kent aktüel ocak (2015)

[email protected]

HOŞGELDİN 2015

Merhaba değerli Kent okuyucularımız. 2015’e yeni sayımızla giriyoruz. Acısıy-la, tatlısıyla 2014 yılını geride bıraktı k.

***

Sayılarımıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ederiz. Bizler sabah akşam demeden ça-lıştı k, sizlere daha iyisini sunabilmek için. Bu sayı-da yine dolu dolu içeriğimizle karşınızdayız. Uma-

rım severek okuyabileceğiniz bir sayı olmuştur.

***

Bu sayımızda konuk sanatçımız İdo Tatlıses, samimi ve hoş sohbeti yle 2015 yılının ilk sayısı-na eşlik etti . Her sayımızda birbirinden değerli

sanatçılarla ayrı bir heyecanla karşınıza çıkıyoruz.Yeni yılda sizin de hayalleriniz hiç bitmesin, hayata hep güzel bakın. Hedefsiz ve hayal-siz büyük işler yapılamaz. Tüm hedefl eri-

nizin ve hayallerinizin peşinden gidin.Girmiş olduğumuz bu yeni yılda tüm

dünyaya sevgi ve barış diliyorum.. Sa-vaşların, acıların ve felaketlerin yaşan-

madığı huzur dolu bir yıl diliyorum.

Sağlıcakla kalın...

EDİTÖR www.kentaktuel.com

İmti yaz SahibiADEM BASUT

Genel Yayın YönetmeniGÜRDAL ÇAKIR

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMUSTAFA BASUT

Sayfa EditörüSEDA DİNÇ

Fotoğraf ve Görsel Sanat YönetmeniNURCAN BASUT

Halkla İlişkiler ve ReklamYASEMİN ARSLANGÜLSÜM YÜZER

EditörEBRU AKDENİZ GÖRGEN

Grafi k ve Reklam Tasarım

ERSİN KAPLAN

Yazışma [email protected]@neografi k.org

Basım yeriİHLAS GAZETECİLİK A.Ş

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesiİhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna

Bahçelievler / İSTANBULYönetim Yeri

Aydıntepe Mahallesi Yavuz Caddesiİbrahim Koray Sokak No:17 Tuzla / İSTANBUL

0216 392 15 16

EditörEBRU AKDENİZ GÖRGENEBRU AKDENİZ GÖRGEN

Grafi k ve Reklam TasarımGrafi k ve Reklam Tasarım

ERSİN KAPLANERSİN KAPLAN

Yazışma AdresiYazışma [email protected]@kentaktuel.com

Mustafa Basut

Gezelİm Görelİm : BERLIN

INSTAGRAM TUZLA

Bİyografİ : TÜRKAN ŞORAY

GÜRDAL ÇAKIR : Uyu(ta)mazsın..

Sİnema : Ocak Vİzyonu

MODA Kente Dair

S.Sorumluluk

Sağlık-Yaşam Teknoloji Burç Yorumları

Dünya Mutfağı Otomobil

Konser-Gösteri

10

40

5030 56

6158

46

www.kentaktuel.com EDİTÖR

3415

20 28 54

26

IDO TATLISES.

KÖŞE YAZISI www.kentaktuel.com

9Kent Aktüel

>10

KENTE DAİR / www.kentaktuel.com HAYATA DAİR / www.kentaktuel.com

ÜNLÜLERDEN KADINLARA DESTEKSiyasetçiden sanatçıya 16 ünlü erkek, Hürriyet ga-zetesinin yeni yıl eki için kadınlık ruhuna girmeye çalıştı . Sanatçı Emre Altuğ bebek emzirdi, CHP’li Gürsel Tekin’in gözü morardı, oyuncu Güven Kıraç ise jinekoloji masasında poz verdi.

Dünyanın neresinde olursanız olun “Zordur Kadın Olmak”.

Dayak yiyip, tecavüze uğrayıp, ses çıkarmamak, gerekti ğinde “erkeğin”in tüm isteklerine boyun eğmek, sürekli birilerinin kanatlarının altı na sığınıp yaşamak zorunda kalan kadının bu durumunu anlat-manın bir yolu bulundu.

Başarılı milli basketbolcu Kerem Tunçeri de direksiyon başına geçti ve “Trafi kte kabalaşan erkek sürücüler kadın sürücüleri taciz etmek-ten keyif alıyorlar. Temennim tüm bunların tamamen ortadan kalk-masıdır” dedi.Oyuncu güven kıraç da jinekoloji masasına yattı ve doğum kontrolü yapıyorlar diye dayak yiyen, bazı yörelerde ise evde doğum yapmak zorunda kalıp hem kendi hayatı nı hem de bebeğin hayatı nı tehlikeye atmak zorunda kalan kadınları anlattı .

Aralarında siyasetçi, sanatçı, sporcuların da olduğu 16 erkek Hürriyet’in yılbaşı ekinde, kadınların yaşa-dıklarını anlamak dahası karartı lan ruhlarına inebil-mek için objekti fi n karşısına geçti .

Özel bir makyajla gözü morartı lan CHP’li Gürsel Tekin, töre cinayetlerinin altı nı çizerek, ‘‘ Bu bir in-sanlık dramıdır. Kadının olmadığı yerde erkek olmaz, erkek doğmaz” vurgusunu yaptı .Karikatürist Erdil Yaşaroğlu, Türkiye’de kadın olma-nın, dahası kız çocuğu olmanın daha zor olduğunu bu nedenle okuma hakkının mutlaka verilmesi ge-rekti ğine değindi.

Şarkıcı Emre Altuğ ise işverenlere dikkat çekti . Be-bek emzirdi ve “Türkiye’de doğum sonrası işveren-lerin emziren anlayışı vicdani sorumluluktur” dedi.

www.kentaktuel.com / KENTE DAİR

İNSTAGRAM DÜNYASINDA ‘‘ TUZLA ‘‘

> KENTE DAİR / www.kentaktuel.com

>12

www.kentaktuel.com / KENTE DAİR <

13<

>14

BERLINAlmanya’nın Başkenti Avrupa’nın Kalbi

Berlin’de yıllardır hasreti ni duyduğumuz düzenli ve sistemati k Avrupa ile gerçek anlamda tanışma fı rsatı buldum. Şehir çok sessiz, sakin ve dingin. Bu hal bebeklere hatt a köpeklere bile yansımış. Köpekler havlamıyor, bebekler ağlamıyor, trafi k-te insanlar kavga etmiyor, ulaşımda bisikletler de yoğun olarak kullanılıyor, araba parkları hep aynı yönde ,herşey kurallarını uygun, insanlar birbirlerine karşı saygılı, markett e sırada bulunan her on kişiden altı sı Türk. Yiyecek sektörü ve ti cari faali-yetler Türklerin elinde, eskiden gidip kendini kanıtlayan Türkler hiç azımsanmaya-cak gibi, herşey bu kadar güzel olmasına rağmen Türkiye’ de yaşama sevdası hep içlerinde, turistlik amaçlı gidenler hemen fark ediliyor nedenini sorduğumuzda ‘’siz de yüzler gülüyor abla’’ diyorlar, medeni olmasının yanında soğuk bir yanı da var şehrin’’biz Türkiye’de en fazla bir ay tati l yapar, onbir ay onu anlatı rız’’ diyorlar.

Berlin Gezisi İçin İpuçları•Berlin’in metro sistemi inanılmaz. Çekinmeden bol bol kullanın, şeh-rin her noktasına kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz.•Varlığından bile haberdar olmadığımız Vietnam mutf ağı Berlin’de çok yaygın, deneyin.•Turla gitmenize hiç gerek yok. Bir adet kitapçık ve metro harita-sı edindiğiniz takdirde Berlin’i kolaylıkla gezebilirsiniz.

Nurcan BASUT [email protected]

15<

www.kentaktuel.com GEZELİM GÖRELİM

NüfusBerlin 3.5 milyon civarındaki nüfusu ile Almanya`nın en kalabalık şehridir. Bu nüfus içerisinde yerliler haricinde çokça yabancı da bulunmaktadır. Türk nüfusunun Avrupa`da en çok olduğu şehir şüphesiz Berlin. Öyle ki 200.000`den fazla Türk`ün Berlin`de yasadiği söyleniyor.

Nasıl gidilir ?Günümüzde Türkiye-Almanya arası seyahat imkanları bir hayli gelişmişti r. İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya`dan Berlin`e direk uçuş yapan pek çok havayolu şirketi var. THY, Pegasus, Sun Express, KLM, Luft hansa gibi havayolu şirketleri ile 3 saatlik bir yolculuk sonunda Berlin`e ulaşılabilir. Ayrıca Alman-ya’nın diğer şehirlerinden ve Avrupa’nın farklı ülkelerinden Berlin’e demiryoluyla ulaşmak mümkün. Berlin’in merkez tren garı olan Hauptbahnhof, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük tren garıdır. Tegel Havalimani: şehrin kuzeybatı sında ve şehir merkezine 8 km. uzaklıkta bulunan Tegel Havaalanı top-lamda 5 terminalden oluşuyor. Schonefeld Havalimanı: Şehrin güneydoğusunda ve merkezden 19 km. uzakta yer alan bu havalimanı özellikle Avrupa içinde sefer yapan havayolu şirketlerinin kullandiği bir liman olma özelliğindedir. Uçuşlar 4 terminalden yapılıyor.

