kelâm ve i̇nsan gerçekli̇ği̇ ess

19
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt:XIII, Sayı: 23 (2011/1), s. 261-279 KELÂM VE İNSAN GERÇEKLİĞİ (Tarihi Betimlemeler ve Politik Fikirler) Joseph van ESS Çev. Habib KARTALOĞLU İslam dünyasındaki hem modernist hem de fundamentalist akımlar, ilham- larını ilk dönemi son döneme üstün tutan ve geçmişi gelecekten daha değerli gören bir tarih algısından alırlar. 1 Şüphesiz, böylesi bir tarih algısı, bir an- lamda bir ideal başlangıç ütopyası öngörür. Bu tür geçmişe odaklı ütopyacı düşünce tarzı oldukça yaygındır. Böyle bir anlayış 19. yüzyıl Avrupa’sında milliyetçilik şeklinde tezahür etti. Avrupa’da da, bir kimlik inşasına yönelik olarak mistik bir çehreye büründürülmüş bir geçmiş kurgulandı ve böylesi bir geçmiş algısı, tarih metinlerinin dar bir bakış açısıyla yorumlanması s u- retiyle yeniden inşa edildi. Ütopyaların aslında gerçekliğe çok da yabancı şeyler olmadığını biliyoruz. Esas problem, ütopik belirli bir bakış açısının dayattığı yorumlarla gerçekliğin altüst olmasından kaynaklanmaktadır. Müslümanlar açısından, ilave bir unsur daha devreye girdi ki bu da tarihi gerçekliğin başlangıcını belirleyen ve bu yüzden de bu ütopyanın ayrılmaz bir parçasını teşkil eden vahiydir. İlahi mesaj bu dünyanın gelip geçici şeyl e- riyle başarılı bir şekilde uyumlu hale getirildi. Kendi kapasitesiyle, bir ka- nun koyucu sıfatıyla yeni bir toplum oluşturan Peygamber’i bu topluluğun kurucusu kabul etmek son derece mantıklıdır. Bu algılama biçiminden, bu günün toplumunu o zamanın kriterlerine uygun bir şekilde inşa edecek bir Bu makale Josef Van Ess’in aşağıda da belirttiği gibi İslam kelâmı alanında şaheser olarak kabul edilen Theologie und Geselschaft’ın (T.G.) bir özeti niteliğindeki çalışmasıdır. ‚Theology and Human Reality (Historical images and political ideas)‛ başlığını taşıyan bu makale, The Flowering of Muslim Theology (Harvard University Press 2006) adlı eserin 117–153 sayfaları arasında yayımlanmıştır. Tubingen Üniversitesi eski hocalarından olan Prof. Dr. Joseph van Ess, kelâm, mezhepler, monograf ve tahkik çalışmaları olmak üzere İslam düşüncesi alanında önemli çalışmalara imza atmıştır. Arş. Gör., SAÜ İlahiyat Fakültesi ([email protected]) 1 Burada TG’yi özetlemekteyim. IV, 695717.

Upload: bilal-taskin

Post on 11-Nov-2015

60 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

kelam

TRANSCRIPT

  • Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt:XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    KELM VE NSAN GEREKL

    (Tarihi Betimlemeler ve Politik Fikirler)

    Joseph van ESS

    ev. Habib KARTALOLU

    slam dnyasndaki hem modernist hem de fundamentalist akmlar, ilham-

    larn ilk dnemi son dneme stn tutan ve gemii gelecekten daha deerli

    gren bir tarih algsndan alrlar.1 phesiz, bylesi bir tarih algs, bir an-

    lamda bir ideal balang topyas ngrr. Bu tr gemie odakl topyac

    dnce tarz olduka yaygndr. Byle bir anlay 19. yzyl Avrupasnda

    milliyetilik eklinde tezahr etti. Avrupada da, bir kimlik inasna ynelik

    olarak mistik bir ehreye brndrlm bir gemi kurguland ve bylesi

    bir gemi algs, tarih metinlerinin dar bir bak asyla yorumlanmas su-

    retiyle yeniden ina edildi. topyalarn aslnda gereklie ok da yabanc

    eyler olmadn biliyoruz. Esas problem, topik belirli bir bak asnn

    dayatt yorumlarla gerekliin altst olmasndan kaynaklanmaktadr.

    Mslmanlar asndan, ilave bir unsur daha devreye girdi ki bu da tarihi

    gerekliin balangcn belirleyen ve bu yzden de bu topyann ayrlmaz

    bir parasn tekil eden vahiydir. lahi mesaj bu dnyann gelip geici eyle-

    riyle baarl bir ekilde uyumlu hale getirildi. Kendi kapasitesiyle, bir ka-

    nun koyucu sfatyla yeni bir toplum oluturan Peygamberi bu topluluun

    kurucusu kabul etmek son derece mantkldr. Bu alglama biiminden, bu

    gnn toplumunu o zamann kriterlerine uygun bir ekilde ina edecek bir

    Bu makale Josef Van Essin aada da belirttii gibi slam kelm alannda aheser olarak

    kabul edilen Theologie und Geselschaftn (T.G.) bir zeti niteliindeki almasdr. Theology

    and Human Reality (Historical images and political ideas) baln tayan bu makale, The

    Flowering of Muslim Theology (Harvard University Press 2006) adl eserin 117153 sayfalar

    arasnda yaymlanmtr.

    Tubingen niversitesi eski hocalarndan olan Prof. Dr. Joseph van Ess, kelm, mezhepler,

    monograf ve tahkik almalar olmak zere slam dncesi alannda nemli almalara

    imza atmtr.

    Ar. Gr., SA lahiyat Fakltesi ([email protected])

    1 Burada TGyi zetlemekteyim. IV, 695717.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU262

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    temel elde edilebilecei izahtan varestedir. Fakat u da kabul edilmelidir ki

    Peygamberin roln yorumlamak iin yegne yol bu deildir. phesiz, ilk

    dnem Mslmanlar, tpk bizim gibi, yeni vahyin kkl bir deiiklik or-

    taya kardn biliyorlard.

    slam ncesi dnem olan cahiliye ile karlatrldnda, slam kkl bir

    deiiklie iaret eder. Peygamber, her eyden nce, ibadetlerde ve ahlaki

    davranlarda yol gsteren manevi bir rehberdi. Snnetin ana muhtevas

    buydu. O dnemde siyasi alan sz konusu olduunda ise, gelecee yn ve-

    ren ilk halifelerdi. Onlar bir yandan Arap Yarmadasnn dna taarak o

    zamann iki byk imparatorluuna kar seferler dzenleyerek, bir yandan

    da ortaya kan ilk fitneyle uramak suretiyle gerekletirdiler. O olaylar

    srasndadr ki toplum kendisini uhrevi hedeflerden uzaklam hissetti ve

    bedevi zgrlk fikri ile kurumsallam idare - isterseniz devlet deyin

    yer deitirdi.

    Tarihi adan ifade edecek olursak, prensipte, Peygamberden hemen son-

    ra gelen neslin yaadklar dnem belirleyici rol oynad; nk henz kimse

    geriye bakma ihtiyac hissetmiyordu. Bir eylerin kaybolduu hissi, Asr-

    saadet (bir anlamda Altn a) ile araya bir eylerin girdii duygusu ancak

    daha sonra tedricen geliti ve sonunda Hulef-i Raidn kavramnda ifade-

    sini buldu. Bu durum sz konusu halifelerin saysnn drtle snrlanmasyla

    daha da pekimi oldu. Byle bir alg, nc asrn ilk yarsnda, Ahmed b.

    Hanbelin hayatnn ancak son yllarnda ilk defa bu fikri savunmasna ka-

    dar uzunca bir dnem ortaya kmamt. Say niin iki ya da deil de tam

    olarak drt? iler hibir zaman bu tarihsel kurgulamay kabul etmediler. n-

    sanlar tarih hakkndaki grlerinde seici davranrlar ve dolaysyla da ta-

    rih alglarmz bir dereceye kadar keyfidir. Bu yzden, unu sormadan ede-

    miyoruz: Bu tarih algsna baka ne eklenebilirdi ve niin kitaplarda buldu-

    umuz (Yazk! Ne hikmetse hep yalnzca kitaplarda buluruz) bu ahsiyetler

    rnek alnmak zere seildi? Sz konusu drt halifenin sikasta kurban

    gitmitir. u halde realite tarihsel kurguda olduu kadar tozpembe deildir.

    Osmann sikastn ayracak olursak, bu suikastlar hemen hemen unutul-

    mu gibidir. mer sz konusu olduunda, Mslmanlar kendilerini Onun

    bir gayr-i mslim tarafndan ldrlm olmas ve dolaysyla ehit oldu-

    uyla teselli ettiler. Ayn ey Ali iin de geerlidir: Onu ldren de her ne

    kadar gayr-i mslim deilse de sapkn bir Harici idi.

