cumhuriyet 28 mart 1954

1
» Mart I»54 rf MeraUU Resimter Kopenhag Hayvanat Bahçesi Müdürü Axel Reventlow feçenlerde altmışmcı doğum yılını tes'id etmiştır. Bu rr.ünasebetl» bahçenin iakinlerinden bir çoğil» el ııkışmif haürlannı almıstır. Re simde müdürü tebrik eden bir t*mpanze görülmektedir. cCumburiyet» in Edebi Tefrikası:2S Taırihten Sahifeler SARÂYLARM /ŞK İLAHES1 DESIRÜE Tann: Annem»rlt SHJNKO Çevlr»n: Vahdet GtTLTEKlN Eliza, Napoleon'un karısınian bahsederek: «Acuze şimdi de on beşindeki delikanlılara sırnaşmaya basladi)) diyordu ••« /oephi» Napoleon'dan biri bir tarafına oturdu, biri öbür tanJına. Tepelerinden de tayıf bir adam uzandı. Bu gaga burunlu adam bana hiç d» yabaneı gelmi yordu. Evet, hatırlamıştım: Ma dam Tallıen'in evinde pencerenin girintisinde dururken yanıma gelıp aralarında bir seyler konu?an o iki adamdan biri, Fouch» dedikleri idi bu.' Eugene, kan ter İçinde kalmıstı: Misafirlere sandalye bulmayı ken dine vazife edinmit» benziyordu. Bir ara. hiç haber vermeden, Eli za II» beni itip, tam Barras'ın mec 11* kurduğu divanın önünde, birer »andalyeye çökertti. Zaptiy» Na zın» M. Fouche'y» yaldızlı bir kolruk buldu. 5"akat, hafifçe topallayan r» ba ftnda eski usul, pudralı bir peruka bulunan şık bir genc adamın bizim bulundusrumuz tarafa dofcnı geldi ftini görünc», Fouch» hemen ayağa nrladı: «Buyur azizim Tal'.eyrand!» dly» heyecanla haykırdı. tBizimlc beraber orurmaz mısın?» Vlyanadaki elçimizi konujuyor lardı. Elçi memleket» dönüyor mu|. Viyanada fena bir hâdis» olmuştu galiba. Konujtuklanmız dan anladığima gör», Avujturya lılann bir mlllt bayram gününd» elçi de binaya bizim bayrağı çek mij. Bunun üzerin» Viyanalılar, bayrajjı yırtmak üzer», elçiliğe cum etmişler. Hiç haberim yoktu. Joeph'in zünden gazet» okuyamıyorcun kl. Gazeteler gelir gelmez hemen alıp götürüyor, odasmda okuyor. Sonra dan ben veya Julie gazeteler» bak mak istesek orası, buraıı kesik bir hald» buluyoruz: Joseph mühim yazılan kesip Napoleona' götürü yor, Ozerinde konuşuyorlar. Onun için, dünyada olup blten» lerden benim zerr» kadar habe rim olmuyor. O hâdis» de ihtimal çoktan, daha Avusturya ile »ulh imzalayıp elçi gönderdikten hemen sonra olmuştu. Joseph: «Bana öyle geliyor ki % M. Talleyrand.» diyordu. «Viyana ya elçi olarak bir gentral değil. meslekten yetişir bir diplomat gr>n d erecek t in iz » Talleyrand incecik kaşlarım kal dırarak eülümsedi: «Cumhuriyet hükûmetimizm elinde henüz kâfi derecede meslek ten yetişme diplomat vok, M Bo naparte. Meslek dışından. yardım mahiyette kimselere de başsrur mak zorunda bulunuyoruz. Nite kim siz de bize Romada yardım et tiniz, değil mi?» Tajı eediğine koymuştu. Demek Id, Dıı İjleri Bakanı olduğu an îaşılan bu M. Talleyrand'm indin de Joseph sadece «yardımcı mahi yette» bir diplomattı. Barras'ın hımhım sesi duyuldu: «Fakat muhskkak ki şu Ber nadotte en liyakatli ^da'tılarımız dan biridir öyle değil mi. General Bonaparte?» Napoleon cevab vermedi. Joseph, omuzlanru kaldırarak: «Muhakkak ki mükemmel bir as kerdir,» dedi, << fakat diplomat de ğil. Siyasî d.?gil.» Talleyrand, düşünceli bir tavıtla: «Bence Viyanada bayrağımızı çek mekte gayet haklı idi,s> dedi. «Bü tün diğer bınalar keıvli bayrakla rıru çekerse Fransız elçiliği niçin kendi bayıağını çekmesm?» Barraa'ın mavimtrak ve biraz yüzünd» belli belirsiz bir gülümse yn bellrdi: iBernadotte derin bir iiyas sezlfl olan çok uzak gorüjlü blr aJd:ni:r,» dedi. Sonra tek gözliigurıQ çekip goı l?rinl Napoleon'a dikti. Napoleon dudaklarını nlu «ıku kapamıı, ogr 1», duruyordu; «akağındaki o lnc» damar da gena atmağa baj'.arrujtı. Barraj devam etti: «Cumhuriyete inanmif blr a damdır, bu Bemadotte... T» cum huriyetin bütün düşmanannı te mizlemeğe azmetmiştir... gerek şarıda gerek... içeride!» Joseph: «Peki, yenl vazifeai olacak?» diy» fordu. Kıskandığı buntı Bğrenmek için fabımzlandıfı lesinden belliy di. Barraı'm tek gSzluğtt i|ikta par ladı. «Cumhuriyet hükûmetinln venilir adamlara ihtiyacı var. Benc» askerlik hayatına er olarak b«jla mif bir kims» ordunun güveninc lâyıkür. Bu zat hükûmetin d» gü venini kazanmıs olduğuna göre, pek tabii karşılamak lâzımdır eğer...» «İleride Harbiye Bakaru olur sa!> Barras'ın cümlesini o Fouch» dedikleri gagaburunlu adam, yani Zaptiye Nazırı tamamlamıştı. Barras'ın bir şey sbylemesine va kit kalmadı, Theresa Tallien gelıp karşısına dikildi. Üzerinde Vene dik dantelâsından. gayet inc» bir gömlek vardı. Barras: «İşte dilber Theresa'mız geldi,» diyerek gülümsedi ağır ağır doğruldu. Theresa ona tekrar orurmajıru }aret etti. «Rahatsız olmaym, efendim,» ledi. «A, bakın, bizim İtalya kah amanı geliyor! Bugün hava n» gü el, değil mi General BonaparteT Josephine'in guzelliği üstünde. Bugene'i de, yanmızda yaver ola rak, Mısıra görürüyormuşsunuz, >yl» mi? Müsaad» ederseniz size rl. Ouvard'ı takdim edeyim. Ital •adaki ordunuza on bin çift çizme emin eden odur. Fransanın dağ ibi adamı!» Theresa'nın arkasmdan görünen ruvarlacüc bir adam yerlere kadar ğildl. Eliza beni böğrümden dürttü: «Yeni dostu! Ordu müteah idlerinden Ouvard! Ondan önce Barras'ı Josephine'in elinden almış, eraber yaşamağa başlamıştı. Onu ,iliyor muydun? Şimdi de başka ını bulmuş Bu acuze artık on be indeki çocuklara sırnaşıyor. Yeni ostu acaib biri! Saçları boyalı, mu akak. Ben bu kadar »iyah laç görmedim!» Birdenbire, baktım bu ter kokan /e çok kötü bir koku sürünmüş lan Eliza nın yanmda daha fazla duramıyacağım, hemen ayağa fır ladım, kalabahğı yararak dışarı ıktım. Bir ayna bulsam da pudra tazelesem diye bakıyordum. Sofa karanlık denecek kadar loş tu. Endam aynasının önünde tit eşip duran şamdanlara doğru gidi yordum, birdenbire duraladım: Bir köşede birbirlerine doğru iğilmij o lan iki karaltı hemen toparlanmıştı. Bunlardan biri beyaz entarili idi. «A, affederiniz.» dedim. Beyazhsı ışığa doğru geldi. Elile buklelerini düzelterek: «Neden?p dedi. «Gelin size M. Charles'ı tak dim edeyim. Bak. Hippolyte, bu se vimli hanımkız Jaseph'in baldızı. Kayınbiraderiınin baldızı. yani ak rabamızdan, öyle değil nü, Mad mazel Desiree?» Yirmi beşinden yukan olmadığı muhakkak, çok genc bir delikanlı telâşla önümde iğildi. Josepphine bana dönerek devam etti: «M. Charles Hippolyte bizim en genc ve en muvaffak... e, ne miz? Sen ne işle meşguldün, Hippo lyte? A, orduya mal veren müte ahlıiıllerılensiu, üyle ya! En genc 19. asırda Türk Alman siyasî münasebetlerine dair Yazan: Halûk Y. Şehsüvaroğlu tMadmarel De»ire« b«nlm •• ki bir rakibemdir.» dedi. M. Charle»: tGalib mi, yoks» mağlûb bir rakib» mi?» diye sordu. Cevab almağa kalmadı, bir mah muz {akırtuı duyuldu, arkasmdan kapıdan Napoleon'un sesi geldi: tJosephine, Josephine! Nere desin? Bütün misafirler lenl »o ruyor.» Josephin» gidip onun koluna gtrdi ve M. Charles'» doğru ge tirdi. Sakin bir tavırla: tSizin bana Montebello'deyken hediye ettiğiniı aynayı göteriyordum Madmazel Desire» il» M. Charles Hippolyte'e, Napoleon,» dedi. «Müsaadc eder seniz siz» genc bir müteahhidi tak dim edeyim? M. Charles, işte ni hayet en büyük emeliniz» kavuf tunuz: İtalya kurtancısmn eliıu kabilirsiniz!» Öyl» aehhar bir kahkahayla güldü ki Napoleon'un yüzündeki öfke a lâmetleri derhal silindi. Sonra bana döndü: »Benimle konusmak ljtiyor dun, Eug«... Desiree, degil mi?» Josephin» hemen «linl M. Hippo lyt» Charles'in elin» verdi: — <G«1, misafirleıimin yanına gi delim,» dedi. Titre|«n mumlann ısığında bir blrimiz» bakıyorduk. Şaşkm jas kın çantamı kanjtırmağa başladım. Napoleon aynaya doğru gitti, rüne baktı. Titrek ıjıkta ayna çu kur görünüyordu içinde bir ta kun gölgeler oynajıyordu. Napoleon birdenbire: ıDemin Barras söyledi, isittin mi?» dedi. Düjüncelerin» o kadar dalmışü ki, farkmda olmadan, o eski mesud günlerdeki gibi samimt