karamÜrsel gemİsİ: Özellİklerİ ve kullanimina yÖnelİk … · 18-20 kg. ağırlığında...

17
283 KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK BAZI TESPİTLER Yasemin NEMLİOĞLU KOCA * Giriş Bu incelemede kaynak olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Mühimme Defterleri, İbn-ülemin Mahmud Tasnifi Bahriye Defterleri, Şeriyye Sicilleri, seyahatnameler, yazma eserler ve daha önce bu konuda hazırlanan çalışmalar kullanılmıştır. İncelemenin amacı, Türk denizcisi ve askeri Kara Mürsel Alp Bey tarafından tasarlandığı bilinen, Osmanlı Donanması’nın ilk özgün gemisi olan ve uzun bir dönemde farklı alanlarda kullanılan “Karamürsel” gemisinin yapımı, teknik özellikleri ve kullanımına yönelik bilgiler vermektir. Türk denizcilik tarihinin ilk başarılarında büyük payı olan ve gemi yapım teknolojisine öncülük eden karamürsel gemisinin teknik özelliklerine ait kesin bir bilgi yoktur. Bununla birlikte çeşitli kaynaklarda geminin yapımına ve kullanımına yönelik bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında geminin yapımı, teknik donanımı, manevra yeteneği, mürettebatı, kullanım amacı gibi konularda veriler birleştirilerek ön kabulle tanımlar ve çizimler ortaya konulmuştur. Süleyman Şah’ın Nikaia’yı (İznik) alarak başkent yapması (1075) ile Türkler Marmara Denizi kıyılarına yerleşti. Kios’un (Gemlik) alınması (1087) ile bir tersane kuruldu ve buraya Türkler tarafından “Gemilik” adı verildi. Selçuklu Devleti’nin zayıfladığı yıllarda ise, bölgeye yerleşen Türk Beylikleri denizcilik faaliyetlerini yürütmeye başladılar. İç kesimlerde yerleşmesine rağmen Osmanlı Beyliği, izleyen yıllarda batıya ve denize yönelerek devlet siyasetini de belirlemiş oldu. 1328-1337 yılları arasında Nikomedeia (İzmit) ve çevresinin Osmanlılar tarafından alınmasıyla, Kocaeli bu siyasetin merkez üssü olarak kabul edilmeye başladı. Devletin genişlemesinde Rumeli’ye geçişte ve Konstantinopolis’in (İstanbul) alınmasında bir donanma gerekmekteydi. Kocaeli ise körfezi, korunaklı liman alanları ve çevresindeki ormanlarla gemi yapımında ve denizciliğin gelişiminde elverişli koşullara sahipti. Mürsel Alp Bey’in komutasında Pronectus’un (Karamürsel) alınmasıyla (1323) Marmara Denizi kıyısında deniz gücünün oluşturulması için gereken koşullar sağlanmış oldu. Denizcilik bilgisi, kahramanlığı ve başarıları nedeniyle kendisine “Kara” unvanı verilen Mürsel Alp Bey Osmanlı Devleti’nin ilk Deryâ Beyi oldu. Adını alan Karamürsel’de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu (1327) ve ilk Osmanlı savaş gemisi “Karamürsel” yapıldı. Alman yazar Zinkeisen, Karamürsel Bey’den eserinde övgüyle bahsederek, Türkler’in en seçkin kahramanlarından biri ve donanma komutanı olduğunu, filo oluşturduğunu anlatır. 1 Evliyâ Çelebi ise “Süleyman Bey, Kara Mürsel, Kara Koca, Kara Biga, Kara Sığla… adlı * Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi, Barbaros Denizcilik Yüksek Okulu, [email protected] 1 Johann Wilhelm Zinkeisen, Geschichte des Osmanischen Reiches in Europa: Urgeschichte und Wachsthum des Reiches bis zum Jahre 1453, Verlagen: Friedrich Perthes, Hamburg, 1840, s. 101; Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Çev: Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2011.

Upload: others

Post on 02-Nov-2019

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

283

KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK BAZI TESPİTLER

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA*

Giriş

Bu incelemede kaynak olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Mühimme Defterleri, İbn-ülemin Mahmud Tasnifi Bahriye Defterleri, Şeriyye Sicilleri, seyahatnameler, yazma eserler ve daha önce bu konuda hazırlanan çalışmalar kullanılmıştır. İncelemenin amacı, Türk denizcisi ve askeri Kara Mürsel Alp Bey tarafından tasarlandığı bilinen, Osmanlı Donanması’nın ilk özgün gemisi olan ve uzun bir dönemde farklı alanlarda kullanılan “Karamürsel” gemisinin yapımı, teknik özellikleri ve kullanımına yönelik bilgiler vermektir. Türk denizcilik tarihinin ilk başarılarında büyük payı olan ve gemi yapım teknolojisine öncülük eden karamürsel gemisinin teknik özelliklerine ait kesin bir bilgi yoktur. Bununla birlikte çeşitli kaynaklarda geminin yapımına ve kullanımına yönelik bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında geminin yapımı, teknik donanımı, manevra yeteneği, mürettebatı, kullanım amacı gibi konularda veriler birleştirilerek ön kabulle tanımlar ve çizimler ortaya konulmuştur.

Süleyman Şah’ın Nikaia’yı (İznik) alarak başkent yapması (1075) ile Türkler Marmara Denizi kıyılarına yerleşti. Kios’un (Gemlik) alınması (1087) ile bir tersane kuruldu ve buraya Türkler tarafından “Gemilik” adı verildi. Selçuklu Devleti’nin zayıfladığı yıllarda ise, bölgeye yerleşen Türk Beylikleri denizcilik faaliyetlerini yürütmeye başladılar. İç kesimlerde yerleşmesine rağmen Osmanlı Beyliği, izleyen yıllarda batıya ve denize yönelerek devlet siyasetini de belirlemiş oldu. 1328-1337 yılları arasında Nikomedeia (İzmit) ve çevresinin Osmanlılar tarafından alınmasıyla, Kocaeli bu siyasetin merkez üssü olarak kabul edilmeye başladı. Devletin genişlemesinde Rumeli’ye geçişte ve Konstantinopolis’in (İstanbul) alınmasında bir donanma gerekmekteydi. Kocaeli ise körfezi, korunaklı liman alanları ve çevresindeki ormanlarla gemi yapımında ve denizciliğin gelişiminde elverişli koşullara sahipti. Mürsel Alp Bey’in komutasında Pronectus’un (Karamürsel) alınmasıyla (1323) Marmara Denizi kıyısında deniz gücünün oluşturulması için gereken koşullar sağlanmış oldu. Denizcilik bilgisi, kahramanlığı ve başarıları nedeniyle kendisine “Kara” unvanı verilen Mürsel Alp Bey Osmanlı Devleti’nin ilk Deryâ Beyi oldu. Adını alan Karamürsel’de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu (1327) ve ilk Osmanlı savaş gemisi “Karamürsel” yapıldı. Alman yazar Zinkeisen, Karamürsel Bey’den eserinde övgüyle bahsederek, Türkler’in en seçkin kahramanlarından biri ve donanma komutanı olduğunu, filo oluşturduğunu anlatır.1 Evliyâ Çelebi ise “Süleyman Bey, Kara Mürsel, Kara Koca, Kara Biga, Kara Sığla… adlı

* Yrd. Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi, Barbaros Denizcilik Yüksek Okulu, [email protected] Johann Wilhelm Zinkeisen, Geschichte des Osmanischen Reiches in Europa: Urgeschichte und Wachsthum des Reiches

bis zum Jahre 1453, Verlagen: Friedrich Perthes, Hamburg, 1840, s. 101; Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Çev: Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2011.

Page 2: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

284

40 kara yiğitle, Kara Ece Yakub ile Karamürsel’de nice gemiler yapıp denizden Rum toprağına ayak basıp İpsala’ya kadar gittiler.”2 ve “Orhan Gâzi oğlu Süleyman Paşa, Kara Mürsel Bey, Ece Yâkup Bey ve 40 kara adlı bey ile Akdeniz’de Kapıdağ batısında Labseki adlı mahalden sallar ile karşı Rumeli tarafına at çıkarıp, Gelibolu tarafında İpsala denilen yeri cuma günü fethettiler.”3 diyerek Chersonesos (Gelibolu) Yarımadası’nın alınmasında Kara Mürsel Alp Bey’in ve deniz gücünün önemini vurgulamaktadır.

Kara Mürsel Alp Bey, Kocaeli’nin alınmasında, beyliğin batı komşusu olan Karesi Beyliği’nden yardım aldı. Osmanlı Beyliği, 24 gemiden oluşan bu destek sayesinde denizlerle tanıştı ve denizcilikte ilk adımlar atılmış oldu. Kara Mürsel Alp Bey donanmanın oluşturulmasında gemi yapımının ve denizcilik bilgisinin önemini bilmekteydi. Bu aşamada Bizans Devleti, devlet donanmasını maliyeti yüksek olduğu için 1284’te feshederek paralı asker çalıştırmaya başladı. Bunun sonucunda Marmara Denizi kıyılarında yaşayan ve işsiz kalan denizci Rumlar, özel teknolojik bilgi isteyen gemi yapımı ve denizcilik alanında Türkler’e yardım etti. Türkler savaş-strateji güçlerini ve bilgilerini denizcilikte de kullanmaya başladı. Ayrıca Latin ve Katolik egemenliğinde kalmak istemeyen birçok Rum, Müslüman oldu ve Osmanlı tebaasına katıldı. Bu şekilde büyüyen Batı Anadolu’daki beylik donanmaları, 1390’da Osmanlı Donanması ile birleşti.4 Karamürsel ise Gelibolu Tersanesi’nin kurulmasına (1401) kadar Osmanlı’nın deniz üssü oldu.