    Aksine Osman, gerek Mslmanlar tarafndan ldrld. Ayrca onun

    halefi Ali olayda parma olmakla ya da en hafif ifadesiyle bu olaydan fayda

    temin etmekle itham edildi. Uzun vadede, asl ok yaratan bu tr bir sikast

    deildi; asl sarsntya yol aan ey bunun sonuncunda ortaya kan toplum-

  • Kelm ve nsan Gereklii | 263

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    sal blnmeydi. Toplumsal btnlk dald ve neticesinde gelecein ile-

    rini oluturan Ali taraftarlar ve gelecein Snniliini oluturacak olan Os-

    man taraftarlar ortaya kt. Teorik olarak, olaylarn seyri byle olmamaly-

    d. Zira iftirak Kuranda gayr-i mslimlere, zellikle de Hristiyanlara, ya-

    ktrlan bir durum olarak grlmekte, onlarn ideolojik kavgalar sebebiyle

    birbirlerini yok ettiklerinden bahsedilmekteydi. Bunun aksine slam, balan-

    gtan beri var olan vahyi yeniden yaplandrmt. Kuran bu gelimenin Al-

    lahn bir lutfu olduunu ifade eder. Peki, o zaman Mslmanlar arasndaki

    bu blnme neden meydana gelmitir? Niin nesiller boyu srecek bln-

    meler ve kan dkmeler olmutur? u halde Allahn emri aka inenmitir

    ve sulu grubun kim olduu bulunmaldr. Bylelikle insanlar kendi pozis-

    yonlarn merulatrmaya altlar ya da kendilerini levmettiler ve tarih ya-

    zm balam oldu. Gerek bir mslmann nasl davranmas gerektii hu-

    susunda Mslmanlar kafa yordular ve bylece politik teori ekillenmeye

    balad. Onlar srekli olarak olaylar dini kriterlerle deerlendirdiler ve by-

    lece kelm devreye girmi oldu. Bahsettikleri ey sadece kt bir davran

    deil, sz konusu olan gnaht. Hatrlatmak gerekir ki, birbirlerini ldren-

    ler sradan insanlar deil bizzat Peygamberin sahabeleriydi ve neticede bu

    kiiler daha sonraki nesiller tarafndan model olarak kabul edilecek olan ki-

    ilerin bizzat kendileriydi.

    Tarih metodolojisi (historiography), kelm ve politik dncenin patla-

    maya hazr bir karmn kendime balang noktas olarak almak istiyo-

    rum. Bu noktada, kronoloji zellikle nem arz etmektedir. Bu boyut hem

    ayn anda tezahr eder hem de bunlarn ortaya k o kadar erken bir d-

    nemdedir ki bu boyutlar ilk neslin kimlik araynn itici gc olan kimlik

    araynn bir parasn tekil etmitir ve hala da yle olmaya devam etmek-

    tedir. Bu durum bu fikirlerin etkinliini, insanlarn niin srekli bu maziyi

    yoruma tabi tutuklarn ve bu maziyle alakal metinleri neden tekrar tekrar

    okuduklarn izah eder. Bu tekrarlanan yeniden okumalar bize ulaan kay-

    naklarn kaderini de belirlemitir. Birok yorum ksa srede deerini kay-

    betmi ve bu yorumlarn rabet grmedii zamanlarda bunlarn yer ald

    eserlerin istinsahna da son verilmitir. Byle olunca da ilim dnyasnn

    kayb byk olmutur. Tarih metodolojisi alannda, bazen kayp bir eseri

    yeniden ina etmemiz/ kurgulamamz mmkn olabilmektedir. Politik teori

    sz konusu olduunda ise, maalesef elde kalan yalnzca doxographydir.2

    Elimizdeki muhtasarlar zet halde olup yetersizdirler. Bunlarn orijinal ek-

    Antik Yunan'da farkl felsefi grleri bir arada sunan kitaplara verilen isimdir. (ev.)

    2 En azndan kelmclara gre bu yazlar kttab tarafndan derlenmitir. (Abdulhamid b.

    Yahya, bn Mukaffa ve dierleri)

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU264

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    lini yeniden ortaya koyabilmek iin hayal gcmz ok zorlamamz ge-

    rekmektedir.

    Blnme gnmze kadar devam etti. ok erken dnemde btn Ms-

    lmanlarca kabul edilecek evrensel btnletirici gayretler baladysa da,

    hepsi baarsz oldu. Bununla birlikte, bu gayretler tarihin teekklne tesir

    etti ve peinden de iki ana inan sistemiyle birlikte dnce ekollerinin veya

    genel olarak isimlendirildii ekliyle, mezheplerin oluumuna yol at. Fark-

    l ekolleri birletirmeye abalayanlar sorumluluu yalnzca bir mezhep ya da

    gruba yklemenin doru olmadn dnyorlard. yle ya da byle, b-

    tn bu olup bitenleri unutmak istiyorlard. Neticede, Mrcler ya da bir ba-

    ka isimle erteleyenler gemite olup biten eyler hakknda verilecek hk-

    m ertelemeyi savundular ki bu tavrlar isimlerinin de kaynan tekil etti.

    Balangta, irca doktrini Ali ve Osmanla ilgili olarak formle edildi.

    Mrcler ilk fitneye katlan iki gruptan hangisinin gnahkr olduunu kim-

    senin bilemeyeceini sylediler. u halde kkeni itibariyle bu doktrin politik

    itidali ya da orta yolu tavsiye ediyordu.3 Daha sonra, Mrcii akmn bile ta-

    rafszlk pozisyonundan vazgetii dnemde, bu politik tavr kelm bir

    doktrine evrildi. Kimsenin bir Mslman kardeinin imann sorgulama-

    mas gerekiyordu. Kimin azaba mstahak olacana kimin azaba uramaya-

    cana yalnzca Allah karar verecekti. Bu dnyada, btn Mslmanlar s-

    lm emsiyesi altnda bir ve btnlk iinde yaayacaklard.4

    Hicri birinci asrn son eyreine kadar gtrebileceimiz bu tutumda,

    Cemel ve Sffin fitnelerinden karlan dersler hesaba katlyordu. Msl-

    manlar bitap dmlerdi ve toplumsal dayanmann tekrar ancak genel bir

    af ilan edilmesiyle mmkn olabileceine inanyorlard. Bu beklentinin pe-

    inden ortaya kan ey ise tam da zdd bir ey oldu: nc fitne, ilk iki-

    sinden daha iddetli ve daha yaygn nc fitne. Bu fitne sonunda Abbasi

    ihtilalina kadar vard. Abbasilerin iktidara gelmesinden nceki son on ylda

    kafalarn kark olduu bir ortamda, yeni bir kelmclar nesli ortaya kt ve

    onlar da, hem de kafalar daha da kark bir ekilde, ayn problemi hallet-

    mek iin kafa yordular. Bunlar Mutezillerdi. Onlar da mevcut durumla

    yzletiler; fakat onu dolayl olarak ele aldlar. Bunun yerine, ilk dnemi ye-

    niden canlandrdlar/hatrlattlar -ki o dnem hakknda Mrclerin zaten bi-

    linen bir gr vard- u kadar var ki, imdi Muteziller Mrclerden daha

    gl bir ekilde gnah kavramna vurgu yapyorlard. Onlara gre, gnah

    adaleti yok eden bir eydi; yani, ilk fitne olaylarna katlanlarn sadakatine

    ve gvenilirliine halel gelmiti. Dolaysyla, o dnemin yaayan ahitleri

    3 TG, I, 169 -171, 175176.

    4 TG, I, 183 -184.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 265

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    olarak herkes uzlama yolunu seti. Fakat kimin hatal olduunu bilmedi-

    imiz iin, durum biraz da zina edenlerin karlkl olarak birbirlerini lanet-

    lemesine (lian) benzer bir hal ald. Evlilik bitirilmitir; fakat gnahn sorum-

    luluunun kime ait olduu meselesi hl halledilmemitir. Birbirlerinin

    aleyhine ahitlikte bulunmalar hari, iki tarafn da ahitlii geerliliini ko-

    rumaya devam etmektedir. Dolaysyla, mesele hukuki bir vaziyet alm olur

    ki bu, kelmn genel karakteristiidir ve bunda da zannedildii kadar ala-

    cak bir durum yoktur. Bununla birlikte, biz yine de bu kiilerin neden iki ya

    da nesil nce lm insanlarn ahitliine bu kadar nem verdiklerini me-

    rak edebiliriz. Bu durum, rivyet ettikleri bir hadisi gz nnde bulundur-

    malarndan kaynaklanyordu. Bu hadislerde, iftirak meru grlmekte ve

    pekitirilmektedir. Sz konusu edilen adalet (adale) hadis limlerinin anla-

    d anlamdaki sdk demekti.5

    Bir anlamda, Ashabul-hadis derslerini renmilerdi. Onlar, son derece

    tarafgir hadisleri devre d brakmaya yarayacak bir kriter gelitirmilerdi.

