ikinci tarih boyunca karadeniz kongresi...

9
T.C. Ondokuz Üniversitesi Fakültesi ve Anadolu Enstitüsü · IKiNCI TARiH BOYUNCA KARADENiZ KONGRESi BiLDiRiLERi I) 1 - 3 Hazir.an 1988 · / Yayma Hain layanlaa • • Prof.Dr. Mehmet SAÇl.AM Prof.Dr.Bayram KODAMAN Prof.Dr .J.L . BACQut - GRAMMONT Doç.Dr.Mehmet All 'ÖNAL Yrd.Doç.Dr. Mustafa ÖZBALCI SAMSUN 1990

Upload: others

Post on 18-Feb-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • T.C. Ondokuz Mayıs Üniversitesi

    Eğitim Fakültesi

    ve

    Fransız Anadolu Araştırmalan Enstitüsü ·

    IKiNCI

    TARiH BOYUNCA KARADENiZ KONGRESi BiLDiRiLERi

    (Uluslararası I)

    1 - 3 Hazir.an 1988 ·

    /

    • Yayma Hain layanlaa • • Prof.Dr. Mehmet SAÇl.AM

    Prof.Dr.Bayram KODAMAN Prof.Dr .J.L. BACQut - GRAMMONT

    Doç.Dr.Mehmet All 'ÖNAL Yrd.Doç.Dr. Mustafa ÖZBALCI

    SAMSUN 1990

  • SANSUN BÖLGESİNİN Dİ:\ILER TARiHiNDEKi YERİ

    Prof. Dr . . Ekrem SARIKÇioGLU

    Samsun Bölgesi, bilindiği gibi genel ifadesiyle Tarihi devirlerde Yunan, Pcrs. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetlerinde kalmıştır. Bu hakim millet-Ierin dinsel inançlarını dikkate alırsak, Samsun halkı Tarih boyunca Eski Yunan ve Roma Dinlerini, Mecusi, Hiristiyan ve İslam Dinlerini tanıma fırsannı bulmuştur. Bugün nüfusu % lOO'e yakını müslüman olan Samsun'da İslamın yayılışı tari-hini dahi henüz detayda bilemediğimi7.e göre, di~erleri hakkında tatmin t;dici bilgi verebilmek bugün için zordur. Bu alanda yok elenecek Jcadar araştırma bulunmak-tadır. Bunun sebebi, bölge ile ilgili sosyal bilim araştırmalanna henüz yeni başlanmış olunmasıdır. Öncülüktc ise, .arkeolojiye müteşekkiriz.

    İlk araştırmalar 1940-1941 yıllarında Prof. Dr. Kılıç Kökten ve Tahsin Özgü.ç tarafından Tekkeköy ve Dündar Tepe'cb arkeol-ojik k.azılarla başlatılmıştır. Anca]< istenilen netice dde edilemediği için vazgeçilmiş ve 1970'li yıllara kadar ar::\ verilmiştir.

    Samsun il merkezinde en eski yerleşim yeri olarak bilinen-"Kara Samsun ve Ce· did Mahallesinin btılunduğu yerele kurulan antik Anıisos şehri, bölgenin Yunan-Bizans uygarlıklarını yansıtan en önemli merkezi olmasına mukabil, henüz üze-rinde hiç bir .araştırma ve kazı · yapılamamıştır. M.Ö.6.Y.Y. ortalannda bir lonya koloni şehri olarak kurulduğu bilinen Amisos'un Yunan Rom.a ve Bizans dönemle-rinde önemli bir medeniyet merkezi olduğu tesadüfen ortaya çıkan buluntulardan anlaşılmaktadır. Halen üzerinde Salıra Sıl1hlye Okulu bulunmaktadır. Tesadüfi buluntular ise, Samsun Arkeoloji Mi.izesinde sergilenmektedir.

    Bölgede toprak üstü araştırmalannda bulunan Pı'Of. Dr. Babadır Allcım ve heyeti 74 eski yerleşim yeri tespit etmiş ve bölgenin Laribinin prehjstorik ça~l"lra kalkolitik çağiara indiğini ortaya koymuştur. İlk düzenli Ankeolojik araştırmalar 1971 yılında Bafra'nın merkez köylerinden Kızılırmak kenanndaki İkiztepe Höyi.iğünde başlatılmıştır. Bunun sebebi Prof. Dr. Alkıro'ın İkiztepe'nin Hitit Çivi yazılarında ZALPA olarak adı geçen şehir olabileceği ilıtimali üzerinde durmasıdu·. Sonradan İkiztepe'nin ZALPA olmadığı ve tarihinin M.Ö. 4000 yıllarına, Hitit-ler önc:!sinc, geç kalkotik çağa kadar indiği tesbit edilmiştir.

    · Bu tebliğiınizde biz lkiztep~ kazılarında ortaya çıkan malzemelerden hareket-le, bölgeyi temsilen, devrin dini inançları hakkında açıklamalar yapmaya çalışacağız.

    Henüz neşredilmemiş, kısmen mi.ize depolarında, kısmen teşhir s.alonlarında bulunan bu tarihi vesikalar üzerinde çalışma izni veren, Kültür Bakanlığı yctkiJ&. lerine, kazıları 198l'den beri sürdüren ve kazı raporlarını görmeme izin veren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Doçentlerinden Sayın Dr. Önder Bilgi'ye ve özellilde hiçbir yardımı :esirgemeyen Samsun Müzesi yetkililerine, huzurlan-nııda teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.

    1"51

  • TANRI SURETLERi

    Bölgenin inançlarını yansıtan buluntulann başında Tanrı Suretleıi Figürinler, İdoller gelmektedir. Genellikle pişmiş topraktan yapılınışlardır. En küçüğünün boyu 4 cm, en ,büyüğünün ld 27,5 cm' dir. Genelde 5·6 cm boyundadırlar. Hepsi de kadın suretleridir. Çıplak olarak şekillendirilmişlerdir. Bazıları Mezar hediyeleri arasmda bulunmuşlardır. M.Ö. 3 bin yıldan kalmadırlar ki, bu çağlarda Anatan-nç.a kültürünün ne derece yaygın olduğunu görmekıteyiz. Bu inancın İkiztepe de Kal-kolitik çağlara, Tekkeköy ve Dündartepede Eski Tunç Çağına kadar indiğini kazılarında bulunan Anatanrıça lıeykelçikleride göstermektedir.1 Ancak bu belgelerin sayılan İkiztepe'ye göre daha azdır. v~riınin, bereketin, doğurganlığın simgesi olan Anatannçaya ibadet Anadolu'da M.Ö. 7 bin yıllanndan beri vardır. Budur bölge-sinde Hacılarda (M.Ö. 6 bin yıllara), Konya Ça

  • s- İ/978-162 Figürin Fişmiş topraktan yapılmalıdır. Kalkolitik Devirden !

  • lenmiştir. Kollar yana açık ve kütti.ir. Göğüsler hafif belirlenmiştir. Belden aşağısı kırıktır. Sk. 308 nolu mezarda bulunmu~·hır.

    13- İ/984-282 Figürin

    Pişmiş topraktan yapılmış kadın figi.iridir. Eski Tunç Çağına aittir. Yük. 15,4 cm'dir. Çıplak vaziycttedir. Stilize edilmiştir. Kollar yana aç;ktır. Baş kısmı yassı, yüz üçgendir. Gözler yuvarlak delikler halinde burun yassı, ağız yuv.arlaktır. Ku-laklar ki.it ve jjcişer delik vardır.

    14- İ/84-373 Figürin

    Kadın tanrça figi.iridir. Pişmiş topraktan yapılmıştır. Eski Tunç Çağı III'e aittir. Kahver.engi hanlUrltı topral,tandır. Yüz yuvarlaktn. Gözler iki y~ıvarlak halinde belirlenmiştir. Burun stilize, ağız yuvarlak olaTak delinmiştir. Silindir ha-linde gövdede kollar yana açık, göğüsler kabarıklar halinde belirlenmiştir. Ay.ak-lar belirsizdir.

    KUTSAL HAYVANLAR

    İkiztepe'de bıılıman hayvan figürleri, sembol olarak yapıldıkları anlaşılan 4,12 cm, arasında uzunlukları değişen boğa figürlericlir. Pişrııiş topraktan yapılmışlardır. Yarahcı Tanrıyı, erkekiilc gücünü ve kuvvetini sembolize eden yaygın mo-tiflerclir. Sümerlilerde ve bütün Sami dinlerde boğaya tapma yaygınclı. Eski Mı:m-'da Yaratıcı Tanrı Ptah'ıu ve Ana Tanrıçanın sevgilisi Özi'risin sembolü boğa idi. Yahudiler dahi Mısır hayatında buzağıya tazim inancım o lcadar çok benim-semişlereli ki, Hz. Musa'nın kısa bir süre aralanndan ayn.lrnasıyla, hemen altından bir buzağı-boğa yaparak, tGpmaya başlamışlardı. Bu olayı Kur'an da çeşitli ayetlerinde haber verir1 Boğa Eski Yunar. ve Roma dinlerinde de Zeus ve Jupite-rin sen~bolteri ·::>lmuştur. İkiztepe boğa heykelçikl.erinin de Anatanrıçanın kocası. ::;evgilisi olması mulıterneldir. Bu yaratıcı erkek ilahın sembolü olabilir. Bazı ör. neklerine yakından bakarsak :

    1- İ/78-279 Hayvan Figüri

    Pişmiş topraktan yapılmış, Erken Hitit (Geçiş) Çağ;rıa aittir. Yük. 7,1 cm, uzun-luğu 12,1 cm, genişliği 7,5 cm'dir.

    Oturmuş durumdaki boğa figürinin ayaklan oturma vaziyeüne ters düşmektedir. Kitlesel bir görünüm olmakla birlikte, acemice i'şlenmiştir. Ki:it kulaklan ve bacaklan vardır. Ağız v·e bun.m deliklerle gösterilmiştir.

    2 - i /78-46,1) Ha yvan Figürleri

    Pişmiş topraktan yapılmıştır. Kalkolitik Çağdan kalmadır. Uzunluğu 6,4 cm .• kalınlığı 2,5 cm, genişliği 4 cm'dir. Kütlesel bir gövdesi, şeınatik kulak, ku.yruk ve ayaklan bulunan boğa figürinidir.

    3 - İ/1971-4 Hayvan Figüri

    Boğa figürinin parçası 9,5 cm uzunlukta, 4 cm yi.lksekliktedir. K.uyruk ayak ve boynuz uçları kınktır. Hitit Devl·ir.ıe a.ittix .

    4- İ/975-297 Hayva:n Figürl Parçası

    Pişmiş topraktan yapılmıştır. 3,9 cm boyı.ındad1r. Boğa figü.ri olduğu arılaşılınaktadır..Arka ayaklan ve boynuzlan kırık, gözler oyuk, burun belirgindir.

    1- Bakara, 51-93; Nisa, 153; Arcıf, 148-152; Taha, 88"91

    '154

  • KULTSEL NESNELER

    a) Spiraller

    Kültsel Nesne olarak kullanıldı~ı kuvvetle muhtemel buluntular arasında Dörtlü Spiraller dil

  • leşınektedir. Detaylı, kronolojik bir axaştırmanın bu kanaatımızı dahada güç-lendireceği görüşündeyiz. Kabların üzerlerine konmasımn sebebi, kabm içine ko-nacak yiyecek· içecek maddelerinin Anatanrıça tarafından bereketlendirllmesi arzusuyla da yapılıyor olabilir. Nasıl k i otobüs ve kamyonların içine konan Allah ve besınele yazıları günümüz insanlarının inancını yansıtıyorsa, o zaman insan-Iarının çanak çömlek gibi kapla·r üzerine koydukları yumnı ve gö~s sembolleri Anatanrıça inancının yansımasından başka bir şey olamaz. Nitekim İ/82- 71 Nolu Eski Ttmç Çağından kalma pişmiş topraktan yapılmış seramik parçası üzerinde de Anatanrıça sembolü görülüyor. Figürün koUarı iki yandan baş bizasma ka-dar kaldırılmış ve göği.isl.er kabartma şeklinde belirtilmiştir. Göbek üzeri hafifçe şişkindir. Yi.U

  • 3 - İ/82-64 A~sak Pişmiş topraktan ve Eski Tunç Ça~ına aittir. Dairevi locsitli, basık konimsi ve

    dört yönde içiçe giren dört sıra çizgi bezelde süslenmişlir. Yük. 2 cm, çapı 9,5 cm'dir. İçiçe daireler Anatanrıça sembolü olmalıdır.

    e) Yarımay Biçiınli Nesne Buluntular arasında İ/83-2 envarter kayıtlı bronzdan yapılmış bir nesne var-

    dır. Eski Tunç Ça~ olarak tarihlendirilen bir cismin uzunluğu '5,5 cm, genişliğ\ 1,3 cm'dir. Sümerliler zamanından beri tanınan, bilinen, Hititlerde de görülen Ay tanrısı "Sir."i sembolize etmiş olabileceği gibi Eski Yunan da ki Artemis Örn::!-~i Anatanrıçayı 1 sembolize etmiş olabilir. MEZARLAR VE ÖLÜ HEDiYELERİ

    Arkeolojiılin bize sunduğu, tarihteki insanların inançlarını yansıtan buluntu-lar arasında mezar ve hediyeleri önemli y~r işgal eder. Mezarların belirli şekillerde yapılmaları, içine konan ölünün konuş biçimleri ve öliiyle birJikte gömülen eşyalar, devrio insanlarının inançlarını yansıtır. Bu sebeble İkiztepe'de bulunan mazarlar ve ölü hediyeleri üzerinde duraca~z.

