iii · 2021. 1. 27. · karnas kavsaranın hemen altına küçük dikdörtgen bir pencere...

2
MÜMiNE HATUN KÜLLiYESi hücrelerinde ise geometrik kom- pozisyonlar dikdört- gen bütün cephele- ri düzendedir. iki ge- ometrik süslemeli çerçeveler devam eder- ken üzerindeki yüksek sivri kemerli içi geometrik desenler ve mozaik çi- ni ile Kemerin üzerinde- ki iki kitabeden alttakinde yer almakta, üsttekinde ise tarihi cephede mu- karnas hemen küçük dikdörtgen bir pencere Cephe- lerin bitiminde çepeçevre saran ku- altta ve üstte bir dizi Yüzeyden biraz harf- ler ve dörtlü lerle yonca renkli çiniler- le Kitabe üzerinde üç mukarnas dizisi yer Kümbetin bir de cephelerde- ki kompozisyonlar içinde ma- vi renklerde bütün yüzeylere örgülü sivri kubbenin iç yüzünde üç adet tahmin edilen rozetlerden biri yüzeyden olarak olup üzeri bit- kisel ve geometrik motiflerle tir. bir dehlizden inilmektedir. On- gen bu bölümün ongen payeden kaval silmeler, alt tonozunu ve sararak bir gö- Mümine Hatun Türbesi- 560 rüntü Eski dan, kümbeti tahmin edilen bir olan dikdörtgen çerçe- ve içinde yüksek sivri kemerli iki birer silindirik minare yer al- Cami. cuma camilerinin bilinen ilk olan mabed, kümbetin çok tarihlerde muhteme- len Atabeg Nusretüddin Cihan Pehlivan Muhammed ( 1175- 86) Seyahatnamelerdeki çizimle- rine göre mihrap paralel iki nefi bulunan mihrap önünde bu iki ne- fi kesen büyük bir kubbesi Önünde olan caminin yan da sivri kemerli pencere : E. Jacobsthal, Mittelalterliche Backsteinba- uten zu Nachtschewan im Araxesthale, Berlin 1899, s. 13, rs. 3; A. Alaskerzade, "Yusuf bin Ku- seyr ve Mümine Hatun Türbelerinin Kitabeleri", A. Bakihanov Tarih Enstitüsünün Eser- leri, Bakü 1947, 1, 76-91; Gulam Ali Hatem, iran'- da Büyük Selçuklu Türbeleri (doktora tezi, 1974), ilahiyat Fakültesi, s. 109; Mustafa Ce- zar. Anadolu Öncesi Türklerde ve Mimar- 1977, s. 341-342; Oktay Aslanapa, ve Kuzey Azerbaycan'da Türk Eserleri, is- tanbul 1979, s. 67-78; a.mlf., Türk Cumhuriyet- leri Abideleri, Ankara 1996, s. 121 - 136; Yetkin, Anadolu'da Türk Çini Sa- 1986, s. 19-20; Or- han Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri: I Sel- çuklu Dönemi, Ankara 1986, s. 20-22; Turgay Yazar. "Nahçivan'da Türk Mimarisi", Türkler Hasan Celal Güzel Ankara 2002, VIII, 174-184; Rayihe B. Amenzade, "XI-XVII. Yüz- Azerbaycan'da Abidevi özel- likleri", a.e., VIII, 166-173; Önkal, "Türk Türbe Mimarisinde Cenazelik si", TK, XXVI/307 (1988). s. 732-738; Yusuf Çe- tin, Mürnine Hatun Kümbeti", Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, sy. ll, Erzurum 2003, s. 17-24; V. Minorsky, IX, 34-35. L L Iii DENKNALBANT (bk. ( ) Kerim'in yirmi üçüncü suresi. _j _j Mekke döneminin nazil ol- Yüz on sekiz ayettir. Sure ismini, mutlaka erecektir" mealindeki ilahi beyan la mümin- lerin (mü'minun) anlatan dört ayette f'· harfidir. Mü'minun suresinin bir gi- üç bölüm halinde ele almak müm- kündür. Kerim'de ayetler- de ebedl hayattaki son nok- (felah) O'nun cemalini etme belir- tilmekte (et-Tevbe 9/72; Yunus 10/26; ei- 75/22-23). surenin sözü edilen eden cennete vurgu Surenin ilk ayetlerinde cennete gireceklerin namaz ve zekat ibadetlerini yerine getir- mek, emanete riayet etmek, söz ve ve iffetlerini korumak diye ifade (ayet duyu yoluyla ve istidlalde bulunma sahip nan O'nun bü- tün evreni ula- için örnekler Bun- lar türünün spermadan üretilip en güzel biçime getirilmesi, da için- de yer mükemmel kozmik sistem vb. (ayet 12-22). Birinci bölümde, Hz. Nuh'tan üzere peygamberler tarihi boyunca devam eden mücadelesi Peygamberler, insan için onur bir olan puta tapmaktan vazgeç- meleri ve tevhid benimserneleri yolundaki dünyadaki bütün fiil ve hareket- lerin ölümden sonraki ebedl hayatta he- Ancak eden ve ge- nellikle mali güç ve iktidar sahibi olan kim- seler peygamberleri üs- tünlük ve hakimiyet insan- lar elçi göndermesi halinde bunun insan melek ve eski Allah da bu kavimleri helak (ayet 23-44) Daha sonra Hz. Musa ile Firavun mücade- lesine temas edilerek kibirli Fira- vun ve helak belirtil- özel bir sahip Hz. Bütün peygam- berlerin temel ilkeleri ortak olan ilahi me- insanlara ilettikleri, ise inanç ve ideolojilere bölündükleri ve her grubun kendisini ifade (ayet 45-53) Surenin ikinci bölümünde Hz. Peygam- ber döneminde mevcut konu Bu ayetlerde genellikle mal ve evlat sahibi olan gaflet içinde