    Fakat bu kriteri yalnzca tekilere yani heretiklere uyguladlar. Kendi ara-

    larnda ise, hadisi tarihilikten (historiography) tefrik edemediler. Neticede

    ortaya kan Hulef-i Raidin kavram idi ki bu kavramda ilk iki halifenin

    adaleti meselesi adeta dondurulmutu. Uzun vadede, Mutezillerin bile bu

    kavram benimsediini grmekteyiz. Balangta, ilk nesilden yalnzca

    halife kabul grd ve stelik bu kabul edilen l her zaman da ayn deil-

    di. Medine ve Basrada, Eb Bekir, mer, Osman iken Kufede, Eb Bekir,

    mer ve Ali kabul ediliyordu. Hicri ikinci asrn sonlarna doru,

    Muhaddisuna ( hadis taraftarlarna) mensup birka Kufeli muhaddis Eb

    Bekir, mer ve Aliyi kabul edip, Osman sz konusu olduunda ihtiyat pay

    brakmak suretiyle taviz vermi oldu. Son tahlilde, Osman sahabilerden biri

    ve daha da nemlisi hayatta iken Peygamber tarafndan cennetle mjdele-

    nen kiiler olan Aere-i Mbeereden biridir. Dier baz muhaddisler ise

    tarihi sralamay yeniden kurgulamak ihtiyac hissettiler yani Osman im-

    tiyazl hale getirmek ve sonunda da onu dierleriyle ayn mertebeye yk-

    seltmek suretiyle Ali ile Osmann yerlerini deitirdiler. Hulef-i Raidinin

    yceltilmesi bylece balam oldu ve bu durum sahabeye zel bir konum

    atfedilmesiyle ayn dneme denk geldi.6

    Fakat Cemel ve Sffin vakasn nasl yorumlayacaz? Son tahlilde, bu sa-

    valara itirak edenler sahabilerdi. Bu probleme yle bir yorumla zm

    getirilmeye alld: Osmann katline ve daha sonraki fitne olaylarna iti-

    5 TG, II, 271273.

    6 Arapa terminoloji ile syleyecek olursak, sebbs-sahabenin, yani sahabe hakknda ileri

    geri konumann yasaklanmas ile ayn dneme denk geldi. TG, I, 23637, II, 436, III, 451.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU266

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    rak edenler sahabenin en saygn kiileri olmayp, vasat seviyede olanlar ve-

    ya Bedeviler ya da o zaman Sebeiyye diye isimlendirilen ar ilerdi. Seyf

    b. mer bu tarihi efsaneyi ortaya atan kiilerden birisiydi.7 Fakat bu anlay

    tam bir bilimsel doktrine dntren kii Mutezil lim Hiam el-Fuvtiydi

    ki kendisi Eb Huzeylin talebesi olup Memun dneminde yaamtr. Ona

    gre, Cemel Sava bir yanl anlamadan ibaretti ve bu hadiseye sebebiyet

    verenler Talha ve Zbeyr gibi nde gelen ahsiyetler deil, toplumdaki g-

    venilmez kiilerdi.8 Hiam el-Fuvti gzlerini geree kapatm birisiydi.

    Fakat Ashabul-Hadis de meseleye buna benzer bir zm bulmaya alt.

    Irakn Vast kasabasndan olan ve Hiam el-Fuvtinin ada fakat

    Mutezil olmayan Velid b. Eban el-Karbs, Ali ve onun muhaliflerinin,

    Cemel ve Sffin Savalarna katlmalarn, kendi itihatlaryla hareket etmi

    olduklar eklinde yorumluyordu. tihatta karlnda muaheze edilmeyi

    gerektirmeyecek bir hata pay her zaman vard. Zra genel kabul kull

    mctehidin musib (her mtehidin gr doru) eklindeydi.9 Baz kk

    apl deiiklerle olsa da, daha sonra bu ibare bn Kllab, Eari ve zellikle

    de fi tarafndan ve ayrca Bakllni gibi Mlik limler tarafndan da kabul

    grd.10 Gemii dinlenmeye terk etmek ya da kendi haline brakmak gibi

    evrensel bir ihtiya sz konusuydu.

    Hiam el-Fuvtinin konumu ya da tavr phesiz ideolojikti. Bu konu-

    munu pekitirmek ya da merulatrmak iin, kaynaklar maniple edip us-

    talkla kullanmas gerekiyordu. Fakat bylesi bir tavrn faydasz bir hal alan

    tartmann etkilerini yok etmek gibi bir avantaj olduu da gz ard edile-

    mez. Bu yzden, insanlar dikkatlerini baka konulara eviriyor, ayrca pr

    ve basit bir srele ilgili meselelere younlayorlard ki bunlar da Peygam-

    berin halefinin kim olaca meselesi ya da politik sistem gibi meselelerdi.

    Halledilmesi gereken birok problem vard: Kim halife olacakt? Halife se-

    imle mi i bana gelecekti? Eer byleyse, seilmesi hangi yolla olacakt?

    Halifeye verilen g daha sonra geri alnacak myd ya da halife grevden

    alnabilecek miydi? Daha da kkl bir soru, idare ya da devlet olmazsa ol-

    maz bir zorunluluk muydu? Maverdinin bu sorulara cevap veren ilk kii

    olduu hibir ekilde kabul edilemez. Balangtan itibaren, kelmclar ve

    fkhlar bu sorular detayl bir ekilde ele almlardr.

    Bununla birlikte, her zaman ve her yerde olduu gibi, teori ile pratiin

    farkl eyler olduuna dikkat edilmelidir. Teori zgrce kendi bana bir yol

    7 Bkz. E. Landau Tasseron, Der Islam, 67, 1990, s. 23.

    8 TG, IV, 145.

    9 TG, III, 439.

    10 TG, IV, 700.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 267

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    tutturdu gitti; hatta ounlukla da teori olduka sonradan geldi. Uygulama-

    nn ya da pratiin ise kati olmas gerekiyordu. Zra gereklii oluturan ey

    pratiin kendisiydi. ktidara gelme meselesinde, Hulef-i Raidinin uygu-

    lamas yeknesaklk arz etmekten ok uzakt. Eb Bekirin seilmesi byk

    bir kabule mazhar olmutu. Ancak bu durum daha nceden planlanmam,

    aksine merin daha sonra ifade ettii zere, felteten, yani daha nceden bir

    teaml olmadan aniden ortaya km bir durumdu. mer ise selefi tara-

    fndan tayin edilmiti. Dolaysyla o, gcn Eb Bekirin iradesine borlu

    idi. Osman, imdilerde bazen sylendii gibi halk tarafndan deil, bir kon-

    sey ya da kendisinin de yesi bulunduu alt kiilik bir ura tarafndan se-

    ilmiti. Halife olarak Alinin konumu beyatle benimsenmi oldu. Fakat

    Aliye beyat hususunda bir istisna vard: ona yaplan beyat ittifakla olma-

    mt. Bir grubun tamam onu destekledi. O ve onun takipileri bu hususa

    ok da ehemmiyet vermediler. Onlar iktidarn Peygamberin ailesinde olma-

    s gerektiine ve bunu kabul etmeyenlerin aka hata ilemi olduuna

    inandlar. Esas olarak, onlarn dman olanlar ve onlar malup etmi olan-

    lar yani Emevler ve Abbasiler de ayn fikirdeydi ve mmkn olduu kadar

    gc kendi ailelerinde tuttular. Hepsi iktidarn ya da gcn tevars ettiine

    ya da Allah tarafndan balanm olduuna inanyorlard. Hepsine gre,

    bu greve seilmi olmalar doutan getirdikleri bir haslet olup sonradan

    kazanlan ya da elde edilen bir ey deildi.

