it n*ı...
TRANSCRIPT
![Page 1: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin](https://reader036.vdocuments.mx/reader036/viewer/2022071105/5fdfd46f7ba0ca620845cd3a/html5/thumbnails/1.jpg)
Kurucusu : Hikmet Afif MAPOLAR
‘WWIVVVVSMVWVVVWWlAA<V
İDARE
m e c id iy eSOKAK 11-13
T E L : 2S24
MATBAA
GlRNE YOLU T EL: 73838
LEFKOŞE
SAYFA : 5
DEVRİM
Y IL : l SA YI: 1FİA TI: 15 MİL
Büyük Atatürkü Yaşıyoruz
Nisan ı Heyecanla Kutluyoruz
YARINKiiYeK BOYDA ATATÜRKitt L
İSTEYİNİZ
(Ç 5 ' dil
d,.n*ıIrdıJaİ S
Inayurtta ve bütün Kıbrıs’ta Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramının 13’ iincü Yıldönümünü Muhteşem ve coşkun törenlerle tesit edeceğiz
II Bugün 23 Nisan, Ulusal gemenlik ve Çoçuk Bayra
mıdır. Bu mutlu gün bugün Adanın her tarafında yapılacak elan parlak törenlerle kutlanacak. Türk çocuğu büyük bir günün mutluluğu içindedir. Onun sevinci, heyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor.
23 Nisan’ı idrak edenlerin
bahtiyarlığı sonsuzdur. Hızını Atatürk’ten, ilhamım Atatürk’ten almanın gururu için dc bulunan Türk Çocuğu, bu inançla yarma güvenle bakan, geleceğinden emin olan dinamik bir zümreyi teşkil etmektedir.
BUGÜNKÜ TÖRENBugün Adanın diğer yerle
rimde olduğu gibi, Lefkoşa’da
i » BUGÜN
Bini
|HLİ
‘ DEVR.t/rt ”LE BERABER SUNDUKLARIMI;
ivadtn romancımız PAKtZE BAŞARA’IK ‘DEVRıM” okurları için hazırladığı:
Seni Yalnız SeniAdli büyük aşk ve heyecan romanının b
tayfalık birinci fasikulünün ek olarak ven yoAiz.
Okurlarımız bu fasikülleri saklamak suretiyle her ay bir de romana sahip olacaklar.
Roman tamamlandıktan sonra okurları- ıza renkli ve resimli bir de kapak hediye
:eğiz. Istiyen okurlarımıza Basımevimiz anlarını - getirdikleri takdirde - parasız 'k ciltleyecektir.
da parlak törenler yapılacaktır. Lefkoşa’da yapılacak törenlerin programını veriyo- iu z :
1. Ö.E. 9.00 Teftiş ve kutlama.
2. Ö.E. 9.15 istiklâl Marşı3. Ö.E. 9.20 Resmî Geçit4. Ö.E. 9.30 Konuşmalar :-
a) Büyük Elçimiz SayınDr. Mazhar Özkol’un mesaj. K. Çiftlik ilkokulu öğrencisi).
b) Konuşma (Maarif Ana Okulu).
c ; Konuşma (K. Kaymaklı B. İlkokulu)
5 loprak merasimi.6 Mehter takımı geçişi
(Lefkoşa Atatürk İlkokulu).7. /ablo (Lefkoşa Atatürk
İlkokulu).
8 Dant (Lefkoşa ilkokulları K.)
9. Okullar bir arada (Lefkoşa ilkokulları B.)
10. Şiir (K. Çiftlik İlkokulu).
11. Dans (K. Kaymaklı Büyükler ve Küçükler İlkokulları)
12. Dans (K. Kaymaklı B. ilkokulu).
13. Şiir (K. Kaymaklı B. ilkokulu).
14. Dans (K. Çiftlik llkoku luV
15. Dans (Lefkoşa Atatürk İlkokulu).
16. Şiir (Lefkoşa Atatürk İlkokulu)
17. Milıi f.yunlar vLet'sv, ı ftckuliar- B;.
: ö. Gençlik Marşı.
Çocok DünyasıBayramı münasebetiyle küçük okurlarımıza 8 sayfalık özel bir “Devrim— Çoçuk Dünyası ” armağan ediyoruz.
D r. Küçük’ ün 23 Nisan MesajıCumhurbaşkanı Muavini Dr. Fazıl Küçük’ün 2 3 1
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle radyoda yaptığı Bayramı açış konuşması.
Sevgili Çocuklar, , ne yaptığını bilen idarecilerolarak yarın yükleneceğimiz mes’uliyetlerle vazifelerinizin ağırlığını şimdiden takdir ede rek ağır başlı kimseler olarak doğru yoldan ayrılmadan insanlığın refahını ve saade-
(Devamı sayfa 5’te)
Mutlu
BAŞYAZIw 23 NİSAN
23 Nisan 1920 ve 23 Nisan, 1963 . Aradan tam 43 yıl geçmiş bulunuyor. Geçen bu yıllar zarfında Türk Milletinin her alanda attığı hamleler, gösterdiği başarılar saymakla bitmiyecek kadar çoktur. Ulusal Egemenliğin getirdiği demokratik rejim, ruh ve düşünceye hürriyetini kazandırmış; görülmedik bir hızla ilerlememizi sağlamıştır.
Devrim işte bu ruh ve düşünceden kuvvet alarak bugün okurlarının karşısına çıkıyor. B udoğuşun böyle bir güne tesadüf etmesi kadar isabetli bir güne tesadüf etmesi kadar ‘ ,-tbetli bir şey olamaz. Devrim bu düşünce-
sadık kalarak fikir ve san’at alanlarında ten gayreti gösterecek; devrimlere dev-
ıtacaktır. Bunda azimliyiz; bu kesin MPtfenızı yerine getirebilmek için herhajıgi
\ ? llddi^eya manevî zorluklara karşı elimiz- geUüği kadar mücadele edeceğiz. Neti-
-®nin başarılı olması, Kemalizm idealinin ile- •ft devar,. etmesini sağlıyacaktır. Bu su-
Bugün sizler de Anavatandaki kardeşlerinizle beraberce eğleniyor, ayni sevinç ve heyecanı taşıyorsunuz. Çünkü Türksünüz.
Otuz milyonun ayrılmaz ve çözülmez bir parçası bulunuyorsunuz. Bizim ebedileşen bir Atanız vardır. Sizler O’nun evlâtlarısınız. Yok luktan varlık yaratan, karanlığı nura garkeden İlâhi bir kuvvetin emaneti olduğunuzu hatırdan çıkarmayınız. Bil yük dâhi Atatürk bütün ümidini sizlere bağlamış ve inanmıştır ki Türk istiklâl ve hürriyetini idame ve muhafaza ettirecek sizlersiniz. Kıbrıs Türk halkı da Anavatan Cum huriyeti’nin bânisi, büyük dâhinin prensiplerine kalb den inanmış, O’nun yolundan ayrılmamıştır. Mücadeleye başlıyan ve ancak mücadeleyle sona erecek hayatınızı daima yapıcı ve müsbet yollara yönetmek vazifenizdir. Sizlere hür bir vatan bırakan babalarınızın eserini sizler idame ettirebilecek ve onu yarın gelecek kardeşlerinize ebedileşen bir bayrak olarak bırakacaksınız. Disiplinli, şuurlu,
O kürsüye çıkıncaKara gecemiz ağardıBütün Türkeli huzurundaKimi Afyon, kimi Mersin, kimi Van’dı
Yoksulduk silâhsızdık, üşümüştük Isındık ateşinde İçimizde büyüttüğü ağaç Bir yüce imandı.
Toplandık Ankaranın küçük binasındaBu mutlu bir andıY ıl: 1920Gün : 23 Nisandı.
O kürsüye çıkınca Öyle inançlıydı öyle büyük Şimdi Mustafa Kemal’di t Yarın : Atatürk.
j z k e r yAŞ7fy
ÇOCU-edir-
KANUN ÇERÇEVESİNDE UZUN YILLAR MÜCADELE ETTİK. SONRA BİZİM İÇİN ZAFER OL- D U .-9 U DEFAKİ MÜCADELEDEN DE ZAFERLE ÇIKACAĞIMIZDAN EN KÜÇÜK ŞÜPHE
NİZ OLMAMALI
D r. Küçük Deuktaş
nla-
HAKKIMIZI ... Sev e K4RAfti; İ Ş İ
T ÎK â sin aRETÎ, EL MAK VE BUGÜNKÜ YESİDİR.
li, bir ■üstüp \ POLIle büyümeye
“ Kilisedekonuşufdüğ;__değil mi? „ di
DÖKMEMEK BAJuBİRLİĞİ İLE ÇALIŞ-J KARŞILIKLI İTİMAl DERTLERİMİZİN G/
Dr. F . Küçük ve Rauf Denktaş D EVRiM 'e Beyanat Verdiler
■»tle, cemaatimize hizmet etmiş ve 23 Nisanl atlayışım yerine getirmiş olacağız. ■
Sevincimiz, kıvancımız büyu^u1'- || heyecanımızı, 23 .Nisan’m verdiği milli d y |gular içinde okurh^rım ızlaberabe^jayjaşj- jk istiyoruz. HepvM dan h i- ---•
İ L " bir ad,m ge î
irlikte yürüdüğümüz bu dönmiyeceğiz. Türk ıik kuvvetimizdir. Bu
Jktur. ’ ' ,,,anıa> yeneVjiyeceğimiz bir şey
DEVRİM
D r. Küçük diyor k i :
Halkın kendi içinden gelen, her şeyi ile kendini halka veren Cumhurbaşkanı yar dımcısı Dr. Fazıl Küçük’ten " Devrim’ ’ okurları için bir konuşu rica ettik. Geniş ölçüdeki çalışmalarını, çabalarına rağmen gene de bizi reddetmedi, hoş karşıladı, sorularımızı gerektiği bir şekilde cevaplandırdı.
Herşeyde iyi niyet, herşey- de güzelle doğru bir ilerleyişin yıllar yılı öncülüğünü yap mış bulunan, her zaman olduğu gibi, gelecekte de aynı yolun yolcusu olduğunu ispatlayan Dr. Fazıl Küçük, bu defa da bizi mütevazi karşıladı, sevinçle selâmladı, ilk söz olarak şunları söyledi: başarılar dilerim. Devrim’in Türk toplumu için faydalı olmasını dilerim. ”
İLK MÜCADELE Cumhurbaşkanı yardımcımız
la kolayca konuşabiliyoruz. İnsanca davranışları her zaman bir üstünlük taşıyor. “Sorunuz ” diyor, “ Her sorduğunuza cevap vermeğe hazırım.”
İlk sorumuzu soruyoruz “ Siya si hayatınız nasıl baş
ladı ?” \“ Okullarımızın ve evkafı^)
mızın durumu ile 1938 yılınde ilgilenmeğe başladım. Bu
(Devamı sayfa
Denktaş diyor
-Konuya girmeden kısa bir hayat hikâyenizi rica etsek ?
-Hayat hikâyemi (k ısa da olsa) yazacak vaktim yoktuıv
Siyasi mücadeleniz hangi tarihte başladı? Siyasî hayat içinde rahat mısınz? Bu mücadeleden zevk alıyor musunuz?
-Siyasi mücadelem 1941 ’de başladı diyebilirim. Bu mücadelede rahatlık aramadım ve bulmadım da. Mücadele el birliği ile yürütüldüğü man zevkli oluyor. Hayatın mücadele olduğuna inanıyorum.
-Siyasi hayata atılmadan önce, çeşitli yapıtlar yayınladığınızı biliyoruz. Bunları>ı adlarını verir misiniz? Siyasi hayata atılmamış olsaydım/, bu gibi yapıtları vermeğe devam edecek miydiniz ? Buna rağmen siyasi hayat içinde hazırlanmış yapıtlarımı', var mı?
-1941’den beri yazıyorum. Bunlar edebî yazılar olmaktan uzak, günlük dertlerimizle ilgili yazılardır. Saadet S,r- ları ve Ateşsiz Cehennem diye iki eser yayınladım. Genç lik hevesi! Bir de tn j'itzce olarak “ Criminal Cares " diye bir eserim vardır. Vakit bulsam daha da yarard n\
(Devaını sayfa 5’te)
AAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTI
![Page 2: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin](https://reader036.vdocuments.mx/reader036/viewer/2022071105/5fdfd46f7ba0ca620845cd3a/html5/thumbnails/2.jpg)
—
- ‘DEVRİM. 23. NİSAN. 1{
yayın hayatına başlarken, gaye- ^tasını anahatlanyle okuyucuya
haline gelmiştir. Bunu biz de daha ilk sayımızdan ne oldugu-
istediğimizi öğrenmek istiyecek- onuya geçmeden bir hususu belirtmek
BenimE ~ = i
s s sE s
<mmm 2™ ■»———“S»
gazetenin doğuşunda karşılaşılan maddî ve gUçlUklerden bahsetmek de usuldendir. Biz
güçlüklerden bahsetmiyeceğiz, çünkü emeksiz ve parasız hiçbir şeyin yaratılamıyacağı aşikârdır. Yayın hayatına atıldıktan sonra ise, gayelerin başarıla- mamasını mazur göstermek için böyle güçlüklerden bahsetmek, okuyucunun o gazeteyi tutmadığı gerçeğini örtmeğe çalışmaktan başka birşey ifade etme/.' Tutulan bir gazetenin güçlükleri geçicidir ve kolay halledilir.
fvvelâ şunu belirtelim ki ‘Devrim’ iddialı bir gazete olarak ortaya atılmaktadır ve şuna inanıyoruz ki Kıbnsta iddialı bir gazete çıkarmanın zamanı çoktan gelmiştir. Aksi taktirde basınımızda bir gelişme ve ilerleme görmek daima imkânsız olacaktır. Mamafih şurasını da belirtelim ki iddialı olmamız daim» Kibrisin ve adadaki Türk toplumunun büyüklük ölçüle-
. jriyle hudutlandırılmış bulunacaktır. Bu kaçınılmazdır ; aksi taktirde başanlamıyacak şeylerin peşinde koşmuş oluruz. Kıbrıs’ta bir ‘Hürriyet’ veya ‘Cumhuriyet’ çıkarmağa kalkışmak herhalde budalalık olur. Ama hiç şüphesiz, Kıbrıs ölçüsünde iddialı olmak da mümkündür ve bu ihtiyaç çoktandır hissedilmektedir.
Binaenaleyh, ‘Devrim’in gayelerinden birisi, kendi ölçümüzde basınımızı ileri bir merhaleye ulaştırmak veya hiç olmazsa ulaştırmağa çalışmak olacaktır. Bunun mümkün olduğuna inanıyoruz. Şekil itibariyle iddiamız budur.
‘Devrim’in politika bakımından gayesi hiç şüphesiz Kıbrıs Türk toplumunun menfaatlerine hizmet etmek olacaktır.
Sağduyu, iyi-niyet ve objektivite, ana prensiplerimiz olarak, her gün bir yeni sayı ilâvesiyle gazetenin gittikçe büyüyen dokusunda kendilerini daha bariz bir şekilde göstereceklerdir. Sağduyunun gösterdiği yoldan ayrılanlar, iyi-niyete sahip olmıyan ve başkalarının iyi-niyetini istismar etmeğe kalkışanlar, ve yaratılışları itibariyle objektif olmayı beceremiyenler, bizi daima karşılarında bulacaklardır. Binaenaleyh, ‘Devrim’in ana vasıflarından birisi de dinamizm olacaktır. Muhteva bakımından iddiamız da işte budur.
Dünyanın her yerinde halk kitlelerinin, meJeni- yet ve kültür merdiveninde yükseldikçe, bu anı prensipleri benimseyici bir manevi yapı elde ettiklerine inanıyoruz. Şuna da inanıyoruz ki genel olarak Kıb- rıslılar bu siyasî olgunluk seviyesine varmışlard.r ve, gerek kendi bencil menfaatleri gerekse yanlış bir politika anlayışı içinde tahakkuku in'kânsız gaye'erı uğruna halkın bu olgunluğunu tezahür ettirici bir politik ortamın yaratılmasına mâni olan Rum liderleri, or- geç akıntıya kürek çekmekten vazgeçmek zorunda kalacaktır.