Upload: others

Post on 08-Mar-2021

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Iii · 2021. 1. 27. · karnas kavsaranın hemen altına küçük dikdörtgen bir pencere açılmıştır. Cephe lerin bitiminde yapıyı çepeçevre saran ku rı kuşak altta ve

MÜMiNE HATUN KÜLLiYESi

oturmuş, hücrelerinde ise geometrik kom­pozisyonlar kullanılmıştır.

Yapının doğusuna yerleştirilen dikdört­gen açıklıklı kapısı dışında bütün cephele­ri aynı düzendedir. Kapının iki yanında ge­ometrik süslemeli çerçeveler devam eder­ken kapı üzerindeki yüksek sivri kemerli nişin içi geometrik desenler ve mozaik çi­ni ile doldurulmuştur. Kemerin üzerinde­ki iki kitabeden alttakinde mimarın adı yer almakta, üsttekinde ise yapının bitiş tarihi bulunmaktadır. Aynı cephede mu­karnas kavsaranın hemen altına küçük dikdörtgen bir pencere açılmıştır. Cephe­lerin bitiminde yapıyı çepeçevre saran ku­rı kuşak altta ve üstte bir dizi tuğlayla sı­nırlanmıştır. Yüzeyden biraz kabarık harf­ler ve aralarına yerleştirilen dörtlü düğüm­lerle yonca yaprakları fıruze renkli çiniler­le oluşmuştur. Kitabe kuşağının üzerinde üç sıra mukarnas dizisi yer almaktadır. Kümbetin diğer bir özelliği de cephelerde­ki kompozisyonlar içinde fıruze-açık ma­vi renklerde bütün yüzeylere yayılan sırlı tuğla kullanılmış olmasıdır. Tuğla örgülü sivri kubbenin iç yüzünde üç adet olduğu tahmin edilen rozetlerden biri yüzeyden taşkın olarak yerleştirilmiş olup üzeri bit­kisel ve geometrik motiflerle süslenmiş­tir. Cenazeliğe yapının doğusunda açıkta başlayan bir dehlizden inilmektedir. On­gen planlı bu bölümün ortasındaki ongen payeden çıkan kaval silmeler, alt yapının tonozunu ve tuğlanın değişik dizilişleriyle duvarlarını sararak yıldız şeklinde bir gö-