    Ali taraftarlar asndan, yani gelecein ileri asndan, bu durum ksa

    srede tamamen teoriye dnecekti. Alinin suikasta uramasndan sonra,

    iler, Fatmlerin nce Kuzey Afrikada ve daha sonra da Msrda iktidara

    gelmelerine kadar gc tekrar ele geiremediler. Gerek anlamda, onlarn

    iktidar modellerinde nlerine kan temel problem Alinin birok torununun

    olmasyd. Farkl kollar arasnda neredeyse kanlmaz olan blnme ok

    gemeden gerekleti. Teorik olarak baktmzda, onlarn iktidar modelinin

    Alinin ilk deil drdnc halife olduu gereiyle elitii grlr. Dolay-

    syla, Ali taraftarlar tarihi deitiremeyeceklerine gre, onun alglann,

    Almanca teknik terimi kullanacak olursak Geschichtbildi, deitirdiler. Bu

    bak asndan hareket edildiinde, Osmann durumu akt ve onlara gre

    Osman, bir ie yaramayan birisiydi. Fakat onlar Eb Bekir ve meri nasl

    deerlendireceklerdi? iler Eb Bekirin halife seildii gn (yevmussakife)

    ile ilgili risaleler yazmaya baladlar ve onun gibi, halifelik iddias olmayan,

    birisinin nasl olup da meru olarak halife seilmi olabileceini sorguladlar.

    Ortaya kan gr ayrlklar muazzam boyuttayd ve kafa karkl, yap-

    lan seimi kabul edilebilir bir hata olarak mazur grenlerden tutun da bunu

    fitne karmak olarak deerlendirenlere kadar eitlilik arz ediyordu. Bu

    noktada kelmclar devreye girdi imamete en layk olan (imametl-fadl) ile

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU268

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    ondan fazilete daha alt seviyede olmakla birlikte yine de ounluk tarafn-

    dan seilmi olann imameti, (imametl-mefdul) eklinde bir ayrma gittiler.

    Her zaman olduu gibi, yaplan bu ema ancak ideal gemie, yani Rid

    Halifeler dnemine uygulanabildi. Bu adan bakldnda, bu ema zaten

    i bir nyargya dayanyordu ki o da, Ali ile mukayese edildiinde, Eb Be-

    kirin, fazilet asndan Aliden daha alt seviyede olduu eklindeki dn-

    ceydi. Bu iki terim Mutezile tarafndan gelitirilmi olabilir. Fakat onlarn

    arasnda Bir b. Mutemir gibi bu terimi kullanm olanlar Zeydiyyeye men-

    sup idiler ki bu mezhep lml iler olup Abbasi ynetimini kabul etmi kii-

    lerden oluuyordu.11 Bu ekilde ortaya konulduunda, bu ema bir uzla-

    mann rn olarak grlebilir.

    Tabii olarak, uzlamaya muhalefet iki taraftan da geldi. lk kar kanlar,

    Eb Bekiri en faziletli olarak grenler oldu. Bunlar her zaman Osman des-

    teklemi bir ehir olan Basrada ikamet etmekteydiler. Fakat benzer ekilde

    Eb Bekiri ve Osmanla birlikte meri batan beri reddedenler de bu uz-

    lamaya kar ktlar. Onlara gre, bu iki halife, tpk Osman gibi, bakas-

    nn hakkn gasp etmi kimselerdi. Bu gr, zellikle Kufede yaygnd ve

    bu grte olanlar Ravfz olarak isimlendirildiler.12 lk olarak, bunlar yal-

    nzca gruplardan bir gruptu fakat ksa srede ounluu tekil eder hale

    geldiler ve bu gr savunanlar mmiyye ya da sonraki adlaryla syleye-

    cek olursak, snaeriyye olarak isimlendirilmeye baland. Kelmclar halife

    adaylarnn ilgili zelliklerini tarttka, onlar birbiriyle mukayese ettiler.

    Bir kriter ortaya koymak gayesiyle, adeta faziletler kataloglar oluturmaya

    baladlar. Bylece ilk defa bir idarecide bulunmas gereken ya da olmas ar-

    zu edilen hasletlerden bahsedilir oldu. Mesela Bir b. Mutemirin yapt

    budur. Kendisi daha sonra Maverdi gibi Snni melliflerin gelitirecei kav-

    ramlarn nvelerini ortaya koymutur. Rafizler ise farkl bir yol izlemiler

    ve net bir tavr almlard; onlar ara tonlar sevmiyorlard: Onlara gre mese-

    le, imamn her ne trden olursa olsun gerekli hasletlere sahip olup olmamas

    meselesi deildi. Eer imamet nassla tayin edilmise, imam olacak kiinin

    ahsi zellikleri teferruattan ibaretti. Buna ilave olarak, Peygamberin asha-

    bnn numune-i imtisal kiiler olarak kabul edilmelerini gerektirecek bir se-

    bep yoktu. Rafizilerin perspektifinden bakldnda, birka istisna dnda

    sahabeler, Ehl-i Beytten olmayan Eb Bekir ve merin, Alinin hakk olan

    halifelii ele geirmelerine ynelik komploda ibirlikilik yapmlard.

    Hakkat ounluun tekelinde tuttuu bir ey deildi; iler hibir zaman

    Snnlerin tatbik ettii icmay benimsemediler.

    11 TG, III, 129130.

    12 TG, I, 308312.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 269

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    Rafizililerin elinde olan yegne ey redd teorisiydi. Fakat ilerle alakas

    olmayan baka direni hareketleri de mevcuttu ve onlarn farkl argmanla-

    ra dayanan kendilerine has bir ideolojileri vard. ilerin bavurduundan

    ok daha fazla Kurana bavuruyorlard. Allahn kitabna ve Peygamberin

    snnetine bal olduklarna vurgu yapmay seviyorlard ki bununla gerek

    slam hayata geirmeye altklarn izhar etmi oluyorlard. Propaganda-

    larn, Kurandan alnm bir prensip olan emr-i bil-maruf ve nehy-i anil-

    mnker (iyilii emretmek ktlkten sakndrmak) sloganyla zdeletir-

    milerdi. Doal olarak btn bunlar bir yorum meselesinden ibaretti ve yle

    olunca da emr-i bil-maruf farkl yorumlara tabi tutuldu. Mesela, Mutezller,

    bu slogan, hala iktidara kar muhalefette olduklar teekkl devirlerine

    uyarladlar. Daha sonralar, Abbasi saraynda kabul grdkleri dnemde

    ise, bu ifadeyi farkl ekilde yorumlama hususunda hi tereddt etmediler.

    Aslnda emr-i bil-maruf nehy-i anil-mnker ile siyasi otorite de ilgileniyordu

    ve byle yapmak suretiyle bir bakma Allahn kitab ve Peygamberin snne-

    tiyle uyum arz etmi oluyorlard. Bu kavramsallatrmann hikyesi uzun-

    dur. Bu konunun izlerini emr-i bil-maruf nehy-i anil-mnkerin nasl yapla-

    ca ile ilgili hadiste bulmaktayz: Bir Mslmann emr-i bil-marufu nasl

    yapmas gerekir? Klla m, lisan ile mi yoksa kalp ile mi? Bu konuda bir

    eyler yapma yetkisi kime verilmitir ve nasl davranmak gerekir? Verilen

    cevaplar farkllk arz etmektedir. Ayrca bu hususta fikir yrtmeler

    Emevler zamanna kadar geriye gider.13

    Ne zaman ki Mslmanlar silaha sarldlar, ite o zaman, dikkatleri baka

    tarafa ekmek iin, bir Kuran ayetini devreye sokmulardr. Hucurt sresi

    9. ayette ki gruptan biri dierine kar silah dorultursa, onlar arasnda

    sulhu salayn. Eer onlardan birisi haddi aarsa, haddi aanla Allahn

    hkmne raz oluncaya kadar savan. Teslim olduklarnda aralarnda eit

    ve adil bir ekilde bar salayn. denilmektedir. phesiz taraflardan han-

    gisinin haddi aan (el-fie el-baye) olduunu kestirmek her zaman mmkn

    deildir. Buna bakmakszn ayet, uzlamay, atmann halledilmesini, ger-

    ginliin vahice bir neticeye varmadan nlenmesini tavsiye etmektedir. Bu

    sebepledir ki, isyan hep toplumun engellemesi gereken olaand bir du-

    rum ya da bir istisna olarak kalmtr. Hatta hakl bir dava uruna mcadele

    ettiklerini dnen isyanclar veya taviz verebilecek bir anlayta olup da

    buna yanamayan siyasi otorite dahi uzlamaya yanamazlarsa hata etmi

    olurlar. Sz konusu tartma Alinin durumuyla ilikili olarak ortaya atld.

