it n*ı...

6
Kurucusu : Hikmet Afif MAPOLAR ‘WWIVVVVSMVWVVVWWlAA<V^ İDARE mecidiye SOKAK 11-13 TEL: 2S24 MATBAA GlRNE YOLU TEL: 73838 LEFKOŞE SAYFA : 5 DEVRİM YIL: l SAYI: 1 FİATI: 15 MİL Büyük Atatürkü Yaşıyoruz Nisan ı Heyecanla Kutluyoruz YARIN KiiYeK BOYDA ATATÜRK it tL İSTEYİNİZ (Ç 5 ' dil d,. n*ı IrdıJa İS Inayurtta ve bütün Kıbrıs’ta Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramının 13’ iincü Yıldönümünü Muhteşem ve coşkun törenlerle tesit edeceğiz II Bugün 23 Nisan, Ulusal gemenlik ve Çoçuk Bayra- mıdır. Bu mutlu gün bugün Adanın her tarafında yapıla- cak elan parlak törenlerle kutlanacak. Türk çocuğu büyük bir günün mutluluğu içindedir. Onun sevinci, he- yecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin bahtiyarlığı sonsuzdur. Hızı- nı Atatürk’ten, ilhamım Ata- türk’ten almanın gururu için dc bulunan Türk Çocuğu, bu inançla yarma güvenle bakan, geleceğinden emin olan dina- mik bir zümreyi teşkil etmek- tedir. BUGÜNKÜ TÖREN Bugün Adanın diğer yerle- rimde olduğu gibi, Lefkoşa’da BUGÜN B ini |HLİ ‘ DEVR.t/rt ” LE BERABER SUNDUKLARIMI; ivadtn romancımız PAKtZE BAŞARA’IK ‘DEVRıM” okurları için hazırladığı: Seni Yalnız Seni Adli büyük aşk ve heyecan romanının b tayfalık birinci fasikulünün ek olarak ven yoAiz. Okurlarımız bu fasikülleri saklamak su- retiyle her ay bir de romana sahip olacaklar. Roman tamamlandıktan sonra okurları- ıza renkli ve resimli bir de kapak hediye :eğiz. Istiyen okurlarımıza Basımevimiz anlarını - getirdikleri takdirde - parasız 'k ciltleyecektir. da parlak törenler yapılacak- tır. Lefkoşa’da yapılacak tö- renlerin programını veriyo- iuz : 1. Ö.E. 9.00 Teftiş ve kut- lama. 2. Ö.E. 9.15 istiklâl Marşı 3. Ö.E. 9.20 Resmî Geçit 4. Ö.E. 9.30 Konuşmalar :- a) Büyük Elçimiz Sayın Dr. Mazhar Özkol’un mesaj. K. Çiftlik ilk- okulu öğrencisi). b) Konuşma (Maarif Ana Okulu). c; Konuşma (K. Kay- maklı B. İlkokulu) 5 loprak merasimi. 6 Mehter takımı geçişi (Lefkoşa Atatürk İlkokulu). 7. /ablo (Lefkoşa Atatürk İlkokulu). 8 Dant (Lefkoşa ilkokul- ları K.) 9. Okullar bir arada (Lef- koşa ilkokulları B.) 10. Şiir (K. Çiftlik İlkoku- lu). 11. Dans (K. Kaymaklı Bü- yükler ve Küçükler İlkokul- ları) 12. Dans (K. Kaymaklı B. ilkokulu). 13. Şiir (K. Kaymaklı B. ilkokulu). 14. Dans (K. Çiftlik llkoku luV 15. Dans (Lefkoşa Atatürk İlkokulu). 16. Şiir (Lefkoşa Atatürk İlkokulu) 17. Milıi f.yunlar vLet'sv, ı ftckuliar- B;. : ö. Gençlik Marşı. Çocok Dünyası Bayramı münasebetiyle küçük okurlarımıza 8 sayfalık özel bir “Devrim— Çoçuk Dünyası ” armağan ediyoruz. Dr. Küçük’ ün 23 Nisan Mesajı Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Fazıl Küçük’ün 2 3 1 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı müna- sebetiyle radyoda yaptığı Bayramı açış konuşması. Sevgili Çocuklar, , ne yaptığını bilen idareciler olarak yarın yükleneceğimiz mes’uliyetlerle vazifelerinizin ağırlığını şimdiden takdir ede rek ağır başlı kimseler ola- rak doğru yoldan ayrılmadan insanlığın refahını ve saade- (Devamı sayfa 5’te) Mutlu BAŞYAZI w 23 NİSAN 23 Nisan 1920 ve 23 Nisan, 1963 . Ara- dan tam 43 yıl geçmiş bulunuyor. Geçen bu yıllar zarfında Türk Milletinin her alanda at- tığı hamleler, gösterdiği başarılar saymakla bitmiyecek kadar çoktur. Ulusal Egemenli- ğin getirdiği demokratik rejim, ruh ve dü- şünceye hürriyetini kazandırmış; görülmedik bir hızla ilerlememizi sağlamıştır. Devrim işte bu ruh ve düşünceden kuvvet alarak bugün okurlarının karşısına çıkıyor. B udoğuşun böyle bir güne tesadüf etmesi kadar isabetli bir güne tesadüf etmesi kadar ‘ ,-tbetli bir şey olamaz. Devrim bu düşünce- sadık kalarak fikir ve san’at alanlarında ten gayreti gösterecek; devrimlere dev- ıtacaktır. Bunda azimliyiz; bu kesin MPtfenızı yerine getirebilmek için herhajıgi \ ? llddi^eya manevî zorluklara karşı elimiz- geUüği kadar mücadele edeceğiz. Neti- -®nin başarılı olması, Kemalizm idealinin ile- •ft devar,. etmesini sağlıyacaktır. Bu su- Bugün sizler de Anavatan- daki kardeşlerinizle beraber- ce eğleniyor, ayni sevinç ve heyecanı taşıyorsunuz. Çün- kü Türksünüz. Otuz milyonun ayrıl- maz ve çözülmez bir parçası bulunuyorsunuz. Bizim ebe- dileşen bir Atanız vardır. Siz- ler O’nun evlâtlarısınız. Yok luktan varlık yaratan, karan- lığı nura garkeden İlâhi bir kuvvetin emaneti olduğunu- zu hatırdan çıkarmayınız. Bil yük dâhi Atatürk bütün ümi- dini sizlere bağlamış ve inan- mıştır ki Türk istiklâl ve hür- riyetini idame ve muhafaza ettirecek sizlersiniz. Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Cum huriyeti’nin bânisi, büyük dâhinin prensiplerine kalb den inanmış, O’nun yolundan ayrılmamıştır. Mücadeleye başlıyan ve ancak mücadeley- le sona erecek hayatınızı dai- ma yapıcı ve müsbet yollara yönetmek vazifenizdir. Siz- lere hür bir vatan bırakan ba- balarınızın eserini sizler ida- me ettirebilecek ve onu yarın gelecek kardeşlerinize ebedi- leşen bir bayrak olarak bıra- kacaksınız. Disiplinli, şuurlu, O kürsüye çıkınca Kara gecemiz ağardı Bütün Türkeli huzurunda Kimi Afyon, kimi Mersin, kimi Van’dı Yoksulduk silâhsızdık, üşümüştük Isındık ateşinde İçimizde büyüttüğü ağaç Bir yüce imandı. Toplandık Ankaranın küçük binasında Bu mutlu bir andı Yıl: 1920 Gün : 23 Nisandı. O kürsüye çıkınca Öyle inançlıydı öyle büyük Şimdi Mustafa Kemal’di t Yarın : Atatürk. jzker y AŞ7fy ÇOCU- edir- KANUN ÇERÇEVESİNDE UZUN YILLAR MÜCADELE ETTİK. SONRA BİZİM İÇİN ZAFER OL- DU.-9U DEFAKİ MÜCADELE- DEN DE ZAFERLE ÇIKACAĞI- MIZDAN EN KÜÇÜK ŞÜPHE- NİZ OLMAMALI Dr. Küçük Deuktaş nla- HAKKIMIZI ... Se ve K4RAfti; İŞİ TÎKâsina RETÎ, EL MAK VE BUGÜNKÜ YESİDİR. li, bir ■üstüp \ POLI le büyümeye “ Kilisede konuşufdüğ;__ değil mi? „ di DÖKMEMEK BAJu BİRLİĞİ İLE ÇALIŞ-J KARŞILIKLI İTİMAl DERTLERİMİZİN G/ Dr. F. Küçük ve Rauf Denktaş DEVRiM'e Beyanat Verdiler ■»tle, cemaatimize hizmet etmiş ve 23 Nisanl atlayışım yerine getirmiş olacağız. Sevincimiz, kıvancımız büyu^u1 '- | |heyecanımızı, 23 .Nisan’m verdiği milli d y | gular içinde okurh^rımızlaberabe^jayjaşj - jk istiyoruz. Hep vMdan hi- ---• İ L " bir ad,m g irlikte yürüdüğümüz bu dönmiyeceğiz. Türk ıik kuvvetimizdir. Bu Jktur. ’ ',,,anıa> yeneVjiyeceğimiz bir şey DEVRİM Dr. Küçük diyor k i : Halkın kendi içinden ge- len, her şeyi ile kendini hal- ka veren Cumhurbaşkanı yar dımcısı Dr. Fazıl Küçük’ten " Devrim’ ’ okurları için bir konuşu rica ettik. Geniş öl- çüdeki çalışmalarını, çaba- larına rağmen gene de bizi reddetmedi, hoş karşıladı, so- rularımızı gerektiği bir şekil- de cevaplandırdı. Herşeyde iyi niyet, herşey- de güzelle doğru bir ilerleyi- şin yıllar yılı öncülüğünü yap mış bulunan, her zaman ol- duğu gibi, gelecekte de aynı yolun yolcusu olduğunu is- patlayan Dr. Fazıl Küçük, bu defa da bizi mütevazi kar- şıladı, sevinçle selâmladı, ilk söz olarak şunları söyledi: başarılar dilerim. Devrim’in Türk toplumu için faydalı ol- masını dilerim. ” İLK MÜCADELE Cumhurbaşkanı yardımcımız la kolayca konuşabiliyoruz. İnsanca davranışları her za- man bir üstünlük taşıyor. “So- runuz ” diyor, “ Her sorduğu- nuza cevap vermeğe hazırım.” İlk sorumuzu soruyoruz “ Siya si hayatınız nasıl baş- ladı ?” \ “ Okullarımızın ve evkafı^) mızın durumu ile 1938 yılınde ilgilenmeğe başladım. Bu (Devamı sayfa Denktaş diyor -Konuya girmeden kısa bir hayat hikâyenizi rica etsek ? -Hayat hikâyemi (kısa da olsa) yazacak vaktim yoktuıv Siyasi mücadeleniz hangi tarihte başladı? Siyasî hayat içinde rahat mısınz? Bu mü- cadeleden zevk alıyor musu- nuz? -Siyasi mücadelem 1941 ’de başladı diyebilirim. Bu mü- cadelede rahatlık aramadım ve bulmadım da. Mücadele el birliği ile yürütüldüğü man zevkli oluyor. Hayatın mücadele olduğuna inanıyo- rum. -Siyasi hayata atılmadan önce, çeşitli yapıtlar yayınla- dığınızı biliyoruz. Bunları>ı adlarını verir misiniz? Siyasi hayata atılmamış olsaydım/, bu gibi yapıtları vermeğe de- vam edecek miydiniz ? Buna rağmen siyasi hayat içinde hazırlanmış yapıtlarımı', var mı? -1941’den beri yazıyorum. Bunlar edebî yazılar olmaktan uzak, günlük dertlerimizle il- gili yazılardır. Saadet S,r- ları ve Ateşsiz Cehennem di- ye iki eser yayınladım. Genç lik hevesi! Bir de tnj'itzce olarak “ Criminal Cares " di- ye bir eserim vardır. Vakit bulsam daha da yarard n\ (Devaını sayfa 5’te) AAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTI

Upload: others

Post on 29-Aug-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin

Kurucusu : Hikmet Afif MAPOLAR

‘WWIVVVVSMVWVVVWWlAA<V

İDARE

m e c id iy eSOKAK 11-13

T E L : 2S24

MATBAA

GlRNE YOLU T EL: 73838

LEFKOŞE

SAYFA : 5

DEVRİM

Y IL : l SA YI: 1FİA TI: 15 MİL

Büyük Atatürkü Yaşıyoruz

Nisan ı Heyecanla Kutluyoruz

YARINKiiYeK BOYDA ATATÜRKitt L

İSTEYİNİZ

(Ç 5 ' dil

d,.n*ıIrdıJaİ S

Inayurtta ve bütün Kıbrıs’ta Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramının 13’ iincü Yıldönümünü Muhteşem ve coşkun törenlerle tesit edeceğiz

II Bugün 23 Nisan, Ulusal gemenlik ve Çoçuk Bayra­

mıdır. Bu mutlu gün bugün Adanın her tarafında yapıla­cak elan parlak törenlerle kutlanacak. Türk çocuğu büyük bir günün mutluluğu içindedir. Onun sevinci, he­yecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor.

23 Nisan’ı idrak edenlerin

bahtiyarlığı sonsuzdur. Hızı­nı Atatürk’ten, ilhamım Ata­türk’ten almanın gururu için dc bulunan Türk Çocuğu, bu inançla yarma güvenle bakan, geleceğinden emin olan dina­mik bir zümreyi teşkil etmek­tedir.

BUGÜNKÜ TÖRENBugün Adanın diğer yerle­

rimde olduğu gibi, Lefkoşa’da

i » BUGÜN

Bini

|HLİ

‘ DEVR.t/rt ”LE BERABER SUNDUKLARIMI;

ivadtn romancımız PAKtZE BAŞARA’IK ‘DEVRıM” okurları için hazırladığı:

Seni Yalnız SeniAdli büyük aşk ve heyecan romanının b

tayfalık birinci fasikulünün ek olarak ven yoAiz.

Okurlarımız bu fasikülleri saklamak su­retiyle her ay bir de romana sahip olacaklar.

Roman tamamlandıktan sonra okurları- ıza renkli ve resimli bir de kapak hediye

:eğiz. Istiyen okurlarımıza Basımevimiz anlarını - getirdikleri takdirde - parasız 'k ciltleyecektir.

da parlak törenler yapılacak­tır. Lefkoşa’da yapılacak tö­renlerin programını veriyo- iu z :

1. Ö.E. 9.00 Teftiş ve kut­lama.

2. Ö.E. 9.15 istiklâl Marşı3. Ö.E. 9.20 Resmî Geçit4. Ö.E. 9.30 Konuşmalar :-

a) Büyük Elçimiz SayınDr. Mazhar Özkol’un mesaj. K. Çiftlik ilk­okulu öğrencisi).

b) Konuşma (Maarif Ana Okulu).

c ; Konuşma (K. Kay­maklı B. İlkokulu)

5 loprak merasimi.6 Mehter takımı geçişi

(Lefkoşa Atatürk İlkokulu).7. /ablo (Lefkoşa Atatürk

İlkokulu).

8 Dant (Lefkoşa ilkokul­ları K.)

9. Okullar bir arada (Lef­koşa ilkokulları B.)

10. Şiir (K. Çiftlik İlkoku­lu).

11. Dans (K. Kaymaklı Bü­yükler ve Küçükler İlkokul­ları)

12. Dans (K. Kaymaklı B. ilkokulu).

13. Şiir (K. Kaymaklı B. ilkokulu).

14. Dans (K. Çiftlik llkoku luV

15. Dans (Lefkoşa Atatürk İlkokulu).

16. Şiir (Lefkoşa Atatürk İlkokulu)

17. Milıi f.yunlar vLet'sv, ı ftckuliar- B;.

: ö. Gençlik Marşı.

Çocok DünyasıBayramı münasebetiyle küçük okurlarımıza 8 sayfalık özel bir “Devrim— Çoçuk Dünyası ” armağan ediyoruz.

D r. Küçük’ ün 23 Nisan MesajıCumhurbaşkanı Muavini Dr. Fazıl Küçük’ün 2 3 1

Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı müna­sebetiyle radyoda yaptığı Bayramı açış konuşması.

Sevgili Çocuklar, , ne yaptığını bilen idarecilerolarak yarın yükleneceğimiz mes’uliyetlerle vazifelerinizin ağırlığını şimdiden takdir ede rek ağır başlı kimseler ola­rak doğru yoldan ayrılmadan insanlığın refahını ve saade-

(Devamı sayfa 5’te)

Mutlu

BAŞYAZIw 23 NİSAN

23 Nisan 1920 ve 23 Nisan, 1963 . Ara­dan tam 43 yıl geçmiş bulunuyor. Geçen bu yıllar zarfında Türk Milletinin her alanda at­tığı hamleler, gösterdiği başarılar saymakla bitmiyecek kadar çoktur. Ulusal Egemenli­ğin getirdiği demokratik rejim, ruh ve dü­şünceye hürriyetini kazandırmış; görülmedik bir hızla ilerlememizi sağlamıştır.

Devrim işte bu ruh ve düşünceden kuvvet alarak bugün okurlarının karşısına çıkıyor. B udoğuşun böyle bir güne tesadüf etmesi kadar isabetli bir güne tesadüf etmesi kadar ‘ ,-tbetli bir şey olamaz. Devrim bu düşünce-

sadık kalarak fikir ve san’at alanlarında ten gayreti gösterecek; devrimlere dev-

ıtacaktır. Bunda azimliyiz; bu kesin MPtfenızı yerine getirebilmek için herhajıgi

\ ? llddi^eya manevî zorluklara karşı elimiz- geUüği kadar mücadele edeceğiz. Neti-

-®nin başarılı olması, Kemalizm idealinin ile- •ft devar,. etmesini sağlıyacaktır. Bu su-

Bugün sizler de Anavatan­daki kardeşlerinizle beraber­ce eğleniyor, ayni sevinç ve heyecanı taşıyorsunuz. Çün­kü Türksünüz.

