ergen psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...ergen psikolojisi mücahit...

19

Upload: others

Post on 24-Jan-2021

16 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin
Page 2: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

Ergen Psikolojisi

Psikiyatrist Dr. Mücahit Öztürk

Page 3: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 3

Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerinruhsal özellikleri, ergenlik dönemi ile ilgili yaşadığımız ruhsal problemlerve sıkıntılarla ilgili bir şeyler anlatmaya çalışacağız.

Aslında günümüzün şartlarında çocuk olmak da ergen olmak da haylizor. Hepimizin bildiği ve sıkıntı yaşadığı birtakım konular nedeniyle çocuk-luk ve ergenlik dönemi doğallıktan çok uzak, dışsal baskılarla geçmektedir.Bu baskıları yaratan etkenleri, aileler, toplumun genel havası, dünyanıngidişatı olarak sayabiliriz. Suçu tek tarafta aramak doğru değil; yaşadığımızdünyada, dünyanın birçok sıkıntısını çocuklara ve ergenlere biz yüklemişoluyoruz. Bu noktada, bu iki dönem hayatın iki kritik dönemi diyebilirizçünkü erişkin hayata geldiğiniz zaman artık kendinizle ilgili sorumluluk-larınızla baş başa kalıyorsunuz ama ergenlik ve çocukluk döneminde bi-rilerine bağlısınız ve birileriyle birlikte hareket etmek zorundasınız.Dolayısıyla bu iki dönem oldukça hassastır diyoruz. Ergenlik dönemi,çocukluk dönemine nispeten daha farklı özelliklerin ön planda olduğu,daha riskli bir dönemdir. O yüzden anne babaların hep söyledikleri, “Evlat-larımız küçüken ne kadar rahattık, şimdi çok zorlanıyoruz” şeklinde ifadeettikleri sorunların sebebi, ergenlik dönemindeki birtakım ilişki ve çatış-maların daha yoğun ve daha fazla olmasından kaynaklanmakta.

Öncelikli olarak bu dönemin yapısı ve özelliklerinden bahsedip dahasonra bu dönemde yaşadığımız problemlerin hangilerinde daha çok sıkıntıve sorun yaşadığımızı, yaşayacağımızı ve onları nasıl çözebileceğimizianlatmak isterim.

Ergen Psikolojisi

Psikiyatrist Dr. Mücahit Öztürk

Page 4: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 4

Çocuğu olan herkes mutlaka böyle bir dönem yaşayacaktır. Çocuklarbüyüdüğüne göre, sabit bir noktada kalmadıklarına göre gelişimsel süreçiçersinde bu dönemi yaşayacaklar. Dolayısıyla, bu dönemin özelliklerinimutlaka anne babaların ve eğitimcilerin de mutlaka bilmesi gerekiyor.Çocuklarımız sadece bizlerin kontrolünde değiller, aynı zamanda eğitimalıyorlar, okullara gidiyorlar; bu okullarda da eğitimcilerin, öğretmenleri-mizin gözetimi ve yönlendirmesi altındalar. Bu bakımdan, yönlendirmelerinsağlıklı olabilmesi için eğitimcilerimizin de bu özellikleri bilmeleri gerek-mekte.

Öncelikli olarak, ergenlik dönemi dediğimiz dönemi hangi yaş sınırlarıiçersinde tuttuğumuzdan bahsetmek isterim. Çok farklı dönemsel çalış-malar, dönemsel tanımlar ve görüşler olsa da ergenlik dönemini genellikle12-18 yaş arası olarak kabul ediyoruz. Bunu yukarı veya aşağı çekengörüşler, ergenlik döneminin yirmi iki yaşına kadar devam ettiğini iddiaedenler de var ama kabul gören sınır kabaca 12-18 yaş aralığı.

Bu dönemin ne bakımdan özeldir, ne bakımdan farklıdır?.. Birey, budönemde çocukluktan erişkinliğe geçtiği için ergenlik, çocuklukla erişkinlikarasında kalınan; bu yüzden de çatışmaların yaşandığı, kimliğinkazanıldığı bir dönemdir. O yüzden, bu yaş dilimini hayatın önemli bir yaşdilimi olarak nitelendirebiliriz; sadece sosyal, kültürel anlamda değil eğitselanlamda da önemli kararların verildiği bir dönemdir. Ciddi sınavlar budönemde yapılıyor, gelecek ile ilgili kararlar alınıyor, lise sınavlarına gir-iliyor, üniversite sınavlarına giriliyor... Gençler, ergenlik döneminde hayat-ları ile ilgili yöntem belirleme adına da önemli bir dönem yaşıyorlar. Bu yaşdilimine gelinceye kadar yaşadıkları deneyimler çocuklar için çok belirleyi-cidir; bunu hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Her şey 12 yaşındabaşlamıyor çünkü çocuk dünyaya geldiği ilk günden itibaren sosyal bir var-lık, sosyal bir canlı ve sürekli etrafı ile iletişim içerisinde… Bu iletişim yavaşyavaş bir örüntü şeklinde kişilik örüntüsünü oluşturmaya başlıyor. Bununolgunlaşma ve sonlanma sürecinde yapbozun son parçaları da ergenlikdöneminde koyuluyor. O yüzden her şey ergenlik döneminde başlamıyor,ergenlik döneminde bitiyor. Çocukluk döneminden itibaren birtakım şeyleroluşmaya başlıyor, ama ergenlik dönemi bu oluşumları yaşadığımız sondönemdir. Bundan sonra zaten erişkin hayata geçince birçok özellikler,birçok kişilik özellikleri, birçok ruhsal özellikler ve ruhsal anormallikler yer-leşik hâle geliyor. Yerleşik hâle geldikten sonra da sıkıntıları daha fazlayaşıyoruz. O yüzden, aslında bu ara döneme gelmeden önce çocukları-mızla ilgili birtakım ruhsal özellikleri bilmemiz ve buna yönelik çalışmamız,ön tedbirler almamız gerekiyor.

Maalesef bizim ülkemizde insanımızın önemli bir kısmı -bunlarıniçinde eğitimliler de var. Çocuk psikolojisinden ya da ergen psikolojisinden

Page 5: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 5

bîhaber. Geri dönüşü olmayan birçok hata, çocukluk döneminden başla-yarak ergenlik döneminde de devam ediyor. Bunlar çok okumuş, çok bilgili,belli bir kültürel düzeye ulaşmış insanlarımızın da yaşadığı sorunlar.