Kıbnsta sulh ve sükûnun teessüsünü isteıniyen yoktur. Bunu önceden kabul ediyoruz. Yalnız maalesef bu hususta nasıl çalışmaları gerektiğini bilrrıiyen veya bildiği halde maksadı mahsusla bilriıemezlikten gelen Rum liderler mevcuttur. Bunlar aldandıklarını ergeç anlıyacaklardır. Sebatle ve itidalle bunu kendilerine anlatmağa çalışacağız. Bu yolda kendimizi va-
Batı Almanya DemzalbinşaatınaBaşladı
zifeli addedivoruz. .................................. ,--nnnnAnjuuu
İkinci Dünya Harbinden bu yana yapılan ilk Batı Alman denizaltılannın denenmesine Baltık Denizinde başlanmış bu lunuluyor. Beş denizaltı halen denize indirilmiş vaziyette. Bun ların yakında hizmete sokulması bekleniyor. Ayrıca yedi denizaltı dana tezgâhlarda inşa ediliyor.
Yeni Batı Alman denizaltısı gözyaşı damlası şeklinde olup, sürtünmeyi asgariye indirmek için aerodinamik hatalara sahiptir. Tesbit ve tahribi fevkalâde zor olan bu denizaltı silâhının eb’adı 45x5 metredir. 350 ton hacmindedir ve 21 mürettebatı vardır. Çok hassas teknik görevleri olan mürettebatın tümünün subay ve a.su- bay olması gerekmektedir
I BULMACA1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 1 □ □ □ □ □ □ □ □ □ 2 □ □ □ □ □ □ □ ■ □
□ □ ■ □ □ □ □ ■ D □ » □ □ □ □ □ □ □
"oldan Sağa:^*23 Nisan’ın getirdiği..
Doğruluk. 3 - Tersi ser t din düşüncesine sa- olan ; Namus 4 - Halat
değil, Akıl. 5 - Pişmanlık 6 - Deniz paşası. 7- örneğin. 8 - Başka bir yolla anlatma ; bir harfin okunuşu 9 - Bir isim ; bir uzvumuz.
Yukardan aşağıya1 - Türkiye’de bir şehir.2 - Bulunmıyan; bir soru takısı. 3- Tavır; tersi eski bir din. 4. Lüzumlu eşya. 5. İlâve, bir mucit.- 6 - Mehter takımında kullanılır. 7 - Tersi bir para; emeller. 8 - Tersi ortadan kaldırma. 9- Köroğlu’nun a tı ; bir uzvumuz.
; BURCU : (21 Mart-20 Nisan ) Boş yere üzülen vazgeçin. İstekleriniz gerçekleşmek üzere.
, umut etmediğiniz biri destekliyecek.BOCA BURCU : (21 Nisan-20 Mayıs ) Madden za-
I ıj yıf olsanız da üzüntüye değmez. Üst üste sevinçli haberler alacaksınız.
İKİZLER BURCU: (21 Mayıs-20 Haziran) Düş- kurmaktan vazgeçiniz. Elinizdekilerle yetinmeniz ve yapabileceklerinizi istemeniz mutluluğunuzu daha artıracaktır.
YENGEÇ BURCU : (21 Haziran-20 Temmuz) Belki haklısınız ama hiç kendinizi onun yerine koyduğu-
o■>CU : (21 Temınuz-20 Ağustos) Yüzü-
-kat! Gerçekte kuyunuzu kazanlar
d ı Ağust.os-20 Eylül) Çok sevdiğiniz birisi konuğunuz ola-
lül-20 Ekim) Kendinizi büzeriniz. Serüven aramak-
Ekinı- 20 Kasım ) İyi gün Aristo Ey(9. Ne demişti
asım-20-Aralık) I( Zi Kasım-J!Q-Aralık) Bütün işleri- Günün sonunda sevindirici bir ha-
O U K tU ,„ .gidecektir,
i ber alacaksınız.OĞLAK BURCU : (21 Aralık-20 O cak) Duygu
hayatınız gerçekleşiyor. İyi niyetli kişilerle tanışacaksınız. '■ _
KOVA BURCU: (21 0cak-20 Şubat) Hoşlanmadığınız bir konuyla karşılaşacaksınız. Üzülmemeğe ve
•''•ıılmamağa dikkat.İLIK BURCU : (21 Şubat-20 M art) Günlük haya
mda son derece hareketli bir gün. Sağlığınıza dik- ! ediniz.
Sabah ve Öğle Y ay ın ı:07.00 A çılış-İstiklâl Marşı- Bayram tebriki- Programın okunmasıı)7.04 Marşlar
f i/7.30 Haber bülteni07.45 Saz ve orkestra İle Türk müizi
î08.00 Suzan Köktürk’ten şarkılarOK.30 Seçme melediler09.00 Özel m tlziy programı J10.00 özel çocuk progra-
Yurttan Sesler11.00 Operetlerden Seçmeler11.30 Radyo Sanatkârları bir arada12 30 Çeşitli müzik12.45 Bağlama takımından oyun havaları 12.58 Fantezi şarkılar13.30 Haberler13 45 Kapamş
Akşam Y a y n ı:16.49 Açılış ve program17.00 Çocuk saati18.00 Yurttan sesler 18.25 İki Marş
.30 Özel 23 Nisan prog
ramı18.50 Marşlar19.00 İşçinin saati 19.10 Türk müziğinden seçmeler19.30 Haber Bülteni19.45 Mehter Takımının programı20.00 23 Nisan Hakkındabir Konuşma ve marşla; 2114C Tems.ı S a a ti: Sabah olacaktır. }21.13 Zeybekler21.30 Halk Türküleri ve Oyun Havalan22.00 Haber bülteni 22.15 Incesaz’dan Nihavent Faslı22.42 Neylerle Saz Eserleri22.57 İstiklal Marşı ,23.00 Kapanış
TELEVİZYON19.00 Açılış19.02 Karikatür Filmi 19.08 Aktüalite10.45 Yerli Haberler20.00 Mozart Müzik Ce- mrsJüoJd uju.ıa^ıuı20 20 Kahramanlık Y ıl
ları.20.45 Rumca tam boyda
bir film.19.20 Fury _____
İYİ SİGARA DOSTUNUZ Kötüsü Düşmanmızdır t
Türk sigaralarının nefaseti ve nikotin nis- betinin düşüklüğü bütün dünyaca tanınmıştır. Bu hakikati tahliller de teyid eder.
Türk sigarası içerek sıhhatinizi koruyunuz.
TÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD. Şti.* Vuvwv\ru-ür-Lnrv^ıı“>-
J
BUGÜNE KADAR MEMDUH ERDAL TİCARETEVİ’Nİ ZİYARET EDEN HANIMLARIMIZIN HEPSİ DE FİYATLARIN UCUZLUĞUNDAN ÖTÜRÜ MEMNUN OLMUŞLARDIR.
BÜTÜN HANIMLAR MÜESSESEMİZDEN ALDIKLARI ÇEŞİTLERİN REKLÂMINI YAPMAKTADIRLAR. BUNLARA SİZLER DE KATILABİLİRSİNİZ.
Bazı çeşitlerimizi veriyoruz:* Kadın şapka ve iç çamaşırlar,* Plise kadın elbiseleri,
* Fisto blûzlar,* Rafya çantalar, ___
* Pli etek kostümler,* Tuvalet eşyaları
* vs. vs. vs.
Vuruş, kaçış ve manevra kabiliyeti çok yüksek olan bu yeni tip denizaltı saatte 20 deniz mili yapmakta vc Şnorkel havalandır ma tertibatı sayesinde satıha çıkmaksızın gün lerce denizin altında kalabilmektedir. İkinci Dünya Harbi sırasında Amerikan deniz- altılarının ancak 2 mil siır’at yapabildikleri göz önünde tutulursa, bu Alman den*zaltıla- rının ne kadar mütekâmil oldukları kendiliğinden ortaya çıkar. Dizel ve elektrik gücüyle müteharrik bu denizaltı gayet karışık elektronik cihazlara sa hiptir.
Batı Almanyanın bu yeni denizaltılan gayet tesirli ve kudretli silâh larla mücehhezdir. Her birinde sekiz torpido1 kovanı vardır. Şimdiye Kadar bu eb’attaki tek nelere dörtten fazla torpido kovanının yerleştirilmemesi, Alman teknik kabiliyetinin ne derecede yüksek bir seviyeye ulaştığına kolaylıkla işaret eder.
Batı Almanya Savun ma Bakanlığının bir
“ sözcüsü bu harp vasıtası için “dünyanın en mütekâmil klâsik tip denizaltısı ” demiştir. Bu denizaltıların behe ri 20 milyon mark’a mal olmaktadır. İkinciDünya Harbinden sonra yapılan beynelmilel anlaşmalar dolayısiyle Batı Almanyanın nük leer silâhlar imâl et mesi yasaktır.
NATO İttifakı gereğince Batı Almanya do nanması ancak Baltık Denizinde savunma işleriyle görevlendirilmiş tir. Okyanuslarda diğer NATO memleketlerine ait büyük denizaltılar devamlı surette devriye gezer.
Batı Almanyanın bu küçük tip denizaltısı o kadar beğenilmiş ve il gi çekmiştir ki Norveç daha şimdiden Alman- yaya 15 denizaltı sipa-_ riş etmiş bulunmakta-' dır. Danimarkanın da bu denizaltılarına karşı alâka duyduğu söylenmektedir.
YAKUTl - l
Ü M İ T DE N İ Z
mmmtr
KAR*ı._İKTA BİR ÇIĞLIK
GENÇ KIZ :— “Dansedelim mi, Mu
rat?” diye sordu.— “ Nasıl arzu edersen,
Aylin?”— “Hayır, sen akşam
dan beri çok durgunsun da, onun için sordum. San ki tanıdığım Murat gitmiş de, yerine başka biri gelmiş gibi...”
— Fazla izahat verecek halim yoktu. Sırıtıp, müm kün olduğu kadar şirin leşmeğe çalıştım.”
— “Hiç saklama,” dedi. “Geldiğinden beri anormal- bir halde olduğunun farkın dayım.”Ona kalkıp d a :
— “Haklisin... Buraya eğlenmek için değil, mesleki bakımdan tetkikte bulunmaya geldim 1” diyemez dim ya...
Karşımda, yeşillerin en güzelinden yaratılmış bir çift göz vardı ki, başka zamanlar, ben de dahil, bütün Âdem oğlunun nefesini kesip, onları oksijen çadırına muhtaç edecek hale getirebilirdi.
Ama şu anda ben, ev kirasını veremiyecek durumda iken aybaşını idrâk etmiş bir koca pozundaydım. Hem de, karısı için bir içim su denen cinsten kocalar pozunda...
Genç kız, elini kolumun üzerine koydu:
— “ Nen var Murat, söyle? Kalabalıktan sıkıldıy- san, bahçenin daha tenha bir köşesine gidelim I ”
Duymamış gibi, başımı etrafa çevirdim... Çamlıca tepesindeki muazzam köşkte bu gece âdeta bir şehrâyin vardı. Bütün bahçe, çamlar ve ağaçlar tepeden tırnağa kadar ampullerle bezenmişti. Beyaz smokinli erkekler, zarif ve güzel tuvaletli kadınlar, ışığa koşan tropik kelebekler gibi rengârenk, oradan o- 1
t
raya gidip geliyor, etrafa neş'e ve renk saçıyorlardı.
— “ İnan ki, birşeyim yok, Aylin 1 ” dedim. "Biliyorsun, seyahatten daha yeni döndüm. Kendimi toparlayacak kadar vakit bulamadım. Hattâ eğer dikkat edersen, senin davetini bile beklemeden buraya kalkıp kendim geldim. ”
Minik bir güvercini andıran eldivenli küçük el tekrar beyaz smokinli kolumun üzerine kondu:
— “ Biliyorum. Bunun için de bu kadar mesudum anlaşana... Ama beni üzen, senin bu durgun halin... ”
Genç ve ha/ikulâde güzel kızı bağrıma bastırıp, te<rasa yerleştirilmiş olan orkestranın âhengine ayak uydurarak olduğumuz yerde dönmeye başladık.
Abdürrezak Paşaların köşkünde bu gece, İstanbul sosyetesinin en tanınmış simaları toplanmış bulunuyordu. Biri tenis kortuna, diğeri taraçaya yerleştirilmiş iki caz, yeri yüz kişilik davetli gurubunu coşturmaya çalışıyor, küçük çapta bir garson ordusu da viski ve şampanya taşıyarak bu kararı gerçekleştirmek için uğraşıp duruyordu.
Gençler daha ziyade karanlığı hâkim kuytu köşele ri tercih ediyor, yaşlılar da ortalarda dolaşıp birbirleri ile şakalışıyor, geceyi neş'e içinde geçirmeye bakıyorlardı.
Ben, kollarımın arasında tuttuğum gUzel kızı düşünmekten çok uzaktaydım. Eski Berlin şehbenderimiz Abdürrezak Paşa’nın toru rtu Aylin, ölüyü bile teneşirden kaldıracak kadar güzel bir mahlûktu ama, ne yapayım ki, ben de her
; şeyden önce mesleğine âşık ahmağın biri idim...
Göğsümdeki zarif mahlûk fıkırdadı:
— "Nasıl Murat, şimdi
kendini daha iyi hissediyor musun? ”
Saçlanndan ve cildinden intişar eden nefis parfüm, kırk yıllık çöpçü onbaşısını bile kendine getirirdi. Tuz kabağı gibi, binbir hesap dolu olan kafamı salladım :
— “ Tabii hayatım... Sen kollarımın arasında olduktan sonra... ”
Halbuki ben nerede idim efendim neredeydi?
— “ Demin dedemin nerede olduğunu sormuştun, bak, şurada duruyor, gördün mü?Hakim olmağa çalıştığım
bir heyecanın tepkisi içinde, gösterdiği yana döndüm. Beyaz pos bıyıklı ve saçlı Abdürrezak Paşa sabık, Meclis reisi Nuri Paşa ile şakalaşıyordu. Tam Aylin'den izin alıp, ondan yana gideceğim sırada, yaşlı ev sahibi, yanma gelen bir garsonun sözü üzerine, oradan ayrılıp daha karanlıkça olan ağaçlıklı yola doğru yürüdü.
— “ Dedemi niçin arıyordun, Murat?”
Abdürrezzak Paşayı akşamdan beri görmek isti- keşmekeş içinde isteğime birbiri üzerine yıkılşyor- du. Bu koca bahçede ben, ev sahibini bir daha nereden bulup da konuşacaktım? İhtiyar patron, buraya gelmeden evvel sıkı sıkıya tenbih etmişti:
— “ Ne Paşayı huylandır, ne de misafirlere birşey belli et!.. ”
iyi ama birader, ben, b'j keşmekeş İçinde isteğime nasıl erişecektim?...
— "Cevap vermedin Muratl Dedemi niçin arıyordun, dedim sana! ”
— “ Haaaa.. Şey.. Ay- lin’ciğim... Onunla, hatıratına dair konuşacaktım. Harp hâtıralarını biz almak istiyorduk d a .. Bizim gazete içm... ”
Güzel kız, canı
i
gibi, nefis dudaklarını büktü.
— “ Sen kollaı 11nın arasında iken, başi;a birşey düşünmeme imkân var mı Fiı... ”
Büsbütün göğsüne kapandı :
— “ Ah, buna bir inana- bilsem!... ”
Hakikaten insanın, bu kadar nefis bir kızla beraberken başka şey düşünmesine imkân yoktu ama, ne yapayım ki, mesleğim beni âdeta insanlıktan çıkarmış, başka bir hale sokmuştu.
Onu sıkı sıkıya bağrıma Devamı yarın
ORİJİNAL HİKAYELERLE MEŞHURLAR : 1
Bir Papazın Hadım ettiği FilozofPalatium derebeyliğinde 1079 da doğan ve
tındaki hayatı anlatılamayacak kadar hareketli geçen insanlardan birisi oln Pierre Abaiiard, edebiyatı çok seven âsil ve savaşçı bir adamın en büyük oğluydu. Hayatındaki savaşçı ruh belki de veraseteten ötürüydü.
İlk isyanı babasına karşı oldu. Askerliğin kendisine sağlayacağı faydaların çokluğunu bildiği halde babasının askerlikten önce öğretim yoluyla aydınlatmak istemesinin ilk sonucu olarak bilime ve diyalektiğe verdi kendisi. Böylece büyük evlâtlık hakkıyla mirastan yoks.ın kaldı.
Birinci öğretmeni Roscelin ( Compiegne’J i ) oldu. Yirmi yaşındayken bu öğretmenin Adcı düşüncelerini beğenmedi. Sırf tartışma savaşları yapmak için bazı şehirleri dolaştıktan sonra, Guillaume de Champeaux' un sayısı bilinmeyen öğrencileri arasına katıldı. Bunun derslerinden de hoşlanmayarak önceleri itiraz etti, sonra bu itirazları da yeeter görmeyerek çok güçlüklere rağmen Melun’da beğenemediği düşüncelerle açıktan açığa savaşmak için bir ckul açtı. Bu okulda ders verdiği sıralarda derslerine kıal Philippe 1 de devam etti.