Otuz milyonun ayrıl­maz ve çözülmez bir parçası bulunuyorsunuz. Bizim ebe­dileşen bir Atanız vardır. Siz­ler O’nun evlâtlarısınız. Yok luktan varlık yaratan, karan­lığı nura garkeden İlâhi bir kuvvetin emaneti olduğunu­zu hatırdan çıkarmayınız. Bil yük dâhi Atatürk bütün ümi­dini sizlere bağlamış ve inan­mıştır ki Türk istiklâl ve hür­riyetini idame ve muhafaza ettirecek sizlersiniz. Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Cum huriyeti’nin bânisi, büyük dâhinin prensiplerine kalb den inanmış, O’nun yolundan ayrılmamıştır. Mücadeleye başlıyan ve ancak mücadeley­le sona erecek hayatınızı dai­ma yapıcı ve müsbet yollara yönetmek vazifenizdir. Siz­lere hür bir vatan bırakan ba­balarınızın eserini sizler ida­me ettirebilecek ve onu yarın gelecek kardeşlerinize ebedi­leşen bir bayrak olarak bıra­kacaksınız. Disiplinli, şuurlu,

O kürsüye çıkıncaKara gecemiz ağardıBütün Türkeli huzurundaKimi Afyon, kimi Mersin, kimi Van’dı

Yoksulduk silâhsızdık, üşümüştük Isındık ateşinde İçimizde büyüttüğü ağaç Bir yüce imandı.

Toplandık Ankaranın küçük binasındaBu mutlu bir andıY ıl: 1920Gün : 23 Nisandı.

O kürsüye çıkınca Öyle inançlıydı öyle büyük Şimdi Mustafa Kemal’di t Yarın : Atatürk.

j z k e r yAŞ7fy

ÇOCU-edir-

KANUN ÇERÇEVESİNDE UZUN YILLAR MÜCADELE ETTİK. SONRA BİZİM İÇİN ZAFER OL- D U .-9 U DEFAKİ MÜCADELE­DEN DE ZAFERLE ÇIKACAĞI­MIZDAN EN KÜÇÜK ŞÜPHE­

NİZ OLMAMALI

D r. Küçük Deuktaş

nla-

HAKKIMIZI ... Sev e K4RAfti; İ Ş İ

T ÎK â sin aRETÎ, EL MAK VE BUGÜNKÜ YESİDİR.

li, bir ■üstüp \ POLIle büyümeye

“ Kilisedekonuşufdüğ;__değil mi? „ di

DÖKMEMEK BAJuBİRLİĞİ İLE ÇALIŞ-J KARŞILIKLI İTİMAl DERTLERİMİZİN G/

Dr. F . Küçük ve Rauf Denktaş D EVRiM 'e Beyanat Verdiler

■»tle, cemaatimize hizmet etmiş ve 23 Nisanl atlayışım yerine getirmiş olacağız. ■

Sevincimiz, kıvancımız büyu^u1'- || heyecanımızı, 23 .Nisan’m verdiği milli d y |gular içinde okurh^rım ızlaberabe^jayjaşj- jk istiyoruz. HepvM dan h i- ---•

İ L " bir ad,m ge î

irlikte yürüdüğümüz bu dönmiyeceğiz. Türk ıik kuvvetimizdir. Bu

Jktur. ’ ' ,,,anıa> yeneVjiyeceğimiz bir şey

DEVRİM

D r. Küçük diyor k i :

Halkın kendi içinden ge­len, her şeyi ile kendini hal­ka veren Cumhurbaşkanı yar dımcısı Dr. Fazıl Küçük’ten " Devrim’ ’ okurları için bir konuşu rica ettik. Geniş öl­çüdeki çalışmalarını, çaba­larına rağmen gene de bizi reddetmedi, hoş karşıladı, so­rularımızı gerektiği bir şekil­de cevaplandırdı.

Herşeyde iyi niyet, herşey- de güzelle doğru bir ilerleyi­şin yıllar yılı öncülüğünü yap mış bulunan, her zaman ol­duğu gibi, gelecekte de aynı yolun yolcusu olduğunu is­patlayan Dr. Fazıl Küçük, bu defa da bizi mütevazi kar­şıladı, sevinçle selâmladı, ilk söz olarak şunları söyledi: başarılar dilerim. Devrim’in Türk toplumu için faydalı ol­masını dilerim. ”

İLK MÜCADELE Cumhurbaşkanı yardımcımız

la kolayca konuşabiliyoruz. İnsanca davranışları her za­man bir üstünlük taşıyor. “So­runuz ” diyor, “ Her sorduğu­nuza cevap vermeğe hazırım.”

İlk sorumuzu soruyoruz “ Siya si hayatınız nasıl baş­

ladı ?” \“ Okullarımızın ve evkafı^)

mızın durumu ile 1938 yılınde ilgilenmeğe başladım. Bu

(Devamı sayfa

Denktaş diyor

-Konuya girmeden kısa bir hayat hikâyenizi rica etsek ?

-Hayat hikâyemi (k ısa da olsa) yazacak vaktim yoktuıv

Siyasi mücadeleniz hangi tarihte başladı? Siyasî hayat içinde rahat mısınz? Bu mü­cadeleden zevk alıyor musu­nuz?

-Siyasi mücadelem 1941 ’de başladı diyebilirim. Bu mü­cadelede rahatlık aramadım ve bulmadım da. Mücadele el birliği ile yürütüldüğü man zevkli oluyor. Hayatın mücadele olduğuna inanıyo­rum.

-Siyasi hayata atılmadan önce, çeşitli yapıtlar yayınla­dığınızı biliyoruz. Bunları>ı adlarını verir misiniz? Siyasi hayata atılmamış olsaydım/, bu gibi yapıtları vermeğe de­vam edecek miydiniz ? Buna rağmen siyasi hayat içinde hazırlanmış yapıtlarımı', var mı?

-1941’den beri yazıyorum. Bunlar edebî yazılar olmaktan uzak, günlük dertlerimizle il­gili yazılardır. Saadet S,r- ları ve Ateşsiz Cehennem di­ye iki eser yayınladım. Genç lik hevesi! Bir de tn j'itzce olarak “ Criminal Cares " di­ye bir eserim vardır. Vakit bulsam daha da yarard n\

(Devaını sayfa 5’te)

AAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTI

Page 2: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin

- ‘DEVRİM. 23. NİSAN. 1{

yayın hayatına başlarken, gaye- ^tasını anahatlanyle okuyucuya

haline gelmiştir. Bunu biz de daha ilk sayımızdan ne oldugu-

istediğimizi öğrenmek istiyecek- onuya geçmeden bir hususu belirtmek

BenimE ~ = i

s s sE s

<mmm 2™ ■»———“S»

gazetenin doğuşunda karşılaşılan maddî ve gUçlUklerden bahsetmek de usuldendir. Biz

güçlüklerden bahsetmiyeceğiz, çünkü emeksiz ve parasız hiçbir şeyin yaratılamıyacağı aşikârdır. Ya­yın hayatına atıldıktan sonra ise, gayelerin başarıla- mamasını mazur göstermek için böyle güçlüklerden bahsetmek, okuyucunun o gazeteyi tutmadığı gerçe­ğini örtmeğe çalışmaktan başka birşey ifade etme/.' Tutulan bir gazetenin güçlükleri geçicidir ve kolay halledilir.

fvvelâ şunu belirtelim ki ‘Devrim’ iddialı bir ga­zete olarak ortaya atılmaktadır ve şuna inanıyoruz ki Kıbnsta iddialı bir gazete çıkarmanın zamanı çoktan gelmiştir. Aksi taktirde basınımızda bir gelişme ve ilerleme görmek daima imkânsız olacaktır. Mamafih şurasını da belirtelim ki iddialı olmamız daim» Kib­risin ve adadaki Türk toplumunun büyüklük ölçüle-

. jriyle hudutlandırılmış bulunacaktır. Bu kaçınılmaz­dır ; aksi taktirde başanlamıyacak şeylerin peşinde koşmuş oluruz. Kıbrıs’ta bir ‘Hürriyet’ veya ‘Cumhu­riyet’ çıkarmağa kalkışmak herhalde budalalık olur. Ama hiç şüphesiz, Kıbrıs ölçüsünde iddialı olmak da mümkündür ve bu ihtiyaç çoktandır hissedilmektedir.

Binaenaleyh, ‘Devrim’in gayelerinden birisi, ken­di ölçümüzde basınımızı ileri bir merhaleye ulaştır­mak veya hiç olmazsa ulaştırmağa çalışmak olacaktır. Bunun mümkün olduğuna inanıyoruz. Şekil itibariy­le iddiamız budur.

‘Devrim’in politika bakımından gayesi hiç şüphe­siz Kıbrıs Türk toplumunun menfaatlerine hizmet et­mek olacaktır.

Sağduyu, iyi-niyet ve objektivite, ana prensiple­rimiz olarak, her gün bir yeni sayı ilâvesiyle gazete­nin gittikçe büyüyen dokusunda kendilerini daha ba­riz bir şekilde göstereceklerdir. Sağduyunun göster­diği yoldan ayrılanlar, iyi-niyete sahip olmıyan ve baş­kalarının iyi-niyetini istismar etmeğe kalkışanlar, ve yaratılışları itibariyle objektif olmayı beceremiyenler, bizi daima karşılarında bulacaklardır. Binaenaleyh, ‘Devrim’in ana vasıflarından birisi de dinamizm ola­caktır. Muhteva bakımından iddiamız da işte budur.

Dünyanın her yerinde halk kitlelerinin, meJeni- yet ve kültür merdiveninde yükseldikçe, bu anı pren­sipleri benimseyici bir manevi yapı elde ettiklerine inanıyoruz. Şuna da inanıyoruz ki genel olarak Kıb- rıslılar bu siyasî olgunluk seviyesine varmışlard.r ve, gerek kendi bencil menfaatleri gerekse yanlış bir poli­tika anlayışı içinde tahakkuku in'kânsız gaye'erı uğ­runa halkın bu olgunluğunu tezahür ettirici bir poli­tik ortamın yaratılmasına mâni olan Rum liderleri, or- geç akıntıya kürek çekmekten vazgeçmek zorunda kalacaktır.

Kıbnsta sulh ve sükûnun teessüsünü isteıniyen yoktur. Bunu önceden kabul ediyoruz. Yalnız maa­lesef bu hususta nasıl çalışmaları gerektiğini bilrrıiyen veya bildiği halde maksadı mahsusla bilriıemezlikten gelen Rum liderler mevcuttur. Bunlar aldandıklarını ergeç anlıyacaklardır. Sebatle ve itidalle bunu kendi­lerine anlatmağa çalışacağız. Bu yolda kendimizi va-

Batı Almanya DemzalbinşaatınaBaşladı

zifeli addedivoruz. .................................. ,--nnnnAnjuuu

İkinci Dünya Harbinden bu yana yapılan ilk Batı Alman denizaltılannın denenmesine Baltık Denizinde başlanmış bu lunuluyor. Beş denizaltı halen denize indirilmiş vaziyette. Bun ların yakında hizmete sokulma­sı bekleniyor. Ayrıca yedi de­nizaltı dana tezgâhlarda inşa ediliyor.

Yeni Batı Alman denizaltısı gözyaşı damlası şeklinde olup, sürtünmeyi asgariye indirmek için aerodinamik hatalara sa­hiptir. Tesbit ve tahribi fev­kalâde zor olan bu denizaltı si­lâhının eb’adı 45x5 metredir. 350 ton hacmindedir ve 21 mü­rettebatı vardır. Çok hassas teknik görevleri olan mürette­batın tümünün subay ve a.su- bay olması gerekmektedir

I BULMACA1 2 3 4 5 6 7 8 9

1 1 □ □ □ □ □ □ □ □ □ 2 □ □ □ □ □ □ □ ■ □

□ □ ■ □ □ □ □ ■ D □ » □ □ □ □ □ □ □

"oldan Sağa:^*23 Nisan’ın getirdiği..

Doğruluk. 3 - Tersi ser t din düşüncesine sa- olan ; Namus 4 - Halat

değil, Akıl. 5 - Pişmanlık 6 - Deniz paşası. 7- örne­ğin. 8 - Başka bir yolla an­latma ; bir harfin okunuşu 9 - Bir isim ; bir uzvumuz.

Yukardan aşağıya1 - Türkiye’de bir şehir.2 - Bulunmıyan; bir soru takısı. 3- Tavır; tersi es­ki bir din. 4. Lüzumlu eş­ya. 5. İlâve, bir mucit.- 6 - Mehter takımında kul­lanılır. 7 - Tersi bir para; emeller. 8 - Tersi ortadan kaldırma. 9- Köroğlu’nun a tı ; bir uzvumuz.

; BURCU : (21 Mart-20 Nisan ) Boş yere üzül­en vazgeçin. İstekleriniz gerçekleşmek üzere.

, umut etmediğiniz biri destekliyecek.BOCA BURCU : (21 Nisan-20 Mayıs ) Madden za-

I ıj yıf olsanız da üzüntüye değmez. Üst üste sevinçli ha­berler alacaksınız.

İKİZLER BURCU: (21 Mayıs-20 Haziran) Düş- kurmaktan vazgeçiniz. Elinizdekilerle yetinmeniz ve yapabileceklerinizi istemeniz mutluluğunuzu daha ar­tıracaktır.

YENGEÇ BURCU : (21 Haziran-20 Temmuz) Bel­ki haklısınız ama hiç kendinizi onun yerine koyduğu-

o■>CU : (21 Temınuz-20 Ağustos) Yüzü-

-kat! Gerçekte kuyunuzu kazanlar­

d ı Ağust.os-20 Eylül) Çok sev­diğiniz birisi konuğunuz ola-

lül-20 Ekim) Kendinizi bü­zeriniz. Serüven aramak-

Ekinı- 20 Kasım ) İyi gün Aristo Ey(9. Ne demişti

asım-20-Aralık) I( Zi Kasım-J!Q-Aralık) Bütün işleri- Günün sonunda sevindirici bir ha-

O U K tU ,„ .gidecektir,

i ber alacaksınız.OĞLAK BURCU : (21 Aralık-20 O cak) Duygu

hayatınız gerçekleşiyor. İyi niyetli kişilerle tanışacak­sınız. '■ _

KOVA BURCU: (21 0cak-20 Şubat) Hoşlanmadı­ğınız bir konuyla karşılaşacaksınız. Üzülmemeğe ve

•''•ıılmamağa dikkat.İLIK BURCU : (21 Şubat-20 M art) Günlük haya­

mda son derece hareketli bir gün. Sağlığınıza dik- ! ediniz.

Sabah ve Öğle Y ay ın ı:07.00 A çılış-İstiklâl Mar­şı- Bayram tebriki- Prog­ramın okunmasıı)7.04 Marşlar

f i/7.30 Haber bülteni07.45 Saz ve orkestra İle Türk müizi

î08.00 Suzan Köktürk’ten şarkılarOK.30 Seçme melediler09.00 Özel m tlziy progra­mı J10.00 özel çocuk progra-

Yurttan Sesler11.00 Operetlerden Seç­meler11.30 Radyo Sanatkârları bir arada12 30 Çeşitli müzik12.45 Bağlama takımın­dan oyun havaları 12.58 Fantezi şarkılar13.30 Haberler13 45 Kapamş

Akşam Y a y n ı:16.49 Açılış ve program17.00 Çocuk saati18.00 Yurttan sesler 18.25 İki Marş

.30 Özel 23 Nisan prog­

ramı18.50 Marşlar19.00 İşçinin saati 19.10 Türk müziğinden seçmeler19.30 Haber Bülteni19.45 Mehter Takımının programı20.00 23 Nisan Hakkındabir Konuşma ve marşla; 2114C Tems.ı S a a ti: Sabah olacaktır. }21.13 Zeybekler21.30 Halk Türküleri ve Oyun Havalan22.00 Haber bülteni 22.15 Incesaz’dan Niha­vent Faslı22.42 Neylerle Saz Eser­leri22.57 İstiklal Marşı ,23.00 Kapanış

TELEVİZYON19.00 Açılış19.02 Karikatür Filmi 19.08 Aktüalite10.45 Yerli Haberler20.00 Mozart Müzik Ce- mrsJüoJd uju.ıa^ıuı20 20 Kahramanlık Y ıl­

ları.20.45 Rumca tam boyda

bir film.19.20 Fury _____

İYİ SİGARA DOSTUNUZ Kötüsü Düşmanmızdır t

Türk sigaralarının nefaseti ve nikotin nis- betinin düşüklüğü bütün dünyaca tanınmıştır. Bu hakikati tahliller de teyid eder.

Türk sigarası içerek sıhhatinizi koruyu­nuz.

TÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD. Şti.* Vuvwv\ru-ür-Lnrv^ıı“>-

J

BUGÜNE KADAR MEMDUH ERDAL TİCARETEVİ’Nİ ZİYARET EDEN HANIMLARIMIZIN HEPSİ DE FİYATLARIN UCUZLUĞUNDAN ÖTÜRÜ MEMNUN OLMUŞLARDIR.

BÜTÜN HANIMLAR MÜESSESEMİZDEN ALDIKLARI ÇEŞİTLERİN REKLÂMINI YAPMAKTADIRLAR. BUNLARA SİZLER DE KATILABİ­LİRSİNİZ.

Bazı çeşitlerimizi veriyoruz:* Kadın şapka ve iç çamaşırlar,* Plise kadın elbiseleri,

* Fisto blûzlar,* Rafya çantalar, ___

* Pli etek kostümler,* Tuvalet eşyaları

* vs. vs. vs.

Vuruş, kaçış ve ma­nevra kabiliyeti çok yüksek olan bu yeni tip denizaltı saatte 20 deniz mili yapmakta vc Şnorkel havalandır ma tertibatı sayesinde satıha çıkmaksızın gün lerce denizin altında kalabilmektedir. İkin­ci Dünya Harbi sıra­sında Amerikan deniz- altılarının ancak 2 mil siır’at yapabildikleri göz önünde tutulursa, bu Alman den*zaltıla- rının ne kadar müte­kâmil oldukları kendi­liğinden ortaya çıkar. Dizel ve elektrik gü­cüyle müteharrik bu denizaltı gayet karışık elektronik cihazlara sa hiptir.