Bizim mesleğimizle uğraşanların, psikolojiyle, psikiyatri ile uğraşan-ların en büyük talihsizliklerinden biri de, her önüne gelenin bu konudayorum yapma lüksüne sahip olmasıdır… Sağlıkla alakalı bir alanda çalış-mamıza rağmen bizim alanımızla ilgili herkes çok rahat yorum yapar; bun-ların neticesinde de bir çocuk yetiştirme standardı oluşturur kendisine veöylece devam eder, işler çığırından çıktığı zaman da insanlar eyvah deme-ye başlarlar, O zaman da artık yapılabilecek şeyler oldukça azalmıştır. Oyüzden, anne-babaların çocuğun, ergenin ruh sağlığı ile ilgili temel bilgilerimutlaka kazanmaları gerekiyor, yoksa çocuğu yetiştirmek, bakmak, besle-mek çok da zor şeyler değil ama kaliteli bir birey yetiştirmek istiyorsak bir-takım bilgileri bilmemiz gerekiyor. “Bizim zamanımızda” diye başlayanbütün cümleleri çöpe atacağız çünkü artık “bizim zamanımız”da değil, in-sanların bilgi ile çok fazla kirlendikleri bir zamandayız. Çocukların,yaşlarına göre çok fazla bilgi bombardımanına tutulduğu bir zamandayız.Dolayısıyla “bizim zamanımızda” diye başlayan cümleler çocuklar ve er-genler için bir anlam ifade etmez; bu kelimeleri bu yüzden kullanmaya-cağız.

Ne oluyor ergenlik döneminde?.. Öncelikli olarak çocukluk döneminegöre ergenlik döneminin iki değişkenliği söz konusudur. Birinci değişken-likler bedensel ve ruhsal değişkenliklerdir. Bu iki değişkenlik de aslındabirbiriyle paralel, birbiriyle ilintilidir diyebiliriz. Süreç içersinde ergen, birtakım biyolojik farklılıklar nedeniyle, hormonların etkisiyle vs. bir anlamdacinsel olmak üzere, birtakım bedensel değişiklikler yaşıyor. Bunlar bedeningörünümünde, fizyolojisinde, yapısında olan değişiklikler... Cinsel anlam-daki değişikliklerle beraber de ergen, bir farklılık hissetmeye başlıyor vebu farklılıkla beraber değişkenlik yaşıyor. Bu değişkenlik içerisinde tabiîzaman zaman bir şok olma, şaşırma, bedeninden şikâyet etme, kendinibeğenmeme, kendini sorgulama, büyümeye karşı itiraz ve red sözkonusuolabileceği gibi, ergen, bir süre sonra bu yeni tabloya alışmaya ve barışıkyaşamaya da başlayabiliyor. İşte bu noktada anne babaların, bu bedenseldeğişiklikler konusunda çocuklarını uyarmaları, çocukta meydana gelecekdeğişikliklerin çocukta şok meydana getirmemesi adına evlatlarını bil-gilendirmeleri gerekmekte. Genellikle bedensel değişiklikler konusundaannenin kız çocuklarını, babaların da erkek çocukları bilgilendirmelerigerekiyor.

Çocuk, bu bedensel değişikliklerle barışık olamayabilir dedim... Bu,çok farklı nedenlerle olabilir. Bedensel değişikliklerin oranları, değişiklik-lerin çocuk tarafından algılanışı, çevre tarafından algılanış biçimi gibi konu-lar çok değişkendir. İkincisi ve en önemlisi, birtakım ruhsal problemler ve

Page 6: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 6

ruhsal değişikliklerin olmasıdır. Problem kelimesini özellikle kullandımçünkü sıradışılık söz konusu... Aileler bu sıradışılığı problem olarak yaşı-yorlar ve değişiklikleri de problem olarak yaşamaya başlıyorlar. Hâlbuki odeğişikliklerin, o yaşa özgü ruhsal özelliklerin olduğunu da zihnimizde saklıtutmamız gerekiyor. Ruhsal özellikler ve ruhsal değişiklikler konusundazaman zaman gösterdiğimiz aceleci tavır, farklı yaklaşım biçimleri dahasonra başka sıkıntıların doğmasına sebep olabiliyor. Yani, hepimizinyaşadığı, “Ne oldu bu çocuğa” diye başlayan soruların cevaplarının önemlibir kısmının aslında bu yaş diliminin özellikleri olduğunu bilmemizgerekiyor. Olayı sadece normal bir süreç olarak kabul etmek de ciddi birproblem olarak karşımızda duruyor; bu sıkıntılı, problemli, daha sonrakisüreçte de problem oluşturabilecek anormal durumlar, sıradan gibi kabuledilip görmezden gelinebiliyor. Bu iki ayrımı, normal ile anormal ayrımınıyapabilmek için birtakım kalıpsal bilgilere ihtiyacımız var. Bunları paylaş-maya çalışacağım.

Öncelikli olarak bu ruhsal değişikliklerin neler olduğunu, ergenin bellibir yaşa geldiği zaman, çocukluktan çıkma evresinde farklılık olarak neleryaşadığını özetlemekte fayda var.

Ergenlikte en çok çatışmaya sebep olan, ergenin bağımsızlık mü-cadelesidir. Biliyorsunuz, çocuklar doğdukları ilk günden itibaren özellikleanneye bağlı olarak yaşar, üç yaş civarında çocuk anneden yavaş yavaşayrılmaya başlar. Yürümeye, kendi kararlarını vermeye başlaması, sizinsöylediklerinize itiraz etmesiyle bir birey olarak sosyalleşme süreci yoğunbir şekilde başlamış olur. Zaman zaman üç yaşındaki çocuklar için “buçocuk ergen gibi davranıyor” şeklindeki ifadeler kullanılır; ergenlik döne-miyle ilgili birtakım özelliklere paralel gitmesi nedeniyle böyle bir tanım-lama, aslında yanlış da olsa, yapılır. Ergenlik dönemi; kişinin, artık benbireyim, kendi kararımı kendim verebilirim, kendi ipimi kendim kesebilirimşeklinde düşünmeye başladığı yaşlardır. Bu süreçte doğal olarak birlikteyaşayan, birlikte karar veren daha çok da anne babanın karar verdiğievlerde bir sıkıntı oluşması da çok doğaldır çünkü karşınıza itiraz eden,“yapmayacağım” diyen, “bana ne” diyen, “ben böyle yapmak istiyorum”diyen bir kişi çıkıyor.