Daha sonra KobelFe gittiyse de sağlığının kötü oluşundan ayrılarak Bretagne’ye 1110da da Parise döndü. Yakın köylerden birisinde halka tannbilim ve diyalektik dersleri veren Guillaume de Champeux’u özel bir merakla ve diğer bazı sebeplerle dinlemek istedi. Ateşli bir tartışma isteği geldi kendisine. Onu tümel kavramlar üzerinde tartışmağa davet etti. Bu teklifi kabul etirışlnin ardından da karşısındakinin yenilgiyi kabul edişi görüldü. Gerçekçiliğin ünlü şampiyonunu yepmesi kendisine Un verdi. Bunun üzerine Cloitre kürsüsünü teklif ettilerse de düşmanlarının çabalarıyle olmadı.
Bu olaydan sonra gene yılmadı ve otuz yasını aşmış olarak Sainte-Genevie tepesinde bir okul açarak düşmanlarıyla savaşa devam etti.
Bilgisini yeter görmedi. Ünlü Laon’lu Anselme’in okuluna devam etti. Bu öğretmenin derslerini de beğenmedi. Ayrıldı. Tekrar bir okul açarak Ezechiel’l yorumlamağa başladı. Bu cesaretle Laon’u terkede- rek Paris’e döndü. Meydan boştu. G. de Champeaux* tan boşalan Cloitre kürsüsüne getirdiler kendisini.
Burada güzel ve sevimli yüzü, âhenkli sesi, konuşkan ve felsefenin derinliklerinden yükselen ozan ruhuyla ününün yayılışı çabuk oldu. Almanya’dan İngiltere’den ve Fransa illerinden derslerini dinlemeğe gelenlerin sayısının bazı günlerde beşbini geçtiği söylenen filozof bu günlerde bir papazın evinde kalıyordu. Papazın yeğeni genç, güzel, zeki Heloise’e özel dersler veren filozofla duygulu kız arasında derin bir aşk başladı. Abelard için sonu çok kötü oldu bunun. Bu aşktan gebe kalan Heloiese’i doğurtmak için Bretagne deki kız kardeşinin evine götürdü. Çocuğunu gizlice orada doğurttu ve onunla evlendi. Bu olayı öğrenen papaz Fulbert arkadaşlarından birkaçıyla evi basarak, Abelard’ı bağladıktan sonra hadım etti. Bu hakaretten perişan olan filozof, tesellisini yalnızlıkta buldu. Karısı da bir manastıra çekilerek dünyayla ilgisini kesti.Yalnızlığa dayanamıyarak Provence’deki Sainte Ayeul manastırına gitti ; orada ders vermesine müsaade ettiler. Derslerinde diyalektikle hıristiyan tanrıbilimini uzlaştırmağa çalışarak Üçüzlemenin sırlarını açıklamağı denedi. Büyük velilerden birine bağlanmadığı iddia edilerek 1121 de Soisson konseyi tarafından kendisine Tanrıbilime Giriş adlı eserini kendi eliyle yakma ve ölünceye kadar Saint-Medard manastırında kapanma cezası verildi ve daha sonra Saint-Denis ma* nastırına dönmek şartıyla serbest bırakıldı. Birçok zorluklardan sonra da dilediği yerde yaşamasına izin verildi. Bunun üzerine Nogentur-Seine yerleşerek öğrencileri kendisine bir kürsü yaptılar, orada derslere başladı.
Çektiklerine rağmen düşünce savaşlarından vazgeçmedi. Bu sefer, daha dikenli ve dokunaklı konular üzerinde çalıştığı için, düşmanlarının gericiliği, kendisini savunmakta gösterdiği kayıtsızlık yüzünden Kral Louis VII nin başkanlığında toplanan Sens konseyinde yargılandı, sonra Roma’ya çağrıldı, Papa înno- cent II tarafından kitaplarının yakılmasına ve kendisinin hapsedilmesine karar verildi (1140)
Suçu hıristiyanlık rejimini değiştirmeye çalışması ve din konusunda hür düşünceli oluşuydu. Nihayet kendisini himaye edecek birisini buldu ve bu kişinin telkinler ve teşvikleriyle eski iddialarından vazgeçmeğe, Saint-Bernard’la uzlaşmağa çalıştı. Kiliseye boyun büktü. Pek sıkı perhizler içinde bir müddet yaşadıktan sonra Burgonya’dakt Saint-Michel manastırında öldü.
Kendisinin kemikleriyle Heloise’nin kemikleri sonradan birleştirilerek Paris’te Pere-Lachaise mezarlığına gömüldü ve kendilerine yüksek kabartmalarla bir anıt yapıldı.
Kişiliğiyle yaşayacak sayılı büyüklerdendir bu Fransız filozofu.
i C
YAZLIK KUMAŞLARDA YENİLİKS. Selka
S. SelkaPure Merino
veLantax Mamulleri
için mutlaka GÜNER ÖZDİL
Erkek Kumaşları Mağazasına uğrayınız.
: : P. Kutusu : 242
MAĞUSA T el: 2389
LEFK O Ş A TÜRK BANKASI LTD.Merkez:
LEFKOŞA — KIBRISTelegraf Adresi: “ TURBANK ”
ŞUbeler: LÂRNAKA T e l: 2435
Telefonlar: 3117 & 74474 ||
LİMASOL T e l: 3834 Tel:
BAF
LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. bütün Şubeleri ve dünyanın her 1 daki muhabirleri ile bütün BANKACILIK işleri için sayın
Halkımızın emrindedir.
; ; * Faizli Mevduat Hesaplan * Avans ve Kredi Hesaplan
* Posta ve Tel Havaleleri * Iskonto
* Kredi Mektubu ve Tüccari Akreditif muadelelerini görür
DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖDENEN i
SATAR.fAH ÇEKLEF
LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. birikmiş paranıza en yüksek FAİZ verir *. . A A A A A A AT v T T T T V " “ V V V ’l
■j.
MAAD TARAFINDAN SAYISAL OLTAMA AKTARILMIŞTIR
![Page 3: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin](https://reader036.vdocuments.mx/reader036/viewer/2022071105/5fdfd46f7ba0ca620845cd3a/html5/thumbnails/3.jpg)
Um . 23. NİSAN. 1963
Küçük’ ün Devrime H e r . 1/
[»inci sayfadan kalan)
Halk Kulübü’nde başlar iuare kurulu ve üyeler-
‘ lıfti kurarak, devrin hü- dne "yazılı ve yazısız mU- ı ırda bulunduk. Bizim ı ıcaatlanmız karşısında • lideri, toplum yararı- -mücadclemizi destek-
bilâkis köstekleyerek, ^diyetlerimize set çek-
/orlardı. ezd/
Halk kültür, eğitip dirmeğe başlamıi da sanaimizin ’ sonsuz bir mıştık. İşi, yı, dünkü günkü dünkü çai yuz.
AİL!
SAYFA : 5
DEVRİM
olıjçalı
life Uİjrl1« öıUcf
İsindeki ürlerini
günle] davrt bulut
ardan .da şah İl ği nisq milcaı müci sık
ından yor, f Tiizderl r defaı
H A ZIR LI YAN
BUL MEKTUBLARIDaha Neler Var, Tü rkiy emizd®
Anlat
HikâyeMucize
>k kötü olma- s, yalnız ve ■a “ herhangi lşünüp karar yenmeyiniz ” ımak mecbu- r. Fakat bu- ayısında bir “"»ektedir,
rumun >ir şok
S A Y R A ORKAN• * • V •
Sehiye AksoyAnkaradan lstnnbula ge
lerek pek kısa zamanda dinleyicilerinin gönüllerine yer- I eşi veren genç sanatkâr Be- hiytj Aksoy, 1931 Yılında üs- kttdaf’da Doğmuştur.
Henifc orta okulun son sınıfında iken bir musiki heveslisi Alarak Ankara radyocunun imtihanlarına girmiş
Polisler jV'b imtihanı kazanarak Radığımızı ilyunun maruf hocalarından zde dâvt ’*yz almıştır. 1949 yılında
,\t bir ml solo neşriyatına başlayan kü rını geri Çük sanatkâr 1950 yılında,
|0 gününfiooası olmasını teklif ettiği jiibl, milli Tcli Aksoyun izdivaç teklifi uıyor mu İ2 karşılaşmış ve aynı sene- | 5 günüme dünya evine girmiştir.
geçirenv 1950 yılında Kristal gazi- lıalıeleleri.jpsunda gayet cazip bir tek-
daha dal almış fakat bu ve bundan küvvetlenafiraki teklifler aile saadeti 'karşısın/rohlemi yönünde daima red m Halk/edilmiştir.
Ancak Maksim gazinosunun Baş solist teklifi Aksoy ailesinin perçinleşen saadetine hiç bir şekilde müessir olmayacağı kanaatiyle kabul edilmiş ve bundan sonra p jlıiy e .Aksoy İstanbul mü-
oplum fikhoHerinin parlak bir yıl- dıa; olarak görülmeğe bağlanmıştır.
Behiye Aksoy şimdilik gazinoda okumak fikrindedir ancak “ en ufak bir sebebda- hi beni gazinodan ayırabilir" demektedir.
San’atkârın bugünkü Türk Musikisi hakkmdaki fikri
k şüyledir :“Klasik musiki en parlak
tşerleri ihtiva ettiği halde za Lamızdaki telâkkiye ya-
BEHtYE AKSOY
na hitap eden her güzel mev | zu ile de alâkadar olmaktadır... Aehiye Aksoy halen i Anadolu turnesindedir.
KulağımızaGelenler
* Zeki Müren, yeni çevirdiği “Bahçevan” adlı filminin | müziklerini de bağlı olduğu plâk şirketi namına plâğa ver I di. San’atkârın bu son eserjl
leri de dinleyenlere göre bü-j yük bir sükse kazanacak
|lücadelemizHK®acak kadar taıihi ı ederken, Bel geldi. Bu secB m ce son devir nıu- , daha önce y y en i bir ekol ve dev nücadele edOT»«abestekâr Saadet- rıücadele yapm akm ı Musikiyi,
Halkın b i r f t ^ e anlayış İtimat s o j1'- Sen id en y aı
sonuçXç. ”de Wr ömü. J| P ^ .yan
f Ur>Un bir duğunuf»bu l ed en ^ an 'a tk ârla rı-
!Ta göre, (san’at- bir zarurettir.
Ele musikinin yaşadığı, ffüs ettiği mahalle, bu eti san’atkârlara açıkça İtmektedir. Ayrıca, suni
şartıyle samami o- her hareket, musikinin
radyo ile sahne farkını yara ^tan en mühim faktörlerden-
ıhiye Aksoy önümüzdeki sahneye garplı bir ilâvesi maksadıyla
kostüm yönün en ilik ^ '-^ e tir-
____ .Ündedir. “Müfley-Senar ve Zeki Müren bft-
j ısa sevdiğim seslerdir' rdu. Har Bayan Aksoy, Radyo, nin KeyLservatuvar ve gazinoda! a nakl<I)lan musi)cinin daima ay-
1 domuz rfakat herbirinin de ayrı-
tO]
İsızlığa ılâk edi]
si bizi çiuj ehemmiyeti olduğuBele
Halkın d safhi
da ga: kararl en gı daki
etli bi giriştik.
î genel n kampaı uyanmağ vet ediyo: Lefkoşa’d
lımuz mil' büyül
juk. Po sinemi muaz;
Tk. Hİ
savunmaktadır. Musiki cinde daha ziyade çok
diği oğlu Ahmet’le meş- •Van' sevimli anne, ruhu-
* Ahmet Üstün g| da İstanbul radyı atışlarına başlu l
^^Ç dyosunun* tslanJpRlerinden in-
çok sevUafnı ay içinde eşi ci A tal^urhan Atalay’dan
ayrıldı... günlerde başarısın-
ötürü Klârinet san’atkârı stafa Kandırah’ya ilk
Türk yapısı klârinet armağan edildi... ....— -— rr-rri
* Annara Kadyosu Halk türküleri san'atkârı Ahmet
Sezgin de baharın ilk ayında turneye çıkacak.. Sezgin bu
turne ile ilgili hazırlıklara başladı...
* Münir Nureddin Selçuk- “Melodi plâk” Şirketi ile anlaşarak dört eserini plâğa o- kudu.. Bu eserler arasında
(Endülüs’de Raks) adlı fanta- zisi de vaı.
* Orhan Şener vatanî vazifesini geçen ay içinde tamamladı.. Şener Diş Tababeti ile uğraşabileceği bir
muayenehane aramakta...* Yaptığı son izdivaçtan
sonra musiki ile bir müddet için uğraşmaktan vazgeçen Muallâ Mukaddes halen Ça
nakkale’de oturuyor. Mukadder: “Memnun ve mes’- udum..” diyor dostlarına...
* İstanbul radyosunda Sı- dıka Dalmen (Çandarlı) tarafından yönenilen flstanbul'-
Sesi) programı ilgi topla- kta...
Necmi Rıza Akışkan u- zuıttjir ayrılıktan sonra tekrar Vîıne konserlerine başladı.. v
Sevilen ŞarkılarBu Ay İstanbul’da çok sevilen 10 Şarkı
1 - Belki bir sabah geleceksin2 - Şarap mahzende yıllanır3 - Unutulmaz adınla dudakta kal sevgilim4 - Rüzgâr kırdı dalımı5 - Gel gitme kalmasın gözüm yollarda ti - Ne zaman geleceksin7 - Bir alev bir ışık senin bakışın8 - Solsan da sararsan yine gül pembe dehensin9 - Kederden mi neden bilmem10 - Bir rüzgârdır gelir geçer sanmıştım..
SEVİLEN ŞARKILAR
HÜZZAM ŞARKISeni, Sesini, gözlerinin rengini unutij Şu karanlık gönlümü avutabilsem d Geçen şu tatlı günleri unutabils£Şu karanlık gönlümü avutabil
HİCAZou gece
Muhabbet bağına^^bu gece Açılmış g ü lle r in im bu gece Vuslatın ç a ğ ın ız bir bir pınar imiş Muhabbetjürseni her yerde A rarım ,i^gecelerde sevgilim nerde Soraru
atımın gonca gülleri Salında ötsün bülbülleri
na sorayım hap gönülleri
RAST ŞARKI
Erdi bahar sardı yine neş’e cihanı Eğlenelim raks edelim lâle zamanı Açtı bu dem naz ile gül gonca cihan Dinleyelim bülbülü gel lâle zamanı Faslı bahar seyrine çık sen bize gelde Gönlümüzü şad’edelim bezmi emelde Bağda bahar sünede yâr badeler elde.Mey içelim raks edelim lâle zamanı
HÜZZAM ŞARKI Zamanla belki geçer bu aşkta hicranda, Seven gönülde muhabbet söner mi bir O hatırat yaşıyorken o kalbi viranda, Seven gönülde muhabbet söner mi bir anda'
JUlasejf i
URBETTI düğü za sorar
sımz yç lat
Tİ
I #Ragıp Şevki YEŞİM
ısan yerine, yurduna dö- etrafını alanlar hep bunu &
'Anlatırsınız doymazlar, anlatır- $ Tezler : “ Daha daha neler var, an- |
derler. İşte ben de şimdi bu du- i hissediyorum kendimi... Kıonstan |
müddet ayrı kalmışım da yeni acnmii- $ gibi, etrafımın sevdiğim insanlarla alın- S
uş olduğunu zannediyorum, burasını, bu ko- ffl ca Istanbulu gurbet sayıp bir şeyler anlatmak arzusunu duyuyorum, hep anlatmak istiyorum. Anlatmak, anlatmak, sonra da sizin :“ Daha daha neler var, anlat Allasen! ” demenizi bekliyorum.
