İran ve havalisinde ilmi hayat bütün canlılığıyla devam ediyordu. Ancak sistemli medreseler yoktu. H. 5. asrın ikinci yarı­sında Selçuklular, isıarn tarihinde ilk defa medreseler açarak ilmi' hayatta yeni bir çığır açtılar. islam dünyasının en ,yüksek ilim müesseselerinden olan Nizilmiye Medreseleri Alparslan ( 465/1 072)' ın veziri Nizaınülmülk tarafından kurulmuştur. ( 459/1 067)69

Nizaınülınülk Bağdat, İsfahan, Nlsabur, Rey, Merv, Belh, Herat, Basra, Musul, Amül gibi büyük merkezlerde hatta kasaba ve köylerde kendi isınin e nisbetle "Nizamiye Medrese! eri" diye bi­linen pek çok medrese kurmuştur.70 Her medresenin bir kütüphanesi ve şehirlerin umumi kütüp­haneleri vardı. Bu kütüphanelerde binlerce eser bulunmaktaydı.71 Bu medreselerde dört mezhebe göre fıkıh başta olmak üzere dini ilimler okutuluyordu.72 Bu medreselerde ders veren meşhur alim­

lerden bazıları şunlardır: İmamü'l-Harameyn el-Cüveynl (478/1 085) 73; Ebu İshak eş-Şirazı (47611083)74; el-Kiya el-Herrasl et-Taberl (505/1110) 75; İmam Gazzall (505/l I ı ı) 76

Müfessirimiz Tacü' 1-Kurra'nın yaşadığı bu dönemde İran ve ha valisindeki meşhur ilim adaın­larından bazılarını şöyle sıralayabiliriz: İbn Sina (436/1044), İmam Maverdi (450/1 058), İmam Kuşeyrl (495/1072), el-Vahid1 (468/1075), Ebu İshak eş-Şiraz! (476/1083), İınami.i'l-Haraıneyn el­Cüveynl (478/1085), es-Serahsl (490/1097) Rağıb el-İsfahanl (503/1109), el-Kıya'l-Herrasl et­Taberl (502/1 fb8), İmam Gazzfill (505/111 1), EbG Muhammed el-Beğav1 (516/l 1 22), Carullah ez­Zemahşerl (538/1143)77

Bu dönemde Kirman, Kirman Selçuklu Meliklerinin de gayretleriyle önemli ilim merkezle­rinden biri haline gelmiştir. Bu dönemdeki Melikler, ilmi gayelere ınatuf bir çok binalar yaptırmış­lar, halkın kültür seviyesini yükseltmek için çaba sarfetmişlerdiL Meliklerin bu maksatla yaptır-

dığı binaların başında medreseler gelmektedir.78 Kaynaklaı', Melik I. Turanşah (477-490/l 084-1096)'ın h. 478 yılında yaptırdığı "Mescid-i Melik"79 adıyla bilinen camiye bitişik bir de medrese yaptırdığını zikretmektedirler.80 Melik I. Arslanşah (497-537) ve eşi ZeytGn Hatun'un da medrese yaptırdığını kaynaklardan öğrenınekteyiz. Merkez Berdesir'de "Medresey-i Derb-i Mfihan" adındaki medrese, bu hfttun tarafından yaptırılan medreselerdenci ir. 81 Yine kaynaklar, Büyük Selçuklu Sultanı Mahmud b. Muhammed Tapar (498-512/1 104-1118)' ın kızı Terken Hatun'un da Kirınan'da bir medrese yaptırdığını ve bu medresenin bir de kütüphanesi bulunduğunu zikretmektcdirler. 82

Bu bilgilerin ışığında Kirman'da bir çok medresenin bulunmuş olabileceğini söyleyebiliriz. Fakat bu medreselerde hangi ilimierin okutulduğu konusunda kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ancak müellifimizin vefatından yaklaşık 32 yıl sorıra Kirman'a nıelik olan Muhammed b. Arslanşah (53711 I 42)' ın, Ebü' !-Hasan Ahmed b. Muhammed b. el-KudGri' ( 428/1 037)' nin "el-

69 70 71 72 73 74

75 76 77 78

79

80 81 82

Alımed Çelebi, a.g.e., 1 14. Turan, a.g.c.,332; Kafesoğlu, "Selçuklular", İA, X, 409; Ahmed Çelebi, a.g.e., 1 14. Turan, 'a.g.e., 334. Ahmed Çelebi. a.g.c .. 1 1 O. ibnii'I-Es!r. el-Kfııııil, X. 484. ibnü'I-Es!r, el-Kamil. X, 132. İbnü'I-Es!r. d-Kamil, X, 484. ibriilıiııı Agah Çubukçu, isHirn Düşlineesi Hakkında Araştırıııalar,Ankara, 1983, 68. Turan, Selçuklular Tarihi, 257. Turan, Kirıııiin Sclçukluları. 185- I 86.

J. H. Kraıners, Kirıııan ile ilg.ili bilgi verirken bu ınescid ile ilgili olarak şunları söylemektedir: "Ruglin nıcvcuı en eski cfııııi. Selçuklu Turanşah (477-490/1084-1096) zamanında inşa cdilıniş olan Mcscid-i Mclik'tir." bkz. lA, YI. 820 (Kirnıi\n ıııad.) Mcrçil, Kirınfın Selçukluları, 220. Mcrçil, Kirıııün Sclçukluları. 223. Merçil, KiPııfin Sclçukluları. 225.

J <)C

Page 9: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Muhtasar", Muhammed b. Hasan eşeŞeyhani (189/805)'in "el-Cami'u's-sağir" ve "el-Cami'u'l­Kebir" isimli eserlerini ezberleyenlere verdiği balışişler neticesinde 1000 kişinin fakih ve müftü ol-duğuna dair verilen bu bilgilerden83hareketle müellifimizin yaşadığı dönemdeki medreselerde de bu ve benzeri kitapların okutulınuş olabileceğini söyleyebiliriz.

Müellifiınizin yaşadığı dönemde Kirınan'da önemli ilim adamlarının başında müfessirimizin de hocası olan Şeyhülislam Kildi Cemaleddln. Ebü'l-Me'ali gelmektedir.84 Şeyhülislam Burhilneddln Ebu Nasr Ahmed el-KGbananl de bu dönemin meşhur bilgin ve din adamlarındandır.85 Melik I. Turanşah (477-490/1085-1097) zamanında yaşamış diğer bir ilim adamı da Ebü'l-Hüseyin Cemaieddin Ahıned'dir.86 İranşah (490-494/1097-1 101) zamanındayaşamış halk tarafından da çok sevilen Ahmed b. Hüseyin el-Belh! (494/1101) de dönemin önemli hanefi faklhlerindendir.87 Bu faklh, İranşah tarafından öldürtülmüştür. 88 .

Müellifiınizin yaşadığı dönemde hayatlarının bir bölümünü Kirman'da geçiren ilim adamla­rından bazıları şunlardır: Ebu Sa'd İsmail b. Ahmed b. Abdülınelik b. Ali b. Abdüssamed en-NisabGrl ei-Kirmani (53211138)89 Rüknedd!n Ebü'l-Fazl Abdum1hman b. Muhammed b. Emirüye b. İbrahim ei-Kirmilni (54311149)90 Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail b. ei-Hafız Ebu Salih Ahmed b. Abdülmelik en-Nisaburl (54711153)9 1 Kadi Ebü'I-Ala Ali b. Ebü'I-Kasım Ali b. Mansur Muhammed b. Abdülcebbar es-Se~:anı92

83 84

85 86 87 88 89

90

91

92

200

Merçil, Kirınan Selçukluları, 186. Niisırüddin Münşl Kirıniinl, Sımtü'l-'ulii, 17; Hasan Yezd!;· Ciiıni'u't-teviirlh-i Hasenl, vr. i97a; Efdaluddin Kirnı:lnl, Bediiyi 'u'l-ezıniin, 20. Merçil, Kirınan Selçukluları, 216. Merçil, Kirınan Selçukluları, 214. İbnli'l-Eslr, el-Kamil; X, 321. İbnü'l-Eslr, el-Kamil, X. 321. 45111059 veya 452/1060 yılında dlinyaya gelen isınail b. Ahmed en-Nisaburl, Ebu Sa'd b. Ebu Siilih el-Müezzin diye tanınır. Babası Ebu Salih el-Mliezzin (470/1078) meşhur muhaddislerdendir. Kendisi de biiyUk bir Şafii faklhidir. lmamü'l-Harameyn (478/1085) ve EbU'I-Muzaffer es-Senı'anl'den fıkıh, .babası başta olmak üz~re devrin iiliınierinden hadis okumuştur. Muhammed b. Tahir el-Makdlsl (50711113), Ibn Asilkir (571/1176), Ebü'l­Ferec İbnü'l-Cevzl (59711201), kendisinden hadis okuyanlar arasındadır. Ebu Sa'd b. Ebu Salih el-Müezziıı u,sul ve fıkıh konusundaki bilgisi ile Kirınan Meliki I. Arslanşah (540/1143) nezdinde olduğu gibi halk ve devrio alimleri arasında da itibarı olan bir şahsiyetti. 532/1138 yılında Kirman'da öldü. Hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Cenıaleddin Abdiirrahinı b. Hasan el-lsnevi, Tabakatli'ş-Şilfi'iyye, (thk. Abdullah Muhammed el­Cliburi), Riyad, 1981, ll, 409~ Ebu Abdullah Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman ezcZehebl, Tezkiretü'l­hufffiz, Beyrut, 1956, IV, 1277; Siyerü a'liimi'ıHıübelit (nşr. Şuayb el-Arnaut v. dğr.), Beyrut, 1984, XIX, 626-627; Taceddin Abdülvahhiib b. Ali b. es-Sübki, Tabakatü'ş-şil.fi'iyyeti'l-kübrfi, (thk. Mahmud Muhammed et­Tan:lhl, Abdülfettiih Muhammed eHulv), Kahire, 1383/1964, V, 44-45; Ebli'l-Felfih Abdülhay b. ei-İmil.d el­Hanbeli, Şezeratü'z-zeheb fi alıbari men zeheb, Beyrut,.ty. IV, 99. 4571 ı 065 yılında Kirınan'da doğdu. ilk tahsilini babasının yanı'nd~ yaptıktan sonra ilim öğrenmek için Men'' e gitti. Orada Kiidl Muhammed b. Hüseyin el-Erdestiinl'den fıkıh öğrendi. Horasan'daki Hanefilerin imaını olan Ebü'I­Fazl el-~irmil.nl 543/l 149 Y.ılında Merv'de öldü. Eserlerinden bazıları şunlardır: Şerh u Cami 'il-kebfr, et-Tecrld fi'l­fıkh, el-Izah, el-Fetevfi, el-Işarfit, Hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. es-Seın'iinl, el-Ensfib, X, 401; Abdülkadir b. Muhammed el-Kureşi el-Hanefi, el-Cevfihirü'l-mudiyye fi tabakil.ti'I-Hanefiyye, (thk. Abdülfettah Muhammed el-HuiV), Kahire, 1978, Il, 388-390; ez-Zelıebl, Nübelil., XX, 206; Celaleddin Abdurrahman b. E)Ju Bekir es-SüyGt!, Tabakiitü'l-müfessirin, Beyrut, ty. 53-54; e-Davudi, Tabaka!, 1, 287-288; Muhammed Abdülhay b. Muhammed ci-Leknevi, el-Fevaidli'l,behiyye fi teriiciıni'l-Hanefiyye, Kahire, 1906, 91-92; ez-Zirikll, ei­A 'lanı, lll, 327; Kehhil.le, Mu 'cem, VII, l 1 1. M linazaracı Şafii fakibierinden olan İmam Ebu Abdullah, 480/1087 yılında dünyaya geldi. Ebu Bekir b. Halef eş­Şirfizl ve Ali b. Ahmed el-Medlnl'den hadis dersi aldı. Kendisinden de başta İbnü's-Sem'finl olmak üzere bazı iilimler hadis dersi aldılar. Ebu Abdullah babası ile beı~aber NisabGr'dan Kirman'a göç etti ve yaşamını orada. sürdürdü. Kirınan Selçukluları ıneliklerine yakınlığı sebebiyle bir k:aç defa elçi olarak da görevlendirilen Ebu Abdullah 54711 153 yılında Kirınan'da öldü. Hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Ebü'l-Ferec Abdurrahman b. Ali b. el-Cevzl, ei-Muntazam fi tarlhi'l-ınüliik ve'l-ilınem, Beyrut, ty., X, 149; es-Sübk:l, Tabakfitii'ş-Şafi'iyye, VI, 95. · "Kitiibü'l-Ensiib" ınüellifi Ebu Sa'd es-Seın'anl, (562/1168)'nin babasının amcasının oğludur. Kadi EbU'I-Ala'nın babası Ebü'l-Kasıın Ali Seın'ani, ailesinin asıl vatanı olan Merv'dan ayrılarak Kirman'a yerleşir. Babası.tarafından ilim için tekrar Merv'e gönderilen Kfidl Ebü'l-Ala, Ebü'I-Muzaffer es-Seın'anl'den fıkıh, Mulıamıned b. Musfi b. Abdullah es-Sayfiir'dan da hadis dersi aldıktan sonra tekrar Kirman'a döner. Hayatı hakkında daha geniş bilgi için bkz. es-Seın'ani, ei-Ensab, VII, 138-139.

Page 10: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Kirman'ın ilmi' durumu hakkında toplayabildiğimiz bu bilgilerden hareketle netice olarak h. 5. asır ile 6. asrın başlarında çevresindeki büyük ilmi' merkezlerine nisbetle Kirman'ın önemli bir ilim merkezi olmadığını söyleyebiliriz. ·

C. Tahsili

el-Kirman1 hakkında bilgi veren kaynaklar93 onun tahsil hayatından hiç söz etmemişlerdir. İleride belirteceğimiz gibi o, vatanı olan Kirman'dan hiç ayrılmamıştır.94 Buradan hareketle el­Kirmanl' nin tahsilini Kirman'da yaptığını söyleyebiliriz. tabakat müelliflerinden İbnü' 1-Cezerl (83311430) "el-Kirmanrnin kimden okuduğunu bilmiyorum" diyerek hocalarını bilmediğini açıkca söylemektedir.95 Tefsirinden sadece iki hocasının ismini tesbit edebildik. Bunlar da, Ebu Sehl Muhammed b. Abdurrahman b. Ebü'l-Fazl en-NisabGrl (öl. ?)96 ve Şeyhülislam Kadi Cemilleddin Ebü'l-Meall (öl. ?)97'dir. el-Kirmanf'nin bu hocalarından ne kadar ve nasıl istifade ettiği konu­sunda ise herhangi bir bilgiye sahip değiliz.

Müfessiriınizin tahsil hayatının bilinıneyişi ile ilgili olarak burada iki ihtimalden söz etmek mümkündür. Birincisi, bu dönemde tabakat ınüellifleri daha çok Bağdat ve Nlsabur gibi büyük ' ilim merkezlerinde bulunuyorlardı. ei-Kirmani' ise bu merkeziere uzak ve ilmi yönden bunlar kadar gelişmemiş ınemleketi olan Kirınan dışına çıkmadığından bu merkezlerdeki tabakat müellit1eri ile görüşeıneıniştir. Bu durum da onun tahsil hayatının gizli kalmasına sebep olmuştur. İkinci ihtimal ise, Abdülkadir Ahmed Ata'nın dediği gibi müfessirimizin belli bir üstada mensup olmaksızın kendi kendini yetiştirmiş olmasıdır. Abdülkadir Ahmed Ata bu hususta şunları söylemektedir: "ei­Kirınani'nin, kitabında (el-Burhan) hocalarından hiç.birine işaret ettiğini göreıniyoruz ki buradan ömrünün ne kadar olduğunu tesbit etmek mümkün olsun. Anlaşılan şudur ki, o, ilimde belli bir üstada ınensub olmaksızın kendi kendini yetiştirmiş, kendisine ulaşan kitaplara ögrenci olmuştur. O, YakGt el-Hamev1 (626/1228)'nin de vasfettiği gibi hayret edilecek kadar parlak olan zekasma güvenmiştir. YakGt el-Hamevl kendisine yetişmiş veya yetişmeıniştir. Fakat bize uluşan eşsiz eseri (el-Burhan), zekasının gerçekten hayret edilecek kadar parlak olduğunu gösterınektedir."98

D. Hocaları

Tacü'I-Kurra hakkında bilgi veren tarayabildiğimiz kaynaklar hocaları hakkında hiç söz et­mezler. Bunlardan sadece İbnü'l-Cezerl (833/1430), hocalarıyla ilgili olarak "kimden okuduğunu bilmiyorum"99 ifadesiyle hocalarını bilmediğine işaret etmiştir. Bu sebeble tabakat kitaplarından hocalarını tesbit edemedik.