bir eda ile söylemişti bunlan bana. «Işirtim ama, anlamadım,» de dim. ıBu gibi feyleri pek bilmem çünkü.» Aynaya bakmasına devam edi yordu. cCumhuriyetin içerideki düs manJan! Güzel bir tabir, doğmsu! Beni kasdediyordu. Biliyor ki ben istersem ..» Durdu. Aynadan yüzüne vuran ışık ve gölge oynaşmalarını dikkat le seyretti, dudagıru diçiedi. Sonra devam etti: «Cumhuriyeti biz generaller kurtardık! Bugün de gene biz ko ruyoruz. İstersek derhal her şeyi avcumuzun içine alır, kendimiz bir hükûmet kuranz. Kraljn başını j kestiler, tacı ayaklar altına aldılar. ı Yapılacak tek şey, tacı düştüğü yerden kaldırmak...» Rüyada konuşur gibi idi. Gene eski günlerd» olduğu gibi, önce korktum, sonra korkudan sıyrılmak için kahkahalarla gülmek »rzusunu duydum. Birdenbire arkasma döndü, acı bir sesle: «Fakat ben Mısıra gidi yorum,» dedi. «Hükûmetin başın dakilere bırakıyorum siyasî parti lerle uğraşmayı. Onlarla kavga et sinler. orduya mal veren müteah hidleıden rüsvet alsınlar. hakikî değeri sıfır olan paralar basıp Fransız iktısadî hayatım mahvet sinler. Ben Mısıra gidiyorum ve cumhuriyet bayi'3ğını...» (Arkası var 1 ) Tflrk Alman dostluguuıın eski bir tarihi vardır. 18. asnn ikinci yansmda ve Koca Ragıb Paşa sa daretinde bu dostluk takviye edil miş, iki memleket daimî bir ülfet ve münasebet ile birbirlerine bas'ı kalmışlardı. 19. asırda Avrupah devletler, şark meselesile ugraşırlarken Almanya daha ziyade ittihadıru temine ça lışmf? ve bu dâvada İngiltere. Rus ya, Fransa gibi birinci plânda rol alamamıştı. Almanyanın giriştiği 1870 harbi geçen asırda Türk umumî efkânnı işgal eden mühim hâdiselerinden biri olmuş, o vakitki matbuatımız da bu harbin haberlerine, tefsirle rine geniş ölçüde yer verilmişti. Eilhassa Basiret gazetesinin mu harrirleri Suphi Paşa Zade Aye tullah Bey sonradan Yemen Mek tubculuğuna tayin edilen İsmail Efendi, Ferik Mustafa Celâleddin Paşa, Leh mühtedilerinden Hay reddin Bey Almanyanın kazanaca ğı kanaaüni beslemi^lerdi. Gazete nin sahibi Ali Efendi hâtıralannda Celâleddin Paşanın Fransu ve Al man tebliğlerin» ijaret ederek III. Napolyonun (Askerime İmparator Vilhelm'in sarayında çorba içirece ğim, kraliçenin salonunda dans et tireceğim) tarzmdaki beyanatma mukabil Alman resmt tebliğinde (Düniıü muharebede bizden üç yüz kişi ölmü}, bir o kadarı yaralan mış, Fransızlar on ölü ve sekiz ya ralı vermijlerdir, fakat Hakkın inayetile galebe bizim tarafta kal mi}ür) denüdiğinl ve bundan da Almanyanın fahih bir meslek tut tuğunun anlafildığuu loyledığinl yazmaktadır. Basiret gazetesinin harbi Alman yanm kazanacagına dair yaptığı neşriyat hakikate uygıın düşmü? ve Alman zaferi üzerine Prens Bis mark İstanbuldaki sefareti vasıta sile Ali Efendiyi Berline davet et mişti. Ali Efendi Prens Bismarkla yap tığı ilk mülâkatı aniatırken şun lan kaydetmektedir: (... Fransa ile muharebe ettiğimiz sıralarda Ba siretin asıl nüsha ile tercümcleriri İstanbludan sefaretimiz vasıta,sile getirtip mutalea ederdim. Vak'a lan doğru yazdığınızdan dolayı memnuniyetimi beyan ve ordumu» hakkındaki mutaleanıza aynca te , ?ekkür ederim. Türklerin Almanlara ve Alman lann Türklere olan muhabbetleri kat'iyyen haleldar olmıyacak de recede eskidir, buyurdular. Mükâ lememiz ve kahve içnıemiz yirmi dakika kadar devam etti...) 19. asır Avrupa siyasî sahasında en ıık sık duyulan mühim şahsi yetlerden biri de şüphe yok ki Âli Paşaydı. Ali Efendi Bcrlinde bulu nurken meşhur Türk diplomatı ve fat etmişti. Ali Efendi bu mevzu da Prens Bismark'm mutaleasım da şöyle nakleylemektedir: (... Bir hafta sonra Prens tarafından tek rar davet olundum. Araba ile bul vardan geçtiğim zaman sokakiarda büyük bir telâşla ilâveler satılıyor du. Prensin huzuruna çıktığımda, j sizi bugün davet edişimin sebebi \ bu sabah Ali Paş.vıın vefat ettiğini kemali tçessüfle söylemek içindir. Türkler bir sadrâzam. Avrupa yük bir adam kaybetti. Fransa ile yaptığımız harbde mu harebenin nihaj'etlerine doğru iki tarafı ilk evvel sulh yapmağa da Bismarck kuşkulandıracak hareketlerden çe kinmiş, bilâkis 1870 harbinde Rus ların kendilerine gösterdikleri dost luk hislerine bu vesile ile bir mu kabelede bulunmak istemişierdi. Osmanlı İmparatorluğundaki Rus menfaatlerinin himayesini İstan buldaki Alman sefiri deruhte etmiş harb, harb sonundaki anlaşmalar bilhassa Berlin kongresi, Türk ve Alman münasebetlerini daha ha reketli bir hale gelmişti. 1877 harbi ııralannda Berlinde Türkiyeyi temsil eden Turhan Pa şanm Hariciy» Nazınmıza yolladı ğı 21 nisan 1293 tarihli tahriratında dikkate (ayan malûmat bulunmak tadır. (Bundan evvel de bildirdiğim gibi harbin ilân olunması Prens Bismark'm asla taaccübünü mucıb olmaırustır. Prensin politikasına vâkıf olduklarını iddia eden kimse ler müşarünileyhin Babıâli tara fından verilen red cevabına intizar etmekt» olduğu T» meselenin bu rengi almajını arzu eylediği fik rindedirler. Bu politikaya sebeb olarak da (Almanyanın etrafını boş bulup Fransa üzerin» atılacağını, yahud bu muharebede Rusya mağ lûb olmasa bile gerek paraca, gerek nüfusça zarara uğrayacağından u zun müddet Rusya tarafından müs terih olunacağını) ileri sürmekte dırler. Malûm olduğu üzere İmpar«tor sarayı ziyadesile Rusya muhibbi ise de milletin büyük bir kısmı denil nıeğe şayan olan progresist taıaf girleri Osmanlı hükûnıeti lehinde veyahud diğer tâbirle Rusya aley hindedir. Kendülerile muarefem olan büyük zabitler (Barbüş) köprüsünün düş man eline geçirildiğini, ordunun sevkulceyşî hareketine bir kusur isnad olunmaktadır. Rusyanın Tu nayı geçmekte pek büyük müjkü lâta tesadüf edeceği zanni devam etmektedir. Mareşal Moltke'nin zati ifadesine nazaran bu geçiş pek müş kül olduğundan küçük bir dıkkat ve ihtimamla imkânsız hale geleceği anlaşılmaktadır. İtimada şayan blr taraftan mahre mane olarak aldığım malûmata na zaran İngiltere devleti, Ruslarm, Balkan eteklerine gelmesine kadar sıfatüe durumü bu Oırlmalin \Tikuunda bu defa ilân eylediği bi taraflık ile beraber gene muhsre beye gireşeceği anlaşılmıştır.) ı Turhan Paşa, bundan sonra Tür kiyedeki Rus tebaasının himayesi vazifesini üzerine almış, Almanys nın gördüğü bazı müşkülâttan do layı şikâyetçi ol. n diplomstların söyleclıkleıini nakletmekte ve tah riraUnı şu satırlarla bitirmektedir: (Fikrime kalırsa Pıens Bismark ij bu himayeyi deruhde etmekle za hiren Rusyaya olan hayırhahane bitarafhğını teşyid ve tekid eylemiş ise de bu kuvvet ile 1870 senesinde Rusyîda gördüğü hizmete rr.ukabe le ederek işi bununla bitirmek ta savvurundadır...) (2). Tuıhan Paşa harb içinde değis.ti rilmiş ve yerine Saduliah Paşa gönderilraişti. Saduliah Paşa hâtı ralannda Beıiine girişini şöyle an latmaktadır: (... Muharebenin tam civcivli zamanı ve Türk askerleri nin az çok düşmana galebesi avanı idi. Sokaktsn geçerken Berlinin Türk hayırhah sâkinleri beni alkış lamakta ve resmî mahfillcrde bil hassa İngilizler tarafından muhab bet izhar olunmaktaydı...) Gene SadullaK Paşa diyor kt; (Ruslar Tunajn, B lkanları Reçti. Sefaretimin ilk zamanlarında ordu muzun galebelerini bildiren ve Ber lin duvarlarına yapıştınlan ilânna meler yerine Rusların zaferlerini yazan kâğıdlar yapıştırılmjğa baj ladı. Ancak gazeteler içinde Türk lere muhabbeti olanları her gün as kerî bir makale yazıyorlar bize nasihatler veriyorUrdı...) 1878 Berlin kongresinde Bismark hâkim bir rol oynarr.ış, Almanyanın A\ioıpadaki üstünlüğünü ispat et mişti. Esasen kendisi kongrede (bu meselede sulhü temin için hakem, vazifesini değil, namuslu simsar va zifesini krbul etiiğinii söylemişti. Konereden 5onra Rus gazeteleri Almanya pleyhinde neşriyat yapmış ve Avusturya hududu bo\ undnki Rus kıtaları takviye olunmuştu. Bis mark Rusyaya karşı Viyana hükû metine yanaşıyordu. II Abdülhamid dış sivasetini CRus yayı idare etmek, İnsiltere ile me sele çıkarmsmak ve Almanyaya Is tinad etmek) esaslan üzerine kur muştu. Padişahın Alman İmparato rile olan dostluklarile, Bağdad de miryolu meselesi ile, Türk orriusun da Alman mütehassıslannın ve bazı yüksek rütbeli şahsiyetlerin kulla nılm?sile Alman siyaseti s»rk» dof ru yönelmis. bulunuyordu. Bu yolda gelişen siyasî münase be'ter, o günlerin bazı şartlarının da inzîmamile 1914 Türk Alman itti fakını hazırlamış oldu. (1) Tstanbulda yarım asırlık ra kayii mühimme. (2) Sayın Rauf Orbayın Hamidi ye harekâtı esnasında geminin bi rinci topcu zsbiti bulunan halen emekli binbaşı Ziy» Beyin verdiği Turhan Paşanm yardığı ve mührü nii taşıyan bu vesikadaki ibareler metne alınırkpn sadeleştirilmiştir. Bir taksi 4 yaşında bir çocuğa çarptı Kasîmpasad» Allbaba sokak 75 nu. marada otnran 4 yajmda Mehlika Üç»r. dün caddedf karşıdan karşıya geçmek İJterken 13357 plâkalı takeinin ud. mesine maruz kalmıştır.. Çarpışm» ne. ticesi mıhteüf yerlerinden yaralanan küçük tedavi altma «lınmıj saför Cemll Korgul baidcında Ukıbat» fe. çilmiştir. Bir çocuk pencereden düşrü Ssmatyada Kumsal lokak 11 numa. rada oturan Mehnıed Hekimin 5 yasın. vet eden Âli Paşa olmuştu. Müşa * daki çocuğu Cenıal dün rünileyhin yazdığı ara bulucu tah riratı (hazinei evrakta) hususî bir mahfaza içinde saklattım. Hakika ten bir diplomat olduğundan ölü müzayiattandır dedi.) (1). Türkiye tarihinde geçen asrın acı hâdiselerinden birini 1877 Rus harbi teşkil etmiştir. Avrupah devletlerin tarafslzlıkla rını muhafaza ettikleri bu harbde Alman halkı, Türklere karşı yük bir muhabbet beslemekle be raber, Alman idarecileri Ruslan bakarken muvazeneslni kaybederek diı^mıiş ve vııcıı lunün muhtelif yerîe. rlnden yaralanmıştır. Yaralı çocuk Haseki Hastaneslne kaldırılmıs. hldlse hakkınd tahkikata bajlanmıstır. Kavalıbay davasmda yalan şahidlik sanıklannın duruşması Kayahbay davasmda yalan jahidük yapmaktan sanık 7 kisinin duruşma. sına dün İkinci Ağırzeca mahkemesin. de devam edilraistir. Mahkeme heyeti blr hususun tetkik! İçin duruşmayı baska güne bırakmıs. tır. Gelecek cels» samklar hakkmda karar veriimesi beklenmektedir. Deniz itfaiyesine radar konulacak BeledİT» tarafından, fehrlmlı ltfal. veslnin modern çlhazlarla takviyeıtn» ievam edilmektedir. Bu arada deniz itfalyeslnln de radarla teçhlzl karar. iajtırılmiîtır. Bu maksadla denlz îtfa. iyeslne takılmak üzert İki aded radar clhazı alınacaktır. Bir köylü öksürükten tıkanarak ÖMU lyübün Yenlkarly» kBytod» Ali Ka. zeren Islmll blr adam. yakaUndıtı 81c. ürük nöbetl jonunda nefet alamamak yüzünden ölmüştur. İşçi Sendikalan Biriifi Yapı Kooperatifinin konçresl tıtanbul tsçl Sendlkaları Blrllğl Ta. Kooperatlfl Ortaklıjı bufün nat 10 da Ciball Tütün Fabrlkssı blnasın. da fenelik kongresin! akdedecektlr. l?ç: mesker' aavasında basarılar eld<? eden kooperatifin bllanço yekûnu blr milyon 76 bin liraya bali2 olmaktadır. Urfa jrecesf TJrfa Kültür Derneg! tîtanbul fub««l yarın akfam Taksim Belediy» gazino. sunda bir gece tertlb etmijtir. Toplan. tıda mahalH oyun ve aaı eklplerl de bulunacaktır. Bir kahkaha attı Bunda pek ?ü lünecek bir jey vardı her halde ona gött. HER AKŞAM GALATASARAY TURKUAZ SAZ SALONUNDA MUALLA GÖKÇAY Muszzam programa ilâveten büyük fedakârlıklarla temin ettiğimiz yüksek ses sanatkân Muallâ Gökçay Her akşam seanslarma devam etmektedir. ı\ A N A •iusümirn itibaren HER ,\KŞA. A .i Hind ATEŞ Dansını Müsterilerimize takdim edileeektlr. wmm Dansöz N A N A Bugün ssat 14.30 da tekmil programla İÇKİSİZ AtLE MATİNESİ. Suarede masalaf numaralıdır. Evvelden kapatılnıası rica olunur. Telefon: 49037 PUO1< NİMBUS'UN »İACEB Büyük Adli Nason Sokağı Cinayeti! Beri, cinayeti na«l ^«dlflnl WK0B t*f«mutU« «a lattı: Ayın 25 inci cuma günü aksamın «laca karanhtınd*, herkes kuır.ara dalmışkcn kon ğa gire: ek tavan arasıns çıkmıştı. Herif orada yanına almak lhtlyatında bulundu ğu ekmek ve ptt te.~ie karnırı coyuımuş ve pazar »abfth; Madam Mazel'in kiliseye gitmesinden lstlfade İle tyaftı inip karyolasının altına saklanmıstı. Aksam, iplerini kestikten sonra biraı uyumuj ve kadın yataia tınca uyanmıstı. G«ceyarı»ı olunca Beri, kadınm «TIKÎUSUM k«n»*t getirerek »aklandığı yerden çıkmıgtı. Fakat Mad«.m Max*l nenüz uyanmıstı. Beri bunun üzcrine: «Bana para r»rirı size bir sey yapmam» demişti. Fakat kadm evvell çınfi rağın ipini çekmi$, bunun kesilmis oldugunu görünce b* ğırmağa başlamıştı. Beri de elile ağzını kapamıj v» bıça ğını cekerek rastgele caplamağa baglamı$tı. Kadın bir kaç dakika çabalamıa, fakat nlhay«4 k««(l» rek yatagın üstüne yığılmıjtı. Beri bu kadirla lktlla ttmi yerek vurmağa devam etmisti. Sonra kasanm anahtannı dolabdan alarak acmıs ve Madam Mazel'in ısatile bir mlk tar parasını almıştı. Satılma« ror olduftunu tahmln «ttlji mücevherata dokunmamıştı. tjini bu luretle jördükten sonra ajağı inmis ve kapıyı ac»rak loktga fırlâmiftl. Ktşı şıcırdadığından tckrar kapıtmağa ce»aret »tmemi^tL Beri marlfetini nakle jöyle devam »tti; tZ«t«n eereden kaçmağa mecbur olabileceğimi tahmin •ttiğlmd»n yanıma .blr de ip merdiven almıstım. Fakat buna lüzura kalmadığından merdiven aralığma attım. «—Pekl «izin hiç suç ortağınız yok muydu? Bu lji müjtereken yapmı* olı btlirsiniz. îyi düjününüz, yakında Allahın huzuruna çık« cak»ınıx...» «— Ben doğruyu »öyledim. Hic bir »uc orta|ım yoktu. Bu 1*1 kendim tasarladım ve kimsey« »oyl«med«a sonuna kadar götürdüm. Zaten Lebnıa'U ifbirliği *tml# olsaydım konağa iki gün »vvelinden (rinn«me lüzum k»l mazdı.» Adamın hakkı vardı. Lebrun 30 m«rt 1794 tarihli blr kararla ladel Itibar etti. Röne de bedbaht vekllharcın veresesine annejinln vasiyetname ile bıraktijı altı bin frangı ödemek mecburiyetind» kaldı. 8 O H Türkiyede ne?ri hakkı yalnu gazetemize aiddir. Türk Tabibler Birliği bir neıredecek Haber aldı|ımııa för» TUrk Tablb. ler Blrllğl pek yakında blr dergl neş. retmeye başîayacaktır. Bütün Türk hekim ve dt» hekmlerini bir araya toplayan bu birligin merkez konseyl. Türk hekimlik camiasının nA. ?iri efkârı olarak bir mccmııa nesrini karsrlsştlrmıştır. «Tiırk Tabibleri Blr. 1İJ1 Dergisi» »imdilik üç ayda bir cı. kacak ve gayrisiyasl. Hmî vt blr karakter tajıyacaktır. Bekdiyenin çıkaraca*ı tahviller ikramiyeM mi olacak? Emlnönü . Unkapanı yolunun açıl. msında lmllanılacak 50 milyon liralık dah:Iİ îahvüâtıp. lkranıi:.et: oîun nl:na. ması etrafında lcab edenlerle görüjmek üzere Belediye Onarım Subesi Müdürü Saffet Ankaraya gitmlstir. Beylerbeyi ilkokulıında tören Dün Beylerbeyi ilkokulunrts yavru kurtlıırın uzmanlık tlirenl yapılmıs'T Törende çocuk velilcri ddvetlller haıır bulunmujtur. Milliyetçile r Dernegi tstanbul şubesinin yeni idare heyeti Miniy*K ller Ueıııeîl htanljul «ubesl İdare l.rynl ir yllınij vc fsnüvel* ff\_ ıtljllr. OiŞkinhia HulKI lluUnıl,! ı(l[ kâtlbllge Pertev Aşcıoğlu, muhasiblije tshak Mehmed Somuoîlıı. »lahklar» Brrtolnn Özbenlı Utuı Kokt«n I«. yenî bir »tom merkezi Londra 27 (a.a.) Dftfly 1S« press gazetesinin büdirdiğins B'jre Tamise nehrinin ağzında, Londra dan takrib«n 60 kilometre mesal«<ie yenl bir atom arastırma merkezl kurulmuştur. Yeni merkezde hidrojsrı İMJBîbsîi da dahll olmak ttzer» atorn brttrı bası obüslerl İçin kapaül Imal edilecektir Doğu Almanyada Berlin 27 (a.a.) Batı Berlln antikomünist haberler bürosundan dün gece bildirildiğine BÖre. rtafru Almanyanın Çekoslovak hududune yakın Ave bolgesinde büyıik bir 1 atom merkezl insasına ba|lannuştır. Don Budge tenis« veda etti Londra 17 (SHA) _ Uzun «* mandanberi Jack Kramer ile birlik t» pıufesyonel tenisçiler turupunda 'uuiuııan dıuıyanın *tı ıue;hur tenlj yilerinden eıkl Wimbledon şam piyonlarından Don Budge, t»ni» i müssb^kaların* bb dnhı kafalmâ» i mak üzer* vada etmijtir.

Upload: mechatron93

Post on 15-Feb-2017

55 views

Category:

News & Politics


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Cumhuriyet 28 mart 1954

» Mart I»54

r-f MeraUU Resimter

Kopenhag Hayvanat Bahçesi Müdürü Axel Reventlow feçenlerde altmışmcı doğum yılını tes'idetmiştır. Bu rr.ünasebetl» bahçenin iakinlerinden bir çoğil» el ııkışmif v» haürlannı almıstır. Re-simde müdürü tebrik eden bir t*mpanze görülmektedir.

cCumburiyet» in Edebi Tefrikası:2S

Taırihten Sahifeler

SARÂYLARM /ŞK İLAHES1

DESIRÜET a n n : Annem»rlt SHJNKO

Çevlr»n: Vahdet GtTLTEKlN

Eliza, Napoleon'un karısınian bahsederek: «Acuzeşimdi de on beşindeki delikanlılara sırnaşmaya

basladi)) diyordu ••«

/oephi» Napoleon'danbiri bir tarafına oturdu, biri öbürtanJına. Tepelerinden de tayıfbir adam uzandı. Bu gaga burunluadam bana hiç d» yabaneı gelmi-yordu. Evet, hatırlamıştım: Ma-dam Tallıen'in evinde pencereningirintisinde dururken yanıma gelıparalarında bir seyler konu?an o ikiadamdan biri, Fouch» dedikleri idibu.'

Eugene, kan-ter İçinde kalmıstı:Misafirlere sandalye bulmayı ken-dine vazife edinmit» benziyordu.Bir ara. hiç haber vermeden, Eli-za II» beni itip, tam Barras'ın mec-11* kurduğu divanın önünde, birer»andalyeye çökertti. • Zaptiy» Na-zın» M. Fouche'y» d» yaldızlı birkolruk buldu.

5"akat, hafifçe topallayan r» ba-ftnda eski usul, pudralı bir perukabulunan şık bir genc adamın bizimbulundusrumuz tarafa dofcnı geldi-ftini görünc», Fouch» hemen ayağanrladı:

— «Buyur azizim Tal'.eyrand!»dly» heyecanla haykırdı. tBizimlcberaber orurmaz mısın?»

Vlyanadaki elçimizi konujuyor-lardı. Elçi memleket» dönüyor-mu|. Viyanada fena bir hâdis»olmuştu galiba. Konujtuklanmız-dan anladığima gör», Avujturya-lılann bir mlllt bayram gününd»elçi de binaya bizim bayrağı çek-mij. Bunun üzerin» Viyanalılar,bayrajjı yırtmak üzer», elçiliğe hü-cum etmişler.

Hiç haberim yoktu. Joeph'in yü-zünden gazet» okuyamıyorcun kl.Gazeteler gelir gelmez hemen alıpgötürüyor, odasmda okuyor. Sonra-dan ben veya Julie gazeteler» bak-mak istesek orası, buraıı kesik birhald» buluyoruz: Joseph mühimyazılan kesip Napoleona' götürü-yor, Ozerinde konuşuyorlar.

Onun için, dünyada olup blten»lerden benim zerr» kadar habe-rim olmuyor. O hâdis» de ihtimalçoktan, daha Avusturya ile »ulhimzalayıp elçi gönderdikten hemensonra olmuştu.

Joseph: «Bana öyle geliyor ki%

M. Talleyrand.» diyordu. «Viyana-ya elçi olarak bir gentral değil.meslekten yetişir bir diplomatgr>n d erecek t in iz »

Talleyrand incecik kaşlarım kal-dırarak eülümsedi:

— «Cumhuriyet hükûmetimizmelinde henüz kâfi derecede meslek-ten yetişme diplomat vok, M Bo-naparte. Meslek dışından. yardım-cı mahiyette kimselere de başsrur-mak zorunda bulunuyoruz. Nite-kim siz de bize Romada yardım et-tiniz, değil mi?»

Tajı eediğine koymuştu. DemekId, Dıı İjleri Bakanı olduğu an-îaşılan bu M. Talleyrand'm indin-de Joseph sadece «yardımcı mahi-yette» bir diplomattı.

Barras'ın hımhım sesi duyuldu:— «Fakat muhskkak ki şu Ber-

nadotte en liyakatli ^da'tılarımız-dan biridir öyle değil mi. GeneralBonaparte?»

Napoleon cevab vermedi.Joseph, omuzlanru kaldırarak:

«Muhakkak ki mükemmel bir as-kerdir,» dedi, << fakat diplomat de-ğil. Siyasî d.?gil.»

Talleyrand, düşünceli bir tavıtla:«Bence Viyanada bayrağımızı çek-mekte gayet haklı idi,s> dedi. «Bü-tün diğer bınalar keıvli bayrakla-rıru çekerse Fransız elçiliği niçinkendi bayıağını çekmesm?»

Barraa'ın mavimtrak ve birazyüzünd» belli belirsiz bir gülümse-yn bellrdi:

— iBernadotte derin bir iiyassezlfl olan çok uzak gorüjlü blraJd:ni:r,» dedi.

Sonra tek gözliigurıQ çekip goıl?rinl Napoleon'a dikti. Napoleondudaklarını nlu «ıku kapamıı, ogr

1», duruyordu; «akağındaki o lnc»damar da gena atmağa baj'.arrujtı.Barraj devam etti:

— «Cumhuriyete inanmif blr a-damdır, bu Bemadotte... T» cum-huriyetin bütün düşmanannı te-mizlemeğe azmetmiştir... gerek dı-şarıda gerek... içeride!»

Joseph: «Peki, yenl vazifeai n»olacak?» diy» fordu.

Kıskandığı v» buntı Bğrenmekiçin fabımzlandıfı lesinden belliy-di.

Barraı'm tek gSzluğtt i|ikta par-ladı.

— «Cumhuriyet hükûmetinln gü-venilir adamlara ihtiyacı var. Benc»askerlik hayatına er olarak b«jla-mif bir kims» ordunun güveninclâyıkür. Bu zat hükûmetin d» gü-venini kazanmıs olduğuna göre, pektabii karşılamak lâzımdır eğer...»

— «İleride Harbiye Bakaru olur-sa!>

Barras'ın cümlesini o Fouch»dedikleri gagaburunlu adam, yaniZaptiye Nazırı tamamlamıştı.

Barras'ın bir şey sbylemesine va-kit kalmadı, Theresa Tallien gelıpkarşısına dikildi. Üzerinde Vene-dik dantelâsından. gayet inc» birgömlek vardı.

Barras: «İşte dilber Theresa'mızgeldi,» diyerek gülümsedi v» ağırağır doğruldu.

Theresa ona tekrar orurmajıru}aret etti.

— «Rahatsız olmaym, efendim,»ledi. «A, bakın, bizim İtalya kah-amanı geliyor! Bugün hava n» gü-el, değil mi General BonaparteT

Josephine'in d» guzelliği üstünde.Bugene'i de, yanmızda yaver ola-rak, Mısıra görürüyormuşsunuz,>yl» mi? Müsaad» ederseniz sizerl. Ouvard'ı takdim edeyim. Ital-•adaki ordunuza on bin çift çizmeemin eden odur. Fransanın dağibi adamı!»Theresa'nın arkasmdan görünen

ruvarlacüc bir adam yerlere kadarğildl.

Eliza beni böğrümden dürttü:— «Yeni dostu! Ordu müteah-

idlerinden Ouvard! Ondan önceBarras'ı Josephine'in elinden almış,

eraber yaşamağa başlamıştı. Onu,iliyor muydun? Şimdi de başka-ını bulmuş- Bu acuze artık on be-indeki çocuklara sırnaşıyor. Yeniostu acaib biri! Saçları boyalı, muakak. Ben bu kadar »iyah laç

görmedim!»Birdenbire, baktım bu ter kokan

/e çok kötü bir koku sürünmüşlan Eliza nın yanmda daha fazla

duramıyacağım, hemen ayağa fır-ladım, kalabahğı yararak dışarııktım. Bir ayna bulsam da pudra-

mı tazelesem diye bakıyordum.Sofa karanlık denecek kadar loş-

tu. Endam aynasının önünde tit-eşip duran şamdanlara doğru gidi-

yordum, birdenbire duraladım: Birköşede birbirlerine doğru iğilmij o-lan iki karaltı hemen toparlanmıştı.Bunlardan biri beyaz entarili idi.

— «A, affederiniz.» dedim.Beyazhsı ışığa doğru geldi. Elile

buklelerini düzelterek: «Neden?pdedi. «Gelin size M. Charles'ı tak-dim edeyim. Bak. Hippolyte, bu se-vimli hanımkız Jaseph'in baldızı.Kayınbiraderiınin baldızı. yani ak-rabamızdan, öyle değil nü, Mad-mazel Desiree?»

Yirmi beşinden yukan olmadığımuhakkak, çok genc bir delikanlıtelâşla önümde iğildi. Josepphinebana dönerek devam etti:

— «M. Charles Hippolyte bizimen genc ve en muvaffak... e, ne-miz? Sen ne işle meşguldün, Hippo-lyte? A, orduya mal veren müte-ahlıiıllerılensiu, üyle ya! En genc

19. asırda Türk - Almansiyasî münasebetlerine dair

Yazan: Halûk Y. Şehsüvaroğlu

— tMadmarel De»ire« b«nlm ••-ki bir rakibemdir.» dedi.

M. Charle»: tGalib mi, yoks»mağlûb bir rakib» mi?» diye sordu.

Cevab almağa kalmadı, bir mah-muz {akırtuı duyuldu, arkasmdankapıdan Napoleon'un sesi geldi:

— tJosephine, Josephine! Nere-desin? Bütün misafirler lenl »o-ruyor.»

Josephin» gidip onun kolunagtrdi ve M. Charles'» doğru ge-tirdi. Sakin bir tavırla: tSizin banaMontebello'deyken hediye ettiğiniıaynayı göteriyordum MadmazelDesire» il» M. Charles Hippolyte'e,Napoleon,» dedi. «Müsaadc eder-seniz siz» genc bir müteahhidi tak-dim edeyim? M. Charles, işte ni-hayet en büyük emeliniz» kavuf-tunuz: İtalya kurtancısmn eliıu aı-kabilirsiniz!»

Öyl» aehhar bir kahkahayla güldüki Napoleon'un yüzündeki öfke a-lâmetleri derhal silindi.

Sonra bana döndü:— »Benimle konusmak ljtiyor-

dun, Eug«... Desiree, degil mi?»

Josephin» hemen «linl M. Hippo-lyt» Charles'in elin» verdi:

— <G«1, misafirleıimin yanına gi-delim,» dedi.

Titre|«n mumlann ısığında bir-blrimiz» bakıyorduk. Şaşkm jas-kın çantamı kanjtırmağa başladım.Napoleon aynaya doğru gitti, yü-rüne baktı. Titrek ıjıkta ayna çu-kur görünüyordu v» içinde bir ta-kun gölgeler oynajıyordu.

Napoleon birdenbire: ıDeminBarras n» söyledi, isittin mi?» dedi.

Düjüncelerin» o kadar dalmışüki, farkmda olmadan, o eski mesudgünlerdeki gibi samimt bir eda ilesöylemişti bunlan bana.

— «Işirtim ama, anlamadım,» de-dim. ıBu gibi feyleri pek bilmemçünkü.»

Aynaya bakmasına devam edi-yordu.

— cCumhuriyetin içerideki düs-manJan! Güzel bir tabir, doğmsu!Beni kasdediyordu. Biliyor ki benistersem ..»

Durdu. Aynadan yüzüne vuranışık ve gölge oynaşmalarını dikkat-le seyretti, dudagıru diçiedi. Sonradevam etti:

— «Cumhuriyeti biz generallerkurtardık! Bugün de gene biz ko-ruyoruz. İstersek derhal her şeyiavcumuzun içine alır, kendimizbir hükûmet kuranz. Kraljn başını jkestiler, tacı ayaklar altına aldılar. ıYapılacak tek şey, tacı düştüğüyerden kaldırmak...»

Rüyada konuşur gibi idi. Geneeski günlerd» olduğu gibi, öncekorktum, sonra korkudan sıyrılmakiçin kahkahalarla gülmek »rzusunuduydum.

Birdenbire arkasma döndü, acıbir sesle: «Fakat ben Mısıra gidi-yorum,» dedi. «Hükûmetin başın-dakilere bırakıyorum siyasî parti-lerle uğraşmayı. Onlarla kavga et-sinler. orduya mal veren müteah-hidleıden rüsvet alsınlar. hakikîdeğeri sıfır olan paralar basıpFransız iktısadî hayatım mahvet-sinler. Ben Mısıra gidiyorum vecumhuriyet bayi'3ğını...»

(Arkası var1)

Tflrk - Alman dostluguuıın eskibir tarihi vardır. 18. asnn ikinciyansmda ve Koca Ragıb Paşa sa-daretinde bu dostluk takviye edil-miş, iki memleket daimî bir ülfetve münasebet ile birbirlerine bas'ıkalmışlardı.

19. asırda Avrupah devletler, şarkmeselesile ugraşırlarken Almanyadaha ziyade ittihadıru temine ça-lışmf? ve bu dâvada İngiltere. Rus-ya, Fransa gibi birinci plânda rolalamamıştı.

Almanyanın giriştiği 1870 harbigeçen asırda Türk umumî efkânnıişgal eden mühim hâdiselerindenbiri olmuş, o vakitki matbuatımız-da bu harbin haberlerine, tefsirle-rine geniş ölçüde yer verilmişti.Eilhassa Basiret gazetesinin mu-harrirleri Suphi Paşa Zade Aye-tullah Bey sonradan Yemen Mek-tubculuğuna tayin edilen İsmailEfendi, Ferik Mustafa CelâleddinPaşa, Leh mühtedilerinden Hay-reddin Bey Almanyanın kazanaca-ğı kanaaüni beslemi^lerdi. Gazete-nin sahibi Ali Efendi hâtıralanndaCelâleddin Paşanın Fransu ve Al-man tebliğlerin» ijaret ederek III.Napolyonun (Askerime İmparatorVilhelm'in sarayında çorba içirece-ğim, kraliçenin salonunda dans et-tireceğim) tarzmdaki beyanatmamukabil Alman resmt tebliğinde(Düniıü muharebede bizden üç yüzkişi ölmü}, bir o kadarı yaralan-mış, Fransızlar on ölü ve sekiz ya-ralı vermijlerdir, fakat Hakkıninayetile galebe bizim tarafta kal-mi}ür) denüdiğinl ve bundan daAlmanyanın fahih bir meslek tut-tuğunun anlafildığuu loyledığinlyazmaktadır.

Basiret gazetesinin harbi Alman-yanm kazanacagına dair yaptığıneşriyat hakikate uygıın düşmü? veAlman zaferi üzerine Prens Bis-mark İstanbuldaki sefareti vasıta-sile Ali Efendiyi Berline davet et-mişti.

Ali Efendi Prens Bismarkla yap-tığı ilk mülâkatı aniatırken şun-lan kaydetmektedir: (... Fransa ilemuharebe ettiğimiz sıralarda Ba-siretin asıl nüsha ile tercümcleririİstanbludan sefaretimiz vasıta,silegetirtip mutalea ederdim. Vak'a-lan doğru yazdığınızdan dolayımemnuniyetimi beyan ve ordumu»hakkındaki mutaleanıza aynca te-,?ekkür ederim.

Türklerin Almanlara ve Alman-lann Türklere olan muhabbetlerikat'iyyen haleldar olmıyacak de-recede eskidir, buyurdular. Mükâ-lememiz ve kahve içnıemiz yirmidakika kadar devam etti...)

19. asır Avrupa siyasî sahasındaen ıık sık duyulan mühim şahsi-yetlerden biri de şüphe yok ki ÂliPaşaydı. Ali Efendi Bcrlinde bulu-nurken meşhur Türk diplomatı ve-fat etmişti. Ali Efendi bu mevzu-da Prens Bismark'm mutaleasımda şöyle nakleylemektedir: (... Birhafta sonra Prens tarafından tek-rar davet olundum. Araba ile bul-vardan geçtiğim zaman sokakiardabüyük bir telâşla ilâveler satılıyor-du. Prensin huzuruna çıktığımda, jsizi bugün davet edişimin sebebi \bu sabah Ali Paş.vıın vefat ettiğinikemali tçessüfle söylemek içindir.Türkler bir sadrâzam. Avrupa bü-yük bir adam kaybetti.

Fransa ile yaptığımız harbde mu-harebenin nihaj'etlerine doğru ikitarafı ilk evvel sulh yapmağa da-

Bismarck

kuşkulandıracak hareketlerden çekinmiş, bilâkis 1870 harbinde Rus-ların kendilerine gösterdikleri dost-luk hislerine bu vesile ile bir mu-kabelede bulunmak istemişierdi.Osmanlı İmparatorluğundaki Rusmenfaatlerinin himayesini İstan-buldaki Alman sefiri deruhte etmişharb, harb sonundaki anlaşmalarbilhassa Berlin kongresi, Türk veAlman münasebetlerini daha ha-reketli bir hale gelmişti.

1877 harbi ııralannda BerlindeTürkiyeyi temsil eden Turhan Pa-şanm Hariciy» Nazınmıza yolladı-ğı 21 nisan 1293 tarihli tahriratındadikkate (ayan malûmat bulunmak-tadır. (Bundan evvel de bildirdiğimgibi harbin ilân olunması PrensBismark'm asla taaccübünü mucıbolmaırustır. Prensin politikasınavâkıf olduklarını iddia eden kimse-ler müşarünileyhin Babıâli tara-fından verilen red cevabına intizaretmekt» olduğu T» meselenin burengi almajını arzu eylediği fik-rindedirler. Bu politikaya sebebolarak da (Almanyanın etrafını boşbulup Fransa üzerin» atılacağını,yahud bu muharebede Rusya mağ-lûb olmasa bile gerek paraca, gereknüfusça zarara uğrayacağından u-zun müddet Rusya tarafından müs-terih olunacağını) ileri sürmekte-dırler.

Malûm olduğu üzere İmpar«torsarayı ziyadesile Rusya muhibbi isede milletin büyük bir kısmı denil-nıeğe şayan olan progresist taıaf-girleri Osmanlı hükûnıeti lehindeveyahud diğer tâbirle Rusya aley-hindedir.

Kendülerile muarefem olan büyükzabitler (Barbüş) köprüsünün düş-man eline geçirildiğini, ordununsevkulceyşî hareketine bir kusurisnad olunmaktadır. Rusyanın Tu-nayı geçmekte pek büyük müjkü-lâta tesadüf edeceği zanni devametmektedir. Mareşal Moltke'nin zatiifadesine nazaran bu geçiş pek müş-kül olduğundan küçük bir dıkkatve ihtimamla imkânsız hale geleceğianlaşılmaktadır.

İtimada şayan blr taraftan mahre-mane olarak aldığım malûmata na-zaran İngiltere devleti, Ruslarm,Balkan eteklerine gelmesine kadar

y İ sıfatüe durumü bu Oırlmalin\Tikuunda bu defa ilân eylediği bi-taraflık ile beraber gene muhsre-beye gireşeceği anlaşılmıştır.) ı

Turhan Paşa, bundan sonra Tür-kiyedeki Rus tebaasının himayesivazifesini üzerine almış, Almanys-nın gördüğü bazı müşkülâttan do-layı şikâyetçi ol.-n diplomstlarınsöyleclıkleıini nakletmekte ve tah-riraUnı şu satırlarla bitirmektedir:(Fikrime kalırsa Pıens Bismark ij-bu himayeyi deruhde etmekle za-hiren Rusyaya olan hayırhahanebitarafhğını teşyid ve tekid eylemişise de bu kuvvet ile 1870 senesindeRusyîda gördüğü hizmete rr.ukabe-le ederek işi bununla bitirmek ta-savvurundadır...) (2).

Tuıhan Paşa harb içinde değis.ti-rilmiş ve yerine Saduliah Paşagönderilraişti. Saduliah Paşa hâtı-ralannda Beıiine girişini şöyle an-latmaktadır: (... Muharebenin tamcivcivli zamanı ve Türk askerleri-nin az çok düşmana galebesi avanıidi. Sokaktsn geçerken BerlininTürk hayırhah sâkinleri beni alkış-lamakta ve resmî mahfillcrde bil-hassa İngilizler tarafından muhab-bet izhar olunmaktaydı...)

Gene SadullaK Paşa diyor kt;(Ruslar Tunajn, B-lkanları Reçti.Sefaretimin ilk zamanlarında ordu-muzun galebelerini bildiren ve Ber-lin duvarlarına yapıştınlan ilânna-meler yerine Rusların zaferleriniyazan kâğıdlar yapıştırılmjğa baj-ladı. Ancak gazeteler içinde Türk-lere muhabbeti olanları her gün as-kerî bir makale yazıyorlar v» bizenasihatler veriyorUrdı...)

1878 Berlin kongresinde Bismarkhâkim bir rol oynarr.ış, AlmanyanınA\ioıpadaki üstünlüğünü ispat et-mişti. Esasen kendisi kongrede (bumeselede sulhü temin için hakem,vazifesini değil, namuslu simsar va-zifesini krbul etiiğinii söylemişti.

Konereden 5onra Rus gazeteleriAlmanya pleyhinde neşriyat yapmışve Avusturya hududu bo\-undnkiRus kıtaları takviye olunmuştu. Bismark Rusyaya karşı Viyana hükû-metine yanaşıyordu.

II Abdülhamid dış sivasetini CRusyayı idare etmek, İnsiltere ile me-sele çıkarmsmak ve Almanyaya Is-tinad etmek) esaslan üzerine kur-muştu. Padişahın Alman İmparato-rile olan dostluklarile, Bağdad de-miryolu meselesi ile, Türk orriusunda Alman mütehassıslannın ve bazıyüksek rütbeli şahsiyetlerin kulla-nılm?sile Alman siyaseti s»rk» dof-ru yönelmis. bulunuyordu.

Bu yolda gelişen siyasî münase-be'ter, o günlerin bazı şartlarının dainzîmamile 1914 Türk - Alman itti-fakını hazırlamış oldu.

(1) Tstanbulda yarım asırlık ra-kayii mühimme.

(2) Sayın Rauf Orbayın Hamidi-ye harekâtı esnasında geminin bi-rinci topcu zsbiti bulunan v» halenemekli binbaşı Ziy» Beyin verdiğiTurhan Paşanm yardığı ve mührü-nii taşıyan bu vesikadaki ibarelermetne alınırkpn sadeleştirilmiştir.

Bir taksi 4 yaşında birçocuğa çarptı

Kasîmpasad» Allbaba sokak 75 nu.marada otnran 4 yajmda Mehlika Üç»r.dün caddedf karşıdan karşıya geçmekİJterken 13357 plâkalı takeinin u d .mesine maruz kalmıştır.. Çarpışm» ne.ticesi mıhteüf yerlerinden yaralananküçük tedavi altma «lınmıj T» saförCemll Korgul baidcında Ukıbat» fe.çilmiştir.

Bir çocuk pencereden düşrüSsmatyada Kumsal lokak 11 numa.

rada oturan Mehnıed Hekimin 5 yasın.vet eden Âli Paşa olmuştu. Müşa- * d a k i ç o c u ğ u C e n ı a l - d ü n

rünileyhin yazdığı ara bulucu tah-riratı (hazinei evrakta) hususî birmahfaza içinde saklattım. Hakika-ten bir diplomat olduğundan ölü-müzayiattandır dedi.) (1).

Türkiye tarihinde geçen asrınacı hâdiselerinden birini 1877 Rusharbi teşkil etmiştir.

Avrupah devletlerin tarafslzlıkla-rını muhafaza ettikleri bu harbdeAlman halkı, Türklere karşı bü-yük bir muhabbet beslemekle be-raber, Alman idarecileri Ruslan

bakarken muvazeneslni kaybederekdiı^mıiş ve vııcıı lunün muhtelif yerîe.rlnden yaralanmıştır. Yaralı çocukHaseki Hastaneslne kaldırılmıs. hldlsehakkınd tahkikata bajlanmıstır.

Kavalıbay davasmda yalanşahidlik sanıklannın

duruşmasıKayahbay davasmda yalan jahidük

yapmaktan sanık 7 kisinin duruşma.sına dün İkinci Ağırzeca mahkemesin.de devam edilraistir.

Mahkeme heyeti blr hususun tetkik!İçin duruşmayı baska güne bırakmıs.tır. Gelecek cels» samklar hakkmdakarar veriimesi beklenmektedir.

Deniz itfaiyesine radarkonulacak

BeledİT» tarafından, fehrlmlı ltfal.veslnin modern çlhazlarla takviyeıtn»ievam edilmektedir. Bu arada denizitfalyeslnln de radarla teçhlzl karar.iajtırılmiîtır. Bu maksadla denlz îtfa.iyeslne takılmak üzert İki aded radarclhazı alınacaktır.

Bir köylü öksürükten tıkanarakÖMU

lyübün Yenlkarly» kBytod» Ali Ka.zeren Islmll blr adam. yakaUndıtı 81c.-ürük nöbetl jonunda nefet alamamakyüzünden ölmüştur.

İşçi Sendikalan Biriifi YapıKooperatifinin konçresl

tıtanbul tsçl Sendlkaları Blrllğl Ta.pı Kooperatlfl Ortaklıjı bufün n a t10 da Ciball Tütün Fabrlkssı blnasın.da fenelik kongresin! akdedecektlr.

l?ç: mesker' aavasında basarılar eld<?eden kooperatifin bllanço yekûnu blrmilyon 76 bin liraya bali2 olmaktadır.

Urfa jrecesfTJrfa Kültür Derneg! tîtanbul fub««l

yarın akfam Taksim Belediy» gazino.sunda bir gece tertlb etmijtir. Toplan.tıda mahalH oyun ve aaı eklplerl debulunacaktır.

Bir kahkaha attı- Bunda pek ?ü-lünecek bir jey vardı her halde onagött.

HER AKŞAM

GALATASARAY T U R K U A Z SAZ SALONUNDA

MUALLA GÖKÇAY

Muszzam programa ilâvetenbüyük fedakârlıklarla teminettiğimiz yüksek ses sanatkân

Muallâ GökçayHer akşam seanslarma devam

etmektedir.

ı\ A N A•iusümirn itibaren HER ,\KŞA.A.i

Hind ATEŞ DansınıMüsterilerimize takdim edileeektlr.

wmm

Dansöz N A N A

Bugün ssat 14.30 da tekmil programla İÇKİSİZ AtLE MATİNESİ. Suarede masalaf numaralıdır.Evvelden kapatılnıası rica olunur. Telefon: 49037

PUO1< NİMBUS'UN »İACEB

Büyük Adli

Nason Sokağı Cinayeti!

Beri, cinayeti na«l ^«dlflnl WK0B t*f«mutU« «a-lattı: Ayın 25 inci cuma günü aksamın «laca karanhtınd*,herkes kuır.ara dalmışkcn kon ğa gire: ek tavan arasınsçıkmıştı. Herif orada yanına almak lhtlyatında bulundu-

ğu ekmek ve ptt te.~ie karnırı coyuımuş ve pazar »abfth;Madam Mazel'in kiliseye gitmesinden lstlfade İle tyaftıinip karyolasının altına saklanmıstı. Aksam,iplerini kestikten sonra biraı uyumuj ve kadın yataiatınca uyanmıstı.

G«ceyarı»ı olunca Beri, kadınm «TIKÎUSUM k«n»*tgetirerek »aklandığı yerden çıkmıgtı. Fakat Mad«.m Max*l

nenüz uyanmıstı. Beri bunun üzcrine: «Bana para r»rirısize bir sey yapmam» demişti. Fakat kadm evvell çınfi-rağın ipini çekmi$, bunun kesilmis oldugunu görünce b*-ğırmağa başlamıştı. Beri de elile ağzını kapamıj v» bıça-ğını cekerek rastgele caplamağa baglamı$tı.

Kadın bir kaç dakika çabalamıa, fakat nlhay«4 k««(l»-rek yatagın üstüne yığılmıjtı. Beri bu kadirla lktlla ttmi-yerek vurmağa devam etmisti. Sonra kasanm anahtannıdolabdan alarak acmıs ve Madam Mazel'in ısatile bir mlk-tar parasını almıştı. Satılma« ror olduftunu tahmln «ttljimücevherata dokunmamıştı. tjini bu luretle jördüktensonra ajağı inmis ve kapıyı ac»rak loktga fırlâmiftl. Ktşı

şıcırdadığından tckrar kapıtmağa ce»aret »tmemi tL

Beri marlfetini nakle jöyle devam »tti; tZ«t«neereden kaçmağa mecbur olabileceğimi tahmin •ttiğlmd»nyanıma .blr de ip merdiven almıstım. Fakat buna lüzurakalmadığından merdiven aralığma attım. «—Pekl «izin hiçsuç ortağınız yok muydu? Bu lji müjtereken yapmı* olı-btlirsiniz. îyi düjününüz, yakında Allahın huzuruna çık«-cak»ınıx...» «— Ben doğruyu »öyledim. Hic bir »uc orta|ımyoktu. Bu 1*1 kendim tasarladım ve kimsey« »oyl«med«asonuna kadar götürdüm. Zaten Lebnıa'U ifbirliği *tml#olsaydım konağa iki gün »vvelinden (rinn«me lüzum k»l-mazdı.» Adamın hakkı vardı. Lebrun 30 m«rt 1794 tarihliblr kararla ladel Itibar etti. Röne de bedbaht vekllharcınveresesine annejinln vasiyetname ile bıraktijı altı binfrangı ödemek mecburiyetind» kaldı.

— 8 O H —

Türkiyede ne?ri hakkı yalnu gazetemize aiddir.

Türk Tabibler Birliği birneıredecek

Haber aldı|ımııa för» TUrk Tablb.ler Blrllğl pek yakında blr dergl neş.retmeye başîayacaktır.

Bütün Türk hekim ve dt» hekmlerinibir araya toplayan bu birligin merkezkonseyl. Türk hekimlik camiasının nA.?iri efkârı olarak bir mccmııa nesrinikarsrlsştlrmıştır. «Tiırk Tabibleri Blr.1İJ1 Dergisi» »imdilik üç ayda bir cı.kacak ve gayrisiyasl. Hmî vtblr karakter tajıyacaktır.Bekdiyenin çıkaraca*ı tahviller

ikramiyeM mi olacak?Emlnönü . Unkapanı yolunun açıl.

msında lmllanılacak 50 milyon liralıkdah:Iİ îahvüâtıp. lkranıi:.et: oîun nl:na.ması etrafında lcab edenlerle görüjmeküzere Belediye Onarım Subesi MüdürüSaffet Ankaraya gitmlstir.Beylerbeyi ilkokulıında tören

Dün Beylerbeyi ilkokulunrts yavrukurtlıırın uzmanlık tlirenl yapılmıs'T-Törende çocuk velilcri v« ddvetlllerhaıır bulunmujtur.Milliyetçile-r Dernegi tstanbul

şubesinin yeni idare heyetiMiniy*K-ller Ueıııeîl htanljul «ubesl

İdare l.rynl ir-yllınij vc fsnüvel* ff\_ıtljllr. OiŞkinhia HulKI lluUnıl,! ı(l[kâtlbllge Pertev Aşcıoğlu, muhasiblijetshak Mehmed Somuoîlıı. »lahklar»Brrtolnn Özbenlı v» Utuı Kokt«n I«.

yenî bir »tommerkezi

Londra 27 (a.a.) — Dftfly 1S«-press gazetesinin büdirdiğins B'jreTamise nehrinin ağzında, Londra-dan takrib«n 60 kilometre mesal«<ieyenl bir atom arastırma merkezlkurulmuştur.

Yeni merkezde hidrojsrı İMJBîbsîi• da dahll olmak ttzer» atorn brttrı-bası v» obüslerl İçin kapaül Imaledilecektir-

Doğu AlmanyadaBerlin 27 (a.a.) — Batı Berlln

antikomünist haberler bürosundandün gece bildirildiğine BÖre. rtafruAlmanyanın Çekoslovak hududuneyakın Ave bolgesinde büyıik bir

1 atom merkezl insasına ba|lannuştır.

Don Budge tenis« veda ettiLondra 17 (SHA) _ Uzun «*-

mandanberi Jack Kramer ile birlik-t» pıufesyonel tenisçiler turupunda'uuiuııan dıuıyanın *tı ıue;hur tenlj-yilerinden v» eıkl Wimbledon şam-piyonlarından Don Budge, t»ni»

i müssb^kaların* bb dnhı kafalmâ»i mak üzer* vada etmijtir.