egelico agrogüncel 160415

8
1 Türkiye Agro-Sanayi Sektöründe TicarileşmeninGelişi Tarım sektörüne, son dönemlerdeki şirket san alma ve birleşmelerindeki (M&A) eğilimler açısından bakınca, dünyada bir trend değişimi yakalamak mümkün. Geleneksel olarak tarım sektöründe yarım alanları ya çiſtlikler- yani temel tarım sektörü; ya da agro-sanayi başlığı alnda tarladan tükeciye uzanan uzun bir zincirin halkalarında gerçekleşmekte. Tarihsel olarak bakıldığında da, uzun yıllardır asıl hareken ikinci alanda olduğu görülüyor. Şimdilerde işte bu odaklanmada dünyada değişiklik izlenmekte. Gelişmiş ülkelerde tarım arazilerinin kısıtlı kalması ve gelişmekte olan ülkelerde de ranta kurban gitmesi nüfus projeksiyonlarıyla birleşğinde ortaya çıkan gıda ihyacına paralel, tarım arazilerine yönelik yarımlar daha fazla öne çıkmaya başladı. Yüksek sermaye kazancı, poröy çeşitliliği ve enflasyona karşı koruma avantajları sayesinde dünyada tarım arazilerine artan ilgiden Türkiyenin de pay alması kaçınılmaz. Bu konuda erken davranan, hızla yol alabilecek gibi görünüyor. Tarım sektörüne yarımın uzun vadeli doğası düşünüldüğünde, dünyada bu işe yarım yapmış kurumsal yarımcılar arasında özellikle emeklilik fonları ve ülke varlık fonlarının Türkiye uygulamalarının oluşturulması için kanuni altyapının da hızla oluşturulması gerekiyor. Tarım Arazilerinin Finansallaşması: Dünyada Yeni İlgi OdağıDünyadaki değişimleri yakalayıp da bu değişimlere yatırım yapanlar, orta ve uzun vadede her zaman bu tercihlerinden karlı çıkan kişiler oluyor. Tarım sektörüne, son dönemlerdeki şirket satın alma ve birleşmelerindeki (M&A) eğilimler açısından bakınca, dünyada bir trend değişimi yakalamak mümkün. 15 Nisan 2016 Agro Güncel Grafik 1: 2002-2010 Küresel Tarım Arazi Endeksi Değer Artışı Kaynak: Fnews, Egeli & Co.

Upload: tan-egeli

Post on 15-Apr-2017

214 views

Category:

Economy & Finance


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: EgeliCo AgroGüncel 160415

1

Türkiye Agro-Sanayi Sektöründe “Ticarileşmenin” Gelişi

Tarım sektörüne, son dönemlerdeki şirket

satın alma ve birleşmelerindeki (M&A)

eğilimler açısından bakınca, dünyada bir

trend değişimi yakalamak mümkün.

Geleneksel olarak tarım sektöründe

yatırım alanları ya çiftlikler- yani temel

tarım sektörü; ya da agro-sanayi başlığı

altında tarladan tüketiciye uzanan uzun bir

zincirin halkalarında gerçekleşmekte.

Tarihsel olarak bakıldığında da, uzun

yıllardır asıl hareketin ikinci alanda olduğu

görülüyor.

Şimdilerde işte bu odaklanmada dünyada

değişiklik izlenmekte. Gelişmiş ülkelerde

tarım arazilerinin kısıtlı kalması ve

gelişmekte olan ülkelerde de ranta kurban

gitmesi nüfus projeksiyonlarıyla

birleştiğinde ortaya çıkan gıda ihtiyacına

paralel, tarım arazilerine yönelik yatırımlar

daha fazla öne çıkmaya başladı.

Yüksek sermaye kazancı, portföy çeşitliliği

ve enflasyona karşı koruma avantajları

sayesinde dünyada tarım arazilerine artan

ilgiden Türkiye’nin de pay alması

kaçınılmaz. Bu konuda erken davranan,

hızla yol alabilecek gibi görünüyor.

Tarım sektörüne yatırımın uzun vadeli

doğası düşünüldüğünde, dünyada bu işe

yatırım yapmış kurumsal yatırımcılar

arasında özellikle emeklilik fonları ve ülke

varlık fonlarının Türkiye uygulamalarının

oluşturulması için kanuni altyapının da

hızla oluşturulması gerekiyor.

Tarım Arazilerinin

Finansallaşması: Dünyada

Yeni İlgi Odağı…

Dünyadaki değişimleri

yakalayıp da bu değişimlere

yatırım yapanlar, orta ve uzun

vadede her zaman bu

tercihlerinden karlı çıkan kişiler

oluyor.

Tarım sektörüne, son

dönemlerdeki şirket satın alma

ve birleşmelerindeki (M&A)

eğilimler açısından bakınca,

dünyada bir trend değişimi

yakalamak mümkün.

15 Nisan 2016

Agro Güncel

Grafik 1: 2002-2010 Küresel Tarım Arazi Endeksi Değer Artışı

Kaynak: Fnews, Egeli & Co.

Page 2: EgeliCo AgroGüncel 160415

2

Geleneksel olarak tarım

sektöründe yatırım alanları

ya çiftlikler- yani temel tarım

sektörü; ya da agro-sanayi

başlığı altında tarladan

tüketiciye uzanan uzun bir

zincirin halkalarında

gerçekleşmekte. Tarihsel

olarak bakıldığında da, uzun

yıllardır asıl hareketin ikinci

alanda, yani agro-sanayi

tarafında; üretilen gıdaların

işlenmesi, paketlenmesi,

15 Nisan 2016

yönelik yatırımlar daha

fazla öne çıkmaya başladı.

Keza, 1915’te 1,8 milyar olan

dünya nüfusu, şimdilerde 7,3

milyar ve 2050

projeksiyonlarına göre de 10

milyara dayanacak.

Gelişmekte olan ülkelerin

artan geliri talebin protein ve

ete dönük artışına neden

olacak; daha sağlıklı ve doğal

ürünler daha pahalıya

satılacak.

Rakamla ifade edersek,

2050’ye kadar gıda talebi

%60-100 arasında artacak.

Çiftçiler bu talebe yetişmek

için ya daha fazla tarım alanı

kullanmak zorunda kalacaklar

ki dünyadaki tarım alanlarının

toplamı sınırlı. Hatta erozyon,

kötü kullanım, iklim değişikliği,

şehirleşme gibi nedenlerle

daralmakta. Ya da mevcut

arazilerden sağlanan verim

hızla yükselmek zorunda

kalacak.

nakliyesi, perakende satışı gibi

çok sayıda ve değişik konuda

olduğu görülüyor.

Şimdilerde işte bu

odaklanmada dünyada

değişiklik izlenmekte. Gelişmiş

ülkelerde tarım arazilerinin

kısıtlı kalması ve gelişmekte

olan ülkelerde de ranta kurban

gitmesi nüfus

projeksiyonlarıyla birleştiğinde

ortaya çıkan gıda ihtiyacına

paralel, tarım arazilerine

Grafik 2: 2003-2014 emel Tarım, Gıda, İçecek ve Tütün Sektörüne

Doğrudan Yatırımlar

Kaynak: FAO, Egeli & Co.

Page 3: EgeliCo AgroGüncel 160415

3

Özellikle gıda arzında

sınırlı üretime karşılık

nüfusa bağlı katlanarak

artan gıda talebi

çerçevesinde; orta ve

uzun vadeli bakanlar

açısından tarım

arazilerine olan talep

dikkat çekici derecede

yükselmekte. Üstelik

tarım işi ile uğraşmak

istemeyenler için bile

(sulama imkânının

15 Nisan 2016

çünkü gelen yatırımcının

amacı bağları kendisi işletmek

değil. Yatırımcının amacı,

geleceğe dönük sermaye

kazancı elde edebilmek.

Değişen bu resim içinde,

tarım arazileri ve çiftçilik

çok başka sektörlerden

gelenler için ilgi çekici hale

gelmeye başladı. Özellikle

tarımla uğraşan kesim

açısından eğitimli üçüncü

kuşak %100 sahiplik yerine bu

tür ortaklıklara, stratejik

işbirliklerine çok daha açık.

Bu tür ortaklıklar içinde

yatırımcılarla verimli çalışmaya

çok daha elverişli bir altyapıya

sahip. Bu da tarım dışından

gelip de yükselen bir sektör

içinde, birebir çiftçilik yapmak

istemeyenler için çok yeni bir

alan açmakta.

Diğer yandan, aile çiftliklerine

sahip olup da, çiftçilikten

uzaklaşmış üçüncü veya

dördüncü nesle işi bırakmak

yaratılması ardından) tarımsal

arazilerin kiralanması ve/veya

söz konusu arazilerden elde

edilecek üründen gelir

paylaşımı üzerine kurulu

ortaklıklar çokça bahsi geçen

yatırım temaları haline geliyor.

Örneğin bugün Çin’de daha

önce hiç şarap üretimi ile ilgisi

olmamış bir firma, gidip

Fransa’da arazi toplayarak bağ

alıyor. Bağların işletmecileri

de işlerini kaybetmiyorlar

Grafik 3: 2003-2014 Temel Tarım, Gıda, İçecek ve Tütün

Kaynak: FAO , Egeli & Co.

Page 4: EgeliCo AgroGüncel 160415

4

istemeyen, bırakamayan

toprak sahipleri de arazilerini

satmaya istekli bir noktada.

Üstelik bu sadece Türkiye’de

değil, dünyanın birçok

bölgesinde bu şekilde.

Bu açıdan bakınca da

tarım arazilerine yatırım,

2000’li yılların

başlarından bu yana artan

bir ilgi alanı halinde.

Özellikle ailelerin varlık

yönetimlerinden sorumlu

15 Nisan 2016

Kontratlı çiftçilik bu yöntemler

arasında en üst sırada olanı.

Daha az sayıda olsa da bu tür

fonlar dikey entegrasyon

yaklaşımı ile bankaları da içine

alacak şekilde tarladan üretim

zincirinin değişik kademelerine

yöneliyorlar.

Türkiye’de Tarım Arazileri Ortadoğu, Kafkasya ve

Avrupa olarak bakınca,

Türkiye en fazla tarım

arazisi olan üçüncü ülke

olarak zaten dikkat çekici.

Parası olup da arazisi olmayan

Suudi Arabistan, Katar gibi

ülkeler yanında, Çin gibi

kalabalık nüfusunu beslemek

için arayış içinde olan ülkelerle

Amerikan ve Avrupalı küresel

şirketler bir süredir Vietnam,

Endonezya, Sudan gibi

ülkelerin verimli tarım

arazilerini satın alıyor. Bu

topraklarda verim yükseltici

çalışmaların ardından üretime

geçerek hem yerli tarım

birimler, bu tür arazi

yatırımları-tarımsal üretim

paylaşımı yatırımlarına giderek

daha fazla ilgi gösteriyor. Bu

isimler arasında herhalde en

tanınanlarından birisi ABD’li

Bill Gates örneğin. Çeşitli

sektörlerde birikim sahibi

olmuş yatırımcılar, tarıma

yönelik özel fonlar oluşturarak,

bunları tarım arazi alımlarına;

ardından da bu arazilerin

çeşitli yöntemlerle

işletilmesine odaklanıyorlar.

Grafik 4: 2003-2014 Temel Tarım, Gıda, İçecek ve Tütün

Sektörüne Doğrudan Yatırımların Yöneldiği Ülkeler

Kaynak: FAO , Egeli & Co.

Page 5: EgeliCo AgroGüncel 160415

5

nüfusuna iş imkânı sağlamış

oluyorlar, hem döviz girişiyle

cari tarafta katkı yapıyorlar

ve asıl amaçları olan kendi

nüfuslarını besleme riskini de

bir noktaya kadar bertaraf

etmiş oluyorlar. Son 7-8

yıldır Türkiye’deki tarım

arazilerine de bu çerçevede

ilginin olduğunu söylemek

mümkün.

Emek, toprak ve su

açısından zengin olan

Türkiye’de tarımın son 60

yıllık verimlilik ve

üretkenlik sorununun

günümüz dünyasında bilgi

ve sermaye transferi ile

aşılabilme potansiyeli

Türkiye’de tarım

arazilerine yatırım

yapmayı çok ilginç bir

hale getirmekte. Özellikle

iklim değişikliğinin 2040’lara

kadar Türkiye’de etkisinin

sınırlı kalacağı tahminine

bağlı olarak, sermaye aktarıp

15 Nisan 2016

düzenlemeler yoluyla tarımsal

üretimde ölçeklerin büyümesi

ve bilinçli tarım

uygulamalarının yaygınlaşması

kaçınılmaz.

Türkiye’de toprak

verimliliğinin son on yılda

%25’e yakın azalması

önemli bir konu. Bölünmüş

topraklar, erozyon ve kuraklık

verimi engelleyen baş

etmenler arasında.

Tarım arazilerine yatırım

yapıldıkça, öne çıkacak üretim

alanları da meyve ve sebze

yanında, buğday, mısır ve

soya gibi yem bitkileri olacak.

Ürün seçimi, üretim

planlaması, talep analizi gibi

konular büyük çiftliklerde

sıradan uygulamalar olarak

çoğaldıkça, hem ürünün

değerini artırarak çiftçinin

gelirinde artış sağlayacak;

hem de birim alandan daha

fazla gelir elde edilebilecek.

da temel faktör karışımını

verimli kullanacak işletmelerin

yatırımlarının hızla geri

dönmesi kaçınılmaz.

Üstelik Türkiye’de son üç-dört

yılda durağanlaşsa da, 2002-

2008 döneminde yakalanan

kişi başı gelirindeki artış, iç

piyasa talebi açısından organik

olan veya olmayan tarımsal

üretimi destekleyecek

düzeyde. Bitki ve hayvan

sağlığı sorunları halen önemli

boyutta olsa da, dikkatli

politikalarla aşılması halinde,

Türkiye’nin tarımda ciddi

rekabetçi bir noktaya ulaşması

mümkün.

Tarım arazilerine olan ilgi de

işte bu açıdan önemli. Keza,

üretim zorlaştıkça, üretim

maliyetleri de buna paralel

arttıkça, tarımsal üretim daha

fazla önem kazanacak. Hatta

birçok ülke açısından stratejik

sektörler arasına girecek.

Teşvikler ve yasal

Page 6: EgeliCo AgroGüncel 160415

6

Örneğin şimdiden, eskiden

küçük bahçelerde yapılan

meyvecilikte, elma, erik,

şeftali, nektarin üretimi, artık

büyük binlerce dönüm tarım

arazilerinde yapılmakta.

Tarımsal arazi ölçeğine bağlı

olarak da dönüm başına elde

edilen gelir neredeyse 10

katına kadar artabiliyor. Bu

tür kapasiteler, ihracat

şansını da yükselmiş oluyor.

Tarım kökenli ailelerin

üçüncü nesilleri eğitimlerini

tamamladıktan sonra

15 Nisan 2016

Bu konuda dünyada

uzmanlaşma başlamış

durumda. Tarım arazileri

fonları artık daha alt

kategorilerde sulak alanlar,

sulak olmayan alanlar (her

geçen gün ilginin arttığı

topraksız tarım, susuz tarım)

gibi ayrışmalara tabi olmuş

durumda. Ya da başka bir

örnek: finans piyasalarında

ismi çok iyi bilinen Pictet’nin

sadece sulama/su kalitesinde

iyileştirme işiyle ilgilenen

şirketlere yatırım yapan özel

yeniden tarım sektörüne ilgi

göstermeye başladılar

Türkiye’de.

Bu profil, eğitimleri sayesinde

dünyayı izleyip, toprağı daha

verimli hale getirebiliyorlar.

Tabi sermaye yetersizliği halen

önemli bir sorun Türkiye için.

Bunun aşılması için tarım

arazilerine yatırım yapacak

fonların, aynen dünyada

olduğu gibi Türkiye’de de

oluşturulması gereği ön plana

çıkmakta.

Kaynak: Farmlandgrab, Egeli & Co.

Grafik 5: 50 Yıllık - Tarım Arazisi ve Altın Fiyatı (pound)

Page 7: EgeliCo AgroGüncel 160415

7

bir fonu var.

Türkiye Doğu Avrupa, Rusya,

Kafkasya, Orta Asya,

Ortadoğu, Kuzey Afrika,

Balkanlar gibi çok büyük bir

coğrafyanın tam ortasında

yer alıyor. Bulunduğumuz

bölge dünyanın en yoğun

tarım-gıda ithalatçısı

konumunda. Tarım

potansiyeli ile tarım arazileri

ile dikkat çekiyor. Tarım

sektörüne yönlendirecek

verimlilik-rekabetçilik odaklı

yatırımlarla, söz konusu

bölgedeki gıda açığını

kapatmaya önemli bir aday.

Yüksek sermaye kazancı,

portföy çeşitliliği ve

enflasyona karşı koruma

avantajları sayesinde

dünyada tarım arazilerine

artan ilgiden Türkiye’nin

de pay alması kaçınılmaz.

Bu konuda erken

davranan, hızla yol

alabilecek gibi görünüyor.

15 Nisan 2016

Tarım sektörüne yatırımın

uzun vadeli doğası

düşünüldüğünde, dünyada

bu işe yatırım yapmış

kurumsal yatırımcılar

arasında özellikle emeklilik

fonları ve ülke varlık

fonlarının Türkiye

uygulamalarının

oluşturulması için kanuni

altyapının da hızla

oluşturulması gerekiyor.

Sektöre daha fazla

yatırımcının ilgisini çekebilmek

için risklerin devlet tarafından

asgariye indirilmesi gerekiyor.

Yoksa tarımsal üretim

açısından olağanüstü

kaynaklara halen sahip olup

da bunları verimli kullanmayı

başaramayan ülkemiz; bu

yatırımların Afrika, Uzak Doğu

ve Doğu Avrupa ülkelerine

kaydığını görüp uzun yıllar

ardından bakmak zorunda

kalacak.

Page 8: EgeliCo AgroGüncel 160415

8 15 Mart 2015

İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji

+90 532 347 82 06 [email protected]

Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.“ Mersis No: 0-3254-1422-0400018) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK

düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim

şirketidir. (Yetki belgeleri: 10.07.2015 PYŞ /PY.34 –YD.14/638). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002

yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet

etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden gelmektedir. Egeli &

Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki

alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli

getiriler yaratmaktadır.

YASAL UYARI: İşbu araştırma raporu, ticari iletişim ve ticari elektronik ileti olmayıp sadece ekonomik konjonktür ile ilgili bilgilendirme

amacıyla hazırlanmıştır. Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği,

etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat,

garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında

gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa)

Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları,

temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü

maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin

uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz

değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/

veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.