Tacü'l-Kurra'nın,hocaları hakkında bilgi bulabilmek ümidiyle hicr1 S. asır ile 6. asrın başla­rında Kirman ve çevresindeki bölgelerde yaşayan ulaşabildiğimiz alimierin biyoğrafilerini de tara-mamıza rağmen bu hususta maalesef bir sonuca ulaşamadık. ·

Başta "Lübabü't-tefaslr"IOO olmak üzere "Garaibü't-,tefsfr ve 'acaibü't-te'vfl"lül ve "el­Burhan fi tevclhi müteşabihi'J-Kur'an" 102 gibi eserlerindeki taramalarımızda da sadece iki hocası-nın adına rastlayabildik. ·

93 94 95 96 97 98 99 100

Eserlerinden tesbit ettiğimiz hocaları şunlardır:

Bkz. 1 numaralı dipnot. Yakut el-Haınevi, MU'ceınü'l-üdeba, XIX, 125; es-Safedi, a.g.e., XXV, vr. 77b. Gaye, II, 291. el-Kirınani, Lübab, I, vr. ı6, 6oa-b el-Kirmfini, Llibab, I, vr. ı ı sb. el-Kirmfini, el-Burhan, (thk. Abdülkadir Ahmed Ata), s. 13 (Muhakkik mukaddiiınesi) Gaye, Il, 29 I. el-Kirmanı, anılan eser, Hacı Selim Ağa Ktp. Nurbanu Sultan böl. No: 28-29.

101 el-Kirmiini, a.e., Sül. Ktp. Yeni Cami böl. No: 60 ve N uru Osmaniye Ktp. No: 583. 102 el-Kirınfinl, a.e., (tlık. Abdülkadir Ahmed Atil), Beyrut, 1986.

201

Page 11: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

1- EbO Sehl Muhammed b. Abdurrahman b. Ebü'lcFazl en Nisaburl (öl.?)

Tiicü'l-Kurra el-Kirmiinf, tefsirinin iki yerinde bu hocasınınismini zikretmiştir:

a) Fatiha sOresinin başında; o, bu sürenin isimlerini zikrederken söz konusu hacasından şu şekilde bahsetmektedir:

"eş-Şeyh el-İmam Tiicü'I-Kurra Ebü'l-Kasım Mahmud b. Hamza b. Nasr -Ailah'ın rahmeti üzerine olsun- dedi ki: Bize Ebu Sehl Muhammed b. Abdurrahman b. Ebü'l-Fazl en-Nisiiburl'nin, ona da el-V ahi di' nin, ona da es-Sa '!ebi' niQ anlattığına göre bu suresinin on ismi vardır.',J 03

b) AI-i İmran suresinin başında; el-Kirmani, burada Ebu Sehlen-Nisaburi'nin ismini şu şe­kilde zikreder:

"eş-Şeyh el-İmam Burhaneeldin Tacü'l-Kurra Ebü'l-Kiisım Mahmud b. Hamza b. Nasr -Allah kabrini nurlandırsın- dedi ki: Bize el-İmam EbO Sehl Muhammed b. Abdurrahman b. Ebü'l-Fazl en-Nisaburl, ona da Ali b. Ahmed ei-Vahidl anlattı ki .. :d04 Bu ifadelerden el-Kirmani'nin Ebu Sehl'den ders aldığı ve Ebu Sehl'in o dönemin önemli bir ilim merkezi olan Nisiibur'da yetiştiği, büyük müfessir Ebü'I-Hasan Ali b. Ahmed el-V ahi di (46811 075)'yi dinlediği anlaşılmaktadır.

İleride de bahsedeceğimiz gibi Tacü' 1-Kurrii vatanı olan Kirman'dan ayrılmamıştır.l 05 Buradan hareketle onun Ebu Sehl en-Nisiibfıri ile Kirman'da görüşmüş olabileceğini söylemek mümkündür. Ancak Tiicü'l-Kutra'nın Ebu Sehl en-Nisaburi'ye talebeliğinin müddeti hakkında ye-. terli bir bilgiye sahip değiliz.

2- Şeyhülislam Kadi Cemiileddin Ebü'l-Meiili (öl. ?)

Taradığımız kaynaklarda biyoğrafisi hakkında her hangi bir bilgiye rastlayamadık. Ancak ta­rih kitaplarındaki kayıtlara göre o, Kirman meliklerinden İranşah (49411 102)'ın tahttan indirilmesi ve öldürülmesi hususunda fetva veren alimleri~ başında yer almaktadır. I 06 Daha önce de belirtti­ğimizgibi bu hususta fetva verenlerden birisi de müfessirimiz ei-Kirmani' dir. Bu olay tarih kitap­larında şu şekilde yer almaktadır. Melik İranşah'ın Batıniliğe girmesiyle başlayan kötü tutumunu bölge halkı önce Ebü'l-Meiili'ye bildirmiştir. 107 Ebü'l-Meiili de devrin kadı ve ileri gelen iiiimie­riyle beraber İranşah'ın tahttan indirilmesi görüşünde birleşerek "İHr padişah islam dini üzerine din­sizliği ve zındıklığı tercih ederse, her zaman onun kanı mübah olur" şeklinde fetva vermişler­elir. ı 08 Verilen bu fetva üzerine halk ayaklandırılmıştır.l 09 Adamlarından bir grup ile emirlik sa­ray ının darnma sığınan İranşah, Şeyhülislam Ebü'l-Meiili'ye "Bu işin önderleri ortadan kaldırıldı­lar. Ben de onlardan yüz çevirelim ve tövbe ediyorum, beni kurtarınız" diye haber göndererek şefaat dilernesine rağmen öldürülmesi için fetva verildiğinden pişmanlık bildiren bu sözleri bir fayda sağ­lamamıştır. I lO Ebü' 1-Meiill' nin ünvaniarından muhtemelen müftülük ve kadılık görevlerini bir­

likte yürüttüğü anlaşılmaktadır.l 1 1 Şeyhülislam ünvanının bulunması da kendisinin büyük bir alim olduğuna işaret etmektedir. ı 12

103 el-Kirınilni, Llibil.b, 1, vr ı b el-Kirıııiini, Lübiib, I, vr 6oa-b. 104

105 Yiikilt el-Hanıevi, Mu'ceıııü'l,üdcbil, XIX, 125; es-Safedi, a.g.c., XXV, vr. nb. 106 Nilsırüddin Münşi Kirıııiini, Sııııtü'l-'ulii, 17; Hasan Yezdi, Ciinıi'u't-teviirih-i Hasenl, vr.

107 108 109 1!0 lll

ı 12

202

Kirnıilni, Bediiyi 'u'l-ezıııiln, 20. -Merçil, Kirman Selçuklulan. 53. Efdaluddin Kirnıi.lnl, Bedilyi'u'l-ezıııi.ln, 20. Merçil, Kirıııfın Selçukluları, 54. Efdaluddin Kirrııilııf, B ediiyi 'u'l-ezmi\ıı, 2 I; Merçil, Kirınan Selçukluları, 54. Merçil, Kirınan Sdçukluları, I 87.

197a; Efdaluddin

Bu linvan 4. hicrct asrıncia (nı. 1 O. asır) kullanılmış ve fukaha arasındaki ihtilaflı meseleleri halletmiş olan yüksek alim ve fakibiere alem olmuştur. Osmanlılardan evvel Şeyhülisliiın ünvanını alınış bazı mümtaz şahsiyetler varsa da bunlar Osmanlılar da olduğu gibi ilmiye sınıfıiıın yüksek resıni maknınını itıraz etmiş zevat demek olmayıp u lemanın mercii de değilllcrdi. Fakat Ehl-i sünnet mezhebi kitap, sünnet, icına-ı ümınet, kıyas-ı fukaha üzere fetva

Page 12: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Müfessirimiz tefsirinin sacjece bir yerinde (el-Maide 5/24 ayetinin tefsiri esnasında) Şeyhülislaın Ebü'lcMeaHl'den şu şekilde bahsetmektcdir: "Ey Musa! Onlar orada bulundukları ~üddetçe biz oraya asla girmeyiz. Şu halde sen ve Rabbin gidin savaşın. J3iz burada oturacağız." dediler. Bu. onların küfrü ve edepsizliğidir. Bir görüşe göre ayetin takdiri: Sen (Musa) git, Rabbin sana yardım edecektir. Bu görüşte zayıflık vardır. Şeyhülislaın Kadi Ebü'I-Meall (Allah'ın rahıneti üzerinde olsun) nın şöyle dediğini işittim." "Rabbuke" kelimesiyle onların kastettikleri Harun'dur. Çünkü Harun yaş olarak Musa'dan daha büyüktür. I 13 el-Kirmani ''Garaibü't-tefslr ve 'acaibü't-te­'·:A··· · :imli eserinde Ebü'l-Meall'nin bu görüşünü beğenmediğini ifade etmektedir.! 14

;ıynaklarda verilen bilgilerden Melik İranşah'ın öldürülmesi sırasında Şeyhülislaın Ebü'l~ Mekf1!':-;m Kirman'ın merkezi Berdesir'de bulunduğu"nU anlaınaktayız.ll5 Fetva olayında önemli

bir rolü bulunan Tacü' 1-Kurra I 16 ile bu sıralarda Berdesir' de görüşmüş olabileceklerini söy leyebili­riz. Tacü'l-Kurra'nın, onu uzun süre talebesi olup olmadığını bilmiyoruz. Ondan uzun süre ders almış olabileceği gibi, onun bazi görüşlerini ilmi meclislerde dinlemiş de olabilir.

Müfessiriıniz el-Kirmani ile ilgili bilgi veren tabakat kitaplannda hocalarından hiç bahse­dilmemesi ve kendisinin de eserlerinde iki hocasının dışında varsa diğer hocalarından söz etmeme­sinin bir takım sebepleri olsa gerekir. Kanaatiınizce Tacü'I-Kurra'nın çevresindeki ilirtı merkezle­riyle irtibatının olmaması, hicri 5. asır boyunca ve 6. asrın başlarında Kirınan'ın hem siyasi ve hem de ilmi bakımdan hareketli olmayışı, ilmi hareketin Bağdat, Nisfı.bur gibi büyük ilim merkez­lerinde yoğunlaşması, coğrafi konumu bakımından Kirman'ın bu merkezlerle de irtibatsızlığı ve bunların neticesinde Tiicü'l-Kurra'nın dönernin meşhur alimleriyle görüşmemesi, bu merkezlerde yaşayan tabakat müelliflerinin ınüfessirimiz hakkında geniş bilgi edinemerneleri gibi hususlar ho­calarının az olması veya çok olsa bile tanınmamalarına sebep olmuştur.

İkinci bir ihtimal de Tacü'l-Kurra'nın belirli bir üstada mensup olmaksızın kendi kendini ye­tiştirmiş olmasıdır. Müellifimizin el-Burhan fi tevclhi müteşiibihi'l Kur'fı.n isimli eserinin tahkİ­kini yapan Abdülkadir Ahmed Ata ınüellifimiz hakkında bilgi verirken bu kanaata sahip olduğunu şu ifadeleriyle dile getirir. "el-Kirmani'nin "el-Burhan"da hocalarından hiç birine işaret ettiğini gö­remiyöruz ki ömrünün ne kadar sürdüğünü tesbit edebilmek mümkün olsun. Anlaşılan şu ki, o, ilirnde belli bir üstada mensup olmadan kendi kendini yetiştirmiş, kendisine ulaşan kitaplam öğ­renci olmuştur. Yakutel-Hamevi (62611228)'nin de anlattığı gibi o, hayret edilecek kadar parlak olan zekasına güvenmiştir. Yfı.kut el-Hamevi kendisine yetişmiş veya yetişememiştir. Fakat bize ulaşan eşsiz eseri zekasının gerçekten hayrete düşülecek kadar parlak olduğunu göstermektedir. ll?

E. Talebeleri

Kaynaklar, el-Kirmanl'nin yetiştirdiği talebeler hakkında da yeterli bilgi verıneınektedirler. Sadece İbnü'l-Cezerl (83311430), Nasr b. Ali (565/1 169'da hayatta idi)' nin el-Kirınani'den ders al­dığını zikretmektedir.ll8 Nasr b. Ali eş-Şirazi' hakkında bilgi veren kaynakların çoğu da hocasının Mahmud b. Hamza el-Kirınani olduğunu söyleınektedir.ll9 Şu halde kaynaklardan e!-Kirınanl'nin sadece bir talebesini öğrenmiş bulunuyoruz. el-Kirınanl bize ulaşan eserlerinde Nasr b. Ali eş­Şirazi dahil hiç bir talebesinden bahsetmemiştir. Şimdi bu talebesini tanımaya çalışalım:

vermek, şer! meseleleri halletmek selalıiyetini haiz olan ve mesleğinde imam sayılan bazı büyük mütehassıs alimiere "Şeyhülislam" ünvanı veı;ilmiştir." (bkz. İsmail Hakkı Uzuııçarşılı, Osmanlı Devletinin ilmiye Teşkilatı,

. Ankara, 1965, s. ı 74.) 1 13 ei-Kirmanl, Lübab, I, vr. ı 15b.

ei-Kirnıiinl, Gariiibü't-tefslr, I, vr. 109b. Sül. Ktp. Yeni Cami böl. No 60. ı 15 Merçil, Kirınan Sclçukluları, 54. 1 ı6 Niisıriidclin Miinşl Kirıniinl, Sımtii'l-'ulil, 17; Hasan Yezdl, Ciimi'u't-teviirlh-i Hasenl, vr. 197a. 1 17 el-Kirnıani, el-Burhan (thk. Abdiilkadir Ahmed Atil) Mulıakkik mukaddimesi, 12.

114

1 ıs. Öiiye, II, 29 l.

119 Yakut ei-Haıııevl, Mu'ceıııü'l-üdebil, XIX, 224; ibnü'I-Cezeri, Gaye, II, 337; es-Süyutl, Buğy~\ II, 314; ed­Diivlıcll, Tabaka!, II, 345; Kehhiilc, Mu'cenı, XIII, 90; Bilmen, Tefsir Tarihi, Il, 487; Kays Al-i K~ıys, el­lrfıniyyun ve'l-edebu'l- 'Arabl, I, 278.

203

Page 13: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Ebu Abdullah Nasr b Ali b. Muhammed eş-Şirazl, el-Fesevi' el-Paris! (H. 565/M 1169 yı­lında hayatta idi.)120

Tefsir, kıraat ve nahiv ilimlerinde mütehassıs olan Nasr b. Ali eş-Şirazl1 İbn-i Ebi Meryem diye tanınmakta, Fahreddin ve Sadrulislam lakapları ile de anılmaktadır. Şiraz şehrinin hatipliğini yapan bu ilim adamı, şehrin en yüksek hatlbi, alimi ve edl:bi kabul edilmiş, din! meseleler ve ede­biyuta ait müşkil hususlarda kendisine müracaat edilmiştir. H.565/ M. 1 169 yılında hayatta olduğu bildirilen buzatın vefat tarihi kesin olarak bilinmeınektedir.l21

Başlıca eserleri şunlardır: 1- el-Keşf ve'! beyan tl tefsfri'l-Kur'an.l22 Sekiz ciltlikbir tefsirdir.l23 2- el-Mudih fi'l-kıraati's-seman)24 3- el-Efsah fi şerhi'l-izah)25 Bu eser Ebu Ali el-Farisl (377/987)'nin "el-Izah" isimli eseri

üzerine Nasr b. Ali eş-Şirazl tarafından yazılmış bir şerhtir.126 4- 'Uyunu't-tasrff.127 5- el-Münteka fi şevazzi'l-kırae.128 6- el-ifrad fi şerhi'l-İrşad.l29

Nasr b. Ali eş-Şirazl, ınüfessiriıniz Tacü'I-Kurra'nın "Lübabü't-tefaslr"l30 "et-Teysir fi't­tefslr" I 31 ve "el-Burhan fi tevclhi ınüteşabihi'l-Kur'an"l32 isimli eserlerini bizzat kendisinden ri-vayet etmiştir. .

el-Kadi Siracüddin Mükerreın b. el-Ala b. Nasr b. Sehl el-Fiili (62111224)133 ve el-Kiidi . Mecdüddin İsınail b. Nikruz (öl. ? ) 134 gibi alimlerkendisinden ders almışlardır. Muhammed b.