Ben Kıbrısa gelmiş değilim. Ama Kıbrıs- ta dostlanm var. Kıbrısı bana sevdiren bu dostlar .oldu. Öyle dostlar ki, Beni Kıbrıslı yaptılar, bütün arzulanma, çırpınmalarıma rağmen Kıbrısa gelemediğim halde bana sıla hastalığını aşıladılar. Evimin her köşesinde ç Kıbrıs var. Kızım Kıbrısı dilinden düşürm.^- | Karadeniz kıyılarında kurulan muazzam ftir | sanayi şehrine gelin gittiği halde orad-^ ^ 1 )' | rısa selâm göndermekten geri d u r^ z- $yat arkadaşımın zaman zaman l' IU§rna ko- nulan ararken bulduğu şey K- ,stır- Orada ;j: sevdiğimiz dostlar değil de. çocu kları, ağabeyler, te y x ^ ’ °üyük-
YAZAN : A. O.ÇEVİREN : M
Taşlı vadide, bir şalgam tarlasının kenarında çiçek toplıyan küçük bir çocuk, az ötedeki kurumuş dere yatağında gelişigüzel dolaşan bir adam gördü. Buralara pek yabancı uğramadığından, adamın ne yapUğını görmek için yanına yaklaştı çocuk.
Adamın bir elinde torba öteki elinde çakılları karıştırdığı bir değnek vard.. Arasıra yere igıliyor ak b-r çakıl taşını torbasına atıyordu. Çocuk biraz daha yaklaşıp derenin yamacında durdu. Adamın şapkası, ceketi kara ve kirliydi: Çocuk sordu :
“ Ne yazıyorsunuz efendim? „
Adam birdenbire döndü ; yavaşça omuzlarını kaldırdı. İnce, ak çizgilerle doluydu yüzü. Kısa, kır sakalında sarı çizgiler görüyordu. Güldü. Çwuk utandı da güdü.
sonri o
?dhd yakına gel. Ne vaDnf i U S S S L * .» 2Zbirkaç saniye dikkatle
sonra : ■■ oturup Çocuğum „ dedi.
dolayı el ka- gönül
CHATERnmiş- KANSU
vırcık bit l â ^ J ; ı âk-nin taç biü'uk bir d ıf . lâle meydana^"! . n l kırmızı bir™ *
\ otride^/bırı? P'ldı çocuk anc e‘ki bilinmeyen fc__Lasının çiftliğin, mıya başladı, cu^u hasta gül er'.tıı yatırdı la* s.ıat kadar uy; perdcıerin gol; <* ^üneşmin pençe •jlan çizgilerini se ra a\ ladaki kope ciığını, onları i',in babasının bağır ni işitti. Fısıltılar du pencerenin altır b? lı adam babasıy ynıOu. Kalkıp ne ların' dinlemek is? kımıldamadı bile bukaç söze de I J remedi. Sonrf 4 aç. } jem ek od; j ondan sonra işitmez oldu, duktr.n roııra
cuğa baktıktan konuşalım
*
and.» (
HİCAZ ŞARKI
konuşuplaklarımızda
\mBir yaz yağmuru gibi geçiverdi aşkımız Istırabın zehrini içiverdi aşkımız Çılgınca sevişirken göze geldi aşkımız
Izdırabın zehrini içiverdi aşkımız.
HİCAZKAR Ş ,<KI
Kırsa bir tel naz ile terki eşaret p,enîera Kıl kadar sevdai zülfünden fera/‘* ®y .nern Her semen bu dilbere ayrı muu eylemem Kıl kadar sevdai zülfünden era6at eylemem.
BE »ATİ
Bülbülü şeydaya döndü’' t*ehri görmez gözlerim Aşıkım Leylâmı gurhL eWe berdem özlerim Fecri yok mehtabı jk sonsuz şebl yeldadayım
Lütfen artık afitabı1 be” cemalin gözlerim
RAST
Gönlüm harap iftirakından Canım gel gö^yim seni yakından Yüreğim ya‘'y °r İştiyakından
Canım gel ereyim seni yakından.
BU HAFTANIN ŞARKISI
Şarap .»lahzeden yıllanır aşkın kalbimde yıllanıyor İkisin' bir anda içtim inan içim yanıyor İnsan kadeh dudak, dudak kadehtir sanıyor tkMnl bir anda içtim inan için yanıyor..
anneler varmış gibi k ^ ^ - 0 âJumun Ga latasaray’da Kıbrıs’> fr ^rKacJaşı var mı, yok mu, sormadım. Af* ,ko,ca liseye bir Kıb rıslı genç gelmC^ „n/ntuhakkak ki diğer ark a d a ş la r ın ^ gönjü r^ h eCe ,lnden enı'nim. Çünkü kv*' g0nJu (^ b rıs) la o k a d a r çok
^Âan bahs/"-01- şaşnıayınız, bu cansız şey nasıl o lu r j^ 3 konuşur, demeyin. Basbayağı
r. Senelerce önce Kıbrıslı sevdik- birinin bana gönderdiği bir traş ma
tadır. Biz Kıbıjı bahsetmek istiyorum : Evet, sa- Dahları prize konar konmaz konuşmağa baş- Iıyan bu küçücük âlet, bu Philips markalı âlet tatlı tatlı sakallarımda dolaşırken ondan bir takım sesler duyarım : Bana maalesef göremediğim Kıbrısı anlatmağa başlar : “ Biliyor- musun, der, orada senin sevdiğin bir mevsim vardır, kış gelmez oraya, yeşillikler eksik olmaz orada, ağaçlar küsmez, kuşlar kaçmaz, mavilikler eksilmez. Palmiyeleri geceleri tatlı şarkılar söyler, denizinde her sabah deniz kızları saçlarını tararlar, yıldızlarının söndüğü görülmemiştir, insanları ise hiç kötümser değildir. Çocuklarının avazlarında bile §■ bir melodi saklıdır. Ne İstanbul’un o bulaştı- ffl rıcı çamuru vardır, ne de pis yağmurları.. Orada senin her zaman arzuladığın ılık, tatlı, rahatlık verici rüzgârlar, gönlüne ferahlık veren yeşillikler bulunur! ”
îşte ben, Kıbrısla dopdolu olarak, yetişebildiğim kadar sık olarak size İstanbuldan Mektupları bu arzu ve atmosfer içinde yazmağa şalışacağım. “ Daha daha neler var, Anlat Allasen! ” dediğinizi farzederek size İstanbuldan birşeyler anlatmağa çalışacağın'. Ne konuda olursa olsun, size Anavatandan bir şeyler vermeğe gayret edeceğim.
Sizin hasretinizi gidermeğe çalışmakiçin...
'i l» # .* * * ? "
kınlarr£ede J'“51J,orsun? kınlarda ev veya Ç ,ftj ik
ustüne^turdujar. Admn .yaşıyorsun? Ya-
m„ „ - veya Çiftlik var
arkasm -babamın
kadar daha kaı
tşte bundan ıizi lrifciliz n olsun işittirel
bğru ilerlemef!
(Blrlıs a ;"
kor] eye
ndeledir. neyenler ve
pir zamanda yılgınlık göstl sa hak kaza (ilduğuınuz bi
i’nln ba:' destanları
ı sahlfelçrin f ,n yarattığı]
• abileceVi kı te olduğun
leceğe (fiıin Lte bulupmi Bayramımı
Sİ karanlıkta Kerka- ra giden yol üzerindeki t evlerin ışıkları sön-
iti Şehir derin bir ses- vc karanlığa gömül-
,Û. Arasıra sulardan hadler geliyor yahutta bü-
urlar boyunca uzanan yollarından bir atlının
t dizgin at koşturduğu (yoluyordu,
iünk'rden beri Türklerin thiş toplarının gümbürtü-
ürk askerlerinin ;ampet, zuma, gi-
ve davul gü e çanların yü-
sesleriyle çal- . ilk defa bu ge-
/yirmi altıncı ge- ûnete kavuşmuş- bulutluydu. üç yağan o şiddetli
bıraktığı gölcük uruyordu. yolun sağ tarafın
v 7irmer merdivenli ev- ■ jf/fJi 'birinin kapısı yavaş
la açıldı ve bir gölge soka- çtkmağa hazırlandı. Fa-
at o anda yoldan üç adamın ğÂi görünce vazgeçti,
!dü, kapıyı kapadı, eride ancak bir ı.ıum ışı-
ın aydınlattığı taşlıkta iki kydiler. Kadın üzerinde 1 bir şal atmıştı. Kollar
çıplaktı. Başında taç saçlar, kollarında inci
meli altın bilezikler var- B e m b e y a z teni mum ışı- a öylesine yumuşacıktı
r duman gibi hemen kaybolacakmış gibi gö- ordu. Erkek ise ondan kısa boylu olduğu hal-
aha genişti. Belindeki ini^e saaI başındaki tolgasıylef ırlak bi^bir Bizans savaşçısıydı.
erkeğin geri çekile- ;yı kapayıp kanada
N S 'LIGÜVERCİN
dayandığını görünce hayret-’le sordu :
— Ne var? Biri mi geliyor?
Erkek bütün beyaz dişlerini gösterir bir tarzda, rahatve sakin güldü :
— Hayır, sadece yolculargeçiyor.
— Hâlâ mı sakınıyorsunLeon?
Erkek uzanıp kadını kolla rından tuttu, kendine doğru çe k ti:
— Unutmaki benim beyaz güvercinimsin, sevdiğim ka dinsin. Mukaddes kitabı be raber öptük, beraber yemin ettik. Bizansı sevdiğim kadar seni de seviyorum.
— Haklısın sevgilim, beni korur gibi koru-de Bizansı
vorsun._ Unutma bu gece yarı
sından sonra g e n e geleceğim İmparatorun emrini yenJ'® getirmeliyim. Bizans ya son yahutta kurtuluş günlerim
y Kadının sesi mahzunlaştı .__ Biliyorum, Leon.— İmparatorun, benim ve
oVun sırrımızı bılıyor-senın
<* *
: Ra^ıp Şevki YEŞİMÜçümüzün sırrı... Bu
yoldan çok faydalandıkBu gizli yolu üçümüz-
tüfcşkası bilmiyor. Kur- fa ^ a d a r bu sırrı muha- | iyorum.
s e v ı^ , seni ve vatanımı mizin% Bu sır her iki- nasıl i\ olduğuna göre
— O gederim?daşımla ^| ece, iki arka- zaman u^L- geldiğimiz saatte uyu^k Baban o mi? %plur, değil
— UyumaV^ hasta ve k u W da 0 bir adamın si^^mgygu imkân var mı? ^^asına
Erkek yeniden dışarı baktı. Sc— tI tenhalığı görünce^,^genç kadının duda!öptü :
— Adiyosis sevgili— Güle güle Leon.— Senin odanda giz1
ğim Türk elbiselerini de kar bu gece İren.
— Ya o iki arkadaşınınbiseleri?
— Onlar berabc getirecekler, yeni
lar.— Güle güle Leon...Gölge evin kapısından fır
layınca, dıvar diplerinden sürünerek yirmi metre daha gittikten sonra karşıya geçti. Birbiri ardına, birkaç defa ardına baktı. Şüpheli bir şey görmeyince adımlarını hızlandırdı. Önce Kerkaporta- dan Paliandrona doğru bir müddet yürüdü. Sonra sola saptı, kısa bir yokuş indikten sonra küçük bir meydanlıkta durdu.
Yol boyunca surlardan sesler duymuştu. Halktan bir kısmı gecenin karanlığına rağmen surlara taş taşı yordu. Kulakları sağır edici ve dehşet verici gürültülerden sonra bu gecenin sessiz liğin bütün şehir halkına garip geliyordu. Sanki o çan ^eslerinden, o ağlamalardan
feryadardan inim inim in- ;en dç gün evvelki o kor- j c yağmuru yiyen, göl
i i s C İ c y|üu;v’3 ) K y aöd|fiı
Tefrika No : 1Gölge küçük meydancığın
sağma soluna bakarken, ileride bir gölgenin kendisine doğru yaklaşmakta olduğunu gördü. O zaman birdenbire belinden kılıcının kemerini çekti, silâhını soluna aldı, kabzasını iki eliyle birden tuttu. Karşıdan gelen adam ona yaklaşınca, onun da sol taraftaki kılıcının kabzasını iki eliyle kavradığım gördü Fakat zifiri karanlıkta ikisi- de birbirlerinin yüzlerini se çemiyorlardı. Ancak birbirlerinin kol hareketlerini far- kedebilmişlerdi. Kerkaporta’dan gelen gölge
fazla tereddüt etmeden :— Allah İmparatoru koru
sun Teodos! dedi.Karşısındaki:— Allah İmparatoru koru
sun Teodos! diye cevap verdi.
O zaman ikisi birdf birlerine yaklaştılar > geldiler, İkinci g; kısık bir sesle v o R rıldandı:
L
erkek daha tatlı bir Türk- çey le :
— Bu gece gidiyoruz dedi Sen, ben bir de Osman...
Arkadaşının koluna girdi ve mırıldandı:
— Rumca konuşalım, yerin kulağı vardır Haşan! (B u sefer Rumca sordu’) Bekliyorlar mı?
— Evet. (Haşan da Rum ca konuşmağa başladı) Hepsi geldi, yalnız Kara Murta- za yok.
— Onu beklemeyin, Allah rahmet eylesin, şehit düştü bu gün o..., Haşan birden bire durdu
bağırmak istedi. Arkadaşı onu kollarından zaptetti.
— Sssst, bağırma. E tan duyan olur. Evet Murtaza bugün şehit j bir ok gırtlağına
uıgı v a r d ır ı r -6 y kaJpnri ,s/w - -*8rkuya■ender titreme geçirdiğim duydu :
ı ^ ayır> y°k efendim. „ dedi.
“ Peki... En yakın köy kaç mil uzaklıktadır? ”
“ Yoldan gidilirse besbu- ç“j t.,.mı1' dümdüz tepedengidilirse dört mil vardır ” diye gururla cevap verdi. Babasından öğrenmişti bu bilgileri. Kendine daha çokgüveniyordu şimdi.
Fakat çocuk sabırsızlanıyordu :
Bana, ne yaptığınızı söy- lıyecek misiniz lütfen? „
„ £ k taşlar topluyorum.,, Ne yapacaksınız efen
dim? „“ Anlıyanıazsınız çocu
ğum. „ dedi. Çocuk tedirgin olmıya başlamıştı.^ Adam sözlerini tamamla-
“ Anlıyamıyacağınızın sebebi de benim bir Mucize Adam olduğumdur.
Çocuk hayli heyecanlan-! dı. ü kadar ki ne soracağını ne konuşacağını bile bilemiyordu. Kekeliyerek :
. “ Mucize gösterebilir misiniz Adam soruyu önemsemeden :
“ Tabii „ dedi.Meselâ ne yapabilirsi
niz efendim? „ ^
O Ö REC EK sîh’ 4 Coc°ukS“ m
Ş ' - y p T " yenı' rv,; tB u ,ak taslarl onun için
mı topluyorsunuz? diye bir soru daha sordu.
“ Belki... Belki........ Ç°.CL,k umduğunu göreme-
dığı için kırgınlığı çoğaldı, feozlen yaşlandı. Elindeki çi-ha ı h' y5 Te atlp yürümeğe başladı. Kurumuş dere yata- s ım geçerken çakılları tekm eliyor^ Şalgam tarlaima vardığı zaman aünmın masını işitti :
Oğlum! Bak sana ne gös tereceğim. „
Çocuk durdu. Gelmesini bekledi adamın. Yere attığı çiçekleri adamın elinde görünce öyle şaştı ki...
“ 1?u «'«ekler çok güzel değil im? „ dedi adam : “Ne yazık ki içlerinde kırmızı bir lale yok. „a “ H‘?rPyorum efendim Ama lâleler henüz çıkmadı
Şaııa bir tane yaratmamı istiyor musun?,, Çocuk sevinerek sıçradı : “ ohıLütfen... „
“ Gel şöyle oturalım. Ne- yapacağım bakalım
Oturdular. Ç0Cu”<, bü-y Î!ı gi ile iz,emiye koyuldu adamın davranışlarını. Yabancı adam, ceketinin altında, ince, uzun bir gövdeye bağlı yeşil, ova, bir tomurcuk yaratarak çocuğun görebileceği şekilde
edertV çoğu.süre g o r m odasını indi 1,'oüHan gelen lık /at odunu nepelerin biriıi gördü. Torbası, önündeki masada ketiyle şapkaüm yordu. Ç oc ıifl ,ra şmt- —“-"u r, yolunu « ^ t a r i •lı' /. Siirf dar b i r sem.. „ “ babası: 'in söyleyip ;nti neye, nic y lıyanir^f'
%
konuşufduğum değil mi? „ di çe sordu : “ I lum!. Hem -
ğun koı kekeliye.