Mümine Hatun Türbesi- Nahcıvan

560

rüntü oluşturmaktadır. Eski fotoğraflar­dan, kümbeti çevrelediği tahmin edilen bir duvarın taçkapıya bağlandığı anlaşıl­maktadır. Yıkılmış olan dikdörtgen çerçe­ve içinde yüksek sivri kemerli taçkapının iki tarafında birer silindirik minare yer al­maktaydı.

Cami. Nahcıvan'daki cuma camilerinin bilinen ilk örneği olan mabed, kümbetin çok yakınında aynı tarihlerde muhteme­len Atabeg Nusretüddin Cihan Pehlivan Muhammed zamanında ( 1175- ı ı 86) inşa ettirilmiştir. Seyahatnamelerdeki çizimle­rine göre mihrap duvarına paralel iki nefi bulunan yapının mihrap önünde bu iki ne­fi kesen büyük bir kubbesi vardı. Önünde eyvanlı girişi olan caminin yan duvarların­da sivri kemerli ikişer pencere açılmıştı.

BİBLİYOGRAFYA :

E. Jacobsthal, Mittelalterliche Backsteinba­uten zu Nachtschewan im Araxesthale, Berlin 1899, s. 13, rs . 3; A. Alaskerzade, "Yusuf bin Ku­seyr ve Mümine Hatun Türbelerinin Kitabeleri", A. Bakihanov Adına Tarih Enstitüsünün Eser­leri, Bakü 1947, 1, 76-91; Gulam Ali Hatem, iran'­da Büyük Selçuklu Türbeleri (doktora tezi, 1974), AÜ ilahiyat Fakültesi, s. 109; Mustafa Ce­zar. Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimar­lık, İstanbul 1977, s. 341-342; Oktay Aslanapa, Kınm ve Kuzey Azerbaycan'da Türk Eserleri, is­tanbul 1979, s. 67-78; a.mlf., Türk Cumhuriyet­leri Mimarlık Abideleri, Ankara 1996, s . 121 -136; Şerare Yetkin, Anadolu'da Türk Çini Sa­natının Gelişmesi, İstanbul 1986, s. 19-20; Or­han Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri: I Sel­çuklu Dönemi, Ankara 1986, s. 20-22; Turgay Yazar. "Nahçivan'da Türk Mimarisi", Türkler (nşr. Hasan Celal Güzel v.dğr.) , Ankara 2002, VIII, 174-184; Rayihe B. Amenzade, "XI-XVII. Yüz­yıllarda Azerbaycan'da Abidevi Yapılann özel­likleri", a.e., VIII, 166-173; Hakkı Önkal, "Türk Türbe Mimarisinde Cenazelik Katının Gelişme­si", TK, XXVI/307 ( 1988). s . 732-738; Yusuf Çe­tin, "Nahçıvan Mürnine Hatun Kümbeti", Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, sy. ll, Erzurum 2003, s. 17-24; V. Minorsky, "Nahçıvan", İA, IX, 34-35.

L

L

Iii AYŞE DENKNALBANT

MÜ'MİNILER

(bk. MUVAHHİDLER) .

MÜ'MİNÜN SÜRESİ ( ..:.ı,:...~ı ~)J"' )

Kur'an-ı Kerim'in yirmi üçüncü suresi.