120 Yakfıt el-Hamevi, Mu'cemli'l-üdeba, XIX, 224-225; Ceınilleddin Ebü'I-Hasan Ali b. Yilsuf el-Kıfti, İnbahü'r-ruvat 'ala enbahi'n-nuhiit, (nşr. Muhammed Ebü'l-Fazl İbrahim) Kahire, 1369-1374 h./ 1950-1955 m., .III. 345; Mu'inuddin Ebü'l-Kasım Clineyd el-Ömer! eş-Şirazl, Şeddli'l-izar fi hattı'lcevzar 'an züvvari'l-mezar (nşr. ve açıklamalar Muhammed el-Kazvinl ve Abbas lkbfil). Tahran, 1328, 406-407; es-Safedi, el-Vafi bi'l-vefeyat, XXVII. vr. 32a; İbnü'l-Cezerl, Gaye, II, 337; es-SüyOtl, Buğye, ll, 314; ed-Davildl, Tabakat, ll, 345; el-Bağdfidl, Hediyyetü'l- 'arifin, ll, 491; Kehhiile, Mu'cem, X lll, 90; ez-Zirikll, e l-A 'lam, V lll, 347-348; Bilmen, Tefsir Tarihi, ll, 487; Brockehnann, GAL, Suppl. I, 724; Kays Al-i Kays, el-Iraniyyiln ve'l-edebü'l-'Arabl, I, 278.

121 Mu'inüddin eş-Şirazl vefat tarihini 600/1203'den sonra gösterirken (bkz. Şeddü'l-izar, 407) Bağdaılı İsmail Paşa bu tarihi 56'"' , 66 olarak göstermektedir.

122 Yiikilt el liamevl, Mu'cemü'l-üdebii, XIX, 224; el-Kıfti, İnbahü'r-ruviit, lll, 345; eş-Şirazl, Şeddü'l-izar, 406; es­Safcdi, el-Viifi bi'l-vefeyiit, XXVII. vr. 32a; es-SliyGti, Buğye, ll, 314; ed-Diivildl, Tabakiit, Il, 345; Kati b Çelebi, Keşf, I, 347; el-Bağdiidi,.Hediyyetli'L-'iirifin, ll, 4~1; ez-Zirikli, el-A'liim, VIII, 348; Kehhale, Mu'cem, Xlll, 90; Bilmen, Tefsir Tarihi, ll, 487; Kays Al-i Kays, el-Iriiniyyfın ve'l-edebü'l-'Arabl, ll, 363.

123 eş-Şiriizl, Şeddü'l-izar, 406; Kehhi\le, Mu'cem, Xlll, 90. 124 eş-Şiriizi, Şcddü'l'i,ziir, 406; İbnü' 1-Cezeri, Gaye, II, 337; Kiitib Çelebi, Keşf, Il, ı 905; ei-Bağdfidl, Hediyyetü'I­

'ilrifin,-ıı, 49 ı; ez-~irikli. e l-A 'lam, VIII, 348; Kehhiile, Mu 'cem, XIII, 90; Brockelmann, GAL Suppl. 1, 724; Kays Al-i Kays, cl-lriiniyyGn ve'l-edebli'l-'ArabL Bu eserin yazma nüshaları için bkz. Sül. Ktp. Fatih böl. No: 63, Rağıp Paşa K tp .. No: 16. Bu niisha 55111156 yılında bizzat müellif tarafından yazılmış olan nüshadır.

125 126

.cş-Şirilzi, Şeddü'l-iziir, 406; Kehhiile, Mu 'cem, X lll, 90. · el-Kıftl, İnbiihli'r-ruvilt, III, 345; es-Safedl, el-Vaf1 bi'l-vefeyiit, XXVII. vr. 32a; es-Sliyfıtl, Buğye, ll, 3 14; ed­Diivudf, Tabakiit, II, 345; el-Bağdadf, Hediyyetü'l- 'iirifin, II, 491; Kiltib Çelebi, Keşf, I, 212; ez-Ziriklf, e l-A 'liiın, VIII, 348; Kchhiile, Mu'ceııı, X lll, 90; Bilmen, Tefsir Tarihi, II, 487; Kays AI-i Kays, a.g.e., ll, 363.

127 eş-Şirilzi, Şeddli'l-iziir, 406; Kehhitle, Mu 'cem, XIII, 90. 128 Nasr b·. Ali b. Muhammed eş-Şiriizi, el-MGdih fi'l-kıraiiti'scseman, vr ı b Sül Ktp. FatihböL No: 63; eş-Şiriizl,

a.g.e., 406; Kehhiile, Mu'ceın, XIII, 90. 129 130 nı

132

cş-Şiriizi, a.g.e., 406. eş-Şiriizi, Şeddü'l-iziir, 447. eş-Şiriizi. Şeddü'l-iziir, 406. · el-Kirıniinl, el-Burhan, vr. 1 b_ Sül. Ktp. Ayasofya böl. no: 0178.

!33 Hayatı hakkında geniş bilgi için bkz. eş-Şiriizi, Şeddü'l-iziir, 44.1-443. 134 cş-Şiriizi, Şeddü'l-iziir. 406.

204

Page 14: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Nasr ei-Mukri el~İsfahani (öl. ? ) Tacü'l-Kurra'nın "el-Burhan fl tevc!hi müteşabihi'l-Kur'an" isimli eserini Nasr b. Ali eş-Şirazi' den rivayet etmiştir.135

Kaynaklarda göremeyip sadece yazmalada ilgili bir dergide136 rastladığımız Nasr b. Ali eş­Şirazl'ye nisbet edilen "et-Tıbyan fi tefsiri'I~Kur'an" isminde Tunus Daru'I-Kütubi'l-vatanıyye 13844 nurnarada 195 varak olarak bulunan bireser varsa da bu eserin yukarıda ismini zikrettiğimiz tefsirin bir bölümü olma ihtimali olduğu gibi değişik bir eser olma ihtimali de vardır. Elimizde bu konuda kesin bir bilgi bulunmadığından söz konusu eseri Nasr b. Ali eş-Şirazl'nin eserleri arasında ayrıca zikretmedik.

Nasr b. Ali eş-Şirftzi ile hocası Tacü'I-Kurra arasında bir takım ortak özelliklerin bulunduğu açıkca r;örülmektedir. Bunların başında her iki müellifin de nahiv ve kıraat ilimlerinde ihtisas sa­hibi olmaları ve bu yönleriyle bilinmeleri, tefsir, kıraat ve nahiv ile ilgili eserleriyle tanınmaları gelmektedir.

"Şeddü'l-izar" isimli eserde, Ebu Abdullah Ömer b. EbU Neclb eş-Şirazi (öl. ?)137 'nin Tacü'I-Kurra' dan rivayette bulunduğu zikredilmektedir.l38 Fakat Ebu Abd~llah Ömer b. eş­Şi'razl'nin müfessirimizin bizzat talebesi olduğuna dair elimizde kesin bir bilgi mevcut değildir.

Nahiv, kıraat ve tefsir sahalarında mütehassıs bir ilim adamı olan Tacü'l-Kurra el­Kirmani'nin kaynaklarda sadece bir talebesinin zikredilmiş olması hususu değerlendirildiğinde şu ihtimallerden söz edilebilir: ·

1- MüfessirimizTacü'I-Kurrii, talebe yetiştirmekten daha çok eser te'lif etmeye önem ver­miştir.

2- Müfessirimiz çok talebe de yetiştirmiş olabilir. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi ya­şadığı bölge olan Kirman'ın büyük ilim merkezleıine uzak olması, kendisinin de bu bölgeden ay­rılmayışı ve tabakat müelliflerinin söz konusu bölgeden fazla haberdar olmamaları gibi sebepler ta­

, lebelerinin bilinmemesine neden olabilir.

3- İl mf faaliyetler daha çok büyük ilim merkezlerinde yoğunlaştığından ilim elde etmek iste­yenler de ilim için önce bu bölgeleri tercih etmişlerdir. Kirman'ın önemli bir ilim merkezi olma­ması, özellikle Kirman dışındaki talebelerin ilim öğrenmek için Kirınan'ı pek tercih etmemelerine sebep teşkil etmiş olabilir.

F. Seyahatleri

Tabakat müelliflerinden Yakut el-Hamevl (626/1228), Tacü'I-Kurra el-Kirmani ile ilgili bilgi verirken onun vatanından hiç ayrılmadığını ve seyahatte bulunmadığını zikretmektedir.139 es-SüyGtl (911/1505)140; ed-DavGdf (945/1538)141, Adil Nüveyhiz142 Kays Al-i Kaysl43, Yakut ei-Hamevi'nin bu sözünü her hangi bir ilavede bulunmaksızın aynen nakletmektedirler. Selahaddines-Safedi (764/1363) ise Yakut el-Hamevi' den, daha açık bir ifade ile Tiicü'I-Kurra'nın Kirman'da İkarnet ettiğini ve vefat edinceye kadar da buradan hiç ayrılmadığını söy1emektedir.144

135

136 13.7 138 139 140

el-Kirmilni, el-Buı·hfin, vr. 1 b. Sül. Ktp. Ayasofya böl. no: O 178. Mecelletü ına'hedi'l-ınahtfitati'l- 'arabiyye, c. ı. sayı. 27, Küveyt, 1983. Hakkında bilgi için bkz. eş-Şiriizl, Şeddü'l-lzar, 402. Mu 'inliddin eş-Şirazl, a.g.e., 402. Mu'ceınü'l-üdeba, XIX, 125.

Buğye, ll, 277. 141 Tabakat. Il, 312. 142 Mu'ceınü'l-ınüfessirin, Il, 662.

143 el-Iriiniyyun ve'l-edebü'1-'Arabi, 1, 278. l44 ei-Yilfi bi'l-vefeyilt, XXV, vr.77b.

205

Page 15: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Tacü'I-Kurra hakkında bilgi veren diğer kaynaklarl45 onun seyahatları ile ilgili olarak hiç bir ~ey zikretmemektedirler. Bunlardan sadece Ömer Nasuhi Bilmen (1391/1971), "Büyük Tefsir Tarihi" isimli eserinde onun bir aralık vat~nından ayrıldığını söylemektedir. 146

Müfessiriıniz Tacü'I-Kurra' nın geniş ilmi seviyesine rağmen, pek tanınmayı ş ı, ilmi çevre­lerde şöhret bulınayışı v.b. sebebler. Yakut ei-Haınevi ve es-Safedi'nin el-Kirnianl'nin memleke­tinelen hiç ayrılmadığı şeklindeki görüşlerini doğrulayan hususların başında yer almaktadır.

G. Ölümü

Selahaddin es-Safedl (764/1363)'nin verdiği bilgilere göre, Tiicü'l-Kurra Kirman'da ölmüş­tür. es-Safedl'nin ifadesi şu şekildedir:

"Tiicü'I-Kurra Kirınan'da ikamet ediyordu. H. 500 yılı dolaylarındaki vefatma kadar da bura­dan ayrılmadı." 147 Bazı tabakat müelliflerinin 148, Tacü'I-Kurra el-Kirınanl'nin memleketinden hiç ayrılmadığı şeklinde zikrettikleri görüş, es-Safedl'nin bu sözünü desteklemektedir.

ei-Kirmanl' nin ölüm tarihi tam olarak belli değildir. Yakut el-Hamevl (626/1228), 149 İbnü' 1-Cezerl (83311430), I 50 es-Süyiltl (91111505), ısı ed-DavGdl (945/1538), 152 Kati b Çelebi (1 067 /1637), 153 Ömer Rıza Kehhiile, 154 Brockelmann, 155 ÖınerNasuhi Bilmen, 156 Ahmed

Atıyyetullah 157 ınüfessirimizin 500/ll 06 yılı dolaylarında hayatta olduğunu ve bu tarihten sonra

vefat ettiğini belirtiri erken, es-Saf edi (764/ 1363) ı 58 ve Bağdatlı İsınail Paşa 159 50011106 yılı do­laylarında öldüğünü söylemektedir. Ali Şevah İshak 160 müellifimizin ölüm tarihini 50511111 ola­rak gösterirken, ez-Zirikııl6 ı, "el-Burhan" isimli eserinin tahkiki ni yapan Abdülkadir Ahmed Ata ı 62 ve İranlı müelliflerin biyografjleri hakkında yeni bir çalışına yapmış olan Kays-Al-i Kays 163 ise, söz konusu bu tarihi 50511 ı ı ı dolayiarı şeklinde vermişlerdir.

Bu bilgilerden hareket ederek Şu sonuca varabiliriz. Tacü' 1-Kurra, tabakat ınüellitlerinin itti­fakına göre 500/1106 yılından sonra ölmüştUr. Ali Şevah İshak'ın neye dayanarak müellifin vefat tarihini 505/1 I 11 olarak gösterdiğini bilemiyoruz. Belki de ez-Zirikll, Abdülkadir Ahmed Ata ve Kays Al-i Kays Tacü'I-Kurra'nın vefatı ile ilgili kesin tarih vermekten çekindikleri için ihtimal

145 İbııii'l-Cczerl, Gfıye, ll, 291; Kiitib Çelebi, Siillcmii'l-viisQI, II, vr. 237a; cl-Bağdiidl, Hediyyetü'l-'iiıifin, H, 402; cl-1-liinsiirl, a.g.c., 715; Brockelınann, GAL Suppl. l, 732; Kehhiilc, Mu'cem, Xl!, 161; ez-Zirikll, ei-A'Iiim, VII,

146 !68; Ahmed Atıyyetullah, a.g.e., I, 422. ·

Bkz. Bilmen, a.g.e., Il, 460. Bilmen'in bu bilgiyi nereden aldığını tesbit egeıııedik. Bilmen, sözünü ettiğimiz bilgiyi verdikten sonra kaynak olarak "Buğyetü'l-vu'at", "Keşfü'z-zunOn" ve "Gayctii'n-nihiiye" isimli eserleri zikreder. Her üç eserde de bu şekilde bir bilgi bulunmamaktadır. Hatta "Buğyetü'l-vu'iit" ta verilen bilgi, Bilmen'in bu görü~ünün aksinedir. bkz. es-Siiyfıtl, Buğye, II, 277.

147 cl-Vilfi bi'l-vefeyiit. XXV, vr. 77b , 148 YfıkOt cl-Hamevl, Mu'ceınü'l-jidcbii, XIX, 125; es-Süyiltl, Buğye, II, 277; ed-Diivildl, a.g.e., ll, 3 12; Adil

Nliveyhiz. a.g.e., ll, 662; Kays Al-i Kays, a.g.e., l, 278. 149 Mu'ccıııü'l-üdebi\, XIX, 125. 150 Giiye, ll, 29 I. IS! Buğye, 11,277. 152 Tabakiit, ll, 3 I 2. 153 Kcşf, ll, 1 I 97. 154 Mu'ccın, XII. 161. 155 GAL,l,412,GALSuppl.il,732. 156 Tefsir Tarihi, ll, 460. !57 cl-KfıınGsü'l-İsliiml, 1. 422. ISS ci-Viifi bi'l-vcfeyiit, XXV, vr. 77b. 159 Hcdiyyetü' 1- 'iirifin, ll, 402. 160 Ali Şcvfılı İshak, Mu 'ceınü nıusanncfitti'l-Kur'iini'l-Kerlnı, Riyad, 1984, lll, 28 l. lôl el-A'laııı, VII, 168.

162 el-Kirınfınl, el-Burhan, I. 163 el-lrCıniyyfın vc'l-edebli'l-' Arabl, I. 278.

206

Page 16: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

ifade eden 50511111 dolayiarı şeklinde bir tarih vermeyi daha uyguı2 görmüşlerdir. Kanaatimize göre sözünü ettiğimiz ihtimal ifade eden 505/1 ı ı 1 dolayiarı şeklindeki tarih, bu yönüyle zikretti­ğimiz görüşlerin arasından doğruya en yakın ol anıdır.

U. iLMI ŞAHSİYETİ

A. Genel

Hicri beşinci asır ile altıncı asrın başlarında yaşamış olan Tacü'I-Kurra, bu dönemde, haya­tını sürdürdüğü bölge olan Kirınan'ın önde gelen filiınlerindendir. 164

Bütün kaynakların ittifakla zikrettiği ve kendisiyle de tanındiğı "Tiicü' 1-Kurra" lakabı kıraat

ilmindeki üstünlüğünden dolayı kendisine verilmiş ilmi bir Jakabtır.165 Bu ün van ile şöhret bul­ması kıraat ilmi sahasında büyük otorite olması sebebiyledir.

el-Kirınani' nin biyografisinden bahseden müelliflerin çoğu 166 ihtisasının kıı·aat, n ah iv ve

tefsir sahalarında yoğunlaŞtığını belirtirken, bazıları bu sahanın içerisine fıkıh 167 ve sarf168 ilim­lerini de ilave etmişlerdir. Başta tefsiri olmak üzere incelediğimiz eserleri ve özellikle te' lif ettiği eserlerin bu sahalarda oluşu tabakat müellitlerinin bu sözlerini teyid etmektedir.