Batı Almanyanın bu yeni denizaltılan gayet tesirli ve kudretli silâh larla mücehhezdir. Her birinde sekiz torpido1 kovanı vardır. Şimdiye Kadar bu eb’attaki tek nelere dörtten fazla torpido kovanının yer­leştirilmemesi, Alman teknik kabiliyetinin ne derecede yüksek bir se­viyeye ulaştığına kolay­lıkla işaret eder.

Batı Almanya Savun ma Bakanlığının bir

“ sözcüsü bu harp vası­tası için “dünyanın en mütekâmil klâsik tip denizaltısı ” demiştir. Bu denizaltıların behe ri 20 milyon mark’a mal olmaktadır. İkinciDünya Harbinden son­ra yapılan beynelmilel anlaşmalar dolayısiyle Batı Almanyanın nük leer silâhlar imâl et mesi yasaktır.

NATO İttifakı gere­ğince Batı Almanya do nanması ancak Baltık Denizinde savunma iş­leriyle görevlendirilmiş tir. Okyanuslarda di­ğer NATO memleketle­rine ait büyük denizal­tılar devamlı surette devriye gezer.

Batı Almanyanın bu küçük tip denizaltısı o kadar beğenilmiş ve il gi çekmiştir ki Norveç daha şimdiden Alman- yaya 15 denizaltı sipa-_ riş etmiş bulunmakta-' dır. Danimarkanın da bu denizaltılarına kar­şı alâka duyduğu söy­lenmektedir.

YAKUTl - l

Ü M İ T DE N İ Z

mmmtr

KAR*ı._İKTA BİR ÇIĞLIK

GENÇ KIZ :— “Dansedelim mi, Mu­

rat?” diye sordu.— “ Nasıl arzu edersen,

Aylin?”— “Hayır, sen akşam­

dan beri çok durgunsun da, onun için sordum. San ki tanıdığım Murat git­miş de, yerine başka biri gelmiş gibi...”

— Fazla izahat verecek halim yoktu. Sırıtıp, müm kün olduğu kadar şirin leşmeğe çalıştım.”

— “Hiç saklama,” dedi. “Geldiğinden beri anormal- bir halde olduğunun farkın dayım.”Ona kalkıp d a :

— “Haklisin... Buraya eğlenmek için değil, mes­leki bakımdan tetkikte bu­lunmaya geldim 1” diyemez dim ya...

Karşımda, yeşillerin en güzelinden yaratılmış bir çift göz vardı ki, başka za­manlar, ben de dahil, bü­tün Âdem oğlunun nefesi­ni kesip, onları oksijen ça­dırına muhtaç edecek ha­le getirebilirdi.

Ama şu anda ben, ev ki­rasını veremiyecek durum­da iken aybaşını idrâk et­miş bir koca pozundaydım. Hem de, karısı için bir içim su denen cinsten ko­calar pozunda...

Genç kız, elini kolumun üzerine koydu:

— “ Nen var Murat, söy­le? Kalabalıktan sıkıldıy- san, bahçenin daha tenha bir köşesine gidelim I ”

Duymamış gibi, başımı etrafa çevirdim... Çamlıca tepesindeki muazzam köşkte bu gece âdeta bir şehrâyin vardı. Bütün bah­çe, çamlar ve ağaçlar tepe­den tırnağa kadar ampul­lerle bezenmişti. Beyaz smokinli erkekler, zarif ve güzel tuvaletli kadınlar, ışı­ğa koşan tropik kelebekler gibi rengârenk, oradan o- 1

t

raya gidip geliyor, etrafa neş'e ve renk saçıyorlardı.

— “ İnan ki, birşeyim yok, Aylin 1 ” dedim. "Bi­liyorsun, seyahatten daha yeni döndüm. Kendimi to­parlayacak kadar vakit bu­lamadım. Hattâ eğer dik­kat edersen, senin davetini bile beklemeden buraya kalkıp kendim geldim. ”

Minik bir güvercini an­dıran eldivenli küçük el tekrar beyaz smokinli ko­lumun üzerine kondu:

— “ Biliyorum. Bunun için de bu kadar mesudum anlaşana... Ama beni üzen, senin bu durgun halin... ”

Genç ve ha/ikulâde gü­zel kızı bağrıma bastırıp, te<rasa yerleştirilmiş olan orkestranın âhengine ayak uydurarak olduğumuz yer­de dönmeye başladık.

Abdürrezak Paşaların köşkünde bu gece, İstan­bul sosyetesinin en tanın­mış simaları toplanmış bu­lunuyordu. Biri tenis kor­tuna, diğeri taraçaya yer­leştirilmiş iki caz, yeri yüz kişilik davetli gurubunu coşturmaya çalışıyor, kü­çük çapta bir garson ordu­su da viski ve şampanya taşıyarak bu kararı gerçek­leştirmek için uğraşıp du­ruyordu.

Gençler daha ziyade ka­ranlığı hâkim kuytu köşele ri tercih ediyor, yaşlılar da ortalarda dolaşıp birbirleri ile şakalışıyor, geceyi neş'e içinde geçirmeye bakıyor­lardı.

Ben, kollarımın arasında tuttuğum gUzel kızı düşün­mekten çok uzaktaydım. Eski Berlin şehbenderimiz Abdürrezak Paşa’nın toru rtu Aylin, ölüyü bile tene­şirden kaldıracak kadar gü­zel bir mahlûktu ama, ne yapayım ki, ben de her

; şeyden önce mesleğine âşık ahmağın biri idim...

Göğsümdeki zarif mah­lûk fıkırdadı:

— "Nasıl Murat, şimdi

kendini daha iyi hissedi­yor musun? ”

Saçlanndan ve cildinden intişar eden nefis parfüm, kırk yıllık çöpçü onbaşısı­nı bile kendine getirirdi. Tuz kabağı gibi, binbir he­sap dolu olan kafamı sal­ladım :

— “ Tabii hayatım... Sen kollarımın arasında olduk­tan sonra... ”

Halbuki ben nerede idim efendim neredeydi?

— “ Demin dedemin ne­rede olduğunu sormuştun, bak, şurada duruyor, gör­dün mü?Hakim olmağa çalıştığım

bir heyecanın tepkisi için­de, gösterdiği yana dön­düm. Beyaz pos bıyıklı ve saçlı Abdürrezak Paşa sabık, Meclis reisi Nuri Paşa ile şakalaşıyordu. Tam Aylin'den izin alıp, ondan yana gideceğim sı­rada, yaşlı ev sahibi, ya­nma gelen bir garsonun sözü üzerine, oradan ay­rılıp daha karanlıkça olan ağaçlıklı yola doğru yürü­dü.

— “ Dedemi niçin arı­yordun, Murat?”

Abdürrezzak Paşayı ak­şamdan beri görmek isti- keşmekeş içinde isteğime birbiri üzerine yıkılşyor- du. Bu koca bahçede ben, ev sahibini bir daha nere­den bulup da konuşacak­tım? İhtiyar patron, bura­ya gelmeden evvel sıkı sı­kıya tenbih etmişti:

— “ Ne Paşayı huylan­dır, ne de misafirlere bir­şey belli et!.. ”

iyi ama birader, ben, b'j keşmekeş İçinde isteğime nasıl erişecektim?...

— "Cevap vermedin Muratl Dedemi niçin arı­yordun, dedim sana! ”

— “ Haaaa.. Şey.. Ay- lin’ciğim... Onunla, hatı­ratına dair konuşacaktım. Harp hâtıralarını biz al­mak istiyorduk d a .. Bi­zim gazete içm... ”

Güzel kız, canı

i

gibi, nefis dudaklarını büktü.

— “ Sen kollaı 11nın ara­sında iken, başi;a birşey düşünmeme imkân var mı Fiı... ”

Büsbütün göğsüne ka­pandı :

— “ Ah, buna bir inana- bilsem!... ”

Hakikaten insanın, bu kadar nefis bir kızla bera­berken başka şey düşün­mesine imkân yoktu ama, ne yapayım ki, mesleğim beni âdeta insanlıktan çı­karmış, başka bir hale sokmuştu.

Onu sıkı sıkıya bağrıma Devamı yarın

ORİJİNAL HİKAYELERLE MEŞHURLAR : 1

Bir Papazın Hadım ettiği FilozofPalatium derebeyliğinde 1079 da doğan ve

tındaki hayatı anlatılamayacak kadar hareketli geçen insanlardan birisi oln Pierre Abaiiard, edebiyatı çok seven âsil ve savaşçı bir adamın en büyük oğluydu. Hayatındaki savaşçı ruh belki de veraseteten ötürüy­dü.

İlk isyanı babasına karşı oldu. Askerliğin kendi­sine sağlayacağı faydaların çokluğunu bildiği halde babasının askerlikten önce öğretim yoluyla aydınlat­mak istemesinin ilk sonucu olarak bilime ve diyalek­tiğe verdi kendisi. Böylece büyük evlâtlık hakkıy­la mirastan yoks.ın kaldı.

Birinci öğretmeni Roscelin ( Compiegne’J i ) oldu. Yirmi yaşındayken bu öğretmenin Adcı düşüncelerini beğenmedi. Sırf tartışma savaşları yapmak için bazı şehirleri dolaştıktan sonra, Guillaume de Champeaux' un sayısı bilinmeyen öğrencileri arasına katıldı. Bu­nun derslerinden de hoşlanmayarak önceleri itiraz et­ti, sonra bu itirazları da yeeter görmeyerek çok güç­lüklere rağmen Melun’da beğenemediği düşüncelerle açıktan açığa savaşmak için bir ckul açtı. Bu okulda ders verdiği sıralarda derslerine kıal Philippe 1 de de­vam etti.

Daha sonra KobelFe gittiyse de sağlığının kötü oluşundan ayrılarak Bretagne’ye 1110da da Parise dön­dü. Yakın köylerden birisinde halka tannbilim ve diyalektik dersleri veren Guillaume de Champeux’u özel bir merakla ve diğer bazı sebeplerle dinlemek is­tedi. Ateşli bir tartışma isteği geldi kendisine. Onu tümel kavramlar üzerinde tartışmağa davet etti. Bu teklifi kabul etirışlnin ardından da karşısındakinin ye­nilgiyi kabul edişi görüldü. Gerçekçiliğin ünlü şam­piyonunu yepmesi kendisine Un verdi. Bunun üzerine Cloitre kürsüsünü teklif ettilerse de düşmanlarının çabalarıyle olmadı.

Bu olaydan sonra gene yılmadı ve otuz yasını aş­mış olarak Sainte-Genevie tepesinde bir okul açarak düşmanlarıyla savaşa devam etti.

Bilgisini yeter görmedi. Ünlü Laon’lu Anselme’in okuluna devam etti. Bu öğretmenin derslerini de be­ğenmedi. Ayrıldı. Tekrar bir okul açarak Ezechiel’l yorumlamağa başladı. Bu cesaretle Laon’u terkede- rek Paris’e döndü. Meydan boştu. G. de Champeaux* tan boşalan Cloitre kürsüsüne getirdiler kendisini.

Burada güzel ve sevimli yüzü, âhenkli sesi, ko­nuşkan ve felsefenin derinliklerinden yükselen ozan ruhuyla ününün yayılışı çabuk oldu. Almanya’dan İngiltere’den ve Fransa illerinden derslerini dinlemeğe gelenlerin sayısının bazı günlerde beşbini geçtiği söy­lenen filozof bu günlerde bir papazın evinde kalıyordu. Papazın yeğeni genç, güzel, zeki Heloise’e özel ders­ler veren filozofla duygulu kız arasında derin bir aşk başladı. Abelard için sonu çok kötü oldu bunun. Bu aşktan gebe kalan Heloiese’i doğurtmak için Bretagne deki kız kardeşinin evine götürdü. Çocuğunu gizlice orada doğurttu ve onunla evlendi. Bu olayı öğrenen papaz Fulbert arkadaşlarından birkaçıyla evi basarak, Abelard’ı bağladıktan sonra hadım etti. Bu hakaret­ten perişan olan filozof, tesellisini yalnızlıkta buldu. Karısı da bir manastıra çekilerek dünyayla ilgisini kesti.Yalnızlığa dayanamıyarak Provence’deki Sainte Ayeul manastırına gitti ; orada ders vermesine müsaade etti­ler. Derslerinde diyalektikle hıristiyan tanrıbilimini uzlaştırmağa çalışarak Üçüzlemenin sırlarını açıkla­mağı denedi. Büyük velilerden birine bağlanmadığı id­dia edilerek 1121 de Soisson konseyi tarafından ken­disine Tanrıbilime Giriş adlı eserini kendi eliyle yak­ma ve ölünceye kadar Saint-Medard manastırında ka­panma cezası verildi ve daha sonra Saint-Denis ma* nastırına dönmek şartıyla serbest bırakıldı. Birçok zorluklardan sonra da dilediği yerde yaşamasına izin verildi. Bunun üzerine Nogentur-Seine yerleşerek öğrencileri kendisine bir kürsü yaptılar, orada derslere başladı.

Çektiklerine rağmen düşünce savaşlarından vaz­geçmedi. Bu sefer, daha dikenli ve dokunaklı konu­lar üzerinde çalıştığı için, düşmanlarının gericiliği, kendisini savunmakta gösterdiği kayıtsızlık yüzünden Kral Louis VII nin başkanlığında toplanan Sens kon­seyinde yargılandı, sonra Roma’ya çağrıldı, Papa înno- cent II tarafından kitaplarının yakılmasına ve kendi­sinin hapsedilmesine karar verildi (1140)

Suçu hıristiyanlık rejimini değiştirmeye çalışması ve din konusunda hür düşünceli oluşuydu. Nihayet kendisini himaye edecek birisini buldu ve bu kişinin telkinler ve teşvikleriyle eski iddialarından vazgeçme­ğe, Saint-Bernard’la uzlaşmağa çalıştı. Kiliseye bo­yun büktü. Pek sıkı perhizler içinde bir müddet yaşa­dıktan sonra Burgonya’dakt Saint-Michel manastırın­da öldü.

Kendisinin kemikleriyle Heloise’nin kemikleri son­radan birleştirilerek Paris’te Pere-Lachaise mezarlığı­na gömüldü ve kendilerine yüksek kabartmalarla bir anıt yapıldı.

Kişiliğiyle yaşayacak sayılı büyüklerdendir bu Fransız filozofu.

i C

YAZLIK KUMAŞLARDA YENİLİKS. Selka

S. SelkaPure Merino

veLantax Mamulleri

için mutlaka GÜNER ÖZDİL

Erkek Kumaşları Mağazasına uğrayınız.

: : P. Kutusu : 242

MAĞUSA T el: 2389

LEFK O Ş A TÜRK BANKASI LTD.Merkez:

LEFKOŞA — KIBRISTelegraf Adresi: “ TURBANK ”

ŞUbeler: LÂRNAKA T e l: 2435

Telefonlar: 3117 & 74474 ||

LİMASOL T e l: 3834 Tel:

BAF

LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. bütün Şubeleri ve dünyanın her 1 daki muhabirleri ile bütün BANKACILIK işleri için sayın

Halkımızın emrindedir.

; ; * Faizli Mevduat Hesaplan * Avans ve Kredi Hesaplan

* Posta ve Tel Havaleleri * Iskonto

* Kredi Mektubu ve Tüccari Akreditif muadelelerini görür

DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖDENEN i

SATAR.fAH ÇEKLEF

LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. birikmiş paranıza en yüksek FAİZ verir *. . A A A A A A AT v T T T T V " “ V V V ’l

■j.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL OLTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 3: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin

Um . 23. NİSAN. 1963

Küçük’ ün Devrime H e r . 1/

[»inci sayfadan kalan)

Halk Kulübü’nde başlar iuare kurulu ve üyeler-

‘ lıfti kurarak, devrin hü- dne "yazılı ve yazısız mU- ı ırda bulunduk. Bizim ı ıcaatlanmız karşısında • lideri, toplum yararı- -mücadclemizi destek-

bilâkis köstekleyerek, ^diyetlerimize set çek-

/orlardı. ezd/

Halk kültür, eğitip dirmeğe başlamıi da sanaimizin ’ sonsuz bir mıştık. İşi, yı, dünkü günkü dünkü çai yuz.

AİL!

SAYFA : 5

DEVRİM

olıjçalı

life Uİjrl1« öıUcf

İsindeki ürlerini

günle] davrt bulut

ardan .da şah İl ği nisq milcaı müci sık

ından yor, f Tiizderl r defaı

H A ZIR LI YAN

BUL MEKTUBLARIDaha Neler Var, Tü rkiy emizd®

Anlat

HikâyeMucize

>k kötü olma- s, yalnız ve ■a “ herhangi lşünüp karar yenmeyiniz ” ımak mecbu- r. Fakat bu- ayısında bir “"»ektedir,

rumun >ir şok

S A Y R A ORKAN• * • V •

Sehiye AksoyAnkaradan lstnnbula ge­

lerek pek kısa zamanda din­leyicilerinin gönüllerine yer- I eşi veren genç sanatkâr Be- hiytj Aksoy, 1931 Yılında üs- kttdaf’da Doğmuştur.

Henifc orta okulun son sı­nıfında iken bir musiki he­veslisi Alarak Ankara radyo­cunun imtihanlarına girmiş

Polisler jV'b imtihanı kazanarak Rad­ığımızı ilyunun maruf hocalarından zde dâvt ’*yz almıştır. 1949 yılında

,\t bir ml solo neşriyatına başlayan kü rını geri Çük sanatkâr 1950 yılında,

|0 gününfiooası olmasını teklif ettiği jiibl, milli Tcli Aksoyun izdivaç teklifi uıyor mu İ2 karşılaşmış ve aynı sene- | 5 günüme dünya evine girmiştir.

geçirenv 1950 yılında Kristal gazi- lıalıeleleri.jpsunda gayet cazip bir tek-

daha dal almış fakat bu ve bundan küvvetlenafiraki teklifler aile saadeti 'karşısın/rohlemi yönünde daima red m Halk/edilmiştir.

Ancak Maksim gazinosu­nun Baş solist teklifi Aksoy ailesinin perçinleşen saade­tine hiç bir şekilde müessir olmayacağı kanaatiyle ka­bul edilmiş ve bundan sonra p jlıiy e .Aksoy İstanbul mü-

oplum fikhoHerinin parlak bir yıl- dıa; olarak görülmeğe bağ­lanmıştır.

