ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

158
Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Anabilim Dalı Ekolojik Mimarlık Kapsamında Çok Katlı Konut Yapılarının Tasarım Kriterleri Sharareh Sohrabi Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2015

Upload: others

Post on 19-Jun-2022

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü

İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Anabilim Dalı

Ekolojik Mimarlık Kapsamında Çok Katlı Konut Yapılarının

Tasarım Kriterleri

Sharareh Sohrabi

Yüksek Lisans Tezi

Ankara, 2015

Page 2: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

Ekolojik Mimarlık Kapsamında Çok Katlı Konut Yapılarının Tasarım Kriterleri

Sharareh Sohrabi

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü

İç mimarlık ve Çevre Tasarımı Anabilim Dalı

Yüksek LisansTezi

Ankara, 2015

Page 3: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

KABUL VE ONAY

Sharareh Sohrabi tarafından hazırlanan “Ekolojik Mimarlık Kapsamında Çok Katlı

Konut Yapılarının Tasarım Kriterleri” başlıklı bu çalışma, 1 Ekim 2015 tarihinde

yapılan savunma sınavı sonucunda başarılı bulunarak jürimiz tarafından Yüksek

LisansTezi olarak kabul edilmiştir.

[ İ m z a ]

[Prof. Dr. Pelin Yıldız] (Başkan)

[ İ m z a ]

[Öğr. Gör. Esen Kaleli] (Danışman)

[ İ m z a ]

[Doç. Dr. Bilge Sayıl Onaran]

[ İ m z a ]

[Yad. Doç. Dr. Feray Ünlü]

[ İ m z a ]

[Yad. Doç. Dr. Duygu Koca]

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

[Prof. Dr.Türev Berki]

Enstitü Müdürü

Page 4: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

BİLDİRİM

Hazırladığım tezin/raporun tamamen kendi çalışmam olduğunu ve her alıntıya kaynak

gösterdiğimi taahhüt eder, tezimin/raporumun kağıt ve elektronik kopyalarının

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü arşivlerinde aşağıda belirttiğim

koşullarda saklanmasına izin verdiğimi onaylarım:

Tezimin/Raporumun tamamı her yerden erişime açılabilir.

Tezim/Raporum sadece Hacettepe Üniversitesi yerleşkelerinden erişime açılabilir.

Tezimin/Raporumun …… yıl süreyle erişime açılmasını istemiyorum. Bu sürenin

sonunda uzatma için başvuruda bulunmadığım takdirde, tezimin/raporumun

tamamı her yerden erişime açılabilir.

1 Ekim 2015

Sharareh Sohrabi

Page 5: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

Değerli aileme ve sevgili eşime

Page 6: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

TEŞEKKÜR

Öncelikle tez çalışmamda bana her zaman destek olan, her türlü bilgi birikimini ve

deneyimini benimle paylaşan değerli danışmanım Öğr. Gör. Esen Kaleli’ye ve bana her

zaman destek olan hocam Prof. Pelin Yıldız’a sonsuz teşekkürü borç bilirim.

Tez çalışmamın kapsamı içinde yoğun iş tempolarının olmasına rağmen takıldığım her

konuda beni güler yüzüyle karşılıyan ve sorularımı cevaplayan Arş. Gör. Pelin Koçkan

ve Arş. Gör. Emre Dedekargunoğlu’na teşekkürlerimi sunarım.

Çok sevdiğim eşim Salar Ghaffarian’a, tez çalışmam sırasında da her zaman yanımda

olup destek verdiği ve farklı bakış açısıyla çalışmamın daha iyi olmasına yardım ettiği

için ve tez çalışmam boyunca bana manevi destek veren ve hep yanımda olduklarını

hissettiren annem İran Forughi, babam Rasul Sohrabi, kardeşim Bahareh Sohrabi ve eşi

Amir Jalilzadeh’e ve eşimin annesi Farangis Darayi ve babası Morteza Ghaffarian ve

kardeşim gibi olan kayınbiraderim Saman Ghaffarian’a teşekkür ederim.

Page 7: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

iii

ÖZET

SOHRABİ, Sharareh. Ekolojik Mimarlık Kapsamında Çok Katlı Konut Yapılarının

Tasarım Kriterleri, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2015.

Sanayi Devrimi ile birlikte, ulaşım, makineleşme, üretim, işletim-enformasyon

teknolojisindeki gelişmeler insan yaşamını kolaylaştırmıştır. Endüstrileşmiş

toplumlarda, yirminci yüzyılın başından itibaren kentlerde yoğun nüfus artışıyla birlikte

plansız yapay çevre oluşumu, doğal çevre üzerinde ciddi boyutta tahribata neden

olmuştur. Gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerin çevre üzerinde yarattığı tahribat,

çevre biliminin gelişmemişliğiyle doğru orantılıdır.

1970 sonrası dönemde çevre kirliliğinin ciddi boyutlara ulaşması ve insan yaşamnı

tehdit eder hale gelmesi ile birlikte, konu uluslararası platformlarda tartışılmaya

başlamış, günümüze kadar konuyla ilgili birçok önemli adım atılmıştır. Bu dönemde

bina ve kent ölçeğinde ekolojik tasarım kriterlerinin doğrultusunda şekillenen tasarım

kararları çevrenin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında etkin rol oynamaktadır.

Bütün canlılar için kabul edilebilir yaşam koşullarının devamlılığı olarak tanımlanan

sürdürülebilirlik, ekonomi, sosyal yaşam ve çevre etkileşiminde yerini almıştır.

Binaların yapım ve kullanım aşamalarındaki enerji ve doğal kaynak tüketimi ekolojik

dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Kentlerde artan yoğunluğa bağlı olarak bina

yapılacak alanların azalması, düşeyde yükselmeyi getirmiştir. Binanın oturduğu alanla

kullanıcı sayısı arasındaki ters orantı, çok katlı binaların çevre üzerinde ne ölçüde etkili

olduğunu göstermektedir.

Çok katlı binalarda enerji tüketiminin büyük bir bölümünü ısıtma-soğutma,

havalandırma ve aydınlatma sistemleri oluşturmaktadır. Yüksek teknoloji yapım

sistemlerine sahip çok katlı binalarda, tamamen mekanik sistemlerle sağlanan kullanıcı

gereksinimleri, ekolojik döngüyü hiçe sayarak, doğal çevre üzerinde olumsuz izler

bırakmaktadır.

Page 8: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

iv

Günümüz teknolojisinin vardığı nokta, binalarda kullanılan sistemlerde doğayla uyumlu

enerji etkin tasarımlar yapabilmeyi sağlamaktadır. Bu araştırma çok katlı konutların,

ekolojk mimarlık alanında, enerji korunumunu sağlayabilen kriterlerin analizini

kapsamaktadır.

Anahtar Sözcükler:

enerji korunumu, ekolojik mimari, tasarım kriterleri, çok katlı binalar, konut yapılar

Page 9: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

v

ABSTRACT

SOHRABI, Sharareh. Design Criteria of Multi-Storey Residential Buildings in context

of Ecological Architecture, Master’s Thesis, Ankara, 2015.

Along with Industrial-Revolution, transportation, manufacturing, operating-information

technology improvements has facilitated human-life. In industrialized societies, from

the beginning of the twentieth century, unplanned artificial environment along with the

formation of intense population growth in urban areas has caused serious damages in

the natural environment. The damage over the environment caused by developed and/or

developing countries, is proportional to the immaturity of environmental science.

In the period after 1970 environmental pollution have reached to serious dimensions

and become a threat to human-life, the subject began to be discussed in the international

arena and many important steps have been taken on the matter up to now. During this

period design-decisions are formed in accordance with the ecological design criteria in

building and urban scale which play an active role in ensuring the sustainability of the

environment.

Sustainability, has defined as the continuation of living conditions which is acceptable

for all living creatures, has taken its place in economy, social-life and the environment

in interact. Energy and natural resources consumption in the use-phase of buildings

under construction lead to deterioration of the ecological balance. Increasing building-

density in urban areas due to the reduction of the area for building construction, it has

brought an increase vertically. An inverse relation exists between users and building’s

area which demonstrates the amount of effectiveness of multi-story buildings on

environment.

A large portion of energy consumption in multi-story buildings has been generated from

heating-cooling, ventilation and lighting systems. This research contains analysis of the

factors which are impressive in enegy conservation of the multi-storey buildings, in

echological architecture context, according to their residential structures.

Page 10: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

vi

Keywords: energy conservation, ecological architecture, design criteria, multi-story

buildings, residential buildings.

Page 11: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

vii

İÇİNDEKİLER

KABUL VE ONAY

BİLDİRİM

TEŞEKKÜR

ÖZET…………………………………………………….....……...……....………….. iii

ABSTRACT………………………………….....………………………...…....….……v

İÇİNDEKİLER……………………………….......………...……………........………vii

ŞEKİLLER DİZİNİ ………………………………..................……………......….…. ix

TABLOLER DİZİNİ ………………………………................…………...……..…. xiv

GİRİŞ…………………………………………………………………………………....1

BÖLÜM 1: EKOLOJİK MİMARLIK KAVRAMININ OLUŞUMU VE

TARİHSEL GELİŞİMİ........................................................................................3

1.1. ENDÜSTÜRİLEŞME DÖNEMİNE KADAR OLAN GELİŞMELER.....5

1.2. ENDÜSTÜRİLEŞME DÖNEMİNEDEN GÜNÜMÜZE KADAR OLAN

GELİŞMELER.................................................................................................9

BÖLÜM 2 : ÇOK KATLI KONUT YAPILARIN TARİHSEL GELİŞİMİ VE

EKOLOJİK TASARIM İLKELERİ.....................................................................19

2.1. ÇOK KATLI KONUT YAPILARIN TARİHSEL GELİŞİMİ........................19

2.2. ÇOK KATLI KONUT YAPILARDA EKOLOJİK TASARIM İLKELERİ..29

BÖLÜM 3 : YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ÇOK KATLI

KONUT BİNALARDA KULLANIM SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ...........32

3.1. ÇEVRE TANIMI VE KİRLİLİĞİ ……………..................…………..………...32

3.2. ENERJİ KAYNAKLARI…...................................…..……………………...…...33

3.2.1. Güneş Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı …………….............36

3.2.1.1. Pasif Güneş Enerji Sistemleri………....…...................................38

Page 12: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

viii

3.2.1.2. Aydınlatma…………..................…...............................................39

3.2.1.3. Isıtma ve Soğutma Sistemleri…………...…................................43

3.2.1.4. Aktif Güneş Enerji Sistemleri………..........................................51

3.2.2. Rüzgar Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı ……………....…...59

3.2.2.1. Pasif Rüzgar Enerji Sistemleri …………....................................61

3.2.2.2. Aktif Rüzgar Enerji Sistemleri ……….......................................67

3.2. 3. Jeotermal Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı …..............…...71

3.2. 4. Biyokütle (Biyomas )Enerjisi nin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı........74

3.2. 5. Hidrojen Enerjisi nin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı..................….....76

BÖLÜM 4 : TÜRKİYE VE DÜNYADAN İNCELENEN ÖRNEKLER...............79

4.1.EKOLOJİK ÇOK KATLI YAPI SEÇİM KRİTERLERİ..................................79

4.1.1. Türkiye’den İncelenen Örnekler……...............….....................................82

4.1.1.1. Varyap Meridian........................................…....…........................84

4.1.1.2. One Tower...................................................…………....................91

4.1.2. Dünya’dan İncelenen Örnekler……...............….......................................97

4.1.2.1. MBF Tower.................................................…………....................99

4.1.2.2. Idaman Residence........................................………....................102

BÖLÜM 5 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME.....................................................114

Genel degerlendirme...................................................................................................114

Sonuç.............................................................................................................................117

KAYNAKLAR.............................................................................................................122

EKLER.........................................................................................................................137

ÖZGEÇMİŞ.................................................................................................................140

Page 13: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

ix

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1.1 Kızılderili çadırı.................................................................................................6

Şekil 1.2 Dağ köyü, Ticino, İsviçre..................................................................................8

Şekil 1.3 Faroe Adası, geleneksel ev tipi...........................................................................8

Şekil 1.4 Dik kubbeli evlerden görünümler.......................................................................8

Şekil 1.5 Geleneksel Diyarbakır evlerinde avluda yer alan havuzdan bir görünüm.........9

Şekil 1.6 Marsilya Konutları (düsey bahçeli site), Marsilya...........................................10

Şekil 1.7 L’Esprit Nouveau (Yeni Ruh Pavyonu), Paris................................................11

Şekil 1.8 Şelale Evi, Pensilvanya, ABD..........................................................................11

Şekil 1.9. Dymaxion house..............................................................................................11

Şekil 1.10. A.B.D Pavyonu, Montreal.............................................................................12

Şekil 1.11 Venedik Bienali, Norveç Pavyonu, Venedik..................................................12

Şekil 1.12 : Jimmy Carter ve Beyaz Saray çatısındaki solar paneller.............................13

Şekil 1.13 : Biyosfer II Binası.........................................................................................13

Şekil 1.14. vernaküler yapılardan bir örnek....................................................................16

Şekil 1.15. Dominus şaraphanesi.......................................................................................18

Şekil 1.16. LitraCon...........................................................................................................18

Şekil 2.1.Price Tower/Oklahoma.....................................................................................20

Şekil 2.2 Yüksek yapı tanımlamasında çevre dokusu önemli bir kriterdir......................21

Şekil 2.3 Yüksek yapı tanımlamasında yapının narinlik oranı önemli bir kriterdir........21

Şekil 2.4 Yüksek yapı tanımlamasında yapıda kullanılan ileri teknolojiler önem

kazanmaktadır..................................................................................................................21

Şekil 2.5. Home Insurance Building................................................................................23

Şekil 2.6. Woolworth Building........................................................................................24

Şekil.2.7. Lake Shore Drive Apartments.........................................................................25

Şekil.2.8. Marina City Towers.........................................................................................25

Page 14: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

x

Şekil.2.9. DeWitt Chestnut Apartments Building...........................................................25

Şekil.2.10. Lake Point Tower..........................................................................................25

Şekil.2.11. John Hancock Center Building......................................................................26

Şekil.2.12. Jin Mao Tower...............................................................................................27

Şekil.2.13. Burj el Arap...................................................................................................27

Şekil.2.14. Burj Dubai.....................................................................................................27

Şekil.2.15. Emek iş hanı Kızılay, Ulus iş hanı................................................................28

Şekil.2.16. Akmerkez, Cumhüriyet Gazetesi Arşivi.......................................................29

Şekil 3.1 Kondüksiyon (Isı İletimi).................................................................................37

Şekil 3.2 Konveksiyon (Taşınım)....................................................................................37

Şekil 3.3 Radyasyon (Isınım)..........................................................................................38

Şekil 3.4. Işık raflarının yaz ve kış dönemlerine ilişkin etkileri......................................40

Şekil 3.5. Doğa Kütüphanesi Binası ve ışık rafı detayı...................................................40

Şekil 3.6. gün ışığının ışık tüpü vasıtasıyla iç mekanlara ulaşımı...................................41

Şekil 3.7.şefaf ışık tüpünün iç mekanlarda yansıttğt gün ışığı........................................41

Şekil 3.8. Soochaw Güvenlik Genel Merkezi binası ve kesiti.........................................42

Şekil 3.9. Casa Batllo binası merkezi ışık kuyusu...........................................................43

şekil 3.10. çatı pencerelerinin vasıtasıyla Güneşten doğrudan yararlanma.................44

Şekil 3.11. Güneş odası (sera) uygulaması......................................................................45

Şekil 3.12. BedZed güneş odası.......................................................................................45

Şekil 3.13. Arizona güneş merkezinin yaptırdığı çatı havuzu.........................................46

Şekil 3.14. Çatı havuzu sistemi.......................................................................................46

Şekil 3.15. Konveksiyon kanallı sistem...........................................................................47

Şekil 3.16. İç mekân su duvarı örnekleri.........................................................................47

şekil 3.17. Su duvarı uygulaması.....................................................................................48

Şekil 3.18. Taş yataklamanın güneş kolektörleri ile çalışma prensibi.............................48

Page 15: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

xi

Şekil 3.19. Paul Raff Studio tarafından yapılan Leed sertifikası almış trombe

duvarlıCascade House binası...........................................................................................49

Şekil 3.20. Trombe duvarı çalışma ve havalandırma şekli..............................................49

Şekil 3.21. Trombe duvarı sistemi...................................................................................50

Şekil 3.22. Michel-Trombe evi........................................................................................50

Şekil 3.23 Fotovoltaik Sistem ve güneş pillerinden oluşan enerji yolu...........................51

Şekil 3. 24 a) Çatıda Uygulanmış b) Asvalt Görünümde................................................52

Şekil 3.25 İnce film PV panel görünüş............................................................................53

Şekil 3.26 Nano ince film yapısı İnce film fotovoltaik örneği........................................54

Şekil 3.27. Kolektör bileşenleri.......................................................................................54

Şekil 3.28. Toprak altı kollektör sistemi kesiti................................................................55

Şekil 3.29. Kolektör ve Pv sistemlerin çatı eğimi ve formundan tamamen farklı bir

bütünlük içinde monte edilmiş örnek..............................................................................56

Şekil 3.30. Güneş pillerinin bina bütünleşme şekilleri....................................................57

Şekil 3.31. Muğla Üniversitesi Rektörlüğü cephe bütünleşik güneş pilleri....................57

Şekil 3.32. Bina bütünleşik kolektör uygulamaları; a) parapet örneği, b) cephe örneği, c)

eğimli çatı örneği.............................................................................................................58

Şekil 3.33. Ecole Polytechnique Enstitüsünün anket ve prototip uygulamaları sonucu

ortaya çıkan demo ürün...................................................................................................58

Şekil 3.34. Concordia Üniversitesi John Molson İşletme Bölümü binası bina bütünleşik

PV/T cephe uygulaması...................................................................................................59

Şekil 3.35 Yazd kentinde bulunun “Badgir” adı verilen rüzgar bacaları .......................62

Şekil 3.36 Rüzgâr Kulesi İran örneği..............................................................................63

Şekil 3.37 Rüzgâr Kulesi İran örneği..............................................................................63

Şekil 3.38 Havalandırma bacası çalışma prensibi...........................................................64

Şekil 3.39. Portcullis Yeni Parlamento Binası doğal havalandırma sağlayan rüzgâr

bacaları.............................................................................................................................64

Şekil 3.40 Atrium uygulaması çalışma prensibi..............................................................65

Page 16: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

xii

Şekil 3.41. Küresel Ekoloji Araştırma Merkezi soğutma kulesi.....................................65

Şekil 3.42 Hochhaus Uptown cephesinde yer alan fanlar..............................................66

Şekil 3.43. Rüzgâr gücü ile çalışan türbin vantilatör.......................................................66

Şekil 3.44. Rüzgar Türbini İç Yapısı...............................................................................67

Şekil 3.45. Rüzgâr türbini; yatay ve dikey aks hareketli.................................................68

Şekil 3.46. Bina-monte rüzgar türbinleri için entegrasyon stratejileri............................69

Şekil 3.47 Bina-monte rüzgar tribünleri için yapı örneği ,Hollanda Pavyonu, Expo 2000,

Hannover, Almanya.........................................................................................................69

Şekil 3.48 Margot ve Harold Schiff Rezidans chicago...................................................69

Şekil 3.49. Atkins tarafından tasarlanan 225 kilowatlık 3 büyük rüzgar türbinine sahip

Lighthouse, Resim. b’ de Hamilton tarafından tasarlanan, bina tepesine 9 metre

genişliğinde 3 rüzgar türbini entegre edilen Castle house, Resim c’ de Owings & Merrill

(SOM) tarafında tasarlanan Pearl River Tower Bina entegre rüzgar türbinlerine örnek

binalardır.................................................................................................................70

Şekil 3.50 Bina-mesnetsiz rüzgar türbinleri, farklı bina ilişki kombinasyonları.............70

Şekil 3.51. a.Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi Binası b. COR Ekolojik Konut ve Ticaret

Binası c. Web Concentrator ............................................................................................71

Şekil 3.52 Jeotermal Üretim Sistemi...............................................................................72

Şekil 3.53 Toprak kaynaklı ısı pompası uygulamaları Uluslararası İleri Teknolojiler

Sempozyumu...................................................................................................................74

Şekil 3.54 Kuzey Kaliforniya'da Santa Rosa yakınlarındaki Gayzer, dünyanın en büyük

elektrik üreten jeotermal gelişmedir................................................................................74

Şekil 3.55 Hidrojen Enerjisinin Konut İçinde Devirdaim Şeması...................................78

Şekil 4.1 .Varyap Meridian cephe perspektifi.................................................................85

Şekil 4.2 .Varyap Meridian cephe perspektifi.................................................................86

Şekil 4.3 : Varyap Meridianda lobi.................................................................................89

Şekil 4.4 : Varyap Meridianda sosyal mekanlar, cafe, yuzme havuzu, spor

salonu...............................................................................................................................89

Şekil 4.5 : Varyap Meridianda konutların iç mekanları..................................................90

Page 17: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

xiii

Şekil 4.6 : One Tower......................................................................................................91

Şekil 4.7 : One Tower AVM’nin iç mekan görüntüleri...................................................92

Şekil 4.8: One Tower da sosyal mekanlar, lobi, yuzme havuzu......................................93

Şekil 4.9 : One Tower da konutların iç mekanları...........................................................96

Şekil 4.10 : MBf kulesi 28 katın tip plan şeması.............................................................99

Şekil 4.11 : MBf kulesi cephe ......................................................................................100

Şekil 4.12 : MBf kulesi cephe perspektifi ve Gök avlular............................................100

Şekil 4.13 : MBf kulesi ofis katının planı ve bina kesiti...............................................101

Şekil 4.14 : MBf kulesine ait ofis katının görüntileri....................................................101

Şekil 4.15 : MBf kulesine ait iç mekan katının görüntileri...........................................102

Şekil 4.16: Idaman residans da sosyal mekanlar, lobi, yuzme havuzu..........................103

Şekil 4.17: Idaman residans tek kat dairelerin planları.................................................104

Şekil 4.18: Idaman residans tek kat dairelerin planları.................................................105

Şekil 4.19: Idaman residans dubleks dairelerin planları................................................105

Şekil 4.20: Idaman residance iç mekan göntüleri..........................................................106

.

Page 18: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

xiv

TABLOLER DİZĞİNİ

Tablo 1 . LEED performans kriterleri ve değerleri.........................................................81

Tablo 2 . Varyap Meridian binasının künyesi.................................................................84

Tablo 3 . One Tower binasının künyesi...........................................................................91

Tablo 4 . MBF Tower binasının künyesi.........................................................................99

Tablo 5 . Idaman Residence binasının künyesi.............................................................102

Tablo 6 . Genel değerlendirme tablosu..........................................................................107

Page 19: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

1

GİRİŞ

Teknoloji sınır tanımaz ve durdurulamaz bir şekilde ilerlemesini sürdürürken, tüketim

alışkanlıkları ihtiyacın çok ötesinde sınırları zorlarken, başta su ve enerji olmak üzere

doğal kaynaklar hızla tükenirken ve en önemlisi insanlar her geçen gün biraz daha

konfor koşulları arttırılmış yaşam alanları talep ederken hem doğa dostu tasarımlar

yapmak, hem alışılagelmiş konfor koşullarının gerisinde kalmamak ve hatta ilerisine

gitmek fazla enerji tüketimine yol açmadan kaynakları doğru bir şekilde kullanmak ve

sonunda ekolojik yatırımlar ortaya çıkarmak, onları kullanmak, kullandırmak büyük

önem taşımaktadır (Aytıs ve Polatkan, 2010).

Mimarlık disiplini teknolojik, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel bağlamlarda

toplumun yaşadığı değişim süreçlerinden etkilenmektedir. Mimarlığın teknolojik

gelişmelerle olan ilişkisi pek çok değişkene bağlı ve belli akım ve gruplara

ayrıştırılamayacak kadar birbirine geçmiş bir yapıdadır. Yapım sistemlerinden taşıyıcı

malzeme niteliklerine kadar teknolojiden faydalanan yeni nesil binaların yanı sıra, farklı

alanlardaki teknolojilerin bilgisayar desteği ile geliştirilerek uygulanabildiği değişik

sistemler de kullanılmaya başlamıştır (Akyol Altun, 2007).

Mimarlıkta ekoloji kavramı, yaşadığımız çevrelerdeki enerji kullanımını en aza

indirgeyecek, su ve elektrik gibi kaynakların kullanımını kontrol edebilecek, yapının

sosyal ve ekonomik açıdan devamlılığını sağlayabilecek, insanların sağlık ve konforunu

koruyacak bazı yaklaşımlar öngörmektedir. Bu bağlamda, ‘ekolojik tasarım’

ekosistemde canlı ve cansız bütün varlıkların birlikte var olmasını sağlayan ve sağlığını

güven altına alan mimari çözümler bulmayı amaçlamaktadır (Güleryüz ve Dostoğlu,

2012).

Mimarlık ve mekan düzenlemesinde de birçok firma tarafından ekolojik ürünlere ve

doğal kaynaklara doğru bir yönelim söz konusudur. Topoğrafik özellikler kullanılarak

ilkel yapı tekniğinde inşa edilen mekânlarla doğal ısıtma ve soğutma teknikleri

geliştirilmiştir. Kaynakların azalması sebebiyle doğal malzemelere (ahşap, doğal taş, su

bazlı boyalar…) yönelme artış göstermektedir. Her tasarım çevreye duyarlı bir bakış

açısıyla ele alınmadıkça, diğer tüm gereklilikleri yerine getirilmiş bile olsa eksik kabul

Page 20: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

2

edilmektedir. Bu en başta insani bir görev ve devamında tasarımcının görevidir.

Çevreye etkisi düşünülmeden üretim aşamasına kadar getirilmiş bir tasarım, faydasının

yanında zararlarıyla beraber tüketime sunulmuş demektir.

Bu çalışma kapsamındaki, mekanda yenilenebilir enerji kaynakları, kullanım sistemleri

ve uygulamaları, ekolojik tasarımların mekanlardaki tasarım kriterleri şu başlıklar

altında incelenecektir:

• Yenilenemeyen enerji kaynakların kullanımı sonucu ortaya çıkan çevre sorunları ve

kaynak sıkıntısının açıklanması.

• Son yıllarda gündemde olan ekoloji bilimi ve ekolojik mimarlıkta kavramı beraber

açıklanmalı, mimarların konu ile olan bağların tanımlanması.

• Enerji kavramının tanımının yapılması.

• Çevre ekoloji ve sürdürebilirlik kavramlarının tanımlanması.

• Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım sistemlerinin anlatılması, mimarlik ve iç

mekan tasarımıyla ilgili uygulamaların incelenmesi, sistemlerinin bina ile olan

uyumlarının ve tasarım aşamasında gereken kısıtlamaların ve koşulların, tasarım

kriterlerine olan etkilerinin analiz edilmesi.

• Çok katlı ekolojik yapıların mekanlarının tasarım kriterlerinin incelenmesi.

• Ekolojik sistemler ve tasarımlara sahip Türkiye ve dünya üzerindeki mevcut

binalardaki potansiyellerin açıklanması

Bu konulara değinildikten sonra genel değerlendirme ve sonuç bölümü bulunmaktadır.

Bu bölümde ekolojik tasarım kriterlerinden yola çıkarak oluşturulan analiz tablosunun

değerlendirilmesi yapılmaktadır.

Page 21: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

3

BÖLÜM 1

EKOLOJİK MİMARLIK KAVRAMININ OLUŞUMU VE

TARİHSEL GELİŞİMİ

Mimarlık, teknolojik gelişimlere, yeniliklere ve sürekli gelişen yeni uygulamalara açık

olmakla birlikte, kendini içinde bulunduğu çağa uydurmaktadır. Bununla birlikte, çoğu

zaman mimari yapılar ekolojik kriterler göz önünde bulundurulmaksızın tasarlanmakta

ve uygulanmaktadır. Bu durum sonucunda en belirgin örnek, kent siluetlerinin giderek

bozulması, altyapı sorunlarının artması, yaşam allanlarına yansıyan kirlilik farklı yaşam

koşullarının oluşmasıdır. Fakat bir mimari yapı, mutlak olarak en başta içinde

bulunduğu çevre dikkate alınarak incelenmeli ve yine çevreye en uyumlu halde nasıl

uygulanabilir, bunun araştırması yapılmalıdır (Berktan, 2006).

Ekoloji kelimesi Türk Dil Kurumu tarafından “Canlıların hem kendi aralarındaki hem

de çevreleriyle olan iliskilerini tek tek veya birlikte inceleyen bilim dalı” olarak

tanımlanmaktadır. “İlk kez 1866 yılında Alman biyolog Ernest Haeckel tarafından

ortaya atılan ekoloji kavramı, canlı varlıkların ortamları ile olan ilişkilerinin incelenmesi

olarak tanımlanmaktadır” (Serin, 2011, s.21).

Ekoloji, Yunanca kökenli bir sözcük olup “oikos (yaşanılan yer)” ile “logia (bilim)”

sözcüklerinden türetilmiştir. Hayvan ya da bitkilerin çevreleri ile olan bütün iliskileri

ekolojinin nesnesini oluşturmaktadır (Keles ve Hamamcı, 2002). 1970’li yıllara kadar,

ekoloji biyolojinin bir kolu olarak flora ve faunanın1 çevreleriyle olan ilişkilerini

inceleyen bir disiplin olarak tanımlanırken, hızla artan çevre sorunlarının etkisiyle

günümüzde çok daha geniş bir alana yayılmış, çevre sorunlarının yaşam kalitesini

olumsuz etkilemesi ile insan-doğa ilişkileri de ekolojinin araştırmaları kapsamına girmiş

ve disiplinler arası bir bilim dalı haline gelmiştir (Özmehmet, 2005).

Ekolojik mimari, doğal kaynakları verimli kullanan, doğal çevreye duyarlı bir mimari

tasarım yaklaşımıdır. Sürdürülebilir mimari ve yeşil mimari kavramlarından üst ölçekte

bir mimari yaklaşım olarak kabul edilebilir. Yeşil mimari, performans doğrultulu bir

1 flora ve fauna: Flora, fauna ve mikrobiyota: biyosfer ömrü bulunan yer ise, biota (ya da bir bütün

olarak biyokütle) tüm yaşam formlarının toplamıdır (http://www.britannica.com/science/flora-and-fauna).

Page 22: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

4

tasarım yaklaşımı ortaya koyarken, sürdürülebilir mimarlık, ekonomik ve toplumsal

boyutları içine alan doğayla barışık, daha sosyal bir bilince sahiptir. Ekolojik mimari ise

tüm bunları kapsayan ekolojik holistik (bütüncül) bir mimari düşünce yapısıdır. Hagan

(2001),ekolojik mimariyi farklı iklimsel ve fiziksel koşullara uyum sağlamak için

doğadaki sistemi araştıran ve doğadaki süreçleri taklit eden bir yaklaşım olarak

tanımlar.

Ekolojik mimarlık: Bir yapının ekosisteme en az zarar verecek şekilde tasarlanan,

yapının tasarımında, kullanımında ve yıkım aşamasında minimum enerji kullanarak

çevreye en az zarar verecek şekilde düşünülmüştür. Güneş, rüzgar ve su gibi

yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum derecede faydalanılması, topluma ve

kültüre uyum gösterilmesi, tarihsel süreklilik sağlanması, binada geri dönüşümlü

malzeme kullanılması ve kullanıcılara daha sağlıklı ortamlar sağlanması amaçlanmıştır

(Dullinja, 2012).

Kleiner’e (1995,s.8) göre ekolojik mimarlık, “Çevreyi ve insanı korur. Bu nedenle

çevreye saygılı mimarlık aynı zamanda insana saygılı mimarlıktır.”

Kısaovalı (2007,s.348) ekolojik mimariyi şöyle tanımlamaktadır, “Ekolojik mimari,

deneysel bir mimaridir. İnsanoğlu, çevresini fikirlerle

kurar, ideali arar ve idealizmini çevresel sorunları algılama ve bunlar üzerine

yoğunlaşma çabası içinde oluşturur. Bütüncül ve gerçekçidir.”

Berktan’a (2006,s.5) göre ekolojik mimari, “Doğal malzemeler kullanılarak, kendi

dönüşümünü tamamlayabilen enerji sistemlerinden yararlanarak, salt tüketime dayalı

üretim yerine, tüketilenden tekrar üretmek mantığını benimseyen ve bu özelliğiyle de

ekosistemin doğal prensiplerine dayanan mekan tasarlama yöntemler ve tasarımlar

bütündür”

Ayrıca binaların yapım ve kullanım aşamasında doğaya verilen zararlı çıktıların

azaltılması, yeryüzündeki ekosistemlerin olumsuz yönde etkilenmesini de

engelleyecektir. Aslında yapının kendisi de bir ekosistemdir. Yapıda tüm

ekosistemlerde olduğu gibi canlı ve cansız öğeler arasında karşılıklı etkileşim, madde ve

enerji alışverişi vardır. Yapı enerji kullanır, güneş sağladığı ısı ve ışıktan faydalanır,

yağmur sularını depolar ve işler. Bu bağlamda yerel ekosistemlerle daha iyi ilişki kurup,

Page 23: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

5

mümkün olduğu kadar ekolojik döngüler içindeki yerini alması önemlidir (Bruck,

1983).

Mimarlık ‘çevre’ açısından ele alındığında iki ayrı dönem dikkate alınarak

incelenmiştir. Bu dönemlerden ilki; Endüstri Devrimi’nden önceki dönem olan

‘geleneksel mimarlık’, ikincisi ise; endüstürileşme döneminden günümüze ‘modern

mimarlık’, ve ‘ekolojik mimarlık’ olarak adlandırılabilmektedir (Yılmaz, 2007).

Geleneksel mimarlık doğa ile daima barışık olmuştur. Geleneksel mimaride mekanların

ısınma ve soğutma sorunları güneşin mevsimlere göre hareketi dikkate alınarak

çözülmüş; havalandırma sorunu ise rüzgar yönüne göre mekanların ve boşlukların

konumlandırılması ile sağlanmaya çalışılmıştır. Böylece, insanların ihtiyacı olan iç

mekan konforu doğal yöntemlerle çözülmüştür. Bu çözümlere yaşam biçimlerinin de

katılmasıyla, özgün yerel mimari kimliğin en güzel örnekleri oluşturulmuştur.

20.yüzyıl (modern) mimarlığı, endüstri ve teknoloji çağı ile başlamıştır. Isıtma, soğutma

ve havalandırma tesisleri, modern mimarlığı doğadan ayırmıştır. Çevre sorunlarının en

büyüklerinden bir tanesi fosil yakıtların tüketilmesidir. Arabalar ve fabrikalar çevrenin

en belirgin düşmanları olarak düşünülse de, binalar dünyada kullanılan enerjinin

yarısından fazlasını tüketmektedirler. (Modern Mimari) Endüstri çağı, kültürel

farklılıklarla oluşan yöresel, geleneksel mimariyi ortadan kaldırmıştır (Kanan, 2010).

1.1. ENDÜSTÜRİLEŞME DÖNEMİNE KADAR OLAN GELİŞMELER

Yerel mimariye bakıldığı zaman, ekolojik/sürdürülebilir tasarım ilkelerinin çok da yeni

olmadıklarını saptamak mümkündür. Yerel verilerin, özellikle de iklimsel özelliklerin

tasarımda kullanılmasıtır (Ciravoglu, 2008).

Yüzyıllar boyunca geliştirilen geleneksel bina tiplerine ait formlar, iklimle uyumlu

formların mükemmel temsilcileridir. Yapısal olarak kullanıcı gereksinimlerine, yerel

ekonomiye uyumludurlar ve bölgesel iklim koşulları göz önüne alınarak, yerel yapı

malzemeleri kullanılarak yapılmışlardır (Schittich,2003).

İnsanlara barınak olan mekanlarda doğal havalandırma, gün ışığından yararlanma, doğal

yollarla ısıtma ve soğutma gereksinimleri için, dünyanın çesitli yerlerinde, çeşitli

Page 24: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

6

yöntemler geliştirilmistir. Örneğin yerli Amerikalıların yaşadığı Kızılderili çadırlarında

(Şekil 1.1) doğal havalandırma amacıyla; çadırın altında ve üstünde boşluklar

bırakılmıştır. Alt kottan alınan havanın üst kottan dışarı çıkması sayesinde, iç mekanda

bir hava sirkülasyonu sağlanmaktadır (indians,2015).

Şekil 1.1 Kızılderili çadırı (Bowen, 1985)

İnsanlık tarihine bakıldığında, ilk toplu yaşam örneklerinin doğa ile dikkat çekici bir

uyum yakaladığı görülebilir. Bu örneklerde doğa hem yerleşimlerin kimliğinin, hem de

toplu yaşamın fiziksel sınırlarının temel belirleyicisi olmuştur. Tasarımda yerel

değerlerin ve koşulların, özellikle iklim şartlarının kullanılması, eski çağlardan beri yapı

ile uğraşanların dikkat ettiği bir ölçüt olmuştur. Bu bağlamda, antik dönemde serin

günlerde güneş enerjisinden yararlanmayı, sıcak yaz günlerinde güneşin ısısından

sakınmayı sağlayacak konutları tasarlamayı öğrenmişlerdir. Bunun ötesinde, erken

döneme ait kanıtlar göstermektedir ki, güneş enerjisinden ve diğer iklimsel özelliklerden

yalnız tek ev ölçeğinde değil, aynı zamanda kentsel bağlamda bir grup ev tasarlanırken

de yararlanılmıştır. “Hippocrates1, örneğin, yaşama mekânlarında doğuya yönelmeyi en

sağıklı çözüm olarak önermiş, güney yönünün de kabul edilebilir olduğunu

vurgulamıştır. Vitruvius2 ise geniş caddelerin kentin havasının temizlenmesi için,

rüzgara açılmasının, dar sokaklarda ise, bir yaşam çevresi olarak kullanılabilmesi için

rüzgardan sakınılmasının önemine dikkat çekmiştir” (Oktay, 2002, s.67).

1 Hipokrat (MÖ 460, İstanköy - ö. MÖ 370, Larissa), (Yunanca: Ἱπποκράτης, Hippokrates) tıbbın babası

olarak anılan hekim.

2 Marcus Vitruvius Pollio ,tanınan Romalı yazar, mühendis ve mimar (MÖ 80-70, ö. MÖ 15 sonra).

Page 25: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

7

Vitrivius (1990) M.Ö. 25 yılında yazdığı Mimarlık Hakkında On Kitap’da özel konut

tasarımlarının, yapıldıkları bölgeye dair iklim ve yerel koşullara dikkat edilerek

yapılmasının önemli olduğunu belirtmiştir.

M.Ö. 470–399 yıllarında yaşayan Sokrates1 güneye bakan evlerde kış güneşinin içeriye

alınabildiğini ama yazın güneşin tepemizden ve çatıların üstünden geçtiğini, böylece

gölgede kaldığını söylemiş, bu durumda kış güneşini alabilmek için güney cephesinin

yüksek, soğuk rüzgârlardan korunabilmek içinde küzey cephesinin alçak yapılmasını

önermiştir (Özkasıkçı, 2004).

Geçmişten günümüze kadar bulunduğu çevrede ayakta kalmayı başarabilmiş geleneksel

yapılar, bir yapının bulunduğu çevreyle dil birliğine sahip malzeme kullanımı ve o

bölgenin sosyal yapısı, topografik ve iklimsel koşulları düşünülerek tasarlanması

durumunda ne kadar uzun ömürlü olabileceğini göstermektedirler. Bulunduğu çevreye

göre özelleşmiş bu geleneksel yapılara Türkiye’den ve dünyanın çeşitli yerlerinden

örnekler verilebilir.

Sıcaklığın çok düşük olduğu bölgelerde, sıcaklığı yayan dış yüzey alanını azaltmak

amacıyla binalar, küçük boyutlarda, kompakt olarak yapılmaktadırlar. Rüzgarlı

bölgelerde binalar zemine doğru yaklaştırılır ya da toprağa gömülü bir şekilde inşa

edilir. Yumuşak iklim bölgelerinde ise güneşe doğru yönlenme yapılmıştır. Güneşin

olumsuz etkilerinden korunmak için ağaçlandırma yapılmış, rüzgarı engelleyici setler

oluşturulmuştur. Örneğin İsviçre’nin Ticino köyünde çatı örtüleri ve sıvanmamış

duvarları taştan yapılmış, yamaçta konumlandırılmış evler, o yörenin geleneksel yapı

tipidir (Şekil 1.2). Faroe Adası’nda bazaltik kaya üzerinde konumlandırılmış ahşap

konstrüksiyona ve bol çimli çatıya sahip evler de (Şekil 1.3) bu bölgedeki geleneksel

yapı tipidir (Schittich, 2003).

3Sokrates (Yunanca: Σωκράτης, Yunanca Telaffuzu: Sokratis; MÖ 469; Atina - MÖ 399, Atina), Antik

Yunan döneminin önemli filozoflarındandır.

Page 26: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

8

Urfa’ya bağlı Harran yerleşmesi, Güneydoğu Anadolu’da bir höyük üzerine kurulu,

ilginç geleneksel yapı formlarıyla dikkatleri çeken bir tarihi yerleşim merkezidir (Şekil

1.6). Harran evlerinin kökeni, eski Mezopotamya uygarlıklarına dayanmaktadır.

Geçmişte konut olarak kullanılırken günümüzde bazıları hariç çoğu, ahır ve depo olarak

kullanılmaktadır. Benzer yapı formları, Suriye’nin Hama ve Humus yörelerinde, Güney

İtalya’da ve Libya’nın Fezzan ile Kufra bölgelerinde ayakta kalabilmişler. Kurak ve

sıcak iklim koşullarına uyarlanmış dik kubbeli Harran yapıları, zeminde taş ve kerpiç

karışımı duvarlar ve kemerler üstünde yükselen taş plaklardan inşa edilmiş kubbeleriyle

tanınır (Şekil 1.4). Evlerin yapımında yöreye ait doğal malzemelerin kullanılması, yapı

boyutları formunun biçimlenişi, yapı birimlerinin birbirlerini gölgelemesi ve organik

yerleşim düzeni ile Harran evleri, bugünün ve geleceğin gereksinmelerini

karşılayabilecek, yörenin doğasıyla ve topografyasıyla uyumlu ve doğanın olumsuz

etkilerinden kendini koruyabilen evlerdir. Ayrıca havalandırma, aydınlatma ve ısı

kaybını minimumda tutma gibi gereksinimleri, biçimlenişleri ile doğal yollarla

sağlamaktadır (Özdeniz, 1998).

Şekil 1.4 Dik

kubbeli

evlerden

görünümler

(Aran, 2000).

Şekil 1.2 Dağ köyü, Ticino, İsviçre

(Schittich, 2003).

Şekil 1.3 Faroe Adası, geleneksel ev tipi

(Schittich, 2003).

Page 27: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

9

Geleneksel Diyarbakır evlerinde de avlu kullanımı ve avluda serinletici öğe olarak

havuz kullanımı yaygındır. Evlerin bütün bölümleri avlu ile bağlantılıdır. Ev halkı, bu

sayede kendi mahremiyetlerini koruyarak yaz kış evlerinde yaşamaktadır. Bu tarz

yerleşme, yaz aylarındaki aşırı sıcaklıklar için iyi bir çözüm oluşturmaktadır (Şekil 1.5).

Şekil 1.5 Geleneksel Diyarbakır evlerinde avluda yer

alan havuzdan bir görünüm (Kenthaber, 2015)

Yerel mimarinin ekolojiye uygunluğunun sebebi, hem yerleşim ve çevrenin evrensel

ilişkilerini, hem de insanın zaman-mekan deneyimiyle ortaya çıkan ‘doğal’ tasarım

sürecinde basit ama anlamlı sistematik ilişkiler kurması olarak açıklanabilir. (Özkasıkçı,

2004).

1.2. ENDÜSTÜRİLEŞME DÖNEMİNEDEN GÜNÜMÜZE KADAR OLAN

GELİŞMELER

Sanayi devrimiyle başlayan teknolojik gelişmeler, nüfusun, kentleşmenin ve

yapılaşmanın da hızlı ve düzensiz bir şekilde artmasına, bunlarla beraber doğal

kaynakların hızla tükenmeye başlaması ekoloji kavramını dünya çapında önemli bir

günden maddeesi haline getirmiştir.

Endüstri Devrimi ile birlikte yaşanan hızlı dönüşüm süreci ve II. Dünya Savaşı sonrası

izlenilen hızlı kalkınma politikasına bağlı olarak yaşanan nüfus artışı mimari gelişimi

olumsuz yönde etkilemiştir. Geleneksel bina tasarımı yerini “modern” bina tasarımı

almış ve geleneksel bina tasarımında doğa, çevre ve iklim koşuları uyumu anlayışı

yerine doğa üzerinde baskın bir üstünlük kurma çabasına dönüşmüştür. Bu yapıların

yapımı ve kullanımında çok fazla enerji israfından dolayı ekosisteme çok fazla zarar

verilmiştir. Fakat doğal kaynakların hızla tükenmeye başlaması ve ekosistemler

üzerinde yapılan tahribat sonucu doğal dengelerin bozulması, insanoğlunun mimari

Page 28: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

10

anlayışının yeniden sorgulamasını ve bunun sonucu olarak ekolojik kavramının

doğmasını sağlamıştır. Ekolojik bilincin gelişimiyle birlikte uluslararası ölçekte de

çabalar artmıştır ve ‘ekolojik’ kavramı önem kazanmıştır. Kimi araştırmalara göre en

ekolojik bina inşa edilmemiş bir yapıdır. Fakat insanoğlunun doğal bir ihtiyacı olan

barınma, bu kavramı imkânsız kılmaktadır. Bu nedenle ekolojik tasarım anlayışında

yapılacak olan binaların, ekosisteme en az zarar verecek şekilde tasarlanması

amaçlanmaktadır (Dullinja, 2012).

70’lerdeki enerji bunalımı ve bunu takip eden yıllar, tasarruf ihtiyacını ilk defa gündeme

getirmiş, petrol stoklarının azalması ve fiyatlarının çarpıcı bir şekilde yükselmesiyle

enerji korunumu ekonomik ve ekolojik bir gereklilik olarak belirmeye başlamıştır

(Brandt, 1992). Kriz ile birlikte, enerji açısından dışa bağımlı Avrupa ülkelerinde

enerjiyi korumaya yönelik bir ihtiyaç ön plana çıkmıştır. Daha az enerji tüketimine

yönelik girişimlerin başlatılmasıyla yasalarla yeni düzenlemelere gidilmiş, bina form ve

biçimlenişinde enerji tüketimine ilişkin kriterler önem kazanmıştır (Utkutuğ, 2000).

90’lı yıllarda organik mimarlık için çaba gösteren ve bu çabayı yapılarına yansıtan

mimarlar da olmuştur. Louis Henry Sullivan, modern çağın insanının ihtiyaçlarına

cevap verebilen, zamanı, yeri ve fonksiyonu yansıtan tasarımlar yapan, 1871 büyük

Chicago yangınından sonraki yeniden yapılanma döneminin bir mimarıdır. Binalarını

teknoloji ve bilimle birlikte, doğanın uyum kuralları içerisinde tasarlamıştır. “Form

fonksiyonu takip eder” sözünü ilk kez söyleyerek Wright’ın tasarımlarına ilham kaynağı

olmuştur (Özkanlar, 2008). Doğayı içine alma ya da doğaya yakın ilişkili durma

arayışlarını, 1920’lerde Le Corbusier’in “Düşey Bahçeli Site” adı verilen Marsilya

konutları (Şekil 1.6), “L’Esprit Nouveau (Yeni Ruh Pavyonu)” (Sekil 1.7), F.Lloyd

Wright’ın “Şelale Evi” (Şekil 1.8) gibi örneklerinde görmek mümkündür (Kebapçı ve

Yasa, 2005).

Şekil 1.6 Marsilya Konutları (düşey

bahçeli site), Marsilya. (Kebapçı ve Yasa,

2005).

Page 29: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

11

Şekil 1.7 L’Esprit Nouveau (Yeni Ruh

Pavyonu), Paris. (Kebapçı ve Yasa, 2005).

Şekil 1.8 Şelale Evi, Pensilvanya, ABD

(Arkitera, 2015).

Fuller’in (1895-1983) yeşil bina devrimi için Amerika’da yaptığı calışmalar vardır.

1927 yılında tasarladığı Dymaxion House (Sekil 1.9)adlı yapısı ise enerji etkin, ısıtma

ve havalandırmasını doğal yollarla sağlayan, kendi enerjisini kendi üreten, depreme

dayanıklı yapı malzemelerinin kullanıldığı bir yapı olarak tasarlanmıştır (Efimeras,

2015).

Şekil 1.9. Dymaxion house (Efimeras,

2015).

1940’ların sonunda Buckminister Fuller eko tasarım için verimli olabilecek fikirler

içeren bir kübbe örneği olan 1967 Expo fuarındaki A.B.D. pavyonunu çevreye duyarlı

ilk yapılardan biri olarak tasarlamıştır (Wilkinson,1996). Ayrıca Fuller’in kubbeleri,

güneş panelleri gibi alternatif enerji kaynaklarından yararlanan sistemler kullanarak

enerji harcamalarında tasarruf sağlayabilmektedir (Şekil 1.10) (wikipedia, 2015).

Page 30: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

12

Şekil 1.10. A.B.D Pavyonu,

Montreal(Arkitera, 2015).

1960’lı yıllarda Norveçli mimar Sverre Fehn’in Venedik Bienali için yapmış olduğu

pavyon ise en az Le Corbusier’in çalısması kadar radikal ve ilerici bir örnek olarak göze

çarpmaktadır. Bahsedilen örneklerdeki ortak nokta, insanın doğayla olan uyumlu

ilişkisinin ön planda tutulması ve sağlam temellere dayandırılmış, keyfiyetten uzak

tasarım anlayışıdır (Şekil 1.11).

Şekil 1.11 Venedik Bienali, Norveç

Pavyonu, Venedik (Kebapçı ve Yasa,

2005).

Bu olumlu örneklere karşın, henüz doğal kaynakların riskli tüketiminin başlamadığı bu

dönemde, şaşırtıcı bir şekilde ileriyi gören bu örneklerin pek de destek görmemesine

rağmen, mimaride doğaya yakın durma çabası görülürken, doğal enerjinin etkin

kullanımının öncelikli hedefler arasında olmadığı görülmektedir .

20. yüzyılda çevre sorunlarına karşılık bir çözüm yolu olarak Ekolojik Mimarlık ortaya

çıkmıştır. Aktuna’ya (2007,s.1) göre ; “ekolojik mimarlık, mevcut arazi verileri,

iklimsel veriler ve doğal çevre göz önünde bulundurularak bir mimari yapının

yerleşiminde, tasarımında ve malzeme seçiminde yapının enerji ihtiyacını en aza

indirgemeyi amaçlamaktadır”.

Page 31: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

13

Ekolojik mimarinin gelişimini etkileyen bir diğer önemli olay 1973 petrol krizidir. Bu

kriz, 20. yüzyılda yapılarda enerji etkin anlamda ekolojik dönüşüme sebep olan en

önemli ekonomik-siyasal krizdir. Bu krizle yenilenebilir enerjilerin kullanımı gündeme

gelmiş ve çalışmalar artmıştır. Özellikle ABD‘de yüzlerce güneş evi yapılmış,

Kaliforniya’da enerji üretim amaçlı solar tarlalar kurulmuştur. 1979’da ABD başkanı

Jimmy Carter döneminde Beyaz Saray’ın çatısına su ısıtma amaçlı solar paneller

konulması mimaride enerji etkinliğinin vurgulanması bakımından 20. yüzyıldaki en

önemli sembolik anlam taşıyan resmi girişim olmuştur (Şekil 1.12).

Şekil 1.12 : Jimmy Carter ve Beyaz Saray çatısındaki solar paneller (Mediamatters,

2015)

Earnst Friedrich Schumacher’in 1974 yılında yayınlanan ‘’Small Is Beautiful’’ (Küçük

Güzeldir) adlı kitabı petrol krizi sonrası hızlanan globalleşme hareketinde batının

tüketimci ve sömürücü ekonomik yaklaşımını eleştirmiş ve kendi kendine yetebilirliğin

temel alınmasını ileri sürmüştür. Bu durumo dönemde mimarinin ekolojik

uygulamalarının ana felsefesini oluşturmuştur. 1980’li yıllarda ekolojik yapı üzerine bir

çok araştırma ekibi kurulup çeşitli deneyler yapılmıştır. Toronto Ekoloji Evi ve Arizona

Çölündeki Biyosfer II (Şekil 1.13) bunlardan en önemlileridir. (Beyaztaş, 2012)

Şekil 1.13 : Biyosfer II Binası

(Thespacereview, 2015).

Page 32: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

14

Doksanlı yıllara gelindiğinde; Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve sonrasında oluşan tek

kutuplu kapitalist dünyada enerji tüketmi büyük bir hızla artmıştır. Enerji ve kaynak

tüketiminin hızlı artışı ekonomiyi sarsmaya başlamış ve buna parallel olarak aynı

tüketim alışkanlıkları ekolojiyi de hissedilir derecede etkilemeye başlamıştır. Enerji ve

kaynakların önemli bir kesiminin yapılarda tüketildiği düşünelecek olursa bu durum

mimaride ekolojik yaklaşımı bir zorunluluk haline getirmiştir. Daha önceleri bir lüks

olarak görülen mimaride ekolojik olma fikri artık ekonominin de bir uzantısı haline

gelmiştir (Akova, 2008).

Günümüzde kapsam ve anlam bakımından daha geniş çerçeveden bakılan ekolojik

tasarım yaklaşımlarının birçok tasarımcı tarafından farklı yorumlandığını ve farklı

unsurları ön plana çıkaran tasarımlar ortaya koy duğunu görebiliriz. Geleneksel

tekniklerden yararlanma, yerel malzeme kullanımını öne çıkaran Hassan Fathy, iklimsel

koşulların tasarım dilini oluşturan Raj Rewal, geri dönüştürülebilir malzeme kullanımını

ile hızlı ve etkin çözümler sunan Shigeru Ban, ekolojik tasarım ilkelerini sosyal açıdan

duyarlılığın bir parçası olarak gören Joe Noero, tasarıma enerji verimliliği ve uygun

teknoloji kullanımı ile bakan Norman Foster ve Behnish, yöresel tasarım ilkelerine

kulak veren Renzo Piano, ekoloji ve felsefeyi tasarımlarında buluşturmaya özen

gösteren Kurukowa ve ekolojik tasarımın babası adını kendine maleden Kean Yeang

vb. tasarımcılar ekolojik açıdan farklı tasarım örnekleri ile karşımıza çıkarlar.

Verilen örneklerden de anlaşılacağı gibi, sanayi devrimi öncesi uygulanan geleneksel

yapım teknikleri, 20. yüzyılda çevre sorunlarının artmasıyla, tekrar araştırılmaya

başlamıştır. Günümüz koşullarına göre bu tekniklerin daha da geliştirilerek mimaride

denendiği örneklerin sayısı artmaktadır. 20. yüzyıl’ın ikinci yarısında yapılan

projelerde, doğayla uyumlu yapı tasarımı çerçevesinde; yapıda yerel malzemelerin

kulllanımı, mevcut araziye ve iklime uyumlu tasarım gibi prensiplerin ötesine gidilmiş,

yapıyı doğanın bir parçası olarak tasarlama anlayışı da geliştirilmiştir. Doğayla uyum

içerisinde, hem doğayı koruyan hem de doğanın olumsuz koşullarından kendini

koruyabilen yapılar tasarlama fikri doğrultusunda yapılar inşa edilmektedir.(Güvenç,

2008).

Doğayla barışık olma amacıyla tasarlanan ve uygulanan yapıların, uzun vadede

kullanıcıya ve doğaya sağladığı faydaların, tasarımcılar ve kullanıcılar vasıtasıyla

Page 33: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

15

uygulanmış örnekler üzerinden gözlemlenmesi sonucunda yaygınlaşması

beklenmektedir.

İç Mimarlık Disiplinlerinin Zaman İçinde Etkileşimi ve Gelişmesi

Aşırı enerji kullanımından kaynaklanan çevre sorunlarının önüne geçmek ve enerjiyi

etkin bir biçimde kullanabilmek amacıyla, iç mimarlık dalı açısından gerekli tasarım

kararlarının alınması önemlidir. Bu kararların alınabilmesi için aşağıdaki konulara

dikkat edilmesi gerekmektedir.

Mekân organizasyonun çevresel verilere uygun yapılması: Mekânın yapı içerisindeki

konumu, mekânlar arası fonksiyon ilişkilerinin yanında iklimsel konforu ve enerji

tasarrufunu etkileyen önemli değişkenlerdendir. Bu bağlamda ortak fonksiyon ve konfor

koşullarına sahip mekânların birlikte, sıcak ya da soğuk mekânların tampon bölge

oluşturacak ve yapı içindeki hava hareketini engellemeyecek şekilde konumlandırılması

öngörülmektedir. Mekânların bu ilişkisi oluşturulurken, yapının yön durumundan

referans alınmalı, ısı ve aydınlık ihtiyacı yüksek olan birimler güney yönüne, az

aydınlık ve ısı ihtiyacı olan depo, kiler ve ıslak hacimler gibi birimler kuzey yönüne

yerleştirilmelidir. Böylelikle, maksimum düzeyde doğal aydınlatma, ısıtma ve

havalandırma sağlanacak ve yapay sistemlere bağlı enerji tüketimi azaltılacaktır.

(Edwards, 1999 ve Jones, 2008).

Mekânlarda tasarlanan avlu, iç bahçe ve galeri gibi öğeler yapıya görsel zenginlik

katmanın yanında mekânlar arasında doğal havalandırma ve aydınlanmaya imkân

tanırlar. Hava hareketini engellemek için mekanlar arasında mümkün olduğunca az

bölücü duvar kullanılması ve düşey sirkülasyon elemanlarının yapının merkezine

konumlandırılarak havalandırma kanalı görevi görmesi sağlanabilir. Böylesi bir

anlayışla kurgulanan mekân organizasyonu, enerji tüketiminin azalmasının yanında iç

mekân çevre kalitesinin artırılmasını sağlayacaktır. İç mekân çevre kalitesini etkileyen

etmenler toksik malzeme miktarının yanında doğal aydınlatma ve havalandırmadır.

Doğru bir mekân organizasyonu ile yeterli doğal aydınlık ve havalandırma düzeyinin

sağlanması, iç hava kalitesi değerine katkıda bulunarak, kullanıcı konfor koşullarını ve

verimliliğini artırmaktadır (Jones, 2008).

Page 34: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

16

20. Yüzyıldan Günümüze Ekolojik Tasarım İlkererine Yaklaşım

1.ve 2. Dünya Savaşı sonrası’ndan itibaren bilim, teknoloji, otomasyon ve bilgisayar

teknolojileri büyük bir hızla gelişmiştir. Her keşif ve ürünle yeni iş alanları açılmış,

ekonomi büyük bir hızla büyümüştür. Doğayı sınırsız bir kaynak olarak gören tüketici

ekonomisi, toplumu ve pazar odaklı küreselleşme, kaynakların kontrolünü ele geçirmiş,

tüketiciliği üst düzeyde teşvik etmiş ve üretimi de katlanarak arttırmıştır. Kontrolsüz

endüstürileşme ve fosil yakıt kullanımının giderek yükselmesi, yerküre ve atmosferde

bulunan atık, kirlilik ve sera gazı oranını büyük ölçüde arttırmış, bu yoğun baskılar ise

biyo-iklimsel döngüler ve ekosistemi bozma noktasına getirmiştir. İklim değişikliği,

çevre kirliliği, doğal kaynakların hızla tükenmesi gibi pek çok tehlike ile başbaşa kalan

alarm durumundaki dünya için çevre bilincinin global anlamda yerleşmesi ve her

bireyin, her kuruluşun, her devletin üzerine düşen sorumluluğun gereklerini yerine

getirmesi yaşamsal önem taşımaktadır (Aytıs ve Polatkan, 2010).

Çevrenin doğaya zarar vermemesi ve ekosisteme katkıda bulunabilmesi için “Ekolojik

Tasarım”, 21. yüzyılın her geçen gün gelişen ve büyüyen ekonomik/fiziksel verimliliğin

devam ettirilmesi anlamına gelmekte; bütünün sürdürülebilir olabilmesi için bütünü

oluşturan parçaların da sürdürülebilir olması gerekmektedir. Binaların, insan

aktivitelerinde kullanılan enerjinin %50’sinden sorumlu olduğu göz önünde

bulundurulduğunda mimaride ekolojik çözümlere yönelmenin ne denli önemli olduğu

anlaşılmaktadır (Aytıs ve Polatkan, 2010).

Yapılarda kullanılan malzemenin yakın çevrede bulunup bulunmadığı , üretim-inşa

alanı arasında harcanacak enerjiden tasarruf etmek adına oldukça önemlidir .Örneğin,

geleneksel yapım teknikleri ve yerel malzemelerin kullanıldığı, tamamen içinde

bulundukları çevrenin bir ürünü oldukları için doğal ve kendiliğinden olan

sürdürülebilir yapılardır (Şekil 1.16).

Şekil 1.14. Vernaküler yapılardan bir

örnek(Aytıs ve Polatkan, 2010).

Page 35: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

17

Ekolojik malzemeler, çoğunlukla yeniden kullanılabilir, yenilenebilir, veya geri

dönüştürülebilir/dönüştürülmüş malzemelerden oluşmaktadır. Bu nitelikte malzemelere

örnek olarak koyun yünü, kağıt paneller, sıkıştırılmış toprak, kerpiç, pişmiş toprak, kil,

keten, ahşap, fiber, kumtaşı, molozlar, yeniden kullanılabilir tuğla, kesme taşlar,

volkanik sünger taşı ve vs... gösterilebilir. Bambu, çabuk büyüyen çevre dostu bir

malzeme olsa da Türkiye’de yetişmemekte, bu durumda sadece yetiştiği çevre açısından

ekolojik olma niteliği taşımaktadır. O halde, yapıların bulunduğu coğrafi konuma göre

ekolojik anlamları ve her ortam için uygun ekolojik malzeme kullanımı da farklılık

göstermektedir .Son yıllarda ürün veya hizmetlerin çevresel etkilerini değerlendirmek

için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Örneğin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD),

hammaddenin çıkarılma, işlenme, paketlenme, taşınma, inşa, kullanım, gerektiğinde

bakım ve onarım, ömrünü tamamladığında atılma, geri dönüştürülme ve yeniden

kullanıma hazır hale getirilme süreçleri üzerinden yapılmakta; bu sayede malzemelerin

yaşam döngülerindeki çevresel performans ve potansiyel etkiler belirlenmeye

çalışılmaktadır (Aytıs ve Polatkan, 2010).

Mimarlık ve teknoloji arasındaki ilişki yapı malzemelerinin ekolojik açıdan

dönüşmesinin de önünü açmıştır. Malzeme, salt taşıyıcı bir öğe olmaktan çıkmış ve

yapıya, hem görünüşü hem de tasarımcının ifade yeteneği ile yapıya estetik bir değer

katan yapı bileşeni haline gelmiştir. “Yarı şeffaf beton, eklemsiz bina, ihtiyaca göre

konumunu değiştirebilen, kendi kendini tamir edebilen binalar, güneşin durumuna göre

uzayıp kısalan güneşlikler gibi fikirler olabilir” (Renzo Piano, 1998).

Ekolojik kaygılar sebebiyle, günümüzde doğal malzemeye yönelik yoğun bir eğilim

mevcuttur. Geleneksel malzemelerin, teknolojik gelişmelerden faydalanarak farklı

uygulama alanları araştırılmakta ve yapıları da geliştirilmektedir. Örnek olarak

Kalforniya, Napa Vadisi’nde ,Herzog&de Meuron firması tarafından tasarlanan

Dominus şarabı için kurulan şaraphanedeki taş kullanımı verilebilir (Şekil 1.17). “Yerel

bazalt taşlarının istenirse tamamen geçirimsiz istenirse de gün ışığını sızdıracak şekilde

yerleştirilebildiği sepet benzeri çelik strüktür yapıyı ısı farklılıklarından da

korumaktadır” (Anon, 2000, s.114).

Page 36: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

18

Şekil 1.15. Dominus şaraphanesi (Openhousebcn, 2015)

İnşaat atıklarından ayrıştırılan betonun ağırlığı azaltılarak üretilen ‘hafif beton’; içine

organik fiberler konularak daha dayanıklı ve pürüzsüz ve hafif bir malzeme olarak

üretilmektedir (Yılmaz, 2006). Kurzweil’in (1999) aktardığına göre “Çeşitli ebatlarda

bloklar şeklinde üretilebilen ve ısı yalıtımı da uygulanabilen duvarlar 20m’ye kadar

ışığın oranında hiç bir azalmaya neden olmadan ışığı geçirebilmekte, basınç dayanımı

betona eşdeğer olduğundan taşıyıcı olarak da kullanılabilmektedir” (Kurzweil,1999)

(Şekil 1.19).

Şekil 1.16. Litra Con (Litracon, 2015)

Bahsedilen malzemelerin yanısıra farklı tasarım uygulamalarına imkan veren ve henüz

kısıtlı alanda kullanılan akıllı malzemeler ve ekolojik tasarıma yardımcı olan ve enerji

tasarrufunda etkisi olan doğru tasarım yöntemleri geliştirilmektedir.

Page 37: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

19

BÖLÜM 2

ÇOK KATLI KONUT YAPILARIN TARİHSEL GELİŞİMİ VE

EKOLOJİK TASARIM İLKELERİ

2.1. ÇOK KATLI KONUT YAPILARIN TARİHSEL GELİŞİMİ

Yaşadığımız çevre sürekli değişim içindedir. Kentlerde imara uygun alanların sınırlı

olması buna karşılık sürekli artan dünya nüfusu nedeniyle yatayda büyüme şansı

bulamayan kentlerin; düşeyde gelişmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu bağlamda, çok

katlı binaların inşa edilmesi bir gereksinim olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak, yüksek

binalar her zaman için aşırı enerji tüketicisi olmuştur. Bu aşırı enerji tüketimi sonrasında

ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yüksek binaların tasarım ilkeleri sorgulanmış, 90’lı

yıllar ile birlikte, çok katlı yüksek binaların, ekolojik tasarım ilkeleriyle tasarlanması ve

inşa edilmesi eğilimi görülmeye başlanmıştır. Ancak günümüzde çokça talep gören ve

geniş uygulama alanı bulan yeni yüksek binaların tasarımlarında daha yoğun bir şekilde

‘‘ekolojik’’ kaygısı hissedilmektedir (Güleryüz ve Dostoğlu, 2012).

İlk sürdürülebilir gökdelen olarak Frank Lloyd Wright’ın tasarladığı, 1956 yılında

Oklahoma’da inşa edilen ‘Price Tower’ binası örnek gösterilebilir (Şekil 2.1). Bu

binanın ‘sürdürülebilir’ nitelikte olmasını şu özellikleriyle açıklayabiliriz: (Güleryüz ve

Dostoğlu, 2012);

a) Binada, dönemin modernist ideali olan cam cephe reddedilmiş ve noktasal pencereler ile

daha saydam bir cephe oluşturulmuş, bu sayede iklimin aşırı sıcaklarına karşı yalıtım

sağlanmıştır.

b) Yapı cephesinde konumlandırılan yatay ve dikey ışık rafları, güneş ısısı ve ışığının

binaya etkisi kontrol altına alınabilmektedir.

c) Bina programı, kompakt ve karma kullanımı desteklemektedir; binada büro ve

konut alanlarının aynı kulede yer alması, binanın sosyal sürdürülebilirliğini

arttırmaktadır.

Page 38: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

20

Şekil 2.1-Price Tower/Oklahoma (Archdaily, 2015)

Yüksek Yapı Kavramına İlişkin Tanımlar

İnsanoğlu varolduğu günden bu yana, yükselme özlemi içerisinde olmuştur. Bunu

önceleri barınma yerlerini yüksek yerlerden seçerek, sonraları ise kendileri için kutsal

olan mekanları yüksek yerlere inşaa ederek göstermiştir. İnsanoğlu için yüksek olan

şeyler her zaman destansıdır ve ayrıcalıklı bir yeri vardır. Günümüzde ise, dünyanın

çeşitli yerlerinde yüksek yapılar artık ihtiyaçları karşılamak ve imaj oluşturmak için

yapılmaktadır. Yerine ve zamanına göre yükselme isteğinin farklı anlamlar taşıdığı

görülmektedir (Turan, 2003).

Sınırları ülkeler arası farklılık gösterse de, belli bir yüksekliği aşan yapılar için, yüksek

yapı, çok katlı bina, gökdelen ya da kule bina gibi tanımlar kullanılmaktadır. Son

Page 39: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

21

katının tavan kotu 30 metreyi aşan ve ya toplam kat sayısı bodrum kat ile birlikte 13’ten

fazla olan yapılar yüksek yapı kategorisine girmektdir.

1996 yılında A.B.D.’de kurulmuş olan Yüksek Binalar ve Kentsel Yerleşimler

Konseyi’ne göre (Council on Tall Buildings and Urban Habitat - CTBUH), yüksek yapı

kavramının mutlak bir tanımlaması olmayıp, yüksekliğin aşağıdaki kriterlere göre

ölçülüp tanımlanabileceği öne sürülmektedir (Taştan, 2012):

a. Çevre dokusuna göre yükseklik: Yükseklik tanımı, yapının bulunduğu çevre

dokusuyla yakından ilişkili niteliksel bir değerdir (Şekil 2.2). Örneğin 14 katlı bir yapı

Chicago ve New York’un şehir dokusu içinde yüksek olarak tanımlanmazken, aynı yapı

Avrupa şehirlerindeki tarihi bir doku içinde ya da kırsal bir yerleşimde yüksek olarak

tanımlanmaktadır.

b. Oran: Yükseklik aynı zamanda oransal bir kavramdır. Dünyanın çeşitli yerlerinde

çok yüksek sayılamayacak, ancak çok narin görünümlü binalar bulunmaktadır (Şekil

2.3). Bunun yanı sıra yüksek olup, taban alanının büyük olmasından dolayı yüksek

olarak tanımlanamayacak binalar da vardır. Dolayısıyla yükseklik kavramı yapının

narinliği ile de ilişkilidir.

c. Yüksek bina teknolojileri: Yüksek bir yapı ileri düzeyde düşey ulaşım teknolojileri,

yatay rijitleştirme sistemleri ve strüktürel çaprazlamalar, hızlı yapım yöntemleri gibi

teknolojilerden yararlandığı durumlarda yüksek bina olarak tanımlanmalıdır (Şekil 2.4).

Şekil 2.2 Yüksek yapı

tanımlamasında çevre dokusu

önemli bir kriterdir (Ctbuh, 2015)

Şekil 2.3 Yüksek yapı

tanımlamasında yapının narinlik

oranı önemli bir kriterdir (Ctbuh,

2015)

Şekil 2.4 Yüksek yapı

tanımlamasında yapıda kullanılan

ileri teknolojiler önem

kazanmaktadır (Ctbuh, 2015)

Page 40: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

22

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1870’lerde yapı malzemeleri, taşıyıcı sistemler ve

düşey sirkülasyon sistemleri (asansör) teknolojilerinin ilerlemesiyle birlikte, şehirlerde

gelişen iş hacminden doğan ihtiyacı karşılamak maksadıyla 10 katı geçen büro binaları

yapılmıştır. Bu binalar ‘skyscraper’ (gökkazıyan) olarak adlandırılmıştır. Bu tabir,

Avrupa dillerinde de benzer karşılıklar bulmuştur. Fransızca’da ‘gratte-ciel’

(gökkaşıyan), Almanca’da ‘Hochhaus’ (yüksek yapı) veya ‘Wolkenkratzer’

(bulutkaşıyan) gibi tabirler kullanılmıştır.İngilizce’ de ise yüksek yapılarlarla ilgili

‘skyscraper’ sözcüğünden ayrı olarak başka tabirler de kullanılmıştır. High Rise

Building: ‘High’ kelimesinin Türkçe karşılığı ‘yüksek’tir. ‘Rise’ ise; ‘doğuş, yükseliş,

artış’ anlamlarına gelir. ‘Building’ de ‘yapı, bina’ demek olduğuna göre, ‘High Rise

Building’ çevreye göre yükselen binalar için kullanılır. Tall Building: ‘Tall’ kelimesinin

Türkçe karşılığı ‘uzun, yüksek’ tir. ‘Tall Building’ tabiri de taban boyutlarına oranla

yüksekliği fazla olan yapılar için kullanılır (Arslanoğlu, 2006).

Türkiye’ de yüksek yapıların ortaya çıkışı 19. yüzyıl sonunda olmasına rağmen,

yaygınlaşması ikinci Dünya Savaşı sonrasını bulmuştur. 1950’li yıllardan sonra 20 katı

bulan binalar yapılmıştır (Bayır, 1988).

Yüksek yapılar ilk olarak 1880-1900 dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nde

yükselmeye başlamıştır. 1871 yılında Chicago merkezindeki büyük yangın sonrasında

kent merkezindeki arsa fiyatlarının artması; yeni yapı teknolojisi ve de yapım

tekniklerini geliştirme yollarının aranmasına neden olmuştur. “Bu bağlamda William Le

Baron Jenney, Louis Sullivan, Dankmar Adler, Daniel H. Burnham ve Martin Roche’un

öncülüğünde “Chicago Okulu” adıyla yeni bir ekol doğmuş ve çelik iskelet sistem

geliştirilerek ilk yüksek yapılar yapılmıştır”(Begeç, 2008, s. 11). 1885 yılında

Chicago’da William Le Baron Jenney tarafından yapılan “Home Insurance Building”,

“Yüksek Binalar ve Kentsel Yerleşimler Konseyi (CTBUH)” tarafından dünyanın ilk

yüksek binası olarak kabul edilmiş, tescillenmiştir. Çelik çerçeve strüktürünün verdiği

avantaj ile cephede elde edilen boşluklar pencere olarak tasarlanmıştır (Şekil 2.5)

(Begeç, 2008).

1885 yılında Burnham&Root’un Chicago’da yaptığı ‘Reliance Binası’da tarihteki ilk

gökdelenler arasındadır. 60 m. yüksekliğinde ve 15 katlı olan binanın taşıyıcı sistemi

çelik çerçeveden yapılmıştır. (Sev, 2001).

Page 41: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

23

1880-1900 yılları arasında yapılan çerçeve sistemli yüksek yapılar, yüksek yapı

gelişiminin ilk devresi ve Chicago Okulu Dönemi yapıları olarak adlandırılır. Çünkü

asansörün icadı ve kullanılmaya başlanması bu dönemde olmuştur. Bu dönemde

Chicago görülmemiş bir hızla yeniden inşa edilmiştir. Bu dönemdeki yüksek yapıların

kütle biçimlenme özellikleri; 19. yüzyılda dünya mimarlığında hakim olan geçmiş

üslupların görsel olarak yeniden canlandırılması anlayışı biçimindedir. Ayrıca özellikle

oran ve strüktürel kütle biçimi, anlatım aracı olarak kullanılmıştır (Korkmaz, Aslı ve

Zeliha, 2010). Teknolojik gelişmeler açısından, çelik çerçeve elemanlarının yangından

korunma amacıyla tuğla gibi malzemelerle giydirilmeye başlanması bu döneme rastlar

(Sev, 2001).

I. Dünya Savaşı öncesinde yapılan yüksek binalardan en önemlisi 60 kat sınırına ulaşan

‘Woolworth Binası’dır (Şekil 2.6). Cephesi Gotik motiflerle süslenmiş ve terracotta

malzemesiyle kaplanmıştır. 241 metre yüksekliğindeki binanın mimarı Cass Gilbert’dir.

Katedral tarzı karma kullanım binalarının ilk örneği olan, kule formuyla gelecek

dönemlere ışık tutan ve ticari bir katedral olarak nitelendirilen yapı çelik kolon ve

kirişlerle taşınmıştır. Bu savaş sırasında yüksek binaların yapımı bir durgunluk

dönemine girmişse de, savaştan sonra daha büyük bir hızla devam etmiştir (Taştan,

2012) .

Şekil 2.5. Home Insurance Building

(Chicagoarchitecture, 2015)

Page 42: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

24

1930-1950 arası dönemde çelik yapı sistemlerindeki gelişmeler devam etmiş çekirdekli,

çerçeve tüp sistemler kullanılmıştır. Cephede ise daha hafif malzemelerin strüktürü

oluşturduğu görülür (Taştan, 2012).

Bu yıllarda II. Dünya Savaşı’nın tetiklediği bir ekonomik krizin neticesinde dönem

yapılarının genelinde ekonomiklik ve mühendislik kriterleri etkili olmaya başlamıştır.

Teknolojinin ilerlemesi sürerken aranan çözüm yolları neticesinde yapay aydınlatma ve

havalandırma sistemleri geliştirilmiş ve bu sayede yüksek yapıların daha etkin kullanımı

bu dönemlerde gerçekleştirilmiştir (Diamonstein ve Barbaralee 1988).

İkinci Dünya Savaşı sonrası 1940’lı yılların sonunda ve 1950’lerin başında ortaya çıkan

ve mimaride karşılaşılan “Az çoktur (less is more)” akımının izlerine yüksek yapılarda

da rastlanır. Bu dönemde binalarda fonksiyonellik ve rasyonellik ön planda tutulmuş,

süsleme ve motiflerden arınmış, malzeme ve strüktürünü doğrudan ifade eden yalın

tasarımlarla yapı teknolojik ve monolitik kutular olarak karakterize edilmiştir. Yüksek

yapılarda uygulanan taban, gövde, başlık şeklindeki biçimlenme özelliği terk edilmiş,

yerine zeminden çatıya kadar aynı geometrik biçimde tasarlanmış cam ve çelikten

oluşan saf biçimler ve tablalı-podyumlu prizma biçimleri kullanılmaya başlanmıştır.

1952’de tamamlanan ‘Lake Shore Drive Apartmanları’ giydirme cam kaplamalarıyla

dönemin önemli yapılarındandır (Şekil 2.7). 24 kattan oluşan bu bina kolon yerleşimleri

ve kiriş yükseklikleriyle, rijit düğüm noktalı, iç çekirdek bağlantılarıyla rijitliği

artırılmış modern çerçeve örneğinin başlangıcı niteliğindedir ve çerçeve açıklıkları,

cephe oranları ve detayları açısından yüksek bina tasarımına yeni bir anlayış sunmuştur

(Özgen ve Aydan, 1989).

Şekil 2.6. Woolworth Building

(Thewoolworthtower, 2015)

Page 43: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

25

20. yüzyıl’ın ikinci yarısında betonarmenin kendine özgü niteliklerinin araştırılıp ortaya

konması ile betonarme çok katlı binaların gelişimi de hızlanmış, işlev ve estetiğe ağırlık

veren çözümler ön plana çıkmıştır. Buna en güzel örneklerden biri Chicago’da, 1963’te

Bertrand Goldberg’in tasarlamış olduğu ‘Marina City Kuleleri’dir (Şekil 2.8). Silindirik

bir geometrik forma sahip bu 60 katlı ikiz kuleler betonarmenin monolitik karakterini

açıkça sergilemektedir (Özgen ve Aydan, 1989).

1961’de yapımı tamamlanan 43 katlı, 122 m. yüksekliğindeki ‘DeWitt Chestnut

Apartman Binası’ (Şekil 2.9), 1968’de yapılan ‘Lake Point Tower’ (Şekil 2.10) değişik

geometrik formları ve cephe tasarımları ile yüksek bina tasarımına yeni bir anlayış

kazandırmıştır (Taştan, 2012).

Şekil.2.7. Lake Shore Drive Apartments

(Archimaps , 2015)

Şekil.2.8. Marina

City Towers

(wikipedia , 2015)

Şekil.2.9. DeWitt

Chestnut Apartments

Building (Som ,

2015)

Şekil.2.10. Lake

Point Tower

(Almrsal, 2015)

Page 44: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

26

Savaşın ve ekonomik sıkıntıların ardından 1960’lı yılların sonlarına gelindiğinde bu

dönem yüksek yapıların altın yılları olarak kabul edilmektedir. 1969 yılında Skidmore,

Owings ve Merril tarafından tasarlanan Chicago’da yapılan 100 katlı 344 m.

yüksekliğindeki ‘John Hancock Center Binası’ “süper yüksek” olarak adlandırılan

dönemin ilk örneklerindendir (Şekil 2.11). Taşıyıcı sistem olarak kafes kiriş ve

diyagonal elemanlı tüpler (tübüler sistem) kullanılmıştır. Cephede ise kolon, kiriş ve

ızgaraların arasındaki çapraz taşıyıcılar rijitliği sağlamıştır. Bina fonksiyonel olarak da

yüksek bina kavramına yeni bir anlayış getirmiştir. O zamana kadar yalnızca büro ya da

konut olarak tasarlanan yüksek binalara karşılık ‘John Hancock Center’; büro, konut,

kule, ticari alanlar gibi çeşitli karma fonksiyonların tümünü birden bünyesinde

barındırmaktadır (Taştan, 2012).

1980’li yıllara doğru Cam ve çelik gibi estetiği ön planda tutan endüstri devrimi sonucu

yaygınlaşan malzemelerin kullanıldığı yapıların, çoğunlukla dış cepheden de

algılanabilen taşıyıcı sistemleri bir bitmemişlik izlenimi vermektedirler. Bu dönemde

yapılan yüksek yapılarda mimari ifade ve fonksiyon arasında farklılık yaratan

tasarımlardan da kaçınıldığı görülür (Korkmaz, Aslı ve Zeliha, 2010). Post modern

kabul edilebilecek bir diğer önemli yapı 1998 yılında Şangay’da inşa edilen ‘Jin Mao

Binası’dır (Şekil 2.12) (Taştan, 2012).

Yirminci yüzyılın sonunda 1999 yılında kullanıma açılan ‘Arapların kulesi’ anlamına

gelen 321 metre yüksekliğindeki 60 katlı dünyanın en büyük ve gösterişli oteli olan

‘Burj el Arap Binası’, Dubai’nin simge yapısı haline gelmiştir. Mimar Atkins tarafından

Şekil.2.11. John Hancock Center Building

(Openbuildings, 2015)

Page 45: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

27

tasarlanan otel ana karaya eğik bir köprüyle bağlanan yapay bir ada üzerine inşa

edilmiştir (Şekil 2.13) (Taştan, 2012).

2000’li yıllara gelindiğinde artık gökdelenler, yükseklik sınırlarının zorlanmaya

başlandığı örneklerle karşımıza çıkmaktadır. bu dev binaların en sonuncusu ise

dünyanın en yüksek binası olma rekorunun da sahibi olan 2009 yılında yapımı

tamamlanan ‘Burj Dubai Binası’dır. Ofis olarak kullanılan 818 metre yüksekliğindeki

dev gökdelen Skidmore, Owings & Merril tarafından tasarlanmıştır (Şekil 2.14) (Taştan,

2012).

Türkiye’de Çok Katlı Yapıları ve Gelişimi

1960’larda Türkiye’de çok katlı yapıların yapımına başlamasının nedenlerinin başında,

şirketlerin imaj yaratma arzusu, güç ve zenginlik göstergesi isteğidir. İmar

Şekil.2.12. Jin Mao

Tower (Flickr, 2015)

Şekil.2.13. Burj el

Arap

(wikipedia,2015)

Şekil.2.14. Burj Dubai

(wikipedia,2015)

Page 46: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

28

yönetmeliklerine göre çok katlı yapı yapımı yasak olmasına rağmen, bazı koşulların

zorlanması sonucu özellikle Ankara ve İstanbul’da yüksek yapılar yapılabilmiştir.

(Başoğlu, 2007)

Türkiye’de özellikle 1970’lerin ortalarına kadar daha ihtiyatlı davranılarak 25 katı

geçmeyen betonarme taşıyıcı sistem kullanılarak inşa edilmiş, 1985 yılından sonra ise

yüksek yapı yapımında önemli ölçüde bir artış görülmüştür. Türkiye, Ankara’da Ulus İş

Hanı, Emek İş Hanı (73 m) , İş Bankası Genel Müdürlük Binası (90 m) ilk örneklerdir.

Mersin, Cengiz Bektaş tarafından 1987 yılında tasarlanan Mersin Gökdeleni yapısı

yıllar boyunca Türkiye’de unvanı elinde bulundurmuştur. 20.yy.’ın sonlarında yarışın

hızlandığı Türkiye’de özellikle İstanbul’da birçok yüksek yapı yapılmıştır. Bunlar

arasında Akbank İkiz Kuleleri (158 m), Tekstilkent Plaza 1 (168m), Şişli Plaza (177 m)

ve İş Bankası Kule 1 (181 m) yapıları yarıştaki son dönem örneklerdir (Durmuş. 2010).

21. yüzyıla, öncelikle ofis olarak kullanılmak üzere inşa edilen bu yüksek yapıların artık

konut olarak kullanılmaya başlandığı, başka bir deyişle, Türkiye’de önemli sayıda

rezidansların inşa edildiği ve bu yapıların toplum tarafından büyük rağbet gördüğü

görülmektedir (Durmuş. 2010).

İstanbul’da rezidanslar, ya da başka bir deyişle “yüksek binalardaki lüks apartman

daireleri” ilk defa 1993 yılında görünmeye başlanmıştır. İstanbul’daki rezidansların ilk

Şekil.2.15. Emek İş Hanı Kızılay, Ulus İş Hanı

Page 47: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

29

örnekleri Etiler’deki Akmerkez (şekil 2.16), BJK Plaza, Polat Plaza, Beşiktaş’taki

Selenium Rezidans ve Metrocity, Şişli’deki Elit Rezidans olmuştur (Yoldaş , 2008).

2.2. ÇOK KATLI KONUT YAPILARDA EKOLOJİK TASARIM İLKELERİ

Geçmişin mimari çözümlerinan yola çıkarak elde edilen ekolojik mimarlık kavramı;

çevreyi biyolojik, kültürel ve psikolojik boyutlarıyla önemsiyor ve binanın tasarımından

uygulama-kullanma-yıpranma-yıkım ve sağlıklaştırma aşamasına kadar olan süreçte,

ekolojik sistemlerine uyum sağlayabileceği, mevcut malzeme ve yenilenebilir enerji

kaynaklı sistemlere kullnaımına özen gösterebileceği ve bu sayede çevreye zararlı atık

madde üretimini önleyerek doğal kaynaklar ve yaşamın gelecek nesillere bozulmadan

aktarmayı amaçlayan, insana saygılı mimari oluşumu hedefleyen yaklaşımlardan

oluşmaktadır (Ozek ve Kısaovalı, 2007).

Ekolojik mimarlıkta; çevre kirliliğini minimum seviyeye indiren, yerel yaşamda, yapı

kültürünün korunmasını sağlayan ve mimari dil ve bütünlüğe olumlu yaklaşan özgün

ekolojik yapılar tasarlanmalıdır. Yapılar sağlıklı, güvenilir, doğal malzeme ile

oluşturulmalıdır.

Yılmaz’a (2007,s.75) göre “ekolojik yapıların tüm bu faydalı tarafları göz önüne

alındığında, tasarım ilkelerinde de vurgulanması gereken önemli noktalar olduğu göze

çarpmaktadır”. Bu noktalar;

-Enerji: Herhangi bir medeniyetin varlığının ön koşuludur. Fosil yakıtların tüketimi

çevre problemlerinin en önemlilerindendir. Çevre sorunlarının çoğu fosil yakıtlara

bağımlı sistemin sonucudur.

Şekil.2.16. Akmerkez, Cumhüriyet

Gazetesi Arşivi

Page 48: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

30

-İklim: Sabit bir strüktür olarak mimarlık, hem insanların hareketleri hem de güneş ve

iklimin hareketleri ile mücadele etmek durumundadır. ‘Sabit’ bir oluşum olan

mimarlığa, ekolojik uygulamalar tasarım ile yüklenebilir. Mimarlık iklime çevap

vermelidir. Örneğin; kutuplarda yaşayan insanlar, hava akımlarını en az şekilde geçiren

ve dış alan ile iç mekân arasında minimum alanlı bir iletişim kuran bir yapı dili bularak,

dondurucu havalara karşı koyabilecek bir yapı düzeni içinde yaşamaktadırlar. ‘Igloo’

olarak adlandırılan bu yapı, kar ve buz kullanılarak yapılmıl olup, ısı tasarrufu sağlayan

bir mühendislik çalışması olarak kabul görmektedir.

-Yapı Malzemeleri: Yapı malzemelerinin çevreye olan etkileri ve kaynak kullanımı

araştırılmalıdır. Malzeme seçimi yapılırken, hammadde kaynakları, üretim ve araziye

ulaşım, inşa, kullanım ve son olarak yeniden kullanım gibi konular sorgulanmalıdır.

Sanayinin talep edilen ürünleri daha az malzeme, kaynak ve enerji tüketerek

üretebilmesi yaklaşımı ile “eko-yeterlilik” yani ekonomik büyümede sürdürülebilirlik

kavramı ortaya çıkmaktadır. “Azaltmak (reduce), yeniden kullanım (reuse), yeniden

dönüşüm (recycle)”, eko-yeterliliğin pöpüler sloganıdır.

-Kent Mekanlarına Bütüncül Yaklaşım: Bireylerin refahı ve dolayısıyla sosyal yapısı,

içinde yaşanması keyifli ve iyi tasarlanmış bir çevrenin mevcudiyetiyle ilişkilidir.

Niteliksiz şekilde planlanmış konut bölgeleri ve yetersiz şekilde sağlanan ulaşım ve

sosyal olanaklar, insanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta, toplumsal katılımı

azaltmakta ve iş verimini düşürmektedir.

-Yerleşim ve Arazi Kullanımı: Yaşanabilir topluluklar için toplu taşıma halkaları ve

yaya dostu stratejiler ile karma-kullanım yöntemleri geliştirilmelidir. Planlama ve

tasarım ile yaratılabilen arazi ve mimarlığın yeterliliği ne kadar çok olursa çevreye

verilen zarar azalır. Her yerleşim alanının konumu, topoğrafyasını, organizmaları,

bitkileri, güneş ışığı, rüzgarı ve iklimi kendine özgüdür.

-Kimlik: Var olan çevrenin anlaşılması yolu ile kendine özgü bir dünya kazanmaktır.

Genel olarak, var olan çevrenin yaşanabilir bir ortam olabilmesi için insan tarafından

yorumlanabilmesi gerekmektedir. Kent yerleşimlerinde kimliğe ulaşmak için ‘yer

duygusunun’ yaratılması önemli bir faktördür.

Page 49: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

31

-Yeşil Alanlar: İnsanların kaynaşması ve toplumun gelişmesi için gerekli olan kent

içindeki yeşil alanlar, insan eylemlerine, iklimlerin dengelenmesine ve ekolojik

farklılığa, insanları birbirinden ayırmadan yardımcı olmaktadırlar. Böylece insan

yaşantısının kalitesini artırmaktadırlar.

-Ölçek: Son 50 yıldır mimarlık, tecrit edilmiş arazilerde duvarlarla çevrilmiş ve kilitli

kapısı olan, tecrit edilmiş anıtsal yapılar üzerinde yoğunlaşmıştır. Toplumu şaşırtmayı

güden büyüklük, heybetlilik ve teknolojik başarılar moda olmuştur. İnsan ölçeğine

yakın mimari, mega-strüktürlere mantıklı bir alternatif oluşturmaktadır. Fakat küresel

nüfus fazlalığı ve toplu konut ihtiyacı bu çözüme soru işareti konulmasına neden

olmaktadır. Bu durumda tercih edilen seçim; kent dışına doğru yaygınlaşmayan, kent ile

ilişkili olan kümelenmiş, bloklardan oluşmalıdır.

-Şantiye ve Yapım: Bölgenin yerel verileri analiz edilir, zamanlama ve enerji kullanımı

akılcı şekilde planlanır. Mevcut yeşil dokuya zarar verilmez, hava, su ve gürültü kirliliği

yaratılmaz. Geri donüşümlü malzeme kullanılır, atıklar kontrol edilir.

-Yıkım: Binanın ekonomik ömrü, verimli kullanım süresi ve sonrası önceden planlanır

ve gerekli öngörülerde bulunulur.

-Eğitim: Eğitim, yapılı çevrenin önemine dair bilincin toplumda oluşturulabilmesi için

kullanılması gereken en önemli araçtır. Yüzyıllardır tarihi süreç içinde insanoğlu,

saydığımız temel ilkelerin, güneşin varlığına ve güneşten gelen yaşamın, enerjinin,

bereketin bilincinde olmuşdur. Buna dayanarak, yaşama mekânını güneş ışığından en

fazla yararlanabilecek, rüzgarı enerjisinın klimatik konfor koşullarınıdan

faydalanabileceği şekilde inşa etmiştir.

Page 50: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

32

BÖLÜM 3

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ÇOK KATLI KONUT

BİNALARDA KULLANIM SİSTEMLERİNİN İNCELENMESİ

3.1. ÇEVRENİN TANIMI VE SORUNLARI

“Çevre”, çok kapsamlı bir kavram olduğu için, birçok kaynakta farklı biçimlerde

tanımlanmaktadır. “Türk Çevre Mevzuatının temelini oluşturan Çevre Yasası’nda çevre,

bütün vatandaşların ortak varlığı olup, hava, su, toprak, bitki ve hayvan varlığı ile doğal

ve tarihsel zenginlikleri içermektedir” (Hamamcı ve Keleş,1993,s. 15). Çevre : “bir

organizmanın veya organizmalar toplumunun yaşamı üzerinde etkisi olan tüm

faktörlerin bütününü ifade eden bir terimdir. Canlıların yaşamasını ve gelişmesini

sağlayan fiziksel, kimyasal ve biyolojik faktörlerin bütünlüğüdür” (Çepel, 1995,s.45).

Kısaca bizim etrafımızda ve yaşantımızda olan yaşantımızı etkileyen her şeyi çevre

olarak tanımlayabiliriz.

18. yüzyılda gerçekleşen Endüstri Devrimi sonrasında başlayan ve gelişen sanayileşme

olgusu zaman içinde insan-doğa dengesinin bozulmasına sebep olmuştur. 20. yüzyılda

artarak devam eden teknolojideki ilerlemelerle doğal çevredeki sorunlar hızla artmıştır.

Sanayileşmede ilerlemeler kaydedilirken, çevre etkeni gözardı edilmektedir (Alkin ve

lkin, 1991). Küresel ölçekteki çevre sorunlarının ortaya çıkmasına en büyük etki ise; 2.

Dünya Savaşı’nı izleyen yıllardaki ekonomik kalkınma yarışı olmuştur (Berber, 2012).

Günümüzdeki başlıca çevre sorunları; küresel ısınma, su kirliliği, hava kirliliği, toprak

kirlenmesi, radyoaktif kirlenme, çölleşme, görüntü kirliliği, gürültü kirliliğidir. Artan

nüfus ve hızla gelişen teknolojinin duyarsızca kullanımı, doğal miras olan biyolojik

çeşitliliğin de dengesini bozmaktadır. Çarpık ve dengesiz kentleşme, yeşil alanların

eksikliği, bilinçsiz ve duyarsız bir şekilde oluşturulan yapay çevre, doğal dengeye en

büyük zararı vermektedir (Berber, 2012).

Çevre insanın tüm biyolojik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel faaliyetlerini sürdürdüğü

yerdir. Bu ortamda, varlıklar arasındaki madde ve enerji alışverişi sağlıklı ve dengeli bir

şekilde devam ettiği sürece yaşam da devam eder. Dolayısıyla insan da diğer canlılar ve

doğa ile uyumlu olduğu sürece varolacaktır. Ancak, ilk zamanlarında çevresine uyumlu

Page 51: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

33

davranan insan giderek aykırı müdahalesiyle bu uyumu bozmuştur. Yerleşik hayata

geçmesinden itibaren önce tarım alanları yaratmak için, sonra yeni yapılar inşa etmek;

sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerini geliştirmek; teknolojiyi ilerletmek adına

doğal kaynakları sınırsızca tüketmeye; havayı, suyu, toprağı kirletmeye başlamıştır

(Atasoy, 2009).

Çevrenin kirlenmesinin önemli sonuçlarından biri, ilk kez 1980’li yıllarda kamuoyuna

aktarılan küresel ısınmadır. Sera etkisi’nin rolü küresel ısınmının oluşumunda büyüktür.

Bu terim atmosferik bir dengesizliği ifade eder: Kömür ya da petrol gibi fosil yakıtların

yanması sonucu ortaya, başta karbondioksit olmak üzere bazı zehirli ve radyoaktif

özellikte gazlar salınır. Bu gazların dünya etrafında oluşturduğu tabaka, güneşten gelen

kısa dalgalı ışınları yüzeye ulaştırırkan, dünya üzerinden yansıyan uzun-dalga

ışınlarının çoğunu atmosfer bünyesinde tutar. Bu durum doğal sıcaklık dengelerini

etkiler ve sıcaklıkta artış, iklimsel özelliklerin bozulması, buzulların erimesi, denizlerin

yükselmesi, birçok canlı türünün ortadan kalkması gibi olumsuz sonuçlar doğurur

(Atasoy, 2009).

3.2. ENERJİ KAYNAKLARI

İnsanoğlunun kullanabileceği enerji kaynakları, çevreye etkileri ve tükenebilirlikleri

açısından 2 sınıfta toplanabilir. Bunlar: yenilenemez (tükenir, geleneksel, dönüşümsüz)

enerji kaynakları ve yenilenebilir (tükenmez) enerji kaynaklarıdır. Yenilenemeyen

enerji kaynakları; milyonlarca yıl öncesinden depolanan fosil yakıtları, petrol, doğalgaz,

kömür, turba (Torf) 1, petrollü kayalar ve nükleer enerji gibi kaynaklardır. Yenilenebilir

enerji kaynakları ise güneş, rüzgâr, biyokütle, hidroelektrik, hidrojen, jeotermal ve deniz

enerjilerinden oluşmaktadır (Mangan, 2006).

Fosil yakıtların Dünya’da sınırlı olduğunun ve küresel iklim değişikliği ile çevresel

problemlerin insan yaşamında ön plana çıkması, sürekli fosil kaynakların tüketimine

dayalı yaşam biçiminin daha uzun süre devam ettirilemeyeceğinin farkına varılmasını

sağlamıştır. Yapılan araştırmalar kapsamında elde edilen hesaplamalara göre, 2030-

2050 yıllar arasında petrol ve kömür gibi doğal kaynaklara ulaşım zorlaşacak ve

1 Turba, bitki materyallrın kısmi ayrışmasından oluşan süngersi bir malzeme şeklinde organik yakıttır.

(http://www.britannica.com/technology/peat).

Page 52: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

34

insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Fosil yakıtlara

bağımlılığın azaltılması, alternatif yakıt kaynaklarının kullanılması ve geliştirilmesi ve

kullanılan yakıtlardan mümkün olan en fazla verimin alınması, tanımlanan çevre

problemlerinin çözülmesinde önemli bir adımdır. Bu yüzden dünya çapında, enerji

üretimi ve etkinliği, alternatif enerji kaynaklarının kullanımı araştırılmaktadır (Mangan,

2006).

Enerji için kaynakların tek başına sürdürülebilir olması yeterli değildir. Sürdürülebilir

olmasına rağmen yaşamın sürdürülebilirliğini engelleyen kaynaklar da bulunmaktadır.

Bu nedenle enerji sistemlerin ve kaynakların yenilenebilir olması gerekmektedir (Aykal,

Gümüş, ve Özbudak Akça, 2009).

Yenilenemez Enerji Kaynaklarının Tükenmesi ve Mimaride Yenilenebilir Enerji

Kaynaklarına Yönelim

Sınırlı rezervlere sahip fosil yakıtların verimsiz şekilde kullanılması sonucu

yenilenemeyen enerji kaynakları tükenmektedir. Ayrıca çevre kirliliği, ozon tabakasının

delinmesi, sera etkisi ve iklim değişikliği, doğal kaynakların azalması, çölleşme, sel

felaketleri, çeşitli bitki ve hayvan nesillerinin tükenmesi sonucu ekolojik dengenin

bozulması, insanoğlunun fosil enerji kaynaklarını kullanması, kullanırken de ölçüyü

kaçırmasının sonucudur (Yazıcı, 2002).

Yapıların tasarım aşamasındayken enerji tüketiminin düşünülmesi, yapının konforunu

doğal yöntemlerle karşılanacak şekilde düzenlenmesi, hem kullanıcı adına hem de çevre

adına ekonomik ve çevresel açıdan yarar sağlayacaktır. Günümüzde sürdürülebilir bina-

yapım kavramı güncellik kazanmakta ve bina tasarımında doğal enerji kaynaklarından

daha fazla yararlanarak ekolojik, enerji ve ekonomik etkin çözümler yaratmak anlayışı

geçerli olmaktadır. Artık binalar, değişen iklim şartlarına karşı minimum enerji

kullanarak optimum şartları sağlamak üzere nasıl davranacağını tahmin edebilen

sistemler olarak düşünülmektedir (Buyruk, 2007).

Ekolojik mimari ürünleri günümüzde bina işletimi boyunca kullandıkları enerji

miktarına dayanarak üç ana grupta toplamak mümkündür. Bunlar: (ETB), Enerji

Tasarruflu Bina, (SEB), Sıfır Enerjili Bina, (AEB), Artı Enerji Binası’dır. ETB,

Page 53: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

35

hâlihazırdaki bina şartnamesine göre yapılmış yapılardan daha düşük enerji harcayan

binalara verilen addır. Bazı ülkelerde ulusal enerji standardı belirli bir bina

şartnamesiyle ilişkilidir. Örneğin Almanya’da bir ETB’nin gereksinim duyduğu enerji

miktarı, 1m2 ’lik bir mekânın yıllık ısıtması (50 kWs/m

2 ) için gerekli 7 lt’lik gaz yağına

denk bir sınıra sahiptir. ETB’lerde tipik olarak yüksek derecede yalıtım, enerji verimli

pencereler ve düşük miktarda hava kaybı vardır (Enginöz, 2006).

SEB terimi, geçen bir yıl boyunca şehir elektrik şebekesinden net enerji tüketimi sıfır

olan binalar için kullanılmaktadır. Bu binalar, ihtiyacı olan enerjiyi kendi arazi sınırları

içinde, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaktadırlar. Sıfır enerji kullanımına

ulaşamayan binalar içinse “Sıfır Enerjiye Yakın Binalar” ya da “Çok Enerji Tasarruflu

Binalar” adlandırması yapılmaktadır. SEB, kimi zaman şehrin elektrik şebekesine de

bağlanabilir, hatta fazla üretimi böylece şebekeye aktarabilmektedir. Bunlar tamamen

akıllı sistemlerle denetlenen otokontrollü binalardır (Enginöz, 2006).

AEB terimi ise; kendi arazi sınırları dâhilinde, kullanacağından fazla enerji üreten

binaya denmektedir. Bu üretim, genellikle güneş panelleri, güneşe bağlı ısıtma ve

soğutma, iyi bir yalıtım, arazinin dikkatli seçimi, binanın doğru konumlandırılması gibi

tasarım kriterlerine uyulması ile başarılmaktadır. Ancak SEB ve AEB, gelişmiş

ülkelerde bile henüz yaygın değildir. Bu tip binaların tasarımının ardında yalnızca sıfır

enerji kullanan bir yapı üretiminden çok, enerji tüketimini belli yaşam alışkanlıklarını

öngörerek ve önererek düşürmek yeter (Enginöz, 2006).

Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Yenilenebilir enerji kaynakları, doğada sürekli ve döngüsel olarak kullanılabilen ve

doğaya zararlı atıkları bulunmadığının yanı sıra dünyanın her ülkesinde var olabilen

kaynaklardır(Atasoy, 2009). Yenilenebilir enerji kaynaklarının karbon emisyonlarının,

yenilenemeyen (dönüşümsüz veya tükenebilen) enerji kaynakları ile kıyaslandığında

yok denecek kadar az olmasından dolayı “temiz enerjiler” olarak da

adlandırılmaktadırlar (Atasoy, 2009).

Yenilenebilir enerji kaynakları güneş, rüzgar, jeotermal, biyokütle, hidroelektrik,

hidrojen ve deniz enerjisi gibi tiplerden oluşmaktadır (Bozdoğan, 2003).

Page 54: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

36

3. 2.1. Güneş Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı

Güneş enerjisi, güneşin çekirdeğinde açığa çıkan ışıma enerjisidir, güneşteki hidrojen

gazının helyuma dönüşmesi şeklindeki füzyon sürecinden kaynaklanır (Eie, 2015).

1970 sonrasında yaşanan enerji krizi ile birlikte güneş enerjisinden yararlanma önem

kazanmış, kullanılan teknolojilerinde ilerleme artarken bu konuda artan talep karşısında

maliyet bakımından düşme göstermektedir. “Güneş enerjisi konut ve iş yerlerinin

iklimlendirilmesi (ısıtma-soğutma), sıcak su temini; deniz suyundan tuz ve tatlı su

üretilmesi; güneş pilleri, güneş havuzları, ısı borusu uygulamaları; sinyalizasyon ve

otomasyon, elektrik üretimi için kullanılmaktadır” (Ulusoy, 2012, s.12).

Güneş enerjisi teknolojileri yöntem, malzeme ve teknolojik düzey açısından çok

çeşitlilik göstermekle birlikte iki ana gruba ayrılabilir (Uyar ve Özil,1999):

Isıl Güneş Teknolojileri ve Odaklanmış Güneş Enerjisi (CSP): Güneş enerjisinden ısı

elde edilen bu sistemlerde, ısı doğrudan kullanılabileceği gibi elektrik üretiminde de

kullanılabilir. CSP (concentrating solar power) santralleri, değişik ayna konumları

kullanmak süretiyle güneş enerjisini yüksek sıcaklıklı ısıya dönüştürerek elektrik

üretir. İstenen güçte kurulabilmeleri nedeniyle genellikle sinyalizasyon, kırsal elektrik

ihtiyacının karşılanması vb. gibi uygulamalarda kullanılmaktadır.

Güneş Pilleri: “Fotovoltaik piller de denen bu yarı-iletken malzemeler güneş ışığını

doğrudan elektriğe çevirirler.”

Tükenmez enerji kaynaklarından güneş enerjisi, yapılarda en kolay kullanılabilen ve

kullanım alanı en geniş olan enerjidir. Güneş enerjisi (Ulusoy, 2012);

Binaların iklimlendirilmesi (ısıtma-soğutma)

Yapılarda, ısı ve elektriğe dayalı enerji sisteminin bir kısmının karşılanması,

Kullanım suyu ısıtma, yüzme havuzu suyu ısıtma,

Deniz suyu ya da kirli suyun arıtılması,

Gündüz ve gece aydınlatması,

Güneş pilleri, güneş havuzları uygulaması,

Yapının tasarım aşamasında alınan planlama kararları pasif sistemler(edilgen sistemler),

tasarıma eklenen teknolojiler aktif sistemlere (etken sistemler) olarak adlandırılıyor.

Page 55: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

37

Alparslan ve diğerlerine (2009,s. 22) göre “Pasif sistemde güneş enerjisi, yapının duvar,

pencere ve çatı elemanları tarafından toplandıktan sonra iletim, dolaşım ve ışınım

yollarından bir veya birkaçı kullanılarak iç mekânlara aktarılmaktadır”.

Isıl konfor, insanın bulunduğu ortamda kendini uygun sıcaklıkta hissetmesi yani ne çok

soğuk ne de çok sıcak hissetmesidir. Birbirinden farklı sıcaklık değerlerine sahip iki

cisim arasında ısı geçişi ise üç şekilde gerçekleşmektedir. Bunlar kondüksiyon,

konveksiyon ve radyasyondur. (Berber , 2012).

Kondüksiyon (Isı iletimi): Bu şekilde ısı transferinde madde titreşim veya molekül

hareketi ile bitişiğindeki soğuk olan diğer moleküle etki eder ve ısıyı ona aktararak

parçalar arasında bir kinetik enerji akışı sağlar. Wachberger (1988)’a göre ısı iletimi,

sıcak taraftan soğuk tarafa doğru olmaktadır. Şekil 3.1’de kondüksiyon mekanizmasının

nasıl işlediği kabaca gösterilmektedir.

Şekil 3.1 Kondüksiyon (Isı İletimi)(Wachberger,1988)

Konveksiyon (Taşınım /Sürekli Dolaşım): Wachberger (1988)’a göre konveksiyon

olarak tanımlanan olay, kondüksiyona ilave olarak sıcak moleküllerin yayılması ve

soğuk moleküller ile yer değiştirmesi suretiyle ısının, sıvı veya gaz akışkanlar

bünyesindeki geçişidir. Şekil 3.2’de bu sistemin nasıl çalıştığı gösterilmektedir.

Şekil 3.2 Konveksiyon (Taşınım)(Wachberger,1988)

Page 56: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

38

Radyasyon (Isı Isınımı): Wachberger (1988)’a göre iletim ve taşınım ile ısı transferinde,

ısı maddenin içinden geçerek iletilir. Isınım yolu ile ısı geçişinde ise ısı elektromagnetik

dalgalar ile etrafa yayılır. Şekil 3.3’de bu sistemin nasıl çalıştığı gösterilmektedir.

Isınım ile ısı geçişi arada taşıyıcı bir maddeye ihtiyaç duymadan meydana gelmektedir.

Isı geçişinde aradaki taşıyıcı madde, katı veya sıvı olduğunda geçiş mümkün değildir.

Ancak arada bir gaz bulunduğu zaman ısının ısınım ile geçmesi mümkündür (Berber ,

2012).

Şekil 3.3 Radyasyon (Isınım)(Wachberger,1988)

3.2.1.1. Pasif Güneş Enerji Sistemleri

Pasif güneş sistemleri, güneş enerjisinden yararlanmada kullanılan en basit yoldur.

Mimaride pasif sistem uygulamaları ile kış aylarında güneşten ısı kazançlarını arttırma,

yaz aylarında ise doğal havalandırma, aydınlatma ve soğutma amaçlı

faydalanılabilmektedir. Pasif güneş sistemleri, yapının tasarım aşamasında alınan

kararlar ve bu kararlar doğrultusunda seçilen yapı malzemesi ile güneş enerjisinden

etkin bir şekilde yararlanılmasıdır (Ulusoy, 2012).

Yapılarda pasif sistemler yoluyla enerji elde edilmesinde ana amaç, güneş enerjisinin

binanın dış yüzeyinde tutulmasıdır. Buradan elde edilen enerjinin iç mekanlara aktarımı

sağlanır.

“Pasif güneş sistemlerinin genel tasarım ilkeleri (İcmimarlik, 2015);

• Yüksek düzeyde yalıtım; bilinçli ve teknik donanımlı ısı yalıtım uygulamaları ile ısı,

hava, nem köprülerinin azaltılarak enerji korunum düzeyinin artırılması,

• Güneş enerjisinin tutulması,

• Tutulan enerjinin depolanması,

• Gerekli olduğunda bu enerjinin yavaşça ortama geri alınması,

Page 57: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

39

• Kontrol elemanlarının tasarımı” şeklindedir.

3.2.1.2. Aydınlatma

Ekolojik mimarlık anlayışı edilgin gün ışığı araçlarının etkin şekilde kullanımını, bu

sayede gün ışığından maximum ölçüde yararlanmayı ve enerji tüketimini artıran yapay

aydınlatma gereksinimini azaltmayı hedefler.

Doğal aydınlatmanın ana kaynağı güneşten gelen gün ışığıdır. Mekanların doğal (günışığı

ile) aydınlatılması, pencereler ve bazı durumlarda çatıdan gelen ışık yardımıyla

sağlanmaktadır. Malzemenin cinsi ne olursa olsun, doğal aydınlatmanın doğru yapıldığı

mekanlar da aydınlatma problemi yaşanmaz (Öztürk ve Çiğdem, 2006).

Geçişken gün ışığı tasarımları, geleneksel pencere yüksekliğiyle yaklaşık 4 ila 6 metre

içinde günışığı sağlayabilmektedir. Pencerelerden daha uzak mesafelerde yeterli gün

ışığı düzeyi sağlamak için daha geniş pencereler ve daha yüksek geçirgenlikte camlar

kullanmanın tatmin edici sonuç vermediği kanıtlanmıştır. Öyleyse mekanın arka

tarafındaki gün ışığı seviyesinde küçük kazanımlar elde etmek için mekanın ön tarafına

aşırı miktarda güneş ışınımı sokulmak zorundadır. Bu durum ise ancak özel bazı

sistemler kullanılarak yapılabilir. Doğal gün ışığını binanın iç derinliklerine alabilmek

amacıyla birtakım özel sistemler geliştirilmiştir. Bu gelişmiş sistemler ‘ışık rafı’ ve ‘ışık

tüpü’ gibi sistemleri kullanır (Yeang, 2012).

Işık Rafı

Işık rafları, güneş ışığını engellemek ve gün ışığını tavana yönlendirmek amacıyla

tasarlanan, pencerenin iç veya dış yüzeyinde yer alan yatay veya yataya yakın

elemanlardır. Cepheyle bütünleşmiş bir eleman olabileceği gibi sonradan monte edilen

bir eleman da olabilirler. Bu elemanlar genellikle demirden çekilmiş alüminyum iskelet

sistemi ve alüminyum kompozit panellerden yapılmaktadır. Işık rafı genellikle göz

seviyesi üzerine yerleştirilir. Pencerenin alt kısmı dış görüşü sağlarken üst pencere alanı

ışığın içeri alınmasına hizmet eder. Işık rafları hacimde pencereye yakın bölgeyi güneş

ışığından korurken, yansımış ışık tavanı aydınlatmaktadır. Kışın ise ışık rafının altında

ve üstünde kalan pencere bölümlerinden hacme güneş ışığı girebilmektedir (Şekil 3.4)

(Yener, Köknel ve Alpin, 2007).

Page 58: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

40

Şekil 3.4. Işık raflarının yaz ve

kış dönemlerine ilişkin etkilerini

gösteren yapı kesitleri (Öztürk

ve Çiğdem, 2006)

Işık rafları hem kamaşmayı önlemek hem de dış görüşü sağlamak amacını taşıdıkları

için konumları hacimsel özelliklere bağlıdır. Ne kadar altta yer alırsa tavana yansıtılan

ışık miktarı da o kadar fazla olur. Işık raflarının işlevlerini yerine getirebilmeleri için

yüksek bir tavana gerek olduğundan mimari tasarım ve taşıyıcı sistemle birlikte

düşünülmesi gerekmektedir. Aşağıda Kean Yeang’a ait tasarımda ışık raflarının

kullanıldığı görülmektedir.

Şekil 3.5. Doğa Kütüphanesi Binası ve ışık rafı detayı (Mandyhyj , 2015)

Işık Tüpü

İlk örnekleri antik Mısır uygarlığında görülen ışık tüpü tasarım prensibi; tüp veya

borunun bir yerden başka bir yere taşınırken ışığın kaybının minimumda kalmasına,

Page 59: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

41

şeffaf tüp veya boruda ışığın yayılma süresince, kesintisiz , kontrollü eşit yayılabilmesi

ilkelerine bağlı olarak binalarda uygulanmaktadır (Kanan, 2010) .

Işık tüpü, uzun mesafelerde kullanılabilmesinden dolayı gelişmiş gün ışığı sistemleri

arasında en teknolojik ve ilgi çekici olanıdır. Temel olarak ışık tüpünün amacı

biriktirdiği güneş ışığını binanın herhangi bir yerine kanallar yardımıyla ulaştırmaktır

(Şekil 3.6) (Öztürk ve Çiğdem 2006).

Şekil 3.6. Gün ışığının ışık

tüpü vasıtasıyla iç mekanlara

ulaşımı (İnhabitat , 2015)

Işık tüplerinde, küçük çatı ışıklıklarından veya cephelerden alınan günışığı, yansıtıcı

borularla hacmin tavanına taşınmaktadır. Işığın hacme dağılımı içte yer alan yayıcı

elemanlarla sağlanmaktadır. Borunun içine veya yayıcı elemana yerleştirilen günışığına

duyarlı yapay aydınlatma elemanı günışığı ile bağlantılı çalışabilmektedirler. Bu

şekilde düzenlendiklerinde enerji tasarrufu açısından da olumlu sonuçlar vermektedirler.

Direkt güneş ışığı mevcut olduğunda kapalı göktekine göre daha iyi performans

gösterirler. Tüpün içinde iletilen ışık miktarı, uzaklıkla ters orantılı ve tüp içerisine

optik film yerleştirilmektedir. Böylece yansıtma katsayısı %95’in üzerinde olan film

tabakası sayesinde ışık, çok az kayıpla bina boyunca iletilebilmektedir (Yener, Köknel

ve Alpin, 2007) (Şekil 3.7).

Şekil 3.7.Şefaf ışık tüpünün iç mekanlarda yansıttğı gün ışığı (İnhabitat , 2015)

Page 60: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

42

Yeang (2009)’a göre ışık tüpleri çatı tavan arasında ilerleyen dikey pasif aydınlatmalar

olmasının yanısıra yatay pasif aydınlatma elemanı olarak da tasarlanmış ve

uygulanmıştır. Yatay ışık tüpü ile en fazla bir mekana 4.5 metre gidebilen gün ışığı

yansıtıcılarla en az 9 m daha iç mekanları aydınlatabilmektedir. Ayrıca 10.000 lux ışık

şiddeti, tüp sonunda 200 lux’luk ideal bir değere ulaşmış olmaktadır .

Atrium

“Avrupa’da ilk olarak 1820 ve 1870 yılları arasında sık kullanılmaya başlamıştır. Bu

yıllarda endüstriyel alandaki gelişmeler, dökme demir konstrüksiyonlar ve cam esaslı

yapı elemanlarının prefabrik yapımına imkan tanımıştır. Amerika Birleşik Devletlerinde

atrium 1900‘lü yıllarda kullanılmaya başlanmış ve 1970 ‘li yıllardan sonra tüm dünyada

atriumlu yapılar çoğalmaya başlamıştır” (Beceren ve Kılıç,1999, s.749).

Atrium mekânların hem aydınlatma hem ısı depolama hem de havalandırma

yapılabilecek tampon bir mekân olması nedeniyle pasif tasarımlarda vazgeçilmez bir

sistem olmaktadır. Atriumlar insanların ortak zaman geçirebilecekleri mekânların

olmanın yanısıra, güneşten gelen dolaylı ışığı mekâna şeffaf yüzeyler yardımıyla

aktararak doğal aydınlatma sağlarken, kışın tıpkı bir güneş odası gibi çalışıp, yazın ise

pasif yöntemler ile düşünülmüş ve farklı kotlardan aşılmış boşluklarla çapraz

havalandırma yoluyla havalandırılmaktadır (Kanan, 2010).

Enerji kazancını pasif olarak sağlayan atrium örneklerinden biri 2009 yılında Goettsch

Partners tarafından yarışma ile kazanılmış yeni Soochaw Güvenlik Genel Merkezi

binasıdır. Bina 21 katlı, merkezi atrium ve cephelere dayanan atrium etrafında üçgen

form içinde ofis blokları ile oluşturulmuştur (Şekil 3.8) (Worldarchitecturenews, 2015).

Şekil 3.8. Soochaw

Güvenlik Genel

Merkezi binası ve

kesiti

(Worldarchitecturene

ws, 2015)

Page 61: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

43

Işık Kuyusu

Işık kuyusu tam olarak Türkçe karşılığı olmamakla birlikte atrium ile ışıklık arasında bir

büyüklüğe sahip, tasarlandığı mekânın üstünde derin bir ışık etkisi yaratırken, kuyu

yüzeyine bakan mekânlar boyunca da pasif aydınlatma sağlamaktadır. Birçok modern

binalar, ışık kuyularını dış pencereler olmadan iç alanlara , ya da bir iç bahçe alanı

üzerine ışığın girmesi için kullanırlar. Bunun en güzel örneği Gaudi’nin Batllo

yapısında uyguladığı ışık kuyusunda görülmektedir (Şekil 3.9) ( Kanan, Özeler ve

Nilay, 2010).

Şekil 3.9. Casa Batllo binası merkezi ışık

kuyusu (İmagefiesta, 2015)

3. 2.1.3. Isıtma ve Soğutma Sistemleri

Güneş ve Çatı Pencereleri

Güneş ve çatı pencereleri aracılığıyla güneş ışınlarının yapı İçine ara bir sistem

gerekmeksizin cam ve çatıdan geçen ısı, iç mekândaki yüzey tarafından depolanıp sera

etkisi yaratılarak yapı bütününün bir enerji toplayıcı olarak kullanıldığı sistemlerdir .

Bu sistemlerde ısının toplanması için kullanılan cam ve yüzeylerin özellikleri önem

kazanmaktadır. Ekolojik yapı tasarımında cam yüzeyler, güneş enerjisi girdisi yeterli, ısı

kaybı ise minimum düzeyde olacak şekilde yönlendirilmeli, boyutlandırılmalı ve

depolanan enerji, doğal dolaşım yoluyla mekânlara dağıtılmalıdır. Dağıtımın homojen

olması ve ısısal konfor koşullarının sağlanması için mekânın küçük ve ısı depolayıcı

kütle alanının büyük olması gerekir (Tayfun, 2007) (Şekil 3.10 ).

Page 62: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

44

Şekil 3.10. Çatı pencerelerinin vasıtasıyla güneşten doğrudan yararlanma.(

Wachberger, 1988)

Ekolojik yapı tasarımında en yaygın kullanılan açıklık güney açıklıklarıdır. Doğrudan

kazanç sistemlerinde ısıtma veya soğutma sağlayan güney açıklıkları pencereler, güneş

odaları (sera) ve çatı açıklıklarından oluşur (Özdoğan, 2005).

Güney açıklıklarında pencerelerin konumu ve büyüklüğü önem taşımaktadır. Kış

mevsiminde güneşten ısı kazancının az olması, kış rüzgârlarının genellikle kuzeyden

esmesi, hava sızmalarının ve ısı kaybının artması gibi nedenlerle soğuk iklim

bölgelerinde kapı ve pencere açıklıkları kuzey yönüne yerleştirilmemelidir. Doğu ve

batıya yerleştirilen kapı ve pencerelerde ısı kaybı, kuzey cephesine kıyasla daha az olup

bu cephelerde güneş enerjisinden az da olsa yararlanmak olasıdır. Ancak, yaz güneşinin

sabah ve öğleden sonraki saatlerde yatık gelmesi nedeniyle, doğu ve batı yönündeki

açıklıklarda aşırı ısınma sorunuyla karşılaşılır. Güney pencerelerinde, kışın yatık gelen

güneş ışınlarından gün boyu yararlanılırken, yazın daha dik gelen ışınlardan korunmak

kolaylaşmaktadır. Bu nedenle açıklıkların güney yönünde büyük; kuzey, doğu ve batı

yönlerindeyse doğal aydınlatma ve havalandırmayı sağlamak koşuluyla,

olabildiğince küçük tutulmaları önerilmektedir (Alparslan, Gültekin ve Dikmen, 2009).

Güneş Odası

Güney cephesine kurgulanan camın güneş ışınlarını hapsetme özelliğinden dolayı

camekân olarak kurgulanan ne iç ne de dış mekânlardır bunların yanısıra Güneş odaları

yapıya ısı, taze hava ve nem sağlayan, iç mekânla bahçe arasında geçiş olanağı veren ve

içinde yaşanabilen mekânlardır. Güneş odası, sera, yeşil oda , kış bahçesi , kapalı

terasyada balkonlar vs gibi birçok isimle adlandırılmaktadır. Güneşe bakan cam

Page 63: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

45

yüzeylerin artması, kış günlerinde ısı kazancını arttırmakta, buna karşılık güneşin

olmadığı saatlerde ısı kaybının, yazın da istenmeyen ısı kazancının artması gibi

olumsuzluklar getirmektedir. Bu nedenle seralarda kış akşamları için gece yalıtımı, yaz

gündüzleri için de güneşten korunma güney pencerelerine göre daha büyük önem

taşımaktadır. Şekil 3.11.’ de bir güneş odası uygulaması şematik olarak ifade

edilmektedir ( Tayfun, 2007).

Şekil 3.11.

Güneş odası

(sera)

uygulaması(

Tayfun,

2007).

Günümüzde güneş odasının ve diğer pasif uygulamaların en iyi örneklerinden biri olan

BedZed (Beddington Zero Energy Development ) İngiltere'nin ilk ve en büyük karbon-

doğal eko-topluluğudur ve Londra'dan Güney doğuda, bir yerleşim kasabasında

bulunmaktadır. Güneş odaları binaların güney yönüne bakan cephelerde 3 kat boyunca

devam ettiği görülmektedir (Şekil 3.12) (Alchimag, 2015).

Şekil 3.12. BedZed güneş odası (Alchimag, 2015).

Page 64: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

46

Çatı Havuzu

Çatı havuzu siteminde, su yatakları en üst kottaki cam, plastik,fiberglas veya metal kaplı

iletken ve su sızdırmazlığı sağlanmış bir döşeme üzerine yerleştirilerek

kullanılmaktadır. Isısal kütle görevini çatıda yer alan 15-30 mm yüksekliğinde bir su

kütlesi yerine getirmektedir. Sistem gece gündüz sıcaklık farkları yüksek olan iklim

koşullarında kışın pasif ısıtma, yazın serinletmeye yönelik kullanılmakta, yüksek

verimde çalışmaktadır. Yaz ve kış koşullarında sistemin performansının arttırılması için

yaz-kış, gündüz-gece koşullarında doğru denetim sistemlerinin kurgulanması

gerekmektedir. Bu amaçla yaz ve kış dönemlerinde değişen iklimsel koşullara göre

açılıp kapanan hareketli, ısı yalıtımlı, yüzeyi yansıtıcı kaplama içeren paneller

kullanılmaktadır. Paneller kış gündüzünde açılmakta, kış gecesi depolanan ısının

korunması amacıyla kapanmaktadır. Yazın tam tersi gündüz kapatılmakta, gece

serinliğin depolanması için açılmaktadır .Ancak çatı havuzları aşırı yağışlı ve/veya

soğuk iklim koşullarında, çok katlı binalarda beklenen verimi sağlayamamaktadır (Şekil

3.13) ( Güngör,1993).

Şekil 3.13. Arizona güneş merkezinin

yaptırdığı çatı havuzu (Azsolarcenter,

2015)

Sistemin çok katlı binalarda pasif olarak çalışabilmesi için mühendislik sorunlarının da

çözümlenmesi gerekmektedir. Özellikle denetim mekanizması gerektirmesi açısından

pahalı bir sistemdir. Günümüzde geneldemüstakil evlerin çatılarında uygulandığı

görülmektedir. (Esin, 2006)

Şekil 3.14. Çatı havuzu

sistemi (Eğrican ve

Onbaşıoğlu 1993)

Page 65: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

47

Konveksiyon Kanallı

Bu sistemlerde soğuk ve sıcak hava bir perdenin iki yanında akmaktadır. Genellikle ısı

depolayıcı herhangi bir eleman bulunmaz; bu yüzden, daha çok gündüzleri ısıtma

ihtiyacı gösteren ofis tipi işyeri binaları için uygundur. Bazı uygulamalarda, bu sistem

binanın doğu tarafına yerleştirilerek sabahlan binanın erken saatlerde ısıtılması

sağlanmaktadır (Eğrican ve Onbaşıoğlu 1993) (Şekil 3.15).

Şekil 3.15. Konveksiyon kanallı sistem (Eğrican

ve Onbaşıoğlu 1993)

Su duvarı

Doğrudan kazanca dayalı pasif sistemler arasında yer alan su duvarı, ısı duvarı (thermal

wall) sistemlerinin bir alt sistemi olup, kışın mekanlara pasif ısı kazancı sağlamaktadır.

Sistemin çalışma prensibi tıpkı çatı havuzundaki gibidir. Sadece tek farkı iç mekânlarda

hem dekoratif amaçlı hem de ısıtma amacı dâhilinde kullanılabilmektedir (Uyar ve

Özil,1999).

Şekil 3.16. İç mekân su duvarı örnekleri (Anonim)

Duvarlarda ısınan su yukarı doğru çıkarken bir konveksiyon akımı oluşturur, böylece

hacme sürekli ve anında ısı verilir. Elde edilen ısının depolanması için gerekli olan su

Page 66: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

48

düşey borularda, kanallarda, tüplerde veya depolama ünitelerinde saklanır. Şekil 3.17’

de bir su duvarı uygulaması şematik olarak ifade edilmektedir. (Uyar ve Özil, 1999)

şekil 3.17. Su duvarı uygulaması (Tayfun, 2007)

Taş Yataklama

Taş yataklama, doğal taşın ısı depolama özelliğinin kullanılarak dış ortam ile iç ortam

arasındaki aşırı sıcaklık farkının oluşmaması ve dengelenmesi için ara tampon bölge

oluşturmaktadır. Taş yataklama termosifon sistem, güneş odası gibi farklı sistemlerde

yüksek miktarda ısı enerjisinin uzun süreli depolanmasını sağlamaktadır. Günümüzde

müstakil ev gruplarında güneş kolektörleri ile ısınan havanın taş yataklama tampon

bölgesinden geçerek iç mekâna alınması yönteminin fazlasıyla kullanıldığı

görülmektedir (Şekil 3.18). Taş yataklama, aktif-pasif sistemlerden hangisiyle

kullanılacağına, taşların boyutlarına, taş yataklamanın büyüklüğüne ve geometrisine

bağlı bir takım hesaplara dayanmaktadır ( Kanan, Özeler ve Nilay, 2010).

Şekil 3.18. Taş yataklamanın güneş kolektörleri ile çalışma prensibi (Architecture,

2015)

Page 67: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

49

Trombe Duvarı

Trombe duvarı yapı kabuğunda duvar bileşeninde ısının toplanıp, depolandığı ve

dağıtıldığı pasif ısıtma-serinletme sistemleridir. Toplaç görevini üstlenen güneye

yerleşmiş camlı yüzey, arkasında yer alan ısı depolama görevini üstlenen taş, Beton,

tuğla, kerpiç, su, tuz hidratları vb. gibi malzemeden oluşan ısıl kütle ve bu ısıl kütlenin

alt-üst kotlarında yer alan deliklerden oluşur ( Utkutuğ, Ayçam, ve İmren, 2003).

Şekil 3.19. Paul Raff Studio tarafından

yapılan trombe duvarlı Cascade House

binası (Greensource, 2015)

Güneş ışınlarından en iyi şekilde faydalanmak için; bu duvarlar koyu renkli masif

yapıdadırlar. Camdan geçen ve duvarla cam arasında kalan ısıyı konveksiyonla mekâna

iletebilmek için masif duvarın alt ve üst kısımlarına transfer kanalları açılır. Güneş

enerjisi ile kazanılan ısı, depolayıcı duvardan mekâna ışınım ve konveksiyon

yöntemiyle, mekândaki soğuyan ısı da cam ve masif duvar arasındaki hacme doğal veya

zorlanmış konveksiyonla transfer edilir (Tunçalp, Sucu ve Oğuz, 2002).

Şekil 3.20. Trombe duvarı çalışma ve havalandırma şekli (Eğrican ve Onbaşıoğlu, 1993)

“İç mekana giren ısı mıktarını kontrol etmek adına duvarın direk güneş ışığı gören

kısmına iki yönlü panjur sistemi yerleştirilebilir. Bu panjur sisteminin bir yüzeyinde

siyah kaplama diğer yüzeyi ise yansıtıcı özelliği olan bir sistemden oluşturulup otomatik

bir sistem sayesinde kışın panjurun siyah kısmı güneş ışığını absorbe ederek ısınmaya

Page 68: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

50

katkı sağlar. Yazın ise diğer yüzeyi çevrilerek gelen güneş ışınlarını yansıtarak ısınmayı

azaltabilir” (Coşkun ve diğerleri, 2008,s.163).

Şekil 3.21. Trombe duvarı

sistemi(Coşkun ve diğerleri, 2008).

Isı depolayıcı duvarlara en güzel örnek Fransa Odeillo'da mimar Jacques Michel ve

Felix Trombe tarafından 1967'de tasarlanan ve uygulanan Michel-Trombe evidir.

Michel-Trombe evinin güney cephesindeki masif duvarın gündüz ısıyı depolaması, gece

ise, ısıyı masif duvardan mekâna iletilmesidir. Gündüz mekândaki soğuk hava, masif

duvarın alt tarafındaki transfer kanallarından ara hacme girer, ara hacimde soğuk hava

ısınarak yukarıya doğru çıkar ve masif duvarın üst tarafındaki transfer kanallarından

tekrar mekâna dönerek doğal sirkülasyon sağlanır. Yazın Michel-Trombe evinin aşırı

ısınması evin kuzey cephesindeki duvarın havalandırma kanalları açılarak, mekâna

soğuk hava girişiyle giderilmektedir (Göngör, 1993).

Şekil 3.22. Michel-Trombe evi

(Dennisrhollowayarchitect, 2015)

Page 69: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

51

3. 2.1.4. Aktif Güneş Enerji Sistemleri

Aktif sistemler, yapılarda güneş enerjisinden faydalanmak amacıyla güneş kolektörleri,

fotovoltaik malzemeler gibi teknolojiden faydalanılarak üretilen sistemlerin yapıya

entegre edilmesidir. Aktif sistemlerin uygulamasında malzemelerin sonradan yapıya

eklenmesi değil tasarım aşamasında yapıya entegre edilmesi, işlevinin artması ve

yapının estetiğinin bozulmaması açısından önemlidir (Berber, 2012).

Aktif sistemde temel elemanları toplayıcılar, depolama birimleri, transfer

mekanizmaları ve dağıtım sistemleri (pompa, fan) oluşturur. Bu sistemde bir ve ya daha

fazla çalışma akışkanı, toplanan güneş enerjisinin transfer, depolama ve dağıtımını

sağlar. Güneş enerjisi, hacim ısıtmasında toplam harcamanın %30-50'si civarında katkı

sağlar. Azalan sıcaklık ile ısıtma gereksinimi artar. Aynı zamanda güneşten elde edilen

enerji azaldığından ve güneş enerjisi gece elde edilemediğinden, destek ısıtma

sistemleriyle birleştirmek ve ya depolama tesisatı eklemek gerekir (Güngör,1993).

Güneş Pili

Güneş ışınımından toplaçlar aracılığı ile elektrik enerjisi üretip, bu enerjinin

kullanımına olanak sağlayan bileşenlerin tümüne fotovoltaik (PV) veya güneş pili

sistemleri denir. “Güneş hücresi (İngilizce: solar cell) ışığı doğrudan elektrik akımına

dönüştüren bir araçtır. Yarı iletken bir diyot olarak çalışan güneş hücresi, güneş ışığının

taşıdığı enerjiyi iç fotoelektrik reaksiyondan faydalanarak doğrudan elektrik enerjisine

dönüştürür” (Smith, 2006, s.68). Binalarda ısıtma ve aydınlatma başta olmak üzere

pekçok donanımın gereksindiği enerjinin tamamını veya bir kısmını güneşten

karşılayabilme kapasitesi olan fotovoltaik kavramı, ışık anlamına gelen “photo” ve

“voltaj” anlamına gelen “voltaic” kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilmiştir (Epia,

2015).

Şekil 3.23 Fotovoltaik Sistem ve güneş

pillerinden oluşan enerji yolu (Guneshaber,

2015)

Page 70: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

52

“Güneş pili” olarak da bilinen PV’ler, ilk kez 1839 yılında Becquerel tarafından

araştırılmış, 1954 yılında ise modern anlamdaki PV hücreler geliştirilerek uzay

teknolojisi uydu araçlarında pahalı bir elektrik üreteci olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Teknolojideki gelişme, üretimdeki endüstrileşme ve talepteki artışa bağlı olarak saat ve

hesap makinelerinde, sokak aydınlatmasında, 1981 yılından bu yana da binalarda

entegre olarak kullanılmaya başlanmıştır. PV paneller açık alanlarda kurulan güneş

santrallerinde elektrik üretmek amacıyla kullanılırken, binalarda ilk kez çatılarda

uygulanmaya başlanmış bu bağlamda özel çatı panelleri mevcut çatılara ek bir sistem

olarak ilave edilmiş, daha sonraları ise doğrudan çatı kaplaması olarak kullanılabilen PV

paneller üretilmiştir. Güneş ışınım miktarının panel üzerindeki etkileri, gölgeleme, ısı

geçirgenlik değeri ve sızdırmazlık üzerine yapılan araştırmalar ve bulgular, PV’lerin

bina düşey kabuğunda da etkin olarak kullanılabileceğini göstermiş ve 1992 yılından bu

yana pilot uygulamalar artmıştır (Çelebi, 2002).

Şekil 3. 24 a)

Çatıda

Uygulanmış

b) Asvalt

Görünümde

(Berber, 2012).

Boyutları ve formları üretim özelliklerine bağlı olarak değişen fotovoltaik hücreler

genellikle 10x10 cm, yüzeyleri ise kare, dikdörtgen, daire şeklinde olabilmektedir.

PV paneller, yapımında kullanılan kristalin yapısına bağlı olarak farklı türlerde

üretilebilmektedir. Genellikle tek kristal silisyum, çok kristal silisyum ve amorf

silisyum olmak üzere üç farklı türde üretilir. Bunlara ek olarak son dönemde nanoPV

üretimi gelişmektedir. PV hücreleri üretim teknolojilerine göre 3 başlık altında

toplamak mümkündür (Farkas, Andresen ve Hestnes, 2009):

İlki 1.nesil fotovoltaik olarak adlandırılan metal tabanlı teknolojilerdir. Güneş

hücrelerin eldesi için kristal silikon kalıp kullanılmaktadır. Mono-kristal, poli-kristal PV

paneller mimaride en yaygın kullanılan türlerdir. Mono-kristal panellerden %15 ‘in

Page 71: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

53

üzerinde verim elde edilebilmektedir. Poli-kristal paneller ise daha düşük maliyetle

üretilmektedirler. Verimlilikleri ise mono-kristale oranla daha düşüktür ve %14 verim

elde edilmektedir (Farkas, Andresen, Hestnes, 2009).

2.nesil ince film teknolojisi ise PV üretimindeki maliyeti düşürmek için daha az

malzeme kullanımı ve daha hızlı üretim süreci ile geliştirilmiştir (Şekil 4.33). Homojen

ince katman yaratmak için amorf silikon kullanılmaktadır. Bu şekilde hücre

boyutundaki sınır kalkmaktadır. “İnce film teknolojisi 1-2 mikrometre kalınlığında

tabakalar üzerinde yarı iletken malzeme uygulanarak yapılan fotovoltaik üretim

teknolojisidir. Bunun sonucu olarak fotovoltaik üretim maliyeti düşürülebilmektedir”

(Guneshaber,2015, s.1). Bunun yanısıra eğimli, kıvrımlı yüzeyler için esnek tasarım

imkanı sağlamaktadır ve verimlilik oranları %7-14 arasında değişmektedir (Farkas,

Andresen ve Hestnes, 2009).

Şekil 3.25 İnce film PV panel görünüşü

(PV , 2015)

3.nesil fotovoltaikler ise yukarda bahsedilen teknolojilere alternatif olarak nanoPV’ler

(Nanotüp güneş hücreleri) ortaya çıkmıştır. Yarı iletken madde olarak TiO2

(Titanyum

Oksit) kullanılan NanoPV, mevcut güneş pili malzemelerine göre daha ince, daha esnek,

daha hafif ve güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde etme verimi %8-%10 daha

fazladır. Titanyum oksit, üzerine gelen güneş ışığını elektrik enerjisine çevirmekte,

antibakteriyel özelliği sayesinde açığa çıkan enerjinin bir kısmını kullanarak kendini

temizlemektedir. Bunun sonucunda binanın bakım giderlerinin azalmasına yardımcı

olmaktadır (Ayçam, ve Özeler Kanan, 2009). Nanoteknoloji ve nanoteknoloji ile

üretilmiş yapı malzemeleri yeşil mimarlık bina örneklerinin yaratılmasında yeni bir

eğilim ve alışkanlık alanı olmaktadır (Hemeida, 2010).

Page 72: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

54

Şekil 3.26 Nano ince film yapısı İnce film fotovoltaik örneği (Ayçam ve Kanan,2009)

Güneş Kolektörleri

Bu sistemde toplanan güneş enerjisi mekanik öğeler yardımıyla ısıtılan elemanlara

iletilmesi sağlanmaktadir. Mekanik tesisat yardımıyla ısı bir bölgede toplanmakta,

pompa ya da fanlarla başka bölgelere iletilmektedir . Güneş kollektörlerinden

faydalanılarak sıcak su üretilmesi, güneşten aktif olarak yararlanmaya bir örnektir

(Katırcı, 2003). Sıcak sudan, kullanım suyu olarak faydalanılabileceği gibi radyatörler

aracılığı ile yapının ısınması için de kullanılabilir. Özellikle iklimin uygun olduğu

bölgelerde bu yöntemlerle yaygın olarak enerji sağlanmaktadır (Taştan, 2012).

Toplaçların başlıca bileşenleri cam, cam ile soğurucu plaka arasında yeterince boşluk,

metal ve plastik soğurucu plaka, yalıtım ve bunların tamamını saran kasadan

oluşmaktadır (Sekil 3.27) (Kanan, Özeler ve Nilay, 2010).

Şekil 3.27. Kolektör bileşenleri

(Shop.solardirect, 2015)

“Güneş ısısından maksimum yarar sağlayarak bunu depolanabilir ve kullanılabilir ısıya

dönüştüren güneş kollektörleri seralar ve fotovoltaik güneş pili uygulamalarından

Page 73: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

55

farklı olarak güneş ışınımının sadece ısı boyutu ile ilgilidir. Kullanım sırasındaki

kazalar, veya ısıl kırılma risklerine karşı camların “temperli” olması önerilmektedir.

Güneş kollektörleri; düzlemsel ve toprak kollektörleri olarak 2’ye ayrılmaktadır”

(Kanan, Özeler ve Nilay, 2010, s.57).

Düzlemsel güneş kollektörleri: Düzlemsel güneş kollektörleri, üstten alta doğru, camdan

yapılan üst örtü, cam ile absorban plaka arasında yeterince boşluk, metal veya plastik

absorban plaka, arka ve yan yalıtım ve bu bölümleri içine alan bir kasadan

oluşmaktadır. Absorban plakanın yüzeyi genellikte koyu renkte olup bazen seçiciliği

artıran bir madde ile kaplanmaktadır. Kollektörler, yerin enlemine bağlı olarak güneşi

maksimum alacak şekilde, sabit bir açıyla yerleştirilmektedirler (Culturevulture, 2015).

“Doğru seçilmiş güneş enerjisi sistemleri ve birbirine uyumlu bileşenleri ile, müstakil

konutların kullanma suyu ısıtması için gerekli yıllık enerji miktarının yaklaşık % 65’i

karşılanabilmektedir” (Emo, 2015).

Toprak kollektör sistemi: Toprak kollektör sistemi; toprak altında uzun süre depolanabilen

güneş ısısından faydalanmayı hedeflemektedir (Projects,2015). Topraktan enerji çekilmesi,

toprak altına geniş bir alana döşenmiş olan plastik boru sistemi ile gerçekleştirilmektedir

(Şekil 3.28). Toprak altında depolanmış olan ısı enerjisi; boru sistemi içerisinde dolaştırılan

akışkan (antifiriz ve su karışımı) ile taşınmaktadır.

Şekil 3.28. Toprak altı kollektör sistemi kesiti (Eryılmaz, 2002)

Yapıları nano büyüklükteki malzeme bileşenlerinden oluşan ya da akışkanın nano-sıvı

özellikli olması ile yine ısının aktarılmasını sağlayan aygıtlar olarak çalışmaktadır.

Geleneksel sistemli kolektörlere göre verimliliği çok yüksek, boyut olarak küçük,

üretimi de zor olmaktadır. Günümüzde henüz laboratuar çalışmaları devam etmektedir.

(Kanan, Özeler ve Nilay, 2010).

Page 74: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

56

Binaya Entegre Sistemler

Bu sistemler, mevcut veya tasarım aşamasındaki binalara tatbik edilebilmektedir.

Mimari tasarımın kabuk formu ile doğrudan bütünlük kurulmadan yapının herhangi bir

yerine örneğin herhangi bir malzemenin fabrika üretimi aşamasında, geleneksel sistem

formu ile monte edilerek yine enerji kazancı sağlayan sistemlerdir (Şekil 3.29) (Kanan,

Özeler ve Nilay, 2010).

Şekil 3.29. Kolektör ve PV sistemlerin çatı

eğimi ve formundan tamamen farklı bir

bütünlük içinde monte edilmiş

örnek(Kanan, Özeler ve Nilay, 2010).

Binaya Bütünleşik Sistemler

Güneş pili

Binaya bütünleşik güneş pili teknolojisi mimari bütünleşme yoluyla uygulanan

sistemlerin estetik kaygılara cevap verebilmesi, çatı ya da cephede garantili ve sağlam

uyum sağlaması, kesintisiz performans gösterebilmesi, geometrik düzen içerisinde

uygulama kolaylığı sağlaması, maliyetlerin gittikçe azalması, tüketim pazarına girmesi

ve eski binalarda da renovasyon çalışmaları ile uygulanabilmesi gibi özellikleri ile bina

bütünleşik mimari tasarım kararlarına da yön verebilmektedir (Roberts ve Guariento,

2009).

2004 yılında Almanya’da güneş pillerinden sağlanan enerjinin %70’i bina bağımsız

enerji sistemleri olarak çalışırken, %29’u bina çatı monte enerji sistemi, %1’lik güneş

pili uygulamaları da bina bütünleşik olarak uygulanmıştır. O tarihlerden bu yana

Almanya binanın yapı elemanı gibi çalışan, tasarımdan ayrık veya tasarıma monte

durmaktan daha öte bir anlayışla, mimari tasarım kalitesini arttırmaya yönelik teknoloji

geliştirme çalışmalarına devam etmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) ‘Güneş

Pili Enerji Sistemleri Programı’ sonucunda, mimari ile bütünleşik teknolojik sistemlerin

tasarım kalitesini oluşturmak için bir takım dikkat edilmesi gereken kriterler

Page 75: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

57

belirlenmiştir. Bunlar iyi malzeme ve renk birleşimi, modüler düzenile uyumu, modüler

düzenin bina ile tatmin edici uyumu, bina tipinin ve içeriğinin güneş pilleri ile

bütünlüğü ve yeni tasarım anlayışlarında enerji kazancı sağlanmasına yönelik

uygulanabilirlik gibi özelliklerdir (Roberts ve Guariento, 2009).

Bina kabuğunda güneş pili yapı malzemesinin bütünleşmesi; güneş kırıcı, atrium örtüsü,

çift kabuk v.b. uygulamalarda görülmektedir (Şekil 3.30).

Şekil 3.30. Güneş pillerinin bina bütünleşme şekilleri (Roberts ve Guariento, 2009).

Bina kabuğuna uyum sağlayarak uygulama yapılan bu sistemin dünya genelinde birçok

inşa edilmiş örneği bulunmaktadır. Ancak Türkiye’de bina bütünleşik güneş pili

uygulamasının nadir örneklerinden biri de 48.000kwh elektrik enerjisi üretilmesi

beklenen ve 07.05.2008 tarihinde açılışı gerçekleştirilen Muğla Üniversitesi Rektörlük

Binası’nda yapılan renovasyon çalışması ile oluşturulmuştur. Binada, enerji ihtiyacını

fazlasıyla karşılayan cephe ve parapetler ile bütünleşik güneş pili uygulaması

yapılmıştır (Şekil 3.31). Bu güneş pilleri ile yenileme çalışması, 40 kwp kurulu güce

sahip, amorf silisyum tek-eklemli ve üç - eklemli ince film modüllerden oluşmaktadır.

(Kanan, Özeler ve Nilay, 2010).

Şekil 3.31. Muğla Üniversitesi

Rektörlüğü cephe bütünleşik

güneş pilleri (Mutek, 2015).

Page 76: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

58

Kolektör

tasarımcıların kolektörlerin yüzeyinde görmek istemediği boru düzeneğini

gizleyebilecek, sadece düz yüzeylerde veya gridal düzeni olan yerlerde değil kavisli

olan kısımlarda da kullanılabilecek ve üst katmanı oluşturan koyu renk dış cephe

kaplamanın ısıyı emdikten sonra, ısıyı borulara aktarabilecek sistem özelliği

kazanılmaktadır (Şekil 3.32 ve 33).

Şekil 3.32. Bina bütünleşik kolektör uygulamaları; a) parapet örneği, b) cephe örneği, c)

eğimli çatı örneği (Leso, 2015).

Şekil 3.33. Ecole Polytechnique Enstitüsünün anket ve prototip uygulamaları sonucu

ortaya çıkan demo ürün (Probst ve Roecker, 2007).

Güneş Pili ve Kolektör

Bu sistemin oluşturulması ile geleneksel fotovoltaik panellere özgü iki önemli sorun

olan uzun zamanlı geri ödeme süresi ve düşük verimlilik değerlerinde çalışma

problemleri giderilmektedir. PV’lerin verimliliğini arttırmak amacıyla soğutma

sağlayabilecek, PV’nin alt yüzeyinde biriken ısıyı alıp akışkan yoluyla borularla

uzaklaştırabilecek sistemler geliştirilmiştir. Bu sistemlere PV/T karma sistemler, bu

sistemlerin bina mimarisi ile bütüncül uyum sağlamasına da bina bütünleşik karma

Page 77: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

59

sistemler denmektedir (Solarwall,2015). Bütünleşik olarak mimari tasarım kararlarının

alınmasında henüz yaygın bir alanda olmayan bu sistemin en güzel örneklerinden biri

Concordia Üniversitesi John Molson işletme okulu binasıdır (Şekil 3.34). Bina da

uygulanmış kojenerasyon sistemindeki elektrik kazancı 25 kW iken 75 kW da ısıl

kazanç elde edilmektedir (Kanan, Özeler ve Nilay,2010).

Şekil 3.34. Concordia Üniversitesi John

Molson İşletme Bölümü binası bina

bütünleşik PV/T cephe uygulaması

(Solarwall, 2015)

3. 2.2. Rüzgar Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı

Atmosferdeki sıcaklık ve basınç farklılıklarından dolayı hava kitlelerinin yer

değiştirmesi, rüzgar olarak tanımlanmaktadır. Rüzgar; kararlı, güvenilir, sürekli bir

kaynaktır. Rüzgar enerjisi dönüşüme uğramış güneş enerjisidir ( Akkaya ve Dağdaş,

2002).

Atmosfer basıncı ve sıcaklık değişimleri havanın

1. Yükselen ve alçalan hava akımları

2. Yatay hava akımları

olmak üzere, iki şekilde hareket etmesine yol açar. Bu akımların yanı sıra, okyanus ve

kıtaların düzensiz dağılımı, düzensiz arazi, günlük sıcaklık değişimleri ve mevsimsel

değişiklikler de hava olaylarını etkilemektedir, rüzgar oluşumunu sağlamaktadır (Şen,

2003) .

Rüzgar, sürekli, mevsimlik ve yerel rüzgarlar olmak üzere üç kısma ayrılmaktadır (

Akkaya ve Dağdaş, 2002).

Page 78: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

60

Sürekli (yıllık) rüzgarlar: sürekli yüksek basınç alanlarından sürekli alçak basınç

alanlarına doğru esen rüzgarlardır. Sürekli rüzgârlar ise üç farklı şekilde

oluşmaktadır.

Mevsimlik Rüzgarlar:kıta ve okyanusların farklı ısınmaları ve soğumaları

sonucu oluşan rüzgarlardır. Yaz mevsiminde okyanuslardan kara içlerine esen

yaz musonları, kış mevsiminde karaların iç kesiminden okyanuslara doğru esen

kış musonları mevsimlik rüzgarların çeşitlerini oluşturmaktadır.

Yerel Rüzgarlar: kısa süre içerisinde esen ve etki alanları kısıtlı olan

rüzgarlardır. Yerel rüzgarları, meltem rüzgarları, sıcak yerel rüzgarlar, soğuk

yerel rüzgarlar ve tropikal rüzgarlar oluşturmaktadır.

Ekonomik ve sosyal alanda yaşanan gelişmelere bağlı olarak dünyada her yıl yaklaşık

olarak %4-5 oranında artan enerji ihtiyacının, ömürleri sınırlı ve çevreye zararlı etkileri

olan fosil ve nükleer kaynaklardan sağlamanın gelecek vaat etmediği gerçeğine

dayanılarak yeni enerji kaynaklarına yönelim sonucu, temiz, çevre dostu ve yerel bir

kaynak olan rüzgar enerjisinden yararlanmanın gerekliliği söz konusu olmaktadır

(Çağlar ve Canbaz 2002).

Rüzgar enerjisi, sektörde öncelikli olarak Kaliforniya’da ortaya çıkmış daha sonra

Almanya, İngiltere, Hollanda, İspanya ve İsveç’te gelişim göstermiştir. Dünyada

üretilen enerjinin %65’i fosil yakıtlardan elde edilirken, geri kalan enerji ihtiyacı

yenilenebilir eneri kaynaklarından sağlanmaktadır. Bu oran içerisinde rüzgar enerjisi

%0.3’lük bir paya sahiptir (Günel ve Ilgın, 2008).

Santrallerin bulundurmak mecburiyetinde olduğu soğutma suyuna ihtiyacı olmaması,

rüzgar enerjisini en zararsız enerji kaynağı olduğunu göstermektedir. Rüzgarın hızı ve

esme süresi elde edilecek enerjinin miktarını belirliyor (Berber, 2012).

Rüzgar enerjisinin avantajları ve dezavantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir (Arslanoğlu,

2007 ):

Avantajları:

• Atmosferi kirletici etkiye sahip gazların salınmaması,

• Temiz bir enerji kaynağı olması,

Page 79: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

61

• Kaynağının tükenmemesi (güneş, dünya ve atmosfer olduğu sürece),

• Rüzgâr tesislerinin kurulumu ve işletilmesinin diğer tesislere göre daha kolay olması,

• Enerji üretim maliyetlerinin düşük olması,

• Güvenilirliğinin artması,

• Bölgesel olması ve dolayısıyla kişilerin kendi elektriğini üretebilmesi.

Dezavantajları:

• Rüzgârın sürekliliği olmadığı için enerji üretim değerinin sabit olmaması,

• Rüzgâr türbinlerinin büyük alan kaplaması,

• Gürültü kirliliği oluşturması

• Fosil ve nükleer yakıtlardan elde edilen enerjiye oranla enerji üretiminin düşük olması

• Yatırım maliyetlerinin yüksek olması,

• Kullanım ömrü dolan kompozit parçaların doğada geri dönüştürülmesinin mümkün

olmaması.

• Diğer tip enerji üretim tesislerine göre daha fazla dinamik parça barındırması,

dolayısıyla işletme risklerinin daha fazla olması.

Rüzgâr enerjisinden etkin bir şekilde yararlanabilmek için çeşitli tasarım

parametrelerinin dikkate alınması gerekir. Bu parametreler yapının yeri, diğer yapılara

olan mesafesi ve konumlandırılış yönü, biçimi, kabuk elemanlarının ısı geçişini

etkileyen fiziksel özellikleri, güneş kontrol ve doğal havalandırma sistemleri olarak

sayılabilir. Güneş enerjisi kullanımında olduğu gibi, rüzgâr enerjisinden de pasif ve

aktif sistemler kullanılarak yararlanmak mümkündür (Smith, 2005).

3. 2.2.1. Pasif Rüzgar Enerji Sistemleri

Tasarım aşamasında alınan kararlar ile mekanik sistem gerekmeksizin rüzgâr

enerjisinden yararlanılması pasif rüzgâr sistemleri olarak adlandırılmaktadır. Bu

Page 80: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

62

uygulamalar, iç mekânda kullanılan havanın, rüzgârın pasif kullanımı ile dışarı atılması

ve dolayısıyla binanın havalandırılması prensini üzerine kurulmuştur (Ulusoy, 2012).

Doğal havalandırma, açıklıklar veya basınç farkı vasıtası ile oluşmaktadır. Hakim

rüzgar yönünde konumlandırılan yapı ya da yapıların, üzerindeki açıklıklardan sağlanan

hava akımı ile havalandırma ve soğutma sağlanmaktadır. (Healthy Buildings, 2001)

Sıcak nemli iklimlerdeki pasif yapı soğutmasında baslıca strateji doğal havalandırma

sağlamaktır. Doğal havalandırma için açılabilir pencerelerin kullanımı en yaygın

olanıdır. Ayrıca planlama aşamasında yapı içerisinde hâkim rüzgâr yönünde olacak

şekilde bir iç avlu tasarlanabilir. İç avluyu saran hacimler pencereler yoluyla soğuk

havayla dolarken, avlu sıcak havayı toplayarak dışarı taşır (Azami, 2005). Soğutma

yükünün fazla olduğu Ortadoğu ülkelerindeki geleneksel yapılarda, yaygın olarak

kullanılan ve “badgir” olarak isimlendirilen rüzgâr bacaları da, rüzgâr enerjisinden pasif

sistemlerle yararlanmaya örnek olarak gösterilebilir.

Şekil 3.35 Yazd kentinde bulunun “Badgir”

adı verilen rüzgar bacaları (Heritageinstitute,

2015)

Rüzgar Kuleleri

Doğal havalandırma yöntemlerinden birisi cephede tasarlanan rüzgâr kuleleridir. İlk

kullanımına 13.yy’da İran’da rastlanmaktadır. Yapıda oluşturulan açıklıklardan rüzgârın

yakalanamadığı durumlarda, bu yöntem ile çatı üstü seviyesinden geçen rüzgâr esintileri

yakalanabilmektedir. Rüzgâr kuleleri pozitif hava basıncı tarafından yönlendirilen

soğuk dış havanın kule açıklıklarından içeri alınması prensibine dayanmaktadır.

Kulenin rüzgâr almayan tarafındaki iç kısmındaki düşük basınç yapının içinden havanın

çekilmesini sağlamaktadır. Rüzgâr kuleleri rüzgâr olsun ya da olmasın her zaman hava

sirkülasyonuna tabidirler. Çünkü çekim etkisi, hava yoğunluğundaki değişim ile

yaratılmaktadır (Yüksek, 2011).

Page 81: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

63

Rüzgârsız bir yaz gününde, sıcak hava kulenin duvarına temas etmekte ve

soğutulmaktadır. Dışarıdaki hava soğuduğunda yoğunlaşmakta ve bu soğuk hava

kuleden aşağıya inmektedir. Baca etkisinin tam tersi bir etki oluşturmaktadır. Havanın

rüzgârlı olduğu durumlarda ise soğutma hızı artmaktadır (Chen, Sun ve Liu, 2008).

Rüzgârsız yaz gecelerinde ise, rüzgâr kuleleri baca gibi çalışmaktadır. Gün boyunca

ısınan duvarlar ısı yaymaktadır ve sıcak hava yaratılan çekim gücü ile kulenin üst

noktasından uzaklaştırılmaktadır.(Şekil 3.36) Kulenin üst noktasında daha az yoğun

olan sıcak havaya bağlı olarak hava basıncı azalmaktadır (Chen, Sun ve Liu, 2008).

Şekil 3.36 Rüzgâr Kulesi İran

örneği (Architectural Fluid

Dynamics,2012)

Su ve rüzgar enerjisini kullanarak çalışan rüzgar kuleleri de mevcut, bu kuleler soğuk

yer altı su kaynaklarının yararlanarak soğutulmuş havayı iç mekana yönendiriyor. Bu

aşamada iç mekandaki serin hava rüzgar kulelerinin yaratığı etkiyle iç mekanda dolaşıp

binan tüm noktalarına ulaşmayı başarıyor.

Şekil 3.37 Rüzgâr Kulesi İran

örneği (Heritageinstitute, 2015)

Page 82: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

64

Rüzgar Bacası

Hava hareketlerinin yetersiz olduğu durumda kullanılan yöntemdir. Havalandırma

bacasının çalışma prensibi, ısınan sıcak hava yükselir ve bacadan dışarı atılır ilkesine

dayanmaktadır (Şekil 3.38). Oluşan basınç farkı ile iç mekânda hava dolaşımı

sağlanmaktadır. Sistemde, kuzey cephesinde oluşturulan açıklıklardan alınan hava, iç

mekânı serinletmektedir. İç mekândaki sıcak hava yükselerek üst kotta oluşturulan

açıklıktan cephede tasarlanan havalandırma bacası ile dışarı verilmektedir (Yüksek,

2011).

Şekil 3.38 Havalandırma bacası

çalışma prensibi (Yüksek, 2011).

Modern binalarda pasif havalandırma sistemlerinde, binanın tamamı rüzgâr bacaları ile

serinletilmektedir. Örneğin Michael Hopkins and Partners tarafından 1993-2001yılları

arasında İngiltere’de tasarlanan Portcullis Parlamento Binası kendine özgü bina formu

ile karakteristiğini oluşturmaktadır (Kanan, 2010).

Şekil 3.39. Portcullis

Yeni Parlamento Binası

rüzgâr bacaları

(Urbanwindenergy, 2015)

Pasif sistemler ile doğal havalandırma sağlamak için bir diğer yöntem, yapı içinde

hakim rüzgar yönünde bir atrium tasarlamaktır. Bina içine alınan soğuk havanın

sirkülasyonu, karşılıklı açılan boşluklar sayesinde sağlanmakta, ısınan hava ise atrium

içine alınmaktadır. Burada hava genleşmekte, yükselmekte ve bu doğal sirkülasyon

kulesinden dışarı atılmaktadır (Şekil 3.40) (Ulusoy, 2012).

Page 83: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

65

Şekil 3.40 Atrium uygulaması çalışma prensibi (Yüksek,

2011).

Soğutma Kulesi

Soğutma kulesi, basınç farklılığından dolayı mekânlardaki ısınan havayı kulenin üst

noktasına kadar taşımaktadır. Kulenin üst noktasında yağmurlama sistemi ile ısınan

havayı soğutarak ağırlaştırmaktadır. Ağırlaşan hava nem oranı artmış ve serin, temiz bir

şekilde alt kota doğru hareket etmektedir. Ancak bu hareket kulenin en üst kotundan

rüzgârın kule içine yönlendirilmesiyle de daha alt kotlara indirilebilmektedir. Ekolojik

bir uygulama olabilmesi için yağmurlama sisteminde kullanılan suyun toplama yağmur

suyu ile yapılması sayesinde binada su denetimi ve geri dönüşüm sağlanmış olmaktadır.

Bu sistem sıcak-kuru iklimlerde nemlendirici ve serinletici etkisinden dolayı daha çok

tercih edilmektedir. Yapılan örneklerden biri de Küresel Ekoloji Araştırma Merkezi

binasıdır. Bu binanın soğutma kulesi bacasından yaklaşık 53 oC giren hava, bacanın üst

kotunda yağmurlama sistemiyle soğutulmuş, baca içi ve duvarlarına çarparak

soğumakta ve ağırlaşmaktadır. Böylece alt kot açıklığından iç mekâna 27 oC taze hava

lobiyi serinletmektedir (Şekil 3.41). Küresel Ekoloji Araştırma Merkezinin çatısının

tamamı da yağmurlama sistemi ile ısının uzaklaştırılması amacıyla serinletilmektedir

(Kanan, 2010).

Şekil 3.41.

Küresel Ekoloji

Araştırma

Merkezi soğutma

kulesi(Greensourc

e, 2008,)

Page 84: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

66

Fanlar

Bu sistemde dış ortamdaki hava, cepheye yerleştirilen fanlar vasıtasıyla iç mekâna

alınmaktadır. Sistem uygulama örneklerinden bir tanesi Münih’te bulunan Hochhaus

Uptown binasıdır(Şekil 3.42). Yapının cam giydirme cephesi doğal havalandırmaya

imkân sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. 37 katlı ofis kulesi cephesinde yer alan 70 cm

çapındaki dairesel fanlar, iç mekâna doğal hava girmesini sağlamaktadır. Bina

otomasyon sistemi tarafından kontrol edilen vantilatörler, dış hava koşullarının uygun

olmadığı durumlarda kapanarak hava girişini engellemektedir (Sev, 2009).

Şekil 3.42 Hochhaus Uptown cephesinde yer alan fanlar (Detail, 2015)

Rüzgar Gülü

Bu tip harici bina bileşenleri, rüzgâr tarafından harekete geçirilen ve rotor (dönme)

özelliği gösteren aktif parçaları sayesinde mecburi bir havalandırma sağlamaktadır. Bu

sistemlerde kullanılan parçalar, devamlı bir suretle ve baca yüksekliği seviyesine ya da

daha alt bir seviyeye monte edilerek kullanılmaktadır (Günel, Ilgın ve Sorguç, 2007)

(Şekil 3.43).

Şekil 3.43. Rüzgâr gücü ile çalışan türbin

vantilatör (Tunalarmetal, 2015)

Page 85: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

67

3.2.2.2. Aktif Rüzgar Enerji Sistemleri

Rüzgar Türbinler

“Rüzgâr türbinleri, rüzgârın sahip olduğu enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren

sistemlerdir. ‘Rüzgâr türbinleri bir rotor (pervane), güç şaftı ve rüzgârın kinetik

enerjisini elektrik enerjisine çevirecek bir jeneratör kullanırlar. Rüzgâr rotordan

geçerken, aerodinamik bir kaldırma gücü oluşturur ve rotoru döndürür. Bu dönel

hareket jeneratörü hareket ettirir ve elektrik üretir. Türbinlerde ayrıca, dönme oranını

ayarlayacak ve kanatların hareketini durduracak bir rotor kontrolü bulunur” (Bekar,

2007, s.64).

Kule:türbinin tepe düzlemine yerleştirilmesini sağlayan genellikle boru kesitli direktir.

Jeneratör:Mekanik enerjiyi, elektrik enerjiye çeviren sistemlerdir.

Kanatlar:Rüzgarı aldıktan sonra bu gücü motor göbeğine iletmektedirler.

Şekil 3.44. Rüzgar Türbini İç Yapısı

(Erkınay, 2012).

Rüzgar türbinleri, eksen odaklı ikiye ayrılır:

Yatay eksenli

Yatay Eksenli Rüzgar Türbinleri:Rotorları yatay eksende, rüzgar akış yönünde çalışan

türbinler yatay eksenli türbinlerdir.

Dikey eksenli

Dikey Eksenli Rüzgar Türbinleri:Rotorları dikey eksende, rüzgar akış yönünde çalışan

türbinler dikey eksenli türbinlerdir.

Page 86: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

68

Şekil 3.45. Rüzgâr

türbini; yatay ve

dikey aks hareketli

(Enerjiotomasyon,

2015)

Kullanım Yeri Odaklı Rüzgar Türbinleri

Binaya Monte Rüzgar Türbinleri

Bina-monte rüzgar türbinleri, bina/binaları bir çeşit kule olarak kullanmalarının yanı

sıra, tam entegre olanların aksine, bina formunu, mevcut rüzgar akışını değiştirmek ya

da arttırmak amacıyla kullanmamaktadır. Bu uygulamalar mevcut veya tasarım

aşamasındaki binalara tatbik edilebilir. Tasarım aşamasındaki binalarda mimari form,

türbinlere doğru olan rüzgar akışını arttırıcı olarak modifiye edilebilir. Bu tarz

uygulamalarda, bina formu tasarımına köklü müdahaleler yerine, küçük ölçekli

iyileştirmeler yapılabilmektedir. Örneğin, rüzgar türbinine gelen rüzgarın şiddetini

arttırmaya yönelik olarak hava kanalı yaratmak amacıyla türbinin etrafına kanatların

yerleştirilmesi rüzgar verimini arttırıcı etkili bir iyileştirmedir. Bu iyileştirici

uygulamaların marjinal bir örneği, kanallı rüzgar türbini olarak karşımıza çıkmaktadır.

(Yerebakan,2001)

Şekil 3.46’da bina-monte rüzgar türbinleri için bazı entegrasyon stratejileri

gösterilmiştir. Sonuç olarak, bina-monte rüzgar türbinlerinde mimari, rüzgar enerjisi

etkin tasarım kaygısı taşımamaktadır. Dolayısıyla, bina-entegre rüzgar türbinleri ve

bina- monte rüzgar türbinleri arasındaki temel ayrım, bina formunun rüzgar enerjisi

etkin tasarım kaygısı taşıyıp taşımadığı noktasında ortaya çıkmaktadır (Günel ve

Ilgın,2008).

Page 87: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

69

Şekil 3.46. Bina-monte rüzgar türbinleri için entegrasyon stratejileri (Günel ve

Ilgın,2008).

Binaya Entegre Rüzgar Türbinleri

Binaya entegre rüzgar türbinleri mesnetsiz ve mesnetli olarak iki sınıfa inceleniyor,

mimari tasarım sırasında sürece dahil edilmiş olup, binanın/binaların formu tarafından

desteklenerek, rüzgarın yönünü, hızını ya da yoğunluğunu değiştirmek veya arttırmak

suretiyle, elde edilecek olan enerjinin maksimum seviyelere yükselmesi hedeflerine

yönelik olarak tasarlanan türbinlerdir. Rüzgar türbinleri mimari form üzerinde büyük

etkiye sahip olup bina/binaların tasarımında asıl amaç rüzgar enerjisini kullanmaktır

(Günel, Ilgın ve Sorguç ,2007).

Binaya entegre rüzgar türbinleri, tasarım aşamasında rüzgar enerjisinin kullanımının

esas alındığı yapıların bu tasarımla şekillendiği sistem biçimidir(Günel, Ilgın ve Sorguç

,2007).

Şekil 3.47 Bina-monte rüzgar

tribünleri için yapı örneği ,Hollanda

Pavyonu, Expo 2000, Hannover,

Almanya (Arkitera, 2015)

Şekil 3.48 Margot ve Harold Schiff

Rezidans chicago (Mercyhousing, 2015)

Page 88: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

70

Şekil 3.49. Atkins tarafından tasarlanan 225 kilowatlık 3 büyük rüzgar türbinine sahip

Lighthouse, Resim. b’ de Hamilton tarafından tasarlanan, bina tepesine 9 metre

genişliğinde 3 rüzgar türbini entegre edilen Castle house, Resim c’ de Owings & Merrill

(SOM) tarafında tasarlanan Pearl River Tower Bina entegre rüzgar türbinlerine örnek

binalardır.

Binaya mesnetsiz rüzgar türbinleri

Binaya mesnetsiz rüzgar türbinleri, henüz teoriden uygulamaya geçmemiş olup

binaya/binalara yakın bir yerde çalışabilen ve binanın yaratacağı, rüzgar akışını

potansiyel olarak kullanabilen kendi mesnetiyle desteklenmekte olup binanın genel

tasarımı etkilemektedir (Günel ve Ilgın,2008).

Şekil 3.50 Bina-mesnetsiz rüzgar

türbinleri, farklı bina ilişki

kombinasyonları (Günel ve Ilgın, 2008)

Binaya mesnetli rüzgar türbinleri

Binaya mesnetli rüzgar türbinleri, binanın strüktürünü mesnet edinerek binanın

kendisini (genelliklede üst kısmını), mevcut rüzgar potansiyelinden maksimum

derecede istifade etmek amacıyla, kule olarak kullanmaktadır (Yerebakan, 2001).

a b c

Page 89: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

71

Binaya mesnetli rüzgar türbinlerinin, mimari, strüktürel ve çevresel entegrasyonu

bağlamında önemli noktaları aşağıda belirtilmiştir. Türbinlere yakın mekanlar,

türbin(ler)in sebebiyet verebileceği, gürültü iletimi, dönen kanatlar yüzünden ışığın

titreyerek yansıması, elektromanyetik parazit gibi olaylar yüzünden, çekiciliğinden ve

ekonomik değerinden ödün verebilmektedir. Makul bir mekan organizasyonu

kurgulayabilmek adına, türbin(ler)in yakınındaki yerler, sık kullanımı olmayan alanlara

ya da servis mekanlarına (asansörler, merdivenler, çekirdek vb.) tahsis edilerek tampon

bölgeler oluşturulmaya çalışılmalıdır. Bu mekanlar, heyecan verici geçiş alanlarına ya

da gök lobilerine dönüştürülebilmelidir. (Reeves, 2003)

Şekil 3.51. a.Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi Binası b. COR Ekolojik Konut ve Ticaret

Binası c. web Concentrator (konsept projesi) Stuttgart Üniversitesi

3. 2.3. Jeotermal Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı

Jeotermal enerji, yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısının oluşturduğu,

sıcaklıkları atmosferik sıcaklığın üzerinde olan ve çevresindeki normal yer altı ve yer

üstü sularına göre daha fazla erimiş mineral, tuzlar ve gazlar, içerebilen sıcak su, buhar

ve gazlar olarak tanımlanabilir. Ayrıca herhangi bir akışkan içermeden de bazı teknik

yöntemlerle yerin derinliklerindeki ısıdan yararlanılması da jeotermal enerji kaynağı

olarak nitelendirilmektedir ( Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, 2004).

a b c

Page 90: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

72

Şekil 3.52 Jeotermal Üretim

Sistemi (Çağlar, ve diğerlesi 2006).

Jeotermal enerji dünyada en çok bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir.

Jeotermal akışkanın uygulama yöntemlerine göre jeotermal enerji sistemleri ısı

pompaları, kuyu içi eşanjörler ve ısı boruları olarak sınırlanmaktadır (Bekar, 2007).

“Jeotermal sistem; ısı kaynağı, rezervuar ve ısıyı taşıyan akışkan olmak üzere üç ana

unsurdan oluşmaktadır. 600°C’den daha yüksek sıcaklığa sahip ve yüzeye 5-10 km

mesafedeki kısımlara ulaşabilen magmatik sokulumlar olabileceği gibi, düşük sıcaklıklı

sistemlerde de derinlikle birlikte artan normal sıcaklık olabilir. Rezervuar ise ısıyı yer

altından yüzeye taşıyan akışkanın devir-daim edebileceği çatlaklı kayaçlardır.

Rezervuarların üzerinde genellikle geçirimsiz tabakalar bulunmaktadır. Jeotermal

akışkan ise çoğu durumda meteorik sudur ve rezervuarda sıcaklık ve basınca bağlı

olarak buhar veya sıvı haldedir. Bu su genellikle bazı kimyasal maddeler ve gazlar (CO2

, H2S gibi) içerir” (Maden, 2015, s.3).

“Enerji değişim teknolojileri yardımıyla, sıcak su ve buhardan elektrik üretimi sağlanır

veya ısı enerjisi amaçlı doğrudan kullanım uygulamaları söz konusu olur. Enerjisinden

yararlanılan atık akışkan olumsuz çevresel etkileri nedeniyle yeraltına reenjekte edilir.

Jeotermal enerjiden yararlanan birçok ülkede reenjeksiyon uygulandığı için, jeotermal

enerji çevre açısından en olumlu enerji kaynağı olarak değerlendirilir. Ancak ülkemizde

reenjeksiyon uygulaması çok sınırlı olup, temiz enerji kaynağı jeotermal enerjinin

temizliği sadece tanımında kalmaktadır. Jeotermal enerji yerinde kullanılabilen bir

enerji kaynağıdır ve uzak mesafelere nakli sınırlıdır (en fazla 100 km civarında).

Jeotermal enerji kısa mesafelere, kapalı borular içinde nakledildiğinden hiçbir olumsuz

çevresel etkisi yoktur” (Emo, 2015, s.2).

“Jeotermal enerjinin avantajları

Page 91: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

73

- Çevre dostudur. Suyun ısıtılması ve buharlaştırılması için fosil enerjiye ihtiyaç

duymaz

- Doğal kaynaklar kullanılır, dışa bağımlı değildir

Jeotermal enerjinin dezavantajları

- Yapılarında bulunan hidrojen sülfür ve karbondioksit gibi gazların açığa çıkması

nedeniyle reenjeksiyon gereklidir” (Veziroğlu , 2010, s.19).

Jeotermal Isı Pompaları

Jeotermal ısı pompaları, yeraltı ısıdan yapıların ısıtılması ve soğutulması amacıyla

faydalanmaktadır. Mimaride en yaygın kullanılan sistem ısı pompalarıdır. Isı pompaları,

düşük sıcaklıktaki bir ısı kaynağından ısı enerjisini absorbe edip yüksek sıcaklıktaki bir

ısı kuyusuna deşarj eden sistemlerdir. Bina ısıtmak amacıyla jeotermal kaynaklardan

doğrudan veya dolaylı olarak faydalanılır. Jeotermal kaynağın doğrudan kullanıldığı

jeotermal ısıtma sistemlerinde, bir eşanjör vasıtasıyla jeotermal suyun ısısı bina ısıtma

tesisatı su devresine aktarılır. Bu tip bir uygulama için jeotermal suyun sıcaklığı 80 ˚C

civarında olmalıdır. Bu yüzden sıcaklığı 50 ˚C altındaki kaynaklar böyle bir uygulama

için elverişli değildir. Fakat bu kaynaklardan ısı pompası vasıtasıyla faydalanmak

mümkündür (Abitaticingenclik, 2015).

Düşük sıcaklık kaynağı olarak hava, toprak ve jeotermal akışkan kullanılmaktadır.

Toprak kaynaklı ısı pompalarında, toprak altına döşenen boruların içerisinden su

dolaştırılarak ısı sağlanır. Yer altına yerleştirilecek, ısı değişimini sağlayacak bir

sistemle kış aylarında toprak altındaki sıvı yer altındaki ısıyı taşıyarak binaya getirir. Isı

uygun sıcaklıkta değilse yükseltilerek bina içine taşınır. Yaz aylarında ise ısı bina

içerisinden çekilerek ortamdan daha serin olan toprağa bırakılır (Erkınay, 2012).

Konutlarda jeotermal enerjiden en çok ısı pompalarıyla yararlanılmaktadır. Isı

pompalarının yatay, dikey ve spiral gibi farklı yapım sistemleri vardır bu sistem arazi

koşullarına göre yerleştirilmektedirDikey döşeme maliyetin yüksek olması nedeniyle

arazinin dar olduğu yerde kullanılmaktadır. Dikey tip uygulaması yeraltında ısının

belli derinlikten sonra sabit olması sebebiyle daha verimlidir. Yatay tip uygulamalarda

ise ısı değişimi sistemin verimini olumsuz etkilemektedi (Ulusoy, 2012).

Page 92: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

74

Şekil 3.53 Toprak kaynaklı ısı

pompası uygulamaları

Uluslararası İleri Teknolojiler

Sempozyumu (Yüksek ve Esin,

2009)

Geleneksel ısıtma sistemlerine nazaran jeotermal ısı pompaları sistemleri daha az

elektrik harcamaktadırlar. Bu sistem yeni binalara kolayca entegre edilebildiği gibi eski

binalarda da kullanılabilmektedir (Ulusoy, 2012).

Elektrik Üretimi

“Jeotermal enerjinin doğrudan olmayan kullanımı elektrik enerjisine çevrilmesiyle

gerçekleştirilmektedir. Elektrik üretimi için sondaj kuyuları yer altı rezervuarlarında

oluşturulmaktadır. Jeotermal alana bir kuyu açılmakta ve kuyudan alınan buharın bir

jeneratörü çalıştırması sağlanmaktadır. Hidroelektrik santrallerde yüksekten hızla düşen

suyun enerjisinden yararlanıldığı gibi, jeotermal tesislerde de buharın enerjisinden

yararlanılmaktadır. Buhar bir türbine yollanır ve türbinin dönmesi sağlanır. Hareket

eden türbin elektrik üreten bir jeneratörü çalıştırmaktadır. Bunun sonucunda da elektrik

üretilmektedir” (Ulusoy ,2012, s.31).

Şekil 3.54 Kuzey

Kaliforniya'da Santa Rosa

yakınlarındaki Gayzer,

dünyanın en büyük elektrik

üreten jeotermal gelişmedir.

(Geothermal energy, 2012)

3.2.4. Biyokütle (Biyomas) Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı

“Biyokütle 100 yıllık periyottan daha kısa sürede yenilenebilen, karada ve suda yetişen

bitkiler, hayvan artıkları, besin endüstrisi ve orman ürünleri ile kentsel atıkları içeren

Page 93: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

75

tüm organik maddeler olarak tanımlanmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynağı olan

biyokütlenin toplam enerji eşdeğeri 65376 MTEP ( milyon ton eşdeğeri petrol ) olup bu

değer 1997 dünya enerji tüketiminin yaklaşık 8 katına eşittir. Günümüzde ise ancak %

7' si kullanılabilmektedir” (Acaroğlu,2008, s.351).

Biyokütle, doğrudan yakılarak ya da kirletici oluşturmayan yakıtlara dönüştürülerek

yakılabilmektedir. Bunlar, fermantasyonla alkol gibi sıvılara, uygun bağlayıcılar

kullanılıp briket şekli verilerek katılara ve anaerobik süreçler sonunda hidrojen ya da

metan türü gazlara dönüştürülmeleriyle elde edilen biyokütle kökenli yakıtlar olarak

sıralanabilir (Berber, 2012).

“Biyokütle enerjisi, klasik ve modern biyokütle enerjisi olmak üzere ikiye ayrılır.

Birincisi; konvansiyonel ormanlardan elde edilen yakacak odun ve yine yakacak olarak

kullanılan bitki ve hayvan atıklarından oluşur. Bunlar doğrudan yakılarak enerji elde

edilebilir. Fosil yakıtlara göre daha az zararlıdır. Modern biyokütle enerjisi ise; enerji

ormancılığı ve orman-ağaç endüstrisi atıklarından elde edilen biodizel, etanol gibi çeşitli

yakıtlar, tarım kesimindeki bitkisel atıklar, kentsel atıklar, tarıma dayalı endüstri atıkları

olarak sıralanır” (Abitaticingenclik, 2015, s.23).

Konutlarda biyokütle kaynağından: havasız çürütme yöntemi ile elde edilen biyogaz

elektrik üretiminde, piroliz yöntemi ile elde edilen etanol ısınma amaçlı, doğrudan

yakma yöntemi ile elde edilen hidrojen su ısıtma amaçlı kullanılmaktadır. Bunların

dışında fermantasyon, gazlaştırma, hidroliz ve biyofotoliz yöntemleri de diğer sektörler

tarafından uygulanmaktadır (Herzog, Lipman ve Kammen 2001).

Biokütle enerjisinin olumlu yönleri (TURE, 2001):

• Her yerde yetiştirilebilmesi

• Üretim ve çevrim teknolojilerinin iyi bilinmesi

• Her ölçekte enerji üretimi için uygun olması

• Düşük ışık şiddetlerinin yeterli olması

• Depolanabilir olması

Page 94: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

76

• 5-35 ˚C arasında sıcaklık gerektirmesi

• Kanserojen madde içermemesi

• Çevre kirliliği oluşturmaması

• Sera etkisi oluşturmaması böylece atmosferde CO2 dengesi sağlanması

• Asit yağmurlarına yol açmaması olarak özetlenebilir.

“Biyokütle; tükenmez bir kaynak olması, her yerde yetiştirilebilmesi, özellikle kırsal

alanlar için sosyoekonomik gelişmelere yardımcı olması nedeniyle uygun ve önemli bir

enerji kaynağı olarak görülmektedir. Petrol, kömür, doğalgaz gibi tükenmekte olan

enerji kaynaklarının kısıtlı olması, ayrıca bunların çevre kirliliği oluşturması nedeni ile

biyokütle kullanımı, enerji sorununu çözmek için giderek önem kazanmaktadır”

(Kapluhan, 2015, s.101).

3.2.5. Hidrojen Enerjisinin Çok Katlı Yapılarda Kullanımı

Güneş ve diğer yıldızların termonükleer tepkimeye vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojen

olup, evrenin temel enerji kaynağıdır. Hidrojen bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim

kütle başına en yüksek enerji içeriğine sahiptir (Üst ısıl değeri 140,9 MJ/kg, alt ısıl

değeri 120,7 MJ/kg). 1 kg hidrojen 2,1 kg doğal gaz veya 2,8 kg petrolün sahip olduğu

enerjiye sahiptir. Ancak birim enerji başına hacmi yüksektir (wikipedia,2015).

Hidrojen 1500’lü yıllarda keşfedilmiş, 1700’lü yıllarda yanabilme özelliğinin farkına

varılmış, evrenin en basit ve en çok bulunan elementi olup; renksiz, kokusuz, havadan 14.4

kez daha hafif ve tamamen zehirsiz bir gazdır. Kömür, doğalgaz gibi fosil kaynakların

yanısıra sudan ve biyokütleden de elde edilen hidrojen, enerji kaynağı olmaktan çok, bir

başka enerji tüketilerek elde edilen sentetik yakıt durumundaki enerji taşıyıcısıdır (Eie,

2015).

Hidrojenin üretim kaynakları oldukça çeşitlidir. Bunlar arasında kömür, doğal gaz gibi

fosil yakıtlar vardır ancak sınırlı rezerve sahip oldukları gibi çevre zararlarına da yol

açmaktadırlar. Bu nedenle hidrojenin temiz enerji kaynaklarından üretilmesi enerjiyi

verimli kullanma ve çevre bilinci açısından en doğru seçim olacaktır. Hidrojen üretimi

yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisinden, rüzgar enerjisinden, jeotermal

Page 95: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

77

enerjiden, biokütle enerjisinden, dalga enerjisinden çeşitli yöntemlerle

sağlanabilmektedir (Erkınay, 2012).

Giderek artan çevre sorunları ve küresel ısınma sentetik bir yakıt olan hidrojeni cazip

hale getirmektedir. Kolayca taşınabilen ve taşınması sırasında çok az bir enerji harcanan

hidrojen, elektrik üretiminde, sanayide, evlerde ve taşıtlarda kullanılabilen bir yakıttır.

Günümüzde önemli hale gelen hidrojen enerjisi teknolojileri yakıt hücresi olarak

adlandırılan teknoloji sayesinde kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan enerjiyi elektrik

enerjisine çevirebilmektedir. Yakıt hücreleri, yakıt dönüştürücüden, yakıt hücresi

modülünden, güç dönüştürücüden, kontrol sisteminden oluşur. Hidrojen kullanarak

gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar sonucu ısı, elektrik ve su meydana gelmektedir.

İşlemler esnasında su buharı dışında çevreyi kirletici hiçbir zararlı kimyasal madde

üretimi söz konusu değildir. Elde edilen enerji, yapıları ısıtmada, sıcak su elde etmede,

yemek pişirmede ve elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılmaktadır (Türe,

2001).

Hidrojen enerjisi, konut içi kullanımlar dahil olmak üzere bugün fosil yakıtların yaptığı

her işi yapabilmektedir. Evleri ısıtıp soğutmada, mutfak ve banyo için sıcak su

temininde, elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla hidrojen kullanılmaktadır. Hidrojeni

buralarda kullanmak için önce onun üretilmesine, depolanmasına ve nakledilmesine

ihtiyaç vardır (Berber, 2012).

Evlerde enerji gerektiren başlıca ihtiyaçlardan biri de yemek pişirmedir; fırın, ocak,

mikrodalga vs. Bunlar için gerekli enerjinin elde edilmesinde hidrojenden üç şekilde

yararlanılabilir. Bunlardan biri, konvansiyonel gazlı cihazlarda doğalgaz yerine

hidrojenin kullanılmasıdır. Diğer seçenek, konvansiyonel elektrikli mutfak cihazlarının

kullanılmasıdır. Üçüncü yöntem ise, pişirme için gerekli termal enerjinin elde

edilmesinde katalitik hidrojen yakma yoluna gitmektir (Berber,2012).

Binalarda hidrojen uygulamalarına yönelik farklı sistemler düşünülmektedir. Örneğin,

doğalgaz şebekesine bağlı bir konutta doğalgazdan hidrojen üretilebilir ve üretilen

hidrojen yakıt pilinde elektrik, ısı ve saf su üretilmesinde kullanılabilinir. Pilin ısısından

konutun ısıtılmasında ve sıcak su üretiminde yararlanabilir (Berber, 2012)(Şekil 4.70).

Page 96: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

78

Şekil 3.55 Hidrojen Enerjisinin Konut

İçinde Devirdaim Şeması

(Enerjiuretimsistemleri, 2015)

Güneş-hidrojen enerji sisteminin ilk kurulum maliyetleri yüksek olmasına rağmen

hareketli parçaya sahip olmayıp bakım gerektirmemeleri ile bu sistemler kendilerini

birkaç sene içerisinde amortize etmektedirler. Özellikle şebekeden bağımsız konutlarda,

uzak yerlerde kurulan hastaneler, okullar gibi taşınması gereken yerlerde bu tür

sistemlerin kullanımları daha avantajlı olmaktadır. Çünkü çöl gibi şebekeden uzak

yerlere şebeke bağlantısı götürmek şu anki fiyat koşullarında bile birçok durumda

güneş-hidrojen enerji sisteminden pahalıya gelmektedir (Bilgiustam, 2015).

Bu bölümde anlatılan pasif ve aktif sistemlerin ekolojik anlamda yenilenebilir

enerjilerden faydalanarak tasarlanan çok katlı konutların seçilmelerine ve analizlerinde

kullandıkları ve ya kullanmadıkları sistemlerin avantaj ve dezavantajlarının

aydınlanmasına dördüncü bölümde ışık göstereceklerdir.

Page 97: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

79

BÖLÜM 4

TÜRKİYE VE DÜNYADAN İNCELENEN ÖRNEKLER

4.1.EKOLOJİK ÇOK KATLI YAPI SEÇİM KRİTERLERİ

Bu bölümde, araştırma kapsamında ikinci ve üçüncü bölümde değinilen ekolojik ilkeler

ve yenilenebilir enerjileri kaynaklı pasif ve aktif sistemleri göz önüne alarak çevre

kirliliğini azaltmağa çalışan örnekler ele alınmıştır. Seçilen ekolojik çok katlı binaların

analizi, kavramsal alt yapıyı üç ana başlık altında “pasif ve aktif enerjinin etkin

kullanılması, suyun etkin kullanılması, pasif ve aktif enerjilerin iç mekan tasarımlarnda

kullanımı” bir tablo oluşturularak yapılacaktır. Türkiye’den seçilen örneklerde ekolojik

mimarlık kriterlerini sağlamak amacıyla, tezin ek kısmında mevcut tabloda değinilen

LEED sertifikasının koşullarını yerine getirerek puan toplamaya çalışan, iki farklı iklim

koşağında yapıln binalar ele alınacaktır. Yurtdışından seçilen binalarda ise binaların

mekan tasarımında ve formunda radikal kararlarıyla kendinden ekolojik mimarlık

kapsamında söz ettiren Ken Yeang’ın tasarladığı iki çok katlı konut binasında ortaya

koyduğu teorik fikirler ve pratik uygulamaları göz önünde bulundurarak, 13 katın

üstündeki tamamlanmış ve 2015 yılında tamamlanacak , 4 örnek seçilmiş ve

incelenmiştir.

LEED sertifikasyon sistemi

LEED (Leadership in Energy and Environmental Design); Amerika Yeşil Bina Konseyi

tarafından yeşil binaların gelişim ve üretim hızını arttırmak üzere 1998’de tasarlanmış,

ulusal oybirliğine dayanan, piyasaya bağlı bir bina değerlendirme sistemidir. Amerikan

Yeşil Bina Konseyi tarafından “piyasaya bağlı” şeklinde tanımlandıgı halde; LEED’in

ilk müşterileri; hükümete bağlı kurumlar, üniversiteler, okullar ve çevresel

organizasyonlar olmuştur (Civan, 2006).

LEED’in ana hedefi; “yapı sektöründe payı olan bütün kişi ve kuruluşların, yapıların,

yaşam döngüsü sürecinde oluşturdukları çevresel etkilere dikkat çekerek, etkinliklerini

ve ürünlerini bu etkileri azaltmak doğrultusunda gerçekleştirmeleridir” (Sev, Canbay,

2009,s. 42).

Page 98: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

80

2009’da güncellenen LEED V.3’de; uyumluluk ve bölgeselleşme konularına ağırlık

verilmiş, kredi ağırlıklarında değişiklikler yapılmıştır. Versiyon 3’de sera gazı salınımı

ve iklim değişikliğine etkisi olan ölçütlerin ağırlığı da arttırılmıştır (USGBC, 2009,

Çelik, 2009)

“LEED sertifika sürecinde denetçi sistemi yoktur. USGBC’nin açtığı uzmanlık

sınavından geçen kişiler LEED danışmanı olabilirler. Fakat süreç boyunca LEED

danışmanı ile çalışma zorunluluğu yoktur, danışman ile birlikte çalışmak ayrı bir puan

getirir. Sistem denetleme değil belgeleme esasına dayalıdır ve tamamen şeffaf bir

süreçtir. Puan alınması öngörülen kriterlere göre hazırlanan belirli dokümanların

USGBC web sayfasına yüklenmesi ve USGBC tarafından incelenmesi sonrası puanlama

yapılır. Sertifika dokümanlarında ön koşul olarak belirtilen şartlar sağlanmazsa başvuru

kabul edilmez” (Çelik, 2009).

LEED Sertifika Kategorileri (Çelik, 2009, USGBC, 2011):

Yeni Konstrüksiyonlar

Mevcut Bina Yenilemesi

Ticari İç Mimari

Kaba İnşaat ve Dış Cephe

Okullar

Hastane ve Klinikler

Konutlar

Mahalle Geliştirme ve

Alışveriş Merkezleri olarak belirlenmiştir

LEED yeşil bina derecelendirme sisteminin 4 temel seviyesi vardır. Bunlar;

LEED Yalın Sertifika (LEED Certified) 40-49 puan arası

LEED Gümüş (LEED Silver) 59 puan

Page 99: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

81

LEED Altın (LEED Gold) 60-79 puan arası

LEED Platin (LEED Platinum) 80 puan ‘dir.

LEED’in herhangi bir yapının sürdürülebilirlik yaklaşımına sahip olup olmadığıyla ilgili

çevresel performansı kontrol ettiği değerlendirme kriterleri ve yüzdeleri Tablo 1’ de

listelenmiştir.

PERFORMANS KRİTERİ PUAN DEĞERİ

Sürdürülebilir araziler 26

Su verimliliği 10

Enerji ve atmosfer 35

Malzeme ve kaynaklar 14

Kapalı çevre kalitesi 15

Tasarımda yenilikler 6

Bölgesel öncelik 4

Puanlama sertifika kategorilerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Kriterlerin

içerisinde ön koşul olarak istenenler ayrıca belirtilmiştir ve puanlar ön koşul

kriterlerinin dışında kalan kriterlerden elde edilmektedir.

Sürdürülebilir Araziler: Bir binanın saha seçimi ve saha yönetimi projenin

sürdürülebilirliği açısından çok önemlidir. Sürdürülebilir arsalar kategorisi daha önce

işlenmemiş arazilerde yapılaşmadan kaçınır ve yapıların ekosistem üzerindeki

etkisini minimize etmeyi amaçlar. Bölgenin özelliklerine uygun peyzajı, akıllı ulaşım

sistemlerini teşvik eder, erozyonu, ışık kirliliğini, ısı adası etkisini azaltır ve yağmur

sularını kontrol altına alır (USGBC, 2011).

Su verimliliği: Su verimliliği kategorisinin hedefi, su kullanımının iç ve dış

mekânlarda daha akıllıca yapılmasıdır. Su kullanımının azaltılması genellikle

tasaruflu cihazların kullanımı, yeşil alanlarda kurakçıl peyzaja yönelik olarak su

Tablo 1. LEED performans

kriterleri ve değerleri (USGBC,

2011)

Page 100: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

82

ihtiyacı az olan bitkilerin kullanılması ve suların arıtılarak yeniden kullanılmasıyla

gerçekleştirilir (USGBC, 2011).

Enerji ve Atmosfer: ABD Enerji Bakanlığı’na göre ABD’de binalar her yıl üretilen

enerjinin % 74’ ünü elektrik olarak kullanmaktadırlar. Bu nedenle tasarruflu cihaz

kullanımı, enerji kullanımının izlenmesi, yenilenebilir enerji kullanımı, verimli

tasarım ve inşaat gibi yenilikçi stratejileri teşvik etmektedir (USGBC, 2011).

Malzeme ve kaynaklar: Binaların inşaat ve uygulama aşamalarında birçok atık

malzeme ortaya çıkar. Bu kategori atık malzemelerin azaltılması, yeniden

kullanılması ve geri dönüştürülmesini ve tasarımlarda geri dönüşümlü malzeme

kullanımını teşvik eder. Ayrıca yerel malzeme kullanımınıda destekler (USGBC,

2011).

Kapalı çevre kalitesi: Bu kategori doğal gün ışığından faydalanma, sigara dumanı

kontrolü, iç mekânlarda düşük uçucu organik madde içeriği olan malzeme kullanımı,

iklimlendirme sistemlerinin verimli kullanımı gibi hususları teşvik eder (USGBC,

2011ve Çelik, 2009).

Tasarımda Yenilikler: Bu kriter, yukarıda belirtilen kriterler dışında da çevre için

faydalı aktiviteler yapılmasını teşvik etmeyi amaçlar (USGBC, 2011).

“Bölgesel Öncelik: USGBC’nin bölgesel konseyleri, bölümleri ve iştirakleri, ülkenin

her bölgesi için yerel olarak en önemli çevresel kaygılarını teşhis etmiş ve her bölge

için bu yerel önceliklere hitap eden altı LEED kriteri seçmişlerdir. Bölgesel öncelik

kredisi kazanan bir proje, o kredi için hak ettiği krediye ek olarak bir ek puan

kazanır. Dört krediye kadar bu şekilde kredi kazanılabilir” (Yenigün, 2010).

4.1.1. Türkiye’den İncelenen Örnekler

Son 50 yıl içinde Türkiye’de özellikle büyük şehirlerde aşırı nüfus artışı ile birlikte

kontrolsüz yapılaşma sorunu ortaya çıkmıştır, geleneksel mimariye bakıldığında

binalarda kullanılan kerpiç, ahşap gibi doğal malzemelerin hepsinin sürdürülebilir

nitelik taşıdığı ve geri dönüşümlü olduğu gözlenmektedir. Ancak zamanla yapıların

yükselmesi, modernleşmesi, farklı görsel ve mimari yaklaşımlar, ekolojik denge

korunumunun ihmal edilmesi gibi sebeplerle yapay malzeme kullanımı yaygınlaşmıştır.

Page 101: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

83

Ancak, doğada yaratılan bozulmanın etkilerinin görülmeye başlanması ile ekolojik yapı

ve sürdürülebilir mimarlık kavramları ülkemizde de gündeme gelmiş ve bu yönde

çalışmalar başlatılmıştır (Arslan,2011).

Çalışmanın özgün kısmında Türkiye’den seçilen örneklerde dikkat edilen noktalar,

konut yapılarının enerji tasarrufu sağlayan, ekolojik, yenilenebilir enerji kullanan veya

yeşil bina sertifika ve değerlendirme sistemlerine uygun olarak tasarlandığının

vurgulanması ve pazarlama stratejisi olarak bu özelliklerinin öne çıkartılmasıdır. Son

yıllarda özellikle bu konunun halk tarafından ilgi görmesi ve yeşil bina sertifika

sistemlerinin bir yapı için prestij sağlayıcı bir özellik haline gelmesi bu yaklaşımla

konut yapılmasını yaygınlaştırmıştır. Mimar ve mühendisler çoğunlukla LEED

sertifikasyon sistemini kullanarak geliştirdikleri, yapımını üstlendikleri veya

projelendirdikleri binaların çevre dostu olduklarını ve enerji tasarrufuna önem

verdiklerini belgeleyerek yeşil bina statüsü kazandıracak belirli bir sertifikasyon

sürecine dahil olma çabası içine girerek duyarlılıklarını ortaya koymuşlardır (Anon,

2011).

Sertifika sistemleri Türkiye’de genellikle bir prestij ve pazarlama aracı olarak

kullanılmaktadır. Sertifikalandırma sistemlerinin ortak amaçlarından birinin de bina

pazarını ekolojik yapı tasarımlarına doğru çekmek olduğu düşünülürse bu hedefe giden

olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ancak özellikle ekolojik malzeme

sektöründeki yetersizlikler, enerji verimli sistemlerin ilk yatırım maliyetlerinin yüksek

olması yeşil bina maliyetlerinin piyasa koşullarının üzerinde kalmasına neden

olmaktadır (Çelik, 2009).

Burada asıl sorgulanmak istenen bu düşünce ile yola çıkılarak tasarlanan yapıların

gerçekte ne kadar ekolojik olduğu ve değişik iklimlerde farklı kurallara rastlanıp

rastlamadığımızdır. Ekolojik kavramı tezin başında da detaylı olarak açıklandığı gibi

bütüncül bir yaklaşımla bakılması gereken bir olgudur. Sadece yenilenebilir enerji

kaynakları kullanmak veya başka bir ülkenin yeşil bina sertifika istemine göre bir yapı

inşa etmek, o yapıyı sürdürülebilir yapmamaktadır. Bu yaklaşımla yola çıkarak

Türkiye’de inşa edilirken ve pazarlanırken ‘ekolojik konut’, ‘enerji tasarrufu sağlayan

konut’ gibi sloganlarla ortaya çıkan ılıman ve karasal olarak iki farklı iklimde inşa

Page 102: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

84

edilen yapılar incelenmiştir. Seçilen 2 örnek İstanbul ve Ankara’da inşaatı 2015 yılın’da

tamamlanacak olan Varyap Meridian ve One Tower adlı konut projeleridir.

4.1.1.1. Varyap Meridian

BİN

A K

ÜN

YE

Varyap Meridian

Konum: İstanbul, Türkiye

Proje başlama/bitiş tarihi: 2009/2015

Kullanım amacı: Konut, beş yıldızlı otel, AVM, ofis

İklim/bitki örtüsü tipi: Yazın sıcak ve kurakken kışlar

yağışlı ve ılık / orman ve fundalık

Yapıdaki kat sayısı: 5 kulede 20 ile 61 katlı

Arsa alanı: 107.000m2

Arsa kullanım oranı: 13.000m2 binalar için kullanılmış

İstanbul, Ataşehir’de inşa edilen Veryap Meridian projesi kapsamında 5 kulede 20 ile

61 katlı 1500 konut, 50 bin metrekare kiralık alana sahip iş merkezi, 20.000 m2 ofis

binası, 5 yıldızlı otel, kongre ve ticaret alanları olmak üzere toplam 6 kule ve 3 adet

alçak katlı ticari blok yer alıyor. Proje dahilinde 40 m2'lik stüdyolardan çatı katları

dairelere kadar farklı konut seçeneği bulunmaktadır .Proje ekolojik inşaat projesi olarak

tasarlanmış ve LEED sertifikasına adaydır. 107.000 metrekarelik alana sahip projenin

%90’ı yeşil alan ve 13.000 m²’ si binalardan oluşmaktadır (Veryap,2015).

Projenin “çevreci konut” konseptinin oluşturulmasında çevresel etkenler ve ekolojik

tasarım ilkeleri önem taşımaktadır. Bu hedefe ulaşmak için arazinin topoğrafik yapısı,

rüzgâr ve manzara yönleri, güneş ışığıyla ilgili analizler, proje tasarımında dikkate

alınmıştır. Veryap Meridian’da ortak alanların bir bölümü rüzgâr ve güneş enerjisi gibi

doğal kaynaklardan üretilecek enerji ile karşılanacaktır, yağmur suları toplanıp yeşil

alanların sulanmasında kullanılacaktır ve bu vasıtayla doğanın korunmasına katkı

sağlanmıştır. Binaların konumlandırılması güneş ışığından en iyi derece

Tablo 2. Varyap Meridian binasının künyesi (Kişisel Arşiv)

Page 103: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

85

faydalanılmasını sağlamıştır. Teraslar binaların doğal aydınlanması, havalandırılması ve

yağmur suyunun tıplanıp peyzajın sulamasında kullanımlası için bir araç olarak

kullanılmıştır. Peyzaj tasarımına arsanın doğal bitki örtüsü ve topoğrafik yapısı yön

verecek biçiminde tasarlanmiştır.

Şekil 4.1 .Varyap Meridian dış görünüşü.

Cephe tasarımı, bina sakinlerinin güneş ışığından maksimum düzeyde faydalanmaları

ve sıcak, soğuk iklim şartlarının olumsuz etkilerinin azaltılması hedefleri ile

tasarlanmıştır. Cephe, cam ve seramik panellerden oluşan hibrit sistemdir. Kullanılan

camlar açık yeşil rengindedir. Hafif renkli olan bu camlar yazın iç ortamı aşırı

ısınmaktan koruyup soğutma ihtiyacını azaltırken, kışın da içeri yüksek seviyede güneş

ışığı girmesine izin vererek ısıtma yükünü hafifletmektedir. Belli bir kata kadar

açılabilir olacak camlar, üst katlarda rüzgarın hızlı olduğundan dolayı bina sakinlerini

ve bina strüktürnü zorlamamk amaclı bina sakinlerine ihtiyaç duydukları anda doğal

havalandırmadan faydalanabilme olanağı sağlamaktadır.

Projeye yeşil bina özelliği ile birlikte yenilenebilir enerji kaynakları entegre edilmiştir.

Fosil yakıt kullanımını ve karbondioksit salınımını azaltmak için, projede elektrik

üretmek amacıyla, güneş panelleri ve rüzgâr türbinleri kullanılmaktadır. Bütün peyzaj

düzenlemelerinde ve bitki tercihlerinde su kullanımını minimize etmek ve yere özgü

doğal yapıyı korumak, öncelikli amaç olmuştur. Açık alanların ana karakteri olarak

özellikle seçilen çayır dokusu, çim ağırlıklı düzenlemelere göre su kullanımını yarıya

indirdiği için tercih edilmiştir. Her mevsim başka bir noktanın canlanmasıyla yıl boyu

yeşil sürekliliğinin gözetildiği bir bahçe bütünlüğü oluşturulmuştur.

Page 104: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

86

Şekil 4.2 : Varyap Meridian ve çevre görünüşleri

Çevreci malzeme seçimi ve atık yönetimi stratejileriyle %75 atıkların geri dönüşümü,

% 24-% 50’ye enerji, % 30-% 50’ye varan su ve ısı tasarrufu ve %35 daha az CO²

salınımı planlanmaktadır. Projede; binaları güneş ve rüzgâra göre konumlayarak ısı

kayıplarını minimize etmek, doğru malzeme seçimleriyle yalıtımı artırmak, az enerji

tüketen A sınıfı elektrikli ekipmanlar kullanmak, doğal aydınlatmadan maksimum

yararlanmak, az elektrik tüketen lambalar kullanmak, su tasarruflu mutfak bataryaları ve

çift basmalı rezervuar sistemi kullanmak, yağmur sularını toplamak ve peyzajda az su

tüketen bitkilere yer vermek gibi önlemler bulunmaktadır (Veryap,2015).

Varyap Meridian Projesi’nde konutların tipleri stüdyo, kat bahçeli stüdyo,1+1, kat

bahçeli 1+1 ,teraslı kat bahçeli 1+1ve bu özellikler 2+1,3+1,4+1,5+1 planlarında devam

etmektedir. Araştırmalamiz sonucu 4+1 ve 5+1 planlarına ulaşamadık (Veryap,2015):

Stüdyo

Brüt Alan: 53.7 m²

Antre : 3,07 m²

Salon + Mutfak : 27,73 m²

Banyo : 4,5 m²

Page 105: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

87

Kat Bahçeli Stüdyo

Brüt Alan: 75.67m²

Antre : 3,46 m²

Salon + Mutfak : 28,74 m²

Banyo : 4,5 m²

Kat Bahçesi : 19,36 m²

1+1

Brüt Alan: 78.67m²

Antre : 2,64 m²

Salon + Mutfak : 27,38 m²

Banyo : 5,13 m²

Yatak Odası : 15,39 m²

Kat Bahçeli 1+1

Brüt Alan: 93.51 m²

Antre : 2,72 m²

Salon + Mutfak : 27,62 m²

Banyo : 5,13 m²

Yatak Odası : 15,39 m²

Kat Bahçesi : 15,31 m²

Teraslı Kat Bahçeli 1+1

Brüt Alan: 102.8 m²

Antre : 4,22 m²

Salon + Mutfak : 35,28 m²

Banyo : 5,4 m²

Yatak Odası : 18,34 m²

Kat Bahçesi : 6,74 m²

Teras : 9,76 m²

Page 106: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

88

2+1

Brüt Alan: 112.8 m²

Antre : 5,55 m²

Salon + Mutfak : 30,22 m²

Banyo : 5,4 m²

WC : 1,98 m²

Yatak Odası : 12,18 m²

Yatak Odası : 15,99 m²

Koridor : 3,86 m²

Kat Bahçeli 2+1

Brüt Alan: 148.54 m²

Antre : 6,24 m²

Salon : 31,83 m²

Mutfak : 10,08 m²

Banyo : 5,4 m²

Yatak Odası : 11,07 m²

Yatak Odası : 21,17 m²

Koridor : 4,33 m²

Kat Bahçesi : 13,16 m²

3+1

Brüt Alan: 132.49 m²

Antre : 7,29 m²

Salon : 31,61 m²

Mutfak : 12,65 m²

Banyo : 5,4 m²

Yatak Odası : 24,04 m²

Banyo : 4,5 m²

Yatak Odası : 10,39 m²

Yatak Odası : 14,52 m²

Koridor : 6,84 m²

Page 107: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

89

Şekil 4.4 : Varyap Meridianda sosyal mekanlar, cafe, yuzme havuzu, spor salonu

(Veryap,2015).

Şekil 4.3. Varyap Meridianda lobi (Veryap,2015).

Page 108: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

90

Varyap Meridian’da, iç mekân tasarımlarına bakıldığında; banyo, mutfak ve balkonların

zeminlerinde doğal taş kullandığı görülmektedir. Ancak malzeme her ne kadar doğal

olursa olsun kullanılan yapıştırıcılardan dolayı az oranda da olsa kirletici gaz çıkışına

sebep olur. Salon ve yatak odalarında kullanılan 1. sınıf ahşap parke kullanılmıştır.

Ahşap üzerinde ve kapılarda kullanılan koruyucu kimyasal malzemeler nedeniyle bazı

kirletici bileşiklerin kaynağını teşkil eder. Tüm bu bilgiler ışığında iç mekânlarda PVC

ve yalıtım malzemeleri dışında doğal malzeme kullanımına özen gösterildiği ve iç

mekân hava kalitesine olumsuz etkinin genel itibari ile minimumda tutulmaya çalışıldığı

söylenebilir (Veryap,2015).

Şekil 4.5 : Varyap Meridianda konutların iç mekanları (Veryap,2015).

Page 109: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

91

4.1.1.2. One Tower

BİN

A K

ÜN

YE

One Tower

Konum: Ankara , Türkiye

Proje başlama/bitiş tarihi: 2012/2015

Kullanım amacı: konut, beş yıldızlı otel, AVM, ofis

İklim/bitki örtüsü tipi: yazlar çok sıcak , kışlar ı iyse çok

soğuk/ bozkır (step) bitkileri

Yapıdaki kat sayısı: 48 katlı

Arsa alanı: 190.183m2

Arsa kullanım oranı: -

Ankara, Oran’da inşa edilen ONE TOWER projesi kapsamında 48 katlı kulede 306

daire, 40 bin metrekare kiralık alana sahip 5 katlı AVM yer alıyor. Proje dahilinde 108

m2'lik 2+1 lerden çatı katı dairelere kadar farklı konut seçeneği bulunuyor .Proje

Ankara’nın karma ekolojik inşaat projesi olarak tasarlanmış ve LEED-NC “GOLD”

(The Leadership in Energy and Environmental Design) sertifikasına adaydır (One

Tower,2015).

Şekil 4.6 : One Tower (One Tower,2015).

Tablo 3. One Tower binasının künyesi (Kişisel Arşiv)

Page 110: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

92

Ankara’nın en yüksek tepelerinden birinde yükselen One Tower projesi Yeşil

bina kriterlerine uygun olarak konutlarında kullanılan atık sular arıtılarak hem AVM

soğutma kulelerinde hem de bahçe sulamasında kullanılacak biçiminde tasarlanmıştır.

One Tower’da bir çeşit motorlu elektrik üreticisi olarak özetlenebilen kojenerasyon

sistemi planlanmıştır. Bu sistemle üretilen enerji One Tower konutlarındaki ortak

mahallerin elektrik ihtiyacını karşılayacaktır. Sıcak gaz çıkışıyla suyun ısınması

sağlanacaktır. Böylece hiçbir enerji harcanmadan sıcak su elde edilebilecektır

(Yaşammekan, 2015).

AVM'de çıkan ısıyı kullanarak enerji verimliliğini yükselterek, ortak mahallerde

aydınlatmanın gerektiği durumlarda aktif ve azaltılması enerji tasarrufuna katkı

sağlıamak amaçlanmaktadır. İç hava kalitesini yükseltmek amacıyla inşaat sırasında

hava kalitesi idaresi, kullanılan yapıştırıcı, boya, döşeme malzemelerin VOC “Volatile

Organic Compound” değerleri düşük olanların tercih edilmesi, ısı konforunun

ayarlanabilir olması, sigara içilecek alanların belirlenmesi gibi detaylar binanın

tasarımında dikkat edilmiştir. Bina’ın “Extra clear” camlarla dışarıdaki manzara ve

renkleri olduğu gibi iç mekana yansıtılacaktır. Her mevsimde sıcaklık dengesi sağlayıp

ayrıca enerji tasarrufunude sağlanacaktır. Otoparklarda akülü araç parkı ve dolum

noktası düşünülmüştür. İnşaattan çıkan araçların teker temizliğinden, dönüştürülebilir

malzemelerin ayrıştırılmasına önem verilmiştir (One Tower,2015).

Şekil 4.7 : One Tower AVM’nin iç mekan görüntüleri. Şekillerden anlaşıldığı kadar

mekana sıcaklık vermek için ahşap ağırlıkı malzemeler kullanılmış ve iç ortamda

canlılık duygusunu yaşatmak için tasarımda bitkilerden de yararlanmıştır.

Page 111: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

93

One Tower’da güvenlik hizmeti, vale hizmeti, concierge hizmetleri (alışveriş desteği,

temizlik hizmeti, ilaç tedariği, çiçek gönderimi, kuru temizleme/lostra ve terzi

hizmetleri, kurye ile posta gönderimi, sosyal tesis rezervasyon işlemleri, catering/davet

organizasyonu, çocuk bakım hizmeti, veteriner hizmetleri, evcil hayvan bakıcılığı, araç

Kiralama hizmeti, bilet/otel/tur organizasyon), teknik destek (bakım/onarım hizmetleri)

gibi müşterilerine kendilerini ayrıcalıklı hissettirecek her türlü hizmet verilecektır. One

Tower’da her daireye ait depo da bulunacaktır. Sosyal tesislerde ise kapalı yüzme

havuzu, güneşlenme terasları, vitamin bar, sauna, buhar odası, masaj odası, dinlenme

alanı, genel aktivite alanları (lounge, özel davet mekanları, toplantı salonları), çocuk

kulübü, fitness, pilates/yoga salonu, squash, tek pota basketbol sahası, masa tenisi,

soyunma odaları, bilardo salonu, satranç salonu, dart salonu ve yönetim ofisleri

bulunacaktır. (One Tower,2015)

Şekil 4.8: One Tower da sosyal mekanlar, lobi, yüzme havuzu (One Tower,2015)

Tüm iç mekânlarda ekolojik malzemeler, doğal taş, ahşap, LEED onaylı alçı, çimento,

sıva , boya ve materiyalleri yapıştırmak için kullandıkları yapıştırıcılar seçilmiştir. Daire

büyüklükleri 108 ile 112 metrekare arasında değişen 161 adet 2+1; 145 ile 148

metrekare arasında 73 adet 3+1; 193 metrekarelik 42 adet 4+1; 256 metrekarelik 26 adet

5+1 ile 4 adet penthouse olmak üzere 13 ayrı tipte toplam 306 daire yer alıyor.aşağıda

tip planların birkaç tanesi gösterilmektedir (One Tower,2015):

Page 112: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

94

2+1 ,Tip 1

Brüt Alan: 112.2 m²

Antre ve vestiyer : 4,2 m²

Salon ve Yemek

alanı : 30,7 m²

Mutfak: 9,6 m²

Banyo : 5,2 m²

Soyunma: 4,8 m²

Yatak Odası : 12,2 m²

Yatak Odası : 17,9 m²

Koridor ve Çamaşır: 7,0 m²

3+1 ,Tip 5

Brüt Alan: 148,4 m²

Antre ve vestiyer : 6,5 m²

Salon ve Yemek

alanı : 29,8 m²

Mutfak: 9,0 m²

Banyo : 4,8 m²

Soyunma: 5,0 m²

Çocuk Yatak Odası : 19,6 m²

Çocuk Yatak Odası : 11,9 m²

Ebeveyn yatak

odası: 18,2 m²

Koridor ve Çamaşır: 7,9 m²

3+1 ,Tip 7

Brüt Alan: 148,1 m²

Antre ve vestiyer : 10,10 m²

Salon ve Yemek

alanı : 29,32 m²

Mutfak: 9,73 m²

WC : 2,53 m²

Soyunma: 3,14 m²

Çocuk Yatak Odası : 19,78 m²

Çocuk Yatak Odası : 12,86 m²

Ebeveyn yatak

odası: 17,66 m²

Koridor ve Çamaşır: 5,67 m²

Page 113: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

95

4+1 ,Tip 8

Brüt Alan: 193,0 m²

Antre ve vestiyer : 11,2 m²

Salon ve Yemek

alanı : 40,9 m²

Mutfak: 17,0 m²

Banyo : 4,9 m²

Soyunma: 4,6 m²

Günlük oda: 13,3 m²

Çocuk Yatak Odası : 13,4 m²

Çocuk Yatak Odası : 13,2 m²

Ebeveyn yatak

odası: 21,3 m²

Ebeveyn Banyo : 5,2 m²

Koridor ve Çamaşır: 6,5 m²

5+1 ,Tip 10

Brüt Alan: 256,5 m²

Antre ve vestiyer : 13,9 m²

Salon ve Yemek

alanı : 46,8 m²

Mutfak: 17,0 m²

Banyo : 5,3 m²

WC : 1,8 m²

Soyunma: 3,0 m²

Günlük oda: 16,7 m²

Çocuk Yatak Odası : 13,5 m²

Çocuk Yatak Odası : 13,2 m²

Çocuk Yatak Odası : 16,2 m²

Ebeveyn yatak

odası: 27,1 m²

Ebeveyn Banyo : 4,8 m²

Ebeveyn Soyunma: 4,5 m²

Koridor ve Çamaşır: 12,4 m²

Page 114: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

96

Şekil 4.9: One Tower da konutların iç mekanları (One Tower,2015)

One Tower, iç mekân tasarımlarında bakıldığında Varyap Meridian projesi gibi banyo,

mutfak ve balkonların zeminlerinde doğal taş kullandığı görülmektedir. Büyük

pencereler kullanılarak doğal gün ışığını iç mekanların tüm noktalarını aydınlattığını

görebiliyoruz bu imkan yaşam alanını daha ferah ve iç açıcı etmektedir. Salon ve yatak

odalarında kullanılan 1. sınıf ahşap parke kullanılmıştır. (One Tower,2015).

Page 115: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

97

4.1.2. Dünya’dan İncelenen Örnekler

Ekolojik mimarlığın gelişmiş olduğu ülkelerde yatırımlar gerek devlet, gerekse özel

kurumlar tarafından desteklenmektedir. Avrupa başta olmak üzere, artık tüm dünyada

iklimle dengeli tasarımlar yapılmakta ve binaların enerji verimliliği hesaplanmaktadır.

Az katlı konutlarda örnekleri daha fazla ve kolay görmek mümkünken, çok katlı

binalarda kullanılması gereken sistemler ağırlaşacağından örneklerini görmek daha

zordur. Ancak, artan nüfus yoğunluğu, insanların kaliteli ortamlar istemesi sebebiyle

konut birimleri de gökdelenlerin içine girmiştir ve çok katlı konut binaları yapılması

zorunluluk haline gelmiştir.

Ekolojik yaklaşımın öncüsü olan Ken Yeang 1980’lerden bu yana yaptığı çalışmalar ile

uluslararası alanda kendinden söz ettirmiştir. “Ken Yeang’a (2008) göre ekolojik

tasarım; Dünya üzerinde ekosistemdeki her şeyin zincir oluşturduğunun ve bu zincir

içindeki müdahalenin hem yerel hem de küresel anlamda ekosistemi etkilediğinin

farkında olarak tasarımı geliştirmektir. Ekolojik tasarım, insan eliyle yapılan ortamın ya

da tasarım sistemlerinin doğal çevreyle en uyumlu ve iyi bir şekilde bütünleşmesini

sağlamak için vardır” (Yeang, 2008, s.114).

Yeang çok katlı yapıyı, “bölgenin meteorolojik ve iklimsel verilerine göre pasif, düşük

enerji tekniklerinin kullanıldığı, doğal çevreyle etkileşim içinde olan, yapımında ve

işletilmesi sırasında az enerji kullanan bir yapı tipi” olarak tanımlamaktadır (Yeang,

1996, s:18).

Yeang (1996 ) yüksek yapı ve ekolojik mimarlık kavramlarına bakışını, ekolojik

tasarım ilkeleri eşliğinde; düşey sirkülasyon, düşey peyzajlandırma, rüzgar ve doğal

havalandırma, bina kabuğu, altyapı sistemleri, servis sistemleri ve akıllı bina sistemleri

başlıkları altında ele almıştır ve “The Skyscraper: Bioclimatically Considered” isimli

kitabında, biyoiklimsel yüksek yapı bileşenlerini ve nasıl uygulanması gerektiğini

teorileri ile birlikte anlatmıştır.

Yeang için ekolojik yapı tasarımında dikkate alınmasını gereken konular:

Ekolojik çok katlı yapı tasarımında, binanın bulunduğu yarım küre ve enleme

bağlı olarak her bir cephe için güneş etkisi günün ve hatta yılın farklı

zamanlarında değişiklikler göstermesinden dolayı binanın her bir cephesinin

Page 116: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

98

tasarımı ve genel bina performansı için farklı yaklaşımlarda bulunmak

gerekmektedir (Yeang, 1996).

İklim verilerine duyarlı ekolojik tasarım yaklaşımı, yıl boyunca kullanıcı

konforunun sağlanmasını ve aynı zamanda pasif önlemlerle enerji tüketimini

azaltmayı hedefler. Ayrıca ekolojik tasarım yaklaşımı malzeme seçimi ve doğal

enerji kaynaklarının korunması gibi konuları dikkate alarak, sürdürülebilir

mimarlık açısından olumlu sonuçlar elde edilmesini sağlar (Yeang, 1996).

Kaynak korunumu ilkesinin temel prensibi, yapı girdisi olan doğal kaynakların

etkin kullanımı ve işlevlerini tamamladıktan sonra çıktı olarak yeniden

kullanılmak üzere geri dönüştürülmesi esasına dayanmaktadır (Yeang, 1996).

Kaynak korunumu; enerji korunumu, su korunumu ve malzeme korunumuna yönelik

stratejiler ve yöntemlerden oluşmaktadır. Pasif sistemlerin etkin kullanımını öngören

enerji korunumu, tez içinde biyoiklimsel tasarım ilkeleri başlığı adıyla incelenmiştir. Su

korunumu başlığı altında su tüketimini azaltacak yöntemler ve atık suların geri

dönüştürülmesi ve yeniden kullanımı konuları incelenmiştir. Malzeme korunumu

ilkesinde ise malzeme seçiminde dikkat edilmesi gereken hususların yanı sıra esnek

tasarım ve uzun ömürlü yapılar ortaya koyma stratejilerine değinilmiştir.

Bu bağlamda, Ken Yeang’ın tasarladığı çok katlı konut kullanımlı binaları araştırılmıştır

ve bu araştırma sonucunda Maleziya’da yapılan 2 tek ve İstabnul’da yapılan toplu konut

projesine ulaşılmıştır ancak İstanbul’daki projenin 2006 yılında yapımının başlamasına

karar vermelerine rağmen yapım aşamasında inşaat firmalarının değişimi ve dönem

dönem projenin durdurulması sonucu projenin bitimi 2013 yılına kadar surmuş ve

Yeang’ın ekolojik anlamda sunduğu çözümlerin bir çoğu yapım aşamasında

değişilmiştir ve proje normal bir rezidans olarak tanımlanıp satışa sunulmuştur. Bu

aşamada diğer iki bina , MBF Tower ve Idaman Rezidans, örnek olarak seçilmiş ve

incelenmiştir.

Page 117: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

99

4.1.2.1. MBF Tower

BİN

A K

ÜN

YE

MBF Tower

Konum: Penang / Malaysia

Proje başlama/bitiş tarihi: 1990/1993

Kullanım amacı: konut ,ofis

İklim/bitki örtüsü tipi: ekvatoral iklimi ve muson iklimi /

gür yağmur ormanlarından oluşuyor

Yapıdaki kat sayısı: 32 katlı

Arsa alanı: -

Arsa kullanım oranı: -

MBF Tower bloğunun 28 katını 3 yatak odalı uniteler olışturmaktadır. Binanın bürt

alanı 17.531m2 dir ve dairlelerin genişlikleri 112m

2 ile 130m

2 arasında

degişmektedirler.Bu bina yapıldığı zamana göre farklı cephe ve mimari tarzıyla hala

farkını ortaya koymaktadır. Bina, Malacca Boğazının yanında yer aldığı için bina

sahipleri deniz ve şehirden güzel bir panoramik manzaradan yararlanabilmektedir.

Yüzme havuzu, bahçe, kapalı otopark ve 24 saat hizmet veran güvenlik MbF Tower da

mevcut olan tesislerdir.

Şekil 4.10 : MBF Kulesi 28

katın tip plan şeması (Zinzade,

2010)

Tablo 4. MBF Tower binasının künyesi (Kişisel Arşiv)

Page 118: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

100

MBF Külesi 1990 yılında T.R. Hamzah & Kenneth Yeang tarafından tasarlanmıştır.

Giriş katında banka ve ofislerin bulunduğu 68 daireli bir yüksek konut bloğudur. Daha

iyi havalandırma sağlayabilmek, teras ve bahçe alanları yaratılabilmek amacıyla binada,

2 kat yüksekliğinde gök avlular tasarlanmıştır. Teraslar ve aralarındaki gök avlularda

çapraz havalandırma sağlayabilmek amacıyla, her katta dört adet bulunan konut

birimleri, birbirlerinden asansör çekirdeğinden ayrılmaktadır. Katlar kolonsuz çözülmüş

ve taşıyıcı elemanlar bina çevresine alınmıştır (Zinzade, 2010).

Şekil 4.11 : MBF Kulesi cephesi (Zinzade, 2010)

Şekil 4.12 : MBF Kulesi cephe perspektifi ve gök avlular (penangproperties,2015).

Page 119: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

101

Şekil 4.13 : MBF Kulesi ofis katının planı ve bina kesiti (archnet,2015)

Şekil 4.14 : MBF Kulesine ait ofis katının görüntileri (propwall,2015)

Page 120: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

102

MBF Tower’da, iç mekân tasarımlarında bakıldığında banyo, mutfak , balkonların ve

hatta salon zeminlerinde doğal taş kullandığı görülmektedir. Duvarlarda açık renkle ve

ayna kullanılmış bu işlem mekanı daha geniş ve ferah hissedilmesin sağlamıştır.

Salonlarda güneş ışığından daha fazla yararlanıp iç mekanları aydınlatmak için büyük

bir duvarında cam malzeme kullanılmıştır (penangproperties,2015).

4.1.2.2. Idaman Residence

BİN

A K

ÜN

YE

Idaman Residence

Konum: Kuala lumpur / Malaysia

Proje başlama/bitiş tarihi: - / 2008

Kullanım amacı: konut

İklim/bitki örtüsü tipi: ekvatoral iklimi ve muson iklimi /

gür yağmur ormanlarından oluşuyor

Yapıdaki kat sayısı: 34 katlı

Arsa alanı: -

Arsa kullanım oranı: -

Şekil 4.15 : MBF Kulesine ait iç mekan görüntileri (propwall,2015)

Tablo 5. Idaman Residence binasının künyesi (Kişisel Arşiv)

Page 121: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

103

Idaman Residence binası Petronas ikiz külelerinin hemen karşısında yer alıyor. Bu

seçkin binanın konumu kuala lumpurun Golden Triangle olarak adlandırılan üçgen

şekline benzer, önemli caddelerin yer aldığı bir semttedir ve bu nedenle bina sakinleri

özellikle yiyecek ve içecek alışveriş, yemek ve eğlence faaliyetleri gibi imkanlara daha

kısa mesafe kat etmektedir (propwall,2015).

Binanın sosyal tesislerini yüzme havuzu, çocuk havuzu, çok amaçlı salon, çamaşırhane,

kullanışlı dükkan, çocuklar için oyun alanı, yönetim ofisi, su özellikleri ile özel olarak

tasarlanmış peyzaj bahçe, 24 saat güvenlik ve gözetim kapsamaktadır. Özel olarak

tasarlanmış peyzajda bahçe su akışı ve şelaleler kullanılmıştır.

Şekil 4.16: Idaman residans da sosyal mekanlar, lobi, yüzme havuzu (realtymalaysia,

2015)

Page 122: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

104

T.R. Hamzah & Kenneth Yeang’ın mimari olduğu 34 katlı bina 250 daire

kapsamaktadır. Her katta 81.45m2 - 201.95m

2 arasında değişen ve yüksekliği 3m olan 9

daire bulunmaktadır. Bina sakinlerinin dışarıdaki manzaradan keyif alıp rahatca

izlemeleri için binanın dış cepesinin %90’ını camla kaplamıştır. Binanın girişindeki

lobinin yüksekliğinin 9m olması ve binanın iç mekanına yeşil alanlar ve suyun girmesi,

binayı daha ferah olmasını sağlıyor.Bina daireleri 1kat ve dublex olarak iki guruba ve

her biri 7 tip plandan oluşmaktadır.

Yapıda etkin bir yağmur suyu toplama, depolama ve yeniden kullanma, doğal

aydınlatma ve enerji korunumu İlkesi kullanılmamıştır. Ken Yeang’ın tropikal

iklimlerdeki yüksek yapı tasarımında göz ardı etmediği bina konumu ve açık cephe

rengi kullanımıyla iklime uygundur. Her dairnin planında balkon ve teras bulunmasına

dikkat etmiş ve Yeang’ın önem verdiği su ve bitki unsuru bu yapının iç mekanlarındada

görülmektedir.

Şekil 4.17: Idaman residans tek kat dairelerin planları (malaysiacondo, 2015)

Page 123: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

105

Type A Type C

Type I

Type B

Type H

Şekil 4.19: Idaman residanın bazı dubleks dairelerin planları(malaysiacondo, 2015)

Şekil 4.18: Idaman residans tek kat dairelerin planları (malaysiacondo, 2015)

Page 124: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

106

Şekil 4.20: Idaman residanın iç mekan göntüleri (İdealhome77, 2015)

Bu bölümün sonunda ikinci bölüm de vurgulanan ekolojik tasarım ilkeleri, üçüncü

bölümde anlatılan pasif ve aktif sistemler, Yeang’ın tasarımlarında önem verdiği

ekolojik ilkeler ve tezin ekinde bulunan LEED sertifikası değerlendirme tablosundan

yola çıkarak kendi örneklerimize uygun bir tablo hazırlanarak seçilen binalar

değerlendirilmiştir.

Page 125: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

107

AM

GE

NE

L

İLK

EL

ER

YAPI TASARIMI İLE

İLGİLİ OLAN İLKELER

Vary

ap

Mer

idia

n

On

e T

ow

er

MB

F T

ow

er

Idam

an

res

idan

ce

PA

SİF

EN

ER

JİN

İN E

TK

İN K

UL

LA

NIM

I

BİN

A F

OR

MU

VE

GE

NE

L B

AK

Bina formu ve geometrisinde

cephenin daha az ısı

kaybetmesi ve güneş

kontrolünün sağlamasını

Doğal aydınlatma ve doğal

havalandırma sağlamak

amacıyla tasarlamak

Bina yükseldikçe, yumuşak

köşeler ve dönüşler veya

rüzgar yırtıkları sayesinde

rüzgarı kontrol etmek

- -

Binayı, güneş-rüzgar gibi

yenilenebilir enerji

kaynaklarından yararlanacak

şekilde tasarlamak

Binaları, birbirlerine gölge

yapmayacak şekilde arazi de

komlandırması - - -

Binanın yapıldığı azarinin

büyük yüzdesini yeşil alan için

ayrılması - - -

Yeşil cephe ve çatı yüzeyleri - - - -

Yerel bitki türlerinin kullanımı Güneşin, iç mekanların derin

noktalarına kadar

girebilmesini sağlayacak bina

formunda tasarlanması

DO

ĞA

L

AY

DIN

LA

TM

A

Işık rafı - -

Işık tüpü - - - -

Atrium - -

Işık kuyusu - - - -

Cam cephe - -

Page 126: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

108

AM

GE

NE

L

İLK

EL

ER

YAPI TASARIMI İLE

İLGİLİ OLAN İLKELER

Vary

ap

Mer

idia

n

On

e

Tow

er

MB

F

Tow

er

Idam

an

resi

dan

ce

PA

SİF

EN

ER

JİN

İN E

TK

İN K

UL

LA

NIM

I

DO

ĞA

L

AY

DIN

L

AT

MA

Eğimli forma sahip dış cam

cephe Açık bahçe balkonlar, teraslar -

PA

SİF

NE

Ş E

NE

RJİS

İND

EN

YA

RA

RL

AN

AR

AK

İS

İTM

A V

E

SO

ĞU

TM

A S

IST

EM

LE

RI

Güneş ve çatı pencereleri - - - -

Güneş odası - Çatı havuzu - - - -

Konveksiyon kanallı - - - -

Su duvarı - - - -

Taş yataklama - - - -

Trombe duvarı - - - -

Soğutma kulesi - - -

ŞE

ME

LE

R

DE

PA

SİF

NE

Ş

EN

ER

JİS

İNİN

KU

LL

AN

IMI

Isı depolayıcı döşemeler - -

Kaya zemin-kış bahçesi - - - -

PA

SİF

ZG

AR

EN

ER

JİS

İND

EN

YA

RA

RL

AN

AR

AK

DO

ĞA

L

HA

VA

LA

ND

IRM

A

Rüzgar kuleleri - - - -

Rüzgar bacası - - - -

Fanlar - - - -

Rüzgar gülü - - - -

Açılabilir pencereler Atriumlar, kış bahçeleri Balkonlar, teraslar, çatı

bahçeleri

Page 127: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

109

AM

GE

NE

L

İLK

EL

ER

YAPI TASARIMI İLE

İLGİLİ OLAN İLKELER

Vary

ap

Mer

idia

n

On

e T

ow

er

MB

F T

ow

er

Idam

an

resi

dan

ce

AK

TİF

EN

ER

JİN

İN E

TK

İN K

UL

LA

NIM

I

AK

TİF

NE

Ş E

NE

RJİS

İND

EN

YA

RA

RL

AN

AR

AK

İS

İTM

A V

E

EL

EK

TR

İK Ü

RE

TİM

İ

Binaya monte güneş

kolektörleri - - -

Binaya bütünleşik güneş

kolektörleri - - - -

Binaya bütünleşik güneş pili - - - -

Binaya bütünleşik güneş pili

veya kolektörlü güneş Kırıcı - - -

Pv ısıtma kolektörleri - - - -

Yüksek performanslı güneş

kontrol camları - -

Isıtma , elektrik üretimi - -

AK

TİF

ZG

AR

EN

ER

JİS

İND

EN

YA

RA

RL

AN

AR

AK

SO

ĞU

TM

A V

E

EL

EK

TR

İK Ü

RE

TİM

İ

Yatay eksenli rüzgar

türbinlerinin binalarda

kullanımı - - - -

Dikey eksenli rüzgar

türbinlerinin binalarda

kullanımı - - -

Binadan bağımsız rüzgar

türbinlerinin binalarda

kullanımı - - -

Binaya monte rüzgar

türbinlerinin binalarda

kullanımı - - - -

Binaya entegre rüzgar

türbinlerinin binalarda

kullanımı - - - -

SU

YU

N E

TK

İN

KU

LL

AN

IMI

YA

ĞM

UR

SU

YU

TO

PL

AM

A

Bina çatısında yağmur suyu

toplama - -

Bina cephesinde yağmur

suyunu toplamak - -

Cephe teraslarında,

balkonlarda yağmur suyu

toplamak -

Yağmur ve atık suların

yeniden kullanımı -

Page 128: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

110

AM

GE

NE

L

İLK

EL

ER

YAPI TASARIMI İLE

İLGİLİ OLAN İLKELER

Vary

ap

Mer

idia

n

On

e

Tow

er

MB

F

Tow

er

Idam

an

resi

dan

ce

AK

TİF

VE

PA

SİF

EN

ER

JİN

İN İ

Ç M

EK

AN

LA

RD

A E

TK

İN

KU

LL

AN

IMI

İÇ M

EK

AN

LA

RD

A E

KO

LO

JİK

TA

SA

RIM

LA

RL

A K

ON

FO

R V

E

FE

RA

HL

IĞI

AR

TT

IRM

AK

İç mekanlarda doğal ışığı tum

noktalara ulaşılması - İç mekanlarda doğal

aydınlatma İç mekanlarda doğal

havalandırma Pencerelerin açılabilir olması İç mekanlarda doğal

malzemelerin kullanımı İç mekanlarda ulaşılabilir ve

yapıldığı ülkede kullanılacak

malzemelerin bulunması -

Esnek tasarım İç mekanlarda zemin

kaplamaların ekolojik olması İç mekanlarda duvar

kaplamaların ekolojik olması - İç mekanlarda tavan

kaplamaların ekolojik olması İç mekanlarda yeşil alanların

bulunması - - Mobilya ve donatı - - - -

Tablo 6. Genel değerlendirme tablosu (Kişisel Arşiv)

Hazırlanan genel değerlendirme tablosunda dört proje için genel bir değerlendirme

yapıldığında;

Bina formu ve genel bakış olarak:

Örnek binaların hepsinde yapıldıkları iklim ve zemin topografisi göz önünde

bulundurularak daha az ısı kaybı, gün ışığını kontrol ederek doğal aydınlatma

sağlamak amacıyla uygun formlar seçilmiştir. Ken Yeang, özellikle tropikal

iklimlerde yapıların dikdörtgen forma sahip olmasını, yukarı çıkıldıkça formun

Page 129: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

111

silindire benzemesini savunmaktadır. Ancak kendisinin tasarladığı iki binadan

biri bu özelliğe daha yakın bir tasarım olarak görülmektedir.

Düşey peyzaj ve bitkilendirme, Yeang’ın tasarım örneklerinde dikkat ettiği

ilkelerden biridir. Yeang, peyzaj elemanlarını; bina cephesine gölge sağlayarak

güneşten korunma, doğal gün ışığının sebep olacağı parlamayı azaltmayı

amaçlamaktadır. İncelenen bütün yapılarda yerel bitki türleri tercih edilmiştir.

Türkiye’de ele alınan örneklerde binaların etrafında dikilmek için seçilen

bitkilerin hava koşullarına ve ikilime uygun olmalarına dikkat edilmiştir.

Ken Yeang’ın vurgulayarak bahs edip önem verdiği çatı bahçeleri ve

cephelerde dikey bahçelerine tasarladığı iki binada da rastlanmamaktadır.

Doğal aydınlatma olarak:

Doğal gün ışığı neredeyse örnek binaların tamamında, teras, atriumlar ve

büyük pencereler vasıtasıyla iç mekanlara yönendirilip aydılatıyor ve bu olanak

gün boyu aydınlatma amaçlı kullanılan elektrikten tasarruf etmelerini

sağlamaktadır.

Genellikle tüm örneklerde doğal aydınlatma imkanını yaratmak için geniş

pencerelerden yararlanılmış oysa ki üçüncü bölümde pasif güneş enerjisinden

yararlanarak birden fazla doğal aydınlatma imkanı yaratılabilmek için, sistemler

tanıtılmış ve binaların hiç birinde o sistemlere rastlanmamıştır.

Pasif güneş enerjisinden yararlanarak ısıtma ve soğutma sistemleri olarak:

Pasif güneş enerjisinden yararlanarak binalarda soğutma amaçlı olarak tanıtılan

soğutma kulesi sistemi bir tek One Tower projesi kapsamında kullanılmıştır.

Doşemeler de pasif güneş enerjisinin kullanımı olarak:

Isı depolayıcı döşemeler, pasif güneş erjisinden yararlanarak binanın

ısıtmasında enerji tasarrufu yapılabilirken bu sistem sadece MBF Tower ve

Idaman Residanse binasınlarında kullanılmıştır.

Page 130: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

112

Pasif rüzgar enerjisinden yararlanarak doğal havalandırma olarak:

Çok katlı yapılarda doğal havalandırma, yapının bütününde ele alınması

gereken bir ilkedir. Binalarda doğal olarak havalandırma sistemleri üçüncü

bölümde de anlatıldığı gibi atriumlar, gök avlular, açılabilen pencereler,

havalandırma bacaları, hava giriş ve çıkış kanalları ve fanlar içeriyor. Seçilen

örneklerde hava giriş ve çıkışına izin veren açılabilen pencereler ve teraslara

rastlamaktadır. Daire sakinleri mevcut terasları camla kapatarak kış aylarında

güneş odası amaçlı kullanılabilirler. MBF Tower örneğinde Yeang gök avlusunu

iç mekanlara geri çekilmiş boydan boya camla kaplı teras alanları yaratmaya

çalışmıştır ve bu vesileyle güneşin istenmeyen etkilerinden korunmak, doğal

havalanlandırılma ve aydınlatılma imkanı, peyzaj düzenleme ve bitkilendirme

alanları, acil bir durum esnasında insanların toplanabileceği tahliye alanları,

ileride meydana gelebilecek herhangi bir genişlemenin gerçekleştirilebileceği

ara bölgeler bulunmasının imkanını sağlamıştır.

Aktif güneş enerjisinden yararlanarak isitma ve elektrik üretimi:

One Tower ve Varyap Meridian’da aktif sistemlerin pasif sistemlerden daha

fazla kullanıldığı göze çarpıyor. Bu binaların modern çağın mimarisiyle

tasarlandığını göze alırsak teknolojinin ilerlemesiyle birlikte ekolojik tasarımda

pasif sistemler daha az göze çarpıyor. Aktif sistemlerin kullanımının

yaygınlaşması olumlu bir ilerleme gibi göze görülsede ekolojik yapılarda aktif

ve pasif sistemlerin eşit oranda kullanılmasında yarar var. Ken Yeang, incelenen

yapılarında pasif sistemler ve binanın iç ve dış cephesinde yarattığı sirkülasyon

ve açıklıkları daha fazla tercih etmektedir.

Aktif rüzgar enerjisinden yararlanarak soğutma ve elektirik üretimi olarak:

Yüksek bir yapıda ısı kayıp ve kazançlarının büyük bir bölümü cephelerde

oluştuğu için, enerji korunumu sağlamada cephe sisteminin rolü büyüktür.

Ekolojik bir yüksek yapıda cephe, iç ve dış mekanı birbirinden ayıran bir ‘filtre’

gibi enerji korunumu sağlamalı, doğrudan ve dolaylı kamaşmayı önlemeli, renk

ve doku detaylarına ilişkin alternatifler sunmalı, cephe temizlik ekipmanları ile

uyumlu olmalı, deprem, ısı değişikliği, rüzgar gibi etkenlerle oluşan hareketlere

Page 131: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

113

uyumlu olmalı, hafif olmalı, strüktürel sisteme az yük getirmeli, kurulumu,

bakım ve onarımı kolay ve ekonomik olmalı, estetik olmalıdır. Örneklerin

tamamında; doğal havalandırma ve aydınlatma imkanı sağlama, dış ortam

koşullarından koruma ve bunlara benzer birçok özelliği bünyesinde barındıran

cephe tasarımları uygulanmıştır. Çoğunlukla cephede açık tonlu renklere sahip

yansıtma özelliği fazla ya da cam malzemeler tercih edilmiştir.

Yağmur suyu toplama olarak:

Su korunumu ilkesinin, neredeyse tüm örneklerde ön plana çıktığı

görülmektedir. Su kullanımını azaltmak amacıyla tüm örneklerde, yağmur suyu

toplanarak peyzaj elemanlarının büyük bölümü sulanabilmektedir. Üç projede

atık suların geri dönüştürülerek yeniden kullanımına olanak sağlayan sistemlere

yer verilmiştir. Ayrıca Yeang, yağmur sularının toplanıp, depolanarak yeniden

kullanımına büyük önem vermektedir.

İç mekanlarda ekolojik tasarımlarla konfor ve ferahlığı arttırmak olarak:

İç mekanlara yansıyan olumlu noktalardan biri, kullanılan materyallerde genel

olarak binanın yapıldığı ülkede bulunmasına ve ithal edilmemesine dikkat

edilmesidir, Türkiye’de yapılan One Tower ve Varyap Meridian’da iç mekanda

zemin, duvar ve tavan kaplamalarda kullanılan boya,alçı, çimento,parke v.b.

materyaller kullanılmadan önce LEED sertifikasindan ekolojik anlamda onay

almışlardır. Bu davranışlar ekolojik tasarımlarda olumlu etki bırakmaktadır.

Page 132: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

114

BÖLÜM 5

Sonuç ve Değerlendirme

Genel değerledirme:

Barınma ihtiyacı ve içgüdüsü dünyada var olduğumuz günden itibaren, temel

gereksinimlerimizin en önemli bileşeni olmuştur. Tarihin bilinen ilk çağlarından

günümüze kadar birçok sebepten ötürü yapılı çevremizi değiştirdiğimiz ve

geliştirdiğimiz bilinmektedir. Mağaralarda başlayan doğayla uyumlu bu yaşam, her

geçen gün gelişen yapı, yapım teknolojileri ve yükselen hayat standartlarının bir sonucu

olarak, günümüzde yüksek yapılara doğru evrilirken, doğayı tükenmez bir kaynak

olarak gören insanoğlu, bu gelişim sürecine zıt bir şekilde doğayla uyumunu günden

güne yitirmiştir.

Bu hızlı ve kontrolsüz gelişimin sonuçları günümüzde dahi bizler için büyük sorunlar

oluşturmaktadır. Dünya’nın milyarlarca yıllar boyunca oluşturduğu doğal kaynakların

insan eliyle hızla tüketilmesi, ekosisteme ve bio-çeşitliliğe tamiri mümkün olmayacak

zararlar verilmesi ve bunların sonucu olarak iklim değişikliği, küresel ısınma sorunu

gibi birçok sorunların ortaya çıkması, günümüzde bizleri, geleceğimizi düşünmeye ve

daha bilinçli hareket etmeye sevk etmektedir.

Bu ihtiyacın geldiği en son nokta olan yüksek yapıların, diğer yapı tiplerine nazaran her

aşamada (yapım, işletme ve yıkım) çok daha fazla kaynak ve enerji tüketimine neden

olduğu bilinmektedir. Bu sebeple günümüzde, yüksek yapılarda ekolojik mimarlık

kavramı, gerek yurtdışında gerekse Türkiye’de çok daha fazla gündem oluşturmakta,

ekolojik tasarım ilkeleri doğrultusunda tasarlanan yüksek yapılar hızla artmaktadırlar.

Ekolojik mimarlığın amacı var olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanarak

gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmaktır. Yapıların enerji tüketimini azaltarak

çevresel etkilerini en aza indirmek, enerji etkin tasarım ilkelerinin aktif ve pasif şekilde

uygulanmasıyla sağlanmaktadır.

Geçmişten günümüze doğal kaynakların aşırı ve yanlış kullanımı, çarpık kentleşme,

sanayileşme gibi sebeplerle çevre sorunları ortaya çıkmıştır. Bu da ekolojik denge, bio-

çeşitlilik ve toplum sağlığı için tehlike oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde çevre

sorunlarına verilen önem artmaktadır, ancak genel eğilim kısa sürede ekonomik kazanç

Page 133: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

115

sağlamak olduğundan gerekli tüm somut uygulamalar gerçekleştirilememekte

dolayısıyla doğada ve ekolojik dengede tahribat meydana gelmektedir. Yaşamın ve

çevrenin devamlılığı için kaynak tüketimi kaçınılmazdır. Ancak önemli olan husus;

tüketimin kaynakların kendini yenileme kabiliyetinin onarabileceği sınırı geçmemesi,

büyüme ve gelişmeyi, diğer canlıların yaşam döngüsünü kısıtlamayacak ve ekolojik

dengeye zarar vermeyecek biçimde yapılmasıdır. Bu nedenle ekolojik ve sürdürülebilir

tasarım yaklaşımının öneminin fark edilmesi ve ilgili disiplinlerin kendi alanlarında

bunu kullanacak yol yöntem ve ilkeler geliştirmesi uygun olacaktır.

Yapının havalandırılması, ısıtılması ve soğutulması için kullanılan pasif sistemler hariç

gerekli olan mekanik sistemlerin sonradan eklenmesinin önüne geçilmeli ve bu ihtiyacın

tasarım aşamasında düşünülerek, doğal verileri kullanarak karşılanması gerekmektedir.

Bu durum, yapı cephelerinde karşılaştığımız kontrolsüz şekilde ortaya çıkan

iklimlendirme sistemlerinin yarattığı görüntü kirliliğinin de önüne geçmektedir. Bu

aşamada, yenilenebilir enerji kaynaklarının yapı bileşeni ölçeğinde entegrasyonunun

önemi ortaya çıkmaktadır. Yapı bileşeni, ekolojik tasarım amacına uygun olarak

şekillendiğinde, değişen iklim koşullarına adapte olabilmektedir.

Çevre etkilerini dikkate almak, iç mekânda kullanıcıların konfor düzeyinde

pozitif etki yaratmanın yanında enerji tüketiminin azaltılmasını da

sağlamaktadır. İç mekânda; sağlıklı havalandırma, çevreyi kirletmeyen pasif

sistemler ile ısıtma ve soğutma işlevinin yerine getirilmesi, iç mekâna giren

doğal ışığın kontrolünün sağlanması, çevreci yaklaşımlar ile izlenecek yol

açısından önem taşımaktadır.

Yaşadığımız mekânlarda, ısıtma ve soğutma amaçlı pek çok işlev, fosil

yakıtlardan ve mekanik iklimlendirme sistemleri ile karşılanmaktadır bunların

yanısıra iç mekanlarda kullanılan malzeme, boya ve yapıştırıcıların kullanımı

sonucu atmosfere salınan CO2 ‘in iklim üzerinde yarattığı tahribatlar, mekanik

sistem kullanımının insan sağlığı açısından yol açtığı olumsuzluklar ekolojik

mimarlığın önemini kavramayı zorunlu hale getirmektedir. Her geçen gün,

yaşam döngüsünün devamlılığı açısından doğaya ne kadar muhtaç olduğumuz

gerçeğini gözler önüne sermektedir.

Page 134: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

116

Seçilen örneklerin yapı tasarım kararlarının, ekolojik ve akıllı binaların boyutlarının

incelendiği üçüncü bölümde elde edilen veriler, dördüncü bölümde anlatılan kavramsal

altyapı ile hazırlanan tabloda gösterilmiştir. Enerjinin pasif ve aktif halinin etkin

kullanılması, suyun etkin kullanılması ve iç mekanlarda pasif ve aktif enerjinin etkin

kullanılması ana başlıkları doğrultusunda incelenen örneklerden elde edilen veriler

dördüncü bölümün sonundaki tabloda gösterilmektedir.

o Araştırma kapsamında yapılmış bitmiş veya sona ermek üzere olan ekolojik

mimarlık örnekleri incelendiğinde, günümüzde çok katlı yapıların tasarımlarında

teknolojik gelişmelerle birlikte ekolojik tasarım kriterlerinin etkilerini

görmekteyiz. Seçilen 4 binanın ikisi Türkiye’nin iki değişik ikliminden ve diğer

ikisi Malezya’dan, Ken Yeang’ın tasarladıgı çok katlı binalardır. Türkiye’de

araştırılan Varyap Meridian ve One Tower’da Türkiye için çok yenilikçi

yaklaşımların olduğu göze çarpmaktadır. Seçilen iki yapıda ekolojik ve

sürdürülebilir özellikleriyle öne çıkmış ve pazarlama yöntemini bu özellikler

üzerine geliştirmiştir. Genel olarak Türkiye, dünyadaki uygulama ve

sistemlerden geride olsa da çok önemli çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Her iki

yapıda da aktif sistemlere ağırlık verilmiş ve iki farklı tasarım temasıyla ekolojik

anlamada çok iyi derecede ilerleme kat edilmiştir. Bunların yanısıra farklı

iklimlerin, LEED sertifikası’da her hangi bir farklı koşullara ratlanmamaktadır.

o MBF Tower ve Idaman Residans örneklerinde, doğal havalandırmanın mümkün

olduğunca kullanıldığı görülmektedir. Ancak örneklerin tropikal iklim

bölgelerinde yer almasından ötürü doğal havalandırma stratejilerinin yanı sıra

mekanik havalandırma sistemlerine de yer verilmiştir. Açılabilir pencere ve

kapılar yardımıyla tek yönlü ve/veya çapraz havalandırma imkanı sağlanmıştır.

Yeang’ın yapıları, uygulandıkları bölgeye ve iklime duyarlı, doğal enerji

kaynaklarının kullanımını azaltan ve aynı zamanda kullanıcı konforunu sağlayan

ekolojik yüksek yapılar olarak dikkat çekmektedirler.

Tüm örneklerin incelenmesi sonucu ortaya çıkan bir gerçekte, ekolojik yüksek yapıların

daha çok enerji etkinliği sağlamak amacıyla ilkeler geliştirdiğidir. Dikkat çeken bir

başka konu bu kadar ilerlemeye rağmen henüz iç mekanlara olması gerektiği kadar

ekolojik anlamda önem verilmediğidir. İç mekan kriterlerinin belirlenmesi yapılı

Page 135: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

117

çevrelerin ekolojik kriterlerine uyması için atılması gereken ilk adımdır. Bu kriterlerin

belirlenmesi gelecek kuşakların daha yaşanabilir kentlere sahip olması için gereken

altyapıyı, yasa ve yönetmelikleri oluşturulmasının önemini ortaya koyacak ve daha iyi

iç mekanlarda yaşayabilmek için oluşturulan kriterlerin kullanılması zorunluluk haline

gelecektir.

Sonuç:

Yapılan değerlendirmeler sonucu ortaya koyulan veriler; binaların yapıldıkları

coğrafyaya ve iklime dayalı tasarım kararlarına bağlı olduğunu göstermiştir. Buna göre

Türkiye’de bu iklimsel verilerin varlığı araştırıldığında, Türkiye, sıradağ yapıları, üç

tarafının denizlerle çevrili olması ve geniş ovaları nedeniyle dört farklı mevsimin

yaşandığı bir ülkedir. Türkiye’nin geneline bakıldığında karasal, ılıman ve nemli iklim

özelliklerinin daha fazla hâkim olduğu görülmüştür. Bu özelliklere göre çevre duyarlı

pasif sistem bileşenlerinin kullanıldığı ekolojik bir tasarım meydana getirmek

mümkünken, öte yandan mühendislik ürünlerinin de yani eko-teknolojilerinde

kullanıldığı yapılar yapma imkanı bulunmaktadır. İncelenen binaların iklimsel

verilerinin tamamı Türkiye koşullarına uyumlu olduğundan binaların bu iklimlerde

yapılabileceği sonucuna varılmıştır. Ancak Türkiye, farklı iklim bölgelerine sahip

olmasına rağmen yıllardır her iklime inşa edilen tip projeciliğin kurbanı olmuştur.

Diğer bir değerlendirme sonucuna göre pasif tasarım kararlarının uygulanması için

mimari bilgi birikimi gerektiği ve Türkiye’de henüz bu bilgi düzeyinin

sağlanamamasından dolayı, Türkiye’nin yenilenebilir enerji zenginliklerinin

kullanılabileceği de göz ardı edilmektedir. Buna göre; inşaat yapım aşamasında yapı

malzemelerinin çevreci verilerinin de ele alındığı, tüm şantiye organizasyonunun,

kullanıcının ve müşterinin de içinde dâhil olduğu bina yapım sürecinin benimsenmesi

ve bu süreç ile ortaya çıkartılan sonuç ürünün sürdürülebilirlik özelliği kazanmış, tüm

eko-teknolojik yapı sistemleriyle mimarlık ürünü olmuş, bütünsel bir yaklaşım

olabileceği bilincine varılmalıdır.

Ele alınan örnek bağlamında, çok katlı konut binaları ekolojik kılmak üzere benimsenen

ortak yaklaşım, yöntem ve ilkelerden söz edilmek gerekirse, bunlar;

a) Cephe sistemlerinin enerji etkin şekilde kurgulanması,

Page 136: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

118

b) Peyzaj öğelerinin binaya entegrasyonu, yeşilin en üst katlarda dahi kullanılması,

c) Yenilenebilir enerji sistemlerinin kullanılması,

d) Güneş kontrolü ve doğal havalandırma sistemlerinin kullanılması,

e) Karma kullanımı teşvik eden bina programları tasarlanması şeklinde özetlenebilir.

Belirtilen ortak yaklaşım ve ilkelerden de anlaşıldığı gibi, çok katlı yapılarda ekolojik

konusu daha çok bina ölçeğinde ele alınmaktadır. Binaların, bulunduğu bölge ve kent

üzerinde olumlu ya da olumsuz etkilerine gerekli önem verilmemektedir denilebilir.

Oysa ki binalar kenti oluşturmakta ve yalnızca binanın ekolojik olması, kentinde ekolojik

olması için yeterli olmamaktadır. Çok katlı binaların en önemli sorunlarından biri de bu

binaların cadde düzeyindeki ilişkilerinin kopukluğudur. Yüksek binaların, çevreye

olumlu etkileri olduğu gibi olumsuz etkileri de vardır ve bu etkiler bazen birbiriyle tezat

oluşturmaktadır. Bu zıtlık da ele alınan örnek bağlamında şu maddelerle ayrılabilir:

a) Çok katlı binalar, yükseklikleri sayesinde etkin bir biçimde rüzgârdan

yararlanmaktadır, fakat çevredeki rüzgâr hareketlerini değişime uğratmaktadırlar.

b) Çok katlı binalar, güneş enerjisinden, hem yükseklikleri hem de teknolojik sistemler

aracılığıyla yararlanmaktadır, fakat komşu binaların üzerine düşen gölgeleri, komşu

binaların güneş enerjisinden yararlanma olasılığını azaltmaktadır.

c) Çok katlı binaların, ulaşım, otopark, büro, konut gibi karma kullanımı teşvik etmesi,

kompakt ve dağılmayan bir kent oluşturması, altyapı ağının daralmasına neden

olmaktadır, fakat yetersiz kentsel hizmetlere ve altyapıya sahip kentlerde inşa

edildiklerinde, ek yük oluşturarak kentlerde problemler yaşanmasına neden

oluşturmaktadır.

d) Çok katlı binaların programlarında rekreasyon alanlarının olması, bina kullanıcılarının

sosyal ilişkilerini artırmakta, fakat bu sosyal alanların cadde, sokak gibi kamusal

mekanlardan uzak ve yüksek katlarda kurgulanması, binanın çevresinde bulunan

kamusal alanların hareketliliğini azaltmaktadır.

Page 137: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

119

Çok katlı binaların, ekolojik olma yolundaki sorunlarını gidermek adına yenilenebilir

enerji kaynak kullanımı, karma kullanımı desteklemenin yanında örneğin, çok katlı

binaların caddeyle ilişkisini artırmak için özellikle alt katlara yerleştirilen restoranlar,

alışveriş merkezleri gibi sosyal ve ticari alanlar oldukça etkin bir çözüm oluşturmaktadır.

Ekolojik kavramı, mühendisler için elektrik ve mekanik sistemlerdeki teknolojik

gelişmelerle sağlanan enerji korunumu anlamına gelmektedir. Ancak, yüksek binaların

teknolojik yaklaşımlarla elde ettiği enerji korunumu gibi konular, ekoloji ile ilgilidir.

Oysa ekolojik olma, hem bina ölçeğinde hem de kentsel ölçekte, sosyal, fiziksel ve

ekonomik boyutlarıyla ele alınması gereken çok boyutlu bir kavramdır. Bu bağlamda,

yüksek binaların, kentte yarattığı problemler iyice anlaşılmalı ve bu problemleri çözmek

için ekolojikliğin bütün boyutlarına yanıt verebilecek yeni stratejiler ve yaklaşımlar

benimsenmelidir.

Türkiye’de uygulanacak ekolojik yapıların, öncelikle yenilenebilir enerji kaynakları

açısından yüksek potansiyele sahip bölgelerde uygulanması ile bu bölgelerin

özelliklerine uygun ekolojik yapı tasarımlarının yapılması, tasarlanan sistemlerin ve

binanın tamamının maksimum kazanç elde edilmesini sağlayacaktır.

Mimarlık, insanların yaşamlarını geliştiren, şekillendiren, bir adım ileriye götüren bir

meslek olarak kabul ediliyorsa, çevre korunumu ve sağlıklı ortamlar tasarlamak

konusunda tasarımcılara önemli görevler düşmektedir. Bir yapının yapım ve tasarım

aşaması, kullanım ve yıkım aşamasını önemli ölçüde etkilediği gibi tasarımcıya düşen

diğer bir görev de; doğal çevre korunumu , ilgili mimari uygulamalar konusunda kendi

bilgi ve deneyimlerini arttırmaları, iletişimde oldukları kişilerle bu bilgileri paylaşmaları

ve bilinç seviyesinin yükselmesi konusunda etkin rol almalarıdır. Ekolojik mimari

tasarım için uymaları gereken ilkeler özetle şu şekilde tanımlanabilir;

Sınırlı enerji sistemlerini yenilenebilir doğal enerji sistemleriyle değiştirmek,

Güneş, rüzgar, su enerjilerinden en üst düzeyde faydalanmak,

İklimsel verilerini dikkate alıp, tasarımları bu yönde geliştirmek,

Ekolojik sistemlerin , tasarımın her aşamasında kullanılmasını sağlamak,

Page 138: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

120

Sistemleri mümkün olduğunca doğal enerjiyle çalışabilir şekilde düzenlemek,

Tasarım aşamasında pasif ve aktif sistemlerin aynı zamanda düşünülüp

uygulanması,

Ayrı iklim bölgeleri için, uygun, etkili ve verimli sistemleri seçmek,

Malzeme seçiminde enerji verimliliğine , ulaşılabilir, yenilenebilir olmasına

dikkat etmek,

İç mekan planlamalarında hava dolaşımı ve gün ışığının en derin noktalara kadar

ulaşmasını desteklemek amaçlı duvarlar ve pencereleri dikkatlice

konumlandırmak,

İç mekanlarda doğal havalandırma sistemlerin vasıtasıyla yardımıyla bina

sakinleri için daha sağlıklı ve temiz hava sağlayabilir,

İç mekanlarda şefaf renkler ve yansımaları kullanarak ekolojik tasarımı iç

mekanlara getirebiliriz,

Teknoloji ve enerji tasarrufu prensibini birleştirerek faydalı sistemler

geliştirmek,

Tüm sistemlerin toplumsal ve ekonomik sonuçlarını dikkate almak,

Kontrol sistemleri ile çok az enerjiyle daha büyük sistemleri yönetmek

gerekmektedir.

Bu tez ile birlikte bir kez daha görülüyor ki; yaşanabilir ve sürdürülebilir çevrelerin

oluşturulması için mimarlık ve iç mimarlık mesleği, yapılarda enerji etkinliğini ve

korunumu sağlama, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etme ve geri

dönüştürülebilen malzemelerin kullanımı ile ilgili önemli bir misyon üstlenmek

zorundadır. Bilimdeki ilerleme devam ettikçe mimari tasarım, iç mekan tasarım ve yapı

üretimi olanaklarını arttırmakta, geçmişe göre daha az maliyetli, daha konforlu, daha

çevreci ve daha sağlıklı yapılar yapma fırsatı vermektedir. Bu araştırmada amaç

ekolojik çok katlı yapı tasarımında kullanılacak bir tasarım sistemi oluşturmak değil,

toplanan verilerin yol göstermek amacıyla analizinin yapılmasıdır. Elde edilen verilerin

Page 139: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

121

derlenmesiyle ekolojik yüksek yapı tasarımında tasarımcılara fikir verebilmek ve

teknolojinin yardımıyla yapı tasarımındaki sürdürülebilir ve ekolojik yöntemlerine

dikkat çekebilmektir.

Page 140: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

122

KAYNAKLAR

Abitaticingenclik,(2015),http://www.habitaticingenclik.org.tr/dl/yayinlar/enerji/BiyoKut

le.pdf, [ErişimTarihi:20.07.2015]

Acaroğlu, M.,(2008),Türkiye'de Biyokütle –Biyotanol ve Biyomotorin Kaynakları ve

Biyoyakıt Enerjisinin Geleceği, VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu UTES, 17-19

Aralık, İstanbul.

Akkaya E. K. ve Dağdaş A.(2002)"Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Çevresel Açıdan

Değerlendirilmesi," IV. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Cilt 1, İstanbul, s. 37-43

Akova, İ., (2008), Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Nobeli Yayın Dağıtım, Ankara

Aktuna, M., (2007), Geleneksel Mimaride Binaların Sürdürülebilir Tasarım Kriterleri

Bağlamında Değerlendirilmesi Antalya Kaleiçi Evleri Örneği, Yüksek Lisans Tezi,

Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Alchimag,(2015),http://www.alchimag.net/portale/2012/02/28/bedzed-prototype-of-

eco-neighbourhoods/,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Alkin, E. ve lkin, A., (1991) “Çevre Sorunları, Ekonomik ve Sosyal Sorunlar Çözüm

Önerileri Dizisi 1”,TOBB, 1-6

Almrsal,(2015),http://www.almrsal.com/post/82968/6a00d834518cc969e2012876d6fb7

7970c-250wi,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Alparslan, Gültekin ve Dikmen, (2009), “Ekolojik Yapı Tasarım Ölçütlerinin

Türkiye’deki Güneş Evleri Kapsamında İncelenmesi”, 5. Uluslar arası İleri Teknolojiler

Sempozyumu , s:3

Anon, (2011), http://www.solarenergyturkey.com/2010/02/, [Erişim Tarihi: 10.03.2011]

Anon., (2000), “Müthiş Bir şarap Üretince”, İstanbul, Domus, sayı:4, ss.112-116.

Aran K., (2000), Barınaktan Öte: Anadolu Kır Yapıları, Ofset Yapımevi, İstanbul.

Page 141: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

123

Archdaily,(2015),http://www.archdaily.com/124191/ad-classics-price-tower-frank-

lloyd-wright,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Archimaps , (2015),http://archimaps.tumblr.com/post/27423889209/mies-van-der-

rohes-lake-shore-drive-apartments-in,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Architecture,(2015), www.architecture.uwaterloo.ca,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Archnet ,(2015),http://archnet.org/sites/997/media_contents/13426, [Erişim Tarihi:

19.07.2015]

Arkitera,(2015),http://www.arkitera.com/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Arslan, p., (2011), Ekolojik Yapılar ve Sürdürülebilir Mimari Bağlamında Peyzaj

Mimarlığının Yeri, Önemi ve Katkıları Üzerinde Araştırmalar, Yüksek Lisans

Tezi,İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstabnul.

Arslanoglu, M, N., (2006), Günümüz Çok Katlı Konut Binaları Üzerinde Bio-İklimsel

Yaklaşımların İstanbul Örneği Üzerinde İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız

Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstabnul.

Atasoy, A., (2009), Akıllı bina teknolojisinin yapısal özellikleri açısından incelenmesi,

Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi. Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir.

Ayçam, İ. ve Özeler Kanan, N., (2009), Ekolojik mimarlık kapsamında bina bütünleşik

nano-pv malzemenin incelenmesi, 5. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu

Bildiri Kitabı, Elektrik Mühendisleri Odası Yayınları, 73-77 s.

Aykal, F., D., Gümüş, B. ve Özbudak Akça, Y. B. (2009). Sürdürülebilirlik kapsamında

yenilenebilir ve etkin enerji kullanımının yapılara aktarılması, 21. Uluslararası Yapı ve

Yaşam Kongresi, 20-21 Mart 2009, Bursa Uluslararası Fuar Merkezi.

Aytıs, S., Polatkan, I., (2010), Sürdürülebilir Tasarım Kavramında Temel İlkelerin Yapı

ve Toplum Ölçeğinde Değerlendirilmesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Mimarlık Fakültesi,İç Mimarlık Bölümü, İstanbul.

Page 142: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

124

Azami, A., (2005), “Passive and Low Energy Cooling fort he Built Enviroment”,

International Conference, Santoni, Greece

Azsolarcenter,(2015),www.azsolarcenter.org/images/articles/techscience/application/24.

jpg,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Başoğlu, K., (2007), Çok Katlı Yapılarda Esnek ve Değişebilir Düşey Bölme

Elemanları,Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanatta Yeterlik Tezi,

Ankara

Bayır, L., (1988), “Türkiye’ de Yüksek Yapıların Başlangıcı”, Yüksek Lisans Tezi,

istanbul Teknik Üniversitesi.

Beceren. K., Kılıç. A.,(1999),Atriumlarda duman kontrolü, IV. Ulusal tesısat

mühendisliği kongeresi ve sergisi,749-769 s

Begeç, Hasan, (2008), Yükseklik, Yüksek Olma ve Yüksek Yapıların Gelişimi, Ege

Mimarlık, Ekim, İzmir, 10-11 s.

Bekar, D.(2007). Ekolojik mimarlıkta aktif enerji sistemlerinin incelenmesi, Yüksek

Lisans Tezi, İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.

Berber, f., Ekolojik malzemenin tasarimdaki yeri ve ekolojik malzemeyle mimai konut

tasarımı, Haliç Üniversitesi, yüksek lisans tezi, İstabnul, 2012

Berktan, O., (2006), Ekoloji - İç Mimarlık İlişkisi ve Eko - Ev, Yüksek Lisans Tezi,

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Beyaztaş, H,S., 2012, Mimari Tasarımda Ekolojik Bağlamda Biçim ve Doğa İlişksi,

İstabnul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, fen Bilimleri Enistitüsü, İstabnul.

Bilgiustam,(2015),http://www.bilgiustam.com/gunes-hidrojen-sistemi

2/,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Bowen, A., (1985), Passive and Low Energy Ecotechniques, Pergamon Press Ltd.,

Oxford.

Page 143: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

125

Bozdoğan, B., (2003). Mimari Tasarım Ve Ekoloji. YTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul

Brandt, P. B., (1992). Office Design, Whitney Library Of Design, Newyork.

Bruck, R., (1983), Manifest zur okologischen bewegung, İnstitut Fur

Baubiologieokologie.

Buyruk, B. H., (2007), “Binalarda Enerji Verimliliği”, XPSbülten03 Dergisi, Aralık

sayısı: 14

Chen, B., Sun,Y.Y.& Liu, L.(2008). Effect of thermal storage on actual heat supply in

residential building with slab-on-grade radiant floor heating system. Solar Energy and

Human Settlement. 2506. China: Yuwen Zhao.

Chicagoarchitecture,(2015),http://www.chicagoarchitecture.info/Building/3168/The-

Home-Insurance-Building.php,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Ciravoglu, A., (2008), “Sürdürülebilir Mimarlık Düsüncesi Ne Kadar Sürdürülebilir

dosyasında Sürdürülebilir Mimarlık: Eskimis Kavrayışlarla Yeni Söylemler Arasında”,

Mimarlık Dergisi, 340: 13-16.

Civan, U., (2006), Akıllı Binaların Çevresel Sürdürülebilirlik Açısından

Degerlendirilmesi, Y.Lisans Tezi, İTÜ, FBE, İstanbul

Coşkun. C., Oktay. Z., Sarpdağ. Ö., Coşkunyürek. A., Evciman. M.,( 2008),Yeşil enerji

etkin akıllı villalara yönelik özgün bir tasarım, VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu,

UTES’2008, 17-19 Aralık, s.161-171, İstanbul.

Ctbuh,(2015),http://www.ctbuh.org/TallBuildings/HeightStatistics/Criteria/tabid/446/la

nguage/en-US/Default.aspx,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Culturevulture,(2015),http://www.culturevulture.net/ArtandArch.htm,[ErişimTarihi:20.

07.2015]

Çağlar M. ve Canbaz M, (2002)"Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyeli", IV. Ulusal

Temiz Enerji Sempozyumu 16-18 Ekim, Bildiri Kitabı, Cilt 1, Su Vakfı Yayınları,

Yayın No:14, s.347-355

Page 144: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

126

Çağlar, İ., Taymaz T., Yolsal, S., Avşar, Ü., (2006), “Sıfır Zararlı Jeotermal Enerji”,

Bilim veTeknik Dergisi, 464: 50.

Çelebi, G., (2002), Bina düşey kabuğunda fotovoltaik panellerin kullanım ilkeleri, Gazi

üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 17, No 3, 17-33 s.

Çelik, E., (2009), Yeşil Bina Sertifika Sistemlerinin İncelenmesi Türkiye’de

Uygulanabilirliklerinin Değerlendirilmesi, Y.Lisans Tezi, İTÜ FBE, İstanbul.

Çepel, N., (1995) “Çevre Koruma ve Ekoloji Terimleri Sözlüğü”, Türkiye Erozyonla

Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı Yayınları 6, İstanbul, 41-

79

Dennisrhollowayarchitect,(2015),http://www.dennisrhollowayarchitect.com/simpledesi

gnmethodology.html,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Detail,(2015),http://www.detail.de/inspiration/uptown-muenchen-100480.html,

[ErişimTarihi:20.07.2015]

Diamonstein, Barbaralee, (1988), The Landmarks of New York: An Illustrated Record

of the City's Historic Buildings, Harry N. Abrams İnc., New York, 360 s.

Dullinja, E., (2012). Edirne Kaleiçi Bölgesindeki Evlerin Ekolojik Verilerinin Analizi,

Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trakya Üniversitesi, Edirne.

Durmuş. O., (2010) , İstanbul’da Küresel Etki Bağlamında son 20 Yıl İçinde Levent-

Maslak Aksı Arasındaki Yüksek Katlı konut Yapıları, yüksek lisans tezi, İstanbul

Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstabnul.

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, (2004). Yenilenebilir Enerji Kaynakları,

İstanbul, 5-25.

Edwards, B. (1999). Sustainable Architecture: European Directives and Building

Design. New York: Architectural Press.

Efimeras,(2015), http://www.efimeras.com/wordpress/?tag=ligereza,[Erişim

Tarihi:20.07.2015]

Page 145: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

127

Eie,(2015), http://www.eie.gov.tr/teknoloji/h_enerjisi.aspx,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Emo,(2015),http://www.emo.org.tr,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Emo,(2015),http://www.emo.org.tr/ekler/dad073d2c77b052_ek.pdf,[ErişimTarihi:20.07

.2015]

Enerjiotomasyon, (2015),http://enerjiotomasyon.org/?p=6, [ErişimTarihi:20.07.2015]

Enerjiuretimsistemleri,(2015),http://enerjiuretimsistemleri.blogspot.com.tr/,[ErişimTari

hi:20.07.2015]

Enginöz, Y. K., (2006a), “Enerji Tüketimine Bağlı Olarak Değerlendirilen Binalar”,

XXI Dergisi, 47: 78-79.

Epia,(2015), www.epia.org/solar-pv/how-does-pv-work.html,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Erkınay, P. U., (2012)Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar enerjisinin Tüekiyede

binalarda kullanımı üzerine bir inceleme, Çukurova Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Adana

Eryıldız, S,. 2009, Mimarlık Eğitiminde Eko- Tasarımın Yeri ve Önemi sf:7.

Eryılmaz, B., (2002,)“Çevre ve gelecek için güneş enerjisi”, Viessmann Isı Teknik Tic.

A.Ş. Raporu, Ankara.

Farkas, K., Andresen, I., Hestnes, A.(2009). Architectural integration of photovoltaic

cells overview of materials and products from an architectural point of view

,http://www.sasbe2009.com

Flickr,(2015),https://www.flickr.com/photos/dotben/51904669,[ErişimTarihi:20.07.201

5]

Greensource, (2008), Emerald architecture: Case studies in green buildings,Mcgrawhill,

159-160 p.

Greensource,(2015),http://greensource.construction.com/features/bestgreenhouses/,[Eriş

imTarihi:20.07.2015]

Page 146: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

128

Guneshaber,(2015), http://www.guneshaber.net/haber/1417-uygulamalar-gunes-paneli-

sisteminin-kurulmasi-ve-maliyet-hesab.html,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Guneshaber,(2015), http://www.guneshaber.net/upload/dosyalar/3C5_Mitsubishi-

Fotovoltaik-Gunes-Pilleri-Brosuru[1].pdf, [ErişimTarihi:20.07.2015]

Güleryüz ve Dostoğlu, (2012), ‘’Yüksek Binalar ve Sürdürülebilir Mimarlık:Çelişkiler,

Beklentiler’’, Yapı Dergisi, sayı:368, s:72-76.

Günel, H. ve Ilgın, H.(2008). Bir mimari tasarım kriteri olarak rüzgar enerjisi kullanımı.

EMO İzmir Şubesi Haber Bülteni, 220, 32.

Günel, M.H., Ilgın, H.E. ve Sorguç, A.G., (2007), Rüzgar enerjisi ve bina tasarımı, Odtü

Mimarlık Fakültesi Basım İşbirliği, 1.baskı, 45-66 s.

Güngör, A., (1993), Binaların Doğal Isıtma ve Soğutulması İçin Güneş Enerjili Pasif

Sistemlerin Kullanımı, Tesisat Mühendisliği, TMMOB, MMO Yayını, Temmuz Sayısı,

S.20-25.

Güvenç, B., (2008), Sürdürülebilirlik Bağlamında Ekolojik Tasarım Prensiplerinin

Mimaride Uygulanabilirliğinin İrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Hagan, S., (2001), Taking Shape: A New Contract Between Architecture and Nature,

Architectural Press, Oxford.

Hamamcı, C. ve Keleş, R., (1993), “Çevre Bilim”, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul,

13-32

Healthy Buildings,(2001), Healthy People: A Vision for the 21st Century

Hemeida,A.O., F.A.E., (2010), Green nanoarchitecture, University of Alexandria,

Faculty of Engineering, Department of Architecture, 95 p.

Heritageinstitute,(2015),http://www.heritageinstitute.com/zoroastrianism/yazd/page2.ht

m,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Page 147: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

129

Herzog, A., Lipman,T, Kammen, D.,(2001). Renewable energy sources, encyclopedia

of life support systems (eolss) forerunner Volume “Perspectives and Overview of Life

Support Systems and Sustainable Development”. 10 Kasım 2011, http://www-

fa.upc.es/personals/fluids/oriol/ale/eolss.pdf.İcmimarlik,(2015),http://www.icmimarlik.

org/viewtopic.php?p=5435[ErişimTarihi:20.07.2015]

İdealhome77,(2015),http://idealhome77.blogspot.com.tr/2009/11/idaman-residence-

kualalumpur.html, [Erişim Tarihi: 19.07.2015]

İmagefiesta,(2015),http://imagefiesta.com/casa-batllo-staircase,

[ErişimTarihi:20.07.2015]

İndians,(2015), http://www.indians.org/articles/indian-tepee.html, [Erişim Tarihi:

20.07.2015]

İnhabitat ,(2015),http://inhabitat.com/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Jones, L. (2008). Environmentally Responsible Design: Green and Sustainable Design

for Interior Designers. Hoboken, N.J.: Wiley.

Kanan. N, Ö., (2010),Ekolojik Mimarlıkta Mimari Bütünleşmenin 1990 Yılı Sonrası

Ken Yeang ve Norman Foster’ın Yapıları Özelinde İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi,

Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.

Kapluhan, E., (2014), Enerji coğrafyası Açısından Bir İnceleme: Biyokütle Enerjisinin

Dünyadaki Ve Türkiye’deki Kullanım Durumu, Marmara Coğrafya Dergisi Sayı:

30,Temmuz, S. 97-125, İstanbul.

Katırcı, U., (2003), “Çevre ve yaşam için yapı tasarımı:Norman Foster”, Yüksek Lisans

Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 81-90.

Kebapçı, Ö. B. ve Yasa, E., (2005), “Bina Tasarımında Dogaya Uyum Arayısları ve

Enerjinin Etkin Kullanımı”, Tasarım Dergisi, Aralık, 157: 90-93.

Keleş, R. ve Hamamcı, C. (2002), Çevrebilim (2. Baskı). İstanbul : İmge Kitap Evi.

Kenthaber,(2015), http://www.kenthaber.com/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Page 148: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

130

Kısaovalı, P., (2007), Gecmisin ekolojik yapı ve yasamı + geleceğin 3E sorunu, 19.Yapı

Yasam Kongresi Bildiri Kitabı, Bursa Mimarlar Odası Yayınları, 22-24 Mart 2007,

Bursa, Türkiye, s:348-369 .

Kleiner, H., (1995), Okologische Architektur, ein wettbewerb, Callwey Verlag, 8 p.

Korkmaz, Aslı ve Zeliha, (2010), Yüksek Bina Tasarımında Güncel Gelişmeler ve

Dünya-Ankara Örneklerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 12-13-16-20-21 s.

Kurzweil, R., 1999, The Age of Spiritual Machines-Tinsel Makineler Çağı. Leso,

(2015),http://leso.epfl.ch,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Litracon,(2015),http://www.litracon.hu/en,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Maden,(2015),http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/20ad4d76fe97759_ek.pdf?tipi=5

&turu=R&sube= 0, [ErişimTarihi:20.07.2015]

Malaysiacondo,(2015),http://www.malaysiacondo.com/2008/01/idaman-

residence.html,[Erişim Tarihi: 19.07.2015]

Mandyhyj ,(2015),https://mandyhyj.wordpress.com/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Mangan, S. D. (2006). Akıllı Binalarda Alt Sistem Değerlendirmesi: İstanbul Örneği,

Yüksek lisans tezi. İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.; Tokuç, A. (2004). İzmir’de

Enerji Etkin Konut Yapıları İçin Tasarım Kriterleri, Yüksek lisans tezi. Dokuz Eylül

Üniversitesi, İzmir

Mediamatters,(2015), http://mediamatters.org/research/2010/10/06/in-rush-to-compare-

obama-to-carter-right-wing-m/171576,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Mercyhousing,(2015),https://www.mercyhousing.org/IL-Schiff-Residences,

[ErişimTarihi:20.07.2015]

Mutek, (2015),http://mutek.mu.edu.tr/,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Oktay, D., (2002), “Sürdürülebilirlik ve Mimari dosyasında Sürdürülebilirlik

Bağlamında Planlama ve Tasarım”, Mimar.ist Dergisi, 6: 67-68.

Page 149: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

131

One Tower, (2015),http://onetower.com.tr/,[Erişim Tarihi: 18.07.2015]

Openbuildings,(2015), http://openbuildings.com/buildings/john-hancock-center-profile-

1408/media#,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Openhousebcn,(2015), http://openhousebcn.wordpress.com/2012/02/04/openhouse-

barcelona-monolithic-beauty-dominus-estate-vineyard-napa-valley-architecture-herzog-

de-meuron/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Ozek, V. ve Kısaovalı, P., (2007), Ekolojik mimarlıkta binaların enerji gereksinimini

azaltmaya yonelik olcutler ve ulkemiz icin onemi, Ekolojik Mimarlık ve Planlama

Sempozyumu Bildiri Kitabı, Antalya Mimarlar Odası Yayınları, 166- 172 s.

Özdeniz, M. B., Bekleyen, A., Gönül, İ. A., Gönül, H., Sarıgül, H., Dalkılıç, N.,

Yıldırım, M., İlter, T., (1998), “Geçmisten Gelecege Harran Yöresel Mimarisi”, Yapı

Dergisi, 198: 95-100.

Özdoğan, H.P., (2005),Ekolojik Binalarda Bina Kabuğunda Kullanılan Fotovoltaik

Panellerin Tasarım Baılamında incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik

Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Özgen, Aydan, (1989), Çok Katlı Yapıların Tarihsel Gelişimi ve Son Aşama:Tübüler

Sistemler, Yapı Dergisi, Yapı Endustri Merkezi Yayınları, Sayı: 89, İstanbul, 47-53 s.

Özkanlar, G., (2008), “Organik Mimarlık Süreçleri”, Mimar.ist Dergisi, 27: 37.

Özkasıkçı, H., (2004), Elemanter ve Yüksek Teknolojili Mimari Tasarımda Ekoloji

Düsüncesi ve Dönüsümü, Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ Fen Bilimleri Enstitüsü,

İstanbul.

Özmehmet, E. (2005). Sürdürülebilir Mimarlık Bağlamında Akdeniz İklim Tipi İçin Bir

Bina Modeli Önerisi. Doktora Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Dokuz Eylül Üniversitesi,

İzmir.

Öztürk, Çiğdem, (2006), Gelişmiş Doğal Aydınlatma Sistemleri ve Uygulama

Örnekleri, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 5-

25-50-61 s.

Page 150: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

132

Penangproperties,(2015),http://www.penangproperties.com/apartment/mbf_tower/mbfto

wer.htm, [Erişim Tarihi: 19.07.2015]

Probst, M.M. and Roecker, C., (2007), Towards an improved architectural quality of

building integrated solar thermal systems (BIST), Solar Energy, 81, 1104-1116 p.

Projects,(2015),http://projects.bre.co.uk/envbuild/,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Propwall,(2015), http://www.propwall.my/klcc/idaman_residence/12, [Erişim Tarihi:

19.07.2015]

PV ,(2015),PV.mitsubishielectric.co.uk,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Realtymalaysia,(2015),http://realtymalaysia.blogspot.com.tr/2009/03/klcc-idaman-

residence-in-pictures.html, [Erişim Tarihi: 19.07.2015]

Reeves, A., (2003) Wind Energy for Electric Power Renewable Energy Policy Project,

Worldwatch Institute, ABD

Renzo, P., (1998), Technology Place and Architecture The JerusalemSeminar in

Architecture, K. Frampton (Ed.), Rizzoli, NY.

Roberts, S. and Guariento, N., (2009), Building integrated photovoltaics: a

handbook,Birkhäuser Verlag AG, 11-12, 45 p.

Schittich, C., (2003), In Detail, Solar Architecture, Strategies, Visions, Concepts,

KöselGmbH&Co. KG, Kempten.

Serin, E.,(2011), Ekolojik Konut Tasarımı Kriterlerinin Araştırılması ve İzmir ili için bir

Tasarım Modeli Önerisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimeri Enistitüsü, İzmir.

Sev, A. (2009). Sürdürülebilir mimarlık. İstanbul: YEM Yayın.

Sev, A., Canbay, N., (2009), Dünya Genelinde Uygulanan Yeşil Bina Değerlendirme ve

Sertifika Sistemleri, Yapı Dergisi Yapıda Ekoloji Eki, sayı 329, s.42-47, Yem Yayın,

İstanbul

Shop.solardirect,(2015),https://shop.solardirect.com/images/p_active_collector_inside.g

if,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Page 151: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

133

Smith, P. F., 2006, Sustainability at the cutting edge: Emerging technologies for low

energy buildings, Elsevier Press, 52, 67-68 p.

Solarwall,(2015),http://solarwall.com/tr/ueruenler/solarwall-pvt/solarwall-pvt-nasil-

calisir.php,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Som ,(2015),http://www.som.com/projects/dewitt_chestnut_apartments,[Erişim Tarihi:

20.07.2015]

Şen, Ç., (2003), Gökçeada’nın Elektrik Enerjisi İhtiyacının Rüzgar Enerjisi İle

Karşılanması. Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Taştan, T., (2012), Ken Yeang’ın Yüksek Yapılarda Biyoiklimsel Tasarıma Yaklaşımı,

Maltepe Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstabnul.

Tayfun, Y., (2007),Güneş Enerjisinden Edilgen Sistem Yararlanmada Güneş Odası

Ekleme Yönteminin İç Ortam Sıcaklığına Etkisinin incelenmesi İstanbul Örneği,

Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Thespacereview,(2015), http://www.thespacereview.com/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Thewoolworthtower,(2015), http://thewoolworthtower.com/,[Erişim Tarihi: 20.07.2015]

Tunalarmetal,(2015),http://tunalarmetal.com/tunamet/?portfolio=ruzgar-gulu,

[ErişimTarihi:20.07.2015]

Tunçalp, K., Sucu, M., Oğuz, Y., (2002),Değişik İklim Şartlarında Bina İçersinde Pasif

Isıtma Ve Soğutma Sistemlerinin Kullanılabilirliği, IV.Ulusal Temiz Enerji

Sempozyumu, 16-18 Ekim 2002, 283-291.

Turan, N., (2003), “Yüksek Yapılarda Kullanılan Teknolojiler: Mimari-Yapım-Bilisim

Teknolojileri liskileri”, Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi

Ture,S., (2001), Biyokütle Enerjisi, Temiz Enerji Vakfı, Ankara,28s.

Ture, E., (2001), Hidrojen Enerjisi, Temiz Enerji Vakfı, Ankara, 30s.

Ulusoy. S., (2012),Yenilenebilir enerji kaynakları kullanan enerji etkin binaların yapı

bileşeni açısından irdelenmesi, Dokuz eylül Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, İzmir.

Page 152: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

134

Urbanwindenergy,(2015),www.urbanwindenergy.org.uk,[ErişimTarihi:20.07.2015]

USGBC, (2009), http://www.usgbc.org/DisplayPage.aspx?CMSPageID=1971> [Erişim

Tarihi: Nisan, 2009]

USGBC, (2011), http://www.usgbc.org/DisplayPage.aspx?CMSPageID=222, [Erişim

Tarihi: 06.03.2011]

Utkutuğ, G., (2000), Yeni Bin Yıla Girerken Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Ekolojik

Ve Enerji Etken Hedefler İle Bina Tasarımı Ve İşletimi, Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanlığı Ulusal Enerji Verimliliği Kongresi, Ocak, Ankara, Bildiriler Kitabı, 148.

Utkutuğ, G., Ayçam, İ. ve İmren, M., (2003), Gazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümü,

Fiziksel Çevre Kontrolü basılmamış ders notları.

Uyar, T. S. & Özil, E.. (1999). Güneş Enerjisi Teknolojisindeki Gelişmeler

Sürdürülebilir Enerji Teknolojilerindeki Gelişmeler ve Türkiye’deki Uygulamaları

Konferansı Bildiriler Kitabı. TMMOB Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi,

İstanbul

Varınca, K., Varank, G., (2005).Güneş kaynaklı farklı enerji üretim sistemlerinde

çevresel etkilerin kıyaslanması ve çözüm önerileri , Güneş Enerjisi Sistemleri

Sempozyumu ve Sergisi, İçel, 24–25 Haziran 2005.

Veryap,(2015), http://www.varyapmeridian.com, [Erişim Tarihi: 18.07.2015]

Veziroğlu. V., (2010),Enerji etkin yapı tasaarım kriterleri sürdürülebilir kaynakların

yapıda kullanımı ve mimari örnekler, Yüksek Lisans Tezi, Haliç Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Vitrivius, (1990). Mimarlık Üzerine On Kitap, Çev: Güven, S., Şevki Vanlı Mimarlık

Vakfı Yayınları, Ankara.

Wachberger, M.,(1988). Güneş ve Konut, Yaprak Kitapevi, Ankara.

wikipedia,(2015),http://en.wikipedia.org/wiki/Geodesic_dome,[Erişim Tarihi:

20.07.2015]

Page 153: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

135

Wilkinson, C., (1996), Supersheds, 2nd edition, Butterworth Architecture.

Worldarchitecturenews,(2015),www.worldarchitecturenews.com/index.php?fuseaction=

wanappln.projectview&upload_id=12103/,[ErişimTarihi:20.07.2015]

Yaşammekan, (2015),http://www.yasammekan.com, [Erişim Tarihi: 18.07.2015]

Yazıcı, M., (2002), “Sürdürülebilirlik ve Mimari dosyasında Yenilenebilir Enerji”,

Mimar.ist Dergisi, 6: 77.

Yeang, K, (Çev. Eryıldız, S, & Eryıldız, D), (2012), Ekotasarım: Ekolojik Tasarım

Rehberi, Yem Kitabevi, İstanbul, 137-141-142-194-196-197- 198-199-200-202-203-

204-206-207-208-210-211-216-217-222-223-224-262-266- 294 s.

Yeang, K. (2008), Ken Yeang’ın Ekolojik Tasarım Yaklaşımı. Yapı Dergisi, Sayı: 318

(Mayıs), S. 112-118, İstanbul.

Yeang, K., (1996), The Skyscraper: Bioclimatically Considered, Academy Editions,

London, 18-19-39-77-101-130-154 s.

Yeang, K., (2009), Ken Yeang: Eco skyscrapers, I.Richards (Ed.), İmages Publishing,

136-139 s

Yener, Köknel, Alpin, (2007), Binalarda Güneş Işığından Yararlanma Yöntemleri:

Çağdaş Teknikler, VIII. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi Bildiriler Kitabı,

TMMOB Makine Mühendisleri Odası, Ankara, 231-235-237 s.

Yenigün, (2010), “LEED Sertifikası”, http://www.yesilplatform.com/2010/08/25/leed-

sertifikasi/

Yerebakan, M., (2001) Rüzgar Enerjisi, İTO Yayınları

Yılmaz, B., (2006), “Beton Sizi Þaþýrtacak!”, Yapı, sayı:297, ss.79-82.

Yılmaz, M., (2007), Mimarlık ve cevre, Cevre ve politika: baska bir dunya ozlemi, A.

Mengi (Derl.), İmge Kitabevi Yayınları, 75-92 s.

Yoldaş, B., (2008), Referans Gazetesi, 10 Ekim 2009,

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=94627&KO S_KOD=5.

Page 154: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

136

Zinzade, D., (2010),Yüksek Yapı Tasarımında Sürdürülebilirlik Boyutunun

İrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstabnul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,

İstanbul.

Page 155: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

137

EKLER

LEED v3. “Yeni Konstrüksiyon ve Renovasyon” Değerlendirme Tablosu

LEED DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ BİNANIN İSMİ

1)SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİLER (TOPLAM

KREDİ: 26) ZAYIF ORTA İYİ

ÇOK

İYİ

ÖN KOŞUL: İnşaat Faaliyet Kirliliğini Önlem

Kredi 1: Arazi seçimi

Kredi 2: Yerleşim yoğunluğu ve bağlantılar

Kredi 3: Terkedilmiş arazilerin yeniden kullanılması

Kredi 4.1: Alternatif ulaşım-Toplu taşıma erişim

Kredi 4.2: Alternatif ulaşım- Bisiklet park alanları

Kredi 4.3: Alternatif ulaşım- Düşük emisyonlu ve yakıt

verimli araçlar

Kredi 4.4: Alternatif ulaşım: Otopark kapasitesi

Kredi 5.1: Arazi geliştirme- Habitat koruma / onarma

Kredi 5.2: Arazi geliştirme- Açık alan maksimizasyonu

Kredi 6.1: Yağmursuyu yönetimi- Miktar kontrolü

Kredi 6.2: Yağmursuyu yönetimi- Kalite Kontrolü

Kredi 7.1: Isı adası etkisi- Çatısız

Kredi 7.2: Isı adası etkisi- Çatı

Kredi 8: Işık kirliliğini azaltma

2) SU VERİMLİLİĞİ (TOPLAM KREDİ:10)

ÖN KOŞUL: Su Kullanımını Azaltma

Kredi 1: Su verimli peyzaj

Kredi 2: Yenilikçi atıksu teknolojileri

Page 156: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

138

Kredi 3: Su kullanımını azaltma

3) ENERJİ VE ATMOSFER (TOPLAM KREDİ: 35)

ÖN KOŞUL 1: Bina enerji sistemlerinin temel işletmesi

ÖN KOŞUL 2: Minimum enerji performansı

ÖN KOŞUL 3: Temel soğutma yönetimi

Kredi 1: Optimum enerji performansı

Kredi 2: Yerinde yenilenebilir enerji

Kredi 3: Gelişmiş İşletme

Kredi 4: Gelişmiş soğutma yönetimi

Kredi 5: Ölçüm ve doğrulama

Kredi 6: Yeşil güç

4) MALZEME VE KAYNAKLAR (TOPLAM

KREDİ: 14)

ÖN KOŞUL: Geri dönüştürülebilen atıkların

depolanması

Kredi 1.1: Binanın yeniden kullanımı- Mevcut duvarlar,

zemin ve çatı

Kredi 1.2: Binanın yeniden kullanımı- Yapısal olmayan

mevcut iç elemanların bakımı

Kredi 2: Bina atık yönetimi

Kredi 3: Malzeme yeniden kullanımı

Kredi 4: Geri dönüşümlü içerik

Kredi 5: Yerel malzeme

Kredi 6: Yenilenebilir malzeme

Kredi 7: Sertifikalı ahşap

5) KAPALI MEKAN KALİTESİ (TOPLAM KREDİ:

15)

ÖN KOŞUL 1: Asgari iç hava kalitesi performansı

Page 157: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

139

ÖN KOŞUL 2: Çevresel sigara dumanı kontrolü

Kredi 1: Temiz hava girişinin izlenmesi

Kredi 2: Standartların üzerinde havalandırma yapılması

Kredi 3.1: İç mekan hava kalitesi yönetimi planı (Yapım

sırasında)

Kredi 3.2: İç mekan hava kalitesi yönetimi planı (İskan

izninden önce)

Kredi 4.1: Düşük emisyonlu malzeme-Yapıştırıcı ve

mastikler

Kredi 4.2: Düşük emisyonlu malzeme-Boya ve

kaplamalar

Kredi 4.3: Düşük emisyonlu malzeme-Döşeme sistemleri

Kredi 4.4: Düşük emisyonlu malzeme-Kompozit ahşap

ve agrifiber ürünler

Kredi 5: İç mekân kimyasal ve kirletici kaynak denetimi

Kredi 6.1: Sistem denetlenebilirliği- Aydınlatma

Kredi 6.2: Sistem denetlenebilirliği- Termal konfor

Kredi 7.1: Termal konfor-Tasarım

Kredi 7.2: Termal konfor-Kontrol

Kredi 8.1: Günışığı ve manzara- Günışığı

Kredi 8.2: Günışığı ve manzara- Manzara

6) TASARIMDA YENİLİK (TOPLAM KREDİ: 6)

Kredi 1: Tasarımda yenilik

Kredi 2: Profesyonel LEED akreditasyonu

7) BÖLGESEL ÖNCELİK (TOPLAM KREDİ: 4)

Page 158: Ekolojik mimarl k kapsam nda çok katl konut yap lar n n

140

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı Soyadı :Sharareh Sohrabi

Doğum Yeri ve Tarihi :İran, Tabriz/ 1988.09.11

Eğitim Durumu

Lisans Öğrenimi :Mimarlik

Yüksek Lisans Öğrenimi :İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı

Bildiği Yabancı Diller :İngilizce

Bilimsel Faaliyetleri :

İş Deneyimi

Stajlar :

Projeler :

Çalıştığı Kurumlar :

İletişim

E-Posta Adresi :[email protected]

Tarih : Jüri Tarihi 1 Ekim 2015