emekli kurmay albay dr. araştırmacı yazar Ömer lÜtfİ ......bektaşi’nin ‘namaza...

1
SÖYLEŞİ 10 27 MAYIS 2016 CUMA OĞUZ ÇETİNOĞLU Oğuz Çetinoğlu: Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Garo Paylan, TBMM’nde yaptığı konuşmada, aslı esası olmayan beyanlarda bulundu. Röportajımızın yönünü belirlemek maksadıyla genel bir değerlendirme lütfeder misiniz? Dr. Ömür Lütfi Taşçıoğlu: Garo Paylan, Türkiye Büyük Millet Meclisi kür- süsünden yaptığı konuşmalarda; “Ermeni aydınlarının, milletvekillerinin ve kanaat önderlerinin tutuklandığını, vekillerin Ayaş’a getirildiğini, bazılarının Diyarbakır ve Urfa’ya sürüldüğünü, vekillerin yolda katledildiğini, Malta sürgünlerinin yargı- lanmaları tamamlanmadan Cumhuriyet ku- rulduğu için yargılamanın yarım kaldığını” ifâde etmiştir. Ancak bu ifadeler gerçekleri yansıtmamaktadır. Çetinoğlu: Deve bedeni gibi doğrusu olmayan laflar… Dr. Taşçıoğlu: Garo Paylan TBMM’de yaptığı bir diğer konuşmasında ise; “Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda mil- letvekilliği yapan Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşlarının resimlerini göstererek, bun- ların demokratik siyasetle bir arada yaşa- mamızı savunduklarını, Türklerin bu kişilerin Osmanlılık rüyasına ve demokra- tik siyasete ihânet ettiğini, geçmişte millet- vekilliği yapan söz konusu Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşları için TBMM tarafın- dan bir araştırma komisyonu oluşturulması gerektiğini ve kendisinin söz konusu mil- letvekillerinin hepsinin önünde saygıyla eğildiğini” belirtmiş ve bu son sözlerini Er- meni dilinde de tekrarlamıştır. Garo Paylan tarafından resimleri gösterilerek demok- rasi havarisi gibi tanıtılan milletvekille- rinden birçoğu Osmanlı Devletine ihânet etmiş, hatta düşman kuvvetlerine katılarak Rus üniforması altında Osmanlı Devletine karşı savaşmış ve Rusların Anadolu toprak- larını işgali ve savaş sonrasında geri çekil- mesi sırasında Anadolu halkını kitleler halinde katletmiş vatan hainleridir. Çetinoğlu: Garo Paylan’ın meseleyi 1915’ten ele alması, Bektaşi’nin ‘Namaza durmayın!’ yâvesini hatırlatıyor. Dr. Taşçıoğlu: Daha da ileri giderek 1890-1919 yılları arasında Osmanlı coğraf- yasında ve Kafkaslarda yaşanan olaylarla alakalı olarak yüzleşme ihtiyacından söz ediyor. Çetinoğlu: Gerçekleri bilmiyor mu? Neye güvenerek böyle konuşabiliyor? Siz bu meseleyi derinlemesine araştırmış, kitap yazmış bir yazarsınız. Öğrenmesine yardımcı olur musunuz? Dr. Taşçıoğlu: Bilindiği gibi Os- manlı Devleti’nin yükseliş döneminde Er- meniler devletin sâdık bir tebaası olmuşlardır. Gerileme döneminde ise em- peryalist devletlerin de kışkırtması ile Os- manlı Devleti’nden koparacakları topraklar üzerinde bağımsız bir Ermenistan kurma hayaline kapılmışlar, tebaası oldukları Os- manlı Devletine karşı düşmanla yan yana savaşmışlardır. Çetinoğlu: Bu gerçeklerden hiç bahsetmiyor. Târih okumamış demek ki… Ermenilerin, vatandaşı bulunduğu devletle savaşa girme- lerini gerektirecek bir haksızlığa mâruz kaldığı söylenebilir mi? Er- meniler aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin imtiyazlı vatandaşları değil miydi? Dr. Taşçıoğlu: Evet! İmtiyazlı vatan- daş statüsüne sâhipti. Çetinoğlu: Konuyu misallerle açıklar mısınız? Dr. Taşçıoğlu: Osmanlı Devleti, Er- menileri her dönemde kendi iç işlerinde ve dinlerinde serbest bırakmış, onlara kendi okullarında eğitim yapmaları, kendi arala- rındaki dâvâları kendilerinin çözmesi, as- kerlikten muaf olmaları gibi haklar tanımış ve bu kapsamda 1863 yılında Ermeni Mil- leti Nizamnamesini kabul etmiştir. Osmanlı Devletinde Ermenilerden 22 bakan, 33 milletvekilli, 29 paşa, 7 büyük- elçi, 11 başkonsolos, 11 üniversite öğretim üyesi ve 41 üst düzey memur işbaşına gel- miştir. Bu kapsamda 1. Meclis’te 10, 2. Meclis’te 11 Ermeni milletvekili görev al- mıştır. Ancak verilen bütün bu haklara ve imkânlara rağmen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi öncesinde Ermeniler Osmanlı Devle- ti’nden önce özerklik, uzun vâdede ise ba- ğımsızlık kazanmak için harekete geçmiştir. Bu durum İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi Henry Elliot’un raporunda şu şekilde yer almıştır: ‘Dün Ermeni patriği bana geldi. Avrupa devletlerinin ilgisini çekmek için ihtilal, isyan çıkarmak gereki- yorsa bunları çıkarmanın katiyen zor olma- dığını söyledi.’ Robert Koleji’nin kurucusu misyoner rahip Cyrus Hamlin ise 23 Ağustos 1895 târihinde The New York Times’da yayınla- nan makalesinde Hınçak terör örgütünün gerçek maksadının ‘Rusya’yı Osmanlı dev- letine saldırtmak ve savaş şartlarından ya- rarlanarak bağımsız bir Ermenistan kurmak olduğunu söylüyor. Bunu sağlayabilmenin aracı olarak Ermenilerin Türk ve Kürt köy- lerine saldırarak bütün halkı katledecekle- rini ve Türklerin mukabelede bulunmasının Rus müdâhalesine dâvetiye çıkaracağını bir Hınçak üyesinin ifâdelerine dayanarak de- taylı olarak anlatmakta ve Hınçak militanın sözlerine devamla; ‘Biz Rus Ermenileri olarak Türk Ermenileri tahrik edeceğiz ve yüzlerce millik mesafelerde göçler olacak. Aptallık edenler bedelini hayatlarıyla öde- yecekler.’ dediğini nakletmektedir. Çetinoğlu: Cyrus Hamlin tarafın- dan aktarılan bu konuşma bile tek başına 1915 olaylarının arka pla- nını aydınlatmaya yeterlidir. Garo Paylan bunları bilmiyor demek ki… Dr. Taşçıoğlu: Osmanlı Devletinin milletvekili olan Ermenilerin ve patrikha- nenin görevlendirdiği papazların liderli- ğinde toplantılar yapan Taşnaksutyun, Hınçak ve Ramgavar gibi Ermeni komite- leri; 1. Dünya Harbi başlamadan hemen önce ‘Rus ordusuna katılmak, geride kalan- larla ise çeteler teşkil ederek Rus ordusu hududu geçer geçmez silaha sarılarak Türk ordusunu arkadan vurmak suretiyle iki ateş arasında bırakmak ve Türk köylerini yaka- rak göçe zorlamak’ konusunda kararlar al- mışlardı. Bundan amaçları, katlettikleri Türklerin topraklarını ele geçirerek Os- manlı coğrafyasındaki bazı bölgelerde nü- fusun çoğunluğunu ele geçirmek ve bu nüfus çoğunluğuna dayanarak Osmanlı’dan koparacakları topraklarda bağımsız bir Er- menistan devleti kurmaktı. Çetinoğlu: Siz araştıran bir yazar- sınız. Bu söylediklerinizin belgeleri hakkında bilgi verir misiniz? Dr. Taşçıoğlu: Söz konusu belgeler şu kaynaklarda kayıtlıdır: Cyrus Hamlin’in söyledikleri ile alakalı belge: Şükrü Server Aya, The Genocide of Truth, Istanbul Commerce University Publications No:25, Istanbul, 2008, s.638-643 Ermenilerin Rus ordusuna katılma ka- rarlarıyla alakalı belge: Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Türk Târih Kurumu Yayınları, Ankara, 2001, s.43 Türk köylerinin yakılacağına dair ko- nuşmaların belgesi: Azmi Süslü, Fahrettin Kırzıoğlu, RefetYinanç, Yusuf Halaçoğlu, Türk Târihinde Ermeniler, Ankara, 1995, s.196-197 Ermenilerin bölge halkını ağır işkence- lerle katlettiklerine dair belgeler: Ömer Lütfi Taşcıoğlu, Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi, Siyasi ve Hukûkî Gerçekler, Nobel Akademik Yayınları, Ankara, s.157-185 Çetinoğlu: Ümit edilir ki, Garo Paylan dürüst ve haysiyetli bir insansa, bu kaynaklara ulaşır, incelemesini yapar ve TBMM kürsüsünden, yanıldığını açıklayıp özür diler. Osmanlı Devleti’nin, Ermeni komite liderlerini tevkif etme kararı hakkında bilgi verir misiniz? Dr. Taşçıoğlu: Osmanlı Devleti 8 ayrı cephede savaşırken Ermenilerin çıkar- dığı isyanlar devleti zayıf düşürmüş, Os- manlı orduları bir yandan bu cephelerde sa- vaşırken, diğer yandan cephe gerisine de asayiş için kuvvet ayırmak mecbûriyetinde kalmıştır. Osmanlı Devleti, bütün ikazlara rağmen Ermeni çetelerinin Türk ordusunun harekâ- tını sekteye uğratması ve kendilerine des- tek vermeyen Ermeniler de dâhil mâsum sivil halkı katletmeye devam etmesi üze- rine 24 Nisan 1915’te Ermeni Komite Mer- kezlerinin kapatılarak evrakına el konulması ve komite liderlerinin tevkif edilmesi kararını almış, bu kapsamda 77.735 Ermeni’nin yaşadığı İstanbul’da 235 Ermeni komite liderinin tutuklanması kararlaştırılmıştır. Ancak bunlardan 226’sı yakalanabilmiştir. Çetinoğlu: 77.735 kişiden yalnızca 235’i için tutuklama kararı çıkarılıyor ve 226’sı yakalanıyor. Bu rakamlar soykırım olmadığının apaçık delili. Mesele, yalnızca suçluların cezalandırılmasından ibâret. Üstelik Ermenilerin yaptıklarının cezâsı her ülkede ve her şart altında idamdır. Tevkif edilen Ermenilerle ilgili suç unsurları hakkında elinizde bilgi ve belge var mı? Dr. Taşçıoğlu: Var: Osmanlı arşiv belgelerine göre tevkif edilenlerle birlikte 19 Mavzer, 74 Martini, 111 Winchester, 96 Manliher, 78 Gıra, 358 Filovir, 3591 ta- banca ve 45221 adet mühimmat ve bunla- rın isyan hazırlığında olduğunu ispatlayan belgeler ve yazışmalar ele geçirilmiştir. Çetinoğlu: Bu bilgiye ait belgeye nasıl ulaşılabilir? Dr. Taşçıoğlu: Yusuf Sarınay’ın ko- nuyla ilgili çok değerli arşiv araştırmaları, ayrıca Genelkurmay ATASE arşivinde is- yancı Ermenilerden ele geçirilen silah, mü- himmat ve dokümanlara ilişkin raporlar mevcuttur. Yusuf Sarınay’ın “What happe- ned on April 24, 1915? The Circular of April 24, 1915, and the Arrest of Armenian Committee Members in Istanbul, Int. Tur- kish Studies Vol 14, Nos.1&2, 2008, s.78’de yayınlanan çalışmasında Ermeni komite liderlerinden tutuklanarak Çankı- rı’ya ve Ayaş’a gönderilenlerle ilgili de- taylı bilgilere yer verilmiştir. Bu çalışmada İstanbul’da tutuklanan komite liderlerinin sayısı 226 olarak verilmiştir. Ermeni yazar Peter Balakian ise 24 Nisan 1915’de İstanbul’da tutuklanıp Çan- kırı’ya gönderildikten sonra İstanbul’a dönmesine ve daha sonra sağlık problem- leri sebebiyle Fransa’ya gitmesine izin ve- rilen ve bir rahip olan amcası Grigoris Balakian’ın hatıralarına dayanarak İngiliz- ce’ye çevirdiği 2009 basımlı Armenian Golgotha adlı kitabında Ayaş’ta hapis bu- lunan Ermeni komitecilerin sayısını 62 ola- rak, Çankırı’da hapis bulunan komitecilerin sayısını ise 69 olarak göstermiştir. Balaki- an’a göre tevkif edilen Ermeni komite li- derlerinin toplam sayı 131 kişidir. Ancak söz konusu komite liderleri ha- pishaneye konulmamış, ikişer-üçer kişilik gruplar halinde yazlık evlere yerleştirilmiş ve şehir/kasaba içinde serbest olarak dolaş- malarına müsaade edilmiş, sadece günde bir defa polis karakoluna uğrayarak bölgeyi terk etmediklerini göstermeleri mecbûriyeti getirilmiştir. Hatta bunlardan Arşak oğlu Mardiros ile Arşak Diradoryan adlı Erme- niler maddî durumlarının iyi olmadığını belirterek kendilerine maddî yardım yapıl- ması talebinde bulunmuş ve talepleri kabul edilmiştir. Çetinoğlu: Tevkif edilenlere ne işlem yapılmış? Dr. Taşçıoğlu: Yapılan tahkikat so- nucunda Çankırı’da denetimli serbestlik cezasında bulunan Ermenilerden 35’inin suçsuz olduklarına karar verilerek İstan- bul’a dönmelerine izin verilmiş, 25’i suçlu bulunarak Ayaş’a nakledilmiş, 57’si ise Zor bölgesine sevk edilenlerle birlikte Zor’a gönderilmiştir. Yabancı uyruklu ko- mite lideri 7 Ermeni’den 3’ü sınır dışı edil- miş, 4’ü ise hapiste tutulmaya devam edilmiştir. Kalan Ermenilerden 31’i affedil- miş, bunlardan 13’ü İzmit’e, 10’u Eskişe- hir’e, 2’si Kütahya’ya, 2’si Bursa’ya, 2’si Kastamonu’ya, 1’i Geyve’ye, 1’i ise Kay- seri’ye gönderilmiştir. Ayaş’ta tutulan komitecilerden Taşnak lideri Serkis Bağdıkyan 9 Mart 1918’de ölmüş, Mondros Mütârekesinin imzalan- masından sonra Karnik Madukyan, Kirkor Hamparsumyan ve Pantuvan Parzisyan ser- best bırakılmış, kalanlar ise İngiliz işgal kuvvetlerinin İstanbul’u işgalinden sonra salıverilmiştir. Diyarbakır’a nakledildikleri sırada Kri- kor Zohrap ile Ohannes Vartkes Serengül- yan adlı Ermeni milletvekilleri Çerkez Ahmet ve Galatalı Halil adlı iki çeteci tara- fından katledilmiştir. Ancak bu çeteciler Suriye’deki Askerî Mahkeme tarafından yargılanarak idama mahkûm edilmiş ve ce- zaları infaz edilmiştir. Çetinoğlu: Ermeni komite liderlerinin tevkif kararından sonra neler oldu? Dr. Taşçıoğlu: Ermeni komite lider- lerinin tevkif kararından sonra da Ermeni- lerin ihânet ve katliamlara devam etmeleri üzerine Osmanlı Devleti 27 Mayıs 1915’te Ermenilerden isyan edenlerin ve çete kura- rak sivil halkı katledenlerin bulundukları bölgelerden çıkarılarak Osmanlı Devleti toprakları içinde yer alan ancak savaş böl- gesinden uzakta olan Şam ve Musul gibi vilayetlere nakledilmelerini kararlaştırmış- tır. Esasen Ermeniler zorunlu göç kararının alındığı 27 Mayıs tarihini değil, Ermeni komite liderlerinin tutuklandığı ve komite merkezlerinin kapatılarak evrakına el ko- nulduğu tarih olan 24 Nisan’ı sözde soykı- rım tarihi olarak kabul etmektedir. Ermeniler 24 Nisan’ı sözde soykırım tarihi olarak kabul etmekle “ biz isyan için hazır- lık yapıyorduk, “siz komite liderlerini tu- tuklayarak ve isyan için hazırladığımız silahlara el koyarak bu hazırlıkları neden boşa çıkardınız, Osmanlı’dan kopartacağı- mız topraklar üzerinde bağımsız bir Erme- nistan devleti kurmamıza neden izin vermediniz” demiş olmaktadır. Diğer yandan Ermeni komite liderleri- nin tutuklanma kararının alındığı tarihte Çanakkale deniz savaşlarındaki yenilgiden gerekli dersi çıkaramamış olan İngiliz, Fransız ve ANZAK birlikleri Gelibolu ya- rımadasına çıkarma yapmak üzere Çanak- kale’ye intikal halindeydi. Ermeni komite liderleri tutuklanmasaydı 25 Nisan sabah alacakaranlık başlangıcında Gelibolu’ya çı- kartma yapan düşman kuvvetlerinin hare- kâtı ile koordineli olarak Ermeniler İstanbul’da ve diğer bölgelerde yoğun ola- rak isyanlar çıkartmak suretiyle Osmanlı ordusunu iki ateş arasında bırakacaklardı. Çetinoğlu: Garo Paylan meşgul (?!) olduğundan bu bilgilere ulaşma imkânı bulamamıştır. Kendisini de bilgilendirmiş olduk. Meclis kürsüsündeki konuşmasında hiç bahsetmediği gerçekler var. Anadolu’daki Ermenilerin tamamı nakil ve iskân işlemine tâbi tutuldu mu? Bu mesele, soykırım iddiaları açısından çok büyük önem taşıyor. Dr. Taşçıoğlu: Hayır! Anadolu’daki Ermenilerin tamamı nakil ve iskân işlemine tâbi tutulmamış, tutulanların ise daha sonra yerlerine dönmelerine izin verilmiştir. Ka- tolik ve Protestan Ermeniler, İstanbul, Bursa ve Kütahya Ermenileri, Rus işgali al- tında olan Kars ve Van Ermenileri, Silahlı Kuvvetlerde, sağlık kuruluşlarında, demir- yolu birliklerinde ve diğer kamu kuruluşla- rında görevli olan Ermeniler nakil ve iskân projesinden muaf tutulmuştur. Bizzat Er- meni patriği bu konuda ‘İstanbul Ermenile- riyle Kütahya sancağı ve Aydın vilayetindeki Ermeniler göç ettirilmemişti. Hâlen İzmit sancağı ile Bursa, Kastamonu, Ankara ve Konya’da bulunan Ermeniler buralardan göç ettirilmiş olup da geri dön- müş bulunanlardır. Kayseri sancağı ile Sivas, Harput, Diyarbakır ve özellikle Ki- likya ve İstanbul’da göçten dönmüş, ama köylerine gidemeyen çok Ermeni vardır. Erzurum ve Bitlis Ermenilerinin bütün ba- kiyesi Kilikya’dadır.’ şeklinde açıklamada bulunmuştur. Çetinoğlu: Bâzı bölgelerdeki Ermenilerin neden nakil ve iskân projesinin dışında tutulduğunu da belirtir misiniz? Dr. Taşçıoğlu: Savaş bölgesinin dı- şında oldukları ve isyan hareketlerine ka- tılmadıkları için … Bu husus da soykırım iddialarının ger- çek dışı olduğunun delilidir. Çetinoğlu: Nakledilerek savaş alanı dışındaki bölgelerde iskân edilen Ermenilerin durumundan da bahseder misiniz? Dr. Taşçıoğlu: Ermenilere, iskân edildikleri yerlerde tapulu ev, tarıma elve- rişli arazi, mesleklerinin icrası için âlet, sermaye ve tohumluk verilmiştir. Ayrıca nakledilen Ermenilerin devlete ve şahıslara olan borçları tehir edilmiş veya tamamen silinmiş ve suçlu ve zanlılar hakkındaki ta- kibat da durdurulmuştur. Çetinoğlu: Çok teşekkür ede- rim. Devam edeceğiz. (DEVAM EDECEK) Emekli Kurmay Albay Dr. Araştırmacı Yazar ÖMER LÜTFİ TAŞÇIOĞLU ; Belgelere dayanarak bilgilendiriyor HDP’Lİ MİLLETVEKİLİ GARO PAYLAN, BİLGİ YETERSİZLİĞİ SEBEBİYLE 1915 OLAYLARINI SAPTIRIYOR.’ DERKENAR: SOYKIRIM NEDİR? Soykırım kavramı, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Teş- kilatı’nın Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırıl- ması Sözleşmesi’nde târif edilmiştir. Bu târife göre soykırım; ‘Millî, etnik, ırkî ve dînî bir grubun tamamının veya bir bölümünün yok edilmesi maksadıyla teşebbüs edilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi, grubun üyelerine ciddî bedenî veya zihnî hasar verilmesi, grubun hayat şartlarının grubun tama- mına veya bir kısmına getireceği fizikî yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması, grup içinde doğumları engelleye- cek yöntemlerin uygulanması ve çocukların zorla bir grup- tan alınıp bir diğerine verilmesi… BMT Genel Kurulu ‘Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni 9 Aralık 1948 tarihinde kabul etmiştir. Sözleşme 12 Ocak 1951’de yürürlüğe gir- miş ve Türkiye sözleşmeye 31 Temmuz 1950 tarihinde ka- tılmıştır. Dolayısı ile söz konusu sözleşmenin kabulünden önceki tarihlere ilişkin olaylara uygulanması hukuken mümkün olmamaktadır. Ayrıca bir fiilin soykırım olarak kabul edilebilmesi için fiil işlenirken cürüm kastı denilen, bir ulusu yok etmek için özel bir kastın mevcut olması gerekmektedir. Diğer yandan BM soykırım sözleşmesi soykırım iddia- larını karara bağlama yetkisini fiilin işlendiği iddia edilen devletin (Türkiye Cumhuriyeti) mahkemeleri ile bu mak- satla kurulan milletlerarası mahkemelere vermiştir. Dolayı- sıyla çeşitli devletlerin Parlamentolarından çıkardıkları Türkiye’yi soykırımla suçlayan kararların hiçbir hukûkî de- ğeri yoktur. Bu kapsamda Türkiye’nin soykırımla suçlan- masının hukuken mümkün olmadığı hususu Avrupa Adalet Divanı’nın, Fransa Anayasa Konseyi’nin, Uluslar arası Adalet Divanı’nın ve AİHM’nin kararlarında da yer almıştır.

Upload: others

Post on 05-Jan-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Emekli Kurmay Albay Dr. Araştırmacı Yazar ÖMER LÜTFİ ......Bektaşi’nin ‘Namaza durmayın!’ yâvesini hatırlatıyor. Dr. Taşçıoğlu: Daha da ileri giderek 1890-1919

SÖYLEŞİ10 27 MAYIS 2016 CUMA

OĞUZÇETİNOĞLU

Oğuz Çetinoğlu: HalklarınDemokratik Partisi (HDP)Milletvekili Garo Paylan,TBMM’nde yaptığı konuşmada, aslıesası olmayan beyanlardabulundu. Röportajımızın yönünübelirlemek maksadıyla genel birdeğerlendirme lütfeder misiniz?

Dr. Ömür Lütfi Taşçıoğlu: GaroPaylan, Türkiye Büyük Millet Meclisi kür-süsünden yaptığı konuşmalarda; “Ermeniaydınlarının, milletvekillerinin ve kanaatönderlerinin tutuklandığını, vekillerinAyaş’a getirildiğini, bazılarının Diyarbakırve Urfa’ya sürüldüğünü, vekillerin yoldakatledildiğini, Malta sürgünlerinin yargı-lanmaları tamamlanmadan Cumhuriyet ku-rulduğu için yargılamanın yarım kaldığını”ifâde etmiştir. Ancak bu ifadeler gerçekleriyansıtmamaktadır.

Çetinoğlu: Deve bedeni gibidoğrusu olmayan laflar…

Dr. Taşçıoğlu: Garo PaylanTBMM’de yaptığı bir diğer konuşmasındaise; “Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda mil-letvekilliği yapan Ermeni kökenli Osmanlıvatandaşlarının resimlerini göstererek, bun-ların demokratik siyasetle bir arada yaşa-mamızı savunduklarını, Türklerin bukişilerin Osmanlılık rüyasına ve demokra-tik siyasete ihânet ettiğini, geçmişte millet-vekilliği yapan söz konusu Ermeni kökenliOsmanlı vatandaşları için TBMM tarafın-dan bir araştırma komisyonu oluşturulmasıgerektiğini ve kendisinin söz konusu mil-letvekillerinin hepsinin önünde saygıylaeğildiğini” belirtmiş ve bu son sözlerini Er-meni dilinde de tekrarlamıştır. Garo Paylantarafından resimleri gösterilerek demok-rasi havarisi gibi tanıtılan milletvekille-rinden birçoğu Osmanlı Devletine ihânetetmiş, hatta düşman kuvvetlerine katılarakRus üniforması altında Osmanlı Devletinekarşı savaşmış ve Rusların Anadolu toprak-larını işgali ve savaş sonrasında geri çekil-mesi sırasında Anadolu halkını kitlelerhalinde katletmiş vatan hainleridir.

Çetinoğlu: Garo Paylan’ınmeseleyi 1915’ten ele alması,Bektaşi’nin ‘Namaza durmayın!’yâvesini hatırlatıyor.

Dr. Taşçıoğlu: Daha da ileri giderek1890-1919 yılları arasında Osmanlı coğraf-yasında ve Kafkaslarda yaşanan olaylarlaalakalı olarak yüzleşme ihtiyacından sözediyor.

Çetinoğlu: Gerçekleri bilmiyormu? Neye güvenerek böylekonuşabiliyor? Siz bu meseleyiderinlemesine araştırmış, kitapyazmış bir yazarsınız.Öğrenmesine yardımcı olurmusunuz?

Dr. Taşçıoğlu: Bilindiği gibi Os-manlı Devleti’nin yükseliş döneminde Er-meniler devletin sâdık bir tebaasıolmuşlardır. Gerileme döneminde ise em-peryalist devletlerin de kışkırtması ile Os-manlı Devleti’nden koparacakları topraklarüzerinde bağımsız bir Ermenistan kurmahayaline kapılmışlar, tebaası oldukları Os-manlı Devletine karşı düşmanla yan yanasavaşmışlardır.

Çetinoğlu: Bu gerçeklerden hiçbahsetmiyor. Târih okumamışdemek ki… Ermenilerin, vatandaşıbulunduğu devletle savaşa girme-lerini gerektirecek bir haksızlığamâruz kaldığı söylenebilir mi? Er-meniler aynı zamanda OsmanlıDevleti’nin imtiyazlı vatandaşlarıdeğil miydi?

Dr. Taşçıoğlu: Evet! İmtiyazlı vatan-daş statüsüne sâhipti.

Çetinoğlu: Konuyu misallerleaçıklar mısınız?

Dr. Taşçıoğlu: Osmanlı Devleti, Er-menileri her dönemde kendi iç işlerinde vedinlerinde serbest bırakmış, onlara kendiokullarında eğitim yapmaları, kendi arala-rındaki dâvâları kendilerinin çözmesi, as-kerlikten muaf olmaları gibi haklar tanımışve bu kapsamda 1863 yılında Ermeni Mil-leti Nizamnamesini kabul etmiştir.

Osmanlı Devletinde Ermenilerden 22bakan, 33 milletvekilli, 29 paşa, 7 büyük-elçi, 11 başkonsolos, 11 üniversite öğretimüyesi ve 41 üst düzey memur işbaşına gel-miştir. Bu kapsamda 1. Meclis’te 10, 2.Meclis’te 11 Ermeni milletvekili görev al-mıştır. Ancak verilen bütün bu haklara veimkânlara rağmen 1877-1878 Osmanlı-RusHarbi öncesinde Ermeniler Osmanlı Devle-ti’nden önce özerklik, uzun vâdede ise ba-ğımsızlık kazanmak için hareketegeçmiştir. Bu durum İngiltere’nin İstanbulbüyükelçisi Henry Elliot’un raporunda şu

şekilde yer almıştır: ‘Dün Ermeni patriğibana geldi. Avrupa devletlerinin ilgisiniçekmek için ihtilal, isyan çıkarmak gereki-yorsa bunları çıkarmanın katiyen zor olma-dığını söyledi.’