    Meru bir halife olarak Ali, Cemel Savanda karsnda duranlar ayrlk

    karanlar olarak tavsif hakkna sahipti. Sffinde de, benzer bir hakllk ge-

    13 TG, II, 387391.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU270

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    rekesine sahipti. Mehur bir hadise gre Peygamber, Ammar b. Yasirin az-

    gn bir grup (el-fie el-baye) tarafndan, yani Muaviyenin askerleri tarafn-

    dan ldrleceini, nceden haber vermiti. Fakat Ali srf bar tesis edilsin

    diye hakeme de raz oldu. Fakat neticede ortaya kan bar tam da Alinin

    istedii ey deildi ve sonunda galip gelen Muaviye oldu. Bununla birlikte,

    ounluun gr Alinin doru karar vermi olduu eklindeydi. Uzun

    vadede onun dini prestiji, Snnler arasnda bile Muaviyeden ndeydi.

    Kelm adan bakldnda, gerek anlamda biler Haricilerdi. Onlar da

    Ali tarafndan bastrldlar; fakat onun lmnden sonra tekrar isyan ettiler

    ve ortalkta terr estirdiler. Irakta orta snfa mensup birisinin gznde Ha-

    riciler, devletin kendileriyle mcadele etmesi meru olan ar fanatik grup-

    lard. Terrle direni arasndaki hassas denge giderek belirsiz bir hal almt.

    kinci asrda yaam Basral bir Mutezil olan Esamm, daha da ileri giderek

    bir yneticinin kendisi adil olmad srece kimseden ehl-i baye itaat etme-

    sini isteyemeyeceini ifade etmi ve ehl-i baye kar ancak ehl-i adlin mca-

    dele etme hakk olduunu savunmutur. Neticede, Hucurt sresindeki aye-

    tin son ksm Aralarn adaletle dzeltin ve (her ite) adaletli davrann p-

    hesiz Allah adil davrananlar sever. eklindedir. Fakat ranl bir Hanefi f-

    kh tarafndan Belhte yazlm bir risale olan Fkhul-Ebsatta, elikili du-

    rum tamamen farkl bir zaviyeden halledildi. Yneticiler ehl-i baye kar

    tutumlarnda haddi am olsa bile, tebaya den grev siyasi otoriteye olan

    ballklarnda sebat etmekti. Ehl-i Snnetin kimler olduunu tarif eden ilk

    birka kiiden birisi olan Abdullah b. Mbarek (v. 797), Ehl-i Snnet men-

    suplarn tarif ederken, onlarn her halkarda siyasi otoriteye isyan redde-

    den, mttaki ya da fask olup olmadna bakmakszn halifenin atad her-

    kesin ardnda namaz klan kimseler olduklarn syler. Fakihler, azgn bir

    grup (el-fie el-baye) kimler olduuyla zel olarak fazla megul olmamlar-

    dr; onlara gre, asilerden (buat) kastedilen, basite isyan eden herkestir.

    Devlet, gc elinde tutan yegne otoritedir.

    Aslnda btn bunlar isyan etmek iin teorik temelin ne kadar da zayf

    olduunu gstermektedir. phesiz, Hlka isyann olduu yerde mahl-

    ka itaat yoktur eklinde bir hadis vardr. Fakat bn Mukaffa, Risle fis-

    sahabe adl eserinde bu hadisi farkl yorumlamamas hususunda halifeyi

    uyarmaktadr. Kaderler bu hadisi kullandlar, onlarn propagandas bu ha-

    disi ortak hafzann sabit bir unsuru haline getirdi. Aslnda Emevler, siyasi

    otoritelerinin esasen nceden takdir edilmi ve geri dndrlmesi mmkn

    olmayan Allahn bir ltfu (rzk) olduunu iddia etmilerdi. Kaderiler bunu

    protesto ettiler ve hak edilmeyen gcn hibir meruiyeti olmad fikrini

    ortaya attlar. Onlarn bu tavr onurlu ve meru bir tavrd; fakat bu tavrlar,

    sapk fikir olarak telakki edilen insann fiillerinde hr olduu dncesiyle

  • Kelm ve nsan Gereklii | 271

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    ilikilendiriliyordu. Zamanmzn militan fundamentalistleri bile devlete

    kar direnilerinin kfirlere kar bir direni olduu vurgusunu yapmakta-

    drlar. Onlara gre, yaptklar direni, Mslman toplum iinde Mslman

    kardelerine kar yaptklar bir hareket olmayp aksine grnte Msl-

    man olduklarn iddia eden kffara kar bir cihattan ibarettir. Yoksa onlar da

    bir mslmann dier Mslman kardeiyle savamasnn caiz olmadn

    ifade etmektedirler.14

    Lakin g en nihayetinde yneticiden deil de Allahtan gelmekteydi.

    Kuran, Peygamberi toplumun lideri olarak belirlemedi. (Bununla birlikte)

    Allah inananlarn peygambere kar bu ekilde davranmalarn hitap etti. Bir

    yz yl boyunca iktidarn en grnr simgesi olan sikkelere halifenin ismi

    baslmad. Abbsi halifesi el-Mehdnin saltanatna kadar, sikkeler zerinde

    sadece dini sloganlar gzkmekteydi airler halifelere, halifetullah Allahn

    vekili eklinde hitap etme eilimindeydiler. Fakat kelmclar, genellikle ha-

    lifeliin dnyevi bir hkimiyet olduundan hareketle halifeleri, sadece

    Halifet Reslillah (Allah elisinin halifeleri) olduklarn vurguladlar. Sn-

    ni kelmclar ve hukukular liderliinde ve ilerinde birok Mutezilyi de

    barndran toplumun nemli bir ksm siyasal gereklii dorudan lehine

    olmamasna ramen seim modelini tavsiye etmekteydiler.

    Onlarn ra kavramnn ierii hakknda bir hayli tartmalarda bulun-

    duklar dnlebilir. Fakat durum byle deildir. ra meselesine modern

    kayglar erevesinden bakmak suretiyle yanl ynlendirilmemeliyiz. Elbet-

    te, ra ilkesi sadece belirli koullar altnda etkinliini srdrmeye devam

    etti. ra seim deil, bir istiareydi. Bu anlamda ele alndnda, bu terim

    hatta devrimci bir nerme haline gelebilir. Velid b. Yezidin muhalifleri yani,

    Yezid b. Velidi destekleyenler kendi durumlarn hakl karmak iin bu te-

    rimi kullandlar. Ayrca ranl kelmc olan Cehm b. Saffan da Emevi hane-

    danlnn son zamanlarnda Hiam b. Abdlmelikin valisi Nasr b.

    Sayyarn saldrlarna kar bu terimi kulland.15 Onlarn hepsi sadece gcn

    kullanlmasna itirak etmeyi deil ayn zamanda gce bizatihi sahip olmak

    istediler. ra, Kuranda bahsedilmi olmasna ramen, menei kutsal me-

    tinlerde aranmamaldr. O, bilakis kabilesel toplumun mirasyd ve daima

    oligari sistemi dhilinde uyguland. Bu sebeple, mer tarafndan uygulan-

    m ra yntemine bir hayli ilgi duyan Mutezil Esamm, kendi zamannda

    gvenilir bulunmad. Bu Abbasilerin iktidarda olduu dnemdi. O, halife-

    nin isimlendirilmesi konusunda bir belge nitelii tayan btn Mslman-

    14 TG, IV, 703716.

    15 TG, I, 87; II, 493. Cehm, irca parolasyla Emevi iktidarna kar isyan etmi olan Haris b.

    Sreycin taraftarlarndan birisiydi.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU272

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    larn ittifakla zerinde anlat gerek bir icma talep etti.16 Biz onun zama-

    nnda byle bir icmann baarlabileceine inandndan emin deiliz. Fakat

    biz onun bir kez kurulan ittifaktan vazgeilemeyeceine inandn biliyo-

    ruz. Bunun aksine ra her zaman baka bir istiare ile deitirilir bir ilke

    olabilirdi. Tahta kma konumasnda kendini semi olan am Kaderlerine

    Yezid b. Velid, onlarn kendisini yeterli grmemesi durumunda istifa edece-

    ini vaat etti.17 Neyse ki bu durum ortaya kmadan ld. Fakat onun halife-

    lii zamannda Abbasi devrimine yol aan nc i sava/isyanlar balad.