Ne Zaman Gitmeli? Bildiğiniz üzere Almanya, Türkiye’ye kıyasla kuzeyde kaldığından, hava koşulları da Türkiye’ye göre daha zorlu. O yüzden bir Orta Avrupa klasiği olan “her an ortalık buz kesebilir, ona göre yanıma bir şeyler alayım”ı, ilkbahar ortalarında bile gidecek olsanız aklınızın bir köşesinde bulundurun. Kışın gi-decekseniz 0’ın altı na düşen hava koşullarına hazırlıklı olun. Yazın ise bana kalırsa, 23-24 derece orta-lamasıyla, Berlin’e gitmek için en ideal zaman.

Berlin’de Ne Yenir, Ne içilir?Berlin iyi hoş, ama çok nitelikli ya da farklı bir mutf ağı olduğunu söyleyemeyeceğim. Tabi ki deneyecek çeşitli tatlar mevcut. Fakat Berlin’de yiyip içebileceğiniz şeylerin %98’ini Türkiye’de de bulabilirsiniz. Güzel restoranlardan birinde yemek isti yorsanız rezervasyon şart. Bence gitmeden önce tati linizi plan-layıp ona göre rezervasyon yapmak en mantı klısı. Deneyebileceğiniz birkaç lezzeti sıralamak gerekirse: Oraya özgü kabul edilen şeylerden biri “Currywurst”. Bakmayın adının alengirli durduğuna, bildiğimiz baharatlı sosis. Bunun dışında Türk işgali nedeniyle her yerde dönerci görmeniz mümkün. Bunların en popüler olanı şüphesiz “Mustafa’s Gemüse Kebap”.Ayrıca Berliner’i Starbucks’a giden Türk gençleri olarak çoğumuz daha önce duymuşuzdur. Adından da anlaşıldığı üzere Berliner, buraya özgü bir pasta çeşidi. Tatlı bir hamur üzerine ya da içine artı k reçel, çikolata hangisinden isti yorsanız koyuyorlar, siz de yemelere doyamıyorsunuz.

>16

GEZELİM GÖRELİM www.kentaktuel.com

Brandenburg KapısıBerlin Duvarı, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya kaçmalarını ön-lemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar.Batı ’da yıllarca “Utanç duvarı” (Schandmauer) olarak da anılan ve Batı Ber-lin’i abluka altı na alan bu betondan sınır,9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’nın, isteyen vatandaşların Batı ’ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm te-sisleriyle birlikte yıkıldı.Bu fotoğraft a da yaşanan özlem ve trajedi çok açık bir şekilde belli oluyor.East Side Gallery; Berlin’e gidip de görmeden dönmeyeceğimiz bir yere geldik. Berlin Duvarı’nın üzerine 1990-91 yıllarında, 100’ün üzerinde sanatçı tarafı ndan duvar resim-leri yapılmış. Bir sokak sanatı destekçisi olarak bu 1,3 km’lik bölgeyi hayran hayran dolaştı m, kesinlikle tavsiye ederim. Berlin’de tam 175 adet müze var, ve emin olun herkesin ilgisini çekebilecek bir şeyler çıkabiliyor. Berliner KatedraliBüyük, etkileyici bir yapı. Bence içine de mutlaka girmeli, hatt a üşenmeyip o merdivenleri tı rmanmalısınız. Çünkü en tepeye çıkmayı başardığınızda, olduk-ça güzel bir Berlin manzarası ayaklarınızın altı nda oluyor.. Berlin’e gidip burayı görmemek İstanbul’a gelip Ayasofya’yı görmemek gibi bir şey. Checkpoint Charlie; Checkpoint Charlie, Doğu Berlin ve Batı Berlin arasındaki ana geçiş noktası. Savaş yıllarında, aradaki geçişlerin engellenmesi açısından bir zamanlar bu noktada Amerikan ve Sovyet askerleri nöbet tutuyormuş. Kısaca bir kontrol noktası diyebiliriz. Reichstag Adolf Hitler’in Almanya’nın başına geçişine kadar Almanya Parlamentosu’nun toplandığı yerin ismidir. Bugün Almanya Parlamentosu yine aynı isimli binada, Berlin’de bulunmaktadır. Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche (Yıkık Kilise); Ku’damm da bulunan bu kilise, 2. Dünya Savaşı’nda tepesi zarar görmüş ve o haliyle muhafaza edilmekte olan bir kilise. Şehirde Hitler ile alakalı en ufak bir şey görememenin verdiği şaşkınlık (gerçi hak da veriyor insan), ve Yahudiler için yapılmış anıtı n ardından bu kiliseyi de görmek, insanın üzerinde tuhaf bir etki bırakıyor.SiegessäuleSiegessäule Berlinli Türklerin Altı n Kız Heykeli olarak tanıdığı zafer anıtı . 1864 yılındaki Danimarka savaşında elde edilen zaferin anısına 1864 ile 1873 yılları arasında yapıldı. 1938 ve 1939 yıllarında yaklaşık yedi buçuk metre yükselti -lerek şimdi bulunduğu Großer Stern meydanına taşındı. Yaklaşık 70 metrelik yükseklikten Berline kuş bakışı imkanını sağlayan Siegessäule’de maalesef asansör yok. Bu yüzden sabırlı bir şekilde merdivenlerden çıkmak gerekiyor.Potsdamer PlatzPotsdamer Platz; Berlin’in en ünlü meydanlarından bir diğeridir. Burada so-kak performanslarına ve çeşitli açık alan sergilerine rastlamanız muhtemel. Bunun dışında Berlin duvarından kalan birkaç parçayı da bu meydanda bula-bilirsiniz. . Fernsehturm-Tv Kulesi:Şehir merkezinde: Alexander Platz bölgesindedir. Kreuzberg: Berlin’de Türk nüfusunun en yoğun olduğu yer şüphesiz Kreuzberg. Küçük İstanbul olarak adlandırılan semt içerisinde Türk restorantları, Türk pazarları, sinema salonları, galeriler, alışveriş yerleri ve gece kulüpleri gibi birbirinden renkli mekanlar bulunuyor.

www.kentaktuel.com / GEZELİM GÖRELİM <

17<

>20

Türk Sİnemasının SULTANI

TÜRKAN ŞORAY

BİYOGRAFİ www.kentaktuel.com

28 Haziran 1945’de İstanbul’da doğdu. Babası Halit Şoray devlet demir yol-larında memur, annesi ev hanımıydı. Maddi imkanların kısıtlı olduğu bir ailede dünyaya geldi. Öğrenimine Rami Taş Mektebi’nde başladı fakat sürekli mahalle değişti rdiklerinden, eğiti mini 1956’da Feriköy İlkokulu’nda tamamladı.

1954’te Meliha ve Halit Şoray çift i boşanır. Çocuklar annede kalır. Kara-gümrük Sarmaşık Sokak’a taşınırlar. Burada ev sahiplerinin kızı Emel Yıldız’la tanışır, onun sayesinde de Yeşilçam’a adım atar. Bir gün onunla beraber fi lm seti ne gider ve böylece ünlü “Yeşilçam Sokağı”na adımını atmış olur. Şoray o dönemde on beş yaşındadır. Emel Yıldız, o sıra “Köyde Bir Kız Sevdim” adlı fi lmin başrolünde oynayacaktı r. Bir gün fi lmin seti ne Şoray’ı da götürür. Kenarda bir yerde otururken Türker İnanoğlu’nun dikkati ni çeker. Şoray’la tanıştı rılır. İna-noğlu başrol için Türkan Şoray’ın daha uygun olacağına karar verir. Şoray’ın Yeşilçam’a girişi de böylece gerçekleşir.

Bir Yıldızın Doğuşu (1960’lar)

Türkan Şoray bu fi lmin ardından yeni yeni teklifl er almaya başlar. Çevirdiği fi lmlerle, özelikle magazin basınının dikkati ni çeker ve ilk kez, dönemin ün yapmış haft alık popüler dergile-rinden “Sinema” ya kapak olur (15 Mart 1961, s.18). Ardından Arti st, Büyük Gazete ve Ses Dergilerine..

1960’lı yıllarla birlikte Şoray’ın başarı grafi ği de yükseliyordu. Artı k yaşa-mında herşey değişmekteydi ve bu değişiklik sosyal durumdan fi ziğine kadar her şeyine yansıyordu. Erkek-lerden gördüğü ilgi ve artan seyirci ilgisi ona güven kazandırıyordu. Artı k kararsızlıktan kurtulup kadınlığa adım atı yordu. Artı k daha şuh biri halini alacaktı r. Bu değişimiyle gerek Yeşilçam çevrelerinde gerek seyircisi arasında büyük bir etki gücüne sahip olur.

İlk Önemli Aşama

“Acı Hayat” Türkan Şoray’ın sinema hayatı ndaki ilk dönüm noktasıdır.

