Çukurova ÜnĐversĐtesĐ yÜksek lĐsans tezĐ bilim …library.cu.edu.tr/tezler/5882.pdf ·...
TRANSCRIPT
ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ
FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
Bilim ÜNLÜ
ĐSKENDERUN KÖRFEZĐ (KUZEYDOĞU AKDENĐZ) FĐTOPLANKTON
BĐYOMASI ĐLE DENĐZ SUYUNA AĐT BAZI FĐZĐKSEL VE KĐMYASAL
PARAMETRELERĐN MEVSĐMSEL DEĞĐŞĐMLERĐNĐN
SAPTANMASI
SU ÜRÜNLERĐ ANABĐLĐM DALI
ADANA, 2006
ÖZ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
ĐSKENDERUN KÖRFEZĐ (KUZEYDOĞU AKDENĐZ) FĐTOPLANKTON BĐYOMASI ĐLE DENĐZ SUYUNA AĐT BAZI FĐZĐKSEL VE KĐMYASAL
PARAMETRELERĐN MEVSĐMSEL DEĞĐŞĐMLERĐNĐN SAPTANMASI
Bilim ÜNLÜ
ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ SU ÜRÜNLERĐ ANABĐLĐM DALI
Danışman: Doç. Dr. Sevim POLAT Yıl:2006, Sayfa 42 Jüri : Doç.Dr. Sevim POLAT
Prof. Dr. Dursun AVŞAR Prof. Dr. Ferit KARGIN
Bu çalışmada, Đskenderun Körfezi’nin doğu kıyılarından yer alan, Đskenderun Demir Çelik fabrikası açıklarının fitoplankton biyoması klorofil a içeriği yönünden incelenmiştir. 2004-2005 yılları arasında mevsimsel olarak gerçekleştirilen örnekleme çalışmalarında klorofil a’nın yanı sıra, besleyici elementler, Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı, Askıda Katı Madde gibi kirlilik göstergesi olabilecek parametreler de incelenerek körfezin bu özellikler yönünden şu anki durumu hakkında fikir edinilmeye çalışılmıştır. Çalışmada kıyıdan açığa doğru yer alan bir hat üzerinde 7 örnekleme istasyonu seçilmiş, örneklemeler yüzeyden ve istasyon derinliğine göre standart derinliklerden yapılmıştır. Çalışmadaki en düşük klorofil a değeri 0.04µg l-1 olarak Haziran 2005’te, en yüksek klorofil a miktarı ise 2.86µg l-1 ile Mart 2005’te saptanmıştır. Besleyici elementlerden fosfat, nitrat+nitrit, amonyum ve silikat sırasıyla 0.047-0.76µM, 0.37-6.9µM, 0.21-2.90µM ve 0.56-5.88 µM aralıklarında bulunmuştur. Nitrat, silikat ve amonyum en yüksek düzeye Mart 2005’te ulaşırken, en yüksek fosfat değeri Haziran 2005’te bulunmuştur. Klorofil a ve besleyici elementler kıyıya yakın istasyonlarda daha yüksek düzeylerde bulunmuşlardır. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı 12-91mg l-1, Askıda Katı Madde ise 24-54mg l-1 aralıklarında değişim göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Klorofil a, Besleyici Elementler, Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı,
Askıda Katı Madde, Đskenderun Körfezi.
I
ABSTRACT
MSc THESIS
DETERMINATION OF SEASONAL CHANGES OF PHYTOPLANKTON BIOMASS AND SOME PHYSICOCHEMICAL PARAMETERS
OF SEA WATER IN THE ISKENDERUN BAY (NORTHEASTERN MEDITERRANEAN)
Bilim ÜNLÜ
DEPARTMENT OF FISHERIES
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor: Assoc.Prof. Dr. Sevim POLAT Year: 2006, Page: 42 Jury : Assoc.Prof.Dr. Sevim POLAT
Prof. Dr. Dursun AVŞAR Prof. Dr. Ferit KARGIN In this study, seasonal variations of phytoplankton biomass in term of chlorophyll a was investigated at the east coast of Đskenderun Bay. Samplings were performed on seasonal basis between the years of 2004-2005. Seven sampling stations were selected through a transect from coast to the offshore. Sampling was conducted from surface waters and standart depths according to depth of stations. In addition to chlorophyll a, the analysis of inorganic nutrients and some pollution parameters such as Biochemical Oxygen Demand and Total Suspande Solids were conducted. The present status of the bay in terms of these parameters were tried to be determined. The lowest chorophyll a value was determined as 0.04µg l-1 in June 2005, and the highest value (2.86µg l-1) was found in March 2005. The concentrations of phosphate, nitrate+nitrite, ammonia and silicate varied in the range of 0.047-0.76µM, 0.37-6.9µM, 0.21-2.90µM and 0.56-5.88µM, respectively. Chlorophyll a and nutrients were found higher at the stations close to the coast. Biochemical Oxygen Demand values ranged between 12 and 91mg l-1 and the concentrations of Total Suspanded Solids ranged between 24-54mg l-1.
Key Words: Chlorophyll a, Nutrients, Biochemical Oxygen Demand, Total Suspanded Solids, Đskenderun Bay.
II
TEŞEKKÜR Yüksek Lisans eğitimim boyunca, yardımını ve desteğini gördüğüm değerli danışman
hocam Doç. Dr. Sevim POLAT’a, yardımlarını esirgemeyen Araş. Gör. Mine Perçin
OLGUNOĞLU’na, bazı kimyasal analizlerin yapımında yardımını gördüğüm Çevre
Mühendisliği Bölümünden Dr. Turan YILMAZ’a, örnekleme ve laboratuvar çalışmalarıma
yardımcı olan Yüksek Lisans öğrencisi arkadaşım Pelin KAHYALAR’a ve tezimin yazım
aşamasında yardımlarını gördüğüm Yüksek Lisans öğrencisi arkadaşım Ruhay ALDIK’a
sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
III
ĐÇĐNDEKĐLER SAYFA
ÖZ …………………………………………………………………….. I
ABSTRACT ………………………………………………………….. II
TEŞEKKÜR …………………………………………………………. III
ĐÇĐNDEKĐLER ……………………………………………………… IV
ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ …………………………………………….. VI
ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ ...……………………………………………… VII
1. GĐRĐŞ ...…………………………………………………………… 1
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR ………………………………………... 4
3. MATERYAL VE YÖNTEM ……………………………………. 10
3.1. Örnekleme Alanı ve Đstasyonların Belirlenmesi ……………… 10
3.2. Su Örneklerinin Alımı ve Analizler ………….………………... 11
3.2.1. Besleyici Element Analizleri ……………………………... 11
3.2.1.1. Fosfat (PO4-P) Analizi ……………………………….. 11
3.2.1.2. Nitrat+nitrit (NO3+NO2)-N Analizleri ……………….. 12
3.2.1.3. Silikat Analizi ( [Si(OH)4]-Si) ………………………... 12
3.2.1.4. Amonyum (NH4-N) Analizi …………………………. 12
3.2.2. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı Analizi …….…………… 13
3.2.3. Askıda Katı Madde Analizi ……….……………………… 13
3.2.4. Klorofil a Analizi ………………………………………… 13
4. BULGULAR ……………………………………………………… 15
4.1. Fiziko-kimyasal Parametreler ..………………………………… 15
4.1.1. Sıcaklık ………………………………………………….. 15
4.1.2. Tuzluluk .………………………………………………… 16
4.1.3 pH .………………………………………………………. 17
4.1.4. Seki Disk ……………………………………………….. 18
4.1.5. Besleyici Elementler .……………………………………. 19
4.1.5.1. Fosfat (PO4-P) ..………………………………………. 19
IV
4.1.5.2. Nitrat+nitrit (NO3+NO2)-N ..…………………………. 20
4.1.5.3. Silikat [Si(OH)4]-Si .………………………………….. 22
4.1.5.4. Amonyum (NH4-N) .……….…………………………. 23
4.1.6. Biyokimyasal Oksijen Đhyacı …….……………………….. 24
4.1.7. Askıda Katı Madde ………….……………………………. 25
4.2. Klorofil a ..…………………………………………………… 26
5. TARTIŞMA VE SONUÇ ….………………………………………. 30
5.1. Tartışma ..……………………………………………………….. 30
5.2. Sonuç ..………………………………………………………….. 36
KAYNAKLAR ………………………………………………………. 38
ÖZGEÇMĐŞ .………………………………………………………….. 42
V
ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ
SAYFA
Çizelge 4.1. Seki disk değerlerinin mevsim ve istasyonlara göre
Değişimi …………………………………………………….
18
Çizelge 4.2. Klorofil a ile fizikokimyasal parametreler arasındaki
korelasyon katsayıları ………………………………………
28
VI
ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ
SAYFA
Şekil 3. 1. Çalışma alanı ve örnekleme istasyonlarının konumu ……... 10
Şekil 4. 1. Yüzey Suyu Sıcaklık ve Tuzluluk değerlerinin Mevsim ve
Đstasyonlara Göre Değişimi ……………… ………………….
15
Şekil 4.2. Sıcaklık ve Tuzluluğun Su Kolonunda Mevsim ve Đstasyonlara
Göre Dikey Değişimi ……........................................................
17
Şekil 4.3. Yüzey Suyu pH’ının Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi ...
18
Şekil 4.4. Yüzey Suyu Fosfat Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara
Göre Değişimi .……………………………………………….
19
Şekil 4.5. Yüzey Suyu Nitrat+nitrit Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara
Göre Değişimi ………………………………………………..
20
Şekil 4.6. Su Kolonunda Fosfat, Nitrat+nitrit, Silikat ve Amonyum
Düzeylerinin Mevsimlere Göre Dikey Değişimi………………
21
Şekil 4. 7. Yüzey Suyu Silikat Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre
Değişimi .……………………………………………………
22
Şekil 4. 8. Yüzey Suyu Amonyum Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara
Göre Değişimi .……………………………………………..
23
Şekil 4. 9. Yüzey Suyu BOĐ Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre
Değişimi ..…………………………………………………..
24
Şekil 4.10. Yüzey Suyu Askıda Katı Madde Düzeylerinin Mevsim ve
Đstasyonlara Göre Değişimi ..…….……………………….
25
Şekil 4.11. Yüzey Suyunda Klorofil a Düzeylerinin Mevsim ve
Đstasyonlara Göre Değişimi ………………………………
26
Şekil 4.12. Su Kolonunda Klorofil a düzeylerinin Mevsimlere Göre Dikey
Değişimi ……………………………………………………
27
VII
1. GĐRĐŞ Bilim ÜNLÜ
1
1. GĐRĐŞ
Denizlerde ve okyanuslarda üretim, klorofil taşıyan bitkisel organizmalarla
başlamaktadır. Sucul bitkisel canlılardan fitoplankton, suda serbest olarak yaşayan,
hareket organelleri olsa bile, sınırlı hareket edebilen ve bu nedenle de su
hareketlerinin etkisi ile az çok pasif şekilde yer değiştiren çoğu mikroskobik
organizmalar olarak tanımlanır. Fitoplankton yeryüzündeki vejetasyonun %25’inden
fazlasını oluşturmaktadır (Jeffrey and Mantoura, 1997). Büyük çoğunluğu klorofil
taşımalarından dolayı ototrofik olan fitoplanktonik organizmalar, ışıkta fotosentez
yoluyla karbondioksit ve inorganik maddelerden organik madde üretirler. Güneş
ışığının fotosentezde kullanılabilir kimyasal enerjiye dönüştürülmesi yeşil renkli
klorofil pigmenti sayesinde olmaktadır. Fotosentetik pigmentlerin renkleri,
absorbladığı değil, yansıttığı ışığın dalga boyundan ileri gelmektedir. Yani klorofil
pigmenti yeşil ışığı yansıttığı için yeşil renkte görünmektedir. Fotosentez olayı da
yalnızca klorofil içeren bitkisel organizmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu
fonksiyonları nedeni ile fitoplanktonik canlılar sucul ekosistemlerde birincil
üreticilerdir ve zooplanktondan başlayarak, sudaki hayvansal organizmaların
beslenmesinde doğrudan veya dolaylı olarak büyük öneme sahiptirler (Piner, 2001).
Fitoplanktonun, denizlerdeki fotosentezin % 90’ını oluşturduğu belirtilmektedir
(Kennish, 2001).
Denizel ortamlarda üretim ve verimlilik tahminleri yapabilmek için öncelikle
fitoplankton biyomas düzeylerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu da fitoplankton
yoğunluklarının nicel olarak analizini gerektirmektedir. Böylece sucul ortamların
birim alan yada hacimdeki ürün miktarı ile verimlilik düzeyleri hakkında fikir
edinilebilmektedir.