Bu bağımsızlık mücadelesi kişilik oluşumunda belli bir orandayaşanıyor. Bu, zaman zaman bir problematik hâline gelebiliyor, ciddi çatış-malara neden olabiliyor; zaman zaman da daha küçük problemlerle at-latılabiliyor. Ama bileceğiz ki, bu yaş diliminde yalnız hareket etme, yalnızyaşama, farklı bir birey olma özlemi ve isteği her zaman mevcuttur.

Bu yaş diliminin özelliklerinden olan ikinci ana husus ise ergeninbütün dünyaya ve tabi ki doğal olarak aileye eleştirel bir şekilde yaklaş-masıdır. Yani, her şeyi eleştiren, sorgulayan, biraz da beğenmeyen bir

Page 7: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 7

tutum içinde olmasıdır. Anne baba ile yaşanan en büyük sorunlardan birtanesi anne ve babanın modelliği konusu… Model alma noktasında “benimannem”, “benim babam” diyen çocuk, bir süre sonra anne ve babanın bir-takım davranışlarını küçümsemeye ve onlarla dalga geçmeye başlar; biranlamda sizinle bir mücadeleye, bir rekabete girer ve üste çıkmaya çalışır.Bu da bu yaşların en belirgin özelliklerinden bir tanesidir. Bu eleştirel yak-laşım biçimi, ergen için evde sıkıntı yaratan, otorite mücadelesine dönüşenbir tavırdır; bu, genel anlamda sadece ailesel, ev içinde olan bir eleştirelyaklaşım değildir, genel olarak, bir otorite ile çatışma, otoriteye karşı bireleştirel yaklaşım söz konusudur. Bu nedenle zaman zaman okulda ya datoplumda sıkıntılar yaşanabilir; ergen, farklı olma çabası içersinde olabilir.

Bu yaşa ait yine bir başka özellik de bir gruba bağlı olma, bir grubuniçerisinde olma isteğidir. Hepinizin bildiği gibi, çocuklar gruplar halinde oy-namayı severler. Tabi bu bir oyun faaliyetidir ancak, ergenler bunun oyunboyutundan ziyade, bir grup kurmak ve grupta bir şeyler paylaşmak,grubun bir dinamiğini oluşturmak; fikir olarak, davranış olarak, kalıp olarako dinamiğe göre hareket etmek isterler. Bunun neticesinde doğal olarakevden uzaklaşma, evin dışından bir grubu önemseme noktasına gelirler.

Anne babaların en çok ifade ettikleri “Bu adam bizi hiç dinlemiyorama arkadaşlarının bir dediğini iki etmiyor, arkadaşları onun için çokdeğerli, bizi hiç önemsemiyor” gibi söylemler de bu yaş diliminde dile ge-tirilen şikâyetlerdendir. Ergen için arkadaş her şeyden önemlidir. Kendisineyanlış yaptığını düşündüğü bir arkadaşı bile... Siz çocuğunuzun oarkadaşının olumsuz taraflarını saysanız, o “ama” diyerek arkadaşınınolumlu yönlerini saymaya başlar. Bu bir çatışma yaratır. Bunun derecesive girdiği grubun özellikleri bu noktada çok belirleyicidir. Çok sağlıksız bir-takım gruplaşmalar da olabilir, daha zararsız gruplaşmalar da olabilir. Buyüzden biz aileler olarak bu grupların dinamiğini, özelliklerini, gruptakiçocukların özelliklerini bilerek hareket etmeliyiz. Her zaman böyle bir grupiçersinde olmalarına itiraz etme gibi bir lüksümüz yok ancak onların özel-liklerini bilerek kontrollü bir şekilde grup oluşturmasına izin verilebilir.

Bu yaşların içerisinde, duygusal iniş çıkışlar da sorun yaratır. Duy-gusal iniş çıkışlar aslında günlük hayatta hepimizin yaşadığı şeyler; aynıduygularla yaşamıyoruz, birçok çevresel faktörle ya da herhangi bir çevre-sel faktör olmaksızın kendi içimizde birtakım duygusal iniş çıkışlar yaşı-yoruz. Ama ergenlik dönemindeki duygusal iniş çıkışlar çok anî ve çokderin yaşanmaktadır. Dolayısıyla bu hızlı ve derin duygusal iniş çıkışlarzaman zaman ev içinde sorun oluşturabiliyor. Duygusal anlamda, duygu-ları dışa vuran davranışlar; çok kolay ağlayabilme, çok kolay öfkelenebilmegibi uç noktalarda yaşama yine ergenlik döneminin çocukluk ve erişkinlikdöneminden farklı özelliklerindendir. Duygusal iniş çıkışların çok anormalşekilde olması, ruhsal sorunları akla getirebilir ama biz normal olabilecek,

Page 8: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 8

tahammülü mümkün bir iniş çıkıştan bahsediyoruz.

Ergenin farklı bir diğer özelliği de öfkesini kontrol etme problemi yaşa-masıdır. Bunun göz ardı edilmemesi gereken bir yanının da ses tonununayarlanamaması olduğunu söyleyebiliriz. O yüzden ergen size karşı sestonunu yükselttiğinde evde sıkıntı yaşamaya başlarsınız. Bu noktadaöfkenin kontrolü problemini ilk olarak ses tonu ile görmüş oluyoruz. Dahasonra bu öfkenin kontrol edilmesinde zaman zaman dışa vuran davranışlarses tonunda kalmaz, daha ciddi problemler halinde kendisini göstermeyebaşlar. Öfkenin dışa vurumu zaman zaman eşyaya zarar verme, kendinezarar verme ve çevresindeki insanlara zarar verme şeklinde olabilir. An-nesine babasına el kaldıran, kardeşini aşırı derecede döven ya daarkadaşlarıyla bu şekilde öfke kontrolü problemi yaşayan ergenlere rastlı-yoruz. Bu noktada öfkeyi kontrol etme zorluğunun aile içindeki ilişkileri ençok bozan problemlerden olduğunu söyleyebiliriz... Bütün bunları an-latırken bunların normallik ve anormallik sınırlarını bilmemiz gerekiyor.Şimdiye kadar anlattıklarımız normal sınırlar içerisinde tahammül edilebilirsorunlardı. Bunlardan daha ileriye gitmiş problemlere daha sonradeğineceğim.

Ergenlikle beraber kişinin kimliğini oluşturma noktasında üç hususçok önemlidir. Bunların en önemlisi bildiğiniz gibi cinsel kimlik...

Ergen kendi cinsel kimliğini oluşturan, olgunlaştıran ve sonundakendi cinsel kimliğine göre hareket eden bir yapılanma içerisine giriyor.Kız ise, bütün istekleri, talepleri, tavırları bir kadın kimliği çerçevesindeoluşmaya başlıyor ve tamamlıyor. Erkek çocukta da erkek cinsel kimliğietrafında erkeksi davranışlar ortaya çıkıyor ve o kişiden artık erkek tavrıve davranışlarını bekliyorsunuz. Buradaki sorun, daha çok cinsel kimliğintam olarak belirlenemediği birtakım problemli çocuklarda bu yaşlarda karşıcins gibi davranma, karşı cinse benzemeye çalışma gibi problemler şek-linde karşımıza çıkar. Bu, aslında, temelde çocukluk döneminde belirtiveren cinsel kimlik bozukluğudur; ergenlik döneminde artık daha çok önplana çıkar ve çok fazla göze batmaya başlar ama maalesef ergenlik döne-minden itibaren bu noktada çok da yapılabilecek bir şey yoktur. Çünkü kişikendine göre cinsel kimliğini belirlemiştir.

İkinci nokta ise toplumsal, sosyal kimliktir. Aslında bu konuda birinciderecede ailenin çok önemli bir rolü vardır. Aile; toplumsal kimliğin, bireyinkendine olan özgüvenin oluşumunda ve sosyal ilişkileri belirleyişte, bireyintoplumsal açıdan kendisini nerede konumlandıracağını belirlemesindeönemli bir faktördür. Bu sosyal kimlik problemiyle birlikte meslekî kimlikarayışı da başlıyor. Sınavlardaki beklentiler, hedefler meslekî kimliklealakalı şeyler... Belki biraz ailenin yönlendirmesi, okulun yönlendirmesiylegeleceğe ilişkin, meslekî alanda söylemleri başlıyor. Cinsel kimlikle be-

Page 9: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 9

raber meslekî kimlik de ergenlik döneminde oldukça önemlidir. Bir hedefoluşmaz ise eğer, birtakım hedefsizlik sıkıntıları, ileriye dönük belirsizlik-lerle beraber ergene özgüven problemleri yaşatabilir. 12-18 yaş aralığı,meslekî kimliğin oturma sürecidir. Kişi artık aşağı yukarı ne yapacağınakarar vermiştir.

Kimliğin oluşması döneminde kimlikle alakalı olarak iki sıkıntılı süreçyaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi “kimlik krizi” diye ifade ettiğimiz, biraz öncebahsettiğim o asıl ana maddelerdir. Kimlik krizi, bu saydığımız maddelerinde yoğun bir şekilde yaşandığı, bir uyum sorununun yaşandığı klinik tablo-dur. Öfkelenen, çabuk reaksiyon veren, ses tonunu yükselten, zamanzaman iniş çıkışlar yaşayan, sosyal uyum problemleri yaşayabilen amaçevresine çok fazla zarar vermeyen, tahammül edilebilir bir yapılanmavardır. Bunu her ergen farklı derecelerde olmak üzere belirli dönemlerdeyaşayabilir.

“Kimlik kargaşası” çok daha yoğun ve sıkıntılı bir dönemdir. Bunu herergen yaşamaz, yaşayan ergenlerde ise bir problem, bir sıkıntı var demek-tir. Kimlik kargaşası, kimlik oluşumunda çok ciddi iniş çıkışların, ruhsalçöküntülerin, ciddi davranış bozukluklarının yaşandığı bir durumdur. Bun-lar, biraz önce bahsettiğim çok çabuk öfkelenen, öfkesini kontrol ede-meyen, sağı solu kıran, anne ve babaya karşı reaksiyonları abartılı olançocuk grubudur. Aşırı taşkınlıklar ve zaman zaman ciddi kural ihlalleri ya-parlar ve bu okulda da sorun olmaya başlar. Ama bütün bu kimlik kargaşasısüreci de aynen kimlik krizi gibi ergenin yalnızca ergenlik dönemine hasproblemleridir. Önceden söylediğim gibi, çocuğun önceden yaşadıklarınıergenlik döneminde devam ettirmesi normaldir. Yani, önceden davranışbozuklukları olan bir çocuğunuz varsa bu bozukluk ergenlik dönemindeoluşmuş değildir. Klinik tablo ergenlik döneminde başlamaz; daha çocuklukdöneminde başlayan problemler, ergenlik döneminde daha da belirginleşir.Buna kabaca şöyle diyebiliriz; bütün ruhsal problemler ne olursa olsun er-genlik döneminde daha belirgin bir problem olarak karşımıza çıkar, busürpriz olmaz çünkü bu problemlerin biraz da yoğun olarak yaşanmasınıntemel nedeni kimlik krizi ve kimlik kargaşası sorunlarıdır. Yani, işin içineyaş da girince eskiden yaşadığımız ruhsal problemleri daha yoğun, dahaağır ve daha huzursuzluk verici bir şekilde yaşayabiliyoruz.

Bu dönemde aile için neler önemlidir, neler yapmalıyız?.. Öncelikliolarak ergeni tanıma süreci var... Yani, ergen nasıl bir süreç yaşıyor, nelereilgisi var, nelere karşı ilgisiz gibi konuları anne baba olarak bizlerin iyibilmesi gerekiyor. Bu da iyi bir gözlem ve tanımlamayla mümkündür.Bunun yanında bilgi gerekmektedir çünkü bilgi yoksa gözlemi de sağlıklıyapamazsınız. Ergenliğin özelliklerini bilerek bir tanımlama yapmakgerekiyor.

Page 10: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 10

Şöyle bir yaklaşım biçimi de karşımıza çıkıyor: “Ergen eşittir potan-siyel sorun.” Ergen sürekli hata yapacaktır, yanlış yapacaktır; bu yüzden“ona müdahale etmek adına biz de onun ensesinde olacağız” şeklindekiyaklaşım, doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Tekrar altını çizerek söylüyo-rum, çocukluk döneminden itibaren ruhsal sorunları olan çocuklar bir ke-nara bırakılacak olursa, sadece ergenlik döneminde yaşanan sorunlarlailgili olarak kesinlikle ve kesinlikle öncelikli yapacağımız şey acele ediphızlı ve fevrî kararlar vermemektir. Bu, sonsuz bir güven, her istenilenyapılsın anlamlarına gelmez; muhakkak birtakım tedbirler alınacaktır amaönyargılı hareket etmek de doğru bir davranış değil.