. “Otobüs Yolcuları” ile bu dönüm noktasının ilk kıpırtı larını veren Şoray “Acı Hayat”la ilk önemli aşamasını da geçer. Bu fi lmindeki rolü diğer-lerine göre daha tutarlı, ti p olarak da gerçeğe daha yakındır. Film o güne kadar yapılmış en başarılı, en şiirsel görüntülü bir aşk fi lmidir.

1963’te çevirdiği bu fi lmle 1964’te I. Antalya Film Festi valin’de en iyi kadın oyuncu ödülünü alır. Ayrıca “Acı Hayat” sinema yazarları tarafı ndan “yılın fi lmi” seçilir. Artı k izleyicide Şoray imgesi oluşmaya başlamıştı r. Senaryo yazarları onun için öyküler oluşturabilir, yönetmenler fi lmle-rini onun üzerine kurabilirler.

Hayatına Yön Veren Adam

Rüçhan Adlı’nın Şoray’ın hayatı nda önemli bir rolü vardır. Onu korumuş, hep zirvede kalmasında büyük rol oy-namıştı r. Eylül 1962’de bir fi lm seti nde tanışırlar. Rüçhan Adlı Şoray’dan tam 23 yaş büyüktür. Görmüş–geçirmiş bir insandı. Şoray hep bir babanın şefk a-ti nden ve sevgisinden mahrum bü-yümüş, bunlara ihti yaç duymaktadır. Şoray’da bu sevgi ve şefk ati Adlı’da bu-lur ve 20 yılını onunla birlikte geçirir.

İlişkilerinden sonra Şoray giderek süzgün bakışlı şuh bir kadın olmak-tan sıyrılıp, yeni kimliğine bürünür ve 1965’lerden başlayarak “Türk sinemasının bir numaralı kadını” olur. Dört büyükler arasında olup (Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın) en çok o tutulmaktadır.

Sultan

Şoray’ın Sultan olmasında ve kanunla-rının oluşmasında Adlı’nın büyük payı vardır. Adlı, Şoray’a gönderdiği çiçek buketlerine ilişti rdiği kartlarda ya da bıraktı ğı notlarda ona hep “Sultanım” diye hitap eder. (Canım sultanım, hanım sultan.. gibi) Bunlar daha sonra basında yer alır ve dönemin ünlü gazete ve dergilerinde yayınlanır. Böylece Şoray artı k Türk sinemasının da, halkın da “Sultan”ı olmaya başlar.

Adlı’nın onun hayatı ndaki yeri ve üzerindeki etkisi, özelikle birlikte yaşamaya başladıkları 1963 yılın-dan başlayarak önemini ve ağırlığını artı rır. 1966’nın sonlarına doğru ise birbiri ardına Şoray fi lmleri çevrilir ve aynı haft alarda Beyoğlu sinemala-rında vizyona girince durum bir süre için aleyhine gelişir. Aynı haft alarda oynayan Şoray’lı fi lmler adeta birbirini vurur. Şoray’ın böyle bir hataya kurban gitmesinin nedeni aynı yıl içinde çok sayıda fi lm çevirmesi ve oynadığı fi lmlerin aynı konuları kapsamasıdır.

Bir süre sonra aleyhine gelişen bu tehlikeli sarsıntı yı güçlükle atlatı r ve durumu lehine gelişti rip fi yatı na zam yapar. Böylece bütün yapımcılar Şoray’ı kara listeye alırlar. Bu karara göre ona fi lm çevirtti rmeyecek, mu-kavele süresi uzatı lmayacak, sinema salonlarında da fi lmleri gösterilmeye-cekti r. O artı k Akün, Acar, Arzu, Duru fi lm....gibi büyük şirketlerin de kara listesindedir. Aleyhine gelişen tüm olaylardan sonra Şoray kendine bir savunma politi kası bulur ve yapımcıla-rın karşısına aldığı bazı kararlarla çıkıp, bu kararlardan da taviz vermeyecek-ti r. Böylece Şoray kanunları oluşur.

Şoray Kanunları

1) Türkan Şoray fi lm senaryo-larını fi lm çekim tarihinden en az bir ay önce beğenir.2) Türkan Şoray, Senaryoyu beğenme-diği takdirde yeni senaryo verilecekti r.3) Her senaryoda beğen-di mutabakatı şarttı r.4) Filmde öpüşme ve açık sah-neden olmayacaktı r.5) Filmdeki modern giysiler Türkan Şo-ray’a tarihsel olanlar ise şirkete aitti r.6) Film çekimi İstanbul dahili olup Türkan Şoray İstanbul dışına çıkamaz.7) Çalışma saatleri sabah 8 ile akşam 19 arasıdır.8) Pazar günleri Türkan Şoray çalışmaz.9) Türkan Şoray adı jenerik, afi ş ilan ve sinema fenerlerinde baş-ta ve tek olarak yazılacaktı r.10) Filmin her oynadığı yer-de 9. madde uygulanacaktı r.

www.kentaktuel.com BİYOGRAFİ

>22

Tip olarak da Türk kadınını yansıt-maktadır. Türk sinemasının en güzel resim veren kadın oyuncusudur. Sinemasal açıdan zengin, seyirciyi çarpan bir görüntüsü vardır. Halkın içinde gelmesi zor şartlarda büyümesi onu halka daha yakın kılacaktı r. Türk sinemasında hiçbir kadın oyuncu onun gibi çevresinde yaygın bir etkinliğe sahip olmamıştı r. Güzelliği hep abar-tı lıdır ama sıcaklığı da tartı şılmaz.Bu özellikleriyle sinemamızda farklı bir yer açar. Diğer kadın sanatçılara örnek olmuş, uygulamalarıyla da takip edil-mişti r. Sinemada en yüksek fi yata sahip oyuncu oluşu, en çok aşık olunan kadın oluşu, kendine has yasaklar koyuşu, her rolün altı ndan başarıyla kalkması, farklı güzelliği, sıcaklığı, bir sultan, bir efsane oluşuyla ve diğer yönleriyle sinemadaki yerini de belirlemişti r.

1970’ler:Şoray, değişir gözüken bir şeylere karşın, 1970’lerin başlarında da sinema siyase-ti ni hemen hemen aynen sürdürür. Yılda yine 10-12 fi lm yapar. Ünlü yazarların eserlerine el atı lır fakat başarılı olun-maz. Sultan Gelin, Cemo gibi yarım başarılar elde edilirken, Vukuat Var, Asiye Nasıl Kurtulur gibi fi lmler fi yas-koyla sonuçlanır. Ünlü yönetmenlerle (Atı f Yılmaz, Osman Seden, Halit Refi ğ..) çalışmak da pek bir şey değişti rmez.70’lerin başında yine zirvede gözük-mektedir. Fakat o artı k daha değişik, daha farklı birşey arama çabasındadır.

1972 yılında mesleki yaşamında yeni bir dönem açılır. Film sayısını ciddi anlamda azaltı r. Bu yıla iki fi lmi damgasını vuracak-tı r. Biri Cemo’dur. Bu fi lmin çekimlerinde Şoray att an düşer ve felç olma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Olay, fi lme iyi bir reklam aracı olur. Asıl büyük tepkilere yol açan olay ise bir diğer fi lmi “Dönüş”tür. Çünkü Şoray’ın yönetmenlik denemesi yaptı ğı ilk fi lmdir. Şoray birçok çevrenin eleşti risine maruz kalır. Filmin başarılı olmayacağı düşünülür, fakat beklenenin aksine dikkat çeker ve başarılı olur. Şoray, eleşti rmenle-rin, sinema uzmanlarının ve de “ciddi ba-sın”ın dikkati ni çeker. Film yılın en büyük iş yapan fi lmi olur. Şoray’a daha önce yüz çevirenler, bu kez onu sahiplenirler. Ayrıca “Dönüş” 1973’te “Moskova Film Festi va-li”nde özel bir ödül alır. “Azap’ta (1973) ikinci yönetmenlik denemesini gerçek-leşti rir fakat bu fi lmde başarılı olamaz.

70’lerin başlarında O hepsi birbirinin aynı, en azından benzeri dram veya komediler-den daha kişilikli, daha gerçekçi fi lmlere doğru kaymasında, belki yıllardır süre gelen aklı başında, sorumlu ve oldukça polti ze bir eleşti rinin katkısı olmuştur. Ama temel neden, Türk toplumunun o yıllardaki genel havasıdır. Artı k sinema da o uzun yıllar sürdürdüğü pembe rüya-dan uyanıyordu. Yönetmenler ilk defa gerçekçi konulara el atmakta, Anadolu bozkırlarında mekan bakmakta, köylü kadınların dramını keşfetmektedirler. Başta Türkan Şoray ve diğer ünlü starlar, gerçekten yaşamış ve yaşayan kadın

11) Filmlerin seslendirilme-sinde Türkan Şoray’ın sesi için kendi mutabakatı şarttı r.12) Şirket fi lmi kendi hesabına çeker. Eğer başka şirketle ortak yapıma gidilir-se Türkan Şoray’ın mutabakatı şarttı r.13) Film renkli ise Türkan Şoray’ın mutabakatı ile çekim günleri uzayabilir.14) Çekilecek fi lmin rejisörü ve baş erkek oyuncusu için Türkan Şoray’ın mutabakatı şarttı r.15) Bu şartlara riayet etmeyen fi lm şir-keti 100 bin lira ödemeyi taahhüt eder.16) İhti laf vukuunda merci mahke-meleri İstanbul mahkemeleridir.17) Türkan Şoray şirketlerden fi lm başına 60 bin lira alır.18) Türkan Şoray mecburi gecikme-leri 10 günden fazla beklemez.