Tiicü'l-Kurrii hakkında bilgi veren bazı müellifler, onun kıvrak zekalı, ince anlayışlı, araş­tırmacı ve güvenilir bir ilim adaını olduğunu söylemektedirler.l69 Bunlardan Tiicü' 1-Kurrii' nın ya­şadığı asra en yakın olan Yakutel-Hamevi (626/1228), "Tiicü'I-Kurra şaşılacak derecede kıvrak bir zekaya ve güzel hüküm çıkarma yeteneğine sahipti" demektedirl70 Yakut el-Hamevi'nin bu ifade­sini, es-Safedi (764/1363),171 es-Suyuti (91111505),172 ed-Davudi (945/1538),173 Adil

Nüveyhiz ı 74 Kays Al-i Kays ı 75 aynen nakletmişlerdir.

Yine bu müellitlerden kıraat ilmi sahasında büyük otorite kabul eelilen İbnü'l-Cezeri (833/1430) müfessirimizin ilmi yönünü şu şekilde dile getirmiştir. "Tiicü'l-Kurrii güvenilir (sika), araŞtırmacı (muhakkik) yüksek ilmi mevki i sahibi büyük bir imamdır." 176 Müfessirimizin ilmi yönü ile ilgili bildirilen bu özelliklerinin yanında onun aynı zamanda takvasahibi bir kişi olduğu da bildirilmektedir.l77

Müfessirinıizin ilmi kabiliyet ve gücünü ortaya koyan bu ifadelerin yanında o, "Gariiibü't­tefslr" isimli eserinde sakındırmak maksadıyla bir takını çirkin sözleri naklettiğinden dolayı ez­Zirikli tarafından tenkid edilmiştir. ez-Zirikll bu hususta şunları söylemektedir: "Tacü'l-Kurrii, kı­raat ilminde iilimdir. Tefsirde ise sakındırmak gayesiyle çirkin bazı sözler nakletmiştir. Halbuki

164 165 166

Nilsırüddin Miinşl Kirınanl, Sııııtii'l-'ulfı. 17; Hasan Yezdl. Caıni'u't-tevfırllı-i Haseni vr. 197a Alımed Atıyyctullalı. a.g.e .. I, 422. Yakut ei-Haınevl, Mu'cemü'l-lideba, XIX, 125; es-Safedl, a.g.e., XXV, vr. 77b; es-Süyfıtl, Buğye, Il, 277; ed­DavCıdl, II. 312; el-Bağdiidl, Hediyyetü'I-;arifln, II, 402; Kelılıale,,Mu'cem, XII, 161; ez-Zirikll, a.g.e., VII, 168; Ahmed Atıyyctullah, a.g.c.", I, 422; Kays Al-i Kays, a.g.e., I, 278; Adil Nlivcylıiz, a.g.e., ll, 662; Bilmen. a.g.c., Il, 460.

167 Kiitib Çelebi. Kcşf. Il, 1 197; Kehlıiile. Mu'cenı, XII; 161; Alımed Atıyyetullah, a.g.e .. 1, 422. 168 Kelılıillc~ Mu'cem, XII. 161. 169 170

171 172

Yakut el-Hamcvl. Mu'ccınü'l-üdebil, XIX, 1 25; ibnli' 1-Cezerl, Gaye, Il, 291. Mu'ceınii'l-iidebi\. XIX, 1 25 .. cl-Vfıfi bi'l-vefcyilt, XXV, vı·. 77b. Buğye, Il, 277.

173 Tabakat. 11. 312. 174 Mu'ccm. Il, 662. 175 cl-lrilııiyyGıı ve'l-eclcbli'l- 'Arabi, I, 278. 176 Gaye, Il. 291. 177 Sımtli'l- 'ulil, l 7.

207

Page 17: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

bunları nakletmemesi daha uygundu.l78 Bu hususta es-SuyGtl (91111505)179 Taşköprizade (968/1560)180 Kfıtib Çelebi (1067/1656)181 ise şunları söylemektedir. MahinGd b. Hamza el­Kirmılnf "el- 'Acaib ve' 1-ğarılib" adlı iki ciltlik bir eser te'Jlf etmiş, burada ayetleri n manalan hak­kında bir takım asılsız görüşler nakletmiştir. Bunlara güvenmek doğru değildir. Ancak tehlikesini göstermek maksadıyla zikredilebilir. Taşköprizade ayrıcael-Kirmanl'nin bu görüşleri, tehlikesinden sakındırmak maksadıyla naklettiğini de belirtmiştir.l82

B. Mezhebi

1. İtikadda Mezhebi

Kayı~aklarl83 ei-Kirmanl'nin itikadl mezhebi hakkında biç bir bilgi vermemektedirler. Ancak tet~iri incelendiğinde O'nun Ehl-i bid'at mezheplerinin görüşlerini red ettiği, Ehl-i sünnet'in görüşlerini savunduğu kolayca görülür. Bu da orı.,on Ehl-i sünnet yolunu takip ettiğini gösteren en büyük delildir. Ayrıca daha önce de belirttiğimiz gibi inançları sahih bir çevrede yetişen müfessiri- o mizin, Kirman'da Batiniliğin yayılmasını önlemek maksadıyla söz konusu mezhebin buradaki kuvvetli destekçisi ve mensubu Melik İranşah'ın öldürülmesinde fetva verenierin başında yer af­masıl84, onun aynı zanı~nda iyi bir Ehl-i sünnet müdafii olduğunu da göstermektedir.

el-Kirmanl'nin Ehl-i sünnet mensubu olduğu tefsirinde ifade ettiği şu görüşlerden de anla­şılmaktadır.

el-Kirmanl el-En'am 6/103, el-A'raf7/l43, Kiif 50/35, el-Kıyame 75/23.'deki ayetlerin tef­sirlerinde Allah' ın ahirette görüleceği ni zikretmeK.tedir.185 Ehl-i sünnetin görüşü de· bu şekilde-dir.l86 o

ei-Kirmanl, el-Bakara 2/24. iiyetin tefsirindel87 cehennemin, el-Bakara 2/3Şo ayetin tefsi­rinde 188 cennetin yaratılmış olduğunu zikrettikten sonra Ehl-i sünnet'in görüşünün de bu şekilde olduğunu açıkça belirtmektedir. Ehl-i sünnete göre cennet ve cehennem şu anda yaratılmış bulun-maktadır.l89 o

el-Kirmiinl, e1-Mü'min 40/46. ve Nuh 71/25. ayetlerinin tefsirlerinde söz konusu ayetlerin kabir azabının varlığına delil olduğunu söylemektedir.l90 Ehl-i sünnetin görüşü de bu şekilde-dir.l91 o

178 e l-A 'lanı VII. 168 179 Celfıleddin Abdurrahman b. Ebu Bekir es-Süyutl, ei-İtkiin fi 'ulfiİni'l-Kur'iin, Beyrut, ty. II, 238

Ahmed b. Mustafa b. Halil Taşköpriziide, Miftiihu's-sa'ilde ve misbithu's-siyade fi mevzu'ati'L'ulum, (tre. ve thk. 180

Kilmil Kilmil Bekrl, Abdü'l-vehhab Ebü'n-Nur), Kahire, 1968, ll, 87. o o

18 l Keşf, I, 432. 182 Miftühu's-sa'iide, ll, 87. 183 184 185 186

187 188

189

190 191

208

Bkz. l Numaralı dipnot Nilmüddin Münşl Kirmani, Sımtü'l-'ula, 17; Hasan Yezdl, a.g.e., vr. 197a. cl-Kirıni\ni, Lübab I, vr. l42a, 161 b, ll, vr.2l0a, 287a, Ebü'l-Hasan Ali b. isınail cl-Eş'ari, el-İbiine 'an 'usOli'J-diyiine, Medine 1409 h. s. 65-84; Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed el-Miitüı1di, Kitabü't"Tcvhit: lthk. Fetbullah Huleyf) İstanbul, 1979,77-78. el-Kirıniini, Llibab 1, vr. 9a cl-Kirıniiııi, Lübiib I, vr. l 1 b

Ebu Yüsr Muhaın~ncd Pezdevf, Ehl-i Sünnet Akiiidi, (tre. Şerafeddin Gölcük) İstanbul, l 980, 237; Nureddin Ahmed b. Mahmud b. Ebu Bekir es-Siibunl, el-Bidiiye fl 'usQJi'd-din (ılı k. Bekir Topaloğlu) Dımeşk, ı 979, 92. o

el-Kirınani, Lübiib [l, vr. l60b o

Pezdevl, a.g.e., 235; es-Sabun!, el-Bidiiye, 9 ı.

Page 18: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

el-Hadld 57110. ayetin tefsirinde Hz. Ebu Bekir'in faziletine dair açık bir delil olduğunu be­lirtmektedir.192 el~Furkan 25/25 ayetinin tefsirinde Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer' e buğzedene lanet edet ve bu görüşte olanlara bedduada bulunur. I 93

el-Kirmani'nin tefsirinin tetkikinden onun itikatta Matür1dl mezhebine mensup olduğu anla­şılmaktadır. Tefsirinde söz konusu bu mezhebden hiç söz etmemekle beraber bazı ayetlere getirdiği yorumları ve tercihleri Matürldiyye esaslarına göre yapılmıştır. el-Kirman1' nin Matüridi mezhebi ni benimsediğini şu misallerle gösterebiliriz.

Misil.l ı. el-Kirmanl "Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi yükleme .. .',] 94 me­alindeki ayetin tefsirinde beş ayrı görüşü zikrettikten sonra "Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeyi bize teklif etme" şeklindeki ayet yorumunu terç:ih eder. I 95 Müfessirimizin bu tercihi, Matürldi mezhebine uygundur .I 95 Çünkü Allah'ın kullarına gücü yetmiyeceği şeyleri teklif et­mesi Matür!di mezhebine göre caiz olmayıp, söz kon us~:~ teklif Eş 'ar! mezhebine göre caizdir.197

Misal 2. el-Kirman! Yusuf 12/109. ve en-Nahl 16/43. ayetlerinin tefsirlerinde Allah'ın ka­dıı:ılardan peygamber göndermedifÜni zikretmektedir198.Müfessiriınizin bu aÇıklaması, Matüridi mezhebine uygundur. Zira bu mezhebe göre erkek olmak peygamberliğin şartlarındandır.l99 Eş'ar! mezhebine göre ise, peygamber olmak için erkek olmak şart değildir. Kadından da peygamber ola-bilir.200 1

Verdiğimiz bu mis~Ulerden de anlaşılacağı gibi Müfessirimiz it · atta Miltüridi mezhebi ni be­nitnsemiştir.

2. Arnelde Mezhebi

el-Kirmi'ini hakkında bilgi veren. bazı müellifler201 onunamelde Şafii mezhebine tabi oldu­ğunu söylemektedirler. Ancak tefsiri incelendiğinde el-Kirmi'inl'nin amelde Hanefi mezhebine bağlı olduğu anlaşılmaktadır.202 Tefsirinde söz konusu bu mez:hebden hiç söz etmemekle beraber ilyet­lere getirdiği fıkhi açıklamalar Hanefi mezhebine uygun yapılm.ıştır. el-Kirmanl'nin amelde Hanefi mezhebine bağlı olduğunu tefsirinden aldığımız şu misallerle gösterebiliriz.

192 193 194 195 196

197

198 199 200 201

. !2

ei-Kirmilnl, Lübilb II, vi·. 238b. ei-Kirmilnl, Lübiib Il, 'vr. 44b. el-Bakara, 21286. el-Kirmiiııl, Üibab 1, vr. 60a. el-Mi\türldl, Kitabü't-Tevhld, 266; Pezdevl, Ehl-i Sünnet Akilidi, 177; es-Silbunl, ei-Bidiiye, s. 69; Şeriifeddin Gölcük, KeLim Açısından İnsan ve Fiillcri, !stanbul, 1979, s. 292. · İsmiiii Hakkı İzmirli, (Sad. Sabri Hizmetli), Yeni ilmi Keliiın, Ankara, 1981, 72; Gölcük, Kelilın Açısından İnsan ve Fiilleri, 292; Uibilbü't-tefilslr'de bu bilgilerin zikredildiği sa,-fanın kenarına düşülen şerhte de Eş'ari

mezhebinin bu görüşü ınezhebih ismi de zikredilmek suretiyle belirtilmektedir. (bkz. I. vr. 60a) ei-Kirınilni, Lübilb I, vr. 236b, 260b · Şerafeddin Gölcük, İsiani Akaidi, Konya I 989, ı 35. Süleyman Uludağ, Kelam ilmi ve İslam Akaidi, İstanbul, 1982,44-45. Kati b Çelebi, Keşf, I, 241, II, 1541; ei-Bağdadl, Hediyyetü'l-'ilrifin, IL 402; Kehhille, ' u'cem, XII, 171; Bilmen, Tefsir Tarihi, II, 460 . Tefsirinden Hanefi mezhebini benimsediği anlaşılan el-Kirıniini'nin bazı müellitler lurafından Şafi'l mezhebine bağli gösterilmesi ile ilgili bir hususu belirtmek gerekir ki, o da yaptığımız tesbite göre el-Kirmiinl ilc ilgili bilgi verenler arasında ei-Kirınanrnin Şafi'l olduğunu söyleyen ilk müellif Kiltib Çelebi' dir. Ondan önceki mliellifler ei-Kirmfini' nin ame:ı mez~cbi ile ilgi.li hibbir şeY., zikretı~eıı~i;le~dir. (bkz: :akut ~l:Ham~vl, Mu 'cemli-ü~eba, XIX, 125. es-Saf ed ı, a.g.e., XXV, vı. 77 , lbnu 1-Cezerı. G.ıyc, Il, 291, es-Suyutı, Bugye, II, 277-278, ed­Dilvudi, Tabakilt, ll, 3 12.) Hatta Ki'itib Çelebi'nin kendisi de "Slillemli'l-vüsUI" isimli tabakat kitabında ei-Kirmanl'nin anıeli mezhcbini kaydctmemiştir. (bkz. ll, vr. 238a) "Keşfii'z-Zunun" adlı eserinde ei-Kirnıfini'nin Şafii olduğUnu kaydeden (bkz. l, 24 I, ll, 154 ı) Kati b Çelebi, aynı eserin başka yerinde ise onun Hanefi olduğunu kaydetmektedir. (bkz. a.g.c., 11,)437) Bu bir çelişkidir: Kiitib Çelebi'den sonra gel~n Bağdaılı İsmfiil Paşa (1339/1920) (bkz. ag.e, II, 402), Oıncr Nasuhi Bilmen ( 1392/l971) (bkz. a.g.c., ll, 460, ümer Rıza Kehh(ile (bkz. a.g.e., X ll, 161) gibi ınüelliflcr de herhalde bu çelişki ye dikkat etmeksizin Kati b Çelebi'nin bir kaydına dayanarak el-Kirmiini'nin ıııezhebini Şafi '!olarak vermişlerdir.