Ergen ve ailesi arasında iletişim kanallarının açık tutulması en ciddişekilde yaşanan problemlerden bir tanesi... Bizim kültürümüzde, çocukbiraz büyüyünce farklılaşmaya başlar. Anne-baba ve çocuk arasında, özel-likle de baba ile çocuk arasında bir iletişimsizlik baş gösterir. Bu sıkıntızaman zaman anneyle de yaşanır ama daha çok, otorite konumundakibabayladır. Bu iletişim probleminde sıkıntı genellikle tek taraflı değildir; ikitarafta da sıkıntı yaşarız ama gençler genellikle kendilerinin dinlenilmedik-lerini, anlaşılmadıklarını söylerler. Aslında çok da haksız değillerdir. Bir-takım problemleri öngören bizler, tecrübeli olduğumuzu düşünerek baştankestirip atarız, bunu yaparak bir şeyler anlatmak isteyen, kendisini ifadeetmek isteyen ergenin yolunu kapatmış oluruz; bu yüzden tecrübeninkonuştuğu bir iletişim şekli çok da başarılı olmuyor. Ergenin bütündüşündüklerini, hissettiklerini rahatlıkla ifade edebileceği bir hoşgörü or-tamı yaratmak zorundayız. Ergen anlatmak istediğini, düşüncelerini so-nuna kadar anlatsın, dinleyelim. Biz daha sonraki süreçte düşündüklerimizisöyleyelim; bu noktada çocuğun sözünü kesmek, konuşmasına müsaadeetmemek ya da sürekli uyarıda bulunmak daha sonra olabilecek olan an-latımları da engeller. Biz istiyoruz ki ergen her şeyi, bunun içinde yanlışlarda olsa anne ve babasına anlatabilsin, birlikte çözüm üretilsin... Yaklaşımbiçimi biraz önce bahsettiğim gibi kestirip atma ya da suçlama şeklindeolursa -ki genellikle böyle oluyor- özel şeyler hiçbir zaman anne babayaanlatılmayacaktır. İstenilen, çocuğun en azından aileden birisiyle bir şeylerpaylaşmasıdır, yanlış yapsa bile paylaşmasıdır. Çocukluğun ilk yıllarındanitibaren bu noktada çok efor sarf etmeliyiz. Çünkü bizim zaman zaman ter-biye adına koyduğumuz sınırlar nedeniyle çocuklar kendilerini açmazlar.Bu da zaman zaman yalana başvurma, zaman zaman söylenmesigereken şeyleri söylememe şeklinde karşımıza çıkabilir. Bunun en önemlibir sebebi, ya karşı tarafın dinlemeyeceği şeklindeki bir endişe ya da yanlışyapılırsa çok ciddi şekilde tepki alınacağı düşüncesidir. Dolayısıyla genç,sorunlarını sadece arkadaşları ile paylaşır, çocuğumuzun bize hiçbir şeyanlatmaması da daha sonra yaşanabilecek olan problemleri öncedengörmemizi engeller. Burada en önemli nokta iletişim kanallarını kapatma-mak, yanlış olanı bile konuşabilmektir.

Page 11: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 11

Bizler, anne baba olarak, yapılan bir yanlışa hemen tepki koyarız.Mesela, bir ergenin ses tonu yükseldiğinde hemen “anneye bağırılmaz,babaya bağırılmaz” gibi suçlamalara girişiriz. Böylece doğal olarak birçatışma durumu doğar. Ergenlerin öfkesini boşaltmasına müsaade eder-seniz, size karşı davranışının yanlışlığını kısa bir süre sonra fark edip, özürdileyecektir. Bunu hep yaşamışsınızdır. Örneğin, hak etmediğiniz bir reak-siyon gösteriyordur size, ses tonunu yükseltmiştir, ağır bir söz söylemiştir;bu noktada siz, tartışmanın bir tarafı olmazsanız ergenin bir otokritik yap-masına müsaade ederseniz, hâlinizle ve davranışlarınızla üzüldüğünüzügösterirseniz annesini babasını seven bir ergen mutlaka gelip özür dileye-cektir. Siz de ona bağırıp çağırırsanız, bu sefer o üste çıkmaya çalışır veböylece kardeş kavgası gibi bir durum oluşur ve bunun da bir galibi olmaz.O yüzden bizler, burada anne ya da baba olduğumuzu bilerek hareket ede-ceğiz. Anne ve baba olduğunuzu bilmek, her zaman masaya yumruğunuzuvurarak otoritenib siz olduğunu göstermek demek değildir; anne babaolduğunuzu bilmek, zaman zaman çatışmadan kaçmak ve böyle kötü du-rumların oluşmasını engellemektir. “Efendim, bütün bunları yapıyoruz amaçocukta vicdan muhasebesi yok” diyorsanız orada zaten bir problem vardemektir. Bu başka bir şeydir. Bir çocukta vicdan muhasebesi yoksa, an-neyi babayı kırdığı hâlde gelip özür dilemiyorsa, ciddi bir sorun var demek-tir. Bu, normal bir tutum olarak değerlendirilemez. Normalde her çocukanne babasını sever, onları üzmek istemez; anne ve babasını bile bileüzen bir çocukta problem var demektir. Bu tür durumlarda ergen adetaçatışmaya zemin hazırlamak ister. Yani, sizi çileden çıkaracak, sinirinizibozacak, tepkinizi ölçecek birtakım davranışlar sergilemeye başlar; butuzağa düşmemeli ve geri durmalısınız. Bunun da yolu sabırdan geçiyor.Onunla aynı kategoride olmadığınızı, aynı kulvarda yarışmadığınızıgöstereceksiniz. Onun kendi kendini kontrol etmesini sağlayacaksınız.Bağırıp çağırmanın akla yatkın tarafı yok çünkü o da size bağırır ya dasiner hatta ertesi gün size daha büyük bir öfke duyabilir.