Behiye Aksoy şimdilik ga­zinoda okumak fikrindedir ancak “ en ufak bir sebebda- hi beni gazinodan ayırabilir" demektedir.

San’atkârın bugünkü Türk Musikisi hakkmdaki fikri

k şüyledir :“Klasik musiki en parlak

tşerleri ihtiva ettiği halde za Lamızdaki telâkkiye ya-

BEHtYE AKSOY

na hitap eden her güzel mev | zu ile de alâkadar olmakta­dır... Aehiye Aksoy halen i Anadolu turnesindedir.

KulağımızaGelenler

* Zeki Müren, yeni çevir­diği “Bahçevan” adlı filminin | müziklerini de bağlı olduğu plâk şirketi namına plâğa ver I di. San’atkârın bu son eserjl

leri de dinleyenlere göre bü-j yük bir sükse kazanacak

|lücadelemizHK®acak kadar taıihi ı ederken, Bel geldi. Bu secB m ce son devir nıu- , daha önce y y en i bir ekol ve dev nücadele edOT»«abestekâr Saadet- rıücadele yapm akm ı Musikiyi,

Halkın b i r f t ^ e anlayış İtimat s o j1'- Sen id en y aı

sonuçXç. ”de Wr ömü. J| P ^ .yan

f Ur>Un bir duğunuf»bu l ed en ^ an 'a tk ârla rı-

!Ta göre, (san’at- bir zarurettir.

Ele musikinin yaşadığı, ffüs ettiği mahalle, bu eti san’atkârlara açıkça İtmektedir. Ayrıca, suni

şartıyle samami o- her hareket, musikinin

radyo ile sahne farkını yara ^tan en mühim faktörlerden-

ıhiye Aksoy önümüzdeki sahneye garplı bir ilâvesi maksadıyla

kostüm yönün en ilik ^ '-^ e tir-

____ .Ündedir. “Müfley-Senar ve Zeki Müren bft-

j ısa sevdiğim seslerdir' rdu. Har Bayan Aksoy, Radyo, nin KeyLservatuvar ve gazinoda! a nakl<I)lan musi)cinin daima ay-

1 domuz rfakat herbirinin de ayrı-

tO]

İsızlığa ılâk edi]

si bizi çiuj ehemmiyeti olduğuBele

Halkın d safhi

da ga: kararl en gı daki

etli bi giriştik.

î genel n kampaı uyanmağ vet ediyo: Lefkoşa’d

lımuz mil' büyül

juk. Po sinemi muaz;

Tk. Hİ

savunmaktadır. Musiki cinde daha ziyade çok

diği oğlu Ahmet’le meş- •Van' sevimli anne, ruhu-

* Ahmet Üstün g| da İstanbul radyı atışlarına başlu l

^^Ç dyosunun* tslanJpRlerinden in-

çok sevUafnı ay içinde eşi ci A tal^urhan Atalay’dan

ayrıldı... günlerde başarısın-

ötürü Klârinet san’atkârı stafa Kandırah’ya ilk

Türk yapısı klârinet armağan edildi... ....— -— rr-rri

* Annara Kadyosu Halk türküleri san'atkârı Ahmet

Sezgin de baharın ilk ayında turneye çıkacak.. Sezgin bu

turne ile ilgili hazırlıklara başladı...

* Münir Nureddin Selçuk- “Melodi plâk” Şirketi ile an­laşarak dört eserini plâğa o- kudu.. Bu eserler arasında

(Endülüs’de Raks) adlı fanta- zisi de vaı.

* Orhan Şener vatanî va­zifesini geçen ay içinde ta­mamladı.. Şener Diş Taba­beti ile uğraşabileceği bir

muayenehane aramakta...* Yaptığı son izdivaçtan

sonra musiki ile bir müddet için uğraşmaktan vazgeçen Muallâ Mukaddes halen Ça­

nakkale’de oturuyor. Mu­kadder: “Memnun ve mes’- udum..” diyor dostlarına...

* İstanbul radyosunda Sı- dıka Dalmen (Çandarlı) tara­fından yönenilen flstanbul'-

Sesi) programı ilgi topla- kta...

Necmi Rıza Akışkan u- zuıttjir ayrılıktan sonra tek­rar Vîıne konserlerine başla­dı.. v

Sevilen ŞarkılarBu Ay İstanbul’da çok sevilen 10 Şarkı

1 - Belki bir sabah geleceksin2 - Şarap mahzende yıllanır3 - Unutulmaz adınla dudakta kal sevgilim4 - Rüzgâr kırdı dalımı5 - Gel gitme kalmasın gözüm yollarda ti - Ne zaman geleceksin7 - Bir alev bir ışık senin bakışın8 - Solsan da sararsan yine gül pembe dehensin9 - Kederden mi neden bilmem10 - Bir rüzgârdır gelir geçer sanmıştım..

SEVİLEN ŞARKILAR

HÜZZAM ŞARKISeni, Sesini, gözlerinin rengini unutij Şu karanlık gönlümü avutabilsem d Geçen şu tatlı günleri unutabils£Şu karanlık gönlümü avutabil

HİCAZou gece

Muhabbet bağına^^bu gece Açılmış g ü lle r in im bu gece Vuslatın ç a ğ ın ız bir bir pınar imiş Muhabbetjürseni her yerde A rarım ,i^gecelerde sevgilim nerde Soraru

atımın gonca gülleri Salında ötsün bülbülleri

na sorayım hap gönülleri

RAST ŞARKI

Erdi bahar sardı yine neş’e cihanı Eğlenelim raks edelim lâle zamanı Açtı bu dem naz ile gül gonca cihan Dinleyelim bülbülü gel lâle zamanı Faslı bahar seyrine çık sen bize gelde Gönlümüzü şad’edelim bezmi emelde Bağda bahar sünede yâr badeler elde.Mey içelim raks edelim lâle zamanı

HÜZZAM ŞARKI Zamanla belki geçer bu aşkta hicranda, Seven gönülde muhabbet söner mi bir O hatırat yaşıyorken o kalbi viranda, Seven gönülde muhabbet söner mi bir anda'

JUlasejf i

URBETTI düğü za sorar

sımz yç lat

I #Ragıp Şevki YEŞİM

ısan yerine, yurduna dö- etrafını alanlar hep bunu &

'Anlatırsınız doymazlar, anlatır- $ Tezler : “ Daha daha neler var, an- |

derler. İşte ben de şimdi bu du- i hissediyorum kendimi... Kıonstan |

müddet ayrı kalmışım da yeni acnmii- $ gibi, etrafımın sevdiğim insanlarla alın- S

uş olduğunu zannediyorum, burasını, bu ko- ffl ca Istanbulu gurbet sayıp bir şeyler anlatmak arzusunu duyuyorum, hep anlatmak istiyo­rum. Anlatmak, anlatmak, sonra da sizin :“ Daha daha neler var, anlat Allasen! ” deme­nizi bekliyorum.

Ben Kıbrısa gelmiş değilim. Ama Kıbrıs- ta dostlanm var. Kıbrısı bana sevdiren bu dostlar .oldu. Öyle dostlar ki, Beni Kıbrıslı yaptılar, bütün arzulanma, çırpınmalarıma rağmen Kıbrısa gelemediğim halde bana sıla hastalığını aşıladılar. Evimin her köşesinde ç Kıbrıs var. Kızım Kıbrısı dilinden düşürm.^- | Karadeniz kıyılarında kurulan muazzam ftir | sanayi şehrine gelin gittiği halde orad-^ ^ 1 )' | rısa selâm göndermekten geri d u r^ z- $yat arkadaşımın zaman zaman l' IU§rna ko- nulan ararken bulduğu şey K- ,stır- Orada ;j: sevdiğimiz dostlar değil de. çocu kları, ağabeyler, te y x ^ ’ °üyük-

YAZAN : A. O.ÇEVİREN : M

Taşlı vadide, bir şalgam tarlasının kenarında çiçek toplıyan küçük bir çocuk, az ötedeki kurumuş dere ya­tağında gelişigüzel dolaşan bir adam gördü. Buralara pek yabancı uğramadığın­dan, adamın ne yapUğını görmek için yanına yaklaş­tı çocuk.

Adamın bir elinde torba öteki elinde çakılları karış­tırdığı bir değnek vard.. Arasıra yere igıliyor ak b-r çakıl taşını torbasına atıyor­du. Çocuk biraz daha yak­laşıp derenin yamacında durdu. Adamın şapkası, ce­keti kara ve kirliydi: Çocuk sordu :

“ Ne yazıyorsunuz efen­dim? „

Adam birdenbire döndü ; yavaşça omuzlarını kaldırdı. İnce, ak çizgilerle doluydu yüzü. Kısa, kır sakalında sarı çizgiler görüyordu. Gül­dü. Çwuk utandı da güdü.

sonri o

?dhd yakına gel. Ne vaDnf i U S S S L * .» 2Zbirkaç saniye dikkatle

sonra : ■■ oturup Çocuğum „ dedi.

dolayı el ka- gönül

CHATERnmiş- KANSU

vırcık bit l â ^ J ; ı âk-nin taç biü'uk bir d ıf . lâle meydana^"! . n l kırmızı bir™ *

\ otride^/bırı? P'ldı çocuk anc e‘ki bilinmeyen fc__Lasının çiftliğin, mıya başladı, cu^u hasta gül er'.tıı yatırdı la* s.ıat kadar uy; perdcıerin gol; <* ^üneşmin pençe •jlan çizgilerini se ra a\ ladaki kope ciığını, onları i',in babasının bağır ni işitti. Fısıltılar du pencerenin altır b? lı adam babasıy ynıOu. Kalkıp ne ların' dinlemek is? kımıldamadı bile bukaç söze de I J remedi. Sonrf 4 aç. } jem ek od; j ondan sonra işitmez oldu, duktr.n roııra

cuğa baktıktan konuşalım

*

and.» (

HİCAZ ŞARKI

konuşuplaklarımızda

\mBir yaz yağmuru gibi geçiverdi aşkımız Istırabın zehrini içiverdi aşkımız Çılgınca sevişirken göze geldi aşkımız

Izdırabın zehrini içiverdi aşkımız.

HİCAZKAR Ş ,<KI

Kırsa bir tel naz ile terki eşaret p,enîera Kıl kadar sevdai zülfünden fera/‘* ®y .nern Her semen bu dilbere ayrı muu eylemem Kıl kadar sevdai zülfünden era6at eylemem.

BE »ATİ

Bülbülü şeydaya döndü’' t*ehri görmez gözlerim Aşıkım Leylâmı gurhL eWe berdem özlerim Fecri yok mehtabı jk sonsuz şebl yeldadayım

Lütfen artık afitabı1 be” cemalin gözlerim

RAST

Gönlüm harap iftirakından Canım gel gö^yim seni yakından Yüreğim ya‘'y °r İştiyakından

Canım gel ereyim seni yakından.

BU HAFTANIN ŞARKISI

Şarap .»lahzeden yıllanır aşkın kalbimde yıllanıyor İkisin' bir anda içtim inan içim yanıyor İnsan kadeh dudak, dudak kadehtir sanıyor tkMnl bir anda içtim inan için yanıyor..

anneler varmış gibi k ^ ^ - 0 âJumun Ga latasaray’da Kıbrıs’> fr ^rKacJaşı var mı, yok mu, sormadım. Af* ,ko,ca liseye bir Kıb rıslı genç gelmC^ „n/ntuhakkak ki diğer ar­k a d a ş la r ın ^ gönjü r^ h eCe ,lnden enı'nim. Çünkü kv*' g0nJu (^ b rıs) la o k a d a r çok

^Âan bahs/"-01- şaşnıayınız, bu cansız şey nasıl o lu r j^ 3 konuşur, demeyin. Basbayağı

r. Senelerce önce Kıbrıslı sevdik- birinin bana gönderdiği bir traş ma­

tadır. Biz Kıbıjı bahsetmek istiyorum : Evet, sa- Dahları prize konar konmaz konuşmağa baş- Iıyan bu küçücük âlet, bu Philips markalı âlet tatlı tatlı sakallarımda dolaşırken ondan bir takım sesler duyarım : Bana maalesef göre­mediğim Kıbrısı anlatmağa başlar : “ Biliyor- musun, der, orada senin sevdiğin bir mevsim vardır, kış gelmez oraya, yeşillikler eksik ol­maz orada, ağaçlar küsmez, kuşlar kaçmaz, mavilikler eksilmez. Palmiyeleri geceleri tat­lı şarkılar söyler, denizinde her sabah deniz kızları saçlarını tararlar, yıldızlarının söndü­ğü görülmemiştir, insanları ise hiç kötüm­ser değildir. Çocuklarının avazlarında bile §■ bir melodi saklıdır. Ne İstanbul’un o bulaştı- ffl rıcı çamuru vardır, ne de pis yağmurları.. Ora­da senin her zaman arzuladığın ılık, tatlı, ra­hatlık verici rüzgârlar, gönlüne ferahlık veren yeşillikler bulunur! ”

îşte ben, Kıbrısla dopdolu olarak, yetişe­bildiğim kadar sık olarak size İstanbuldan Mektupları bu arzu ve atmosfer içinde yaz­mağa şalışacağım. “ Daha daha neler var, Anlat Allasen! ” dediğinizi farzederek size İs­tanbuldan birşeyler anlatmağa çalışacağın'. Ne konuda olursa olsun, size Anavatandan bir şeyler vermeğe gayret edeceğim.

Sizin hasretinizi gidermeğe çalışmakiçin...

'i l» # .* * * ? "

kınlarr£ede J'“51J,orsun? kınlarda ev veya Ç ,ftj ik

ustüne^turdujar. Admn .yaşıyorsun? Ya-

m„ „ - veya Çiftlik var

arkasm -babamın

kadar daha kaı

tşte bundan ıizi lrifciliz n olsun işittirel

bğru ilerlemef!

(Blrlıs a ;"

kor] eye

ndeledir. neyenler ve

pir zamanda yılgınlık göstl sa hak kaza (ilduğuınuz bi

i’nln ba:' destanları

ı sahlfelçrin f ,n yarattığı]

• abileceVi kı te olduğun

leceğe (fiıin Lte bulupmi Bayramımı

Sİ karanlıkta Kerka- ra giden yol üzerindeki t evlerin ışıkları sön-

iti Şehir derin bir ses- vc karanlığa gömül-

,Û. Arasıra sulardan ha­dler geliyor yahutta bü-

urlar boyunca uzanan yollarından bir atlının

t dizgin at koşturduğu (yoluyordu,

iünk'rden beri Türklerin thiş toplarının gümbürtü-

ürk askerlerinin ;ampet, zuma, gi-

ve davul gü e çanların yü-

sesleriyle çal- . ilk defa bu ge-

/yirmi altıncı ge- ûnete kavuşmuş- bulutluydu. üç yağan o şiddetli

bıraktığı gölcük uruyordu. yolun sağ tarafın

v 7irmer merdivenli ev- ■ jf/fJi 'birinin kapısı yavaş­

la açıldı ve bir gölge soka- çtkmağa hazırlandı. Fa-

at o anda yoldan üç adamın ğÂi görünce vazgeçti,

!dü, kapıyı kapadı, eride ancak bir ı.ıum ışı-

ın aydınlattığı taşlıkta iki kydiler. Kadın üzerinde 1 bir şal atmıştı. Kollar

çıplaktı. Başında taç saçlar, kollarında inci

meli altın bilezikler var- B e m b e y a z teni mum ışı- a öylesine yumuşacıktı

r duman gibi hemen kaybolacakmış gibi gö- ordu. Erkek ise ondan kısa boylu olduğu hal-

aha genişti. Belindeki ini^e saaI başındaki tolgasıylef ırlak bi^bir Bizans savaşçısıydı.

erkeğin geri çekile- ;yı kapayıp kanada

N S 'LIGÜVERCİN

dayandığını görünce hayret-’le sordu :

— Ne var? Biri mi geli­yor?

Erkek bütün beyaz dişleri­ni gösterir bir tarzda, rahatve sakin güldü :

— Hayır, sadece yolculargeçiyor.

— Hâlâ mı sakınıyorsunLeon?

Erkek uzanıp kadını kolla rından tuttu, kendine doğru çe k ti:

— Unutmaki benim beyaz güvercinimsin, sevdiğim ka dinsin. Mukaddes kitabı be raber öptük, beraber yemin ettik. Bizansı sevdiğim kadar seni de seviyorum.

— Haklısın sevgilim, beni korur gibi koru-de Bizansı

vorsun._ Unutma bu gece yarı­

sından sonra g e n e geleceğim İmparatorun emrini yenJ'® getirmeliyim. Bizans ya son yahutta kurtuluş günlerim

y Kadının sesi mahzunlaştı .__ Biliyorum, Leon.— İmparatorun, benim ve

oVun sırrımızı bılıyor-senın

<* *

: Ra^ıp Şevki YEŞİMÜçümüzün sırrı... Bu

yoldan çok faydalandıkBu gizli yolu üçümüz-

tüfcşkası bilmiyor. Kur- fa ^ a d a r bu sırrı muha- | iyorum.

s e v ı^ , seni ve vatanımı mizin% Bu sır her iki- nasıl i\ olduğuna göre

— O gederim?daşımla ^| ece, iki arka- zaman u^L- geldiğimiz saatte uyu^k Baban o mi? %plur, değil

— UyumaV^ hasta ve k u W da 0 bir adamın si^^mgygu imkân var mı? ^^asına

Erkek yeniden dışarı baktı. Sc— tI tenhalığı görünce^,^genç kadının duda!öptü :

— Adiyosis sevgili— Güle güle Leon.— Senin odanda giz1

ğim Türk elbiselerini de kar bu gece İren.

— Ya o iki arkadaşınınbiseleri?

— Onlar berabc getirecekler, yeni

lar.— Güle güle Leon...Gölge evin kapısından fır­

layınca, dıvar diplerinden sürünerek yirmi metre daha gittikten sonra karşıya geçti. Birbiri ardına, birkaç defa ardına baktı. Şüpheli bir şey görmeyince adımlarını hız­landırdı. Önce Kerkaporta- dan Paliandrona doğru bir müddet yürüdü. Sonra sola saptı, kısa bir yokuş indik­ten sonra küçük bir meydan­lıkta durdu.