    Abbasiler gerekli sonuca ulatlar. Yezid b. Velidin vermi olduu taviz-

    le ilgili hi bir eyden bahsedilmedi. Harun Reidin saltanat esnasnda

    onun doktrinini formle eden Esamm, ilk Abbasilerin a kelimesini kendi

    meruiyetlerini tanmlamak iin kullandklarndan dolay btn ynleriyle

    farkl balamlarda tartmak zorunda kald. Eer biz ilerle yaplm ittifa-

    kn onlarn devrimini kolaylatrdn ve baarlarn garantilediini hatr-

    layacak olursak bu artc deildir. iler gibi onlar da Hz. Peygamber ile

    halefiyet balar olduklarn dndler ve onun meru miraslar oldukla-

    rn iddia ettiler. nk iler gibi onlarda Ehl-i Beyttendi. Hatta onlar,

    Aliden daha avantajl olduklarn savundular. Abbas, peygamberin amca-

    syd. Oysa Ali, meruiyetini hanmna borluydu. Bu husus. Mansur dne-

    minde Nefszzekiyyenin isyanyla birlikte aralarndaki ittifakn bozulmas-

    na kadar uygun bir ekilde devam etti. Daha sonra Abbasler ilahi hukuka

    gre, hibir erkek ocuk olmad zaman mirasta amcann kzdan daha ok

    hakk olduunu iddia edebildiler. Hukuken sylemek gerekirse bu zekice

    bir teoriydi. iler baz itirazlar rtmek zorundaydlar ve sonu olarak

    halefiyet hukukunda kadnlara Snnilerden daha fazla haklar vermek sure-

    tiyle nihayetinde tm yasal sistemlerini deitirdiler. Buna ramen Abbasi-

    ler, Harun Reid dneminde olduka erken bir zamanda bu teoriden vazge-

    tiler. Bermeklerin gelii strateji deiikliine neden oldu. iler sava ala-

    nnda malup olmulard ve artk acil bir tehlike oluturmuyorlard. Zama-

    nn artlar ve sebepleri, sadece Iraktaki nfusun ounluunu tekil eden

    deil imparatorluun her yerindeki Snnlerle yaknlamaya arlk vermeyi

    gerektiriyordu. Hukukular bylece seimli modele dnmek iin zgrd.

    Fakat mantklar dorultusunda onlar, bir eylem olarak deil de bir kalite

    olarak ncelikle seimi anlamaya devam ettiler. Halifeyi kimin seeceini

    sormak yerine, onlar, adaylardan hangisinin elverili olduuyla megul ol-

    dular.

    16 TG, 408409.

    17 TG, I, 8688.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 273

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    ounluun dediine gre mamlar Kurey kabilesindendir (el-eimme

    minel-kurey).18 Eb Yusuf bu gr kabul etmektedir. O, Harun Reid

    mahkemelerinde bizim bildiimiz ilk kdl-kudt olan en mehur hkimdi.

    Bu tezi destekleyen (tezin yazar deildi) Eb Yusuf, adaylarn saysn snr-

    landrd fakat bunu geree uygun ekilde yapt. Sadece Araplara Kureyli

    olma ayrcaln baheden bu nerme, varsaylan gcn Eb Bekiri isim-

    lendirmede kullanlm olabilir. Aslnda hem Emev hem de Abbasilerdeki

    halifelerin hepsi o kabileye mensuptu. Fakat bir de Eb Yusufun ada -

    yani daha nce bahsedilen Mutezil kelmc ve bizzat kendisi de pratik bir

    hukuku/kad olan Drar b. Amr tarafndan formle edilmi bir aznlk d-

    ncesi vard. O, ne mahkemede ne de bakentte kdyd. Fakat Kfede ve

    nihayetinde hkmete kar olumlu tutumdan uzak olan halkn arasndayd.

    Kureyin ayrcalna kar Drr tarafndan formle edilen itiraz, eer d-

    zensizlikler veya ikyetler ortaya karsa gl bir kabilenin bir yesini az-

    letmenin zor olaca gzlemine dayanmaktayd. Sylendiine gre Drr,

    Osman ve ona kar ynetilmi protestolarn onun yenilikleri (ahdes) nede-

    niyle olduunu dnyordu. Eer ama bir i sava nlemek ise ynetici-

    nin etkili bir aileden gelmiyor olmas daha iyidir. Esasen bir Arabn hilafette

    bir Nebtiden yani Irakn tara ksmnda Aramice konuan, tarlasn sr-

    mek ve vergisini vermek dnda baka ii olmayan bir kylden daha fazla

    hakk yoktu.19

    phesiz kimse Nebt birisinin baa gemesini ciddi bir ihtimal olarak

    grmyordu. Bunun topik bir ey olduu ok akt. Fakat Drarn tama-

    men izole edilmi birisi olmad da bir gerekti. Onun fikirlerinin Smme

    b. Eras ve hatta, daha sonralar, Cahz tarafndan bile benimsendiini gr-

    mekteyiz. Bu arada bu konuda onun seleflerinin olduunu da hatrlatmak

    gerekir. Basrada Irakl Kaderler, her ne kadar Kureyin imtiyazl konu-

    munu kabul etseler de bunun ancak byle bir imtiyaza layk olmann artla-

    rn yerine getirmeleri kouluna bal olduunu ne srerler. Ki bu artlar

    da adil davranmak ve numune-i imtisal olacak davranlar sergilemektir.

    Amr b. Ubeyd kanalyla Basra Kaderleriyle irtibat, Mutezilliin kkenle-

    rinde yatan bir eydir ve bu durum Drarn, zmnen de olsa, niin halifenin

    toplum tarafndan grevden alnabilecei eklinde bir gre kail olduunu

    aklar.

    Daha nce de sylediim gibi, bunun bir teoriden ibaret olduunu, yoksa

    halifeler ve devlet grevlileri asndan meselenin baka trl olduunu

    Drar ok iyi biliyordu ve bunu kabullenmeye hazrd; zira neticede o bir is-

    18 TG, IV, 709710.

    19 TG, III, 5557.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU274

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    yanc deildi. Kendi dneminden bahsetmesi icap ettiinde onun slubunun

    deitiini grmekteyiz. Ona gre, ynetici toplumun huzur ve istikrarn

    temin eder ve bu yzden de tebann ona uymas gerekir.20

    Bu iyi niyetli ynetim ve bir bakma aydnlanm ynetici algs yle an-

    lalyor ki zellikle Memun dneminde ortaya atlp gelitirilmi bir alg

    biimidir. Drarn Mutezil halefi, Ebul-Huzeyl ve Nazzam, baka ilave in-

    ce noktalara da iaret etmilerdir. Selefleri gibi, Memun da kendisini Pey-

    gamber varisi olarak gryordu. Buna ilave olarak, onun bir stad ya da s-

    rsn, yani inananlar topluluunu, gzetip kollayan bir oban rol oyna-

    may da sevdiini gryoruz. Risaletl-hmisde ondan insanlarn rehberi

    yani imaml-hda, ilahi ilhama mazhar olmu kimse, olarak bahsedildiini

    grmekteyiz. Bu risale, tam zamannda ortaya kt. Hicri 198 ylnda, yani

    el-Memunun kardei Eminin vefatndan ksa bir sre sonra kaleme alnd.

    Eser, Memunun Merv-Horasandaki veziri Fadl b. Sehlin grev sresi

    iinde telif edilmitir ki halife o zaman Mervde ikamet etmekteydi. Dolay-

    syla yneticilerin kaba kuvvetle deil, verdikleri isabetli kararlarla tebaala-

    rn etkiledikleri bir durumdan bahsetmekteyiz. Bir rehberde bulunmas ge-

    reken niteliklere sahip olduu iin o, Peygamberin yannda bir konum ihraz

    etme ve bir bakma Onun varisi olma hakkn elde etmi oluyordu. Bu teori-

    leri gelitiren Mutezil limlerin ran geleneinden etkilenmi olduklarn

    sylemek mmkndr. Eitim ve tevik etme bn Mukaffann zerinde

    durduu temel kategoriler arasndayd ve bunlar Risle fis-sahbede ak-

    lamt. Tedbul-mme (insanlar kurtulaa erdirme grevi) yani slah Farsa-

    dan evrilen prenslerin karakterlerini belirlemelerinde nemli bir rol oynad.

    Mesela el-Memunun, yeeni Vask eitmek iin temel eser olarak setii

    Ahd Ardashiri ele alacak olursak bu durumu ak bir ekilde grrz.21

    Mihne olaylar, ksa srede, iddeti merulatrmak iin bu ideali istismar

    etmenin ne kadar kolay olduunu gstermi oldu. Mihne olaylar ve yap-

    lanlardan sonra, pedagojik iyimserlie temel tekil eden faraziye ak bir e-

    kilde kabul edildi ki bu da sokaktaki adamn tek bana karar veremeyecei

    kanaati idi. Cahz insanlar bugnk tabirimizle kitleler cahil- cheladr

    ve bu sebepledir ki Peygamberler gnderilmesine ihtiya duyulmutur di-

    yordu. Benzer bir mantkla, Cahzn hemen hemen muasr olan Zeyd

    imam el-Kasm b. brahim de eer insanlar, ans eseri olarak, birbirlerine

    barp armyorlarsa bu, onlarn kendilerini frenlemelerinden dolay de-

    il, aksine ezelde Allahn onlar rehbersiz brakmam olmas sebebiyledir.