“ Ne }“ Bilm
ma. G1 y ş c e ^ r >li;^Odadan çıkr babası kolun “ Kibar ol o £ adama doğru üzerine yemiı böylesini anls adam : “ Kısacî1 latayım. Kor: yok. Hepinizi'0' ^ göstereceğim. avludan üç \ çayırlı k ö y ü ğ i^ bir afeılgrtK toprak Bentle ak taşlarımla „ rağılsınırlıyacağım. S dığı/n bölgenin içine h
solanı yacaklar, iç lirşey almıyacaklar, in içinde olacaklar#
mıyacaklar ve kin ;arıştırmıyacaklar. kar bir yıl yürürlük;
imdi anne._ mın edebilirsinisin? i,Çocuk cevap ve “ (iel çocuğum..C
abası kollarınd ı/ // “ Adam, deme!/ (m t
İ'emin etmezsen î)i<Ç nkâr etmiş olacaksın.
:i inkâr edecek vilöı ıa? „ Babası bir dalla
gıktan sonra çocuk \ |Devamı ya"
s a b r !Sabri
lı K /
elini uzattı. * * jmıTsun / CZ A f / ^ L
YlKARDİKKAT: Her üç paket TEMİZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardağı
HEDİYE verilir.
MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR
![Page 4: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin](https://reader036.vdocuments.mx/reader036/viewer/2022071105/5fdfd46f7ba0ca620845cd3a/html5/thumbnails/4.jpg)
•SAN. 1963
I h a y a t ı v e a ş k ım m
Çıktı'
ga gU
güçlük parasız hi yın hayat mamasını bahsetm egini örtrr' | _ _ Tutulan ?pra^/ar,nflih a lle d ilirce açtı ıattSf r p g ‘zete ola ,n/e
ilerlen fu la r laşu rası* d(J«n ı ko: nı;ın X) akşam ç>"yie {dükleri -d ır ; a>k o ş m u ^riy et’Ama imün
MUREN
■
•DEVRİM. 23. NİSAN.
Türk Kibrisin yen\ çıkan büyük siyasi gazetesi (DEVRİM) ilk neşir gününde vatandaşlarına Türkiye’nin yetiştirdiği eşsiz sanatkâr Zeki Müren ile yaptırdığı resimli bir röporl^ serisini bugünden itibaren sevgili okuyucularına sunmakla bahtiyardır.
Bugünden itibaren bütün halatını hususiyetleri ile önünüze sereceğimiz Zeki MUren’i bir sinema şe
ridi gibi takip edeceksiniz.İstanbul’daki mümessilimiz tarafından hazırla
nan bu röportaj serisini dikkat ve itina İle nazarlarınıza arz ederken (DEVRİM) gazetecilik hayatında yeni bir çığır açmış olmanın zevk ve heyecanı içindedir.
M UHTEŞEM BİR V İLLA D ATAÇSIZ W I /
BUL1 2 3 4
i □ □ □ □ □ □ □ □2 □ □ □ □ □ □ □
Cidarı S . nolC«l«‘ da,ma si>’ah gözlükleri İle Zeki Müren ®ep edl,'n “ ........■-' n ÎS m ) •»kuyuculan için hediye e f i l fotosral v
2 - D o ğ ru lu ^ "' ûest din düşü hib olan Namus-'»*»»-----
' t n ı t f l .
ve hakları var.Var ama milli bank?1®,r‘f
mızdan birinin inşa ettirdiği bu rna" «ilenin sakinlerin ne- (ien A m e rik a lıla r te şk il cdı
bu neden böyle mı diye- Bakınız sebebini
■jcoViSh i l ali ve Mağazası; BURCU : ( TATÜRK MEYDANI
in vazgeçin. İst » umut etmediğini' 58, Girne Caddesi
BOCA BURCU: ( T e l : 57 8 5 ti yıf olsanız da üzüntı
berler alacaksınız. ZFKO ŞA — K IB R IS İKİZLER BURCU.
kurmaktan vazgeçir G elm iştir-yapabileceklerinizi uygun giyim eşyasıtıracaktır. elbiseleri
YENGEÇ BURÇ caup* kjqz ve tw;n setlerki haklısınız ama 1 caKet’ blüz> ve tw,n setler • . — ngin kolye ve parfüm çeşitleri
T E rk e k spor caket ve pantolonlar-,* Her kalitede gömlek ve kıravat
* Trençkot ve kabardinler* Çocuk elbiseleri ve jıponlar
* Kadın, erkek ve çocuk mavo veiç çamaşırları* El çantaları ve seyaha: va
tizleri* Battaniyeler, yatak çarşaf
larıÜUttLU. I / ,
. gidecektir C * vs. vs. vs. vs.i ber alacaksınız. KABET KABUL ETMEZ
OĞLAK BURCU hayatınız gerçekleşiy______________________________ _______„
* KOVA B U R ^ 'J^
yor,çeksiniz.
■ " s r i ı ı . » m » » £
Evet, Anavatanın zümrüt bir parçası olan Türk Kibrisin hasretini çektiği bu müstesna sanatçı Zeki Müren
;er Türke has bir misafir erlikle adeta minyon bir
mijfrı itina ile dekore edıl- diven^&ıundan mermer mer-
l ç i ^ b i t kata iniyoruz. lonunun^V^ ve yemek sa-
î i !
I I
•: 2 a , , n
ğınız bir konuyılmamağa İLIK BUP
/da son { ediniz. Sigarla Ltd. $tf. x
JUnNIZIN KORUYUCUSUDUR '
iö N EŞ Sigorta^ H İY E T T ik lGARANTİDİR SÜRATTİR
i « '.0 4 \ft.30 Habı 07.45 Saz Türk müi:08.00 S uî şarkılar 08.30 Seç»09.00 ÖZf
ri
11 o 12.4dan .12.58 Fal 13.30 Haberle,13 45 Kapana
« T a S T İ LTD' ş n ı a ? Ş S S . ’S S L î> Lefk'’5“18.25 tkl Marş18.30 Özel 23 Nisan prog- 19.20
İYİ SİGARA DOSTUNUZ’KötUsU Düşmanmızdır \
Türk sigaralarının nefaseti ve nikotin nis- betinin düşüklüğü bütün dünyaca tanınmıştır. Bu hakikati tahliller de teyid eder.
Türk sigarası içerek sıhhatinizi koruyunuz.
TÜRK TÜTÜNLERİ (KIBRIS) LTD. Şti.rınnr_ j-ıj-.nrn-(vnnnnrM~ı m
kamaşuiv.sükûnet sevenlerin oturabil-neleri için her türlü ihtiyacı giderecek konfora sahip de t ndan.
Maliyeti bir hayli kabar- rr. ış veya kabartılmış bu ma- hüllede kira bedelleri pahalı m pahalı.
Her kesenin harcı olmadığı için doları su gibi harcıya!) Amerikalılar buraya hur ya etmişler de ondan.
Amerikalılar gider de biz duıur muyuz? Bizim sosyete düşkünleride tut elini Levendin yolunu bul demişler.
î: 5te bu suretle de birbirine parelel asfalt yolların etrafını süsleyen çeşitli Akasyaların ortasındaki Dördüncü ' Levent mahallesi Istan- buljn sosyete hayatına düşkünlerini bir anda Topağa- cından buraya rahatça çeki- vermiş.
Sosyete sözüne sakın hiddetlenmeyiniz. Şu kısacık dünyada iyi yaşamasını bilen ve mali bakımdan bu tarzdaki imkânlara da sahip olanlar elbetteki Topağacı, Dördüncü Levent, Adalar, Yeşilyurt, Suadiye gibi müstesna yerleri tercih edecekler. Ayıp mı bu sanki?..
Hiçde değil;İşte bunların arasında zen
gin olduğu kadar rahatına düşkün, sükûnete alışkın olanlar da birer ikişer Dördüncü Levendin sakinleri ara
P^Mia karışıp kaynaşıvermiş-
Günün'skirinde biz de bu mahalleninNdüzgün asfalt yollan üstündKbirini aramağa çıkdık. Bilinizi x bakalım kimdir ^ »n rd ığ ım ıav ,
rsızlanmaymız. ^ r a dığımızı siz bulamazsınlz.
Hem bulsanız da ana vatan-dan uzak yavru vatanda olduktan sonra onu aranızsa kolayca bulup doya, doya seyredemezsiniz. Onun için geliniz biz size kimi aradığımızı şuracıkta anlatıverelim.
AKAĞAÇ SOKAĞI Elimizde beyaz bir kâğı
da yazılmış şu adres var:Dördüncü Levend Akağaç
sokak No. 6.Bindiğimiz otomobilde yalı
nız biz değiliz. Bir de, radyolarınızın başında ana vatandan Türkün ana musikisini dinlerken piyano üzerimdeki hünerli parmaklarından çıkan namelerinden tanıyacağınız bir dostumuz da var. Onun adını söylemeyi şimdilik bize bağışlayın. Arabamız, Dördüncü Levendin alt asfalt yollarından birine saptı. Sağda yeniden restore edilmiş dışı kırmızı — beyaz yağ 'ı boya ile badalanmış, yan- deki bahçesinde ayni renklerle ihtişamını muhafaza eden bir otomobilin durduğu ka- •-'“ ■n önündeyiz.
DJile basmamızla kapının etraf .sı bir oldu.köPşktenbuka^ ÎKEİSSÜ*1-şehrftyin vardı. Bütün bahçe, çamlar ve ağaçlar tepeden tırnağa kadar ampullerle bezenmişti. Beyaz smokinli erkekler, zarif ve güzel tuvaletli kadınlar, ışığa koşan tropik kelebekler gibi rengârenk, oradan o- f
nınYerdeki” __levizyonlu yanda itina'
salocnun etra!zarda lise iikanlıyı andffl taçsız kralı, li siyah bir i;
noktası
ınsa- açıyor.
jnda te- öbür
niş
İBUNIna noktası t* ... ,daracık bir papuısauısj -E yah bluz ve £ ua puı u? ’— 'î? ler... Bu k ıyc^ ır ile Zeki Müren çok şirin olmuş doğrusu.
Onunla karşı karşıya kalmak kolay da, istediğimizi alabilmek daha doğrusu baklayı ağzından çıkartabilmek belki de çok güç olacaktı. Vakıa şimdiye kadar Zeki Müren ile yüzlerce röportaj yapılmıştı, fakat bunlar onun ifadesi mi idi? Veya bunlarda hakikat payı ne kadardı? Bu nu bir türlü kestirememiş-
7EKt MÜREN : Bin bir itina iie döşenmiş küçük bir^nnâ'^djkren,soanrarnprmer merdivenlerinden yavaş
tiniz) cffiKtim. Zira, dar çabuk
kardeşlerimin temsilcileri beni ihya et
mekle bir lokalda rakı kadeh lerinin tokuştuğu sırada gör mek arasında bence büyük fark olmalı idi nitekim de vardı.
Bu sebeple sanatçıyı sıkma dan ve üzmeden yavru vata nın yepveri bir gazetesine onun sesini, onun rengini ve iihayet onun havalını nak-
[ lâzımdı.
n iin d e P ettiği FilozofUUIIUGII 1e 1079 da dogan veM kadar hareketli geçen
Sür’atle geçen yıllan tft$3k m yapmak hiç de kolay olmasa gerek, gene de biz yaşadığımız günlerin üzerine ko- layca eğitebiliyor, kolayca dünün anılarıyle başbaşa kalabiliyoruz. Bunun nedenini sormayınız, çünkü olaylar bizi değil, biz olayları yaratmışız gibi bir halimiz var. Hep onların içinde kaldık, onlann içinde yaşadık.. ,
Henüz ilk okul öğrencisi olaraV kalem kullandığımı söylersem, gülmeyiniz bana. Bu olayda gerçeğin pâyı büyüktür. İlk okul sıralarında iken rahmetli C.M.Rifat’m ‘‘Masum Millet ” adlı gazetesiyle işe başladığımı söylersem, yalan söylemiş olmam. ‘‘Masum Millot” te önceleri haberler yazıyordum. S o n ra n fıkra yazmağa başladım. “Masum Milletfdev- ri devrin sömürge idaresi tarafından k dığı günlerde M. Fikri bey tarafından “ H gazetesi yayınlanmağa başladı. Ben btı~ cük yaşta, kendimi “ Haber ’’ ailesi ar; buldum. İyi, kötü birşeyler yazıyordum
Daha sonra sırasiyle “Vakit”, “Kurun” ■;“ Halkın Sesi ”, “ İstiklâl ” “ Memleket” söz”, ‘‘Bozkurt’ en sonunda da yeniden kın Sesi” gazetesinde yazılarıma devaı Yazıcılık hayatımın başlangıcı ile bu sında uzun, hem de çok uzun yıllar yılların bugün için teker teker hesabı mek biraz güç. Ama gene o günlere eğilme-; nin, o günlerin anılarıyle yaşamanın heyeca nını duymuyor değilim.
Bu devrenin hesabı şöyle, böyle otuz yıl Rİ- bi bir zamanı içine alıyor. Otuz yıllık yazıcılık hayatından sonradır kİ, bugün bir basımevine, bir gazeteye sahip olabiliyorum, otuz yılın denemeleri, bize birşeyler öf bilmişse, bunları “ Devrim ” sütUnlan okurlarıma vermeğe çalışacağım-
Biz “ Devrim ” de hergün yeniye, güzele gitmek sorumluluğu içindeyiz. Bu sorumluluk toplumca ulaşılacak gayelerin başında gelmektedir. Hergün kendi düşüncelerimizin dışında, okurlarımızı da dinliyecek, onları dileklerine gerektiği bir şekilde, “ Devrim ’’ sü tunlarında önem vermeğe çalışacağız. B memleketteki millî varlığımızı korumaktaki renmelerimiz yanında, başarılı bir gazc* bilmek için de hiçbir fedakârlıktan kaçı cağız. Bu fedakârlıklar bazan manevi da madit olacak. Fakat maddeye davranışlarda da kendimizi g?jste şacağız
İnançlarımızın tazelisi, dürü» de, toplumumuza bir de oig^ilmimle ım kânılll «g Iiyab ll\ rse^ L Ze|'® ^***1
sonsuz bir bahtiyarlık, gayeye diği heyecanla, sonsuz bir gurur tesknT.rt V*
Hemen söyliyebillrlz ki, hiçv,iT şahsiyata kaçmıyacak, hiçbir zaman *«.r' veya bunun gayelerine ilet olmıyac Olaylara objektif bakacak olan “Devrim” sınıf halkın gazetesi olmak yolımda, tnüc leşine devam edecek, topluma, kendi nıe leri içinde ışık tutmağa çalışacak.
11.000 STERLING ^Bu hayat Sigorta poliçesi ailenizM en
büyük istikbal ve menfaa^fTTrT‘f c T I cc*er Bir gece ölmüşseniz ailemiz 1 9 9 3 senesine1 dar senede £300 alacak; yani 30X£300- — lira. Keza ölümühüzden sonra ailemi £2000 tutarında yekûn para alacaktır. Demek ki Şahsınız için sigortanız £11.000__Ji \radır. Keza emekliye ayrıldığınızda vaşadıl ğmız müddetçe fpydalar ve nakdi paralar. I
VERGİDEN VE MUAF TUTUL!IRSUNU;| Haftada ödeyeceğiniz taksid 13/ — asg^t Haftada ödeyeceğiniz taksid 15/— azami'
Müracaat: NDER ACENTELİĞİ -vkaf tŞ HANI
LEFKOŞA T e l: 5932
HAŞAN CEVDET OSMAN Asmaaltı No. 21
DOĞRULTMACIHer çeşit marka, taksi ve otobüsleı1
rultulabilir. Prensibimiz temiz iş vc 1Ziyaret etmeniz menfaatinizedir
şjrder. üel bir yapayım 1 şeyden öne. ahmağın biri'
Göğsümdeki - lûk fıkırdadı:
— “ Nasıl Murat, şimdi
hâtıralarını itiyorduk da
) gazete içm...”Güzel kız, canı s ık ılm ış» » » » » » » » . .
m V
HÜSEYİN ŞİŞMANMAĞAZASI
Her nevi ucuz bakkali ye çeşitleri yanında malzemeleri ve içki çe şitlerini ucuz olarak her zaman tedarik edebilirsi niz.. Prensibimiz az kâr la fazla satış yapmaktır, Deneyiniz. Ziyaretiniz menfaatınızadır.
H. ŞİŞMAN Tel: 5606 Lefkoşa.
P L A K MERAKLILARINA
En son çıkan her çeşit 45 devreli Türkçe İngilizce plâklar müessesemiz- de satılmaktadır.
FOTO ŞIK Lefkoşa
Tel: 72232r 4
Ev VE ARSA SAİKöşklü Çiftlik’ı
Costantia (Türk ler Bürosu’na yakıl iyi durumda ucuz dehven fiata boş satılıktır. Ayrıca şa içinde satılık vardır.