209

Page 19: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Misal 1. Müfessirimiz "Ey İman edenler. Namaz kılmaya kalktığınz zaman yüzlerini, dirsek­Iere kadar ellerinizi ve başınızı meshedip, topuk.lara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz. ise boy abdesti alın .. :·203 mealincieki ayetin tefsirinde abdestin farzlarının dört olduğunu söyle­mektedir. Başın meshedilmesini açıklarken farz olan miktarın dörtte bir olduğunu, başın bütününü tam olarak meshetmenin gerekli olmadığını, dörtte birden daha azını meshetmekle de iktifa edile­ıneyeceğini söylemektedir. Gusül almayı da ağzı, burnu ve bütün bedeni yıkamak şeklinde açıkla­maktadır.204 Müfessirimizin bu açıklamaları Hanefi mezhebine göre yapılmıştır.205 Şafii, Maliki

ve Hanbeli gibi diğer mezheplerin görüşleri bu şekilde değildir.206

Misal 2. "Haccı ve uınreyi Allah için taınamlayın ... "207 ayetinin tefsirinde Müfessirimiz uınrenin kendi mezheplerinde farz olmayıp sünnet olduğunu söyleınektedi~.208 .Onun uınre hak­kındaki bu görüşü Haneti ve Mftliki mezheplerine uygun olup209 Şafii' ve Hanbeli mezheplerine

uyınamaktad!r. Zira bu iki mezhebe göre ömürele bir defa um re yapmak farzdır. 21 O Ancak az önce zikrettiğiıniz birinci misaldeki açıklamaların el-Kirmani' nin Mfilikl değil de Hanefi mezhebine mensup olduğunu göstermesi, burada müfessirin sözünü ettiği mezhebin Haneti olduğunu ortaya koymaktadır. ·

III. ESERLERİ

Müellifimiz Tacü'l-Kurra el-Kirrnanl, kıı·aat, tefsir, u!Gmu'I-Kur'an ve nahiv ilimleri sahala­rında hem sayı hem de kıyınet bakımından oldukça önemli eserler te' lif etmiştir. Yaptığımız tes­bitlerden 13 eser te' lif ettiği anlaşılan ınüellifimizin eserlerini ilim daliarına göre şu şekilde tasnif edebiliriz:

I-Kıı·aat sahasındaki eseri: el-Hidaye tl şerh-i ğftyeti İbn Mihrftn

il-Tefsir sahasındaki eserleri 1-l_;übabü't-tefftsir; te'li'f olup yazma halindedir. 2-Garaibü't-tefsi'r ve 'acaibü't-te'vll

III-U!Gınu'I-Kur'ftn sahasındaki eserleri 1-ei-Burhfm fi tevcihi müteşabihi'I-Kur'ftn 2-Hattü' 1-ınesiihif 3-Lübiibü' t -te' vll 4-el-Müsteşhed bil-ayat 5-et-Teysir fi 't-tefsir211

IV-Nahiv sahasındaki eserleri 1-el-İciiz fi'n-nahv 2-el-İfiide fi'n-nahv 3-en-Nizamiyyü fi' n-nahv 4-Şerhü'l-lüm'a

5-ei-'Unvan fi'n-nahv

203 cl-Milidc 5/6. 204 ei-Kirınilııi. Lübilb. I, vr. I l2a-b 205

206 207 208 209 210 211

210

Burhilııeddin Ali b. Ebu Bekir el-Merğinfiıı1, el-Hidiiye şerhu Bidilyeıi'I-mübtedii, yy, ty., I, Mahmud el-Mevsıli, el-Ihtiyar li-ta'lili'l-Muhtiir, Istanbul ty., I, 7. Abdurrahman el-Cczirl, Kitfıbü'l-fıkh 'ale'l-ınezfılıibi'I-erba'a, istanbul, I 984, I, 62-63. cl.Bakara: 2/ I 96. el-Kirmanl, Uibtib, I vr. 41a c!cMcrğınfıni, a.g.e., I, I 83; el-Mevsıli, I, 157. cl-Ccziri, a.g.e., I, 684.

12. Abdullah b.

4 ve 5 numaralarda isiınierini zikrettiğiıniz eserlerin mahiyetierini bilıneınekle beraber eserleri ilim daliarına göre tasnif ederken isiınierinden Uliinıu'l-Kur'an ile ilgili eserler olduğu kanaatine vardığımızdan; söz konusu eserleri "Uiuınu'l-Kui"'an" ilim dalı içerisinde zikretıneyi uygun gördük.

Page 20: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Bu eserlerden Lübil.bü't-teffislr, el-Burhan fi tevc\'hi müteşabihi'I-Kur'il.n, Garil.ibü't-tefslr ve 'acaibü't-te'vil, Hattü'l-mesahif, ei-İffide fi'n-nahv te'llf; el-Hidfiye t! şerh-i ğayeti İbn Milıran ve Şerhü'l-lüm'a şerh; ei-Ic~z fi'n-nahv ve en-Nizamiyyü fi'n-nahv ihtisardır. Müellifin diğer eserleri­nin mahiyetini tesbit edemediğimizden onların te' lif mi yoksa şerh veya ihtisar mı olduğunu bile­miyoruz.

ei-Kirına.ni'nin en çoktanınan eserleri sırasıyla Garftibü't--tefsir ve 'acftibü't-te'v!l, el-Burhan

tl t~vclhi mi.iteşabihi'l-Kur'iin ve Li.ibftbü't-tefiislr' dir.2 12

. Tesibitiınizc göre mi.ie!lifiınizin eserlerinden el-Burhan fi tevclhi müteşabihi'I-Kur'an, matbu; Lübabü't-tefUsir, Gariiibü't-tefsir ve 'acaibü't-te'vll, ei-Hidaye tl şerh-i Gftyeti İbn Milıran çeşitli kütüphanelerde yazmalar halinde mevcut, diğerleri ise sadece kaynaklarda zikrolunınaktadır.

el-Kirmanl'nin eserleri hakkında kaynaklarda bulabildiğiıniz bilgileri verirken bunlardan yazma olanların da bulundukları kütüphanelere işaret ettik. Nüshasını tesbit edemediğimiz eserleri !akkında ise kaynaklarda verilen bilgileri nakletmekle yetindik. Eserleri ile ilgili bu ön bilgiden sonra müellifin eserlerini te'lif edildikleri ilim daliarına göre tanıtmaya geçebiliriz.

A. Kıraat sahasındaki eseri

ei-Hidiiye tl şerh-i Gfıyeti İbni Mihran213

EbO. Bekir Ahmed b. el-Hüseyin b. Mihriin el-İsfahiini (381/991)2 14· nin kıraat konusunda kaleme aldığı "el-Gaye fi'l-kırafıti' 1-'aşr"215 adlı eseri üzerine Tiicü'I-Kurra ei-Kirınan] tarafından yazılan bir şerhtir.2 16 Sözkonusu bu eser üzerine başka şerhler de yazılınıştır.217

212

214

215

216

217

2!8

B. Tefsir Sahasındaki eserleri

ı- "Lübabü't-tefaslr"218

çJ-Kirnıaııi'ııin bu eserlerinin diğerlerine nisbetlc d:ılıa çok tanınmasının içerisinde de bir takım sebebleri vardır. Gariiibu't-tefsir bazı ayetler ile ilgili güzel nükteleri ihtiva ettiğinden ve içerisinide bir takını sözler nakledildiğinden dikkatleri üzerine çekmiştir. el-Burhan ise aye!ler arasındaki benzerlikler ve ıııliııasebctleri ele alan ınüstakil bir çalışına olduğundan tanınmış ve önemli eseriere kaynak olmuştur. Uibiibü't-tcfiislr 'ise Kur'iin'ın tamanıının tefsiri olduğundan diğer eseriere ııisbetle daha çok tanınmıştır. İbnü'I-Cezeri, Gaye, Il, 291; ed-Diivudl, Tabak:it, Il, 312; Fuad Sezgin Tari!ıu't-tliriisi'I-'Arabi (Gesclıichtc des arabisclıel]_ Schrifttuıns, GAS), (Arapçaya tre., Mahmud Felımi Hlciizi-Fchıııi Elıii'I-Fazl), Kahire, 1977-1978, I, 31. Kays Al-i Kays, a.g.e .. I, 278; Bilmen, a.g.e., II, 461:

H. 295/M. 908 yılında dünyaya gelmiştir. Aslen İsfahanlı olan İbn Milırfııı Nisiibur'a yerleşmiştir. Kıraatı Ebü'l­Hüscyin Alımed b. B li yan, Hamdiin ~· Alııııed, Ebu Bekir cn-Nakkiiş. EbG Isi! Bekkilr'daıı okumuştur. Kendisinden de Mehdi. b. Tariire. Ali b. Alımed ei-Busti, MansOr b. Alımed el-Iriiki kıraat rivayetinde bulunınuslardır. Eserlerinden bazıları ~uıılardır: Kitiibü'~-Şaıııil fi'l-kıraiit, Garilibu'L-kıraat, Tabakiltli.'l-kurrü, ci-Mebs'ut fi'l­kıraiiti'l- 'aşr, Ki tilbii kırailti'ş-~cb'a, Hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Yakut el-Hamevi, Mu'ceıııü'l-üdebii, III, 14-15; lbnü'l-Cezeri, Gilye, I. 49; cz-Zelıebl, Nübelil, XVI. 407; Ibnli'l-lıııfıd; Şezeriitü'z­zelıeb; lll, 98; e1-Bağdildl, Hediyyetü'l-'ilriiTn, I, 67; ez-Zirikll, e1-A'Iftın, I, I 12: Kehlıiile. Mu'ccııı,I. 208. Bu eseı'in yazma bir nlislıası, Sülcyıııiiııiye Ktp. Raşid Efendi böl. 2/23 nuıniırada bulunmaktadır.

Tilcii'l-Kurra'ııın bu eserinin h. 607 yılında yazılmış bir nüshası Tahran Ali Asgar Hikmet Kütliplıanesinde yazma olarak bulunmaktadır. bkz. Sezgin, a.g.e., 1, 31. Bkz., Kiltib Çelebi Kcşf. I I, 1189; Sezgin, a.g.e., 1, 46. YiikGt el-Haıııevl,. Mu'cemü'l·üdebil., XIX. 125 es-Sitfedl, a.g.e., XXV. vr. nb; cs-SüyGü, Buğyctü'l-vu'iit. ll, 277-278; ed-Di\vGdl, a.g.e., ll, 31 2:· Kfitib Çelebi. Slillemü' 1-vüsfıl, ır, vr. 237a, Kqf, ll, 1541, cl-Hunsilrl, Ravziitli'J-ccııniit, 7 15; el-Bağdiidl, Hediyyetli'l-arifin, II, 402; ez-Zirikll.,el-A 'lfıın. VII, 168; Broc~elınann. GAL. I, 412, GAL Supll. 1, 732; Alımeel Atıyyetullalı, a.g.e., ll, 422; Kays Al-i Kays, a.g.c .. L 278. Adil Nüvcylıiz. Mu'ceıııü'1-müfessiı1n, Il, §62, Ali Şevalı ishak, a.g.e .. III, 140; Bilmen, a.g.e .. ll. 460. Y5kGt cl-Haınevi, es­Sliyuti, ei-Hfınsilrl, Kays AJ.i Kays, Ali Şcviilı Islıak az önce cilt ve sayfalarını gösterdiğimiz eserlerinde, ei-· !<irnıanl'niıı bu eserinin adını "Lübil.bü't-tefslr" ~eklinde kaydederken, lbııti'l-Cezeri. Kiitib Çelebi, Bağdaılı Ismiiii Paşa, ez-Zirikll, Brockelııı~ıııı, Alımed Atıyyetullalı, ümer Nasulıi Bilmen, yine az.öııcc cilt ve sayfalarını gösterdiğimiz eserlerinde söz Jonusu eserin adını "Uibilbli't-tefiisir" şeklinde kaydetınişlcrdir. el-Kirıııaııl'ııin gerek tefsiriııde ve gerekse "Gariiibü't-tefsir" isimli eserinde, tanıtınaya çalfştığııııız tefsir, ''Lübiibü't-tefiislr"

şeklinde geçmektedir. (bkz. Uibabü't-temsır, ll, vr. 323b, Selim Ağa Klp. Nurbilıııı Sultan böl. No: 29; Garilibli't­tefsir, 1, vr. ı b, Sül. Ktp. Yeni Ci\ıııi b(:)L No: 60.) Biz de bu iki eserdeki kaydı esas alarak söz konusu tefsirin adını •eziınizde "Lübiibli't-tcl'iislr" .şeklinde kullandık.

211

Page 21: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Metodu üzerinde çalıştığımız müellifimizin bu eseri, Kul" an-ı Kerim'in başından sonuna ka­dar yapılmış orta hacimde bir tefsir olup bize kadar ulaşan eserleri arasında en geniş ve en hacimli ol anıdır.

2- "Garfiibü't-tefs!r ve 'acaibü't-te'vll"219

el-Kirınan! bu eserini "Lübabü't-teffislr"den sonra, "el-Burhan fi tevcihi ınüteşabihi'I­Kur' an"dan önce kaleme almıştır. Tanıtınaya çalıştığımız bu eserinde zaman zaman tefsirinden söz etmesi220 ve "el-Burhan"da da sözünü ettiğimiz "GarUibü't-tefs!r"den bahsetmiş olınası221 bizi bu

·neticeye götürmektedir. Eserin hangi tarihlerde yazıldığı konusunda bu eserinde ve diğer .kaynak­larda herhangi bir bilgi yoktur.

Eser incelendiğinde görülecektir ki el-Kirmani, daha önce tefsirinde yer vermediği önemli nüktelere bu eserinde yer vermiştir. Müellifin bu eseri el-Fatiha suresiyle başlayıp, en-Nas sure­siyle sona ermektedir. SOreler Kur'andaki teıtibine uygun şekilde sıralanmıştır. el-Kirman! mukad­dirnede kendisinin de ifade ettiği gibi bütün ayetleri .ele almamış, açıklama yapınayı uygun gör­düğü ayetler etrafında konuyu ele almıştır. Çoğunlukla ayetin bütünü üzerinde değil de ayetteki bir cümle veya bir kelime üzerinde duran müellif, ayetlerin açıklamasını yaparken daha çok ayetin bazı yönleri üzerinde durmuştur.222 Müellifin açıklamaya çalıştıgı hususların çoğunu, nahv! nükteler oluşturınakla beraber o, zaman zaman sarf, lugat, kıraat ve ayet izahlarına da yer ~ermiştir.

Bazı müelliller el-Kirıniln'i'nin bu tefsiriyle bir başka eseri olan "Garaibü't-tefslr'' isimli eserlerini yanlışlıkla aynı eser zannetl)lişlerdir. Bunlardan Kiltib Çelebi, Keşfü'z-zunun isimli eserinde, el-Kirmiln'i'nin '"Acilibü'l-Kıir'iln" (diğer adı Garilil:)ü't-tefslr) adlı eserini tanıtırken "Ben derim ki, el-Kirmiinf bu eserini "Lübiibü't-tefsfr" diye isimlendirmiştir.': ifadesini kullanmaktadır. (bkz. Keşf, tt, 1 126) Yine aynı müellif, bu eserinin bir·başka yerinde ise el-Kirmiin'i'nin "Lübiibü't-tefilsfr" isimli tefsirini tanıtırken, el-Kirmiin'i'nin bundan başka tefsir ile ilgili "el­'Aciiib ve'l-ğarfıib" adında bir eseri olduğunu söylemektedir. (bkz. Keşf, I, 457) Kiltib Çelebi'nin bu ifadeleri çelişkilidir. Bura}la ilk zikrettiğimiz tesbitinde yanılan Kfitib Çelebi'nin ikinci zikrettiğimiz tesbiti. ise doğrudur. ez­Ziriklf ve Kays Al-i Kays da ei-Kirmi\n'i'nin sözü,nü ettiğimiz bu tefsirinin "el-'Acaib ve'l-ğaraib" diye tanındığıııı söylcmektedirler. (bkz. el-A'lam, Vtt, 168; el-lrilniyyun ve'l-edebü'l-'Arabf, 1, 279) Adı geçen mü<cllifler bu konuda yanılmışlardır. Zira ikride bu eserleri tanıtırken de göreceğimiz gibi "Lübabü't-teffisfr" ile "Gariiibü't-tefsfr", el-Kirmfin'i'nin birbirinden farklı eserleridir. '

