erken hİrİstİyan

46
ERKEN HİRİSTİYAN İ.Ö 330’da Konstantin eski Roma’nın tüm İmparatorluk bürokrasisini Karadeniz’in ağzındaki yeni Roma’ya taşıması Roma dünyasındaki kapsamlı değişimlerin bir simgesiydi. Roma’da dünyevi rahatlık ve hazlara odaklı bir yaşam tarzı hakimdi. Ancak zaman içinde bu yaşam tarzı dünyaya ve kendilerine dair düşüncelerini şekillendirmeye başlayan yeni bir dinin etkisiyle öte dünyaya yönelik yeni bir ilgiye bıraktı. 1

Upload: khuong

Post on 28-Jan-2016

52 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

ERKEN HİRİSTİYAN. İ.Ö 330’da Konstantin eski Roma’nın tüm İmparatorluk bürokrasisini Karadeniz’in ağzındaki yeni Roma’ya taşıması Roma dünyasındaki kapsamlı değişimlerin bir simgesiydi. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: ERKEN HİRİSTİYAN

ERKEN HİRİSTİYAN

İ.Ö 330’da Konstantin eski Roma’nın tüm İmparatorluk bürokrasisini Karadeniz’in ağzındaki yeni Roma’ya taşıması Roma dünyasındaki kapsamlı değişimlerin bir simgesiydi.

Roma’da dünyevi rahatlık ve hazlara odaklı bir yaşam tarzı hakimdi. Ancak zaman içinde bu yaşam tarzı dünyaya ve kendilerine dair düşüncelerini şekillendirmeye başlayan yeni bir dinin etkisiyle öte dünyaya yönelik yeni bir ilgiye bıraktı.

1

Page 2: ERKEN HİRİSTİYAN

Roma imparatorluğu siyasal olarak bölünmeye başladığı zamanlarda bile içten yeniden biçimleniyordu. Bu yüzden vurgu artık din dışı konulara değil aynı zamanda dini kurumlar üzerinde gelişmeye

başladı. Bunun sonucu olarak yeni yapı tiplerini gerektiren yapı gereksinimi ortaya çıktı.

2

Page 3: ERKEN HİRİSTİYAN

Özel ve kamu yapılarının yanı sıra tapınanlar cemaatinin nasıl barındırılacağı konusu gündeme geldi. Bu yeni dini yapı tipinde, hamamlarda olduğu gibi form ve ayrıntıya önem verilmedi.

Gösterişli dışsal nitelikler yerini daha çok mistik duygular uyandıran yalın

öğelere bıraktı.

İmparatorluğu ayakta tutan toplumsal işbirliği ve karşılıklı güven İ.S.

üçüncü yüzyıldan itibaren sona ermişti. Roma İmparatorluğunun sınırlarını zorlayan farklı kabilelerin Roma İmparatorluğuna

girmesine izin verilmesi İmparatorluğun askeri gücünü zayıflattı.

3

Page 4: ERKEN HİRİSTİYAN

Daha büyük etkiye sahip diğer bir değişiklik imparatorluğun Filistin eyaletinde yayılan yeni dinin etkisiydi. İlk olarak Yahudiliğin bir mezhebi olarak yayılan bu yeni inanç, Anadolu, Mısır, Yunanistan ve Roma kentlerinde hızla taraftar buldu.

Roma kentleri arasında hızla yayılan bu din imparatorluğu içten köklü bir şekilde değiştirdi. 313’de Hıristiyanlığı İmparatorluğun diğer dinleri ile eşit kılan Milan Bildirisi yayınlandı.

4

Page 5: ERKEN HİRİSTİYAN

Roma yetkililerinin dönem dönem uyguladıkları baskılara rağmen çoğalan ilk Hıristiyan Kiliseleriyle birlikte gönüllü bir Episkopoi, yani idareci yada piskoposun kentteki cemaati yönetmesine dayanan bir kilise örgütlenme biçimi gelişti. Buna ek olarak Presbiter yaşlılar konsülü de bulunuyordu. Zamanla Roma piskoposu diğer piskoposlar arasında birincil konuma geldi.