Dönemine göre bu oldukça ağır koşullar, 1967’de son halini alıp yazılı bir metne dönüştürülür. Türkan’ın ünlü ve gişe geliri öylesine yüksekti r ki, hiçbir fi rma, yönetmen veya oyuncu ona karşı çıka-maz. Türkan Şoray’la mukavele yapmak için birbirleriyle yeniden yarışa girerler. Bu kanunlarla Rüçhan Adlı, Şoray’ın, Yeşilçam’daki imajını koruma altı na alır.

Şoray’ın Sinemamızdaki Yeri

1960’larda 4 büyükler saltanatı söz konusudur. Fatma Girik; baştan iti baren dinamik canlı, “acul”, girişken kolay yılmayan, daha erkeksi, yeni yaşama kültürüyle dalga geçen, alt kültüre yakın bir ti p, Filiz Akın; daha modern, top-lumun Batı ’ya dönük yüzüydü. O ince sarışın ve kırılgan kişiliğiyle halk kızlarını oynasa da pek inandırıcı olmayacak, daha çok zengin kızlarını, “burjuva güllerini” temsil ederek biraz farklı bir alana geçecekti . Hülya Koçyiğit, geniş bir canlandırma yelpazesi ve çok farklı kimliklere bürünme yeteneği olan, her sınıfa ait olabilen, kibar evin kızı.Türkan Şoray ise; güzel, çekici, alımlı bir kadın kişiliği yaratacak ve bunu hem güldürü, hem dramda aynı başarıyla sürdürecekti . Sosyal kö-kenler iti barıyla bir uçtan öbürüne, bir kutuptan diğerine kolaylıkla gidip gelebilecekti . Türk toplumu, sanatçının halk kızı veya burjuva dilberi ti ple-melerini aynı ilgiyle kabul edecekti .

BİYOGRAFİ www.kentaktuel.com

23<

portreleri çizmeye başlarlar. Konfek-siyon usulü yapılan fi lmlerin yerini daha gerçekçi konular, daha kapsamlı yaklaşımlar, daha bütüncül çabalar alır. Artı k her fi lm ayrı bir proje olup, çok daha dikkatle üzerinde durula-caktı r. 76’da 3. Şoray yönetmenliği ürünü olan “Bodrum Hakimi”ni çeker ve yeniden sahnededir. Yerini yeniden sağlamlaştı rmıştı r. 1977’de en güzel fi lmlerinden biri olan “Selvi Boylum Al Yazmalım” da oynar. Bu fi lmle Şoray’a en iyi kadın oyuncu ödülü gelir.1980’ler :Bu hızlı dönemden sonra Şoray bir süre setlerden uzak kalır. 80’de fi lm yapmaz. 1981’de ise son yönetmenlik ürünü olan “Yılanı Öldürseler” ile geri döner. Bu arada halk sinemaya gitme-yi reddeder. Artı k yeni bir kuşak, yeni yönetmenler, yeni bir anlayış doğu-yordu. (ve 80’li –90’lı yıllar boyunca Şoray’da bir çok yeni yönetmene destek verdi.) 1980’lerle bağımsız sinemanın önü açılır. 80’lerde sinemamız artı k daha aydın, daha incelmiş ürünler, büyük kenti n orta sınıfl arına dönük hikayeler vermeye başlayan daha özel bir alan olmaya doğru gidecekti r.1983’te şarkıcı ve türkücülerin oynadığı arabesk ağırlıklı fi lmler Türk Sinemasın-daki yerini ne kadar korumaya çalışsa da, kadın dünyalarını sorgulayan “kadın fi lmleri” öne çıkmaya başlayacaktı r. De-ğişen koşullar ve yaşanan ekonomik kriz-ler nedeniyle 1980-86 yıllarında ikişer fi lmle yeti nmek zorunda kalan Türkan Şoray 1987’de bu sayıyı dörde çıkarır.80’li yıllar Şoray’ın hem mesleğinde hem de özel yaşamında önemli değişik-liklere sahne olacaktı r. Şoray kanunları yıkılacak, oynadığı “Mine” adlı fi lmiyle “kadın fi lmleri” akımını da açacaktı r. Özel yaşamında ise yirmi yılını feda et-ti ği Rüçhan Adlı’yı 1983’te terk edecek, aynı yıl sinema ve ti yatro sanatçısı Cihan Ünal ile evlenecekti r. 84’te annesini kaybedecek ve bir süre sonra kızı Yağ-mur dünyaya gelecekti r. Şoray Ünal çift i beraber birkaç fi lmde beraber oynarlar fakat fi lmler beklenen işi yapmaz. 87’de çift ayrılır. 90’lı yılları da birkaç fi lmle kapatı r Şoray. 94’te babasını, 95’te de büyük aşkı Rüçhan Adlı’yı kaybeder. Bu yıllarda seyircisinin karşısına birkaç

dizi fi lmle gelir. 2000 yılında çevirdiği “İkinci Bahar” adlı dizi ise diğerlerin-den çok farklı bir yere sahip olacaktı r.Ayrıca Türkan Şoray Türkiye eğiti minede katkıda bulunmuştur.1973 yılında yaptı r-mış olduğu ilköğreti m okulu İstanbul’un Hisarüstü semti nde yer almaktadır.

Filmografi si

1960: Köyde Bir Kız Sevdim, Aşk Rüzgarı, Güzeller Resmi Geçidi, Utanmaz Adam1961: Afacan, Aşk ve Yumruk, Dikenli Gül, Gönülden Gönüle, Hatı rla Sevgi-lim, Kaderin Önüne Geçilmez, Kardeş Uğruna, Melekler Şahidimdir, Otobüs Yolcuları, Sevimli Haydut, Siyah Melek1962: Acı Hayat, Allah Seviniz Dedi, Aşk Yarışı, Bardaktaki Adam, Billur Köşk, Bizde Arkadaş mıyız, DikmenYıldızı, Kırmızı Karanfi ller, Lekeli Kadın, Ne Şe-ker Şey, Ümitler Kırılınca, Zorlu Damat1963: Acı Aşk, Ayşecik Canımın İçi, Ba-dem Şekeri, Beni Osman Öldürdü, Bütün Suçumuz Sevmek, Çalınan Aşk, Çapkın Kız, Dağlar Kralı, Genç Kızlar, İki Kocalı Kadın, Küçük Beyin Kısmeti , Sayın Bayan1964: Adanalı Tayfur Kardeşler, Ana-sının Kuzusu, Bomba Gibi Kız, Bücür, Fıstı k Gibi Maşallah, Gençlik Rüzga-rı, Gözleri Ömre Bedel, Kader9 Kapıyı Çaldı, Kızgın delikanlı, Macera Kadını, Mualla, Öksüz Kız, Yılların Ardından1965: Ekmekçi Kadın, Elveda Sevgilim, Garip Bir İzdivaç, Hayatı mın Kadını, Komşunun Tavuğu, Sana Layık deği-lim, Seven Kadın Unutmaz, Siyah Göz-ler, Sürtük, Vahşi Gelin, Veda Busesi1966: Akşam Güneşi, Altı n Küpeler, Anaların Günahı, Çalıkuşu, Çamaşırcı Güzeli, Düğün Gecesi, El Kızı, Eli Maşalı, Günahkar Kadın, Karanfi lli Kadın, Kenarın Dilberi, Meleklerin İnti kamı, Meyhanenin Gülü, Siyah Gül1967: Ağlayan Kadın, ana, Ayrılsak da Beraberiz, Bir Dağ Masalı, Her Za-man Kalbimdesin, Kara Duvaklı Ge-lin, Kelepçeli Melek, Ölümsüz Kadın, Sinekli Bakkal, Tapılacak Kadın1968: Abbase Sultan, Ağla Gözlerim, Artı Sevmeyeceğim, aşk Eski Bir Yalan, Ay-şem, Dünyanın En Güzel Kadını, Kadın Değil Baş Belası, Kadın inti kamı, Kadın Severse, Kahveci Güzeli, Vesikalı Yarim1969: Aşk Mabudesi, Ateşli Çingene, Bana Derler Fosforlu, Buruk Acı, Fos-forlu Cevriye, Günah Bende mi, Köle