Fitoplankton biyomasının hesaplanmasında kullanılan klorofil a analizi
yöntemi, bu pigmentin tüm fotosentetik alg gruplarında bulunması, analizinin kolay
olması ve kısa sürede yapılabilmesinden dolayı en fazla kullanılan yöntemlerden
biridir (Polat, 2002a). Klorofil a’ nın denizlerde fitoplanktonun biyomas indikatörü
olduğu 40 yıldan beri bilinmektedir (Jeffrey and Mantoura, 1997). Fitoplankton
biyomasının belirlenmesinde hücre hacimlerinin ve karbon miktarlarının belirlenmesi
1. GĐRĐŞ Bilim ÜNLÜ
2
gibi yöntemler de kullanılmakla birlikte, sözü edilen bu yöntemlerin
uygulanabilmesi oldukça fazla zaman gerektirmektedir. Bu nedenle tür
kompozisyonu hakkında bilgi vermese de klorofil a halen en fazla kullanılan
biyomas belirleme yöntemlerinden biridir. Klorofil a fitoplankton biyomasının bir
ölçüsüdür ve ortamın trofik düzeylerine göre sınıflandırılmasında kullanılmaktadır.
Klorofil a miktarları fitoplankton büyümesinin de bir göstergesi olduğundan,
fitoplanktona etki eden çevresel faktörler bu organizmalardaki klorofil a miktarlarını
da etkilemektedir. Bu faktörler besleyici element miktarları gibi suyun kimyasal
özellikleri olabileceği gibi, ışık ve sıcaklık gibi fiziksel özellikleri de olabilir
(Kayaalp ve Polat, 2001).
Doğu Akdeniz üretim açısından oligotrofik özellik göstermektedir.
Đskenderun Körfezi kıyısında yerleşim alanlarının yanı sıra, gübre fabrikası, demir
çelik fabrikası, petrol boru hattı gibi çok sayıda sanayi tesisi bulunmaktadır. Körfezin
kuzey batı kıyılarında termik santral, petrol boru hattı, gübre fabrikası yer alırken;
kuzey ve doğu kıyısında demir çelik fabrikası, deri fabrikası ve Đskenderun Limanı
bulunmaktadır. Bunun yanında körfez çevresindeki kıyısal alanlarda tarımsal
faaliyetler yoğun olarak yapılmaktadır. Sanayi tesisleri ve limanlar körfezde yoğun
bir deniz trafiğine de neden olmaktadır. Tüm bu faktörler körfezin yoğun bir kirlilik
tehdidi altında kalmasına yol açmaktadır. Bunların yanında karasal kesimde sulu
tarımın bol besleyici element taşıyan drenaj kanalları bölgenin en önemli
nehirlerinden biri olan Ceyhan Nehri yoluyla körfeze dökülmekte, bu nedenle
körfeze bol miktarda besleyici element girdisi olmaktadır. Körfeze olan girdilerin
fazlalığı ve etkin dip karışımı nedeniyle Đskenderun Körfezinde besleyici element
ve birincil üretim düzeyleri açık deniz kesimlerine göre daha yüksektir (Yılmaz ve
ark. 1992; Avşar, 1996).
Besleyici elementlerden azot canlıların yaşamı için kaçınılmaz temel
elementlerdendir. Canlıların yapıtaşını oluşturan aminoasit ve proteinlerin yapısında
bulunur (Kocataş, 1992). Planktonik algler nitrat ve amonyak tuzlarını, bazı mavi
yeşil alglerde atmosferdeki azotu kullanabilirler. Planktonik algler fosfordan ise
ortofosfat şeklinde yararlanırlar. Birkaç fitoplankton türü organik fosforu
kullanabilmektedir. Sucul ortamdaki fosfor miktarı litrede 1mg gibi çok düşük
1. GĐRĐŞ Bilim ÜNLÜ
3
miktarda olduğu için bir çok tür daha sonra kullanmak üzere hücrelerinde fosforu
daha yüksek miktarda biriktirebilirler. Fosforun ortamda artması ise, inhibitör
olmasına yol açabilir (Cirik ve Gökpınar, 1993). Alg patlamalarına bağlı olarak
fotosentetik üretim artışının, besin zincirinin daha yüksek seviyeleri için daha fazla
besin sağlayabileceği düşünülebilmekle birlikte, alglerin fazla artışı gerçekte besin
zincirlerindeki pek çok yüksek seviyeye zarar verebilmektedir (Demirsoy ve ark.,
2000)
Ortamda yüksek düzeyde besleyici element olması durumunda fitoplankton
arzu edilmeyecek düzeyde çoğalarak suyun kalitesini bozabilmektedir. Bu durum,
plankton biyomasının aşırı artışına yol açabilmekte, suda organik kirlilik baş
gösterebilmektedir. Bu artışlar bazen toksik özellik gösterebilmekte, ortamdaki diğer
canlıların yaşamına ve tür çeşitliliğine olumsuz etki yapabilmektedir (Jeffrey ve
Mantoura, 1997; Ilgar, 2002). Bu nedenle, Đskenderun Körfezi gibi kirlilik tehdidi
altında olan bir bölgede kirlenmeye ilk tepki veren canlı grubu olan fitoplanktonik
organizmaların biyomas değişimlerinin izlenmesi oldukça önem taşımaktadır. Böyle
bir çalışmada, fitoplankton biyomasının yanı sıra ortamdaki besleyici element
düzeylerinin de belirlenmesi, bunların kirlilik yaratacak düzeylerde olup olmadığının
yanı sıra, fitoplankton biyomasına etkilerinin de görülmesine katkı sağlayacaktır.
Bu çalışmada, Đskenderun Körfezinde fitoplankton biyoması klorofil a içeriği
yönünden incelenmiş, mevsimsel olarak yapılan örnekleme çalışmalarında klorofil
a’nın yanı sıra besleyici elementler, biyolojik oksijen ihtiyacı, askıda katı madde
gibi kirlilik göstergesi olabilecek parametreler de incelenerek körfezin bu özellikler
yönünden şu anki durumu hakkında fikir edinilmeye çalışılmıştır.
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Bilim ÜNLÜ
4
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR
Fitoplankton biyomasının tahmininde klorofil a miktarlarının belirlenmesine
yönelik çalışmalar tüm dünya denizlerinde çok uzun yıllardır yapılmaktadır. Klorofil
a miktarının belirlenmesi birincil üretim, fitoplankton ekolojisi ve fizyolojisi gibi
çalışmaların yanı sıra ikincil üretim, balık üretim miktarlarının tahmini, ötrofikasyon
düzeylerinin saptanması gibi farklı çalışmalarda kullanılan çok yaygın bir
yöntemdir. Bu nedenle yalnızca fitoplankton biyomasının belirlenmesine yönelik
çalışmaların yanı sıra, farklı amaçlar için yürütülen çalışmalarda da klorofil a
düzeylerine yer verilmektedir. Fitoplankton yoğunluğu ve biyomasının belirlenmesi
konusunda tüm dünya denizlerinde olduğu kadar Akdeniz’de de oldukça fazla
çalışma bulunmaktadır.
Azov (1986) yaptığı çalışmada, Doğu Akdeniz’de, Levantin Havzasında
klorofil a düzeylerini araştırmıştır. Bir yıl süre ile kıyıda 2 km ve 10 km uzaklıkta
olan 2 istasyonda çalışmış ve pelajik sulardaki klorofil a yoğunluğunun dünya
okyanuslarının en oligotrofik derin deniz bölgeleri ile karşılaştırılabilecek düzeyde
olduğunu belirtmiştir. Kış ve ilkbahar mevsimlerinde neritik istasyonda, fitoplankton
miktarı ve birincil üretimde önemli değişimler olduğunu saptamış ve bu durumun
özellikle pelajik istasyonu etkilediğini belirtmiştir. Fitoplankton patlamalarının
çoğunun fosfor miktarındaki yükselme ile bağlantılı olduğu, klorofil a ile fosfor
düzeyi arasında doğrusal bir ilişki bulunduğu saptanmıştır.
Berman ve ark. (1986) Doğu Akdeniz’de Đsrail kıyılarında 1981 ve 1984
yılları arasında yaptıkları çalışmada fitoplankton biyomas dağılımını ve birincil
üretimi incelemişlerdir. Çalışma sonunda klorofil a değerlerinin neritik bölgede
derin bölgelere göre daha yüksek olduğunu, aynı zamanda neritik istasyonda klorofil
ve birincil üretim değerlerindeki dalgalanmaların derin sulara göre daha fazla olduğu
belirtilmiştir. Klorofil a’nın mevsimsel dağılımı göz önüne alındığında, kış sonu ve
ilkbahar başında en yüksek düzeye ulaştığı gözlenmiştir.
Kıdeyş ve ark.(1989), Kuzeydoğu Akdeniz’deki Erdemli açıklarında Kasım
1984 – Ekim 1985 tarihleri arasında, net fitoplankton populasyonlarındaki mevsimsel
kalitatif ve kantitatif değişimleri incelemişlerdir. Örnekleme süresince toplam 38
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Bilim ÜNLÜ
5
cinse ait, 111 tür ve varyete (62 diatom, 47 dinoflagellat ve 2 silikoflagellat)
tanımlanmıştır. Diatomların baskın grubu oluşturduğu ve sentrik diatomlar ile temsil
edildiği bunlardan Chaetoceros ve Rhizosolenia cinslerinin yoğun bulunduğu
belirlenmiştir.
Delgado, (1990) Batı Akdeniz’in bir bölümünü oluşturan Alboran Denizi’nde
Ocak ve Nisan 1982’de fitoplanktonun nitel ve nicel değişiminin yanı sıra klorofil
a düzeylerini de incelemiştir. Fitoplankton yoğunluğu ver klorofil a düzeylerinin
Nisan ayında daha yüksek olduğu ve klorofil a’nın 1.8 µgl-1 düzeylerine çıktığı
saptanmıştır. En yüksek değerlerin yüzeye yakın derinliklerde olduğu, ancak açıktaki
istasyonlarda 20-30m’de yoğunlaştığı belirlenmiştir. Alanda upwelling etkisi ve
Atlantik Okyanusundan gelen sulardan dolayı besleyici element düzeylerinde ve
fitoplankton biyomasında önemli varyasyonların olduğu belirtilmiştir.
Yılmaz ve ark.(1992) Kuzeydoğu Akdeniz’de yer alan Đskenderun
Körfezi’nde 1980-1989 yılları arasında mevsimsel olarak gerçekleştirdikleri
çalışmada besleyici element, klorofil a ve birincil üretim düzeylerini
belirlemişlerdir. Çalışma sonunda besleyici elementlerden fosfat, nitrat ve silikat
sırasıyla 0.1-1.5µg at l-1, 0.5-12 ve 1-11µg at l-1 aralıklarında bulunmuştur. Klorofil
a ise 0-6.5µg l-1 arasında değişim göstermiştir. Körfezde birincil üretim değerlerinin
açık denize göre 2-4 kat daha yüksek olduğu, bunun da karasal girdiler ve etkin
karışımdan ileri geldiği belirtilmiştir. Körfezde yüksek besleyici element ve birincil
üretime rağmen oksijen azlığı ve ötrofikasyon görülmemiştir. Bunun nedeni olarak,
körfezin denizle olan geniş bağlantısı sonucu oksijence zengin suların körfeze
girmesi ve karışımı sağlayan bölgedeki etkin rüzgar sistemi gösterilmiştir.
Yılmaz ve ark. (1994), Kuzeydoğu Akdeniz’de 1988 ve 1989 yıllarında
yaptıkları örnekleme çalışmalarında fitoplankton biyomasını belirlemek üzere nisbi
floresans şiddetini ölçmüş ve klorofil a analizi yapmışlar, elde ettikleri sonuçları
karşılaştırmışlardır. Aynı lokalitede derinlik profillerinde nisbi floresans şiddeti ve
klorofil a miktarları arasında önemli düzeyde pozitif ilişki bulmuşlardır. Derin
klorofil maksimumunun mevsime göre 50-120m arasında değişim gösterdiği
bulunmuştur. Aynı zamanda floresans maksimumunun derinlik dağılımının da
karışım ve hidrokimyasal olaylar ile yakından ilişkili olduğu saptanmıştır.
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Bilim ÜNLÜ
6
Panayotidis ve ark. (1994), Akdeniz’de Yunanistan’ın batı kıyısında yer alan
Amvrakikos Körfezi’nde hidrografik parametreler ve zooplanktonun yanı sıra
klorofil a değerlerinin de mevsimsel değişimini incelemişlerdir. Çalışma sonunda
klorofil miktarları referans istasyonda düşük saptanmış ve en düşük değer 0.11µg l-1
olarak saptanmıştır. En yüksek değerler ise, kıyıya yakın istasyonlarda saptanmış ve
44.8µg l-1 olarak kaydedilmiştir. Alanda nehir girdileriyle oluşan düşük tuzluluk ve
yüksek besleyici element düzeylerinin fitoplankton büyümesini teşvik ettiği ve
yüksek klorofil biyomasına neden olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak alanın klorofil
a değerleri yönünden Yunanistan’daki en ötrofik körfezler ile karşılaştırabilecek
düzeylerde olduğu belirtilmiştir.
