gazoz kapağı

45

Upload: jan-pacal

Post on 24-Mar-2016

264 views

Category:

Documents


11 download

DESCRIPTION

Rock Fanzin

TRANSCRIPT

Page 1: gazoz kapağı

GERÇEKILARÖZGÜ

EGONUYE

KIRMIZIFALLENİLKİM QUALENEMRATTLESNAKEMAVİ SAKALSALTUKAPTÜLİKAPTÜLİKAKRAMPEHL İ KEYFOBJEKTİFKESME ŞEKERANDARKAN

İSLAMİ

METAL

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 2: gazoz kapağı

?NEYİZBİZ

AYDİLGE

KİLİTLİ

KALMA

BLACK TOOTHASIM CANÇİN SEDDİALEV,DR.SKULLBUKET DORANDEVİLDEVİLNEKROPSİKRONİKTEGUİLAWIHSKYÇİN SEDDİPANZEHİR

BEYNİ

BAKİRE

YARATAN VE UNUTANIN ADIYLAYıl: 1 Sayı: 4

Page 3: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 4: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 5: gazoz kapağı

Dilay Özge

HEY SİZYıl: 1 Sayı: 4

yüzü silik silüetler korosuşimdi zamanın bile hatırlamadığıeşref saatlerinde buluşurduk

kaçınız dokunabildiniz ki düşlerimeya da hanginizdi ruh elçisi

sarılınca büyür müydü dünyamızyada öpseniz geçeyada öpseniz geçer miydi yalnızlıkhiç durup düşündünüz mü sizkaç rutubetli odada seviştiğinizi

hiç daha derine süzülmeyi istediniz mibakarken ama göremezken ileriyibelki bir bahar bahçesi yeşilliğindedüşler toplamak istemez miydinizkaçınızın tarihi geçmiş acıları vardıkaçınızın tarihi geçmiş acıları vardıyada hanginizdiniz tövbeler bozan

hepinize dokunmuştu gözbebeklerimhepinizi görmüştüm o karanlıkta

ve hepinizi anlamıştım oysakiminiz intihara meyilliydiniz

kiminiz çoktan teslim olmuştunuztopyekün umarsız hayatlardınıztopyekün umarsız hayatlardınızhiç söylemedim, soramazdınızhiç ağlamadım, duyamazdınız

ucuz bir şarabın son yudumu gibiacı bir tat bıraktınız dimağımda

hey sizşimdi uzaklarıma bile uzak kalanmaskesi düşmüş gölgelemaskesi düşmüş gölgeler güruhuhiç durup sordunuz mu kendinize

bunca yorgunluğun sebebinihiç gördünüz mü benim sizde gördüklerimi

hiç duydunuz mu içinizdeki çığlıklarıhiç acıdınız mı birine yada kendinize...

benim size acıdığım gibikaçınız aynı sahneyi defalakaçınız aynı sahneyi defalarca oynadıkaçınız sonraki sufleyi beklemedendönüp yüzünü haykırabildi dünyayahanginiz başa çıkabildi orjinaliyle

ve hanginizdi asıl olabilen...hey siz

şimdi uzaklarıma göç edenartakalmış yaşamlaartakalmış yaşamlar sürüsü

hey sizgerçek miydiniz?

hey sizsiz kimdiniz?

Page 6: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Yüzyılların ağırlığını taşıyan zırhımın içinde içim soğukMiğferimin içinde çok büyük bir boşluk

Kılıcım ve kalkanım artık yeter der gibi küskünHani oynadığımız bir oyun vardı tanrı ve şeytan arasında kalıp

Hani çok büyük bir savaş vardı ışığın gölgesindeİçim soğuk dışımı donduruyor artık

YYaşamın anlamına tutunmaktı her adımVe her adımda yontulmuş ruhlar ordusuyla ağır ağır

Ve hep sancıyor zamanın yaralarıAkan kanımız bitse de damarlarımızda rahatlasak diyor savaşçı

Yorgun ki ne yorgunVe de o kadar güçlü ki kendi hayatını gırtlaklıyor çelik parmakları

İstila edilmiş ruhların ülkesinde tüneyecek bir bulut aramakta şimdi kadim savaşçılakadim savaşçılar Kendilerine de küsecekler az kalmış

Eskiden dayatmaların üzerinde sallarlarken kılıçlarını geriye ne kalmış İhanetin kızılına bulanıp ak ananın can sütüyle

yeniden nefes alırken Çekilen ıstırap cezamıydı, soruyor şimdisavaşçılar Zaten çok azdılar

Azap nehirlerinde uçan gazap kuşları gibiYeniden can bulamadan savrulmuş küllerin ey

zümrüdü anka kuşu zümrüdü anka kuşu Savaşçılara bir neden daha ver ki

Canları çıkarken yeniden şerefle gömülsün bedenleriGururla gelen savaşçılar onurla gitmek ister ey tanrı

Bir elini toprağa basıp diğerini göğe kaldıran ışık savaşçıları...

Terk edilmiş ışığın çocukları

ANARŞİİR

Jan Paçal

Page 7: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Aptülika, Aptüll, Abdülkadir Elçioğlu; Dinozor, Solcu, Tutucu, İlerici, Atatürkçü,

Metalci, Rocker, Milliyetçi, Sanatçı, Yazar, Karikatürist, Ressam ya da komünist … Daha çok Aptülika rumuzuyla tanıdığımız kişi acaba

bu kimliklerden hangisine daha yakın? bu kimliklerden hangisine daha yakın? Siyasi kimliği bir yana; sanırım hepimizin

üzerinde mutabık kalacağı gerçek; O'nun........... "Rock'n'Roll kültürünün

karikatüristi".............. olduğudur.

Abdülkadir Elçioğlu, nam-ı diğer Aptülika, 80’li yılların başında Gırgır’ın Çiçeği Burnunda köşesinde karikatürleri Burnunda köşesinde karikatürleri

yayımlanan, zamanla düzenli olarak hemen her hafta arka sayfada

karikatürleri çıkan, sonunda 86 sonu-87 başı gibi iç sayfalarda kendi köşesine kendi şahsına özgü bir çizim tarzı olan

bir karikatüristt.

Grup Perişan, bilindiği üzere, aynı evde Grup Perişan, bilindiği üzere, aynı evde yaşayan üç üniversiteli gencin başından geçenlerin anlatıldığı çizgi bantlardan oluşan bir köşe. Temel karakterler,

metalci olan Laçka Mazhar (ki muhtemelen en popüler olan da o), entellektüelliği vurgulanan Soyut Şadi ve taşradan

İstanbul’a gelmiş olan Mikrop Danyal. İstanbul’a gelmiş olan Mikrop Danyal. Onlar dışında, Mazhar’ın bazı maceralardaki sevgilisi Narten,

Ev sahibi, onun oğlu Punkçı Çivi Kafa, Oky’nin de zaman zaman çizdiği Keçe,

Kedi Levo vb karakterler de hikayelere renk katıyorlar.

Aptülika yer yer didaktizme varan bir mizah yapmıştıbir mizah yapmıştır. Memleketteki tezatlıkları sergilemekten hoşlanıyor. Metalcileri yabancı özentisi oldukları için döven magandaların üzerinde

Levi’s tişörtler göze çarpıyor, üniversiteli gençler birilerinden dayak yiyip mağdur

durumda olsalar da polis onları suçluyordu. Fakat karakterlerini sadece mevcut düzeni eleştirmek için, bütünüyle mükemmel kişilikler olarak kullanmıyor Aptülika. Onlar üzerinden rocker’lıkla, entellektüellikle de dalga geçmesini biliyobiliyor. Soyut’un “o kitap şimdi çok moda. Ben modası geçmeden okumam” gibi söylemleri güldürü unsuru olarak kullanılabiliyor. Bunları yaparken de

kendini tekrara düştüğü oluyor. Yine de okurken tebessüm etmekten alamazdı kendini okur.80’li yıllarda rock-metal Türkiyede altın çağını yaşarken heryerde bir grup konser haberi olduğunda köşesinde yazar ve bu coşkulu kitleyi buluştururdu

APTÜLİKA

Page 8: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

1984 yılında İstanbullu üç arkadaş tarafından kuruldu Kramp.

Grup ilk zamanlarda kendi besteleriyle Büyük Çekmece’de çalmaya başladı.

1986’dan itibaren kaydettikleri parçaları yer altı piyasasına sundu. Demolar sayesinde sundu. Demolar sayesinde İstanbul’da kendilerine has

bir dinleyici kitlesine ulaştılar .Ayrıca bu demolardaki “Kimse Yokken” – Lan N’ Oldu, “Onlarla ve Kanatlarım Olsa” – İstanbul

Sokakları albümünde tekrar yerini almıştıalmıştır. Enstrümantal parçalarının da tekrar kayıda girmesi , onları sahnede

dinleyenleri epey heyecanlandırmış olsa gerek .Krampla ilgili bir de küçük bir anı var kayıtlarda ;

Dönemin TRT Denetim kuruluyla . “İlk Aşkım” parçaları okulda geçen bir aşkı anlatan dizide çalmaya başlayınca . Şarkı apar topar kaldırılıyor . Daha sonra Şarkı apar topar kaldırılıyor . Daha sonra İngilizce parçası “ Heart Wants To Rock” denetimden hiç zorlanmadan geçmiş ve

TRT’deki programlarda jenerik müziği olmuştu .1993’de ilk şirket albümleri “Püf Püf”ü Şahin Plaktan çıkardılar. Ne yazık ki plak şirketinin albümü kullanılmış kasetlere basmasıyla şirket değiştirip, 1996 yılında “Lan Ndeğiştirip, 1996 yılında “Lan N’ Oldu” adıyla

yeniden karşımızdaydı. Aynı isimli parçaya klip çekildi.Unutmadan söylemek gerek ;

Lan N’oldu” nun sözlerinde Ahmed Arif ve Nazım Hikmet’in şiirlerine de göndermeler var.

Duygusal bir atmosferde başlayan şarkı Kramp’a özgün yorumla kendi sınırını buluyor .

Grup beraberken , Erkin Koray ve Cem Karaca’yla Grup beraberken , Erkin Koray ve Cem Karaca’yla beraber çalıştı . Karaca’nın Almanya dönüşünde

turnesine dahil oldular.İkinci albümleri “İstanbul Sokakları’nı” 98 yılında

çıkardı.Daha önce Erkin Koray’ın söylediği Nuri Kurtcebe’ye ait olan “ Tek Başına ” parçasının yorumu büyük beğeni aldı.

Grup son albümlerinden sonra dağılmış ve Grup son albümlerinden sonra dağılmış ve zaman zaman toparlanmayı denemişse de ,

şu an için dağınık durumdadır.Kramp , müzik dünyasına “Türkiye’de Rock Müzik Türkçe Olur Mu , Olmaz Mı ? ”

tartışmasının yapıldığı zamanda katılmıştı . Yaptıkları çalışmalar ve çıkarttıkları albümlerle

bu soruya verdikleri cevap gayet net.bu soruya verdikleri cevap gayet net.Erkin Koray,Cem Karaca ,Moğollar ve diğer Türk Rock gruplarından aldıkları yeri devam ettirip ve “Hard Rock” tarzında kendilerini

ilklere yerleştirdiler.