SALİH ERTC Yediler Sokak
Tel: V
GİRNEDE SAT ı EVLER ,
“ Blue House nıe\j kiindeki Habart't'.ııı a l mış olduğumuzr'mal'i ikinci bölümünün şına önümUzdelti başlanacaktır, mede kolaylıklar pılır.
Müracaat adre Sabri
Glrno %♦♦♦♦♦♦♦♦♦»<
MAAD TARAFINDAN SAYISAL OÇTAMA AKTARILMI^ÎII/
![Page 5: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin](https://reader036.vdocuments.mx/reader036/viewer/2022071105/5fdfd46f7ba0ca620845cd3a/html5/thumbnails/5.jpg)
'İM. 23. NİSAN. 1963 SAYFA : 5
Kiiçiik’ iin Devrime Beyanatı Oenktaş'm Devrime Beyanatı Dul Kadınlar Nasıl( ‘■inci sayfadan kalan)
Halk KulUbU’nde başlar idare kurulu ve Uyeİer- Ufei kurarak, devrin hü-
|l>nc yazılı ve yazısız mü- i'trda bulunduk. Bizim
ıcaatlarımız karşısında • lideri, toplum yararı- -mücadelemizi destek-
bilâkis köstekleyerek, 1 aliyetlerimize set çek-
/orlardı. Merkezi Hü- ezdinde bizim temsili olmadığını ileri sürü-
çalışmalarımızı battalı
men bütün gücü- ınütadele ediyor, Türk
indeki haksızlığa, tngiliz ürlerinin keyfi kararlarla
günleri yasak edişlerine ı davranışlarda, protesto-
bulunuyor, öğrencilerin lardan tart edilişleri karda şahlanıyor, gücümüzün gi nisbette bu haksızlık- mücadele ediyorduk, mücadele esnasında ku- sık sık polis kuvvetleri
ından baskına uğradığını yor, fakat gene de müca- nizden geri kalmıyorduk, r defasında baskına uğra- Polisler ruhsatsız toplantı iğimizi ileri sürerek, aley- zde dâva ikamet ettiler, t bir müddet sonra da da
rını geri aldılar.O günün gençliği, bugün- iibi, milli dâvalarda yarar- iıyor muydu ?”
Halk kültür, eğitimi değerlendirmeğe başlamış, bir yandan da sanaimizin gelişmesi için sonsuz bir mücadeleye başlamıştık. İşte bugünkü çarşıyı, dünkü mücadelemize, bugünkü kültür seviyemizi de dünkü çalışmalarıma borçlu-
^ A t L E MAHKEMELERİToplumun diğer bir derdi
de Şer’i Mahkemelerdi. Bunları ortadan kaldırmak, medeni kanunu kabül ettirmek için bıiyük bir savaşa giriştik. Evkafın toplumumuza kayıtsız, şartsız devri, teslimi için mücadeıemiz de hürriyetlerine kavuşturmak için, mücadelemiz de bugünlere tesadüf eder. Okullarımızın da durumu iyi değildi. Onları da hürriyetlerine kavuşturmak için, mücadele etmek zorundaydık. Bunların halli, pn- cak senelerden sonra, yaptığımız mücadele sonunda tecelli edebildi.
Burada bir hâtırii'.ı naklet meden geçemiyeceğinı. Türk cemaatı medenî kanununun tatbikine uğraştığı sıralarda Lefkoşa Komiseri iki polisle beni dairesine çağırttı. Gittim. Hemen ayakta şunları söyledi:
“ Siz ne bahtiyarsınız ki,' dört kadın alabiliyorsunuz, tstediğiniz zaman da “ Benden boş o l” diyerek, kapıdı- şarı edebiliyorsunuz. Bu, dininize uygundur. Biz İngil'S”
günün gençliğini hare-_ler sizin ve etrafınıza aldığı-l geçiren hükümetin yersiz {aneleleri, onların dinamiz-
daha da artırıyor, daha :iıvvetlendiriyordu. Bu du- karşısında, gene harekete
m Halk kulübü Milli Gün- tes’it ediyor, milli oyunlar sil ederek, halkın büyük lirlerine mazhar oluyordu.
LKIN SESİ’NtN YAYIMLANMASI
oplum yararına olan mü- ılemiz daha da kuvvetlen- ek, daha da genişletmek siyle 1942 yılında “Halkın
gazetesini yayımlamaya dik. “Halkın Sesi” Halk ü üyelerinin teşvik ve mlanyla yayım hayatına
yordu. Toplumun uğradı- haksızlıklan bertaraf et- \çin, etrafımızda toplanan larla büyük bir mücade-
k giriştik.
lücadelemiz başarı ile de- ederken, Belediye seçim-
geldi. Bu seçimlere katlık, daha önce siyasi hayat- îtmücadele edenlerle çetin
ücadele yapmak zorunda "dik. Halkın bize gösterdi- timat sonucu, selimleri kabir çoğunlukla I .azandık, sonuç bizi harekete geçir-
ğe zorladı, halkın desteği i- Milli Birlik’i kurduk. Ada- her tarafında şubelerimizi
ık.■Siyasi bir teşkilât olarak kımızın uğradığı haksızlığa ■şı isyan bayrağını çeken 'İli Birlik, devrin idarecileri- ı tehdit ve baskılarına rağ- n, mücadelesine korkmadan 'am etti.
I İNCİ DÜNYA SAVAŞI
ıdcadelemizin çetin günle- |ı}e İkinci Dünya Savaşı pat-
ı verdi. Çıkarılan yeni ka- 'ılarla mücadele etmek zoru Jıl oldu. Bu kanunlar gere- |ce, toplumumuz açık bir isızlığa uğratılıyor, malları Fılâk ediliyor müsadere edi- L'rdu. Hatta Kıbrıs Türk Linin keyfi bir kararla Lâp-
| a nakledilmesi, binanın da judomuz ahin haline getiril- î i i bizi çileden çıkarıyor, mü lele gücümüzü artırıyordu.
1 Halkın Sesi’ndeki mücade- ad safhasındaydı. Tam bu
9da gazetemiz gene keyfi kararla kapatıldı. Buna
nen gene de yılmadık. Et-** ndalp arkadaşlarla, daha
Eletli bir şekilde mücadele- fgiriştik. Kahvelerde kulüp- llde genel efkân aydmlatmtk |n kampanyalar açtık. Hal- ! uyanmağa, ayakta durmağa jv et ediyorduk.ÎLefkoşa’da sahneye koydu- jımuz milli bir oyun, halkımı-
büyük takdirlerine mazhar ^luk. Polis âsayişi koruyama-
sinemanm kapıları kırıldı, muazzam topluluğa hitap
ıtik. Halkın > .yecanları bir [tadar daha lamçılanmıştı.
tşte bundan sonradır ki, se- izi lrtjjiliz makamlarına bir-
P olsun işittirebilmiş, gayeye jğru ilerlemeğe başlamıştık.
nız birkaç çapulcunun isteği ne göre, hareket edecek deöi- liz. Biz burada Islâmivetin müdafii bulunuyoruz. Eğer daha ileri gidecek olursanız, size güneş yüzü göstertmıye- ceğim.
EVKAF MESELEMİ/ Diğer bir hâtıram da, hem
bende çok acı yankılar uyandıran bir hâtıram da E vkafla ilgili. Evkafın halkımıza kayıtsız şartsız teslimi için mücadelemizi devam ettirirken, hükümet gene bizden kuşkulanmış, devrin Valisi bizi makamına çağırarak, haykıran bir sesle şöyle dem işti:
“ Ancak İngiliz Hükûiıie:' hanta üzerinden silindiktin sonra, Türk cemaatı Evkafa sahip olabilir. ”
TÜRK TOPLUMUNA MESAJ
Cumhurbaşkan Yardımcımız Ekselans Dr. Fazıl Kü- çük’le, dünün acı, tatlı tınıları içinde dertleştiğimiz ou sırada, sözü günümüze getirdik, ondan Toplumumuza hitaben bir mesaj rica ettik. Açık kalbiilikle şu mesajı verdi:
“ Bugünkü duruma >;e’ince.. Cemaatımız seksen iki yıllık sömürge idaresinde çok umutsuz ve kara giinierie k::r şı karşıya geldi. Fakat milli inancından en küçük bir fedakârlık yapmadan mücadelesine devanı etmesini bildi Belki bugün bir istikraı- sızlık içindeyiz. Bu hiçbir zaman kuveyi mâneviyemizi zayıflatacak, bozacaK bir Keyfiyet değildir ve olmamalıdır.
Türk Cemaatının haklı bir dâvası vardır. Cemaat' ın;z kendi hakları peşinde koşmaktadır. Adada yaşıyan her unsurun hissiyatına ve haklarına tecavüzü asla aklın dan geçirmemektedir. Bugüne kadar da böyle bir harekete tevessül etmiş değiliz.
İkinci dünya savaşında ortaya çıkan İnsan Hakları Prensipleri biz Türk cemaatinin politikası ve takip ettiği yoldur. Bu Adada yaşıyan yüzyirmi bin Türkün, bu Ada dan ne bugün ve ne de ya/m koğulmasına, mahvolnıas na imkân vardır. Yeterki başlat tığımız şerefli mücadeleyi sonuna kadar devam ettirebflıi- lim.
Hakkından ve yarınından emin insanlar olarak, önümüze çıkacak maniaları Birlik halinde yenebiliriz. Bu bakımdan hiç bir endişeye düşmememiz gerekir.
Bilebile imzalarını koydukları anlaşmaları tek taraflı bozmak yoluna gitmek, Türk cemaatini esir ve köl3 nıesa- oesıne indirmek em n olalıtıı, H imkânsızdır.
Kanun çerçevesinde uzun yıllar mücadele ettik. Sonuç bizim için zafer oldu. Bu de- faki mücadeleden de zafer.e çıkacağımızdan en küçüK b r şüphemiz dahi olmamak
Hepimiz biliyoruz ki, milletlerin ve cemaatlerin y a k ması, hürriyetlerini idame et- lıraıesi, ancak fertlerin inan cini ve kuvveyi mânevyet n> ayakta tutmak, bozmamakla kabildir.
(Birinci sayfadan kalan)İyi yazabildiğim için değil — başkalarına nakletmek istediğim his ve düşüncelerim olduğu için.
-Anılarınızı bir kitap halinde yayınlamak düşüncesinde misiniz? Bilhassa mücadele yıllarının anıları hem si/in, hem de bizim için çok enfo- resan olsa gerek.
-Mücadele yıllarının anılarını yazmak istiyorum. yüzlerce, binlerce notum vardır Gelecek nesillerin öğrenmesi gereken birçok hususlar mev cuttur fakat vakit çok dar ; mücadelemiz çetin. Vakit bulamıyorum.
•BugiinkU mücadeleden Türk Toplumunun muzaffer çıkmasını candan ve gönülden özlüyoruz. Fakat sizin gelecek için düşünceleriniz neıeıdir?
-Türk toplumu bugünkü mücadeleden muzaffer çıkacaktır.
1878’den bu yana geçirdiğimiz merhaleler elle tutulur şekilde leyhimize ceryan etmiştir. 1955’de başiitıhn ENOSİS mücadelesi le/himi- ze olmuştur. Akıl ,ve mantıK bugünkü düzenin muhafazasını ve Anayasa çerçevesi dahilinde iki cemaatın huzura
'kavuşarak işbirliği yapmastm emreder. Bu yapılırsa Türi- Cemaatı hızla yükselene1? ve Kibrisin refahı için uhdis!ı>e düşeni yapacaktır. Fakat bu yapılmaz ve ENOSİS m üca-.. delesi devam ettirilirse ve bu mücadelenin icabı olarak da bugünkü huzursuzluk ve gerginlik artırılırsa Türk Cerıa atının bu durumda kaybede- ceceği bir şey yoktur. Hak ve hukuk yolundayız. Garantilerle teminat altındayız C,alışmak ve var olman azmindeyiz. Geriye dönmeyiz ; dönmeyeceğiz.
-Genel efkârı her zaman ra- hatsızar eden bir soru v
-Acaba ne olacağız? diye so- bu soruya kendi açınızdan nasıl bir cevap verebilirsiniz?
Acaba ne olacağız? diye soru sorup endişe edenler varsa bu sorunun cevabını kendileri vermelidir. Hakkını, nu- kukunu bilen insanlar bu hak" lara tecavüz edildiği zama-ı bunları korumasını da bilmeli ve haklarını sonuna kadar korumak kararının .'erdiği serin kalblilik ve huzur içinde mücadelesine yılmadan devam etmelidir. Kıbrıs Türkünün bugünkü durumu ve tutumu budur.
-Karsı tarafın sık sık Anayasayı ihlâl eden bazı davranışları oluyor. Bu durum memlekete bir huzursuzluktan başka birşey getirmiyor. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? Bunun ;inüne nasıl geçilebilir?
-Halkımızı korumak azmi ve kararı ; işi sokak politikasına dökmemek basireti; el birliği, gönül birliği ile <;aiış- mak ; karşılıklı itimat bugiin-_
kü dertlerimizin çaresidir.
-Bu günkü durumuyla Belediyeler konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
-Mahkemenin kararını bek-liyelim. Sonra yine 'konuşuruz.
-Gerek basında gerekse siyasi çevrelerde sık sık bir “ müdahale ” meselesi oı raya çıkıyor. Siz bu müdahale konusunda neler düşünüyorsunuz?
-Garanatör devletlerin Anayasayı korumak için müdahale hakkı sarihtir. Bunun şekli ve zamanı ve gerekip gerekmediği garantör devletlerin tayin edeceği bir iştir.
-Türk toplumunun geleceğini nasıl buluyorsnuz?
-Çok iyi, çok parlak buluyorum — çalışmak ve parçalanmamak ; küçük hesaplarla kendi Cemaatimizi harcamamak ; Anayasa altındaki hak larımızı korumasını bilmek şartiyle!
-Türk Toplumunun iktisa- den kalkınması şart. Fakat bu iktisad savaşı için ne gibi imkânlara sahibiz, ne gibi çareler düşünülüyor?
lktisadw kalkınmamız ieın bugün elde mevcut imkânlarımız çoktur. Son 2 sene zar fında kooperatif yolu ile yapılanlara ve bu sene yapıla-' cak olanlara bir bak n z.
-İktisaden kalkınmamız için bir raya gelmesi ve bir
(a) Müteşebbis kimselerin konuyu ele alm ası;
(b) Plânlamak;(c) Malt imkânlar (a)ve
(b) nin yapıldığı her yerde Cemaat olarak malî imkânı temin tde- cek bir durumdayız. Fakat “yardım” isteyip de iş yapamayacak durumda olanlara bu im
kânları veremeyiz.Bu imkânlar hudutsuz de
ğildir. Bunları halkın ve-gi yoluyle, Cemaat piyangolarını bol bol almakla, Cemaat bonoları fyakında çıkacaktır) alm akla; Cemaat mallarım korumakla ve inkişaf ettirmekle artırması ve geliştirmesi icap eder.
Şehirlerimizin imarı hususunda zenginlerimizin ellerini ceplerine atarak köhnemiş mallarım imar etmeleri gerekir.
Lise ve Üniversite gençlerimizin ise Cemaat bünyesini tetkik ederek “ iş yapmak ” yollarım aram aları; masa başı işlerin peşini bırakmaları icap eder. Maarif olarak bu yola giriyoruz. Fakat zamana ihtiyacımız vardır
Rahat hayatı, garantili maaşı unutup, el, kol ve kafa emeği ile hayatımızı kazanabileceğimiz yolları seçmemiz şarttır.
-Türk Toplumuna başka diyecekleriniz var mı?
Gelecekten eminim.Kıbrıs Türk toplumu bu
günkü imkânları ile hız:e yük .selecçktir. Rumların ayak patırtısına kulak vermeyelim. -
KandırılıyorKendine Hitlerin şahsi pilo
tu Kont von Blumensu ” adını veren şahıs Alman kadınlarına savaştaki maceralarını anlatırken bir taraftan onların kalblerini, öte yandan ceplerindeki paralarını çalmıştı.
Polis hayatında üniforma giymemiş olan bu kişiyi yakalayıncaya kadar, “ güzel Erich ” adıyla bilinen adam, birçok dul kadını evlenme va- adıyla kandırarak soymuş bulunuyordu.
