the literature history of weapons

60
1 ĠÇĠNDEKĠLER Ġçindekiler…………………………………………………………………………..1 Kısaltmalar………………………………………………………………………….3 Önsöz………………………………………………………………………………..4 GiriĢ………………………………………………………………………………….6 I. BÖLÜM TÜRKĠYE’DE VE DÜNYA’DA ATEġLĠ SĠLAHLARDAN ÖNCESĠ DÖNEME YÖNELĠK YAPILAN ARAġTIRMALARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 1. Kitap ve Makale ÇalıĢmalarına Göre AteĢli Silahlar Öncesi Dönemin Kısa Bir Değerlendirilmesi…………………………………………12 2. Kaynaklara Göre AteĢli Silahlar Öncesinde YaĢamıĢ Toplulukların Kullandığı Harp Aletleri ………………………………………14 3. Eserlere Göre Türklerde Kullanılan AteĢsiz Silahlar…………...16 a) Kılıçlar…………………………………………………………………..17 b) Mızraklar………………………………………………………………..17 c) Gürz ve Topuz…………………………………………………………18 d) ġeĢper…………………………………………………………………..19 e) Döğen…………………………………………………………………...19 f) Harbe…………………………………………………………………….19 g) Tırpan…………………………………………………………………...19 h) Zıpkın……………………………………………………………………20 I. Meç……………………………………………………………………….20

Upload: gazi

Post on 16-Jan-2023

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

1

ĠÇĠNDEKĠLER

Ġçindekiler…………………………………………………………………………..1

Kısaltmalar………………………………………………………………………….3

Önsöz………………………………………………………………………………..4

GiriĢ………………………………………………………………………………….6

I. BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE VE DÜNYA’DA ATEġLĠ SĠLAHLARDAN ÖNCESĠ DÖNEME

YÖNELĠK YAPILAN ARAġTIRMALARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

1. Kitap ve Makale ÇalıĢmalarına Göre AteĢli Silahlar Öncesi

Dönemin Kısa Bir Değerlendirilmesi…………………………………………12

2. Kaynaklara Göre AteĢli Silahlar Öncesinde YaĢamıĢ

Toplulukların Kullandığı Harp Aletleri ………………………………………14

3. Eserlere Göre Türklerde Kullanılan AteĢsiz Silahlar…………...16

a) Kılıçlar…………………………………………………………………..17

b) Mızraklar………………………………………………………………..17

c) Gürz ve Topuz…………………………………………………………18

d) ġeĢper…………………………………………………………………..19

e) Döğen…………………………………………………………………...19

f) Harbe…………………………………………………………………….19

g) Tırpan…………………………………………………………………...19

h) Zıpkın……………………………………………………………………20

I. Meç……………………………………………………………………….20

2

J) Yatağan…………………………………………………………………20

K) Pala……………………………………………………………………..21

L) Kement………………………………………………………………….21

M) Mancınık……………………………………………………………….21

N) Tatar Oku………………………………………………………………22

O) Lobut……………………………………………………………………22

II. BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE VE DÜNYA’DA ATEġLĠ SĠLAHLAR DÖNEMĠNE

YÖNELĠK YAPILAN ARAġTIRMALARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

1. AteĢli Silahlar Hakkında Yapılan AraĢtırmalardaki Ortak ve

Farklı Noktalarının Genel Değerlendirilmesi………………………………..23

2) Mühimme Defterlerinde AteĢli Silahlar ve Baturla Ġlgili Bazı

Hükümler ve Değerlendirilmesi……………………………………………….44

Sonuç………………………………………………………………………48

Bibliyoğrafya……………………………………………………………...50

3

KISALTMALAR

B Receb

bkz. Bakınız

BOA. BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi

C. Cilt

çev. Çeviren

DĠA. Diyanet Ġslam Ansiklopedisi

edt. Editör

H. Hicrî

L ġevval

M. Muharrem

M. Miladî

m. Metre

M.Ö Milattan Önce

M.S Milattan Sonra

MD. Mühimme Defteri

N. Ramazan

s. Sayfa

S. Sayı

yy. Yüzyıl

4

AteĢli ve AteĢsiz Silahlar Üzerine Literatür Değerlendirilmesi

Önsöz

GeçmiĢten günümüze kadar süre gelen önemli buluĢları incelediğimiz

de ateĢ, insanlık tarihinin en büyük keĢiflerinden biri olmuĢtur. BaĢlangıçta

ısınma ve yemek piĢirme aracı olarak kullanılan ateĢ, zamanla iĢlevi daha da

artmıĢtır. Öyle ki insanoğlu ateĢi, vahĢi hayvanlardan korunmak,

düĢmanlarına saldırmak ve demiri eriterek silah yapmak amacıyla

kullanmaya baĢlamıĢtır. Zaman ilerledikçe ateĢin ne kadar etkili bir silaha

dönüĢebileceğini anlayan insanlık, ateĢi kullanım alanını geniĢletmiĢtir.

Tarih öncesi devirlerde insanlar, hayvan avlamak, kendilerine düĢman

olan kavimlerle savaĢmak ve kendilerini korumak için pek çok alet

kullanmıĢlardır. Bunların en önemlileri, keskin taĢları uzun sopaların ucuna

bağlayarak yaptıkları mızrak, kılıç, bıçak, ok ve yay gibi aletlerdir. Bu aletler

baĢlangıç itibariyle insanı bir takım kötülüklerden korumuĢtur. Fakat tarihin

ilerleyen safhalarında, dünya nüfusunun artmaya baĢlamasıyla birlikte birçok

topluluğun aynı bölgeye sahip olma mücadelesi, beraberinde savaĢları

getirmiĢtir. BaĢlangıçta insanın kas gücüne ve savaĢan toplulukların

kalabalığına göre Ģekillenen muharebeler, daha sonraki devirlerde yerini ateĢ

gücüne bırakmıĢtır.

Barutun keĢfiyle birlikte ateĢ, en önemli harp malzemelerinin ortaya

çıkmasına neden olmuĢtur. Dünya çapında kısa sürede büyüyen silah

teknolojisi sayesinde ateĢ ve barutun yarattığı etki, tarihin seyrini

değiĢtirmiĢtir. AteĢli silahların yapılmasıyla birlikte savaĢlar, daha ölümcül

olmaya baĢlamıĢtır. Artık muharebelerdeki insan sayısının fazla bir önemi

kalmamıĢ, ateĢli silahlara sahip olan tarafın savaĢı daha rahat kazanabileceği

görülmüĢtür.

AteĢli silahlar tarihi günümüz insanlar arasında merak uyandıran

konulardan biri olmuĢtur. Bu merakı gidermek için pek çok araĢtırmacı-yazar

konu hakkında incelemeler yaparak eser yazmıĢtır. Bu makalenin yazılmasın

5

da mihenk taĢını oluĢturan ana unsur, yapılan bu çalıĢmalara dayanarak bir

literatür değerlendirmesi yapmaktır. AteĢli silahlar üzerinde durulan esas

konulara değinilecek olan bu makale de, çalıĢmaların ortak ve farklı özellikleri

üzerinde durulacaktır.

Bu konuyu araĢtırma kapsamında birçok sıkıntılarla karĢılaĢılmıĢtır.

Her daim bu sıkıntıları aĢma konusunda içinde bulunduğumuz azim ve gayret

böyle bir çalıĢmanın ortaya çıkmasına vesile olmuĢtur. AteĢli silahlar

hakkında yapılmıĢ pek çok çalıĢmanın yabancı kaynaklar olması, çok az

eserin Türkçeye tercüme edilmesi, bazılarının Türkiye‟de baskısı olmaması

bizim çalıĢma alanımızı kısıtlamıĢtır. Her ne kadar kaynakçamız yetersiz olsa

ulaĢabildiğimiz eserleri detaylı bir Ģekilde inceleyip, özetleyerek yazıya

aktardık.

AteĢli silahlarla ilgili yapılan çalıĢmalar çok çeĢitli konuları ihtiva ettiği

için bu konuları tasnif edip baĢlıklandırmada ciddi sıkıntılar çekilmiĢtir. Esas

itibariyle kaynakların çoğununda geçen konuların ortak ve farklı noktalarını

alarak çalıĢmayı AteĢli silahlar öncesi dönem ve ateĢli silahlar dönemi

literatür değerlendirmesi ismiyle iki ana baĢlık altında incelemeyi doğru

bulduk.

Son olarak, çalıĢmamızı yazarken dikkat eksikliği ve konsantre

kaybından yaĢanabilecek bazı hataların olması, bize daha doğruyu yazma

konusunda yardımcı olacaktır. Bu yüzden yapılan çalıĢmayı hatalarıyla ve

yanlıĢlarıyla sizlerin değerlendirilmesine bırakmayı, eleĢtirilerinizle bize yol

göstermenizi umuyoruz.

Ahmet Ekiz

Ankara/2013

6

GĠRĠġ

Ġnsanoğlu, ilk çağlardan günümüze, türünü yani varlığını devam

ettirmek için önce baĢka canlılarla daha sonra diğer hem cinsleriyle

mücadele etme gereği duymuĢtur. Bu mücadele, insanın tabiat içerisinde

yaĢaması ve ayakta kalması için Ģart niteliğindedir. Zira insanların bir

mücadele de üstün gelmesinin en önemli Ģartı, kendilerine düĢman gördükleri

hemcinsleri karĢısında daha üstün silah gücüne sahip olmaktır. Bu bakımdan

silah, bu tür çabanın bir ürünü olarak ortaya çıkmıĢtır. Öyleyse silahı en basit

Ģekliyle “Ġnsanların kendilerini doğaya ve düĢmanlarına karĢı savunmak için

geliĢtirdikleri araçlar olarak tanımlamak mümkündür1.

Silah yapım ve kullanım konusunda görülen ilerlemeler insanoğlunun

varoluĢundan bu güne kadar geçirdiği geliĢim süreçleriyle doğrudan

alakalıdır. Her insan kabilesi, yaĢadığı devre ait beceri, zekâ ve bilgisinin

ürünü olan birçok teknolojik geliĢmelere imza atmıĢlardır. Her teknolojik

geliĢmede olduğu gibi silah teknolojisinin geliĢiminde de önemli mesafeler kat

edilmiĢtir. Bu ilerlemede insanları, bir önceki yapıyı ve Ģekli ele aldığı

muhakkaktır. Bu silahların yapısı dünyadaki geliĢmelere ve doğa Ģartlarına

göre yeniden dizayn edilmiĢlerdir.

SavaĢın her türlü korkunçluğuna rağmen insanlık savaĢmaktan geri

durmamıĢtır. Tarih öncesi devirlerden ateĢli silahların ortaya çıkıĢına kadar ki

dönemlere kadar bu savaĢlar ok, kılıç mızrak ve bıçak gibi kesici aletlerle

yapılmıĢtır. Ġnsan, her zaman yaĢadığı çevrenin tek hâkimi olması gerektiği

düĢüncesini çevresine yansıtmıĢtır. Bu yüzdendir ki tarih kitaplarına

bakıldığında tarihin pek çok evresini savaĢların oluĢturduğu görülecektir.

Toplumlar, sosyal yaĢamın gereği olarak kendilerine rahat ve insanca

yaĢamak için bir ortam yaratma çabası harcarlarken diğer taraftan sahip

oldukları bu ortamı koruyabilmek için önlemler almıĢlardır. Bu önlemlerin bir

sonucu olarak ortaya çıkan silahlar, insanlık tarihini derinden etkilemiĢtir.

1Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, İstanbul 2008, s. 55.

7

GeçmiĢten günümüze devam eden savaĢ psikolojisi, insanları

korkuttuğu gibi yaĢamak için yeni buluĢlara yönlenmesini sağlamıĢtır. Bu

buluĢların ortaya çıkarttığı aletler, savaĢlarda etkili bir biçimde kullanılmıĢtır.

Kılıç ve mızrak gibi aletlerle baĢlayan bu yolculukta insanoğlunun geldiği son

aĢama, hayret verici bir noktaya ulaĢmıĢtır. Artık uçak, füze, tank ve zırhlı

araçlar yapabilen insan, savaĢ meydanına gitmeden bu silahları kullanarak

istediği bölgenin hâkimi olabilmektedir.

Silah olarak ateĢ, tarih öncesi çağlardan beri kullanılmaktaydı. Ġlk ateĢli

silah olarak nitelendirilen “Rum ateĢi” ilk kez VII. yüzyılda Bizans tarafından

kullanılmaya baĢlanmıĢtır. KarıĢımı gizli tutulan bu Rum ateĢinin içindeki

maddeler kesin olarak bilinememektedir. Ama tahmin edilen görüĢ ise deniz

savaĢlarında ve kuĢatmalarda yanmalarını sağlamak için ahĢap yapılara bir

Ģırınga ile sıvı olarak verildiği yönündedir. Bu silahın çevresini sardığı gizeme

ve yarattığı korkuya karĢın, patlayıcı ve parlayıcı bir özelliğinin olmaması

nedeniyle bu silah pek kullanıĢlı olmamıĢtır. SavaĢların kaderini değiĢtiren ve

yön veren silahların yapımı barutun keĢfinden sonra baĢlamıĢtır2.

AteĢli silahların yaygınlaĢmasını sağlayan barut ilk defa VIII. yüzyıl

civarlarında Çinliler tarafından bulunduğu kabul edilmiĢtir3. Barut kas

gücünden kimyasal güce geçiĢi sağlayan ilk modern keĢiflerden birisidir.

“Kara barut” olarak bilinen ve güherçile, kömür ve kükürtten oluĢan karıĢım,

1800‟lü yılların ortalarına kadar kullanılmıĢtır. Bu tür barutlar günümüzde

yemleme ve ateĢleme barutu olarak kullanılmasının yanında havai fiĢek ve

av fiĢekleri olarak da kullanılmasıdır4.

Barut yapımında kullanılan ana maddeler; güherçile, kömür ve

kükürttü, barut bunların karıĢımından yapılırdı. Bu ana maddelerden

güherçile, kimyasal bir madde olan potasyum nitrattan oluĢmaktaydı. Kömür

ise, akçaağaç ve kömür gibi maddelerden elde edilirdi. Barut yapımında

2 John Keegan, Savaş Sanatı Tarihi, çev. Selma Koçak, İstanbul Aralık 2007, s. 397. 3 Kenneth Chase, Ateşli Silahlar Tarihi, çev. Füsun Tayanç, Tunç Tayanç, İstanbul Eylül 2008, s. 1. 4 Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar Koleksiyonu, İstanbul 2009, s. 14-15.

8

kullanılan bu maddelerin ortak özelliği sürtünme ve çarpma sonucunda ateĢ

alarak infilak etmesiydi5.

Yapılan araĢtırmalar, barutun patlaması için en uygun formülün yüzde

75 güherçile, yüzde 15 kükürt ve yüzde 10 odun kömürü içermesi gerektiğini

ortaya koymuĢtur.6.

Barutun keĢfi, ateĢli silahların ortaya çıkmasını ve yaygınlaĢmasını

sağlamıĢ, XIII. Yüzyıldan itibaren de Çin‟deki barut, etkili bir Ģekilde

dünyanın dört bir yerine yayılmaya baĢlamıĢtır.7.

Barutların etkili bir Ģekilde kullanılmasıyla birlikte top tüfek gibi ateĢli

silahların yapımı da hız kazanmıĢtır. Bugüne kadar ulaĢan en eski ateĢli silah

Mançurya‟da bulunan bir tunç toptur8.

Top teknolojisi XIII yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa‟da da

görülmeye baĢlanmıĢtır9. Artık Avrupa‟daki savaĢlarda top yerini alarak

ilerleyen safihalarda etkili olarak kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Topun Osmanlı

Devleti‟ne geçiĢi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1389 I. Kosova

SavaĢ‟ından sonra Osmanlıların topu kullanmaya baĢladıkları görülmüĢtür10.

Topun ve barutlu el silahlarının geliĢtirilmesi ve Ġslam âleminde yaygınlaĢarak

etkili bir biçimde kullanılmaya baĢlaması Osmanlıların sayesinde olmuĢtur.

Osmanlı Devleti, top yapımı konusunda kendisini geliĢtirerek büyük toplar

döktürmüĢ, Ġstanbul gibi büyük ve kalın surları olan bir Ģehri fethederek

topların savaĢlardaki gücünü kanıtlamıĢtır. Böylelikle baĢta Ġslam dünyası

olmak üzere Avrupa‟ya örnek teĢkil etmiĢtir.

Topların keĢfinden bir sonraki aĢama ise menzili ve gücü olan,

gerçekte daha kolay taĢınabilir ve askerler tarafından ateĢlenebilir bir silahın

5 T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Sîlah Kavramı ve Osmanlı İmparatorluğunda

Kullanılan Silahlar, Ankara 1993, s. 101-102. 6 Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, Ankara 1988, 6-7. 7 Mahmut H. Şakiroğlu, Barut”, DİA, C. 5, İstanbul 1992, s. 92. 8 Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s. 15. 9 Kenneth Chase, Ateşli Silahlar Tarihi, s. 72. 10Aydın Taneri, , Osmanlı Kara ve Deniz Kuvvetleri (Kuruluş Devri 1299-1453), Ankara 1981, s.

182.

9

geliĢtirilmesiydi. Çünkü topların taĢınması ve ateĢlenmesinde güçlük

yaĢanılıyordu. Böylelikle toplardan daha küçük ve ince namlulusu olan

tüfenkler yapılmaya baĢlanmıĢtır.11.

AteĢli silahların XIV. yüzyılın baĢlarından itibaren kullanıldığı

bilinmektedir. Ancak, tüfeklerin ilk andan itibaren kullanılıp kullanılmadığı

bilinmemektedir. Kaynaklar en eski ateĢli silahı, bir fitil aracılığı ile uzaktan

ateĢleme, taĢ gülle atan, bir namludan ibaret olarak tanımlamaktadır. Top ile

tüfek gerçek kimliğine uzun süre devam eden bir teknolojik geliĢmeler

neticesinde sahip olmuĢtur12.

Elimizde mevcut olan en erken tüfekler, oldukça ağır ve birkaç kiĢi

tarafından taĢınır, metrislerde veya kale mazgallarına dayandırılırdı. Uzaktan

bir fitil yardımıyla ateĢlenen tüfek, ağzından doldurulur ve taĢ gülle atardı. Bu

tüfeğin büyük ve ağırlık bakımından günümüze nazaran çok daha farklı

olması bu tüfeklerin küçük birer top gibi iĢlev gördükleri kanısını uyandırır13.

Tek atıĢlı olan erken ateĢli silahlarda, ikinci bir ateĢ için silahın

hazırlanması uzun zaman almaktaydı. Dolayısıyla bu durum çarpıĢma anında

vakit ve can kaybına neden olmaktaydı. Bu yüzen silahların savaĢan kiĢinin

taĢıyabileceği Ģekle ve ağırlığa kavuĢturulmasına ihtiyaç vardı. Bu durum

tüfeklerin çıkmasında etkili olduğu gibi daha sonraki dönemlerde tüfeklerinde

küçültülmüĢ Ģekli olan tabancaların yapımı hız kazanarak savaĢ

meydanlarında kullanılacaktı14.

Osmanlı Devleti‟nin ilk kez ne zaman tüfenk kullandığı, kesin olarak

bilinmemekle birlikte 1421 Düzmece Mustafa hadisesinde, 1430 Selanik‟in

fethinde ve 1442 Sivrihisar kuĢatmasında Tüfenk kullanıldığı bilinmektedir15.

11Feridun Emecen, Osmanlı Klasik Çağında Savaş, İstanbul 2010, s. 34-35. 12Gabor Agoston, “Tüfek”, DİA, C. 41, İstanbul 2012, s. 460. 13T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah, s. 104-105. 14Tülin Çoruhlu, Osmanlı Tüfek, Tabanca ve Teçhizatları (Askerî Müzeden Örneklerle), Ankara

1993. s. 5-6. 15 Feridun Emecen, Osmanlı Klasik Çağında Savaş, s. 35.

10

Görüldüğü gibi XV. yüzyılın ortalarından itibaren tüfenk oldukça yaygın

olarak Osmanlı ordusunda kullanılıyordu. Üretimi ve kullanılması devlet

kontrolü altında idi. Fakat özellikle XVI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren

Celali Ġsyanlarıyla birlikte halk kendini korumak için tüfenk edinmeye

baĢlamıĢ dolayısıyla tüfenk halk içinde yaygınlaĢarak tehlikeli bir boyut

almıĢtır. Devlet ise buna karĢı tedbir olarak emirler çıkartmıĢ ve tüfenği halkın

elinden toplama uğraĢına girmiĢtir. Bu uğraĢ Osmanlı‟nın yıkılmasına kadar

devam etmiĢtir.

Yukarıda bahsi geçen ateĢli silahlar öncesi dönemi ve ateĢli silahlar

dönemiyle ilgili önemli bilgileri ihtiva eden konular, bundan sonraki aĢamada

iki bölüm halinde incelenerek tasnifi yapılacaktır. Bu tasnifte incelenecek olan

yöntem ise ele aldığımız konuyla ilgili bilgileri içeren kaynakların tahlil ve

tenkidi yapılarak ortak ve farklı yönleri ele alınacaktır. Böylelikle konunun özü

verilmeye çalıĢılacaktır.

11

I. BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE VE DÜNYA’DA ATEġLĠ SĠLAHLARDAN ÖNCESĠ

DÖNEME YÖNELĠK YAPILAN ARAġTIRMALARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

1. Kitap ve Makale ÇalıĢmalarına Göre AteĢli Silahlar Öncesi

Dönemin Kısa Bir Değerlendirilmesi

Tarih öncesi dönemlerdeki yaĢam, toplulukların birbiriyle iliĢkisi,

düĢmanlarına karĢı ortak tutumları, kullandıkları silahlar ve bu silahların

zaman içindeki geliĢimleri gerek ülkemizde gerekse Dünya çapında pek çok

araĢtırmacı tarafından merak edilip araĢtırılan konuların baĢında gelmektedir.

Bu araĢtırmalardan çıkan sonuçlar ise, konuyla ilgili çok çeĢitli bilgileri ortaya

koymaktadır.

Kitap ve makale çalıĢmalarında vurgulanan konulardan birisi,

insanların yeni icatlar geliĢtirmesindeki temel etkenlerdir. Yazının

bulunmasıyla baĢladığı kabul edilen tarih içerisinde insanlık, durmadan

sürekli olarak kendini yenileyen ve doğaya ayak uydurmak için onla

mücadele içerisinde olan bir varlık olarak ortaya çıkmaktadır. Bu varlık,

hayatını idame ettirebilmek için yeni buluĢlar yapmayı, hayatı kolaylaĢtırmayı

kendisine ilke edinmiĢtir. Bunun en büyük örneklerinden birisi ise M.Ö.

3500‟de Sümerler tarafından tekerleğin icat edilmesidir16. Böylelikle günlük

hayattaki et, malzeme gibi bir yerden bir yere taĢınması gereken eĢyaları

daha kolay taĢıma imkânı bulmuĢtur.

AteĢli Silahlardan öncesi dönemi ele alan eserler genel itibariyle, antik

çağlardaki tarihi devirlerden baĢlamıĢ; Sümerler, Hititler, Yunanlıları, Persler,

Hunlar, Romalılar ve Bizanslar gibi tarihe damga vurmuĢ devletlerin ordu

teĢkilatını incelemiĢtir17. Bu eserlerde ortak konular olabileceği gibi farklı

konularda olduğu aĢikârdır.

16 Osman Bahadır, Osmanlılarda Bilim, İstanbul Temmuz 1996, s. 43. 17 Gürkan, “Antik Çağ’ın Savaş Makineleri”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (Oluşum,

Teşkilat, ve İşlev), edt. Feridun Emecen, İstanbul Mayıs 2008, s. 1-21; Muzaffer Demir, “Eski Yunan

Dünyasında Paralı Askerler”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (Oluşum, Teşkilat, ve İşlev), edt.

12

Eserlerde üzerinde durulan en çok durulan konulardan biri insanın

ateĢi kullanmaya baĢlamasından sonra onu bir silaha dönüĢtürmesidir.

Özellikle ateĢ yardımıyla eritilen demirden üretilen kılıç, mızrak, balta,

hançer ve kalkan gibi savaĢ aletleri sayesinde insanoğlunun doğaya hâkim

olma süreci baĢlamıĢtır18.

Bu devirde insanların silahlarını kullanırken çok hareketli ve süratli

olacağı için genellikle bunların hafif olması gerektiği, yapılırken buna dikkat

edildiği ortaya konmuĢtur19. Özellikle Türklerin bu konuda çok hassas

oldukları, ağır silahlar kullanmaktan kaçındıkları, kaynakları irdelediğimizde

ortaya çıkmaktadır. AteĢsiz silah konusunda Türklerle ilgili ortaya konan üç

özellik önemlidir. Birincisi daha öncede bahsi geçtiği üzere silahları hafif

kullanmasıdır. Çünkü Türkler, savaĢ taktiği ile bütünleĢmiĢ ve hızlı savaĢan

bir millettir. Ġkincisi ise Türklerin silah kullanmalarındaki maharetidir. Muhasır

kaynakların çoğu zaman baĢka savaĢçı halklarla kıyaslama yapmak suretiyle

kaydettiği bu maharetin, Türklerle savaĢmıĢ bütün toplumlarca bilindiği ve

hayranlık uyandırdığı bilinmektedir. Sonuncusu da, Türk silahlarının,

toplumun kültür, değerleri ve sanat zevkini yansıtan çeĢitli formlar ve

motiflere benzer olması. Bu yüzdendir ki Türklerin sahip olduğu kılıç, hançer

ve balta gibi eĢyaların üzerinde iĢlemelerin olduğunu görmekteyiz20.

Yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan sivri uçlu demirden imal

edilmiĢ olan malzemeler, o devirde yaĢamıĢ insanların silah kullandıklarını

ortaya çıkarmıĢtır. Buradan çıkan sonuç ise Ġnsanlığın silaha hangi tarihte

olursa olsun hep ihtiyaç duyduğudur. Bazen bu ihtiyaç beslenme konusunda

olmuĢ bazen savunma bazense bir yerleri ele geçirmek için saldırı ama ortak

olan tek nokta insan-silah iliĢkisinin hep var olduğu ve olacağıdır.

Feridun Emecen, İstanbul Mayıs 2008, s. 71-94. Serap, “Pers Ordusu”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a

Ordular (Oluşum, Teşkilat, ve İşlev), edt. Feridun Emecen, İstanbul Mayıs 2008, s. 109-121; İsmail

Mangaltepe, “Arkeolojik Buluntulara Göre Avar, Peçenek ve Kuman Kıpçaklarda Askeri Teçhizat,

Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (Oluşum, Teşkilat, ve İşlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi

Yayınları, İstanbul Mayıs 2008, s. 121-153. 18Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 19Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 70. 20T. Nejat Erlap, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s.57-68, 72-73.

13

2. Kaynaklara Göre AteĢli Silahlar Öncesinde YaĢamıĢ

Toplulukların Kullandığı Harp Aletleri

Günümüzden çok daha eskilere gidildiğinde yaĢadığımız topraklar,

birçok eski uygarlığa ev sahipliği yapmıĢtır. Bazı toplumlar, bıraktığı kalıcı

eserlerle, içinde bulunduğumuz zamanda anılmayı baĢarırken, bazıları ise

tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuĢtur. Hiç Ģüphe yoktur ki bu toplulukların

ortak noktası, avlanmak ve bulunduğu bölgeyi korumak için dıĢarıdan gelen

yabancı kiĢilere karĢı mücadele etmek olmuĢtur. Bu mücadeleler sırasında

da birçok kesici ve delici alet kullanmıĢlardır.

Kaynakları incelediğimizde, kullanılan harp teçhizatlarının kılıç, ok,

mızrak, kalkan ve hançer gibi aletlerin yanında mancınık, savaĢ arabaları,

kuĢatma kuleleri ve sürgülü merdivenler kullanılmıĢtır21. Bu makinelerin

kullanılmaya baĢlanmasında en önemli nedenlerden biri M.Ö. 4-3. yüzyıllarda

hemen her Ģehrin surlarla çevrilmesinden dolayı, bu tip kuĢatma ve surları

yıkacak kadar güçlü aletlerin yapımı hız kazanmıĢtır22.

KuĢatmaların vazgeçilmez unsurlarından biri olan kuĢatma kuleleri

Helenistik döneme gelindiğinde devasa boyutlara ulaĢmıĢtır. Ġskender

tarafından kullanılan kuleler 15-20 metre yüksekliğe çıkmaktadır. Demetrios

Rodos kalesi kuĢatmasında kullanılmak üzere 41. m. yüksekliğinde bir

kuĢatma kulesi yaptırmıĢtır. Kule metal levhalar ve mancınık ile kaplanmıĢ ve

mancınıktan atılan 16,5 kg. ağırlığındaki güllelere dayanabilecek hale

21 Gürkan Erkin, “Antik Çağın Savaş Makineleri”, s. 5-7, Ayrıca bkz, Serap Özkan Kılıç, “Pers

Ordusu”, s. 111-113. Bu guruba dâhil edilen basit araçlardan biri, birbirlerine demir sürgülerle

tutturulmuş her biri yaklaşık 3,5 m. yüksekliğinde sürgülü merdivenlerdir. Ok ve taş mancınıkları, Yunanlı mühendisler tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. Görünüş olarak ortaçağ yaylarına

benzeyen “Gastraphetes” adı verilen tek kişi tarafından kullanılan yay şeklinde bir silah yapılmıştır.

Romalılar, “Balista” adını verdikleri burgulu düzenekte çalışan, ok yanında gülle de fırlata bilen

makineler yapmışlardır. M.S. 100 civarında Romalılar “Kheiroballista” yada “Manuballista” adını

verdikleri el mancınığı anlamına gelen başka bir silah yapmışlardır. Savaş makineleri arasında beklide

en ilginci, İskenderiyeli Dionysios tarafından M. Ö. 3. yüzyılın ortalarında icat edilmiş olan bir ok

fırlatıcısıdır. Bu okun özelliği, yay ipinin tırnağa geçirilmesi, okun sürgüye yerleştirilmesi ve tetiğin

çekilmesi aşamalarını otomatikleştirmiştir. “Polybolos” (çok atan) sdı verilen bu silah bir makinalı

tüfeğin yaptığını yapmaktadır. Bu bilgilerin tümü için bkz. 21 Gürkan Erkin, “Antik Çağın Savaş

Makineleri”, s. 7-12. 22 Gürkan Erkin, “Antik Çağın Savaş Makineleri”, s. 4.

14

getirilmiĢtir. Dokuz katlı olan bu kulede 3400 kiĢi savaĢabilmekteydi23.

Osmanlılar döneminde de bu kulelerden kullanılmıĢtır özellikle Fatih Sultan

Mehmet, 1453 Ġstanbul‟un fethi ve 1456 Belgrat kuĢatmasında sırasında bu

kuleleri kullanmıĢtır24.

Antik kaynaklar ve çeĢitli sanat eserleri üzerindeki betimlemelerden

yola çıkarak orduda kullanılan silah ve ekipmanlar hakkında oldukça geniĢ

bilgi edinmekteyiz. Buna örnek olarak Persleri göstermek mümkündür. Erken

dönemlerden itibaren kullanıldığını bildiğimiz savaĢ baltaları Persler

tarafından etkili bir bicimde kullanılmıĢtır. Ayrıca Perslerin göğüs göğse

savaĢlarda kullandıkları en önemli silahlardan biri mızraklar olmuĢtur. Bu

silahlardan baĢka çok çeĢitli silahlar kullanılmıĢtır. Bu silahların çoğu Med,

Yunan Mısır ve Ġskit kökenli silahlar olduğu bilinmektedir. Bunlardan en etkili

olanı Ġskit kökenli bir silah olan “Akinakestir”. Akinakes, 34-35 cm.

uzunluğunda, düz sıklıkla demirden yapılmıĢ çift yüzlü bir kılıçtır. Bu silahın

kemere takılması için düzenlenmiĢ ilginç bir sapı vardır25.

Askeri faaliyetleriyle Balkanlarda iz bırakmıĢ Avar, Peçenek ve

Kumanları incelediğimizde birçok savaĢ aleti kullandıklarını görmekteyiz. Ok,

yay zırh, kılıç ve mızraklar bu toplulukların kullandığı silahlardandır. Avarlar

için yay daha farklı bir anlam ifade etmekteydi. Bu yaylar birçok katmanlardan

oluĢmuĢtur. Bu yaylar diğer yaylara göre 60 ila 160 cm daha kısaydı. Bu

kısalık yayın at üzerinde kullanımını kolaylaĢtırmakla beraber daha rahat ok

atmayı sağlamaktı26.

Peçenek ordusunun tamamı, ana silahlarının tamamı kemik kaplı çift

büklümlü yay ile paralel kenar Ģeklindeki yassı ok ve kılıç olan hafif zırhlı

birliklerden oluĢmaktaydı. SavaĢta vücudu korumak için deri göğüs zırhı

23 Gürkan Erkin, “Antik Çağın Savaş Makineleri”, s. 4. 24 Aydın Taneri, Osmanlı Kara ve Deniz…., s. 178-179. 25 Serap Özkan Kılıç, “Pers Ordusu”, s. 112. 26 İsmail Mangaltepe, “Arkeolojik Bulgulara Göre Avar…, s. 121-152.

15

takmaktaydılar. Ayrıca yakın dövüĢ için topuz küçük balta ve pala

Peçeneklilerin vazgeçemeyeceği savaĢ malzemeleri arasındadır27.

Kumanlar daha çok kendilerini okçulukta geliĢtirmiĢlerdir. Koruyucu ve

sağlam zırhların yapımının hızlandığı bir dönemde Kumanları yaptığı oklar bu

zırhları kolaylıkla delip geçmiĢtir. Kumanların yaptığı iğne uçlu oklar

sayesinde düĢmanlarını kolaylıkla öldürebilmiĢlerdir. Çünkü bu oklar yeterli

kuvvette atıldığında en sert zırh levhalarını ya da zincirden zırhları bile delme

gücüne sahip olmuĢtur28.

3. Eserlere Göre Türklerde Kullanılan AteĢsiz Silahlar

Türklerin tarih sahnesine çıkıĢından günümüze kadar gelen sürece

baktığımızda insanlık tarihinin en savaĢçı milletlerinden biri olarak

görülmektedir. Türkler, bu tarih süreci içinde birçok tehlikelerle karĢı karĢıya

kalması onların savaĢçı yapısının güçlenmesine neden olmuĢtur. Türklerin

tarih boyunca kullandığı silahları incelediğimizde en dikkat çekeni ok ve yay

olmuĢtur. Türklerin atası olarak kabul edilen Oğuz Kağan‟ın soyu Üç Oklar ve

Boz Oklar olarak ikiye ayrılması okun Türk mitolojisindeki önemini

göstermektedir29.

Ok ve yay aynı zamanda Türklerin hâkimiyet sembolüdür. Bastıkları

sikkelerde bu sembolü kullanmaları okçuluğa verdiği önemi göstermektedir.

Göktürklerde ok, tâbi‟lik ve esareti, yay ise metbû‟luk ve üstünlüğü

göstermektedir. Orta Asya‟daki Türk hükümdarlarının idaresindeki boylara ok

göndermesi, kuvvetlerini toplayıp kendisine yardıma gelmesi anlamını

27Kemal Erkan, Geçmişten Günümüze Okçuluk”, Yedikıta Dergisi Eki, S. 57, İstanbul Mayıs 2013, s. 1. 28 Kemal Erkan, Geçmişten Günümüze Okçuluk”, Yedikıta Dergisi Eki, S. 57, İstanbul Mayıs 2013,

s. 1-2. 29 Aydın Taneri, Osmanlı Kara ve Deniz…, s. 177. Ayrıca bkz. T. Nejat Eralp, Tarih boyunca Türk

Toplumunda Silah Kavramı ve Osmanlı İmparatorluğunda Kullanılan Silahlar, Ankara 1993, s.

79-85, Erhan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 128-198. Kemal Erkan “Geçmişten Günümüze

Okçuluk” Yedikıta Dergisi (Ek), S. 57, İstanbul Mayıs 2013, s. 1-2. Destanlarda, okun kayı

ağacından yapıldığı söylenir. Osmanlı okları çamdan yapılmaktaydı. Okların ucundaki demir

parçasına temren, arkasındaki üç tüy parçasına da yülek denilmekteydi. Yülekin okun isabetini

sağlamakta önemli bir fonksiyonu vardı. Okların konulduğu kaba beliğ deniliyordu. (Aydın Taneri,

Osmanlı Kara ve Deniz…, s. 177.

16

taĢımaktaydı. Selçuklular zamanında da ok ve yay aynı öneme sahipti. Büyük

Selçuklu Devleti‟nin 1040‟da Dandanakan zaferi sonrası komsu ülkelere

gönderdikleri fetihnamelerin baĢında eski Türk hâkimiyetin sembolleri olarak

ok ve yay iĢareti bulunuyordu. Selçuklu sultanı Tuğrul Bey‟in Abbasi

halifesinin kızıyla evlenmesi sırasında düğün hatırası olarak 1053‟te

Bağdat‟ta bastırılan altın madalyonun iki yüzünde Tuğrul Beyin kabartma

resimlerinin yanında hâkimiyet sembolü olan ok ve yay iĢareti yer almıĢtır30

Türkleri tarih boyunca kullandığı silahların bazılarını Ģekil ve özellik

açısından Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:

a) Kılıçlar: Bazı araĢtırmacılar kılıcın ilk defa Ġran‟ın efsanevi

hükümdarı CemĢid tarafından icat edildiğini iddia etmiĢlerdir. Türklerin ok ve

yaydan sonra en çok kullandıkları silahtır. Türkçenin en eski dönemlerinden

itibaren aynı adla anılan bu silah Ġslami dönemde Farsça “tiğ”, ve “ĢemĢir”

Arapça‟da “seyf” ve “hüsam” gibi adlarla zikredilmiĢtir. Divan-ı Lugati‟t-Türk‟te

KaĢgarlı Mahmut kılıçla ilgili “Kılıcı kınından sıyrılmak, DüĢman üzerine kılıç

parlatmak ve kılıç kuĢanmak gibi birçok deyim vermiĢtir.

Kılıç, göğüs göğse savaĢlar sırasında kullanılan silahların baĢında

geldiği ve ok ve mızrak gibi rüzgârlı havalarda hedefini ĢaĢırmayan bir savaĢ

aleti olduğu için yaygın olarak kullanılmıĢtır. Türklerin kullandığı kılıç 45-60

cm. uzunluğunda olup üzerinde iĢlemeler vardır. Ġbn-i Bibi, Anadolu Selçuklu

Sultanı I. Gıyaseddin Keyhürev‟in altın iĢlemeli bir kılıcı olduğunu söylemiĢtir.

Ayrıca Osmanlı sultanlarının kılıçları incelediğinde üzerindeki iĢlemeler dikkat

çekmektedir31.

b) Mızraklar: DüĢmanı devirmek, attan düĢürmek amacıyla kullanılan

ve Arapça bir kelime olan mızrak, Türkçede “sünüğ” Farsça‟da “nize”

anlamına gelmektedir. Mızrak genellikle 2-5 m. uzunluğunda ahĢap bir

30 Kemal Erkan “Ademoğlunun Kadim Silahı…”, s. 1-2. 31 Tülin Çoruhlu, “Osmanlı Cephanesinde Türk Sultanları’nın Silahları”, III. Eyüp Sultan

Sempozyumu Bildirileri, İstanbul 28-30 Mayıs 1999, s. 294. Ayrıca bkz. Muharrem Kesik, “Türkiye

Selçukluları’nda Savaş Geleneği Hile ve Taktikler”, Eskiçağdan Modern Çağ’a Ordular, edt.

Feridun Emecen, İstanbul Mayıs 2008, s. 250; Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 198; T.

Nejat Eralp Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, Ankara 1993, s. 58.

17

gövdenin bir ucuna yerleĢtirilmiĢ dar veya geniĢ biçimde ucu çok sivri

demirden meydana gelir. AhĢap gövdenin ucuna yerleĢtirilen sivri çubuk

Türkler arasında “temren” diye de bilinmektedir.

Osmanlılar Orta Asya Türk kültürüne bağlı kalarak mızrakların uç

kısmına “perçem” adı verilen kırmızı renkli kumaĢ veya kıl püsküller

takmıĢlardır. Osmanlıların kullandıkları mızraklar arasında temren arasında

sapa dikey olarak yerleĢtirilmiĢ ve temren ucu yönünde sağa sola açılan iki

bıçağa sahip mızrak ilgi çekicidir. AnlaĢıldığı kadarıyla mızrağın tehlikeye

girmesi halinde bıçaklar devreye girerek tehlikeyi gidermektedir32.

c) Gürz ve Topuz: Osmanlı ordusunda özel adı“Bozdoğan” olan Gürz

kelimesi Farsçadan gelmektedir ve Türkçe karĢılığı ise Topuzdur. Vurucu

silahların en eskilerinden biri olan topuz baĢ ve gövde olmak üzere iki

kısımdan meydana gelir. Silahın, silah olarak etkili kısmı küre veya beyzi

formda yapılmıĢ olan baĢ kısmıdır. Demir, pirinç veya tunç gibi maden ve

alaĢımlardan yapılan bu kısmın yaralama ve ezme gücünü artırmak için

bazılarına 2-4 cm. uzunlukta konik veya piramidal çivi ve çıkıntılar konularak

etkileri geliĢtirilmiĢtir.

Gürz ve topuzların savaĢta kullanılmalarının sadeliğine karĢılık bir

aksesuar ve rütbe alameti olarak taĢınanları harika bir tezyin33 ve süsleme

sanatı ile murassa olarak karĢımıza çıkar. Altın gümüĢ kakmalı veya altın

kaplamalı olanları da vardır34.

d) ġeĢper: Türkçe adı dilimli veya altı parçalı demek olan ĢeĢper,

aslında gürz veya topuzun baĢ kısmının değiĢikliğe uğramasıyla ortaya çıkan

bir silahtır.

32 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi Silahları (XVIII-XIX. yüzyıllar),

Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Dan. Burhanettin Gümüş, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı, Van 2007, s. 18. ayrıca bkz, Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk

Toplumunda Silah…,, s. 50; Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 225. 33 Tezyin, bezenme, süsleme donama anlamındadır. bkz http://www.turkcebilgi.com/sozluk/tezyin

(23.06.2013). 34 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 15; ayrıca bkz, Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silah…,,, s. 46-47; Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 239-247.

18

Gürz veya topuzlarda yuvarlak veya beyzi olan baĢ kısım ĢeĢperlerde

altı parçaya ayrılarak altı dilim ve dilimler arasında altı boĢluk meydana

getirilmiĢtir. Dilimler gövdeden çıkıĢta enlidir ve dıĢ kenara geldikçe incelir.

Fakat kenarlar bir kesici silah ağzı gibi keskin değildir. Bu da silahın vurucu,

ezici ve parçalayıcı niteliğine uygun düĢmektedir35.

e) Döğen: Kamçı türünden bir silahtır. Döğenin kamçıdan farkı

kamçıdan daha büyük ve tek bir güllenin uzun bir zincirle yine uzun bir sapa

bağlanmıĢ olmasıdır. Kamçı ve döğen yakın ve göğüs göğse muharebelerde

veya savaĢçıların teke tek karĢılaĢmalarında özellikle kalkan, zırh miğfer gibi

savunma silahları üzerinde etkin olmuĢlardır. Fakat kullanma zorluğu

nedeniyle ender kullanılan bu silahlar ateĢli silahların çıkıĢıyla birlikte tarihe

karıĢmıĢlardır36.

f) Harbe: Kelimenin aslı Arapça olup iki veya tek ucu demir

temrenli ve hafif mızraktır. Piyadeler ve Kapıkulu süvarileri tarafından

kullanılır. Harbe bir silah olarak kullanıldığı kadar, barıĢ zamanında Harbeci

veya Harbedarların bir rütbe iĢareti, vazifesi görmüĢtür37.

g) Tırpan: Tırpanda yine delici, dürtücü silahlardan biri olmakla

beraber bazı türlerinde kesici nitelikte bulunan ve süvariler tarafından

kullanılan bir silahtır. Mızrak gibi bir ahĢap gövde ucunda, mızrağa göre daha

uzun ve daha amaçlı bir temrene sahip olan tırpanlardan bazılarında temren

üzerinde uçları sivri hilal ve mahzur Ģeklinde çıktılar daha da tesirli bir hale

getirilmiĢlerdir38.

h) Zıpkın: Zıpkınlar delici, parçalayıcı, sökücü ve kesici etkisi olan

silahlardır. Gövdenin devamı olarak uzanan üçgen mızrak temreni, delici

görev yapar. Temrenin altındaki yukarı aĢağı kıvrık kancalar ise, düĢmanı

attan düĢürmek zırhına takarak zırhı parçalamak atının ayaklarını keserek

35 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 15-16; ayrıca bkz, Nejat Eralp,

Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 47-48. 36 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi …, s. 16; ayrıca bkz, Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 49. 37 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 19; Ayrıca bkz; Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 54. 38 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 19; Ayrıca bkz; Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 55.

19

atla birlikte yere düĢürmek amacını güder. Diğer dürtücü ve delici silahlarda

olduğu gibi gövde kısmı zıpkınlarda da sağlam ahĢaptan veya tamamen

demirdendir.

I. Meç: Hem kesici ve hem de delici niteliği olan bir çeĢit kılıçtır.

Kılıçlar gibi kabza, düz olarak uzanmalarıdır. Meçler ensiz, bazen balçaktan

uca kadar aynı enlikte fakat ucu çok sivri, bazen de balçaktan uca doğru

incelenerek uçta çok sivri bir Ģekil alırlar

Uzun ve kısa olmak üzere iki türlü olan meçler Osmanlılarda hiçbir

zaman kılıç kadar değerli ve uzun ömürlü olmamıĢtır. AteĢli silahlarla birlikte

önemini tamamen yitiren meç daha ziyade askeri spor alanında bir talim

silahı olarak göze çarpmaktadır39.

J) Yatağan: Belde taĢınırken dıĢbükey kısmı üstte bulunduğu ve yatan

bir nesneyi hatırlattığı için yatağan adı verilen bu silahın diğer silahlardan

ayrılan özelliği yalnızca Türklere has bir silah oluĢudur. Birçok eserde tipik,

popüler Türk kılıcı çeĢidi olarak geçmektedir40.

XVI. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı ordusunda genellikle

piyade sınıfı olarak bilinen Yeniçeriler ile denizci askerler olan Leventler

tarafından yaygın olarak kullanılan bir kesici silahtır.

K) Pala: 18. yüzyıldan itibaren kılıçlarda yeni bir form ortaya çıkmıĢtır.

Pala adını verdiğimiz bu yeni tip kılıç formunun belirgin özelliği, namlunun

kısa, enli ve uca doğru geniĢleyerek sonuçlanmasıdır. Kabza kaplaması

kemik ve boynuzdan yapılmıĢ olup, kabza baĢı iridir. Balçak uzun ve dik

39 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 22-23; Ayrıca bkz; Nejat Eralp,

Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 68-69. 40 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 23; Ayrıca bkz; Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 69.

20

kollu, kolların uç kısmı topuz formlu olarak sonuçlanmaktadır. Bazı kaynaklar

Arapların bu tür kılıçlara Zülfikar adını vermiĢlerdir41.

L) Kement: DüĢmanı veya av hayvanlarını tutmak, bağlamak veya

etkisiz hale getirmek amacıyla kullanılan kement, Türklerin kullandıkları

silahlar arasında sayılmaktadır. Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah adlı

eserinde kementle ilgili bazı yazarların eserlerinden aktardığı bilgilere göre,

Hunlar hakkında bilgi veren Marcellinus, “DüĢmanlar süvari kılıcı ile

korumaktan korunurken, hasımlarının yüzüne kıvrılmıĢ ipler atarlar ve onları

dolayıp düĢmanını yakalarlar, el ve ayaklarına zincir vururlar.

Türklerin SavaĢçılıkları ve muhtelif silahları kullanmadaki ustalıkları

hakkında bilgi veren el- Cahiz “Büyük bir suretle gitmesine rağmen kement

atmasından, kemendi ile düĢmanının atını yere yıkmasından ve süvariyi

atının üzerinden kapıp almasından emin olunmaz” demek suretiyle Türk

atlılarının kement konusundaki marifetlerine dikkat çekmiĢtir42.

M) Mancınık: Muhasara aletlerin baĢında gelen ve ilk mekanik savaĢ

aracı olarak nitelendirilen mancınıklara; germe, bükme, çekme veya karĢı

ağırlık kullanma suretiyle direğin bir mihverin etrafında dönmesi ile iĢleyen

veya dengeli bir hareket ve güçle taĢ, ok ve neft gibi cisimleri fırlatan savaĢ

aletidir.

Mancınıklar kullanılan malzemeler itibariyle sağlam bir ağaç gövde,

basit çark sistemleri, sağlam ip veya öküz sinirlerinden elde edilen

halatlardan ibarettir. Bir bakıma insan gücüne dayalı olarak taĢ fırlatmaya

yarayan sapanın mekanik güçle harekete geçirilmiĢ Ģeklidir. Mancınıkların

tekerlekleri sayesinde istenilen yöne götürülebilmektedir. Hareket eden toplu

hedeflere veya kale kapısı, surlar, surlar üzerindeki kuleler ve yürüyen kuleler

41 Hacer Aslan, Van Müzesinde Bulunan Osmanlı Dönemi…, s. 23; Ayrıca bkz; Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 71. 42 Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 265-267.

21

üzerinde etkili olmuĢtur. 15-20 kg. taĢları rahatlıkla atabilen veya birçok uzun

ve büyük oku aynı anda fırlatabilen bir mekanizmaya sahiptir.43.

N) Tatar Oku: Mekanik bir yapı ve atıĢ gücüne sahip olan bu silahın

tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Ġlk önce Avrupalılar tarafından kullanılan

bu ok daha sonra Osmanlılar tarafından da kullanılmıĢ ve tatar oku ismini

almıĢtır. Bu adın verilmesinde sebep muhtemelen silahın tatarlar aracılığı ile

Osmanlı Ordusuna girmesinden ileri gelmektedir.

Tatar oku, yapı olarak ahĢap bir kundak, kundağın baĢ tarafına

yerleĢtirilmiĢ esneyebilen ağaç veya demirden bir yay, yayın iki ucuna bağlı

öküz siniri, bağırsak veya halattan bir kiriĢ ile kundak uzunluğuyla orantılı

büyüklükte oktan meydana gelmektedir.

Osmanlı ordusunda Tatar oku, piyadeler ve süvariler tarafından

kullanıldığı gibi büyük kundaklı olanları metrislerde de kullanılmıĢtır. Tüfek

tabanca ve top gibi ateĢli silahların yaygın olarak kullanılmasından önce

piyade ve süvarilerde tüfeğin yerini, metrislerde ise topun yerini almıĢtır44.

O) Lobut: YetmiĢ seksen santim uzunluğunda sert ve kütle ağırlığı

fazla olan, sert darbelere dayanıklı ağaçlardan yapılmıĢ bir silahtır. Uzak

hedeflere fırlatılarak kullanıldığı gibi, yakın hedeflerde de kullanılan bir

silahtır. Lobut, el ile tutulan tutamak kısmından itibaren gittikçe kalınlığı

artarak baĢ kısmı oldukça ağır ve kalın kütle meydana getirir. Silahın

etkinliğini arttırmak için ağaç yüzeyinde sivri uçlu 2-3 cm. uzunluğunda demir

çiviler çakılı olanları da vardır.

Lobutun Osmanlı kaynaklarında çok az geçmesi, Osmanlı‟nın lobutu

savaĢlarda etkili bir biçimde kullandığı kanısını çürütmektedir45.

43Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 84-86. Ayrıca bkz. Erkan Göksu, Türk

Kültüründe Silah, s. 319-349; Ahmet Özdal, Türklerin Savaş Sanatı (Aldatıcı Taktikler ve

Farklılaşan Stratejiler), İstanbul Şubat 2008, s. 78-80. 44 Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 86-88. 45 Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 88-89.

22

II. BÖLÜM

TÜRKĠYE’DE VE DÜNYA’DA ATEġLĠ SĠLAHLAR DÖNEMĠNE

YÖNELĠK YAPILAN ARAġTIRMALARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

1. AteĢli Silahlar Hakkında Yapılan AraĢtırmalardaki Ortak ve

Farklı Noktalarının Genel Değerlendirilmesi

AteĢli silahlar, dünya harp tarihini derinden etkilediği için tarih

araĢtırma sahasında kendisine önemli bir yer bulmuĢtur. AteĢli silahlar

teknolojisinden yararlanan devletler, siyasi sınırını geniĢletirken birçok

bölgede hâkimiyet kurmuĢlardır. Bunun yanında bu teknolojisinin gerisinde

kalan milletler ise zamanla tarih sahnesinden çekilmiĢtir. AteĢli silahların

devletlerin siyasi yapılanmasında önemli etkisinin olması araĢtırmacıları bu

alana yönlendirmiĢtir. Yapılan bu araĢtırmalar neticesinde pek çok kitap ve

makale kaleme alınmıĢtır. Bu kitap ve makalelerde ateĢli silahlar hakkında

birçok ortak ve farklı noktalar olduğu gibi, monografik olarak barutu, tüfeği,

topu veya bir milletin sahip olduğu ateĢ gücünü anlatan eserlerde yazılmıĢtır.

Yazılan eserlerdeki ortak ve farklı noktalar genel olarak baĢlangıçtan

günümüze Ģu Ģekilde sıralanmaktadır.

Kaynaklar değerlendirildiğinde ilk olarak ortaya çıkacak konu, askeri

tarih araĢtırmaların kaynaklarının ne olduğudur. Gerek Osmanlı arĢivi

gerekse çeĢitli ülkelerdeki arĢivler bu araĢtırmalara yön vermektedir. Askeri

tarihin, soysa-ekonomik-kültürel tarihinden ayrılan en önemli noktası

toplulukları harbe götüren nedenleri, harplerden önceki zamanlarda yapılan

siyasi ve askeri hazırlıkları, tarafların askeri güçlerini, muharebenin yapıldığı

zamanı, yeri ve bunların harekâta olan etkilerini, muharebenin yapılıĢ,

sonucunu, çatıĢan tarafların harbi neden ve nasıl kazandığını veya

kaybettiğini, sonucun toplum üzerindeki etkilerini inceler, olaylar arasındaki

23

sebep ve neticeler üzerinde durur ve sonunda da gelecek için

yararlanılabilecek dersler çıkarır46.

Kaynaklarda geçen diğer bir konu ateĢli silahlara geçilmeden önceki

dönemlerde yaĢayan toplulukların sosyal durumudur. Bununla ilgili

kaynaklara tetkik edildiğinde avcılık ve toplayıcılıkla geçinen, kendilerine

yönelik tehditleri kılıç, mızrak ve baltalarla savuĢturan bir toplum ortaya

çıkmaktadır. Ġlerleyen zamanlarda bu toplulukların, mancınık, kement ve

zıpkın gibi yeni aletler geliĢtirerek hâkimiyet mücadelesi içine girdiği, avcılık

ve toplayıcılığın yanında ticari faaliyetlere önem veren bir sosyal yapının

olduğu görülmektedir47.

Eserlerdeki diğer bir konu ateĢli silahlar öncesinde kullanılan harp

malzemeleridir. Daha önceki bölümde bahsi geçtiği üzere geçmiĢten

günümüze kadar insanlar çok çeĢitli harp malzemeleri geliĢtirerek

kullanmıĢlardır. Buna en güzel örnek Türklerin tarih boyunca kullandığı

silahlardır. Bu tür silahları birinci bölümde geniĢ bir biçimde bulmak

mümkündür48.

Kaynaklarda geçen diğer bir konu barutun nerede ve ne zaman

keĢfedildiğidir. Makalenin giriĢ kısmında da bahsedildiği üzere bilinen en eski

barut 800‟lü yıllarda Çin‟de yapılmıĢ bir araĢtırma sonucunda bulunduğu

araĢtırmacıların çoğu tarafında kabul edilmiĢtir. Barutun keĢfinden önce VII.

yüzyılda Bizanslar, Rum ateĢi veya Grek ateĢi olarak nitelendirdikleri bir

46Askeri tarih kaynakları için Türkçe eserlerden yararlanılmıştır. Bu eserler; Naci Çakın, “Askeri

Tarihin Kaynakları”, Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Ankara 1983, s.115-120; Yücel

Özkaya, “Osmanlı Dönemi İçin Askeri Tarih Kaynakları”, Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler

I, Ankara 1983, s. 95-101; Nejat Göyünç, “XVI. Yüzyılda Türk Askeri Tarihi İle İlgili Yeni

Kaynaklar”, Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1983, s.121-130; İbrahim Büyükyumakoğlu, “Askeri Tarih’in Kaynakları”, Birinci Askeri Tarih Semineri

Bildiriler I, Ankara 1983, s.103-113. Mehmet Kayıran, “Şer’iyye Sicillerinin Askeri Tarih

Bakımından Önemi”, Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Ankara 1983, s. 131-143. 47 Aydın Çetiner, 21. Yüzyılda Savaş stratejileri, s. 7-11; Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s.

17-69; Nejat Eslen, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 13-37. 48 Gürkan Engin, “Antik Çağın Savaş Makineleri”, s. 1-21; Serap Özkan Kılıç, “Pers Ordusu”, s. 109-

120; İsmail Mangaltepe, “Arkeolojik Buluntulara Göre Avar…”, s. 121-152; Meryem Kesik, “Türkiye

Selçuklularında Savaş…”, s. 243-266; Erkan Göksu, Türk Kültüründe Silah, s. 126-370; T. Nejat

Eralp, Tarih boyunca Türk Toplumunda Silah Kavramı…, s. 41-89; Hacer Aslan, Van

Müzesinde Bulunan Osmanlı…, s. 14-31; Tülin Çoruhlu, “Osmanlı Cephanesinde Türk

Sultanları’nın Silahları”, s. 291-295.

24

silahın içinde patlayıcı ve ateĢ alan bir madde kullanmıĢlardır. Fakat çoğu

araĢtırmacıların bu maddenin barut olmadığını asıl barutun Çinliler tarafından

keĢfedilerek kullanılmaya baĢlandığını daha sonra tüm dünyaya yayıldığını

belirtmiĢlerdi49.

AteĢli silahlarla ilgili eserlerde geçen diğer bir konu ise barut ilk icat

edildiği zaman içine konulan kimyasal karıĢımlar. Bilinen en eski barut

formülü, 800‟lü yıllarda Çin‟de kaldığı sanılan Çince bir çalıĢmada bulunmuĢ,

fakat eser günümüze ulaĢmamıĢtır. Günümüze ulaĢan en eski barut formülü,

1040‟larda Çin‟de yazılmıĢ bir askeri kitabın içinde yer almıĢtır. Buna göre

barutun, güherçile, kükürt ve odun kömürü olmak üzere üç ana kimyasal

bileĢeni vardır. Bu bileĢenlerden güherçile barutun %75‟ini, kükürt %15‟inin,

odun kömürü ise %10‟unu oluĢturur50.

Kaynaklarda geçen bir baĢka konu Çin‟de bulunan barutun hangi

yollarla Avrupa‟ya taĢındığıdır. Barutun Avrupa‟ya taĢınmasında öncelikli

etken Haçlı seferleri olmuĢtur. Haçlı seferleriyle birlikte Doğu ve Batı

birbirlerini tanıma ve kaynaĢma fırsatı bulmuĢtur. Barutun Avrupa‟ya

taĢınmasında bir diğer etken Endülüs Emevileri olmuĢtur. Batı âlemi barutun

patlayıcı gücünü Ġspanya‟daki Endülüs Emevileri sayesinde öğrenmiĢtir.

Avrupa‟nın barutla tanıĢmasını etkileyen üçüncü unsur ise ticaretle olmuĢtur.

49 Birol Çetin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Barut Sanayi, Ankara 2001, s. 1; Salim Aydüz,

Tophâne,i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, Ankara 2008, s. 14-15; Kenneth Chase, Ateşli

Silahlar Tarihi, çev. Füsun Tayanç, Tunç Tayanç, İstanbul Eylül 2008, s. 1-2; Mahmut H. Şakiroğlu,

“Barut”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 5, İstanbul 1992, s. 92-94; Gülşen

Arslanboğa, Askeri Müze Toplar Koleksiyonu, Ankara 2009, s. 2; John Keegan, Savaş Sanatı

Tarihi, çev. Selma Koçak, İstanbul Aralık 2007, s. 397-398; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi,

Ankara 1988, s. 6.

50 T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…, s. 101-102; Mahmut H. Şakiroğlu,

“Barut”, s. 92-92; Birol Çetin, Osmanlı İmparatorluğunda Barut…, s. 6; Gülşen Arslanboğa,

Askeri Müze Toplar Koleksiyonu, s. 2-3. Ahmet Özdal, Türklerin Savaş Sanatı…, s. 83-86. Cristan

I. Archer, Dünya Savaşı Tarihi, çev. Cem Demirkan, İstanbul Ekim 2006, s. 205.

25

Batı‟nın tüccarları Doğu ile ticaret sırasında barutu görüp ülkelerine

getirmiĢlerdir51.

Eselerde geçen bir baĢka konu ise barut hakkında eski dönemlerde

yazılan kaynakların neler olduğudur. Barutla ilgili tutulmuĢ en eski kayıtlar

800 ve 1040‟da Çince yazılmıĢ kitabelerdir. Avrupa‟da ise barut terkibi ile ilgili

yazılan en eski eser 1267 tarihli Roger Bocon‟nın “Epistola de secratis

operibus artiiis et naturae et de nullitate magie” adlı kitabıdır. Bu kitap,

barutun güherçile, kükürt ve kükürtten oluĢan temel terkibinden bahseder.

1200‟lerin son çeyreğinde ateĢli silahların formülleri anlatılan Marcus

Graecus‟a ait “Liber ignium ad comburendos hostes” adlı eser ortaya

konmuĢtur. Avrupa‟da barut hakkında yazılan bir baĢka eser ise 13 yüzyılda

kaleme alınan Michael Scot‟a ait Liber Luminis” adlı eserdir52.

Kaynaklarda geçen diğer bir konu ise barutun hangi tarihte ateĢli

silahlarda kullanıldığı ve etkisinin ne olduğudur. Barutun ilk olarak hangi

tarihte ateĢli silahlarda kullanıldığına dair kesin bir bilgi olmamasına rağmen

çoğu araĢtırmacıların ortak görüĢü XIII. yüzyıldan itibaren barut ateĢli

silahlarda kullanılmaya baĢlandığı yönündedir. Yapılan yeni araĢtırmalar

barut kullanımı Chin-Sung savaĢında olduğu ileri sürülmektedir. BaĢlangıçta

barutun etkisini fazla anlayamayan devletler, zamanla baruthaneler

kurdurarak barutu etkili bir biçimde kullanmıĢlardır53.

Kaynaklarda geçen bir baĢka konu ise ilk ateĢli silah olarak gösterilen

topun nerede ve hangi tarihte yapıldığıdır. Ġlk topun nerede ve hangi tarihte

yapıldığına dair elimizde kesin bilgiler olmamasına rağmen günümüze kadar

ulaĢan ilk ateĢli silah 1288 yılına ait bir tunç toptur. Bu top Çin sınırları içinde

51 Mahmut H. Şakiroğlu, “Barut”, s. 92; T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…,

s. 101-102; Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s. 15; Birol Çetin, Osmanlı

İmparatorluğunda Barut…, s. 6-7; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, s. 6-7. 52 Kenneth Chase, Ateşli Silahlar Tarihi, s. 72; Salim Aydüz, “Osmanlı Askeri Teknoloji Tarihi:

Ateşli Silahlar”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, C. 2, S. 4, İstanbul 2004, s. 277; Gülşen

Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s. 15. Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, s. 6-7. 53 Birol Çetin, Osmanlı İmparatorluğunda Barut…, s. 2; Mahmut, H. Şakiroğlu, “Barut”, s. 92;

Kenneth Chase, Ateşli Silahlar Tarihi, s. 2.

26

bulunan Mançurya bölgesinde bulunmuĢtur. 17.5 cm. uzunluğunda ve 2.5 cm

çapında bir namludan oluĢmaktadır54.

Eserlerde geçen diğer bir konu, topun ilk olarak Avrupa‟da ne zaman

kullanıldığıdır. Avrupalılar ateĢli silahı XIV. yüzyıldan itibaren kullanmaya

baĢlamıĢlardır. Avrupa‟da topun kullanılmasına dair ilk kayıt 1342 yılında

Metz kuĢatmasıyla ilgilidir. Feridun Emecen, Avrupa‟da kullanılan ilk ateĢli

silahın 1320-1330 yıllarında kale kuĢatmalarında top benzeri bir silahın

kullanıldığı belirtmiĢtir. Kenneth Chase ise, Avrupa‟da ateĢli silahların ilk kez

Kuzey Ġtalya‟da 1331‟de Cividale kuĢatmasında kullanıldığını yazmıĢtır. AteĢli

silahlarla ilgili araĢtırma yapan Avrupalı tarihçiler ise Avrupa‟da ilk ateĢli

silahların Fransızlar ve Ġngilizler arasındaki 1346 yılında yapılan “Crecy”

savaĢı ile 1356‟daki “Poitiers” savaĢlarında Ġngiliz ordusunda, her ne kadar

etkili olarak kullanılmasa da üç adet topun var olduğu öne sürülmüĢtür. Diğer

bir tarihçi Parker ise, 1370‟lere kadar topların kale duvarlarına karĢı fazla

etkili olmadığını, 1420‟lere kadar çok seyrek olarak kullanıldığını belirtir.

Buradaki araĢtırmalarda görüldüğü üzere, Avrupa‟da ateĢli silahların

hangi ülkelerde ne zaman kullanıldığı ve ne kadar yaygın olarak bilindiği

kesin olarak bilinmemektedir. Ama yaygın olarak kabul edilen kanı ise, ateĢli

silahların Avrupa‟da XIV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kullanılmaya

baĢlanması Ģeklindedir55.

Eserlerdeki bir baĢka konu top ve tüfek ilgili bilgi veren dönemin

yabancı kaynaklarının ne olduğudur. Top ve tüfek konusunda klasik döneme

ait birçok eser vardır. Bunları Avrupa‟da yazılan eserler ve Ġslami coğrafya‟da

eserler olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz:

54 Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s. 15; Kenneth Chase, Ateşli Silahlar Tarihi, s. 40;

Gabor Ágoston, “Top”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 41, İstanbul 2012, s. 240; John

Keegan, Savaş Sanatı Tarihi, çev. Selma Koçak, İstanbul Aralık 2007, s. 397-401. 55 Carlo M. Cipolla, Yelken ve Top, çev. Aslı Kayabal, İstanbul Haziran 2003, s. 11; Salim Aydüz,

Tophâne,i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, s. 15-16; Feridun Emecen, Osmanlı Klasik Çağında

Savaş, İstanbul 2010, s. 30-31; ÁGOSTON Gábor, “TOP”, s. 240; Muzaffer Erendil, Topçulk

Tarihi, s. 8-12; Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s. 15-16.

27

a) Avrupa’da Yazılan Eserler: Avrupa‟da ateĢli silahlarla ilgili yapılan

çalıĢmaların bazılarını Ģu Ģekilde sıralayabiliriz.

1) Yunanlı yazar, Marcus Graecus‟un “Liber Ignium” adlı eseri.

2) Albertus Magnus‟un “De Miribilis Mundi” adlı eseri.

3) Yazarı belli olmayan ve XIV. yüzyılın baĢlarında yazılmıĢ olan “De

Morial-Boek der Satnd Gent” adlı eser.

4) Walter de Milemete‟nin XIV. yüzyılın ilk yarısında yazdığı “De

Nobilitatibus, Sapientiis et Prudentiis Regum” ile “De Secretis Secretorum

Aristotalis” adlı iki eseri.

5) Venedikli yazar Robertis Vulturius‟un kaleme aldığı “De Re Militari

Libri XII adlı eseri.

6) Ġtalyan asıllı top yapım ustası V.V.A Luca Bringuccio‟nun

“Pirotechnia” adlı eseri.

7) Ġsveçli Peder Manson‟un XVI. yüzyılda kaleme aldığı “Stdhs Konsth”

adlı eseri.

8) Surirey de Saint Remy‟in 1697‟de Paris‟te neĢredilen “Memories

d‟Artillerie adlı Fransızca eseri.

9) A. Struense 1760 yılında Leipzig‟de neĢredilen, “Anfangsgründe der

Artillerie” adlı Almanca eseridir.

10) D. Diderot ve J. le R. d‟Alembert‟in XVIII. Yüzyılın ikinci yarısında

birlikte yazdıkları “Encyclopedie ou dictionnaire raisonne des sciences des

arts et des metiers” adlı eseri56.

b) Ġslam Dünyasında Yazılan Eserler: Ġslam dünyasında ateĢli

silahlarla ilgili yapılan çalıĢmaların bazılarını Ģu Ģekilde sıralayabiliriz.

56 Salim Aydüz, Tophaneyi Amire…, s. 3-5; Salim Aydüz, Salim Aydüz, “Osmanlı Askeri Teknoloji

Tarihi…”, s. 277-281.

28

1) Müslüman bir kimse olarak telif edilen ilk eser, 1632 yılında Ġbrahim

Reis b. Ahmed el-Endülüsî tarafından kaleme alınan “Kitâbü‟ül-Ġzz ve‟l-

menâfî li‟l mücâhidiîn fî sebîli‟l-lah bi‟l- menâfî” adlı eseridir. Bu eser 1638

yılından sonra Ahmed b. Kasım el-Endülüsî tarafından Arapçaya çevrilmiĢtir.

2) Barut ve ateĢli silahlara yönelik Ġslam coğrafyasında kitabü‟n-neft

adlı eserler telif edilmiĢtir. Bu sahada en çok bilinen eser ise, Ġbn Mangli‟nin

“Ahkâm” adlı kitabıdır.

3) Mardî b. Ali b. Mardî et-Tarsusî‟nin XII. yüzyılın sonlarında Sultan

Selâhaddin için “Tebsiret erbabi‟l-elbâb fî keyfiyyeti‟n-necât fî‟l-hurub mine‟l-

esva‟ve‟n-neĢr a‟lami‟l-ı‟lam fi‟l‟-uded” adlı eserini kaleme almıĢtır. Bu eser,

silahlar ve savaĢ malzemeleriyle ilgili bir kaynaktır.

4) Necmeddin Hasan er-Rahman‟ın yazdığı “el-Furusiyye ve‟l-menasi-

bi‟l-harbiyye” adlı eseri, Müslümanların ateĢli silahı XIII. yüzyıldan itibaren

kullandığına dair son derece kıymetli bilgiler içermesinin yanında ateĢli

silahlarla ilgili çizimler bulunmaktadır.

5) ġemseddin Muhammed, Necmeddin Hasan er-Rahman‟ın yazdığı

kitapla aynı konuları içeren “Funûnnu‟n-neft” adlı bir eser kaleme almıĢtır.

Ayrıca ġemseddin Muhammed bu eserinde barut terkiplerinden ve ateĢ

oyunlarından bahsetmiĢtir.

6) XIV. yüzyılda yazılmıĢ olan, fakat yazarı tespit edilemeyen “Risâle fî

ilm-i cerri‟l-eskâl ve nahvihâ mine‟l-„acaib” adlı Arapça bir eser vardır. Bu

kitapta, barut yapımı, Rum ateĢi mancınık ve roketle çeĢitleriyle ilgili çok

sayıda resim ve çizim bulunmaktadır.

7) Ġslam dünyasında barut ve ateĢli silahlar konusunda yazılmıĢ diğer

bir eser ise yazarı tespit edilemeyen ve XIII. veya XIV. yüzyıllarda Arapça

kaleme alınan “el-Hiyel fi‟l-hurûb ve fethi‟l-mendâin ve hıfzi‟d-durûb” dur.

29

Eserde askeri maksatla kullanılmak üzere çeĢitli havai fiĢek terkiplerinden

bahsedilmiĢtir57.

Kaynaklarda zikredilen diğer bir konu ise tüfeğin ne zaman

keĢfedildiğidir. Topların yapılmasından sonra kolayca taĢınabilecek,

mekanizması daha küçük olan silahlar yapılmaya baĢlandı. Macarca puska,

pixis; Türkçe ise tüfek denilen toplardan daha küçük ağızdan dolan bir fitil

yardımıyla uzaktan kumanda edilen silahlar geliĢtirildi. Elimizde mevcut olan

en eski tüfekler, oldukça ağır ve birkaç kiĢi tarafından ancak taĢınabilen

metrislerde veya kale mazgallarına dayandırarak kullanılırdı. TaĢ ve gülle

atabilen bu silahlar adeta küçük çaplı top gibiydi. Bu da bize tüfeklerin ilk

ortaya çıktığında bugünkü piyade ve süvarilerin taĢıyabileceği biçimde

olmadıklarını gösterir58.

Eserlerde geçen diğer bir konu, top, tüfek ve barutun Osmanlı

Devletine ne zaman geçtiğidir. Bazı yazarlar ateĢli silahların Balkanlar

kanalıyla Osmanlılara geldiği konusunda hem fikirlerdir. 1351‟de Venedikler

Macar saldırılarına karĢı güçlerini arttırabilmek için Zara Ģehrine sekiz top

yollamalarıyla Balkanlar‟a giren topu Dubrovnikler 1378‟te imal etmeye

baĢlamıĢ ve hatta 1389‟da Sırplar Osmanlılara karĢı I. Kosova SavaĢ‟ında

top kullanmıĢlardır. Böylelikle Osmanlı ateĢli silahlarla tanıĢmıĢtır.

Her ne kadar birçok araĢtırmacı bu konuda fikir öne sürdüyse de

Osmanlı Devleti‟nde ilk kez ateĢli silah olarak ortaya çıkan topun ne zaman

kullanıldığına yönelik kesin bir bilgi mevcut değildir. Fakat ortaya bazı

görüĢler atılmıĢtır. Bu görüĢlere göre Osmanlılar ilk topu 1389 I. Kosova

SavaĢından itibaren kullanmıĢtır. Türlü iddialara rağmen Osmanlıların topu

en erken Yıldırım Bâyezid‟in Ġstanbul‟u kuĢatmasında (1392-1402) kullanılmıĢ

olduğu ağırlıklı Ģekilde benimsenmiĢtir. 1422 Ġstanbul ve 1430 Selanik

kuĢatmalarında Osmanlı ordusunda topların bulunduğuna artık Ģüphe yoktur.

57 Salim Aydüz, Tophaneyi Amire…, s. 5-6; Salim Aydüz, “Osmanlı Askeri Teknoloji Tarihi…”, s.

273-276 58 Tülin Çoruhlu, Osmanlı Tüfek, Tabanca ve Teçhizatları, Ankara, 1993 s. 2, 6; Hacer Aslan, Van

Müzesinde Bulunan Osmanlı…, s. 25-28; Gabor Agoston, “Tüfek”, DİA, C. 41, İstanbul 2012, s.

459-461.

30

Halil Ġnalcık tarafından yayımlanan “Arnavid Sancağı Defterinde” kaydı

bulunan topçu Ġsmail‟e ait bilgi, Osmanlı topçuluğunun Mehmed Çelebi

(1411-1421) dönemine ve daha öncesine kadar geri götürülebileceği iĢaretini

vermiĢtir. Nitekim Ġdris Bostan, II. Murad (1421-1451) dönemine ait bir tımar

icmal defterinde Görice‟deki bir tımarı “Merhum Bâyezid hundgâr zamanında

Topçı Ömer‟e yermiĢ” Ģeklinde bir kayıt tespit edilmiĢtir. Bu kayıt Yıldırım

Bâyezid (1389-1402) döneminde topçuluğun bir kurum olarak baĢladığına

dolayısıyla ateĢli silahların çok daha eskilere gidebileceğine iĢaret etmiĢtir.

Osmanlı Devleti‟nin ilk tüfek kullanımıyla ilgili bilgiler zayıf olsa da, bazı

araĢtırmacılar Osmanlı Devleti‟nin ilk tüfek kullanımıyla ilgili 1421, 1430,

1442-1444 tarihlerini vermiĢlerdir. Feridun Emecen ise Osmanlı‟nın ilk tüfek

kullandığı savaĢın II. Kosova olduğunu belirtmiĢtir. Bu savaĢta tüfek cinsi bir

silah kullanılmıĢtır. Bu silah, arkebüz tarzında küçük bir top cinsi olan ve

“Ģakaloz” denilen küçük namlulu bir toptur. Osmanlı‟nın tüfek kullanımı ile

ilgili ilk resmi kayıtlar ise, Ġstanbul‟un fethi sırasında ve sonrasında tutulan

tahrir defteri kayıtlarıdır. Bu kayıtlar tüfek ve tüfekçilerin 1455 gibi erken bir

tarihte özellikle sınır kaleleri ve istihkâmlarda bulunduklarına delalet

etmektedir59.

59 Feridun Emecen, Osmanlı Klasik Çağında Savaş, s. 30-35; Halil İnalcık, Sûret-i Defter-i

Sancak-i Arnavid, Ankara 1987, s. 105-106 ( Bu defterde şu ifadelere yer verilmektedir: “Tımar-ı

Ali veled-i Topçu İsmail, gulâm-ı mîr, merhum Sultan zamanından berü yeyügelmiş elinde merhum

Sultan berâtı vardır, ölmüş, oğlu Ali’ye verildi.” Bu kayıtta topçu İsmail’in I. Murad devrinde tımar

tasarruf edildiği aşikârdır. ; Salim Aydüz, “Osmanlı Askeri Teknoloji Tarihi…”, s. 266-273; Salim

Aydüz, Tophâne-i Âmire…, s. 14-28; T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah…,

s. 111-116; Gabor Agoston, “Tüfek”, s. 460-461; Tülin Çoruhlu, Osmanlı Tüfek, Tabanca ve

Teçhizatları, s. 6; Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s. 27-32; Gabor Agoston, “Top”,

240-241; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, s. 53-56; Aydın Taneri, Osmanlı Kara Kuvvetlerinde

Techizat…, s. 182-185; Halil İnalcık, “Osmanlılarda Ateşli Silahlar”, Belleten, C. 21, S. 83, Ankara

1957, s. 508-510; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, s. 53-56; Osman Bahadır, Osmanlı

Devletinde Bilim…, s. 47. Gábor Agoston, Osmanlı’da Strateji ve Askeri Güç, çev. M. Fatih

Çalışır, İstanbul Şubat 2012, s. 134-137; Mücteba İlgürel, “Osmanlı Topçuluğunun İlk Devirleri”,

Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız Armağanı, İstanbul 1995, 285-293. Salim Aydüz, “Tophane-i Amire

ve Osmanlılarda Top Dökümü”, Osmanlı Askeri Tarihi, İstanbul Aralık 2011, s. 21-54; Gabor

Agoston, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Harp Endüstrisi ve Barut Teknolojisi (1450-1700)”, Osmanlı,

C. 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 621-632; Meryem Kaçan Erdoğan, “II. Viyana

Seferi’nde (1683) Osmanlı Ordusunun Kullandığı Silahlar ve Mühimmatın Temini”, Osmanlı, C. 6,

Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 661-667; Cemalettin Taşkıran, “Yükselme Döneminde

Osmanlı Ordusu”, Osmanlı, Ankara 1999, s. 562-568; Kazuaki Sawai, “Japon Teknolojisine Karşı:

31

Kaynaklarda geçen bir diğer konu Fatih Sultan Mehmed döneminde

döktürülen Ģahi toplarının özellikleri ve Ġstanbul‟un fethindeki rolüdür. Fatih

Sultan Mehmed tahta geçtikten sonra yıllarca hayalini kurduğu Ġstanbul‟un

fethi için hazırlıklara baĢladı. Bunun için babası Sultan II. Murad‟ın Edirne‟de

yaptırdığı top döküm hanelerini geniĢleterek Ġstanbul‟un kalın surlarını

yıkacak büyük topların inĢasına baĢladı. Buradaki çalıĢmalar, Saruca Usta

adlı topçubaĢıyla mimar Muslihiddin tarafından organize edilmiĢ ve Fatih

Sultan Mehmed tarafından kontrol edilerek, irili ufaklı birçok top dökülmüĢtür.

“ġâhi” adı verilen büyük topların dökümüne ise Macar asıllı topçu ustası

Urban‟ın Osmanlı‟nın hizmetine girmesiyle baĢlanmıĢtır. Edirne‟de üç ayda

dökülen bu Ģâhi topun uzunluğu 5,5 metre, dıĢ çevresi 2 metre 74 cm (9

kadem), yarı çapı 92 cm (kutru 3 kadem ) ağırlığı 18 ton kadardır. Top 544

kg. bazılarına göre de 860 kg gülleler atıyor, bu gülleler 1,883 km (1 mil)

mesafeye kadar giderek 1 metre 83 cm (6 kadem) derinliğinde toprağa

gömülüyordu. Topun sesi 24 km (13 mil) mesafeden duyulmaktaydı. Bu

topların masraflarının bir kısmı Fatih Sultan Mehmed‟in esi Mükerrime Hatun

tarafından karĢılanmıĢtır.

Ġstanbul‟un fethi için Edirne‟den Ġstanbul‟a getirilen bu toplar, kuĢatma

sırasında Bizans surlarında tamiri mümkün olmayan gedikler açarak

Ġstanbul‟un fethedilmesinde önemli rol oynamıĢtır. Ayrıca, Fatih Sultan

Mehmed, boğazdan geçecek gemileri izinsiz geçiĢini engellemek için hisarı

toplarla donatmıĢ, bazı topları da denize paralel olarak yerleĢtirmiĢtir.

Böylelikle deniz seviyesinden atılan top gülleleri suyun yüzeyinde sekerek

ilerlemiĢ ve gemileri su hattından vurarak batırmıĢtır. Bu konuda araĢtırma

yaban yabancı bilim adamların su yüzeyinde gülle sektirilmesinin beĢ yüz yıl

önceden düĢünerek yapılmasına hayret etmiĢlerdir60.

XVI. Yüzyılda Doğu Asya’da Osmanlı Tüfeğinin Yeri”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular

(Oluşum, Teşkilat ve İşlev), edt. Feridun Emecen, İstanbul Mayıs 2008, s. 341-354.

60 Salim Aydüz, “Osmanlı Devlet’inde Ateşli Silah Sanayii ve Top Döküm Teknolojisi (1453-1566)”,

Osmanlı, C. 6, Ankara 1999, s. 633-637; İbrahim Hakkı Konyalı, “Fatih’in Topları ve Askeri Müze”,

Tarih Hazinesi, S. 13, İstanbul Kasım 1951, s. 638-648 (İbrahim Hakkı Konyalı bu makalesinde

Bizanslı Tarihçi Kritovulos’un Fatih Sultan Mehmed dönemindeki toplar hakkında bilgiyi şu şekilde

32

Kaynaklarda geçen bir diğer konu ise Osmanlı Devleti‟nin ateĢli

silahların etkili bir biçimde kullanılmasında niçin diğer Ġslam devletlerine göre

ileri seviyelere gitmesidir. Osmanlı Devleti‟nin diğer Ġslam devletlerden ateĢli

silahlar konusunda ileri gitmesi konusunun da Avrupa askeri tarihiyle uğraĢan

araĢtırmacılar ilginç tespitlerde bulunmuĢlardır. Onlar, geleneksel olarak

Ġslami devletlerin, ateĢli silahları ve Avrupa teknolojisini alma konusunda

duraksadığı fikrini savunurlar. Bu bilginlere göre Osmanlılar, doğruluğuna Hz.

Muhammed zamanında Ģahadet edilmediği için bu silahların Ġslam‟la

bağdaĢmayan icatlar olarak gördüklerini belirtmiĢlerdir. Bu yüzden

Osmanlılar ateĢli silahlar konusunda Ġslam dünyasına öncü olmuĢlardır.

Mücteba Ġlgürel Osmanlı Devleti‟nin diğer Ġslam devletlerine göre ateĢli

silahlara önem vermesi nedenlerini Ģu Ģekilde sıralamıĢtır:

1) Osmanlı Rumeli‟nde karĢılaĢtıkları taarruzları göğüslemek veya

kaleleri fethetmek için silah teknolojisinde yenilik yapmak zorunda olması.

2) ġimdiye kadar gerçekleĢtirilen Ġstanbul muhasaraları tarihte önemli

bir yer tutmaktadır. Bunlardan Arap ve Fatih dönemine kadar Osmanlı

kuĢatmaları Ġstanbul surları karĢısında baĢarısız olmuĢtur. Bu yüzden kale

duvarlarını dövebilecek kal‟a–döğer toplara ihtiyaç vardı. Bundan baĢka

Bizans Ģehirleri genelde sur içindeydi. Bu yüzden Osmanlı ateĢli silahları

geliĢtirmek zorundaydı.

3) AteĢli silahların geliĢmeye baĢladığı devirlerde Osmanlı Beyliği‟nin

de büyümeye baĢlaması ve her türlü imkana müsait olması.

nakletmiştir: “İstanbul kalesini döğmek için o zaman icat olunan taş atar makine var ki, işitilip

inanılmayacak derecede hayrete şayan olup tecrübe ile fevkalade ehemmiyeti anlaşılan bu misillü makineler işin neticesini husule getirdi. Geçmişteki hükümdarlar ve başkumandanların ne böyle

makine hatırlarına gelmiş, ne de malik olmuşlardır. Eğer malik olsalardı, karşılarındaki kalelerin ne

kadar mustahkem olursa olsun zabt-ü tesir ederlerdi” s. 641; Ayrıca bakınız, Gülşen Arslanboğa,

Askeri Müze Toplar…, s. 27-29; Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, s. 56-66; Turgut Işıksal, “Eski

Türk Topları ve İstanbul Tophanesinde Bulunan Bir Kayıt Defteri”, Belgelerle Tür Tarih Dergisi,

C.1, İstanbul 1966, s. 68-70, C. 2 s. 72-75; T. Nejat Eralp, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Silah,

s. 113-116; Salim Aydüz, “Osmanlı Askeri Teknoloji Tarihi…”, s. 267-273; Halil İnalcık, ,

“Osmanlılarda Ateşli Silahlar”, 508-510; Salim Aydüz, Tophâne-i Âmire…, s. 17-28; Gabor

Agoston, Osmanlı’da Strateji…, s. 28-30; Salim Aydüz, “Tophane-i Amire ve Osmanlılarda Top

Dökümü”, s. 21-54; Fatih Sultan Mehmed döneminde su da sektirilerek atılan top gülleleri için

bakınız, http://www.youtube.com/watch?v=MTCeW6bjzZ8 ( 28.06.2013).

33

4) Osmanlı PadiĢahlarının mutlak bir iktidar olmak istemeleri.

5) Osmanlı Devleti‟nin iktisadi ve mali bakımdan komĢu devletler

nazaran daha iyi olması.

5) Devletin topraklarının bu teknoloji için gereken maden ihtiyacına

cevap verebilecek konumda olması61.

Eserlerde gecen diğer bir konu ise, Top ve tüfek ilgili bilgi veren

dönemin Osmanlı kaynak ve arĢivlerinin ne olduğudur. Bu kaynakları telif

eserler ve arĢiv kaynakları olarak iki kısma ayırıp değerlendirmek daha doğur

olacaktır.

a) Telif eserler: Klasik dönemde Osmanlı Devlet‟indeki ateĢli silahlar

hakkında eser kaleme almıĢ kiĢilerin bilgilerini ihtiva etmektedir. Bunlardan

bazıları Ģunlardır:

1) ġerafettin Musa (Firdevsî-i Rûmî) , Sultan II Bâyezîd döneminde

“Silâhsörname” adlı bir eser yazmıĢtır.

2) Zeyneddin Abdülkadir b. Ahmed el-Fakihî, 1541 yılında,

“Menâhicü‟s-surûr ve‟rreĢâd fi‟r-remy ve‟s-sibak ve‟s-sayd ve‟l-cihad” adlı

eseri yazmıĢtır.

3) Muhammed b. Âlî el-Hanefî, XVI. yüzyılın sonunda “el-Uss fi‟l-amel

bi‟s-seyf ve‟t-tırs ve‟l-kifâye fîilmi‟r-rimâye” adlı eser yazmıĢtır.

4) Matrakçı Nasuh, harp sanatından bahsettiği “Tuhfetü‟l-guzât”adlı

eseri Türkçe olarak kaleme almıĢtır.

5) Osmanlılar dolayısıyla Ġslam dünyasında top dökümü ve kullanımı

konusunda ortaya konan ilk müstakil eser, 1632 yılında Ġbrahim Reis b.

61 Mücteba İlgürel, “Osmanlı Devleti’nde Ateşli Silahlar”, Osmanlı, C. 6, Ankara 1999, s. 605; Gabor

Agoston, “Avrupa’da Osmanlı Savaşları 1453-1826”, Top, Tüfek ve Süngü Yeniçağ’da Savaş

Sanatı (1453-1815), edt. Jermy Black, çev. Yavuz Alagon, İstanbul Ocak 2003, s. 133-135; Halil

İnalcık, , “Osmanlılarda Ateşli Silahlar”, 501-508; V.J Parry. , “İslam’da Harp Sanatı”, Tarih Dergisi,

S. 28, İstanbul 1975, s. 193-218; V.J. Parry, “Osmanlı İmparatorluğu’nda Kullanılan Harp

Malzemelerinin Kaynakları”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Enstitüsü Dergisi, S.

3, İstanbul Ekim 1972, s. 35-46; Salim Aydüz, Tophâne-i Âmire…, s. 28-29.

34

Ahmed el-Endülüsî tarafından kaleme alınan “Kitâbü‟ül-Ġzz ve‟l-menâfî li‟l

mücâhidiîn fî sebîli‟l-lah bi‟l- menâfî” adlı kitabıdır. Bu eser, Sultan IV.

Murad‟a ithaf edilerek Ġstanbul‟a gönderilmiĢtir.

6) Osmanlı askeri tarihi teĢkilatı ve silahlarıyla ilgili Comte de Graf L.

F. Marsigli 1732 yılında, “L‟Etat militare dell‟ Impire Otoman” adlı Ġtaltanca bir

eseri vardır.

7) Osman b. Abdülmennan el-Muhtedî tarafından XVIII. yüzyılın son

çeyreğinde Osmanlı Devleti‟ndeki topçuluk konusunu içeren “hediyyetü‟l-

Muhtedî” adlı bir eser yazmıĢtır.

8) Mühendishane-i Berrî Humayûn baĢ hocası baĢ hocası Ġshak Efendi

tarafından Fransızca eserlerden adaptasyon yoluyla Türkçeye çevrildiği

söylenilen “Usulu‟s-Siyâga” adlı bir eser yazmıĢtır. Ayrıca Ġshak Efendi, harp

sanatına dair, “Rekz ve nasbü‟l-hiyâm” (Ġstanbul 1826), “Tuhfetü‟l-ümerâ fi

hıfzı kıla‟” (Ġstanbul 1827) ve Usûl-i Ġstihkamât” (Ġstanbul 1834) adlı üç eseri

tercüme yoluyla Türkçeye kazandırmıĢtır.

9) Ahmed Muhtar PaĢa, “Ahvalnâme-i Müellefât-ı Askeriyye” ve

“Ahvalnâme-i Müellefât-ı Topçuyân” adlı iki eser telif etmiĢtir.

10) Evliya Çelebi “Seyahatname” adlı eserinde XVII. yüzyılda

Tophâne-i Âmire ile Osmanlı top döküm teknikleri ve top çeĢitleri hakkında

önemli bilgiler vermiĢtir.

b) Osmanlı ArĢiv Kayıtları: AteĢli silahlarla ilgili Osmanlı Devleti‟nin

tuttuğu arĢiv kayıtlarında bazıları Ģunlardır:

1) Tophane-i Amire muhasebe defterleri: Muhasebe defterleri bir

müessesenin geçen bir yıl içersindeki tüm maliyetlerini en ufak ayrıntısına

kadar yazan defterlerdir. Siyâkat yazı ve dîvân rakamlarıyla yazılan ve daha

çok Farsça kelimelerin kullanıldığı bu defterlerin baĢında, defterin muhtevası

hakkında bilgi verilmiĢ, dönemin topçubaĢısı, Tophâne emini ve kâtibi ve bazı

devlet ricalinin isimleri belirtilerek ait olduğu dönemi bildiren tarihlerle

35

kaydedilmiĢtir. Bu defterler genel olarak Tophâne-i Âmire‟nin gelir-giderlerinin

kaydedildiği muhasebe defterleri ve Tophâne-i Âmire‟ye gelen bakır, kalay ve

tunç gibi metallerin kaydedildiği defterler olmak üzere ikiye ayrılır.

2) Dîvân-ı Hümâyûn Mühimme Defterleri: Hususiyetle sefer

zamanlarında Tophâne-i Âmire‟de dökülen toplar ve hazırlanması gereken

mühimatlar hakkında Divân‟dan yazılan hükümlerin kaydını tutulduğu

defterler olması bakımında mühimmeler çok önemlidir.

3) Mâliye Âhkam Defterleri ( Mâliyeden Müdevver Defterleri): Bunlar

gerek Defterhane-i Amire tarafından tutulan genel maliye gerekse Ġstanbul

içine ait maliye olmak üzere doğrudan tophaneyle ilgili maliyeler olduğundan

merkezi veya merkez dıĢındaki faaliyetlerin incelenip takip edilmesi açısından

çok önemli arĢiv kayıtlarıdır. Bu çalıĢmalarda Tapu-Tahrir defterlerini de

incelemek yararlı olacaktır. Tapu-Tahrir defterlerinde taĢrada bulunan

kalelerdeki toplar ve diğer silahların tespitiyle kullanılan silah çeĢitlerinin

belirtilmesinde mühim bir yer tutmuĢtur62.

Kaynaklarda geçen bir baĢka konu ise Yavuz Sultan Selim ve Kanuni

Sultan Süleyman döneminde ateĢli silahların Osmanlı Devleti‟ne getirdiği

yararların neler olduğudur. Yavuz Sultan Selim Dönemi‟nde çok sayıda

büyük ebatlarda dövme demir toplar yaptırmıĢtır. Bu toplar Çaldıran,

Mercidabık ve Ridaniye SavaĢlarında kullanılmıĢ, bu savaĢlarda Yavuz

Sultan Selim‟in ordusu ateĢli silah üstünlüğü sayesinde muzaffer olmuĢtur.

Kaynaklardaki bilgilere göre Yavuz Sultan Selim‟in Çaldıran savaĢında

tahminen 150 topu olduğu belirtilmiĢtir.

Kanuni Sultan Süleyman dönemi, hem Osmanlı tarihi açısından

hemde Tophâne-i Âmire ve Osmanlı topçuluğu açısından önem taĢıyan bir

dönemdir. Kanuni Sultan Süleyman‟ın topçuluğun önemini kavraması ve bu

62 Salim Aydüz, Tophâne-i Âmire…, a. 9-12; Salim Aydüz “Osmanlı Askeri Teknoloji Tarihi…”, s.

281-288; Salim Aydüz, “Tophane-i Amire ve Osmanlılarda Top Dökümü”, s. 22-23; İbrahim

Büyükyumukoğlu, “Askeri Tarih’in Kaynakları”, s. 103-113; Yücel Özkaya, “Osmanlı Dönemi İçin

Askeri Tarih Kaynakları”, s. 95-101; Naci Çakın, “Askeri Tarihin Kaynakları”, s.115-120; Nejat

Göyünç, “XVI. Yüzyılda Türk Askeri Tarihi İle İlgili Yeni Kaynaklar”, s. 121-130.

36

konuya gereken önemin vermesi, saltanatın ilk yıllarına rastlamaktadır.

Kanuni Sultan Süleyman ilk önce Fatih Sultan Mehmed‟in yaptırdığı tophane

binasını daha fazla top üretebilmek maksadıyla yerine daha büyük ve geniĢ

bina yaptırmıĢ ve birçok Ģehirde tophaneler kurdurmuĢtur. Onun ateĢli

silahlara önem vermesi sayesinde saltanata ilk çıktığı yıllarda, Belgrat, Rodos

ve Mohaç seferlerinde kullandığı toplar, bu üç seferin kazanılmasını

sağlamıĢtır. Bu durum onun kırk altı yıllık saltanatı boyunca yaptığı

savaĢlarda ateĢli silahların gücünden yararlanma amacını arttırmıĢtır63.

AraĢtırma sonucunda ortaya konan eserlerde geçen bir baĢka konu

ise Osmanlı tüfek ve topunun üzerindeki iĢlemeler ve damgalardır. XVI.

yüzyılda Osmanlı tüfekleri motif ve süsleme programları açısından kendi

içerisinde bir üslup bütünlüğü gösterir. Süslemeler tüfeklerin ahĢap

kısımlarında, dipçik tabanı ve çevresinde, tetik çevresinde ve kabza üzerinde

yer almaktadır. Metal kısımlardaki süslemeler ise bilezikler üzerinde ve

namlunun muhtelif yerlerinde bulunur.

Osmanlı tüfeklerinin dipçik ve kundak gibi ahĢap kısımları ile namluları

mekanizmaları ayrı ustalar tarafından imal edilerek süslenir. Bir tüfeğin üç

ayrı usta tarafından çıktığı, gerek tüfekler üzerinde rastlanan usta adlarından

gerekse süslemelerdeki değiĢiklerden fark etmek mümkündür. Zaten madeni

ve ahĢap iĢlemek iki ayrı sanattır. Namluyu imal eden ve süsleyen ustanın

aynı zamanda dipçiği de imal edip süslemesi zordur. Üstelik böyle bir durum

iĢinin hızını da kesecektir. Ġmalatta sureti sağlamak için tüfeğin parçalarının

ayrı ustaların ellerinden çıkıp sonradan birleĢtirilmesi akla daha uygun

gelmektedir.

XVI. yüzyıl tüfeklerinde usta adlarından baĢka, silahın muhalif

yerlerinde sahip adları, kontrol amacıyla vurulan tuğra veya kayı damgası yer

63 Salim Aydüz, “Osmanlı Devlet’inde Ateşli Silah Sanayi…”, s. 639-644; İbrahim Hakkı Konyalı,

“Kanuninin Topları”, Tarih Hazinesi, S. 4, İstanbul Nisan 1951, s. 419-423; Gabor Agoston,

Osmanlı’da Strateji…, s. 139-142; Gabor Agoston, “Avrupa’da Osmanlı Savaşları…,” s. 138-141;

Gabor Agoston, “Tüfek”, s. 460. Salim Aydüz, “Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Osmanlı Top

Döküm Teknolojisi”, I. Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Bildirileri (15-17 Kasım 2001)

Türk Teknoloji Tarihi, Yay. Haz. Emre Dölen, Mustafa Kaçar, İstanbul 2003, s. 13-28.

37

alır. Bu yüzyıl tüfeklerinde görülen bir baĢka özellik, bir grup tüfeğin namlu

uçlarının ejder baĢı Ģeklinde olmasıdır. AraĢtırmacılara göre, namlu

uçlarındaki ejder baĢlarının süsleme ve sembolik anlamlarından baĢka

tüfeğin tetiği ateĢlenip namlu ateĢ aldığında, ağızdan ateĢ püsküren bir

ejderha görünümü ortaya çıkmaktadır.

Osmanlı topları da incelendiği zaman topun ağız kısmında ve üzerinde

Osmanlıca yazı süslemeleri ve padiĢah tuğralarının olduğu görülmektedir. Bu

da Osmanlı‟nın süsleme sanatında ne kadar üstün olduğunu bizlere

gösterir64.

Resim 2.1: Osmanlı Tüfeğinin Dipçik Kısmı

Resim 2.2: Osmanlı Topunun Üzerindeki Tuğra

64 Tülin Çoruhlu, “Askeri Müzede Bulunan XVI. Yüzyıla Ait Osmanlı Tüfekleri”, Türk Dünyası

Tarih Dergisi, S. 24, İstanbul 1988. S. 40-45; Tülin Çoruhlu, “Osmanlı Tüfekleri Üzerinde Görülen

Kontrol Damgaları”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S.18, İstanbul Haziran 1988, s. 9-15; Tülin

Çoruhlu, Askeri Müzedeki Ejderhalı Osmanlı Tüfekleri”, Sanat Tarihi Araştırmaları, S. 9, İstanbul

1990, s. 59-61; Tülin Çoruhlu, Osmanlı Tüfek, Tabanca…, s. 2-3.

38

Kaynaklarda geçen bir diğer konu ise Osmanlı Devleti‟ndeki top

dökümhanelerinin nerelerde ve ne zaman kurdurulduğudur. Osmanlı Devleti

Ġstanbul‟u fethetmeden önce biri Edirne‟de diğeri Bursa‟da iki top

dökümhanesine sahipti. Bunun yanında, sarp yerlerde bulunan kalelerin

muhasaralarında kullanılacak büyük topların, savaĢ alanına yakın bir yerde

inĢa edilen seyyar tophanelerde dökülmüĢtür. Osmanlılar, Tophâne-i

Âmire‟nin faaliyetine geçmesine kadar, top ihtiyacını sabit tophanelerin

yanında yer yer seyyar tophanelerde döktükleri toplar vasıtasıyla temin

etmiĢlerdir. Fatih Sultan Mehmed dönemiyle birlikte çığır açan Osmanlı

topçuluğu kısa sürede büyüyerek rakipsiz duruma gelmiĢtir. Osmanlı

Devleti‟nin sahip olduğu ateĢli gücün Ģekillendiği ocaklar olan tophanelerden

bazıları Ģunlardır:

1) Bursa Tophanesi: XV. yüzyılda inĢa edildiği zannedilmektedir. 1521

yılına kadar hizmet vermiĢtir. 1521 yılında çıkan yangında büyük hasar

geçirmiĢtir. Bursa‟da tophanenin bulunduğuna kanıt ise XV. asırdan beri

burada Tophane adlı bir mahallenin varlığıdır.

2) Edirne Tophanesi: Sultan II Murad tarafından kurdurulmuĢ, oğlu

Fatih Sultan Mehmed tarafından geniĢletilmiĢtir. Ġstanbul surlarını yerle

yeksan eden toplar burada dökülmüĢtür.

3) Ġstanbul Tophanesi: Fatih Sultan Mehmed tarafından inĢa edilmiĢ

olup, Kanuni Sultan Süleyman döneminde geniĢletilmiĢtir. Burası, Osmanlı

Devleti‟ndeki top üretilen yerlerin merkezi konumundaydı.

4) Avlonya Tophanesi: Sultan II. Bâyezîd tarafından inĢa edilmiĢtir.

Modon seferinde kullanılacak toplar burada üretilmiĢtir.

5) Semendire Tophanesi: Sultan II. Murad tarafından Belgrat‟ın

fethinde kullanılacak topların inĢası için kurdurulmuĢ, uzun yıllar burada top

yapılmıĢtır.

39

6) Nova Brdo Tophanesi: Buranın ne zaman kurulduğuna dair kesin

bir bilgi olmamasına rağmen, Osmanlıların burada top döktüklerini gösteren

ilk kayıt 1538 tarihlidir.

7) Ġskenderiye Tophanesi: 1478 yılında fethedilen Ġskenderiye,

muhasarası için kale önünde top dökülmüĢtür.

8) Belgrat Tophanesi: Kanuni Sultan Süleyman‟ın 1521 yılında burayı

fethetmesinden sonra kurdurulmuĢtur. 1566 Zigetvar seferine gidilirken

buradan top götürülmüĢtür.

9) Budin Tophanesi: Kanuni Sultan Süleyman‟ın 1541 Budin

seferinden sonra bölge Osmanlıların hâkimiyeti altına girmiĢtir. Bu yıllarda

Kanuninin batıya yapılacak seferler için top dökümhaneleri kurduğu

söylenilmektedir. Nitekim Kanuni 1543 Estergon, 1544 ViĢegrad kalelerinin

muhasarası için buradan top götürmüĢtür.

Osmanlının kuradurduğu diğer tophanelerin isimleri Ģunlardır: Erzurum

Tophanesi, Mısır Tophanesi, Basra Tophanesi, Birecik Tophanesi ve Van

tophanesi65.

Kaynaklarda geçen bir baĢka konu Osmanlı Devleti‟nde kurulan

baruthanelerin nerede ve ne zaman kurulduğudur. Topun kullanılmasıyla

birlikte baruta olan ihtiyaç artmıĢtır. Ġlk devirde Osmanlıların Barut ihtiyacını

nasıl karĢıladıklarına dair elimizde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak XV.

asırdan itibaren Ġstanbul‟da ve çeĢitli Ģehirlerde barut üretim tesisleri kurulup

iĢletildiği bilinmektedir. Kaynaklarda ve arĢivlerde haklarında bilgi bulunan

baruthaneler Ģunlardır:

A) Ġstanbul’da KurulmuĢ Olan Baruthaneler:

1) Atmeydanı Baruthanesi, 2) Kâğıthane Baruthanesi, 3) ġehramini

Baruthanesi, 4) Baruthâne-i Âmire (Ġstanbul Baruthanesi), 5) Azadlu

65 Salim Aydüz, Tophâne-i Âmire…, s. 37-74; Salim Aydüz, “Osmanlı Devlet’inde Ateşli Silah

Sanyi”, s. 633-644. Mübahat S. Kütükoğlu, “Baruthâne-i Âmire”, DİA., C. 5, İstanbul 1992, s. 96-98;

Salim Aydüz, “Tophâne-i Âmire ve Müştemilâtı”, Osmanlı, C. 6, Ankara 1999, s. 646-659.

40

Baruthanesi, 6) Bakırköyü Baruthanesi gibi Osmanlı Devleti‟nin merkezde

barut ihtiyacını sağlamak için kurulmuĢ tesislerdir.

B) Ġstanbul DıĢında Kurulan Baruthaneler:

1) Selanik Baruthanesi, 2) Gelibolu Baruthanesi, 3) Bağdat

Baruthanesi, 4) Mısır Baruthanesi, 5) Budin Baruthanesi, 6) Bor Baruthanesi,

7) Kahire Baruthanesi. Osmanlı Devleti sefere çıktığı zaman barut ihtiyacını

Ġstanbul dıĢına kurdurduğu baruthanelerle karĢılamaya çalıĢmıĢtır.

Ayrıca baruthanelerin; nazır, barutçubaĢı, ruznamçeci, mübaĢir ve

barutçu neferleri gibi görevlileri bulunmaktaydı66.

Eserlerde geçen bir baĢka husus, Osmanlı Devleti‟nin kendi tarihi

boyunca kullandığı top çeĢitlerinin ne olduğudur. Osmanlı, 623 yıllık tarihi

boyunca birçok savaĢa girmiĢ ve bu savaĢlarda irili ufaklı pek çok top çeĢiti

kullanmıĢtır. Bunlardan bazıları Ģunlardır:

1) ġâhi Topu, 2) Çakaloz Topu, 3) Darbazen Topu, 4) Prangi Topu, 5)

BadaluĢka Topu, 6) Kolomborno Topu, 7) Balyemez Topu, 8) Ejderhan Topu,

9) Zenbürek Topu, 10) ġayka Topu, 11) Eynek Topu, 12) Havan Topu.

Osmanlı Devleti‟nin bu kadar fazla top çeĢidi kullanmasının birçok

nedeni vardır. Bunlardan en önemlisi savaĢ yapılacak bölgenin uzaklığı,

yüzeysel Ģekilleri ve kale surlarına göre büyük veya küçük topların

götürülmesi belirlenirdi. Ayrıca donanmada kullanılacak toplarda kara

toplarından farklı boyutta olması bu çeĢitliliği arttırmıĢtır67.

66 Ayrıntılı bilgi için bakınız, Zafer Gölen, “Osmanlı Barut Üretim Merkezi: Baruthâne-i Âmire”,

Türkler, C. 10, Ankara 2002 s. 136-144; İbrahim Sezgin, “Osmanlı İmparatorluğu’ndaki

Baruthâneler ve Barut İmalatı”, Türkler, C. 10, Ankara 2002, s. 145-150; Muzaffer Erdoğan, “Arşiv

Vesikalarına Göre İstanbul Baruthaneleri”, İstanbul Enstitüsü Dergisi, S. 2, İstanbul 1956, s. 115-

138; Birol Çetin, Osmanlı İmparatorluğunda Barut…, s. 9-29; Semavi Eyice, “Baruthâne”, DİA.

C. 5, İstanbul 1992, s. 94-96; Mübahat S. Kütükoğlu, “Baruthâne-i Âmire”, s. 96-98; Meryem Kaçan

Erdoğan, “II. Viyana Seferi’nde (1683) Osmanlı Ordusunun…”, s. 660-661. 67 Ayrıntılı bilgi için bakınız, Muzaffer Erendil, Topçuluk Tarihi, s. 70-71; T. Nejat Eralp, Tarih

Boyunca Türk Toplumunda Silahi…, s. 117-118; Gülşen Arslanboğa, Askeri Müze Toplar…, s.

40-42.

41

Son olarak kaynaklarda geçen konu, Osmanlı Devleti‟nden günümüze

ulaĢan topların neler olduğudur. Osmanlı döneminde günümüze ulaĢan pek

çok sayıda top vardır. Bunların büyük kısmı Ġstanbul‟daki Askeri Müzede,

Dolmabahçe Sarayı bahçesinde ve Deniz Müzesi‟nde sergilenmekle birlikte

bazıları da yurt dıĢında bulunmaktadır. Günümüze ulaĢan topların bazıları

Ģunlardır:

Fatih Sultan Mehmed‟in Bizans surlarını yıktırmak ve kale surlarını

muhasara etmek için yaptırdığı toplardan altı tanesi günümüze kadar

gelmiĢtir. Bunlardan beĢ tanesi Ġstanbul‟daki Askeri Müze bahçesinde

sergilenmektedir. Bu toplardan dört tanesinin özellikleri birbirine benzerdir.

Ġçlerinden bir tanesinin süslemeleri ve büyüklüğüyle dikkat çekmektedir. Bu

dönemde yapılan ve günümüze ulaĢan diğer top ise, Ġngiltere‟nin Portsmouth

Ģehrindeki Fort Nelson Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu top iki parçalı olup

ağırlığı yaklaĢık yirmi ton ağırlığındadır.

Yavuz Sultan Selim döneminde yaptırılan ve Mısır seferi için kullanılan

üç top günümüze kadar ulaĢmıĢtır. Bunlardan ikisi Ġstanbul‟daki Deniz Müzesi

bahçesinde sergilenmektedir. Diğer yandan Yavuz Sultan Selim zamanında

dövme demirden yaptırılmıĢ ve ebatları Deniz Müzesi‟ndeki toplarla yaklaĢık

olarak aynı bir diğer demir top, Midilli Adasında bulunmakta olup, buraya

gelen misafirler için sergilenmektedir.

Tespit edildiği kadarıyla Ġstanbul‟da Kanuni Sultan Süleyman

dönemine ait on adet top bulunmaktadır. Bunlardan yedisi Askeri Müze‟de,

ikisi Dolmabahçe Sarayı önünde ve biri Deniz Müzesi‟nde bulunmaktadır.

Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait en eski tarihli toplar, Dolmabahçe

Sarayı bahçesinde bulunanlardır. H. 928, m. 1522 tarihli bu toplar

muhtemelen 1522 yılındaki Rodos Seferi öncesinde döktürülmüĢtür.

Dolmabahçe Sarayı bahçesindeki diğer topta aynı tarihte ve aynı ölçülerle

dökülmüĢtür. Bu iki topun ölçüleri Fatih Sultan Mehmed döneminde yapılan

topların ölçüleri hemen hemen aynıdır. Tarih bakımdan eski olan ve 1522

42

yılında yapılan bir diğer top ise Askeri Müze‟de bulunmaktadır. Bu topun

üzerinde Osmanlıca Ģu ibareler yer almaktadır:

“Süleyman-ı zaman sultan-ı a’zam

Buyurdu toplar heybette ejder

Dem urup ra’d-veş gıjgırdığınca

Ola a’dâ hisârı kâke yekser.”

Günümüze ulaĢan bir diğer top Sultan II. ve III. Selim dönemine ait

toplardır. Sultan II. Selim dönemine ait olan ve KasımpaĢa‟daki eski Deniz

Müzesinin bahçesinde toprağın altında bulunan topun özelliği yirmi ton

ağırlığında 7.5 m. uzunluğunda ve yirmi beĢ cm. çapında olmasıdır. Sultan

III. Selim‟e ait olduğu söylenen ve bugün Ġngiltere'nin baĢkenti Londra'da,

dünyanın sıfır noktası olarak bilinen Greenwich semtindeki Kraliyet Denizcilik

Okulunun giriĢinde sergilen top, hayranlıkla ziyaret edilmektedir68.