Yol boyunca surlardan sesler duymuştu. Halktan bir kısmı gecenin karanlığı­na rağmen surlara taş taşı yordu. Kulakları sağır edici ve dehşet verici gürültüler­den sonra bu gecenin sessiz liğin bütün şehir halkına garip geliyordu. Sanki o çan ^eslerinden, o ağlamalardan

feryadardan inim inim in- ;en dç gün evvelki o kor- j c yağmuru yiyen, göl

i i s C İ c y|üu;v’3 ) K y aöd|fiı

Tefrika No : 1Gölge küçük meydancığın

sağma soluna bakarken, ile­ride bir gölgenin kendisine doğru yaklaşmakta olduğunu gördü. O zaman birdenbire belinden kılıcının kemerini çekti, silâhını soluna aldı, kabzasını iki eliyle birden tuttu. Karşıdan gelen adam ona yaklaşınca, onun da sol taraftaki kılıcının kabzasını iki eliyle kavradığım gördü Fakat zifiri karanlıkta ikisi- de birbirlerinin yüzlerini se çemiyorlardı. Ancak birbir­lerinin kol hareketlerini far- kedebilmişlerdi. Kerkaporta’dan gelen gölge

fazla tereddüt etmeden :— Allah İmparatoru koru­

sun Teodos! dedi.Karşısındaki:— Allah İmparatoru koru­

sun Teodos! diye cevap ver­di.

O zaman ikisi birdf birlerine yaklaştılar > geldiler, İkinci g; kısık bir sesle v o R rıldandı:

L

erkek daha tatlı bir Türk- çey le :

— Bu gece gidiyoruz dedi Sen, ben bir de Osman...

Arkadaşının koluna girdi ve mırıldandı:

— Rumca konuşalım, ye­rin kulağı vardır Haşan! (B u sefer Rumca sordu’) Bekliyorlar mı?

— Evet. (Haşan da Rum ca konuşmağa başladı) Hep­si geldi, yalnız Kara Murta- za yok.

— Onu beklemeyin, Allah rahmet eylesin, şehit düştü bu gün o..., Haşan birden bire durdu

bağırmak istedi. Arkadaşı onu kollarından zaptetti.

— Sssst, bağırma. E tan duyan olur. Evet Murtaza bugün şehit j bir ok gırtlağına

uıgı v a r d ır ı r -6 y kaJpnri ,s/w - -*8rkuya■ender titreme geçirdi­ğim duydu :

ı ^ ayır> y°k efendim. „ dedi.

“ Peki... En yakın köy kaç mil uzaklıktadır? ”

“ Yoldan gidilirse besbu- ç“j t.,.mı1' dümdüz tepedengidilirse dört mil vardır ” diye gururla cevap verdi. Babasından öğrenmişti bu bilgileri. Kendine daha çokgüveniyordu şimdi.

Fakat çocuk sabırsızlanı­yordu :

Bana, ne yaptığınızı söy- lıyecek misiniz lütfen? „

„ £ k taşlar topluyorum.,, Ne yapacaksınız efen­

dim? „“ Anlıyanıazsınız çocu­

ğum. „ dedi. Çocuk tedir­gin olmıya başlamıştı.^ Adam sözlerini tamamla-

“ Anlıyamıyacağınızın se­bebi de benim bir Mucize Adam olduğumdur.

Çocuk hayli heyecanlan-! dı. ü kadar ki ne soracağını ne konuşacağını bile bilemi­yordu. Kekeliyerek :

. “ Mucize gösterebilir mi­siniz Adam soruyu önem­semeden :

“ Tabii „ dedi.Meselâ ne yapabilirsi­

niz efendim? „ ^

O Ö REC EK sîh’ 4 Coc°ukS“ m

Ş ' - y p T " yenı' rv,; tB u ,ak taslarl onun için

mı topluyorsunuz? diye bir soru daha sordu.

“ Belki... Belki........ Ç°.CL,k umduğunu göreme-

dığı için kırgınlığı çoğaldı, feozlen yaşlandı. Elindeki çi-ha ı h' y5 Te atlp yürümeğe başladı. Kurumuş dere yata- s ım geçerken çakılları tek­m eliyor^ Şalgam tarlaima vardığı zaman aünmın masını işitti :

Oğlum! Bak sana ne gös tereceğim. „

Çocuk durdu. Gelmesini bekledi adamın. Yere attığı çiçekleri adamın elinde gö­rünce öyle şaştı ki...

“ 1?u «'«ekler çok güzel değil im? „ dedi adam : “Ne yazık ki içlerinde kırmızı bir lale yok. „a “ H‘?rPyorum efendim Ama lâleler henüz çıkmadı

Şaııa bir tane yaratma­mı istiyor musun?,, Çocuk sevinerek sıçradı : “ ohıLütfen... „

“ Gel şöyle oturalım. Ne- yapacağım bakalım

Oturdular. Ç0Cu”<, bü-y Î!ı gi ile iz,emiye ko­yuldu adamın davranışları­nı. Yabancı adam, ceketi­nin altında, ince, uzun bir gövdeye bağlı yeşil, ova, bir tomurcuk yaratarak ço­cuğun görebileceği şekilde

edertV çoğu.süre g o r m odasını indi 1,'oüHan gelen lık /at odunu nepelerin biriıi gördü. Torbası, önündeki masada ketiyle şapkaüm yordu. Ç oc ıifl ,ra şmt- —“-"u r, yolunu « ^ t a r i •lı' /. Siirf dar b i r ­sem.. „ “ babası: 'in söyleyip ;nti neye, nic y lıyanir^f'

%

konuşufduğum değil mi? „ di çe sordu : “ I lum!. Hem -

ğun koı kekeliye.

“ Ne }“ Bilm

ma. G1 y ş c e ^ r >li;^Odadan çıkr babası kolun “ Kibar ol o £ adama doğru üzerine yemiı böylesini anls adam : “ Kısacî1 latayım. Kor: yok. Hepinizi'0' ^ göstereceğim. avludan üç \ çayırlı k ö y ü ğ i^ bir afeılgrtK toprak Bentle ak taşlarımla „ rağılsınırlıyacağım. S dığı/n bölgenin içine h

solanı yacaklar, iç lirşey almıyacaklar, in içinde olacaklar#

mıyacaklar ve kin ;arıştırmıyacaklar. kar bir yıl yürürlük;

imdi anne._ mın edebilirsinisin? i,Çocuk cevap ve “ (iel çocuğum..C

abası kollarınd ı/ // “ Adam, deme!/ (m t

İ'emin etmezsen î)i<Ç nkâr etmiş olacaksın.

:i inkâr edecek vilöı ıa? „ Babası bir dalla

gıktan sonra çocuk \ |Devamı ya"

s a b r !Sabri

lı K /

elini uzattı. * * jmıTsun / CZ A f / ^ L

YlKARDİKKAT: Her üç paket TEMİZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardağı

HEDİYE verilir.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 4: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin

•SAN. 1963

I h a y a t ı v e a ş k ım m

Çıktı'

ga gU

güçlük parasız hi yın hayat mamasını bahsetm egini örtrr' | _ _ Tutulan ?pra^/ar,nflih a lle d ilirce açtı ıattSf r p g ‘zete ola ,n/e

ilerlen fu la r laşu rası* d(J«n ı ko: nı;ın X) akşam ç>"yie {dükleri -d ır ; a>k o ş m u ^riy et’Ama imün

MUREN

•DEVRİM. 23. NİSAN.

Türk Kibrisin yen\ çıkan büyük siyasi gazetesi (DEVRİM) ilk neşir gününde vatandaşlarına Türki­ye’nin yetiştirdiği eşsiz sanatkâr Zeki Müren ile yaptırdığı resimli bir röporl^ serisini bugünden iti­baren sevgili okuyucularına sunmakla bahtiyardır.

Bugünden itibaren bütün halatını hususiyetleri ile önünüze sereceğimiz Zeki MUren’i bir sinema şe­

ridi gibi takip edeceksiniz.İstanbul’daki mümessilimiz tarafından hazırla­

nan bu röportaj serisini dikkat ve itina İle nazarla­rınıza arz ederken (DEVRİM) gazetecilik hayatında yeni bir çığır açmış olmanın zevk ve heyecanı için­dedir.

M UHTEŞEM BİR V İLLA D ATAÇSIZ W I /

BUL1 2 3 4

i □ □ □ □ □ □ □ □2 □ □ □ □ □ □ □

Cidarı S . nolC«l«‘ da,ma si>’ah gözlükleri İle Zeki Müren ®ep edl,'n “ ........■-' n ÎS m ) •»kuyuculan için hediye e f i l fotosral v

2 - D o ğ ru lu ^ "' ûest din düşü hib olan Namus-'»*»»-----

' t n ı t f l .

ve hakları var.Var ama milli bank?1®,r‘f

mızdan birinin inşa ettirdiği bu rna" «ilenin sakinlerin ne- (ien A m e rik a lıla r te şk il cdı

bu neden böyle mı diye- Bakınız sebebini

■jcoViSh i l ali ve Mağazası; BURCU : ( TATÜRK MEYDANI

in vazgeçin. İst » umut etmediğini' 58, Girne Caddesi

BOCA BURCU: ( T e l : 57 8 5 ti yıf olsanız da üzüntı

berler alacaksınız. ZFKO ŞA — K IB R IS İKİZLER BURCU.

kurmaktan vazgeçir G elm iştir-yapabileceklerinizi uygun giyim eşyasıtıracaktır. elbiseleri

YENGEÇ BURÇ caup* kjqz ve tw;n setlerki haklısınız ama 1 caKet’ blüz> ve tw,n setler • . — ngin kolye ve parfüm çeşitleri

T E rk e k spor caket ve pantolonlar-,* Her kalitede gömlek ve kıravat

* Trençkot ve kabardinler* Çocuk elbiseleri ve jıponlar

* Kadın, erkek ve çocuk mavo veiç çamaşırları* El çantaları ve seyaha: va

tizleri* Battaniyeler, yatak çarşaf­

larıÜUttLU. I / ,

. gidecektir C * vs. vs. vs. vs.i ber alacaksınız. KABET KABUL ETMEZ

OĞLAK BURCU hayatınız gerçekleşiy______________________________ _______„

* KOVA B U R ^ 'J^

yor,çeksiniz.

■ " s r i ı ı . » m » » £

Evet, Anavatanın zümrüt bir parçası olan Türk Kibri­sin hasretini çektiği bu müs­tesna sanatçı Zeki Müren

;er Türke has bir misafir erlikle adeta minyon bir

mijfrı itina ile dekore edıl- diven^&ıundan mermer mer-

l ç i ^ b i t kata iniyoruz. lonunun^V^ ve yemek sa-

î i !

I I

•: 2 a , , n

ğınız bir konuyılmamağa İLIK BUP

/da son { ediniz. Sigarla Ltd. $tf. x

JUnNIZIN KORUYUCUSUDUR '

iö N EŞ Sigorta^ H İY E T T ik lGARANTİDİR SÜRATTİR

i « '.0 4 \ft.30 Habı 07.45 Saz Türk müi:08.00 S uî şarkılar 08.30 Seç»09.00 ÖZf

ri

11 o 12.4dan .12.58 Fal 13.30 Haberle,13 45 Kapana

« T a S T İ LTD' ş n ı a ? Ş S S . ’S S L î> Lefk'’5“18.25 tkl Marş18.30 Özel 23 Nisan prog- 19.20

İYİ SİGARA DOSTUNUZ’KötUsU Düşmanmızdır \

Türk sigaralarının nefaseti ve nikotin nis- betinin düşüklüğü bütün dünyaca tanınmıştır. Bu hakikati tahliller de teyid eder.

Türk sigarası içerek sıhhatinizi koruyu­nuz.

TÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD. Şti.rınnr_ j-ıj-.nrn-(vnnnnrM~ı m

kamaşuiv.sükûnet sevenlerin oturabil-neleri için her türlü ihtiyacı giderecek konfora sahip de t ndan.

Maliyeti bir hayli kabar- rr. ış veya kabartılmış bu ma- hüllede kira bedelleri pahalı m pahalı.

Her kesenin harcı olmadı­ğı için doları su gibi harcı­ya!) Amerikalılar buraya hur ya etmişler de ondan.

Amerikalılar gider de biz duıur muyuz? Bizim sosyete düşkünleride tut elini Le­vendin yolunu bul demişler.

î: 5te bu suretle de birbiri­ne parelel asfalt yolların et­rafını süsleyen çeşitli Akas­yaların ortasındaki Dördün­cü ' Levent mahallesi Istan- buljn sosyete hayatına düş­künlerini bir anda Topağa- cından buraya rahatça çeki- vermiş.

Sosyete sözüne sakın hid­detlenmeyiniz. Şu kısacık dünyada iyi yaşamasını bilen ve mali bakımdan bu tarzda­ki imkânlara da sahip olan­lar elbetteki Topağacı, Dör­düncü Levent, Adalar, Yeşil­yurt, Suadiye gibi müstesna yerleri tercih edecekler. Ayıp mı bu sanki?..

Hiçde değil;İşte bunların arasında zen­

gin olduğu kadar rahatına düşkün, sükûnete alışkın olanlar da birer ikişer Dör­düncü Levendin sakinleri ara

P^Mia karışıp kaynaşıvermiş-

Günün'skirinde biz de bu mahalleninNdüzgün asfalt yollan üstündKbirini arama­ğa çıkdık. Bilinizi x bakalım kimdir ^ »n rd ığ ım ıav ,

rsızlanmaymız. ^ r a ­dığımızı siz bulamazsınlz.

Hem bulsanız da ana vatan-dan uzak yavru vatanda ol­duktan sonra onu aranızsa kolayca bulup doya, doya sey­redemezsiniz. Onun için geli­niz biz size kimi aradığımızı şuracıkta anlatıverelim.

AKAĞAÇ SOKAĞI Elimizde beyaz bir kâğı­

da yazılmış şu adres var:Dördüncü Levend Akağaç

sokak No. 6.Bindiğimiz otomobilde yalı­

nız biz değiliz. Bir de, rad­yolarınızın başında ana va­tandan Türkün ana musikisi­ni dinlerken piyano üzerim­deki hünerli parmaklarından çıkan namelerinden tanıyaca­ğınız bir dostumuz da var. Onun adını söylemeyi şimdi­lik bize bağışlayın. Araba­mız, Dördüncü Levendin alt asfalt yollarından birine sap­tı. Sağda yeniden restore edil­miş dışı kırmızı — beyaz yağ 'ı boya ile badalanmış, yan- deki bahçesinde ayni renkler­le ihtişamını muhafaza eden bir otomobilin durduğu ka- •-'“ ■n önündeyiz.

DJile basmamızla kapının etraf .sı bir oldu.köPşktenbuka^ ÎKEİSSÜ*1-şehrftyin vardı. Bütün bah­çe, çamlar ve ağaçlar tepe­den tırnağa kadar ampul­lerle bezenmişti. Beyaz smokinli erkekler, zarif ve güzel tuvaletli kadınlar, ışı­ğa koşan tropik kelebekler gibi rengârenk, oradan o- f

nınYerdeki” __levizyonlu yanda itina'

salocnun etra!zarda lise iikanlıyı andffl taçsız kralı, li siyah bir i;

noktası

ınsa- açıyor.

jnda te- öbür

niş

İBUNIna noktası t* ... ,daracık bir papuısauısj -E yah bluz ve £ ua puı u? ’— 'î? ler... Bu k ıyc^ ır ile Zeki Müren çok şirin olmuş doğ­rusu.

Onunla karşı karşıya kal­mak kolay da, istediğimizi alabilmek daha doğrusu bak­layı ağzından çıkartabilmek belki de çok güç olacaktı. Vakıa şimdiye kadar Zeki Müren ile yüzlerce röportaj yapılmıştı, fakat bunlar onun ifadesi mi idi? Veya bunlarda hakikat payı ne kadardı? Bu nu bir türlü kestirememiş-

7EKt MÜREN : Bin bir itina iie döşenmiş küçük bir^nnâ'^djkren,soanrarnprmer merdivenlerinden yavaş

tiniz) cffiKtim. Zira, dar çabuk

kardeşlerimin temsilcileri beni ihya et­

mekle bir lokalda rakı kadeh lerinin tokuştuğu sırada gör mek arasında bence büyük fark olmalı idi nitekim de vardı.

Bu sebeple sanatçıyı sıkma dan ve üzmeden yavru vata nın yepveri bir gazetesine onun sesini, onun rengini ve iihayet onun havalını nak-

[ lâzımdı.

n iin d e P ettiği FilozofUUIIUGII 1e 1079 da dogan veM kadar hareketli geçen

Sür’atle geçen yıllan tft$3k m yapmak hiç de kolay olmasa gerek, gene de biz yaşadığımız günlerin üzerine ko- layca eğitebiliyor, kolayca dünün anılarıyle başbaşa kalabiliyoruz. Bunun nedenini sor­mayınız, çünkü olaylar bizi değil, biz olayları yaratmışız gibi bir halimiz var. Hep onların içinde kaldık, onlann içinde yaşadık.. ,

Henüz ilk okul öğrencisi olaraV kalem kullandığımı söylersem, gülmeyiniz bana. Bu olayda gerçeğin pâyı büyüktür. İlk okul sıra­larında iken rahmetli C.M.Rifat’m ‘‘Masum Millet ” adlı gazetesiyle işe başladığımı söyler­sem, yalan söylemiş olmam. ‘‘Masum Millot” te önceleri haberler yazıyordum. S o n ra n fıkra yazmağa başladım. “Masum Milletfdev- ri devrin sömürge idaresi tarafından k dığı günlerde M. Fikri bey tarafından “ H gazetesi yayınlanmağa başladı. Ben btı~ cük yaşta, kendimi “ Haber ’’ ailesi ar; buldum. İyi, kötü birşeyler yazıyordum

Daha sonra sırasiyle “Vakit”, “Kurun” ■;“ Halkın Sesi ”, “ İstiklâl ” “ Memleket” söz”, ‘‘Bozkurt’ en sonunda da yeniden kın Sesi” gazetesinde yazılarıma devaı Yazıcılık hayatımın başlangıcı ile bu sında uzun, hem de çok uzun yıllar yılların bugün için teker teker hesabı mek biraz güç. Ama gene o günlere eğilme-; nin, o günlerin anılarıyle yaşamanın heyeca nını duymuyor değilim.