Karamürsel Gemisi’nin Yapımı ve Teknik Özellikleri

Osmanlıların ilk gemisi olan karamürselin çektiri sınıfı yelkenli bir gemi olduğu ve ismini ilk mühendisi olan Kara Mürsel Alp Bey’den aldığı kabul edilmektedir. Kara Mürsel Alp Bey tarafından ilk yapımından sonra 19. yüzyıla kadar askeri ve ticari yük-yolcu taşımacılığında kullanıldığı belirlenmiştir. İhtiyaçlar ve koşullar doğrultusunda zaman içinde geminin yapısında ve donanımında değişikliklerin yapıldığı görülmektedir. Tarihsel kaynaklarda bu durum nedeniyle karamürsel gemileriyle ilgili farklı bilgiler yer almaktadır.

Gelibolulu Mustafa Âlî, 16. yüzyılın son yıllarında yazdığı “Mevâ’idü’n Nefâ’is fi Kavâ’idi’l Mecâlis” adlı eserinin “Yolculuk Kuralları ile Yolcu ve Yük Araçları” bölümünde, taşımacılıkta kullanılan karamürselleri küçük gemiler olması nedeniyle yük katırlarına benzeterek, bu gemilerin kaptanlarının alaybeyi ve çeribaşı5 seviyesinde olduğunu belirtmiştir.6 1799-1807 yılları arasında İstanbul Avusturya elçiliğinde görev yapan Türk dostu tarihçi, diplomat ve bilim adamı Joseph Freiherr von Hammer-Purgstall, Osmanlı topraklarında çeşitli inceleme gezileri yapmış ve izlenimlerini ayrıntılı bir şekilde eserlerinde kaleme almıştır. Osmanlı Devleti’nin tarihini çok geniş ve bilimsel olarak işlediği “Geschichte des Osmanischen Reiches-Osmanlı Devleti Tarihi” eserinde, Kara Mürsel Bey’den adını alan gemilerin savaş gemileri olduğundan, kıyılarda karakol gemisi ve çeşitli seferlerde yardımcı gemi olarak kullanıldığından ve o tarihe kadar (1800’lü yıllar) karamürsel türü gemi olarak anıldığından söz etmektedir.7 İspanyol yazar Arturo Pérez-Reverte ise 17. yüzyılda yaşayan Capitan Alatriste’nin hayatını konu

2 Evliyâ Çelebi, Seyahatname, Süleymaniye Kütüphanesi, Pertev Paşa No:458, İstanbul, 17.yy.; Seyahatname, Maarif Vekaleti, Devlet Matbaası, İstanbul, 1935, Cilt 10, s. 90.

3 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 1, s. 52.4 Halil İnalcık, Bülent Arı, “Bir Deniz Gücü Olarak Osmanlı İmparatorluğu” Uluslararası Pîrî Reis Sempozyumu Tebliğler

Kitabı, İstanbul, 27-29 Eylül 2004, s. 2/20-30.5 Alaybeyi: Osmanlı Devleti’nde, sancaklarda sancak beyinin emrinde müsellemlerin, tımarlı sipahilerin, çingene, yörük,

tatar, evlad-ı fatihan, voynuk ve akıncı gibi askerlerinin amiri durumundaki subaylara verilen ad. Çeribaşı: Osmanlı Devleti’nde alaybeylerinin emrindeki birliklerin amiri durumundaki subaylara verilen ad. T.D.V. İslam Ansiklopedisi, C. 8, s. 270.

6 Gelibolulu Mustafa Âlî, Mevâ’idü’n Nefâ’is fi Kavâ’idi’l Mecâlis, Orhan Gazi Kütüphanesi No:1214, Bursa, 16.yy.; Gelibolulu Mustafa Âlî ve Mevâ’idü’n Nefâ’is fi Kavâ’idi’l Mecâlis, Yayına Hazırlayan: Mehmet Şeker, TTK Yayınları, Ankara, 1997, s. 369-370.

7 Joseph Freiherr von Hammer-Purgstall, Geschichte des Osmanischen Reiches, Hartleben’s Verlage, Pesth, 1827-1835; Büyük Osmanlı Tarihi, Çev: Mehmet Ata, Üçdal Neşriyat, İstanbul, 1992, I/84, IV/441.

Page 3: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

285

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

aldığı eserinde karamürselin siyah renkli, uzun gövdeli, yüksek kıçlı, 2 direkli bir Türk tüccar gemisi olduğunu, Türk ve Rum tayfaları bulunduğunu, Girit’ten şarap ve yağ, Mısır’dan sabun, deri ve yolcu taşıdığını, iyi fiyatla kiralandığını, 18 kişiye kadar yolcu alabildiğini belirtmektedir.8 İsmail Hakkı Uzunçarşılı karamürselleri, çektiri sınıfında, İstanbul ve Marmara Denizi kıyılarında işletilen hem kürekli ve hem de yelkenli tekneler olarak tanımlamıştır.9 İdris Bostan, karamürsel gemisini 1 uzun 1 kısa direkli, sivri üçgen yelkenli, yarım güverteli küçük tekneler olarak tarif ederek, yakın mesafeler arasında kullanıldığını, silah donanımlarının bulunmadığını, 16. yüzyılda büyük denizlere açılmasına izin verilmediği halde, tahıl veya kereste taşımacılığında Mısır’a gitmelerine ve Boğaz’dan çıkmalarına izin verildiğini belirtmektedir.10 Yossi Dotan ise, geminin düşünülenden daha büyük olduğunu varsayarak 16-19. yüzyıllar arasında yük gemileri olarak kullanıldığını, kalyona benzeyen, 4 yelkeni olan, 900 ton kapasiteli tüccar gemileri olduğunu belirtmektedir.11 Bu geminin 4 yelken ve 900 ton olarak verilen ölçüleri teknik ve kapasite açısından değerlendirildiğinde karamürsel gemilerini yansıtmadığı açıktır. Yavuz Senemoğlu Kitâb-ı Bahriye’nin çevirisinde karamürsel gemilerinin Osmanlı’da küçük çektiriler sınıfında yer aldığını ve karakol-muhabere gemisi olarak kullanıldıklarını, daha sonra ise Marmara Kayığı olarak adlandırıldıklarını belirtir.12 Bununla birlikte karamürsel gemileri Marmara Denizi kıyılarında yoğun olarak kullanılmasına rağmen, Marmara kayığı olarak adlandırılan Kancabaş olarak da bilinen yuvarlak gövdeli, kısa boylu kayıklardan farklıdır. Karamürsel gemisi hakkında en geniş araştırmayı ve tanımı ise Şemsettin Arkan yapmıştır. Dz. Yzb. Ergun Göktuna ve denizcilik tarihi uzmanı Niyazi Uraz’dan yararlanarak hazırladığı çalışmasında kesin bir sonuca ulaşamadığını belirtmekle birlikte karamürsel gemisi hakkında yaptığı tespitler şunlardır:

Yarım güverteli olan karamürselde yelken için 1,5 direk bulunmaktaydı. Sivri üçgen latin yelken kullanılırdı. Yapımında Venedik savaş gemileri örnek alınmıştı. Genel olarak sahil koruma ve iç deniz taşıma işleri için kullanılmıştır. Uzunluğu 13 m.’dir. Kürekleri 6-6,5 m. uzunluğundadır. Geminin boş ağırlığı 15-18 ton, dolu ağırlığı 22-25 ton kadardır. 42 mürettebatı 26 kürekçi (savaşçı), 4 yedek kürekçi, 4 yelkenci, 2 kalafat ustası, 1 işçi, 1 sucu, 1 yağcı, 1 serdümen, 1 kılavuz, 1 reis’ten oluşmaktadır. 2 adet latin yelken, 26 adet 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların silahları ve yedekleri, yedek yelken bezi, büyük baltalar, su, peksimet, un, yağ, zincir ve kalafat gereçlerinden oluşan donanımı vardı.

Şemsettin Arkan çalışmasında, Karamürsel eski belediye başkanı Cemil Bal’ın, söylentilere göre hazırlattığı çizime yer vererek incelemede bulunmuş ve bu resmin Kara Mürsel Alp Bey’in yaptığı gemi olamayacağını belirtmiştir. Yine birlikte yaptıkları incelemeler sonunda 1971’de Dz. Yzb. Ergun Göktuna tarafından karamürsel gemisinin 1:100 ölçeğinde hazırlanan çizimlerine de yer vermiştir.13 Bu tespitler değerlendirildiğinde; Cemil Bal’ın çizdirdiği resimde geminin bordası fazla geniştir, ön tarafta ikinci bir yelken yer almazken flok yelken bulunmaktadır ki bu hızlı ve bordası alçak olduğu düşünülen karamürsel gemisine uygun değildir. Şemsettin Arkan’ın yaptığı tespitlere göre ise, 26 adet küreği bulunan geminin uzunluğu 13 m. değil en az 22-30 m. olmalıdır, ağırlıkları 18-20 kg. olan 26 küreği çift kürekçi çekmeli ve en az 52 kürekçi bulunmalıdır, dolayısıyla geminin tonajı da 22-25 tondan fazla olmalıdır. Ayrıca bu ölçülerdeki bir geminin o dönemin koşullarında dahi askeri gemi olarak kullanıldığı düşünülmemektedir.