_j

_j

Mekke döneminin sonlarında nazil ol­muştur. Yüz on sekiz ayettir. Sure ismini, "İnananlar mutlaka kurtuluşa erecektir" mealindeki ilahi beyan la başlayıp mümin­lerin (mü'minun) vasıflarını anlatan giriş

kısmından almıştır. Fasılası dört ayette f'· diğerlerinde ..:ı harfidir.

Mü'minun suresinin muhtevasını bir gi­rişle üç bölüm halinde ele almak müm­kündür. Kur'an-ı Kerim'de çeşitli ayetler­de ebedl hayattaki mutluluğun son nok­tası (felah) Allah'ın rızasına ulaşıp O'nun cemalini müşahede etme şeklinde belir­tilmekte (et-Tevbe 9/72; Yunus 10/26; ei­Kıyame 75/22-23). surenin girişinde sözü edilen mutluluğun mekanını teşkil eden cennete vurgu yapılmaktadır. Surenin ilk ayetlerinde cennete gireceklerin vasıfları namaz ve zekat ibadetlerini yerine getir­mek, emanete riayet etmek, faydasız söz ve davranışlardan sakınmak ve iffetlerini korumak diye ifade edilmiştir (ayet ı -ı ı).

Ardından duyu yoluyla algılama ve akılla istidlalde bulunma imkanına sahip kılı­

nan insanın yaratıcının varlığı, O'nun bü­tün evreni yaratıp yönettiği gerçeğine ula­şabilmesi için bazı örnekler sıralanır. Bun­lar beşer türünün spermadan üretilip en güzel biçime getirilmesi, dünyanın da için­de yer aldığı mükemmel kozmik sistem vb. hususlardır (ayet 12-22).

Birinci bölümde, Hz. Nuh'tan başlamak üzere peygamberler tarihi boyunca devam eden hak-batı! mücadelesi anlatılmakta­dır. Peygamberler, insan için onur kırıcı bir davranış olan puta tapmaktan vazgeç­meleri ve tevhid inancını benimserneleri yolundaki tebliğlerini muhataplarına ulaş­tırmışlar, dünyadaki bütün fiil ve hareket­lerin ölümden sonraki ebedl hayatta he­sabının verileceğini söylemişlerdir. Ancak gerçeğe karşı direnişte ısrar eden ve ge­nellikle mali güç ve iktidar sahibi olan kim­seler peygamberleri yalanlamış, onların üs­tünlük ve hakimiyet peşinde koşan insan­lar olduklarını, Allah'ın elçi göndermesi halinde bunun insan değil melek olması­nın gerektiğini belirtmişler ve eski yanlış davranışlarını sürdürmüşlerdir. Allah da bu kavimleri helak etmiştir (ayet 23-44) Daha sonra Hz. Musa ile Firavun mücade­lesine kısaca temas edilerek kibirli Fira­vun ve hanedanının helak edildiği belirtil­miş, ardından özel bir yaratılışa sahip kı­lınan Hz. İsa zikredilmiştir. Bütün peygam­berlerin temel ilkeleri ortak olan ilahi me­sajları insanlara ilettikleri, toplumların ise farklı inanç ve ideolojilere bölündükleri ve her grubun kendisini haklı gördüğü ifade edilmiştir (ayet 45-53)

Surenin ikinci bölümünde Hz. Peygam­ber döneminde mevcut inkarcılar konu edilmiştir. Bu ayetlerde genellikle mal ve evlat sahibi olan inkarcıların gaflet içinde

Page 2: Iii · 2021. 1. 27. · karnas kavsaranın hemen altına küçük dikdörtgen bir pencere açılmıştır. Cephe lerin bitiminde yapıyı çepeçevre saran ku rı kuşak altta ve

Mü'mlnOn sOresi nin ilk ayetleri

bulundukları, gurura kapıldıkları, akıbet­Ierini düşünmedikleri, fiil ve hareketlerin­den sorumlu tutulacakları ahiret hayatına inanmadıkları belirtilmektedir. Halbuki ya­ratıcının sayısız nimetlerinden faydalanan inkarcılar, gerçeği kendilerine haber ve­ren ve hiçbir menfaat beklemeyen Allah elçilerinin uyarılarına sürekli muhatap ol­maktadır. Ayrıca ataları gibi kendileri de zaman zaman sıkıntılara maruz bırakıl­makta, sızianmaları sonucu musibetleri kaldırılmakta, fakat yine de eski tutum ve davranışlarını sürdürmektedirler (ayet 54-92). Daha sonra Hz. Peygamber' e ve kıya­mete kadar gelecek İslam davetçilerine hitap edilerek zalim inkarcılara gelebile­cek dünyevi cezalardan, şeytanların kış­kırtma ve müdahalelerinden Allah'a sı­ğınmaları emredilmekte, kötülüğü iyilikle bertaraf etmek için çaba sarfetmeleri is­tenmektedir (ayet 93-98)

Üçüncü bölüm ahiret hayatına ayrılmış olup burada inkarcıla rın ahirette karşıla­şacakları azap anlatılmaktadır. inkarcıla­rın suçlarını itiraf edip cehennemden çı­karılmayı talep edecekleri, fakat dünyada müminlere karşı onur kırıcı davranışları­nın cezasının benzer şekilde kendilerine uygulanacağı belirtilmektedir. Sürenin son ayetlerinde tevhid inancına tekrar dikkat çekilmekte ve süre ResOiullah'a tavsiye edilen şu dua ile sona ermektedir: "Rab­bim, affet, merhamet et! Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" (ayet 99- ı 18) .

Nübüwetin Mekke'de geçen ilk on üç yılının son zamanlarında nazil olduğu bi-

!inen Mü'minOn sOresinde Hz. Peygamber ile ashabının dini hayatlarını sürdürmele­rine izin vermeyen, onları hicret etmeye mecbur eden müşriklere tekrar uyarıda bulunulduğu görülmektedir. Bununla bir­likte ResOJullah 'a ve dolayısıyla davet ve irşad görevini yerine getirecek kimselere tebliğ sırasında muhataplarına sert dav­ranmamaları tavsiye edilmekte, başarılı olabilmek için öncelikle kendi dini hayat­larını iyileştirmeleri gerektiği bildirilmek­tedir.

Hz. Ömer'den nakledildiğine göre Re­sOl-i Ekrem, "Bana öyle on ayet nazil ol­du ki onların icabını yerine getiren kimse mutlaka cennete girer" dedikten sonra Mü'minOn sOresinin ilk ayetlerini okumuş­

tur (Kurtubl, Xll, 102; süren in fazil etiyle ilgili diğer rivayetler için bk. a.g.e. , XII , 102- l 03 ; Şevkan i, lll, 473) . EbüssuOd Efen­di Tefsiru sureti'l-Mü'minin (Sü leyma­niye Ktp., Süleyman iye, nr. 1026/4) ve Mustafa b. EbO Said el-Hadimi Risô.l e fi l;fad efleJ:ıa'l-mü'minCın adıyla birer risa­le kaleme almışlardır (Süleymaniye Ktp ., Tırnova lı , nr. 1842).

BİBLİYOGRAFYA :

Vahidi, Esbtibü 'n-nüzül (nşr. Seyyid el-Cümey­li), Beyrut 1410/1990, s. 258-260; Kurtubi, el-Ca­mi', XII, 102-103; Şevkani. Fet!;ıu'l-k:adfr, III , 473; N. Robinson. "The Structure and Interpretation of Sürat ai-Mu'minün", Journal o{Qur'anic Stu­dies, ı vı , London 2000, s. 89-106.

Iii M. KAMİL YAŞAROGLU

ı ı

MÜ'MİNÜTTAK

L (bk. ŞEYTANÜTTAK).

_j

ı ı

MÜMİNzADE AHMED HASİB

L (bk. AHMED HASİB EFENDi).