Robert Koleji’nin kurucusu misyonerrahip Cyrus Hamlin ise 23 Ağustos 1895târihinde The New York Times’da yayınla-nan makalesinde Hınçak terör örgütününgerçek maksadının ‘Rusya’yı Osmanlı dev-letine saldırtmak ve savaş şartlarından ya-rarlanarak bağımsız bir Ermenistan kurmakolduğunu söylüyor. Bunu sağlayabilmeninaracı olarak Ermenilerin Türk ve Kürt köy-lerine saldırarak bütün halkı katledecekle-rini ve Türklerin mukabelede bulunmasınınRus müdâhalesine dâvetiye çıkaracağını birHınçak üyesinin ifâdelerine dayanarak de-taylı olarak anlatmakta ve Hınçak militanınsözlerine devamla; ‘Biz Rus Ermenileriolarak Türk Ermenileri tahrik edeceğiz veyüzlerce millik mesafelerde göçler olacak.Aptallık edenler bedelini hayatlarıyla öde-yecekler.’ dediğini nakletmektedir.

Çetinoğlu: Cyrus Hamlin tarafın-dan aktarılan bu konuşma bile tekbaşına 1915 olaylarının arka pla-nını aydınlatmaya yeterlidir. GaroPaylan bunları bilmiyor demek ki…

Dr. Taşçıoğlu: Osmanlı Devletininmilletvekili olan Ermenilerin ve patrikha-

nenin görevlendirdiği papazların liderli-ğinde toplantılar yapan Taşnaksutyun,Hınçak ve Ramgavar gibi Ermeni komite-leri; 1. Dünya Harbi başlamadan hemenönce ‘Rus ordusuna katılmak, geride kalan-larla ise çeteler teşkil ederek Rus ordusuhududu geçer geçmez silaha sarılarak Türkordusunu arkadan vurmak suretiyle iki ateşarasında bırakmak ve Türk köylerini yaka-rak göçe zorlamak’ konusunda kararlar al-mışlardı. Bundan amaçları, katlettikleriTürklerin topraklarını ele geçirerek Os-manlı coğrafyasındaki bazı bölgelerde nü-fusun çoğunluğunu ele geçirmek ve bunüfus çoğunluğuna dayanarak Osmanlı’dankoparacakları topraklarda bağımsız bir Er-menistan devleti kurmaktı.

Çetinoğlu: Siz araştıran bir yazar-sınız. Bu söylediklerinizin belgelerihakkında bilgi verir misiniz?

Dr. Taşçıoğlu: Söz konusu belgelerşu kaynaklarda kayıtlıdır: Cyrus Hamlin’insöyledikleri ile alakalı belge: Şükrü ServerAya, The Genocide of Truth, IstanbulCommerce University Publications No:25,Istanbul, 2008, s.638-643

Ermenilerin Rus ordusuna katılma ka-rarlarıyla alakalı belge: Yusuf Halaçoğlu,Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918),Türk Târih Kurumu Yayınları, Ankara,2001, s.43

Türk köylerinin yakılacağına dair ko-nuşmaların belgesi: Azmi Süslü, FahrettinKırzıoğlu, RefetYinanç, Yusuf Halaçoğlu,Türk Târihinde Ermeniler, Ankara, 1995,s.196-197

Ermenilerin bölge halkını ağır işkence-lerle katlettiklerine dair belgeler: ÖmerLütfi Taşcıoğlu, Türk-Ermeni İlişkilerindeTarihi, Siyasi ve Hukûkî Gerçekler, NobelAkademik Yayınları, Ankara, s.157-185

Çetinoğlu: Ümit edilir ki, GaroPaylan dürüst ve haysiyetli birinsansa, bu kaynaklara ulaşır,incelemesini yapar ve TBMMkürsüsünden, yanıldığını açıklayıpözür diler.Osmanlı Devleti’nin, Ermenikomite liderlerini tevkif etme kararıhakkında bilgi verir misiniz?

Dr. Taşçıoğlu: Osmanlı Devleti 8ayrı cephede savaşırken Ermenilerin çıkar-dığı isyanlar devleti zayıf düşürmüş, Os-

manlı orduları bir yandan bu cephelerde sa-vaşırken, diğer yandan cephe gerisine deasayiş için kuvvet ayırmak mecbûriyetindekalmıştır.

Osmanlı Devleti, bütün ikazlara rağmenErmeni çetelerinin Türk ordusunun harekâ-tını sekteye uğratması ve kendilerine des-tek vermeyen Ermeniler de dâhil mâsumsivil halkı katletmeye devam etmesi üze-rine 24 Nisan 1915’te Ermeni Komite Mer-kezlerinin kapatılarak evrakına elkonulması ve komite liderlerinin tevkifedilmesi kararını almış, bu kapsamda77.735 Ermeni’nin yaşadığı İstanbul’da235 Ermeni komite liderinin tutuklanmasıkararlaştırılmıştır. Ancak bunlardan 226’sıyakalanabilmiştir.

Çetinoğlu: 77.735 kişiden yalnızca235’i için tutuklama kararıçıkarılıyor ve 226’sı yakalanıyor.Bu rakamlar soykırım olmadığınınapaçık delili. Mesele, yalnızcasuçluların cezalandırılmasındanibâret. Üstelik Ermenilerinyaptıklarının cezâsı her ülkede veher şart altında idamdır.Tevkif edilen Ermenilerle ilgili suçunsurları hakkında elinizde bilgi vebelge var mı?

Dr. Taşçıoğlu: Var: Osmanlı arşiv

belgelerine göre tevkif edilenlerle birlikte19 Mavzer, 74 Martini, 111 Winchester, 96Manliher, 78 Gıra, 358 Filovir, 3591 ta-banca ve 45221 adet mühimmat ve bunla-rın isyan hazırlığında olduğunu ispatlayanbelgeler ve yazışmalar ele geçirilmiştir.

Çetinoğlu: Bu bilgiye ait belgeyenasıl ulaşılabilir?

Dr. Taşçıoğlu: Yusuf Sarınay’ın ko-nuyla ilgili çok değerli arşiv araştırmaları,ayrıca Genelkurmay ATASE arşivinde is-yancı Ermenilerden ele geçirilen silah, mü-himmat ve dokümanlara ilişkin raporlarmevcuttur. Yusuf Sarınay’ın “What happe-ned on April 24, 1915? The Circular ofApril 24, 1915, and the Arrest of ArmenianCommittee Members in Istanbul, Int. Tur-kish Studies Vol 14, Nos.1&2, 2008,s.78’de yayınlanan çalışmasında Ermenikomite liderlerinden tutuklanarak Çankı-rı’ya ve Ayaş’a gönderilenlerle ilgili de-taylı bilgilere yer verilmiştir. Bu çalışmadaİstanbul’da tutuklanan komite liderlerininsayısı 226 olarak verilmiştir.

Ermeni yazar Peter Balakian ise 24Nisan 1915’de İstanbul’da tutuklanıp Çan-kırı’ya gönderildikten sonra İstanbul’adönmesine ve daha sonra sağlık problem-leri sebebiyle Fransa’ya gitmesine izin ve-rilen ve bir rahip olan amcası GrigorisBalakian’ın hatıralarına dayanarak İngiliz-

ce’ye çevirdiği 2009 basımlı ArmenianGolgotha adlı kitabında Ayaş’ta hapis bu-lunan Ermeni komitecilerin sayısını 62 ola-rak, Çankırı’da hapis bulunan komitecilerinsayısını ise 69 olarak göstermiştir. Balaki-an’a göre tevkif edilen Ermeni komite li-derlerinin toplam sayı 131 kişidir.

Ancak söz konusu komite liderleri ha-pishaneye konulmamış, ikişer-üçer kişilikgruplar halinde yazlık evlere yerleştirilmişve şehir/kasaba içinde serbest olarak dolaş-malarına müsaade edilmiş, sadece gündebir defa polis karakoluna uğrayarak bölgeyiterk etmediklerini göstermeleri mecbûriyetigetirilmiştir. Hatta bunlardan Arşak oğluMardiros ile Arşak Diradoryan adlı Erme-niler maddî durumlarının iyi olmadığınıbelirterek kendilerine maddî yardım yapıl-ması talebinde bulunmuş ve talepleri kabuledilmiştir.

Çetinoğlu: Tevkif edilenlerene işlem yapılmış?

Dr. Taşçıoğlu: Yapılan tahkikat so-nucunda Çankırı’da denetimli serbestlikcezasında bulunan Ermenilerden 35’ininsuçsuz olduklarına karar verilerek İstan-bul’a dönmelerine izin verilmiş, 25’i suçlubulunarak Ayaş’a nakledilmiş, 57’si iseZor bölgesine sevk edilenlerle birlikteZor’a gönderilmiştir. Yabancı uyruklu ko-mite lideri 7 Ermeni’den 3’ü sınır dışı edil-miş, 4’ü ise hapiste tutulmaya devamedilmiştir. Kalan Ermenilerden 31’i affedil-miş, bunlardan 13’ü İzmit’e, 10’u Eskişe-hir’e, 2’si Kütahya’ya, 2’si Bursa’ya, 2’siKastamonu’ya, 1’i Geyve’ye, 1’i ise Kay-seri’ye gönderilmiştir.

Ayaş’ta tutulan komitecilerden Taşnaklideri Serkis Bağdıkyan 9 Mart 1918’deölmüş, Mondros Mütârekesinin imzalan-masından sonra Karnik Madukyan, KirkorHamparsumyan ve Pantuvan Parzisyan ser-best bırakılmış, kalanlar ise İngiliz işgalkuvvetlerinin İstanbul’u işgalinden sonrasalıverilmiştir.

Diyarbakır’a nakledildikleri sırada Kri-kor Zohrap ile Ohannes Vartkes Serengül-yan adlı Ermeni milletvekilleri ÇerkezAhmet ve Galatalı Halil adlı iki çeteci tara-fından katledilmiştir. Ancak bu çetecilerSuriye’deki Askerî Mahkeme tarafındanyargılanarak idama mahkûm edilmiş ve ce-zaları infaz edilmiştir.

Çetinoğlu: Ermeni komiteliderlerinin tevkif kararındansonra neler oldu?

Dr. Taşçıoğlu: Ermeni komite lider-lerinin tevkif kararından sonra da Ermeni-lerin ihânet ve katliamlara devam etmeleriüzerine Osmanlı Devleti 27 Mayıs 1915’teErmenilerden isyan edenlerin ve çete kura-rak sivil halkı katledenlerin bulunduklarıbölgelerden çıkarılarak Osmanlı Devletitoprakları içinde yer alan ancak savaş böl-gesinden uzakta olan Şam ve Musul gibivilayetlere nakledilmelerini kararlaştırmış-tır. Esasen Ermeniler zorunlu göç kararınınalındığı 27 Mayıs tarihini değil, Ermenikomite liderlerinin tutuklandığı ve komitemerkezlerinin kapatılarak evrakına el ko-nulduğu tarih olan 24 Nisan’ı sözde soykı-rım tarihi olarak kabul etmektedir.Ermeniler 24 Nisan’ı sözde soykırım tarihiolarak kabul etmekle “ biz isyan için hazır-lık yapıyorduk, “siz komite liderlerini tu-tuklayarak ve isyan için hazırladığımızsilahlara el koyarak bu hazırlıkları nedenboşa çıkardınız, Osmanlı’dan kopartacağı-mız topraklar üzerinde bağımsız bir Erme-nistan devleti kurmamıza neden izinvermediniz” demiş olmaktadır.

Diğer yandan Ermeni komite liderleri-nin tutuklanma kararının alındığı tarihteÇanakkale deniz savaşlarındaki yenilgidengerekli dersi çıkaramamış olan İngiliz,Fransız ve ANZAK birlikleri Gelibolu ya-rımadasına çıkarma yapmak üzere Çanak-kale’ye intikal halindeydi. Ermeni komite

liderleri tutuklanmasaydı 25 Nisan sabahalacakaranlık başlangıcında Gelibolu’ya çı-kartma yapan düşman kuvvetlerinin hare-kâtı ile koordineli olarak Ermenilerİstanbul’da ve diğer bölgelerde yoğun ola-rak isyanlar çıkartmak suretiyle Osmanlıordusunu iki ateş arasında bırakacaklardı.

Çetinoğlu: Garo Paylan meşgul(?!) olduğundan bu bilgilereulaşma imkânı bulamamıştır.Kendisini de bilgilendirmiş olduk. Meclis kürsüsündekikonuşmasında hiç bahsetmediğigerçekler var. Anadolu’dakiErmenilerin tamamı nakil ve iskânişlemine tâbi tutuldu mu? Bumesele, soykırım iddialarıaçısından çok büyük önem taşıyor.

Dr. Taşçıoğlu: Hayır! Anadolu’dakiErmenilerin tamamı nakil ve iskân işleminetâbi tutulmamış, tutulanların ise daha sonrayerlerine dönmelerine izin verilmiştir. Ka-tolik ve Protestan Ermeniler, İstanbul,Bursa ve Kütahya Ermenileri, Rus işgali al-tında olan Kars ve Van Ermenileri, SilahlıKuvvetlerde, sağlık kuruluşlarında, demir-yolu birliklerinde ve diğer kamu kuruluşla-rında görevli olan Ermeniler nakil ve iskânprojesinden muaf tutulmuştur. Bizzat Er-meni patriği bu konuda ‘İstanbul Ermenile-riyle Kütahya sancağı ve Aydınvilayetindeki Ermeniler göç ettirilmemişti.Hâlen İzmit sancağı ile Bursa, Kastamonu,Ankara ve Konya’da bulunan Ermenilerburalardan göç ettirilmiş olup da geri dön-müş bulunanlardır. Kayseri sancağı ileSivas, Harput, Diyarbakır ve özellikle Ki-likya ve İstanbul’da göçten dönmüş, ama

köylerine gidemeyen çok Ermeni vardır.Erzurum ve Bitlis Ermenilerinin bütün ba-kiyesi Kilikya’dadır.’ şeklinde açıklamadabulunmuştur.

Çetinoğlu: Bâzı bölgelerdekiErmenilerin neden nakil ve iskânprojesinin dışında tutulduğunu dabelirtir misiniz?

Dr. Taşçıoğlu: Savaş bölgesinin dı-şında oldukları ve isyan hareketlerine ka-tılmadıkları için …

Bu husus da soykırım iddialarının ger-çek dışı olduğunun delilidir.

Çetinoğlu: Nakledilerek savaşalanı dışındaki bölgelerde iskânedilen Ermenilerin durumundan dabahseder misiniz?

Dr. Taşçıoğlu: Ermenilere, iskânedildikleri yerlerde tapulu ev, tarıma elve-rişli arazi, mesleklerinin icrası için âlet,sermaye ve tohumluk verilmiştir. Ayrıcanakledilen Ermenilerin devlete ve şahıslaraolan borçları tehir edilmiş veya tamamensilinmiş ve suçlu ve zanlılar hakkındaki ta-kibat da durdurulmuştur.

Çetinoğlu: Çok teşekkür ede-rim. Devam edeceğiz.

(DEVAM EDECEK)

Emekli Kurmay Albay Dr. Araştırmacı Yazar

ÖMER LÜTFİ TAŞÇIOĞLU; Belgelere dayanarak bilgilendiriyor

‘HDP’Lİ MİLLETVEKİLİ GARO PAYLAN, BİLGİ YETERSİZLİĞİ SEBEBİYLE 1915 OLAYLARINI SAPTIRIYOR.’

DERKENAR:

SOYKIRIM NEDİR?Soykırım kavramı, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Teş-

kilatı’nın Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırıl-ması Sözleşmesi’nde târif edilmiştir. Bu târife göresoykırım; ‘Millî, etnik, ırkî ve dînî bir grubun tamamınınveya bir bölümünün yok edilmesi maksadıyla teşebbüsedilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerininöldürülmesi, grubun üyelerine ciddî bedenî veya zihnîhasar verilmesi, grubun hayat şartlarının grubun tama-mına veya bir kısmına getireceği fizikî yıkım hesaplanarakkasti olarak bozulması, grup içinde doğumları engelleye-cek yöntemlerin uygulanması ve çocukların zorla bir grup-tan alınıp bir diğerine verilmesi…

BMT Genel Kurulu ‘Soykırım Suçunun Önlenmesi ve

Cezalandırılması Sözleşmesi’ni 9 Aralık 1948 tarihindekabul etmiştir. Sözleşme 12 Ocak 1951’de yürürlüğe gir-miş ve Türkiye sözleşmeye 31 Temmuz 1950 tarihinde ka-tılmıştır. Dolayısı ile söz konusu sözleşmenin kabulündenönceki tarihlere ilişkin olaylara uygulanması hukukenmümkün olmamaktadır.

Ayrıca bir fiilin soykırım olarak kabul edilebilmesi içinfiil işlenirken cürüm kastı denilen, bir ulusu yok etmek içinözel bir kastın mevcut olması gerekmektedir.

Diğer yandan BM soykırım sözleşmesi soykırım iddia-larını karara bağlama yetkisini fiilin işlendiği iddia edilendevletin (Türkiye Cumhuriyeti) mahkemeleri ile bu mak-satla kurulan milletlerarası mahkemelere vermiştir. Dolayı-sıyla çeşitli devletlerin Parlamentolarından çıkardıklarıTürkiye’yi soykırımla suçlayan kararların hiçbir hukûkî de-ğeri yoktur. Bu kapsamda Türkiye’nin soykırımla suçlan-masının hukuken mümkün olmadığı hususu Avrupa AdaletDivanı’nın, Fransa Anayasa Konseyi’nin, Uluslar arasıAdalet Divanı’nın ve AİHM’nin kararlarında da yer almıştır.