Bu devrenin hesabı şöyle, böyle otuz yıl Rİ- bi bir zamanı içine alıyor. Otuz yıllık yazıcı­lık hayatından sonradır kİ, bugün bir basım­evine, bir gazeteye sahip olabiliyorum, otuz yılın denemeleri, bize birşeyler öf bilmişse, bunları “ Devrim ” sütUnlan okurlarıma vermeğe çalışacağım-

Biz “ Devrim ” de hergün yeniye, güzele gitmek sorumluluğu içindeyiz. Bu sorumlu­luk toplumca ulaşılacak gayelerin başında gelmektedir. Hergün kendi düşüncelerimizin dışında, okurlarımızı da dinliyecek, onları di­leklerine gerektiği bir şekilde, “ Devrim ’’ sü tunlarında önem vermeğe çalışacağız. B memleketteki millî varlığımızı korumaktaki renmelerimiz yanında, başarılı bir gazc* bilmek için de hiçbir fedakârlıktan kaçı cağız. Bu fedakârlıklar bazan manevi da madit olacak. Fakat maddeye davranışlarda da kendimizi g?jste şacağız

İnançlarımızın tazelisi, dürü» de, toplumumuza bir de oig^ilmimle ım kânılll «g Iiyab ll\ rse^ L Ze|'® ^***1

sonsuz bir bahtiyarlık, gayeye diği heyecanla, sonsuz bir gurur tesknT.rt V*

Hemen söyliyebillrlz ki, hiçv,iT şahsiyata kaçmıyacak, hiçbir zaman *«.r' veya bunun gayelerine ilet olmıyac Olaylara objektif bakacak olan “Devrim” sınıf halkın gazetesi olmak yolımda, tnüc leşine devam edecek, topluma, kendi nıe leri içinde ışık tutmağa çalışacak.

11.000 STERLING ^Bu hayat Sigorta poliçesi ailenizM en

büyük istikbal ve menfaa^fTTrT‘f c T I cc*er Bir gece ölmüşseniz ailemiz 1 9 9 3 senesine1 dar senede £300 alacak; yani 30X£300- — lira. Keza ölümühüzden sonra ailemi £2000 tutarında yekûn para alacaktır. De­mek ki Şahsınız için sigortanız £11.000__Ji \radır. Keza emekliye ayrıldığınızda vaşadıl ğmız müddetçe fpydalar ve nakdi paralar. I

VERGİDEN VE MUAF TUTUL!IRSUNU;| Haftada ödeyeceğiniz taksid 13/ — asg^t Haftada ödeyeceğiniz taksid 15/— azami'

Müracaat: NDER ACENTELİĞİ -vkaf tŞ HANI

LEFKOŞA T e l: 5932

HAŞAN CEVDET OSMAN Asmaaltı No. 21

DOĞRULTMACIHer çeşit marka, taksi ve otobüsleı1

rultulabilir. Prensibimiz temiz iş vc 1Ziyaret etmeniz menfaatinizedir

şjrder. üel bir yapayım 1 şeyden öne. ahmağın biri'

Göğsümdeki - lûk fıkırdadı:

— “ Nasıl Murat, şimdi

hâtıralarını itiyorduk da

) gazete içm...”Güzel kız, canı s ık ılm ış» » » » » » » » . .

m V

HÜSEYİN ŞİŞMANMAĞAZASI

Her nevi ucuz bakkali ye çeşitleri yanında malzemeleri ve içki çe şitlerini ucuz olarak her zaman tedarik edebilirsi niz.. Prensibimiz az kâr la fazla satış yapmaktır, Deneyiniz. Ziyaretiniz menfaatınızadır.

H. ŞİŞMAN Tel: 5606 Lefkoşa.

P L A K MERAKLILARINA

En son çıkan her çeşit 45 devreli Türkçe İngiliz­ce plâklar müessesemiz- de satılmaktadır.

FOTO ŞIK Lefkoşa

Tel: 72232r 4

Ev VE ARSA SAİKöşklü Çiftlik’ı

Costantia (Türk ler Bürosu’na yakıl iyi durumda ucuz dehven fiata boş satılıktır. Ayrıca şa içinde satılık vardır.

SALİH ERTC Yediler Sokak

Tel: V

GİRNEDE SAT ı EVLER ,

“ Blue House nıe\j kiindeki Habart't'.ııı a l mış olduğumuzr'mal'i ikinci bölümünün şına önümUzdelti başlanacaktır, mede kolaylıklar pılır.

Müracaat adre Sabri

Glrno %♦♦♦♦♦♦♦♦♦»<

MAAD TARAFINDAN SAYISAL OÇTAMA AKTARILMI^ÎII/

Page 5: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin

'İM. 23. NİSAN. 1963 SAYFA : 5

Kiiçiik’ iin Devrime Beyanatı Oenktaş'm Devrime Beyanatı Dul Kadınlar Nasıl( ‘■inci sayfadan kalan)

Halk KulUbU’nde başlar idare kurulu ve Uyeİer- Ufei kurarak, devrin hü-

|l>nc yazılı ve yazısız mü- i'trda bulunduk. Bizim

ıcaatlarımız karşısında • lideri, toplum yararı- -mücadelemizi destek-

bilâkis köstekleyerek, 1 aliyetlerimize set çek-

/orlardı. Merkezi Hü- ezdinde bizim temsili olmadığını ileri sürü-

çalışmalarımızı batta­lı

men bütün gücü- ınütadele ediyor, Türk

indeki haksızlığa, tngiliz ürlerinin keyfi kararlarla

günleri yasak edişlerine ı davranışlarda, protesto-

bulunuyor, öğrencilerin lardan tart edilişleri kar­da şahlanıyor, gücümüzün gi nisbette bu haksızlık- mücadele ediyorduk, mücadele esnasında ku- sık sık polis kuvvetleri

ından baskına uğradığını yor, fakat gene de müca- nizden geri kalmıyorduk, r defasında baskına uğra- Polisler ruhsatsız toplantı iğimizi ileri sürerek, aley- zde dâva ikamet ettiler, t bir müddet sonra da da­

rını geri aldılar.O günün gençliği, bugün- iibi, milli dâvalarda yarar- iıyor muydu ?”

Halk kültür, eğitimi değerlen­dirmeğe başlamış, bir yandan da sanaimizin gelişmesi için sonsuz bir mücadeleye başla­mıştık. İşte bugünkü çarşı­yı, dünkü mücadelemize, bu­günkü kültür seviyemizi de dünkü çalışmalarıma borçlu-

^ A t L E MAHKEMELERİToplumun diğer bir derdi

de Şer’i Mahkemelerdi. Bun­ları ortadan kaldırmak, mede­ni kanunu kabül ettirmek için bıiyük bir savaşa giriştik. Evkafın toplumumuza kayıt­sız, şartsız devri, teslimi için mücadeıemiz de hürriyetleri­ne kavuşturmak için, müca­delemiz de bugünlere tesadüf eder. Okullarımızın da du­rumu iyi değildi. Onları da hürriyetlerine kavuşturmak için, mücadele etmek zorun­daydık. Bunların halli, pn- cak senelerden sonra, yaptığı­mız mücadele sonunda tecelli edebildi.

Burada bir hâtırii'.ı naklet meden geçemiyeceğinı. Türk cemaatı medenî kanununun tatbikine uğraştığı sıralarda Lefkoşa Komiseri iki polisle beni dairesine çağırttı. Git­tim. Hemen ayakta şunları söyledi:

“ Siz ne bahtiyarsınız ki,' dört kadın alabiliyorsunuz, tstediğiniz zaman da “ Ben­den boş o l” diyerek, kapıdı- şarı edebiliyorsunuz. Bu, di­ninize uygundur. Biz İngil'S”

günün gençliğini hare-_ler sizin ve etrafınıza aldığı-l geçiren hükümetin yersiz {aneleleri, onların dinamiz-

daha da artırıyor, daha :iıvvetlendiriyordu. Bu du- karşısında, gene harekete

m Halk kulübü Milli Gün- tes’it ediyor, milli oyunlar sil ederek, halkın büyük lirlerine mazhar oluyordu.

LKIN SESİ’NtN YAYIM­LANMASI

oplum yararına olan mü- ılemiz daha da kuvvetlen- ek, daha da genişletmek siyle 1942 yılında “Halkın

gazetesini yayımlamaya dik. “Halkın Sesi” Halk ü üyelerinin teşvik ve mlanyla yayım hayatına

yordu. Toplumun uğradı- haksızlıklan bertaraf et- \çin, etrafımızda toplanan larla büyük bir mücade-

k giriştik.

lücadelemiz başarı ile de- ederken, Belediye seçim-

geldi. Bu seçimlere katl­ık, daha önce siyasi hayat- îtmücadele edenlerle çetin

ücadele yapmak zorunda "dik. Halkın bize gösterdi- timat sonucu, selimleri ka­bir çoğunlukla I .azandık, sonuç bizi harekete geçir-

ğe zorladı, halkın desteği i- Milli Birlik’i kurduk. Ada- her tarafında şubelerimizi

ık.■Siyasi bir teşkilât olarak kımızın uğradığı haksızlığa ■şı isyan bayrağını çeken 'İli Birlik, devrin idarecileri- ı tehdit ve baskılarına rağ- n, mücadelesine korkmadan 'am etti.

I İNCİ DÜNYA SAVAŞI

ıdcadelemizin çetin günle- |ı}e İkinci Dünya Savaşı pat-

ı verdi. Çıkarılan yeni ka- 'ılarla mücadele etmek zoru Jıl oldu. Bu kanunlar gere- |ce, toplumumuz açık bir isızlığa uğratılıyor, malları Fılâk ediliyor müsadere edi- L'rdu. Hatta Kıbrıs Türk Li­nin keyfi bir kararla Lâp-

| a nakledilmesi, binanın da judomuz ahin haline getiril- î i i bizi çileden çıkarıyor, mü lele gücümüzü artırıyordu.

1 Halkın Sesi’ndeki mücade- ad safhasındaydı. Tam bu

9da gazetemiz gene keyfi kararla kapatıldı. Buna

nen gene de yılmadık. Et-** ndalp arkadaşlarla, daha

Eletli bir şekilde mücadele- fgiriştik. Kahvelerde kulüp- llde genel efkân aydmlatmtk |n kampanyalar açtık. Hal- ! uyanmağa, ayakta durmağa jv et ediyorduk.ÎLefkoşa’da sahneye koydu- jımuz milli bir oyun, halkımı-

büyük takdirlerine mazhar ^luk. Polis âsayişi koruyama-

sinemanm kapıları kırıldı, muazzam topluluğa hitap

ıtik. Halkın > .yecanları bir [tadar daha lamçılanmıştı.

tşte bundan sonradır ki, se- izi lrtjjiliz makamlarına bir-

P olsun işittirebilmiş, gayeye jğru ilerlemeğe başlamıştık.

nız birkaç çapulcunun isteği ne göre, hareket edecek deöi- liz. Biz burada Islâmivetin müdafii bulunuyoruz. Eğer daha ileri gidecek olursanız, size güneş yüzü göstertmıye- ceğim.

EVKAF MESELEMİ/ Diğer bir hâtıram da, hem

bende çok acı yankılar uyan­dıran bir hâtıram da E vkaf­la ilgili. Evkafın halkımıza kayıtsız şartsız teslimi için mücadelemizi devam ettirir­ken, hükümet gene bizden kuşkulanmış, devrin Valisi bi­zi makamına çağırarak, hay­kıran bir sesle şöyle dem işti:

“ Ancak İngiliz Hükûiıie:' hanta üzerinden silindiktin sonra, Türk cemaatı Evkafa sahip olabilir. ”

TÜRK TOPLUMUNA MESAJ

Cumhurbaşkan Yardımcı­mız Ekselans Dr. Fazıl Kü- çük’le, dünün acı, tatlı tınıları içinde dertleştiğimiz ou sıra­da, sözü günümüze getirdik, ondan Toplumumuza hitaben bir mesaj rica ettik. Açık kalbiilikle şu mesajı verdi:

“ Bugünkü duruma >;e’in­ce.. Cemaatımız seksen iki yıllık sömürge idaresinde çok umutsuz ve kara giinierie k::r şı karşıya geldi. Fakat mil­li inancından en küçük bir fedakârlık yapmadan müca­delesine devanı etmesini bil­di Belki bugün bir istikraı- sızlık içindeyiz. Bu hiçbir zaman kuveyi mâneviyemizi zayıflatacak, bozacaK bir Key­fiyet değildir ve olmamalıdır.

Türk Cemaatının haklı bir dâvası vardır. Cemaat' ın;z kendi hakları peşinde koş­maktadır. Adada yaşıyan her unsurun hissiyatına ve haklarına tecavüzü asla aklın dan geçirmemektedir. Bugü­ne kadar da böyle bir hareke­te tevessül etmiş değiliz.

İkinci dünya savaşında or­taya çıkan İnsan Hakları Prensipleri biz Türk cemaa­tinin politikası ve takip ettiği yoldur. Bu Adada yaşıyan yüzyirmi bin Türkün, bu Ada dan ne bugün ve ne de ya/m koğulmasına, mahvolnıas na imkân vardır. Yeterki başlat tığımız şerefli mücadeleyi so­nuna kadar devam ettirebflıi- lim.

Hakkından ve yarınından emin insanlar olarak, önümü­ze çıkacak maniaları Birlik halinde yenebiliriz. Bu ba­kımdan hiç bir endişeye düş­mememiz gerekir.

Bilebile imzalarını koyduk­ları anlaşmaları tek taraflı bozmak yoluna gitmek, Türk cemaatini esir ve köl3 nıesa- oesıne indirmek em n olalıtıı, H imkânsızdır.

Kanun çerçevesinde uzun yıllar mücadele ettik. Sonuç bizim için zafer oldu. Bu de- faki mücadeleden de zafer.e çıkacağımızdan en küçüK b r şüphemiz dahi olmamak

Hepimiz biliyoruz ki, mil­letlerin ve cemaatlerin y a k ­ması, hürriyetlerini idame et- lıraıesi, ancak fertlerin inan cini ve kuvveyi mânevyet n> ayakta tutmak, bozmamakla kabildir.

(Birinci sayfadan kalan)İyi yazabildiğim için değil — başkalarına nakletmek istedi­ğim his ve düşüncelerim ol­duğu için.

-Anılarınızı bir kitap halin­de yayınlamak düşüncesinde misiniz? Bilhassa mücadele yıllarının anıları hem si/in, hem de bizim için çok enfo- resan olsa gerek.

-Mücadele yıllarının anıları­nı yazmak istiyorum. yüz­lerce, binlerce notum vardır Gelecek nesillerin öğrenmesi gereken birçok hususlar mev cuttur fakat vakit çok dar ; mücadelemiz çetin. Vakit bulamıyorum.

•BugiinkU mücadeleden Türk Toplumunun muzaffer çıkma­sını candan ve gönülden öz­lüyoruz. Fakat sizin gelecek için düşünceleriniz neıeıdir?

-Türk toplumu bugünkü mücadeleden muzaffer çıka­caktır.

1878’den bu yana geçirdi­ğimiz merhaleler elle tutulur şekilde leyhimize ceryan et­miştir. 1955’de başiitıhn ENOSİS mücadelesi le/himi- ze olmuştur. Akıl ,ve mantıK bugünkü düzenin muhafaza­sını ve Anayasa çerçevesi da­hilinde iki cemaatın huzura

'kavuşarak işbirliği yapmastm emreder. Bu yapılırsa Türi- Cemaatı hızla yükselene1? ve Kibrisin refahı için uhdis!ı>e düşeni yapacaktır. Fakat bu yapılmaz ve ENOSİS m üca-.. delesi devam ettirilirse ve bu mücadelenin icabı olarak da bugünkü huzursuzluk ve ger­ginlik artırılırsa Türk Cerıa atının bu durumda kaybede- ceceği bir şey yoktur. Hak ve hukuk yolundayız. Ga­rantilerle teminat altındayız C,alışmak ve var olman az­mindeyiz. Geriye dönme­yiz ; dönmeyeceğiz.

-Genel efkârı her zaman ra- hatsızar eden bir soru v

-Acaba ne olacağız? diye so- bu soruya kendi açınızdan nasıl bir cevap verebilirsiniz?

Acaba ne olacağız? diye so­ru sorup endişe edenler varsa bu sorunun cevabını kendile­ri vermelidir. Hakkını, nu- kukunu bilen insanlar bu hak" lara tecavüz edildiği zama-ı bunları korumasını da bilme­li ve haklarını sonuna kadar korumak kararının .'erdiği serin kalblilik ve huzur için­de mücadelesine yılmadan devam etmelidir. Kıbrıs Türkünün bugünkü durumu ve tutumu budur.

-Karsı tarafın sık sık Ana­yasayı ihlâl eden bazı davra­nışları oluyor. Bu durum memlekete bir huzursuzluk­tan başka birşey getirmiyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Bunun ;inüne nasıl geçilebilir?

-Halkımızı korumak azmi ve kararı ; işi sokak politika­sına dökmemek basireti; el birliği, gönül birliği ile <;aiış- mak ; karşılıklı itimat bugiin-_

kü dertlerimizin çaresidir.

-Bu günkü durumuyla Be­lediyeler konusundaki düşün­celeriniz nelerdir?

-Mahkemenin kararını bek-liyelim. Sonra yine 'konuşu­ruz.

-Gerek basında gerekse si­yasi çevrelerde sık sık bir “ müdahale ” meselesi oı ra­ya çıkıyor. Siz bu müdaha­le konusunda neler düşünü­yorsunuz?

-Garanatör devletlerin Ana­yasayı korumak için müda­hale hakkı sarihtir. Bunun şekli ve zamanı ve gerekip gerekmediği garantör devlet­lerin tayin edeceği bir iştir.