_j

ı ı

M ÜMIT ( ~1 )

Muhyinin mukabili olarak kullanılan Allah'ın isimlerinden biri

L (bk. MUHYi).

_j

ı MÜMKİN

ı

(~1)

Varlığı da yokluğu da zatının gereği olmayan veya

konu ile yüklem arasındaki ilişkisi zorunlu bulunmayan anlamında

kelam ve mantık terimi

L (bk. HÜKÜM).

_j

L

MÜMTAz ( jı.......)

Berhurdar b. Mahmud Türkman Ferahi (XI./XVII. yüzyıl)

İranlı münşi ve şair.

MÜMTAZ

_j

Türkmen asıllı olup bugün Afganistan

sınırları içinde kalan Ferah'ta doğdu . Şiir­

Ierinde kullandığ ı Mümtaz mahlasıyla ta­

nınmıştır. Hayatı hakkındaki bilgiler MaJ:ı­

bCıbü'l-l;fulCıb adlı eserinde verdikleriyle

sınırlıdır. Kendi aniartığına göre eğitimini

doğduğu yerde aldı ve kısa bir süre son­

ra şiir yazmaya başladı . Ardından gittiği

Merv'de iki yıl Arslan Han 'ın hizmetinde

bulundu, buradan İsfahan'a geçerek Ha­

san Kulı Han Şam!O'nun münşiliğini yap­

tı. Bu şehirde dostlarından birinin teklifi

üzerine meclislerde anlatılan hikayeleri bir

mecmuada toplamaya başladı. Önce Ra'­

nô. ve Zibô. diye adlandırdığı bu mecmu­

aya zamanla sayıları 400'ü bulan kıssaları

da ekledi ve buna Maf:ıfel-i Arô. adını ver­

di. Memleket! Ferah'a dönen Mümtaz bir

süre Herat ve Meşhed'de ikamet etti. Da­

ha sonra gittiği Ulkay- DürOn'da Safevi Şa­

hı ı. Abbas'ın 1035 (1626) yılında tayin et­

tiği Vali MenOçihr b. Karcikay'a üç yıl mün­

şilik yaptı . Çevredeki bir kabilenin şehre

yönelik saldırısı sırasında bütün eşyası yağ­

malanıp yazdığı eser kaybolunca Herat'a

döndü. Burada çalışmasını yeniden kale­

me almaya karar vererek "Şemse ve Kah­

kaha" adlı hikayeyi yazıp Vali Safi Kulı Şam­

lO'ya ithaf etti. Ancak Herat'ta çıkan karı­

şıklıklar yüzünden HabOşan'a geçti. Hatı­

rında kalanlara yeni hikayeler ekleyip ese­

rini telif etmeye başladı. MaJ:ıbCıbü'l-l;fu ­

lCıb adını verdiği bu çalışma bir önsöz, beş

bab (tevazu, hüsn-i hulk, tes lim, musaha­

be ve sehavet) ve bir hatimeden meyda­

na gelmektedir. Ağır bir dille yazılan eser,

üçüncü bölümdeki hikayelerden birinin is­

mi olan Şemse ve Kahl;faha olarak da ta­

nınmıştır. Kitabın hatimesinde yer alan ve

daha sade bir üs!Opla yazılan "Ra'na ve

Ziba" adlı bölüm halk arasında çok tutul­

muş ve ayrı olarak da basılmıştır (Bom­

bay 1304). Eserin tamamı daha sonra ya­

yımlanmıştır (Tahran 1322 hş.). Son neşri

Dô.sitô.nhô.-yı MaJ:ıbCıbü'l-l;fulCıb ismiy­le Ali Rıza Zekaveti tarafından gerçekleş­

tirilmiştir (Tahran 1373 hş. ) . Mümtaz'ın

mezarının Ferah civarında bulunan Yezde

köyünde olduğu kaydedilmektedir.

561