dilin nitelikleri tÜrk dİlİ - idillerin doğuşu ile İlgili babil kulesi efsanesi pek çok...

101
İÇİNDEKİLER • Dilin Tanımı ve Önemi • Dilin Nitelikleri •Dillerin Türeyişi ile İlgili Teoriler • Konuşma Dili ve Yazı Dili HEDEFLER • Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Dilin tanımını bilecek ve önemini açıklayabilecek, • Dillerin doğuşu ile ilgili teorileri açıklayabilecek, • Konuşma dili ve yazı dili arasındaki farkları söyleyebileceksiniz. ÜNİTE 1 DİL NEDİR? TÜRK DİLİ - I

Upload: others

Post on 27-Dec-2019

17 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Dilin Tanımı ve Önemi

• Dilin Nitelikleri

• Dillerin Türeyişi ile İlgili Teoriler

• Konuşma Dili ve Yazı Dili

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Dilin tanımını bilecek ve önemini açıklayabilecek,

• Dillerin doğuşu ile ilgili teorileri açıklayabilecek,

• Konuşma dili ve yazı dili arasındaki farkları söyleyebileceksiniz.

ÜNİTE

1

DİL NEDİR?

TÜRK DİLİ - I

Page 2: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

“Dil, (aynı dili konuşan ve yazan) insanlar arasında anlaşmayı sağlayan

doğal bir araç, kendine özgü kanunları olan ve bu kanunlar çerçevesinde

gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış gizli antlaşmalar

sistemi, seslerden örülmüş toplumsal bir yapıdır.” (Muharrem Ergin).

“Dil düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden

ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını

sağlayan çok yönlü, çok gelişmiş bir dizgedir.” (Doğan Aksan)

“Dil sıkı sıkıya millî varlığa ve topluma bağlıdır.” (Mehmet Kaplan)

GİRİŞ

Dil, somut ve soyut olarak insanın etrafında var olan her şeyin sese

bürünmüş şeklidir. İnsanoğlunun zihnini en çok kurcalayan sorulardan biri

varlıkların nasıl sese büründüğü ve bu seslerin insanlar arasında nasıl ortak bir

ifade aracı hâline geldiğidir.

Yüzyıllar boyunca bilim adamları ve felsefeciler dillerinin nasıl meydana

geldiği, insanoğlunun kullandığı ilk dilin hangisi olduğu, dillerin sonradan nasıl

çeşitlendiği konusunda fikirler ileri sürmüşlerdir. Bu ünitede dilin tanımları

üzerinde durulmuş ve dillerin oluşumu ile ilgili görüşler açıklanmıştır.

DİLİN TANIMI VE ÖNEMİ

Dil insanlık tarihi boyunca üzerinde en çok düşünülen ve tartışılan

kavramlardan biri olmuştur. Ünitede dilin tanımı, dillerin doğuşu ile ilgili teorileri

ve dildeki çeşitlenmeyi işleyeceğiz.

Dil ile ilgili yapılan çeşitli tanımlamalar ve açıklamalarla konuya başlayabiliriz:

Dilin bütünü milletin evidir. Bin bir odalı bir ev! Buna şehir, ülke demek daha

doğru olur. Milletler dillerini tıpkı medeniyetleri gibi korurlar...

Dil, anlaşmayı sağlayan sistemli işaretler birliğidir.

İnsandan insana mesajlar iletebilen semboller bütünüdür.

Page 3: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Örn

ek M

etin

•Konfüçyüs’e sorarlar: -Bir ülkenin yönetimi size verilseydi, ilk olarak değişime nereden başlardınız? Büyük düşünür şöyle cevap verir bu soruya: -Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım. Çünkü dil kusurlu olursa, kelimeler düşünceleri iyi anlatamaz. Düşünceler iyi anlatılamazsa, yapılması gerekenler doğru yapılamaz. Görevler gereği gibi yapılmazsa töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki hiçbir şey dil kadar önemli değildir.

Dilin, İnsanlık tarihiyle birlikte var olduğu kabul edilmektedir.

Alman dilci Humbolt “Dille hayat, dille tarih ayrılmaz kavramlardır.” der.

Alman düşünür Hegel’e göre “Dil tarihten de öncedir.”

Martin Heidegger ise “Dil varlığın evidir.” diyerek dilin varlığın bütün

evrenini kuşattığını ifade etmiştir. Gerçekten de dil, tıpkı ev gibi bir milletin duygu,

düşünce ve hayatının barınağı, korunağıdır.

Dil, bir milletin oluşmasındaki en önemli etkendir. Milletler tarih sahnesinde

dilleriyle var olurlar. Dillerini kaybeden milletler kimliklerini de kaybederler. Ziya

Gökalp “Lisan” şiirinde bunu şöyle dile getirir:

Türklüğün vicdanı bir,

Dini bir, vatanı bir;

Fakat hepsi ayrılır

Olmazsa lisanı bir.

Benzer bir ifadeyi Çinli Filozof Konfüçyüs de dile getirir:

DİLİN NİTELİKLERİ

Dil, uzun zaman içinde, tarih, coğrafya, kültür, medeniyet ve toplumsal

etkilerle, bütün toplumun kolektif şuurundan, heyecanından ve zekâsından

doğmuştur. Fertten doğmuş olmakla birlikte zamanla ferdin malı olmaktan çıkmış,

genelleşmiş ve belli biçimler kazanmıştır. Dolayısıyla fert, topluma ait olan bu

Page 4: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Örn

ek

Met

in •Dil, mevcut olan olmayan, yaratıcı ve yaratılan, hayal edilen ve

bilinen, zannedilen ve vehmedilen her şey hakkında konuşur; onları kabul veya inkâr eder. İlmin ulaştığı her ne varsa, hak ya da batıl, dil onu anlatır. İlmin de alanı çok geniştir; hemen her tarafa uzanır. Dildeki bu özellik, başka hiçbir uzuvda yoktur. Göz, ancak renkleri ve şekilleri görebilir. Kulak, yalnız sesleri işitebilir. El, cisimlere dokunabilir. Bütün uzuvların işleri sınırlı olup her şeye ulaşamazlar. Dilin ise sahası geniştir, sınırı yoktur. Engel olacak bir şey de mevcut değildir. Gazâlî

müessese üzerinde istediği gibi tasarruf etme hakkını kaybetmiştir. Yalnız, ona bu

dili konuşma hakkı verilmiştir. Sadece konuşma değil, kurallarına uygun olarak

konuşma… Bir millete mensup olan hiç kimse, ana dilini bozma, yanlış ve kötü

kullanma hakkına sahip değildir. Dilin bu nitelikleri şu iki özellikle ilgilidir.

1- Bireysel şuur alanının dışında kalışı

2- Kendini bize doğuştan kabul ettirmesi

Çeşitli hareketler, mimikler, renkli bayraklar, fenerler, göğse takılan çiçekler,

cebe konan mendiller, sürünülen kokularla da meram anlatmak mümkündür. Çok

geniş çerçevede bunlar da dil sayılırlar. Çünkü bir anlaşmayı, bir iletişimi sağlarlar.

Ama bunların ifade alanları, kabiliyetleri sese göre daha sınırlıdır. Bu yüzden

toplum ses dilini tercih etmiştir. Ses dilinin çeşitli anlamları vardır:

Eski bir tarihi ve geçmişi olan insan topluluğunun anlaşma vasıtası (Türk

dili gibi).

Belli bir çağın kelime dağarcığı ve söz dizimi: Tanzimat dili, Divan dili gibi

Meslek gruplarının anlaşma sistemi: Gemici dili, tıp dili, argo gibi.

Bir yazarın, şairin söyleyiş tarzı: Nedim’in dili, Yahya Kemâl’in dili, Yaşar

Kemal’in dili gibi.

Bir sanat alanının kendine özgü anlatım biçimi: Şiir dili, nesir dili, tiyatro

dili gibi.

Dil; yapısı, oluşumu, tarihî gelişimi, kullanıldığı coğrafi alan, kullanılış yeri,

zamanı ve çağı, onu kullanan zümreler, dilin geçerliliği ve işlekliği gibi yönlerden de

ayrıca adlandırılır:

Ana dil, arkaik dil, avam(halk) dili, çocuk dili, devlet dili, din dili, diplomatik

dil, doğal dil, edebiyat dili, duygu dili, gazete dili, hayvan dili, ibadet dili, bilim dili,

konuşma dili, konferans ya da hitabet dili, millî dil, meslek dili, sahne dili, resmî dil,

tiyatro dili, uluslararası dil, yabancı dil, yazı dili, zengin dil vs...

Page 5: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

DİLLERİN TÜREYİŞİ İLE İLGİLİ TEORİLER

İnsanın ilk olarak nasıl, ne zaman ve hangi dili konuştuğu yüzyıllardır merak

edilen bir konudur. Bu sorulara cevap vermek oldukça zordur. Bunun nedeni yazılı

metinlerin ancak yakın bir geçmişi aydınlatmasına imkân vermesindendir. En eski

belgeler sayılan Sümerce metinler bile ancak 5500 yıl öncesine ışık tutmaktadır.

Oysa insanoğlunun çok daha önceleri var olduğu ve dilin birinci kolu sayılan

konuşmanın çok daha önce ortaya çıktığı ve yazının daha sonraları kullanıldığı

kuvvetle muhtemeldir.

Dillerin doğuşu insanbilim, ruhbilim ve günümüzde genetik biliminin ortak

merak konusudur. Ayrıca çocuk dili üzerinde yapılacak bazı araştırmaların, dillerin

doğuşu hakkında bizlere bazı ipuçları verebileceğini söyleyen bilim adamları da

bulunmaktadır.

Milattan 500 yıl önce yaşamış olan Hintli Yaska, Herakleitos’un çağdaşı

Demokritos, Romalıların Varro ve Donatus adlı dilcileri dilin doğuşuyla ilgili çeşitli

çalışmalar yapmışlardır.

Lucas van Valckenborch’un Babil Kulesi tablosu

Page 6: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Örn

ek

Met

in

•Dünyada ilk konuşulan dilin hangisi olduğunu merak eden Mısır hükümdarı hakkında şöyle bir deney yaptığı anlatılır: VII. yüzyılda Mısır hükümdarı olan Psammetikos konuşmanın kulakla öğrenilen bir olgu olduğunu bildiği için hiçbir şey duymadan büyüyen bir insanın hangi dilde konuştuğunu merak eder. Bunu öğrenmek maksadıyla bir çobana iki yeni doğmuş çocuk verir. Çobanın bunları alıp ağıla koymasını ve büyütmesini, çocukların yanında hiç kimsenin ağzını açıp tek kelime bile söylememesini ve onların kendi başlarına büyümesini emreder. Çoban belli saatlerde çocukların yanına girecek onların sütünü içirecek, sonra kendi işine bakacaktır. Bir gün çoban çocukların karınlarını doyurmak için içeri girdiğinde çocukların iki ellerini uzatarak “Bekos” diye bağırdıklarını görür. Bu durum birkaç gün devam edince çoban çocukları hükümdarın huzuruna çıkarır. Hükümdar çocukların “Bekos” dediğini duyar. “Bekos” Frigya dilinde “ekmek” demektir. O zaman Psammetikos konuşmanın ihtiyaçlardan doğduğunu ve dünyada konuşulan ilk dilin Frigya dili olduğu kanaatine varır.

Dillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi

Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil

Kulesi, yeryüzündeki ulusların ve onların konuşmakta olduğu binlerce

dilin nasıl oluştuğuyla ilgili bir inanışı ihtiva etmektedir: Efsaneye göre

insanlar, Tanrıya ulaşmak ve ona daha yakın olabilmek için, uyum

içerisinde ve büyük bir istekle göğe yükselen bir kule yapmaya

başlamışlardır. Kule, çok geçmeden yükselmeye başlamış ve bunu

gören Tanrı, kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş, onları

dünyanın dört bir tarafına savurmuştur. İnsanlar birbirleriyle

anlaşamadıkları için kulenin yapımı da durmuş ve dünya üzerinde çok

sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil türemiştir.

Dille ilgili ilk sistematik düşüncelere Herakleitos (M.Ö. V. yy)’da rastlanır. Bu

eski Yunan filozofu “Dili anlamak evreni anlamak demektir.” sözüyle evrenin

anlaşılmasını, dilin anlaşılmasına bağlayarak farklı bir metafizik görüş ortaya koyar.

Dilin nasıl türediği konusunda pek çok görüş ortaya atılmıştır. Bunları dört

ana bölümde değerlendirmek mümkündür.

İlahiyatçı/Teolojik görüş

Tevrat’ta “Ve Rab Allah, her kır hayvanını ve göklerin her kuşunu topraktan

yaptı ve onlara ne ad koyacağını görmek için Adam’a getirdi ve Adam her birinin

Page 7: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

adını ne koydu ise canlı yaratıkların adı o oldu.” (Ahd-i Atik, Bab 2/19-20) “Ve

Adam, eşine Havva adını verdi.” (Tekvin, Bab 3/20) cümleleri geçmektedir. İncil de

“Söz/kelam başlangıçta var idi ve kelam/söz Allah nezdinde idi.” (İncil Yuhanna’ya

göre Bab 1/1) der.

Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili şu ayetler vardır: “Ona beyanı (iç duyguların

ifadesini) ilham etti.” (Rahman/4), “Allah, Âdem’e bütün isimleri öğretti.”

(Bakara/31), “Allah, Âdem’e , Ey Âdem, eşyanın isimlerini meleklere haber ver,

buyurdu.” (Bakara 33)

Üç mukaddes kitabın verdiği bilgiye göre dil Hz. Âdem’e ve onun şahsında

insanlara doğuştan verilmiş ilahî bir yetenektir. Bu bilgilerle yetinmeyen filozoflar

da ayrıca ilgilerini çeken bu konu üzerinde fikir ve akıl yürütmüşler, bu görüşe

yaklaşmışlardır. Abelard, Jacob Grimm ve Whitney İlahiyatçı / Teolojik görüşü

savunan isimlerdir.

Doğuştancı görüş

İlahiyatçı görüşe yaklaşmakla birlikte, hareket noktası dinî değil, biyolojiktir.

İnsanda doğuştan var olan dil yeteneği, zamanla taklit, jest ve mimiklerle ortaya

çıkmıştır. Max Müller ve Ernest Renan’ın görüşü bu doğrultudadır.

Deneyimci görüş

İnsan çevresindeki ses ve hareketlerin etkisinde kalarak onlara benzer ses ve

hareketler çıkarmayı deneyerek dil (konuşma) yeteneği kazanmıştır. Condillac,

Hobbes, Darvin gibi düşünürler bu görüşü ileri sürmüşlerdir.

Antropolojik görüş

Bir filozof fantezisi olarak değerlendirilebilir. 25 milyon yıl önce Doğu

Afrika’da yaşadığı var sayılan ve maymınsan denilen yaratıklar üzerine kurulmuş bir

teoridir.

Maymun ve insan özellikleri taşıyan maymınsanlar, ormandan kovulduktan

sonra çıplak arazide yaşamak zorunda kalmışlar. Böylece ön ayaklarını az

kullanmaya, arka ayakları üzerinde durmaya başlamışlar. Milyonlarca yıl devam

eden süreç sonunda insan türü meydana gelmiş. Şiddetli rüzgârların ağaç dallarını

birbirlerine sürterek meydana getirdiği yangın, insan türü tarafından görülmüş ve

olay birbirlerine işaretle anlatılmak suretiyle dil doğmuştur.

Son üç görüş, insanın dili sonradan öğrendiği ve geliştirdiği temasından

hareket eder. Bunun nasıl başladığı konusunda birtakım görüşler ileri sürülmüştür.

Bazı bilgilerden, benzerliklerden hareketle, dillerin önce el ve gövde hareketleriyle

Page 8: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

başladığı (el dili), sonra yüz ve jest hareketlerinin buna eklendiği (jest ve mimik dili)

daha sonra da bunların yetersizliği karşısında sesin doğduğu ve bunlara ilave

edildiği iddia edilmiştir. (Adam Smith, Heinrich von Pudor gibi.)

KONUŞMA DİLİ VE YAZI DİLİ

Bir dilin konuşma ve yazı dili olmak üzere iki yönü vardır. İnsanların karşılıklı

ve sesli olarak görüşürken konuştukları dil “konuşma dili”dir. Yazıda kullanılan dilse

“yazı dili”dir. Yazı dili aynı zamanda bir milletin “kültür dili”dir. Kültür dili,

milletlerin kültür merkezi olarak gelişen yerleşim diline verilen addır. Konuşma

dilinde, yanlış söylenen bir sözden ya da bir kelimenin yerli yerince

kullanılmamasından doğan aksaklık geriye dönülerek düzeltilebilirken, yazı dilinde

bu mümkün olmaz. Bu bakımdan yazı dili, içerisinde yanlışlıkların ve eksikliklerin

bulunmasına müsaade etmeyecek ölçüde dikkatli ve titiz bir şekilde kullanılması

gereken bir dildir. Konuşma dilinde de bir özensizliğe ve dikkatsizliğe yer

olmamasına rağmen, anında düzeltmelere imkân vermesi, kusurlu söyleyişlerin

düzeltilmesi bakımından yazı dilinden farklıdır.

Yazı dili, lehçelerden veya ağızlardan birine göre şekillenir. Bir milletin din,

edebiyat ve bilim adamları yazı dilini zenginleştirir ve yazı dili belli ölçülerde

konuşma dilinden farklılaşır. Türkiye Türklerinin yazı dili, Batı Türk Dilinin Anadolu

lehçesidir. Yeni Türkçede ses özellikleri ve çekim yönlerinden İstanbul ağzı esas

alınır.

Yazı dili, bir milletin millet olma sürecine önemli katkılar sağlar. O milletin

aydınları yazı dilini bildikleri ve yazı lehçesini konuştukları için lehçe ve ağızların

farklılaşması önlenmiş olur.

Page 9: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Oku

ma

Parç

ası

•DİLİN TADI Dil denen mucizeyi nasıl anlatmalı, bilmiyorum. İnsan zekâsının bütün pırıltıları, insan ruhunun bütün duyuşları, titreyişleri, dalgalanışları orada. Mavi gökle kara yer arasında, ikinci bir âlemde daha yaşıyor insan. Dil adı verilen, sınırları olmayan, sonsuz bir âlemde. Sözlüklere dalmak benim için güzeldir; gramerler arasında dolaşmak da güzeldir. Fakat birkaç ciltle sınırlı sözlükler ve gramerler asla dilin kendisi değildir. Sözlükler, bir dilin bütün kelimelerini içine alsa bile nihayet bir kelimeler listesinden ibarettir. Gramerler ise bir kurallar sıralamasından başka nedir? Bir gramerde yer alan söz dizimi kurallarını sayısız örneklerle zenginleştirirsiniz. Bir sözlükte yer alan elli bin kelimeyi, sayısız örgüler içinde bir araya getirirsiniz. İşte dil bu sayısız örgü ve örneğin evrenidir. Binlerce yıldan beri milyonlarca insan tarafından yaratılan bir evren. Aynı kelimeler, sonsuzluğa doğru uzanan zamanda, daha milyonlarca örnek ve örgü içinde kullanılacaklar. Kelimelerin bir kısmı ölse de bir kısmı şekil ve manasını değiştirse de düşünce ve duygularımızın bin bir tonunu, birbirinden farklı bin bir kalıp içinde ifade etmeye devam edecekler. “Nice nice sözüm olsa bengü taşa vurdum... Bengü taş diktirdim, gönüldeki sözümü vurdurdum” diyen Bilge Kağan “neng neng (nice nice)” ve bengü taş (ebedî taş)” sözleriyle sonsuzluğu anlatır. Uygurların hükümdarı Tengride Bolmış İl İtmiş Bilge Kağan “bin yıllık, tümen günlük bitiğimi, belgemi yassı taşa yazdırttım” derken sonsuzluğu “bin yıllık, tümen (on bin) günlük* kalıbıyla ifade eder. Balasagunlu Yusuf “tümen ming” veya “tümen tü” kalıplarıyla sonsuzluğu anlatır: Törüttüng tümen ming bu sansız tirig (on bin ve bin sayısız canlıyı yarattın.) Tümen tü çiçekler yazıldı küle (On binlerce çiçek gülerek yayıldı). Sadece sonsuzluk kavramı için kaç örgü var? Bakınız Balasugunlu Yusuf bir başka yerde ne diyor: Uçuglı yorıglı tınıglı neçe -tirilgü seningdin bulup yir içe (uçan, yürüyen, duran nice şeyler- Rızkını senden bulup yer içer). İşte bu da varlıkların sonsuzluğunun bir başka ifadesi. “Binlerce, on binlerce” derken yine sonsuzluğu ifade etmiyor muyuz? Diğer Türk lehçelerinde “binlerce” yerine “minglep (binleyip)” diyorlar. Bu da bir başka anlatış tarzı. “Bin”i ve “on bin”i anlıyorum. Bunlar “belirli” olsa da yüksek sayıları anlattıkları için insanda sonsuzluk duygusu uyandırıyor. On bini ve bini bir araya getirerek sonsuzluğu ifade ediş tarzı daha da anlaşılır bir şey. Ama insanoğlu sayılarla yetinmemiş; “neng neng, nice nice” gibi sorularla da sonsuzluğu anlatmış. “Binlerce” ve “minglep” örneklerinde çokluk ve katlama ifade eden eklere başvurulduğunu görüyoruz. Ya “bin bir gece masalları”ndaki “bin bir” kalıbına ne demeli? Bin bir... “Bin” ile küme tamamlanıyor; fakat siz “bin bir...” diyerek sonsuzluğa açılıyorsunuz. “Ebedî, sonsuz, sayısız, ölümsüz...” gibi daha pek çok kelimeyi sıralayabiliriz. Ben “sonsuzluk” kavramı için kaç kelime ve kalıp kullanıldığını anlatmak istemiyorum; asıl anlatmak istediğim şudur. Sadece bir kavram için bu kadar ifade tarzı var. Bir de “sonsuzluk” kavramının; ikinci, üçüncü, dördüncü... kavramlarla ilişkiye girdiğini düşününüz; taşın sonsuzluğu, taş üzerindeki yazıların sonsuzluğu, yazıyla anlatılan düşüncelerin sonsuzluğu, varlıkların sonsuzluğu, evrenin sonsuzluğunu, evrenin sonsuzluğundaki mucize... Bu mucize kim bilir kaç kelimenin bin bir türlü örgüsüyle anlatılabilir! Ve işte bu bin bir türlü örgünün kendisi de bir mucizedir. Bu mucizenin adına dil diyoruz. Ana dilimizin tek tek kelimeleri de şüphesiz bize tat verir. Sevgili, biricik, yeşil, duygu, şiir kelimeleri ne kadar tatlıdır! Güç, kuvvet, kudret kelimelerinde sanki bir güç gizlidir. Aslan, kaplan, kartal, bürküt sözlerinde sanki bir yücelik vardır. Yüce, yüksek, ulu kelimeleri sanki sesleriyle de bu kavramları çağrıştırır. “Kuş”ta kuşun cıvıltısını, “yılan”da yılanın yerde sürünüşünü, “toprak”ta toprağın katılığını duyarız. “Gülümsemek”te gülümseyişin tatlılığı, “düşünmek”te düşüncenin derinliği var gibidir. “Ağlamak”ta ve “üzülmek”te bir ağırlık, bir eziklik vardır. “Üzülmek, büzülmek, süzülmek, çözülmek” acaba tesadüfen mi hep üzüntülü kavramları anlatır? İnsan süzülürse, toplum çözülürse bunlar canımızı sıkar. Ya suyun süzülmesi, işin çözülmesi... İşte kelimeler arasındaki örgü burada kendini gösteriyor. Binlerce kelime arasında bin bir türlü örgü kurabilirsiniz.

Page 10: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Oku

ma

Parç

ası

•Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var; Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar... Neden böyle düşman görünürsünüz Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Şakak ve kar kelimeleri belki başka insanlar tarafından da bir arada kullanılmıştır; fakat “şakaklarıma kar mı yağdı” örgüsü her hâlde sadece Cahit Sıtkı'ya mahsustur. Şairin karı şakaklarına düşünerek yağdırdığına eminim. Belki de karlı bir havada yürürken bu manzarayı gördü ve kaydetti. Fakat “kar”ın “saçların kırlaşması”daki “kır” kelimesiyle ses yakınlığını, “-larıma” ve “kar mı” parçalarında a, r, ı, m seslerinin art arda sıralandığını, bu sıralanışın “ne var”da da kısmen devam ettiğini Cahit Sıtkı'nın düşündüğünü sanmıyorum. Şair, ahenk yaratan bu örgüyü düşünerek değil, sezişiyle kurmuş olmalıdır. Ya aynalarla dostluk arasındaki ilgi? Her gün baktığımız aynanın, dostumuz olduğunu kaçımız düşündük? Aramızdan birkaç kişi bunu düşünmüş olsa bile, ağarmış şakaklarımız ve morarmış göz altlarımızla aynaların artık bize bir düşman gibi göründüğünü Cahit Sıtkı'ya kadar herhâlde hiç kimse dile getirmedi. Hele “ayna, dost, düşman, yıl, görünmek” kelimelerinin iki mısra içinde bu şekilde örülüşü... Tabii ki bu bir sanatkârın tasarrufudur ve sanatkâr ister şuurla, ister sezişle olsun, kelimelerin maddelerini ve ruhunu elleriyle yakalayarak onları bir düzene sokmuştur. Sanatkâr olmayan insanlar da kelimeleri bir örgü içinde kullanırlar. Dil tek tek kelimeler değil, kelimeler arasında kurulan bu örgüdür. Dilin asıl tadına da bu örgü içinde varabiliriz. Milyonlarca insanın, yüzlerce yıl içinde her gün konuşarak ve yazarak kurduğu bu örgünün kendisi doğrudan doğruya bir sanat eseridir. Tıpkı anonim bir türkü, anonim bir destan gibi yaratıcısı belli olmayan bir sanat eseri. Daha doğrusu dili kullananların tamamının yarattığı bir sanat eseri. Milyonlarca beyinden ve ruhtan süzüldüğü için de elbette bir şaheser. Dille meydana getirilen eserler, bu bakımdan diğer sanat eserlerinden daha avantajlıdır. Şiirin, romanın, hikâyenin, denemenin kendileri birer sanat eseri olduğu gibi, onları meydana getiren malzeme de bir sanat eseridir. Her konuşmadan ve her yazıdan aynı tadı alabilir miyiz? Günlük konuşmalar da bize tat verir mi? Şüphesiz, dilin kendisine mahsus tadı, günlük konuşmalarda da vardır. “Altıyı beş geçe; dokuza on kala, koşarak merdivenlerden indim, yavrucuğum gözlüğümü bana uzatır mısın?” ibarelerinde ben Türkçenin tadını buluyorum. Dilin örgüsü bozulmaz, konuşurken kelimeler düzgün söylenirse dilin tadı her zaman duyulur. “Kuzum, nerelerdeydin? Seni beklemekten dizlerime kara su indi.” diyen yaşlı kadının siteminde; “Anneciğim, hani bana oyuncak alacaktın?” diyen küçük kızın sorusunda; “İşine git be kardeşim, seni mi dinleyeceğiz?” diyen yorgun adamın diklenişinde Türkçenin kendisine mahsus tadı elbette vardır. Fakat bunlar bir sanatkâr kaleminde bir araya getirildiği zaman tat yoğunlaşır. Günlük hayat içinde farkına varmadığınız bu tadı, Hüseyin Rahmi'deki mahalle arası konuşmalarında, Ahmet Rasim'in satıcılarında bulursunuz. Bakınız Dede Korkut “dolduran top” dediği kadınları nasıl anlatıyor: “Teptiği gibi yerinden kalktı; elini yüzünü yıkamadan obanın o ucundan bu ucuna, bu ucundan o ucuna koşuşturdu; laf taşıdı, kapı dinledi; öğleye kadar gezdi, öğleden sonra evine geldi; baktı ki uğru köpekle koca dana evi birbirine katmış; ev tavuk kümesine, sığır damına dönmüş; komşularına bağırır ki kız Zeliha, Zübeyde, Ürüveyde, Cankız, Canpaşa, Ayna Melek, Kutlu Melek! Ölmeye yitmeye gitmemiş idim; yatacak yerim yine bu harap olası idi; n’ola idi, benim evime bir lâhza baka idiniz; komşu hakkı Tanrı hakkı, diye söyler? Bunun gibisinin hanım, bebekleri yetişmesin; senin ocağına bunun gibi avrat gelmesin!” Bu alıntıda, o devrin günlük konuşmalarından başka hiçbir şey yok. Fakat sanatkâr bunları yoğun şekilde bir araya getirip dilin tadına varmamızı sağlıyor. Cahit Sıtkı da Neden böyle düşman görünürsünüz Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Page 11: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Oku

ma

Parç

ası

•diye sorarken günlük dilden pek ayrılmıyordu; ama aynalarla dostluktan bahsederek bize bambaşka bir tat daha sunuyordu. Sanatkârlar günlük dili işleyerek; eserlerine, yine birçoğunu dilin içinden çıkardıkları tatlar katarak; bazen de yepyeni buluş ve örgülerle bizde bambaşka hazlar uyandırarak dilin tadına varmamızı sağlarlar. Onların eserleri ile dilimizin güzelliğini fark eder, dilimizi daha çok severiz. Yahya Kemal Kandilli yüzerken uykularda Mehtabı sürükledik sularda. derken şüphesiz yine günlük kelimeleri kullanıyor. Fakat Yahya Kemal'e kadar hiç kimse Kandilli'yi uykularda yüzdürmemiş, mehtabı sularda sürüklememiştir. Bakınız Ahmet Haşim, mavi göklerde kargaların çirkin sesleriyle ötüşlerini nasıl tasvir ediyor: “Sanki binlerce çelik makas, semaların lâciverdîsini doğramak için mütemadiyen açılıp kapanarak, havada cehennemi bir gürültü ile şakırdıyor. “ “Sema, lâciverdi” gibi sözler eskimiş olsa bile burada da günlük kelimeler kullanılmıştır. Fakat kargaların gagalarını çelik makaslara benzetmek ve onların ötmek için gagalarını açıp kapayışlarını, göğün maviliğini doğramak olarak düşünmek sadece Ahmet Haşim'e mahsus bir imtiyazdır. Haşim bu herkesten farklı düşünce tarzını, kelimelerin sırtına ve kelimeler arasında kurulan örgüye yüklemiştir. Bir başka sanatkâr, kargaları hallaca, gagalarını hallaç yayına benzetebilir ve kargaların beyaz bulutları pamuk gibi attığını yazabilirdi. Görüldüğü gibi kelimeler ve onlar arasında kurabileceğimiz bin bir örgü bize sonsuz imkânlar bağışlamaktadır ve sanatkârlar bu imkânları en iyi kullanan insanlardır. Bunun için de biz dilimizin tadını yoğun olarak şair ve yazarlarımızın eserlerinde buluruz. İşte bunu düşünen Türk Dil Kurumu, sözlük ve gramer çalışmalarının yanında, dilimizin en güzel eserlerinden seçilmiş parçalar aracılığıyla insanlarımızı dille doğrudan doğruya temasa geçirmek ve dilimizin tadını onlara ulaştırmak için “Güzel Yazılar” adlı bir dizi yayın plânlamıştır. Burada pratik bir amaç güdüyor ve insanlarımızı, dilimizin en güzel verimleriyle rahatça karşılaştırmayı düşünüyoruz. Özellikle okul çağındaki gençlerimize ulaşmak ve erken yaşta onlara Türkçenin tadını tattırmak istiyoruz. Ortaya çıkan yeni şartlar, Türkiye dışındaki Türklerin de bu tür kitaplara ihtiyaç duyduğunu göstermiştir. Onların her gün artan yoğun taleplerini karşılayabilmek arzusu, bu dizinin bir başka sebebidir. “Güzel Yazılar” dizisinde türlere göre bir ayrım yaptık ve her türün en güzel örneklerini seçmeye çalıştık. Seçilen parçalar genellikle 20. yüzyılın Türkiye Türkçesine aittir. Dilimizin güzel eserleri, şüphesiz ki seçtiklerimizden ibaret değildir. Türkçe, bin yılı aşkın bir zamandan beri, Asya'da, Avrupa'da, hatta Afrika'da on binlerce eser vermiş bir büyük dildir. Bu pınar hâlâ gürül gürül akmakta ve yalnız Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde her gün pek çok eser vermektedir. On binlerce eserin her birinde ayrı bir tat, ayrı bir zenginlik vardır. Bunlar arasından seçim yapmak hiç de kolay değildir. “En güzelleri bizim seçtiklerimizdir.” iddiasında bulunmak da mümkün değildir. Ancak bu dizideki parçalarla gençlerimizin diğer eserlere de ulaşabileceklerini düşünüyoruz. Onlar yalnız Türkçenin tadını bulmakla kalmayacaklar, dilimize daha pek çok tatlar katacaklardır. Ahmet Bican ERCİLASUN

Page 12: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Öze

t •Dil, (aynı dili konuşan ve yazan) insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araçtır. Dil, milleti oluşturan temel unsurdur. Toplumun kolektif şuurundan, heyecanından ve zekâsından doğmuştur.

•Çeşitli hareketler, mimikler, renkli bayraklar, fenerler, göğse takılan çiçekler, cebe konan mendiller, sürünülen kokularda çok geniş çerçevede dil sayılırlar.

•Dillerin doğuşu ile ilgili farklı görüşler vardır.

•“İlahiyatçı/Teolojik görüş” kutsal kitaplardaki bilgiye dayanır. Buna göre dil, ilk insan Hz. Âdem’e ve onun şahsında insanlara doğuştan verilmiş ilahî bir yetenektir, ilahî armağandır.

•“Doğuştancı görüş”e göre insanda doğuştan var olan dil yeteneği, zamanla taklit, jest ve mimiklerle ortaya çıkmıştır.

•“Deneyimci görüş” insanın çevresindeki ses ve hareketlerin etkisiyle onlara benzer ses ve hareketler çıkarmayı deneyerek dil (konuşma) yeteneği kazandığını öne sürer.

•Antropolojik görüş ise dil, 25 milyon yıl önce Doğu Afrika’da yaşadığı var sayılan maymınsanlardan türeyen insanın, ilk yangın olayını birbirlerine anlatmaya çalışmasından doğmuştur.

•Dilin konuşma ve yazı dili olmak üzere iki yönü vardır. İnsanların karşılıklı ve sesli olarak görüşürken konuştukları dil “konuşma dili”dir. Yazıda kullanılan dilse “yazı dili”dir. Yazı dili aynı zamanda bir milletin “kültür dili”dir.

Page 13: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi dilin niteliği ile ilgili hususlardan biri değildir?

a) Dil tıpkı bir canlı varlık gibi, gelişmesinde ve değişmesinde birtakım kuralların gözetilmesi gereken bir yapıdır.

b) Dil, canlı bir varlık olan ata benzetilebilir. Ona istediğiniz gibi bir tasarrufta bulunamazsınız, bir uçurumdan kendisini atması için zorlayamazsınız. Dil de böyledir.

c) Diller de canlı organizmalar gibi doğar, gelişir ve ölürler.

d) Diller canlı birer varlık oldukları için bilim adamları tarafından yeni önlemler alınmak suretiyle daha iyiye doğru yönlendirilmeleri gerekir.

e) Bir dilin canlı bir varlık olması, ona şahsi tasarrufların yapılamayacağı anlamına gelir.

2. Aşağıdakilerden hangisinde “dil” kavramı diğerlerinden farklı anlamda kullanılmıştır?

a) Tanzimat dili, Divan dili

b) Gemici dili, tıp dili, argo

c) Nedim’in dili, Yahya Kemal’in dili

d) Çocuk dili, din dili

e) Türkçe, İngilizce, Fransızca

3. Dille ilgili ilk sistematik düşüncelere aşağıdakilerden hangisinde rastlanır.

a) Herakleitos

b) Hintli Yaska

c) Demokritos

d) Sokrat

e) Aristo

4. “İnsan çevresindeki ses ve hareketlerin tesirinde kalarak onlara benzer ses ve hareketler çıkarmayı deneyerek dil (konuşma) yeteneği kazanmıştır.” Cümlesinde ifade edilen dilin türeyişi ile ilgili görüş hangisidir?

a) İlahiyatçı/Teolojik görüş

b) Doğuştancı görüş

c) Deneyimci görüş

d) Antropolojik görüş

e) Sosyolojik görüş

Page 14: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

5. Aşağıdakilerden hangisi konuşma dili ve yazı dili arasındaki farklardan biri değildir?

a) Yazı dili, lehçelerden veya ağızlardan birine göre şekillenirken, konuşma dilinde böyle bir durum söz konusu değildir.

b) Konuşma dili de yazı diliyle ilgili benzer kurallara tabidir. Örneğin yazı dilinde söylenen sözlerde bir yanlışlık yapıldığında bunu geriye dönüp düzeltmek zor olduğu gibi konuşma dilinde de böyledir.

c) Bir milletin din, edebiyat ve ilim adamları yazı dilini zenginleştirir ve yazı dili belli ölçülerde konuşma dilinden farklılaşır.

d) Konuşma dilinde, yanlış söylenen bir sözden ya da bir kelimenin yerli yerince kullanılmamasından doğan aksaklık geriye dönülerek düzeltilebilirken, yazı dilinde bu mümkün olmaz.

e) Konuşma dili, yazı dilinden bağımsız olarak gelişen ve kendisine mahsus kuralları olan farklı bir dildir.

Cevap Anahtarı: 1-D, 2-E , 3-A , 4-C , 5-A

Page 15: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Nedir?

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Aksan, D. (1998). Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dilbilim. Ankara: TDK. Gencan, T. N. (1979). Türk Dil Bilgisi. Ankara: Türk Dil Kurumu. Gülensoy, T. (2001). Türkçe El Kitabı. Ankara: Akçağ. Güvenç, B.(1993). Türk Kimliği-Kültür Tarihinin Kaynakları. Ankara: Kültür

Bakanlığı. Güvenç, B. (2002). Kültürün ABC’si (2.Baskı). İstanbul: Yapı Kredi. Heredot (1973). Heredot Tarihi. (çev.:Müntekim Ökmen). İstanbul: Remzi. Porzıg, W. (1989). Dil Denen Mucize I-II. (Çev.: Vural Ülkü). Kültür ve Turizm

Bakanlığı. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi,2.

İstanbul: Dergâh. Uygur, M. (1996). Kültür Kuramı. İstanbul: Yapı Kredi .

Page 16: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Dil-Kültür İlişkisi

• Kültür Nedir?

• Kültürü Oluşturan Ögeler ve Özellikleri

• Dilin Kültür ve Millet Varlığı İçindeki Yeri

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Dil-kültür ilişkisini açıklayabilecek,

• Kültürü oluşturan ögeleri ve özelliklerini söyleyebilecek,

• Dilin kültür ve millet varlığı içindeki yerini açıklayabileceksiniz.

ÜNİTE

2

DİL - KÜLTÜR

TÜRK DİLİ - I

Page 17: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GİRİŞ

İnsan, yaşamının her anında dil tarafından kuşatılmıştır. Bu kuşatmanın

neticesinde insan yaşamının her anı dile yansımıştır.

İnsan hayatının doğal bir parçası olan dil, toplum yaşamının da en önemli

yansımasıdır. Toplumun meydana getirdiği kültür ürünleri dildeki karşılığını kısa bir

süre içerisinde bulmakta, dil ve kültür özdeş bir konuma gelmektedir.

Kültür, dile kavramlar kazandırırken dil de kültürün taşınması işlevini

görmektedir. Dil ve kültür ilişkisi bu ünitede örneklerle açıklanmıştır.

DİL-KÜLTÜR İLİŞKİSİ

Ziya Gökalp, dili kültürün temel unsuru sayar.

Bir milletin bütün duygu ve düşünce hazinesi dil kalıbına dökülür; dil

aracılığıyla yerden yere, kuşaktan kuşağa aktarılır.

Milletin dili ile ifade ettiği sözlü, yazılı her şey kültür kavramının içine girer.

Sabahtan akşama kadar evde, sokakta, iş yerinde konuşan halk, farkında olmadan

dil tarlasını eker, biçer.

Aslında dili oluşturan toplumsal hayattır.

Her millet dilini ve kültürünü yüzyıllar boyunca yoğurur. Bu sırada akan bir

nehir gibi içinden geçtiği her topraktan bazı unsurlar alır.

Her milletin konuşma ve yazı dili, karşılaştığı medeniyetlerden alınma kelime

ve deyimlerle doludur.

Dil bilginleri (filologlar), yazılı ve sözlü kültür eserlerini incelerken bir

arkeolog gibi hareket ederler. Bir tür “dil arkeolojisi” yaparlar.

Önce inceledikleri metnin tarihini tahmin etmeye çalışırlar. Kelimelerin

kökenleri, onları dil ve kültür bakımından ilgilendirir. Göktürk harfleriyle yazılmış

bir mezar taşında görülen Çince, Hintçe bir kelime dil ve kültür tarihi bakımından

önemlidir.

İncelenen döneme kadar dile girmiş her kelimenin yerli yabancı ayırmaksızın

yazılışı, söylenişi, anlamı dikkate alınarak tarihi tespit edilir.

En küçük bir işaret, bir ses değişmesi kelimenin hatta bütün metnin anlamını

değiştirebilir.

Page 18: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Sümerce bir metinde “Tanrı” ve “at” kelimeleri Türkçe “Tanrı” ve “at”

anlamlarına geliyorsa, bu bütün insanlık tarihine yeni bir gözle bakmayı gerektirir.

Bu kelimeler toplumun yaşama tarzıyla ilgili ipuçları da verir.

Yunus Emre’nin şiirlerinin dili, şiirlerin yazıldığı dönem ve çevreden ayrı

olarak ele alınamaz. Zira o ağacın kökleri gelenekle birlikte, yetiştiği topraklara

sımsıkı bağlıdır.

Kültür eserleri, dilin belli dönemlerde donmuş şekilleridir. Bu bakımdan

onların anıtlardan farkı yoktur. Kütüphaneler dil anıtlarını toplayan müzelerdir. Bu

yönüyle, kütüphanelere “dil, düşünce ve hayal müzeleri” denilebilir.

Eskiden yaşamış insanların hayat tecrübelerini, inanç ve değerlerini

kütüphanelerde korunan eserlerden okur, öğreniriz.

KÜLTÜR NEDİR?

Türk Dil Kurumuna ait Türkçe Sözlük’te kültür şu şekilde tanımlanmaktadır:

1- Tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi

değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan,

insanın doğal ve toplumsal çerçevesine egemenliğinin ölçüsünü gösteren

araçların bütünü, hars, ekin.

2- Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin

bütünü.

3- Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar

yoluyla geliştirilmiş olan biçimi.

4- Bireyin kazandığı bilgi (Türk kültürü kuvvetli bir kişi).

5- Biy. Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme.

6- Tarım. Bir toplumun bazı ögelerinin başka bir topluma geçişi:

“Yeryüzünde gelişmiş ve az gelişmiş toplumlar bulundukça, ister istemez

gelişmişten az gelişmişe doğru bir mal ve kültür akımı olacaktır.” (O.

Rıfat) … bitkileri. İnsanlarca yetiştirilen bitkilerin bütünü.

Page 19: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

“Kültür, varlığımızın yapısını belirleyen, sosyal bir süreçte

öğrendiğimiz uygulama ve inançların, maddi ve manevi ögelerin birliğidir.”

(Sapir)

“Kültür, bir toplunun tüm hayat biçimidir.” (Linton)

Kültür, bir grubun yaşama biçimidir.” (Maquet)

“Kültür, sosyal-kültürel evrendeki açık seçik eylemlerin ve diğer

araçların ortaya koyduğu ve nesnelleştirdiği, anlamlar, değerler ve kurallar,

bunların etkileşim ve ilişkileri, bütünleşmiş ve bütünleşmemiş gruplarıdır.”

(Sorokin)

“İnsanların içinde bulundukları hayat şartlarına uyumlarının toplamı ,

onların kültürüdür.” (Summer ve Keller)

“Kültür, toplumsal olarak öğrenilen ve aynı yoldan yeni kuşaklara

iletilen davranış kalıplarıdır.” (Tozzer)

“Kültür, büyütülerek ekrana yansıtılmış bireysel psikolojidir.” (Benedict)

“Kültür, sosyal etkileşimin ürünüdür.” (Winston)

“Kültür, çevremizin insan yapımı olan kısmıdır.” (Herskovits)

“Kültür, doğanın yarattıklarına karşılık, insanoğlunun yarattığı her

şeydir.” (Marx)

Aşağıda kültür kavramını değişik yönleriyle açıklamaya dönük çeşitli tanımlar

sıralanmıştır:

Kültürü Oluşturan Ögeler ve Özellikleri

Kültürü oluşturan ögeler şu şekilde sıralanabilir.

1- Din: Bir yaşama biçimi olması bakımından din, kültürü oluşturan

ögelerden biridir. Eliot, “Avrupa kültürünün, Hrıstiyanlık ortadan

kalktıktan sonra yaşayacağına inanmıyorum” der.

Page 20: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

2- Dil: Toplumların kendi kültürlerini yaşattıkları ve onu kuşaktan kuşağa

aktardıkları bir dil vardır. Bu bakımdan dil, bireysel iletişimi sağlamanın

yanı sıra kültür taşıyıcısı olması nedeniyle önemli bir kültür ögesidir.

3- Tarihî Miras: Kültürün önemli iki özelliği vardır: Biri onun kadimliği

(eskiliği), diğeri devamlılığıdır. İçinde yaşadığımız kültürün büyük bir

bölümü, ataların mirasıdır ki, bu kültürün kadimliği anlamına gelir.

Devamlılığı ise, geçmişten gelen bazı kültürel değerlerin ihtiyaçlara

cevap vermemesi nedeniyle bu değerlerin şekil değiştirmesi ve onlara

yeni anlamlar yüklenmesidir. Bu kavramı ateş metaforuyla anlatmak

mümkündür. Yüzyıllar öncesi yakılan bir ateşin koru, kuşaktan kuşağa

aktarılırken külü rüzgârda kaybolup gider. Bu bakımdan ataların yaktığı

ateşi söndürmeden taşıyabilmek için onların bıraktıkları kültürün külüne

değil, koruna sahip çıkmak gerekir.

4- Savaşlar: Kültürlerin yenilenmesinde, gelişmesinde, zenginleşmesinde ve

kimi zaman da yok olmasında savaşların büyük bir rolü vardır. Batının

Rönesans’ı yaşamasında İslam medeniyetiyle tanışmasının büyük bir

katkısı olmuştur.

5- Göçler: Hz. Musa’nın Mısır’dan Filistin’e; Hz. Muhammed’in Mekke’den

Medine’ye hicreti, Türklerin Anadolu’ya, İngiltere’de yaşayan kimi

İngilizlerin ve Avrupalı Yahudilerin Amerika’ya göç etmeleri yeni bir

kültürün ve medeniyetin doğmasını sağlamıştır.

6- Ziraat: Kültürün ilk anlamı ekin, hars olduğuna göre, milletlerin ziraatle

uğraşırken kendi birikimlerini kullanmaları, toprağı kendi yaşam

tarzlarına ve ihtiyaçlarına göre işlemeleri farklı bir kültürel unsuru ortaya

çıkarmıştır. Her milletin farklılığı bu kültürel birikimi farklı araçlarla

ortaya koymasında gizlidir.

Bütün sanat dalları ve edebiyat kültüre kaynaklık eden unsurlardır. Resim,

tiyatro, mimari, musiki; hikâye, roman, şiir gibi sanatın görsel, işitsel ve duyuşsal

şubeleri kültürü besleyen ve milletlerin kültürlerini oluşturan önemli kaynaklardır.

Bu ögelerin yanı sıra hukuk, coğrafya, çevre, ahlak, ticaret, ekonomi ve

politika da kültürü oluşturan ögeler arasında sayılırlar.

DİLİN KÜLTÜR VE MİLLET VARLIĞI İÇİNDEKİ YERİ

Dil, canlı bir varlıktır. Sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, korkularımızı,

tepkilerimizi hep konuştuğumuz dil çerçevesinde ifade ederiz. Bize verilen adın ilk

önce kim tarafından, ne zaman ve nerede kullanıldığını bilmeyiz. Bu adın

verilmesinde hangi kültürel değerlerin ve endişelerin hâkim olduğu ise belirgindir.

Page 21: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Çünkü adımız, kültürü oluşturan temel unsurlardan şu ya da bu şekilde bir iz taşır

(milliyet, din, ailenin din konusundaki tavrı, siyaset tercihleri, sanat, spor;

beklentiler, korkular vs.).

Birey olarak nasıl kendimizi dilsiz düşünemezsek ve dil hayatımızın her anına

hâkim bir unsursa, aynı şekilde toplumun hiçbir alanı dilden bağımsız değildir.

Kendimizi içinde bulduğumuz hayat felsefesi, edebiyatımız, musikimiz, mimarimiz,

vs. dille ilişki içindedir ve dilden ayrı düşünülemez. Aynı şekilde gelenek ve

göreneklerimiz dil olmadan kuşaktan kuşağa aktarılamaz.

Kültürü değişen bir milletin dili de değişir. Tarihte dile gerekli özeni

göstermeyen toplumların bugün varlıklarından söz etmek mümkün değildir.

Günümüzde belki Sümerlerin, Hititlerin, Lidyalıların soyundan gelen insanlar vardır.

Fakat toplumsal bağları pekiştiren dil ortadan kaybolduğu için bugün bu

milletlerden söz edemeyiz.

Dil, bir milletin kültür kimliğidir.

Page 22: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Örn

ek

Met

in

•YAZI Bir apartmanın yarı aydınlık penceresiyle karşılaşırım akşamları eve dönerken. Bir yaşlı adam, köşeciğine çekilmiş, elinde bir kitap, durup dinlenmeden okumaktadır onu. Kimdir bu yaşlı adam, necidir, nasıl bir insandır? Hiçbir özelliğini bilmiyorum. Ama dünyada ancak birkaç yılı kalmasına karşın durup dinlenmeden okuyan bu yaşlıdaki okuma tutkusu nereden gelmektedir? Asıl merak ettiğim sorun budur. Yazımda, bu “merak”ı yenmeye çalışacağım. İnsanlık tarihinin yazıyla başladığı bir gerçektir. Yazıyı bulmasıyle birlikte insanoğlu, evrendeki sonsuzluğuna da inanmıştır. Daha açıkçası, yazı yoluyla varlığının ayrımına varmıştır. Yaptıklarına, ortaya koyduklarına inan, bir saptamaya götürmüştür insanı. Denebilir ki, insan, yazıyla, kendisini yeniden yaratmıştır. Benjamin Franklin'in mantığıyle düşünülürse insan, kendisini hayvanlıktan kurtaran en önemli “araç”ı bulmuştur. Bu araç, kendisini düşmanlarından korumak için yaptığı taş, sopa, balta türünden bir araç değildir; düşünsel kişiliğini oluşturan yepyeni bir güçtür. Taş, balta, sopa... gibi araçlar, insanın hayvana üstünlüğünü sağlayan bir baskı gücü taşır. Oysa yazı, insana insanlığını duyuran, baskı güçlerinin gereksizliğini gösteren, yeni bir yaşama ve var olma biçimini oluşturan temel araçtır. Bu nedenle, Franklin'in “İnsan, araç yapan hayvandır.” tanımı, bu ışık altında yetersiz görülebilir. Söz konusu aracın nasıl bir araç olduğunun belirtilmesi gerekir. Ama Franklin'in bu tanımı, insanı yalnızca “el uzluğu” olarak yorumlayan anlayış için sağlam bir dayanaktır. Hele, el uzluğunun kökeninde zihinsel yaratımın etkileri de düşünülürse, tanımın gerçekliği açıkça belirir. Yazı neyi getirmiştir insanoğluna? Düşünmeyi ve varlığına güven duymayı. Öyle sanıyorum ki, Aristo'nun “İnsan düşünen hayvandır.” tanımı, insanın yazıdan sonraki dönemlerini anlatır. Çünkü, ancak yazıyla, insanın düşünebildiği saptanabilmiştir. Tanımı genişletirsek, ilk insanın, düşmanını parçalamak için yaptığı ilk araç bile anlatımsal bir değer taşır. En ilkel araç, “Seni parçalayıp yiyeceğim”in anlamlı bir biçimidir. Yazı'nın, düşünmeyi somutlayan bir eksen olarak alınması, insanın var oluşunu araştırmada sağlam bir dayanak olmaktadır. Elinden kitabını bırakmayan, son yıllarını yazıyla dostluk içinde geçirmek isteyen yaşlı adamla ilgili meraklardan biri aydınlığa kavuştu sanırım. En ilkel noktada da olsa, uygarlığın doruğunda da olsa, insandaki varlığını yaşama tutkusu, amaç yönünden değerinden bir şey yitirmemiştir. İlkel insan, nasıl, varlığını duymak için araç yapmak gereksinimi duymuşsa, uygar insan da yeni yaratımlarla varlığını yaşamak gücünü göstermiştir. Ne ki, bu amacın biçimi değişmiştir. Her çağ, her yeni düşünce, gerçekte, insanın, kendisini yeni bir şeye uydurmasından başka nedir? İlk insan, yazıyla nasıl var olduğunu anlatmak istemişse, bugünkü insan da yazının gücüne sığınarak daha anlamlı bir yaşamayı seçmektedir. Okuyan insan, kendi kendine bir dünya kurar, yaratılan güzellikleri, kendi yarattıklarıyle birleştirir. Sanatçıyla insan arasındaki sonsuz dostluk böylece başlar. Yaşlı adamdaki okuma tutkusu, ilk insandan bu yana gelişen yaratma tutkusunun bir sonucudur. Bir şeyi kavrama, ona egemen olma tutkularından da insanın bu yaratma isteğinin somut sonuçlarını görebilirz. Söz gelimi Hamlet'i okuyan kişi, Hamlet'teki yaratımın ayrımına erdiği için sevmez onu yalnızca, Hamlet'in çağrışımıyle kendi içindeki Hamlet'i yarattığı için ilgi duyar ona. Yani sorun, insanın, kendini yeniden yaratmasıdır. Kimi kişilerde birtakım yapıtlara zaman zaman dönme isteğinde de bu yeniden yaşamanın etkilerini izleriz. Hamlet'teki düşünceler, yaratılan dünya onun içine işlemiştir. O da bu dünyaya karşılık kendi dünyasını kurmuştur içinde. Var olana, var ettiğiyle karşılık vermektedir. Bir resim için, bir müzik parçası için de aynı durum sözkonusudur. Van Gogh'u tanıyan insan, onun resimlerinin tüm oluşumunu yerleştirmiştir içine. Bu, bir kişilik kavrayışıdır; ister istemez, dünyayı biraz da o gözle yorumlayacaktır. Şubert, Çaykovski için de böyledir bu. Onları dinleyen, onları yaşamayı seçmiştir. Ama bu yaşama, müziğin ya da resmin yarattığı yaşama ortamıdır. Peki, kişinin zaman zaman bir roman ortamına, bir müzik ortamına bir resmin ortamına sığınması nasıl açıklanabilir?

Page 23: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Örn

ek

Met

in

•Her yaratım, ilk andan sonra eskimeye başlamıştır. Doğanın bu değişmez yasası, insanın, her anda, saliselere sığacak denli dar zamanlarda yeni yaratımların yaratıcısı olma gücünün sonucudur. Bir şeyle yetinmeme, kendini sürekli değişimlerin içinde bulma, insanın doğa karşısında yenilmez gücüdür. Sorun bu açıdan alınmazsa, “Durdurun dünyayı inecek var!” diyenlerin gülünçlüğüne düşeriz. Yok edilen her şeyi yeniden yaratacaktır insan, hem de ona daha da üstünlükler katarak. Hatta, kendi bile bazı şeyleri yok edecektir, yerine yenisini koymak için, yaşamını yenilemek için. Karşımıza yeni bir soru çıkıyor: Mademki insan, hep yeni yaratımların yaratıcısıdır; neden zaman zaman eskiye dönmekte, yirmi yüzyıl, yirmi beş yüzyıl önce yazılmış yapıtların dünyasına gömülme isteği duymaktadır? Aslında bu da bir sürekliliğin somut görüntüsüdür. Gerçekte iki nedeni var bunun: Birincisi, insan, en ilkel yaratımlarla, en gelişmiş yaratımlar arasındaki ilişkiyi kurmak zorundadır. Gelişim sürecinin kaçınılmaz gerkçesidir bu. Öncesiyle sonrasını araştırmak, insanın tarihsel gerçeğini de yansıtmak demektir. Din kitaplarının tümü, güçlü yazarların hepsi bu gerçeğin yansıması yolunda geliştirmişlerdir sanatlarını. İkincisi ise, insanın daha önce yaratılanları yeterince kavramamış olmasıdır. İnsan, kavrayamadıklarına dönmek zorunluğunda duyar kendini. Bu da, var oluşunun bir kanıtıdır. Söz gelimi, beyin, bütün çağları kapsayacak bir güçtedir. Günümüzün gelişmeleri içinde ortaya büyük işler koymayı başarabilen sanatçılar, ondan önceki bütün çağların düşüncelerini eleştirmiş, değerlendirmişlerdir. Örneğin Camus'yü yalnızca çağını yorumlayan, çağını yansıtan bir sanatçı olarak almak, yanlış bir sonuca varmak olur. Çünkü Camus, Sartre, Kafka, Dostoyevski. Yunus gibi sanatçılar, yalnızca çağlarını yansıtmamışlar, bunun yanında bütün çağların, bütün düşüncelerin, gelmiş geçmiş düşünürlerin eleştirmelerini de yapmışlardır. Üstünlüklerinin nedeni budur. Hiç kuşku yok ki, çağlarının “raportörlüğünü” yapan sanatçıların ancak günübirlik bir değerleri vardır. Bu açıdan değerlendirilirse, sanatçının, yazıya kattığı sonsuzluk ortaya çıkar. İnsan, bu sonsuzluğu yaşamak için eskide yapılmamış değerlendirmelere dönebilir. Söz gelimi Socrates, bugün'ü dünde yaşamış bir düşünürdür, insanoğlu, bugün'de bile, Sokrates'in düşünceleri üzerine yoğun değerlendirmelerde bulunmaktadır, onun söyledikleriyle yaratılan çağrışımlarla günün değerlendirmesini yapmaktadır. İşte kişinin roman, müzik, resim... gibi sanat ortamlarına sığınması, düşünürleri yeniden ele alması, onun, işi kökeninden kavrama yönelimiyle açıklanabilir. Yarattığı bir dünyaya girecek, yaratılmış bir dünyayı yaşayacak. Var olmanın bundan öte bir anlamı var mıdır? Yazı, dünyaya bu anlamı katan en etkili araçtır. Öyle bir araçtır ki, insanın düşünsel kişiliği, bu araçla var olmuştur. Gelimli gidimli dünyada birkaç yılı kalmış yaşlı adamın, elinden kitabı bırakmamasında, bu düşünsel varoluşun etkisini görebiliriz. Belki şu anda bile, söz konusu ettiğim yaşlı adam, elinde kitabiyle, yeni bir dünyayı kavramaya, onu yaşamaya çalışmaktadır. İçinde bulunduğumuz arapsaçına dönmüş bir dünyadan kaçıp kendi yarattığımız bir dünyaya sığınmanın başka yolu var mı? Camus'yle, Van Gogh'la, Çaykovski'yle Descartes'la, Yunus'la, Pir Sultan Abdal'la, Şopenle... geçirilecek zamanların ötesinde büyük bir yaşama düşünülebilir mi? Görülüyor ki, insanı sonsuz kılan bir araçtır yazı. Adnan BİNYAZAR

Page 24: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Öze

t •Dil, kültürün temelidir. Milletin dili ile ifade ettiği sözlü, yazılı her şey kültür

kavramının içine girer.

•Kültür, tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çerçevesine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünüdür.

•Din, dil, tarih, savaşlar, göçler, ziraat, sanat dalları, hukuk, coğrafya, çevre, ahlak, ticaret, ekonomi ve politika kültürü oluşturan ögeler arasında sayılır.

•Dil bireysel ve toplumsal hayatımızın her anına hâkimdir. Hayat felsefemiz, edebiyatımız, musikimiz, mimarimiz, vs. dille ilişki içindedir ve dilden ayrı düşünülemez. Aynı şekilde gelenek ve göreneklerimiz, dil olmadan kuşaktan kuşağa aktarılamaz.

Page 25: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. “Dil, düşünce ve hayal müzeleri” ifadesiyle aşağıdakilerden hangisi kastedilmektedir?

a) Kütüphaneler

b) Üniversiteler

c) Okullar

d) Devlet Arşivleri

e) Mimari eserler

2. Aşağıdakilerden hangisi kültür tanımları arasında yer almaz?

a) Bir topluluğa özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü

b) Bir millete şahsiyetini veren, diğer milletlerle arasındaki farkı tespite yarayan, tarih içerisinde teşekkül etmiş maddi ve manevi değerlerin bütünü

c) Bir toplumun tüm hayat biçimidir

d) Kâinatın kalbimize nakşettiği plandır.

e) Tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çerçevesine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin.

3. Aşağıdakilerden hangisi kültürü oluşturan ögeler arasında sayılamaz?

a) Din

b) Dil

c) Savaşlar

d) Göçler

e) Mezhepler

4. “Dil arkeolojisi” ifadesiyle anlatılmak istenen şey aşağıdakilerden hangisidir?

a) Her milletin konuşma ve yazı dili, karşılaştığı medeniyetlerden alınma kelime ve deyimlerle doludur. Önce inceledikleri metnin tarihini tahmin etmeye çalışırlar. O döneme kadar dile girmiş her kelimenin yerli yabancı ayırmaksızın yazılışı, söylenişi, anlamı dikkate alınarak tespit edilir.

b) Dil arkeolojisi yapabilmek için arkeoloji bilim dalının imkânları kullanılır. Bunun için ilk yapılması gereken özellikle eski metinlerin yer aldığı toprak ve çanakların alınarak incelenmesi gerekir.

Page 26: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

c) Dil arkeolojisi, daha çok maddi unsurlar çerçevesinde şekillendirilir.

d) Dilin arkeolojisi demek, sadece geçmişte yaşamış olan milletlerin ölü dilleri hakkında araştırmalar yapmaktır.

e) Dil arkeolojisi sadece bir dile girmiş yabancı kelimelerin etimolojisiyle ilgilenir.

5. “İnsanların içinde bulundukları hayat şartlarına uyumlarının toplamı onların kültürüdür.” şeklinde ifade olunan görüş aşağıdakilerden hangisine aittir.

a) Sapir

b) Linton

c) Maquet

d) Summer ve Keller

e) Winston

Cevap Anahtarı: 1-A, 2-D , 3-E , 4-A , 5-D

Page 27: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil - Kültür

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Akarsu, B. (1998). Dil-Kültür Bağlantısı (3.baskı). İstanbul: İnkılâp. Altuğ, T. (2001). Dile Gelen Felsefe. İstanbul: YKY. Baydur, S. Y. (1999). Dil ve Kültür. İstanbul: Cumhuriyet. Gülensoy, T. (2001). Türkçe El Kitabı. Ankara: Akçağ. Kafesoğlu, İ. (1999). Türk Millî Kültürü (18.Baskı). İstanbul: Ötüken Neşriyat. Kaplan, M. (1999). Kültür ve Dil (12.Baskı). İstanbul: Dergâh. Köksal, A. (1980). Dil ile Ekin. Ankara: Türk Dil Kurumu. Ünalan, Ş. (2004). Dil ve Kültür. Ankara: Nobel. Gökalp, Z.(1990). Türkçülüğün Esasları, (Haz. Mehmet Kaplan). Ankara: Kültür

Bakanlığı.

Page 28: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Dil Aileleri

• Dil Grupları

• Dil Türleri

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Dil ailelerini açıklayabilecek,

• Lehçe, ağız, şive gibi dil türlerini ayırt edebilecek,

• Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabelerini tanıyabileceksiniz.

ÜNİTE

3

DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL

TÜRLERİ

TÜRK DİLİ - I

Page 29: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GİRİŞ

Dil, üzerine yapılan araştırmalar sonucunda dünya üzerinde konuşulan

dillerin ortak özelliklerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Diller arasında bulunan

ortak özelliklerinden hareketle dil aileleri ve dil grupları tanımlanmış ve diller tasnif

edilmiştir.

Diller, konuşulan coğrafya dikkate alınarak dil aileleri oluşturulmuştur. Dil

aileleri Hint-Avrupa Dilleri, Sami Dilleri, Çin-Tibet Dilleri, Ural-Altay Dilleri, Bantu

Dilleri şeklinde oluşturulmuştur.

Dillerin yapıları göz önüne alınarak da dil grupları meydana getirilmiştir.

Diller yapılarına göre tek heceli diller, eklemeli diller, çekimli diller şeklinde

gruplandırılmıştır.

DİL AİLELERİ

Diller, köken bakımından aralarındaki benzerliğe ve yakınlığa göre ailelere

ayrılırlar. Bir ana dilden ayrılan bu akraba diller farklı birer dil hâline geldikten

sonra lehçeler, şiveler ve ağızlar meydana gelir.

Belli başlı dil aileleri şunlardır:

Hint-Avrupa Dilleri

Asya Dilleri:Hintçe (Sanskritçe ve bugünkü Hintçenin yaşayan kolları), Farsça

(Eski, Orta, Yeni Farsça ve bugün konuşulmayan bir dil olan Avesta)

Avrupa Dilleri:Germen Dilleri (Almanca, İngilizce, Felemenkçe ve İskandinav

dilleri), Romen Dilleri (Latince, İtalyanca, Fransızca, İspanyolca, Portekiz ve

Rumence), Slav Dilleri (Rusça, Bulgarca, Sırpça, Lehçe ve Boşnakça)

Ayrıca ölü birer dil olan Hititçe ve Toharca da bu gruba girmektedir.

Hami-Sami Dilleri

Sami Dilleri (Akkatça, Aramca, Arapça ve İbranice)

Çin-Tibet Dilleri

Çince, Tibetçe

Page 30: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Ural-Altay Dilleri

Ural Dilleri: Fince, Macarca

Altay Dilleri: Türkçe, Moğolca, Mançu-Tunguz dilleri

Bantu Dilleri

Habeşçe, Afrika dilleri

DİL GRUPLARI

Kelimeler yapılarına göre sınıflandırıldığında üç ana grup meydana gelir.

