SSD4010 Mühendislik Etiği
Prof.Dr.Hüseyin YALÇINC.Ü.Jeoloji Mühendisliği Bölümü
http://yalcin.cumhuriyet.edu.tr/
“İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar,ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. Ancak, insanlarıerdem ve ahlâk kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem şeref ve utanmaduygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır.”(Konfüçyüs İ.Ö.551-479).
“İnsan ahlak sahibi olabilmek için önce etik sahibi olmalıdır”(Ricoeur).
“Erdemlere sahip olma – fakat erdeme benzer şeylere ya da onun suretinedeğil - içsel iyilere ulaşmak için zorunludur; ama diğer taraftan, zenginlik,ün, güç olarak ifade edilen dışsal iyilere ulaşmayı da kesin bir şekildeengelelleyebilir” (MacIntyre).
“Dünyada hiçbir şey başkalarının hakkından daha kutsaldeğildir.””Öyle hareket et ki, senin hareketlerinin yasası, aynızamanda başka insanların hareketleri için de bir ilke veyasa olsun” (Immanuel Kant).
Mühendislik öğrencilerine niçin etik dersi verilir?•Öğrencileri profesyonel çalışma hayatına hazırlar.•Etik davranışlar hakkında öğrenciye bilgi verme, etik konular ortayaçıktığında karar verme aşamasında yardımcı olmayı hedefler.•Herkes tarafından kabul edilebilir davranış yeteneği, iletişim,sorgulama ve doğru karar verme yeteneği kazandırmayı hedefler.•Öğrencilerin farklı fikirlerle karşılaştırmalı olarak iyi ve doğruyubulmalarını hedefler.•Profesyonel sorumluluklarınızın doğasını anlamanıza yardımcı olur.•Karar verme aşamasında etik elemanların ayrıt edilmesini sağlar.•Sorunlu mühendislik problemlerinin tanımlanması ve çözümündeyardımcı olmak hedeflenmiştir.•Profesyonel yargı ve kritik düşünme yeteneklerinin gelişmesihedeflenmiştir.•Değişim yaratmanın güçlüklerinin anlaşılması sağlanması hedeflenir.•İlerideki meslek yaşantınıza taşıyabileceğiniz etik farkındalıkgeliştirme hedeflenmiştir.
GİRİŞ
Dersin amaçları-Sorumluluk, zorunluluk konularının farkındalığını sağlamak-Mühendislik adaylarının etik konularına hassasiyetlerininartırılması,-Basit problemlerin çözülmesi, öğrencilerin etik konularıtanımlayabilmesi, inceleyebilmesi ve farklı argümanlargeliştirebilmesi-Genel uygulamalı etiğin tanıtımı, mühendislik problemlerininçözümünde etik boyutların anlaşılması-Teorik etik tanımlarının belirlenmesi (görev, haklar, faydacılık,vicdan, vd.)
BİLİM Fiziki ve doğal evrenin yapısının ve hareketlerinin birtakım
yöntemler (deney, düşünce ve/veya gözlemler) aracılığıyladizgesel (sistematik) bir şekilde incelenmesini de kapsayandüşünsel (entelektüel) ve uygulamalı (pratik) çalışmalarbütünüdür (Oxford Dictionary of English, 1998). Her türlü düzenden yoksun duyu verileri (algılar) ile düzenli
düşünceler arasında uygunluk sağlama çabasıdır (AlbertEinstein 1879-1955). Gözlem ve gözleme dayalı uslama (akıl yürütme yoluyla
dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma)çabasıdır (Bertrand Russell 1872-1970).
Bilgi, özne ile nesne arasındaki ilişkiden doğan her türlüüründür. Bilgi çeşitleri: Gündelik Bilgi, Teknik Bilgi, SanatBilgisi, Dinsel Bilgi, Bilimsel bilgi, Felsefi bilgi.
Felsefe (Düşünbilim)Felsefe; varlığın (yani, doğanın ve toplumun) ve insanoğludüşüncesinin, bilme sürecinin genel yasalarının bilimidir.
Antik Yunanca’da "phileo"=sevgi ve "sophia"=bilgelik, bilgi veya bilmekkelimelerinden türemiştir. Philosophia=bilgelik sevgisi/arayışı, bilgiyisevmek/araştırmak, bilginin peşinden koşmak anlamlarına gelmektedir.
Felsefe terimini ilk kez İyonya’lı Pythagoras (MÖ 570-495) kullanmış;özel bir bilim olarak, akıl hocası Sokrates ve öğrencisi Aristoteles olanAntik Yunanlı Platon/Eflatun (MÖ 427-347) tarafından geliştirilmiştir.
İlk çağlarda "felsefe" terimi "bilim" terimiyle aynı anlama geliyordu vebelirgin bir felsefe-bilim ayrımı yoktu. Toplumsal üretim arttıkça vebilimsel bilgi biriktikçe, modern çağda çeşitli bilimler Felsefe’den yavaşyavaş ayrılmaya ve daha sonra da ayrı adlar alarak koptular. Bununlabirlikte; Felsefe; diğer bilimler üzerinde “bilimler bilimi” olma özelliğini veözünü koruyarak bağımsızlığını sürdürmektedir.
Felsefenin ana dalları-Metafizik (gerçek-)-Epistemoloji/Bilgi (bilgi-bilgi dışı)-Etik/Ahlak (iyi-kötü)-Estetik/Güzellik (güzel-çirkin)-Mantık (doğru-yanlış)
Felsefenin yan dalları-Doğa Felsefesi-Tarih Felsefesi-Hukuk Felsefesi-Eğitim Felsefesi (Pedagoji)-Bilim Felsefesi-Varlık Felsefesi (Ontoloji)-Siyaset Felsefesi-Din Felsefesi (Teoloji)-Dil Felsefesi-İletişim Felsefesi-Sanat Felsefesi
Etik veya en yalın tanımıyla töre bilimi.Etik sözcüğü Aristoteles’ten berikullanılagelen çok eski bir kelimedir.Etik terimi Yunanca ethos yâni "töre"sözcüğünden türemiştir.Yabancı dillerde moral sözcüğü, etik ileeşanlamlı olarak kullanılmaktadır.Moral sözcüğü ise kökünü latince mos(çoğulu mores) kelimesinden almaktadır.Moral karşılığı olarak dilimizde kullandığımız ahlak sözcüğü Arapça
hulk kökünden gelmektedir.
Etik; Felsefenin bir konusu olup, ahlak kurallarını mantıklı ve sistematikşekilde yorumlamaya çalışır. Etiği, ahlak üzerinde yeniden düşünmeolarak tanımlamak da mümkündür.
Etik terimi değişik topluluklar tarafından insanların sübjektif olarakçeşitli davranışlarının yanlış veya doğru oluşunu belirleyen bir yargı veilkeler sistemini tanımlamak amacıyla kullanılır.
ETİK TARİHİ
İnsanlık tarihinin başlangıç dönemlerinde ahlak ya da töreseletik, esas olarak yaşama alışkanlığına uygun olan ve hayatınvazgeçilmez ihtiyaçlarının belirleyen töre ve adetlereindirgenerek ele alınıp incelenmiştir. Dolayısıyla bu dönemdeahlak veya etik, küçük gruplar içerisinde insanların birbirleriyleolan davranış ve tutumlarının değerlendirilmesi olarakanlaşılmıştır. Bu davranışlar, başlangıçta tek tek insanların içdünyalarından kaynaklanan manevi ihtiyaçlara cevap vermektençok, insanların gündelik hayatlarında ortaklaşa yaptıkları üretimşekillerini ve birlikte uyum içinde yaşamak için gerekendavranışının yarattığı somut koşulları belirlemiştir. Bu nedenleetik, insanlık tarihi boyunca daima ilgi ve merak konusu olmuşve düşünürler tarafından incelenip-araştırılmıştır.
Etik düşüncesi, köleci toplum yapılanmasıyla ortaya çıkmıştır.
Pratagoros (M.Ö 482-423): Her şeyin ölçüsü insandır. Hak,ahlak ve yasalar tanrıdan gelmez; bunlar insanlar arasındakimutabakat sonucu oluşur. İyi, kötü, ayıp, utanç, övgü kavramlarımutlak değil, göreceli kavramlardır.
Sokrates (M.Ö 470-399): Hakiki ahlak, insanın ve doğanıniçindeki manevi ilkenin farkına varılmasıyla gerçekleşir. Bu ilkeruhtur. Ahlaki üstünlük ve erdemli olmak bilgiye dayanır.
Platon (Eflatun) (M.Ö 427-347):Her şeyin en üst düzleminde «tanrısal «iyi» varlığını» kabul eder.Gerçek adına ne varsa, bu varlığın yansımasından başka bir şeydeğildir.Platon’a göre köleler değerli olmayan insanlardır ve ahlaki birhayat yaşama yeteneğinden yoksundur. Köle sahibi aristokrat ileköle arasında her hangi bir ahlaksal ilişki ve kölelere karşı biryükümlülük yoktur.
1-İlk Çağ Yunan Felsefesi ve Etik (Politeist dönem)
Aristoteles, insanı mutluluğa ulaştıracak erdemleri de ikiye ayırır.1-Etik erdemler; İradenin eğitilmesiyle oluşur. Akıl, mantık, bilgelik ve pratikdüşünme etik erdemleri olarak ilk sırayı alır.2-Karakter erdemleri; cesaret, cömertlik, ölçülü olmak, adalet, dengeli davranma,nezaket, ılımlılık, dostluk vb. …….Bunlar iki aşırı uç arasındaki dengeyi «doğruortayı» temsil eden erdemlerdir. Örneğin; adalet erdemi; haksızlık yapmak ilehaksızlığa katlanmak arasındaki doğru ortayı bulduran erdemdir.
Aristoteles (M.Ö. 384-322):Etik kavramı, Aristoteles’in felsefe yazıları ile birlikte felsefenin içinegirmiş ve sonrasında ahlaka yönelik felsefi incelemelerintamamlayıcısı olarak kullanılmaya başlamıştır.Aristo, köleleri sadece konuşan aletler olarak görüp, köleciliği dedoğal veri olarak kabul etmiş olsa da felsefe tarihinde ilk kez «insanı»toplumsal (sosyal) bir varlık olarak tanımlamıştır. Aristoteles; Adalet,en büyük erdemdir demiştir. Gerek devlet gerekse aile hayatınıntemelleri bu erdemde yatar.
Bu dönem düşünürlerin görüşlerini aşağıdaki dörtmaddede özetleyebiliriz: Platon’ un felsefesine muhalefet…(Her şeyin en üst
düzleminde «tanrısal «iyi» varlığı ……» Politeist din dünyası ile karşı karşıya geliş……. Hayat ile Bilgece baş etme kaygısı…. Doğa ile uyum içinde yaşamak…….
Bu dönemin en önemli temsilcileri: Epikuros ve Zenon
2-Helenistik-Roma Felsefesi ve Etik
Epikuros (M.Ö 341-270); İnsan yaşamının asılhedefi, doğa ile uyum içinde yaşayıp, açı çekmedenhazza ulaşmaktır. Tanrıların gerek doğaya gerekse de insanlara
her hangi bir etki yapma imkânını reddeder.
Zenon (M.Ö 335-263); Hayatın amacı olanmutluluk, doğa ile «yani aklın kullanılması» uyumiçinde yaşamaktır. Bu da erdemli yaşamayıberaberinde getirir. Bütün insanlar doğal olarak eşit oldukları için,
sosyal olarak da eşit olmaları gerekir.
3-İlkçağ Köleci Toplum Yapısının Çöküşü Sonrası Etik(Tek Tanrılı dönemin başlaması -Hristiyanlık Dönemi)
Akla, mantığa, bilgi ve düşünceye dayalı etik anlayıştanvahiy inancına dayalı etik anlayışa geçiş. Bu dönemde iki görüşün hâkim olduğu görülmektedir.Her şeyin en üst düzleminde tanrı vardır ….Yeni Platoncu
düşünce …Ahlakın referansı Tanrıdır……. Plotinus (M.S. 204-264); İnsanın ahlaki görevi, ruhu dünyevi
her şeyden koparıp manevi aydınlığa kavuşturarak Tanrıyaulaşmak. Agustinus (M.S 354-430); İnsan kendi iradesiyle iyi ve
kötüyü birbirinden ayırt edemez. Tanrı her şeye kadirdir.
4-Rönesans ve Hümanizm Hareketi ve Etik
İlkçağ etik anlayışına dönüş ve birey-toplum ilişkisinisorgulama, Montaigne (1533-1592); özgür bir birey olarak mutluluğu
zihinsel hazlarda bulmak. Spinoza (1632-1677); rasyonel akıl, bilgi edinme ve farkına
varma kişiyi tutkulara köle olmaktan kurtaracaktır. Immenuel Kant (1724-1804); Ahlakın kökeni, her türlü
çıkardan arınmış akıldır. Dünyada hiçbir şey başkalarınınhakkından daha kutsal değildir. Nietzsche (1844-1900); Efendiler ahlakı, cahil bir toplum
özgür olamaz, özgür bırakılsalar da hiçbir zaman özgürseçim yapamaz, sadece seçim yaptığını zanneder. Cahiltoplumla seçim yaptırmak, okuma yazma bilmeyen birinehangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır.
5-Ahlak Felsefesi ve Anadolu Düşünürleri
Fetiye’de (Kaonos) 3 bin yıl önce yaşamış Xsentius’a aitkitabede şöyle yazmaktadır: Ahlakın temeli özveri vedürüstlüktür. Özveri, başkaları için fedakârlıkta bulunmak,dürüstlük ise aldatmamaktır. Kaybetmeyi, ahlaksız kazançedinmeye tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabıise ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki o yoldamağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın enbüyük miras dürüstlüktür.
Mevlâna (1207-1273) 1244 yılında Şems-i Tebrizî ilekarşılaştıktan sonra çok ciddi bir değişim geçiriyor. Mevlana …Şems'de "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde
de "Tanrı nurlarını" gördüğünü söylüyor. «Ben ikiliği bir yana koydum, iki alemin bir olduğunu
gördüm» … diye sesleniyor Şems, tanışmalarından kısa bir süre sonra aniden ölüyor.
Bundan sonra Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günüolarak kabul ediyor. O, öldüğü zaman sevdiğine yaniTanrıya kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününedüğün günü veya gelin gecesi anlamına gelen "Şeb-i Arûs"diyor.
Mevlana.. gel, gel, ne olursan ol yine gel,ister kafir,ister puta tapan…….
Mevlana Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ileözetliyor. Mevlana’ ya göre tek varlık Tanrıdır. Diğer varlıkların hepsi
tanrıdan çıkmıştır; bu sebeple onlar yoktur. Varlığınbilgisine akıl ve diğer yollarla değil, sadece aşklaulaşılabilir…..Plotinius’ un görüşleriyle örtüşmektedir. "Ben ikiliği bir yana koydum, iki alemin bir olduğunu
gördüm." Mevlana’ya göre her şeyin temelinde sevgi vardır. Tanrı
evreni aşk yüzünden yaratmıştır. Mevlana’ da aşk bir bilgiedinme yöntemi olmasına rağmen, akılcılığı da ihmaletmemiş, hatta aklın dinden üstün olduğunu söylemiş ve “Aklı olmayan insan dinden sorumlu değillerdir “demiştir.
Hacı Bektaşı Veli (1242 ?-1337?) (1209-1271) 13.yy ‘ın sonlarında Anadolu insanını, düşünce ve yaşamda
birleşip, gelişmiş bireylerden gelişmiş toplum oluşturmayayönelten, Rönesans'a da ışık tutan Alevi-Bektaşi öğretisininkurucusu.
Bu öğretinin temellerini, Horasan’ da Ahmet Yesevi’ ninöğrencisi Lokman Perende’den aldığı matematik,astronomi, felsefe dersleri oluşturmuştur.
Hacı Bektaş; Taptuk Emre'nin; Taptuk Emre de YunusEmre'nin mürşididir (Öğretmenidir).
….Eline, Beline, Diline sahip ol….
Ne kork ne de korkut….Ben-sen-o ayrılığının yerini Biz kavramı
almıştır.
6-20.Yüz yılda Etik AnlayışVaroluşçuluk, Pozitivizm ve Olguculuk Varoluşçuluğa göre; insan özünü kendisi yaratır. Önce var
olup, sonra kendini yapan sadece insandır. Pozitivizm’de teoloji ve metafizik içermeyen, sadece fiziksel
veya maddi dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışıesastır (Saint Simon). Olguculuk; en geniş anlamıyla bilimsel bilgiyi esas alır ve
deney konusu edilebilecek olgularla ilgilenir (August Comte). Ünlü Temsilciler Dostoyevski Heidegger Buber Jaen Paul Sarter & Simon de Beavoir Albert Camus
ETİK TEORİLER
1-Teolojik teori -----sonuçlara göre karar verir
2-Deontolojik teori ----kişilerin evrensel mutlak değerlerine göre karar verir
3-Diğer Etik Teoriler--- Teolojik ve Deontolojik Teorilerden türetilmiş
- Haklar (rights) Etiği Teorisi
- Durum Etiği Teorisi
- Varoluşçu Etik Teorisi
- Erdem (virtue) Etik Teorisi
- Feminist Etik Teorisi
1-Teolojik Teoriler
Sonuçlara bakarak karar verir. …..bir şeyin iyi olduğuna karar vermek için sonucun iyi olduğu,
kötü olduğuna karar vermek için ise sonucun kötü olduğunuveya olacağını bilmek yeterlidir. çoğunluk için en iyi olanı üretmek esastır. En büyük mutluluk,
en çok kişinin mutluluğudur = kâr –Zarar dengesi !!!! Mühendislikte çok kullandığımız karar verme
stratejileri olan fayda-masraf veya risk-faydaanalizleri ve bunlardan türemiş olan yöneylemmetotları, faydanın maksimize edilmesi esasınadayanmaktadır.
spor yapmak iyidir …..YORGUNLUK …. sağlıklı olmak sağlıklı olmak iyidir çünkü sağlıksızlar mutsuzdur.
insanlığın toplam mutluluğunu arttırmak iyidir,azaltmak kötüdür….
iyi olan şey devletin ilerlemesini sağlayandır…MİLLİYETCİLİK ……….iyi bana yarayışlı olandır FAYDACILIK …..iyi başkalarına fayda sağlayandır
2-Deontolojik teori
Özgür ve akıllı yaratıklar olarak insanın değeri kendiözünde bulunur. Evrensel ahlak, insanlara saygı göstermeyi gerektirir.
Bir meselede akılcı davranmak için seçeceğimiz yolunevrensel olup olamayacağına bakmalıyız.
Immenuel Kant; bu tanımına uygun olarak kategorik zorunluluklardanbahseder, örneğin
Yalan söylememek/doğruyu söylemek; kaçınılmasımümkün olmayan bir zorunluluktur. Koşullar ve sonuçlarıne olursa olsun yalan söylenmemelidir. Bu değer yargısı son derecede evrenseldir ve bir toplumdan
diğerine değişmez üstelik gelecekte de değişmesi mümkündeğildir.
Bernard Gert, akılcı insanların, herkesin avantajına olmak üzerebelli kurallara uymasını ve ahlaklı olmasını, akıllı olmanın (ETİKERDEM) gereği olduğunu savunur.
Herhangi bir nedeni yokken kuralları çiğnemek akılsızlıktır. Gert’egöre bu kurallar, ya da kendi deyimiyle çağdaş “on emir” şöyledir;
1. Öldürmeyeceksin 2. Acı vermeyeceksin 3. Yetersiz kılmayacaksın 4. Özgürlüğünü kısıtlamayacaksın 5. Hoşlanmayı engellemeyeceksin 6. Kandırmayacaksın 7. Söz verdin mi tutacaksın 8. Kopya çekmeyeceksin ve göz boyamaya çalışmayacaksın 9. Yasal yollardan sapmayacaksın 10. Görevini ihmal etmeyeceksin
Acaba bu kurallara uymaya çalışırken çelişkiler olabilir mi?Evet olabilir, hem de pek çok kez….. Örneğin; -Randevunuza geç kalmamak için süratli araba kullanırsanız
yasaları / güvenlik kurallarını çiğnemiş olursunuz. O zamanaklınızı kullanarak bir karar vermeniz gerekir; örneğin biraz
gecikmeyi göze alır ve sürat sınırına uyarsanız, ki bu aklıngereği olan bir çözümdür.
1- Haklar (rights) Etiği Teorisi: insanlar doğuştan ellerindenalınamayacak bazı haklarla doğarlar; bunlar -Yaşam hakkı, -Özgürlük hakkı -Mülk edinme hakkıGünümüzde gelişmiş tüm ülkenin anayasasında da doğal hakdüşüncesi var. Devletler bireyin bu haklarını korumak vekollamakla yükümlüdür.
3-Diğer Etik Teoriler
2-Durum Etiği Teorisi: Daha çok din etiği diyebileceğimiz budüşünce tarzı, insanların biri birlerine duydukları sevgiye dayalıolarak doğru hareketlerin belirleneceğine inanmak. 3-Varoluşcu Etik Teorisi: Kant’ın evrensellik ve kendine özgü
bireysellik anlayışına tepki olarak gelişmiştir. Anlamsız ve kaotik bir evrende insani değerlerin ve insanın
bağımsızlığının kutsanması gerektiğini öne sürer.
4- Erdem (virtue) Eriği Teorisi: Aristo, erdemin insanlaramutluluk verdiğine inanmaktadır. İyi karakterli insanlar, erdemleri ölçüsünde mutlu olur Herkes belli tür erdemleri geliştirir, sadece koşullar farklı
olduğunda bazı ufak tefek sıralama farkları olabilir. Aristo bu erdemlerin uzun bir listesini yapmıştır. Bunlardan
bazıları: -cesur kişi korkak gibi hareket etmez, -cömert kişinin eli sıkı değildir, -ılımlı kişi kavgacı değildir, -askerler cesur olmalıdır, -çömlekçiler sabırlıdır, -tüccarlar hakkaniyetli olmalıdır,
ETİK TÜRLERİEtik teoriler çeşitli sorular sorarak, toplumsal sorunları inceler;sonuca göre de çeşitli etik türleri tanımlar. Bunlar: 1- Normatif Etik 2-Uygulamalı Etik 3-Meta Etik Hak ve özgürlük Suç ve ceza Altın kurallar Evrensel Değerler
Aynı zamanda Kant'ın etik üzerine felsefidüşüncelerinde belirginleşen bir eğilimin adıdır. Değer etiğine dayanır. Birisinin ahlaki bir durum veya
görüşü nasıl kanıtlayacağını inceler. Doğru / yanlış nedir? ----------EN ÜST İYİ İyi / kötü nedir? ----------------EN ÜST İYİ Ödev ahlakı olarak da bilinir. İyinin istenmesi bir
ödevdir ve ödev burada koşulsuz bir buyruktur(deontolojik Teori) bir takım ilkeler, idealler, standartlar ve ahlaki
gereklilikler kullanır…. …..milliyetçilik !! Fanatiklik !!
1- Normatif Etik / kural (Norm) koyucu etik
….önceden tanımlanan ve kayıtsız şartsızuyulması istenilen en üst düzeydeki ahlakilkesine dayanır ya da gerçekleştirilmesi herkesi bağlayan “en
üst iyi” ye gönderme yapar. … (evrensel iyi…) Bu tip davranışların kolayca ideolojiye
dönüşme riski taşıyabileceği iddiaedilmektedir… …..milliyetçilik !! Fanatiklik !!
Normatif yöntem
Toplum içindeki uygulamaları yönlendiren vetoplumun çoğunluğu tarafından benimsenip, kabulettiği ahlak yasalarını belirler, bu kapsamdasorunları çözümler ve yorumlar. Dolayısıyla uygulamalı etik, normatif etik teorilerin
tartışmalı özel meselelere uygulanmasıdır. Uygulamalı etik, kişinin özel bir durumda nasıl
davranması gerektiğini inceler. Bunun içinsavunulabilir bir teorik yapı benimser ve sonra teoriyiuygulayarak normatif tavsiyeler türetir.
2-Uygulamalı Etik
Fakat özellikle geleneksel dindarlar ve hukukçular,uygulamalı etiğin bu yaklaşımını ya kabul edilmişdinî doktrine karşı bulur ya da var olan yasa vemahkeme kararlarına uymadığı için uygulanamazve pratikten yoksun bulurlar. Örneğin;
ABD ‘de Kürtaja izin verilip/verilemeyeceğinintartışılması
Organ bağışı tartışmaları……. Hayvan hakları, Eşcinsel hakları, ………
anne sütü bankası oluşturma tartışmaları…
Uygulamalı etiğin farklı uzmanlıklardaki etik sorunlarıinceleyen bazı alt dalları (disiplin) mevcuttur. örneğin: işetiği, tıbbi etik, mühendislik etiği ve hukuk etiği gibi.
Bu alt dal, bu uzmanlıkların etik kuralları içerisinde ortayaçıkan yaygın sorunları karakterize eder ve bunların kamuyaolan sorumluluklarını tanımlar.
Örneğin Mühendislik Etiğinde, ulusal ve uluslararasıMühendisler birliği kendi uzmanlık alanlarının teorik vepratik uygulamalarında, etik kuralları içerisinde ortayaçıkan yada çıkması olası yaygın sorunları karakterize ederve bunların kamuya olan sorumluluklarını tanımlar.
Örneğin Mühendislik Etiği Kural 1. Mühendisler mesleklerini icra ederken halkın refahını,
sağlığını ve güvenliğini en üst noktada tutacaklardır.
……ahlaki kavramların anlamını din ve ahlak ilişkisi içindeanaliz eder..
'İyilik nedir?' ve 'Bir şeyin iyi veya kötü olduğunu nasılsöyleyebiliriz?'
Etik ilkeler toplumsal duygulardan mı yoksa bireyselduygulardan mı kaynaklanır ?
-«İyi» nin varlığını nasıl doğrulayacağız? -Niçin iyi? -Bir durum ya da kişi için iyi ya da kötü derken ne demek istiyoruz? -Yoksa her şey göreceli mi? -Ahlak sadece birisinin tercihlerinin ifadesi mi?
Bu ve benzeri soruları sorarak durum, olgu ve olaylarıinceler
3- MetaEtikAhlaki yargıları ve kavramları çözümleme gayreti……
Hak ve özgürlük
Hak istemektir, özgürlük ise yapabilmektir(Kaboğlu,1994)
Kişi özgür değilse hakkın bir anlamı olamaz(Mumcu,1992).
Gerçekleştirilecek bir hak yoksa, özgürlüğün anlamıkalmayacağı gibi, özgürlük yoksa hakkında bir anlam ve
değeri yoktur…..
….Temel hak ve özgürlükler alanında kullanılan kavramlarıniçinde en kapsamlı olanı “insan haklarıdır”. İnsan hakları
terimi; ayrımsız bütün insanların, yalnızca insan oluşlarındandolayı, insanlık onurunun gereği olarak sahip oldukları
hakların bütününü kapsar (Soysal,1986).
Suç ve Ceza
…yapılan bir hata, ya da kusur için kesilecek ceza, kişiyi oeylemi tekrar yapmada caydırıcı mı olmalı? Yoksa zarar görenkişi veya toplumun zararlarını tazmin amaçlı mı olmalı?Deontolojik Etik anlayışa sahip olanlara göre ceza, kuralları
çiğnemenin bedelini ödemek olmalı; (evrensel yaklaşım)
Teolojik Etik anlayışa sahip olanlara göre -faydacı teoriye- göreise cezanın amacı, topluma verilen zararın bedelinin ödenmesiolmalıdır. (yerel / lokal yaklaşım)
Bu tartışmada faydacılar, deontologları (evrensel kuralcılar) toplumçıkarını etik prensipler uğruna gözden çıkarmakla suçlamaktadır.
Örneğin çevre problemlerinde yaşanan süreçler…..
örnek…..Sanayicinin çevreye rastgele boşalttığı atıklarınçevreye verdiği zarar,Deontologlara göre kurallara uymayan sorumlu
hapsedilmeli veya başka bir caydırıcı ceza ilecezalandırılmalıdır…Teolojik teoriye göre (Faydacılara göre), yörede yaşayan
kişilerin çevreyi kullanım haklarına gelen olumsuz etkigiderilmeli, bedeli suçluya ödetildikten sonra, en baştayörede zarar gören kesimler olmak üzere, doğal habitatınsahibi olan topluma bedel ödemesi sağlanmalı ve ilgilifaaliyet devam etmelidir
Altın Kurallar- Evrensel Değerler
Nasıl gözleri görmeyen birine renkler arasındaki farkıaçıklamak zor ise, değer körüne de insani değeri anlatmak
imkansızdır..Değerler ve ahlaki kurallar, etik davranışların oluşmasında
kılavuzluk görevi yaparlar. Ne kadar özele inerlerse,davranışlarda kılavuzluk açışından yararları o kadar artar.
Değerlerin hiyerarşik yapılanması, en üstten aşağıya doğrukabaca şöyle sıralanabilir.Altın kuralEvrensel değerlerÜst değerlerYerel değerler, mesleki ve iş ahlakı
Altın kural***Altın kural bir ahlaki norm değil, ahlakinormlar için standart ilke olarak ortayaçıkmıştır.
“sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkasınayapma” «sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de
başkasına öyle davran»Duygudaşlık-EMPATİ
(ahlaki normlar için standart ilke)
Evrensel Değerler-Yaşamın kutsallığı ve yaşamın değeri
- Özgürlük- İnsanlara saygı- Adalet- Eşitlik- Dürüstlük- Sadakat- Mülkiyet hakkı- Mahremiyet- Halkın refahı
Evrensel Özgürlük Değerinin Alt Değerleri
-Ahlaki özgürlük
-Düşünce ve basın özgürlüğü-Din ve vicdan özgürlüğü-Seyahat özgürlüğü-Eylem özgürlüğü -Seçme özgürlüğü-Toplanma özgürlüğü-Bilimsel araştırma-Öğretim özgürlüğü-Mülk edinme özgürlüğü
Kavramsal olarak etik, toplumsal yaşamın ahlaksal pratiğineyönelik bir “gereklilik” öğretisi, insanların birtakım ortak değerlerikoruyarak birlikte yaşama ilişkilerini düzenlemeye yönelik “ahlakidavranış standartları” bilimidir.
Ahlak anlayışımızı yansıtan karar, kural ve davranışlarbütünü olup;
• Belirli bir kuruma, alana veya sosyal gruba özgü,• Koyduğu davranış standartları evrensel özelliklere sahiptir.
ETİK
Bilimde ve hukukta mantıklı açıklamalarbulunduğu için de “bilim ahlakı” değil “bilimetiği” vardır.
Diğer bir deyişle uygulamalı etiğin farklıuzmanlıklardaki etik sorunları inceleyen iş etiği,tıp etiği, mühendislik etiği, çevre etiği ve yasaletik gibi bazı alt dalları mevcuttur.
Her alt dal bu uzmanlıkların etik kurallarıiçerisinde ortaya çıkan yaygın sorunlarıkarakterize eder ve bunların topluma olansorumluluklarını tanımlar.
içinde yaşadığımız topluma göre değişen vegenelde çoğunluk tarafından herhangi birgerekçe gösterilemeden doğru olarak kabuledilen değerlerin ve düşüncelerin toplamı olaraktanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle neyin doğruneyin yanlış sayıldığı veya sayılması gerektiğiile ilgilenir.
"Doğru" olduğu hissedilenler ahlaka da uygunolarak kabul edilir. Bu durum toplumdantopluma farklılık göstermekte olup genelniteliktedir.
AHLAK
Doğru, iyi ve adil değerlendirmeler yapmamızısağlayan temel kavramların ve inanışlarınbütünü olup;
• Toplumun en üst davranış standartlarınıiçeren,
• Herkesi kapsayıcı,• Bireylerin toplumsal ve meslekî rollerinden
bağımsız,• Tüm zamanımızda yer alan,• Toplumdan topluma yerel farklılıklar
gösterebilen özelliklere sahiptir.
Yereldir. Tekil eylemlere yönelir. Ekonomik altyapıya bağlı
olarak değişebilir. Manevi baskıyı kullanır.
Ahlak Etik Evrenseldir. Kollektif eylemlere
yönelir. Değişiklik göstermez. Özgürlük ilkesini
kullanır.
Türkçe'de etik sözcüğü yanlış biçimde ahlâk sözcüğüyle eş anlamlıolarak kullanılır. Etik ile ahlak arasındaki en temel fark, ahlakıntoplumsal değerlere dayanırken etiğin evrensel insani değerleredayanmasıdır.
AHLAK
ETİK
Bu değer ve düşüncelerikabul edenler ahlaklı,reddeden veya bu değer ve düşüncelereuygun davranmayan bireyler de toplumsalanlamda dejenere olarak tanımlanabilir!
Ahlakın kendisi sosyolojik bir konu olmasına karşılık, ahlakve ahlakilik etiğin konusunu oluşturur.
Etiğin yönelttiği sorular, doğrudan tekil eylemlere ilişkinolmadıkları için; yani belirli bir somut, münferit, özeldurumla ilgilenmedikleri için ahlak sorularından ayrılır.
Ahlak ve etik arasındaki bu kavramsal farklılıktan çıkansonuç, etik düşüncelerin kendiliğinden ahlaki olmadığı,ahlaka ilişkin belli bir sorunsala duyulan ilgiden dekaynaklanabileceği ya da tersine, ahlaki düşüncelerin sırfahlaki olmakla etik düşünceler olmadığı ama pekala etiksorunlara dönüştürülebileceğidir.
Temel ETİK Modelleri
Herhangi bir eylemin etik açıdan değerlendirilmesinde etikkarar verme sürecinin temelini oluşturan üç yaklaşım sözkonusudur. Bu yaklaşımlar;
Tutarlılık, (öznel etik modeli) Sonuçlar, (nesnel etik modeli) Önemseme, (sorumluluk etiği)
Bu yaklaşımların her biri ayrı ayrı etik kuram olarakgeliştirilmiştir ve birçok etik sistemin temellerinioluştururlar.
Etik yargılamada ve eylemde; tutarlılık,sonuçlar ve önemsemeyaklaşımları birlikte düşünülmelidir. Borrom düğümü, bu üçyaklaşımın kenetlenmesini gösterir. Halkalardan birini çözersenizsistem dağılır. Borrom düğümünün özellikle vurguladığı şey,yaklaşımlardan hiçbirinin ayrıcalığının olmadığıdır.
tutarlılık önemseme
sonuçlar
ETİK
Borrom Düğümü
Tutarlılık Tutarlılık kuramına göre,kişinin eylemleri kendi
yapılandırdığı ilkeleriyle ne kadar tutarlı olursa,kişi okadar etiktir. Etik davranış, ahlaki yargı ve ahlaki davranış olarak ele
alınırsa, tutarlılık bu ikisinin bir bütün oluşturduğunusavunur. İçselleştirilmiş eylem kavramı, tutarlılığı ifade eden
deyimlerden biridir. Bir kişi belli bir durumda ahlaki açıdan ne yapmak
zorundaysa, benzer durumlardaki tüm diğer kişiler de onuyapmaya zorunlu olmalıdır. Bu yaklaşım “diğer insanlara,onların sana nasıl
davranmalarını istediğin gibi davran” altın kuralıylaevrenselleştirilir.
Tutarlı olmak..?
Bir kişi belli bir durumda ahlaki açıdan ne yapmakzorundaysa benzer durumlardaki tüm diğerkişilerin de onu yapmaya zorunlu olması.. Aynı kişinin de “bunu” benzer durumlarda ve tüm
kişilere uygulamaya hazır olması.. Bir yaşantıdan diğerine genelleme yapma.. Bir davranış veya tutumu kavramsallaştırma..
Sonuççu Yaklaşım
Sonuççu yaklaşımda, başlangıç noktası kurallardeğil hedeflerdir. Eylemler,bu hedeflere ne ölçüdeulaştıklarına göre değerlendirilir.
Bu yaklaşım yararcılık olarak da adlandırılır.Yararcılık, olası tüm yararlı sonuçları çıkarır, bunlarıolası zararlı sonuçlara karşı tartar ve “en fazla insaniçin en büyük mutluluk ya da gönenci sağlayaneylemi gerçekleştirir”.
“Benlik” Gelişim Modeli Sonuççu yaklaşımda, bir kişinin etik olup olmadığı
sorusunun cevabı, ona neden baktığımıza veya neyebaktığımıza bağlı olarak değişir. Burada, bir “benlik gelişim modeli”ne gereksinim vardır. Benlik yapılandırması, fiziksel gerçeklikten başlayıp
kavramsal tutarlılığa ulaşan bir gelişme süreci izler veinsanın çocukluktan erginliğe geçişindeki evreleriiçerir. Ahlaki yargılama kişinin benlik gelişim evresine göre
farklılık gösterecektir. İlk okuldaki bir öğrencidenbeklenen ahlaki davranış ile üniversite mezunundanbeklenen ahlaki davranış benlik gelişimine uygunolarak farklı olur.
Evrenselleştirme Sınaması
Herkes, benim şu anda yapmayı düşündüğüm şeyiyapsaydı ne olurdu?”
Herkes böyle davransa “iyi” olur mu?
Herkesin bunu yapmasının sonuçları, yapmamasınınsonuçlarından daha “iyi” olur mu?
Önemseme Önemseme etiği, duruma verilen tepkiye
odaklanır. Tutarlılık ve sonuçlar yaklaşımları, bilişsel
sorumluluk biçimlerine başvururken, önemsemekişisel olanı görmeyi de vurgular. Etik bir topluluğun üyeleri birbirlerini önemserler. Dünyada ve Dünyaya neler olduğunu önemsemek,
herhangi bir ciddi araştırmanın önkoşuludur.
Önem vermek..
Önem vermek, mantık ya da adaletle ilgili birkonu değildir. Sorumluluk etiği olan kişi, ödevduygusuyla değil, duyarlı bir karşılıklılıkduygusuyla başkalarının kaygılarına tepki verir.Komşusuna veya arkadaşına bu duyguyla
nasılsın? diye soran bir kişi, “seni de benim gibikabul ediyorum ve soruyorum” demektedir.
1. Yapılacak şey yasal mı?2. Toplumsal değerlerimize uyuyor mu?3. Mesleki değerlerimize uyuyor mu?4. Yaparsanız kendinizi kötü hissedecek misiniz?5. Yaptığınız gazetelere haber olsa nasıl görünür?6. Yanlış olduğunu biliyorsanız yapmayın.7. Emin değilseniz sorun.8. Yanıt alana kadar sormaya devam edin.
Bir şeyin etik olup olmadığını sorgularken:
Etik ve Yasalar
Legal&
Ethical
Illegal &Ethic
alIllegal &Unethical
Legal&Unethical
Aşağıdakilere örnekler bulunuz
Etik + Yasal : ?
Etik + Yasa dışı : ?
Etik dışı + Yasal : ?
Etik dışı + Yasa dışı : ?
Vergi ödemek İşyeri güvenliğini sağlamak Sigorta yaptırmak Ötenazi Kürtaj İdam Rüşvet vermek Sigortasız işçi çalıştırmak Görevi kötüye kullanmak
ETİK TÜRLERİ
• Bilimsel Etik: Bilimsel çalışma ve faaliyetlerde ahlaka uygundavranış kalıp ve kurallarını benimsemek ve uygulamaktır.
• Bireysel Etik: Bireyin kendisine ait etik, ahlaki ve normsaltaahhütleridir. Bunlar genelde çocuklukta alınan aile veyaeğitimle kazanılır ve sonradan toplumsal değerlerle yoğrularakşekillenir.
• Toplumsal Etik: Bir kültürün veya bir topluluğun genelitarafından paylaşılan ahlaki değerler dizimidir.
• Profesyonel Etik (Meslek Etiği): Belirli bir meslekte kabuledilmiş ilke ve standartların iş yaşamındaki uygulamasıdır.
• İş Etiği: İş dünyasında hüküm süren doğru ve yanlışdavranışları ele alır. Uygulamalı etik olup, karar vermedurumundaki yöneticilerin ve çalışanların ahlakisorumluluklarının incelenip netleştirilmesini içerir.
Bilim Etiği Davranış Standartları:
• Dürüstlük• Dikkat• Açıklık• Özgürlük• Onur Payı• Eğitim• Toplumsal Sorumluluk• Fırsat Eşitliği• Yasallık• Karşılıklı Saygı• Verimlilik
1. Dürüstlük:
Araştırma faaliyetinin her aşamasında biliminsanı: Objektif Tarafsız Dürüst olmalıdır.Dürüstlüğü bozan davranışlar:
Aşırma (İntihal)SahtecilikKopyaÇarpıtma
Duplikasyon (Tekrar Yayım)UydurmaKırpmaBulandırmaDilimlemeHaksız Yazarlık
Aşırma (İntihal): Başkalarının fikirlerini, yöntemlerini, verilerini,uygulamalarını, yazılarını, şekillerini veya eserlerini sahiplerine bilimselkurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendieseriymiş gibi sunmak,
Sahtecilik: Araştırmaya dayanmayan veriler üretmek, sunulan veyayayınlanan eseri gerçek olmayan verilere dayandırarak düzenlemek veyadeğiştirmek, bunları rapor etmek veya yayımlamak, yapılmamış biraraştırmayı yapılmış gibi göstermek,
Kopya: Kendisinin olmayan bilgi ve bulguları sahiplenme, kullanma,
Çarpıtma: Araştırma kayıtları ve elde edilen verileri tahrif etmek, araştırmadakullanılmayan yöntem, cihaz ve materyalleri kullanılmış gibi göstermek,araştırma hipotezine uygun olmayan verileri değerlendirmeye almamak, ilgiliteori veya varsayımlara uydurmak için veriler ve/veya sonuçlarla oynamak,destek alınan kişi ve kuruluşların çıkarları doğrultusunda araştırmasonuçlarını tahrif etmek veya şekillendirmek,
Tekrar Yayım (Duplikasyon): Araştırmaya ait aynı sonuçları birden fazlayerde yayınlamak,
Uydurma: Bir hipotezi desteklemek için hayali sonuç uydurma,
Kırpma: Hipotezi destekleyen sonucun yazılması, diğer sonuçlarıngizlenmesi,
Bulandırma: Sonuçları olduğundan daha iyi gösterme,
Dilimleme : Bir araştırmanın sonuçlarını araştırmanın bütünlüğünü bozacakşekilde, uygun olmayan biçimde parçalara ayırarak ve birbirine atıfyapmadan çok sayıda yayın yaparak ayrı eserler olarak sunmak,
Haksız Yazarlık: Aktif katkısı olmayan kişileri yazarlar arasına dâhil etmek,aktif katkısı olan kişileri yazarlar arasına dâhil etmemek, yazar sıralamasınıgerekçesiz ve uygun olmayan bir biçimde değiştirmek, aktif katkısı olanlarınisimlerini yayım sırasında veya sonraki baskılarda eserden çıkarmak, aktifkatkısı olmadığı halde nüfuzunu kullanarak ismini yazarlar arasına dâhilettirmek,
Diğer etik ihlali türleri:
-Destek alınarak yürütülen araştırmaların yayınlarında destek veren kişi, kurumveya kuruluşlar ile onların araştırmadaki katkılarını açık bir biçimdebelirtmemek,
-İnsan ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda etik kurallara uymamak,
-Yayınlarında hasta haklarına saygı göstermemek,
-Bilimsel hakem olarak incelemek üzere görevlendirildiği bir eserde yer alanbilgileri yayınlanmadan önce başkalarıyla paylaşmak,
-Bilimsel araştırma için sağlanan veya ayrılan kaynakları, mekânları, olanaklarıve cihazları amaç dışı kullanmak,
-İnsanlara tamamen dayanaksız, yersiz ve kasıtlı etik ihlali suçlamasındabulunmak.
2. Dikkat
Dikkatsizlik hatalara yol açar. Hatayaptığında hatayı kabul etmek ve düzeltmekgerekir. Danışmanlık sistemi doğru işlediğinde hatalar
en aza indirilebilir. Tekrarlanan hatalar ise ihmalkârlığı işaret
eder.
3. AçıklıkAskerî ve ticarî araştırmalarla, tamamlanmamış
araştırmaların dışındaki tüm Bilimsel araştırmalaraçık ve ulaşılabilir olmalıdır.
4. Özgürlük
Bilimsel araştırma ortamları baskıcı ve aşırıplanlamacı olmamalıdır. Bilimsel araştırmaortamları:
Yeni özgün fikirler geliştirebilmek için, Yeni çözüm teknikleri geliştirebilmek için, Bilimin ilerlemesini sağlayabilmek için
özgürlükçü olmalıdır.
5. Onur Payı (Tanınma, saygınlık, itibar,ödül)
• Onur payı verilmezse motivasyon eksilir.• Hak etmeyenlere verilirse adalet duygusuzedelenir.
6. Eğitim
Usta-çırak iliskisi içinde ya tarif ile veya sezgiselolarak, bildiklerimizi öğretmek yükümlülüğümüzvardır. Danışman (öğretim görevlisi) öğrencisineher konuda örnek olmalıdır.
7. Toplumsal Sorumluluk
Toplumsal tartışmalara katılmak uzmanlıkgörüşü bildirmek (varsa) bilimin istismarını vekötü bilim uygulamalarının yanlışlarınısergilemek gerekir.
8. Yasallık
Tehlikeli ve kontrole tabi maddelerin kullanımıinsan ve hayvanların kullanımı, araştırmaortamlarının sağlık ve güvenliği, telif hakları,patentler vb. konularda yasalara uymak mecburive ahlâki bir görevdir.
9. Fırsat Eşitliği
Bilimsel araştırma ortamları bilimsel liyakatledoğrudan ilgisi olmayan;
Irk, Cinsiyet, Memleket, Yaş, vb. hususlardikkate alınmaksızın herkese açık olmalıdır.
10. Karşılıklı saygı
Bilim insanları fiziksel ve psikolojik olarak birbirinezarar vermekten kaçınmalıdır.
11. Verimlilik
Kaynakları ve zamanı akıllıca ve verimli kullanmakAraştırma bütçelerini abartmamak gerekir.
BİLİMSEL ETİK İHLALLERİNİN SEBEPLERİ
•Konunun Önemi Kavranmış Değil,• Atama Yükseltme Kriterleri Puan Toplamayı Başarı Olarak Gösteriyor(Aslında Gizliden Gizliye Etik Açıdan Kötü Bir Tablo Oluşuyor),• Yükseköğretim Kurumlarında Aslında Katı Sayılabilecek Gizli BirHiyerarşi Varlığı,• Alt Akademik Ünvana Sahip Olanların Yükselebilmek İçin BilimselÇalışmalarında Haksız Yazarlığa Boyun Eğmeleri,•Kolaycılığa kaçma,• Makam sahibi olma, şöhret olma veya kazanç elde etme hırsı (vebunların korunması hırsı)• Yanlışı emsal alma zaafı,• İleri teknolojinin oluşturduğu imkânlar,• Sahteciliğin yapılma sınırsızlığı ve cazibesi (Demir, 2007)
ÖĞRETİM ELEMANLARININ SORUMLULUKLARI:ETİK İLKELER VE DAVRANIŞ KURALLARI
1. Öğretim Elemanlarının Öğrencilere Karşı Sorumlulukları2. Öğretim Elemanlarının Meslektaşlarına Karşı Sorumlulukları3. Öğretim Elemanlarının Kendi Disiplinlerine Karşı Sorumlulukları4. Öğretim Elemanlarının Üniversiteye Karşı Sorumlulukları5. Öğretim Elemanlarının Topluma Karşı Sorumlulukları6. Öğretim Elemanlarının Bilimsel Araştırma ve Yayınlarda Sorumlulukları7. Öğretim Elemanlarının Mesleki Sorumlulukları
Etik İlkeler (AAUP, 2011)a) Öğrencilerinin serbestçe öğrenmelerini desteklemek,
b) Öğrencilere kendi disiplinlerinin en yüksek bilimsel ve etik standartlarınısergilemak,
c) Öğrencilere bireyler olarak saygı göstermek, düşünsel (entelektüel) rehber vedanışman olarak kendi asıl görevlerine sadık kalmak,
d) Öğretim elemanları, dürüst akademik uygulamaların gelişmesini veöğrencileri değerlendirmelerinde her bir öğrencinin gerçek liyakatininyansıtılmasını sağlamak için mantıklı her türlü çabayı göstermek,
e) Öğrencileriyle aralarındaki ilişkinin güvene dayanan doğasına saygıgöstermek,f) Öğrencilerin, ne şekilde olursa olsun şahsi amaçla kullanılmasını, tacizedilmesini ya da ayrımcılığa maruz bırakılmasını önlemek,
g) Öğrencilerden aldıkları önemli akademik ve bilimsel yardımı belirtmek,
h) Öğrencilerin akademik özgürlüğünü korumak,
1. Öğretim Elemanlarının Öğrencilere Karşı Sorumlulukları
Davranış Kurallarıa) Tüm öğrencilere eşit ve saygıyla davranmalıdırlar (Saddleback College,2011).
b) Öğrencilerle kendileri arasında serbest fikir alış verişini teşvik etmelidirler(Saddleback College, 2011).
c) Öğrencilerin çalışmalarını değerlendirirken adil ve dengeli olmak için bilinçliolarak çaba göstermelidirler (Saddleback College, 2011).
d) Öğrenciler için referans verirken dürüst ve tarafsız olmalıdırlar (SaddlebackCollege, 2011).
e) Herhangi bir öğrencinin akademik gelişmesini engelleyen ya da herhangi biröğrenciye akademik performansı dışında iltimas sağlayan veya olumsuz etkisiolan durumlar yaratan, öğretim elemanı ve öğrenci arasındaki kişisel ilişkileretik açıdan kabul edilemez (Saddleback College, 2011).
f) Öğrencileri veya onlarla olan mesleki ilişkilerini şahsi kazançları veya çıkarlarıiçin kullanmamalıdırlar (NEA, 2011 & Saddleback College, 2011).
g) Öğretim elemanı öğrenci ilişkisi, doğası nedeniyle eşit taraflar arasındaolmadığı için, öğretim elemanları, eğitim-öğretim ilişkileri sürdüğü sürece,öğrencileriyle gönül ilişkisine giremezler (Saddleback College, 2011).
h) Programlandığı şekilde derslere girmek, öğrencilerle görüşme için zamanayırmak ve öğrencilerin dersle ilgili bilgilere ulaşabilmesi için kabul edilebiliraraçları sağlamak zorundadırlar (Saddleback College, 2011).
i) Öğrencilerin bilgi edinmede bağımsızca hareket etmesine gereksiz yereengel olmayacaklardır (NEA, 2011).
j) Öğrencilerin farklı görüşlere ulaşmasını gereksiz yere yadsımayacaklardır(NEA, 2011).
k) Öğrencilerin gelişimiyle ilgili konuları kasıtlı olarak örtbas etmeyecek vesaptırmayacaklardır (NEA, 2011).
l) Öğrencileri, öğrenmelerine engel olacak ya da sağlıklarına ve güvenliklerinezararlı olan ortamlardan korumak için mantıklı çaba içinde olacaklardır (NEA,2011).
m) Öğrencileri kasıtlı olarak mahcubiyet içinde bırakmayacak veyaaşağılamayacaklardır (NEA, 2011).
n) Irkı, rengi, inancı, cinsiyeti, milliyeti, medeni hali, politik veya dini inançları,ailesi, sosyal veya kültürel geçmişi ya da cinsel yönelimi nedeniyle, haksızolarak hiçbir öğrenciyi herhangi bir programa katılmaktan mahrumetmeyeceklerdir, Hiçbir öğrenciye gelecek yararları engellemeyeceklerdir, Hiçbiröğrenciye herhangi bir avantaj sağlamayacaklardır (NEA, 2011).
o) Zorunlu bir mesleki amaca hizmet eden bir açıklama gerekmedikçe ya dakanunen talep edilmedikçe, mesleki görevleri sırasında öğrenciler hakkındaedindikleri bilgileri açıklamayacaklardır (NEA, 2011 & Saddleback College,2011).
p) Öğretim elemanları, öğrencilerin çalışmalarını, onların dersteki başarımlarını(performanslarını) doğrudan yansıtmayan ölçütlere göre değerlendiremezler(ASU, 2003).
r) Öğrencilerin çalışmalarını değerlendirmekte yersiz ve mazeretsiz olarakgecikemezler (ASU, 2003).s) Öğretim elemanları, öğrencilerin sınav evrakını tekrar inceleme taleplerini,ilgili mevzuata uygun olarak titizlikle yerine getirirler (Gerçek vd., 2013).
2. Öğretim Elemanlarının Meslektaşlarına Karşı Sorumlulukları
Etik İlkeler (AAUP, 2011 & Saddleback College, 2011)a) Meslektaşlarına karşı ayrım yapmazlar ve onları taciz etmezler;eleştirilerinde ve fikir alışverişlerinde, başkalarının görüşlerine gerekensaygıyı gösterirler;
b) Kendilerininkinden farklı bulgulara ve sonuçlara yol açsa bile,meslektaşlarının özgürce sorgulamasına saygı gösterirler ve onu savunurlar;
c) Akademik sorumluluklarının bilincinde olarak, meslektaşları hakkındaverecekleri profesyonel karalarında veya yargılarında nesnel olmak için çabagösterirler;
d) Kurumlarının idaresinde kendi paylarına düşen akademik sorumluluğuyüklenirler.
Davranış Kurallarıa) İster akademik ister idari sıfatla olsun, birbirlerine karşı saygılı ve adildavranmalı, saygın hareket etmeli ve meslektaşlarıyla olan her türlü ilişkilerindekendilerine hâkim olmalıdırlar (Saddleback College, 2011).
b) Meslektaşlarının akademik özgürlük haklarını savunmalıdırlar (SaddlebackCollege, 2011).
c) Eleştirel değerlendirme her ne kadar akademik etkinliğin bir parçasıysa da,meslektaşlarının çalışmaları hakkındaki profesyonel görüşlerini veya yargılarınısunarken adil ve nesnel olmalıdırlar; meslektaşları hakkında, bilerek, yanlış vekötü niyetli açıklamalarda bulunmamalıdırlar (Saddleback College, 2011).
d) Kendi tavırlarını veya görüşlerini desteklemek için meslektaşlarının görüşveya tavırlarını, bilerek, yanlış bir şekilde aktaramazlar (Saddleback College,2011).
e) Meslektaşlarına karşı tehdit edici davranışta bulunması, sözler söylemesi,sözlü tacizde bulunması veya gözdağı vermesi hiçbir şekilde ve koşulda kabuledilemez (Saddleback College, 2011).
f) Açıklama kanunen talep edilmedikçe veya zorunlu bir mesleki amaca hizmetetmedikçe, meslektaşları hakkında mesleki hizmet sırasında edindikleri bilgileriaçıklamamadırlar (NEA, 2011).
g) Meslektaşlarının profesyonel gelişimine etkin olarak yardım etmelidirler(ASU, 2003).
h) Meslektaşlarına karşı politik nedenlerle veya ırk, din, cinsiyet, cinsel yönelim,etnik köken, fiziksel engellilik gibi sebeplerle ya da keyfi ve kişisel nedenleayrımcılık yapamazlar (ASU, 2003).
i) Meslektaşlarının politik ve yurttaşlık hakları ile ilgili uygulamalara vesorumluluklarına karışamazlar (Aydın, 2002).
j) Meslektaşlarının mesleki hak ve ayrıcalıklarını kullanmalarını kasıtlı olarakengelleyemez ya da reddedemezler (Aydın, 2002).
k) Meslektaşlarının mesleki kararlarını etkilemek için özel davranışlardabulunamazlar ve zorlayıcı araçlar kullanamazlar (Aydın, 2002).
3. Öğretim Elemanlarının Kendi Disiplinlerine Karşı Sorumlulukları
Etik İlkeler“Bilginin geliştirilmesinin değeri ve saygınlığının derin inancıyla hareket edenöğretim elemanları, kendilerine yüklenen özel sorumluluğun bilincindedir. Kendialanlarına karşı olan birincil sorumlulukları, gerçeği aramak ve onu anladıklarışekilde ifade etmektir. Bu amaçla, öğretim elemanları enerjilerini bilimselyetkinliklerinin gelişmesine ve iyileşmesine adarlar. Bilginin kullanılması,geliştirilmesi ve aktarılmasında eleştirel bir şekilde kendini disiplin altına almakve yargıda bulunma (muhakeme yapmak) yükümlülüğünü kabul ederler.Düşünsel olarak dürüstçe davranırlar. Öğretim elemanlarının her ne kadar ekuğraşları olabilirse de, bunlar sorgulama özgürlüğünü ciddi olarakengelleyemez ve ondan ödün verilmesine neden olamaz” (AAUP, 2011).
Davranış Kurallarıa) Kendi akademik alanlarında güncelliklerini korumalıdırlar (SaddlebackCollege, 2011).
b) Tüm bilimsel çabalarında düşünsel doğruluğu ve dürüstlüğü göstermelidirler(Saddleback College, 2011).
c) Öğretimin niteliğini iyileştirmek için çalışmalıdırlar (Saddleback College,2011).
d) Diğer disiplinleri kötülememeli veya üniversitenin diğer programlarındaki veakademik bölümlerindeki öğrencilerin güvenini azaltmamalıdırlar (SaddlebackCollege, 2011).
e) Mesleki görevlere başvurularda yanıltıcı açıklamalarda bulunamazlar,mesleki nitelikleri ile ilgili yanlış bildirimlerde bulunamazlar ya da yeterlikleri venitelikleriyle ilgili gerçekleri kasıtlı olarak gizleyemezler (NEA, 2011).
f) Belirli bir görev için başvuruda bulunan bir adayın mesleki yeterliliği ile ilgili,bilerek yanıltıcı açıklamalar yapamazlar (NEA, 2011).
g) Eğitim, karakter ve diğer gerekli nitelikleri açısından yetersiz olduğu bilinenbir kişinin eğitimcilik mesleğine girmesi için yardım etmemelidirler (AAUP, 2011)veya diğer öğretim elemanlarına baskı yapmamalıdırlar (Gerçek vd., 2013).
h) Profesyonel kararlarını ve davranışlarını bozabilecek ya da etkilemegörüntüsü verebilecek herhangi bir ödülü, hediyeyi, ikramı veya bağışı kabuletmemelidirler (AAUP, 2011).
i) Yetkin olmadıkları alanlarda proje araştırmacılığı ve bilirkişilik; sınav, tez,atama veya yükseltme jürisi üyeliği yapmamalıdırlar (Gerçek vd., 2013).
j) Akrabalarının atama ve yükseltme jürilerinde görev alamazlar (Gerçek vd.,2013).
4. Öğretim Elemanlarının Üniversiteye Karşı Sorumlulukları
Etik İlkelera) Akademik bir kuruluşun üyeleri olarak, her şeyden önce etkin bir öğretmen vebilim insanı olmak için çaba gösterirler (AAUP, 2011).
b) Akademik özgürlükle çelişmedikçe, kurumlarının belirtilen kurallarınauyarlarsa da eleştirme ve düzeltme (iyileştirme) isteme haklarını korurlar(AAUP, 2011).
c) Kurumları dışında yaptıkları işin niceliği ve niteliğinin belirlenmesinde, kurumiçindeki konumlarını göz önünde bulundururlar (AAUP, 2011).
d) Hizmetlerine ara veya son vermeyi göz önünde bulundururlarken,kararlarının kurumun programı üzerindeki etkisinin bilinciyle, niyetleri hakkındazamanında bilgilendirme yaparlar (AAUP, 2011).
e) Üniversite öğretim elemanları, işlerini kaybetme tehlikesine ve korkusunamaruz kalmaksızın, bilinenleri sorgulama ve farklı görüşlere sahip olma hakkınasahiptir (Aydın, 2002).
Davranış Kurallarıa) Bölümün, fakültenin veya üniversitenin idaresi ve işlerinin düzgünyürütülmesiyle ilgili kurallara uymak ve bununla ilgili bilgileri edinmeksorumluluğunu yüklenirler (Saddleback College, 2011).
b) Sorumlu oldukları bölümün, fakültenin veya üniversitenin yönetimiyle eksiksizbir görüşme sonucunda onay almadıkları sürece, potansiyel çıkar çatışmalarınıönlemelidirler (Saddleback College, 2011).
c) Kurum dışında, üniversitedeki görev ve sorumluluklarıyla bağdaşmayanprofesyonel etkinliklerle meşgul olmamalıdırlar (Saddleback College, 2011).
d) Üniversite kurallarına uygun olarak gerçekleşen işe alma, değerlendirme,yükseltme veya işten çıkarma süreçlerini yerine getirirken nesnel ve adilolmalıdırlar (Aydın, 2002).
e) Bölümün, fakültenin veya üniversitenin destek personeline saygıyla vehakkaniyetle davranmalı, onları kişisel kazanç ve özel işleri için kullanmamalı,sözlü veya fiziksel olarak taciz etmemelidirler (Saddleback College, 2011).
f) Üniversitenin mali kaynaklarını dürüstlükle kullanmalıdırlar (Aydın, 2002).g) Kurumsal ve mesleki ayrıcalıklarını, kişisel amaçlarla çıkar sağlamak içinkullanmamalıdırlar (Aydın, 2002).
h) Hak etmedikleri ödemeleri (ek ders, yolluk-yevmiye vb.) bölümden,fakülteden veya üniversiteden talep etmemelidirler (Gerçek vd., 2013).
i) Öğretim elemanları, üniversitenin olanaklarını kendi şahsi çıkarları vekazançları için kullanmamalıdırlar (Gerçek vd., 2013).
5. Öğretim Elemanlarının Topluma Karşı SorumluluklarıEtik İlkeler“Toplumun üyeleri olarak, öğretim elemanlarının diğer vatandaşlar gibi haklarıve yükümlülükleri vardır. Öğretim elemanları, bu yükümlülüklerinin önceliğiniöğrencilerine, meslektaşlarına, kendi disiplinlerine ve kurumlarına olansorumlulukları ışığında değerlendirirler. Birey olarak konuşurken veyadavranırken; bölümleri, fakülteleri veya üniversiteleri adına konuştuklarıizlenimini vermekten kaçınırlar. Sağlığı ve bütünlüğü için özgürlüğe muhtaç olanbir meslekte çalışan yurttaşlar olarak, öğretim elemanlarının, özgür araştırmakoşullarını geliştirmek ve toplumun akademik özgürlüğü kavramasını daha ilerigötürmek konusunda özel yükümlülükleri vardır” (AAUP, 2011).
Davranış Kurallarıa) Üniversite-toplum ilişkilerinde olumlu bir rol oynamalıdırlar (Aydın, 2002).
b) Bölümün veya üniversitenin temsilcisi olarak üstlendikleri görevlerde, kendikişisel görüşlerinin bölümün, üniversitenin veya bir organının görüşüymüş gibiyanlış anlaşılmasından kaçınırlar (Saddleback College,2011).
c) Farklı kültür ve düşüncedeki toplum üyelerine saygılı, nesnel ve adildavranmalıdırlar (Gerçek vd., 2013).
6. Öğretim Elemanlarının Bilimsel Araştırma ve Yayınlarda SorumluluklarıTÜBA Bilim Etiği Komitesi (2002) tarafından hazırlanan Bilimsel AraştırmadaEtik ve Sorunları başlıklı eserde sunulan ilkeler aynen geçerlidir (Gerçek vd.,2013).
7. Öğretim Elemanlarının Mesleki SorumluluklarıÖğretim elemanları; yukarıda sunulan etik ilkeler ve davranış kurallarına ekolarak, üyesi oldukları meslek odaları, örgütleri ya da derneklerinin etikkurallarına uygun hareket etmek zorundadırlar (Gerçek vd., 2013).
ÖĞRENCİLERİN SORUMLULUKLARI:ETİK İLKELER VE DAVRANIŞ KURALLARI
1. Öğrencilerin Akademik Etiğe Karşı Davranışları2. Öğrencilerin Akademik Öğretim Elemanlarına Karşı Davranış Kuralları3. Öğrencilerin Diğer Öğrencilere Karşı Davranış Kuralları4. Öğrencilerin Bölüm / Fakülte / Üniversiteye Karşı Sorumlulukları
1. Öğrencilerin Akademik Etiğe Aykırı Davranışları‘’a) Sınav, ödev, proje, rapor, diploma çalışması, bitirme ödevi, tez vb. gibi hertürlü sınama, bilgi veya yeterlik ölçme etkinliklerinde kopya çekmek veyavermek.b) Başkası yerine sınava girmek veya kendi yerine başkasını sınava sokmak.c) Bireysel olarak hazırlanması gereken bir çalışmayı başkalarına hazırlatmakveya başkası için hazırlamak.d) Grup çalışmaları veya projelerinde, üzerine düşen katkıyı yapmamak.e) Daha önce aynı ya da başka bir derste değerlendirilmiş bir çalışmanınaynısını veya çok benzerini, almakta olduğu dersin sorumlusunun izninialmadan, tekrar not almak için sunmak.f) Ödev, proje, rapor, diploma çalışması, bitirme ödevi, tez vb. gibi her türlüçalışmada bilerek aşırma, uydurma, sahte veya saptırma bilgiler kullanmak.g) Verilen notları herhangi bir şekilde değiştirmek.h) Üniversite bünyesinde sürdürülen her türlü eğitim-öğretim, araştırma, kültür,sanat ve spor etkinliklerini veya sosyal hizmetleri engellemek.i) Üniversite dışında gerçekleşen ama eğitimin bir parçası olan staj, teknik gezivb. etkinliklerde kurallara uymamak.j) Diğer öğrencilerin akademik etiğe aykırı davranmalarına kasıtlı olarak veyabilerek yardımcı olmak.’’ (Gerçek vd., 2013)
2. Öğrencilerin Öğretim Elemanlarına Karşı Davranış Kurallarıa) Tüm öğretim elemanlarına saygıyla davranmalıdırlar.b) Irkı, anadili, dini, cinsiyeti, milliyeti, medeni hali, siyasi görüşleri, diniinançları, cinsel yönelimi, ailesi, sosyal veya kültürel geçmişi, etnik kökeni ya dafiziksel engeli nedeniyle, herhangi bir öğretim elemanına karşı ayrımcılıkyapmamalıdırlar.c) Öğretim elemanlarını değerlendirirken adil, dürüst ve nesnel olmalıdırlar.d) Taraflardan birini ya da her iki tarafı olumsuz etkileyecek şekilde durumlaryaratan, öğrenci ve öğretim elemanı arasındaki kişisel ilişkiler etik açıdan kabuledilemez.e) Eğitim-öğretim ilişkileri süresince, öğretim elemanlarıyla gönül ilişkisinegiremezler.f) Öğretim elemanlarını ve onlarla olan ilişkilerini kişisel kazançları içinkullanmamalıdırlar.g) Öğretim elemanlarını kasıtlı olarak mahcubiyet içinde bırakmamalı veyaaşağılamamalıdırlar.h) Öğretim elemanları hakkında bilerek, yanlış ve kötü niyetli açıklamalardabulunmamalıdırlar.i) Öğrenciler, öğretim elemanlarının profesyonel kararlarını ve davranışlarınıetkileyebilecek ya da etkileme görüntüsü verebilecek herhangi bir hediyeyi veyaikramı öğretim elemanlarına sunmamalıdırlar.
3. Öğrencilerin Diğer Öğrencilere Karşı davranış Kurallarıa) Irk, anadil, din, cinsiyet, milliyet, medeni hal, siyasal görüş, dini inanç, cinselyönelim, aile, sosyal veya kültürel geçmiş, etnik köken, fiziksel engellilik gibisebeplerle ya da keyfi ve kişisel nedenle ayrımcılık yapamazlar.
b) Tüm öğrenciler, ister aynı birimden isterse de farklı birimlerden olsun,birbirlerine karşı saygılı ve adil davranacaklar, saygın hareket edecekler vebirbirleriyle olan her türlü ilişkilerinde kendilerine hâkim olacaklardır.
c) Tehdit edici davranışta bulunması, sözler söylemesi, sözlü ya da fizikseltacizde bulunması veya gözdağı vermesi hiçbir şekilde ve koşulda kabuledilemez.
d) Diğer öğrenciler hakkındaki görüşlerini sunarken adil ve nesnel olmalıdırlar;onlar hakkında, bilerek, yanlış ve kötü niyetli açıklamalarda bulunmamalıdırlar.
e) Kendi tavırlarını veya görüşlerini desteklemek için diğer öğrencilerin görüşveya tavırlarını, bilerek, yanlış bir şekilde aktaramazlar.
f) Mallarına ve akademik çalışmalarına zarar veremezler.
g) Akademik haklarına ve öğrenme özgürlüğüne saygı göstermelidirler.
4. Öğrencilerin Bölüm / Fakülte / Üniversiteye Karşı Sorumluluklarıa) Eğitim-öğretim işlerinin düzgün yürütülmesiyle ilgili kurallara uymak vebununla ilgili bilgileri izlemek ve öğrenmek sorumluluğunu yüklenirler.
b) Talep ettiği bilgileri veya evrakları doğru ve zamanında vermelidirler,c) Mallarına bilerek ya da kasıtlı olarak zarar vermemelidirler.
d) Kısıtlanmış alanlarına izinsiz girmemeli ve oraları izinsiz kullanmamalıdırlar.
e) Olanaklarını kendi şahsi çıkarları ve kazançları için kullanmamalıdırlar.
f) İdari ve destek personeline saygıyla ve hakkaniyetle davranmalı, onları sözlüveya fiziksel olarak taciz etmemelidirler.
g) Diğer bölüm / fakülte / üniversiteleri aşağılayacak veya kötüleyecekaçıklamalarda bulunmamalıdırlar.
MÜHENDİSLİK-Temel bilimlerin ortaya koyduğu, kuramsal ve deneysel araştırmalar iledeneyim ve uygulama yoluyla kazanılmış bilgileri kullanarak doğanınolanaklarını ekonomik yöntemler geliştirerek insanoğlu yararına sunan birmeslektir (ABET-Accreditation Board for Engineering and Technology).
-Bilimsel ilkelerin, doğadaki kaynakları en verimli biçimde yapılara,makinelere, ürünlere, sistemlere ve süreçlere dönüştürülmesi amacıylauygulamaya konması (Ana Britannica s.341).
-Bilimsel araştırma sonuçlarını, toplumun somut ihtiyaçlarını karşılamaküzere teknolojiye ve uygulamalara geçiren sistematik çalışmalar bütünü(Büyük Larousse, s.8440).
-Matematik ve doğa bilimlerinden, ders çalışma, deneyler ve uygulamayolları ile kazanılmış bilgileri akıllıca kullanarak, doğanın madde vekuvvetlerini insanoğlunun yararına sunmak üzere ekonomik yöntemlergeliştiren bir meslektir.
Mühendis; Arapça hendese (geometri) ile meşgul olan,geometri bilen kişi anlamına gelmektedir.
Modern anlamda Mühendis: Bilim insanlarının ürettiğiteorik bilgiyi, tekniker ve teknisyenlerin uygulayabileceğipratik bilgiye dönüştüren kişidir.
Arthur Mellen Wellington göre mühendis: Demiryollarındainşaat mühendisi olarak çalışan Wellingto’a göremühendis “ beceriksiz birinin iki dolara kötü yaptığı birşeyi, bir dolara iyi yapma sanatıdır”.
MÜHENDİS
Mühendislik Etiği Nedir?
-Mühendislik etiği yaratıcı aktivitenin ahlaki girdilerini inceleyen birdisiplin;-Teknolojinin ahlaki boyutunu inceleyen bilim dalı.
Mühendislik Etiği, bir mühendis olarak;
-Nasıl davranmamız ve yaşamamız gerektiğini,
-Karar verirken neleri göz önünde bulundurmamız gerektiğini,
-Hangi standartlara göre bu kararların doğru veya yanlış olduğunuiçerir.
Mühendislik Etiği, Mühendislerin profesyonel ahlak dahilinde nasılkarar vermeleri gerektiğidir.
Mühendislik Etiği Tarihi-19. yüzyıl sonları, her mühendislik disiplini kendi etik kodlarınıyazıp mühendislerine verdi.
-Oysa mühendislik, salt kılavuzlar, kodlar ve düşünceler olaraköngörülen bu kavramlarla sınırlanamaz. İşin ahlaki bir boyutuolduğu zaman içinde anlaşılmıştır.
-20.yy sonu, mühendislik etiği ulusal ve uluslararası projelerdedaha açık olarak tanımlandı ve disiplinler arası bir bilim olarakkavramlaştı.
-Mühendislik etiği (Uygulamalı Etik) ilkeleri ilk kez AmericanInstitute of Electrical Engineers (AIEE) tarafından 1912 yılındageliştirildi.
Mühendisler mühendislik mesleğinindoğruluğunu, onurunu ve değerini:
• İnsanlığın refahının artması için kendi bilgive becerilerini kullanarak,
• Dürüst ve tarafsız olarak halka, kendiişverenlerine ve müşterilerine sadakatlehizmet ederek,
• Mühendislik mesleğinin yeteneğini veprestijini artırmaya çabalayarak,
• Kendi disiplinlerinin mesleki ve teknikbirliğini destekleyerek,
yüceltir ve geliştirirler.
Mühendisler mesleklerini icra etmeyebaşlamadan önce “Mühendislik Yemini” ederler:
“Bana verilen mühendislik unvanını sağladığıyetkilerin ve yüklediği sorumluluklarınbilincinde olarak ülkenin ve tüm dünyanın yararıiçin tarafsız ve doğru davranmaya meslekyaşamı boyunca doğaya ve insanlığa zararvermemeye, bilgi ve becerilerimi sürekligeliştirerek mesleğin saygınlığını, etkinliğini vetoplumun yaşam kalitesini yükseltmeye özengöstereceğime ant içerim”
Bir mühendisten beklenenler:1. Kamu güvenliği, sağlığı ve refahı ile uyumlu mühendislikkararları verme sorumluluğunu üstlenmek, çevreyi veya halkıtehdit edebilecek faktörleri zamanında açıklamak,2. Çıkar çatışmalarından mümkün olduğunca uzak durmak,3. Verilere dayanarak yapılan iddia veya tahminlerde dürüst vegerçekçi olmak,4. Rüşveti tüm şekilleriyle reddetmek,5. Teknolojinin daha iyi anlaşılması, yerinde uygulanması vepotansiyel zararlarının anlaşılır kılınması için çalışmak,6. Teknik bilgi ve becerileri güncelleştirmek ve ilerletmek,teknolojik görevleri sadece deneyimi veya yeteneği içindeolduğu zaman üstlenmek,7. Teknik çalışmaları araştırmak ve eleştirisini yapmak,hataları kabullenmek ve düzeltmek,8. Irk, dil, din veya etnik köken gibi faktörlerden bağımsızolarak tüm kişilere insaflıca davranmak,9. Başkalarını yanlış davranış veya iftiralarla yaralamaktansakınmak,10. Meslektaş ve iş arkadaşlarına mesleki ilerlemelerinde vebu etik kurallarını uygulamalarında yardımcı olmak.
İşverene karşı sadakatin mühendisin tek etiksorumluluğu olduğu görüşü artık günümüzdedeğerini yitirmiş bulunmaktadır. Toplum bununyanı sıra günlük yaşantımızdaki birçok faaliyetve olaydan mühendisleri sorumlu tutmaktadır.
Mühendislik mesleğinin statüsünü geliştirmekve sorumluluğunu bir kere de ahlaki değerlerlevurgulayarak hatırlatmak amacıyla mühendisliketiği “meslektaşlar arasında birbirimize nasıldavranmamız gerektiğinin ilkelerini ortayakoymaktır” diye tanımlanmaktadır. Diğer birşekilde Mühendislik Etiğini “Meslektaşlararasında yazılmamış ve imzalanmamış birsözleşme” olarak da nitelemek mümkündür.
Dünya Mühendisler Birliği’nin 5 Ekim 1977 günlü toplantısındaMühendislik Etiği’nin Temel İlkeleri şu şekilde belirlenmiştir:
1. Mesleki görevlerini yerine getirirken, toplumun güvenliğini,sağlığını ve refahını en önde tutacaklardır.2. Sadece kendi uzmanlık alanlarındaki hizmetleri vermelidirler.3. Yalnızca objektif ve gerçek resmi raporlar yayınlayacaklardır.4. Mesleki konularda, her işveren veya müşteri için güvenilirvekil olarak davranacaklar ve çıkar çatışmalarındankaçınacaklardır.5. Hizmetlerinin geçerliliği konusunda mesleki itibarlarınıoluşturacak ve diğerleriyle haksız rekabete girmeyeceklerdir.6. Mesleğin doğruluğunu, onurunu ve değerini yüceltmek vegeliştirmek için çalışacaklardır.7. Mesleki gelişmelerini kendi kariyerleriyle devam ettireceklerve kendi kontrolleri altındaki mühendislerin mesleki gelişmeleriiçin olanaklar sağlayacaklardır.
1. Mühendisler, mesleki görevlerini yerine getirirken,toplumun güvenliğini, sağlığını ve refahını en öndetutacaklardır.
a) Mühendisler; toplum yaşamının, güvenliğinin,sağlığının ve refahının, yapıların, makinelerinüretimlerin, işlemlerin ve donanımlarınüretilmesindeki mühendislik kurallarına, kararlarınave uygulamalarına bağlı olduğunu bilmelidir.
b) Mühendisler, toplumun sağlığı ve refahınıngüvenliğini tasarlamayan planlar ve benzerlerinikullanmayacak ve kabul edilen mühendislikstandartlarına uygun olanları kullanacaktır.
c) Mühendisler toplumun güvenliğini, sağlığını verefahını tehlikeye sokan mesleki kararlarındevreden çıktığı durumlarda, müşterilerini veyaişverenlerini bilgilendirmeli ve durum hakkında diğerotoritelerin dikkatini çekmelidirler.
d) Mühendisler, diğer kişilere veya firmalaratasarım güvenirliği ilkelerinin herhangi birmaddesinin ihlalinde olabileceklerin bilgisiniveya nedenlerini bildirmek zorundadırlar. Bugibi bilgiyi özel yetkiliye yazarak sunacaklarve bu gibi bilginin elde edilmesinde yetkili ileişbirliği yapacak ve gerektiğinde yardımcıolacaklardır.
e) Mühendisler, topluma ilişkin olaylarda yapıcıhizmet olanakları arayacaklar ve kenditoplumlarının güvenliği, sağlığı ve esenliğiningeliştirilmesi için çalışacaklardır.
f) Mühendisler, yaşamın kalitesini artırmak içinçevreyi iyileştirmelidirler.
2. Mühendisler, sadece kendi uzmanlık alanlarındakihizmetleri vermelidirler:
a) Mühendisler, mühendisliği içeren bir özel teknikalanda eğitim veya deneyle kazanmış olduklarımühendislik etkinliklerini yerine getirmeyiüstleneceklerdir.
b) Mühendisler, kendi ihtisas alanlarının dışında eğitim vedeneyim gerektiren bir etkinliği kabul edebilirler, ancakhizmetleri projenin kendi uzmanlık sınırına kadarolmalıdır. Projenin aşamalarında uzmanlarla işbirliği,onlara danışma veya onlardan yararlanmasağlanmalıdır.
c) Mühendisler, kendi uzmanlık alanları dışında veyakendilerinin doğrudan kontrolü altında hazırlanmamışherhangi bir mühendislik planı, projesi veya belgeyiimzalamayacaklardır.
3. Mühendisler, yalnızca objektif ve gerçek resmiraporlar yayınlayacaklardır:a) Mühendisler, resmi bilgilerini yaymaya ve mühendislik
başarılarının yanlış anlaşılmasını önlemeye gayretedeceklerdir.
b) Mühendisler, tüm mesleki raporlarda, beyanatlardaveya şahitliklerde tamamen objektif ve gerçekçiolacaklardır. Raporlar, beyanatlar veya şahitliklerkonusunda gerekli ve uygun bilgiye sahip olacaklardır.
c) Mühendisler, herhangi bir mahkeme veya komisyondauzman veya teknik şahit ediyorlarsa görüşlerini;kendilerini ilgilendiren, yeterli, doğru, tam, teknik bilgisahibi olduklarına inandıkları zaman bildirmelidirler.
d) Mühendisler, herhangi bir gruba veya gruplara ilişkinödeme veya duyumların söz konusu olduğu mühendislikkonularında, kesin kanaate ulaşmadıkları sürece, grupveya grupların kimliklerini açıklayarak beyanat, eleştiriveya tartışma konusu yapamazlar.
4. Mühendisler, mesleki konularda, her işveren veyamüşteri için güvenilir vekil olarak davranacaklar veçıkar çatışmalarından kaçınacaklardır:a) Mühendisler, kendi işverenleri veya müşterileriyle
ilgili tüm anlaşmazlıklardan kaçınacaklar ve kendiişlerini veya hizmet kalitelerini etkileyen herhangibilgi veya durumu işveren veya müşterilerine vakitgeçirmeden bildireceklerdir.
b) Mühendisler, kendileri ile işveren veya müşterilerarasında bir potansiyel anlaşmazlık yaratacakherhangi bir anlaşmayı bilerek imzalamayacaklardır.
c) Mühendisler, ne aynı proje hizmetleri için ne deaynı projeyle ilgili farklı hizmetler için, tüm ilgilitarafların açık ve anlaşmaya dayanan şartlarıdışında ücret, mal veya benzeri şeyleri kabuletmeyeceklerdir.
d) Mühendisler, kendi üretimlerini gerçekleştirmekiçin gerekli malzeme veya donanım dışında,ücretsiz mühendislik hizmetlerini içeren konulardamaddi veya diğer değerlendirilebilir şeyleristemeyecekler ve kabul etmeyeceklerdir.
e) Mühendisler, üstlerinden, kendi firmalarındanveya sorumlu oldukları işle ilgili elemanlardanveya işçilerden doğrudan veya dolaylı olarakhediye (bahşiş) istemeyecek ve kabuletmeyeceklerdir.
f) Mühendisler, bir resmi komisyon üyesi, kontrolörüveya hükümet memuru olarak kendisi tarafındansağlanan hizmetlere karşı olan açıklamalara,etkinliklere, organizasyonlara veya mühendislikuygulamalarına katılmayacaklardır.
g) Mühendisler, kendi organizasyonlarının bir elemanıolarak, yönetici, memur veya işçi gibi resmikişilerden bir anlaşma istemeyecekler ve kabuletmeyeceklerdir.
h) Mühendisler, kendi çalışmalarının sonucu olarak birprojenin başarılı olamayacağına inandıklarında,işverenlerine veya elamanlarına bilgi vereceklerdir.
i) Mühendisler, bir jürinin atanan üyesi olduklarındakendilerine ulaşan bilgileri inceleyecekler ve buetkinlik kendi elamanlarının, işverenlerinin veyakamunun çıkarına ters düşse bile bu bilgiyi kişiselçıkarları için kullanmayacaklardır.
j) Mühendisler, bir inşaatın (veya diğerlerinin)kontrolünü yaparken tüm taraflara dürüst ve adaletliolarak davranacaklardır.
k) Mühendisler, iyileştirmeler, planlar, tasarımlar, icatlarveya telif hakkı veya patent ortaya çıkarabilecek diğerkayıtlar konusunda, bir iş üstlenmeden önce busahiplenmeye ilişkin bir pozitif anlaşmasağlayacaklardır.
l) Mühendisler, yanlışlarda kendi hatalarını yok edecek vekendi kararlarını doğrulamak hususunda tahrifattan vedeğişikliklerden sakınacaklardır.
m) Mühendisler, kendi işverenlerinin bilgisi olmaksızınkendi düzenli işlerinin dışındaki mesleki görevleri kabuletmeyeceklerdir.
n) Mühendisler, hile ile veya aldatarak diğer işverenlerdenbir eleman elde etme girişiminde bulunmayacaklardır.
o) Mühendisler, bitirilmiş bir iş için anlaşma veya kontratolmaksızın, ilgililerin bilgileri dışında görüş bildirimindebulunmayacaklardır.
5. Mühendisler, hizmetlerinin geçerliliği konusundamesleki itibarlarını oluşturacak ve diğerleriylehaksız rekabete girmeyeceklerdir:a) Mühendisler, işi ele geçirmek amacıyla doğrudan veya
dolaylı olarak herhangi bir komisyon, politik destek,hediye veya diğer benzeri şeyleri ödemeyecek, ödemeteklifinde bulunmayacaklardır.
b) Mühendisler, sadece istenen mesleki hizmet içinbelirlenen yetenek ve liyakat esasına göre ve gereklimesleki hizmetler için anlaşmalar düzenlemelidir.
c) Mühendisler, hizmetin amacına uygun ücret miktarındave yöntemde anlaşmalıdırlar. Anlaşmaya taraflarınkatılımda karşılıklı itimat zorunludur. Genel durum,mühendislik hizmetinin maliyetinin uygun ve makulolmasını gerektirir, ancak bu hizmeti sağlayacakkişilerin veya firmaların seçimindeki kararı kontroletmeyi gerektirmez.
d) Mühendisler, çalışırken veya çalışmalarıkesinleşmişken diğer mühendislerin yerlerini almak(ayağını kaydırmak) için görüşmedebulunmayacaklardır.
e) Mühendisler, mesleki şereflerini tehlikeye atabilecekbir terfi aracı olarak kullanılacak veya meslekikomisyonu ele geçirmeye yönelecek durumlarda,mesleki komisyon üyeliklerini istemeyecekler, teklifetmeyecekler ve de kabul etmeyecekler.
f) Mühendisler, kendi akademik ve mesleki yeteneklerinitahrif etmeyecek ve bunların yanlış olarak temsiledilmesine hizmet etmeyeceklerdir. Tayinlerine ilişkinkonularda veya sorumluluklarında yanlış beyanlar veyaabartmalar yapmayacaklardır. İş istemeye ilişkin broşürveya diğer gösterimlerde, işleri, üyelikleri, ilişkileri veyaçalışmaları ve yeteneklerini artırmak amacı ve niyeti ilegeçmişteki başarıları konularında yanlış beyanlardabulunmayacaklardır.
g) Mühendisler, mesleki hizmetlerini tanımlayabilirve belirli koşullarla sınırlandırabilirler.
h) Mühendisler, değerlendirilmiş iş ve meslekiyayınların tanıtımında gereksiz gösterişe,methiyeye veya abartıya kaçmadan, söz konusuhizmet ve projenin içeriğine ters düşmeyen gerçekve sadece mühendisliğe ilişkin görüntülerkullanabilirler.
i) Mühendisler, gerçek ve değerlendirilmiş olarakyazılan veya teknik yayınlar için gösterişten uzakve övgüyü içermeyen yazılar (makale)hazırlayabilirler. Bu gibi yazılar, işin paylaşımı içinbaşkalarına verilen güveni ve itimadı sarsmadandoğrudan kendisinin katkılarını içermelidir.
j) Mühendisler, projede veya belirtilen üretimdekikatkılarını alçak gönüllülükle ifade eden, ticariyayınlarda ve bilgilendirme yayınlarında adlarınınkullanılmasına izin verebilirler. Bu gibi izin, tescilliüretimlerin genel bir onayını içermeyecektir.
k) Mühendisler, kişisel üyeliklerini özel yayınlara ilanedebilirler. Buradaki bilgi, katılım ve katkılarını gerçekolarak ifade eden, çalışma alanını diğer katılanlarınadlarını, firma adını, adresini ve telefon numaralarınıiçeren biçimde olmalıdır.
1) Mühendisler, özel proje amaçlı yarışmalara, projenindiğer tasarımcılarının onayı olmadan giremez.
m) Mühendisler, mesleki itibara, görünüşe, uygulamayaveya diğer mühendislerin işlerine kötü niyetle veyayalan yere kötülük etmeyecek ve diğer mühendislerinçalışmalarını fark gözetmeden (tarafsız olarak)irdeleyeceklerdir.
n) Mühendisler, kar amacı olmayan özelprofesyonel birliklerin dışındaki herhangi birmühendislik kuruluşunu destekleyemezler.
o) Mühendisler, çalışanların olanaklarını kendiözel çalışmaları için kullanamayacaktır.
p) Mühendisler, öğrenci indirimlerindenyararlanmazlar.
6. Mühendisler, mesleki doğruluğunu, onurunu vedeğerini yüceltmek ve geliştirmek içinçalışacaklardır.
a) Mühendisler, bilerek adlarının veyafirmalarının başka firmalar veya kişilertarafından kullanılmasına izin vermeyeceklerve hileli veya aldatıcı mesleki uygulamalaraveya işlere angaje olmayacaklardır.
b) Mühendisler, mühendisliğin dışındaki işbirliklerini, üyeliklerini etik olmayanetkinliklerde paravan olarakkullanmayacaklardır.
7. Mühendisler, mesleki gelişmelerini kendikariyerleriyle devam ettirecekler ve kendi kontrollerialtındaki mühendislerin mesleki gelişmeleri içinolanaklar sağlayacaklardır:
a) Mühendisler, yanlarında çalışan elemanlarınındaha da eğitilmesi için çalışacaklardır.
b) Mühendisler, etik dışı olaylarda herhangi birbirlik ve beraberliği desteklemeyeceklerdir.
c) Mühendisler, yanlarında çalışan elamanlarımesleki yazılar yazmak ve teknik toplantılarakatılmak konusunda destekleyeceklerdir.
d) Mühendisler disiplinlerinin meslek ve teknikbirliklerini desteklemelidirler.
e) Mühendisler, mühendislik çalışmaları için diğerelemanlara gereken güveni verecekler ve gereken ilgiyigöstereceklerdir. Mümkünse tasarım, icat, yazma veyadiğer etkinlikler için sorumlu kişi veya kişiler olarakgörevlendirileceklerdir.
f) Mühendisler, mühendislik bilgilerinin yayılmasınagayret edecekler, gerçek olmayan abartılmış veyahaksız durumları içeren mühendislik etkinliklerinekatılmayacaklardır.
g) Mühendisler, mühendislik çalışmalarında, uygun veyeterli ücretler ilkesini onaylayacaklardır.
h) Mühendisler, mühendislik mesleğinin mümkün olantüm eğitim ve deneyiminden yararlanmayı doğal birgörev kabul etmelidirler ve birlikte çalıştıklarına dahaaz sorumluluk yüklemelidirler.
i) Mühendisler, işe alacakları kimselere çalışma koşullarıve çalışmadaki statüleri hakkında tüm bilgiyiverecekler ve sonradan bu konuda herhangi birdeğişiklik yapmayacaklardır.
KAYNAKLARAmerican Association of University Professors (AAUP) (2011). Statement on Professional Ethics. Retrieved April 16, 2011, from
http://www.aaup.org/statements/Redbook/Rbethics.htm.American Society of Civil Engineers (ASCE) (2000). Ethics - Standards of Professional Conduct. Retrieved December, 2004, from
http://www.asce.org/pdf/ethicsmanual.pdf.Arizona State University (ASU) (2003). Faculty Code of Ethics. Retrieved December, 2004, from
http://www.asu.edu/aad/manuals/acd/acd204-01.html.Gerçeker, H., Güven, M.H., Özdamar, Ş.O., Yanpar Yelken, T., Korkmaz, T. (2013). Yükseköğretim Kurumları’nda Etik İlkeler,
Sorumluluklar ve Davranış Kuralları. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 1, 2, 80-88.Aydın, İ. (2002). Yönetsel, Mesleki ve Örgütsel Etik, Pegem A Yayıncılık, Ankara.Harris, Jr., C.E., Pritchard, M.S., & Rabins, M.J. (2000). Engineering Ethics - Concepts and Cases, (2nd ed.), Wadsworth Publishing
Company, Scarborough, Ontario, p. 47.Lehigh University (2004). Code of Ethical Conduct for University Representatives. Retrieved December, 2004, from
http://luna1.cc.lehigh.edu:82/PURCHMAN.Merriam-Webster (1993). Merriam Webster’s Collegiate Dictionary (10th ed.), Merriam-Webster, Inc., Springfield, Massachusetts, p.
242.National Education Association (NEA) (2011). Code of Ethics. Retrieved April 16, 2011, from http://www.nea.org/home/30442.htm.Saddleback College (2011). Faculty Code of Ethics and Professional Standards. Retrieved April 16, 2011, from
http://www.saddleback.edu/gov/senate/acsen/acsen/ethics.html.TÜBA Bilim Etiği Komitesi (2002). Bilimsel Araştırmada Etik ve Sorunlar, TÜBA Yayınları No.1, Türkiye Bilimler Akademisi, TÜBİTAK
Matbaası, Ankara, s. 70.Wikipedia (2011). Sexual Orientation. Retrieved October, 2011, from http://en.wikipedia.org/wiki/Sexual_orientation.YUYÇ Komisyonu ve Çalışma Grubu (2009). Türkiye Yükseköğretim Ulusal Yeterlikler Çerçevesi (TYUYÇ) Ara Raporu S.1, TC
Yükseköğretim Kurulu, Ankara, s. 46.
MÜHENDİSLİK ETİĞİ VAKA ÖRNEKLERİ
Sosyal Antropoloji CBT 1471/29 Mayıs 2015 s.10-11, Reyhan Oksay Kaynak: New Scientist,
18 Nisan 2015
İNSANİ DEĞERLERİN EVRİMİ
Üretim sistemleri, insani değerleri değiştiriyor
Farklı grupların farklı ahlaki görüşlere sahip olmasının nedeni nedir? Şimdi
antropologlar ve primatologlar insani değerleri şekillendiren itici gücü anlamak için
kafa kafaya verip, insanoğlunun 20.000 yıl boyunca geçirmiş olduğu evreleri ve
günümüz topluluklarının etnografik yapılarını irdeliyor.
Biyologlar ve psikologlar tüm primatların bir çeşit ahlaki değere sahip olduğunu ileri
sürüyor. Peki, bu değerler niçin evrensel değil, farklı gruplar niçin farklı doğru yanlış
kavramlarına inanıyor? Bilim insanlarına göre insanoğlunun yüzyıllar boyu sahip olduğu
ahlaki değerler evrilmiş adaptasyonlardır. Başka bir deyişle bu adaptasyonlar sayesinde
genlerini bir sonraki nesle aktarabilirler.
HERKESİN EĞRİSİ DOĞRUSU NİÇİN FARKLI?
Ancak bu adaptasyon fikri insanların niçin farklı doğru yanlış kavramlarına sahip
olduğunu açıklamaya yetmiyor. Örneğin Kuzey Tanzanya’daki Hadza insanlarını
inceleyenler, kadınların da erkekler kadar cinsel haz peşinde koşmasının normal karşılandığını
görebilir. Oysa 150 Km ötedeki Nyamwezi insanları için bu, hiç de hoş karşılanmayan bir
davranış şeklidir. İnsanlar biyolojik olarak benzer bir evrim sürecinden geçtiği halde kültürler
arasında böyle bir farklılığın oluşmasının nedeni nedir? Bu durumda ya antropologlar
yanılıyordur, ya da primatologlar.
Stanford Üniversitesi’nden tarihçi ve arkeolog Ian Morris hem primatologların hem de
antropologların haklı olabileceğine dikkat çekiyor. Morris’e göre bu farklığının altında yatan
nedenlerin bugüne dek anlaşılmamasının temelinde, ormana bakmaktan ağaçları göremeyen
bilim insanlarının dar görüşlülüğü yatıyor. Yalnızca gezegenin tamamı üzerinde yaşayan
halkları inceleyen bilim insanları, buzul çağının sona ermesinden bu yana aradan 20.000 yıl
geçtiğini unutmuşa benziyor.
KÜLTÜR SAHİBİ OLAN TEK HAYVAN
Böylece her şeyin göreceli olduğu bir kez daha anlaşılmış bulunuyor. Bundan 50.000
ile 150.000 yıl önce evrim insanların kafatasının içerisine bir kiloluk bir malzeme yerleştirdi.
Beyni oluşturan 22 milyar dolayındaki nöron, bugün bizim kültür dediğimiz olgunun
yaratılmasında başrolü oynadı. Kültür, insanların öğretme, taklit ve diğer aktarma yolları ile
elde ettiği toplam bilgi birikimidir. Çok küçük istisnalar dışında, insanoğlu kültür sahibi olan
tek hayvandır.
Dolayısıyla biz insanlar, çevresel değişikliklere kültürel evrim yoluyla tepki verme
becerisine sahip tek canlıyız. Başka bir deyişle yeni bir kalıba girmemiz için milyonlarca yıl
evrim geçirmek için beklememize gerek kalmaz. Kültürel evrim insanın biyolojik donanımını
değiştirmez; ancak adalet ve doğruluğun ne anlama geldiği konusundaki düşüncelerimizi
değiştirir.
Değişen Enerji Tüketimi
İşte son 20.000 yıl boyunca tanık olduğumuz olgu da budur. Modern insanlar büyük
ölçüde buzul çağı koşullarında evrildiler; sürekli olarak lezzetli meyvelerin ve göç eden
hayvanların peşinde koştular. Avcı-toplayıcı kabilelerin çevrelerinden elde ettiği enerji –yakıt
veya yiyecek olarak çok azdı. Küçük gruplar halinde 10 kişiden fazla olmamak kaydıyla
yaşıyorlardı. Bu yaşam şekli doğal olarak siyasi, ekonomik ve cinsiyete dayalı hiyerarşilerin
oluşmasına uygun değildi.
Buzullar eriyip çiftçilik yapma olanağı ortaya çıkınca bu koşullar değişti. Çiftçilik
beraberinde bir sürü olumsuzluk getirdi. Çiftçiler avcı-toplayıcılardan daha uzun saatler
çalışmak zorundaydı; daha tekdüze bir beslenme şekline geçtiler; sağlıkları bozuldu ve erken
yaşta öldüler. Ancak bu dönemin avantajlarını da yabana atmamak gerekiyor. Bir kere
tüketilen enerji miktarında büyük artış oldu. Arkeolog Ian Morris’in hesaplamalarına göre
MÖ 10.000 ile 4.000 yılları arasında kişi başına tüketilen enerji miktarı iki misline çıktı.
Böylece bir insanın günlük kalori miktarı 10.000 kilokaloriye ulaştı. Oysa avcı-toplayıcı
bireylerinki günde 5.000 kilokalori civarındaydı.
MÖ 1’de bir kişinin tükettiği kalori günde 30.000 kilokaloriye çıktı. MÖ 10.000
dolaylarında dünyada çiftçi yoktu; yaklaşık 5 milyon avcı-toplayıcı vardı. Oysa MÖ 1’de
dünyada 250 milyon köylü yaşıyordu ve bunlar hayatta kalan bir avuç avcı-toplayıcıyı
yaşamak istemedikleri topraklara sürmüşlerdi.
Değişik Toplumlarda Gelir Eşitsizliği
Bu noktada dünyanın en büyük kenti Roma’da bir milyon insan yaşıyordu. Kent
kendisini beslemek için Akdeniz bölgesinin tümünden yiyecek temin ediyordu. Sonuçta
ortaya büyük bir iş bölümü çıktı. Bu düzenin sürdürülmesi için gelişmiş bir hiyerarşi
gerekiyordu. Kaçınılmaz olarak ekonomik eşitsizlik patladı. Gini katsayısı ile ifade etmek
gerekirse ortalama bir avcı-toplayıcı toplumda gelir eşitliliği 0.25 (0=Herkesin geliri eşit,
1=Bir kişi herkesin gelirine sahip); ortalama bir çiftçi toplumunda 0.48 ve 18. yüzyıl
Fransa’sında 0.59 idi.
Sanayi Devrimi İle Değişen Değerler
Sanayi devrimi enerji tüketimini dramatik olarak arttırdı. MS 1700’lerde ortalama bir
kuzeybatı Avrupalı günde 32.000 kilokalori tüketiyordu. Ancak 1900’lere gelindiğinde bu
rakam neredeyse üçe katlandı ve 92.000 kilokaloriye yükseldi. Bugün ortalama bir Amerikalı
günde 230.000 kilokalori yakıyor. 1800’lerde Dünya nüfusu 1 milyar iken bugün 7 milyara
çıkmış bulunuyoruz.
Bu enerji patlamasıyla ilgili en ilginç nokta, hiyerarşik düzenin daha da dikleşeceği
yerde tam tersi bir trend izlemesidir. Bugün dünya nüfusunun % 60’ı demokrasilerde yaşıyor
ve bütün bu bölgelerde kadınlar oy verebiliyor ve ekonomik eşitsizlik giderek azalıyor.
1970’lere gelindiğinde OECD ülkelerinde ortalama Gini katsayısı (vergiden sonra) 0.26 idi.
Bu oran avcı-toplayıcı döneme yakındır. Bu tarihten sonra Gini puanları yükselişe geçse de
2010’larda çiftçi toplumların ortalamasının altında kalmaya devam ediyor.
Hiyerarşide Azalma
1800’lerden sonra hiyerarşiler de yataylaşmaya başladı. Bunun nedeni fosil-yakıt
ekonomilerinin zengin enerji kaynaklarını mal ve hizmete dönüştürmesidir. Ne var ki bu
sonsuz miktardaki mal ve hizmetler tüketiciler olmazsa hiçbir işe yaramaz. Sonuçta
ekonomilerin zengin bir orta sınıfa ihtiyacı vardır. Ayrıca bu orta sınıfın okumuşu ve özgür
düşünme hakkına sahip olması daha makbuldür. Toplumlar serbest piyasa ekonomisine doğru
evrildikçe demokrasi ve liberalleşme gelişti. Bütün bunlar, herkesin hukuk önünde eşit olduğu
toplumların kalkınacağı ve gelişebileceğini işaret ediyor.
TARİHTEN ALINACAK DERSLER
Tarihten çıkartılacak dersler böylece netleşmiş oluyor: İnsani değerler biyolojik olarak
evrilmiş adaptasyonlardır. Ancak bu değerlerin yorumu kültürel olarak evrim geçirmiştir. Bu
da bizleri diğer hayvanlardan ayırıyor.
Eğer bu doğruysa bazı sonuçların da doğru olduğunu kabul edebiliriz. Bir kere ahlak
üzerinde ahkâm kesen felsefecilerin uzun zamandır her bedene uyan insani değerleri belirleme
çabaları başarısızlığa mahkûmdur. Aristotle köleliğin kabul edilebilir olduğunu iddia
ediyordu, çünkü çiftçilik yapan bir toplumda yaşıyordu. Öte yandan 1971 yılındaki Adalet
Kuramı ile tanınan felsefeci John Rowles ise köleliğin büyük bir haksızlık olduğunu
savunuyordu, çünkü fosil yakıt toplumunda yaşıyordu. Bu toplum yapısında kölelik yalnızca
gereksiz değil, aynı zamanda topluma zarar veren bir uygulamaydı.
İkincisi bugün insanların savunduğu değerler de değişmeye mahkûm. Son 200 yıldır
dik bir hiyerarşinin kötü olduğunu savunmak yararlı bir stratejiydi; ancak enerjinin elde ediliş
şekli gelecekte yine değişecek. Belki de ilerde radikal bir eşitliği savunan insanlar daha fazla
ödüllendirilecek. Belki de değişikler daha dik bir hiyerarşik yapıyı ödüllendirecek. Kaldı ki
gelir eşitsizliğinin 1870’lerden sonra pek çok ülkede arttığını unutmamak gerekiyor.
Belki de böyle bir eşitsizlik başlangıçtır. Birkaç nesil sonra az sayıda genetik olarak
değiştirilmiş, teknolojik olarak yetenekleri geliştirilmiş, yeni insanlar geride kalan tüm
insanları ortadan kaldıracak; modern insanın Neanderthalleri ortadan kaldırdığı gibi.
Görülüyor ki insani değerler kapuçin maymunlarında görülen basit adalet duygusuna göre çok
uzun bir yol kat etmiş bulunuyor. Belki de daha henüz hiçbir şey görmedik.
ÜÇ ANA DEĞERLER SİSTEMİ
Morris, ahlak felsefesini primatoloji ile birleştiren üç ana sistem olduğunu ileri
sürüyor:
Avcı toplayıcı topluluklarda ahlaki değerler
Bu değerler avcılık, yabani meyve toplayıcılığı ile geçinen toplumlarda yaygındır.
Bundan on binlerce yıl önce insanlar karınlarını böyle doyuruyordu. Ancak bugün milyonda
bir oranında insan avcı-toplayıcı şeklinde yaşıyor. Bunun yarattığı sorun şu: Arkeologlar
ahlak tarihini toprak altından kazıp çıkaramadıkları için o döneme özgü ahlak anlayışını
anlamak için tek çareyi bugün yaşamakta olan bir avuç avcı-toplayıcı grubu incelemekte
bulmuş. Bir başka sorun da modern avcı-toplayıcıların hiç kimsenin yaşamak istemediği
topraklarda yaşamak zorunda bırakılmış olması. Oysa bunların tarih öncesi kardeşleri
dünyanın en verimli bölgelerinde yaşıyorlardı.
Arkeologlar, tarih öncesi avcı-toplayıcılarla, modern avcı-toplayıcıları
karşılaştırdığında benzerliklerin farklılıklardan daha fazla olduğunu keşfedince, avcı-toplayıcı
yaşam şeklinin pek çok özelliğinin bugün korunmakta olduğu sonucunu çıkartmış bulunuyor.
Avcı-toplayıcı topluluklar birbirine benzememekle birlikte, hemen hemen tümünde
herkesin eşit haklara sahip olduğu görüşü yaygındır. Hiç kimse bir diğerinden zengin
olamadığı gibi, siyasi açıdan da kimse diğerlerinden daha güçlü değildir. Ayrıca kadın ve
erkek özgürlükler konusunda eşittir. Bu değerlere saygı göstermeyenler topluluğun tümü
tarafından aşağılanır, dışlanır veya şiddete maruz kalır.
Çiftçi topluluklarında ahlaki değerler
Bu insanlar ıslah edilmiş tohumları ekerler ve ehlileştirilmiş hayvanları işe koşarlar.
Çiftçilik MÖ 9500 yıllarında bugün Ortadoğu olarak bilinen bölgede yapılırdı ve MÖ
1500’lerde dünya üzerindeki verimli toprakların tümü üzerine yayılmıştı. Yaklaşık 5000 yıl
boyunca Dünya üzerinde hemen hemen herkes çiftçilik yapan topluluklara dâhildi. Bütün bu
grupların ortak paydası, herkesin eşit olduğu görüşünün artık geçerliliğini yitirmiş olmasıydı.
Başka bir deyişle her birey diğerinden farklıydı. Bazıları diğerlerinden daha akıllı, daha
becerikliydi; zengin ve güçlü olmayı daha fazla hak ediyorlardı. Köle sahibi olmak normal
karşılanıyordu; kadınlar erkeklere, herkes de tanrıların seçtiği krallara itaat etmek zorundaydı.
Çünkü bir insan, hem erkek, hem özgür hem de tanrılar tarafından seçilmiş ise tartışmasız
üstün bir varlıktı. Kısaca o dönemde hiyerarşi adil bir düzen olarak algılanıyordu.
Bilim insanları için çiftçi toplumları incelemek, avcı toplayıcıları incelemek kadar
zordur. Ancak bu sefer sorunun kaynağı kanıt eksikliği değil; yazılı kaynakların pek çoğunun
hiyerarşinin en tepesindeki erkekler tarafından kaleme alınmış olmasıdır. Toplumun en alt
kademesindeki kadınlar, köleler, serfler hakkında bilgi hemen yoktu.
Bu sorunun giderilmesinde de modern köylü toplumlar imdada yetişti. Etnografların
elde ettiği verilere göre günümüzün kırsal bölgelerinde yaşayan köylü topluluklarında en
büyük sorun “daha üstün” tabakanın ahlaki yükümlülüklerini yerine getirmemesinden
kaynaklanır. Örneğin eşini taciz eden kocaya, köylüye hakkını vermeyen derebeyine veya
ağaya başkaldırı normal karşılansa bile, adaletli davranan otoriteye itaat etmek doğaldır ve bir
zorunluluktur.
Fosil-yakıt topluluklarında ahlaki değerler
Bu üçüncü ahlaki sistem diğerlerinden çarpıcı biçimde farklıdır. Bu değerlere fosil yakıtı
değerleri denmesinin nedeni, kömür ve petrol tüketerek makineleri çalıştıran toplumların
fosilleşmiş bitkilerin yarattığı enerji kaynağını olabildiğince sömürmeleridir.
Fosil-yakıt toplumu MS 1800’lü yıllarda İngiltere’de başladı ve hızla dünyaya yayıldı.
Bu yeni enerji kaynağı popülerleşirken, çiftçilik yaparak geçinen toplumların değerleri yok
oldu. Son yıllarda dünya çapında yapılan kamuoyu araştırmaları, siyasi, ekonomik ve
toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin kimse tarafından doğru bulunmadığını ortaya koyuyor.
Aşırı dik hiyerarşiler adaletin işlemediği bir toplumu işaret ederken, demokrasi,
sosyalizm ve feminizm gibi kavramlara işlerlik kazandırılmaya çalışılıyor.
MÜHENDİSLER NEDEN TERÖRIST OLUYOR?
Sosyal bilimciler Oxford Üniversitesi’nde Sosyal Teori Profesörü Diego Gambetta ve
o dönemde doktora öğrencisi olan Steffen Hertog, mühendislik eğitimi ve teröristler
arasındaki bağı araştırdıkları çalışmalarını kitaplaştırdı.
“Cihad Mühendisleri” isimli kitapta mühendislik geçmişine sahip teröristlerin
gerçekten de büyük bir orana sahip olduğunu ortaya koydu. Hertog ve Gambetta, 1970’lerden
bu yana saldırılara karışan 500 radikal İslamcıyı araştırarak işe başladı. Üniversite eğitimi
alanlar ayrıldığında sayı 207’ye düştü. Araştırmacılar, bu kişilerin yüzde 45’inin mühendislik
eğitimi aldığını ortaya koydu. 19 farklı ülkeden erkek üniversite öğrencileri incelendiğinde ise
mühendislik eğitimi alanların oranının sadece yüzde 19 olduğu görüldü. Böylece teröristlerin
ortalamanın kat kat üzerinde mühendislik çıkışlı olduğu ortaya konmuş oldu. Batı’da doğup
büyüyen 71 teröriste bakıldığında da bu kişilerin 32’sinin mühendis olduğu görüldü.
Yurtdışında eğitim alan 40 cihatçının 27’si de mühendisti. Araştırmacılar, şiddet eylemlerine
karışan Neo-Naziler arasında da mühendislerin çoğunlukta olduğunu ortaya koydu.
Araştırma mühendis camiasında tepki ile karşılanırken, şu an London School of
Economics’te karşılaştırmalı siyaset profesörü olan Hertog tepkileri, “Bazıları, hiçbir şeyden
anlamayan, sosyal bilimlerden birkaç salaktan rahatsız olmuştu” sözleriyle anlattı. Bazı
mühendisler, araştırmayı “mesleklerini karalama girişimi” olarak nitelemişti.
Gambetta ve Hertog’un araştırmasına göre, mühandislik ve terör arasındaki
bağlantının ilk açıklaması sosyoloji kaynaklı. Gelişmekte olan ülkelerde mühendislerin
yüksek sosyal statüye ve iyi işlere kavuşması bekleniyor. Ancak bu gerçekleşmediğinde
ortaya büyük bir utanç ve öfke hissi çıkıyor. Örneğin elektrik mühendisi Muhammed Yusuf
Abdülaziz’in bir nükleer enerji şirketinden kovulmasının ardından radikalleştiği aktarılıyor.
VAKA ÖRNEKLERİ
Vaka 1-21 arası kaynak: Müezzinoğlu, 2010.
Vaka 1: Eski Petrol Sızıntısı
Büyük bir petrol şirketinin yerel bir işletmesinde uzun süreden beri çalışmaktasınız. Firmanız
rafineriden tankerlerle ve bir boru sistemi ile petrokimya ürünleri almakta, depolamakta ve
uygun karışımlar hazırlayıp ambalajladıktan sonra piyasaya vermektedir. Önerileriniz ve
titizliğiniz sayesinde firmanız, çevre ile ilgili bütün standartlara harfiyen uymakta ve yerel
yönetimlerle iyi ilişkiler içinde bulunmaktadır.
Çalışkan ve başarılı bir mühendis olduğunuzu her fırsatta ilgililere ileten başarılı bir müdür ile
çalışıyorsunuz ve kendisiyle aranız çok iyi, öyle ki kendisi firmanın merkez yönetimine terfi
etmeniz ve yakın gelecekte müdür yardımcısı olmanız için teklifte bulunmak üzere.
Bir gün sabah çayınızı içerken müdürden, siz firmaya girmeden olmuş bir olayın hikâyesini
dinlediniz. Boru hattındaki bir arızadan dolayı bundan 20 yıl kadar önce işletmede 6000 ton
petrol ürününün kayıtlara göre kayıp olduğunun belirlendiğini, bunun sızma şeklinde bir arıza
olduğu için, kimyasalın yavaş yavaş toprağa karıştığını, yeraltına sızarak göllendiğini, ama o
gün bugündür çevrede hiç bir zararın meydana gelmediğini, kimsenin zarar görmediğini ve
şikâyet olmadığını, böylece olayın 20 yıl içinde kapanıp gittiğini öğrendiniz. Olayı tespit için
firmanın o zamanlar açtığı kuyular da kapatıldığı için yeraltında birikip göllenen kimyasalın
şu andaki durumu belli değil ama kimse de bilmiyor, basına da yansımadan olayı
durdurdukları için önemli bir şey de değil. Her şey usulüne ve standartlara uygun olarak
devam edip gidiyor.
Günümüzdeki kanunlar bu bilginin yerel yönetime rapor edilmesi gerektiğini emrediyor. Eğer
sızma bugün olsaydı, rapor etmek mecburiyetinde olacaktınız. Ama 20 yıl önce olmuş, o
zaman böyle bir mecburiyet yoktu. Ama toplumun iyiliği ve çevrenin kalitesi adına böyle bir
riski yerel yönetimin bilmesi gerek, yeraltı suyunda herhangi bir hareket değişikliği sonuçta
önemli riskler yaratabilir. Bu yüzden ilk tepkiniz Müdürünüze “bu olayı yöneticilere
duyurmamız gerek” önermesi yapmak oluyor. Müdür ise aksini düşünüyor. “Sızma yok ki,
hem kuyular da kapatıldığından dolayı, göllenen kimyasalın yerini bile bilmiyoruz, yönetime
haber verirsen bize arama yaptırırlar, buldururlar ve pompajla dışarı çektirirler. Çektiğimiz
6000 ton işe yaramaz haldeki kimyasalı nereye koyarız?” Siz ise ısrar edersiniz, çünkü
mühendislik etiği toplumun çıkarının her şeyin üstünde tutulacağını emretmektedir. Bunun
üzerine Müdür sinirlenir ve şöyle der “ben sana bu sırrı sohbet olsun diye anlattım, eğer
başımıza bela olacaksan bur firmada geleceğin kalmaz, bilmiş ol.”
Ne dersiniz, sizce ne yapmak gerek?
Vaka 2: Başkanlık Seçimi
Mühendis arkadaşınızla birlikte küçük bir şehirde yeni bir çevre mühendisliği şirketinde
çalışmaya başladınız. Firma yeni ve küçük, yörede de yeni olduğundan pek tanınmıyor, iş
bulamazsanız batacak. Bu şehre gelmenizin nedeni eşinizin burada iyi bir işi olmasıdır. Başka
firmalar yaptıkları işlere sizi ortak etmiyorlar.
Kenti gezip tanıdıkça fakir semtlerdeki atık su altyapı noksanını gözlemlediniz. Fark ettiniz ki
bu yüzden halkın içme suyu olarak kullandığı yeraltı suyu kirlenmekte, yörede halk sağlığı
sorunları var, her an bir salgın hastalık baş gösterebilir.
Belediyede yaptığınız görüşmelerden bu yöre için bir altyapı projesi hazırlandığını
öğrendiniz, proje ihalesi için bir ön rapor yazmanız istendi. Firmanın patronuna verirken
kendisi belediye başkanı ile görüştüğünü, başkanın yeni seçim kampanyası için bu projenin
önem taşıdığını, rakibinin bu projeye pahalı olduğu için karşı çıktığını, bu yüzden de şimdiki
başkanın seçim kampanyasında bu projenin ucuza mal olacağını duyurmak istediğini, sonuçta
1 milyar TL tutan proje ön tahmininizin en çok 300 bin TL olursa şansı olduğunu size
açıkladı. Bu nedenle hemen ne yapıp edip projeyi 300 binin altına indirmenizi söyledi. Siz de
itiraz ettiniz, ama cevap olarak patron bir açıklama daha yaptı, böylece başkanın seçim
kampanyasına yüklü bir bağış vermeyi kabul ettiğini, bunun karşılığında da bu işi nasıl
kotaracaklarını konuştuklarını da öğrendiniz. Elbette ki proje bu paraya çıkmaz, başkan
kazanırsa projeyi alırsınız, o zaman haklı gerekçelerle artırım istersiniz ve alırsınız. Rakibi
kazanırsa zaten proje falan yok.
İtiraza devam ederseniz projeyi patronun kendisinin ele alıp kısacağını, bu durumda da sizi
işten çıkartacağını öğrendiniz. Ne yapardınız?
Vaka 3: Ağaç Kesilecek mi?
Belediyenin yeni mezun olup işe girmiş bayan mühendissiniz. Yeni işe girdiniz ama
başarılarınızdan dolayı hemen bir terfi verdiler ve sizi yeni yapılan kanal inşaatında yetkili
kontrol mühendisi yaptılar. Proje uygulama grubunuzda çok deneyimli ve başarılı bir ustabaşı
görev yapıyor. Zaten sizi bu göreve atarken deneyimsiz olmanıza rağmen bu kişi ile çok rahat
çalışacağınızı ve kendisinden arazi çalışması sırasında çok yararlı bilgiler edineceğinizi de
hesaba katmışlardı.
Sabah arazideki göreve geldiğinizde hava çok güzel, kanal güzergâhında işe başlamaya
hazırlanan işçileri arkanızda bırakıp, yeni açılacak güzergâhı dolaşmaya karar verdiniz.
Kanalın açılması için konulan işaretler arasında yürüyorsunuz ve bu arada kesilecek ağaçlara
bakıyorsunuz, birden karşınıza asırlık ulu bir çınar çıkıyor. Gözlerinize inanamayacağınız
kadar büyük, eski ve güzel. Bu da kesilmek üzere işaretlenenlerden, aslın kanalın geçeceği
güzergâhın dışında ama köklerinin kanal inşaatına zarar vermemesi için kesilmesi gerek.
Hemen geri dönüp ustabaşını buluyorsunuz ve bu asırlık adeta anıt ağacı kesmemek için
kanalın bir buçuk metre kaydırılmasını öneriyorsunuz. Faydasız, hazırlıklar ona göre.
Ustabaşı itiraz ediyor, siz dinlemiyor ve ısrar ediyorsunuz, sonuçta proje sorumlu mühendisi
sizsiniz, emir veriyorsunuz ve o gün kesim durduruluyor, meselenin belediye sorumluları ile
görüşülmesi gerek, konuşmak üzere hemen belediyeye dönüyorsunuz.
Bundan sonrası sizce nasıl ilerledi dersiniz? Evet, ertesi gün işe gittiğinizde siz gelmeden
ağacın kesildiğini görüyorsunuz. Sizi bir kadın olduğunuz için kadınca duygusallıkla
damgaladıklarını hissediyorsunuz, yetkilerinizi kullanmanıza izin verilmediğini, genç ve
tepkisel davrandığınızın düşünüldüğünü, ciddiye alınmadığınızı ve ağaç kesmenin ciddi bir
şey görülmediğini algılıyorsunuz? Ne yapmak gerekir?
Sizce kim haklı ve şimdi ne yapacaksınız?
Vaka 4: Sürek Avı
Başarılı mühendislik şirketinizi 20 yıllık çalışmanın ardından devrettiniz. Çünkü artık
İstanbul’da yaşamak yerine kendinize ve ailenize daha fazla zaman ayırabileceğiniz doğup
büyüdüğünüz kasabaya yakın olan Mersin’de yaşayacaksınız. Burada bir şirket daha
kuruyorsunuz, ama işler hem piyasanın hacmi hem de sizin bölgede fazla arkadaş ve müşteri
grubunuz olmadığı için çok kötü gitti. Hiç iş alamadınız henüz.
Bir sabah erkenden telefonunuz çaldı ve tanımadığınız biri sizi 1 saatlik mesafedeki
arazisinde buluşmak üzere davet etti, size bir iş teklifi olacakmış. Kalkıp gittiniz, arazi çok
büyük ve güzel. Tepeler, küçük ormanlar akarsu ve bir gölet var. Yörenin sıcak iklimi de çok
uygun, bir doğa parkı yapıp Afrika’dan ve dünyanın başka yerlerinden aslan, leopar gibi av
hayvanları getirtip, turistik bir avlanma alanı yapmak istiyor. Çok pahalı bir proje, altyapı ve
inşaat işlerini sizin yapmanız isteniyor, büyük bir iş ve size getirisi de çok olacak.
Soruyorsunuz, getirteceğiniz hayvanlar soyu tükenmekte olan hayvanlar değil mi? Olabilir
diyor, bu bizim sorunumuz değil, bu parayı verip bu hayvanları öldürmek isteyen bir sürü çok
paralı turist var. Ben işime bakarım, sen de öyle yapmalısın, zaten bunu bilecek kadar
profesyonel bir mühendissin. Haydi, hemen kararını ver de işe başlayalım.
Ne yapmalısınız?
Vaka 5: Çevreye Yatırım Yapılmaz mı?
Çevre mühendisisiniz. Bir büyük sanayi kuruluşunun atık su arıtma tesisinin işletilmesinden
sorumlusunuz. Arıtma tesisi 5 yıl önce yapılmış, tasarımından da fabrikanın atık sularının
organik kirlilik yükü (BOI5) yıllık ortalama değer üzerinden hesaplanmış. Fabrikada son bir
iki yılda artan nüfus ve üretim dolayısıyla bu ortalamalar değilse bile maksimum yükler sık
sık fazlaca artış gösteriyor ve arıtmanın çıkışında organik kirlilik belediyenin izin verdiği
sınırı aşabiliyor. Bu yüzden Belediye yetkililerinden son günlerde uyarı ve ceza tehditleri
gelmeye başladı. Siz de işe başladığınız günden beri bu tasarım değerinin fiili duruma uygun
olmadığının farkındasınız ve sorun çıkmasını bekliyordunuz, hatta müdürünüze bu konuyu
iletmiş ve kendisine ek yatırım yapmak gerekeceğini söylemiştiniz. İşte söylediğiniz oldu,
şimdi yatırım yapmak gerek. Ama müdürünüzün şimdilerde böyle bir niyeti yok, bir şekilde
bir süre daha böyle gitmesinden yana.
Sıkıntılı günler yaşıyorsunuz, çünkü belediye yetkilileri sizi muhatap alıyorlar, gerçekten de
tesisin sorumluluğu size ait.
Bu durumu bilen bir arkadaşınız size bir çıkış yolu öneriyor, bir tanıdık firmada satılan bir
kimyasalın eklendiğinde atık su içerisindeki bakterilerin metabolizmasını yavaşlatarak gerçek
organik yükü düşük gösteren bir BOI5 ölçümü yapılmasını sağlamaktadır. Belediye
denetimleri öncesinde bu kimyasalı fabrikadan gelen atık su kanalına eklersen, BOI5
parametresi sınırları aşmayacaktır. Sen de bu sıkıntıdan kurtulursun diyor. Siz de itiraz
ediyorsunuz, biliyorsunuz ki, bu madde aslında kirlilik yükünü azaltmadığından sadece ölçüm
yöntemini aldattığından dolayı, İzmir kanalizasyonuna protokolünüzde öngörülenden daha
fazla yük göndererek kenti zarara sokacaksınız. Bu açılardan bakınca bu bir tür sahtekârlıktır.
Ne yapacaksınız?
Vaka 6: ÇED Raporu
Çevresel Etki Değerlendirme raporu da yazan bir şirkette çalışıyorsunuz. Büyük bir firmanın
yörenizde kuracağı yeni tesisin ender bulunan ve koruma altındaki bazı canlı türlerini yok
edeceğini belirlediniz, raporunuza eklediniz. Bu bilgiyi sizin raporunuzun müsveddelerini
gören ve sonucu kamuoyuna açıklamak isteyen kamu kurumu, verileri ve sonucu kamuoyuna
açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenledi, yarın öğleden sonra üçte sizin de orada
olmanız isteniyor.
Tesisi kuracak büyük firmanın merkezdeki bürosundan bir yetkili müdürünüzü arayarak,
milyonlarca dolarlık iş teklifi yapıyor ve koşul olarak da ÇED raporunu hazırladığınız için
sitem etti ve basın toplantısında sizin şirketten kimsenin bulunmamasının iyi olacağını
bildirdi. Müdür de bu büyüklükte bir işi kaçırmamak için sizin basın toplantısına gitmemeniz
talimatını veriyor, raporu değiştirmenizi istiyor. (Bu tür şeyler o kadar çok görülüyor ki.)
Ne yaparsınız?
Vaka 7: Yanlış Metraj ve Keşif
Kentinizde aşırı kirlendiği için temizlenmesi gerekli bir eski çöplük alanında, temizlik
yapmaktasınız. Kirlenmiş yüzey örtüsünü temizlediniz ama zaman içinde sızarak yeraltı
suyunu kirlettiği için suyun da çekilip temizlenmesi gerekli. Bu nedenle firmanız akış yönünü
de dikkate alarak kuyular açacak ve toplanan suyu çekip temizleyecek. Projeye göre kuyuları
yeraltı katmanlarının durumunu ve zemin kayacının yerini dikkate aldıktan sonra 120 m
derinlikte açmanız gerekli. Ancak çalışma sırasında 150 metreye indiğiniz halde henüz
sağlam kayaya rastlamadınız. Hemen büronuzu arayıp, durumu başmühendise
bildiriyorsunuz. Fazladan kazdığınız her metre fazladan harcama demek. Başmühendis
inanamıyor ve işlemi durdurmanızı istiyor. Raporunuza “150 metreye inildi kayaca rastladık
ve delmeyi durdurduk” yazmanız gerektiğini söyledi. Siz iyi biliyorsunuz ki, sağlam zemine
ulaşılmadıkça, alttaki su sızıntısı devam edecek ve yeraltı suyu kirliliği riski sürecektir.
Başmühendis ise bunun fark edilmesinin onlarca yıl alacağını, belki hiç bir zaman böyle bir
kirlenme olmayacağını, olsa bile temiz suda seyreleceği için kirli su sızıntısının bir sorun
teşkil etmeyebileceğini söylüyor. Sadece sağlam zemine ulaştık demenizi istiyor.
“150 metrede sağlam kayaca ulaşıldı” diye rapor yazıp imzalar mısınız?
Vaka 8: Bıktık Bu Çevrecilerden (mi?)
İşyerinizde yerel çevre grubu ile randevunuza geç kaldınız, o yüzden biraz hızlı araba
kullanmak zorundasınız. Bir yandan da içinizden “bu çevreciler de çok oldu, ne zaman doğru
dürüst bir mühendislik projesi yapmaya kalksak karşımıza bir çevreci grup çıkıyor”, yok
“ekosistem”, yok “risk altında canlı türleri”, “habitat” , “sürdürülebilirlik” bir sürü kavramdan
bahsedip işimize engel olmaya başlıyor. Hâlbuki bu mühendislik projeleri olmasa, barajlar
yapılmasa, su iletim hatları yapılmasa susuz kalsalar daha mı iyi? Yapılan projelerin önemini
neden anlayamıyorlar?
Bir yandan kafanız böyle meşgul, otoyolda hızla araç kullanırken birden önünüzde asfaltın
üstünde bir karaltı görüyorsunuz. Bir kaplumbağa olanca yavaşlığıyla yolun karşı tarafına
geçmeye çalışan iri ve yaşlı bir canlı. İçgüdülerinizle direksiyon kırıp yan şeride geçiyor ve
kaplumbağayı ezmeden yolunuza devam ediyorsunuz. Ama o süratte yaptığınız hareket
risklidir onu da biliyorsunuz. Gerçi bir kaza olmadı, ama pekâlâ olabilirdi.
Birden başka türlü düşünüp, başka türlü davrandığınızı anlıyorsunuz, çevrecilere kızarken
kendinizi riske atmak pahasına siz de bir canlıyı kurtardığınızı, bu anlamda sizin de çevreciler
gibi olduğunuzu fark ediyorsunuz.
Çevreci olmaktan utanıyor musunuz?
Vaka 9: Tehlikeli Atık Giderimi
Bir çevre mühendisliği firmasında görevli mühendissiniz. Sizin emrinizde çalışan teknisyen
arazi çalışmaları yapmaktadır. Bir müşterinin arazisine bırakılmış yarı dolu varillerde ne
olduğunu anlayabilmek için teknisyeniniz örnekler aldı, maddelerin “tehlikeli ve zararlı”
sınıfından olup olmadığını anlamanız gerekiyor. Eğer öyleyse bu varillerin ortadan
kaldırılması için belirli nakliye önlemleri almanız ve bunları yetkililere haber vermeniz
gerektiğini siz de teknisyeniniz de çok iyi biliyorsunuz.
Firmanızın bu müşteri ile birçok başka iş ilişkisi var. Bu ilişkileri sürdürmek adına ve onlar
lehine bu varilleri nerede bulduğunuzu ve sadece numuneler aldırdığınızı rapor etmenin
yeterli olması istendi. Ardından da bu varilleri “içinde ne olduğu bilinmeyen maddeler
bulunan variller“ olarak tanımlayıp oradan kaldırılmasını isteyeceksiniz. Müşteriniz bu
varilleri alıp götürecek başka bir şirket ile anlaştı bile. Sizden istenen sadece rapor yazmanız.
Bu raporu yazar mısınız?
Yoksa ilgililere haber verme sorumluluğu duyar mısınız?
Vaka 10: Çevre Sağlığı İle İlgili Kurumun Mühendisi
Çevre konusunda nihai karar veren bir devlet kuruluşunda mühendissiniz. Büyük bir fabrika
arazisinde bir ko-jenerasyon tesisi kuracak ve enerji üretecek bir proje hazırladı ve izin için
kuruluşunuza sundu. Amiriniz bu işi size verdi, verirken de “sakın bir gecikme olmasın” diye
de talimat aldınız. Projeyi incelediğinizde hava kirliliğini gidermek için alınan önlemlerin
yeterli olmadığını, ek olarak bazı kontrol cihazlarına ihtiyaç olduğunu ve bunlar yapılmazsa
tesisin açılmasından sonra emisyon izni alacak durumda olmadığını gördünüz. Amiriniz ise
alınan tedbirler bu işe yeter diyor. Siz düşüncelerinizi yazılı olarak amirinize verdiniz ve izin
verilmemesi gerektiğini bildirdiniz, ama izin çıktı ve bu arada basında da önemli yer buldu.
Bu işten çekilmeniz gerekir mi? Bu izne imza atmalı mısınız, yoksa itirazınız etik bir davranış
mıdır?
Vaka 11: Bilgi Sızdıran Belediye Mühendisi
Kentin belediyesine bağlı çevre sağlığı işletmesinin müdürlüğünde çalışan mesleki yeterlik
sahibi (yani imza yetkisi olan) tek mühendissiniz. Amiriniz doğrudan müdürünüz, ayrıca size
bağlı çalışan bir teknisyen var ve siz kentsel kanalizasyondan ve arıtmadan da sorumlusunuz.
Kentte çok sayıda gıda işletmesi var ve bunların atık suları kentsel kanalizasyona oradan da
kent arıtma tesisine gidiyor. Gıda işletmeleri mevsimsel çalışıyorlar ve onların en büyük
kirlilik yükü üretme mevsimi aynı zamanda kanala yağmur suyu girişinin de en büyük olduğu
mevsim.
Amirinize arıtma kapasitesinin yağışlı sezonda gelecek ek yük dolayısıyla yetersiz olduğunu
bildirdiniz, hatta alınabilecek önlemleri de belirttiniz. Ayrıca amirinizin dışında belediye
meclis üyelerinden tanıdığınız birilerine de durumu gizlice açıkladınız. Amiriniz “hele yağışlı
mevsim gelsin de görürüz” şeklinde umursamaz bir yanıt verdi. Ardından da “bu meseleleri
sadece benimle görüşeceksin, aksi halde işine son veririm” dedi. Bunun üzerine bu davranışı
da meclis üyesi tanıdığınıza anlattınız. Amiriniz sizi arıtma ile ilgili görevden aldı, bu
meseleyi daha fazla kurcalarsa işten atılacağınızı söyledi. Sizin yerinize teknisyeninizi
sorumlu atadı ve kendisinin sadece amirinize bilgi vereceğini ve doğrudan amirinizden emir
alacağını açıkladı. Bu talimatın yazılı olduğu belgeyi alıp sakladınız.
O kış gerçekten aşırı yağış oldu, eğer arıtma havuzları kısmen baypas edilip boşaltılmazsa
taşacak ve bu defa tüm arıtma tesisi elden çıkacak noktaya gelindi. Bu durumu belediyeye ve
kamuoyuna açıklama mecburiyeti var. Amiriniz bu açıklamayı yapıyor ve mazeret olarak
“çok yağış oldu ne yapalım diyor?”
Acaba görevinizi doğru yaptınız mı? Buna rağmen sakıncalı durumu engelleyemediniz,
hatanız nerede?
Vaka 12: Başkasının Fikrini Kullanmak
Bir proje geliştirilirken belediye teknik elemanlarından biri başka bir mühendisin proje
yaklaşımını ve düşünce tarzını, kendi bilgisi olmadan bir diğer mühendise açıklasa ve buna
göre proje hazırlamasını istese, proje bu tarzda gelişse ve ikinci firmada kalsa bu etik bir
davranış olur mu?
Vaka 13: İşi Beğenmemek
Müşteriniz yaptığınız projeyi beğenmedi, çok büyük, karmaşık ve işletmesi zor bir proje
hazırladığınızı düşünüyor. Siz is bu şekilde yapılmazsa projenin toplum sağlığını tehdit
edeceğini düşünüyorsunuz. Aslında müşteri projenin çalışacağına inansa gerekli kabulleri
yapacak ve paranızı da ödeyecek. Bu nedenle sizden projenin çizimlerini istiyor ki, tanıdığı
bir başka mühendise danışsın ve onun size destek vererek daha iyi bir proje elde edilmesini
sağlasın. Siz ise çizimleri vermek istemiyorsunuz.
Vermeniz gerekir mi?
Vaka 14: Mühendisin Topluma Açıklama Yapması
Bir büyük basın kuruluşu yapılmakta olan Boğaz köprü inşaatını ziyaret ederek gecikmelerin
neden ve maliyeti, meydana gelmiş çok sayıdaki iş kazaları ve projenin geleceği konusunda
görüş bildirmenizi istedi. Bunun için de size belli bir meblağ ödeyecek. İnşaat alanına
günübirlik bir ziyaret yaparak genel bir rapor hazırladınız, gelecekte doğabilecek sorunları
göz önüne alarak yapılması gerekli ilave testler var, ayrıca buna benzer başka teknik tedbirler
de öngördünüz.
Yazdığınız rapora dayanarak basın kuruluşu bir seri yazı hazırladı, inşaatta çalışan
mühendislere, taşeron firmanın kendisine suçlamalar ve hatta yolsuzluk iddiaları gündeme
getirdi. Gelecekte bu projenin güvenliksiz olacağını kamuoyuna açıkladı. Kamu kuruluşu
olduğundan bu yazı dizisi üzerine ilgililer için soruşturma açıldı, sizi de ifade vermeye
çağırdılar. Siz de bu tür iddialar değil, teknik sorunlarla ilgili olarak rapor verdiğinizi
bildirdiniz; projenin gelecekte güvenli olmayacağını söylemediniz ki.
Bu davranışı için basın ahlak kurumuna başvurarak basın kuruluşu hakkında soruşturma
açılmasını talep eder miydiniz?
Vaka 15: Sır Saklamak
Bir fabrika ile çevre danışmanlığı sözleşmesi yaptınız. Göreviniz bir süre önce il çevre kontrol
örgütü tarafından tesise verilen 60 gün süreli uyarı gereğince tesisin yapması gereken atık su
deşarj izni başvurusu konusunu incelemek, verilen deşarj sınırına uyumu sağlamak üzere bir
rapor hazırlamak. Yaptığınız incelemenin sonunda tesisin gerçekten de ilave yatırım
yapmazsa yakından geçen akarsuyu kirleteceğini gördünüz, ama henüz raporunuzu
tamamlamadınız. Yapılması gereken ek yatırım oldukça pahalıya mal olacak. Bu bulgularınızı
fabrikanın yetkililerine sözlü olarak ilettiniz. Ertesi gün fabrika sizinle olan sözleşmesini
durdurduğunu yazılı olarak bildirdi, anlaştığınız ücret size ödendi ama bu konudaki
bildiklerinizi de açıklamanızı yasaklıyorlar.
Bir kaç gün sonra çevre il yetkililerinin tesisin çevreyi kirlettikleri için uyarıldıkları
konusunda kamuya açıklama yaptıklarını, tesisin de cevap olarak kendilerinin hiç bir ilave
yatırım yapmadan atık su sınır değerlerine zaten uygun çalıştıklarını, kirlettikleri iddiasının
gerçek olmadığını bildirdiğini öğrendiniz.
Ne yaparsınız, acaba çevre il müdürlüğüne elinizdeki verilerle başvurmalı mısınız?
Vaka 16: Güvenlik Noksanını Bildirmek
İnşaat mühendisisiniz. Müşterinizin satmak istediği ama alıcıların güvenlik konusunda kuşku
duyduğu eski ve tarihi bir binanın güvenlik araştırmasını yapmanız istendi. Anlaşmanız
bulgularınızın gizli kalacağı konusunda özel bir madde içeriyor. Ayrıca müşteriniz binada
herhangi bir tadilat veya tamirat yapmayacağını, binayı olduğu gibi satacağını size bildirdi.
Mesleğiniz gereği yaptığınız gözlem ve incelemeler sonunda yapının sağlam olduğunu
gördünüz. Ama müşteri laf arasında binanın mekanik ve elektrik tesisatında sorunlar
bulunduğunu ağzından kaçırdı. Siz ise bu konularda yetkili ve yeterli değilsiniz, ama
biliyorsunuz ki bu açılardan da binanın yeni yerleşeceklere güvenlik sağlaması gerek. Aksi
halde çok ciddi sorunlar çıkabilir.
Raporunuzda bu hususa kısaca değiniyor ama anlaşmanız gereği üçüncü kişilere açıklama
yapmamış oluyorsunuz.
Yaptığınız etik olarak doğru mu?
Vaka 17: Kamu Projesinde Kişisel Çıkar
İlgili kamu kurumu mühendislik şirketinizi yeni kurulacak bir termik santralın fizibilite
çalışmasını yapmak için görevlendirdi. Göreviniz belirlenmiş iki yer alternatifi üzerinde
çalışarak hangisinin daha fizibl olacağını belirlemek. Bunlardan birinde sahibi bir yazlık ev
yapmak istiyor. Diğeri üzerinde ise kullanılmakta olan binalar var. İkinci parsel şirketinizin
genel müdürüne ait. Bu konuyu yetkililere bildirdiniz ve uyardınız. Önemli olmadığını
söylediler. Sonuçta raporunuzu hazırladınız ve birinci yerin daha uygun olacağına karar
verdiniz, çünkü mühendislik açısından bu parsel daha uygun, ikinci parseldeki binaların
kamulaştırma giderleri olacağı için yapılaşmamış bir parselin kullanımı daha ucuz.
Bu olayda kararınız etik kurallara uygun mudur?
Vaka 18: Tanıtım Toplantısı
ABCD firması yörenizde yeni faaliyete başlayan bir malzeme satıcısı. Yörede potansiyel
müşteri olabilecek mühendisleri tanımak üzere bir günlük bir tanıtım ve eğitim toplantısına
davet etti, toplantı sırasındaki ikramlar ve sonunda açık büfe bir yemek verdi.
Bu toplantıya katılmak etik midir?
Vaka 19: Kamu Görevinden Sonra Özel Sektör Görevi
Bir kamu kurumunda uzun yıllar mühendislik yaptınız, arazi davalarında uzmanlaştınız. Ama
artık emekliliğiniz geldi, yaşınız da müsait. Emekli olup köşeye çekilmek yerine bir
mühendislik bürosunda göreve başlıyorsunuz. Göreviniz eski işinizle yakından ilgili, şirketin
yapılaşma sırasında karşılaştığı arazi kullanım ihtilaflarını çözmek üzere çalışmanız
bekleniyor. Hatta kamuda çalışırken bu şirketin kamu ile ilgili ihtilaflarının dosyaları da size
geliyordu, şimdi aynı davaları bu kez şirket adına takip edeceksiniz ve buna uygun
mühendislik hizmeti vereceksiniz.
Böyle bir şey olabilir mi?
Vaka 20: Sınırlı Danışmanlık Hizmeti
Bir üst düzey yetkilisi olarak çalıştığınız şirkette, mühendislerin yanı sıra mimarlar, plancılar
ve jeologlar da görev yapıyor. Şirketteki görevinizin yanı sıra ilgili kamu kuruluşunda sınırlı
bir danışmanlık göreviniz de var, bu görev sırasında projelerin fizibilite raporlarını inceleyip
karar vermeniz isteniyor. Kamu kurumu sözleşmenize eğer bu projelerde sizin şirketiniz ile
ilgili hususlar varsa bunları sizin dışınızdaki diğer meslektaşlarınız imzalamış olmalı şeklinde
bir madde eklemiş bulunuyor. Benzer şekilde şirketiniz de eğer bir müşterinin projesi kamu
kurumuyla ilgili hususlar içerirse bu projede sizin çalışmanızın mümkün olmadığını
sözleşmenize yazmış bulunuyor.
Bu koşullar size etik kurallara uygun geliyor mu?
Vaka 21: Başkalarının Tasarımlarını Kullanmak
a) Kamu ihalelerinde görevlisiniz. Şartnamenizi hazırlarken, müşteriniz X firmasında bir
mühendisin geliştirdiği ve patent aldığı bir yöntemden çok etkilendiğini, bu yeni prosesin
kullanılmasından yana olduğunu söylüyor. Siz de bu görüşe katılıyorsunuz. Hazırladığınız
şartnamede bu yeni prosesin teknik özelliklerini esas alıyorsunuz ve ihaleyi herkesin bu
şartnamedeki genel özelliklere uyabilmesi esasına göre hazırlıyorsunuz.
Patentlenmiş bir prosesin teknik esaslarının şartnameye girmesine dayanan bu yöntem etik
midir?
b) Kamu ihalelerinde görevlisiniz. Şartnamenizi hazırlarken, müşteriniz X firmasında bir
mühendisin geliştirdiği ve patent aldığı bir yöntemden çok etkilendiğini, bu yeni prosesin
kullanılmasından yana olduğunu söylüyor. Siz de bu görüşe katılmakla beraber, diğer
firmaları uyararak bu şekilde prosesler geliştirmelerini istiyorsunuz. Bu amaçla patentli
olmasına karşılık ilk prosesin teknik verilerini kendilerine iletiyorsunuz. Hazırladığınız
şartnamede bu yeni prosesin teknik özellikleri esas alınmakta ise de sözlü olarak
geliştirecekleri yeni proseslerin teknik verilerini gelecekteki yeni ihalelerde esas alacağınızı
söylüyorsunuz.
Eşitliği sağlamak için patentli bir prosesin eşdeğerinde başka prosesler geliştirmeleri için
rakipleri uyarmak ve sözlü olarak gelecek için ihale usulü vaadinde bulunmak etik midir?
Vaka 22: Mimari Tasarım
Günümüzde ise, bütün bir bina, içini göstermeyen; içinde hangi türden işlevleri barındırdığı
belli olmayan “yansıtıcı cam”larla adeta paketleniyor tıpkı herhangi bir eşyanın ambalaj
kâğıdına sarıldığı gibi. Bunun sonucu olarak yapı gayet monoton ve homojen bir görüntü
sergiliyor. Oysa özellikle kent merkezlerinde bulunan bazı yapılarda çok çeşitli işlevler yer
almakta: zemin ve zemine yakın katlarda marketler vb. daha üst katlarda bürolar,
muayenehaneler, en üst katlarda stüdyolar-küçük konutlar ve çatı katında ise gece kulüpleri
olabilmekte. Kısacası bina, çok değişik işlevler içeren heterojen bir yapıya sahip olabiliyor.
Bu durumda da en azından etik bir yaklaşımla binayı, gerçeklere saygılı olarak homojen değil,
fakat heterojen şekliyle ifade etmek gerekiyor
Vaka 23: Uçak Kazasında Mühendislik İhmali
1974'te Türk Hava Yollarına ait bir DC-10 uçağı Paris yakınlarında düştü ve bu kazada uçakta
bulunan 346 kişi hayatını kaybetti. McDonell-Douglas şirketinin kaza nedeni olarak İngilizce
bilmeyen bir bagaj görevlisinin kargo kapısını yanlış kapattığı suçlamasına karşın, daha sonra
konuyu araştıran resmi görevliler, şirketin ve onun baş müteahhidi olan Convair şirketinin
yıllardır kargo kapısı kilit sisteminin ve yanındaki hayati önem taşıyan kontrol bağlantısı ve
kablo düzenlerinin kıyaslanabilir düzeyde olan Boeing uçaklarındaki sisteme oranla çok daha
az güvenli olduğunu ortaya koymuştur. Dahası, Long Beach, Kaliforniya'da bulunan bir tamir
tesisi bu uçakta geçici bir tamir yaptığını söylediği halde, böyle bir tamiri aslında
gerçekleştirmediği ortaya çıkmıştır (Sawyier, 1983; Fielder ve Birsch, 1992).
Vaka 24: Otomobil Tasarım Hatası
1978'de hukukçular, Ford Motor Company'i, saatte 20 mil hız yaparken arkadan bir darbe
sonucu benzin deposunun delinip arka koltuktaki yolcuların yanarak can vermesine yol
açabilecek bir duruma dayanıklı olmayan Ford Pinto'yu bilinçli olarak üretmiş olmakla
suçladılar (Fielder ve Birsch, 1994).
Vaka 25: Demiryolu Güvenliği
San Francisco'da Körfez Bölgesi Hızlı Transit Kesimi'nde (BART) görevli üç mühendis
(Holger Hjotsvang, Max Blankezee, ve Robert Bruder) 1971'de bu hatta çalışan banliyö
treninin otomatik kontrol sisteminin güvenlik ve tasarımını sorgulamışlardı. Teşkilat içindeki
sonuçlardan tatmin olmayan mühendisler adlarını gizli tutarak Yönetim Kurulu'nda bu
kuşkularını dile getirmişlerdi. Yönetim Kurulu şikâyetleri araştırmak yerine, mühendislerin
kimliğini araştırmış ve ardından onları kurallara karşı geldikleri gerekçesiyle işten çıkarmıştır
(Friedlander, 1974).
Vaka 26: Uzay Mekiği Kazası
Ulusal Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA) tarafından Challenger uzay mekiğinin uzaya
fırlatılma takviminin süresini kısa tutmaya zorlanan mühendislik yöneticileri, mühendislerin
uyarılarını dikkate almamışlardır. Aracın fırlatılacağı günden bir gece önce yapılan bir
telekonferansta katı-yakıt güçlendirici roketlerin yapımcısı olan Morton-Thiokol firmasının
mühendisleri yöneticilerini, hava sıcaklığı 53 °F üstüne çıkmadan aracın uzaya
fırlatılmamasını NASA'ya önermeye ikna etmişlerdir. Marshall Uzay Uçuşları Merkezi'nin
bilim ve mühendislikten sorumlu müdür yardımcısı George Hardy, bu öneriyi duyunca
"dehşet içinde" kalmıştır. Morton-Thiokol'de yapılan yüzyüze bir görüşmede şirketin Başkan
Yardımcısı Jerry Mason mühendislikten sorumlu Başkan Yardımcısı Robert Lund'a, bir karar
vermek için "Mühendis şapkanı başından çıkarıp yerine yönetici şapkanı takmanın zamanı
geldi," demiştir. Mühendislerin uyarılarını önemsemeyen yöneticiler aracın fırlatılmaması için
gerekçe olarak gösterilen verilerin aynılarını kullanarak fırlatma önerisinde bulunmuşlardır
(Boisjoly, 1987). Ertesi sabah bir O-halkasının kilitlenmemesi sonucu sızan sıcak gazların
roket yüzeyini yalaması sonucu sıvı yakıt tankını ateşlemesiyle Challenger havalandıktan kısa
bir süre sonra parçalandı ve mürettebatın tümü öldü (Martin ve Schinzinger, 1996).
Vaka 27: Hatalı Yapı Elemanı
Bir denetleyici hatalı yapı elemanını keşfeder ve kullanıma sunulmadan önce ona uygulama
dışı kalması için engellemede bulunur. Bu kişinin üstü olan kişi bunu yönetmeliğin bir suçu
olarak önemsemez ve proje gecikmesin diye onu alaşağı eder. Bu kişi eleştirilir ve disiplin
cezası ile tehdit edilir (Talınlı, 2010).
Vaka 28: Eksik Bilgi Verme
Bir elektrik şirketi bir nükleer santral santral kurmak için izin başvurusu yapar. Lisans
verecek kurum insan sağlığı için herhangi bir reaktör bozulması durumunda hangi acil
ölçümlerin yapılacağına dair bilgileri ister. Mühendisler alarm sistemlerini ve bölgesel
hastane ile olan anlaşmalarını gösterirler. Onlar bu ölçümlerin sadece tesis elemanları için
olduğunu etraftaki nüfusu kapsamadığını vurgulamazlar. Bu başkalarının sorumluluğudur ve
bu konuda başka soruya muhatap olmazlar (Talınlı, 2010).
Vaka 29: Tehlikeli Atık Madde
Bir kimyasal madde fabrikası atıklarını bir landfill’e boşaltır. Tehlikeli maddeler yer altı
suyuna karışarak karşılarına çıkar. Fabrika mühendisleri uyarılmasına karşın bu deşarj
işlemini değiştirmezler. Çünkü onların rakip firması da aynı ucuz yöntemi kullanmaktadır. Bu
konuda bir yasal yaptırım olmadığı için yerel hükümetin de tehlikeden haberi olmaz (Talınlı,
2010).
Vaka 30: Hırsızı Yakalatmak
Sabah fırın arabaları mahalleyi dolaşır, bakkallara ekmek dağıtır, eğer bakkal dükkânı
açmamışsa, ekmek kasasını orada bırakır, içinde diyelim elli ekmek vardır. Birkaç gündür
bakkalın dikkatini çekti, arada sırada kasadan elli yerine kırk sekiz ekmek çıkıyordu, oysaki
fırıncı elli ekmek bırakıyorum! Diyordu. Bakkal mahallenin çocuklarından birini gözcü tuttu,
ekmek hırsızını yakalarsa çikolatayı hak edecekti. İki gün sonra kıyamet koptu, hafiye çocuk
ekmek hırsızını yakalamıştı, kendi akranı bir çocuktu, gürültüye bakkal yetişti, pencereler
açıldı her kafadan bir ses çıkıyordu: Bırak gitsin – vur kıçına iki tane – polise haber ver
yılanın başını hemen ezmek lazım! Bakkal insaflı çıktı, hadi bakayım bir daha yapma diye
çocuğun kulağını çekti, hırsızı yakalayan çocuğa da çikolatan hazır diye göz kırptı. O sırada
bir kadın, hırsızı yakalayan çocuğun koluna yaptığı gibi, kıçına kıçına vurup sürüklemeye
başladı, Mahallenin yaşlılarından biri müdahale etti: Hanım ne vuruyorsun o çocuğa, o hırsızı
yakalattı! Kadın o hışımla adama döndü: O evdeki insanlar aç biliyor musun? Baba işsiz, anne
hasta, beşkardeş aç! Buna mı kalmış hırsızı yakalatmak! Yaşlı adam üsteledi: Peki hanım
hırpaladığın bu çocuk senin neyin?
O benim oğlum! Ona mı kalmış, hırsızı yakalatmak?
Buyurun karar verin bakalım.
Vaka 31: Baba ve Çocuk
Babası 13 yaşında bir çocuğunu bakkala yollayıp sigara aldırıyor. Bakkalın vermemesi lazım.
Çocuk babam yolladı diyor! Ne yapsın! Ya tersi olsa, Babası 13 yaşında oğlunu kendi yerine
sigara ve içki satılan bakkalda tek başına bırakmışsa” sizde oradan sigara alacaksın! Çocuktan
sigarayı satın alır mısınız?
Vaka 32: Yakıt Tanklarında Patlama
Ford fabrikasında mühendissiniz. 1992 model Ford-pinto araçların yakıt tanklarında patlama
eğilimi olduğunu fark ettiniz. Yöneticilerle görüştünüz. Tüm arabaların toplatılıp, yakıt
tanklarının değişiminin maliyetini göze alamıyorlar. Belki de muhtemel kaza sonrası tazminat
ödemeyi tercih ediyorlar.
Bu hatayı kamuoyunu ve üst makamlara bildirir misiniz, yoksa işinizi kaybetme riski
karşısında sessiz kalmayı tercih mi edersiniz? Duygularınız ve uygar bir mühendislik erdemi
sizi nasıl bir sonuca getirir ?
Vaka 33: Gıda ve İlaç Denetimi
Bir ilaç fabrikasında çalışan bir mühendissiniz. Şirketiniz “gıda ve ilaç denetim” dairesine
sürekli hatalı bilgi veriyor ve firmamız yasal olarak konulması gereken ilaç hammaddelerini
azaltarak büyük kazançlar sağlıyor. Erdem – görev – sonuç üçlemi sizi nasıl davranmaya
yönlendirir! Dürüstseniz var olanı farklı göstermeyi red etmeniz gerekir. Ya o ilacı alan hasta
sizin ailenizden ise?
Vaka 34: Demiryolu Projesi
Yıl 1957, Japonyada uygulamaya konan demiryolu projesinde bazı teknik eksikleri fark eden
mühendisler bunları kamuoyuna açıkladılar ve ardından işten atıldılar. İki yıl sonra ciddi bir
tren hatası oldu ve işten atılan mühendislerin tüm hakları tazminatları ile birlikte geri verildi.
Bu olayı nasıl değerlendirirsiniz?
Yorum: Bazı insanları her zaman aldatabilirsiniz, bütün insanları da bazen aldatmanız
mümkün ama insanların tamamını daima aldatmanız mümkün değildir. Mühendis kime sadık
olmalı? Patronuna, şefine, topluma, ailesine, ülkesine, inancına. Bir dönemde sadece sermaye
sahibi patronun ailesi ve cahil işçiler vardı. Artık eğitimli ve profesyonel yöneticiler var.
Onlar kime sadık olmalı?
Vaka 35: Kırmızı Işık
Kırmızı ışık yandı. Yayalar ışığa aldırmayıp karşıdan karşıya geçmeye devam ediyor. Sizde
araçtasınız. İsterseniz yayaların üstüne doğru arabanızı sürebilirsiniz. Pekte haksız
sayılmazsınız. Bu durumu kabul edip beklemek mi etik? Yoksa onları korkutmak amacı ile
üstlerine doğru aracı sürmek mi?
Yorum: En iyi mühendis en karmaşık mühendislik hesaplarını çözen mi, yoksa toplumsal
sorumluluklarını yerine getirip, yanlışlara karşı hukuku şikâyetleri yapan erdemli bir yaşamı
tercih eden mi?
Vaka 36: Öğrenci ve Öğretim Elemanı
Öğrenci hocasının odasına gelir. Fizik dersinden notu (F) dir. Öğrenci dert yanar. Babası
kanserdir, annesi evlerde temizliğe gitmektedir. Kardeşi işsizdir. Bursu kesilmek üzeredir.
Öğrenci sürekli dert yanar, hatta ağlar.
Hoca ne yapmalıdır?
Yorum: Özel bir çaba ile hocamız öğrencinin doğru söyleyip söylemediğini araştırabilir,
diğer yandan eğer notunu yükseltirse, diğer öğrencilerine haksızlık etmez mi? Ya her öğrenci
hocasına böyle mazeretlerle gelirse; her öğrencinin hayatında zorluklar yok mu, duygu
sömürüsü hangi noktaya kadar devam eder? Belki de sahiden bu öğrenciden çok daha zor
durumda olan öğrenciler vardır. Ama gelip hoca ile konuşmayı ve böyle isteklerde bulunmayı
doğru bulmuyordur!
Yorum: Yalan söylemek, ya da aldatmak öteki kişinin özgün ve değerli olduğunu kabul
etmemektedir.
Vaka 37: Pasaport Kuyruğu
Havaalanında pasaport kuyruğundasınız. Önünüzde en az 15 kişi var, kuyruk yavaş ilerliyor.
Herkes sabırla bekliyor. Bir delikanlı aradan sıyrılıp en öne geçer, soranlara da ne yapayım
uçağı mı kaçıracağım demektedir!
Ne yaparsınız?
Vaka 38: Rüşvet
Bakanlıkta çalışan bir mesai arkadaşınız var. İnşaat ruhsatlarının onaylandığı önemli bir
konumda görev yapıyor. Rüşvet aldığına şahit oluyorsunuz. Diğer taraftan oğlu lösemi
hastası, maddi durumu sahiden çok kötü. Oğlunun yaşatması içinde acil paraya ihtiyacı
olduğunu da kesin biliyorsunuz.
Ne yaparsınız, bu kişiyi İhbar eder misiniz.
Vaka 39: Paris Uçağı
Boeing şirketinde mühendissiniz ve kargo kapılarının hatalı olduğunu fark ettiniz. 1972
yılında bunu üst yönetime bildirdiniz. Bir tedbir alınmadı. 1974 yılında THY DC-10 uçağı bu
yüzden Paris’te düştü. 367 yolcusu öldü.
Bir mühendis iş hayatında duygularının rolü nedir? Ya dürtüleri. Sizce uygar mühendis,
erdemli olan mıdır? Yasalar ne der? Etik standartlar ne der? Ya genel ahlak kuralları. Erdemli
bir mühendis “Mühendis şapkasını çıkartıp. İş adamı şapkasını” giymeli mi?
Vaka 40: Öfke ve Şiddet
Aydın’daki Palmiye apartmanındayız. Apartman bacası çekmemektedir. Para toplanıp, tamir
yoluna gidilmez. Üçüncü kattaki Veysel Bey her şeye rağmen sobasını yakar. Odasına duman
dolan, diğer kattaki Hulusi Bey öfke ile Veysel beye gelir. Münakaşa çıkar. Veysel Beyin, av
tüfeği ateş alır ve 66 yaşındaki hanımı vurulup ölür.
Suçlu kimdir. Ahlaki yargılar sizce nasıl bir sonuca ulaşır. Bacayı çizen mi, bacayı inşa eden
mi? Kontrol eden mi? Veysel Bey veya, Hulusi Bey mi, suçlu sizce kimdir. Yazılı kurallar,
standartlar, yönergeler, yasalar, mantık ve ahlak, arasında nasıl bir bağıntı kuruyorsunuz.
Vaka 41: Otobüs Yolculuğu
İstanbul – Nevşehir hattında çalışan lüks bir otobüs gece yolda kalan bir kamyona çarparak
ciddi bir kaza yapar. Oysa otobüste bol bol kahve, kek, kola ikramı vardır. Sürekli Kemal
Sunal filmleri oynamaktadır. Kaza sonucu yangın çıkar ve kimse dışarı çıkamadığı için 26
kişi feci şekilde yanar. Otobüsün camları fırlamamıştır. Aslında her camın yanında camları
kırmak amacı ile çekiç için yer vardır. Ama çekiçler yerinde yoktur.
Bu durumda kim suçludur? Otobüsü denetlemeyen trafik polisi mi, kamyonun şoförü mü,
otobüs firması mı, Otobüs şoförümü, yoksa bu eksikliği görüp bildirmeyen tüm yolcular mı?
Vaka 42: Regülatör
Burası Ahmetli Regülâtörü. İhaleyi üstlenen müteahhit tecrübesizdir, gene de amacı daha
fazla kâr etmektir. Kalitesiz malzeme kullanır. Motorda bakır yanında demir pabuç
kullanmıştı. Devamlı arızalar çıkar. Çünkü ihaleyi almak için fiyatı çok aşağılara çekmiştir.
Mühendis bu hatalar karşısında hiç ses çıkarmaz. Şikâyet etmez. Sonuç: Ahmetli Regülâtörü
çalışmayınca göldeki tüm balıklar öldü. Yüzlerce dönüm tarım toprağı zehirlendi. Çok sayıda
dava açıldı? Erdemli ve dikkatli bir mühendis en başta bu hatayı önleyemez miydi?
Yorum: Etik sorunlar kurumsal yapılara göre çeşitlilik gösterir. Mühendisin görevi sadece
maliyeti düşürmek mi? Ya, diğer hususlar; örneğin, ürünü iyileştirmek, enerji tüketimini
azaltmak, verimi, yükseltmek ve daha dayanıklı ürün elde etmek.
Yorum: Yönetici ekibin bir parçasıdır. İlk planda kurumunun verimliliğini arttırmak ister,
Maliyeti de düşürmeye çalışır. Ama hangi noktaya kadar? Ahlaklı yönetici, ahlaklı toplum
demektir. Kişisel kaygı ve duygularının toplumsal çıkarlarının önünde mi gelmeli? Vizyonu
ne olmalı? Nasıl bir örnek oluşturmalı? Çalışan personele, hangi sıklıkta danışmalı.
Yöneticinin kurumuna sadakati, anlaşma prensipleri diğer yandan patent ve ürün hakları.
Vaka 43: Avcı ve Kurt
Bir avcı aynen şöyle anlatıyor. “Kurdu vurdum. Kalın sopa ile yanına vardım. En hassas yeri
olan burnunun dibine vurdum. Dik dik gözüme bakıp merhamet istiyordu. Her yeni darbede
boğuk boğuk inliyordu, terliyordu. Sonunda ayakları çırpındı, gerildi, titredi ve öldü. Sonra,
yeni bir av bekleyemeye koyuldum” İşte başka bir av hikâyesi:
“Tilki inine girerken iki av köpeği onu yakalamış, biri boğazından, diğeri sırtından yakalamış,
Tilki yalvaran gözle, “niye” diye soruyor. Bir avcıda sevinçle elinde bir sopa ile tilkiye
koşuyor, çok sayıda vatandaş ise bu sahneyi zevkle seyrediyordu.
Yorum: Avcılıkta egemen güç, hayvanların izini sürmek ve zevk için onları öldürmektir.
Avcı, tuzağa düşürür, pusu kurar, hayvanı her türlü teknoloji ile aldatır. Avcı acıma
duygusunu zayıflık kabul eder. Hiç utanç duymaz. Avın karnı deşilir, kafası ağaca vurularak
ezilir. Avcı acaba kovaladığı korkak bir tavşanın yerine kendisini koyamaz mı? Zavallı
hayvancıkların yaşadıkları travma!
Avcıların daima bahaneleri aynıdır.
- Biz doğayı çok severiz
- Biz daima mantıklı avlanırız
- Zaten hayvanlarda birbirini öldürür. Ben kurdu vurmasam o da bir geyiği avlayacaktır.
- Mezbahalarda her gün binlerce besi hayvanı kesiliyor.
- Zaten çevre sorunları neticesinde çok sayıda hayvan ölmekte.
Sizce “ahlak” olarak avcılık nasıl bir eylemidir? Avcı hayatta kalmak için mi avlanır? Yoksa
bu bir vahşi zevk midir?
Yorum: Diğer yandan milyonlarca insanı kendine bağlayan budizmin kurucusu Buda’nın
yaklaşımı. Yaralı bir köpek üstü kurt dolu bir et parçasını yemeğe çalışmaktadır. Buda eti alır,
kurtlarını ayıklayıp, köpeğin önüne koyar ve uzaklaşır. Birden durur. Olmamıştı. Kurtların
hakkı olan eti onlardan almıştı. Ayağından bir et parçası koparır ve kurtların yanına bırakır.
Yorum: Bir mühendis etik ikilemi nasıl çözmeli.
- Problemi iyi tanımlar
- Problemle ilgili geniş bilgi toplar
- Probleme çözümü ile ilgili birden fazla seçenek üretir ve beyin fırtınası yapar.
- Farklı seçenekleri değerlendirir, birini belkide en zor olanını seçer.
- Seçtiği çözümün uygulama yollarına karar verir.
- Seçtiği çözümü uygular.
- Çözümün sonuçlarını adım adım takip eder.
Vaka 44: Genç Atlet ve Yarış
On iki yaşındaki genç atlet Trabzonlu Hilal Çoşkuner yarışta birinci gelmek ve burs almak
üzere iken hemen yanında düşen arkadaşına yardım etmek için yarışı bırakır. Kendisine bu
davranışından dolayı Fair-Play ödülü verildi.
Ya siz bu durumda ne yapardınız?
Vaka 45: Öğrenciler ve Ödev
(A) ile (B) üçüncü sınıf öğrencisidir. Her yıl bölümde en iyi Bitirme Projesi Yarışması
düzenlenmektedir. (A) bu yarışmayı kazandığında iş bulma açısından iyi bir avantaj
yakalayacağını düşünmektedir. Bu konuda (B)’den yardım ister. İstediği yardım aslında
projenin ana bölümlerinden birini oluşturmaktadır. (B), gelecek yıla hazırlık yapma fırsatını
bulacağı düşüncesi ile yardım eder ve sonuçta (A) ödülü kazanır. Fakat; (A) ödevinde (B)’nin
katkısından hiç söz edilmez. Sizce (B) bu durumda ne yapmalıdır.
Vaka 46 : Öğrenci ve Staj
(B) bir şirkette proje lideridir. Sektördeki diğer şirketlerin de geliştirmeye çalıştıkları bir
prototip üzerinde çalışmaktadırlar. Oluşturulan prototip, gerilme testlerinden birinde sorun
çıkarmaktadır. (B)’in süresi gitgide azalmaktadır. Stajyer bir öğrenciden yardım ister. Bu
stajyer öğrenci (C) çalışkan biri olmakla birlikte kendisinin staj konusu yapması istenen
testlerle ilgili değildir. Ayrıca; staj süresi bitinceye kadar da testleri tamamlaması zordur.
Fakat (B) testleri yapması için (C)’ye çok ısrar eder. Bu şekilde pratiğini geliştireceğini
söyler. Sonuçta (C) testleri bitirir ve stajının son gününde, prototiplerin gerilme
dayanımlarının çok iyi olduğu bilgisini içeren bir raporu (B)’ye vererek okuluna geri döner.
Kısa bir süre sonra, seri üretime geçildiğinde, (C)’nin test ettiği modellere göre yapılmış
ürünlerde çatlama şikâyetleri gelmeye başlar. (B) o zaman (C)’nin deney defterini kontrol
eder ve verilerin gerçekten de çok iyi olduğunu görür. Fakat deneysel verilerin kaydedilenden
daha rastgele olması gerektiğini kendisi de bilmektedir. Bu nedenle, (C)’nin birkaç deney
yapıp sonuçları genişlettiğini anlar. (B) Üniversite Staj Komisyonu başkanı olan profesörü
arar, durumu anlatır. Bu görüşmede profesöre, öğrencilere test sonuçlarının öneminin anlatılıp
anlatılmadığını da sorar. Profesör, okulda bir Onur Kodu olduğunu ve öğrencilerin son sınıfta
Mühendislik Etiği dersi aldıklarını söyler.
(B)’nin (C) ile konuyu görüşmeden durumu profesöre anlatması doğru muydu? Profesör şimdi
ne yapmalıdır? Etik dersi acaba ilk yıl mı verilmeliydi.
Vaka 47: Rüzgâr ve Bina
William LeMessurier New York’un beşinci yüksek binasının yapılmasında görev almış
tecrübeli bir yapı mühendisiydi. 1977 yılında tamamlanan binanın hiç de fazla olmayan rüzgâr
hızlarında bile yıkılabileceğini 1978 yılında bir rastlantı sonucu anladı. Fırtına dönemi
başladığında tehlike daha da artmıştı. William bunu itiraf ettikten sonra binanın mühendisleri,
mimarları, sahipleri, sigorta eden şirketler, Kentin Yapı İşleri Daire Başkanlığı ve halk
arasında bir tartışma başladı. William sessiz kalmak yerine, kendi saygınlığının azalması
pahasına, hatasını kabul etmiş, sorunu çözmeye çalışmıştı. Konunun ilgili taraflarını bir araya
getirecek, bir felaketin önlenmesi için ortak bir çözüme gidilmesini sağlamıştı. Yapının
elemanları (Kolonlar gibi) güçlendirildi. Burada yapılan hata, tasarım koşullarının titiz bir
şekilde belirlenmemesi idi. Mimarın etik davranışı sonucu, teknik olmayan birçok taraf
arasında uzlaşı sağlandı ve büyük bir tehlike önlendi.
Siz de böyle davranır mıydınız?
Vaka 48: İşci ve Mühendis
Sıcak metallerle işlem yapılan bir yerde “danışman” olarak çalışan kimya mühendisine, bazı
işçiler sıcak metallerin oluşturduğu kötü kokular nedeni ile solunum sorunları yaşadıklarını
söylüyorlar. Mühendis bu durumu üst yönetime ilettiğinde, fabrikadaki işlemlerde standartlara
uyulduğu yanıtını alıyor. Araştırma sonucunda söz konusu standartların henüz test edilmemiş
malzemeler için geçerli olmadığını ve o işyerindeki malzemelerin çok azının test edilmiş
olduğu ortaya çıkıyor.
Bu durumda sorumlu bir mühendis olarak ne yapardınız?
Vaka 49: Altı aylık sözleşmeli bir işe henüz başlamışken, başka bir yerden mükemmel
kadrolu bir iş önerisi alıyorsunuz. Öneriyi derhal kabul eder misiniz?
Vaka 50: İki arkadaşınız size ödünç verdiği bir kitabı unutuyor. Bu kitabın sizde bulunmasını
istiyor ve bir kopyasını da bulamıyorsunuz. Arkadaşınıza kitabı hatırlatır mısınız?
Vaka 51: Az rastlanan bir kaynağın ondan iyi yararlanamayacağını düşündüğünüz birinin
emrine verilmesine karşı çıkar mısınız?
Vaka 52: Başarı notları bağıl değerlendirme sistemine göre hesaplanıyor. Kritik bir dersin
sınavından önce bir grup öğrenci sınıf ortalamasını düşürmek için aralarında anlaşıyorlar.
Gruba katılmanız teklif ediliyor. Kabul eder misiniz?
Vaka 53: Bilim adamlarının araştırmalarının sonuçlarını, buluşlarını basın toplantısı yoluyla
doğrudan kamuoyuna açıklamalarını yerinde bulur musunuz?
Vaka 54: Bilirkişi olarak atandığınız bir davanın arazi keşfi için şehir dışında
bulunuyorsunuz. Davacı tarafın kendi işlettikleri otelde ağırlama teklifini kabul eder misiniz?
Vaka 55: Bir arkadaşınız sizden, onun için bir referans mektubu yazmanızı istiyor.
Arkadaşınızın bu iş için gereken nitelikleri taşımadığına inanıyorsunuz. Mektubu yazmayı
kabul eder misiniz?
Vaka 56: Bir arkadaşınız, bitirme projenizde kullanabileceğiniz pahalı bir bilgisayar
programını kopyalayıp şifresini kırarak sizinle değiş-tokuş yapmak istiyor. Kabul eder
misiniz?
Vaka 57: Bir firmada mühendis olarak çalışıyorsunuz. Yeni bir reklam ve pazarlama şirketi
kuran samimi bir arkadaşınız ofis bilgisayarınızın adres defterinde kayıtlı firmaların
elektronik posta adreslerinin listesini rica ediyor, kabul eder misiniz?
Vaka 58: Bir firmada sorumlu mühendis olarak çalışıyorsunuz. Çok yakın bir arkadaşınız
sizden, mezuniyet durumunda olan çocuğunun staj defterinin onaylanması için rica da
bulunuyor. Bunu kabul eder misiniz?
Vaka 59: Bir firmanın insan kaynakları müdürü olarak görev yapmaktasınız. Aynı firmada
çalışan çok samimi bir arkadaşınız son personel alımında referansları en iyi olanları kendi
birimine atamanızı rica ediyor. Kabul eder misiniz?
Vaka 60: Bir grup arkadaşınız açtırmak istedikleri bir dersin kontenjan kotasını doldurmak
için sizin de kayıt yaptırmanız ve ders açıldıktan sonra çekilmeniz için teklifte bulunuyorlar.
Kabul eder misiniz?
Vaka 61: Bir kamu kurumunda sorumlu mühendis olarak çalışmaktasınız. Kontrollüğünüz
altındaki bir yüklenici firmanın kurum bünyesinde dağıttığı yeni yıl paketini kabul eder
misiniz?
Vaka 62: Bir kamu kurumunda yönetici konumunda çalışıyorsunuz. Bir trafik kuralını ihlal
etmeniz nedeniyle yapılan çevirme esnasında görevli memura kendinizi tanıtır mısınız?
Vaka 63: Bir kamu kurumunda yöneticisiniz. Sadece mesai başlangıcı ve bitiminde servis
araçları tarafından kullanılan kurumunuza ait arka bahçeyi, komşunuz olan bir süpermarket
bağış niteliğinde kira karşılığında gündüz saatleri içerisinde müşterilerine otopark alanı olarak
kullanmak istiyor. Kabul eder misiniz?
Vaka 64: Bir kamu kurumunun açtığı açık eksiltmeli bir ihaleye girdiniz. Eksiltme oranları %
60-70’lere ulaşıyor. Eksiltmeye devam eder misiniz?
Vaka 65: Bir kurumda mühendis olarak çalışıyorsunuz. Hazırlamakta olduğunuz raporun bir
müşterinin lehine yumuşatmanız teklif ediliyor, üstelik raporun yöneticiniz tarafından da
onaylanacağı garantisi veriliyor. Bu durum değerlendirmenizi etkiler mi?
Vaka 66: Bir kurumda sorumlu mühendis olarak çalışıyorsunuz. Emanet usulü yapılacak bir
malzeme alımı için gerekli teklif mektuplarının hazırlanmasını kırtasiye işleri yapan
eniştenizden istemeniz konusunda amirinizin ricasını kabul eder misiniz?
Vaka 67: Büyük bir maden ocağının üretim sorumlusu mühendis olarak çalışıyorsunuz.
Ocağın havalandırma sisteminde ortaya çıkan arızanın ancak 3 günde giderilebileceğini
öğreniyorsunuz. İşi tatil eder misiniz?
Vaka 68: Çalışma arkadaşlarınızdan biri, ayrıntısını sizinle paylaşarak resmi olmayan bir tatil
için izin almadan şehirden ayrılıyor. Amiriniz acil bir ileti için kendisini aradığında, ona nasıl
ulaşabileceğini söyler misiniz?
Vaka 69: Davalı konumunda olduğunuz bir mahkeme dosyasında bilirkişilik yapan bir
mühendisin kadro ataması ile ilgili jüri üyeliği görevini kabul eder misiniz?
Vaka 70: Derslere düzenli olarak katılıyor ve not alıyorsunuz. Derslere nadiren gelen bir
arkadaş notlarınızın fotokopisini istiyor. Bunu kabul eder misiniz?
Vaka 71: Ekip çalışması şeklinde yürütülen bir dersin genel başarı notu hesaplanırken, ekip
üyelerinin birbirleri için verdikleri notlar ağırlıklı olarak değerlendirmeye alınıyor. Ekipteki
tüm arkadaşlarınıza tam not (100) verir misiniz?
Vaka 72: Fabrikanızın mutfak stokunda yaptığınız son sayımda geçmiş dönemde satın
alınmış önemli miktarda un ve margarinin son kullanma tarihinin geçmiş olduğunu tespit
ettiniz. Hepsini imha eder misiniz?
Vaka 73: Firma olarak öldürücü bir virüse etken bir antibiyotiğin patent hakkını elinizde
bulunduruyorsunuz. Virüsün dünya çapında bir epidemiye yol açacak şekilde bir yayılma riski
ortaya çıktığında patent hakkını diğer ilaç firmaları ile paylaşır mısınız?
Vaka 74: Fiziksel olarak bir hastalığınız yok fakat duygusal açıdan kendinizi tükenmiş
hissediyorsunuz. İşyerinde arkadaşınıza telefon açıp hasta olduğunuzu bahane ederek
görevlerinizi birkaç gün üstlenmesini rica eder misiniz?
Vaka 75: İşvereniniz olan belediye yerel seçim takvimini bahane ederek yüklenicisi
olduğunuz projeyi yarı sürede bitirmeniz için baskı yapıyor. İşi “hızlandırır” mısınız?
Vaka 76: İşyerinizde bir elemanın HIV pozitif taşıdığını öğreniyorsunuz. Onu işten
çıkartmaya çalışır mısınız?
Vaka 77: Kardeşinizin üniversiteyi kazandığını bildiren sınav sonuç belgesini getiren posta
memuruna bahşiş verir misiniz?
Vaka 78: Kıdeminiz nedeniyle uzmanlık alanınızı ilgilendirmeyen bir birime yönetici olarak
aday gösteriliyorsunuz. Kabul eder misiniz?
Vaka 79: Kök hücre ve klonlama araştırmaları sürdürülmeli mi? İnsanların klonlanması,
insan hayatının eşsizliğini, kutsallığını ve onurunu tehdit eder mi?
Vaka 80: Lisansüstü programına kayıtlı öğrencisiniz. Aynı üniversitenin kadrosunda göreve
başladınız. Üniversitenin yemekhanesinin öğrenci indiriminden yararlanmaya devam eder
misiniz?
Vaka 81: Maddi durumunun hiç iyi olmadığı bildiğiniz bir arkadaşınızın pahalı bir cep
telefonu ile konuştuğuna şahit oldunuz. Ona bu telefona nasıl sahip olduğunu sorar mısınız?
Vaka 82: Öğrencilerin derse katılımı önemli bir belirleyici etken olarak alınarak ders
içerisinde ve önceden haber verilmeksizin kısa sınav uygulaması yapılıyor. Dersin ortasında
sınav yapılacağını öğreniyorsunuz. Derse girmeyen arkadaşınıza sınavı cep mesaj ile haber
verir misiniz?
Vaka 83: Personel alımında bazı işçileri kişisel temizlik sorunları nedeniyle işe kabul
etmiyorsunuz. Size niçin işe kabul edilmediklerini sorduklarında dürüst cevap verir misiniz?
Vaka 84: Projenizin teslim aşamasında sınır değerlerde kabul edilebilecek küçük bir hata fark
ettiniz. Projeyi teslim eder misiniz?
Vaka 85: Uzun zamandır okumayı arzu ettiğiniz fakat hayli pahalı olması nedeniyle satın
alamadığınız bir kitaba korsan kitap satan bir sergide dörtte bir fiyata rast geldiniz. Satın alır
mısınız?
Vaka 86: Ünlü bir firmanın tanınmış bir projede görev vermek üzere sınırlı sayıda stajyer
öğrenci aradığını öğrendiniz. Bu haberin tüm arkadaşlarınıza duyurulmasını sağlar mısınız?
Vaka 87: Yerel seçimlerde ilçenizin Belediye encümen üyesi olarak seçildiniz. Seçimden
önceki işiniz olan, belediyenin taşeronluğu işine devam eder misiniz?
Vaka 88: Yetiştirilemeyeceğinden endişeye kapıldığınız proje için işçilerinizden hafta sonu
fazla mesai yapmalarını talep ediyorsunuz. Bir grup bayan işçi aileleri ve çocuklarını, bir grup
işçi sendika toplantısını, diğer bir grup sağlık sorunlarını, küçük bir grup işçi ise takımlarının
kupa maçını mazeret gösteriyor. Hepsine izin verir misiniz?
Vaka 89: Bir ihale için teklif verdiniz. Tekliflerin açılmasından önce, ihaleye katılan diğer
şirketlerden biri “ihaleden çekilmenizi ve bunun karşılığında da proje için sarf ettiğiniz
emeğin bedelini ödeyeceğini açıklıyor. Nasıl davranırsınız?
Vaka 90: “O yaşlı bir mühendis. Ne var ki uzun zamandır mesleki bilgisini güncellemek ve
artırmak için çaba sarf etmemiş. Eski ve klasik uygulamalara yönelik deneyimleri fazla. Fakat
yeni mühendislik kavramları ve uygulamalarına ise yabancı. Genç meslektaşlarının çalışma
biçimlerine ve teknolojiye sıcak bakmıyor…” Bir meslektaş grubu “yaşlı mühendisi”,
gelenekleri koruduğu gerekçesiyle mesleğin “duayeni” konumunda değerlendirirken, diğer bir
grup ise yeni bilgi ve teknolojik gelişmelerden habersiz olduğu ve bu nedenle pahalı hizmet
ürettiği gerekçesiyle “mesleğin imajını bozmakla” itham ediyor. Siz hangi grupta yer
alırsınız?
Vaka 91: Bir firmada sorumlu mühendis olarak çalışıyorsunuz. Firmanızın geliştirip
kullandığı çok pahalı bir bilgisayar programı var. Bu programı gizlice kopyalayıp başka bir
şirkette çalışan yakınınıza verir misiniz?
Vaka 92: Kıdeminiz nedeniyle uzmanlık alanınızı ilgilendirmeyen bir birime yönetici olarak
aday gösteriliyorsunuz. Kabul eder misiniz?
Vaka 93: Büyük bir maden ocağının üretim sorumlusu mühendis olarak çalışıyorsunuz.
Şirketiniz bir kuruma belirli bir tarihte mal teslim edeceğine dair taahhütte bulunmuş. Ancak
ocağın havalandırma sisteminde bir arıza çıkıyor ve arızanın ancak 3 günde giderilebileceğini
öğreniyorsunuz. İşi tatil eder misiniz?
Vaka 94: Projenizin teslim aşamasında, taşıma sisteminde verdiğiniz sınır değerlerde kabul
edilebilecek küçük bir hata fark ettiniz. Buna rağmen Projeyi teslim eder misiniz?
Vaka 95: Ekip çalışması şeklinde yürütülen bir projede çalışıyorsunuz. Proje başarıyla
tamamlandı. Proje çalışanlarına pirim ödenecek. Pirim ödemeleri hesaplanırken ekip
üyelerinin birbirleri için verdikleri notlar ağırlıklı olarak değerlendirmeye alınıyor. Ekipteki
tüm arkadaşlarınıza tam not (100) verir misiniz?
Vaka 96: Çalıştığınız işyerinde saklamanız gereken bir sır var ve bu bilgiyi açıklamanızın çok
büyük toplumsal yararı olduğunu görüyorsunuz. Ancak açıklamanız halinde işten atılacak,
«güvenilmez» damgası yiyecek belki de uzun süre işsiz kalacaksınız. Buna rağmen bu sırrı
açıklar mısınız?
Vaka 97: Bir kamu kurumunda üs düzey yönetici olarak çalışıyorsunuz. Bir trafik kuralını
ihlal etmeniz nedeniyle, polis aracınızı durdurup, size ceza yazmak istiyor. Görevli memura
kendinizi tanıtır mısınız?
Vaka 98: Davalı konumunda olduğunuz bir mahkeme dosyasında, bilirkişilik yapan bir
mühendisin kadro ataması ile ilgili jüri üyeliği görevini kabul eder misiniz?
Vaka 99: Bir firmada sorumlu mühendis olarak çalışıyorsunuz. Çok yakın bir arkadaşınız,
mezuniyet durumunda olan çocuğunun firmanıza gelip çalışmadan staj defterinin onaylanması
için rica da bulunuyor. Bunu kabul eder misiniz?
Yaralanılan Kaynaklar:
Fielder, J. H. ve Birsch, D., eds. (1992). The DC-10 Case: A Study in Applied Ethics,
Technology, and Society, Albany, State University of New York Press.
Fielder, J. H. ve Birsch, D., eds. (1994). The Ford Pinto Case: A Study in Applied Ethics,
Business, and Technology, The State University of New York Press, Albany.
Friedlander, G., (1974). The Case of the Three Engineers vs. BART, IEEE Spectrum,
October, 69-76.
Demirkol, M., Bilim ve Mühendislik Etiği. Ppt sunumları.
Elçi, M., İş yaşamında Etik. Ppt sunumları.
Martin, M. W. ve Schinzinger, M., (1996). Ethics in Engineering, Third Edition., McGraw-
Hill, New York.
Boisjoly, R. M., (1987). "Ethical Decisions—Morton Thiokol and the Space Shuttle
Challenger Disaster". American Society of Mechanical Engineers, Paper No. 87-WA/TS-4.
Prof.Dr. Aysen Müezzinoğlu, 2010. Mühendislik Etiği ve Temel Kavramlar MUH 402 Ders
Notları, Anadolu Üniversitesi (yazarın yararlandığı kaynaklar kendinde saklıdır).
Prof.Dr. İlhan Talınlı, 2010. Mühendislik Etiği ITB 217 Ders Notları, İstanbul Teknik
Üniversitesi.