-Türk toplumunun gelece­ğini nasıl buluyorsnuz?

-Çok iyi, çok parlak bulu­yorum — çalışmak ve parça­lanmamak ; küçük hesaplarla kendi Cemaatimizi harcama­mak ; Anayasa altındaki hak larımızı korumasını bilmek şartiyle!

-Türk Toplumunun iktisa- den kalkınması şart. Fakat bu iktisad savaşı için ne gibi imkânlara sahibiz, ne gibi çareler düşünülüyor?

lktisadw kalkınmamız ieın bugün elde mevcut imkânla­rımız çoktur. Son 2 sene zar fında kooperatif yolu ile ya­pılanlara ve bu sene yapıla-' cak olanlara bir bak n z.

-İktisaden kalkınmamız için bir raya gelmesi ve bir

(a) Müteşebbis kimselerin konuyu ele alm ası;

(b) Plânlamak;(c) Malt imkânlar (a)ve

(b) nin yapıldığı her yerde Cemaat olarak malî imkânı temin tde- cek bir durumdayız. Fakat “yardım” isteyip de iş yapamayacak du­rumda olanlara bu im­

kânları veremeyiz.Bu imkânlar hudutsuz de­

ğildir. Bunları halkın ve-gi yoluyle, Cemaat piyangoları­nı bol bol almakla, Cemaat bonoları fyakında çıkacaktır) alm akla; Cemaat mallarım korumakla ve inkişaf ettir­mekle artırması ve geliştir­mesi icap eder.

Şehirlerimizin imarı husu­sunda zenginlerimizin elleri­ni ceplerine atarak köhnemiş mallarım imar etmeleri gere­kir.

Lise ve Üniversite gençle­rimizin ise Cemaat bünyesini tetkik ederek “ iş yapmak ” yollarım aram aları; masa ba­şı işlerin peşini bırakmaları icap eder. Maarif olarak bu yola giriyoruz. Fakat zama­na ihtiyacımız vardır

Rahat hayatı, garantili ma­aşı unutup, el, kol ve kafa emeği ile hayatımızı kazana­bileceğimiz yolları seçmemiz şarttır.

-Türk Toplumuna başka di­yecekleriniz var mı?

Gelecekten eminim.Kıbrıs Türk toplumu bu­

günkü imkânları ile hız:e yük .selecçktir. Rumların ayak patırtısına kulak vermeyelim. -

KandırılıyorKendine Hitlerin şahsi pilo­

tu Kont von Blumensu ” adını veren şahıs Alman kadınları­na savaştaki maceralarını an­latırken bir taraftan onların kalblerini, öte yandan ceple­rindeki paralarını çalmıştı.

Polis hayatında ünifor­ma giymemiş olan bu kişiyi yakalayıncaya kadar, “ güzel Erich ” adıyla bilinen adam, birçok dul kadını evlenme va- adıyla kandırarak soymuş bu­lunuyordu.

Blumensu, Batı Almanya’da yüzlercesine rastlanan jigolo­ların yalnız bir tanesidir. Bu memlekette bu kadar fazla ka­

nın sebebi kadın bolluğudur. Federal İstatistik Bürosu, son savaşın sonucu olarak, Batı Almanya’da en az iki milyon kadının asla evlenmiyeceğini tesbit etmiş bulunmaktadır. Memlekette erkek kıtlığı var­dır. Bu sayıya her yıl dul ka­lan kadınların sayısı da ekleni- lirse, profesyonel kadın do­landırıcıları için alanın ne ka­dar geniş olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.

Bir polis sözcüsü, kimsesiz ve yalnız olan Alman kadınla­rının bilhassa kış günleri çok kolay tuzağa düşürüldüklerini

dm dolandırıcısının bulunması-^.söyleyerek kabarık dosyalara !

işaret etmiştir. Yalnız kadın­ların kışın bütün mantığı ve aklıselimi unuttukları ve ken­dilerini kolaylıkla profesyonel soygunculara kaptırdıkları anlaşılmaktadır. Bu pisikolo- jiyi gayet iyi bilenler, kadınla­ra ustalıkla yaklaşmakta ve daima ayni sualle onları av­lamaktadırlar. “ Artık yalnız kalmak gerekli mi? Hayatları­mızı neden birleştirmiyelim? ” Aldatılan kadın ancak bütün hayatı boyunca biriktirdiği pa­ralarla müstakbel kocasının ortadan kaybolmasından son­ra kendine gelir, fakat çok za­man iş işten geçmiş olur. Zi­ra dolandırıcı bulunsa bile pa­ralar suyunu çekmiştir.

Kadın bolluğu dolayısıyle Batı Almanya, profesyonel ji ­golo dolandırıcılığının en çok olduğu memlekettir. Duru­

mun gerçekten çok kötü olma­sı karşısında polis, yalnız ve kimsesiz kadınlara “ herhangi bir erkeğe, çok düşünüp karar vermeksizin güvenmeyiniz ’’ tavsiyesinde bulunmak mecbu­riyetinde kalmıştır. Fakat bu­na rağmen olay sayısında bir azalma kaydedilmemektedir.

Aldatılan kadınlar, durumun farkına varınca büyük bir şok geçirirler ve bundan dolayı Alman polisi prafesyonel ka­dın dolandırıcılarına “ gönül ve can hırsızı ” adını vermiş­tir.

Yalnız kadınların ekseriyeti, jigololarla gazetelere varileıı ilânların yardımıyla tanışır. Bu ilânların bir kısmı niyeti ciddi erkekler tarafından verilmek­teyse de bir kısmı Blumensu gibiler tarafından verilmekte­dir.

A N A V A T A N B Ü YÜ K LER İN E Tebrik Telgrafları Gönderdi

Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçük, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü ile Dışişleri Bakam Fe­ridun C. Erkin’e tebrik telgrafları göndermiş­tir. Telgrafların tam metni aşağıdadır :Sayın CEMAL GÜRSELCumhurbaşkanıAnkara

İstikbalin ümidi olan yavrularımıza Ölümsüz Atatürk’ün armağan et­tiği 23 Nisan Milli Ha­kimiyet ve Çocuk Bay­ramı Türkiyede olduğu gibi Kıbrısta da yavru­larımız tarafından elle­rinde bayrak, kalblerin- d iman ve Atatürk sev gisi olduğu halde istik­bale emin nazarlarla bakarak kutlanmakta­dır. Sizin ve Türk Ço­cuklarının bu büyük bayramını candan kut­lar yüce Türk Milletine saadetler dilerim.

FAZIL KÜÇÜK Cumhurbaşkan Muavini

Sayın İSMET İNÖNÜ BaşbakanA nl/nra

Büyük Atatür’ün “Ha kimiyet Milletindir” di­ye gürleyen sesi bütün canlılığıyle bugün ku­laklarımızda çınlamak­tadır. Biz Kıbrıs Türk leri sîzlerden aldığımız iman ve kuvvetle bu Büyük Bayramı kutla­maktayız. Çocukları­mız Türkiyedeki yavru kardeşleriyle birlikte kalblerinde ayni iman ve ayni inkilâp ruhunu

Buzlu « g ü n e ş »limonatası içiniz

i!

LOZAN OTOBÜS NAKLİYAT VE TAKSİ ŞTÎ.

Bütün Seferlerimizde Büyük Dikkat, Büyük İtina

YOLCULARIMIZIN HER TÜRLÜ KONFORU İÇİN HER TÜRLÜ FEDAKÂRLIK

<***'•.

İr. Küçük’ ün 23 Nisan Mesajı(Birinci sayfadan kalan)

İni sağlıyacak hedefe ulaş- Vığa çalışmalısınız. Mania-

korkunç engeller sizleri >n\ 'eye düşürmesin. Hayat nüaıdeledir. Mücadeleyi bil- neyenler ve yahut en erken lir zamanda miskinlik veya ılgınlık gösterenler yaşama-

;a hak ka*anamaz. Mensup llduğuınuz büyük Türk Mil- eti’nin baştanbaşa kahraman

destanları ile süslenen ta­li: sahifelerini okurken on- |nn yarattığını senin de ya­

nabilecek kudrette ve kuv- t t e oldu|unu takdir ederek V.-ceğe cşıima hazırol vazi- t te bululmaklığın icabeder. jBayramfrıu candan kutlar-

. hepinize saadet, bahtiyar- • 'ırlak bir istikbal di­

lerim. Unutma ki hürriyet ancak büyük fedakârlıklarla devam ettirilebilir.

Kıbns Türk Tüccarlar Derneği Sekreterliğinden :

ÇAĞRIDerneğimizin Yıllık genel

kurul toplantısı 2 Mayıs, 1963 Perşembe ö.s, saat 8’de kendi lokalimizde yapılacağı Sayın üyelerimize duyurulur.

Gündeın :1. Faaliyet raporu2. Murakebe raporu3. Tasvib4. Tenkid ve Dilekler5. Yeni idare kurulu seçimi1

LOZAN OTOBÜS VE TAKSİ SERVİSLERİNİN YAZ P R O G R A M I

LEFKOŞADAN LEYMOSUN — B \F’A 6 Ö.E.7.30 „9

112 Ö.S.

YALNIZ LEYMOSUN4.30 Ö.S.6

LEYMOSUN’DAN LEFKOŞA’YA6 Ö.E.7.30

Ö.S.

taşıyarak kendilerine armağan edilen Millî Hakimiyet Bayramını istikbalinden emin ola­rak neşe içerisinde kut­lamakta ve geleceğe inançla bakmaktadır. Bu vesile ile sizin ve yavrularımızın Bayra­mını candan kutlar Bü­yük Türk Milletine saa­detler dilerim.

DR. FAZIL KÜÇÜK Cumhurbaşkan Muavini

Sayın FERİDUN CEMAL ERKİN Hariciye Vekili Ankara.

Büyük Atatürkün yav rularımıza armağan et­tiği 23 Nisan Millî Ha­kimiyet Bayramını biz Kıbrıs Türkleri şimdi­ye kadar olduğu gibi bu yıl da mücadele içe rU-ınıl Icınût ••■tenk-n aldığımız kuvvet ve ce­saretle istik bah.ıden imin olarak imanla ve irançla kutluvı^ktavız. Önümüzdeki yıllarca daha müreffeh Bay. om lara kavuracağım ı 'tıancı içerU ’d.- bu bü­yük B a y ri'iııı.ii tan­dan kutlar saadetler di­lerim.

Büyük Atatürk’ün ”Ha Cumhurbaşkan M ui' in;

Dizgi, Baskı, Klişe : DEVRİM Basımevi

Lefkoşa.

SADIKOGLU ITEMİZLEME EVİ

Yavuz Selim Sokak No. 6, 7, 9 *İ

Modem Tesislerimizde, her sınıf halkımı­zı her bakımdan tatmin etmenin huzuru için­deyiz.

Uzun Yılların, önemli çalışmaların sonucu edindiğimiz büyük tecrübe, sanatımızın ge­lişmesinde ciddi bir rol oynamaktadır.

Bu bakımdan SADIKOĞLU TEMİZLE­ME EVİNİ tercih ediniz. Güvenebileceğiniz bir servise sahip olduğunuzu iftiharla sövli- yebiliriz.

ItKAta.-

VELİ KARDEŞLERMüessesemizde Gislaved lâstikleri ada

üzerindeki lâstiklerin en ucuzu olup, ömrü boyunca garantilidir.

Her otomobile ve traktöre uygun batari- yalarımız mevcuttur.

Gislaved Lâstikleri Kıbrıs Genel Acerıti

VELİ KARDEŞLER Asmaaltı No. 98 T e l: 72?03

Lefkoşa.Mağusa Şubemiz:

Mustafa GençLimanyolu No. 21 T el: 3905 Lârnaka Şubemiz:Kâmil FerhatKleanti Kaloğera St. No. 31 Tel. 2728

NOT : Diğer kazalarada acentelik verilecek.Alâkadarlar müracaat edebilirler. i

M a z / h . f a c f Ç a m a s i p i l a r / n i z ^

/c/m OO Vsa/l e T E M İ Zt

K u l l a n / h u . . . * .

t e m i z

YAZ SEFERLERİ 1 MAYIS ÇARŞAMBA’DAN İTİBAREN BAŞLIYOR : Her ^ TEMİZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardağı HEDİYE verilir.

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR

Page 6: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin

SAYFA : 6 DEVRİM. 23. NİSAN, lî

*e<.< c r 'Ptf'ŞŞ'it*'

Eevrim

•rtrn’ierceî

Harbiye Son Maçı Bugün ülk Yurdu ile Oynuyor

■ ■

Devrim Sporun Göriişii"Kıbıs Türk sporunun gelişmesi ve kalkınması için, Türk sporcu ve sporse- Iverleri yanında basınında çok önemli yeri olduğuna inanmaktayız. Biz bu

;;inançla Kıbrıs Türk sporunu küçümsemeden, amatör olarak çalışan Kıbrıs ; ;Tiirk futbolcu, idareci, ve sporseverlerin destek olmağa, onların her hareket- • ■lerinin doğru veya yanlış olduğunu delillerle, tarafsız bir gözle izlemeğe ve ! ^kendilerine gereken yankıyı vermeğe çalışacağız.

SPOR’DA TENKİTSporumuzun her koldan kalkınması için yapıcı tenkidin elzem olduğu-

••na inanıyoruz. Fakat tenkitlerimizi yaparken asla yıkıcı tenkide yönelmi- ! ’yecek, şahıslar üzerinde durmayacağız.

Yapıcı tenkit derken, isimler üzerinde durarak şahısları göklere çıkara- îca k değiliz. Bizim için şahıslar bir konu teşkil etmiyecektir. Biz Kıbrıs’

Türk sporuna faydalı olacakları yakından izleyerek yaptıkları hareketlerin doğruluğunu alkışlarken, yanlış hareketlerini de yazmaktan çekinmeyece­ğiz. Bu davranışımızla sporumuza yararlı olan şahısların doğru yoldan çıkmamalarını temin edeceğimize inanmaktayız.

Tenkit,ama yapıcı tenkit kalkınmak için şarttır- Tenkit edilmeyen ku- rumların hatalarının zamanla arttığına çok defalar tanık olmuşuzdur. Biz

Jde sporumuzun kalkınması için tenkitlere geniş yer vereceğiz, î TARAFSIZ GÖRÜŞ*Spor haberlerimizi verirken hiç bir etki altında kalmadan ve taraf tutmadan îrealist bir görüşle en doğru haberleri vermeğe çalışacağız. Spor sahaların­

da vukubulan hâtâlan en küçüğüne kadar affetmiyerek, bu hataların yok edilmesine çalışacağız. Bunun yanında doğru hareketleri de alkışlamaktan geri kalmayacağız.

TÜRKİYE SPORUNDANTürkiye’de vuku bulan spor haberlerini en erken ve en doğru bir şekilde

Türkiye’nin kalbur üstü spor yazarlarından Adnan Akın ile Tercüman gaze­tesi spor yazan ve İstanbul Radyosu maç spikeri Orhan Ayhan’ın kalemle­rinden okuyacaksınız.

SPORDA MAKAS YOKSporumuzu hazıriarken hiç bir gazetede çıkmayan haberleri vermeğe

ve makas oyununa baş vurmadan kaliteli bur spor sayfası çıkararak siz oku­yucularımızı memnun etmeğe çalışacağız.

DÜNYA SPORUNDAN Gazetemiz Türkiye ve Dünyanın her tarafından spor haberleri vermeğe

[çalışacaktır. Bunun yanıda İtalyan sporundan ve bilhassa futboluna İtalya’ fcda devam eden Can Bartu’yu Rodolfo Bella’nın kaleminden okuyacaksınız.

SON SÖZSporda yaratacağımız yenilikler ve vereceğimiz haberlerle Kıbrıs Türk

jSporuna bir yardımda bulunarak okuyucularımızı memnun edersek kendimi

Ülkü yurdu’nun davetlisi o- larak Cuma günü adamıza ge­len Harbiye Futbol Takımı, Ce tinkaya ve Limasol Karması i- le yaptığı karşılaşmalardan sonra bugün son maçını Baf Sahasında Ülkü Yurdu ile oy- nıyacaktır.

İlk maçında Çetinkayayı 4 - 2 yenilgiye uğratan Harbi­ye ikinci maçında Doğan - O- cak karması ile 1 -1 berebere kalmıştır.

Dikkati çeken bir nokta Harbiyelilerin her iki maçta da kazandıkları penaltı vuruşları­

nı kaleciye kaptırmaları oldu.Harbiye takımının Kıbrıs Ta

kımlan ayarında oluşu bugün­kü maçın iddialı olmasına yar­dım etmektedir.

öğrenildiğine göre Harbiye liler Baftaki 23 Nisan sabah törenine katılacaklardır.

Adada karşılaşmalar yapan Harb O ulu Takımı.

Kaymaklı ile Çetinkaya çalıştırıcıları yararına, bu iki takım arasında yapı­lan maçların İkincisi bu gün saat 4’te Taksim Sa­

hasında yapılacaktır.Geçen Pazar günü ya­

pılan ilk maçı bilindiği gi bi Çetinkaya 6-0 kazan- zanmıştır.

îz i bahtiyar kılacağız.

Dünyada SporJUVENTUS PELENİN PE­

ŞİNDEİtalyan’ın en büyük kulüple­

rinden fayılan Juventüs, Gü­ney Amerika’lı futbol yıldızı Siyah İnci Pele’nin gene peşi­ne düşmüştür. Juventüs’ün 26 Haz:ran’da Torino şehrinde Santos’la yapacağı hususi mü­sabaka dolayısıyle, İtalyan Ta­kımı idarecileri, Santos’lu ida­recilerle bu mevzuda görüşe­bilmek imkânını elde edecek­lerdir. Diğer taraftan, Juven­tüs Kulübünün bir temsilcisi de, Güney Amerika’da bu transferle ilgili sondajlarda bulun ırakladır.