    Bir b. Mutemir onlar (rehberi/peygamberi olmayan insan topluluklarn)

    20 TG, III, 55.

    21 TG, IV, 711.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 275

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    frsat kollayan kurtlara benzetir ki bu bize Thomas Hobbesun homo homini

    lupus (insan insann kurdudur) kavramn hatrlatr. Birin karamsarl

    Onun ahsi tecrbesiyle aklanabilir. O, Mutezil dnceyi sradan insan-

    lara ulatrmaya gayret ediyor ve onlarn hi duymadklar popler iirleri

    syleyerek onlar kendi grne ekmek istiyordu; fakat insanlar Ona ku-

    lak verecek gibi grnmyorlard.22 Bu yzden Bir b. Mutemir hayal krkl-

    na uramt. Muteziller kendilerinin, insanlar medeniletirme/aydnlatma

    gibi bir misyonlar olduuna inanyor ve kendilerinin kitlelerin taklitle hareket

    etmesine kar savamaya mecbur olduklarn dnyorlard. Ancak, tpk

    byle eylere teebbs eden dier birok rnekte grld gibi, onlar da

    baarsz oldular. Bir sre ynlerini halifelere evirmi, onlardan beklentileri

    olmutu. Fakat halifeler de bu ideali gerekletirme hususunda baarsz ol-

    dular. ki grup, yani halife ve sarayla irtibatl kelmclar arasndaki byl

    iliki sona erdi ve iki taraf da gerekle yzleti. Kalabalklarn eitilmeleri

    ynnde harcanan bunca gayret sonucunda kardklar yegne mspet ders

    uydu: Yzlerce yllk tiranlk bir gnlk i savatan daha hayrldr. Bu

    slogan, kendi grne zt grlere sahip Snni idareyle uzlam i bir

    mellif olan Yakubi tarafndan aktarlmtr.

    Aslnda, devletle halk kitleleri arasndaki kopukluk gittike alyordu.

    Sradan halk, gittike artan bir oranda, saraydakilerin szn gzlemekten-

    se, gndelik ilerinde onlara her zaman yol gsteren, her zaman yanlarnda

    olan ulemaya gvenmeyi yelediler. yle grnyor ki Memun, klasik d-

    nemde, kendi ideallerine uygun bir toplum oluturmaya alm olan son

    yneticiydi. Ondan sonra, siyasi otorite kendisinde byle bir eyi gerekle-

    tirmeye ynelik bir mecal bulamad. Daha sonraki nesillerde, el-Kadir gibi,

    ya da daha sonralar en-Nasr gibi yneticiler baz teebbslerde bulundu-

    larsa da bunu ancak fukahann desteiyle gerekletirebildiler. Bu da insan-

    larn bylesi bir siyasi otoriteyi tanmalarna engel olmad. Genel olarak,

    devlet mefhumu, tabii bir durum ya da Allah tarafndan murat edilen bir

    kurum olarak grld. Hatta iler bile, devletle ibirlii yapmaya ya da en

    azndan lml bir tavr sergilemeye karar verdiler. Fakat tabiri caizse,

    donktriner yelpazenin en solunda ise insanlarn kendi kendisini ynetebile-

    cei ve dolaysyla siyasi otoriteye gerek olmad eklinde bir kanaat her

    zaman dile getirilmeye devam etti.

    Balangta bunun Haricilerin tavr olduunu gryoruz. Fakat bu fikrin

    hep u noktada kalm gruplarca savunulmu olduunu sylemek de mm-

    kn deildir. kinci asrn sonlarna doru, Emin ile Memun arasndaki kav-

    22 TG, III, 109112.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU276

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    gadan sonra bu fikrin toplumun genelinin de gndemine geldiini ve halk

    tarafndan kabul grdn grmekteyiz. el-Eminin lmn mteakip,

    Badatta ortaya kan kargaa esnasnda, Memun hla Mervde iken, Ba-

    dat halk ilerin idaresine el koymak zorunda kalmt. Hatta, Sehl b. Selame

    isimli birisinin emriyle zel bir ordu bile kurmulard. Bu ordu, genelde

    yama olaylarnn ilk maduru olan tccarlar tarafndan desteklenen bir ne-

    vi orta snf tarafndan kurulan ete grnmndeydi. Sehl b. Selamenin

    Mutezllerle ilikisi olduu anlalmaktadr.23 Aslnda, bu bahsedilen tarih-

    sel rzi durumda taknlan tavrla uyumlu kelmi ereve Mutezil akma

    mensup kelmclar tarafndan sunulmutu. topyaclarn terimleriyle konu-

    acak olursak, lideri olmayan toplum, bir baka ifadeyle halifesiz slam, her

    zaman tasavvur edilebilir bir durumdur. nsanlarn yaadklar realiteye dair

    mitsizlie kapldklar dnemlerde topik fikirlerin g kazand bir ger-

    ektir. Emevlerin iktidardan uzaklamasndan sonra, Abbasiler devlet ayg-

    tn kullanarak yeni bir r atklarn ve yeni bir dnem balattklarn id-

    dia ediyorlar, bunun kelimenin tam anlamyla bir ihtilal olduunu iddia

    ediyorlard. Fakat uzun vadede, bunda baarl olup olmadklar esas mese-

    leyi tekil eder hale geldi. Drar, Kureye mensup bir halifeyi daha zayf bir

    kabileye mensup birisiyle yer deitirme fikrini dillendirirken onun baz ar-

    kadalar daha da radikal fikirler ne sryorlard. ne srlen tez uydu:

    Toplum, sava gibi acil durumlar dnda, asla bir lidere, imama, muhta

    deildir. Byk lde, toplumlar lidersiz yapabilirler. Basite ifade etmek

    gerekirse, inananlarn yapmas gereken ey Kurana tabi olmaktr. Kuran

    bnyesinde, mutaassp bir toplum ina etmek iin yeterince emirler barn-

    drmaktadr. Bu anlay, aslnda fundamentalist imalar iermektedir, yle

    ki: toplum, yani inananlar, Kuran yorumlayabilir ve bunu toplumun her

    bir ferdi yapabilir. Fakat bu dnce, sarayla sk ilikiler kurmaya alan

    kelmc Nazzam tarafndan formule edilmiti.24 yle anlalyor ki, byle bir

    fikir ortaya atmakla, o, toplumun siyasi otoriteyi, Kuran nasl yorumlaya-

    can bilen kimselere yani ulemaya devredilmesi grne kail olacan

    mit ediyordu.

    Esasen Nazzam, byle bir fikri ortaya atan ilk kii olmad gibi,

    Nazzam bylesi bir konuma sevk eden saik yalnzca mesleinde giderek

    artan ihtiras deildi. Onun hla kabile modelinden tevars ettii anlalan

    drtlerle hareket ettiini sylemek ok cesurca ortaya atlm bir iddia ola-

    rak grlebilir. Hatrlanaca zere, kabile anlaynda, eyh eitler arasnda

    birinciydi; zira, eer o dnemde Badat toplumunda tipik orta snfa men-

    23 TG, III, 173175.

    24 TG, III, 416.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 277

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    sup ve ehirli bir entelektel aranacak olsa bunun en gzel rnei Nazzam

    olurdu. Hariciler arasnda imamsz toplum modeli gr hala cazip kar-

    lanyordu. Necde b. Amir taraftarlar, Kurann emirlerine uyulduu tak-

    dirde, aslnda toplumda bir imama ihtiya olmad grndeydiler.

    Irakta kurduklar cematl-mslimn ya da senato yoluyla lim ve tccar e-

    raf tarafndan, ticari bir imparatorluun nasl ynetilebileceinin rneini

    gsterenler Basradaki badlerdi. Bununla birlikte, Nazzamn birincil ilham

    kaynann Basrada yaayan Mutezil lim Esamm olduu anlalmaktadr.

    Daha nce de grdmz zere Esamm, yneticinin btn bir toplumun

    icmas ya da mutabakatla desteklenmesi gerektiine inanyordu. Buna ilave

    olarak yneticinin seiminde icma ya da konsenss mutlaka gerekiyorsa

    (icmann gereklemedii durumlarda) mmetin imamsz da olabileceine

    inanyordu.25

    Esamm bu modelin Abbasiler gibi imparatorluk apndaki devletler iin

    deil de kk apl ve yerel topluluklar iin bir bakma Presbiteryan model

    uygun olduunu ifade eder. Fakat son tahlilde onun adem-i merkeziyeti sa-

    vunduunu sylemek mmkndr. Harun Reit zamannda Abbasi mpara-

    torluunun blnme tecrbesine ahit olmasnn onu byle bir sonuca yn-

    lendirdiini sylemek mmkndr. Halifenin karar gerekten tartlmt.