8 Arturo Pérez-Reverte, Pirates of the Levant, Penguin Group, New York, 2010, p. 305.9 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, TTK Yayınları, Ankara, 1988, s. 455-456.10 İdris Bostan, Kürekli ve Yelkenli Osmanlı Gemileri, Bilge Yayınları, No:2, İstanbul, 2005, s. 234.11 Yossi Dotan, Watercraft on World Coins: Europe, 1800-2005, Alpha Press, Sussex, 2007, Volume 1, p. 259.12 Pîrî Reis, Kitâb-ı Bahriye, Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya No: 2612, İstanbul, 1526; Kitâb-ı Bahriye, Yayına

Hazırlayan: Yavuz Senemoğlu, Kervan Kitapçılık, İstanbul, 1973, s. 24.13 Şemsettin Arkan, “Marmara’daki Türk Denizciliğinin Sembolü: Karamürsel Gemisi”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul,

1972, Cilt: 1, Sayı: 3, s. 45-47.

Page 4: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

286

Cemil Bal’ın Çizdirdiği Karamürsel Resmi

Dz. Yzb. Ergun Göktuna’nın Çizdiği Karamürsel Resmi

Karamürsel gemisinin yapımı ve teknik özelliklerini yorumlamak için Kara Mürsel Alp Bey’in gemiyi tasarladığı dönemin koşullarına bakmak gereklidir. Haçlı Seferleri sonrasında, Batı ve Doğu arasında ortaya çıkan kültür alış verişi Akdeniz’de ortak bir kültürün ortaya çıkmasına neden oldu. Bu ortak kültür en belirgin olarak haritacılık, gemici dili, gemi yapımı ve donanımında yani denizcilik alanında görülmektedir. Bu dönemde Yunan, Türk ve Arap denizcilerin harita ve coğrafya bilgisi Batı’ya aktarılırken, Ceneviz ve Venedikliler’in hakim olduğu gemi yapımı ve denizcilik bilgisi Doğu’yla kaynaşmış ve ortak bir Akdeniz denizciliği ortaya çıkmıştır. Yine her toplum ihtiyaçları doğrultusunda kendi tekniklerini ekleyerek yeni gemi türleri üretmeye başlamıştır. Aslında Akdeniz denizciliğinde gemi yapımı, tüm milletlerin katkıda bulunduğu ve bilgi alış-verişinin gerçekleştiği bir alandı ve her dönemde yapılan gemilerin benzerlikleri bulunmaktaydı. Bu dönemde gemiler, harekette öncelikle yelken kullanılan, ancak tehlike sırasında ya da sığ sularda manevra yapmak ve hızlanmak için kürek kullanılan gemilerdi. Bordalarının alçak ve malzeme depolama alanlarının az olması nedeniyle ikmal için kıyıya bağımlıydılar. Gemilerde genellikle sivri üçgen latin yelken kullanılırdı. Daha verimli rüzgar kullanımını sağlayan latin yelken, teknenin rüzgara karşı gitmesine (orsa seyri) olanak verir ve geminin hızını artırır. Dezavantajı ise, yelkenin bağlı olduğu seren direklerinin uzun olması nedeniyle denetiminin zor olması ve fazla sayıda mürettebat gerektirmesidir. Bununla birlikte rüzgardan yararlanma geminin şekliyle orantılıydı. Gemilerin bordalarının alçak, boylarının uzun olması sonucu rüzgarı kıçtan almaları ve yalpalamayı azaltmaları gerekliydi. İnsan gücünden maksimum düzeyde yararlanmak amacıyla kürekler gövdeden uzakta suya sokulmaları için çok uzun ve suya paralel olmalıydı. Bu özellikler göz önüne alındığında Bizans Donanması’nın en önemli gemisi olan “Dromon” adı verilen kürekli savaş gemileri, sonraki dönemlerde Akdeniz gemilerine öncülük etmişlerdi. Çeşitli türde ve

Page 5: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

287

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

ölçülerde yapılan dromonlar 1 veya 2 direkli, 1 veya 2 latin yelkenli, 25-32 m. uzunluğunda, 3,50-4,50 m. genişliğinde, 15-25 oturaklı, saatte 3-7 knot hız yapabilen, 60-100 kürekçi ve 110 mürettebattan oluşan gemilerdi.14 Dromonların büyüklüğüne göre chelandia, aphrakta, galeai, katerga gibi çeşitleri vardı. Bu gemiler sonraki dönemlerde, çeşitli dillerde apharakta-frigate-firkate, galeai-galleon-kalyon, katerga-galeere-galley-kadırga, galeasse-mavna gibi adlandırılarak çeşitli boy ve türde üretilmişlerdir.15 Görülmektedir ki Akdeniz’de koşullara bağlı olarak değişik tür ve kullanım amacında gemiler üretilse de kürekli gemilerde büyük benzerlik söz konusuydu ve Akdenizli tüm milletler gemi yapım teknolojisine katkıda bulunmaktaydı.

Bir Dromon Çizimi, 13-14. Yüzyıl

13. yüzyıla doğru ise Türkler’in denetimi altına giren Anadolu kıyılarında yaşayan Rumlar, gemi yapımı faaliyetlerini Türk beyliklerinde sürdürmeye başladı. Özellikle İzmir, Balıkesir ve Çanakkale çevrelerindeki yerli halkın bilgisiyle Foça, Edincik, Gemlik ve Karamürsel’de kurulan tersanelerde gemi üretimi yapıldı. Bunlardan biri olan Kara Mürsel Alp Bey’in Kavakkoyu’nda kurduğu Karamürsel Tersanesi, Osmanlı Devleti’nin ilk gemilerinin yapıldığı yerdi. Bu dönemde Osmanlı Beyliği, Marmara Denizi kıyılarında karadan yaptığı fetihlere deniz gücü desteğiyle sınırlarını genişletmeye başlamıştır. Bu fetihlerde kullanılan deniz gücü, hızlı ve manevra gücü yüksek gemilerden oluşan küçük akıncı filolardı. Filonun başlıca gemisi ise, Kara Mürsel Alp Bey tarafından tasarlanan ve Karamürsel tersanesinde yaptırılan karamürsel gemisiydi. Geminin kaynaklardaki genel tanımlarına ve kullanımlarına bakıldığında, Kara Mürsel Alp Bey’in o dönemde Bizans Donanması’nda kullanılan dromonların küçük boylarından olan galiotta-kalita-kalyata gemilerinden yararlanarak geminin tasarımını-konstrüksiyonunu yaptığı düşünülmektedir. Kalyata 19-24 oturaklı, 25-36 m. uzunluğunda, 5,7 m. genişliğinde, 76-144 kürekçi ile ortalama 150 mürettebatın bulunduğu, silahlandırılmış çektiri türündeki gemilerdi.16 Osmanlı Donanması’nda kalyatanın kullanımına yönelik ilk bilgilere ise 1474’te rastlanmaktadır. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin deniz üssü olan Gelibolu’da kadırga, kalyata, kayık ve at gemilerinin mürettebatından oluşan 4 denizci cemaati bulunmaktaydı.17 Kalyata, 14. yüzyılda gazi beyliklerinin en çok kullandığı ve sonraki dönemlerde de Osmanlı Donanması’nın önemli gemilerinden biriydi. Buradan, önceleri askeri amaçla sonra ise taşımacılıkta kullanılan karamürsel gemisinin tasarımında bu gemilerin öncül olduğu sonucu çıkarılabilir ve Osmanlı Donanması’nın en önemli bölümünü ilk zamanlarından

14 John H. Pryor, Elizabeth M. Jeffreys, The Age of the ΔΡΟΜΩΝ: The Byzantine Navy ca 500-1204, Brill Academic Publishers, Boston, 2006.

15 John H. Pryor, “Shipping and Seafaring”, The Oxford Handbook of Byzantine Studies, Ed: Elizabeth Jeffreys, John F. Haldon, Robin Cormack, Oxford University Press, New York, 2008, s. 482-491.

16 İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, TTK Yayınları, VII.-101, Ankara, 1992, s. 83-94.

17 H.879/M.1474-75 tarihli Gelibolu Tahrir Defteri; Halil İnalcık, “Gelibolu” Encyclopedia of Islam, EI2, Brill, New York, Vol. 2, p. 983-984.

Page 6: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

288

1450’li yıllara kadar karamürsel gemisinin oluşturduğu kabul edilebilir. Ancak kullanım koşulları ve taşınan yüklerin özelliklerine bağlı olarak karamürsel gemisinin tasarımında zaman içinde farklılıklar görüldüğü, Hıristiyan Batı’da kullanılanlara oranla daha alçak bordalı ve yelken seyrinde daha hızlı olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte geminin gövdesinin Osmanlı Donanması’nın asıl vurucu gücünü oluşturan kadırga ve kalyataya göre daha yuvarlak olması nedenleniyle deniz şartlarına daha dayanıklı olduğu düşünülmektedir.

Tüm bu bilgiler ve değerlendirmeler ışığında karamürsel gemisinin;

15-30 m. uzunluğunda ve 4-6 m. genişliğinde,

25-45 ton ağırlığında,

Saatteki hızı 3-7 knot olan,

1 uzun 1 orta boy direk ve 2 latin yelkenli,

10-20 oturaklı, her birinin ağırlığı 15-20 kg. ve uzunluğu 5-7 m. olan 20-40 küreğe sahip,

40-80 kürekçi, 4 yedek kürekçi, 4 yelkenci, 2 kalafat ustası, 1 sucu, 1 yağcı, 1 serdümen, 1 kılavuz, 1 reis, toplamda 55-95 mürettebattan oluşan gemiler olduğu sonucu çıkarılmaktadır.

Bir Kalyata Çizimi, Osmanlı’da Yelken, Ahmet Güleryüz, İstanbul, 2004, II-B.

