günümüz türkiye’sinde devlet ve hâkim s›n›flar ‹liflkisi ...kapitalizm, sosyalizm ve...

38
1 Devlet/Piyasa ikilemi sa- dece kuramsal düzeye ait bir ayr›m de¤ildir. Bu ayr›m›n bir hegemonya projesi içinde nas›l ku- ruldu¤una dair bkz Yal- man (2002). Yalman’›n çal›flmalar› kuramsal düzeyde de bu ikilikler üzerinden analizin bafl- lat›lmamas› konusunda oldukça uyar›c›d›r. Bkz. Yalman (1997). Yine Fuat Ercan’›n çal›flmala- r› bu tür ikilemlerden hareket edilmemesi ge- rekti¤ini vurgulamakta- d›r. Bkz Ercan (2000) Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine Alternatif Bir Çerçeve Denemesi Zafer Y›lmaz K K üreselleflme ve ulus devlet tart›flmalar›n› yürüten ikti- sat ve siyaset bilimcilerin bir k›sm› için e¤er 1960’lar “muzaffer” devletlerin dönemi idiyse, 1980’ler de “muzaffer” piyasalar›n devletler karfl›s›nda zaferini ilan etti¤i dönemdir. Yine bu anlat›da liberal pozisyonu benimseyenler için 1980’ler Keynesçi politikalarla “bast›r›lm›fl olan” piyasa- lar›n dönüflüne iflaret eder; iddia odur ki piyasa güçleri yeni sa¤ politikalar› uygulayan hükümetlerin iktidara gelifli ile bir- likte muharebenin ikinci aya¤›n› kazanarak iktidar›n› ilan et- mifltir. Daha elefltirel bir pozisyonu benimseyenler ise ya bu sürecin kendisinin devletler eliyle yürütüldü¤üne ya da olumsuz sonuçlar›na iflaret etmektedir. Bütün bu anlat›da aç›kça görülebilece¤i gibi, devletler ve piyasalar birer aktör durumuna yükseltilmifllerdir ve aç›klamaya kapitalist top- lumsal iliflkilerin bu fetiflleflmifl biçimlerinden bafllanmakta- d›r (Burnham, 2001). 1 Türkiye’de de küreselleflme ve ulus devlet tart›flmalar›n›n bir ülke deneyiminde somutlanmas› ba¤lam›nda devam› ni- teli¤inde, son dönemde devlet ayg›tlar› aras› iliflkiler, ekono- mi yönetimindeki de¤ifliklikler ve devlet/hâkim s›n›flar aras› iliflkiler üzerine tart›flmalar yürütülmektedir. Yürütülen bu tart›flmalar, k›smi olarak yukar›da iflaret etti¤imiz anlat›n›n s›n›rl›l›klar›n› tafl›maktad›r ve bu tart›flmalarda, üç temel ek- siklik göze çarpmaktad›r: Birincisi, küreselleflme, kriz süre- cinde uygulanan politikalar, örne¤in Merkez Bankas›n›n özerklefltirilmesi, d›flar›dan dayat›lan bir süreç gibi ele al›n- maktad›r. ‹kinci olarak, devletin s›n›f karakteri vurgulansa dahi, devlet bu süreçte sadece, ortak, adapte ya da ma¤dur Praksis 9 | Sayfa: 55 - 92

Upload: others

Post on 06-Jan-2020

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

1 Devlet/Piyasa ikilemi sa-dece kuramsal düzeyeait bir ayr›m de¤ildir. Buayr›m›n bir hegemonyaprojesi içinde nas›l ku-ruldu¤una dair bkz Yal-man (2002). Yalman’›nçal›flmalar› kuramsaldüzeyde de bu ikiliklerüzerinden analizin bafl-lat›lmamas› konusundaoldukça uyar›c›d›r. Bkz.Yalman (1997). YineFuat Ercan’›n çal›flmala-r› bu tür ikilemlerdenhareket edilmemesi ge-rekti¤ini vurgulamakta-d›r. Bkz Ercan (2000)

Günümüz Türkiye’sinde Devlet veHâkim S›n›flar ‹liflkisi ÜzerineAlternatif Bir Çerçeve Denemesi

Zafer Y › lmaz

KKüreselleflme ve ulus devlet tart›flmalar›n› yürüten ikti-sat ve siyaset bilimcilerin bir k›sm› için e¤er 1960’lar“muzaffer” devletlerin dönemi idiyse, 1980’ler de

“muzaffer” piyasalar›n devletler karfl›s›nda zaferini ilan etti¤idönemdir. Yine bu anlat›da liberal pozisyonu benimseyenleriçin 1980’ler Keynesçi politikalarla “bast›r›lm›fl olan” piyasa-lar›n dönüflüne iflaret eder; iddia odur ki piyasa güçleri yenisa¤ politikalar› uygulayan hükümetlerin iktidara gelifli ile bir-likte muharebenin ikinci aya¤›n› kazanarak iktidar›n› ilan et-mifltir. Daha elefltirel bir pozisyonu benimseyenler ise ya busürecin kendisinin devletler eliyle yürütüldü¤üne ya daolumsuz sonuçlar›na iflaret etmektedir. Bütün bu anlat›daaç›kça görülebilece¤i gibi, devletler ve piyasalar birer aktördurumuna yükseltilmifllerdir ve aç›klamaya kapitalist top-lumsal iliflkilerin bu fetiflleflmifl biçimlerinden bafllanmakta-d›r (Burnham, 2001).1

Türkiye’de de küreselleflme ve ulus devlet tart›flmalar›n›nbir ülke deneyiminde somutlanmas› ba¤lam›nda devam› ni-teli¤inde, son dönemde devlet ayg›tlar› aras› iliflkiler, ekono-mi yönetimindeki de¤ifliklikler ve devlet/hâkim s›n›flar aras›iliflkiler üzerine tart›flmalar yürütülmektedir. Yürütülen butart›flmalar, k›smi olarak yukar›da iflaret etti¤imiz anlat›n›ns›n›rl›l›klar›n› tafl›maktad›r ve bu tart›flmalarda, üç temel ek-siklik göze çarpmaktad›r: Birincisi, küreselleflme, kriz süre-cinde uygulanan politikalar, örne¤in Merkez Bankas›n›nözerklefltirilmesi, d›flar›dan dayat›lan bir süreç gibi ele al›n-maktad›r. ‹kinci olarak, devletin s›n›f karakteri vurgulansadahi, devlet bu süreçte sadece, ortak, adapte ya da ma¤dur

Praksis 9 | Sayfa: 55 - 92

Page 2: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

olan, yekpare bir blok gibi ele al›nmaktad›r. Son olarak da, s›cakpara hareketlerinin sadece bir sermaye hareketi olmaktan öte,dönüfltürücü bir toplumsal iliflki, ayn› zamanda gitti¤i yere tafl›-d›¤› üretim iliflkilerinin hâkim biçimini de götüren bir iliflki oldu-¤u yeterince vurgulanmamaktad›r. Bunun sonucu olarak da,Türkiye’de üretim iliflkilerinin hâkim biçiminin yerleflmesi ve ye-niden üretimi sürecinde, uluslararas› finans sermayesi ile yerel fi-nans kapital aras›ndaki özgül eklemlenmenin ve bu eklemlenmesürecinin sonucu olarak Türkiye’deki iktidar blo¤unda bu ulus-lararas› sermaye kesiminin ç›karlar›n›n temsilinin, devlet ayg›tla-r› aras› iliflkilerin yeniden düzenlenmesinde oynad›¤› rol gözdenkaçmaktad›r.

Bu yaz›da saptanan bu eksikliklerden hareketle üç temelproblem tart›fl›lmaya çal›fl›lacakt›r. Birincisi bütün bu süreci ana-liz ederken devleti yekpare bir blok ya da bir baflka deyiflle ken-dinden menkul bir özne ya da basitçe hâkim s›n›flar›n arac› olanbir nesne olarak de¤il de, bir iliflki olarak nas›l analiz edebilir vedevlet ve hâkim s›n›flar aras›ndaki iliflkiyi bir d›flsall›k iliflkisi ola-rak görmeden, devletin kendisini s›n›f iliflkilerinin bir biçimlen-mesi olarak nas›l kavrayabiliriz? Bu problem analizimizde devletve sosyal s›n›flar aras› iliflkinin nas›l ele al›naca¤› ile do¤rudan il-gilidir. ‹kinci olarak, içsel ve d›flsal ayr›m›na düflmeden, genel ola-rak 1980 sonras› devlet yap›lar›nda meydana gelen de¤iflikliklerinas›l ele alabiliriz? Bu sorumuzun yan›t› ele ald›¤›m›z politikala-r›n Türkiye’de hayata geçirilme sürecinin nas›l analiz edebilece¤ive küreselleflme ve devlet üzerine olan saptamam›z›n Türkiye öze-linde aç›mlanmas› ba¤lam›nda önemlidir. Son olarak da, Türki-ye’de devlet ve toplumsal s›n›flar iliflkisinin ve devletin kendisininyeniden yap›land›r›lmas› sürecine yo¤unlafl›rken, sermayeler aras›eklemlenme ve hâkimiyet iliflkilerini analize nas›l dahil edebiliriz?

Yaz› bafll›ca üç bölümden olufluyor. Yaz›n›n teorik k›sm›ndasözü edilen problemlere yan›t verebilmek için, Poulantzas’›n ilifl-kisel devlet anlay›fl›na yer veriliyor. Bu teorik bölüm, Poulant-zas’›n ne günümüzün büyük büyük yazarlar› gibi cafcafl› edebi-yat tümceleri döktürdü¤ü, ne de isminden baya¤› çok oldu¤u an-lafl›lan “çokluk”gillerin (multitude) hikayesinin anlat›ld›¤›,2 unu-tulmaya yüz tutmufl bir dille yaz›lm›fl kitaplar›n›n (çünkü, ekono-mi politi¤in elefltirisinin diliyle yaz›lm›fllard›r) bir de¤erlendiril-mesi. Bu nedenle okurun, ilk önce Poulantzas’›n devlet kuram›-n›n temel tafllar›n›n ele al›nd›¤› ve de¤erlendirildi¤i bir patikadangeçmesi gerekiyor. Bilindi¤i gibi, ilk dönem eserlerinde yap›sal-

2 Okurumuzu çok he-yecanland›rmadankimin hikayesininanlat›ld›¤›n› belirte-lim; çünkü modernkapitalizmde çok-luk gibi birçok yenihikaye kahraman›do¤mufltur. Sözüfazla uzatmadan ifl-çilere ve di¤ere m e k ç i l e r e :Marx’›n dedi¤i gibi“De te fabula nar-ratur!” (Horace) ya-ni “Anlat›lan seninhikayendir ” (Marx,1978: 17)

56 Zafer Y›lmaz

Page 3: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

c›l›k taraf›ndan Marksist çerçeve içinde kalarak ekonomi ve siya-seti birbirinden ay›ran sütunlar› tafl›maya çal›flan Poulantzas3,daha sonra bu yap›salc› analizin eksiklikleri ile yer yer yüzleflerekiliflkisel bir devlet analizine yönelmifltir. Bu bölümde bu iliflkiselanaliz aç›k k›l›nmaya çal›fl›lacak. Fakat önce Poulantzas’›n yap›-salc› döneminde “göreli özerklik”, “iktidar blo¤u” gibi temelkavramlar›n›n içini nas›l doldurdu¤u gösterilecek, daha sonrailiflkisel devlet anlay›fl› ele al›nacak ve son olarak da, Poulant-zas’›n teorik çerçevesinin içerdi¤i kimi gerilimleri tart›flan bir de-¤erlendirme yap›lacak.

Bu u¤rafltan sonra, okuru do¤rudan küreselleflme tart›flmala-r›nda devlet sorununun nas›l ele al›nd›¤›na ve Poulantzas’›n Ça¤-dafl Kapitalizm’de S›n›flar kitab›nda sorunu 1970’lerde nas›l tart›fl-t›¤›na dair bir bölüm beklemekte. Bu bölüm, yukar›da de¤indi¤i-miz problemlerin çözümü için, Poulantzas’›n geç dönem eserle-rinde gelifltirdi¤i iliflkisel devlet analizinin ve Ça¤dafl KapitalizmdeS›n›flar kitab›n›n ikinci bölümünde ele ald›¤› sermayenin ulusla-raras›laflmas› ve ulus devlet iliflkisine dair kimi aç›l›mlar›n izinisürmekte. Son bölüm ise, hem devlet ayg›tlar›nda ve ekonomi yö-netiminde meydana gelen de¤ifliklikleri, hem de üretim iliflkileri-nin hâkim biçiminin Türkiye de üretiliflinde, sermayeler aras› ek-lemlenme iliflkisinin rolünü ele al›yor. Ayn› zamanda bu aç›l›mlar-dan hareket ederek, kriz süreci içindeki Türkiye’de, devlet ve sos-yal s›n›flar aras› iliflkiye ve devletin yeniden yap›lanma sürecindealmakta oldu¤u yeni biçime dair kimi savlar da gelifltirmekte. Bü-tün bu bölümlerde, Poulantzas’›n iliflkisel devlet analizi ve serma-ye hareketinin kendisini dönüfltürücü bir toplumsal iliflki dahado¤rusu bir iktidar iliflkisi olarak ele alan yaklafl›m›, teorik baz› t›-kan›kl›klar› ve ard›nda s›n›f iliflkilerinin gizlendi¤i kap›lar› açacakanahtar bir rol oynamakta. Okura yaz› üstüne baflka ne diyebilirizki? Karl Marx’›n dedi¤i gibi “Hic Rhodus, hic salta”.4

Yap›sa lc › Dev let Kuram›ndan ‹ l i flk ise l Ana l i ze Pou lantzas ’ ›n Dev let Kuram›

Bu bölümde öncelikle Poulantzas’›n yap›salc› döneminde ik-tidar blo¤u, devletin göreli özerkli¤i ve devlet ve hâkim s›n›flariliflkisini nas›l ele ald›¤›n› vermeye çal›flacak, daha sonra Poulant-zas’›n geç dönem eserlerindeki farl›l›klara ve devletin kendisinis›n›flar aras› iliflkilerin bir biçimlenifli olarak nas›l gördü¤üne yo-¤unlaflaca¤›z. Bu bölümün amac› Poulantzas’tan hareketle devle-tin, varl›¤› kendinden menkul bir özne ya da basitçe hâkim s›n›f-

3 Poulantzas’›n bu ça-bas›, yer kubbeyive gök kubbeyi ay›-ran sütunlar› tafl›-yan Atlas’›nki ka-dar zor bir ifltir.

4 “‹flte Rodos, hadi ba-kal›m atla” anlam›-na gelen, zor du-rumda kalan iddial›bir rakibe karfl› kul-lan›l›r” (Savran,1994: 27)

57Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 4: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

lar›n bir nesnesi olarak de¤il de, s›n›flar aras› iktidar iliflkisininbir flekillenmesi olarak görülmesi gerekti¤ini göstermek.5

Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter, Marksizmin özgül sentezi-nin politik olgularla ekonomik teoremleri birlefltirme giriflimindeyatt›¤›n› belirtiyordu. Schumpeter bu birlikteli¤i “ekonomi ve si-yasetin görkemli evlili¤i” olarak adland›r›yor; fakat ard›ndan ekli-yordu: Zora dayanan bu evlilikte “ne ekonomi ne de siyaset nefesalabilmektedir” (Schumpeter, 1974: 46). Bu bölümde ele alaca¤›-m›z Nicos Poulantzas iflte tam da bu noktada devreye girmektedir.Poulantzas’›n bu evlilikte özgül bir rolü vard›r. Poulantzas siyase-tin ekonomi taraf›ndan so¤urulmas›na karfl› teorik bir mücadelevererek, bu izdivac›n “mutsuz bir aile”ye dönüflmesine engel ol-maya çal›flm›flt›r. Siyasal alan›n bu izdivaçta mutlulu¤unu sa¤la-mak için, kendi teorik pozisyonunu bir yandan siyaseti ekonomiyeindirgeyen “ekonomizme” karfl›, öte yandan bütün düzeyleri afl›r›siyasallaflt›ran “tarihselci”lere karfl› konumland›ran Poulantzas,her iki pozisyona yönelik teorik bir mevzi savafl› vermifltir.

Poulantzas erken dönem eserlerinde Louis Althusser’in Marx‹çin’de ve Kapitali Okumak’ta olgunlaflt›rd›¤› çerçeveyi Marksistsiyaset kuram›na uyarlam›flt›r denilebilir. Asl›nda Siyasal ‹ktidarve Toplumsal S›n›flar’›n analitik mabedinde Althusser’in yan›s›ra,Antonio Gramsci, Karl Marx, Freidrich Engels ve V. I. Lenin’ deyerlerini al›rlar. Yine de bu ilk dönem eserlerinde Poulantzas’›nAlthusser’in suya att›¤› yemi, kancas› ve oltas› ile birlikte yuttu¤usöylenebilir.6 Bu aç›k bir biçimde, afla¤›da da gösterece¤imiz gibi,Poulantzas’›n Yap›salc›l›¤›n üç temel noktas›n› sahipleniflinde gö-rülebilir. Toplumsal formasyon-üretim tarz› ikili¤i, düzeyler teori-si ve bireylerin yap›lar›n tafl›y›c›s› olarak ele al›nmalar› gibi yap›-salc›l›¤›n temel tafllar› Poulantzas’›n Siyasal ‹ktidar ve ToplumsalS›n›flar’›n›n (bundan sonra S‹TS) vazgeçilmez kutsal üçlüsüdür.7

S‹TS’de Poulantzas, üretim tarz› ve toplumsal formasyon ara-s›ndaki ikilikten hareket etmekte ve kapitalist üretim tarz›n›n öz-gül bir bölgesi olan siyasal olan›n bölgesel teorisini, Marx’›n Ka-pital’de ekonomik olan›n bölgesel teorisini üretti¤i gibi, üretme-yi amaçlamaktad›r8 (1976: 14-17). Siyasal›n bölgesel teorisini ge-lifltirme çabas›nda Poulantzas’›n iki teorik hasm› bulunmaktad›r:tarihselcilik ve ekonomizm. Poulantzas’›n bu kitab›nda karfl› ç›k-t›¤› tarihselcilik (historicism), siyaseti tarih ile özdefllefltirmekteve yap›n›n farkl› düzeyleri ile, kendi özgüllü¤ü, göreli özerkli¤i veetkilili¤i olan toplumsal pratikleri; dinamik, tarihsel, politik veç-

5 Bu bölümde Poluant-zas’›n yap›salc› dö-nemini ele almam›-z›n temel nedeni budönemle, Poluant-zas’›n iliflkisel döne-minde devlet ve hâ-kim s›n›flar iliflkisinikavray›fl tarz› aras›n-daki farkl›l›¤› ortayakoymak; çünkü bufarkl›l›k Poulant-zas’›n daha sonrakidönemde gelifltirdi¤içerçevenin yaz›da ni-çin kullan›ld›¤›n›nanlafl›lmas› aç›s›n-dan da önem tafl›-yor. Ayn› zamandaiktidar blo¤u gibi te-mel terimler Poulan-tas’›n analizlerininanlafl›lmas› için mer-kezi önemdedir.Yoksa yaz›n›n ilerle-yen bölümlerindegörülebilece¤i gibiPoulantzas’›n yap›-salc› döneminde ge-lifltirdi¤i bütün kav-ramlar ihtiyats›zcakullan›lmamakta ak-sine elefltirilmekte-dirler.

6 Althusser’in temelkavramlar› için bkz.Althusser (1969),elefltirisi için bkz.Y›lmaz (2001). Ayn›sözleri Shumpeter,Marx ve Ricardo ilifl-kisi için kullanmak-tad›r.

7 Jessop Poulantzasüzerine olan kitab›n-da S‹TS’nin dahitam olarak yap›salc›-l›k içerisine s›¤d›r›la-mayaca¤› konusun-da ›srarl›d›r. Jessop,Poulantzas’›n Alt-husser’i “hâkimiyetalt›nda eklemlenmiflyap›” kavram›n› ye-terince gelifltireme-mekle elefltirdi¤i ya-z›lar›na referans ver-mektedir Bkz Jes-sop (1984). Yine be-lirtmek gerekir ki Po-ulantzas’›n yap›sal-c›l›kla iliflkisi basitçebir Althusser takipçi-li¤ine indirgenemez .

58 Zafer Y›lmaz

Page 5: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

helerine indirgemektedir (Poulantzas, 1976:38). Ekonomizm iseüstyap›y› ekonomik altyap›n›n görüngüsüne indirgerken, ekono-mist ve teknisist bir kavramlaflt›rma ile türetilmifl olan üreticigüçlere öncelik vermektedir. Kapitalizmde ekonomik ve siyasaldüzeyler aras›ndaki iliflkiye yo¤unlaflan Poulantzas, bu iki görüflekarfl›, her iki düzeyin de özgül bir göreli özerkli¤inin bulundu¤u-nu ve bu göreli özerkli¤in siyasal olan›n bölgesel teorisini müm-kün k›ld›¤›n› belirtmektedir (1976:29).

Poulantzas buradan hareketle devletin kapitalizmdeki genelifllevini a盤a ç›karmaya çal›fl›r ve devletin, toplumsal formasyo-nun düzeyleri aras›ndaki bütünlü¤ü korumak, bütünlük etkeninioluflturmak gibi temel bir ifllevi oldu¤unu belirtir. Devletin iflle-vinin farkl› ekonomik, siyasal ve ideolojik kipleri (modality) olsada, toplumsal formasyonun bütünlü¤ünü korumak, onun en te-mel ifllevidir (1976:50). Devletin bu temel ifllevi, onun üretimmatriksi içindeki yeri taraf›ndan kendisine atfedilmifltir. Topar-larsak, Poulantzas S‹TS’de devleti, üretim tarz›n›n ve toplumsalformasyonun birlik ve varolufl ifllevini sa¤layan koflullar ile üreti-min koflullar›n›n sürdürülmesini, devaml›l›¤›n› sa¤layan bir orga-nizasyon olarak kavramlaflt›rmaktad›r (1976:50). Devlet, ayn› za-manda bir sistem olarak toplumsal formasyonun bütünsel denge-sini düzenleyici bir etkendir. Fakat tam da bu temel ifllevi dola-y›s›yla devlet, toplumsal formasyonun çeflitli düzeylerinin çeliflki-lerinin yo¤unlaflt›¤› yap›d›r da. ‹flte bu düzeylerin çeliflkilerinintopland›¤› dü¤üm noktas› olmas› nedeniyledir ki, devlet ayn› za-manda toplumsal dönüflümün de odak noktas›d›r. (1976:45).

