selçuklular ve bizans

33
SELÇUKLULAR VE BİZANS Eşim Fatma ve Kızım Aybike Ayönü’ne...

Upload: ege

Post on 18-Nov-2023

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

SELÇUKLULAR VE BİZANS

Eşim Fatma veKızım Aybike Ayönü’ne...

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU

TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARI

IV/A-2-1.1 Dizi - Sayı: 16

SELÇUKLULAR VE BİZANS

Yusuf AYÖNÜ

ANKARA, 2014

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulunun 26.12.2013 tarih ve 681/45 sayılı kararı gereği 1500 adet basılmıştır.

ISBN 978 - 975 - 16 - 2950 - 0

Raportör: Prof. Dr. Mustafa DAŞ Prof. Dr. Fehameddin BAŞAR

Baskı:Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti.Sebze Bahçeleri Cad. (Büyük Sanayi 1. Cad.) Arpacıoğlu İş Hanı No. 95/1 İskitler-AnkaraTel: 0312 341 10 24 · Faks: 0312 341 30 50

Ayönü, Yusuf, 1975- Selçuklular ve Bizans / Yusuf Ayönü. — Ankara : Türk Tarih

Kurumu, 2014.

xviii, 332 s. ; 22 cm. — (AKDTYK Türk Tarih Kurumu yayınları ; IV/A-2-1.1. Dizi – Sayı 16 )

Bibliyografya ve indeks var.ISBN 978 - 975 - 16 - 2950 - 0

1. Anadolu Selçuklu Devleti _ Tarih. 2. Bizans İmparatorluğu _ Tarih. 3. Anadolu Selçuklu Devleti _ Dış ilişkiler _ Bizans İmparatorluğu. 4. Bizans İmparatorluğu _ Dış ilişkiler _ Anadolu Selçuklu Devleti. I. E.a. II. Dizi.

956.1014

ÖZGEÇMİŞ

1975 yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1993 yılında kazandığı Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden 1997 yılında mezun oldu. Aynı Üniversite’nin Sos-yal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim dalı Ortaçağ tarihi bilim dalında “Türkiye Selçukluları-Bizans Münasebetleri (1075-1116)” başlıklı tezi ile 2001 yılında Yüksek Lisansı’nı tamamladı. 2007 yılında sunduğu “Sel-çuklu-Bizans Münasebetleri (1116-1308)” başlıklı tezi ile doktor unva-nını aldı. 2001 yılında Tahran Üniversitesi Uluslararası Dil Okulu’nun açtığı yaz dönemi Farsça dil kurslarına katılmak için İran’da, 2002-2003 Eğitim Öğretim döneminde Yunanistan hükümetinin Türkiye Cumhu-riyeti hükümeti emrine verdiği 10 aylık araştırma bursu ve 2004 yılında American Research Intitute in Turkey (ARIT) bursu ile Yunanistan’da bulundu. 1998 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölü-mü’ne Araştırma Görevlisi olarak atandı. 2013 yılında İzmir Kâtip Çe-lebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölümü’nde göreve başladı. Halen bu Üniversite’de öğretim üyesi olarak görev yapan Yusuf Ayönü’nün Bizans İmparatorluğu, Türkiye Selçukluları, Batı Ana-dolu Beylikleri ve Ortaçağ Avrupa tarihi alanlarında çalışmaları bulun-maktadır.

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR ...............................................................................XV

ÖNSÖZ ...........................................................................................XVII

GİRİŞ .....................................................................................................1

BİRİNCİ BÖLÜMMALAZGİRT SAVAŞINA KADAR SELÇUKLU-BİZANS

MÜNASEBETLERİA. İlk Akınlar ..........................................................................................7

1. Çağrı Bey’in Anadolu Seferi ..........................................................72. Türkmen Akınları .........................................................................11

B. Tuğrul Bey ve Sultan Alparslan Döneminde Yaşanan Gelişmeler .....161. Tuğrul Bey Dönemi (1040-1063) .................................................16

a. Selçuklu Şehzâdelerinin Akınları ............................................16b. Tuğrul Bey’in Anadolu Seferi (1054) ......................................21c. Selçuklu Beylerinin Anadolu’daki Faaliyetleri (1054-1063) ....23

2. Sultan Alparslan Dönemi (1063-1072) ........................................26a. Gürcistan ve Doğu Anadolu Seferi (1064) ..............................26b. Selçuklu Beylerinin Anadolu’daki Faaliyetleri (1064-1068) ......30c. Malazgirt Savaşı Öncesi Bizans İmparatorluğu’nun Durumu ve IV. Romanos Diogenes ..........................................................33d. Malazgirt Savaşı ve Sonuçları .................................................38

İKİNCİ BÖLÜMTÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN KURULUŞ DÖNEMİ

I- SÜLEYMANŞAH DÖNEMİ (1072-1087) ............................... 57A. Türkiye Selçuklu Devleti’nin Kuruluş Aşamasında Yaşanan Gelişmeler ...............................................................................57

İÇİNDEKİLERVIII

1. Bizans’ın Durumu ........................................................................572. Kutalmışoğullarının Anadolu’daki İlk Faaliyetleri ........................623. Sultan Melikşah’ın Kutalmışoğullarına Karşı Bizans Nezdindeki Girişimleri ....................................................................65

B. Bizans’ta Yaşanan İç Çekişmeler ve Süleymanşah .............................671. Süleymanşah-Botaniates İttifakı ..................................................672. Süleymanşah-Melissenos İttifakı ve İznik’in Zaptı ......................713. Süleymanşah ve I. Aleksios Komnenos ........................................734. Süleymanşah’ın Çukurova-Kuzey Suriye Seferi ve Ölümü ...........76

II- EBU’L KASIM DÖNEMİ (1087-1093) ................................... 78A. Bizans’a Karşı Faaliyetler ..................................................................78B. Sultan Melikşah’a Karşı Ebu’l Kasım-I. Aleksios Komnenos İttifakı .. 80

III- SULTAN I. KILICARSLAN DÖNEMİ (1093-1107) ............. 86A. Kılıcarslan’ın Tahta Çıkışı ve İlk Faaliyetleri .....................................86B. Çaka Bey’in Öldürülmesinde Bizans’ın Rolü ....................................89C. I. Haçlı Seferi Sırasında Selçuklu-Bizans Münasebetleri ..................91

IV- ŞAHİNŞAH DÖNEMİ (1110-1116) .................................... 101A. Şahinşah’ın Tahta Çıkması ve Bizans ile Mücadeleleri ...................101B. Şahinşah-Mesud Çatışması ve Şahinşah’ın Sonu ............................107

ÜÇÜNCÜ BÖLÜMTÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN GELİŞME DÖNEMİ

I- SULTAN I. MESUD DÖNEMİ (1116-1155) .......................... 111A. Sultan I. Mesud-İmparator II. Ioannes Komnenos Arasındaki Münasebetler (1118-1143) ..................................................................111

1. I. Mesud’un Selçuklu Tahtına Oturması ve Bizans İmparatorluğu’ndaki Gelişmeler .........................................1112. İmparator II. Ioannes Komnenos’un Denizli Üzerine Seferi (1119) ........................................................113

İÇİNDEKİLER IX

3. İmparator II. Ioannes Komnenos’un Türkler Üzerine İkinci Seferi ve Uluborlu (Sozopolis)’nun Zaptı (1120) .................1144. Bizans İmparatoru II. Ioannes Komnenos’un Sultan I. Mesud ile Kardeşi Melik Arap Arasındaki İktidar Mücadelesindeki Tutumu ..1165. İmparator II. Ioannes Komnenos’un Kardeşi Isaakikos Komnenos’un Türklere Sığınması ..................................................1186. Danişmendlilere Karşı Selçuklu-Bizans İttifakı (1134) ..............1207. İmparator II. Ioannes Komnenos’un Çukurova ve Kuzey Suriye Üzerine Seferi (1137-1138) .....................................1228. İmparator II. Ioannes Komnenos’un Niksar Kuşatması (1139-1140): Ioannes Komnenos’un Selçuklulara Sığınması ....................1249. İmparator II. Ioannes Komnenos’un Suriye Üzerine İkinci Seferi ve Ölümü(1142-1143) ...................................................................................127

B. Sultan I. Mesud-İmparator I. Manuel Komnenos Arasındaki Münasebetler (1143-1155) ..................................................................130

1. I. Manuel Komnenos’un Bizans Tahtına Oturması ve Selçuklular Üzerine İlk Seferi ........................................................1302. İmparator I. Manuel Komnenos’un Konya Üzerine Seferi (1146) ..................................................................................1323. Ermenilere Karşı Sultan I. Mesud-İmparator I. Manuel Komnenos Arasındaki İttifak (1153-1154) ....................................143

II- SULTAN II. KILICARSLAN DÖNEMİ (1155-1192) ........... 146A. Myriokephalon Savaşına Kadar Selçuklu-Bizans Münasebetleri (1155-1176) .........................................................................................146

1. II. Kılıcarslan’ın Saltanatının İlk Yıllarında Anadolu’da Yaşanan Gelişmeler ........................................................................1462. I. Manuel Komnenos’un II. Kılıcarslan’ın Anadolu’daki Rakipleri ile İttifak Kurması ..........................................................1483. II. Kılıcarslan’ın İstanbul’a Gitmesi (1162) ................................1554. İmparator’un Desteğini Alan II. Kılıcarslan’ın Anadolu’da Duruma Hâkim Olması .................................................................1605. Myriokephalon Savaşı ve Anadolu’da Türk Hâkimiyetinin Yerleşmesi ......................................................................................162

İÇİNDEKİLERX

a. Savaş Öncesinde Yaşanan Gelişmeler ...................................162b. Myriokephalon Savaşı ...........................................................167

(1) Savaşın Geçtiği Mevki Hakkındaki Görüşler .......................... 167(2) Savaş Öncesinde Tarafların Durumu ve Orduların Harekâtı .. 169(3) Myrikephalon Savaşı (17 Eylül 1176) ..................................... 171

B. Myriokephalon Savaşından Sonra Selçuklu-Bizans Münasebetleri ...1751. İmparator I. Manuel Komnenos’un Saltanatının Son Yıllarında Selçuklu-Bizans Münasebetleri ......................................................1752. İmparator I. Manuel Komnenos’un Ölümünden (1180) Sonra Bizans İmparatorluğu’nda Yaşanan Gelişmeler ..............................1783. II. Kılıcarslan’ın Saltanatının Son Yıllarında Bizans ile Münasebetler (1185-1192) ............................................................181

a. Bizans Yönetimine Karşı Ayaklanan Aleksios’un Selçuklu Sultanı II. Kılıcarslan’a Sığınması ............................................181b. II. Kılıcarslan’ın Ülkeyi Oğulları Arasında Paylaştırmasının Ardından Yaşananlar ve Selçuklu Meliklerinin Bizans İmparatorluğu ile İlişkileri ........................................................182c. III. Haçlı Seferi, Selçuklular ve Anadolu’da Yaşanan Gelişmeler ................................................................................185

DÖRDÜNCÜ BÖLÜMTÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN YÜKSELME

DÖNEMİ

I- SULTAN I. GIYASEDDİN KEYHÜSREV VE II. RÜKNEDDİN SÜLEYMANŞAH DÖNEMİ (1192-1211) ................................. 189A. I. Gıyâseddin Keyhusrev’in İlk Saltanat Döneminde Selçuklu-Bizans Münasebetleri (1192-1196) ......................................189

1. II. Kılıcarslan’ın Ölümünden Sonra Selçuklu Devleti’nde Yaşanan Gelişmeler ........................................................................1892. Bizans İle İlişkilerin Bozulması ..................................................1903. I. Gıyâseddin Keyhusrev’in Menderes Bölgesine Seferi .............191

B. II. Rükneddin Süleymanşah Döneminde Selçuklu-Bizans Münasebetleri (1196-1204) .................................................................192

İÇİNDEKİLER XI

1. II. Rükneddin Süleymanşah’ın Melikliği Döneminde Bizans’a Karşı Faaliyetleri ve Selçuklu Tahtına Oturması ............................1922. II. Rükneddin Süleymanşah ve III. Aleksios Komnenos (1195-1203) Arasındaki Münasebetler ..........................................1933.II. Rükneddin Süleymanşah’ın Anadolu’da Siyasî Birliği Yeniden Sağlaması ve Ölümü .........................................................1954. III. Kılıcarslan Dönemi (1204-1205) .........................................197

C. I. Gıyâseddin Keyhusrev’in İkinci Saltanat Döneminde Selçuklu-Bizans Münasebetleri (1205-1211) ......................................198

1. I. Gıyâseddin Keyhusrev’in Bizans’taki Gurbet Hayatı ..............1982. I. Theodoros Laskaris İle Yapılan Antlaşma: I. Gıyâseddin Keyhusrev’in İkinci Defa Selçuklu Tahtına Oturması (1205) ........201

D. IV. Haçlı Seferi ve Bizans’ta Yaşanan Gelişmeler ............................2041. IV. Haçlı Seferi, İstanbul’un Latinler Tarafından İşgali ..............2042. İznik İmparatorluğu’nun Kurulması ...........................................2063. Trabzon İmparatorluğu’nun Kurulması ......................................211

E. I. Gıyâseddin Keyhusrev’in İkinci Saltanat Döneminde Selçuklu-İznik İmparatorluğu Münasebetleri (1205-1211) .................214

1. IV. Haçlı Seferi’nin Ardından Anadolu’da Yeni Bir Düzenin Kurulması.......................................................................................2142. I. Gıyâseddin Keyhusrev-I. Theodoros Laskaris Arasındaki Antlaşma (1206) ............................................................................2163. Antalya’nın Fethi (1207) ............................................................2184. Selçuklu Devleti ve İznik İmparatorluğu Arasındaki İlişkilerin Gerginleşmesi ve Antiokheia Savaşı (1211) ...................................220

II- SULTAN I. İZZEDDİN KEYKÂVUS DÖNEMİ (1211-1220) ................................................................................ 223A. I. İzzeddin Keykâvus Döneminde İznik İmparatorluğu ile Münasebetler .......................................................................................223

1. Antiokheia Savaşından Sonra Selçuklu Devleti’nde Yaşanan Gelişmeler ve I. İzzeddin Keykâvus’un Selçuklu Tahtına Oturması .2232. Barış Antlaşması ........................................................................2253. Antlaşmanın Ardından İlişkilerin Seyri .....................................227

İÇİNDEKİLERXII

B. I. İzzeddin Keykâvus Döneminde Trabzon İmparatorluğu ile Münasebetler .......................................................................................228

1. I. İzzeddin Keykâvus’un Trabzon İmparatorluğu ile Münasebetlerine Yön Veren Gelişmeler .........................................2282. Sinop’un Fethi (1214) ................................................................2293. Antalya’nın Geri Alınması (1216) ..............................................233

III- SULTAN I. ALÂEDDİN KEYKUBAD DÖNEMİ (1220-1237) ............................................................................... 234A. I. Alâeddin Keykubad Döneminde (1220-1237) İznik İmparatorluğu ile Münasebetleri .................................................................................234

1. I. Alâeddin Keykubad’ın Selçuklu Tahtına Oturması (1220) .....2342. Uç Bölgelerindeki Mücadeleler ..................................................2353. Konya-İznik Arasındaki Münasebetler ......................................236

B. I. Alâeddin Keykubad Döneminde Trabzon İmparatorluğu ile Münasebetler .......................................................................................238

1. Sinop-Trabzon Çatışması ...........................................................2382. Trabzon Seferi ............................................................................2403. Sultan I. Alâeddin Keykubad’a Karşı I. Andronikos Gidos ve Celâleddin Harezmşah Arasındaki İttifak .....................................246

BEŞİNCİ BÖLÜMTÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ’NİN GERİLEME VE

ÇÖKÜŞ DÖNEMİ

I- SULTAN II. GIYASEDDİN KEYHÜSREV DÖNEMİ (1237-1246) ............................................................................... 249A. II. Gıyâseddin Keyhusrev Döneminde İznik İmparatorluğu ile Münasebetler .......................................................................................249

1. I. Alâeddin Keykubad’ın Ölümünden Sonra Selçuklu Devleti’nde Yaşanan Gelişmeler .....................................................2492. Kösedağ Bozgununa Kadar Yaşananlar ......................................2503. Kösedağ Bozgunundan Sonraki Gelişmeler: Moğollara Karşı Selçuklu-Bizans İttifakı .................................................................252

İÇİNDEKİLER XIII

II- MOĞOL HÂKİMİYETİ DÖNEMİ .................................... 256A. II. İzzeddin Keykâvus’un İlk Saltanatı, Sonraki Gelişmeler ve Kardeşlerin Ortak Saltanatı Dönemi (1246-1262) ..............................256

1. II. Gıyâseddin Keyhusrev’in Ölümünden Sonra Selçuklu Devleti’nde Yaşanan Gelişmeler .....................................................2562. Mikhail Palaiologos’un Selçuklu Ülkesine Sığınması .................2573. II. İzzeddin Keykâvus’un Bizans’a Sığınması (1256) ..................2594. II. Theodoros Laskaris Tarafından Desteklenen II. İzzeddin Keykâvus’un Selçuklu Tahtını Yeniden Ele Geçirmesi ...................261

B. Pervâne Mu‘înü’d-Dîn Süleyman Dönemi (1262-1277) .................2621. II. İzzeddin Keykâvus’un İkinci Defa Bizans’a Sığınması ..........2622. II. İzzeddin Keykâvus’un Bizans İmparatoru Tarafından Enez Kalesine Hapsedilmesi ve Sonrasında Yaşananlar ..........................268

C. İmparatorluk Merkezinin İstanbul’a Taşınmasından Sonra Yaşanan Gelişmeler .............................................................................270

1. Anadolu’da Bizans Hâkimiyetinin Çökmesi ...............................2702. II. Mesud’un Saltanatı ve Selçuklu Devleti’nin Sonu .................273

SONUÇ ..............................................................................................277

BİBLİYOGRAFYA ............................................................................287

DİZİN ................................................................................................315

KISALTMALAR

AP Arkheion PontouATLGT Arkheion tou Thrakikou Laografikou kai Glôssikou

ThêsavrouBF Byzantinische ForschungenBSOAS Bulletin of the School of Oriental and African StudiesBZ Byzantinische ZeitschriftCEHE The Cambridge Economic History of EuropeCHI The Cambridge History of IranCMH The Cambridge Medieval HistoryCSHB Corpus Scriptorum Historiae ByzantinaeDGBİT Doğuştan Günümüze Büyük İslam TarihiDI Der IslamDOP Dumbarton Oaks Papers, EHelE Ekpaidevtikê Hellênikê EnkyklopaideiaEI Encyclopedia of IslamÉO Échos de l’OrientHC A History of the CrusadesHHelE Hê Historia tou Hellênikou EthnousİA İslam AnsiklopedisiJRAS Journal of the Royal Asiatic Society, MGE Megalê Genikê EnkyklopaideiMHelE Megalê Hellêniki EnkyklopaideiMW The Muslim WorldNRS Nuova Rivista StoricaOCP Orientalia Christiana Periodica

KISALTMALARXVI

ODB The Oxford Dictionary of Byzantium,OHB The Oxford History of ByzantiumREB Revue des études byzantinesSAD Selçuklu Araştırmaları DergisiSM Studi MedievaliTAD Tarih Araştırmaları DergisiTD Tarih DergisiTDVİA Türk Diyanet Vakfı İslâm AnsiklopedisiTED Tarih Enstitüsü DergisiTİD Tarih İncelemeleri DergisiTM Türkiyat MecmuasıTSD Tarih Semineri DergisiUBHJ University of Birmingham Historical JournalVD Vakıflar DergisiWZKM Wiener Zeitschrift für die Kunde des Morgenlandes

ÖNSÖZ

Bizans İmparatorluğu ile Türkler arasındaki ilişkilerin başlangıcı, imparatorluğun kuruluş yıllarına kadar geriye gitmektedir. Nitekim M.S. IV. yüzyılın sonlarından itibaren Karadeniz’in kuzeyinden geçip Bal-kanlara inen çeşitli Türk toplulukları (Hun, Avar, Bulgar, Peçenek, Uz ve Kıpçak gibi) imparatorluğun kuzeybatı sınırında uzun süre ciddi bir tehdit oluşturmuşlardır. Bununla birlikte Bizans İmparatorluğu, bu Türk kavimlerini, savaş ya da diplomasi yoluyla kontrol altında tutmayı başar-mıştır. Ancak Bizans yönetimi imparatorluğun Anadolu’daki eyaletlerini ele geçiren Selçuklu Türklerine karşı aynı başarıyı gösterememiştir.

Bizans İmparatorluğu ile Selçuklular arasında XI. yüzyılın ilk yarı-sından itibaren başlayan münasebetler zaman zaman kurulan ittifaklar ve yapılan antlaşmalarla yumuşamışsa da çoğunlukla mücadeleler şek-linde geçmiştir. Bu mücadeleler, Bizans açısından Selçuklulara kaptır-dıkları Anadolu’yu geri alma düşüncesi ile yapılırken, Selçuklular açısın-dan yurt edindikleri Anadolu’da hâkimiyetlerini sağlamlaştırma amacını taşıyordu. Selçuklular, Bizans’ın ekonomik ve askerî gücünün temelini teşkil eden Anadolu’yu kontrol altına almakla imparatorluğun hayat da-marlarını kesmişlerdir. Bizans imparatorluğu her ne kadar Balkanlarda ve Avrupa’da topraklara sahip olsa da asıl dayanak noktası Anadolu idi. Bizans için tehlike çanları Anadolu’daki hâkimiyetinin zayıfladığı ya da tamamen kaybedildiği dönemlerde çalmaya başlamıştır. Nitekim buna en güzel örnek Bizans’ın Anadolu’daki hâkimiyetinin çöktüğü dönem-lerde Sasanî, Emevî ve Abbasî ordularının Marmara Denizi kıyılarına kadar ilerleyen ve hatta İstanbul kuşatmalarıyla son bulan seferleridir. İmparatorluk, Anadolu’da duruma hâkim olduğu sürece, Balkanlar-da varlığını tehdit edecek tehlikeleri bertaraf edebilirdi. Gerçekten de Anadolu’da sükûnetin sağlandığı dönem olan IX. yüzyıldan XI. yüzyılın ikinci yarısına kadar olan süre içinde Balkanlarda problem yaratan Bul-garlar, Macarlar ve Sırplar, güçlü Anadolu orduları sayesinde itaat altına alınabilmiştir. Anadolu, İstanbul’un yiyecek ihtiyacını karşılayan bir tahıl ambarı, toplanan vergilerle önemli bir gelir kaynağı ve Bizans orduları-nın en yetenekli askerlerini sağlayan bir bölge olmanın dışında Bizans’ın en güçlü hanedanlarının ve devlet adamlarının yetiştiği bir coğrafyaydı.

XI. yüzyılın ikinci yarısı ile birlikte Bizans için buhranlı dönem-ler başladı. Merkezî otoritenin zayıflaması sonucu Anadolu’daki büyük

ÖNSÖZXVIII

toprak sahibi zengin asilzâde sınıfının, merkeziyetçi yapıyı bozan davra-nışları idarî teşkilatın bozulmasına yol açtı. Ancak bu dönemde Bizans için asıl büyük tehlikeyi Anadolu topraklarına düzenledikleri akınlarla Selçuklular oluşturmaktaydı. Bizans daha önceleri Sasanîlere, Emevîlere ve Abbasîlere karşı mağlup olmuş ve Anadolu topraklarının bir kısmı ele geçirilmiş ya da en azından tahrip edilmişti, fakat sonunda bu güç-ler ülkeden çıkartılabilmişti. Ancak Gaznelileri Dandanakan savaşında mağlup ettikten sonra bir devlet kuran ve Sünnî İslâm dünyasının koru-yuculuğunu üstlenen Selçuklular, Bizans’ın önceki düşmanlarından çok daha güçlü ve kararlıydı

Anadolu’nun fethi ve Türkleşmesi meselesi, yerli ve yabancı araştır-macıların her zaman büyük ilgi duydukları bir konu olmuştur. Sasanîler ve ilk İslâm fetihleri döneminde olduğu gibi geçici başarı ve kazançlar yerine, sistemli bir fetih ve iskân politikası uygulayan Selçuklular, Ana-dolu’nun demografik yapısının değişmesini sağlamışlardır. XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yoğunlaştırdıkları akınlarla Anadolu’nun bü-yük bir kısmını ele geçiren ve sonunda bu topraklar üzerinde bir devlet kuran Selçuklular, komşu hale geldikleri Bizans ile yoğun münasebet-lerde bulunmuşlardır. Bu çalışmada dönemin Bizans kaynaklarının ya-nında doğu kaynaklarını da kullanmak suretiyle çeşitli eserlerde deği-nilmekle birlikte şimdiye kadar müstakil bir çalışmanın yapılmadığı iki devlet arasındaki siyasî münasebetleri incelemeye çalıştık.

Öncelikle tüm yoğunluğuna rağmen çalışmamız sırasında bizimle ilgilenme nezaketini gösteren ve hususi kütüphanesinden yararlanma-mıza imkân veren muhterem hocam Prof. Dr. İsmail Aka Bey’e teşek-kür etmek isterim. Ayrıca çalışmamızın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Mehmet Ersan’a teşekkür ederim. Çalışmamızı okuma zahmetine katlanarak birçok konuda gerekli dü-zeltmeleri yapmamızı saylayan saygıdeğer hocam Doç. Dr. Samira Kor-tantamer’e ve Yrd. Doç. Dr. Nuri Karakaş’a da teşekkürü bir borç bilirim.

Atina’daki çalışmalarımız sırasında bizi kendi evinde ağırlama ne-zaketini gösteren ve çalışma konumuz ile ilgili düşüncelerini paylaşan Prof. Dr. Aleksios G. C. Savvides’e teşekkür ederim. Yine Atina’daki American School of Classical Studies bünyesinde bulunan Gennadius Kütüphanesi ve yine Atina’daki Ulusal Araştırmalar Merkezi bünyesin-deki Bizans Araştırmaları Merkezi çalışanlarına göstermiş oldukları il-giden dolayı şükranlarımı sunarım.

İzmir 2013

GİRİŞ

XI. yüzyılın ilk yarısında başlayan Selçuklu fetihleri ve bu tarihten itibaren iki asırdan fazla bir süre kesintisiz devam eden Türkmen göç-leri neticesinde demografik ve kültürel yapısı büyük oranda değişen Anadolu’nun, bir Türk yurdu haline gelmesi sonuçları itibarıyla Türk tarihi kadar dünya tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır. Hiç şüphesiz bu dönüşüm, yapılan fetihlerin yerleşik insan unsuru ile kalı-cı hale gelmesiyle gerçekleşebilmiştir. Nitekim Bizans İmparatorluğu, daha öncede farklı düşmanlarına karşı Anadolu’daki hâkimiyetini ko-rumak için mücadele etmek zorunda kalmış ve zaman zaman mağlup olsa da bu topraklar üzerindeki hâkimiyetini sürdürmeyi başarmıştır. Bu mücadelelerin başlangıç safhasını IV. yüzyıldan itibaren başlayan Bizans-Sasanî savaşları oluşturmaktadır. Birbirleri ile yaptıkları uzun süreli ve bazen İran ordularının boğazlara kadar ilerledikleri1, bazen de Bizans ordularının Sasanî Devleti’nin merkezi Ktesifon (Medain)’a kadar dayandıkları2 seferler sırasında ülkeyi baştan sona kateden ordu-lar bölgede onarılması güç tahribatta bulunmuşlardır.

Uzun mücadelelerin ardından Sasanî Devleti’ne ağır bir darbe indi-ren Bizans İmparatorluğu, İranlıları Anadolu’dan çıkarmayı başarmıştı3. Ancak çok geçmeden Sasanî Devleti’ni ortadan kaldırarak İran’a hâkim olan İslâm ordularının Emevîler ve Abbasîler devrinde Anadolu’nun iç-lerine kadar uzanan akınlar düzenledikleri görülmektedir4.

Anadolu’nun, Fırat’ın doğusundaki bölgeleri VII. yüzyılın ikinci yarısındaki Müslüman akınları sırasında fethedilmişti. Emevîler dev-rinde yapılan yeni askerî düzenlemeler neticesinde Tarsus ve Malatya Anadolu’ya düzenlenen seferler için harekât üssü olarak kullanılmıştı5.

1 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türkçe çev. Fikret Işıltan, Ankara 1991, s.78, 95-96; Steven Runciman, “Anadolu’nun Ortaçağlardaki Rolü”, Belleten, VII/27, (1943), s.552; Işın Demirkent, “1071 Malazgirt Savaşına Kadar Bizans’ın As-kerî ve Siyasî Durumu”, İÜEFTED, sa: 33, İstanbul 1982, s.134.

2 Ostrogorsky, a.g.e., s.96.3 Ostrogorsky, a.g.e., s.96; Demirkent, a.g.m., s.137.4 Ernst Honigmann, Bizans Devleti’nin Doğu Sınırı, Türkçe çev. Fikret Işıltan,

İstanbul 1970, s.36 vd.5 Şahin Uçar, Anadolu’da İslâm-Bizans Mücadelesi, İstanbul 1990, s.59; Osman

Çetin, Selçuklu Müesseseleri ve Anadolu’da İslâmiyet’in Yayılışı, İstanbul 1981, s.20-21 (Giriş).

YUSUF AYÖNÜ2

Her yıl düzenli olarak yaptıkları akınlarla yetinmeyen Emevîler birçok kez büyük ordularla Marmara ve Adalar Denizi kıyılarına kadar iler-lemiş, hatta başarısızlıkla sonuçlanmış olsa dahi iki defa da İstanbul’u kuşatmışlardı6.

Emevî hilâfetini ortadan kaldıran Abbasîler devrinde de Bizans ile yapılan gazalara büyük önem verilmiş ve bu dönemde İslâm or-duları Anadolu’nun batısına kadar uzanan seferler düzenlemişlerdi7. VIII. ve IX. yüzyıllarda çoğunlukla mağlup olunmasına rağmen Ana-dolu toprakları üzerindeki Bizans nüfuzu ve varlığı önemli miktarda toprak kaybına uğramaksızın devam etmişti8. I. Basileios’un (867-886) iktidara gelmesiyle başlayan Makedonya hanedanı devri, imparatorluk için bir dönüm noktası teşkil eder. Nitekim merkezî idarede istikrarın yeniden sağlanmasının yanısıra themalarda9 yapılan yeni düzenlemeler sonucu artırılan askerî güç sayesinde Bizans, doğuda yeniden saldırı durumuna geçmişti10.

Bizans İmparatorluğu’nun bu başarısında, güçlü bir merkezî idarenin mevcut olmasının yanısıra, aynı dönemlerde İslâm âleminin içinde bulunduğu karışıklıkların ve yerel yönetimlerin kurulması ile ortaya çıkan siyasî parçalanmanın sebep olduğu buhranın da etkisi bü-yüktür11. Görünüşte Abbasî halifesi İslâm dünyasının büyük bir kısmı tarafından hâlâ lider olarak tanınmaktaydı. Ancak bu bağlılık şekilden ibaretti. Bölünmüşlük yalnızca siyasal alanda değil, aynı zamanda dinî konularda da mevcuttu. Mısır’da kurulan Şiî Fatımî Devleti, tüm İslâm dünyasının Şiî inanç sistemini benimsemesi doğrultusunda faaliyette bulunmaktaydı12.

II. Nikephoros Phokas (963-969) ve Ioannes Çimiskes (969-976) gibi asker kökenli imparatorlar döneminde Bizans İmparator-

6 Carl Brockelmann, İslâm Ulusları ve Devletleri Tarihi, Türkçe çev. Neşet Ça-ğatay, Ankara 1992, s.60, 78; Uçar, a.g.e., s.79 vd., 111 vd.

7 Brockelmannn, a.g.e., s.95, 102, 106-107; Warren Treadgold, Byzantium and Its Army 284-1081, Stanford-California 1995, s.32.

8 Demirkent, a.g.m., s.139.9 Thema sistemi ile ilgili olarak ayrıntılı bilgi için bk. Ostrogorsky, a.g.e., s.89 vd.;

A. A. Vasiliev, History of the Byzantine Empire, I, Wisconsin 1978, s.175-176, 226-229.10 Ostrogorsky, a.g.e., s.221; Demirkent, a.g.m., s.141; Bosworth, İslâm Devletleri

Tarihi, Türkçe çev. E. Merçil-M. İpşirli, İstanbul 1980, s.9; Honigmann, a.g.e., s.57 vd.11 Brockelmannn, a.g.e., s.108 vd.; Demirkent, a.g.m., s.141.12 E. Graefe, “Fâtımîler”, İA, C.4, s.521-526; Eymen Fuad Seyyid, “Fâtımiler”,

TDVİA, C.12, s.228-237.

SELÇUKLULAR VE BİZANS 3

luğu’nun Müslümanlar aleyhindeki fetihleri artarak devam etmişti13. Ancak bu dönemde Bizans’ın Anadolu’daki başarısını gölgeleyecek bazı gelişmeler yaşanmaktaydı. Anadolu topraklarının tam anlamıyla denetim altına alınması zengin şahısların ve kilisenin geniş topraklara sahip olma arzusunu kamçılamış, zamanla küçük toprak sahiplerinin ellerindeki arazilerin zengin şahısların eline geçmesiyle Bizans toprak düzeni bozulmuştu. Bu şahısların çoğunun vergiden muaf tutulması ve ziraate elverişli topraklarda hayvancılık yapılması sonucunda devlet, önemli bir gelir kaynağından yoksun kalmıştı. Ayrıca büyük toprak sahiplerinin zamanla önemli miktarlarda askerî güce sahip olmalarıy-la yeni bir feodal yapı ortaya çıkmış ve merkezî yönetimi tehdit eder duruma gelmişti14. Nitekim Makedonya hanedanının en güçlü tem-silcisi II. Basileios’un (976-1025) saltanatının ilk yıllarında Anadolu aristokrasinin iktidarı ele geçirme teşebbüsü güçlükle engellenmiş15 ve ancak uzun mücadelelerin ardından genç imparator bu sınıfın gücünü kırmayı başarabilmişti16.

XI. yüzyıl Bizans İmparatorluğu açısından oldukça kritik bir dö-nemdir. Yüzyılın başlarında önemli başarılar elde eden imparatorluk, aynı yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren büyük bir çöküş yaşamıştır. 976 yılında Bizans tahtına oturan ve 1025 yılında öldüğünde ülke toprak-larını iki katına çıkarmış olan II. Basileios zamanında devlet gücünün doruğuna ulaşmıştı. Uzun mücadelelerin ardından Bulgar Krallığı ve Sırplara ağır bir darbe indirerek Balkan Yarımadası’nı tamamıyla ele geçiren İmparator, hükümdarlığının son yıllarında doğudaki durumla da ilgilenmişti17. Bagratuni Krallığı’nın en güçlü temsilcisi I. Gagik’in (990-1020) ölümünden sonra çıkan karışıklıkları fırsat bilen II. Basi-

13 Ostrogorsky, a.g.e., s.265 vd.; Treadgold, a.g.e., s.34 vd.; Honigmann, a.g.e., s.92 vd.

14 Speros Vryonis, The Decline of Medieval Helenism in Asia Minor and the Pro-cess of Islamization from Eleventh through the Fifteenth Century, Berkeley 1971, s.77-78; Michael Angold, The Byzantine Empire 1025-1081, New York 1988, s.2-3; Demirkent, a.g.m., s.143-144.

15 Ostrogorsky, a.g.e., s.281-282; Treadgold, a.g.e., s.37; Angold, The Byzantine Empire, s.3.

16 Ostrogorsky, a.g.e., s.283.17 Romilly J. H. Jenkins, Byzantium: The Imperial Centuries, A.D. 610-1071,

Toronto 1987, s.325 vd.; Ostrogorsky, a.g.e., s.276 vd.; M. Levtchenko, Bizans, Türkçe çev. Erdoğan Berktay, İstanbul 1979, s.238-239; Treadgold, a.g.e., s.37-38; John Julius Norwich, Byzantium The Apogee, New York 1992, s.261 vd., 264; Auguste Bailly, Bizans Tarihi, II, Türkçe çev. Haluk Şaman, İstanbul 1970, s.255 vd.; Berktay, a.g.m., s.103.

YUSUF AYÖNÜ4

leios, 1021/22 yılında düzenlediği bir seferle Gürcistan’ın bir kısmını ve Vaspurakan bölgesini topraklarına katmıştı. Ayrıca Ani Krallığı, I. Gagik’in oğlu Ioannes Simpat’a kalacak ve onun ölümünden sonra aynı şekilde Bizans İmparatorluğu’na katılacaktı18.

II. Basileios’un 1025 yılında ölmesiyle imparatorluğun görkemli dönemleri son buldu. Halefi VIII. Konstantinos (1025-1028), ardın-dan da onun kızlarıyla evlenmek suretiyle tahta oturan III. Romanos Argyros (1028-1034), IV. Mikhail (1034-1041) ve IX. Konstantinos Monomakhos’un (1042-1055) hâkimiyetleri döneminde II. Basile-ios’un kurmuş olduğu güçlü askerî ve politik yapı çökmüş, devletin iktisadî ve siyasî durumu hızlı bir değişime uğramıştı19. Merkezî hükü-met, feodal sistemin oluşmasını engellemek için aristokratların gücünü kırmak amacıyla giriştiği mücadeleden vazgeçmekle kalmamış, zaman içinde memur aristokrasisinin temsilcisi haline gelmişti20.

Askerî asalet sınıfının merkezî hükümet için tehlike oluşturan gücünün ortadan kaldırılması amacıyla ordudaki asker sayısı düşürül-müştü21. Bilhassa IX. Konstantinos Monomakhos döneminde devletin gereksiz harcamalarını karşılamak için askerlere ayrılan topraklar dahi vergilendirilmiş ve az sayıda kalan Stratioteslerin22 belirli bir miktar karşılığında askerlik hizmetinden muaf tutulması sonucu imparatorlu-ğun en büyük askerî gücünü oluşturan Anadolu themalarının kuvvet-leri yok edilmişti23. Yerli askerlerin sayısının düşürülmesi onların yerini ücretli askerlerin almasına yol açmış24 fakat bu askerlerin sayılarının az

18 Vardan Vartabet, “Türk Fütühatı Tarihi (889-1262)”, TSD, ½, Türkçe çev. Hrant D. Andreasyan, İstanbul 1937, s.168; Ostrogorsky, a.g.e., s.291-292; George Finlay, History of the Byzantine Empire, London-Newyork 1935, s.406; Peter Chara-nis, “The Byzantine Empire in the Eleventh Century”, HC, I, ed. Kenneth M. Setton, Philadelphia 1955, s.179; Ali Sevim, Genel Çizgileriyle Selçuklu-Ermeni İlişkileri, Anka-ra 1983, s.9-10; Mehmet Ersan, Selçuklular Zamanında Anadolu’da Ermeniler, Ankara 2007, s.14 vd.

19 Ostrogorsky, a.g.e., s.296 vd.; Vryonis, a.g.e., s.69 vd.; Charanis, a.g.m., s.177-190; M. Murat Baskıcı, Bizans Döneminde Anadolu İktisadi ve Sosyal Yapı (900-1261), Ankara 2009, s.126-127, 137-139.

20 Ostrogorsky, a.g.e., s.296-297.21 Ostrogorsky, a.g.e., s.307; Demirkent, a.g.m., s.144-145; Paul Lemerle, Bi-

zans Tarihi, Türkçe çev. Galip Üstün, İstanbul 1994, s.87.22 Stratioteslerle ilgili olarak bk. Ostrogorsky, a.g.e., s.90 vd.23 Ostrogorsky, a.g.e., s.307; Vryonis, a.g.e., s.74-75; Jenkins, a.g.e., s.365; De-

mirkent, a.g.m., s.145.24 Ostrogorsky, a.g.e., s.307-308; Vryonis, a.g.e., s.75.

SELÇUKLULAR VE BİZANS 5

olması, daha da önemlisi yerli askerler kadar sadakatle savaşmamaları imparatorluğun askerî gücünü önemli ölçüde azaltmıştı25.

IX. Konstantinos Monomakhos döneminin önemli gelişmele-rinden birisi de II. Basileios’un doğudaki Ermeni krallıkları üzerinde takip ettiği politikanın devam ettirilerek daha önce yapılan antlaşma gereğince Ermeni Ani Krallığı’nın arazisinin Bizans topraklarına katılmasıdır26. Doğudaki bu gelişmeler her ne kadar başlangıçta Bi-zans’ın lehine gibi görünse de, Ermeni krallıklarının topraklarının imparatorluk arazisine dâhil edilmesi, bölge halkının Anadolu’nun iç bölgelerine göçürülmesi ve yerel askerî kuvvetlerin varlığına son veril-mesi nedeniyle artık doğudan gelecek herhangi bir saldırı karşısında imparatorluk topraklarını koruyacak bir tampon bölge kalmamıştı27.

Tam bu esnada, 1040 yılında Gaznelilere karşı Dandanakan’da elde ettikleri kesin zaferin ardından Horasan’a hâkim olan Selçuk-lular, Bizans İmparatorluğu karşısına yeni ve karşı konulmaz bir güç olarak çıkmıştır. İslâm dünyasındaki karışıklıklara son vererek düzeni yeniden sağlayan Selçuklular, aynı zamanda asırlardır devam eden İs-lâm-Bizans mücadelesine de yeni bir boyut kazandırmışlardır. Bu yeni dönemle birlikte Bizans İmparatorluğu savunmaya çekilirken, Selçuk-lular idaresindeki İslâm dünyası saldırıya geçmiştir.

Selçuklu-Bizans ilişkilerinin başlangıcı Büyük Selçuklu Devle-ti’nin kuruluşu öncesine kadar gitmekle birlikte, taraflar arasındaki ilişkilerin yoğunluk kazanması 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı’nın ardından olmuştur. Çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde aktaracağı-mız üzere bu zafer öncesinde Selçuklu kuvvetleri, Anadolu’ya düzen-ledikleri akınlar sırasında iç bölgelere kadar ilerlemeyi başarmışlarsa da bu dönemde doğudaki bazı merkezler dışında kalıcı bir Türk yerleşi-minden söz edilemez. Ancak bu tarihten yalnızca birkaç yıl sonra Ku-talmışoğlu Süleymanşah’ın Anadolu’da müstakil bir devlet kurmasıyla

25 Vryonis, a.g.e., s.75-76; Treadgold, a.g.e., s.39.26 Simpat Vekayinâmesi (951-1334), Türkçe çev. Hrant D. Andreasyan. (Türk

Tarih Kurumu’nda Basılmamış nüsha), s.30 vd.; Vardan, s.174; ayrıca bk. Honigmann, a.g.e., s.172-173; Ostrogorsky, a.g.e., s.309; Treadgold, A History of the Byzantine State and Society, Stanford-California, 1997, s.592; Sevim, a.g.e., s.13; Ersan, Anadolu’da Er-meniler, s.17-19; V.V. Barthold, “Ani”, İA, C.1, s.435.

27 Demirkent, a.g.m., s.145; Angold, The Byzantine Empire, s.17-18; Norwich, a.g.e., s.341; Charanis, a.g.m., s.179; Lee Wrooman, “The Pre Ottoman Conquest of Asia Minor”, MW, XXI, July 1931, s.252; Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İs-lâm Medeniyeti, İstanbul 1996, s.121.

YUSUF AYÖNÜ6

ilişkiler farklı bir boyut kazanacaktı. Zira Bizans yönetimi, artık tüm kurumlarıyla organize olmuş ve her geçen gün sınırlarını imparator-luk aleyhine genişleten örgütlü bir yapı ile mücadele etmek zorunda kalacaktı.

BİRİNCİ BÖLÜM

MALAZGİRT SAVAŞI’NA KADAR SELÇUKLU-BİZANS İLİŞKİLERİ

A. İlk Akınlar1. Çağrı Bey’in Anadolu SeferiSelçuklu Devleti’ne adını veren Selçuk Bey’in yaklaşık 1007 yı-

lında Cend şehrinde ölmesinin ardından sülalenin başına hayattaki en büyük erkek evlat olarak Arslan Yabgu geçti28. Kısa bir süre sonra Cend’den ayrılan Selçuklular, Arslan Yabgu’nun faaliyet bölgesi olan Mâverâünnehr’e, Buhara yakınlarındaki Nur Kasabası civarına geldi-ler29. Babaları Mikail’in bir savaşta ölmesi üzerine dedeleri Selçuk Bey tarafından yetiştirilen Çağrı ve Tuğrul Bey de onun ölümünden sonra bu bölgeye gelmişlerdi. İki kardeş, amcaları Arslan Yabgu’nun riya-setini kabul etmekle birlikte çevrelerinde kendilerine bağlı kuvvetlere sahiptiler30.

Bu dönemde Mâverâünnehr Bölgesi, Sâmânî Devleti’nin ortadan kalkmasının ardından bölgeye hâkim olan Karahanlılardan İlig Nasr b. Ali’nin kontrolündeydi. Selçukoğulları ile inişli çıkışlı münasebetle-ri olan Nasr, nihayet onları Mâverâünnehr’den çıkarmaya karar verdi. Durumu haber alan Çağrı ve Tuğrul Bey, ona karşı koymak için ye-terli güce sahip olmadıklarından diğer bir Karahanlı hükümdarı Buğ-ra Han’ın hâkimiyet sahasına giderek onun hizmetine girmeye karar verdiler31.

Başlangıçta onları çok iyi karşılayan fakat daha sonra düşmanca bir tutum içine giren Buğra Han, yanına geldiği bir sırada Tuğrul Bey’i

28 M. Altay Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, I, Ankara 1993, s.33-34.

29 Köymen, Selçuklu Devri Türk Tarihi, Ankara 1982, s.30; Erdoğan Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara 1993, s.45.

30 Turan, Selçuklular Tarihi, s.87; Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, İstanbul 1992, s.9; Ali Sevim-Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Siyaset, Teşkilat ve Kültür, Ankara 1995, s.17.

31 Turan, Selçuklular Tarihi, s.89; Kafesoğlu, “Selçuklular”, İA, C.10, s.357.

YUSUF AYÖNÜ8

yakalatarak hapsetti ve Çağrı Bey’in üzerine de bir miktar kuvvet gön-derdi. Çağrı Bey, bu kuvvetleri mağlup ve pek çok Karahanlı beyini de esir etti. Bunun üzerine Buğra Han, esir beylerini kurtarmak için Tuğ-rul Bey’i serbest bırakmak zorunda kaldı32. Bu olaydan sonra Çağrı ve Tuğrul Bey tekrar Mâverâünnehr Bölgesi’ne döndüler. Ancak bu sefer de 1020/1021’den itibaren Buhara’nın hâkimi olan Ali Tegin onların gelişinden rahatsızlık duymuştu33.

Bütün bu baskı ve saldırılar karşısında zor durumda kalan iki kar-deş, bu bölgede emniyette olmadıklarını anlayarak kendileri için daha güvenli bir yurt bulmak ya da bulundukları bölgedeki güçlerle müca-dele edebilecek kudrete ulaşmak için gerekli olan maddî kaynağı te-min etmek amacıyla34 harekete geçmeye karar vermişlerdir. Buna göre: “Tuğrul Bey uzak ve geçilmesi güç çöllere”35 giderken Çağrı Bey de birkaç bin kişilik bir süvari birliği ile (1015/1018)’de36 Anadolu üzerine bir sefere çıkmıştır37. Çağrı Bey’in bu sefere çıkmasında hiç şüphesiz Ab-basîler devrinde Horasan’dan gelen gazilerin Anadolu’da Bizans’a karşı gazalarda bulunmaları dolayısıyla bu ülkenin Türkmenler tarafından biliniyor olması etkili olmuştur38.

Yanındaki kuvvetlerle Horasan’ı geçerek Irak-ı Acem bölgesine giren Çağrı Bey, Gazneli Devleti’nin Horasan Valisi Arslan Cazib’in

32 İbnu’l-Esîr, el-Kâmil f î’t-Târîh, IX, neşr. Carolus Johannes Tornberg, Beyrut 1386/1966, s.475; Türkçe çev. Abdülkerim Özaydın, IX, İstanbul 1987, s.362; ayrıca bk. Köymen, “Tuğrul Bey”, İA, C.12/2, s.26; Turan, Selçuklular Tarihi, s.89.

33 Köymen, Büyük Selçuklu, I, s.99; Turan, Selçuklular Tarihi, s.90.34 Köymen, “Selçuklu Devri Araştırmaları, I”, Belleten, XVII/68, (1953), s.569.35 Mirhond, Ravzatu’s-Safa, C.IV, Luknov 1914, s.86.36 Çağrı Bey’in Anadolu’ya düzenlediği bu sefere çıkış tarihi ile ilgili olarak dö-

nemin kaynaklarında iki farklı tarih verilmektedir; Simpat, Selçuklu Türklerinin Doğu Anadolu’ya 1016 yılında girdiğini yazarken; bk. Simpat, s.18, bir diğer Ermeni müel-lifi Mateos, bu tarihi 1018/19 olarak kaydetmektedir. Bk. Urfalı Mateos, Vekayinâme, Türkçe çev. Hrant D. Andreasyan, Urfalı Mateos Vekayi-Nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162), Ankara 1987, s.48-49; krş. Kafesoğlu, “Doğu Anadolu’ya İlk Selçuklu Akını (1015-1021) ve Tarihi Ehemmiyeti”, 60. Doğum Yılı Münasebetiyle Fuad Köprülü Armağanı, İstanbul 1953, s.259 vd.

37 Z. Velidî Togan, Umumi Türk Tarihi’ne Giriş, Ankara 1981, s.188; M. C. Şehabeddin Tekindağ, “Türkiye Tarihine Toplu Bir Bakış: Türklerin Anadolu’ya Ge-lişleri ve Yerleşmeleri”, Anadolu’da Türk Tarihi ve Kültürü, Trabzon 1967, s.1-2; Cihan Piyadeoğlu, Selçukluların Kuruluş Hikayesi Çağrı Bey, İstanbul 2011, s.29 vd.

38 Turan, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi, İstanbul 1978, s.287; Sevim, Anadolu’nun Fethi, Ankara 1993, s.39.

SELÇUKLULAR VE BİZANS 9

takibatından kurtularak39, Azerbaycan üzerinden Doğu Anadolu’ya ulaşmayı başardı. Ermeni Vaspurakan Krallığı’na ait Van Gölü havza-sını istilaya girişen ve bazı kaleleri zapteden Çağrı Bey ve emrindeki Türkmenler karşısında Ermeniler oldukça şaşırmış ve dehşete düş-müştür. Nitekim “Taş gibi sert tırnaklı ve kartal gibi süratli atlar üstünde, yayları gerili, okları çekili, bellerinde kemer, ayaklarında bağları çözülmek bilmez ayakkabıları bulunan bu birlikler” diyen Arisdages40 başta olmak üzere Urfalı Mateos ve diğer Ermeni müellifleri Selçuklu akıncılarının Ermeniler üzerinde uyandırdığı şaşkınlığı tasvir etmişlerdir41. Ermeni Vaspurakan Kralı Senekerim, başkomutanı Şapuh ve oğlu Davit ku-mandasındaki bir kuvveti onların üzerine göndermiştir. Ancak “Bu zamana kadar bu cins Türk atlı askeri” görmemiş Ermeni askerleri “aca-ib şekilli, yaylı ve kadın gibi uzun saçlı” Selçuklu süvarilerinin ustaca kullandıkları oklar karşısında hiçbir şey yapamamış ve ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmışlardır42. Bu galibiyetin ardından kuzeydeki Nahcivan üzerine yürüyen43 Çağrı Bey’in karşısına 5000 kişilik bir süvari birliğiyle çıkan Gürcü kumandanı Liparit’in savaşa cesaret edemeyerek kaçması sonucu buraların denetimi de Türk kuv-vetlerinin eline geçmiştir44. Bundan sonra daha kuzeye Nig bölgesine geçen Selçuklu kuvvetleri etraftaki kiliseleri yağmalayıp bolca ganimet elde ettikleri gibi pek çok kişiyi de esir etmişlerdir45. Kiliselerin yağ-malanması üzerine harekete geçen Becni Kalesi’nin Bizans komutanı Vasak Pahluvani etrafa haberler gönderererek asker toplamaya çalışmış ancak Çağrı Bey’in ansızın Becni Kalesi önlerine gelmesiyle yeterince kuvvet toplayamamış olan Vasak Pahluvani, Selçuklulara mağlup ol-muş ve yakalanarak öldürülmüştür46.

39 Mükrimin Halil Yinanç, “Çağrı Bey”, İA, C.3, s.324.40 Arisdages’den naklen J. Laurent, Byzance et les Turcs Seldjoucides dans l ’Asie

Occidentale Jusqu’en 1081, Paris-Nancy 1913, s.16 dipnot 6.41 Mateos, s.48-49; Simpat, s.18; krş. Kafesoğlu, a.g.m., s. 268.42 Mateos, s.48-49; Simpat, s.18; ayrıca bk. Kafesoğlu, a.g.m., s.268-269; Sevim,

Selçuklu-Ermeni İlişkileri, s.11; Walter Emil Kaegi, “The Contribution of Archery to Turkish Conquest of Anatolia”, Speculum, XXXIX, January 1964, s.102.

43 Kafesoğlu, a.g.m., s.269; Sevim, Selçuklu-Ermeni İlişkileri, s.11; aynı yazar “Çağrı Bey”, TDVİA, C.8, s.183.

44 Vardan, s.172-173. Ancak müellif burada Çağrı Bey ile Tuğrul Bey’i birbiri-ne karıştırmakta ve seferi düzenleyenin Tuğrul Bey olduğunu söylemektedir.

45 Kafesoğlu, a.g.m., s.269. 46 Vardan, s.173; ayrıca bk. Kafesoğlu, a.g.m., s.269-270; aynı yazar, “Selçuklu-

lar”, İA, C.10, s.358; Sevim, Selçuklu-Ermeni İlişkileri, s.11-12.

YUSUF AYÖNÜ10

Anadolu’daki faaliyetlerini bir süre daha sürdüren Çağrı Bey, böl-ge hakkında bilgi ve yeterince ganimet elde ettikten sonra Mâverâün-nehr’e kardeşi Tuğrul Bey’in yanına dönmüştür47. Dönüş yolculuğunda da Anadolu’ya gelirken izlediği yolu takip eden Çağrı Bey, Arslan Ca-zib’in kendisini durdurmak için aldığı tüm önlemlere rağmen Azerbay-can ve Horasan üzerinden geçerek sağsalim Mâverâünnehr’e ulaşmayı başarmıştır (1021)48. Bu sefer sırasında Anadolu’da ciddi bir direniş ile karşılaşmayan Çağrı Bey, kardeşi Tuğrul Bey’e “Burada iki büyük vali var. Bunlar Harezmşah Harun ve Sebük-Tekin’in torunu ve Mahmud’un oğlu Sultan Mesud. Biz yalnız bunların hakkından gelemiyoruz. Fakat keşfetmiş olduğum Horasan ve Arminya’ya gidebiliriz. Çünkü buralarda bize karşı gelebilecek bir kimse yoktur”49 derken Mâverâünnehr’de bü-yük güçlere karşı ölüm kalım savaşı veren Selçukluların Anadolu’yu kolayca fethedebileceklerini ifade ederek onu bu bölgelere gitmeye teşvik etmiştir. Ancak anlaşıldığı kadarıyla Tuğrul Bey onunla aynı fi-kirde değildi. O, Anadolu’yu kurulacak devletin merkezî olarak değil, yayılma sahası olarak görmekteydi. Nitekim Büyük Selçuklu Devleti kurulduktan sonra Tuğrul Bey’in takip ettiği Batı politikası bunu ka-nıtlamaktadır.

Çağrı Bey’in Anadolu’ya düzenlediği bu seferin başarı ile sonuç-lanması, Mâverâünnehr’de güç şartlar altında tüm ümitlerini yitiren Selçuklular için iyi bir moral olduğu gibi, muhtemelen devlet kurmak için giriştikleri mücadelede gerekli olan maddî kaynağı da sağlamıştır. Diğer bir önemli netice de Çağrı Bey’in Anadolu’daki Ermeni ve Gür-cü krallıkları üzerinde estirdiği kasırganın sebep olduğu karışıklıkları fırsat bilen Bizans İmparatoru II. Basileios’un 1021/22’de düzenlediği bir sefer ile Gürcistan’ın bir kısmını ve Vaspurakan Krallığı’nın top-raklarını ülkesine katmasıdır50.

47 Yinanç, Türkiye Tarihi: Selçuklular Devri I Anadolu’nun Fethi, İstanbul 1934, s.19-20; aynı yazar, “Çağrı Bey”, İA, C.3, s.324; Kafesoğlu, a.g.m., s.270.

48 Kafesoğlu, a.g.m., s.270; Sevim, Selçuklu-Ermeni İlişkileri, s.12; Yinanç, “Çağrı Bey”, İA, C.3, s.324.

49 Gregory Abû’l-Farac İbnü’l-İbrî (G. Barhebraeus), Abû’l-Farac Tarihi, İngi-lizce’den Türkçeye çev. Ö. R. Doğrul, I, Ankara 1987, s.293.

50 Demirkent, a.g.m., s.142-143; Sevim, Selçuklu-Ermeni İlişkileri, s.9-10; Ost-rogorsky, a.g.e., s.291-292; Norwich, a.g.e., s.264. Ancak bu konu hakkındaki diğer bir görüşe göre: Selçukluların akını karşısında dehşete düşen ve onlara karşı hiçbir şey yapamayacağını anlayan Senekerim, memleketini Bizans’a terk ederek daha sakin bir bölgeye geçmeyi düşünmüş ve bu maksatla imparatora elçilik heyeti ve bu kararını bil-diren bir mektup göndermiştir. Onun bu isteğini kabul eden Bizans imparatoru, Erme-

SELÇUKLULAR VE BİZANS 11

2. Türkmen AkınlarıArslan Yabgu ile Karahanlı Ali Tegin’in Mâverâünnehr bölge-

sindeki faaliyetlerinden rahatsızlık duyan Gazneli Mahmud, hem bu ittifakı parçalamak hem de ileride kendisi için tehlike oluşturabilece-ğini düşündüğü Arslan Yabgu’nun zararını önlemek maksadıyla dü-zenlediği bir hile ile onu yakalatarak Hindistan’daki Kalincar Kalesi’ne hapsetmiştir51. Bu olayın ardından Arslan Yabgu’ya bağlı 4000 çadırlık bir Türkmen topluluğu, Arslan Cazib ve diğer devlet yöneticilerinin muhalefetine rağmen Gazneli Mahmud tarafından Horasan’a nakle-dilmiştir52. Ancak Horasan’a geçerek Serahs, Ferâve ve Abıverd’i yurt tutan bu Oğuzların bir süre sonra yağma hareketlerine başlaması üze-rine Gazneli Mahmud, Oğuzların yağmacılığına son verdirdiği gibi onlardan pek çoğunu da öldürtmüştür53. Geriye kalanlardan bir kıs-

ni kralına ülkesine karşılık, Magistros unvanı ile birlikte Sivas ve çevresinin hâkimliğini vermiştir. Bk. Vardan, s.164; Simpat, s.18-19; ayrıca bk. Laurent, a.g.e., s.17; Vryonis, a.g.e., s.81; Kafesoğlu, a.g.m., s.271-272; Charanis, a.g.m., s.179. Bununla birlikte bazı tarihçiler Selçuklu Türklerinin Doğu Anadolu’ya gerçekleştirdiği ilk akınların, 1028 yılındaki hadisenin ardından Gazneli Mahmud’un önünden kaçarak Azerbaycan ta-raflarına gelen Yabgulu Türkmenlerinin buradan Anadolu’ya geçerek düzenledikleri akınlar olduğunu ifade etmektedir. Bu görüşe göre dönemin yerli kaynakları Selçuk-luların Anadolu’ya düzenlediği ilk akını Bizans’ın Doğu Anadolu’yu ilhakına mazeret olarak göstermek için bu olay ile aynı dönemde hatta II. Basileios’un 1021-1022 yı-lında bölgeye yaptığı seferden önce göstermektedir. Ermeni yazarları “yüz kızartıcı bir hadise”  olarak gördükleri bu işgalin suçlusu olarak Türkleri göstermek istediklerinden Selçukluların Anadolu’ya düzenledikleri ilk akını 1021-1022 yılı öncesindeki olaylar arasında kaydetmişlerdir. Bk. Ersan “Anadolu’ya Türk Göçü ve Bizans”, Türk Dünyası Tarih Dergisi, sa: 108, Aralık 1995, s.13; fakat gerek dönemin Ermeni kaynaklarının bk. Urfalı Vahram, Kilikya Kralları Tarihi, Türkçe çev. Hrant D. Andreasyan, (Türk Tarih Kurumu’nda Basılmamış nüsha), s.3; Mateos, s.48 vd.; Simpat, s.18-19; Yabgulu Türkmenlerinin 1028 yılından sonra gerçekleştirdikleri akınlar öncesindeki bir Selçuk-lu akınından bahsetmeleri, gerekse Selçuklu hanedanı ile ilgili önemli bir kaynak olan Meliknâme’de (XVI. yüzyıl başlarına kadar mevcut olan bu eser Sultan Alparslan adı-na Selçuklulardan İnanç Bey ağzından kaleme alınmıştır. Bk. Kafesoğlu, a.g.m., s.263 dipnot 16.) Çağrı Bey’in Anadolu’ya düzenlediği bir akından bahsediliyor olması (bk. Melikname’den naklen Mirhond, C.IV, s.86) bize göre böyle bir seferin gerçekleştiğini kanıtlamaktadır.

51 İbnu’l-Esîr, IX, s.378, 475; Türkçe çev. IX, s.292, 363; Muhammed b. Ali b. Süleyman er-Ravendî, Râhat-üs-Sudûr ve Âyet-üs-Sürûr, I, Türkçe çev. Ahmet Ateş, Ankara 1957, s.87; Aksarayî, Müsâmeretü’l-Ahbâr ve Müsayeretü’l-Ahyâr, yay. O. Tu-ran, Ankara 1943, s.12-13; Türkçe çev. M. Nuri Gençosman, Selçukî Devletleri Tarihi, Ankara 1943, s.107; ayrıca bk. Sümer, a.g.e., s.71; Cahen, “Arslan b. Saldjūk”, EI, C.1, s.662.

52 Sümer, a.g.e., s.71.53 İbnu’l-Esîr bu Oğuzların, vergi memurlarının kendilerine zulüm ve haksız-

YUSUF AYÖNÜ12

mı savunması kolay Balkhan ve Dihistan bölgelerine kaçarken 2000 çadırlık bir topluluk da Azerbaycan taraflarına gelerek bölge hâkimi Vehsudan’ın hizmetine girmiş ve buradan Bizans topraklarına geçip akınlar yapmıştır54.

Babası Mahmud’un ölümünün ardından Gazneli tahtına otu-ran Mesud, gerek taht mücadeleleri sırasında, gerekse tahta geçtikten sonra bu Türkmenlerin gücünden son derece faydalanmıştır. Kardeşi ile yaptığı taht mücadelesinde yanında yer alan ve büyük yararlılıklar gösteren Yağmur Bey’in isteği üzerine o sırada Balkhan taraflarında bulunan önceden Arslan Yabgu’ya tabi olan bu Oğuzların Horasan’a dönmelerine izin veren Mesud, Kızıl, Göktaş ve Boğa gibi beyleri de hizmetine almıştır55. Onun, babasının ülkeden çıkardığı Oğuzları tek-rar hizmetine alması devlet yöntecileri tarafından pek hoş karşılan-mamıştır. Gerçekten de çok geçmeden Türkmenlerin yeniden düzeni bozacak faaliyetlerde bulunmaları onları haklı çıkarmıştır56.

Gazneli sultanı, Oğuzları itaat altına almak için bölgeye kuvvetler göndermişse de bu kuvvetler başarısız olmuş ve Rey şehrini elegeçiren Oğuzlar daha sonra üzerlerine gönderilen başka kuvvetleri de mağlup etmeyi başarmışlardır57. Gaznelilere karşı elde ettikleri bütün bu başa-rılara rağmen Oğuzlardan büyük bir kısmı Boğa, Göktaş, Mansur ve Dana gibi beyler idaresinde muhtemelen Azerbaycan Hâkimi Vehsu-dan’ın daveti üzerine Azerbaycan’a giderek daha önce buralara gelen soydaşlarına katılırken, yalnızca Kızıl Bey idaresindeki 1500 kişiden oluşan bir kısmı Rey’de kalmıştır58.

Azerbaycan’a gidenlerden bir bölümü çok geçmeden Vehsudan ile anlaşmazlığa düşerek buraları terk etmek zorunda kalmış ve Boğa

lık edip mallarına ve çocuklarına el uzatmaları üzerine ayaklandıklarını belirtmektedir. Bk. İbnu’l-Esîr, IX, s.476; Türkçe çev. IX, s.363.

54 Yinanç, a.g.e., s.20; Köymen, Büyük Selçuklu, I, s.171-172; Sevim Anado-lu’nun Fethi, s.43; Ali Sevim-Yaşar Yücel, Türkiye Tarihi Fetih, Selçuklu ve Beylikler Dö-nemi, Ankara 1989, s.35.

55 İbnu’l-Esîr, IX, s.378-379; Türkçe çev. IX, s.292-293; ayrıca bk. Sümer, a.g.e., s.73.

56 Sümer, a.g.e., s.74.57 İbnu’l-Esîr, IX, s.380; Türkçe çev. IX, s.293-294; ayrıca bk. Sümer, a.g.e.,

s.74-75, 79-80; Yinanç, a.g.e., s.20; Köymen, Büyük Selçuklu, I, s.184-185; Kafesoğlu, Selçuklu Tarihi, s.14-15.

58 İbnu’l-Esîr, IX, s.381; Türkçe çev. IX, s.294; ayrıca bk. Togan, a.g.e., s.190; ancak yazar Türkmenlerin tamamının Azerbaycan’a geçtiğini söylemektedir.

SELÇUKLULAR VE BİZANS 13

idaresindekiler Rey’e, Mansur ve Göktaş idaresindekiler Hemedan’a, Anasıoğlu idaresindekiler ise Kazvin’e dönmüşlerdir59.

Oğuzlar Azerbaycan’a geldikten sonra Aras Irmağı’nı geçerek Erran bölgesinin hâkimi Fadlun ve oğlu Ebulesvâr ile birleşmişlerdi. Müttefikler, Doğu Anadolu’daki Ermeni topraklarına akınlar düzen-lemenin yanı sıra bu sıralarda Müslümanların elinde bulunan Tiflis’i kuşatan Gürcü Kralı Bagrat’ı da kuşatmayı kaldırarak geri çekilmek zorunda bırakmışlardı (1038)60.

Gazneli Devleti ile uzun süre mücadele eden Selçuklular, Danda-nakan Savaşı’nda (24 Mayıs 1040) elde ettikleri zaferle amaçlarına ulaş-mışlardır61. Bu büyük zaferin ardından kurulan devletin başına geçen Tuğrul Bey, Merv’de toplanan kurultayda yapılan paylaşıma göre kendi hâkimiyet bölgesi olan Nişabur’a gelmiş ve devlet idaresi ile ilgili gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra ertesi yıl önden kardeşi İbrahim Yınal’ı gönderdiği Rey şehrine gelerek burasını devlet merkezi yapmıştır.

Tuğrul Bey Rey’e geldiğinde, halen bu bölgede bulunan Yabgulu (Nâvekiyye, Yâvgiyân) Türkmenlerinin başında Boğa, Göktaş, Mansur ve Anasıoğlu gibi beyler bulunuyordu. Selçuklu sultanı, gönderdiği bir elçi aracılığıyla bu beylerden huzuruna gelmelerini istedi. Ancak Oğuz beyleri Zencan Suyu’na kadar yanlarında götürdükleri elçiye: “Tuğrul Bey’e de ki: Bizi tevkif etmek düşüncesiyle bir araya toplamak niyetindesin. Korktuğumuz için senden uzak duruyoruz. Şimdi buraya konaklamış bu-lunuyoruz; eğer üzerimize yürüyecek olursan Horasan’a ve Diyar-ı Rûm’a gideriz ve hiçbir zaman için seninle beraber olmayız” şeklinde bir cevap-la onu Tuğrul Bey’e geri göndermişlerdi62. Böylece kendilerine zarar gelmesinden çekinen ya da Selçuklu idaresine girerek hareketlerinin kısıtlanmasını istemeyen Oğuzlar bir yandan İbrahim Yınal’ın üzer-lerine gelmesi, diğer yandan Azerbaycan’daki eski maceraları yüzün-

59 İbnu’l-Esîr, IX, s.382; Türkçe çev. IX, s.295.60 Sümer, a.g.e., s.81.61 Ravendî, s.98 vd.; İbnu’l-Esîr, IX, s.482-483; Türkçe çev. IX, s.368-369;

Bundârî, Zubdet al-Nusra va Nuhbat al ‘Usra, Türkçe çev. Kıvameddin Burslan, Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, İstanbul 1943, s.5; Hamdullah Müstevfî, Târîh-i Güzîde, yay. Abdülhüseyn-i Nevâî, Tahran 1339 ş., s.428; Ahmed bin Mahmud, Selçuk-Nâme, I, Haz. E. Merçil, İstanbul 1977, s.25; Vardan, s.170-171; ayrıca bk. Cahen, “The Turkish Invasion: The Selchükids”, HC, I, ed. T. M. Setton and M.W. Baldwin, Philedelphia 1955, s.141-142; Bertold Spuler, “Ghaznavids”, EI, C.2, s.1051; B. Zahoder, “Denda-nekan”, Türkçe çev. İsmail Kaynak, Belleten, XVIII/72, (1954), s.586.

62 İbnu’l-Esîr, IX, s.508; Türkçe çev. IX, s.388.

YUSUF AYÖNÜ14

den bu bölgeye gidemediklerinden Ermeni topraklarından geçerek Anadolu’nun güneydoğusuna doğru ilerlemişlerdir63. Cizre dolayları-na geldiklerinde Mansur Bey, idaresindeki Oğuzlarla burada kalmış, Boğa, Göktaş ve Anasıoğlu ise daha güneyde bulunan Diyarbakır ci-varına inerek Silvan, Erzen ve Mardin arasında faaliyetlerde bulun-muşlardır64. Diğer yandan Musul üzerine yürüyen başka bir Türkmen topluluğu, şehrin hâkimi Karvaş’ı mağlup ettikten sonra burasını ele geçirerek yağmalamıştır (1043)65.

Türkmenlerin Müslüman devletleri hedef alan akınlarından ra-hatsızlık duyan Abbasî halifesi ve etraftaki diğer Müslüman emirleri, Tuğrul Bey’e başvurarak Oğuzların durdurulmasını istemişlerdir. Bu şikâyetleri haklı bulan Selçuklu sultanı gereğini yapacağını söyleyerek onları teselli etmiştir. Bununla birlikte o, Türkmenlerin bu türden yağ-ma hareketlerini zarurî ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yaptıklarını da belirterek özellikle Diyarbakır hâkimine, Türkmenlerin para, mal ve diğer ihtiyaçlarını gidermesini ve bunun karşılığında küffarla olan mücadelede onlardan faydalanmasını telkin etmiştir66.

Bu sırada Musul ve çevresini yağmalayan Türkmenlere karşı kom-şu Arap emirliklerinden sağladığı yardım ile harekete geçen Musul Emiri Karvaş, Diyarbakır bölgesinde faaliyetlerde bulunan Boğa ve Anasıoğlu beylerin gönderdiği yardımlara rağmen Türkmenleri ağır bir yenilgiye uğratmıştır (1044)67. Bu yenilginin ardından Musul’dan ayrılmak zorunda kalan Oğuzlar Diyarbakır taraflarına gelerek bu-radaki soydaşlarına katılmışlardır. Rey şehrinde bulunan Tuğrul Bey bu olayı duyunca Oğuz beylerine yeniden haber göndererek İslâm ülkelerine akınlar yapmamalarını ve Azerbaycan’a dönerek buradaki Selçuklu komutanları ile birlikte Bizans’a karşı yapılan gazalara katıl-malarını bildirmiştir68. Sultanın emri üzerine Mansur, Göktaş, Boğa ve

63 İbnu’l-Esîr, IX, s.385-386; Türkçe çev. IX, s.298; ayrıca bk. Köymen, “Ana-dolu’nun Fethi”, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, I, Ankara 1961, s.90; Ahmet Ateş, “Yabgulular Meselesi”, Belleten, XXIX/115 (1965), s.517-525; Sevim, “Nâvekiyye Türk-menleri Sorunu” Erdem, C.9, sa:26, Eylül 1996, s.789-792.

64 İbnu’l-Esîr, IX, s.386; Türkçe çev. IX, s.298. 65 İbnu’l-Esîr, IX, s.387 vd.; Türkçe çev. IX, s.299 vd.66 Turan, Selçuklular Tarihi, s.113 vd.; aynı yazar, Selçuklular Zamanında Türki-

ye, İstanbul 1996, s.16-17.67 İbnu’l-Esîr, IX, s.390-391; Türkçe çev. IX, s.301-302; Abû’l-Farac, I, s.300-

301; Mateos, s.83.68 Köymen, a.g.m., s.91; aynı yazar, Selçuklu Devri, s.160-161.

SELÇUKLULAR VE BİZANS 15

Anasıoğlu beylerin idaresindeki Oğuzlar Azerbaycan’a dönmek üzere yola çıkmışlardır. Dönüş sırasında yolları üzerindeki Bizans şehir ve kasabalarını yağmalayan Türkmenler Erciş taraflarına geldiklerinde Van Gölü çevresinin Bizans Valisi Stefanos’a elçi ve değerli hediyeler göndererek geçiş izni istemişlerse de o, bu teklifi geri çevirip Türkmen-lere saldırmış, ancak iki taraf arasında yapılan savaşta Stefanos mağlup ve esir edilmişti (1045)69.

Azerbaycan’a ulaşan Türkmenler, sultanın emrini yerine getirdik-leri için affedildikleri gibi Anasıoğlu ve Boğa da Tuğrul Bey’den Di-yarbakır bölgesinin kendilerine verildiğine dair bir ferman almışlardı. Bir süre sonra tekrar Anadolu’ya gelen bu iki Türkmen beyi, etraftaki şehirleri ele geçirip buralara kuvvetler yerleştirmişler ve Mervanlı Emi-ri Nasruddevle Ahmet ile bölgenin hâkimiyeti hakkında görüşmelere başlamışlardı. Ancak az sonra Anasıoğlu ve Boğa arasında çıkan bir anlaşmazlık nedeniyle yaşanan çatışmayı fırsat bilen Mervanlı emiri ustaca bir manevra ile Türkmenleri ülkesinden çıkartmıştır70.

Bu ilk Türkmen akınları Selçuklu egemenliğini tanımak iste-meyen Oğuz beylerinin idaresindeki Türkmenlerin düzenledikleri ve belirli bir fetih planı içinde olmayan gayrinizamî akınlardır. Kısmen Bizans’a tâbi olan bölgeleri ama çoğunlukla Güneydoğu Anadolu’daki Müslüman hâkimlerin topraklarını hedef alan bu akınlar sırasında ağır kayıplar veren Yabgulu Oğuzları, her ne kadar Selçuklu Devleti’nin kontrolü ve isteği dışında hareket etmişlerse de yaptıkları seferlerle bölgedeki devletlerin direnme gücünü yıpratarak daha sonraki Selçuk-lu fetihleri için uygun bir zemin hazırlamışlardır.

69 Simpat, s.31-32; Mateos, s.83-84; Bizans Valisi Stefanos’un mağlup ve esir edilmesi ile ilgili olarak Bizans kaynakları da bilgi vermektedir. Buna göre Sultan Tuğrul Bey’in emri ile Musul Arapları ile harp etmek için görevlendirilen Kutalmış, Musul hü-kümdârı ile yaptığı muharebede mağlup olarak Vaspurakan taraflarına kaçmıştır. Kutal-mış, geri dönerken topraklarından geçmek için Bizans Valisi Stefanos’tan izin istemiş fa-kat mağrur ve çılgın bir kişi olan Stefanos, geçiş izni vermediği gibi Selçuklu kuvvetlerine saldırmıştır. Taraflar arasıdanki muharebede mağlup ve esir edilen Bizans valisi, Tebriz’e götürülerek satılmıştır. Bk. Iôannês Zônaras, Epitomê İstoriôn, yay. Iordanês Grêgoriadês, III, Atina 1999, s.135 vd; Türkçe çev. Bilge Umar, Tarihlerin Özeti, İstanbul 2008, s.89-90; Nikêforos Vryennios, Hylê Historias, yay. Dêmêtrês Tsougkarakês-Despoina Tsougk-lidou, Atina 1996, s.69 vd.; Türkçe çev. Bilge Umar, Tarihin Özü, İstanbul 2008, s.43-44; Ancak Bizans yazarlarının konu ile ilgili olarak verdiği bilgiler yanlıştır. Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi Stefanos’u mağlup ve esir eden Tuğrul Bey’in emri ile Azerbaycan taraflarına gelmek için yola çıkan Yabgulu Türkmenleridir.

70 Köymen, Selçuklu Devri, s.161; Sevim, Anadolu’nun Fethi, s.48.