Ángel Cortellini y Sánchez, 1738’de Türk Kalitaları, 1902, Madrid Navy Museum, No:522.

Page 7: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

289

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

Yazılı Belgelerde Karamürsel Gemisinin Kullanımına Yönelik Bilgiler

Karamürsel gemisinin kullanımına yönelik çok sayıda tarihsel kaynak bulunmaktadır. Bu kaynaklardan yararlanarak geminin zaman içindeki yapısal değişimi belirlenebilir. Gemiyle ilgili ilk kaynaklara 16. yüzyıl ortalarından itibaren rastlanmaktadır ve karamürsellerin hem askeri amaçla, hem de yük-yolcu taşımacılığında kullanıldıkları anlaşılmaktadır.

Osmanlı Devleti’nde deniz yoluyla taşınan başlıca yük, hem başkent İstanbul’un, hem de ordunun iaşesinin sağlanmasında önemli bir ürün olan başta buğday olmak üzere tahıllardı. Tahılların, hem ihracı, hem de bir yerden bir yere taşınması ve satılması devletin iznine bağlıydı ve sıkı bir denetim altındaydı. Eyaletlerin ihtiyacı karşılandıktan sonra İstanbul’un iaşesi için ayrılan tahıl, özellikle Tuna iskeleleri aracılığıyla Eflâk ve Boğdan’dan, Kefe iskelesi aracılığıyla Kırım’dan, İskenderiye iskelesi aracılığıyla Mısır ve Trablusgarb’tan gönderilmekteydi.18 Kayıtlardan H. 21 Zilhicce 986/M. 18 Şubat 1579 ile H. 10 Cemâzeyilevvel 987/M. 5 Temmuz 1579 tarihleri arasında 126 gemi reisine tahıl taşınması için Divân-ı Hümâyûn’dan izin verildiği anlaşılmaktadır.19 Bu gemilerin çeşitliliğiyle birlikte tahıl taşımacılığında çoğunlukla karamürsel gemilerinin kullanıldığı görülmektedir. H. Ramazan 983/M. Aralık 1575’te Saruhan Beyi’ne gönderilen emirde, tahılın taşınmasında 7 adet karamürsel gemisinin görevlendirilmesi istenmiştir.20 H. Zilhicce 1003/M. Ağustos 1595’te Mısır Beylerbeyi’ne gönderilen emirde İskenderiye’ye yollanan karamürsel gemileri ile matbah-ı âmire’ye (saray mutfağı) ait olan tahılın yollanması21 ve H. 3 Zilkâde 1003/M. 10 Temmuz 1595’te Fenerli karamürsel kaptanı Osman Reis’e gönderilen emirde, yüklenen tahılın İstanbul’a zaman kaybetmeden getirilmesi22 istenmiştir. H. 998-1002/M. 1590-1594 tarihleri arasında ise kilâr-ı âmirenin (saray kileri) ihtiyacı için İstanbul’a hububat, şeker, pirinç getiren gemilerden 18’i karamürseldi.23 Ayrıca bu dönemde karamürsel gemilerinin seyrüseferinde sınırlamalar ve denetimler söz konusuydu. H. Rebîülahir 972/M. Haziran 1564’te Rodos Beyi’ne gönderilen emirde Mısır’a giden ve Mısır’dan gelen karamürsel gemilerinin yakalanıp reislerinin hapsedilerek, gemilerde olan eşyanın tutulduğu defterin İstanbul’a gönderilmesi bildirilmiştir.24 Yine H. 16 Zilhicce 972/M. 15 Haziran 1565’te Sultâniye Kalesi (Çanakkale) Topçubaşısı Ali’nin boğazdan buğday yüklü 7 adet karamürsel gemisinin çıkıp gittiği yolundaki ihbarı üzerine konunun araştırılarak bildirilmesi istenmiştir.25 Anlaşılacağı üzere tahılın taşınmasında bir sınırlılık vardır ve karamürsel gemilerinin kullanıldığı taşımacılık faaliyetleri sınırlı alanlarda sürdürülmüştür. Tahıl taşımacılığı yapan gemicilerin bazı usulsüzlükler yaptıkları da görülmektedir. Tüccarların satın aldıkları tahılı İstanbul’a getirmek yerine, daha fazla kazanç sağlamak amacıyla uğrak iskelelerde yabancı tüccarlara sattıkları veya yükü yabancı limanlara götürdükleri görülmekteydi. Bu durumun engellenmesi için gemilere gözetmen olarak hisar erleri görevlendirilmekteydi. Örneğin, İstanbul için Mısır’dan pirinç, keten, tahıl yükleyen karamürsel gemilerinin reislerinin doğruca İstanbul’a gelmeleri gerekirken diğer iskelelere uğrayıp malları burada sattıkları duyulmuştur. Bunun üzerine Gelibolu’ya kadar olan kıyılardaki kadılara gönderilen H. 19 Şevval 1002/M. 8 Temmuz 1594 tarihli bir emirde, kazalara uğrayan gemilerin tahıl satmalarına izin verilmemesi emredilmiştir.26 H. 16 Rebîülahir 975/M. 20 Ekim 1567’de verilen bir emirde, İstanbul’a gönderilmek üzere

18 Lütfi Güçer, “XVIII. Yüzyıl Ortalarında İstanbul’un İaşesi İçin Lüzumlu Hububatın Temini Meselesi”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, İstanbul, 1950, Cilt 11, s. 397-416.

19 BOA. MD. No: 37; H. 21 Zilhicce 986/M. 18 Şubat 1579 ile H. 10 Cemâzeyilevvel 987/M. 6 Temmuz 1597 tarihleri arasındaki hükümler.

20 BOA. MD. No: 27/300; H. Ramazan 983/M. Aralık 1575.21 BOA. MD. No: 73/758; H. Zilhicce 1003/M. Ağustos 1595.22 BOA. MD. No: 73/167; H. 3 Zilkâde 1003/M. 10 Temmuz 1595.23 Lütfi Güçer, XVIII. Yüzyıl Ortalarında…, s. 397-416.24 BOA. MD. No: 6/399; H. Rebîülahir 972/M. Haziran 1564.25 BOA. MD. No: 6/1342; H. 16 Zilhicce 972/M. 15 Haziran 1565.26 BOA. MD. No: 73/457; H. 19 Şevvâl 1002/M. 8 Temmuz 1594.

Page 8: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

290

Anabolı (Navplio) ve Arhoz (Argos) İskeleleri’nden tahıl yüklenen 9 adet karamürsel gemisine hisar eri konularak gönderilmesi, malların dışarıya (ülke dışına) götürülmesine engel olunması, balmumu vs. malların da başka vilayetlere götürülmesine izin verilmemesi istenmiştir.27

Karamürsellerin donanmada kullanılmasına yönelik kaynaklara bakıldığında adaların korunmasında, uzun süreli seferlerde ve kuşatmalarda yardımcı hizmetlerde, sefer hazırlıklarında, özellikle donanmanın ikmali için kereste, mühimmat, savaş malzemeleri, halat, kadırga küreği ve yelken gibi malzemelerin taşınmasında karamürsel gemilerinden yararlanıldığı görülmektedir. Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi’nde Mercidabık Savaşı’nda (Ağustos 1516) Sultan I. Selim’e katılan Bâb-ı Muallâ Kapıcıbaşıları’ndan Kapudan Palak Mustafa Paşa’nın Tarsus tarafından cephane, mühimmat ve levazımat yüklü olarak 300 parça kadırga, 200 parça şayka, karamürsel ve kalyon ile İskenderun Limanı’na vardığını söylemiştir.28 Yine Evliyâ Çelebi Osmanlı Devleti’nin en uzun kuşatmalarından birini sürdürdüğü Malta Seferi için, Sultan III. Murad zamanında 1000 parça kadırga ile 700 parça kalyon, peyk, şayka, karamürsel gibi toplamda 1700 parça silahlı geminin hazırlandığını belirtmiştir.29 Hazırlıklar sırasında H. 4 Cemaziyülevvel 972/M. 7 Ocak 1565’te verilen bir emirde, bir karamürsel gemisiyle Turgud Paşa’ya (Turgut Reis) gönderilen kerestenin Boğaz Hisarı’ndan (Çanakkale-Çimenlik Kalesi) geçmesine engel olunmaması istenmiştir.30 Kuşatma sırasında ise (18 Mayıs 1565-11 Eylül 1565) donanmanın ikmali için İstanbul’dan peksimet ve tahıl getirmesi için 8 karamürsel gemisine emir verilmiştir.31 Diğer bir emirde ise, İstanbul’dan buğday, kadırga küreği ve yelken bezi yüklü bir karamürsel gemisi ile Cezâyir-i Garb’a gönderilen Ferhad Reis’in gemisine, geçeceği güzergahta kimse müdahale edilmemesi bulunulmaması istenmiştir.32 Başka bir emirde Mısır’a giden ve Mısır’dan gelen karamürsel gemilerinin yakalanması kararı yürürlükte olmakla birlikte, İstanbul ve donanma için Mısır’dan pirinç almaya gidenlerden ellerine hüküm verilenlerin gemilerine müdahale edilmemesi istenmektedir.33