Bütün bu anlattıklarımızın temel noktası şudur: Eğer bizler çocuksahibi oluyorsak çocuklarımıza, “annem babam üzülmemeli” düşüncesiniaşılamalıyız. Peki, bunu nasıl sağlarız?.. Tek yolu var, o da sevgi. Çocukiçinde size karşı öfke taşısa bile sevginiz sayesinde o öfke yok olur ve sizegeri döner. Ama maalesef birçok çocukta, ilişki modeli sağlıklı kurulamadığıiçin, anne babaya karşı olan öfke bir süre sonra sevgisizlik hâline gelir vebu sevgisizlik yüzünden anne baba üzüldüğü zaman çocuk, iyi ki üzdümonları dahi diyebilir. Bu çok tehlikeli bir şeydir… Çocuğa vereceğiniz bütünahlâkî ve toplumsal değerler ancak sizlerin ona örnek teşkil etmenizlesağlanabilecek şeylerdir. Yani, iyi bir modelseniz ve çocuk sizi seviyorsao zaman sizin gibi olmak ister. Önce çocuğun karşısında seveceği, iyi birmodel olacak; sevme ve model alma da daha çocukluk dönemindenbaşlayan bir şeydir. O yüzden siz ergenliğe kadar çocukla aranızda birsevgi bağı kuramamışsanız burada ciddi bir problem var demektir. Bunu,

Page 12: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 12

suçlu sadece sizsiniz anlamında söylemiyorum; sizde problem olmayabilirçocukta bir problem vardır, çocuğun kendisinde var olan birtakım sorunlarnedeniyle ilişki bozulmuştur ve bu ilişkiyi siz yönetemediğiniz için deçocukta size karşı bir tepki oluşur. İşte bu tepki, anne-baba sevgisinin ol-maması şeklinde karşımıza çıkabilir. Öyle çocuklar görüyoruz ki “Nefretediyorum onlardan” diyorlar. Şimdi bu noktada olan bir çocuğun zatenanne baba ile olan ilişkisi kopmuş demektir. Bunu tekrar bağlamak nekadar mümkündür, bilemiyorum. Bu noktaya gelmeden birtakım şeyleriyapmamız gerekiyor. Çare, sevgi bağını ne olursa olsun koparmamaktır.Sevgi bağını sıcak tutacak kişiler bizleriz. Yoksa sabahtan akşama kadarbağıran, çağıran, vuran, kıran anne babalar elbette ki sevilmez. Öyleçocuklar var ki… Babası o gün eve gelmedi diye oynuyor neredeyse;babası eve gelmedi diye sevinen çocuktan ne beklersiniz... Tekrar söylü-yorum böyle bir tabloya sadece biz değil çocuğun ruhsal problemleri desebep oluyor olabilir.

Ergenler ile nasihat noktasında birtakım sorunlar yaşarız. İnsanındoğasında vardır, çocuğu karşımıza alıp bilinen şeyleri tekrar tekrar söy-leriz. Oysa nasihatin ergenler üzerindeki etkisi yok denecek kadar azdırçünkü verdiğiniz nasihatleri bildiğini söyler, bildiği şeyler tekrar tekrar an-latıldığı için önemsemez. O yüzden nasihatten çok duygusal ilişkiyi önplana çıkaran bir model geliştirmemiz gerekiyor. Doğrular ve yanlışlar mut-laka çocuğa anlatılacak ama bunlar zaten ergenliğe kadar çocuğa an-latılmış olmalıdır. Ergenlik döneminde çocuğun zihninde artık doğrular veyanlışlar mefhumu aşağı yukarı oluşmuştur. 12 yaşına gelen, 14 yaşınagelen bir çocuk neyin doğru, neyin yanlış olduğunu çok rahat bir şekildebilebilir. Bu noktada bizim vereceğimiz asıl şey davranışlar üzerindeki duy-gusal yoğunlaşmayı sağlamaktır. O yüzden sadece vaaz eden, sadecekonuşan bir anne baba modeli hiçbir zaman ilişkiyi sağlıklı şekilde devamettiremez. Öyle aileler vardır; baba eve geldiğinde çocukları alır karşısınave yarım saat nasihat eder, ancak bir faydası olmaz. Çünkü çocukta “Benbabam gibi bir adam olmalıyım” fikrini siz oluşturamadıysanız nasihatlerinizhavada kalır, kendi doğrularınızı çocuğa öğretemezsiniz. O yüzden ipin birucunu daha çocukluk döneminden itibaren sıkı tutmak gerekiyor.

Peki her şey bu kadar doğal ve normal mi seyrediyor?.. Hayır. Bir-takım çocuklar var ki bir kısmı daha çocukluk döneminden başlayıpbugüne kadar devam eden davranışlar sergiler, bir kısmı ergenliğe özgüolsalar dahi bu riskli davranışlar bizim için alarm olmalıdır. Bu bahsettiğimnoktalar; “Normaldir, ergendir yapar” diyebileceğimiz durumlar değil,muhakkak bir yardım alınmasını gerektiren durumlardır. Nelerdir bunlar?..Konuşmanın oldukça azalması... Konuşmayan, paylaşmayan bir ergenvarsa bu risk grubuna girer. Çünkü konuşmamak, kendi içerisinde bir şey-leri yaşamak iki sebebe dayandırılabilir; çocuk ya yanlış şeyler yapıyordurve paylaşmıyordur ya da duygusal anlamda rahat değildir, çökmüş durum-

Page 13: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 13

dadır, mutsuz ve huzursuzdur. Bu iki durum da normal sayılabilecek du-rumlar değildir. Bununla beraber özellikle nereye gittiğini, nerede olduğunusöylemeyen, arkadaşlarıyla nereye gittiğini bilmediğimiz bir çocuğumuzvarsa bu da önemli bir risk faktörüdür çünkü sizin kontrolünüzde olmayan,bilmediğiniz her şeyde risk aramak zorundayız, özellikle de bu devrede.

Özellikle kız çocuklarında, yemek alışkanlıklarında değişikliklerin ol-ması konusu önemli; kız çocuklarının yeme ile ilgili birtakım sorunları er-genlik döneminde problem olarak karşımıza çıkabilir. Diyete karşı aşırı birmerak varsa bunun mutlaka göz önünde tutulması gerekir. O yüzden, er-genlik döneminde abartılı yeme ya da yememe hadisesi bir probleminbaşlangıcı olabilir.