Devletin bir di¤er ifllevi ise s›n›f mücadelesi ile iliflkisinde or-taya ç›kmaktad›r. Poulantzas devletin yasal-ideolojik üstyap›s›-n›n, insanlar›n özgür ve eflit vatandafllar oldu¤u yan›lsamas›n› ya-ratarak, aralar›ndaki s›n›fsal iliflkileri gizleyici bir etki yaratt›¤›n›belirtmektedir (1976:130). Fakat ayn› devlet, kendisini mücade-le eden farkl› ç›karlar›n üstündeki “genel ç›kar”›n bir temsilcisiolarak da sunmaktad›r. Bu ba¤lamda devletin ikili bir ifllevi var-d›r. Devletin yasal-siyasal üstyap›s› s›n›flara da¤›t›lm›fl üretim ta-fl›y›c›lar›n› (trager) yasal-siyasal özneler durumuna dönüfltürür-ken, öte yandan bu yal›t›lm›fl öznelerin birli¤ini ulus-halk olaraktemsil eder. Bu devlet ulusal-popüler-s›n›f devletidir (1976:137).Bunun ötesinde devlet ekonomik mücadelede yal›t›lm›fll›k ve re-kabet iliflkisi içindeki burjuvazinin politik ç›karlar›n› genel ç›karolarak resmeder ve onun siyasal birli¤ini egemen s›n›f olarak sa¤-larken, hâkimiyet alt›ndaki s›n›flar›n politik organizasyonunu en-

8 Holloway ve Picciotto,P o u l a n t z a s ’ › nMarx’›n Kapital’desadece ekonomikolan›n teorisini ge-lifltirdi¤i görüflünefliddetle karfl› ç›k-maktad›r. Yazarlar,aksine, Marx’›n top-lumsal üretim iliflki-lerini bütünlü¤ü için-de analiz etmeyiamaçlad›¤›n›n alt›n›çizmektedirler. BkzHolloway ve Picciot-to (1971).

59Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 6: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

gelleyerek onlar› örgütsüz bir durumda tutar. Poulantzas’a göretam da bu noktada devletin temel çeliflkisi do¤maktad›r:

Kendisi gerçekte bir s›n›f devleti oldu¤u halde, o, kendisini tüm toplu-mun devleti olarak ‘nitelemekte’ ve kendi kurumlar› içinde kendisini,s›n›flara bölünmez, kurumsal yerleflikli¤i olan bir nesne gibi, toplumun“s›n›f devleti” (egemen s›n›flar›n devleti) olarak sunmaktad›r; bu çer-çevede, devlet kendisini burjuva devleti olarak sunmakta, ancak bunuyaparken toplumun tüm mensuplar›n›n da ad› geçen s›n›f›n üyesi ol-duklar› izlenimini vermektedir (1976, 189)9

Poulantzas S‹TS’de, burjuvazinin kendi belirgin ç›karlar›n› si-yasal ç›karlara dönüfltürme konusundaki beceriksizli¤inden s›k s›ksöz eder. Burjuvazi sadece kendi politik partileri ile kendisini he-gemonik organizasyon düzeyine yükseltme konusunda de¤il, ayn›zamanda hâkimiyet alt›ndaki s›n›flar üzerinde de hegemonya olufl-turma konusunda da acizdir. Burjuvazinin fraksiyonlara ayr›flm›flolmas›, kapitalist formasyonda küçük üreticilerin varl›¤›n› koru-mas›, iflçi s›n›f›n›n organize politik mücadelesinin varl›¤› ve yükse-lifli burjuvazinin bu zorlu¤u çekmesinin ard›ndaki nedenlerdir(1976: 284-285). Peki, bu ba¤lamda kapitalist devletin rolü nedir?

Daha önce de belirtti¤imiz gibi Poulantzas burjuvazinin frak-siyonlara (sanayi, ticaret ve mali) bölünmüfl yap›s›ndan hareketetmektedir. Sermaye fraksiyonlar› Poulantzas için sadece serma-yenin toplam sosyal döngüsünde farkl› sermayelerin farkl› ifllev-lere yo¤unlaflmas› ile a盤a ç›kan bir bölünme ile s›n›rl› de¤ildir.Poulantzas ideolojik ve politik nedenlerle de fraksiyonlaflma e¤i-liminden de söz eder. Buradaki hedefi do¤rudan mistifiye edil-mifl yekpare bir blok olarak sermaye kavramlaflt›r›m›d›r. Vurgu-lanan ço¤ulluk ayn› zamanda, ço¤ul durumda bulunan üretimtarzlar›n›n bir tanesinin hâkimiyeti alt›nda eklemlenmesinden ge-len hâkim s›n›flar›n ço¤ullu¤udur. Hâkim s›n›flar›n bu ço¤ullu-¤undan hareketle Poulantzas, kapitalizmde s›n›f hâkimiyetininözgül biçimine ulafl›r: iktidar blo¤u. Devlet, kurumlar› aras›ndakikarfl›l›kl› etkileflim arac›l›¤›yla, birkaç hâkim s›n›f veya fraksiyon-dan oluflan ve bunlardan birinin hegemonik rol fleklinde ifadeedilebilecek tekil bir hâkim pozisyona sahip oldu¤u iktidar blo-¤unu mümkün k›lar (1976: 141, 230). ‹ktidar blo¤u sermayefraksiyonlar› aras› çeliflkilerin d›flland›¤› ve hâkim s›n›f ve fraksi-yonlar›n birbiri içinde eridi¤i bir yap› olarak düflünülmemelidir.Tam tersine iktidar blo¤u hâkim s›n›flar ve fraksiyonlar›n›n “hâ-kimiyet alt›nda eklemlenmifl çeliflkili” birli¤idir (1976: 235, 237).Bu fraksiyonlar aras› ç›kar çat›flmas›n›n blok içinde varl›¤›n› sür-

9 Çevirisi Bridges 1985,355’den al›nm›flt›r

60 Zafer Y›lmaz

Page 7: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

dürmesi demektir. Ama son kertede, iktidar blo¤una rengini ve-ren birliktir. Daha önce de belirtti¤imiz gibi iktidar blo¤u içindebir s›n›f ya da fraksiyon hegemonik fraksiyondur10. Poulant-zas’›n belirtti¤i gibi:

Kapitalist devlet ve hâkim s›n›flar ya da fraksiyonlar› aras›ndaki iliflki,onlar› hegemonik bir s›n›f ya da fraksiyonun korumas› alt›nda siyasalbirli¤e do¤ru iter. Hegemonik s›n›f ya da fraksiyon kendi ekonomik ç›-karlar›n› siyasal ç›karlar haline getirerek ve iktidar blo¤undaki s›n›fla-r›n ya da fraksiyonlar›n genel ortak ç›karlar›n› temsil ederek, iktidarblo¤unda yer alan farkl› s›n›f ya da fraksiyonlar›n özgül bir çeliflki için-deki ç›karlar›n› kutuplaflt›r›r. ‹ktidar blo¤undaki s›n›flar›n ya da frak-siyonlar›n bu genel ç›kar› ekonomik sömürü ve siyasal tahakkümdenoluflmaktad›r. (1976: 239)

Ayr›ca belirtilmelidir ki, iktidar blo¤u, s›n›flar aras› ittifaktan,birli¤in ve karfl›l›kl› fedakarl›klar›n, s›n›f mücadelesinin bütünalanlar›na ekonomik birlik, siyasal birlik hatta ideolojik birlikolarak “göreli” yay›lmas› ile ayr›l›r (1976: 241).

Poulantzas’a göre, yukar›da verdi¤imiz devlet ve sosyal s›n›f-lar11 aras› iliflkiler çerçevesinde devletin bu ifllevleri yerine geti-rebilmesi için olmazsa olmaz bir özelli¤e sahip olmas› gerekir:göreli özerklik. Göreli özerklik, devletin bütün ifllevlerini yerinegetirebilmesinin, burjuvazinin uzun dönemli siyasal ç›karlar›n›koruyabilmek amac› ile hâkimiyet alt›ndaki s›n›flara k›sa dönem-li ekonomik tavizlerde bulunabilmesinin ön kofluludur. Sadecebu nedenle de¤il, iktidar blo¤unun devlet taraf›ndan mümkünk›l›nmas› için de göreli özerklik sine qua non, yani olmazsa ol-mazd›r. Bu noktada Poulantzas, göreli özerlik tart›flmas›nda Bo-napartizme referans verirken, Bonapartizmin kapitalist devletingenel bir karakteri oldu¤unu vurgulayarak onu genellefltirmekte-dir. Poulantzas için Bonapartizm, modern s›n›f mücadelesininkapitalizmdeki politik biçiminin genel formudur. Marx’›n “Bo-napartizm bütün burjuvazinin dinidir.” cümlesinden hareketlePoulantzas, Bonapartizmin sadece s›n›f güçleri aras›ndaki birdenge durumuna ya da geçifl aflamas›nda örtüflmeyen, tekabül et-meyen düzeylerin özerkli¤ine indirgenemeyece¤ini belirtir(1976: 259-272). Bu göreli özerkli¤in iki kural d›fl› durumu d›fl›n-da, göreli özerklik kapitalist devlet kuram›n›n kurucu teoriközelli¤idir (1976: 258). Kapitalizmde siyasal olan›n ekonomidenfarkl›laflmas› bu göreli özerkli¤in ön koflulu iken, devletin bütün-lefltirici ve organize edici ifllevi bu göreli özerkli¤i do¤urur. Gö-reli özerklik (i) devletin temel ifllevinin hâkim s›n›flara karfl› ald›-

10 Poulantzas ayn› za-manda (i) iktidarblo¤unun parças›olan siyasal olarakhâkim s›n›flar ile(ii) siyasi partisi si-yasi alanda hâkimpozisyonu iflgaleden Egemen s›n›f-lar (Ruling classes)ve (iii) devlet yöne-timinden sorumluolan s›n›f (class incharge of state),yani , siyasi, bürok-ratik, askeri vb.devlet ayg›tlar›n›nüst kademe perso-nelinin geldi¤i s›n›faras›nda da ayr›myapmaktad›r. Bir di-¤er önemli noktada, burjuvazinin birfraksiyonunun poli-tik olarak hegemo-nik olmaks›z›n eko-nomik olarak hâ-kim rol oynayabil-mesidir (1974:23).

61Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 8: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

¤› özel biçime ve (ii) varolan güçler aras›ndaki somut iliflkiye gö-re biçim al›r (1976: 286).

‹ l i flk ise l Dev let Kuram›Daha önce belirtti¤imiz gibi erken dönem eserlerinde özel

olarak S‹TS’de Althusser’in ad›mlar›n› takip eden Poulantzas,Faflizm ve Diktatörlük (bundan sonra FD) ile birlikte Althusserile yollar›n› ay›rmaya bafllam›flt›r. Asl›nda ne FD’de ne de Dikta-törlüklerin Krizi’12 kitab›nda henüz yap›salc› kal›nt›lar tamamentemizlenmifl de¤ildi. Bu iki eser de Poulantzas için Devlet ‹ktidarve Sosyalizm’e ulaflmada ara basamaklard›r. Poulantzas bu iki ese-ri ile birlikte, Ralph Miliband taraf›ndan “yap›sal üst-determi-nizm”le13 suçlanan S‹TS’nin ruhsuz bedenine ruh vermifl, bir an-lamda onu ifller hale getirmifl ve kendi devlet kuram›nda büyükbir ilerleme kaydetmifltir. Fakat bütün bu teorik ilerleme sürecin-de, devlet ve toplumsal s›n›flar aras›ndaki iliflki üzerine olan pers-pektifini gittikçe gelifltirirken, unutmamak gerekir ki Poulant-zas’›n mücadele etti¤i fley, hayaletler ve onlar›n yeryüzündeki tem-silcileri de¤ildir. Poulantzas, alet çantas›ndaki en ince teorik vestratejik kavramlar›n› do¤rudan s›n›f mücadelesinin içinde edin-mifl ve gelifltirmifltir. Politik pozisyonunu oldukça tart›flmal› olsabile (bu konuya ileride Avro-komünizm ile ba¤lant›s›nda dönece-¤iz), bu s›rad›fl› Bat› Marksistinin bütün teorik faaliyetinde Fran-s›z ve Yunan Komünist Partileri’ni ve döneminin sendikal hare-ketlerini do¤rudan etkileme çabas› içinde bulunmas› ve bütün Ba-t› Marksistlerinin kitapl›klar›nda arka raflara itti¤i ekonomi poli-tik üzerine ciddi çal›flmalar yaparak, bu gelene¤in ustalar›n›n üs-tüne titredi¤i biricik felsefelerini en az›ndan kendi çal›flmalar›ndataht›ndan indirmesi, takdir edilmeyi hak etmektedir.14

Martin Carnoy’un da belirtti¤i gibi Poulantzas erken dönemeserlerinde devleti s›n›flar aras› “istikrars›z bir uzlaflma dengesi”nikuran etmen olarak temellendiriyor ve devlete siyasal olarak birlefl-tirici ve örgütleyici rolünü veren nedenler üzerine yo¤unlafl›yordu(Poulantzas,1976:192; Carnoy,1984).15 Fakat daha sonra Poulant-zas, devleti bir mücadele alan›, s›n›flar aras›ndaki güçler dengesininyo¤unlaflt›¤› bir alan olarak kavramsallaflt›rd›. Bu ba¤lamda devlet,tam da içsel yap›s›nda s›n›f mücadelesini cisimlefltirmekte, s›n›f ik-tidar› oluflumunun organik bir parças› haline dönüflmektedir.

Poulantzas’›n asl›nda yan›t arad›¤› soru fludur: Yöneten ve yö-netilen s›n›flar aras›ndaki çeliflkiler, kendilerinden bu kadar kop-mufl bir devlet ayg›t›n› nas›l etkileyebilmektedirler? (1981:63). Bu

12 Türkçeye Portekiz,‹spanya ve Yuna-nistan’da Geçifl Sü-reci olarak çevrildi.

13 Burada yer sorunu-muzdan dolay› Mili-band ile Poulant-zas aras›ndaki tar-t›flmaya girmeyece-¤iz. Bilindi¤i gibiegemen s›n›f ve ka-pitalist devlet ara-s›ndaki organik ilifl-kiyi kapitalist s›n›füyelerinin do¤ru-dan devlet ayg›tla-r›nda nas›l yer al-d›klar›n göstererekispat etmeye çal›-flan Miliband’a kar-fl› Poulantzas’›n ak-törlerin motivas-yonlar› ya da top-lumsal kökenleriyerine, devlet vesosyal s›n›flar ara-s›ndaki düzenliba¤lant›lar›n objek-tif yap›s›ndan, dev-letin yap›sal belirle-niminden hareketedilmesi gerekti¤ielefltirisi ile baflla-m›flt›r. Bkz. Po-ulantzas (1972;1977) ve Miliband(1972; 1977)

14 Anderson’da Ba-t›’da Sol Düflüncekitab›nda Poluant-zas’›n bu ayr›cal›kl›yerini kabul etmek-tedir. Bkz. Ander-son (1982).

15 Poulantzas’›n bu tarzanalizlerini tama-men terk etti¤i düflü-nülmemelidir. Mili-band ve Laclau’yayazd›¤› son cevab›n-da da bu analizlerik›smi olarak sürdür-mektedir bkz.(1977: 201-205)

62 Zafer Y›lmaz

Page 9: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

soruya cevap verebilmek için Poulantzas devlet ve sosyal s›n›flararas›ndaki iliflkiyi bir d›flflall›k iliflkisi olarak gören anlay›fl› eleflti-rir. Bu görüfle göre s›n›f çeliflkileri tamamen devlet ayg›t›n›n d›-fl›nda gerçekleflir ve bu çeliflkiler ya yekpare bir blok olarak gö-rülen devleti tahakküm alt›na al›rlar ya da devletin kendisi bu çe-liflkilerin üstünde bir yerde durmaktad›r. Poulantzas’›n ifadesi ileburjuva ideolojisinin tipik bir özelli¤i olan bu görüfl, Marksist dev-let kuram› üzerinde de etkili olmufltur. Bu sorunsal çerçevesindedevlet ya özne ya da nesne olarak kabul edilmektedir. Devlet birözne olarak görüldü¤ünde “sivil toplumdan gerçekten ayr› duran,bildi¤imiz Hegelci devlet anlay›fl›na var›r›z ve buna göre de devletatomize olmufl bireyler karfl›s›nda genel iradeyi temsil eden ve ken-di içinde ak›lc›l›k ö¤esi tafl›yan bir öznedir” (1981: 63). Nesne ola-rak gördü¤ümüzde ise araçç› devlet kuram›na var›r›z. Bilindi¤i gi-bi araçç› devlet kuram› devleti “do¤as› gere¤i hâkim s›n›flar tara-f›ndan istenildi¤i gibi kullan›lan bir araç olarak görmektedir”. Heriki görüfl de devlet ve s›n›flar iliflkisini birbirinden ayr›flm›fl birim-lerin d›flsal iliflkisi olarak kurarlar. Bu “sorunsalda”, “s›n›flar›ndevlet üzerine etkinli¤i yaln›zca d›flar›dan ve de¤iflik “nüfuzlar›n”arac›l›¤›yla yap›labilen her birinin devletin bir parças›n› ya da ba-zen bütününü ele geçirmesi fleklinde meydana gelen bir eylem ola-rak görülmektedir...devletin iç çeliflkilerinin de anlafl›lmas›n› ola-naks›z k›lan bizzat bu görüflün kendisidir...” (1981: 64).

Asl›nda devlet ne bir özne ne de bir nesnedir. Poulantzas’›n belirt-ti¤i gibi:

... devletin iç çeliflkilerinin de anlafl›lmas›n› olanaks›z k›lan, bizzat bu gö-rüflün kendisidir. Gerçekte devlet, hiç bir durumda ne bir özne ne de birnesne de¤ildir. Devlet do¤as› icab› daima bir iliflkidir, t›pk› sermayeninoldu¤u gibi. Daha kesin bir deyiflle, Devlet içerisinde özgül biçimde d›flavurulan, s›n›flar aras›ndaki güçler dengesinin yo¤unlaflm›fl halidir. Nas›lsermaye daha bafllang›çta sermaye ve ücretli emek çeliflkisini kendi içeri-sinde tafl›rsa s›n›f çeliflkileri de devletin ta içinden geçerler, çünkü devletkendi do¤as› bak›m›ndan bir s›n›f devleti oldu¤u için, bu çeliflkileri genekendi içerisinde yeniden üretir. Bunun anlam› da s›n›f çeliflkilerinin da-ima, özgül bir flekilde, devletin içersindeki iç çeliflkiler olarak d›fla vurul-mas› demektir, ve bu bak›mdan devlet çatlaklardan yoksun yekpare birblok de¤ildir, hiç bir zaman da olamaz. Elbette, devletin egemen s›n›f yada fraksiyonun ç›karlar›n› temsil etmesine iliflkin olarak devlet gücününbir bölünmezli¤i vard›r ama bütün bunlar devletin çatlaks›z, yekpare birblok oldu¤u fikrini yaratmamal›d›r. (1981:64)

63Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 10: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

Poulantzas bu formülasyonu ile birlikte nesne/araç olarakdevlet ve özne olarak devlet sorunsal›n›n sahte açmaz›ndan kur-tulmakta ve devleti bir iliflki, veya daha “belirgin olarak mücadeleeden s›n›flar›n aras›ndaki iktidar iliflkisinin bir flekillenmesi”(Vurgular ZY.) olarak görmektedir (1977: 209). Poulantzas’›namac› s›n›flar aras›ndaki mücadele ve çeliflkinin devlet ayg›tlar›aras›ndaki iliflkide biçimlenifl, ifade bulufl tarz›n› a盤a ç›karmak-t›r. Asl›nda askeri diktatörlükler bile yekpare bloklar de¤ildirlerve bu rejimlerin çeflitli ayg›t ve dallar› iktidar blo¤unun de¤iflikkesimlerinin devlet içerisinde ve özellikle de hâkim ayg›t olan si-lahl› kuvvetlerde yer almalar›na, aralar›ndaki çeliflkileri kendi iççeliflkileri olarak yans›tmalar›na izin verir (1981: 38).

Bu formülasyonda iki sorunun daha cevaplanmas› gerekiyor:Bir tanesi iflçi s›n›f› ile olan çeliflkilerin burjuva devletinde ifade-sini nas›l buldu¤udur. Bir di¤eri ise, çeliflkilerin devlet ayg›tlar›n-da bu biçimlenifli karfl›s›nda devlet iktidar›n›n birli¤inin nas›lsa¤land›¤› ve devletin göreli özerkli¤ine ne oldu¤udur. Poulant-zas çeliflkilerden bahsederken asl›nda hâkim s›n›f ve fraksiyonla-r› aras›ndaki çeliflkiye yo¤unlaflt›¤› için, birinci sorunun cevab›n›do¤rudan ele almaz ve sadece iflçi s›n›f› ile olan çeliflkilerin bur-juva devletinde belirli bir mesafede ifade buldu¤unu ve devletiçerisinde yeniden üretilmelerinin son derece dolayl› oldu¤unubelirtir. (1981: 82)16. ‹ktidar blo¤undaki hâkim s›n›flar, (hege-monya sahibi) s›n›f ya da fraksiyonun iktidar›n›n bölünmezli¤ianlam›na gelen devlet iktidar›n›n birli¤i (çünkü Poulantzas’a gö-re kurumlar›n kendilerinden menkul bir iktidar› olamaz ve ku-rumlar güçlerini içlerinde s›n›f güçlerinin kristalize olmas›ndanal›rlar),17 bu hegemonik s›n›f ya da fraksiyonun gücünü ve örgüt-lenmesini kapsayan tekil ayg›t ya da dallar›n, devletin di¤er ayg›tya da dallar› üzerinde çeliflkili bir hâkimiyet kurmas› yoluylameydana gelir (1981:82).