219 es-Safedi, el Vfıfi bi'l-vefeyiit, XXV. vr. 77b Celaleddin Abdurrahman es-Süyutf, et-Tahbir fi 'ilıni't-tefsir (thk. Fethi Abdülkadir Ferfd) Kahire, 1986, s. 333, el-İtkiin, ll, 238; Kiitib Çelebi, Keşf I, 432, 457, ll, 1126, ı 197, Süllenıü'l-vüsGI, H, vr. 237a, ei-Bağdildf, Hediyyetü'l-iirifin ll, 402; Kehhille, Mu'ceın, XII, 161, Brockelmann, GAL, SuppL l, 732, ez-Zirikli, ei-A 'lilııı, Yil, 168, Adil Nüveyhiz, Mu'cemü'l-müfessil·ln, ll, 662, Bilmen, Tefsir Tarihi, tt, 460, Ali Şevalı lshak, a.g.e., lll, 114-1 15. Müfessirimizin hayatı ve eserleri hakkında ~?,ilgi veren tabakat müelliflerinden Yakut el-Haınevi (bkz. Mu'cemü'l-üdebii, XIX, 125), İbnü'l-Cezeri (bkz. Gaye, II, 291) es-Süyuti, (bkz. Buğyetu'l-vu 'at, II, 277-278) ve cd-Dfivudf (bkz. Tabakfıt, Il, 312) müfessirin bu meşhur eserinden hiç söz etmemişlerdir. Bu eserden söz eden tabakat ınüellifleri ise, söz konusu eseri bir kaç r!.cğişik isimle kaydetmişlerdir. Kiitib Çelebi "Süllemü'l-vüsQI", (II, vr. 237a) isimli eserinde bu eseri "Kitiibü G.;ırfıibi't-tefsir ve 'aciiibi't-te'vil" şeklinde, Brockelman "GAL, Supp.l". (1, 732) isimli eserinde söz)conusu eseri "Garaibu't-tefsfr ve 'aciiibü't-te'vil" şeklinde k.aydederken, Bağdaılı Ismiiii Paşa, (a.g.e., Il, 102), ümer Nasuhi Bilmen, (a.g.e., ll, 467), "'Aciiibü'I-Kur'iin", Om~r Rıza Kehhiile, (a.g.e., XII, 161), "'Aciiibü't-te'vil", es-Süyuti (el-ltkiin, ll, 238), ez-Zirikli, (a.g.e., VII, 168), Adil ,Nüveyhiz (a.g.e., Il, 662) "el-' Acfıib ve'l-ğarfiib" şeklinde kaydetmişlerdir. N uruosmaniye Kütüphanesi 583 n umarada bulunan nüshanın baştarafında "' Aciiibü't-tefslr ve ğariiibü't-te'vil" şeklinde daha farklı bir isim bulunan bu eseri, Katib Çelebi "Keşfü'z-zunun" isimli eserinde "el­'Acilib ve'l-ğariiib" ,(bkz. Keşf, I, 432), '"Acilibü'l-Ku'r'iin" (bkz. Keşf, II, 1126) "el-Gariiib ve'l-'aciiib fi tefsiri'l­Kur'iini'l-Kerlm" (bkz Keşf, II, 1197) gibi isimler altında tanıtmaya çalışmıştır. el-Kirmiini, tanıtmaya çalıştığımız bu eserin ve "el-Burhan:'ın ınukaddimesinde söz konusu eseri "Garaibü't-tefsfr ve 'acaibü't-te'vll" şeklinde zikretmektedir. (bkz. Gariiibü't-tefsir, L vr. 1 b, Sül. Ktp. Yeni Cami ·böl. No: 60. Yaz. tar. h. 535; el-Buı·hiin, vr. l b, Sül. Ktp. Ayasofya böL No: 0178) Bu sebeple biz de tezimizde eserin ismini, "Garilibü't-tefsir. ve acftibü't­te'vil" şeklinde verdik. Eserin birden fazla isimle tanınmasının sebçplei'ine gelince bu hususla ilgili olarak da şunları söyleyebiliriz. Bilindiği üzere günümüzde olduğu gibi geçmişte de islami ilimlerle ilgili telif olunan eserlerin uzun isimli olanlarının bir çoğunun isimleri okuyucuya kolaylık ohııası yönünden kısaltılmış ve eserler kısaltılan bu isimleriyle tanınmıştır. Tanıtmaya çalıştığıiııız eserin ismi, "Qariiihü't-tefsir ve aciiibü't-te'vil" Q.lmakla beraber "'Acaibü'I-Kur'·iin", "'Aciiibü't-te'vil", "el-Aciiib ve'l-ğariiib", Garfiibü't-tefsir", el-'Aciiib", el-Gariiib" şeklinde kısaltılmış ve eser, bu kısa isiml~rle meşhur olmuştur. es-Süyutf "el-İtkiin" isimli eserinde yukarıda geçen son dört ismi de kullanmıştır. (bkz. el-ltkan, ll, 176, 80, 238). Netice olarak bu zikrettiğimiz eser adları, el­Kirmiinf'nin birbirinden farklı eserlerinin isimleri olmayıp, aynı eserin farklı isimlerle telaffuz. edilmesinden ibarettir. ·

220 Bkz. el-Kirıııfini, Garaibü't-tefsir I, vr. I b, 69b, 95a 221 Bkz. el-Kirmiini, el-Burhfin, 1. 222 Garaibü't-tefsfr, ı, vr. 1 b.

212

Page 22: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Bunların yanı sıra az da olsa fıkıh ve kelam ile ilgili bazı hususlara da işaret etmiştir. Sebeb-i nü­zGI, kıssa gibi yonlere pek yer vermemiştir. Gencilerne yapıldığında müeJiifin daha çok ayetlerin lafzi yönü üzerinde durduğu görülmektedir. el-Kirmani'nin lafzi nüktelerin incelikleriyle ilgili yap­tığı açıklamaların önemli bir kısmını benzer ayetler arasındaki ilişkiler oluşturmaktadır. Müellif, bu nüktelerin çoğunu, tanıtmaya çalıştığımız söz konusu eserinden sonra kaleme aldığı "el-Burhan fi' tevclhi ınüteşabihi'l-Kur'an" isimli eserinde aynen nakletmiştir. el-Kirmanl, bu eserinde ele al­dığı bir ayeti tefsir ederken. bazen önce kendi anladı ğı şekilde açıklama yapar, bazen de ayeti sadece sahabe, tabiun ve diğer müfessirlerin görüşleriyle açıklar. Müellif kendi açıklamalarından sonra sa­habe, tabilin ve diğer müfessirlerin görüşlerine yer verdiği de olur. Ayetin tefsiriyle ilgili bazen

(~) t~birini kullanmak suretiyle de açıklamalar yapanei-Kirmanl, naklettiği görüşlerden bazı­larını "el-ğaı1b" ve "ele 'aclb" tabiri'yle nitelendirmektedir. Hemen hemen ele aldığı ayetleri n tefsir­leriniıı çoğunda bu tabirler bulunmaktadır. ei-Kirmfıni bu tablrlerle kendi tefsir anlayışına ters dü­şen, üzerinde düşünülmesi gereken, zayıf ve yanlış olan görüşleri belirttiği gibi, aklın ve naklin çirkin gördüğü, aslı olmayan batı! görüşleri de belirtmektedir.223 Müellif bu tabirlerden sonra ba-

zen, ( 1~ ~ 1~) '\"''·f. ( ...;;..L_fJI ~ 1~)225,

c~...-Jı-ll _;ı...... j_,li ~~ ı~ J) 2 . 2 6 < t ~-ı ı ~";L.. 1~)227, cl~ .·.:-. • ıı ~ J)228,c~ ~)229,c_.~~ı ~·L)23o,c ~";L.. ~ 0 _, .... ~1_,)231, c~l .·.:-.·ll ~)232, c ........ ~ı ,_..Lı J)233

gibi tabirleri kullanmaktadır. Müellif, özellikle aklın ve şer'in kabul etmediği şeyleri, "el- ';,ıclb" ve "el-ğarlb" ifadeleriyle vasıfiandırdıktan sonra bazen üzüldüğünü belirten ifadeler de kullanınakta­dır.234 Müellifin "el- 'adb" ve "el-ğarlb" diye vasıflandırdığı görüşlerin büyük bir kısmı, nahivci­lerin görüşleridir. Bununla beraber müellif, ayete verilen mana, kıraat ve diğer ilimlerle ilgili gö­rüşleri de bazen bu şekilde v~ısıt1andırmaktadır.

el-Kirman! bu eserini hazırlarken Slbeveyh Amr b. Osman b. Kanber (1801796), Ali b. Hamza el-Kisai (189/803). Yahya b. Ziyad b. Abdullah b. Mervan ed-Deyleml ei-Ferı·a (207/822), Ebu Ubeyde Ma'mer b .. el-Müsenna (209/824), Said b. Mes'ade el-Ahfeş (2211823), Ebu Ca'fer Muhammed b. Cerir et-Taberi (310/923), Ebu İshak İbrahim b. Sırri b. Se hi ez-Zeccac (3111923) Ebü Ali Hasan b. Ali b. Nasr b. Mansur et-Tüsi el-Cürcani (312/924) Ebu Hatim Ahmed b. Hamdan b. Ahmed el-Leysi er-Razi (322/934), Ebu Müslim Muhammed b. Bahr el-İsfahan! (322/934), Ebu Bekir Muhammed b. el-Hasan en-NakkaŞ (335/946), Ebu Ça'fer Ahmed b. Muhammed b. İsmail en-Nahhas (338/349) Ebu Mansur Muhammed b. Ahmed el-Ezheri (370/980), Ebu Ali Hasan b. Ahmed b. Abdulgaffar ei-Farisi (377/987); Ebu Bekir Ahmed b. el­Hüseyin b. Milıran el-Isfahani (381/991), Ebü'I-Hasan Ali b. İsa er-Rummani, Ebü'l-Kasıın el­Hasan b. Muhammed en-Nisabüri (406/1016) Ebu İshak Ahmed b. Muhammed b. İbrahim en-

223 Bkz. cl-ı<;irmiiııi, Öariiibü't-tefsir, vr. 252a. N uruosmaniye Ktp. No: 583); es-SüyGti, bunları ilm-i hadisteki münker ve ğarib'e benzetıniştir. (bkz. et-Tahbir, s. 333). Münker ve ğaıib hadis taril1eıi için bkz. Celiileddin Abdurrahman b. Ebu Bekir es-Süyi.lti, Tedribü'r-riivi fi şerhi Takribi'n-Nevevi (thk. Abdülvehhiib Abdüllatif) Medinc, 1972, 1, 238, ll, 180-181. .

224 el-Kirıniini, Öariiibü't-tefsir, I, vı:. 64a. 225 cl-Kiı:ınfiııi, aynı eser, I. vr. 95a. 226 el-Kirmfiııi. ay. e., I, vr. 141b-142a 227 el-Kirıniini; ay. e., 1, vr. 50b 228 el:Kırmiini, ay: e., I, vr. 64b. 229 el-Kirınfini, ay. e., I, vr. 1 3a: 230 el-Kirnıilni, ay. e., I, vr. 14a 231 el-Kirmfini, ay. e., I, vr. 14a. 232 e!-Kirmfini, ay. e., I, vr. 9b-a, 27a-b. 233 el-Kirmani, ay. e., I, vr. 91 b. 234 el-Kirmani, ay. e., I, vr: 87a

213

Page 23: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

NlsiibGrl es-Sa'lebl (427/1035) Ebü'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Ali b. Muhammed el-Maverdl ( 450/1 058), Eb O Müslim Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Mihrayezd ( 459/1 06()) gibi müellif1e­rin eserlerinden istifade etmiştir.

ei-Kirrhanf, bu eseri sebebiyle bir çok müellif tarafından tenkit edilmiştir. Bunlardan es­Suyutl(9 1 1/1505)235, Taşköprizade (968/1561 )236. Kati b Çelebi ( 1068/1658)237 el-Kirmanl' nin bu eseri ile ilgili olarak şunları söylemektedir: "Mahmud b. Hamza el-Kirmiinl "el- 'Acaib ve'l-ğa­riiib" isminde iki ciltlik bir eser te'llf etmiş, eserinde ayetleri n hakkında-inanılması ve sakındırmak maksadıyla olmaksızın zikredilmesi helal olmayan aklın ve şer'in çirkin saydığı bir takını asılsız görüşleri nakletmiştir." Taşköpriziide ayrıca eserinin bir başka yerinde, el-Kirmanl' nin bu görüşleri söz konusu eserinde zikretmekteki maksadının bu görüşlerin tehlikelerinden sakındırmak olduğunu belirtmiştir. 238

el-İtkiin isimli eserinde, bu tür asılsız görüşlerin tehlikesini göstermek suretiyle zikredilebi­leceğini söyleyen es-Suyutı239 "et-Tahbir" adlı eserinde ise bu görüşünün aksine bu tür sözleri sa­kındırınak maksadıyla da olsa zikretmenin caiz olmayacağını söylemektedir.240 es-Suyuti, bu ifa­desiyle el-Kirınani'nin söz konusu eserini tenkit etmektedir. ez-Zirkill de: "ei-Kirmiinl, nakletme~ mesi daha uygun iken, tefsirde aklın ve şer'in çirkin bulduğu makul olmayan bir takım asılsız gö­rüşleri, tehlikesini göstererek sakındırmak maksadıyla nakletmiştir." diyerek ei-Kirmiinl'yi bu eseri sebebiyle tenkit etmiştir.24 1

Netice olarak el-Kirınanl, insanları kötü ve çirkin sözlerden sakındırmak maksadıyla bu eserinde zikrettiği bir takım asılsız münker sözler sebebiyle, kendisinden sonra gelen bazı müellif­ler tarafından tenkit edilmiştir.

ei-Kirmani' nin te' lif ettiği bu kitap242, kendisinden sonra yazılan bir çok eserekaynak ol­muştur.243

C. Uliimu'l-Kur'an sahasındaki eserleri

1- "el-Burhan tl tevclhi müteşabihi'l-Kur'an''244

235 cl-İtkfin, ll, 238. 236 Miftillıu's-sa'fıde, Il. 87. 237 Keşf, !1, 432. 238 Bkz. Miftalıu's-sa'ade, ll, 87. 239 el-lıkfın, II, 238. 240 ct-Tahbfr, 333. 241 el-A'lfıııı, V ll, 168. 242 Kipbın bazı yazma niishalari için bkz. Topkapı Sarayı Müzesi K tp. No: A-106. (ll. cild), 135 (Muhtasar),

N uruosmaniye Ktp. No: 583, Süleyıııfıniyc Ktp. Yeni Cami böl. No: 60. (1. cild). 243 es-Sliylıtl başta el-İtkiin'ı olmak iizerc, bir ço~ eserinde el-Kirınfınf'nin bu eserinden önemli ölçüde istifade

etmiştir. (bkz. el-ltkftn Il, 176, 177, 178, 179, 180. 181, 182. et-Tahblr. 333, Tcnasiikli'd-dürer, s. 116-1 17); ez­Zerkeşf, ei-Burlıiin'ın bir kaç yerinde söz konusu eserden nakiller yapmıştır, bkz. I, 165, lll. 280. Ta~köpriziide de bu eserden çok sayıda nakiller yapmıştır. bkz. Miftfılıu' s-sai\de, Il, 529, 546.

244 cs-Safcdf, el-Viifl bi'l-vefeyfit, XXV, vr. 77b; İbnli'l-Cezcrf, Öiiye, ll, 291; ed-DavÔd!, Tabakilt.. ll, 312,; Kiitib Çelebi. Slillemli'l-vlisGl, ll, vr. 237a; Keşf, 1, 24ı; el-Bağclfıdf, HediyycHi'l-'fırifln, ll, 402; Kehhfıle, Mu'cem, XII, 161; Brockelınapıı, GAL 1, 412; GAL Syppl, 1, 732; ez-Ziriklf, el-A'lilııı, VII, 168; Alımed Atıyyetullah, a.g.e., !, 422, Kays Al-i Kays, a.g.c., ı. 278; Adil Niiveylıiz, a.g.c., ll. 662; Bilmen. Tefsir Tarihi. fl, 461, Ali Şevalı İshak, Mu'ceııı IV, 195. Tabakat ıııliellitleri bu eseri bir kaç değişik isiınde kaydetıııişlerdir. cs-Safedl, (bkz. cl-Viifl, XXV, vr. 77b). '"Burlıftııli"I-Kur'ilıı", İbııü'J.Cezerf, (bkz. Gaye" ll, 291), Oıııer Nasubi Bilmen, "el-Burhan f1 ıııe'fini ıııüte~fıbihi'l­Kur'fuı", ed-Dfıvlıd!, (bkz. Tabaki\1, II. 312), Adil Nliveylıiz, (bkz. Mu'ceııı. ll, 662), Alımed Atıyyetullah, (bkz. a.g.c., !, 422), ez-Zirikli, (bkz. el-A'Iiiııı, VII, 168), "cl-Burhiiıı fi' ııılilcşfıbilıi'I-Kur'iln" şeklinde kaydederlcrken Kiitib Çelebi, "Sülleıııü'l-vüsGl" isimli eserinde "Burlıilııli'l-Kur'iln liıııfı flhi ıııiııe:l-hucccti ve'l-beyiiıı", Kcşfiiz­zunun isimli escrinde ise (bkz. I, 241). "el-Burhan fl tevcihi ıııliteşftbilıi'l-Kur'fın" şeklinde kaydetmektedir. Bağciatlı İsıııii'il Paşa ise (bkz. Hcdiyyetli'l-arifiıı, ll, 402), "cl-Burlıiln ll tevcflıi ıııuteşiibibi'I-Kur'ilıı fiınil fllıi ıııinc'l-lıucceti ve'l-hcyfın" olarak göstermektedir. Brockelıııann da bu eseri "el-Burhan tl tevclhi ıııuteşiibilıi'I­Kur'iin" ve "Burhilııu'l-Kur'iin fiına fllıi ıııine'l-lıuccct vc'l-burlıiln" adları altında iki farklı eser olarak zikretıııcktcdir (bkz. Supp!. 1, 732). Brockelıııaıııı bu tesbitiyle aslında aynı olan eseri iki ayrı esermiş gi,bi göstermek suretiyle yanılınışllr.

214

Page 24: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

el-Kirmanl bu eserini "Lübabü't-tefasfr"; "Garaibü't-tefsir. ve 'acilibü't-te' vii" ve "Hattu'l­mesahif' isimli eserlerinden sonra kalerr.e alınıştır. Bu husus; müellifimizin tanıtmaya çalıştığı­mız sözkonusu eserindeki ifadelerindea anlaşılmaktadır245 Eserin hangi tarihlerde yazıldığı husu­sunda herhangi bir bilgi mevcut değildir.