Ergenin odasından dışarıya çıkmaması, yani hayatını sizinle beraberdevam ettirmeye karşı direnci, neredeyse yemeklere bile gelmek iste-memesi, sürekli odasında kalması da problemli bir durumdur. Maalesefbugün toplumda böyle bir ayrışma söz konusu... Her odaya ayrı bir tele-vizyon, çocuğun odasına bir bilgisayar, bir müzik seti koyduğunuz zamanher şey bitiyor, çocuk orada yaşamaya başlıyor. Dolayısıyla bu yapılan-maların da tekrar bir gözden geçirilmesi gerekiyor. Çocuğun odasında ayrıbir televizyon olmasını ben kesinlikle tasvip etmiyorum. Hatta bilgisayarında ortak kullanım alanında bulundurulmasını tavsiye ediyoruz çünkü özel-likle ergenlerde bilgisayarın abartılı kullanılma riski söz konusudur. Buradada iki-üç nokta söz konusu... Birincisi; oyun bağımlılığıdır ki bugün kumarbağımlılığı, alkol bağımlılığı gibi bir oyun bağımlılığı hadisesi var. İkincisi,haberleşme amacıyla bilgisayar kullanımıdır; bu noktada sınırsız bir haber-leşmenin olmasını hiçbir zaman uygun bulmuyoruz. Burada mutlakaailenin müdahale etmesi gerekiyor. Yazışmaların içeriğini okuduğunuzdaçocuğunuza yakıştıramayacağınız şeylerle şeylerle karşılaşırsınız. Çünkükonuşurken karşıda insan yok ise fütursuz davranılabilir. O yüzden msngibi yazışma programlarında çocuklar ağza alınma-yacak kelimeleri çokrahatlıkla kullanırlar. Üçüncüsü de ergenin bilgisayarı cinsel içerikli olarakkullanmasıdır. İnternet ergene sınırsız bir ortam sunar ve bu da ergenincinsel dürtülerini burada aramaya ve tatmin etmeye çalışmasına nedenolabilir. O yüzden odadan dışarı çıkmamanın ciddi bir problem olduğunuve bu yapılanmaların sağlıklı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini birkez daha vurguluyorum. Bilgiden, teknolojiden sonuna kadar fay-dalanacağız ama şunu da unutmayacağız; bilgisayar, televizyon gibiteknolojik aletlerin kullanım otoritesi biz olmalıyız. Bilgisayarın ne kadarkullanılacağını, nerelere girileceğini, nerelere girilmeyeceğini biz belirleye-ceğiz. Biz yönetmek zorundayız.

Ergenler sürekli öfkesini boşaltır dedik. Öfkesini boşaltırken her güntabak çanak kırılıyorsa bu normal bir şey değildir. Ergen, sesini yükseltir,iki kere duvara vurur, böylece öfkesini boşaltır. Eğer sağa sola zarar veri-

Page 14: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 14

yorsa, eşyaya zarar veriyorsa, sizinle temas edip size zarar veriyorsa,arkadaşlarıyla kavga edip onlara zarar veriyorsa burada ciddi bir sorun vardemektir. Hele hele kendine zarar veriyorsa bu ciddi bir psikopatolojik be-lirtidir. Bunu görmezden gelemezsiniz. Kişinin kendine zarar vericidavranışlarda bulunması artık psikopatolojinin en riskli davranışlarındanbiri olarak düşünülmektedir. Bu zarar verme elini kolunu çizme ya da inti-hara teşebbüs etme şeklinde olabilir. Nasıl olursa olsun artık bu durumdaçocuk ruhsal problem taşıyor demektir.

Okul kırmanın alışkanlık hâline gelmesi de mutlak bir alarm tablo-sudur. Bakıyorsunuz ki sizin haberiniz olmadan on gün, on beş gün okulagitmemiş. Burada iki tane temel sorun vardır. Bir tanesi, sizden habersizbir şeyler yapılıyordur yani size yalan söyleniyordur. İkincisi de nereye git-tiği konusudur. Bugün yapılan araştırmalarda madde kullanan çocuklarınilk belirtisinin okula gitmeme olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bu,“çocuktur kaçabilir okuldan” diyerek hafife alabileceğimiz bir durum değil.Özellikle yaşıtlarıyla olan ilişkilerinde abartılı bir problem yaşayan, süreklikavga eden, efelenen bir gencin de mutlaka ciddi anlamda ele alınmasıgerekir. Yine cinselliğin gündemde aşırı derecede yer alması, cinselliğiaşırı derecede ön planda tutma varsa bu da yine alarm durumlarından biri-sidir. Zaman zaman öfke nöbetleri sinir krizi hâline gelebilir.

Depresif davranma dediğimiz, ergenlerin abartılı bir şekilde içe ka-panmaları, biraz önce bahsettiğim odaya kapanma hâli, ruhsal problemleriolmayan ama her şeyi içinde yaşayan mutsuz, huzursuz, gergin ve yaşam-dan zevk almayan bir ergen varsa bu tablo da normal, sıradan bir tablodeğildir. Depresyon açısından ergenler çok riskli bir grubu oluştururlar.Bunu da aklımızda tutmamız gerekiyor.

Şimdi ergenlik döneminin ruhsal bozukluklarına ve bunların çocuklukdönemi ile ilişkilerine gelelim. Birkaç madde sıralamak gerekirse öncelikliolarak davranış bozukluğu bağlamında, eğer çocukluk dönemindenitibaren davranış problemleri varsa ergende dikkat eksikliği hiperaktivitetablosunu muhakkak düşünmek gerekir. Dikkat eksikliği hiperaktivitesi olançocuklar ergenlik döneminde bu tuhaflığı çok daha ciddi, çok daha huzur-suz geçirebilirler. O yüzden erken çocukluk döneminde yani 4-5 yaşlarındaçok hareketli, kural tanımayan, okulda problem yaratan, çalışmayan birçocuk varsa bunun ergenlik dönemindeki tablosu davranış bozukluğu şek-linde olur. Kurallar konusunda sıkıntı yaşatır. Bu tablo ergenlik dönemiproblemi değildir, erken dönem dikkat eksikliği hiperaktivitesinin ergenlikdönemine yansımasıdır. Davranış bozukluğu da bunun bir üst problemidir.Bu çocuklar hukukî, ahlâkî problemler yaşayabilirler. Bu çocuklarda kaygıproblemi de yaşanabilir. Kaygı problemi derken geniş yelpazede bir prob-lem kümesini kastediyorum. Bunun içerisinde korkular yani fobiler vardır,toplumsal kaygılar, çekingenlik, sosyal ortamlara girememe vardır. Yine

Page 15: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 15

bunun içinde bizim “obsesif kompulsif” bozukluk dediğimiz ve halkarasında takıntı, saplantı diye ifade edilen temizlik takıntısı, düzenli olmatakıntısı gibi bazı saplantılar vardır. Obsesif kompulsif bozukluklar ergenlikdöneminde başlayan bozukluklardır ve genellikle aile tarafından çok gözardı edilir.