    Bylesi bir politikann muhtemel sonular yani Emin ile Memun arasn-

    daki i sava ancak Esammn kariyerinin sonlarna doru ve lmne ya-

    kn bir dnemde gerekleti. Bir asr nce, Medineli fakih Said b. el-

    Mseyyeb, Abdlmelik hayattayken iki oluna beyat etmeyi reddetmiti.

    Nazzam ise, Esammdan bir nesil sonra yaam ve dolaysyla Eminin l-

    drlmesini takiben Badatta ortaya kan kargaa ve anariye ahit olmu-

    tu. Bu sre zarfnda, devlet tarafndan atanmam olsalar da kadlar grev-

    lerini ifa ettiler. Aslnda, o zamanki insanlar halifesiz bir toplumda yayor-

    lard.

    Bu allmadk durum bir bakma organize haldeki anari ok srme-

    di. Kadlar ifa ettikleri grevin meruiyetini emr-i bil-marf ilkesine da-

    yandryorlard. Memun, 204 ylnda, Badata dndkten sonra bu duruma

    son verdi. Esas olarak, onun ulemaya byk sayg duyduunu gryoruz; o

    limleri saraya davet edip onlarla ilmi sohbetler yapmay severdi.26 Fakat

    devlet ynetiminde onlara her hangi bir grev verme taahhdnde bulun-

    mad. Mihne olaylar esnasnda, ulema onun direktiflerini yerine getirmek

    zorunda kald. Bir dnem Vask onlara istedikleri rol, yani istikrar salama

    grevini vermi olabilir. Mutezil kaynaklarn sylediklerine baklrsa, onun

    25 TG, II, 408409, IV, 714715.

    26 TG, II, 388; III, 174, 199200.

  • | Joseph van ESS / ev. Habib KARTALOLU278

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    resmi grevlilerin yanna, zellikle de vergi memurlarnn yanna, din adam-

    larn danman olarak atad anlalmaktadr. Bylece Vask, kttb ile

    ulemann ibirlii yapmasn istiyordu.27 Eer bir efsane deilse, bu bo bir

    kuruntudan ibaret bir eydi. Zamanla, Muteziller bile devletle aralarna

    mesafe koydular. Dalga geri dnd ve doktrinlerinde balangtan beri var

    olan zahidane unsurlar tekrar glenmeye balad.

    Bu akm, kaynaklardan birisinde kullanlan tabirle, Sfiyyetl-Mutezile

    diye isimlendirilen grubun ortaya kmasyla zirve noktasna ulat.28 Onlar,

    yalnzca merkezi hkmet anlamnda devleti reddetmekle kalmadlar, ayr-

    ca dnyay, yani ticareti ve sonunda gelir ya da menfaat olan aktiviteleri de

    reddettiler. G-para denklemi onlar asndan pheli bir durumu ifade

    ediyordu. Bu, ehirli bir hareketti. Bu Mutezil sfiler gelirden bahsettikle-

    rinde, bununla iftileri deil, esnaf, ticaret erbabn ve zanaatkrlar kaste-

    diyorlard. Bir hadiste, eytan sancan arlara dikmitir denilmekteydi.

    Bu tr fikirler ortaya atmak suretiyle, yalnzca halifenin rol sfra indir-

    genmi olmakla kalmyor, yerleik dzen de bozulmu olarak yaftalanm

    ve reddedilmi oluyordu. Byle bir bak as, Darul-slam denilen eyin

    artk, iddia edildii gibi, bozulmam saf bir dnya olmad dncesini de

    beraberinde getiriyordu. O kadar ok ey deimiti ki, artk ancak drul-

    kfr ya da drul-fsktan bahsetmek mmkn olabilirdi. G ancak yolsuzluk-

    la ele geirilen bir eye dnmt.

    Balangta Sufiler, onlarn ver anlayn yani pheli eylere bula-

    mama endiesini benimsiyorlard. Devlet ya da sultan da bht arasnda

    saylyordu. Sufiler devlet tarafndan denen maa kabul etmiyorlar ve as-

    kerlik grevini yerine getirmeyi reddediyorlard. Hatta onlar, beylerin arazi-

    sinde yetien gdalar yemeye yanamyor ve gasp edilmi topraklarda h-

    kmet parasyla ina edilmi hamamlarda temizlenmeyi doru bulmuyor-

    lard.29 Bu tr ekinceleri olanlarn illa da Mutezil olmalar gerekmiyordu.

    Tam aksine, Ahmed b. Hanbel Kitbl-ver isimli eserinde benzer eyler an-

    latyordu. Ayn ey el-Muhasibinin Kitbl-meslik adl kitab iin de sz

    konusuydu. Fakat, Mutezllerin bu zhd akmlarnn uzanda kaldklarn

    sylemek de mmkn deildir. Onlar bizim zannettiimiz gibi lakayt tavr-

    lar sergileyen rasyonalistler deillerdi. Askerlik grevinde de bulunmu

    olan Badatl Mutezil lim Cfer b. Harb ruhi bir kriz geirdi ve temiz-

    lenmek iin Dicle nehrine girdi. Sonra, kendisini yeni bir hayata sokan ve

    yine kendisi gibi bir Mutezil olan Murdardan ald yeni elbiseleri giydi.

    27 TG, IV, 46.

    28 TG, III, 130133; IV, 8894.

    29 TG, IV, 716.

  • Kelm ve nsan Gereklii | 279

    Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, Cilt: XIII, Say: 23 (2011/1), s. 261-279

    Devlet grevinde bulunmu olan babasndan kalan miras reddetti.30 Mihne

    olaynn baarszlkla sonulanmas ve Mtevekkilin baa gemesiyle bir-

    likte, Mutezller hkmetin Mutezil olmayan glerle ve doal olarak

    kendilerinin sapk kabul ettikleri gruplarla ittifak yaptn grmeye balad-

    lar. Hicri nc asrn sonlarnda Cbbainin dedii gibi, Badat ve Msr

    sapklk merkezi, (drul-kfr), haline gelmiti. Zra Kurann mahlk olma-

    dn ve cebri kabul etmedikten sonra oralarda kimseye yaama hakk ta-

    nnmyordu. Cbbainin bizzat kendisi bile Badat ve Irak terk etti ve

    rana gidip halknn ounun hala kendisinin fikirlerini benimsedii Asker

    Mkrama yerleti.

    Konuyu burada brakmann uygun olaca kanaatindeyim. Sfiyyetl-

    Mutezilenin bir gelecei yoktu. Bylesi kkl bir reddedici tavr onlar k-

    maza gtrd ve neticede, Irak Mutezilesi genel olarak ciddi ve srekli etki

    yapma gcn kaybetti. Mslmanlarn ounluu, mkemmel olmasa da,

    imam ya da siyasi otoritenin toplumsal hayatn idamesi iin vazgeilmez ol-

    duunda ittifak ettiler. Uzun vadede, ancak, abdal derviler, kalenderler, si-

    yasi otoriteyi kategorik olarak reddettiler.31 in teorisi sz konusu olduun-

    da, kelmclarn insiyatifi filozoflara kaptrdn gryoruz. Farabi gibi d-

    nrler tamamen yeni modeller devreye soktular ve zamanla bu yeni mo-

    deller yeni tecrbelerle test edildi ki bunlarn ilki Buveyhler ve Seluklular

    tarafndan hilafetin zayflatlmasyd. Bu durum ancak gcn ve otoritenin

    dikkatli bir ekilde tefrik edildii dalist bir modelle aklanabilir. Kar kar-

    ya kalnan ikinci tecrbe hilafetin Mool istilasyla ortadan kaldrlmasdr.

    yle ki bu dou dnyasnda egemenliin Mslmanlarn elinden tamamen

    alnd ilk evreye tekabul eder. Karlalan ya da yaanlan nc tecrbe

    ise Memlkller dneminin askeri rejimidir. Bu bahsettiimiz modellerin, u

    ya da bu ekilde, ada karlklarnn olduunu rahatlkla syleyebiliriz.

    Fakat benim burada zerinde durduum konu bu deil. arpc olan ey

    udur: Bugn bile, insanlar bir eylere dair mit beslemek istediklerinde,

    tpk bir zamanlar ilk Mutezillerin yaptklar gibi, hemen gemie dnmek-

    tedirler. (nsanlar) slamn byk siyasi muzafferiyetlerle baladn d-

    nmekte ve ebediyen de bu zafere bal olarak yaamaya devam edeceini

    mit etmektedirler.

    30 TG, IV, 6979.

    31 Onlarla ilgili olarak bkz., A. T. Karamustafa , Gods Unruly Friends, Salt Lake City 1994.