68 İbrahim Hakkı Konyalı, “Sultan Selim’in Eşsiz Topu”, Tarih Hazinesi, S. 3, İstanbul Aralık 1950,

s. 107-109; Salim Aydüz, “Osmanlı Devleti’nde Ateşli Silah Sanayi”, s. 637-644; Fatih Sultan

Mehmed’in İngiltere'nin Portsmouth şehrindeki Fort Nelson Müzesi'nde sergilenen topu için bkz.

http://www.youtube.com/watch?v=eG2uc6BQRo0 (29.06.2013); Osmanlı Sultanı III. Selim’in

İngiltere'nin başkenti Londra'da, dünyanın sıfır noktası olarak bilinen Greenwich semtindeki Kraliyet

Denizcilik Okulunun girişinde sergilen top için bkz.

http://www.dailymotion.com/video/xl1k6f_syfyr-noktasynda-osmanlytopu_news#.Uc68STv8GzJ

(29.06.2013). Ayrıca diğer Osmanlı topları için bkz.

http://www.youtube.com/watch?v=n1qkBRM2uAE. (29.06.2013).

43

Resim 2.3: Fatih Sultan Mehmed‟in Ġngiltere‟deki Topu

2) Mühimme Defterlerinde AteĢli Silahlar ve Baturla Ġlgili Bazı

Hükümler ve Değerlendirilmesi

Mühimme Defteri, Osmanlı Ġmparatorluğunun en yüksek idari organı

olan Divan-ı Hümayunda alınan kararların suretlerinin kaydedildiği defterler

yahut bunun ilk sırasında bulunan defterler olarak tarif edilir69. Bu divan

görüĢmeleri sırasında iç ve dıĢ meselelerle ilgili pek çok siyasi, sosyal ve

içtimai kararlar alınmıĢtır. Mühimme defterlerinde ateĢli silah ve barutlarla

ilgili birçok hükme rastlamak mümkündür. Bu hükümlerden bazıları Ģunlardır:

Hicri 993, miladi 1585‟te ġamahı Beğlerbeğisi olup Kefe‟de ikamet

eden Ferhat PaĢa‟ya gönderilen bir hükümde Kefe'de bulunan darbzen

69. Feridun Emecen, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkâm-ı Mîrî Kuyûd-ı Mühimme ve

Ahkâm-ı Şikâyet”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, C. 3, S.5, İstanbul 2005, s. 107-138;

Mübahat Kütükoğlu, “Mühimme Defterlerindeki Mumamele Kayıtları Üzerine” Tarih Boyunca

Paleografya ve Diplomatik Semineri, İstanbul 1988, s. 95-112; Mübahat, “Mühimme Defteri”

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopadisi, C. 31, İstanbul 2006, s. 520-523.

44

topları, araba ve bütün levazımıyla Topçu BölükbaĢı Mustafa emrindeki topçu

efradını gemi ile Trabzon'a nakletmesi buyrulmuĢtur70.

Hicri 1027, miladi 1618 yılında Konya mollası, BeyĢehir, AkĢehir, Ġçel

sancaklarında vaki olan kadılara, Karaman Beylerbeyisi müsellimine,

BeyĢehir, AkĢehir, Alanya ve Ġçel sancakları müsellimlerine gönderilen

hükümde Karaman eyaletinde ortaya çıkan suhte ve eĢkıya taifesinin

yakalanıp haklarından gelinmesi konusunda görevli olan Muhammed Bey‟in

ihtiyaç duyması halinde eyalet dahilinde kaza kadıları ve müsellimleri

tarafından kendisine yeterli sayıda tüfekçi verilmesi ve gereken yardımların

yapılması buyrulmuĢtur71.

Hicri 967 Miladi 1559 yılında Hân Hazretlerine gönderilen bir

hükümde, Tophâne-i âmire‟de üretilen darbzen, top, barut ve sairenin Özi

Kalesine gönderilerek buranın düĢman saldırılarına karĢı tahkim edilmesi

buyrulmuĢtur72.

Hicri 967 Miladi 1559 yılında Bağdat Beylerbeyi‟ne gönderilen bir

hükümde Lahsâ Beylerbeyi Murâd dâme ikbâlühûnun acil olarak barut ve

silaha ihtiyaç duyduğunu, Bağdat Beylerbeyi‟nin Lahsa'ya yüz kese barut ile

Diyarbakır‟dan gelecek silâhların gönderilmesi buyrulmuĢtur73.

Hicri 979 Miladi 1572 yılında Çırnova kadısına gönderilen hükümde,

TemaĢvar'da Balçık Ġskelesi'ne gelecek barutun Rusçuk Ġskelesine

gönderilmesi için Semendire kadısına ve beyine Çırnova kadısına haber

vermesi için emr-i Ģerif gönderildiğini, gemilerle bu barut ve mühimmatın

Çırnova kadısının eline geçtikten sonra Rusçuk iskelesi yerine Varna‟ya

gönderilmesi buyrulmuĢtur74.

Hicri 978 miladi 1571 yılında Kefe sancağı beyine gönderilen hükümde

Ejderhan seferine gönderilen top ve ona müteallık silah ve malzemeden

70 Başbakanlık Osmanlı Arşivi; Mühimme Defteri, LIX, 10/35, H. 933, M. 1585. 71B.O.A; MD, LXXXII, 126/245, H. 22 C. 1027, M. 16 Haziran 1618. 72 B.O.A; MD, III, /1099, H. 967, M. 1559. 73 B.O.A; MD, III, /1133, H. 967, M. 1559. 74 B.O.A; MD, X, 217/328, H. 5 N 979, M. 21 Ocak 1572.

45

orada kalanlar hakkında topçubaĢı tarafından verilen defterin sureti

gönderildiğinden, mevcut olup olmadığını ve miktarını öğrenip bildirmesi, iyi

muhafaza ettirmesi buyrulmuĢtur75.

Hicri 978 miladi 1571 yılında Semendire beyine ve kadîsına gönderilen

hükümde, TemaĢvar taraflarından gönderilen bir miktar ıslanmıĢ barutun,

topçulara kurutturulup hıfz olunması ve TemaĢvar'dan Pançova iskelesine

gelecek barutunda mîrî gemilerle Ruscuk iskelesine gönderilip, Çırnova

kadîsına teslim olunması buyrulmuĢtur76.

Hicri 978 Miladi 1571 yılında Yeniçeri ağasına verilen bir hükümde

Sakız adasına iki yüz nefer yeniçeri, yirmi nefer topçu, elli kantar barut ve

Cebehâne-i Âmire‟den bir miktar ok gönderilmesi; Yeniçeri ve topçu neferleri

için lider tayin edilmesi gerekildiği. Gönderilen barut ve okların bu lider kiĢiye

teslim edilmesi, Bu kiĢinin topçuluktan anlamayanların ellerinden gedikleri

alarak sancak beyine vermesi gerekildiği buyrulmuĢtur77.

Hicri 1041 Miladi 1631 yılında Biga sancağında bulunan kadılara

gönderilen hükümde Biga ve Kocaeli sancaklarındaki kazalar ile Ġznik ve o

taraflardaki kazalarda sakin topçular ġark Seferi'nde görevlendirildiklerinden,

bunların eksiksiz olarak ihraç edilip orduya katılmalarının sağlanması

buyrulmuĢtur78.

Hicri 973 miladi 1565 yılında Kavala, Limni ve Bozcaada dizdârlarına

gönderilen hükümde Yeni inĢâ olunan kaliteye Bozcaada, Limni ve

Kavala'daki hisarlardan yeterli sayıda hisar eri ve topçu görevlendirilmesi

buyrulmuĢtur79.

Hicri 977 miladi 1570 yılında Halep Beylerbeyine gönderilen hükümde

Halep defterdarının bildirdiğine göre Halep Kalesi‟nde yapılacak barut iĢinde

çalıĢtırılacak topçuların, ulûfelerinden baĢka ücret istemeleri caiz

75 B.O.A; MD, X, 248/382, H. 4 N 978, M. 30 Ocak 1571. 76 B.O.A; MD, X, 218/331, H. 4 N 978, M. 30 Ocak 1571. 77 B.O.A; MD, X, 263/409, H. 22 B 979, M. 10 Aralık 1571. 78 B.O.A; MD, LXXXV, 129/564, H. 1041, M. 1631. 79 B.O.A; MD, VI, /1263, H. 973, M. 1565.

46

olmadığından, Ġstanbul‟da barut iĢleyen topçular gibi yalnız ulûfeler ile

çalıĢmalarını tenbih eylemesine, aksi takdirde çalıĢanların yerlerini baĢkasına

bırakması buyrulmuĢtur80.

Hicri 977 miladi 1570 yılında Belgrat kadısına gönderilen hükümde

gönderilecek beĢ bin kantar barutu götürecek gemilere muavenet için asker

ve reâyâdan yeteri kadar adam tayin edilmesi Semendire‟de olan azablar

ağasına ve Vidin, Niğbolu kadılarına emredilmiĢ olduğundan, üç bin kantarını

denizden ve geri kalanını karadan göndermesine; Zigetvar‟dan alınmıĢ bir top

ile Rodnik‟te olan güllelerden bir tanesini de beraber yollaması

buyrulmuĢtur81.

Hicri 975 miladi 1567 yılında Piyâle PaĢaya gönderilen hükümde Vezir

Mustafa PaĢa'nın talebi üzerine Elli dirhem fınduk atar otuz kıt„a darbzen, bir

kıt„a iyi hevâyî topla yarar ehil topçu tedarik olunup Yemen mühimmi için

Mısır‟a giden gemilere yüklenerek mezkûr paĢaya bir an önce götürülmesi

buyrulmuĢtur82.

Hicri 977 miladi 1570 yılında Hersek beyine gönderilen hükümde

Seddi Ġslam Kalesi‟ne barut, top, kayık lazım olduğundan dolayı, Bosna

beyine hüküm gönderilip Banaluka‟dan doksan kantar barut istendiğine,

kendisinin bu barutu getirmesi, nemden ve ateĢten muhafaza etmesi, ayrıca,

sancağında güherçile madeni varsa iĢlettirmesi gerektiği buyrulmuĢtur83.

Hicri 978 miladi 1570 yılında Niğbolu beyine ve Rusçuk kadısına

gönderilen hükümde Emr-i Ģerif ile Rusçuk‟a gelen barut gemisinin iskelede

karĢılanıp muhafaza edilmesine, arabalar temin edilerek barutun

yükletilmesine, yollarda giderken yanlarında adamlar yürütülmesine,

arabaların birbirinden uzak yürütülmesine, barutun ateĢten uzak tutulup zarar

eriĢmesinden çekinilmesine, daha sonra da ya rençber gemileriyle ya da

kadırgalarla Ġstanbul‟a gönderilmesi buyrulmuĢtur.

80 B.O.A; MD, IX, /42, H. 23 N. 977, M. 1 Mart 1570. 81 B.O.A; MD, IX, /29, H. 18 N. 970, M. 1570. 82 B.O.A; MD, VII, /1215, H. 975, M. 1567. 83 B.O.A; MD, IX, /192, H. 23 L 977, M. 31 Mart 1570.

47

SONUÇ

Ġnsanların doğaya hâkim olma mücadeleleriyle birlikte ortaya çıkan

silah, insanlık tarihini derinden etkilemiĢtir. Ġnsanların tarih öncesi devirde

taĢların ucunu yontma ve sivrileĢtirmeyle birlikte baĢlayan silahlanma

sürecini, barutun keĢfinden önceki dönem ve barutun keĢfinden sonraki

dönem olmak üzere iki kısma ayırabiliriz.

Barutun keĢfinden önceki dönemlerde kılıç, mızrak, ok yay, hançer,

balta… gibi pek çok silah yapılmıĢtır. Bu silahlar sayesinde insan, avlanarak

kendi ve ailesinin hayatını idame ettirmeye çalıĢmıĢ, aynı zamanda bölgesine

gelecek düĢmanlara karĢı mücadele etmiĢtir.

VIII. yüzyılda Çin‟de tarihinin akıĢını değiĢtirecek bir geliĢme

yaĢanmıĢtır. Bu geliĢme hiç Ģüphesiz barutun keĢfidir. Yanıcı ve itici bir güce

sahip olan barut sayesinde ortaya çıkan ateĢli silahlar, devletlerin siyasi ve

sosyal yapılarını derinden etkilemiĢtir.

Barutun Haçlı seferleri ve ticaretle batıya taĢınmasıyla birlikte Batı

dünyası ve Osmanlı devleti barutla tanıĢmıĢ, yeni silahlar geliĢtirmiĢtir.

Yeniçağ‟da Dünya tarihi incelendiği zaman barut ve ateĢli silahlar teknolojisi

en çok Osmanlı Devleti‟nin iĢine yaramıĢtır. Osmanlı geliĢtirdiği top, tüfek gibi

silahlar sayesinde Ġstanbul baĢta olmak üzere pek çok Ģehir ve kale almıĢ, üç

kıtaya hükmetmiĢtir.

AteĢli silahlar sayesinde savaĢlardaki insan gücünün önemi azalmıĢ,

bunun yerine top, tüfek gibi silahlara daha çok sahip olan tarafın savaĢları

daha rahat kazandığı gözlenmiĢtir. Günümüze kadar hiç duraksamadan

devem eden bu teknoloji, geçmiĢe oranla müthiĢ bir ilerleme sağlamıĢtır.

Eskiden kullanılan top ve tüfeğin yerini uçak, tank gibi savaĢ aletleri almıĢtır.

AteĢli silahların bu geliĢim sürecini merak eden birçok araĢtırmacı

silahın insanlık tarihi üzerindeki yeri ve önemini incelemeye baĢlamıĢ,

neticede ortaya çok çeĢitli eserler koymuĢtur. AteĢsiz silahların geçmiĢinden

48

baĢlayarak günümüze kadar süregelen değiĢimin yapısı anlatılan eserlerde,

ilginç bilgiler tespit edilebilmektedir.

Makalede kullanılan kaynakçadan da anlaĢılabilecek üzere silahlar

hakkında çok çeĢitli makale, kitap ve arĢiv belgesi ortaya konmuĢtur. Bu

eserlerden çeĢitli konular belirlenip irdelenerek böyle bir çalıĢma meydan

gelmiĢtir.

49

BĠBLĠYOĞRAFYA

1.1. OSMANLI ARġĠV VESĠKALARI

B.O.A; MD, LIX, 10/35, H. 933, M. 1585

B.O.A; MD, LXXXII, 126/245, H. 22 C. 1027, M. 16 Haziran 1618.

B.O.A; MD, III, /1099, H. 967, M. 1559.

B.O.A; MD, III, /1133, H. 967, M. 1559.

B.O.A; MD, X, 217/328, H. 5 N 979, M. 21 Ocak 1572.

B.O.A; MD, X, 248/382, H. 4 N 978, M. 30 Ocak 1571.

B.O.A; MD, X, 218/331, H. 4 N 978, M. 30 Ocak 1571.

B.O.A; MD, X, 263/409, H. 22 B 979, M. 10 Aralık 1571.

B.O.A; MD, LXXXV, 129/564, H. 1041, M. 1631.

B.O.A; MD, VI, /1263 H. 973, M. 1565.

B.O.A; MD, IX, /42, H. 23 N. 977, M. 1 Mart 1570.

B.O.A; MD, IX, /29, H. 18 N. 970, M. 1570.

B.O.A; MD, VII, /1215, H. 975, M. 1567.

B.O.A; MD, IX, /192, H. 23 L 977, M. 31 Mart 1570.

B.O.A; MD, IX, /206, H. 23 L 977, M. 31 Mart 1570.

1.2. KĠTAPLAR

ÁGOSTON Gábor, Osmanlı’da Strateji ve Askeri Güç, çev. M. Fatih

ÇalıĢır, TimaĢ Yayınevi, Ġstanbul ġubat 2012.

ARCHER I. Christan, Dünya SavaĢı Tarihi, çev. Cem Demirkan, Ezgi

Matbaacılık, Ġstanbul Ekim 2006.

ARSLANBOĞA GülĢen, Askeri Müze Toplar Koleksiyonu, Askeri

Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı, Ġstanbul 2009.

AYDÜZ Salim, Tophâne,i Âmire ve Top Döküm Teknolojisi, Türk

Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2008.

50

BAHADIR Osman, Osmanlılarda Bilim, Sarmal Yayınevi, Ġstanbul

Temmuz 1996.

CHASE Kenneth, AteĢli Silahlar Tarihi, çev. Füsun Tayanç, Tunç

Tayanç, Türkiye ĠĢ Bankası Yayınları, Ġstanbul Eylül 2008.

CIPOLLA M. Carlo, Yelken ve Top, çev. Aslı Kayabal, Kitapyayınevi,

Ġstanbul Haziran 2003.

ÇETĠN Birol, Osmanlı Ġmparatorluğu’nda Barut Sanayi, T.C. Kültür

Bakanlığı Yayınları, Ankara 2001.

ÇETĠNER Aydın, 21. Yüzyılda SavaĢ Stratejileri, Selis Kitapevi

Ġstanbul Ekim 2003.

ÇORUHLU Tülin, Osmanlı Tüfek, Tabanca ve Teçhizatları (Askerî

Müzeden Örneklerle), Genelkurmay BaĢkanlığı Yayınevi, Ankara 1993.

EMECEN M. Feridun, Osmanlı Klasik Çağında SavaĢ, TimaĢ

Yayınevi, Ġstanbul 2010

ERALP T. Nejat, Tarih Boyunca Türk Toplumunda Sîlah Kavramı

ve Osmanlı Ġmparatorluğunda Kullanılan Silahlar, Türk Tarih Kurumu

Yayınları, Ankara 1993.

ERENDĠL Muzaffer, Topçuluk Tarihi, Genelkurmay BaĢkanlığı

Yayınevi Ankara 1988.

ESLEN Nejat, Tarih Boyu SavaĢ ve Strateji, Metris Yayınevi,

Ġstanbul Mayıs 2003.

GÖKSU Erkan, Türk Kültüründe Silah, Ötüken NeĢriyat, Ġstanbul

2008.

Halil Ġnalcık, Sûret-i Defter-i Sancak-i Arnavid, Türk Tarih Kurumu

Yayınları, XIV. Baskı, Ankara 1987.

51

KEEGAN John, SavaĢ Sanatı Tarihi, çev. Selma Koçak, Doruk

Kitapevi, Ġstanbul Aralık 2007.

MURPHEY Rhoads, Osmanlı’da Ordu ve SavaĢ, (1500-1700), çev.

M. Tanju Akad, Homer Kitapevi, Ġstanbul 2007.

ÖZDAL Ahmet, Türklerin SavaĢ Sanatı (Aldatıcı Taktikler ve

FarklılaĢan Stratejiler), Doruk Kitapevi, Ġstanbul ġubat 2008.

POLAT Fazıl, Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi C. III. Kısım I. (1299-

1451), Genelkurmay BaĢkanlığı Harp Dairesi Basımevi, Ankara 1964.

TANERĠ Aydın, Osmanlı Kara ve Deniz Kuvvetleri (KuruluĢ Devri

1299-1453), Kültür Bakanlığı, Ankara 1981.

Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi / III ncü Cilt 2 nci Kısım (1451- 1566),

Genel Kurmay Harp Tarihi BaĢkanlığı Harp Tarihi Yayınları, Ankara 1977.

Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi C. III. Kısım III. Ġstanbul’un Fethi

1453, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt BaĢkanlığı Askeri Tarih

Yayınları, Ankara 1979.

UCUZSATAR Necati Ulunay, Türklerde Harp Sanatı Taktik ve

Starateji (M.Ö 220-M.S 1453), Derin Yayınevi, Ġstanbul Ocak 2007.

1.3. MAKALELER

ÁGOSTON Gábor, “Avrupa‟da Osmanlı SavaĢları 1453-1826”, Top,

Tüfek ve Süngü Yeniçağ’da SavaĢ Sanatı (1453-1815), edt. Jermy Black,

çev. Yavuz Alagon, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Ocak 2003, s. 133-135;

ÁGOSTON Gábor, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Harp Endüstrisi ve

Barut Teknolojisi (1450-1700)”, Osmanlı, C. 6, Yeni Türkiye Yayınları,

Ankara 1999, s. 621-632.

ÁGOSTON Gábor, “Osmanlılarda Askeri Güç ve Silah Endüstrisi”,

Osmanlı Askeri Tarihi Semineri, Ġstanbul ġubat 2010, s. 5-20.

52

ÁGOSTON Gábor, “TOP”, Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam

Ansiklopedisi, C. 41, Ġstanbul 2012, s. 240-242.

ÁGOSTON Gábor, “Tüfek”, Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam

Ansiklopedisi, C. 41, Ġstanbul 2012, s. 459-461.

AYDÜZ Salim, "AteĢli Silahlarla Ġlgili Türkçe Matbu Eserler

Bibliyografya Denemesi (1727-1928)", Kutadgubilig Felsefe-Bilim

AraĢtırmaları, C. 5, Mart 2004, s. 259-309.

AYDÜZ Salim, "Ġngiltere‟de bulunan „Dardanel Topu‟ ve Osmanlı

Tarihindeki Önemi", Çanakkale I: SavaĢı ve Tarihi, edt. Ġbrahim YumuĢak,

Ağustos 2007.

AYDÜZ Salim, “Kanuni Sultan Süleyman Dönemi Osmanlı Top Döküm

Teknolojisi”, I. Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Bildirileri (15-17

Kasım 2001) Türk Teknoloji Tarihi, Yay. Haz. Emre Dölen, Mustafa Kaçar,

Türk Bilim Tarihi, Ġstanbul 2003, s. 13-28.

AYDÜZ Salim, “Osmanlı Askeri Teknoloji Tarihi”, Türkiye

AraĢtırmaları Literatür Dergisi, Bilim ve Sanat Vakfı Türkiye AraĢtırmaları

Yayınları, C. 2, S. 2, Ġstanbul 2004, s. 265-295.

AYDÜZ Salim, “Osmanlı Devlet‟inde AteĢli Silah Sanayii ve Top

Döküm Teknolojisi (1453-1566), Osmanlı, C. 6, Yeni Türkiye Yayınları,

Ankara 1999, s. 633-645.

AYDÜZ Salim, “Tophâne-i Âmire ve MüĢtemilâtı”, Osmanlı, C. 6, Yeni

Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 646-659.

AYDÜZ Salim, “Tophane-i Amire ve Osmanlılarda Top Dökümü”,

Osmanlı Askeri Tarihi Semineri, Ġstanbul ġubat 2010, s. 21-54.

AYDÜZ Salim, “XIV-XVI. Asırlarda, Avrupa AteĢli Silah Teknolojisinin

Osmanlıların Aktarılmasında Rol Oynayan Avrupalı Teknisyenler ( Tâife-i

53

Efrenciyân)”, Belleten, C. LXII, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1999,

s. 779-834.

AYDÜZ Selim, “Cıgalazade Yusuf Sinan PaĢa‟nın ġark Seferi Ġçin

Tophâne,i Âmire‟de Haırlanan Toplar ve Tophâne-i Âmirenin 1604 Yılı Gelir-

Gider Muhasebesi”, Osmanlı Bilim AraĢtırmaları, C. 2, Ġstanbul 1998, s.

139-162.*

BAġAR Fahamettin, “Ġstanbul KuĢatmaları ve Bu KuĢatmalarda Eyüp

Cephanesinin Rolü”, IX Eyüp Sultan Sempozyumu, 13-15 Mayıs 2005.

BLACK Jermy, “Avrupa‟da Osmanlı SavaĢları”, Top, Tüfek ve Süngü

Yeniçağ’da SavaĢ Sanatı (1453-1815), çev. Yavuz Alagan, Kitapevi

Yayınevi, Ġstanbul Ocak 2003, 128-153.

BOSTAN Ġdris, “XVI-XVII. Yüzyıllarda Osmanlı Tershâneleri ve Gemi

ĠnĢa Teknolojisi” Osmanlı, C. 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 612-

620.

BÖREKÇĠ Günhan, “Askerî Devrim ve Yeniçerilerin Yaylım-AteĢ

(Volley Fire) Taktiği”, Osmanlı Askeri Tarihi Semineri, Ġstanbul ġubat

2010, s. 22-80.

BÜYÜKYUMUKOĞLU Ġbrahim, “Askeri Tarih‟in Kaynakları”, Birinci

Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1983,

s.103-113.

ÇAKIN Naci, “Askeri Tarihin Kaynakları”, Birinci Askeri Tarih

Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1983, s.115-120.

ÇELĠK ġenol, “Osmanlı Sefer Organizasyonunda Orducu Esnafı ve

Ġstanbul Orducuları”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum,

TeĢkilat ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs

2008, s. 355-386.

54

ÇORUHLU Tülin, “Askeri Müzede Bulunan XVI. Yüzyıla Ait Osmanlı

Tüfekleri”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S. 24, Ġstanbul 1988. S. 40-45.

ÇORUHLU Tülin, “Ġstanbul‟un Fethinde Fatih‟in Topları ve Osmanlı

Topçuluğu”, VII. Eyüp Sultan Sempozyumu, Ġstanbul 10-12 Mayıs 2003.

ÇORUHLU Tülin, “Ġstanbul‟un Fethinde Fatih‟in Topları ve Osmanlı

Topçuluğu”, VII. Eyüp Sultan Sempozyumu, Ġstanbul 10-12 Mayıs 2003, s.

230-235.

ÇORUHLU Tülin, “Osmanlı Cephanesinde Türk Sultanların Silahları”,

III. Eyüp Sultan Sempozyumu, Ġstanbul 28-30 Mayıs 1999.

Çoruhlu Tülin, “Osmanlı Ġmparatorluğunda Tüfeğin Halk Arasında

YayılıĢı”, Bildiriler II, Genelkurmay BaĢkanlığı ATESE Yayınları, Ankara

1983, s. 247

ÇORUHLU Tülin, “Osmanlı Tüfekleri Üzerinde Görülen Kontrol

Damgaları”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, S.18, Ġstanbul Haziran 1988, s. 9-

15.

ÇORUHLU Tülin, Askeri Müzedeki Ejderhalı Osmanlı Tüfekleri”, Sanat

Tarihi AraĢtırmaları, S. 9, Ġstanbul 1990, s. 59-61.

DAġ Mustafa, “XIV. Yüzyıl Fransız Kaynaklarına Göre Türk-Fransız

Askeri Temasları”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat

ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s.

277-288.

DEMĠR Muzaffer, “Eski Yunan Dünyasında Paralı Askerler”,

Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt.

Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 71-94.

DONUK Abdülkadir, “Türk Ordu TeĢkilatının Yabancı Ordulara Te‟siri

Mes‟elesi”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve

55

ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 183-

192.

DUMAN Cevat, “Askeri Tarih Ġçinde Türk Topçusu”, Birinci Askeri

Tarih Semineri Bildirileri II, Genel Kurmay Yayınevi, Ankara 1983, s. 127-

133.

DUMAN Cevdet, “Askeri Tarih Ġçinde Türk Topçusu”, Birinci Askeri

Tarih Semineri Bildirileri II, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1983, s. 127-

133.

EMECEN Feridun, “Osmanlı Divanının Ana Defter Serileri: Ahkâm-ı

Mîrî Kuyûd-ı Mühimme ve Ahkâm-ı ġikâyet”, Türkiye AraĢtırmaları Literatür

Dergisi, C. 3, S.5, Ġstanbul 2005, s.107-138.

EMECEN M. Feridun, “Ġlk Osmanlı SavaĢları ve Taktikleri Üzerine Bazı

Tespitler”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat ve

ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 266-

276.

ERDOĞAN KAÇAN Meryem, “II. Viyana Seferi‟nde (1683) Osmanlı

Ordusunun Kullandığı Silahlar ve Mühimmatın Temini”, Osmanlı, C. 6, Yeni

Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 660-669.

ERDOĞAN Muzaffer, “ArĢiv Vesikalarına Göre Ġstanbul Baruthaneleri”,

Ġstanbul Enstitüsü Dergisi, S. 2, Ġstanbul Matbaası, Ġstanbul 1956, s. 115-

138.

ERGĠN Gürkan, “Antik Çağ‟ın SavaĢ Makineleri”, Eskiçağ’dan

Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen,

Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 1-21.

ERKAN Kemal, “GeçmiĢten Günümüze Okçuluk”, Yedikıta Dergisi

Eki, S. 57, Ġstanbul Mayıs 2013.

56

EVSĠLE Mehmet, “Osmanlı Harp Sanayi”, Yeni Türkiye Dergisi, S.

31, Ġstanbul 2000, s. 642-645.

EVSĠLE Mehmet, “Osmanlı‟da Harp Sanayi”, Yeni Türkiye Dergisi, C.

31, Semih Ofset, Ankara ġubat 2000 s. 613-641.

EYĠCE Semavi, “Baruthâne”, Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam

Ansiklopedisi, C. 5, Ġstanbul 1992, s. 994-96.

GÖLEN Zafer, “Osmanlı Barut Üretim Merkezi: Baruthâne-i Âmire”,

Türkler, C. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002 s. 136-144.

GÖYÜNÇ Nejat, “KuruluĢ Devrinde Askeri TeĢkilat ve DevĢirme

Düzeni”, Osmanlı, C. 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s.558-560.

GÖYÜNÇ Nejat, “XVI. Yüzyılda Türk Askeri Tarihi Ġle Ġlgili Yeni

Kaynaklar”, Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay

Basımevi, Ankara 1983, s.121-130.

GÜRBÜZ Meryem, “Ortaçağ Türk Ordularında Resmi Geçit”,

Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt.

Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 237-242.

HÜNOĞLU Burhanettin, “Askeri Tarihin Genel Tarih Ġçerisindeki Yeri”,

Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi, Ankara

1983, s. 46-50.

IġIK Hüseyin, “Yeniçeriler Ġmparatorluğu”, Askeri Tarih Bülteni, S.

24, Yıl 13, Ankara ġubat 1988, s. 1-11.

IġIKSAL Turgut, “Eski Türk Topları ve Ġstanbul Tophanesinde Bulunan

Bir Kayıt Defteri”, Belgelerle Tür Tarih Dergisi, KliĢe Atölyesi, C.1, Ġstanbul

1966, s. 68-70.

IġIKSAL Turgut, “Eski Türk Topları ve Ġstanbul Tophanesinde

Bulunan Bir Kayıt Defteri”, Belgelerle Tür Tarih Dergisi, KliĢe Atölyesi, C.2,

Ġstanbul Kasım 1967, s. 68-70.

57

ĠLGÜREL Mücteba, “Osmanlı Devlet‟inde AteĢli Silahlar”, Osmanlı, C.

6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s.605-611.

ĠLGÜREL Mücteba, “Osmanlı Devlet‟inde AteĢli Silahlar”, Yeni

Türkiye Dergisi, C. 31, Semih Ofset, Ankara ġubat 2000 s. 613-641.

Ġlhan Ekici, “AteĢ Gemileri ve Osmanlı Denizlerinde Kullanımı”,

Uluslar Arası Tarih Dergisi (International Journal of History), C. 5,

Ġstanbul, Ocak 2013, s. 132.

ĠNALCIK Halil, “Osmanlılarda AteĢli Silahlar”, Belleten, C. 21, S. 83,

Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1957, s. 508-512.

ĠġBĠLĠR Ömer, “Osmanlı Orduları‟nın ĠaĢe ve Ġkmali, I. Ahmed Devri

Ġran Seferleri Örneği”, Türkler, C. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s.

151-157.

KAÇAR Mustafa, “Osmanlı Ġmparatorluğunun Askeri Sahada

YenileĢme Döneminin BaĢlangıcı”, Osmanlı Bilim AraĢtırmaları, C. 3,

Ġstanbul 1999, s. 209-225.

KAÇAR Mustafa, “Osmanlılarda Askeri Teknik Eğitim”, Türkiye

AraĢtırmaları Literatür Dergisi, Bilim ve Sanat Vakfı Türkiye AraĢtırmaları

Yayınları, C. 2, S. 2, Ġstanbul 2004, s.455-469.

KAYIRAN Mehmet, “ġer‟iyye Sicillerinin Askeri Tarih Bakımından

Önemi”, Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi,

Ankara 1983, s. 131-143.

KESĠK Muharrem, “Türkiye Selçuklarında SavaĢ Geleneği, Hile ve

Taktikler”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat ve

ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 243-

266.

58

KILIÇ ÖZKAN Serap, “Pers Ordusu”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a

Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Ġstanbul Mayıs

2008, s. 109-121.

KONYALI Ġbrahim Hakkı, “Fatih‟in Topları”, Tarih Hazinesi, S. 13,

Ġstanbul 1951, s. 46.

Konyalı Ġbrahim Hakkı, “Kanuninin Topları”, Tarih Hazinesi S. 19,

Ġstanbul 1953, s. 437.

KONYALI Ġbrahim Hakkı, “Sultan Selim‟in EĢsiz Topu”, Tarih

Hazinesi, S. 3, Ġstanbul Aralık 1950, s. 107-109.

KOYUNCU Mevlüt, “Hicri I. Asırda Ġslam Ordusu”, Eskiçağ’dan

Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen,

Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 221-236.

KUMRULAR Özlem, “XVI. Yüzyılda Avrupa‟da Osmanlı Ordusu

Ġmgesi: Korku, Hayranlık, Yakın Takip”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular

(OluĢum, TeĢkilat ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları,

Ġstanbul Mayıs 2008, s. 289-318.

KÜTÜKOĞLU Mübahat, “Mühimme Defteri” Türkiye Diyanet Vakfı

Ġslam Ansiklopadisi, C. 31, Ġstanbul 2006, s. 520-523.

KÜTÜKOĞLU Mübahat, “Mühimme Defterlerindeki Mumamele

Kayıtları Üzerine” Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri,

Ġstanbul 1988, s. 95-112.

KÜTÜKOĞLU S. Mübahat, “Baruthâne-i Âmire”, Türkiye Diyanet

Vakfı Ġslam Ansiklopedisi, C. 5, Ġstanbul 1992, s. 96-98.

MANGALTEPE Ġsmail, “Arkeolojik Buluntulara Göre Avar, Peçenek ve

Kuman Kıpçaklarda Askeri Teçhizat”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular

(OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları,

Ġstanbul Mayıs 2008, s. 121-153.

59

ÖZBARAN Salih, “XVI. Yüzyılda Asya‟da ve Afrika‟da AteĢli Silahların

ve Askeri Teknolojinin Yayılmasında Osmanlıların Rolü”, Askeri Tarih

Bülteni, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt BaĢkanlığı Yayınları, S.

27, Yıl 14, Ankara Ağustos 1989, s. 37-42.

ÖZCAN Abdülkadir, “Osmanlı Askeri TeĢkilatı”, Osmanlı, C. 6, Yeni

Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 551-557.

ÖZKAYA Yücel, “Osmanlı Dönemi Ġçin Askeri Tarih Kaynakları”,

Birinci Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi, Ankara

1983, s. 95-101.

PARRY V.J. , “Ġslam‟da Harp Sanatı”, Tarih Dergisi, S. 28, Edebiyat

Fakültesi Matbaası, Ġstanbul 1975.

PARRY V.J. “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Kullanılan Harp

Malzemelerinin Kaynakları”, Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Tarih Enstitüsü Dergisi, S. 3, Ġstanbul Ekim 1972, s. 35-46.

SAWAĠ Kazuaki, “Japon Teknolojisine KarĢı: XVI. Yüzyılda Doğu

Asya‟da Osmanlı Tüfeğinin Yeri”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular

(OluĢum, TeĢkilat ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları,

Ġstanbul Mayıs 2008, s. 341-354.

SEZGĠN Ġbrahim, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟ndaki Baruthâneler ve Barut

Ġmalatı”, Türkler, C. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 145-150.

SEZGĠN Ġbrahim, “Osmanlı Ġmparatorluğunda Dumansız Barut Üretme

Çabaları”, Eskiçağ’dan Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat ve

ĠĢlev), edt. Feridun Emecen, Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 329-

340.

ġAKĠROĞLU H. Mahmut, “Barut”, Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam

Ansiklopedisi, C. 5, Ġstanbul 1992, s. 92-94.

60

ġAKUL Kahraman, “Osmanlı Askeri Tarih Üzerine Bir Literatür

Değerlendirmesi”, Türkiye AraĢtırmaları Literatür Dergisi, Bilim ve Sanat

Vakfı Türkiye AraĢtırmaları Yayınları, C. 1, S. 2, Ġstanbul 2003, s. 529-571.

TAġAĞIL Ahmet, “Ġslam Öncesi Devirde Türk Ordusu”, Eskiçağ’dan

Modern Çağ’a Ordular (OluĢum, TeĢkilat, ve ĠĢlev), edt. Feridun Emecen,

Kitapevi Yayınları, Ġstanbul Mayıs 2008, s. 153-183.

TAġKIRAN Cemalettin, “Yükselme Döneminde Osmanlı Ordusu”,

Osmanlı, C. 6, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 561-568.

YAKITAL Emin, “Askeri Tarih Ġncelemesinin Gereksinimi”, Birinci

Askeri Tarih Semineri Bildiriler I, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1983,

s.71-78.

1.4. TEZLER

CIRIK Hatice, XVII. Yüzyıl Askeri Seferler Esnasında Anadoluda

Yapılan Hazırlıklar, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeniçağ

Tarihi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006.

GENÇ Hacı Ali, XVI-XVIII. Yüzyıllarda Osmanlı Ordularının Sefere

GidiĢ Merasimleri, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ġslam

Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, danıĢmanı Sebahattin

Samur, Kayseri Eylül-2006.

1.5. ĠNTERNET KAYNAKLARI

.http://www.dailymotion.com/video/xl1k6f_syfyr-noktasynda-

osmanly-topu_news#.Uc68STv8GzJ (29.06.2013).

http://www.youtube.com/watch?v=eG2uc6BQRo0 (29.06.2013).

http://www.youtube.com/watch?v=MTCeW6bjzZ8 ( 28.06.2013).

http://www.youtube.com/watch?v=n1qkBRM2uAE. (29.06.2013).