Eserin isniinde "Müteşabihi'I-Kur'an" ifadesinin bulunması, okuyucuyu ilk bakışta muhte­vasının "muhkem"in karşıtı olan muteşabihten bahseden bir eser olduğu kanaatine götürmektedir. Bu sebepleolacak ki, bazı müellitler, el-Kirmanl'nin bu esÇ!riiıi yanlışlıkla muhkeın ve miiteşabih-'ten bahseden eserlerarasında zikretmişlerdir.246 Eser, "muhkem"in karşıtı "ınüteşabih"i konu edi­nen bir kitap olmayıp, müellifin kendisinin de belirttiği gibi, Kur'an'daki benzer ayetleri ve bu ayetler arasındaki ilişkileri konu edinen bir çalışmadır.247 Eserin ismindeki "Müteşabih" lafzı, benzer anlamında kullanılmıştır. ei-Kirmanf, söz konusu eserinde birbirine benzer ayetleri zikrede­rek bu ayetler arasında, özellikle lafzl yönden münasebet kurmaya çalışmıştır. Bu ayetleri n tekrar olup olmadığını, tekrarsaniçin tekrarlandığını, bir yerde veya bir çok yerde tekrarlanmışsa neden bu kadar tekrarlandığını, anılan eserinde cevaplandırıraya çalışan ınüellif, ayrıca benzer ayetler ara­sında noksan, ziyade, takdim, tehir, ibdal, hazf varsa bunları da belirterek böyle olmalarının hik­metlerini zikretıneye çalışmıştır. "el-Burhfın"ın muhtevasıyla ilgili bu husus, söz konusu eserin baştarafındaki şu ifadelerden de anlaşılmaktadır. "Kur' an-ı Kerlmde lafızları aynen tekrar eden benzer ayetlerin bazılarında ziyade veya noksanlık, takdim veya tehir, bir hart"in yerine başka bir hart"in gelmesi gibi durumlar bulunmaktadır. Bu ayetlerde tekrar, ziyade, noksan, takdim, telıir, ibda!i ge­rektiren sebeb ve hikmetleri n neler olduklarını bu kitabımda açıklayacağıın."248

el-Kirmanl, eserinin yazılış maksadıyla ilgili olarak şunları söylemektedir: "Bu eserimi, mü­teşabih (benzer ayet] eri) açıklamak maksadıyla yazdım. Zira alimler, benzer ayetler konU0llnda bir takım eserler yazmışlardır. Fakat onlar, bu çalışmalarında sadece benzer ayetler ve bunların nazlre­lerine yer vermişler, ayrıca bu ayetlerdeki vec1hler,. il!etler, farklılık Ve benzer yönleri beyan et­memişlerdir. Bu da sadece Allah'ın muvaffak ettiği kimselerin alrından kalkacağı müşkil bir iş­tir."249

el-Kirmanl, "el-Burhfln"ın giriş bölümünde, eseri genel hatlarıyla tanıtınıştır. Eserinde konu­ları her sG,·ede ayrı ayrı ele alan müellif, Kur'andaki mevcut terLibe riayet etıniştir.Ancak, el-Hadld, Abese ve el-BurGc sürelerine yer vermemiştir.

Müellif, her sürede açıklamayı gerekli gördüğü benzer ayetleri zikrederek konuları bu ayetler etrafında işlemeye çalışmış, ayrıc<i tefsir ve te'villerini ele almamıştır. Ancak bununla beraber ko­nuyu işlerken az da olsa doğrud;ııı veya dolaylı olarak nahiv, kıraat, belfıgat, kelam, fıkıh gibı ko­nu.Iara yer vermiştir. Müellif, eserinin baş ta;"afını son tarafına nisbetle daha geniş tutmuştur. Baş

taraflarda ele aldığı bir ıneseleyi son taraflarda artık tekrarlaınamış, .~ ~ tabiı;ylc daha önce konunun geçtiğini belirtmiştir.

24 ° ei-Kirnıiinl, cl-Burlıiin f1 tevcfhi nıüteşfibilıi'l-Kur'fin; thk. Abdülkfulir Ahmed Atil). lkynıt, 1986. 20. Mlicllifiıııit bu sabifcdc. "Lübfibü't-tcfiislr" ilc "Garfiibü't-tcfslr ve 'aciiibli't-tc'v!l" isiıııli cserlerindcıı. 96. salıifcdc ise" Hattli'l· :ıll'sfıbif" isimli eserinden bnlısctmiştir.

246 lsiııfiil Ccrraboğlu, Tcfsir Usfılli, Ankara. 1979, s. 133; Abdurrahman Çetin. Kur'fın ilinıleri ve Kur"an-ı Kcriııı Tarihi, İstanbul, 1982, s. 259; Ali Turgut, Tefsir Usfıl j ve Kaynakları, İstanbul. 1991, s. 1•51-152.

247 Benzer ayetler hakkında geniş bilgi için bkz. Bcclr·cldln Mulıanliııcd b. Abdullah cz-Zcrkeşl, d-Burlıfın ll 'u!Gıııi'l" Kur'an (thk. Muhaııınıecl Ebü'I-Fazl lbrfilıinı), Bcynıı, ty" ll, 1 12-1).\· cs-Süyfıti, el-ltkfin.ll. 146-14X. Benzer ayetler konusunda ilk çalışınayı Al,i b. Hamza b. Abdullah cı-Kisfil ( 1 89/805) yapıııı~tır. ei-Kisüi'nin lı u çalışıııasını Ali b. Mulıanııııcd b. Abdiissaıııcd es-Scbi\vi (643/1245) nazım haline gctirıııi~tir. Konu ik ilt'ıli )azılaıı eserlerden bazılarını şu şekilde sıralayabilii·iz. Ebu Abdullah Mulıaııııııcd b. i\lıdullalı el-Hatib L'i-l,k:ili (420/1029)nin "Dlirrclli't-.lcnzll ve gurretli't-tc'vll"i. Ebu Ca'fcr Ahmed b. İhrfılıiın cl-Gırıı;1t1 (70~/i _LOl))ııiıı "Mcllfıkl(ı-tc'vll"i, Cclfılcdcliıı c·;~SliyGtl (91 l/1505)'ııiıı Kııtfü'l-ezlıfır fı' ke~fi'l-e,rür"ı. (bkz. cs-SiiyOti. cl-itküıı. IL 146)

248 cl-Kirıııfıııl. el-Burlıfin. 1-9-20. 249 ei-Kirıııiini. ci-Burlıfin. 20.

21)

Page 25: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

el-Kirmiinl, bu eserini te'llf ederken Ebu Müslim Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Mihrayezd en-Nahvl el-İsfehan:i ( 459/1066 )250• nin ''Tefslrü' 1-Kur' an", Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Hatlb el-İskiifi (420/1029)251 'nin "Dürretü't-tenzll ve ğuıTetü't-te'vll", Ebü'l-Hasan Ali b. lsa er-Ruınmanl (384/994)252·nin "Tefs:irü'l-Kur'an" Ehü'l-Kasım Hasan b. Muhammed b. Hasan b. Eyyub en-Nisaburf (406!1016)253·nin "Tefslrü'l-Kur'ftn", Abdullah b. Mübarek (1811797)254· in el-Vadıh fi tefslri'l-Kur' an" isimli eserlerinden istifade etmiştir. Müellif eserinde bunlardan başka Abdullah b. Abbas (68/687) gibi sahabe, ed-Dahhak b. Müzfthim (1051728) gibi tabi un, Ebu İshak ez-Zeccac (31 1/923), Aınr b. Osman b. Kanber Sibeveyh (1801796), Sa 'id b. Mes'ade el-Ahfeş (2211843) gibi lugat ve nahivci, Ebu Amınare Hamza b. Hablb ez-Zeyyat el-Kufi (ı 561773), el-Hasan el-Basri' (1 ı 01728) gibi kıraatçilerin de görüşlerine yer vermiştir.255 B~ kitap Abdülkadir Ahmed Ata tarafından önce "EsrArü't-tekrilr fi'l-Kur'an'' adı altında 1978 yılında Kahirede neşredilmiştir. Daha sonra yine. aynı muhakkik taratından ''el-Burhiin n tevclhi müteşiibihi'l-Kur'ftn" şeklinde orijinal ismi ile de 1986 yılında Beyrut'ta tab edilen eserin çeşitli kütüphanelerde bir çok yazma nüshası da mevcuttur.256 ez-Zerkeş:i (794/1392), es-Suyutl (911/1504)257, Atıyye el-Uchuri (1 190/1 776)258. Ebu Yahya Zekeriyya ei-Ensiiri (926/1520)259, ·

-Ebü'l-Berekat encNesefi (710/1310)260, İsmail Hakkı el-Bursevi (1137/1724)261 gibi bazı müellifler el-Kirmiinl'nin "el-Burhan" isimli eserinden istifade etmişlerdir: ·

2. Hattü'l-ınesahif262

el-Kirınani bu çalışmasını "el-Burhan" isimli eserinden önce kale'me almıştır. Bu husus, müellifin el-Burhan' da "Hattü'l-mesahif'263e işarette bulunmasından anlaşılmaktadır. Müellif"el­Burhan" da hat ile ilgili bilgileri "Hattü'l-mesahif' isimli eserinde anlattığını belirtmektedir.264 Müellifin bu ifadesi ve eserin isıninden "Hattü'l-ınesahif'in mushafların hatt.ı (resmü'l-ınushaf) konusunda yazılmış olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu eser!n mevcudiyetine dair bir bilgiye rastlanılınamıştır.

250 Hakkındaki bilgi için bkz. ed. Davfidi a.g.e., ll, 213. 251 Hakkındaki bilgi için bkz. ed. Davildi a.g.e., I, 4;2.3-425. 252 Hakkında bilgi veren biyoğrafik kaynaklar için bkz. Tez metni s. 253 Bu isim, Abdülkadir Ahmed Ata tarafından tahkiki yapılan nüshada Kasım b: Habib şeklinde kaydedilmiştir. (bkz.

el-Burhan, 21), Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofy'a bölümü 0178 nuımıradaki yazma nlishada ise yukarıda metinde zikreıtiğimiz isim bulunmaktadır. (Hakkında bilgi için bkz. ed-Diivfıdl; a.g.e., I, 144-145). Yazma nushadaki kayıt için bkz. el-Kirınani, el-Burhan, Süleyinaniye Ktp. Ayasofya böl. Nö. 0178 vr. ı b.

254 Hakkında bilgi veren biyografik kaynaklar için bkz. Tez metni s. 255 el-Kirmiini, el-Burhan, 256 Söz konusu eserin bazı yazma nüshaları için bkz. Süleymaniye K tp. Ayasofya böl. No: OJ 78; Topkapı Saı·ayı K tp.

No: A-l 1 6; Manisa No: 2/3 l 99 (bkz. Ramazan Şeşen, Nevadiru'l-ınalıtiltiiti'l- 'arabiyye fi mektebeti Tüı'kiye, Beyrut, 1985, I, 361-362). Diiru'l-Kütübü'l-Mısrıyye, No: I, 43 (bkz. Brockelınann, GAL, I, 412). Mektebetu'1-ezheriyye No: 156,. 149, 117, 121, 366, 5563/193, 1010/191, (bkz el-Kirmanl, el-Burlıi.\n, 16 (Muhakkik muk). Kütüphane-i Hıdviyye No: 6357 (bkz. Firlıistü'l-mahtilta bi'l-kütüphiine-i el-Hıdviyye, VII, 397). Zahiriyye Ktp.· No: 377, (bkz. İzzet Hasan, Fihıisü nıahtiltati dilıi'l-kutubi'z-zahiriyye, 'Uluınu'l-Kur'fin, Dımeşk, 1962, s. 418).

257 es-Süyfiti, el-ltkiin, I, 83. es-Süyuti bu sahifede elcKirmfinl ve eseri e!-Burlıfin'ın adııiı zikrederek ez-Zerkeşi'niıı de naklettiği silrelerin tertibi ile ilgili görüşünü nakletmcktedir. (bkz. el-Kirıııfini, el-Burhan, 24). Ayrı~a "eİ­ltkiin"ın "fi ayiiti'l-nıüteşabihfit" adı altındaki bölliıııün bazı yerlerinde cl Kirınani'nin ifadelerine benzerlikler bulunmaktadır. Misal için bkz. es-Süyilti, el-ltkfin, I, !47, (krş. el-Kirınfinf, el-Burhan, 26).

258 Atıyye b. Atıyye cl-Uchuri, İrşadü'r-rahmiin ll esbfibi'n-nüzfil ve'n-nesh ve'l-müteşabih ve tecvidi'l-Kur'an, Hacı Selim Ağa Ktp. No: 35 vr. 7a, (krş. cl-Kirıniiııi, el-Burhan, 22). .

259 Ebil Yalıyfı Zekeriyyii el-Ensari, Fethur-rahınfin bi keşfi mil yeltebisü fi'l-Kur'an, (thk. Muhammed Ali es-Sfibuni), Beyrut, 1985, s. 412. (krş. el-Kirıniinf, el-Burhan, 180-181). · . .

260 Ebu'I-Berekat Abdullah b. Alımed en-Nesefl, Medarikü't-tenzil ve hakfiiku't-te'vil, Istanbul, 1984, I, 168. (krş. cl-Kirıniini, el-Burhan, 35).

261 isnıfiil Hakkı el-:,Burscvl, Tefsinı Rilhu'l-beyfin, istanbul, 1389 h.IX, 274. (krş. el-Kirınani, el-Buı·ha!), 178-179). 262 Ibnü'l-Cezerf, Giiye, Il, 291; cd-Diivildl, Tabakfit, ll, 312; ez-Zirikll, el-A'laın, VII, 168.; Kays Al-i Kays, el­

İrfı.ııiyyfin ve '1-eclebü'l-':ırabl, 1, 278; Ali Şcviih lshak, a.g.e., III, 281; Bilmen, Tefsir Tarihi, Il, 461. 263 ei-Kirınani' nin bu eseri cl-Burlıfın' ın, Abclülkfidir Ahmed. Ata tarafından tahkik edilen nüshasında "Kitiibü'l­

ınesfthif' şeklinde geçıııektedir.(bkz. el-Burhan, 96). 264 bkz. ei-Kirınani, el-Burhiln. 96.

216

Page 26: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

3. "Lübabü't-te'vır265

Yapılan araştırınalarda bu eser ile ilgili olarak ismi haricinde herhangi bir bilgi elde edile­memiştir.

4. "el-MüsteşhecJ bi'l-ayat"266

Tabakat ınüellitıerindensadece es-Safedl (764/l363)'nin zikrettiği bu eseri, el-Kirınanl hak­kında bilgi veren diğer müellifler zikretınemektedirler. Yapılan araştırınalarda eserin mahiyeti ve mevcOdiyeti hakkında herhangi bir bilgi elde edilememiş ancak ismi göz önünde bulundurularak Kur'an ilimleriyle ilgili bir çalışma olduğu kanaatine varılmıştır.