Blumensu, Batı Almanya’da yüzlercesine rastlanan jigoloların yalnız bir tanesidir. Bu memlekette bu kadar fazla ka
nın sebebi kadın bolluğudur. Federal İstatistik Bürosu, son savaşın sonucu olarak, Batı Almanya’da en az iki milyon kadının asla evlenmiyeceğini tesbit etmiş bulunmaktadır. Memlekette erkek kıtlığı vardır. Bu sayıya her yıl dul kalan kadınların sayısı da ekleni- lirse, profesyonel kadın dolandırıcıları için alanın ne kadar geniş olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.
Bir polis sözcüsü, kimsesiz ve yalnız olan Alman kadınlarının bilhassa kış günleri çok kolay tuzağa düşürüldüklerini
dm dolandırıcısının bulunması-^.söyleyerek kabarık dosyalara !
işaret etmiştir. Yalnız kadınların kışın bütün mantığı ve aklıselimi unuttukları ve kendilerini kolaylıkla profesyonel soygunculara kaptırdıkları anlaşılmaktadır. Bu pisikolo- jiyi gayet iyi bilenler, kadınlara ustalıkla yaklaşmakta ve daima ayni sualle onları avlamaktadırlar. “ Artık yalnız kalmak gerekli mi? Hayatlarımızı neden birleştirmiyelim? ” Aldatılan kadın ancak bütün hayatı boyunca biriktirdiği paralarla müstakbel kocasının ortadan kaybolmasından sonra kendine gelir, fakat çok zaman iş işten geçmiş olur. Zira dolandırıcı bulunsa bile paralar suyunu çekmiştir.
Kadın bolluğu dolayısıyle Batı Almanya, profesyonel ji golo dolandırıcılığının en çok olduğu memlekettir. Duru
mun gerçekten çok kötü olması karşısında polis, yalnız ve kimsesiz kadınlara “ herhangi bir erkeğe, çok düşünüp karar vermeksizin güvenmeyiniz ’’ tavsiyesinde bulunmak mecburiyetinde kalmıştır. Fakat buna rağmen olay sayısında bir azalma kaydedilmemektedir.
Aldatılan kadınlar, durumun farkına varınca büyük bir şok geçirirler ve bundan dolayı Alman polisi prafesyonel kadın dolandırıcılarına “ gönül ve can hırsızı ” adını vermiştir.
Yalnız kadınların ekseriyeti, jigololarla gazetelere varileıı ilânların yardımıyla tanışır. Bu ilânların bir kısmı niyeti ciddi erkekler tarafından verilmekteyse de bir kısmı Blumensu gibiler tarafından verilmektedir.
A N A V A T A N B Ü YÜ K LER İN E Tebrik Telgrafları Gönderdi
Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fazıl Küçük, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü ile Dışişleri Bakam Feridun C. Erkin’e tebrik telgrafları göndermiştir. Telgrafların tam metni aşağıdadır :Sayın CEMAL GÜRSELCumhurbaşkanıAnkara
İstikbalin ümidi olan yavrularımıza Ölümsüz Atatürk’ün armağan ettiği 23 Nisan Milli Hakimiyet ve Çocuk Bayramı Türkiyede olduğu gibi Kıbrısta da yavrularımız tarafından ellerinde bayrak, kalblerin- d iman ve Atatürk sev gisi olduğu halde istikbale emin nazarlarla bakarak kutlanmaktadır. Sizin ve Türk Çocuklarının bu büyük bayramını candan kutlar yüce Türk Milletine saadetler dilerim.
FAZIL KÜÇÜK Cumhurbaşkan Muavini
Sayın İSMET İNÖNÜ BaşbakanA nl/nra
Büyük Atatür’ün “Ha kimiyet Milletindir” diye gürleyen sesi bütün canlılığıyle bugün kulaklarımızda çınlamaktadır. Biz Kıbrıs Türk leri sîzlerden aldığımız iman ve kuvvetle bu Büyük Bayramı kutlamaktayız. Çocuklarımız Türkiyedeki yavru kardeşleriyle birlikte kalblerinde ayni iman ve ayni inkilâp ruhunu
Buzlu « g ü n e ş »limonatası içiniz
i!
LOZAN OTOBÜS NAKLİYAT VE TAKSİ ŞTÎ.
Bütün Seferlerimizde Büyük Dikkat, Büyük İtina
YOLCULARIMIZIN HER TÜRLÜ KONFORU İÇİN HER TÜRLÜ FEDAKÂRLIK
<***'•.
İr. Küçük’ ün 23 Nisan Mesajı(Birinci sayfadan kalan)
İni sağlıyacak hedefe ulaş- Vığa çalışmalısınız. Mania-
korkunç engeller sizleri >n\ 'eye düşürmesin. Hayat nüaıdeledir. Mücadeleyi bil- neyenler ve yahut en erken lir zamanda miskinlik veya ılgınlık gösterenler yaşama-
;a hak ka*anamaz. Mensup llduğuınuz büyük Türk Mil- eti’nin baştanbaşa kahraman
destanları ile süslenen tali: sahifelerini okurken on- |nn yarattığını senin de ya
nabilecek kudrette ve kuv- t t e oldu|unu takdir ederek V.-ceğe cşıima hazırol vazi- t te bululmaklığın icabeder. jBayramfrıu candan kutlar-
. hepinize saadet, bahtiyar- • 'ırlak bir istikbal di
lerim. Unutma ki hürriyet ancak büyük fedakârlıklarla devam ettirilebilir.
Kıbns Türk Tüccarlar Derneği Sekreterliğinden :
ÇAĞRIDerneğimizin Yıllık genel
kurul toplantısı 2 Mayıs, 1963 Perşembe ö.s, saat 8’de kendi lokalimizde yapılacağı Sayın üyelerimize duyurulur.
Gündeın :1. Faaliyet raporu2. Murakebe raporu3. Tasvib4. Tenkid ve Dilekler5. Yeni idare kurulu seçimi1
LOZAN OTOBÜS VE TAKSİ SERVİSLERİNİN YAZ P R O G R A M I
LEFKOŞADAN LEYMOSUN — B \F’A 6 Ö.E.7.30 „9
112 Ö.S.
YALNIZ LEYMOSUN4.30 Ö.S.6
LEYMOSUN’DAN LEFKOŞA’YA6 Ö.E.7.30
Ö.S.
taşıyarak kendilerine armağan edilen Millî Hakimiyet Bayramını istikbalinden emin olarak neşe içerisinde kutlamakta ve geleceğe inançla bakmaktadır. Bu vesile ile sizin ve yavrularımızın Bayramını candan kutlar Büyük Türk Milletine saadetler dilerim.
DR. FAZIL KÜÇÜK Cumhurbaşkan Muavini
Sayın FERİDUN CEMAL ERKİN Hariciye Vekili Ankara.
Büyük Atatürkün yav rularımıza armağan ettiği 23 Nisan Millî Hakimiyet Bayramını biz Kıbrıs Türkleri şimdiye kadar olduğu gibi bu yıl da mücadele içe rU-ınıl Icınût ••■tenk-n aldığımız kuvvet ve cesaretle istik bah.ıden imin olarak imanla ve irançla kutluvı^ktavız. Önümüzdeki yıllarca daha müreffeh Bay. om lara kavuracağım ı 'tıancı içerU ’d.- bu büyük B a y ri'iııı.ii tandan kutlar saadetler dilerim.
Büyük Atatürk’ün ”Ha Cumhurbaşkan M ui' in;
Dizgi, Baskı, Klişe : DEVRİM Basımevi
Lefkoşa.
SADIKOGLU ITEMİZLEME EVİ
Yavuz Selim Sokak No. 6, 7, 9 *İ
Modem Tesislerimizde, her sınıf halkımızı her bakımdan tatmin etmenin huzuru içindeyiz.
Uzun Yılların, önemli çalışmaların sonucu edindiğimiz büyük tecrübe, sanatımızın gelişmesinde ciddi bir rol oynamaktadır.
Bu bakımdan SADIKOĞLU TEMİZLEME EVİNİ tercih ediniz. Güvenebileceğiniz bir servise sahip olduğunuzu iftiharla sövli- yebiliriz.
ItKAta.-
VELİ KARDEŞLERMüessesemizde Gislaved lâstikleri ada
üzerindeki lâstiklerin en ucuzu olup, ömrü boyunca garantilidir.
Her otomobile ve traktöre uygun batari- yalarımız mevcuttur.
Gislaved Lâstikleri Kıbrıs Genel Acerıti
VELİ KARDEŞLER Asmaaltı No. 98 T e l: 72?03
Lefkoşa.Mağusa Şubemiz:
Mustafa GençLimanyolu No. 21 T el: 3905 Lârnaka Şubemiz:Kâmil FerhatKleanti Kaloğera St. No. 31 Tel. 2728
NOT : Diğer kazalarada acentelik verilecek.Alâkadarlar müracaat edebilirler. i
M a z / h . f a c f Ç a m a s i p i l a r / n i z ^
/c/m OO Vsa/l e T E M İ Zt
K u l l a n / h u . . . * .
t e m i z
YAZ SEFERLERİ 1 MAYIS ÇARŞAMBA’DAN İTİBAREN BAŞLIYOR : Her ^ TEMİZ Çamaşır Tozuna süslü bir su bardağı HEDİYE verilir.
MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR
![Page 6: it n*ı Kutluyoruzevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/devrim/1963/Nisan/23Nisan1963-Devrim.pdfyecanı 23 Nisan’la başlıyor, 23 Nisan’la devam ediyor. 23 Nisan’ı idrak edenlerin](https://reader036.vdocuments.mx/reader036/viewer/2022071105/5fdfd46f7ba0ca620845cd3a/html5/thumbnails/6.jpg)
SAYFA : 6 DEVRİM. 23. NİSAN, lî
*e<.< c r 'Ptf'ŞŞ'it*'
Eevrim
•rtrn’ierceî
Harbiye Son Maçı Bugün ülk Yurdu ile Oynuyor
■ ■
Devrim Sporun Göriişii"Kıbıs Türk sporunun gelişmesi ve kalkınması için, Türk sporcu ve sporse- Iverleri yanında basınında çok önemli yeri olduğuna inanmaktayız. Biz bu
;;inançla Kıbrıs Türk sporunu küçümsemeden, amatör olarak çalışan Kıbrıs ; ;Tiirk futbolcu, idareci, ve sporseverlerin destek olmağa, onların her hareket- • ■lerinin doğru veya yanlış olduğunu delillerle, tarafsız bir gözle izlemeğe ve ! ^kendilerine gereken yankıyı vermeğe çalışacağız.
SPOR’DA TENKİTSporumuzun her koldan kalkınması için yapıcı tenkidin elzem olduğu-
••na inanıyoruz. Fakat tenkitlerimizi yaparken asla yıkıcı tenkide yönelmi- ! ’yecek, şahıslar üzerinde durmayacağız.
Yapıcı tenkit derken, isimler üzerinde durarak şahısları göklere çıkara- îca k değiliz. Bizim için şahıslar bir konu teşkil etmiyecektir. Biz Kıbrıs’
Türk sporuna faydalı olacakları yakından izleyerek yaptıkları hareketlerin doğruluğunu alkışlarken, yanlış hareketlerini de yazmaktan çekinmeyeceğiz. Bu davranışımızla sporumuza yararlı olan şahısların doğru yoldan çıkmamalarını temin edeceğimize inanmaktayız.
Tenkit,ama yapıcı tenkit kalkınmak için şarttır- Tenkit edilmeyen ku- rumların hatalarının zamanla arttığına çok defalar tanık olmuşuzdur. Biz
Jde sporumuzun kalkınması için tenkitlere geniş yer vereceğiz, î TARAFSIZ GÖRÜŞ*Spor haberlerimizi verirken hiç bir etki altında kalmadan ve taraf tutmadan îrealist bir görüşle en doğru haberleri vermeğe çalışacağız. Spor sahaların
da vukubulan hâtâlan en küçüğüne kadar affetmiyerek, bu hataların yok edilmesine çalışacağız. Bunun yanında doğru hareketleri de alkışlamaktan geri kalmayacağız.
TÜRKİYE SPORUNDANTürkiye’de vuku bulan spor haberlerini en erken ve en doğru bir şekilde
Türkiye’nin kalbur üstü spor yazarlarından Adnan Akın ile Tercüman gazetesi spor yazan ve İstanbul Radyosu maç spikeri Orhan Ayhan’ın kalemlerinden okuyacaksınız.
SPORDA MAKAS YOKSporumuzu hazıriarken hiç bir gazetede çıkmayan haberleri vermeğe
ve makas oyununa baş vurmadan kaliteli bur spor sayfası çıkararak siz okuyucularımızı memnun etmeğe çalışacağız.
DÜNYA SPORUNDAN Gazetemiz Türkiye ve Dünyanın her tarafından spor haberleri vermeğe
[çalışacaktır. Bunun yanıda İtalyan sporundan ve bilhassa futboluna İtalya’ fcda devam eden Can Bartu’yu Rodolfo Bella’nın kaleminden okuyacaksınız.
SON SÖZSporda yaratacağımız yenilikler ve vereceğimiz haberlerle Kıbrıs Türk
jSporuna bir yardımda bulunarak okuyucularımızı memnun edersek kendimi
Ülkü yurdu’nun davetlisi o- larak Cuma günü adamıza gelen Harbiye Futbol Takımı, Ce tinkaya ve Limasol Karması i- le yaptığı karşılaşmalardan sonra bugün son maçını Baf Sahasında Ülkü Yurdu ile oy- nıyacaktır.
İlk maçında Çetinkayayı 4 - 2 yenilgiye uğratan Harbiye ikinci maçında Doğan - O- cak karması ile 1 -1 berebere kalmıştır.
Dikkati çeken bir nokta Harbiyelilerin her iki maçta da kazandıkları penaltı vuruşları
nı kaleciye kaptırmaları oldu.Harbiye takımının Kıbrıs Ta
kımlan ayarında oluşu bugünkü maçın iddialı olmasına yardım etmektedir.
öğrenildiğine göre Harbiye liler Baftaki 23 Nisan sabah törenine katılacaklardır.
Adada karşılaşmalar yapan Harb O ulu Takımı.
Kaymaklı ile Çetinkaya çalıştırıcıları yararına, bu iki takım arasında yapılan maçların İkincisi bu gün saat 4’te Taksim Sa
hasında yapılacaktır.Geçen Pazar günü ya
pılan ilk maçı bilindiği gi bi Çetinkaya 6-0 kazan- zanmıştır.
îz i bahtiyar kılacağız.
Dünyada SporJUVENTUS PELENİN PE
ŞİNDEİtalyan’ın en büyük kulüple
rinden fayılan Juventüs, Güney Amerika’lı futbol yıldızı Siyah İnci Pele’nin gene peşine düşmüştür. Juventüs’ün 26 Haz:ran’da Torino şehrinde Santos’la yapacağı hususi müsabaka dolayısıyle, İtalyan Takımı idarecileri, Santos’lu idarecilerle bu mevzuda görüşebilmek imkânını elde edeceklerdir. Diğer taraftan, Juventüs Kulübünün bir temsilcisi de, Güney Amerika’da bu transferle ilgili sondajlarda bulun ırakladır.
EZELİ DERT MENİSKUS
Sporla uğraşanların ve bilhassa futbolcuların daha ziyade dizlerinde meydana gelen bir hastalık, nıeniskus dünyaca tanınmış iki meşhur fut bolcunıın spor hayatını tehlikeye sokmuş bulunmaktadır. Bu futbolcular, İrlanda’lı forvet oyuncusu Danny Blanchf- lowers ile Yugoslav Milli Fut bol Takımı forvetlerindenJerkoviç’tir. İki futbolcuya da yapılan bütün tedaviler bir türlü istenen neticeyi sağ- lıyamamaktadır.
BREZİLYA’DA GREV
Brezilya’lı futbolcularla,Hükümet arasındaki ihtilâf hâlâ halledilmemiştir Bre- ' dan’ Şöy7e sesler zılya lı profesyonel futbolcu- 1 ların bundan bir müddet evvel almış oldukları grev karan yakında patlak vermek üzeredir. Güney Amerika’lı futbolcular, hükümetin kendilerinden bir sene içinde 12 ay yerine 13 ay vergi istemesini t ir türlü hazmedememekte- d:rler. Meşhur futbolcu Pe- 1 ‘ nın önderliğini yaptığı grev hareketi, 1 Temmuz’da bağlıyacaktır. Zira aynı tarihte Brezilya Lig’i de başlamakta-
Şimdi spor çevreleri, me
REAL MADRİD’LİLERİN GALİBİYET HIRSI
Meşhur futbolcu Kopa’dan sonra, başka bir Fransız futbolcu, Reims’li Lucien Mul- ler’de Ispanya’da günden güne büyük bir şöhrete ulaşmak tadır. Bu yıl Real Madrid’e giren ve takımın yaptığı 26 lig maçının 25’inde yer alan bu oyuncu, yaşlı futbolcu Di- Stefanonun oynadığı nazım rolünü üzerine almıştır. Del Sol’ü Juventüs’e veren Real Madrid’liler, Müller ile bu dinamonun yerini rahatça doldurmuş bulunmaktadırlar.