Doğu Akdeniz’in en önemli üssü olan Kıbrıs, ekonomik, stratejik ve coğrafi yönden Osmanlı Devleti’nin Akdeniz hâkimiyetinde önemli bir noktaydı. Adanın fethedilmesi için güçlü bir donanma gerekmekteydi ve bu nedenle sefer hazırlıklarına çok önem verilmiştir. Kâtip Çelebi H.1067/M.1657’de kaleme aldığı Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki faaliyetlerini açıklayan eseri Tuhfetü’l Kibâr Fî Esfâri’l Bihâr’da Kıbrıs Seferi’nden bahsetmiştir. Kıbrıs’ın Fethi Seferi bölümünde 180 parça kadırga, 10 mavna, 170 barça ve karamürselden oluşan toplam 360 parça gemiyle Kapudan Ali Paşa’nın (Kaptân-ı Deryâ Müezzinzâde Ali Paşa) H. Zilhicce 977/M. Mayıs 1570’te Beşiktaş’tan Akdeniz’e yola çıktığını belirtmiştir.34 Yine Joseph Freiherr von Hammer-Purgstall Kıbrıs Seferi’ne katılan donanmada Kaptân-ı Deryâ Müezzinzâde Ali Paşa ile Kıbrıs Serdarı Lala Mustafa Paşa’nın komutasındaki 3. Filoda asker, yiyecek ve top taşımak üzere 40 karamürselin bulunduğunu belirtmiştir.35 Aynı yıllara tarihlenen kaynakta ise seferde kullanılmak üzere İstanbul’dan Kıbrıs’a halat, giysi vs. mühimmat taşıyan Komenos Reis’e ait karamürsel gemisine kimse tarafından müdahale edilmemesi ve engel olunmaması istenmiştir.36 Aydın Beyi’ne H. 14 Zilkâde 977/M. 20 Nisan 1570’de gönderilen emirde ise, korsan gemileri yeterli gelmezse

27 BOA. MD. No: 7/350; H. 16 Rebî-ülahir 975/M. 20 Ekim 1567.28 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 10, s. 106.29 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 1, s. 224.30 BOA. MD. No: 6/587; H. 4 Cemâziülevvel 972/M. 7 Ocak 1565.31 BOA. MD. No: 6/419; H. 972/M. 1565.32 BOA. MD. No: 12/675; Tarihsiz.33 BOA. MD. No: 6/578, Tarihsiz.34 Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l Kibâr Fî Esfâri’l Bihâr, TSMK. No: Revan 1192, İstanbul, 1657; Tuhfetü’l Kibâr Fî Esfâri’l

Bihâr, Yayına Hazırlayan: İdris Bostan, T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Yayınları, Ankara, 2008, s. 110.35 Joseph Freiherr von Hammer-Purgstall, Geschichte des Osmanischen Reiches…, VI/252.36 BOA. MD. No: 12/617; Tarihsiz

Page 9: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

291

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

karamürsel ve asker gemileriyle birlikte Piyâle Paşa’nın donanmasına katılması37 ve H. 22 Şevvâl 978/M. 19 Mart 1571’de İnebahtı alaybeyinin, sipahileriyle birlikte yola çıkıp karamürsel gemilerine binerek gecikmeden Donanma-i Hümâyûn’a katılması38 istenmiştir. Midilli Beyi’nin gönderdiği bilgilerin İstanbul’a ulaştığını belirten H. Safer 979/M. Haziran-Temmuz 1571 tarihli emirde, silah yüklü bir barça, urgan yüklü bir karamürsel gemisi ve içinde askerler bulunan 2 geminin Sakız’dan Rodos’a, oradan da Kıbrıs’a gönderildiği, Ağrıboz ve diğer adalardaki gönüllü reislere haber verilmesi konusunda ilgililere uyarıda bulunulduğu açıklanmıştır.39 1571’de ise Negroponte (Eğribozlu) Mehmed Forzauli (Forzalı), Lepanto’da (İnebahtı) savaşan Mehmet Caragiali (Karacali) Bey’den, Malvagia Körfezi’nde40 kalyon ile savaşan bir karamürselin alınmasını istemiştir.41 Sefer hazırlıkları kapsamında 17.yy başlarından itibaren kereste, mühimmat, savaş malzemeleri, tahıl ve meyve-sebze gibi yükler de karamürsellerle taşınmaktaydı. Sadrazam Mehmed Paşa 1633’te Doğu seferi için yaptığı hazırlıklarda 80 adet şâhî topunu karamürsellerle Payas İskelesi’ne göndermişti.42

Osmanlı Devleti, 16.yüzyılda batıya doğru sınırlarını Balkanlar’ın kuzeyinde ve Avrupa’nın içlerinde genişletmesiyle birlikte bu bölgenin en önemli su yolu olan Tuna Nehri’ni kullanmaya başladı. Hem kuzeye yapılacak seferlerde ordunun iaşesinin sağlanmasında, hem de ticaretin sürdürülmesinde güçlü bir nehir donanmasına ihtiyaç vardı. Bu nedenle Macaristan’ın alınmasından sonra ince donanma oluşturuldu ve Tuna Kaptanlığı kuruldu. Hem bölgeden elde edilen tahılın, hem de batıya yapılan seferlerde savaş malzemelerinin taşınmasında ve bu taşımacılığın yapılması sırasında denetim ve korumada Tuna ince donanması kullanıldı. Lojistik hizmetlerde, Tuna üzerindeki ince donanmaya ait gemilerin yanı sıra, satın alma ve kiralama yoluyla da gemi ihtiyacı karşılanmıştır. İnce donanma gemileri başta karamürsel gemileri olmak üzere, şayka, işkampoye, üstüaçık, aktarma, çekeleve, celiyye, kancabaş, palaşkerme, at gemileri, taş gemileri, borozan gemileri, geç gemisi ve kayığı, tonbaz, melekse, at kayığı, ateş kayığı, menzil kayığı, dolap kayığı, funda kayığı, sandal, filuka’dan oluşmaktaydı.43 H. 2 Rebîülevvel 1012/M.10 Ağustos 1603 tarihli belgede Karadeniz’den karamürsel ve kalyonlarla yabancı ülkelere yapılan kereste taşımacılığını haber alan hassa mimarbaşının konuyu incelemesi ve bu gemilerdeki Tersâne-i Âmire’ye gereken gemi direği, seren ve kerestelere el koyması emredilmiştir.44 1595’te Topçular Kâtibi olan Abdülkadir Efendi “Tarih” adlı eserinde Avusturya Savaşı’nın hazırlığında Tuna Nehri yoluyla karamürsellerle topların taşındığı ve sonraki seferlerde de karamürsel gemilerinin bu amaçla kullanıldığını belirtmiştir. Yine aynı eserde 17.yüzyılda İstanbul’dan hacıların karamürsellerle Mısır’a gittiklerinden söz edilmiştir.45 Evliyâ Çelebi ise Tuna Nehri’nin Almanya’dan çıkıp 700 kol katılarak biri Kili Boğazı’nda, biri Tunca Boğazı’nda, biri Suluna Boğazı’nda, biri Beştepe’de, biri

37 BOA. MD. No: 12/932; H. 14 Zilkâde 977/M. 20 Nisan 1570.38 BOA. MD. No: 12/201; H. 22 Şevvâl 978/M. 19 Mart 1571.39 BOA. MD. No: 12/476; H. Safer 979/M. Haziran-Temmuz 1571.40 Adı geçen körfez kayıtlarda Maluagia olarak geçmektedir ve Yunanistan Mora Yarımadası’nda Monemvasia Körfezi

olduğu düşünülmektedir. Çatışma ile ilgili kaynaklar: Ferrante Caracciolo, I Commentarii Delle Guerre Fatte Co’turchi, Publisher: Giorgio Marescotti, Fiorenza, 1581, s. 70-72, München-Bayerische Staatsbibliothek (No:839629Eur.54); Pandolfo Collenuccio, Del Compendio Dell’ıstoria Del Regno Di Napoli, Publisher: Barezzo Barezzi, Venetia, 1591, s.29-30, Barcelona-Biblioteca de Catalunya (No:R301978).Giuseppe Rosaccio, Viaggio da Venetia, a Costantinopoli Per Mare, e Per Terra, Publisher: Giacomo Franco, Venetia, 1598, s. 41, Michigan-University of Michigan Libraries (No:DG673R67); Tomaso Fazello, Le Due Deche Dell’historia Di Sicilia, Publisher: Decio Cyrillo, Palermo, 1628, s. 589, Wien-Österreichische Nationalbibliothek (No:56R23).

41 Ciro Manca, Il Modello Di Sviluppo Economico Delle Città Marittime Barbaresche Dopo Lepanto, Ed: Giannini, Facoltà Di Economia Marittima, Istituto Universitario Navale, Napoli, 1982, p. 100.

42 İdris Bostan, Kürekli ve Yelkenli Osmanlı Gemileri…, s. 234.43 İdris Bostan, Osmanlı Bahriye Teşkilatı…, s. 88-94.44 İE-Bah. No:301; H. 2 Rebîülevvel 1012/M. 10 Ağustos 1603.45 Topçular Kâtibi Abdülkadir, Tarih, İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi No: 2121; Topçular Kâtibi

Abdülkadir (Kadri) Efendi Tarihi, Yayına Hazırlayan: Ziya Yılmazer, TTK Yayınları, Ankara, 2003, Cilt I, s. 15, 20, Cilt II, s. 983, 984, 1065, 1151, 1177.