Bunlar:

Tek heceli diller

Kelimeler tek heceden meydana gelir. Yapım ve çekim eki bulunmaz.

Kelimeler cümledeki yerlerine göre anlam kazanırlar. Çince ve Japonca bu gruba

girer.

Eklemeli diller

Bu grupta yer alan dillerde kelimelerin köklerine getirilen ekler, kelimenin

anlamını ve görevini belirler. Kelimenin kökünün değişmediği bu dillerde köklere

getirilen eklerle yeni kelimeler yapılır. Kelimelere getirilen ön-ekler ve son-ekler

bakımından bu grup ikiye ayrılır. Macarca baştan eklemeli bir dil olduğu hâlde,

Türkçe sondan eklemeli bir dildir. Türkçe, Moğolca, Mançuca, Japonca, Tunguzca,

Fince ve Macarca da bu gruba girer.

Çekimli diller

Kullanımda kelimenin bünyesinde birtakım değişikliklerin görüldüğü dillerdir.

Bu dillerde ön-ek, iç-ek ve son-ek söz konusudur. Bu gruba giren bazı dillerde

ünsüzler değişmez, ünlü harfler değiştirilerek yeni kelimeler meydana getirilir.

Hint-Avrupa ve Hami-Sami dilleri bu gruba girer. Ancak Hint-Avrupa dillerinde

kelimenin asıl sesleri değişirken, Hami-Sami dillerinde bu sesler değişmez.

(Arapçada hükm-hâkim, mahkum, mahkeme gibi örneklerde olduğu gibi

kelimelerde h,k,m ortak sessizlerdir.)

Page 31: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

DİL TÜRLERİ (LEHÇE, ŞİVE, AĞIZ)

Lehçe

Bir dilin bilinmeyen bir zamanda kendisinden ayrılan ve yeni bir dil olma yolu

tutan koludur. Çuvaşça ve Yakutça Türkçenin iki farklı lehçesidir.

Yakut Lehçesi Türkiye Türkçesi

Bil balık bahıttan sıyıtar. Balık baştan kokar.

Kırcağastan ıyıtıma, sıkıbıttan ıyıt. Yaşlıdan değil, gezenden sor.

Taptaltan kihi haralğan. Aşk insanı kör eder.

Ölbüt ölbütünen, ölbütü kıtta ölör suoh. Ölen ölmüştür, ölen ile ölünmez.

Tıl unuoğa suoh. Dilin kemiği yoktur.

Şive

Bir dilin tarihi çok eski zamanlara dayanmayan, yeni ayrılan ve birbirleri ile

anlaşabilen kollarıdır. Şivede şekil ve ses bakımından bazı farklılıklar görülebilir.

Şiveden geriye doğru gidildikçe bütün şivelerin aynı dilde ağız durumunda oldukları

görülür. Türkiye Türkçesi ile Azerî Türkçesinin teşkil ettiği Oğuzca, Kırgızca, Kazakça

ve Türkmence Türkçenin şivelerini oluştururlar.

Türkiye Türkçesi Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla

Kırım Kızım sanga aytaman, kelinim sen dingle

Azerbaycan Gızım sene deyirem, gelinim sen eşit

Türkmen Gızım sanga aydayıng, gelnim sen düş

Karaçay Kızım sana aytem, kelinim sen eşit

Balkanlar Kızım sanga aytama, kelinim sen eşit

Kumuk Gelinim saga aytaman, kızım sen tıngna

Tatar Kızım sınga eytem, kilinim sin tıngla

Başkırt Kızım hinge eytem kilnem hin tıngda

Kazak Kelinim sagan aytam, kızım sen tıngda

Karakalpak Kızım sagan aytaman, kelinim sen tıngla

Page 32: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Kırgız Keregim saga aytam, kelinim sen uk

Özbek Kızim senga aytaman, kelinim sen eşit

Yeni Uygurca Kızım sanga aytay, kilınım sen tıngla

Ağız

Bir dilin şivesi içinde kalan, en yeni zamanda ayrılmış kollarıdır. Ağızlardaki

farklılık yalnızca seste görülür.

Koyun-goyun, alıram-alırım, bakıyom-bakıyorum-bahiram gibi.

Ağızlardaki farklılıklar konuşma dilinde görülür ve bunlar ortak bir yazı

dilinde birleşirler.

TÜRK DİLİNİN YAZILDIĞI ALFABELER

TÜRKLERİN KULLANDIĞI ALFABELER

Göktürk Uygur Arap Latin Kiril

Ku

llan

ıldığ

ı

ne

m VII-IX. yy. VIII-XVIII. yy XI-XX. yy. XX. yy.

başlarından itibaren

XX. yy. başlarından itibaren

Har

f sa

yısı

38 harf (4’ü sesli, 26’sı sessiz, 8’i ise bitişken)

18 harf

(4’ü sesli 14’ü sessiz)

29 harf

(3’ü sesli 27’si sessiz)

29 harf

(8'i sesli 21'i sessiz)

40 harf (Her ülkede farklı harfler ve sayıları da değişik )

Yaz

ıldığ

ı yö

n Sağdan sola

veya yukarıdan aşağıya doğru yazılır.

Sağdan sola veya yukarıdan aşağıya doğru yazılır.

Sağdan sola yazılır.

Soldan sağa yazılır.

Soldan sağa yazılır.

Har

fle

rin

öze

llikl

eri

Harfler ayrı yazılır, kelimeler arasına “:” (nokta) konur.

Harfler başta, ortada ve sonda farklı biçimde yazılır, harfler bazen bitiştirilir.

Harfler başta, ortada ve sonda farklı biçimde yazılır, harflerin ayrı ve bitişik yazılmasının kuralları var.

Harfler ayrı veya el yazısında bitişik yazılabilir. Büyük ve küçük harfler diye farklı şekiller vardır.

Harfler ayrı, Latin alfabesine benzer yönleri fazladır.

Page 33: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Göktürk (Köktürk) Alfabesi

Türklerin kullandığı ilk alfabedir. Türkler tarafından tesis edildiği kabul

edilmektedir. Türkler arasında VII-IX. Yüzyıllar arasında yaygın olarak kullanılan bu

yazıya Batı'da “Runik” denmesinin sebebi, harflerinin eski İskandinav yazıtlarında

kullanılmış harflere benzemesidir. Bu alfabe, Danimarkalı William Thomsen

tarafından çözülmüştür. Göktürk alfabesiyle 732 yılında yazılan Köktürk Yazıtları,

Türk edebiyatının yazılı ilk eseri olarak bilinir.

Göktürk alfabesi 4’ü sesli, 26’sı sessiz, 8’i bitişken olmak üzere 38 harften

oluşur. Sağdan sola ve yukarıdan aşağıya doğru yazılır. Harfler birbiriyle bitişmez;

çivi yazısına benzerliğinden dolayı taş ve eşya üzerine kazınmaya elverişlidir.

Resim 3.1. Köktürk Alfabesi ve Ses Karşılıkları

Page 34: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Uygur Alfabesi

Türklerin Göktürk alfabesinden sonra kullanmış oldukları en önemli

alfabedir. VIII. yüzyıldan XVIII. yüzyıla kadar Doğu Türkistan'dan İstanbul'a kadar

geniş bir alanda kullanılmıştır. Bu alfabe Ârâmî kökenli Soğd alfabesinden çıkmıştır.

Uygur alfabesiyle yazılmış eserlerin çoğunu Budizm, Maniheizm ve

Hristiyanlık'a ait metinler oluşturur. Bu alfabe Türklerin İslâmiyet'i kabulünden

sonra da kullanılmıştır. Kutadgu Bilig’in tespit edilen üç nüshasından biri Uygur

harfleriyle yazılmıştır.

18 harften oluşan alfabenin 4’ü sesli 14’ü sessiz harftir. Arap alfabesinde

olduğu gibi harfler başta, ortada ve sonda farklı biçimlerde yazılır.

Şekil 3.2. Uygur Alfabesi Örneği

Arap Alfabesi

Türklerin İslam'a girmeye başladıkları IX. yüzyıldan itibaren kullandıkları

alfabedir. Türkçeyi Arap harfleriyle ilk defa yazanlar Karahanlılar olmuştur. Mevcut

bilgilere göre bu alfabeyle yazılan ilk metin Dîvânü Lûgati't-Türk’tür.

Page 35: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Şekil 3.3. Dîvânü Lûgati't-Türk’te Bulunan Harita

Latin Alfabesi

1928'de gerçekleştirilen harf inkılâbından itibaren Türkiye Türkçesinin

yazımında kullanılan en son alfabedir. Bu alfabe bugün Türkiye'den başka Kıbrıs ve

Yugoslavya'daki Türkler tarafından da kullanılmaktadır.

29 harften oluşan Latin alfabesinin 21'i sessiz, 8'i sesli harftir. Soldan sağa

doğru yazılır. Türkçede asıl Latin alfabesinden farklı olarak q/Q, x/X ve w/W harfleri

kullanılmazken, ı, ö, ü, ğ, ç ve ş harfleri Türkçeye özgü harfler olarak alfabede yer

alır.

Kiril (Slav) Alfabesi

Osmanlı Türkçesi ve Türkiye dışındaki Türk dil ve lehçelerinin yazımında Arap

alfabesinden sonra yaygın olarak kullanılan alfabedir.

XVIII. yüzyıl başlarından itibaren Çuvaşlar, Ruslar’ın etkisiyle Kiril alfabesini

kullandılar. Eski Sovyetler Birliği idaresindeki Türkler tarafından 1937-1940 yılları

arasında Stalin yönetimi tarafından bu alfabe kabul ettirilmiş ve her Türk boyu için

farklı alfabeler hazırlanmıştır. Bunun sonucunda Türkler arasında 20 ayrı Kiril

alfabesi kullanılmıştır.

Page 36: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde alfabe

değiştirme eğilimleri artmıştır. Azerbaycan Latin alfabesine geçmiş, Türk

Cumhuriyetleri arasında kültür alışverişinin daha sağlıklı yapılması için ortak alfabe

çalışmaları başlatılmıştır.

Şekil3.4. Kiril Alfabesi

Page 37: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Öze

t •Diller, köken bakımından aralarındaki benzerliğe ve yakınlığa göre ailelere

ayrılırlar.

•Dil aileleri, Hint-Avrupa Dilleri, Hami-Sami Dilleri, Çin-Tibet Dilleri, Ural-Altay Dilleri, Bantu Dilleri olmak üzere beş ana grupta incelenir.

•Dile ait sözcükler yapılarına göre sınıflandırıldığında diller tek heceli diller, eklemeli diller ve çekimli diller olmak üzere üç ana grup oluşturur. Türkçe eklemeli diller grubuna girer.

•Dillerin lehçe, ağız, şive gibi türleri vardır.

•Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kril alfabelerini kullanmışlardır.

Page 38: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Germen Dilleri aşağıdaki dil ailelerinden hangisine girer?

a) Hint-Avrupa dillerinin Avrupa koluna

b) Hami-Sami dillerinden Sami koluna

c) Ural-Altay dillerinden Altay koluna

d) Çin-Tibet dillerinden Tibet koluna

e) Ural-Altay dillerinden Ural koluna

2. Türkçe, aşağıdaki dil gruplarından hangisine aittir?

a) Tek heceli diller

b) Eklemeli diller

c) Çekimli diller

d) Önden eklemeli diller

e) İç-ekli diller

3. “Kullanımda kelimenin bünyesinde birtakım değişikliklerin görüldüğü dillerdir. Bu dillerde ön-ek, iç-ek ve son-ek söz konusudur. Bu gruba giren bazı dillerde ünsüzler değişmez ünlü harfler değiştirilerek yeni kelimeler meydana getirilir.” cümlesinde tanımı verilen dil grubu aşağıdakilerden hangisidir?

a) Tek heceli diller

b) Eklemeli diller

c) Çekimli diller

d) Önden eklemeli diller

e) İç-ekli diller

4. Bir dilin, tarihi çok eski zamanlara dayanmayan, yeni ayrılan ve birbirleri ile anlaşabilen kollarına ne ad verilir?

a) Lehçe

b) Şive

c) Ağız

d) Tek heceli diller

e) Eklemeli diller

Page 39: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

5. Türkçe aşağıdaki dillerden hangisiyle en çok benzerlik gösteren dildir?

a) Moğolca

b) Macarca

c) Arapça

d) Farsça

e) Hintçe

Cevap Anahtarı: 1-A, 2-B , 3-C , 4-B , 5-B

Page 40: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Dil Aileleri, Dil Grupları, Dil Türleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Türkçe Eğitim ve Ebed’i Düşünce Sitesi. (ty). Türklerin Kullandığı Alfabeler. http://edebiyatturkce.blogcu.com/turklerin-kullandigi-alfabeler/600317%20- adresinden 05.08.2011 tarihinde erişilmiştir.

Gülensoy, T.(2001). Türkçe El Kitabı. Ankara: Akçağ. Yavuz, K. , Yetiş, K. ve Birinci, N. (1996). Üniversite Türk Dili ve Kompozisyon

Dersleri. İstanbul: Bayrak.

Page 41: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri

• Türk Dilinin Gelişmesi ve Tarihî Devreleri

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Türk dilinin dünya dilleri arasındaki yerini kavrayabilecek,

• Türk dilinin tarihî dönemlerini kavrayabilecek,

• Türkçenin dünya dilleri arasındaki yerini açıklayabilecek,

• Türkçenin gelişimini ve tarihî dönemlerini söyleyebileceksiniz.

ÜNİTE

4

TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

TÜRK DİLİ - I

Page 42: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GİRİŞ

Dünya üzerinde 3000’den fazla dil konuşulmaktadır. Bu dillerden bir kısmı

sadece belli bir bölgede ve kabileler arasında kullanılmaktadır.

Türkçe ise tarihi 4500 yıl öncesine kadar uzanan, dünyanın en eski ve en çok

konuşulan dillerinden biridir. Türkçenin tarihî gelişim süreci Ön Türkçe, Eski Türkçe,

Orta Türkçe ve Yeni Türk Dili şeklinde dönemlere ayrılır. Türkçe, Ural-Altay dil

ailesinin Altay koluna mensup sondan eklemeli bir dildir.

Türkçe, yapısal özellikleri açısından sağlam kuralları olan dünya üzerindeki

en eski dillerden biridir. Birçok dil araştırmacısı Türkçenin bu özelliklerini tespit

etmiştir. Bu ünitede Türkçenin tarihî gelişim süreci üzerinde durulacaktır.

TÜRK DİLİNİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ

1- Türkçe Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensuptur.

2- Türkçe sondan eklemeli bir dildir. Kökler değişmez, yapım ve çekim ekleri

vardır. Öncelik yapım eklerinindir. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de

görev belirler.

3- Türkçede ünlüler arasında kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık; ünsüzler

arasında ise sertlik-yumuşaklık uyumu vardır.

4- Söz diziminde kelimeler yardımcı ögelerden ana ögeye doğru sıralanır.

TÜRK DİLİNİN GELİŞMESİ VE TARİHÎ DEVRELERİ

Türkçe, tarihi 4500 yıl öncesine kadar uzanan, dünyanın en eski ve en çok

konuşulan dillerinden biridir.

Tarihî gelişim evreleri şöyle sıralanabilir:

Ön Türkçe (Pre-Turkish)

Tarih öncesi konuşulan Ön Türkçe, Ön Altayca’ya kadar uzanır.

Burada Ön Moğolca, Ön Mançu Tunguzca ve Ön Korece (belki de Japonca) ile

akrabalığı vardır.

Çuvaşça ve Yakutça adlı iki Türk lehçesi, bilinmeyen bir devirde Ana

Türkçeden ayrılarak birer lehçe özelliği kazanmışlardır.

Page 43: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Eski Türkçe

Türkçeyi ele geçen metinlerle ve “Türk” adı ile takip edebildiğimiz devredir.

Tarih olarak M.S. VI-XI. yüzyıllar arasını kapsar. Orhun yazıtlarıyla Uygur metinlerini

içine alan bu dönem Köktürkçe ve Uygur Türkçesi dönemleri olmak üzere ikiye

ayrılır.

Köktürkçe

Çoyren ya da Çoyron yazıtı, Türk dilinin tarihi bilinen en eski belgesidir. M.S.

687-692 tarihlerini taşır. Köktürk işaretli 6 satırdan ibarettir.

Eski Türkçe ile ilgili en geniş bilgiyi Orhun/Köktürk Yazıtları’ndan

öğreniyoruz. Köktürk Yazıtları, Bilge Tonyukuk (M.S. 716, iki taş hâlinde), Kül Tigin

(M.S. 732) ve Bilge Kağan (M.S.735) adına dikilmiş mezar kitabelerinden oluşur.

Yazıtlar, İlteriş Kağan’ın oğulları Bilge Kağan ve Kül Tigin ile bilge vezir

Tonyuyuk adına dikilmiş “bengü taşlar”dır.

Yazıtları Yolluğ Tigin adlı Türk prens yazmıştır.

Orhun Kitabeleri’ni, ilk defa Danimarkalı Wilhelm Thomson (Vilhelm Tamsın)

okumuştur.

Kitabelerde kullanılan işaretlerin pek çoğu, Türk dilinin fonetiği (ses bilgisi)

ile açıklanabilecek, ayrıca Türklerin yaşama tarzı hakkında bilgi verecek özellikler

taşır.

Page 44: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Uygurca

Uygurlar hakkında bildiklerimiz Çin kaynakları ile bazı Uygur yazıtlarından

edindiğimiz bilgilere dayanır.

745 yılında Kutluk Bilge Kül Kağan’ın Uygur İmparatorluğunu kurarak tahta

oturduğunu biliyoruz. 747’de kağanın ölümü üzerine tahta oğlu Moyon Çor geçti.

Moyon Çor’un önemi, bıraktığı yazıttadır.

Uygurlar çağdaşlarına göre medeniyet alanında öncü olmuş, güzel sanatlar

ve baskı sanatı yönünden ileri bir seviyeye ulaşmışlardır.

Uygurların oyma basma tekniği yanında “kep” denilen hareketli harflerle

matbaa kurup kitap bastıkları bilinmektedir. Torbalar içinde korunan bu harfler ve

bu harflerle basılmış kitaplar bugüne ulaşmıştır.

Uygurlar, hâkim oldukları dönemde yüksek kültür ve medeniyetlerine paralel

olarak zengin bir edebiyat da kurmuşlar, yazdıkları kitaplarla kütüphaneler

oluşturmuşlardır.

Orta Türkçe

XIII. yüzyıl başlarından itibaren gelişen Türkçeye Orta Türkçe denir. Doğuda

eski Türk yazı diline bağlı olarak gelişen Çağatayca vardır. Batıda ise Arapça ve

Farsçadan etkilenen Osmanlı Türkçesi ortaya çıkar.

Çağatayca Orta Asya’da, Osmanlı Türkçesi Anadolu’da zengin kütüphaneler

oluşturur. Ancak Osmanlı Türkçesi Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalmıştır.

“Tün ve gece” kelimeleri yanına Arapçadan “leyl” ve Farsçadan “şeb”i alır.

“küneş/güneş” kelimesinin yanına Arapçadan “şems”, Farsçadan “mihr” ve

“hurşit” gelip oturur.

Böylece örneğin 50 bin kelimelik sözlük 150 bin kelimeye çıkar. Osmanlı

Türkçesinin zenginliği buradan gelir.

Yeni Türk Dili

XX. yüzyılın başlarından itibaren gelişen Türkçeye Yeni Türk Dili denilebilir.

Bu dönemde bütün Türk dünyasında Batılılaşma ile birlikte dilde ve özellikle yazı

dilinde büyük değişiklikler meydana gelmiştir.

Tanzimat döneminden itibaren (özellikle 1876’dan sonra) Türkçenin imla ve

sözlük sorunlarına çözümler aranmaya başladı.

Page 45: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Aruzdan heceye dönüldü.

İkinci Meşrutiyet’ten (1908) sonra, Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin ve Ali Canip

Yöntem “Yeni Lisan” adlı makaleyle halkın anlayacağı yeni bir Türkçenin kapılarını

araladı. Dil sadeleştirildi.

Ömer Seyfettin’in hikayeleri bu dilin kullanıldığı ilk metinlerdi.

Millî edebiyat döneminde aynı anlayış sürdürüldü.

1928’de gerçekleştirilen Harf İnkılâbının ardından Mustafa Kemal’in emriyle

“Türk Dili Tetkik Cemiyeti” (Türk Dil Kurumu) kuruldu.

Türk dilinin gelişimi ve dünya dilleri arasındaki yeri araştırıldı.

Kelime ve gramer çalışmaları yapıldı.

Yabancı kelimelerin halk dilindeki karşılıkları derlendi.

1930’lu yıllardan 70’li yıllara kadar dilde sadeleşme çalışmaları yoğun bir

biçimde devam etti.

Bugün kullandığımız Türkçe, konuşma ve yazı dili arasında farkın kalmadığı

yalın, anlaşılır ve zengin bir bilim ve sanat dilidir.

Page 46: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Öze

t •Türkçe Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensuptur ve sondan eklemeli

bir dildir.

•Türkçede kelime kökleri değişmez. Kökten yeni kelimeler türetmek için yapım ve çekim ekleri kullanılır. Sözcük kurmada öncelik yapım eklerinindir. Yapım ekleri anlamı, çekim ekleri de görevi belirler.

•Türkçede ünlüler arasında kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık uyumları vardır. Ünsüzler arasında ise sertlik-yumuşaklık uyumu vardır.

•Söz diziminde kelimeler yardımcı ögelerden ana ögeye doğru sıralanır.

•Türkçe, tarihi 4500 yıl öncesine kadar uzanan, dünyanın en eski ve en çok konuşulan dillerinden biridir.

•Türkçenin tarihî gelişim süreci Ön Türkçe, Eski Türkçe, Orta Türkçe ve Yeni Türk Dili şeklinde dönemlere ayrılır.

•Ön Türkçe tarih öncesini, Eski Türkçe Köktürk ve Uygur dönemini, Orta Türkçe Çağatayca ve Osmanlı Türkçesi evresini, Yeni Türk Dili ise 20. yüzyıl başından itibaren geçerli olan evreyi içine alır.

Page 47: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi Türkçenin özelliklerinden biri değildir?

a) Türkçe Ural-Altay dil ailesinin Altay koluna mensuptur.

b) Türkçe sondan eklemeli bir dildir. Kökler değişmez, yapım ve çekim ekleri vardır. Öncelik yapım eklerinindir. Yapım ekleri anlam; çekim ekleri de görev belirler.

c) Türkçede ünlüler arasında kalınlık-incelik ve düzlük-yuvarlaklık uyumları vardır. Ünsüzler arasında ise sertlik-yumuşaklık uyumu vardır.

d) Söz diziminde kelimeler yardımcı ögelerden ana ögeye doğru sıralanır.

e) Türkçe önden eklemeli bir dildir.

2. Çuvaşça ve Yakutça tarihin bilinmeyen bir döneminde ayrılan iki lehçedir. Buna göre bu iki lehçe Türk dilinin hangi devresinde ayrılmış olabilirler?

a) Ön Türkçe dönemi

b) Eski Türkçe dönemi

c) Köktürkçe dönemi

d) Uygurca dönemi

e) Orta Türkçe dönemi

3. Türk dilinin tarihi bilinen en eski metni aşağıdakilerden hangisidir?

a) Bilge Tonyukuk

b) Çoyren ya da Çoyron yazıtı

c) Kül Tigin

d) Bilge Kağan

e) Şine Usu Kitabesi

4. Orhun Kitabeleri ilk defa aşağıdakilerden hangisi tarafından okunmuştur?

a) Strahlenberg

b) Yardintsev

c) Wilhelm Thomson

d) Reşit Rahmeti Arat

e) Muharrem Ergin

Page 48: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

5. Orhun Yazıtlarını aşağıdakilerden hangisi yazmıştır?

a) İlteriş Kağan

b) Bilge Kağan

c) Yoluğ Tigin

d) Kül Çor

e) Bilge İşbara Tangan

Cevap Anahtarı: 1-E, 2- B , 3- A , 4- C , 5-C

Page 49: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Gülensoy, T. (2001). Türkçe El Kitabı. Ankara: Akçağ. Yavuz, K. , Yetiş, K. ve Birinci, N. (1996). Üniversite Türk Dili ve Kompozisyon

Dersleri. İstanbul: Bayrak.

Page 50: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Türkçenin Söz Varlığı

• Temel Söz Varlığı

• Yabancı Kelimeler

• Deyimler

• Atasözleri

• Kalıplaşmış Sözler

• Terimler

• Çeviri Kelimeler

• Doldurma Sözler

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Türkçenin söz varlığı ile ilgili genel durumu kavrayabileceksiniz,

• Türkçenin söz varlığı içinde yabancı kelimelerin kullanım şekilleriyle ilgili bilgi elde edeceksiniz,

• Türkçenin söz varlığı konusunda deyimlerin, dili etkili bir şekilde kullanmada oynadıkları rolü kavrayabileceksiniz,

• Türkçenin söz varlığı içinde yüzyıllardan beri kullanılagelen atasözlerinin dildeki fonksiyonlarını kavrayabileceksiniz,

• Türkçenin söz varlığından olan kalıplaşmış sözlerin kullanım şekillerini kavrayabileceksiniz.

ÜNİTE

5

TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ II

TÜRK DİLİ - I

Page 51: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GİRİŞ

Dil, yapıtaşı kelimeler olan bir varlıktır. Dili oluşturan kelimeler ve onların

çağrışım dünyası ne kadar zengin olursa dilin zenginliği de o derece artmaktadır. Dil

kullanıldıkça kelimelerin anlam katmanları çoğalmaktadır.

Çok kısa bir zaman zarfında farklı milletler ve topluluklarla etkileşime giren

Türk kültüründe önemli bir zenginlik ve çeşitlilik meydana gelmiş bu da doğal

olarak dile yansımıştır. Türkçe farklı milletlerden aldığı çeşitli unsurları bünyesinde

eritmiş ve kendisine mal etmiştir. Özellikle farklı dillerden kelimelerin Türkçeye

geçmesi bu yolla olmuştur.

TÜRKÇENİN SÖZ VARLIĞI

Kelime hazinesi, sözcük dağarcığı, sözcük dağarı, sözcük gömüsü, vokabüler

ifadeleri yerine “söz varlığı” ifadesi kullanılır.

Söz varlığı, sadece bir dilde birtakım seslerin bir araya gelmesiyle kurulmuş

simgeler, kodlar ya da göstergeler değil, aynı zamanda o dili konuşan insanların

kavramlar dünyası maddi ve manevi kültürünün yansıtıcısı, dünya görüşünün bir

kesiti olarak düşünülmelidir. (Aksan, 1996:26-38.)

Yeryüzünde saf, arınmış bir dil yoktur. Milletler, tarihî zaman içinde coğrafya

ve buna bağlı olarak kültür ve medeniyet dairesi değiştirirler. Geldikleri bu yeni

coğrafyanın kültür kalıntıları üzerine kendi kültürlerini kurarlar. Coğrafyada, daha

önce yaşamış olanların dilinden sözler kalır.

Yer adları birdenbire yenilenmez. Hele o yeri dil yoluyla sahiplenme

konusunda ağır davranan kavimlerin yer adları hep önceki uygarlık ve kavimlerin

dilinden miras kalır.

Aksan’a göre bir dilin söz varlığı şunlardan oluşur:

Temel Söz Varlığı

En temel ihtiyaçları karşılayan kelimeler, başta organları olmak üzere yemek,

içmek, uyumak, gitmek, gelmek, almak, vermek gibi kavramlar; akrabalık adları,

sayılar ve maddi ve manevi kültür içine giren çeşitli kavramlar bu başlık altında

incelenir.

Page 52: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Örn

ek •Anadolu’nun limanları, körfezleri, sınırları, iklimi, ayazmaları,

kiliseleri, panayırları, mandıraları, fındıkları, fesleğenleri, lahanaları ünlüdür.

•Anatoli Anadolu olmuş; limen, liman hâlini almış, korphos körfeze dönüşmüş, sünoros yerini sınıra bırakmıştır.

•Klima, iklimle yer değiştirmiş,agiazma ayazmayı ve ek-klesia kiliseyi oluşmuştur.

Örn

ek •“Dili mi paslı, boğazı mı kuru ne, sesi çıkmıyor bir türlü.” (İlhan,

1996:25)

•“Yaşadığımız toprakların bu kanımızı uyuşturan büyüsünü tanımak için geçmişe gitmek gerekir.” (Yalçın, 1997:41)

•“Dayandığı kapı büyük bir takırtıyla açılırken, bir kâbustan uyanıyormuş gibi silkindi.” (Ömer Seyfeddin, 2000, 204)

Yabancı Kelimeler

Her millet, ilişkide bulunduğu bir başka milletin dilinden etkilenir. Ticaret,

siyaset, kültür ve sanat ilişkileri hemen dile yansır. Bu bakımdan dünyadaki her dil

başka bir dilden kelimeler ihtiva eder.

Bir yabancı dilden alınan ögeleri iki başlıkta inceleyebiliriz:

a) Türkçenin ses kurallarına göre şekillenmiş olan yabancı kelimeler:

Suat Yakup Baydur’un “Dil ve Kültür” adlı eserinde şu cümleden hareketle

Türkçeye giren kimi kelimelerin nasıl Türkçeleştiği konusunu vurgular:

Baydur, kendi kurduğu bu on üç kelimeden oluşan cümlede “ünlüdür”

dışındaki bütün kelimelerin Yunanca olduğunu söyler.

Page 53: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Örn

ek •“Aklım sana emanet yarabbi!” (Güntekin, 1999, 53)

•“Reddetmek kolay mı sanıyorsun.” (Miyasoğlu, 1980, 47)

Bu gruba giren kelimeler ise Türkçenin ses kurallarına göre şekillenmeyen,

yabancılığı hemen belli olanlardır. Oksijen, lokomotif, kondüktör, enflasyon

kelimeleri bunlardandır.

2005 yılında çıkmış Türkçe Sözlük’teki kelimeler incelendiğinde aşağıdaki

tabloyla karşılaşılır:

Dil Sözcük Sayısı Dil Sözcük Sayısı

Arapça 6.463 Macarca 19

Fransızca 4.974 Eski Yunanca 14

Farsça 1.374 Moğolca 13

İtalyanca 632 İbranice 9

İngilizce 538 Bulgarca 8

Yunanca 399 Japonca 7

Latince 147 Portekizce 4

Almanca 85 Norveççe 2

Rusça 40 Fince 2

İspanyolca 36 Arnavutça 1

Slavca 24 Korece 1

Ermenice 23 Soğdca 1

Buna göre,

Türkçede yer alan sözcüklerin toplam % 14,18'i (104.481 sözcüğün 14.816'sı)

yabancı dillerden Türkçeye girmiştir.

Page 54: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Örn

ek

•“Teşrinisâni ortaları. Havada azgın bir yağmura hazırlık var.” (Peyami Safa, 1996:10)

•“Arabasının torpido gözü arabesk kasetlerle doludur.” (Alatlı, 1999, 259)

Türkçe akraba adları bakımından son derece zengin bir dildir.

Amca, dayı uncle

Hala, teyze aunt

Enişte, bacanak, kayınbirader Schwager (Alm), beau-frère (Fr), brother-in-low (İng)

Baldız, elti, görümce, yenge Schwägerin (Alm), belle-sœur (Fr), sister-in-law (İng)

hala kızı, hala oğlu, teyze kızı, teyze oğlu, amca kızı, amca oğlu

(cousin/cousine) kuzen (Fr)

DEYİMLER

Deyim, Türkçe Sözlük’te: “Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine

özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği” (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, TDK.

Yay., Ankara, 2005, s. 517) olarak tarif edilir. Az sözle çok şey ifade etmek

maksadıyla kullanılan deyimler, Türkçenin ilk yazılı metinlerinden beri sıklıkla

kullanılagelmiş ve Türkçenin söz varlığı içinde önemli bir yere sahip olmuştur. Eski

dönemlerde “Sav, darbımesel, tâbir, mesel” olarak adlandırılan deyimler, Batı

dillerinden İngilizcede “locution, idiom, expression”; Almancada “ausdruch,

redensart”; Fransızcada “locution” gibi kelimelerle karşılanır.

Genellikle atasözleriyle karıştırılan deyimler, oluşturulan kelime grupları

içindeki en az bir kelimenin gerçek anlamı dışında kullanılmasıyla yeni bir anlamı

karşılar. Anlatımı canlı ve etkili kılan, dildeki anlam inceliklerini ifade etmek

amacıyla kullanılan deyimler, yapı olarak, tek tek anlamları olan sözlerden

oluşmalarına rağmen, anlamlı parçalara ayrılamazlar.

Deyimler, bir milletin gelenek ve göreneklerini, inançlarını ve hayat

felsefesini yansıtır. Örneğin “ortadan kaybolmak” anlamında kullanılan “kırklara

karışmak” deyiminde inançlarımızın, tuz ekmek hakkı, sofrası açık, yüz

Page 55: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Örn

ek

•“Şimdi ayıkla pirincin taşını.” (Kutlu, 1990, 29)

•“Çocukların tepesi attı, herifleri boks yumruklarıyla yere sermeğe kalktılar.” (Güntekin, 1999: 67)

görümlülüğü deyimlerinde ise gelenek ve göreneklerimizin, hayat felsefemizin

izleri vardır. “kazan kaldırmak” deyimi, Yeniçeri isyanını, “ye kürküm ye” deyimi

Nasrettin Hoca’yı hatırlatır. (Karahan, 1994: 158.)

Türk Dili, deyimler açısından son derece zengin bir dildir. Yaklaşık 1300 yıl

önce Köktürk Yazıtları’nda “birinin sözünü kırmamak” anlamına gelen “Menin

sabımın sımadı” (Benim sözümü kırmadı) gibi bugün bile varlığını devam ettiren

pek çok deyim kullanılmıştır. Bir kısmı bugünlere kadar değişmeden gelen deyimler

bulunduğu gibi, hayat şartlarından doğan çeşitli deyimler Türk dilinin söz varlığını

zenginleştirmiştir. Yazılı dilde kullanılan ve sayısı altı bine ulaşan deyimlerin yanı

sıra, Türkiye Türkçesi ağızlarında kullanılan beş bin beş yüz civarındaki deyimler de

dikkate alındığında deyimlerin söz varlığımız açısından ne denli önemli olduğu

anlaşılacaktır.

Her dilde çeşitli anlam olaylarına, anlatım biçimine uyan deyimler kullanılır.

Türkçenin bu yoldan yararlanarak anlatımı zor, ayrıntı sayılabilecek durum ve

olayları çok ince benzetmelere yer vererek adeta sahneye koyarak dile getiren bir

dil olduğunu görüyoruz. “Bir pire için yorgan yakmak”, “öküz altında buzağı

aramak” deyimleri uzun uzadıya anlatılabilecek olan durumları öz ve somut bir

şekilde göz önüne koyan deyimlerimizdendir.

Türkçeye yabancı dillerden giren bazı deyimler de bulunmaktadır. Örneğin

alamet-i fârika Arapçadan, “eflâke ser çekmek” Farsçadan, “beyin yıkamak, rekor

kırmak, yeşil ışık yakmak gibi deyimler ise Batı dillerinden Türkçemize geçen

deyimlerdir.

Page 56: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Oku

ma

Parç

ası

•Abayı Yakmak Bu deyim mecazen birisine âşık olmak, tutulmak, gönül vermek gibi anlamlar ihtiva eder. Dervişler arasında birilerinin aşkının büyüklüğünden bahsedilecekse eskiden ‘Ooo! Abası hayli yanıktır!’ gibi ifadeler kullanılırmış. Eski tekkelerin mimari kompleksi içinde bir mescit (veya cami), ortada şadırvanı olan bir avlu, avluyu çevreleyen derviş hücreleri, büyükçe bir dershane, mutfak, kiler, ambar vs. bulunduğu bilinmektedir. Bilhassa kış aylarında dershanenin ocağı harlı ateşle yakılarak dervişanın burada toplanmaları sağlanırdı. Böylece hem iktisat yapılır, hem de uzun saatler mürşitten istifade ortamı oluşturulurdu. İşte böyle bir kış gecesinde, yün abalarına bürünmüş dervişler dershanede halka olup şeyh efendiyi dinlemeye başlamışlar. Efendi hazretleri coştukça anlatmış, anlattıkça coşturmuş ve dervişler kendilerinden geçecek derecelere gelmişler. Bu sırada ocağa sırtı dönük dervişlerden birisinin abasına ateş sıçrayıp dumanı tütmeye başlamışsa da dervişin sıcaklığı hissettiği yok! İçindeki ateş, dışındakinin sıcağını bastırmış durumda. “Pir aşkına, Yar aşkına (Allah aşkına!)” yanmaya devam ediyor. Nihâyet şeyh efendi dumanı fark edip bu müridini ikaz ile yanmaktan kurtarıyor ve arkadaşları arasında mahçup olmasın diye onu diğerlerine ‘gerçek Hak âşığı’ olarak tanıtıyor. Şimdi argo lisanında kullanılan ‘abayı yakmak’ deyimi, işte o hadisenin yadigârıdır. (Pala, 2003: 15)

ATASÖZLERİ

Bir toplumun bilgeliğini, tecrübelerini, dünya görüşünü ve anlatım gücünü

yansıtan atasözleri, yüzyıllar boyunca yaşayan sözlerdir. Atasözleri de tıpkı

deyimler gibi aynı dilin değişik lehçelerinde varlığını sürdürmekte, böylece bir dilin

değişik lehçeleriyle aynı dilin öz malı olduğunu göstermektedir. Örneğin “Gülme

komşuna gelir başına” atasözümüzü bugün Kazak lehçesinde hemen hiç

değişmeden kalmış biçimiyle görülmektedir.

Deyimler kelime ve kelime gruplarıyla ifade edilirken, atasözleri tam bir yargı

bildirmek durumundadır. Bu sebeple atasözlerinin deyimlerden farklı olarak bir

hüküm bildirmesi zorunluluğu vardır.”Kır atın yanında duran ya huyundan, ya

suyundan” atasözü eksiltili bir cümle olmasına rağmen, bir yargı bildirmektedir.

Burada, uzun süre aynı ortamı paylaşan insanların birbirlerinden etkileneceği

şeklinde bir mana ifade edilmektedir.

Page 57: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Örn

ek

•“Gün doğmadan neler doğar, dedikten sonra gülümseyerek yaklaştı.” (Peyami Safa)

•“Bunlar böyle işte! Ömür törpüleri! Diyordu Müjgan, Ne olacak işte, armut uzağa düşmez, armut dibine düşer!” (Alatlı, 1999, 459)

Örn

ek •“Olmak veya olmamak. İşte bütün mesele! Her canlının

canbazlanmak hevesinde oynadığı ip oyunu:ipin sırtı.” (Sepetçioğlu, 1989:119)

•“Bu sözlerin üzerine kızcağız başını önüne eğmiş, Her insanın ameli boynuna asılmıştır, demiş, ‘Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.” (Alatlı, 1999, 44)

•“Şecaat arz ederken merd-i Kıpti sirkatin söyler.” (Taner,1996: 39)

KALIPLAŞMIŞ SÖZLER

Ünlü kişilerin, hükümdarların, düşünürlerin, sanatçıların belli bir durumda,

belli bir olay dolayısıyla söyledikleri, evrenselleşmiş sözlerdir.Bunlar, bir dilin söz

varlığında ya özgün biçimiyle ya da olduğu gibi çevirilerek yerleşmişlerdir. Sezar’ın

“Sen de mi Brütüs!”, Diyojen’in “Gölge etme başka ihsan istemem” biçiminde

Türkçede de kullanılan kalıplaşmış sözleri çeviri yoluyla aktarılmıştır. Kanuni’ye ait

olan “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” mısraı, “Atı alan Üsküdarı geçti”

ve “Vermeyince mabud, neylesin sultan Mahmud” gibi sözler Türkçedeki

kalıplaşmış sözlere örnek gösterilebilir.

TERİMLER

Bilim, sanat, meslek ve bir spor dalıyla ilgili kesin anlamı olan özel bir

kavramı gösteren gerçek anlamlı sözcüklere terim denir. Bilim dallarından sahne

sanatlarına, mimariden kuyumculuğa kadar uzanan bir terim söz varlığından söz

etmek mümkündür. Bir dilin terim dağarcığının gelişmesi, o ülkenin bilim, teknik,

sanat ve zanaat dallarının gelişmesine ve genişlemesine bağlıdır.

Page 58: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Örn

ek

•“İnsan bedeninde trilyonlarca hücre, insan hücresinde on binlerce molekül var.” (Alatlı, 1999: 163)

•“Ama dünya metaıdır. Helalinden olsun, temiz olsun, sünnete uygun olsun.” (Kutlu, 1990: 6)

Örn

ek

•“Evet o kesif dehasıyla doğmuş adamdı ve ben de onun kıyafetine büründüğüm için bunu keşfetmiştim.” (Tanpınar, 1992:17)

•“Sağduyusu kendine mübarek olsun!” (Tanpınar, 1992: 229)

ÇEVİRİ KELİMELER

Farklı dillerin kelime ve kavram alışverişiyle ortaya çıkan bir söz varlığıdır. Bir

dilden farklı bir dile çevrilen kelimeler kimi zaman sadece anlamı, kimi zaman da o

dilin kurallarıyla birlikte geçer. Bu kelimeler;

Tam çeviri (yüz suyu dökmek deyimi Farsça: âb-ı rûy-ı rihten ve âb-ı rûy’dan

çeviridir.)

Yarı çeviri (gam yemek deyimi yine Farsçadaki gam horden’den çeviridir.)

Bağımsız çeviri (Başyapıt kelimesi Fransızca chef d’oeuvre’den gelir.)

Anlamı etkilenenler olmak üzere dörde ayrılır. (Banka kelimesinin para

dışında bir anlamda kullanıldığı, göz bankası, organ bankası gibi kullanımlar bu

gruba girer.)

DOLDURMA SÖZLER

Genellikle konuşma dilinde bir şeyi hatırlamak üzere zaman kazanma,

söyleneni pekiştirip kesinleştirme gibi amaçlarla, konuşan kimsenin kullandığı, çoğu

kez gereksiz olan kelimelere ve anlatım kalıplarına doldurma sözler denir. Şey,

tamam mı, sonracığıma, anladın mı, efendime söyleyeyim, var ya gibi sözler bu

başlık için örneklerden sadece bazılarıdır.

Page 59: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Örn

ek

•“Neyse…Suyu indirdik.” (Kutlu, 1990:7)

•“Var ya…Su azaldı.” (Kutlu, 1990:7)

Öze

t

•Kelimeler bir dilin yapıtaşlarıdır. Dili oluşturan kelimeler ve onların çağrışım dünyası ne kadar zengin olursa dilin zenginliği de o derece de artar. Dil kullanıldıkça kelimelerin anlam katmanları artmakta ve sadece sesten ibaret kalmamaktadır.

•Dil yaşamın içinde şekillendiğinden kültürde var olan her şey dile yansımaktadır. Bu sebeple kültürde meydana gelen değişimlerin yansımalarını dilde de görmek mümkündür.

•Türkçe bu bakımdan oldukça değişken bir duruma sahiptir. Çok kısa bir zaman zarfında farklı milletler ve topluluklarla etkileşime giren Türk kültüründe önemli bir zenginlik ve çeşitlilik meydana gelmiş bu da doğal olarak dile yansımıştır. Türkçe farklı milletlerden aldığı çeşitli unsurları bünyesinde eritmiş ve kendisine mal etmiştir. Özellikle farklı dillerden kelimelerin Türkçeye geçmesi bu yolla olmuştur.

Page 60: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Şimdi bir rüzgâr geçti buradan

Koştum ama yetişemedim

Sorsaydım söylerdi herhâlde

Soramadım

“Yetişmek” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde bu dizelerdeki anlamıyla kullanılmıştır?

a) Arkadan bize yetişti.

b) Ambulans yetişmeseydi yaralı çocuk ölebilirdi.

c) Bu proje yarına yetişmeli.

d) Tam bir asker olarak yetiştirildi.

2. Aşağıdakilerin hangisinde, hem deyim hem gerçek anlamıyla düşünülebilecek bir söz grubu vardır?

a) Adamın canı sıkılıyordu.

b) Elindeki kitaba bir iki dakika göz attı.

c) Adamın gözlerini kan bürümüştü.

d) Göze batan bir yapısı vardı.

3. Aşağıdakilerin hangisinde “zor durumda kalmak” anlamında bir deyim kullanılmıştır?

a) Aldığı bu haberle etekleri tutuşacaktır.

b) O kadar yürüdük ki ayaklarımıza kara sular indi.

c) Sorular o kadar zordu ki alnında boncuk boncuk terler birikmişti.

d) Yine iki ayağımı bir pabuca soktular.

4. Son gül dağıldı, son kuş uçup gitti

Şimdi yaz, yaprakların tabiatı örten pasındadır

“Son” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde bu dizelerdeki anlamıyla kullanılmıştır?

a) Son günlerde ona bir hâl oldu.

b) Son öğrenci de okulu terk etti.

c) Son derece ağırbaşlı bir çocuktu.

d) Son kitabını okurları için imzaladı.

Page 61: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklayıcısı ile verilmemiştir?

a) İskelenin kıyısında bir adam, oturmuş, kara kara düşünüyordu.

b) Babam, yeğenini çok seviyor, onun için deli divane oluyordu.

c) Merak etmeyin; ona sert bir karşılık verecek, haddini bildireceğim.

d) Zavallı; ömrü boyunca sıkıntı içinde yaşadı, iyi gün görmedi.

Cevap Anahtarı: 1-A, 2-C , 3-D , 4-B , 5-A

Page 62: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçenin Kimlik Bilgileri II

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Aksan, D. (1982). Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dilbilim, I, II, III. Ankara: TDK. Aksan, D. (1996). Türkçenin Sözvarlığı. Ankara: Engin. Alatlı, Al. (1999). Schrödınger’in Kedisi (Kabus). İstanbul: Boyut. Baydur, S. Y. (2007). Dil ve Kültür. İstanbul: Pan. Güntekin, R. N. (1999). Yaprak Dökümü. İstanbul: MEB. İlhan, A. (1996). Bıçağın Ucu. Ankara: Bilgi. Karahan, L. (1994). 99 Soruda Türkçe Kültürü. (Haz. İskender Pala). İstanbul: Çocuk

Vakfı . Kutlu, M. (1990). Sır. İstanbul: Dergâh. Seyfeddin, Ö. (2000). Yalnız Ef.İstanbul: Morpa Kültür . Pala, İ. (2003). İki Dirhem Bir Çekirdek. İstanbul: LM. Safa, P. (1996). Mahşer. İstanbul: Ötüken. Taner, H. (1996). Ayışığında Şamata. Ankara: Bilgi. Tanpınar, A. H. (1992). Saatleri Ayarlama Enstitüsü. İstanbul: Dergâh. Türk Dil Kurumu (2005). Türkçe Sözlük. Ankara: TDK. Ünalan, Ş. (2004). Dil ve Kültür. Ankara: Nobel. Yalçın, A. (1997). Anadolu Ezgisi. Ankara: Günce.

Page 63: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Ses

• Harf

• Türkçenin Genel Özellikleri

• Ünlüler

• Ses Uyumları

• Ünsüzler

• Ünsüz Uyumları

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Türkçede sesler ve özelliklerini tanıyabilecek,

• Türkçedeki seslerin sınıflandırmasını yapabileceksiniz.

ÜNİTE

6

TÜRKÇENİN SES ÖZELLİKLERİ

TÜRK DİLİ - I

Page 64: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

•“e”, “v” sesleri tek tek bizde hiçbir nesneyi, hareketi ya da kavramı uyandırmaz/çağrıştırmaz. Ancak kelime oluşturacak şekilde yan yana gelerek bir anlam ifede ederler.

GİRİŞ

Dil tanımlamaları yapılırken üzerinde durulan en önemli husus onun,

seslerden örülmüş bir sistem olduğudur. Ancak insanın çıkarabildiği sesler sonsuz

sayıda değildir. Diller arasındaki farkı meydana getiren ise bu sesler arasında

kurulan bağlantılar ve bu bağlantıların kuruluş şekilleridir. Türkçe özellikle “sesli-

ünlü-vokal”ler bakımından zengin bir dil olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu ünitede Türkçede kullanılan sesler ve bu seslerin bir araya gelmelerinde

uyulması gereken kurallar işlenecektir.

SES NEDİR?

Ses, fizikte, müzikte ve dil biliminde çok kullanılan bir kelimedir.

Dil bilgisine göre ses, ciğerlerden gelen havanın etkisiyle ses organlarında

oluşan ve yayılarak kulakla duyulabilen titreşimdir.

Ağız ve burun yoluyla çıkan ses ham sestir. Buna “seda” denir. “Seda” dil

bilgisine göre hiçbir şey ifade etmez. Yeni doğan çocuğun sesi böyledir.

Seda ağızda özel bir amaç ve gayretle istenen kalıba dökülür ve istenirse ses

hâline gelir. Yani ses, sedanın bir amaca göre yontulmuş şeklidir.

Seslerin tek başına anlamları yoktur.

Sesler sadece kelime kurmada görev alırlar.

Sesler kaynaşma ve birleşme yoluyla “ev” şeklinde örülürse, zihinler

arasındaki gizli antlaşmalar gereği bir anlam ifade ederler.

Öyleyse ses, tek başına anlamı olmayan, ancak anlamlı ve görevli dil birlikleri

yapmaya yarayan dil malzemesidir.

HARF

Ses, havada yayılır ve kaybolur.

Page 65: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Sesin kalıcı olması/kaydedilmesi, her ses için kabul edilen bir

sembolle/şekille mümkün olur.

Harfler, yazıda her ses için kabul edilen sembollerdir.

Harf, sesin resmidir.

Bir dildeki seslerden söz ederken ” a, b, c, ç, d” harfleri demek yanlıştır.

TÜRKÇENİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Sözcüklerde

1- Ünlü uyumu vardır. 2- Sözcük başında birden çok ünlü bulunmaz. 3- Sözcüklerde birden çok ünlü yan yana gelmez. 4- Sözcük başında c, ğ, l, m, n, r, z ünsüzleri bulunmaz. 5- Çekim, eklerle yapılır. 6- Ön ek değil, son ek kullanılır. 7- Soru ekle yapılır. 8- Bitişkendir.

Adlarda

1- Belirlilik takısı yoktur. (Arapçadaki “el”, İngilizcedeki “the”, Almancadaki “der/die/das”, Fransızcadaki “le/la” takıları gibi)

2- Cinslik (erillik/dişilik) yoktur. (Arapçadaki “Latif/Latife” gibi)

3- Çekim, iyelik ekleriyle yapılır.

4- Sıfatlar adlardan önce gelir.

5- Sıfatlardan sonra çokluk eki gelmez.

Eylemlerde

1- Çeşitleri boldur.

2- Ekleri boldur.

3- Yardımcı eylemler “i-”, “tur”, “ol-” biçimindedir.

4- “Malik olmak/sahip olmak” anlamında bir eylem yoktur.

5- Olumsuz hareket için “değil, yok” gibi özel eylemler vardır.

Söz diziminde

Belirtenler belirtilenlerden, nesneler eylemlerden, tamlayanlar

tamlananlardan önce gelir.

Page 66: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

•Kalın ünlüler: a, ı, o, u İnce ünlüler: e, i, ö, ü

•Düz ünlüler: a, e, ı, i Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü

•Geniş ünlüler: a, e, o, ö Dar ünlüler: ı, i, u, ü

Örn

ek •“Kara”, “okumak”, “sevgi”, “gönül”, “yazıt” kelimelerinde uzun

ünlü yoktur.

Örn

ek •“Adâlet, câhil, tarihî, îmâ, minâre, umûmi, şâir, kâtip, hikâye,

şehrâyîn, asûman, dilârâ, pâdişâh, mâ, âb, âbırevân...” gibi.

ÜNLÜLER

Ses yolundan serbest olarak çıkan seslerdir. Türkçede 8 ünlü vardır:

a, e, ı, i, o, ö, u, ü

Bu 8 ünlünün dördü kalın, dördü incedir. Ünlüyü çıkarırken ağzın aldığı

biçime göre adlandırma yapılır.

Tablo 6.1.Türkçe ünlüler tablosu

DÜZ YUVARLAK

Geniş Dar Geniş Dar

KALIN a ı o u

İNCE e i ö ü

Bu ünlülerden hiçbiri uzun değildir. Türkçede uzun ünlü yoktur.

Uzun ünlü bulunan kelimeler yabancı kökenlidir.

Page 67: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Bir

eys

el E

tkin

lik

• mavi, elma, anne, kardeş, hangisi kelimelerini büyük ünlü uyumu açısından inceleyiniz.

•Kalın: “altı-ncı, sıra-sı-n-dan, yaşa-ma-dığ-ı-nız

•İnce: “yedi-nci, bir-i-si-n-den, emek-li-lik

•Uyum dışı ekler: -yor (gel-i-yor), -ken (al-ır-ken), +leyin (sabah+leyin), +ki (onun+ki), +(i)mtrak (yeşil+(i)mtrak, +daş (gönül+daş), +taş (meslek+taş)

Türkçede ünlüler belli kurallar içinde birbirlerine uyum gösterirler. Buna

ünlü uyumu denir.

SES UYUMLARI

Türkçe kelimeleri yabancı kelimelerden ayıran başlıca özelliklerden birisi Ses

Uyumlarıdır.

Ünlü Uyumları

Türkçede ünlüler:

Kalınlık-incelik

Düzlük-yuvarlaklık bakımından uyum gösterirler.

Türkçe kelimelerde iki türlü ünlü uyumu görülür.

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık incelik uyumu)

Türkçe bir kelimenin ilk ünlüsü kalın ise öteki ünlüler de kalındır. İlk ünlü ince

ise diğer ünlüler de ince olur. Ancak “yor”, “ken”, “leyin”, “ki”, “(m)trak”, “daş”,

“taş” ekleri bu uyumun dışında kalır.

Page 68: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Bir

eyse

l Etk

inlik

•kavun, karpuz, çamur,yazıt, gelincik,kızamık, incelik kelimelerini küçük ünlü uyumu bakımından inceleyiniz.

Bir

eyse

l Etk

inlik

•sonsuzluğa, ödemeli, uykusundan, ümitsizlik, oduncular kelimelerini küçük ünlü uyumuna uygunlukları açısından değerlendiriniz.

Örn

ek

•A’dan sonra a, ı gelir: arsa-ya, arsa-yı..

•E’den sonra e, i gelir: ece-ye, ece-yi...

•I’dan sonra ı, a gelir: yazı-yı, yazı-ya...

•İ’den sonra i, e gelir: iş-i, iş-e...

Örn

ek

•O’dan sonra u, a gelir: Omuz, orta...

•Ö’den sonra ü, e gelir: Örtü, öte...

•U’dan sonra u, a gelir: uzun, uzak...

•Ü’den sonra ü, e gelir: üstün, ürkek...

Küçük Ünlü Uyumu

Türkçe bir kelimede düz ünlülerden (a, e, ı, i) sonra düz ünlüler (a, e, ı, i) gelir.

Yuvarlak ünlüler (o, ö, u, ü) gelmez.

Türkçe bir kelimede yuvarlak ünlülerden (o, ö, u, ü) sonra ya dar yuvarlak

ünlüler (u, ü), ya da düz geniş ünlüler (a, e) gelir.

Page 69: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Bir

eyse

l Etk

inlik

•Aydıntepe, merdiven, Afyonkarahisar, Çanakkale, Gümüşhane, çekirdek, günah, sultan kelimelerini ünlü uyumlarına göre değerlendiriniz.

Örn

ek

•İncesu, Ulupınar, Karaboran, Keçikıran, vişneçürüğü, denizaltı... gibi

Türkçe birleşik kelimelerde ünlü uyumu aranmaz.

ÜNSÜZLER

Ses yolunun daralması, kapanıp açılması ve ses organlarının birbirine

yaklaşıp uzaklaşması durumlarında çıkan seslerdir.

Türkçede 21 ünsüz vardır:

b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z

Bu ünsüzler dışında Anadolu ağızlarında harfle temsil edilmeyen bazı

ünsüzler de vardır:

ġ (gaye), ḥ ḫ (hırlama), ḳ (katil), ñ (deniz/beniz) gibi

Ünsüzler çıkış noktaları bakımından gruplara ayrılırlar.

Ünsüzlerin oluşum yerleri dudaktan gırtlağa, ağız ve boğaz yolunun çeşitli

noktalarında bulunur. Başta dil olmak üzere hareket edebilen organlar, birbirlerine

yaklaşır ya da temas ederler.

Ünsüzler önden arkaya doğru oluşum noktalarına göre şöyle sıralanır:

Dudak ünsüzleri: b, p, m

Diş-dudak ünsüzleri: f, v

Diş ünsüzleri: d, t, n, s, z

Page 70: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Örn

ek

•ab, ilac, bad...

Örn

ek

•dip, ağaç, yurt, çok... gibi.

Damak-diş ünsüzleri: c, ç, j, ş

Ön damak ünsüzleri: g, k, l, r, y

Arka damak ünsüzleri: ğ

Gırtlak ünsüzü: h

Oluşumlarında hava için geniş bir yol bulunan ünsüzler: l, m, n, r, y

Ünsüzler genizden çıkan (nazal) ünsüzler olarak da bir grup oluştururlar: m

ve n gibi.

Bu ünsüzlerin oluşumunda hava, geniz yolundan çıkar.

Diğer bütün ünsüzler, ağız ünsüzleridir.

ÜNSÜZ UYUMLARI

Ünlü-ünsüz uyumu:

Türkçe sözcüklerde ince ve kalın şekilleri bulunan k, g, l ünsüzleri ince

ünlülerin yanında ince, kalın ünlülerin yanında kalın okunur.

ke, ki, kö, kü ka, kı, ko, ku

ge, gi, gö, gü ga, gı, go, gu

le, li, lö, lü la, lı, lo, lu

Ses olayları/Türkçenin Ses özellikleri

Türkçe sözcüklerin sonunda b, c, d ve g ünsüzleri bulunmaz.

Türkçe sözcükler bu ünsüzlerin patlamalı biçimleri olan p, ç, t, k ünsüzleriyle

biter.

Page 71: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Örn

ek

•kitab>kitap, harab>harap, sevab>sevap gibi. Ö

rnek

•dip>dibe,ağaç>ağacı, yurt>yurdumuz, sokak>sokağa...

Örn

ek

•sap>sapı, saç>saça, at>atı, ak>akı...

Örn

ek

•millet>milleti, hukuk>hukuka, inşaat>inşaatı...

Örn

ek

•ağaç+tan, kabak+çı, çalış+kan, sanat+tan...

Arapça ve Farsçadan Türkçeye girmiş son sesi “b” olan sözcükler Türkçede

“p” ile yazılır.

Ünsüz değişmesi

Türkçede p, ç, t, k ünsüzleri, iki ünlü arasında b, c, d, ğ ünsüzlerine dönüşür.

Bazı tek heceli sözcükler bu kuralın istisnası durumundadır.

Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren bazı sözcüklerde de bu kuraldışılık

vardır:

Türkçede patlamalı ünsüzle biten sözcüğe getirilen eklerin ilk sesi de

patlamalı ünsüz olur:

Page 72: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

Örn

ek

•çocuk>çocuğa, çocuğu, çocukluk

•göz>gözlük, gözlükçü, gözlükçülük

•süt>sütçü, sütçülük, sütçülüğe

•dur->durum, durgun, durgunluk

•sor->soru, sorun...

Örn

ek

•gel-i-yor, al-ı-yor, sor-u-yor, gül-ü-yor... gibi.

Örn

ek

•cesaret, lamba, mektup, nefret, rakip, zafer...

Örn

ek

•derd>dert, merd>mert, ferd>fert... gibi.

Ek-kök uyumu

Türkçede ekler, büyük ünlü uyumu, küçük ünlü uyumu, ünsüzlerin uyumu

bakımından köklere uyar:

Ünlü farklılaşması

Fiil kök ve gövdeleri ünsüzle bitiyorsa, -(i)yor ekindeki “i” ünlüsü ünlü

uyumuna uyar.

Türkçede c, ğ, l, m, n, r, z ünsüzleriyle sözcük başlamaz.

Arapça ve Farsçadan Türkçeye geçmiş bazı sözcüklerin sonundaki d ünsüzü,

Türkiye Türkçesinde t’ye dönüşür.

Page 73: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

Örn

ek

•ufacık> ufak+cık’tan (k düşmüş)

•küçücük>küçük+cük (k düşmüş)

•sütlaç>süt+lü aş’tan (ü düşmüş; ç, ş olmuş.)

Örn

ek

•orada>orda, burada>burda, şurada>şurda, nerede>nerde...

Türkçede konuşurken az çaba gösterme eğilimi vardır.

Ağız ve şivelerde pek çok sözcük kısaltılarak, hece sayısı azaltılarak veya

genişlikler daraltılarak söylenir.

Türkçede konuşma sırasında vurgu nedeniyle ünlü düşmesi görülür.

Türkçede orta hece vurgusuzdur.

Vurgusuz orta hecenin ünlüsü düşer.

En eski örneklerinden biri: yalınguz>yalıngız>yalınız>yalnız biçiminde

görülür.

Ünlü Türemesi

Türkçeye Arapçadan ya da Batı dillerinden girmiş bazı sözcüklerin ön ve iç

seslerinde ses türemeleri görülür.

a) Ön seste ünlü türemesi: limon>ilimon, stop>istop, stepne>istepne...

b) İç seste ünlü türemesi: akl>akıl, asl>asıl, asr>asır, devr>devir...

c) İç seste ünsüz türemesi: fiat>fiyat, zaif>zayıf...

Türkçede sözcük başında iki ünsüz yan yana gelmez.

Batı dillerinden Türkçeye girmiş bu tür bazı sözcüklerin başında “i” ünlüsü

türer:

Page 74: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Örn

ek

•slav>İslav, skele>iskele... Ö

rnek

•mai> mavi (v ünsüzü türemiş)

•faide> fayda (y ünsüzü türemiş)

•gaib> kayıp (y ünsüzü türemiş)

•fiat> fiyat (y ünsüzü türemiş)....

Örn

ek

•gönül+ü> gönlü, oğul+u> oğlu, beniz+i benzi, göğüs+ü>göğsü, kavuş-ak> kavşak, çevir-il-mek> çevrilmek...

Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana gelmez.

Yabancı dillerden Türkçeye girmiş bazı sözcüklerde iki ünlü arasına bir

yardımcı ünsüz girer. (saat, caiz, nail, fail istisna)

Ses düşmesi

Türkçede iç seste bulunan bir ya da birkaç sesin düşmesine denir.

Ünlü düşmesi

Türkçe ya da Türkçeye ödünç girmiş sözcüklerin vurgusuz orta hecelerindeki

dar ünlülerin (ı, i, u, ü) düştüğü görülür:

Biri ünlü ile biten, diğeri ünlü ile başlayan iki sözcük birleşik sözcük

oluştururken ilk sözcüğün sonundaki ünlü ile ikinci sözcüğün başındaki ünlü

birleşerek tek ünlü hâline gelir.

Page 75: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

Örn

ek

•ne+için> niçin, kahve+altı> kahvaltı, pazar+ertesi>pazartesi, cuma+ertesi> cumartesi, sütlü+aş> sütlaç, bulama+aş> bulamaç

Örn

ek

•bahs > bahis > bahsetmek, keşf > keşif > keşfetmek, devr > devir > devretmek, neşr > neşir > neşretmek, sabr > sabır > sabretmek, küfr > küfür > küfretmek...

Örn

ek

•A-E’nin A-A olması: haste > hasta

•İ-Ü’nün Ü-Ü olması: içün > için

•Ü-İ’nin Ü-Ü olması: müdir > müdür

•A-A-İ’nin A-A-I olması: kadaif > kadayıf

•E-U’nun E-İ olması: zeytun > zeytin

Bu fonetik olay, ünlü düşmesi olduğu gibi ünlü birleşmesi olarak da

adlandırılır.

Türkiye Türkçesine Arapçadan girmiş bazı ödünç sözcükler, ünlü ile başlayan

ek fiille birleştiklerinde, ikinci hecedeki ünlüleri düşer ve Arapçadaki asıl şekillerine

dönerler.

(Birleşme sırasında bu şekilde ünlü düşmesi varsa sözcük bitişik yazılır.)

Ses Benzeşmesi

Türkçeye ödünç olarak girmiş sözcüklerdeki seslerin birbirine benzetilmesi

olayıdır.

Ünlü benzeşmesi

Türkçe ya da Türkçeye girmiş bazı sözcüklerdeki birinci ünlü, daha sonra

gelen ikinci ve üçüncü ünlüyü kalınlık-incelik, düzlük-yuvarlaklık, darlık-genişlik

bakımından kendine benzetir.

Page 76: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Örn

ek

•sabah+dan > sabah+tan, saat+cı > saat+çi, beş+de > beş+te, yüzgeç + den > yüzgeç+ten

Örn

ek

•anbar > ambar , sünbül > sümbül, çenber > çember, saklanbaç > saklambaç, pençşenbe > perşenbe > perşembe

Örn

ek

•yaşa- > yaşıyor (yaşa-yor değil)

•ye- > yi-yor (ye-yor değil)

•bekle- > bekliyor (bekle-yor değil)

•oyna- > oynuyor (oyna-yor değil)

•öde- > ödüyor (öde-yor değil)

Ünsüz benzeşmesi

Bir sözcük içinde bulunan ünsüzlerden birinin komşu ya da uzak öteki ünsüze

ton ve boğumlanma bakımından benzemesi olayıdır.

Ton bakımından benzeşme:

Boğumlanma bakımından benzeşme

Türkçede ünlü ile biten fiil kök ve gövdelerine şimdiki zaman eki

getirildiğinde fiil kök ve gövdesindeki “a” ve “e” ünlüleri “yor” ekinden sonra

darlaşır ve ünlü uyumlarına göre ı, i, u, ü’ye dönüşür.

Page 77: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

Örn

ek

Met

in

• FISTIKÇI ŞAHAPGİL Gaziantep’te “Fıstıkçı Şahapgiller” diye tanınan bir aile vardı. Geçimini fıstıktan sağlayan bir aileydi. Geçmişten bugüne hep fıstık yetiştirerek hayatlarını sürdürmüşlerdi. Ailenin büyüğü Şahap Bey, fıstık bahçesine girdi mi, sabahtan akşama kadar çıkmazdı. Bir uçtan bir uca kocaman bahçede türkü söyleyerek gezinirdi. Her ağaçta gençlik hatıraları saklıydı. Babasıyla birlikte dikmişti bu ağaçları. Gençti o zamanlar, dinçti, delikanlıydı. Bir fıstık âşığıydı sanki. Öyle ki herkes “Fıstığı Şahap’tan sor!” derdi. Bir gün büyük oğlu Mesut çocukça bir soru sordu: “Baba,” dedi, “insan üç yıl üst üste patates yetiştirse, patatesten bıkar. Sen bıkmadın mı bunca yıl fıstık yetiştirmekten? Şahap Bey, Mesut’tan yana sevgiyle baktı. “Sorunun cevabı şu raftaki kitapta yazılı” dedi. “Çok faydalı bir kitaptır o. Birlikte okuyalım mı?” “Elbette” dedi Mesut. Şahap Bey, önceden işaret koyduğu bir sayfayı açtı ve birkaç cümle okudu: “İnsan, en iyi bildiği ve en çok sevdiği işte gerçekten başarılı olur. Hedefte bildiğin ve sevdiğin bir meslek olmalı. O meslekte en iyi olmaya çalışmalısın. Yoksa işin sonu başarısızlıktır. Ahtan, vahtan, eyvahtan kurtulamazsın. Yaşayacağın pişmanlıktan dolayı hayattan zevk alamazsın. Peki pişmanlık nedir? Yakıcı ve yıkıcı bir histir.” Kitabı kapattıktan sonra ekledi Şahap Bey: “En iyi bildiğim ve çok sevdiğim işten niye vazgeçeyim? Sen de vazgeçme! Fıstıkçı geldik, fıstıkçı gidelim. Meslektaş olduk, meslektaş kalalım. Anlaştık mı?” Mesut, Şahap Bey’in elini saygıyla öptü. “Anlaştık baba” dedi. “Fıstıkçıyız, meslektaşız. Merak etme!” (T.ŞİMŞEK)

Yukarıda p, ç, t, k, ş, h, p sesleriyle biten sözcüklere gelen eklerin tonlu

seslerle başladığı görülüyor.

Page 78: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Örn

ek

Met

in

•İKİNCİ SÜMBÜL SİNAN “Kambersiz düğün olmaz” derler. Çembersiz geometri de olmaz. Ne ilgisi var diyeceksiniz. Kamber aynı zamanda matematik öğretmeniyse neden olmasın? Peki Kanber Bey nasıl bir öğretmen? Bir kere mesleğinde bir numara... Öğrencileriyle kurduğu iletişim çok iyi… Her Çarşamba perşembe günü öğrencileriyle saklambaç oynayan bir öğretmen. 24 Kasım Öğretmenler Gününde yük ambarından çağırdılar Kamber Bey’i. “Allah Allah” dedi kendi kendine. “Yük ambarıyla ne işim olur ki benim?” Ambara gitti. Bir de ne görsün? Öğrencileri armağan olarak bir kamyon sümbül göndermişler. Düşünebiliyor musunuz? Bir kamyon dolusu sümbül… “Allah iyiliğinizi versin çocuklar!” diye güldü Kamber Bey. “Şimdi ben bu kadar sümbülü ne yapayım?” Kamyoncuya “Sür bakalım bizim okula!” dedi. Kamyonu okulun önünde durdurdu. Bir kamyon sümbülü bütün öğrencilere dağıttı. Edebiyat tarihimizde Sümbül Sinan diye bir şair vardı. “Gül alırlar gül satarlar / Gülden terazi tutarlar / Gülü gül ile tartarlar / Çarşı pazarı güldür gül.” demişti. Şimdi Millî Eğitimimizde görev yapan bir Sümbül Öğretmen var. Sümbül Kamber… Öğrencileri daha şimdiden “Gider sümbül gelir sümbül / Dağıttığı bin bir sümbül / Çantası sümbül bahçesi / Elinde tebeşir sümbül” diye bir şiir yazdılar bile. Yakında kendisi de Sümbül Sinan gibi şiirler yazmaya başlarsa kimse şaşırmasın. Galiba ikinci Sümbül Sinan vakasıyla karşı karşıyayız. Ne diyelim? Vatana, millete, Millî Eğitim camiasına hayırlı olsun. (T.ŞİMŞEK)

Page 79: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

Öze

t •Türkçenin Ses Özellikleri Şunlardır:

•1.Türkçe sözcüklerde ilk heceden sonraki hecelerde "o" ve "ö" ünlüleri bulunmaz: Doktor, horoz, motor, balon, maydanoz, koro, sigorta, kozmopolit gibi sözcükler öz Türkçe değildir.

•2.Türkçe sözcüklerde "f,h,j" sesleri yoktur. Ancak yansıma sözcükleri bu kuralın dışındadır.

•J=Jandarma, jilet, jokey, baraj gibi. Öte yandan j ile başlayan sözcükleri dil kendine benzetir: candarma, cokey, baraş gibi.

•F=Fiil, fayda, faal, fakir, fasıl, misafir, insaf, saf, final gibi.

•H=Hafta, haber, hüküm, hasır, hisar gibi.

•Öte yandan, Türkçede f ve h harfleri yalnızca ünlemlerde ve ses taklidine dayanan sözcüklerde görülür: of, oh, fısıltı, fısır fısır, hışır hışır, hışırtı, hırıltı, fokurdamak, fıkırdamak Türkçedir. Bazı Türkçe sözcüklerdeki f ler de aslında v dir: övke-öfke, yuvka-yufka, uvak-ufak gibi.

•3. Türkçe sözcüklerin başında c,ğ,l,m,n,r,v,z sesleri yansıma dışında bulunmaz.

•Vazo, vakum, vize, zil, nane, can, cahil, cebir, mavi, rapor, vasıf, ruh, vezin, rosto, renk, rezil, lamba, lazım, leğen. Bu sözcüklerden bazılarını dil kendine uydurmaya çalışır: ileğen, ilimon, irezil, ilazım gibi.

•Yansıma olan durumlar: mırıltı, miyav, melemek, mışmak, mışıl mışıl, ninni, vınlamak, vızır vızır gibi sözcükler öz Türkçedir.

•4. Türkçede sözcük sonunda b,c,d,g ünsüzleri bulunmaz: Kitab, hesab, tac gibi sözcükler yabancı kökenlidir. Dil bunları kendine uydurur: kitap, hesap, taç gibi.

•5. Türkçe sözcüklerde sona gelen p,ç,t,k ünsüzleri iki ünlü arasında kalınca yumuşarlar.

•sevinç-sevinci, yurt-yurdu, tat-tadı, genç-genci, dolap-dolabı, çocuk-çocuğu. Ancak tek heceli sözcükler yumuşamaz: top-topu, ip-ipi, ek-eki, aç-açık, süt-sütü, iç-içim gibi. Bunun dışında çok heceli yumuşamayan sözcük varsa büyük olasılıkla o Türkçe değildir: sepet-sepeti, (kaset-kasedi dil kendine uyumlandırmış)

•6. Türkçe sözcüklerde bir hecede iki ünlü yan yana gelmez: Kuaför, Kaos, Saat, ait, aile ziraat, matbaa, arkeolog, fuar, realizm gibi sözcükler dışardan gelmişlerdir.

•7. Türkçe sözcüklerde başta iki çift ünsüz bulunmaz: gram, spor, granit, plan, slav, kreş, kravat, kral, kraliçe, fransa. Bazı sözcükleri dil kendine uydurmaya çalışır: ispor, islav, iskandinav, ispanya gibi.

•8. Türkçede sözcük köklerinde çift ünsüz bulunmaz: şeffaf, şiddet, kıssa, hakkı, bakkal, zimmet, millet, hisse, zimmet gibi.

•9. Türkçe sözcüklerde ikiz ünsüzlere ancak eklerin birleştiği yerlerde rastlanır: yolluk, sessiz, bıkkın, yuttum gibi.

•10. Türkçe sözcük sonlarında belli çift ünsüzler bulunur:

•lç, lk, lp, lt = ölç, kalk, kısalt

•nç, nk, nt =sevinç, dinç, denk, ant

•rç,rk,rp,rs,rt = Türk, sürç, sark, sarp, pars, ört,

•st,şt = üst, hoşt gibi

Page 80: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde yardımcı ses yoktur?

a) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

b) İyi dost kara günde belli olur.

c) Adamın iyisi iş başında belli olur.

d) Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sert ünsüz yumuşamasına uğrayan bir kelime yoktur?

a) Yaz tatilinde oldukça dinlendik.

b) Soğuğa karşı tedbirli olmalıyız.

c) Bu işten umudum kesildi.

d) Kitabımı çantama yerleştirdim.

3. Aşağıdakilerin hangisinde büyük sesli uyumu kuralına uymayan bir kelime vardır?

a) Sabahtan beridir ince bir yağmur

b) Kafesler kapanmış, sokaklar çamur

c) Yağıyor soğuk bir sesle karışık

d) Dışarıda ne bir ses, ne de bir ışık

4. Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz yumuşamasının örneği yoktur?

a) Dil, her şeyden önce bir iletişim aracıdır.

b) Son yıllarda okuyucu sayısı iyice azaldı.

c) O, hayatın tadını çıkarmanın peşindeydi.

d) Ben de onun ardı sıra evden çıktım.

5. Aşağıdakilerin dizelerin hangisinde “ünsüz yumuşaması”na örnek olabilecek bir sözcük yoktur?

a) Bakakalırım giden geminin ardından

b) Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini

c) Gökyüzünün başka rengi de varmış

d) Şu dağın başında kar ben olaydım

Cevap Anahtarı: 1-B, 2-A , 3-B , 4-B , 5-D

Page 81: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Türkçe’nin Ses Özellikleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Aksan, D. (1998). Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dilbilim. Ankara: TDK. Gencan, T.N. (1979). Türk Dil Bilgisi. Ankara: Türk Dil Kurumu. Gülensoy, T. (2001). Türkçe El Kitabı. Ankara: Akçağ. Güvenç, B. (1993). Türk Kimliği-Kültür Tarihinin Kaynakları. Ankara: Kültür

Bakanlığı. Güvenç, B. (2002). Kültürün ABC’si (2.Baskı). İstanbul: Yapı Kredi. Heredot (1973). Heredot Tarihi. (çev. Müntekim Ökmen). İstanbul: Remzi. Türk Dili ve Edebiyatı. (ty). Türk dili ve Edebiyatı .

http://www.turkceciler.com/konusma.html adresinden 07.07.2011 tarihinde erişilmiştir.

Porzıg, W. (1989). Dil Denen Mucize I-II. (çev. Vural Ülkü). Kültür ve Turizm Bakanlığı.

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (1977). Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi ( Cilt 2). İstanbul: Dergâh.

Uygur, M. (1996). Kültür Kuramı. İstanbul: Yapı Kredi. Yavuz, K. , Yetiş, K. ve Birinci, N. (1996). Üniversite Türk Dili ve Kompozisyon

Dersleri. İstanbul: Bayrak.

Page 82: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

İÇİN

DEK

İLER

• Temel Kavramlar

• Kök

• Gövde

• Kelime

• Kelime Çeşitleri

• Ekler

HED

EFLE

R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Türkçenin yapısı hakkında genel bilgi sahibi olacak,

• Türkçenin eklerini ayırt edebilecek,

• Kelime türlerini tanıyabileceksiniz.

ÜNİTE

7

HECE BİLGİSİ, TÜRKÇENİN

YAPIM EKLERİ ve ÇEKİM EKLERİ

TÜRK DİLİ - I

Page 83: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

GİRİŞ

Daha önceki ünitelerde dillerin çeşitli şekillerde gruplandırıldığı belirtilmişti.

Türkçenin yapısı itibarıyla sondan eklemeli diller arasında yer aldığı anlatılmıştı.

Sondan eklemeli bir dil olarak Türkçe açısından eklerin en az kelimeler kadar

önemli olduğu bir gerçektir. Çünkü kullanılan ekler vasıtasıyla hem yeni kelimeler

türetilmekte hem de kelimeler istenilen şekilde çekimlenebilmektedir.

Türkçenin ekleri, bu eklerin şekillerini ve kullanım çeşitlerini bilmek dilin

daha etkin bir şekilde kullanılması açısından son derece önemlidir. Bu ünitede

Türkçede kullanılan eklerin çeşitleri ve kullanım özellikleri üzerinde durulacaktır.

HECE BİLGİSİ, TÜRKÇENİN YAPIM EKLERİ ve ÇEKİM

EKLERİ

Yapı Bilgisi: Kelimelerin yapısını, türeme yollarını ve çekim biçimlerini

içeren bilgi.

Şekil Bilgisi (morfoloji): Kelime ve kelime çeşitlerinin köklerini, eklerini,

bunların yapısını ve görevini inceler.

Biçim Birimi (morfem): Kelimelere dil bilgisi bakımından biçim veren çoğu ek

hâlinde olan kelime parçalarını inceler.

Ek: Kelimelerle cümleler kurmak, onlara cümle içinde görev yüklemek ve

kelimelerden yeni kelimeler türetmek amacıyla onlara eklenen seslere/hecelere ek

denir.

Kök

Bir kelimenin, daha küçük parçalara ayrılmayan, anlamlı en küçük parçasına

kök denir.

Kelime kökü, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır.

“Okul” kelimesinin kökü, “oku-” fiilidir. Bu kelimede “ok” kısmı da bir anlam

taşır. Ancak “okul” ile “ok” arasında bir ilgi yoktur.

Kökler dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır.

Sonradan yapılmazlar. İhtiyaç duyduğumuz kelimeler bu köklerden faydalanılarak

yapılır.

Kökler iki çeşittir:

Page 84: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Örn

ek

•fış – kır-

•miyav-la-

•çıt-ırtı

•fıs- ılda-

İsim Kökleri

Bir varlığı, niteliği, ilgiyi veya duyguyu en kısa biçimde tanıtan köklere denir.

Dört çeşittir:

a) Varlık kökleri: Çöl, yol, sıra, ev...

b) Nitelik kökleri: İyi, güzel, kötü...

c) Duygu kökleri: Ah, vah, tüh, ey...

d) İlgi kökleri : Ben, sen, o, ile, için...

İsim kökleri cümle içinde “isim, zamir, zarf, sıfat, edat, bağlaç ve ünlem”

göreviyle kullanılabilir.

Dilimizde isim kökleri en fazla üç heceden oluşur.

Karınca, kelebek, araba... gibi

İsim kökü içine “yansıma kök” dediğimiz doğa ses ve görüntülerinden

esinlenerek yapılmış kökler de girer.

Fiil Kökleri

İş, oluş, hareket ve durum bildiren köklere fiil kökleri denir.

gel-, otur-, ver-... gibi.

Dilimizde hem fiil hem isim kökü olarak kullandığımız kelimeler de vardır.

Bunlara “ortak kök” denir.

Bu kelimeler tek anlam taşımalarına rağmen diğer köklerin tersine hem isim

hem fiil eklerini alabilirler.

Bu kökleri sesteş (eş sesli) kelimelerle karıştırmamak gerekir. Sesteş

kelimeler, iki ayrı kelimedir, ortak kök ise tek bir anlamı olan, kullanıldığı yere göre

fiil ya da isim olan kelimedir.

Page 85: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Fiil Kökü İsim Kökü

eski - y – en giysi eski-ci

ağrı - yor ağrı - lar

taş – kın su taş

“eski/eski-, ağrı/ağrı-, taş/taş-” ortak köklerdir.

Sesteş kelimeler

yüz (sima/çehre)(isim kökü) yüz (100) (isim kökü)

Gövde

Bir dilde bulunan isim ve fiil kökleri varlıkların, kavramların, hareketlerin

teker teker karşılığını verecek kadar çok değildir. Gerekli olan kelimeler bu köklere

yapım ekleri getirilerek sağlanır. Bu yolla yapılmış kelimelere gövde denir.

Bir kelimenin gövde olabilmesi için en az bir yapım eki alması gerekir.

Fiil Gövdesi İsim Gövdesi

Fiil Kökü + Yapım Eki İsim Kökü + Yapım Eki

Göz - le Uç - ak

Uç - ur Göz - cü

Kelime (Sözcük)

Cümlenin anlamlı en küçük birimine ya da bazen tek başına anlamı olmadığı

hâlde (edat) cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime (sözcük) denir.

Kelimelerin belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesi sonucu insanlar

arasında anlaşma sağlanır.

Bunu, dağınık hâldeki kelimelerle bir cümle kurarak görelim.

"anlaşma, ara, belirli, bir, düzen, getiril(mek), içeri, insanlar, kelimeler,

sağlan(mak), sonuç"

"İnsanlar arasında anlaşma kelimelerin belirli bir düzene getirilmesiyle

sağlanır. “

Page 86: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

İsim

So

ylu

Kel

imel

er

Tam Anlamı Olanlar

Tek başına görev üstlenenler

İsim (Ad)

Zamir (Adıl)

Başka Kelimelerle Birlikte Görev Üstlenenler

Sıfat (Önad)

Zarf (Belirteç)

Tam Anlamı Olmayanlar

Edat (İlgeç)

Bağlaç

Ünlem

Kelime Çeşitleri

Kelimelerin anlam ilgilerine, aldıkları çekim eklerine ve cümledeki

görevlerine göre ayrıldıkları sınıflara kelime türleri (çeşitleri) denir.

Kök bakımından Türkçede iki çeşit kelime vardır: İsim ve fiil.

İsimler, cümlede üstlendikleri göreve göre alt başlıklara (türlere) ayrılırlar:

"isim, sıfat, zamir, zarf, edat, bağlaç, ünlem" gibi.

İsim kökleri, varlık ve kavramları karşılarken, fiil kökleri, kılışları, durumları ve

oluşları karşılar.

Tür ve Görev Bakımından Kelimeler

İsim Soylu Kelimeler

Page 87: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Örn

ek

•ağaç, su, deniz, Hasan, Anadolu, gidiş, dönüş vb.

Fiil Soylu Kelimeler

Şekilden de anlaşılacağı gibi, Türkçe de dokuz çeşit kelime vardır. Bunlardan

yedisi isim soylu, ikisi fiil soyludur.

İsimler (Adlar)

Canlı cansız bütün varlıkları, kavramları, hatta fiilleri de karşılayan, onları

anmaya, tanımaya, birbirinden ayırmaya yarayan kelimelere isim (ad) denir:

İsimler çeşitli yönlerden sınıflara ayrılır:

Varlıklara Verilişlerine Göre

İsimler ait oldukları varlığın veya kavramın eşi benzeri olup olmamasına göre

ikiye ayrılır: Varlık veya kavram eşsiz ve benzersizse özel isim; aynısından birden

fazla bulunuyorsa cins isim denir. O hâlde:

a) Özel İsim: Kâinatta tek olan, tam bir benzeri bulunmayan varlıkları

karşılayan kelimelere denir.

Fiil

Soyl

u K

elim

eler

Fiil

Fiilimsi

İsim-fiiller (Ad-Eylem)

Sıfat-Fiiller (Ortaç)

Zarf-Fiiller (Bağ-Fiil, Ulaç)

Page 88: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Örn

ek

•Yavuz, Kayseri, Ulu Cami, Hatice, Türkçe, Türk Dil Kurumu, İslamiyet, Türkiye, Asya, Uludağ, Venüs, Yaprak Dökümü, Karabaş...

Örn

ek

•taş, yol, ağaç, ırmak, kitap, dergi, yaprak, ev, çocuk, su, sıra, hayal, düşünce, sıla, özlem, taraf, ceza...

•el, anne, kaşık, kedi, fındık, öğretmenlik, ceket, ekmek, su, beş yüz, kırmızı, büyük, saat, kim...

Örn

ek

•tırmık: Bir ziraat aleti.

•Tırmık: Bir kedinin özel adı

•ozan: Şair

•Ozan: Erkek ismi

Bütün özel isimler (özel ismi oluşturan her kelime ve onları

niteleyen, tanıtan unvanlar) büyük harfle başlar. Büyük harfle

başlamazsa cins ismi zannedilebilirler.

b) Cins İsmi: Aynı cinsten olan varlıkların ortak isimleridir.

Dilin temel kavramları cins (tür) isimleridir.

Bazı cins isimlerin özel isim olarak kullanıldığı görülür:

Maddelerine Göre İsimler

İsimler, karşıladıkları varlıkların beş duyu organından herhangi biriyle

algılanıp algılanamamasına göre ikiye ayrılırlar.

a) Somut İsim: Beş duyudan herhangi biriyle algılayabildiğimiz,

kavrayabildiğimiz varlık ve kavramların isimleridir. Somut varlıkları

karşılayan isimlerdir. Bu isimler, herkes tarafından görülen, bilinen,

hissedilen, cismi olan, varlığı kişiden kişiye değişmeyen varlıkları

karşılarlar.

Page 89: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

Örn

ek

•su, toprak, ağaç, ses, televizyon, rüzgâr, sarı, mavi, duman, koku...

Örn

ek

•sevinç, şüphe, tezat, Allah, cesaret, keder, korku, aşk, melek, ruh, şeytan...

Örn

ek

•İnsan, düşünen, konuşan bir varlıktır. (bütün insanlar)

•Çiçek, susuzluktan kurumuş. (herhangi bir çiçek)

b) Soyut İsim: Beş duyudan herhangi biriyle algılanamayan, madde

hâlinde bulunmayan ve zihnimizle kavradığımız veya var olduğuna

(akla, ruha, sezgiye, inanca bağlı olarak) inandığımız varlıkların

isimleridir.

c)

Varlıkların Sayılarına Göre İsimler

a) Tekil isim: Tek varlığı belirten ve karşılayan, yapıca tekil olan

(topluluk isimleri hariç) kelimelerdir. Kendi, ben, çocuk, kalem,

defter...

Tür adı olan her kelime, o türden tek varlığı anlattığı gibi, biçimce

çoğullanmadığı hâlde o türün tümünü ya da bir bölümünü de

anlatabilir.

Bu durumda da tekil sayılır.

b) Çoğul isim: Yapısında, anlamında birden çok varlığı barındıran,

çokluk eki almış isimlerdir. Cins isimlerinin çoğulu yapılır.

Şekil yönüyle çoğul olmadığı, çokluk eki almadığı hâlde anlamca çoğul olan

kelimeler vardır.

Page 90: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Örn

ek

•onlar, evler, fikirler, merkezler, dünyalar, kuşlar, böcekler, kelebekler, arılar...

Örn

ek

•Seçmen, tercihini yarın ortaya koyacak.

•Asker, sınırları bekliyor.

•Genç yaşta saçı dökülmüş.

Örn

ek

•İnsan, kelebek, gölge, yaprak(lar), kağıt(ta), kuş(u), çiçek(ler), dağ(dan)...

Aşağıdaki cümlelerde seçmen, asker ve saç kelimeleri tekil oldukları hâlde

anlamca çokluk bildirmektedirler. Bunlar, topluluk isimleri değildir.

Yapılarına Göre İsimler

İsimler kaç kelimeden oluştuklarına ve yapım eki alıp almadıklarına göre de

sınıflandırılırlar.

a) Basit İsim: Herhangi bir yapım eki almamış, kök hâlindeki isimlere

denir. Çekim eki almış hâlde kullanılabilirler. Türemiş ve birleşik

kelimeler yaparken bunlara yapım ekleri getirilir.

Basit isimlerimizin çoğu tek hecelidir, ama bütün basit isimler tek

heceli zannedilmemeli.

Basit isimler, daha küçük ve anlamlı parçalara ayrılamazlar. Meselâ

"kelebek kelimesini kel-ebek şeklinde ikiye ayırıp "kel" diye anlamlı

bir kelime bulabiliriz gibi bir düşünce yanlıştır.

b) Türemiş isim: İsim veya fiil kök ve gövdeleriyle yansıma kelimelere

bir yapım ekinin getirilmesiyle oluşturulmuş, şekil ve anlam olarak

yeni isimlere denir.

Page 91: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

İsimden türeyenler: Kitapçı, tuzluk, insanlık, Türklük,

çocukluk, Müslümanlık, kulluk, bilgelik, bayramlık, kışlık,

iyilik, öğretmenlik, demircilik, rehberlik...

Yansımalardan türeyenler: Çıtır-tı, cızır-tı, şakır-tı, şıkır-tı,

homur-tu, gıcır-tı, patır-tı

Fiilden türeyenler: gel-mek, oku-mak, ye-mek, iç-mek, çalış-

mak...

başlama, okuma, nakletme, danışma, sevme, inanma...

c) Birleşik İsim: Birleşik isimler, birden fazla kelimenin bir araya gelip

yeni bir varlığı veya kavramı karşılayacak şekilde kalıplaşarak

oluşturdukları, anlam ve şekil bakımından yeni isimlerdir.

Birleşik ismi oluşturan kelimeler arasına herhangi bir ek veya kelime

giremez; girerse bu kelime grubu birleşik isim olmaktan çıkar,

belirtili isim tamlaması veya başka bir kelime grubu olur.

Bu isimler anlam bakımından tam bir kalıplaşmaya uğradıkları için

tek bir kelime olarak kabul edilir ve bu şekilde kullanılırlar.

Türkçede üç yolla birleşik isim yapılır:

1- Anlam kayması yoluyla

2- Ses kaynaşması yoluyla

3- Kelime sınıfı kayması yoluyla

1- Anlam kayması yoluyla:

Birincisi: Birleşik ismi oluşturan kelimelerin tamamı (genellikle

iki kelimeden oluşurlar) anlam kaybına uğrar: Hanımeli,

aslanağzı, suçiçeği, demirbaş, denizaltı, kuşpalazı...

İkincisi: Kelimelerden sadece birincisi anlam kaybına uğrar:

Adamotu, yayın balığı, ince hastalık...

Üçüncüsü: İkinci kelime anlamını kaybeder: Karatavuk, yer

elması, karafatma...

2- Ses kaynaşması yoluyla: Cumartesi, pazartesi, kahvaltı, çörotu,

peki...

3- Kelime sınıfı kayması yoluyla: Kaptıkaçtı, külbastı, mirasyedi,

dedikodu, hünkârbeğendi, albastı, gecekondu...

örtbas, sıkboğaz, alaşağı, ateşkes, kapkaççı...

Page 92: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

giderayak, bilirkişi, vatansever, hacıyatmaz, cankurtaran...

elverişli, rasgele, albeni, çalçene...

Ekler

Türkçe sondan eklemeli bir dildir. Türkçede değişmez kökler, onlardan

türetilen gövdeler ile kök ve gövdelere eklenen yapım ve çekim ekleri vardır.

Dilimizi kullanışlı hâle getiren; aynı kelimelerle farklı anlamlar ifade

edilmesini, kelime hazinesinin genişlemesini sağlayan eklerdir.

Kelimelere cümlede görev yüklenirken ve onlardan yeni kelimeler

türetilirken öncelik yapım eklerinindir. Yapım eklerinin üzerine çekim ekleri gelir.

Ekler kendilerinden önceki kelimelere bitişik yazılır. Yalnız, “mi” soru eki her

zaman ayrı yazılır; “ek-fiil”in kendisi, yani “i-(mek)” de ayrı ya da bitişik yazılabilir.

Zaten ek-fiil bitişik yazıldığında düşer, sadece zaman eki kalır:

mi: Gelmedi mi?

i-(mek): Gelecek idi, gelecekti

Türkçede ekler aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi sınıflandırılabilir:

EKLER

ÇEKİM EKLERİ

İSİM ÇEKİM EKLERİ

1. ÇOĞUL EKLERİ

2. HÂL EKLERİ

3. İYELİK EKLERİ

4. İLGİ EKLERİ

5. EK EYLEM EKLERİ

FİİL ÇEKİM EKLERİ

1. ZAMAN EKLERİ

2. DİLEK EKLERİ

3. ŞAHIS EKLERİ

YAPIM EKLERİ

1. İSİMDEN İSİM YAPIM EKLERİ

2. İSİMDEN FİİL YAPIM EKLERİ

3. FİİLDEN İSİM YAPIM EKLERİ

4. FİİLDEN FİİL YAPIM EKLERİ

Page 93: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

•3. Teklik şahıs eki ünsüzle biten isimlerde +ı, +i, +u, +ü; ünlüyle bitenlerde +sı, +si, +su, +sü’dür.

•Su ve ne kelimelerinde olduğu gibi iki ünlü bir arada bulunamayacağı için araya +y ünsüzü girer.

•İyelik ekleri isimleri isimlere bağlar.

•Ünlüyle biten 3. şahıs ekinden sonra (n) ünsüzü araya girer. Evine: Ev (isim kökü) +i (3. Teklik şahıs eki) +n (ünsüz) +e (hâl eki)

İsim Çekim Ekleri

1- Çokluk Ekleri: İsmin teklik şekline çokluk eki (-lar/-ler) getirilmek

suretiyle bir şeyin birden fazla olduğunu gösteren eklerdir. Ağaçlar,

kitaplar, bulutlar gibi.

2- İyelik Ekleri: Aitlik bildiren eklerdir. Türkçedeki iyelik ekleri şunlardır: Te

klik

1. şahıs ekleri: m (evim, arabam, arkadaşım)

2. şahıs ekleri: n (evin, araban, arkadaşın)

3. şahıs ekleri: -ı, -i, -u, -ü (evi, arabası, arkadaşı, topu)

Ço

klu

k

1. şahıs : +mız, +miz, +muz, +müz (evimiz, arabamız, arkadaşımız)

2. şahıs: +nız, + niz, +nuz, +nüz (eviniz, arabanız, arkadaşınız)

3. şahıs: +ları, +leri (evleri, arabaları, arkadaşları)

3- Hâl Ekleri: Sözcüğün görevini belirleyen eklerdir. Özellikle “cümlenin

ögelerini” belirlemede etkili olmaktadırlar.

İsim beş hâlde bulunabilir. Bu hâllerden “yalın hâl”in eki yoktur. Sözcük

hâl eki almamışsa yalın hâlde bulunur. İyelik veya çoğul eki alması

yalınlığı etkilemez.

İsmin hâlleri şunlardır:

a) Yalın hâl: İsimlerin teklik, çokluk ve iyelik şekillerine denir: kitap,

kalem, defter (teklik yalın hâl); kitaplar, kalemler, defterler (çokluk

yalın hâl); kitaplarım, kalemlerim, defterlerim (iyelik yalın hâldir).

Page 94: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

b) Yönelme hâli (-e/-a): ev-e, ayağ-ı, el-i

c) Bulunma hâli (-de/-da): ev-de, ayak-ta, el-de

d) Ayrılma hâli (-den/-dan): ev-den, ayak-tan, el-den

e) Vasıta hâli (-ın/-in): yazın, kışın, güzün

f) Eşitlik hâli (-ce/-ca, çe/-ça); bence, insanca, kadınca.

g) Yön gösterme hâli (-r, ra/-re, -arı/-eri): taşra, üzre, il-eri, dış-arı.

4- Soru Eki (mı/mi; -mu/-mü): İsimlere getirilen bir çekim ekidir. İyi mi, hoş

mu, dolu mu, boş mu, küçük mü, büyük mü gibi.

Yapım Ekleri

İsimden İsim Yapan Ekler

İsim köklerine getirilen eklerle yeni isimler yaparlar.

1- –ca/-ce, -ça/-çe

Gibilik, kadarlık, görelik bildiren bir ektir. (bence, insanca, onca, yiğitçe,

irice, hunharca, bunca, doğruca)

Bu ekin sonuna –ne eki getirildiğinde kuvvetlendirme bildirir. (iyicene,

bolcana, usulcana, güzelcene)

Yer adları yapar. (Yenice, Kalınca, Çamlıca, Derince, Kumluca)

Birleşik isimlerden sıfat yapar. Bunlar genellikle yer ve şahıs adlarıdır.

(Akça ağaç, kızılca böcek, alacahöyük, Akçakoca, Akçadağ, Sarıca Halil,

Karaca su, Karaca hisar, Kızılca hamam)

İsim yapar. (akça, alaca, karaca, delice, ılıca, kaplıca, kokarca)

Dil isimleri yapar. (Türkçe, İngilizce, İspanyolca…)

2- –cak/-cek, -çak/-çek: Küçültme, sevgi ve acıma bildiren bir ektir.

Yavrucak, büyücek, çabucak, evcek, yumurcak (yumru+cak)

3- –cı/-ci, -cu/-cü: Türkçede çok kullanılan eklerden biridir.

Meslek isimleri yapar. (sütçü, doğramacı, denizci, iktisatçı…)

İlgi isimleri yapar. (yolcu, biracı, davacı, yaylacı)

Alışkanlık ve davranış ile taraftar bildiren isimler yapar. (Yalancı, şakacı,

nişancı, tatlıcı, hürriyetçi, milliyetçi, ayrılıkçı, kaderci…)

Yer isimleri yapar. (Cebeci, Ayrancı, Bostancı…)

Page 95: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

4- –cık/-cik, -cuk/-cük: Küçültme, sevgi ve acıma bildirir: yer, şahıs ve

hastalık isimleri yapar. (Evcik, kısacık, zavallıcık, kuzucuk, küçücük)

Çeşitli bitki, hayvan, organ, alet isimleri yapar. (Gelincik, tomurcuk,

elmacık, bademcik, kulakçık, maymuncuk, dağarcık, dipçik)

Hastalık isimleri yapar. (Yılancık, kızamıkçık, arpacık)

Şahıs ve lakap isimleri yapar. (Ayşecik, Osmancık, Kuzguncuk, Ovacık)

Yer isimleri yapar. (Çınarcık, Kuzguncuk, Ovacık)

5- –cıl/-cil, -cul/-cül: Sonuna geldiği ismin ifade ettiği şeyi seven anlamını

veren bir ektir.

Bencil, evcil, insancıl

6- –daş/-taş: Beraberlik ve ortaklık bildiren bir ektir.

Yandaş, yoldaş, arkadaş, dindaş, vatandaş, sırdaş, yurttaş

7- –de: Bulunma hâlinin kalıplaşmasıyla meydana gelen bir ektir.

Gözde, gün-de-lik

8- –lak/-lek: Yer isimleri ve aşağılayıcı manada insan tiplerini belirten

isimler yapar.

Kışlak, otlak, yaylak, ötlek, dişlek, dazlak, hortlak

9- –lı/-li, -lu/-lü

İsimlere ve sıfatlara gelerek “sahip olma” manasını veren sıfatlar yapar.

Güçlü, tatlı, yaşlı, kıllı, bilgili,

Yer ve şahıs bildiren isimlere gelerek mensubiyet bildirir.

Erzurumlu, Ispartalı, Karslı

Mensubiyet bildiren yer isimleri yapar.

Dudullu, Salihli, Erdemli

Ve, birlikte manasına gelen ikilemeler yapar.

İrili ufaklı, geceli gündüzlü, oğullu kızlı, analı babalı

10- –lık/-lik, -luk/-lük: Türkçede en yaygın kullanılan eklerden biridir.

İsimlere gelerek, içinlik ve aitlik bildiren sıfatlar yapar: Bulgurluk buğday,

çiğ köftelik et, yazlık ev, kışlık çorap

İçin manasına gelen alet isimleri yapar. Ağızlık, başlık, gecelik, gözlük vs.

Page 96: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

İçin anlamına gelen tekil isimler yapar: Hediyelik, arpalık, harçlık, yıllık.

İçin anlamına gelen mekân isimleri yapar: Odunluk, kömürlük, yemlik,

samanlık

Önüne geldiği isme, çokluk manası veren bir ektir: Ağaçlık, kavaklık,

çamlık, ormanlık

Sıfatlara gelerek, soyut isimler yapar: Güzellik, çirkinlik, yaşlılık, cimrilik

Hâl isimleri yapar: Arkadaşlık, yiğitlik, gençlik

Meslek isimleri yapar: Öğretmenlik, hemşirelik, işçilik, halkçılık

Rütbe ve makam isimleri yapar: Kaymakamlık, valilik, paşalık

11- –msar/-mser: Türkçede sıfat yapan bir ektir: İyimser, kötümser,

karamsar

12- –msı/-msi: Sıfatlara gelir ve benzerlik bildirir.

Acımsı, delimsi, kırmızımsı, kubbemsi

13- –sız/-siz, -suz/-süz: -lı/-li ekinin zıddı anlam veren, zarf, sıfat, isim yapan

bir ektir. Ölçüsüz, çocuksuz, cansız, soysuz, dinsiz

İsimden Fiil Yapan Ekler

İsimlerin üzerine gelerek fiil görevinde kullanılmalarını sağlayan eklerdir. Bu

eklerden bazıları:

1- –kır-/-kir-: Tabiat taklidi (yansıma) seslerden fiil yapan bir ektir. Haykır-,

fışkır-, püskür, hıçkır-

2- –l-: Sıfatlara gelen bir ektir. –al/-el ekiyle aynı fonksiyona sahiptir. Eğril-,

-doğrul, sivril-, kısal-, küçül-, alçal-, ufal- vb.

3- –la-/-le-: İsimlerin sonuna gelerek geçişli ve geçişsiz fiiller yapan bir ektir:

başla-, taşla, kışla-, fırınla-, horla-, gözle-, avla-, serinle-, gizle-

4- –msa-/-mse-: Öyle kabul etmek anlamına gelen fiiller üreten bir ektir:

azımsa-, küçümse-,gülümse- vb.

5- –sa-/-se-: Türkçede isteme, arzulama, kabul etme anlamlarına gelen

fiiller yapar: kutsa-, susa-, mühimse-, garipse-, umursa- vb.

Fiilden İsim Yapan Ekler

1- –a/-e: Türkçede kimi kelimelere gelerek yapım eki olan bu ek, zarf fiiller

yapar. Yara, öte, erte, sapa vb.

Page 97: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

2- –acak/-ecek:Türkçede zarf fiiller yapan bu ek isimler yapar. Yiyecek,

içecek, alacak,verecek vb.

3- –ağan/-eğen: Bir işi çok yapma ve bunu alışkanlık hâline getirmeyi

bildiren bir ektir:yatağan, keseğen, küseğen vb.

4- –ak/-ek:Karakter, yer, alet ve organ isimleri yapan oldukça işlek bir

ektir: atak,barınak, kesek, ürkek, kavşak

5- –alak/-elek: asalak, çökelek, yatalak

6- –anak/-enek:gelenek, görenek, sağanak, yığınak vb.

7- –arı/-eri: uçarı, göçeri

8- –ası/-esi: geberesi, giyesi, kör olası. Göresi(m geldi)

9- –baç/-beç: saklambaç, dolambaç

10- –ce: dinlence, eğlence, düşünce

11- –dık/-dik, -duk/-dük, -tık/-tik, -tuk/-tük: bildik, tanıdık

12- –ga/-ge: bilge, dalga, kavurga, süpürge

13- –gaç/-geç: süzgeç, yüzgeç, kıskaç

14- –gan/-gen, -kan/-ken: çalışkan, alıngan, ısırgan, çekingen, kaygan

15- –gı/-gi, -gu/-gü, -kı/-ki, -ku/-kü: burgu, baskı, sargı, vergi, sevgi, bilgi,

görgü, kaygı

16- –gıç/-giç, -guç/-güç: başlangıç, bilgiç, örgüç, sorguç

17- –gın/-gin, -gun/-gün, -kın/-kin, -kun/-kün: gergin, yetişkin, kırgın,

coşkun, üzgün

18- –ıcı/-ici: dilenci, dikici, okuyucu, aldatıcı, bölücü

19- –k: açık, alık, delik, kapak, ıslak, tarak, karışık

20- –m: doğum, ölüm, yudum, kurum, dönüm, yapım, salkım, sunum, giyim

(bir kerelik, bir ölçülük anlamları verir.)

21- –ma/-me: basma, çelme, dolma, sürme, inme, okuma, kavurma

22- –maca/-mece: bilmece, bulmaca, aldatmaca, atmaca

23- –maç/-meç:yırtmaç, bulamaç

24- –mak/-mek: çakmak, ekmek, tokmak, yemek

25- –maz/-mez: görünmez, düşmez, kalkmaz, tükenmez

Page 98: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

26- –mış/-miş: dolmuş, durmuş, görmüş, geçirmiş

27- –n: ekin, düğün, dolun, bütün

28- –r/-ar/-er: keser, döner, benzer, yatır, yanar, yazar

29- –ş, -ış/-iş, -uş/-üş: duruş, kalkış, bakış, gidiş, vuruş

30- –t: geçit, umut, öğüt, yoğurt, tirit

31- –tı/-ti, -tu/-tü: karartı, ürperti

Fiilden Fiil Yapan Ekler

1- –der/-dar-, -ter/-tar-: aktar-, gönder-, kaytar-

2- –dır-/-dir-, -tır/-tir-, -dur/-dür-, -tur-/-tür-: aldır-, ezdir-, söndür-, uydur-,

yüzdür-, bastır-

3- –ele-/-ala: eşele, silkele

4- –k-: kanık-, burk-, kalk-, silk-

5- –l-: kırıl-, çakıl-, örül-, vurul-, çakıl-, deşil-

6- –n-: bakın-, boşan-, bulun-, övün-, paslan-, savur-

7- –r-, -er-/-ar-: aşır-, gider-, kaçır-, savur-

8- –ş-: bakış-, çalış-, öpüş-, sürtüş-, tartış-

9- –t-: parlat-, ürküt-, inlet-, fırlat-, başlat-

Page 99: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

Öze

t •Türkçenin yapısı bakımından sondan eklemeli bir dil olduğu daha önceki ünitelerde açıklanmıştı. Sondan eklemeli dillerin temel özelliği kelimelerin köklerinin bulunması ve dilin, bu kökler üzerine getirilen ekler yardımıyla işletilmesidir. Türkçede bulunan kelime kökleri ise isim ve fiil kökleri olarak ikiye ayrılmıştır.

•Türkçede yeni kelimeler, kelime köklerine getirilen yapım ekleriyle yapılmaktadır. Bu ekler isimden isim, isimden fiil, fiilden isim ve fiilden fiil yapım ekleri olarak adlandırılmaktadır.

•Türkçede kelimelerin şahıs zaman ve benzeri çekimleri ise çekim ekleri kullanılarak yapılmaktadır. Çekim ekleri de isim ve fiil çekim ekleri olarak iki ana gruba ayrılmaktadır.

Page 100: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

Değerlendirme sorularını

sistemde ilgili ünite

başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. "Gözlemcilik" sözcüğünün kökü aşağıdakilerden hangisidir?

a) Gözle

b) Gözlem

c) Göz

d) Gözlemci

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla yapım eki almış sözcük kullanılmıştır?

a) Utangaçlık nedir bilmeyen bir çocuktu.

b) Basın tarihinde böyle olay yok.

c) Eskiden yeni gelinler bir süre iş yapmazlarmış.

d) Yazı yazmaya çok meraklıydı.

3. "Kitaplık - elmaları - kabakulak" sözcükleri için, sırasıyla aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

a) Türemiş - basit - birleşik yapılı oldukları

b) Türemiş - birleşik - birleşik yapılı oldukları

c) Basit - türemiş - birleşik yapılı oldukları

d) Basit - basit - birleşik yapılı oldukları

4. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi isimden türemiştir?

a) Durak

b) Görüş

c) İnsanlık

d) Öğrenci

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yansımadan türemiş bir sözcük vardır?

a) İsmini sayıklayacağım ölene kadar.

b) Bir takırtı duydu gecenin sessizliğinde.

c) Sözcüğü doğru heceledi.

d) Konu incelenecek, araştırılacak.

Cevap Anahtarı: 1-C, 2-A , 3-A , 4-C , 5-B

Page 101: Dilin Nitelikleri TÜRK DİLİ - IDillerin Doğuşu ile İlgili Babil Kulesi Efsanesi Pek çok efsanede zikredilen ve kutsal kitaplarda da adı geçen Babil ... Üç mukaddes kitabın

Hece Bilgisi, Türkçenin Yapım Ekleri ve Çekim Ekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER

KAYNAKLAR

Aksan, D. (1998). Her Yönüyle Dil, Ana Çizgileriyle Dilbilim. Ankara: TDK. Gencan, T. N. (1979). Türk Dil Bilgisi. Ankara: TDK . Gülensoy, T. (2000).Türkçe El Kitabı. Ankara: Akçağ . Güvenç, B. (1993).Türk Kimliği-Kültür Tarihinin Kaynakları. Ankara: Kültür Bakanlığı. Güvenç, B. (2002). Kültürün ABC’si (2.Baskı). İstanbul: Yapı Kredi.