cahidi ahmed efendi (ö. 1070/ 1659) · "Şeyh hasan hüsameddin u.şşakf buharauf, Şeyh...
TRANSCRIPT
Cahidi Ahmed Efendi (ö. 1070/ 1659)
Nuran ALTUNER Yrd. Doç. Dr. , Onsekiz Mart Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi
X.Yll. yüzyılda Tekke edebiyatının yetiştirdiği şairlerden Cahidi Aluned Efendi hakkmda kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Edirne'de dünyaya gelen C1-hidl'nin doğum tarihi belli değildir. Vefatı 1070/ 1659 olup Kilidbahir'de medfundur.
Mutasavvuf halk şairi olan Cahidi hakkında pek fazla bilgi olmarnakla birlikte verilenler de yanlış bilgileri ihtiva etmektedir. Özellikle Cahidi'nin şeyhinin adı Sefine'de,' Tomaf-ı Turuk-ı Halvetiyye Silsilenamesihde,2 Sadettin Nüzhet Ergün'ün Türk Şait"len'nde' ve M. Halit Bayrı 'nın Türk Fo/klor Araşıırma/arı'nda' "Cihidi" başlığı ile yazılan kaynaklarda doğru verilmemektedir. Bu adı geçen kaynaklarda Cahidl'nin ll 15/ 1703-l 704 tarihinde İstanbul'a gelerek Eğrikapı dışında Ahmed Paşa Tekkesi'nde posta oturan ve ll64/l7Sl 'de vefat eden Uşşaklye'nin Cemaliye şubesinin kurucusu Edirneli Şeyh Meluned Cemaleddin'den el aldığı söylenmektedir. Halbuki C;1bidl'nin ölümü 1070/ 1659, Mehmed
Cemaleddln Efendi'nin ölümü ise 1164/ 175l 'dir. Bu durumda Cabidl'nin ölümfı ile kaynaklarda şeylıi olarak adı geçen Cemaleddin Efendi'nin ölümü arasında 92 sene vardır. Yani şeyhi Cihidi'den 92 yıl sonra vefat etmiştir. Demek ki Cahi
di'oin şey hi Cemal ed din Efendi olamaz. Bu durum Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisı'nde; de yanlış ortaya konulmuştur. Öyle ise bugüne kadar şeyhi hakkıo
da verilen bilgiler yanlıştır ve yanlışlık zincirleme devam etmiştir. Gerçi İslam Ansiklopedisi 'nde Cahidl'nin şeyhinin Cemaleddin Efendi olamıyacağı belirtilmiş fakat araştırılınadığı için doğrusu ortaya konulamamıştır.
1 Hüseyin Vassaf, Safine-t Eul~ı,l1-yı Ehrtlr, Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar no: 2305-
2309. c. IV. y. 252-253. 2 Ebu Rıdvan, Tomar-ı Tımık-ı Al~vye ·d.en Halt>et·ıJ!.yc Silsilenamesi, ı'-'lütercirn Sadık Vicdani.
(İst, Evkaf-ı İsliimiyye Matbaası, 1338, 1341) s. 110.
3 Sadettin Nüzhet Ergtın, Tıırk iiaiı'leri, istanbul 193~41 , c. ll, s. 894.
4 M. Hiilit Bayrı, "Cahidr', Tür'k Fo/klor Araşımnalan, 1954, s. 58, ss. 874-8 75.
5 Nihat Azamat, "Ciihidi", TDVİA, isıanbul 1993, c. 7, ss.1~17.
160 tasavvuf
Bu yanlışlığı düzeltmek düşüncesiyle Sü.leymaniye Kütüphanesi Uşşaki Tekkesi'nde yer alan kitaplar gözden geçirilmiş ayrıca tarikat silsilderi taranmıştır.
Cahidl'nin Uşşak!Tekkesi 245 numarada bulunan divanının lb yaprağının başında kırmızı mürekkeple yazılmış Cahidl'den önce ve sonra gelen şeyhler hakkında bir kayıt bulunmaktadır. Yine Uşşakl Tekkesi 119, 458, 294, 334, 292 numara) arda yer alan "Nasihatname" adlı eserlerinde6 "Münacat-ı İlahi" ile eserini bitirirken şeyhinin ismi şöyle ifade edilmektedir: " . .. bi-çare miskin zaf( Ahmed
Cahidf bendeni ... azab eyleme ... çekemeyeceğim yükü bana yükleme ya Rabbi
günahlarını afu edüb bana rahmet bağışla .. . pfrim azfzim kutbu '1-arifin gav
su '1-vii.silfn şeyhim eş-şeyh Ömer Karfbi el-Ge!ibolf kuddise sırrubu 'l-alf rabme
tuilah el-Bari (!fimdimiz hazretlerinin makamını a'la kıl." Bu divarun lb yaprağında şu şekilde silsile sıralaması yapılmıştır:
"Şeyh Hasan Hüsameddin U.şşakf Buharauf, Şeyh Sarahani Memidtn, Şeyh
Ahmed Cahid~ Şeyh Ahmed Beyazf, Şeyh Osman el-Edirnevf Filyokuşf. "
Adı geçen araştırmacılar, Cahidl'nin eserlerini gt)zden geçirmiş olsalardı şey
hinin adı doğnı olarak literatüre geçecekti. Ayrıca şeyhterin silsilelerinden bahseden kitaplar da taranarak Süleymaniye
Kütüphanesinde başka bir koleksiyon olan Bağdadı Vehbi Efendi no: 1314'de "SiL<>iletü'I-Evliya" adlı eserde de şeyhlerin silsilderi arasında yk. 32'de "Memican"ın, yk 35'de "Ömer Karlbl"nin, yk. 36'da ise "Cahidl"nin isimlerinin yer aldığı görülmektedir.
Diğer bir dikkate değer husus da Cilidi'nin Süleymaniye Kütüphanesi Hasan Hüsnü Koleksiyonu no: 796 ve Uşşakl Tekkesi koleksiyonu no: 245'te bulunan. divanında CUıidl'nin şiirlerinin yanında şeyhi "Ömer Karlbl'' ve onun da şeyhi "Mernican"ın şiirlerinin de yer almasıdır. Yani üç divan bir aradadır.
Saruyonım bugüne kadar aynı tarıkata mensup şeyh-mürid ilişkisi içinde bir divan oluştunılmamıştır. Orijinal olan bu eserin önemi büyüktür.
Şeyhi Ömer Karibl, Gelibolulu olduğuna göre Cahidl, Edirne'den Kilidbahir'e geldikten sonra, onun müridi olması ihtimali kuwetlidir.
Cihidl Ahmed Efendi, Kilidbahir'de kurduğu tekkesinde herhalde şeybinden el aldıktan sonra halkı irşad faaliyetlerinde bulunmuştur. Kilidbahir'de Kerime Harun ile evlenen Cahidl'nin Adem Efendi adında bir oğlu dünyaya gelir ve oğlu 1053/ 1643'te vefat eder7 Cahid1'nin ölümüne "istirahat" kelinıesiyle tarih düşürülmüştür. 8 Bügün halk arasında "Gihide Sultan" adı ile anılan Cihidl'nin tür-
6 Cahidi, Nasihatntime, Süleymaniye Kütüphanesi-Uşşaki Tekkesi no: 119 ve y. 172a ve y. 172b. ve İbrahim Efendi 350 y. 186b; sı. 2.
7 Ramazan Eren, Çanakkale ve Kt/it-lil'l Bahlr K6yı'lmı'iziln Sultanı Cdbidf Efendi, İstanbul 1984, s. 8.
8 Nihat Azaınat, "Cihidt'', s. 16; Bursalı, Mehmet Tarih, Osmanlı Mı'leelliflerl, İstanbul 1333-42-Heppenheim, Bergstrasse 1971, c. 1, ss.53·54.
cahidf (Jhmed efendi 161
besi Kilidbahir'in en güzel manzarasına sahip önemli ziyaret yerlerinden biridir. Kendi adıyla anılan mescidin ön tarafında karısı Kerlrrıe Ha nın ile yan yana medh.ındur. Oğlu Adem Efendi ise türbenin dışında güney tarafında yatmaktadır.
Cahidi Ahmed Efendi'nin "Sultan" ünvanını alması şöyle rivayet edilir: Padişah IV. Mehmed Avcı , rüyasında Cahidi Ahmed Efendi'yi görür. Bu ıiiya üzerine padişah Kilidbahir'e gelip Cahidl ile görüşür ve kendisine "Sultan" unvanını verir. Cahidl maddi ikram kabul etmez. Bu unvanJa taltif olunmak ister.
Veli bir zat olduğu rivayet olunan Cahid:i Sultan'ın sözlü menakıbıria göre kerametleri arasında "Denizden yün:ıyerek Kilidbahir'den Çanakkaleye geçişt:"
halk arasında bugün bile yaşamaktadır.9
Cihid:i Sultan'ın kurduğu tarikatın adı "Cahidiyye"dir. Tarikatı hakkında kaynaklarda çok kısa bilgi vardır. Halvetiyye-Uşşakiye tarikatının Cahidiyye kolunun kurucusudur. Tarikatı, kendisinin ölümünden sonra diğer bir oğlu Abdüllatif Efendi tarafından devam ettirilmiştir. Tarikatın XVIll. yüzyılda Çanakkale, Bursa ve Edirne çevresinde hayli yaygın olduğu, fakat İstanbul'a ulaşamadığı anlaşılmaktadır. ıo
Hüseyin Vassafın" Çanakkale'de uzun yıllarKıla-ı Müstahkeme teşkilatında görev yapan Seyyid Paşa'dan aktardığı tarikatla ilgili bilgilere göre, Cahidl tarikatına mensup olanlar XIX yüzyılın başlarından itibaren takip edilen Sünni akideye pek bağlı kalmamışlar, Bektaşi tarikatının akidelerini benimsemişlerdir. Böylece Clhid1 tarikatına mensup olanların sayısı azalmıştır. XX. yüzyılın başlannda Cahidiyye tarikatının tamamen oıtadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Cahidl Sultan'ın iki eseri vardır. Biri "Divan", diğeri "Kitabu 'n-Nasfha" veya "Nasihat-Name"adıyla anılan nesir şeklinde "adab ve suluk"a dair eserdir.
Cihidi, divanını hece ve anızia yazmıştır. Divanı, 211 gazel (ilahi tarzında) den oluşmuştur. Anııla yazdığı şiirlerinde vezin hatalarma rastlanır. Bol bol zihaf ve imale yapmaktadır. Bütün şeyh şairlerde olduğu gibi şiirlerinde didaktik eda açık bir biçimde görülmektedir. Fakat arada lirizmi de yakalaınaktadır. Şiir
lerinde Yunus Emre'nin etkisi çoktur. Sanat gayesi gürmeyen ve felsefi unsurlara pek fazla yer vermeyen eserinde
dünya sevgisini terk ile Allah'a yönelıneyi, dünyanın vef~sızlığı, şeriatı övmeyi, insanların gatletten kuıtulınaları, nefs! arzulan terketmeyi, gururu bırakmayı, bir pire bağlarup tarikata girmeyi ve bunun gibi konuları işlemiştir.
Kur'an ve sünnete dayanarak Ahmet Yesevl'nin "Hikmet"lerinde olduğu gibi
9 Ramazan Eren, Ahmet Ciihidf Efendi, adlı küçük broşürde ·•ıv. Mehmed Avcı Menkıbesi" ile "Denizden Yürüyerek Çanakkale'ye geçme lıadisesi"ni şifahi rivayet olarak Emekli Albay Muzaffer Sağesen Bey, 1938-1939 yıllarında Kiliıbahir'in alimlerinden Şeyh Haydar Efendi ile idris Hoca'dan dinlendiğini nakletmekıedir.
10 Nihat Aıanıat, ''Cahidi'', s. 16. ll Hüseyin Vassaf, Sefine-i Et'l~vti, y. 252-253.
162 tasamıif
hakkı aydınlatmak, bilgilendirmek gayesiyle mesajlar vermektedir. Vermek istediği en önemli mesaj "bu dünyanın geçiciliği" yani insanın her an öbür dünyaya hazırlık içinde bulunması gerekliliğidir.
Cihidi t.asavvufi telkinlerini Arapça ve Farsça tamlamalara pek fazla rağbet
etmeden ancak halk tarafından anlaşılabilen Arapça ve Farsça kelimelere yer vererek, sade, basit bir ifade tarzı ile Türkçe kelimeler kullanarak ifade etmeye çalışmıştır. Nesir şeklinde yazdığı eserinde de Türkçe kelirnelere fazlaca ağırlık vermiştir. Bol bol Türkçe kelime ve deyimler kullanmıştır. Örnek: kaçmak, ya
ratmak, aşmak, koymak, kılmak, bi/i, sınık, öğmek, açmak, soylamak ;gayret kuşağı, tqprağa karmak, yüzünü çevinnek, gönül yıkmak, can kulağı, can namazı v.b.
Tekke edebiyatında şiirler anız ve hece vezinleriyle yazılır. Ahmed Yesevl, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Hacı Bayram-ı Veli, Ahmed-i Sarban, Ümml Sinan, Niyazi-i Mısri gibi Tekke edebiyatı şairleri , ayru zamanda anıza da hakimdider. Fakat hitap ettikleri kitleye istedikleri telkini yapabilmek için hece veznini tercih etınişledir. Tekke edebiyatının da asıl edebi mahsülleri hece ile yazılmış şiirlerde ortaya çıkmıştır. Cihidi artızla yazdığı şiirlerinde pek fazla başarılı değildir. Fakat bece ve.zniyle yazdığı şiirlerinde daha başarılıdır. Hece ile yazdığı şiirlerini anlamak daha kolay olup Tli, 8'li, ll'li, 14'li, 16'lı hece vezinlerini kullanmıştır. 1 l'li hece vezni ağırlıktadır. Bazı şiirlerinde durak ölçülerine uymamışrır.
Şiirlerinde tam, yarım ve zengin kafiye çeşitlerine yer vermiş olup redifi de
çokça kullanmıştır.
Divanının 53b-56b yaprakları arasında 93 beyitlik mesnevi nazım tarzında ve Mefiilün-nıefailün-faülun anız kalıbıyJa yazılm ış bir şiirle başlamaktadır.
Divanı, Süleymaniye Kütüphanesi'nde iki nüshadır. Birinci nüsha Hasan Hüsnü Koleksiyonu no: 796'da, ikinci nüsha ise UşşakiTekkesi Koleksiyonu no: 245 numaradadır. M. Halid Bayrı, Türk Folkloru Araştırmaları dergisinde12 yer alan makalesinde kendi kütüphanesinde Cahidl'ye ait bir divana sahip olduğumı yazmaktadır.
Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan yazmalarm tavsüi: Hasan Hüsnü no: 796: Divan 53b-140a yapraklan arasındadır. lb-53b yaprak
ları arasında Gihidi'nin şeyi'li ~Ömer Karibi el-Geliboli ve Karibi'nin Şeyhi Memican"a':1 ait ilahi-gazel tarzında , hece-aruz vezniyle yazılmış şiirler vardır.
Harekeli nesih hatla yazılmış olup istinsah tarilıi yoktur. Kimi kelimelerin harekelenmesinde yaniışiara rastlanır. Bu belki de telaffuza dayanan bir harekelen-
12 M. H. Bayrı, "C:ih idi", ss. 874-875.
13 Vasfı Mahir Kocatürk, Tıirk Edeb~yat Taribi, s. 475. (Bu sayfada yer alan Subhi'nin eseri "Nakd el Sı.tl(ik.fi Taı"ik ei-Mestı1k" adlı eserinde Memican 'ın ıuenakıbı olduğu bildiriliyor.)
di/ı idi ahmed efendi 163
meden kaynaklanabilir. Mesela: ~hamd-i kamil'' yerine "hamd ü kamil" şeklinde
harekeleme gibi. Eser 222x150 mın; 180x120 mm. ölçülerinde; 15 satırlı, 87 yapraklıdır. Krem
renkli alıa rlı kağıda siyah mürekkeple yazılmış olup başhklar kım11z ı mürekkeple belirtilmiştir.
Cildi koyu kahverengi deridir. Şemseli , miklepli olup şi:razesi dağılmışur. Sır
tına tamir maksadıyla koyu bej kağıt geçirilmiştir. Eserin başı yaprak S3b de şöyle başlar:
"Haza risale-i esraru'l-arifin Şeyh Cahidi rahınetu'llahi aleyh. Bismillahirrahmanirrahim. el-hamdüli'llahi . .. "
Eşit Izimdür diyen Elhamdülf'llah
()zani ranıyan Rabbini biUôh
diye ınesnevi tarzındaki şiirine başlamaktadır.
Eserin sonu yaprak 140a da G'eçir b11 aklile olan biliden ltmüm hudur ki d(vem Allah Allah
"Temmetü 'l-kitab bi avni'lHihi'l-meliki'l-vehhab" diyerek eserini bitirmektedir.
tkinci nüsha Uşşaki Tekkesi No: 24S: Eser lb-55a yapraklan arasındadır. la da başta ınüellifın adı yazılı olup altın
da "Bosnevi" adlı bir şairin Hz. Ali'ye sevgisini dile getiren ll'li hecc vezni ile şu şür'• yer alrnı ştır.
Muhabbet kapusında açayım. dirsen
Açan da açdıran Ali'dür Ali
Hak'dan Cemalini g6reyim dirsen
(,'(Jrrm de g6steren Ali'dür Ali.
M11hammed Mustafa cihan serveri
Mi 'racda açıldıhuyolun sırrı
Kimselet- hi/medf Ali'den gayn Bilen de bildiren Ali'dür Ali.
Deroiş ol ~V kardaş düşme ·tnada
Stf?(i ol gönlııne iriş m.urada Terk it kıl (u) kdli'5 iriş mii.rşfde
irişüp irişen Ali'dür Ali.
Mıinkiıiin askeri Şam 'a çekildi
Mtimin olanlara name yazıldı
14 Cihidi, Nasihatnaıne, Süleymaniye Ktb. Uşşaki Tekkesi No: 119, y. 177a. JS Metinde kıl-i kal şeklinde harekelenıııişıir.
164 lasam;ıif
Kırkların cem 'inde şerbet ezildi.
Ezüp ezdiren de Ali'dür Ali.
Muhammed Ali'dür kırkların başı
Bunları bilmeyenin nice olur işi
Bosneof akıtdı gözünden yaşı
Akup akduran da Ali'dür Alt.
Şiirin altında vakıf mührü ile Süleymaniye Kütüphanesi'nin kaydı yer almaktadır.
55a-58a yapraklan arasında kadınların alıviiiini beyan eden bir eser vardır.
Bu risalenin sonunda 1093/1682 tarihi kayıtlıdır. 58b-60b yapraklan arasında ise "Cemali, Halill, Avni, Lutfi, Rüşdi, Cahilane, Şeyh Süleyman Rüşdi, Zati" gibi şairlere ait güfteler vardır.
Eser 240-170 mm; 190x100 mm ölçülerinde 21 satırlı 55 yapraklı olup aharlı, ince koyu saman rengi kağıda yazılmıştır. Başlıklar ve "Cihidi" nin mahlası kır
mızı mürekkepledir. Cildi: Kapaklar kahverengi bez ile kaplı sırtı koyu kahverenginde deridir. Eserin başı 1b de şöyle başlar:
Tecellfdür bu ashabın hayr.tı
Şu budunda göremez gayri zatı
Eserin sonu y. 55a da biter. Mürşid-i kdmilime ıkrar yYktıtr.
Tarik-i Hakk'a gir kaçma bu yoldan
Hasan Hüsnü koleksiyonu ile Uşşaki tekkesi koleksiyonu arasında farklılık vardır . Hasan Hüsnü koleksiyonu tam nüshadır. Uşşakl Tekkesi nüshasında ek-
. sik şiirler vardır. Süleymaniye Kütüphanesi İbrahim Efendi 350 nurnarada yer alan ikinci eseri ''Kitabü'n-Nasiha"nın la yaprağında başta Cahidi'nin adı ile eserinin adı kayıtlıdır. Altta ise eserin fihristi vardır. Eser 17 fasıldır. Konulan şöyledir: Taharet, abdest, nama~ın farziyeti, zekat, oruç, hac, gaza, kalbin terbiyesi, ruhu tahliye etmek, şeyhe ihtiyaç, müridin şeyhe ihtiyacı, şeyhlik makamının şartlan ve aliimeti, salikierin makamatını beyan, iradetin şartlarını ve adabını, müridin zikre olan ihtiyacını , edeb-i tarikat beyanında, ulemanın sulUkunu beyan eder.
y.186a da Cahidi eserini bitirirken Allah'a şöyle dua etmektedir: " ... İlahi bfçare miskin zaif Cabidf benden i esirge ki duamı m üstecd b eyle, Ya Rabbi bana azab eyleme, unudup ya hata ile işledüğüm gündb/ar içün Ya Rabbi lutf
ihsan ey/e, çekemeyeceğim yükü bana yükleme, dahi günahlarımı ajv ey/e. Dabi bana rahmet bağışla, dahi bana yardmı eyle, kdftrler ve mürıqfıklar üstüne beni galib kıl onları mağlup kıl, kdflrleri ve evliya düşmanlarını, mündfık kezzabları iki cihanda yüzlerini karalığından kurtarma ya Rabbi ve cemi mü-
cahidi ahmed ejmdi 165
minleri ve mümine a_vratları sırat-ı müstakim üzre sabit kadem ey/e ve iki cihanda yüzlerin ak eyle ya Rabbi lutf ihsan ey/e; pirim, azizim kutbu '1-ariftn
gavsu '1-vasilin şeyhim eş-şeyh Omer Karibf el-Gelibolf kuddise sırruhu el-ali ve rahmetullahu'l-Bari efendimiz hazretlerinin makamını a'la kıl .. . İlahf ben bt
çare miskin Zaffi Rabman menziline koy, dahi ahirde nefsümden n1humı
Hazret-i Muhammed sallal!ahu aleyhi ve sel/em dini üzre kabz eyle, ahiretde dahi Hazret-i Muhammed'in hizmetkartarına hizmetkar ey/e ... "
"Kitabü'n-Nasiha" veya "Nasihat-Name" adlı eseri Süleymaniye Kütüphane
si'nde İbrahim Efendi no: 350, Yazma Bağışlar no: 214, U~aki Tekkesi no: 350, 458, 292, 334, 294, 119'dadır.
Bir hayli nüshası olması dolayısıyla çok okunduğu anlaşılmaktadır. Örnekler Hasan Hüsnü ~oleksiyonundan verildi.
Cahidi 53b-56b yaprakları arasında yer alan 93 beyirlik şiirinde: "Allaha hamd, dört halife, elıl-i sünnet, fenafillah, bir pire bağlanma, tasavvufa girme, uzlete çekilme, şeriata uyma, bazı peygamberler (İdris, Süleyman), Kur'an okun
ması (Ta-ha, Yasin), kafirlerle savaşıp şehit olma, kibiri bırakma, nefse uymama" gibi konuları ele alıp duygu ve düşüncelerini ifade etmeye çalışmıştır. Şiir şöyle
dir:
(yk.~3b) Eşit kimdür diyen elhamdülilldh , öztnt tanıyan Rabbini billah
Mt'racında idüp seyr-i ila 'llah
G6rüp zatı didt el-hamdı~li'l/ah
Müyesser o/dı andan seyr-i fi'l-lah
Dedi d/em/erin Rabbtsi Allah
Rest2lutlah idüpdür bamd-i kdmt/"1
Dahi varisieri ilmiyle amil
EbUbekr (u) Öme1~' Osman Ali'dür
Mukarrebler dahi cümle velfdür
Muvabbid kamil olan bunları bil
Ara maşnkda mağribde ise bul
Hidayetdür bugün anları bulmak
Sa 'adetdür bu ashahıyla olmak
16 Metinde Hamdü Kamil olarak harekelenmiştir. 17 Metinde Ebubekri Ömer olarak harekelenmiştir.
Kemal-i kudrelin her kim ki bilmez ~'!fat-ı zatı harnde kôdir olmaz
(yk.54a ) Nice ha md eylesiin Allah 'ı diller Kadim i yamdılmış t'isi kullar
Bu diller ha md idemez zatı billah G'fne bamd eyle.yen ztitım Allah
Ycıradılmış kadı me olsa ı11!isıl Eçer kalmaz yaradılmışdan asıl
Bu s6ze münkir olma gel imdna C y imiima sakın düşnıe gümiina
(yk 55b) Dilersen bıt makamafeth-i bfibı Oku Ta-ha 'yı ol emrine tiihi
Getar Aliah imiinı budur kdr Muhammed Hazrefi'ne kılma inkar
Biltirsen n~{Stınf dahi nedtir zat Tema m olur bununla. nefy (ü) ispar
(yk 56 b) Hidiiyet kıliliibi şaşmıyalım Bfnılp nefst1n ntma aşmayalım
Zira nefsiin hayatıdur dald/et Irişiir -rı/ha hılkminden melamet
Hahibün Mustafii 'mm izzetine Kabıil il hen kulımı hürmetine
Koma rı(!/."<:ün eliı1de kıl biriayet AM'd ola bidayetle nihayet
Kapu nda Ctıhldi kemter kulundur Visii/On arzular sa 'i/ delün.dür
diye bitmektcdir.
18 Meıinde nefy-i ispat olarak harekelidir.
cabidf ahmed efendi 167
Cihidl Allah aşkını samlnıi ve içren duygulada ele alarak aşığın sürekli ağlaması gerektiğini, zikrin ruha gıda olabileceğini, gerçek aşıkların dostı.ın cefasına sabretmelerini, peıvane gibi yanınayı öğütleyerek aşktan dolayı tarumar olduğu
nu şöyle ifade eder. (yk 97a) Ah u zar idiip inleden/Aşkundur Sultarıum beni
ilm-i ila.bi söyleden/Aşkundur Sultarıum beni
Gözlerüm kan yaş eyleyen/Bağrum delüp baş eyleyen Dertlerine duş eyleyen/Aşkufi.dur Sultanum beni
(yk 97 b) Nar-ı aşka yana yana Ağ la gözüm ya hıl d~vü Zindanundur eliir-ı fena Ağ la gözü m ya bu diyü
(yk 71a) ;lşıkuuii muradı sensin misli yokferd ı'i Hud Ziknln.(ı:krüfi kıl müyesser riihuma het· dem gıda Can u ten terk e_yleyüp gönül visalün arzular Darü '/-ukbtıdan nihanı sırruma kılgıl nida
(yk 89b) Gönül gerçek dşık isen Sahrit dostun ce.fasına Di rı yolunda sadık isen Scıhrit dostım cefasıncı
(yk 70a) Geldüm aşkuna kurbana Ciğerüm gark idüp Mna
Gönül şem 'üne peruane Yanar canum hayalünden
C yk 92a) Ctıhidi vasl olmak dtlet· yarına Aldanup kalmaya dünya varına Pervdne-ı:eş yanup aşkuii yarına Met1/iim didarunı görmek muradum
(yk 120a) Aşkuii beni mest (ü) hayran'9 ideiden Görünmez gözüme dünya görünmez Devr idüp alemi seyn'ln ideiden Görünmez gözı/me alem görünmez
(yk 69b) Ya Rab kıl derdtıme çare Ah idüp g6rılüm iniler Aldı aşkuii beni henden Yürekde dinum iniler
19 Metinde ınest-i haynin olarak harekelidir. Ayrıca bkz. nüsha tavsifine.
(yk 96- a-b)Kıldı beni ıarümar Aşkuii viran eyledi Geldifena gitdi ar Aşkufi tıryan eyledi.
Yakdı nan kabrına
Gark eyledi babrlne Girdi gönül şehrlne Aşkuii devran eyledi.
Aşkun oldu sermaye Gitdi varlık deryaya Mecnun kıldı Leyla'ya
. Aşkun bayran eyledi.
Çün tecellün o/dı can Vücudımı kıldı kan Bir kemter katre iken Aşkun umman eyledi
semavaı u ferşüni Levh-t mahjuz karsüiit
Cllhid i :ve arşu.iiı Aşkufi ayan eyledt
Bu son ilahisinde aşk ateşiyle yanıp tutuşan Cahicü, Allah'a olan aşkını, "Leyla ve Mecnfın" hikayesine de telmihte bulunarak büyük bir coşku ile ifade ediyor.
Cahidl'de "Allah'ın birliği" (Tevhid) şöyle ifade edilmektedir. (yk 56b) Min Ke.ldm-ı İ.WlJ .
Her keldmun alası!Ld ilabe illailahi Cümle varufi mevlası/Ui ilahe illailahi
Cümle derdan dermantlKoma dilünden anı/ Mtım(nleri/.n tmanı/La ilahe iliallahi
Taliblerüfl şilkrldüriKalblerlnde .fikrldurl
Dillerinde zikrldür/La ilahe illailahi
(yk. 57a) Cü.mle esmaya M/i/Budur dinün imadı! Pak eyleyen tbadı!La tlabe illailahi
Gel terk eyle gayriyi/Bil 6züni Tannyı/ Sağ eyleyen sayruyı/La i/ahe iliallahi
ishat iden bu adı/Bugıln geçer sıratıl Ciibidi 'nüii mu radıiLli i/ahe iltallabl
(yk 74a) Min Kelll.m-ı ilihl
Hak yoluna ar iden Tevbide gel teuhide Hakdur seni uar iden Tevbide gel tevhide
Niçün olursın asi Ko bu an niimusı Silinslln kalbün pası Tevhide gelteı1bide
Kanı ölenler kam Tevhfddür canlar canı Ytter old11n yahanf Tevbide gelteubide
Bu zümrede var isen. Eger gerçek er isen Muhammed'e yar isen TetJbide gel revhide
Hak Resuli 'ne didi Bu yolu erkanı kodı
(yk 74b) Beni çok zikr it didi Teuhide gel tevhide
Kul Cli.bidf 'min tacı Tevhiddür Hak kılıcı
Mı/mine gelmez acı Tevhide gel tevbide
cdhidf ahmed efendi 169
Cihidl Hak yoluna girmeyeniere böyle çağnda bulunmakta ve sonunda mahlasını kullanarak Tevhid'in önemini vurgulamaktadır.
"Dört halife'' (çihar yar-ı güz.in) ye olan sevgisini de şu sözlerle dile getirmektedir.
(yk 59b> Min Kelim-ı tıMu
Seı1meyen Çiba~ yan!Zındikuıi imanı yok
Ol mukan-ehl<tr IJelidılr/Ati(iin gıimanı yok
20 Meıirıde Çiharı şeklinde harekelidir.
170 tasatJVt!f
Giir içinde Mustafa ya/Yar olan Sıddık hümam
Bilmeyen garı nihCmi/lvakısun irfanı yok
(yk 60a) Adi ile Ömer-i Farük/Kıldı terwir alemi
Her kimüii ki adli yoktur/Hiilıka imanı yok
Didi Ahmed şehr-i ilmem/Kapusı.fettab Ali
isim zatun mazharıdur!Münkirı'lfi vicdanı yok
Mahremi Fi'itıma ma'sum/Gevberi iki imam
Mut1aza Hasan Hı;ise_Vin/Hiiyinün imanı yoli'
Ya iltıhfCAhidi hen.derıe!Seudür seudüğün
Sen bi/ilrsin senden özge!Derdimüfi dermanı yok
Tekke şairlerinin sık sık başvurduğu yollardan biri de fikrini "ayet", ''hadis" ve "kelam-ı kibar"larla takviye etmektir. Tasavvı.ıfun çıkış noktası olan "men ·arefe nefsehu" hadisini çok sık kullanırlar . Burada vereceğimiz örneklerde de böy
le hadisiere telmih vardır .
(yk.75b) Emridür Resil/u.'l/ahufi
Ölmezden e11uel öldüfi mi
(yk.76al Men arc-:fe n~f~ebı.'iyı
Hitab idi Resulu'llab
Bilmeyen Rabbisün bilmez
N~fsiini hakkı bildün mi
(yk.7Sb l N~fsini bilmeyen Rabbisin hilırıez
Nefsüni Rahhüni bildı/ii mi gafil
(yk.l12b) Gir vücudun şehrine gör
Debhül-erbiibufi nedür
Nejçü1ii Rabbiiiii tanı
Bil sıfcltu '//aha gel
21 Metinde iyımin şeklinde lıareketlidir.
dibidf ahmed efendi 171
Bu şiirde olduğu gibi Cahidi'nin kimi ilahilerinde Yunus'un etkisi görülmektedir. Mesela; Yunus Emre'de bu tasavvufi umdeler şöyle ifade edilmektedir:
c;elin bugün yanalım yarın yanmamak için 61elim ölmez iken yine ölmemek için12
·'Men. areje nef5ebu" dersin illa değilsin. Melaikden yukarı seyn'in arzu kılsaif.Z3
·• Men arefe nefsebu fekad ar~(e ·• Rabbehu Bildim bunu buldum onu inkar eden gelsin berı:"'
Cahid1 de dervişleri hor göri.ip ayıplayanlara şöyle öğüt veriyor: (yk. 124 a-b)Dervişliğe ta 'n eyleyüp gülenler
Ye:ri nar-ı kübra gözleri a 'ma Kendü bilisine mağrilr olanlar Ye:ri nar·-ı kübragözlerl a 'ma
Yunus'ta <lı aynı görüş hakimdir ve şöyle ifade eder: Diniii imanın var ise bor görmegit derviş/en· Cümle ale:m müştak dımır görmekliğe dervişlen.:ıs
"Mürninin kalbi Allah(c.c)'ın evidir.", "Müminin kalbi arz, sema, arş ve körsi'den daha geniştir." hadislerinde anlatıldığı gibi "gönül" çok önemli bir yerdir. Tanrı'nın bütün sıfatları "gönül" e yansınuştır. Bu nedenledir ki gönüle çok değer verilir.
G·önül yıkınarnayı öğütleyen şiirinde nasihat verme uslübunu kullanarak "ey talib" hitabıyla halka "gönül yıkmamalarını" ve "kibiri" bırakmalarını, aksi takdirde menzile ulaşamıyacaklannı anlatmak istiyor. Bu ilahisinde de Yunus Emre'nin etkisini göımekteyiz . Yunus Emre gibi gönül yıkınanın doğru bir şey olmadığını savunuyor.
Mlıı Keı.ıım-ı i.IMıi
(yk 112b -113al Ey talib ınurlida irmek dilersen
Oönül yıknıa benden sana nasfhat Cenneti didarı g6rmek dilersen
G6nül yıkma benden sana nasfhat
22 Mustafa Taıçı (Haz.) Yımus Emr-e Diuanı, Ankara 1991), s . 181.
23 Aynı eser, s. 183.
24 Aynı cset; s. 200.
25 Aynı eser, s. 250.
172 I.CtÇOI!fltlj
Yakanlar gonlı'lmi zag ile gım1h
Kihrile hevada bildügi serah
G6nülyıkanlann ahiri harah
GönıU yıkma benden sana nasfhat
Bu dünya kimseye kalmaz biliirsin
1tdügüfl cejtiyı bir gan bu/ursm
Menzile irilmez yolda kalu.rsın
Gönül yıkma henden sana nasfhat
Ari(ıl1i sözine gel şaşı bakma
Nar-ı hasedi ile özüiii yakma
Rahmanufl heyrini arşın ı yıkma
Gönül yıkma henden sana nasihat
Nılr ile yapıldı şeyatfn bilmez Ka.ftre münkire nürdan virilmez
Her kişi lm gônul sahiht olmaz
G6nill yıkma henden sana nasfhat
Clibidi emanet yükü nt götür
Rilz u şeh'"' raliht murada yetür
Sınık gönülleri _verin egetür (;önü! yıkma henden sana na~fbat
Başka bir ihlhisinde de ise bu dünyanın faniliğin.i şöyle dile getirir: (yk 137bl GönıUfentı olmakdiler
Geçdüm bu jtıni dünyadan Can aslına irmek di/er cteçdürn bu .fani dünyadan
uBenlikten geçme", "Kibirclen arınma" ile ilgili düşünceleri: (yk 134a-blGer bu dünya padişahınun birisi sen isen
Namımı terk eyleyap başun türaha koyasın Kibrile beıılikde kalma nar-ı kıibradan sakın
Ol mela.met Cabidi -ueş bu nda sı dar duya5m
·<yk 139b.J Bu hir derya durur akıllar irmez Özünden geçmeyen bu sıırı bilmez
G6rfir hıUhı11 gü/i dagı g6remez Gülüm budur ki diyem Af/ah Allah
(yk 107 b ı Benliginden geç fena ol tecrfd ol l5a gibi
Kimseden yek göıme kendiin bil özı'in kemter gedtı
26 Metinde Ruz-ı şeb ol.arak lıarekelidir
Cieç bu dünJ'a dostluğundan ihtiyar kıl u.zleti Zikri Ha kk ile eni:.\· ol ruhıma eyle gu:la
cahidf aJmıed efendi 173
Nefse uyulnıamasını , benliğinden sıynlarak Hz. Isa gibi olunınasmı, bir mürşide bağlanılmasını öğütlemektedir.
(yk 107b) Yarı hôk:f iSter iren gel melamet danna N~(stn'ii kabr ile tildar virme aman at oda
Benliğinden geç fena ol tecrtd ol lsa gibi
Kimseden yek görme kendı:in bil özün kemtet· gedd
(yk 114b) Vir nzı'i.n kebhale gözı/iii sildür
Mürşide tabi ol sılhhdne _yoldur Ne.f>·i emmareii.i kabrife öldür
Haccun tekmf/ine kurban (li/ersin
(yk 124b) Ne.f~-i emıntirenun hi'ilımine uyan Nqf,ini bilmeyüp alimim diyen
Teııhide gelmeyüp emr-i Hak sıyan
Yeri nar-ı kübra gözkri a 'mii
(yk 110a) Aztdmış cinn ü. hanrıa.çın'i izun{ Vatanı aslfden yummış gözıJni
Geliip mir'ata görmedün yuzüni
Seni mest ey/emiş nq(sün beuası
Cahid1 "dünyanın vefasızlığı"nı "dünyaya bağlanmanın gereksizliğini" dile getirerek dünya görüşünü şu şiirle çok güzel vurgulamıştır:
(yk 135a > Ey gönül akıl isen aldanma dünya ·varına Bir vejasız.fani dünyadur v~fası yok sakım Akluiiı başuna der koma hugtınün yarına
Bir vf!(iisız.fani dünyadır vejası .vok sakın
Ç'ii.nki hu sabriiya geldün azıgun almag içün Sanma kim kalmaga geldün kıl yara k koçmak içün
Hazır ol bir gün ecel şerbetini içmek içün Bir uejasız .fa ni dünyadur v~(iisı yok sakın
Dünyada itdügı'imüz tıJI-ı emelfisiir itmiş Biı· safasıncı nice yüz bin c~(ası var imiş ilm ile savm u sa/at mü 'mine baki yar ı' miş Bir vefasız .fani dünyadur vefa.sı yok sakın
Dii·nya bir deryaya henzer nicel<?r getJher bulut· Kimi dalar çıkamaz dünya içinde gark olur
174 tasaı11.•ıif
(yk. 135b) Akıbetin bir gün komaz ecel sana karşu ge/ür Bir ~(il.'>tz.fdni dilnyadur vejil.çı yok sakın
Gaflet itme cidd u cebel it Clihidi aç gözünü Akil isen kim,çeden yeg gör-me kendü özüni Münker eyle nekire hazır idegör sözün i Bir vefasız fdni dünyadur ue.fil.sı yok sakın
Yunus Emre de27 dünyanın vefasızlığını şöyle dile getirmiştir: Yok bu diin.yanın ı~(iisı/Bf-aded kt:illf cefası Hiç bunun yoktur ve.fil.çı/C/el yanalım dostlar ile
Cihid!, eviç ve acem makamlarında ilahi olarak bestelediği şiirinde ise "dünyaya aldanılmaması'' ru şöyle anlatıyor.
Min Kellim-ı 1liUıl
(yk.l 36a) Çün teferrüc eyleyüp bakdum. cihdnun yüzine Her neye bakdurnsa ihret göri/ndi göztime Akil isen can kulagın aç nazar kıt sözüme Bir değinnemtür bu dünya ögüdür hir gün seni
Yer yü.zi alet taşıdur muhkem. durubdu.r bd-karar Gönüllere kılsan nazar bir nice döner hf-karar Nice yüz bin serleri hir anda topraga karar Bir değirmendür bu dünya ögüclı'tr bir gün seni
Alına aldanma sakın mekıi!e hile kılı.ır (yk.l36b) Virdugint gine afur sanma kim baki katur
İki taşun arasında danenün ömrt n 'olur Bı:r değı·rnıendür bu dünya ögı:idür bir gün seni
Halk idübdüı· kı1dretinden kdrga.bı ol Huda ç:arh içinde danesin öm.nln ana o/dı gıda Bulmadı aman ecelden enbiya, şah u geeiii Bir değirmendir bu dünya ögiidür bir gün seni
Ciibidf geç bu. hayalden bakma dünya iilına Zehr olur her kim yerise sunma anun balına Akil isen kıl seyahat gir Resül'ün yoluna Bir değirmencifir bu dünya ögı'idür bir gün seni
Cahidi dünyanın "bir değiı-men" misali insanları öğüttüğünü , dünyanın şaşalı
hayatına aldanmanın doğnı olmadığını ve Hz. Peygamberin yolundan gidilmesi gerektiğini öğütlüyor. Bu görüşler Yunus Eınretıı de ise şöyle ifade edilmektedir:
27 Tatçı, Yi.mus Emre Diuanı, s. 220.
28 Aynı eser, s. 215.
T~(e:rnlc ey/eye vardım sabahın sinleri gördüm
Karışmış kara toprağa şu ntizik tcnlet1 gördüm
cahidf ahmed efendi 175
<,:ürümüş toprak içre ten sin içinde yatar pinhan 1 Kanşmış kara toprağa şu nazik tenleri gördüm
Başka bir şiirde ise'9
Bu dılnyanm misali benzer bit· degirmene
Gaflet onun sepeti bu halk öğünen una
Dünya birdegirmendir ol Çalah'a fermandır
Azrail'dtt· demişler ol unu ögüdene
Yaprak 139b de yer alan " mln kelam-ı ilahi" sinde Cihidi Hz.Muhammed'e ve Hz.Ali'ye olan bağlılığını ifade ederek "fenafillah'a erişmeyen Wihi vasıtlara sahip olamaz" diyor:
Bu deryada kesildi nakl-i sözüm
Sözüm budur ki d~yoem Allah Allah
Sa/u h sahraya tu1·db itdi özü.m Bilüm. budur ki di.yem Allah Allah
Bu hir deryadumr akıllar irmez
Özündan geçmeyen bu sım bilmez Gönır hülhül gü li dagı göremez
Gülüm budur ki d~yem. Allah Allah
Bilesin sen İlahf cümle htılüm
Biikü/da nCır-ı hicrüii ile bilum
Görem .feyzüne feıh ey/e yolu m
Yolu m budur ki diyem Allah Allah
Ilahi Mustafa'dan hem Ali'den Ayımıa Cdhidi yolun Veli 'den
Geçir bu aklile oları hi/iden
ilmilm budu.r ki d(yem Allah Allah
''Tenu11etü'l-kitab bi 'avni'llahi 'l-meliki 'l-vehhab~ diyerek esere son veriliyor. Kısaca tanıtılan bu eser detaylı bir şekilde tarafımızdan çalışılmakta, Cahid!,
Ömer Karibi, Memidin'ın divanları da birlikte neşre hazırlanmaktadır. Yunus Eınre'nin takipçisi olan Cahidl divanının XVTI. yüzyılda , halk tarafın
dan benimsenerek çok okı.ınduğı.ınu anlıyoruz. Nüshalarının fazlaca olması bunu kanıdaınakradır.
29 Ta ıçı, Y11nus Em.rr:! Divanı, s. 220.
ı 76 tasa1.11;ıtj
Şeyh, mürid ilişkisini ve sevgisini ortaya koyan bu üç divanın birarada bulunması ve şimdiye kadar görülmemiş orijinal bir nitelik taşıması açısından önemli bir eser olduğu sonucunu doğurmaktadu. Kolonizatör görevini lfa eden tekke şairleri her dönemde, halka iletmek istedikleri mesajlarını açık ve sade bir dille akrarmışlardır. Tıpkı Callidl, Ömer Karibi ve Memican'çia olduğu gibi.
Bugüne kadar çahşılmanuş bu üç divan yayınlandığında edebiyat tarihi içinde haklı yerini alacağından araştırınacılara büyük katkıları olacaktır.