Page 10: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

292

Karaharman Boğazı’nda olmak üzere Karadeniz’e 5 yerden döküldüğünü, Beç’e (Viyana) ve Prag’a ve Almanya’ya kadar uzanan, içinde 1000 parça karamürsel ve şayka gemileri bulunan büyük bir nehir olduğunu belirtmiştir.46 Ayrıca Kazaklar’ın 17. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı Devleti’nin Karadeniz limanlarına saldırıları ve Tuna Donanması’nın Kazaklar’la çatışması sırasında karamürsel gemilerinin kullanıldığı görülmektedir. Evliyâ Çelebi Karadeniz’deki donanma gemilerinin sayısının Sultan IV. Murad zamanında 9000 civarında olduğunu, özellikle Katranoğlu, Aşçı ve Çiço ailelerine ait karamürsel gemilerinin bulunduğunu belirtmiştir. Bunların Kazaklar’la savaşıp, onları yenip, Kazak şaykalarını karamürsel gemilerine yedekleyerek İstanbul’a getirdiklerinden söz etmiştir.47 Yine aynı dönemde Kâtip Çelebi, 18 parça kadırga ile Kefe’ye gönderilen Mehmed Paşa’nın Kerç yakınlarında, müslümanlardan aldıkları 2 büyük karamürsel gemisinde Kazaklar’a rastladığını, onları yenip gemileri alarak Kefe’ye geçtiğini açıklamıştır.48

İnebahtı yenilgisinden sonra ise Doğu Akdeniz’de denetimin artırıldığı ve kıyıların güvenliğinde karamürsel gemilerinin kullanıldığı görülmektedir. H. 982/M. 1574’te verilen emirde, adaların korunması için görevlendirilen muhafızların karamürsel gemileriyle gönderilmesi istenmiştir.49 Yine bu dönemde karamürsellere yönelik korsan faaliyetlerine rastlanmaktadır. Baf (Pafos) Kadılığı’na atanan Mâcuncuzâde Mustafa Efendi Malta esaretini anlattığı “Baz Keşt-i Hakirî-i Malta Sergüzeşt-i Esirî-i Malta” adlı günlüğünde, H. 5 Ramazan 1005/M. 22 Nisan 1597’de Kıbrıs’a gitmek üzere İstanbul’dan Alaiyeli (Alanyalı) Mehmed Reis’in karamürsel gemisine binerek yola çıktığını, ancak Baf açıklarında 4 adet Maltalı korsan gemisi tarafından esir alındıklarını anlatmıştır.50 Kâtip Çelebi ise eserinde Hafız Ahmed Paşa’nın (Müezzinzâde) Mısır hazinesinin alınması için İskenderiye’ye gittiğini, dönüşte Rodos’a gelirken korsan gemileri tarafından saldırıya uğradığını, 3-4 kalyon ve karamürsel gemisinin esir alındığını belirtmiştir.51 H. 22 Ramazan 975/M. 21 Mart 1568 tarihli belgede ise Mısır’a giderken fırtınaya yakalanan bir karamürsel gemisinin levend gemileri tarafından hile ile ele geçirildiği, kıyıda bulunan Müslümanlar’a ait köylere levend gemileri tarafından tecavüz edildiğinin öğrenilmesi üzerine, Ağrıboz Bey’inden konuyu araştırarak bildirmesi ve denizdeki gemilere ve kıyıdaki köylere korsan ve levendden zarar gelmemesi için gereken gayreti göstermesi istenmiştir.52 Venedik Baylosu Defterleri’nde 1589-1684 yılları arasında tutulan kayıtta ise Sultan III. Murad’dan Venedik Doçu Pasquale Cicogna’ya Venedik Baylosu Giovanni Moro aracılığıyla gönderilen 2 adet nâme-i hümâyûn’da karamürsel gemilerinin kullanımına yönelik bilgilere rastlanmaktadır. H. Rebîülevvel 998/M. Ocak-Şubat 1589’de verilen namede Mustafa Reis’in kendi mülkü olan buğday yüklü bir karamürsel gemisiyle Kotor’dan İstanbul’a gelirken Malta’ya ait 4 adet kadırga tarafından saldırıya uğradığı, geminin esir alınarak Malta’ya götürülürken Venedik’e ait Çuka Adası’nda el koyulduğunun öğrenilmesi üzerine, ahidnameler gereğince gemi ve gemiden alınan malların sahiplerine iadesi emredilmiştir.53 H. Cemâziyelevvel 998/M. Mart-Nisan 1590’de verilen diğer namede ise Mehmed Ağa’nın bir karamürsel gemisiyle Selanik Körfezi’nden 160 müdd54 buğday ve 400 çam tahtası yükleyip İstanbul’a gelirken, 2 adet Malta gemisi tarafından esir alındığı, yolda hava muhalefeti nedeniyle

46 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 10, s. 343.47 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 1, s. 499.48 Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l Kibâr…, s.121.49 BOA. MD. No: 26/70; H. 982/M. 1574.50 Mâcuncuzâde Mustafa Efendi, Baz Keşt-i Hakirî-i Malta Sergüzeşt-i Esirî-i Malta, Üsküdar Selim Aliağa Kütüphanesi

Kemankeş Emir Hoca No: 438-7. Risale, v. 132-159, İstanbul; İsmet Parmaksızoğlu, “Bir Türk Kadısının Esaret Hatıraları”, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, Cilt 5, Sayı 8, İstanbul, 1953, s. 77-84.

51 Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l Kibâr…, s. 118.52 BOA. MD. No: 7/1113; H. 22 Ramazan 975/M. 21 Mart 1568.53 Venedik Baylosu’nun Defterleri (1589-1684), Yayına Hazırlayan: Serap Mumcu, Edizioni Ca’Foscari, Venezia, 2014, s.

41.54 Ağırlık ölçü birimi. Evliyâ Çelebi’ye göre 1 müd=2 men=520 dirhem=1,632 kg. (Seyahatname, Cilt 4, s. 381.)

Page 11: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

293

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

Venedik’e bağlı olan Kefalonya Adası’na sığındığının öğrenilmesi üzerine, gemiden yağmalanan malların geriye iade edilmesi emredilmiştir.55 Yine aynı kaynaklarda H. Safer 1040/M. Eylül-Ekim 1630 tarihli Sultan IV. Murad tarafından İzmir Kadısı’na gönderilen emirde, Venedik gemilerinden Pelligrin Rossi adlı geminin reisi Francesco Moro, Manto Fante, Basta Fante ve Giacomo Fanteadlı 4 Venedikli’nin peşin ulufe alıp hizmetlerini yapmadan kaçarak, bir karamürselle İzmir’e gittikleri bildirilmiş, Venedikliler’in bulunarak ahidname gereğince elçiliğe teslim edilmeleri istenmiştir.56 İngiliz devlet arşivleri Venedik belgelerinde kayıtlı 220 nolu 8 Temmuz 1628 tarihli belgede ise galeasse kaptanı Antonio Capello ve galleon kaptanı Giovanni Paolo Gradenigo’nun Cape Ganzir’in (Hatay-Hınzır/Domuz Burnu) 60 mil açığında bir karamürselle çatıştıkları, gemiyi esir aldıkları, ancak 2 Fransız gemisinin korumasında olan geminin karşılığında büyük miktarda fidye alarak serbest bıraktıkları yazılmıştır. Yine aynı kaynakta İstanbul’dan gelen Museviler’in Ragusa’dan (Dubrovnik) karamürsellerle Venedik’e gittikleri belirtilmiştir.57

Karamürsel gemilerinin genel özellikleriyle ilgili kayıtlara bakıldığında 16.yüzyıl itibariyle yolcu taşımacılığında ve kıyılar dışında Mısır ve Akdeniz adalarına seferlerde kullanıldığı, taşıma için kiralandığı ve yüksek ücretlere satıldığı görülmektedir. Evliyâ Çelebi İskenderiye’nin yıldız tarafına denk gelen Kalyon Limanı’nın tüm kalyon, şayka, karamürsel ve burtonları muhafaza eden büyük bir burç olduğunu,58 Rodos limanındaki Poyraz Limanı’nın iyi yatak olduğunu ve tüm şayka, karamürsel, kalyon ve rençber gemileriyle 300 parça gemi aldığını59 açıklamıştır. Galata Tersanesi’nin faaliyetlerinin yazıldığı muhasebe defterlerinden H.993/M.1585’de taşımacılıkta kullanılmak üzere mavna, karamürsel, taş ve at gemilerinin yapıldığı ve tamir edildiği görülmektedir.60 Sultan I. Süleyman’ın fermanıyla genelde Trabzonlu olan kalyon, şayka, karamürsel reislerinin İstanbul-Yeniköy’e yerleştiği,61 karamürsellerle yapılan yolcu taşımacılığında H. 974/M. 1567 Mısır’a giden bir karamürselde 25 kişinin bulunduğu62 anlaşılmaktadır. Karamürsel gemilerinin değerlerinin zamana göre değişmekle birlikte 90.000-100.000 akçe olduğu düşünülebilir. Bir satış kaydına göre 1592’de İstanbul Üsküdar’da satılan 26 zira (19,7 m.) boyundaki bir karamürselin değerinin 100.000 akçe olduğu,63 H.1026/M.1617’de Galata Kadılığı’na başvuran müstemenlerden Pavlo ve Yaranimo arasındaki anlaşmazlığa ait 42:53a/3 numaralı işlem kaydına göre ise Bostancı Mehmet Ağa’dan karamürsel türündeki gemiyi 90.000 akçeye satın aldıkları anlaşılmaktadır.64 Kiralama bedelinde ilişkin bir kayıtta ise H. Evâsıt-ı Safer 1007/M. Eylül 1598’de Selanik’li Şaya oğlu Yasef isimli Yahudi, Ahmed Reis bin Duran’ın karamürsel gemisini Selanik’e gitmek üzere 27.000 akçeye iskerçe ile tuttuğu yer almaktadır.65

55 Venedik Baylosu’nun Defterleri…, s. 42.56 Venedik Baylosu’nun Defterleri…, s. 250.57 Calendar of State Papers Relating to English Affairs in the Archives of Venice,1628-1629, ed. Allen Hinds, His Majesty’s

Stationery Office, London, 1916, Vol. 21, p. 159-179, Vol. 9, p. 185. 58 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 10, s. 682, 691.59 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 9, s. 239.60 BOA. MAD. No: 852, s. 32-39. İdris Bostan, “XVI. Yüzyılda Osmanlı Tersaneleri Gemi İnşaa Tezgahları”, Mimar Başı

Koca Sinan Yaşadığı Çağ ve Eserleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 1988, s. 127.61 Evliyâ Çelebi, Seyahatname…, Cilt 1, s. 419.62 BOA. MD. No: 7/1113; H. 974/M. 1567.63 Üsküdar Şeriyye Sicilleri, İstanbul Müftülüğü Şeriyye Sicilleri Arşivi, No: 84, s. 62. 64 Social And Economic Life in Seventeenth Century İstanbul, Yayına Hazırlayan: Timur Kuran, Türkiye İş Bankası,

İstanbul, 2010, s. 327.65 Galata Şeriyye Sicilleri, No: 21, s. 17/2.

Page 12: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

294

Görsel Belgelerde Karamürsel Gemisi

Malta Kalesi Kuşatması, 1565, TSMK. No: YY.1118, İstanbul, 67x60,5 cm.

Deri üzerine çizilen planda Osmanlı Donanması’nın Malta Adası’nı kuşatması görülmektedir. Savaş sırasında Osmanlı ordusunun harekatının betimlendiği planda çok sayıda karamürsel gemisi çizilmiştir. Plan üzerindeki nottan ana liman girişinin zincirle kapatılması sonucunda iç limana gemilerin karadan geçirildiği anlaşılmaktadır ki, bu gemilerin boyutlarının elverişliliği nedeniyle karamürsel gemileri olduğu düşünülmektedir. Planın Serdar Mustafa Paşa tarafından kuşatmanın kaldırılmasından önce hazırlatılarak Sultan I. Süleyman’a gönderildiği bilinmektedir.66

Gazinaro, Delineatio Præly Navalis Inter Venetos et Turcas, 1656, Almanya, 312x273 cm.

İtalyan haritacı Gazinaro tarafından yapılan çizimde Çanakkale Boğazı’nda Venedik ve Osmanlı Donanmaları arasında Haziran 1656’da yapılan deniz savaşı işlenmektedir. Harita Venedikliler’in savaşı kazanmasından hemen sonra batıda bu zaferi duyurmak için çok sayıda basılan tek yaprak (einblattdruck) eserden biridir.67 Boğaz girişinde sıralanan Venedik Donanması’na ait kalyonlar ve kadırgalar harflendirilerek ve numaralandırılarak sağ bölümde isimleri verilmiştir. Çanakkale-Kilidbahir kaleleri arasında Venedik Donanması’yla karşılaşan Osmanlı Donanması’nda ön cephede kalyon ve kadırgalar arka sırada ise karamürsel gemileri görülmektedir.

66 Pîrî Reis’ten Önce ve Sonra Topkapı Sarayı’nda Haritalar, Kültür Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 2013, s. 194.67 St.Petersburg-Rusya Milli Kütüphanesi, No:000030664 kayıtlıdır.

Page 13: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

295

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

Pieter van der AA, Theatrum Europæum 1729, Leiden, 285x313 cm.

Haritacı ve yayıncı Van der AA (1659-1735) tarafından yapılan çizimde Çanakkale Boğazı’nda Venedik ve Osmanlı Donanmaları arasında Haziran 1656’da (eserde yanlışlıkla 1646 yazılmıştır) yapılan deniz savaşı gösterilmektedir. Venedikliler’in kazandığı savaş Batı dünyasında büyük etki yapmış olmalıdır ki, sonraki yıllarda da görsellerde yer almıştır.68 Boğaz girişinde sıralanan Venedik Donanması’na ait kalyonlar harflendirilerek alt bölümde isimleri verilmiştir. Osmanlı Donanması’nda ön cephede kalyon ve kadırgalar arka sırada ise karamürsel gemileri görülmektedir.

Hüseyin Hüsnü Tengüz Osmanlı Bahriyesi’nin Mazisi 1918, Deniz Müzesi Arşivi, İstanbul, 22x32cm.

Bahriyeli Ressam Hüseyin Hüsnü Tengüz’ün Deniz Müzesi’nde görevli olduğu sırada birçok eseri inceleyerek hazırladığı “Osmanlı Bahriyesi’nin Mazisi” adlı eserinde çok sayıda çizim de yer almaktadır. Osmanlı Savaş Gemileri çiziminde ۳- 3 numaralı ve ١٠-10 numaralı gemilerin kendi açıklamalarından da yola çıkarak karamürsel gemisi olduğu düşünülmektedir. 69

Belgrad Kalesi Kuşatması 1521, TSMK. No: E.9440, İstanbul, 282x122 cm.

68 Augsburg, Augsburg Üniversitesi Kütüphanesi, No: 02/IV.13.2.26-21 kayıtlıdır.69 Hüseyin Hüsnü Tengüz, Osmanlı Bahriyesi’nin Mazisi, 1918, İstanbul; Osmanlı Bahriyesi’nin Mazisi, Dz.K.K. Kültür

Yayınları, İstanbul, 1995, s. 39.

Page 14: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

296

Osmanlı ordusunun Belgrad’ı kuşatmasını betimleyen kâğıt üzerine çizilen planda çok sayıda gemi yer almaktadır. Bu gemiler çoğunluğu karamürsel gemilerinden oluşan ince donanma gemileridir ve Tuna ve Sava Nehirleri’nin çevrelediği Belgrad’ın alınmasında kara ordularına nehirden destek vermiştir. Planda nehir içinde çizilmiş ince donanmaya ait çok sayıda gemi görülmektedir. Gemilerin bazılarında top donanımı bulunmaktadır.

Pîrî Reis, Kitâb-ı Bahriye, Susam (Sisam) Adası’nın Batı Kıyıları, 1526?, , İstanbul 13.5x23.5 cm

Pîrî Reis, coğrafya biliminde yazılı belgelerin en önemlilerinden biri sayılan Kitâb-ı Bahriye’de tüm Ege ve Akdeniz kıyılarını açıklamış ve haritalandırmıştır. Eserinde yazılı bölümlerde koy, körfez ve limanların demirleme olanaklarının gemilerin tür ve boyutlarına göre uygunluklarını açıklamıştır. Haritalarda ise gemiler büyüklerine orantılı olarak çok çeşitli türde çizilmiştir. Susam (Sisam) haritasında çok sayıda kalyon, kadırga ve karamürsel bir arada çizilmiştir.70

Sonuç ve Öneriler

Tarihte deniz ve karaların birleştiği Anadolu ve Doğu Akdeniz’de özellikle güçlü gemileri ve filosu olan devletler söz sahibi olmuştur. Osmanlı Devleti kuruluş aşamasında coğrafi koşullarını iyi değerlendirerek ve denize yönelerek devlet siyasetini belirlemiş ve fetihlere başlamıştır. Marmara Denizi’nin ele geçirilmesi, Türk-Osmanlı tarihi açısından önemli bir denizcilik olayıdır. Kocaeli ve çevresinin alınmasıyla başlayan Osmanlı Devleti’nde denizcilik faaliyetlerinde Kara Mürsel Alp Bey’in hem deniz komutanlığındaki hem de gemi yapımındaki öncülüğü önemlidir. Kara Mürsel Alp Bey tarafından Karamürsel’de yaptırılan gemiler Marmara Denizi’nin Türk egemenliğine girmesinde büyük rol oynamıştır. Kara Mürsel Alp Bey tarafından tasarlanan ve yapılan karamürsel gemisi, çektiri sınıfı kürekli ve yelkenli bir gemidir. Kendinden önceki Akdeniz gemilerine benzerliklerinin yanı sıra, Türk denizciliğinin ihtiyaçlarına göre zaman izinde tasarımında farklılar görülmüştür. Zaman içinde kullanım koşulları doğrultusunda teknik özelliklerinde ve boyutlarında değişim olsa da, çeşitli kaynaklardan da anlaşıldığı üzere, gemi yaklaşık 7 yüzyıl boyunca Osmanlı denizlerinde askeri, kıyı koruma ve yük-yolcu taşıma amacıyla kullanılmıştır. Karamürsel gemisi Osmanlı ince donanmasının en önemli gemisi olmasının yanı sıra donanmanın ikmalinde lojistik destek gemisi olarak top, silah, kereste, mühimmat, halat, kürek ve yelken 70 A.B.D., Baltimore Walters Sanat Galerisi, No: MS.W. 658, v.77a, s.605. kayıtlıdır.

Page 15: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

297

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA

taşınmasında kullanılmıştır. Ayrıca karamürsel gemileriyle, başta tahıllar olmak üzere, keten, meyve ve sebze, şarap ve yağ, sabun, deri, tuz, balmumu, bakliyat gibi ütaşınmıştır. Bununla birlikte devlet tarafından belirli dönemlerde ticareti düzenlemek ve ülke genelinde tarımsal getirinin denetim altında tutulması amacıyla karamürsel gemilerinin taşımacılıkta kullanımına sınırlılıklar getirilmişti.

Sonuç olarak karamürsel gemisi, yapımı, kullanımı ve teknolojisiyle özgün bir Türk-Osmanlı gemisidir ve kendinden sonraki gemilerin teknolojisinde öncüldür. Karamürsel gemisinin özgün teknik özelliklerine bağlı kalınarak yeniden üretimi ve ilk yapım yeri olan Kocaeli-Karamürsel’de deniz kıyısında sergilenmesi Türk denizcilik tarihinin tanıtımına önemli bir katkı sağlayacaktır. Denizcilik tarihimizde karamürsel gemisini tasarlayan ve yaptıran, Kocaeli ve çevresinin deniz üssü haline gelmesinde önemli rol oynayan ve Osmanlı Devleti’nin ilk Deryâ Beyi olan Kara Mürsel Alp Bey’in anısı bu şekilde yaşatılabilir. Kara Mürsel Alp Bey, vasiyetinde (rivayete göre) “Vefat edince beni öyle bir yere defnedin ki, sırtım dağlara dayansın, kucağıma deniz gelsin. Böylece daima donanmamı göreyim.” demiştir. Maalesef günümüzde Kocaeli-Karamürsel’deki mezarı denizin doldurulması ve yapılan binalar nedeniyle iç kesimde kalmıştır. Karamürsel gemisinin özgün boyunda yapılan bir örneğiyle birlikte mezarın deniz kenarına alınması da sağlanmalıdır, böylelikle Kara Mürsel Alp Bey’in vasiyeti de yerine getirilebilecektir.

Kara Mürsel Alp Bey’in Kocaeli-Karamürsel’de Bulunan Mezarı

Page 16: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

298

KAYNAKÇAArkan, Şemsettin, “Marmara’daki Türk Denizciliğinin Sembolü: Karamürsel Gemisi”, Hayat Tarih Mecmuası, İstanbul, 1972, Cilt: 1, Sayı: 3, s. 45-47.

Bostan, İdris, “XVI. Yüzyılda Osmanlı Tersaneleri Gemi İnşaa Tezgahları”, Mimar Başı Koca Sinan Yaşadığı Çağ ve Eserleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 1988.

Bostan, İdris, Kürekli ve Yelkenli Osmanlı Gemileri, Bilge Yayınları, No: 2, İstanbul, 2005.

Bostan, İdris, Osmanlı Bahriye Teşkilatı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, TTK Yayınları, VII.-101, Ankara, 1992.

Calendar of State Papers Relating to English Affairs in the Archives of Venice,1628-1629, Ed. Allen Hinds, His Majesty’s Stationery Office, London, 1916, Vol. 21, p. 159-179, Vol. 9, p. 185.

Dotan, Yossi, Watercraft on World Coins: Europe, 1800-2005, Alpha Press, Sussex, 2007.

Evliyâ Çelebi, Seyahatname, Süleymaniye Kütüphanesi, Pertev Paşa No:458, İstanbul,17. yy.; Seyahatname, Maarif Vekaleti, Devlet Matbaası, İstanbul, 1935.

Gelibolulu Mustafa Âlî, Mevâ’idü’n Nefâ’is fi Kavâ’idi’l Mecâlis, Orhan Gazi Kütüphanesi No:1214, Bursa; Gelibolulu Mustafa Âlî ve Mevâ’idü’n Nefâ’is fi Kavâ’idi’l Mecâlis, Yayına Hazırlayan: Mehmet Şeker, TTK Yayınları, Ankara, 1997.

Güçer, Lütfi, “XVIII. Yüzyıl Ortalarında İstanbul’un İaşesi İçin Lüzumlu Hububatın Temini Meselesi”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, İstanbul, 1950, Cilt 11, s. 397-416.

Hammer-Purgstall, von Joseph Freiherr, Geschichte des Osmanischen Reiches, Hartleben’s Verlage, Pesth, 1827-1835; Büyük Osmanlı Tarihi, Çev: Mehmet Ata, Üçdal Neşriyat, İstanbul, 1992.

İnalcık, Halil, “Gelibolu” Encyclopedia of Islam, EI2, Brill, New York, Vol. 2, p. 983-984.

İnalcık, Halil, Arı, Bülent, “Bir Deniz Gücü Olarak Osmanlı İmparatorluğu” Uluslararası Pîrî Reis Sempozyumu Tebliğler Kitabı, İstanbul, 27-29 Eylül 2004, s. 2/20-30.

Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l Kibâr Fî Esfâri’l Bihâr, TSMK. Revan No: 1192, İstanbul, H.1067/M.1657; Tuhfetü’l Kibâr Fî Esfâri’l Bihâr, Yayına Hazırlayan: İdris Bostan, T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Yayınları, Ankara, 2008.

Mâcuncuzâde Mustafa Efendi, Baz Keşt-i Hakirî-i Malta Sergüzeşt-i Esirî-i Malta, Üsküdar Selim Aliağa Kütüphanesi Kemankeş Emir Hoca No: 438-7. Risale, v. 132-159, İstanbul; İsmet Parmaksızoğlu, “Bir Türk Kadısının Esaret Hatıraları”, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, Cilt 5, Sayı 8, İstanbul, 1953, s. 77-84.

Manca, Ciro, Il Modello Di Sviluppo Economico Delle Città Marittime Barbaresche Dopo Lepanto, Ed: Giannini, Facoltà Di Economia Marittima, Istituto Universitario Navale, Napoli, 1982.

Pérez-Reverte, Arturo, Pirates of the Levant, Penguin Group, New York, 2010.

Pîrî Reis, Kitâb-ı Bahriye, Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya No: 2612, İstanbul, 1526; Kitâb-ı Bahriye, Yayına Hazırlayan: Yavuz Senemoğlu, Kervan Kitapçılık, İstanbul,1973.

Pîrî Reis’ten Önce ve Sonra Topkapı Sarayı’nda Haritalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 2013.

Pryor, John H. “Shipping and Seafaring”, The Oxford Handbook of Byzantine Studies, Ed: Elizabeth Jeffreys, John F. Haldon, Robin Cormack, Oxford University Press, New York, 2008, s. 482-491.

Pryor, John H., Jeffreys, Elizabeth M., The Age of the ΔΡΟΜΩΝ: The Byzantine Navy ca 500-1204, Brill Academic Publishers, Boston, 2006.

Social and Economic Life in Seventeenth Century İstanbul, Yayına Hazırlayan: Timur Kuran, Türkiye İş Bankası, İstanbul, 2010.

T.D.V. İslam Ansiklopedisi, C. 8, s. 270.

Tengüz, Hüseyin Hüsnü, Osmanlı Bahriyesi’nin Mazisi, İstanbul, 1918; Osmanlı Bahriyesi’nin Mazisi, Dz.K.K. Kültür Yayınları, İstanbul, 1995.

Topçular Kâtibi Abdülkadir, Tarih, Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi No:2121, İstanbul; Topçular Kâtibi Abdülkadir (Kadri) Efendi Tarihi, Yayına Hazırlayan: Ziya Yılmazer, TTK Yayınları, Ankara, 2003.

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, TTK Yayınları, Ankara, 1988.

Venedik Baylosu’nun Defterleri (1589-1684), Yayına Hazırlayan: Serap Mumcu, Edizioni Ca’Foscari, Venezia, 2014.

Zinkeisen, Johann Wilhelm, Geschichte des Osmanischen Reiches in Europa: Urgeschichte und Wachsthum des Reiches bis zum Jahre 1453, Verlagen: Friedrich Perthes, Hamburg, 1840, s. 101; Osmanlı İmparatorluğu Tarihi,

Page 17: KARAMÜRSEL GEMİSİ: ÖZELLİKLERİ VE KULLANIMINA YÖNELİK … · 18-20 kg. ağırlığında çam ağacından yapılmış kürek, 2 adet ağaç gövdeli demir, ayrıca savaşçıların

299

Çev: Nilüfer Epçeli, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2011.

BOA. MAD. No: 852, s. 32-39.

BOA. MD. No: 12/201; H. 22 Şevvâl 978/M. 19 Mart 1571.

BOA. MD. No: 12/476; H. Safer 979/M. Haziran-Temmuz 1571.

BOA. MD. No: 12/617; Tarihsiz.

BOA. MD. No: 12/675; Tarihsiz.

BOA. MD. No: 12/932; H. 14 Zilkâde 977/M. 20 Nisan 1570.

BOA. MD. No: 26/70; H. 982-M. 1574.

BOA. MD. No: 27/300; H. Ramazan 983/M. Aralık 1575.

BOA. MD. No: 37; H. 21 Zilhicce 986/M. 18 Şubat 1579 ile H. 10 Cemâzeyilevvel 987/M. 6 Temmuz 1597 tarihleri arasındaki hükümler.

BOA. MD. No: 6/1342; H. 16 Zilhicce 972/M. 15 Haziran 1565.

BOA. MD. No: 6/399; H. Rebîülahir 972/M. Haziran 1564.

BOA. MD. No: 6/419; H. 972/M.1565.

BOA. MD. No: 6/578, Tarihsiz.

BOA. MD. No: 6/587; H. 4 Cemâziülevvel 972/M. 7 Ocak 1565.

BOA. MD. No: 7/1113; H. 22 Ramazan 975/M. 21 Mart 1568.

BOA. MD. No: 7/1113; H. 974/M. 1567.

BOA. MD. No: 7/350; H. 16 Rebîülahir 975/M. 20 Ekim 1567.

BOA. MD. No: 73/167; H. 3 Zilkâde 1003/M. 10 Temmuz 1595.

BOA. MD. No: 73/457; H. 19 Şevvâl 1002/M. 8 Temmuz 1594.

BOA. MD. No: 73/758; H. Zilhicce 1003/M. Ağustos 1595.

Galata Şeriyye Sicilleri, İstanbul Müftülüğü Şeriyye Sicilleri Arşivi, No: 21.

Gelibolu Tahrir Defteri H.879/M.1474-75.

İE-Bah. No:301; H. 2 Rebîülevvel 1012/M. 10 Ağustos 1603.

Üsküdar Şeriyye Sicilleri, İstanbul Müftülüğü Şeriyye Sicilleri Arşivi, No: 84.

Yasemin NEMLİOĞLU KOCA