EZELİ DERT MENİSKUS

Sporla uğraşanların ve bil­hassa futbolcuların daha ziya­de dizlerinde meydana gelen bir hastalık, nıeniskus dün­yaca tanınmış iki meşhur fut bolcunıın spor hayatını tehli­keye sokmuş bulunmaktadır. Bu futbolcular, İrlanda’lı for­vet oyuncusu Danny Blanchf- lowers ile Yugoslav Milli Fut bol Takımı forvetlerindenJerkoviç’tir. İki futbolcuya da yapılan bütün tedaviler bir türlü istenen neticeyi sağ- lıyamamaktadır.

BREZİLYA’DA GREV

Brezilya’lı futbolcularla,Hükümet arasındaki ihtilâf hâlâ halledilmemiştir Bre- ' dan’ Şöy7e sesler zılya lı profesyonel futbolcu- 1 ların bundan bir müddet ev­vel almış oldukları grev ka­ran yakında patlak vermek üzeredir. Güney Amerika’lı futbolcular, hükümetin kendi­lerinden bir sene içinde 12 ay yerine 13 ay vergi istemesini t ir türlü hazmedememekte- d:rler. Meşhur futbolcu Pe- 1 ‘ nın önderliğini yaptığı grev hareketi, 1 Temmuz’da bağlı­yacaktır. Zira aynı tarihte Brezilya Lig’i de başlamakta-

Şimdi spor çevreleri, me

REAL MADRİD’LİLERİN GALİBİYET HIRSI

Meşhur futbolcu Kopa’dan sonra, başka bir Fransız fut­bolcu, Reims’li Lucien Mul- ler’de Ispanya’da günden gü­ne büyük bir şöhrete ulaşmak tadır. Bu yıl Real Madrid’e giren ve takımın yaptığı 26 lig maçının 25’inde yer alan bu oyuncu, yaşlı futbolcu Di- Stefanonun oynadığı nazım rolünü üzerine almıştır. Del Sol’ü Juventüs’e veren Real Madrid’liler, Müller ile bu di­namonun yerini rahatça dol­durmuş bulunmaktadırlar.

Geçenlerde Real Madrid Bordeax sahasının ışıklandı- dırılması dolayısıyle bordeauvv takımı ile oynadı. Bu maçta, Fransız’lar galibiyet halinde Real Madrid’li futbolculara 100 beraberlikte ise 72 li­ra prim vadetmişlerdi. Real Madrid’liler, beraberlik için prim istemediklerini fakat galibiyet halinde her futbol­cuya 120 şer lira verilmesini teklif ettiler ve iki takım ida­recileri bu mevzuda anlaşma­ya vardılar. Muller, gazete­cilere Real Madrid’lilerin tu­tumunu şöyle izah e tti:

“ — Ispanya’da takımlar, bilhassa Real Madrid bir ma­çı büyük bir galibiyet hırsı ile oynar. Beraberlik bahis, konusu değildir. Real Mad­rid maçta 2-0 galip durumda dahi olsa geriden, müdafaa-

gelir “ maç 0-0’mış gibi oynayın!.. ” Bu zihniyet dolayısiyle, bizim primlerimiz daima yüksektir. Ben, galibiyet hırsının ne de­mek olduğunu Real Madrid’te öğrendim. ”

FENERBAHÇE’Lİ KALECİ ŞÜKRÜ AVUSTURYA’DA

RAĞBET GÖRDÜ

sonunu beklem ekte ve Brezil­ya Hükümetinin mi yoksa fut bolculann mı galip geleceğini izlem ektedir.

ORİJİNAL BİR TRANSFER

Eski Macar Milli Takımının şöhretli solaçığı Czibor, Is­panya’nın üçüncü küme ta­kımlarından birinde futbol oy namakta ve şahane maçlar çı­karmaktadır. Bunun üzerine, Avusturya şampiyonluğunda Admira ile at başı yarış eden Avusturya Kulübü, Czibor’a Uç aylik bir transfer teklifi yapmış ve teklif şöhretli fut­bolcu tarafından kabul edilip mukavele imzalamıştır. Czi­bor, Haziran sonuna kadar Avusturya takımında oynıya- cak, takımını şampiyon yapar sa, ayııca külliyetli miktarda prim alacaktır.

Fenerbahçe Futbol Takımı­nın eski kalecilerinden Şük­rü E rsoy’un halen oynamak-

“ DEVRİM SPOR’

MÜJDE MÜJDE

Bir müddetten beri ka­palı bulunan dükkânımı­zı tekrar açmış bulunu­yoruz.

VEYSİ CANATEŞ Kundura Evi

Veysi Canateş Kundu­ra Evini ziyaret etmeniz menfaatiniz icabıdır. Ca­nateş Kundura evinde her türlü zevke uygun Ayak­kabılar bulunmaktadır. ,

Güreşteki itibarımızı Neden Kaybettik

s S

AdresLefkoşa.

İstanbul SokakNo. 30-31

ÖLÜM

Uzun zamandanberi rahatsız bulunan Türk öğretmen Koleji Öğret­menlerinden Hüseyin Şe­nol’un babası, Yusuf Ab durrahman dün Tanrı nın rahmetine kavuşmuştur.

Yasiı ai­lesine başsağlığı dileriz-

BUGÜN ÇEKİLİYORTürk Cemaat Meclisi

piyangolarının 23 Nisan, 1963 ikinci çekilişi, bu­gün öğleden sonra saat 6.30’da Çetinkaya Türk Spor Kulübü salonunda yapılacaktır.

Halkın huzurunda ya­pılacak olan çekiliş bü­tün halka açıkır.

dır. _ _ u ___ _rakla bu grev teşebbüsünün I olduğu “salzburg tak ım kii I M İLLİ TAKIMIMIZ DÜNYA

ve ö rez" - ' — ---------- ■------ l K V p A siN A KATILM IYORMU?

Final karşılaşmaları 1966 yılında İngiltere’de yapılacak olan Sekizinci Dünya Kupası maçlarına Türkiye’nin katıl­ması, U.E.F.A.’nın son günler­de vardığı bir prensip kararı dolayısiyle şüpheli bir duru­ma girmiş bulunmaktadır.

Avrupa Futbol Birliği, (U. E.F.A.) İcra Komitesi, İkinci Avrupa Milletlerarası maçla­rında alınan neticelerin, Se­kizinci Dünya Kupası için eleme mahiyetini taşıması ve ilk turda elenen bütiin takım­ların Dünya Kupasına iştirak ettirilmemesini teklif etmiş tir.

Teklif kati bir karara bağla nırsa, Türkiye'den başka In­giltere

me düşm ek tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Zayıf bir takımda yer almasına rağmen her hafta çıkardığı başarılı oyunlarla Avusturya basını tarafından haftanın en iyi ka­lecileri arasında gösterilen Şükrü, takımı küme düştüğü takdirde iyi bir takıma trans­fer edecektir. Salzburg takı­mı, evvelki hafta Şükrü’nün iyi oyunu sayesinde Viyana takımı ile berabere kalmıştır.

BREZİLYA AVRUPA TURNESİNDE

Brezilya Milli Takımı, bir Avrupa Turnesine çıkmıştır. Güney Amerikalıların yapa­cakları maçların yerleri ve ta­rihleri şöyledir : 24 NisanPortekiz, 28 Nisan Fransa, 5

ve Çekoslovakya’da ilk turda elendikleri için Dün-

Mayıs Batı Almanya. 8 Mayıs I ya Kupasına iştirak edemiye- lngilteru, 12 Mayıs İtalya. i çeklerdir.

Orhan AYHAN (Spor Yazarı ve maç spikeri)

İZZLERLE bundan sonra her hafta bu sütun­lar da buluşacağız. Gücümüz yettiği kadar Ana Vatan’daki sportif hadiseleri ve davaları bura­

da birlikte tartışacak ve dertlerimize deva bulmaya ça lışacağız...

Türk Sporunun en mühim kolu, şüphesiz ki Ata yadigârı “ Güreş ” tir Türk Gücünü bütün Dünya’ya tanıtan şampiyon güreşçilerimize son senelerde ne oldu ki, beynelmilel sahalarda eskisi gibi parlak za­ferler kazanamıyorlar ve altın madalyaları yadırgar­ken bronz madalyalara sulh olu; orlar?...

Birinci yazımı, en muvaffak oduğumuz ve eski, parlak mazisi olan Güreş’e ayırmak istedim.

Güreşte son senelerdeki devamlı düşüşümüzün yegâne sebebi, kanaatimce sadece maddi imkânsızlık­tır. Bu, tatbiki en mühim fakıör. Bunun yanısıra bazı meseleler daha var ki, onları da ayrıca belirte­ceğim.

Güreşi, Anadolu’dan kispet zembilini sırtladığı gibi yola çıkar ve soluğu “ Er Meydanı ” Kırkpınar’- da alır. Burada kıran kırana güreş tutar ve muvaf­fak olduğu takdirde birkaç kuruş alarak nafakasını temin eder ve oradan çıktıktan sonra da, köy köy do­laşarak rastladığı köy düğünlerinde güreş tutar ve bu suretle geçimini sağlar. Eğer güçlü, kuvvetli, hüner­li ise eline hayli iyi bir para geçer... Bir müddet son­ra, güreşçinin adı duyulmağa başlar ve Güreş Fede­rasyonu kendisini herhangi bir turnua için, kampa seç melere davet eder. Tabii bu teklif O’nun için son derece orijinaldir. Nitekim, derhal “ Milli Dava” ya koşar ve takıma girer. Kamp sonrası, güreşçi kendi­sini Avrupa’nın herhangi bir şehrinde bulur. Milli müsabaka vardır ve muhakkak kazanmalıdır. Minde­re çıkar ve bütün gücünü bu iş için harcadıktan son­ra parlak bir zaferle kendisini minder kenarında bek­leyen hocasının kollarına atılır. Artık meşhur olmuş­tur ve gazetelerde kendisinden şampiyon diye bahse­dilecektir...

İşte, bütün dert bövlece bağlıyacaktır. Güreşçi 7afer sarhoşluğu ile yurda dönecek ve elini cebine at­tığı zaman geçimini temin edecek paraya sahip olma­dığını görecektir. Tabii yapacağı ilk işi federasyon başkanına müracaat etme kolacaktır. Alacağı cevap şudur: “ Biliyorsun güreş amatör spor, dolayısiyle sizlere Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü para yardı­mı yapamaz!.. ” Eu konuşmavı müteakip, güreş çev­relerinde tandıklarına baş vuran şampiyon güreşçi- herkesten nasihat alacak ve sonunda birinin yardımı ile İktisadi Devlet Teşekküllerinden birine son derece az maaşla girecektir. Tabii güreşçinin idmana ihti­yacı olacaktır. Ne yapsın? işe öğleden evvel veya sonra gitmesini... Aradan bir müddet geçecektir ve o teşekkülün spordan hiç anlamayan müdürü, kendi­sine yol verecektir!...

Güreşçi düşünür, “ acaba tekrar köy köy dolaşıp düğünlerde mi güreşsem, yoksa şehirde kalıp boğaz tokluğuna mı çalışsam? ” Tabiiki ikinci şıkkı tercih edecektir ve Avrupa görüp, şampiyon olduktan son- • f köy köy dolaşıp adeta iane toplamayı kendine v° k ıstıro r 11 yacr.k tı r...

Tu, maddi yetersizlik dolayısıyle bir daha gür şampiyonluk görecek herhangi bir güreşçinin, duha doğrusu ekseri güreşçilerimize ■eit bir misâldir.

ı^iğer bazı hususlar daha vardır ki, bunlar idar mekanizmanın aczi dolayısiyle güreşimizin düşUşünnil sa *larmktadır.

Srcrculan Koruma Dermği adına bir teşekki'r v irdir. Beden Terbiyesi bu teşekküle yardım eder, >.<?.n güreşçilere gereken yardımı sağlar. Bu suretle güreşçinin amatörlüğü de ihlal edilmemiş olur

r>iğt-' taraftan, acaba niçin tesis yapılmaz da gü n e le r im iz izbe salonlarda çalıştırılırlar? Devamlı b;' kamp yeri hazırlansa, burada güreş okulu açılsa, aw b-'. Anadolu’dan Trakya’dan gelen güreşçi herhangi bir Bikmtıyla karşılaşır mı? Görün bakın siz o zama? Türk Gücü neler yapıyor? Nelere kaadir oluyor” . Anu aksi takdirde, şampiyonlarımızın Dünya’nın h<? l.angi bir köşesine gidip geçimlerini temin etmeleri»! noıif-U korşılamalıyız...

Ifcftaya tekrar buluşabilmek ümidiyle...Î İOT: Kıymetli okuyucularım, istedikleri mevzuu ad-

rc.İTie mektup yazarak temin edebilirler, ce vabı bu sütunlarda veririm.

O AYHANADUES: TERCÜMAN GAZETESİ

Çafialoğlu—İstanbul TÜRKİYG.'.

Eleme maçlarının ari­fesinde moralman düzel­meleri için, hele hele 6-0 lık maçın revanşını ala­bilmek için Kaymaklının maça azimli çıkacağı aşi kâr birşeydir.

Bugünkü maça her iki takım da tam kadro Ue çıkacaklardır.

Pazar günkü yenilgiyi, Özer ve Hüseyin Ruso- nun eksikliklerinden dola yı aldıklarını söyliyen Kaymaklılıların bugün na sil bir netice alacakları merak edilmektedir.

Çetinkaya ise, son haf­taların belirsiz takımı sa­yılmaktadır. Bir hafta ba­şarılı oyun çıkarabiiiyor- sa ertesi hafta aksine iyi oynamamaktadır.

ŞAMPİYON TAKIM KAYMAKLI OYUNCU- 9 LARI İLE YAPTIĞIMIZ KONUŞMALARI '

YARINDAN SONRA YAYINLAMIYA BAŞLIYORUZ

YARINKİ SAYIMIZDA BU YILIN EN USTA ! YARINKİ SAYIMIZDA BU YILIN EN AZ

GOL YİYEN KALECİSİ ŞEVKİ İLE YAPTI- MIZ KONUŞMAYI BULACAKSINIZ

YARIN SPOR SAYFAMIZI OKURSANIZ— Şevki Çetinkaya’dan niçin kaçtı?— Kaleciliğin incelikleri nelerdir?

— Şevki kaç yıl daha futbol oynıyacak?!Kaymaklı niçin şampiyon oldu?

— Eleme maçlarını kim kazanacak?

BU SORULARIN CEVAPLARINI ÖGRFN- MİŞ OLACAKSINIZ.

Jandarma Gücü

Perşembeye! Kıbrıs'ta

Yenicaminin davetlisi ola­rak, üç maç yapmak için Jan­darma Gücü Perşembe günü sabahı askeri bir uçakla Kıb- rısa gelecektir.

Öğrendiğimize göre Jandar-

TİMUÇİN BERKER Sol Açık

FUTBOL FESTİVALİ J28 Nisan, 1963 Pazar Günü

TAKSİM STADINDA1. Türk Subayları Tekaütleri - Türk Basını

Futbol TakımıSaat 15.15 de

2. Türk Alayı futbol takımı ilk defa Taksim Stadında.

Jandarma Gücü — Türk Alayı Gücü Saat 16 00 da

Ayrıca Türk Alayı Bandosu HAKEMLER BİRLİĞİ MENFAATİNE

ma Gücü ilk maçı bu Cumar­tesi Lefkoşada Yenicaml İle, ikinci maçı Pazar günü Lefko sada Taksim Sahasında Kıb-j rıs Türk Kuvvetleri Alayı fut-| bol Takımı ile yapacaktır.

Üçüncü maçın hangi takım la ve hangi sahada oynana­cağı henüz katiyetle bilinilin mektedir.

1. 5. 33 Çarşamba günü nanması gereken üçüncü ımf çın Mağosada yapılacağı tahJ min olunmaktadır.

Kıbrısa ikinci defa g< olan Jandarma gücü kuvvetli bir kadroya sal

Gelecek olan futbolı şunlardır.

1 Mehmet Esnaf Spor

ANK ŞİRKETİİthalât programını iftiharla takdim eder-

A — Makine çeşitleri:1 — Ank dikiş ve nakış makinelerri2 — Negri Texilia Brasil yün örgü maki­

neleri3 — Lintz zincir nakış makineleri4 — Makine yağı, iğne ve yedek parçaları.

B — Boya çeşitleri:1 — Paulussen Boyaları2 — Black Bear otomobil boyalan3 — Stantley Jones Boyaları4 — Boya yağın5 — Neft6 — Tinner7 — Çeşitli fırçalar

C — Bakkaliye çeşitleri:Ankara Kibritleri

’ 2 — Penguin Yağları3 — Elefant Peynirleri4 — Fresco Ceylon Çayları5 — Bornhalms sardelyaları6 — Co-op bisküvileri7 — Napolitans çikulataları8 — Chix sakızları9 — New supper tuvalet kâğıtları10 — Sculer tavuk suları.

D — Marangoz Çeşitleri1 — Çeşitli kontroplaklar2 — Muhtelif tip blokbortlar3 — Duralik (seloteks)4 — Plâstik levhalar5 — Ceviz kereste6 — 12 çeşit kablama

Ank Şirketi her zaman ve her yerde hiz­metinizde.

ANK ŞİRKETİ Asmaltı No. 59/61

T el: 4548 — Lefkoşa.,1 .................... ...

AHMET YOLLU Sağ iç

Sağbek Toprak Spor 3 Pana-i yot Panayotu Sağbek Sarıyer! 4 Sedat koçinoğlu Sağhaf Ve-| fa 5 Uğur Önder Senterhaf I- şık Spor 6 Rabbani SaşmazI

FARUK KUTYOL Kaleci

Solhaf Vefa 7 Erol Çoşar açık Hasköy 8 Ahmet Yı Senterfor Altındağ 10 Metin Ulu Soliç Kömür Spor 11 m ret paylaş Solaçık Çapa 12 Nl mık Zorluer Solbek Güllük Spor 13 Uğur uygun Sağhaf Ti I

RABBANİ ŞAŞMAZ Sol Haf

caret Spor 14 Timuçin Berker Solaçık Demir Spor (O rd u ta- kımı) 15 Nizih Karanlık Sağic Kartal Spor 16 Faruk Kutyoi Kaleci İzmir Spor 17 Candan Dıı man lı Soliç A nkariTİSl (Ordu Takımı)

MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR