ARALIK 2016
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ELEKTRİK ARK FIRINI CÜRUFUNUN KARAYOLU ESNEK ÜSTYAPI
AŞINMA VE BİNDER TABAKALARINDA AGREGA OLARAK
KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
Onur DEMİR
İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
Ulaştırma Mühendisliği Programı
ARALIK 2016
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ELEKTRİK ARK FIRINI CÜRUFUNUN KARAYOLU ESNEK ÜSTYAPI
AŞINMA VE BİNDER TABAKALARINDA AGREGA OLARAK
KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Onur DEMİR
(501151413)
İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı
Ulaştırma Mühendisliği Programı
Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Şükrüye İYİNAM
iii
Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Şükrüye İYİNAM ..............................
İstanbul Teknik Üniversitesi
Jüri Üyeleri : Doç. Dr. Murat ERGÜN
İstanbul Teknik Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Sinan YARDIM
Yıldız Teknik Üniversitesi
İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü’nün 501151413 numaralı Yüksek Lisans Öğrencisi
Onur DEMİR, ilgili yönetmeliklerin belirlediği gerekli tüm şartları yerine getirdikten
sonra hazırladığı “ELEKTRİK ARK FIRINI CÜRUFUNUN KARAYOLU ESNEK
ÜSTYAPI AŞINMA VE BİNDER TABAKALARINDA AGREGA OLARAK
KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI” başlıklı tezini aşağıda imzaları
olan jüri önünde başarı ile sunmuştur.
Teslim Tarihi : 25 Kasım 2016
Savunma Tarihi : 23 Aralık 2016
iv
v
Aileme,
vi
vii
ÖNSÖZ
Yüksek Lisans çalışmalarım süresince çalışmalarıma yön veren, bilgi ve tecrübesini
paylaşan, günlük yaşantısında güler yüzünü hiç eksik etmeyen değerli danışman
hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Şükrüye İYİNAM’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Çalışmalarımın başından beri hiç bir yardımı esirgemeyen, yoğun temposuna rağmen
çok emeği geçen Sayın İnşaat Yüksek Mühendisi Fatih YONAR'a ve Sayın İnşaat
Yüksek Mühendisi Barış YILMAZ’a minnettarlığımı sunarım. Tezin deneysel
kısımlarında katkıları olan değerli laboratuvar teknisyenimiz Murat ŞAHİN’e çok
teşekkür ederim.
Bu günlere gelebilmem için maddi ve manevi hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan
annem ve babama, tüm aileme sonsuz şükranlarımı sunarım.
Kasım 2016 Onur DEMİR
İnşaat Mühendisi
viii
ix
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖNSÖZ…… .............................................................................................................. vii İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... ix KISALTMALAR .................................................................................................... xiii
ÇİZELGE LİSTESİ ................................................................................................. xv ŞEKİL LİSTESİ ..................................................................................................... xvii
ÖZET……… ............................................................................................................ xix SUMMARY ............................................................................................................. xxi 1. GİRİŞ….. ................................................................................................................ 1 2. KARAYOLU İNŞAATI ALTYAPI VE ÜSTYAPI TABAKALARI ................ 3
2.1 Rijit Üstyapı ....................................................................................................... 4
2.1.1 Taban zemini ............................................................................................... 5 2.1.2 Rijit üstyapı kaplama altı tabakası .............................................................. 6
2.1.3 Beton plak ................................................................................................... 6 2.2 Yarı rijit üstyapı (komposit üstyapı) .................................................................. 6 2.3 Esnek Üstyapı ..................................................................................................... 7
2.3.1 Taban zemini ............................................................................................... 8 2.3.2 Alttemel tabakası ......................................................................................... 8
2.3.3 Temel tabakası ............................................................................................ 9 2.3.4 Bitümlü karışım tabakaları .......................................................................... 9
2.3.4.1 Bitümlü temel tabakası ....................................................................... 10 2.3.4.2 Binder tabakası ................................................................................... 10 2.3.4.3 Aşınma tabakası ................................................................................. 10
3. ESNEK ÜSTYAPI TABAKALARINDA KULLANILAN MALZEMELER
VE ÖZELLİKLERİ ............................................................................................ 13 3.1 Bitümlü Bağlayıcılar ........................................................................................ 13 3.2 Agregalar .......................................................................................................... 14
3.2.1 Alttemel tabakasında kullanılan agregalar ................................................ 15 3.2.2 Temel tabakasında kullanılan agregalar .................................................... 17
3.2.3 Kaplama tabakasında kullanılan agregalar ............................................... 21
4. DEMİR ÇELİK ÜRETİMİ ................................................................................. 25 4.1 Demir Çelik Sektörü ......................................................................................... 25 4.2 Demir Çelik Üretimi ......................................................................................... 26
4.2.1 Yüksek fırında üretim ............................................................................... 28
4.2.2 Bazik oksijen fırınında üretim ................................................................... 29 4.2.3 Elektrik ark fırınında üretim ..................................................................... 31
5. CÜRUFLARIN OLUŞUMU ÖZELLİKLERİ VE KULLANIM ALANLARI35 5.1 Cürufların Oluşumu .......................................................................................... 35
5.1.1 Yüksek fırın (YF) cürufu .......................................................................... 35 5.1.2 Bazik oksijen fırını (BOF) cürufu ............................................................. 37 5.1.3 Elektrik ark fırını (EAF) cürufu ................................................................ 37
x
5.2 Cürufların Özellikleri ....................................................................................... 38
5.2.1 Cürufların fiziksel özellikleri .................................................................... 39 5.2.2 Cürufların kimyasal özellikleri.................................................................. 40
5.3 Cürufların Kullanım Alanları ........................................................................... 42
6. MALZEME DENEYLER VE YÖNTEM .......................................................... 45 6.1 Kullanılan Malzemeler ..................................................................................... 45 6.2 Malzemelerin Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesine İlişkin Deneyler ........... 45
6.2.1 Elek analizi ................................................................................................ 45 6.2.2 Özgül ağırlık ve su emme deneyi .............................................................. 46
6.2.2.1 Kaba agregalar için özgül ağırlık ve su emme deneyi ....................... 47 6.2.2.2 İnce agregalar için özgül ağırlık ve su emme deneyi ......................... 48 6.2.2.3 Mineral filler için özgül ağırlık ve su emme deneyi .......................... 49
6.2.3 Los Angeles deneyi ................................................................................... 50 6.2.4 Yassılık indeksi deneyi.............................................................................. 52
6.2.5 Soyulma deneyi ......................................................................................... 53
6.2.6 Cilalanma deneyi ....................................................................................... 53
6.2.7 Organik madde içeriği deneyi ................................................................... 55 6.2.8 Penetrasyon deneyi .................................................................................... 56 6.2.9 Özgül ağırlık deneyi .................................................................................. 57
6.3 Marshall Yöntemi İle Tasarım.......................................................................... 58
6.3.1 Deney numunelerinin hazırlanması ........................................................... 59 6.3.2 Marshall stabilite ve akma deneyi ............................................................. 62
6.3.3 Yoğunluk ve boşluk analizleri................................................................... 64 6.3.3.1 Agrega karışımının tane yoğunluğunun hesaplanması ....................... 64 6.3.3.2 Sıkıştırılmış bitümlü karışımının pratik özgül ağırlığı ....................... 65
6.3.3.3 Bitümlü karışımının maksimum teorik özgül ağırlığı ........................ 65 6.3.3.4 Sıkıştırılmış bitümlü karışımda hava boşluğu yüzdesinin hesaplanması
........................................................................................................................ 66 6.3.3.5 Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki agregalar arası boşluk yüzdesinin
hesaplanması .................................................................................................. 66 6.3.3.6 Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki bitümle dolu boşluk yüzdesinin
hesaplanması .................................................................................................. 66
6.3.4 Optimum bitüm yüzdesinin belirlenmesi .................................................. 67
7. DENEYSEL BULGULAR ................................................................................... 69 7.1 Agregaların Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesine İlişkin Deney Sonuçları .. 69
7.1.1 Elek analizi deney sonuçları ...................................................................... 69 7.1.2 Özgül ağırlık ve su emme deneyi sonuçları .............................................. 70
7.1.3 Los Angeles deneyi sonuçları ................................................................... 72 7.1.4 Yassılık indeksi deneyi sonuçları .............................................................. 72
7.1.5 Soyulma deneyi sonuçları ......................................................................... 72 7.1.6 Cilalanma deneyi sonuçları ....................................................................... 73 7.1.7 Organik madde içeriği deneyi sonuçları.................................................... 73
7.2 Bitüm Deneylerinden Elde Edilen Sonuçlar..................................................... 74 7.3 Marshall Deneyi Sonuçları ............................................................................... 74
7.3.1 EAF cürufu için grafikler .......................................................................... 74 7.3.2 EAF cürufu için optimum bitüm yüzdesi sonuçları .................................. 81
7.3.3 Doğal agrega için grafikler ........................................................................ 82 7.3.4 Doğal agrega için optimum bitüm yüzdesi sonuçları ................................ 88 7.3.5 Grafiklerin karşılaştırılması....................................................................... 89
8. SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................................................... 97
xi
KAYNAKLAR ....................................................................................................... 103
EKLER…… ............................................................................................................ 107 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 113
xii
xiii
KISALTMALAR
ABD : Amerika Birleşik Devletleri
BOF : Bazik oksijen fırını
CBR : California Bearing Ratio
DKY : Doygun Kuru yüzey
Dp : Toplam karışımın özgül ağırlığı
EAF : Elektrik Ark Fırını
KTŞ : Karayolları Teknik Şartnamesi
TS : Türk Standartları
TÜPRAŞ : Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.
VFA : Bitümle Dolu Boşluk
Vh : Hava Boşluğu
VMA : Agregalar Arası Boşluk
YFC : Yüksek Fırın Cürufu
xiv
xv
ÇİZELGE LİSTESİ
Sayfa
Çizelge 3.1 : Alttemel tabakasının granülometri limitleri [20]. ................................. 16 Çizelge 3.2 : Alttemel tabakasının fiziksel özellikleri [20]. ...................................... 16 Çizelge 3.3 : Alttemel tabakasının sıkıştırma kriterleri [20]. .................................... 17
Çizelge 3.4 : Temel tabakasının kaba agrega fiziksel özellikleri [20]. ...................... 18
Çizelge 3.5 : Temel tabakasının ince agrega fiziksel özellikleri [20]. ....................... 18
Çizelge 3.6 : Granüler temel tabakasının granülometri limitleri [20]. ...................... 19 Çizelge 3.7 : Granüler temel tabakasının sıkıştırma kriterleri [20]. .......................... 19 Çizelge 3.8 : Plent-miks temel tabakasının granülometri limitleri [20]. ................... 20 Çizelge 3.9 : Plent-miks temel tabakasının sıkıştırma kriterleri [20]. ....................... 20
Çizelge 3.10 : Çimento bağlayıcılı stabilize temel tabakasının granülometri limitleri21 Çizelge 3.11 : Çimento bağlayıcılı stabilize temel tabakasının sıkıştırma kriterleri . 21
Çizelge 3.12 : Binder tabakası için gradasyon limitleri [20]. .................................... 22 Çizelge 3.13 : Aşınma tabakası için gradasyon limitleri [20]. .................................. 22 Çizelge 3.14 : Kaplama tabakasında kaba agreganın fiziksel özellikleri [20]. .......... 23
Çizelge 3.15 : Kaplama tabakasında ince agreganın fiziksel özellikleri [20]. ........... 23 Çizelge 4.1 : Yıllık ham çelik üretim miktarı [22]. ................................................... 26
Çizelge 4.2 : Ham çelik üretici ülkeler ve üretim miktarları [22]. ............................ 26 Çizelge 5.1 : Cürufların fiziksel özellikleri ............................................................... 40
Çizelge 5.2 : Cürufların mekanik özellikleri ............................................................. 40 Çizelge 5.3 : Cüruf içinde bulunan bileşikler [32] .................................................... 41 Çizelge 6.1 : Elek analizinde kullanılan elekler ........................................................ 46 Çizelge 7.1 : Aşınma tabakası için kullanılan gradasyon limitleri ………………... 96
Çizelge 7.2 : Binder tabakası için kullanılan gradasyon limitleri ………..………. 97
Çizelge 7.3 : Kaba ve ince agrega özgül ağırlık değerleri ……….………………... 99
Çizelge 7.4 : Filler malzemesi özgül ağırlık değerleri ……………………...…… 100
Çizelge 7.5 : Kaba agrega ve ince agrega su emme oranları …………………….. 100
Çizelge 7.6 : Los Angeles aşınma değeri ……..…………………………………. 101
Çizelge 7.7 : Yassılık indeksi deney sonuçları …...……………………………… 101
Çizelge 7.8 : Soyulma mukavemeti deneyi ……..……………………………….. 102
Çizelge 7.9 : Cilalanma deneyi sonuçları ………….…………………………….. 102
Çizelge 7.10 : Bitüm deneylerinden elde edilen sonuçlar ……………………….. 103
Çizelge 7.11 : EAF cürufunun aşınma karışımı için optimum bitüme göre
hesaplanan değerleri ve şartname limitleri …….…………………. 110
Çizelge 7.12 : EAF cürufunun binder karışımı için optimum bitüme göre
hesaplanan değerleri ve şartname limitleri ……….………………. 110
Çizelge 7.13 : Doğal agrega aşınma karışımı için optimum bitüme göre
hesaplanan değerleri ve şartname limitleri………………………... 117
Çizelge 7.14 : Doğal agrega binder karışımı için optimum bitüme göre
hesaplanan değerleri ve şartname limitleri………………………... 118
xvi
xvii
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa
Şekil 2.1 : Kaplamalara göre yük dağılımı [8]. ........................................................... 5 Şekil 2.2 : Esnek üstyapının enine kesiti [11]. ............................................................ 7 Şekil 4.1 : Bir entegre çelik tesisinde üretim akışı [23]. ............................................ 27 Şekil 4.2 : Yüksek fırın [23] ...................................................................................... 28 Şekil 4.3 : Bazik oksijen fırını [25] ........................................................................... 29
Şekil 4.4 : Yüksek fırından gelen pik demirin BOF'na dökülmesi [25] .................... 30 Şekil 4.5 : Elektrik ark fırını [26] .............................................................................. 32 Şekil 5.1 : Demir ve yüksek fırın cürufunun üretim süreci [27] ................................ 36
Şekil 5.2 : Genleştirilmiş, granule ve öğütülmüş yüksek fırın cürufu ....................... 37 Şekil 5.3 : BOF’da girdi ve çıktılar ........................................................................... 37 Şekil 5.4 : EAF cürufu üretim süreci ......................................................................... 38
Şekil 5.5 : ABD’de cürufun kullanım alanları ........................................................... 43 Şekil 5.6 : Kanada’da cürufun kullanım alanları ....................................................... 43
Şekil 6.1 : Agregaların suda bekletilerek doygun hale getirilmesi ............................ 47 Şekil 6.2 : Vakum makinesi ....................................................................................... 49 Şekil 6.3 : Hassas Terazi ............................................................................................ 50
Şekil 6.4 : Los angeles makinası................................................................................ 51 Şekil 6.5 : Los Angeles deneyi bilyeleri .................................................................... 51
Şekil 6.6 : Yassılık indeksi elekleri ........................................................................... 52 Şekil 6.7 : Cilalanma makinesi .................................................................................. 54 Şekil 6.8 : Sürtünme pandülü .................................................................................... 55
Şekil 6.9 : Suda çözülen NaOH ................................................................................. 56
Şekil 6.10 : Penetrometre ........................................................................................... 57 Şekil 6.11 : Etüv ........................................................................................................ 60 Şekil 6.12 : Hassas tartıda bitüm eklenmesi .............................................................. 60
Şekil 6.13 : Mikser ..................................................................................................... 61 Şekil 6.14 : Marshall tokmağı .................................................................................... 62 Şekil 6.15 : Su havuzu ............................................................................................... 63
Şekil 6.16 : Marshall akma ve stabilite deneyi .......................................................... 63 Şekil 7.1 : Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği ……………………………………... 104
Şekil 7.2 : Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği ……………………………………... 104
Şekil 7.3 : VMA % - bitüm % grafiği …………………...………………………. 105
Şekil 7.4 : VMA % - bitüm % grafiği ……………...……………………………. 105
Şekil 7.5 : VFA % - bitüm % grafiği …………………………………………….. 106
Şekil 7.6 : VFA % - bitüm % grafiği …………………………………………..… 106
Şekil 7.7 : Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği ………….…………………….. 107
Şekil 7.8 : Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği …………….………………….. 107
Şekil 7.9 : Stabilite - bitüm % grafiği …………………………….……………… 108
Şekil 7.10 : Stabilite - bitüm % grafiği ……………………………...…………… 108
Şekil 7.11 : Akma - bitüm % grafiği …………………………………...………... 109
Şekil 7.12 : Akma - bitüm % grafiği ……………………………………...……... 109
Şekil 7.13 : Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği ……………………………………. 111
Şekil 7.14 : Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği ……………………………………. 112
xviii
Şekil 7.15 : VMA % - bitüm % grafiği ………………...………………………... 112
Şekil 7.16 : VMA % - bitüm % grafiği …………………...……………………... 113
Şekil 7.17 : VFA % - bitüm % grafiği …………………………………………… 113
Şekil 7.18 : VFA % - bitüm % grafiği …………………………………………… 114
Şekil 7.19 : Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği ……………….……………… 114
Şekil 7.20 : Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği ………………….…………… 115
Şekil 7.21 : Stabilite - bitüm % grafiği ………………………………...………… 115
Şekil 7.22 : Stabilite - bitüm % grafiği …………………………………...……… 116
Şekil 7.23: Akma - bitüm % grafiği ………………………………………...…... 116
Şekil 7.24 : Akma - bitüm % grafiği …………………………………………...... 117
Şekil 7.25 : Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının pratik özgül
ağırlıkları - bitüm yüzdeleri ………………………………………. 118
Şekil 7.26 : Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının boşluk (Vh) -
bitüm yüzdeleri …………………………………………………….. 119
Şekil 7.27 : Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının agregalar
arası boşluk (VMA) - bitüm yüzdeleri …………………………….. 119
Şekil 7.28 : Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının bitümle dolu
boşluk (VFA) - bitüm yüzdeleri ………………………………….. 120
Şekil 7.29 : Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının akma - bitüm
yüzdeleri ………………………………………...………………… 120
Şekil 7.30 : Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının stabilite - bitüm
yüzdeleri……………………………………………………..……... 121
Şekil 7.31: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının pratik özgül
ağırlık - bitüm yüzdeleri …………………………………………… 121
Şekil 7.32 : Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının boşluk (Vh) -
bitüm yüzdeleri …………………………………...………………. 122
Şekil 7.33 : Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının agregalar arası
boşluk (VMA) - bitüm yüzdeleri …………………….…………..... 122
Şekil 7.34 : Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının bitümle dolu
boşluk (VFA) - bitüm yüzdeleri …………………………………… 123
Şekil 7.35 : Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının akma - bitüm
yüzdeleri …………………………………..………………………. 123
Şekil 7.36 : Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının stabilite - bitüm
yüzdeleri ……………………………………….………………….. 124
xix
ELEKTRİK ARK FIRINI CÜRUFUNUN KARAYOLU ESNEK ÜSTYAPI
AŞINMA VE BİNDER TABAKALARINDA AGREGA OLARAK
KULLANILABİLİRLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI
ÖZET
Nüfus artışının hızlanması ve teknolojideki gelişmeler, beraberinde tüketim artışını
ve kaynak bulma sıkıntısını getirmektedir. Ortaya çıkan bu tüketim artışı ve kaynak
bulma sıkıntısı, insanoğlununun bilinçsizce ve acımasızca doğayı tahrip etmesine
sebebiyet vermektedir. Doğal kaynakların tükenmesine sebep olan bu tüketim ve
tahribat, endüstriyel yan ürünlerin ve atıkların yeniden kullanımını zorunlu hale
getirmiştir. Yan ürünlerin ve atıkların yeniden kullanımı, hem tüketicinin maliyetini
düşürmekte, hem de doğada oluşacak tahribatın önüne geçmeye ve atıkların meydana
getireceği çevre kirliliğini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Son günlerde, diğer
sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de atık madde kullanımının yaygınlaştığı
görülmektedir.
Yapılan bu çalışmada, elektrik ark fırını (EAF) kullanılarak hurda çelikte üretim
yapan tesislerde atık madde olarak ortaya çıkan cürufun, karayolu esnek üstyapı
aşınma ve binder tabakalarında agrega olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır.
Cürufların fiziksel ve mekanik özellikleri deneylerle tespit edilmiş ve aynı deneylere
tabi tutularak özellikleri elde edilen doğal agregayla karşılaştırılması yapılmıştır.
Yapılan bu çalışmanın ilk bölümünde, tezin amacı ve kapsamı hakkında kısaca
bilgilendirme yapılmıştır.
İkinci bölümde ise, karayolu üstyapısı hakkında, üstyapı tipleri ve tabakalarına
değinilerek genel bir bilgilendirme yapılmıştır.
Çalışmanın üçüncü bölümünde, çalışmanın konusu olan esnek üstyapı tabaklarında
kullanılan malzemeler ve bu malzemelerin özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir.
Bu bölümde ayrıca bu malzemelerin şartname özellikleri verilmiştir.
Dördüncü bölümde, demir çelik sektörü hakkında bilgiler verilmiştir. Ülkemizde ve
dünya da demir çeliğin yeri ve önemi anlatılmış ve sayısal verilerle desteklenmiştir.
Bu bölümde ayrıca demir çelik üretimi ve üretim yöntemleri açıklanmıştır.
Beşinci bölümde ise, demir çelik sektöründe atık madde olarak nitelendirilen cürufun
oluşum şekilleri ve oluşan bu cürufların fiziksel ve kimyasal özelliklerine yer
verilmiştir. Bu bölümde son olarak, cürufların kullanım alanlarına değinilmiştir.
Çalışmanın altıncı ve yedinci bölümünde, elektrik ark fırını cürufu ve doğal
agregayla yapılan laboratuvar çalışmaları ve bu çalışmaların sonuçları anlatılmıştır.
Laboratuvarda kullanılan malzemeler, yapılan deneyler ve kullanılan yöntemler
anlatılmıştır. Bu bölümlerde, cürufun ve agreganın fiziksel özelliklerinin
belirlenmesine yardımcı olan elek analizi, özgül ağırlık ve su emme deneyi, Los
Angeles deneyi, yassılık indeksi deneyi, soyulma deneyi, cilalanma deneyi, organik
madde içeriği deneyinin yanı sıra; bitümün özelliklerini belirlemeye yardımcı olan
xx
penetrasyon deneyi ve özgül ağırlık deneyleri anlatılmıştır. Ayrıca Marshall yöntemi
ile tasarım hakkında bilgiler verilip deney aşamaları anlatılmış ve sonuçları
karşılaştırılmalı olarak gösterilmiştir.
Çalışmanın son bölümünde, deney sonuçları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiş
ve önerilerde bulunulmuştur.
xxi
INVESTIGATION OF USAGE OF ELECTRIC ARC FURNACE SLAG AS
AGGREGATE IN WEARING COURSE AND IN BINDER COURSE OF
FLEXIBLE PAVEMENTS
SUMMARY
After the industrial revolution, there are so many development in the world. Increase
in population and technological developments has caused speed up and that has made
way for consumption growth and resource shortage. This consumption growth has
drived people to destroy the nature to satisfy the needs of consumption. Development
in numerous fields has caused the environmental values to be neglected in many
times. At first, these environmental issues were discounted by people and
governments. People just want to come up in the world, increase the quality of their
life without considering about the future. They were using up all the facilites, all the
natural resources to enhence their quality of life. But, nowadays, these issues are the
most important problems for people and governments. Nowadays, this is not a
problem for a region, this is a problem for all world. That is why there are so many
researches about the environmental pollution or recycling methods in these days.
People are more conscious than the past. People care about the environment because
they all have learnt the natural resources are not endless.
There are so much consumption in construction industry. Recycling in construction
industry is the necessity for the nature. Concrete, asphalt, iron-steel are the mostly
consumpted materials in construciton industry. These materials have got an
important percentage in recycling operations.
The materials which are used in asphalt plank wearing surface mostly consists of
agregates. Aggregates are the 95 percent of these materials. The stone pits around the
construciton area are the fund for these aggregates. When these stone pits drain
away, there is a need of another drain pits and for this reason earth surface has
damaged day by day.
Agregates which are the main material of asphalt plank wearing surface has a big
percentage of a pavement design. There must be different properties of aggregates
for each layer of the pavement. The wearing course is the most important layer for
the road safety. The aggregates which are used for wearing course must have a high
coefficient of friction and they must have a high polishing strength. In order to do
that the aggregates which are used for wearing course must has good mechanical
properties.
To supply aggregates which have good mechanical properties is too hard in these
days. There are some new regulations for stone pits and it is harder than past to build
a stone pit and to manage it. Also there is another problem which is wasting stone
pits around the construction sites. The construciton firms go towards another stone
pits which are a long way off from the construction sites. This situation causes
increasing of the manifacturing costs.
xxii
Increasing of the amount of the slag with the increasing of the industrialization can
help decreasing manifacturing costs and environmental pollution with being used in
road construciton.
In this study, the usage of electric arc furnace slag as aggregate in wearing course
and binder course of flexible pavements was searched and compared with natural
aggregate.
The electric arc furnace slags are supplied from Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi
A.Ş. in Iskenderun, the natural aggregates are supplied from Omerli-Alyans stone pit
in this study.
In the first section of this study, there is a briefing about purpose of the thesis and
scope of the thesis.
The second part of this thesis is about flexible pavement and the courses of these
flexible pavements.
The next section of the study, a general information about the materials which are
used in each courses of flexible pavements and these materials’ properties were
given. In additon, the spefication infromations were given in this chapter.
In the fourth chapter of the thesis, a general infromation about the iron-steel sector
has been given. The place and importance of iron-steel in our country and also in the
world were given with numeric datas. In addition to that, there is some information
about the production of the iron-steel and its production methods.
In the fifth chapter of the study, some information about the slag which is called a
waste material in iron-steel sector were given. Also there are some information about
the chemical and physical properties of these slags. Finally, the areas of usage of
these slags were given in this chapter.
In the sixth part of the study, laboratory studies of the electric arc furnace slag and
natural aggregate were given. The materials which are used in labratory, the tests
which were done, and the methods have been given in this chapter. There is some
information about the tests which help for identification of the physical and
mechanical properties of the slag and natural aggregetas. These tests are sieve
analysis, specific bulk density and water absorbtion experiment, abrasion (Los
Angles) experiment, flatness index test, peel strength test, consisting of organic
matter experiment, polishing test. Also there are two bitumen experiments which are
specific bulk density and penetration test. After these tests, test phases of Marshall
experiment and calculation methods are described.
In the seventh part of the study, results of the aggregate tests, bitümen and marshall
experiment which were described in sixth chapter, were given. In this part, given
some graph and calculate about natural aggregate and electic ark furnace slag.
Useage of electic ark furnace slag and natural aggregate’s graph, find optimum
bitumen for each of them. And compare electric ark furnace slag’s graph and natural
aggregate’s graph. The optimum percentage of bitumen of asphalt mixture was
determined by Marshall Stability tests using bitumen content of %4,0, %4,5, %5,0,
%5,5, %6,0. All the experimantal studies are conducted as per Republic of Turkey
General Directorate of Highways Technical Specification. Addition to that, the
comparison of the results with the spesification limits has been given in this chapter.
Charts and graphics with optimum percentage of bitumen of asphalt mixture help for
xxiii
determining of the physical and mechanical properties of slags and natural
aggregates.
In the last section of this study as conclusion, there are some evaluation about the
usage of electric arc furnace slag as aggregate in wearing course and binder course of
flexible pavements. Additionally, there are some suggestions according to
evaluations of the results of the all study.
xxiv
1
1. GİRİŞ
Sanayi devriminin gerçekleşmesi ile birlikte dünya büyük gelişmelere sahne
olmuştur. Nüfusun hızla artması ve teknolojik gelişmeler, üretimin artmasına ve
kaynakların daha çok kullanılmasına sebep olmuştur. İnsanoğlu ise artan tüketim ve
üretim ihtiyacını karşılamak amacıyla sınırsız bir kaynak olarak gördüğü doğayı
kontrolsüzce kullanmış ve tahrip etmiştir. Ekonomik, sosyal, teknolojik vb.
alanlardaki kalkınma çabaları da çevresel değerlerin çoğu kez ihmal edilmesine
neden olmuştur. Özellikle ikinci dünya savaşından sonra başlayan kalkınma çabaları,
birçok ülkeyi ekonomik olarak gelişmiş ülke statüsüne sokarken aynı zamanda
insanlığı tehdit eder boyutta çevre sorunlarıyla baş başa bırakmıştır. Başlangıçta
kalkınma için mazur görülen çevre sorunları giderek bölgesellikten çıkarak, küresel
boyuta ulaşmıştır. 1970’lerden itibaren kalkınma ve doğal çevre arasında denge
kurulması için arayışlar hız kazanmıştır [1].
Asfalt kaplamalı yollarda kullanılan malzemelerin ortalama % 95’i agregalardan
oluşmaktadır. Yol inşaatında tüketilen bu agregalar, civardaki agrega ocaklarından
veya doğal agrega kaynaklarından temin edilmektedir. Dolayısıyla her geçen gün
yeni agrega ocaklarına olan talep giderek artmakta ve bu ocaklar sebebiyle
yeryüzünün genel yapısı bozulmakta, çevremizde hoş olmayan görüntüler
oluşmaktadır [2].
Esnek kaplamaların ana malzemelerinden biri olan agregalar, yolun tasarımında
büyük rol oynarlar. Farklı yol tabakalarında farklı agrega özellikleri aranır.
Yollardaki aşınma tabakası (en üst tabaka) yol güvenliği açısından en önemli
tabakadır. Yolun hizmet ömrünü güvenli bir şekilde tamamlaması için, kullanılan
agregaların, sürtünme katsayılarının yüksek olması ve hizmet ömrü boyunca
cilalanmaya karşı yüksek dayanım sağlaması istenir. Bunu sağlamak için asfalt
karışımlarda kullanılan agregaların mekanik özellikleri oldukça iyi olmalıdır [2].
Karayolu tabakalarının yapımı için gerekli olan kaliteli doğal agregaların temini
giderek zorlaşmaktadır. Yeni düzenlemeler getirilmesi nedeniyle ve yerel
2
yönetimlerin daha bilinçli davranması neticesinde taş ocaklarının açılması ve
işletilmesi giderek daha sıkı kurallara tabi tutulmaktadır. Ayrıca, yerleşim birimlerine
yakın olan mevcut ocaklarda ve dere yataklarında kaliteli malzemenin tükenmeye
başlaması nedeniyle, yerleşim birimlerine daha uzak bölgelere yönelme söz konusu
olmaktadır. Bu durum, nakliye maliyetlerinin giderek artmasına neden olmakta ve
yol yapım maliyetlerini de etkilemektedir [3]. Bütün bu doğa tahribatını azaltacak ve
maliyet artışını engelleyecek bir atık olan cüruf birçok alanda geri kazanım
malzemesi olarak kullanılmaktadır.
Cüruflar pirometalurjik işlemler sırasında oldukça fazla miktarda açığa çıkmakta ve
eğer uygun şekilde geri kazanılamaz ve kullanılamazsa atık olarak kalmaktadır.
Dünya çapında sanayileşmedeki hızlı gelişme ile büyük miktarlardaki metalurjik
cürufların depolanması için uygun alanlar dünya çapında giderek azalmakta ve buna
paralel olarak cüruf tasfiye maliyetleri sürekli olarak artmaktadır. Ek olarak atık
malzemelerle doldurulan alanlar ciddi bir hava, su ve toprak kirliliği kaynağı olmakta
ve bu durum canlı sağlığını önemli ölçüde etkilemektedir. Metalurjik atık üretimini
azaltmak için en ekonomik ve verimli seçenek cürufların yeniden kullanılmasıdır [4].
Sanayileşmenin yoğunlaşmasıyla artan cüruf miktarının, yol inşaatında kullanımıyla
geri kazanımı, doğal kaynakları korumayla birlikte atık malzemelerin sebep olduğu
çevre kirliliği ve stok sahası masrafı gibi problemlere de çözüm getirmektedir.
Bu çalışmada, elektrik ark fırını (EAF) kullanarak hurda demirden üretim yapan
işletmelerde atık madde olarak açığa çıkan EAF cüruflarının karayolu inşaatı aşınma
ve binder tabakasında yapay agrega olarak kullanılabilirliği incelenmiştir. Ayrıca,
EAF cürufu için yapılan incelemeler, Ömerli-Alyans taş ocağından temin edilen
doğal agregalar için de yapılarak karşılaştırma yapılmıştır. Araştırma, İskenderun
Körfezi’nde bulunan Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi A.Ş. tesislerinden temin edilen
EAF cürufları kullanılarak yapılmıştır.
3
2. KARAYOLU İNŞAATI ALTYAPI VE ÜSTYAPI TABAKALARI
Karayolu, önceden belirlenen geometrik standartlara uygun olarak saptanmış bir
güzergah boyunca, doğal zeminin istenilen yükseltilere getirilmesi ve üzerinde
motorlu taşıtların istenilen hız, güvenlik ve konfor koşullarında hareketlerinin
sağlanabilmesi amacıyla inşa edilen yapıların tümü olarak tanımlanabilir. Karayolu,
altyapı ve üstyapı olmak üzere iki ayrı bölümde incelenebilir [5].
Yolun boykesitinde belirlenmiş kırmızı çizgiye uygun olarak, toprak tesviyesi ve
sanat yapıları işleri bitirildikten sonra elde edilen kısma altyapı adı verilir. Yolda esas
taşıyıcı kısım altyapıdır. Ancak, altyapıyı oluşturan zeminler, genellikle, üzerlerine
gelecek tekerlek yüklerini büyük deformasyonlara uğramadan taşıyamazlar. Bu
nedenle, altyapı üzerine bir üstyapının inşası zorunludur [6].
Altyapının işlevi; istenilen kotta düzgün bir satıh sağlamak, üstyapı tarafından
iletilen yükleri daha geniş bir alana yaymak ve az da olsa, yolu dış etkenlere karşı
korumaktır. Bu işlevi yerine getirebilmesi için, altyapının trafik yükleri, don ve su
etkilerine karşı dayanıklı olması gerekir. Altyapı oluşturulurken bitkisel toprak,
çürük zemin ve sıkıştırmaya elverişli olmayan zeminler kullanılmamalıdır. Bu
nedenle, altyapıyı oluşturan zemin özelliklerinin çok iyi incelenmesi gerekmektedir
[5].
Yolun, trafik yüklerini taşımak ve bu yükü taban zemininin taşıma gücünü
aşmayacak şekilde taban yüzeyine dağıtmak üzere altyapı üzerine inşa edilen ve
temel altı (alt temel), temel ve kaplama tabakalarından oluşan kısmına ise üstyapı adı
verilir [7].
Yolun, trafiğin aşındırıcı etkileri ile doğrudan doğruya maruz kalan kısmı kaplama
tabakasıdır. Bu tabaka, üzerinden geçen taşıtların etkisine bozulmadan karşı
koyabilmeli ve düzgün yüzeyli olmalıdır.
4
Altyapının yük taşıma kapasitesini artırmak ve kaplamanın daha sağlam bir yüzeye
dayanmasını sağlamak amacıyla kaplama ile altyapı arasına temel ve temel altı
tabakaları yapılır. Böylelikle iyi inşa edilmiş bir üstyapı;
Düzgün yüzeyi sayesinde üzerinden geçen trafiğe seyir kolaylığı sağlar.
Tekerlek yüklerinin doğurduğu gerilmeleri yayarak altyapıda büyük
deformasyonların oluşmasını önler.
Altyapıdaki zeminleri su etkisiyle yumuşamaktan korur [6].
Üstyapılar, kaplama tabakasında kullanılan malzemelerin türlerine, özelliklerine ve
yapım yöntemlerine göre rijit, yarı rijit ve esnek üstyapı olarak üç ana gruba
ayrılmaktadır.
2.1 Rijit Üstyapı
Çimento betonuyla yapılan kaplamalarla oluşturulan üstyapıya rijit üstyapı veya
beton yol denir. Yol kaplaması olarak betonun görevi, trafik yüklerini tabana iletmek
ve bu sırada tabanın deforme olmamasını sağlamaktır. Bir beton kaplamanın
davranışı, dökülen beton tabakaların özelliklerinin yanı sıra, kaplama altına serilen
temel ve alttemel tabakalarının ve taban zemininin özelliklerine bağlı olarak değişir.
Beton yollar, genellikle, enine ve boyuna derzlerle birbirinden ayrılmış 20-25 m2
alana sahip plakalar halindedir. Beton plağın rijitliğinin yüksek olması nedeniyle
taban zemininde oluşan gerilmeler geniş bir alana yayılır [5].
Don, pompaj, şişme-büzülme olaylarına karşı ise beton kaplama ile taban zemini
arasına kaplama altı tabakası yapılır. Beton plağın elastisite modülü taban
zemininkinden çok büyüktür. Bu sebeple, beton yol, elastik zemine oturan bir kiriş
şeklinde çalışır ve trafik yüklerini, esnek üstyapıya göre daha geniş bir alana yayarak
taban zeminine iletir. Rijit beton plak, taban zemini ile sürekli temas halinde olduğu
sürece taşıyıcı bir eleman olarak rol oynar.
Üst kaplama tabakası trafikte sürüş güvenliği ve konforunu sağlayacak yüzeyi
oluşturmakta olup, trafik yükü ve çevre koşullarına doğrudan maruz kaldığı için
yeterli dayanım ve dayanıklılıkta olmalıdır. Rijit üstyapılarda beton kaplama betonun
yüksek dayanımı ve elastisite modülü dolayısıyla rijit bir plak gibi çalışır. Esnek ve
5
rijit üstyapılarda trafik yüklerinin üst kaplama tabakasından zemine iletilmesi
şekil 2.1’de görüldüğü gibi birbirinden farklıdır [8].
Şekil 2.1 : Kaplamalara göre yük dağılımı [8].
Taban zemini ile sürekli temas halindeyken, beton yol elastik zemine oturan kiriş
gibi çalışması sebebiyle, taşıma gücü taban zemininin direncine bağlı değildir. Bu
nedenle, rijit üstyapılar, zayıf taban zeminleri üzerinde, esnek üstyapılara göre daha
iyi sonuçlar verir [9].
2.1.1 Taban zemini
Rijit bir üstyapının davranışı taban zeminin fizikel özellikleri ve taşıma gücü ile
doğrudan doğruya ilgilidir. Bazı taban zeminleri rijit kaplamaların davranışlarına
zarar verecek özelliktedir. Bu zararlı etkileri çoğu zaman plak kalınlığını arttırarak
gidermek mümkün değildir. Düzeltici tedbirleri gerektiren problemlerin daha henüz
proje aşamasında iken teşhis edilmesi ve çözümlerin plan ve şartnamelerde dikkate
alınması gerekir [9].
Taban zemininin iyice sıkıştırılması zorunludur. İyi sıkıştırılmaması durumunda
taneli zeminlerde ağır trafik titreşimiyle oluşan ilave sıkışmalar ve bu nedenle
meydana gelen oturmalar söz konusu olabilmektedir. Yüzey sularının taban zemini
üzerinde birikmemesi için de düzen kurulmalıdır. Serbest su bulunması, plak
6
hareketleri esnasında pompa olayına sebep olur ve aşınma durumu söz konusu
olabilir [9].
2.1.2 Rijit üstyapı kaplama altı tabakası
Beton kaplamaya zarar verecek aşağıdaki hallerden biri veya birkaçının mevcut
bulunduğu hallerde, kaplama ile taban zemini arasına kaplama altı tabakası konur:
Donma etkisi
Yüksek hacim değişmesi gösteren topraklarda şişme ve büzülme etkisi
İnce taneli topraklarda pompa etkisi
Kaplama altı tabakalarının, yalnızca plak kalınlığını azaltmak için, tabanın taşıma
gücünün artırılması amacıyla kullanılmaları bazen yerinde olmaktadır [6].
Kaplama altı tabakası en çok 15 cm’lik tabakalar halinde serilir [6].
2.1.3 Beton plak
Beton yolların yüzeyleri kayma sakıncası göstermediği ve tutucu, pürüzlü olduğu
için, bu yüzeylerde %7'ye kadar boyuna eğim uygulanabilir. Daha fazla eğimli veya
daha pürüzlü bir beton yol isteniyorsa yüzeyin özel olarak pürüzlendirilmesi gerekir.
Betonun tek tabaka olarak dökülmesi halinde plak kalınlığı en fazla 25 cm, en düşük
12 cm olabilmektedir.
Çelik donatı olarak tek çubuklar veya kaynak ile birbirine kaynatılan çubukların
oluşturduğu çelik hasırlar kullanılmaktadır. Hasırların gözleri kare veya
dikdörtgendir.
Sıcaklık ve nem miktarındaki değişmeler betonun genleşip büzülmesine sebep olur.
Bu hareketler nedeniyle yük altındaki beton plakta gerilmeler oluşur ve bu hareket
sonucu çatlamalar meydana gelir. Uygun aralıklarla derzlerin yapılması ve derzlerin
çelik donatı ile güçlendirilmesi geniş çatlakların oluşmasını bir dereceye kadar
önlemektedir.
2.2 Yarı rijit üstyapı (komposit üstyapı)
Komposit üstyapı, mevcut üstyapı üzerine bir veya birden fazla bitümlü sıcak
karışım katmanı serilmesi ile elde edilen üstyapı türüdür. Bitümlü sıcak karışım
7
doğrudan tamir görmüş rijit üstyapı üzerine veya çatlayarak kırılmış rijit üstyapı
tabakası üzerine serilebilmektedir.
Rijit üstyapı üzerindeki esnek üstyapının tasarımı farklı etkilerin göz önünde
bulundurulmasını gerektirmektedir. Bozulmuş bir yolun üzerine takviye tabakası
getirilmesi halinde eski kaplamada yer alan çatlak bölgeleri yeni kaplamada zayıflık
bölgesi oluşturmaktadır. Trafik ve çevre koşulları nedeniyle takviye tabakası altında
yer alan bu çatlaklar boyunca gerilme yoğunlaşması meydana gelmekte ve eski
üstyapıdaki çatlaklar kısa sürede yüzeye çıkarak takviye tabakasının bozulmasına
sebep olmaktadır. Bu çatlaklar yansıma çatlağı olarak bilinmektedir. Yansıma
çatlakları uygulanacak kaplamanın tasarımı ile beraber geosentetik malzemelerin
uygulanması ile de önlenebilmektedir [10].
2.3 Esnek Üstyapı
Taban yüzeyi ile sürekli olarak her noktada sıkı temas sağlayan ve yükleri taban
yüzeyine dağıtan bir üstyapı şekli olarak tanımlanmaktadır. Esnek üstyapıların
stabilitesi, agrega kenetlenmesine, taneler arasındaki sürtünmeye ve kohezyona
bağlıdır [6].
Bir esnek üstyapı, kaplama tabakası, temel tabakası ve alt temel tabakalarından
oluşur ve üstyapının üst kısmından taban zeminine inildikçe, tabakalarda kullanılan
malzemelerin fizik ve mekanik özellikleri, kaliteleri düşer. Bu tabakaların
kalınlıklarını belirleyen ölçütler hizmet ömrü, trafik hacmi, mevcut malzeme
özellikleri ve taban zemini taşıma gücüdür [6].
Bitümlü sıcak karışımlar çok tabakalı olup bu katmanlara ait şema Şekil 2.2’de
verilmiştir [11].
Şekil 2.2 : Esnek üstyapının enine kesiti [11].
8
2.3.1 Taban zemini
Yarma ve dolgularda ve dolgu temellerinde taban yüzeyi altında kalan ve üstyapının
taşıma gücüne etkisi olabilecek bir derinliğe kadar uzanan kısma taban zemini denir
[6].
Bir esnek üstyapının davranışı taban zemininin taşıma gücü ile doğrudan ilgili
olduğu için, taban zemininin şartnamelere uygun olarak hazırlanması üstyapı
projelendirmesinde çok önemlidir. Taban zeminlerinde yeraltı su seviyesi tesviye
yüzeyinin en az 150 cm altında tutulmalı, bunun sağlanması için, uygun yeraltı
drenajı yapılmalıdır. Ayrıca uygun drenaj sistemi ile yüzey suyunun yol gövdesini
etkilemesi önlenmelidir. Yol gövdesinin, yapım sırasında ve yolun ömrü boyunca
stabil kalabilmesi için, etkili ve kalıcı uygun drenaj sistemleri ile sudan korunması
sağlanmalıdır. Yol üstyapıları, aşırı don kabarması ve tabanın donma çözülme
mevsiminde taşıma gücünün azalması ile zarar görebilir. Don olayının yol
üstyapısına olan etkisinin azaltılabilmesi için aşağıdaki faktörlerin incelenmesi
gerekir [5].
Taban zemininin dona karşı hassasiyeti
Üstyapının toplam kalınlığı
Donma indeksi
Yeraltı su seviyesinin üstyapı seviyesinden ölçülen derinliği
Güzergahtaki yarma ve dolgu yükseklikleri
2.3.2 Alttemel tabakası
Temel tabakasını taşımak üzere taban yüzeyine yerleştirilen ve taneli malzeme veya
belirli koşullara uygun malzemeden oluşmuş, belirli kalınlığa sahip olan tabaka veya
tabakalara alttemel tabakası denir [6].
Alttemel tabakası taban zeminin taşıma gücünü aşabilecek yüksek gerilmeleri ve
tabanda oluşacak don etkisinin üstyapıya yansımasını önleyecek niteliklere sahip
olması gerekir. Alttemel tabakasının kalınlığı üstyapı projelendirmesi sonunda
belirlenmeli ve şartnameye uygun olarak hazırlanmış olan tesviye yüzeyi üzerine
serilip sıkıştırılmalıdır. Minimum alttemel kalınlığı 20 cm olmalıdır. Alttemel
tabakası ekonomik faktörler göz önünde tutularak bölgede bulunan ve şartname
9
kriterlerine uygun yuvarlak malzeme ile teşkil edilmeli, eğer uygun yuvarlak
malzeme yoksa kırma taş kullanılmalıdır [12].
2.3.3 Temel tabakası
Kaplama tabakasını taşımak üzere alttemel veya taban yüzeyi üzerine yerleştirilen ve
taneli malzeme veya belirli koşullara uygun malzemeden oluşmuş, belirli hesap
kalınlığına sahip tabaka veya tabakalara temel tabakası denir [6].
Temel tabakasının ana görevi, üstyapının yük taşıma kabiliyetini arttırmaktır. Temel
tabakası ayrıca, trafik hareketlerinden doğan yüksek kayma gerilmelerine karşı
koyabilecek, drenaja yardımcı olabilecek ve don olaylarına karşı koruma
sağlayabilecek özelliklere sahip olmalıdır [5]. Karayollarında üç farklı temel tipi
uygulanmaktadır;
Granüler temel
Plent-miks temel
Çimento bağlayıcılı granüler temel
2.3.4 Bitümlü karışım tabakaları
Bitümlü karışımlar sıcak ve soğuk olmak üzere iki farklı şekilde imal edilmektedir.
Yaygın olarak kullanılan bitümlü sıcak karışımlar, asfalt ve agreganın ısıtılıp plentte
karışımı ile elde edilerek sıcak olarak sıkıştırılmakta ve esnek üstyapı kaplamalarının
üst tabakalarında kullanılmaktadır. Bitümlü soğuk karışımlar, sıvı asfaltlar (katbek
veya emülsiyon) ile agreganın soğuk olarak yolda veya plentde karıştırılması ile elde
edilmekte ve soğuk olarak sıkıştırılmaktadır [13].
Bitümlü sıcak karışım tabakaları aşınma, binder ve bitümlü temel olmak üzere 3
gruba ayrılır. Sıcak asfalt karışımlar ile yapılan aşınma, binder ve bitümlü temel gibi
kaplama tabakalarının kaliteleri aşağıdaki özelliklere bağlıdır;
Stabilite
Rijitlik
Dayanıklılık
Yorulma mukavemeti
Fleksibilite
10
Geçirimsizlik
Kayma direnci
İşlenebilirlik
Bu fiziksel ve mekanik özelliklerin tümünü ideal olarak sağlayabilecek sıcak asfalt
karışımları elde etmek bugün için hemen hemen mümkün değildir. Ancak optimum
karışım tasarımlarının yapılabilmesi için bu özelliklerin çok iyi bilinmesi gerekir
[13].
2.3.4.1 Bitümlü temel tabakası
Bitümlü temel tabakası, belirli granülometri limitleri içindeki kırılmış ve elenmiş
kaba agrega, ince agrega ve mineral fillerin plentte sıcak bitümlü bağlayıcı ile
karıştırılması ile elde edilmektedir. Bitümlü temel tabakası, granüler temel ve alt
temele gelen yükleri büyük ölçüde azaltmaktadır. Bu nedenle orta ve yüksek trafikli
yollarda, kaplama ile granüler temel arasında bir veya birden fazla tabakalar halinde
kullanılmaktadır [13].
2.3.4.2 Binder tabakası
Binder tabakası, aşınma tabakası ile temel tabakası arasına serilen ve esnek üstyapı
tabakasının yapısal bileşenidir. Binder terimi, aşınma tabakasını granüler temel ile
birleştirerek bağlayan tabakayı ifade etmektedir. Binder tabakasının amacı, aşınma
tabakasından iletilen trafik yükünü temel tabakasının taşıma kapasitesini aşmayacak
şekilde iletmek ve tekrarlı yüklerin etkilerine karşı direnç göstererek kalıcı
deformasyonun ve çatlamaların meydana gelmesini engellemektir. Binder tabakası
ayrıca tabakalar arasındaki sıcaklık farklarının oluşturduğu kuvvetlere karşı dayanıklı
olması gerekmektedir. Binder tabakasının serilmesi aşınma tabakasının serilmesi için
uygun yüzey oluşturmakta, ancak trafik yükünün az olduğu bölgelerde binder
tabakası uygulanmayabilmektedir [14], [15].
2.3.4.3 Aşınma tabakası
Aşınma tabakası, üstyapının trafik yüklerine doğrudan maruz kalan en üst
tabakasıdır. Trafik yükleri nedeniyle meydana gelen basınç ve çekme gerilmelerinin
en üst seviyede olması nedeniyle kaplama tabakası, üstyapının diğer tabakalarına
göre daha yüksek elastisite modülüne sahip olmalıdır. Aşınma tabakasının, yeterli
11
sürtünme katsayısına sahip olması, taşıtlar için düzgün yüzey sağlaması, gürültünün
kontrolü, tekerlek izi direncine sahip olması ve geçirimsiz bir yüzey oluşturularak
drenaj sağlaması gibi özellikleri nedeniyle diğer tabakalara göre en yüksek kalitedeki
malzemeler ile yapılmaktadır ve diğer tabakalara göre maliyeti fazladır. Bu nedenle
aşınma tabakası altında kalan tabakaların kalitesi, aşınma tabakasında
gereksinimlerin sağlanması için ihtiyaç duyulan tabaka kalınlığını belirlemekte ve
yolun üretim maliyetini etkilemektedir. Ülkemizde bitümlü temel ve binder
tabakaları tek tip uygulamaya sahiptir. Aşınma tabakası ise yoldan beklenen
performans özellikleri, iklim koşulları ve trafik durumu göz önüne alınarak
değişkenlik arz eder. Ülkemiz karayollarında en çok kullanılan aşınma tabakası,
geleneksel asfalt betonu aşıma tabakasıdır. Bunun dışında taş mastik asfalt ve poroz
asfalt da bir aşınma tabakası tipidir [14], [16], [17].
12
13
3. ESNEK ÜSTYAPI TABAKALARINDA KULLANILAN MALZEMELER
VE ÖZELLİKLERİ
Esnek yol üstyapılarında taşıyıcı kısmın iskeletini sağlamak üzere agregalar, bunların
birbirine bağlantısını sağlamak üzere de hidrokarbonlu bağlayıcılar kullanılmaktadır.
Doğal olarak agregalar ve bağlayıcı malzemeler için kalite kontrol yöntemleri
olacağı gibi, bunların sıcak veya soğuk ortamda karıştırılmasıyla elde edilecek
karışımların da kalite kontrol yöntemleri bulunmaktadır. Günümüzde esnek yol
üstyapılarında, hidrokarbonlu bağlayıcı olarak çoğunlukla bitümler kullanılmaktadır
[18].
3.1 Bitümlü Bağlayıcılar
Yol yapımında kullanılan bitümlü malzeme esas olarak bitümden oluşur. Bir bitümlü
malzemenin yol yapımındaki değeri, içinde bulunan bitümün miktar ve özelliğine
bağlıdır.
Doğal veya pirojen orijinli hidrokarbonların veya bunların her ikisinin bir araya
gelmiş şeklinin, çoğunlukla metal olmayan bileşenleri ile birlikte ve gaz, sıvı yarı
katı veya katı halinde bulunan ve karbon sülfürde tamamen eriyen karışımlarına
bitüm denir.
Hidrokarbonlu bağlayıcılar, katranlar ve asfaltlar olmak üzere iki ana gruba
ayrılmaktadır. Katran ve asfalt fiziksel özellikleri sebebiyle esnek yol kaplamalarının
yapımında büyük ölçüde kullanılmaktadır.
Hidrokarbonlu bağlayıcılar, sıcaklığa bağlı olarak sıvı, yarı katı veya katı halde
bulunurlar. Isıtma veya özel hazırlama yolu ile sıvı hale getirilerek kullanılmaları
mümkün olup sıvı halden tekrar derhal yapışkan hale gelerek kohezyon ve adezyon
gibi 2 önemli özellik gösterirler. Kozhezyon, çatlama ve ayrılma olmaksızın
geçirimsiz ve plastik filmler meydana getirerek şekil değiştirme özelliğidir. Adezyon
ise, mineral agregalara yapışma özelliğidir [6].
14
3.2 Agregalar
Agrega, yol esnek kaplamasının stabilitesini önemli ölçüde etkilediği kadar miktar
olarak da büyük bir paya sahiptir. Çünkü bağlayıcısız temel ve alttemel tabakalarının
tamamı, sıcak asfalt karışımların ağırlıkça %90-95’i ve hacimce %80-85’i agrega
tarafından sağlanmaktadır. Hem kaplamanın stabilitesine olan büyük katkısı hem de
çok büyük miktarda gereksinim duyulması nedeniyle, agrega önemli bir kaplama
malzemesidir [13].
Bitümlü kaplamalarda kullanılacak agreganın kökeni ne olursa olsun, her kaplama
tipi için, şartnamelerde verilen fiziksel özellikleri sağlaması gerekir. Ancak istenen
bütün koşulları sağlayan bir agrega, yol yapımında kullanılabilir. Agrealar
boyutlarına göre üç grupta incelenir;
Kaba (iri) agrega 4# (4,76 mm) elek üzerinde kalan
İnce agrega 4# (4,76 mm) – 200
# (0,074 mm) arası
Mineral filler 200# (0,074 mm) den geçen
Bu üç grup malzemenin herbiri bitümlü karışımın ayrı ayrı özelliklerini kontrol
etmektedir.
Bitümlü karışımdaki iri agrega yüzdesi %40-50’ye çıkarılırsa, iri agrega mekanik bir
sistem, iskelet oluşturur ve karışımın akmaya direncinde önemli bir artış oluşmaya
başlar. Bu tip bir iskeletin sağlanması için gerekli iri agrega oranı, kullanılacak
agreganın tane şekli ve dokusu ile ilgilidir. Beton asfalt kaplamalarda, %55 oranında
iri agrega içeren karışımların, %25 oranında iri agrega içeren karışımlardan daha az
deformasyona uğradığı görülmüştür.
İnce agrega ise, iri agreganın oluşturduğu iskeletin boşluklarını doldurarak daha
yoğun bir karışımın elde edilmesini sağlamaktadır. Bu arada ince agregaın yüzey
dokusu da önemlidir. Örneğin bir çakıl kumu, kırma malzeme veya cürufa nazaran
daha düşük deformasyon direnci sağlar.
Mneral filler, toplam agreganın çok küçük yüzdesini oluşturmasına karşılık,
karışımın özelliklerinin düzenlenmesinde önemli derecede rol oynar.
Agregaların özelliklerinin yeterli olup olmadığını saptamak için kullanılabilecek en
önemli deneyler,
15
Tane boyutu
Aşınmaya direnç
Hava tesirlerine karşı dayanıklılık
Cilalanma direnci
Özgül ağırlık ve su emme
Su tesirine karşı dayanıklılık
şeklinde sıralanabilmektedir.
Belli bir yapı için bunların hepsi aynı derecede önemli olmayabilir. Örneğin, temel
tabakasında kullanılacak agrega için yüksek bir aşınma veya cilalanma direnci
aranmaz [6].
3.2.1 Alttemel tabakasında kullanılan agregalar
Tesviye yüzeyi üzerine serilen ve taban yüzeyi ile temel tabakası arasında yer alan
genellikle belli bir granülometrisi olan ve incesi az, kum, çakıl, yüksek fırın cürufu
gibi taneli granüler malzemeden oluşan tabakadır. Kaplama ve temel tabakasından
gelen trafik yükü etkisini taban zemini üzerine yayılmasında temel tabakasına
yardımcı eleman olarak yer almakta ayrıca su ve don tesirlerine karşı tampon bölge
vazifesi görmektedir [19].
Alttemel malzemesi, Karayolları Teknik Şartnamesinde verilen ve AASHTO T-27,
T-11 veya TS 1900 standartlarında belirtilen yöntemler ile bulunan granülometri,
Çizelge 3.1'de verilen granülometri limitleri dahilinde ve iyi derecelenmiş olacaktır.
Alt temel malzemesi fiziksel özellikleri Çizelge 3.2’de gösterilmiştir [20].
16
Çizelge 3.1 : Alttemel tabakasının granülometri limitleri [20].
Elek açıklığı Geçen %
(mm) Tip - A Tip - B
75 100 -
50 - 100
37,5 85-100 80-100
25 - 60-90
19 70-100 -
9,5 45-80 30-70
4,75 30-75 25-60
2 - 15-40
0,425 10-25 10-20
0,075 0-12 0-12
Çizelge 3.2 : Alttemel tabakasının fiziksel özellikleri [20].
Deney
Limit
Değer Deney Standardı
Hava tesirine karşı dayanıklılık (donma) 20 TS - 3655, AASHTO T-104
deneyi ile maksimum kayıp %
Aşınma kaybı (Los Angeles) maksimum
% 50 TS – 3694, AASHTO T-96
Likit Limit maksimum % 25 TS – 3655, AASHTO T-89
Plastite indeksi maksimum % 6 TS – 1900, AASHTO T-90
Kil topakları ve dağılabilen tane oranı
maksimum % 2 ASTM C-142
Organik madde % 1 AASHTO T-194
17
Alttemelin sıkıştırma kriterleri Çizelge 3.3‘te gösterilmiştir. Sıkıştırmada, çalışma
ağırlığı en az 11.000 kg, statik çizgisel yükü 30 kg/cm den büyük, iki frekanaslı
vibrasyon düz bandajlı silindirler veya lastik başına düşen yükü, en az 3.500 kg olan
lastik tekerlekli sıkıştırıcılar kullanılacaktır. Kullanılan malzeme ve serilen tabaka
kalınlığına uygun olan sıkıştırma tekniği işin başında bir deneme kesimi yapılarak
belirlenecektir. Deneme kesimi en az üç silindirme kesitinden oluşacak ve 100 m’den
az olmayacaktır.
Sıkıştırma yolun eksenine paralel olarak yapılacak, düşük kotlu kenardan başlayarak
eksene doğru kayacaktır. Yatay kurblarda, kurbun içinden başlayacak ve dışına
doğru devam edecektir. Her geçişte bir önceki kısma, silindir geçişinde %10
bindirme yapılacaktır [20].
Çizelge 3.3 : Alttemel tabakasının sıkıştırma kriterleri [20].
3.2.2 Temel tabakasında kullanılan agregalar
Temel tabakası;
Granüler temel
Plent-miks temel
Çimento bağlayıcılı stabilize temel
olmak üzere üç farklı şekilde inşa edilmektedir.
Temel tabakasının, Karayolları Teknik Şartnamesinde verilen kaba agrega için
fiziksel özellikleri ve ince agrega için fiziksel özellikleri sırasıyla çizelge 3.4’te ve
çizelge 3.5’te gösterilmiştir.
Tip - A Sıkıştırma Maksimum % 95 Modifiye Proktor TS
Optimum Su İçeriği % Wopt ± 2 1900, AASHTO T-180
Tip - B Sıkıştırma Maksimum % 97 Modifiye Proktor TS
Optimum Su İçeriği % (Wopt ± 2) - Wopt 1900, AASHTO T-180
18
Çizelge 3.4 : Temel tabakasının kaba agrega fiziksel özellikleri [20].
Deney adı Şartname Limitleri
Deney
Standardı
Hava Tesirine Karşı Dayanıklılık < 20 TS EN 1367-2 (Donma) Deneyinde MgSO4 ile kayıp
%
Aşınma Kaybı (Los Angeles) % < 35 TS EN 1097-2
Kil Topağı ve Dağılabilen Tane oranı
% < 1 ASTM C-142
Organik Madde % Negatif TS EN 1744-1
Su Emme Oranı % < 3,0 TS EN 1097-6
Yassılık indeksi % < 30 BS 812
Çizelge 3.5 : Temel tabakasının ince agrega fiziksel özellikleri [20].
Deney adı Şartname Limitleri
Deney
Standardı
Likit Limit % Normal Performans TS EN 1900-1
Plastisite İndeksi % Normal Performans TS EN 1900-1
Organik Madde % Negatif TS EN 1744-1
Metilen Mavisi < 4,5 TS EN 933-3
Granüler temel, Karayolları Teknik Şartnamesinde verilen granülometri, Çizelge
3.6'da verilen granülometri limitleri dahilinde ve iyi derecelenmiş olacaktır.
19
Çizelge 3.6 : Granüler temel tabakasının granülometri limitleri [20].
Granüler temelin sıkıştırma kriterleri Çizelge 3.7‘de gösterilmiştir. Sıkıştırmada,
çalışma ağırlığı en az 11.000 kg, statik çizgisel yükü 30 kg/cm den büyük, iki
frekanaslı vibrasyondüz bandajlı silindirler veya lastik başına düşen yükü, en az
3.500 kg olan lastik tekerlekli sıkıştırıcılar kullanılacaktır. Kullanılan malzeme ve
serilen tabaka kalınlığına uygun olan sıkıştırma tekniği işin başında bir deneme
kesimi yapılarak belirlenecektir. Deneme kesimi en az üç silindirme kesitinden
oluşacak ve 100 m’den az olmayacaktır.
Sıkıştırma yolun eksenine paralel olarak yapılacak, düşük kotlu kenardan başlayarak
eksene doğru kayacaktır. Yatay kurblarda, kurbun içinden başlayacak ve dışına
doğru devam edecektir. Her geçişte bir önceki kısma, silindir geçişinde %10
bindirme yapılacaktır [20].
Çizelge 3.7 : Granüler temel tabakasının sıkıştırma kriterleri [20].
Minimum Sıkıştırma % 95 TS EN 1900-1
Optimum Su İçeriği % (Wopt ± 2) - Wopt Modifiye Proctor,
Titreşimli Tokmak
Elek Açıklığı Geçen %
(mm) Tip-A Tip-B Tip-C
50 100 - -
37,5 80 - 100 100 -
25 60 - 90 70 - 100 100
19 45 - 80 60 - 92 75 - 100
9,5 30 - 70 40 - 75 50 - 85
4,75 25 - 55 30 - 60 35 - 65
2 15 - 40 20 - 45 25 - 50
0,425 8 - 20 10 - 25 12 - 30
0,075 2 - 8 0 - 12 0 - 12
20
Plent-miks temel, Karayolları Teknik Şartnamesi'nde verilen granülometri, Çizelge
3.8'de verilen granülometri limitleri dahilinde ve iyi derecelenmiş olacaktır.
Çizelge 3.8 : Plent-miks temel tabakasının granülometri limitleri [20].
Elek Açıklığı Geçen %
(mm) Tip-I Tip-II
37,5 100 -
25 72 - 100 100
19 60 - 92 80 - 100
9,5 40 - 75 50 - 82
4,75 30 - 60 35 - 65
2 20 - 45 23 - 50
0,425 8 - 25 12 - 30
0,075 0 - 10 2 - 12
Plent-miks temelin sıkıştırma kriterleri Çizelge 3.9’da gösterilmiştir. Sıkıştırmada,
çalışma ağırlığı en az 11.000 kg, statik çizgisel yükü 30 kg/cm den büyük, iki
frekanaslı vibrasyondüz bandajlı silindirler veya lastik başına düşen yükü, en az
3.500 kg olan lastik tekerlekli sıkıştırıcılar kullanılacaktır.
Sıkıştırma yolun eksenine paralel olarak yapılacak, düşük kotlu kenardan başlayarak
eksene doğru kayacaktır. Yatay kurblarda, kurbun içinden başlayacak ve dışına
doğru devam edecektir [20].
Çizelge 3.9 : Plent-miks temel tabakasının sıkıştırma kriterleri [20].
Minimum Sıkıştırma % 100 TS EN 1900-1
Optimum Su İçeriği % (Wopt ± 2) - Wopt Modifiye Proctor,
Titreşimli Tokmak
Çimento bağlayıcılı stabilize temel, Karayolları Teknik Şartnamesinde verilen
granülometri, Çizelge 3.10'de verilen granülometri limitleri dahilinde ve iyi
derecelenmiş olacaktır.
21
Çizelge 3.10 : Çimento bağlayıcılı stabilize temel tabakasının granülometri limitleri
Elek Açıklığı Geçen %
(mm)
37,5 100
25 72 - 100
19 60 - 92
9,5 40 - 75
4,75 30 - 60
2 20 - 45
0,425 8 - 25
0,075 0 - 10
Çimento bağlayıcılı stabilize temelin sıkıştırma kriterleri Çizelge 3.11’de
gösterilmiştir. Sıkıştırmada, çalışma ağırlığı en az 11.000 kg, statik çizgisel yükü 30
kg/cm den büyük, iki frekanaslı vibrasyonlu düz bandajlı silindirler veya lastik
başına düşen yükü, en az 3.500 kg olan lastik tekerlekli sıkıştırıcılar kullanılacaktır.
Sıkıştırılmış çimento bağlayıcılı granüler temel kalınlığı projede gösterilen kalınlığın
%10’unda farklı olursa gerekli düzenleme aşağıdaki şekilde yapılacaktır.
Ilk olarak söz konusu düzenleme, karışımın hazırlanmasından sonra 2 saat
içerisinde yapılacaksa, malzeme yüzeyi en az 5 cm kabartılacak ve gerekli
azaltma veya gerekli karışımlar eklenerek sıkıştırılacak.
Daha sonrasında, eğer düzenleme 2 saati aşan bir süre sonunda yapılacaksa,
mevcut malzeme tüm tabaka kalınlığı boyunca kaldırılıp, yeni bir karışımla
projede gösterilen kalınlığın %10’unu aşmıyacak şekilde tekrar serilip
sıkıştırılır [20].
Çizelge 3.11 : Çimento bağlayıcılı stabilize temel tabakasının sıkıştırma kriterleri
Minimum Sıkıştırma % 100 TS EN 1900-1
Optimum Su İçeriği % (Wopt ± 2) - Wopt Modifiye Proctor,
Titreşimli Tokmak
3.2.3 Kaplama tabakasında kullanılan agregalar
Binder tabakası için gradasyon limitleri Çizelge 3.12’de gösterilmiştir. Aşınma
tabakası için gradasyon limitleri Çizelge 3.13’de gösterilmiştir.
22
Çizelge 3.12 : Binder tabakası için gradasyon limitleri [20].
Elek Açıklığı Geçen %
(mm)
25 100
19 80 - 100
12,5 58 - 80
9,5 48 - 70
4,75 30 - 52
2,000 20 - 40
0,425 8 - 22
0,180 5 - 14
0,075 2 - 7
Çizelge 3.13 : Aşınma tabakası için gradasyon limitleri [20].
Elek Açıklığı Geçen %
(mm) Tip-A Tip-B Tip-C
19 100 - -
12,5 88 - 100 100 100
9,5 72 - 90 80 - 100 90 - 100
6 - - 25 - 33
4,75 42 - 52 55 - 72 23 - 31
2,00 25 - 35 35 - 53 20 - 27
0,425 10 - 20 16 - 28 12 - 18
0,180 7 - 14 8 - 16 -
0,075 3 - 8 4 - 8 7 - 11
Kaplama tabakası için kaba ve ince agreganın fiziksel özellikleri sırasıyla Çizelge
3.14 ve Çizelge 3.15’te gösterilmiştir.
Kaplamanın sıkıştırılması yol serildikten hemen sonra sıkıştırma işlemine
başlanacaktır. Silindiraj başladığında karışımın sıcaklığı 130 ⁰C’nin altında
olmayacak ve karışımın sıcaklığı 80 ⁰C’nin altına düşmeden sıkıştırma işlemi
tamamlanmış olacaktır.
Karıştırma işleminde statik ağırlığı 8 – 12 ton arasında demir bandajlı silindirler ile
lastik basıncı ayarlanabilen kendinden yürür lastik tekerlekli silindirilen
kullanılacaktır.
23
Silindiraj sonunda yol yüzeyinde taş kırılmaları, kaymalar, çatlamalar ve yırtılmalar
olmayacaktır [20].
Çizelge 3.14 : Kaplama tabakasında kaba agreganın fiziksel özellikleri [20].
Deney Adı Şartname Limitleri Deney
Standardı Binder Aşınma
Aşınma Kaybı (Los Angeles) % < 30 < 27 TS EN 1097-2
Hava Tesirine Karşı Dayanıklılık < 25 < 20 TS EN 1367-2
(Donma) %
Kırılmışlık, Ağırlıkça % > 95 > 95 TS EN 933-5
Yassılık İndeksi % < 30 < 25 BS 812
Cilalanma Değeri % > 35 > 50 TS EN 1097-8
Su emme Oranı % < 2,5 < 2,0 TS EN 1097-6
Soyulma Mukavemeti % > 60 > 60 TS EN 12697-11
Kil Topağı ve Dağılabilen Tane < 0,3 < 0,3 ASTM C-142
Oranı %
Çizelge 3.15 : Kaplama tabakasında ince agreganın fiziksel özellikleri [20].
Deney Adı Şartname Limitleri Deney
Standardı Binder Aşınma
Plastisite İndeksi % Normal
Performans
Normal
Performans TS EN 1900-1
Organik Madde % Negatif Negatif TS EN 1744-1
Su Emme % < 2,5 < 2,0 TS EN 1097-6
Metilen Mavisi < 3,0 < 3,0 TS EN 933-6
24
25
4. DEMİR ÇELİK ÜRETİMİ
4.1 Demir Çelik Sektörü
Sanayileşme sürecinde Demir-Çelik sektörünün yadsınamaz bir önemi
bulunmaktadır. Metal eşya sanayii, tarımsal makine sanayii, deniz ve motorlu kara
ulaşım araçları sanayii, inşaat sanayii, elektrikli ve elektriksiz makine sanayii gibi
pek çok sanayi dalı Demir-Çelik sektöründen hammadde temin etmektedir.
Dünya ülkelerinin zaman içerisinde gelişmesi ve teknolojinin ilerlemesi ile Demir-
Çelik kullannımı tüm dünyada artmış, bununla birlikte sektör de gelişmiş ve
büyümüştür. Ekonomik büyümeye bağlı olan sektör, ekonomik büyümenin az olduğu
yıllarda daha az gelişme göstermiş, fakat büyümenin yüksek olduğu yıllarda daha da
büyümüş ve gelişmiştir. Zaman içerisinde teknolojinin sağladığı avantaları da
kullanarak Demir-Çelik sektörü daha verimli ve üretken hale gelmiştir [21].
Dünya ham çelik üretimi sürekli bir artış eğilimi içinde bulunmaktadır. Çizelge
4.1'de 2002-2014 döneminde Dünya'daki ve Türkiye'deki ham çelik üretim miktarları
görülmektedir. Çizelgede görüldüğü üzere, dünyada ham çelik üretimi 2014 yılında,
2010 yılına göre yaklaşık %14,5'lik bir artış göstermiştir. Türkiye'de ise aynı
dönemde %17,2'lük bir artış görülmüştür.
Çizelge 4.2'de ise, 2014 yılına göre, dünya ham çelik üretiminde ilk 10 sırayı alan
ülkeler gösterilmiştir. Ayrıca, bu ülkelerin 2010 ve 2014 yıllarına ait ham çelik
üretimleri ve bu yıllar arasındaki değişim oranları gösterilmiştir.
Türkiye, 2014 yılının ilk on ayında 34 milyon ton ham çelik üretimiyle dünyanın en
büyük ham çelik üreticileri arasında 8'inci sırada yer almıştır. Ayrıca, Türkiye, dünya
ham çelik üretiminin %2,4'lük bölümünü gerçekleştirmekte olup, 2010 - 2014 yılları
arasında ilk 10 ülke içinde en büyük üretim artışını gerçekleştiren 4’üncü ülke
olmuştur [22].
26
Çizelge 4.1 : Yıllık ham çelik üretim miktarı [22].
Yıl Dünya Üretim
(Milyon Ton)
Türkiye Üretim
(Milyon Ton)
2002 904 16
2003 970 18
2004 1071 20
2005 1144 21
2006 1247 23
2007 1347 26
2008 1329 27
2009 1232 25
2010 1428 29
2011 1490 34
2012 1510 36
2013 1649 35
2014 1636 34
Çizelge 4.2 : Ham çelik üretici ülkeler ve üretim miktarları [22].
Sıra Ülkeler
Üretim (Milyon
Ton) Değişim %
2010 2014
1 Çin Halk Cumhuriyeti 637,4 822,7 29,07
2 Japonya 109,6 110,7 1,01
3 A.B.D. 80,5 88,3 9,69
4 Hindistan 68,3 83,2 21,81
5 Rusya 66,9 70,6 5,53
6 G.Kore 58,9 71,1 20,71
7 Almanya 43,8 42,9 -2,05
8 Türkiye 29,1 34 17,18
9 Brezilya 32,9 33,9 3,04
10 Ukrayna 33,4 27,2 -18,56
4.2 Demir Çelik Üretimi
İnsanoğlu demir ve çelik elde etmek için günümüze gelinceye dek pek çok yöntem
geliştirmiştir. Kullanılan ilk yöntemde, odun kömürünün yakılması ile oluşan
redükleyici karbonmonoksit gazı aşağıdaki reaksiyonda görüldüğü gibi, demir
cevheri ile tepkimeye girerek sonuçta demir elde edilmiştir. Bu reaksiyon:
Fe2O3+3CO→2Fe+3CO2
denklemi ile gösterilebilir.
27
Günümüzde demir-çelik üretimi için kullanılan birçok sistem bulunmakla birlikte en
yaygın iki sistemden biri demir cevherinden ham demir ve ham demirden çelik
üretimi yöntemi, bir diğeri ise, çelik hurdasından çelik üretimi yöntemidir. Entegre
tesislerde demir-çelik üretim süreci, demir cevherinin kırma, eleme işlemleri
sonucunda hazırlanması veya parça cevherin doğrudan doğruya yüksek fırın şarjı ile
başlamaktadır. Yüksek fırında kok kömürünün yardımıyla demir oksit haline gelen
cevherin oksijeni alınarak indirgenmekte ve sıvı ham demir elde edilmektedir. Bunun
için farklı çelik üretim metotları bulunmaktadır. Bessemer – Thomas çelik üretim
metodu ve Siemens – Martin çelik üretim metodunun yanı sıra en çok kullanılanları;
Yüksek fırın ile demir – Bazik oksijen fırını ile cevher bazlı çelik üretimi
(BOF)
Elektrik ark fırını ile hurda bazlı çelik üretimi (EAF) [22]
Şekil 4.1 : Bir entegre çelik tesisinde üretim akışı [23].
28
4.2.1 Yüksek fırında üretim
Demir içerikli hammadelerin kok ve kireç taşı ile bir arada ergitilmesinde kullanılan
ve kapasitelerine göre yükseklikleri 30 ile 90 m arasında değişebilen, içerisinde
reaksiyonlar sonucu oluşan C ve CO’ in cevherin redüklediği (indirgenme
reaksiyonuna uğradığı), oluşan ısı ile demirin eritildiği fırınlara yüksek fırın denir.
Dünya çelik üretiminin yaklaşık %60’ı yüksek fırınlar ve çelikhane ile, %40’ı
hurdaların ergitilmesiyle yapılır. Bu hurdaların kaynakları da yüksek fırın olduğu için
dünya çelik üretiminin %99’unda yüksek fırınların varlığı söz konusudur [24].
Yüksek fırına üst bölümden metalurjik kok, dolomit, limonit, hematit, manyetit, kireç
taşı, vüslit, siderit ilave edilir. Hava, körük vasıtasıyla 1000 – 1100 oC’ye ısıtılarak
tüyerlerden fırın içine püskürtülür ve bu hava kok ile reaksiyona girerek koku yakar.
Kok içindeki karbonların (C) yanması ile karbonmonoksit (CO) oluşur. Oluşan CO
demir cevherinin indirgenmesini sağlar. Yüksek fırından alınan ham demir, çelik
üretimi için çelikhaneye gönderilir. Yan ürünler cüruf ve fırın gazıdır.
Fırın çalışırken şarj malzemeleri fırına, fırın içinde bellirli bir yüksekliği muhafaza
edilecek şekilde verilir. Fırın ergitme bölgesinde katı şarj malzemeleri ergiyip sıvı
haldeki pik demir ve cüruf meydana gelirken bir yandan da şarj işlemi sürekli devam
eder [24].
Şekil 4.2 : Yüksek fırın [23]
29
4.2.2 Bazik oksijen fırınında üretim
Bazik oksijen fırını, Bessemer konvertörünün modernleştirilmiş halidir. Ham demire
oksijen üflenerek empüritelerin giderildiği fırınlardır. Adını üflenen oksijenden ve
çeperlerindeki bazik refrakterlerden alır.
Yüksek fırından alınan sıvı ham demirin bileşiminde %93.5-95 Demir (Fe), %0.30-
0.90 Silisyum (Si), %0.025-0.050 Sülfür (Kükürt,S), %0.55-0.75 Mangan (Mn),
%0.03-0.09 Fosfor (P), %0.02-0.06 Titanyum (Ti) ve %4.1-4.4 Karbon (C)
bulunmaktadır. Bu ise malzemenin gerek mekanik özelliklerinin iyileştirilmesi, gerek
istenilen kaliteye getirilmesi, gerekse kolay işlenebilmesi açısından istenilmeyen bir
durumdur. Sıvı ham demiri mühendislik malzemesi olarak kullanabilmek için
yabancı elementlerden ve özellikle karbondan belirli seviyelere kadar arındırmak
gerekir. Bu arındırma işlemi günümüzde bazik oksijen fırınlarında yapılmaktadır
[25].
Şekil 4.3 : Bazik oksijen fırını [25]
Yüksek fırından alınan sıvı ham demir BOF’a konulur. Genellikle Bakır (Cu) bir
borudan içeri, sıvı ham demirin yüzeyine saf Oksijen gönderilir. Dikkat edilmesi
gereken konu, buradaki oksijenin saflığıdır. Oksijen ne kadar saf olursa işlem o kadar
başarılı gerçekleşmektedir.
30
Şekil 4.4 : Yüksek fırından gelen pik demirin BOF'na dökülmesi
[25]
Karbon (C) oranı %2.1’den az olan malzemeler çelik olarak nitelendirilmektedir.
Bunu sağlamak için fırına üflenen Oksijen ile bir takım reaksiyonlar gerçekleşir.
Yüksek sıcaklık sebebiyle, Demir içinde oldukça aktif hale gelen Karbon, Oksijen ile
temasa geçtiği anda reaksiyon verir.
2C + O2 → 2CO
Daha sonra oluşan Karbonmonoksit (CO) tekrar Oksijen ile reaksiyon verir ve
karbondioksit oluşturur.
2CO + O2 → 2CO2
Oluşan bu Karbondioksit gazı ortamdan uzaklaşır. Bu reaksiyonlar Karbon oranı
istenilen seviyeye gelinceye kadar devam eder. Bu sırada Sülfür de Oksijen ile
tepkime vererek yanar ve Kükürtdioksit oluşturur.
S + O2 → SO2
Ametal oksitler genelde asidik oksitlerdir. Bu asidik oksitler bazik olan fırın
çeperiyle reaksiyon verir ve çeperlerde aşınma olabilir. Bu bakımdan işlemin kontrol
altında tutulması gerekmektedir.
31
Ham demirin içindeki Demir de Oksijen ile reaksiyon verecek ve az da olsa Demir
kaybı olacaktır.
2Fe + O2 → 2FeO
Bu işlemlerde sıvı ham demir içerisinde bulunan diğer metaller veya empüriteler de
Oksijen ile reaksiyon vermeye devam ederler.
Si + O2 → SiO2
4P + 5O2 → 2P2O5
2Mn + O2 → 2MnO
Fırına şarj yapılırken fırına bir miktar hurda da ilave edilebilir. Bunun yanı sıra fırına
verilen Oksijen, Kükürtü tamamen gidermekte veya istenilen seviyeye getirmekte
yetersiz kaldığından fırına bir miktar flux (akı) da ilave edilir. Bu yardımcı
maddelerin en önemlisi Kireç Taşı (CaCO2)’dır. Kireç Taşı önce parçalanarak:
CaCO2 → CaO + CO reaksiyonunu verir. Ayrılan CO, O2 ile yanarak tekrar CO2
oluşturur.
CaO ise yapıda kalan Kükürt (S) ile tepkimeye girer ve sıvı ham demirden daha fazla
miktarda kükürt uzaklaştırılmış olur.
BOF’larda bu işlemler bileşim istenilen düzeye getirilene kadar devam eder ve
içerideki malzemeye sürekli bileşim kontrolleri yapılır. BOF’larda sıvı ham demiri
çelikleştirme işlemi ortalama 18 dakika sürer ve 40 dakikada bir döküm yapılabilir.
Elde edilen sıvı çelik üzerinde kalan oksitli ve sülfürlü yapılar fırının yan tarafındaki
deliklerden alınarak ayrılır ve sıvı çelik döküm işlemine hazır hale getirilir [25].
4.2.3 Elektrik ark fırınında üretim
Yüksek fırınlardan alınan demire ham demir, bu demirin katılaşmış haline ise pik
demir denir. Genel anlamda çelik olarak anılan malzemenin ana bileşeni demir
metalidir. Yüksek fırınlardan alıan bu metal ile hurdaların ergitilmesinin ve istenilen
bileşim aralığı için arıtmanın yapıldığı fırınlardan biri de elektrik ark fırınlarıdır.
Elektrik ark fırını, genellikle iki grafit elektrot arasında düşük gerilim ve yüksek
akım uygulanarak açığa çıkan ısı ile metalin ergitildiği fırınlardır. Bu cihazlarda
sıcaklık 3000 oC’ye kadar çıkabilmekte ve kapasiteleri de 150 kg ile 200 ton
arasında değişmektedir.
32
Bu fırınlar endüstride kütle halinde üretilen, yüksek kaliteli ve alaşımlı çeliklerin
üretiminde kullanılırlar. Ark voltajının ani düşüşü söz konusu olduğundan yüksek ısı
için yüksek akıma gereksinim duyulur. Bu fırınlar, elektrot düzeni bakımından
indirekt ısıtmalı, direkt ısıtmalı ve örtülü ark fırını olmak üzere üçe ayrılır.
Şekil 4.5 : Elektrik ark fırını [26]
Elektrik ark fırınına hurda, pik demir, cüruf yapıcılar, kok tozu, sıvı oksijen verilir.
Cüruf, toz, baca gazları ve sıvı çelik elde edilir.
İlave edilecek hurdaya ön ısıtma yapılması fırının iç sıcaklığını daha az
değiştireceğinden tasarruf açısından önemlidir. Bu ısıtma, baca gazlarıyla beraber
fırından dışarı çıkan ısı ile yapılır.
Elektrotlar fırın içinden kaldırılır ve fırının üst kapağı açılır. Cüruf yapıcı olarak
kireç, kireç taşı ve fluşpat; tamir malzemesi olarak dolomit, ve magnezit; alaşımlama
ve deoksidasyon için Fe-Mn, Fe-Si, Fe-Cr, vb; karbon vermek için koktozu; ergimeyi
hızlandırmak için sıvı oksijen ve karbon tavsiyesi için de hematit fırına verilir. Hurda
yığınının 20-30 mm üzerinden, ark oluşacak şekilde elektrotlar konumlandırılır. Elde
edilen ark, elektrotlardan şarja elektrik akımının iletilmesini sağlar ve bu akımdan
kaynaklı ısı ile metal ergimesi başlar.
Hurdalar kademe kademe şarj edilir. Her hurdanın ergimesinden sonra bir sonraki
hurda fırına verilir. Bu aşama ergitme aşamasıdır. Bu aşamada fırın yüksek güç ile
33
çalıştırılır. Ergitme tamamlandıktan sonra güç düşürülerek sonraki aşama olan
arıtmaya geçilir.
Arıtmada amaç ergiyiğin içerisindeki istenmeyen yapıları uzaklaştırmaktır. Arıtma,
oksidasyon ve redüksiyon olmak üzere iki kademede yapılır. Oksidasyon kademesi
bazik oksijen fırın (BOF)’lara benzer sistemle işler. Burada ergiyik içine cüruf-metal
arayüzeyinden oksijen verilerek daha çok empüritenin cürufa çıkması sağlanır.
Reaksiyonlar sonucu oluşan oksitli yapıların özkütlesi ergiyik metalden az olduğu
için cüruf üstte toplanır ve hidrolik sistem ile fırın yan yatırılarak alınır.
Redüksiyon işlemleri demir bileşenlerini bozarak demiri serbest hale getirmektir.
İlave edilen hematit ile C veya CO reaksiyona girer ve
Fe3O4 + CO → 3FeO + CO2
FeO + CO → Fe + CO2
Fe3O4 + 2C → 3Fe + 2CO2
2FeO + C → 2Fe + CO2
yapılarını oluşturur.
Bu işlemlerden sonra kimyasal kompozisyon analizi yapılır. Eğer istenilen
aralıklarda bileşen bileşim yüzdesi mevcutsa hidrolik sistemle fırın yan yatırılır ve
sıvı çelik potaya alınır. Yine potada istenilen alaşım ilaveleri yapılabilir [26].
34
35
5. CÜRUFLARIN OLUŞUMU ÖZELLİKLERİ VE KULLANIM ALANLARI
Çıkarma ve inceltme ve metalurjik işlemler sırasında oluşan katı atıklara cüruf denir.
Ayrıca, ağırlıklı olarak demir oksit ve magnezyum, kalsiyum, alüminyum silikatlar
oluşmaktadır. Cürufların soğutulma şekilleri farklı olduğu için, sahip oldukları
özellikler de farklıdır. Havada yavaş soğutuldukları takdirde kristal bir yapıya sahip
olurlar. Bu haliyle cüruf, yüksek mekanik özellik gösterir ve çoğunlukla agrega
olarak kullanılır. Yol yapımında cüruf kullanımının geçmişi çok eski zamanlara,
Roma imparatorluğu dönemine kadar gitmektedir. Demir cürufu M.Ö. 4.yy
başlarında meşhur Appia yolunun yapımında bazı katmanlarda kullanılmıştır. İlk
demir cürufu üretimi ise 1848’de Avustralya’da Mittagong şehrinde yapılmıştır.
Daha yakın zamanlara bakılacak olursa modern demir cürufunun, yaklaşık kırk yıldır
yol yapımında kullanıldığı görülecektir. Hız yollarında ve ağır trafikli yollarda dahi
cüruf kullanımı başarılı sonuçlar vermiştir [3].
5.1 Cürufların Oluşumu
5.1.1 Yüksek fırın (YF) cürufu
Yüksek fırın (YF) cürufu, demir-çelik tesislerindeki yüksek fırınlarda demir üretimi
sırasında açığa çıkan bir yan üründür. Demir üretiminde hammadde olarak demir
cevheri, kireçtaşı ve kok kömürü kullanılmaktadır. Demir cevheri demir oksit ile
birlikte silis, kükürt alüminyum gibi demir dışı maddeleri de içermektedir. Yüksek
fırındaki işlem sonucu bu maddeler ayrışır. Kireçtaşı bu süreçte yardımcı bir
hammadde olarak görev yapar. Kok kömürü ise gerekli yakıtı sağlar.
Hammadelerle sürekli olarak beslenen yüksek fırınlarda sıcaklık 1600 oC’lere
ulaşmaktadır. Yüksek sıcaklık sonucu ergiyen malzemeler üstte cüruf ve altta pik
demir olacak şekilde fırının alt kısmında toplanır. Ergimiş cüruf ve demir ayrı ayrı
tahliye edilir. Yaklaşık 1500 oC’de olan yüksek fırın cürufunun tahliye edilmesinden
36
sonra uygulanacak soğutma yöntemi, oluşacak ürünün özelliklerini ve kullanım
yerini belirler.
Yüksek fırın cürufu, havada soğutma yöntemi ile atmosferik koşullarda yavaş bir
şekilde soğutulur ve mineralojik olarak iri kristalli bir malzeme oluşturur. Camsı fazı
düşük olan bu malzeme kırılarak beton veya asfalt agregası ya da stabilizasyon
malzemesi olarak kullanılabilir.
Yüksek fırın cürufu, kontrollü miktarda su, basınçlı hava ve buhar etkisiyle
soğutulduğu takdirde gözenekli yapıda, iri kristal taneli bir malzeme oluşur. Bu
malzeme hafifliği nedeniyle hafif beton üretiminde kullanılabilir.
Genleştirmeye oranla daha fazla miktarda su kullanılarak yapılan ani soğutma işlemi
sonucunda, kuma benzer amorf (camsı) yapıda, hidrolik özelliği olan taneli bir
malzeme oluşur. Bu malzeme değirmende öğütülerek öğütülmüş taneli yüksek fırın
cürufu elde edilir. 1 ton taneli yüksek fırın cürufu elde etmek için 10 ton suyun
harcandığı bu yöntem en verimli yol olsa da ekonomik değildir. Son yıllarda bunun
yerine paletleme yöntemi tercih edilmektedir. Paletleme sonucu elde edilen
malzemenin 4 mm’den küçük olan kısmı camsı yapıda olup öğütülerek yüksek fırın
cürufu elde edilir [27].
Şekil 5.1 : Demir ve yüksek fırın cürufunun üretim süreci [27]
37
Şekil 5.2 : Genleştirilmiş, granule ve öğütülmüş yüksek fırın cürufu
5.1.2 Bazik oksijen fırını (BOF) cürufu
Çelikhane cürufu, bazik oksijen fırınlarında (BOF) yan ürün olarak ortaya
çıkmaktadır. Bazik oksijen işleminde sıcak maden, hurda ve cüruf yapıcılar (kireç,
dolomitik kireç) konvertöre şarj edilmekte ve daha sonra konvertör içerisine
daldırılan bir lans aracılığı ile yüksek basınçta oksijen üflenmektedir. Üflenen
oksijen şarjdaki empüritelerle birleşmektedir. Bu empüriteler karbon (CO gazı
olarak), Si, Mn, P ve bir miktar Fe’dir (Sıvı oksitler halinde). Kimyasal reaksiyonlar
sonucu oluşan bu oksitlerden sıvı halde olanlar, kireç ve dolomitik kireç ile
birleşerek cürufu oluşturmaktadır. İşlem bitiminde sıvı çelik bir potaya dökülürken,
oluşan cüruf sıvı halde, yaklaşık olarak 1100–1500 °C’de özel cüruf potalarına
boşaltılarak taşınmakta ve stok sahalarında soğumaya bırakılmaktadır. 1 ton çelik
üretiminde yaklaşık 100–150 kg (% 10–15) cüruf oluşmaktadır [28].
Şekil 5.3 : BOF’da girdi ve çıktılar
5.1.3 Elektrik ark fırını (EAF) cürufu
Elektrik ark fırını işleminde, çeliğin ergimesi ve saflaştırılması için gereken ısı
yanma yerine elektrik enerjisi ile sağlanmaktadır. Hurda metal ve kireçle doldurulan
fırın içerisine fırın kapağında yer alan elektrotlar indirilir. Elektrotlardan geçen
elektrik akımı, hurda metal ve elektrotlar arasında ark yaparak hurda metalin
38
ergimesi için gereken yüksek ısıyı ortaya çıkarır. Hurda metaldeki karbon, silisyum,
manganez gibi yapıları oksitlemek için sisteme oksijen verilir. Oksit formundaki bu
yapılar kireçle birleşerek cürufu meydana getirmektedir [28].
Elde edilen eriyik cüruf soğutulur. Soğutmak için kullanılan hava, su veya hava-su
karışımı, soğutma hızı, soğutma süresi ve yaşlandırma işlemi olarak adlandırılan
soğutulmuş cürufların açık havada uzun süreler bekletilmesi uygulamaları, cürufun
fiziksel özelliklerinde oldukça etkilidir. Cüruflara uygulanan soğutma işlemlerinde
gözlenen en önemli değişiklikler, cürufun gözenek ve boşluk yapısı, hızlı soğutmada
gözlenen camsı özellik ve dolayısıyla camsı geçiş sıcaklığı ve serbest kalsiyum veya
serbest magnezyum oksit miktarındaki değişikliklerdir. Soğutma işlemleri sonucunda
elde edilen cüruflar kırıcı ve öğütücülerden geçirilerek istenilen boyutlara indirgenir
[29].
Şekil 5.4 : EAF cürufu üretim süreci
5.2 Cürufların Özellikleri
Cürufların soğutulma şekilleri farklı olduğu için sahip oldukları özellikler de
farklıdır. Havada yavaş soğutuldukları takdirde kristal bir yapıya sahip olurlar. Bu
haliyle cüruf yüksek mekanik özellik gösterir ve çoğunlukla agrega olarak kullanılır.
39
Yüksek fırından çıktığında eriyik halinde olan cüruf hızlı olarak soğutulduğu
takdirde ise akışkanlığındaki ani azalma kristalleşmeyi engeller ve camsı yapıda bir
katı madde elde edilmesini sağlar. Bu yarı-kararlı camsı malzeme, bir miktar hidrolik
özelliğe sahiptir. Bu tür cüruflar daha çok çimentolu sistemlerde, çimento ve beton
üretiminde kullanılır.
5.2.1 Cürufların fiziksel özellikleri
Kendi halinde soğumaya bırakılan cürufun tane dağılımı çok düzensizdir. Ancak,
eleme ve kırma işlemine tabii tutulduğunda istenilen granülometriye getirilebilir.
Havada soğutulan yüksek fırın cürufu kırılıp elendiği zaman fiziksel özellikleri genel
olarak diğer agregalara nazaran özel avantajlar göstermektedir. Bünyesinde kil ve silt
bulunmaması, iyi bir sürtünme özelliğine ve pürüzlü bir yüzeye ve dolayısıyla iyi bir
adhezyona sahip olması üstün özellikleridir.
Sıvı haldeki cürufa belirli miktarda su, buhar ve hava püskürtülerek gözenekli bir
yapıya sahip olan genleştirilmiş yüksek fırın cürufu elde edilebilir. Bu cürufun,
özgül ağırlığı 1100-2200 kg/m3’tür. Bu değer, normal agregalara nazaran oldukça
düşüktür.
Yüksek fırın cürufunun rengi oldukça açık, krem renginde iken, çelikhane cürufunun
içindeki yüksek miktardaki demir ve magnezyum sebebiyle renk koyu gridir.
Cürufların türlerine göre, yoğunlukları ve fiziksel özellikleri değişikler gösterebilir.
Cürufun, donma-çözülmeye karşı gösterdiği mukavemet oldukça büyüktür. Ayrıca
çelik cürufunun sahip olduğu yüksek soyulma direnci ve yüksek yoğunluğu, düşük
su emme yüzdesi gibi avantajları, bu cürufun bitümlü karışımlarda kullanılabilirliği
açısından önem taşımaktadır.
Cürufun ısı izolasyonu yapabilme özelliğinin yanısıra işlenme kolaylığı, ısıya ve
donma - çözülmeye karşı yüksek dayanıklılık özellikleri de bulunmaktadır. Bu
avantajlar sayesinde, yapı türüne bağlı olarak toplam maliyette % 10 - % 15 oranında
tasarruf sağlanabilmektedir [30].
Yüksek fırın cüruflarının ve çelikhane cüruflarının özgül ağırlıkları, birim hacim
ağırlıkları ve su emme yüzdeleri, (ASTM C 127) çeşitlerine göre Çizelge 5.1'de
verilmiştir [31].
40
Çizelge 5.1 : Cürufların fiziksel özellikleri
Özellikler Hava
Soğutmalı Genleşmiş
Toz Haline
Getirilmiş Çelikhane Cürufu
Özgül
Ağırlık
(gr/cm3)
(kN/m3)
2,0-2,5 (20-25) - - 3,2-3,6 (32-36)
Birim
Hacim
Ağırlık
(kN/m3)
11,2-13,6 8,0-10,4 8,4 16,0-19,2
Su Emme
Yüzdesi
(%)
1-6 - - < 3
Çizelge 5.2 : Cürufların mekanik özellikleri
Özellikler Havada Soğutulmuş
Yüksek Fırın Cürufu
Çelikhane
Cürufu
Los Angeles
Aşınma
Değeri (%)
35-45 20-25
Donma
Kaybı (%) 12 12'den küçük
Sürtünme
Açısı (o)
40-45 40-50
Sertlik 5-6 6-7
CBR 250'ye kadar 300'e kadar
5.2.2 Cürufların kimyasal özellikleri
Demir cevherleri doğada esas olarak içerdikleri demir oksit bileşimlerinin yanı sıra
silis, alümin, kükürt, fosfor ve mangan gibi bazı elementleri de bünyesinde
bulundurmaktadır. Cürufun kimyasal yapısı, demir cevherinin kimyasal yapısını
yansıtmasına karşın, cürufu oluşturan kireç, silis, aliminyum yüzdeleri önemli
şekilde değişiklikler göstermektedir. Bu değişikler sadece demir cevherinin
yapısından değil, kok kömüründen, ekonomi sağlamak için farklı demir cevherleri ile
hazırlanan karışımlardan ve yüksek fırındaki yüksek dereceli sıcaklıklardan meydana
gelmektedir.
41
Puzzolanik bir yapıya sahip olan cüruf, kimyasal yapı olarak çimento klinkerine
benzemekle birlikte, daha az CaO (sönmüş kireç) içerir. Çelikhane cüruflarının
kimyasal bileşiminde başlıca CaO, MgO, SiO2 ve FeO bulunmaktadır. Çizelge 5.3’te
cüruf içinde bulunan fazların ortalama miktarları gösterilmektedir [32].
Çizelge 5.3 : Cüruf içinde bulunan bileşikler [32]
Bileşen %
CaO 45-60
SiO2 10-15
Al2O3 1-5
MgO 3-13
Fe2O3 3-9
FeO 7-20
P2O5 1-4
Belirtilen cüruf kimyasal kompozisyonu işletmeden işletmeye farklı olabileceği gibi
üretilen çelik cinsine ve o sıradaki işlem şartlarına da bağlıdır.
Çelik üretimi; bazik oksijen fırınlarında lans vasıtasıyla sıcak madene üflenen saf
oksijenin, kısmen kimyasal kısmen de banyoyu karıştırıcı etkisi ile
gerçekleşmektedir. Oksijen üflemesi ile banyodaki C, Mn, P, Si gibi elementler
yakılmakta ve bu elementlerin banyo içerisindeki yüzdeleri belirli bir seviyeye
getirilmektedir. Gerekenden fazla oluşan ısı ise hurda eritmede kullanılmaktadır.
Kimyasal reaksiyonlar sonucu meydana gelen oksitlerden gaz halinde olanlar,
banyodan uzaklaşarak gaz toplama tanklarında toplanmaktadır. Sıvı halde olanlar ise,
ilave edilen katkı malzemeleri ile birleşerek cürufu oluştururlar. Kısaca, çelikhane
cürufu, çelik üretimi esnasında çelik içerisindeki empüritelerin oksidasyonu sonucu
oluşan oksit ve silikatların oluşturduğu kompleks bir kimyasal yapıya sahip, metalik
olmayan yan üründür. Cürufun yaklaşık yarısı kireç (CaO) olup, geri kalanı sıcak
metal ve hurdadaki elementlerin oksitlerinden meydana gelmektedir [32].
42
5.3 Cürufların Kullanım Alanları
Demir çelik endüstrisinde yılda yaklaşık 1.3 milyar ton çelik üretilirken, 500 milyon
ton yan ürün, katı atık ve çamurun ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Entegre demir
çelik tesisleri büyük miktarlarda katı atık üretirler. Bu alanda yapılan bir çok
çalışmanın da gösterdiği gibi, bir ton çelik üretimi sırasında yaklaşık 400-450 kg katı
atık üretilmektedir. Bu katı atıklar genelde yüksek fırın ve çelikhane cürufları,
tozları, çamurları, haddehane tufalı, kullanılmış refrakterler vs. dir. Günümüzün ilk
eğilimi, çelikhane cürufunun maksimum oranda kullanılmasıdır. Yüksek fırın
cürufuyla kıyasladığımızda çelikhane cürufunun kullanımı çok daha fazla
geliştirilebilir [32].
Çelikhane cürufuna uygulanan çeşitli işlemlerden sonra metalikleri ayıklanmış çeşitli
ebatlarda cüruflar;
Karayollarında asfalt kaplama malzemesi olarak
Tarım toprağını iyileştirme malzemesi olarak
Çimento klinkeri için hammadde olarak
Betonarme için ince agrega olarak (Cürufun hızlı soğutulması halinde)
Çeşitli amaçlarla dolgu malzemesi olarak
kullanılmaktadır.
Geri kazanım (değerlendirilebilir atıkların geri dönüşümü) atıkların kaynağında ayrı
toplanmasını ve cinslerine göre sınıflandırılmasını gerekli kılar. Bu nedenle,
cürufların kimyasal ve diğer analiz yöntemlerinden sonra nerede
kullanılabileceklerine karar verilebilir. Çelik, yüzyıllardan beri değişik yöntemlerle
üretilmiştir. Buralarda oluşan çelikhane cürufları, yüksek fırın cürufları ile beraber
demir çelik cürufları olarak adlandırılır. Günümüzde bir çok ülkede yüksek fırın
cüruflarının tamamı, çelikhane cüruflarının ise % 75-80’i farklı uygulama alanlarında
kullanılmaktadır [32].
Cüruf ayrıca demiryolu balastı, beton agregası, çimento sanayii, briket ve tuğla yapı,
prefabrik eleman ve blokların yapımı, asfalt agregası, dolgu malzemesi, beton
agregası, demiryolu, yalıtımı, cam üretimi, yem sanayii, tarım ve çevre uygulamaları
gibi geniş bir alanda kullanılabilmektedir. Cürufu etkin şekilde kullanan Amerika
43
Birleşik Devletleri ve Kanada’nın cürufu hangi oranlarda ve nerelerde kullandıkları
Şekil 5.5 ve şekil 5.6’da gösterilmiştir [30].
Şekil 5.5 : ABD’de cürufun kullanım alanları
Şekil 5.6 : Kanada’da cürufun kullanım alanları
Cüruflar doğrudan veya elenmiş olarak kullanlanılabilir. Genel olarak dağılım şu
şekildedir:
Doğrudan kullanılan alanlar;
Beton agregası
Hafif beton
Hafif dolgu malzemesi
44
Yalıtım
Öğütülmüş olarak kullanılan alanlar;
Çimento yapımı
Beton agregası
Cam sanayi
Harç enjeksiyonu
Zemin stabilizasyonu
Özellikle yüksek fırın cürufu çok aranılan ve çok iyi derecede verim alınabilen bir
malzemedir. Yüksek fırın cürufu, yüksek durağanlık, geçirimsizlik, yüksek
mukavemet, ateşe dayanıklılık, ekstra sertlik, yalıtkanlık, hafiflik özellikleri
sebebiyle tercih edilir. Yüksek fırın cürufu, taze betondaki işlenebilmeyi
arttırmaktadır, terlemeyi azaltmaktadır. Hidratasyon ısısını azaltarak, priz süresini
uzatmaktadır. Sertleşmiş betonun su geçirimliliğini azaltmaktadır ve sülfata
dayanıklılığını artırmaktadır [30].
45
6. MALZEME DENEYLER VE YÖNTEM
6.1 Kullanılan Malzemeler
Esnek üstyapıların aşınma ve binder tabakalarında elektrik ark fırını cürufunun
agrega olarak kullanılabilirliğinin araştırıldığı bu çalışmada, İskenderun Körfezi’nde
bulunan Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi A.Ş. tesislerinden temin edilen elektrik ark
fırını (EAF) cürufu, Ömerli Alyans Taş Ocağı’ndan temin edilen doğal agrega ve
TÜPRAŞ’tan alınan B 50/70 bitüm kullanılmıştır.
6.2 Malzemelerin Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesine İlişkin Deneyler
Bu çalışmada, esnek üstyapıların aşınma ve binder tabakaları için asfalt briket
numuneleri üretilmeden önce, seçilen elektrik ark fırını cürufu ve doğal agrega
malzemesinin fiziksel özelliklerini belirlemek amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi
İnşaat Fakültesi Ulaştırma Mühendisliği Yol Labaratuarı’nda çalışmalar yapılmıştır.
Bu çalışma kapsamında, elek analizi, özgül ağırlık ve su emme deneyi, Los Angeles
deneyi, yassılık indeksi deneyi, soyulma deneyi, cilalanma deneyi, organik madde
içeriği deneyi ve penetrasyon deneyi gibi standart agrega ve bitüm deneyleri
yapılmıştır.
6.2.1 Elek analizi
Agrega numunesi içerisindeki tanelerin büyüklüklerine göre dağılımına
granülometri, numune içerisindeki agrega tanelerinin boyutlarına göre dağılımını
gösteren eğriye de granülometri eğrisi denir. Elek analizi yöntemi, standartlarda
nitelikleri verilmiş olan elekleri kullanarak agreganın tane büyüklüğü dağılımının
saptanmasını amaçlamaktadır. Eleme işlemi elle ya da makinasıyla yapılmaktadır.
Deneye başlamadan önce eleme yöntemi, (kuru, yaş ya da her ikisi) kullanılan
eleklerin numaraları ve göz açıklığı belirlenmelidir. Elek serisi içerisindeki elek
sayısı, malzeme hakkında gerekli bilgiyi vermeye yetecek kadar olmalıdır [5].
46
Elek analizi ASTM C-136’ya (AASHTO T-11, T-27) göre yapılarak agreganın tane
büyüklüğü dağılımı belirlenmiştir. Agregalar boyutlarına göre,
4 No’lu (4.75 mm) elek üzerinde kalan agregalar için kaba agrega
4 No’lu elekten geçen fakat 200 No’lu elek üzerinde kalan agregalar için ince
agrega
200 No’lu elekten geçenler için mineral filler
olmak üzere 3 grupta incelenmiştir.
Eleme işlemi elle yapılmıştır. Agregalar ilk olarak 4 no’lu elekten elenip iri ve ince
agrega olarak 2’ye ayrılmıştır. Daha sonra 4 no’lu eleğin üzerinde kalan iri malzeme,
1, 3/4, 1/2, 3/8 nolu kare delikli eleklerden elenmiştir. Eleme işlemi bittikten sonra
elekler tel fırçayla temizlenip her bir elek üzerinde kalan malzemeler tartılmıştır. 4
no’lu eleğin altına geçen ince malzeme 10, 40, 80, 200 no’lu eleklerden elenip her
elek üzerinde kalan malzeme tartılmıştır. Son olarak bu tartımlar toplam malzeme
ağırlığına oranlanarak kalan % miktarlar hesaplanmıştır. Çizelge 6.1’de bu deneyde
kullanılan elekler verilmiştir.
Çizelge 6.1 : Elek analizinde kullanılan elekler
Elek Aralıkları
Elek No Boyut (mm)
1" 25
3/4" 19
1/2" 12,5
3/8" 9,5
No.4 4,75
No.10 2,00
No.40 0,425
No.80 0,180
No.200 0,075
6.2.2 Özgül ağırlık ve su emme deneyi
Belirli hacim ve sıcaklıktaki bir malzemenin havadaki ağırlığının aynı hacim ve
sıcaklıktaki damıtık suyun havadaki ağırlığına oranına özgül ağırlık denir. Bu
bitümlü karışımda boşluk yüzdesini hesaplamak ve agreganın hacim-ağırlık
ilişkilerini saptamaktır [5].
47
6.2.2.1 Kaba agregalar için özgül ağırlık ve su emme deneyi
ASTM C 127 metodu kullanılarak kaba agrega su emme ve özgül ağırlığı
belirlenmiştir. Malzemenin 4,0 mm’lik elek üzerinde kalan kısmından 1 kg alınıp
yıkanmıştır. Yıkanan malzeme 24 saat suda bekletildikten sonra, emici özelliğe sahip
bir bez yardımıyla yüzeyleri kurulanmıştır. Malzeme doygun kuru yüzey (DKY) hale
getirildikten sonra tartılmıştır (B). Daha sonra aynı malzeme tel sepete konularak 25
± 1oC sıcaklıktaki suda tartılmıştır (C). Son olarak da sudan çıkarılan malzeme 110 ±
5 oC sıcaklıktaki etüvde 24 saat süreyle kurutulmuştur. Etüvden alınan malzemenin
oda sıcaklığına gelmesi beklendikten sonra kuru ağırlığı tartılmıştır (A).
Zahiri Özgül Ağırlık = 𝑘𝑁
𝑐𝑚3 = 𝐴
𝐴−𝐶
Hacim Özgül Ağırlık = 𝑘𝑁
𝑐𝑚3 =
𝐴
𝐵−𝐶
Su Emme Yüzdesi = 𝐵−𝐴
𝐵 × 100
Burada;
A = Kuru ağırlık (g)
B = Doygun kuru yüzey ağırlık (g)
C = Sudaki ağırlık (g)
Şekil 6.1 : Agregaların suda bekletilerek doygun hale getirilmesi
48
6.2.2.2 İnce agregalar için özgül ağırlık ve su emme deneyi
İnce agreganın özgül ağırlığı ve su emme oranı deneyi ASTM C 128 standardına
göre belirtilen karışım granülometrisinden hazırlanan yıkanmış ve kurutulmuş 1000
gr numune ile yapılmıştır yapılmıştır.
İnce agrega piknometreye konulup tartılmıştır. Daha sonra piknometre yarısına kadar
suyla doldurularak 24 saat bekletilmiştir. Bu sürenin sonunda piknometre 15 dakika
vakuma bağlanarak havası emdirilmiştir. Daha sonra vakumla ilişkisi kesilerek kendi
halinde iyice çökmesi beklenmiştir. Üst kısımda tamamen berrak su oluşunca,
piknometre taşıncaya kadar suyla doldurulmuştur. 25oC’lik su banyosunda 1-1,5 saat
bekletildikten sonra piknometre havluyla tamamen kurutulup hassas terazide
tartılmıştır.
Zahiri Özgül Ağırlık = 𝑐−𝑎
(𝑏−𝑎)−(𝑑−𝑐)
a = Piknometre boş ağırlığı (g)
b = Piknometre suyla dolu ağırlığı (g)
c = Piknometre içinde kuru numuneyle birlikte ağırlığı (g)
d = İçinde numune olan piknometrenin, numune üzerinde kalan kısmı suyla
doldurulduktan sonraki ağırlığı (g)
İnce agreganın su emme yüzdesi, numunenin doygun yüzey kuru durumundaki
ağırlığıyla kuru ağırlığı arasındaki farkın numunenin kuru ağırlığına bölünmesiyle
bulunmuştur. Doygun yüzey kuru hali, ince agreganın koyu (ıslak) renkten açık
(kuru) renge geçtiği anıdır. Doygun yüzey kuru halinin gözle anlaışlması deney
yapanın deneyimine bağlıdır. Numunenin çok kurumamasına özen gösterilmelidir.
Doygun yüzey kuru haline erişiliğ eririşilmediğine gözle karar verilemiyorsa kesik
koni yöntemi uygulanır. Bu çalışmada kesik koni yöntemiyle numunenin doygun
yüzey kuru hale geldiği tespit edilmiştir. Kesik koni yönteminde, ince agrega konik
kaba yerleştirilerek yüzü 25 kez tokmaklanır. Kalıp dik olarak kaldırıldığında nem
fazlaysa ince agrega konik şeklini muhafaza eder. Bu durumda kurutma işlemi
devam ettirilir. Konikliğin serbestçe bozulmasu agreganın doygun yüzey kuru hale
geldiğini ifade eder ve anında tartıldığı zaman doygun yüzey kuru ağırlığı elde edilir.
49
Şekil 6.2 : Vakum makinesi
6.2.2.3 Mineral filler için özgül ağırlık ve su emme deneyi
Mineral fillerin özgül ağırlığı ve su emme oranı deneyi ASTM C 128 standardına
göre yapılmıştır. 200 no’lu eleğin altında kalan malzeme etüvde 110 ± 5 oC’de 24
saat bekletildikten sonra piknometreye boşaltılıp hassas tartıda tartılmıştır (A). Boş
piknometre referans çizgisine kadar suyla doldurulduktan sonra oda sıcaklığına
ulaştığında tekrar hassas tartıda tartılmıştır (B). Daha sonra içinde filler malzeme
bulunan piknometreye numunenin üstünü geçecek kadar su doldurulup hava
boşluklarından kurtulmak için vakum makinasına bağlanmıştır. Numune içerisindeki
boşluklardan arındıktan sonra referans çizgisine kadar su eklenip oda sıcaklığında
hassas tartıda tartılmıştır (C). Mineral filler malzemenin özgül ağırlığı aşağıdaki
bağıntıyla hesaplanmıştır.
Özgül ağırlık = 𝐴
𝐴 + 𝐵 − 𝐶
A = Kuru ağırlık (g)
B = Referans çizgisine kadar su dolu piknometre ağırlığı (g)
C = Referans çizgisine kadar su dolu ve numune konmuş olan piknometre ağırlığı (g)
50
Şekil 6.3 : Hassas Terazi
6.2.3 Los Angeles deneyi
ASTM C131 standardına göre yapılan bu deneyde cüruf ve doğal agreganın
aşınmaya karşı dayanıklılığı belirlenmiştir. Bu deney, agregaların aşınmaya karşı
dayanıklılığını göstermektedir ve Los Angeles makinasıyla gerçekleştirilmektedir
(Şekil 6.4). Los Angeles makinası iki ucu kapalı iç çapı 71 cm ve iç uzunluğu 51 cm
olan içi boş çelik bir silindirden oluşmaktadır. Aşındırma yükleri ise 4,68 cm çapında
410 g ağırlığında dökme demir veya çelik kürelerdir (Şekil 6.5). Yapılan deneyde
standartlara göre B sınıfı numune seçilmiştir. 19 – 12,5 mm elekleri arasında kalan
malzemeden 2500 g, 12,5 – 9,5 mm elekleri arasında kalan malzemeden 2500 g
olmak üzere toplam 5000 g malzeme üzerindeki toz parçacıklarından kurtulmak için
yıkanıp, 110 ± 5 oC’lik etüvde 24 saat bekletilmiştir. Daha sonra B sınıfına göre
seçilmiş olan bu numune etüvden alınarak Los Angeles makinasına yerleştirilip, şekil
6.5’te gösterilen çelik bilyelerden 11 tanesi alınarak makinaya yerleştirilmiştir.
Makinanın kapağı kapatılıp mandallarıyla sabitlendikten sonra dakikada 30 – 33
devir yapacak şekilde döndürülerek 500 devir yapması sağlanmıştır. 15 dk süren bu
işlemin ardından makinanın kapak kısmındaki açıklık makinanın altındaki tepsi
hizasına getirilerek malzeme kaybı olmadan bütün malzeme dışarı alınmıştır. Daha
sonra bu malzeme 1,68 mm’lik elekten elenmiştir. Bu işlemde elek üzerinde kalan
malzeme üzerindeki toz parçacıklarından kurtulmak için bir kez daha yıkanıp 110 ±
5 oC’lik etüvde 24 saat boyunca kurutulmuştur. Malzeme etüvden çıkarıldıktan sonra
51
tekrar tartılmıştır. Aşağıdaki bağıntı kullanılarak kaba agreganın aşınma değeri yüzde
cinsinden hesaplanmıştır.
Aşınma Kaybı (%) = 𝐴−𝐵
𝐴
A = İlk kuru ağırlık (g)
B = Son kuru ağırlık (g)
Şekil 6.4 : Los angeles makinası
Şekil 6.5 : Los Angeles deneyi bilyeleri
52
6.2.4 Yassılık indeksi deneyi
Yassı malzemenin miktarca fazla olması, yolun dayanım özelliklerinin düşük
olmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple karayolu inşaatında kullanılan agreganın
belirli bir değeri aşmması istenmektedir.
Yassılık indeksi deneyinde BS 812-105.2 standardı kullanılarak agregalardaki yassı
madde oranını belirlemek için yapılmıştır. Agreganın ait olduğu elek aralığı
sınıfında, agrega kalınlığı elek aralığı açıklığının %60’ından az ise, o agrega yassı
agrega olarak sınıflandırılmaktadır. Yassılık indeksi, agreganın yassılık eleklerinden
elenerek elekten geçen numune ağırlığının, deneye alınan numune ağırlığına oranı ile
bulunmaktadır.
Kullanılacak deney numunesi 110 ± 5 oC’lik etüvde kurutulup, tane büyüklüğü
sınıflandırılacak şekilde tartılmıştır (B). Daha sonra numune, bulunduğu sınıfa göre
silindirik çubuklu eleklerde elenip, çubuklu elekten geçen her tane tekrar tartılmıştır
(A). Bu ağırlığın ilk ölçülen ağırlığa oranı malzemenin yassılık oranını vermektedir.
Ölçülen ağırlıklar arasındaki oran, 0,6’dan küçük ise malzeme yassı olarak kabul
edilmektedir. Aşağıda yassılık indeksinin hesaplandığı bağıntı verilmiştir.
Yassılık İndeksi (%) = 𝐴
𝐵× 100
A = Elekten geçen malzemenin ağırlığı (g)
B = Toplam malzeme ağırlığı (g)
Şekil 6.6 : Yassılık indeksi elekleri
53
6.2.5 Soyulma deneyi
Bir asfalt kaplamanın ömrü, genel olarak agreganın suyun etkisine karşı yapışma
kabiliyetine bağlıdır. Soyulma suyun ve trafiğin bir arada etkimesiyle bağlayıcı
maddenin agrega üzerinden ayrılması demektir [5].
Soyulma deneyine, kırılmış agrega numunesinin 9,5 – 6,3 mm’lik elekler arasında
kalan kısmından yaklaşık olarak 200 g alarak başlanmıştır. Alınan bu numune iyice
yıkanıp saf suyla birkaç kez çalkalandıktan sonra 110oC’lik etüvde bekletilmiştir.
Yakanıp kurutlmuş malzemeden 100 ± 0,5 g numune beher içinde tartılıp 140oC’lik
etüvde 1 saat bekletilmiştir. Bir diğer yandan kullanılacak olan bitümlü malzemeden
5,0 ± 0,1 g miktarda alınıp, 250 cm3 beher içinde 110 oC’lik kum banyosuna
yerleştirilerek ısıtılmıştır. Bitümlü malzeme eriyince etüvde ısıtılmış agrega behere
dökülüp, bir cam bagetle bütün agrega tanelerinin üzeri uniform bir şekilde
kaplanıncaya kadar kum banyosu üzerinde iyice karıştırılmıştır. 10 cm çapında bir
petri kabına alınan numune üzerine soğuduktan sonra üzerine soyulma olayının
gözlenebilmesi için saf su eklenmiştir. Daha sonra 24 saat bekletilmek üzere
60oC’lik etüve konmuştur. Bu sürenin sonunda petri kabı dışarı alınıp suyu
değiştirilmiştir. Yandan tutulan ışık yardımıyla karışımın özellikle üst yüzü gözle
incelenmiş ve deney sonunda soyulmamış tanelerin bütün tanelere oranı
hesaplanarak soyulmaya karşı dayanıklılık olarak verilmiştir.
6.2.6 Cilalanma deneyi
Cilalanma deneyinin amacı, çeşitli yol agregalarının trafik yükü altında sürtünmeyle
aşınarak ne dereceye kadar cilalanacaklarını laboratuar ortamında kısa bir zaman
içerisinde saptamaktır. Agreganın cilalanma değeriyle kaymaya karşı olan direnci
arasındaki ilişki, trafik koşulları, kaplamanın tipi gibi unsurlara bağlı olarak
değişmektedir [5].
Bu deneyde, hızlandırılmış bir cilalanma makinasıyla kayma direncini ölçme cihazı
kullanılmıştır. Böylece yoldaki koşullara benzeyen; ancak hızlandırılmış bir
cilalanma elde edilir. Şekil 6.7’de gösterilen hızlandırılmış cilalanma makinesi,
çevresinde 14 adet numunenin yerleştirilebileceği, dakikada 315 – 325 devir hızla
dnen 40,6 cm çapında bir demir tekerlekle, numunenin üzerinde dönen 20,3 cm
çapında, 5 cm genişliğinde 3,16 kg/cm2 basınçla şişirilmiş ve numunelerin yerleştiği
demir tekerleğeyük uygulayan bir lastik tekerlekten oluşmaktadır.
54
Şekil 6.7 : Cilalanma makinesi
Kayma direncini ölçme cihazı ise, bir ucunda ağırlık olan bir pandül, bunun altında
numuneye sürtünen ve belirli özellikleri bulunan lastik bir pabuçla göstergeden
oluşmaktadır.
Deney TS EN 1097-8 standardına göre yapılmıştır. Cilalanma numunesinin
hazırlanması için 10 mm elekten geçen ve 10 – 14 mm yassılık eleği üzerinde kalan
agrega numesi ayrılmış ve yıkanarak sıcaklığı 110 ± 5˚C etüvde kurutulmuştur.
Tozdan ve nemden arındırılmış numuneler bir kalıpta 36 ile 46 agrega tanesi
bulunacak şekilde yerleştirilmiş ve boşlukları ince bir kum tabakası ile
doldurulduktan sonra üzerine belirli bir kür uygulanarak kalıp oluşturulmuştur.
Bu şekilde hazırlanan numuneler cilalanma makinasına yerleştirilmiştir. Cilalanma
test makinasında numunelere su ile 3 saat ince zımpara tozu, 3 saat kalın zımpara
tozu akışı sağlanarak cilalanma işlemi yapılmıştır. Cilalanması tamamlanmış
numuneler tekerlekten ayrılarak sürtünme test cihazında okunmuştur.
Sürtünme testi, sarkaçın yere paralel olacak şekilde sabit bir noktadan serbest düşüş
yapması ve ölçme skalasında yükseldiği değer okunarak yapılmaktadır. Cilalanma
55
değeri her numunenin iki yönünden 5 kez okuma yapılarak elde edilen değerlerden
birbirine en yakın 3 okumanın ortalamasının hesaplanması ile bulunmaktadır [33].
Şekil 6.8 : Sürtünme pandülü
6.2.7 Organik madde içeriği deneyi
Agrega içerisindeki bitki artıkları ve humus gibi bazı zararlı maddelere organik
maddeler denir. Organik maddeler, çoğu zaman, ince agreganın içerisinde yer
almaktadır. İri agreganın arasında bulunan organik maddeler, agreganın yıkanması
işleminde kolayca temizlenmiş olmaktadır. Bu organik maddeler, yol üstyapısında
çatlaklara yol açabilmektedir. Bu sebeple, kullanılan agregalarda bulunan organik
madde miktarının sodyum hidroksit (NaOH) ile tayini son derece önem teşkil
etektedir.
Organik madde içeriği deneyi TS EN 1744-1’e göre yapılmıştır [34]. Bu standarda
göre numune sodyum hidroksit çözeltisine konulup çalkalandığında oluşan renk ile
agrega içerisinde organik madde içeriği olup olmadığı tayin edilmiştir. 8 mm’lik
elekten elenen agrega malzemesinin 50 – 60oC’lik etüvde kurutulmuştur. Daha sonra
malzeme ince silindirik uzun bir şişe içersine 130 ml seviyesine kadar konulmuştur.
Bu sırada 1 lt su içerisinde %3 oranında çözülerek hazırlanan çözelti 200 ml
seviyesine kadar eklenmiştir. Hava kabarcıklarının çıkması için ağzı tıpayla kapatılan
cam şişe iyice çalkalanıp 24 saat süreyle dinlenmeye bırakılmıştır.
56
Bu deney, organik maddelerin NaOH ile reaksiyona girmesi ile ortaya çıkan rengin
yorumlanmasına dayanmaktadır. Rengin yoğunluğu organik madde miktarına
bağlıdır. Çözelti berraksa veya hafif bir renklenme meydana gelirse kayda değer
miktarda organik madde bulunmadığı kabul edilmektedir. Güçlü bir renk değişiminin
meydana gelmesi ise, zararlı miktarda organik madde bulunduğunun göstergesi
olmaktadır [34].
Şekil 6.9 : Suda çözülen NaOH
6.2.8 Penetrasyon deneyi
Bu deneyde kullanılan Penetrasyon aletine penetrometre denir. Kullanılan
penetrometre şekil 6.10’da gösterilmiştir. Penetrasyon değeri, standart bir iğnenin
belirli bir belirli bir yük altında ve belirli bir süre içinde numune içerisine dikey
olarak batma mesafesidir. Bitümlü bağlayıcının, sertlik veya kıvamlıkları belirlemek
için yapılan bu deneyde TS EN 1426 veya ASTM D5 standartları kullanılmaktadır
[35],[36]. Deneye, ağırlığı genellikle 100 g olan bir iğnenin, 25oC’de, numune
yüzeyine değecek şekilde konumlandırılmasıyla başlanmıştır. Numunenin içerisine
girinim yapması için serbest bırakılan bu iğnenin, 5 sn’lik süre sonunda numune
57
içine dikey olarak battığı mesafe mm cinsinden okunmuştur. Bu işlem 3 farklı
noktadan okuma alınacak şekilde tekrarlanmıştır. Kullanılan iğne her okumadan
sonra temizlenmiştir. Deney sonunda okunan değer 100 ise, asfaltın penetrasyonu
100 demektir; yani iğne asfaltın içerisine 1 cm girmiş demektir.
Penetrasyon değeri kıvamlılıkla ters orantılıdır. Penetrasyon yükseldikçe bitüm
yumuşar. Kıvamlılık artıkça bitüm sertleşmektedir [36].
Şekil 6.10 : Penetrometre
6.2.9 Özgül ağırlık deneyi
Bitümlü malzemenin özgül ağırlığı 25oC sıcaklıktaki, hacminin havadaki ağırlığının
aynı sıcaklık ve aynı hacimdeki havası alınmış destile suyun ağırlığına oranıdır.
Genellikle piknometre yöntemi ile özgül ağırlık belirlenmektedir. Bu deneyde TS EN
15326 standardı kullanılmıştır. Deney 25 ˚C ortamda piknometre ile birlikte, su ve
bitüm kullanılarak yapılmaktadır.
Deneyde kullanılacak piknometre temiz ve kuru halde tartılmıştır (A). Daha sonra
piknometre referans çizgisine kadar su ile doldurulmuş ve tartılmıştır (B). Su ile
tartımı yapılan piknometre boşaltılmış, kurutulmuş ve referans çizgisinin üçte ikisine
kadar bitüm ile doldurularak tartılmıştır (C). Piknometre içerisinde bitüm konurken
bitüm içerisinde hava kabarcığı kalmamasına dikkat edilmiştir. Bitüm konulmuş
piknometre, kalibrasyon çizgisine kadar distile su ile doldurulmuş ve tartılarak
58
toplam ağırlık kayıt edilmiştir (D). Bitümün özgül ağırlığı aşağıda verilen bağıntı ile
hesaplanmıştır [37].
Özgül ağırlık = 𝑘𝑁
𝑐𝑚3 = 𝐶−𝐴
(𝐵−𝐴)−(𝐷−𝐶)
Burada;
A = Piknometre boş ağırlığı (g)
B = Referans çizgisine kadar su dolu piknometre ağırlığı (g)
C = Referans çizgisinin 2/3’üne kadar bitüm dolu piknometre ağırlığı (g)
D = Piknometre, bitüm ve su ağırlığı (g)
6.3 Marshall Yöntemi İle Tasarım
Marshall yöntemi, Amerikan Ordusu Mühendisler Birliği tarafından II. Dünya Savaşı
sırasında, havaalanı kaplamaları için karışım tasarım yöntemi geliştirmeleri sonucu
ortaya çıkımış ve sonradan modifikasyonlar yapılmıştır.yöntem yayınlandığı zaman,
Amerikan Ordusu Mühendisler Birliği tarafından askeri havaalanı kaplamaları ve
Federal Havacılık İdaresi tarafından da hem ticari hem de genel uçuş amaçlı
havaalanlarında kullanılmıştır. Yöntem, Asfalt Enstitüsü tarafından karayolu
kaplamalarının karışım tasarımlarına değiştirilerek adapte edilmiştir. Bu yöntem
1990’lara kadar hem Amerika Birleşik Devletleri’nde hem de diğer ülkelerin birçok
karayolu organizasyonları tarafından kullanılmıştır. Çoğu organizasyonlar, yöntemde
küçük değişiklikler yaparak kendi kriterlerini geliştirmişlerdir.
Marshall Tasarım Yöntemi,
Sağlam (durabil) bir üstyapı elde etmek için gerekli bitüm miktarını
belirlemek
Trafik yükleri altında deformasyon göstermeyecek yeterli dayanımı
oluşturmak
Sıkıştırılmış tabakada, trafik altında oluşabilecek çok az miktarda sıkışmaya;
kusma, akma ve stabilite düşüklüğü olmadan sağlayacak, ancak tabakanın
içinde rutubet ve fazla hava barındırmayacak ölçüde boşluğu sağlamak
59
Segregasyona uğramadan uygun serimi sağlayacak bir işlenebilirliğine sahip
ekonomik bir karışım ve agrega gradasyonunun belirlenmesi
amaçları ile kullanılmaktadır [38].
Marshall yönteminde öncelikle deney numuneleri hazırlanır. Deney numunelerinin
hazırlanmasında kullanılacak malzemeler için aşağıdaki işlemlerin yapılması gerekir:
Karışımda kullanılacak malzemeler proje şartnamelerinde istenen özelliği
sağlamalıdır.
Agrega karışım granülometrisinin şartname granülometrisine uygun olması
sağlanmalıdır.
Kullanılacak malzemelerin yoğunluk ve boşluk analizleri, karışımda
kullanılacak agregaların hacim özgül ağırlıkları ve asfalt çimentosunun özgül
ağırlıkları tespit edilir [39].
6.3.1 Deney numunelerinin hazırlanması
Deney numuneleri hazırlanırken tasarım için Karayolları Teknik Şartnamesi'nde
aşınma tabakası için belirlenen Tip-1 granülometri limitleri kullanılmıştır. Bu
deneyde doğal agrega ile hazırlanan briketlerde 1200 g numune, Ekinciler EAF
cürufu ile hazırlanan briketlerde 1400 g numune hazırlanmıştır. Marshall Tasarım
Yöntemi optimum bitüm yüzdesinin bulunmasını içermektedir. Optimum bitüm
yüzdesinin tayini karışım agrega kütlesine göre değişen yüzdelerde bitüm eklenerek
hazırlanan farklı numunelerden elde edilen sonuçlara göre yapılmıştır. Genel olarak
yapılan çalışmalarda bitüm yüzdesi 0,5 oranında arttırılmıştır. Bu çalışmada optimum
bitüm yüzdesinin tayini için karışımlarda, karışım kütlelerine göre %4,0, %4,5, %5,0,
%5,5, %6,0 oranlarında bitüm eklenerek briketler hazırlanmıştır. Her bitüm yüzdesi
için 3’er tane biriket numunesi hazırlanmıştır. Doğal agrega ve cüruf agregası ile 5
farklı bitüm yüzdesi için 15’er briket, toplamda 60 briket hazırlanmıştır.
Deneye başlamadan önce, deneyde kullanılacak malzemeler; karışım kovası, mikser
paleti ve briket kalıpları karışım sırasında yapışma sebebiyle malzeme kaybını
önlemek için gres yağı kullanılarak yağlanmıştır. Daha sonra doğal agrega için 1200
g, cüruf agregası için 1400 g olan karışımlar ayrı ayrı kaplarda hazırlanıp etüvde 160
– 170oC’ye gelene kadar ısıtılmıştır. Karışımın iyi sağlanabilmesi için kullanılan
60
karışım kovası ve bitüm de aynı şekilde etüv içerisinde ısıtılmıştır. Malzeme ve
ekipman istenilen ısılara ulaştıktan sonra karışım işlemine başlanmıştır.
Şekil 6.11 : Etüv
İlk olarak sıcak agrega karışım kovasına eklenip ve hassas tartı üzerinde darası
alınmıştır. Daha sonra gerekli miktarda bitüm, hassas tartıdan gözlenerek karışım
kovasına eklenmiştir.
Şekil 6.12 : Hassas tartıda bitüm eklenmesi
61
Bu işlemden sonra karışım kovası direkt olarak miksere konulup, agregalar tamamen
bitümle kaplanana kadar karıştırılmıştır. Bu işlemler sırasında ısı kaybı olduğu için
karışım işleminden sonra bir tüp üzerinde, karışım kovası 145oC’ye kadar ısıtılır. Bu
işlem lazer termometre ile takip edilmiştir. İstenilen sıcaklığa gelen numune önceden
hazırlanmış briket kalıbı içine ilk başta karışımın 1/3’ü kadar konularak briket kalıbı
içindeki karışım 25 kere şişlenmiştir. Daha sonra karışım kovasındaki karışımın diğer
1/3 lük kısmı briket kalıbına dökülerek tekrar 25 kez şişlenmiştir. Son olarak
karışımın kalan kısmı Son olarak karışım kovasında kalan numunenin tamamı kalıba
dökülerek 25 kez şişlendikten sonra sıcaklık kaybını azaltmak için hızlı bir şekilde
457,2 mm yükseklikten düşen 4536 g ağırlığındaki Marshall tokmağı düzeneğine
yerleştirilerek, briketin her bir yüzüne 75’er darbe vurulmuştur. Son olarak oda
sıcaklığında 24 saat bekletilip soğutulduktan sonra kalıplardan çıkarılmıştır.
Şekil 6.13 : Mikser
62
Oda sıcaklığına ulaşan numuneler, kalıplardan çıkarıldıktan sonra, elektronik kumpas
yardımıyla briketin üç farklı yerinden (göz kararı 120o olacak şekilde) yükseklikleri
okunmuştur. Daha sonra bu numunelerin havadaki ağırlıkları ölçülüp sudaki ve
doygun kuru yüzey ağırlıkları ölçülebilmesi için suya doyurmak amacıyla su içinde
bekletilmiştir. Suya doyan numuneler sepetin içine konularak sudaki ağırlığı daha
sonrasında ise emici bir bez yardımıyla yüzeyi kurutularak doygun kuru yüzey
ağırlığı ölçülmüştür.
Şekil 6.14 : Marshall tokmağı
6.3.2 Marshall stabilite ve akma deneyi
Marshall stabilite ve akma okumaları 50,80 mm/dk’lık hızla yükleme yapılan test
cihazı ile yapılmaktadır. Ilk olarak oda sıcaklığındaki briketler, 60oC sıcaklıktaki su
havuzuna konularak 30 dk bekletilmiştir. Sırayla sudan çıkartılan birketler, daha
önce yağlanmış olan sıkıştırma kalıbına yerleştirilmiştir. Sıkıştırma kalıbı üzerine
akma ölçer yerleştirilerek kalıp, test makinasında dakikada 50,80 mm yükleme
yapılarak sıkıştırılmış ve basıncın okunduğu stabilometrede kırılma noktasına kadar
olan maksimum değer okunmuştur. Kırılma noktası, stabilometrede okunan basınç
değerinin azaldığı an olarak değerlendirilmektedir. Bu esnada numune parçalanmakta
63
ve dayanımı azalmaktadır. Yükleme sırasında basınç stabilometreden, deformasyon
ise akma ölçerden okunmaktadır. Stabilometrede okunan değere Marshall Stabilitesi,
akma ölçerde okunan değere Akma denilmektedir.
Şekil 6.15 : Su havuzu
Şekil 6.16 : Marshall akma ve stabilite deneyi
64
6.3.3 Yoğunluk ve boşluk analizleri
6.3.3.1 Agrega karışımının tane yoğunluğunun hesaplanması
Agrega özgül ağırlık deneyleri ile kaba agrega, ince agrega ve filler malzeme için
özgül ağırlık değerleri ayrı ayrı elde edilmektedir. Agrega karışım tane yoğunluğu,
farklı boyutlardaki agregalar ile hazırlanmış karışımın yoğunluğunu ifade etmektedir.
Çalışmada kullanılan Marshall briketleri, Karayolları Teknik Şartnamesi’nde
belirtilen aşınma ve binder tabakası gradasyon limitlerine göre hazırlanmıştır.
Hazırlanmış agrega karışımlarına ait hacim ve görünen özgül ağırlık değerleri TS
3720’de belirtilen aşağıdaki eşitliklerle bulunmuştur [40].
𝑞ℎ.𝑘 =𝑃𝑘𝑎𝑏𝑎 + 𝑃𝑖𝑛𝑐𝑒 + 𝑃𝑓𝑖𝑙𝑙𝑒𝑟
𝑃𝑘𝑎𝑏𝑎
𝑞ℎ.𝑘𝑎𝑏𝑎+
𝑃𝑖𝑛𝑐𝑒
𝑞ℎ.𝑖𝑛𝑐𝑒+
𝑃𝑓𝑖𝑙𝑙𝑒𝑟
𝑞ℎ.𝑓𝑖𝑙𝑙𝑒𝑟
𝑞𝑧.𝑘 =𝑝𝑘𝑎𝑏𝑎 + 𝑝𝑖𝑛𝑐𝑒 + 𝑝𝑓𝑖𝑙𝑙𝑒𝑟
𝑝𝑘𝑎𝑏𝑎
𝑞𝑧.𝑘𝑎𝑏𝑎+
𝑝𝑖𝑛𝑐𝑒
𝑞𝑧.𝑖𝑛𝑐𝑒+
𝑝𝑓𝑖𝑙𝑙𝑒𝑟
𝑞𝑧.𝑓𝑖𝑙𝑙𝑒𝑟
Burada;
qh.k = Agrega karışımının hacim özgül ağırlığı (kN/cm³)
qz.k = Agrega karışımının görünen özgül ağırlığı (kN/cm³)
Pkaba = Karışım içerisindeki kaba agreganın ağırlıkça yüzdesi
Pince = Karışım içerisindeki ince agreganın ağırlıkça yüzdesi
Pfiller = Karışım içerisindeki filler malzemenin ağırlıkça yüzdesi
qh.kaba = Kaba agreganın hacim özgül ağırlığı (kN/cm³)
qh.ince = İnce agreganın hacim özgül ağırlığı (kN/cm³)
qh.filler = Filler malzemenin hacim özgül ağırlığı (kN/cm³)
qz.kaba = Kaba agreganın görünen özgül ağırlığı (kN/cm³)
qz.ince = İnce agreganın görünen özgül ağırlığı (kN/cm³)
qz.filler = Filler malzemenin görünen özgül ağırlığı (kN/cm³)
65
6.3.3.2 Sıkıştırılmış bitümlü karışımının pratik özgül ağırlığı
Bitümlü karışımın özgül ağırlığı, numunenin birim ağırlığının aynı koşullarda birim
distile suyun ağırlığına oranı olarak ifade edilmektedir. Her bir numunenin özgül
ağırlığı, o numunenin havadaki, sudaki ve doygun kuru yüzey durumundaki
ağırlıkları kullanılarak elde edilmiştir. Bitümlü karışımların özgül ağırlıkları
aşağıdaki bağıntı kullanılarak hesaplanmıştır [40].
qpratik = 𝐴
𝐵−𝐶
Burada;
qpratik = Sıkıştırılmış bitümlü karışımının pratik özgül ağırlığı (kN/cm³)
A = Numunenin kuru ağırlığı (g)
B = Numunenin doygun kuru yüzey durumdaki ağırlığı (g)
C = Numunenin sudaki ağırlığı (g)
6.3.3.3 Bitümlü karışımının maksimum teorik özgül ağırlığı
Deney için hazırlanan bitümlü karışımların içerisinde, sıvı maddelerin ulaşamadığı
sıkışmış hava boşlukları bulunmaktadır. Maksimum teorik özgül ağırlık, hazırlanmış
karışım içerisinde hiç hava boşluğu bulunmayan, sadece bitüm ve agrega karışımının
özgül ağırlığını ifade etmektedir. Maksimum teorik ağırlık aşağıdaki bağıntılar
kullanılarak hesaplanmıştır [40].
qmax = 100+ 𝑃𝑏𝑖𝑡ü𝑚100
𝐺𝑒𝑓+
𝑃𝑏𝑖𝑡ü𝑚𝑞𝑏𝑖𝑡ü𝑚
Gef = 𝑞ℎ.𝑘+𝑞𝑧.𝑘
2
Burada;
qmax = Karışımının maksimum teorik özgül ağırlığı (kN/cm³)
Gef = Bitümlü karışım içerisindeki agreganın görünen özgül ağırlığı (kN/cm³)
Pbitüm = Bitümlü karışım içerisindeki bitümün ağırlıkça yüzdesi
qbitüm = Bitümlü karışım içerisindeki bitümün özgül ağırlığı (kN/cm³)
qh.k = Agrega karışımının hacim özgül ağırlığı (kN/cm³)
qz.k = Agrega karışımının görünen özgül ağırlığı (kN/cm³)
66
6.3.3.4 Sıkıştırılmış bitümlü karışımda hava boşluğu yüzdesinin hesaplanması
Sıkıştırılmış bitümlü karışımda hava boşluğu, hazırlanmış bitümlü karışımın
sıkıştırma işlemi karışım içerisinde sıkışmış hava boşluklarını ifade etmektedir. Bu
boşluklar TS 3720 standardına göre aşağıdaki bağıntı kullanılarak hesaplanmıştır
[40].
Vh = 𝑞𝑚−𝑞𝑝
𝑞𝑚× 100
Burada;
Vh = Sıkıştırılmış bitümlü karışımda hava boşluğu yüzdesi
qm = Bitümlü karışımının maksimum teorik özgül ağırlığı
qp = Bitümlü karışımının pratik özgül ağırlığı
6.3.3.5 Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki agregalar arası boşluk yüzdesinin
hesaplanması
Agregalar arası boşluk, sıkıştırılmış karışım içerisindeki agrega taneleri arasındaki
hava ve efektif bitüm içeren boşluklar olarak tanımlanmaktadır. Agregalar arası
boşluk toplam hacimin yüzdesi olarak ifade edilmektedir ve agrega karışım hacim
özgül ağırlığından yararlanılarak sıkıştırılmış karışımın hacimi yüzdesi cinsinden
hesaplanmaktadır. Agregalar arası boşluk yüzdesi TS 3720 standardına göre
aşağıdaki bağıntı kullanılarak hesaplanmıştır [40].
VMA = 100 - 𝑞𝑝×𝑃𝑘
𝑞ℎ.𝑘× 100
Burada;
VMA = Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki mineral agregalar arası boşluk yüzdesi
qp = Sıkıştırılmış bitümlü karışımının pratik özgül ağırlığı (kN/cm³)
Pk = Bitümlü karışım içerisindeki agreganın ağırlıkça yüzdesi
qh.k = Agrega karışımının hacim özgül ağırlığı (kN/cm³)
6.3.3.6 Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki bitümle dolu boşluk yüzdesinin
hesaplanması
Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki bitümle dolu boşluk yüzdesi, sıkıştırılmış karışım
içerisinde agregalar arası boşlukların bitüm ile doldurulmuş miktarını belirtmektedir
67
ancak agregalar tarafından emilen bitüm miktarını içermemektedir. Bitümle dolu
boşluk yüzdesi TS 3720 standardına göre aşağıdaki bağıntı kullanılarak
hesaplanmıştır [40].
Vf = 𝑉𝑀𝐴−𝑉ℎ
𝑉𝑀𝐴× 100
Burada;
Vf = Bitümle dolu boşluk yüzdesi
VMA = Sıkıştırılmış bitümlü karışımdaki mineral agregalar arası boşluk yüzdesi
Vh = Sıkıştırılmış bitümlü karışımda hava boşluğu yüzdesi
6.3.4 Optimum bitüm yüzdesinin belirlenmesi
Optimüm bitüm yüzdesi, farklı bitüm miktarları ile hazırlanmış numunelerden elde
edilen sonuçların değerlendirilmesi ile hesaplanan değerdir. Numunelere ait
yoğunluk ve boşluk analizleri ve Marshall stabilite ve akma okumaları ile bu
değerlerin ait olduğu bitüm yüzdeleri grafik olarak çizilmektedir. Çizilen grafikler,
optimum bitüm yüzdesi belirlenmesinde kullanılmaktadır. Optimum bitüm yüzdesi,
tasarlanan karışımın, gerek duyulan koşulları sağlayacağı şekilde belirlenmelidir. TS
3720 standardına göre, optimum bitüm yüzdesi olarak karışımın şartnamede
belirtilen hava boşluğu sınırının orta noktasına karşılık gelen bitüm içeriğinin
seçilmesi önerilmektedir. Bu bitüm yüzdesinde hesaplanmış ve deneyle tayin edilmiş
karışım özellikleri grafikten bulunmaktadır. Bulunan değerler karışımın şartnamede
belirtilen gereksinimlerini karşılıyorsa, bu bitüm oranı optimum bitüm olarak
belirlenmektedir. Aksi taktirde, bitüm içeriğinde bazı değişiklikler yapılması veya
karışımın yeniden tasarlanması gerekmektedir [40].
Optimum bitüm miktarı, çizilen grafiklerde şartname limitlerini sağlayan agregalar
arası boşluk miktarı,bitümle dolu boşluk miktarı, hava boşluğu miktarı ve stabilite
değerlerinin kesişim aralıkları belirlenerek de hesaplanabilmektedir. Her grafikte
şartname limiti içerisinde kalan aralığın ortalaması alınarak optimum bitüm yüzdesi
miktarı elde edilmektedir.
68
69
7. DENEYSEL BULGULAR
Bu bölüm, çalışmanın konusunu oluşturan elektrik ark fırını cürufunun aşınma ve
binder tabakalarında agrega olarak kullanılabilirliğini belirleyebilmek için yapılmış
olan deneylerin sonuçlarını içermektedir. Ayrıca kıyaslama için kulanılan doğal
agrega ve bitüm ile ilgili elde edilen deney sonuçları da bu bölümde verilmiştir.
7.1 Agregaların Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesine İlişkin Deney Sonuçları
7.1.1 Elek analizi deney sonuçları
Elektrik ark fırını cürufu atık olarak stoklanması sebebiyle tane dağılımı belirsiz
halde laboratuvarımıza ulaşmıştır. Elektrik ark fırını cürufu ve İstanbul Ömerli
bölgesinden temin edilen doğal agrega deney çalışmalarında ve Marshall tasarım
yönteminde kullanılmak üzere Karayolları Teknik Şartnamesi’nde belirtilen aşınma
ve binder tabakası Tip-I gradasyon limitleri çizelgesine göre sınıflandırılmıştır.
Çalışmada kullanılan granülometri limitleri, şartname alt ve üst limitlerinin
ortalaması olarak kullanılmıştır. Bu granülometriler Çizelge 7.1 ve Çizelge 7.2’de
gösterilmektedir.
Çizelge 7.1: Aşınma tabakası için kullanılan gradasyon limitleri
Elek Açıklığı
(mm)
% geçen
Minimum Maksimum Kullanılan
19 100,0 100,0 100,0
12,5 88,0 100,0 94,0
9,5 72,0 90,0 81,0
4,75 42,0 52,0 47,0
2 25,0 35,0 30,0
0,425 10,0 20,0 15,0
0,180 7,0 14,0 10,5
0,075 3,0 8,0 5,5
70
Çizelge 7.2: Binder tabakası için kullanılan gradasyon limitleri
Elek Açıklığı
(mm)
% geçen
Minimum Maksimum Kullanılan
25 100,0 100,0 100,0
19 80,0 100,0 90,0
12,5 58,0 80,0 69,0
9,5 48,0 70,0 59,0
4,75 30,0 52,0 41,0
2 20,0 40,0 30,0
0,425 8,0 22,0 15,0
0,18 5,0 14,0 9,5
0,075 2,0 7,0 4,5
7.1.2 Özgül ağırlık ve su emme deneyi sonuçları
Özgül ağırlık tayini kaba agrega, ince agrega ve filler malzemesi için yapılmıştır.
Kaba agrega ve ince agrega için elde edilen sonuçlar ve deney standartları Çizelge
7.3’te verilmiştir.
Çizelge 7.3: Kaba ve ince agrega özgül ağırlık değerleri
Kaba Agrega İnce Agrega
Standart Hacim özgül
ağırlık g/cm3
Zahiri
özgül
ağırlık
g/cm3
Standart
Hacim
özgül
ağırlık
g/cm3
Zahiri
özgül
ağırlık
g/cm3
Doğal agrega ASTM C127 2,86 2,89 ASTM
C128 2,85 2,88
EAF cürufu ASTM C127 3,45 3,61 ASTM
C128 3,61 3,78
Filler malzemesi için yapılan özgül ağırlık deneyi sonucu ve standardı Çizelge 7.4’te
verilmiştir. EAF cürufu oluşumu sebebiyle içerisinde fazla miktarda hava boşlukları
bulundurmaktadır. Tane boyutlarının küçülmesi ile cüruf yapısında sıkışmış hava
kabarcıkları azalmakta, dolayısıyla cüruf agregasının özgül ağırlığı artmaktadır.
71
Çizelge 7.4: Filler malzemesi özgül ağırlık değerleri
Standart Hacim özgül
ağırlık g/cm3
Doğal agrega ASTM C128 2,868
EAF cürufu ASTM C128 3,231
Su emme oranı, agrega içerisindeki sıvı emilimi ile dolabilen boşlukları ifade
etmektedir. Yüksek su emme oranına sahip agregalar, boşluklu yapıya sahiptir.
Agregada boşlukların fazla olması agreganın donma ve çevre etkilerine karşı
dayanıklılığını azaltmaktadır. Agrega bünyesine emilen su, bitümlü kaplamalarda
agrega ile bitüm bağının zayıflamasına neden olmaktadır.
Kaba agrega için belirlenen maksimum su emme oranı %2,5 olarak belirtilmiştir.
Yapılan deneyler sonucunda elektrik ark fırını cürufunun kaba tanelerinin su emme
oranı %1,26 olarak belirlenmiştir. Doğal agreganın kaba tanelerinin su emme oranı
ise %0,36 olarak belirlenmiştir. Sonuçlardan da görüldüğü gibi elektrik ark fırı
cürufu ve doğal agreganın iri tanelerinin su emme oranı belirtilen limitlerin altında
kalmıştır.
İnce agrega için belirlenen maksimum su emme oranı da %2,5 olarak belirtilmiştir.
Yapılan deneyler sonucunda elektrik ark fırını cürufunun ince tanelerinin su emme
oranı %1,18 olarak belirlenmiştir. Doğal agreganın ince tanelerinin su emme oranı
ise %0,39 olarak belirlenmiştir. Sonuçlardan da görüldüğü gibi elektrik ark fırı
cürufu ve doğal agreganın ince tanelerinin su emme oranı belirtilen limitlerin altında
kalmıştır. Kaba agrega ve ince agrega için su emme yüzdeleri ve deney standartları
Çizelge 7.5’te verilmiştir.
Çizelge 7.5: Kaba agrega ve ince agrega su emme oranları
Kaba Agrega İnce Agrega
Standart Şartname
limiti %
Su
emme % Standart
Şartname
limiti %
Su
emme %
Doğal
agrega
ASTM
C127 ≤ 2,5 0,36
ASTM
C128 ≤ 2,5 0,39
EAF cürufu ASTM
C127 ≤ 2,5 1,26
ASTM
C128 ≤ 2,5 1,18
72
7.1.3 Los Angeles deneyi sonuçları
Yol üstyapısında, dışarıdan gelecek mekanik etkiler karşısında agreganın dayanımını
inceleyen bu deneyin sonuçları Çizelge 7.6’da gösterilmiştir. Bu deney ASTM C131
standardına göre yapılmıştır. KTŞ 2013’te aşınma ve binder tabakları için Los
Angeles parçalanma kayıbı değerinin % 30’un altında olması gerektiği belirtilmiştir.
Çizelge 7.6: Los Angeles aşınma değeri
Kaba Agrega
Standart Şartname
limiti %
Parçalanma
kaybı %
Doğal agrega ASTM
C131 ≤ 30 18
EAF cürufu ASTM
C131 ≤ 30 18
7.1.4 Yassılık indeksi deneyi sonuçları
Yassı malzemenin miktarca fazla olması, yolun dayanım özelliklerinin düşük
olmasına sebep olmaktadır. Yassı malzeme trafik yükü altında diğerlerine göre daha
kolay kırılmaktadır. Karayolları Teknik Şartnamesi'nde aşınma ve binder tabakaları
için belirlenen değer maks. % 30'dur. Yani agregalardaki yassılık indeksi değerinin
% 30'dan yüksek olmaması istenmektedir [41]. Kullandığımız malzemenin yassılık
oranı şartname değerini sağladığı Çizelge 7.7’de görülmektedir.
Çizelge 7.7: Yassılık indeksi deney sonuçları
Numune Yassılık İndeksi
% Şartname Limiti %
Doğal agrega 17 ≤ 30
EAF cürufu 8,45 ≤ 30
7.1.5 Soyulma deneyi sonuçları
Suyun ve trafiğin bir arada etkimesiyle bağlayıcı maddenin agrega üzerinden
ayrılması, soyulmaya sebep olmaktadır. Aşınma tabakası için Karayolları Teknik
Şartnamesi'nde verilen değere göre, soyulma mukavemetinin minimum % 50, binder
tabakası için şartnamede verilen değere göre minimum % 60 olması istenmektedir.
Deneyler, soyulma mukavemetini artırıcı katkı kullanılarak ve katkı kullanılmadan
iki şekilde yapılmıştır. Soyulmaya karşı eklenen katkı maddeleri ile hazırlanan
73
bitüme DOP’lu bitüm, herhangi bir katkı maddesi bulunmayan bitüme DOP’suz
bitüm denilmektedir. KTŞ 2013 şartname limiti ve deney sonuçları Çizelge 7.8’de
verilmiştir.
Çizelge 7.8: Soyulma mukavemeti deneyi
DOP'lu bitüm numunesi DOP'suz bitüm numunesi
Standart
Şartname
limiti %
Soyulma
mukavemeti
%
Standart Şartname
limiti %
Soyulma
mukavemeti
%
Doğal
agrega
TS EN
12697-
11
≥ 50-60 90 – 100
TS EN
12697-
11
≥ 50- 60 60 - 70
EAF
cürufu
TS EN
12697-
11
≥ 50-60 90 - 100
TS EN
12697-
11
≥ 50 -60 60 - 70
7.1.6 Cilalanma deneyi sonuçları
Cilalanma deneyi, çeşitli yol agregalarının trafik yükü altında sürtünmeyle aşınması
nedeniyle oluşan cilalanmayı belirlemek için yapılmaktadır. Agregaların cilalanması
yüzey sürtünme katsayısının azalmasına neden olmakta ve taşıt ile yüzey arasındaki
sürtünme kuvvetinin azalmasına neden olmakta, bu durum da sürüş güvenliğini
tehlikeye sokmaktadır. Cilalanma değeri deneyi TS EN 1097-8 standardına göre
yapılmıştır Aşınma tabakası için Karayolları Teknik Şartnamesi'nde verilen değere
göre, cilalanma değerinin minimum %50 olması istenmektedir. Binder tabakası için
ise Karayolları Teknik Şartnamesi'nde verilen değere göre, minimum %35 olması
istenmektedir. Çizelge 7.9’da cilalanma deneyi standardı ve sonuçları verilmiştir.
Çizelge 7.9: Cilalanma deneyi sonuçları
Standart Şartname
Limiti %
Sonuç değeri
%
Doğal
agrega
TS EN
1097 – 8 ≥ 50 54,0
EAF cürufu TS EN
1097 – 8 ≥ 50 59,0
7.1.7 Organik madde içeriği deneyi sonuçları
Agrega içerisindeki bitki artıkları ve humus gibi organik maddeler, yol üstyapısında
çatlaklara yol açabilmektedir. Bu çatlaklar dayanımın düşmesine sebep olmaktadır.
74
Şartname değerlerine göre binder tabakasında maksimum %0,5 değerine izin
verilmekte, aşınma tabakası için ise, bu maddelerin agregada hiç bulunmaması
istenmektedir. Yapılan deney sonucunda kullanılan agregalarda herhangi bir organik
madde bulunmamıştır.
7.2 Bitüm Deneylerinden Elde Edilen Sonuçlar
Bu çalışmada TÜPRAŞ’tan temin edilen B 50/70 sınıfı bitüm kullanılmıştır.
Kullanılan bitümün penetrasyon değeri kontrol edilmiş ve Marshall tasarım yöntemi
hesapları için ihtiyaç duyulan bitümün özgül ağırlığı tespit edilmiştir. Deneyler
Karayolları Teknik Şartnamesi’nde belirtilen standartlara göre yapılmıştır. Bitümün
özelliklerini belirlemek için yapılan deneylerde Çizelge 7.10’daki sonuçlar elde
edilmiştir.
Çizelge 7.10: Bitüm deneylerinden elde edilen sonuçlar
Deneyin Adı Deneyin Sonucu
Penetrasyon (mm) 63
Özgül Ağırlık (g/cm3) 1,023
7.3 Marshall Deneyi Sonuçları
7.3.1 EAF cürufu için grafikler
EAF cürufu için yapılan deneyler sonucu aşınma ve binder tabakaları için elde edilen
grafikler aşağıda verilmiştir. Sonuçlara göre, aşınma ve binder tabakası için ayrı ayrı
% boşluk (Vh) - % bitüm, % agregalar arası boşluk (VMA) - % bitüm, % bitümle
dolu boşluk (VFA) - % bitüm, pratik özgül ağırlık - % bitüm, stabilite - % bitüm,
akma - % bitüm; grafikleri çizilmiştir. Optimum bitüm oranı buradaki grafiklerden
yararlanarak bulunacaktır.
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre, aşınma tabakası için boşluk oranının limit
değerleri %3 ile %5 arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan deneyler sonucu
bu limit değerlerini, %4,93 bitüm ile %5,70 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil
7.1’de elektrik ark fırını cürufuyla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait
% boşluk - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
75
Şekil 7.1: Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre, binder tabakası için boşluk oranının limit
değerleri %4 ile %6 arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan deneyler sonucu
bu limit değerlerini, %4,37 bitüm ile %5,35 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil
7.2’de elektrik ark fırını cürufuyla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait %
boşluk - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.2: Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma tabakası için agregalar arası boşluk
oranının limit değerleri %14 ile %16 arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan
deneyler sonucu bu limit değerlerini, hiçbir bitüm oranı sağlamamıştır. Şekil 7.3’te
0,00
3,00
6,00
9,00
12,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Vh
Pb
Pb-Vh
0,00
2,00
4,00
6,00
8,00
10,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Vh
Pb
Pb-Vh
76
elektrik ark fırını cürufuyla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait % VMA
- % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.3: VMA % - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre binder tabakası için agregalar arası boşluk
oranının limit değerleri %13 ile %15 arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan
deneyler sonucu bu limit değerlerini, hiçbir bitüm oranı sağlamamıştır. Şekil 7.4’te
elektrik ark fırını cürufuyla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait % VMA
- % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.4: VMA % - bitüm % grafiği
13,00
14,00
15,00
16,00
17,00
18,00
19,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VM
A
Pb
Pb-VMA
12,00
14,00
16,00
18,00
20,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VM
A
Pb
Pb-VMA
77
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma tabakası için bitüm ile dolu boşluk
oranının limit değerleri %65 ile %75 arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan
deneyler sonucu bu limit değerlerini, %4,55 bitüm ile %5,17 bitüm oranları arası
sağlamıştır. Şekil 7.5’te elektrik ark fırını cürufuyla aşınma tabakası için hazırlanmış
numunelere ait % VFA - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.5: VFA % - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre binder tabakası için bitüm ile dolu boşluk
oranının limit değerleri %60 ile %75 arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan
deneyler sonucu bu limit değerlerini, %4,18 bitüm ile %5,08 bitüm oranları arası
sağlamıştır. Şekil 7.6’da elektrik ark fırını cürufuyla binder tabakası için hazırlanmış
numunelere ait % VFA - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.6: VFA % - bitüm % grafiği
40,00
60,00
80,00
100,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VFA
Pb
Pb-VFA
40,00
60,00
80,00
100,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VFA
Pb
Pb-VFA
78
Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan deneyler sonucu, aşınma numunelerinin
yoğunluğunun artan bitüm miktarıyla birlikte artış gösterdiği görülmektedir. Şekil
7.7’de elektrik ark fırını cürufuyla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait
yoğunluk - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.7: Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği
Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan deneyler sonucu, binder numunelerinin
yoğunluğunun, bitüm miktarının %4,87 olduğu değerde maksimuma ulaştığı
görülmüştür. Şekil 7.8’de elektrik ark fırını cürufuyla binder tabakası için
hazırlanmış numunelere ait yoğunluk - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.8: Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği
2,870
2,930
2,990
3,050
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Dp
Pb
Pb-Dp
2,900
2,925
2,950
2,975
3,000
3,025
3,050
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Dp
Pb
Pb-Dp
79
Karayolları Teknik Şartnamesi, aşınma tabakası için minimum stabilite değerinin
minimum 900 kgf olması gerektiğini belirtmiştir. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan
deneyler sonucu bu limit değerinin üstünde kalındığı görülmüştür. Şekil 7.9’da
elektrik ark fırını cürufuyla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait stabilite
- % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.9: Stabilite - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi, binder tabakası için minimum stabilite değerinin
minimum 750 kgf olması gerektiğini belirtmiştir. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan
deneyler sonucu bu limit değerinin üstünde kalındığı görülmüştür. Şekil 7.10’da
elektrik ark fırını cürufuyla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait stabilite -
% bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.10: Stabilite - bitüm % grafiği
800
1200
1600
2000
2400
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Sta
bil
ite
Pb
Pb-Stabilite
700
1100
1500
1900
2300
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Sta
bil
ite
Pb
Pb-Stabilite
80
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma tabakası için akma limit değerleri 2
mm ile 4 mm arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan deneyler sonucu bu
limit değerlerini, %4,0 bitüm ile %5,66 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil
7.11’de elektrik ark fırını cürufuyla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait
akma - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.11: Akma - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre binder tabakası için akma limit değerleri 2
mm ile 4 mm arasındadır. Elektrik ark fırını cürufuyla yapılan deneyler sonucu bu
limit değerlerini, %4,0 bitüm ile %6,0 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil 7.12’de
elektrik ark fırını cürufuyla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait akma - %
bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.12: Akma - bitüm % grafiği
1,75
2,00
2,25
2,50
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Akm
a
Pb
Pb-Akma
1,75
2,00
2,25
2,50
2,75
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Akm
a
Pb
Pb-Akma
81
7.3.2 EAF cürufu için optimum bitüm yüzdesi sonuçları
Optimum bitüm yüzdesi, yapılan karışımlardan elde edilen farklı sonuçlar içerisinde
tüm kriterler için en ideal değerdir. Bu çalışmada optimum bitüm yüzdesinin
belirlenmesi TS 3720’de belirtilen, şartname hava boşluğu sınırlarının ortalamasına
karşılık gelen bitüm yüzdesi miktarı olarak seçilmiştir. Bu değerler, EAF agregası
aşınma karışımı için Şekil 7.1’deki grafik, EAF cürufu agregası binder karışımı için
Şekil 7.2’deki grafik kullanılarak hesaplanmıştır. Sıkıştırılmış karışımların %4 ve %5
hava boşluğuna göre optimum bitüm miktarları, EAF cürufu agregası aşınma
karışımı için %5,29, binder karışımı için ise %4,68 olarak bulunmuştur. EAF
cürufunun aşınma karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan değerleri çizelge
7.11’de, binder karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan değerleri ise çizelge
7.12’de, gösterilmiştir.
Çizelge 7.11: EAF cürufunun aşınma karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan
değerleri ve şartname limitleri
Parametreler Optimum
Bitüm (%) Değer
Şartname
Aralığı
Pratik Özgül Ağırlık (g/cm3) 5,29 3,01 -
Marshall Stabilitesi (kgf) 5,29 2014,51 > 900
Bitümle Dolu Boşluk (VFA), % 5,29 76,87 65 - 75
Boşluk (Vh), % 5,29 4,00 3 - 5
Agregalar Arası Boşluk (VMA),
% 5,29 17,38 14 - 16
Akma (mm) 5,29 2,12 2 - 4
Çizelge 7.12: EAF cürufunun binder karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan
değerleri ve şartname limitleri
Parametreler Optimum
Bitüm (%) Değer
Şartname
Aralığı
Pratik Özgül Ağırlık (g/cm3) 4,68 3,03 -
Marshall Stabilitesi (kgf) 4,68 2069,01 > 750
Bitümle Dolu Boşluk (VFA), % 4,68 70.16 60 - 75
Boşluk (Vh), % 4,68 5,00 4 - 6
Agregalar Arası Boşluk (VMA),
% 4,68 16,60 13 - 15
Akma (mm) 4,68 2,45 2 - 4
82
7.3.3 Doğal agrega için grafikler
Doğal agrega için yapılan deneyler sonucu aşınma ve binder tabakaları için elde
edilen grafikler aşağıda verilmiştir. Sonuçlara göre, aşınma ve binder tabakası için
ayrı ayrı % boşluk (Vh) - % bitüm, % agregalar arası boşluk (VMA) - % bitüm, %
bitümle dolu boşluk (VFA) - % bitüm, pratik özgül ağırlık - % bitüm, stabilite - %
bitüm, akma - % bitüm; grafikleri çizilmiştir. Optimum bitüm oranı buradaki
grafiklerden yararlanarak bulunacaktır.
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre, aşınma tabakası için boşluk oranının limit
değerleri %3 ile %5 arasındadır. Doğal agrega ile yapılan deneyler sonucu bu limit
değerlerini, %4,45 bitüm ile %5,23 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil 7.13’te
doğal agregayla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait % boşluk - % bitüm
oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.13: Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre, binder tabakası için boşluk oranının limit
değerleri %4 ile %6 arasındadır. Doğal agrega ile yapılan deneyler sonucu bu limit
değerlerini, %4,43 bitüm ile %6 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil 7.14’te doğal
agregayla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait % boşluk - % bitüm oranı
grafiği verilmiştir.
1,00
3,00
5,00
7,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VA
Pb
Pb-VA
83
Şekil 7. 14: Boşluk % (Vh) - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma tabakası için agregalar arası boşluk
oranının limit değerleri %14 ile %16 arasındadır. Doğal agregayla yapılan deneyler
sonucu bu limit değerlerini, %4,0 bitüm ile %6,0 bitüm oranları arası sağlamıştır.
Şekil 7.15’te doğal agregayla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait %
VMA - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.15: VMA % - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre binder tabakası için agregalar arası boşluk
oranının limit değerleri %13 ile %15 arasındadır. Doğal agregayla yapılan deneyler
sonucu bu limit değerlerini, hiçbir bitüm oranı sağlamamıştır. Şekil 7.16’da doğal
agregayla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait % VMA - % bitüm oranı
grafiği verilmiştir.
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VA
Pb
Pb-VA
13,50
14,50
15,50
16,50
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VM
A
Pb
Pb-VMA
84
Şekil 7.16: VMA % - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma tabakası için bitüm ile dolu boşluk
oranının limit değerleri %65 ile %75 arasındadır. Doğal agregayla yapılan deneyler
sonucu bu limit değerlerini, %4,34 bitüm ile %4,89 bitüm oranları arası sağlamıştır.
Şekil 7.17’de doğal agregayla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait %
VFA - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.17: VFA % - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre binder tabakası için bitüm ile dolu boşluk
oranının limit değerleri %60 ile %75 arasındadır. Doğal agregayla yapılan deneyler
sonucu bu limit değerlerini, %4,28 bitüm ile %5,9 bitüm oranları arası sağlamıştır.
Şekil 7.18’de doğal agregayla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait %
VFA - % bitüm oranı grafiği verilmiştir.
12,00
14,00
16,00
18,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VM
A
Pb
Pb-VMA
50,00
60,00
70,00
80,00
90,00
100,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VFA
Pb
Pb-VFA
85
Şekil 7.18: VFA % - bitüm % grafiği
Doğal agregayla yapılan deneyler sonucu, aşınma numunelerinin yoğunluğunun,
bitüm miktarının %5,58 olduğu değerde maksimuma ulaştığı görülmüştür. Şekil
7.19’da doğal agregayla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait yoğunluk -
% bitüm oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.19: Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği
Doğal agregayla yapılan deneyler sonucu, binder numunelerinin yoğunluğunun,
bitüm miktarının %5,03 olduğu değerde maksimuma ulaştığı görülmüştür. Şekil
7.20’de doğal agregayla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait yoğunluk -
% bitüm oranı grafiği verilmiştir.
50,00
60,00
70,00
80,00
90,00
100,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VF
A
Pb
Pb-VFA
2,500
2,525
2,550
2,575
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Dp
Pb
Pb-Dp
86
Şekil 7.20: Pratik özgül ağırlık - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi, aşınma tabakası için minimum stabilite değerinin
minimum 900 kgf olması gerektiğini belirtmiştir. Doğal agregayla yapılan deneyler
sonucu bu limit değerinin üstünde kalındığı görülmüştür. Şekil 7.21’de doğal
agregayla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait stabilite - % bitüm oranı
grafiği verilmiştir.
Şekil 7.21: Stabilite - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi, binder tabakası için minimum stabilite değerinin
minimum 750 kgf olması gerektiğini belirtmiştir. Doğal agregayla yapılan deneyler
sonucu bu limit değerinin üstünde kalındığı görülmüştür. Şekil 7.22’de doğal
agregayla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait stabilite - % bitüm oranı
grafiği verilmiştir.
2,450
2,475
2,500
2,525
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Dp
Pb
Pb-Dp
750
900
1050
1200
1350
1500
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Sta
bil
ite
Pb
Pb-Stabilite
87
Şekil 7.22: Stabilite - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma tabakası için akma limit değerleri 2
mm ile 4 mm arasındadır. Doğal agregayla yapılan deneyler sonucu bu limit
değerlerini, %4,91 bitüm ile %6,0 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil 7.23’te
doğal agregayla aşınma tabakası için hazırlanmış numunelere ait akma - % bitüm
oranı grafiği verilmiştir.
Şekil 7.23: Akma - bitüm % grafiği
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre binder tabakası için akma limit değerleri 2
mm ile 4 mm arasındadır. Doğal agregayla yapılan deneyler sonucu bu limit
değerlerini, %4,15 bitüm ile %6,0 bitüm oranları arası sağlamıştır. Şekil 7.24’te
doğal agregayla binder tabakası için hazırlanmış numunelere ait akma - % bitüm
oranı grafiği verilmiştir.
700,00
900,00
1100,00
1300,00
1500,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Sta
bil
ite
Pb
Pb-Stabilite
1,50
2,00
2,50
3,00
3,50
4,00
4,50
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Akm
a
Pb
Pb-Akma
88
Şekil 7.24: Akma - bitüm % grafiği
7.3.4 Doğal agrega için optimum bitüm yüzdesi sonuçları
Optimum bitüm yüzdesi, yapılan karışımlardan elde edilen farklı sonuçlar içerisinde
tüm kriterler için en ideal değerdir. Bu çalışmada optimum bitüm yüzdesinin
belirlenmesi TS 3720’de belirtilen, şartname hava boşluğu sınırlarının ortalamasına
karşılık gelen bitüm yüzdesi miktarı olarak seçilmiştir. Bu değerler, doğal agrega
aşınma karışımı için Şekil 7.13’teki grafik, doğal agrega binder karışımı için Şekil
7.4’teki grafik kullanılarak hesaplanmıştır. Sıkıştırılmış karışımların %4 ve %5 hava
boşluğuna göre optimum bitüm miktarları, doğal agrega aşınma karışımı için %4,79,
binder karışımı için ise %4,85 olarak bulunmuştur. Doğal aggrega aşınma karışımı
için optimum bitüme göre, akma değeri şartname aralığında çıkmadığı için optimum
bitüm oranı 4,92 olarak alınmıştır. Hesaplanan değerleri çizelge 7.13’te, binder
karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan değerleri ise çizelge 7.14’te,
gösterilmiştir.
Çizelge 7.13: Doğal agrega aşınma karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan
değerleri ve şartname limitleri
Parametreler Optimum
Bitüm (%) Değer
Şartname
Aralığı
Pratik Özgül Ağırlık (g/cm3) 4,92 2,55 -
Marshall Stabilitesi (kgf) 4,92 1353,53 > 900
Bitümle Dolu Boşluk (VFA), % 4,92 75,5 65 - 75
Boşluk (Vh), % 4,92 3,68 3 - 5
Agregalar Arası Boşluk (VMA),
% 4,92 14,93 14 - 16
Akma (mm) 4,92 2,00 2 - 4
1,50
2,00
2,50
3,00
3,50
4,00
4,50
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Akm
a
Pb
Pb-Akma
89
Çizelge 7.14: Doğal agrega binder karışımı için optimum bitüme göre hesaplanan
değerleri ve şartname limitleri
Parametreler Optimum
Bitüm (%) Değer
Şartname
Aralığı
Pratik Özgül Ağırlık (g/cm3) 4,85 2,52 -
Marshall Stabilitesi (kgf) 4,85 1394,46 > 750
Bitümle Dolu Boşluk (VFA), % 4,85 68,64 60 - 75
Boşluk (Vh), % 4,85 5,00 4 - 6
Agregalar Arası Boşluk (VMA),
% 4,85 15,94 13 - 15
Akma (mm) 4,85 2,55 2 - 4
7.3.5 Grafiklerin karşılaştırılması
Şekil 7.25: Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının pratik özgül
ağırlıkları – bitüm yüzdeleri
Şekil 7.25’te görüldüğü gibi elektrik ark fırını cürufunun özgül ağırlığı doğal
agregadan fazladır.
Doğal Doğal Doğal Doğal Doğal
EAF cürufu EAF cürufu EAF cürufu EAF cürufu EAF cürufu
2,200
2,400
2,600
2,800
3,000
3,200
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Gm
b
Pb
Pb-Gmb
90
Şekil 7.26: Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının boşluk (Vh) –
bitüm yüzdeleri
Şekil 7.26’da görüldüğü gibi elektrik ark fırını cürufunun boşluk yüzdesi doğal
agregadan daha fazladır.
Şekil 7.27: Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının agregalar arası
boşluk (VMA)– bitüm yüzdeleri
Şekil 7.27’de görüldüğü gibi elektrik ark fırını cürufunun agregalar arası boşluk
yüzdesi doğal agregadan daha fazladır.
Doğal
Doğal
Doğal
Doğal Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
1,00
3,00
5,00
7,00
9,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VA
Pb
Pb-VA
Doğal Doğal
Doğal Doğal
Doğal
EAF cürufu EAF cürufu
EAF cürufu EAF cürufu EAF cürufu
14,00
15,00
16,00
17,00
18,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VM
A
Pb
Pb-VMA
91
Şekil 7.28: Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının bitümle dolu
boşluk (VFA) – bitüm yüzdeleri
Şekil 7.28’de görüldüğü gibi doğal agreganın asfaltla dolu boşluk yüzdesi EAF
cürufundan daha fazladır.
Şekil 7.29: Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının akma – bitüm
yüzdeleri
Doğal
Doğal
Doğal
Doğal Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
50,00
60,00
70,00
80,00
90,00
100,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VFA
Pb
Pb-VFA
EAF cürufu
EAF cürufu EAF cürufu
EAF cürufu EAF cürufu
Doğal
Doğal
Doğal
Doğal
Doğal
1,50
1,75
2,00
2,25
2,50
2,75
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Akm
a
Pb
Pb-Akma
92
Şekil 7.30: Doğal agrega ile EAF cürufunun aşınma karışımlarının stabilite – bitüm
yüzdeleri
Şekil 7.30’da görüldüğü gibi elektrik ark fırını cürufunun stabilite değeri doğal
agregadan daha fazladır.
Şekil 7.31: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının pratik özgül
ağırlıkları – bitüm yüzdeleri
Doğal Doğal Doğal
Doğal
Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
1200
1350
1500
1650
1800
1950
2100
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Sta
bil
ite
Pb
Pb-Stabilite
doğal agrega doğal agrega doğal agrega doğal agrega doğal agrega
EAF cürufu EAF cürufu EAF cürufu EAF cürufu
EAF cürufu
2,300
2,500
2,700
2,900
3,100
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Gm
b
Pb
Pb-Dp
93
Şekil 7.32: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının boşluk (Vh) –
bitüm yüzdeleri
Şekil 7.33: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının agregalar arası
boşluk (VMA)– bitüm yüzdeleri
Doğal
Doğal Doğal
Doğal
Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VA
Pb
Pb-VA
Doğal
Doğal
Doğal
Doğal
Doğal EAF cürufu EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
15,00
16,00
17,00
18,00
19,00
20,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VM
A
Pb
Pb-VMA
94
Şekil 7.34: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının bitümle dolu
boşluk (VFA) – bitüm yüzdeleri
Şekil 7.35: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının akma – bitüm
yüzdeleri
Doğal
Doğal
Doğal Doğal
Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
50,00
60,00
70,00
80,00
90,00
100,00
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
VF
A
Pb
Pb-VFA
Doğal
Doğal
Doğal Doğal
Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu EAF cürufu
EAF cürufu
1,50
2,00
2,50
3,00
3,50
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Akm
a
Pb
Pb-Akma
95
Şekil 7.36: Doğal agrega ile EAF cürufunun binder karışımlarının stabilite – bitüm
yüzdeleri
Doğal
Doğal Doğal
Doğal Doğal
EAF cürufu
EAF cürufu EAF cürufu
EAF cürufu
EAF cürufu
1200
1350
1500
1650
1800
1950
2100
4,0 4,5 5,0 5,5 6,0
Sta
bil
ite
Pb
Pb-Stabilite
96
97
8. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada, İskenderun Körfezi’nde bulunan Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi A.Ş.
tesislerinden temin edilen elektrik ark fırını cüruflarının, esnek üstyapıların aşınma
ve binder tabakalarında agrega olarak kullanılabilirliği incelenmiştir. İstanbul Ömerli
Alyans Taş Ocağı'ndan temin edilen agrega ile birlikte bu elektrik ark fırını
cüruflarının, öncelikle fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Fiziksel özellikleri belirlenen
bu malzemelerle Marshall tasarımı yapılarak doğal agrega ile elektrik ark fırını
cürufu arasında kıyas yapılmıştır. Yapılan deneylerin sonuçları aşağıda
değerlendirilmiştir.
Özgül ağırlık deneylerinin sonucunda, kaba taneli elektrik ark fırını
cürufunun zahiri özgül ağırlığı 3,61 g/cm3, ince taneli elektrik ark fırını
cürufunun zahiri özgül ağırlığı ise 3,78 g/cm3 bulunmuştur. Doğal agregada
ise, kaba tanede 2,89 g/cm3 çıkan zahiri özgül ağırlık, ince tanede 2,88 g/cm
3
bulunmuştur. Elektrik ark fırını cürufunun, doğal agregaya göre daha yüksek
özgül ağırlığa sahip olmasının sebebi, içinde yüksek oranda demir
bulunmasıdır.
Kaba taneli elektrik ark fırını cürufunun su emme oranı %1,26 olarak
bulunurken, ince taneli elektrik ark fırını cürufunda bu oran %1,18 olarak
bulunmuştur. Doğal agregada kaba tanelerin su emme oranı %0,36, ince
tanelerde ise bu oran %0,39 olarak bulunmuştur. Bu değerler Karayolları
Teknik Şartnamesi’nde bulunan limit değerlerle karşılaştırıldığında bir sorun
olmadığı görülmüştür. EAF cürufunun, doğal agregaya göre yüksek oranda su
emmesinin sebebi, EAF cürufunun gözenekli bir yüzeye sahip olmasıdır.
Elektrik ark fırını cürufu için Los Angeles aşınma oranı, doğal agrega için
hesaplanan Los Angeles oranıyla aynı olmakla beraber, %18 olarak
bulunmuştur. Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre aşınma ve binder
98
tabakları için Los Angeles parçalanma kaybı değerinin %30’un altında olması
gerekmektedir. Her iki malzeme de, hem aşınma hem de binder tabakası için
şartname limitlerini sağlamıştır.
Yüksek miktarda yassı malzeme içeriği, yolun dayanım özelliklerinin
düşmesine sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, Karayolları Teknik
Şartnamesi, yassı agrega oranının, hem aşınma hem de binder tabakasında,
%30 dan düşük olması gerektiğini belirtmiştir. EAF cürufu için yassılık
indeksi deneyinin sonucu % 8,45 bulunurken doğal agregada bulunan değer
%17’dir. Her iki malzeme, hem aşınma hem de binder tabakasında şartname
limitlerini sağlamıştır.
Agrega ile bitüm adezyonunun tespit edilmesini sağlayan soyulma deneyinin
sonuçları; EAF cürufunda katkı maddesi kullanılmadan yapılan deneyde,
%60-70, katkı maddesi kullanılarak yapılan deneyde %90-100 bulunmuştur.
Doğal agrega için yapılan deneylerde, EAF cürufu için bulunan değerlerle
aynı sonuçlara ulaşılmıştır. Şartname limiti soyulma mukavemetinin %50-60
değerlerinden yüksek olması gerektiğini belirtmektedir. Her iki malzeme de
bu limitleri sağlamıştır.
Yapılan agrega deneyleri arasında bir diğer önemli olanı da cilalanma
deneyidir. EAF cürufuna uygulanan deney sonucunda bulunan cilalanma
değeri %59 iken, doğal agrega için bulunan değer % 54’tür. Karayolları
Teknik Şartnamesi’nde verilen limit değerleri aşınma ve binder tabakası için
sırasıyla %50 ve %35’tir. Bu sonuçlara göre her iki malzeme, iki tabaka için
de şartname limitlerini sağlamıştır.
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre, aşınma tabakasında agregalar
üzerinde hiç organik madde bulunmasına izin verilmezken, binder
tabakasında organik madde için limit değer %0,5 olarak belirtilmiştir.
Yapılan deneyler sonucu kullanılan agregalarda herhangi bir organik
maddeye rastlanmamıştır.
Karayolları Teknik Şartnamesi’ne göre, aşınma tabakası için boşluk oranının
limit değerleri %3 ile %5 arasında iken, binder tabakası için verilen bu limit
değerleri %4 ile %6 arasındadır. EAF cürufu ile hazırlanan karışımlar, aşınma
99
tabakası için verilen limitleri, %4,93 ile %5,7 bitüm oranları arasında
sağlarken, binder tabakası için verilen limitleri ise, %4,37 ile %5,35 bitüm
oranları arasında sağlamaktadır. Doğal agrega ile hazırlanan karışımlar,
aşınma tabakası için verilen limitleri, %4,45 ile %5,23 bitüm oranları
arasında sağlarken, binder tabakaı için verilen limitleri ise %4,43 ile %6
bitüm oranları arasında karşılamaktadır. Aşınma tabakası için yapılan
karışımlar sonucu, EAF cürufu daha fazla bitüme ihtiyaç duyduğu
görülürken, binder tabakası için yapılan karışımlarda doğal agrega daha fazla
bitüme ihtiyaç duymuştur.
Karayolları Teknik Şartnamesi, aşınma tabakası için, agregalar arası boşluk
oranının limit değerlerini %14 ile %16 arasında, binder tabakası için
agregalar arası boşluk oranının limit değerlerini ise, %13 ile %15 arasında
olması gerektiğini belirtmiştir. EAF cürufu ile yapılan karışımlarda, hem
aşınma hem de binder tabakası için verilen bu limit değerlerini, hiçbir bitüm
oranı sağlayamamıştır. Doğal agrega ile yapılan karışımlarda, binder tabakası
için verilen limit değerleri hiçbir bitüm oranında sağlanamazken, aşınma
tabakası için verilen limit değerleri, %4 ile %6 bitüm oranları arasında
sağlanmıştır.
Bitüm ile dolu boşluk oranı için, KTŞ’de aşınma tabakasında verilen limit
değerleri %65 ile %75 arasında, binder tabakasında verilen limit değerleri ise
%60 ile %75 arasındadır. EAF cürufu ile yapılan karışımlar sonucu, aşınma
tabakasında bu limit değerlerini, %4,55 ile %5,17 bitüm oranları arasında
sağlamıştır. EAF cürufu karışımları binder tabakasında verilen limitleri ise
%4,18 ile %5,08 bitüm oranları arasında sağlamıştır. Doğal agregada aşınma
ve binder limitlerini sırasıyla %4,34 ile %4,89 bitüm oranları ile %4,28 ile
%5,9 bitüm oranları arası sağlamıştır.
EAF cürufu kullanılarak hazırlanan karışımalarda, aşınma tabakası için
hazırlanan numunelerin özgül ağırlığı 2,96 g/cm3 ile 3,02 g/cm
3 arasında;
artan bitüm miktarıyla artış eğilimi gösterirken, binder tabakası için
hazırlanan numunelerde, 2,95 g/cm3 ile 3,04 g/cm
3 arasında önce artan daha
sonra azalan bir eğilim göstermektedir. Bu numunelerin bitüm miktarı %4,8
iken maksimum özgül ağırlık değerine ulaşmaktadır. Doğal agrega
100
kullanılarak hazırlanan karışımlarda ise, aşınma tabakası için hazırlanan
numunelerin 2,51 g/cm3 ile 2,56 g/cm
3 arasında önce artan sonra azalan,
binder tabakası için hazırlanan numunelerin, 2,47 g/cm3 ile 2,52 g/cm
3
arasında önce artıp sonra azalan bir eğilim gösterdiği tespit edilmiştir. Bu
numuneler aşınma tabakasında, bitüm miktarı %5,58 iken, binder tabakasında
bitüm miktarı %5,03 iken maksimum özgül ağırlığa ulaşmıştır.
Hem EAF cürufu ile yapılan karışımlarda, hem de doğal agrega ile yapılan
karışımlarda, Karayolları Teknik Şartnamesi’nde verilen aşınma ve binder
tabakaları için sırasıyla 900 kgf ve 750 kgf olan limitler, her iki tabaka için de
sağlanmıştır. Her iki malzeme için de, aşınma ve binder karışımlarının
stabiliteleri artan bitüm miktarıyla önce artan daha sonra azalan bir eğilim
göstermiştir. EAF cürufunun, hem aşınma tabakasında hem de binder
tabakasında doğal agregaya kıyasla daha iyi stabilite sonuçları verdiği
gözlenmiştir.
EAF cürufu ile hazırlanan numunelerin akma değerleri, aşınma tabakasında
artan bitüm miktarıyla önce artan sonra azalan bir eğilim gösterirken, binder
tabakasında artan bitüm miktarıyla artan bir eğilim gösterdiği tespit
edilmiştir. Aşınma tabakası numuneleri KTŞ’de belirtilen limit değerlerini
%4,0 ile %5,66 bitüm değerleri arasında sağlarken, binder tabakası
numuneleri %4,0 ile %6,0 bitüm oranları arasında sağlamıştır. Doğal agrega
ile hazırlanan numunelerde ise, her iki tabakada da artan bitüm miktarıyla
artış eğilimi gösteren akma değerleri bulunmuştur. Aşınma tabakası
numuneleri, KTŞ limitlerini %4,91 ile %6,0 bitüm oranları arasında
sağlarken, binder tabakası numuneleri, bu limit değerlerini %4,15 ile %6
bitüm oranları arasında sağlamıştır.
Yapılan bütün deneyler göz önünde bulundurulduğunda, elektrik ark fırını
cürufunun, Karayolları Teknik Şartnamesi’nde doğal agrega için sunulan limit
değerlerini büyük ölçüde sağladığı görülmüştür. Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi
A.Ş. tesislerinden temin edilen elektrik ark fırını cüruflarının, yapay agrega olarak
esnek üstyapı aşınma ve binder tabakalarında kullanımının uygun olduğu
söylenebilir. Yalnızca şartnamede agregalar arası boşluk limitlerinin çok üstünde
kaldığı görülmüştür.
101
EAF cürufunun, esnek üstyapı aşınma ve binder tabakasında kullanımına ilişkin
öneriler aşağıda verilmiştir;
EAF cürufunun, cilalanma deneyi sonuçlarının doğal agregaya kıyasla daha
iyi çıkması, bu cürufla yapılacak olan kaplamanın, doğal agregayla yapılacak
kaplamaya kıyasla daha yüksek hizmet ömrünü sağlayacağı söylenebilir.
Binder tabakasında EAF cürufu, doğal agregaya kıyasla daha yüksek stabilite
ve daha düşük akma miktarı göstermiştir. Bu durum, temel tabakasına iletilen
trafik yüklerinin, daha geniş bir alanda iletilmesini sağlamaktadır ve
böylelikle bu tabakaların kalınlıklarının değişebileceği göz önünde
bulundurulmalıdır.
Yapılan deney sonuçlarında görülmüş olan, EAF cürufu kullanılarak
hazırlanan karışımların, özgül ağırlıklarının, doğal agrega kullanılarak
hazırlanan karışımların özgül ağırlıklarına kıyasla daha yüksek olmasının,
üretim yapılan plent ile inşaat sahası arasındaki taşıma maliyetlerini
arttırabileceği unutulmamalıdır.
Elde edilen deney sonuçlarının yanında, EAF cürufunun esnek üstyapı
aşınma ve binder tabakalarında agrega olarak kullanılmasının, çevresel
etkilerinin de göz önünde bulundurulması halinde, olumlu sonuçlar vereceği
yönünde yorumlanabilir. Ülkemizde ve dünyada demir-çelik sektörünün
gelişmesiyle, atık olarak nitelendirilen cürufun oluşumu artmaktadır. Bu atık
cürufun, inşaat sektöründe kullanımıyla hem çevrede oluşan atık kirliliğinin
azaltılması, hem de daha az doğal kaynak tüketimi sağlanacaktır. Diğer
yandan, aşınma tabakasında agrega yerine cüruf kullanılması durumunda,
optimum bitüm oranlarından da farkedileceği üzere daha fazla bitüm
kullanılması gerekmektedir, bu durumun yapım maliyetini arttıracağı göz
önünde bulundurulmalıdır.
EAF cürufu karışımlarının, yorulma dayanımı, tekerlek izi oluşumu, sünme
gibi özelliklerinin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, yararlı olacaktır.
Her geçen gün sanayileşmenin hızlanmasıyla artış gösteren, ve atık olarak
nitelendirilen cürufun üretimi, çevreye zarar vermektedir. Bu atıkların inşaat
102
sektöründe kullanımını yaygınlaştırmak için bir yasal düzenleme ve yönetmelik
hazırlanmalıdır. Böylelikle, stoklanan ve çevre kirliliği yaratan atıkların, daha
fazla katma değer yaratacak şekilde kullanım imkanları ortaya çıkacaktır.
103
KAYNAKLAR
[1] Tıraş, H.,H. (2012). Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre: Teorik Bir İnceleme.
(Cilt 2, Sayı 2, ss.57-73).
[2] Akbulut, H., Gürer, C. (2006). Atık mermerlerin Asfalt Kaplmalarda Agrega
Olarak Değerlendirilmesi, İMO Teknik Dergisi, 3943-3960, Yazı 261.
[3] Yılmaz, A. ve Sütaş, İ., (2008). Ferrokrom Cürufunun Yol Temel Malzemesi
Olarak Kullanımı. İMO Teknik Dergi.
[4] Reuter, M., Xiao, Y., and Boin U. (2004). Recycling and environmental issues
of metallurgical slags and salt fluxes, VII International Conference on Molten
Slags Fluxes and Salts,South Africa.
[5] Ilıcalı, kg, Tayfur, S., Özen, H., Sönmez, İ., Eren, K. (2001). Asfalt ve
Uygulamaları, İSFALT Bilimsel Yayın No 1, İstanbul.
[6] Umar,F., Ağar, E., 1991. Yol Üstyapısı, ITÜ İnşaat Fakültesi Matbaası.
[7] Umar, F. Ve Yayla, N., (1994). Yolİnşaatı. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat
Fakültesi, İstanbul.
[8] Yeğinobalı, A., (2009), Niçin Beton Yol, Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği,
Ankara
[9] Ağar, E., Sutas, İ. ve Öztaş, G. (1998). Beton Yollar (Rijit Yol Üstyapıları),
İTÜ İnşaat Fakültesi Matbaası, İstanbul.
[10] Khazanovich, L., Lederle, R., Tompkins, D., Harvey ve Signore, J., (t.y.).
Guidelines for the Rehabilitation of Concrete Pavements Using Asphalt
Overlays, University of Minnesota, University of California, USA.
[11] Dikbaş, A., Yonar F., (2013), EAF Çelik İzabe Cürufunun Karayolu İnşaatında
Dolgu, Temel ve Alttemel Malzemesi Olarak Kullanımı, İstanbul.
[12] Arık, A., 1998. Balıkesir İli Çevresindeki Karayollarında Esnek Üstyapı
Bozulmalarının Araştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Balıkesir Üniversitesi,
Balıkesir, 86s.
[13] Tunç, A. (2004). Esnek Kaplama Malzemeleri El Kitabı. Asil Yayın Dağıtım,
Ankara.
[14] National Asphalt Pavement Association and Federal Highways
Administration, (2001). HMA Pavement Mix Type Selection Guide.
104
[15] Lavin, P., (2003). Asphalt Pavements: A Practical Guide to Design, Production
and Maintenance for Engineers and Architects. CRC Press
[16] Morova, N., Serin, S. ve Terzi, S., (2011). Bitüm Miktarının Asfalt Betonu
Dayanımına Etkisinin Bulanık Mantık Yaklaşımıyla Değerlendirilmesi. 6th
International Advanced Technologies Symposium, Elazığ.
[17] Özay, O., (2011). Farklı Modifiye Katkılarla Hazırlanan Poroz Asfalt
Karışımların Performansının İncelenmesi (Yüksek lisans tezi). Gazi
Üniversitesi, Ankara.
[18] Dündar, G. (1998). Esnek Üstyapı Tasarım Yöntemlerinin Karşılaştırılması
(Yüksek Lisans Tezi). İTÜ, İstanbul.
[19] Çetin, S., (2007), Afyonkarahisar Bölgesi Volkanik Kayaçların Sıcak Karışım
Asfalt Kaplamalarında Agrega Olarak Kullanılabilirliğinin Araştırılması,
Yüksek Lisans Tezi, AKÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Afyon.
[20] Karayolu Teknik Şartnamesi. (2013), KGM Yayını, Ankara
[21] T.C. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı. (2014). Demir Çelik Sektör Raporu.
Hatay
[22] International Iron And Steel Instutie. Alındığı tarih: 04.11.2016. (Adres:
www.worldsteel.org)
[23] Demir-Çelik Sektörü Raporu, (2013) T.C. Bilim, Sanayi Ve Teknoloji
Bakanlığı.
[24] Erişir, E. (2013). Çeliklerde Malzeme Bilimi ve Son Gelişmeler. Metalurji ve
Malzeme Mühendisliği Bölümü Ders Notları. Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli.
[25] Ekici, H., (2014), Yüksek Fırınlar ile Ham Demir Üretimi (Ders Notu).İstanbul
Üniversitesi, İstanbul.
[26] Ekici, H., (2014), Bazik Oksijen Fırınları ile Sıvı Ham Demirden Çelik Üretimi
(Ders Notu).İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
[27] Ekici, H., (2014), Elektrik Arg Ergitme Fırınları ile Demirden Çelik Üretimi
(Ders Notu).İstanbul Üniversitesi, İstanbul.
[28] [Yüksek Fırın Cürufu ve Yüksek Fırın Cüruflu Çimento] Alındığı Tarih:
20.10.2016. Adres: http://www.betonvecimento.com
[29] Bilen, M. (2010). Çelikhane Cüruflarında Liç-Karbonatlaştırma Prosesi ile
Klasiyum Karbonat Kazanılması, Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir
Üniversitesi, İstanbul
[30] Eren, E., Derun, E. ve Pişkin, S. (2010). Çelikhane Cüruflarının Beton
Üretiminde Agrega Olarak Kullanılabilirliğinin İncelenmesi, Türkiye Hazır
Beton Birliği, İstanbul
105
[31] Ulusal Katı Atık Yönetim Kongresi (2010). Mersin Üniversitesi, Mersin.
[32] Ata, M.M. (1987). Esnek Üstyapıların Projelendirme ve İnşaat Yöntemlerinin
Araştırılması ve Cüruflu Asfalt Betonu, (Yüksek Lisans Tezi). YTÜ.
[33] TS EN 1097-8, (2010). Agregaların mekanik ve fiziksel özellikleri için deneyler
bölüm 8: Taş parlatma değerinin tayini, Türk Standartları Enstitüsü,
Ankara.
[34] TS EN 1744-1:2009+A1 (2013). Agregaların Kimyasal Özellikleri İçin
Deneyler - Bölüm 1: Kimyasal Analiz, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara.
[35] TS EN 1426, (2008). Bitüm ve bitümlü bağlayıcılar-İğne batma derinliği tayini,
Türk Standartları Enstitüsü, Ankara.
[36] ASTM D5-97, (1997), Standard Test Method for Penetration of Bituminous
Materials, American Society for Testing and Materials, ABD.
[37] TS EN 15326+A1, (2010). Bitüm ve bitümlü bağlayıcılar-Yoğunluk ve özgül
kütle tayini-Kapiler kapaklı piknometre yöntemi, Türk Standartları Enstitüsü,
Ankara.
[38] Orhan, F., (2012). Bitümlü Karışımlar Laboratuvarı Çalışmaları. Karayolları
Genel Müdürlüğü Araştırma Geliştirme Dairesi Başkanlığı Üstyapı
Geliştirme Şubesi Müdürlüğü, Ankara.
[39] Öksüz, B. (2011), Asfalt Betonu Kaplamalarda Volkanik Cüruf Ve Cam
Atıklarının Filler Olarak Kullanılabilirliğinin Araştırılması (Yüksek Lisans
Tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta.
[40] TS 3720, 2010. Bitümlü karışımlar - Asfalt betonu - Karışım tasarımı hesap
esasları - Marshall yöntemi, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara.
[41] TS EN 933-3, 2012. Agregaların geometrik özellikleri için deneyler bölüm 3:
Tane şekli tayini yassılık endeksi, Türk Standartları Enstitüsü, Ankara.
106
107
EKLER
EK 1: Aşınma tabakası için doğal agregadan elde edilen veri tablosu
EK 2 : Binder tabakası için doğal agregadan elde edilen veri tablosu
EK 3 : Aşınma tabakası için EAF cürufundan elde edilen veri tablosu
EK 4 : Binder tabakası için EAF cürufundan elde edilen veri tablosu
108
Briket No
Bitüm
Yüzdesi
Briket
Yükeskliği
Havadaki
Ağırlık
Sudaki
Ağırlık
Doygun
Kuru
Yüzey
Ağırlık
Hacim
Pratik
Özgül
Ağırlık
Boşluk (Vh)
% VMA %
Bitümle
Dolu
Boşluk
Akma Stabilite Düzeltme
Faktörü
Düzeltilmiş
Stabilite
Wa gr Ort. gr (A) gr (C) gr (B) cm3 (V=B-
C) Dp (A/V) Vh VMA VFA mm kgf kgf
1
4,0
48 62,4 1243,6 754,1 1247,5 493,4 2,520 6,05 15,10 59,91 1,68 1670,5 1,028 1717,3
2 48 63,4 1247,0 752,6 1251,9 499,3 2,497 6,91 15,88 56,47 1,56 1583,0 1,001 1584,6
3 48 63,1 1244,9 752,7 1248,1 495,4 2,513 6,34 15,36 58,74 1,84 1193,2 1,010 1205,1
2,510 6,43 15,45 58,37 1,69 1482,2 1502,3
4
4,5
54 62,9 1257,2 762,9 1259,3 496,4 2,533 4,87 15,10 67,76 1,49 1219,7 1,013 1235,6
5 54 62,5 1246,8 755,6 1247,8 492,2 2,533 4,85 15,08 67,85 1,74 1575,1 1,024 1612,9
6 54 63,5 1248,3 754,1 1251,4 497,3 2,510 5,71 15,85 63,97 2,35 1214,4 0,998 1212,0
2,525 5,14 15,34 66,53 1,86 1336,4 1353,5
7
5,0
60 62,3 1258,2 767,0 1258,8 491,8 2,558 3,17 14,65 78,37 1,84 1209,1 1,031 1246,6
8 60 62,9 1259,0 767,4 1259,8 492,4 2,557 3,23 14,70 78,06 2,44 1503,5 1,015 1526,1
9 60 62,4 1254,2 761,9 1255,4 493,5 2,541 3,81 15,21 74,96 2,03 1238,3 1,028 1273,0
2,552 3,40 14,85 77,13 2,10 1317,0 1348,5
10
5,5
66 62,7 1266,2 771,6 1266,6 495,0 2,558 2,46 15,06 83,69 2,39 1238,3 1,020 1263,1
11 66 61,9 1263,3 770,0 1263,7 493,7 2,559 2,42 15,04 83,88 2,02 1259,5 1,041 1311,1
12 66 61,8 1261,9 770,5 1262,3 491,8 2,566 2,16 14,80 85,44 2,27 1309,9 1,045 1368,8
2,561 2,35 14,97 84,34 2,23 1269,2 1314,4
13
6,0
72 62,2 1271,3 773,4 1271,7 498,3 2,551 1,99 15,69 87,28 3,05 1267,5 1,032 1308,1
14 72 62,4 1269,1 771,0 1269,5 498,5 2,546 2,20 15,87 86,11 2,43 1140,2 1,028 1172,1
15 72 62,4 1266,2 770,4 1266,5 496,1 2,552 1,96 15,65 87,51 2,76 1198,5 1,027 1230,9
2,550 2,05 15,74 86,97 2,75 1202,1 1237,0
EK 1: Aşınma tabakası için doğal agregadan elde edilen veri tablosu
109
Briket No
Bitüm
Yüzdesi
Briket
Yükeskliği
Havadaki
Ağırlık
Sudaki
Ağırlık
Doygun
Kuru
Yüzey
Ağırlık
Hacim
Pratik
Özgül
Ağırlık
Boşluk
(Vh) % VMA %
Bitümle
Dolu
Boşluk
Akma Stabilite Düzeltme
Faktörü
Düzeltilmiş
Stabilite
Wa gr Ort. gr (A) gr (C) gr (B) cm3 (V=B-
C) Dp (A/V) Vh VMA VFA mm kgf kgf
1
4,0
48 62,4 1243,0 759,3 1245,9 486,6 2,554 7,69 16,58 53,60 1,87 1291,3 1,027 1325,9
2 48 62,5 1243,2 760,1 1246,7 486,6 2,555 7,69 16,58 53,60 1,85 1282,1 1,025 1314,1
3 48 62,6 1243,4 760,8 1247,4 486,6 2,555 7,69 16,58 53,60 1,84 1272,8 1,023 1302,3
2,555 7,69 16,58 53,60 1,85 1282,1 1314,1
4
4,5
54 61,9 1246,4 765,0 1249,3 484,3 2,574 5,40 15,57 65,32 2,39 1246,3 1,043 1299,4
5 54 61,8 1251,3 767,0 1252,7 485,7 2,576 5,40 15,57 65,32 2,32 1389,4 1,046 1452,7
6 54 61,5 1249,9 767,1 1252,1 485,0 2,577 5,40 15,57 65,32 2,03 1450,4 1,052 1526,3
2,576 5,40 15,57 65,32 2,25 1362,0414 1426,2
7
5,0
60 61,4 1257,6 772,6 1258,4 485,8 2,589 4,82 16,10 70,04 2,98 1431,9 1,057 1513,9
8 60 61,8 1258,9 773,3 1259,9 486,6 2,6 4,82 16,10 70,04 3,40 1378,8 1,046 1441,6
9 60 61,4 1258,1 772,9 1259,2 486,3 2,6 4,82 16,10 70,04 1,99 1246,3 1,057 1317,6
2,6 4,82 16,10 70,04 2,79 1352,3 1424,4
10
5,5
66 61,8 1265,0 772,6 1265,3 492,7 2,567 4,60 16,93 72,80 2,93 1238,3 1,044 1292,3
11 66 61,9 1264,9 773,3 1265,7 492,4 2,569 4,60 16,93 72,80 2,64 1182,6 1,043 1233,1
12 66 61,5 1262,6 772,9 1263,4 490,5 2,574 4,60 16,93 72,80 2,55 1126,9 1,052 1185,9
2,570 4,60 16,93 72,80 2,71 1182,6 1237,1
13
6,0
72 62,0 1269,4 772,7 1270,1 497,4 2,552 4,33 17,69 75,51 3,09 1349,7 1,038 1400,9
14 72 62,0 1268,6 772,6 1269,3 496,7 2,554 4,33 17,69 75,51 3,02 1187,9 1,038 1233,0
15 72 62,0 1267,7 772,4 1268,4 496,0 2,556 4,33 17,69 75,51 2,95 1026,2 1,038 1065,1
2,554 4,33 17,69 75,51 3,02 1187,9 1233,0
EK 2 : Binder tabakası için doğal agregadan elde edilen veri tablosu
110
Briket No
Bitüm
Yüzdesi
Briket
Yükeskliği
Havadaki
Ağırlık
Sudaki
Ağırlık
Doygun
Kuru
Yüzey
Ağırlık
Hacim
Pratik
Özgül
Ağırlık
Boşluk
(Vh) % VMA %
Bitümle
Dolu
Boşluk
Akma Stabilite Düzeltme
Faktörü
Düzeltilmiş
Stabilite
Wa gr Ort. gr (A) gr (C) gr (B) cm3 (V=B-
C) Dp (A/V) Vh VMA VFA mm kgf kgf
1
4,0
56 63,0 1447,3 970,7 1457,4 486,7 2,974 7,71 17,46 55,86 2,74 1423,9 1,012 1440,6
2 56 63,8 1448,4 974,1 1462,9 488,8 2,963 8,03 17,75 54,75 1,52 1776,6 0,993 1763,3
3 56 63,2 1451,9 977,1 1466,9 489,8 2,964 8,00 17,72 54,86 1,83 1890,6 1,007 1904,6
2,967 7,91 17,64 55,16 2,03 1697,0 1702,8
4
4,5
63 63,0 1455,8 983,5 1469,7 486,2 2,994 6,11 17,29 64,64 1,57 1994,0 1,013 2019,1
5 63 62,4 1457,0 980,5 1467,5 487,0 2,992 6,19 17,35 64,33 2,63 2100,1 1,028 2158,3
6 63 62,8 1458,9 978,3 1468,8 490,5 2,974 6,74 17,84 62,23 2,51 2023,2 1,017 2057,4
2,987 6,35 17,49 63,73 2,24 2039,1 2078,3
7
5,0
70 62,6 1463,2 980,2 1469,1 488,9 2,993 5,21 17,72 70,59 2,60 2007,3 1,022 2052,0
8 70 61,7 1464,3 984,6 1468,8 484,2 3,0 4,22 16,86 74,97 1,82 1938,3 1,047 2028,5
9 70 62,0 1464,2 986,4 1471,6 485,2 3,0 4,42 17,04 74,04 2,10 1848,2 1,038 1918,3
3,0 4,62 17,20 73,20 2,17 1931,3 1999,6
10
5,5
77 62,4 1470,6 985,9 1475,0 489,1 3,007 3,83 17,73 78,40 1,41 1750,1 1,027 1797,0
11 77 62,1 1470,3 983,5 1472,7 489,2 3,006 3,87 17,76 78,22 2,46 1850,8 1,035 1915,8
12 77 61,7 1468,3 985,2 1470,5 485,3 3,026 3,23 17,21 81,25 2,13 1866,7 1,047 1953,6
3,013 3,64 17,57 79,29 2,00 1822,5 1888,8
13
6,0
84 62,0 1475,6 989,3 1477,0 487,7 3,026 2,29 17,60 87,01 1,26 1697,0 1,038 1761,4
14 84 62,0 1471,7 985,1 1473,8 488,7 3,011 2,74 17,99 84,75 2,25 1911,8 1,039 1986,1
15 84 61,8 1482,8 996,7 1484,8 488,1 3,038 1,89 17,27 89,06 2,07 1821,7 1,044 1901,1
3,025 2,31 17,62 86,94 1,86 1810,2 1882,9
EK 3 : Aşınma tabakası için EAF cürufundan elde edilen veri tablosu
111
Briket No
Bitüm
Yüzdesi
Briket
Yükeskliği
Havadaki
Ağırlık
Sudaki
Ağırlık
Doygun
Kuru
Yüzey
Ağırlık
Hacim
Pratik
Özgül
Ağırlık
Boşluk
(Vh) % VMA %
Bitümle
Dolu
Boşluk
Akma Stabilite Düzeltme
Faktörü
Düzeltilmiş
Stabilite
Wa gr Ort. gr (A) gr (C) gr (B) cm3 (V=B-C) Dp (A/V) Vh VMA VFA mm kgf kgf
1
4,0
56 62,5 1453,70 981,90 1460,90 479,0 3,035 6,30 16,02 60,69 2,15 1697,0 1,026 1741,0
2 56 63,2 1450,00 973,80 1459,40 485,6 2,986 7,81 17,38 55,07 2,35 2047,0 1,007 2060,5
3 56 63,4 1448,30 973,20 1459,80 486,6 2,976 8,10 17,64 54,06 2,21 1909,2 1,002 1913,6
2,999 7,40 17,01 56,61 2,24 1884,4 1905,0
4
4,5
63 61,4 1459,30 984,80 1463,10 478,3 3,051 4,82 15,98 69,82 2,58 2060,3 1,057 2178,3
5 63 63,0 1458,70 973,40 1464,00 490,6 2,973 7,25 18,12 60,00 2,10 1935,7 1,012 1958,3
6 63 62,5 1458,10 977,10 1465,30 488,2 2,987 6,83 17,75 61,52 2,86 1869,4 1,024 1914,4
3,004 6,30 17,28 63,78 2,51 1955,1 2017,0
7
5,0
70 61,2 1465,20 986,10 1466,70 480,6 3,049 3,93 16,44 76,10 2,48 2068,3 1,061 2194,89996
8 70 60,7 1466,60 988,60 1468,10 479,5 3,1 3,62 16,17 77,63 2,48 1935,7 1,078 2087,5
9 70 62,0 1467,80 984,70 1470,30 485,6 3,0 4,75 17,16 72,31 2,58 1829,6 1,039 1900,7
3,0 4,10 16,59 75,35 2,51 1944,5 2061,1
10
5,5
77 62,3 1471,30 983,70 1472,70 489,0 3,009 4,24 17,93 76,34 2,59 1797,8 1,030 1852,6
11 77 61,9 1475,40 989,90 1476,60 486,7 3,031 3,52 17,31 79,66 2,36 1715,6 1,041 1785,5
12 77 61,5 1474,50 989,70 1475,50 485,8 3,035 3,40 17,21 80,23 2,68 2094,8 1,054 2208,5
3,025 3,72 17,48 78,74 2,54 1869,4 1948,9
13
6,0
84 62,3 1455,10 973,70 1456,90 483,2 3,011 5,20 19,92 73,88 2,76 1617,5 1,030 1666,8
14 84 62,4 1482,20 990,50 1483,10 492,6 3,009 5,20 19,92 73,88 2,53 1628,1 1,029 1674,7
15 84 62,1 1469,20 982,60 1470,80 488,2 3,009 5,20 19,92 73,88 3,01 1471,6 1,035 1523,3
3,010 5,20 19,92 73,88 2,76 1572,4 1621,6
EK 4 : Binder tabakası için EAF cürufundan elde edilen veri tablosu
112
113
ÖZGEÇMİŞ
Ad-Soyad : Onur DEMİR
Doğum Tarihi ve Yeri : 27/05/1991 Mersin
E-posta : [email protected]
ÖĞRENİM DURUMU:
Lisans : 2015, İstanbul Teknik Üniversitesi, İnşaat Fakültesi, İnşaat
Mühendisliği