Page 9: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4ilkim Oulanem, Türkiyedeki ilk ve tek kişilik bayan black metal

projesidir. ilkim Oulanem, 2005 yılında

bass-vokal olarak saf black metal grubu MESSERSHMIT'i kurdu. Devamında BEYONDDevamında BEYOND THE WALL isimli ilk demo çıkarıldı ve sadece 20 kopya basıldı. demonun ardından Ankara'lı black metal grubu SHELTERSIEGE ile birlikte SPLIT WAY OF LIFE isimli split albüm piyasaya sürüldü. bu albümden son gözyaşları ve albümden son gözyaşları ve history write with war isimli

2 parça yoğun ilgi gördü. Albümden sonra gruba session elemanların girmesiyle Ankara ve Aydın'da konserlere çıkıldı. ilkim oulanem 2008 yılında 2 parçalık kişisel bir demo çıkardı.demo çıkardı. THE ALARM isimli bu demo; parçalar, sözler, vokaller ve tüm enstruman

performansların tamamen ilkim Oulanem'e ait olması nedeniyle oldukça ilgi çekti ve beğeni topladı. bunun devamında Oulanem, MESSERSHMIMESSERSHMIT isimine son vererek kayıtlarını ve ürünlerini tek başına üretmeye karar verdi. Şu anda ilkim OULANEM, 3 yeni parçadan oluşan 2. E.P 'İBLİSBİLİM' ve aynı zamanda ABD'li grup

DEMONIC HOLOCAUST çıkaracağı split albüm için çalışmalarını split albüm için çalışmalarını

tamamlamıştır.

Split albüm LEJION OF THE BLACK ICES FIRES,

mayıs ayının ilk haftasından itibaren Türkiye ve

Amerika Birleşik Devletler’den piyasaya sürülecektir.

İLKİM

Page 10: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Türkiye de "boyalı kuş" olmak nasıl bir duygu?Çok fazla iyi ve kötü yanı var ama bu projeyi türkiye’de hayata geçirmiş olmak sandığımdan çok daha değerli. Bunun dışında çocukluktan çıkıp kendimi insanların arasında ilk bulduğumdan beri bunu yaşıyorum. Bazen hüzünlendiğim doğru ama darbeler üst üste geldiğinde hüzünlenmek bir işe yaramıyor. Durup insanları izlediğimde bana karşı olan her saldırılarında kendi zayıflıklarını benim üzerime attıklarını gördüm. Sonra da onların zayıflıklarıyla uğraşmamayı.. çoğu insan ve onların basit vaçoğu insan ve onların basit varoluşları benim için boyalı bir kukladan ibaret. Ben eleştirmektense gereken çağrıyı göndermekle tatmin oluyorum.

Metalik özgürlüğü tanımlayabilir misin?Özgürlük tek kişik bir terimdir bana göre.. metal dediğimiz müzik içinde saldırganlık, karşı çıkma ve kaos barındırsa da aslında çok fazla müzikal ve felsefi kurala dayanan bir doktrindir. Bu kuralların dışına çıkmamak gerekir bu da yaratılan müziğin özgürlüğünün kısıtlanması demektir. Sanırım metalik özgürlük ya hiçbir etki kalmadan bir müzik yaratmak ve bunu insanlara sunmadan, yaratıcısı olarak keyfini sürmek ya da büyük bisunmadan, yaratıcısı olarak keyfini sürmek ya da büyük bir inanışa kalabalığın ortasında tek başına karşı çıkmak, çıkabilmek oluyor..

Hedef ve amacın nedir?Black metal’in türkiye’de hakettiği yerde anılması için çaba göstermek, iyi müzik yaparak ruhumu tatmin etmek, yaptığım müziğin felsefesini her daim hissetmek ve dinleyicilerime de hissettirmek tabi ki.

Parça sözlerin hedefe ulaşıyor mu ? Kısaca ne anlatmak çabasındasın?Evet hedefe ulaşıyoEvet hedefe ulaşıyor. Ben kendi parçalarımı dinlerken içimdeki sesi dinliyorum. Bunun dışında yaptığım müzik insanlara sunulduğu zaman benim için önemli olan; çoğu şeyi türkiye’de başarmak. Bunda türkçe sözler kullanmanın etkisi büyük. Sözler, varoluşa benim baktığım açıdan yani yukardan bakan birisi için ideal, kafasını yukarı kaldırıp görmeye çabalayanlar için değil..

0UALENEM

Page 11: gazoz kapağı

Dilay Özge

Yıl: 1 Sayı: 4

Kırmızı grubun vokali ve sözcüsü İdil Çağatay sorularımızı yanıtladı.

Biz ve bizim gibi olanlara Işık Savaşçıları diyoruz. Sizin de grup içinde benzer bir savaşınız ya da bir manifestonuz varmı?

Yani açıkçası şu anki şartlara bakarsak kesinlikle bibir savaş söz konusu. Özellikle kadınların ikinci planda olduğu bir toplumda , kadın olarak ve müzisyen olarak varolabilme çabası bence çok büyük bir savaştır. Ciddi bir müzik kirliliği var.

Heavy metal dışlanmış bir tür ve siz bayan olarak müziğin içerisindesiniz. Bunun mücadelesini vermek çok daha zor olmalı.

Bi Bir kere zaten çok erkil, gerçekten maskülen bir müzik ve bunu bir kadın icra ettiği zaman insanlar ciddi anlamda önyargıyla bakıyor.

Ama kırmızının da maskülen bir duruşu var değil mi?

Belki maskülen de denilebilir dışarıdan bakıldığında daha ziyade savaşçı bir duruşu var. Hepimiz çünkü karakter olarak savaşçıyız. Hayatın bibir çok alanında savaşmış ve savaşacak insanlarız. Standart kadın olgusuna bakıldığında böyle gözüküyor.

Peki Heavy metal sahnesinde kadın olarak yer edinebilmek bu kadar zorken, kendinizi nasıl kabul ettirebileceksiniz? Bu müzik türünde neyi değiştirmeyi hayal ediyorsunuz?

Öncelikle ortaya iyi bir şeyler koymak bizim amacımız. Sonra değişim kendi kendine başlayacaktıamacımız. Sonra değişim kendi kendine başlayacaktır. Çünkü ortada gerçekten çok kötü işler var ve insanların seçme şansı yok. Hem iyi hem kötüyü görürlerse o zaman bir kıyas yapma imkanları olur.

Açıkçası bizi güçlü kılacak tek şey işimizi iyi yapmak. Eğer ortada bir şey yoksa istediğiniz kadar örgütlenin. Ama tabi ki böyle bir zincirin olması, insanların fikren ve kalben birbirine destek olması, cesakalben birbirine destek olması, cesaret ve umut verici. Birçok müzisyenim diye ortalıkta dolaşan kadın yada erkek görüyoruz. Bu sıfatı sadece kendilerine popülerlik yaratmak için kullanıyorlar ama müziğin bununla hiç bir alakası yok.

KIRMIZI

ATEŞ AŞK VE

CESARET

Page 12: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

KRMZKIRMIZI ,2005 yılında kırmızı karakterli dört kadın müzisyenin fikir ve hayalgüçlerini birlestirmesinden doğdu. Grup üyelerinin farklı projelerdeki deneyimleri,müzikal geçmisleri ve önemli hocalardan aldıkları eğitimleri

grubun çizgisinin olusmasında önemli bir rol oynadı. İlk olarak beste çalışsmalarıyla hayata geçirilen KIRMIZI projesi uzun bir

stüdyo asamasından sonra cover çalışmalarıyla çesitli organizasyonlarda yeorganizasyonlarda yer alarak sahne performanslarına adım attı.

REPERTUVAR Iron Maiden, Megadeth, Ronnie James Dio, Judas Priest, Helloween, Skid Row, Motörhead, Guns N' Roses, Deep Purple, Slash's Snakepit, Ozzy Osbourne, Mötley Crüe, Dokken, Hammerfall, Skunk Anansie...

Vokal : Idil ÇagatayLead Gitar : Fulya AkgünBas GitaBas Gitar : Basak GünDavul : Asli Polat

Page 13: gazoz kapağı

Çizgi Orman dünyasından harikulade bir komiks: Swamp Thing, yani Bataklık Şeysi. Onu okuduktan sonra çiçeklere, çimenlere, ağaçlara ve özellikle bataklıklara bir daha aynı gözle asla bakamayacaksınız. Elinize testere alıp ağaçları kesemeyeceksiniz. Çünkü bileceksiniz ki, bi saksı çiçekten bile çıkabilir Swamp Thing. Hemen arkanızda bitiverir ve yaptığınıza çok pişman olabilirsiniz. Bu sayı Swamp Thing’in kahramanı Swamp Thing’i ve kızı Tefe Holland’ı bilicez. SWAMP THING; insan şeklinde ama çoğunluğu bitkiden oluşmuş bir humanoid’dir kendisi. Ve evi olan bataklığı, bitki örtüsünü korumaya çalışmaktadır. Kimden mi? Kimden olacak, insanlardan, bazan da insan olmayan çok büyük güçlerden.

Bir zamanlar insandı Swamp Thing. Adı Alec Holland idi. Ve gezegenin kaderini değiştirecek bitkisel araştırmalar, buluşlar peşindeydi. Bulmuştu da. Ama kötü adamlar rahat durur mu? Kendileriyle anlaşmaya razı olmadığı için bataklık kıyısındaki evini, laboratuvarını, karısını, kendisini kısaca herşeyini kıyısındaki evini, laboratuvarını, karısını, kendisini kısaca herşeyini havaya uçururlar. Karısı anında ölür ancak Alec Holland patlamanın etkisiyle parçalara ayrılıp bataklığa yuvarlanır. Bataklığın ruhu atomlarına kadar işler Holland’ın ve bataklıktan yeni bir varlık olarak çıkardışarı. Bir elemental olarak. Artık yürüyen bir ağaçtır, dünyanın her yanına kendini transport edebilen bir bitkidir. İnsan yanınıda unutamaz elbet. Çok sıkça hatırlar Alec’i.

İnsan bir kız arkadaş edinir kendine. Abygail. Ve insanlara çok ters görünecek biçimde aşıktırlar birbirlerine. Nice maceralar arasında, bataklığı kurtarmalabataklığı kurtarmalar, bitki örtüsünü korumalar, Ağaçlar Kongresi denilen, Yüzüklerin Efendisi’ndeki End’lerden bile tehlikeli olan kongreyle mücadeleler, insan türünü ve gezegeni kurtarmalar arasında bir çocuk bile yapmaya vakit bulurlar. Hem de ne çocuk. Tefe Holland. TEFE HOLLAND; Swamp Thing ve kız arkadaşı Abygail’den olma kızlarıdır. Peki ama bir elemental ve bir insan nasıl çocuk yapabilir diye soracaksınız. Şöyle: Swamp Thing, filmini de gördüğümüz John Constantine’i, bitkisel güçlerini kullanarak bir nevi hipnotize eder. Ve içine girer. Constantine’in bedenini kullanarak, Abygail ile çiftleşir. Abygail, Constantine’den nefret etmesine rağmen birleşmeye razı olunefret etmesine rağmen birleşmeye razı olur. Ve nurtopu gibi bir kızları olur. Adını Tefe koyarlar. Büyür Tefe insanların arasında. O da babası gibi elemental güçlere sahiptir. Ancak henüz daha genç bir kız oluşundan, güçlerini babası gibi doğru yerlerde kullanamamaktadır. Çok aşırı hırçındır ve bitkilere zarar veren insana karşı çok serttir ve dahi acımasızdır. Hatta babası Swamp Thing ile kapışmaya kalkacak kadar keskindir de Tefe. Çünkü nasıl ki babasından ve annesinden miras kalan güçler varsa, beden babası olan John Constantine’den de bir şeyler almıştır. E biraz da biseksüeldir. Okuması, çizimlerine bakması şahanedir.

Hatırlayın:Hatırlayın: Yatmadan önce çizgi roman okuyun. Niye o kahramanlardan biri ben olmayım ki? diye bi düşünün. h.hce

Yıl: 1 Sayı: 4

Ç ZGİ

ORMAN

Page 14: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Bazı ruhlar daha doğmadan önce müziğin içine gömülür. Kulaklarına ezan sesi çalınmadan önce henüz analarının karnında iken sert ritimlere maruz kalır. Oksijen ile temas ettikleri andan itibaren ise tamamıyla o adını şanını bilmedikleri sadece bekledikleri karanlık içinde duydukları Heavy Metal denen sokak müziği ile de taşımışlardır artık. Onlar için kurtuluş yoktur, metal denizinde attıkları çelik kulaçlaattıkları çelik kulaçlar birer sokak savaşçısı olmalarınısağlasa da hayatları hep sorgulamak ve sorgulanmakla geçecektir. Kolay yol seçilmemiştir, hayatın en dikenli en taşlı en aşılmaz o uzun yolunda ilerleyeceklerdir.

İşte hayatın hiç de kolay olmadığını ama her zerresine kadar yaşanmaya değer olduğunu bilen 4 sokak savaşçısı ve çıngıraklı yılan ismini verdikleri grupları Rattlesnake. Gitarda Ferhan Ajlani bas gitarda Mehmet Fatih Mehmet Fatih Tan davulda Fırat Kaya vokalde Can Raşit Öztaş.

Rattlesnake yeni bir grup olmasına rağmen arkasında neredeyse 40 yıl var. Grup elemanlarının hayat tecrübeleri ile sürdürdüğü bu mücadele popülerliğin çok uzağında. Boyalı ve yalan hayatların yanından bile geçmiyor. Aksine bu benimsemedikleri popüler kültürün ki buna rock patentli oluşumlarda dahil, hepsinin karşısında dimdik duruyorlar. Anarşist ruhlar sahnede ve sokakta dalgalanırken milyarları bulmuş koyun sürüsünden uzakta kendileri dalgalanırken milyarları bulmuş koyun sürüsünden uzakta kendileri gibi olanlarla yaşıyorlar.

“Beğenmediyseniz dinlemeyin. Siktirin gidin” diye daha konserbaşlamadan avaz avaz bağıran Can Raşit dünyanın ne karda umurlarında olduğunu anlatıyor aslında. Ve duruş grubun karakteristik özelliğini karanlık çağlardan çıkıp gelen bir Kimmeryalı kadar yalın bir şekilde ortaya koyuyor. Can Raşit’e göre insanlar tanrılarını şaşırmış durumda.şaşırmış durumda. Tanrı adına söylenen yalanlar ise onun çok uzağında.

“İçinde bulunduğumuz yüzyılda sistem ve istekleri tamamen çözülmüş durumda, sistemin yaratmak istediği köle kitleleri ise yavaştan uyanıyor. Bu duruma tamamen uyanmışların başında ise Metal dinleyicileri geliyor” diyen Mehmet Fatih ise tamamen zorlaşan yaşam Fatih ise tamamen zorlaşan yaşam koşullarının insanları suskunluğa ittiğini ancak keskin sirkeninde küpünü iyiden iyiye aşındırdığını ve sosyal patlamanın toplumsal histerinin an meselesi olduğuna dikkat çekiyor.

İlerici gençliğin bir şekilde susturulduğuna ve yok edilmek susturulduğuna ve yok edilmek içinde köşeye sıkıştırıldığına inanan Ferhan Ajlani ise bu durumun tamamen ve sadece müzikle aşılacağı inancında.”İnsanları uyandırmanın en güzel ve kısa yolu müzik. Müzik, ritimleri dışında sözleri ile anlayanlarını kendine çağırır ki bu bizde de böyle. Sosyal ve felsefik alt yapısı olmayan müziklerin peşinden gidenlerin sayısına baktığımızda bunu çok iyi görürüz. Nerede çokluk orada bokluktur zaten.” Derken Ajlani, burası Türkiye demektende kendini alamıyor, ne güzel ki bu cümleyi kurarken başına “ne yazık ki” ibacümleyi kurarken başına “ne yazık ki” ibaresini koymuyor.

“Yüksek volüm zihin açar, zihni açılmayanlarda kaçar. Volümü o kadar yükselttik ki insanlar biraz daha anlayışa yaklaşsın” şeklindeki düşüncesini davulun başında da gösteren Fırat Kaya, “Metal müzisyenlerinin a rtık sadece müzikten geçimlerini sağlamasının gerektiği inancında. Özveri ile hayatta ve ayakta kalan metal müzik ise bir an önce büyük bir fabrika olarak görülmeli, ülke tanıtımından döviz girdisine kadar bir çok açılım sağlayacak olan Metal fabrikaları uyumayan dinleyen ifade den hakkını arayan gençlerin ve de herkesin ortaklığıyla can bulmalı” diyocan bulmalı” diyor.

“ALLAHINI ŞAŞIRMIŞ İNSANLIK”

Page 15: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

CANRAŞİTÖZTAŞ

TEK TABANCA

Page 16: gazoz kapağı

EHL İ KEYF

Bizler paranın, hırsın, savaşların, sömürülerin giderek daralttığı yaşamlarımızda müzik yaparak soluk almaya çalışıyoruz. Birlikte üretmenin, paylaşmanın, zor da olsa hayallerimize tutunabilmenin güzelliği bizleri ayakta tutabiliyor bugün. Biliyoruz ki, “az değiliz, düş değiliz” ve inadına aşka, “az değiliz, düş değiliz” ve inadına aşka, hayata, keyifli bir dünyaya dair şarkılarımızı hep beraber söyleyeceğiz.

Ehl-i Keyf kalın!..

Yıl: 1 Sayı: 4

no manyEhl-i Keyf ile yolculuğumuza 2003 yılının Kasım

ayında başladık. Aslında o zaman ismi, cismi pek belli olmayan bir birlikteliği bugüne kadar büyüttük ve şimdi artık kendi şarkılarımızı

söylüyoruz.

Önceleri, müzik dinlemeyi onlardan sevdiğimiz Hard Rock, Blues ve Rock’n Roll gruplarının Hard Rock, Blues ve Rock’n Roll gruplarının şarkılarını çalarak işe başladık. Aslında dört kişi (Efşan Altıncaba, Ali Fuat Başman, Emre Sert, Gürkan Akgün) öğrenmeye koyulduk. Ve sevdiğimiz bu parçaları birçok festivalde, bar programlarında,

şenliklerde coşkuyla söyledik.

2005 yılı Kasım ayı itibariyle2005 yılı Kasım ayı itibariyle Akif Burak Atlar, Ehl-i Keyf kadrosuna dahil oldu. Daha bir keyiflendik. Bu tarihten sonra da süren sahne performanslarının ardından, 2006 yılı itibariyle artık kendi şarkılarımızı

söylemenin zamanının geldiğine inandık ve üretmeye başladık. Bu süre içerisinde

Emre gruptan ayrıldı ve davulaEmre gruptan ayrıldı ve davula Arda Uyar’ın geçmesi ile Ehl-i Keyf’in bugünkü kadrosu oluştu. Yaptığımız demo kayıtları, internette paylaştığımız şarkılar, başkalarının dilinde

cisim buldukça çoşkumuz arttı, sesimiz çoğaldı. Ve geçtiğimiz yılın yaz aylarında çalışmalarına

başladığımız, 11 şarkılık ilk albümümüz ““Yeraltından Notalar”ı 2008 Mart ayı

itibariyle tamamladık.

Albümün kayıtları, Ergin Özler’in Deneyevi stüdyosunda, Taylan Özdemir ile birlikte; Mix ve Mastering işlemleri ise Kiss, The Killers, Midnight Oil gruplarla çalışmış olan Matthew Voigt tarafından yapıldı. Bu süreçte, birçok kişi emeğini, gönlünü Bu süreçte, birçok kişi emeğini, gönlünü karşılıksız olarak ortaya koydu ve onlarla birlikte yapabildiklerimiz artık sizlerin oldu.

“Yeraltından Notalar”, uzun ve zorlu bir sürecin ürünü. Ve şimdi, bunca zaman biriktirebildiklerimizden ibaret olan bu

albümü, parayla ölçüp biçmeden, aracısız, sosorgusuz, karşılıksız sizlerle paylaşıyoruz.

İnanıyoruz ki, sizler de bu şarkıları evdiklerinizle paylaştıkça, başka türlü

bir müziğe dair umut hala var.

Page 17: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Ülkemizin en uzun soluklu Rock gruplarından biri olan KESMEŞEKER, 15 yıllık tarihlerine 7 stüdyo albümü sığdırmıştır. “Dipten ve Derinden”, “Aşk ve Para”, “Tut Beni Düşmeden”, “İnsülin”, “İçinde İçindekiler Vardır” ve “İzinve “İzin Vermedi Yalnızlık (Cenk Taner)” gibi birbirinden başarılı albümlerle Türk rock dinleyicileri arasında önemli bir yere sahip olan KESMEŞEKER, 3 yıllık sessizliğini Aralık 2004’te çıkardıkları “Kum” isimli albümleriyle bozdu. Grubun değişmeyen elemanı, bestecisi ve söz yazarı Cenkyazarı Cenk Taner’in liderliğinde müzik hayatına devam eden grup, bas gitarda KARGO grubundan Mehmet Şenol Şişli, gitarda MAVİ SAKAL grubundan Kaan Altan ve davulda da VEGA grubundan Timur Kurşunoğlu ile güçlendirmiş durumda.

KESMEŞEKER Albümleri: Dipten ve Derinden - 1991 Dipten ve Derinden - 1991 Aşk ve Para - 1993 Tut Beni Düşmeden - 1995 İnsülin - 1998 İçinde İçindekiler Vardır - 1999 İzin Vermedi Yalnızlık (Cenk Taner) - 2001 Kum - 2004

Page 18: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

1980’de Tarsus Amerikan Lisesi'nde ECHO’83 adıyla kurulan grup 1984 senesinde MAVİSAKAL adını aldı. 1992 yılında “ÇEKTİR GİT” adlı ilk kasetini piyasaya veren MAVİSAKAL ardından 1993'de “MAVİSAKAL 2”yi piyasaya sürerek kısa sürede “ŞAŞKIN” ve “ÇEKTİR GİT” adlı şarkılarıyla listeleri zorlamaya başladı. Bunun üzerine kasetin yapımcısı UZELLİbaşladı. Bunun üzerine kasetin yapımcısı UZELLİ “MAVİSAKAL 2”yi CD olarak piyasaya sürdü. Bu aynı zamanda yayımlanan ilk Türk Rock CD’si oluyordu.

4 senelik bir sessizliğin ardından yapımlarını TÜMER & TÜMER’in gerçekleştirdiği 1997 yılında yayınlanan "İKİ YOL" single'ı ve 1998 yılında yayınlanan “KAN KOKUSU” albümü, geçen yıllar içerisinde yurtiçinde verdiği sayısız albümü, geçen yıllar içerisinde yurtiçinde verdiği sayısız konserler, katıldığı ulusal ve uluslararası festivaller, 1997 senesinde STATUS QUO grubunun konuğu olarak gittiği Londra Wembley Arena’da verdiği konserler ile geniş kitlelerce tanınarak bir Türk Rock kültüne dönüşen MAVİSAKAL 2000 senesinde birkez daha sessizliğe gömüldü.2006 Haziran’ında grubun kurucu üyelerinden Murat Murat Tümer (davul) ve Tibet Ağırtan’a (vokal/gitar) ek olarak gene grupla uzun yıllar sahne almış Taylan Dedeoğlu (gitar) ve Batur Yurtsever’den (bas gitar) oluşan kadrosuyla yeniden canlanan MAVİSAKAL gelecek albümün habercisi olarak internet üzerinden ücretsiz yayınladıkları “SON..Kİ..5..10” single'ı ve bu single’ı takip eden bir tanıtım turnesi sonrası PASAJ Müzik etiketiyle yayınlanan “YENİ..DEN!” adını verdiği 4. stüdyo albümüyle yayınlanan “YENİ..DEN!” adını verdiği 4. stüdyo albümüyle sessizliğine son verdi.

MAVİ SAKAL

Page 19: gazoz kapağı

KARGASIYERALTI

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 20: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4Fallen 2004 yilinda eski Tornado elemanları Bürkan ve Emre tarafından Heavy Metal cover grubu olarak kuruldu. Caravan, Dorock, Roots, Voodoo, Buddha, Shaft, Studio Live gibi birçok mekanda program yaptı ve konserler verdi.

Kurulus kadrosu Bürkan Törün (Vokal), Emre Kırıkyapan (Davul), Kaan Ersöz (Gitar), Kerem Derya (Gitar) ve Yörük Divanoglu (Bas Gitar) olan Fallen'da daha sonra(Bas Gitar) olan Fallen'da daha sonra Yörük Divanoglu'nun gruptan ayrılmasıyla bas gitarı Kaan Ersöz devraldı. Ikinci gitara ise Northern Lights grubunun'da gitaristi olan Serhat Güven geçti. Bu kadro ile bir demo sarkı kayıt eden grup, çalısmalarına bir süre ara verdikten sonra yeni kadrosuyla yola devam etme kararı aldı. Fallen, yeni elemanları Lust 'ın basçısı Doruk Çakın Törün ve Lust'ın gitaristi Aytek Akçakaya ile sahnelere geri döndü.

BürkanBürkan Törün (Vokal)Serhat Güven (Gitar)Aytek Akçakaya (Gitar, Geri Vokal)Doruk Çakin Törün (Bas, Geri Vokal)Emre Kirikyapan (Davul, Perküsyon)

Page 21: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Andarkan; '04 yilinda tanisan Tugce Deniz ve Burcu Ozderelinin beste projesidir.'07 yilinda Minerva adli cover gruplariyla cesitli konserler verdikten sonra kendi bestelerine yonelmislerdir.

Davulda Kuzey Ekrem ve bass gitarda Aslı Kobaner ile birlikte yeni cıkacak olan demolari uzerinde calismaktadirlar.

Page 22: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Objektif, ülkemizde yirmi yıldır yaptığı müzikten ödün vermeyerek bu günlere ulaşmış sayılı Rock gruplarımızdandır. Türkçe sözlü Rock yapan

ve Rock felsefesi gereği olan protest tavrını da hiç bozmayan Objektif şarkı

sözleriyle Türkiye’nin gerçek anlamda tek çevreci Rock Grubu. çevreci Rock Grubu.

Objektif, grubun, söz yazarı, bestecisi, vokalisti ve gitaristi olan Vecdi Yücalanın önderliğinde bu günlere kadar ulaşmayı başarabilmiştir. Vecdi Yücalanın taviz

vermez ve saygın kişiliği grubun sağlam bir şekilde ayaklarının üstüne basmasını

sağlamıştısağlamıştır. Son 7 yıldır Türkiye deki olumsuz şartlar nedeniyle Albüm yapamayan grup,

tüm bu olumsuz şartlara rağmen güncelliğini korumuş ve şu anda kendi resmi sitesine

80.000 civarında Görüntü almayı başarmıştır. Bu güne kadar yaptığı dört albüme 1990 Tımarlı Hastane,1993 Hayal ve Yaşam1996 Kuşkular ve

2000 Künye’ye 2006 yılının son aylarında 2000 Künye’ye 2006 yılının son aylarında Sokağın Sesi’ni eklemek üzere olan grup, Adana’dan Giresun a, İzmir den Ankara ya

kadar pek çok kentimizde verdiği konserlerde, dinleyici kitlesinin yoğun ilgisi ve beğenisiyle

karşılaşmıştır.

Bu günlerde Rock grubu olarak bizlere sunulan diğer grupların aksine Objektif; gerçek anlamıyla diğer grupların aksine Objektif; gerçek anlamıyla

bu müziği yapan ve ödün vermeyen, Rock müziğinin dinlenmesi ve sevilmesi yolunda uğraş veren bir grup. Konserlerinde yaşanan atmosferde bunun bir göstergesi.

Objektif beşinci albümleri "SOKAĞIN SESİ" ile daha fazla dinleyiciye ulaşmak, müziğini ve düşüncülerini

daha fazla insanla paylaşmayı hedeflemektedir.

Yıllar süren kapsamlı ve özverili çalışmaların sonunda Yıllar süren kapsamlı ve özverili çalışmaların sonunda özenle seçilen bestelerden oluşan yeni albümde önceki albümlerden farklı yönler bulunuyor. Müziğin gücü ve tavrın netliği ise Objektif in hiç değişmeyen öğeleri.

20 yıl önce başlayan müzik serüvenleri üzerine söylenebilecek çok söz olan Objektif i tanıyabilmek için onları dinlemek ve onları şu anki konumlarına getiren dinleyicilerinin önündeki başarılı uyum ve getiren dinleyicilerinin önündeki başarılı uyum ve

performanslarını görmek gerekir.

Yeni albümde, KÜNYE albümünde yer alan, YUH adlı parçayı yeniden düzenleyen Objektif, Green Peace den almış olduğu görüntülerle Barışa Rock görüntülerini birleştirdi ve 8 dakika süren yarı belgesel bir klip gerçekleştirdi... İtalyan atıkları ve nükleer temaları, savaş karşıtı görüntüleri de kullanarak DVD formatında bir Konser Belgesel oluşturdulaformatında bir Konser Belgesel oluşturdular. Kendi resmi sitesinden ücretsiz indirilebilen bu Klip-Belgesel bir buçuk yıl içinde 16000 civarı bir hit almıştır

OBJEKTİF

Page 23: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Milli Eğitim Bakanlığının süzersonik sisteminden öyle ya

da böyle geçmiş herkes bilir. Bir şair duygularıyla,

düşünceleriyle, emeğiyle bir şiir yazar. Hatta bazı zaman-

lar bu şiirler onun içseli olur. Tamamen içindekileri döker,

hatta bazen yayımlanmasını istemez, mahremi olur,

öldükten sonra yayımlanır. Ama müfredat denen şey der

ki: ‘‘Şiiri incele, şair ne anlatmak istiyor bul!’’ E tabi,

bakanlık em

bakanlık emreder de biz yapmaz mıyız, yaparız tabi.

Hatta kendi anladığımız, anlamak istediğimiz gibi yaparız

bu işi. Ama bazı belletmenler, edebiyatı da kendileri gibi

tekdüze bir şekilde yoğururlar ve bir de not kırarlar.

Sınırsız yetkinin göz kamaştırıcılığı mı desem, yoksa

hissiyatım mı kabardı desem bilemiyorum ama bu sefer

de ben, kendi yöntemlerimle bir şiir incelemek istiyorum.

Şiiri, Erkin Koray;

Şiiri, Erkin Koray; ‘‘Sade vatandaşın hemen farkına

varamaz...’’ diye tanımlamış. Bunun üstüne tek

söyleyebileceğim, sade yerine sadeleştirilmiş sözcüğü olur.

Ama Kaan Tangöze de abartmamış değil hani... Hangi

diyar ola ki, orada akıldan geçen yolu kazsınlar ve o yolda

da düşünen insanları yaksınlar? Bir diyar düşünün ki

orada saygıyı hiç etsinler, üstüne bir de vatanını seven bir

genci assınla

genci assınlar... Bir diyarda sırf farklı olduğu için,

sevgiden yapılmış lego parçarından dünyası olan bir

adamın bu dünyası acımasız bir karalık tarafından bozul-

sun ve eksik parçaları verilmeden, hatta bu adam temel

parçaları da çalınarak başka bir diyara sürülsün. Kadere

bak ki kendi toprağına bile gömülemesin. Aynı diyarda bir

Allah’ın kuluna gönlüne göre yaşama hakkı tanınmasın,

bir de onu kessinler, vay be! Düşenebileniz var mı bu

diyarı? Ne kadar acımasız, tüm ışıklarının söndürülmesi

istenen bir diyar... Ama bir diyar ki tüm bunlara rağmen

en parlak ışıkları kendi yüreğinden çıkarıyor. Bir de karşı

köprüden birisini atmışlar. Yaşamayı karanlığa gömülen-

lerden daha çok hak eden, iyi birisini...

Erdi Talimlie

SADELEŞTİR

İLMİŞ

VATANDAŞ

Page 24: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

“ BEYNİ, “BAKİRE ”Vikipedi’ye göre “Bekâret”, “Tecrübesizlikten kaynaklanan duygusal bir

saflığı ifade etmek için kullanılıyor. Geleneksel olarak, vajinal ilişki yaşamayan kadınlara ‘bakire’, hiçbir cinsel aktivitede bulunmamış

erkekler için ‘bakir’ deniliyor. Bekâret, evlilikten önce seksi yasaklayan dini inanışlara sahip kapalı toplumlarda değer yargısı olarak benimseniyor”.

“Türkiye Gençlerde Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması”nın, 4 kadından 1’inin ü4 kadından 1’inin üreme, 10 gençten 6’sının bebeğin geliştiği organın

adını (rahim) bilmediğini gösterdiği ülkemizde, tecavüz sonucu bekaretini kaybetmesi bile genç bir kız hakkında ölüm kararı verilmesine neden olabiliyor. Oysa, cinsel masumiyetin sona erişi, bir kadının “kadın”,

erkeğin de “erkek” olduğunu göstermiyor. Ülkemizin kısır tartışmalara takılıp kalmasını anlamak için, cinsel takıntıları incelememiz gerekiyor. Görüşleri bana çok anlamlı gelen psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya, eski

SümeSümer çivi tabletlerinde tüm bedenimize dal veren omuriliğe “yaşam ağacı” denildiğine dikkat çekiyor. Kaya’ya göre, ağaç kökten

besleniyor. İnsanın kökü de, omuriliğin en altı, yani insanın bacak arası. Bir kadının kökten beslendiği organlar, vajina, klitoris, anüs, mesane ve

rahim. Bunlardan sadece vajina temiz su kaynağı. Onun için eski mitoslardaki adı “kutsal kâse”.

Beynin ‘dişi’ olmasıOmuriliğin kutsal kâseden beslenmesi için kadının vajinal orgazmı Omuriliğin kutsal kâseden beslenmesi için kadının vajinal orgazmı yaşaması gerekiyor. Aksi halde omurilikteki vajinal sinir çalışmıyor.

Bilmediği bir siniri yok saydığından, beyin “dişi” olamıyor. Yani, kadın gerçek bir kadın olamıyor. Şuuraltında çocuk kalmaya devam ediyor.

Doğum yaptıktan sonra da rahim enerjisini kullanıyor. Çocuk kaldığından, doğurduğu erkekleri de büyütmüyor.

Orgazm oluyor görünse de erkeklerin durumları farklı değil. Kadının kendisine ihtiyaç duymadığını hisseden erkekte, penis siniri en iyi ihtimalle kendisine ihtiyaç duymadığını hisseden erkekte, penis siniri en iyi ihtimalle yüzde 60 oranında çalışıyor. Bu bir erkeği eşcinsel yapmıyor ama çocuk alt beyinli ve problemli yapıyor. Kaya ya göre, kadın yoksa, erkek de yok...

Enerjetik bekaret kemeriVajinal orgazm yaşayıp “gerçek kadın” olamamak, sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Dünyada 4 bin kadın üzerinde yapılan bir çalışmaya göre,

klitoral uyarı olmadan orgazm olabilen kadınların oranı yüzde 30. Psikiyatrist NusPsikiyatrist Nusret Kaya, www.psikoestetik.com’daki “Bireyin Alt Beyinsel Eğitimi” başlıklı yazısında, kadınların vajinayı öğrenmeden

hamile kalmalarının toplumsal felaketlere neden olacağı uyarısını yapıp, bakın neler diyor:

“Şerefli rahim, fahişe vajinaKadınlara: Kapısı kilitli kadınlarımız libidolarını rahimlerinde hissederler. İstediğiniz kadar doğum kontrol yönemlerini öğretin, birer yıl aralıklarla doğurmaya başlarlar. Hamile kalmadan önce vajinadaki kalmadan önce vajinadaki kadınlık pilinizi keşfedin ve kadın olun, sonra anne olun. Geleneksel rahim terbiyesi, toplumumuzda neredeyse “Şerefli rahim, fahişe vajina” şekline getirilmiştir. Oysa çağımızda kadın gücünün olmadığı toplumların kadın gücünün olmadığı toplumların ilkel kalacağı bilimsel bir hakikattır. Yürüyen rahimler ve onların “bir an önce evlen ve doğur” baskısıyla büyüyen kız çocukları, kadın gücünüze sahip olun. Çocuklarınızın sağlığı için vajinanızı beyninize tanıtın. vajinanızı beyninize tanıtın. Kilitli kapılarınızı açın. Kapıyı geç, cenneti bul, “huri” gücü çıksın...“Büyük oğlan” kocalar Erkeklere: Ayıp telkinleri ile yetiştirildiğimizden, sevgililerimize, eşlerimize vajinal orgazmı öğorgazmı öğretemeyiz. Seks gücümüzün boşalma sayımıza bağlı olduğunu zannederiz. ‘Nasılsa boşalırken zevk alıyorum’ gibi geleneksel ve erkek egoizması ile söylediklerimireddediyor olabilirsiniz. Fakat bu sizi erken öldürür. Eşiniz bol çocuk, hele hele bol erkek çocuğu yaptığında sizin varlığınız çekilmez olur. Yaşı ilerleyip tam bir “ana kraliçe” olduğunda da, size en iyi ihtimalle en büyük oğlan çocuğu gibi davranır. Ayak altında dolaşmamak için kahvelerde pişpirik oynayarak geçirirsiniz son zamanlarınızı. Günseli Önal Günseli Önal

Page 25: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Aziz Nesin yazmadığı kitaplarının İran’da basıldığını öğrenince şaşmıştı.

Devlet ve din baskısından korkanlar onun adını kullanarak kitaplarını yayınlıyorlarmış. Ben de, İslam bilgini, matematikçi, fizikçi ve şair Ömer Hayyam’ın, geçen hafta Topkapı Sarayı Vakası’nda bir yandan yaptıklarını şaşırmışlara biyaptıklarını şaşırmışlara bir yandan da tepkilerinde

şaşıranlara nisbet, sesini duyar gibi oldum. Bize bin yıl önceden seslenmesi ibret verici olsa da... Bu sarayın başı göklerdeydi bir zaman,Padişahlar girer çıkardı kapısından.

Şimdi duvarında bir kumru- Guguk, diyor.Guguk, gukuk, o şanlı günlerin ardından.

Dün gece şarap arıyordum şehirde,Dün gece şarap arıyordum şehirde,Soluk bir gül gördüm bir ocak önünde,Dedim, “Ne yaptın da yakıyorlar seni?”Dedi, “Bir kez güleyim dedim çimende.”Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi,İki yüzlü softaları dinlemek mi?

Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse,Kimselerin göKimselerin göreceği yoktur cenneti.

Tekkede, medresede, manastırda kilisede,Bir cennet cehennem kaygısıdır sürüp gitmede.

Oysa yüce varlığın sırlarına eren kişi,Bunların tohumunu uğratmaz düşüncesine.

Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece,Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere.OnlaOnlar Yaradanın sanatı peşindeler,

Senin aklın firkin abdest bozan şeylerde.Ben şarap içiyorum, doğrudur,Aklı olan da beni haklı bulur,İçeceğimi biliyordu Tanrı,

İçmezsem Tanrı yanılmış olur.Tanrı cennette şarap içeceksin der,AAynı Tanrı şarabı nasıl haram eder?Hamza bir Arab’ın devesini öldürmüş,

Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber.* Bir araya getirdiğim yukardaki Rubailer, ‘Ömer

Hayyam, Dörtlükler,’ Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, Çeviren Sabahattin Eyüboğlu, Türkiye İş Bankası Kültür

Yayınları, İstanbul, 2006, kitabından..

Gündüz Vasaf

İblis''

bir kadeh şarap içmiş olsaydı Secdeye yatardıAdem'in önünde ''

Page 26: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Fender, ABD merkezli çok ünlü bir gitar üreticisi şirkettir.

1952 yılında dünyanın ilk bas gitarını üreten bu firma artık

bir marka değil de bir tür olmuştur. Üreticisi 1909 doğumlu bir Amerikan Yahudisi olan Leo Fender'dir. Kendisi de gitaristtigitaristtir. Uzun yıllar popülerliğini koruyan firma 60'lı yıllarda Meksika ve Kore'de fabrika açmıştır. 1965'de

CBS tarafndan satın alınmıştır.Firmanın satmış olduğu ilk modelin adı Esquire'dir. Daha sonra bu modelin iki manyetikli bir versiyonu

olan Broadcaster piyasaya sürülür. Broadcaster, model adı ile ilgili bir anlaşmazlık sonucu çok kısa bir süre için

model ismi basılmadan piyasaya sürülümodel ismi basılmadan piyasaya sürülür. Müşteriler arasında Nocaster adıyla anılan bu gitarlar daha sonra yerini Telecaster modeline bırakacaktır. Telecaster halen Fender'in üretimde

tuttuğu en çok tercih edilen modellerden biridir. Bir diğeri ise Stratocaster dır.

Şirketin kurucusu Leo Fender 90'ların başında Parkinson hastalığının yol açtığı sebeplerden ötürü ölmüştür

..Fender'in 1950'lerden itibaren ürettiği gitar.Özel manyetik ve köprü tasarımı sayesinde kendine özgü bir tonu vardır.Pink Floyd'un eski gitaristi Syd Barrett gibi klasikleşmiş isimler tarafından kullanılmış olması ismine ayrı bir prestij kazandırmıştır.Diğer bir Fender modeli olan Stratocaster'ın aksine köprüsü geleneksel olarak sabit köprü biçimindedir bu yüzden Stratocaster'da bulunan tremolo(telleri gererek bu yüzden Stratocaster'da bulunan tremolo(telleri gererek

sesi uzatan kol) kolu bu gitarda yoktur.yoktur...ilk yapıldığında ismi boardcaster'dır daha sonra bir firma ile yaşanan sorunlardan dolayı belli bir müddet nocaster adı ile

piyasaya sürülmüştür ve sonradan adı telecaster olarak değiştirilmiştir...

En klasikleşmiş modeli 52 telecaster dır.TTelecaster modeli için 1972 bir dönüm noktası özelliği

taşımaktadır 72 yılında sap manyetiği humbuckerla değiştirilmiş olan bir model,thinline(ses deliği bulunan)2 model ve sap ve

köprü manyetikleri humbuckerlarla değiştirilmiş olan bir model piyasaya sürülmüştür.Şu an bu modellerin yeni üretimleri de

Classic serisi dahilinde Ensenada Meksika fabrikasında Reissue olarak yapılmaktadır.Adları yukarda bahsedilen sıraya göre.

Page 27: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

KULAKLIKLARINIZI PARLATIN

Müzik hayatina Taksim - Beyoglu’ nda baslayan grup, daha sonra Beyoglu, Kadiköy ve cevresinde, muhtelif barlarda sahne almis , Istanbul ici ve Istanbul disindaki cesitli sehirlerimizin üniversitelerinde konser ve vererek, genis bir hayran kitlesine ulasmistir.

Repertuarlarinin genis bir bölümünü Cem Karaca, Baris Manco, Erkin Koray, M.F.Ö., gibi sanatcilarin parcalari olusturmaktadir. Bu pa Bu parcalari kendilerine özgün tarzi ile yorumlayip (hard rock) dinleyicilerin begenisine sunmaktadirlar. 1996 yilinda kurulan 4 kisilik müzik grubu anadolu rock - hard rock tarzi ile yollarina devam etmektedir.

Page 28: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

ÜÇ NOKTA BİR

Üç Nokta Bir 2002 yilinda

kuruldu.

Her pazartesi Beyoglu-Mo

joda

calan grup simdiye kadar Bu

rsa,

Eskisehir ve Izmitte, aral

arinda

Bogazici, Koc, Istanbul, S

abanci

ve Isikin da oldugu unive

rsitelerde,

ve Isikin da oldugu unive

rsitelerde,

Istanbuldaki belli basli pe

k cok

barda konserler verdi; 200

4 yilinda

ise Pinkin ongrubu olarak

sahne aldi.

Album kayitlarini surduren

üçnoktabir,

yönetmenligini Serdar Aka

rin,

muziklerini ise Selim Dem

irdelenin

yaptigi Barda adli filmdeki

bazi yaptigi Barda

adli filmdeki bazi

parcalari duzenledi ve film

de

bir sahnede caldi.

İlk ismi Spitney Beers olan

grup

ilk başlarda 5 kişilik ekip

le kuruldu.

Barış Ertunç,Cenk Turanlı

ve

Mehmet Demirdelen grubu

n ilk

kadrosundan bugüne kalan

isimler

kadrosundan bugüne kalan

isimler

Grubun kuruluşundan kısa

bir süre

sonra solist değişti ve yeri

ne

Melis Danişmend geldi.Bu

arada

diğer gitarist de gruptan ay

rıldı.

Böylece bugünkü kadro

meydana geldi.

Grup,albüm yapma kararı

Grup,albüm yapma kararı

alınca isimlerini üçnoktabi

r olarak

değiştirdi.

Page 29: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Kitap kısa süre önce Mark LeVine tarafından piyasaya sürüldü.

Müslüman dünyasında metal müzik dünyasını, geçmişini,

metal gruplarının ve metal severlerin karşılaştıkları zorlukları,

tehlikeleri ve tehlikeleri ve ayrıca bu müziğin onlar için ne ifade ettiğini

yazıyor. Metal müzik ve beklenmedik yerlerde olan fanlara

bu kültürün ne anlam ifade ettiğini öğrenmek istiyorsanız

bu kitabı okuyun."

"İslam ülkelerinde metalin verdiği tepkiyi ilk olarak MAIDEN "İslam ülkelerinde metalin verdiği tepkiyi ilk olarak MAIDEN Desert Rock Festival’da Dubai’de çaldığında fark ettik(2007). O gece 15.000 metal ve Maiden severe bilet satmıştık, fakat

bu kitle Batıda ki eski metal severlerden farklıydı, bu kitle Iran, Iraq, Mısır, Türkiye, Sudi Arabistan, Kuveyt, Ermenisten vs. gibi ülkelerden ve Kanada, Japonya, Güney Amerika, Güney

Afrika, ABD, İngiltere, İsviçre ve bunun gibi daha fazla ülkeden gelen fanlardan oluşuyordu; İnanılmazdı!!! Birçok ülkenin birlikte gelen fanlardan oluşuyordu; İnanılmazdı!!! Birçok ülkenin birlikte eridiği bir kazandı adeta. Tepki inanılmazdı ve grubu daha önce görmemiş ve görmek için büyük yollar katetmiş kitle için önemi

hissedilebiliyordu.

"Fakat, bunu ele aldığımız halde, olayın önemini bir sene sonra, Mark LeVine ve bu yeni çıkan ve Müslüman ülkelerde bu müziğin önemini, gerçeklerini gösteren kitabından haberdar olunca anladık."Mark bir müzisyen, yazar ve UC Irvine’de Orta Doğu tarihi üzerine "Mark bir müzisyen, yazar ve UC Irvine’de Orta Doğu tarihi üzerine

ders veren bir profesör. Benimle Irvin Meadows’da ki performansımızdan önce iletişime geçti. Bana kendinden ve kitabından

bahsetti. Ayrıca benle ve Bruce’la bir söyleşi yapıp yapamayacağını sordu. Kimliğinden ve dediklerinden etkilenip, hemen kabul ettik ve

31 Mayıs’ta ki şovumuzdan evvel onunla buluştuk. Uzunca bir süre konuştuk ve bize İslam ülkelerinde metal müziğin büyüyen etki ve önemini bize anlattı. İslam ve Batı arasında ki yanlış anlaşılmalara önemini bize anlattı. İslam ve Batı arasında ki yanlış anlaşılmalara bir açıklık getirebileceğini hemen anladık. Ve bu iki kültür arasında,

iki tarafında karşılıklı anlaşmasına ve bağlanmasına yardım edebilecek bir köPage Rankingü olduğu anlaşıldı.

"Metal oldukça toplumsal bir şey ve insanlar arasında bir iletişime temel olabilir. Fakat kitaptan ve Marktan öğrendiğimiz gerçekler, yani bu ülkelerde insanların istedikleri müzikleri çalma ve dinleme

özgürlüklerine sahip olabilmek için yaptıkları bizi çok sarstı. özgürlüklerine sahip olabilmek için yaptıkları bizi çok sarstı. Bunu gösteren en iyi kaynaklardan biri 'Heavy Metal in Baghdad

(Bağdat’ta Heavy Metal)' belgeseli. Belgesel Irak’lı grup ACRASSICAUDA ve sadece bir prova yapmak için neler

çektiklerini anlatıyor"

İSLAMİ METAL

Page 30: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

1966 doğumlu ümit yılbar ülkemizin yetişrdiği nadir gitarist ,sporcu ve topragını kanıyla suluyan nadir bir vatan evladıdır.90 lı yılların başında athena nın gitar hocasıda olan ümit yılbar 1985 den 1990 a kadar pentagra ın gitarisltiliğini yapmı sonra

yerini demir demirkan a devretmiştir.Pentagram dan ayrılan ÜmitPentagram dan ayrılan Ümit Yılbar kendi grubu olan Big Bang i kurup rock müziğe devam etmeyi

planlıyordu.O dönemim Güneydoğu olayları kendisini çok etkilemiş askerliğini gönüllü komando olarak yapmak için askerlik şubesine başvurmuştur.

Asteğmen rütbesinde 25 eylül 1993 günü Siirt cıraf dağı'nda teröristlerle girdiği

çatışmada şehit düştü.çatışmada şehit düştü.

ÜMİTYILBAR

Page 31: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

CİRCASSİA

N2004 yılında Murat(Bass),Cenk(Electro)

ve Uğur(Akordeon) tarafından kurulmuştur.2006 yılında Semih(Electro) ve Esat'nın katılımıyla genişleyen grup,tüm hızıyla çalışmalara devam etmektedir.Etnik Kafkas müziklerini değişik aletlerle

yorumlayarak,farklı bir sound yorumlayarak,farklı bir sound yakalamak istedik.Uzun çalışmalar

ve imkansızlıklara rağmen ilk demomuzu hazırlayabildik.

Bizler keyif alarak çaldık,umarız sizlerde keyif alarak dinlersiniz...

Page 32: gazoz kapağı

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 33: gazoz kapağı

Senfonik Rock’ın dünyaca ünlü ismi Almôra, bir besteci projesi olarak Soner Canözertarafından hayata geçirildi. Senfonik tabanlı müziğini epik, folk ve gotik temalarla işleyenSoner Canözer şarkılarını masal penceresinden

müzikseverlere sunmaktadır.

2002 yılında yayımlanan “Standing Still & Cyrano” 2002 yılında yayımlanan “Standing Still & Cyrano” E.P.si ve yine aynı yıl içerisinde yayımlanan debut albümü “Gates of Time” ile Almôra büyük ses getirdi.2004 yılı sonbaharında çıkan 3. albümü “Shehrâzad” ile yurt dışındaki başarısını arttıran Almôra, bu albümün Japonya’da yayımlanmasının ardından uluslararası platformdaki yerini de sağlamlaştırmış oldu. 2006 yılı başlarına gelindiğinde ise,2006 yılı başlarına gelindiğinde ise, Almôra’nın, 4. stüdyo albümü ve diskografisindeki 5. yapıtı olan “1945” yayımlandı. Masteringi New York Masterdisk stüdyolarında yapılan Almôra’nın bu yeni albümündeki iki şarkı dünyaca ünlü

Türk Tenor Hakan AYSEV tarafından seslendirildi. Türk Rock Müziğinde bir ilk niteliğinde olan Rock- Opera tarzındaki bu çalışmalaRock- Opera tarzındaki bu çalışmalar, basın

ve dinleyiciden tam not aldı.Prodüksiyon anlamında da önemli bir aşama kaydeden Almôra, “1945” albümüyle ulusal basında geniş yer buldu ve müzikalitesiyle kendisinden övgü ile bahsettirdi. Bunun yanında “1945” albümü Yüxexes Dergisi yazarları tarafından “2006yazarları tarafından “2006 Yılının En İyi Albümü” ödülüne layık görüldü.

Almôra, 2008 yılı Mart ayında “Kıyamet Senfonisi” albümünü yayımlayarak Türk Rock Müziğinde yapılan İlk Türkçe Sözlü Gotik Rock albümüne

imza attı.

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 34: gazoz kapağı

NEYİZ BİZ

Gitarların ağlayışını duydun mu hiç? Ama nerden duyacaksın ki... Onlar senin için sadece bir eşya... Ama değiller... Hiç bir zaman olmadılar. Metal dinler misin? Cevabın "hayır" galiba... Tamam dinleme, sana zorla dinleten yok. Ama sana bir şeylerden bahsedeceğim... Bazı gruplar vardır, mistik olayları anlatır. Bazıları ölen sevgiliyi, bazısı ise atalarını. Ama sen ve etrafındaki çoğu insan onları hep aynı şekilde değerlendirdin. "Satanist", "Eroinman" vs. Nereden biliyorsun? Hiç aralarına katıldın mı?biliyorsun? Hiç aralarına katıldın mı? Ya da zahmete girip araştırdın mı? Ordan oturduğun yerden ahkam kesmek kolay. Tamam sert müzik yapıyorlar... Evet, bazı kötü örnekleri var... Ama nereden biliyorsun hepsinin aynı olduğunu? Bir olay anlatacağım sana; "Grup konserdedir.Sert bir şarkı. Her şey sert. Brutal vokaller. Eski sevgiliye olan kin. Bağırış, çağırış... Ama bir an gelir hepsi susar. Herkes geri çekilir, meydan gitarist'e kalır. Gitarist başını öne eğer, Saçları yüzünün görünmesini engeller. Sonra solosuna başlar. Solosuna girerken gözünden bigözünden bir damla yaş akar. Sonra bir damla daha... Ve devam eder...Gitarist ağlar... Gitarist ağladıkça elindeki gitara daha da içten odaklanır... Ve gitarıda ağlamaya başlar... İkiside ağlar, ağlar, ağlar... Onları anlayanlar da fena olur, Bazıları gözyaşlarıyla eşlik eder..." Şu satırları yazarken ben de ağlarım. Soruyorum sana; Ben o ağlayan Gitarist'im, Ya da seyircilerden biriyim, Hatta o ağlayan elektro gitarım... Ne diyorsun bana; "Satanist" mi, "Ağlama" mı?

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 35: gazoz kapağı

SİMURG

Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla Phoenix ), Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden

dirilmesidir. ....

KuşlaKuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlarda Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada

görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un

huzuruna gidip yardım istemeye karahuzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş . Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi... İstek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri... Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş...

"Aşk denizi"nden geçmişle"Aşk denizi"nden geçmişler önce... "Ayrılık vadisi"nden uçmuşlar... "Hırs ovası"nı aşıp, "kıskançlık gölü"ne sapmışlar...

Kuşların kimi aşk denizine dalmış, kimi ayrılık vadisinde kopmuş sürüden... Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle... Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan

o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış; Baykuş yıkıntılarını özlemiş; Balıkçıl kuşu krallığını bırakamamış; Baykuş yıkıntılarını özlemiş; Balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık"

ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça "is", "otuz" demektir. ...murg" ise "kuş"... Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "Simurg - otuz kuş" demekmiş. Onların hepsi Simurg'muş. Hehepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. 30 kuş", anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşuda yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi

gökyüzünde uçmak zamanıdıgökyüzünde uçmak zamanıdır...

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 36: gazoz kapağı

1980 yılında Sabahattin Tasdöğentarafından kurulan gruba

isim aranırken, yine SabahattinTasdöğenin, Kilyostaki Seytan

kayalıklarına olan ilgisi yüzünden ortaya 'devil' ingilizce 'seytan'

ismi çıkıyoismi çıkıyor. Sabahattin Tasdöğen gruptan bahsederken söyle diyor; ''-Sahnede, seytanın yer

yüzünde yaptığı marifetleri (kötülükleri) canlandırıyoruz.

Gezegenlerin, dünyamızın, insanlarınolusumu da bunun bir parçasını teskil olusumu da bunun bir parçasını teskil ediyor. Sonuçta çoğalan insanların zamanla seytan'la tanısıp birbirlerine kötülük yapmaları ve tabii sahnede bizim de seytanla ve kötülükleriyle

olan savasımız konu ediliyor.''1987 yılının basında Devil, Türkiyede

en fazla rock konseri veren grup en fazla rock konseri veren grup olmustu. Kuruldukları yıl hemen basladılar konser vermeye ve tam

60 konser verdiler ilk 6 yıl içerisinde. 1987 yılında, savaslar ve bu

savaslarda ölen çocuklar üzerine bir rock opera çalısmasına giristiler. Son konserlerini ise 1997Son konserlerini ise 1997 Yılında veren grup 28 ocak 2003 tarihinde gitarist Ercan Birol 'un hayatını

kaybetmesi sonucu müzik yasantısına ara vermistir.

Grup Devil, Türkiyede en az eleman değisikliğine uğrayan grup ayrıca. Zaten grupta üç kardes yer alıyordu. Zaten grupta üç kardes yer alıyordu.

Toplamda ise 6 kisiden olusuyordu grup. Bu elemanlar ise söyle;

Sabahattin Tasdöğen - Solist, Gitar. Nizamettin Tasdöğen - Bass Gitar.

Tuncer Tasdöğen - Vokal.Ercan Birol - Gitar - Vokal.

Gazanfer '' Gasko''Gazanfer '' Gasko'' Vatansever - Davul.Nejat Tekdal - Klavyeli Çalgılar.

LIVED

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 37: gazoz kapağı

Grubumuz BLACK TOOTH, Ankara merkezli Türkiye’nin ilk Southern&American Rock – Metal

tarzında müzik yapan grubudur. Grubumuz 2005 yılında Tuna Vural ve Deniz

Karadoğan tarafından üniversite yıllarında kurdukları hayalin bir ürünü olarak meydana getirildi ve kurulduğu

tarihten bu yana yoğun bitarihten bu yana yoğun bir ilgi görerek yolunadevam etmektedir.

2007 tarihinde açmış olduğumuz Myspace sayfamıza (www.myspace.com/blacktoothmusictr ) kayıt etmiş olduğumuz bestelerimizi ekledik ve arkasından Türkiye çapında daha önce görülmemiş ziyaret oranlarını yakadık. Şu anda da Dünya çapında

250 milyon üyesi bulunan Myspace portalı içerisinde 250 milyon üyesi bulunan Myspace portalı içerisinde halen yer alan tüm Türk Rock & Metal gruplarının official veya unofficial siteleri arasında 1. sırada yer almakta ve açık ara farkla önde gitmeye

devam etmektedir.

Grubumuz BLACK TOOTH, Ankara merkezli Türkiye’nin ilk Southern&American Rock – Metal

tarzında müzik yapan grubudur. Grubumuz 2005 yılında Tuna Vural ve Deniz

Karadoğan tarafından üniversite yıllarında kurdukları hayalin bir ürünü olarak meydana getirildi ve kurulduğu

tarihten bu yana yoğun bitarihten bu yana yoğun bir ilgi görerek yolunadevam etmektedir.

2007 tarihinde açmış olduğumuz Myspace sayfamıza (www.myspace.com/blacktoothmusictr ) kayıt etmiş olduğumuz bestelerimizi ekledik ve arkasından Türkiye çapında daha önce görülmemiş ziyaret oranlarını yakadık. Şu anda da Dünya çapında

250 milyon üyesi bulunan Myspace portalı içerisinde 250 milyon üyesi bulunan Myspace portalı içerisinde halen yer alan tüm Türk Rock & Metal gruplarının official veya unofficial siteleri arasında 1. sırada

yer almakta ve açık ara farkla önde gitmeye

devam etmektedir.

Black Tooth olarak amacımız bu müziği Türk

kimliğimiz ile gerçekleştirebileceğimizi bibir çok kez ispat ederek

ülkemiz bayrağını gururla taşımak ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edebilmektir.

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 38: gazoz kapağı

ASIM CANGÜNDÜZ1955 yılında İstanbul'da doğdu. 80'lerin başında, gençlik yıllarının büyük bir bölümünü geçirdiği Abd’den Türkiye'ye döndü. 80 sonrası türk rockının öncü isimlerinden birisi oldu. 10 kasım 1983’de, Trt televizyonu’nda seslendirdiği "paşam" adlı şiiri, seslendirdiği "paşam" adlı şiiri, aksanından ötürü tartışma konusu oldu. 1992'de ilk albümü "Anasının gözü / Cin gibi" piyasaya çıktı. Albüm şarkı sözlerinde geçen 'boku yedik' gibi sözlerden dolayı bir kararla o yıllarda yasaklandı. Albumdeki Turkish Girls parçası o yıl "BFBS Radio"da (İngiliz parçası o yıl "BFBS Radio"da (İngiliz Radyosu) "Ayın en iyi yabancı parçası" seçildi. "Anasının gözü / Cin gibi", ülkemizdeki pop-rock kategorisinin ilk ürünlerinden birisi olarak biliniyor. Asım Can Gündüz, sonraki yıllarda radyo programları yapmış, 1998 yılında "Bir Sevgi Eseri" isimli ikinci yılında "Bir Sevgi Eseri" isimli ikinci albümünü yayınlamıştır. Bu albüm Türkçe'ye çevrilmiş cover parçalardan oluşmaktadır.

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 39: gazoz kapağı

SUNBURST 2007 yılında 4 müzisyenin bir araya gelmesiyle kurulmuş beste

ve cover grubudur. Repertuarını efsane rock gruplarının bilinen ve zihinlere kazınmış birçok efsane şarkısının arasından seçmiştir. Zamanla yaptığı müziği insanlara sunmak

isteğiyle İstanbul’un seçkin gece kulüplerinde isteğiyle İstanbul’un seçkin gece kulüplerinde düzenli olarak sahne almaya başlamıştır. - 2008 yılını Kadıköy Shaft Jazz & Blues Club da her cumartesi günü dinleyicisiyle buluşarak geçirmiştir. -2009 yılını ise

Kemancı Bar'da her cuma günü dinleyici kitlesi ile buluşarak geçirmektedir.

SUNBURSSUNBURST 2007 ve 2008 yılında çeşitliüniversitelerde düzenlenen bahar

şenliklerinde de yer almıştır. Şu sıralarbeste çalışmalarına ağırlık veren SUNBURST

bir an önce dinleyici kitlesine kendi şarkılarındanoluşan demo albümlerini sunmak için sabırsızlanmaktadır. SUNBURST ekibi

olarak , yaptığınız kaliteli oolarak , yaptığınız kaliteli organizasyonlardabirlikte çalışmaktan mutluluk duyacağımızı

belirtir , müzik dolu günler dileriz.Yıl: 1 Sayı: 4

Page 40: gazoz kapağı

Sözlük anlamı "Maceracı, gezgin şovalye" olarak geçen Knight Errant, 1993 yılında

kurulan grup için idealist davranma bağlamında uygun görülen isimdir. Knight Errant, şovalyelik kurumu artık varolmasa da haksızlıkların

her daim olduğuna inanan insanların her daim olduğuna inanan insanların hayattaki duruşlarını simgeler.

Kuruluşundan itibaren çeşitli eleman değişiklikleri yaşayan grup, bu arada ilk

parçalarını üretmeye başlar ve ilk konserini 1994’te İstanbul’da (Cazibe Bar) verir. 1996’da yapılan gitar, vokal ve keman takviyeleriyle kadrosunu güçlendiren, takviyeleriyle kadrosunu güçlendiren, kemanın etkisiyle sert metal rifflerine

başarılı bir armoni ve melodi yapılandırması getiren Knight Errant müziği, aslen heavy metal dinleyicisi

olmayan müzikseverler tarafından da beğeni ve coşkuyla karşılanır.

YYeni albümün Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’dan da pozitif tepkiler alması,

Knight Errant’ın yeni bir Avrupa çıkarması yapmasını kaçınılmaz kılmış, böylece yine Hamburg’da düzenlenen 10.Headbangers Open Air Festivali’nde

gösterdiği başarılı performans ile endinden övgüyle söz ettirmeyi endinden övgüyle söz ettirmeyi başarmıştır.35 grubun yer aldığı bu uluslararası bu festival, grubun lerideki yapacağı yeni yurtdışı

aktiviteleri için atılmış sağlam birbasamaktır.

Grup 2008 yılı sonlarında son yapısal değişimini gerçekleştirmiş olup bugün değişimini gerçekleştirmiş olup bugün

itibariyle 3.albümünün ön hazırlıklarını yapmaktadır.

Süreç işlemeye devam etmekte...

Uluer Emre Özdil – Vokal Barbaros Bensoy – Gitar + Vokal

Ali Ulupınar – Gitar Ilgın Ayık – Keman

DenizDeniz Turan – Bas Gitar Murat Arslanoğlu – Davul

KNIGHT ERRANT

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 41: gazoz kapağı

AYDİLG

E

Bu albüm, canına tak edip, sabah işe gitmeyenlerin, saati yediye kurmayanların, erkenden uykuya dalmayanların, cep telefonunu yanına almayanların, vitaminini içmeyenlerin, yollara düşüp şehri özlemeyenlerin albümü… Kendine has,yumuşak,naif anlatımıyla;albümün bütününde masalsı bibir uslup kullanan Aydilge,pozitif mesajlarını yapıcı bir biçimde sizlere sunuyor.

İlk albümü Küçük Şarkı Evreni’nin ardından ikinci albümünde tüm yapay kuralları ve dayatılan yaşam biçimlerini sorgulayan Aydilge, bitmeyen enerjisiyle yaşamı bestelemeye ve söylemeye devam ediyor. Genç yaşına üç roman ve iki albüm sığdıran Aydilge, “Bazıları, hayatı kendileri deneyimle“Bazıları, hayatı kendileri deneyimler, bazıları ise o insanların deneyimlerini izleyerek ömürlerini tüketirler” diyerek pasif bir şekilde kıyıya çekilmeyi reddedip hayatın içine atlayarak söylüyor şarkılarını .

Bu albüm, siz teslim olmayanlara!Şimdi yollara düşme zamanı… Geri dönmemek pahasına!

Aydilge'nin Cem Sarıoğlu ile beraber prodüktörlüğünü üstlendiği ‘SOBEüstlendiği ‘SOBE’ dokuz parçadan oluşuyor. Altı şarkının bestesi ve albümdeki tüm sözler Aydilge'ye ait. Yollara Düşsem, Geri Dönmem ve Kalbim Hep Senle adlı besteler ise Sarıoğlu imzası taşıyor. Küçük Bir renk adlı parça ise Aydilge ve Cem Sarıoğlu'nun beraber bestelediği bir masal…

Cem Sarıoğlu, Atakan Ilgazdağ ve Oya Erkaya ve Cenk Erdoğan’ın aranjeleriyle renk bulan albümün mikslerinde SQmikslerinde SQL (Sound Quality Level) ödüllü Çağan Tunalı (Noiseist) ve Alen Konakoğlu imzası var. Yedi şarkının mastering’i, Pink Floyd’un efsanevi ses mühendisi, Grammy Ödüllü Andy Jackson tarafından yapıldı. Diğer iki şarkının mastering’i ise Kaliforniya, Capitol Records'un tek Türk ses mühendisi Evren Göknar'a ait. ‘Sobe’ albümünün ilk klip şarkısı ““Yollara Düşsem”’in yönetmenliğini Ceyda Balaban yaptı.

Dokuz Sekiz Müzik tarafından yayınlanan, Pirefabrika Müzik Yapım Menajerlik tarafından yürütülen albüm tüm müzik marketlerde...

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 42: gazoz kapağı

ÇİN SEDDİCİN SEDDİ’NİN İLK ALBÜMÜ “HER ŞEYE EVET DİYEMEM” İLE “HAYIR!” DİYEBİLMEK YOLUNDA İLK ADIM...

Cin Seddi’nin “HER ŞEYE EVET DİYEMEM” adlı ilk albümü müzik marketlerdeki yerini aldı.

Cin Seddi, “HER ŞEYE EVECin Seddi, “HER ŞEYE EVET DİYEMEM”in ilk klibini “SÜSLÜ” isimli parçaya çekti. Yapımcılığını Aykut Gürel’in üstlendiği albüm, İrem Records etiketiyle satışa sunuluyor. Siz de “hayır” diyemeyenlerdenseniz albümü dinledikten sonra herşeye evet dememeye hazır olun...

2003 yılında Ankara’da kurulan Cin Seddi, yıllardan bu yana sürdürdükleri çalışmalarını "Her Şeye Evet Diyemem" adlı ilk albümlerinde topladı.

Tüm söz ve müzikleri Özlem Altınışık ve Uğur Çakar'a ait olan 12 şarkılık Her Şeye Evet Diyemem'in masteringi Him, Nightwish,Evet Diyemem'in masteringi Him, Nightwish, Amorphis, Sentenced gibi dünyaca ünlü grupların mastering’ini yapmış olan Mika Jussila tarafından Finlandiya’da Finnvox stüdyolarında gerçekleştirilmiştir. Kayıtları ve mixleri Studyo d' de Deniz Durdağ tarafından yapılmıştır. Albümdeki 7 parçada klavyelerde ve elektronik düzenlemelerde 2008 Halıcı Beste Yarışması'nda birinci olan Olcay Demirci eşlik etti.

Özlem Altınışık’ın vokal yaptığı grupta, Uğur Çakar ve Tunç Apatay gitar, Burak Sezgin bas, Ufuk Bulut ise davul çalıyor. 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen “9. Battle of the Bands” yarışmasında Üniversitesi tarafından düzenlenen “9. Battle of the Bands” yarışmasında Jüri Özel Ödülü alan grubun bu ilk albümünün ismiyse Özlem Altınışık’ın üniversiteye girdiği yıllarda “her şeye evet diyen insanlar”ın psikolojisi üzerine yazdığı denemeden yola çıkılarak konuldu.

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 43: gazoz kapağı

ÖZGE FIŞKINAnkara doğumlu olan Özge Fışkın üniversite yıllarında kurduğu farklı müzik gruplarıyla cover şarkılar seslendirerek müzik yolculuğuna başladı.Bu gruplar içinde en uzun soluklu olanı Fender Blenders adlı grup oldu. 1998 yılından itibaren müzik çalışmalarına İstaçalışmalarına İstanbul’da devam etti.İlk solo albümüne kadar Sertab Erener ve Levent Yüksel ile geri vokal olarak yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda konserde performans yaptı ve stüdyo çalışmalarında bulundu. 2000 yılında katıldığı Roxy müzik yarışmasında Mert Tünay ile birlikte jüri özel ödülü aldı.2003 yılında Letonya’nın başkenti Riga’da düzenlenenyılında Letonya’nın başkenti Riga’da düzenlenen Eurovision şarkı yarışmasında Sertab Erener’in birincilik kazandığı ekipte dansçı ve geri vokal olarak Türkiye’yi temsil etti. 2007 Mayıs ayında uzun süre üzerinde çalıştığı Kilitler adlı ilk solo albümünü id etiketiyle çıkardı.Albümde yer alan pek çok şarkının sözleri Özge Fışkın’a ait.

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 44: gazoz kapağı

Amerikalı roman ve kısa hikâye yazarı Robbins, "Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir" görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncul romanlar yazmaktadır. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkar etmez; "herşeye rağmen mutluluk" ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı,

romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözleara sözler, Robbins'in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca

edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu

dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.

Another Roadside Attraction/Dur Bir Mola Ver (1971/1997) Even Cowgirls Get the Blues (1976)

Still Life withStill Life with Woodpecker/Ağaçkakan (1980/1999) Jitterbug Perfume/Parfümün Dansı (1984/1995)

Skinny Legs and All/Sıska bacaklar (1990) Half Asleep in Frog Pajamas/Sirius'tan Gelen Kurbağa (1994/2001)

Fierce Invalids Home from Hot Climates Sıcak ülkelerden dönen vahşi sakatlar(2000)

Villa Incognito (2003) WWild Ducks Flying Backwards (2005)

TOM ROBBİNS

“DOSTLARINI GÜLDÜRENLEREAÇILACAKTIR CENNET KAPILARIBU DURUMU

ALİM VE ULEMALAR ŞAŞIŞAŞIRTMIŞBİR TEKSUFİLER

ANLAMIŞTIR”

Yıl: 1 Sayı: 4

Page 45: gazoz kapağı

İstanbul alternatif/progresif sahnesinin ‘kült’ grubu Nekropsi, “10 yılda bir çıkar Sayı 2” ibareli albümünün ardından verdiği konserler ile ortalığı kasıp kavurmaya devam ediyor. 1990’da kuruan Nekropsi bir süre sonra 4 parçadan oluşan speed-metal demo Speed Lessons Part 1’ı

kaydetti. Üç yıl sonra Cevdet (davul, vokal), kaydetti. Üç yıl sonra Cevdet (davul, vokal), Cem (gitar, vokal) ve Tolga (gitar, vokal)dan oluşan ideal kadrosuna kavuşan grubun 2 yıl

boyunca sabit bir basçısı olmadı. Grup, 1996’da tür sınırlaması olmayan enstrümantal müzik olarak tabir ettikleri ilk albümü Mi Kubbesi’ni yayınladı.

Mi Kubbesi, Türk müzik piyasası için hayli deneysel ve riskli bir albüm oldu.ve riskli bir albüm oldu. Aynı yıl Nekropsi, Roxy Müzik günlerinde en yi avant garde grup ödülünü kazandı. Çoğunlukla festivaller ve üniversite etkinliklerinde çalmaya yönelen topluluk 1998’de Jimmy Page& Robert Plant ikilisinin İstanbul konserinin ön grubu olarak sahne aldı. 2000’e kadar çok sayıda yurtiçi ve yurtdışı konserle hatırı sayılır bir dinleyici kitlesi edinen Nekropsi,edinen Nekropsi, Alanis Morisette’in ön grubu olarak yer aldıkları 2001 tarihli konserin ardından verdikleri

‘pause’ dan sonra müzik-ses-sanat dünyasında değişik maceralara soyunan Nekropsi üyeleri Cem,

Cevdet ve Tolga, Kurban grubunun basçısı Kerem’i de yanlarına alıp yıllardan beri beklenen albümü 2007 başında A.K. Müzik’ten yayınladı. Kayıttan kapağa

(bu arada kapak fotoğrafında sanılanın aksine (bu arada kapak fotoğrafında sanılanın aksine hiçbir photoshop marifetine sığınılmadı) kendi prodüksiyonları olan albümden ‘Harf Devrimi’,

‘Erciyes Şokta’, ‘Papa’, ‘’Baba’ ve diğer sürprizler Türkiye ve yurtdışında şimdiden radyoları ve müzik

sistemlerini bolca meşgul ediyor. İlk albüm Mi Kubbesi’ne oranla kısa, sade ve kesintisiz enerjili parçaları, beton ritmik yapısı, ve ‘acayip ritmik yapısı, ve ‘acayip’ vokalleri ile Nekropsi’nin

kendi kimyası dışında dans ve punk’a da selamlar veriyor.

Cem Ömeroğlu - Gitar, Vokal

Cevdet Erek - Davul, Vokal

Kerem Tüzün - Bas, Vokal

Gökhan Goralı - Gitar, Vokal

NEKROPSİYıl: 1 Sayı: 4