EMEKGazetesiTürkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası Yayın Organı

Kasım-Aralık 2017 Sayı: 151

DİSK/Genel-İşOnurlu Bir Geçmiş

Aydınlık Bir Gelecek...

BELEDİYE İŞÇİLERİ KADRO İÇİN AYAĞA KALKTI

Genel Başkanımız Remzi Çalışka ve Genel Yönetim Kurulu üyelerimiz İzmir’de on binlerce işçiye seslendi.

Ankara’dan İlan Ettik:Kadro MücadelemizBitmedi!

Sendikamız Genel Yönetim Kurulu ve üyelerimiz Ankara Ulus Heykel’de kadro hakkı için basın açıklaması yaptı.

2017: ÇOK ŞEY YAŞADIK, ÇOK ŞEY GÖRDÜK

Abdullah Baştürk’ü Andık

25 Kasım Kadına YönelikŞiddetle Mücadele Günü

Abdullah Baştürk ölümünün 26. yılında İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’nda mezarı başında düzenlenen törenle anıldı.Sayfa 5’te Sayfa 8’de

Sayfa 18,19’da

Sayfa 3’te

Sayfa 20’de

Sayfa 34’te

TAŞERON İŞÇİLERİN KADROYA GEÇİŞLERİ

BİLGİLER, SORULAR, CEVAPLAR“Haklı Şiddet

Yoktur”

EMEK’ten Kasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi2

EMEK’TEN1- Şirket işçisine merkezi idarede kadroyu aldık!Türkiye işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşul-ları için verilen mücadelede bulunduğumuz aşama nedir? Bulunduğumuz aşama verilen mücadele ile doğru orantılıdır ama bir yandan da iktidar ve siyaset alanının etkilerine olduk-ça açıktır.

Öncelikle şunu ifade edelim ki on yılların mü-cadelesinde önemli bir aşamaya yılın son gün-lerinde gelinebildi. Taşeron şirket işçilerinin ve sınıf siyasetinden yola çıkan sendikaların mü-cadelesi neticesinde “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı” kamuda tarihe karıştı.

Siyasi iktidarla aynı kayıkta olan sendikaların merkezi idaredeki taşeron şirket işçilerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/d mad-desi kapsamına alınmasını; yerel yönetimler-dekilerin ise belediye ve il özel idaresi şirketle-rine geçişini bir Hükümet lütfu olarak sunarak siyasi iktidar adına oy avcılığına soyunmalarını ibretle izliyoruz. Bu sendikalara sözümüz şu-dur: Bu lütuf değil her aşamasında işçi sınıfının, bazen canını da vererek, mücadelesi olan bir kazanımdır.

Bugün elde edilen kazanımın arka planında on yılların çetin hukuk mücadelesi vardır. Bu hukuk mücadelesi kazanılmıştır ve kamuda taşeron işçilik uygulamasının hukuk dışı oldu-ğu, aldatmacaya dönük hileli bir işlem olduğu hukuk önünde kanıtlanmıştır. Kamu idaresine denmiştir ki: “Senin yaptığın muvazaadır. Ta-şeron şirket işçisi dediğin işçi başından beri senin işçindir. Kıdem tazminatından da izin hakkından da sen sorumlusun. Hatta bu işçi senin idarenle imzalanmış bir toplu iş sözleş-mesinden de yararlanabilir.”

Bu mücadele taşeron işçisinin canı pahasına kazanılmıştır. İş cinayetlerinde ölenlerin ezici çoğunluğu taşeron işçisi olmuştur. İşçi sınıfı kamuoyunun vicdanında taşeron işçiliği tüm meşruiyetini kaybetmiştir. Hükümet’in lütfu olarak sunulan 10 Eylül 2014 tarihli İş Kanunu değişiklikleri Soma’da 301 işçinin madende bıraktıkları canlarından ayrı değerlendirile-bilir mi? Hatırlayın o zaman patlayan öfkeyi, derinleşen alın çizgilerini, geride kalanların gözyaşını.

Aracıyı kaldırıyoruz lafına ve buna tutulan al-kışa ne demeli? Yıllardır taşeron şirketlerin kamu eliyle işçi sömürüsünün aracı olduğunu, yandaş şirketlerin kamu işçisinin sömürüsü üzerinden zenginliklerine zenginlik kattığını haykırdık. Kim duydu? Yıllardır bizim söyledik-lerimizi şimdi söyleyenler yüzde 25 şirket karı-nı işçiye vermemek için bin dereden su getirip, nerede biteceği bilinmeyen bir geçiş sürecin-den bahisle serbest toplu sözleşme hakkımızı gasp ediyorlar.

Kadro verilen işçiye idareye karşı dava açma-yacaksın, sulh sözleşmesi imzalayacaksın, her türlü hakkından feragat edeceksin tehdidi ne demek oluyor? Yıllardır kamu idarelerinin kah-rını çeken, üç kuruşa talim eden, ezilen, horla-nan işçiye hak arama yolunu kapatmak neden?

İşçilerin kamu idareleri tarafından gasp edilen milyarlarca lirasını gasp etmek neden?

Sözün özü şudur: Taşeronluk meşruiyetini kay-betmiş bir sistemdir. Bu sistemi çöpe atan işçi sınıfı mücadelesidir. Bu sonuç işçi sınıfının on yıllardır canla başla sürdürdüğü insanca yaşa-ma insanca çalışma mücadelesinin ürünüdür.

Türkiye işçi sınıfına inanıyoruz, sınıf gücümü-ze güveniyoruz. İşçi sınıfı mücadelesi kamu hizmetlerinde taşeronluğa noktayı koymuştur. Bu sonuç piyasayı kutsayan, OHAL’i grevler ol-masın diye getirdik diyerek yabancı kapitaliste işçi sınıfının hak arayışını baskılama güvencesi veren bir politik iradenin ürünü değildir.

Hükümet kayığında seyahat eden sendikalara da buradan sesleniyoruz: Bu kazanımlar lütuf değil alın terinin ürünüdür. Bunu lütuf olarak sunan söylemleriniz işçi sınıfına ve sınıf müca-delesine saygısızlıktır ve ayrıca kendi varlığınızı inkardır. Unutmayacağız.

2- Sıra yerel yönetimlerde: Kamu işçilerine eşit haklar talep ediyoruzSiyasi iktidar merkezi idarede taşeron işçilere tanıdığı kamu işçiliği hakkını yerel yönetimler-deki işçilere tanımayarak büyük bir ayrımcılığa ve eşitsizliğe yol açtı.

Sendikamız bundan sonraki süreçte “kamu iş-çileri için eşit haklar talep ediyoruz” şiarıyla bu eşitsizliği ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için mücadele edecektir.

Belediye şirketlerinde çalışan 100 bin işçi ve ye-rel yönetimlerdeki taşeron şirketlerde çalışan yaklaşık 400 bin işçi, toplam 500 bin civarında işçi bu eşitsizliğin ve ayrımcılığın mağdurla-rı durumundadır. Taşeronluk başlamadan ve yaygınlaşmadan önce yerel yönetim işçisi de Devlet Memurları Kanunu kapsamında istih-dam ediliyordu. Halen bu kapsamda 100 binin üzerinde işçi kadrolu olarak istihdam edilmek-tedir. Hal böyleyken yerel kamu hizmetlerinde çalışan 500 bin işçiyi kadro dışında bırakmanın hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Varsa bunu da bilmek en doğal hakkımızdır. Şayet belediye şirketlerine kamu şirketi statüsü verilir ve bu şirketler Devlet Memurları Kanunu kapsamına alınırsa bu çözüme de bir itirazımız olmaya-caktır. Ya da 5393 sayılı Belediye Kanunu’ndaki norm kadro kurma yetkisi tamamen belediye meclislerine bırakılarak şirket işçilerinin beledi-ye kadrosunda çalışmaları da sağlanabilir.

Şimdiki çözümü bir kadro verme olarak değer-lendirmiyoruz. Ayrıca özellikle belediye şirket-lerinin personel ve bütçe açısından merkezi hükümetin kontrolüne alınması yerel yönetim haklarının ihlali olarak değerlendirilmelidir. Bu şirketlerin Sayıştay denetimine açık olması el-bette doğrudur ancak belediye idaresi gibi şir-ketlerin de bir nevi norm kadro uygulamasına tabi tutulması bir o kadar yanlıştır.

3- Belediye şirketlerine geçişte güvenlik so-ruşturması hukuk dışıdırHükümet kadroya geçiş ve belediye şirketleri-ne geçişte taşeron şirket işçilerin için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını zorunlu

tutmuştur. Yıllardır kamu idareleri için çalışan ve aslında kamu idarelerinin işçisi oldukları hukuken tescil edilmiş olan işçilerin karşısı-na güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması koşulunu dikmek işçileri eleme amacını taşı-maktadır. Merkezi idareye kadrolu geçişte 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun atama şartlarını aramak bile tartışmalıyken 657 sayılı Kanun içinde tanınmamış ve tanımlanmamış belediye şirketlerine geçiş için 657 koşullarını aramak hukuk temeli olmayan bir keyfiyet-tir. Yerel yönetimlerdeki taşeron şirket işçile-rinde 657 şartlarını aramak ancak bu işçiler kadro karşılığı yerel idarelere geçirilirse bir anlam ifade edebilir. Bu koşulları taşımayan işçiler ise yerel yönetim şirketlerinde istihdam edilebilirler.

Her koşulda taşeron şirket işçileri için geçişler-de koşullar ileri sürmenin meşruiyeti sorgula-nacak ve soru işaretleri doğuracaktır.

Sendikamız birçok belediyede daha önceleri çeşitli nedenlerle ve çeşitli nedenlerle hüküm giymiş işçilerin topluma kazandırılması için uygulanan istihdam önceliklerine destek ver-miştir. Şimdi bu işçilerin temel yurttaşlık hakkı olan çalışma hakkından yoksun bırakılması sonucunu doğuracak geçiş şartlarına kesinlik-le karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Bu görü-şümüzü yüksek sesle dile getireceğiz.

4- Biz ne yaptık? OHAL sürecinde başkanları görevden alınarak Hükümet temsilcileri tarafından yönetilmeye başlanan belediyelerde ve şirketlerde 2017 yılında 2140 üyemiz fesih veya ihraç yoluyla işlerinden edildiler. Ortada bir suç olmadan güvenlik raporlarıyla işlerinden edilen üyeleri-mizle ilgili her düzeyde ve her türlü girişimde bulunduk.

OHAL dönemi Hükümet uygulamaları artık temel insan haklarının ağır ihlali boyutunda-dır. OHAL ilan edilmesinin gerekçeleriyle ilgisi olmayan çok sayıda uygulama devam ediyor.

Diğer yandan taşeron şirketlerin sorunlarıy-la ilgili olarak Türkiye’nin meydanlarında sesi yankılanan neredeyse tek sendikal örgüt DİSK/Genel-İş oldu dersek abartı olmaz. Taşeron is-tihdamının kamudan kaldırılması talebiyle başlayan mücadele siyasi iktidar temsilcileri-nin açıklamalarıyla yeni bir evreye ulaştı. Bu aşamada kamu istihdamının KHK ile çözümle-nemeyeceğini eylemlerimizle ortaya koyduk. KHK yayımlandıktan sonra da geçiş sürecine ilişkin özellikle belediyelerde karşımıza çıkan sorunları yerinde müdahalelerle açıklığa ka-vuşturduk; kamu istihdamında yaratılan eşit-sizlik ve ayrımcılığa dikkat çektik ve çekmeye de devam ediyoruz.

Bu süreçte DİSK/Genel-İş kadroları ve üyeleri son derece etkili bir mücadele ortaya koydular. Bu dönemde Türkiye işçi sınıfının mücadelesi-ne önemli bir katkı sağladığımızı ve işçi sını-fının boynunu eğdirmediğimizi düşünüyoruz. Mücadeleye katkısı olan herkese selam olsun.

DİSK/Genel-İş Genel Yönetim Kurulu

GENEL-İŞ’TEN HABERLER Kasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 3

İzmir’de Belediye İşçileri Kadro İçin Ayağa Kalktı

“Belediye hizmetlerinde çalışan taşeron şirket işçilerine verilen kadro değildir; belediye işverenlerinin insafına göre belediye şirketlerinde istihdamdır”

Genel Başkanımız Remzi Çalışkan ve Genel Yö-netim Kurulu üyelerimiz İzmir’de on binlerce işçiye seslendi.

Yapılan basın açıklamasına; DİSK’e üye sendi-kaların yönetici ve üyeleri, CHP İzmir Milletve-killeri Özcan Parçu ve Tacettin Bayır, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, siyasi parti temsilcileri, İz-mir şubelerimizin başkan ve yöneticileri, İzmir Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran on binlerce işçi, hükümet yetkilileri tarafından açıklanan kadro açıklaması üzerine ayrımsız kadro tale-biyle kitlesel basın açıklaması yaptı.

Genel Başkan Remzi Çalışkan basın açıklama-sında şunlara değindi:100 bini belediye şirketlerinde, 400 bini bele-diye taşeron şirketlerinde olmak üzere toplam 500 bin belediye işçisine kadro verilmedi.

Belediye hizmetlerinde çalışan yaklaşık 500 bin işçi kamu istih-damının güvencesi dışına atıla-rak yine güvencesizliğe ve belir-siz çalışma koşulları ile belirsiz bir geleceğe mahkum edilmişlerdir.Belediye hizmetlerinde çalışan taşeron şirket işçilerine kadro de-ğil belediye işverenlerinin insa-fına göre belediye şirketlerinde istihdam kapısı aralanmaktadır. İşçilerin güvenceli kamu istihda-mı beklentisi bir kez daha boşa çıkarılmaktadır.

Hükümet’ten başlıca talebimiz kadro konu-sunda sergilenen ayrımcı anlayışı terk ederek kamuyu bütün olarak ele alması ve belediye hizmetlerinde çalışan taşeron şirket işçileri ile belediye iktisadi teşekkülü işçilerine de gü-

Mersin’de “Kamu İstihdamı KHK ile Düzenlenemez!” Dedik

Mersin’de yüzlerce taşeron şirket işçisi koşulsuz, ayrımsız kadro istedi.

Yapılan açıklamada şunlar ifade edildi: “Olağanüstü Hal ilanını doğuran sebeplerle hiçbir ilgisi olmadığı halde bir kanun hük-münde kararname konusu edilmesi tam bir hukuksuzluktur. Be-lediye hizmetlerinde çalışan yaklaşık 500 bin işçi kamu istihda-mının güvencesi altına alınmalıdır. Artık güvencesiz ve belirsiz çalışma koşulları altında çalışmak istemiyoruz. “

Diyarbakır Şubeleri:İşçilerin BeklentisiGüvenceli Kamu İstihdamı

Genel-İş Diyarbakır 1 ve 2 No’lu Şubeler ile Konfederasyonu-muz DİSK’e bağlı Enerji-Sen ve Güvenlik-Sen hükümetin kad-ro açıklamaları üzerine ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında şunlar ifade edildi: Yüz binlerce taşeron şirket iş-çisini ilgilendiren bir konunun doğrudan muhatapları olan sendikalarla müzakere yapıla-

venceli kamu kadrolarını açmasıdır.

Anayasal bir ilke olan eşitlik ilkesi gereği ta-şeron şirketlerde kamu hizmetlerinde çalışan tüm işçilere aynı kapsamda kadro verilmesini talep ediyoruz.

rak atılacak adımların olgun-laştırılması gerekirdi. Ama bu şekilde yapılmadı.

Hükümet’ten başlıca talebimiz kadro konusunda sergilenen ayrımcı anlayışı terk ederek ka-muyu bütün olarak ele alması ve belediye hizmetlerinde ça-lışan taşeron şirket işçileri ile belediye iktisadi teşekkülleri işçilerine de güvenceli kamu kadrolarını açmasıdır.

DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi4

Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, Genel Yönetim Kurulu üyelerimiz ile birlikte İstanbul Şubelerimizin Başkan ve Yöneticileri, DİSK’e üye sendikaların yönetici ve üyelerinin katılımıyla Şişli Belediyesi önünde, kamuda çalışan taşeron işçileri ilgi-lendiren düzenlemenin kanun hük-münde kararname ile yapılacağına dair çıkan haberler üzerine basın açıklaması yaptı.

Yapılan basın açıklamasında Genel Başka-nımız Remzi Çalışkan; “Yapılacak düzen-lemenin tüm tarafların katkılarıyla, olabil-diğince şeffaf bir biçimde, kamuoyunun gözü önünde, Olağanüstü Hal Rejimi etki-sinden uzak ve Meclis’te ele alınmasını sa-vunuyoruz.” dedi.

Basın açıklamasında şunlar vurgulandı:

Kamu İstihdamı KHK İle Düzenlenemez5 Aralık 2017 Salı günü Hükümet yetkilileri tarafından taşeron şirket işçilerine müjde olarak verilen kadro açıklamasındaki bazı belirsizlikler sürerken bu kez de bu düzen-

lemenin Olağanüstü Hal yetkileri kullanıla-rak Hükümet tarafından kanun hükmünde kararname ile çıkarılacağına dair haberler gelmeye başlamıştır.

TBMM Devre Dışı BırakılmaktadırYüz binlerce taşeron şirket işçisini ilgilendi-ren böyle bir konunun Olağanüstü Hal ila-nını doğuran sebeplerle hiçbir ilgisi olma-dığı halde bir kanun hükmünde kararname konusu edilmesi tam bir hukuksuzluktur.Kamu istihdamı her olağanüstü dönem-de bu dönemlere özgü kanun aracı olan KHK’lar kullanarak düzenlenmiştir. Şimdiki Hükümet de aynı yolu izlemekte ve sayıları neredeyse 1 milyon olan kamu işçilerinin durumunun kamuoyunda açıklıkla tartı-şılmasına meydan vermeden ve TBMM’yi devre dışı bırakarak çözmek niyetinde ol-duğunu göstermektedir. Bu konu kamuo-yundan ve işçi sınıfından kaçırılarak meşru bir çözüme kavuşturulamaz.

Taşeronlaştırma konusu kamu işçilerinin muzdarip olduğu ve yıllardır kadro bek-lentisiyle çözümünü bekledikleri temel so-runlarıdır. Bu temel sorunun birçok yönü vardır. Çözümü için konunun doğrudan muhatapları olan sendikalarla müzakere

edilerek atılacak adımların olgunlaştırıl-ması, konunun tüm muhataplarıyla Mec-lis’te tartışılarak yasal düzenleme haline getirilmesi gerekirdi. Ancak böyle bir süreç işletilmemiş ve taşeron işçilerin yıllardır sü-ren kadro beklentisi günlük siyasete konu edilmiştir. Hükümet konunun tartışılma-sından özellikle kaçınmakta, bu nedenle Olağanüstü Hal ilanı ile hiç ilgisi olmadığı halde bu temel meseleyi bir kanun hük-münde kararname ile oldubittiye getirme-ye çalışmaktadır.

Sendikamızın talebi başından beri beledi-ye şirketlerinde çalışanlar da dahil olmak üzere taşeron şirketlerde çalışan işçilerin 657/4-d kapsamında istihdam edilmeleri yönünde olmuştur.

Kamu İstihdamı Meclis’te Ele Alınmalıdır

Yapılacak düzenlemenin bu eksiklikler gi-derilerek değiştirilmesi talebimizi bugün de yeniden dile getiriyoruz. Ama yapılacak düzenlemenin tüm tarafların katkılarıyla, olabildiğince şeffaf bir biçimde, kamuoyu-nun gözü önünde, Olağanüstü Hal Rejimi etkisinden uzak ve Meclis’te ele alınmasını savunuyoruz.

Kamu İstihdamı KHK İle Oldubittiye Getirilemez!

İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube: Kamudaki Tüm İşçilere Güvenceli Ayrımsız Kadro“Kamuda ayrım ortadan kalksın güvenceli ve kadrolu çalışma herkes için geçerli olsun istiyoruz.”

Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube kamudaki taşeron işçiler arasında ay-rım yapılamaz diyerek, kamu hizmetlerinde çalışan tüm işçilere güvenceli, ayrımsız kadro talebiyle Kadıköy İskelesi önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına DİSK/Genel-İş Eğitim Daire Başkanı Mahmut Şengül de katıldı.

GENEL-İŞ’TEN HABERLER Kasım-Aralık 2017

DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 5

Kamu İstihdamı KHK İle Oldubittiye Getirilemez!

Genel Başkanımız Remzi Çalışkan basın açık-lamasında; hükümetin düzenlemeyi yangın-dan mal kaçırırcasına yaptığına vurgu yapa-rak“ Kamu istihdamı KHK ile düzenlenemez dedik, bugün ortaya çıkan tablo bizi haklı çıkardı. Bu düzenleme ayrımcı ve eşitsizdir. Kabul etmiyoruz” dedi.

Basın açıklamasında şunlar ifade edildi;

Yerel Yönetim Hizmetleri Kamu Hizmeti Değil Midir?

Taşeronluğu bitirdik herkese kadro verdik söylemini kuranlar yerel yönetimlerde taşe-ron şirketler ve belediye şirketlerinde çalışan 500 bin işçiyi kadro dışı bırakmışlardır.

Şu soruyu soruyoruz: Merkezi idarede taşe-ron şirketlerde çalışan işçiler kamu hizmet-lerinde çalıştıkları için kadroya alınmışlarsa

yerel yönetimlerde çalışan işçiler hangi nite-likte hizmetlerde çalışıyorlar ki kadro dışında bırakılıyorlar? Yerel yönetim hizmetleri kamu hizmeti değil midir?

Diğer yandan başkanları görevden alınan belediyelerden ve bu belediyelerdeki taşe-ron şirketlerden hukuksuz olarak işten çıkarı-lan ya da ihraç edilen işçiler için ayrımcılık ve eşitsizliğin derinleştiğini ifade etmek isteriz.

Hukuksuz İşten Çıkarmalar Devam Ediyor Daha birkaç gün önce Batman Belediyesi’n-de taşeron şirkette işten çıkarılan 40 işçinin durumu ile birlikte daha önce haksız ve hu-kuksuz olarak işten çıkarılan binlerce işçiye ve ailelerine bu vahim tabloyu anlatmak Hü-kümet’e düşer. Anlatabilirler mi bilmiyoruz?

Ankara’dan İlan Ettik;Kadro Mücadelemiz Bitmedi!Sendikamız Genel Yönetim Kurulu ve üyelerimiz Ankara Ulus Heykel’de kadro hakkı için basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasına Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, Genel Sekreter Cafer Konca, Eğitim Daire Başkanı Mahmut Şengül, Araştırma Daire Başkanı Mehmet Güleryüz, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, Ankara şubelerimizin başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile binlerce üyemiz katıldı.

Yapılan KHK düzenlemesiyle; yaklaşık 1 mil-yon işçi yaklaşık 3 yıl Yüksek Hakem Kuru-lu’nun verdiğiyle yetinecektir.

Hükümet Bu Düzenleme İle Belediye Şirketlerini Kontrol Altına Almak İstiyorHükümet yerel yönetimlerdeki taşeron şirket işçilerini yerel yönetim şirketlerine mecbur kılmış ve bunu da kadro olarak süslemeye çalışmaktadır.

Şayet Hükümet yerel yönetim işçileri için ya-rattığı eşitsizliği ortadan kaldırmak istiyorsa ve bu düzenlemede ısrarlıysa bu şirketleri kamu şirketi statüsüne almak, 657 sayılı Ya-saya bu şirketleri ilave etmek ve şirket işçile-rini de bu yasa kapsamına almak zorundadır.

Yerel yönetim işçilerinin kadro hakları için mücadeleye devam edeceğiz

Adana Şube:Belediye İşçilerine YapılanAyrımcılığı Kabul EtmiyoruzAdana Şube; ayrımsız, şartsız ve eşit kamu hizmetlerinde çalışan tüm işçilere kadro dedi. Asgari ücretin 2300 TL olması gerektiği-ni vurguladı.

Açıklamada; Yapılması gereken kamudaki ve yerel yönetimler-deki tüm taşeron işçilere ayrımsız, koşulsuz kadro hakkının ta-nınmasıdır” dedi.

Hatay Şube:500 Bin Belediye İşçisiKadro Bekliyor!

Hatay Şube tarafından “Hükümetin taşeronda çalışan işçilere kadro açıklaması” ile ilgili olarak basın açıklaması yapıldı. Basın açıklama-sında ; ayrımsız, koşulsuz kadro talep edilerek, ”100 bini belediye şirketlerinde, 400 bini belediye taşeron şirketlerinde olmak üzere toplam 500 bin belediye işçisine kadro verilmedi” dendi.

GENEL-İŞ’TEN HABERLER Kasım-Aralık 2017

DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi6Bursa’daBelediye İşçileri Kadro İstedi

“Hükümetin taşeronda çalışan işçilere kadro açıklaması” ile ilgi-li olarak Bursa Şubemiz; Nilüfer Belediyesi, Mudanya Belediyesi ve Yalova Belediyesi’nde çalışan taşeron şirket işçisi üyelerimizle birlikte basın açıklaması yaptı:

“Hükümet adına yapılan açıkla-malar yaklaşık 500 bin işçiyi kad-rosuz ve güvencesiz bırakmış-tır. Yine bu açıklamalar dikkatle

“Anayasal bir ilke olan eşitlik ilkesi gereği taşeron şirketler-de kamu hizmetlerinde çalışan tüm işçilere aynı kapsamda kadro verilmesini talep ediyoruz.”

Avrupa Parlamentosu’na Seslendik“Hem ülkemizde hem dünyada barışın,

özgürlüğün, sosyal adaletin, insan haklarının, demokrasinin, eşitliğin ve sosyal devlet

ilkelerinin insan esas alınarak yeniden inşa edilmesine ihtiyaç vardır. Barışın hâkim

olabilmesi için yatırımın savaşlara ve silahlara değil, barışa, insana, demokrasiye, adalete,

sosyal devlete yapılması gerekmektedir.”

Avrupa Parlamentosu tarafından 22 Kasım 2017’de Brüksel’de düzenlenen “OHAL Altın-daki Türkiye’de Sendikal Hak İhlalleri” top-lantısında konuşan Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, OHAL’in kalkması, ihraç edilen üye-lerimizin işe iadesi ve demokrasinin işler hale gelmesi taleplerimizi dile getirdi.

Genel Başkan Remzi Çalışkan’ın konuşma-cı olduğu toplantıda, AP Türkiye Raportörü Kati Piri, ETUC Genel Sekreteri Luca Vısentını, KESK Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, (ETU-CE) Eğitim Enternasyonali Asya Bölge Yöne-ticisi Susan Flocken, (FNV) Hollanda Sendika Federasyonu- Uluslararası Politika Danışma-nı- AB-Türkiye Ortak Danışma Komitesi Üyesi Annie van Wezel’de konuşmacılar arasında yer aldı.

Genel Başkanımız Remzi Çalışkan Avrupa Parlamentosu’nda Şunları Vurguladı:

Bildiğiniz üzere Türkiye demokrasi, insan hak-ları, hukuk devleti ve sendikal haklar bakımın-dan zor bir dönemden geçmektedir.

Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da bir darbe giri-şimi yaşandı. Bunun üzerine olağanüstü hal ilan edildi ve şimdiye kadar beş defa uzatıldı. Sendika olarak, demokrasi karşıtı her türlü girişimin karşısında olduğumuz gibi, darbe girişiminin de karşısında olduk. Çünkü tarihi boyunca bu tür girişimlerin ilk hedeflerinden biri olan sendikamız, demokrasi dışı dönem-lerin ve darbelerin ne anlama geldiğini çok iyi bilmektedir. Ülkemizde darbecilerle mücade-le elbette anlaşılırdır ancak şuan hükümetin devlet düzenini ele geçirmeye çalışan güçler-le mücadelesi, OHAL hukukunun bile sınırla-rını aşarak hak ve özgürlükleri ortadan kaldır-maya kadar vardı. En temel evrensel sendikal haklar olan örgütlenme hakkı, toplu pazarlık hakkı ve grev hakkı büyük oranda geriledi. Toplu pazarlık mevzuatı değiştirilerek grev hakkı sınırlandırıldı. OHAL uygulaması bo-yunca beş büyük grev ertelenme adı altında yasaklandı. Çok sayıda belediyenin seçilmiş yöneticileri görevden alındı ve yerlerine hü-kümet temsilcileri atandı. Bu belediye yöne-timleri 1500’e yakın üyemizin iş sözleşmesini

feshetti. 600’e yakın üyemiz KHK ile ihraç edil-di. Yani 2000’i aşkın Genel-İş üyesi işsiz kaldı. Yine bu belediye yönetimleri Doğu ve Güney-doğu bölgelerimizde kendilerine yakın sendi-kaları davet ederek belediye bürokratları ile sendikamıza üye işçilere baskı yapmaktadır. Bu nedenle birçok üyemiz sendikamızdan rı-zaları dışında istifa ettirildi. Dahası, bu bölge-deki işçilerin sendika seçme iradesini kırmak için altı ilde biri GYK üyemiz Mehmet Salih Doğrul olmak üzere 16 şube yöneticimizin çalıştığı işyeriyle ilişiği kesildi. Kısacası ülke-mizde, kamu görevlilerinin ve işçilerin iş gü-venceleri kalmadı. Üyelerimize maddi yardım yapmamız ise kanunla yasaklanmıştır. KHK’lar ile gerçekleşen kamudan ihraçlara ilişkin başvuruları değerlendirmek üzere kurulan bir komisyon mevcuttur ancak bu komisyon son derece işlevsizdir. Biz ülkemizde OHAL in kalkmasını, herhangi bir yargı kararı olmadan ihraç edilen üyelerimizin işlerine iade edilme-sini, ülkemizde demokrasinin tam anlamıyla işler hale gelmesini talep ediyoruz.

incelendiğinde sadece merkezi idarelerde işçilere kadro verilece-ği; belediye ve il özel idarelerinde çalışan işçilerin kadrosuz bırakıl-dığı; kamu iktisadi teşekküllerin-de çalıştırılan taşeron işçilerin ise düzenlemede kendilerine hiç yer bulamadıkları anlaşılmaktadır. Düzenleme bu şekilde yasala-şırsa Anayasanın eşitlik ilkesi de göz ardı edilmiş olacaktır.”

Eskişehir’de İnsanca Yaşamak İstiyoruz Dedik

Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nde çalışan üyelerimiz “Güvenceli Çalışmak İnsanca Yaşamak İstiyoruz” dedi. “Kamu istihdamı KHK ile düzenlenemez” denilen basın açıklamasına Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ve CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırö-zer destek verdi. Açıklamada; ”güvenceli kamu istihdamının dı-şına çıkarılan belediye hizmetlerinde çalışan yüz binlerce işçinin kadro beklentisi, yapılan açıklamalarla boşa çıkarılmıştır. İşte bu nedenle KHK yolu gündeme gelmiştir. Bizler insanca ve güvenceli çalışmak istiyoruz.” dendi.

GENEL-İŞ’TEN HABERLER Kasım-Aralık 2017

DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 7

Sendikamız Kurucu Genel Başkanı ve DİSK Genel Başkanlarından Abdullah Baştürk ölümünün 26. yılında İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’nda mezarı başında düzenlenen törenle anıldı.

Törene Abdullah Baştürk’ün eşi Ayten Baş-türk, oğlu Bülent Baştürk, DİSK Genel Baş-kanı Kani Beko, Sendikamız Genel Başkanı Remzi Çalışkan ve Genel Yönetim Kurulu üyeleri, DİSK Yönetim Kurulu üyeleri, DİSK

üyesi sendikaların genel başkanları, mer-kez ve şube yöneticileri, işyerlerinden temsilciler ile çok sayıda DİSK üyesi işçi ve mücadele arkadaşları katıldı.

Anma töreninde konuşan Genel Başkanı-mız Remzi Çalışkan; Abdullah Baştürk’ün ilkeleri ve düşünceleriyle sendikal hareke-tin rehberi, işçi sınıfı mücadelesinin unu-tulmaz ismi olduğunu vurguladı. Remzi Çalışkan; “Kurucu Genel Başkanımız Ab-dullah Baştürk’ün huzurunda söz veri-yoruz, emek ve demokrasi mücadelesini sürdüreceğiz” dedi. Anma, Abdullah Baş-türk’ün mezarına karanfiller bırakılarak son buldu.

Abdullah Baştürk’ü Andık

15.Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi’ndeDİSK/Genel-İş Oturumu Yapıldı

İşçiler ve akademisyenler “Kamuda Dönüşüm, Kamu İstihdamında Dönüşüm” oturumunda bir araya geldiler.

Türk Sosyal Bilimler Derneği tarafından düzenlenen etkinlikler kapsamında bu yıl ODTÜ’de 15’incisi düzenlenen Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi çeşitli konuların yer aldığı oturumlarla devam etti. 29 Ka-sım- 1 Aralık tarihleri arasında gerçekle-şen etkinlikler kapsamında, “DİSK’in 50. Yılı DİSK/Genel-İş Oturumu”nda “Kamuda Dönüşüm, Kamu İstihdamında Dönüşüm” tartışıldı.

Oturum Başkanı Sendikamız Genel Baş-kanı Remzi Çalışkan yaptığı açılış ko-nuşmasında, taşeronlaştırmanın, işçileri güvencesizleştirmenin ve sendikasızlaş-tırmanın, düşük ücret ile çalıştırmanın en önemli araçlarından biri olduğuna dikkat çekti. Çalışkan, ”DİSK/Genel-İş olarak gü-venceli kamu istihdamını öneriyoruz. Ta-şeron şirket işçilerinin bu istihdamın yasal ifadesi olan 657 sayılı Devlet Memurları

“Kurucu Genel Başkanımız Abdullah Baştürk’ün huzurunda söz veriyoruz,

emek ve demokrasi mücadelesini sürdüreceğiz”

Kanunu’nun 4/d maddesi içine alınarak istihdam edilmelerini talep ediyoruz” dedi.

Konuşmacılardan Ahmet Alpay Dikmen, “Emeğin Yeniden Üretim Süreci Olarak Kamu Hizmeti” sunumunda yaptığı ko-nuşmada “Yeni bir tür sömürgecilik üret-meye çalışıyorlar” dedi. Genel Koordina-törümüz Serhat Salihoğlu ve Araştırma Dairesi Müdürü Özgün Millioğulları Kaya ise “Yerel Yönetimlerde Dönüşüm ve İs-tihdam” konulu sunumlarında, ”Kamuyu yeniden yapılandırma süreci zorla yani yetki yasaları ve Kanun Hükmünde Karar-namelerle gerçekleştirilmiştir” tespitinde bulundular. Prof. Dr. Gamze Yücesan Öz-demir ve Araş. Gör. Çağrı Kaderoğlu Bulut ise “Kamuda Dönüşümün Taşrası: İşçi Sen-dikacılığı Deneyimleri” konulu sunumları-nı gerçekleştirdiler.

GENEL-İŞ’TEN HABERLER Kasım-Aralık 2017

DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi8

Sendikal Mücadelede Bir Kutup Yıldızı:Abdullah Baştürk

“Tüm yaşamını insanın insanca yaşaması sa-vaşına adayan, insanı ve insan onurunu yü-celten, 12 Eylül faşizminde DİSK davasında yargılanan sevgili dostum Abdullah Baştürk” ( Halit Çelenk’in Abdullah Baştürk’e hitabı )

Abdullah Baştürk Türkiye işçi sınıfının tarihin-de ve mücadelesinde 26 yıldır böyle anıldı anılmaya devam ediyor. O işçi sınıfının mü-cadelesinde kalıcı izler bırakan bir işçi sınıfı önderi oldu.

Sınıf sendikacılığında önderlik ettiği onca şey ona yetmemişti. En son tartıştığı konular arasında bir çok gelecek projesi bulunuyor-du; şeffaf sendikacılık, çağdaş yardımlaşma sandıkları, araştırma enstitüleri, işçi okulları, hatta işçi üniversitesi, DİSK Vakfı, DİSK Rad-yosu, genç işçilerin ve özellikle emeklilerin sorunlarını aşma, yeni toplu sözleşme gö-rüşme yöntemleri geliştirme gibi konuları tartıştığı bir dönemde, DİSK’in ikinci Genel Başkanı, Sendikamızın kurucu Genel Başkanı, Uluslararası Kamu Çalışanları Konfederasyo-nu (PSI) Yönetim Kurulu onur üyesi, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Yönetim Kurulu eski üyesi, üç dönem milletvekili Ab-dullah Baştürk’ü 21 Aralık 1991 günü yıldız-lara uğurladık.

Abdullah Baştürk kurucusu olduğu Genel-İş’i yüz binlerce işçiyle buluşturdu. Belediye iş-çilerine sendikal mücadeleyi, sendikal hak-ları, sendikal örgütlülüğü mücadele içinde öğretti. Belediye işçileri Abdullah Baştürk’ün önderliğinde yürütülen mücadeleyle sendi-kal kimlik kazandı.

1963 yılında Bursa Belediyesi işçileri onun önderliğinde 274 ve 275 sayılı yasaların çıkmasından sonraki ilk yasal grevi yaptılar. 1966’da Yalınayakların Yürüyüşü olarak da anılan “Çorum Belediyesi Temizlik İşçileri Yü-rüyüşü” ve 1967’de Manisa Belediyesi işçileri-nin grevi ve “Anayasa Yürüyüşü“ne önderlik etti.

1971 yılında Kızılcahamam’da toplanan Türk-İş Yönetim Kurulu’na Petrol-İş, Deniz Ulaş-İş, Yol-İş genel başkanları ile birlikte Dörtler Ra-poru’nu sundu, Türk-İş yönetimini eleştirdi. Bu rapor daha sonra yeni katılımlarla 12’ler ve 24’ler Raporu adını aldı .

Abdullah Baştürk’ün de öncülük ettiği bu ra-porlar hem Türk-İş’te yükselen muhalefetin ilkelerini çizdi hem de Türkiye’deki sendikal mücadele sürecinin nasıl sürdürülmesi ge-rektiğine yönelik önemli noktaları ve köşe taşlarını ortaya koydu.

3 Ağustos 1975 günü olağanüstü toplanan Genel-İş Genel Kurulu’nda Türk-İş üyeliğin-den ayrılma kararına ve 5 Haziran 1976’da toplanan Olağanüstü Genel Kurul’da ise DİSK’e katılma kararı alınmasına öncülük etti. Abdullah Baştürk Türk-İş’te geçirdiği uzun muhalefet yıllarından sonra, mücadelesini DİSK ile bütünleştirdi. 27 Aralık 1977’de yapı-lan DİSK 6. Genel Kurulu’nda Genel Başkanlı-ğa seçildi.

16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi’nde ya-pılan faşist katliam üzerine ilk kez Türkiye’de iki saatlik bir genel grevi başlattı.

12 Eylül darbesinin ilk hedeflerinden biri de Abdullah Baştürk oldu. Ama gözlerinde kor-kunun zerresini göremediler. Abdullah Baş-türk 12 Eylül Askeri Mahkemelerinin karşı-sında inatçı, kararlı ve bilgece durdu. Geriye adım atmadı.

Davutpaşa ve Metris cezaevlerini gördü. İş-kence yaptıklarını yüzlerine haykırdı, askeri hakimi reddetti; Sultanahmet ve Metris ce-zaevlerinde hücreye atıldı.

Daha darbeden bir kaç ay sonra yaptığı sa-vunmada darbenin hukuk dışılığını tüm dün-yaya ilan etti. “Zaman DİSK’i ve bizleri haklı çıkaracaktır” dedi.

Yine dönemin DİSK davası avukatlarından Halit Çelenk şunları anlatıyordu; “DİSK da-vasının hakimi Çetin Güvener Abdullah Baştürk’e sürekli tuzaklı sorular soruyor onu açmaza düşürmeye çalışıyordu. Hakim bir duruşmada; ‘Abdullah Baştürk sanıkların tüm konuşmalarında, savunmalarında işçi sınıfı biliminden söz ediyor. İşçi sınıfı bilimi ne demektir?’ diye bir soru sorar. Abdullah Baştürk soruyu ‘İşçi sınıfı bilimi demek, işçi sınıfının tarih boyunca egemen sınıflara, on-ların baskı ve sömürüsüne karşı verdikleri mücadelede kazandıkları hak ve özgürlükle-rin tümüdür’ diye yanıtlar. Bu yanıt karşısın-da salon ayağa kalktı, alkışlarla inledi. Hakim öfkeyle Abdullah Baştürk’e ‘Otur yerine!’ dedi ama Baştürk alkışlar bitinceye dek dimdik, kaya gibi ayakta kaldı.”

Abdullah Baştürk DİSK Davası sırasındaki kararlı tavrı ile 12 Eylül faşizmine teslim ol-mamış, bir işçi sınıfı önderine yakışır bir şe-kilde DİSK’i ve tüm emekçilerin özgürlük ve demokrasi davasını savunmuştur.

Abdullah Baştürk, uluslararası düzeyde de ağırlığı olan bir sendika lideriydi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 4 yıllık tu-tukluluğun ardından cezaevinden çıktı ve DİSK’in yeniden faaliyete başlaması kam-panyasını uluslararası düzeye de taşıdı. DİSK, 1985’te ETUC üyeliğine kabul edilince, ETUC Yönetim Kurulu Üyeliği’ne seçildi. Bu göre-vi ölünceye kadar sürdü. 1987 yılı sonunda, daha önce bir kez Nelson Mandela’ya verilen İsveç Sendikal Hareketi Özgürlük Ödülü’nü aldı.

Abdullah Baştürk Türkiye sendika hareke-tinde ve DİSK tarihinde bir kutup yıldızıdır. O’nun mücadelesi bize halen yol gösterme-ye devam ediyor.

Abdullah Baştürk Türkiye sendika hareketinde ve DİSK tarihinde bir kutup yıldızıdır. O’nun mücadelesi bize halen yol göstermeye devam ediyor.

GENEL-İŞ’TEN HABERLER Kasım-Aralık 2017

ÖRGÜTLENME/VEFATKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 9

Bükreş’te 14-16 Kasım 2017 ta-rihleri arasında gerçekleştirilen

“Kamu Hizmetleri Çalışanlarının Üye Yapılması ve Örgütlenmesi” adlı seminere katıldık.Romanya, Moldova, Bulgaristan ve Türkiye’ den 11 sendikanın temsilcilerinin katıldığı toplantıya Sendikamızı temsilen Örgütlenme Daire Müdürü Candan Er ve Örgütlenme Uz-manı Battal Özer katıldı.

İşçinin hafta tatiline hak kazanması için çalışılmış olarak kabul edilen haller nelerdir?

İşçinin hafta tatiline hak kazanması için çalışılmış gibi kabul edilen haller:

a) Çalışmadığı halde kanunen çalışma sü-resinden sayılan zamanlar ile günlük üc-ret ödenen veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,

b) Evlenmelerde üç güne kadar, ana veya babanın, eşin, kardeş veya çocukların ölümünde üç güne kadar verilmesi gere-ken izin süreleri,

c) Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle hekim raporuyla verilen hastalık ve din-lenme süresi.

ETUC ve EPSU yetkililerinin yönettiği toplan-tıda İngiltere Unison Sendikasının uzmanı Greg Thomson “Örgütlenme Stratejilerinde İzlenilecek Yollar” hakkında bilgilerini paylaş-tı. Örgütlenmede hedef, strateji ve taktiğin önemi, yararlanılacak destek ve kaynaklar, öncü işçilerin örgütlenme sürecindeki önemi konularına değindi. Katılımcı ülkelerdeki üye kaydetme ve örgütlenme sorunlarının pay-laşıldığı toplantıda sendikamızın örgütlen-mede yaşadığı sorunlar ve çözümlere ilişkin deneyimleri paylaşıldı.

Geçen sayımızdan bu yana, başta Antalya Muratpaşa ve

Kırklareli belediyelerinden iş alan taşeron şirket işçileri

olmak üzere toplamda yaklaşık 1.300 işçi

Sendikamızın üyesi olmuştur.

Celal Ovat’ı Kaybettik90’lı yıllarda Gıda-İş Sendikası İstanbul Şube Başkanlığını yürüten Ovat, 2000 yılında Gıda-İş Sendikası Genel Sekreterliğine, 2004 yılında da Genel Başkanlığa seçildi.

Celal Ovat, 2008 ve 2012 tarihlerinde yapılan DİSK Olağan Genel Kurullarında ve 2013 Olağanüstü Genel Kurulda DİSK Yönetim Kurulu üyeliğine seçilerek DİSK Genel Baş-kan Yardımcısı oldu.

Yaşamı boyunca işçi sınıfı mücadelesi için emek vermiş Ce-lal Ovat, 13 Aralık’ta aramızdan ayrıldı. DİSK Genel Merke-zi’nde düzenlenen törenin ardından sonsuzluğa uğurlandı. İşçi sınıfının başı sağolsun.

Kırklareli Belediyesi’nden iş alan taşeron şirkette çalışan işçilerin sendikamızın üyesi olmasıyla Kırklareli Belediyesi’nin kadrolu ve taşeron işçilerinin tamamı DİSK/Genel-İş’te örgütlenerek sendikalı olmuştur.

KırklareliBelediyesi’nin Tümİşçileri Sendikamızda

ÖRGÜTLENMEDE YAŞANILAN SORUNLAR VEÇÖZÜMLERE İLİŞKİN DENEYİMLER

Hatay Şubemizde, Toplu Sözleşmeler Daire Başkanı M. Salih Doğrul, Araştırma Daire Başkanı Mehmet Gü-leryüz, Hatay Şube Başka-nı Yusuf Berkyürek, Toplu Sözleşmeler Daire Müdürü Engin Sezgin ve Temsilciler Kurulu üyelerinin katılımı ile toplu iş sözleşmesi ve örgütlenme çalışmalarımız değerlendirildi.

Temsilciler Kurulu toplantısı sonrası Defne ve Saman-dağ belediyelerinde çalışan taşeron şirket işçileri ile ya-pılan toplantılarda hükü-metin kadro açıklamaları konusunda bilgilendirme yapıldı.

Hatay’da Üyelerimizle Buluştuk

EĞİTİM Kasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi10

Sendikamız Eğitim Dairesi Balıkesir Şubemizin örgütlü olduğu Burhaniye’de 23-24 Kasım’da, Edremit’te 27-29 Kasım’da, Balya’da 30 Kasım’da, Bandırma’da 4 Aralık’ta ve Manyas Belediyesi’nde 5 Aralık’ta eğitim yaptı. Eğitimlerde çalışma ha-yatıyla ilgili düzenlemeler tartışılırken taşerona ilişkin yapılacak düzenlemeye geniş yer verildi.

Hükümetin taşeron işçilere ilişkin açıklamaları ve Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan taşeron düzenlemesi işçiler için yeni bir süreç başlattı. Sendikamız Eğitim Dairesi de bu süreçte şubelerimizde ağır-lıklı olarak taşeron düzenlemesinin üzerinde durduğu bir dizi eğitim-le pek çok üyemizi bilgilendirdi, sorularını ve kaygılarını yanıtladı, sü-rece ilişkin belirsizlikler ve kafa karışıklıklarının tartışılmasını sağladı.

14 Aralık 2017 Bayındır Belediyesi’nde, 15 Aralık’ta Bergama Beledi-yesi’nde İzmir 2 No’lu Şubemizin örgütlü olduğu İzenerji Şirketi’nin İzmir çevre belediyelerinde çalışan işçilere yönelik, 18-22 Aralık ta-rihlerinde ise İzmir Merkez İzenerji işçilerine yönelik eğitim çalışması gerçekleştirildi. Seminerlere 2000’i aşkın üyemiz katıldı. Eğitimde te-mel işçi hakları, sendikal örgütlülük, taşeron düzenlemesi ve asgari ücret konusunda bilgilendirmeler yapılırken önümüzdeki dönemde neler yapılabileceği üzerine de tartışmalar sürdürüldü.

İzmir 2 No’lu İzenerji İşçisi: “Biz İzenerji işçisi olarak bu-güne kadar verdiğimiz mücadele ile sendika hakkını kazan-dık, toplu sözleşme yapma hakkını kazandık. Bugüne kadar kazandığımız ne kadar şey varsa mücadele ile kazandık. Şu anda da işyerleri komiteleri kuruyoruz. Bugün Hükümetin kadro dediği şeyse mevcut durumdan bile daha kötü şartla-rı dayatmak oluyor. Bizim istediğimiz kadro, bu değil. Ama kadro talebimizden de kadro hakkımızdan da vazgeçeceği-mizi sanmasınlar. Vereceğimiz mücadele ile kadro hakkımızı kazanacağız.”

Burhaniye, Edremit, Balya, Bandırma ve Manyas Belediyeleri’nde Eğitim

İzenerji İşçisi’ne Eğitim:Kadro Mücadelemiz Sürecek!

KADRO İSTİYORUZ, ALACAĞIZ!

EĞİTİMKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 11

Ankara 1 No’lu Şubemizin örgütlü bulunduğu Çankaya Belediyesi temsilcilerine yönelik taşe-ron düzenlemesiyle ilgili bilgilendirme yapıldı.

Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesini içeren 696 sayılı KHK’nin yayımlandığı günden beri ta-şeron işçilerin soruları ve kaygıları azaltmaktan ziyade daha da arttı. KHK ve tebliğlerin, dilek-çe metinlerinin net ve anlaşılır olmaması, akla takılan sorulara resmi merciler tarafından do-yurucu açıklamalar yapılmaması, çalışılan ku-rumun yöneticilerinin de aynı bilgi eksikliğine sahip olması gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkan sorunlar hakkında bilgi verildi.

Bu süreçte taşeron işçilerinin belediye iktisadi teşekküllerinde çalışan işçilerden dilekçe ve fe-ragatname istenmesinin kabul edilemeyeceği bir kez daha vurgulandı.

Ankara 2 No’lu Şube’ye bağlı Ye-Pa şirketinde çalışan üyemiz iş-çilere belediye ana binası, Park Bahçeler Müdürlüğü ve Fen İşleri’nde yapılan eğitimlerde hem güncel sorunlar konuşul-muş hem de KHK ile düzenle-nen taşeron düzenlemesi ile ilgili bilgilendirme çalışması ar-dından sorulara yanıt verilmiştir.

Hükümetin “Belediye teşekkül-lerinde çalışan taşeron işçiler kadrolu olacak, şirketi aradan çıkartıyoruz” söyleminin kad-rolu çalışma anlamına gelme-diğini söyleyen taşeron işçiler, bunun gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Ankara 1 No’lu Şube Temsilci Eğitimi:

Ankara 2 No’lu Taşeron İşçisi: “Biz kadro talebi için yıllarca mücadele eden, eylemler yapan işçileriz. Biz kadro derken eşit işe eşit ücretti, iş güvencesiydi, insan gibi muamele görmekti talebimiz. Şimdi kadro verdik diyorlar ama yabancı bir şirketten alınan işçinin belediyeye ait bir şirkete geçirtilerek ve eskisi gibi sendikaya üye olmasının, haklarının önüne set çekilecekse, maaşına pazarlıkla zam yapılmayacaksa bunun adı kadro olmu-yor, düpedüz göz boyama oluyor.”

Ankara 2 No’lu Şubemizde Eğitim: Kadro Bunun Neresinde?

Belediye İktisadi Teşekküllerinde Çalışan İşçilerden Dilekçe ve Feragatname İstenemez

TOPLU SÖZLEŞMELERKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi12

ÖZGÜR, GREVLİTOPLU SÖZLEŞMELİSENDİKA HAKKITALEP EDİYORUZ!

Sendikal hakların yoğun bir şekilde ihlal edildiği bir yılı geride bırakıyoruz. Elbette sendikal hak ihlalleri konusu sadece bu yıla mahsus bir durum değil. Ancak şu bir gerçek ki OHAL koşulları altında bu hak ihlalleri daha da artmış beraberinde hak arama süreçleri ise neredeyse kısıtlanmıştır. Bu süreçten en temel sendikal haklardan olan toplu sözleşme ve grev hakkı da nasibini almıştır.

Toplu Sözleşme ve Grev Haklarımızda Genel Durum:

2013 yılından itibaren ülkemizde hem sendikalı işçi sayısı bakımından hem de toplu sözleşmeden yararlanan işçi sayısı anlamında istikrarlı bir artış gözlenmek-tedir. Bundan yaklaşık 4 yıl önce bir milyon civarında olan sendikalı işçi sa-yısı 4 yıl gibi kısa bir sürede nerdeyse yüzde 60’ların üzerinde büyümüştür.

ÇSGB Temmuz 2017 istatistiklerine göre sendikalı işçi sayısı 1 milyon 623 bin 638’dir. Sigortalı işçi sayısı ise 13 milyon 581 bin 554’tür. Böylece sigortalı işçiler arasındaki sendikalaşma oranı (resmi sendikalaşma oranı) yüzde 11,95 olmak-tadır. Toplu sözleşmeden yararlanan işçi sayısı bakımından da benzer bir durum

söz konusudur. ÇSGB ve DİSK-AR verileri ışığında toplu iş sözleşmesi kap-samında olan işçi oranı yüzde 7,3’dür. Ocak

2013 ile kıyas-ladığında yüz-de 3’e yakın bir artış söz

konusudur.

Peki Ne Oldu Da Bir Anda Sendikalı ve Toplu Sözleşmeli İşçi Sayısı Bu

Kadar Arttı?

Bilindiği üzere 2014 yılında (Soma katlia-mının ardından) 6552 sayılı torba kanun ile taşeron işçilere dönük kimi düzen-lemeler getirilmiştir. Bunlardan biri de kamuda çalışan taşeron işçilerin sendi-kalara üye olmasını kolaylaştıracak bazı düzenlemeler yapılması idi. Buna göre usulüne uygun olarak yürütülüp sonuç-landırılan taşeron işçilerle ilgili toplu sözleşmelerden doğacak fiyat artışlarını şirketlerin değil kamunun üstlenmesi dü-zenlenerek bir anlamda sendikalara üye olmanın önü açılmış oldu.

Aslına bakarsak bu düzenleme ile sayısız muvazaa, kıdem tazminatı, yıllık izin vb. davaları kazanan ve gerçek bir kadro için mücadele eden taşeron işçilere, hakla-rının bir kısmı teslim edilirken en temel hakkı olan kadro hakkı ise yine ötelenmiş oldu. Yasa ile getirilen toplu iş sözleşme-si hakkı ise gerçek anlamda bir toplu iş sözleşmesi hakkı değildi. Ancak her şeye rağmen kamuda çalışan yüz binlerce işçi çok hızlı bir şekilde sendikalara üye oldu-lar. İşte özellikle 2014 yılından başlayarak son üç yılda sendikal örgütlenmeye dahil olan işçi sayısındaki artışın esas nedeni budur. Ortada genel anlamda ne ciddi bir sen-dikal örgütlenme başarısı ne de sendi-kalaşmanın önündeki engellerin kal-dırılması vardır. Nitekim özel sektörde sendikalaşma konusunda değişen hiçbir durum yoktur. Sendikal örgütlenmenin engellenmesi için işten atmalar, baskı-lar, polis şiddeti, yetki itirazları gibi her

Sendikamızın Toplu Sözleşme Çalışmaları

Sendikamız açısından ise 2017 yılı toplu sözleşme faaliyetleri anlamında oldukça hareketli; sonuçları anlamında da başarı-lı bir yıl olarak geçti. Bu döneme dair ça-lışmalarımızı ele alırken öncelikle genel tabloyu sizlerin dikkatine sunmak isteriz.

Son bir yıl içerisinde 200’e yakın toplu iş sözleşmesi imzalamış bulunmaktayız. Bu toplu iş sözleşmelerimizin 140’ı taraf-lar arasında, 60 tanesi ise Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlanarak netice-lenmiştir. Elbette burada taşeron şirket işyerleri için zorunlu-dolaylı YHK pro-sedürü göz önünde bulundurulmalıdır. Toplu sözleşme imzalamış olduğumuz işyerlerinin 100’ün üzerindeki belediye iken, 13’ü belediye şirketi, 60 tanesi taşe-ron şirket ve 20 tanesi ise konut işyerle-rinden oluşmaktadır. Bu işyerlerinde top-lu iş sözleşmesinden yararlanan 20 binin üzerinde üyemiz bulunmaktadır.

Toplu iş sözleşmelerimizde geçmiş yıllara ait kazanımlarımızı korurken idari, sosyal ve ücret anlamında ise birçok yeni kaza-nım elde etmeyi de başarmış bulunmak-tayız. Geride bıraktığımız yılda toplu söz-leşme çalışmalarımız açısından öne çıkan iki konuyu da dikkatinize özel olarak sun-mak istiyoruz.

türlü uygulama devreye sokulmakta işçilerin anayasal hakkı gasp edilmeye devam etmektedir. Benzer durum grev hakkının kullanımında da görülmektedir. Sadece 2017 yılında metal, lastik, cam, petro-kimya ve bankacılık olmak üzere toplam 5 grev Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanmıştır.

TOPLU SÖZLEŞMELER/VEFAT Kasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 13

ÖZGÜR, GREVLİTOPLU SÖZLEŞMELİSENDİKA HAKKITALEP EDİYORUZ!

“Doğu ve Güneydoğu’da örgütlü olduğumuz 40’ın üzerinde belediyede toplu sözleşme yenileme çalışmalarımız bu dönem her türlü zorluğa rağmen başarıyla sonuçlanmıştır.”

“Ücret ve sosyal haklara dair ülkemizdeki genel toplu sözleşme ücret artış oranlarının çok üzerinde sonuçlar elde edilmiştir.”

2016 yılının son ayların-dan başlamak üzere 2017 yılının ortalarına kadar toplu sözleşme çalışmala-rımız açısından öne çıkan konuların başında baş-kanları görevden alınan (gündelik hayatta bilinen adıyla kayyum atanan)

belediyelerdeki çalışmalarımız olmuştur. Sendikamız, her ne kadar halk iradesine dönük yapılan bu antidemokratik uygu-lamaları doğru bulmasa da üyelerimize olan sorumluluğunu yerine getirmekten bir an için bile geri durmamıştır. Doğu ve Güneydoğu’da örgütlü olduğumuz 40’ın üzerinde belediyede toplu sözleşme yeni-leme çalışmalarımız bu dönem her türlü zorluğa rağmen başarıyla sonuçlanmıştır. Ancak hiç kuşku yok ki OHAL koşullarının en ağır yaşandığı, hak arama çabalarının

Taşeronlara yönelik son açıklamalarla öne-mi bir kat daha artan belediye şirketlerin-de sendikamız özellikle Ege Bölgesi olmak üzere bu yıl yoğun bir toplu iş sözleşmesi faaliyeti sürdürmüştür. Sendikal haklar an-lamında artık köklü bir birikime sahip olan bu şirketlerdeki örgütlülüğümüz bu yıl yeni kazanımlarla pekişmiştir. Norm kadro, taşe-ronluk ve ihale sistemi gibi yasal zorluklar nedeniyle yıllar içerisinde alternatif bir ka-musal istihdam örneği olarak gelişen bele-diye şirketlerinde üye sayımızda en büyük yoğunluk İzmir ilidir. Bu yıl özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere diğer ilçe belediyelerine bağlı belediye şir-ketlerinde toplu sözleşmelerimiz başarılı bir şekilde sonuçlanmıştır. Ücret ve sosyal hak-lara dair ülkemizdeki genel toplu sözleşme ücret artış oranlarının çok üzerinde sonuçlar elde edilmiştir. Bu sözleşmelerdeki en temel kazanımımız ise tüm belediye şirketlerinde toplam 112 günlük ikramiye hakkını elde et-miş olmamızdır. Özellikle yakın zamanda ila-ve tediyelere ilişkin Yargıtay daireleri tarafın-dan verilen aksi yöndeki kararlardan sonra toplu sözleşmeler ile kazanılmış olan bu hak daha da önem kazanmıştır. Yine aynı şekilde sosyal haklardan yararlanma anlamında ka-demelerin kaldırılması, özel istihdam büro-ları ile iş ilişkisinin kurulamayacağı gibi kimi kazanımlarımız da bu sözleşme döneminde ayrıca öne çıkmıştır.

en ağır şekilde bastırıldığı bu yerlerde toplu sözleşme çalışmalarımız özgür top-lu pazarlık ilkelerine dayanan, demokra-tik hak arama yollarının kullanılabildiği bir iklimde gerçekleşmemiştir. En temel prensibimiz olan mevcut kazanılmış hak-larımızın korunması ilkesinden ödün ver-meyerek, müzakere kültürünü sonuna ka-dar zorlayarak toplu sözleşmelerin masa başında bitirilmesi için azami çaba gös-terilmiştir. Bu süreç dışarıdan yaratılmaya çalışılan her türlü zorluklara rağmen ba-şarıyla aşılmıştır.

Sendikamız açısından kabul edilemeye-cek tekliflerle gelen ya da toplu sözleşme masalarına hiç oturmayan kimi atanmış yönetimlerin tutumları nedeniyle bir kı-sım sözleşmemiz Yüksek Hakem Kurulu tarafından neticelendirilmiştir.

Doğu ve Güneydoğu’da Başkanları Görevden Alınan Belediyelerdeki Çalışmalarımız

Belediye Şirketleri ve Toplu Sözleşmeler

Grev Hakkımızı Kullanmaktan Geri Durmadık…

Yine bu süreçte toplu görüşmelerde anlaşma sağlayamadığımız Karabağlar Belediye-si’ne bağlı KARBEL Şirketi’nde Sendikamız grev kararını uygulamaya koymaktan geri durmamıştır. 31 Ocak’ta başlayan grevimiz 4 gün sürmüş ve grevin sonunda talepleri-mizin önemli bir bölümü karşılanarak toplu sözleşme imzalanmıştır. 2017 yılında işko-lumuzda uygulanan tek grev olmanın yanı sıra Karbel grevi, OHAL koşullarına rağmen grev hakkımıza sahip çıkabildiğimizi dosta düşman göstermiş olmamız açısından da önemlidir.

Karbel grevi, OHAL koşullarına rağmen grev hakkımıza sahip çıkabildiğimizi dosta düşman göstermiş olmamız açısından da önemlidir.

Aramızdan Ayrılanlar

Bakırköy Belediyesi taşeron şirket işçisi üyemiz Mustafa Yılmaz’ı, belediyenin gerçekleştirdiği bir yıkım sırasında, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle 11 Aralık’ta İstanbul’da iş cinayetinde yitirdik. Ailesinin, yakınlarının ve işçi sınıfının başı sağ olsun.

6 Kasım’da Ankara’da ISS Tesis Yönetim Hizmetleri işçisi Mehmet Kocaoğlu’nu ve İzmir’de Buca Belediyesi işçisi Zeki Yalur’u, 8 Kasım’da Ankara’da İller Sitesi işçisi Ekrem Özbek’i, 9 Kasım’da İstanbul’da Çelik Güç İnş. Temz. Sağlık Hizmetleri- Star Sosyal Hizmetleri işçisi Dünya Mete’yi, 13 Kasım’da İstanbul’da Kobra Temizlik ve Yönetim Hizmetleri işçisi Vedat Gül’ü, 14 Kasım’da İzmir’de İzelman işçisi Murat Çotak’ı, 21 Kasım’da Diyarbakır’da Bağlar Belediyesi işçisi Mahsun Çoşkun’u, 28 Kasım’da Mardin’de Kızıltepe Belediyesi işçisi Nurettin Ercan’ı, 4 Aralık’ta Mersin’de Yenişehir Belediyesi işçisi Gülseren Tabak’ı, 12 Aralık’ta İzmir’de Baybel Genel Hizmet işçisi Yusuf Öztok’u, 14 Aralık’ta Kocaeli’de Özalp Atık Dönüşüm Personel Taşımacılık işçisi Emre Toprak’ı, 18 Aralık’ta İzmir’de İzelman işçisi Tuncay Önder’i, Mardin’de 20 Aralık’ta Mardin Büyükşehir Belediyesi işçisi Burhan Çalışır’ı, 21 Aralık’ta İstanbul’da HSC Peyzaj Ticaret işçisi Mahir Kaya’yı kaybettik.

Vefat eden üyelerimizin ailelerine, yakınlarına ve işçi sınıfımıza başsağlığı diliyoruz.

TOPLU SÖZLEŞMELERKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi14

Sendikamız ile İzmir Seferihisar Belediyesi ara-sında toplu iş sözleşmesi imzalandı. İmza tö-renine DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, Seferihisar Bele-diye Başkanı Tunç Soyer, Genel Sekreter Cafer Konca, Örgütlenme Daire Başkanı Taner Şanlı, Toplu Sözleşmeler Daire Başkanı M. Salih Doğ-rul, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir 4 No’lu Şube Başkanı Şükret Sevgener, şube yönetim kurulu üyeleri ve belediyede çalışan üyelerimiz katıldı.

Toplu iş sözleşmesi imza töreninde, son çıkan KHK ve belediye hizmetlerinde çalışanların hala çözülmeyen kadro talebi ve 2017 asgari ücreti üzerine konuşmalar yapıldı.

Sendikamız ile İzmir Bayındır Bele-diyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. İmza törenine DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, Bayındır Belediye Baş-kanı Dr. Ufuk Sesli, Genel Sekreter Ca-fer Konca, Örgütlenme Daire Başkanı Taner Şanlı, Toplu Sözleşmeler Daire Başkanı M. Salih Doğrul, DİSK Ege Böl-ge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir 4.No’lu Şube Başkanı Şükret Sevgener, şube yönetim kurulu üyeleri ve belediyede

Genel Başkanımız Remzi Çalışkan yaptığı ko-nuşmada, devam eden OHAL’e değinerek,

“Emeğimize, ülkenin aydınlık geleceğine düş-man olan z ve KHK’lara karşı birlik ve bera-berliğe ihtiyacımız var. Emek mücadelesi aynı zamanda demokrasi mücadelesidir. Belediye-lerde çalışan işçilerin de hakkı olan kadro için sonuna kadar mücadele edeceğiz ve alacağız” dedi.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko da 2017 asgari ücreti ile ilgili yaptığı konuşmada, “Türkiye’de her şey gibi asgari ücret tespit komisyonu da yanlış gidiyor. Asgari ücret, 4 kişilik bir aile üzerinden değil 1 kişinin ihtiyaçları üzerinden belirleniyor” dedi.

Bayındır Belediyesi’ndeToplu İş Sözleşmesi Sevinci

Bandırma Belediyesi’ndeTaşeron Şirket İşçileriniKapsayan İlk Toplu İş Sözleşmesi

Sendikamız ile Balıkesir Bandırma Belediyesi arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. Balıkesir’de yer alan beledi-yelerde, taşeron şirket işçilerini kapsayan ilk toplu iş söz-leşmesi oldu. Barış Manço Kültür Merkezi’nde gerçekleşen törene DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, Mali İşler Daire Başkanı Çetin Çalışkan, Ba-lıkesir Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı ile Bandırma Be-lediye Başkanı Dursun Mirza, Belediye Başkan Yardımcıları Ozan Onur, Mehmet Sert, İsmail Ay katıldı.

Törende yapılan konuşmalarda ayrımsız, KHK’sız kadro vurgusu yapıldı.

“Belediyelerde çalışan işçilerin hakkı olan kadro için sonuna kadar mücadele edeceğiz”

Seferihisar BelediyesiToplu İş Sözleşmesinde Mücadele Kararlılığı

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de hükümetin belediyeler üzerindeki baskısına değinerek “HDP’li belediye başkanları göre-vinden alındı, AKP’li belediye başkanlarına ‘çekil görevden’ dediler, en sonra da İstanbul Ataşehir’de CHP’li belediye başkanını görev-den aldılar” dedi.

Toplantıda konuşan Genel-İş İzmir 4 Nolu Şube Başkanı Şükret Sevenger, belediye işçi-lerinin kadro dışı bırakıldığı, asgari ücretten fedakarlık yapılmak istendiği bir dönemde Genel İş’te örgütlenmenin önemli olduğunu vurguladı.

çalışan üyelerimiz katıldı.

Bayındır Belediyesi Yahya Kerim Onart Kültür Merkezi’nde düzenlenen top-lu iş sözleşmesi imza töreninde, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Genel Baş-kanımız Remzi Çalışkan ve Bayındır Belediye Başkanı Dr. Ufuk Sesli birer konuşma yaparak son yayımlanan kadro KHK’sı, 2017 asgari ücreti ve emeğin güncel sorunlarına ilişkin açıklamalarda bulundular.

Sendikamız ile Kığı Belediyesi arasında bir yıl süreli toplu iş sözleşmesi 7 Aralık 2017 tarihin-de imzalandı. İmzalanan sözleşmede işçilerin günlük ücretlerine % 24 ücret zammı, sosyal haklarına ise % 18 oranında zam yapıldı.

Kığı Belediyesi’nde İşçilere % 24 Oranında Ücret ZammıSözleşmeyle işçilere, her ay sorumluluk zam-mı- ustalık ve direksiyon primi, öğle yeme-ği- yemek yardımı, günlük gıda yardımı, her ay yakacak yardımı, yıllık aile-çocuk ve öğre-nim yardımı ile yılda dört ikramiye verilmesi

kararlaştırıldı.

Toplu iş sözleşmesi Tunceli Şube Sekreteri Şükran Yılmaz ile Kığı Belediye Başkanı Yılmaz Gündüz tarafından imzalandı.

TOPLU SÖZLEŞMELERKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 15

Avrupa Konutları TEM Sitesi’ndeİşçilere %12’lere Varan Ücret Artışı

Karaburun Belediyesi’nde İşçilerin Üniversite ve Yüksek Okulda Okuyan Çocukları İçin Her Ay Karşılıksız 450 TL Öğrenim Yardımı

Gercüş Belediyesi’ndeİşçilere

% 15 Ücret Zammı

Sendikamız ile Akpazar Belediyesi arasında bir yıl süreli toplu iş sözleşmesi 23 Ka-sım 2017 tarihinde imzalandı. İmzalanan toplu iş sözleşmesinde işçilerin günlük ücretlerine % 15 ücret zammı yapıldı.

Sözleşmeyle ayrıca işçilere, her ay öğle yemeği- yemek yardımı, yakacak yardımı, sorumluluk zammı ve teşvik pirimi, yılda dört ikramiye, aile-çocuk ve öğrenim yar-dımı, yazlık ve kışlık giyim-koruyucu eşya yardımı ve 1 Mayıs ödemesi yapılması kararlaştırıldı.

Toplu iş sözleşmesi Tunceli Şube Sekreteri Şükran Yıldız ile Mazgirt Kaymakamı Ak-pazar Belediye Başkan Vekili Kenan Aktaş tarafından imzalandı.

Sendikamız ile Avrupa Konutları TEM Site Yönetimi arasında 90 işçiyi kapsa-yan iki yıl süreli toplu iş sözleşmesi 16 Kasım 2017 tarihinde imzalandı. Toplu iş sözleşmesinde işçilerin ücretlerine birinci ve ikinci yıllarda %5 ila %12 ara-sında ücret artışı ile tüm sosyal hakla-rında da aynı oranlarda artış sağlandı.

Sözleşmeyle işçilere, günlük yemek üc-ret, aylık yol ücreti, yıllık gıda yardımı, yıllık çocuk ve öğrenim yardımı ile yıl-lık ikramiye verilmesi sağlandı. Sözleş-

Akpazar Belediyesi’nde İşçilere %15 Ücret Zammı

meyle ayrıca 8 Mart ve 25 Kasım kadın işçiler için tatil olarak kabul edildi.

İmza törenine Genel Başkanımız Remzi Çalışkan, Eğitim Daire Başkanı Mahmut Şengül, Örgütlenme Daire Başkanı Ta-ner Şanlı, İstanbul Konut İşçileri Şube Başkanı Nebile Irmak Çetin, Avrupa Ko-nutları TEM Site Müdürü Ahmet Avcı ve site yöneticileri ile İstanbul şube baş-kan ve yöneticileri, İşyeri Baştemsilcisi Fikri Ersöz ve üye işçiler katıldı.

Sendikamız ile Gercüş Belediyesi arasında bir yıl süreli toplu iş sözleşmesi 31 Ekim 2017 tarihinde imzalandı. İmzalanan toplu iş sözleşmesinde işçilerin günlük üc-retlerine 2017 yılının kalan ayları ve 2018 yılı için % 15 ücret zammı yapıldı.

Sözleşmeyle işçilere, yemek yardımı olarak aylık 205 TL, ek yardım olarak aylık 288 TL, yıllık ikramiye, yıllık yaka-cak yardımı, yıllık giyim ve koruyucu eşya yardımı, yıllık aile-çocuk ve öğrenim yardımı, 1 Mayıs ödeneği veril-mesi sağlandı. Sözleşmeye eklenen geçici bir madde-de ise ‘işçinin eşine ve çocuklarına karşı sorumluluğunu yerine getirmemesi ve şiddet uygulaması durumunda aylık maaşının %50’si şiddete maruz kalan işçinin eşine ödenir’ hükmü yer aldı.

Toplu iş sözleşmesi imza törenine Sendikamız Mali İşler Daire Başkanı Çetin Çalışkan ve Toplu Sözleşmeler Dai-re Başkanı M. Salih Doğrul, Gercüş Belediye Başkan Ve-kili Ünal Koç, Sendikamız Batman Şube Başkanı Ferhat Atmaca ile Şube Sekreteri Narin Erol katıldı.

Sendikamız ile Karaburun Beledi-yesi arasında 1 yıl süreli toplu iş sözleşmesi 1 Aralık 2017 tarihinde imzalandı. Toplu iş sözleşmesinde işçilerin ücretlerinde ve sosyal hak-larında %12 ila %16 arasında artış sağlandı.

Şözleşmeyle işçilere, her ay sorum-luluk zammı, üniversite ve yükse-kokulda okuyan çocuklarına her ay karşılıksız öğrenim yardımı 450 TL, her ay yakacak yardımı, çalışılan her gün için yemek yardımı, her ay giyim ve koru-yucu eşya yardımı, her yıl aralık ayı içeri-sinde ayrı bir bordro ile net 15’ergünlük teşvik primi, aile-çocuk ve öğrenim yar-dımı, yılda 4 ikramiye ve 1 Mayıs ödeneği verildi. Sözleşmeye eklenen maddelerle de, işçinin, 18 yaşında olup evlenme-

yen ve çalışmayan kız çocuklarına işverence her ay net 500 TL ödeme yapılması ve eşine şiddet uygulayan işçinin 6 aylık maaş ve sosyal alacak-larının eşine ödenmesi kabul edildi.Toplu iş sözleşmesi İzmir 4 No’lu Şube Başkanı Şükret Sevgener ile Karaburun Belediye Başkanı Ahmet Çakır tarafından imzalandı.

Karabiga Belediyesi İşçilerine Her Ay için

450- 500 TL İyileştirme Yardımı

Sendikamız ile Karabiga Belediyesi arasında iki yıl süreli toplu iş sözleşmesi 15 aralık 2017 tarihinde imzalandı. İmzalanan top-lu iş sözleşmesinde ilk yıl için işçilerin günlük yev-miyeleri artırıldı. İlaveten her ay 450 TL iyileştirme yardımı, ikinci yılda ise günlük yevmiyelere % 10 ücret zammı yapılarak her ay için 500 TL iyileştirme yardımı yapıldı.

Sözleşmeyle ayrıca işçi-lere, sorumluluk-vasıf ve tahsil zammı, yılda dört ikramiye ile her yıl giyim yardımı yapılması ve işçi-lerin belediye hizmetle-rinden ücretsiz yararlan-malarına karar verildi.

Toplu iş sözleşmesi Kars Şube Başkanı Metin acar ile Karabiga Belediye Baş-kanı Muzaffer Karataş ta-rafından imzalandı.

TOPLU SÖZLEŞMELERKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi16

Çukurca Belediyesi İşçilerine Her Ay 720-784 TL Kira ve Kültürel Etkinlik Yardımı

Çeşme Belediyesi’nde Aile İçi Şiddete Başvurduğu Belirlenen

İşçinin Ücret ve Tüm Sosyal Alacaklarının 6 Ay Boyunca

Eşine Ödenmesi Sağlandı

Sendikamız ile Çukurca Belediyesi arasın-da iki yıl süreli toplu iş sözleşmesi 24 Kasım 2017’de imzalandı. İmzalanan toplu iş sözleş-mesinde işçilerin günlük ücret ve sosyal hak-larında birinci ve ikinci yıllarda % 9 oranında artışlar sağlandı.

Sendikamız ile Çeşme Belediyesi arasında bir yıl sü-reli toplu iş sözleşmesi 17 Kasım 2017 tarihinde im-zalandı. İmzalanan toplu iş sözleşmesinde işçilerin ücretlerinde %15 oranında artış yapıldı.

Sözleşmeyle ayrıca işçilere, 5 ila 25 yıl arasında hiz-

met süreleri dolanlara 25-75 günlük ücret tutarlarında kıdemli işçiliği teşvik pirimi, günlük öğle yemeği- yemek yardımı, her ay yakacak yar-dımı, giyim yardımı, zihinsel özürlü çocuğu olanlar için yardım, yıllık dört ikramiye, yıllık aile-çocuk ve öğrenim yardımı karara bağlandı. Söz-leşmeye eklenen geçici bir madde ile de aile içi şiddete başvurduğu belirlenen işçi-nin ücret ve tüm sosyal ala-caklarının 6 ay boyunca eşi-ne ödenmesine karar verildi.

Toplu iş sözleşmesi İzmir 4 No’lu Şube Başkanı Şükret Sevgener ile Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç tara-fından imzalandı.

Teşvikiye Belediyesi İşçilerineHer Ay GıdaYardımıSendikamız ile Teşvikiye Belediyesi arasında iki yıl süreli toplu iş sözleşmesi 28 Kasım 2017 tarihinde imzalandı. İmzalanan toplu iş sözleşmesinde birinci yıl ücret zammı olarak işçilerin günlük ücretleri 130 TL, ikin-ci yıl ücret zammı olarak ise işçilerin günlük ücretlerine % 12 oranında ücret zammı yapıldı.

Sözleşmeyle işçilere, her ay gıda yardımı, yakacak yar-

dımı olarak her yıl 1.5 ton iyi kömür karşılığı ödeme, her yıl yazlık ve kışlık olmak üze-re giyim ve koruyucu eşya yardımı, her yıl aile-çocuk ve öğrenim yardımı, yıllık ik-ramiye ve 1 Mayıs ödemesi yapılması kararlaştırıldı.

Toplu iş sözleşmesi Bursa Şube Başkanı Selahattin Atak ile Teşvikiye Belediye Başkanı Ahmet Meydan ta-rafından imzalandı.

Sözleşmeyle işçilere, kira, günlük yemek, aylık gıda, yakacak ve kültürel etkinlik yardımları karşılığı olarak her ay 1.yıl net 720 TL, 2.yıl net 784 TL birleştirilmiş sosyal yardım, asgari ücre-tin % 45 oranında her ay iş güçlüğü pirimi, ay-lık öğle-yemek yardımı, aile-çocuk ve öğrenim

yardımı, günlük süt yardımı, yılda dört ikramiye ve 1 Mayıs ödemesi verilmesi kararlaştırıldı.

Toplu iş sözleşmesi Hakkari Şube Başkanı Cihan Karaman ile Çukurca Belediye Başkan Vekili Te-mel Ayça tarafından imzalandı.

Son dönemde sendikamızda örgütlenerek toplu sözleşme hakkına kavuşan üyelerimizin kazanımlarının kalıcı olmasını diliyoruz.

No: Şirket Adı1 Sürem İnş. Pey. Nak. Gıda Taah.San.ve Tic.Ltd.Şti.-Emreber End. Tem. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.-İş Ortaklığı (Bayındır Belediyesi İşletme İştirakler Md.-Hizmet Alımı)

2 Simge Tem. İnş. Bil. Gıda Hiz. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. (Buca Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü-Temizlik Hizmet Alımı)

3 Simge Tem. İnş. Bil. Gıda Hiz. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. (Buca Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü-Temizlik Hizmet Alımı)

4 Yamanlar Tem.Öz.Sağl. Hizm.Pos.Dağ.İnş.Tur.Oto Kir.Teks. Gıd.San. ve Tic. Ltd.Şti. (Aliağa Belediyesi Temizlik İşleri Md.-Temizlik İşi Hizmet Alımı)

5 İsmira Kurumsal Hiz.Tem.Yem.Bil.İnş.Taş.Med.San.ve Tic.Ltd.Şti.-Poc Gıda Taah. Teks. Turz. İnş. Tam. Hay. San. Tic. Ltd. Şti (Bayındır Bel. Destek Hzm. Md.–Hizmet Alımı)

6 Beyaz Tem. İnş. Med. Mak. Sos. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. (Kadıköy Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü-Hizmet Alımı)

7 Türkay Et Gıda Orm.Ürn.Tem.Köm.Tur.İnş.Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. (Bandırma Destek Hizmetleri Müdürlüğü-Personel Destek Hizmet Alımı)

8 Türkay Et Gıda Orm.Ürn.Tem.Köm.Tur.İnş.Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. (Bandırma Belediyesi Zabıta Müdürlüğü-Personel Destek Hizmet Alımı)

9 Türkay Et Gıda Orm.Ürn.Tem.Köm.Tur.İnş.Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. (Bandırma Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü-Personel Destek Hizmet Alımı)

10 Egepol Çev.Tas.Tem.Hiz.San.Tic.A.Ş. -Karanfil Yem.Eml.Tem.San.Tic.Ltd.Şti. İş Ortaklığı (Kadıköy Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü-Hizmet Alımı)

11 Kurgan Bilişim İnsan Kayn.Pey.Tur.San.Tic.Ltd.Şti.(Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı-Temizlik Hizmet Alımı)

12 Eyşan Temizlik İnş.Teks.Sağ.Gıda Elk. Elkt. San. Tic. Ltd. Şt. (Akdeniz Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü Personel Hizmet Alım İşi)

13 On-İs Grup İnş.Taah.Elk.Elkt.Mal.Paz.Bak.Onarım Teks. San. Tic.Ltd.Şti.(Karaburun Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü-Hizmet Alım İşi)

14 On-İs Grup İnş.Taah.Elk.Elkt.Tıb.Malz.Paz.Tem.Gıda Mak.Bak.Onr.Teks. San. ve Tic.Ltd.Şti.(Seferihisar Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü-Hizmet Alımı İşi)

15 M.N.A. Tbl.Tem.İnş.Bil.Oto.Turz.Nak.San.ve Tic.Ltd.Şti.- Dragon Tem.İns.Kay.Özel Sağ.Hiz.Bil.Oto.Hiz.İnş.Oto.Kir.San.Tic.Ltd.Şti.(Buca Belediyesi Destek Hzm. Md.-Temiz-lik Hizmet Alımı)

16 Barla Peyzaj Temz.İnş.Oto.Kir.Nakl.Ltd.Şti.(Akdeniz Belediye Başkanlığı Park Bahçeler Müd. Park Bahçelerin Bakım ve Onarım Hizmet Alımı)

17 Ark İns.Kay.Tem.İnş.Taah.Gıda Turz.San.ve Tic. Ltd. Şti.-Ön Er Trafik Lev.Elek.Taah.Elk.Tur.Mak.San.Tic.Ltd.Şti.-İş Ortaklığı (Bornova Belediye Başkanlığı Belediye Tiyatro Müdürlüğü-Personel Hizmet Alımı)

18 EK-TEM İnş.Tur.Mad.Pet.Day.Tük.Mal.Gıda Elk. Tem. Nak. Teks.San.ve Tic.Ltd.Şti.(Tekirdağ B.Şehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı-Temizlik Hizmet Alımı)

19 Nefel İnş.Mad.Tem.Gıda San.Tic.Ltd.Şti.(Hakkari Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine Bağlı Hakkari D.H.,Yüksekova D.H.,Şemdinli D.H.,Çukurca D.H. ve Hakkari ADSM Baştabipliği Genel Temizlik Hizmet Alımı)

20 İ.S.A.D. Yem.Tem.Gıda Sağ.Tem.Hiz.San. ve Tic.Ltd.Şti.-Haktok İnş.Taah.Eğit.Tur.Sağ.Tem.Hiz. San.ve Tic. Ltd.Şti.-İş Ortaklığı (Ege Üniversitesi Rektörlüğü Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı-Temizlik Hizmet Alım)

21 3S İnsan Kay.Katı Atık Yön.İnş.Hayv.ve Tic.Ltd.Şti.-Nur Su Tem.Taah.İş Ortaklığı Nak.Yem.Ürt.San. ve Tic.Ltd.Şti. (Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimliği-Temizlik Hizmet Alımı)

22 Atlas Serv.Oto.Tem.Gıda Sağ.Hiz.Dağ.İnş.San.Tic.A.Ş.

23 YEKMİR SOS.HİZ.YEM.BİLG.İNŞ.EĞİT.OTO.KİRA DAN.ORG.SAN.TAAH. TİC. LTD.ŞTİ.

24 06 Antika Tur. Taş.Hiz.ve Tic.Tem.İnş.San.Dış.Tic.Ltd.Şti. (Maltepe Belediyesi Başkanlığı Destek Hizmet Müdürlüğü-Hizmet Alımı İşi)

25 Asistan Entegre Tesis Yön.ve İşl.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti.-Kuzey Sos.Hiz.San.ve Tic.Ltd.Şti.-İş Ortaklığı (Maltepe Belediye Başkanlığı Fen İşleri Md.-İşçilik Hizmet Alımı)

HUKUKKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 17

T.CYARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/7957 Karar No. 2017/2060 Tarihi: 16.02.2017

YILLIK İZNİN KULLANILDIĞINI KANIT YÜKÜNÜN İŞVERENDE OLDUĞU YILLIK İZNİN KULLANILDIĞININ YAZILI BELGE İLE KANITLANABİLECEĞİ

ANCAK YEMİN TEKLİF EDİLEBİLECEĞİ

Y A R G I T A Y K A R A R I

ÖZETİ: …4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.

DAVA: Davacı, kıdem tazminatı, ihbar taz-minatı, kötüniyet tazminatı, iş güvencesi tazminatı ile izin ücreti ve boşta geçen süre ücreti alacaklarının ödetilmesine ka-rar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabu-lüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından dü-zenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davalıya ait işyerinde muhasebe müdürü olarak net 3.250,00 TL ücret ile çalıştığını, fakat bu ücret tutarının tam olarak kayıt-lara yansıtılmadığını, iş sözleşmesinin ge-çersiz olarak feshedildiğini, işe iade davası açtığını ve dava sonucunda fesih işlemi-

nin iptali ve işe iadeye karar verildiğini, ka-rarın temyizi üzerine Yargıtay tarafından onama ile kesinleştiğini, 04.07.2013 tarihli ihtarname ile işe başlamak için başvurdu-ğunu, davalı tarafından kendisine gönde-rilen ihtarname ile 02.08.2013 tarihinde işyerinde hazır bulunması gerektiğinin bildirildiğini, söylenen saatte işyerinde hazır olduğunu, ancak işe başlatılmadı-ğını, davalının işe davette samimi olma-dığını ileri sürerek, kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları ile boşta geçen süre ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının 2011 yılında işine son verilme-si üzerine açmış olduğu işe iade davası sonucunda işe başvuru yapması üzerine davacının 02.08.2013 tarihinde işe başla-yabileceğinin bildirildiğini, davacının işe başlatılması için mevcut müdürün izne ayrıldığını ve unvan olarak müdür yardım-cılığına indirildiğini, işveren olarak yapılan bu hareketlerin davacıyı işe başlatmakta samimi olduğunun karinesi olduğunu, davacının işe başlamamak ve tazminat almak adına işyerinde çalışma şartlarının yetersiz olduğunu ve iddia ettiği baha-neleri ileri sürerek işyerinden ayrıldığını, kendisinin tekrar işe davet edildiğini fa-kat işe başlamaması üzerine devamsızlık sebebi ile işine haklı olarak son verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iade baş-vurusu sonrası davacıdan işe başlamak üzere işyerinde olmasını isteyen şirket yetkilerinin işyerine gelen davacıya kendi-sini işe başlatmama düşüncesinde olduk-larını dile getirdikleri, işverenin işe çağrı-da samimi olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz: Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.

E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici se-beplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait üc-retlere hak kazanıp kazanmadığı nok-tasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırıl-mayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamak-tadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı nokta-sında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıt-lamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan 01.07.2014 tarihli bilirkişi raporundan sonra davalı tarafından davacıya ait ve 12.07.2010-28.07.2010 tarihleri arasına ilişkin yıllık ücretli izin belgesi ibraz edil-miştir. Mahkemece işverence sunulan yıllık izin belgesinin davacıdan sorularak bir değerlendirmeye tabi tutulması ge-rekirken eksik inceleme ile sonuca gidil-mesi hatalıdır.

F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yu-karıda yazılı sebepten dolayı BOZULMA-SINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2017 gü-nünde oybirliğiyle karar verildi.

GÜNDEMKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi18

2017

* Başkanlık Sistemi Geldi

* Olağanüstü Hal Yerleşti

Sınıf Ne Kazandı? Ne Yitirdi?Yılın son ayında adet olduğu üzere geçen bir yılın muhasebesi yapılır. Bu ya-rarlı bir eylemdir. Biz de bir sınıf örgütünün yayın organı olarak işçilerin 2017 yılından nasıl etkilendiklerini ortaya koymaya çalışacağız:

Siyasi Sistemimiz Değişti Başkanlık Geldi

16 Nisan’da yapılan ve YSK’nın kararlarıyla hayli tartışmalı bir oylama olarak ta-rihe geçen Referandum ile artık Başkanlık sistemine geçtik. Sistem, erken se-çim olmaz ise 2019 yılında uygulamaya geçecek. Cumhurbaşkanı seçilen bir parti genel başkanı tek başına kıdem tazminatlarımızla ilgili tasarrufta bulu-nabilecek, kıdem tazminatı fon uygulamasını başlatabilecek. Sendika kurma, grev ve toplu pazarlık haklarımızla ilgili her türlü düzenleme yapma yetkisine sahip olacak, grevleri yasaklayabilecek. Olağanüstü hal ilan edip tüm sendikal hakları kaldırabilecek; kararnameler çıkarma yetkisine sahip olacak. Sağlık ve sosyal güvenlik haklarımız ile ilgili Meclis’i devre dışı bırakarak kararnameler çıkarabilecek.

* Zorunlu Arabuluculuk Yasalaştı

* Grev Hakkı Sınırlandı

* Ücretlerimiz Eridi

* İş Kazaları Hız Kesmedi

* Taşerona Kadro Tartışmaları Devam Etti

Olağanüstü Hal Devam Ediyor

15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal Rejimi 2017 yılı boyunca sürdü. Bu rejimden en çok zarar gören emekçiler oldu. Ülkemiz-de darbecilerle mücadele elbette anlaşılabilir. Ancak şuan Hükümetin devlet düzenini ele geçirmeye çalışan güçlerle mücadelesi, OHAL hukukunun bile sınırlarını aşarak hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya kadar vardı. En temel evrensel sendikal haklar olan örgütlenme hakkı, toplu pa-zarlık hakkı ve grev hakkı büyük oranda geriledi. Toplu pa-zarlık mevzuatı değiştirilerek grev hakkı sınırlandırıldı.

135 Bin 337 Kişi İşlerinden Uzaklaştırıldı

2017 yılı boyunca da ihraçlar, işten çıkarmalar devam etti. Olağanüstü Hal ilanından başlayarak çıkarılan OHAL Ka-rarnameleri ile veya bu kararnamelere dayanılarak 135 bin 337 kişi kamudaki işlerinden ihraç edildi. (Kaynak: OHAL Emeğe Zaralıdır! DİSK Raporu, Temmuz 2017) Darbeyle, te-rörle mücadele etmek anlaşılır bir amaçtır. Ancak insanlar işlerinden uzaklaştırılırken ölçünün hukuk olması gerekir. Haklarında soruşturma dahi olmayan insanların işlerinden edilmesi bu amacı tartışılır kılmaktadır.

OHAL Nedeniyle 2451 Üyemiz İşinden Edildi

Bu işçilerin 600’ü KHK, 1851’i belediyelere atanmış yöne-ticilerin kararıyla işlerine son verildi. Bu işçilerin büyük bölümünün hakkında bir soruşturma dahi yok. İşlerinden edilenlerin başvuracakları hukuk yolları KHK’larla kapatıldı.

İşten Çıkarılanlara OHAL Komisyonu Çözüm Olmadı

Yine Temmuz 2017 DİSK raporunda belirtildiği gibi KHK ile ihraç edilenler için kurulan OHAL Komisyonunun önünde 110 bin üzerinde başvuru var. Ancak bu başvurularla ilgili komisyonca ortaya konan somut bir sonuç yok.

Grev Hakkına Sınırlama

GÜNDEMKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 19

Grev Hakkına Sınırlama

678 sayılı KHK ile büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerinde ve banka-cılık hizmetlerinde grevin altmış gün süreyle ertelenmesine olanak tanındı. Bu dönemde 5 grevin ertelenmesine ve Cumhurbaşkanı’nın sanayicilere “olağanüstü halin grev tehdidine karşı kullanıldığına” dair beyanına tanık olduk.

Ücretlerimizde Alım Gücü Kaybı Yaşadık

2016 yılı Kasım ayına göre yılık enflasyon yüz-de 13 dolayında gerçekleşti. Buna göre asgari ücretlinin alım gücü kaybı Kasım 2017 itibariyle gerçekleşen enflasyon önünde yüzde 4,6 sevi-yesine ulaştı. Aynı dönemde gıda maddelerin-de yaşanan fiyat artışları karşısında asgari ücret-linin alım gücü kaybı ise 6,8 olarak gerçekleşti. (Kaynak: Birleşik Metal-İş Sendikası Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Dönem Raporu- Kasım 2017)

İşsizlik Azalmadı

DİSK-AR’ın Ekim 2017 tarihinde yaptığı araştır-maya göre Haziran 2016-Haziran 2017 döne-minde zorunlu olarak sigortalı çalıştırılan işçi sayısı İstihdam seferberliği ilanına rağmen 265 bin azaldı. Mevsim etkilerinden arındırılmış iş-siz sayısı bir önceki döneme göre 0,1 puanlık artış ile yüzde 11,2 oldu. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsiz sayısı ise 3 milyon 558’e yüksel-di. DİSK-AR araştırmasında iş arama umudunu yitiren, zamana göre ve mevsimlik eksik çalışan işçileri de içine alan geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 17,7 olarak tespit edildi. Kentlerde her dört gençten biri işsiz.

Çalışanların Yüzde Otuz Beşi Kayıt Dışı

2017 yılının açıklanmış en son temel işgücü is-tatistiklerine göre Temmuz ayı kayıt dışı çalışan işçi sayısı 10 milyonu geçti ve kayıt dışı çalışan-

lar toplam istihdamın yüzde 35’ini oluşturu-yor. Yani çalışan her 10 kişiden neredeyse 4’ü kayıt dışı. Ücretsiz aile işçilerinin yüzde 91’i, kendi hesabına çalışanların yüzde 62’si, üc-retli ve yevmiyeli olarak çalışanların da yüzde 18’i kayıt dışı çalıştırıldı.

Gelir Eşitsizliği Artmaya Devam Ediyor

Gelir eşitsizliği artıyor. Bu, sendikamızın bir iddiası değil. TUİK’in 2017 Eylül ayında yaym-ladığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’n-da 2015 ve 2016 yılı verileri karşılaştırması-nın verdiği sonuç. Bu araştırmaya göre gelir eşitsizliğinin 0,007 puan arttığı, toplumun en yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 47,2’ye yükselirken en dü-şük gelire sahip kesiminin toplam gelirden aldığı payın yüzde 6,2’de kaldığı sonucu or-taya çıkmıştır. 2017 yılında gelir eşitsizliğinin giderilmesine yönelik yapısal hiçbir önlem alınmadığı için artışın devam ettiği öngörü-lebilir.

Yeni İş Mahkemeleri Kanunu ile Zorunlu Arabuluculuk Geldi

7036 sayılı İş Mahkemeleri Yasası kabul edildi. Zorunlu arabuluculuk geldi. Artık neredeyse bütün iş davalarında arabulucuya başvurma-dan dava açamayacağız. İşçi alacaklarında kıdem, ihbar tazminatları için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süreleri 5 yıla indirildi.

İş Cinayetleri Hız Kesmiyor!

En fazla iş cinayeti esnek ve kuralsız çalışma-nın hakim olduğu ve iş güvencesinden mah-rum işyerlerinde yaşandı. 2017 yılında 2006 işçi hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden işçilerin yüzde 98’i sendikasız. (Kaynak: İSİG Meclisi 2017 İş Cinayetleri Raporu) İş cinayet-leri sendikamızı da vurdu. Yılın son günlerin-

de Bakırköy Belediyesi’nde çalışan taşeron şirket işçisi üyemiz Mustafa Yılmaz, belediye-nin gerçekleştirdiği bir yıkım sırasında iş gü-venliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle yaşamını yitirdi.

Taşeron İşçilere Kadro Tartışması 2017’de de Sürdü

Mart 2016’da dönemin Başbakanı tarafından vaad edilen “taşerona kadro” düzenlemesi yı-lın son günlerinde bir olağanüstü hal KHK’sı ile hayat buldu. Kamu istihdamının KHK’larla yapılamayacağına ilişkin itirazlar, sendika-ların görüşünün alınması gerektiği uyarıları Hükümet’i durduramadı. Sonuç; belediyeler-de çalışan taşeron işçilerine kadro yok. Bu iş-çiler belediye şirketlerinde çalışmaya devam edecek. Normal toplu sözleşme düzenine geçişleri 2020 ortalarını bulacak.n

Sendikamızın Örgütlülüğü Önceki Yıla Göre Arttı

Tüm olumsuzluklara rağmen biraz da olumlu şeylerden söz edelim. Çalışma ve Sosyal Gü-venlik Bakanlığının ilan ettiği 2016 Temmuz ile Temmuz 2017 istatistiklerinin karşılaştır-ması yapıldığında Sendikamız, 2017 yılında üye sayımızı işkolunda işçi sayının azalma-sına rağmen arttırdı. Sendikamızın işkolun-da üye sayısı bakımından oranı yüzde 6,53 den yüzde 6,78’e çıktı. Sendikamız Temmuz istatistiklerine göre 64 bin 883 üyeyle Türki-ye’nin üçüncü büyük sendikası niteliğini ko-rumaya devam etti.

Son sözümüz: Doğan her yeni gün yeni bir umuttur. Yılgınlığa yüz ver-meden örgütlülüğümüzü artırarak, örgütlü mücadelemize, gelecek gü-zel günlere yürümeye devam edece-ğiz.

HUKUKKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi20

TAŞERON İŞÇİLERİN KADROYA GEÇİŞLERİ

BİLGİLER, SORULAR, CEVAPLARKamuda çalışan taşeron, 4-C’li ve mevsimlik işçilerin merakla beklediği kadro düzenlemesi 24 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlüğe girdi. Bir milyonun üzerinde çalışanı ilgilendiren bu düzenleme tarafların görüşü alınmadan ve Meclis’te görüşülmeden bir oldubitti ile hayata geçirildi. Daha sonra 1 Ocak’ta yine Resmi Gazete’de yayımlanan merkezi idareler ve belediyelerde taşeron işçilerin geçişlerine ilişkin uygulama esasları bir tebliğ ile ayrıntılandırıldı.

1- Sözleşmenin Hizmet Alım Sözleşmesi Olabilmesi İçin;

Merkezi idarelerde:a) İhale konusu işte çalıştırılacak personel sayısının ihale dokümanında belirlenmiş olması,b) Bu personelin çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanılması,c) Yaklaşık maliyetin en az yüzde 70’lik kısmının asgari işçilik maliyeti ile varsa ayni yemek ve yol giderleri dahil işçilik giderinden oluşması,d) Yıl boyunca devam eden ve niteliği gereği süreklilik arz eden işlere ilişkin hizmet alımı niteliğinde olması, şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.

Belediye il özel idareleri ve bunlara ait şirketlerde ek olarak:Mahalli idare veya şirketlerinin bütçelerinden yapılan, yıl boyunca de-vam eden, niteliği gereği süreklilik arz eden ve haftalık çalışma saatleri-nin tamamının idare için kullanıldığı;a) Park ve bahçe bakım ve onarımı işlerine,b) Çöp toplama işlerine,c) Cadde, sokak, meydan ve benzerlerinin temizlik işlerine, ilişkin alım-lar personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olarak kabul edilir.

3- Başvuruya İlişkin Ayrıntılar

a) Başvuru için form dolduracağız. Başvuruda verilecek formlar tebliğ ile belirlenmiştir. Bu formlardan Ek-1’deki merkezi idareler, Ek-2’deki mahal-li idareler için kullanılacak. Geçiş yapacak işçiler, formla birlikte Örnek-1 deki dilekçeyi de eklemek suretiyle 11/1/2018 tarihi mesai bitimine ka-dar idaresinin personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı birimine, yazılı olarak başvuracak. Başvuru elden yapılacak. Ör-nek-1 deki dilekçe sadece muvazaa ve ilave tediye davaları için verile-cektir. Bu dilekçeler geçiş işlemi tamamlanınca feragat edeceğinize ilişkin vaat içerir. Başka davalardan feragat beyanında bulunmayacağız;b) Başvuru sırasında herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmadığımıza dair beyanda bulunacağız. Ayrıca;

• Sigortalılık başlangıç tarihi kadınlar için 23/5/1998, erkekler için 23/5/1994 ve öncesi olanlardan kadınlardan 44, erkeklerden 48 yaşını doldurmuş olanlar,• Sigortalılık başlangıç tarihi bu tarihlerden sonra olanlardan ise kadın-lardan 50, erkeklerden 55 yaşını doldurmuş olanlar,• Engelliliği nedeniyle vergi indiriminden yararlananlardan sigortalılık başlangıç tarihi 6/8/2003 ve öncesi olanlar,Başvuru sırasında herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmadıklarına dair belgeyi işçi statüsüne geçirilmeden önce idareye veya idarenin şirketine ibraz edecek;

c) Ayrıca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması için matbu form doldurulacaktır.

4-Tespit Komisyonları Kurulacak

Başvuranların şartları taşıyıp taşımadıklarının tespiti ile bu tespite ilişkin itirazların karara bağlanması amacıyla kapsamdaki idarelerin bünyesin-de en az 3 kişiden oluşan tespit komisyonu kurulacak. Mahalli idarelerde geçiş için komisyon içinde bir de Valilik tarafından görevlendirilen üye olacak.

5- Komisyon Neyi İnceleyecek?

a) Ön inceleme yapacak, başvuru formunun tam ve eksiksiz şekilde dol-durulup doldurulmadığı, yapılan beyanların aranılan şartlara uygun olup olmadığı ve usule ilişkin şekil şartlarına uyulup uyulmadığı incelenecek.b) Esas inceleme yapacak, altisveren.gov.tr veri tabanında

• İşçinin istihdam edildiği sözleşmenin kanun hükmünde kararname kapsamında personel alımına dayalı hizmet alımı sözleşmesi olup olmadığı hususu Kamu İhale Kurumu ve idare ve şirket kayıtlarından kontrol edilecek;• İşçinin bu personel alımına dayalı hizmet sözleşmesi kapsamında o işyerinde 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışıp çalışmadığı hususu Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından kontrol edilecek.

6- Komisyon sonuçları ilan edecek.

• İnceleme neticesinde şartları taşıdığı ve taşımadığı tespit edilenlerin isimleri, çalıştıkları teşkilat ve/veya birimin de belirtilmesi suretiyle müra-caat ettikleri birimlerce/idarece veya idarenin şirketince ilan (internette veya idarece/idarenin şirketince belirlenecek şekilde) edilecek ve bunlar

2- Merkezi İdare Ve Mahalli İdareler İçin Geçiş Süreci

Bunun önemi KHK’nın çıkış sürecinden beri başvuru süresinin 24 Aralık tarihinde mi, 2 Ocak tarihinde mi başlayacağı konusunda tartışmala-ra nokta koymasıdır. Tebliğ hem merkezi idare hem de il özel idareleri ve belediyeler de başvuru süresini 2 Ocak’ ta başlatmaktadır. Tebliğin ayrıntılarında işlemlerin merkezi bir veri tabanından yararlanılarak ilerleyeceği, bu alt yapının altisveren.gov.tr adıyla 1 Ocak’ta faaliyete geçmesiyle merkezi-yerel ayrımı yapılmadan aynı sürecin işletileceği anlaşılmıştır.

İŞÇİ STATÜSÜNE GEÇİRİLME SÜRECİ

İŞLEM SÜRE TARİH ARALIĞI AÇIKLAMA

Başvuru 10 Gün 2/1/2018 - 11/1/2018 Zorunlu

Tespit Komisyonu İncelemesi ve Hak Sahiplerinin İlanı

40 Gün 12/1/2018 - 20/2/2018 Tavsiye

İlana İtiraz 3 Gün 21/2/2018 - 23/2/2018 Tavsiye

İtirazın İncelenmesi, Kesin Listenin İlanı 7 Gün 24/2/2018 - 2/3/2018 Tavsiye

Sınavın Gerçekleştirilmesi 20 Gün 3/3/2018 - 22/3/2018 Tavsiye

Sınav İtiraz Komisyonuna İtiraz 4 Gün 23/3/2018 - 26/3/2018 Tavsiye

İtirazın İncelenmesi, Kesin Listenin İlanı 5 Gün 27/3/2018 - 31/3/2018 Tavsiye

Hak Sahiplerinin Topluca İşçi Statüsüne Geçirilmesi İçin Son

Gün2/4/2018*

* Doksanıncı günün dolduğu 1/4/2018 tarihi Pazar gününe denk geldiği için işçi statüsüne geçirme işlemi için son gün 2/4/2018 tarihi olarak yazılmıştır.

** Tarihler ve günler tavsiye niteliğindedir.

HUKUKKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 21

yükleniciye bildirilecek. Bu şekilde yapılan ilan tebliğ yerine geçecek. Baş-vuru sahiplerine ayrıca tebligat yapılmayacak.• Gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu tespit edilenlerin başvuruları geçer-siz sayılacak ve sınava alınmayacak. Bunlar hakkında Cumhuriyet Başsav-cılığına suç duyurusunda bulunulacak.

7- Sonuçlara İtiraz Edilebilecek mi?

Merkezi idarelerdeki geçişlerde tespit komisyonu itirazları inceleyecek. Yerel yönetimlerde geçişlerde ise Valilikler bünyesinde ayrı bir itiraz ko-misyonu kurulacak. Komisyonlarca öngörülen süre içinde itiraz edilecek. İtiraz üzerine verilecek karar kesin olacak.

8- Sınav Aşaması Nasıl Gerçekleşecek?

• Merkezi idarelerde üç, yerel yönetimlerde beş kişiden oluşan sınav ku-rulları oluşturulacak. Mahalli idarelerde sınav komisyonu içinde bir de Va-lilik tarafından görevlendirilen üye olacak. Sınav; yalnızca yazılı, yalnızca sözlü, yalnızca uygulamalı şekilde yapılabileceği gibi yazılı ve sözlü, sözlü ve uygulamalı şekillerde de yapılabilecek. Uygulanacak sınav yöntemi idarenin atamaya yetkili amirinin veya idarenin şirketinin en üst yönetici-si tarafından belirlenecek.• Mahalli idarelerde beden gücüne dayanan işlerde çalışanlara uygulama-lı sınav yapılması esas olacak. Sınava katılacakların görev yaptıkları alan-lar dikkate alınarak farklı işlerde çalışanlara farklı yöntemde sınav uygula-nabilmesi mümkün kılınmış.a) Sınav ilanı nasıl yapılacak?Sınavların yeri, günü ve saatine ilişkin bilgiler ilgili idarenin veya idarenin şirketinin internet sayfasında ilan edilecek. Ayrıca tebligat yapılmayacak.b) Sınav soruları nasıl olacak? Başarılı sayılmak ne anlama geliyor?• Sınav soruları çalışanların uğraştığı işlerle ilgili konulardan seçilir. Yazılı sınav, yüz puan üzerinden değerlendirilecek. Sınavda başarılı sayılmak için en az elli puan almak gerekecek. Sözlü ve/veya uygulamalı sınavda adaylar “başarılı” ya da “başarısız” olarak belirlenecek.• Sınavın yazılı ve sözlü sınav şeklinde yapılması halinde, adayın işçi sta-tüsüne geçirilebilmesi için yazılı sınavdan en az elli puan alması, sözlü sınavda da başarılı bulunması şartı aranacak.• Sınavlarda sorulacak sorular, merkezi idarede sınav kurulu tarafından hazırlanacak. Mahalli idarelerde ise valilikler tarafından çalışanların iştigal ettikleri görevlerle ilgili konularda, yürütmekle yükümlü oldukları vazife-lerdeki yetkinliklerini ölçmeye yönelik ve eğitim düzeylerine uygun ola-rak hazırlanıp sınav kurullarına gönderilen sorular içerisinden seçilecek.Sınavda başarılı ve başarısız olanlar sınav kurulu tarafından idarenin veya idarenin şirketinin internet sayfasında ilan edilecek. Ayrıca tebligat yapılmayacak.c) Sınavlara itiraz nasıl olacak?Merkezi idarelerdeki geçişlerde sınav komisyonu itirazları inceleyecek. Yerel yönetimlerde geçişlerde ise Valilikler bünyesinde ayrı bir sınav itiraz komisyonu kurulacak. Komisyonlarca öngörülen süre içinde itiraz edile-cek. İtiraz üzerine verilecek karar kesin olacak. İtiraz, komisyonca değer-lendirilerek öngörülen süre içerisinde karara bağlanır ve sonuç idareye veya idarenin şirketine ve ilgilisine yazılı şekilde tebliğ edilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.

9- Kadroya ve Yerel Yönetimlerde İşçi Statüsüne Geçiş Sırasında Yapılacaklar Nelerdir?

Sınavlarda başarılı olanlar;a) Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından çalıştırılmalarına ilişkin olarak idareye veya idare-nin şirketine karşı açtıkları muvazaalı çalıştırılmaları nedeniyle asıl işvere-nin toplu sözleşmesinden yararlanma ve ilave tediye davaları şeklindeki davalar veya bu alacaklara ilişkin icra takiplerinden feragat edeceklerdir. Mahkemeden feragatin yapıldığına dair belgeyi, icra dairelerinden dos-yanın işlemden kaldırıldığına ilişkin belgeyi idareye sunacaklar. Mahke-meler için Örnek-2, icra daireleri için Örnek-3 dilekçeleri kullanılacak.b) Ayrıca en son çalıştığı idare veya idarenin şirketi ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerin-den dolayı 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23 üncü madde ile tanınan haklar karşılığında idareden veya idarenin şir-ketinden herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair örnek-4’te yer alan sulh sözleşmesini idareye veya idarenin şirketine ibraz edecek.c) Geçiş sırasında da başvuru şartları taşımaya devam etmek kaydıyla sı-nav sonuçlarının kesinleşmesiyle birlikte merkezi idarede hak edişlerin ödendiği birimlere mahalli idarelerde ise idarenin şirketlerinden birinde, bu nitelikte şirket bulunmuyorsa özellikle bu amaçla kurulacak idare-nin şirketinde, mahalli idarelerin şirketlerinin açtığı ihalelerle çalışanlar ise çalıştığı idarenin şirketinde en üst yöneticinin onayı ile topluca işe başlatılacak.d) Bu şekilde geçişi yapılan işçilerin istihdam süresi hiçbir şekilde emekli-lik, yaşlılık ve malullük aylığını kazanma tarihini geçemeyecek.e) Geçişi yapılan işçilerin şartları taşımadığı tespit edilirse herhangi bir tazminat ödenmeksizin istihdamına son verilecek. Yanıltıcı bilgi ve belge sunmak suretiyle bu madde hükümlerinden yararlandığı tespit edilen-lere istihdam süresince yapılan ödemeler genel hükümlere göre tahsil edilecek.

10- Yıl Boyunca Devam Etme Şartını Taşımayan Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım

İhaleleriyle Çalışanların Geçici İşçi Pozisyonlarına Geçişi Nasıl Olacak?

Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımının “yıl boyunca devam etme şartı” hariç diğer tüm şartlarını taşıyan hizmet alım sözleşmeleri kapsa-mında (örneğin belediyelerde yılın 8 ayı ilaçlama işi yaptırılan işçiler); 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalışanlar ile 2017 yılı içerisinde 4/12/2017 tarihinden önce hizmet alım sözleşmeleri sona ermiş olanlardan söz-leşmenin süresinin sona erdiği tarihte çalışmış olanlar, diğer şartları da taşıyorsa en son hizmet alım sözleşmelerinde öngörülen dönem ve çalış-ma süreleriyle sınırlı olmak kaydıyla, geçici işçi pozisyonlarında istihdam edilmek üzere başvurabilirler.Merkezi idarelerde sürekli işçi kadrosuna, mahalli idarelerde işçi statü-süne atanacaklarda aranan şartlar ve bunların geçiş sürecine ilişkin hü-kümler geçici işçi olarak istihdam edilmek üzere başvuranlar hakkında da aynen uygulanır. Bu işçiler merkezi idarelerde hak edişlerinin yapıldığı birime, mahalli idarelerde şirketlere geçiş yapacaklardır.

* İnternet sitemizden örnek dilekçe ve formlara ulaşabilirsiniz.

ARAŞTIRMAKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi22

İnsanca Çalışmak ve Yaşamak Engellilerin de Hakkı

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi, Aralık 2017 tarihinde 3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü

için engellilerin karşılaştıkları sorunları görünür kılmak ve konuya dikkat çekmek amacıyla

Engelli İstihdam Raporu yayımladı.

Engelli olmanın bir hastalık değil bir insanlık durumu olduğu gerçeğiyle hazırlanan raporda, toplumsal faktörlerin etkisiyle engellilerin, eği-tim, ulaşım, fiziksel çevre ve koşulların uyum-suzluğu, rehabilitasyon alanlarının kısıtlılığı ve istihdama katılımları önündeki engeller nede-niyle toplumsal yaşamın dışında kaldığı belir-tildi.

Engelli işçi istihdamında kotaya uyulmuyor: 10 bine yakın kota boş!

2016’da engelli çalıştırmakla yükümlü olan kamu ve özel sektörde istihdam edilecek toplam engelli işçi sayısının 113 bin 172 ol-ması gerekirken, çalışan engelli sayısı 103 bin 225 te kaldı. 9 bin 937 kişilik engelli için ayrılan kota kullandırılmadı.

Çalıştırılması gereken engelli memur kontenjanının yüzde 22’si boş!

Kamuda engelli memur istihdamının yıllar içerisinde artmasına rağmen; 2011 yılında engelli devlet memuru sayısı 20 bin 829 iken, 2016 yılında 43 bin 151, 2017 Nisan ayında 48 bin 647’e yükselmiştir. Bu yük-selmeye karşın engelli memurlar için ayrı-lan kontenjan sayısı doldurulmamaktadır. 2017 Nisan ayı dikkate alındığında engelli devlet memuru kontenjanının yüzde 22’si boştur.

Engellilerin korunması devletin sorumluluğunda!

Türkiye’de engellilerin istihdama katılımını artırmak için kota sistemi, korumalı işyerle-ri, kişisel çalışma yöntemi, işverenlerin zo-runluluk olmadan engelli istihdamı, evde çalışma, kooperatif çalışma yöntemi gibi yöntemler uygulanmaktadır. Engellilerin korunması devletin sorumluluğundadır

ve Anayasa’nın 61. maddesinde “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum ha-yatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır” cümlesi ile belirtilmiştir.

İşyerlerinin yalnızca yüzde 2’sinde engelli istihdamı zorunlu!

Ülkemizde kota uygulaması 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesinde düzenlen-miştir. Bu düzenlemeye göre; 50 ve daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerlerinde yüzde üç, kamu işyerlerinde ise yüzde dört

engelli çalıştırılması zorunludur. Tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri için bu sayı 51 ve daha fazla işçi çalıştırılan kamu ve özel sektör işyerleri olarak düzenlen-miştir. Ancak ülkemizde 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyeri sayısı oldukça düşüktür. İşyerlerinin yüzde 98’i 50’den az işçi çalış-tırmaktadır. Bu demek oluyor ki sadece yüzde 2’lik bir kısım için kota uygulaması zorunludur.

İşverenler mevcut kota uygulaması-na dahi uymuyor!

Kamu ve özel sektör işyerlerinde 2002 yı-lından Nisan 2017’ye kadar kota uygula-masına uymayan 11 bin 504 işyeri tespit edilmiş ve toplamda 33 milyon TL’den faz-la para cezası kesilmiştir.

4857 sayılı Yasa’da kota uygulamasına uyulmadığı tespit edilen işyerlerinde ça-lıştırılmayan her engelli ve çalıştırılmayan her ay için para cezası uygulaması getiril-

miştir.

İşsizlik en önemli sorun! 2016 yılında İŞKUR’a başvuran engellilerin sadece yüzde 19’u iş bu-labildi!

İstihdam edilmek için İŞ-KUR’a başvuran engellilerin sayısının yıldan yıla artma-sına karşın işe yerleştirilen engelli sayısı azalmaktadır.

2008 yılında işe başvuran engellilerin yüzde 45’i istihdam edilirken, bu oran 2016 yılında yüzde 19’a düşmüştür. 2016 yılında İŞKUR’a başvuran 79 bin 321 en-gellinin sadece yüzde 19’u (15 bin 31) iş imkanı bulabilmiştir.

ARAŞTIRMA/SOSYAL GÜVENLİKKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 23

Düzenlemeler bir an önce yapılmalı!

Türkiye’nin de imzaladığı ILO 159 No’lu Mesleki Rehabilitasyon ve İstihdam (Sakatlar) Sözleşme-si’ni göz önünde bulundurarak düzenlemeler ya-pılmalıdır.

Bununla birlikte ilgili kurumlarca,

• Engelli istihdamını artırmak için daha fazla bütçe ayrılmalıdır.

• Engellilerin istihdamını teşvik eden kota uygulamasına uyulmalı ve denetimler yapılmalıdır.

• Engellilerin eğitim imkanlarına erişimlerinin önündeki engeller kaldırılmalı ve engel durumlarına göre eğitim müfredatı düzenlenmelidir.

• İşgücüne hazırlama amaçlı mesleki eğitimleri tamamlanmalıdır.

• Engellilerin istihdamını teşvik etmek için ücretlerde ayrımcılık yapılmamalı, ücret eşitliği sağlanmalıdır.

• İstihdam edildikleri alanlarda rahat hareket edebilecekleri imkanlar sunulmalıdır.

• Teknolojiye uygun alet ve cihazlarla engellilerin istihdamı ve çalışma alanları kolaylaştırılmalıdır.

• Eğitimden ekonomik ve sosyal alanlara kadar engellilere yönelik yapılacak düzenlemeler engellilerin görüşleri alınarak gerçekleştirilmelidir.

• Engelli istihdamını arttırmak ve istihdam edildikleri alanlarda bağımsız çalışabilmeleri için mesleki rehabilitasyon ve eğitimleri sağlanmalı ve ülke genelinde yaygınlaştırılmalıdır.

GELİR TESTİ UYGULAMASI NEDİR / NASIL YAPILIR?Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi prim ödeme üzerine kuru-ludur. Genel sağlık sigortası da sosyal güvenlik sistemi içinde prime dayalıdır. Yani sağlık hizmetlerinden faydalanmak için herkes ya prim ödeyecektir ya da primler devlet tarafından ödenerek kişinin sağlık hizmetlerinden faydalanması sağlana-caktır. Gelir testi uygulaması kimlerin primlerinin devlet tara-fından karşılanacağını tespit edilmesi için yapılan bir düzenle-medir. Gelir testi çalışmayanların, sigortalının (çalışanların) bakmakla yükümlü olduğu kişilerden1 olmayanların ve hiç-bir geliri olmayanların sağlık hizmetlerinden faydalanması için yapılan tespittir. Son yapılan değişiklikler ile bu kişilerin ödemeleri gereken prim ücreti sabitlenmiş ve aylık brüt asga-ri ücretin yüzde 3’ü oranında aylık genel sağlık sigortası primi ödemesi kararlaştırılmıştır. 2017 yılı için aylık 53 TL prim öde-mesini kabul edenler gelir testi yaptırmayacaktır. 2

Gelir Testi Yapılması Gereken DurumlarÇalışmayanların, sigortalının (çalışanların) bakmakla yü-kümlü olduğu kişilerden aylık 53 TL prim ödeme gücü olma-yanlar veya bu primi ödeyemeyeceğini düşünenler gelir testi yaptırmalıdır. Gelir testi sonucu hanede kişi başına düşen top-lam geliri asgari üretin üçte birinden az olduğu tespit edilen (2017 yılı için 592,5 TL) kişilerin genel sağlık sigortasından fay-dalanması için gerekli olan prim ödemesi devlet tarafından ya-pılmaktadır.

Gelir Testi Nasıl Yaptırılır?Sosyal güvencesi olmadığı kurumca tespit edilen kişilere Genel Sağlık Sigortası kapsamında tebligat gönderilmektedir. Teb-ligat gönderiminden sonra 1 ay içerisinde gelir testi yaptırıl-ması gereken kişiler ikametlerinin bulunduğu yerdeki iller için valiliklerde, ilçeler için ise kaymakamlıklarda yer alan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat ederek ge-lir testi yaptırmaları gerekmektedir.

1 Çalışanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler: Sigortalının eşi. 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın malul olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklar. Geçiminin ge-nel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı SGK tarafından belirlenen kriterlere göre tespit edilen anne ve babası.

2 Bakanlar Kurulu isterse bu yüzde 3’lük oranı yüzde 12’ye kadar artırabilecek. Şu anda aylık GSS

primi yüzde 12 üzerinden hesaplanmaktadır.

İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi24

ÇALIŞAN TEMSİLCİSİNASIL BELİRLENİR?

ÇALIŞAN TEMSİLCİSİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI

İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalara katılma, çalışma-ları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili çalışan-dır.6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 20. maddesi kap-samında kamu kurumları dâhil olmak üzere bütün işyerlerinin çalışan temsilcisi görevlendirme yükümlülüğü bulunmaktadır. İşyerinde çalışan temsilcileri, çalışanlar arasında yapılacak se-çimle veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla be-lirlenmektedir.

Çalışan Temsilcisi Belirlenmesinde İşverenin Yükümlülüğü Nedir?

Çalışan sayısı, o işyerinde çalışan işçilerile memurların toplamıdır.

Buna göre bir işyerinde çalışan sayısı;* 2 ile 50 arasında ise 1,* 51 ile 100 arasında ise 2,* 101 ile 500 arasında ise 3,* 501 ile 1000 arasında ise 4,* 1001 ile 2000 arasında ise 5,* 2001 ve üzerinde ise 6 çalışan temsilcisi seçilir.

Çalışan Temsilcisi Kimdir? İşyerinde Çalışan TemsilcisiSayısı Kaç Olmalıdır?

Çalışan Temsilcisi Nasıl Belirlenir?İşyerinde yetkili sendika bulunmaması halinde; Çalışanlar arasından çalışan temsilcisinin seçimle belirlen-mesi esastır.Seçim, vardiyalı çalışanlarında oy kullanmasına imkan vere-cek şekilde ve gizli oy ile işyerindeki çalışanların en az ya-rıdan bir fazlasının katılacağı bir oylamayla yapılır. En fazla oy alan aday veya adaylar çalışan temsilcisi veya temsilcileri olarak ilân edilir.

İşyerinde yetkili sendika bulunması halinde; 1- İşyerinde tek bir (memur veya işçi sendikalarından biri) yetkili sendika bulunması halinde, işyeri sendika temsilcileri çalışan temsilcisi olarak görevlendirilir.2- İşyerinde farklı statü hukukuna tabi (Memur-Sözleşme-li Personel-İşçi) çalışanların üye olduğu birden fazla yetkili sendika bulunması halinde;

• Çalışan sayısına göre bir çalışan temsilcisi görevlendi-rilecekse (yani çalışan sayısı 2 ile 50 arasında ise) en çok üyeye sahip yetkili sendika temsilcisi çalışan temsilcisi olarak atanır.

• Çalışan sayısına göre birden fazla çalışan temsilcisi görevlendirilecekse aşağıdaki gibi hesaplanarak çalışan temsilcisi görevlendirilir.

B Sendikası (Memur) 4688 sayılı Kanuna göre yetkili) çalışan temsilci sayısı için;(900/2000) * 5 = 2,25 ≈ 2 Çalışan Temsilcisi

* Çalışan temsilci veya temsilcilerinin seçimi sonucunda, yapılan se-çimi hangi adayın ne kadar oyla kazandığı ile ilgili bir tutanak dü-zenlenir. Tutanağın işveren veya vekili ve seçimde görevlendirilen çalışanlar tarafından imzalanması zorunludur.

Çalışan temsilci sayısı tebliğde belirtilmiştir buna göre;Örneğin bir işyerinde;• İşçi statüsünde çalışanların sayısı: 1100

• Memur statüsünde çalışanların sayısı: 900

Toplamda çalışan sayısı: 2000 Yetkili sendika sayısı: 2 ise;

Görevlendirilecek çalışan temsilcisi sayısı tebliğ gereği 5’tir.

Bu bilgilere göre toplam çalışan temsilcilerinin kaçının işçi ve kaçının memur olacağınınhesaplanması aşağıda belirtildiği gibidir.

A= Memur statüsünde çalışanların sayısıB= Toplam çalışan sayısıC= Görevlendirilecek çalışan temsilcisi sayısı Çalışan temsilcisi sayısı =( A / B) * C ‘dir

A Sendikası (İşçi)(6356 sayılı Kanuna göre yetkili) çalışan temsilci sayısı için;(1100/2000) * 5 = 2,75 ≈ 3 Çalışan Temsilcisi

A= İşçi statüsünde çalışanların sayısıB= Toplam çalışan sayısıC= Görevlendirilecek çalışan temsilcisi sayısı Çalışan temsilcisi sayısı = (A / B) *C ‘dir

İşveren;* Çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla yeterli sayıda çalışan temsilcisini görevlen-dirir.

* Çalışan temsilcisinin veya temsilcilerinin görevlerini yerine getire-bilmeleri için gerekli imkânları sağlar.

* İşyerinde yetkili sendika veya sendikalar bulunması halinde işyeri sendika temsilcisini çalışan temsilcisi olarak görevlendirir.

* Çalışan temsilcisinin seçilmesi veya atanması ile ilgili gerekli tüm iş ve işlemler işveren tarafından yerine getirilir ve sonuçlar işyerinde ilân edilir.

İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 25

ÇALIŞAN TEMSİLCİSİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARIBaş çalışan temsilcisi nasıl belirlenir ?Birden fazla çalışan temsilcisinin bulunması durumunda baş temsilci, çalışan temsilcileri arasında yapılacak seçimle belirle-nir. Oyların eşitliği durumunda, baş temsilci kura yöntemiyle belirlenir.

Yasal dayanakÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 29 Ağus-tos 2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ ÇALIŞAN TEMSİLCİSİNİN NİTELİKLERİ VE SEÇİLME USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN TEBLİĞ” ile çalışan temsilcisinin nitelikleri ve se-çilme usul ve esasları belirlenmiştir.

Çalışan Temsilcisinin Yetki ve Yükümlülükleri Nelerdir?

1) Çalışan temsilcisi; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmala-ra katılma, çalışmaları izleme, tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için tedbir alın-masını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalı-şanları temsil etmeye yetkilidir.

2) Görevini yürütmesi nedeniyle, çalışan temsilcisinin hakları kısıtlanamaz.

3) Çalışan temsilcisi görevi gereği işverenin veya işyerinin mes-leki sırları ile gördüğü, öğrendiği hususları ve çalışanlara ait özel bilgileri gizli tutmakla yükümlüdür.

İş Cinayetlerinde Ölen İşçilerin Yüzde 98’i Sendikasız! İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi 2017 yı-

lında en az 2006 işçinin iş cinayetleri nedeni ile yaşamını yitirdiğini açıkladı. Son 15 yılda yaklaşık 20 bin 500 işçi yaşamını yitirirken iş cinayetleri, olağanüstü hal rejimi altında bu sayı rekor seviyeye ulaştı. Güvencesiz, es-nek ve kuralsız çalışma koşullarının daha da ağırlaşmasının işçi sağlığı ve iş güvenliğine doğrudan olumsuz etkisinin altı çizildi.

2017’de yaşanan iş cinayetlerinin başka bir çarpıcı yanı ise iş cinayetlerinde ölen işçile-rin neredeyse hepsinin sendikasız olması. Esnek ve kuralsız çalışmanın hakim olduğu ve iş güvencesinden mahrum işyerlerinde yaşanan iş cinayetlerinde ölen işçilerin yüz-de 98’i sendikasızdı. En fazla iş cinayetinin yaşandığı inşaat, tarım ve taşımacılık gibi

sektörler aynı zamanda sendikal örgüt-lülüğün de en düşük olduğu sektörlerin başında geliyor. Örneğin sendikalaşmanın en düşük olduğu işkolu yüzde 2,9 ile inşa-at. Oysa işçi sağlığı ve iş güvenliği alanı da işyerindeki diğer alanlar gibi etkin müda-hale ve mücadelenin ancak toplu sözleş-me yoluyla gerçekleşebileceği bir alan.

İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin çok büyük bir kısmı taşeron başta olmak üzere güvencesiz şekilde istihdam edili-yor. İşgücü piyasasında ucuz ve örgütsüz emek yaygınlaştıkça iş cinayetleri de ar-tıyor. Rakamlar bir kez daha gösterdi ki iş cinayetlerini önlemek için atılacak temel adımların en önemlilerinden biri örgütlen-me ve sendikal mücadeledir.

Örgütsüzlük Öldürüyor:

“Esnek ve kuralsız çalışmanın hakim olduğu ve iş güvencesinden mahrum işyerlerinde yaşanan iş cinayetleri Ocak ayından bu yana 1800’ü aşkın işçinin canını aldı.”

DİSK’TEN HABERLERKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi26

DİSK-AR’ın işsizliğin azaltılması ve istihdamda kalıcı ve güvenceli artış sağlanması için önerileri ise şöyle sıralandı:

• İş başında eğitim adı altında çırak, stajyer, kursiyerlerin ve bursiyerlerin ucuz işgücü deposu olarak kullanılması uygulamasına son verilmelidir. • “Herkesin çalışması için, herkesin daha az çalışması” ilkesi doğrultusunda haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir. • Uluslararası çalışma normları doğrultu-sunda herkese en az bir ay ücretli yıllık izin hakkı tanınmalıdır.

• İstihdam artışlarında kamunun payı dikkate değerdir. Kamu istihdamının ar-tırılması, kamuda eğreti ve güvencesiz çalışma biçimleri yerine, kadrolu ve gü-venceli istihdam artışının sağlanması ya-şamsal önemdedir. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde ye-niden ele alınmalı ve kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.• Güvencesiz çalışma biçimlerine son veril-meli, tüm taşeron işçilere kadro verilmeli-dir. Kamu taşeron işçileri kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır. • Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “in-sana yaraşır iş” yaklaşımı temelinde herke-se güvenceli ve nitelikli işler sağlanmalıdır.• Kiralık işçilik yasası (6715) Anayasa Mah-kemesi tarafından iptal edilmelidir.

• Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanımı güvence altına alınmalı, sendikal barajlar kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını öz-gürce kullanabilmesi için gerekli yasal dü-zenlemeler yapılmalıdır.•Toplum yararına çalışma programları kapsamında çalıştırılanlar daimî işçi statü-süne geçirilmelidir. • İşsizlik Sigortası Fonunun amaç dışı kulla-nımına son verilmelidir.• Kadın istihdamının artırılması ve işsizliği-nin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken ni-telikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmet-lerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır.

DİSK Araştırma Dairesi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 15 Aralık 2017 günü açıkladığı Eylül 2017 dönemi Hanehalkı İşgücü Araş-tırmasını değerlendirdi.

İşsizlik raporu değerlendirme baş-lıklarında, geniş tanımlı işsizliğin yüzde 17,2, geniş tanımlı işsiz sayısı-nın 5 milyon 900 bin, genç isşizliğin yüzde 20, genç kadın işsizliğin yüzde 26,7’ye yükseldiği, ne eğitimde ne istihdamda olanların oranının ise yüzde 26 olduğu ve en çok da iş gü-venliği, sosyal hizmet ve gazetecilik mezunlarının işsiz kaldığı yer aldı.

DİSK, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafın-dan açıklanan yeni asgari ücrete ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada; 2018 yılı asgari ücretinin işçi tarafının öneri-leri dikkate alınmadan hükümet ve işveren çoğunluğu ta-rafından 199 TL artışla 1603 TL olarak belirlendiğini ancak bunun TÜİK tarafından hesaplanan ve komisyona sunu-lan bir işçinin asgari geçim tutarı olan 1883 TL’nin dahi çok altında kaldığı vurgulandı.

Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç işverenlerin ödeyeceği asgari ücretin 1451 TL olduğunun belirtildiği DİSK açık-lamasında, asgari ücretlinin eline geçecek 1603 TL’nin 152 TL’sinin ise devlet tarafından ödeneceği tespitinde bulunuldu.

Ülke ekonomisinin yüzde 11 büyüdüğünün iddia edildiği koşullarda asgari ücrete enflasyon + büyüme kadar zam yapılması durumunda asgari ücretin en az 2 bin 300 TL ol-ması gerektiği ancak açıklanan yeni asgari ücretle milyon-larca asgari ücretlinin ve ailelerinin bir yıl daha açlık sınırı-nın altında yaşamaya mahkûm edildiği saptaması yapıldı.

• Asgari ücret geçim ücreti olmalıdır!• Asgari ücret büyümeden pay almalıdır!• Asgari ücret saptanırken işçi ve ailesi birlikte dikkate alınmalıdır!

Asgari Ücret Yine Geçim Ücreti Olmadı!

DİSK’TEN HABERLERKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 27

Belediye İşçilerinin Sesi Olduk

Grevlerimiz Yasaklandı Ama Vazgeçmedik

İşten Atılmalara Karşı Direndik

Özelleştirmeye Karşı Durduk, Haklarımızı Savunduk

2017 YILINDA ÖNE ÇIKAN EYLEMLER

On Binlerce Belediye İşçisi Alanlara İndi İzmir'de’ Ankara’da, İstanbul’da, Mersin’de, Adana’da, Trakya’da, Balıkesir’de, Hatay’da ve daha birçok yerde on binlerce belediye işçisi iş bıraktı

Genel-İş üyesi belediye işçileri hükümetin kadro açıklamasına tepki göstererek ayrım-sız, şartsız, koşulsuz kadro istedi.

Şişli Belediyesi İşçileri İş Bıraktı

Şişli halkına yıllardır bele-diye hizmeti veren, kamu hizmeti götüren Genel-İş sendikasına üye Kent-Yol işçileri işsiz kalma tehli-kesine karşı iş bıraktı.

İzmir’de Belediye İşçileri İş Bıraktı

İzmir Büyükşehir Bele-diyesi’nde çalışan Ge-nel İş üyesi işçiler, işten atılan arkadaşlarının işe geri alınması için yarım gün iş bıraktı.

Ege Üniversitesi’nde İşten Atmalara Karşı Eylem

Ege Üniversitesi’nin 57 işçiyi işten çıkarma kararına karşı eylem yapmak isteyen Ge-nel-İş İzmir 7 No’lu şube yö-neticileri ve çalışan işçiler üni-versite girişinde eylem yaptı.

Şişecam İşçilerinin Grevi Yasaklandı

Cam işçilerinin 24 Mayıs’ta başlayacakları grev, ‘Milli güvenliği bozucu’ olduğu gerekçesiyle “ertelendi”.Kırklareli Paşabahçe cam fabrikasında işten atılan 90 işçinin direnişi kazanımla sonuçlandı.

Form Mukavva İşçisi Greve

Çıktı

Düşük ücret ve ikramiye teklifini kabul etmeyen işçiler 24 Ma-yıs’ta greve çıktı.

13 Fabrikada 2200 Metal İşçisi Greve

Çıktı

EMİS üyesi pat-ronlara ait 13 fabrikada 2 bin 200 metal işçisi greve çıktı.

Akbank’ta alınan grev kararı “ertelendi”,

“grev kararının eko-nomik ve finansal is-tikrarı bozucu” olarak görülüp, grev hakkın-da haber yapma yasa-ğı getirildi.

Mefar İlaç İşçilerinin Grevi

Yasaklandı

Mefar ilaç fabri-kasında yapılacak grev “genel sağlı-ğı bozucu nitelik-te” olduğu iddia-sıyla “ertelendi”.

Real Market İşçileri Ankara’da Haklarını İstedi

İstanbul, Kocaeli ve Konya ma-ğazalarında işsiz kalan Real Market işçileri, Ankara’daki mağazalarda işsiz kalan işçiler ve aileleriyle birlikte Ankara Çayyolu Beğendik mağazası önünde eylem yaptı

Zonguldak, Özelleştirmeye Karşı

Ayağa Kalktı

Zonguldaklılar özelleş-tirmeye karşı maden-cilerle tek vücut oldu. Binlerce işçinin katıldığı mitingde, özelleştirme-ye izin verilmeyeceği haykırıldı.

Saya İşçilerinin Direnişi Kazanımla Sonuçlandı

Adana’da ücretlerin artı-rılmasını ve artan çalışma sürelerinin düşmesini is-teyen saya işçileri pek çok yerde iş bıraktı. 2 hafta bo-yunca süren eylemler pek çok ile yayıldı ve kazanım-la sonuçlandı.

TÜPRAŞ İşçileri Yarım Gün İş Bıraktı

TÜPRAŞ’ta düşük zam ve esnek çalışma dayatmasına karşı daha önce 2 saatlik iş bırakma eylemi yapan işçi-ler, uyarıların dikkate alın-maması üzerine 4 saatlik iş bırakma eylemi yaptı.

PETKİM İşçileri Direnişe Başladı

SOCAR’ın Star Ra-finerisi’nde çalışan işçileri PETKİM bün-yesine almak iste-mesine karşı PETKİM ve Star işçileri fabri-ka önünde direnişe başladı.

Skyland Şantiyesinde İşçiler

Yeniden İş Bıraktı

26 işçi fazla mesai üc-retlerini ve kötü çalış-ma koşullarını protes-to ederek iş bıraktı.

İşçi Kıyımı Yaşanan Posco Assan’da İşçiler Eylem Yaptı

Kocaeli’deki Posco Assan’ın işvereni sen-dikaya üye oldukları için 50 işçiyi işten attı. Üretimi durduran işçiler fabrika önünde eylem yaptı. Yetki belgesinin geciktiril-mesi üzerine İzmit’ten Ankara’ya yürüyen işçilere polis saldırdı. 30 işçi ile Birleşik Metal-İş yöneticileri gözaltına aldı.

İşten Atılan BEDA İşçileri Eylem Yaptı

Ödenmeyen alacakları ile ilgili BEDA Enerji’ye dava açtıkları için işten atılan 8 işçi BEDA Genel Merkezi önünde oturma eylemi yaptı.

Diam Stand İşçileri Sendikayı Kabul Ettirdi

Diam Stand işçilerinin di-renişi işverene geri adım attırdı. 15 işçinin işten atıl-masıyla başlayan direniş üzerine işveren, sendikal örgütlülüğü kabul etmek zorunda kaldı.

Mutlu Akü İşçileri Greve

ÇıktıMutlu Akü işçileri, toplu iş sözleşme-si görüşmelerinde anlaşma sağlama-ması üzerine gre-ve çıktı.

Akbank’ta Grev Yasaklandı

2016’da meydana gelen darbe girişimi ve OHAL’in ardından işçilerin eylemi yarı yarıya azalırken 2017 yılında işçi eylemleri tekrar yükselişe geçti. KHK’lar ile işten atılmalara karşı ve taşeron şirket işçilerinin kadro talebine ilişkin yapılan eylemler başta olmak üzere, toplu iş sözleşmesi ile sendikal hak ve özgürlükler için yapılan eylemler 2017 yılında artarak devam etti. İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs tüm baskı ve engellemelere rağmen coşkuyla kutlandı. Sendikamız özellikle OHAL’den sonra bir yandan ihraç edilen üyelerimizin işlerine geri dönmesi için çeşitli eylem ve toplan-tılar yaparken bir yandan da taşeron şirket işçilerinin ve belediye şirketlerinde çalışan işçilerin kadro talebini bir çok ilde yaptığı eylemlerle ortaya koydu.

KÜLTÜR-SANATKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi28

100.YILINDAEKİM DEVRİMİ:Başka Bir Dünya Mümkün

Ekim Devrimi’nin hemen ardından bütün fabrikalar, büyük topraklar ve bankalar işçi ve köylülerin ortak mülkü ilan edilmiş, ayrıca ortak mülklerin yönetimi ve deneti-mi de halka verilmiştir.

60’tan fazla ulus ve ulusal topluluğun bu-lunduğu ve 130 dilin konuşulduğu Sovyet-ler Birliği işçi ve emekçilere geniş kazanım-lar sağlamıştır. Devrim öncesi 10-12 saati bulan çalışma saatleri, 7 saate düşürülmüş-tür. Çalışma koşullarının ağır olduğu bir dizi sanayi dalında ise 6.5 ve hatta yer yer 4 saatlik iş günü uygulanmıştır. Yüz yıl önce yılda en az 1 ay dinlenme hakkı elde eden işçiler için yıllık izinlerini kullanabileceği ta-til evleri yapılmıştır. İşçi ücretlerinde büyük bir artış yaşanırken, işçilerin sendikası ya da meslek grubunun kararı olmaksızın işten çı-karılması olanaksızlaştırılmıştır. İşçilere ula-şımın ücretsiz olduğu Sovyetlerde, sağlık ve eğitim de tüm topluma ücretsiz sağlanan haklar olmuştur.

Çarlık Rusyası’nın yıkılıp Sov-yetler Birliği’nin kurulması ile sonuçlanan 1917 Ekim Devri-mi 100 yaşında. Bu tarih, işçi ve emekçilerin, ilk defa kapi-talizmin yani patronların ve toprak ağalarının egemenliği-ni yıkarak bir işçi devleti kur-malarının tarihidir. Bu açıdan Ekim Devrimi kuşkusuz işçi sı-nıfının tarih sahnesine çıktığı en önemli olaydır.

Ekim Devrimi kadın hakları bakımından da çok köklü kazanımlar sağlamıştır. Dev-rimden hemen sonra kadın erkek eşitliği ilan edilirken kadını eve bağlayan çocuk bakımı, ev işleri gibi bakım hizmetlerinin toplumsallaştırılması konusunda büyük adımlar atılmıştır. Kurulan büyük yemek-haneler, çamaşırhaneler ve kreşlerle bakım işleri kadın işi olmaktan çıkarılmıştır. Kadın-lar kitleler halinde çalışma yaşamına girmiş ve meslek öğrenmiştir. Kadın işi-erkek işi ayrımının ortadan kaldırılması konusunda büyük adımlar atılırken çalışma yaşamında tam anlamıyla eşitlik sağlanmıştır. Kadınlar ve erkeklerin eşit ücret almaları sağlanmış, doğum izni, süt izni ve kadınların çalışma hayatına katılımlarını artırıcı önlemler açı-sından tarihin en ileri adımlarını oluştur-muştur.

Ekim Devrimi’nin etkileri yalnızca Sovyetler ile sınırlı kalmamıştır. Sosyalizm tehdidine karşı birçok kapitalist ülke “refah devleti”

uygulamaları adı altında yurttaşlarına çeşit-li ekonomik, sosyal ve siyasal haklar vermek zorunda kalmıştır.

1991’de çökene kadar dünya işçilerinin çalış-ma ve yaşam koşullarına olumlu etki yapan ve bir başka dünyanın mümkün olduğunu gösteren Sovyetler Birliği işçi sınıfı tarihin-de özgün bir tecrübe olarak daima hatırla-nacaktır. Sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum düşüncesinden yola çıkan Ekim Devrimi ve Sovyetlerle vücut bulan işçi devleti modeli-nin sona ermesi dünya işçi sınıfını ve halkla-rı büyük sorunların içine itmiştir.

Eski dünyanın güçlerini bozguna uğratarak yeni bir dünyayı kuran Ekim Devrimi’nin emekçiler açısından en büyük kazanımı; başka bir dünyanın yaratılabileceği, tari-hin hep aynı çizgide gitmeyeceğini ve ama muhakkak mücadele ederek değiştirilebi-leceğini göstermesidir. Gün gelecek dünya işçileri köhne düzenleri yıkarak yepyeni bir dünyayı kuracaklardır.

FİLM: İki Gün ve Bir GeceVizyon tarihi: 26 Aralık 2014 (1s 35dk)Yönetmen: Jean-Pierre Dardenne, Luc DardenneOyuncular: Marion Cotillard, Fabrizio Rongione, Catherine Salée

Film, kapitalizmi ve buna karşı duramayan etik değerleri sorguluyor. Arka planda uzak Asya’da ucuz işgücü ile rekabet,

insanların tüketim çarkının parçası haline gelmesini görüyoruz.

KÜLTÜR-SANATKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 29

Son yıllarda bir yandan ülkelerin ekono-mileri giderek çöküp, emekçilerin reel ücretlerinde ciddi kayıplar yaşanır, işsizlik giderek yükselirken diğer yandan ABD’den çıkıp, Türkiye de dahil hemen hemen tüm ülkelere yayılan bir alışveriş çılgınlığı büyü-yor. “Black Friday” (Kara Cuma) adıyla bir yenisini gördüğümüz bu çılgınlık piyasala-rı hareketlendirmeyi amaçlıyor aslında. Ka-pitalizmin tüketim çılgınlığının simgesine dönüşen Kara Cuma, bu yıl 25 Kasım’daydı ve yalnızca ABD’de 115 milyon insanın ma-ğazalara gittiği bu güne Türkiye’de de pek çok mağaza ve internet sitesi katıldı. İn-

dirimler ürün satışlarını patlattı, ekonomi canlandı. Peki bu alışveriş çılgınlığı aslında kime yaradı?

Bir yandan borçlanma oranı giderek artan, reel ücretleri sürekli düşen ya da işsizlikle boğuşan kitleler var. Bugün 3 milyar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor ve en te-mel insani ihtiyaçlarını dahi karşılayama-yacak durumdayken bu tüketim çılgınlığı elbette ki emekçilerin ihtiyaçlarını daha ucuza karşılaması için icat olmadı. Tüke-tim çılgınlığı bu sistemde üretimin insan ihtiyaçlarının karşılanması için değil kar için yapıldığını göstermesi bakımından

oldukça çarpıcı. Çünkü hiçbir gerçek ihti-yaca denk düşmeyen ama büyük reklâm kampanyalarıyla ihtiyaçmış gibi algılatılan bir sürü ürün ve borçluyken daha da borç batağına saplanan emekçiler var.

Bu alışveriş çılgınlığının görünmeyen baş-ka bir yanı ise bugüne mal yetiştirebilmek için ya da mağazalardaki yoğunluğu kaldı-rabilmek için uzun ve yorucu mesailer har-cayan, siparişleri yetiştirmek için ölümüne ve kimi yerlerde zorla çalıştırılan ve pek çok firmanın doğru dürüst mesai ücreti dahi ödemediği işçiler var. Alışveriş çılgın-lığı nereden bakarsak bakalım emekçi için değilken bu çarkta emekçi işçi müşteri de olsa bu “çılgınlık”ın nesnesi ve sömürüleni oluyor ancak.

“Black Friday”Alışveriş Çılgınlığı:

Tüketim çılgınlığı bu sistemde üretimin insan ihtiyaçlarının karşılanması için değil kar için yapıldığını göstermesi bakımından oldukça çarpıcı.

Hangisini tercih ederdiniz? İş arkadaşınızın atılmasını mı ? İkramiyenizden olmayı mı?Film, Belçika’da küçük bir işletmede çalı-şan işçilerin bu ikilemini anlatıyor.

Filmin başkarakteri bir kadın işçi. Depres-yona girmesi nedeniyle bir süre işten uzak kalan Sandra, işe döndüğünde artık ken-disine ihtiyaç kalmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kalır. Çünkü iş, biraz fazla mesai ile kalan işçilerle yürümektedir. İşletme sahibi çalışanlara bir oylama yaptırır. Sandra’nın

çalışmaya devam etmesine karşılık işçilere verilecek 1000 avroluk ikramiyenin kaldırıl-ması oylanır. Sandra, oylamada kaybeder. Bir kadın işçi, işvereni oylamayı yeniden yapmaya ikna eder. Sandra’nın önünde ça-lışanları ikna etmek için bir hafta sonu var-dır. Sandra bütün iş arkadaşlarının evlerini ziyaret eder. Sonuç alabilecek midir?

Film, kapitalizmi ve buna karşı duramayan etik değerleri sorguluyor. Arka planda uzak Asya’da ucuz işgücü ile rekabet içindeki in-

sanların tüketim çarkının parçası haline gelmesini görüyoruz. İşyerinde çalışan göçmen işçilerin diğerlerine göre farklı tepkileri dikkat çekiyor.

Sandra rolündeki Marillon Cotillard çok inandırıcı ve başarılı bir oyunculuk ser-giliyor. Filmin sonunu söylemeyeceğiz elbette. Ama filmi seyredip bitirdiğiniz-de kendinizi umutlu ve mutlu hissede-ceksiniz. İzlemenizi öneririz.

Her Şey Sermaye İçin!

SOSYAL MEDYAKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi30

SOSYAL MEDYADA GENEL-İŞ

SOSYAL MEDYAKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 31

DİSKGenelis /genel_is /DİSK_Genel_is

DÜNYA EMEK HAREKETİKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi32

2017 Yılında İşçilere Yönelik Baskı ve Şiddet Arttı Ama

İşçi Sınıfı Dünyanın Her YerindeDirendiUluslararası Sendikalar Konfede-rasyonu (ITUC) her yıl işçi hakları ile ilgili bir endeks hazırlıyor. Küresel Haklar Endeksi, uluslararası tanın-mış temel çalışma standartlarını, özellikle vatandaşlık haklarını, top-lu pazarlık hakkını, grev hakkını, öz-gürce örgütlenme ve yasal haklara erişimi temel alıyor. 97 gösterge kul-lanılarak 139 ülkeden alınan veriler, ne yazık ki, 2017 yılında dünyanın işçi hakları konusunda ileriye gitme-diğini gösteriyor.

2017’DE İŞÇİ HAKLARI KONUSUNDA EN KÖTÜ10 ÜLKE:

BangladeşKolombiya,Mısır,Guatemala,Kazakistan,Filipinler,Katar,Güney Kore,Türkiye,Birleşik Arap Emirlikleri

* 84 ülkede iş kanunu dışında tutulan işçi grupları mevcut.

* Ülkelerin dörtte birinden fazlasında grev hakkı ya hiç yok ya da belli bir grup işçi tarafından kullanılabilmekte.

* Ülkelerin dörtte üçünden fazlasında toplu pazarlık hakkı ya hiç yok ya da sınırlı. * 50 ülke ifade özgürlüğünü ve top-lanma özgürlüğünü tanımamakta ya da sınırlandırmakta.

* İşçilerin fiziksel şiddet ve tehdide maruz kaldığı ülke sayısı önceki yıla göre yüzde 10 artarak 59 ülkeye çıktı.

* 51 ülkede, sendika üyelerine yönelik saldırılar belgelendi.

Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Guatemala, Honduras, İtalya, Moritanya, Meksika, Peru, Filipinler ve Venezuela olmak üzere 11 ülkede sendikacılar katledildi.

İşçilerin maruz kaldığı muamele konusunda Orta Doğu ve Kuzey Afrika, “Kafala” (kefil-lik) sistemi ile milyonlarca kişiyi köleleştiren Körfez bölgesiyle birlikte bir kez daha en kötü bölgeler oldular. Suudi Arabistan’da temel işçi hakları hala tanınmıyor. Irak, Libya, Suriye ve Yemen gibi ülkelerdeki çatışmalar ve huku-kun üstünlüğünün yok sayılması, işçilerin işçi hakları konusunda hiçbir garantisi olmadığı anlamına geliyor. Çatışmalardan zarar gören Yemen’de 650 bin kamu çalışanının, uzun süre ücretleri ödenmediği tespit edildi. Filistin’in işgalinin devam etmesi, oradaki işçilerin hak-larından ve insan onuruna yakışır bir iş bulma şanslarından mahrum edilmesi anlamına da gelmektedir.

Koşulların kötüleştiği Afrika; Benin, Ni-jerya ve Zimbabve ile birlikte, meşru grev faaliyetinde bulunan işçileri işten uzaklaş-tırmak ya da atmak gibi eylemleri nede-niyle en kötü performans gösteren ülkeler arasında.

Güney Kore’de, Kore Sendikalar Konfederas-yonu Başkanı Han Sang-gyun, “mum ışığı dev-rimleri” boyunca, şimdi görevden alınmış olan Park hükümetinin işçi karşıtı çalışma yasalarını geçirmesini önlemek için halk gösterileri ör-gütlediği gerekçesi ile 2015 yılından beri ha-piste tutuluyor.

Kazakistan’da sendika liderleri, sadece grev çağrısı yaptıkları için tutuklandılar. Filipin-ler’de Başkan Duterte yönetiminde üretilen şiddet ve cezasızlık ortamının işçi hakları üze-rinde derin etkileri oldu.

Çalışma koşulları, Arjantin, Brezilya, Ekva-dor ve Myanmar gibi ülkelerde de kötüleşti.

Arjantin’de devlet ve özel güvenlik güçleri ta-rafından uygulanan şiddet ve baskının keskin bir şekilde arttığı görüldü; daha iyi ücret ve çalışma şartları için iş durdurma eylemi yapan 80 işçi yaralandı. 2016 Olimpiyat Oyunları’nın Brezilya’da olması, emek sömürüsünde belir-gin bir artışın yaşanmasına neden oldu ve ge-çen sene, Brezilya’daki yeni hükümetin çalışma

yasasını parçalaması çalışma standartlarında keskin bir düşüşe neden oldu. Ekvador’da sendika liderleri düşüncelerini ifade etmekten alıkoyuldu ve ofisleri hükümet tarafından yağ-malandı ve işgal edildi. Myanmar’da hazır gi-yim sektöründeki uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve kötü çalışma koşulları gibi problem-ler devam ediyor ve çalışma yasasındaki ciddi kusurlar, sendikaların bunları kayıt altına alma-sını oldukça zor hale getiriyor.

Avrupa sendikaları, seçkinler ve sağ kanat mu-halifler tarafından, yanlış bir şekilde ekonomik rekabetin ve gelişmenin önünde bir engel ola-rak değerlendirilmiştir. Son yıllarda sıklıkla, bu lobi faaliyetleri, yasal korumalara rağmen, bazı kısıtlamalara neden oldu ve sendikaların ka-pasitesini zayıflattı. İngiltere’de bir dönemin en kötü sendika karşıtı yasası Parlamento’dan geçti fakat TUC’un etkili sendikal kampanya-sı sayesinde en kötü bazı maddeler yasadan çıkarıldı.

İfade ve örgütlenme özgürlüğü 2017 yılın-da 50 ülkede ihlal edildi.

DÜNYA EMEK HAREKETİKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 33

Genel grev çağrısını Yunanistan’ın en büyük sendikalarından olan özel sektörden GSEE ve kamu sektöründen ADEDY yaptı. 2018-19 döne-mi için hükümetin gündeminde bulunan kemer sıkma planlarına karşı çıkılan grevde sendikalar, uzun süredir yerinde sayan ücretlere zam istedi.

14 Aralık’ta İspanya’nın iki büyük sendi-ka konfederasyonu CCOO ve UGT, kriz süresince kamuda yaşanan hak kayıp-larına karşı Madrid’de yürüyüş düzen-ledi. Üst kuruluşumuz EPSU da İspan-yol sendikalarla dayanışma gösterdi.

İspanya’da 2010 yılından bu yana kamu sektöründe 350 bin kişilik istih-dam azalması yaşandı. Mevcut çalışan-

Yunanistan İşçi Sınıfı Genel Greve Çıktı

İspanya Sendikaları Hakları İçin Yürüdü

14 Aralık’ta Atina’da 24 saat süreyle genel grev yapıldı.

İşsizliğin yüzde 20’nin üzerinde olduğu, yoksulluğun ise artmaya devam ettiği Yunanistan’da, 14 Aralık günü ülke ça-pında birçok hizmet durdu. Hastaneler sadece acil vakaları kabul etti, toplu ta-şıma sınırlı çalıştı, havayolu seferlerin-de aksamalar yaşandı.

Bunun yanında kamu hizmetlerindeki personel açığını kapatmak için güven-celi istihdam yaratılmasını talep ettiler. Sendika konfederasyonları grev hakla-rının kısıtlanmasının da önüne geçmeyi istiyor.

ların ise alım gücü yüzde 13 oranında düşüş gösterdi. Eğitim olanakları, doğum izni veya eşitlik konularında da hak kayıpları oldu. Krizin üzerinden neredeyse 10 yıl geçerken İspanya kamu sektörü işçileri “Artık yeter!” diyor.

Sendikaların talebi ise kamu yönetiminin her düzeyinde gerçek anlamda bir toplu pazarlık yürütebilmek, geçici çalışmanın da yüzde 8 oranına düşürülmesi ve ücretlerin artırılması.

İspanya kamu sektörü işçileri “Artık yeter!” diyor.

Küresel Baskılara Karşı Küresel DirenişKüresel düzeyde artan işsizlik, büyüyen kayıt dışı çalışma, derinleşen güvencesizlik koşulla-rına ve sendikal haklara yönelik artan saldırı-lara karşı işçi sınıfı da mücadeleden geri dur-madı. Çok sayıda grev ve eylem gerçekleşti, mücadele ve hak kazanımları haberleri de yıl boyunca geldi.

Bunlardan bazıları şöyle: Kore’de 4 bin metal işçisi, Meksika’da 1000 işçinin katıldığı büyük eylemler oldu. Şili’de 42 gün süren bir grev

yapıldı. Güney Afrika’da ülke çapında grev gerçekleşti. Kanada metal işçileri sürdürdük-leri mücadeleden zaferle çıktı. Brezilya’da çeşitli eylemler düzenlendi. Bangladeş’te uzun soluklu bir işçi mücadelesine tanık olduk. Hindistan’da 1 milyona yakın banka çalışanı iş bıraktı. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Avrupa çapında ücret artışı kampanya-sı yürüttü.

Hindistan’da 63 bin kişilik bir örgütlenme ger-

çekleşti. Filipinler’de doğum hakları, Sahra-altı Afrika ve Kuzey Afrika’da ise kadınların temsiliyeti ve katılımı konusunda ilerlemeler kaydedildi. Fransız işçilerine “çevrim dışı olma hakkı” getiren yasa yürürlüğe girdi. İzlan-da’da kadın işçiye, erkek işçiden düşük ücret ödenmesi yasaklandı.

2017 yılı itibariyle 2000 yılından beri en az 835 yeniden belediyeleştirme örneği yaşandı. Bu sürece 45 ülkedeki 1600’den fazla belediye dahil oldu.

1) Düzensiz Hak İhlalleri: Almanya ve Uruguay dâhil 12 ülke

2) Tekrar Eden Hak İhlalleri: Japonya ve Güney Afrika dâhil 21 ülke

3) Düzenli Hak İhlalleri: Şili ve Polonya dâhil 26 ülke

4) Sistematik Hak İhlalleri: Paraguay ve Zambiya dâhil 34 ülke

5) Hakların Güvence Altında Olmadığı Ülkeler: Mısır, Filipinler ve Türkiye dahil 35 ülke

5+) Hukukun üstünlüğünün ihlali nedeniyle hakların güvence altında olmadığı ülkeler: Burundi, Filistin ve Suriye dâhil 11 ülke.

2017 ITUC Küresel Haklar Endeksine göre ülkelerin durumları

KAYNAK: İlgili rapor: http://www.ituc-csi.org/IMG/pdf/survey_ra_2017_eng-1.pdf (Çeviri: Canan Özcan, Eyüp Özer)

KADINKasım-Aralık 2017 DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi34

Haklı Şiddet Yoktur!2017 yılının ilk 10 ayında; 240 kadın ve kız çocuğu hayatını kaybetti, 77 kadına teca-vüz edildi, 207 kadın tacize uğradı, 286 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunuldu ve 338 kadına şiddet uygulandı. Bunlar sadece bildiklerimizdir ve biliyoruz ki ar-tarak devam eden kadına yönelik şiddet bir tesadüf değil, kapitalist sistemin, er-kek egemen ve feodal yapının yol açtığı, baskıcı ve eşitsiz güç ilişkilerinden doğan toplumsal ve ideolojik bir sorundur.

Şiddet; çeşitli amaçlara ulaşabilmek için insan bedenine ve ruhuna yapılan saldı-rıdır. Erkek egemen toplumlarda ise şiddet; kadınları denetim altında tutmak amacıyla sistematik olarak uygulanmaktadır.

Kadına yönelik şiddet; sadece aile içindeki şiddetle sınırlı olmayan; işyerlerinde, sokakta, televizyonda, kısaca gerek kamu gerekse özel alanda kadınların acı çekmesine neden olabi-lecek ve kadınların özgürlüğünü zorla kısıtla-yan davranışlardır.

Şiddetsiz bir toplum için tüm eşitsizliklerle beraber toplumsal cinsiyet eşitsizliği de or-tadan kaldırılmalıdır.

Her türlü eşitsizlik şiddeti besler. Bu nedenle her türlü eşitsizliğin ortadan kaldırılması ge-rekmektedir. Buna aile içinde var olan cinsi-yete dayalı işbölümü ve bireylerin hiyerarşik konumlanmaları da dahildir.

İşçi sınıfı mücadelesi toplumu sarmalayan ka-ranlığa, şiddete ve sömürüye karşı bir aydın-lanmayı da içinde taşır. Kapitalist sistem içinde

eşitsizliğe, sömürüye, zora, şiddete, baskıya uğrayan işçi sınıfı; emek piyasasında var olan cinsiyete dayalı tabakalaşma ile kadınların çif-te sömürüye tabi olması karşısında bir bütün olarak bununla mücadele etmelidir.

Şiddet sarmalından kurtulmak için bu sarmalın bir bileşeni olan erkek işçiler, bu zincirin halkasını kendisinden başlayarak kırma iradesini de ortaya koymalıdır.

Eğer bir kadına, bir çocuğa, bir gruba ayrım-cı davranıyor ve şiddet uyguluyorsak, bize uygulanan her türlü ayrımcı davranışı ve şid-deti meşrulaştıran kültürü de kabul ediyoruz demektir.

Tanık olduğumuz şiddete onay veriyor veya sessizce izliyorsak “şiddetten yanayız” demektir.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kültürel faktör-ler, yoksul kadınların kayıtdışı, ev eksenli, sos-yal ve sendikal haklardan yoksun, düşük ücret-li işler yapmalarına yol açmaktadır.

Toplumsal cinsiyet rolleri açısından kadınlar çalışma hayatında erkekler tarafından kuşa-tılmıştır. Açıktır ki iyi ücret ödenen, sosyal gü-venlik hakları olan güvenceli işlerde daha çok erkekler çalışırken, kadınlar geçici ve güven-cesiz işlerde çalışmaya itilmektedir. İstihdam içerisinde ise kadın işçiler erkek işçilere oranla daha düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.

Mirabel kardeşlerden günümüze şiddete, tacize ve tecavüze uğra-yan, kahkahası yasaklanan, eme-ği değersizleştirilen kısacası şid-detin her türlüsüne maruz kalan kadınlar için mücadele ediyoruz ve edeceğiz…

Kadına yönelik şiddetin sona erdi-rilmesi için Sendika olarak;

• Devletin kadınlara yönelik her türlü şid-det eylemini cezalandıracak önlemler almasını,• Şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılması-nı, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıb-

NE İSTİYORUZ?bi destek ile yasal yardımın yapılmasını,• Kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek ve geçici çalışma biçimlerine (ta-şeron, kiralık işçilik, kısmi süreli çalışma gibi) karşı tam zamanlı ve güvenceli is-tihdam olanakları yaratılmasını,• Kadınların işe alım ve yükselmelerinde cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmesini,• Kadın ve erkek arasında yaşanan ücret eşitsizliğinin giderilmesini,• İşyerlerinde kadınlara yönelik şiddet ve tacizde kadının beyanının esas alınma-sını, denetim ve ceza mekanizmalarının işletilmesini,• Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için caydırıcı önlemler alınmasını,• Kadınların ekonomik özgürlüğü için

çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmasını, sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık hakkından yararlanmasını,• Medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto-dene-tim mekanizmasını kurarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmak-tan vazgeçmesini talep ediyoruz.

İşyerlerinde şiddeti önlemek öncelikli olmak üzere sendikalar toplu sözleşmelerle ve sendika içi denetim mekanizmaları ile şiddetin önüne geçmelidir. Kadına yönelik şiddeti önlemeye ve karşılaşılan şiddet sonrası etkileri ortadan kaldırıcı düzenlemeler içeren toplu sözleşmeler yapılmalıdır. Kadınlar sendikalarda daha fazla örgütlenmeli ve sendikalar tarafından da kadınların örgütlenmesi üzerine politikalar geliştirilmedir.

KADINKasım-Aralık 2017DİSK/Genel-İş EMEK Gazetesi 35

Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası

Mücadele ve Dayanışma Günü için sokaklara çıktı.

Kadınlar şiddete, müftülere nikah yetkisi verilmesine, boşanmanın önüne dolaylı olarak engel koyan arabuluculuk çalışmasına, ucuz ve güvencesiz işgücü olmaya ve OHAL’in ka-dın hakları üzerindeki olumsuz etkisine karşı “Hayatlarımıza sahip çıkıyoruz” diyerek pek çok ilde kitlesel bir şekilde sokağa çıktı.

25 Kasım eylemlerinde kadınlar; “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınlar birlikte birlikte güçlü”, “Ge-celeri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyo-ruz”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz”,

“Kadın cinayetleri politiktir”, “Şiddete karşı yaşasın kadın dayanışması”, “Yaşasın örgütlü mücadele-miz” sloganları attılar. Özellikle İstanbul’da valilik yasağına rağmen binlerce kadın Taksim’de gece eylemi düzenleyerek kadınların itaat etmeyeceği-ni ve mücadele edeceğini bir kez daha vurguladı.

“Kimseyi dışarıda bırakmamak demek, kadınlara karşı her türlü şiddet ve tacizin sona

erdirilmesi demektir.”

ILO Genel Direktörü Guy Ryder imzasıyla yayınlanan çağrıda şunlar yer alıyor:

Önemli istisnalar dışında, çok uzun zamandır dokunulmazlık kültürünü sona erdirmek için, sessizlik kültürünü sona erdirmek için çok az şey yapıldı.

Küresel kampanyalarda konunun bu denli yankı bulması, milyonlarca kadının çalışma hayatlarında -ücretlerini alırlarken, kariyerle-

rinde ilerlemeye çalışırken veya sadece aile-lerine bakmaya çalışırlarken- şiddet ve taciz-le karşı karşıya kaldıklarının acı bir göstergesi.Bugün, çalışma dünyasının, tüm çalışanlara yönelik şiddet ve tacizi sona erdirmek için neler yapabileceğini ve yapması gerektiği-ne odaklanmalıyız. Önemli istisnalar dışında, çok uzun zamandır dokunulmazlık ve sessiz-lik kültürünü sona erdirmek için çok az şey yapıldı.

Şiddet ve tacizin kabul edilemez olduğuna, çalışma yaşamının normal bir parçası olma-dığına dair açık bir mesaj göndermenin za-manı geldi.

Ayrımcılığa karşı olan ve eşitliği destekleyen işyeri kültürlerini teşvik etmemiz önemlidir.

İşçilere sorunlarını dile getirmek ve çözüm bulmada etkin bir rol oynamaları için gü-venli bir ortam sağlamalıyız.

Şiddet ve tacizi sona erdirme mücadele-sinde hiçbir grup işçi dışarıda bırakılma-malıdır. Tarım işçilerinden fabrika işçilerine, göçmen ve ev işçilerine, gizlenen ve kilitli kapılar ardında tutulan herkese ulaşmalıyız. Ayrıca, kadınların homojen bir grup olma-dığını ve engellilerin, lezbiyenlerin, bisek-süellerin, trans kadınların ve HIV ile yaşayan kadınların deneyimlerini görünür kılmamız gerektiğini de hatırlatıyoruz.

Önlem almak, mağdurlara destek ve hiz-met sunmak kadar önemlidir. Bunun için en başta bakanlıkların, siyasete yön veren-lerin, işverenlerin, işçilerin ve örgütlerinin oynayacak bir rolleri vardır.

Bu arka plana dayanarak ILO, çalışma ya-şamında şiddet ve tacizin sona erdirilmesi için uluslararası bir çerçeve geliştiriyor. Tar-tışma, Haziran 2018’de ILO’nun Uluslararası Çalışma Konferansı’nda gerçekleşecek. Bu, şiddet ve tacizle ilgili gerçek yaşam dene-yimleriyle ve bu sorunlara yönelik etkili yaklaşımlarla beslenmesi gereken bir sü-reçtir.

Kimseyi dışarıda bırakmamak demek, ka-dınlara karşı her türlü şiddet ve tacizin sona erdirilmesi demektir. Çalışma dünyası bu gibi gayretlerin merkezinde olmalıdır ve ILO kendi üzerine düşeni yapmaya hazırdır.

ILO’dan, 25 Kasım Kadına YönelikŞiddetle Mücadele Günü’nde Çağrı

BU 25 KASIM’DA DA ALANLARDAYDIK:KADINLAR SOKAKLARDAN VAZGEÇMEYECEK!

GENEL-İŞ EMEK GAZETESİ Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası Aylık Yayın Organı KASIM-ARALIK 2017 Sayı: 151Sahibi: GENEL-İŞ Sendikası adına Genel Başkan Remzi ÇALIŞKAN - Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Cafer KONCA

Yayına Hazırlık: Basın Bürosu - Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın -Yayın Şekli: Aylık TürkçeYönetim Yeri: Çankırı Caddesi No: 28 Kat:4-9 Ulus/ANKARA Tel: (0312) 309 15 47 Fax: (0312) 309 10 46 www.genel-is.org.tr e-posta:bilgi@genel-is.org.tr basin@genel-is.org.tr

Basım Yeri: Buğra Matbaacılık Yapıcı İş Merkezi 74 / 32-33 İskitler/ANKARA Tel: (0312) 342 19 18Baskı Tarihi: 26/01/2018 www.genel-is.org.tr

İşçilerin insanca, sağlıkla çalıştığı ve emeklerinin karşılığını aldığı;Her türlü ayrımcılıktan uzak, sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya ve

Türkiye özlemiyle, yeni yılınızı kutlarız.

EMEK Araştırma Dergisi Aralık 2017/2 Sayısı Çıktı

genel-is.org.tr web adresimizden BASIN-YAYIN / YAYINLAR bölümünden tüm yayınlarımıza ulaşabilirsiniz.

“21. yüzyılın birleşik sınıf mücadelesini örerken, geçmiş deneyimleri ve dersleri incelemek kadar, dönemin analiz ve kavram avadanlığını da yeniden oluşturmak zorunludur. Bu nedenle, sınıfın tarihsel gündemi olarak toplumsal eşitlik talebini 21. yüzyılın sınıf siyaseti için hareket noktası haline getirmek, mevcut koşullar altında içeriğini güncellemek önemli görünmektedir.

Emek Araştırma Dergisi’nin elinizdeki sayısı, bu çabaya bir katkı olması umuduyla oluşturulmuştur. Toplumsal eşitsizlikleri ve sosyal devlet konusunu çeşitli boyutları ve bağlamları ile tartışan zengin bir sayı ürettiğimizi umuyoruz.”