Ergenlik döneminin depresyonla ilintili olarak en riskli tablosu maddebağımlılığıdır. Sigara ile başlar çocuk; keşke orada kalsa dersiniz amaorada kalmayabilir. İşin içine alkol ve daha farklı maddeler de girebilir. Alkolve madde bağımlılığı riski altındaki çocuklar daha çok davranış bozukluk-ları olan çocuklardır. Kural tanımayan, sınır koyamadığınız çocuklar bunoktada riskli grubu oluştururlar ve siz birçok noktayı kaçırırsınız.Arkadaşlarıyla gider, siz nerede olduğunu bilmezsiniz, bu konudakiçatışma ergenlik döneminde maksimum düzeye çıkar.

Page 16: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 16

SORULAR

Soru: Ebeveynler olarak çocuklarımıza karşı ödüllendirme ve kısıt-lamayı nasıl yapabiliriz? Bu konuda bilgi almak istiyorum.

Müzahit Öztürk: Hayatta her şey kısıtlıdır. Hiç kimse kafasına görehareket etmiyor. Sınırlar olmak zorundadır. Sınırlamada ölçü nedir derse-niz… Bütün kültürlerde geçerli olan iki tane ölçü vardır. Bunlardan birtanesi akademik sınırlardır; yani, çocuğumuzun geleceği ile ilgili akademikbeklentilerdir. Bu beklentilerimiz nelerdir? Çocuğun bir mesleği olsun, kim-seye muhtaç olmasın gibi ebeveyn istekleridir. Burada abartıyor olabilirmiyiz? Evet, abartıyor olabiliriz; çocuğum illa birinci olsun diye diret-memeliyiz. Bu işin bir ortası vardır ve bu konuda hassas olmak zorundayız.Birincisi budur. İkincisi; ahlakî bir sınır mutlak olmak zorundadır; yani,bırakalım çocuk ne hâli varsa görsün, her şeyi kendi kendine öğrensin gibibir düşünce dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Her kültür, her toplum kendi içdinamikleriyle, kendi ahlâkıyla örüntülü bir şekilde çocuklarını yetiştirmekister. Bizim de burada müdahale hakkımız mutlaka vardır. Bu iki şey dışın-daki hususlarda, çocuklarımızı tabi ki serbest bırakalım; kazağını yere attıdiye, dolabı açık kalmış diye çatışmayalım. Şunu unutmayın: Heranne-babanın çocukla bir çatışma limiti, kredisi vardır. Bizler bu krediyikullanacağız. İşler her zaman yolunda gitmez, her çocuk sorun çıkarır…Sorunlara müdahale etme noktasında, o kredilerimizi gerekli yerlerde kul-lanmak zorundayız. Bu krediyi kullanırken de anne babanın eşit mesafedeolması gerekir. Bir taraf “Yapar benim oğlum” derse hiçbir şey yapa-mazsınız; bu yüzden birlikte hareket etmek zorundasınız. Dolayısıyla bu-radaki ana husus sınırların anne baba tarafından ortak olarakkonulmasıdır. Herkes sınırları aşmak ister. Ama zamanla bu sınırlar toplumtarafından, anne baba tarafından bir şekilde bizlere öğretilir. Bunun içinde

Page 17: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

PsikolojiErgen Psikolojisi ▼ Mücahit Öztürk 17

ödül de vardır ceza da vardır. Çocuğun, patronun anne ve baba olduğunubilmesi gerekir.

Soru: Çocuklar sınavlarda heyecanlanıyor, konsantrasyon sıkıntısıyaşıyor. Bu konuda nasıl yardım alabiliriz?

Mücahit Öztürk: Bir çocuğun sınav performansı beklediğimizdendüşükse iki şey aklımıza gelir. Birincisi sınav kaygısı, ikincisi dikkat eksikliğiproblemidir. Sınav kaygısı problemi ve dikkat eksikliği problemi genelliklebir arada görülür ve bunlar birbirlerini tetikler. Çünkü çocuk dikkat eksikliğiproblemi yaşıyorsa kaygılanmaya başlar. Kaygı da dikkat eksikliğinin art-masına sebep olur. Dikkat eksikliği bir çocuğun, bir kişinin çabuk bıkmasıdemektir. Mesela masada oturabilme süresinin az olması, farklı şeyleriaynı anda düşünme gibi. Dikkat eksikliği de kaygı bozuklukları da tedaviedilebilir problemlerdir. Tedavi vakaya göre değişir. Psikoterapi olabilir, ilaçtedavisi olabilir…

Soru: İki yaşında bir çocuğumuz var ve çok inatçı. Başka bir şey yap-tırarak istediğini unutturmaya çalışsak da yapma dediğimiz şeyi sürekliyapmak istiyor. Bu normal midir?

Mücahit Öztürk: Bir buçuk yaş ile üç yaş arası zaten inatçılık dönemidiye adlandırdığımız, biraz zor bir dönemdir. Bu yaşlarda çocuk kendinifark etmeye başlar… Burada dikkat edilmesi gereken husus, inatçılığın birproblemin belirtisi de olabileceği hususudur. Bu ayrımı yapmak ancak birprofesyonelin işidir. Eğer normal bir inatçılık ise yapacak çok fazla bir şeyyok, sabırla beklemek gerekir. Ama birçok bozuklukta, örneğin, dikkat ek-sikliği hiperaktivitelerinde inatçılık davranışı çokça gözlenir.

Soru: Bazı kimselerden, çocuklarımızla arkadaş gibi olmanın yanlışolduğunu duyuyoruz. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Mücahit Öztürk: Arkadaş başka bir şeydir, anne-baba başka bir şey-dir. Bizler arkadaş değil anne-babayız; anne baba çocukla arkadaş gibioynayabilir ama bu, çocukla arkadaş olunduğu anlamına gelmez. Bu nok-tada önemli olan şey sizin o ilişkide sınırları tayin etme becerinizdir. Tama-men arkadaş olursanız o zaman otorite olamazsınız, kural koyucu veörnek olamazsınız.

Page 18: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin
Page 19: Ergen Psikolojisidushunce.megavisionsites.com/files/documents/mucahit...Ergen Psikolojisi Mücahit Öztürk 3 Bugün, yaklaşık bir saatlik süre içinde, ergenlik dönemi, ergenlerin

Meridyen Destek Derneğiİcadiye Mahallesi Müneccimbaşı Sk.Huzur Apt. No 34/3

Üsküdar/İSTANBULTel: 0216 310 30 39 Fax: 0216 310 10 92

www.meridyendestek.org [email protected]