Geçenlerde Real Madrid Bordeax sahasının ışıklandı- dırılması dolayısıyle bordeauvv takımı ile oynadı. Bu maçta, Fransız’lar galibiyet halinde Real Madrid’li futbolculara 100 beraberlikte ise 72 lira prim vadetmişlerdi. Real Madrid’liler, beraberlik için prim istemediklerini fakat galibiyet halinde her futbolcuya 120 şer lira verilmesini teklif ettiler ve iki takım idarecileri bu mevzuda anlaşmaya vardılar. Muller, gazetecilere Real Madrid’lilerin tutumunu şöyle izah e tti:
“ — Ispanya’da takımlar, bilhassa Real Madrid bir maçı büyük bir galibiyet hırsı ile oynar. Beraberlik bahis, konusu değildir. Real Madrid maçta 2-0 galip durumda dahi olsa geriden, müdafaa-
gelir “ maç 0-0’mış gibi oynayın!.. ” Bu zihniyet dolayısiyle, bizim primlerimiz daima yüksektir. Ben, galibiyet hırsının ne demek olduğunu Real Madrid’te öğrendim. ”
FENERBAHÇE’Lİ KALECİ ŞÜKRÜ AVUSTURYA’DA
RAĞBET GÖRDÜ
sonunu beklem ekte ve Brezilya Hükümetinin mi yoksa fut bolculann mı galip geleceğini izlem ektedir.
ORİJİNAL BİR TRANSFER
Eski Macar Milli Takımının şöhretli solaçığı Czibor, Ispanya’nın üçüncü küme takımlarından birinde futbol oy namakta ve şahane maçlar çıkarmaktadır. Bunun üzerine, Avusturya şampiyonluğunda Admira ile at başı yarış eden Avusturya Kulübü, Czibor’a Uç aylik bir transfer teklifi yapmış ve teklif şöhretli futbolcu tarafından kabul edilip mukavele imzalamıştır. Czibor, Haziran sonuna kadar Avusturya takımında oynıya- cak, takımını şampiyon yapar sa, ayııca külliyetli miktarda prim alacaktır.
Fenerbahçe Futbol Takımının eski kalecilerinden Şükrü E rsoy’un halen oynamak-
“ DEVRİM SPOR’
MÜJDE MÜJDE
Bir müddetten beri kapalı bulunan dükkânımızı tekrar açmış bulunuyoruz.
VEYSİ CANATEŞ Kundura Evi
Veysi Canateş Kundura Evini ziyaret etmeniz menfaatiniz icabıdır. Canateş Kundura evinde her türlü zevke uygun Ayakkabılar bulunmaktadır. ,
Güreşteki itibarımızı Neden Kaybettik
s S
AdresLefkoşa.
İstanbul SokakNo. 30-31
ÖLÜM
Uzun zamandanberi rahatsız bulunan Türk öğretmen Koleji Öğretmenlerinden Hüseyin Şenol’un babası, Yusuf Ab durrahman dün Tanrı nın rahmetine kavuşmuştur.
Yasiı ailesine başsağlığı dileriz-
BUGÜN ÇEKİLİYORTürk Cemaat Meclisi
piyangolarının 23 Nisan, 1963 ikinci çekilişi, bugün öğleden sonra saat 6.30’da Çetinkaya Türk Spor Kulübü salonunda yapılacaktır.
Halkın huzurunda yapılacak olan çekiliş bütün halka açıkır.
dır. _ _ u ___ _rakla bu grev teşebbüsünün I olduğu “salzburg tak ım kii I M İLLİ TAKIMIMIZ DÜNYA
ve ö rez" - ' — ---------- ■------ l K V p A siN A KATILM IYORMU?
Final karşılaşmaları 1966 yılında İngiltere’de yapılacak olan Sekizinci Dünya Kupası maçlarına Türkiye’nin katılması, U.E.F.A.’nın son günlerde vardığı bir prensip kararı dolayısiyle şüpheli bir duruma girmiş bulunmaktadır.
Avrupa Futbol Birliği, (U. E.F.A.) İcra Komitesi, İkinci Avrupa Milletlerarası maçlarında alınan neticelerin, Sekizinci Dünya Kupası için eleme mahiyetini taşıması ve ilk turda elenen bütiin takımların Dünya Kupasına iştirak ettirilmemesini teklif etmiş tir.
Teklif kati bir karara bağla nırsa, Türkiye'den başka Ingiltere
me düşm ek tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Zayıf bir takımda yer almasına rağmen her hafta çıkardığı başarılı oyunlarla Avusturya basını tarafından haftanın en iyi kalecileri arasında gösterilen Şükrü, takımı küme düştüğü takdirde iyi bir takıma transfer edecektir. Salzburg takımı, evvelki hafta Şükrü’nün iyi oyunu sayesinde Viyana takımı ile berabere kalmıştır.
BREZİLYA AVRUPA TURNESİNDE
Brezilya Milli Takımı, bir Avrupa Turnesine çıkmıştır. Güney Amerikalıların yapacakları maçların yerleri ve tarihleri şöyledir : 24 NisanPortekiz, 28 Nisan Fransa, 5
ve Çekoslovakya’da ilk turda elendikleri için Dün-
Mayıs Batı Almanya. 8 Mayıs I ya Kupasına iştirak edemiye- lngilteru, 12 Mayıs İtalya. i çeklerdir.
Orhan AYHAN (Spor Yazarı ve maç spikeri)
İZZLERLE bundan sonra her hafta bu sütunlar da buluşacağız. Gücümüz yettiği kadar Ana Vatan’daki sportif hadiseleri ve davaları bura
da birlikte tartışacak ve dertlerimize deva bulmaya ça lışacağız...
Türk Sporunun en mühim kolu, şüphesiz ki Ata yadigârı “ Güreş ” tir Türk Gücünü bütün Dünya’ya tanıtan şampiyon güreşçilerimize son senelerde ne oldu ki, beynelmilel sahalarda eskisi gibi parlak zaferler kazanamıyorlar ve altın madalyaları yadırgarken bronz madalyalara sulh olu; orlar?...
Birinci yazımı, en muvaffak oduğumuz ve eski, parlak mazisi olan Güreş’e ayırmak istedim.
Güreşte son senelerdeki devamlı düşüşümüzün yegâne sebebi, kanaatimce sadece maddi imkânsızlıktır. Bu, tatbiki en mühim fakıör. Bunun yanısıra bazı meseleler daha var ki, onları da ayrıca belirteceğim.
Güreşi, Anadolu’dan kispet zembilini sırtladığı gibi yola çıkar ve soluğu “ Er Meydanı ” Kırkpınar’- da alır. Burada kıran kırana güreş tutar ve muvaffak olduğu takdirde birkaç kuruş alarak nafakasını temin eder ve oradan çıktıktan sonra da, köy köy dolaşarak rastladığı köy düğünlerinde güreş tutar ve bu suretle geçimini sağlar. Eğer güçlü, kuvvetli, hünerli ise eline hayli iyi bir para geçer... Bir müddet sonra, güreşçinin adı duyulmağa başlar ve Güreş Federasyonu kendisini herhangi bir turnua için, kampa seç melere davet eder. Tabii bu teklif O’nun için son derece orijinaldir. Nitekim, derhal “ Milli Dava” ya koşar ve takıma girer. Kamp sonrası, güreşçi kendisini Avrupa’nın herhangi bir şehrinde bulur. Milli müsabaka vardır ve muhakkak kazanmalıdır. Mindere çıkar ve bütün gücünü bu iş için harcadıktan sonra parlak bir zaferle kendisini minder kenarında bekleyen hocasının kollarına atılır. Artık meşhur olmuştur ve gazetelerde kendisinden şampiyon diye bahsedilecektir...
İşte, bütün dert bövlece bağlıyacaktır. Güreşçi 7afer sarhoşluğu ile yurda dönecek ve elini cebine attığı zaman geçimini temin edecek paraya sahip olmadığını görecektir. Tabii yapacağı ilk işi federasyon başkanına müracaat etme kolacaktır. Alacağı cevap şudur: “ Biliyorsun güreş amatör spor, dolayısiyle sizlere Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü para yardımı yapamaz!.. ” Eu konuşmavı müteakip, güreş çevrelerinde tandıklarına baş vuran şampiyon güreşçi- herkesten nasihat alacak ve sonunda birinin yardımı ile İktisadi Devlet Teşekküllerinden birine son derece az maaşla girecektir. Tabii güreşçinin idmana ihtiyacı olacaktır. Ne yapsın? işe öğleden evvel veya sonra gitmesini... Aradan bir müddet geçecektir ve o teşekkülün spordan hiç anlamayan müdürü, kendisine yol verecektir!...
Güreşçi düşünür, “ acaba tekrar köy köy dolaşıp düğünlerde mi güreşsem, yoksa şehirde kalıp boğaz tokluğuna mı çalışsam? ” Tabiiki ikinci şıkkı tercih edecektir ve Avrupa görüp, şampiyon olduktan son- • f köy köy dolaşıp adeta iane toplamayı kendine v° k ıstıro r 11 yacr.k tı r...
Tu, maddi yetersizlik dolayısıyle bir daha gür şampiyonluk görecek herhangi bir güreşçinin, duha doğrusu ekseri güreşçilerimize ■eit bir misâldir.
ı^iğer bazı hususlar daha vardır ki, bunlar idar mekanizmanın aczi dolayısiyle güreşimizin düşUşünnil sa *larmktadır.
Srcrculan Koruma Dermği adına bir teşekki'r v irdir. Beden Terbiyesi bu teşekküle yardım eder, >.<?.n güreşçilere gereken yardımı sağlar. Bu suretle güreşçinin amatörlüğü de ihlal edilmemiş olur
r>iğt-' taraftan, acaba niçin tesis yapılmaz da gü n e le r im iz izbe salonlarda çalıştırılırlar? Devamlı b;' kamp yeri hazırlansa, burada güreş okulu açılsa, aw b-'. Anadolu’dan Trakya’dan gelen güreşçi herhangi bir Bikmtıyla karşılaşır mı? Görün bakın siz o zama? Türk Gücü neler yapıyor? Nelere kaadir oluyor” . Anu aksi takdirde, şampiyonlarımızın Dünya’nın h<? l.angi bir köşesine gidip geçimlerini temin etmeleri»! noıif-U korşılamalıyız...
Ifcftaya tekrar buluşabilmek ümidiyle...Î İOT: Kıymetli okuyucularım, istedikleri mevzuu ad-
rc.İTie mektup yazarak temin edebilirler, ce vabı bu sütunlarda veririm.
O AYHANADUES: TERCÜMAN GAZETESİ
Çafialoğlu—İstanbul TÜRKİYG.'.
Eleme maçlarının arifesinde moralman düzelmeleri için, hele hele 6-0 lık maçın revanşını alabilmek için Kaymaklının maça azimli çıkacağı aşi kâr birşeydir.
Bugünkü maça her iki takım da tam kadro Ue çıkacaklardır.
Pazar günkü yenilgiyi, Özer ve Hüseyin Ruso- nun eksikliklerinden dola yı aldıklarını söyliyen Kaymaklılıların bugün na sil bir netice alacakları merak edilmektedir.
Çetinkaya ise, son haftaların belirsiz takımı sayılmaktadır. Bir hafta başarılı oyun çıkarabiiiyor- sa ertesi hafta aksine iyi oynamamaktadır.
ŞAMPİYON TAKIM KAYMAKLI OYUNCU- 9 LARI İLE YAPTIĞIMIZ KONUŞMALARI '
YARINDAN SONRA YAYINLAMIYA BAŞLIYORUZ
YARINKİ SAYIMIZDA BU YILIN EN USTA ! YARINKİ SAYIMIZDA BU YILIN EN AZ
GOL YİYEN KALECİSİ ŞEVKİ İLE YAPTI- MIZ KONUŞMAYI BULACAKSINIZ
YARIN SPOR SAYFAMIZI OKURSANIZ— Şevki Çetinkaya’dan niçin kaçtı?— Kaleciliğin incelikleri nelerdir?
— Şevki kaç yıl daha futbol oynıyacak?!Kaymaklı niçin şampiyon oldu?
— Eleme maçlarını kim kazanacak?
BU SORULARIN CEVAPLARINI ÖGRFN- MİŞ OLACAKSINIZ.
Jandarma Gücü
Perşembeye! Kıbrıs'ta
Yenicaminin davetlisi olarak, üç maç yapmak için Jandarma Gücü Perşembe günü sabahı askeri bir uçakla Kıb- rısa gelecektir.
Öğrendiğimize göre Jandar-
TİMUÇİN BERKER Sol Açık
FUTBOL FESTİVALİ J28 Nisan, 1963 Pazar Günü
TAKSİM STADINDA1. Türk Subayları Tekaütleri - Türk Basını
Futbol TakımıSaat 15.15 de
2. Türk Alayı futbol takımı ilk defa Taksim Stadında.
Jandarma Gücü — Türk Alayı Gücü Saat 16 00 da
Ayrıca Türk Alayı Bandosu HAKEMLER BİRLİĞİ MENFAATİNE
ma Gücü ilk maçı bu Cumartesi Lefkoşada Yenicaml İle, ikinci maçı Pazar günü Lefko sada Taksim Sahasında Kıb-j rıs Türk Kuvvetleri Alayı fut-| bol Takımı ile yapacaktır.
Üçüncü maçın hangi takım la ve hangi sahada oynanacağı henüz katiyetle bilinilin mektedir.
1. 5. 33 Çarşamba günü nanması gereken üçüncü ımf çın Mağosada yapılacağı tahJ min olunmaktadır.
Kıbrısa ikinci defa g< olan Jandarma gücü kuvvetli bir kadroya sal
Gelecek olan futbolı şunlardır.
1 Mehmet Esnaf Spor
ANK ŞİRKETİİthalât programını iftiharla takdim eder-
A — Makine çeşitleri:1 — Ank dikiş ve nakış makinelerri2 — Negri Texilia Brasil yün örgü maki
neleri3 — Lintz zincir nakış makineleri4 — Makine yağı, iğne ve yedek parçaları.
B — Boya çeşitleri:1 — Paulussen Boyaları2 — Black Bear otomobil boyalan3 — Stantley Jones Boyaları4 — Boya yağın5 — Neft6 — Tinner7 — Çeşitli fırçalar
C — Bakkaliye çeşitleri:Ankara Kibritleri
’ 2 — Penguin Yağları3 — Elefant Peynirleri4 — Fresco Ceylon Çayları5 — Bornhalms sardelyaları6 — Co-op bisküvileri7 — Napolitans çikulataları8 — Chix sakızları9 — New supper tuvalet kâğıtları10 — Sculer tavuk suları.
D — Marangoz Çeşitleri1 — Çeşitli kontroplaklar2 — Muhtelif tip blokbortlar3 — Duralik (seloteks)4 — Plâstik levhalar5 — Ceviz kereste6 — 12 çeşit kablama
Ank Şirketi her zaman ve her yerde hizmetinizde.
ANK ŞİRKETİ Asmaltı No. 59/61
T el: 4548 — Lefkoşa.,1 .................... ...
AHMET YOLLU Sağ iç
Sağbek Toprak Spor 3 Pana-i yot Panayotu Sağbek Sarıyer! 4 Sedat koçinoğlu Sağhaf Ve-| fa 5 Uğur Önder Senterhaf I- şık Spor 6 Rabbani SaşmazI
FARUK KUTYOL Kaleci
Solhaf Vefa 7 Erol Çoşar açık Hasköy 8 Ahmet Yı Senterfor Altındağ 10 Metin Ulu Soliç Kömür Spor 11 m ret paylaş Solaçık Çapa 12 Nl mık Zorluer Solbek Güllük Spor 13 Uğur uygun Sağhaf Ti I
RABBANİ ŞAŞMAZ Sol Haf
caret Spor 14 Timuçin Berker Solaçık Demir Spor (O rd u ta- kımı) 15 Nizih Karanlık Sağic Kartal Spor 16 Faruk Kutyoi Kaleci İzmir Spor 17 Candan Dıı man lı Soliç A nkariTİSl (Ordu Takımı)
MAAD TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR