Çİft oluklu betonarme kİrİŞlerde oluk derİnlİĞİ ve ... · katı kadar mesafeye...
TRANSCRIPT
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
ÇİFT OLUKLU BETONARME KİRİŞLERDE OLUK DERİNLİĞİ VE
SÜNEKLİK İLİŞKİSİ
Alper Aldemir1
1 Dr., İnşaat Mühendisliği Bölümü, Hacettepe Üniversitesi
e.posta: [email protected]
ÖZET:
Betonarme sistemlerde sünek bir davranış elde edebilmek ve plastik mafsal oluşumundan kaynaklı kolon-kiriş
bağlantı noktasının hasar kontrolünü gerçekleştirmek için son zamanlarda çift oluklu betonarme kiriş sistemleri
(ÇOBK) fikri geliştirilmiştir. Bu sistemlerde, kiriş uç bölgelerinde kesitin hem alt hem de üst kısımlarında oluklar
açılarak sünek ve tahmin edilebilir bir davranış elde edilmek hedeflenmiştir. Bu çalışmanın ilk aşamasında, ÇOBK
sistemlerinde monotonik yükleme etkisi altında sonlu eleman analizleri vasıtasıyla oluk derinliğinin davranışa
etkisi incelenmiştir. Gerçeklenen numerik model vasıtasıyla, oluk derinliğinin kirişin davranışına etkisi
incelenmiştir. Numerik modelde hem beton hem de donatı çeliği için doğrusal olmayan malzeme kullanılmıştır.
Modellerin performansı karşılaştırılırken yük kapasitesi, deplasman kapasitesi ve dönme kapasiteleri
incelenmiştir. Daha sonraki kısımda ise, ÇOBK sistemlerinin betonarme çerçeve davranışına etkisi incelenmiştir.
Bunun için, üç farklı kat sayısına ve dört farklı açıklığa sahip çerçeveler numerik olarak analiz edilmiştir. Numerik
modellerde kolon yüzüne, kolon yüzünden kiriş yüksekliği (h) kadar ve kolon yüzünden kiriş yüksekliğinin 1,5
katı kadar mesafeye yerleştirilmiş ÇOBK sistemleri kullanılmıştır. Bu sistemlerin ÇOBK içermeyen
(konvansiyonel) betonarme çerçeveyle karşılaştırması yapılmıştır. Karşılaştırmalarda çerçevelerin yanal
rijitliğindeki, temel periyodundaki ve temel mod şeklindeki değişimler temel alınmıştır. Analizler sonucunda,
ÇOBK sisteminin kolon yüzünden uygulanma mesafesinin seçilen parametrelere etkisinin oldukça fazla olduğu
ve kolon yüzünden 1,5h mesafeye yerleştirilen oluğun davranışı ihmal edilebilecek nitelikte etkilediği
gözlemlenmiştir. Ayrıca, uygulama mesafesinden bağımsız olarak mod şekilleri ÇOBK sisteminden
etkilenmemektedir.
ANAHTAR KELİMELER: Çift Oluklu Betonarme Kiriş, Çerçeve Davranışı, Temel Periyot, Yanal Rijitlik
Değişimi
THE RELATION BETWEEN SLOT DEPTH AND DUCTILITY IN DOUBLE
SLOTTED RC BEAMS
ABSTRACT:
Recently, the idea of double-slotted reinforced concrete beam systems (DSB) has been developed to achieve a
ductile behavior in reinforced concrete systems and to control the damage of the column-beam connection
stemming from plastic hinge formation. In these systems, it is aimed to obtain a ductile and predictable behavior
by opening the slots in both the upper and lower sections of the beam ends. This study investigates the effect of
the depth of the slot on the behavior of DSB systems under monotonic loading by utilizing finite element analysis.
After the verification of the numerical model, the effect of depth of notch on the behavior of the beam was
examined. Nonlinear material properties of both steel and concrete were considered in numerical models. The
performance of the numerical model was compared by comparing the load capacity, displacement capacity and
plastic rotation capacity estimations. In the second part, the effect of DSB on frame behavior was investigated. To
this end, frames with three different number of stories and four different number of bays were used. In numerical
models, the slots were placed at a distance of one height of the beam (h) and 1.5h from the face of the column.
The conventional concrete counterparts of these frames were also modelled for comparison purposes. The changes
in the lateral rigidities, fundamental vibration periods and mode shapes were investigated. The effect of DSB on
the frame behaviour was dependent on the location of the slot and this effect could be minimized by selecting a
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
slot location of 1.5h from the face of column. Besides, mode shapes were not affected by the DSB application
independent from the location of slots.
KEYWORDS: Double Slotted RC Beam, Frame Behaviour, Fundamental Period, Lateral Stiffness Change
1. GİRİŞ
Günümüzde yapı mekaniği alanında gerçekleştirilen çalışmalar, genellikle mevcut yapı sistemlerinin deprem,
rüzgar, vb. yük talepleri altındaki davranışlarını iyileştirmek üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu bağlamda
gerçekleştirilen çalışmaların betonarme yapılar için genel geçer bazı kuralların sismik tasarım şartnamelerine
yerleştirilmesine neden olmuştur. Bu kuralların ya da kısıtlamaların temel çıkış noktası tasarım mühendislerinin
temel bazı prensipleri uygulayarak yapı davranışına müdahale edebildiklerinin ispatıdır. Günümüzde kullanılan
neredeyse tüm sismik tasarım şartnamelerinde, yapısal davranışı daha sünek bir hale getirmek için kuvvetli kolon-
zayıf kiriş ilkesi, kapasiteye dayalı kesme tasarımı, sismik etriye uygulaması, vb. prensipler kullanılmaktadır
(TDY2007, Eurocode 8 ve ACI318-14). Bahsi geçen prensipler sağlanamadığında, betonarme sistemlerde sismik
etkilerden kaynaklı deplasman taleplerini karşılamak oldukça zorlaşmakta ve daha da önemlisi yatay stabilite için
hayati öneme sahip düşey elemanların aşırı hasar görmesi de kaçınılmaz olmaktadır. Bu senaryo, deprem gibi
yatay deplasman talebi yaratan yük etkilerinde olabilecek en olumsuz senaryodur.
Ne yazık ki sadece plastik mafsal oluşumunun yatay elemanlara yönlendirilmesine yönelik bu müdahaleler sismik
taleplerin karşılanmasını garanti altına alamamaktadır. Binaların sismik davranışını olumlu etkileyen bu
müdahaleler bir başka zorunluluğun da ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Yani, düşey elemanların hasarlarının
sınırlandırılmasına yönelik bu önlemler, yatay elemanların deplasman kapasitelerinin kontrol edilmesi
gerekliliğini getirmektedir. Ek olarak kolon – kiriş birleşimlerinin de talepleri karşılayabilmesi esastır. Bu nedenle,
literatürde betonarme elemanların plastik dönme kapasitelerini arttırmaya yönelik çalışmalar bulunmaktadır.
Literatürde, Lifli Polimer (FRP) veya Karbon Lifli Polimer (CFRP) ile sargılama yöntemleriyle kirişlerin veya
kolonların yetersiz plastik dönme kapasitelerini arttırma metotları ön plana çıkmıştır (Shahawy vd. 1996,
Saadatmanesh 1997 ve Rabinovitch ve Frostig 2003). Ayrıca, kolon-kiriş bağlantı noktalarının da yetersiz
performansları plastik mafsal oluşan bölgenin bağlantı noktasından uzaklaştırılmasıyla iyileştirilmiştir. Bir başka
deyişle plastik mafsallaşmadan kaynaklı ekstra taleplerin bağlantı noktalarından uzaklaştırılmasıyla bağlantı
noktalarının istenmeyen hasarlardan korunması sağlanmaktadır (Au 2010, Byrne 2012, Dalalbashi vd. 2012,
Eslami vd. 2013 ve Muir 2014).
Hem kiriş kapasitesinin arttırılması hem de kolon-kiriş bağlantı noktası hasarını kontrol altına alabilmek için
FRP’yle sargılamanın dışında tek oluklu kiriş sistemi fikri ortaya atılmıştır (Okhubo vd. 1999). Bahsi geçen
sistemde, kirişlerin mafsallaşma olması istenen bölgesinde derin bir oluk bırakılmaktadır (Şekil 1.a). Ayrıca,
kesme aktarımından kaynaklı sorunları engellemek için oluk etrafında ek pilyeli donatı yerleştirilmektedir (Şekil
1). Boyuna donatıda oluşacak gerilmelerin oluk genişliğinden daha uzun bir mesafede oluşmasını sağlamak ve
oluk etrafındaki lokal çatlakları engellemek için oluk içinde sürekli devam eden çekme donatısının betonla bağı
oluk çevresinde bir kılıf vasıtasıyla kesilmektedir (Oudah ve El-Hacha 2017). Tek oluklu kiriş sistemiyle çevrimsel
yük etkileri altında dahi 0,04rad toplam dönme kapasitesi elde edilebildiği deneysel olarak tespit edilmiştir
(Okhubo vd. 1999 ve Ohkubo ve Hamamoto 2004). Bu sistemlerin, plastik mafsallaşma noktasının yerini
değiştirerek, FRP’yle sargılamadaki mantıkla paralel olarak, kolon-kiriş bağlantı noktasındaki hasarları
sınırlandırdığı da gözlemlenmiştir (Muir vd. 2013). Tek oluklu kiriş sistemlerinin oldukça başarılı bir performansa
sahip olduğu kanıtlansa dahi, bu sistemlerin esas dayanak noktası olan eğilme davranışının çekme donatısı
tarafından baskılanması fikri tersinir yükler altında ihlal edildiği aşikârdır. Bu nedenle, bu sistemler pratikte çok
fazla talep bulamamıştır.
Tek oluklu kiriş sistemlerinden sonra çift oluklu kiriş sistemleri üzerine çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır (Şekil
1). Bu sistem, biraz AISC358’de önerilen Zayıflatılmış Kiriş Enkesitli bağlantı detayından esinlenilerek, kiriş
uçlarında plastik mafsallaşmanın istendiği bölgede açılan iki adet oluk içermektedir (Şekil 1.b). Böylece tek oluklu
sistemden farklı olarak tersinir moment etkileri altında da aynı davranış elde edilebilmektedir. Çift oluklu kiriş
sistemleri, tek oluklu kiriş sistemlerine göre kritik kesitteki dönme merkezi tespiti kolaylığı açısından da daha
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
avantajlıdır. Çünkü kritik kesitteki dönme merkezi kesitin tasarımını direk etkilemektedir. Çift oluklu kirişlerde
simetri kaynaklı dönme merkezi kesitin geometrik merkezine denk gelmektedir. Bu konuyla ilgili ilk deneysel
çalışma Oudah ve El-Hacha (2017) tarafından gerçekleştirilmiştir. Çalışmalarında, çift oluklu kiriş sistemlerinin
performanslarını ve oluk yerinin performansa etkisini irdelemişlerdir. Bu çalışmanın ilk aşamasında, farklı oluk
derinliğine sahip ÇOBK sistemlerinin nonlineer sonlu eleman modellerinden elde edilen kuvvet-deplasman
eğrileri ve moment-dönme eğrileri karşılaştırılacaktır. Daha sonra, ÇOBK sistemlerinin çerçeve sistemlerinin
davranışına etkisi numerik olarak incelenecektir. Bunun için, farklı kat sayısına (5, 10 ve 15 katlı) sahip betonarme
çerçeve sistemlerine, kolon yüzünden 0h, 1,0h ve 1,5h mesafeye yerleştirilecek ve 0,3h oluk derinliğine sahip
ÇOBK uygulanmasıyla, çerçeve sistemlerinin yanal rijitlik kayıpları irdelenecektir. Ayrıca, incelenen çerçeve
sistemlerinin sismik özelliklerindeki (temel titreşim periyotları ve mod şekilleri) değişimler de özetlenecektir.
Böylece oluklu bir kiriş kesitinin uygulanmasıyla kolonların sınır koşullarına yapılan etkinin çerçeve davranışına
ne ölçüde etki yaptığı ortaya konulacaktır.
Şekil 1. (a) Tek Oluklu Kiriş ve (b) Çift Oluklu Kiriş Detayı
2. NUMERİK MODEL DETAYLARI
Bu kısımda, ÇOBK kolon-kiriş sistemlerinin 3 boyutlu sonlu eleman analizleri gerçekleştirilmiştir. Analizler
ANSYS programında yapılmıştır. Kolon ve kiriş gövdeleri 8 düğüm noktalı katı elemanlar kullanılarak ve
donatılar ise iki düğüm noktalı çubuk elemanlar yardımıyla simule edilmiştir (Şekil 2). Beton davranışını dikkate
alınırken Willam – Warnke (1975) kırılma eğrisi kullanılmıştır. Donatı çeliği davranışı ise elasto-plastik plastisite
modeliyle yansıtılmıştır. Öncelikle numerik modelin gerçeklemesini yapmak için Oudah ve El-Hacha (2017)’nın
test ettiği bir numune kullanılmıştır. Numerik modellemesi yapılan kirişin donatı detayları ve geometrik özellikleri
Şekil 2’de verilmiştir. Şekil 3 incelendiğinde numerik modellerden elde edilen kapasite eğrisinin oldukça iyi bir
şekilde deneysel veriyi yansıtabildiği göze çarpmaktadır. Numerik modelin, kiriş kapasitesini tahmin etmesindeki
hata oranları, pozitif (negatif) yükleme yönü dikkate alındığında %11,6 (%14,4) olarak hesaplanmıştır. Bu hata
oranı, numerik modeller vasıtasıyla oldukça başarılı kapasite tahmini yapılabildiğine işarettir. Oluşturulan model
hakkında daha detaylı bilgiye Aldemir (2017)’den ulaşılabilir. Bu gerçeklenen model kullanılarak SAP2000 gibi
plastik mafsallar vasıtasıyla plastik davranışını modelleyen programlarda mafsal tanımlaması aşamasında
kullanılmaktadır.
Numerik model gerçeklemesi yapıldıktan sonra bu model kullanılarak farklı oluk derinliği (ds) / kiriş yüksekliği
(h) oranına sahip kirişler (0,15, 0,20, 0,30 ve 0,40) ve farklı mesafelere yerleştirilmiş oluklar (kolon yüzünden 1h
ve 1,7h mesafeye) üzerinde nonlineer analizler gerçekleştirilmiştir. Analizlerde, plastik mafsal bölgesinin
(olukların bulunduğu kiriş kesitinin) kuvvet – deplasman ve moment – dönme kapasite eğrileri elde edilmiştir. Bu
eğrilerden yola çıkarak optimum oluk derinliği / kiriş yüksekliği oranı olarak 0,30 önerilmiş ve bu oranın, diğer
oranlara nazaran eşit miktarda malzemeyle benzer deplasman kapasiteleri için daha fazla kesme kapasitesi
sağladığı öne sürülmüştür (Şekil 4).
Ek Donatı
Çelik Kılıf
(a)
Ek Donatı
Çelik Kılıf
Çelik Kılıf
(b)
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
Şekil 2. Numerik Modellerde Kullanılan Numunelerinin Geometrik Özellikleri ve Donatı Detayları
Şekil 3. (a) Katı Modelin Görünümü ve (b) Kapasite Eğrilerinin Karşılaştırılması
3. ÇERÇEVE MODEL DETAYLARI
Çalışmanın bu kısmındaki analizlerinde, dört açıklığa ve 5, 10 ve 15 kat sayısına sahip betonarme çerçeveler
kullanılacaktır. Tüm çerçeve sistemlerde kat yüksekliği 3m olarak varsayılmıştır. Kullanılan modellerin detayları
Şekil 5’te özetlenmektedir. Her çerçeve sistemi dört farklı kiriş tipiyle ayrı ayrı analiz edilmiştir. İlk analiz kontrol
numunesi olması açısından oluksuz (konvansiyonel) betonarme sistemi, ikincisi kolon yüzüne yerleştirilmiş çift
oluklu kiriş sistemi, üçüncüsü kolon yüzünden 1,0h mesafeye yerleştirilmiş kiriş sistemi ve sonuncusu ise kolon
yüzünden 1,5h mesafeye yerleştirilmiş kiriş sistemidir. Tüm çift oluklu kiriş sistemlerinde oluk derinliği Aldemir
(2017) uyarınca 0,30h olarak alınmıştır. Numerik modelde çubuk elemanları kullanılmıştır. Çift oluklu kiriş
sistemlerinde kirişler, oluğun bulunduğu kesitte malzeme kaybını dikkate almak maksadıyla oluk genişliği
boyunca daha düşük bir derinliğe sahip bir çubuk elemanı kullanılarak modellenmiştir. Ayrıca, tüm sistemler için
kiriş yüksekliği h=600mm ve genişliği ise b=300m olarak varsayılmıştır (
Şekil 5).
Oluk genişliği belirlenirken Oudah (2014)’te önerildiği üzere ACI T1.1 (2001) tarafından verilen limit dönme
miktarı olan θ=0,035rad’lık dönmeye fiziksel olarak imkân sağlayabilecek genişlik hesaplanmıştır. Hesaplarda alt
ve üst donatı arasındaki mesafe hetkin=520mm olarak alınmıştır. Böylece Denk (1)’e göre gerekli oluk genişliği
(ws) 18,2mm olarak hesaplanmaktadır. Güvenli tarafta kalarak 25 mm’lik bir oluk genişliği varsayılmış ve tüm
modellerde sabit oluk genişliği kullanılmıştır.
𝑤𝑠 = 𝜃 × hetkin (1)
400
720
560
720
560
9-10M / 90
3-10M / 150
3-10M / 150
2-20M
2-20M 200mm
9-10M / 90
9-10M / 90 6-10M / 150
2-15M
2-15M
440 mm
30
0 m
m
6-15M 40
0 m
m
300 mm
4-15M
Kiriş Kesiti
Kolon Kesiti
-60
-40
-20
0
20
40
60
80
-100 -50 0 50 100
Kes
me
Ku
vv
eti
(kN
)
Uç Deplasmanı (mm)
Num. Model
Deney
(a) (b)
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
Şekil 4. Farklı Oluk Derinliği / Kiriş Yüksekliği Oranları için Kapasite Eğrileri
Şekil 5. Numerik Modellerde Kullanılan Çerçeve Tipleri ve Kesit Özellikleri
0
10
20
30
40
50
60
70
80
0 20 40 60 80 100
Kes
me
Ku
vv
eti
(kN
)
Uç Deplasmanı (mm)
0.15h 0.20h0.30h 0.40h
0
10
20
30
40
50
60
70
0 20 40 60 80 100
Kes
me
Ku
vv
eti
(kN
)
Uç Deplasmanı (mm)
0.15h 0.20h0.30h 0.40h
Oluk Mesafesi = 1,0h
0
20
40
60
80
100
120
0 0.01 0.02 0.03 0.04
Mo
men
t (k
N.m
)
Dönme (rad)
0.15h 0.20h0.30h 0.40h
0
20
40
60
80
100
120
0 0.01 0.02 0.03 0.04
Mo
men
t (k
N.m
)
Dönme (rad)
0.15h 0.20h0.30h 0.40h
Oluk Mesafesi = 1,0h
Oluk Mesafesi = 1,7h Oluk Mesafesi = 1,7h
400 x 600 mm
Kolon A
Kolon B
600 x 800 mm
Kolon C
A B C A B C
700 x 900 mm
Kiriş
300
x
600
mm
Çubuk Model Detayı
Oluk için ek elemanlar
Kontrol Numunesi için Konvansiyonel
Betonarme Çerçeve Sistemleri
Çift Oluklu Betonarme Çerçeve
Sistemlerinin Şematik Gösterimi
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
Tüm modellerin temel periyotları belirlenmiş ve mod şekilleri elde edilmiştir. Daha sonra kontrol numunesine
oranla karşılaştırmaları yapılmıştır. Beton sınıfı olarak C25 kullanılmıştır. Bu nedenle, hesaplarda elastisite
modülü TS 500 uyarınca 30.000 MPa olarak alınmıştır. Analizler SAP2000 programında gerçekleştirilmiştir.
Modellerde ek ölü yükü temsil etmek maksadıyla 5kN/m ve hareketli yük olarak da 10kN/m düzgün yayılı yük
kirişlere etkitilmiştir. Kütle hesaplarında TDY2007’yle uyumlu olarak ölü yükün tamamı ve hareketli yükün ise
%30’u kullanılmıştır. Numerik modelde tüm bağlantılar ankastre olarak varsayılmıştır. Ayrıca, çift oluklu kiriş
detayı modellenirken üst ve alt donatıların rijitliğe katkıları alınmamıştır. Bu varsayımla yanal rijitlik değişimi
güvenli tarafta kalınarak hesaplanmış olacaktır.
4. ANALİZ SONUÇLARI
Her seçilen kat sayısı için Bölüm 3’de açıklanan kiriş sistemlerini taklit eden 4 farklı model oluşturulmuş ve bu
modeller modal analize tabi tutulmuştur. Analizler sonucunda incelenen bina gruplarının kontrol numunelerinden
ne ölçüde farklı değerler gösterdiği incelenmiştir. Araştırılan davranış parametreleri temeel periyot değeri, temel
mod şekli ve çerçeve sisteminin ilk modunun yanal rijitlik değişimidir. Modellerden elde edilen periyot ve periyot
değişim oranları Tablo 1’de özetlenmektedir. Tablo 1’den de anlaşılacağı üzere kat sayısından bağımsız olarak
oluğun kolon yüzünden mesafesi arttıkça periyot değerleri konvansiyonel betonarme sistemlerin periyot
değerlerine yakınsamaktadır. Örneğin, oluğun kolon yüzünden 1,5h kadar uzağa yerleştirildiği durum için periyot
değişimi her kat sayısı için %5’in altında kalmaktadır. Ayrıca, kat sayısı arttıkça oluk uygulamasından kaynaklı
değişim oranları da artmaktadır.
Periyot tahminlerindeki değişim oranlarından incelenen sistemlerin yanal rijitlik değişimlerine de
ulaşılabilmektedir. Bu oranlar da Tablo 1’de verilmiştir. Yanal rijitlik değişimi sistemlerin kolonların sınır
koşullarına yapılan müdahalenin yapının davranışına etkisini daha net bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna göre
kolon yüzüne yerleştirilen oluğun yapının yanal rijitliğini yaklaşık %25 oranında etkilediği tespit edilmiştir. Bu
oran oluk uygulamasının bina davranışına oldukça fazla etki yapabildiğini ispat etmektedir. Özellikle yanal
deplasman taleplerinin karşılanmasında sorun yaşanan binalarda oluk uygulamasının yaratacağı negatif etkiler
ancak oluk yerinin kolon yüzünden uzaklaştırılmasıyla çözülebilmektedir. Oluğun çeşitli mimari veya işlevsel
sebeplerden ötürü kolon yüzünde uygulaması zorunluluğu olan durumlarda ise, yanal deplasman taleplerini
azaltmak için perde duvar gibi ekstra yanal rijitlik sağlayan sistemlere geçme zorunluluğu doğmaktadır. Fakat,
Tablo 1’e göre oluk uygulamasının kolon yüzünden 1,5h gibi bir mesafede yapılması binanın davranışını kabul
edilebilir oranlarda değiştirdiği aşikârdır. Bu nedenle çift oluklu kiriş sistemlerinin kolon yüzünden en az 1,0h
kadar mesafede uygulanması önerilmektedir. Bu uygulama ayrıca kolon – kiriş bağlantısının plastik mafsal
oluşumundan kaynaklı hasar penetrasyonundan da koruyacağı için oldukça önemlidir.
Tablo 1. Numerik Analiz Sonucunda Elde Edilen Hâkim Periyot Tahminleri
Kat
Sayısı
Oluk
Yeri
Periyot
(sn)
Değişim Oranı
(%)
Rijitlik Değişim Oranı
(%)
5
- 0,333 - -
0 0,362 8,709 18,176
1 0,348 4,505 9,212
1,5 0,343 3,003 6,096
10
- 0,644 - -
0 0,717 11,335 23,956
1 0,681 5,745 11,821
1,5 0,668 3,727 7,592
15
- 1,020 - -
0 1,140 11,765 24,913
1 1,081 5,980 12,318
1,5 1,059 3,824 7,793
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
Şekil 6-Şekil 8’de temel mod şeklinin görünümü, tüm modellerden elde edilen yanal yer değiştirme şekillerinin
çerçeve yüksekliği boyunca karşılaştırılması ve tüm modeller için kirişlerde gözlemlenen dönme miktarının
çerçeve yüksekliği boyunca değişiminin karşılaştırılması verilmektedir. Oluk uygulamasının, yanal yer
değiştirmeler ve kiriş uçlarındaki dönme miktarları göz önünde bulundurulduğunda belirgin bir etkisi olmadığı
açıkça görülmektedir (Şekil 6-Şekil 8). Bir başka deyişle, oluk uygulanma mesafesinin veya oluk varlığının
çerçeve sistemlerindeki kiriş uç noktasındaki dönme miktarlarına çok kısıtlı bir etkisi bulunmaktadır. Ama bu etki
tamamen göz ardı edilebilecek bir miktardadır. Ayrıca, oluğun kolon yüzünde uygulanmasıyla elde edilen etki
incelenen tüm kat sayıları için maksimum seviyededir. Fakat, bu etki kat sayısı 5’den fazla olan durumlar için
oldukça düşüktür.
Şekil 6. 5 Katlı Çerçeve Sistemi Sonuçları: (a) Birinci Mod Şekli, (b) Yanal Deplasmanın Yükseklik Boyunca
Değişimi ve (c) Kiriş Uç Dönmesinin Yükseklik Boyunca Karşılaştırılması
Şekil 7. 10 Katlı Çerçeve Sistemi Sonuçları: (a) Birinci Mod Şekli, (b) Yanal Deplasmanın Yükseklik Boyunca
Değişimi ve (c) Kiriş Uç Dönmesinin Yükseklik Boyunca Karşılaştırılması
0
3
6
9
12
15
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1
Yü
kse
kli
k (
m)
Yanal Deplasman (mm)
Kon.0h1h1.5h
0
3
6
9
12
15
0 0.02 0.04 0.06 0.08 0.1
Yü
kse
kli
k (
m)
Kiriş Uç Dönmesi (rad)
Kon.0h1h1.5h
(a) (b) (c)
0
6
12
18
24
30
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1
Yü
kse
kli
k (
m)
Yanal Deplasman (mm)
Kon.0h1h1.5h
0
6
12
18
24
30
0 0.02 0.04 0.06
Yü
kse
kli
k (
m)
Kiriş Uç Dönmesi (rad)
Kon.0h1h1.5h
(a) (b) (c)
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
Şekil 8. 15 Katlı Çerçeve Sistemi Sonuçları: (a) Birinci Mod Şekli, (b) Yanal Deplasmanın Yükseklik Boyunca
Değişimi ve (c) Kiriş Uç Dönmesinin Yükseklik Boyunca Karşılaştırılması
5. SONUÇLAR
Bu çalışmada ÇOBK sistemlerinin çerçeve davranışına etkisi numerik olarak incelenmiştir. Gerçekleştirilen
analizler sonucunda ÇOBK sistemlerinin kolon yüzüne uygulanmasının çerçevenin yanal rijitliğini oldukça fazla
miktarda etkilediği tespit edilmiştir. Bu nedenle ÇOBK uygulamasının kolon yüzünden en az kiriş yüksekliği kadar
bir mesafede yapılması tavsiye edilmektedir. Böylece kolon-kiriş bağlantı noktasındaki kiriş mafsallaşmasından
kaynaklı hasarlar da engellenmiş olacaktır. ÇOBK uygulamasının çerçevelerin periyot değişimi üzerine etkisi ise
en elverişsiz durum olan oluğun kolon yüzünde uygulanması durumunda dahi yaklaşık %10 civarında tespit
edilmiştir. Bu değer oluğun kolon yüzünden kaydırılmasıyla %3’lere gerilemektedir. Ayrıca, ÇOBK
uygulamasının artan kat sayısıyla pozitif korelasyona sahip olduğu da gözlemlenmiştir. Fakat ÇOBK sitemlerinin
incelenen çerçeve sistemleri için mod şekil değişikliğine yol açmadığı da belirtilmelidir. Kiriş uçlarında kısıtlı bir
değişim gözlemlense dahi yanal deplasmanların çerçeve yüksekliği boyunca değişimi incelendiğinde mod
şekillerinin neredeyse hiç değişmediği tespit edilmektedir. Sonuç olarak, ÇOBK uygulamasının çerçeve
davranışına etkisi oluğun kiriş üzerindeki pozisyonuna bağlı olarak değişmekte ve doğru bir oluk pozisyonu
seçimiyle minimuma indirilebilmektedir.
KAYNAKLAR
1. ACI 318 (2014). Building code requirements for structural concrete and commentary on building code
requirements for structural concrete. ACI Committee. Farmington Hills, Mich, USA.
2. ACI T1.1 (2001). Acceptance criteria for moment frames based on structural testing. ACI Innovation Task
Group 1 and Collaborations. ACI Framington Hills, Michigan, USA.
3. AISC 358. (2016). Prequalified connections for special and intermediate steel moment frames for seismic
applications. Chicago, IL.
4. Aldemir, A. (2017). Çift oluklu betonarme kiriş sistemlerinde boşluk derinliğinin davranışa etkisi. Gazi
Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi (Kabul edildi).
5. ANSYS Inc. (2015), Basic Analysis Guide for ANSYS 16.2, SAS IP Inc.
6. Au, E. (2010). The mechanics and design of a non-tearing floor connection using slotted reinforced
concrete beams, M.S. Thesis. Department of Civil and Natural Resources Engineering, University of
Canterbury, Christchurch, New Zealand.
7. Byrne, J.D.R. (2012). Bond and shear mechanics within reinforced concrete beam-column joints
incorporating the slotted beam detail. M.S. Thesis. Department of Civil and Natural Resources
Engineering, University of Canterbury, Christchurch, New Zealand.
8. Dalalbashi, A., Eslami, A., Rolagh, H.R. (2012). Plastic hinge relocation in RC joints as an alternative
method of retrofitting using FRP. Composite Structures. 94, 2433-2439.
0
9
18
27
36
45
0 0.2 0.4 0.6 0.8 1
Yü
kse
kli
k (
m)
Yanal Deplasman (mm)
Kon.0h1h1.5h
0
9
18
27
36
45
0 0.01 0.02 0.03 0.04
Yü
kse
kli
k (
m)
Kiriş Uç Dönmesi (rad)
Kon.0h1h1.5h
(a)
(b) (c)
4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı
11-13 Ekim 2017 – ANADOLU ÜNİVERSİTESİ – ESKİŞEHİR
9. Eslami, A., Dalallabashi, A., Ronagh, H.R. (2013). On the effect of plastic hinge relocation in RC
buildings using CFRP. Composites Part B: Engineering. 52, 350-361.
10. Eurocode 8 (2003). Design of structures for earthquake resistance. European Committee for
Standardization. Brussels, Belgium.
11. Muir, C.A., Bull, D.K., Pampanin, S. (2013). Seismic testing of the slotted beam detail for reinforced
concrete structures. Structures Congress. 2614-2625.
12. Muir, C.A., (2014). Seismic performance of the slotted beam detail in reinforced concrete moment
resisting frames. Ph.D. Thesis. Department of Civil and Natural Resources Engineering, University of
Canterbury, Christchurch, New Zealand.
13. Ohkubo, M. , Matsuoka, T., Yoshioka, T., Anderson, D.L. (1999). Shear transfer mechanism of reinforced
concrete beams with a slot at the beam end. Procession of Japan Concrete Institute. 21, 523-528.
14. Ohkubo, M., Hamamoto, T. (2004). Developing reinforced concrete slotted beam structures to reduce
earthquake damage and to enhance seismic structural performance. 13th World Conference on Earthquake
Engineering. Vancouver, B.C., Canada.
15. Oudah, F. (2014). Development of innovative self-centering concrete beam-column connections
reinforced using shape memory alloys. Ph.D. Thesis. Unversity of Calgary, Alberta, Canada.
16. Oudah, F., El-Hacha, R. (2017). Plastic hinge relocation in concrete structures using the double-slotted-
beam system. Bulletin of Earthquake Engineering. 15(3), 2173-2199.
17. Rabinovitch O., Frostig Y. (2003). Experiments and analytical comparison of rc beams strengthened with
cfrp composites. Composites Part B: Engineering. 34, 663–77.
18. Saadatmanesh H. (1997). Extending service life of concrete and masonry structures with fiber composites.
Construction and Building Materials. 11:5, 327–335, 1997.
19. SAP2000 Ver. 19 (2017). CSI analysis reference manual. Computers and Structures Inc., Berkeley,
California, USA.
20. Shahawy M.A., Arockiasamy M., Beitelman T., Sowrirajan R. (1996). Reinforced concrete rectangular
beams strengthened with CFRP laminates. Composites Part B: Engineering. 27, 225–233.
21. TDY (2007). Deprem bölgelerinde yapılacak binalar hakkında yönetmelik. Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı, Ankara, Türkiye.
22. TS 500 (2000). Betonarme yapıların tasarım ve yapım kuralları. Türk Standartları Enstitüsü, Ankara.
23. Willam, K.J., Warnke, E.D. (1975). Constitutive model for the triaxial behavior of concrete. Proceedings
of International Association for Bridge and Structural Engineering, ISMES, Bergamo, Italy.