Koray (1995), 1978-1990 yılları arasında, Ege Denizi’nin doğu kıyılarında
yer alan Đzmir Körfezi’nin fitoplankton süksesyonu, çeşitliliği ve besleyici
elementlerin mevsimsel değişimlerini araştırmıştır. Çalışma sonucunda fitoplanktona
ait toplam 238 taksa belirlenmiştir. Diatomlar 40 cins, 109 tür, 11 varyete,
dinoflagellatlar 19 cins 98 tür, 34 varyete ve 5 forma olarak tanımlanmıştır.
Jasprica ve Caric (1997), Güney Adriatik Denizi’nde Mali Ston Körfezi’nde
fitoplankton biyomas tahmin parametrelerinden hücre sayıları, hücre hacimleri,
klorofil a ve hücresel karbon miktarlarını belirleyerek bunların bir karşılaştırmasını
yapmışlar ve çevresel faktörlerin bu parametreler üzerine etkilerini incelemişlerdir.
Çalışma sonunda klorofil a değerleri 0.21-6.73µg l-1 aralıklarında bulunmuştur.
Fosfat, nitrat ve silikat ise sırasıyla 0.01-0.33µM, 0.01-9.73µM ve 0.21-7.15µM
aralıklarında değişim göstermiştir. Çalışmada, hücre sayıları, klorofil a, hücre
hacimleri ve hücresel karbon miktarları arasında mevsimlere bağlı olmaksızın önemli
düzeyde korelasyon bulunmuştur.
Ignatiades (1998), doğu Akdeniz’de Güney Ege’de (Cretan Denizi) birincil
üretim ve pigment yoğunluklarını dört istasyonda 1994 yılı içinde dört mevsim
boyunca incelemişlerdir. Ortalama klorofil değeri 4.87mgl-1 olarak bulunmuştur.
Besleyici elementlerden ise fosfat, nitrat ve silikatın ortalama değerleri sırasıyla
0.035, 0.510 ve 1.298µM düzeylerinde bulunmuştur. Birincil üretim ve klorofil a
değerlerinin mevsimsel, alansal ve derinliğe bağlı değişimleri istatistiksel olarak
önemli bulunmuştur. Birincil üretim ve klorofilin besleyici elementlerin sınırlayıcı
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Bilim ÜNLÜ
7
etkisinden oldukça fazla etkilendiği belirtilmiş, elde edilen tüm bulgulardan güney
Ege’nin Akdeniz’in en oligotrof bölgelerinden biri olduğu sonucuna varılmıştır.
Agusti ve Duarte (1999), Atlantik Okyanusu’nun merkezinde su kalitesi ve
klorofil a dağılımını araştırmışlardır. Termoklin tabakasının, Moritanya ve Senegal
açıklarında, kuzey kısım boyunca sığ olduğunu, 20º güney ve 30º güney arasında
dereceli olarak 150m derinliğe ulaştığını belirmişlerdir. Klorofil a miktarının
Kuzeybatı Afrika kıyısında en yüksek seviyede ve güneye doğru dereceli olarak
azaldığı belirlenmiştir. Maksimum ve bütünleştirilmiş klorofil a konsantrasyonunun
yüzey suyunun 1/2 ve 1/5’i olarak çeşitlilik gösterdiğini saptamışlardır.
Herut ve ark. (2000), 1996 Haziranı ile 1998 Mayısı arasında Güneydoğu
Akdeniz kıta sahanlığında (Đsrail açıklarında 120 ve 400m su derinliğinde) iki kalıcı
istasyonda klorofil a ve besleyici element değişimlerini incelemişlerdir. Klorofil
a’nın mevsimsel dağılımı 0.003mg l-1–0.415mg l-1 arasında bulmuşlardır. Sonbahar
ve kış mevsimlerinde 120m den yüksek kesimde 30 mg klorofil a m-2
gözlemlenirken, bunu takip eden ilkbaharda maksimum değer belirlemişlerdir.
Araştırma bölgesinde kış boyunca azalan nitrat ve fosfat miktarlarıyla birlikte zıt bir
durum gözlemlemişlerdir. Ötrofik bölgedeki silikata bakarak diatomların ilkbahar ve
yaz boyunca geliştiklerini rapor etmişlerdir.
Eker ve Kıdeyş (2000), Mersin Körfezi’nde Erdemli kıyısında yer alan bir
limanda belirledikleri nokta istasyonda fitoplankton kompozisyon ve
yoğunluğundaki haftalık değişimleri iki farklı yöntem kullanarak araştırmışlardır.
Temmuz 1995-Haziran 1997 tarihleri arasında alınan örneklerde filtrasyon, Şubat
1996–Mayıs 1996 tarihleri arasında alınan örneklerde çöktürme teknikleri
uygulanmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Her iki tekniğin sonucu
değerlendirildiğinde, toplam 175 fitoplankton türü saptanmıştır. Filtrasyon
uygulanmış örneklerde diatom yoğunluğu dinoflagellatlardan daha yüksek
bulunmuştur. En yüksek diatom yoğunluğu Şubat 1996 ve Haziran 1997 tarihlerinde;
en yüksek dinoflagellat yoğunluğu ise Nisan 1996’da saptanmıştır. Çalışmanın
sonunda fitoplanktonun kantitatif değerlendirilmesinde her iki yöntemin de
kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Bilim ÜNLÜ
8
Konstantinos ve ark. (2001), Yunanistan’ın batısındaki Amvrakikos
Körfezindeki Tsoukalio, Rodia ve Logarou lagünlerinde klorofil a değerlerinin yanı
sıra besleyici element ve partiküler organik maddenin zamansal değişimini
incelemişlerdir. Klorofil a, Logarou lagününde diğer iki lagüne göre daha yüksek
bulunmuş, 1.8-20.9µg l-1 aralıklarında dağılım göstermiştir. Nitrat düzeyleri her üç
lagünde de benzer iken; fosfat Logarou Lagününde diğer iki lagünden daha yükse
düzeylerde bulunmuştur. Logarou Lagününde yüksek balık üretiminin su değişiminin
iyi olması ve yüksek fitoplankton biyomasından ileri geldiği belirtilmiştir.
Kayaalp ve Polat (2001), Đskenderun Körfezi’nin kuzeybatısında yer alan
Yumurtalık Koyu’nda 1997-1999 yılları arasında gerçekleştirdikleri çalışmada
klorofil miktarları belirlenmiş, sonuçlar tüm gözlemli ve eksik gözlemli regresyon
modeline göre analiz edilmiştir. Sonuçta, kullanılan modelin eksik gözlemli veriler
için kullanılabileceği, çünkü tam gözlemli regresyon modeli ile aynı sonucu verdiği
gözlenmiştir. Böylece bu yöntemin klorofil a tahmininde de güvenle
kullanılabileceği belirtilmiştir.
Nincevic ve ark. (2002), Adriatik Denizi’nde bir istasyonda yüzey altı ve
derin klorofil maksimumu düzeylerini 1996-1998 yılları arasında incelemiştir.
Çalışmada klorofil a miktarının yanısıra fitoplankton yoğunluğu, karbon miktarları,
boy grupları ve fitoplankton kommunite yapısı da incelenmiştir. Çalışma sonunda
klorofil maksimumunun 50-75m’de olduğu saptanmıştır. Fitoplankton boy grupları
ve kommunite yapısının mevsimsel olarak değişim gösterdiği, derin klorofil
maksimumunun ilkbaharda diatom baskınlığı ile belirginleştiği bulunmuştur.
Pikoplanktondan Synechococcus sp. nin ise yaz tabakalaşmasında yoğun olduğu
saptanmıştır.
Polat (2002a), tarafından yapılan çalışmada, fitoplanktonda hücre hacimleri
ve hücresel karbon miktarları yönünden biyomas değerleri belirlenerek, bunların
hücre sayımları ve deniz suyunda yapılan klorofil a analizleriyle beraber mevsimsel
değişimleri incelenmiştir. Hücre hacimleri ve karbon miktarlarının hesaplanması,
ülkemizin Kuzeydoğu Akdeniz kıyısında fitoplankton örneklerinde baskın bulunan
23 tür için yapılmıştır. Çalışmada, fitoplankton türlerine ait toplam hacim ve organik
karbon değerleri yaz döneminde en yüksek düzeye ulaşmıştır (74x107µm3l-1 ve
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Bilim ÜNLÜ
9
28.7x106 pg Cl-1). Klorofil a değerleri yaz dönemine kadar benzer düzeylerde
kalırken, yaz dönemi boyunca en yüksek düzeyde saptanmıştır (1.35µgl-1).
Polat ve Işık (2002) tarafından Türkiye’nin kuzeydoğu Akdeniz kıyısında,
Karataş açıklarında yapılan çalışmada, fitoplankton kompozisyonu ve yoğunluğunun
mevsimsel değişimi ve bunları etkileyen fizikokimyasal faktörler incelenmiştir.
Toplam 12 istasyonda 1998-1999 yılları arasında fitoplankton nitel ve nicel olarak
incelenmiş, besleyici element analizleri yapılmıştır. Çalışmada Cyanophyceae,
Bacillariophyceae, Dictyochophyceae ve Dinoplyceae olmak üzere 4 alg sınıfına ait
135 tür ve tür altı taksonomik grup saptanmıştır. En yüksek fitoplankton yoğunluğu
yaz döneminde diatomlardan Hemiaulus membranaceus türünün artışı ile
saptanmıştır. Fitoplanktana ait diversite değerleri yazın en düşük düzeye inmiştir.
Besleyici element düzeyleri en yüksek kış, en düşük yaz döneminde bulunmuştur.
NO3+NO2-N, PO4-P ve silikatın en düşük ve en yüksek değerleri sırası ile 0.20-
8.09µM, 0.04-0.57µM ve 0.33-8.20µM olarak bulunmuştur
Konstantinos ve ark. (2002), Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın Maliakos
Körfezinde klorofil a yönünden fitoplankton biyoması dinamiğini bir yıldan fazla bir
süre için incelemişlerdir. Fitoplanktonun farklı boy gruplarının biyomasa katkısını
görmek amacı ile farklı boy gruplarına ait klorofil a değerleri de saptanmıştır.
Çalışmada ayrıca partiküler organik karbon ve besleyici element düzeyleri de
belirlenmiştir. Çalışmada en yüksek klorofil a değeri 2.65µg l-1 olarak kış döneminde
bulunmuş, mikroplankton ve net planktona ait klorofil değerleri soğuk periyotta,
piko ve nanoplanktona ait klorofil düzeyleri ise sıcak periyotta yüksek bulunmuştur.
Alanda fitoplankton biyomasının besleyici elementlerle ilişkisinin önemsiz olduğu,
yılın büyük bir kısmında azot bileşiklerinin sınırlayıcı düzeylerde olmadığı
görülmüştür.
Koçum (2005) tarafından Ağustos 2000 ve Haziran 2001 tarihleri arasında
yapılan çalışmada, Çanakkale kent merkezi kordon boyundan seçilen 3 noktadan
alınan örneklerde klorofil a ve besleyici element miktarı ölçülmüştür. Klorofil a
miktarının çalışma süresi boyunca 2µM’ın altında olduğu belirlenmiştir. Ölçülen
besleyici element miktarları arasında nitrat miktarının örnekleme süresi boyunca en
yüksek düzeyde bulunduğu saptanmıştır.
3. MATERYAL VE METOD Bilim ÜNLÜ
10
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1. Örnekleme Alanı ve Đstasyonların Belirlenmesi
Çalışma Kasım 2004 ile Haziran 2005 tarihleri arasında Đskenderun
Körfezi’nde gerçekleştirilmiştir. Đskenderun Körfezi Doğu Akdeniz’in kuzeydoğu
köşesinin bir dikdörtgen şeklini alarak güneybatı, kuzey doğu doğrultusunda
Anadolu’ya girinti yapması ile oluşmuştur. Yaklaşık 15km. uzunlukta, 35km.
genişlikte ve 2275km²’lik bir alana sahiptir (Şekil 3.1). Körfezin en derin noktası
100m’ye ulaşırken, ortalama derinlik 70m civarındadır. Örnekleme alanı olarak
körfezin doğusunda, Đskenderun Demir Çelik Fabrikası civarı kıyısal bölgesi ve
açıkları belirlenmiştir. Örnekleme alanında toplam 7 çalışma istasyonu seçilmiştir.
Şekil 3.1. Đskenderun Körfezi ve Örnekleme Đstasyonlarının Konumu
Đstasyonlar kıyıdan itibaren 70m derinliğe varan alandan belirlenmiştir.
Đstasyonların seçiminde, kıyı ve daha derin kesimleri en iyi temsil edebilecek
noktalar göz önünde tutulmuştur. 1. ve 2. istasyonlar kıyıdan itibaren 0-20m derinlik
3. MATERYAL VE METOD Bilim ÜNLÜ
11
katmanından, 3. ve 4. istasyonlar 20-50m derinlik katmanından, 5.,6. ve 7.
istasyonlar ise 50-70m derinlik katmanlarından seçilmiştir. Đstasyonlar 36° 43.3' N
ve 36° 37.5' N, 36° 11.1' E ve 35° 59.5'E boylamları arasında yer almaktadır.
3.2. Su Örneklerinin Alımı ve Kimyasal Analizler
Örneklemeler mevsimlik olarak Kasım 2004, Ocak 2005, Mart 2005 ve
Haziran 2005’te olmak üzere 4 kez yapılmıştır. Belirlenen istasyonlardan
örneklemeler yüzeyden ve standart derinliklerden yapılmıştır. Kıyıya yakın
istasyonlarda yüzeyden ve 10m derinlikten örnekleme yapılırken derin istasyonlarda
istasyon derinliğine göre 70m ‘ye kadar varan derinliklerde dikey örnekleme
yapılmıştır. Dikey örneklerin alımında Universal su alma kabı kullanılmıştır.
Örneklemelerde klorofil a, besleyici elementler, Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı
(BOĐ) ve Askıda Katı Madde (AKM) analizleri için ayrı ayrı örnekler alınmıştır.
Klorofil a analizi için her bir istasyon ve derinlikten 2 lt su örneği alınmıştır.
Besleyici element, BOĐ ve AKM analizlerinin her biri için polietilen şişelere 500’er
ml örnekler alınmıştır. Alınan deniz suyu örnekleri Su Ürünleri Fakültesi
Laboratuarına getirilerek klorofil a analizi için süzme işlemleri ve BOĐ analizleri
hemen yapılmıştır. Diğer taraftan, besleyici element analizleri yapılıncaya kadar
besleyici element örnekleri -18 ºC de derin dondurucuda muhafaza edilmiştir.
Araştırmada yüzey suyu ve su kolonundaki tuzluluk, sıcaklık ve pH ölçümleri
YSI model CTD kullanılarak yapılmıştır. Bulanıklık ölçümlerinde ise Seki Diski
kullanılmıştır.
3.2.1. Besleyici Element Analizleri
3.2.1.1. Fosfat (PO4-P) Analizi
Fosfat analizi, askorbik asit yöntemine göre spektrofotometrik olarak
yapılmıştır (Strickland ve Parson (1972). Deniz suyuna amonyum molibdat ve
potasyum antimonil tartarat eklenerek, asit ortamda ortafosfatla fosfomolibdik asit
3. MATERYAL VE METOD Bilim ÜNLÜ
12
oluşturulmuştur. Daha sonra askorbik asit eklenmesi ile molibden mavisine
indirgeme yapılmıştır. Fosfat yoğunluğuna göre maviye boyanan örnekler
spektrofotometrede 885nm dalga boyunda okunmuştur ve sonuçlar hesaplanarak µM
olarak verilmiştir.
3.2.1.2. Nitrat (NO3+NO2)-N Analizi
Nitrat analizi, Strickland ve Parson (1972)’e göre spektrofotometrik olarak
yapılmıştır. Yöntem deniz suyundaki nitratın kadmiyum-bakır indirgeme
kolonundaki tepkime ile nitrite indirgemesine dayanmaktadır. Ortamdaki nitrit
iyonları sülfanilamid ile tepkimeye girerek pembe renkli azo boyasını
oluşturmaktadır. Bu yöntemle hazırlanan örnekler 543nm dalga boyunda
spektrofotometrede okunmuştur. Kullanılan kör ve standartlar örneklerle aynı işleme
tabi tutulmuş ve sonuçlar hesaplanmıştır. Sonuç değerleri µM olarak verilmiştir.
3.2.1.3. Silikat Analizi [Si(OH)4]-Si
Silikat Analizi, Strickland ve Parson (1972)’e göre spektrofotometrik olarak
yapılmıştır. Yöntem gereği, deniz suyundaki silikat, molibdat çözeltisinin eklenmesi
ile silikomolibdikaside dönüştürülmüş, daha sonrada methol ve oksalik asit eklenerek
silikomolibdat mavi renkli bir bileşiğe indirgenmiştir. Sonuç olarak örnekler ve
standartlar 810nm’de okunmuş ve sonuçlar µM olarak verilmiştir.
3.2.1.4. Amonyum (NH4-N) Analizi
Amonyum analizi Parsons ve ark (1984)’e göre hipoklorit yöntemi esas
alınarak spektrofotometrik olarak yapılmıştır. Deniz suyu katalizör olarak rol
oynayan sodyum nitropurisidin bulunduğu ortamda sodyum hipoklorit ve fenol ile
alkalin sitrat ortamında analiz edilmiştir. Daha sonra örnekler spektrofotometrede
640nm dalga boyunda okunmuştur.
3. MATERYAL VE METOD Bilim ÜNLÜ
13
3.2.2. Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı (BOĐ) Analizi
Deniz suyunda Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı (BOĐ) analizi Standard
Metotlardan (APHA, 1981) göre yapılmıştır. Yöntem, özel hacimli ve hava
sızdırmayan bir kaba konulan örneğin belirli sıcaklıkta (20°C) 5 gün boyunca
inkübasyonu esasına dayanmaktadır. Çözünmüş oksijen yoğunluğunu inkübasyondan
önce ve sonra ölçülmektedir. BOĐ her iki ölçüm arasındaki oksijen farkından
hesaplanmaktadır. BOĐ değerleri mgl-1 cinsinden aşağıda verilen eşitlik kullanılarak
hesaplanmıştır.
BOĐ (mg l-1)= ÇO1-ÇO2 / V
ÇO1: Başlangıçta ölçülen oksijen miktarı (mg l-1),
ÇO2 : Đnkübasyon (5 gün) sonunda ölçülen oksijen miktarı (mg l-1),
V : Örnek miktarı (ml)
3.2.3. Askıda Katı Madde (AKM) Analizi
Askıda Katı Madde analizi standart metotlara göre (APHA, 1981) yapılmıştır.
Analiz için her bir istasyondan 500ml olarak alınan deniz suyu örnekleri önceden
etüvde kurutulup sabit tartımı alınan 47mm çapındaki GF/F filtrelerden süzülmüştür.
Filtre kağıtları, üzerilerindeki süzüntü ile birlikte etüvde 103°C’ de kurutulmaya
bırakılmıştır. Süzüntüyü içeren filtre kağıtları etüvden çıkarıldıktan sonra desikatöre
alınmış ve ardından tartılmıştır. Filtre kağıtları daha sonra tekrar etüvde kurutmaya
alınmıştır. Bu işlemler filtre kağıtlarında sabit tartım elde edilinceye kadar yada bir
önceki tartımın %4’ünden daha az fark elde edilinceye kadar devam etmiştir. Sözü
edilen işlemler tamamlandıktan sonra filtre kağıtlarının başlangıçtaki ağırlığı, sonuç
ağırlığı ve süzülen su miktarı kullanılarak, aşağıda verilen eşitliğe göre AKM
miktarları mg l-1 olarak hesaplanmıştır;
3. MATERYAL VE METOD Bilim ÜNLÜ
14
AKM (mg l-1)= (A-B) x 1000 / örnek hacmi (ml)
A: filtre kağıdının süzüntüyü içeren ağırlığı,
B: filtre kağıdının başlangıç ağırlığı
3.2.4. Klorofil a Analizi
Klorofil a analizi için Parsons ve ark. (1984) tarafından önerilen
spektrofotometrik yöntem kullanılmıştır. Örnekler laboratuara getirildikten hemen
sonra vakumlu süzme düzeneğinde 47mm çapındaki GF/C filtre kağıdından
süzülmüştür. Örneklere süzülmeden önce asiditeyi önlemek amacı ile %1’lik MgCO3
eklenmiştir. Süzme işleminden sonra klorofil a analizi hemen yapılmayacak ise, filtre
kağıtları alüminyum folyolara sarılarak analize kadar -18°C de muhafaza edilmiştir.
Eğer analiz hemen yapılacak ise süzme işleminden sonra filtre kağıtları cam tüplere
konarak, üzerlerine % 90’lık asetondan 10ml. eklenmiş ve kapakları kapatılarak
buzdolabında karanlık bir ortamda bekletilmiştir. 24 saat sonra santrifüj tüplerine
boşaltılarak 3000 rpm’de santrifüj edilmiştir. Santrifüj sonrası üstteki berrak sıvı
pipetle alınmış, spektrofotometre küvetine boşaltılarak 750, 664, 647 ve 630nm dalga
boylarında okumaları yapılmıştır. Her bir dalga boyunda okunan değerlerden Parsons
ve ark. (1984) tarafından verilen formüle göre klorofil a değerleri hesaplanmıştır.
Bulanıklıktan kaynaklanan hatayı gidermek için 750nm’de okunan absorbans
değerleri diğer dalga boyunda okunan absorbans değerlerinin her birinden çıkarılmış
ve ardından klorofil a değerleri aşağıda verilen eşitlikler kullanılarak hesaplanmıştır.
Klorofil a (Kl a) = 11,85 * 664E - 1,54 * 647E - 0,08 * 630E
Klorofil a (µg l-1)= C.v / V
C: 1. eşitlikte hesaplanan klorofil a değeri,
E: Her bir dalga boyunda okunan absorbans değeri,
v: Kullanılan aseton miktarı (ml),
V: Đlk hesaplanmış ve düzeltilmiş klorofil miktarı
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
15
4. BULGULAR
4.1. Fiziko-kimyasal Parametreler
Çalışma yapılan alanda her bir mevsim ve istasyon için sıcaklık, tuzluluk,
besleyici element ölçümleri yapılmış ve elde edilen sonuçlar devam eden bölümlerde
verilmiştir. Araştırmada yüzey suyu sıcaklık ve tuzluluğun mevsimlere ve istasyonlara
göre değişimleri Şekil 4.1 ve Şekil 4.2’de, besleyici elementlerin değişimleri ise Şekil
4.4 ve Şekil 4.8’ de verilmiştir.
4.1.1. Sıcaklık
Çalışma boyunca ölçülen yüzey suyu sıcaklık değerleri Şekil 4.1’de
verilmiştir. Su kolonundaki sıcaklık değerleri ise Şekil 4.2’de verilmiştir. Bütün
istasyonlar göz önünde tutulduğunda, en düşük sıcaklık değeri Mart 2005’te 17°C
olarak, en yüksek sıcaklık değeri ise Haziran 2005’te 27.6ºC olarak bulunmuştur.
Çalışmanın başlatıldığı Kasım 2004’te deniz suyu sıcaklığı 18.6-25.4°C arasında
ölçülmüş, Ocak 2005 örneklemesinde ise deniz suyu sıcaklık değerleri azalarak
18.5°C-18.0°C değerleri arasında değişim göstermiştir. Mart 2005’te deniz suyu
sıcaklıkları yıl içindeki en düşük değerlere inmiş ve 16.6°C ile 19.1°C arasında
ölçülmüştür. Haziran 2005’te ise deniz suyu sıcaklıkları yüzey suyunda artış göstermiş
ancak su kolonunda düşük değerler ölçülmüştür (Şekil 4.2). Bu dönemde sıcaklık
değerleri 16.6-27.6°C arasında ölçülmüştür. Sıcaklığın su kolonundaki değişimi su
karışımının oldukça etkin görüldüğü Ocak ve Mart 2005’te yüzeyden 70m’ye kadar
homojen bir dağılım göstermiştir. Kasım 2004 ve Haziran 2005 dönemlerinde ise su
sıcaklığı yüzeyde 25°C civarında iken, su kolonunda derinliğe doğru giderek azalan
bir dağılım göstermiştir. Bu dönemlerde 70 m’de su sıcaklığı 17-18°C düzeylerine
inmiştir (Şekil 4.2).
Sıcaklık değerleri yönünden mevsimler arasındaki farklılık istatistiksel olarak
önemli bulunmuştur (p<0.01). Buna karşın istasyonlar arasındaki fark önemsiz
bulunmuştur.
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
16
Şekil 4.1. Yüzey Suyu Sıcaklık ve Tuzluluk Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
4.1.2. Tuzluluk
Yüzey suyu ve su kolonunda tuzluğun mevsim ve istasyonlara göre değişimi
Şekil 4.1 ve Şekil 4.2’de verilmiştir. Tüm örnekleme dönemleri göz önünde
alındığında en düşük tuzluluk değeri ‰36.9 ile Haziran 2005’te; en yüksek tuzluluk
değeri ise ‰39.8 ile Ocak 2005’te ölçülmüştür (Şekil 4.1). Kasım 2004’te tuzluluk
değeri ‰38.4-39.6 değerleri arasında değişim gösterirken, Ocak 2005’te bu değerler
‰ 39.6-39.9 arasında değişim göstermiştir. Mart 2005’te tuzluluk değerleri ‰38.40-
39.9 arasında değişim göstermiştir. Haziran 2005’te tuzluluk yıl içindeki en düşük
düzeye inmiş ve ‰ 36.9 ile 38.7 arasında ölçülmüştür. Tuzluluk değerleri su
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
17
kolonunda homojen bir dağılım göstermiş, yüzey suyu tuzluluğu ile farklı
derinliklerdeki tuzluluk değerleri arasında önemli farklılıklar gözlenmemiştir.
Tuzluluk değerleri yönünden mevsimler arasındaki farklılık istatistiksel olarak
önemli iken (p<0.01), buna karşın istasyonlar arasındaki fark önemsiz bulunmuştur.
Şekil 4.2. Sıcaklık ve Tuzluluğun Su Kolonunda Mevsim ve istasyonlara Göre
Dikey Değişimi.
4.1.3. pH
Çalışmada, en düşük ve en yüksek pH değerleri 8.00 ile 8.34 arasında değişim
göstermiştir (Şekil 4.3). Kasım 2004’te pH değerleri 8.01 ile 8.18 arasında
ölçülmüştür. Ocak 2005’te ise pH düzeylerinde hafif bir artış gözlenmiş ve en düşük
ve en yüksek değerler 8.22 ile 8.29 arasında değişmiştir. Mart 2005’te en düşük pH
düzeyi 8.18 olarak ölçülürken; en yüksek değer, aynı zamanda yıl içindeki en yüksek
değer olan 8.34 düzeyinde bulunmuştur. Haziran 2005’te ölçülen en düşük değer yıl
içindeki en düşük değer olup, pH 8.00 olarak ölçülmüştür. Bu dönemdeki en yüksek
değer ise 8.25 olarak ölçülmüştür.
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
18
Şekil 4.3. Yüzey Suyu pH’ının Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
4.1.4. Seki Disk
Çalışma boyunca ölçülen seki disk değerleri Çizelge 4.1.’de verilmiştir. Yıl
içindeki en düşük seki disk derinliği 5.4 m olarak Kasım 2004’te 1. istasyonda
ölçülürken, en yüksek derinlik 19.7 m olarak Ocak 2005’te 7. istasyonda ölçülmüştür.
Kasım 2004’de en düşük ve en yüksek değerler 5.4-19.1m olarak belirlenirken Mart
2005’te 6.2-13.8 m aralıklarında ölçülmüştür. Ocak 2005’te seki disk derinliği yıl
içindeki en yüksek değere ulaşmış ve 9-19.7 m aralıklarında bulunmuştur. Haziran
2005’te kıyıya yakın istasyonlarda seki disk derinliği azalırken, derin istasyonlarda
ölçülen değerler Mart 2005’te ölçülen değerlere benzer bulunmuştur.
Çizelge 4.1. Seki disk değerlerinin mevsim ve istasyonlara göre değişimi (m).
Đstasyonlar Kasım 2004 Ocak 2005 Mart 2005 Haziran 2005 1 5.4 9.5 6.2 6.0 2 5.7 9.0 6.4 6.0 3 13.5 15.0 9.3 6.0 4 12.5 17.0 11.5 14.0 5 13.5 18.0 10.5 14.0 6 19.1 16.0 9.4 18.2 7 19.1 19.7 13.8 19.2
6
7
8
9
1 2 3 4 5 6 7
Đstasyonlar
pH
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
19
4.1.5. Besleyici elementler
Besleyici elementlerden fosfat, nitrat+nitrit, silikat ve amonyumun örnekleme
dönemleri, istasyonlar ve su kolonundaki dikey dağılımı Şekil 4.4, Şekil 4.5, Şekil
4.6, Şekil 4.7, Şekil 4.8 ve Şekil 4.9‘da verilmiştir.
4.1.5.1. Fosfat (PO4-P)
Yüzey suyundaki ve su kolonundaki fosfatın mevsimsel değişimi Şekil 4.4 ve
Şekil 4.6’da verilmiştir. Fosfatın yıl içindeki en düşük yoğunluğu Kasım 2004’de
0,047 µM ile 1., 3. ve 7. istasyonlarda ölçülmüştür. En yüksek fosfat değeri ise 0.76
µM ile Haziran 2005’te 3. istasyonda ölçülmüştür. Kasım ayında sudaki fosfat
yoğunluğu oldukça düşük düzeylerde olup; 0.047- 0.10 µM arasında değişim
göstermiştir. Ocak 2005’te fosfat düzeyleri 0,10-0.47 µM değerleri arasında; Mart
2005’te 0.14-0.28 µM arasında bulunmuştur. Haziran 2005’te ise fosfat, yıl içindeki
en yüksek seviyesine çıkmış ve 0.24 ile 0.76µM arasında değişim göstermiştir. Fosfat
değerleri Kasım 2004 ve Mart 2005 dönemlerinde su kolonunda homojen bir dağılım
gösterirken, Ocak 2005 ve Haziran 2005 dönemlerinde farklı derinliklerdeki fosfat
değerleri arasında önemli değişimler gözlenmiştir (Şekil 4.6).
0
0.2
0.4
0.6
0.8
1 2 3 4 5 6 7
istasyonlar
Fosf
at (∪M
)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.4.Yüzey Suyu Fosfat Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
20
Fosfat değerleri mevsimler arasında istatistiksel olarak önemli farklılık
gösterirken (p<0.01); istasyonlar arasındaki fark önemsiz bulunmuştur (p>0.05).
4.1.5.2. Nitrat + Nitrit (NO3+NO2)-N
Yüzey suyundaki ve su kolonundaki nitrat+nitrit konsantrasyonlarının yıl
içindeki mevsimsel değişimi Şekil 4.5 ve Şekil 4.6’da verilmiştir. Yüzey suyundaki
nitratın yıl içindeki mevsimsel değişimi ele alındığında, en düşük değer 0.37µM ile
Kasım 2004’te 7. istasyonda; yüksek değer ise 6.9µM olarak Mart 2005’te 2.
istasyonda ölçülmüştür.
0
2
4
6
8
1 2 3 4 5 6 7istasyonlar
Nitr
at+
nitr
it ∪∑
M)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.5. Yüzey Suyu Nitrat+nitrit Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
Kasım 2004’te nitrat+nitrit konsantrasyonları 0.37-4.69µM değerleri arasında
değişim göstermiştir. Ocak 2005’te ise 0.68-3.81µM arasında bulunmuştur. Mart
2005’te, en düşük nitrat+nitrit düzeyi 5. istasyonda 0.43µM olarak bulunurken; 2.
istasyonda yıl içinde ölçülen en yüksek nitrat+nitrit değeri olan 6.39µM’a ulaşmıştır.
Haziran 2004’te en düşük değer 4. istasyonda 0.74µM olarak ölçülürken, en yüksek
değer 7. istasyonda 2.61µM olarak belirlenmiştir. Nitrat+nitrit değerlerinin su
kolonundaki dikey dağılımı incelendiğinde, Ocak 2005’te 10m de pik yaparak 4µM
düzeylerine ulaştığı görülmüştür.
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
21
Şekil 4.6. Su Kolonunda Fosfat, Nitrat+nitrit, Silikat ve Amonyum Düzeylerinin Mevsimlere Göre Dikey Değişimi
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
22
Haziran 2005’te ise yüzeyde 3µM’a yakın bir düzeyde iken, yüzeyin altındaki
tabakalarda nitrat+nitrit değerlerinin azaldığı gözlenmiştir. Diğer örnekleme
dönemlerinde ise, yüzey ve alt tabakalar arasındaki nitrat+nitrit değerleri birbirine
yakın değerler sergilemiştir.
4.1.5.3. Silikat ([Si(OH)4]Si)
Yüzey suyundaki ve su kolonundaki silikatın mevsimsel değişimi şekil 4.6 ve
Şekil 4.7’de verilmiştir. Yüzey suyundaki silikatın mevsimsel değişimi
incelendiğinde, en düşük değer 0.56µM ile Haziran ayında 4. istasyonda; en yüksek
değer ise 5.88µM olarak Mart ayında, 5. istasyonda ölçülmüştür.
0
2
4
6
8
1 2 3 4 5 6 7
istasyonlar
Silika
t ( �
M)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.7. Yüzey Suyu Silikat Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
Kasım 2004’te silikat yoğunluğu 1.29-4.59µM değerleri arasında; Ocak
2005’te 1.21-3.22µM arasında değişim göstermiştir. Mart 2005’te silikat düzeylerinde
artış gözlenmiş, değerler 1.93 ile 5.88µM arasında değişmiştir. Haziran 2005’te hafif
bir azalma ile silikat değerleri 0.56-4.27µM arasında ölçülmüştür. Örnekleme
dönemlerine göre su kolonundaki silikat değerleri incelendiğinde, silikat homojen bir
dağılım göstermemiştir. Haziran 2005’te yüzeyde yüksek olan silikat yoğunlukları
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
23
10m’de ani bir azalma göstermiş, 70m’ye kadar 1-2µM aralıklarında dağılım
göstermiştir. Kasım 2004’te ise yüzeyde düşük olan silikat değerleri 50m’de pik
yaparak 4µM düzeylerine kadar ulaşmıştır. Mevsimler arasındaki silikat
konsantrasyonlarındaki değişim istatistiksel olarak önemli iken (p<0.01); istasyonlar
arasındaki değişim önemsiz bulunmuştur (p>0.05).
4.1.5.4. Amonyum (NH4-N)
Amonyumun yüzey suyundaki ve su kolonundaki yoğunluğunun mevsimlere
göre değişimi Şekil 4.6 ve Şekil 4.8’de verilmiştir. Amonyumun yıl içindeki değişimi
incelendiğinde, en düşük değer 0.21µM ile Ocak 2005’te 4. istasyonda ölçülmüştür.
0
1
2
3
4
1 2 3 4 5 6 7
Đstasyonlar
Am
onyu
m (�M
)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.8. Yüzey Suyu Amonyum Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
En yüksek amonyum değeri ise 2.90 µM ile Mart 2005’te 1. istasyonda
ölçülmüştür. Örnekleme dönemlerine göre incelendiğinde, Kasım 2004’te amonyum
miktarı 0.51-1.77µM, Ocak 2005’te 0.21-0.79µM aralıklarında bulunmuştur. Mart
ayında amonyum düzeyinde artış gözlenmiş ve değerler 0.50-2.90µM arasında
değişmiştir. Haziran 2005’te ise en düşük amonyum değeri 0.50µM iken, en yüksek
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
24
değer 1.74µM olarak bulunmuştur. Amonyumun yüzey suyundaki dağılımı
incelendiğinde, kıyıya yakın olan istasyonlarda değerlerin daha yüksek olduğu, yani
kıyıdan açığa doğru amonyum değerlerinin azaldığı gözlemlenmiştir.
Su kolonunda amonyumun dikey dağılımına bakıldığında, örnekleme
dönemlerinde yüzey ve en derin nokta arasında küçük dalgalanmalar görülmüş, ancak
önemli farklılıklar gözlenmemiştir. Yüzey suyu ve 70m arasında amonyum
yoğunlukları tüm dönemlerde genellikle 0.5-1µM aralıklarında dağılım göstermiştir
(Şekil 4.6). Amonyum değerlerinin mevsimsel değişimi istatistiksel olarak önemli
iken (p<0.01); istasyonlar arasındaki değişim önemsiz bulunmuştur (p>0.05).
4.1.6. Biyokimyasal Oksijen Đhyacı (BOĐ)
Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı (BOĐ)’nin yüzey suyundaki yoğunluğunun
mevsimlere göre değişimi Şekil 4.9’da verilmiştir. Yüzey suyundaki BOĐ’nin yıl
içindeki mevsimsel değişimi ele alındığında, en düşük değer 12mg l-1 olarak Ocak
2005’te 4. istasyonda ölçülmüştür. En yüksek BOĐ değeri ise 91mg l-1 olarak Mart
2005’te 5. istasyonda bulunmuştur.
0
20
40
60
80
100
1 2 3 4 5 6 7
Đstasyonlar
BO
Đ (m
g l-1
)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.9. Yüzey Suy BOĐ Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi.
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
25
BOĐ değerleri Kasım 2004 ve Ocak 2005 dönemlerinde 12 ile 40mg l-1
düzeylerinde bulunurken; Mart ve Haziran 2005 dönemlerinde belirgin artışlar
saptanmıştır. Mart ve Haziran 2005 dönemlerinde BOĐ değerleri 61.4 ile 91mg l-1
aralıklarında saptanmıştır. BOĐ değerleri yönünden mevsimler arasındaki farklılık
istatistiksel olarak önemli iken (p<0.01); istasyonlar arasındaki fark önemsiz
bulunmuştur (p>0.05).
4.1.7. Askıda Katı Madde (AKM)
Askıda katı maddenin örnekleme dönemlerine göre yüzey suyundaki değişimi
incelendiğinde, en düşük değer Ocak 2005’te 24mg l-1 olarak bulunmuştur (Şekil
4.10). En yüksek AKM değeri ise Mart 2005’te 4. istasyonda 54mg l-1 olarak
belirlenmiştir. AKM değerleri Kasım 2004 ve Ocak 2005 dönemlerinde daha düşük
düzeylerde bulunmuş; Kasım 2004’te 25.8-33.8mg l-1, Ocak 2005’te ise 24-32mg l-1
aralıklarında değişim göstermiştir. Mart ve Haziran 2005’te ise daha yüksek değerleri
AKM değerleri gözlenmiştir.
0
20
40
60
1 2 3 4 5 6 7
Đstasyonlar
Ask
ıda K
atı M
adde (m
g l
-1)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.10. Yüzey Suyu Askıda Katı Madde Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
26
Özellikle ilkbahar dönemi suda fitoplankton yoğunluğunun arttığı dönem
olduğundan, bu dönemde askıda katı madde değerlerinin yüksek bulunması,
fitoplankton yoğunluğunun artmasından ileri gelmiş olabilir. AKM değerleri
mevsimler arasında istatistiksel olarak önemli farklılık gösterirken (p<0.01);
istasyonlar arasındaki fark önemsiz bulunmuştur (p>0.05).
4.2. Klorofil a
Yüzey suyundaki ve su kolonundaki klorofil a yoğunluğunun mevsimlere ve
örnekleme istasyonlarına göre değişimi Şekil 4.11 ve Şekil 4.12’de verilmiştir.
0
1
2
3
4
1 2 3 4 5 6 7
istasyonlar
Klo
rofil
a (�gl-1
)
Kas.04 Oca.05 Mar.05 Haz.05
Şekil 4.11. Yüzey Suyu Klorofil a Düzeylerinin Mevsim ve Đstasyonlara Göre Değişimi.
Klorofil a değeri tüm yıl örnekleme dönemleri arasında önemli değişimler
gösterdiği gibi, istasyonlar arasında da farklılıklar gözlenmiştir. Çalışmadaki en düşük
klorofil a miktarı 0.04µg l-1 değeri ile Haziran 2005’te 4. istasyonda saptanmıştır. En
yüksek klorofil a miktarı ise 2.86µg l-1 ile Mart 2005’te 1. istasyonda belirlenmiştir.
Kasım 2004 ve Ocak 2005 dönemlerinde klorofil a değerleri örnekleme istasyonları
arasında benzer bulunurken, Mart 2005’te örnekleme istasyonları arasında belirgin
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
27
farklılıklar gözlenmiştir (Şekil 4.11). Örnekleme dönemlerine göre incelendiğinde,
Kasım 2004’te 0.14-1.23µg l-1, Ocak 2005’te 0.32-0.69µg l-1 aralıklarında
bulunmuştur. Mart 2005’te klorofil a yıl içindeki en yüksek düzeylerine çıkmış ve
0.19 ile 2.86µg l-1 arasında saptanmıştır. Haziran 2005’te ve klorofil a yoğunluğunda
azalma olmuş ve 0.04-1.65 µg l-1 değerleri arasında değişim göstermiştir. Klorofil a
yoğunluğu bazı örnekleme dönemlerinde su kolonunda belirgin dalgalanmalar
göstermiştir (Şekil 4.12).
Şekil 4.12. Su Kolonunda Klorofil a Düzeylerinin Mevsimlere Göre Dikey Değişimi.
Kasım 2004’te yüzeyden 30m’ye kadar hafif bir artış görülürken, 40-60m
arasında klorofil a değerlerinde düşüş görülmüş, 70m’de tekrar bir artış
kaydedilmiştir. Mart 2005’te yüzeyde yüksek olan klorofil a değerleri 10m’de ani bir
azalma göstermiş, 10m den itibaren 70m’ye varan derinlikler arasında önemli bir
değişim gözlenmemiştir. Ocak 2005’te klorofil a değerleri su kolonunda homojen bir
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
28
dağılım göstermiştir. Haziran 2005’te ise yüzeyden 50m’ye kadar klorofil a değerleri
homojen bir dağılım gösterirken, 60m’de bir pik yapmış, daha sonra 70m derinlikte
tekrar azalma gözlenmiştir. Klorofil a değerlerinin mevsimler ve istasyonlar
arasındaki değişimi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.01).
Klorofil a düzeyleri ile fizikokimyasal parametreler arasındaki ilişkiyi
belirlemek üzere yapılan korelasyon analizi sonuçları Çizelge 4.2’de verilmiştir.
Çizelge 4.2. Klorofil a ile Fizikokimyasal Parametreler Arasındaki Korelasyon Katsayıları.
Kl a Sıcaklık Tuzluluk Nitrat + nitrit
Fosfat Silikat Amony. pH AKM BOĐ
Kl a - -.269* .084 .497** .000 .641** .697** .466** .338 .361
Sıcaklık - -.281* -.038 .039 -.228* -.182 -.751** -.026 -.118
Tuzluluk - -.032 -.433* -.038 -.219 .406** -.850** -.825**
Nitrat + nitrit
- .136 .464** .362* .112 -.025 .094
Fosfat - -.197 -.114 -.136 .461* .386*
Silikat - .623** .373** .232 .326
Amonyum - .269* .424* .483**
pH - .201 .231
AKM - .881**
BOĐ -
* : p<0.05, ** : p<0.01
4. BULGULAR Bilim ÜNLÜ
29
Korelasyon analizi sonucunda, klorofil a yoğunluğu ile tuzluluk arasındaki
ilişki önemsiz bulunurken; sıcaklık ile önemli düzeyde negatif ilişkili bulunmuştur (r
=-0,269*), (p<0.01). Diğer taraftan klorofil a ile pH arasında ise önemli düzeyde
pozitif ilişki bulunmuştur (r=0.466**), (p<0.01) (Çizelge 4.2.).
Klorofil a değerleri besleyici elementlerden nitrat+nitrit, amonyum ve silikat
ile önemli derecede pozitif ilişkili bulunmuş (p<0.01; nitrat+nitrit, amonyum ve silikat
ile klorofil a arasındaki korelasyon katsayıları sırasıyla r =0.497**, r =0.697** ve
r =0.641** olarak belirlenmiştir. Buna karşın, klorofil a ile fosfat arasındaki ilişki
önemsiz bulunmuştur (p>0.05). Klorofil a ile AKM ve BOĐ arasında da istatistiksel
olarak önemli olmayan pozitif ilişki bulunmuştur (Çizelge 4.2).
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
30
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR
5.1. Tartışma
Denizel ortamlarda canlı yaşamının devamlılığı birincil üretim ile doğrudan
ilişkilidir. Klorofil taşıyan fotosentetik canlıların başlıca güneş ışığı, karbondioksit ve
suyu kullanarak yaptıkları fotosentez olayı yalnızca sucul ortamlarda değil
yeryüzünde beslenmenin temelini oluşturmaktadır. Sucul ortamlarda birincil
üretimde makrofitlerin de önemli yer tuttuğu bilinmekle birlikte, fitoplanktonun
rolünün çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Birincil üretim, aynı zamanda
fitoplankton biyoması ile yakından ilişkili olup, biyomasın yüksek olduğu ortamlarda
daha yüksek birincil üretim değerleri ölçülmektedir. Fitoplankton biyoması bölgeye
ve mevsimlere göre önemli değişim gösterebilmekte, hatta lokal olarak çok küçük
ölçeklerde dahi çeşitli faktörlerin etkisine bağlı olarak farklılıklar arz edebilmektedir.
Sıcaklık, tuzluluk ve besleyici elementler gibi abiyotik çevresel faktörler yanında,
fiziksel yada kimyasal kökenli çeşitli kirlilik unsurları, organizmalar arasındaki
biyolojik etkileşimler, zooplankton otlaması fitoplanktonik organizmaları, dolayısı
ile fitoplankton biyomasını etkileyen başlıca unsurlardır.
Bu çalışmada, Đskenderun Körfezi’nin doğu kıyısında Đskenderun Demir
Çelik Fabrikası açıklarında fitoplankton biyoması klorofil a değerleri yönünden
incelenmiş; aynı zamanda klorofil a artışında etkili sıcaklık, tuzluluk, besleyici
element düzeyleri de saptanmıştır. Bunların yanında, araştırma alanının konumu göz
önünde bulundurularak, kirlilikle ilgili parametrelerden biyolojik oksijen ihtiyacı ve
askıda katı madde düzeyleri de incelenmiş; klorofil a ile ilişkisi belirlenmeye
çalışılmıştır. Sözü edilen parametrelerle ilgili elde edilen sonuçlar, diğer
araştırıcıların elde ettikleri sonuçlar ile karşılaştırılarak tartışılmıştır.
Çalışmada örnekleme istasyonları kıyıdan itibaren açığa doğru bir hat
üzerinde yer almıştır. Deniz suyunda ölçülen sıcaklık değerleri mevsimler arasında
önemli değişimler gösterirken; istasyonlar arasında ve kıyıdan açığa doğru
farklılıklar gözlenmemiştir. Termal kirlenme olarak bilinen, fabrika yada diğer
birçok endüstrinin soğutma sularının denize deşarjı sonucu sıcaklık yükselmesi olayı
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
31
lokal olarak da olsa canlı yaşamını ve biyolojik çeşitliliği olumsuz
etkileyebilmektedir. Böyle bir durumda çevresel tepkilere çok hızlı tepki verme
özelliğinde olan fitoplanktonik organizmalardan sıcağa toleranslı bazı türler ortamda
kalırken, bazı türler ortamdan kaybolmaktadır. Yapılan araştırmalarda tropikal deniz
hayvanlarının dahi 2-3°C den daha fazla sıcaklık artışlarına dayanamadıkları
saptanmıştır (Clark, 1997). Ancak, körfezin çeşitli kesimlerinde daha önceki yıllarda
yapılan çalışmalar ile karşılaştırıldığında, incelenen alanda sıcaklık değerleri
yönünden bir artış durumunun söz konusu olmadığı söylenebilir.
Alandaki tuzluluk değerleri kıyıya yakın istasyonlarda kıyısal etkenlere bağlı
olarak daha düşük değerler ölçülürken; açıktaki istasyonlarda tuzluluk değerleri
‰39.8 düzeylerinde ölçülmüştür. Denizel ortamlarda tatlı su girdisinden dolayı olan
tuzluluk değişimleri ve tuzluluğun düşmesi fitoplanktonun alansal dağılımında
bariyer oluşturabilmektedir (Boney, 1989). Bu çalışmada, kıyıya yakın istasyonlarda
tuzluluk nispeten daha düşük olmakla birlikte, istasyonlar arasında çok önemli
dalgalanmalar gözlenmemiştir. Zaten tuzluluk ile klorofil a arasındaki ilişkinin
önemsiz çıkması da, bu çalışmada tuzluluğun fitoplankton biyomasındaki
değişimlerde etkili önemli düzeyde olmadığını göstermektedir.
Besleyici elementlerden azot ve fosfor fitoplankton büyümesi ve fotosentezi
için zorunlu elementlerdir. Besleyici elementlerden fosfor doğal sularda organik ve
inorganik formlar halindedir ve denizlerde en fazla ortofosfat formunda
bulunmaktadır. Fitoplanktonun kullandığı form da fosforun ortofosfat formudur.
Fosforun bir özelliği ortamda bol bulunduğunda organizma tarafından depo edilip
daha sonra kullanılabilmesidir. Ancak, doğal sularda normal koşullarda fosfor
miktarı azot miktarından daha düşüktür. Hatta, fosfor bazı ortamlarda büyümeyi
sınırlayıcı derecede düşük yoğunluklarda bulunmaktadır. Akdeniz’de de fosforun
sınırlayıcı element olduğu belirlenmiştir (Krom ve ark., 1991). Bununla birlikte,
evsel atıklar ve çiftlik atıkları ile kirlenen kıyısal sularda fosfor oldukça yüksek
düzeylere çıkarak ötrofikasyona yol açabilmektedir. Bu çalışmada fosfor düzeyleri
0.047 ile 0.76µM arasında değişim göstermiş ve en yüksek değer kıyıya yakın
istasyonda saptanmıştır. Yılmaz ve ark. (1992), Đskenderun Körfezi’nde inorganik
fosfor düzeylerini 0.1-1.5µM aralıklarında bulmuştur. Polat (2002b) ise Đskenderun
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
32
Körfezi’nde fosfatın 0.08-0.60µM arasında değişim gösterdiğini bildirmiştir. Bu
çalışmada saptanan fosfat değerlerinin körfez için bildirilen fosfat değerleri arasında
yer aldığı, en azından fosfat değerlerinde anormal bir artış olmadığı söylenebilir.
Besleyici elementlerden azot fitoplanktonca amonyum ve nitrat iyonları
halinde alınmaktadır. Laboratuar deneyleri fitoplanktonca doğrudan kullanımından
dolayı amonyumun azot formu olarak tercih edildiğini ortaya koymuştur (Boney,
1989). Kirlenmemiş doğal sularda amonyum yoğunlukları oldukça düşük iken, evsel
atık ve çiftlik atıklarıyla kirlenmiş sularda yüksek yoğunluklara ulaşabilmekte, bu
koşullar sucul canlıların yaşamını olumsuz etkileyebilmektedir. Türk Çevre
Mevzuatında Amonyum değerleri açısından deniz suyu ile ilgili herhangi bir kriter
verilmemekle birlikte, kıta içi su kaynakları için verilen kriterlere göre 0.2mg l-1
amonyum içeren sular 1. sınıf yani temiz, 2mg l-1’den fazla amonyum içeren sular ise
4. sınıf yani kirli su olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada amonyum düzeyleri
0.21-2.90µM aralıklarında değişim göstermiş ve en yüksek değerler kıyıya yakın
istasyonlarda ölçülmüştür. Bu sonuçlar da alanda özellikle kıyı kesiminde karasal
girdilerin de etkisiyle bir amonyum artışı olduğunu göstermektedir. Ignatiades ve
ark. (1995) Ege Denizi’nde Rodos adası kıyılarında amonyum yoğunluklarının 0.04
ile 2.08µM arasında değişim gösterdiğini bildirmiştir. Bu sonuçlar kıyısal bir
bölgeden elde edildiği için bu çalışmanın sonuçlarına benzerlik göstermektedir.
Panayotidis ve ark., (1994) ise Yunanistan’ın batı kıyısında yer alan Amvrakikos
Körfezi’nde amonyum düzeylerini 0.31-0.49µM aralıklarında bulmuştur. Bu
araştırıcıların elde ettiği değerlerin küçük bir körfezde kıyısal bir bölgeden elde
edilmesine rağmen, bu çalışmanın sonuçlarından daha düşük olması dikkat çekicidir.
Bu çalışmadaki nitrat+nitrit düzeyleri 0.37 ile 6.9µM arasında bulunmuştur.
Nitrat, kirlenmemiş sularda amonyumdan daha yüksek düzeylerde bulunur.
Fitoplanktonun kullandığı azot formlarından biridir, ancak metabolizmada
kullanılmadan önce hücrede amonyuma dönüştürülmesi gerekmektedir. Nitrit ise
kirlenmemiş doğal sularda düşük düzeylerde bulunur, nitrat yada amonyuma
dönüşebilen ara bir formdur. Bu çalışmada bulunan nitrat+nitrit yoğunlukları
Đskenderun Körfezi için Yılmaz ve ark. (1992) tarafından 0.5-12µM olarak verilen
değerlerden daha düşük iken; körfezin kuzey kesimleri için Polat (2002b) tarafından
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
33
0.31-1.63µM olarak verilen değerlerden daha yüksektir. Bu çalışmada 6.9µM olarak
kaydedilen en yüksek nitrat+nitrit değeri kıyıya yakın olan 2. istasyonda
bulunmuştur. Bu da kıyıya yakın kesimlerde gerek karasal girdiler, gerekse de
sığlıktan ileri gelen karışım nedeniyle azot ve fosforlu bileşikler yönünden bir
zenginleşme olduğunu göstermektedir.
Silikat sucul ortamlarda tüm fitoplankton için olmasa da denizlerde ve tatlı
sularda oldukça önemli bir grup olan diatomlar için zorunlu bir elementtir. Silikat
aynı zamanda silikoflagellatlar dediğimiz fitoplanktonik organizmalar tarafından da
kullanılmaktadır. Silikatın sucul ortamlarda dönüşümü oldukça yavaş bir işlem olup,
asıl kaynağını kayaçları yıkayarak denize taşınan nehir suları ve diğer küçük su
girdileridir. Silis fitoplankton tarafından ortosilisilik asit formunda kullanılmaktadır.
Bu çalışmada, silikat düzeyleri 0.56 ile 5.88µM arasında değişim göstermiştir. Bu
değerin Yılmaz ve ark.(1992) tarafından Đskenderun Körfezi için 1-11 µM olarak
verdikleri değerlerden daha düşük iken; körfezin kuzey kesimleri için Polat (2002b)
tarafından 0.5-2.7µM olarak verilen değerlerden daha yüksek olduğu görülmektedir.
Panayotidis ve ark.,(1994) ise Yunanistan’ın batısında Amvrakikos Körfezi’nde
silikat düzeylerini 28.45µM gibi çok yüksek düzeylerde bulmuşlardır. Silikat
genellikle nehir veya diğer önemli su girdilerinin olduğu yerlerde yüksek düzeylere
ulaşmaktadır. Bizim çalışmamızda silikatın çok yüksek düzeylere ulaşmaması,
örnekleme alanının çevresinde önemli bir tatlı su girdisinin bulunmamasından ileri
gelmiş olabilir.
Askıda katı madde suda asılı halde bulunan katı maddeleri ifade etmektedir.
AKM içinde sudaki canlı, cansız partiküller, kirletici unsurlar yer alabilir. AKM
değerlerinin yüksek olması suyun kalitesini olumsuz etkileyen, kullanımını
sınırlandıran, canlı yaşamı için olumsuz koşullar doğuran bir durumdur. Bu nedenle
sularda AKM değerlerinin yüksek olması da kirlilik göstergesi olarak kabul
edilebilir. Türk Çevre Mevzuatınca (1999) deniz suyunun genel kalite kriterleri
içinde AKM değeri 30mg l-1 olarak verilmiştir. Bu çalışmada AKM değerleri 24mg l-
1 ile 54mg l-1 düzeyleri arasında bulunmuştur. AKM değerleri sonbahar ve kış
döneminde düşük düzeylerde iken, ilkbahar ve yaz örneklemesinde belirgin düzeyde
artış göstermiştir. Đlkbahar ve yaz dönemlerindeki değerler su kalitesi açısından
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
34
AKM için belirtilen sınır değerin üzerindedir. Özellikle ilkbaharda fitoplankton
biyomasının artışının yanı sıra, yağmur ve kar suları yoluyla karasal girdilerin
artması, bu dönemde AKM değerlerinde gerek canlı ve gerekse cansız partiküllerden
ileri gelen bir yükselmeye yol açmıştır.
Biyokimyasal Oksijen Đhtiyacı (BOĐ) kısaca organik materyalin biyokimyasal
olarak parçalanması için gerekli oksijen miktarı olarak bilinmektedir (Clark, 1997).
Su kalitesi açısından BOĐ düzeyleri organik madde yükünden oksijen değerlerinin
etkilenip etkilenmediğinin görülmesi açısından önemlidir (Egemen ve Sunlu, 1996).
Bu analizin uygulanmasında örnekteki oksijen miktarı belirli bir zaman aralığında
bakteriyel parçalanma öncesi ve sonrası ölçülmektedir. BOĐ değerlerinin yüksek
olması suda organik kirliliğin olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada BOĐ değerleri
12 ile 91 mg l-1 arasında değişim göstermiştir. Türk Çevre Mevzuatı tarafından
(1999) bildirilen su kalite kriterlerine göre BOĐ değeri 25mg l-1 olan kıta içi su
kaynakları kalite yönünden 1. sınıfta yer alırken, BOĐ değerleri 70mg l-1 ‘in
üzerindeki sular 4. sınıfta yani organik maddece kirli olarak sınıflandırılmaktadır.
Bu çalışmada en yüksek BOĐ değeri olan 91mg l-1 değeri Mart ayında saptanmıştır.
Bu dönem aynı zamanda klorofil a değerinin de en yüksek olduğu dönem
olduğundan, fitoplankton biyomas artışından dolayı organik madde miktarının arttığı
ve bunun da BOĐ değerinin artışını etkilediği söylenebilir.
Klorofil a tüm fotosentetik alglerde bulunduğundan fitoplankton biyomasının
da bir göstergesi olarak kullanılmaktadır. Çünkü fitoplankton yoğunluğundaki artış
yada azalma klorofil a miktarından da tayin edilebilmektedir. Tüm fotosentetik
alglerde bulunmasının yanında analizinin kolay olması ve tüm dünyada kabul gören
bir yöntem olması nedeniyle, klorofil a analizi uzun yıllardan beri fitoplankton
biyomasının tahmininde kullanılmaktadır. Fitoplanktonu etkileyen çevresel koşullar
klorofil a miktarlarını da etkilemektedir. Dolayısıyla besleyici element artışı yada
azlığı ile diğer bir çok faktörün etkisi klorofil a miktarlarında artma yada azalma
şeklinde gözlenebilmektedir. Bu çalışmada klorofil a değerleri 0.04 ile 2.86µg l-1
arasında dağılım göstermiştir. Bu çalışmada klorofil a’nın mevsimsel dağılımına
bakıldığında, en düşük değer yaz döneminde bulunurken; en yüksek klorofil a değeri
ilkbaharda saptanmıştır. Akdeniz gibi ılıman denizlerde fitoplankton artışı kış sonu
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
35
ve ilkbahar başında olmaktadır (Delgado, 1990). Bu çalışmada da benzer olarak
fitoplankton yoğunluğunun en yüksek düzeye ilkbaharda ulaştığı saptanmıştır. Yaz
döneminde besleyici elementlerin azalması, ışık ve sıcaklığın sınırlayıcı etkileri ile
fitoplankton yoğunluğu azaldığından, klorofil a değerleri de düşük bulunmuştur.
Klorofil a’nın istasyonlara göre düzeylerine bakıldığında, en yüksek değerlerin
kıyıya yakın istasyonlarda bulunduğu gözlenmiştir. Kıyıya yakın noktalarda besin
girdisinin ve karışımın etkisiyle besin zenginleşmesi söz konusu olmakta; bu da
fitoplankton artışını teşvik etmektedir. Fitoplanktonik organizmaların üreme hızları
çok yüksek ve yenilenme süreleri çok kısa olduğundan, ani bir besin yükselmesinde
diğer koşullarda uygun ise kısa sürede çok yüksek yoğunluklara ulaşabilmektedir. Bu
durumda klorofil a biyoması da artış göstermektedir.
Araştırma alanında ve Akdeniz’in çeşitli kesimlerinde bu konu ile ilgili
yapılan çalışmalar incelendiğinde, Polat ve Piner (2002) tarafından Đskenderun
Körfezinde bulunan 0.05-2.7µgl-1 aralıklarındaki klorofil a değerlerinin bu çalışmada
bulunan değerlere oldukça benzer olduğu görülmektedir. Jasprica va Caric (1997)
Adriatik Denizinde klorofil a değerlerini 0.21 ile 6.73µgl-1 aralıklarında
bulmuşlardır. Panayotidis ve ark.(1994) ise,Yunanistan’daki Amvrakikos Körfezinde
en düşük klorofil a değerini 0.11µgl-1, en yüksek değeri ise 44.8µgl-1 düzeylerinde
bulmuştur. Bu sonuçlara bakıldığında, klorofil a değerlerinin nispeten kirlenmiş
ötrof alanlarda çok yüksek düzeylere ulaşırken; daha az kirli ortamlarda daha düşük
düzeylerde olduğu görülmektedir. Bu çalışmada saptanan klorofil a değerleri kıyısal
bir bölgeyi de temsil etmesine rağmen çok yüksek düzeylere ulaşmamıştır. Bu
değerlere göre alanın en azından incelenen süre zarfında ötrof özellik göstermediği
söylenebilir. Ancak, bu durum ile ilgili daha kapsamlı sonuçlar alabilmek için en
azından aylık örneklemelerin yapılabilmesi, değişimlerin gözden kaçırılmadan
saptanabilmesi açısından oldukça önemlidir.
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
36
5.2. Sonuç
Çalışma konusunu oluşturan Đskenderun Körfezi fitoplankton biyomasının
klorofil a değerleri yönünden incelenmesi doğrultusunda, Kasım 2004 Haziran 2005
tarihleri arasında yapılan örnekleme çalışmaları sonucu elde edilen bulgulara göre
varılan sonuçlar aşağıda verilmiştir.
Çalışmadaki en düşük klorofil a miktarı 0.04µg l-1 değeri ile Haziran 2005’te
en yüksek klorofil a miktarı ise 2.86µg l-1 ile Mart 2005’te saptanmıştır. Bu sonuç
ılıman denizlerde fitoplankton biyomasının ilkbaharda artması şeklinde bilinen genel
bilgiye uyum göstermektedir. Đlkbaharda fitoplankton biyoması ışık, sıcaklık ve
besleyici elementlerin optimum koşullara gelmesi ile artmakta, bu koşullarda
ortamdaki besinler tüketildiğinden yaz koşullarında besleyici elementler minimum
düzeye inmektedir. Bu çalışmada fitoplankton biyomasının yazın en düşük düzeye
inmesi, sıcaklık ve ışığın sınırlayıcı düzeye ulaşmasının yanı sıra besleyici element
düzeylerinin azalmasının sınırlayıcı etkisinden de ileri gelmiş olabilir. Besleyici
element düzeyleri de bu sonucu destekler şekilde bulunmuş; fosfat dışındaki
elementler yaz döneminde en düşük düzeylere inmiştir. Yani, alanda fosfat yeterli
düzeyde bulunsa da, diğer elementlerin sınırlayıcı etkisinin söz konusu olduğu
söylenebilir. Kıyıya yakın istasyonlarda besleyici elementler tahmin edileceği gibi
yüksek bulunmuştur. Ancak çalışma alanı fabrika, sosyal tesisler ve lojmanları içeren
Demir Çelik Kompleksi kıyısında yer aldığından besleyici element düzeylerinde
karasal girdilerin de önemli paya sahip olduğu söylenebilir. Kıyıda besleyici
elementlerdeki yükseklik, klorofil a değerlerini de etkilemiş; klorofil a değerleri de
kıyı istasyonlarında belirgin düzeyde yüksek bulunmuştur. Alandaki yukarıda sözü
edilen etmenlerden dolayı incelenen kirlilik parametrelerinden BOĐ ve AKM
düzeylerinin bazı dönemlerde sınır değerlerinin üzerinde bulunduğu belirlenmiştir.
Körfezde denizle olan bağlantının geniş olması nedeniyle su değişiminin iyi olması
ve lokal rüzgarlar nedeniyle etkin su karışımı kirlilik düzeylerinin yoğunlaşmasını
önlemekte, ötrofik bir durumun ortaya çıkışına engel olmaktadır. Ancak, araştırma
alanımız gibi karasal girdilerin yoğun ve gemi trafiğinin fazla olduğu alanlarda
lokal de olsa kirlilik düzeylerinde yükselmeler görülebilmektedir. Bununla birlikte,
5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Bilim ÜNLÜ
37
her ne kadar BOĐ ve AKM düzeylerindeki bazı dönemlerdeki yüksek değerlere
rağmen, klorofil a ve besleyici elementlerin genelde Akdeniz kıyısal alanları için
normal düzeylerde olduğu, ötrofik koşulların en azından incelenen zaman aralığı için
söz konusu olmadığı sonucuna varılabilir.
38
KAYNAKLAR
AGUSTI, S., DUARTE, C., M., 1999. Phytoplankton Chlorophyll a distribution and
water Column Stabilitiy in the Central Atlantic Ocean. Centro de Estudios
Avan Zodos de Blanes, CSIC, Camide Santa Barbara S/n, 17300, Blanes,
Spain, 193-203.
APHA., 1981. Standart Methods for the Examination of Water and Wastewater.
Fifteenth Edition, American Public Health Association, 1134 p.
AZOV, Y., 1986. Seasonal Pattern of Phytoplankton Productivity and Abudance in
Nearshore Oligotrophic Waters of the levant Basin (Mediterranean),
J.Plank Res., 8(1): 41-53.
AVŞAR, D., 1996. Yeni bir Skifomedüz (Rhopilema nomadica)un Dağılımı ile Đlgili
Olarak Doğu Akdenizin Fiziko-Kimyasal Özellikleri Tr. J. Zoology 23(2):
605-616.
BERMAN, T., AZOV, Y., SCHNELLER, A., WALLINE, P., TOWNSEND, D.W.,
1986. Extent, tansparency and phytoplankton distribution of the neritic
waters overlying the Israeli coastal shelf. Oceanologica Acta, 9(4):439-447.
BONEY, A.D.,1989. Phytoplankton. Erward Arnold, Chapman and Hall Inc., New
York, 118 p.
CĐRĐK, S., GÖKPINAR, Ş., 1993. “Plankton Bilgisi ve Kültürü Ege Üniversitesi Su
Ürünleri Fak. Ege Üniversitesi Basımevi Bornova, Đzmir 274 s.
CLARK, R.B., 1997. Marine Pollution. Oxford Univ. Press, U.K., 161 p.
DELGADO, M., 1990. Phytoplankton distribution along the Spanish coast of the
Alboran Sea. Sci. Mar. 54: 169-178.
DEMĐRSOY, A., TÜRKAN, Đ., 2000. Genel Biyoloji, 5. Baskı, Palme Yayıncılık
Ankara, 1168 s.
EKER, E., KIDEYŞ, A.E., 2000. Weekly Variations in Phytoplankton Structure of
Atlarbour in Mersin Bay (Northeastein Mediterranean), Turk. J. Botany.,
24: 13-24
39
EGEMEN, Ö., SUNLU, U., 1996. Su kalitesi. Ege Üniv. Su Ürünleri Fak. Yayın
No:14. Ege Üniv. Basımevi Bornova/Đzmir. 148 s.
HERUT, B., ALMOGI-LABIN, A., JANNINK, N., GERTMAN, I., 2000. The
Seasonal Dynamics of Nutrient and Chylorophyll a Concentrations on the
SE Mediterrenean Shelf-Slape. Đsreal Oceanographic-Limnological
Research, National Institute of Oceanography, Haifa, Đsrael, 771-782.
IGNATIADES, L., GEORGOPOULOS, D., KARYDIS, M., 1995. Description of the
phytoplanktonic community of the oligotrophic waters of the SE Aegean
Sea (Mediterranean). P.S.Z.N.I.: Mar. Ecol. 16(1): 13-26.
IGNATIADES, L., 1998. The productive and optical status of the oligotrophic waters
of the Southern Aegean Sea (Cretan Sea), Eastern Mediterranean.
J.Plankton Res., 20(5): 985-995.
ILGAR, R., 2002. Çanakkale Boğazı Deniz Ekosisteminin Bulanıklılık Durumunun
Uzaktan Algılama Yöntemiyle Değerlendirilmesi. 2. Coğrafi Sistemleri
Bilişim Günleri Fatih Üniv., 30-31 Ekim 2002, 1-7 s.
JASPRICA, N.,CARIC, M.,1997. A comparison of phytoplankton biomass
estimators and their environmental correlates in the Mali Ston Bay
(Southern Adriatic). P.S.Z.N.I.: Mar. Ecol.,18(1):35-50.
JEFFREY,S.W., MANTOURA, F.C., 1997. Development of pigment methods for
oceanography: SCOR-supported working groups and objectives. In:
phytoplankton pigments in oceanography: guidelines to modern methods,
(eds. Jeffrey, S.W., Mantoura, R.F.C., Wright, S.W.), 19-36.
KAYAALP, T., POLAT, S., 2001. Tüm gözlemli ve eksik gözlemli regresyon
modelinde Klorofil-a miktarının tahmini. E.Ü. Su Ürünleri Dergisi,18(3-4):
529-535.
KENNISH, M., J., 2001. Practical Hand book of marine Sciences, Third Edition,
CRC Pres, New York, 876 p.
KIDEYŞ, A., E., ÜNSAL, M., BĐNGEL, F. 1989. Seasonal Changes in Net
Phytoplankton off Erdemli, Northeastern Mediterrenean. Tr. J. Botany,
45-54.
40
KROM, M.D., KRESS, N., BRENNER, S. AND GORDON, L.I. 1991. Phosphorus
limitation of rimary productivity in the eastern Mediterranean Sea.
Limnol.Oceanogr. 36: 424-432.
KOCATAŞ, A., 1992. Ekoloji ve Çevre Biyolojisi Ege Üniversitesi Fen Fak.Biyoloji
Bölümü, Ege Üniversitesi Matbaası Bornova/Đzmir 323 s.
KOÇUM, E., 2005. Çanakkale Boğazında Klorofil a ve Çözünmüş Mineral Besin
Elementi Miktarlarının Analizi. Çev-Kor, Ekoloji 14 (57): 1-6.
KONSTANTINOS, A.K., GARAMETSI, V., NICOLAIDOU, A., 2002. Size
fractionated phytoplankton chlorophyll in an Eastern Mediterranean coastal
system (Maliakos Gulf, Greece). Helgol. Mar. Res.56:125-133.
KONSTANTINOS, A.K., NICOLAIDOU, A., REIZOPOULOU, S. 2001. Temporal
variations of nutrients, chlorophyll a and particulate matter in three coastal
lagoons of Amvrakikos Gulf (Ionian Sea, Greece). P.S.Z.N.:Mar.Ecol.,
22(3):201-213.
KORAY. T., 1995. Phytoplankton Species Succession, diversty and nutrients in
Neritic Waters of the Aegean Sea (Bay of Đzmir). Turkish Journal of Botany
(Türk Botanik Dergisi), Vol:19, No: 5, 531-544.
NINCEVIC, Z., MARASOVIC, I., KUSPILIC, G., 2002. Deep Chlorophyll
maximum at one station in the middle Adriatic Sea.J. Mar. Biol. Ass. U.K.
82: 9-19.
PARSONS, T.R., MAITA, Y., LALLI, C.M., 1984. A Manual of Chemical and
Biological Methods for Seawater Analysis, Pergamon Press, Oxford,173 p.
PANAYOTIDIS, P., PANCUCCI, M.A., BALOPOULOS, E., GOTSIS-SCRETAS,
O., 1994. Plankton distribution patterns in a Mediterranean Dilution basin:
Amvrakikos Gulf (Ionian Sea, Greece). P.S.Z.N.I.: Mar. Ecol., 15(2): 93-
104.
PĐNER, M.P., 2001. Babadıllimanı Koyu (Silifke-Đçel) Fitoplanktonunda Mevsimsel
Degişimlerin Đncelenmesi. Ç.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi,
Adana, 71 s.
41
POLAT, S., 2002a. Kuzeydoğu Akdeniz Kıyıları (Karataş-Adana) Fitoplanktonu
Biyomas Tahmininde Hücre Hacimlerinin Kullanımı ve Mevsimsel
Değişimlerin Diğer Yöntemlerle Birlikte Değerlendirilmesi, E.Ü., Su
Ürünleri Dergisi 19(1/2); 147-155.
_______., 2002b. Nutrients, Chlorophyll a and Phytoplankton in the Đskenderun Bay
(Northeastern Mediterranean). P.S.Z.N.I.:Mar. Ecol., 23(2):115-126.
POLAT, S., IŞIK, O., 2002. Phytoplankton Disribution Diversity and Nutrients at the
Northeastern Mediterrenean Coast of Turkey (Karataş-Adana) 77-86.
POLAT, S. and M.P.PĐNER., 2002. Seasonal variations in biomass, abundance and
species diversity of phytoplankton in the Đskenderun Bay (Northeastern
Mediterranean). Pak. J. Botany 34: 101-112.
STRICKLAND, J.D.H., PARSONS, T.R. 1972. A Practical Handbook of Seawater
Analysis. Bull. Fish Res. Board. Can.,167, Ottawa, 310 p.
TÜRK ÇEVRE MEVZUATI, 1999. Türkiye Çevre Vakfı Yayını. Cilt 2, Yayın
no:134, 1204 s.
YILMAZ, A., BAŞTÜRK, Ö., SAYDAM, C., EDĐGER, D., YILMAZ, K.,
HATĐPOĞLU, E., 1992. Eutrophication in Đskenderun Bay, northeastern
Mediterranean. Sci. Total Environ. Suppl.: 705-717.
YILMAZ, A. EDĐGER, D., BAŞTÜRK,Ö., TUĞRUL, S.,1994. Phytoplankton
fluoresecence and deep chlorophyll maxima in the northeastern
Mediterranean. Oceanologica Acta, 17:69-77.
42
ÖZGEÇMĐŞ
1979 yılında Adana ilinin Kozan ilçesinde doğdum. Đlk, Orta ve Lise
öğrenimimi Adana’da tamamladım. 1998 yılında Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri
Fakültesinde Lisans eğitimime başladım ve 2002 yılında Mezun oldum. Aynı yıl
Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Su Ürünleri Anabilim Dalı Temel
Bilimler Alanında Yüksek Lisans Eğitimime başladım. Halen Eğitimime devam
etmekteyim.