5."et-Teyslr fi't-tefslr"267

Sadece Mu'inüddin eş-Şirazl'nin bahsettiği bu eserden Tacü'I-Kurra hakkında bilgi veren di­ğer kaynaklar hiç söz etmemektedirler. isminden Kur' an ilimleri ile ilgili bir çalışma olduğu anla­şılan sözkonusu eserin muhtevası ve mevcOdiyeti hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmamış­tır.268

D. Nahiv sahasındaki eserleri

1." el-Icaz ti'n-nahv"269

265 Kiitib Çelebi, Keşf ll, 1041; el-Bağd.(idl, Hediyyetü'l- 'iiriffn, ll, 402; Ahmed Atıyyetullah, el-Kiimusü'l-isliiml, 1, 422; CZ"Ziri,kll, ei-A 'lam, VII, 168; Adil Nüveyhiz, Mu'cemü'l-müfessir'in, ll, 662; Bilmen, Tefsir Tarihi, ll, 461. 832; Kays Al-i Kays, ei-Iraniyyiin ve'l-edebü'l-'Arabi, I, 278. YiikOt el-Hanıevf, es-Siiyutf, cd-DiivOdl gibi eski l!!bakat müellifleri Tilcii'l-Kurrii'nııı bu eserinden hiç söz etmezlerken, Kiitib Çelebi (bkz. Keşf ll, 1541) ve ümer Rıza Kehhiile (bkz. Mu'ceııı, XII, 161) bu eserden "LübiibU'!-te'vfl ve 'aciiibü't-te'vtr: şeklinde söz etmektedirler. Burada elimizdeki bir takım bilgilerden hareketle bu .eserin "Garaibü't-tefsir ve 'aciiibli't-te'vil" isimli yukarıda zikreıtiğimiz escrle aynı olabileceği ihtimiilinucn sözetmek istiyoruz, Bu bilgileri şu şekilde sıralayabiliriz: · I-Her iki eseriıi isminde de "'Aciiibü't-te'vil" ifiidesi bulunmaktadır. 2-Müellifiıı "Gari\ibü't-tcfslr" isimli eserinden bahseden bazı kaynaklar, eserin iki cild olduğunu kaydetmişlerdir. (bkz. es-Süyutl, el-lıkiin, ll, 238; Taşköpriziide, a.g.e., ll, 87) "Lübiibü't-te'vil"den de bahseden bazı kaynaklar bu eseıin de iki cild olduğunil kaydetmişlerdir. (bkz. Kiitib Çelebi, Keşf, ll, 1541, Kehhiilc, Mu'cem, XII, 161). Bu yönüyle anılan iki eser arasında benzerlik vardır. 3-Ahmed Atıyyetullah "ei~Kiimilsü'I-İsliimi" isimli eserinde müellifimizin biı escrini zikrcde•"en cserle ilgili olarak nıüellitin bu çalışınasının ken"disinden soma gelen bazı ınlifessirler tarafından yadırgandığııu lirıııektedir. (bkz. a. e. l, 422) Miiellifiıniziıı "Gariiibu't-tefslr" isimli eseri de kendisinden sonra gelen bazı müfcssirler tarafından tenkit edilmiştir. (es-Süyiltl, et-Tahblr, 333; ez-Ziı:ikll, a.g.e., YIL 168). Her iki eser arasında bu bakıından da bir benzerlik vardır. 4-Kiitib Çelebi'nin "Keşfii'z-zuniln" isimli eserinde bu eserle ilgili olarak ıııuhakkiklertarafından diişüleıı dipııoıta (bkz. a. c. Il, 1041) '"Aciiibii'l-Kur'an" maddesine bakıla" ifa<desi yer almaktadır. Bu işiiret kanaatimizce sözünü ettiğimiz bu eserin "'Aciiibu'l-Kur'iin"ıı, diğer bir ismi olan "Garfıibü't-tefslr"i ilc aynı eser olabileceği göz önüne alınarak yapılmıştır. " S-Daha önce belirtildiği gibi nıüfessirinıizin "Uibabü't-tefiislr"i ilc "Gariiibü't~ıcfslr" isimli eserleri bazı nıiielliflcr tarafından birbirine karıştıi·ılmıştır. (bkz. ez-Zirikli,. a.g.e., VII, .168; Kays Al-i Kays, a.g.e., 1, 278). Bu eserin böyle bir karışıklığa uğramış olması ihtimal dahilindedir. ' Bu bilgikr ışığında "Liibiibü't-tc'vil"in ayn bir eser olmayıp, "Garfıibü'ı-tcfsir" ik~ aynı eser olabileceği söylenebilir. Tercihimiz olan ihtimal .bu olmakla beraber, "Lübiibii't-te'vll"in ıııüstakil bir eser veya az bir ihtimal de ölsa "Liibabü't-tefiisir"in diğer bir adı olıııa ihtimali çle vardır. Bu sebeple söz konusu eseri ıııüstakil olarak zikrcınıcyi daha uygun bulduk.

266 es-Safedi, el-Viifi.bi'l-vefeyilt, XXV. vr. 77a. 267 eş-Şirazl, Şeddü'l-iziir, 406. 268 Muinüddin cş-Şirilzi', Ebu Abdullah Nasr b. Ali'nin bu eseıi bizzat ıııücllif olan Mahmud b. Hamza el-Kirıııiini'dcn

rivayet ettiğini zikreder. bkz. Şeddü'l-izar, 406. . 269 Yakut ei-Hanıevi, Mu'cemii'l-üdebii, XIX, 125; es-Safedl, a.g.e.,' XXV, vr. nb; es-SiiyOtl, Buğyc. ll, 277; cd­

Diivudi, Tabakiit, ll, 312; ei-Hiinsarl. a.g.e .. 715; Kehhale, Mu'ceııı, XII, 161; ez-Zirikli. ci-A 'lanı. VII, 1 68; Kays Al-i Küys, a.g.c., 1, 278. · Kiitib Çelebi (bkz. Keşf 1, .. 213) ve Bağdaılı ismiiii paşa (bkz. Hcdiyyyetü'l-'iirifiıı ll, 402) bu eseri "Muhıasariı'l­izilh" adıyla verirlerkcn, ümer Nasuhi Bilmen "el-lcaz" şeklinde vermiş, ayrıca eserin nahiv ile ilgili olduğunu zikretıniştir. (bkz. Tefsir Tarihi ll, 46 l ).

217

Page 27: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Ebu ·.'\_li Hasan r ·cd b. Abdülgaffiir ei-Farisl (377/987)270•nin nahiv konusunda yaz-dığı el-lzüh fi'n-ndw "· · ,:c:ı eserin Tacü'l-Kurra ei-Kirmanl tarafından yapılan ihtisarıdır.272 Yapılan ara?,1" ı:_ıl :rda eserin mcvcudiyeti hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılaınamıştır.

2 "ei-İffıde ~'i'n-nahv"273

Tfici.i'lcK urdl' mr. nahiv konusunda yazdığı bu eser, başlı başına müstakil bir te'liftir.274 Yapılan ara~tırınalaıda eserin mahiyeti ve mevcudiyeti hakkında her hangi bir bilgi elde edileme­miştir.

3. "en-Nizamiyyü fi'n-nahv":;:75

Bu eser, Ebü'l-Feth Osman b. Cinni' ei-Mevsıll (392/1002)276·nin nahiv konusunda kaleme aldığı "el-lur .. a ti'n ııahv"277 adlı eserin Tacü'l- Kurratarafından yapılan ihtisarıdır. Yapılan-araş­tırmalarda eserin mevcudiyeti hakkında her hangi bir bilgi elde edilememiştir.

4. "Sc-rhu'l-lüm'a"278

Bt: eser, Ebü'I-Feth Osman b. Cinnl ei-Mevsıll (392/1002)nin kaleme aldığı "el-Lüm'a fi'n­nahv" adlı eseri üzerine Tacü'l-Kurra c1-Kirmanl tarafından yapılan bir şerhtir. Söz konusu bu eser üzerine çok sayıda şerh yazılmıştır.279 Yapılan araştırmalarda bu eserin de mevcudiyeti hakkında her hangı bir bilgiye rastlanılmamıştır.

5. "el- 'Un van fi'n-mihv"280

270 H. 288 yılında dünyaya gelen Ebu AI· <'! ...,.'iris\ ez-Zeccfic (31 1/923), İbnü's-Serrfic (316/929) gibi büyük nahiv illiınierinden ders almıştır. Kendisi de lbn Cinnl (329/1 002) gibi büyük bazı nahivcilere hocalık etmiştir. Hayatının biiyük kısmını Bağdat'ta geçiren Ebf. Ali, lı. 377 yılında bu beldede öl'müştür. Eserlerinden bazıları şunlardır: "ei­Hucce li'l-kurrili's-seb'a" "et-Tekmile", "et-Tezkire" "el-Maksild ve'l-ın<:!ındild", Hayatı ve Eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Ebü'I-Ferec Muhammed İshiik en-Nedim, el-Fihrist (thk. Rıza Teceddüd b. Ali b. Zeynelabidln ei­Hilirl ci-Milzenderilnl), Tahran 1971, 69; Ebu Bekir Ahmed b. Ali ei-Hatib el-Bağdadl, Tiirihu Bağdad, Beyrut ty. VII, 275; Şeınseddin Ahmed b. Muhammed b. Ebu Eıekir b. Hallikan, Vefeyfiti);l-'ayan ve enbilü ebnfii'z-z'?ınfin. (thk. Ihsiln Abbas), I, VIII, Beyrut, I398/1978, ll, 80-82; lbnü'l-Cezerl, Gaye, I, 206-207; İbnü'l-'lınad. Şezerfitü'z-zeheb. III, 88.

271 Söz konusu eser ile ilgili geniş bilgi için bkz. Kiitib Çelebi, Keşf 1, 211-213. Yazma nüshaları için bkz. Köprülü Ktp. No: 1456; Millet Ktp. Feyzullah Ef. böl. No: 1909. Beyazıt Ktp. Veliyüddln Ef. böl. No: 2903;Hacı Selim Ağa Ktp No: 1083, İst. Ün. Ktp. No: 7514; Topkapı Sarayı Ktp. No: A 2256. ,

272 Kiltip Çelebi, Keşf, I. 213. 273 YilkOl ei-Hamevl, Mu'cenıü'l-üdeba, XlX. 125; es-Safedl, a.g.e., XXV. vr. 78~; es-Süyutl, Buğye, Il, 277; ed­

Diivudl, a.g.e., ll, 312; Kiltip Çelebi, Keşf, 1, 131; el-Hiinsarl, a.g.e., 71Ş Kays Al-i Kays, a.g.e., I, 278;Bilınen, a.g.e., ll, 46 ı; Bağdaılı Ismiili Paşa (1339/1920), müellifinıizin "d-Ifade fi'n-nucum" adında bir eserinden b::ılısetınektedir (bkz. H~diyyctü'l-'i'.rifln, Il, 402) ki İsmail Paşa'nın dışındaki tabakat müellitleıi böyle bir eserden hiç bahsetınemişlerdir. Bur~,da ;.öz _konusu husus la ilgili iki ihtimalden söz etmek mümkündür. Birincisi, Bağdatlı Ismiiii Paşa'nın ei-Kirıniinl'nin "el-lfilde fi'n-nahv" isimli eserini yanlışlıkla bu şekilde zikretmiş olmasıdır. Ikincisi ise. el-Kirıniinl'nin "el-İfiide fi'n-nahv" isimli eserinin baskı hatası sebebiyle "el-İfiide fi'n-nücum" şeklinde çıkmış olmasıdır. ·

274 ci-Hilnsilrl, a.g.e., 715. 275 Yilkul ci-Hanıevl, Mu'· :ınli'l'üdeba, XIX, 125; es-Safedl, el-Viifi bi'l-vefeyiit, XXV, vr. 78a; es-Süyutl, Buğye,

II, 277; etl-Diivudl. i .. ··::ıkiit, Il, 3 13; Kati b Çelebi, Keş_f, ll, 1 563; '"-1-Hiinsiirl, Ravziltü'l-cenniit, 7 IS; Kehhiile, Mu' cem, XII, 161, ez ;~iri kil, ei-A 'lam, VII, 168; Kays Al-i Kays, el-lriiniyyiln vc'l-edebu'l- 'Arabl, 1, 279;

276 H. 330/ M. 942 yılııı-l,ı Musul'da dünyaya gelen İLn Cinnl, ,uzun yıllar Ebu Ali el-Fiirisl (377/987)'ye talebelik yapmış ve nahiv ilııuni ondan alınıştıc Nahiv, kıraat ve edebiyat sahalarında yazdığı eserleriyle şöhrete ulaşan nıliellif 392/1002 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir. Eserlerinden b:ızıları şunlardır. "el-Muhtesib fi tevclhi kıriiati'ş­şilzze, el-1-lasiiis, Şcrl1tı Dlvfini. Mütenebbl, Hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz. Hatlb el-Bağdiidl, Tfır!hu B~ğtliid, Xl, 311-312; Yakut ei-Haınevl, Me'ceınü'l-üdebil, XII, 81-115; lbnli'l-'lıniid, Şezeratü'z-zelıeb, lll, 140-141; Kclıhiile, Mu'ceın, VI, 251-252. .

277 Filiz Ffıris tarafından tahkikiyapılan nüsha, 1972 yılında Kuveytte, Hilmi d ei-Mü'ınin tarafından tahkiki yapılan nüshanın ll. Baskısı ise 1985 yılında Beyrut'ta yapılmıştır. ·

278 Kiitib Çelebi, Keşf, ll, 1562; el-Bağdiidl, 1-lediyyetü'l-'iirifin; ez-Zirikli, Il, 402; el-A'Ianı, VII, 168; Kays Al-i Kays, a.g.c., 1, 279.

279 Kfıtib Çelebi, Keşf, ll, 1562-1563. 2130 es-Safedl. cl-Vfıfi bi'l-vefeyiit, XXV, vr. 77b; ed-Dfıvildl, Tab::ıkfıt, ll, 313; Kiitib Çelebi, Kcşf, ll, 1 177; el­

Hfınsfııi, Ravziltli'l-ccnnfıt, 715; el-Bağdiltll, Hediyyetü'l-'fırifiıı, ll; 402; Mahmud Rıza Kehhale, el-Müstedrek 'ala ınu'ccrııi'l-nıücllitln, Beyrut, 1983, 770; Bu eseri Mahmud Rıza Kelıh;;Je (bkz. ei-Müstedrek, 770), "el-

218

Page 28: DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D01956/1996_1/1996_1_KESKINH.pdfKiitib Çelebi (106711657)7 ve Bağdatlıİsmiiil Paşa (1339!1920)8 müellifimizin "Nureddin" lakabı ile de tanındığını

Bu eserin te'lif mi yoksa şerh, yahut ihtisar mı olduğu ve muhtevası !\akkında bir bilgi edi­nilememiştir. MUellifimize nisbet edilen281 "Risaletü'l-besmek''282 isim i bir eser varsa da bu nisbetin doğruluğu hakkında k~sin bir sonuca varamadığımızdan283 bu eseri ;nüellifin eserleri ara­sında ayrıca zikretmedik.

28ı

282

283

'Unvfin fi'n-nahv" es-Safedl (bkz. a.g.e., XXV,vr. 77b), el-Hansiirl (bkz. a.g.e., 715) "Kitiibii'l-'unviin" ed­Diivildl (bkz. a.g.e., ll, 313) ve Bağdaılı İsmiiii Paşa (bkz. a.g.e., ll, 402) "el- 'Unviin" şeklinde verirlerken, Kiltip Çelebi (bkz, Keşf, ll, ı 177) "ei-'Unviln fi " şeklinde vermektedir. el-Mecınc' u' 1-ıneliki li-BuhOsi' 1-lıazarfiti'l-isliiıniyye, Fihrisü'ş-şiiınil li't-tiiriisi'l- 'Arabf. 'UIGınu'l-Kur'fin mahtfitiiti't-tefslr, Amman, ı 987, II, 251. · Bu risiile, Şam Zahiriye Kütüphanesi 'Uifinıu'l-Kur'iin bölümü 4395 numarada 26-29 varakları arasında bulunmaktadır. bkz. Fihrisü'ş-şiiınil, 'UHlmu'l-Kur'iin ınahtGtiiti't-tefsfr, ll, 251. Seliih Muhammed el-Hayıni tarafından hazırlanan "Fihrusü nıahtiltilti diiri'l-kütübi'z-Ziihiriyye" isimli bir eserde, Zilhiriyyc Ktp. 4395 nurnarada 26-29" varaklar arasında bulunan risiilenin müellifi ile ilgili sadece ei-Kirmiinf denilrniş ve. isminin meçhul olduğunu ifade etmek için (?) şeklinde bir soru işa"reti konulmuştur. (Selfıh Muhammed, Fihrusü malıtOtilti dilri'l-kütübi'z-Zilhiriyye, II, 241). Buradan sözü: edilen nüshanın Tfıcu'I-Kurriiya ait olduğunun kesin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Zira el-Kirmilnl nisbesiyle tanınan bir çok ıııüellif bulunmaktadır. Müellifiıııiz el-Kirıııilnl hakkılıda tabakat kitaplarının hiç biri bu risiileyi zikretınedikleri gibi Ebu Sa'd ismiiii b. Ahmed b. Abdülmelik b Ali el-Kirıııiinl (53211138), Rüknüddin Ebü'l-Fazl Abdurrahman b. Muhammed b. Eıııirfiye b. İbrahim e1-Kirıniini (54311 i49) Şemseddin Muhammed b. Yusuf b. Ali b. Saf d el-Kirınilnl (786/1 384) gibi "el-Kirmiinl" nisbesiyle tanınan bazı müelliflerin eserleri arasında da bu. isimele bir escre rastlamadı k. Yalnız Süleymaniye Kütüphanesi Tırnovalı bölümü 532/2 de 36-52 varakları arasında Muhammed b. Mustafa Haınicl ci­Kefevf Akkirmiinf ( 1174/1760)'ye ait bu isimele bir ri saleye rastladık. Fakat baş ve st> n t;,ı·aflarının Ziihiriyyc kütüphahesincleki nüslıaya uyrnaclığını tesbit ettik. (bkz. ei-Hayrnl, Fihrisü ınalıtutiiti dfiri'!-kiitiibi'z-Ziilıiriyyc. IL 241).

2!9