Devlet ayg›tlar›n›n bu çeliflkili ve “hâkimiyet alt›nda eklem-lenmifl yap›”s› göreli özerkli¤i de ortadan kald›rmaz. Tam tersi-ne, devletin bir iliflki olmas›ndan dolay› göreli özerklik, devlet ya-p›s› kendi içerisinde aç›mlanan ve özgül bir tarzda yo¤unlaflan s›-n›f mücadelesi ve s›n›flar aras› çeliflkilerin sonucu oldu¤u ölçüde,bizzat bu yap›n›n içine kaz›nm›flt›r (1979:161). Göreli özerklik,devletin bir s›n›f ya da fraksiyonunun egemenli¤indeki iktidarblo¤unu siyasal olarak birlefltirmesi için olmazsa olmazd›r ve ka-pitalist devletin göreli özerkli¤i “farkl› toplumsal s›n›flar aras›n-daki çeliflkili iktidar iliflkilerinden kaynaklanmaktad›r” (1977:

16 Son kitab›nda Po-ulantzas, ‹flçi s›n›f›ile burjuvazi aras›n-daki çeliflkinin dev-let ayg›t›nda ifadesi-ni tam olarak nas›lbuldu¤unu aç›kla-mamakla beraber,“kitlelerin devlet a¤-lar› içinde her za-man sahip olduklar›yayg›n direnifl mer-kezleri”nden bah-setmektedir. Dahasonra de¤inece¤i-miz gibi bu iddian›nsiyasal strateji aç›-s›ndan önemli so-nuçlar› vard›r (Po-ulantzas,1990: 36).

17 Poulantzas kurum-lar›n iktidar›n kulla-n›lma alanlar› ola-rak görülmesinielefltirmekte vedevlet iktidar› ile s›-n›f iktidar› aras›n-daki ayr›m› reddet-mektedir (Poulant-zas, 1977:206)

64 Zafer Y›lmaz

Page 11: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

213,207). Fakat Poulantzas bu göreli özerkli¤in genel teorisiniüretmek gibi bir amac› olmad›¤›n› belirtir. En ileri formülasyo-nunda devletin göreli özerkli¤ini de s›n›f mücadelesi ile iliflkisiiçinde ele al›r:

Devletin göreli özerkli¤inin derecesi, kapsam›, biçimleri vb...(ne kadargöreli ve nas›l göreli) ancak...belli bir kapitalist devlet ve buna tekabüleden s›n›f mücadelesinin belli bir konjonktürü (iktidar blo¤unun öz-gül görünüflünü, bu blok içindeki egemenlik derecesi, bu blo¤un bö-lümleri ile burjuvazinin ve iflçi s›n›f›yla onu destekleyen s›n›flar›n ilifl-kileri vb.) ele al›n›nca incelenebilir (1977: 204).18

Yukar›da verdi¤imiz bu iliflkisel iktidar kavramlaflt›rmas›ndaPoulantzas, art›k kapitalist devletin s›n›flar taraf›ndan nas›l kulla-n›ld›¤› sorununu bir kenara b›rakm›fl ve onun s›n›f do¤as›n› a盤aç›karm›flt›r. Devletin kendisini güçler aras› iliflkilerin yo¤unlaflma-s› olarak konumland›r›rken, ayn› zamanda devleti “karfl›l›kl› çelifl-kileri ve yer de¤ifltirmeleri eklemleyen ve aç›mlayan stratejik biralan ve birbirlerini kesen iktidar a¤lar›n›n bir süreci” olarak kav-ramaktad›r. Bu kavramlaflt›rma, genel amac›n› ve kurumsal bi-çimleniflini devlet ayg›tlar›nda bulan, sürekli de¤iflen ve birbiriyleçeliflki içindeki taktikleri de anlamam›z› sa¤lar (Poulantzas, 1978:136) Tek cümleyle Poulantzas, s›n›f mücadelesinin üstünde, ikti-dar da¤›ndan bu mücadeleyi izlemekte olan Devlet’i örten mistiktülü üstünden kald›rm›fl, onu Aflil topu¤undan yakalam›flt›r. ‹kti-dar da¤›n›n tanr›s› olan devlet, sadece mücadele k›z›flt›¤›nda y›l-d›r›mlar göndererek kahraman› burjuvaziyi kollamamaktad›r. Bi-zatihi s›n›f mücadelesi içinde ve s›n›f çeliflkileri taraf›ndan yap›-land›r›lmakta ve hem kahraman› burjuvazinin hem de kendisininayaklar› alt›ndaki fay hatlar›n› bizzat kendi ba¤r›nda tafl›maktad›r.

Poulantzas, bütün bu teorik ilerleme sürecinde asl›nda devletve sosyal s›n›flar aras›ndaki iliflkiye yaklafl›m›n›n temelini olufltu-ran yöntemsel hareket noktas›n› bütünüyle olmasa da de¤ifltir-mifltir. Devlet, ‹ktidar ve Sosyalizm’de Althusser’in “düzeyler te-orisi” art›k teorik bir has›ma dönüflmüfltür. Asl›nda Poulantzasekonomik, siyasal, ve ideolojik biçimlerin, kapitalist üretim tarz›-n›n farkl› düzeyleri oldu¤u düflüncesini terk ederek, bu biçimle-ri kapitalist üretim iliflkilerinin analitik olarak ayr›flt›r›labilir mo-mentleri olarak kavramlaflt›rm›flt›r (Jessop,1984). Poulantzasekonomi ve siyaset ayr›m›na farkl› bir yerden yaklaflarak devletinve siyasal alan›n farkl› biçimlerde, üretim iliflkilerinin kurulma veyeniden üretilme sürecinde mevcut olduklar›n› belirtti. Bununötesinde kapitalizmin kendine özgü bir ayr›m olan siyaset ve eko-

18 Burada Poulant-zas’›n göreli özerklikkavramlaflt›rmas›-n›n tart›flmas›na gir-meyece¤iz, fakatbelirtmek gerekiyorki Poulantzas kavra-m› eserlerinde farkl›biçimlerde kullan-makla birlikte terketmedi. Siyasal›ngöreli özerk oldu¤uiddias›, siyasal biçi-min belirlenimleralan› olan ekonomi-den göreli de olsayal›tland›¤› iddias›nayaslanmaktad›r. Bumodelden hareketleya siyasetin ekono-miye tâbiyeti, ya gö-reli özerkli¤i ya daaralar›ndaki diyalek-tik iliflki vurgulan›r.En uç biçimine çekil-di¤inde de ekonomizorunluluklar›n, s›n›fmücadelesinin alan›iken, siyaset bu zo-runluluklar›n görelibir biçime büründü-¤ü alan› temsileder. Oysa ki devle-tin do¤rudan burju-vazinin ç›kar›na hiz-met eden bir ayg›tolmamas› ve onungenel ç›karlar›n› kol-layan ve bunu yapar-ken de bir bütünolarak toplumun ge-nel ç›karlar›n› kolla-yan bir ayg›t gibi gö-rünmesi, kapitalisttoplumsal üretimiliflkilerin ald›¤› siya-sal biçimin bir sonu-cudur. Yani devlets›n›f karakteri itibariile do¤rudan burju-vazinin ç›karlar›nahizmet eden bir gö-rünüm almaz. Fakatbu onun kapitalistdevlet olmad›¤› de-mek de¤ildir. Aksineo burjuva devletidir,ama burjuvazininoyunca¤› olmas› an-lam›nda de¤il, Sa-yer’in belirtti¤i gibikapitalist toplumsaliliflkilerin bir parças›(Dinler, 2003), da-ha do¤rusu ald›¤› birbiçim olmas› ve ka-pitalist üretim iliflki-lerinin üretiminin veyeniden üretimininbir parças› olmas›anlam›nda.

65Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 12: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

nominin göreli ayr›flmas›n› yeniden de¤erlendirerek bu ayr›flma-n›n, siyasal alan›n üretim iliflkilerinin inflas›ndaki ve yeniden üre-timindeki varolufl tarz›ndan baflka bir fley olmad›¤›n› belirtti (Po-ulantzas,1978:17) Bu noktada belirtmek gerekir ki Poulantzasdevletin biçimini toplumsal üretim iliflkilerinden türeten devletitüretme ekolüne oldukça yaklaflm›flt›r.19

Poulantzas’›n altyap›/üstyap› formülasyonuna bu yeni yakla-fl›m› ›fl›¤›nda iki fleyin alt›n› çizmek gerekiyor. Birincisi, Marx’›nyaklafl›m›nda Wood’un da belirtti¤i gibi üretici altyap›n›n kendi-si, toplumsal, yasal, hukuksal biçimler fleklinde ve mülkiyet ilehâkimiyet iliflkileri biçimlerinde varolur. Belirli hukuki ve siyasalbiçimler tam da toplumsal üretim iliflkilerinin inflas›nda mevcut-turlar (Wood, 1995). ‹kincisi, Holloway ve Picciotto’nun da be-lirtti¤i gibi baz› Marksistler kapitalist toplumsal iliflkilerinin bü-tünlü¤ünü, eklemlenifl biçimini analiz edememifller ve burjuvadüflüncesinin fetiflleflmifl kategorilerini (ekonomi ve siyasetin bir-birinden ayr›klaflm›fl düzeyler olmas›)20 verili kabul ederek, bur-juva toplumunun ekonomi ve siyaset olarak iki düzeye ayr›lmas›-n› pozitif olarak alarak, analize buradan hareketle bafllam›fllard›r.Bunun sonucunda da ya siyaseti ekonomiye indirgemifller ya dasiyaseti tamamen özerklefltirmifllerdir (Holloway, Picciotto,1971). Bu ayr›kl›k üzerinden hareket edenler, kavrayamam›fllar-d›r ki asl›nda bu fetiflleflmifl biçimler önceden verili ve sabit ola-rak karfl›m›zda durmamaktad›rlar. Kapitalizmde ekonomi ve si-yasetin, toplumsal üretim iliflkilerinin farkl› veçheleri olmaktangelen bu içsel olarak iliflkili yap›s›, s›n›f mücadelesi içerisinde ye-niden ve yeniden üretilirler. Holloway ve Picciotto’nun belitti¤igibi ekonomi ve siyasetin s›n›f hâkimiyetinin iki farkl› biçimi flek-lindeki ayr›m› devletin kendisinin ekonomiden “özerk” ya da“göreli özerk” oldu¤u yan›lsamas›n› yaratmaktad›r (Holloway vePicciotto, 1991: 114).21 ‹çinde yaflad›¤›m›z neo-liberal dönem buayr›m›n üretilmesinin ve gerçekli¤inin belleklere kaz›nmas›n›n nekadar önemli oldu¤unu iflçi s›n›f›na ve emekçilere bedel ödeterekgöstermektedir. Bugün de geçmiflte oldu¤u gibi burjuva iktisat-ç›lar yekpare bir blok olarak hep bir a¤›zdan ba¤›rmaktad›rlar:Bu izdivac› teoride bile olsa gerçeklefltiremezsiniz; çünkü onlar“düflman kardefller”dir.

Ara De¤er lend i rmeBu bölümde Poulantzas’›n eserleri üzerine k›sa bir de¤erlen-

dirme vermeye çal›fl›rken üç nokta üzerine yo¤unlaflacak ve Po-

19 Devlet türetme eko-lü kapitalizmde si-yasal›n kurumsalolarak ayr›flm›fl birbiçim almas›n›n,kapitalizmde siya-sal›n varolufl biçimioldu¤unu belirte-rek, bu siyasal›n bi-çiminin tarihsel vemant›ksal (logical)olarak toplumsalüretim iliflkilerin-den türetilmesi ge-rekti¤ini belirtmifl-tir. Bu ba¤lamdadevleti toplumsalüretim iliflkilerininald›¤› bir biçim ola-rak kavramlaflt›r-m›fllard›r. Bkz. Hol-loway ve Picciotto(1971). Bu ak›m›nüzerine infla edilenAç›k Marksizm içinbkz. Çelik (2001).Çelik yaz›s›ndaAç›k Marksizmin te-orik kökenlerini vezaafiyetlerini ele al-maktad›r. Yine busay›daki Hollowayve Clarke’›n yaz›la-r›na bak›labilir

20 Burada flu noktay›vurgulamak gereki-yor: Kapitalizmdesiyasal›n kurumsalolarak farkl›laflm›flbir biçim almas› veekonomi ve siyase-tin ayr›ks› biçimlergibi görünmesi,ekonomi ve siyase-tin iliflkisiz düzeyleroldu¤u yan›lsama-s›n› yaratmamal›-d›r. ‹lk defa kapita-lizmde ekonomi vesiyaset ayr›ks› bi-çimler haline bü-rünmekle beraberbu neo-liberalleriniddia etti¤i gibi ilifl-kisiz oldu¤u anla-m›na gelmez. Tamtersine siyasal›n buvarolufl tarz› kapita-lizme özgüdür veekonomi ve siyasetbirbiriyle içsel ola-rak iliflkilidir. Bu ay-r›kl›k Holloway vePicciotto için “s›n›f

66 Zafer Y›lmaz

Page 13: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

ulantzas’›n teorik çerçevesinde bulunan kimi gerilimlere iflaretedece¤im. ‹lk olarak Poulantzas’›n erken dönem eserlerinin ma-lûl oldu¤u ve son dönem eserlerinde de k›smi olarak süren poli-tisizm (siyasal olana çubu¤u afl›r› bükme) e¤ilimini ve kendisineyöneltilen elefltirileri ele alaca¤›z.22 Bu nokta Poulantzas’›n te-orik çerçevesinin s›n›rlar›n›n görülebilmesi ve bu eksikli¤in gide-rilmesine yönelik bir teorik hamlenin önünü aç›lmas› aç›s›ndanönemli. ‹kinci olarak ise Poulantzas’›n iliflkisel analizinin kimi si-yasi içerimlerine ve kendisinin Avro-komünizm ile olan iliflkisinede¤inece¤iz. Bu nokta ise Poluantzas’›n gelifltirdi¤i iliflkisel çer-çevenin kaç›n›lmaz olarak bizi bu projeye götürüp götürmeyece-¤inin aç›k k›l›nmas› aç›s›ndan önem kazanmakta. Son olarak da,sermaye fraksiyonlar›nda hareketle siyasal›n biçiminin çözüm-lenmesine getirilen elefltiriyi de¤erlendirece¤iz. Bu elefltirinin de-¤erlendirilmesi ise hem teorik düzeyde devlet sermaye iliflkisinibelirginlefltirmek aç›s›ndan hem de yaz›n›n Türkiye k›sm›ndadevlet ve sermaye fraksiyonlar› aras› iliflkiyi nas›l gördü¤ümüzedair ipuçlar› vermesi aç›s›ndan önemli.

Jessop’un belirtti¤i gibi, gerçekten de Poulantzas’›n düzeylerteorisi üzerinden analizini gelifltirdi¤i erken dönem çal›flmalar› si-yasal olan›n ekonomik ve ideolojik belirlenimlerini gözard› et-mektedir ve bu da çubu¤u siyasal belirlenime afl›r› büken birdevlet analizine yol açmaktad›r (Jessop, 1984:73). Dahas›, bu dö-nemki eserlerinde Poulantzas, ekonomik ve siyasal biçimler ara-s›ndaki iliflkileri kavramsallaflt›ramad›¤› için, daha önce de ele al-d›¤›m›z gibi bu alanlara iliflkin ayr›ks› düzeyler teorisini meflru-laflt›rmaktad›r (Jessop, 1984). Jessop Poulantzas’›n, politik ikti-dar›n uygulanmas› üzerindeki ekonomik zorunluluklar› ve devle-tin kurumsal birli¤inin sa¤lanmas›nda finansal kontrolün rolünügözden kaç›rd›¤› görüflündedir (Jessop, 1984:79) Poulantzas’ayöneltilen elefltiriler bununla da s›n›rl› de¤ildir. Holloway ve Pic-ciotto Poulantzas’›n siyasal›n biçimini sermaye birikiminin ve sö-mürü iliflkilerinin çeliflkilerinin analizinden kopartt›¤› iddias›n-dad›r (Holloway ve Picciotto, 1977). Yine Wood, Poulantzas’taüretim ve sömürü iliflkilerinin son kertede belirleyici olmalar› ka-bul edilmesine karfl›n, Poulantzas’›n kuram›nda bu kavramlar›nbelirli bir üretim tarz›nda ya da toplumsal oluflumda baflat haldebulunmayabilen ekonomik alana ait olgular haline dönüfltü¤ünübelirtmektedir (Wood,1992: 49). Bunun sonucu olarak WoodPoulantzas’›n, sömürü iliflkilerini devlet kuram›nda kaplad›klar›merkezi konumdan d›fllayarak, siyasal düzeyin tekelci kapita-

egemenli¤inin birbi-rinden farkl› fakatbirbiriyle iliflkili bi-çimleri aras›ndakiiliflkinin” bir ifade-sidir (Y›lmaz,2002)

21 Daha öncede belirt-ti¤imiz gibi bu göre-li özerklik sorunsa-l›n›n reddi devletinekonomiye indir-genmesi anlam›nagelmez. Böyle birteorik kurgu bizimekonomi ve devletaras›ndaki gerçekba¤lar› anlamam›zaengel olmaktad›r.

22 Poulantzas’a yönel-tilen elefltirilerin birbölümünün derle-mesi için bkz. A.Y›l-maz (2002) veClarke (1991)

67Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 14: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

lizm aflamas›nda baflatl›¤›n› afl›r›-vurgulad›¤›n›n alt›n› çizmekte-dir.23 (1979:108). Poulantzas’a yöneltilen politisizm elefltirisi enaç›k flekilde onun faflizm analizlerine dayand›r›lmaktad›r. Bilin-di¤i gibi Poulantzas, faflizmin yükseliflinin nedenini egemen s›-n›flar ve bunlar›n fraksiyonlar› aras›ndaki iç çeliflkilerin derin-leflme ve keskinleflmesine indirgemekte ve iktidar blo¤u içi çelifl-kilerin keskinleflmesini merkeze almaktad›r (Poulantzas, 1980:71-72) ‹ddia odur ki, faflizmin yükseliflinin kapitalist s›n›f sömü-rüsüne içsel olan çeliflkilerle iliflkisi ve bu süreçte faflizmin özgülrolü Poulantzas’›n analiz çerçevesinin d›fl›ndad›r (Holloway vePicciotto, 1977).

Bütün bu elefltirilere yol açan temel problem ise bizce, Po-ulantzas’›n siyasal alan› analiz ederken do¤rudan toplumsal üre-tim iliflkilerinin çeliflkili do¤as›na yo¤unlaflmak yerine, siyasal ala-n›n analizinde iktidar blo¤u içindeki hâkim s›n›f ve fraksiyonlararas› iliflkiye afl›r› odaklanmas›d›r. Böylece siyaset, hâkim s›n›flararas›ndaki saiklerle flekillenen ve hâkimiyet alt›ndaki ve hâkim s›-n›flar aras›ndaki iliflkinin dolayl› sonuçlar›n›n yans›d›¤› bir fleyhalini alabilmektedir.24 Poulantzas gerçekten erken dönem eser-lerinde devleti toplumsal formasyonun bütünlü¤ünü sa¤layan et-ken olarak görmekle siyasal›n kapitalizmdeki rolünü afl›r› bir fle-kilde öne ç›karmaktad›r; fakat buradan Poulantzas’›n sömürüiliflkilerini devlet analizinde tamamen d›fllad›¤› sonucuna varmakoldukça sorunludur. Ayr›ca böyle bir elefltiri Poulantzas’›n sondönem eserlerindeki düzeyler teorisine yöneltti¤i elefltirileri vedaha önce de de¤indi¤imiz siyasal›n kapitalizmde varolufl biçimi-ne yönelik yeni formülasyonunu görmezlikten gelmek olacakt›r.Asl›nda bu sorunlar Poulantzas’›n teorik çerçevesindeki kimi ge-rilimlere iflaret etmektedir ve tamamen haks›z olduklar› da söyle-nemez. Poulantzas, gerçekten bir yandan daha iliflkisel bir anali-ze yönelirken, di¤er yandan siyasal düzeyin baflatl›¤› gibi yap›sal-c› hâkim düzeyin yer de¤ifltirmesi fikrine dayanan iddialar›n› dasürdürüyordu. Yine, bir yandan kendisinin genel bir devlet teori-si oluflturmak gibi bir derdi olmad›¤›n› belirtmesine karfl›n(1978: 22), di¤er yandan Bonapartizmi ve iktidar blo¤u kavram›-n› siyasal iktidar›n kapitalizmdeki genel biçimi olarak sunmakta-d›r. Bu gerilimin bir aya¤›n›n dikkate al›namamas› sonucu da, bukavram setlerinin Poulantzas’›n ard›llar› taraf›ndan verili olarakkabul edilmesine ve daha sonradan içinin ampirik gerçeklik tara-f›ndan keyfi bir biçimde doldurulmas›na yol açm›flt›r.25

‹kinci olarak, Poulantzas’›n eserlerinin siyasi-stratejik iddiala-

23 Poulantzas siyasaldüzeyin baflatl›¤›n›as›l Ça¤dafl Kapita-lizmde S›n›flar kita-b›nda gelifltirmifltir(1978: 168-169).

24 Yine son dönemeserlerinde Po-ulantzas devletinüretim iliflkilerindenkaynakl› belirlenim-lerine daha duyar›l›-d›r. Devlet ‹ktidarve Sosyalizm’dedevletin operasyon-lar›n›n bütünlü¤ü-nün ekonomik rolüile iliflkisi içinde ye-niden yap›land›r›ld›-¤›n› ve devletin eko-nomik rolünün ken-disine sermaye biri-kiminin ritmi tara-f›ndan dayat›ld›¤›n›belirtmektedir (Po-ulantzas, 1978:168-169).

25 Wood, Poulant-zas’›n yapt›klar›n›n,Althusserci kura-m›n Frans›z deneyi-minin tarihsel tikel-lerini kuramsal tü-mellere ilk kez dö-nüfltürmek olmad›-¤›n› belirtmektedir(Wood, 1992: 56).Yine Milinad Bona-partizmin devletinkapitalist toplum-daki genel karakte-risti¤i oldu¤u görü-flüne karfl› ç›kmak-ta; BonapartizminFransa’n›n tarihselolarak özgül koflul-lar›na bir yan›t oldu-¤unu belirtmekte vePoulantzas’›n iflçis›n›f› stratejisi aç›-s›ndan çok önemliolan Bonapartist bi-çim, Burjuva de-mokratik biçim ara-s›ndaki farkl›l›klar›ortadan kald›rd›¤›n›belirtmektedir. Mili-band için bu ayr›m-lar bugünkü devletekarfl› uygulanacakstrateji aç›s›ndaçok önemlidir. (Mili-band, 1977).

68 Zafer Y›lmaz

Page 15: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

r› aç›s›ndan ilginç bir yön de¤ifltirmeye tan›kl›k etti¤i saptamas›n-da bulunabiliriz. Poulantzas yap›salc›l›¤a daha s›k› sar›ld›¤› ese-rinde Leninist stratejiye daha ba¤l›yken, daha sonraki eserlerin-de Marx’a yak›nlafl›rken Lenin’den uzaklaflm›flt›r. Bunun nedeni,Poulantzas’›n teorik manevras›nda de¤il, döneminin siyasal ko-flullar›nda yatmaktad›r. Poulantzas, Wood’un belirtti¤i gibiFKP’yi soldan elefltirmekle beraber, asl›nda onun Avro-komü-nist strajesine daha uygun bir zemin haz›rlad›. Sosyalizme geçiflivarolan burjuva demokratik rejimin gelifltirilmesi olarak görenAvrokomünist görüflü ihtilafl› bir biçimde olsa da benimsedi(Wood, 1992:35; Jessop, 1984:11). Çubu¤u devlet ayg›tlar› ara-s›ndaki çeliflkiye afl›r› büken Poulantzas, devletin iflgal edilmekleberaber dönüfltürülmesi gerekti¤ini belirtse de, kendisinin buvurgusu “devletin birli¤inin korunmas› gerekti¤i yolundaki hü-kümle de düflünülünce (Wood burada Poulantzas’›n Portekizdevriminde devletin birli¤inin korunmas› gerekti¤i yolundakiuyar›s›na referans vermektedir. ZY) ...kapitalist devleti en az s›-n›f mücadelesiyle dönüflüme u¤ratarak bir sosyalizm etkeni hali-ne getirme olanaklar› konusunda, bu projenin, sosyal demokratprojeden çok daha iyimser oldu¤u” bile iddia edildi (Wood,1992: 53). Gerçekten de Poulantzas, devletin birli¤inin nas›l sa¤-land›¤› ve bu birlik ile sömürü iliflkilerinin aras›ndaki iliflkinin neoldu¤u konusunda sessiz kalm›fl ve bu birli¤i ayg›tlar aras› bir he-gemonya meselesine ihraç etmifltir.26 Bununda ötesinde Poulant-zas, Devlet, ‹ktidar ve Sosyalizm kitab›n›n Demokratik bir Sos-yalizme Do¤ru adl› bölümünde “...demokratik yoldan sosyalizmçizgisiyle getirilen gerçek alternatif, bir cephesel ikili iktidar stra-tejisine karfl›t olarak, devlet içinde ki güçler iliflkisini halk kitlele-rinin savafl›m›yla dönüfltürmeye yönelik bir stratejidir.” (Po-ulantzas, 1990:37) saptamas›nda bulunmakta ve buradan hare-ketle ikili iktidar ve proleterya diktatörlü¤ü kavramlar›n› reddet-mektedir.27 Bu noktada, Poulantzas’›n bir di¤er teorik gerilimiile karfl›laflmaktay›z. Poulantzas, devletin birli¤ini s›n›f hâkimiye-tinin siyasal biçiminden türetemedi¤i ve devlet ayg›tlar›nda s›n›fmücadelesinin ifade bulufl biçimini afl›r› öne ç›kard›¤› için sorun-lu bir tak›m siyasal sonuçlara varmaktad›r. Fakat bunlar iliflkiselbir analizin kaç›n›lmaz siyasal varg›lar› de¤ildir ve Poulantzas’›npolitik manevralar›n›n saikleri daha çok döneminin siyasal kon-jonktüründe yatmaktad›r. Buna ek olarak belirtmek gerekiyor kiWood, Poulantzas’› Post-Marksizmin son büyük habercisi ola-rak görürken haks›zl›k etmektedir. Gerçekten de Poulantzas’›n

26 Poulantzas bu he-gemonyay› nas›ltespit edece¤imizüzerine flöyle de-mektedir: “Ayg›tlariçinde iktidar ilflkile-rinin aç›k ve seçiktahlili, hegemonikfraksiyonun yeriniisabetle tespit et-memize yarar. Me-sela bir ayg›t›n ya dakolun di¤erleri üze-rindeki hamiyetinebakarak ve gene oayg›t›n hâkim bir fle-kilde hizmet etti¤iözel menfaatlerebakarak hegemonikfraksiyon konusun-da baz› sonuçlaravarabiliriz” (Poulant-zas, 1974: 28).

27 Bkz Poulantzas(1990:35)

69Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 16: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

eserlerinde “devletçe örgütlenmifl iktidar blo¤u ile halk› örgütle-yen halk ittifak› aras›ndaki-siyasal çat›flman›n, sermaye ile emekaras›ndaki s›n›fsal çat›flmay›” siyasal strateji alan›nda saf d›fl› et-me ihtimali vard›r (Wood, 1992: 41) ve Poulantzas, üretken veüretken olmayan emek üzerinden yapt›¤› ayr›m ile oldukça darbir iflçi s›n›f› kavramlaflt›rmas›na sahiptir28 . Bunun sunucu ola-rak da Poulantzas, ittifak stratejisini siyasal alanda merkeze al-maktad›r; fakat bu Poulantzas’›n siyasal önermeleri ile Post-Marksistlerinkiler aras›ndaki temel farklar› görmemizi engelle-memelidir. Bu kadar s›n›f laf› bile post-Marksistlerin kabuslu ge-celer görmesi için yeterli olurdu herhalde.29

Üçüncü olarak ise Poulantzas’›n fraksiyon temelli analizlerineyöneltilen temel bir itiraz› ele almam›z gerekiyor. Burnham’a gö-re fraksiyoncu analiz devlet politikalar›n› aç›klarken tekil politi-kalar›n baflar›l› bir biçimde temsiline göndermede bulunmakta-d›r ve bunun sonucu olarak da baz› s›n›rl›l›klar içermektedir. ‹lkolarak Burnham, genel olarak sermayenin (capital-in-general), te-kil sermayelerin ve devletin tan›mlanmas›na analitik olarak önceloldu¤u uyar›s›nda bulunmaktad›r. Daha sonra Burnham flu sap-tamada bulunmaktad›r:

Sermayenin her bir fonksiyonel biçiminin basitçe toplam sosyal serma-yenin bir biçimi oldu¤unu akl›m›zda tutarak, bu ç›karlar ve devlet ara-s›nda iliflkinin de¤erlendirilmesi üzerine iki önemli nokta ileri sürebiliriz.Birincisi sermayenin hiçbir tekil biçimi, toplam sosyal sermayenin yeni-den üretilmesinde yatan kendi ç›kar›n› yeterli bir biçimde kavrayamaz.Çünkü kendi yazg›s›n›n da dayand›¤› toplam sermaye döngüsünün sade-ce k›smi görüflüne sahiptir. ‹kincisi de, sermayenin bütünsel egemenli¤i-nin savunulmas›nda tekil sermayenin di¤er sermayelerle birlikte ortak ç›-kar› bulunsa da, farkl› sermayeler bu ortak ç›kar ile iliflkilerinde k›smiolarak farkl›laflan vurgulara sahip olacaklard›r. (Burnham, 1990: 181).

Bu ba¤lamda sermayenin genel ç›kar›n›n oluflturulmas› dadevlete düflmektedir. Bu genel ç›kar›n tan›mlanmas› sermaye bi-rikiminin genel koflullar›n›n sa¤lanmas› ve bütünsel ekonomikstratejinin belirlenmesi aç›s›ndan da önemlidir. (1990: 181-182).Tekil sermaye gruplar›n›n ç›karlar›n›n gerçekleflmesi de bu “ge-nel ç›kar”›n hayata geçirilmesine ba¤l›d›r. Burnham, devletinotonomisini yukar›da aç›k k›l›¤›m›z devletin bu rolüne dayand›r-maktad›r. Devlet hukukun ve paran›n egemenli¤inin sa¤lanmas›arac›l›¤›yla piyasa disiplinini dayatmakta ve genel olarak serma-yenin ç›karlar›n› kollamaktad›r.

‹lk olarak belirtmeliyiz ki, sermayenin genel ç›kar›n› devlet

28 Poulantzas, ticarikurumlarda, banka-larda, reklamajanslar›nda ücretalanlar›n ve devletmemurlar›n›n üreti-ci iflçiler aras›nagirmedi¤ini belirt-mekte ve bunlar›“üretici olmayanücretli iflçiler” kate-gorisine dahil ede-rek onlar› “yeni kü-çük burjuvazi” ola-rak adland›rmakta-d›r. Bkz. Poulant-zas (1974: 7-15).

29 Wood Avro-komü-nist proje ile post-Marksizm aras›n-daki yak›nl›¤› vurgu-lamakta hakl›d›r.Fakat Poulant-zas’›n siyasal iddi-as› ile post-Mark-sizm aras›nda te-melden bir uzlafl-mazl›k bulunmakta-d›r. fiöyleki (a) Po-ulantzas, merkez-siz bir hegemonyaprojesi önerenpost-Marksizminaksine merkezli (ifl-çi s›n›f› merkezli)bir proje önermek-tedir (b) Poulant-zas’›n siyasal pro-jesindeki aktörler,s›n›flar ve s›n›f ke-simleridir, post-Marksizm’inki gibisöylem içerisindekurulan kimliklerde¤il.

70 Zafer Y›lmaz

Page 17: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

taraf›ndan oluflturulmaktad›r demek, devleti sermaye birikimi-nin d›fl›nda ve sermayenin uzun dönemli ç›karlar›n› gören rasyo-nel bir aktör düzeyine yükseltmektir. Bu noktada iki sorunla kar-fl› karfl›yay›z. Birincisi, devlet sermaye birikiminin genel koflulla-r›n› nas›l ve niçin üretmekte ve yeniden üretimine katk›da bulun-maktad›r? ‹kincisi ise devlet somut ekonomi politikalar›n›n olu-flumunda ve siyasal süreçlerde, belirli bir sermaye fraksiyonununç›karlar›n› ötekilerden daha öne koyar m›? Birinci soruna iliflkinolarak devletin mülkiyet haklar›n›n, sözleflmelerin geçerlili¤ininve paran›n yasal güvencesinin sa¤lanmas› arac›l›¤›yla sermayeiliflkisinin bizatihi kurulufl momentinde var oldu¤unu belirtebili-riz. Devletin sermaye birikiminin genel koflullar›n› sa¤lamas›,onun do¤rudan kapitalist toplumsal iliflkilerin bir parças› olmas›ile iliflkilidir. Bu genel olarak sermayenin ç›kar›ndan tekil olaraksermayelerin ve sermaye kesimlerinin ç›karlar›na indi¤imizde isefarkl› bir manzara ile karfl›lafl›r›z. Sermaye birikiminin belirli birmomentinde, sermayenin belirli bir fraksiyonunun (sanayi, finanssermayesi ya da finanas kapital) sermaye birikimi sürecinde belir-leyici olaca¤›n› ve bu sermaye kesiminin kendi ç›karlar›n› genel ç›-kar olarak resmetme çabas› içinde olaca¤›n› söyleyebiliriz. Bunoktada flu iki düzeyi birbirinden ayr›flt›rmam›z gerekiyor: genelolarak sermayenin ç›kar› her momentte bütün sermayeler için ka-pitalist toplumsal iliflkilerin sürdürülmesidir. Fakat bu ç›kar ser-mayenin toplam sosyal döngüsünün tarihsel olarak özgül mo-mentlerinde sermaye birikiminin ald›¤› biçime göre (de¤iflen ser-mayeler aras› iliflkiye göre) de¤iflir ve farkl› biçimlere bürünür.Bunun sonucu olarak da, sermayenin farkl› fraksiyon-biçimleriaras›nda bir tanesinin sermaye birikiminin belirli bir momentindehegemonik bir pozisyona yükselece¤ini ve bu “genel ç›kar”› ken-di hegemonikli¤ini yeniden üretecek olan birikim biçiminin sür-dürülmesi do¤rultusunda tan›mlayaca¤›n› ç›karsayabiliriz. Yanibu genel ç›kar› tan›mlayan devlet de¤il sermayenin bizzat kendi-sidir. Devlet ve bu sermaye aras›ndaki iliflkiye döndü¤ümüzde iseflu iki noktan›n alt›n›n çizilmesi gerekiyor: (i) Devletin bu hâkimfraksiyonun ç›kar›n› ekonomi politikas›nda genel ç›kar haline ge-tirmesi sermaye birikiminin o anki biçiminin do¤rudan sonucuolarak a盤a ç›kmaz, bu sürekli bir taktikler ve bu taktiklerin tafl›-y›c›s› partiler aras› mücadelenin ürünü olarak a盤a ç›kar. (ii) Ser-maye birikiminin bu momentinde üretim iliflkilerinin bu hâkimbiçimi her daim sermayeler aras› çeliflkiler ve çat›flk›lar taraf›ndanbelirlenir ve bu çeliflkilerde siyasal alanda ifadesini bulurlar.

71Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 18: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

Son olarak tekrar bu de¤erlendirme bölümünde belirtmekgerekiyor ki, Poulantzas’›n yaklafl›m› yukar› da belirtti¤imiz geri-limleri içinde tafl›makla beraber, fetiflleflmifl bir kategori olaraksermaye ya da yekpare bir blok olarak onun emrine âmâde dev-let düflüncesi üzerine önemli bir soru iflareti koyarak, s›n›f mer-kezli bir siyasal ekonomi analizi için önemli bir ad›m atm›flt›r. ‹le-ride de gösterece¤imiz gibi bir nesne ya da özne olarak de¤il de,bir iliflki olarak devlet analizi, Poulantzas’›n gelifltirdi¤i haliyleyukar›da de¤indi¤imiz problemleri içermekle birlikte, önemliaç›l›mlar› da içinde bar›nd›rmaktad›r.

Sermayen in U lus la raras › laflmas›

ve U lus Dev let : Yaz›n›n giriflinde de belirtti¤imiz gibi, 1990’lar ya yükselen

piyasa güçlerinin kutsanmas› ya da kahraman devletlerin bu sal-d›r› karfl›s›ndaki direniflinin destans› bir anlat›m› ile doludur. Budo¤rultuda sarkaç bir piyasalara do¤ru bir ulus devletlere do¤rusal›nmaktad›r. Daha önce de belirtti¤imiz gibi bu aç›klama biçi-mi kapitalist toplumsal iliflkilerin fetiflleflmifl biçimi olan devlet vepiyasan›n ayr›kl›¤›n› veri olarak almaktad›r (Burnham, 2001). ‹fl-te Poulantzas’›n Ça¤dafl Kapitalizmde Sosyal S›n›flar kitab›ndagelifltirdi¤i analizi tam da bu anlam kazanmakta ve bizi bu ikile-me mahkum olmaktan kurtarmaktad›r. Poulantzas’›n çerçevesis›n›flar ve s›n›f kesimleri aras› eklemlenme iliflkisini merkeze al-makta ve süreci aç›larken bir di¤er ikilemi, iç ve d›fl aktörler iki-lemini de bertaraf etmektedir. Bu bölümde önce özne ve nesneolarak devlet analizinin küreselleflme ve ulus devlet tart›flmas›n-daki biçimleniflini ele ald›ktan sonra, Poulantzas’›n aç›klamalar›-na yo¤unlaflaca¤›z. Görülebilece¤i gibi Poulantzas’›n analizininyo¤unlaflma noktas› hâkim s›n›flar aras› iliflkilerin sermaye biriki-minin belirli bir momentinde büründü¤ü özgül biçimin bir çözüm-lemesi, yani terk edilmeye yüz tutmufl bir ifade ile somut duru-mun somut analizidir.

Bugün küreselleflme olarak adland›r›lan sermayenin uluslara-ras›laflmas›n›n yeni biçimi ile birlikte 1980’lerde uygulamaya bafl-lanan neoliberal ekonomi politikalar› ve ulus devletin geçirmek-te oldu¤u de¤iflimi aç›klamaya yönelik temelde iki aç›klama biçi-mi mevcuttur. Bunlardan ilkine göre, ulus devletler küresellefl-menin döndürülemez süreci karfl›s›nda muazzam bir güç kayb›ile karfl› karfl›yad›rlar. Bu az›l› küreselleflme savunucular› aras›n-da liberal Kenichi Ohmae en tan›nm›fl olan›d›r. Bu yaklafl›m alt›-

72 Zafer Y›lmaz

Page 19: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

na tam olarak konulamasalar da, ulus devletlerin güç kaybetti¤idüflüncesi Marksistler aras›nda da taraftar bulmufltur.30 Bunlararas›nda iddialar›n› yükselmekte olan, ulus üstü sermaye fraksi-yonunun hegemonyas› ile birlikte “ulus-üstü devlet” yap›s›n›ndo¤makta oldu¤una kadar götüren de vard›r.31 Küreselleflmenin“ma¤dur”u ulus devletler kamp›n›n tam karfl›s›nda, asl›nda kü-reselleflme denen sürecin ulus devletler eliyle yürütüldü¤ünü be-lirten görüfl bulunmaktad›r.32 Asl›nda küreselleflme ve ulus dev-let üzerine olan bu kamplaflma bize bir özne ve nesne olarak dev-let sorunsal›n› hat›rlatmaktad›r.33 Yekpare blok olarak ulus dev-let ya sürecin öznesi (bafllat›c›s›) ya da sürecin nesnesi (ma¤duru)olarak ele al›nmaktad›r.

Her iki görüflün savunucular› aras›nda yer alan önemli bir k›-s›m sosyal bilimci kendi görüfllerinin ikna edicili¤ini göstermekiçin ampirik verilerin derlendi¤i listeler sunmaktad›rlar. Küresel-leflmenin yeni bir dönem oldu¤u görüflünü savunanlar artan do¤-rudan yabanc› yat›r›mlara, ulus ötesi flirketlerin dünya ticareti için-de artan pay›na, ve s›n›r ötesi birleflme ve sat›n almalara referansvermekte ve bunlarla birlikte bol miktarda finansal geliflmelere da-ir ampirik veri kullanmaktad›rlar.34 Karfl› tarafta olanlar›n ampirikverileri bolca kullananlar›ndan örne¤in Linda Weiss ise Çokulus-lular›n Ar-Ge harcamalar›n›n ne kadar›n›n merkez ülke s›n›rlar›içinde gerçekleflti¤ine, do¤rudan yabanc› yat›r›mlar›n toplam uzundönemli yat›r›mlar içindeki pay›na ya da üretimin ne kadar›n›nyerli piyasa için yap›ld›¤›na referans vermektedir (Weiss, 1997)Bütün bu ampirik veriler mücadelesinde önemli olan Ronen Pa-lan’›n alt›n› çizdi¤i gibi, küreselleflme ve ulus devletin birer istatis-tik bilgiler kümesi gibi ele al›nmas› ve bunu sonucu olarak da, busözde “nesnel” dünyaya referans verme iflleminin kendisinin, “kü-reselleflme” ve “ulus devlet”e bu tarz yaklafl›m biçimini ve bunlar›kendinde varl›klar olarak görme edimini nesnelefltirmesidir (Pa-lan, 2000: 151;163)35 Tekrar hat›rlatmak gerekir ki yekpare birblok gibi ele al›nan ulus devletin, küreselleflme sürecini bir özneolarak bafllatmas› ya da bir nesne olarak ona maruz kalmas› müm-kün de¤ildir. Bu devlet ayg›tlar›nca uygulanan politikalar›n bu sü-recin bir parças› oldu¤unu reddetmek de¤ildir. Sorun gerçektenkendi tarihsel mant›¤›na sahip, kendinde bir fley olarak bizatihi kü-reselleflme ve ulus devletten söz edip edemeyece¤imizdir. CharlesTilly “Ulus devlet terimi yan›lt›c›d›r; bir gerçe¤i de¤il, bir progra-m› ifade eder.” derken haks›z m›d›r? (Tilly, ?: 61) Ayn› iddia kü-reselleflme kavram› için de geçerlidir.

30 Bkz. Cox (1987),Gill ve Law (1993),Gill (1992), Jessop(1997), McMichels(1991). Fakat bü-tün bu yazarlar ar-s›nda belirgin farkl›-l›klar da mevcuttur.Örne¤in Cox ulusdevletin bir yetkidevri ile birlikteuluslararas›laflt›¤›-n› vurgularken, Gilldo¤makta olanuluslarüstü bir ta-rihsel blo¤a ve ulu-ralarüstü sermayefraksiyonunun yük-selen hegemonya-s›na, Jessop iseyerini fordizm son-ras›na b›rakan At-lantik fordizmin çö-zülüflüne vurguyapmaktad›r.

31 Bkz. Robinson(2001; 2002).

32 Bkz.Panitch (1999;2002), Wood(1999), Weiss(1997). Ulus dev-letlerin gücünü ko-rudu¤unu vurgula-yanlar da ya kapita-lizm ile ulus devletaras›ndaki içsel ba-¤a (Wood, 1999),ya devletin ifllevselgörevlerine (mülki-yetin ve sözleflme-nin garantörü ol-mak, temel finans,emek teknoloji, veüstyap› girdilerinisa¤lamak, çal›flma-n›n koflullar›n›n dü-zenlenmesi gibi)(Panitch, 1994) yada “devlet kapasi-tesi”ne (Weiss,1997)vurgu yap-maktad›rlar. Bura-da bir noktan›n alt›-n› çizmek gereki-yor. Asl›nda Woodve Panitch’in yakla-fl›m›n›n bir özneolarak devlet so-runsal›na tam ola-rak oturdu¤unu be-lirtmek bir haks›zl›kolur. Her iki yazar-da devlet ve serma-ye aras›ndaki iliflki-

73Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 20: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

Bu sorunsalla ilgili olarak a盤a ç›kan bir di¤er problem defludur: Ayn› sorunsal geç kapitalistleflen çevre ülkelerine uyarlan-d›¤›nda bu sefer neoliberalleflme süreci Dünya Bankas› ya daIMF gibi “d›fl” kurumlar taraf›ndan ulus devlete dayat›lan bir fleyolarak görülmekte ve ulus devlete sahip ç›k›lmas›n›n bayraktarl›-¤› yap›lmaktad›r. Oysa ki Poulantzas 1970’lerdeki çal›flmalar›nda“Emperyalizmin bugünkü aflamas›nda gerçekte böyle bir ay›r›m,bir yanda yaln›zca d›flar›dan faaliyet gösteren d›fl etkenler, di¤eryanda da tek bafl›na kendi alan›na çekilmifl ve tüm s›n›fland›rma-lar›n ötesinde kalan iç etkenler diye bir karfl›tl›k yoktur.” (Po-ulantzas, 1981:16) saptamas›n› yap›yor ve bize “d›flsal” olarakgörülebilecek baz› faktörlerin nas›l “içeri”nin “ulusal olan”›n ku-rucusu oldu¤unu, “içsel” olarak ifade etti¤imiz bir tak›m aktör-lerin de, d›flar›s› ile nas›l bir ba¤›ml›l›k, içiçe geçme iliflkisi içindeoldu¤unu gösteriyordu (Poulantzas, 1981; 1979; 1974). Sorundevlet ayg›tlar› ve s›n›f iktidar›ndaki bugünkü de¤iflimleri bu tür-lü ikilemlere düflmeden, yani toplumsal üretim iliflkilerinin için-den geçmekte oldu¤u de¤iflimi bütünlüklü olarak nas›l analiz ede-ce¤imizdir36. Bu bütünlüklü strateji bize küreselleflmenin nas›lbir siyasal strateji ve süreç oldu¤unu (Ercan, 2000) ve devletin debu süreç anlafl›l›rken iliflkisel bir yap› olarak analize dahil edilme-si gerekti¤ini gösterecektir.

Ça¤dafl Kapitalizmde S›n›flar kitab›nda Poulantzas, kapitaliz-min emperyalizm aflamas›na yo¤unlafl›r. Burada kapitalizminkendisini, tek bir dünya kapitalist üretim modelinden hareketle,emperyalist zincirin eflitsiz halkalar›n› göz ard› ederek analizeden küreselleflmeci görüfl (1979: 49) ile (Poulantzas buna “kü-resellflme ideolojisi” ad›n› vermektedir) dolar›n krizi ve OrtakPazar’›n yükselifli ile birlikte, Avrupa’n›n ABD’ye karfl› etkili bir“karfl›-emperyalizm” oluflturabilece¤i görüflünü ele al›r(1981:19). Poulantzas, Avrupa ve ABD aras›ndaki iliflkiyi birbi-riyle rekabet yoluyla mücadele eden “ulusal ekonomiler” teme-linde de¤il de, kapitalist iliflkilerin uluslararas›laflmas› ve bununsonucu olarak Avrupa’da Amerikan sermayesinin do¤rudan yat›-r›mlar›n›n yeni tip bir ba¤›ml›l›¤› nas›l do¤urdu¤u ve Avrupa ül-kelerinin iktidar bloklar› üzerindeki bu ba¤›ml›l›¤›n etkisi teme-linde ele almaktad›r.

“Ulusal burjuvazi”leri ve “ulus devlet”leri d›flsal olarak birbi-riyle iliflkilendiren çerçeve yerine Poulantzas, kapitalist üretimtarz›n›n toplumsal formasyonun içinde ve toplumsal formasyo-nun d›fl›na do¤ru genifllemesinden oluflan geniflletilmifl yeniden

ye ve bunun küre-selleflme denen sü-reç ile ald›¤› biçimeoldukça duyarl›d›r.

33 Sorunun bu flekildetespit edilifli, siya-sal pratikte de ifa-desini bulur. Çobanküreselleflme karfl›-t› hareketlerin devle-ti ya bir kurtar›c› yada kurban olarakgördüklerine de¤in-mektedir (Çoban,2002).

34 Bu ampirik verilerinderlemesi için bkz.Robinson (2002)ve Hirch ve Thomp-son (2000)

35 Bu noktada alt›n›çizmeliyiz ki sorunampirik verilerinkullan›lmas› de¤il,bu verilerin s›n›flararas› iliflkilerde negibi dönüflümlereiflaret etti¤inin aç›kk›l›nmamas›d›r.

36 özellikle Türkiyeüzerine olan yaz›n-da Fuat Ercan böy-le bir çaban›n öncü-sü olarak görülebi-lir. Bkz. Ercan(1998; 2002).

74 Zafer Y›lmaz

Page 21: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

üretimini temel almaktad›r. Kapitalizmin emperyalizm aflamas›n-da sermaye ihrac›n›n basit meta ihrac› üzerindeki hâkimiyetininemperyalizme rengini ve dokusunu verdi¤ini belirtmekte(1979:42; 1981:7) ve sermayenin 1970’lerdeki uluslararas›laflma-s›n›n Amerikan tekelci sermayesinin37 hâkimiyetinde gerçeklefl-ti¤inin alt›n› çizmektedir (1979; 47). Bu, Avrupa’daki geliflmeleriçin özellikle do¤rudur. ABD sermayesinin do¤rudan yat›r›mlarve birleflmeler yoluyla Avrupa sermayesi ile içiçe geçmesi ve nü-fuz etmesinin sonucu, kabaca ABD tekelci sermayesinin Avrupaiçinde bir güç oda¤› olmas› de¤ildir. Gerçekleflmekte olan “ABDtekelci sermayesinin karakteristi¤i olan üretim iliflkilerinin veonun gerçekte di¤er metropoller içindeki hâkimiyetinin kurum-sallaflmas› ve bu yeni ba¤›ml›l›k iliflkilerinin buralarda yenidenüretilmesidir” (1979: 47). Bunun ötesinde toplumsal formasyon-lar içindeki hâkim s›n›flar aras› çeliflkiler de uluslararas›laflmak-tad›r. Tam da bu nedenle art›k iktidar blo¤unun kendisini basit-çe ulusal düzeyde konumland›rabilece¤imiz de flüphelidir. Çün-kü ABD sermayesinin Frans›z iktidar blo¤u içindeki varl›¤›,Frans›z burjuvazisinin belirli bir fraksiyonunu ve bu fraksiyonuetkileyen sermayenin uluslararas›laflmas› ile ABD sermayesininkendisinin bizzat Frans›z burjuvazisi içinde temsil edilmesi vas›-tas›yla sa¤lanmaktad›r. Bu içiçe geçme ve zincirleme sonucundaemperyalist devletler sadece kendi “iç” yerel burjuvazilerinin ç›-karlar›n›n de¤il, ayn› zamanda uluslararas›laflma sürecinde ek-lemlenen hâkim emperyalist sermaye ve sermayelerin de ç›karla-r›n› üstlenirler (1979:75). Bütün bu süreçte ABD sermayesi ege-menli¤indeki emperyalist zincirin halkalar› her bir toplumsal for-masyon taraf›ndan içsellefltirilmektedir (Gerstein, 1992).

Peki bu tablodan ne gibi sonuçlar ç›karabiliriz?38 Birincisi,sermayenin her bir uluslararas›laflma süreci hâkim sermayeleraras›ndaki belirli bir sermaye kesimi taraf›ndan desteklenmekte,dahas› yürütülmektedir. ‹kincisi, Poulantzas do¤rudan uluslara-ras› sermaye devleri karfl›s›nda ulus devletlerin gücünün ne kada-r›n› kaybetmifl ya da korumufl oldu¤u sorusunun kendisine karfl›ç›kmaktad›r; çünkü kurumlar›n ve ayg›tlar›n kendilerinden men-kul olarak sahip olduklar› bir iktidarlar› yoktur. Dolay›s›yla ulusdevletin gücünü kaybedip kaybetmedi¤i yanl›fl bir sorudur. Po-ulantzas’a göre, kurumlar basitçe s›n›f iktidar›n› aç›mlar ve kris-talize ederler.39 Dolay›s›yla Poulantzas, problemi yeniden formü-le etmemizi sa¤lamaktad›r. Üçüncü olarak, Poulantzas’›n çerçeve-si bizi küreselleflme denen olgunun her bir ulusal birimde nas›l

37 Asl›nda Poulantzassermayenin kökeni-nin ulusal bir aidi-yet problemi olma-d›¤›n›, sermayeyioluflturan hâkim vebafllang›çta yeralan toplumsal ilifl-kilerin infla edildi¤ibir yer (place) soru-nu oldu¤unu belirt-mifltir (1979: 60).

38 Poulantzas’› küre-selleflme tart›flma-lar›nda kullanan ya-zarlar için bkz. Jes-sop (2001), Pa-nitch (1999), Tso-ukalas (2001).Türkçe yaz›nda Po-u l a n t z a s ’ › n1970’lerdeki tart›fl-malar›n›n küresel-leflme ve ulus dev-let üzerine olan aç›-l›mlar›na bilebildi-¤im kadar›yla ilkdefa Tar›k fiengülde¤inmifltir. Bkz.fiengül (2000)

39 Jessop hakl› olarakbu nokta da kurum-lar›n da ayn› za-manda s›n›flar-ara-s› çeliflkilerin aç›m-lan›fl biçimini etki-ledi¤i belirtmekte-dir (Jessop, 1984).Bu nedenle, kurum-lar sadece bu çelifl-kilere indirgene-mezler ve yap›lar›-n›n maddi bir anali-ze dahil edilmelerigerekir.

75Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 22: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

somutland›¤›na daha duyarl› k›lmaktad›r (Panitch, 1994). Unut-mamak gerekir ki, küreselleflme tart›flmalar› oldukça genel geçerbir hat üzerinden yürütülmektedir. Poulantzas’›n çerçevesi özel-likle sermaye gruplar›n›n ve fraksiyonlar›n›n özgül varolufl biçimi-ni tarihsel olarak analiz etmek için önemlidir. Kapitalizmin belir-li bir evresinde, üretim iliflkilerinin hâkim biçiminin içselleflmesisürecinde, belirli sermaye gruplar›n›n ç›karlar› d›flsallaflmakta(metropol sermayeleri) ve bu d›flsallaflan ç›karlar belirli toplumsalformasyonlara içsellefltirilirken, bu sermaye fraksiyonunu ç›karla-r› ile “yerel” aktörlerin ç›karlar› aras›nda bir içiçe geçme, zincir-lenme iliflkisi yaflanmaktad›r (Bieler ve Morton, 2001). Daha daönemlisi, Poulantzas sermaye ihraç edildi¤inde, k›sa süreli parasermaye ya da uzun vadeli üretken sermaye, ihraç edilenin sadecebir fley (thing) de¤il, toplumsal iliflki, bir iktidar iliflkisi oldu¤unubelirtmifltir (Gerstein,1992). Panitch’in de belirtti¤i gibi çokulus-lu sermaye misafir toplumsal formasyona nüfuz etti¤i zaman, soyutbir do¤rudan yabanc› yat›r›m olarak de¤il, dönüfltürücü bir toplum-sal güç olarak nüfuz etmektedir (Panitch,2000).

Son olarak belirtmek gerekiyor ki Poulantzas, sermayeninuluslararas›laflmas› ve ulus devlet probleminin basitçe, uluslara-ras› üretimin altyap›s› ile ulus-üstüleflme bas›nc› alt›ndaki ulusdevletler aras›ndaki mekanistik bir çeliflkiye indirgenemeyece¤i-ni belirtmifltir (1979:78). Sermaye ile üretimin uluslararas›laflma-s›, ulus devletin rolünden hiçbir fley eksiltmemektedir. Poulant-zas’›n deyifliyle:

Uluslararas›laflma süreci bu devletlerin gücünü aflan bir süreç de¤ildirve dolay›s›yla ulus devletlerin yerini ‘ekonomik güçlerin’ almas›, yahutda etkin bir uluslarüstü devletin (Birleflik Avrupa ve Amerikan süperdevleti gibi) ortaya ç›kmas› söz konusu de¤ildir...Ulusal devletler hâlâuluslararas›laflma sürecinin dü¤üm noktalar›d›r ve bu süreç özellikleekonomik ifllevleri aç›s›ndan onlar›n sermaye birikimindeki belirleyicirolünü art›r›r: bu da ulusal devletin neden her zamankinden daha çokburjuvazinin çeflitli fraksiyonlar› aras›ndaki mücadelenin ayr›cal›kl› nes-nesi oldu¤unu aç›klamaktad›r. Öyle olmasayd›, burjuvazilerin ve onlar›oluflturan fraksiyonlar›n, bu ulusal devletlerde hangi tarz rejimlerin hâ-kim olaca¤› konusunda kay›ts›z olmalar› gerekirdi (1981: 41-42).

Fakat bu sat›rlar ulus devletlerde uluslararas›laflma süreci ilebirlikte hiçbir de¤iflikli¤in olmad›¤› anlam›na gelmemektedir. Ulu-sal devletler “kendi toplumsal oluflumlar›nda bizzat yeniden üretil-mekte olan sermayenin uluslararas›laflmas›n› idare edebilmek içinhat›r› say›l›r de¤iflikliklerden geçmek zorundad›rlar” (1981:42).

76 Zafer Y›lmaz

Page 23: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

1990’ la rda Üret im ‹ l i flk i le r in in Hâkim OlanBiç imin in Türk iye ’de Gerçek leflme Tarz ›

Bu son bölümde 1970 sonras› azalan kâr oranlar›na ve merkezkapitalist ülkelerde Keynesci uygulamalar›n krizine bir yan›t ola-rak formüle edilen neoliberal ekonomi politikalar›n›n ve uluslara-ras› finans sermayesinin yükseliflinin, Türkiye’de kapitalist devletve sosyal s›n›flar aras›ndaki iliflkiler ve hâkim s›n›flar›n yap›s› üze-rindeki etkilerine k›saca de¤inmeye çal›fl›rken, Poulantzas’›n birönceki bölümdeki vurgular›ndan faydalanmaya çal›flaca¤›m. Ön-celikle belirtmek gerekir ki Türkiye’de devletin dönüflümünüanaliz ederken temel eksikliklerden biri, bu yeniden yap›lanma-n›n hangi “ulusal” (içsel) ve “uluslararas›” (d›flsal), faktörlerin içi-çe geçmesi ile meydana geldi¤ine dair bütünsel bir çerçeveninüretilememifl olmas›d›r.40 Bu bölümde bu bütünsel çerçeveye da-ir kimi ipuçlar› vermek için, Poulantzas’›n yukar›da ele ald›¤›m›zbir iliflki olarak devlet ve dönüfltürücü bir toplumsal güç olarak ser-mayenin uluslararas›laflmas› gibi aç›l›mlar›ndan hareketle, üretimiliflkilerinin hâkim biçiminin Türkiye’de yerleflme ve yeniden üre-timinde Türkiye’deki yerel sermaye ile uluslararas› finans serma-yesi aras›ndaki özgül eklemlenmenin rolüne yo¤unlaflaca¤›m.

Küreselleflme sürecini analiz eden metinlerin bir ço¤unda gü-nümüzde uluslararas› finans sermayesinin, k›sa süreli sermayehareketleri biçimindeki uluslararas›laflmas› hemen hemen tescil-lenmifltir. Dolafl›m alan›nda yo¤unlaflan finans sermayesi ulusla-raras› borç piyasalar›nda, döviz piyasalar›nda ve borsalarda yo-¤unlaflmaktad›r. Günümüz kapitalizmi sermayenin kendini bileürküten döviz, kredi ve türev piyasalar›nda muazzam bir geniflle-meye tan›k olmaktad›r (Y›ld›zo¤lu, 2001). Yeldan, uluslararas›sermaye hareketlerinin artan ak›flkanl›¤›n›n yeni küreselleflme ev-resinin belirleyici özelli¤i oldu¤unu belirtmekte ve ulusal piyasa-lardaki faiz ve döviz kuru aras›ndaki farkla, dengesizlikten kay-naklanan arbitraj ö¤esine dayanan k›sa vadeli sermaye ve s›cakpara hareketlerinin bu sürecin ana unsuru oldu¤unu belirtmek-tedir. (Yeldan, 2002a: 27-30).41

Bütün bu geliflmelere koflut olarak devletin yap›s› da ciddi birdönüflüm sürecinden geçmektedir. Brenner kapitalist devletlerinuluslararas› finans sermayesine verilen borçlardan sa¤lanan kârlar›korumak için s›k› makro ekonomi politikas›, s›k› kredi ve dengelibütçe uygulad›¤›n› ya da uygulamaya zorland›¤›n›; bununla birlik-te mali sermayenin en yüksek kârlar› elde etmesini mümkün k›l-mak için sermayenin hareketlili¤i önündeki engellerin sermayenin

40 Asl›nda süreci aç›k-larken sadece “iç-sel” ya da “d›flsal”faktörlere önem ver-me Türkiye yaz›n›naait de¤ildir. Örne¤inPanitch küresellefl-me sürecini sarka-c›n bir o, bir öbüryönüne a¤›rl›k vere-rek aç›klayanlar› de-¤erlendirdikten son-ra, nas›l Kanada’da“iç” ve”d›fl” aktör-ler aras›nda bir ör-tüflme yafland›¤›n›ele almaktad›r. Pa-nitch Kanada’n›nNAFTA’ya müdahilolma sürecinin na-s›l Kanada serma-yesi taraf›ndan ha-raretle desteklendi-¤ine iflaret etmekte-dir. Panitch ayn› za-manda bu ayr›madüflmeden küresel-leflme sürecini ana-liz etmemiz konu-sunda uyar›da bu-lunmaktad›r. Bkz.Panitch (2002;1994).

41 Boratav s›cak parahareketlerini k›saca“arbitraj arayan ser-maye hareketleri”olarak tan›mlad›k-tan sonra, bu kate-gorinin flu bileflen-lerden olufltu¤unubelirtmifltir: (a) his-se senetlerine, (b)k›sa vadeli borç se-netlerine (hazineninveya özel sektörünbonolar›na) yönelenportföy yat›r›mlar›n-dan, (c) bankalarave (d) di¤er özel ak-törlere aç›lan (an-cak ticari kredileriiçermeyen) k›sa va-deli kredilerden, (e)banka mevduat›ndaveya (f) banka d›fl›di¤er varl›klardakide¤iflmeler. (Bora-tav,2001:209).

77Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 24: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

piyasaya h›zl› giriflini ve ç›k›fl›n› sa¤layacak biçimde azalt›ld›¤›n›belirtmektedir (Brenner, 1998: 90). Fakat bu noktada bir hatan›ndaha alt›n› çizmekte yarar var: uluslararas› finans sermayesinin buyükseliflinin bugünkü krizin nedeni olarak görülmesi yan›lg›s›. Oy-sa ki Brenner’›n belirtti¤i gibi “mali sermayenin ve neoliberalizminyükselifli-krizi önemli ölçüde fliddetlendirmifl olsa bile-uluslararas›iktisadi krizin sebebi de¤il, daha çok sonucu olarak görülmelidir.Uluslararas› iktisadi krizin derin kökleri, s›ras›yla, uluslararas› ima-latta afl›r› kapasite ve afl›r› üretimin sonucunda ortaya ç›kan sekü-ler (uzun vadeli) kârl›l›k krizinde bulunur.” (Brenner, 1998:91).

Fakat burada as›l bizi ilgilendiren, uluslararas› finans sermaye-sinin bu yükselifli ile birlikte oluflan yeni emperyalist zincirin veonun kurumsallaflm›fl ba¤›ml›l›klar›ndaki bu yeni örgütlenmeninTürkiye içersinde nas›l a盤a ç›kt›¤›; devlet, sosyal s›n›flar ve hâkims›n›flar aras› iliflkiye ne gibi bir etkide bulundu¤u ve ülke içindenas›l yeniden üretildi¤idir. Unutulmamas› gereken “emperyalistzincirin herhangi bir ülkenin d›fl›nda kalan ... verilerinin ancak ül-keye içsellefltirildikleri, yani o ülkenin kendine özgü çeliflkileri ilebirlefltikleri zaman tesir edebilecekleri gerçe¤idir.” (1981: 16). Bu-rada bizim sorumuz sermayenin uluslararas›laflma sürecindeki çe-liflkilerin Türkiye’de hâkim s›n›flar aras›ndaki iliflkide ifadesini na-s›l buldu¤udur. Bu sorulara cevap verebilmek için de Matmazel s›-cak para42 hareketi ile Mösyö kaytan b›y›kl› Türk devleti aras›nda-ki ateflli aflk›n ötesine geçerek, günümüzde sermaye fraksiyonlar›aras›ndaki içiçe geçmelere ve bütünleflmelere yo¤unlaflmal›y›z.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, k›sa süreli sermaye hareket-leri ya da uluslararas› finans sermayesi muhasebe kay›tlar›ndakirakamlardan fazla bir fley, daha do¤rusu bir “fley” de¤il, dönüfl-türücü bir toplumsal iktidar iliflkisidir. Marx’›n belirtti¤i gibi ser-maye iliflkisi kendisini tafl›yanlar› da, gitti¤i yeri de kontrol edenbir toplumsal iliflkidir (Y›ld›zo¤lu, 2001). Para sermaye, sermaye-nin kendi varoluflunda bulunan çeliflkileri ve iktidar iliflkisinikendi varl›¤›nda cisimlefltirir. Ercan’›n da belirtti¤i gibi özelliklekriz anlar›nda paraya ya da para sermayeye ulaflabilmek, serma-yeler aras› kontrol iliflkilerinin yeniden flekilleniflinde önemli birrol oynar (Ercan, 1998).43

Bugün Türkiye’de uluslararas› finans burjuvazisi ile konum-lanm›fl bulunan yerel burjuvazinin ç›karlar› aras›nda özgül tarzdabir eklemlenme gerçekleflmifltir ve bu eklemlenme s›cak para ha-reketlerinin ard›ndaki uluslar aras› finans sermayesinin nas›l biriktidar iliflkisi oldu¤unu gözler önüne sermektedir. Fakat buna

42 Bu noktada, FuatErcan s›cak parayönelimli analizler-deki ampirizme vereel sermaye ve fi-nans sermayesinikarfl›tl›k içinde al-ma e¤ilimine karfl›hakl› bir uyar›da bu-lunmaktad›r. Bkz.Ercan (1998)

43 Burada banka ser-mayesi ve endüstrisermayesi ras›nda-ki karmafl›k tahak-küm ve güç iliflkile-rine girmeyece¤iz.

78 Zafer Y›lmaz

Page 25: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

geçmeden önce sermayenin 1980 sonras› yap›s›na ve yerel (do-mestik) burjuvazi olarak tan›mlayaca¤›m›z burjuvazinin44 1980sonras› biçimine k›saca da olsa de¤inmek gerekiyor. Sermayeninfinans kapital olarak adland›raca¤›m›z bu biçiminin hâkim biçimhaline dönüflümü, Türkiye’de TÜS‹AD’da örgütlü hâkim serma-ye gruplar›n›n son dönemlerde devlet ayg›tlar›ndaki de¤iflmelerineden destekledi¤i konusunun aç›lanmas›nda önemlidir.

Fuat Ercan Türkiye’de 1980 sonras› sermayenin yo¤unlaflma-s›na ve merkezileflmesine dikkat çekmektedir. Bireysel sermayegruplar›n›n, holdingler biçiminde sermayenin toplam sosyal dön-güsündeki farkl› ifllevleri, aflamalar› (üretken ve para sermayedöngüleri) kendi içlerine çekmeye bafllad›¤›n› belirtmekte; ser-mayenin bu yükselen biçimini finans kapital olarak adland›rmak-tad›r. Ercan finans kapitali “banka sermayesinin endüstri serma-yesi üzerindeki egemenli¤i anlam›nda de¤il, bireysel sermayele-rin sermayenin toplam döngüsü içinde artan yo¤unluk ve h›z›kontrol edebilmesi anlam›nda” kullanmaktad›r (Ercan, 1998:48). Türkiye sermayesinin bu durumu, ele alaca¤›m›z özgül tarz-da eklemlenme iliflkisi aç›s›ndan önemlidir.

1980 sonras› banka sahibi olarak iyice palazlanmaya bafllayanTürk burjuvazisi “d›flar›s›” ile karmafl›k ba¤›ml›l›k iliflkileri içeri-sine girmifltir. Fakat 1980 sonras› farkl› bir biçime bürünen buba¤›ml›l›k iliflkilerinde bir tanesinin farkl› bir önemi vard›r: içborçlanma arac›l›¤›yla a盤a ç›kan ba¤lanma ve ç›karlar›n içiçegeçmesi.45 Genel olarak bilindi¤i gibi 1980 sonras› sermaye üze-rindeki vergilerdeki indirimler sonucu devletin iç borçlanma ge-reklilikleri artm›fl ve devletin ödedi¤i faizler sermaye için önemlibir ekmek kap›s› olmufltur.46 Asl›nda Türkiye’deki durumMarx’›n kamusal borçlanman›n ilkel birikimdeki rolünü hat›rlat-maktad›r. Marx’›n Kapital’de belirtti¤i gibi:

Kamusal borçlanma ilkel birikimin en güçlü hallerinden birisini al›r.

Bir büyücü de¤ne¤inin dokunmas› gibi, k›s›r paraya üreme gücünü ka-

zand›r›r ve onu sermayeye çevirir; ve bunu, sanayide ve hatta tefecilik-

te kullan›ld›¤›nda bile kaç›n›lmaz olan zahmet ve tehlikelerle karfl› kar-

fl›ya b›rakmaks›z›n yapar. (Marx, 1978:773).

Türkiye burjuvazisinin bu “ilkel birikim”deki özgün rolü ne-dir? Yeldan’›n da belirtti¤i gibi Türkiye’de ki “bankac›l›k siste-minin özgün ifllevi, uluslararas› arbitraja dayal› k›sa vadeli d›fl fi-nansman›, yurt içinde kamu iç borçlanma senetlerinde de¤erlen-direrek reel kazanç elde etmeye yönelmesi haline dönüfltü” (Yel-

44 Türkiye’deki bu yerelburjuvazi ç›karlar› ta-mamen yabanc› ser-mayelerinkine uydu-lanm›fl kompradorburjuvaziden, ya dabüyük yabanc› serma-ye ile çeliflki içindeiçinde olan, “yabanc›sermaye karfl›s›ndagerçekten ba¤›ms›zolan ve etkin bir ulu-sal ba¤›ms›zl›k içinverilecek anti-emper-yalist mücadeledeyer alabilecek “ulu-sal” burjuvazidenfarkl›d›r (1981:34).Asl›nda Türkiye’dekiyerel burjuvazinin ih-racata yönelen bir bö-lümünün ç›karlar›n›nkendisi uluslararas›-laflmakta ve kendisiuluslararas› burjuvazihaline dönüflmekte-dir.

45 Yerel burjuvazi ileuluslararas› sermayearas›ndaki eklemlen-me sadece para ser-mayesi alan› ile s›n›rl›de¤ildir. Türkiye’dekifinans kapitalin üre-tim aya¤›n›n kendi içsanayi temeli olmak-la beraber, uluslara-ras› sermaye ile s›k›ba¤›l›l›klar› vard›r (ya-banc› sermayeninkarmafl›k sub-kont-rakt a¤›na, teknolojiksüreçlere, emek üret-kenli¤ine, yabanc› ço-kuluslular›n ayr›cal›kl›kesimine vb.). Özellik-le otomotiv sanayiibunun Türkiye’deki iyibir örne¤idir.

46 Kamu kesimi borç se-netlerinin aktifler için-deki pay› 1980’dekioran› olan % 15’ten1999’da % 34’e ç›k-m›fl, kamu kesimimborç senetlerininGSMH’ye oran› %4’ten % 30’a ç›km›fl-t›r (Türel, 2001).

79Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 26: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

dan, 2001a:144).47 Hazine 1995’ten bu yana, 2000 hariç olmaküzere, her sene tüm borç sto¤unun yar›s›na kadar yeniden netolarak borçlanmaktad›r (Yeldan, 2002b, 6) Bu noktada küçükbir veri aktar›m› bu iç borç çevriminde yerel ve uluslararas› ak-törler aras› iliflkiye dair bir ipucu verecektir. Boratav, 2000 y›l›-n›n ilk on ay› içinde yabanc› sermaye girifllerinin alt dökümünegöre toplam›n›n % 82’sinin üç ana kalemden olufltu¤unu belirt-mektedir: hazinenin tahvil ihrac› ile borçland›¤› 5.7 milyar dolar,yerli bankalar›n yabanc› bankalara k›sa vadeli borçlar›nda ger-çekleflen 3,6 milyar dolarl›k art›fl (net ek borçlanma), ve 3.2 mil-yar dolarl›k uzun vadeli borçlanma. Boratav, yabanc› kökenli s›-cak paran›n ana ö¤esinin, Türkiye’li bankalara aç›lan k›sa vadelikrediler oldu¤unu ve bu kaleminde yerli bankalar›n talebi sonu-cu fliflti¤ini belirtmektedir (Boratav, 2001: 209-213). ‹flte a¤›rl›kl›olarak holdinglerin elinde bulunan bu bankalar d›flar›dan getir-dikleri bu paray› devlet iç borçlanma senetlerinde kullanmakta-d›rlar.48 Asl›nda faiz sadece finans kapitalin birikim dayana¤› de-¤ildir, Türkiye’nin 500 büyük firmas›n›n üretimden zarar›n›, fa-izle kapatt›¤›n›n alt› çizilmektedir (Sönmez, 2002).49

Bu ba¤lamda belirtilmelidir ki uluslararas› finans sermayesi-ne dayal› bu k›sa vadeli sermaye hareketleri Türkiye’de içsel ser-maye birikiminin sürdürülmesi aç›s›ndan zorunlu hale dönüflmüflve devlet borçlanmas› sermayeye kaynak aktar›m›n›n önemli birarac› haline gelmifltir.50 S›cak para hareketlerine dayanan devletborçlanmas›, vergilendirilmeyen burjuvaziye “almadan vermek”olarak da adland›rabilece¤imiz aranan sihirli formülün ta kendi-sidir (Boratav, 1998). Burada söz konusu olan basitçe sermayeyekaynak aktar›m› ve devletin sermaye birikimine naçizane katk›s›de¤ildir. Devlet borçlar›na ödenen faizler sermaye birikimininorganik bir bileflkesidir. Devlet sermaye birikimine “d›flar›dan”müdahale etmemekte, do¤rudan onun oluflum sürecine kat›l-maktad›r. Söz konusu olan devletin, ekonomide yeni varolufl bi-çimidir. Bu biçim gere¤ince devlet, sadece faizler arac›l›¤›yla ser-mayenin yeniden üretim sürecine kat›lmakla kalmayacak, ayn›zamanda özellefltirmeler arac›l›¤›yla daha önceki dönem gere¤in-ce elinde tuttu¤u sektörleri sermayenin de¤erlenme sürecine aça-cak, ve kamu emekçilerini s›k› bir disipline tabi tutacakt›r. Yani1990 sonras› iyice keskinleflen devlet borçlar› ve bu borçlar›n zo-runlu sonucu olarak a盤a ç›kan düzenlemeler söz konusu oldu-¤unda, söz konusu olan, basitçe sermayeye kaynak aktar›m›ndan

47 Yeldan bankalar›n d›-flar›dan getirdiklerikredi miktar›n›n biri-kimli olarak 209 mil-yar dolara vard›¤›n›belirtmifltir (Yeldan,2002b)

48 Uluslararas› finanssermayesi ile yerli fi-nans kapital aras›n-daki içiçe geçme,çkarlar›n zincirlen-mesi iliflkisi sadecepara transferi ile s›-n›rl› de¤ildir. Karaha-no¤ullar› 1985 itibariile 30’a yak›n yaban-c› bankan›n flubeaçarak ya da temsil-cilikleri ile ya da yerliholdiglerle yeni ban-kalar kurmay› tercihetti¤inin alt›n› çiz-mektedir. Örne¤in Ir-ving Trust Yaflar Hol-ding’in Tütünbank›-na ortak olurken, Sa-banc› grubu BNP Ak-bank’› Frans›z BNPve Dresdner ile birlik-te kuracakt› (Karaha-no¤ullar›, 2003). Butip birleflmeler ser-mayeler aras› içiçegeçme ve bunun ikti-dar iliflkilerinin biçim-leniflinde ifade bulu-flu aç›s›ndan olduk-ça önemlidir. Yineyabanc›lar›n faaliyet-leri aç›s›ndan bir di-¤er önemli noktaborsadaki varl›klar›-d›r. 1995 y›l›nda yak-lafl›k 2 milyar dolarolan yabanc› yat›r›m-c›lar›n saklama baki-yeleri 2000 y›l› Martay› itibari ile 13 mil-yar dolara yaklafl-m›fl, yabanc› portföyyat›r›mlar›n›n dola-fl›mdaki hisse sene-dine oran› 1995 y›-l›nda %41’e, 1999y›l›nda ise %51’eulaflm›flt›r. (Durmaz,2000:41)

49 Sönmez 2001 y›l›n-da, firmalar›n faiz ge-lirleri sat›fllar›n›n8.7’sine ulaflt›¤›n›,ve ancak bu flekildefirmalar›n sat›fllar›-n›n 1.3’ü oran›ndakârl›l›k sa¤layabildik-lerinin alt›n› çizmek-tedir (Sönmez,2002:91)

80 Zafer Y›lmaz

Page 27: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

öte, sermaye birikimini art›racak ve sermayeyi içinde bulundu¤ukriz durumundan ç›karacak üretim iliflkilerinin hâkim biçiminingerçekleflmesi ve bu biçimin parças› olan, devletin ekonomidekiyeni “rolü”nün hayata geçirilmesidir.51

Buradan kendi sorunumuza dönersek diyebiliriz ki uluslara-ras› finans sermayesinin ç›karlar›yla yerel burjuvazinin ç›karlar›aras›ndaki eklemlenme, bu sermaye kesimlerinin yeniden üre-timlerin içiçe geçerek zincirlenmesi sonucunda, uluslararas› fi-nans sermayesinin ç›karlar› do¤rudan Türkiye’deki iktidar blo¤uve Türk burjuvazisi içinde temsil edilmekte ve misafirperverTürk devleti taraf›ndan üstlenilmektedir. Bütün bu karmafl›k ilifl-kiler, ba¤›ml›l›klar ve zincirlenmeler arac›l›¤›yla da metropol ser-mayeleri taraf›ndan desteklenen üretim iliflkilerinin hâkim biçimi(finans sermayesinin hâkimiyeti, neoliberal ekonomi politikalar›-n›n 90 sonras› ald›¤› yönü ve çevre ülkelerde yeni bir ba¤›ml›l›kbiçiminin afl›r› devlet borçlanmas› ve bunun finansman›nda ulus-lararas› finans sermayesine ba¤›ml›l›¤› karakteristik özellikleriniyans›tan), Türkiye içerisinde de yeniden üretilmektedir. Asl›ndaüretim iliflkilerinin hâkim biçiminde meydana gelen dönüflümü,1980’den beri meydana gelen tarihsel süreci göz ard› ederek, birbafl›na bu eklemlenme iliflkisine dayand›rmak hatal› olacakt›r. Bueklemlenme iliflkisinin bu dönüflümü mümkün k›lmas›n› sa¤la-yan fley, 1980 öncesi Türkiye’de toplumsal üretim iliflkilerininkriz içerisine girmesi, yani emek-sermaye iliflkisinin verili duru-munun sürdürülemez hale gelmesinin bir sonucu olarak, 1980sonras› bu iliflkide s›n›flar aras› güç iliflkilerinin yeniden yap›lan-d›r›lmas› ve sermaye birikiminde a盤a ç›kan krizi çözmeye yöne-lik giriflimlerdir. Asl›nda bu eklemlenme iliflkisinin kendisini üre-tecek politikalar (Sermayeden al›nan vergilerin düflürülerek dev-let borçlanmas›na gidilmesi) sermayenin kârl›l›k krizine bir yan›t,bir çözüm stratejisinin sonucu olarak hayata geçirilmifl ve üretimiliflkilerinin hâkim biçiminin dönüflümünde merkezi bir rol oyna-m›flt›r.52 Bu noktada Türkiye’de iflçi s›n›f› ve sermaye aras›ndakiiliflkinin yeniden yap›land›r›lmas›n›n bu dönüflümü mümkün k›-lan koflullar› yaratt›¤›n› belirtmeliyiz

Burada alt› çizilmesi gereken ve bizim için önemli olan bir di-¤er noktada bu yeni tip ba¤›ml›l›¤›n devlet ayg›tlar› aras›ndakiiliflkide ifadesini nas›l buldu¤udur. Tsoukalas’›n Poulantzas’a re-feransla belirtti¤i gibi, ulus devletler gerekli mekanizmalar› te-min ederek egemen emperyalist sermayenin ulusal toplumsaloluflum içindeki geliflimini üstüne al›r. Fakat bu iliflki bir dayat-

50 Yeldan da devletbütçesinin finanspiyasalar›na kay-nak transferini ye-niden düzenleme-nin bir arac› halinedönüfltü¤üne iflaretetmektedir. BkzYeldan (2002b). Yi-ne ayn› konuya ifla-ret eden bir baflkayaz› için bkz Kara-hano¤ullar› (2003).Ödenen rakamlar›nbüyüklü¤ü bu akta-r›m konusunda fikirverici olabilir. Sön-mez üçlü koalisyondöneminde, 3 y›liçinde ödenen faizmiktar›n›n 101.4milyar dolar› buldu-¤unu belirtmekte-dir. (Sönmez,2002:60)

51 Burada alt›n› çiz-mek gerekiyor kidevlet ve sermayebirikimi aras›ndakiiçsel ba¤›n en aç›kbir biçimde a盤aç›kt›¤› bu dönem,ay›n zamanda dev-letin ekonomidekibu varolufl biçiminikamufle etmeye ça-l›flan, burjuva ikti-satç›lar›n›n ekono-miyi siyasettenay›rma ba¤›rt›lar›-n›n da en çok yük-seldi¤i dönemdir.

52 1980 sonras› yafla-nan krizi sermaye-nin kârl›l›k kriz üze-rine temellendirenbir yaklafl›m içinbkz. Alt›ok (2002)

81Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 28: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

madan ziyade iç ve d›fl aktörler aras›ndaki karmafl›k bir eklem-lenme iliflkisinin ürünüdür (Tsoukalas, 2001:92). Bu eklemlenmeiliflkisi devlet ayg›tlar› ve iktidar blo¤u iliflkilerinin düzenlenme-sinde de ifadesini bulur. Örne¤in Yeldan’›n belirtti¤i gibi Mer-kez bankas› bir yandan “özerk”, “ulusal”, para, faiz, ve döviz ku-ru politikalar›n› uygulayamaz hale getirilerek, fiyat istikrar›n› sa¤-lamakla ve ulusal mali piyasalarda yüksek reel getiri düzeyini sür-dürmekle görevlendirildi (Yeldan, 2002). Peki bu dönüflümü negibi iktidar iliflkileri mümkün k›lmaktad›r? Finansal serbestlefl-menin önemli bir aya¤› olan Merkez Bankas›’n›n özerklefltirilme-si süreci, hem uluslararas› finans burjuvazisi, hem hükümettekipartiler hem de hâkim s›n›f ve fraksiyonlar› taraf›ndan desteklen-mektedir. Çünkü Peter Burnham’›n belirtti¤i gibi Merkez Ban-kas›’n›n özerklefltirilmesi ekonomi yönetiminin siyasetten ar›nd›-r›lmas› sürecinde ve devletin uygulad›¤› enflasyon karfl›t› s›k› pa-ra politikalar›na yönelecek tepkileri d›flsallaflt›rma ifllevindeönemli bir görev üstlenmektedir (Burnham, 1999:2001). Enflas-yon karfl›t› politikalar do¤as› itibari ile s›n›f mücadelesini keskin-lefltiren politikalard›r ve Merkez Bankas›’n›n özerklefltirildi¤i biryap›da s›n›f mücadelesinin bask›s›, bu özerkli¤in bankay› ve eko-nomi yönetimini siyasi bir müdahaleye karfl› korudu¤u sav›n›n ar-d›na saklan›larak savuflturulur. Asl›nda enflasyon karfl›t› politika-lar›n uygulanma sürecinde “otomatik pilot”a geçmek, sadece eko-nomik krizi çözmek için de¤il, daha da önemlisi ekonomik politi-ka oluflturma sürecini sözde siyasetten “ar›nd›rmak” ve devleti si-yasal olarak bu süreçten azat ederken varolan süreçteki rolünükamufle etmenin ve bu yolla devletin siyasal krizini de çözmeninbir yoludur (Burnham, Bonefeld ve Brown, 1995). Fakat Burn-ham’›n belirtti¤i gibi, bu ekonomiyi siyasetten ar›nd›rma süreci-nin kendisi son derece siyasal bir süreçtir (Burnham,2002). Böy-lece Türkiye’de Merkez Bankas›’n›n özerklefltirilmesi enflasyonuengelleyerek kendi ç›kar›n›n kollanmas›n› sa¤lad›¤› için uluslara-ras› finans sermayesi taraf›ndan, yukar›da aç›klad›¤›m›z nedendendolay› hükümetteki partiler taraf›ndan ve bu özerkleflme de¤irme-ninin dönmesini sa¤layacak paray› getirdi¤i için TÜS‹AD’da ör-gütlü sermaye kesimleri taraf›ndan desteklenmektedir.53

Bugünkü kriz an›nda ekonomi yönetiminin devlet ayg›tlar›aras›nda nas›l paylaflt›r›ld›¤› ve iktidar›n bu ayg›tlarda nas›l flekillen-di¤i aç›s›ndan bir di¤er önemli ayg›t Bankac›l›k Düzenleme ve De-netleme Kurulu’dur (BDDK). BDDK’ya bugün bankalar› kurtar-ma ve sermayeler aras› iliflkileri yeniden düzenleme görevi verilmifl-

53 Bu noktada yine kü-çük bir ampirik veriTürkiye’de ki baz›sermaye çevreleri-nin neden MerkezBankas›n›n ba¤›m-s›zl›¤›n› savundu¤u-nu ve istedi¤ini eleverecektir. Boratav,2000 y›l›nda devletiç borçlanmalar›n-daki ortalama faizin%36 oldu¤unu be-lirttikten sonra, y›l-l›k %20 kur art›fl›hedefleri gerçeklefl-ti¤i için, bu faizledevlete borç verenbankalar›n dolarcinsinden getirileri-nin %13 olarak ger-çekleflti¤ini belirt-mekte ve eklemek-tedir “IMF güvence-sine dayanan kurhedefleri risksiz gö-ründükçe ve bu(beklenen) getiri iledövizle borçlanmamaliyeti aras›ndakifark pozitif oldukçabankalar d›fltanborçlan›p hazineyeborç vermeyi sür-dürmüfllerdir” (Bo-ratav, 2001:211).Fakat bunun için si-yasi iktidarlar›n birbiçimde para bas-ma yetkisinin t›r-panlanmas›na ve“ba¤›ms›z” bir mer-kez bankas›na ihti-yaç vard›r.

82 Zafer Y›lmaz

Page 29: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

tir. BDDK bir yandan kamu bankalar›n›n özellefltirilmesine yöne-lik düzenlemeler yaparken di¤er yandan mali yap›s› güçlü olmayanözel bankalar› Tasarruf Mevduat› Sigorta Fonu’na devretmektedir.Kurumun karar organ›nda burjuvazi do¤rudan temsil edilmekte, 7kifliden oluflan karar organ›nda 1 aday do¤rudan Türkiye BankalarBirli¤i’nden atanmaktad›r. BDDK’n›n özerkli¤i o derecedir ki ken-di içerisinde hâkim durumda bulunan finans burjuvazisi d›fl›ndakimseye hesap verme zorunlulu¤u yok gibi görünmektedir. 2002y›l›nda Mali Sektöre Olan Borçlar›n Yeniden Yap›land›r›lmas› veBaz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›nda Kanun ile bütünüst kurullar için yürütmenin kendi içinde üç kiflilik komisyondanoluflan bir denetim sistemi gelifltirilmifl, “kurullar›n parlamentoyahesap verme zorunluluklar›n› sa¤lamaktan çok uzak olan bu kanunile siyasal sorumluluklar› olmayan üst kurullar›n hesap verme zo-runluluklar› da ortadan kald›r›lm›flt›r” (Kubal›, 2002: 23). BDDKsayesinde 17 fiubat 2001’de 79 olan banka say›s› 2002 sonunda 55’egerilemifl ve _ oran›nda azalm›flt›r (Sönmez, 2003: 66). Bütün busüreçte BDDK 12,6 milyar dolarl›k hortumlamaya karfl›n sadece1,5 milyar dolarl›k tahsilat yapabilmifltir. (2003:77). Tasfiye edildi-¤inde hortumlanan paraya karfl›n çok küçük bir k›sm› elde edilenbankalar›n fonda tutuldu¤unda da içi doldurulmakta, bu bat›kbankalar›n varl›klar› özel ellerde dururken yükümlülükleri kamu-laflt›r›lmaktad›r (Türel, 2001:32). BDDK sermaye fraksiyonlar›n›nkontrol ve tahakküm iliflkilerinin bugünkü dü¤üm noktas›d›r. Sa-dece sermayenin zararlar›n› toplumsallaflt›ran bir fley de¤il; ayn› za-manda sermayenin kriz an›nda düflman kardefliyle kavgas›na mahalvermeksizin mal›na el koymas›n› sa¤layan, her gece içine koydu¤uher fleyi paraya dönüfltürecek bir küp hayaliyle uyuyan finans bur-juvazisinin düfllerini süsleyen, modern bir bina halini alm›fl ve içibanka kurtarma yetkisi ile donat›lm›fl küpüdür. Ama bazen Pando-ran›n kutusundan finans burjuvazisi için de kötü fleyler ç›kabilir;çünkü bu küpün içi de, bu küpten ne ç›kaca¤› da s›n›f mücadelele-ri içinde ve s›n›f mücadeleleri taraf›ndan belirlenmektedir.

1990 Sonras › Türk iye ’de Dev let Ayg › t ›ndak ive Dev let ve Sosya l S ›n › f la r ‹ l i flk is indek iK imi De¤ifl imler Üzer ine Saptamalar veOtor i te r Dev letç i l ik

Son olarak Türkiye’de devlet ve sosyal s›n›flar iliflkisinin vedevlet biçiminin gelece¤i üzerine önemli ipuçlar› verebilece¤i ge-rekçesiyle Poulantzas’›n Otoriter Devletçilik54 üzerine olan gö-

54 Burada ele al›nanOtoriter DevletçilikTürkiye’deki otori-ter devlet gelene¤i-ni vurgulayan güçlüdevlet tezi ile kar›fl-t›r›lmamal›d›r. Butez Türkiye de dev-letin tarihsel süreçiçinde edindi¤i fark-l› biçimlere karfl› ol-dukça duyars›zd›rve dümdüz bir man-t›kla tüm Türkiye ta-rihinde devlete ayn›gözlükle bakar. Bukonuda bu say›dakiDemet Dinler’in ya-z›s›na bak›labilir.Bkz. Dinler (2003).

83Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 30: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

rüfllerine de¤inece¤im. Türkiye’de devlet ayg›t›ndaki ve devlet vesosyal s›n›flar iliflkisindeki son dönemlerde a盤a ç›kan de¤iflim-leri ele al›rken, devletin biçimi üzerine yeniden düflünmemizi ge-rektirebilecek bu son dönem geliflmeleri ile Poulantzas’›n tarifle-di¤i Otoriter Devletçilik biçimi aras›ndaki baz› benzerliklerin al-t›n› çizece¤im.

Poulantzas’a göre, Otoriter Devletçilik kapitalizmin güncelaflamas›na denk düflen yeni demokratik bir burjuva cumhuriyetbiçimini temsil etmektedir ve müdahaleci devletin bir versiyonu-dur (Poulantzas, 1978: 209). Bu devlet biçimi kapitalizmin güncelaflamas›n› saran uzun dönemli ekonomik krize efllik eden siyasalkrizin keskinleflmesine ve özgül niteli¤ini varolan devlet kurumla-r›nda bulan, çeliflkilerin yo¤unlaflt›¤› bir konjonktüre denk düfl-mektedir (Poulantzas, 1978:206; Jessop, 1984:98). Fakat Otoriterdevletçili¤in ola¤and›fl› devlet biçiminin bir versiyonu olan faflizmile kar›flt›r›lmamas› gerekmektedir. Poulantzas Otoriter devletçi-lik analizini s›n›flar aras› güç iliflkilerinin de¤iflen do¤as› üzerinetemellendirmektedir. Bu ba¤lamda, hâkim s›n›flar ve kesimleri ilebu s›n›flar›n hâkimiyet alt›ndaki s›n›flar ile olan iliflkisine odaklan-makta ve flu saptamalar› yapmaktad›r: Öncelikle hâkimiyet alt›n-daki s›n›flar aras›nda bir önceki dönemde büyüme ve sosyal refahüzerine kurulmufl olan konsensüs, ekonomik kriz, enflasyon veartan iflsizlikten dolay› çözülmektedir. Ayn› zamanda, burjuvazive geleneksel ve yeni küçük burjuvazi aras›ndaki ittifak da sorgu-lanmaktad›r. Fakat Poulantzas’a göre as›l önemli olan hâkim s›-n›flar aras› çeliflkilerin keskinleflmesinin güncel aflaman›n süreklibir özelli¤ine dönüflmesidir (Poulantzas, 1978:211-212). ‹ktidarblo¤u çeliflkilerin yo¤unlaflmas› ve burjuva hegemonyas›n›n gizlifakat sürekli istikrars›zl›¤› bu döneme damgas›n› vurmaktad›r.Bunun sonucu olarak da iktidar blo¤unun birli¤inin sa¤lanmas›ve s›n›f hegemonyas›n›n yeniden üretilmesine yönelik devlet mü-dahalesi giderek artmaktad›r (1978: 212).

Poulantzas için Otoriter Devletçili¤in bafll›ca dört temel özel-li¤i bulunmaktad›r. Birincisi, Yasamadan yürütmeye güç devri-dir. Bu, normlar›n belirlenmesi ve kurallar›n uygulanmas› gücü-nün yürütme ve devlet idaresine geçti¤ine iflaret etmektedir.Devlet bürokrasisi gittikçe devlet politikalar›n› biçimlenmesindesadece temel yer de¤il, ayn› zamanda temel aktör haline de dö-nüflmektedir. Bu yönetim sorumlulu¤unun parlamentodan yü-rütmenin zirvesine geçifli, ayn› zamanda yürütmenin zirvesininidarenin en üst tabakas› üzerindeki artan politik kontrolüne ve

84 Zafer Y›lmaz

Page 31: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

parlamentonunda devlet idaresi üzerindeki yetkisinin kesilmesi-ne yol açar (1978:218,222,224). Bu süreç içerisinde, devlet idare-si iktidar blo¤u ve popüler s›n›flar aras›ndaki istikrars›z uzlaflmadengesinin blok içerisinde aç›k k›l›nd›¤› merkeze dönüflmekte-dir. Otoriter Devletçili¤in ikinci özelli¤i ise hukuk devletinde birgeri çekilmedir. Üçüncüsü ise siyasi partilerin ifllevsel önemininazalmas›d›r. ‹ktidar blo¤u ve iktidardaki partiler aras›ndaki tem-sil ba¤› zay›flamaktad›r. Oysa Poulantzas’a, göre bu ba¤ iktidarblo¤unun baz› fraksiyonlar› aras›nda özel ittifaklar›n meydanagetirilmesinde ya da bu fraksiyonlarla hâkimiyet alt›ndaki s›n›flararas›nda ittifak ya da uzlaflma sa¤lanmas› aç›s›ndan önemlidir.Otoriter Devletçilik döneminde partiler politikalar›n aç›kl›¤a ka-vuflturuldu¤u ve s›n›flar aras› uzlaflma ve ittifaklar›n ifller hale ge-tirildi¤i merkezler olmaktan ç›kmaktad›rlar. Bu partiler art›k yü-rütme kararlar›n›n hayata geçirilmesinde bir volan kay›fl›na dö-nüflmekte ve iktidar blo¤u içi çeliflkilerin ele al›nd›¤› yerler ol-maktan ç›kmaktad›rlar (229-30). Son olarak da Otoriter Devlet-çilik, devletin formel kurumsal yap›s›n› dikey ve yatay kesen pa-ralel iktidar a¤lar›n›n yükselifli ile nitelenmektedir.

Poulantzas’›n yukar›da aktard›¤›m›z çerçevesi Türkiye’dedevlet biçiminin gelece¤i üzerine önemli ipuçlar› içermektedir.Biz öncelikle hâkim s›n›flar ve hâkimiyet alt›ndaki s›n›flar aras›güç iliflkilerinin durumu özelindeki benzerliklerin alt›n› çizecekve Otoriter bir devlet biçiminin krizi çözmek için bir proje ola-rak hali haz›rda ihtimaller aras›nda oldu¤unu belirtece¤iz55. Ön-celikle 1980’lerde uygulanmaya bafllanan ve toplumsal sonuçlar›-n› 90’larda daha net olarak gördü¤ümüz neoliberal politikalarTürkiye’de kazananlar ve kaybedenler aras›ndaki hatt› oldukçakeskinlefltirmifltir56. Bu politikalar›n etkileri bölüflüm alan›ndada gözlemlenebilir. 1989’a kadar düflme trendinde olan reel üc-retler ve tar›msal ticaret hadleri, 1989’da neolibealizmin hali ha-z›rdaki bölüflüm politikalar› 1989 bahar eylemleri ile a盤a ç›kans›n›f mücadelesi dolay›s›yla sürdürülemez hale gelince yükseltil-mifl; fakat 1993’ten sonra reel ücretler tekrar düflme trendine gir-mifltir. Nitekim, reel ücretlerin, 1993’ten 97’ye %27 oran›ndadüfltü¤ü hesaplanmaktad›r57 (Köse ve Yeldan, 1997). Hatt›nkaybedenler taraf›nda kamu emekçileri, iflçiler ve küçük köylülervard›r. Boratav’›n belirtti¤i gibi yine tüm emekçi s›n›flar›n kade-ri birlikte seyretmekte, köylü-iflçi karfl›tl›¤› ya da iflçi-memur kar-fl›tl›¤› de¤il, kader birli¤i emekçi gruplar› ba¤lamaktad›r (Bora-tav, 1994). Kazanan kesim ise aç›kt›r: D›fl finansman ve finansal

55 Hat›rlanacak olur-sa, teknokratlar hü-kümeti fleklinde birara rejim ya da bafl-kanl›k sistemi Tür-kiye’deki istikrar-s›zl›¤a çözüm ola-rak defalarca dilegetirildi.

56 Yeni sa¤ politikala-r›n emekçiler üzeri-ne etkileri için bkz.Topal (2002).

57 Yeldan devletin ge-lir da¤›l›m›n›n para-metrelerin, bölüflü-mün emek lehineyönelmeye bafllad›-¤› her noktada ser-maye lehine çevire-cek parametreleriyaratmas›ndan do-lay› düzenleyici dev-let olarak adland›r›l-mas› gerekti¤ini be-lirtmektedir (Yel-dan, 2001b:19).

85Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 32: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

serbestleflmenin yükselifli, finansal sektör sahiplerinin, ihracatsektörünün, özel finans kreditörlerinin ve yat›r›mc›lar›n›n, finan-sal arac›lar›n ve çokuluslu finansal kurumlar›n elini kuvvetlendir-mifl (Haggard ve Maxfield, 1996) ve Türkiye’deki finans kapitalibafl aktör durumuna yükseltmifltir. Sermayenin di¤er kesimlerinide kazanan kesimlerinin yan›na yerlefltirebiliriz.

K›saca sözünü etti¤imiz bu bölüflüm iliflkilerinin yeniden dü-zenlenifli (bu dönüflümün sadece bölüflüm iliflkileri ile s›n›rl› kal-d›¤›n› sanmak hatal›d›r), Türkiye’de siyasal partiler ile onlara des-tek veren toplumsal s›n›f ve kesimleri aras›ndaki kurumsallaflanba¤lar› yerinden oynatt›. Sonuç olarak, bu da her seçim de farkl›bir siyasal partinin yükseldi¤i bir durumla bizi karfl› karfl›ya b›rak-t›.58 Burada alt› çizilmesi gereken nokta Ataay’›n da belirtti¤i gibibütün bu kayman›n üstü örtük bir neoliberalizm karfl›tl›¤› teme-linde gerçekleflti¤idir (Ataay, 2002). Neoliberalizmin Türkiye’desiyaseti siyasetsizlefltirdi¤i ve siyasal partileri birbirine benzefltirdi-¤inin alt› birçok kez çizildi. (Yeldan ve Sakall›o¤lu,2000). Fakatbugün karfl› karfl›ya oldu¤umuz Poulantzas’›n belirtti¤i gibi siya-sal partilerin burjuvazinin hegemonyas›n› oluflturmada manevraalan›n›n daralmas› ve ifllevsizleflmeye bafllamalar›d›r. Türkiye’departiler art›k neoliberal ekonomi politikalar›n›n hayata geçirilme-sinde bir volan kay›fl›na dönüflmektedirler. Siyasal partiler aras›n-daki bu t›kanma hâkimiyet alt›ndaki s›n›flar üzerinde hegemonyakrizinin ön aflamas› olarak görülebilecek “sürdürülebilir hege-monya krizinin” bir ön iflaretidir ve burjuva hegemonyas›n›n giz-li fakat sürekli istikrars›zl›¤›n› a盤a vurmaktad›r. Bu süreçte, Sav-ran burjuvazinin politik güçlerinin aflr› bir bölünme ve atomizas-yon içinde oldu¤unun alt›n› çizmektedir.(Savran, 2001)

Bununla birlikte vurgulanmas› gereken bir di¤er nokta eko-nomi yönetiminde devlet ayg›tlar›n›n ne tam içinde ne de tam d›-fl›nda olan paralel iktidar a¤lar›n›n ekonomi yönetiminde yüksel-meye bafllamas›d›r. Bunun en aç›k göstergelerinden biri üst ku-rullar›n yükseliflidir. Say›fltay denetimi ile Devlet ‹hale Yasas›’n›nd›fl›nda b›rak›lan bu kurullar›n özerk de¤il özel kamu tüzel kifli-li¤ine bile sahip oldu¤u iddia edilmifltir59. Asl›nda bu kurullar ik-tidar blo¤unun farkl› fraksiyonlar›n›n devlet içinde ele geçirdi¤i,ayr›flm›fl merkezler ve güç kaleleridirler. Burjuvazi bu kurullariçinde do¤rudan temsil edilmektedir. Örne¤in fieker Kurulunuoluflturan 7 kifliden biri sakkaroz kökenli fleker üreten fabrikalar-dan, biri de niflasta kökenli fleker üreten fabrikalardand›r (Gü-nayd›n, 2002). Bu kurullar›n a盤a ç›k›fl› ve merkez Bankas›n›n

58 Merkez sa¤ ve mer-kez sol partilerdemeydana gelen par-çalanma için bkz. To-sun (1999).

59 Bkz. Dönmez (2002).

86 Zafer Y›lmaz

Page 33: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

“ba¤›ms›zlaflmas›” ekonomi yönetiminde otoriterleflme e¤iliminia盤a vurmaktad›r.

Son olarak belirtmek gerekiyor ki, Türkiye bütün bu yukar›-da anlat›lan de¤iflimleri ciddi bir kriz süreci içinde yaflamaktad›r.Bu kriz süreci ile birlikte uygulanmaya bafllanan Yap›sal Uyumve ‹stikrar Program›, Türkiye’de toplumsal üretim iliflkilerininyeniden yap›lanmas›nda özel olarak da siyasal biçimin yenidenyap›lanmas›nda önemli sonuçlara yol açacak gibi görünmekte.Kriz Sungur Savran’›n da belirtti¤i gibi s›n›f mücadelesinin ala-n›d›r (Savran, 1994: 18) ve krizden ç›karak toplumsal üretim ilifl-kilerinin yeniden yap›land›r›lmas›, baz› çeliflkilerin bast›r›lmas›-na, baz› çeliflkilerin üstünün örtülmesine, baz› çeliflkilerin kes-kinleflmesine ve yeni çeliflkilerin ortaya ç›kmas›na yol açmakta-d›r. Bugün hâkim s›n›flar aras›ndaki medya gruplar› aras›nda ifa-desini bulan çat›flma bunun basit bir örne¤idir.60 Bu süreçte bur-juvazi içinde flu çeliflkilerin keskinleflece¤i düflünülebilir: i) ulus-lararas› sermaye ile ba¤lant›s› olan ve olmayan gruplar aras›nda;ii) Banka sahibi olan, finans kapital aflamas›na yükselen ve varo-lan yap›n›n sürdürülmesinde ç›kar› olan sermaye kesimi ile olma-yan ve küçük ölçekli, süreç içinde yok olma tehlikesi karfl›s›nda-ki sermaye kesimi aras›nda; iii) son dönem bireysel sermayeleraras› çat›flmalardan da gözlenebilece¤i gibi, süreç içinde okkan›nalt›na gidecek gibi görülen finans kapitalin belirli bir grubuyla,program›n ve yeniden yap›lanman›n arkas›ndakiler aras›nda. Böy-le bir saptama için erken olsa dahi Mustafa Sönmez borçlar› IMFve ABD’ye yak›n kalarak çevirmek isteyen TÜS‹AD ile konsoli-dasyona yak›n duran TOBB ve müttefikleri aras›nda bir gerilimindo¤makta oldu¤unun alt›n› çizmekte. Sönmez, bir tarafta “küçükve orta sermayeyi temsil eden TOBB ve ihracatç›lar›n temsilcisiT‹M, hatta MÜS‹AD, öte tarafta ise büyük örgütlerin flah› TÜS‹-AD’›n” bulundu¤unu belirtmektedir (Sönmez, 2003a). Devletborçlar›n›n çevriminin nas›l sa¤lanaca¤› üzerine yürütülen çat›fl-ma, devletin bir stratejik alan olarak, burjuvazinin farkl› fraksi-yonlar›n›n farkl› taktiklerinin mücadelesine nas›l konu oldu¤u-nun iyi bir örne¤idir. Fakat bütün bu vurgulad›¤›m›z çeliflkiler,bizi çeliflkilerin ampirik ço¤ullu¤u düflüncesine götürmemelidir.

Kriz süreci iktidar blo¤una destek veren küçük köylülük veküçük burjuvazinin var olan durumunu da etkileyecektir.61 Çün-kü bu yeniden yap›lanma süreci tar›m kesiminde mülkiyet iliflki-lerinin yeniden dönüflümünü hedeflemekte ve küçük burjuvazi-nin devlet içindeki kazan›lm›fl haklar›n› törpülemektedir. Peki

60 Sönmez son dö-nemde bankas› ka-panan ya da el de-¤ifltiren ve krizdezay›flayan sermayegruplar› ile IMF re-formlar›n› sahiple-nen, oyunun d›fl›nadüflenlerin ya damallar›na el koyu-lanlar›n mallar›nagöz dikenler aras›n-daki saflaflmayadikkat çekiyor. Bukamp›n bir yan›ndaDo¤an Medya Gru-bu ve onlarla ortakhareket eden ‹flBankas›, Koç Gru-bu, Sabanc› Grubuve TÜS‹AD’a hâkimolan di¤er gruplar di-¤er yanda temeldeKaramehmet, Top-rak, Dinç Bilgin’i hi-maye eden TurgayCiner ve Star grubu-nun yer ald›¤›n› be-lirtmekte. (Sönmez,2003b: 24-25).

61 Buradan küçük köy-lülük ve küçük bur-juvazinin yekparebir blok olarak ikti-dar blo¤unu des-tekledi¤i sonucunava r › lmama l › d › r .1980 sonras› hü-kümette olan sa¤partiler (ANAP veDYP) toplumsal ta-ban olarak küçükköylülü¤ün a¤›rl›kl›oldu¤u co¤rafyadanönemli bir destekald›lar. Özellikle kü-çük köylülü¤ün,burjuvazinin hege-monyas› alt›na al›n-mas› ve destekleyi-ci s›n›f olarak ör-gütlenmesi Türkiyegibi bir “köylü kale-si”nde özel olarakönemlidir. Bu des-te¤in sa¤lanmas›n-da her zamanönemli olmufl olanküçük köylülü¤e yö-nelik maddi taviz-lerden art›k vazge-çilmektedir.

87Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 34: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

bütün bu süreçte “burjuvazinin mezar kaz›c›lar›”na ne olacakt›r?fiimdilik iflçi s›n›f›n›n küllerinden do¤du¤una dair bir iflaret yok.

Ama unutmamak gerekiyor ki kriz ve yeniden yap›lanma süre-ci do¤as› gere¤i aç›k uçlu bir süreçtir. Ekonomik krizler do¤ru-dan siyasi krizlere yol açmasalar da, siyasetin dönüflümündeönemli köfle tafllar›d›r ve s›n›f mücadelesini koflulland›rd›klar› vesiyasi krizin do¤uflunda rol oynad›klar› derece önemlidirler (Jes-sop, 1984: 90). Ak›ldan ç›kar›lmamas› gereken bir di¤er nokta dafludur: Marx’›n belirtti¤i gibi iktisadi kriz anlar› sermayenin “kar-defl katli” dönemidir; ama ekonomik kriz anlar› politik kriz an›ile örtüfltü¤ünde, sermayenin ve onun ba¤lafl›¤› di¤er s›n›f ve ke-simler için, bir bütün olarak iflçi s›n›f› karfl›s›nda kardefllik ba¤la-r›n›n fark›na varma çanlar› çalar. Kriz bütün toplumsal s›n›flararas›ndaki “farkl›l›k içindeki birli¤i” a盤a ç›kar›r. ‹flte o an gel-di¤inde, sermayenin üzerine gözü gibi titredi¤i sözde ekonomi vesiyaset ayr›m› ya da burjuva demokrasisinin herkesi eflit olaraktemsil etti¤i gibi iyi zaman dostlar› zarifçe kap›n›n d›fl›na ç›kar›-l›rlar ve içeriye bütün ihtiflam ve kuvvetiyle sadece tüm toplum-sal kesimleri kendi köklerinden ve ba¤lar›ndan koparmakla kal-mayan, ayn› zamanda teker teker her toplumsal s›n›fa ait olduk-lar› yerleri de gösteren “sermayenin demir yumru¤u” davet edi-lir. Marx’›n belirtti¤i gibi “Zor, yeni bir topluma gebe her eskitoplumun ebesidir. Zor, kendisi, bir ekonomik güçtür” (Marx,1978: 770). Ve, “tarihsel gerçek odur ki borç krizleri, özellikle dedevletlerin borç krizleri, her zaman siyasi olarak çözülmüfltür(Ar›n, 1997: 50).

SonuçBu yaz›da Poulantzas’›n devletin ne s›n›f mücadelesinin üze-

rinde duran bir özne ne de basitçe s›n›flar›n arac› olan bir nesneolmad›¤›, bir iliflki, s›n›flararas› mücadelenin bir flekillenmesi ol-du¤unun alt› çizildi. Ayn› zamanda sermaye hareketinin de, birfley, bir muhasebe kayd› de¤il, gitti¤i yeri dönüfltüren bir toplum-sal iktidar iliflkisi oldu¤unun alt› çizildi. Bu iki vurgudan hareket-le teorik bölümde ve Türkiye’de devlet ve s›n›flar›n iliflkisine da-ir flu vurgular ön plana ç›kar›lmaya çal›fl›ld›:

1-) Devletin kendisi kendi mant›¤›na sahip bir özne ya da hâ-kim s›n›f›n basitçe arac› olan bir nesne de¤ildir. Devlet s›n›flararas› iktidar iliflkisinin bir biçimlenmesidir.

2-) Sermaye hareketlerinin kendisi de (do¤rudan yabanc› ya-t›r›m ya da k›sa süreli sermaye hareketi biçiminde) dönüfltürücü

88 Zafer Y›lmaz

Page 35: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

bir toplumsal iliflkidir. Bu toplumsal iliflki siyasal ifadesini ayn›zamanda misafir ülkenin iktidar blo¤u içinde de (ya do¤rudan yada yerel sermaye ile aras›ndaki eklemlenme vas›tas› ile) bulur.

Buradan hareketle de yaz›n›n Türkiye üzerine olan k›sm›ndaise bu yaz›n›n s›n›rlar› dahilinde afla¤›daki vurgularda bulunul-du. Fakat belirtmek gerekiyor ki, bu vurgular›n her birinin buyaz›n›n s›n›rlar› d›fl›nda da gelifltirilmeye ve ele al›nmaya ihtiyac›bulunmaktad›r. Bu nedenle temel ipuçlar›n› verdi¤imiz bu çerçe-venin gelifltirilmesi gereken k›s›mlar›n› da belirtece¤iz. Türki-ye’de devlet ve sosyal s›n›flar iliflkisinin analizinde üzerine gidil-mesi gereken temel noktalar›n flunlar olu¤unu düflünüyoruz:

1-) Türkiye’de uluslararas› finans sermayesi ile yerel finanskapital aras›nda özgül bir eklemlenme gerçekleflmifltir.

2-) Bu eklemlenme ifadesini hem Türkiye’deki iktidar blo¤u-nun yap›lanmas› içinde hem de hâkim s›n›flar aras› çeliflkide bul-maktad›r. Uluslararas› sermayenin ç›karlar› do¤rudan iktidarblo¤u içinde ve Türk sermayesi içinde temsil edilmektedir. Bunoktada bu temsil iliflkisinin somut mekanizmalar›n›n daha fazlamercek alt›na yat›r›lmas› ve TÜS‹AD, TOBB, MÜS‹AD gibi ser-maye çevrelerinin ele ald›¤›m›z kesimler ile iliflkilerinin araflt›r›l-mas› ve bu kurulufllarda örgütlenen sermaye çevrelerinin uluslararas› finans sermayesi ile iliflkilerinin daha detayl› bir biçimde or-taya konmas› gerekmektedir

3-) Bu özgül ba¤lanma arac›l›¤›yla ve IMF ve DB gibi ulusla-raras› kurulufllar dolay›m›yla, üretim iliflkilerinin hâkim biçimiTürkiye’de üretilmekte ve yerlefltirilmektedir. Yine bu noktadabu kurulufllar›n bu hâkim biçimin yap›sal uyum ve istikrar prog-ramlar› arac›l›¤›yla nas›l yerlefltirdi¤inin daha fazla aç›lmas› ge-rekmektedir.

4-) Bu yeniden yap›lanma ve kriz süresi ayn› zamanda top-lumsal üretim iliflkilerinin ve onun bir veçhesi olan siyasal›n biçi-minin yeniden yap›lanmas› sürecidir. Siyasal›n biçiminin yenidenyap›lanmas› do¤rultusunda devlet ayg›tlar› aras› iliflkiler de yeni-den düzenlenmektedir. Ekonomi yönetiminde izole edilmifl, pa-ralel iktidar a¤lar› (üst kurullar) öne ç›kmaktad›r. Bu noktada dayukar›da ele ald›¤›m›z çerçevede a盤a ç›kan kurumsal de¤iflik-liklerin iflleyifl tarz›n›n mercek alt›na al›nmas› gerekmektedir.

5-) Özellikle ekonomi yönetiminde ifadesini bulan bir otori-terleflme e¤ilimi62 a盤a ç›kmaktad›r. Kriz sürecinde hâkim ve hâ-kimiyet alt›ndaki s›n›flar aras› iliflkilerin de içinde bulundu¤u veyönünü tam olarak flimdiden kestirmemizin mümkün olmad›¤›,

62 Bu otoriterleflmee¤iliminin sadeceekonomi yönetimiile s›n›rl› kald›¤›n›belirtmek eksik ola-cakt›r. Yüretmeninkarar alma an›ndadaha da öne ç›kma-s›, ya da son dö-nemdeki hapishaneuygulamalar› bizimburada ele almad›-¤›m›z otoriterleflmee¤ilimlerinin önemliayaklar›d›r. Poulant-zas da bu konuyues geçmemekte ve“Yeni bask›, salt“simgesel” olma-yan ve özgürlüklerins›n›rland›r›lmas›,elektronik fiflleme,bireylerin haklar›n›nzay›flamas›, bundanböyle organik bir bi-çimde birbirlerineba¤l› olan polis veyarg› ayg›tlar›n›n ye-niden kurulmas›, fi-ziksel güce dayal›ve titiz bir denetimgibi de¤iflik biçimleralt›na ortaya ç›kanapaç›k bir fliddetebaflvurmakta” de-mektedir (Poulant-zas, 1979:43).

89Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 36: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

ifadesini siyasal partiler ve seçmen tabanlar› iliflkisinde bulan ge-rilimle bir arada düflünüldü¤ünde Otoriter bir devlet biçimi Tür-kiye’de siyasal›n ileride alaca¤› biçim hususunda ihtimaller aras›-na girmektedir. Bu noktada son dönem devlet ayg›t›ndaki ve dev-let ve sosyal s›n›flar ars›ndaki geliflmelerle Poulantzas’›n son ese-rinde oluflmakta oldu¤unu tespit etti¤i, Otoriter Devletçilik’e yolaçan geliflmeler aras›ndaki kimi benzerlikler dikkat çekicidir. 63

Son olarak, alt›n›n çizilmesi gereken bir nokta daha var. Bu-gün Türkiye’de devlet, sermaye birikimindeki özgül rolünden(bu rolün ald›¤› özgül biçimden) dolay›, toplumsal üretim iliflki-lerinin yeniden düzenlenmesinde belki de merkezi olarak görü-lebilecek bir konumdad›r. Bu, sermaye çevreleri için hem iyi hemde kötüdür. Bir yandan devletin ekonomideki ve sermayenin ye-niden üretilmesindeki bu varolufl biçimi, sermaye birikimininsürdürülmesi ve derinde yatan kâr oranlar›n› düflüflü krizinin çö-zülmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir. Di¤er taraftan ise, devletinbu rolünün kendisi siyasal ve iktisadi krizin yo¤unlaflmas›n›nönemli bir nedeni haline gelmifltir. Devletin sermaye birikimindebu rolü, bugün Türkiye’de yeniden yap›lanma sürecinde yo¤un-laflan çeliflkinin bir bütün olarak sermaye ve emek aras›nda de¤ilde, bu yeniden yap›lanma do¤rultusunda önemli ad›mlar atanhükümet ve ona oy veren toplumsal kesimler aras›ndaki bir çelifl-ki gibi yaflanmas›nda önemli bir role sahiptir. Fakat, yine tam daaç›klad›¤›m›z bu konumdan dolay›d›r ki devlet, çeliflkilerin biryo¤unlaflma alan›d›r.

Yukar›da ele ald›¤›m›z eklemlenme bir nevi Türkiye’dekitoplumsal s›n›flar üzerinden ve içinden at›lm›fl bir Gordion dü-¤ümüdür. Dü¤ümün bir taraf›nda uluslararas› finans sermayesi,öte taraf›nda Türkiye’deki finans kapital var. Türkiye’de sürdü-rülemez duruma gelen iç borçlar› göz önüne ald›ktan sonra, sor-mak gerekir: Bu gordion dü¤ümü böyle bir a¤›rl›¤a dayan›r m›?Elbette dayanmaz. Daha flimdiden dü¤ümü bir o yana bir bu ya-na çeken “öküzler” azalan yem oran›ndan dolay› homurdanma-ya bafllad›lar. Ve onlar biliyorlar ki, ‹skenderin k›l›c› bu gordiondü¤ümünü art›k çekilemez hale geldi¤inde ve çekmek de bir fay-da getirmedi¤i anda kesecek. Evet bu dü¤üm kesilecek ama yinede sormak gerekir: ‹skenderin k›l›c› dü¤ümü keserken kiminboynuna inecek?n

63 Ama alt› çizilerekbelirtilmelidir ki si-yasal›n alaca¤› bi-çim konusunda eli-mizdeki veriler, bi-ze e¤ilimler konu-sunda sadece ipuç-lar› sa¤larlar. Çün-kü siyasal›n alaca-¤› biçim toplumsalüretim iliflkilerininiçinde bulundu¤utarihsel koflullar ta-raf›ndan koflullan-d›r›lm›fl s›n›f müca-delesine ve siyasa-l›n o anki biçimines›k› s›k›ya ba¤›ml›-d›r. Yazar›n Po-ulantzas’›n 1970sonlar› kapitalistdevletin merkez ül-kelerde almakta ol-du¤u biçime dairöngörülerini Türki-ye’ye yamamak gi-bi bir derdi yoktur.

90 Zafer Y›lmaz

Page 37: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

KaynakçaAlthusser, L. (1969) For Marx, Penguin Press, London Alt›ok, M. (2002) “Yeni Liberal ‹stikrar ve Yap›salUyum Programlar› : Türkiye Ekonomisinde SermayeBirikimi ve Kriz”, Praksis 5

Anderson, P. (1982) Bat›da Sol Düflünce, çev. B. Aksoy,‹stanbul : BirikimAr›n, T. (1997) “Türkiye’de ve Dünya’da Borçluluk veBorç Krizi”, ‹ktisat, Ocak.Ataay, F. (2002) “Türkiye’de Neo-liberalizm ve Parla-menter Siyasetin Krizi”, Praksis, 5Bieler, A. ve A. D. Morton (2001) “Globalization, theState and Resistance: A ‘Critical Economy’ Engagementwith Open Marxism”, Paper presented at the 26th annu-al conference of the British International Studces Associ-ation, Edinburgh, 17-19 December.Bonefeld, W., A. Brown ve P. Burnham (1995) A Ma-jor Crisis? The Politics of Economic Policy in Britain inthe 1990’s, Aldershout: Dartmouth.Boratav, K. (1994) “Devleti Küçültme Süreci AvantaMekanizmas›na Dönüfltü”, ‹ktisat, Ocak.Boratav, K. (2001) “2000/2001 Krizinde Sermaye Hare-ketleri”, Mülkiye, Cilt 25, 230 Boratav, K. (1998) “2000’e Do¤ru Türkiye’de Popü-lizm” Mürekkep,10-11Brenner, R. (1998) “Dünya Kapitalizminin YaklaflanKrizi: Neo-liberalizmden Buhrana m›?”, (çev) P›nar Be-dirhano¤lu, Birikim

Burnham, P. (1999) “States, Markets and Labour: In-ternational Political Economy and Marxian Methodo-logies”, Paper presented to the Workshop on HistoricalMaterialism and Globalisation, University of Warwick,15-17 April.Burnham, P. (2000) “Globalization, Depoliticizationand Modern Economic Management”, Bonefeld, W. vePsychopedis, L. (der.), The Politics of Change: Globali-zation, Ideology and Critique, Palgrave Burnham (1990) The Political Economy of Post-warReconstruction, London, Macmillan Carnoy, M. (1984), The State and Political Theory, Prin-ceton.Cizre-Sakall›o¤lu, Ü. ve E. Yeldan (2000) “Politics, So-ciety and Financial Liberalization, Turkey in the1990’s”, Development and Change, 31.Clarke, S. (1991) “Marxism, Sociology and Poulantzas’sTheory of State”, Clarke, S. (der.), The State Debate,New York: St Martin’s.Cox, R. (1987) Production, Power and the World Order,New York: Columbia University.Çelik, S.K. (2001) “Tarihsel Materyalizmi Yeniden Dü-flünmek:Aç›k Marksizm, ‹liflkisel Yaklafl›m ve Praksis”,Praksis, 1

Çoban, A. (2002) “Küreselleflmeye Karfl› Olmak: Ola-naklar ve S›n›rl›l›klar”, Praksis, 7 Dönmez, Z. (2002) Üst Kurullar, Kamu Yönetimi Dün-yas›, 10.Durmaz, N. (2000) Yabanc› Kurumsal Yat›r›mc›lar›n‹MKB’deki Rolü,‹ktisat Dergisi, 400 Ercan, F. (2000) “Kapitalizm-Küreselleflme ve Kalk›n-ma Tart›flmalar› Aç›s›ndan Devlet: Elefltirel Önermeler-1”, ‹ktisat, A¤ustosErcan, F.(2000) “Küreselleflme Sürecindeki Yerellikler:Homojenleflme ve Farkl›laflma/Güç ve Eflitsizlik ‹liflki-leri Üzerine”, Mübeccel K›ray ‹çin Yaz›lar, Ba¤lam Ercan, F. (1998) “Neoliberal Küreselleflme SürecindeTürkiye’de De¤iflen Sermaye ‹çi Bileflenler”, ‹ktisat,378.

Ercan, F. (2002) Çeliflkili Bir Süreklilik Olarak SermayeBirikimi, Praksis, 5.

Gerstein, I. (1992) “Dünya Ekonomisi ve EmperyalizmKuramlar›“, Ersoy, M. (der.) Emperyalizm, Geliflme veBa¤›ml›l›k Üzerine, Ankara: V.

Gill, S.(1993) “Neo-Liberalism and the Shift Towards aUS-centred Transnational Hegemony”, Overbeek, H.(der.), Restructuring Hegemony in the Global PoliticalEconomy: The Rise of Transnational Neo-Liberalism inthe 1980’s, London ve New York: Routledge.

Günayd›n, G. (2992) “Tar›m Sektöründe Kurullar”,Kamu Yönetimi Dünyas›, 10.

Haggard, S. ve R. Maxfield (1996) “The Political Eco-nomy of Internationalization in the DevelopingWorld”, International Organization, 50 (1).

Hirst, P. G. Thompson (2000) Küreselleflme Sorgulan›-yor, Ankara, Dost

Holloway, J. ve S. Picciotto (1978) “Introduction To-wards a Materialist Theory of the State”,

Holloway, J. ve S. Picciotto (der.), State and Capital: AMarxist Debate, Edward Arnold.

Holloway, J. ve S. Picciotto (1991) “Capital, Crises andthe State”, Simon Clarke (der), The State Debate, NewYork, St. Martin Press

Jessop B. (2001) “Küreselleflme ve Ulus Devlet, çev. Ef-kan Ala-Ahmet Alt›parmak, Türkiye Günlü¤ü, 64

Jessop, B. (1985) Nicos Poulantzas: Marxist Theory andPolitical Strategy, London: Macmillan.

Jessop, B.(1997) “Capitalism and its Future: Remarkson Regulation, Government and Governance”, Reviewof International Political Economy, 4 (3): 561-581

Karahano¤ullar›, Y. (2003) “Türkiye’de Devletin MaliKrizleri”, Praksis, 9

Köse, A. H. ve E. Yeldan (1998) “D›fla Aç›lma Sürecin-de Türkiye Ekonomisinin Dinamikleri: 1980-1997“,Toplum ve Bilim, 77.

Kubal›, D. (2002) “Bankac›l›k Düzenleme ve Denetle-

91Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi Üzerine

Page 38: Günümüz Türkiye’sinde Devlet ve Hâkim S›n›flar ‹liflkisi ...Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi kitab›nda Avusturya’l› mu-hafazakar iktisatç› Joseph Schumpeter,

me Kurumu”, Kamu Yönetimi Dünyas› Dergisi, 10.

Marx, K. (1978) Kapital cilt 1., çev. A. Bilgi, Ankara: Sol.

McMichael. P. ve D. Myhre (1991) “Global Regulati-ons vs. the Nation State: Agro-Food Systems and theNew Politics of Capital”, Capital and Class, 43: 83-105.

Miliband R. (1977) “Poulantzas ve Kapitalist Devlet”,Belge, M. (der.) Kapitalist Devlet Sorunu, çev. Y. Berk-man ‹stanbul: Birikim.

Palan R. (2000) “Recasting Political Authority: Globali-zation and the State”, Randall D. Germain (der.), Glo-balization and Its Critics, Perspectives form Political Eco-nomy, Mcmillan

Panitch, L. (1994) “Globalisation and the State”, Mili-band, R. ve L. Panitch (der.), The Socialist Register,London :The Merlin.

Panitch, L. (1999) “De¤iflen Bir Dünyada Devlet: Küre-sel Kapitalizmi Sosyal Demokratiklefltirmek mi?, ‹ktisat,392-393: 37-43.

Panitch, L. Peter Gowan ve Martin Shaw (2002) “Dev-let, Küreselleflme ve Yeni Emperyalizm”, çev. Suat Er-tüzün, Mürekkep, 19

Panitch, L., (2000)“The New Imperial State “, New LeftReview.

Poulantzas N. (1979) Classes in Contemporary Capita-lism, London: Verso.

Poulantzas, N, (1976) Political Power and Social Classes,London: Verso

Poulantzas, N. (1974) “Sosyal S›n›flar”, çev. M. Ekmek-siz, Yeni Ad›mlar, 19-20.

Poulantzas, N. (1977) “Kapitalist Devlet: Miliband veLaclau’ya Cevap”, Belge, M. ve A. Aksoy (der.), Kapita-list Devlet Sorunu, çev. Y. Berkman, ‹stanbul : Birikim.

Poulantzas, N. (1978) State, Power, and Socialism, Lon-don: Verso.

Poluantzas, N. (1979) “Partilerin Bunal›m›”, çev. Ah-met ‹nsel, Birikim, 56-57

Poulantzas, N. (1980) Faflizm ve Diktatörlük, çev Ahmet‹nsel, Belge

Poulantzas, N. (1981) Portekiz, ‹spanya ve Yunanis-tan’da Geçifl Süreci, çev. B. Y›lmaz, Belge

Poulantzas, N. (1990) “Demokratik Bir SosyalizmeDo¤ru”, çev. Hüseyin Kamil Y›ld›r›m, Birikim, 9

Savran, S. (1994) “Türkiye Kapitalizminin Krizi”, S›n›fBilinci, 15.

Savran, S. (2001) “20. Yüzy›l Türkiye’sinde S›n›f Müca-deleri ve Devlet”, Toplum ve Hekim, 16(6)

Schumpeter, J. (1974) Democracy, Socialism and Capita-lism ,London: Unwin University Books,

Sönmez, M. (2003a) “Patronlar›n Cephesinde BorçÇatla¤›”, www.ntvmsnbc.com, indirilme tarihi07/04/2003

Sönmez, M. (2003b) Filler ve Çimenler, ‹stanbul: ‹leti-flim.

Sönmez, M. (2002) 100 Göstergede Kriz ve Yoksullafl-ma, Ankara:‹letiflim

fiengül T. (2000) “Siyaset ve Mekansal Ölçek Sorunu:Yerelci Statejilerin Bir Elefltirisi” E. Ahmet Tonak (der),Küreselleflme, Ankara:‹mge,

Tilly, C. (?) Avrupa’da Devrimler 1492-1992, çev. Öz-den Ar›kan, Yeni Biny›l

Topal, A. (2002) “Küreselleflme Sürecinde Türkiye’yiAnlamaya Yarayan Bir Anahtar: Yeni

Sa¤”, Praksis, 7.

Tosun, T. (1999) Türk Parti Sisteminde Merkez Sa¤ veSolda Parçalanma, ‹stanbul: Boyut.

Tsoukalas, K. (2001) “Küreselleflme ve ‹cra Komitesi:Ça¤dafl Kapitalist Devlet Üzerine Düflünceler”, Mürek-kep, 17: 84-97.

Türel O. (2001) Emek Politikalar› Sempozyumu, Anka-ra: TMMOB.

Weiss, L. (1997) “Globalisation and the Myth of thePowerless State”, New Left Review.

Wood, E.M. (1990) “Unhappy Families: Global Capita-lism in a World of Nation States”, Monthly Review, 51(3), 1-12.

Wood, E.M. (1995) Democracy Against Capitalism,Cambridge: Cambridge University.

Wood,E.M. (1992) S›n›ftan Kaç›fl, çev. fiükrü Alpagut,‹stanbul: Ak›fl.

Yalman, G. (1997 “Bourgeoisie and the State: ChangingForms of Interest Representation within the Context ofEconomic Crises and Structural Adjustment: Turkeyduring the 1980s”, Bas›lmam›fl Doktora Tezi, Manches-ter, Manchester School of Social Sciences (Develop-ment Studies),

Yalman, G. (2002) “Tarihsel Bir Perspektiften Türki-ye’de Devlet ve Burjuvazi Rölativist Bir Paradigma m›Hegemonya Stratejisi mi?”, Praksis 5

Yeldan, E. (2001a) Küreselleflme Sürecinde Türkiye Eko-nomisi, ‹stanbul: ‹letiflim.

Yeldan, E. (2001b) Emek Politikalar› Sempozyumu, An-kara: TMMOB

Yeldan, E. (2002a) “Neoliberal Küreselleflme ‹deolojisi-nin Kalk›nma Söylemi Üzerine De¤erlendirmeler”,Praksis 7

Yeldan, E. (2002b) “‹stikrar, kimin için? Kriz idaresiüzerine de¤erlendirmeler, www. bagimsizsosyalbilimci-ler.org

Y›ld›z, A. (2002) Kapitalist Devleti Anlamak, ‹stanbul:Ayk›r›.

Y›ld›zo¤lu, E. (2001) Gelece¤e Dönüfl, Tabipler Odas›Dergisi, Temmuz.

92 Zafer Y›lmaz