Olayım, Sana Dönmeyeceğim, Seninle Ölmek İsti yorum, Son Bahar Rüzgarları1970: Ağlayan Melek, Arım Balım Peteğim, Birleşen Yollar, Buğulu Gözler, Bülbül Yuvası, Hayatı m Sana Feda, Herkesin Sevgilisi, Kara Gözlüm, Mağrur Kadın, Mazi Kalbim-de Yaradır, Merhamet, Tatlı Meleğim1971: Ateş Parçası, Bir Genç Kızın Romanı, Bir Kadın Kayboldu, Gelin Çiçeği, Gülüm Dalım Çiçeğim, Güllü, Mavi Eşarp, Melek mi, Şeytan mı, Sevmek ve Ölmek Zama-nı, Unutulan Kadın, Yedi Kocalı Hürmüz1972: Cemo, Çile, Dönüş, Sisli Ha-tı ralar, Vukat Var, Zulüm1973: Asiye Nasıl Kurtulur, Azap, Dert Bende, Gazi Kadın, Güllü Geliyor Güllü, Mahpus, Namus Borcu, Sultan Gelin, Yalancı1974: Açlık, Bal Kız-Şenlik Var, Çıl-gınlar, Yüreğimde Yare Var1975: Acele Koca Aranıyor1976: Bodrum Hakimi, Deprem, Devlerin Aşkı1977: Baraj, Dila Hanım, Sel-vi Boylum Al Yazmalım1978: Bir Aşk Masalı, Cevri-yem, Sultan, Tatlı Nigar1979: Hazal, Küskün çiçek1981: Yılanı Öldürseler1982: Mine, Seni Kalbime Gömdüm1983: Metres, Seni Seviyorum1984: Bir Sevgi İsti yorum1985: Bir Kadın Bir Hayat, Körebe1987: Gramafon Avrat, Hayallerim Aşkım ve Sen, On Kadın, Rumuz Gonca Gül1988: Ada1989: ölü Bir Deniz1990: Berdel, Menekşe Koyu, So-ğuktu ve Yağmur Ciseliyordu1993: Şahmaran1995: Yerçekimli Aşklar1997: Nihavent Mucize2003: Gönderilmemiş Mektuplar2004: Mürüvvetsiz Mürüvvet

www.kentaktuel.com BİYOGRAFİ

>26

SONBAHAR / KIŞ

MODA www.kentaktuel.com

Kışın kendini iyice hissetti rmeye başladığı şu gün-lerde bu ay biraz sonbahar modasından bahsedelim istedik. Ne de olsa önümüzde bool bol kışı işleyece-ğimiz birkaç sayı var:) Her zamanki gibi önden bayan-lar...:)

Geçmiş yılların moda akımları esinti lerini günümüzde de sürdürmeye devam ediyor. 90’ lı yılların bize bu sezon ki armağanı oduncu gömlekler. O yıllarda daha çok erkekler tarafı ndan tercih edilen oduncu gömlek-lerini bu sezon şıklığına ve trendlerine önem veren bayanlarda da göreceğiz gibi. Sıcak tutması özelliği ile kışın sıklıkla tercih edeceğimiz bu anahtar parça-ları sonbaharda da yeleklerle ve oversized hırkalarla kombinleyerek sıcacık kalabilirsiniz.

Kış depresyonunun sarması ile batt aniye gibi sarılabileceğiniz panço, pelerin, oversized hırka ve kazaklara da gardroblarımızda yer açmaya başlasak iyi olur.

Kumaş tercihi olarak paltolara alternati f olduklarından, daha çok kaşmir veya yün olarak karşımıza çıkan panço ve pelerinlerde eko-se ya da aztek ve kilim desenlerini tercih ederek siz de son trend-leri yakalayabilirsiniz.

Ayrıca bu parçaları; tayt, skinny pantalonlar ve dizüstü çizme ya da postallarla çok kolay bir şekilde kombinleyebilir hem rahat hem de şık olabilirsiniz. Nostaljik olmalarının yanı sıra ihti şamlı bir gö-rüntü vermeleri açısından da kendinizi masal kitaplarından çıkmış gibi hissedeceksiniz:)

SİZİ ŞIKLIĞA DAVET EDİYORUZ

www.kentaktuel.com MODA

Beyler ise bu yıl bence her yıl olduğundan daha şık. Yelek ve hır-kaların muhteşem geri dönüşü bize 3’ lü takımların ne kadar asil durduklarını hatı rlatı yor.

Geçti ğimiz yıla göre daha cesur ve renkli olan erkek modasında rengarenk kadife ve ekose desenleri önümüzdeki aylarda takım-lardan ayakkabılara tüm parçalarda bol bol göreceğiz gibi. Baştan ayağa ekose kuşanmak Türk erkekleri için çok iddialı gelebilir ama en azından kombinlerinizin birkaç parçasında bu deseni kullana-rak sıkı bir moda takipçisi olduğunuzu gösterebilirsiniz.

Sezonun dikkat çeken en şık parçalarından trençkotlar, hem spor kombinleriniz hem de ofi s şıklığınızın tamamlayıcısı olurken deği-şik renk ve model alternati fl eri ile de her zevke hitap ediyor. Özel-likle mevsim geçişlerinin kurtarıcısı olabilecek bu rahat üstlerden mutlaka sizin de gardrobunuzda bulunmalı.

Ve serin havaların vazgeçilmezi balıkçı yakalara değinmeden bu ay ki sayfamızı biti rmeyelim. Soğuklar yaklaşırken takım elbisele-rinizin içinde kullanacağınız ince dokuma kazaklar kıyafetlerinizi sporlaştı rırken kaz tüyü yelekler ile kullanabileceğiniz anne elin-den çıkmış gibi gözüken kalın balıkçılarla da çok şık olabilirsiniz.

Ebru GÖRGEN

[email protected]

Edİtör

>28

Yanılıyoruz aslında...Her gün, her zaman...

Gündüz güneşin pırıltısına kanan, gece yıldızlardan medet uman; mutluluk uğruna kayıpları bile yok sayan masum çocuklarız.Serzenişler içerisinde atılan adımların gölgesinde tek bir çizgi ile ikiye bölebiliyoruz kalbimizi... Kendimize “hiç” diyebiliyoruz. Soluk bir buse bile yeterken ısıtmaya gözleri, oluk oluk yaşlar akıyor cebe sığmadığında zaman...

Darmadağın bir telaş yaratıyor sövülen bedenler avuçlarımızda; kurda kuşa yem olmuş aşk... Sözümüz yok aslında bizi üzen düze-ne, sebep çok aslında sessizce gidene...

Kandırılıyoruz aslında...Her gün, her zaman...

twitter.com/[email protected]

Uyu(ta)mazsın...

29<

Kışın kar tanelerinin beyazlığına gülen, yazın denizin mavisine el sallayan; heyecan uğruna kıymeti bile yok sayan yaramaz çocuk-larız.Çığlıklar içerisinde tutulan ellerin meyvesinde tek bir söz ile doyurabiliyoruz ruhumuzu... Kendimize “yok” diyebiliyoruz. Kısa bir yol bile yeterken hayata varmaya, yasa dönük dualar doluyor göğsümüze...Sere serpe bir melek yatıyor kucağımızda, ele güne dert olmuş haz... Kimsemiz yok aslında başımızı evirip çeviren bu dünyada, günahımız çok aslında sevapların yanında...

***Annem konuşmayı, hayat susmayı öğretti.Sen sen ol; sığabileceğin bir kap bulduğunda sakın taşma...

>30

TEKNOLOJİ www.kentaktuel.com

Samsung, Katlanabilir Ekranlı Telefon Üretimine Baslıyor

Içindeki Sıvıyı Algılayan Akıllı Bardak

Bunu kırmak isteyen Samsung, Samsung Galaxy Round ve Galaxy Note Edge ile başlayan innovasyon serüvenine, katlanabilir ekranlı telefonla devam edecek.Samsung’un görüntüleme sistemleriyle ilgilenen Samsung Display’in strateji ekibinin başkan yardımcılığı görevini üstlenen Lee-Chang-hoon, şirketin 2015 yılının sonlarına doğru 30 bin ila 40 bin AMOLED ekran üretim kapasitesine erişeceğini açıkladı.Katlanabilir telefon modasını devam ettirecek olan Samsung, iki parçalı koruma camları, esnek panelleri ve dokunmatik ara materyalleri gibi hazırlıklarını tamamlayarak bu türün ilk örneklerini 2016 yılından itibaren tüketicileriyle buluşturacak.

Malum devir teknoloji devri. Sağlık alanında, akıllı bileklikler, akıllı saatler, akıllı küpeler derken şimdi de piyasaya akıllı bardak çıktı.Vessyl adını alan bu akıllı bardak, içine konulan sıvıyı algılayarak, size sıvı hakkında bazı bilgiler sunuyor. Su, kahve veya bira koyulduğunda bunu algılayarak sizlere içtiğiniz sıvının kalori hesabını bildiriyor. Mobil uygulama aracılığıyla çalışan Vessyl, ayrıca sizin günlük su ihtiyacınızı karşılamanız için yardımcı oluyor. Hangi tür sıvı-lara ihtiyacınız olduğunu veya ne kadar içmeniz gerektiği konusunda sizi yönlendirerek bilgi sahibi yapıyor. Bu donanımsal özellik-lerinin yanı sıra, görünüm olarak da şık bir tasarıma sahip olan Vessyl, kablosuz bir şekilde şarj edilebiliyor ve kolayca yıkanabiliyor. 2015 yılının başlarına doğru çıkacağı beklenen bu akıllı bardak, 99 dolar gibi bir fiyatla karşımıza çıkacak. Seri üretime geçmesi durumunda ise fiyatının 199 dolar olacağı belirtilmiştir.