    1987 dönemi kazı sonuçlan hakkında bilgi veren Doç. Dr. Önder Bilgi, ortaya çıkartılan 22 yeni mezarla bu zamana kadar toplam sayının 599'u geçti~ni ifade ederek, şunları söylüyor :

    '' ... Eski Tunç Çağı II kültür ı~atı mimari tabakaları içine değişik seviyelerde gömülmüş olan iskeletlerin çocuk ve crişkinler:e ai t olduğu saptandı . Bu dönemde ortaya çıkarılan mezarların çoğunun hediyeli olduğu görüldü. Hediyeler arasmd a bronzdan yapılmış bilezik, bız, bıçak gibi eserler le çanak çömlek ele geçirildi. .. "2

    Raporda belirtilcliğine göre iskeletlerin başlan Kuzey'e ayaklan Güney'e ve bazılarının başıda Batı'ya, bazılarının Doğu'ya çevrili olduğu müşahade cclilmiştirl ki ölen kişilerin ruhlarının Doğudan doğup Banda kaybolan güneşin, dolayısiyle güneş ilahının yanına gittiğine veya Doğuda ve Batıda olduğu tasavvur e d i· !en ruhlar alemine gitli!';i düşünülmüş olabilir.

    Ölü hediyelerinin bir kısmı ölünün günlük hayatta kullandığı eşyalardır ki. herhalde zamanın insantan ölüyle gömdükleri bu eşyalan çürütmek, atmak için değil, ölünUn yeniden dirildiğinde okunu ve zıpkınını kullanabilmesi, bilezik ve küpesini takabilınesi düşüncesiyle koymuş olmalıdırlar. Hatta 1979 bulunan me-zarlarda dokuma tezgahı ağırlıkları dahi bulunmuştur ki, ölünün yeniden dirilece-ği ve bıraktığı yerden işlerine devam edebileceği, kazanılacak yeni hayahn I. Imya-tın aynısı olacağı şeklJnde tasavvur etmiş 'Oimalanndandır.

    Mezarda bulunan, fakat pratik hayatta kullanma imkanı olmayan spiral,. fi. gürin v.s. gibi tanrı sembolleri ise, ölü yü Tanrıy.a daha çok yaklaştıncı, tanrım! rP sevgisini kazandıran, imanı kanıtlayan unsurlar olarak inanılmış olabilir.

    1 - (0. Hançerlioğlu , 83) 2 - (Önder Bilgi, "lkiztepe kazılarının 1982 dönemi sonuçları, "V. Kaz ı Sonuçlan Top·

    l antısı , ist. 1983, B. 87) 3 - (Önder Bilgi, S. 371, Resim 1)

    157

  • Bazı örnekleri şöyle sıralayabiliriz.

    1981 yıb açılan mezarlarda :

    2- 176 Nr.lı mezarda, 2 bronz mızrak ucu, kemik çengel, bronz figürin;

    2- 181 Nr.lı mezarda, taş amulet, bronz küpe, bronz bilezik;

    3- 192 Nr.lı mezarda, Firit dizi boncuk, spiral bronz bil·ezik,. bronz biz, iki çift bronz küpe, bronz amulet;

    4- 200 Nr.lı mezarda, firit dizi boncuk, bronz mızrak ucu, pişmiş topraktan kadın figürini, eteniz kabuğundan kolye, bir çift bronz bilezik;

    S- 219 Nr.lı mezarda, firit dizi boncuk, bronz biz, bronz kama, kemik kılıflı çakı, bir çift bronz mızrak ucu, bronz balta bulunmuştur.

    Bu misalleri ço~altınak mümkündür, ancak kanatıınızm yeterince belgelendi-rildiği göıilşüyle, buluntutarın teferruatıııı arkeologlanmıza bırakıyorum.

    Netice olarak söyleyebiliriz ki, M.Ö. 2-4 bin yıllan arasında Samsun ve çevre-sinde yaşayan insanlar Anatanrıça'ya tazim ve hürmette bulunmuşlar mahiyetinin teferruatını bilemediğİrniz bir haşir ve ahiret in~ncını taşımışlardır. Bu inançlarını günlük hayatlarında ki bu eserlerde y.ansıtmışlardır. Buna en güzel örnelderden biri, bir mızrak ucunun bir tarafına bir erkek, diğer tarafma bir l(adın sureti)'ı:.e birlikte, güneş kursunurı işlenmesidir.

    158