5

Page 6: ERKEN HİRİSTİYAN

MİMARİ ANLAYIŞ:Dinin yayıldığı ilk yıllarda yani zulüm döneminde özel bir mimarlığa gerek yoktu, çünkü küçük Hıristiyan guruplar özel evlerdeki uygun mekanlarda toplanıyorlardı. Kilise Ecclesia (yunanca meclis demek) bir bina değil insanların kendisiydi.

Bilinen en eski Hıristiyan kilisesi Fırat nehri üzerinde (şimdiki Suriye-

Irak sınırı üzerinde) İskender’in ordusu tarafında kurulan Dura-Europus

kentinde bulunmuştur.

6

Page 7: ERKEN HİRİSTİYAN

Kentin kale duvarına bitişik inşa

edilen bir ev daha sonra toplantı

yapılabilecek bir yere dönüştürülmüştür.

7

Ev kilise olarak kullanılmak üzere değiştirilirken bir duvar kaldırılarak iki oda birleştirilmiş ve bir başka oda dört sütun üzerindeki bir gölgelikle kapatılan küçük bir havuza sahip vaftiz odasına dönüştürülmüştür.

Page 8: ERKEN HİRİSTİYAN

-Constantiniyen Kiliseleri: Hıristiyanlık İmparatorluğun resmi dini olur olmaz, hem işlevsel hem

de simgesel açıdan kamusal tapınmaya uygun bir yapı tipinin

tasarlanması sorunu ortaya çıkmıştır.

Büyük kitleleri barındıracak ve ayinleri yapacak kapalı mekanlara gerek

duyuluyordu. Eski tapınak formunun kullanılmayacağı açıktı. Bu durum

iki yönden uygun değildi.

-Birincisi bu yapılar büyük insan topluluklarını içine alabilecek iç mekanlara sahip değildi. -İkincisi Pagan tanrılarına ve Roma imparatorlarına dair simgelerle doluydu.

8

Page 9: ERKEN HİRİSTİYAN

Bu yüzden kilise yetkilileri din

dışı kamu yapılarına yöneldiler. Dolayısıyla büyük halk topluluklarını içine alabilecek yapı tipi olan Bazilikaya yöneldiler.

9

Bazilika başlangıçta kamusal toplantılar için tasarlanmıştı; dünyevi adalete bağlı adil yönetimin simgesi olması nedeniyle olumlu bir simgeydi.

Page 10: ERKEN HİRİSTİYAN

Ayrıca eksenli mekan organizasyonuna sahip olan bazilika ilginin sunak üzerinde odaklanmasını sağlayan bir yapı tipiydi.

10

Page 11: ERKEN HİRİSTİYAN

Önemli Yapıları:

-Lateran Katedrali: Roma’nın ana kilisesiydi. Yaklaşık 75m uzunluğunda, 55m genişliğinde büyük bir katedraldir. Bir kaç

bin tapınanı alabilirdi. 11

Page 12: ERKEN HİRİSTİYAN

-Saint Peter Bazilikası: Roma’nın diğer bir ana Constantinyen dönemi kilisesidir. Nero hipodromunun kalıntılarına bitişik, Vatikan tepesinde kent surlarının dışında inşa edilmiştir.

12

Boyutları itibariyle Ulpia Bazilikası ile yarışacak boyuttaydı. Ana gemi yani bazilikanın orta nef’i 92m uzunluğundadır. Yanlarda toplam genişliği 65.9m olan iki yan sahın yer alıyordu. Orta nef birçok uzun pencereyle delinmiş, 31.8m yüksekliğindeki tavana kadar yükselen bir üstlükle örtülüyordu.

Page 13: ERKEN HİRİSTİYAN

-Transept (Latin haç planlı kilisede iki

yan koldan her biri)

-Apsist (Genellikle Roma bazilikas veya

erken Hıristiyan kiliselerinin ucunda bulunan yarım daire ya da çokgen şeklinde çoğu tonozlu örtü bölümü- Sunak) Apsist tam merkezde, S.Peter’in mezarının üstünde yer alıyordu. Bu bir din şehidi için bir

anıt Mezar niteliği de taşımaktaydı.

13

Page 14: ERKEN HİRİSTİYAN

14

-Nef -Sahın, (Roma bazilikasında tepe pencereleri tarafından aydınlatılan uzun merkezi mekan, Hıristiyan kilisesinde tepe pencereleri tarafından aydınlatılan batı kolundaki uzun mekan)-Narteks (Erken Hıristiyan kilisesinde giriş bölümü) -Atriyum vaftiz olmayanların ayin boyunca bekledikleri yere sütün dizisiyle çevrelenmiş alan(üstü açık çevresi revaklı avlu)

Page 15: ERKEN HİRİSTİYAN

-Santa Sabina Bazilikası: İtalya’da ve Batı’da başka yerlerde yapılan sonraki kiliseler genellikle Konstantiniyen bazilikalarını örnek almıştır. Buna en iyi örneklerden bir tanesi Roma/Aventin tepesindeki Santa Sabina kilisesidir.

15

Page 16: ERKEN HİRİSTİYAN

Bir diğer örnekte Classe/San Apollinare’dir.16

Page 17: ERKEN HİRİSTİYAN

-Kutsal Gömüt Kilisesi; Konstantin Beytlehem Mağarası üzerine bir kilise yaptırmıştır. Bu yapı da batıdaki erken örnekleri gibi vaftiz edilmemiş olanların kabul Edilmesi için bir Atriuma, insanların toplandığı yan sahınları olan bir Bazilikaya sahipti,

17

Ana bir transept ve bir apsiste sahip olmak yerine içinden hacıların mağaraya baktıkları bir açıta sahip büyük bir kubbeli sekizgenle sonlanıyordu.

Page 18: ERKEN HİRİSTİYAN

Bazilika sıkışık bir atrium avlusu orta nef ve iki yan sahına sahipti, ama

bir kubbeyi taşıyan ve on iki havariyi simgeleyen on iki sütunla çevrilmiş hemen hemen dairesel strüktürden oluşan bir apsistle sonlanıyordu.

18

Page 19: ERKEN HİRİSTİYAN

Merkezde yer alan bu yerin odak noktası Helena tarafından günışığına çıkarılan hacın kalıntılarının tam üzerindeydi. Bazilika duvarının hemen doğusunda bir yarım daire ile sonlanan atrium benzeri geniş bir avlunun içinde kaya bir küp vardır.

19

Page 20: ERKEN HİRİSTİYAN

-Konstantina Mozelesi: Roma’da buluna bu mozole, merkezi planlı strüktürlerin batı

Hıristiyan mozolelerinde de kullanıldığını göstermektedir. Bu anıt mezar,

Latern ve Sanit Peter modelini izleyen bir bazilika kilisesi olan Roma kale duvarlarının dışındaki Saint Agnese Kilise’sinin yan sahınına bitişik olarak inşa edilmiştir.

20

Page 21: ERKEN HİRİSTİYAN

Ortada tepesinde on iki geniş pencere tarafından delinmiş bir kubbeyle örtülmüş çapı 12.2m olan uzun bir silindir vardır. Bu

silindir bir pagan yapısından alınarak yeniden kullanılmış on iki çift sütun üzerinde yükselir. Bunun etrafında mozaiklerle süslü daire ya da halka şeklinde beşik tonozla örtülü bir Ambülatuvar vardır.

21

Page 22: ERKEN HİRİSTİYAN

Kalın dış duvarlara nişler oyulmuştur,

Konstantina’ nın lahitini içine alan geniş kare niş girişin tam karşısında yer alır. Dış mekanın çevresinde dairesel bir sundurma ve mozaleyi Saint Agnese’in yan duvarına bağlayan vestibül bulunur.

22

Dış mekan son derece sade iken, iç mekan Konstantiniye’nin bütün yapılarında olduğu gibi mozaikler ve renkli mermerlerle ışıl ışıldır. Erken Hıristiyan yapılarında dış görünüm çok önemli değildi oysa iç mekan aynı ruh gibi ilgi odağıydı

Page 23: ERKEN HİRİSTİYAN

-Martyria;Erken Hıristiyan mimarisinin bir gözde yapı tipi ister yuvarlak ister sekizgen ister kare olsun, merkezi planlı olup kral anıt mezarlarında

türetilmiştir.

Martyria: (martyrium, Yun. Martrus “tanık”, İsa’nın ya da Havarisinin yaşantısına tanık olmuş yer ya da Hıristiyan din şehidinden kalanların bulunduğu yer; böylesi bir noktada genellikle planlı olarak inşa edilen yapı)

23

Page 24: ERKEN HİRİSTİYAN

-Vaftizhaneler:

Merkezi plan, insanların simgesel olarak eski yaşamlarını öldürüp sudan yenilenmiş çıktıkları yerler olan vaftizhaneler için de kullanmışlardır. Yaklaşık 335’de inşa edilen, kentteki ilk vaftizhane olan Roma’daki Latern Bazilika’sı Vaftizhanesi’nde kullanılan form

bir sekizgendi.

24

Page 25: ERKEN HİRİSTİYAN

Post Constantiniyen Gelişmeler:

376’da başlayan işgaller sonucunda

imparatorluk tamamen dağıldı. Mısır’da üçüncü yüzyılın sonunda Hıristiyan adıyla Anthony, kötü

ruhlarıyenmek için çöle çekilerek

manastır hareketini başlattı.

25

Keşiş grupları güney Mısır’da düzenli cemaatler halinde örgütlenmeye başladılar. Büyük Basil dördüncü yüzyılın ortalarına doğru manastırları kurmaya başlarken, monastisizmin (manastırcılık) erken biçimi Toruslu Martin tarafından Fransa’da başlatıldı.

Page 26: ERKEN HİRİSTİYAN

Sonunda altıncı yüzyılın başlarında Nursialı Benedict “Manastırlar için kuralları”yla batı manastır komünal yaşantısının temellerini attı. İtalya/Monto Cassino’daki tepenin üstünde 529 yılında Batı Manastırlarının ilk örneği kuruldu. Kısa bir sürede bütün Avrupa’ya yayılan manastırlarda eski el yazmaları depolanmaya ve

kopyalanmaya başladı.

26

Page 27: ERKEN HİRİSTİYAN

-Justinyen Kiliseleri:

Hakimiyetinin kutlaması olarak Ayasofya’yı yeniden inşa etmeye karar verdi. Geniş ölçekli ve

merkezi planlı, 71x77m boyutunda dikdörtgen, merkezde dört masif ayaktan oluşan çift kabuklu bir yapıdır.

27

Page 28: ERKEN HİRİSTİYAN

Pandandifler (bir kubbeyi taşıyan

kemerler ile kubbe kaidesinin arasını kapatan ve kare bir plandan kubbenin dairesel kaidesine geçmeyi sağlayan küresel üçgen; küresel üçgen

bingi) üzerine oturtulmuş bir kubbeye ve bir kenarı 31.1m

olan bir kareden oluşmaktadır.

Merkezi planlı olmanın yanında aynı zamanda eksenli bir yapıdır.

28

Page 29: ERKEN HİRİSTİYAN

Ana eksen boyunca iç kare, ana kubbenin altındaki fırın tonozlara (bir niş üstüne gelen yarım kubbe biçiminde tonoz) kadar yükselen derin yarım daire apsislerin içinde uzatılmıştır ve bu apsisler eksen üzerindeki beşik tonozlu uzantılarla ve diyagonal üzerindeki arkadlı (kemer şeklinde açma) eksedralarla (yarım kubbenin iki ya da üç yanında küçük yarım kubbelerle yapılmış ekleme oylum) daha da uzatılmıştır.

29

Page 30: ERKEN HİRİSTİYAN

Ama daha küçük çapraz eksen üzerinde duvarlar düzdür ve birçok pencere ile delinmiştir. Aslında geniş kilisenin tüm yüzeyleri, dış duvarlarda pencereler ve iç hacmin bütün kenarlarındaki arkatlarla delinmiştir.

30

Page 31: ERKEN HİRİSTİYAN

Kubbe eteği ışıyan kaburgalar arasındaki kırık pencereyle delinmiştir. Bu

yüzden bir tarihçi “temel üzerinde değil de, sanki göğe altından bir iple

asılmış gibi durmakta ve mekanı örtmekte” diye nitelendirilmektedir.

31

Page 32: ERKEN HİRİSTİYAN

Bu anlamda Ayasofya etkileyici bir başarıydı. Boşlukta dengelenmiş kütleler ve taş donatıyla karıştırılmış kabuk. Merkezi kubbe Roma/Pantheon’unki kadar geniş olmasa da yerden yaklaşık 36.6 m yükseklikte bir bilezikten toplam 54.9 m’ye kadar yükselir. Bu yapı imparatorluk ve kilisenin fiziksel

bir temsiliydi.

32

Page 33: ERKEN HİRİSTİYAN

Kare hacimler üzerine yuvarlak kubbeler oturtulmasını sağlayan Bizans pandantiflerinin gelişimiyle Bizans mimarları bir çok plan çeşidi geliştirdiler; bu planlarda büyük kareler, merkezde ve köşelerde kubbelerin (beşleme planı) ya da merkezde ve çapraz eksenler üzerinde kubbelerin yer aldığı dokuz bileşen kareye bölünüyordu.

33

Page 34: ERKEN HİRİSTİYAN

Çünkü Bizans düşüncesine göre bir kubbe’yle taçlandırılmış küp,

evrenin gök kubbeyle örtülmüş yeryüzünün modeliydi. Bu yapı klasik

mimarinin durağan ve ussal olarak algılanabilir formları ve mekanlarının

aksine bu yapıda her şey mistik bir ışığın aydınlattığı kesişen ve

eğimlenen bütün yüzeyler, hareket halindedir. İç mekan yüzlerce

pencereden içeri dolan, mermerli duvar ve mozaiklerden yansıyan

ışıkla aydınlanır.

34

Page 35: ERKEN HİRİSTİYAN

- Aya İrini Kilisesi;

Justinyen tarafından Konstantinapolis’de yeniden inşa edilen diğer bir

yapı da Hagia Eirene (Saint Irene, Aya İrini ya da Kutsal Huzur) sonraki

bin yılın geç Bizans ve Rus Ortodoks kiliselerinin türetildiği bir plan tipini

örnekler. 35

Page 36: ERKEN HİRİSTİYAN

Bizans kiliselerinin genellikle merkezi planlı olmalarına karşın Aya İrini

eksenliydi, ancak bu yapıda da güdük beşik tonozla bağlanmış, üstleri

kubbeyle örtülü kare mekanları oluşturan temel bileşen öğeler mevcuttur.

36

Page 37: ERKEN HİRİSTİYAN

-Geç Bizans Kiliseleri: Kuzey Yunanistan’daki Ortodoks Kiliselerinin sonraki gelişimleri, Selanik/Kutsal Havariler Kilisesi’nde görülmektedir. Temelde kare şeklinde olan plan, merkezin üzerinde yükselen uzun bir kubbeyle, bir Yunan hacına bölünen bir başka kare içerir. Dış karenin her bir köşesinde küçük kubbeler bulunur.

37

Page 38: ERKEN HİRİSTİYAN

Doğu Ortodoks Hıristiyanlığı dolayısıyla modüler kubbeli kilise planı kuzey Rusya’ya taşındı. Tıpkı Rus kilisesinin aşama aşama kendi özgün kimliğini, litürjisini ve özerk yöntemini kurması gibi aldığı Bizanskilise formu da giderek değişerek tamamen Rusya’ya özgü bir biçime büründü.

38

Page 39: ERKEN HİRİSTİYAN

-Saint Sophia ;Rusya’nın güneyinde yer alan Kiev Rusları 988 yılında Bizans Ortodoksluğu’nun kabul etti. Böylece Rusya Kiev’in öncülüğünde Bizans uygarlığının dinsel, sanatsal ve kültürel mirasını sahiplendi. Rus kiliselerinin karakteri, süzülerek yükselen kubbeli mekanlarıyla düşeyselliğe vurgu yapan, Kiev’deki Saint Sophia gibi örneklerle belirlendi.

39

Page 40: ERKEN HİRİSTİYAN

-Saint Mark Kilisesi ;Bizans geleneği sınırlı da olsa Batı’yı da etkilemiştir. Bu etki

özellikle Konstantinapolis ve Doğu Akdeniz’le ilişkisi olan Venedik’te görülmektedir.

40

Page 41: ERKEN HİRİSTİYAN

Venedik’teki Saint Mark Kilisesi dört kare kolun biraz daha geniş

merkezi bir kareden yayıldığı, her bir karenin kubbeyle örtüldüğü,

Yunan haclı beş kubbeli kilisenin güzel bir örneğidir.

41

Page 42: ERKEN HİRİSTİYAN

Ancak etkisi batı uygarlıklarında çok fazla olmamıştır. 11.y.y. Avrupa’sında Kilise mimarisinde Batı Konstantiniyen

Bazilikasından geliştirilen çok farklı bir gelenek önem kazanmaya başlamıştır.

42

Page 43: ERKEN HİRİSTİYAN

Bizans İmparatorluğu Justinyen’ini imparatorluğundan sonra zayıflamaya başladı. 610 civarında Mekke kentinde ortaya çıkan yeni bir din 632’den itibaren Arap yarımadasına yayılmaya başladı, sonraki otuz yıl içinde İran, Suriye, Cezayir ve Kuzey Afrika’yı fethi etti.

43

Page 44: ERKEN HİRİSTİYAN

750 yılından itibaren İslam'ın etkisi batıda İspanya, tüm kuzey Afrika

doğuda Hindi Kush ve Pakistan kadar uzanmıştır. 673’de Konstantinopolis İslam orduları tarafından kuşatıldı ancak buna

direndi ta ki 1453’de Osmanlı Türklerinin eline geçene kadar ve adı

İstanbul oldu.

44

Page 45: ERKEN HİRİSTİYAN

Ancak Justinyen döneminin mimarlık alanındaki etkisi İstanbul’daki Kubbeli Süleymaniye ve Sultan Ahmet Camilerinde, ve Taç Mahal anıt mezarında olduğu gibi İslam yapılarının biçimlenmesinde de etkisini göstermiştir.

45

Page 46: ERKEN HİRİSTİYAN

Bu dönemde diğer kamusal yapılar ve konutlar bir kenara itildi. Kiliselerin dış mekan düzeni, detay ve renk açısından kasıtlı olarak sınırlanırken iç mekanlar özenle tasarlandı. Bu bir bakıma kilisenin içselleştirilmesiydi. Sanatsal odak dış dünyanın gündelik mimarisinin tersine göksel olanın mistik imgesinin yaratıldığı yapının içine kaydı.

46