Samsung’u, akıllı telefon dünyasının en fazla modeline sahip olan şirket olarak tanımlasak yanılmış olmayız. Ayrıca son za-manlarda tasarımsal olarak bazı farklılıkların da öncülüğünü yaptığını söyleyebiliriz. Örne-ğin tarihinde ilk defa alüminyum malzeme kullanan şirket, metal gövdeli ilk akıllı telefo-nu Galaxy Alpha ve kenarı eğimli olan Galaxy Note Edge ile tasarımsal olarak tüm dünyada büyük ses getirmişti.

Ayrıca geçtiğimiz günlerde kapaklı telefon çıkararak, eskilerin modasını tekrar diriltmeye çalışmıştı. Her ne kadar bu deği-şiklikler olsa da, hepsi birbirinin benzeri bir ekosistem içerisinde değerlendiriliyordu.

.

.

31<

www.kentaktuel.com TEKNOLOJİ

Portatif Baskı Cihazı: Snapjet

Reklam Amaçlı SMS, E-posta ve Aramalar Yasaklanıyor

iletiler hala gelmeye devam ediyorsa, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na şikayet edebilme hakları bulunacak. Yasaya uymayan firmalara, bakanlık tarafından 2 bin ila 10 bin TL arasında değişen para cezası uygulanacak. Eğer bu SMS ve e-pos-taların birden fazla kişiye gönderildiği tespit edilirse, ceza 10 katına çıkacak. Reklamı gönderen firmalar gibi iletilerin gönderilme-sini sağlayan hizmet sağlayıcıları da ceza alacak. Avukat Cevat Kazma, reklama dayalı bu aramaların SMS ve e-postaya nazaran insanları daha fazla rahatsız ettiğini vurgulayarak, kanunun içeriğinin daha genişletilmesi gerektiğini belirtti.

Günümüzde kimse fotoğrafçılara gidip, fotoğraf kağıtlarına baskı almıyor. Bu durum çok fazla kağıt israfından bizleri kur-tarırken, bir yandan da anılarımızın sadece dijital ortamda saklanarak kaybolma riskini arttırıyor. Bu içinden çıkılmaz duruma bir çözüm sunmayı hedefleyen bir Kickstarter projesinden bahsedeceğiz sizlere bu yazımızda. Snapjet isimli projenin en dikkat çeken tarafı telefonunuzdan alacağı fotoğraflar için herhangi bir bağlantıya ihtiyaç duymaması. Bu sayede hem hız kazanıyoruz, hem de basım işlemi oldukça kolaylaşmış oluyor. Fotoğraf basımı için yapılması gereken tek şey, istediğimiz fotoğrafı açtıktan sonra telefonun ekranı aşağıya bakacak şekilde Snapjet’in üzerine bırakıyorsunuz. Bundan sonra size sadece Snapjet’in üzerindeki düğmeye basmak kalıyor. Birkaç saniye içinde fotoğrafınız hazır. Aynı zamanda Snapjet bütün akıllı telefonlarınızla uyumlu. Snapjet’in bir diğer güzel tarafı da açık kaynak kodlu olması. Yani dilerseniz ve beceriniz varsa üzerinde çeşitli değişiklikler yapabiliyorsunuz. Kickstarter üzerinden 129 dolarlık bağışla satın alabildiğimiz cihazın 1200 dpi’lık tarama seviyesi bulunuyor. Gerçek analog fotoğraf makinesi kağıdı kullanan Snapjet’in kağıtlarını bulmakta biraz zorluk çekebiliriz. Snapjet’in evlerimizde baskı alabileceğimiz portatif bir yazıcı olarak yer alıp alamayacağını hep birlikte göreceğiz.

1 Mayıs 2015 tarihinden itibaren yürürlü-ğe girecek olan kanunla birlikte, birçoğu-muzu rahatsız eden reklam amaçlı SMS ve e-postalar engellenebilecek. Ayrıca telefon araması olarak gelen tanıtım ve reklamlara kullanıcılar tazminat davası açabilecekler. Kullanıcılar, izinsiz olarak gönderilen SMS ve e-postalardan rahatsız olduklarında, reklam gönderen firmalara başvurarak bunu engel-leyebilecekler. Eğer başvurudan sonra

>32

EL SANATLARI www.kentaktuel.com

>34

RÖPORTAJ www.kentaktuel.com

İDOTATLISES

Dergimizin bu sayısında siz değerli okuyucularımızı2014 yılında En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı ödülüne layık görülenİdo Tatlıses ile buluşturuyoruz..

Röportaj : Gürdal ÇAKIR

35<

İDOTATLISES

>36


Gürdal Çakır- Sevgili İdo, hoş geldin. Nasılsın ?

İdo Tatlıses- Çok mutluyum teşekkür-ler abi...

Gürdal Çakır –Çok güzel bir şarkı ‘‘Sonsuz Teşekkürler’’. İlk Günden bu yana dinliyoruz, emeklerine sağlık… Çok güzel bir ters köşe yaptı n, İdo Tat-lıses çıkıyor dediler çıkıyor dediler ve sonunda çıktı . Peki çıkınca ne dedin ? (gülüyor)

İdo Tatlıses – Güzel yapmış çocuk di-yebildim (gülüyor)

Gürdal Çakır - Şarkının bu popülerite-si, dilden dile dolanması, arabalarda dinlenmesi, radyolarda çalması, evler-de dinlenmesi her şeyden önce ezbe-re söylenmesi müthiş aslında, bunun yanı sıra da senin için keyif verici bir şey olsa gerek?

İdo Tatlıses – Acayip değişik bir duygu aslında, anlat desen anlatamam me-sela bunun nasıl bir şey olduğunu… Eskiden hep dinlerdim babamı, şarkısı çalınca çok mutlu oluyordum, şim-di üstüne bir de ben geldim. Çalınca mutlu oluyorum, trafi kte falan denk gelince utanıyorum…

Gürdal Çakır- Ben de denk geldiğimde biz yapmışız gibi çok sevindim.

İdo Tatlıses – O an camı açıp bağırasım geliyor ben söyledim bu şarkıyı, o be-nim işte diye.

Gürdal Çakır – Artı k zaten bunu söy-lemene de gerek kalmayacak bir süre sonra…

İdo Tatlıses – Ben Sonsuz Teşekkürler’ i her yerde duymaktan çok mutlu olu-yorum, birkaç kişi değil herkesin sev-mesi hoşuma gidiyor. Çünkü oldukça sevildi ve o sevilince biz de çok güzel bir iş yaptı k diye mutlu oluyoruz.

Gürdal Çakır – Bence özellikle böyle ilk işin olarak bu kadar başarılı bir şey yapman harika, sadece Sonsuz Teşek-kürler de değil, beş tane şarkı var, beş şarkının ayrı ayrı fanları oluştu. Na-sıl karar verdin artı k albüm yapayım diye?

İdo Tatlıses- Müzik yapıyordum ön-ceden, ondan sonra birisinin yanında şarkı söyledim bana sen neden söyle-miyorsun dedi. Dedim ben de söyle-rim, sonrasında on beş şarkıya yakın seslendirdim, tutamadım kendimi… Söyledikten sonra beş tane seçti k bi-zim kendi favorilerimizden, ondan sonra bir albüm yapalım dedik.

Gürdal Çakır- Seviyorsun ama sen bu işi; hem babadan dolayı hem de mü-zikle büyümüş biri olarak… Ama pro-fesyonel açıdan söylemeyi düşünmü-yordun?

İdo Tatlıses- Hiç düşünmemişti m ama neden düşünmemişim dedim.

Gürdal Çakır- Geç kalmışsın, dinleyi-cileri mahrum bırakmışsın ama her şey zamanında güzeldir. Biz birçok al-bümle isimle karşılaşıyoruz ama senin albümün bu konuda gerçekten çok başarılı, güzel ve keyifl i bir iş… Yüzde yüz türk halkıyla örtüşen yüzde yüz her açıdan çok sevilebilecek bir albüm olmuş, peki ‘‘Sonsuz Teşekkürler‘‘ bunca şarkı arasında neden çıkış şar-kısı seçildi?

İdo Tatlıses- Aslında bizim iki tane parça vardı kafamızda, biri Sonsuz Teşekkürler’di biri Hacı Yatmaz’dı en başından beri… İddiaya girdik ben-ce Sonsuz Teşekkürler olacak dedim, hepsi bitti kten sonra baktı k Sonuz Te-şekkürler’i kime dinletti ysek evet bu diyorlardı.

Gürdal Çakır- Zaten tohumunda var bu… Hem de müzikle iç içe olan bir adamsın ordan da kaynaklanan bir ön

37<

www.kentaktuel.com RÖPORTAJ

>38


görü var ama seçilen iki şarkı da ben-ce peş peşe gelmesi gereken şarkılar… Sonsuz Teşekkürler’ in ardından bana sorarsan Hacı Yatmaz gelmesi geriyor tabi siz onu ekip içinde kendinize uy-gun bir şekilde değerlendireceksiniz-dir. Peki klipte ne göstermeye çalıştı -nız, ana teması nedir?

İdo Tatlıses- İlk klibi ben çekti m. Klip-te neler anlatmak istedin desen anla-tı rım ama sonra o proje yayınlanmadı. Şu anki klibi Hasan Kuyucu çekti , ikisi aynı yerde ama farklı zamanlarda du-yugusunu yansıtan bir klip çekti k.

Gürdal Çakır – Peki İdo bu albüm çık-tı ktan sonra en çok mutlu eden şey ne oldu?

İdo Tatlıses- En çok mutlu eden şey beğenilmesi oldu.

Gürdal Çakır- Beğenilmese ne yapar-dın?

İdo Tatlıses – Tabiki herkesin beğen-mesi için yapıyorum ama aslında şu var kendi beğendiğim şarkıları yaptı -ğım için çok da moralim bozulmazdı. Sonuçta bunlar benim sevdiğim şarkı-lar ve ben bunu yapmak isti yorum bu kadar…

Gürdal Çakır- Peki Annen sevgili Derya Tuna mı seni ikna etti , sen mi onu ikna etti n?

İdo Tatlıses – Aslında o beni ikna etti . Yapımcım olduğu için çok ince elenip sık dokunmuş bir albüm oldu aslında.İkinci albüm ve üçüncü albüm de hazır bu arada.

Gürdal Çakır- İkinci albüm yine beş şarkı mı olacak yoksa on şarkı mı ola-cak? İdo Tatlıses – Aslında çok değişik on beş şarkı okudum ama otuza yakın şarkı bitti . On beşini de bir albümde toplayabiliriz, yine beş şarkı şeklinde de yapabiliriz o bize kalmış ama daha ona karar vermedik.

Gürdal Çakır – Düzenlemelerin hepsi Cüneyt Yalmaz ‘a ait bundan sonra da onunla mı devam edeceksin?

İdo Tatlıses- Evet ben onunla başladım ve onunla devam ederek daha çok iş yapmak isti yorum. Karakter olarak çok uyuşuyoruz, severek çalışıyorum.

Gürdal Çakır- Bu ekip bence çok başa-rılı olmuş. Çok güzel bir şekilde birbi-rinizi bulmuşsunuz aynı şekilde iler-lemeniz temennisi ile çok daha güzel işlere imza atarsınız.İdo Tatlıses – Dinleyicilerim aşk haya-tı mı merak ediyor, söleyelim yaklaşık

iki aydır hayatı mda biri yok .Gürdal Çakır – Son olarak söylemek istediğin bir şeyler var mı?

İdo Tatlıses- Çok teşekkür ederim baş-ta sen olmak üzere herkese çok teşek-kür ediyorum. Çok mutluyum, söyle-yecek fazla da bir şey yok.

Gürdal Çakır – Ayaklarına sağlık, yap-tı ğın işi çok beğendik. Seni zaten çok seviyoruz, yolun açık olsun, hayırlı uğurlu olsun bu albüm. Böyle güzel işlerle bizi buluşturduğun için biz de sana sonsuz teşekkürlerimizi sunuyo-ruz.

www.kentaktuel.com / RÖPORTAJ <

39<

>40

SOSYAL SORUMLULUK www.kentaktuel.com

41<

www.kentaktuel.com SOSYAL SORUMLULUK

>42

AŞK www.kentaktuel.com

www.kentaktuel.com / SOSYAL SORUMLULUK <

43<

>46

KONSER www.kentaktuel.com

47<

www.kentaktuel.com GÖSTERİ

>50

SAĞLIK - YAŞAM www.kentaktuel.com

KİLOALMAKİÇİNNEYAPMALI?

Bazılarımız kilo vermek için diyet, egzersiz gibi her yolu denese de, aslında kilo almak isteyen ve zayıfl ıktan şikayetçi olanlarımız da var. Zayıfl ık doğuştan olabiliyor ya da sonradan ortaya çıkabi-liyor. Geneti k nedenlere bağlı zayıfl ıkta kişinin ailesinde zayıfl ık görülebiliyor ve bu kişiler çoğunlukla çocukluğundan beri zayıf oluyor. Tiroid bezinin çok çalışması veya kullanılan bazı ilaçların (bazı şeker ilaçları veya bir grup anti depresan) yan etkisi sonra-dan ortaya çıkan zayıfl ığın nedeni olabiliyor. Bazen kilo problemi nedeni ile zayıfl amaya çalışılırken tek yönlü diyetlerin aşırı yapıl-ması da zayıfl ığı teti kleyebiliyor.

Zayıfl ık hangi hastalıklara yol açar?Yağ dokusu vücudumuz için çok önemli, çünkü vücut ısısını sağ-lıyor, darbelere karşı iskelet sistemimizi koruyor. Aynı zamanda cinsiyet hormonlarının da bir miktar sentezini sağlıyor. Eğer yağ dokusu normalden çok az olursa kemik yoğunluğu azalıyor ve kemik erimesi meydana geliyor. Bununla birlikte saçlarda incel-me ve dökülme, tı rnaklarda kırılma ortaya çıkıyor. Yetersiz bes-lenmeye bağlı mineral, vitamin eksikleri olabiliyor. Kalpte riti m problemleri ve çarpıntı meydana geliyor. Çocuklarda büyüme-ge-lişme geriliği ortaya çıkıyor. Kadınlarda adet düzensizlikleri ve do-ğurganlık problemlerine neden oluyor.

Kilo almak için nasıl beslenmeli?Sağlıklı bir şekilde kilo alabilmek için beslenmede bazı noktalara dikkat etmeli ve çok sabırlı olmalı. Doğru hedefl er koymak ve bu doğrultuda yavaş ama emin adımlarla ilerlemek gerekiyor. Ayda 500 gram-1000 gramlık ağırlık kazanımlarını sağlayabilmek bile bu noktada bir başarı olarak görülebilir.

Miktarı küçük ama kalori değeri yüksek yiyecekleri daha çok tü-ketmek gerekiyor. Çünkü bu kişilerin mide hacimleri de küçük olduğu için çabuk doyabiliyorlar. O nedenle yağlı tohumlar olan fı ndık, fı stı k, badem, ceviz gibi yiyeceklerden gün boyunca avuç avuç yemeleri doğru olur. Zayıfl ıktan yakınan kişilerin vücut yağ oranları da düşük olduğu için beslenmelerinde biraz daha yağlı yemeye özen gösterebilirler. Mesela salatalarına ekstra 2 yemek kaşığı zeyti nyağı ve bir avuç ceviz koymak faydalı olur.

Yemeklere ekstra yağ koyulabilir. Krema ve soslar eklenebilir. Kahvaltı da kaymak, bal, tereyağ, zeyti n, zeyti nyağı, zahter, reçel, fı stı k ezmesi, yağda yumurta, kruvasan, börek gibi yüksek kalorili tercihler yapabilirler.

Vücut enerjisi için çok önemli olan doğru karbonhidrat tüketi mi-ne dikkat etmek gerekiyor. Her yemeğin yanına pilav, ekmek, ma-karna, börek, patates gibi karbonhidrat değeri yüksek yiyecekleri bolca koyabilirler. Her yemeğin yanına taze sıkılmış meyve suyu veya ev yapımı limonata içmek de vücuda kalori girişini sağlar, yağlanmaya katkıda bulunur. Özellikle ara öğünde ev yapımı ka-lınca bir dilim kek ve taze sıkılmış meyve suyu tüketi mi akşam yemeğinde daha aç olmayı sağlar. Gece yatmadan bir saat önce 1 büyük bardak tam yağlı süt, 1 muz, 1 yemek kaşığı balla blen-dır’dan geçirilip, muzlu süt yapılabilir. Yanında da bir avuç fı ndık veya cevizle birlikte tüketi lebilir.

Boza ve sahlep kalori değeri yüksek içeceklerdir. Her gün 1-2 bar-dak boza veya sahlep içmeye özen gösterebilir. Kilo almaya çalı-şan insanların acıkmayı beklemeden yemesi doğru olur. Çoğun-lukla yemek yemeyi bile unutabilirler çünkü. Bunun için saat başı bir alarm kurulabilir ve saat çaldıkça yemesi gerekti ğini hatı rlayıp besin tüketebilirler.

Zayıf insanlar çoğu zaman hep çok yediklerini düşünürler. Aslın-da bu insanlar az yiyorlardır ve çok yediklerini düşünüyorlardır. O nedenle bana kilo almak için baş vuran hastalarıma hep şunu söylüyorum: “Ne zaman çok yedim diye düşünüp sofradan kalk-maya hazırlanıyorsun, hemen otur ve yemeye devam et. Kendine ben aslında çok az yedim, biraz daha yiyebilirim demelisin.”

51<

www.kentaktuel.com SAĞLIK - YAŞAM

RENKLERİN İNSAN ÜZERİNDE Kİ ETKİLERİRenklerin insan üzerindeki etkilerinden dolayı gerek giysi seçiminde gerekse yaşa-dığımız mekanları boyarken renk seçimine dikkat etmek gerekir.

Kırmızı : Bu renk kendinizi daha enerjik ve harekete hazır hissetmenizi sağlar. Can-landırıcı etkisi vardır. Moti vasyonu, enerji, coşku ve yaşama sevincini, sıcaklık ve aşk duygularını, kan basıncını ve vücut ısısını harekete geçirir. Turuncu : Kırmızı kadar olmasa da enerji ve heyecan veren bir renkti r. Turuncu rengi seven insanlar genelde cesur ve maceracı bir kişiliğe sahip olmalarının yanı sıra gülmeyi ve güldürmeyi severler. Aynı zamanda turuncu diyalog ve mizah ye-teneğini arttı rır.Sarı : Entelektüel kişiliğe sahip insanların rengi olan sarı rengi yönetmeye ve hük-metmeye olan ilgiyi gösterir. Akıl ve zeka rengidir. Dikkat çekicidir.Yeşil : Bu renk dinlendiren ve huzur veren özelliğe sahipti r. Denge ve uyumun ren-gi olmasının yanı sıra güvenin rengidir. Giysilerde yeşil kullanımı örf ve adetlere bağlılığı gösterir. Doğanın rengidir.Turkuaz : Dikkatlerin size yönelmesini sağlar. Genellikle insanlara açık bir iç dün-yanız vardır. Bu renkten hoşlananların duygu ve düşüncelerinin saf ve açık olduğu görülür. Lacivert : Düzenin, uyumun, ruhsallığın ve başarının rengidir. Bu rengin insanları sadelikten hoşlanırlar. Sakin ve dingin olma duygularını pekişti rir. Ciddiyet verir. Giysilerinizde laciverde ağırlık verirseniz, sadık, dürüst, araştı rıcı ve başarılı biri-siniz demekti r.Mor : Ruhsal dünyanın rengi olan mor; asilliği, dengeyi, kendine güveni ve dinlen-dirici duyguları harekete geçirir. Yaratı cı ve ruhsal özellikler taşıdığından ilahidir ve sanatı n rengidir. Mavi : Denizin ve gökyüzünün rengi olan mavinin sakinleşti rici ve insana huzur veren bir etkisi vardır. Bu nedenle yatak odaları ve banyolarda genellikle bu renk kullanılır. Ayrıca mavi, dürüstlük ve ruhsallıkla da ilişkilidir. İş görüşmelerinde mavi giymek, sadakat hissi uyandırır. Siyah : Güç ve bireyselliğin rengi olan siyah; tutku, hırs, inat ve muhalefet duy-gularında etkindir. Konsantrasyonu ve özgüveni arttı rmakta yardımcı olur. Siyah renk canlılığın ve diğer renklerin reddini ifade eder. Kişiliğin karanlık yönlerini ifa-de eder.Beyaz : Temizliğin, safl ığın ve masumiyeti n ifadesidir. Güven hissi verir. Tarafsızlı-ğın rengidir.Kahverengi : Kahverengi insanlarda düzen duygusunu ve serbest duyguları hare-kete geçirir. Toplum içinde rahatlık ve güven verir. Kırmızı ve siyah renklerinden elde edildiği için her iki rengin özelliklerini taşır. İnsanlar bu rengin poziti f etkisiyle gerçekçi bir kişilik gelişti rebilirler.Gri : Uzlaştı rıcıdır. Yoğun kullanılırsa bunaltı cı olabilir.

EvlİLİğİn İlk yıllarında kİ uyum zorlukları nasıl aşılır?Günümüzde evlilik ile ilgili kararların alınmasının, eskiye oranla daha enli boylu düşünülerek ve bireysel beklenti lere daha büyük bir öncelik tanınarak gerçekleşti ğini söyleye-biliriz. Kişiler, eş seçerken, evlilik zamanlamasını yaparken ve evliliklerinin maddi, sosyal ve diğer yapısal düzenekleri-ni belirlerken, önceki nesillere kıyasla daha fazla planlama yapıyorlar. Ailelere yakın mı oturulacak? Evet ise kimin ailesine? Eşler-den ikisi de çalışacak mı? Gelir ve gider nasıl paylaşılacak? Evlendikten sonra nasıl bir sosyal ortam düzenlemesi ya-pılacak? Çift ler birbirlerinden ayrı olarak hangi faaliyetleri gerçekleşti recekler? Boş zaman akti viteleri neler olacak ve nasıl planlanacak? Çocuk sahibi olunacak mı? Evetse, ne zaman çocuk planlanacak? Bundan önce hangi hedefl er gerçekleşti rilecek? Örneğin çocuktan önce birlikte daha çok zaman geçirme, maceralı tati l programlarını tamamlama, belli maddi koşullara ulaşma gibi konular genellikle çift lerin ailedeki diğer kişilerin etkisinde olmadan uzlaştı kları du-rumlardır. Bütün bu saydığım incelikli konular listesi oldukça uzayabi-lir, bazen yeni evlenecek çift lerin akla hayale gelmeyecek konularda planlama yapmaya çalıştı kları görülür. Genellikle kendi anne babalarının düştükleri yanlışlara düşmeme, on-ların ve çevrelerinde gözlemledikleri diğer ilişkilerde olduğu gibi olumsuz ilişki kalıplarını edinmeme ya da tam tersi za-ten oldukça beğendikleri bir ilişkinin belli niteliklerine sahip olma gibi bir amaç güdülüyor olabilir. Çoğu zaman çift ler kesin evlenme ya da birlikte yaşama kararı almadan önce ilişkilerini farklı farklı ortamlarda sınarlar ve değişik durum-larda nasıl hissetti klerine, farklı zorluklarda birbirlerine karşı nasıl tavırlar takındıklarına bakar ve bir tür evlilik provası yaparlar. Bütün bu incelikli hesaplara rağmen yine de çift le-rin evliliklerin ilk yıllarında baş etmekte zorlandıkları uyum zorlukları hissetmeleri ve gelecekteki birliktelikleri ile ilgili kaygı duymaları olasıdır. Çünkü evlilik durumu, birlikte ya-şamanın ve ortak bazı aidiyetler edinmenin ötesinde bir çift olma durumudur. Çift olma durumu, insanların bebeklikten iti baren en güçlü güdülenmelerinden biri olmakla birlikte en zorlu ilişki biçimidir. Çift ilişkisi kurulduğunda, kişilerin bireysel niteliklerinden ayrı olarak ilişkinin kendine has di-namikleri oluşmaya başlar ve bu dinamikler çoğu zaman partnerlerin öngördüğünden farklı karakterleri içerir. Evliliklerinin ilk yıllarında uyum zorlukları hisseden çift ler terapiye başvurduklarında, bir çift olmanın geti rdiği ilişki di-namiklerinin oluşum aşamasında oldukları için daha avan-tajlı sayılabilirler. Henüz birikimler yaşanmadan sorun ola-rak hissedilen durumların anlaşılması ve başka bir düzeyde yeniden ele alınmaları ortadaki bulanıklığın berraklaşmasını sağlar. Eşlerin birbirinin duygusal durumlarını anlayabilme-lerine, öfk e gibi olumsuz olarak nitelendirilen duygulanım-ların altı ndaki kaygı gibi başka duygulanımların da yatabi-leceğinin farkına varmalarına, birbirlerine ve kendilerine başka aynalardan da bakabilmelerine yardımcı olur.

SİNEMA

>54

SİNEMA SİNEMA www.kentaktuel.com

www.kentaktuel.com SİNEMA

55<

>56

ASTROLOJİ www.kentaktuel.com

57<

www.kentaktuel.com ASTROLOJİ

>58

OTOMOBİL www.kentaktuel.com

59<

www.kentaktuel.com KARİKATÜR

>60

İLGİNÇ BİLGİLER www.kentaktuel.com

61<

www.kentaktuel.com DÜNYA MUTFAĞI

SUFLE

Sufl e Tarifi ’nin Yapılışı

İlk olarak fı rını 220 derecede çalıştı rın.Tereyağı ve bitt er çikolataları tefl on tavada kısık ateşte karıştı -rarak eriti n. Eridikten sonra ocağı kapatarak unu ilave edin ve iyice karıştı rın.Ayrı bir kapta yumurta ve şekeri karışım beyazlayana kadar çır-pın. Çikolatalı harcı ilave ederek mikserle tekrar çırpın. Hamu-rumuz hazır.Sufl e kaplarınızı ya da ısıya dayanıklı küçük kaplarınız varsa içle-rini yağlayarak hamurdan eşit şekilde hepsine paylaştı rın. Yak-laşık 4 kap çıkıyor.Daha önceden ısıttı ğınız fı rında 8dk da sufl eniz hazır. Fırından aldıktan sonra bir kaç dakika ilk sıcaklığının geçmesini bekleyin sonra ister tabağa çevirip ister kaseden yiyebilirsiniz. Kabınızı yağlamışsanız yapışmayacaktı r. Folyodan sufl e kapları var on-ları da kullanabilirsiniz, onlarda da sufl enin çok rahat çıktı ğını göreceksiniz.

AFİYET OLSUN

Sufl e Tarifi ’nin Malzemeleri

3 tane yumurta (yumurtalar büyükse 2 tane kullanabilirsiniz)80g bitt er çikolataYarım su bardağı un50 g tereyağıYarım su bardağı şeker (biz çok tatlı sevmediğimiz için 3 yemek kaşığı kadar kullandık)

kent aktüel ocak (2015)

Documents